Professional Documents
Culture Documents
Temel Psikofarmakoloji 2
Temel Psikofarmakoloji 2
39 TEMEL İLKELER
D
epresyon kişiler arası ilişkilerde sorunlara ve verimlilikte bozulmalara ve günlük ya-
şamdaki işlevsellikte önemli sorunlara neden olan bir ruhsal bozukluktur (Andreasen
ve Black 2001). Depresyonda atak tedavi edildikten sonra problem tümüyle çözülme-
mektedir (İlhan 2001). Eldeki verilere göre depresyon tanısı almış hastaların %50-85’ i en az
bir atak daha geçirmektedirler. İlk ataktan sonra hastalığın ortalama yineleme oranı %40, ikin-
ci ataktan sonra %55, üçüncü ataktan sonra %75, dördüncü ataktan sona %90 olarak kabul edil-
mektedir. Bu nedenle hedef sadece iyileşme değildir (Keller 2005) . Kısa vadede hedef iyileş-
me, orta vadede hedef depreşmeyi engellemek, uzun vadede ise hedef koruyucu tedavidir (Kel-
ler 2003). Tanım olarak depreşme (nüks-relaps) hastanın akut dönemi geçirdikten sonra iyileş-
me döneminde depresyonun tekrarlaması, yineleme (rekürrens) ise iyileşmiş olarak kabul edilen
bir hastada yeni depresyon dönemlerinin ortaya çıkmasıdır (Kırlı 2000).
Depresyon belirtilerinin kaybolması tedavinin bittiği anlamına gelmez. Depresyonda yine-
leme oldukça sıktır. Antidepresan tedavi erken kesilirse sonraki 3-6 ay tekrarlama riskinin en
yüksek olduğu dönemdir (Bozkurt ve Karlıdere 2007). Geçmişte yaşanan depresyon dönemle-
ri ne kadar çoksa, hastalığın tekrarlama olasılığı da o kadar artmaktadır. Yine geçirilen depres-
yon dönemi sayısı arttıkça, yeni ortaya çıkan depresyon dönemlerinin şiddeti ve süreleri de art-
maktadır (APA 2000). Depresyon tanısı alan hastaların %15’i özkıyım sonucu ölmektedir (İl-
han 2001, Kessler ve ark. 1999). Depresyon tedavisinde temel hedef özkıyım riskini gözeterek
hastayı olabilecek en etkili ve hızlı biçimde depresyondan çıkarmaktır (Vahip 2003).
Her ne kadar biyolojik yöntemler depresyon tedavisinde son derece etkili iseler de, aslında
tedavinin temelini sadece ilaç kullanımı oluşturmaz (Kırlı 2000). Psikoterapi, elektrokonvul-
zif terapi (EKT) ve diğer biyolojik tedavi yöntemleri de tedavide kullanılabilmektedir. Bu bö-
lümde depresyonun ilaçla tedavisinde dikkat edilmesi gereken temel noktalar üzerine odaklanıl-
mış, hastaya yaklaşım, ilaç seçimi, hastaneye yatış ve tedavi ile ilgili temel konular üzerinde du-
rulmuştur.
710
Temel Psikofarmakoloji
hasta ile iyi bir işbirliği kurulması önemlidir (Akdeniz 2007). Bu nedenle tanı koyduktan son-
ra hastaya empatik yaklaşımla hastalık ve tedavi konusunda bilgilendirme yapılmalıdır. Dep-
resyon hastalığının belirtileri, ilaç, ilaç dozu ve süresi, tedavi sırasında hastalığı ile ilgili hissede-
ceği iniş-çıkışlar ve kendini tamamen iyi hissettiği zaman bile hastalığın tekrarına mani olmak
amacıyla ilaca devam etmesi gereken süre ile ilgili olarak hasta aydınlatılmalıdır (Akdeniz 2007,
Küey ve Gülseren 2008).
Hekim hastaya, ilacın etkisi görülene kadar geçecek ortalama süre hakkında açıklamada bu-
lunmalıdır. Bu, hastanın ilaçla ilgili “kısa sürede iyileşme” gibi gerçekçi olmayan beklentisini ya
da ilaç alır almaz hemen iyileşmemenin getirebileceği olası hayal kırıklığını önleyebilir. Anti-
depresan ilacın yanı sıra psikoterapötik yaklaşım ya da özgün psikoterapi de birlikte uygulan-
malıdır. Uygun psikoterapi ile birlikte ele alınsa bile depresyonun başlıca tedavisi farmakotera-
pidir (Akdeniz 2007).
Eğer hasta özkıyım planlarından ya da niyetinden söz ediyorsa bununla ilgili yaşadıklarının
açıkça konuşulabilmesi önemlidir. Özkıyımı konuşabilmek bile hastayı önemli ölçüde rahatla-
tabilir. İlaçlarla yan etkisiyle, etki ve tedavi süreleriyle ilgili bilgilendirme hastanın ilaç tedavisi-
ne uyumunu artıracaktır (Kutcher ve Chehil 2007).
711
Temel Psikofarmakoloji
712
Temel Psikofarmakoloji
713
Temel Psikofarmakoloji
lanım bozukluğu gibi); eşlik eden bedensel hastalık (örneğin hipotiroidizm); uzun ve süregen
depresyon dönemi olanların antidepresan sağaltıma daha geç yanıt verdiği görülmüştür (Akde-
niz 2008).
Antidepresan ilaca yanıt temel olarak dört grupta sınıflandırılır: yanıt yok (nonresponse),
kısmi yanıt (partial response), yanıt (response) ve düzelme ya da iyileşme (remission) (Keller
2003). Kısmi yanıt demek için depresyonu değerlendiren ölçeklerde %25 ile 50 arasında düşme
görülmelidir. Yanıt demek için ölçek puanlarında %50’den fazla düşme olması ya da Hamilton
Depresyon Ölçeğindeki (HDÖ) puanların 15’den az olması gerekir. Düzelme demek için ise 17
puanlık HDÖ puanlarının kimi araştırmacılara göre 12, kimi araştırmacılara göre 7’nın altında,
Montgomery Asberg Depresyon Ölçeği (MADÖ) puanlarının 15 veya 10’dan aşağı olması ve
Klinik Global İzlem Değerlendirmesi (CGI) puanının 1 yani çok düzelmiş olması gerekir (Kel-
ler 2003,2005). Teksas Depresyon Sağaltım Algoritmasına göre (Crismon ve ark. 1999) eğer
%25’den az düzelme varsa “yanıt yok”, %25-50 düzelme varsa “minimal yanıt”, %50-75 düzelme
varsa “kısmi yanıt” ve %75 ile 100 düzelme varsa “tam yanıt”tan söz edilmektedir.
Bir antidepresan ilaçla tedavide etkinlik veya yanıt temel olarak Beck depresyon, Hamil-
ton depresyon ölçeği veya Montgomery Asberg depresyon ölçeği gibi yapılandırılmış bir ölçek-
te elde edilen değişime göre hesaplanır. Ölçek puanlarında %25’in altında azalma yanıt olma-
masını, %26-49 azalma kısmi yanıtı, %50’ den fazla azalma yanıtı, kesme noktasından daha faz-
la azalma düzelmeyi ifade etmektedir (Bozkurt ve Karlıdere 2007).
714
Temel Psikofarmakoloji
rın %50’ si ikinci bir terapötik ajanla tedavi edilebilmektedir (Vahip 2003). İlaç değiştirmenin
amacı kısmi yanıtı tam yanıta çevirme, yanıtsız bir olguda yanıt alabilme, ilaç toleransını artır-
ma veya terapötik etki kaybında yeni ilaca yanıt alabilme olasılığı olmasıdır (Fava 2000). Eğer
bir ilaçtan bir başkasına geçilecekse, bu geçişte aceleci ya da reddedici tutumlar yerine, otoriter
ancak iyimser bir yaklaşım tercih edilmelidir. İlaç değişimi aynı sınıftan antidepresanlar arasın-
da yapılabilir. Ama daha mantıklı olan farklı sınıftan bir antidepresana geçmektir. İlaç değişimi
yapılırken en doğru uygulama tedavide başarısız olan antidepresanın kurallara uygun olarak ke-
silmesi ve sonra diğerinin başlanmasıdır (Kırlı 2000).
Antidepresan ilacı değiştirmek çoğul ilaç kullanımına tercih edilmelidir. Çünkü tek ilaç kul-
lanımı sağaltıma uyumu artırırken sağaltım maliyetini de düşürmektedir. Ancak yeni bir ilaca
geçerken daha önce kesilen ilacın ani kesilmesine bağlı geri çekilme belirtileri sorun olabilir ya
da ilk ilaçtan alınan kısmi yarar bu sırada kaybolabilir (Akdeniz 2008). İlaç değiştirme ile ilgi-
li en çok veri trisiklik antidepresanlara (TSA) yanıt vermeyen hastalardan elde edilmiştir. Ruhe
ve arkadaşlarının (2006) yaptıkları gözden geçirmede; depresyon hastalarında kullanılan ilaçlar
arasında birinci seçenek bir TSA ise ikinci seçenek olarak seçilen MAOİ’nin etkili olma şansı
%50-75, sertralin ise %50, fluoksetin veya paroksetin ise %40-50’ dir. Birinci seçenek SSGİ ise
ikinci bir SSGİ’ye yanıt olasılığı %40-60’ dır. SSGİ’ye yanıt vermeyenlerin TSA’ya yanıt verme
olasılığı vardır. Venlafaksinle TSA ve MAOİ’ye yanıt vermeyenlerde SSGİ’ye yanıt vermeyenle-
re göre daha iyi yanıt elde edildiği gösterilmiştir (Ruhe ve ark. 2006).
Kısmi yanıt durumunda, varsa güçlendirmeye yönelik sağaltım seçenekleri daha çok tercih
ediliyor gibi durmaktadır. Etkin süre ve dozda iki farklı antidepresan ilaç tedavisi alan ve teda-
viye yanıt vermeyen hastalar tedaviye dirençli olarak kabul edilir (Kennedy ve ark. 2004). Di-
rençli olgularda güçlendirme stratejileri en geçerli seçenektir. Yapılan bir çalışmada istatistiksel
olarak anlamlı olmasa da güçlendirme sağaltımlarının değiştirmeden daha etkili olduğu bildi-
rilmiştir (Kennedy ve ark. 2004).
En güçlü kanıtı olan güçlendirme tedavisi lityum eklemesidir (Bauer ve Dopfmer 1999) .
Çalışmalara göre bu yaklaşım dirençli olguların %60’ında etkilidir. Bunun yanı sıra triiodotiro-
nin, buspiron ve farklı etki düzeneğine sahip bir diğer antidepresan ilaç güçlendirme amacı ile
kullanılabilinir. T3’ün T4’ten daha etkili olduğu ileri sürülmektedir. T3 günde 25 mcg başlanıp
1 hafta sonra 50 mcg’a yükseltilmelidir (Fleurence ve ark. 2009).
715
Temel Psikofarmakoloji
Akut tedavi genellikle 8-12 hafta sürer. Sürdürüm sağaltımının ise 16 haftadan kısa olmama-
sı gerekir (Akdeniz 2007). Yaşamında tek bir depresif dönem yaşamış olan kişinin ilk 6 ayı alev-
lenme açısından en riskli dönemdir. Önemli noktalardan biri de; akut tedavi dozu sürdürüm
dozudur. Lityum güçlendirme tedavisinde lityum ile antidepresanın en az 6 ay süre ile beraber
kullanımı önerilmektedir (Bauer ve Dopfmer 1999). İleri yaş, psikotik bulgular, kronik hastalık
dönemleri, yineleyici dönemler, sık hastalık dönemleri (5 yılda 2 ya da daha fazla), tedavi edil-
mesi zor hastalık dönemleri ve ağır hastalık dönemleridir (Bauer ve ark. 2007).
716
Temel Psikofarmakoloji
39.6. Sonuç
Hem depresyonun kendisi, hem bu nedenle ilaç kullanımı kişinin sosyal ve mesleki işlevseliğini
oldukça etkilemektedir. Depresyon hastalarında bir diğer önemli sorunsa özkıyım riskidir. Ay-
rıca bu hastaların yakınları da oldukça etkilenmektedirler. Bu nedenlerle depresyonun en kısa
sürede etkili bir şekilde tedavi edilmesi gerekir. Depresyonun farmakoterapisinde bir çok fark-
lı görüş olsa da üzerinde odaklanılan şeylerden birisi sadece akut dönem tedavinin yeterli olma-
dığı ve yinelemenin önlenmesi gerektiğidir. Bu antidepresanlar veya diğer bazı ajanlarla sağlana-
bilmektedir. Tüm bu tedavilere uyum sağlaması yanı sıra gerekirse farmakoterapi dışı yöntemler
kullanılmasına rağmen yine de yineleme riski olduğu hem hekimlerin hem de hastaların aklın-
dan çıkmamalı ve bu nedenle ortaya çıkabilecek öncü belirtiler konusunda uyanık olmalıdırlar.
Kaynaklar
Akdeniz F (2007) Depresif bozuklukların tedavisi. Turkiye Klinikleri J Int Med Sci 2007;29:24-297.
Akdeniz F (2008) Depresyonda optimal ilaç kullanımı. Depresyon Sağaltım Kılavuzu- Kaynak Kitabı (Eds. O
Yazıcı, ET Oral, S Vahip) Türkiye Psikiyatri Derneği, Ankara; 50-76.
Alexopoulos G, Katz I, Reynolds CI ve ark. (2001) The expert consensus guide line series pharmacotherapy of
depressive disorders in older patients. Postgraduate Medicine Special Report, : 1-88.
American Psychiatric Association (2000) Practice guideline for the treatment of patients with major depressive
disorder (revision) Am J Psychiatry, 157 (4, suppl): 1-45.
Andreasen NC, Black DW (2001) Mood Disorders. In Introductory Textbook of Psychiatry. American Psychi-
atric Publishing, Arlington, VA :269-314.
Bagby RM, Ryder AG, Cristi C (2002) Psychosocial and clinical predictors of response to pharmacotherapy for
depression. J Psychiatry Neurosci, 27: 250-257.
Bauer M, Bschor T, Pfenning A ve ark. (2007) World Federation of Biological Psychiatry Guidelines for Biologi-
cal Treatment of Unipolar Depressive Disorder in Primary Care. World J Biol Psychiatry 8:67-104.
Bauer M, Dopfmer S (1999) Lithium augmentation in treatment resistant depression meta-analysis of placebo
controlled studies. J Clin Psychopharmacol, 19:427-434.
Blier P (2003) The pharmacology of putative early-onset antidepressant strategies. Eur Neuropsychopharmacol
13:57-66.
Bozkurt A, Karlıdere T (2007) Depresyonda farmakoterapi. Turkiye Klinikleri J Int Med Sci 3:51-56.
Crismon ML, Trivedi MH, Pigott TA ve ark (1999) The Texas Medication Algorithm Project: Report of the
Texas Consensus Panel on Medication Treatment of Major Depressive Disorder. J Clin Psychiatry, 60: 142-
156.
Fava M (2000) Management of nonresponse and intolerance: switching strategies. J Clin Psychiatry, 61 (suppl
2): 10-12.
Fleurence R, Williamson R, Jing Y ve ark. (2009) A systematic review of augmentation strategies for patients
with major depressive disorder. Psychopharmacol Bull. 42:57-90.
İlhan İÖ (2001) Depresyon tedavisi. Depresyon. Modern Tıp Seminerleri Dizisi No.12 (Editör Kumbasar H.),
Güneş Yayınevi, s:105-111.
Işık E (2003) Depresyon ve Bipolar Bozukluklar. Görsel Sanatlar Mtb, Ankara, 73-100.
Keller MB (2003) Past, present, and future directions for defining optimal treatment outcome in depression.
JAMA, 289: 3152-3160.
Keller MB (2005) Issues in treatment-resistant depression. J Clin Psychiatry, 66 (suppl 8): 5-12.
Kennedy SH, Lam RW, Nutt DJ ve ark (2004) Treatment-resistant depression. Treating Depression Effectively’de.
Martin Dunitz, Londra.
717
Temel Psikofarmakoloji
Kessler RC, Borges G, Walters EE (1999) Prevalence of and risk factors for lifetime suicide attempts in the
national comorbidity survey. Arch Gen Psychiatry ; 56:617-626.
Kırlı S (2000) Depresyonun biyolojik oluşumu ve farmakolojik tedavisi, Roche, İstanbul, s: 99-162.
Kornstein SG, Schneider RK (2001) Clinical features of treatment-resistant depression. J Clin Psychiatry, 62
(suppl 16): 18-25.
Kutcher S, Chehil S (2007) Suicide risk management: A Manual For Health Professionals, Blackwell, Oxford,UK.
Küey L, Gülseren Ş (2008) Sağaltım Öncesi Değerlendirme, Tanısal Değerlendirme ve Olgu Formülasyonu.
Depresyon Sağaltım Kılavuzu- Kaynak Kitabı (Eds. O Yazıcı, ET Oral, S Vahip) Türkiye Psikiyatri Derneği,
Ankara; 13-34.
Quitkin FM, McGrath PJ, Steward JW ve ark (1996) Chronological milestones to guide drug change. When
should clinicians switch antidepressants? Arch Gen Psychiatry, 53: 785-792.
RANZCP (Royal Australian and New Zealand College of Psychiatrists) Clinical Practice Guidelines team for
depression (2004) Australian and New Zealand clinical practice guidelines for the treatment of depression.
Aust N Z J Psychiatry; 38:389-407.
Ruhe HG, Huyser J, Swinkels JA ve ark. (2006) Switching antidepressants after a first selective serotonin re-
uptake inhibitor in major depressive disorder: a systematic review. J Clin Psychiatry, 67: 1836-1855.
Rush AJ (2006) Guidelines for the treatment of major depression. In: Stein DJ, Kupfer DJ, Schatzberg AF eds.
1st ed. Textbook of Mood Disorders, American Psychiatric Publishing; Arlington, VA; 2006; p.437-61.
Stahl SM (2000) Essential Psychopharmacology. Second Edition. Cambridge University Press, Cambridge, UK.
Tamam L, Ozpoyraz N (2002) Selective serotonin reuptake inhibitor discontinuation syndrome: a review. Adv
Ther 19: 17-26.
Vahip S (2003) Depresyon dönemi sağaltımı. İki uçlu duygudurum bozuklukları sağaltım kılavuzu (Eds S Vahip,
O Yazıcı) Türkiye Psikiyatri Derneği, Ankara; 53-74.
Van der Wurff FB, Stek ML, Hoogendijk WJ ve ark. (2003) The efficacy and safety of ECT in depressed older
adults: a literature review. Int J Geriatr Psychiatry, 18: 894-904.
718