You are on page 1of 20

CMK 6.

HAFTA
30.03.21

n) ÖZEL EL KOYMA ŞEKİLLERİ


(1) TAŞINMAZLARA, HAK VE ALACAKLARA EL KOYMA
(a) GENEL OLARAK

 Taşınmazlara, hak ve alacaklara el koyma, TCK md 123’teki el koymadan farklıdır. Bu farklılıklar şu


şekilde ifade edilebilir.
1) TCK md 123’te sadece eşya ve kazançlara el konulabilmektedir. CMK md 128’de ise taşınmazlara,
hak ve alacaklara el konulmaktadır.
2) TCK md 123’te el koyma karar veya emrini; hakim, Cumhuriyet savcısı ve kolluk görevlisi
verebilmektedir. CMK md 128/9’da hakimin karar vermesi kabul edilmiştir.
3) TCK md 123’te bir şüphe derecelendirmesi yapılmamıştır. CMK md 128’de ‘somut delillere dayanan
kuvvetli suç şüphesi’ istenmiştir.
4) TCK md 123’teki el koyma tedbiri her suç bakımından uygulanabilir. CMK md 128’de düzenlenen
tedbir ise sadece CMK md 128/2’de belirtilen katalog suçlarda uygulanabilir.
 CMK md 128/2’de doğrudan müsadere uygulanmamaktadır. İlk önce hak ve alacaklar üzerindeki
tasarruf yetkisi kısıtlanmaktadır. Bu tedbirin koruma tedbiri olması nedeniyle geçici olduğu
unutulmamalıdır.
 CMK md 128’in amacı, 1) Delile ulaşmak 2) Müsadere koşulları gerçekleşirse müsadere etmektir.
CMK md 248/1’in amacı; kaçağın Cumhuriyet savcısına başvurmasını veya duruşmaya gelmesini
sağlamaktır.
 Bu madde hem aramanın hem de el koymanın özel şeklidir.
 Taşınmazlar tapulu veya tapusuz olabilir. Alacakların ve hakların türü, niteliği ve kapsamı çok
geniştir.
(b) TAŞINMAZLARA, HAK VE ALACAKLARA EL KOYMA İLE MÜSADERE ARASINDAKİ
FARKLAR
1) Genişletilmiş el koyma olarak da ifade edilen taşınmazlara el koyma bir koruma tedbiridir. Müsadere ise
(eşya ve kazanç müsaderesi) bir güvenlik tedbiridir.
2) Taşınmazlara, hak ve alacaklara el koymada ilgili kişinin mülkiyet hakkı devam eder. Sadece tasarruf hakkı
kısıtlanır. Müsaderede ise mülkiyet devlete geçer.
3) Taşınmazlara, hak ve alacaklara el koyma geniş bir ekonomik alanı kapsamaktadır. Müsadere ise daha çok
maddi nitelik taşıyan eşya ve kazançları kapsamaktadır. Müsadere sadece kesinleşmiş mahkumiyet hükmüne
konu suç ile sınırlı olarak uygulanır. Bu suç bakımından da TCK md 54 ve 55’teki koşullara uyan eşya ve
kazanç müsadere edilebilir. Genel müsadere mümkün değildir.
(c) TAŞINMAZLARA, HAK VE ALACAKLARA EL KOYMA İLE İHTİYADİ HACİZ VE
İHTİYADI TEDBİR ARASINDAKİ FARK

 İhtiyati tedbir, davaya konu hakkın yargılama süresince koruma altına alınmasıdır. Malik tasarrufta
bulunmaz.
 İhtiyati haciz, borçlunun borcunu ödememesi halinde alacaklının alacağını güvence altına almak için
borçlunun malı üzerindeki tasarruf yetkisinin kısıtlanmasını sonuçlayan bir işlemdir.
 Taşınmazlara, hak ve alacaklara el koyma ile ihtiyadi tedbir ve ihtiyadi haczin ortak noktası, malikin
tasarruf hakkının geçici olarak kısıtlanmasıdır.
 Farklı nokta ise taşınmazlara, hak ve alacaklara el koyma bir ceza soruşturması ve kovuşturması
aşamasında başvurulan bir ceza muhakemesi koruma tedbiridir. İhtiyadi tedbir ve ihtiyadi haciz ise
bir özel hukuk işlemidir.

1
CMK 6. HAFTA
30.03.21

 CMK md 128’deki düzenleme geçicidir, araçtır amaç değildir çünkü bir tedbirdir. Bu bakımdan
malikin veya zilyedin tasarrufu tamamen kaldırılmamıştır, kısmen/geçici olarak tasarrufunun
engellenmesi söz konusudur.
 İhtiyati tedbir, bir hakkın elde edilmesi noktasında hemen el koymazsak o tasarrufa, o hak sahibine o
hak ilerde elde edememe tehlikesi varsa geçici tedbir koyuyoruz. Hacizde ise alacak davasında
borçlunun, alacak davasına değer üzerinde tasarrufta bulunmasını dava sonuçlanıncaya kadar
durduruyoruz.
(d) TAŞINMAZLARA, HAK VE ALACAKLARA EL KOYMANIN HUKUKİ NİTELİĞİ

 Öğretide taşınmazlara, hak ve alacaklara el koyma bir koruma tedbiri olarak kabul edilmektedir. Bu
konuda, daha önce öğretide ileri sürülen görüşlere bakılabilir.
(e) TAŞINMAZLARA, HAK VE ALACAKLARA EL KOYMANIN AMACI

 Taşınmazlara, hak ve alacaklara el koymanın amacı, genel el koymanın amacıyla aynıdır.


1) Ceza uyuşmazlığında delil olabilecek ve ispata yarayacak taşınmaz, hak ve alacakların muhakeme
makamlarının elinin altında olmasını sağlamaktadır. Böylelikle ceza muhakemesi gereği gibi
yapılabilecektir.
2) Suç ve suçlulukla özellikle örgütlü suçlarla mücadele etmektir.
3) Şüpheli veya sanığın kaçak olması halinde ortaya çıkmasını sağlamak
4) Yargılama sonucunda sanığın suçu işlediği kesin hüküm ile belirlenirse müsadere işlemlerini yerine
getirmek
 Delil amacıyla bu tedbire başvurulmamalıdır.
 Yukarıdaki 1 ve 4. amaçlar, özel el koymanın genel amacıdır. Hatta ceza soruşturması ve
kovuşturmasının olmazsa olmaz araçlarıdır. Temel amacın içindeki ikincil araçlardır.
(f) TAŞINMAZLARA, HAK VE ALACAKLARA EL KOYMANIN KAPSAMI

Madde 128 – (1) Soruşturma veya kovuşturma konusu suçun işlendiğine ve bu suçlardan elde
edildiğine dair somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebebi bulunan hallerde, şüpheli veya sanığa
ait;
a) Taşınmazlara, b) Kara, deniz veya hava ulaşım araçlarına, c) Banka veya diğer malî kurumlardaki
her türlü hesaba, d) Gerçek veya tüzel kişiler nezdindeki her türlü hak ve alacaklara, e) Kıymetli
evraka, f) Ortağı bulunduğu şirketteki ortaklık paylarına, g) Kiralık kasa mevcutlarına, h) Diğer
malvarlığı değerlerine, Elkonulabilir. Somut olarak belirlenen Bu taşınmaz, hak, alacak ve diğer
malvarlığı değerlerinin şüpheli veya sanıktan başka bir kişinin zilyetliğinde bulunması halinde dahi,
elkoyma işlemi yapılabilir.
Bu madde kapsamında elkoyma kararı alınabilmesi için ilgisine göre Bankacılık Düzenleme ve
Denetleme Kurumu, Sermaye Piyasası Kurulu, Mali Suçları Araştırma Kurulu, Hazine Müsteşarlığı
ve Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumundan, suçtan elde edilen değere ilişkin
rapor alınır. Bu rapor en geç üç ay içinde hazırlanır. Özel sebepler zorunlu kıldığında bu süre talep
üzerine iki ay daha uzatılabilir.

 Bu maddenin kapsamı, taşınmazlar, hak ve alacaklardır.


 Bu kadar geniş kapsamlı bir koruma tedbirinin yasaklanmış olan genel müsadere niteliği taşıyıp
taşımadığı gündeme gelebilir. Öğretide bir görüşe göre CMK md 128/1’deki düzenleme, genel
müsadere değildir.
 CMK md 128/1’de ‘Kara, deniz veya hava ulaşım araçlarına’ el koyma, taşınmaz, hak ve alacak
kapsamında düzenlenmiştir. Oysa bu sayılan ulaşım araçları, taşınmaz olmadığı gibi hak ve alacak da
değildir. Burada gemi bakımından bu koruma tedbirinin uygulanmasında taşınmaz mal niteliği taşıyıp
taşımadığı ayrı bir değerlendirme konusu olabilir.

2
CMK 6. HAFTA
30.03.21

 ‘Banka ve mali kurumlar’ ifadesini tam olarak madde metninden çıkartamıyoruz. Ve burada güncel
olarak hisse senetlerinin, kıymetli evrakların, kiralık kasaların mevcutlarının, ortaklık payı bulunan
ortaklık paylarının, Bitcoin ve Altcoin vb. nereye koyulacağı konusunda açıklık yoktur. Bu konuda
açıklık getirilmesi gerekir.
(g) TAŞINMAZLARA, HAK VE ALACAKLARA EL KOYMANIN UYGULANMA KOŞULLARI
(i) CMK md 128/2’DE YER ALAN SUÇLARDAN BİRİNİN İŞLENDİĞİ KONUSUNDA SOMUT
DELİLLERE DAYANAN KUVVETLİ SUÇ ŞÜPHESİ BULUNMALIDIR.

Madde 128 – (2) Birinci fıkra hükmü; (2) a) Türk Ceza Kanununda tanımlanan; 1. Soykırım ve
insanlığa karşı suçlar (madde 76, 77, 78), 2. Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti (madde 79, 80) ile
organ veya doku ticareti (madde 91), (2) 3. Hırsızlık (madde 141, 142), 4. Yağma (madde 148, 149), 5.
Güveni kötüye kullanma (madde 155), 6. Dolandırıcılık (madde 157, 158), 7. Hileli iflas (madde 161), 8.
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (madde 188), 9. Parada sahtecilik (madde 197), 10. Suç
işlemek amacıyla örgüt kurma (madde 220, fıkra üç), 11. İhaleye fesat karıştırma (madde 235), 12.
Edimin ifasına fesat karıştırma (madde 236), 13. Tefecilik (madde 241), (2) 14. Zimmet (madde 247), 15.
İrtikap (madde 250) 16. Rüşvet (madde 252), 17. Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar (madde 302, 303,
304, 305, 306, 307, 308), 18. Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar (madde 309, 311,
312, 313, 314, 315, 316), 19. Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk (madde 328, 329, 330, 331, 333,
334, 335, 336, 337) suçları. b) Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunda
tanımlanan silah kaçakçılığı (madde 12) suçları, c) Bankalar Kanununun 22 nci maddesinin (3) ve (4)
numaralı fıkralarında tanımlanan zimmet suçu, d) Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda tanımlanan ve
hapis cezasını gerektiren suçlar, e) Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 68 ve 74 üncü
maddelerinde tanımlanan suçlar, Hakkında uygulanır.

 Bu tedbire başvurma konusunda ‘somut delillere dayanan kuvvetli şüphe’ sebebi aranmıştır.
 Bu bir adli soruşturmanın akabinde başvurulacak bir yöntemdir. Dolayısıyla idari bir soruşturma,
disiplin soruşturmasında buna başvurulamaz. Ve idari kolluğun yapmış olduğu suç soruşturmasında
bu yola başvurulamaz.
 Yapılan kanun değişikliği ile daha önceki ‘kuvvetli şüphe’ yeterli görülmemiş, ‘somut delillere
dayanan kuvvetli şüphe’ aranmıştır, makul şüphe yeterli görülmemiştir. Bu değişiklik ile bu tedbire
başvurma imkanı veya yolu daha da zorlaştırılmak istenmiştir.
 CMK md 128’deki tedbire bu suçlarda başvurulabilir. Bu haliyle, bu suç kataloğu hükmün uygulanma
alanını sınırlamaktadır. Koruma tedbirlerinde kıyas yasağı gereğince bu suç kataloğu yorum yoluyla
genişletilemez.
 CMK md 128/2’de düzenlenen katalog suçların bazıları ekonomik amaçla işlenmektedir. Bazılarının
maddi konusu ise malvarlığıdır ancak ekonomik amaçla işlenmesi zorunlu değildir.
 Katalog suçlardan birinin işlendiğine dair somut delillere dayanan kuvvetli şüphe olacak.
 Söz konusu taşınmaz, hak ve alacaklar ile diğer malvarlığı değerleri hangi suçtan elde edilmişse
sadece o suç ile ilgili olarak ve sadece o taşınmaz, hak ve alacaklar ile diğer malvarlığı değerlerine el
konulabilecektir. Bu husus oldukça önemlidir. Bu bağlantı kurulmadan suçtan elde edilen değer ile
orantısız şekilde taşınmaz, hak ve alacaklar ile diğer malvarlığı değerlerine el konulmamalıdır.
 Bu kadar ağır ekonomik sonucu olan bu tedbire başvurabilmek için ikincillik özelliği istenmemiştir.
(ii) ORTADA BİR ŞÜPHELİ VEYA SANIK OLMALIDIR.

 Bu koşul CMK md 128/1’de ‘şüpheli veya sanığa ait’ şeklinde düzenlenmiştir.


 Bu düzenlemeye göre taşınmazlara, hak ve alacaklara el koyma işlemi hem soruşturma hem de
kovuşturma aşamasında uygulanabilecektir.

3
CMK 6. HAFTA
30.03.21

 Kovuşturma evresinde suçun hukuki niteliği değişir ve CMK md 128/2 kapsamındaki bir suça
dönüşürse, tedbir uygulanabilecektir.
 Kovuşturma evresinde suçun hukuki niteliği değişir ve CMK md 128/2 kapsamındaki suçlardan biri
olmaktan çıkarsa tedbir hemen sona erdirilmelidir.
 Kural, bu tedbirin şüpheli ve sanık hakkında uygulanmasıdır. Ancak bu kurala CMK md 128/1-ikinci
cümlede istisna getirilmiştir.
 CMK md 128/1-ikinci cümlede geçen ‘başka bir kişinin’ ifadesi bu koruma tedbirinin üçüncü kişi
hakkında da uygulanabileceğini göstermektedir. Bu üçüncü kişi, şüpheli veya sanık olma anlamında
değil zilyedinde olduğu mal üzerinde zilyetliğe dayalı kullanma veya yararlanma şeklinde gerçekleşen
tasarruf hakkının ortadan kaldırılması anlamındadır. Bu üçüncü kişinin şüpheli veya sanıkla bağlantılı
olması gerekir.
 CMK md 128’de düzenlenen tedbirin tüzel kişiler hakkında uygulanıp uygulanmayacağı konusu
öğretide tartışmalıdır.
- Öğretide bir görüşe göre bu tedbir tüzel kişiler hakkında da uygulanabilir.
- Öğretide başka bir görüşe göre CMK md 128’de düzenlenen tedbirin muhatabı şüpheli ve sanıktır.
Yani gerçek kişilerdir. Bu nedenle tüzel kişiler hakkında bu tedbir uygulanamaz.
- Bize göre CMK md 128/1’deki düzenlemede ‘şüpheli veya sanığa ait’ ifadesine yer verilmiş olup bu
ifadeden sonra tüzel kişiliğe sahip şirkete el konulması düzenlememiştir. TTK’ye göre ticari şirketler,
şahıs ve sermaye şirketleri olarak ikiye ayrılmaktadır. Adi ortaklık şeklindeki şahıs şirketlerinin tüzel
kişiliği yoktur. Kolektif şeklindeki şahıs şirketinin tüzel kişiliği vardır. CMK md 128’in
uygulanmasında tüzel kişiler hakkında doğrudan tedbir uygulanamamalıdır. Şüpheli veya sanığın bir
şirket tüzel kişiliğindeki payına el konulabilir. Ancak bunun için bu pay ile işlenen suç ve suçtan elde
edilen değer arasında bağlantı kurulmalıdır.
 CMK md 128/2’de düzenlenen katalog suçların tüzel kişi yararına işlenmiş olması ve tüzel kişinin
bundan kısmen de olsa fayda sağlamış olması aranmalıdır. CMK’da bu koşullar aranmamıştır.
- Cmk md 128/1-son cümle
 Bu düzenlemede yer alan kurumlar ancak istendiği zaman bilgi verebilir. Rapor verme ile bilgi verme
farklı şeylerdir. Raporun içeriğinde ne veya nelerin olması gerektiği belirli değildir. Raporun
denetlenmesi ve rapora karşı taraflara itiraz etme hakkı düzenlenmemiştir.
 Düzenlemeye göre, rapor alınması zorunludur. Rapor alınmadan bu tedbire başvurulamayacaktır.
Ancak bu rapor bağlayıcı değildir. Düzenlemeye göre raporun olumlu veya olumsuz olmasının bir
etkisi olmayacaktır.
 Rapor, şüpheli veya sanık hakkında olumlu olursa başka deliller bu tedbire başvurmaya yetecek
kadar kuvvetli şüphe sebebi oluşturuyorsa bu tedbire başvurulabilir. Oluşturmuyorsa
başvurulmamalıdır. Raporda açık ve net bir şekilde olumlu veya olumsuz görüş belirtilmeyip şüpheli
hale dikkat çekilmiş ise başka deliller bu tedbire başvurmaya yetecek kadar kuvvetli şüphe sebebi
oluşturuyorsa bu tedbire başvurabilir.
 Rapor süresinde getirilmezse nasıl hareket edileceği konusu belirsizdir. Ya rapor gelmediğine göre
eldeki kuvvetli suç şüphesi delili baz alınacaktır ya da tekrar yazı yazılarak ek süre yoluna gidilebilir.
Eğer süre içinde raporlar gelmezse artık burada karar verecek merciinin nasıl karar vereceği
konusunda tereddüt içerisindeyken ilgili şahıs bu hisselerini, alacaklarını, taşınmazlarını vs. başka
kişiye devredebilir ya da kaçırabilir. Bu risk söz konusudur. Bu bakımdan, kurulun burada
göndereceği raporu zamanında göndermesi çok önemlidir.
 Hocamıza göre raporun gelmediği durumda bu tedbir uygulanabilecektir.
(iii) HAKİM TARAFINDAN KARAR VERİLMELİDİR.

Madde 128 – (9) Bu madde hükümlerine göre elkoymaya ve onuncu fıkra uyarınca kayyım atanmasına
ancak hâkim karar verebilir.

4
CMK 6. HAFTA
30.03.21

 Bu tedbire hem soruşturma hem de kovuşturma aşamasında başvurulabilecektir. Hakim kelimesi


soruşturma aşamasında sulh ceza hakimi, kovuşturma aşamasında hakim şeklinde anlaşılmalıdır. Ağır
ceza mahkemelerinde ise mahkeme şeklinde anlaşılmalıdır. Ancak CMK md 128/9, lafza bağlı kalarak
yorumlanacak olursa ağır ceza mahkemesi değil mahkeme başkanı hakim sıfatıyla karar
verebilecektir. Yine, asliye ceza hakimi, hakim sıfatıyla karar verebilecektir.
 Hakimin kararlarına karşı itiraz kanun yoluna gidilir, kural budur. Hakimin kararlarına karşı itiraz
kanun yoluna gidilmeyecek haller kanunda açıkça belirtilir. Mahkemenin kararlarına karşı itiraz
kanun yoluna gidebilmek için açıkça düzenleme gerekir.
 Suç Gelirlerinin Aklanması ve Önlenmesi Hakkında Kanun’a göre (terörün maddi olarak
desteklenmesi), soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısının emriyle el koyma işlemi yapılabilir.
Cumhuriyet savcısının emriyle el koyma emri, yirmi dört saat içinde görevli hakimin onayına sunulur.
Görevli hakim emrin kendisine geldiği andan itibaren yirmi dört saat içinde onaylarsa emir geçerli
olur. Onaylamazsa hükümsüz kalır.
(h) TAŞINMAZLARA, HAK VE ALACAKLARA EL KOYMA İŞLEMİNİN UYGULANMASI

Madde 128 – (3) Taşınmaza elkonulması kararı, tapu kütüğüne şerh verilmek suretiyle icra edilir.
(4) Kara, deniz ve hava ulaşım araçları hakkında verilen elkoyma kararı, bu araçların kayıtlı
bulunduğu sicile şerh verilmek suretiyle icra olunur.
(5) Banka veya diğer malî kurumlardaki her türlü hesaba elkonulması kararı, teknik iletişim
araçlarıyla ilgili banka veya malî kuruma derhâl bildirilerek icra olunur. Söz konusu karar, ilgili
banka veya malî kuruma ayrıca tebliğ edilir. Elkoyma kararı alındıktan sonra, hesaplar üzerinde
yapılan bu kararı etkisiz kılmaya yönelik işlemler geçersizdir.
(6) Şirketteki ortaklık paylarına elkoyma kararı, ilgili şirket yönetimine ve şirketin kayıtlı bulunduğu
ticaret sicili müdürlüğüne teknik iletişim araçlarıyla derhâl bildirilerek icra olunur. Söz konusu
karar, ilgili şirkete ve ticaret sicili müdürlüğüne ayrıca tebliğ edilir.
(7) Hak ve alacaklara elkoyma kararı, ilgili gerçek veya tüzel kişiye teknik iletişim araçlarıyla derhâl
bildirilerek icra olunur. Söz konusu karar, ilgili gerçek veya tüzel kişiye ayrıca tebliğ edilir.
(8) Bu madde hükmüne göre alınan elkoyma kararının gereklerine aykırı hareket edilmesi halinde,
Türk Ceza Kanununun "Muhafaza görevini kötüye kullanma" başlıklı 289 uncu maddesi hükümleri
uygulanır.

 Taşınmazlara, hak ve alacaklara el koyma işleminin uygulanması, uygulama kapsamına giren


taşınmazlara, hak ve alacağın niteliğine göre değişmektedir.
 Kanun değişikliği ile el konulacak hak, alacak ve diğer malvarlığı değerlerinin somut olarak
belirlenmesi istenerek, bilerek ya da bilmeyerek başka taşınmaz, hak, alacak ve diğer malvarlığı
değerlerine el konulması önlenmek istenmiştir.
 El konulacak taşınmaz kara, deniz veya hava taşıtı ise bu taşıtların siciline şerh verilir. Diğer
taşınmazlarda şerhi gerek görmeksizin hızlı olması amacıyla kitle iletişim araçları kullanılarak el
koyma işlemi uygulanabilir. Daha sonra bunlar yazılı olarak daha sonra tebliğ edilir.
(ı) HUKUKİ DENETİM

 CMK md 128’de bu tedbirin uygulanması kararına karşı herhangi bir kanun yolu öngörülmemiştir.
CMK md 128/9’da yapılan kanun değişikliğinden önceki düzenlemede bu tedbire başvurma
durumunda itiraz kanun yolu öngörülmüştü.

Madde 267 – (1) Hâkim kararları ile kanunun gösterdiği hâllerde, mahkeme kararlarına karşı itiraz
yoluna gidilebilir.

5
CMK 6. HAFTA
30.03.21

 CMK md 128/9’da bu tedbire hakimin karar verebileceğinin kabul edilmesi dikkate alındığında, bu
tedbire başvurulması durumunda CMK md 267’ye göre itiraz kanun yoluna gidilebilmelidir.
(i ) TAŞINMAZ, HAK VE ALACAKLARA KAYYIM ATANMASI

Madde 128 – (10) Bu madde uyarınca elkonulan taşınmaz, hak ve alacakların idaresi gerektiğinde bu
malvarlığı değerlerinin yönetimi amacıyla kayyım atanabilir. Bu durumda 133 üncü madde
hükümleri kıyasen uygulanır.

 Kayyım atanması durumunun esası ve sorumlulukları konusuna CMK md 133’te değinilecektir.


(j) TAŞINMAZLARA, HAK VE ALACAKLARA ÖZEL EL KOYMA ŞEKLİ

Madde 248 – (1) Kaçağın Cumhuriyet savcısına başvurmasını veya duruşmaya gelmesini sağlamak
amacıyla Türkiye'de bulunan mallarına, hak ve alacaklarına amaçla orantılı olarak Cumhuriyet
savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi veya mahkeme kararıyla elkonulabilir ve gerektiğinde
idaresi için kayyım atanır. Elkoyma ve kayyım atama kararı müdafiine bildirilir.

 Bize göre, CMK md 248/1’e; mağdur, suçtan zarar gören, bu kişilerin kanuni temsilcisi ve eşine de
bildirim yapılacağı eklenmelidir. Böyle bir ekleme yapılıncaya kadar muhakeme işlemlerinden
haberdar olma hakkı kapsamında bu kişilere bildirim yapılmalıdır.
 CMK md 248’e göre, şüpheli veya sanığın kaçak olması durumlarında, kişinin Türkiye soruşturma ve
kovuşturma makamlarının huzuruna getirilmesi amacıyla ve orantılı olmak koşuluyla kişinin
Türkiye’deki taşınmazlarına el konulabiliyor. Bu düzenlemenin amacı kişinin canını malıyla
yakmaktır.
(2) POSTADA EL KOYMA
(a) GENEL OLARAK

Madde 22 –Herkes, haberleşme hürriyetine sahiptir. Haberleşmenin gizliliği esastır. Millî güvenlik,
kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının
hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre
verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan
hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; haberleşme engellenemez ve
gizliliğine dokunulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına
sunulur. Hâkim, kararını kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, karar kendiliğinden kalkar.
İstisnaların uygulanacağı kamu kurum ve kuruluşları kanunda belirtilir.

 Postada el koyma, resmi veya özel kuruluşlar tarafından verilen haberleşme hizmeti kapsamında
gönderilen gönderilere ceza uyuşmazlığına konu bir suçta delil olup ispata yaraması amacıyla ceza
muhakemesi makamları tarafından el konulmasını ifade eder.
 Postada el koyma, resmi veya özel kuruluşlar tarafından verilen haberleşme hizmeti kapsamında
gönderilen gönderiler ile ilgili olduğu için CMK md 126 ‘Şüpheli veya sanık ile 45 ve 46ncı
maddelere göre tanıklıktan çekinebilecek kimseler arasındaki mektuplara ve belgelere; bu kimselerin
nezdinde bulundukça el konulamaz’ hükmü ile karıştırılmamalıdır.
(b) POSTADA EL KOYMANIN HUKUKİ NİTELİĞİ

 Öğretide postada el koyma işlemi, koruma tedbiri olarak kabul edilmektedir.

6
CMK 6. HAFTA
30.03.21

(c) POSTADA EL KOYMANIN AMACI

Madde 129 – (1) Suçun delillerini oluşturduğundan şüphe edilen ve gerçeğin ortaya çıkarılması için
soruşturma ve kovuşturmada adliyenin eli altında olması zorunlu sayılıp, posta hizmeti veren her
türlü resmî veya özel kuruluşta bulunan gönderilere, hâkimin veya gecikmesinde sakınca bulunan
hâllerde Cumhuriyet savcısının kararı ile elkonulabilir.

 Postada el koymanın amacı özetle, bir ceza uyuşmazlığında delile ulaşmaktır.


(d) POSTADA EL KOYMANIN KAPSAMI

 CMK md 129/1’de ‘…posta hizmeti veren her türlü resmî veya özel kuruluşta bulunan gönderilere
…’ ifadesine yer verilmiştir.
 CMK hem özel kuruluşları kapsam altına almış hem de gönderi kelimesine yer vererek daha geniş bir
içerik kabul etmiştir.
 Posta bir haberleşme aracının taşınmasıdır. Günümüzde haberleşme araçları hem çoğalmış hem de
çeşitlenmiştir. Bu nedenle de el koymanın şekli ve usulü farklılık taşımaktadır. Örneğin e-posta,
WhatsApp, cep telefonu iletisi, Twitter, Facebook gibi iletişim araçlarındaki gönderilere el konulması
postada el koyma şeklinde olmamaktadır. Bu durumlar, özel iletişim şekilleridir. İletişimin
denetlenmesi kapsamında değerlendirileceklerdir. Burada da ‘kayda alma’ tedbir türü söz konusu
olacaktır. Kayda alma tedbir türü sonucu el koyma söz konusu olacaktır.
(e) POSTADA EL KOYMANIN UYGULANMA KOŞULLARI
(i) HERHANGİ BİR SUÇ İÇİN CEZA SORUŞTURMASI VE KOVUŞTURMASINA
BAŞLANMIŞ OLMALIDIR.

Madde 129 – (2) Hâkim kararının veya Cumhuriyet savcısının emrinin kendilerine bildirilmesi üzerine
elkoyma işlemini yerine getiren kolluk memurları, birinci fıkrada belirtilen gönderilerin içinde
bulunduğu zarfları veya paketleri açamazlar. Elkonulan gönderiler, ilgili posta görevlilerinin huzuru
ile mühür altına alınıp derhâl elkoyma kararını veya emrini veren hâkim veya Cumhuriyet savcısına
teslim edilir.

 Her suç bakımından koşulları gerçekleştiği takdirde postada el koyma işlemi yapılabilir. Çünkü bu
tedbirin uygulanabilmesi için katalog suç düzenlemesine yer verilmemiştir.
 Bize göre bu konuda genel ya da basit el koymada aranan şüphe derecesinden ayrılmayı gerektiren
bir durum bulunmadığı için postada el koyma bakımından da ‘makul şüphe’ aranmalıdır.
 Bize göre hem soruşturma hem de kovuşturma aşamasında başvurulacağı kabul edilmiş olsa da
burada öncelikli olarak olması gereken bakımından soruşturma aşamasında başvurulacağı sonucuna
ulaşılır.
(ii) HAKİM VEYA GECİKMESİNDE SAKINCA BULUNAN HALLERDE CUMHURİYET
SAVCISININ KARARI BULUNMALIDIR.
 Bize göre bu düzenleme genel el koymadan şu noktalardan ayrılmaktadır.
1) Genel el koyma tedbirinin düzenlendiği CMK md 127/1’de ‘Cumhuriyet savcısının emri’ ifadesine,
CMK md 129/1’de ise ‘Cumhuriyet savcısının kararı’ ifadesine yer verilmiştir.
2) CMK md 127/1’de Cumhuriyet savcısının veya kolluğun el koyma emrine bağlı olarak yapılan el
koyma işleminin yirmi dört saat içinde görevli hakimin onayına sunulacağı, hakimin kararını el
koymadan itibaren kırk sekiz saat içinde açıklayacağı, aksi halde el koymanın kendiliğinden kalkacağı
düzenlenmişti. CMK md 129/1’de ise Cumhuriyet savcısının postada el koyma kararı bakımından bir
onay usulü düzenlememiştir. (Bize göre düzenlenmeliydi.)
 Postada el koymada tesadüfen delil elde edilirse CMK md 138/1 uygulanabilir.

7
CMK 6. HAFTA
30.03.21

 Her suç için postadaki gönderilere el konulabilir.


(f) POSTADA EL KOYMA TEDBİRİNİN UYGULANMASI

Madde 129 – (3) Elkoyma kararı veya emrinin aşağıda sayılan suçlarla ilgili olarak verilmesi halinde
gönderilerin bulunduğu zarf veya paketler Cumhuriyet savcısının talimatıyla kolluk memurları
tarafından açılabilir. a) 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan; 1. Tehlikeli maddelerin izinsiz
olarak bulundurulması veya el değiştirmesi (madde 174), 2. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve
ticareti (madde 188), suçları. b) 10/7/1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer
Aletler Hakkında Kanunun 12 nci ve 13 üncü maddelerinde tanımlanan suçlar. c) 21/7/1983 tarihli ve
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 67 nci ve 68 inci maddelerinde
tanımlanan suçlar.
(4) Soruşturma ve kovuşturmanın amacına zarar vermek olasılığı bulunmadıkça, alınmış tedbirler
ilgililere bildirilir.
(5) Açılmamasına veya açılıp da içeriği bakımından adliyenin eli altında tutulmasına gerek
bulunmadığına karar verilen gönderiler, hemen ilgililerine teslim olunur.

 Bize göre postada el konulan gönderiyi, soruşturma evresinde el koyma kararını veren Cumhuriyet
savcısı inceleyebilir. Çünkü yeterli şüpheye ulaşıp iddianame düzenleyebilmek için delile ihtiyaç
bulunmaktadır. Postadaki gönderiye, delil elde etmek için el konulmaktadır. Kovuşturma evresinde
hakim veya mahkeme inceleyebilir.
 CMK md 129/3 kapsamında kolluk, katalog suçlar bakımından postadaki gönderileri açıp bakabiliyor.
Ancak katalog suçların dışındaki suçlar için yalnızca el koyabilir, açıp bakamaz. Bu durumlarda o
gönderi bir paketin içerisindeyse bunu başka bir paketin içerisine koyup veya koyulamıyorsa büyük
bir paketse, posta görevlileri tarafından mühür altına alınacak ve kolluğa teslim edilecek, kolluk da o
mühürlenmiş haliyle savcının veya sulh ceza hakiminin huzuruna getirip teslim edecektir.
 Postanın, söz konusu suçla ilgili olup olmadığı kabaca değerlendirilecektir. Ayrıntılı değerlendirmeye
girilmeyecek, ayrı bir yere konulacak ve mühür altına alınıp kollukça ilgili merciye teslim edilecektir.
 Buradaki şüphenin makul şüphe olarak kabul edilmesi gerekir.
(g) HUKUKİ DENETİM

 CMK md 129’da postada el koyma işlemine karşı herhangi bir hukuki denetim yolu öngörülmemiştir.
Postada el koyma kararını hakim vermişse veya hakim onaylamışsa bu karara karşı CMK md 267’ye
göre itiraz edilebilmelidir.
(3) AVUKAT BÜROLARINDA VE POSTASINDA EL KOYMA

Madde 130 – (1) Avukat büroları ancak mahkeme kararı ile ve kararda belirtilen olayla ilgili olarak
Cumhuriyet savcısının denetiminde aranabilir. Baro başkanı veya onu temsil eden bir avukat
aramada hazır bulundurulur.
(2) Arama sonucu elkonulmasına karar verilen şeyler bakımından bürosunda arama yapılan avukat,
baro başkanı veya onu temsil eden avukat, bunların avukat ile müvekkili arasındaki meslekî ilişkiye
ait olduğunu öne sürerek karşı koyduğunda, bu şey ayrı bir zarf veya paket içerisine konularak hazır
bulunanlarca mühürlenir ve bu konuda gerekli kararı vermesi, soruşturma evresinde sulh ceza
hâkiminden, kovuşturma evresinde hâkim veya mahkemeden istenir. Yetkili hâkim elkonulan şeyin
avukatla müvekkili arasındaki meslekî ilişkiye ait olduğunu saptadığında, elkonulan şey derhâl
avukata iade edilir ve yapılan işlemi belirten tutanaklar ortadan kaldırılır. Bu fıkrada öngörülen
kararlar, yirmidört saat içinde verilir.
(3) Postada elkoyma durumunda bürosunda arama yapılan avukat veya baro başkanı veya onu temsil
eden avukatın karşı koyması üzerine ikinci fıkrada belirtilen usuller uygulanır.

8
CMK 6. HAFTA
30.03.21

 Avukat bürolarında el koyma CMK md 130’da düzenlenmiştir ancak CMK md 130’da sadece el
koyma değil hem arama hem de avukatın büro ve postasındaki el koyma birlikte düzenlenmiştir.
 Maddede suç düzenlemesi yer bakımından ‘avukat bürosu ve postası’ olarak sınırlandırılmıştır.
 Avukat, savunmanın kalesidir. Bu yüzden avukat büroları ve postaları için el koyma şartları
ağırlaştırılmıştır.
(a) AVUKAT BÜROLARINDA VE POSTASINDA EL KOYMANIN HUKUKİ NİTELİĞİ
 Öğretide avukat bürolarında ve postasında el koyma işlemi koruma tedbiri olarak kabul edilmektedir.
Bu konu ile ilgili öğretide ileri sürülen görüşler yukarıda ilgili bölümde belirtilmiştir.
(b) AVUKAT BÜROLARINDA VE POSTASINDA EL KOYMANIN AMACI
 Avukat bürolarında ve postasında el koyma işleminin amacı soruşturma veya kovuşturmaya konu
uyuşmazlıkla ilgili delil elde etmek ve bu elde edilen delilin muhakeme süresince muhakeme
makamlarının elinin altında bulunmasını sağlamaktır.
(c) AVUKAT BÜROLARINDA VE POSTASINDA EL KOYMANIN KAPSAMI
 Avukat bürolarında ve postasında el koyma işleminin kapsamına, ceza uyuşmazlığı ile ilgili delil
olabilecek her şey girer. Nitekim CMK md 130/2’de ‘Arama sonucu el konulmasına karar verilen
şeyler’ ifadesine yer verilmiştir.
(d) AVUKAT BÜROLARINDA VE POSTASINDA EL KOYMANIN UYGULANMA
KOŞULLARI
(i) BİR SUÇ İÇİN CEZA SORUŞTURMASI VEYA KOVUŞTURMASINA BAŞLANMIŞ
OLMALIDIR.
 CMK md 130’da bu konuda açıkça bir suç ile ilgili ceza soruşturması ve kovuşturmasından
bahsedilmemektedir. Ancak CMK md 130/2’de ‘soruşturma evresinde sulh ceza hakiminden,
kovuşturma evresinde hakim veya mahkemeden istenir’ hükmüne yer verilmiştir.
 Soruşturma aşamasında avukat bürolarında arama kararını, kovuşturma aşamasında karar vermeye
yetkili olan mahkeme verecektir. Mahkemenin verdiği kararın uygulanması ile ilgili uyuşmazlıklarda
itirazı sulh ceza hakimi inceleyecek ve karara bağlayacaktır.
 Mahkemenin verdiği el koyma kararına itiraz edilebileceği ve bu itiraz sulh ceza hakiminin
inceleyebileceği anlaşılmamalıdır. Mahkemenin kararına itiraz değil mahkemenin kararının
uygulanması ile ilgili bir itiraz söz konusu olursa bu itirazın sulh ceza hakimine yapılacağı
düzenlenmiştir.
 Avukat bürolarında ve postasında arama el koyma işlemi, aynı suç ile ilgili olarak gerek soruşturma
gerekse kovuşturma aşamasında birden fazla yapılabilir. Ancak ikinci veya daha fazla arama ve el
koyma işlemi bakımından ilk arama ve el koyma işleminin gerekçesinden farklı, doyurucu, akla ve
mantığa uygun ve denetlenebilir gerekçe veya gerekçeler gösterilmelidir. Bu görüş, genel ve özel
arama ve el koymalar için de geçerlidir.
(ii) YETKİLİ KİŞİNİN KARARI BULUNMALIDIR.
 CMK md 130/1’de avukat bürolarında ve postasında arama konusunda kimin karar vereceği açıkça
düzenlenmiştir ancak CMK md 130/2’de açıkça düzenlenmemiştir.
 Bize göre el koyma işlemi arama işleminin bir devamıdır ancak her bir işlem için ayrı ayrı karar
verilmelidir. Bu nedenle arama işlemine karar vermeye yetkili kişi veya makam, arama kararının
yanında ayrıca el koyma kararını da vermelidir.
 Avukat kendisi hazır bulunsa da baro başkanı veya onu temsil eden bir avukat aramada bulunmak
zorunda mıdır? Bürosunda arama yapılan avukat şüpheli veya sanık olabileceği için baro başkanı
veya onu temsil eden avukatın hazır bulunması zorunludur. Bu ifade emredici niteliktedir. Bu kişilerin
hazır olmaması durumunda elde edilen deliller kullanılamaz.
 CMK md 130’da mahkemenin el koyma kararını vermesi bakımından bir istemde bulunma
düzenlenmemiştir. Bize göre menfaati olan diğer kişiler bu konuda istemde bulunabilmelidir.
 El koymanın icrasının yapıldığı sırada bir itirazla karşılaşılırsa itiraz edilecek mercileri soruşturma
aşamasında sulh ceza hakimi, kovuşturma aşamasında mahkeme olarak ayrılmıştır. Arama ve el

9
CMK 6. HAFTA
30.03.21

koyma kararı ayrı bir şey, arama ve el koyma esnasında aşamasında el konulan bir belgenin avukat ve
müvekkil arasındaki bir ilişkiye dair olduğu itirazının incelenmesi ayrı bir şeydir.
 Arama kararını mahkemenin vereceği belirtilmiş, el koyma kararını kimin vereceği belirtilmemiştir.
Bize göre iki hüküm birbirinin devamıdır. CMK md 130/1’deki makamlar bu konuda
değerlendirilebilir.
(e) EL KONULAN ŞEYLERİN AVUKATLA MÜVEKKİL ARASINDAKİ İLİŞKİYE AİT
OLDUĞU İTİRAZI
 Peki mahkeme ne kadar süre içinde karar verecektir? CMK md 130/2’nin lafzında bir süre
sınırlamasına yer verilmemiştir. Bu konuda ‘işin niteliği ve durumun gerekleri’ dikkate alınarak
‘hakkın kötüye kullanımını aşmayan’ bir süre esas alınmalıdır.
 Karar verilmesi istenilen hakim veya mahkeme, kararı verecek hakim veya mahkeme mi yoksa başka
bir mahkeme mi olacaktır? Kural olarak itirazı inceleyecek hakim veya mahkeme, suça ilişkin
yargılamayı yapmaya yetkili ve görevli olan hakim veya mahkeme olmamalıdır. Bu nedenle, suça
ilişkin yargılamayı yapmaya yetkili ve görevli olan hakim veya mahkemenin veya büronun bulunduğu
yerdeki hakim veya mahkeme itirazı incelemelidir.
(f) HUKUKİ DENETİM
 CMK Md 130’da avukat bürolarında ve postasında el koyma kararına karşı herhangi bir hukuki
denetim yolu öngörülmemiştir.
 CMK md 267/1’e göre ‘Hakimin kararları ile kanunun gösterdiği hallerde mahkeme kararlarına karşı
itiraz yoluna gidilebilir.’ Ancak CMK md 130, mahkeme kararını gerekli görmekte ve fakat açık bir
itiraz hakkı tanımamaktadır. CMK md 267/1’e göre mahkeme kararlarına itiraz edebilmek için açık
düzenleme gerekir.
 Genel el koyma konusunda tanınan hukuki çare ve el konulan eşyaların elde bulundurulmasına gerek
kalmaması durumlarında bu eşyaların geri verilme isteminin reddi ile el konulduktan sonra elde
çıkarma kararına itiraz hakkı, özel el koymalar için de geçerli olmalıdır.

10
CMK 6. HAFTA
30.03.21

(4) ŞİRKET YÖNETİMİ İÇİN KAYYIM TAYİNİ


(a) GENEL OLARAK

Madde 133 – (1) Suçun bir şirketin faaliyeti çerçevesinde işlenmekte olduğu hususunda kuvvetli şüphe
sebeplerinin varlığı ve maddi gerçeğin ortaya çıkarılabilmesi için gerekli olması halinde; soruşturma
ve kovuşturma sürecinde, hâkim veya mahkeme, şirket işlerinin yürütülmesiyle ilgili olarak kayyım
atayabilir. Atama kararında, yönetim organının karar ve işlemlerinin geçerliliğinin kayyımın onayına
bağlı kılındığı veya yönetim organının yetkilerinin ya da yönetim organının yetkileri ile birlikte
ortaklık payları veya menkul kıymetler idare yetkilerinin tümüyle kayyıma verildiği açıkça belirtilir.
Kayyım tayinine ilişkin karar, ticaret sicili gazetesinde ve diğer uygun vasıtalarla ilan olunur.
(2) Hâkim veya mahkemenin kayyım hakkında takdir etmiş bulunduğu ücret, şirket bütçesinden
karşılanır. Ancak, soruşturma veya kovuşturma konusu suçtan dolayı kovuşturmaya yer olmadığı
veya beraat kararının verilmesi halinde; ücret olarak şirket bütçesinden ödenen paranın tamamı,
kanunî faiziyle birlikte Devlet Hazinesinden karşılanır.
(3) İlgililer, atanan kayyımın işlemlerine karşı, görevli mahkemeye 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı
Türk Medeni Kanunu ve 29.6.1956 tarihli ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre
başvurabilirler.
(4) Bu madde hükümleri ancak aşağıda sayılan suçlarla ilgili olarak uygulanabilir.
a) Türk Ceza Kanununda yer alan, 1. Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti (madde 79, 80), 2.
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (madde 188), 3. Parada sahtecilik (madde 197), 4.
Fuhuş (madde 227), 5. Kumar oynanması için yer ve imkân sağlama (madde 228), 6. Zimmet (madde
247), 7. Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama (madde 282), 8. Silahlı örgüt (madde 314)
veya bu örgütlere silah sağlama (madde 315), 9. Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk (madde 328,
329, 330, 331, 333, 334, 335, 336, 337), Suçları, b) Ateşli Silahlar ve Bıçaklar İle Diğer Aletler
Hakkında Kanunda tanımlanan silah kaçakçılığı (madde 12) suçları, c) Bankalar Kanununun 22 nci
maddesinin (3) ve (4) numaralı fıkralarında tanımlanan zimmet suçu, d) Kaçakçılıkla Mücadele
Kanununda tanımlanan ve hapis cezasını gerektiren suçlar, e) Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma
Kanununun 68 ve 74 üncü maddelerinde tanımlanan suçlar.
(5) Bu madde uyarınca atanan kayyımların görevleriyle ilgili iş ve işlemlerinden dolayı tazminat
davaları, 142 ila 144 üncü maddeler uyarınca Devlet aleyhine açılır. Devlet, ödediği tazminattan dolayı
görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullanan kayyımlara bir yıl
içinde rücu eder.

 Şirket yönetimine el koyma, ilgili şirket veya şirketler bakımından çok ağır sonuçlar
doğurabilmektedir. Bu durumu göz önüne alan kanun koyucu, şirket yönetimine el koyma bakımından
daha ağır koşullar getirmiştir. Bu koşullar şu şekilde ifade edilebilir.
1) Suçun bir şirketin faaliyeti çerçevesinde işlenmekte olduğu hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin
varlığı
2) El koymanın maddi gerçeğin ortaya çıkarılabilmesi için gerekli olması
 CMK md 133’teki koruma tedbirinin uygulanmasında ölçülülük/orantılılık ilkesi: CMK md 133’teki
koruma tedbirinin uygulanmasında bu tedbire başvurulması, maddi gerçeğin ortaya çıkarılabilmesi
için gerekli olmalıdır. Bu koşul, koruma tedbirlerinde gerekliliği ifade eder.
 Hangi suç veya suçlar için başvurulacaksa o suçların işlendiği şirketlere kayyım atanmalıdır.
 Şirket yönetimine el koyma, ilk defa CMK ile getirilmiştir.
(b) ŞİRKET YÖNETİMİ İÇİN KAYYIM TAYİNİNİN HUKUKİ NİTELİĞİ

 Öğretide şirket yönetimine el koymanın bir koruma tedbiri olduğu kabul edilmektedir.

11
CMK 6. HAFTA
30.03.21

(c) ŞİRKET YÖNETİMİ İÇİN KAYYIM TAYİNİNİN AMACI

 Şirket yönetimine el koymanın amacı, şirket faaliyetlerini hem denetim altında tutmak hem de delil
elde etmektir ve de müsadere etmektir.
 Şirket yönetimine el koymakla, şirketin faaliyetleri soruşturma ve kovuşturma aşamasında durmamış,
böylelikle şirket çalışanları ve şirketin kendisi zarara uğramamış olmaktadır.
 Bir suçun, bir şirketin bir faaliyeti çerçevesinde işlenmesi durumunda o şirket orda paravan, örtüdür.
Kara para aklanması, dışarıya suç unsurları gönderilmesi vs.
 ‘Somut delil’ ifadesi kullanılmamıştır.
(d) ŞİRKET YÖNETİMİ İÇİN KAYYIM TAYİNİNİN KAPSAMI

 Şirket yönetimine el koymanın kapsamı, yönetimine el konulan şirketin faaliyetleri ve malvarlıkları ile
sınırlıdır.
(e) ŞİRKET YÖNETİMİ İÇİN KAYYIM TAYİNİNİN UYGULANMA KOŞULLARI
(i) BİR ŞİRKET BULUNMALIDIR.
 Şirket yönetimine kayyım tayini için öncelikle bir şirketin varlığı gereklidir. Bir şirketin varlığı ön
koşuldur. Şirketten anlaşılması gereken, TTK’ye göre kurulmuş bir şirkettir. Çünkü şirket kavramı ve
düzenlemesi bu konuda genel kanun niteliğinde olan TTK’de yer almaktadır.
 Adi ortaklıkta CMK md 133 uygulanmamalıdır.
(ii ) SORUŞTURULMASI VEYA KOVUŞTURULMASINA BAŞLANMIŞ BİR SUÇ OLMALIDIR.
 Bu koşul CMK md 133/1’de ‘bir suçun’ ifadesi yer almaktadır. Mutlaka bir suç ile ilgili soruşturma
veya kovuşturmasının başlamış olması gerekir.
 Bu suçlar sınırlı sayıdadır. Koruma tedbirlerinde sınırlı sayıda belirtilen düzenlemelerde kıyas
mümkün değildir.
 CMK md 133/1’de ‘…soruşturma ve kovuşturma sürecinde, hakim veya mahkeme…’ ifadesine yer
verilmiştir. Bir suç ile ilgili olarak soruşturma ve özellikle kovuşturma aşamasına geçilmiş se kural
olarak bir suç kesintisiz suç ise kesintinin sona erdiğini, zincirleme suç ise önceden verilen suç işleme
kararının sona erdiğini gösterir. Soruşturulmasına ve özellikle kovuşturulmasına başlanılmış bir
suçtan sonra tekrar suç işlenmesi, zincirleme ve kesintisiz suçun dışında yeni bir suç olarak kabul
edilmelidir. Sonuç olarak tamamlanmış suçlarda uygulanabilir.
 CMK md 133’te daha önce işlenen suça ilişkin delil elde edilmesi amaçlanmaktadır. Bu nedenle yeni
bir suçun işlenmesinin önlenmesi amacıyla kayyım atanamaz. Bir suçun işlenmesinin önlenmesi,
önleme/idari kolluk ile ilgilidir.
(iii) SORUŞTURMA VEYA KOVUŞTURMASINA BAŞLANMIŞ SUÇ İÇİN KUVVETLİ SUÇ
ŞÜPHESİ BULUNMALIDIR.
 Bu koşul, CMK md 133/1’de ‘kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı’ ifadesinde yer almaktadır.
 Kanun koyucu, şirket yönetimine el koymanın doğurabileceği ağır sonuçları dikkate alarak basit,
makul ve yeterli şüphe durumlarını yeterli görmemiştir.
 Katalog suçlardan en az birinin işlenmiş olması aranır. Katalog suçlar, yorum yoluyla genişletilemez.
 CMK md 128’de, 135’te, 139’da ve 140’taki katalog suçlar hemen hemen aynıdır. Bu suçlar genelde
mali amaçlı işlenen suçlardır.
(iv) MADDİ GERÇEĞİN ORTAYA ÇIKARILABİLMESİ İÇİN GEREKLİ OLMASI
 Bu koşul CMK md 133/1’de ‘maddi gerçeğin ortaya çıkarılabilmesi için gerekli olması halinde’
ifadesinde yer almaktadır. Bu koşul da orantılılık ilkesi ile ilgilidir. Ve bunu verecek merci bu kararı
gerekçelendirilmelidir.
(v) HAKİM VEYA MAHKEME KARARI BULUNMALIDIR.
 Bu koşul CMK md 133/1’de ‘…soruşturma ve kovuşturma sürecinde, hakim veya mahkeme, şirket
işlerinin yürütülmesiyle ilgili olarak kayyım atayabilir.’ Şeklinde düzenlenmiştir.

12
CMK 6. HAFTA
30.03.21

 Kanunda geçen hakim kelimesi, soruşturma evresinde sulh ceza hakimi olarak anlaşılmalıdır.
Kovuşturma aşamasında hakim veya mahkeme karar vermelidir.
 Sulh ceza hakimi ve mahkeme, şirketin faaliyetlerinin denetlenmesi, suçun işlenmesinin önlenmesi ve
işlenmişse bir delil elde etme amacıyla kayyım atanacaktır.
 Bu düzenlemeye göre Cumhuriyet savcısı ve kolluk, bu konuda emir verme yetkisine sahip değildir.
 Kayyım tayini için kimin veya hangi makamın istemde bulunabileceği düzenlenmemiştir.
 Kanun koyucu burada kuvvetli şüphe ve gereklilik koşulunu öngörmüştür.
 Bir şirket ve bu şirkete bağlı alt şirketler varsa, hangi şirket alt bağlı şirketin kapsamında işleniyorsa o
şirketlerin faaliyetlerine el konulacaktır. Burada ölçülülük ilkesi çok önemlidir. Ve bu şirketlerde her
şeye değil tarih ve kişiler bakımından sınırlandırılarak el koyma yapılacaktır.
(f) ATAMA KARARINDA BULUNMASI GEREKENLER

 Hakim veya mahkeme yönetim ya da denetçi kayyımlığı atama konusunda takdir yetkisine
sahiptir.
(g) TEDBİRİN UYGULANMASI SONUCU KAYYIMA ÖDENECEK ÜCRET
 CMK md 133/1’de bahsedilmiştir.
(h) TEDBİRİN UYGULANMA SÜRESİ
 CMK’da tedbirin uygulanma süresine ilişkin açık bir hüküm konulmamıştır.
 Öğretide bir görüşe göre tedbir, soruşturma ve kovuşturma aşamasında uygulanabileceği için
tedbir, hüküm kesinleşinceye kadar uygulanabilir.
(ı) ATANAN KAYYIMIN BAĞIMSIZ VE TARAFSIZ OLMASI

 Şirket yönetimine atanan kayyımın bağımsız ve tarafsız olması önemlidir.


 Herhangi bir şekilde bir kayyımın kayyım atandığı şirket ile tarafsızlığını zedeleyebilecek bir ilişkisi
varsa ya da böyle algılanmasına neden olabilecek somut gerekçeler varsa bu kişiler söz konusu
şirkete kayyım olarak atanmamalıdır. Atandığı durumda ilgili şirketin pay sahipleri veya menfaati
ihlal edilenler, önceki yöneticiler veya halihazırdaki yöneticiler itiraz edebilmelidirler.
 Şirket yönetimine atanan kayyımın bağımsız ve tarafsız olması gerektiği için ret ve çekinme hakkı
bulunmalıdır.
(i) KAYYIM ATAMADA ÖLÇÜLÜLÜK/ORANTILILIK İLKESİ
 Şirket yönetimine kayyım tayini için ölçülülük/orantılılık ilkesine azami dikkat edilmelidir. Bu tedbir
türü, işlenmiş bir suça ilişkin delil elde etmek amacıyla uygulanabilir. Bu nedenle geçmişe yönelik
olup işlenen suç veya suçlar ile sınırlıdır. İşlenen suç veya suçların işlendiği şirket ile sınırlıdır.
 Gelecekte işlenmesi ihtimal dahilinde olan suçlar için bu tedbir türüne başvurulamaz. Suçun
işlenmediği şirketler bakımından suç işlenebilir diye önleme amaçlı başvurulamaz. İşlendiği iddia
edilen suç veya suçlar ile ilgili delile ulaşmak için kayyım atanması gerekmiyorsa veya kayyım
atanmadan da bu delillere ulaşılabiliyorsa kayyım atanması ölçülülük/orantılılık ilkesine aykırılık
oluşturur.
 CMK’daki esas ve usullere uyulmadan kayyım atanması sonucu elde edilen deliller, hukuka aykırı
kabul edilmelidir.
(j) KAYYIMIN HUKUKİ SORUMLULUĞU
 CMK md 133/5’te bahsedilmiştir.
(k) KAYYIMIN CEZAİ SORUMLULUĞU
 Kayyımın cezai sorumluluğunu belirlerken önce ikili ayrım yapmak, daha sonra bu ikili ayrımda
ikinci ayrımı da kendi içinde ikiye ayırmak gerekir.
 Öğretide ağırlıklı görüş kayyımın kamu görevlisi olduğu yönündedir.

13
CMK 6. HAFTA
30.03.21

1. GÖREVİ İLE İLGİLİ İŞLERDE İŞLEDİĞİ SUÇLARDA CEZAİ SORUMLULUK


 Kayyımın görevi ile ilgili işlerde işlediği suçlarda cezai sorumluluğunu belirlerken yönetici ve denetçi
kayyım ayrımı yapmak gerekir. Daha sonra kamu görevlisi kabul etme ve normal şirket yöneticisi
olma ayrımı yapmak gerekir.
a) YÖNETİCİ KAYYIM VE KAMU GÖREVLİSİ OLMA
 CMK md 133/1’de kayyım atanırken yönetici veya denetçi kayyım atama yetkisi tamamen atama
makamındadır. Bu yetki, koruma tedbirlerinde orantılılık ilkesine uygun kullanılmalıdır.
 Yönetici kayyım, kamu görevlisi olarak kabul edildiğinde kayyımlık görevi sırasında kamu
görevlilerinin işleyebileceği suçların faili olabilir.
 Kayyım olarak atanacak kişi bakımından kanunda sınırlama getirilmemiştir.
b) YÖNETİCİ KAYYIM VE NORMAL ŞİRKET YÖNETİCİSİ OLMA
1) Yönetici kayyım, normal şirket yöneticisi olarak kabul edildiğinde yönetici kayyım, alacaklıları zarara
uğratmak kastıyla ticari işletmenin borçlarını kısmen veya tamamen ödemeyerek alacaklıları zarara
soktuğu takdirde İİK md 333/a’da düzenlenen ticari işletmede yöneticinin sorumluluğuna ilişkin
düzenlemeden sorumlu tutulabilecektir.
- Bu düzenleme, tali/ ikincil norm niteliğine sahiptir. Yani bu düzenleme ile diğer düzenlemeler
arasında normların görünüşte içtimaı ilişkisi bulunmaktadır. Bu durumda aynı hareket, başka bir
kanunda suç olarak düzenlenmiş ise asli normun önceliği ilkesi gereği, o düzenleme uygulanacaktır.
Başka bir düzenleme yoksa tali/ikincil normun sonralığı ilkesi gereği İİK md 333/a uygulanacaktır.
- TCK md 162’deki düzenleme, şirket yöneticisi olan tacirin basiretli iş adamı gibi hareket etme
yükümlülüğünün ihlaline dayanmaktadır.
- İİK md 333/a ile TTK md 562 arasındaki ilişkiye değinmek gerekir. Çünkü her ikisinde de şirketin
yöneticilerinin cezai sorumluluğu düzenlenmiştir. Ancak bazı temel farklar bulunmaktadır. İlk temel
fark, İİK md 333/a’nın kenar başlığının ticari işletmede yöneticinin sorumluluğu iken TTK md 562’de
cezai sorumluluk başlığı altında suçlar ve cezalar alt başlığına yer verilmiştir. Bu düzenleme, anonim
şirketlere ilişkin genel bir düzenleme olup anonim şirketlerin normal faaliyetleri devam ederken şirket
yöneticilerinin cezai sorumluluk gerektiren birden çok farklı hareketleri düzenlemiştir. İkinci temel
fark, İİK md 333/a’daki düzenlemenin özel kastla işlenmesi kabul edilmişken TTK md 562’deki
düzenlemede doğrudan kastla işlenmesi yeterli görülmüştür. Bir başka fark, TTK md 562’deki
düzenlemede idari para cezası gerektiren hareketler ile suç oluşturan hareketler birlikte iç içe
düzenlenmiştir.
- Özel kast gerektiren İİK md 333/a daha özel düzenleme olup ilk önce bu suç düzenlemesinin
koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğine bakılmalıdır. Gerçekleşmiş ise bu düzenlemeye göre
gerçekleşmemiş ise TTK md 562’deki düzenlemeye göre sorumluluk yoluna gidilmelidir.
2) Yönetici kayyım, koşulları gerçekleşirse TCK md 161’deki suç düzenlemesinden sorumlu
tutulabilecektir.
3) Yönetici kayyım, koşulları gerçekleşirse TCK md 162’deki suç düzenlemesinden sorumlu
tutulabilecektir.
4) Yönetici kayyım, koşulları gerçekleşirse İİK md 345/a’da düzenlenen suçtan sorumlu tutulabilir.
 Denetçi kayyım ataması söz konusu ise denetçi kayyım, ancak görevi kötüye kullanma suçuna
göre sorumlu tutulabilir. Ancak kamu görevlisinin işleyebileceği diğer suçların da faili olabilir.
2. GÖREVİ İLE İLGİLİ OLMAYAN İŞLERDE İŞLENDİĞİ SUÇLARDA CEZAİ
SORUMLULUK
- Gerek yönetici gerekse denetçi kayyımlıkta görevi ile ilgili olmayan işlerde işlediği suçlarda cezai
sorumluluk konusunda genel hükümler geçerlidir. Buna göre
a) Örneğin her iki kayyımlıkta da şirket çalışanının hukuka aykırı bir şekilde çalışmasına engel olunursa
yani isten atılırsa TCK md 117’de düzenlenen iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçundan sorumluluk
yoluna gidilebilir.
b) Her iki kayyımlıkta da işçilerin iş sağlığı ve güvenliği sağlanmamış ve buna bağlı olarak işçiler ölmüş
veya yaralanmış ise kayyımın kast ve taksirine göre ölüm ve yaralanma neticesinden sorumluluğu

14
CMK 6. HAFTA
30.03.21

yoluna gidilebilir. Meslek hastalığına yakalanma durumlarında kast ve taksirine göre yaralama
neticesinden kayyımın sorumluluğu yoluna gidilebilir.
c) İşçilerin hürriyetleri kısıtlanmışsa, hakaret edilmişse TCK md 109 ve 125’e göre sorumluluğu yoluna
gidilebilir.
(l) HUKUKİ DENETİM
 Bu düzenlemede, atanan kayyımın işlemlerine karşı itiraz hakkına yer verilmiştir. Hakim veya
mahkemenin kayyım atamasına ilişkin kararına karşı itiraz hakkı düzenlememiştir. Bu önemli bir
eksikliktir.
 İtiraz, örneğin CMK md 133’de belirtilen atanma sebep ve usullerine uyulmadığı veya kayyımın
tarafsız ve bağımsız olmadığına yönelik olabilir.
(5) BİLGİSAYARLARDA, BİLGİSAYAR PROGRAMLARINDA VE KÜTÜKLERİNDE ARAMA,
KOPYALAMA VE EL KOYMA
(a) BİLGİSAYARLARDA, BİLGİSAYAR PROGRAMLARINDA VE KÜTÜKLERİNDE ARAMA,
KOPYALAMA VE EL KOYMANIN HUKUKİ NİTELİĞİ

Madde 134– (1) Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturmada, somut delillere dayanan kuvvetli şüphe
sebeplerinin varlığı ve başka surette delil elde etme imkânının bulunmaması halinde, hâkim veya
gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısı tarafından şüphelinin kullandığı
bilgisayar ve bilgisayar programları ile bilgisayar kütüklerinde arama yapılmasına, bilgisayar
kayıtlarından kopya çıkarılmasına, bu kayıtların çözülerek metin hâline getirilmesine (…) karar
verilir. (Ek üç cümle: 25/7/2018-7145/16 md.) Cumhuriyet savcısı tarafından verilen kararlar yirmi
dört saat içinde hâkim onayına sunulur. Hâkim kararını en geç yirmi dört saat içinde verir. Sürenin
dolması veya hâkim tarafından aksine karar verilmesi hâlinde çıkarılan kopyalar ve çözümü yapılan
metinler derhâl imha edilir.
(2) Bilgisayar, bilgisayar programları ve bilgisayar kütüklerine şifrenin çözülememesinden dolayı
girilememesi veya gizlenmiş bilgilere ulaşılamaması ya da işlemin uzun sürecek olması halinde
çözümün yapılabilmesi ve gerekli kopyaların alınabilmesi için, bu araç ve gereçlere elkonulabilir.
Şifrenin çözümünün yapılması ve gerekli kopyaların alınması halinde, elkonulan cihazlar gecikme
olmaksızın iade edilir.

 Öğretide bilgisayarlarda, bilgisayar programlarında ve kütüklerinde kopyalama ve el koymanın bir


koruma tedbiri olduğu kabul edilmektedir.
 Bilgisayarlarda, bilgisayar programlarında ve kütüklerinde kopyalama ve el koyma, arama ve el
koymanın özel bir şeklidir.
(b) BİLGİSAYARLARDA, BİLGİSAYAR PROGRAMLARINDA VE KÜTÜKLERİNDE ARAMA,
KOPYALAMA VE EL KOYMANIN AMACI

 Bilgisayarlarda, bilgisayar programlarında ve kütüklerinde kopyalama ve el koyma, arama ve el


koymanın amacı, soruşturmaya konu ceza uyuşmazlığı hakkında delil elde etmek veya delile
ulaşmaktır.
 CMK md 134/1’de ‘başka surette delil elde etme imkanının bulunmaması’ ifadesine yer verildiği için
bu düzenlemenin ‘ikincil özelliğe’ sahip olduğunu göstermektedir. Uygulamada ikincillik özelliği
dikkate alınmayıp ilk önce uygulanır. Bu durum hukuka aykırı delil oluşturur.
(c) BİLGİSAYARLARDA, BİLGİSAYAR PROGRAMLARINDA VE KÜTÜKLERİNDE ARAMA,
KOPYALAMA VE EL KOYMANIN KAPSAMI

 CMK md 134/1 ve 134/2’de belirtilen durumlar şu şekilde ifade edilebilir.


1) Bilgisayarlarda, bilgisayar programlarında ve kütüklerinde arama yapılması

15
CMK 6. HAFTA
30.03.21

2) Şüphelinin yakalandığı bilgisayarın kayıtlarından kopya çıkarılması ve bu kayıtların çözülmesi


3) Bilgisayarlarda, bilgisayar programlarında ve kütüklerine el konulması
 Bilgisayarlarda, bilgisayar programlarında ve kütüklerine el konulabilmesi için bazı ön koşullar
gereklidir. Bunlar;
1) Şifrenin çözülememesinden dolayı girilememesi
2) Gizlenmiş bilgilere ulaşılamaması
3) İşlemin uzun sürecek olması halinde çözümün yapılabilmesi ve gerekli kopyaların alınabilmesi
amacıyla el koyma yapılabilir.
 Birincil nitelikte bir işlem olan kopyalama imkanı bulunmadığı zaman, bu ikincil işlem
uygulanacaktır. Yani el koyma ikincil nitelikte bir işlemdir.
 CMK md 134/1’de özel arama, CMK md 134/2’de özel el koyma düzenlenmiştir.
 CMK md 134/1’e göre aramanın konusu; bilgisayar, bilgisayar programı ve kütükleridir. Bilgisayarın
özelliğine sahip olup bilgisayar gibi kullanılabilen cep telefonları da bu kapsamda değerlendirilebilir.
 Özü gereği iletişim kapsamına giren her türlü; sesli, görüntülü veya yazılı iletişim içerikleri, CMK md
134 kapsamı dışındadır. Bu nedenle, karşılıklı iki taraf arasında gerçekleştirilen herhangi bir iletişim
türü CMK md 134 kapsamı dışında olup CMK md 135 kapsamındadır. CMK md 135, kesişen bu nokta
bakımından CMK md 134’e göre özel norm niteliğindedir.
 CMK md 134, daha önce kayda geçirilmiş veya yüklenmiş ve bu nedenle somutlaşmış; yazılı, görsel
ve işitsel içeriklere ilişkin olduğu için ‘geçmişe yönelik’ uygulanmaktadır. CMK md 135 ise hakim
tarafından ‘geleceğe yönelik’ verilen kararlara bağlı uygulanmaktadır.
 Cep telefonu ile yapılan ileti (mesaj) şeklinde gerçekleşen iletişimlerde gönderilen ileti, iki tarafın
karşılıklı iletişim şeklinde ise bu iletiler iletişimin gizliliği kapsamındadır. Denetlenmesi için CMK md
135 gerekmektedir. Ancak tek taraflı iletiler, karşı tarafın isteği dışında olursa, ikili ayrım yapmak
gerekir. a) Karşı tarafın isteğinin bulunması, iletinin gönderilmesi veya içeriğine yönelik olabilir. Bu
iletiler, her iki tarafın veya taraflardan birinin telefonunda isteğe bağlı olarak kalmış ise bu iletiler,
CMK md 134 kapsamında değerlendirilebilir. b) Karşı tarafın isteği bulunmuyorsa bu isteğin
bulunmaması, iletinin gönderilmesi veya içeriğine yönelik olabilir. Bu iletiler, her iki tarafın veya
taraflardan birinin telefonunda isteğe bağlı olarak kalmış ise bu iletiler CMK md 135 kapsamında
değerlendirilmelidir.
(d) BİLGİSAYARLARDA, BİLGİSAYAR PROGRAMLARINDA VE KÜTÜKLERİNDE ARAMA,
KOPYALAMA VE EL KOYMANIN UYGULANMA KOŞULLARI
(i) SORUŞTURMASINA BAŞLANMIŞ BİR SUÇ OLMALIDIR.

 Bu koşul, CMK md 134/1’de ‘Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturmada’ şeklinde ifade edilmiştir.
 Yapılan kanun değişikliği ile ‘somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı’nın gerekli
görülmesi ile tedbire başvurma koşulu ağırlaştırılmış bulunmaktadır.
 Tedbirin konusu olan, bilgisayar, bilgisayar programları ve bilgisayar kütükleri, şüpheli veya sanığın
kullanımında olmak koşuluyla üçüncü bir kişinin mülkiyetinde veya zilyetliğinde olsa bile arama ve el
koyma yapılabilir.
 Bu tedbir, suçun işlenmesinden sonra geçmişe dönük olarak uygulanmaktadır.
(ii ) HAKİM KARARI BULUNMALIDIR.

 Bu tedbire soruşturma aşamasında başvurulamamaktadır.


 Kolluk amiri, bu tedbire başvurulabilmesi için istemde bulunamayacaktır. Yine kolluk amiri,
Cumhuriyet savcısına ulaşılamayan halleri gerekçe göstererek bu tedbire başvuramayacaktır.
 CMK md 134/1’de ‘soruşturma ve şüpheli’ kelimelerine yer verilmiştir. Kovuşturma ve sanık
kelimelerine yer verilmemiştir. Bu durumda, bu tedbir veya delile ulaşma yöntemine sadece
soruşturma aşamasında başvurulacağı sonucuna ulaşılacaktır. Hal böyle olunca kovuşturma
aşamasında başvurulup başvurulamayacağı sorunu ortaya çıkabilecektir. Konu öğretide

16
CMK 6. HAFTA
30.03.21

tartışmalıdır. Bize göre bu düzenleme salt koruma tedbiri kabul edilirse kıyas mümkün değildir.
Ancak hem koruma tedbiri hem de delile ulaşma yöntemi kabul edilip çifte özellik gösterdiği kabul
edilirse bu özelliklerden biri önce çıkarılarak kıyas uygulanabilir. Bu fıkrada yer alan hakim,
soruşturma aşamasında sulh ceza hakimi şeklinde anlaşılmalıdır.
 CMK md 134/1’de Cumhuriyet savcısı ve kolluğa emir verme yetkisi verilmemiştir. Sadece istemde
bulunma yetkisi verilmiştir. Cumhuriyet savcısına bu delil elde eme yöntemi için yetki verilmemesi,
tedbirin ağırlığı ile orantılı olma ilkesi ile açıklanabilir.
 CMK md 134/1’de özel arama ile amaca ulaşılabiliyor iken bu yol denenmeden yani şifre bulunmuyor
ise veya bulunmakla birlikte çözülebiliyor ise yani el koyma gerçekleşmeden bilgisayardaki veriler
kopyalanabiliyor ise bu yol denenmeden doğrudan el konulması, tedbire başvurmada orantının
aşılması sonucunu doğuracaktır. Bu durumda mülkiyet hakkının ihlali ve elde edilen delillerin hukuka
aykırı olup kullanılamaması gündeme gelecektir.
 Kopyanın alınması soyut bir el koymadır.
(iii) SOMUT DELİLLERE DAYANAN KUUVETLİ ŞÜPHE SEBEPLERİNİN VARLIĞI
GEREKLİDİR.
 CMK md 134/1’de ‘bir suç dolayısıyla yapılan soruşturmada somut delillere dayanan kuvvetli şüphe
sebeplerinin varlığı…’ ifadesine yer verilmiştir.

Madde gerekçesi: Madde, bilgisayar programlarında ve kütüklerinde arama, kopyalama ve geçici elkoyma
konularını düzenlemektedir. Bireye ait kişisel bilgiler üzerindeki hak, temel insan haklarından olduğundan
hakkın kısıtlanabilmesi için yasal düzenleme gerekeceği açıktır.
Ancak bilgisayarlardaki kayıtların gerçeğin açığa çıkarılması yönünden, ceza davasında delil, iz, eser ve
emare oluşturacağı ortadadır. Bu itibarla madde hem bu olanağı sağlamak ve hem de bireysel yararları saklı
tutmak amacıyla bilgisayar program ve kütüklerinde arama yapılmasını aşağıdaki belirli koşullara tâbi kılmış
bulunmaktadır;
İki yıl veya daha fazla hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren cürümler hakkında yapılan soruşturmalarda
bilgisayarda, bilgisayar programlarında ve bilgisayar kütüklerinde arama, kopyalama ve aygıta geçici olarak
elkoyma yapılabilir.
Bunun için, söz konusu işleme başvurulmasının zorunlu olması yani bunun bir “ultima ratio” çare
oluşturması gereklidir.
Bu husustaki kararın mutlaka hâkim tarafından ve gizli olarak verilmesi gerekir. Bu karar, soruşturma
evresinde sulh ceza hâkimi tarafından gizli olarak verilecektir.
Arama sonucu, suçla ilgili bilgi metin hâline getirilecektir.
Bilgiler şifreye bağlanmış ise ve bu nedenle giriş yapılamıyorsa, çözümün yapılabilmesi için araç ve
gereçlere, aygıta geçici olarak elkonulabilir. Çözümden hemen sonra bilgisayardaki bilgilere zarar vermeden
aygıtın ilgilisine hemen geri verilmesi gerekir. Dikkat edilmelidir ki, bu maddenin amacı 107 nci maddeden
farklıdır. 107 nci maddede bilgisayar işlemekte iken içeri girilmekte ve ilgilinin bundan haberi
olmamaktadır. Bu maddede ise, durağan hâldeki aygıtta araştırma, arama yapılmaktadır.
Maddenin öngördüğü geçici elkoyma işlemine itiraz edilebilecektir.

(iv) BAŞKA SURETTE DELİL ELDE ETME İMKANININ BULUNMAMASI GEREKİR.


 CMK md 134/1’de ‘…başka surette delil elde etme imkanının bulunmaması halinde…’ ifadesine yer
verilmiştir.
 Bu ifade bu düzenlemenin ikincil veya son çare olduğunu göstermektedir.

17
CMK 6. HAFTA
30.03.21

(e) BİLGİSAYARLARDA, BİLGİSAYAR PROGRAMLARINDA VE KÜTÜKLERİNDE ARAMA,


KOPYALAMA VE EL KOYMANIN UYGULANMASI

Madde 134- (3) Bilgisayar veya bilgisayar kütüklerine elkoyma işlemi sırasında, sistemdeki bütün
verilerin yedeklemesi yapılır.
(4) Üçüncü fıkraya göre alınan yedekten bir kopya çıkarılarak şüpheliye veya vekiline verilir ve bu
husus tutanağa geçirilerek imza altına alınır.
(5) Bilgisayar veya bilgisayar kütüklerine elkoymaksızın da, sistemdeki verilerin tamamının veya bir
kısmının kopyası alınabilir. Kopyası alınan veriler kâğıda yazdırılarak, bu husus tutanağa kaydedilir
ve ilgililer tarafından imza altına alınır.

 CMK md 134/4’te ‘vekiline’ kelimesine yer verilmiştir. Bu kelimenin ne anlama geldiğini belirlemek
gerekir. Buradaki vekil, şüphelinin vekilidir. İlk akla gelen anlam, ‘kanuni temsilcisi veya iradi
temsilcisi’dir. İkincil sırada akla gelen avukattır.
 CMK md 134/5’te ‘ilgililer’ kelimesine yer verilmiştir. Bu kelimenin ne anlama geldiğini belirlemek
gerekir. 1) Arama ve el koyma ile görevlendirilen görevli kişiler 2) Arama ve el koyma ile
görevlendirilen görevli kişiler ile birlikte, arama ve el koymanın yapıldığı, bilgisayar, bilgisayar
programı ve kütüklerinin maliki veya zilyedi olan şüpheli, şüpheli yoksa kanuni temsilcisi, iradi
temsilcisi, eşi, çocukları veya müdafisi. Bu ikinci anlam daha isabetlidir.
 CMK md 134/5 düzenlemesi, tedbirin başvurulma aşaması ve orantılı olması ilkesi ile
bağdaşmamaktadır. Çünkü bu düzenleme, lafzi anlamda ele alındığında bilgisayar veya bilgisayar
kütüklerine el koymanın kural, el koymadan kopya alınmasının istisna olduğu izlenimi verilmektedir.
Oysa olması gereken bakımından bu durumun tam tersi olmalıdır.
 Bilgisayarda, bilgisayar programlarında ve kütüklerinde arama, kopyalama ve el koyma işlemi
sırasında arama ve el koyma, basit arama ve el koymanın özel bir şeklidir. Bu nedenle CMK md
138/1’deki düzenleme, bu arama ve el koymalarda da geçerli olmalıdır.
 CMK md 134’te el koymanın belirtilmemiştir. Ancak CMK md 134/2-son cümlede ‘Şifrenin
çözümünün yapılması ve gerekli kopyaların alınması halinde, el konulan cihazlar gecikme olmaksızın
iade edilir.’ İfadesine yer verilmiştir. Somut olayın özelliğine göre el koymanın amacına ulaşılınca
derhal bilgisayar ve bilgisayar kütükleri ilgilisine geri verilecektir. Burada temel ölçü, hak ve yetkinin
kötüye kullanılmamasıdır. Bilgisayar ve kütüklerine el koyma, somut niteliktedir. Şifrelerin çözülerek
el konulması veya şifresiz olan bilgilerin doğrudan kopyalanarak el konulması, bilgiler üzerinde el
koyma niteliği taşır. Bu el koyma, soyut niteliktedir.
 CMK md 134/2’de el koymanın aşamalarından ve orantısından bahsedilmiştir.
 Katalog suçlar burada yer almamıştır. Dolayısıyla her suç için uygulanabilir.
(f) HUKUKİ DENETİM

 CMK md 134’te bilgisayar ve bilgisayar kütüklerine el koyma kararına karşı herhangi bir hukuki
denetim yolu öngörülmemiştir. Ancak CMK md 267’deki genel hukuki denetim yolu olan itiraz
kanun yoluna başvurulabilir. Ancak mahkeme kararına karşı itiraz mümkün olmayacaktır.

18
CMK 6. HAFTA
30.03.21

(6) ÖZEL KANUNLARDA ÖNGÖRÜLEN EL KOYMA DURUMLARI


(a) BASILMIŞ ESERLERE EL KOYMA

Madde 25- Soruşturma için sübut vasıtası olarak her türlü basılmış eserin en fazla üç adedine
Cumhuriyet savcısı, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kolluk el koyabilir.
Soruşturma veya kovuşturmanın başlatılmış olması şartıyla 25.7.1951 tarihli ve 5816 sayılı Atatürk
Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanunda, Anayasanın 174 üncü maddesinde yer alan inkılap
kanunlarında, 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 146 ncı maddesinin ikinci fıkrasında, 153 üncü
maddesinin birinci ve dördüncü fıkralarında, 155 inci maddesinde, 311 inci maddesinin birinci ve
ikinci fıkralarında, 312 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkralarında, 312/a maddesinde ve
12.4.1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 7 nci maddesinin ikinci ve beşinci
fıkralarında öngörülen suçlarla ilgili olarak basılmış eserlerin tamamına hâkim kararıyla el
konulabilir.
Hangi dilde olursa olsun Türkiye dışında basılan süreli veya süresiz yayın ve gazetelerin ikinci fıkrada
belirtilen suçları içerdiklerine dair kuvvetli delil bulunması halinde, bunların Türkiye'de dağıtılması
veya satışa sunulması, Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine sulh ceza hâkiminin kararı ile
yasaklanabilir. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Başsavcılığının kararı yeterlidir.
Bu karar en geç yirmidört saat içinde hâkimin onayına sunulur. Kırksekiz saat içinde hâkim
tarafından onaylanmaması halinde Cumhuriyet Başsavcılığının kararı hükümsüz kalır.
Yukarıdaki fıkra uyarınca yasaklanmış yayın veya gazeteleri bilerek dağıtanlar veya satışa sunanlar bu
yayınlar yoluyla işlenen suçlardan eser sahibi gibi sorumludurlar.

(b) 2918 SAYILI KARAYOLLARI TRAFİK KANUNU’NDA EL KOYMA

Madde 119 –Diğer cürümlerden mahkümiyeti halinde, mahkemece ceza süresini geçmemek üzere
geçici olarak sürücü belgelerinin geri alınmasına da karar verilebilir.
Geçici olarak sürücü belgesinin geri alınması hürriyeti bağlayıcı ceza hükümlerinin infazından sonra
yerine getirilir.

(c) 5846 SAYILI FİKİR VE SANAT ESERLERİ KANUNU’NDA EL KOYMA

Madde 77 –Esaslı bir zararın veya ani bir tehlikenin yahut emrivakilerin önlenmesi için veya diğer her
hangi bir sebepten dolayı zaruri ve bu hususta ileri sürülen iddialar kuvvetle muhtemel görülürse
hukuk mahkemesi, bu Kanunla tanınmış olan hakları ihlal veya tehdide maruz kalanların ya da
meslek birliklerinin talebi üzerine, davanın açılmasından önce veya sonra diğer tarafa bir işin
yapılmasını veya yapılmamasını, işin yapıldığı yerin kapatılmasını veya açılmasını emredebileceği gibi,
bir eserin çoğaltılmış nüshalarının veya hasren onu imale yarıyan kalıp ve buna benzer sair çoğaltma
vasıtalarının ihtiyati tedbir yolu ile muhafaza altına alınmasına karar verebilir. Kararda, emre
muhalefetin İcra ve İflas Kanununun 343 üncü maddesindeki cezai neticeleri doğuracağı açıklanır.
Haklara tecavüz oluşturulması ihtimali hâlinde yaptırım gerektiren nüshaların ithalat veya ihracatı
sırasında, 4458 sayılı Gümrük Kanununun 57 nci maddesi hükümleri uygulanır.
Bu nüshalara gümrük idareleri tarafından el konulmasına ilişkin işlemler Gümrük Yönetmeliğinin
ilgili hükümlerine göre yürütülür.

19
CMK 6. HAFTA
30.03.21

(d) HAKSIZ EL KOYMA NEDENİYLE TAZMİNAT

 ‘Görevini kötüye kullanan’ ifadesi, kasten hareket edilme durumunda rücu yöntemine başvurulması
gerektiğine işaret etmektedir. Bize göre, bu tazminatın özü, haksız fiildir. Bu durumda TBK’deki
haksız fiil sorumluluğundaki esastan ayrılmamak gerekir. hal böyle olunca kast veya ihmal
durumlarında da tazminat, rücu edilmelidir.

Madde 141 – (1) Suç soruşturması veya kovuşturması sırasında;


j) Eşyasına veya diğer malvarlığı değerlerine, koşulları oluşmadığı halde elkonulan veya korunması
için gerekli tedbirler alınmayan ya da eşyası veya diğer malvarlığı değerleri amaç dışı kullanılan veya
zamanında geri verilmeyen,

Madde 141 – (3) Birinci fıkrada yazan hâller dışında, suç soruşturması veya kovuşturması sırasında
kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk hâlleri de dâhil olmak üzere hâkimler ve Cumhuriyet
savcılarının verdikleri kararlar veya yaptıkları işlemler nedeniyle tazminat davaları ancak Devlet
aleyhine açılabilir.
(4) Devlet, ödediği tazminattan dolayı görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini
kötüye kullanan hâkimler ve Cumhuriyet savcılarına bir yıl içinde rücu eder.

SAĞLIKLA KALIN

ZEHRA BETÜL DEMİR

20

You might also like