You are on page 1of 9

Onlar, Süleyman’ın saltanatı aleyhinde şeytanların uydurduğu yalanlara uydular.

Oysa
Süleyman hiçbir zaman kâfir olmadı. Lâkin şeytanlar kâfir oldular. Çünkü onlar, insanlara büyü
yapmayı ve Bâbil’de Hârut ile Mârut isimli iki meleğe indirilen bilgileri öğretiyorlardı. Halbuki o
iki melek: “Biz ancak imtihan için gönderildik, sakın öğrettiğimiz bilgileri büyü yapmada kullanıp
da kâfir olma!” demeden hiç kimseye bir şey öğretmezlerdi. Onlar ise bu iki melekten, karı ile
kocanın arasını ayıracak şeyler öğreniyorlardı. Onlar, Allah’ın izni olmadıkça o büyü ile hiç
kimseye zarar veremezler. Fakat onlar kendilerine fayda değil zarar verecek şeyi belliyorlardı.
Elbette onlar, büyüyü satın alan kimselerin âhirette hiçbir nasibi olmadığını da çok iyi
biliyorlardı. Karşılığında kendilerini sattıkları şey, ne kötüdür! Keşke bunu bilselerdi! Bakara
suresi 102. Ayet

Müşrik kadınlar iman etmedikçe onlarla evlenmeyin. Şunu bilin ki, müşrik hür bir kadın hoşunuza gitse
bile, mü’min bir câriye ondan daha hayırlıdır. Müşrik erkekleri de, iman etmedikleri sürece mü’min
kadınlarla evlendirmeyin. Yine bilin ki müşrik bir erkek hoşunuza gitse bile, mü’min bir köle ondan
daha hayırlıdır. Çünkü müşrikler, insanı cehenneme çağırırlar. Allah ise, izni ve keremiyle, cennete ve
bağışlanmaya çağırır. Allah, insanlar düşünüp ders alsınlar diye âyetlerini böyle açıklar. Bakara suresi
221.ayet

Rasûlüm! Sana kadınların âdet görmesini de soruyorlar. Şöyle de: “O, rahatsızlık veren bir durumdur.
Bu sebeple âdet gördüklerinde kadınlardan uzak durun ve onlar temizleninceye kadar kendileriyle
cinsî münâsebette bulunmayın. Temizlendikleri zaman Allah’ın izin verdiği yerden onlara yaklaşın.”
Şüphesiz Allah çok tevbe edenleri de, çok temizlenenleri de sever.Bakara suresi 222. Ayet

Kadınlarınız size çocuk yetiştiren bir ekinliktir. O halde ekinliğinize dilediğiniz zamanda dilediğiniz
biçimde varın. Ancak mutluluğa ermeniz için önceden hazırlık yapmayı ve kendi geleceğiniz için geliri
hiç tükenmeyecek hâsılat göndermeyi ihmal etmeyin. Allah’a karşı gelmekten sakının ve O’na
kavuşacağınızı bilin. Rasûlüm! Erişecekleri ilâhî lutuflarla mü’minleri müjdele! Bakara suresi 223. Ayet

Allah’ın adını, olur olmaz ettiğiniz yeminleriniz yüzünden iyilik yapmanızın, kötülüklerden sakınmanızın
ve insanların arasını düzeltmenizin önünde bir engel hâline getirmeyin. Allah, her şeyi işiten ve
bilendir. Bakara suresi 224.

Kasıtsız yaptığınız yeminler yüzünden Allah sizi sorumlu tutmaz; ancak bile bile yaptığınız yalan
yeminlerden sorumlu tutar. Allah, çok bağışlayan, ceza vermekte acele davranmayandır. Bakara
suresi 225.

Hanımlarıyla cinsî münâsebette bulunmayacaklarına dâir yemin edenlere dört ay bekleme süresi
vardır. Şayet bu süre içinde yeminlerinden cayıp eşlerine dönerlerse, şüphesiz Allah çok
bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir. Bakara suresi 226.

Eğer boşanmaya karar verirlerse, boşanabilirler. Şüphe yok ki Allah, her şeyi işiten ve bilendir Bakara
suresi 227. Ayet
Geri dönülebilir talâk ile boşanan kadınlar, üç âdet müddetince bekleyip kendilerini gözetlemelidirler.
Eğer Allah’a ve âhiret gününe inanıyorlarsa, Allah’ın rahimlerinde yarattığı hayız hâlini veya hamileliği
gizlemeleri kendilerine helâl değildir. Eğer barışmak ve aralarını düzeltmek isterlerse kocaları, bu süre
içinde onları geri almaya başkalarından daha çok hak sahibidirler. Erkeklerin hanımları üzerinde
hakları olduğu gibi, hanımların da kocaları üzerinde meşrû hakları vardır. Ancak erkekler kadınlara
göre bir derece daha fazla hak sahibidirler. Allah, kudreti dâimâ üstün gelen, her hükmü ve işi hikmetli
ve sağlam olandır. Bakara suresi 228. Ayet

Boşamadan iki defa geri dönülebilir. Bundan sonra erkeğin vazîfesi ya güzelce geçinmek veya tatlılıkla
ayrılmaktır. Ey kocalar! Boşanma durumunda, daha önce kadınlarınıza vermiş olduğunuz mehir ve
hediyelerden hiçbir şeyi geri almanız size helâl değildir. Ancak karı koca Allah’ın koyduğu ölçülere
riâyet edemeyeceklerinden endişe ederek boşanmak isterlerse durum değişir. Ey hakemler, veliler!
Karı kocanın Allah’ın koyduğu ölçülere riâyet edemeyeceklerinden endişe ederseniz, bu durumda
kadının, kocasından aldığının bir kısmını boşanmak için ona geri vermesinde, erkeğin de bunu
almasında ikisine de bir günah yoktur. Bunlar Allah’ın belirlediği sınırlardır, sakın bu sınırları aşmayın.
Kim Allah’ın koyduğu sınırları çiğnerse, işte onlar zâlimlerin tâ kendileridir. Bakara suresi 229.

Şâyet koca eşini üçüncü kez boşarsa, artık o hanım bir başka erkekle bilfiil evlenip boşanmadıkça
tekrar eski eşiyle evlenmesi helâl olmaz. Eğer onu ikinci kocası da boşarsa, Allah’ın koyduğu ölçülere
riâyet edebileceklerine inandıkları takdirde eski karı kocanın yeniden evlenmelerinde bir günah yoktur.
İşte bunlar Allah’ın, önemini bilecek ve gereğince amel edecek bir toplum için açıkladığı ölçülerdir.
Bakara suresi 230.

Kadınları boşadığınızda, onlar da bekleme süresini tamamladıklarında ya onları yanınızda güzellikle


tutun veya kendilerinden tatlılıkla ayrılın. Sırf kendilerine haksızlık etmek ve zarar vermek için onları
nikâh altında tutmayın. Böyle davranan, sadece kendine yazık etmiş olur. Sakın Allah’ın âyetleriyle
eğlenmeye kalkmayın. Allah’ın üzerinizdeki nimetlerini ve size öğüt vermek için indirdiği kitabı ve
hikmeti düşünün. Allah’a karşı gelmekten sakının ve iyi bilin ki Allah, her şeyi hakkiyle bilmektedir.
Bakara suresi 231. Ayet

Kadınları boşadığınız zaman, onlar da bekleme süresini tamamladıklarında ey hâkimler ve veliler,


meşrû bir şekilde anlaştıkları takdirde, onların mevcut kocalarıyla veya bir başka erkekle yeniden
evlenmelerine engel olmayın. Bu, sizden Allah’a ve âhiret gününe inananlara verilen bir öğüttür. Bu
öğütlere uygun davranmak, sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Zira işin gerçeğini Allah bilir, siz
bilemezsiniz Bakara suresi 232. Ayet

Anneler, emzirme süresini tamamlatmak isteyen babalar için çocuklarını iki tam yıl emzirirler.
Annelerin yiyecek ve giyeceklerini meşrû çerçeve içinde temin etmek, çocuğun gerçek sahibi olan
babaya düşer. Kimse gücünün yetmeyeceği şeyle sorumlu tutulamaz. Hiçbir anne ve baba çocukları
yüzünden zarara uğratılamaz. Baba öldüğünde aynı sorumluluk vârisine düşer. Anne ile baba, birbirine
danışıp anlaşarak iki yıl dolmadan çocuğu memeden kesmeye karar verirlerse, bundan dolayı ikisine
de bir günah yoktur. Ey babalar! Şâyet çocuklarınızı süt anneye emzirtmek isterseniz, uygun olan
ücreti verdikten sonra, bunda da size bir günah yoktur. Allah’a karşı gelmekten sakının ve şunu bilin ki
Allah, bütün yaptıklarınız görmektedir. Bakara suresi 233.

Vefat eden mü’minlerin geride bıraktıkları eşleri, yeniden evlenebilmek için dört ay on gün
bekleyeceklerdir. Bekleme süresi dolunca, meşrû çerçevede kendileri için uygun olanı yapmalarında
size bir günah yoktur. Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdardır. Bakara suresi 234. Ayet
Vefat iddeti bekleyen kadınlara evlenme isteğinizi üstü kapalı bir şekilde çıtlatmanızda veya bunu
gönlünüzde gizlemenizde size bir günah yoktur. Allah biliyor ki, nikâhlamak üzere siz onları
hatırınızdan geçireceksiniz; fakat günah olmayacak bir sözle bunu hissettirmeniz dışında onlarla
gizlice sözleşmeyin. Bekleme süresi dolmadan da onları nikâhlamaya kalkışmayın. Şunu iyi bilin ki,
evlenme konusunda içinizden geçenleri Allah çok iyi bilmektedir. O halde Allah’a karşı gelmekten
sakının. Yine bilin ki Allah, çok bağışlayandır, ceza vermekte hiç acele etmeyendir. Bakara suresi 235.
Ayet

Evlenip de henüz kendileriyle cinsî münâsebette bulunmadığınız veya mehirlerini belirlemediğiniz


kadınları boşamanızda size bir günah yoktur. Fakat onlara, mânevî tazminat olarak bir geçimlik verin.
Zengin olanlar kendi güçlerine, fakir olanlar da kendi imkânlarına göre, onlara gönüllerini alacak ve
örfe uygun düşecek şekilde uygun bir geçimlik versin. İyilik ve ihsân sahiplerine yakışan da budur.
Bakara suresi 236. Ayet

Mehirlerini belirlediğiniz halde kendileriyle cinsî münâsebette bulunmadan onları boşarsanız, bu


durumda kararlaştırdığınız mehrin yarısını onlara vermeniz gerekir. Ancak kadınlar alacakları
mehirden vazgeçebilir veya nikâhı elinde bulunduran erkekler mehrin tamamını bağışlayabilir. Fakat
ey erkekler! Sizin cimrilik yapmayıp mehrin tamamını vermeniz takvâya daha uygun bir davranıştır.
Birbirinize erdemli ve lutufkâr davranmayı ihmal etmeyin. Şüphesiz Allah, bütün yaptıklarınızı
görmektedir. Bakara suresi 237. Ayet

Kendilerine ölüm gelip de geride eşler bırakacak olanlarınız, onların bir yıl süreyle evlerinden
çıkarılmadan geçimlerinin sağlanmasını vasiyet etsinler. Şâyet onlar kendi istekleriyle çıkıp giderlerse,
kendileri hakkında meşrû olarak yaptıklarından dolayı size bir günah yoktur. Allah, kudreti dâimâ üstün
gelen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır. Bakara 240. Ayet

Boşanmış kadınlara geçimlerini sağlamak için verilmesi gereken bir nafaka vardır ki, bu da takvâ
sahibi olanlar üzerine bir borçtur. Bakara 241. Ayet

Düşünüp anlamanız için Allah size âyetlerini işte böyle açıklıyor. Bakara suresi 242. Ayet

Yetim kızlarla evlenip de, adâletli davranamayacağınızdan korkarsanız, o zaman onları değil, size
helâl olup hoşunuza giden kadınlardan birini, hatta bunlardan iki, üç veya dördünü birden
nikâhlayabilirsiniz. Şâyet bunlar arasında da adâleti sağlayamayacağınızdan endişe ederseniz, o
zaman sadece bir kadınla evlenin veya sahip olduğunuz câriyelerle yetinin. Böyle davranmanız, zulme
ve haksızlığa meyletmemeniz için en uygun yoldur. Nisa suresi 3. Ayet

Evlendiğiniz kadınlara mehirlerini gönül hoşluğuyla verin. Eğer mehrin bir kısmını kendi arzularıyla size
bağışlarlarsa, onu da gönül rahatlığı içinde afiyetle yiyin. Nisa suresi 4. Ayet

Allah’ın, hayatınızın dayanağı kıldığı, koruyasınız diye sizin idâre ve emânetinize verdiği gerek
mülkünüz, gerekse yetimlerin mallarını bir takım aklı ermez, nereye ve nasıl harcanacağını bilmez
israfçı kişilere vermeyin. Bunun yerine o mallarla böylelerinin yeme-içme ihtiyaçlarını sağlayın,
giyeceklerini temin edin. Kaba ve kırıcı olmaktan sakınıp onlara güzel ve yerinde sözler söyleyin Nisa
5. Ayet

Velîsi bulunduğunuz yetimleri evlilik çağına varıncaya kadar gözetip deneyin. Eğer onların akılca
olgunlaşıp kâr-zararı ayırt edebilecek bir duruma ulaştıklarına kanaat getirirseniz, o takdirde mallarını
kendilerine hemen devredin. Büyüyecekler de mallarını elimizden alacaklar diye o malları israf ile ve
tez elden yiyip tüketmeyin. Zengin olan velî, yetim malına tenezzül etmesin; muhtaç olan da ihtiyaç ve
emeğine uygun olarak meşrû ölçüde bir şey yesin. Mallarını kendilerine teslim ettiğinizde de
yanlarında şâhit bulundurun. Hesap sorucu olarak Allah yeter. Nisa suresi 6. Ayet

Ey iman edenler! Kadınları mirâs yoluyla zorla almanız size helâl değildir. Onlar apaçık bir hayâsızlık
yapmadıkça, kendilerine verdiğiniz şeylerin bir kısmını geri almak için onları sıkıştırmayın. Eşlerinizle
hoşça ve güzelce geçinin. Onlardan hoşlanmazsanız da sabredin. Olabilir ki bir şey hoşunuza gitmez
de, bakarsınız Allah onda sizin için pek çok hayırlar takdir etmiştir. Nisa suresi 19. Ayet

Eğer siz bir eşi boşayıp da yerine bir başka eş almak isterseniz, boşadığınız eşe yüklerle mehir vermiş
olsanız bile, ondan hiçbir şeyi geri almayın. Yoksa siz fuhuş yaptı diye eşinize iftira ederek ve apaçık
bir vebâl yüklenerek mi verdiğinizi geri alacaksınız? Nisa suresi 20. Ayet

Hem onu nasıl geri alabilirsiniz ki? Zira sizler evlenip birbirinizle içli dışlı beraber oldunuz, üstelik onlar
da sizden kesin bir söz aldılar. Nisa suresi 21. Ayet

Geçmişte olanlar bir yana, babalarınızın nikâhladığı kadınlarla evlenmeyin. Şüphesiz bu, çok çirkin bir
hayâsızlık, Allah’ın gazabını celbeden bir günah ve pek iğrenç bir yoldur! Nisa suresi 22. Ayet

Ey mü’min erkekler! Şu kadınlarla evlenmeniz size haram kılınmıştır: Analarınız, kızlarınız,


kızkardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeşlerinizin kızları, kız kardeşlerinizin kızları, sizi
emziren sütanalarınız, süt bacılarınız, eşlerinizin anaları, kendileriyle cinsî münâsebette bulunduğunuz
eşlerinizden olup himâyenizde bulunan üvey kızlarınız. Eğer anneleriyle cinsî münâsebette
bulunmadan ayrılmışsanız, üvey kızlarınızı nikâhlamanızda size bir günah yoktur. Keza öz
oğullarınızın eşleriyle evlenmeniz ve iki kız kardeşi nikâhınız altında birleştirmeniz size haram kılındı.
Ancak geçmişte olanlar müstesnâ; onlar affedilir. Çünkü Allah çok bağışlayıcı, engin merhamet
sahibidir. Nisa 23. Ayet

Sahip olduğunuz cariyeler müstesnâ, evli kadınları nikâhlamanız da size haram kılınmıştır. İşte bütün
bunlar, Allah’ın sizin için belirlediği kesin hükümlerdir. Bu sayılanların dışındaki kadınları, iffetli
yaşamak, zinâ etmemek ve mehirlerini ödemek şartıyla nikâhlamanız size helâldir. Bu şartlar altında
onlardan hangisiyle bir arada bulunup beraberliklerinden yararlanmak istiyorsanız, üzerinizde bir borç
olarak belirlenmiş olan mehirlerini ödeyin. Fakat mehrin miktarını belirledikten sonra onu aranızda
karşılıklı rızâ ile artırıp eksiltmekte size herhangi bir günah yoktur. Şüphesiz Allah her şeyi hakkiyle
bilen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır. Nisa 24. Ayet

İçinizde hür mü’min kadınlarla evlenecek servet ve imkânı bulunmayanları, sahibi olduğunuz mü’min
cariyelerle evlendirin. Allah sizi imanlarınızla değerlendirir ve her birinizin imanının keyfiyet ve
derecesini çok iyi bilir. Hür olsun, câriye olsun hepiniz aynı kökten birer insan; mü’minler olarak da
aynı dinin ve aynı toplumun mensuplarısınız. O halde câriyeleri, iffetli yaşamaları, açıkça veya gizli
dostlar tutarak zinâ etmemeleri şartıyla ve sahiplerinin de izniyle nikâhlayın. Mehirlerini de dinin ve
örfün gereklerini dikkate alarak güzelce verin. Evlendikten sonra zinâ ederlerse onların cezası hür
kadınların cezasının yarısıdır. Câriyelerle evlenme izni, içinizden kötü yola düşmekten korkanlar
içindir. Ancak sabredip onlarla evlenmemeniz sizin için daha hayırlıdır. Allah çok bağışlayıcıdır, engin
merhamet sahibidir. Nisa 25. Ayet

Allah, haramları ve helâleri size apaçık bildirerek yolunuzu aydınlatmak, sizi daha önce yaşamış sâlih
insanların gerçek kurtuluş yollarına iletmek ve sizi yanlış yollara gitmekten koruyup affına ve rahmetine
yöneltmek istiyor. Allah her şeyi hakkıyla bilen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır. Nisa 26.
Ayet
Erkekler kadınlar üzerinde yönetici ve koruyucudurlar. Bunun sebebi, Allah’ın insanların bir kısmını
diğerlerinden üstün yaratması ve bir de erkeklerin, kendi mallarından mehir ve evin geçimi gibi harcama
yükümlülüklerinin olmasıdır. Şu halde sâliha kadınlar itaatkârdırlar. Allah’ın, onların kocaları üzerindeki
haklarını korumasına karşılık, hanımlar da kocalarının bulunmadığı zamanlarda ve kimsenin görmeyeceği
yerlerde namuslarını, onların mallarını ve çocuklarını korurlar. Dikbaşlılık ve serkeşliklerinden yıldığınız
kadınlara gelince; öncelikle bunlara nasihat edin, vazgeçmezlerse yataklarında yalnız bırakın, bu da sonuç
vermezse onları dövün. Size itaat ederlerse artık onlara haksızlık etmek için herhangi bir bahane aramayın.
Çünkü Allah çok yücedir, çok büyüktür. Nisa suresi 34. Ayet

Şâyet karı-kocanın aralarının iyice açılmasından ve artık yuvanın dağılmasından endişe ederseniz, erkeğin ve kadının
ailesinden birer hakem belirleyin. İki taraf da iyi niyetle işi düzeltmek isterse, Allah karı-kocanın arasındaki dargınlığı
giderip barışmalarını sağlayacaktır. Şüphesiz Allah her şeyi bilir, kullarının her hâlinden haberdardır. Nisa suresi 35.
Ayet

Eğer bir kadın kocasının serkeşliğinden, geçimsizliğinden ve büsbütün kendisinden yüz çevirip uzaklaşmasından
korkarsa, o takdirde anlaşarak aralarını düzeltmelerinde ikisine de bir günah yoktur. Karşılıklı anlaşmak, elbette en iyi
yoldur. Şu bir gerçek ki nefisler, bencil ve menfaatlerine düşkün olarak yaratılmışlardır. Bu bakımdan ey kocalar, siz
eşlerinize güzel davranır ve onlara haksızlık etmekten sakınırsanız, şüphesiz Allah yaptığınız her şeyden haberdârdır.
Nisa 128. Ayet

Ne kadar isteseniz de eşleriniz arasında adâleti sağlamaya güç yetiremezsiniz. Hiç olmasa birine büsbütün meyledip,
diğerini ne kocalı ne de kocasız bir halde askıda bırakmayın. Eğer yanlış davranışlarınızı düzeltir ve birbirinize
haksızlık etmekten sakınırsanız, şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır ve engin merhamet sahibidir. Nisa suresi 129. Ayet

Eğer karı-koca boşanıp birbirinden ayrılacak olurlarsa, sınırsız lutuf ve keremiyle Allah, onlardan her birinin ihtiyacını
giderir. Çünkü Allah’ın hazînesi geniştir, O’nun her işi ve hükmü hikmetli ve sağlamdır. Nisa suresi 130. Ayet

Bugün size bütün iyi ve temiz şeyler helâl kılındı. Ehl-i kitabın yiyeceği size helâl, sizin yiyeceğiniz de onlara helâldir.
İffetinizi korumanız, zinâ etmemeniz, gizli dost edinmemeniz şartıyla ve mehirlerini verdiğiniz takdirde hür ve iffetli
mü’min kadınlar ile sizden önce kitap verilmiş olanların hür ve iffetli kadınları size helâldir. Her kim inanılması gereken
kâideleri inkâr ederse, onun bütün amelleri boşa gider ve o âhirette kesin olarak zarara uğrayanlardan olur. Maide
suresi 5. Ayet
Zinâ eden bir erkek, zinâ eden veya Allah’a ortak koşan kadından başkasıyla evlenmez. Zinâ eden bir kadınla da zinâ
eden veya Allah’a ortak koşan bir erkekten başkası evlenmez. Zinâ edenlerle ve Allah’a ortak koşanlarla evlenmek
mü’minlere haram kılınmıştır. Nur suresi 3. Ayet

İçinizden evli olmayanları, köle ve câriyelerinizden de evliliğe müsait olanları evlendirin. Eğer onlar fakir iseler, Allah
onları lutfuyla zengin eder. Çünkü Allah’ın lutf u keremi çok geniştir; O her şeyi hakkiyle bilir. Nur suresi 32. Ayet

Evlenmek için maddî imkân bulamayanlar, Allah lutfuyla onların ihtiyaçlarını giderinceye kadar iffetlerini korusunlar.
Sahip olduğunuz köle ve câriyelerden özgürlüklerini satın almak için sizinle azatlık sözleşmesi yapmak isteyenlerle,
eğer kendilerinde çalışıp kazanarak hayatlarını idâme ettirecek ve toplumun hayırlı bir ferdi olabilecek kabiliyet
görürseniz, istedikleri anlaşmayı yapın. Allah’ın size ihsân ettiği mallardan siz de yardım olarak onlara bağışta
bulunun. Mecbûrî hizmet bedellerini ödemelerine yardım edin. Dünya hayatının geçici menfaatlerine göz dikerek
câriyelerinizi, hele bir de iffetli kalmak istiyorlarsa, hiçbir durumda sakın fuhşa zorlamayın! Her kim onları fuhşa
zorlarsa, şunu bilsin ki Allah, zorla bu işe itildiklerinden dolayı, onlar hakkında çok bağışlayıcıdır, engin merhamet
sahibidir. Nur suresi 33. Ayet

Ey Peygamber! Hanımlarına de ki: “Eğer dünya hayatını ve onun zînetini istiyorsanız, gelin boşanma bedellerinizi
verip sizi güzellikle boşayayım.” Ahzap 28. Ayet
“Yok eğer Allah’ı, Rasûlü’nü ve âhiret yurdunu istiyorsanız, hiç şüphe yok ki Allah, sizden güzel güzel işler yapanlara
büyük bir mükâfat hazırlamıştır.”Ahzap 29. Ayet

Ey Peygamber! Hani sen, Allah’ın kendisine nimet verdiği ve senin de azat etmek suretiyle kendisine iyilikte
bulunduğun kimseye: “Hanımını yanında tut ve Allah’tan kork!” diyordun. Bunu söylerken, Allah’ın daha sonra ortaya
çıkaracağı bir gerçeği içinde gizliyor ve onu açıklama konusunda insanlardan çekiniyordun. Oysa asıl çekinmen
gereken Allah’tı. Nihâyet Zeyd hanımını boşayıp onunla ilişkisini kesince biz onu sana nikâhladık ki, artık bundan
böyle, “evlâdım” diye çağırdıkları kişiler hanımlarını boşadıklarında, o hanımlarla evlenmek hususunda mü’minlere bir
güçlük, kınama ve hukûkî bir engel olmasın. Allah’ın emri ne ise o mutlaka yerine getirilmelidir. Ahzap süresi 37. Ayet

Ey iman edenler! Mü’min kadınlarla nikâh akdi yapıp, henüz cinsî münâsebete girmeden kendilerini boşarsanız, bu
durumda bir başkasıyla evlenebilmeleri için onlardan süre beklemelerini istemeye hakkınız yoktur. Yalnız onları gönül
alacak bir kısım hediye ve yardımlarla memnun edin ve güzellikle boşayın. Ahzap 49. Ayet

Ey Peygamber! Biz, mehirlerini verdiğin hanımlarını, Allah’ın sana savaş esiri olarak verdiği câriyeleri, seninle beraber
hicret eden amca kızlarını, hala kızlarını, dayı ve teyze kızlarını sana helâl kıldık. Mehir istemeksizin kendisini
Peygamber'e hibe eden mü’min bir kadını da, eğer Peygamber onu nikâhlamak istiyorsa, diğer mü’minlerden farklı
olarak, sadece sana helâl kıldık. Zâten biz, hanımları ve sahip oldukları câriyeleri hakkında mü’minlere hangi
hükümleri geçerli kıldığımızı elbette bilerek belirlemiş bulunuyoruz. Bu özel hükümler, sana bir zorluk olmaması,
gönlüne bir darlık gelmemesi içindir. Allah, çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir. Ahzap süresi 50. Ayet

Hanımlarından dilediğinin sırasını erteleyebilir, dilediğini yanına alabilirsin. Bir süre uzak durduklarından da arzu
ettiğini tekrar yanına almakta senin için bir sakınca yoktur. Böyle davranman, onların daha çok sevinip mutluluk
duymaları, ziyaretleri ertelendiğinde tasalanıp üzülmemeleri ve kendilerine olan muâmelenden dolayı hepsinin hoşnut
olması açısından daha uygundur. Allah, kalplerinizde olanları bilir. Gerçekten Allah, her şeyi hakkiyle bilen, kullarının
hataları karşısında çok sabırlı ve müsamahalı olandır. Ahzap 51. Ayet

Ey Peygamber! Artık bundan böyle güzellikleri hoşuna gitse de başka kadınları nikâhlaman ve mevcut hanımları
başkalarıyla değiştirmen sana helâl değildir. Ancak sahip olduğun câriyeler müstesnâ. Allah, her şeyi hakkiyle görüp
gözetendir. Ahzap süresi 52. Ayet

Allah, sizi başlangıçta tek bir nefisten yarattı ve kendisiyle ünsiyet edip gönül huzuru bulacağı eşini de aynı cins ve
mâhiyetten var etti. İnsan nesli bu ikisinden türeyip çoğalarak bugüne kadar sürüp geldi. Bilindiği üzere erkek eşine
yaklaşınca, eşi hafif bir yük yüklenip hamile kalır ve onu karnında bir müddet taşır. Nihâyet hamileliği ağırlaşınca,
eşler birlikte, bir endişe ve telaşla Rableri olan Allah’a yönelerek: “Eğer bize eli ayağı düzgün kusursuz bir çocuk
verirsen, yemin olsun ki, biz de karşılığında şükredenlerden olacağız” diye dua ederler. Araf suresi 189. Ayet

Allah onlara kusursuz bir çocuk verince, Allah’ın kendilerine bağışladığı bu nimetin meydana gelmesinde O’ndan
başka güçlere de yer verip şirk koşmaya başlarlar. Oysa Allah, onların ortak koşmasından da, koştukları ortaklardan
da sonsuz derecede yücedir. Araf suresi 190. Ayet

O’nun varlığının delillerinden biri de, kendileriyle ülfet edip huzura ermeniz için size kendi cinsinizden eşler yaratması
ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesidir. Şüphesiz bunda, sistemlice düşünen bir toplum için nice dersler ve
ibretler vardır. Rum süresi 21. Ayet

Ey iman edenler! Mü’min kadınlar hicret ederek size geldikleri zaman imanları hususunda
onları imtihan edin. Gerçi Allah onların imanlarını herkesten daha iyi bilir. Siz de onların
inanmış olduklarına kesin kanaat getirirseniz, onları müşrik kocalarına geri göndermeyin.
Çünkü bundan böyle onlar kâfir kocalarına helâl olmadıkları gibi, kâfir kocaları da onlara helâl
değildir. Yalnız, müşrik kocalarının bu kadınlara ödedikleri mehirleri de kendilerine iâde edin.
Mehirlerini verdiğiniz takdirde mü’min olduklarını bildiğiniz bu kadınları nikâhlamanızda
hiçbir sakınca yoktur. Kâfir kadınları nikâhınızda tutmayın. Onlara ödediğiniz mehri,
varacakları kâfir kocalarından geri isteyin. Kâfirler de, müslüman olup sizinle evlenen eşlerine
ödedikleri mehri geri istesinler. Bunlar Allah’ın koyduğu hükümlerdir; aranızda böyle hüküm
veriyor. Çünkü Allah her şeyi hakkiyle bilen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır.
Mumtehine 10. Ayet

Eğer sizden birinin eşi dinden dönüp kâfirlere katılır da o kadına verdiğiniz mehir size iade edilmezse,
onlarla yaptığınız savaşta gâlip gelip kendilerinden ganimet aldığınızda, eşleri gitmiş olan kocalara,
ödedikleri mehir kadarını o ganimetten verin. Kendisine inandığınız Allah’a karşı gönülden saygılı olup
O’na karşı gelmekten sakının. Mumtehine 11. Ayet

Ey Peygamber! Mü’min kadınlar sana gelip de Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık
yapmamak, zinâ etmemek, çocuklarını öldürmemek, elleriyle ayakları arasında bir iftirâ uydurup
getirmemek, dine ve akla uygun hiçbir konuda sana karşı gelmemek hususlarında sana bey‘at etmek
istediklerinde, sen de onların bey‘atını kabul et ve onlar için Allah’tan bağışlanma dile! Şüphesiz Allah,
çok bağışlayıcıdır, sonsuz merhamet sahibidir. Mumtehine 12. Ayet

Ey Peygamber! Eşlerinizi boşayacağınız zaman, iddetlerini dikkate alarak onları boşayın; iddet günlerini de iyice
hesap edin. Rabbiniz olan Allah’a gönülden saygı besleyip O’na karşı gelmekten sakının. Boşanmış eşleri, zinâ ve
hırsızlık gibi apaçık bir hayâsızlık yapmadıkça, iddet süresince kocalarıyla birlikte yaşadıkları evlerinden çıkarmayın,
kendileri de çıkıp gitmesinler. Bunlar, Allah’ın belirlediği sınırlardır. Kim Allah’ın belirlediği sınırları çiğnerse,
gerçekten kendisine yazık etmiş olur. Bilemezsin, belki de Allah bundan sonra yeni bir durum meydana getiriverir.
Talak suresi 1. Ayet

Bekleme sürelerinin sonuna vardıklarında, onları ya meşrû ölçüler içinde ve haklarına riâyet ederek nikâhınız altında
tutun ya da onlardan meşrû ölçüler içinde ve haklarına riâyet ederek ayrılın. İçinizden adâlet sahibi iki kişiyi de şâhit
tutun. Ey şâhitler! Siz de şâhitliği Allah için dürüst ve dikkatli bir şekilde yapın. Allah’a ve âhiret gününe inananlara
verilen öğüt budur. Kim Allah’a gönülden saygı besleyip O’na karşı gelmekten sakınırsa, Allah zorluklar karşısında ona
bir çıkış kapısı açar. Talak suresi 2. Ayet

Onu hiç ummadığı yerden rızıklandırır. Kim Allah’a güvenip dayanırsa Allah ona yeter. Allah buyruğunu mutlaka
gerçekleştirir. Allah, her şey için belli bir ölçü koymuştur. Talak 3. Ayet

Boşanmış olan kadınlarınız içinde âdetten kesilmiş olanların bekleme sûreleri hakkında tereddüt ederseniz, onların
bekleme süresi üç aydır. Herhangi bir sebeple henüz âdet görmemiş olanların bekleme süreleri de bu kadardır.
Hâmile kadınların bekleme süreleri, çocuklarını doğurunca sona erer. Kim Allah’a gönülden saygı besleyip O’na karşı
gelmekten sakınırsa, Allah ona işinde kolaylık verir. Talak 4. Ayet

Bütün bunlar, Allah’ın size gereğince amel etmeniz için indirdiği emirleridir. Kim Allah’a gönülden saygı besleyip O’na
karşı gelmekten sakınırsa, Allah onun günahlarını örter ve mükâfatını kat kat artırır. Talak 5. Ayet
Boşadığınız kadınları, bekleme sürelerini tamamlayıncaya kadar imkânlarınız ölçüsünde kendi oturduğunuz evin bir
bölümünde oturtup geçimlerini sağlayın. Onları sıkıştırıp da evden çıkmaya zorlamak için kendilerine zarar vermeye
kalkışmayın. Eğer hâmile iseler, doğum yapıncaya kadar nafakalarını verin. Sizin hesâbınıza çocuğunuzu emzirirlerse
onlara ücretlerini ödeyin. Ücret konusunda aranızda meşrû çerçevede ve güzelce konuşup anlaşın. Eğer anlaşmada
zorlanırsanız, bu durumda, çocuğu babasının hesâbına başka bir kadın emzirebilir. Talak 6. Ayet

Varlıklı kimse, imkânına göre nafakayı ve ücreti bol versin. Maddî imkânları dar olan da, Allah’ın kendisine verdiği
kadarından versin. Allah, herkesi ancak kendisine verdiği imkân nispetinde yükümlü tutar. Allah her zorluktan sonra
bir kolaylık var edecektir. Talak 7. Ayet

You might also like