You are on page 1of 23

CMK 7.

HAFTA
06.04.21

10. TELEKOMÜNİKASYON YOLUYLA YAPILAN İLETİŞİMİN DENETLENMESİ


a) GENEL OLARAK

 Haberleşme özgürlüğü AY md 22’de düzenlenmiştir.


 AY md 22’de, haberleşme özgürlüğünün istisnaları düzenlenmiştir. Bu istisnai haller kapsamında
usulüne göre gerçekleştirilmiş işlemler, TCK md 132 vd. yer alan suçlar bakımından kanun hükmünü
yerine getirme niteliği taşıdığı için hukuka uygunluk nedeni sayılacaktır.
 Kanun koyucu, haberleşme özgürlüğü ile bu özgürlüğün kısıtlanması arasında bir denge kurmaya
çalışmıştır. Kısıtlamayı getirirken kanun koyucu iki açıdan bakmış. Haberleşme kural olarak
özgürdür. O haberleşmenin engellenmesi veya gizliliğine müdahale edilmesi suçtur. Fakat bazı
durumlar varsa bir suçla ilgili delil elde etmek için bu yola başvurulması gerekiyorsa burada bir
istisna getirilmiş.
1) TCK açısından bakmış. Burada suç düzenlemelerine yer vermiştir. TCK md 124’te haberleşmenin
engellenmesi suç olarak düzenlenmiş. Burada haberleşme özgürlüğünün ihlali söz konusudur. TCK
md 132 ve 133’te ise haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu olarak düzenlenmiştir.
2) CMK boyutunda ise ‘Bir suçla ilgili delil elde etmek için haberleşmeye müdahale etmem
gerekebilir. Böyle bir durum söz konusu olursa müdahale edilecektir.’ Demiş. Müdahale etme
özellikle 132 ve 133. Maddedeki haberleşmenin gizliliğini ihlal noktasında kanun hükmünü icra veya
yetkili amirin emrini ifa olarak karşımıza çıkar.
 CMK md 135 vd. düzenlenmiştir. Kısa başlık olarak ‘iletişimin denetlenmesi’ denilmektedir.
b) TELEKOMÜNİKASYON YOLUYLA YAPILAN İLETİŞİMİN DENETLENMESİNİN HUKUKİ
NİTELİĞİ

 Öğretide ‘telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi’nin hukuki niteliği konusunda


farklı görüşler ileri sürülmüştür.
- Öğretide bir görüşe göre telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi, el koymanın bir
türüdür.
- Öğretide bir görüşe göre bu tedbiri hukuki niteliği, koruma tedbiri değil delile ulaşmak için
başvurulan araştırma vasıtasıdır.
- Öğretide çoğunluk, ‘telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi’ni koruma tedbirleri
başlığı altında incelenmektedir. Ancak çoğunluğu oluşturan yazarlar ‘telekomünikasyon yoluyla
yapılan iletişimin denetlenmesi’ne ilişkin başlık altında ayrıca hukuki niteliğe değinmemektedir.
- Öğretide bir görüşe göre ise düzenlemenin koruma tedbiri özelliği reddedilmeden delil ulaşma
yöntemi özelliği de taşıdığı savunulmaktadır. Hocamız da bu görüştedir.
c) TELEKOMÜNİKASYON YOLUYLA YAPILAN İLETİŞİMİN DENETLENMESİNİN AMACI

 Telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesinin amacı, ceza soruşturmasına veya


kovuşturmasına başlanmış bir suç için delil elde etmek veya delile ulaşmaktır.

Madde 135 – (1) Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturma ve kovuşturmada, suç işlendiğine ilişkin somut
delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka suretle delil elde edilmesi imkânının
bulunmaması durumunda, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının
kararıyla şüpheli veya sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişimi dinlenebilir, kayda alınabilir ve
sinyal bilgileri değerlendirilebilir. Cumhuriyet savcısı kararını derhâl hâkimin onayına sunar ve
hâkim, kararını en geç yirmi dört saat içinde verir. Sürenin dolması veya hâkim tarafından aksine
karar verilmesi hâlinde tedbir Cumhuriyet savcısı tarafından derhâl kaldırılır.

d) TELEKOMÜNİKASYON YOLUYLA YAPILAN İLETİŞİMİN DENETLENMESİNİN KAPSAMI

 İletişimin denetlenmesinin türleri CMK md 135/1, 135/5 ve 135/6’da düzenlenmiştir.

1
CMK 7. HAFTA
06.04.21

 CMK md 135/1’e göre telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesinin kapsamında şu


durumlar bulunmaktadır: 1) İletişimin dinlenmesi 2) İletişimin kayda alınması 3) Sinyal bilgilerinin
değerlendirilmesi
 Cmk 135/5’teki ‘mobil telefonun yerinin tespit edilmesi’ düzenlemesi de 135/1’deki tedbir türlerinden
biridir. Şüpheli ve sanığın yerini tespit amacıyla mobil telefonunun yerini tespit ediyoruz ki şüpheli ve
sanık muhtemelen oradadır diye.
 Bu tedbirlerin farklı fıkralarda düzenlenmesi farklı bazı özelliklere sahip olduğu anlamına geliyor.

Madde 135 – (5) Şüpheli veya sanığın yakalanabilmesi için, mobil telefonun yeri, hâkim veya
gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının kararına istinaden tespit edilebilir. Bu
hususa ilişkin olarak verilen kararda, mobil telefon numarası ve tespit işleminin süresi belirtilir.
Tespit işlemi en çok iki ay için yapılabilir; bu süre, bir ay daha uzatılabilir.
(6) Şüpheli ve sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişiminin tespiti, soruşturma aşamasında hâkim
veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısı, kovuşturma aşamasında mahkeme
kararına istinaden yapılır. Kararda, yüklenen suçun türü, hakkında tedbir uygulanacak kişinin
kimliği, iletişim aracının türü, telefon numarası veya iletişim bağlantısını tespite imkân veren kodu ve
tedbirin süresi belirtilir. Cumhuriyet savcısı kararını yirmi dört saat içinde hâkimin onayına sunar ve
hâkim, kararını en geç yirmi dört saat içinde verir. Sürenin dolması veya hâkim tarafından aksine
karar verilmesi hâlinde kayıtlar derhâl imha edilir.

 CMK md 135’teki düzenlemenin konusu, her türlü iletişimdir. Bu nedenle, iletişimin taşınabilir alet,
taşınmaz hatlar ve internet üzerinden yapılması arasında fark bulunmamaktadır. İletişimin yazılı veya
sözlü olması arasında fark bulunmamaktadır. Bu nedenle yazılı iletişimin CMK md 134 kapsamında
değerlendirilip geçmişe yönelik arama ve el koyma konusu yapılması mümkün değildir.
 CMK md 135’te düzenlenen iletişimin tespiti kapsamında yer alan tedbir türlerini incelemeye
geçebiliriz.
(1) İLETİŞİMİN TESPİT EDİLMESİ

25989 SAYILI YÖNETMELİK


MADDE 3 – i) İletişimin tespiti: İletişimin içeriğine müdahale etmeden iletişim araçlarının diğer
iletişim araçlarıyla kurduğu iletişime ilişkin arama, aranma, yer bilgisi ve kimlik bilgilerinin tespit
edilmesine yönelik işlemleri,
r) Telekomünikasyon: Her türlü işaret, sembol, ses ve görüntünün ve elektrik sinyallerine
dönüştürülebilen her türlü verinin kablo, telsiz, optik, elektrik, manyetik, elektromanyetik,
elektrokimyasal, elektromekanik ve diğer iletim sistemleri vasıtasıyla iletilmesi, gönderilmesi ve
alınmasını, ifade eder.

 Bu yönetmelik iptal edilmiştir. Gerekçesi, yönetmelikte yapılan düzenlemelerin kanun yapılması


gerektiğidir. Hocamız yürürlükten kalkmasına rağmen yönetmelikten hala yararlanmaktaymış.
 Bu düzenlemeye göre sabit hat ve taşınabilir hatlar, telekomünikasyon yoluyla iletişim kapsamındadır.
 İnternet üzerinden yapılan iletişimler de bu kapsamda değerlendirilmelidir. Bu durumda internet
üzerinden sağlanabilen her türlü iletişimin şekli veya vasıtası, ister internet isterse cep telefonu
aracılığıyla gerçekleşsin CMK md 135 kapsamında değerlendirilecektir.
 Yargıtay 8. Ceza Dairesi bir kararında ‘iletişimin tespit edilmesi’ ifadesinden dinleme, kayda alma ve
sinyal bilgilerinin değerlendirilmesinin anlaşılması gerektiğini belirtmiştir. (Bize göre bu karar
isabetli değildir.)
 CMK md 135/6’ya göre, ‘iletişimin tespiti’ tedbirinin uygulanabilmesinde CMK md 135/8’de ‘katalog
suçların bulunması gerekmez.’

2
CMK 7. HAFTA
06.04.21

 Sabit olan ev ve iş yeri telefonları, cep telefonu dediğimiz sabit hat olmayan GSM operatörlerinin
kurmuş olduğu iletişim imkanları, bilişim sistemi dediğimiz internet üzerinden yapılan iletişimler var.
Bu üçünü de kapsar.
 İki kişi arasında ne zaman, hangi zaman aralığında, kaç kere, kim, kimi, nerede arama yapılmış ona
bakılır. Aramanın içeriğine bakılmaz.
 İletişimin denetlenmesinde süre belirtilmemiştir.
 İletişimin tespit edilmesinin geçmiş konuşmalarında mı yoksa gelecekteki konuşmalarında mı
uygulancağı konusunda netlik yoktur. Uygulamada hem geçmiş hem de gelecek konuşmalar tespit
edilmektedir. Hocamıza göre bu durum, özgürlüğü kısıtlayıcı bir durumdur ve yalnızca gelecekteki
konuşmaların tespit edilmesi gerekir.
 Örneğin, uygulamada HTS kayıtları vardır. HTS, ‘Historical Trafic Search’ demektir. Kişinin iletişim
bilgileri (trafik dediği iletişim kurmak) araştırmasıdır.
(2) İLETİŞİMİN DİNLENMESİ

25989 SAYILI YÖNETMELİK


MADDE 3 – h) İletişimin dinlenmesi ve kayda alınması: Telekomünikasyon yoluyla
gerçekleştirilmekte olan konuşmalar ile diğer her türlü iletişimin uygun teknik araçlarla dinlenmesi ve
kayda alınmasına yönelik işlemleri,

 Dinleme, klasik anladığımız anlamıyla, iki iletişim kuran kişi arasındaki iletişimlerin canlı, sesli
olması halinde onu dinliyoruz.
 Bu yönetmelik hükmünde iletişimin dinlenmesi, kayda almayı da kapsayacak şekilde tanımlanmıştır ki
bu tanımlama isabetsizdir. Dinleme, kayda almadan önce gelen bir denetim türüdür.
 İletişimin dinlenmesi tedbirine CMK md 135/8’de yer alan katalog suçlarda başvurulabilir.
(3) İLETİŞİMİN KAYDA ALINMASI
 Kayda alma, yukarıda bahsedilen dinlediklerimizin kayda alınmasıdır. Burada teknik araçlar
kullanılıyor.
 Yargıtay CGK, bir kararında bu gibi durumlarda iletişimin kaydedilmesini meşru savunma olarak
kabul etmiş ve bu kayıtların ceza soruşturması ve kovuşturmasında kullanılabileceğini belirtmiştir.
 Bize göre başka türlü delil elde etme imkanının olmaması nedeniyle ani gelişen olaylarda bir
mağdurun karşı tarafın telefondaki konuşmasını kaydetmesi ve daha sonra ceza soruşturması ve
kovuşturmasında kullanması, meşru savunma olarak değil hakkın kullanılması olarak kabulü daha
isabetli gözükmektedir.
 Bize göre ani gelişen olaylarda üçüncü kişinin mağdur lehine kayıt alması durumunda da aynı
gerekçe ile kayıtlar delil olarak kullanılabilmelidir.
 Bir kişi, üçüncü bir kişinin ileride veya yakın bir gelecekte yapacağı telefon konuşmasında kendisine
hakaret edeceği veya tehdit edeceği düşüncesiyle ya da daha önce hakaret veya tehdit etmesinden
yola çıkarak bu kişinin bu hareketleri tekrar edeceğinden bahisle telefonunun dinlenmesi ve kayda
alınmasını isteyebilmelidir. Ancak bu durum, bir suç soruşturması başlamadığı durumda, idari
dinleme olabilir. adli bir soruşturma başlamış ise bu durumda adli dinleme talebinde
bulunabilmelidir.
 İletişimin kayda alınması tedbirine CMK md 135/8’de yer alan katalog suçlarda başvurulabilir.
 Cep telefonundaki iletiler (mesajlar) ile internet üzerinden gerçekleştirilen iletişim yazılarının bu
denetim türlerinden birine tam olarak uymadığı görülmektedir.
 Cumhuriyet savcısı, hakim veya mahkeme, gerekçelendirmek koşuluyla CMK md 135/1’de belirtilen
tedbir türlerinden sadece birinin, ikisinin veya her üçünün de uygulanmasına karar verebilir.
 Cumhuriyet savcısı, hakim veya mahkeme, gerekçelendirmek koşuluyla tedbirin uygulanacağı
iletişimin türlerinden sadece birinin, ikisinin veya her üçünün de uygulanmasına karar verebilir. Yine
bir kararda gerekli olursa gerekçelendirilmek koşuluyla iletişim araçlarının hepsi üzerinde bütün
tedbir türlerinin uygulanması kararı verilebilir.

3
CMK 7. HAFTA
06.04.21

 İletişimin dinlenmesi ve kayda alınması tedbir türleri uygulanırken şüpheli veya şüphelilerin gelecekte
bir suçu işleyecekleri tespit edilirse nasıl hareket edilmelidir? Adli anlamda işlenmek istenen suç veya
suçlar bakımından bu konuşmalar eğer suçun hazırlık hareketi niteliğinde ise cezalandırılabilir bir
haksızlık doğmadığı için adli anlamda iletişimin denetlenmesi yoluna gidilemez. Bu tür durumlarda
önleyici kolluk harekete geçirilmelidir. Ancak bu konuşmalar, suçun hazırlık hareketi niteliğinde olup
bu hazırlık hareketi ya bağımsız bir suç ya da cezalandırılabilir bir haksızlık ise bu durumda şüpheli
veya şüpheliler hakkında adli anlamda iletişimin denetlenmesi kararı verilip denetleme yapılabilir.
Söz konusu o konuşmaların delil olarak kullanılıp kullanılmaması sorunu, ilk önce CMK md 138/2
kapsamına girip girmediğine göre değerlendirilmelidir. CMK md 138/2 kapsamına girmeyen bir
durum söz konusu ise genel tartışma konusu gündeme gelecektir.
(4) SİNYAL BİLGİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

25989 SAYILI YÖNETMELİK


MADDE 3 – p) Sinyal bilgisi: Bir şebekede haberleşmenin iletimi veya faturalama amacıyla işlenen
her türlü veriyi, ifade eder.

 Sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi, sinyal bilgisi ele alınarak bu bilgi doğrultusunda ilgili kişiler
hakkında amaçlanan bilgiye ulaşmak için sonuçlar çıkarmayı ifade eder.
 Sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi tedbirine CMK md 135/8’de yer alan katalog suçlarda
başvurulabilir.
 Burada özellikle şifreli bir haberleşme yolu seçilmiş olabilir. şifreden de sinyal gider gelir. Sinyalin
yoğunluğu, azlığı, üç defa çaldırma, karşı tarafa iletinin tonu, renginden yola çıkarak anlam
çıkarmakla bilgi elde edilmeye çalışılmaktadır.
(5) MOBİL (TAŞINABİLİR/CEP) TELEFONUN YERİNİN BELİRLENMESİ
 Mobil (taşınabilir/cep telefonu) telefonun yerinin belirlenmesi, şüpheli veya sanığın kullanmakta
olduğu mobil telefonun yerinin tespit edilerek bu kişilerin bulunduğu yerin tespit edilmesini tespit
eder.
 Mobil (taşınabilir/cep telefonu) telefonun yerinin belirlenmesi tedbirine, suç kataloğu sınırlaması
olmaksızın her suçta başvurulabilir.
 Eğer cep telefonu açıksa, hala oradan sinyal yukarı çıkabiliyorsa yer tespiti noktasında, bu faaliyet
gerçekleştirilir.
 Buna özel bir yakalama şekli diyebiliriz.
e) TELEKOMÜNİKASYON YOLUYLA YAPILAN İLETİŞİMİN DENETLENMESİNİN
UYGULANMA KOŞULLARI
(1) SORUŞTURMA VEYA KOVUŞTURMASINA BAŞLANMIŞ BİR SUÇ BULUNMALIDIR.
 CMK md 135/1’de ‘Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturma ve kovuşturmada’ ifadesine yer verildiği
için telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi yoluna hem soruşturma hem de
kovuşturma aşamasında başvurulabilecek demektir.
 Önemle belirtmek gerekir ki, iletişimin denetlenmesi ve teknik takip, suç işlendiği haberi üzerine
uygulanabilen ileriye dönük/yönelik bir delil elde etme yöntemidir.
 İletişimin denetlenmesi ve teknik takibin geçmişe dönük uygulanması, başta CMK olmak üzere
Anayasa ve AİHS hükümlerine aykırı olacaktır. Oysa genel arama ve el koyma ile özel arama ve el
koyma (avukat bürolara, bilgisayarlar) şeklindeki koruma tedbirleri suç haberi üzerine uygulanan ve
fakat geçmişe dönük bir koruma tedbiridir.
 CMK md 135 ve devamındaki maddelere, adli işlem amacı dışında bu tedbire başvurulamaz. İdari
nitelikteki iletişimin denetlenmesi, konumuzun dışındadır. Ancak idari amaçlı dinlemeler bazen adli
dinleme ile bağlantılı olabilir. Bu gibi durumlarda idari amaçlı dinlemeler önem taşır.
 İdari (önleme) amacıyla yapılan iletişimin tespiti ve denetlenmesi sonucunda ulaşılan bulgular ceza
soruşturmasında kullanılabilir mi? Yargıtay CGK, önleme amacıyla yapılan iletişimin tespiti ve

4
CMK 7. HAFTA
06.04.21

denetlenmesi sonucunda ulaşılan bulguların ceza soruşturmasının başlatılmasına dayanak


oluşturabileceğini belirtmiştir. Ama bunun nasıl kullanılacağı konusunda yani hangi temele dayanarak
bunların kullanılacağı konusunda PVSK’deki hükümler esas alıyor. Çünkü PVSK’Ye göre kararların
alınmış olması gerekiyor. Bu konu dört ihtimale ayrılarak değerlendirilmelidir: (hocamız çok önemli
olduğunu vurguladı.)
- Önleme amaçlı iletişimin denetlenmesi, ilgili kanuna göre yapılmış, denetleme kararını hakimin
vermesi veya verilen kararın hakim onayına sunularak geçerli hale gelmesi koşulu sağlanmış ise bu
denetleme kararı üzerine elde edilen delillerden yola çıkılarak Cumhuriyet savcısına suç duyurusunda
bulunulup adli bir denetleme sağlanırsa bu adli denetleme sonucu elde edilen deliller
kullanılabilmelidir. Bu deliller, diğer deliller yeterli şüpheyi oluşturmaya yeterli olsa bile
kullanılabilmelidir.
- Önleme amaçlı iletişimin denetlenmesi, ilgili kanuna göre yapılmış, denetleme kararını hakimin
vermesi veya verilen kararın hakim onayına sunularak geçerli hale gelmesi koşulu sağlanmış ise
önleme denetlemesi sonucu ulaşılan delillerden yola çıkılarak Cumhuriyet savcısına suç duyurusunda
bulunulup adli bir denetleme sağlanırsa bu adli denetleme sonucu bir delil elde edilmezse önleme
denetlemesi sonucu ilgili delilleri muhafaza eden kolluğun muhafaza ettiği delilleri, Cumhuriyet
savcısı ya CMK md 160/1’e göre delillerin olduğu yere giderek ya da CMK md 161/1’e göre
bulunduğu yere getirterek teslim alacaktır ve kullanılabilecektir. Bu deliller, diğer deliller yeterli
şüpheyi oluşturmaya yeterli olsa da olmasa da kullanılabilmelidir.
- Önleme amaçlı iletişimin denetlenmesi, ilgili kanuna göre yapılmış ve fakat bu önleme denetlemesi
üzerine adli bir işlem yapılmamış ise salt önleme denetlemesi sonucu elde edilen deliller, delil olarak
kullanılamamalıdır.
- Kanuna aykırı istihbari (idari/önleme) iletişimin denetlenmesi durumları sonucu elde edilen deliller,
hiçbir şekilde ceza soruşturma ve kovuşturmasında delil olarak kullanılamamalıdır.
 Bu ihtimalli değerlendirme önleme amaçlı teknik takip için de geçerlidir.
 Bu ihtimalli değerlendirme adli soruşturma başladıktan sonra yapılan iletişimin dinlenmesi ve kayda
alınması ile ilgili delilleri esas almıştır. İdari bir denetim kapsamında elde edilen dinleme ve kayıtları
esas almamıştır.
 Uygulamada epey bir yoğunlukta idari anlamdaki kolluğun elde etmiş olduğu dinleme ve kayıtların da
kullanılıp kullanılamayacağı sorunuyla karşılaşılmaktadır. Bu noktada özellikle uyuşturucu ve fuhuş
ile mücadelede başvurulduğunu görüyoruz.
 Önemle belirtmek gerekir ki bahsedilen bu dört ihtimalli değerlendirme, CMK md 140’da düzenlenen
teknik takip sonucu elde edilen deliller için de geçerlidir.
 Kanun koyucu, telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesinde başvurulacak tedbirin
türüne göre suç sınırlaması yapmıştır.

CMK
Madde 135 – (8) Bu madde kapsamında dinleme, kayda alma ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesine
ilişkin hükümler ancak aşağıda sayılan suçlarla ilgili olarak uygulanabilir: a) Türk Ceza Kanununda yer alan;
1. Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti (madde 79, 80) ile organ veya doku ticareti (madde 91), 2.
Kasten öldürme (madde 81, 82, 83), 3. İşkence (madde 94, 95), 4. Cinsel saldırı (birinci fıkra hariç, madde
102), 5. Çocukların cinsel istismarı (madde 103), 6. Nitelikli hırsızlık (madde 142) ve yağma (madde 148,
149) ile nitelikli dolandırıcılık (madde 158) , 7. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (madde
188), 8. Parada sahtecilik (madde 197), 9. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma (madde 220, fıkra üç), 10.
Fuhuş (madde 227), 11. İhaleye fesat karıştırma (madde 235), 12. Tefecilik (madde 241), (4) 13. Rüşvet
(madde 252), 14. Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama (madde 282), 15. Devletin birliğini
ve ülke bütünlüğünü bozmak (madde 302) , 16. Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar
(madde 309, 311, 312, 313, 314, 315, 316), 17. Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk (madde 328,
329, 330, 331, 333, 334, 335, 336, 337) suçları.

5
CMK 7. HAFTA
06.04.21

 Önemle belirtmek gerekir ki CMK md 135/8’de yer alan suçlar bakımından öngörülen tedbir türleri,
dinleme, kayda alma ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi ile sınırlıdır.
 CMK md 135/8’de yer alan katalog suçlarında; dinleme, kayda alma ve sinyal bilgilerinin
değerlendirilmesi tedbirlerinin uygulanması sırasında suç vasfında değişiklik olur ve vasıf değişikliği
katalog suçlardan başka bir suça dönüşürse nasıl hareket edilecektir? Bu gibi durumlarda tedbirin
uygulanmasına derhal son verilmeli, o ana kadar elde edilen deliller yok edilmeli ve durum ilgilisine
bildirilmelidir. Vasfı değişen suç için artık yeniden dinleme, kayda alma ve sinyal bilgilerinin
değerlendirilmesi tedbirleri uygulanmaz ve fakat diğer tedbirler uygulanabilir.
(2) SORUŞTURMA VEYA KOVUŞTURMASINA BAŞLANAN SUÇUN İŞLENDİĞİNE
YÖNELİK SOMUT DELİLLERE DAYANAN KUVVETLİ SUÇ ŞÜPHESİ BULUNMALIDIR.
 CMK md 135’te kuvvetli şüpheden önce ‘somut delillere dayanan’ ifadesi eklenmiştir.
 İlk önce yasa değişikliğinden önce ve sonra bulunan ‘kuvvetli şüphe’ ifadesinden ne anlaşılması
gerektiği konusunda öğretide ileri sürülen görüşlere yer verelim.
- Öğretide bir görüşe göre, eğer buradaki ‘kuvvetli şüphe’ ifadesi sanığın mahkum olsa ihtimalinin
yüksek olduğunu ifade eden mahkumiyet olasılığının yüksekliğin anlamında ise artık bu tedbire
başvurmaya gerek yoktur. CMK md 135/1’de ‘kuvvetli şüphe’ ifadesine yer verilmesi, basit şüphe
halinde bu tedbire başvurarak kötüye kullanma durumlarının önüne geçmeyi amaçlamıştır.
- Öğretide başka bir görüşe göre CMK md 135/1’deki ‘kuvvetli şüphe’ ifadesi, bir şüphe derecesi
olarak anlaşılamamalıdır. Buradaki ‘kuvvetli şüphe’ ifadesi, basit şüphe derecesinden daha yoğun ve
fakat yeterli veya kuvvetli suç şüphesi derecesine varma zorunluluğu bulunmayan şüphe şeklinde
anlaşılmamalıdır.
- Öğretide bir başka görüşe göre, CMK md 135/1’deki ‘kuvvetli şüphe’ ifadesi, bir şüphe derecesi
olarak anlaşılmalıdır. Bize göre de şüphe derecesi şeklinde anlaşılmalıdır.
 CMK’da lafzi yorum yapıldığında, iletişimin tespiti ve şüpheli ve sanığın yerinin tespiti tedbir türüne
başvurabilmek için somut delillere dayanan kuvvetli şüphe aranmamaktadır. Bu durumda, en azından
‘makul şüphe’ aranmalıdır. Olması gereken, tedbirin ikincillik özelliği ve buna bağlı olarak ağırlığı
dikkate alınarak, bu tedbirlerde de kuvvetli şüphe aranmalıdır.
 İdari bir tedbir türünden ziyade elimizde bir suç soruşturması kapsamında ve onun üzerine başlatılmış
bir tedbir olması gerekiyor.
 Tedbirin ağırlığı sebebiyle bu tedbire başvurmanın da zorlaştırıldığını görüyoruz. Aynı zamanda,
özellikle ‘başka türlü delil elde etme imkanının olmaması’ ifadesinin ikincillik özelliğine sahip
olduğunu gösterir. Bu ifade bizi, ikincillik özelliği gösteren tedbir veya delile ulaşma yöntemlerini
uygulayabilmek için ilk önce genel delil elde etme yöntemlerine (ilk önce başvurulması gereken, ilk
adım olarak elde edilmesi gereken) başvurulması gerekir (şüphelinin ifadesini alma, mağdurun
beyanlarını alma, tanıkları dinleme, genel ev araması yapma, eşya araması yapma vb.). Genel delil
elde etme yöntemine başvurulup da bu yöntemle delil elde edilmişse bu delillere bakılır, buradan bir
suçun işlendiği konusunda kuvvetli şüpheye ulaştık ve fakat kesin kanaate ulaşmak için burada
iletişimin denetlenmesi yoluna başvurulması gerekir. bu ifadenin böyle anlaşılması gerekir, aksi halde
çelişki barındıran bir ifade olmaktan öteye geçemez.
 Bu delile ulaşma yöntemi dahil olmak üzere ikincillik özelliği gösteren bütün diğer delile ulaşma
yöntemleri veya tedbir türlerinde ikincillik özelliğine uygun olmadan hareket edilerek delil elde
edilmişse o deliller kanuna aykırıdır. Ve kanuna aykırılığını esas alırsak kullanılamaması gerekir.
Lakin hukuka aykırılık ve kanuna aykırılığın farklı olduğundan hareketle uygulamada ikincillik
özelliği göz ardı edilip hemen, ilk önce başvurulan bir delile ulaşma yöntemi haline gelmiştir. Şuanda
kanuna aykırı uygulanmaktadır.
(3) İLETİŞİMİN KAYDA ALINMASI
 Başka suretle delil elde edilmesi imkanının bulunmaması koşulu, orantılılık ilkesi ve bu ilkeyle
bağlantılı olan ikincillik ilkesinin bir sonucudur. Kanun koyucu bu koşul ile temel hak ve
özgürlüklerden biri olan haberleşme özgürlüğüne müdahaleyi en son çare olarak kabul etmiştir.

6
CMK 7. HAFTA
06.04.21

Temel hak ve özgürlüğü korumak için ilk önce başka delil elde etme imkanı varsa o imkan
uygulanacaktır. Kısaca bu ilke, ikincil ve istisnaidir.
 Telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi CMK’da yer alan ikincillik ilkesinin kabul
edildiği durumlar dışında kalan bütün delile ulaşma yöntemleri bakımından ikincillik özelliğine
sahiptir.
 CMK’da yer alan ikincillik ilkesinin kabul edildiği durumlarda hangi tedbir diğerlerine göre daha
ikincil sayılacaktır?
- Öğretide bir görüşe göre, ikincillik ilkesinin kabul edildiği; gizli görevli kullanma ve teknik araçlarla
izleme koruma tedbirleri ile telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişiminin denetlenmesi arasında
öncelik-sonralık ilişkisini tespit ederken orantılılık ilkesine göre hareket edilmelidir. Buna göre somut
olayda bu tedbirlerden hangisine başvurmak, temel hak ve özgürlüklere daha az zarar veriyorsa bu
tedbir, öncelikli kabul edilmelidir. Ancak somut olayda her üç tedbirin de aynı anda uygulanmasına
engel yoktur.
- Öğretide bir başka görüşe göre, bu tedbiri uygulayacak makamın başka tedbirlere başvurulduğunda
bir sonuç alınamayacağını veya başvurulduğu ve bir sonuç alınamadığını belirtmesi ve
gerekçelendirmesi gerekir.
 Bu ifade, bu tedbiri uygulayacak makamın ilk önce başka delile ulaşma yöntemlerini denemiş ve faakt
delile ulaşamamış olmasını ifade eder. Bu nedenle bu tedbiri uygulayacak makam, ilk önce başka
delile ulaşma yöntemlerini ya uygulamış ve bir delil elde edememiş veya yeterli delil elde edememiş
ya da uygulamış olsa yüksek ihtimal ile delil elde edemeyeceği sonucuna varmış olması gerekir. Bu
tedbiri uygulayacak makam, başka suretle delil elde etme imkanına sahip olmadığını, mutlaka akla,
mantığa uygun somut ve doyurucu gerekçeler ile gerekçelendirilmelidir. Böyle bir gerekçe olmaksızın
veya gerekçe bu özelliklere sahip olmaksızın ikincillik özelliği gösteren bu tedbire başvurulmuş
olması durumunda elde edilen deliller hukuka aykırı kabul edilmelidir.
 İletişimin tespiti, şüpheli ve sanığın yerinin tespiti tedbir türüne başvurabilmek için somut delillere
dayanan kuvvetli şüphe aranmamaktadır. Bu durumda, en azından ‘makul şüphe’ aranmalıdır.
(4) HAKİM KARARI VEYA GECİKMESİNDE SAKINCA BULUNAN HALLERDE
CUMHURİYET SAVCISININ KARARI BULUNMALIDIR.
 Bu koşul CMK md 135/1’de düzenlenmiştir.
 Önemle belirtmek gerekir ki, CMK md 135’te beş farklı tedbir türüne yer verilmiştir. 1) CMK md
135/1’ ‘dinleme, kayda alma ve sinyal bilgilerini değerlendirme’ tedbir türlerine yer verilmiştir. Bu
tedbir türlerine, hakim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının kararıyla
başvurulabilecektir. 2) CMK md 135/5’te ‘mobil telefonun yerinin tespit edilmesi’ tedbir türüne yer
verilmiştir. Bu tedbir türüne, hakim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet
savcısının kararıyla başvurulabilecektir. 3) CMK md 135/6’da ‘iletişimin tespiti’ tedbir türüne yer
verilmiştir. Bu tedbir türüne hakim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet
savcısının kararıyla başvurulabilecektir. Kovuşturma aşamasında ‘mahkeme kararına’ istinaden
başvurulabilecektir.
 Bu tedbire hem soruşturma hem de kovuşturma aşamasında başvurulabilecektir. Bu tedbire karar
verecek makam ceza yargılamasının aşamaları dikkate alınarak belirlenmemiştir. Olması gereken,
‘soruşturma aşamasında sulh ceza hakimi, kovuşturma aşamasında hakim veya mahkeme karar verir’
şeklinde olmalıydı. Düzenlenen mevcut haline göre hakim kelimesi ‘soruşturma aşamasında sulh ceza
hakimi, kovuşturma aşamasında hakim veya mahkeme’ şeklinde anlaşılmalıdır.
 İşin doğası gereği çoğunlukla soruşturma aşamasında başvurulur, kovuşturma aşamasında
başvurulması nadiren görülür.
 Tedbir kararı verilirken, yüklenen suçun türü, hakkında tedbir uygulanacak kişinin kimliği, iletişim
aracının türü, telefon numarası, iletişimin bağlantısının tespiti imkan veren kodu, tedbirin türü,
kapsamı ve süresi belirtilir demiş.

7
CMK 7. HAFTA
06.04.21

 Kimlik konusunda, 2014 yılından önceki düzenlemede açık kimlik belirtilmesi yer almıyordu.
2014’teki kanun değişikliği ile bu hüküm kaldırıldı ve burada açıkça kimin dinlenmesi gerektiği
yazılsın dendi.
 CMK md 135’te hakimin bu tedbire başvurabilmesi için istekte bulunulmasının zorunlu olup olmadığı,
buna bağlı olarak da hakimin re’sen bu tedbire başvurabilip başvuramayacağı açıkça
belirtilmemiştir. Düzenlemelerin lafzına bakıldığında, gecikmesinde sakınca bulunmuyorsa
Cumhuriyet savcısı tedbirlerden hangisinin uygulanması gerekiyorsa o tedbirin uygulanmasına karar
vermeyecektir. Bu durumda, sulh ceza hakiminden istemde bulunacaktır. Buna göre soruşturma
aşamasında Cumhuriyet savcısı, hangi tedbir veya tedbir türlerinin uygulanmasını istiyorsa bunu
açıkça istemde belirtmelidir. Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hakimi karar verebilir.
Bu nedenle sulh ceza hakimi re’sen bu tedbire karar veremez. Delil toplama, değerlendirme ve buna
bağlı olarak başka suretle delil elde edilmesi imkanının bulunmadığının tespitini ancak Cumhuriyet
savcısı yapabilir. Kovuşturma aşamasında ise çoğu durumda soruşturma aşamasında bu tedbire
başvurulmuş ve bu nedenle deliller toplanarak yeterli şüpheye ulaşılmış olacağı için bu tedbire re’sen
başvurulmasına gerek kalmayabilir. Ancak somut olaya daha önce bu tedbire başvurulmuş olup
yeterli delil elde edilememiş (ve süre açısından imkan varsa) veya hiç başvurulmamış olur sa
mahkeme mevcut delillere baktığında vicdani kanaat getirme noktasında bu delilleri yeterli
görmeyecek ise istem üzerine veya re’sen bu tedbire başvurabilmelidir.
 Kanunda açıkça yasaklama bulunmadığı için mağdur/suçtan zarar gören de öncelikle, Cumhuriyet
savcısına başvurarak hakimden bu yönde talepte bulunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu istem
üzerine Cumhuriyet savcısı, hakimden talepte bulunmazsa mağdur, doğrudan, sulh ceza hakiminden
belirttiği bir tedbir türünün uygulanmasını isteyebilmelidir.
 Tedbir talebinde bulunması gerekenleri CMK md 135/2’de, tedbir kararında bulunması gerekenleri ise
CMK md 135/4’te söylenecektir. (Siz yine de kanundan okuyun.)
 Bir düzenleme iyi niyetle getirilir ve fakat ona kötü niyetle bakılırsa kötü yolda kullanılabilir. Örneğin
A şahsı kimlik bilgileriyle dinlemeye ve kayda konu edildi. Bu A şahsı kamuoyunca bilinen bir
kişiyse bir ihtimal onu dinleme/kayda alma işlemini gerçekleştirecek kişi, A’yı haberdar edebilir.
Açık kimlik kullanılmazsa da takma isim kullanılarak istenilen kişi dinlenebilir.
 Cumhuriyet savcısının kararına dayanarak uygulanmaya başlanan denetleme hakkında ‘hakim veya
mahkemenin onayı veya re’sen hakim veya mahkeme kararı olmaksızın elde edilen delil hukuka aykırı
olup kullanılamaz.’. Hakim veya mahkeme, iletişim ve teknik takip konusunda ‘geçmişe dönük’ olarak
delil elde edilmesi kararı veremez.
 Bu düzenlemeye göre, kolluk, telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesine yönelik
karar verememektedir.
 Şüpheli ve sanık rızasının varlığı halinde karar alınması gerekli midir? Bize göre CMK md 135’teki
düzenleme şüpheli ve sanık için geçerlidir. Bu nedenle mağdur için bu düzenleme uygulanamaz.

Madde 135 – (2) Talepte bulunulurken hakkında bu madde uyarınca tedbir kararı verilecek hattın
veya iletişim aracının sahibini ve biliniyorsa kullanıcısını gösterir belge veya rapor eklenir.

 Yargıtay CGK, verdiği bir kararında, ortam dinlemesi şeklinde yapılmış olup yetkili mercilerce
verilmiş herhangi bir iletişimin denetlenmesi, gizli soruşturmacı görevlendirilmesi veya teknik
araçlarla izleme koruma tedbiri kararı bulunmayıp dolayısıyla bu kayıtların hukuka aykırı yollarla
elde edilen delil niteliğinde oldukları sabit olan delillerin, mahkumiyet hükmüne esas alınması
mümkün olmadığını belirtmiştir.
 Cumhuriyet savcısı hemen, vakit kaybetmeksizin bu kişilerin iletişiminin denetlenmesi ve kayda
alınması gerektiğini düşünüyorsa hemen bu kararı verir ve bu kararı en geç yirmi dört saat içerisinde
hakimin onayına sunuyor, hakim de buna en geç yirmi dört içerisinde karar veriyor. Bu kırk sekiz
saatlik sürenin içerisinde iletişimin denetlenmesi ve kayda alınması başlamış oluyor. Hakim, kendine
buna ilişkin Cumhuriyet savcısının kendisine sunulan kararı üzerine kırk sekiz saat içinde vermez

8
CMK 7. HAFTA
06.04.21

veya olumsuz karar verirse o ana kadar elde edilen tüm dinleme ve kayda almalar, bunlar aynı
zamanda delil ve kişisel veridir, yok edilecektir. (CMK md 137)
 Dinleme kararında/talebinde olması gereken en önemli üç unsur: Şüpheli, kimliği, suç.

Madde 138 – (2) Soruşturmacının kimliği değiştirilebilir. Bu kimlikle hukukî işlemler yapılabilir.
Kimliğin oluşturulması ve devam ettirilmesi için zorunlu olması durumunda gerekli belgeler
hazırlanabilir, değiştirilebilir ve kullanılabilir.

 Bir kişiyi dinlerken başka kişileri de dinlemiş oluyoruz. Diğer şahıslarla ilgili elde etmiş olduğumuz
bilgiler suç teşkil etmiyorsa sorun yok ancak bir suç teşkil ediliyorsa ne yapılmalıdır? Bu bilgiler
dinleme kararına konu değildir, bu durumda karşımıza CMK md 138/2 çıkar. Başka suç katalogdaki
suçlardan değilse, öğretide bir görüşe göre kullanılamaz, bir görüşe göre bu delillerin CMK md 138/2
gereğince Cumhuriyet savcılığına bildirilmesi gerekir, savcı bunları kullanabilir. Hocamız ikinci
görüştedir.
 Mağdur, kendiliğinden gidip de mağduriyetini ispatlamak için telefonunun dinlenmesini isteyebilir
mi? Kanuna göre diyemez. Şüphelilerin isimlerinin verilip dinlemesi de ancak kuvvetli şüphenin
varlığı halinde söz konusu olacaktır.
(5) BİR CEZA SORUŞTURMASINDA ŞÜPHELİ VEYA CEZA KOVUŞTURMASINDA SANIK
BULUNMALIDIR.

Madde 135 – (3) Şüpheli veya sanığın tanıklıktan çekinebilecek kişilerle arasındaki iletişimi kayda
alınamaz. Kayda alma gerçekleştikten sonra bu durumun anlaşılması hâlinde, alınan kayıtlar derhâl
yok edilir.

 CMK md 135/5’te ‘şüpheli veya sanığın yakalanabilmesi için’ ifadesine yer verilmiştir.
 Bu düzenlemeler göstermektedir ki CMK md 135 vd. maddelerinde düzenlenen tedbirler ancak şüpheli
ve sanık için uygulanabilir. Diğer kişiler için uygulanamaz.
 CMK md 135/1’de ‘sanık’ kelimesine yer verilmiştir. Ancak CMK md 135/1’de belirtilen tedbir
türlerinin uygulanmasına kovuşturma aşamasında mahkeme tarafından karar verileceği
belirtilmemiştir. Oysa CMK md 135/6’da yer alan iletişimin tespiti tedbir türünün uygulanmasına,
kovuşturma aşamasında mahkeme tarafından karar verileceği belirtilmiştir. Bu tutarsızlık
kaldırılmalıdır.
 CMK md 137/3’e göre kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği zaman ortada artık bir şüpheli söz
konusu olmayacağı için bu tedbir de uygulanmayacaktır.
 CMK md 135 vd. maddelerinde düzenlenen tedbirler, özel soruşturma usullerinin kabul edildiği
suçlar ile dokunulmazlıktan yararlanan kişiler için de uygulanabilir.
 Şüpheli veya sanık hakkında bu tedbir uygulanırken ‘zorunlu olarak’ üçüncü kişiler hakkında da söz
konusu tedbire ilişkin işlem yapılmış olacaktır.
 Yargıtay CGK, bir kararında, haklarında dinleme kararı bulunmayan üçüncü kişiler arasında geçen
konuşmaların yasa dışı elde edilmiş kanıt niteliğinde olduğunu, yasa dışı elde edilen bir kanıtın ise
soruşturma ve kovuşturma aşamalarında kullanılmayacağını belirtmiştir.
 Yargıtay CGK başka bir kararına göre, ‘telefon dinlemesi’ sırasında ‘tesadüfen elde edilen
kanıtların’ dikkate alınabilmesi için söz konusu suçun da 135. Maddede sayılan ‘katalog suçlardan
birisine uygun olması gerekmektedir.’ Bu madde, durum derhal Cumhuriyet savcısına bildirilerek bu
kanıtın değerlendirilmesi söz konusu olabilecek ve yasa dışı elde edilmiş kanıt olarak
değerlendirilmeyecektir.
 Şüpheli veya sanık hakkında bu tedbir uygulanırken ‘zorunlu olarak’ üçüncü kişiler hakkında delil
elde edilir ve fakat üçüncü kişi CMK md 35/2’de belirtildiği gibi ‘şüpheli veya sanık tanıklıktan
çekinebilecek kişilerden biri olursa’ nasıl hareket edilecektir? Bu durumda bu deliller, suç ihbarı
olarak kullanılabilir. Yani soruşturmaya başlamada, başlangıç şüpheli/ delili olarak kullanılabilir. Bu

9
CMK 7. HAFTA
06.04.21

ihbar üzerine ilk önce birincil delil elde etme yöntemleri uygulanmalıdır. Bu yöntemler sonucu yeterli
şüpheye ulaşılacak delil elde edilemezse ikincil özellik gösteren delil elde etme yöntemleri
uygulanmalıdır. İkincil nitelikteki delil elde etme yöntemlerinin uygulanması sonucu delil elde edilirse
bu deliller kullanılabilir. Delil elde edilemezse daha önce elde edilen deliller ‘kullanılamamalıdır.’
 CMK md 135/8’de düzenlenen katalog suçlar dikkate alındığında bu katalog suçlar için öngörülen
tedbirlere başvurulurken acaba tedbirin merkezinde şüpheli veya sanık mı var yoksa katalog
suçlardan biri veya birkaçı mı var? Kanun koyucu CMK’da suç merkezli değil şüpheli veya sanık
merkezli hareket etmeyi kabul etmiştir.
 İştirak halinde işlenen suçlarda, suçun iştirak halinde işlendiği ancak tedbirin uygulanması sırasında
öğrenilirse, hakkında tedbir kararı bulunan sanık için elde edilen delil, hakkında tedbir kararı
bulunmayan diğer sanık hakkında da uygulanabilir mi? Yargıtay CGK bir kararında
uygulanabileceğini belirtmiştir.
f) ŞÜPHELİ VEYA SANIĞIN TANIKLIKTAN ÇEKİNEBİLECEK KİŞİLERLE ARASINDAKİ
İLETİŞİMİ

 CMK md 135/’te sadece kayda alma yasaklandığı için tanıklıktan çekinme hakkına sahip üçüncü kişi
için kayda alma yapılamayacak, dinleme, tespit etme ve sinyal verilerinin değerlendirilmesi
yapılabilecektir. Eğer üçüncü kişi de şüpheli veya sanık olduğu için tedbir kapsamında ise tedbire
devam edilmelidir. Aksi halde üçüncü kişi için artık yeni bir tedbir kararı alınmalı ve bu karardan
sonra dinleme yapılmalıdır. Şüpheli veya sanıkla tanıklıktan çekinme hakkı bulunan kişilerin
telefonu, şüpheli veya sanığın mobil telefonunun yerini tespit amacıyla denetlenememesi gerekir
ancak düzenlemeye göre dinlenebilecektir ki bu kabul edilemez.
 Bu tedbir sadece şüpheli ve sanık için uygulanabileceğinden müdafi hakkında uygulanamayacaktır.
Müdafi, tanıklıktan çekinme hakkına da sahiptir.
 Şüpheli veya sanık hakkında tedbir uygulanırken üçüncü kişinin tanıklıktan çekinme hakkına sahip
bir kişi olacağı önceden bilinemeyebilir. Bu durumda CMK md 135/3’e göre üçüncü kişi hakkında
gerçekleştirilen kayıtlar derhal yok edilecektir.
 Önemle belirtmek gerekir ki CMK md 135’in uygulanacağı kişi, şüpheli ve sanıktır. Bu nedenle
tanıklıktan çekinme hakkına sahip kişiler, başlı başına tedbirin konusu olamazlar. Ancak tedbirin
uygulanması sırasında konu olabilirler.
g) TELEKOMÜNİKASYON YOLUYLA YAPILAN İLETİŞİMİN DENETLENMESİ KARARININ
İÇERİĞİ

 İlk önce telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesine yönelik talepte bulunması
gerekenleri belirtip daha sonra kararda bulunması gerekenleri belirtmek gerekir.
 Bu düzenlemede, talepte bulunacak makam veya kişi belirtilmemiştir. Ancak CMK md 135/1’deki
düzenlemeden dolaylı yorum yoluyla talepte bulunacak kişinin Cumhuriyet savcısı olduğu
anlaşılmaktadır.

10
CMK 7. HAFTA
06.04.21

Madde 135 – (4) Birinci fıkra hükmüne göre verilen kararda, yüklenen suçun türü, hakkında tedbir
uygulanacak kişinin kimliği, iletişim aracının türü, telefon numarası veya iletişim bağlantısını tespite
imkân veren kodu, tedbirin türü, kapsamı ve süresi belirtilir. Tedbir kararı en çok iki ay için
verilebilir; bu süre, bir ay daha uzatılabilir. Ancak, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla
ilgili olarak gerekli görülmesi halinde, hâkim yukarıdaki sürelere ek olarak her defasında bir aydan
fazla olmamak ve toplam üç ayı geçmemek üzere uzatılmasına karar verebilir.
(6) Şüpheli ve sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişiminin tespiti, soruşturma aşamasında hâkim
veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısı, kovuşturma aşamasında mahkeme
kararına istinaden yapılır. Kararda, yüklenen suçun türü, hakkında tedbir uygulanacak kişinin
kimliği, iletişim aracının türü, telefon numarası veya iletişim bağlantısını tespite imkân veren kodu ve
tedbirin süresi belirtilir. Cumhuriyet savcısı kararını yirmi dört saat içinde hâkimin onayına sunar ve
hâkim, kararını en geç yirmi dört saat içinde verir. Sürenin dolması veya hâkim tarafından aksine
karar verilmesi hâlinde kayıtlar derhâl imha edilir.

 Bu düzenlemedeki ‘hattın…sahibi’ ifadesi, ev ve iş yerlerindeki sabit hatların da tedbir kapsamında


olduğunu göstermektedir. Yine bu düzenlemede, ‘iletişim aracı’ ifadesine yer verilmiştir. Bu ifade ile,
taşınabilir (cep telefonu) ve internet iletişim araçlarının bu kapsamda olduğu sonucuna
varılabilecektir.
 Bu düzenlemedeki aracın türünden anlaşılması gereken hattın, sabit hat mı taşınabilir hat mı yoksa
internet hattı mı olduğudur.
h) TELEKOMÜNİKASYON YOLUYLA YAPILAN İLETİŞİMİN DENETLENMESİNDE SÜRE

 Telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesine yönelik tedbirin süresi konusunda


21/2/2014 ve 6526 sayılı kanun ile değişiklik yapılmıştır. Değişiklikten sonra örgütlü suçlarda, tedbiri
uygulamada süre ‘en fazla altı ay’ olabilecektir.
 Bu düzenlemede ‘örgütün faaliyeti çerçevesinde’ işlenen suçlarda ek uzatma süresi ne zamandan
itibaren başlayacaktır? Ana tedbirin bitiminden mi yoksa ana tedbirin bitiminden sonra bir aylık
uzatmadan itibaren mi başlayacaktır? Bize göre ek uzatma istinai bir durum olduğu için ana tedbir ve
uzatma durumunda da delil elde edilemezse bu tedbire başvurulabileceğinden dolayı ek süre, uzatma
süresinden itibaren başlamalıdır.

Madde 135 – (5) Şüpheli veya sanığın yakalanabilmesi için, mobil telefonun yeri, hâkim veya
gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının kararına istinaden tespit edilebilir. Bu
hususa ilişkin olarak verilen kararda, mobil telefon numarası ve tespit işleminin süresi belirtilir.
Tespit işlemi en çok iki ay için yapılabilir; bu süre, bir ay daha uzatılabilir.

 Bize göre tedbir süresi ve uzatma hali, hangi suç için gidilmişse onun için geçerlidir. Bu nedenle
başka bir suç için aynı kişi hakkında yeniden tedbir uygulanabilir.
 CMK md 135/4 ve 135/6’da iletişimin tespiti bakımından süre sınırlaması öngörülmemiştir. Bu
durumda, ‘iletişimin tespiti bakımından süre sınırlaması olmadan tespit yapılabilecektir’ ki bu durum,
pozitif düzenleme olarak başta Anayasa olmak üzere hukukun temel ilkelerine aykırıdır.
 Bize göre CMK md 135’te düzenlenen bütün tedbirler, geleceğe yöneliktir. Çünkü bir ceza
soruşturması başlatılmış olmalıdır. Yani bir adli işlemdir. Soruşturma başladıktan sonraki süreçte
uygulanabilir. Bu durum kişinin temel hak ve özgürlüklerinin korunması açısından önemlidir.
 CMK md 135/1’deki üç düzenleme de katalog suçlar için geçerlidir, süreleri iki aydır ve bir ay da
uzatma kararı verilebilir, eğer bu katalog suçlar bir örgüt faaliyeti kapsamında işleniyorsa her biri bir
aydan fazla olmamak üzere üç ay daha uzatılabilir.
 CMK md 135/5’te yer alan şüpheli veya sanığın yerinin tespiti için, ki bu tedbir türüne hakim ve
gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısı karar verir, süre iki aydır bir ay daha
uzatılabilir ve burada örgütlü suçlarda üç aya kadar daha uzatma toplamda altı ay söz konusu değildir,

11
CMK 7. HAFTA
06.04.21

katalog suç sınırlaması yoktur, Cumhuriyet savcısının vermiş olduğu kararı sulh ceza hakimine sunma
zorunluluğu getirilmemiştir.
ı ) ŞÜPHELİ VEYA SANIĞIN YAKALANABİLMESİ İÇİN MOBİL TELEFONUN YERİNİN
TESPİTİ

 CMK md 135/5’te düzenlenen mobil telefonun yerinin tespiti konusunda bir suç sınırlaması söz
konusu değildir. bu nedenle, her suç bakımından bu tedbir uygulanabilir.
 CMK md 135/5’te Cumhuriyet savcısının kararının, derhal veya yirmi dört saat içinde hakimin
onayına sunulması düzenlenmemiştir. Düzenleme bu haliyle AY md 22’ye aykırıdır.
i ) TELEKOMÜNİKASYON YOLUYLA YAPILAN İLETİŞİMİN DENETLENMESİNE YÖNELİK
KARARIN GİZLİ TUTULMASI

Madde 135 – (7) Bu madde hükümlerine göre alınan karar ve yapılan işlemler, tedbir süresince gizli
tutulur.

 Kovuşturma aşamasının aleniliği ilkesi karşısında bu fıkra hükmü tartışmalıdır. Kovuşturma


işlemleri, mahkemenin önünde bulunan ve bütün taraflara açık olup taraflara da tebliğ edilen dosya
kapsamındaki bilgi ve belgelerdir. Bu durumdan hareket edildiğinde kovuşturma aşamasında
iletişimin denetlenmesi söz konusu olursa denetleme kapsamında elde edilen bilgi ve belgelerden
hakim, mahkeme ve Cumhuriyet savcısı dahil hiçbir taraf haberdar olmayacaktır. Hakim, mahkeme ve
Cumhuriyet savcısı taraflardan farklı olarak sadece iletişimin denetlenmesi kararı verildiği ve
uygulanmakta olduğunu bileceklerdir. Bu nedenlerle, kovuşturma aşamasında iletişimin denetlenmesi,
gerçek anlamda alenilik ilkesi ile çatışmamaktadır.
 Tedbire yönelik kararın ifşa edilmesi, ifşa eden kişi bakımından TCK md 258 (Göreve ilişkin sırrın
açıklanması) ve 285’in (Gizliliğin ihlali) uygulanmasını gerektirebilir.
j) TELEKOMÜNİKASYON YOLUYLA YAPILAN İLETİŞİMİN DENETLENMESİNİN YETKİLİ
OLMAYAN KİŞİLERCE GERÇEKLEŞTİRİLMESİ

Madde 135 – (9) Bu maddede belirlenen esas ve usuller dışında hiç kimse, bir başkasının
telekomünikasyon yoluyla iletişimini dinleyemez ve kayda alamaz.

 Esas, tedbirin türü ve bu türüne göre hangi suçlarda bu tedbire başvurulacağını, usul, tedbir kararını
kimlerin, nasıl verebileceğini ve tedbiri hangi kuruluşun gerçekleştireceğini ifade eder.
 Bize göre CMK md 135/9’da ‘sadece dinleme ve kayda alma tedbir türü’ bakımından sınırlama
getirilmiştir. Bu nedenle, ‘iletişimin ve mobil telefonun yerinin tespiti ile sinyal bilgilerinin
değerlendirilmesi’ bakımından sınırlama getirilmemiştir. Bu durum, tedbirin amacı ile
bağdaşmamaktadır. Bu nedenle bu eksiklik giderilmelidir. CMK md 135/9’daki eksiklik, CMK md
135/1,5 ve 6’daki düzenlemelerin lafzı ve amacı ile aşılabilir.
 CMK md 135/9’a aykırı hareket edilmesi halinde duruma göre TCK md 132 ve 133 ihlal edilmiş
olacaktır.
 Bu düzenleme, medyada ve kamuoyunda sıkça konuşulan yasa dışı dinlemeyi yasaklamaktadır.
 CMK md 135/9’a aykırı hareket edilmesi halinde bu ihlal suretiyle elde edilen deliller, hukuka aykırı
olup kullanılamayacaktır.

12
CMK 7. HAFTA
06.04.21

k) ŞÜPHELİ VEYA SANIĞIN MÜDAFİİN BÜROSU, KONUTU VE YERLEŞİM YERİNDEKİ


TELEKOMÜNİKASYON ARAÇLARI HAKKINDA TELEKOMÜNİKASYON YOLUYLA
YAPILAN İLETİŞİMİN DENETLENMESİ TEDBİRİNİN UYGULANAMAMASI

 Müdafi, şüpheli ve sanık için tanıklıktan çekinme hakkına sahip bir kişidir. Bu nedenle CMK md
135/3’e göre müdafiin mobil (taşınabilir/cep telefonu) telefonu kayda alınamaz. Ancak tespit
edilebilir, dinlenebilir ve sinyal bilgileri değerlendirilebilir. Çünkü CMK md 135/3’teki yasak sadece
tanıklıktan çekinme hakkına sahip bir kişinin (bu örnekte müdafiin) cep telefonu ile ilgilidir.

Madde 135 – (3) Şüpheli veya sanığın tanıklıktan çekinebilecek kişilerle arasındaki iletişimi kayda
alınamaz. Kayda alma gerçekleştikten sonra bu durumun anlaşılması hâlinde, alınan kayıtlar derhâl
yok edilir.
Madde 136 – (1) Şüpheli veya sanığa yüklenen suç dolayısıyla müdafiin bürosu, konutu ve yerleşim
yerindeki telekomünikasyon araçları hakkında, 135 inci madde hükmü uygulanamaz.

 CMK md 136’daki yasak, iletişimin tespiti, dinlenmesi, kayda alınması ve sinyal bilgilerinin
değerlendirilmesi için geçerlidir. Oysa CMK md 135/3’te mobil (taşınabilir/cep) telefon yoluyla
yapılan iletişimde sadece kayıt yasağı getirilmiştir. Bu sabit yerlerdeki yasak, sabit hatlar ve internet
iletişimini kapsamalıdır.
 Şüpheli veya sanığın müdafiin bürosu, konutu ve yerleşim yerindeki sabit hatlar ve internet iletişimi
ile ilgili her türlü tedbir türü yasaktır. Cep telefonunda ise sadece kayıt yasaktır. Bu nedenle, şüpheli
veya sanığın müdafiin cep telefonunda kayıt dışında diğer iletişim türlerine ilişkin tedbir
uygulanmasında bir yasak bulunmamaktadır.
 Önemle belirtmek gerekir ki müdafiin kendisi şüpheli veya sanık olursa CMK md 135/2 ve 136
uygulanmayacaktır. Müdafi, şüpheli ve sanık ile birlikte şüpheli veya sanık ise artık tedbir yasağı söz
konusu olmayacaktır.
 Önleme amaçlı dinlemelerde bu yasak söz konusu değildir.
l) TELEKOMÜNİKASYON YOLUYLA YAPILAN İLETİŞİMİN DENETLENMESİ İŞLEMİNİN
UYGULANMASI

Madde 137 – (1) 135 inci maddeye göre verilecek karar gereğince Cumhuriyet savcısı veya
görevlendireceği adlî kolluk görevlisi, telekomünikasyon hizmeti veren kurum ve kuruluşların
yetkililerinden iletişimin tespiti, dinlenmesi veya kayda alınması işlemlerinin yapılmasını ve bu amaçla
cihazların yerleştirilmesini yazılı olarak istediğinde, bu istem derhâl yerine getirilir; yerine
getirilmemesi hâlinde zor kullanılabilir. İşlemin başladığı ve bitirildiği tarih ve saat ile işlemi yapanın
kimliği bir tutanakla saptanır.

 Bu düzenlemede, tedbirin türlerinde kısıtlama yoluna gidilmiştir. Bu nedenle, ‘iletişimin tespiti,


dinlenmesi veya kayda alınması’ işlemleri bakımından telekomünikasyon hizmeti veren kurum ve
kuruluşların yetkililerinden istemde bulunulacaktır. ‘Sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi ve mobil
telefonun yerinin tespiti’ bakımından nasıl bir işlem yapılacağı düzenlenmemiştir.
 CMK md 153/3’te müdafiin dosyayı inceleme yetkisinin hiçbir şekilde kısıtlanamayacağı durumlara
yer verilmiştir. İletişimin denetlenmesi sonucu elde edilen kayıtlar, bu sayılanlardan birine
girmemektedir. Bu durumda müdafi, iletişimin kayıtlarını inceleyemeyecektir. Aynı şekilde, teknik
takip tutanaklarını da inceleyemeyecektir. Bu durum, savunma hakkını doğrudan ihlal etmekte olup
değiştirilmelidir.

Madde 137 – (2) 135 inci maddeye göre verilen karar gereğince tutulan kayıtlar, Cumhuriyet
Savcılığınca görevlendirilen kişiler tarafından çözülerek metin hâline getirilir. Yabancı dildeki
kayıtlar, tercüman aracılığı ile Türkçe'ye çevrilir.
13
CMK 7. HAFTA
06.04.21

 BTİK’teki kamu görevlisi, dinleme kararı üzerine yaptığı dinlemede kayma alma kararı yoksa tanık
olarak dinlenebilir mi? Bize göre tanık olarak dinlenebilmelidir. Kayda alma kararı bulunmadan
kayıt yapılmışsa bu kayıt, hukuka aykırı olduğu için delil olarak kullanılamaz. Ayrıca kayıt kararı
olmadan kayıt etme, TCK md 132/1’de düzenlenen haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu
oluşturacaktır.
 BTİK’teki görevliler iletişimi tespit edip dinleme ve kayda alma varsa kayda alma (sadece dinleme
olursa idari kolluktaki dinleyen kişi tanık olarak dinlenİR.) konuşma yabancı dildeyse Türkçeye
çevirme vb. işlemleri gerçekleştirir.
m) TELEKOMÜNİKASYON YOLUYLA YAPILAN İLETİŞİMİN DENETLENMESİ İŞLEMİ
SONUCU ELDE EDİLEN KAYITLARIN YOK EDİLMESİ

Madde 137 – (3) 135 inci maddeye göre verilen kararın uygulanması sırasında şüpheli hakkında
kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi ya da aynı maddenin birinci fıkrasına göre hâkim
onayının alınamaması halinde, bunun uygulanmasına Cumhuriyet savcısı tarafından derhâl son
verilir. Bu durumda, yapılan tespit veya dinlemeye ilişkin kayıtlar Cumhuriyet savcısının denetimi
altında en geç on gün içinde yok edilerek, durum bir tutanakla tespit edilir.

 CMK md 137/3’te belirtilen kayıtların yok edilmesi durumları şu şekilde ifade edilebilir: 1) Şüpheli
hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi 2) Hakim onayının alınamaması
 Bize göre, CMK md 135/6’da açıkça kovuşturma aşamasında iletişimin tespitinin yapılabileceğinin
belirtilmiş olması dolayısıyla kovuşturma aşamasının sona erdiği durumlarda tedbir sona ermelidir.
Delil elde edilmiş fakat yetersiz bulunarak beraat veya ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmişse
istinaf veya temyize başvurulmayarak kesinleşme söz konusu ise veya kanun yollarına gidilmeden
kesinleşen hükümlerden biri ise tutanaklar yok edilmeli ve tespit yapılmalıdır. Aksi durumda (kanun
yollarına gidilmişse) yok edilme yapılmamalıdır.
 Uygulamada, kişinin daha öncesinde dinlenildiği bildirilmiyor. Hukuka aykırı dinlenilmişse buna
CMK md 141/3 kapsamında değinilebilir.
n) TELEKOMÜNİKASYON YOLUYLA YAPILAN İLETİŞİMİN DENETLENMESİ İŞLEMİ
SONUCU YAPILAN KAYITLARIN YOK EDİLDİĞİNİN İLGİLİYE BİLDİRİLMESİ

Madde 137 – (4) Tespit ve dinlemeye ilişkin kayıtların yok edilmesi halinde soruşturma evresinin
bitiminden itibaren, en geç onbeş gün içinde, Cumhuriyet Başsavcılığı, tedbirin nedeni, kapsamı,
süresi ve sonucu hakkında ilgilisine yazılı olarak bilgi verir.

 Öğretide bir görüşe göre on beş günlük süre ile sınırlama getirilmesi, uygulamada sıkıntıya yol
açabilir. Burada yapılması gereken, davanın sonucunda veya dava açılmaz ise kovuşturmama
kararının kesinleşmesinden sonra on beş günlük süre içinde bildirimin yapılmasının düzenlenmesidir.
Kovuşturmama kararından itibaren en geç on beş gün içinde kayıtlar yok edilirse daha önce toplanan
deliller artık yok edilmiş olacaktır.
o) HUKUKİ DENETİM

 CMK md 135 vd. maddelerinde tedbirin uygulanması halinde başvurulabilecek bir kanun yolu
öngörülmemiştir.
 Öğretide bir görüşe göre bu tedbir açısından ilgilinin haberdar edilmesi söz konusu olamayacağı için
itiraz hakkı da bulunmamaktadır.
 Öğretide bir görüşe göre Cumhuriyet savcısının kararının hakim tarafından onaylanmaması
durumunda Cumhuriyet savcısı bu onaylamama kararına itiraz edebilir.

14
CMK 7. HAFTA
06.04.21

ö) TESADÜFEN ELDE EDİLEN DELİLLER

Madde 138 – (2) Telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi sırasında, yapılmakta olan
soruşturma veya kovuşturmayla ilgisi olmayan ve ancak, 135 inci maddenin altıncı fıkrasında sayılan
suçlardan birinin işlendiği şüphesini uyandırabilecek bir delil elde edilirse; bu delil muhafaza altına
alınır ve durum Cumhuriyet Savcılığına derhâl bildirilir.

 Telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi sırasında, yapılmak olan soruşturma veya
kovuşturmayla ilgisi olmayan ve fakat CMK md 135/8’deki katalog suçlardan birinin işlendiğine
ilişkin delil elde edilirse bu delil kullanılabilecek midir? Yargıtay CGK iki kararında,
telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi sırasında, yapılmakta olan soruşturma veya
kovuşturmayla ilgisi olmayan ve fakat CMK md 135/8’deki katalog suçlardan birinin işlendiğine
ilişkin delil elde edilirse bu delilin kullanılabileceğini belirtmiştir.
 Bize göre CMK md 138/2’ye göre bu yöntem ile elde edilen delilin, muhafaza altına alınıp
Cumhuriyet savcılığına derhal bildirilecek olması, bu delilin soruşturmaya başlamada
kullanılabileceğini gösterir.
 Telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi sırasında, yapılmakta olan soruşturma
veya kovuşturmayla ilgisi olmayan ve fakat CMK md 135/8’deki katalog suçlardan başka bir suçun
işlediğine ilişkin delil elde edilirse bu delil kullanılabilecek midir? Yargıtay CGK, konu ile dolaylı
olarak ilgisi bulunan bir kararında, CMK md 138/2 kapsamına girmeyen tesadüfen delil elde edilmesi
halinde, bu delillerin kullanılamayacağını belirtmiştir.
 Katalog suç sınırlaması olmayan durumlarda, denetlemeye tabi bir suçtan başka suçun veya suçların
işlendiğinin tespit edilmesi durumunda, bunların başlangıç soruşturmasına, iddianame
düzenlenmesine ve hükme esas alınması mümkün müdür? Bu konuda CMK md 135 ile 138 arasındaki
düzenlemelerde açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu durumda, CMK md 139/6 ve 140/4’teki
düzenlemelerde, elde edilen delillerin tedbire konu suç veya suçlar dışında kalan suçların soruşturma
ve kovuşturulmasında kullanılamayacağı ifade edilmiştir.
 Hakkında iletişimin denetlenmesi kararı bulunmayan bir kişi hakkında iletişimin denetlenmesi
suretiyle elde edilen delil hukuka aykırı olup hiçbir aşamada ve hiçbir surette kullanılamaz.
 CMK md 138/2’deki düzenleme, kolluğa Cumhuriyet savcısının emri veya sulh ceza hakimi kararı
olmadan doğrudan el koyma yetkisi vermektedir.
 CMK’da kolluğa kendiliğinden harekete geçme imkanı veren bir diğer yetki, CMK md 90/2’de
tanınmıştır.
 Konuşmanın akışından bir daha delil elde edilemeyeceği anlaşılıyorsa ve bu şekilde kamu görevlileri
tarafından değil de mağdur tarafından bir kayıt yapılmışsa kayıtların kullanılıp kullanılamayacağı
tartışmalı bir konudur. Bu konuda gerek TCK md 132 ve 133’teki düzenlemeler gerek bu maddelere
ilişkin yargılamalarda gerek CMK’ya yansıyan yönüyle yapılan yargılamalarda Yargıtay, acil, bir
daha delil elde etme imkanının bulunmadığı durumlarda bu delillerin kullanılabileceğini söylüyor.
p) İLETİŞİM İÇERİKLERİNİN BİR İKRAR DELİLİ OLUP OLMAYACAĞI SORUNU

 İletişim içerikleri bir bakıma ikrar niteliği taşıyabilir. Çünkü bu denetimde, şüpheli ve sanık,
dinlenmediğini düşünerek konuştuğu kişiye samimi olarak suçu işlediğini söylemiş olabilir. Bu gibi
durumlarda başka delil elde edilememiş ise sadece ikrar veya iletişimin denetlenmesi ile elde edilen
delile dayanılarak mahkumiyet kararının verilip verilemeyeceği sorusu ve sorunu gündeme gelecektir.
Ancak buradaki ikrar, soruşturma ve kovuşturma kapsamında soruşturma ve kovuşturma
makamlarına yapılan ikrar anlamında değildir.
 Yargıtay 8. CD, bir kararında salt iletişimin içeriklerine dayalı olarak mahkumiyet kararı
verilemeyeceğini, mahkumiyet kararını verebilmek için başkaca delillerle desteklenmesi gerektiğine
karar vermiştir.

15
CMK 7. HAFTA
06.04.21

 AİHM’nin geçmiş yıllarda verdiği kararlarında, yeterli ağırlığı varsa bir dinleme kaydının da
mahkumiyet için tek başına delil kabul edileceğini genel yargılama usulü bakımından kabul etmiştir.
 Telekomünikasyon yoluyla iletişimin denetlenmesine ilişkin dinleme ve tespit tutanakları belirti delili
niteliği taşır. Yargıtay da ‘belirti kanıtı’ olduğunu kabul etmektedir.
 CMK md 135’te düzenlenen beş farklı tedbir türünün uygulanması sonucu elde edilen delil veya
delillerin ispat gücü birbirinden farklıdır. Bu anlamda ispat gücü, her somut olaya göre ayrı ayrı
değerlendirilmelidir. Fakat genel (dış görünüş) bakış açısından bakıldığında, kayda alma tedbir
türünün uygulanması ile elde edilen delil veya delillerin ispat gücünün diğer tedbir türlerine göre
daha fazla olduğu ifade edilebilir.
r) TELEKOMÜNİKASYON YOLUYLA YAPILAN İLETİŞİMİN DENETLENMESİ VE YASAK
DELİL

 Katalog suçlardan biri olmamasına rağmen katalog suçlardan biriymiş gibi gösterilerek bu tedbire
başvurulması, elde edilen delili hukuka aykırı hale getirecektir.
 Bu tedbire başvurmak isteyen yetkili kişi, başvurmak istediği suçun katalog suçlardan biri olmadığını
gördüğü zaman, suç vasfında değişiklik yaparsa bu tedbirle elde edilen delil hukuka aykırı olacaktır.
 CMK md 135 vd. maddelerinin uygulanmasıyla elde edilen delil ancak tedbirin başvurulduğu ilgili
suç için kullanılabilir. Bu amacın dışında kullanılması yasaktır. Bu nedenle, hukuk mahkemesinde
veya disiplin soruşturmasında kullanılmaz.
 Soruşturma veya kovuşturma aşamasında, katalog suçlara ilişkin tedbir türü uygulanırken yapılan
kanun değişikliği ile tedbir uygulanmakta olup suç, katalog suçlardan çıkartılırsa o ana kadar
yapılan tedbir uygulaması sonucu elde edilen deliller kullanılabilmelidir. Tedbir uygulanıp sona
erdikten sonra tedbir uygulanan suç, katalog suç olmaktan çıkartılırsa tedbir uygulaması sonucu elde
edilen deliller kullanılabilmelidir.
 Katalog suç sınırlaması olmayan bir suça ilişkin tedbir türü uygulanırken tedbir uygulanmakta olan
suç, suç olmaktan çıkartılırsa soruşturma konusuz kalacağı için o ana kadar yapılan tedbir
uygulaması sonucu elde edilen deliller yok edilecektir. Bu sonuç, tedbir uygulanıp sona erdikten
sonra tedbir uygulanan suçun suç olmaktan çıkartılması halinde de uygulanır.
 Usulüne uygun şekilde yapılan bu tedbir, TCK md 243’te düzenlenen ‘Bilişim Sistemine Girilmesi ve
Sistemde Hukuka Aykırı Olarak Kalmaya Devam Edilmesi Suçu’ bakımından hukuka uygunluk nedeni
oluşturacaktır.
 Telekomünikasyon yoluyla iletişimin dinlenmesine ilişkin hükümlerin hukuka aykırı uygulanması
halinde TCK md 132. 258. 285 uygulama alanı bulabilecektir.
 AYM, yetkisi olmayan kişi tarafından talepte bulunulması sonucu başvurulan iletişimin denetlenmesi
sonucu elde edilen delillerin hukuka aykırı olduğuna karar vermiştir.
 Kanuni düzenleme ile geçmişe yönelik iletişim bilgilerinin tespit edilip delil olarak kullanılabileceği
kabul edilebilir. Ancak bu durumda hukuk devletinin bir özelliği olan ‘hukuki güvenlik’ ilkesi ihlal
edilmiş olunur.
s) İLETİŞİMİN ÖNLEME AMAÇLI (İDARİ KOLLUK) DENETLENMESİ

 Kolluk kuvvetlerinin önleme amaçlı iletişimi dinlemesi mümkündür. Bu dinleme, kolluk kuvvetlerinin
önleme amaçlı iletişimi dinlemesi PVSK’nin EK 7. Maddesinde düzenlenmiştir.
 Yargıtay 9. CD, bir kararında önleme amaçlı dinleme sonucu elde edilen delillerin, ceza
soruşturması ve kovuşturmasında kullanılamayacağını belirtmiştir.
11. GİZLİ SORUŞTURMACI GÖREVLENDİRİLMESİ
a) GENEL OLARAK

 Gizli soruşturmacı görevlendirilmesi ilk kez 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele
Kanunu’nda düzenlenmişti. Daha sonra CMK md 139 ile düzenlenmiştir.

16
CMK 7. HAFTA
06.04.21

b) GİZLİ SORUŞTURMACI GÖREVLENDİRİLMESİNİN HUKUKİ NİTELİĞİ

 Öğretide gizli soruşturmacı görevlendirilmesi bir koruma tedbiri olarak kabul edilmektedir.
 Öğretide bir görüşe göre bu tedbirin hukuki niteliği, delile ulaşmak için başvurulan araştırma
vasıtasıdır.
c) GİZLİ SORUŞTURMACI GÖREVLENDİRİLMESİNİN AMACI

Madde 139 – (4) Soruşturmacı, faaliyetlerini izlemekle görevlendirildiği örgüte ilişkin her türlü
araştırmada bulunmak ve bu örgütün faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili delilleri
toplamakla yükümlüdür.

 Bu düzenlemeden de anlaşılacağı gibi gizli soruşturmacı görevlendirilmesi kurumu, örgütlü suçlarla


mücadele için getirilmiş bir suç politikasının sonucudur.
 Buradaki amaç örgütlü suçlarla ilgili araştırma yapmak ve delil toplayıp bu toplanan delili ilgili
soruşturma makamlarına getirmesidir.
d) GİZLİ SORUŞTURMACI GÖREVLENDİRİLMESİNİN UYGULANMA KOŞULU
(1) SORUŞTURULMASINA BAŞLANMIŞ BİR SUÇ BULUNMALIDIR.
 CMK md 139/1’de ‘soruşturma konusu suçun işlendiği’ ifadesine yer verilmiştir.
 Bu düzenlemeye göre, gizli soruşturmacı görevlendirilmesine sadece soruşturma aşamasında
başvurulabileceği sonucu çıkmaktadır.
 Gizli soruşturmacı görevlendirilmesine her suçta başvurulamayacaktır. Çünkü kanun koyucu sadece
CMK md 139/7’de sınırlı sayıda belirttiği suçlar bakımından bu tedbire başvurmayı kabul etmiştir.

Madde 139 – (7) Bu madde hükümleri ancak aşağıda sayılan suçlarla ilgili olarak uygulanabilir: a) Türk
Ceza Kanununda yer alan; 1. Örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenip işlenmediğine bakılmaksızın
uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (madde 188), 2. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma (iki,
yedi ve sekizinci fıkralar hariç, madde 220), 3. Silahlı örgüt (madde 314) veya bu örgütlere silah sağlama
(madde 315). b) Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunda tanımlanan silah
kaçakçılığı (madde 12) suçları. c) Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 68 ve 74 üncü
maddelerinde tanımlanan suçlar.

(2) SORUŞTURMASINA BAŞLANMIŞ SUÇUN İŞLENDİĞİ HUSUSUNDA SOMUT


DELİLLERE DAYANAN KUVVETLİ ŞÜPHE SEBEPLERİ BULUNMALIDIR.
 Öğretide bir görüşe göre CMK md 139/1’de geçen ‘kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması’ ifadesi,
CMK md 139/7’de belirtilen katalog suçların işlendiğine yönelik kuvvetli delili ifade eder.
 Öğretide bir başka görüşe göre CMK md 139/1’de geçen ‘kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması’
ifadesi, basit şüphe derecesinden daha yoğun ve fakat yeterli ve kuvvetli şüphe derecesine ulaşmayan
şüphe derecesi şeklinde anlaşılmalıdır.
 Öğretide bir başka görüşe göre, CMK md 139/1’de geçen ‘kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması’
ifadesi, yargılama sonucunda şüphelinin mahkum olması ihtimalinin kuvvetle muhtemel olması
şeklinde anlaşılmalıdır.
 Bu tedbire başvurmak için ‘somut delillere dayanma’nın aranması konusunda CMK md 135’teki
düzenleme hakkında belirtilen görüşler burada da geçerlidir.
 Katalog suçlardan birinin işlenmiş olması gerekir. katalog suçlara bakıldığında CMK md
135/8’dekine göre daha az suça yer verilmiştir ve daha ziyade örgütlü suçlar için başvurulacağı
izlenimi var ancak kesinlikle de sadece örgütlü suçlar için başvurulmaz. Silah kaçakçılığı ile kültür
varlıklarına ilişkin suçlar bakımından bir örgütten bahsetmemiştir. Bu suçlarda örgütlü ya da örgütsüz
olabilir.

17
CMK 7. HAFTA
06.04.21

 Yargıtay, kanunda yer almamasına rağmen kesin koşul getirmiştir. CMK md 139 ancak örgütlü
suçlarda mümkündür, örgütlü olmayan suçlarda gizli soruşturmacı olmaz, gizli görevli (kimliğini
gizleyen) kamu görevlisi (kolluk görevlisi) vardır demiş,
(3) BAŞKA SURETTE DELİL ELDE EDİLEMEMİŞ OLMALIDIR
 CMK md 139/1’de gizli soruşturmacı görevlendirilmesine başvurabilmek için ‘başka surette delil elde
edilememesi halinde’ ifadesine yer verilmiştir. Bu ifade ile orantılılık ilkesine bağlı olarak tedbirin
‘ikincillik özelliği’ vurgulanmıştır.
 CMK md 139’daki düzenlemede, kanun koyucu bir kez yalan söyleme hakkı vermiştir. Bu düzenleme
ile gizli soruşturmacı, yeni bir kimlik almakta ve bu kimliği ile karşı tarafa yalan söylemektedir. Bu
kapsamda gerçekleştirilen sahte kimlikler, hukuka uygundur. Ancak ikinci bir yalan, hukuka uygun
kabul edilemez. Örneğin gizli soruşturmacı şüpheli ile arkadaşlık kurduktan sonra şüpheliye yalan
söyleyerek delilin yerini söyletirse ikinci yalan kabul edilmeyeceği için elde edilen delil hukuka aykırı
olacaktır.
(4) HAKİM TARAFINDAN KARAR VERİLMELİDİR.
 Bu koşul CMK md 139/1’de ‘…bu madde uyarınca yapılacak görevlendirmeye hakim tarafından
karar verilir.’ Şeklinde ifade edilmiştir.
 CMK md 139’da bu tedbire başvurulmasını kimin veya hangi merci/makamın isteyeceği açıkça
belirtilmemiştir. Bu konuda boşluk bulunmaktadır. Ancak bu tedbire veya delile ulaşma yöntemine
soruşturma aşamasında başvurulacağı ve soruşturma aşamasının gizli olduğu dikkate alındığında, bu
tedbire başvurulmasını isteme yetkisinin Cumhuriyet savcısında olduğu sonucuna ulaşılacaktır. CMK
md 139/1’de yer alan ‘hakim’ kelimesi, bu tedbire soruşturma aşamasında başvurulacağı için ‘sulh
ceza hakimi’ şeklinde anlaşılmalıdır.
e) GİZLİ SORUŞTURMACI OLARAK ATANABİLECEK KİŞİLER

 CMK md 139/1’e göre ‘…kamu görevlileri gizli soruşturmacı olarak görevlendirilebilirler.’ CMK md
139/1’e göre gizli soruşturmacı ancak kamu görevlisi olabilir. Bu nedenle gizli soruşturmacının kamu
görevlisi olmaması veya kamu görevlisi olma özelliğine sahip olmaması, elde edilen delilleri hukuka
aykırı hale getirecektir. Gizli soruşturmacı olacak kişi kamu görevlisi değildir ve o kişi örgüte daha
kolay sızacaktır, bu halde o kişiyi ilk önce kamu görevlisi yaparsın daha sonra görevlendirirsin.
 CMK md 139/1’e göre gizli soruşturmacı, kamu görevlisi olabilir ancak mutlaka kolluk görevlisi
olmak zorunda değildir.
 Bize göre soruşturmacı, ‘birincillik özelliği’ gösteren delil elde etme yöntemlerine başvurabilmelidir.
Bunun dışında ‘ikincillik özelliği’ gösteren delil elde etme yöntemlerine başvuramamalıdır. Bu
kapsamda, şüpheli veya tanıkla konuşabilmeli, olay yeri incelemesi yapabilmeli, belirti delillerini, ses
ve görüntü kayıtlarını toplayabilmelidir.
f) GİZLİ SORUŞTURMACI GÖREVLENDİRİLMESİNDE SÜRE

 CMK md 139’da gizli soruşturmacı görevlendirilmesinde bir süre öngörülmemiştir.


 Öğretide bir görüşe göre gizli soruşturmacının görevi sona erdiği an, atanma işlemi de sona
erecektir.
 Öğretide bir başka görüşe göre gizli soruşturmacı atanması konusunda bir süre öngörülmemiştir. Bu
durum, tedbirin özelliği ile uyumludur.
 Bize göre de bu tedbirin kendine has özelliği gereği tedbir süresinin düzenlenmemesi bir eksiklik
değildir. Örgütte yer edinmek ve güven sağlayıp delil elde etmek, kesin olarak zamana bağlı yapılacak
faaliyet değildir.
g) GİZLİ SORUŞTURMACININ GÖREVLENDİRİLMESİNDE USUL

 Soruşturmacının kimliği, mahkemeye karşı gizli tutulamaz.

18
CMK 7. HAFTA
06.04.21

Madde 139 – (2) Soruşturmacının kimliği değiştirilebilir. Bu kimlikle hukukî işlemler yapılabilir.
Kimliğin oluşturulması ve devam ettirilmesi için zorunlu olması durumunda gerekli belgeler
hazırlanabilir, değiştirilebilir ve kullanılabilir.
(3) Soruşturmacı görevlendirilmesine ilişkin karar ve diğer belgeler ilgili Cumhuriyet Başsavcılığında
muhafaza edilir. Soruşturmacının kimliği, görevinin sona ermesinden sonra da gizli tutulur.
Soruşturmacı, kovuşturma evresinde tanık olarak dinlenmesinin zorunlu olması halinde, duruşmada
hazır bulunma hakkına sahip bulunanlar olmadan veya ses ya da görüntüsü değiştirilerek özel
ortamda dinlenir. Bu durumda 27/12/2007 tarihli ve 5726 sayılı Tanık Koruma Kanununun 9 uncu
maddesi hükmü kıyasen uygulanır.

 Gizli soruşturmacı, görevi gereği öğrendiği bilgiler ile ilgili olarak tanık sıfatıyla dinlenebilir. Bu
durumda duruşmada gizli soruşturmacının aleni olarak dinlenmesi birçok açıdan sakıncalı olabileceği
için CMK md 58’deki gizli tanıklık uygulanmalıdır.
 Gizli soruşturmacı delil elde ederken azmettirme, kışkırtma, teşvik etme yoluna gitmemesi gerekir.
Sadece bir suç işlemeden örgütte işlenen suçları fotoğraflayacak, dinleyecek vs. AİHM, Belçika’yla
ilgili bir kararında gizli soruşturmacının kışkırtıp kışkırtmadığına baktıktan sonra kışkırtmadığını
tespit ettikten sonra buna göre karar vermiş.
h) SORUŞTURMACI, GÖREVİNİ YERİNE GETİRİRKEN SUÇ İŞLEYEMEZ VE
GÖREVLENDİRİLDİĞİ ÖRGÜTÜN İŞLEMEKTE OLDUĞU SUÇLARDAN SORUMLU
TUTULAMAZ.

Madde 139 – (5) Soruşturmacı, görevini yerine getirirken suç işleyemez ve görevlendirildiği örgütün
işlemekte olduğu suçlardan sorumlu tutulamaz.

 Öğretide bir görüşe göre gizli soruşturmacı suç işlemek zorunda kalmış ise faaliyetine son verip
örgütten ayrılmalıdır.
 Öğretide bir başka görüşe göre gizli soruşturmacının içine sızdığı örgüt hakkında bilgi toplayabilmek
için suç işlerse Cumhuriyet savcısına, ‘maslahata uygunluk’ kapsamı altında kamu davası açmama
yönünden takdir yetkisi verilmelidir.
 Öğretide bir başka görüşe göre gizli soruşturmacının suç işleyemeyeceğine ilişkin düzenleme, isabetli
değildir. Suç işlemeden bir örgüte girip orada yer edinmek mümkün gözükmemektedir. Bu durumda
yapılması gereken, ‘işin zorunlu kıldığı suç hariç’ ifadesi ile maslahata uygunluk ilkesinin
getirilmesidir.
 Bize göre gizli soruşturmacı suç işlerse ‘zorunluluk hali’ kapsamında değerlendirilebilir. Görev
kapsamında işlenmek zorunda kalınan suçun niteliği önem taşıyabilir. Buna göre, öldürme suçları ile
işkence ve TCK md 87’de yer alan kasten yaralama suçunun netice sebebiyle ağırlaşan durumları
bakımından meşru savunma veya zorunluluk hali titizlikle uygulanmalıdır.
 CMK md 139/5’te soruşturmacının görevini yerine getirirken suç işleyemeyeceği ifade edilmiştir. Bu
ifadede geçen suç; 1) Görevi ile bağlantılı su. 2) Görevi ile bağlantılı olmayan suç ayrımına tabi
tutularak değerlendirilebilir. 1. Seçenek daha isabetlidir.
ı) SORUŞTURMACI GÖREVLENDİRİLMESİ SURETİYLE ELDE EDİLEN KİŞİSEL BİLGİLERİN
GÖREVLENDİRİLDİĞİ CEZA SORUŞTURMASI VE KOVUŞTURMASI DIŞINDA
KULLANILAMAMASI

Madde 139 – (6) Soruşturmacı görevlendirilmesi suretiyle elde edilen kişisel bilgiler, görevlendirildiği
ceza soruşturması ve kovuşturması dışında kullanılamaz. Suçla bağlantılı olmayan kişisel bilgiler
derhâl yok edilir.

19
CMK 7. HAFTA
06.04.21

 Bu düzenlemeye göre, elde edilen deliller, hukuk mahkemesi, idari yargı, kabahat ve disiplin
soruşturmalarında kullanılamayacaktır.
i ) HUKUKİ DENETİM

 21/2/2014 tarih ve 6526 sayılı kanun değişikliği ile CMK md 139/1’de tedbire karar veren ağır ceza
mahkemesinin kararına itiraz edilebileceği kabul edilmişti. Ancak 24/11/2016 tarih ve 6763 sayılı
kanun değişikliği ile CMK md 139/1-son cümle yürürlükten kaldırıldı. Düzenlemenin son haline göre,
CMK md 267’ye göre itiraz kanun yoluna başvurulabilmesi gerekir.
12. TEKNİK ARAÇLARLA İZLEME
a) GENEL OLARAK

 CMK md 140’ta kişinin sadece kamuya ait faaliyetlerinin izlenebileceği kabul edilmiştir.
 CMK md 140’taki düzenleme, suç işlendikten sonrası için uygulanabilecektir. Suçun işlenmesinden
önce önleme amaçlı izleme idari nitelikte izlemedir. Nitekim bu konuda MİT, Emniyet ve Jandarma’ya
yetki tanınmıştır.
 Suç soruşturması başladıktan sonra geçmişe dönük hukuka aykırı şekilde elde edilen teknik takip
sonuçları delil olarak kullanılamamalıdır.
 Kişinin ses ve görüntülü takip yapılmasıdır.
b) TEKNİK ARAÇLARLA İZLEMENİN HUKUKİ NİTELİĞİ

 Öğretide teknik araçlarla izleme bir koruma tedbiri olarak kabul edilmektedir.
 Öğretide bir görüşe göre bu tedbirin hukuki niteliği, koruma tedbiri değil delile ulaşmak için
başvurulan araştırma vasıtasıdır.
c) TEKNİK ARAÇLARLA İZLEMENİN AMACI

 Teknik araçlarla izleme işleminin amacı delil elde etmektir.


d) TEKNİK ARAÇLARLA İZLEMENİN KAPSAMI

 Teknik araçlarla izleme işleminin kapsamı, CMK md 140/1-a’da belirtilen suçlar ve kişinin kamuya
açık alan veya iş yerlerindeki faaliyetleridir.
e) TEKNİK ARAÇLARLA İZLEMENİN KONUSU

 Teknik araçlarla izlemenin konuş, şüpheli veya sanığın kamuya açık alanlardaki her türlü
faaliyetleridir.
 Nitekim CMK md 140/5’te ‘Bu madde hükümleri, kişinin konutunda uygulanamaz’ hükmüne yer
verilerek konutun bu tedbirin uygulama alanı dışında olduğu açıkça düzenlenmiştir.
▪ CMK Mç 140/1’de yer alan ‘kamuya açık yerler’ ifadesi ne anlama gelecektir? Örneğin eğitim
öğretim faaliyetlerinin yürütüldüğü mekanlar ve özellikle derslikler kamuya açık alan mıdır?
 Bu konuda ölçü, özel yaşam/hayat alanı olup olmaması olmalıdır. CMK md 140/5’teki düzenlemeden
yola çıkıldığında da bu sonuca ulaşılır. Bu durumda, özel yaşam/hayat alanı olmayan yer veya yerler,
kamuya açık alandır. Kamuya açık alan, toplumdaki herkese açık olabileceği gibi belirli kişilere de
açık olabilir.
 Kamuya açık yer, konut dışında kalan yerleri ifade eder. Bu nedenle teknik araçla ister dışarıdan
konutun içinin ses ve görüntüsü kaydedilsin ister konutun içine daha önceden yerleştirilen cihazla ses
ve görüntüsü kaydedilsin fark etmeksizin bu işlem CMK md 140 kapsamı dışında kalacaktır. Bu tür
işlem ile elde edilen delil, yasak delil olup kullanılmayacaktır. Otomobil konut olmadığı için
otomobilin dışarıdan veya içeriden ses ve görüntü cihazı ile izlenmesi CMK md 140’a uygun
olacaktır.

20
CMK 7. HAFTA
06.04.21

 CMK md40/1’de tedbir kapsamında olan yer, ‘kamuya açık olan’ olarak kabul edilmiştir. Tedbirin
yasaklandığı yer konut olarak kabul edilmiştir. Bu durumda, izin ile girilebilen iş yerleri ve eklentileri,
ne kamuya açık alandır ne de konuttur. Bu iş yerlerinde bu tedbirin uygulanabilip uygulanamayacağı
tartışması gündeme gelecektir. Yasak olan yer esas alınıp bu durumda lafza göre yorum yapılırsa izin
ile girilebilen iş yerlerinde ve eklentilerinde lafza göre yorum yapılırsa izin ile girilebilen iş yerlerinde
ve eklentilerinde bu tedbir uygulanabilir. Amaçsal yorum yapılırsa izin ile girilebilen iş yerleri ve
eklentilerinde bu tedbir uygulanamaz.
 Burada ikametgah değil konut esas alınmalıdır.
 Teknik araç, görme (optik) ve işitme (akustik) özelliklerine sahip cihazı ifade eder.
f) TEKNİK ARAÇLARLA İZLEMENİN UYGULANMA KOŞULLARI
(1) CMK MD 140/1-a’DAKİ SUÇLARIN İŞLENDİĞİ HUSUSUNDA SOMUT DELİLLERE
DAYANAN KUVVETLİ ŞÜPHE SEBEPLERİ BULUNMALIDIR.
 Bu koşul CMK md 140/1-a’da ‘Aşağıdaki suçların işlendiği hususunda somut delillere dayanan
kuvvetli şüphe sebepleri bulunması…’ şeklinde belirtilmiştir.
 21/2/2014 tarih ve 6526 sayılı değişiklik ile teknik araçlarla izleme tedbirine başvurabilmek için
‘kuvvetli şüphe’ yeterli olmayacak ‘somut delillere dayanan kuvvetli şüphe’ aranacaktır.
(2) KANUNDA ÖNGÖRÜLEN SUÇLARDAN BİRİ İŞLENMİŞ OLMALIDIR.

Madde 140 – (1) Aşağıdaki suçların işlendiği hususunda somut delillere dayanan kuvvetli şüphe
sebepleri bulunması ve başka suretle delil elde edilememesi hâlinde, şüpheli veya sanığın kamuya açık
yerlerdeki faaliyetleri ve işyeri teknik araçlarla izlenebilir, ses veya görüntü kaydı alınabilir:(1) a)
Türk Ceza Kanununda yer alan; 1. Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti (madde 79, 80) ile organ veya
doku ticareti (madde 91), 2. Kasten öldürme (madde 81, 82, 83), 3. Nitelikli hırsızlık (madde 142) ve
yağma (madde 148, 149) ile nitelikli dolandırıcılık (madde 158), 4. Uyuşturucu veya uyarıcı madde
imal ve ticareti (madde 188), 5. Parada sahtecilik (madde 197), 6. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma
(madde 220, fıkra üç), 7. Fuhuş (madde 227) 8. İhaleye fesat karıştırma (madde 235), 9. Tefecilik (madde
241), 10. Rüşvet (madde 252), 11. Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama (madde 282), 12.
Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak (madde 302), 13. Anayasal Düzene ve Bu Düzenin
İşleyişine Karşı Suçlar (madde 309, 311, 312, 313, 314, 315, 316), 14. Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve
Casusluk (madde 328, 329, 330, 331, 333, 334, 335, 336, 337),Suçları

 Yukarıda belirtilen suçlar sınırlı sayıdadır. Bu suçlar dışındaki bir suç için bu tedbire başvurulamaz.
 Bu suçlar bireysel olarak işlenebileceği gibi örgüt kapsamında da işlenebilir.
▪ CMK md 138/2’deki bu düzenleme kıyasen CMK md 139 ve 140’taki katalog suçlar ve katalog
dışındaki suçlar bakımından da uygulanabilecek midir?
 CMK md 140’taki düzenlemenin delile ulaşma yönü daha ağır bastığı dikkate alınarak ya da çifte
özellik gösteren durumlarda kıyasa elverişli olan özelliği dikkate alınarak kıyas yasağının
bulunmadığı kabul edilmelidir. Bu düzenleme koruma tedbiri değil elde edilen delillerin
kullanılmasıyla ilgilidir. Doğrudan delil yasaklarıyla ilgilidir. Bu nedenle kıyas yasağı burada
uygulanmamalıdır.
(3) BAŞKA SURETLE DELİL ELDE EDİLEMEMELİDİR.
 Bu koşul CMK md 140/1’da ‘Aşağıdaki suçların işlendiği…başka suretle delil elde edilememesi
halinde…’ şeklinde belirtilmiştir.
 Bu düzenleme ile orantılılık ilkesine yer verilerek bu tedbirin ikincillik özelliği vurgulanmıştır.
(4) ORTADA BİR ŞÜPHELİ VEYA SANIK BULUNMALIDIR.
 Bu koşul CMK md 140/1’de ‘…şüpheli veya sanığın kamuya açık yerlerdeki faaliyetleri ve iş yeri
teknik araçlarla izlenebilir, ses veya görüntü kaydı alınabilir.’ Şeklinde düzenlenmiştir.

21
CMK 7. HAFTA
06.04.21

 CMK md 140/1’de muhakemenin aşamaları olarak soruşturma ve kovuşturma kelimesine yer


verilmemiş, şüpheli ve sanık kelimelerine yer verilmiştir, bundan dolayı bu tedbirin soruşturma ve
kovuşturma aşamasında uygulanabileceğini kabul etmek gerekir.
 Bu delilin ikincil özellik göstermesi ve Cumhuriyet savcısının yeterli şüpheye ulaşmak için bu delile
ihtiyaç duyacak olması nedeniyle bu tedbire daha çok ve öncelikle soruşturma aşamasında
başvurulacağı açıktır.
 kamu görevlileri tarafından yerleştirilmek koşuluyla teknik takip cihazları mağdur üzerine de
yerleştirilebilir. Kişinin kendi kendine tedbir alması kanuna göre kabul edilmemiştir. Bu husustaki
iletişimin denetlenmesi konusunda Yargıtay’ın verdiği kararın buraya da kıyasla uygulanabileceği,
hocamızca kabul edilmektedir.
(5) HAKİM TARAFINDAN KARAR VERİLMELİDİR.

Madde 140 – (2) Teknik araçlarla izlemeye hâkim, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde
Cumhuriyet savcısı tarafından karar verilir. Cumhuriyet savcısı tarafından verilen kararlar yirmi
dört saat içinde hâkim onayına sunulur. Hâkim kararını en geç yirmi dört saat içinde verir. Sürenin
dolması veya hâkim tarafından aksine karar verilmesi hâlinde kayıtlar derhâl imha edilir.

 Hakim kelimesi soruşturma aşamasında sulh ceza hakimi, kovuşturma aşamasında hakim şeklinde
anlaşılacaktır. Lafza göre yorum yapıldığında mahkeme bu tedbire karar veremeyecektir. Amaçsal
yorum ve re’sen delil araştırma ilkesi açısından bakıldığında mahkeme de bu tedbire karar
verebilecektir. İsabetli olan amaçsal yorumdur.
 Önemle belirtmek gerekir ki CMK md 140’ta teknik araçlarla izleme tedbirine başvurulmasını hangi
makamın veya kimin isteyeceği düzenlenmemiştir.24/11/2016 tarih ve 6763 sayılı değişiklik ile
soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısının sulh ceza hakiminden istemde bulunacağı sonucuna
varılabilecektir. Kovuşturma aşamasında hakim veya mahkeme re’sen karar verebileceği gibi
Cumhuriyet savcısının istemi üzerine de karar verebilir. Cumhuriyet savcısı veya hakim yirmi dört
saat içinde karar vermezse elde edilen teknik takip yoluyla elde edilen ses ve görüntü kayıtları delil
değeri taşımaz ve onlar yok edilir.
g) TEKNİK ARAÇLARLA İZLEMEDE SÜRE

Madde 140 – (3) Teknik araçlarla izleme kararı en çok üç haftalık süre için verilebilir. Bu süre
gerektiğinde bir hafta daha uzatılabilir. Ancak, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili
olarak gerekli görülmesi hâlinde, hâkim yukarıdaki sürelere ek olarak her defasında bir haftadan
fazla olmamak ve toplam dört haftayı geçmemek üzere uzatılmasına karar verebilir. Teknik araçlarla
izleme tedbiri ile birlikte gizli soruşturmacı görevlendirilmesi halinde bu fıkrada belirtilen süreler bir
kat artırılarak uygulanır.

 CMK md 140/3-ikinci cümlede bu tedbirin CMK md 139’daki tedbir ile birlikte düzenlenmesi halinde
sürenin bir kat artırılacağı ifade edilmiştir. Yani örgütlü olmayan suçlarda sekiz hafta, örgütlü
suçlarda on altı hafta uygulanabilecektir.
h) ELDE EDİLEN DELİLLERİN CMK m. 140/1-a’DA BELİRTİLEN SUÇLARLA İLGİLİ
SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMA DIŞINDA KULLANILAMAMASI

Madde 140 – (4) Elde edilen deliller, yukarıda sayılan suçlarla ilgili soruşturma ve kovuşturma dışında
kullanılamaz; ceza kovuşturması bakımından gerekli olmadığı taktirde Cumhuriyet savcısının
gözetiminde derhâl yok edilir.

22
CMK 7. HAFTA
06.04.21

 Suç vasfında değişiklik olması durumunda vasıf değişikliği katalog suçlardan başka ise elde edilen
deliller kullanılamamalıdır. Katalog suçlardan biri ise bir önceki ihtimalli değerlendirme burada
geçerli olabilir.
 Soruşturma veya kovuşturma aşamasında tedbir uygulanırken kanun değişikliği olur ve tedbire konu
suç, katalog suçu olmaktan çıkartılırsa elde edilen delil kullanılamayacaktır. Yine tedbire konu suç,
suç olmaktan çıkartılırsa elde edilen delil kullanılamayacaktır.
 Bize göre CMK md 140/4’te delillerin yok edilmesi halinde bu durumun ilgilisine bildirileceği
düzenlenmemiştir. Bu bir eksikliktir.
▪ HUKUKİ DENETİM
 Düzenlemenin yeni haline göre CMK md 267’ye göre hakimin tedbir kararına karşı itiraz
edilebileceği açıktır.
 CMK md 140 ve 135’teki tedbirlerin gizli olması nedeniyle hakkında tedbir kararı verilen kişinin bu
karardan haberi olmayacağı için itiraz etmesi fiilen mümkün gözükmemektedir. Ancak kovuşturma
aşamasında mahkeme veya hakimin re’sen bu tür tedbirlere başvurması durumunda itiraz mümkün
olabilir. Soruşturma aşamasında itiraz ancak Cumhuriyet savcısının tedbire başvurulması isteminin
sulh ceza hakimi tarafından kabul edilmemesi durumunda mümkün olacaktır. Aynı durum kovuşturma
aşaması için de geçerli olabilir. Bu gibi durumlarda itirazı Cumhuriyet savcısı yapacaktır. Teknik
araçlarla izleme kararına karşı itiraz edilebileceği düzenlenmiştir.
ı) TEKNİK ARAÇLARLA İZLEME VE DELİL YASAKLARI

 Bir kişinin konutunun ister dışarıdan ister içeriden teknik araçlarla izlenmesi sonucu elde edilen delil,
yasak delil olup kullanılmayacaktır.
 AİHM, teknik takipte suç vasfının değişmesinin AİHS’nin 8. Maddesine aykırılık oluşturmayacağı,
tedbiri uygulayan kişilerin ‘tedbirinde iyi niyetli olup olmadıkları ve yasa ile belirtilen sınırlar
içerisinde hareket edip etmediklerinin büyük önem taşıdığı’, iyi niyetli olunması ve ‘yasa ile belirtilen
sınırlar içerisinde hareket’ durumunda kullanılabileceğini belirtmiştir.
 CMK’da ‘ikincillik özelliği’ gösteren delile ulaşma yöntemlerinde, bu özelliğe uyulmadan elde edilen/
ulaşılan deliller, hukuka aykırı olacaktır. Bu nedenle ilk önce genel anlamda delile ulaşma yöntemleri
uygulanmalı, bu yöntemler ile delil elde edilemezse ikincil özellik gösteren yöntemlere
başvurulmalıdır.
▪ KORUMA TEDBİRLERİNİN HUKUKA AYKIRI KULLANILMASI NEDENİYLE
TAZMİNAT
 CMK md 141/1’de CMK md 133,134,135,139,140’taki esas ve usullere aykırı hareket edilmesi sonucu
hakları ihlal edilen kişilerin devlet aleyhine tazminat davası açarak uğradıkları zararın giderilmesini
isteme hakları düzenlenmemiştir.
 Bu fıkra düzenlemesine göre CMK md 133,134,135,139,140’taki esas ve usullere aykırı hareket eden
veya aykırı karar veren Cumhuriyet savcısı ve hakim ve kayyım hakkında CMK md 141/4’e göre
devlet aleyhine tazminat davası açılabilecektir. CMK md 141/4’e göre devlet, görevini gereklerine
aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullanan hakimler ve Cumhuriyet savcılarına bir yıl
içinde rücu edecektir. Bu hüküm, kayyımlar için de geçerli olmalıdır.

SAĞLIKLA KALIN

ZEHRA BETÜL DEMİR

23

You might also like