You are on page 1of 3

M U H İ T 17

Tevfîk Rüştü Beyle Mülakat


Muktedir Hariciye Vekilimizin, Cemiyeti-Akvama girm ek.—
Balkan İttihadı.— Umumi Sulh hakkında pek ciddi beyanatı.
N A H İT S IR R I

,?r?‘SLAK bir gece. Saat yedi buçukta Hari- bu küçük rahatsızlığın yeni biten uzun yolcu­
ciye vekilimizin beni kabul edeceği kale- luğunun yorgunluğu olacağı hakkindaki sözü­
mi-mahsustan haber verildiği için, tam o va­ me karşı iki kere başını, tasdik eden bir ta-
kitte vekâlete g ir­ vurla, s a l l a d ı .
dim. Daha bir Kâğıtlar bu esna­
çok odalarda ça­ da gelmişti, Ve­
lışılıyor. Tevfîk kil bey yanda bir
k ü ç ü k masanın
Rüştü beyin nez-
e t r a f ı n d aki al
d i n d e bulunan
maroken koltuk­
ve sıra bekleyen lardan birine o-
bir iki elçi ve turdu ve bana tam
misafir, benim sı­ k a r ş ı s ı n d a yer
ramı tam dokuzda verdi. Yavaş bir
braktı. Kabul e- sesle, nadiren se­
dildiğim yer çok sinin perdesi yük­
büyük, cessim bir selerek, (rMeri bir
salon. Yazı ma­ az (ğı) gibi telaf­
fuz ede ede, mun­
sasının, önünde
tazam ve uzun,
bulunduğu dıvar- girdili çıktılı,bu
da Gazinin ve di­ iy t i b a r la Halit
ğer tarafta İsmet Ziya beyin lisa­
paşanın b ü y ü k n ı n ı hatırlatan
renkli resimleri. cümlelerle beya­
Tevfîk Rüştü bey n a t t a bulundu.
odanın ortasında Hiç bir sözü ras­
ayakta, kalemi- gele söylemeyor,
mahsustan söyle­ duruyor, yüzünde
yeceği sözleri not işmi’zazlar o l u ­
yor, sözü, cümle
edebilmekliğim i-
parçasını, cümle­
çin istediği kâ­ yi, cümleler gru-
ğıtları bekleyor. p u n u beğenme-
Bu esnada bir iki yor, f r a n s i z c a
kere aksırdı ve TEVFÎK RÜŞTÜ BEY t a ’b i r kullanıp
mendiline müra­ türkçeye tahvil,
caat etti. Dün zaten makamına gelememişti. türkçe kullanıp franslzca tavzih ediyor. Sene­
Havaların yağmurlu oluşunun nezle yapmasin- lerden beri ehliyetle işgal ettiği makamın neza-
lan şikâyet etti ve benim mevzua girmek üzere devamı 75 ci sahifede

*
75 M U H t T

Tevfik Rüştü Beyle Mülakat Türkiyenin ta’kîb ettiği sulh politikasından do­
layı ve son Türk-Yunan kat’i iytilafı münase­
( 1 7 inci sahifeden devam) betiyle şahsımda Türkiye cümhuriyetini tebrik
etti. Kendisiyle münasebatımız samimidir.
ketini takdir ederek, tefsire ve fena te’sire mü­
İkinci sualim şu idi :
tehammil, ağzından tek söz çıkarmamak lüzumu
— Balkan ittihadı hakında ne düşünüyor­
nu bir an dikkatten dur tutmayor. Bâzan başını
sunuz ve bu ittihadı ne şekilde tasavvur buyu­
koltuğa dayayarak, daima asi durdukları halde
ruyorsunuz ?
bu sefer yatkın gördüğüm seyrek saçlarını ara­
— Balkanlılar arasında bir âhenk ve mu-
da bir okşayarak, ve mütemadiyen burnunun
karenetin husulü şüphesiz eyi bir şeydir. Bu iş
ucuna inen bağa gözlüklerini düzelterek ve ite­
şimdilik gayrı resmi mahafilin teşebbüsleri sa-
rek, suallerime çok vazıh ve etraflı cevaplar
hasındadır. Atinada başlayan, önümüzdeki sene
verdi.
Istanbülda in’ikad edecek olan bu konferans­
İlk sualim:
lar, Balkanlılar arasındaki havanın eyileşmesi-
— Cemiyeti-Akvama Türkiyenin girmesi
ne çok yardım ediyor. Hemen şurasını tasrih
yakın veya uzak bir âtide mümkün ve müta-
etmeliyim ki, Balkan anlaşması demek evvel
savver midir ?
emirde Yugoslavya ile Bulgaristan arasındaki
— Cemiyeti - Akvam müessesesine karşı
işlerin düzelmesi demektir. Çünkü Balkanlılar
daima sempatik bulunduk, ve Cemiyeti-Akvam
arasında bunun haricindeki işler ya hail olunmuş
fikri bize çok uygun gelen bir şeydir. Ancak
veya hail edilmek üzere bulunmuştur. Türkiye­
Büyük meclis huzuurunda geçen sene iyzah
nin hepsiyle münasebeti eyidir. Bunlardan Yu-
etmiş olduğum gibi, Türkiyenin az veya çok
nani&tanla ve Bulgaristanla olan hususi muahe­
bir taahhüdü istilzam edebilen her hangi bey­
delere bağlı mukarenetler artık her kesin ma’-
nelmilel bir müesseseye iştiraki, kendisine mü­
lûmudur. Yalnız şurasını da hatırlatmak mec-
savi müamelenin te’miniyle mümkündür, ve
muriyetindeyinı ki, Türkiyenin Balkanlarda ol­
Türkiye kuvvetlerinin sevk ve idaresinde söz
duğu gibi bilhassa Akdenizde ve karadenizde
sahibi olabilmek ancak Büyük Millet Meclisi
ve hudutları itibariyle Garbi Asyada ihmal e-
huzurunda mes’ul olanlara aittir. Görüyorsunuz
dilmeyecek bir çok menfaatleri vardır. Belki az
ki, bu iytibarla Türkiye teşkilatı - esasiyesinin
çok farklı olmak üzere diğer Balkanlıların da
ve coğrafi vaz’iyetinin istilzam ettiği hususlar
Balkan haricinde bu gibi menfaatleri vardır.
te’min edilinceye kadar, Cemiyeti-Akvam mü­
Balkanlar ve Akdenizde Yunanlılarla nasıl men­
essesesine dahil olmak için intizar etmek va-
faatlerimiz tev’em ise kezalik Balkanlar ve ka­
z’iyetindeyiz. Bununla beraber, siyasetinin esaslı
radenizde Bulgaristanla da onun gibidir. Görü­
mihveri sulha istinad eden Cumhuriyet hukû-
lüyor ki, Balkanlılar arasında bir détente te’-
neti, bu gayeye ma’tuf bilumum teşebbüsatta
mini safhası nakadar kolaysa bunu büyük en­
e milletlerin refahını istihdaf eden miizake-
tente derecelerine götürebilmek, bir az evvel
aıta Cemiyeti-Akvam müessesesiyle, kendisi
Türkiye için bahs ettiğim menfaatlerle olduğu
a’vet edildikçe memnuniyetle teşriki mesaiye
gibi Balkanları ihata eden büyük devletlerle
tap etmektedir. Her defa Cenevreye gittiğim- münasebat ve onlarla olan menfaatler noktai
: olduğu gibi bu defa da Cemiyeti - Akvamın’ nazarlarını da, ehemmiyetle göz önünde tutarak
uktedirkâtibi-umumisini bilhassa ziyaret ettim. çalışılmak iytibariyle zemanı ve hayli mesaiyi
M V H tr 77

istilzam eden ayrı bir safhadır. Her halde bu faideli bulurum. Ancak bununla milletler ara­
vadideki gayretleri daima teşci’ etmeliyiz. sındaki sulh için tehlike olan silahlanma yarı­
Üçüncü sualim şu oldu : şında hudutsuz devamı müdafaa edeceğimi tabii
— Bir çok Avrupa gazeteleri betbin dü­ hatırınıza getirmezsiniz.
şüncelere ma’kes olmakta, günün birinde Fransa Bu iiç sualden sonra Tevfîk Rüştü beye
ile Almanya, İtalya ile Fransa ve daha başka bir iki bahs hakkında daha ma’lümat lutf etme­
devletler arasında harp çıkması ihtimallerinden sini rica ettim. Ricalarımdan biri seyahatine
bahs etmektedirler. Zatı âliniz sulhiin uzun se­ âit intiba’ları idi. Gazetecelik ettiklerini bilıııe-
neler için ve hattâ tamamen tehlikeden masun yorsam da, tıpkı bir gazeteci gibi düşünerek:
bulunduğuna kail misiniz ? — Bu intiba’larl yevmi gazete muharrirlerine
Her Hariciye vekilini sıkacak olan bu su­ anlatmıştım. Bir daha söylersem, başkalarını tek­
ali sorduktan sonra, tecessüsle yüzüne baktım, rar etmiş olursunuz, dediler, ve bundan sonraki
ve bu hututu gayrı muntazam olmakla bera­ bir sualime karşı da, ilerde bir başka miilâkatta
ber sevimli yüzde yeni işmi’zazlar aradım. Bu bu mesele hakkında ve daha başka bahsilere
yüz değişmedi, sade cevap daha geç geldi, da­ dair bana izahat vereceklerini ve zaten şimdi
ha ağır ağır verildi ve baş daha uzun bir müd­ bundan da bahs edersem yazımın pek uzayaca­
det koltuğa dayalı kaldı : ğını, karie pek uzun yazılar okutmak istemenin
— içinde bulunduğumuz medeni şerait, de doğru ve ihtiyatlı bir hareket olmayacağını
görülen tehlikeyi gidermek imkânına maliktir. bilmukabele ve mütebessimane söylediler. Ya­
Bu iytibarla, ufukta tehlike hiss edilmesi beni kında yeni bir Avrupa seyyahatine çıkmanın
daha nikbin eder. Kâfi ki sulh mütemadiyen mutasavver ve mümkün olup olmadığı hakkın-
cebr ve ikrah edilmemeli ve lüzumlu lüzumsuz daki sualime (Hayır) cevabını aldıktan sonra,
sarsılmamalıdır. O her kesin istifadesine açık kıymetli dakikalarını işgal etmeme müsaadesin­
inkişaf ve eyilik kaynağı kalmalıdır. Bu asırda den dolayı kendisine teşekkür ettim, dışarı çı­
muhayyel hiç bir zafer bir sulh devrinin eyi- kınca gürdüm ki saat onu geçmiş. Tevfîk Rüş­
liklerini bahş edemez ve edememiştir. Dünyanın tü beyin j^anında bir saatten de fazla kalmışım.
içinde bulunduğu iktisadi buhran, insanların Ve mülâkat esnasında bir iki müdürün bâzı
evhamını galiba dalı çok büyültüyor. Türkiye evrakı müstaslıiben gelip benden sonra tekrar
evvela muhitinde ve sonra eli erişebildiği her görüşmeleri kararlaşmış olduğu için, kendisinin
yerde yalnız sulhiin eyiliklerini müdafaa etmek­ bir az da rahatsız olduğu halde, belki on bire
tedir. Bir de, kuvveti daima sulh tehlikesi gös­ ve hattâ gece yarısına kadar, anladım ki, maka­
termek doğru değildir. Za’f da bu bahste şikâ­ mında kalması iycab edecek. Makalemi daha u-
zatmamak hakkmdaki tavsiye ve endişelere, o
yet edilmesi lazım gelen bir şeydir. Binaenalyh,
zaman gazetecilik sahasındaki mülahazalardan
tehlike, kuvvetler ve şerait arasındaki âhengi başka sebepler buldum, bu sebeplere hak ver­
tanzim ettikçe ve zaifler kuvvetlendikçe azalır. mek zaruretinde kalırken de, Hariciye vekili­
Bu iytibarla sulhü isteyen milletlerin her saha­ mizin siyasi nezaket ve zarafetini takdir ettim.
da kendilerini durmadan kuvvetlendirmelerini [Dere ettiğimiz resim Foto-Franse tarafından çekilmiştir.]

■S •— - - ■UU

. !/

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi


Taha Toros Arşivi

You might also like