Professional Documents
Culture Documents
Roma İmparatorluğu, MS 375 yılında başlayan Kavimler Göçü sırasında uğradığı saldırılar nedeniyle
zayıflayarak 395 yılında ikiye ayrıldı .
Bunlardan Batı Roma İmparatorluğu’nun 476’da yıkılışı bazı tarihçiler tarafından Orta Çağ’ın başlangıcı
kabul edildi.
Orta Çağ, Fatih Sultan Mehmet’in 1453’te İstanbul’u fethederek Doğu Roma İmparatorluğu’na son
vermesine kadar yaklaşık bin yıl devam etti.
İnsanlık tarihinin bu uzun devresinde yeryüzü her bakımdan önemli gelişmelere sahne oldu.
Avrupa’da durum
Asya’da durum
Sasaniler
NOT:
Orta Çağ’da Asya ve Avrupa devletleri meşruiyetlerinin kaynağını genellikle dine dayandırmışlardı.
Bu anlayışa göre iktidarı ele geçiren yöneticiler devletin tanrısal bir kurum olduğunu, onun isteğiyle
kurulduğunu, kendilerinin ise tanrının yeryüzündeki temsilcileri olduğunu söylüyorlardı.
---Soy Dayanışması
Avrupa’da merkezî otoritenin zayıfladığı, güvensizliğin arttığı, kent yaşamının ve ticaretin gerilediği
dönemlerde soylular öne çıktılar.
Bu amaçla korunaklı şatolar yaptılar ve böylece istilalara karşı arazilerini koruma kaygısı içinde bulunan
çevredeki diğer toprak sahiplerini yanlarına çektiler.
Bir yandan da kraldan kendi adlarına vergi ve asker toplama, yargılama yapma gibi siyasi yetkiler alarak
güçlerini arttırdılar.
Böylece IX. yüzyıldan itibaren Avrupa’nın hâkim yönetim anlayışı hâline gelecek olan feodalitenin
temellerini attılar.
Feodalitenin Özellikleri
Feodal düzende ülkelerin sosyal, siyasal, askerî, ekonomik ve hukuki düzenini belirleyen temel unsur
toprak idi.
Feodalitede siyasi yönetim organizasyonunun en tepesinde mutlak egemenliğe sahip olmayan, yetkileri
sınırlı bir kral oturuyordu.
Kralın altında genel olarak senyör adıyla anılan kontlar, onların da altında daha az toprağa sahip olan
dükler vardı.
Feodalitede, koruma altına girene vassal, korumayı kabul eden senyöre süzeren denirdi.
Tarafların İncil üzerine yemin ederek başlattıkları bu ilişki iki özgür insanın kendi iradeleriyle yaptıkları bir
tür sözleşmeyle kuruluyordu
Dönemin hâkim anlayışına göre tanrı yeryüzünde sağlamak istediği düzeni senyörler eliyle kurmuştu.
Bu nedenle senyörler, din adamlarına toprak bağışları yaparak kiliseye bağlı halk ile manevi bir bağ
kurmaya önem veriyorlardı.
Böylece kiliseyi feodal düzenin doğal bir müttefiki hâline getirerek iktidarlarını devam ettirmeye
çalışıyorlardı.
Moğol İmparatorluğu(Asya)
Vikingler(Avrupa)
Bizans İmparatorluğu
Sasaniler
Asya merkezli Türk devletlerinde feodalitenin ortaya çıkmamasının nedenleri neler olabilir?
ORTAÇAĞDA EKONOMİK HAYAT
Orta Çağ’da Asya ile Avrupa arasındaki ticari faaliyetler genellikle ticaret yolları vasıtasıyla
gerçekleşmiştir.
Bu ticaret yolları, ticari ürünlerin yanı sıra kıtalar arasında kültür alışverişine de imkân sağlamıştır.
Kervanların konakladığı, mola verdiği ve ticari malların tüketiciye ulaştığı mekânlara tarih
hanlar; kervanların indiği, malların depolandığı, atölyelerin bulunduğu ve ticaretin yapıldığı yerlerdi.
Hanlarda birden fazla dükkân olması durumunda buraya çarşı da denilirdi.
Arasta, genellikle aynı esnaf grubuna ait dükkânların bir sokak üzerinde sıralanması ile meydana
gelmekteydi.
Ribatlar ,İslamiyet’in ilk dönemlerinde daha çok korunma, savunma ve askerî amaçlı inşa edilerek karakol
veya ordugâh olarak kullanılırdı. Sınır bölgelerinde yoğunlaşan bu yapılar, yüksek duvarlarla çevrili olup
avlu ve gözcü kulelerinden oluşurdu.
XI. yüzyıldan sonra sınırların genişlemesiyle birlikte iç bölgelerde kalan ribatlar, işlev değiştirerek ticari
konaklama amacıyla kullanıldı.
Kökeni ribata dayanan kervansaraylar da kervanların güvenliği ve konaklaması için ana yol kenarında tesis
edilirdi. Kervansaraylar genellikle 8-10 saatlik yürüyüş mesafesinde, 35–40 km aralıklarla kurulurdu. Vakıf
sistemi sayesinde günümüze kadar gelen kervansaraylar, yollar üzerinde kurulan ve kamu yararına
çalışan ticari yapılardı.
Türk İslam şehirlerinde sıkça görülen kapanlar, toptan ticaretin yapıldığı yerlerdi (yağ kapanı, un kapanı
gibi).
Deniz ticaretin de limanlardan kentlere ulaşan mallar, burada hanlar, kapanlar, bedestenler, çarşılar ve
pazar yerlerinden insanlara ulaşmıştır.
İlk Çağ’dan itibaren Kral Yolu, İpek Yolu, Kürk Yolu ve Baharat Yolu dünya ticaretinde
Toplumsal tabakalaşma, insanlar arasındaki ekonomik ve toplumsal eşitsizliğin görünür hâle gelmesidir.
Toplayıcılığa ve avcılığa dayanan ilk toplumlarda çok az tabakalaşma olmasına karşın tarımsal üretimin
gelişmesiyle zenginliğin artması sonucu tabakalaşmada da artış olmuştur.
Tarih boyunca kölelik, kast sistemi ve mevkiye bağlı sistem gibi toplumsal tabakalaşmalardan söz
edilebilir.
Kast sistemi, bir kişinin toplumsal konumunun yaşamı boyunca belirlendiği toplumsal bir düzendir.
Kast sistemi;Brahmanlar (din adamları), kşatriyalar (askerler), vaisyalar (çalışanlar) ve sudralar (işçiler ve
köleler) sınıflarından oluşmuştur.
-----İlk Çağ’dan itibaren ordular, devlet olarak adlandırılan sosyal ve siyasi yapının en önemli
unsurlarından biri olmuştur.
---- İlk Çağ’dan itibaren devletler; varlıklarını devam ettirebilmek, savaşlarda başarılı olabilmek, huzuru ve
düzeni sağlayabilmek için güçlü askerî teşkilatlar kurmaya başlamıştır.
----Orta Çağ’da siyasi birlikten yoksun olan Avrupa’da ordular küçük oldukları için uzun süreli seferler
düzenleyememiştir.
Disiplin yönünden genelde zayıf olan Avrupa ordularında güçlü vasallar, her fırsatta kralın otoritesine
karşı çıkmıştır.
Hem Türk hem de Moğol askerleri çok disiplinli olup büyük bir cesaretle savaşmış ve eşsiz hafif süvari
teknikleri kullanmıştır.
Cengiz Han, hâkimiyet kurduğu kabileleri yeniden organize etmiş ve Türklerin oluşturduğu onlu sisteme
göre güçlü bir idari ve askerî düzen kurmuştur.