You are on page 1of 3

FELSEFE TE

Bilgi Felsefesinin Temel Problemleri I

Kurumlar: Siyaset
Özet

1. Doğru Bilginin Mümkün Olmadığını Savunanlar: Sofizm


ve Septisizm
Bilgi felsefesinin temel problemleri şunlardır:
• Bilginin kaynağı nedir?
• Bilginin değeri nedir?
• Bilginin ölçütleri nelerdir?

Bilginin imkânı (Doğru bilgi mümkün müdür?) ise bu


problemlerin hepsinin temelini oluşturur. Çağlar
boyunca bilginin imkânı problemine iki farklı cevap
verilmiştir:
1. Doğru bilgi mümkün değildir. (Sofistler ve Septikler)
2. Doğru bilgi mümkündür.

Sofizm
Doğru bilginin mümkün olmadığını, bilginin göreceli olduğunu savunan akımdır. En
önemli temsilcileri şunlardır:

Protagoras (MÖ 480 – 410)


“İnsan her şeyin ölçüsüdür.”

Gorgias (MÖ 483 – 375)


“Hiçbir şey var değildir. Var olsaydı bile bilinemezdi. Bilinse bile başkasına
anlatılamazdı."

Septisizm (Kuşkuculuk)
Doğru bilginin mümkün olmadığını savunan bir başka akımdır. En önemli temsilcileri
şunlardır:

Pyrrhon (MÖ 365 – 275)


“Hiçbir şey ne doğrudur ne de yanlıştır. Yargıdan kaçınmak insanı ruh
sükûnetine götürür.”

Timon (MÖ 325 – 235)


“Nesneler kesin olarak birbirinden ayırt edilemez, onlar değişme içindedir ve
onlar hakkında yargı verilemez. Mutluluk hüküm vermekten kaçınmaktadır.”

Descartes (1596 – 1650)


“Kuşku duymak, doğru ve kesin bilgiye ulaşmada amaç değil araçtır.”

1/3
FELSEFE TE
Bilgi Felsefesinin Temel Problemleri I

Kurumlar: Siyaset
Özet

2. Doğru Bilginin Mümkün Olduğunu Savunanlar:


Rasyonalizm I; Sokrates, Platon
Rasyonalizm (Akılcılık)
Doğru bilginin mümkün olduğunu ve buna akıl yoluyla ulaşılabileceğini savunan
görüştür. Rasyonalistlere göre algılar kesin, genel-geçer bilgileri veremezler.

Sokrates (MÖ 469 – 399)


• “Bildiğim tek şey, hiçbir şey
bilmediğimdir.”

• Karşılıklı konuşma yöntemi ile


bildiğimiz ancak bildiğimizin
farkında olmadığımız bilgileri ortaya
çıkartmaya çalışır. Bu yöntemin ilk
aşaması karşısındakinin aslında
hiçbir şey bilmediğini kanıtladığı
ironidir (alaya alma). İkinci aşama
ise hiçbir şey bilmediğini kabul eden
kişinin aslında bazı şeyleri
doğuştan bildiğini gösterdiği maieutike’dir (doğurtma).

Platon (MÖ 427 – 347)


Birbirinden tamamen farklı iki varlık alanı olduğunu savunur. Bu düşünceye
idealar kuramı adı verilir. İdealar dünyası (akıl), kesin, değişmez, mutlak,
genel-geçer bilgileri içerir. Fenomenler (görünüşler, duyular) dünyası, aldatıcı
bilgilerden (sanılar) oluşur. O’na göre insan ruhuyla idealar; bedeniyle duyular
dünyasına aittir.

3. Doğru Bilginin Mümkün Olduğunu Savunanlar:


Rasyonalizm II; Aristoteles, Farabi
Aristoteles (MÖ 384 – 322)
• İçinde yaşadığımız dünyadaki nesnelerden bağımsız ideaların varlığını
reddeder.

• Bilgiye ancak tümel önermelerle ulaşılacağını, tekillerinse tümellerden


üretilmesi gerektiğini savunur. Tümdengelim mantığının kurucusudur.

• Duyular ile elde ettiğimiz bilgilerin aklımız ile işlendiği görüşündedir.

2/3
FELSEFE TE
Bilgi Felsefesinin Temel Problemleri I

Kurumlar: Siyaset
Özet

Farabi (870 – 950)


• Varlığın en başında Tanrı
olduğunu, O’nun hakiki ve
sonsuz varlık olduğunu savunur.
O’na göre Tanrı’nın yarattığı ilk
varlık akıldır, akıl hem kendisini
hem de Tanrı’yı bilebilir.

• Bilginin insanın en büyük erdemi


olduğu görüşündedir. Bilginin
duyu, akıl ve nazar olmak üzere
üç kaynağı olduğunu söyler.

• Bilginin üç türü olduğunu ifade eder: ilk bilgiler, duyulara ve mantıksal


çıkarımlara dayalı bilgiler, tasdiki bilgiler.

4. Doğru Bilginin Mümkün Olduğunu Savunanlar:


Rasyonalizm III; Descartes, Hegel
Descartes (1596 – 1650)
• Bilgilerimizin doğuştan ya da duyularımızdan geldiğini ifade eder.
Doğuştan gelen bilgiler kesin ve apaçıkken, duyulardan elde edilen
bilgiler şüphelidir.

• “Madem ki her şeyden şüphe ediyorum öyleyse düşünüyorum. Madem ki


düşünüyorum o hâlde varım.”

• Kuşkuyu bir yöntem olarak kullanır (yöntemsel ya da metodik


kuşkuculuk).

Hegel (1770 – 1831)


• Doğru bilgiye ancak mantık yoluyla ulaşılabildiğini savunur.

• Her şeyin temelinde bir ‘ide’ olduğu fikrindedir. Akla uygun olan her şeyin
gerçek, gerçek olan her şeyinse akla uyduğunu söyler.

• Her şeyin kendi çelişkisini içinde taşıdığını, kendi sonunu getirdiğini,


buradan da yeni bir oluşun ortaya çıktığını savunur. Buna diyalektik
yöntem adı verilir. Hegel, diyalektik yöntemin kurucusudur.

3/3

You might also like