Professional Documents
Culture Documents
Kudüs’teki Beytülmakdis
alanındaki (önceden
Süleyman mabedinin içinde
bulunan) yabancı
kaynaklarda “Moria Tepesi”,
İslâm kaynaklarında
“Muallak Kayası” olarak
bilinen (altında bir mağarası
olan) tepenin üzerine Emevi
halifesi Abdülmelik b.
Mervan tarafından 688-692 Kubbet’üs Sahra ve batı cephesine ilk başta Beytü’l-mal
yılları arasında inşa binası olarak inşa edilen (daha sonra ise etrafı revaklarla
ettirilmiştir. Kubbetü’s-Sahra genişletilip yanlış olarak silsile kubbesi olarak bilinen)
klasik bir mescit, cami yapı
formunda
olmayıp bir ziyaretgâhtır.
Dıştan sekizgen formdaki
yapının tam ortasında,
yaklaşık 20.5 m. çapında
büyük bir
kubbe yükselmektedir.
Kubbenin tam altında
Müslüman ve Yahudilerin
kutsadığı kutsal
kaya, Hacerü’l-Muallaka
bulunmaktadır. Kutsal
kayanın etrafında sütunlarla
belirlenmiş,
iç içe, çember formunda iki
galeri mevcuttur.
Yapı, merkezi daire planlı
ve çevre koridorlu sekizgen
kuruluşuyla, Suriye’nin
erken Hristiyan kiliselerine
benzemektedir. Kudüs’ün
özellikle Hristiyanlardan
alınması, baninin kentte eski
Hristiyan kilise planını
uygulayan yerli
sanatçılardan yararlanmış
olduğunu göstermektedir.
Bunun yanı
sıra Kubbetüs’s-Sahra‘nın
dekorasyonunda görülen
ihtişam, baninin bölgedeki
kiliseleri gölgede bırakma
amacını taşıdığını
düşündürmektedir.
Kubbet’üs-Sahra zaman içinde pek çok onarım geçirmiştir. 1099 yılında
gerçekleşen Haçlı işgali sonrasında, yapı Templum Domini adıyla kiliseye
çevrilmiştir. İşgal 1187’de sona erdirilmiş ve Selahaddin Eyyubi binayı ilâve
unsurlardan temizleyerek eski haline döndürmüştür.
1318 yılında Memlukler, 1522
ve 1780 yıllarında da Osmanlılar tarafından,
yapının aslını bozmayacak onarımlar
gerçekleştirilmiştir.
Bugün binanın dış cephesinde
gördüğümüz firuze renkli çiniler, Kanuni
zamanında,
1522 yılında gerçekleştirilen onarıma aittir.
KUBBETÜSSAHRA’NIN ORTASINDAKİ KAYA
Sahra yapılırken yazılan
bu yazılar günümüze
kadar gelebilmiş Kur’an-ı
Kerim'in yazıya geçirilmiş
en eski örneklerdir. Bu
yazılar kitabeler İslam’ın
yayılma devrinin
ihtişamını yansıtır.
Sahra'da ve belki de
dünyadaki en önemli
Arapça kítabe, Sahra’yı
içeriden çevreleyen
sekizgen
kasnakta bulunan 120
metre içerde 120 metre
dışarıda toplam 240
metreyi bulan mozaik
taşlarla yazılmış olan
uzun kitabedir.
Şam Ümeyye Camii
Şam’ın 637-638’de Müslümanlar tarafından fethedilmesinin ardından, şehre batı kapısından
giren Halid b. Velid komutasındaki ordunun şehir halkıyla anlaşma yaparak
savaşmadan merkezdeki Temenos yapısına ulaşmıştır. Bu sebeple Temenos’un avlusunun
(içinde kilise bulunan) batı kısmı Hıristiyanlara bırakılmış, avlunun boş olan doğu kısmı ise
ortadan bir duvar çekilerek mescide dönüştürülmüş ve 705 yılına kadar Şam’ın Cuma
Camisi olarak kullanılmıştır. Halife Velid b. Abdülmelik (706-714) kiliseyi
Hristiyanlardan satın alarak yıktırmış ve yerine Ümeyye Camii’ni inşa ettirmiştir. Yapıda
eski mabedin bazı duvar kalıntıları korunmuş, malzemesinden de istifade edilmiştir.
Tamamen
kesme taştan bina edilen cami, dıştan 100x157.5 m.’ye varan boyutlarıyla anıtsal bir
eserdir. Yapıyı inşaya niyet edilince Bizans’tan malzeme ve usta istenmiştir.
Mşatta Sarayı
Kusayr-ı Amra