You are on page 1of 22

ARAPÇA’DA FİİLLER

Arapça Müteaddî fiillere geçmeden önce müteaddî olmayan fiil çatılarını ondan da önce Türkçe fiil çatılarını çok iyi
kavramak gerekir.
FİİL ÇATILARI (BİNÂ)1
A. ÖZNESİNE GÖRE TARİFİ B. NESNESİNE GÖRE TARİFİ
1. Etgen (Ma’lûm, Yapanı belli olan filler. 1. Geçişli (Mütaaddî) Nesne alan fiiller.
Active) Baba çocuğu buldu. Çocuk camı kırdı.
َ .َ‫البََاَلْ َولَد‬
َْ ََ‫َوجَد‬ .َ‫الزجاج‬
ُّ ََ‫كسرََاَلْ َولَد‬
(Kim buldu? Babası) (Neyi, kimi? Camı)
2. Edilgen (Mechûl, Yapanı belli olmayan fiiller. 2. Geçişsiz (Lâzım) Nesne almayan fiiller.
Passive) Çocuk bulundu. Çocuk öldü.
.َ‫َوجَدََاَلْ َولَد‬ .َ‫ماتََاَلْ َولَد‬
(Kim buldu? Belli değil) (Neyi, kimi? denemez.)
3. İŞDEŞ (Müşâreket) En az iki kişi tarafından 3. ETTİRGEN FİİL Geçişli bir fiili tekrar geçişli
ortaklaşa yapılan fiiller. yaparsak ettirgen olur.
Çocuklar tanıştı. İki nesne. (Kime neyi?)
.َ‫ال َْولَد‬
َْ ََ‫ت عَارف‬ Adam çocuğa camı kırdırdı.
.َ‫الزجاج‬
ُّ ََ‫الرجلَاَلْ َولَد‬
َّ ََ‫سر‬
َّ ‫ك‬
4. DÖNÜŞLÜ Öznenin yaptığı işten yine 4. OLDURGAN FİİL Geçişsiz bir fiili geçişli
(Mutavaat) kendisinin etkilendiği fiiller. yaparsak oldurgan olur.
Taş yuvarlandı. Çocuk kuşu öldürdü.
.‫تد ْحرجََاَلْحجر‬ .‫أَماتََاَلْ َولَدََالطَّْي ر‬
NOT: Tablodaki Fiil Çatılarından “GEÇİŞLİ-GEÇİŞSİZ” filleri tanıyabilmek için şu yöntem ve bilgileri kullanırız.
a. Cümlede zaten nesne varsa o cümledeki fiil geçişlidir.
b. Yükleme “Neyi?, kimi?” sorularını sorduğumuzda mantıklı cevap alabiliyorsak o yüklem de geçişlidir.
c. Eylem tek organla yapılmışsa geçişlidir, bütün vücutla yapılmışsa geçişsizdir.
ARAPÇA’DA FİİLLER
 Fiil/Eylem: Herhangi bir zamanı gösteren veya belirli bir zamanda meydana gelen bir işi, bir olayı bildiren
kelimelerdir.
 Arapça’da Fiil Çatılarını çok iyi kavrayabilmek için “BİN” denilen kitapçığı; ele alınan her bir fiilin ve o
fiilden türeyen fiilimsilerin çekimlerini, ekini ve kökünü kavrayabilmek için de “EMSİLE” 2 denilen çekim tablosunu
bilerek ve anlayarak mantıklı bir şekilde kavramak ve ezberlemek gerekir.
 Sözlüğe rahat bakabilmek, kelimelerin türevlerini, eklerini ve kökünü rahatça kavrayıp kelimeleri harekesiz
bir şekilde okuyup tercüme edebilmek için bilmemiz gereken konulardan biri de fiillerin yapıları ve çekimleridir.
 Öncelikle bir fiil 3, 4, 5 veya 6 harfli olabilir. Bir fiili gördüğümüz zaman şöyle düşünmeliyiz: Bu fiilin
harfleri kök harfler midir? Yoksa ilave harfler midir? Kök harfler 3 veya 4 olabilir. Bu fiildeki ilave harfler kaç tanedir
ve hangileridir?
 Fiil “Mazi/Geçmiş zaman; Muzari veya Emir” şeklinde üç kipten birinde olabilir. Sözlüklerde fiillerin Mazi
şekli verilir. Muzari ve emrin nasıl yapılacağına ve nasıl çekimleneceğine dair kurallar vardır.
 Geçişli fiillerin Etgen (Ma’lûm) ve Edilgen (Mechûl) yapıları vardır. Harekeleri ve manaları farklıdır.
 Bir fiil kendiliğinden müteaddî (mef’ûl alan) hatta iki veya üç mef’ûl alan bir fiil olabilir.

1
Geniş bilgi için bkz. Mehmet Talû, Arap Dili ve Edebiyatı (1. Cild) SARF ve NAHV’E GİRİŞ, İstanbul 1998. s. 60-77.
2
Bu kitapçık tek bir sayfada tablo haline dönüştürülmüştür. O sayfada, sağ köşede, üstten aşağı “Nasara – Yensuru – Nasran –
Nâsırun – Mensûrun - Lem Yensur ...” şeklinde, sağdan sola doğru ise “Nasara – Nasarâ – Nasarû – Nasarat …” şeklinde
uzayıp giden (çekimi yapılan) değişik kalıp ve çekimlerden oluşan tabloya Emsile (örnekler, örnek çekimler) denir.
1
ARAPÇA’DA FİİLLERİN FAİL VEYA MEF’ÛL ALIP ALMAMASI
Arapça’da fiiller öncelikle Nakıs3 ve Tam4 diye ikiye ayrılır.
Tam fiiller kendi içinde Lâzım5 ve Müteaddî6 diye ikiye ayrılır.
Müteaddî filler de bir, iki ve üç Mef’ûl alanlar şeklinde kısımlara ayrılır.
İki mef’ûl alanlar kendi içinde ikiye ayrılır:
a) Aralarında hiçbir alaka olmayan iki nesneyi mef’ûl alabilen fiiller.
b) Aslında Mübteda-Haber olabilen isimleri iki mef’ûl alabilen fiiller.7
ARAPÇA’DA FİİLLER
II. TAM I. NÂKIS
B. MÜTEADDÎ/Geçişli (Mef’ûl Alan) A. LÂZIM Kâne vb.8
3. Mef’ûl 2. Mef’ûl Alan 1. Mef’ûl Mef’ûl Yok Faili de yok
İf’âl ve Tef’îl a. Mübteda ve b. Alakasız iki Neyi? Kimi? Sadece Faili İsmi ve Haberi
9
Kalıbında Haberi Nesneyi var var
‫َن بََّأ‬،‫َأََرى‬،َ‫أَ َْعلَم‬ َ‫َصَيَّ ر‬،َ‫َعَلَم‬،‫ظَ َّن‬ َ‫َأََلْبَس‬،‫أَ َْعطَى‬ َ َ‫َعََرف‬،َ‫كَتَب‬ َ‫َذَهَب‬،َ‫مَات‬ َ‫َصَار‬،َ‫كَان‬
Tanıdı, yazdı. Gitti, Öldü. İdi, oldu.
Arapça’da fiiller nesne (Mef’ûlün Bih) alıp almamasına göre ikiye ayrılır:
BİRİNCİ KISIM: LAZIM FİİL
Kendi başına nesne (mef’ûlün bih) alamayan fiillere Lazım/Geçişsiz Fiil denir. Buna “Kâsır Fiil” de denir. Zaten
anlam itibariyle de nesneye ihtiyaç duymaz. Lâzım fiil ancak Harf-i Cer olursa mef’ûl alabilir. Örneğin:

.‫ذه ْبتَإلىَالمدرسة‬ ‫ذهبَالتلْميذَبالكتابَإلىَالْمعلِّ َم‬ .‫ماتَالولد‬


َ‫المدرسة‬ ‫إلى‬ َ‫ت‬ ْ ‫الْمعلِّمَ ذه‬
َ‫ب‬ ‫الكتابَ إلى‬ َ‫ب‬ َ‫التلْميذ‬ َ‫ذهب‬ َ‫الولد‬ ‫مات‬
Mecrûr Harf-i Cer Fail Fiil-i Fail Fiil Fail Fiil-i
Mecrûr
Cer
Harf-i

Mecrûr

Cer
Harf-i

Mazi Merfû’ Mazi

Mef’ûlün Bih Gayr-i


Bih Gayr-i

Bih Gayr-i
Mef’ûlün

Mef’ûlün
Sarîh

Sarîh

Sarîh
(Dolaylı Tümleç)

Manası: Okula gittim. Öğrenci kitabı öğretmene götürdü. Çocuk öldü.


Dikkat! Görüldüğü gibi burada “öldü” ve “gitti” fiilleri harf-i cer olmadan mef’ûl alamıyorlar. Harf-i cer ile mef’ûlün
bih alsalar da böyle fiillere de mütedaddî değil lâzım denilmektedir.

3
İngilizcede “am, is, are/was, were” denilen to be fiilleri; Türkçe’deki “-dır, -idi, oldu” yardımcı fiilleri.
4
Açık veya gizli bir fail ile tam bir anlam ifade eden fiillerdir.
5
Sadece fâil alıp mef’ûle ihtiyaç duymayan yani nesne almayan geçişsiz fiillerdir.
6
Fâille birlikte bir, iki veya üç mef’ûlü mansûb yapan, yani nesne alabilen geçişli fiillerdir.
7
Mübteda-Haberin başına 3 grup kelimeden biri gelebilir:
a) Kâne vb. nâkıs fiillerden biri gelir; Mübteda o fiilin ismi ve merfû, haber de o fiilin haberi olup mansûb olur.
b) İnne v.b. edatlardan biri gelir; Mübteda o edatın ismi ve mansûb, haber de o edatın haberi olup merfû olur.
c) Zanne vb. fiillerden biri gelir; Mübteda 1. Mef’ûl olup mansûb, haber de 2. Mef’ûl olup mansûb olur.
8
Kâne vb. fiiller Mübteda-Haberin başına gelir; Mübtedaya dokunmaz, onu merfû’ halde bırakır, Haberi mansûb yaparlar.
Mübtedaya Kâne’nin ismi; Habere de Kâne’nin haberi denir. Bunların başında oldukları cümle yine de isim cümlesi olup Fâil
veya Mef’ûlden söz edilmez.
9
Bu fiiller de Nâkıs fiiller gibi Mübetad-Haberin başına gelir; ancak bunlar Mübteda’yı 1. Mefûl, Haberi de 2. Mef’ûl yaparlar.
Artık bunların olduğu cümle Fiil Cümlesi olup, fiilden sonra bir de fâil bulunur.
2
İKİNCİ KISIM: MÜTEADDÎ FİİL
MÜTEADDİ FİİLLERİN KISIMLARI/ÇEŞİTLERİ
Bizzat kendi başına mef’ûlün bih yani harf-i cersiz nesne alabilen fiile Müteaddî fiil denir. Bu fiiller mef’ûlünü nasb
eder. Fiilin türüne göre bunlar bir, iki veya üç mef’ûlün bih alabilirler. Hangi fiilin kaç mef’ûl alabileceği tamamen
Arap’tan duyma esasına dayalıdır (Semâî). Kur'ân ve hadîsler de bu konuda önemli bir kaynaktır.
I. Tek Mef’ûl alan Fiiller: Bazı fiiller müteaddî olup bunların çoğu da tek mef’ûl alabilirler. Bazı fiiller de var ki
yerine göre lazım ve yerine göre müteaddî olur. Bu da tamamen semaidir. Mesela: Şu ayeti inceleyelim:
“Öyle ise siz beni (ibadetle) anın ki ben de sizi anayım. .َ‫فاذْكرونيَأذْك ْرك ْمَوا ْشكرواَْليَولَت ْكفرون‬
Bana şükredin; sakın bana nankörlük etmeyin!”10
Bu ayetteki (‫)ذكر‬11 ve (‫)كفر‬12 fiilleri harf-i cerre ihtiyaç duymadan bir mef’ûl alır ve onu nasb eder. Diğer (َ‫ )شكر‬fiili

ise genelde Lam (َ‫ )ل‬harf-i cerri ile13 bazen de harf-i cersiz14 direkt mef’ûl alır. (Topluma teşekkür ettin./‫)شك ْرت َالقوم‬

örneğinde olduğu gibi. (Nasihat etti, öğüt verdi / ‫)نصح‬15 fiili de böyledir.

Mef’lünü harf-i cerli alan fiile Müteaddi Fiil denmez. O aslında lazım fiildir.

II. İki Mef’ûl Alan Fiiller: Müteaddî olan fiillerin bazıları iki mef’ûlün bih alır. Bunlar da iki grupta incelenir.

A. (َ‫عطَيت‬
ْ ‫ )أ‬Babı: Vermek-İstemek-Engellemek Fiilleri: Şu tablodaki fiiller de bu türdendir:
10 9 8 7 6 5 4 3 2 1

‫سقى‬ َ‫أ ْسكن‬ َ‫وهب‬ َ‫ألْبس‬ ‫كسا‬ َ‫سَأل‬ َ‫منح‬ َ‫منع‬ ‫آتى‬ ‫أ ْعطى‬
Suladı Oturttu Bağışladı giydirdi Giydirdi İstedi, bağışladı Engelledi verdi Verdi
sordu
Bu gruptaki fiiller iki mef’ûl alır. Bu iki mef’ûl âslen mübteda haber olamaz. Birinciyle ikinci mef’ûl arasında özel bir
bağ yoktur. Ör: ( Adam oğluna kitabı verdi. / .‫ىَالرجلَابنهَكتابًا‬
َّ ‫)أ ْعط‬
‫كتابًا‬ َ‫ه‬ َ‫ابن‬ َ‫الرجل‬
َّ ‫أ ْعطى‬
Mef’ûl-2 Mef’ûl-1 Fail Fiil
Muzâfun İleyh Muzâf
Bu cümlede “oğlu” 1. Mef’ûl; “Kitabı” 2. Mef’ûl olur. Fakat bu iki kelimenin bir biriyle hiçbir alakası yoktur. Yani bu
iki kelimeyi yanyana koysanız ne Sıfat Tamlaması (Sıfat-Mevsûf) ne de İsim Cümlesi (Mübteda-Haber) olur.
Yine şu ayeti okuyalım: َ.‫يما‬ ْ ‫أ ْمَي ْحسدونَالنَّاسَعلىَماَآتاهمََاللَّهَم ْنَف‬
ً ‫ضلهََف ق ْدَآت ْي ناَآلََإبْ راهيمَالْكتابََوالْح ْكمةَوَآت ْي ناه ْمََملْ ًكاَعظ‬
“Yoksa onlar, Allah'ın lütfundan verdiği şeyler için insanlara hased mi ediyorlar? Oysa İbrahim soyuna
Kitab'ı ve hikmeti verdik ve onlara büyük bir hükümranlık bahşettik.” (Nisa 4/54.)16

10
Bakara 2/152.
11
Zekera fiilinin nesne aldığına örnek ayetler için bk. Kehf 18/63; Enbiya 21/60; Müddessir 74/55; Abese 80/12.
12
Kefera fiili de Kur'ân’ın pek çok ayetinde zıddı olan Âmene fiili gibi “bi” harf- cerriyle mef’ûl alabilmiştir.
13
Şekera’nin “Li” ile kullanıldığı ayetler için bk. Bakara 2/172; Ankebut 29/17; Lokman 31/12, 14; Sebe 34/15.
14
Şekera fiilinin harf-i cersiz direkt kullanıldığı ayetler için bk. Nahl 16/114; Neml 27/19; Ahkaf 46/15.
15
Nesaha’nin harf-i cersiz direkt kullanıldığı ayetler için bk. A’râf 7/62, 79, 93; Tevbe 9/91.
16
Ayrıca bk. Bakara 2/48, 258; Enbiya 21/48, 51; 79-80; Neml 27/15-16; Casiye 45/16.
3
Bu ayetteki “Âtâ/verdi” fiili iki mef’ûl alır. “Nâ/Biz verdik” fail olup sonrasındaki altı çizili mavi kelimeler ise
mef’ûldürler. (1. Mef’ûl + 2. Mef’ûl)
Şu ayeti de bu açıdan inceleyiniz:
...‫ضغةَعظ ًاماَفكَس ْوناَالْعظامََل ْح ًماَث َّمَأنشأْناهَخ ْل ًقاَآخر‬
ْ ‫ضغةًَفخَل ْقناَالْم‬
ْ ‫ث َّمَخل ْقناَالنُّطْفةَعلقةًَفخل ْقناَالْعلقةَم‬
“Sonra nutfeyi alaka (aşılanmış yumurta) yaptık. Peşinden, alakayı, bir parçacık et haline soktuk; bu
bir parçacık eti kemiklere (iskelete) çevirdik; bu kemikleri etle kapladık. Sonra onu başka bir yaratışla
insan haline getirdik. Yapıp-yaratanların en güzeli olan Allah pek yücedir.”
Müminun 23/14.
Aşağıdaki ayetlerde “Sekâ/‫=سقى‬İçirdi” fiilini ve türevlerini görelim:

.‫ورا‬ ٍ ‫وحلُّواَأساورَمنَفض‬...
ً ‫َوسقاه َْمَربُّه ْمَشرابًاَطه‬
َ ‫َّة‬
“… gümüş bilezikler takınmışlardır. Rableri onlara
tertemiz bir içki içirmiştir.” İnsan 76/21.
Bu fiilin muzarisi de aynı işlemi görür, iki mef’ûl alır:
“(Rüyalarınıza gelince), ikinizden biriniz .‫أ َّماَأحدكماَف يَ ْسقيَربَّهََخ ْم ًرا‬
efendisine şarap içirir…” Yusuf 12/41.
Ancak çok gerekli olmadığı zaman bu fiilin mef’ûlleri zikredilmeden de kullanılabilir. (Kasas 28/23). Mef’ûlü
kullanılmasa da anlamına göre yine o fiile yine Müteaddî denir.
Dikkat!!! Muttasıl zamirler isme bitişince Muzâfun İleyh; Fiile bitişince Mef’ûlün bih olurlar.
“Sekâ/‫=سقى‬İçirdi” fiilinin İf’âl (‫ )إفعال‬kalıbı da aynı işlemi görür, iki mef’ûl alır:

“Biz, rüzgârları aşılayıcı olarak gönderdik ve gökten َ‫اء َفَأ ْسق ْيَنَاكم َوه َوما‬
ًَ ‫َالسماءَم‬
َّ ‫اَالرياح َلواقح َفأنزلْناَمن‬
ِّ ‫وأ ْرسلْن‬
bir su indirdik de size onu içirdik (onunla su
.‫أنت ْمَلهَبخازنين‬
ihtiyacınızı karşıladık. Biz bunları yapmasaydık) siz
onu (yeterli suyu) depolayamazdınız.” (Hicr 14/22)
Şu iki ayet de bu konuyu gayet net bir şekilde anlatmaktadır:
“Eğer onlar (insanlar ve cinler), doğru yolda gitselerdi .‫اءَغدَقًا‬ َّ ‫َاست قامواَعلىَالطَّريقةََل ْسق ْي ناه‬
ًَ ‫مَم‬ ْ ‫وأَ ْنَلو‬
(Allah’ın yolunda dosdoğru yürüselerdi), onlara bol
yağmur verirdik.” (Cin 72/16)
“Yeryüzünde haşmetli (yüksek, sağlam) dağlar .‫مَماءَف راتًا‬
َّ ‫َوأَ ْسق ْيَناك‬ ٍ ‫وجعلْناَفيهاَرواسيَشامخ‬
َ ‫ات‬
yarattık, size tatlı bir su içirdik.” (Mürselat 77/27)
Bu fiilin İf’âl (‫ )إفعال‬kalıbının muzarisi de aynı işlemi görür, iki mef’ûl alır:

“Kuşkusuz sizin için hayvanlarda da büyük bir ibret َ‫وإ َّن َلك ْم َفي َالنْ عام َلع ْب رةً َن ْسقَيك َْم َ ِّم َّما َفي َبطونه َمن َب ْين‬
vardır. Zira size, onların karınlarındaki fışkı ile kan
ٍ
arasından (gelen), içenlerin boğazından kolayca geçen .‫لشاربين‬ ً ‫ف ْرثَودٍمَلب نًاَخال‬
َّ ‫صاَسآئغًاَل‬
hâlis bir süt içiriyoruz.” (Nahl 16/66)17
Not: Bazı fiillerin babı ve harf sayısı değiştiği zaman anlamı farklılaşır. Ancak bu fiil değişmemiştir.
“‫سقي‬
ْ َ‫َي‬-َ‫ = سقى‬İçirdi-içirir = ‫َيَ ْسقي‬-َ‫”أ ْسقَى‬
Nezele=İndi (Lâzım fiil) iken Enzele=İndirdi (Müteaddî/Bir Mef’ûl alan) anlamında bir fiildir.
Raâ = Gördü (Müteaddî/Bir Mef’ûl alan) iken Erâ = Gösterdi yerine göre iki veya üç mef’ûl alabilir.
Normalde müteaddî olup bir mef’ûl alan fiiller İf’âl veya Tef’îl kalıbına girince iki mef’ûl alırlar.

17
Bu ayetin benzerleri için bk. Mü'minûn 23/21; Furkân 25/49.
4
CÜMLE TAHLİLLERİ
(5 İSİM CÜMLESİ+5 FİİL CÜMLESİ)

.‫أنْتََالَّذيَسق ْيتنيَلب نًاَواطْع ْمتنيَخ ْب ًزاَ َوت ْم ًرا‬


‫ت ْم ًرا‬ ‫و‬ ‫خ ْب ًزا‬ ‫ي‬ ‫اطْع ْمت‬ َ‫و‬ ‫لب نًا‬ ‫ي‬ ‫سق ْيت‬ ‫الَّذي‬ َ‫أنْت‬
Fetha ile Fetha ile Mansûb Fetha ile Mansûb

Fail Merfû Muttasıl Zamir

Fail Merfû Muttasıl Zamir


Muttasıl Muttasıl

Merfû’ Muttasıl Zamir


Mansûb Mansûb Mansûb

Sükûn Üzere Mebnî

Sükûn Üzere Mebnî

Fetha Üzere Mebnî


Ma’tûf Mat’ûfun Zamir Zamir

İsm-i Mevsûl
Aleyh
Atıf Harfi

Mazi Fiil

Mazi Fiil
Atıf Harfi
/Te

/Te
Mef’ûlün Mef’ûlün
Bih (2) Bih (1)
Mef’ûlün Mef’ûlün
Bih (2) Bih (1)

Ma’tûf (Fiil Cümlesi) Ma’tûfun Aleyh (Fiil Cümlesi) Haber Mübteda


Sıla Cümlesi ( Fiil Cümlesi )
Anlamı: Sen bana süt içiren, ekmek ve hurma ikram eden kişisin.

ٍَ ْ‫أَ َْخبَرَََرسَولََاللََأَ َْهلََق ري‬


َ .َ‫شَبَكَ َِّلَمَاَسَأَلَواَعََْنه‬
َ َ‫ه‬ َ‫ما َ سألوا َ ع ْن‬ َ َ‫ك ِّل‬ َ َ‫ب‬ ٍ ْ‫ق ري‬
َ َ‫ش‬ َ ‫أ ْه َل‬ َ َ‫الل‬ َ َ‫أ ْخب َر َ رسول‬
Mecrûr Muzâfun Muzâf Muzâfun Muzâf Fiil-i
Muzâfun

İleyh Mef’ûl İleyh


Sükûn üzere Mebnî

Kesra Üzere Mebnî

Zarf Fâil Mazî


İleyh
Mahallen Mansûb

Mahallen Mecrûr
Mef. bih G Sarîh
Muttasıl Zamir

Muzâf
Fiil-i Mazî

Harf-i Cer
Harf-i cer
Fail (‫)وا‬

Fetha Üzere Mebnî


Zamme ile Merfû’
Mahallen Mansûb

Kesra ile Mecrûr


Mahallen Mecrûr

Fetha ile Mansûb


Kesra ile Mecrûr
Mef’ûlun bih
İsm-i Mevsûl

Gayr-ı Sarh

Sıla Cümlesi (Fiil Cümlesi)


İ’râbtan Mahalli Yok

Manası: Resulullah, Kureyş halkının bütün sorularını cevapladı (kendisine sorduklarının tamamını haber verdi).
Dikkat! İki mef'ûl alan fiillerin ikinci mef'ûlü bazen harf-i cerli olabilir, bazen de hiç olmayabilir. Mütedaddî bir fiilin
yer aldığı cümlede mef'ûlün yer alması şart olmadığı gibi iki mef'ûl alan bir fiilin de ikinci mef'ûlünün cümlede açık
ve net yer alması şart değildir.
ََّ َ‫ )أَ َْهلَ َم‬olursa Muzâfun
Not: Cümlede Kureyş halkı da olur, Mekke halkı da olur. Eğer Kureyş yerine Mekke halkı ( َ‫كة‬
ileyh olmasına rağmen Mekke kelimesi esre almaz, üstün alır. Çünkü hem özel isim hem de dişi olduğu için Gayr-ı
Munsarıf kabul edilir. Gayr-ı Munsarıf isimler de sonlarına esre ve tenvin kabul etmezler.
Önemli Bilgi: )‫ (سأل‬fiili fikrî ve manevi bir şeyi sorma anlamına geldiği zaman »‫ «عن‬edatıyla geçişli olur. Örneğin:
َ»َ‫َالنْفال‬
ْ ‫ «ي ْسئ لونك َعن‬ayetinde böyledir. Ancak maddi bir şey talep edildiği zaman harf-i cer almadan iki mef’ûl alan
geçişli bir fiil olur. Örneğin: »َ‫ «سَأََلْتََاَلْكََريمََمَعَونَ َةًَلََْلفَقََراء‬cümlesinde olduğu gibi.
Yine َ‫لَماَسألْتموه‬
ِّ ‫( وآتاك ْمَم ْنَك‬İbrahim 14/34) ayetinin i’râbı da bu cümlede olduğu gibidir.

5
َ .َ‫اَ َْسأَلَوهََعَ َْنَثَلَثَةََأَ َْشيَاء‬
َ‫أَ َْشيَاء‬ َ‫ثَلَثَة‬ َ‫عَ ْن‬ َ‫ه‬ ‫اَ َْسأَلَو‬
Kesra ile Mecrûr Harf-i Cer Mef’ûlun bih Sarîh Fiil: Emr-i Hâzır
Gayr-ı Munsarıf Mef’ûlun bih Gayr-ı Mahallen Mansûb Cemi’ Muhatab
Fetha ile Mecrûr Sarîh Muttasıl Zamir Damme Üzere Mebnî
Mahallen Mansûb
Muzâfun İleyh Muzâf Sükûn Üzere Damme Üzere Fâil: Cemâat Vâvı (‫)و‬
Ma’dûd Aded Mebnî Mebnî
Temyiz Mümeyyez Sükûn Üzere Mebnî
Mahallen Merfû’
Manası: “Ona üç şey sorun!”

B. “‫ن‬
ََّ َ‫ ظ‬/Zanne vb. (Ef’âl-i Kulûb): Bu fiiller kalbî bilgi veya zan ifade ederler. Bu kısma giren fiiller de iki mef’ûl
alırlar. Bunların öncekinden farkı şudur: Bunlar isim cümlesinin başına gelirler. Yani buradaki iki mef’ûlün aslı
Mübteda-Haberdir.
Ör: Öğrenci dersin faydalı olduğunu bildi/anladı/ = .‫طَّالَبََاَلْد ْرسََمَفَي ًدا‬
َ ‫علمَال‬
Bu cümlede fiil ve fail atıldığı zaman geriye şu kalır: Ders faydalıdır./.‫َالْد ْرسَمفي ٌد‬

.‫مفي ًدا‬ َ‫الْد ْرس‬ َ‫الطَّالب‬ َ‫علم‬ َ‫مفي ٌد‬ َ‫الْد ْرس‬
Mef’ûl-2 Mef’ûl-1 Fail Fiil Haber Mübteda
Öğrenci dersin faydalı olduğunu bildi/anladı. Ders faydalıdır.
َ ‫ظَ ََّنَوَأخواتها‬

)7(َ‫أفعالَتحويل‬ َ‫َأفْ عالَالْقلوب‬/ٌَ‫أَفَْعَالٌََقََْلبََيََّة‬

)7(َ‫أفعالَصيرورة‬ )8(َ‫أفعالَرجحان‬ )7(َ‫أفعالَيقين‬


1. Bişeyi bişeye dönüştürdü.
َ‫صيَّ ر‬ ‫َبمعنىَاعتقد‬/َ‫ظ َّن‬ ‫َبمعنىَاعتقد‬/َ‫علم‬
2. Bişeyi bişey yaptı.
َ‫جعل‬ َ‫خال‬ ‫َبمعنىَعلمَوَاعتقد‬/َ‫رأى‬
3. Bişeyi birine hibe etti.
َ‫وهب‬ َ‫حسب‬ ‫َبمعنىَعلمَوَاعتقد‬/َ‫وجد‬
4. Bişeyi bişeye, birine terk
َ‫ت رك‬ َ‫جَعل‬ ‫َبمعنىَعلمَوَاعتقد‬/َ‫ألْفى‬
etti.
5. Birini bir hale çevirdi.
‫رََّد‬ َ‫عد‬ ‫َبمعنىَعلمَوَاعتقد‬/‫درى‬
6. َ‫تخذ‬ ‫حجا‬ ‫َبمعنىَعلمَوَاعتقد‬/ َ‫جَعل‬
7. Bişeyi bişey edindi.
َ‫اََتَّخذ‬ )Farz et(َ‫َبمعنىَاحسب‬:‫هب‬
َْ َ‫َبمعنىَاعلمَوَاعتق ْد‬/َ
ْ ‫ت علَّ ْم‬
8. َ‫زعم‬
Ef’âl-i Kulûb: En sağdakiler bilmek, bulmak anlamlarını ifade ettiklerinden bunlara kalp fiilleri denir.

6
Ef’âl-i Zann: Ortadakiler zannetmek, sanmak, varsaymak, kabul etmek anlamlarını ifade ettiklerinden bunlara Zan
Fiilleri denir.
Ef’âl-i Sayrûret: En soldakiler bir halden bir başka hale dönmeyi, dönüşmeyi, dönüştürmeyi, çevirmeyi ifade ettikleri
için bunlara da Dönüştürme (Tahvîl) Fiilleri denilmektedir.
Şu ayeti de bu açıdan inceleyebilirsiniz:
“Andolsun biz Musa'ya Kitab'ı verdik, kardeşi Harun'u .‫ولق ْدَآت ْي ناَموسىَالْكتابََ َوجَعلْناَمعهَأخاهََهارونَوز ًيرا‬
da ona yardımcı yaptık.” (Furkan 25/35)
Burada şuna dikkat ediniz:
.‫وز ًيرا‬ َ‫أخاهََهارون‬ ‫نا‬ ‫جع ْل‬ .‫ير‬
ٌَ ‫وز‬ َ‫أخوهََهارون‬
Mef’ûl-2 Mef’ûl-1 Fail Fiil Haber Mübteda
Kardeşi Harun'u yardımcı yaptık. Kardeşi Harun yardımcıdır.
Bu fiillerin çoğunluğu zann anlamı ifade ettiklerinden bunlara Ef’âl-i Zann veya Ef’âl-i Kulûb denilmiştir. Bu fiillerin
de kendi içinde kısımları vardır:
1. Bilgi ve Tahmine Dayalı Fiiller:
a) “Öğrenme” Anlamında olan Ef’âl-i Kulûb 7 Tanedir: ‫َتعلم‬-َ‫َجَعل‬-‫َدرى‬-‫َألفى‬-‫َوجد‬-‫َرأى‬-‫علم‬

b) “Kesin Bilgiye Daha Yakın” Anlamlı olan Ef’âl-i Kulûb 8 Tanedir:


َّ َ-‫َجعل‬-‫َحجا‬-‫َع ََّد‬-َ‫َزعم‬-َ‫َحسب‬-‫َظ ََّن‬-َ‫خال‬
َ‫هب‬
2. Tahvîl/Sayrûret Fiilleri: Bunlar da 7 tanedir: ‫َرََّد‬-َ-َ‫َت رك‬-َ‫َاتخذ‬-َ‫َتخذ‬-َ‫َوهب‬-َ‫َجعل‬-َ‫صيَّ ر‬

Not: Bu fiillerin sayısı hakkında tam bir ittifak yoktur. Bazılarının bu grupta zikrettiği fiilleri (Terake/ َ‫ت رك‬ gibi)

bazıları dikkate almazken bazıları da burada olmayan farklı fiilleri (Havvele/ ‫حول‬
َّ , Semi’a/ َ‫سمع‬ ) bu türden

zikredebilmektedir.
a) Birinci Gruptaki Fiillere Örnekler: Aşağıdaki ayetlerdeki örnekleri dikkatle inceleyiniz:
“Doğrusu onlar, o azabı (ihtimalden) uzak görüyorlar. Biz َ 6(َ‫إنَّه ْمَي رْونَهََبعي ًدا‬
)7(َ‫)َون راهََقريبًا‬
ise onu yakın görürüz.” (Mearic 70/6-7)
Bu ayetlerde altı çizili iki mef’ûl aslında mübteda-haber olabilirdi.
“Raâ-Yerâ” fiili gelince Mübteda, 1. Mef’ûl olmuş; Haber ise 2. Mef’ûl olmuştur.
Haberin Çeşitleri vardı:
 Müfred: Haber bazen tek kelimeden ibaret olabilirdi. En iyi bilinen en kolay şekli budur.
 Cümle: Haber kendi içinde bazen isim cümlesi bazen de fiil cümlesi (yan cümle) olabilir.
 Şibih Cümle: Haber harf-i cerli (câr+mecrûr) veya zarflı bir tamamlama olabilir.
Haberin hangi çeşidi olursa olsun isim cümlesinin başına yukarıda sayılan iki mef’ûl alan fiillerden biri gelirse
cümlenin haber kısmı 2. Mef’ûl olur. Haber müfred olursa 2. Mef’ûl olduğu zaman lafzen; cümle veya şibih cümle
olursa 2. Mefûl olduğu zaman mahallen mansûb olur.
Mesela şu ayeti inceleyelim:
“Onlardan biri; Ben (rüyada) şarap sıktığımı gördüm, dedi. َ‫قالَأحدهماَإنِّيَأرانيَأ ْعصرَخ ْم ًرا‬
Diğeri de: Ben de başımın üstünde bir ekmek taşıdığımı gördüm, dedi.”
(Yusuf 12/36) ‫َاْلخرَإنِّيَأرانيَأ ْحملَف ْوقَرأْسيَخ ْب ًزا‬
ْ ‫وقال‬
Burada “Erâ” fiil; gizli özne “Ene” yani ben görüyorum… Kimi, neyi ne görüyorsun? “nî” 1. Mef’ûl yani kendimi
görüyorum… “E’sıru hamran/Şarap sıktığımı görüyorum” kısmı da 2. Mef’ûl. Böylece fiil ile başlayan E’sıru… ve
7
Ehmilu… cümleleri aslında haber idiler, şimdi ise ana cümlenin 2. Mef’ûlü olup mahallen mansûb olmuşlardır.
Aslında 1. ve 2. mef’ûl kendi başlarına şöyle idiler:
Haber (Fiil Cümlesi) Mübteda Haber (Fiil Cümlesi) Mübteda
.‫أ ْحملَف ْوقَرأْسيَخ ْب ًزا‬ َ ‫إَنِّي‬/‫ا‬
َ َ‫أَن‬ .‫أ ْعصرَخ ْم ًرا‬ َ ‫إَنِّي‬/‫ا‬
َ َ‫أَن‬
Başımın üstünde bir (Gerçekten) Ben Şarap sıkıyorum. (Gerçekten) Ben
ekmek taşıyorum.
Not: Eğer “Raâ/‫ ”رآى‬ve “Vecede/‫ ”وجد‬gibi fiillerle maddi anlamda (objektif) görmek kastedilirse bu fiiller bir mef’ûl

alır.18 Örnek: “Onu buldu, gördü ve hemen tanıdı/ َ‫” َوجَدَهََ َورآهََفَعََرفَه‬

Böyle durumlarda 1. Mef’ûlden sonra gelen mansûb isim veya cümle 2. Mef’ûl değil hâl olur.
Örnek: “Onu ağlarken buldum ve korkak gördüm. / ‫”وج ْدتهَباكيًاَف رأيْ تهَخائ ًفا‬

Özellikle 2. Mef’ûl veya halin fiil cümlesi olduğu durumlarda bu konu karıştırılabilir.
Hâl (Fiil Cümlesi) Mef’ûl+Fail+Fiil 2. Mef’ûl (Fiil Cümlesi) 1. Mef’ûl + Fail + Fiil

َّ ‫تحلِّقَف‬
.‫يَالسماء‬ َ َ‫رأيْتَالطَّائرة‬ .‫ي ْن فعَالنَّاسَجم ًيعا‬ َ َ‫رأيْتَالْعلْم‬
Uçağı havada manevra yaparken gördüm. İlmin, tüm insanlara fayda verdiğini gördüm.
(somut/objektif/gerçek değişmez) (soyut/sübjektif/kişiye göre…)
Aslında aynı kural iki mef’ûl alabilen bu gruptaki tüm fiiller için geçerlidir. Aşağıda örnekleri görülecektir.
Bu fiiller manasına göre 2 veya 1 mef’ûl alabilir. Örneğin: “‘alime/‫( علم‬inandı, bildi)” Fiili:

“Eğer siz de onların mümin olduklarını anlarsanız (öyle ٍَ ‫فإ ْنَعل ْمتم َوه ََّنَم ْؤمن‬
َ‫اتَفلَت ْرجعوه َّنَإلىَالْك ََّفار‬
olduklarına inanırsanız), artık onları kâfirlere geri
göndermeyin…” (Mümtehıne 60/10)
Not: Eğer “‘alime/‫ ”علم‬ile “bildi, anladı/َ‫ ” عرف‬anlamı kastedilirse bir mef’ûl alır. Ör:

)78(َ‫َالس ْمعَو ْالبْصارَو ْالفْئدةَلعلَّك ْمَت ْشكرون‬


َّ ‫واللَّهَأ ْخرجك ْمَم ْنَبطونَأ َّمهاتك ْمَلَت ْعلمونََش ْيئًاَوجعلَلكم‬
“Allâh sizi, hiçbir şey bilmediğiniz durumda annelerinizin karınlarından çıkardı, şükredesiniz diye size işitme
(duyusu), gözler ve gönüller verdi.”19
Not: Eğer Eğer “’alime/‫ ”علم‬fiili, “Hissetmek, kavramak…/َ‫ َأَ َْدَرك‬،َ‫ َأَحَاط‬،َ‫ ”شَعَر‬anlamlarına gelirse normal veya “bi”

harf-i cerri ile mef’ûl alır.20


 “vecede/‫( ”وجد‬buldu, öyle hükmetti)” Fiili; Kanaat, inanç anlamı taşıyorsa iki mef’ûl alır:

“Doğrusu biz onu (Eyyub’u) pek sabırlı bulduk/gördük.”21 .‫إنَّاَوج ْدناهَصاب ًرا‬

18
Hüseyin Günday, Arapça Dilbilgisi, s. 423. (Önemli Uyarı)
19
Nahl 16/78.
“’alime/‫ ”علم‬fiili inandı, iman etti anlamına geldiği zaman aynen “âmene” fiili gibi “bi” edatıyla kullanılır. Ör: َ ‫أل ْمَي ْعل ْمَبأ َّنَاللَّه‬
20

‫ ي رى‬/ O, Allah'ın gördüğüne inanmıyor mu?” (Alak 96/14). Geniş bilgi için bk. Fadıl Hasan Abbas, Letâifu’l-Mennân ve Ravâiu’l-
Beyân fî Nefyi’z-Ziyâdeti ve’l-Hazfi fî’l-Kur'ân, Dâru’n-Nefâis, Amman 2010, s. 113-115.
21
Sâd 38/44. Vecede fiili için ayrıca bk. A’raf 7/102; Enbiya 21/53; Cin 72/8.
8
“Doğruluğu akıllıların ziyneti buldum/öyle olduğuna inandım.” .‫َالص ْدقَزينةَالْعقلء‬
ِّ ‫وج ْدت‬
Not: Eğer “vecede/‫ ”وجد‬fiili kaybedilen bir şeyi gerçek anlamda bulmak anlamına gelirse o zaman tek mef’ûl alır.

Örnek: “Kitabı buldum. = .‫”وج ْدتَالكتاب‬

 “Elfâ/‫( ”ألْفي‬buldu, öyle hükmetti)” Fiili: Aynen vecede gibidir.

“ Sözünü doğru buldum, öyle olduğuna kanaat getirdim. = .‫”ألْف ْيتَق ْولكَصوابًا‬

Not: Eğer bu fiil de “‫ ”وجد‬fiili gibi kaybedilen bir şeyi bulmak anlamına gelirse o zaman tek mef’ûl alır.

“İkisi kapının yanında onun kocasına َ‫وألْفياَسيِّدهاَلدىَالْباب‬ Kitabı buldum. .‫ألْف ْيتََالكتاب‬
rastladılar.” (Yusuf 12/25)

b) İkinci Gruptaki Fiillere Örnekler:


 “Zann/‫ن‬
ََّ ‫=ظ‬Zannetmek, sanmak” Fiili: Bu gurubun başında bu fiil gelir, iki mef’ûl alır.
Babam havayı güneşli sandı ve şemsiyesiz dışarı çıktı. َ .‫ساَفخرجَبدونَمظلَّ ٍة‬
ً ‫ظ ََّنَوالديَالْهواءََم ْشم‬
(Kuvvetli tahmin, zann-ı galib)
Bu gece hilalin doğacağını sanıyorum. .‫أظ َُّنَالْهللََطال ًعاَهذهَاللَّْي لة‬
(Ağır basan görüş, zann-ı galib)

ً ‫َم ْسح‬-‫ياَموسى‬-َ‫إنِّيَلظنُّك‬...
.‫ورا‬
“Ey Musa! Ben gerçekten senin büyülenmiş olduğunu
sanıyorum!” (İsra 17/101)
“Ey Firavun! Ben de gerçekten senin mahvolduğunu ً ‫َمَثْب‬-َ‫ياَف ْرعون‬-َ‫وإنِّيَلظنُّك‬...
َ .‫ورا‬
zannediyorum.” (İsra 17/102)
Dikkat! Mavi renkli kısımlar yine kendi aralarında Mübteda-Haber olabilirler.
Not: Eğer “Zanne” fiili sandı, itham etti anlamına gelirse bir mef’ûl alır.
Ör: Yargıç, falancayı itham etti, sanık sandı.=.‫نَاَلْقَاضَيَفَلََنًا‬
ََّ َ‫ظ‬
 “Hasibe/ َ‫= حسب‬Zannetmek, sanmak” Fiili: Bu da iki mef’ûl alan fiillerden biridir:

“Bilmeyen kimseler, iffetlerinden dolayı onları .َ‫ي ْحسبَهمََالْجاهلَأ ْغنياءََمنَالتَّع ُّفف‬


zengin zanneder.” (Bakara 2/273)
“Kendileri uykuda oldukları halde sen onları .‫وت ْحسبَه َْمَأيْ قاظًاَوه ْمَرقوٌَد‬
uyanık sanırsın.” (Kehf 18/18)
“Susayan onu su zanneder.” (Nur 24/39) َ ‫ي ْحسبَهََالظَّ ْمآنَم‬
َ .ً‫اء‬
Not: Fiile bitişen “hum” zamirleri 1. Mef’ûl sayılır. Açık mavi renkli kelimeler 2. Mef’ûldür.
Dikkat! El Takısız olan Eykâzan iki üstün (tenvîn) alırken, Eğniyâe kelimesi tek üstün almış, tenvin alamamıştır.
Çünkü sonuna Elif-i Memdûde ilave edilen kelimeler Gayr-ı Munsarıftır.22

Kelimelerin sonundaki Elif-i Memdûdeler kelimenin aslından ise (Semâun/ ‫ سماء‬vs.) o kelime Munsarıf olup her türlü hareke ve
22

tenvini alabilir. Eğer Elif-i Memdûde sonradan ilave edilmişse (Enbiyâu/ ‫ أنبياء‬vs.) o kelime Gayr-ı Munsarıf olup Esra ve Tenvin
alamaz.
9
 “Ce’ale/ َ‫ =جعل‬Yaptı, kıldı, eyledi, öyle varsaydı” Fiili: İki mef’ûl alan ve öyle sandı anlamına gelen fiillerden
biri de ce’ale fiilidir.
“Onlar, Rahmân'ın kulları olan melekleri de dişi
َّ ‫وجعلواَالْملئكةََالَّذينَه ْمَعباد‬
.‫َالر ْحمنَإناثًا‬
saydılar (öyle sanıp, öyle kabul ettiler).” (Zuhruf 43/19)
Dikkat! İkinci mef’ûl dediğimiz şey bağlaçsız gelmeli ve mansûb olmalıdır.
Not: Eğer ce’ale fiili de icad etti, yarattı, meydana getirdi anlamında ise tek mef’ûl alır.
“Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve
َّ ‫الْح ْمد َللَّه َالَّذي َخلق‬
َ‫َالسماوات َو ْال ْرض‬
aydınlığı var eden Allah'a mahsustur…”
En’am 6/1 ...‫وجعلََالظُّلماتََوالنُّور‬
Not: Bağlaçtan sonra gelenler aynen 1. mef’ûle atıf yapılır yani ma’tûf sayılır, 2. mef’ûl sayılmazlar.
Dikkat!!! Bu “Ce’ale/ َ‫=جعل‬ Yaptı, kıldı, eyledi, dönüştürdü” fiili Ef’âl-i Tahvîlden olup Sayyara anlamına

gelebilir. Yukarıdaki tabloyu tekrar dikkatlice inceleyiniz.


Ayrıca “Enşee/‫=أنشأ‬Başladı” anlamına gelip Ef’âl-i Şurû’dan biri olabilir.

Ör: Toplum şeref/onur yolunda yürümeye başladı. = .َ‫جد‬


َْ َ‫جَعَلَتََالَ ََّمةََتَ َْمشَيَفَيَطََريقََاَلْم‬
 “Hacâ/‫ ” حجا‬fiili de eğer zan anlamına gelirse iki mef’ûl alır. Tartışma vb. diğer anlamlarından birinde

kullanılırsa tek mef’ûl alır. Bazen “vekafe/‫ ”وقف‬ve “ekâme/‫ ”أقام‬anlamlarında lazım fiil de olur. Kelimenin ne

anlamda kullanıldığı konu ve cümlenin akışından çıkarılabilir.


 “ ‘adde/‫ ” عد‬fiili de eğer zanne gibi varsaydı, öyle tahmin edip öyle kabul etti anlamlarında ise iki mef’ûl alır.

Örnek:
َْ ََ‫يَعَ َُّدَعَلَمَاءََالَتَّ َاريخ‬
Tarih bilginleri İstanbul’u eski bir şehir sayar/kabul ederler. .ً‫إستَانَْبَولََمَدَينَ َةًَقديمة‬

Yok eğer saymak, hesaplamak (‫حصَى‬ ََّ ‫عَدَ َْدت‬


َْ َ‫ )أ‬anlamında ise tek mef’ûl alır. Paraları saydım/.َ‫َالدَراهَم‬
“Allah’ın nimetlerini sayacak olursanız, onları hesaplayamazsınız.” .‫وإ ْنَت عدُّواَن ْعمتََاللَّهَلَت ْحص َوها‬
(İbrahim 14/34; Nahl 16/18)

 “Za’ame/َ‫ ”َزعم‬fiili de de iddia etti, öyle olduğunu zannetti, varsaydı anlamlarında iki mef’ûl alır.

Eğer başkanlık etti, lider oldu ve birine kefil oldu anlamlarına gelirse harf-i cerle bir mef’ûl alır.
َ َ‫َزعَمََبَفَلَ ٍَنَوََبَاَلْمَال‬/
َ .‫َزعَمََالَلَّبَن‬/َ. َ َ.‫يم‬
ٌَ َ‫َزعَمََعَلَىَاَلْقَ َْومََفَهَوَََزع‬
 “Heb/ ‫هب‬ (farzet!)” fiili de zanne anlamına gelirse iki mef’ûl alır. Ancak “Hibe etmek/َ‫ ” َوهب‬anlamına

alınırsa yine iki mef’ûl alsa da ef’âl-i kulûbden sayılmaz, ef’âl-i sayrûretten sayılır.
Ör: Fakirlere mal bağışla!= .‫ال‬
ًَ َ‫هَبََاَلْفَقََراءََم‬
Not: Heybet (‫هيبة‬-‫يهيب‬-‫ )هاب‬fiilinin emri olursa o zaman tek mef’ûl alır: “Rabbinden kork! .َ‫َخ ْفه‬/ََ‫بَربَّك‬
ْ ‫”ه‬
Dikkat!!! Yukarıdan beri sayılan fiiller iki mef’ûl alabilir. Ancak ipucu (karîne) olduğu zaman cümle mef’ûlsüz de
kurulabilir. Birisi sana şöyle bir soru sorar; sen de ona kısaca cevap verirsin:

10
‫َمسافرا‪).‬‬
‫ً‬ ‫(أي‪َ:‬نعم‪َ،‬أظنَخالداً‬
‫ُّ‬ ‫أظنَخالداًََََََََََََََََََ‬
‫‪ُّ َ-‬‬ ‫‪َ-‬ه ْلَتظ ُّنَخالَ ًداَمساف ًرا؟‬
‫)‪Halid’i zannederim. (Halid’in yolcu olduğunu zannederim.‬‬ ‫?‪Halid’in yolcu olduğunu zanneder misin‬‬
‫‪Şu ayeti de bu açıdan inceleyebilirsiniz:‬‬
‫‪“O gün o (Allah) onlara (müşriklere) seslenir ve:‬‬ ‫وي َْومَي ناديه ْمَف ي قولَأيْنَشركائيَالَّذينَك ْنت ْمَت ْزعمونَ‪َ .‬‬
‫‪‘Benim ortaklarım olduklarını iddia ettikleriniz hani‬‬
‫)‪nerede?’ der. (Kasas 28/62, 74‬‬ ‫أ ْي‪ََ:‬ك ْنت ْمَت ْزعمونَه َْمَشركائي‪.‬‬
‫‪İlk satır ayet olup “tez’ûmûne” fiilinden sonra gelmesi gereken iki mef’ûl de kaldırılmıştır. Çünkü konu‬‬
‫‪anlaşılmaktadır. Aslında uzatılmak istenseydi cümle 2. satırdaki gibi olacaktı. O zaman hem boşuna söz uzatılmış‬‬
‫‪olacak hem de ayetlerin sonundaki ses ahengi (fâsıla) tutmayacaktı.‬‬

‫‪Yine şu ayette de 5 tane fiil alması gereken mef’ûlü çok da gerekmediği için almamıştır:‬‬
‫الرعاءََوأبوناَ‬
‫صدرََ ِّ‬
‫َامرأت ْينَتذودانََقالَماَخطْبكماَقالتاَلَن ْسقيَحتَّىَي ْ‬
‫َمنَالنَّاسَي ْسقونََووجدَمنَدونهم ْ‬
‫ول َّماَوردََماءَم ْدينَوجدَعل ْيهَأ َّمةً ِّ‬
‫ير‪َ.‬فسقىَلهما‪...‬‬
‫ش ْي ٌخَكب ٌَ‬
‫‪“Musa, Medyen suyuna varınca, orada (hayvanlarını) sulayan bir çok insan buldu. Onların gerisinde de,‬‬
‫‪(hayvanlarını) engelleyen iki kadın gördü. Onlara: ‘Derdiniz nedir?’ dedi. Şöyle cevap verdiler: ‘Çobanlar‬‬
‫‪(davarlarını) sulayıp çekilmeden biz (onların içine sokulup hayvanlarımızı) sulamayız; babamız da çok‬‬
‫‪yaşlıdır. Onlar için (koyunlarını suladı)…”23‬‬

‫اتَلنَّهَغ ْي رَمر ٍادَوهوَق ْولهَ[ي ْسق َونَ]َوق ْولهَ‬


‫َاْليةَ‪َ.‬حذفَم ْن هاَالْم ْفعولَخمسَم َّر ٍ‬
‫ْ‬ ‫وق ْوله‪{َ:‬ول َّماَوردَماءَم ْدينَوجدَعل ْيهَأمةَمنَالناس}َإل ْخ ْ‬
‫الرعاء}َمواشي ه ْمَ[فسقىَلهما]َغنمهما‪.‬‬
‫صدرََ ِّ‬
‫[تذودان]َوقوله‪{َ:‬لَنسقيَحتَّىَي ْ‬
‫َالسلم َلهماَ‬
‫َالس ْقيَف وجداَم ْن َموسىَعل ْيه َّ‬ ‫َالس ْقي َو ْامرأت ْينَت عانيان َّ‬
‫َالذ ْود َوأ ْخب رتاهَ َأنَّاَلَن ْستَطيع َّ‬ ‫َالسلم َوجد َق ْوًماَي عانون َّ‬ ‫وأ َّنَموسىَعل ْيه َّ‬
‫صدَا ْْل ْعلمَبأنَّهَكانَمنَالنَّاسَفيَتلْكَالْحالةَسَ ْق ٌيَومنَ‬ ‫ىَالس ْقيَوهذاَم َّماَحذفَلظهورَالْمرادَوأ َّنَالْق ْ‬ ‫الس ْقيَووجدَم ْنَأبيهماَمكافأةًَعل َّ‬ ‫َّ‬
‫ج َعنَ‬ ‫َالرعاء َوأ َّنَموسىَسقىَب ْعدَ َذلك َفأ َّماَأ َّن َالْم ْسق َّي َغن ٌم َأ ْو َإب ٌل َأ ْو َغ ْي رهَفخار ٌ‬
‫صدر ِّ‬ ‫الْم ْرأت ْين َذ ْو ٌد َوأنَّهماَقالتاَلَيكون َمنَّاَس ْق ٌي َحتَّىَي ْ‬
‫ىَالذ ْودَم ْنَح ْيثَهوَذ ْو ٌدَبَ ْلَم ْنَح ْيثَهوَذ ْودَغن ٍمَ‬ ‫َاْلنْكارَل ْمَي ت و َّج ْهَم ْنَموسىَعل َّ‬
‫الْم ْقصودَلنَّهَل ْوَقيل‪َ:‬يذودانَغنمهماَلجازَأ ْنَيكون ْ‬
‫حتَّىَل ْوَكانَذ ْودَإب ٍلَل ْمَي ْنك ْره‪َ .‬‬
‫ي َفإنَّه َقال َترك َالْم ْفعول َل َّن َالْغرض َهو َالفعلَلَالمفعولَألَترىَأنهَإنمارحمهماَ‬ ‫لزم ْخشر ِّ‬ ‫وا ْعل ْم َأنَّاَجعلْناَهذاَمن َالض َّْربَ َالثَّانيَمواف قةًَل َّ‬
‫صدر َالرعاء}َ‬ ‫ىَالس ْقي َولمَيرحمهماَلنَمذودهماَغنمَومسقيمَإب ٌل َوكذلك َق ْولهما‪{َ:‬ل َن ْسقيَحتَّىَي ْ‬ ‫ىَالذياد َوه ْم َعل َّ‬ ‫لنَّهماَكان تاَعل ِّ‬
‫َالس ْقيَلَالْم ْسق ُّي‪َ .‬‬
‫الْم ْقصودَم ْنه َّ‬
‫َالس َّكاك ِّي َأنَّهَ‬
‫ي َور ََّجحَالجزريَق ْول َّ‬‫َالزم ْخشر ِّ‬
‫َاْلرادة َو ْالق َْرب َق ْول َّ‬ ‫َالس َّكاك ُّيَمنَالض َّْرب ْ‬
‫َال َّول‪َ،‬أ ْعنيَم َّماَحذف َفيهَلل ْختصار َمع ْ‬ ‫وجعله َّ‬
‫فَفإذاَانْض َّمَإلىَض ْعفَالْم ْسق ِّيَ‬ ‫تَساقطةًَعنَال ْعتبارَب ْالصالةَفإ َّنَفيهاَض ْع ًفاَعنَالْمزاحمَةَوالْم ْرأتانَفيهماَض ْع ٌ‬ ‫لل ْختصارَفإ َّنَالْغنمَل ْيس ْ‬
‫لر ْحمةَو ْاْلعانة‪َ .‬‬
‫َالساقيَكانَذلكَأ ْدعىَل َّ‬
‫ض ْعف ََّ‬

‫‪23‬‬
‫‪Kasas 28/23-24. Geniş bilgi için bk. Zerkeşî, el-Burhân Fî Ulûmi'l-Kur'an, III, 176-177.‬‬
‫‪11‬‬
2.) Sayrûret/Dönüştürme Fiilleri: Bu gruptaki fiiller de Mübteda-Haberin başına gelip Mübtedayı birinci Mef’ûl;
Haberi ikinci Mef’ûl yapar yani iki mef’ûlü nasb ederler. Bu gruptaki fiiller genel itibariyle yaptı, kıldı, etti, eyledi, bir
şeyi bir şeye dönüştürdü anlamındadır. [)7(َ‫]أفعالَصيرورة‬

a. “Sayyera/َ‫ = صيَّ ر‬Oluşturdu, yaptı eyledi, dönüştürdü”: Düşmanı dost eyledim.= .‫صيَّ ْرتَالعد َّوَصدي ًقا‬

b. “Ce’ale/ َ‫جعل‬: Bu fiilin farklı anlamlarda farklı kullanımları vardır. Aşağıda bu anlamdadır:

“Eğer peygamberi bir melek kılsaydık muhakkak ki onu .َ‫ول ْوَجعلْناهََمل ًكاَلجعلْناهَرج ًلَوللب ْسناَعَل ْيه ْمَماَي لْبسون‬
insan sûretine sokar onları yine düşmekte oldukları
kuşkuya düşürürdük.” (En’am 6/9)
“Düşünüp mânasını anlamanız için biz, onu Arapça bir .َ‫إنَّاَجعلْناهََق ْرآنًاَعربيًّاَلعلَّك ْمَت ْعقلون‬
Kur’ân yaptık (öyle indirdik).” (Yusuf 12/2)
َ .‫ورا‬ ً ‫وقد ْمناَإلىَماَعملواَم ْنَعم ٍلَفجعلْناهََهب‬
ً ‫اءَم ْنث‬
“Onların yaptıkları her bir (iyi) işi ele aldık, onu saçılmış
zerreler haline getirdik (değersiz kıldık).” (Furkan 25/23)
c. “Vehebe/َ‫= وهب‬Bağışladı:24 “Allah bana samimilerin fedakarlığını verdi.=.َ‫خلَصَين‬
َْ َ‫”وهبنَيََاللََفَدَاءََاَلْم‬
d. “Terake/ َ‫ = ت رك‬Bıraktı, terk etti.” fiili de iki mef’ûl alan fiillerden biridir. Örnekleri inceleyiniz:

“O gün (kıyamet günü) biz onları, birbirine çarparak çalkalanır bir ٍ ‫َوت رْكناَب ْعضَه ْمَي ْومئ ٍذَيموجََفيَب ْع‬
َ َ‫ض‬
hale getirip bırakmışızdır…” (Kehf 18/99)
“…ve onları karanlıklar içinde bıraktı; (artık hiçbir şeyi) görmezler.” ٍ ‫وت ركهمَفيَظلم‬
َ َ‫اتَلََّي ْبصرون‬ ْ
(Bakara 2/17)
“…ona sağanak bir yağmur isabet etmiş de onu çıplak pürüzsüz kaya َ ‫فأصَابهَواب ٌلَف ت ركهَصلْ ًدا‬
haline getirivermiştir.” (Bakara 2/264)
“…seni ayakta bırakıverdiler.” (Cuma 62/11) َ ‫وت ركوكَقائ ًما‬
“Andolsun ki onu bir ibret olarak bıraktık, ibret alan yok mudur?” ‫نَم َّدك ٍَر‬
ُّ ‫ولقدَتَّرْكناهاَآي َةًَف ه ْلَم‬
(Kamer 54/15)
“Denizi açık halde bırak. Çünkü onlar boğulacak bir ordudur.” ُّ ‫واتْ ركََْالْب ْحرََرْه ًواَإنَّه ْمَجن ٌد‬
َ .َ‫َمغْرقون‬
(Duhan 44/24)
Dikkat! Örnek ayetlerde de görüldüğü gibi 2. Mef’ûl; Cümle, Şibih Cümle veya Müfred olabilir.
Not: “Onları terk etti, ettik, bıraktık” derken o hale getirdik anlamı çıkıyorsa ikinci kısım 2. mef’ûl olur. Eğer zaten o
halde idi, kendi haline bıraktık anlamı çıkıyorsa ikinci kısım hâl olur.
e. “Radde/ ‫ = رََّد‬Birini o hale çevirdi” fiili de iki mef’ûl alan fiillerden biridir. (Bakara 2/109)

f. “Tehıze/ َ‫ = تخذ‬Birini bi şey edindi” fiili de iki mef’ûl alan fiillerden biridir.

g. “İttehaze/ َ‫ = اتخذ‬Edindi, kıldı” fiili de iki mef’ûl alan fiillerden biridir. Örnekleri inceleyiniz:

“…Allah İbrahim'i dost edinmiştir.” َ ‫َ َواتَّخَذََاللهَإبْراهيمََخلي‬...


.ً‫ل‬
Nisa 4/125.
Ey iman edenler! Dininizi alay ve oyun konusu َ .َ‫َأ ْولياء‬...‫ياَأيُّهاَاَلَّذينَآمنواَْلَت تَّخذواَالَّذينََاتَّخذَواَدينك َْمَهزًواَولعبًا‬
edinenleri dost edinmeyin. (Maide 5/57).

Kur'ân-ı Kerîm’de (‫يهب‬-‫ )وهب‬fiilinden sonra genelde lâm harf-i ceri kullanılır. En’âm 6/84; İbrahim 14/39 vs.
24

12
“Namaza çağırdığınız zaman onu alay ve ...‫ىَالصلةَاتَّخذَ َوهاَهزًواَولعبًا‬
َّ ‫وإذاَناديْت ْمَإل‬
eğlence konusu yaparlar…” (Maide 5/58).

ً ‫بَإ َّنَقَ ْوميَاتَّخذواَهذاَالْق ْرآنَم ْهج‬


َ .‫ورا‬ ِّ ‫َالرسولَياَر‬
َّ ‫وقال‬
“Peygamber der ki: Ey Rabbim! Kavmim bu
Kur'an'ı büsbütün terk ettiler.” (Furkan 25/30)
Dikkat! Bu fiiller bir şeyi bir şeye çevirmek, dönüştürmek anlamında olursa iki mef’ûl alırlar. Fakat tabloda
vereceğimiz anlamlarında olursa bir tek mef’ûl alırlar:
‫جعل=خلق‬ ‫ترك=َخلى‬ ‫ردَّ=رجع‬
Yarattı, icad etti. Bıraktı, boşladı. Geri çevirdi.
Not: Bunlar, üzerinde %100 ittifak edilmiş fiiller değildir, iki mef’ûl alan tüm fiiller de bunlardan ibaret değildir.
Bunlar eğer bir mef’ûl alabilecek durumda iseler ardından gelen ikinci mansûb kelime veya cümle hâl olur.
Hâl Mef’ûlün Fih Mef’ûl+Fail+Fiil 2. Mef’ûl (Fiil Cümlesi) 1. Mef’ûl + Fail + Fiil
.‫جائعين‬ َ‫فيَالْب ْيت‬ ‫ت ركَالبَأطفاله‬ .‫ي تضارعونَفيَالْب ْيت‬ َ‫ت ركَالْوالدانَال ْولد‬
Baba, çocuklarını evde aç halde bıraktı.25 Anne-baba, çocukları evde güreş yapar bir halde bıraktı.
(Bırakanın katkısı yok, onlar o haldeydiler.) (Bırakanın katkısı var, onları o hale sokan odur.)
Dikkat! Şu örnekte de “terake” tek mef’ûl almıştır. Çünkü maçı o hale getirmemiş, bırakmış gitmiştir.
“Futbolcu topa iki tekme attı ve karşılaşmayı terk etti./ .‫”ركلَلعبَالْكرةَرْكلت ْينَوَت ركَالْمباراة‬

“Radde/ ‫ ”رََّد‬fiili “geri döndürdü” anlamında ise tek mef’ûl alır.

َ‫ف ْارجعََالْبصر‬ َ‫فَرج ْعناكَإلىَأ ِّمك‬ َ‫ث َّمَرد ْدناهَأ ْسفلَسافلين‬ َ‫فَرد ْدناهَإلىَأ ِّمه‬
“Gözü(nü) döndür de bak!” “Böylece seni annene “Sonra onu aşağıların “Böylece biz, onu (Musa'yı)
(Mülk 67/3) geri verdik.” aşağısına çevirdik.” annesine geri verdik.”
(Tâhâ 20/40) (Tîn 95/5) (Kasas 28/13)
Not: Bazı fiiller vardır ki bazen lâzım/geçişsiz olur bazen de iki mef’ûl alır. “Zâde” ve “Nekasa” gibi.
“َ‫= َزاد‬Arttı”, “َ‫= نَقَص‬eksildi” manasında olduğu zaman lâzım olup sadece fâil alırlar, mef’ûl almazlar.

Su eksildi. َ‫ن قصَالْماء‬ Mal arttı. َ َ‫زادَالْمال‬

Ancak “َ‫= َزاد‬Arttırdı”, “َ‫= نَقَص‬eksiltti” manasında olduğu zaman müteaddî olup iki mef’ûl alırlar. Ör:

“Onların kalplerinde bir hastalık vardır. Allah da onların ...ً‫ضَف زادهمَاللهَمرضَا‬


ٌ ‫مَمر‬
َّ ‫فيَق لوبه‬
hastalığını çoğaltmıştır/artırsın…”26
“Sonra hiçbir şeyi size (karşı) eksik bırakmamışlardır.”27 َ ...‫َث َّمَل ْمَينقصوك ْمَش ْيئًا‬...

Not: Bazı fiiller de birinci mef’ûlünü doğrudan; ikinci mef’ûlünü bazen doğrudan bazen de harf-i cerle alırlar. “َ‫= َزَّوج‬

Evlendirdi, nikahladı”, ve “َ‫ = أمر‬Emretti, hükmetti” fiilleri böyledir.

“Zeyd, o kadından ilişiğini kesince biz onu sana nikâhladık…” ...‫َم ْن هاَوط ًراَزَّو ْجناكها‬
ِّ ‫ف ل َّماَقضىَزيْ ٌد‬
(Ahzab 33/37)

25
Hüseyin Günday, Arapça Dilbilgisi, s. 345/3. cümle (Hâl); s. 422/47. cümle (2. Mef’ûl).
26
Bakara 2/10. Ayrıca şu ayetlere de bk. Bakara 2/247; Âl-i İmran 3/173; A’raf 7/69; Enfal 8/2; Tevbe 9/47, 124-125; Hûd
11/101; Furkan 25/60; Muhammed 47/17; Cin 72/6.
27
Tevbe 9/4.
13
“Bunun yanısıra biz onları, iri/güzel gözlü hûrilerle evlendirdik.” .‫كذَلكَوزَّو ْجناهمَبحوٍرَعي ٍَن‬
(Duhan 44/54)

C. Üç Mef’ûl Alan Fiiller: Bazı fiiller de vardır ki bunlar üç mef’ûl alır. Bunlar toplam 7 tanedir:
Dikkat! Bunlarda da 2. ve 3. Mef’ûllerin aslında Mübteda-Haber oluşturduklarını görürsün.
1. Bildirdi/Öğretti: (َ‫ )أ ْعلَم‬: .‫أَ ْعل ْمتَالطَّالبَالْد ْرسَس ْه ًل‬

.‫س ْه ًل‬ َ‫الْد ْرس‬ َ‫الطَّالب‬ َ‫أَ ْعل ْمت‬ .‫س ْه ًل‬ َ‫الْد ْرس‬ َ‫الطَّالب‬ َ‫علم‬
Mef’ûl-3 Mef’ûl-2 Mef’ûl-1 Fâil+Fiil Mef’ûl-2 Mef’ûl-1 Fail Fiil
Öğrenciye dersin kolay olduğunu bildirdim/anlattım. Öğrenci dersin kolay olduğunu bildi/anladı.
2. Gösterdi: (‫)أَرى‬: Bu da iki mef’ûl alan (‫ )رأى‬fiilinin bir daha ettirgen hale gelmesidir.

‫م ْحبوبًا‬ َ‫الص ْدق‬


ِّ ‫خال ًدا‬ َ‫أَريْت‬ ‫محبوبًا‬ َ‫الصدق‬ َ‫خال ٌد‬ َ‫رأى‬
Mef’ûl-3 Mef’ûl-2 Mef’ûl-1 Fâil+Fiil Mef’ûl-2 Mef’ûl-1 Fail Fiil
Halit’e, dostluğun sevimli olduğunu gösterdim. Halit, dostluğun sevimli olduğunu gördü.
3. Haber verdi/bildirdi: (‫)نبَّأ‬: Bu da iki mef’ûl alan (‫ )نبأ‬fiilinin bir daha ettirgen hale gelmesidir.

‫مساف ًرا‬ ‫ع َْم ًرا‬ ‫خال ًدا‬ َ‫نبَّأْت‬ ‫مساف ًرا‬ ‫ع َْم ًرا‬ َ‫خال ٌد‬ َ‫ن با‬
Mef’ûl-3 Mef’ûl-2 Mef’ûl-1 Fâil+Fiil Mef’ûl-2 Mef’ûl-1 Fail Fiil
Halit’e, Amr’ın yolcu olduğunu söyledim/bildirdim. Halit, Amr’ın yolcu olduğunu söyledi.
Dikkat! 2. ve 3. Mef’ûl arasında Mübteda-Haber ilişkisi vardır. Haber bazen fiil cümlesinden oluşur… Dolayısıyla bu
fiiller böyle haber cümlelerinin başına geldiği zaman ikinci veya üçüncü mef’ûl fiil cümlesinden ibaret olup mahallen
mansûb olur. Örneğin:
َ‫إلي‬
َّ ‫ي ْهدي‬ َ‫زرعة‬ َ‫ن بِّأْت‬ َ‫إلي‬
َّ ‫ي ْهدي‬ َ‫زرعة‬
Car + Mecrûr Fiil+ Gizli Meçhul Fiil Car + Mecrûr Fiil+ Gizli

MÜBTEDA
Nâibu’l-Fâil
Mef’ûl-1

Mefulün Bih Fail (‫)هو‬ Mefulün Bih Gayr- Fail (‫)هو‬


Gayr-ı Sarîh ı Sarîh

Mef’ûl 2 (Fiil Cümlesi) HABER (Fiil Cümlesi)


Zur’a’nın bana geldiği bana bildirildi. Zur’a, bana geliyor.

4. Haber verdi /Bildirdi (‫)أخبر‬:

“Muhammed’e doğruluğun sevimli olduğunu haber verdim.= ‫حبوبًا‬


ْ ‫اَالص ْدقَم‬
ِّ ‫خبرتَمحم ًد‬
ْ َ‫”أ‬
5. Söyledi, anlattı (‫)حدَّث‬:

“Ali’ye cesaretin sevimli/hoş olduğunu anlattım. = ً‫حبوب َة‬


ْ ‫”حدَثْتَعليًاَالشجاعةَم‬
6. Haber verdi/bildirdi (‫)أنبأ‬: “Ömer’e Halit’in yolcu olduğunu bildirdim.= ‫”أنْ بأْتََع ْم ًراَخال ًداَمساف ًرا‬

7. Haber verdi/bildirdi (‫ )خبَّر‬: “Halit’e Bekr’in başarılı olduğunu bildirdim.= .‫حا‬


ً ‫”خبَّ ْرتَخال ًداَب ْك ًراَناج‬

14
LAZIM FİİLİN MÜTEADDİ YAPILIŞI

Lâzım/geçişsiz bir fiil 3 yolla Müteaddî/geçişli yapılır:

1. Başına Hemze ekleyip İf’âl kalıbına naklederek:

2. Ortasını şeddeleyip Tef’îl kalıbına naklederek:

3. Mef’ûlün başına fiile uygun bir harf-i cer ekleyerek:

Örnek-1: “Etâ=geldi” (‫َيأْتى‬-َ‫ )أتى‬demektir, harf-i cerli olursa “Etâ bihi = onu getirdi” (َ‫ )أتىَبه‬anlamına gelir.

Yine “Etâ=geldi” fiili if’âl (‫ )إفعال‬kalıbına girerse “Âtâ = getirip verdi” (‫َيَأْتى‬-َ‫ )آتى‬anlamına gelir.

Örnek-2: “Zehebe=gitti” (َ‫ َيَ ْذهَب‬-َ ‫ )ذهب‬demektir, harf-i cerli olursa “Zehebe bihi = onu götürdü” (َ َ‫)ذهب َبه‬
anlamına gelir.

Yine “Zehebe=gitti” fiili if’âl (‫ )إفعال‬kalıbına girerse “Ezhebe = götürdü” (َ‫َي ْذهب‬-َ‫ )أ ْذهب‬anlamına gelir.

Örnek: Aşağıdaki ayette altı çizili fiillerin anlamlarına dikkat ediniz.

“Allah dilerse sizi yok eder ve yerinize yeni bir halk getirir.” ٍ ‫إ ْنَيشَأَْي ْذهَبكمَوَيأْتََبخل ٍْقَجد‬
َ .‫يد‬
(Fatır 35/16; Nisa 4/133; İbrâhim 14/19.) ْ ْ

Not: Bir fiil zaten geçişli (Müteaddî) ise bu üç yoldan biri ile geçişlilik derecesi artar. Bir mef’ûl alan iki; iki mef’ûl
alan da üç mef’ûl almaya başlar.

Örnek-3: “‘alime =bildi” (َ‫َعلم‬


ْ ‫َي‬-َ‫ )علم‬demektir ve bu fiil bir mef’ûl alır. “Adem isimleri bildi. = َ‫َْسَاء‬
‫أاْل أ‬ َ ‫”علم‬
‫ََآدم‬

Eğer bu fiil orta harfi şeddelenir de tef’îl (‫ )تفعيل‬kalıbına girerse geçişlilik derecesi artar, iki mef’ûl alır ve “ ‘alleme =

ona bir şeyi öğretti” (َ‫َيَعلِّم‬-َ‫ )علَّم‬anlamına gelir.

“Allah (c.c.) Adem’e bütün isimleri öğretti.”28 .‫َال ْسماءَكلَّها‬


ْ ‫وعلَّمَاللَآدم‬

28
Bakara2/32. Ayrıca bk. Rahman 55/1-4; Alak 96/1-5.

15
MA’LÛM FİİLİN MECHÛL YAPILIŞI
Bu başlı başına geniş bir konudur. Burada ma’lûm fiilin nasıl meçhul yapıldığını anlatmak yerine zaten konuyu bilen
birine bazı ince detaylar gösterilecektir. Önce örnekleri inceleyelim:
MANASI Nâibu’l-Fâil+ Mechûl MANASI Fail+Ma’lûm Fiil
Ders yazıldı. ََّ ََ‫كَتَب‬
َ .َ‫الدَْرس‬ Öğrenciler dersi yazdı. َ .َ‫الدَْرس‬ َ ُّ‫كَتَبََال َط‬
ََّ ََ‫لَّب‬
Konu anlaşıldı. .َ‫تَالْم ْسألة‬ْ ‫فهم‬ Çalışan konuyu anladı. .َ‫فهمَالدَّارسَالْم ْسألة‬
Fakire bir dirhem .‫أ ْعطيَالْفقيرَد ْره ًما‬ Muhammed fakire bir .‫أ ْعطىَمح َّم ٌَدَالْفقيرَد ْره ًما‬
verildi. dirhem verdi.
Ağacın altında duruldu. َّ ‫وقفَت ْحت‬
.َ‫َالشجرة‬ Öğrenci ağacın altında َّ ‫وقفَالطَّالبَت ْحت‬
.َ‫َالشجرة‬
durdu.
Yere oturuldu. .َ‫ىَال ْرض‬
ْ ‫جلسَعل‬ Konuk yere oturdu. .َ‫ىَال ْرض‬
ْ ‫جلسَالض َّْيفَعل‬
Alabildiğine sevinildi. َ .‫حَشدي ٌَد‬
ٌ ‫فرحَف ر‬
Başaran alabildiğine َ .‫فرحَالْفائزَف ر ًحاَشدي ًدا‬
sevindi.
Diploma alınır. َّ ‫ت تسلَّم‬
َ .‫َالشهادة‬ Başaran diplomayı alır. َّ ‫ي تسلَّمَالنَّاجح‬
َ .‫َالشهادة‬
Allah’ın hükmü kabul َ .َ‫ي ْقبلَبقضاءَالل‬ Mümin Allah’ın َ .َ‫ي ْقبلَالْم ْؤمنَبقضاءَالل‬
edilir. hükmünü kabul eder.
A- İlk üç cümlede mef’ûlünü direkt alabilen müteaddî fiiller seçilmiştir:
1. Fiil meçhul yapılınca fail ortadan kaldırılır. Daha önce mef’ûl olan kelime gelip failin yerine geçer (Nâibu’l-
Fâil/Failin Vekili/Sözde Özne) ve fail gibi merfû olur.
2. Daha önce fâile uyum sağlayan fiil, meçhul yapıldığında nâibu’l-fâile cinsiyet açısından uyum sağlar. Nâibu’l-
Fail Müennes ise fiil de müennes olur.
3. İki mef’ûl alan fiiller meçhul yapılsa bile birinci mef’ûl nâibu’l-fâil olur, ikinci mef’ûl yine mef’ûl olarak kalır.
B- 4, 5 ve 6. cümlelerde Fiiller Lazım fiiller olup, ancak harf-i cerle mef’ûl alabilirler. Ya da mef’ûlün bih
alamasalar da kendi cinsinden masdarını mef’ûl-ü mutlak alabilirler.
1. Bu tür fiiller meçhul yapıldığı zaman fail yine yok olur, şibih cümle denilen zarflı ve harf-i cerli kısım olduğu
gibi kalır ve Nâibu’l-Fâil olur.
2. Daha önce mansûb olarak mef’ûl-ü mutlak olan fiilin kendi masdarı, fiil meçhul yapıldığı zaman merfû olarak
Nâibu’l-Fâil olur.
C- 7 ve 8. cümlelerde ise muzari fiiller seçilmiştir. Aynı kurallar bunlarda da geçerlidir:
1. Muzari meçhul yapılır, fail ortadan kaldırılır, mef’ûl merfû’ olarak fâilin yerine geçer.
2. Fiil mef’ûlünü harf-i cerle alabiliyorsa yani mef’ûlün bih gayr-ı sarih varsa, fiil meçhul yapılır, harf-i cerli kısım
olduğu gibi kalır ve Nâibu’l-Fâil olur.29

29
Abdurrahman b. İbrahim el-Fevzan, el-Arabiyyetu Beyne Yedeyk, III, 77.
16
ARAPÇA’DA MA’LÛM FİİLLERİN MECHÛL YAPILIŞI30
ARAPÇA’DA FİİLLER
 Öncelikle bir fiil 3, 4, 5 veya 6 harfli olabilir. Kök harfler 3 veya 4 olabilir.
 Fiil “Mazi/Geçmiş; Muzari ve Emir” şeklinde üç kipten birinde olabilir. Acaba gördüğümüz bir kalıp hangi
kiptir. Sözlüklerde fiillerin Mazi şekli verilir. Muzari ve emrin nasıl yapılacağına ve nasıl çekimleneceğine dair
kurallar vardır.
 Geçişli fiillerin Etgen (Ma’lûm) ve Edilgen (Mechûl) yapıları vardır. Harekeleri ve manaları farklıdır.
Bilinmesi gerekir.
A. MÂZÎ FİİLİN MECHUL YAPILIŞI:
1. Fiilin son harfi (üstün) ve sakinleri (cezm, şedde) aynen kalır.
2. Sondan bir önceki harf esre yapılır.
3. Geri kalan bütün harekeli harfler ötre yapılır.
MANASI MECHÛL MA’LÛM MANASI MECHÛL MA’LÛM MANASI MECHÛL MA’LÛM
Konuştu
Konuşuldu ‫تكلِّ َم‬ ‫تكلَّ َم‬ Gönderdi
Gönderildi َ‫ا ْرسل‬ َ‫ا ْرسل‬ Açtı
Açıldı َ‫فتح‬ َ‫ف تح‬
Uzaklaştı
Uzaklaşıldı َ‫ت بوعد‬ َ‫تَباعد‬ İndirdi
İndirildi َ‫ن ِّزل‬ َ‫ن َّزل‬ Bildi
Bilindi َ‫علم‬ َ‫علم‬
Çıkardı
Çıkarıldı َ‫ا ْست ْخرج‬ َ‫ا ْست ْخرج‬ Savaştı
Savaşıldı َ‫قوتل‬ َ‫قاتل‬ Yuvarladı
Yuvarlandı َ‫د ْحرج‬ َ‫د ْحرج‬
B. MUZÂRÎ’ FİİLİN MECHÛL YAPILIŞI
1. Baştaki muzarilik harfi ötre yapılır.
2. Sondan bir önceki harf üstün yapılır.
3. Geri kalan harfler aynen kalır, onlara dokunulmaz.
MANASI MECHÛL MA’LÛM MANASI MECHÛL MA’LÛM MANASI MECHÛL MA’LÛM
Konuşur
Konuşulur َ‫ي تكلَّم‬ َ‫ي تكلَّم‬ Gönderir
Gönderilir َ‫ي ْرسل‬ َ‫ي ْرسل‬ Açar
Açılır َ‫ي ْفتح‬ َ‫ي ْفتح‬
Uzaklaşır
Uzaklaşılır َ‫ي تباعد‬ َ‫ي تباعد‬ İndirir
İndirilir َ‫ي ن َّزل‬ َ‫ي ن ِّزل‬ Bilir
Bilinir َ‫ي ْعلم‬ َ‫ي ْعلم‬
Çıkarır
Çıkarılır َ‫ي ْست ْخرج‬ َ‫ي ْست ْخرج‬ Savaşır
Savaşılır َ‫ي قاتل‬ َ‫ي قاتل‬ Yuvarlar
Yuvarlanır َ‫يد ْحرج‬ َ‫يدَ ْحرج‬
NOT: Bir fiilin edilgen yapılabilmesi için geçişli olması gerekir. Geçişsiz fiillerin edilgeni olmaz.
ETKEN VE EDİLGEN FİİLLERİN CÜMLEDE KULLANILIŞI
MANA MECHÛL MUZARÎ MA’LÛM MUZARÎ MECHÛL MÂZÎ MA’LÛM MÂZÎ
İndirdi
İndiriyor َ‫ي ن َّزلَالْق ْرآن‬ َ‫يَن ِّزلَاللَّهَالْق ْرآن‬ َ‫ن ِّزلَالْق ْرآن‬ َ‫ن َّزلَاللَّهَالْق ْرآن‬
Dövdü
Dövüyor َ‫ضربَفاطمة‬
ْ ‫ت‬ َ‫ضربَزيْ ٌدَفاطمة‬
ْ ‫ي‬ َ‫تَفاطمة‬
ْ ‫ضرب‬ َ‫ضربَزيْ ٌدَفاطمة‬
Sarstı
Sarsıyor َ‫ت زلْزلَال ْرض‬ َ‫ي زلْزلَالْملكَال ْرض‬ َ‫زلْزلتََال ْرض‬ َ‫زلْزلَالْملكَال ْرض‬
Açtı /açar
Pencereyi َ‫ت ْفتحَالنَّافذة‬ َ‫ي ْفتحَعل ٌّيَالنَّافذة‬ َ‫فتحتََالنَّافذة‬ َ‫ف تحَعل ٌّيَالنَّافذة‬
Taşıdı/taşır
Çantaları َ‫ت ْحملَالْحقائب‬ .‫ي ْحملَآدمَالْحقائب‬ َ‫حملتََالْحقائَب‬ .‫حملَآدمَالْحقائب‬
Nâibu’l-Fâil FİİL MEFÛL FÂİL FİİL Nâibu’l-Fâil FİİL MEFÛL FÂİL FİİL
DİKKAT!
1. Etken Fiilden sonra gelen ötreli isim Fâil/Özne; Üstünlü isim ise Mef’ûl/Nesne olur.
2. Edilgen Fiilden sonra gelen ötreli isme “Nâibu’l-Fâil/Sözde Özne” denir. Bu cümlede asıl fâil ortadan kalkar,
“Mef’ûl” onun yerini ve harekesini alır. Bu yüzden de kendisine “Nâibu’l-Fâil/Fâilin Vekili” denir.
3. “Fiil-Fâil” ve “Fiil- Nâibu’l-Fâil” arasında bir uyum aranır. “Fiil-Mef’ûl” arasında uyum aranmaz.
O, her şeyi koruyup kollar, kendisi َ‫ وهوَيجيرَولَيجارَعليه‬O yedirir yedirilmez (besler, َ‫وهوَيطْعمَولَيطْعم‬
korunamaz Müminun 23/88. ْ beslenilmez) En’am 6/14.

30
Geniş bilgi için bkz. Mehmet Talû, Arap Dili ve Edebiyatı (1. Cild) SARF ve NAHV’E GİRİŞ, İstanbul 1998. s. 60-77.
17
BABLARA GÖRE ETKEN VE EDİLGEN FİİLLERİN CÜMLEDE KULLANILIŞI
MANA /ANLAM EDİLGEN CÜMLE MANA /ANLAM ETKEN FİİLLLİ Cümle HARF
NÂİBU’L-FÂİL+FİİL MEF’ÛL+FÂİL+FİİL SAYISI
Fakîre yardım edildi.
َ .َ‫نصرَالْفقير‬ Zengin fakîre yardım etti
.َ‫نصرَالْغن ُّيَالْفقير‬

Sülâsî Mücerred Fiiller


MAZİSİ 3 HARFLİ
Salih tanındı.
.‫ح‬
ٌَ ‫عَرفَصال‬ Zeyd Salih’i tanıdı.
.‫عرفَزيْ ٌدَصال ًحا‬
Kapı açıldı.
.َ‫فتحَالْباب‬ Ramazan kapıyı açtı
.َ‫ف تحَرمضانَالْباب‬
.َ‫علمَتََاْل ْسماء‬ َ .َ‫علمَآدمَاْل ْسماء‬
31
İsimler bilindi/öğrenildi. Adem isimleri bildi/öğrendi.

َ .‫َعم ٌروَشاك ًرا‬


ْ ‫حسب‬ َ .‫َعم ًراَشاك ًرا‬
ْ ‫حسبَعل ٌي‬
32
Amr Şakir sanıldı. Ali Amr’ı Şakir sandı.

Mümine ikram edildi.


َ .َ‫أَ ْكرمَالْم ْؤمن‬ Allah mümine ikram etti
َ .َ‫أ ْكرمَاللَّهَالْم ْؤمن‬
Fakîre mal verildi.
َ .َ‫اعطىَالْفقيرَالْمال‬ Zengin fakîre mal verdi.
َ .َ‫اعطىَالْغن َُّيَالْفقيرَالْمال‬

SÜLÂSÎ MÜCERRED ÜZERİNE ZİYADE KILINAN BABLAR


3+1=4 Harfli Fiiller.
Adem’e isimler öğretildi.
َ .‫علِّمَآدمَالْ ْسماء‬ Allah Adem’e isimleri öğretti.
َ .‫علَّمَاللَآدمَالْ ْسماء‬
Okulumuz teftîş edildi.33
.‫تَم ْدرست نا‬
ْ ‫ف تِّش‬
Müfettiş okulumuzu teftîş etti.
.‫ف تَّشَالْمفتِّشَم ْدرست نا‬
َ .َ‫غلِّقتََاْلبْواب‬ َ .َ‫َامرأةٌَاْلبْواب‬
ْ ‫ت‬ ْ ‫غلَّق‬
Kapıları iyice kapatıldı. Kadın kapıları iyice kapattı.

Zalimle savaş yapıldı.34


َ .َ‫قوتلَالظَّالم‬ Mümin zalimle savaştı
َ .َ‫قاتلَالْم ْؤمنَالظَّالم‬

3+X ALAN FİİLLER


Öğretmenle tartışıldı.
َ .َ‫نوقشَالْمد ِّرس‬ Öğrenci öğretmenle tartıştı.
َ .َ‫ناقشَالتِّ لْميذَالْمد ِّرس‬
َ .َ‫ا ْستمعَالْق ْرآن‬ َ .َ‫ا ْستمعَالْم ْسلمَالْق ْرآن‬

3+2=5 Harfli Fiiller


Kur'ân can kulağıyla Müslüman Kur'ân’ı can
dinlenildi. kulağıyla dinledi.
َ .َ‫َالرسول‬
َّ ‫تَسنَّة‬ ْ ‫اتُّبع‬ َّ ‫اتَّبعَالْع ْبدَسنَّة‬
َ .َ‫َالرسول‬
Peygamberin sünnetine35 Kul peygamberin sünnetine
uyuldu. uydu.
Müminler sınandılar
şiddetle sarsıldılar.36
ve
َ َ‫ابْ تليَالْم ْؤمنون‬ Allah mümin kullarını imtihan
etti ve onları iyice sarstı.
َ َ‫ابْ ت لىَاللَعبادهَالْم ْؤمنين‬
.‫وزلْزلواَزلْز ًالَشدي ًدا‬ َ .‫وَزلْزله ْم‬
Çok söz konuşuldu.
ٌَ ‫تكلِّمَكل ٌَمََكث‬
.‫ير‬ Hatîp çok söz konuştu
.‫تكلَّمَالخاطبَكل ًماَكث ًيرا‬
Bir toplumdan uzaklaşıldı.
.‫ت بوعدَق ْوٌَم‬ Toplum
uzaklaştı.
bir toplumdan
.‫ت باعدَالْق ْومَق ْوًما‬
َ .َ‫ا ْست ْخرجَالْماء‬ َ .َ‫ا ْست ْخرجَعام ٌلَالْمَاء‬

3+3= 6
Su çıkarıldı Bir işçi suyu çıkardı

Kıbleye dönüldü.
َ .‫ا ْست ْقبلَتََالْق ْب لة‬ Namaz kılan kişi kıbleye
yöneldi, onu karşısına aldı.
َ .‫ا ْست ْقبلَالْمصلِّىَالْق ْب لة‬
Ona fısıldandı.
َ .‫و ْسوسَإل ْيه‬ Şeytan ona fısıldadı. َّ ‫و ْسوس‬
َ َ‫َالش ْيطانَإل ْيه‬

RÜBAÎ Mücerred
َ .َ‫د ْحرجَالْحجر‬ َ .َ‫د ْحرجَإبْراهيمَالْحجر‬ Kökü 4 Harf
Taş yuvarlandı. İbrahim taşı yuvarladı

Develer toplandı.
َ .َ‫ح ْرجمَتََاْْلبل‬ Ahmed develeri topladı.
َ .َ‫ح ْرجمَأ ْحمدَاْْلبل‬
Dergiler tercüme edildi /
çeviri yapıldı.37
َ .‫ت ْرجمَتََالْمجلَّت‬ Mütercim dergileri terceme
etti / çeviri yaptı.
َ .‫ت ْرجمَالْمت ْرجمَالْمجلَّت‬

31
Arapça’da düzensiz çoğullar (Esmâu) tekil dişi kabul edildikleri için fiil dişil (Ulimet) getirilmiştir.
32
“Sandı, öğretti, …” vs. fiiller çift nesne aldıkları için edilgen halde özne gider, ancak nesnelerin biri öznenin yerine gelir, diğeri
yine nesne olarak kalır. Arapça örneğe bkz. Fiil edilgen olduğu halde “Şâkiran” kelimesi nesne olarak kalmıştır.
33
“Fiil-Fâil” ve “Fiil- Nâibu’l-Fâil” arasında bir uyum aranır. “Fiil-Mef’ûl” arasında uyum aranmaz.
34
Uzatma harfinden önceki hareke ötreye çevrilince uzatma harfi (Elif) de “Vâv” a çevrildi.
35
Bu tür isim tamlamalarında birinci ismin (Muzâf) değişen harekesine dikkat ediniz. İkinci isim (Muzâfun İleyh) her zaman
esrelidir. Cümlenin sonunda o tür kelimeler (er-rasûli vb.) bizi yanıltmamalıdır.
36
Fiilden sonra açıkça görülen bir “Fâil” veya “Nâibu’l-Fâil” varsa fiil tekil olur. Aksi halde fiil şahsa göre çekimlenir.
37
Düzenli dişil çoğullar (el-mecellât vb.) öznel halde ötreli, nesnel halde esreli olurlar. Bunlara da dikkat etmek gerekir.
18
REÂ-ER’Â FİLLERİNİN MALUM VE MECHULÜ
(BİR AYETİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ)
“Keşke zalimler azabı gördükleri zaman (anlayacakları .ً‫ول ْوَي رىَالَّذينَظلمواَإ ْذَي رْونَالْعذابََأ َّنَالْق َّوةَللهَجميعَا‬
gibi) bütün kuvvetin Allah'a ait olduğunu önceden
anlayabilselerdi.” (Bakara 2/165)
Cümlenin öğeleri: Yera/Fiil; vav-nun/fâil; el-‘azâbe/mef’ûl
EĞER ALTI ÇİZİLİ FİİL MECHUL OLURSA CÜMLE NASIL OKUNUR?
EĞER ALTI ÇİZİLİ FİİL MECHUL OLURSA CÜMLE ÜÇ TÜRLÜ OKUNUR. İZÂHI ŞUDUR:

َ‫إ ْذَيََرىَالْعذاب‬ َ‫إ ْذَيََرىَالْعذاب‬ َ‫إ ْذَيَرْونَالْعذاب‬


Azab görüldüğü zaman … (Ona) Azab gösterildiği zaman … Onlara azab gösterildiği zaman …
َ‫الْعذاب‬ ‫يََرى‬ َ‫الْعذاب‬ ‫يََرى‬ َ‫الْعذاب‬ َ‫ْون‬ َ‫يَر‬
Nâibu’l-Fâil Fiil-i Muzâri’ Fiil-i Muzâri’

Fetha ile Mansûb

Takdîren Merfû’
Merfû’ Muttasıl

Fiil-i Muzâri’
Damme ile Mechûl Mechûl

Mef’ûlün bih

Cemâat Vavı
Nâibu’l-Fâil
Merfû’ Takdîren Mef’ûlün bih Takdîren Merfû

Mechûl
Zamir
Merfû Fetha ile Nâibu’l-Fâil: Gizli
Mansûb Huve (‫)هو‬

Bunun açıklaması şöyledir:


ÜÇLÜ OLAN ‫َي رى‬-‫ َرأى‬FİİLİ BİR MEF’UL ALIR

Fiil/Ma’lûm Muzari/Cemi Muzari/Tesniye Muzari/Müfred Mazi/Müfred


Üçlü/Sülâsî َ‫ي َرْون‬ َ‫ي َريان‬ ‫ي رى‬ ‫َرأى‬
Manası: gördü-görüyor. Neyi? Onu (bir mef’ûl yeter.)
“Onlar her türlü mucizeyi görseler bile yine de ona ‫وإنَي رَْواََك َّلَآي ٍةَلََّي ْؤمنواَْبها‬
inanmazlar.” (En'âm 6/25)
“Onlar bütün mucizeleri görseler de iman etmezler. Doğru َ‫وإنَي رَواََكلَآي ٍةَلََّي ؤمنواَْبهاَوإنَي رَواَسبيلَالرشدَل‬
yolu görseler onu yol edinmezler. Fakat azgınlık yolunu
ْ ُّ ْ ْ َّ ْ
görürlerse, hemen ona saparlar.” َ .ً‫ل‬
َ ‫ي تَّخذوهَسبيلًَوإنَي رَْواَسبيلَالْغ ِّيَي تَّخذوهَسبي‬
(A'raf 7/146)
Not: Furkan programından taradığımız bütün ayetlerde durum böyledir. Tek mef’ûl.

BU FİİLİN DÖRTLÜ KALIBI (‫َيرى‬-‫ )أرى‬İKİ MEF’UL ALIR

Fiil/Ma’lûm Muzari/Cemi Muzari/Tesniye Muzari/Müfred Mazi/Müfred


Dörtlü/Rübâ’î َ‫يََرون‬ َ‫يََريان‬ ‫يََرى‬ ‫أََرى‬
Manası: “gösterdi-gösteriyor.” Neyi-kime? Onu-ona (iki mef’ûl ister.)
«Haydi, şimdi (öldürülen) adama, (kesilen ineğin) bir َ‫ضربوهَبب ْعضهاَكذلكَي ْحييَاللهَالْم ْوتىَويريك ْم‬ ْ ‫ف قَلْناَا‬
parçasıyla vurun» dedik. Böylece Allah ölüleri diriltir ve
düşünesiniz diye size âyetlerini (Peygamberine verdiği .َ‫آياتهََلعلَّك ْمَت ْعقلون‬
mucizelerini) gösterir.” (Bakara 2/73)
“Böylece Allah onlara, işlerini, pişmanlık ve üzüntü kaynağı ٍ ‫كذلَكَ َيريهم َالله َأ ْعماله َم َحسر‬
َ‫ات َعل ْيه ْم َوما َهم‬
olarak gösterir ve onlar artık ateşten çıkacak da değillerdir.” ْ
(Bakara 2/167) .َ‫بخارجينَمنَالنَّار‬
Dikkat!!! Allah (c.c.) konumuzu ilgilendiren ayetin hemen ardından bunu (göstermeyi) göstermiştir.
“Hatırla ki, Allah, uykunda sana onları az gösteriyordu. َ‫إ ْذ َيريكهم َاللهَ َفي َمنامك َقليلً َول ْو َأراكه َْم ََكث ًيرا‬
Eğer onları sana çok gösterseydi, elbette çekinecek ve bu iş
hakkında münakaşaya girişecektiniz...” (Enfâl 8/43) .َ‫لَّفشلْت ْمَولت ناز ْعت ْمَفيَال ْمر‬
Dikkat! Allah (c.c.) konumuzu ilgilendiren filin (gösterme) mazi ve muzarisini aynı ayette göstermiştir.
19
ŞİMDİ ASIL SORUNUN CEVABINA GEÇEBİLİRİZ:
REÂ-ER’Â FİİLLERİNİN MECHULLERİ
ÜÇLÜ OLAN MECHÛL REÂ FİİLİ BİR NÂİBU’L-FÂİL ALIR:
Fiil/Mechûl Muzari/Cemi Muzari/Tesniye Muzari/Müfred Mazi/Müfred
Üçlü/Sülâsî َ‫ي رون‬ َ‫ي ريان‬
ْ ‫ي رى‬ َ‫َرئَي‬
Manası: görüldü-görülüyor. Ne görülüyor? O görülüyor (mef’ûl yok artık.)

DÖRTLÜ OLAN ER’Â FİİLİ BİR NÂİBU’L-FÂİL ve BİR MEF’UL ALIR:


Fiil/Mechûl Muzari/Cemi Muzari/Tesniye Muzari/Müfred Mazi/Müfred
Dörtlü/Rübâ’î َ‫ي رون‬ َ‫ي ريان‬
ْ ‫ي رى‬ َ‫أري‬
Manası: gösterildi-gösteriliyor. Ne-kime gösteriliyor? O-şuna gösteriliyor?
Dikkat!!!! Sülâsî fiil ile İF’ÂL kalıbındaki RÜBÂ’İ fiilin MUZARİ MECHULLERİ AYNI OLUR. HANGİSİ
OLDUĞUNU SİBAK-SİYAKTAN (Cümlenin Akışından/Bağlamından) ve manasından anlarız.
RÜBÂ’Î FİİLDE;
Cümlenin ma’lûm hali şöyle olur:
Allah, onlara azabı gösteriyordu. َ‫إ ْذَيريهَمَاللهَالْعذاب‬
Cümlenin öğeleri: Yurî/Fiil; hum/1.mef’ûl; Allah (c.c.)/fâil; el-‘azâbe/2. mef’ûl olur.

Cümlenin mechûl hali şöyle olur:


Onlara azab gösterildiği zaman… َ‫إ ْذَي رْونَالْعذاب‬
Cümlenin öğeleri: Yura/Fiil; vav-nun/nâibu’l-fâil; el-‘azâbe/1. mef’ûl olur.

SÜLÂ’Î FİİLDE;
Cümlenin ma’lûm hali şöyle olur:
Onlar azabı gördükleri zaman… َ‫إ ْذَي رْونََالْعذاب‬
Cümlenin öğeleri: Yera/Fiil; vav-nun/fâil; el-‘azâbe/mef’ûl

Cümlenin mechûl hali şöyle olur:


Azab görüldüğü/gösterildiği zaman… َ‫إ ْذَي رىَالْعذاب‬
Cümlenin öğeleri: Yura/Fiil; el-‘azâbu /nâibu’l-fâil; (Artık mef’ûl yok olur.)
Dikkat!!! Fiil meçhul yapıldıktan sonra birinci mef’ûle göre çekimlenmektedir. Dolayısıyla;
(َ‫ )إ ْذَي رْونَالْعذاب‬de olsa (َ‫ )إ ْذَي رْونَالْعذاب‬de olsa (َ‫ )الْعذاب‬kelimesi her zaman mansûb olur.

20
KONUYA DAİR SORU VE ALIŞTIRMALAR
1. ٍ
.ًَ‫َطلب َبدلة‬ ‫كسي َثلثة‬ cümlesinde altı çizili 5. ًَ‫ت ع ُّد َإسطانبولَ َمدينةً َقديمة‬ cümlesinde altı çizili
kelimenin i’râbı nedir? kelimenin cümledeki görevi ve konumu nedir?
)‫(ماَإعرابَالكلمةَالتيَتحتهاَخطَفيَهذهَالجملة؟‬ a) Fâil b) Mübteda
c) Nakıs Fiilin İsmi d) Nâibu’l-Fâil
a) ‫مفعول‬ b) ‫حال‬
6. Aşağıdaki cümleyi öğelerini dikkate alarak düzgün
c) ‫تميز‬ d) ‫خبر‬
bir şekilde harekeleyiniz. Altlarına öğelerini yazınız.

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ma’lûm fiil َْ ََ‫يَعَ َُّدَعَلَمَاءََالَتَّ َاريخ‬


َ .ً‫إستاَنْبولََمَدَينَةًََقَدَيمَ َة‬
mechûl fiile yanlış çevrilmiştir?
ٍ ‫(فيَأي‬ َ‫قديم ًة‬ َ‫بول مدين ًة‬
َ ْ‫إستان‬
ْ َ‫علماءَ التَّاريخ‬ َ‫ي ع ُّد‬
)‫َجملةَح ِّولَالمعلومَإلىَالمجهولَخطأًَ؟‬ ِّ

Fiil-i Muzari
َ .‫َعاق بناَالستاذَبسببَتأخُّرناَعنَالدرس‬-a

Fâil/Muzaf
Damme ile

Damme ile
Muz. İleyh
2. Mef’ûl

1. Mef’ûl

Kesra ile
Fetha ile

Fetha ile

Fetha ile
Mansûb

Mansûb

Mansûb
Mevsûf

Mecrûr

Merfû

Merfû
Sıfat
َ .‫َعوق ْبناَبسببَتأخُّرناَعنَالدرس‬-
.‫َكثيرا‬
ً ‫َمال‬ً ‫َآتانيَالل‬-b
َ .‫َكثيرا‬
ً ‫َمال‬ً ‫َأوتيت‬-
7. Aşağıdaki cümlelerde 2. mefullerin altlarını
َ .‫كم‬
ْ ‫َسينصركمَاللَعلىَأعدائ‬-c çiziniz. Mefulleri harekeleyiniz.
َ .‫كم‬
ْ ‫َسينصرونَعلىَأعدائ‬- a) .‫يسألنيَالطلبَالكسالىَدرجاتَعاليةَمنَحينَإلىَآخر‬

َ .‫َت ْنتبهَجميعَالطالباتَإلىَالدرس‬-d b) .‫ألبستَالمرأةَابنتهاَتننورةَحمراء‬


.‫َي ْنتبهَإلىَالدرس‬- c) .‫يهبَوالديَأقاربهَخمسينَمليونَليرةَكلَشهر‬

3. Aşağıda verilen cümlelerin fiillerini Mechûle d) .‫يعدَالناسَالصدقَأكبرَفضيلة‬


çeviriniz. Gereken değişiklikleri yapınız. CEVAP:
a) ................ََ‫َمَ َدحََاَلْمَعََلِّم‬..ََ‫حنَاَاَلْمَعََلِّم‬
َْ َ‫مَد‬ ٍَ
a) ‫درجات‬ b) ‫تننورًَة‬
b) ..............ََ‫َست َْنص َرون‬.....َ‫سي ْنصركمَالل‬ c) َ‫خمسين‬ d) َ‫أكبر‬
c) ..............َ‫َعوق ْب نا‬.......َ‫ستاذ‬
ْ ‫اَال‬
ْ ‫عاق ب ن‬
ٍ ‫يَسَأَلَنَيَالطلبََالكسالَىَدَر‬
a) .‫َجاتََعاليةًََمنَحينَإلىَآخر‬
d) ..............َ‫َمن ْعتمَالْخروج‬.....َ‫من ْعتكمَالْخروج‬ ْ
Not: Mazi ve Muzari Fiili Mechul/Edilgen yapmanın b) .َ‫أَلَْبَسَتََالمرأةََابنتَهاَت نُّورةًََحمراء‬

َّ ٍََ‫يَهَبََوَالَديَأقاربَهَخ َْمَسَينََمَليونََليرة‬
kendine has kuralları vardır. Fail ortadan kaldırılır,
mef’ûl gelir fail gibi (Nâibu’l-Fâil) işlem görür. c) .َ‫َكلََشه ٍر‬
Zamîrlerin mef’ûl olduğu ve iki mef’ûl alan fiillerin ٍ
d) .َ‫َفضيلة‬َ‫ََالص ْدَقََأكبر‬ ُّ ‫يَع‬
َِّ ‫َدََالناس‬
olduğu yerlerde daha dikkatli olmak, fiili mechûl
yaptıktan sonra daha önce mef’ûl olan şahsa göre Not: Burada birinci mef’ûller sadece kırmızı renge
çekimlemek gerekir. boyanmıştır. Altı çizili kırmızı renkli olanlar 2.
Mef’ûldür.
4. .‫ حسبَالطلب َالمعلم َالشاب َتلمي ًذا َجدي ًدا‬cümlesinde
ikinci Mef’ûl hangisidir? 8. ً‫َيرَيََّة‬ ٍَ ‫َلَبَ َالنََّاجَحَينَ َشَهَاد‬
َ ‫َات َتَ ْقَد‬ َُّّ‫مَنَحَ َالَْمَدَيرَ َالط‬
a) ََ‫المعلم‬ b) َ‫جدي ًدا‬ cümlesinin fiilini meçhul/edilgen yapınız. Oluşan
yeni cümleyi yeniden yazıp harekeleyiniz.
c) ََ‫الشاب‬ d) ‫تلمي ًذا‬ ٍَ َ‫لبََالنََّاجَحَ َونََشَهَاد‬
َ .ً‫اتَتَ َْقدَ َيرَيََّة‬ ََُّّ‫مَنَحََال َط‬

21
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili 12. Aşağıdaki Etgen cümleleri Edilgen cümlelere
kelimenin i’râbı/konumu diğerlerinden farklıdır? çeviriniz. Yeniden harekeleyiniz.
a) .‫ورا‬
ً ‫( وسقاه ْمَربُّه ْمَشرابًاَطه‬2. Mef’ûl) َ ).‫َواضبطَالحركاتَمنَجديد‬،َ‫(ح ِّولَإلىَالفعلَالمجهول‬
b) .ًَ‫( واتَّخذَاللهَإبْ راهيمَخليل‬2. Mef’ûl) ‫ المجه َول‬/EDİLGEN ‫المعلوم‬/ETGEN
c) .ًَ‫كنولوجياَحيات ناَس ْهلة‬
ْ َّ‫( جعلتَالت‬2. Mef’ûl) َ َ .‫حتََرمَكمَالناس‬
َْ َ‫ي‬
d) .‫سا‬ َّ ‫( رأَيْتَأخاكَت ْحت‬Hâl)
ً ‫َالشجرةَجال‬ .‫كسرَالْولدَالْقلم‬
.‫ت ْقرأَعائشةَالْرسالة‬
10. .‫الْهلل َطال ٌع َهذه َاللَّْي لة‬ cümlesinin başına gelen
farklı amillere/etkenlere göre aşağıdaki cümlelerden
.‫أ ْكرْمتمَ اَلْوالدة‬
hangisinin i’râbı doğrudur? .‫يَْركبَالسائقَالْحمار‬
a) .‫( باتََالْهللََطال ًعَاَهذهَاللَّْي لة‬Kâne vb.)
b) .‫َيَتََالْهللََطال ٍعََهذهَاللَّْي لة‬ ْ ‫( ل‬İnne vb.)
c) .‫عَهذهَاللَّْي لة‬
ٌ ‫َنََالْهللََطال‬َّ ‫( كَأ‬İnne vb.)
d) .‫َنََالْهللَطال ًعَاَهذهَاللَّْي لة‬ُّ ‫( أَظ‬Ef’âl-i Kulüb.)

11. Aşağıdaki cümlelerde her iki mef’ûlü de


harekeleyip 2. mef’ûllerin altlarını çiziniz.
ٍ ‫وهبَالتاجرَضحاياَاْلرهابََإعان‬
a) .‫اتََمالية‬
b) .‫سقىَصاحبَالبيتَالضُّيوفََعصيرََالتفاح‬
c) .‫يعا‬
ً ‫وجدتَالْعلْمََي ْن فعَالنَّاسَجم‬
d) .‫جعلَالبوابَحديقةََالعمارةَأ ْكث رََجمال‬

Geniş bilgi için bk.


1. Mustafa el-Ğelâyînî, Câmiu’d-Durûsi’l-Arabiyye, Daru’s-Selâm, el-Kâhire 2013, s. 51-66.
2. Mahmûd Süleyman Yakût, en-Nahvu’t-Ta’lîmî ve’t-Tatbîku fî’l-Kur'ân-ı Kerîm, Dâru’s-Sahabe,
Tanta 2009, s. 506-514.
3. Mehmet Talu, Nahiv İlmi, İstanbul 1992, s. 101-111.
4. Abdurrahman b. İbrahim el-Fevzan, el-Arabiyyetu Beyne Yedeyk, Rıyad 2012, III, 77, 94-95, 103-
104, 114-115, 123-125.
5. M. Muhyiddin b. Abdilmecîd, et-Tuhfetu’s-Seniyye bi Şerhi’l-Mukaddemeti’l-Acrûmiyye fî
Kavaidi’n-Nahvi ve’l-İ’râb, thk.: Abdulcelîl el-Atâ el-Bekrî, Mektebetu Darî’l-Fecr, Dımeşk 2002, s.
139-144.

22

You might also like