You are on page 1of 12

Derleme / Review

Çocukluk çağı vaskülitlerine tanısal yaklaşım ve güncel


tedavi seçenekleri
Diagnostic approach and current treatment options in childhood vasculitis

Kenan Barut, Sezgin Şahin, Amra Adroviç, Özgür Kasapçopur


İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Çocuk Romatoloji Bilim Dalı, İstanbul, Türkiye

Öz Abstract
Kan damarı duvarında oluşan yangısal değişimlerin tümü vaskülit adı ile All inflammatory changes in the vessel wall are defined as vasculitis. Pedi-
tanımlanır. Çocukluk çağında vaskülitler farklı klinik bulgular ile çocuk atric vasculitis may present with different clinical findings. Although He-
hekiminin karşısına gelebilir. En sık görülen çocukluk çağı vasküliti olan noch-Schönlein purpura which is the most common pediatric vasculitis
Henoch-Schonlein purpurası genellikle kendiliğinden düzelme göster- generally recovers spontaneously, it should be monitorized closely because
mekle birlikte, böbrek yetersizliği yapabileceği düşünülerek izlemleri sıkı of the risk of renal failure. Although Kawasaki disease is easy to diagnose
olarak yapılmalıdır. Kawasaki hastalığı klasik bulgular ile tanınması kolay with its classical findings, the diagnosis may be delayed in case of incom-
olmakla birlikte, inkomplet Kawasaki durumunda tanı gecikmesi yaşana- plete Kawasaki disease. Kawasaki disease should be considered especially in
bilir, özellikle süt çocuklarında uzun süren ateş durumunda ölçütler tam infants in case of prolonged fever even if the criteria are not fully met and
olarak uymasa da Kawasaki hastalığı düşünülüp koroner arter anevrizması intravenous immunoglobulin treatment should be administered without
gelişimini önleyebilmek için intravenoz immünglobülin tedavisi gecikme- delay in order to prevent development of coronary artery aneurism. Reac-
den uygulanmalıdır. Bacillus Calmette-Guerin (BCG) aşı bölgesi reaksiyo- tion at the site of administration of Bacillus Calmette-Guerin (BCG) vaccine
nu Kawasaki hastalığında servikal lenfoadenopati kadar sık bir bulgu olarak may be observed as commonly as cervical lymphadenopathy in Kawasaki
karşımıza çıkabilir, şüphede kalınan olgularda tanı için değerli bir bulgu disease and may be used as a valuable finding in suspicious cases. Although
olarak kullanılabilir. Anti nötrofilik sitoplazmik antikor ilişkili vaskülitler
anti-neutrophil cytoplasmic antibody-associated vasculitides are rare in chil-
çocukluk çağında nadir görülmekle birlikte erişkinlere göre daha çok böb-
dren, renal involvement is more common and progression is more severe
rek tutulumu göstermekte ve daha ağır seyretmektedir, bu nedenle de et-
compared to adults. Hence, efficient and aggressive treatment is required.
kin ve yoğun tedavi yerinde olacaktır. Takayasu arteriti genç erişkin kadın-
larda sık olarak görülmekle birlikte ergenlik dönemindeki genç kızlarda da Takayasu’s arteritis is observed commonly in young adult women and rarely
nadir olarak görülebilmektedir; bu nedenle günlük pratik yaklaşımımızda in adolescent girls. Therefore, a careful physical examination and blood pres-
dikkatli öykü yanında iyi bir fizik bakı ve kan basıncı ölçümü mutlaka yapıl- sure measurement should be performed in addition to a detailed history in
malıdır. Açıklanamayan nörolojik bulgusu olan çocuklarda başka sistemik daily practice. In children with unexplained neurological findings, cerebral
bir vaskülit yokluğunda serebral vaskülit düşünülmeli, bu açıdan gerekli vasculitis should be considered in the absence of other systemic vasculitides
radyolojik incelemeler yapılmalıdır. Bu derleme ile çocukluk çağında nadir and necessary radiological investigations should be performed in this re-
olmasına rağmen görülebilen vaskülitleri yeni yapılan çalışmalar eşliğinde gard. This review will provide an insight into the understanding of pediatric
çocuk hekimlerine tanıtmak, vaskülit tedavisi ve seyri hakkında bilgi biri- vasculitis, current diagnostic approaches and prognosis by the aid of new
kimimizi arttırmak amaçlanmıştır. (Turk Pediatri Ars 2015; 50: 194-205) studies. (Turk Pediatri Ars 2015; 50: 194-205)
Anahtar Kelimeler: ANCA ilişkili vaskülit, birincil MSS vasküliti, çocuklar- Keywords: ANCA-associated vasculitis, Behcet’s disease in children,
da Behçet hastalığı, Henoch-Schonlein purpurası/IgA Henoch-Schonlein purpura/IgA vasculitis, Kawasaki disease,
vasküliti, Kawasaki hastalığı, pediatrik vaskülit pediatric vasculitis, primary cerebral vasculitis

Giriş sonucunda oluşabilen darlık, tıkanıklık, anevrizma ya


da rüptür gelişmesi geçici ya da kalıcı doku hasarına
Erişkinlere göre çocukluk çağında çok daha nadir görü- neden olabilir. Enflamasyon birincil ya da altta yatan
len vaskülitler yanında, erişkin dönemde görülmeyen hastalığa ikincil gelişebilir. Yalnızca kan damarlarının
ya da çok az görülen fakat çocukluk çağında sık olarak en dış tabakasında oluşan yangısal değişikliklere ise pe-
günlük klinik uygulamamızda karşılaştığımız vaskülit- riarterit denir. Vaskülitlerde görülen klinik tablo tutu-
ler bulunmaktadır. Kan damarı duvarındaki enflamas- lan damarın boyutuna göre ve hastalığın şiddetine göre
yona vaskülit denir. Damar duvarının enflamasyonu değişmektedir. Çocuklarda görülen vaskülitlerde yakın-

Yazışma Adresi / Address for Correspondence: Özgür Kasapçopur, E-posta / E-mail: ozgurkasapcopur@hotmail.com
Geliş Tarihi / Received: 04.10.2015 Kabul Tarihi / Accepted: 08.10.2015
©Telif Hakkı 2015 Türk Pediatri Kurumu Derneği - Makale metnine www.turkpediatriarsivi.com web adresinden ulaşılabilir.
©Copyright 2015 by Turkish Pediatric Association - Available online at www.turkpediatriarsivi.com
194 DOI: 10.5152/TurkPediatriArs.2015.2363
Turk Pediatri Ars 2015; 50: 194-205 Barut ve ark. Çocukluk çağı vaskülitleri

Tablo 1. 2012 Uluslararası Chapel Hill Uzlaşı namayan miyalji, artrit ya da artralji, hipertansiyon,
Konferansı’nda kabul edilen vaskülit sınıflaması yumuşak doku ödemi gibi klinik bulgularda vaskülit
Büyük damar vaskülitleri akla gelmelidir. Henoch-Schonlein purpurası (HSP) ve
Takayasu arteriti Kawasaki Hastalığı (KH) çocukluk çağında en sık görü-
Büyük hücre arteriti
len vaskülitlerdir. Diğer vaskulitler çocukluk çağında
nadir olarak gözlenir (1). Bu derlemede çocukluk çağı
Orta damar vaskülitleri
günlük pratiğimizde karşılaştığımız vaskülitler tutulan
Poliarteritis nodoza damar büyüklüğüne göre sınıflandırılıp tanımlanacak
Kawasaki hastalığı ve vaskülit tedavisi ve prognozu hakkında oluşan gün-
Küçük damar vaskülitleri cel değişiklikler gözden geçirilip özetlenecektir.
• ANCA ilişkili vaskülitler
Mikroskopik polianjitis Sınıflandırma
Vaskülitlerin sınıflama ölçütleri yalnızca klinik ve la-
Granülomatöz polianjitis (Wegener)
boratuvar bulgulara göre yapılmaktadır. Sınıflama öl-
Eozinofilik ganülomatöz polianjitis
çütleri farklı vaskülitlerin klinik tanımlamalarını en iyi
• İmmün kompleks ilişkili küçük damar vaskülitleri anlaşılabilecek şekilde düzenlemek için geliştirilmiştir,
Anti-glomerüler bazal membran hastalığı hastalık tanısını koymak için geliştirilmemiştir (2, 3).
Kriyoglobülinemik vaskülit Vaskülitler için başlangıçta 1990 yılında “American Col-
IgA vasküliti (Henoch-Schönlein purpurası) lege of Rheumatology” (ACR) sınıflama ölçütleri temel
Hipokomplementemik ürtikeryal vaskülit (anti-C1q vasküliti) olarak erişkin vaskülitleri için geliştirilmiş aynı zamanda
Değişken çapta damarları tutan vaskülitler çocukluk çağı vaskülitleri için de kullanılan ölçütleri de
kapsamaktadır. Daha sonra 1994’te Chapel Hill Uzlaşı
Behçet hastalığı
Konferansı’nda (CHCC) vaskülit terminolojisi geliştiril-
Cogan sendromu
miş ve aynı sınıflama 2012 yılında yeni şekli ile güncel-
Tek organ vaskülitleri lenmiştir (Tablo 1) (4). Chapel Hill Uzlaşı Konferansı’nda
Kutanöz lökositoklastik vaskülit geliştirilen terminoloji çocukluk çağı vaskülitleri için de
Kutanöz arterit kullanılabilen tanımlamalardır. Çocukluk çağı vaskülit-
Birincil merkezi sinir sistemi vaskülitleri lerini sınıflandırmak için 2000’li yılların ortasında in-
İzole aortit ternet anketleri yolu ile geliştirilmeye başlayan EULAR/
Diğerleri PRINTO/PRES ölçütleri 2008 yılındaki Ankara konferan-
sı ile belirlenmiştir (5). Bu sınıflama ölçütleri HSP, ço-
Sistemik hastalıkla ilişkili vaskülitler
cukluk çağı poliatreritis nodoza (PAN), Takayasu arteriti
Lupus vasküliti
(TA), granülomatoz poliarterit (GPA) için geliştirilmiştir.
Romatoid vaskülit Bu çalışmada çocukluk çağının en çok görülen vaskülit-
Sarkoid vaskülit lerinden birisi olan KH değerlendirilmemiştir. Bu has-
Diğerleri talar için ise ‘American Heart Association’un geliştirmiş
Etiyolojisi bilinen vaskülitler olduğu tanısal ölçütler kullanılmaktadır (Tablo 2).
Hepatit C virüs ilişkili kriyoglobülinemik vaskülit
Hepatiti B virüs ilişkili vaskülit
Aşağıda vaskülit sınıflamalarında kullanılan sıralama ile
çocukluk çağı vaskülitlerinin klinik tabloları ve güncel
Sifiliz ilişkili aortit
tedavi seçenekleri gözden geçirilecektir.
İlaca bağlı immün kompleks vasküliti
İlaca bağlı ANCA ilişkili vaskülit 1- Büyük boy damarları tutan vaskülitler
Kanser ilişkili vaskülit Bu sınıflamada dev hücreli (temporal) arterit ve Takaya-
Diğerleri su arteriti bulunmaktadır. Dev hücreli arterit çocukluk
ANCA: antinötrofilik stoplazmik antikor
çağında görülmediğinden yalnızca Takayasu arteriti ile
ilgili bilgiler gözden geçirilecektir.
malar ve klinik belirtiler çok belirgin değişkenlik ve
Takayasu arteriti
farklılıklar gösterir. Odağı bilinmeyen ateş, kilo kaybı
Takayasu arteriti nedeni bilinmeyen, sıklıkla aorta ve ana
ve yorgunluk, cilt lezyonları (ürtiker, livedo retikülaris, dallarını tutan kronik bir vaskülittir. En sık genç kadın-
palpabl purpura, nodül, ülser, nekroz), nedeni açıkla- larda, özellikle de Japonlar’da görülmektedir. Onaltı yaş

195
Barut ve ark. Çocukluk çağı vaskülitleri Turk Pediatri Ars 2015; 50: 194-205

Tablo 2. Çocukluk çağı vaskülitlerinde sınıflama ölçütleri


Henoch-Schonlein purpurası/IgA vasküliti sınıflama ölçütleri
Purpura ya da peteşi (zorunlu) alt ekstremitede daha yaygın ve
aşağıdaki dört ölçütten biri
Karın ağrısı
Histopatoloji (biopside IgA birikimi)
Artrit ya da artralji
Böbrek tutulumu
Kawasaki hastalığı tanı ölçütleri
Ateş (olması şart), yanında aşağıdaki beş ölçütten dördü
Non pürülan konjunktivit
Mukozal değişiklikler
Servikal lenfadenopati Resim 1. Takayasu arteritinde anjiyografik bulgular
Polimorfik gövdeye yerleşen döküntü
Ekstremite değişiklikleri
altında nadir olarak görülse de, KH ve HSP’den sonra
çocukluk çağında en sık görülen üçüncü sıradaki vaskü-
Takayasu arteriti sınıflama ölçütleri
littir. Çocuklarda klinik tablo özgün değildir ve genelde
Aorta ya da ana dallarında ve pulmoner arterde anjiyografi ateş, halsizlik, miyalji, artralji, karın ağrısı, hipertansi-
ile gösterilen anevrizma ya da genişleme (zorunlu) yanında
aşağıdaki beş ölçütten biri yon, hipertensif retinopati, kalp yetersizliği, baş ağrısı
ve konvulziyon görülebilmektedir. Hastalığın iskemik
Nabız alınamaması ya da topallama (klodikasyon)
döneminde üfürümler duyulmakta ve nabızlarda azal-
Dört ekstremitede kan basıncı farklılığı ma fark edilmektedir. En sık karşılaşılan klinik bulgu
Üfürüm duyulması hipertansiyondur. İkinci sırada azalmış nabızlar ve üfü-
Hipertansiyon rümler yer almaktadır. Bu yüzden, hipertansiyonu olan
Artmış akut faz yanıtı ve özgün olmayan bulguları olan çocuklarda (kilo kay-
Poliarteritis nodosa sınıflama ölçütleri bı, baş ve karın ağrısı, nefes darlığı) üfürüm açısından
oskültasyon dahil olmak üzere ayrıntılı fizik bakı son
Histopatolojik ya da anjiyografik anormallikler (zorunlu)
yanında aşağıdaki beş ölçütten biri derecede önemlidir (6-9). Takayasu arteritinde başlan-
Cilt tutulumu
gıç bulguları olan; ateş, halsizlik, miyalji ve kilo kaybı
enflamasyon bölgesinde fazla üretilen interlökin 6’ya
Miyalji/kas duyarlılığı
(IL-6) bağlıdır. Tüberkülozda rastlanan granulomlar ve
Hipertansiyon Langerhan’s dev hücrelerin TA hastalarında da görül-
Periferik nöropati mesi, olası tüberküloz enfeksiyonunun etiyolojide yeri
Böbrek tutulumu olduğunu düşündürmektedir. Takayasu arteritli hasta-
Granulomatoz polianjiit sınıflama ölçütleri (altı ölçütten en az üçü ) larda pozitif PPD testinin sıklığı yüksektir (10).
Histopatoloji (granulomatoz enflamasyon)
Laboratuvar değerlendirmesinde akut faz yanıtı genellik-
Üst solunum yolu tutulumu
le yüksektir. Magnetik rezonans anjiyografi ve geleneksel
Laringo-trakeo-bronşiyal darlık
anjiyografi tanıda oldukça değerlidir (Resim 1). Hastalık
Akciğer tutulumu aktivite değerlendirilmesi zordur, özellikle çocukluk ça-
ANCA pozitifliği ğında akut faz yanıtına klinik güven yeterli düzeyde de-
Böbrek tutulumu ğildir, bununla birlikte klinik bulguların çoğu özgün ol-
Merkezi sinir sisteminin birincil vasküliti sınıflama ölçütleri madığından vasküler hasar sinsice ilerlemektedir. Akut faz
Başka bir nedenle açıklanamayan sonradan
yanıtının olmadığı ve sintigrafik verilerin normal olduğu
kazanılmış nörolojik ya da psikiyatrik bulgu durumlarda da aktif vaskülit görülebilmektedir (10, 11).
MSS’deki vasküliti gösteren ya histopatolojik ya da
anjiografik değişiklikler. Takayasu arteriti tedavisi konusunda yapılan kontrollü
MSS’deki bu patolojik değişiklikleri yapabilecek siste- bir çalışma yoktur. Ozen ve ark. (12) tarafından siklo-
mik bir vaskülit ya da herhangi bir hastalığın olmaması fosfamit ve steroid ile başlangıç ve metotreksat ile sür-
* Bu tablo 5, 25 ve 60. kaynaktan uyarlanarak yapılmıştır.
dürme tedavi yönteminin çocukluk TA’da etkili oldu-
ANCA: antinötrofilik sitoplazmik antikor; MSS: merkezi sinir sistemi
ğu gösterilmiştir. Hastalığın klinik gidişi değişkendir;
kortikosteroid kullanımı, lezyondaki ilerlemeyi %50

196
Turk Pediatri Ars 2015; 50: 194-205 Barut ve ark. Çocukluk çağı vaskülitleri

oranında azaltmaktadır. İmmunosupresif tedavi ise daha oluşan yazılarında kendi merkezlerinde 32 yıl boyunca
iyi hastalık kontrolu sağlamakta ve tekrardan darlık gelişi- izlenmiş ve PAN tanısı konulmuş hastaları geriye dö-
mini önlemektedir (13). Anjiyoplasti TA tedavisinde etkili nük olarak incelemişlerdir. Başlangıçta en sık görülen
olup 5 senelik hayatta kalmayı %80-%95’e kadar artırmak- yakınmalar ve bulgular cilt tutulumu (%88), ateş (%87),
tadır. İlk senede %31,7 oranında tekrarlayan darlık meyda- miyalji (%83), artrit/artralji (%75), kilo kaybı (%64), yor-
na gelmekte, kortikosteroid ve immün-supresif ajanların gunluk (%62), hipertansiyon (%16), periferik nöropati
kullanımı riski %50 oranında azaltmaktadır (14, 15). Darlık (%4) iken; etkilenen sistemlerin ise; üriner sistem (%19),
geri dönüşümsüz olup sonucunda; renovasküler hipertan- gastrointestinal sistem (%10), sinir sistemi (%10) oldu-
siyon, ağır klaudikasyon (topallama), miyokard infarktüsü, ğu gözlenmiştir. Cilt biyopsisi yapılan 50 olgunun 40
inme gibi ağır komplikasyonları olabilir. Böbrek arterinde tanesi nekrotizan vaskülit ile uyumlu iken, anjiyografi
daralma, aort kapak yetersizliği ve üç yerden fazla darlığı yapılan olguların %96’sının sonuçları PAN ile uyumlu
olan olgularda erken anjioplasti gerekmektedir (6-9). Eriş- bulunmuştur.
kin çalışmalarında etkinliği gösterilen tosilizumabın ço-
cukluk çağı TA olgularında da etkin olduğu olgu sunumla- Laboratuvar değerlendirmesinde lökositoz, trombo-
rı ile bildirilmiştir (15, 16). Takayasu arteritinde tekrarlama sitoz, yüksek akut faz reaktanları görülür. Poliarteritis
sıktır, izlemde vasküler tutulumun yaygınlığında artış, aort nodozalı çocuklarda nadir olduğu halde pozitif hepatit
yetersizliği ve pulmoner hipertansiyon görülmesi artmış serolojisi olabilir. Antinötrofilik sitoplazmik antikorla-
ölüm oranları ile ilişkilidir. rın negatif olması beklenir. Pozitif ANCA tipik böbrek
ve olası akciğer tutulumu ile birlikte ise mikroskobik
2- Orta boy damarları tutan vaskülitler polianjiti (MPA) destekler. Geleneksel anjiyogram PAN
tanısında altın standarttır. Magnetik rezonans anjiyog-
Poliarteritis nodosa rafi mikroanevrizmaları saptamada yetersiz kalabilir.
Poliarteritis nodoza orta boyutlu damarları tutan nekroti- Tutulan organların biyopsisi (böbrek, barsak, sinir, kas,
zan vaskülittir. Her yaştan bireyi etkiler. Poliarteritis nodo- cilt) nekrotizan arteriti gösterir ve kesin tanı için önem-
zada organ tutulumu çok çeşitli olduğundan çok farklı ya- lidir (20).
kınma ve bulgularla ortaya çıkabilir. Sıklıkla cilt, kas-iskelet
sistemi, böbrek, gasrointestinal ve nörolojik sistem tutulur- Eleftheriou ve ark. (18) çalışmasında tedavide kullanı-
ken solunum sistemi daha az tutulur. Hastalar bu organ tu- lan ilaçların kullanım sıklığına bakıldığında ise en çok
tulumlarının hepsini gösterebildiği gibi sadece cilt tutulu- siklofosfamid ve kortikosteroid (%83) kullanılmış, diğer
mu ya da tek organ tutulumu da olabilir. Dünyada Hepatit tedavi seçenekleri ise plazma değişimi (%9) ve biyolo-
B virüs enfeksiyonunun sıklığının azalmasıyla PAN sıklığı jik ilaçlardır (2002 sonrası; %13). Tekrarlama oranı %35,
da azalmıştır. Patogenezde infeksiyöz tetikleyicinin rol oy- ölüm oranı ise %4 olarak bulunmuştur.
nayabileceği düşünülmektedir (1, 17-19).
Poliarteritis nodozanın tedavisinde yüksek doz korti-
Hem PAN hem de antinötrofilik sitoplazmik antikor kosteroid ve siklofosfamid (genelde aylık intravenöz
(ANCA) ilişkili vaskülit orta ve küçük boy damarları tu- dozlar olarak verilir) remisyon sağlanana kadar kulla-
tan, klinik ve patolojik olarak ayırımı çok zor olan nek- nılır. Remisyon sağlanınca siklofosfamid yerine daha az
rotizan bir vaskülittir. Iudici ve ark. (17) çocukluk çağı toksik olan azatiyopürin idame tedavi olarak verilir (20).
başlangıçlı ANCA ilişkili vaskülit tanılı 35 olgu ile PAN
tanılı 21 olguda tekrarlama oranlarını benzer bulmala- Adenozin deaminaz-2 eksikliği
rına rağmen, ANCA ilişkili vaskülit tanılı olguların daha Ağır gidişli bir hastalık olan adenozin deaminaz 2
sık atak geçirdiklerini, bu ataklardaki ‘Birmingham- (ADA2) eksikliği ölümcül vaskülopatiden, cilde sınırlı
Vasculitis Activity Score’ (BVAS) oranlarının daha fazla sessiz bir hastalığa kadar çok geniş bir yelpazede ken-
olduğunu ve bunlara bağlı olarak toplam hasar mikta- dini gösterir. Adenozin deaminaz-2 eksikliğinde; erken
rının bunlarda daha fazla olduğunu saptamışlardır. Po- başlangıçlı inme, çocukluk çağı PAN, ateş, livedo rase-
liarteritis nodoza olgularının her ne kadar çoğunluğu mosa, laküner infarktlar, portal hipertansiyonun eşlik
küçük ataklar şeklinde olsa da dörtte üçünde tekrarla- ettiği hepatosplenomegali, Sneddon sendromu ve hu-
ma görülmüş ve ölüm oranı %10 olarak ölçülmüştür. moral immün yetmezlik en sık görülen klinik başvuru
Çocukluk çağı PAN’ı EULAR/PRİNTO/PRES ölçütlerine şekilleridir (21, 22). Navon Elkan ve ark. (21) beş farklı
göre sınıflandırılmaktadır (Tablo 2) (5). Gürcü Yahudi ailenin 19 ferdinde PAN saptayınca, bu
hastalığın temelinde otozomal çekinik olarak kalıtılan
Eleftheriou ve ark. (18) 2013’de yayınladıkları ve çocuk- bir tek gen hastalığı olabileceği hipotezini öne sürmüş-
luk çağı PAN ile ilgili en geniş hasta sayısından (n=69) ler ve 16 olguya ekzon sekanslaması uygulamışlar. Bu

197
Barut ve ark. Çocukluk çağı vaskülitleri Turk Pediatri Ars 2015; 50: 194-205

16 olgunun hepsinde ADA2 eksikliğine yol açan CECR1


gen mutasyonu saptamışlardır. Grubumuzun izlediği a
bir hasta ise erken başlayan inme ve otoenflamatuar
hastalığı taklit eden bulgular ile birlikte olan öldürücü
vaskülopati ile ortaya çıkmıştır (23). Hastalıkla birlik-
te livedo retikülaristen nodüllere dek değişen boyutta
dermatolojik lezyonların ortaya çıkabileceği ve histopa-
tolojik olarak granülomatoz olmayan nekrotizan arterit
görülebileceği bildirilmiştir (24). Adenozin deaminaz- 2
eksikliğinin tedavisinde uzlaşılmış bir yöntem söz ko-
nusu değildir. Hastalarda plazma enfüzyonu ve etaner-
sept kullanımı önerilmektedir (21, 22).

Kawasaki hastalığı
Kawasaki hastalığı (KH) 6 ay-5 yaş arası çocuklarda sık-
lıkla görülen, ağırlıklı olarak koroner arterleri tutan,
akut, ateşli çocukluk çağı vaskülitidir. Akut dönemde
tanılandırılmaz ya da tedavide gecikilirse ciddi komp-
likasyonlar ile sonuçlanabilir. Tedavi edilmeyen hasta-
larda koroner arter anevrizması gelişme riski beş kat
artmıştır. Çocukluk çağındaki edinsel kalp hastalıkları
arasında ikinci sırayı alan hastalıktır. Nedeni tam bi-
linmemekle birlikte akut başlaması, mevsimsel özellik
göstermesi, salgın şeklinde görülmesi enfeksiyöz et-
kenlerin etiyolojisinde rol oynadığını düşündürmek-
tedir. Etnik gruplar arasında hastalık sıklığının farklı
olması ve anevrizma gelişimine yatkınlık, çeşitli HLA b
tipleri ve polimorfizmlerle açıklanmaya çalışılmak-
tadır (25). Salo ve ark. (26) Kuzey Avrupa ülkelerinde
KH sıklığını araştırmış, yıllık sıklık her 100 000 çocuk-
ta Finlandiya’da 11,4, Norveç’te 5,4 isveç’te 7,4 olarak
saptanmıştır. Asya ülkelerinde özellikle de Japonya ‘da
daha sıktır, 2010 yılında Japonya’da 5 yaş altı çocuklar-
daki yıllık sıklığı 239,6 /100 000 olarak saptanmıştır (27).

Epidemiyoloji
Japonya’daki üç büyük KH epidemisi incelenmiş, Ja-
ponya, Hawai, San Diego’daki Kawasaki hastaları ile
Asya kökenli büyük rüzgarlar arasında bir ilişki kurul- Resim 2. a, b. Kawasaki hastalığında dudakların görünümü ve
muştur ve bu çalışma ile çevresel tetikleyicilerin rüzgar subakut dönemde ortaya çıkan parmak uçlarında
ile yayılabileceği gösterilmiştir (28). Jaggi ve ark. (29) soyulmalar
KH’lerde %10 oranında düşük titreli de olsa adenoviral ve eksternal elastik lamina fragmante olur ve balonlaş-
enfeksiyonları göstermiştir. Mevsimsel yoğunlaşma- ma meydana gelir, bunun sonucunda da koroner arter
nın özellikle kış ve ilkbahar aylarında olması nedeniyle anevrizmalarının (KAA) oluştuğu düşünülmektedir (31).
benzer viral etkenlerin rol oynayabileceği düşünülmek-
tedir (30).
Genetik
Patogenez Genetik duyarlılığı olan çocuklarda enfeksiyon hasta-
Koronerlerde inflamasyon sonrasında vasküler endo- lıkları eğilim oluşturmasına karşın KH’deki genetik du-
telyal büyüme faktörü (VEGF), matriks metalloprotei- yarlılık ve enfeksiyoz etkenler hakkındaki bilgilerimiz
naz 9, tümör nekroz faktör alfa (TNF-α) ve diğer pro- yetersizdir. Birçok genetik faktör KH’de hipotetik olarak
inflamatuvar sitokinler salgılanır, bu immun reaksiyon öngörülmesine rağmen bunların hiçbirisi kesin tetikle-
damarların intima tabakasında harabiyet yapar, internal yici etken olarak öngörülmemektedir. Genetik altyapı-

198
Turk Pediatri Ars 2015; 50: 194-205 Barut ve ark. Çocukluk çağı vaskülitleri

sı olan hastalarda enfeksiyonun KH için tetikleyici rol ralji ve artrit, solunum bulguları, orta kulak iltihabı ya da
oynayabileceği, bununla birlikte yaşamın ilk aylarında timpanit, üretrit, meatit ve fasiyal sinir paralizisidir (33).
anneden geçen antikorların koruyucu rol oynaması ve
erişkin yaşta nadir olması dolayısı ile immün sistemin Hastalığın subakut döneminde ortaya çıkan, akut dönem-
enfektif ajanlara yanıt olarak geliştirdiği antikorların de ve uzun erimde ciddi hastalık ve ölüme yol açabilen en
KH için koruyucu bir rol oynadığı hipotezi düşünül- önemli klinik bulgusu kalp ve damar sistemi tutulumudur.
mektedir (25, 31). Burada öncelikli olarak koroner arter tutulumu görülse de
daha düşük oranda miyokardit, perikardit gibi komplikas-
Klinik bulgular yonlar da ortaya çıkabilir. Klasik koroner arter tutulumu
Hastalık kendisini tüm antibiyotik tedavilerine karşın anevrizma şeklinde olsa da, klinik deneyimimiz olarak
düşmeyen ateşle gösterir. Ateşin başladığı andan itiba- daha sık koroner genişleme görmekteyiz. Hastalığın akut
ren ilk 10 günlük dönem akut dönem olarak adlandırılır. dönemde tanınması ve intravenöz immünglobulin (IVIG)
Bunu izleyen ikinci 10 günlük dönem ise subakut dö- uygulanması ile anevrizma oluşma riski belirgin olarak dü-
nemdir. Hastalığın birçok kalıcı sekeli bu dönemde or- şürülmektedir. Koroner arter tutulumunun oluşmasındaki
taya çıkar. Bunu izleyen dönem ise eğer hastalık tedavi en önemli risk etmenleri olarak erkek çocuklar, küçük yaş,
edilmez ise kalıcı sekellerin oluştuğu dönemdir. Hasta- uzun süreli olarak oluşan ateş, tanıda gecikme, tedavi son-
larda ortaya çıkan ana bulgu süreklilik gösteren bir ateş- rası ateşin süreklilik göstermesi, düşük hemoglobin düzeyi,
tir. Çoğunlukla 39-40 C0 arasında değişir. Kullanılan an-
yüksek lökosit sayısı, yüksek akut faz düzeyi, düşük trombo-
tibiyotik ve ateş düşürücülere yanıtsızdır. Bundan ötürü
sit sayısı ve düşük albümin düzeyi sayılabilir (25, 33).
de dört yaşın altındaki, antibiyotik tedavisine yanıtsız ve
tanılandırılamayan yüksek ateşi olan her çocukta mutla-
Giacchi ve ark. (34) çalışmasında 31 KH ve 26 sağlıklı
ka KH düşünülmelidir. Akut dönemde ateşe hastalık tanı
kontrol ile karşılaştırılmış, KH’lilerde koroner damar
ölçütlerinde yer alan diğer klinik bulgular eşlik eder. Ka-
wasaki hastalığı olan çocuklarda tek ya da çoğunlukla çift duvarlarında önemli derecede intimal kalınlaşma sap-
taraflı konjunktival kanlanma, ağız içi ve dudak değişik- tanmış, ayrıca akut dönemde koroner tutulumu olma-
likleri saptanır. Bu bulgu kendisini dudaklarda çatlama yan hastalarda bile daha yüksek duvar kalınlığı saptan-
ve ağız içi değişiklikler ile gösterir (Resim 2a). Ağız içinde mıştır. Bu kalınlaşmanın ileride daha yüksek kalp ve
yaygın bir aftöz stomatit hali ve kızarıklık vardır. Hasta- damar hastalığı riski taşıyacağı belirtilmiştir.
lığın en özgün görünümü dudaklarda oluşan, kanama-
lı olabilen çatlaklardır. Ayrıca gövdeye yerleşen yaygın, Bazı çalışmalarda tipik mukozal ve lenf bezi değişiklik-
ekzentamatöz kızamığı düşündüren makülopapüler bir lerinin altı aydan küçük bebeklerde olmadığı gösteril-
döküntü görülür. El ve ayak değişiklikleri klinik tabloya miştir. Ayrıca çilek dili, avuç içi ve ayak tabanlarındaki
eşlik eder. Başlangıçta yumuşak doku ödemi olarak orta- ödemin de daha büyük çocuklara göre daha az görüldü-
ya çıkan bu tablo daha sonra kendisini parmak uçların- ğü bildirilmiş ve süt çocuklarında sistemik inflamasyon
dan başlayan soyulma ile gösterir (Resim 2b). Çift taraf- bulguları varlığında inkomplet KH’den şüphelenilip tanı
lı olarak oluşan el ve ayak sırtındaki ödemler çocukluk için ekokardiyografinin gecikmeden yapılması gerektiği,
çağında görülen vaskülitik tablolar için tipiktir. Kawasaki süt çocuklarının daha büyük KH hastalarına göre ciddi
hastalığı olan olgularda akut dönemde boyunda çoğun- koroner anormallikler açısından daha riskli olduğu be-
lukla tek taraflı nadiren de çift taraflı olan servikal lenfa- lirtilmiş, uzamış ateş durumunda ölçütler tam olmasa da
denopati saptanmaktadır (25). KH düşünülüp KAA’dan korumak için derhal tedavi baş-
lanması gerektiği belirtilmiştir (35).
Klasik sık görülen bulguların yanında belirleyici olabilen
bulgular da vardır. Rezai and Shanmohammadi (32) çalış- Laboratuvar
masında BCG aşı bölgesinin reaksiyonu ile ilgili 15 ma- Tanısal laboratuvar testi yoktur. Tipik olarak akut faz
kale incelenmiş. BCG aşı bölgesi reaksiyonu KH’lılarda reaktanları yüksektir. Lökositoz, sola kayma ve ilk haf-
%49,8 oranında saptanmış. Bu reaksiyonun servikal len- tadan sonra trombositoz görülebilir. Normokrom nor-
foadenopati ve döküntülerden daha sık görüldüğü belir- mositer anemi, piyüri, ALT ve GGT yüksekliği, hiponat-
tilmiş ve bir tanı ölçütü olarak yer verilebileceği özellikle remi de saptanabilir (36).
inkomplet Kawasaki hastalığı olan olgularda bu bulgu-
nun önemli olabileceği vurgulanmıştır. Kawasaki hasta- Tedavi
lığında nadir görülen diğer klinik bulgular huzursuzluk, Hastalığın tanısı konulur konulmaz hemen IVIG tedavisi
ishal, safra yolu inflamasyonu, hepatit, safra kesesi hid- uygulanmalıdır. İntravenöz immünglobulinin kullanım
ropsu, sarılık, pankreatit, aseptik menenjit, ön üveit, art- dozu 2 gr/kg/dozdur (en üst doz 40 gr/doz). İntravenöz

199
Barut ve ark. Çocukluk çağı vaskülitleri Turk Pediatri Ars 2015; 50: 194-205

immünglobulin uygulaması sırasında hastanın ateşi hızla


düşer ve sistemik bulguların tümü hızla kaybolmaya baş-
lar. İntravenöz immünglobulin ile birlikte hastaya asetil
salisilik asit (ASA) tedavisi de 60-80 mg/kg/gün dozundan
başlanır. Asetil salisilik asit tedavisi ortalama olarak 21 gün
ya da hastanın klinik durumuna göre daha kısa süre verilir.
Ardından ASA dozu antiagregan doza (3-5 mg/kg/gün, en
üst doz 80-100 mg/gün) indirilmelidir. Antiagregan dozdan
ASA tedavisi koroner etkilenme var ise yaşam boyu, yok ise
bir yıl süre ile sürdürülmelidir. Yaklaşık olarak %10-20 ara-
sındaki hasta IVIG tedavisine dirençlidir, IVIG infüzyonu
sonrası 36. saate kadar klinik bulgu ve ateş düzelmemiş ise
2. doz IVIG tedavisi verilebilir. Buna rağmen %3-4 hasta-
da yanıtsızlık bulunmaktadır, bu durumda tedaviye IVIG ile
beraber 30 mg/kg/gün dozunda yoğun yüksek doz steroid Resim 3. ANCA ilişkili vaskülitte akciğerlerin tomografik görünümü
eklenmesi önerilir. Kawasaki hastalığında IVIG direncinin
rasyonu, eyer burun, kulak kondriti, subglottik stenoz, ses
göstergeleri; erkek cinsiyet, hastanın bir yaş altında olması,
kabalaşması, stridor olarak belirtmişlerdir. Solunum sis-
IVIG’i hastalığın başlangıcının 10. gününden sonra vermek,
temi bulguları: hışıltı, ekspiratuvar dispne, akciğer gra-
trombositopeni, düşük albümin, düşük hemoglobin, düşük
fisinde nodül, yama tarzında ya da yaygın opasite, hiler
sodyum, IVIG infüzyonundan sonra CRP’nin kalıcı yüksek-
lenfadenopati, kısa süren pulmoner infiltrasyonlar olarak
liği, IVIG infüzyonundan sonra serum albümininin düşük
saptanmıştır (Resim 3). Göz bulguları; konjonktivit, kera-
seyretmesidir. Dirençli olgularda diğer tedavi seçenekleri
tit, blefarit olarak bildirilmiştir.
TNF alfa inhibitörleri, kalsinörin inhibitörleri, plazma deği-
şimi, ritüksimab ve anakinrayı içermektedir (25, 37).
Bohm ve ark. (40) çalışmasında tanı anında hasta-
3- Küçük boy damarları tutan vaskülitler lar ANCA pozitifliği açısından değerlendirildiğin-
de, %67’sinde anti proteinaz 3 (anti-PR3) pozitifliği,
a- Antinötrofilik sitoplazmik antikor (ANCA) ilişkili kü- %26’sında anti miyeloperoksidaz (anti-MPO) pozitifliği
çük damar vaskülitleri ve immunoflorasan ile %82,7 oranında ANCA pozitif-
Sistemik nekrotizan vaskülitler çocuk romatoloji mer- liği saptanmıştır. Antinötrofilik sitoplazmik antikorla-
kezlerine gönderilen olguların %3’ünü oluştururlar (17). rın pozitifliği AİV patogenezinde ve tanısında oldukça
Bu grup içinde PAN ve ANCA ilişkili vaskülitler (AİV) yer önemlidir. Ancak sadece ANCA varlığı vaskülit geliş-
alır. Antinötrofilik stoplazmik antikor ilişkili vaskülitler; mesi için yeterli değildir. Öncelikle dolaşımdaki nöt-
granülomatöz polianjitis (GPA), eozinofilik granuloma- rofillerin aktive olması, sitokin etkisine maruz kalması
toz polianjitis (EGPA) ve mikroskobik polianjitis (MPA) gerekir. Tümör nekrozis faktör α, granülden nötrofil
olmak üzere üç ana başlık atında incelenmektedir. Gra- hücre yüzeyine proteinaz 3 (PR3) ve myeloperoksidaz
nülomatöz polianjitis sıklığı her yıl 100 000 de 0,2 ile (MPO) göçüne neden olur. Antinötrofilik sitoplazmik
1,2 arasındadır. En sık görüldüğü yaşlar ise 40’lı ve 60’lı antikorlar hücre yüzeyine ulaşan bu yapılara bağlanınca
yaşlar arasıdır. Çocuk olgularda yaşamın ikinci on yılında vaskülit başlamış olur. Antinötrofilik sitoplazmik anti-
görülür ve kızlarda daha sıktır (38). korlar nötrofilleri ve kompleman aktivasyonu sağlayan
etmenleri uyarır. Diğer inflamatuar hücreler de infla-
Üst ve alt solunum yolu inflamasyonu ve böbrek tutu- masyon bölgesine toplanır. Antinötrofilik sitoplazmik
lumu GPA’da tanı için çok önemli üç tutulum bölgesi- antikorlar ile ilişkili vasküliti diğer küçük damar vaskü-
dir. Bu organların tutulumuna ait karakteristik bulgular litlerinden ayıran özellikler nekrotizan vaskülit olması,
çocuklarda yapılan çalışmalarda tanımlanmıştır (39, 40). immün birikimin gözlenmemesi (ya da çok az olması),
Hastalık başlangıcında en çok saptanan bulgular yorgun- PR3 ve MPO-ANCA ile ilişkili olmasıdır.
luk, kilo kaybı ve ateş olarak saptanmıştır; kulak burun
boğaz, solunum sistemi ve böbrek bulguları en sık gö- Erişkinlerde kullanılan vaskülit aktivite ve hasar değer-
rülen bulgular olarak bulunmuştur. Daha az sıklıkla kas lendirme göstergeleri çocukluk AİV’si için yeterince uy-
iskelet, gastrointestinal, göz, deri ve nörolojik tutulum gun değildir. Bu konuda sınırlı sayıda çocukluk çağı ça-
bulguları görülmektedir. Hiç bir hastada kalp tutulumu lışması vardır. Morishita ve ark. (41) çalışmasında BVAS
saptanmamıştır (39). Bohm ve ark. (40) çalışmasında, ku- 152 hastaya uygulanmış, doktor global değerlendirme
lak burun boğaz bulgularını; burun septumunun perfo- ölçeği ile arasında zayıf, tedavi kararı ve eritrosit sedi-
200
Turk Pediatri Ars 2015; 50: 194-205 Barut ve ark. Çocukluk çağı vaskülitleri

mantasyon hızı (ESH) arasında orta düzeyde bir ilişki


saptanmıştır. Çocukluk GPA’sı için kullanılan sınıflama
ölçütü 2010 yılında yayınlanmış olan EULAR/PRİNTO/
PRES ölçütleridir (Tablo 2) (5).

Çocuklarda ANCA ilişkili vaskülitler ile ilgili bir tedavi


rehberi yoktur. Günümüzde ANCA ilişkili çocukluk çağı
vasküliti için değerlendirilmesi yapılmış idame tedavi
çalışması olmadığı için tedavi yaklaşımları erişkin proto-
kolleri temelinde yapılmaktadır, bu konu ile ilgili en ge-
niş çaplı değerlendirme yeni yayınlanmıştır (42). Granü-
lomatöz polianjitis hem çocuklarda hem de erişkinlerde
ölümcül olabilen bir hastalıktır, ölümler böbrek tutulumu,
pulmoner kanama ya da yetersizlik ve enfeksiyon nede-
ni ile olmaktadır. Önceleri steroid ve siklofosfamid (CYC)
yoğun olarak kullanılmakta idi (42, 43). Remisyon sağla-
mada CYC etkili bir ilaç olarak düşünülmesine karşın 5
yıl içindeki tekrarlamanın %50 oranında olduğu, bununla
birlikte kısa ve uzun dönem toksik riskleri, örneğin özel-
likle hayatı tehdit eden enfeksiyon riskinde artış, malinite
ve infertilite riski göz önünde bulundurulmalıdır (38). Bu
nedenle ağır olmayan hastalık şekillerinde CYC tedavisin-
de her gün ağızdan tedaviden çok aylık olarak intravenoz
kullanım rejimleri benimsenmiştir (43). Tedavi edilmediği
takdirde ilk yılda % 90 ölüm oranı vardır, tedavide genel-
likle kortikosteroid ve siklofosfamid birlikte kullanılmakla Resim 4. Henoch-Schonlein purpurasında purpurik döküntülerin
birlikte, yeni olarak ritüksimab tedavisi de dirençli olgu- görünümü
larda remisyonu sağlamak için kullanılmaktadır. İzlemde
kortikosteroid ile birlikte azatiyopürin (AZT) ya da diğer derlemede klinik pratiğimizde sık olarak karşılaştığımız
hastalık modifiye edici ilaçlar kullanılmaktadır (40, 42). Henoch-Schonlein purpurası/IgA vasküliti anlatılacaktır.
Plazma değişimi dolaşan ANCA’ları bağlayıp yardımcı bir
tedavi olarak akut dönemde kullanılabilir (42). Henoch-Schonlein purpurası/Iga vasküliti
Henoch-Schonlein purpurası çocukluk çağının en sık
Çocuklarda daha hafif hastalık durumunda daha az agre- görülen vaskülitidir, çoğunlukla selim gidiş gösterir. Esas
sif olabilecek bir tedavi rejimini destekleyecek özgün bir olarak çocukluk çağı hastalığıdır, nadiren erişkinlerde de
bulgu yoktur, birkaç yeni erişkin AİV çalışmasında daha görülür. En sık 3–15 yaşları arasında görülmektedir, er-
az agresif tedavi için yaklaşımlar yayınlansa da bunlar keklerde görülme oranı kızlara göre daha fazladır (1,5/1).
son yıllarda yapıldığı için çocuklarda tam olarak uygu- Hastalık küçük damarları etkileyen lökositoklastik vaskü-
lanamamıştır. Bir çok çocuk romatologu çocuklardaki litle birliktedir. Böbrek tutulumu HSP’deki kronik hasta-
AİV’de daha çok etkin ve agresif tedavi verme yanlısıdır, lığın ana nedenidir, bu durumda böbrek işlevleri yakın
çünkü steroidlerin ve inflamasyonun uzun dönem toksik olarak izlenmeli, ciddi tutulum durumunda ise yeterli
bulgularının büyüyen çocuklarda erişkinlerden daha faz- ve etkin tedavi verilmelidir (44). Hastalığın oluşumuna
la potansiyel olumsuz etkilerinin olduğu düşünülmekte- yol açan etkenler net olarak bilinmemektedir. Hastalık
dir. Çocuklardaki AİV’de klinik denemeler ve uzlaşı reh- sıklığı genellikle sonbahar ve kış aylarında artış gösterir.
berlerinin olmaması nedeni ile tedavi seçimi doktorun Etiyolojisi tam olarak bilinmemekle birlikte öncesinde
tercihine bağlıdır ve bu tercihlerin seçiminde de hastalık bir üst solunum yolu enfeksiyonu öyküsü vardır, fakat
ağırlığı büyük önem taşımaktadır (41, 42). net bir mikrobiyolojik etken ya da ilişki ortaya konula-
mamıştır. İnfektif ajanlar, aşılama, ilaçlar, böcek ısırıkları
b- İmmün kompleks ilişkili küçük damar vasküliti gibi antijenik uyarılar ile tetiklenebilmektedir (45, 46).
Bu sınıftaki vaskülitler anti-glomerüler bazal memb-
ran hastalığı, kriyoglobülinemik vaskülit, IgA vasküliti Klinik bulgular
(Henoch-Schönlein), hipokomplementemik ürtikeryal Hastalığın klasik klinik dörtlüsü palpabl purpura, sekel
vaskülit (anti-C1q vasküliti) olarak bilinmektedir (2). Bu bırakmayan artrit ya da artralji, karın ağrısının belirgin

201
Barut ve ark. Çocukluk çağı vaskülitleri Turk Pediatri Ars 2015; 50: 194-205

olduğu gastrointestinal tutulum ve böbrek hastalığıdır. ğu, bu etkisini de dolaşan sitokinleri azaltarak yaptığı
Purpura yinelemesi ciddi böbrek hastalığı ile ilişkili ola- düşünülmektedir (49).
bilir, HSP’lilerin %25’inde görülür (47). Özellikle ailesel
Akdeniz ateşinin (AAA) yaygın olduğu ülkelerde yine- Prognoz
leyen HSP atağı olan çocuklarda AAA da ayırıcı tanıda Henoch-Schonlein purpurasında belirti ve bulgular
düşünülmelidir. Hastaların hemen hemen tamamın- kendiliğinden doğal olarak çözülür, hastalığın ilk dört
da daha çok saçlı deride belirgin olan yumuşak doku ayında 1/3 hastada tekrarlama görülebilir. Tekrarlayan
ödemi görülebilir. Purpurik döküntüler bazen nekrotik hastalıkta bulgular önceki atağa benzemekle birlikte
şekilde olabilir (Resim 4). Eklem tutulumu akut poliart- daha hafif klinik görülür. Cohen ve ark. (50) yaptıkları
rit şeklindedir, yumuşak doku ödemi ile birlikte tüm bir çalışmada hastanede kalış süresi üzerine etkisi olan
eklemlerde tutulum görülebilir, skrotal ve penil ödem belirleyicileri karın ağrısı, sistemik ateş, CRP’nin 45 mg/
de görülebilmektedir. Henoch-Schonlein purpurasında dL’nin üzerinde olması ve hasta yaşının altıdan büyük
uzun dönem prognozunu böbrek tutulumunun ağırlı- olması olarak belirlemişlerdir.
ğı belirler. Farklı böbrek tutulumları görülebilir, HSP
bulguları düzeldikten yıllar sonra nefrit atağı gerçekle- 4- Değişken çapta damarları tutan vaskülitler
şebilir. Böbrek tutulumunda en yaygın bulgu hematü- Bu grupta Behçet hastalığı ve Cogan hastalığı bulunmak-
ridir, genellikle ilk dört haftada gelişir, proteinüri deği- tadır. Klinik uygulamamızda sıkça görülen Behçet hasta-
şik derecelerde olabilir, nefrotik sendrom kadar ciddi lığından aşağıda söz edilecektir. Cogan sendromu çocuk-
proteinüri de görülebilir. Hipertansiyon başlangıçta ya luk çağında non-sifilitik interstiyel keratit, nörosensoryel
da iyileşme döneminde görülebilir. Böbrek işlev testleri işitme kaybı ve aort yetersizliği ile ortaya çıkabilir.
genellikle normaldir, fakat bazen ciddi böbrek tutulu-
mu, ilerleyici glomerülonefrit de görülebilir (47). Nöro- Behçet hastalığı
lojik tutulum HSP’de nadiren görülebilmektedir, mer- Her boyuttaki arter ve veni tutabilen bu vaskülit, tek-
kezi sinir sistemi (MSS) hasarı ya direk olarak vaskülitin rarlayan ağız ve/veya genital ülserlere eşlik edebilen
etkisi ile ya da dolaylı yoldan sistemik inflamasyonun cilt, göz, gastrointestinal, santral sinir sistemi lezyonları
etkisi ile oluşmaktadır. Bu hastalıkta ağır nörolojik et- ile karakterizedir (4). Günümüzde en yaygın kullanılan
kilenme nadirdir, daha sıklıkla hafif etkilenmeler bildi- tanı ölçütleri ‘International Study Group’ (ISG) (51) tara-
rilmektedir. Bir seride konvulsiyon ve konfüzyon 244 fından 1990’da ortaya konmuştur. Bu ölçütlere göre 12
olguda geriye dönük olarak taranmış ve 17 (%6,9) olgu- aylık bir süre boyunca en az 3 kez yinelemiş olan ağız
da saptanmıştır, yeni çalışmalarda daha düşük sıklıkta ülserlerine aşağıdakilerden en az iki tanesi eşlik etme-
bildirilmektedir (48). Henoch Schonlein purpurası sekiz lidir: tekrarlayan genital ülser, anterior üveit, posterior
yaş altında oldukça selim gidişlidir, hastalık ergenlik ça- üveit, vitre içinde hücreler görülmesi, retinal vaskülit
ğında oluşunca daha ciddi klinik bulgular ile sürebilir. gibi göz bulguları, eritema nodozum, psödofollikülit,
papülopüstüler lezyonlar, akneiform nodüller gibi cilt
Tedavi bulguları, pozitif paterji testi.
Genel olarak olguların büyük çoğunluğuna destek te-
davisi uygulanması yeterli olmaktadır. Bununla birlikte Hastalığın yaygınlığı sık olarak görüldüğü bir bölge olan
semptomatik tedavi ve bazı olgularda immünsüpresif Ortadoğu’da bulunan Türkiye’de 250’de bir olarak bil-
tedavi uygulanmaktadır. Artrit ve artralji durumunda ste- dirilmiştir (52). Behçet olgularının %4-26’sının hastalık
roid olmayan antiinflamatuvar ilaçlar (NSAİİ) yeterlidir. başlangıcı 16 yaşından öncedir. Her ne kadar erişkin-
Steroid; ciddi gastrointestinal tutulumu olan olgulara, lerde erkeklerde iki kat daha sık gözükse de, çocuklarda
nefrotik düzeyde proteinürisi olanlara, yarımay oluşumu cinsiyet farkı göstermemektedir (53, 54). Ancak Behçet’te
ile süren glomerülonefriti olan olgulara uygulanabilir, nörolojik tutulum erkeklerde 5,5 kat daha sık gözlen-
abdominal ağrıyı hızlıca düzeltir, invajinasyon ve cerrahi mektedir (53). Uluslararası yürütülen 110 hastalık bir
müdahale riskini azaltır. Bazı çalışmalarda erken gluko- çocuk çalışmasında Behçet tanılı çocukların %19’unun
kortikoid kullanımının böbrek hastalığı gelişme riskini ailesinde de Behçet hastası birisinin olduğu gösterilmiş-
azalttığı belirtilmiş olmasına karşın bu veri randomize tir (54). Etiyopatolojisi net olarak bilinmeyen Behçet has-
kontrollü çalışmalar ile doğrulanamamıştır (47). talığı en çok HLA-B51 molekülü ile genetik olarak iliş-
kilidir. Son yıllarda yapılan tüm genom [genome-wide
Hemoperfüzyon birçok hastalıkta immun mediyatör association (GWAS)] çalışmaları bi aze IL-23/IL-17 aksisi-
eliminasyonu yapabildiği için HSP nefritindeki etkisi nin Behçet hastalığındaki inflamasyonda etkinleştiği ve
de araştırılmış ve kortikosteroid ile birlikte hemoper- TH17’nin burada adeta orkestra şefi görevi yürüttüğünü
füzyonun HSP nefritini tedavi etmede daha etkili oldu- göstermiştir (55, 56). Yine henüz yapılan bir çalışmada da

202
Turk Pediatri Ars 2015; 50: 194-205 Barut ve ark. Çocukluk çağı vaskülitleri

Behçet ve PAN hastalarında kontrol grubuna göre IL-17 tanır. Tanı ya çekilen anjiyografi ya da beyin biyopsisi
düzeyi belirgin artmış saptanmıştır (57). ile olasıdır. Hastalığın gidişi değişkendir. Daha çok sis-
temik bulguların olup olmaması tabloyu belirler. Birin-
Behçet hastalığında, ilk klinik bulgudan sonraki majör cil MSS anjitisi olarak da bilinen çocukluk cağında MSS
klinik bulgunun ortaya çıkması yılları alabilmektedir. vasküliti (cPACNS), daha önce sağlıklı olan çocuklardaki
Nitekim 40 Koreli çocukta ikinci ana klinik bulgunun edinsel nörolojik bulguların en önemli sebeplerden bi-
ortaya çıkma süresi ortalama 7 yıl, diğer bir uluslararası risidir (60). Calabrese MSS vasküliti sınıflama ölçütleri
çalışmada ise ilk belirti ile Behçet hastalığı tanısı ko- çocuklarda da tanılandırmada kullanılabilir. Hastalık üç
nulması arasındaki süre ortalama 3,7 yıl olarak bulun- farklı alt tip olarak tanımlanmıştır:
muştur (54, 58). Ancak 26 nörobehçet tanılı olgu geriye
dönük incelendiğinde nörolojik tutulumun hastalığın 1) İlerleyici olmayan (Non progressive: NP) orta-büyük
başlangıcının ortalama 6 ay kadar sonrasında yani çok çaplı damarları tutan MSS vaskülitleri (cPACNS) (anji-
erken oluştuğu da görülmüştür (53). ografi pozitif ),

Üveit çoğunlukla panüveit şeklindedir ve erkeklerde hem 2) İlerleyici (Progressive: P) orta-büyük çaplı damarları
daha sık görülür hem de daha şiddetli seyreder, ayrıca geni- tutan MSS vaskülitleri (cPACNS) (anjiografi pozitif )
tal ülserlerin kızlarda daha sık görüldüğü bildirilmiştir (54).
3) Küçük damarların MSS (cPACNS) vasküliti (anjiografi
Çocuklarda tüm Behçet hastaları içinde nörobehçet sık- negatif, biyopsi pozitif ).
lığı literatürde 5%-15% arasında bildirilmektedir (53).
Nörolojik tutulum erkeklerde kızlara göre 2,9-5,5 kat Cellucci ve ark. (61) tarafından yapılan çalışmada, birincil
daha sıktır (53, 59). Hastalık üç şekilde karşımıza çıkabi- MSS vaskülitli çocuklarda, Von Willebrand faktör (vWF)
lir: Parankimal, vasküler veya karışık şekil. Aseptik me- antijen düzeyi hastalığın aktivitesini gösterdiği saptan-
nenjit veya ensefalomyelit şeklinde ortaya çıkan paran- mıştır. Von Willebrand antijen düzeyinde düşüş, çocuklar-
kimatöz tutulum erişkinlerde daha sık görülüyor iken, daki birincil MSS vaskülitinin aktivitesindeki düzelmeyi
vasküler şekil çoğunlukla altta yatan bir dural sinüs göstermektedir. Farklı alt tiplerin tedavi yöntemleri fark-
trombozunun neden olduğu ve papilödemin eşlik etti- lıdır. İlerleyici olmayan cPACNS’de kortikosteroid tedavisi
ği benin intrakranial hipertansiyon şeklindedir (53, 59). damar duvarındaki inflamasyonun ilerlemesini azaltmak-
Nörobehçet gelişen Behçet tanılı çocukların %36-42’si- ta, damar darlığını düzeltmekte, tromboz gelişmesinin
nin ISG ölçütlerini doldurmadan, yani diğer ana bulgu- riskini azaltmakta ve tekrarlayan iskemik atakları engelle-
lar ortaya çıkmadan önce ilk olarak nörolojik tutulum mekte etkilidir. İlerleyici anjiografi-pozitif cPACNS ve kü-
ile başvurduğu görülmüştür (53, 59). Mora ve ark. (59) çük damar cPACNS tedavisinde ise uzun süre ile kombine
web taraması ile 1971 ile 2011 arasında nörobehçet ta- immünosüpresif ajanlar kullanılmaktadır (60).
nısı almış ve görüntüleme yöntemleri ile Behçet’e ait
görüntüleme bulguları net olarak tarif edilmiş ≤16 yaş Sonuç olarak, çocukluk çağında çağında vaskülitik
olan 53 olguyu incelemiştir. Birçoğunun parankimal hastalıklar çok değişik belirti ve bulgular göstermekte
tutulumdan ziyade parankim dışı tutulum gösterdiği- olup, düzelmeyen döküntü, halsizlik, yorgunluk gibi
ni yani vasküler şekilde olduğunu ve buna bağlı olarak diğer hastalıklarda da sık görülen bulgular nedeniy-
hastaların en yaygın yakınmasının intrakranial hiper- le tanılandırmada sıkıntılar olabilmektedir. Şüphele-
tansiyona bağlı başağrısı olduğunu görmüşlerdir. nilen olgularda bulgular genellikle kalıcı olmakta ve
beraberinde akut faz yüksekliği çoğunlukla bulun-
Tedavide cilt tutulumu ile giden komplikasyonsuz maktadır. Tanılandırma için vaskülite özgü tetkikler,
Behçet hastalığında kolşisin kullanılırken, vasküler ve radyolojik görüntüleme yöntemleri, deri ve diğer or-
nörolojik sistem tutulumunun tedavisinde steroidler, gan biopsileri yapılmalıdır. Çocukluk çağında en sık
azotiopürin, siklofosfamid, metotreksat, interferon-α görülen vaskülit olan HSP çoğunlukla selim bir seyir
ve anti-TNF ilaçlar kullanılır (52). göstermekle birlikte, önemli bir kısmında da böbrek
tutulumu olabileceği ve bunların bir kısmının da son
5- Tek organ vasküliti dönem böbrek yetersizliğine ilerleyebileceği göz ardı
edilmemelidir. Bu nedenle HSP tanısı alan olgular
Merkezi sinir sistemi vaskülitleri rutin izlem düzenine göre belirli aralıklarla mutlaka
Sistemik bulguların eşlik etmediği yalnızca MSS bulgu- görülüp gerekli tetkikler yapılmalıdır. Kawasaki hasta-
larının olduğu vaskülitik tablodur. Görüntüleme yön- lığı tanısı alıp ilk 10 gün içinde tedavi uygulanan has-
temlerinde öncelikle enfarkt ya da iskemi bulguları sap- talarda KAA gelişimi çok nadir olarak görülmekte iken

203
Barut ve ark. Çocukluk çağı vaskülitleri Turk Pediatri Ars 2015; 50: 194-205

atipik KH’de ve tanısı geç konmuş KH’de enflamasyon childhood Takayasu arteritis: Ankara 2008. Part II: Final classifi-
süreci uzadığından KAA daha sık olarak karşımıza çı- cation criteria. Ann Rheum Dis 2010; 69: 798-806. [CrossRef]
kabilir, bu açıdan dikkatli olunmalı ve KH’de olabile- 6. Goel R, Kumar TS, Danda D, et al. Childhood onset Ta-
cek nadir bulgular dikkatli bir fizik bakı ile mutlaka kayasu arteritis experience from a tertiary care center in
aranmalıdır. Takayasu arteriti çocukluk çağında çok South India. J Rheumatol 2014; 41: 1183-9. [CrossRef ]
nadir olarak görülmektedir, düzelme zor olsa da elde 7. Szugye HS, Zeft AS, Spalding SJ. Takayasu arteritis in the pediat-
edilebilirdir, izlemler mutlaka sıkı yapılmalı, kan ba- ric population: a contemporary United States-based single cen-
sıncı ölçümleri dikkatli olarak yapılmalıdır. Dirençli ter cohort. Pediatr Rheumatol Online J 2014; 12: 21. [CrossRef]
TA hastalarının tedavisinde ise tosilizumab kullanı- 8. Mendiola Ramírez K, Portillo Rivera AC, Galicia Reyes A,
García Montes JA, Maldonado Velázquez Mdel R, Faugier
mı düşünülmelidir. Çocuklardaki vaskülitlerde has-
Fuentes E. Type III Takayasu’s arteritis in a pediatric pa-
talığın nasıl seyir göstereceği hakkında yeterli sayıda
tient. Case report and review of the literature. Reumatol
çalışma bulunmadığından bilgi birikimimiz azdır.
Clin 2012; 8: 216-9. [CrossRef ]
Buna karşın pek çok çocuk romatoloji merkezinde
9. Eleftheriou D, Varnier G, Dolezalova P, McMahon AM, Al-
özellikle AİV’ler ağır bir seyir gösterdiğinden erken Obaidi M, Brogan PA. Takayasu arteritis in childhood: ret-
ve agresif tedavi yöntemi benimsenmiştir. Çocukluk rospective experience from a tertiary referral centre in the
çağı vaskülitleri nadir olarak görüldüğünden ileri- United Kingdom. Arthritis Res Ther 2015; 17: 36. [CrossRef ]
de yapılacak olan çalışmalar çok merkezli ve uzun 10. Watson L, Brogan P, Peart I, Landes C, Barnes N, Cleary
süreli izlemi içerecek şekilde planlanmalıdır (62). G. Diagnosis and assessment of disease activity in Taka-
yasu arteritis: a childhood case illustrating the challenge.
Yazar Katkıları: Fikir - Ö.K.; Tasarım - K.B., A.A., S.Ş., Ö.K.; Case Rep Rheumatol 2014; 2014: 603171. [CrossRef ]
Denetleme - Ö.K.; Veri Toplanması ve/veya İşlemesi - K.B., 11. Tombetti E, Di Chio M, Sartorelli S, et al. Systemic pentra-
A.A., S.Ş.; Analiz ve/veya Yorum - K.B., Ö.K.; Literatür Tara- xin-3 levels reflect vascular enhancement and progression in
ması - K.B., A.A., S.Ş.; Yazıyı Yazan - K.B., A.A., S.Ş., Ö.K.; Takayasu arteritis. Arthritis Res Ther 2014; 16: 479. [CrossRef ]
Eleştirel İnceleme - Ö.K. 12. Ozen S, Duzova A, Bakkaloglu A, et al. Takayasu arteritis
in children: preliminary experience with cyclophospha-
Çıkar Çatışması: Yazarlar çıkar çatışması bildirmemişlerdir. mide induction and corticosteroids followed by methot-
rexate. J Pediatr 2007; 150: 72-6. [CrossRef ]
Finansal Destek: Yazarlar finansal destek almadıklarını beyan 13. Osman M, Aaron S, Noga M, Yacyshy E. Takayasu’s arteri-
etmişlerdir.
tis progression on anti-TNF biologics: a case series. Clin
Rheumatol 2011; 30: 703-6. [CrossRef ]
Author Contributions: Concept - Ö.K.; Design - K.B., A.A., S.Ş., 14. Reddy E, Robbs VJ. Surgical management of Takayasu’s arteritis
Ö.K.; Supervision - Ö.K.; Data Collection and/or Processing in children and adolescents. Cardiovasc J Africa 2007; 18: 393-7.
- K.B., A.A., S.Ş.; Analysis and/or Interpretation - K.B., Ö.K.; 15. Keser G, Direskeneli H, Aksu K. Management of Takaya-
Literature Review - K.B., A.A., S.Ş.; Writing - K.B., A.A., S.Ş., su arteritis: a systematic review. Rheumatology 2014; 53:
Ö.K.; Critical Review - Ö.K. 793-801. [CrossRef ]
16. Bravo Mancheno B, Perin F, Guez Vázquez Del Rey Mdel
Conflict of Interest: No conflict of interest was declared by M, García Sánchez A, Alcazar Romero PP. Successful to-
the authors. cilizumab treatment in a child with refractory Takayasu
arteritis. Pediatrics 2012; 130: e1720-4.
Financial Disclosure: The authors declared that this study has 17. Iudici M, Puechal X, Pagnoux C, et al. Brief report: child-
received no financial support hood-onset systemic necrotizing vasculitides: long-term
data from the french vasculitis study group registry. Art-
Kaynaklar hritis Rheumatol 2015; 67: 1959-65. [CrossRef ]
18. Eleftheriou D, Dillon MJ, Tullus K, et al. Systemic polyarteritis
1. Weiss PF. Pediatric vasculitis. Pediatr Clin North Am nodosa in the young: a single-center experience over thirty-
2012; 59: 407-23. [CrossRef ] two years. Arthritis Rheum 2013; 65: 2476-85. [CrossRef ]
2. Mahr A, de Menthon M. Classification and classification 19. Merlin E, Mouy R, Pereira B, et al. Long-term outcome of
criteria for vasculitis: achievements, limitations and pros- children with pediatric-onset cutaneous and visceral polyar-
pects. Curr Opin Rheumatol 2015; 27: 1-9. [CrossRef ] teritis nodosa. Joint Bone Spine 2015; 82: 251-7. [CrossRef ]
3. Batu ED, Ozen S. Vasculitis: do we know more to classify 20. Eleftheriou D, Batu ED, Ozen S, Brogan PA. Vasculitis in
better? Pediatr Nephrol 2015; 30: 1425-30. [CrossRef ] children. Nephrol Dial Transplant 2015; 30: i94-103.
4. Jennette JC, Falk RJ, Bacon PA, et al. 2012 revised interna- 21. Navon Elkan P, Pierce SB, Segel R, et al. Mutant adenosi-
tional Chapell Hill consensus conference nomenclature of ne deaminase 2 in a polyarteritis nodosa vasculopathy. N
vasculitides. Arthritis Rheum 2013; 65: 1-11. [CrossRef ] Engl J Med 2014; 370: 921-31. [CrossRef ]
5. Ozen S, Pistorio A, Iusan SM, et al. EULAR/PRINTO/PRES 22. Zhou Q, Yang D, Ombrello AK, et al. Early-onset stroke
criteria for Henoch-Schönlein purpura, childhood pol- and vasculopathy associated with mutations in ADA2. N
yarteritis nodosa, childhood Wegener granulomatosis and Engl J Med 2014; 370: 911-20. [CrossRef ]

204
Turk Pediatri Ars 2015; 50: 194-205 Barut ve ark. Çocukluk çağı vaskülitleri

23. Garg N, Kasapcopur O, Foster J 2nd, et al. Novel adenosi- 42. Morishita K, Brown K, Cabral D. Pediatric vasculitis: advances
ne deaminase 2 mutations in a child with a fatal vasculo- in treatment. Curr Opin Rheumatol 2015; 27: 493-9. [CrossRef]
pathy. Eur J Pediatr 2014; 173: 827-30. [CrossRef ] 43. Langford CA. Cyclophosphamide as induction therapy
24. Gonzalez-Santiago TM, Zavialov A, Saarela J, et al. Dermatolo- for Wegener’s granulomatosis and microscopic polyan-
gic features of ADA2 deficiency in cutaneous polyarteritis no- giitis. Clin Exp Immunol 2011; 164: 31-4. [CrossRef ]
dosa. JAMA Dermatol 2015; 1 (Epub ahead of print).[CrossRef] 44. Pohl M. Henoch–Schönlein purpura nephritis. Pediatr
25. Greco A, De Virgilio A, Rizzo M. Kawasaki disease: an evol- Nephrol 2015; 30: 245-52. [CrossRef ]
ving paradigm. Autoimmun Rev 2015; 14: 703-9. [CrossRef ] 45. Ercan G, Kasapçopur O, Akdenizli E, Arisoy N. The role of
26. Salo E, Griffiths EP, Farstad T, et al. Incidence of Kawa- streptococcal infection in Henoch-Schönlein purpura. J
saki disease in Northern European Countries. Pediatr Int Trop Pediatr 2004; 50: 187-8. [CrossRef ]
2012; 54: 770-2. [CrossRef ] 46. Rigante D, Castellazzi L, Bosco A, Esposito S. Is there a cross-
27. Nakamura Y, Yashiro M, Uehara R, et al. Epidemiologic fea- road between infections, genetics, and Henoch-Schönlein
tures of Kawasaki disease in Japan: results of the 2009-2010 purpura? Autoimmun Rev 2013; 12: 1016-21. [CrossRef ]
nationwide survey. J Epidemiol 2012; 22: 216-21. [CrossRef ] 47. Trnka P. Henoch-Schönlein purpura in children. J Paedi-
28. Rodo X, Ballester J, Cayan D, et al. Association of Kawasaki atr Child Health 2013; 49: 995-1003. [CrossRef ]
disease with tropospheric wind patterns. Sci Rep 2011; 1: 152. 48. Berube MD, Blais N, Lanthier S. Neurologic manifesta-
[CrossRef ] tions of Henoch-Schönlein purpura. Handb Clin Neurol
29. Jaggi P, Kajon A, Mejias A, et al. Human adenovirus infec- 2014; 120: 1101-11. [CrossRef ]
tion in Kawasaki disease: a confounding bystander? Clin 49. Chen L, Wang Z, Zhai S, Zhang H, Lu J, Chen X. Effects of he-
Inf Dis 2012; 56: 57-63. moperfusion in the treatment of childhood Henoch-Schönlein
30. Burns JC, Herzog L, Fabri O, et al. Seasonality of Kawasaki dise- purpura nephritis. Int J Artif Organs 2013; 36: 489-97. [CrossRef]
ase: a global perspective. PLoS One 2013; 8: e74529. [CrossRef] 50. Cohen N, Mimouni FB, Friedel N, Amarilyo G. Predictors
31. Sanchez-Manubens J, Bou R, Anton J. Diagnosis and classification of hospital length of stay in pediatric Henoch‑Schonlein
of Kawasaki disease. J Autoimmun 2014; 49: 113-7. [CrossRef] purpura. Rheumatol Int 2015; 35: 1561-4. [CrossRef ]
32. Rezai MS, Shahmohammadi S. Erythema at BCG inocu- 51. International Study Group for Behçet’s Disease, criteria for
lation site in Kawasaki disease patients. Mater Sociomed diagnosis of Behçet’s disease, Lancet 1990; 335: 1070-80.
52. Hatemi G, Yazici Y, Yazici H. Behcet’s syndrome. Rheum
2014; 26: 256-60. [CrossRef ]
Dis Clin North Am 2013; 89: 245-61. [CrossRef ]
33. Bayers S, Shulman ST, Paller AS. Kawasaki disease Part I.
53. Uluduz D, Kurtuncu M, Yapici Z, et al. Clinical charac-
Diagnosis, clinical features, and pathogenesis. J Am Acad
teristics of pediatric-onset neuro-Behçet disease. Neuro-
Dermatol 2013; 69: 501.e1-11.
logy 2011; 77: 1900-5. [CrossRef ]
34. Giacchi V, Sciacca P, Stella I, et al. Assessment of coro-
54. Koné-Paut, Darce-Bello M, Shahram F, et al. Registries in
nary artery intimal thickening in patients with a previous
rheumatological and musculoskeletal conditions. Paediatric
diagnosis of Kawasaki disease by using high resolution
Behcet’s disease: an international cohort study of 110 patients.
transthoracic echocardiography: our experience. BMC One-year follow-up data. Rheumatology 2010; 50: 184-8.
Cardiovasc Disord 2014; 14: 106. [CrossRef ] 55. Hamzaoui K. Th17 cells in Behçet’s disease: a new immu-
35. Yeom JS, Woo HO, Park JS, Park ES, Seo JH, Youn HS. Ka- noregulatory axis. Clin Exp Rheumatol 2011; 29: S71-6.
wasaki disease in infants. Korean J Pediatr 2013; 56: 377-82. 56. Liu X, Yang P, Wang C, et al. IFN-alpha blocks IL-17 pro-
[CrossRef ] duction by peripheral blood mononuclear cells in Behçet’s
36. Sundel RP. Kawasaki disease. Rheum Dis Clin North Am disease. Rheumatology (Oxford) 2010; 50: 293-8. [CrossRef ]
2015; 41: 63-73. [CrossRef ] 57. Taskiran EZ, Batu ED, Kilic L, et al. New Insights to the
37. Bayers S, Shulman ST, Paller AS. Kawasaki disease Part II. pathogenesis of two orphan vasculitides: childhood pol-
Complications and treatment. J Am Acad Dermatol 2013; yarteritis nodosa and Behçet disease. Ann Paediatr Rheu-
69: 513.e1-8. matol 2015; 4: 7-11. [CrossRef ]
38. Twilt M, Benseler S, Cabral D. Granulomatosis with polyan- 58. Kim DK, Chang SN, Bang D, et al. Clinical analysis of 40
giitis in childhood. Curr Rheumatol Rep 2012; 14: 107-15. cases of childhood-onset Behçet’s disease. Pediatr Der-
[CrossRef ] matol 1994; 11: 95-101. [CrossRef ]
39. Cabral DA, Uribe AG, Benseler S, et al. Classification, presen- 59. Mora P, Menozzi C, Orsoni JG, et al. Neuro-Behçet’s dise-
tation, and initial treatment of Wegener’s granulomatosis in ase in childhood: a focus on the neuro-ophthalmological
childhood. Arthritis Rheum 2009; 60: 3413-24. [CrossRef ] features. Orphanet J Rare Dis 2013; 8: 18. [CrossRef ]
40. Bohm M, Gonzalez Fernandez MI, Ozen S, et al. Clinical 60. Twilt M, Benseler SM. Childhood inflammatory brain
features of childhood granulomatosis with polyangiitis diseases: pathogenesis, diagnosis and therapy. Rheuma-
(Wegener’s granulomatosis). Pediatr Rheumatol Online J tology (Oxford) 2014; 53: 1359-68. [CrossRef ]
2014; 12: 18. [CrossRef ] 61. Cellucci T, Tyrrell PN, Pullenayegum E, Benseler SM. von
41. Morishita K, Li SC, Muscal E, et al. Assessing the performan- Willebrand factor antigen--a possible biomarker of dise-
ce of the Birmingham Vasculitis Activity Score at diagnosis ase activity in childhood central nervous system vasculi-
for children with antineutrophil cytoplasmic antibody-asso- tis? Rheumatology (Oxford) 2012; 51: 1838-45. [CrossRef ]
ciated vasculitis in a registry for childhood vasculitis (ARC- 62. Barut K, Sezgin S, Kasapcopur O. Pediatric Vasculitis. Curr
hiVe). J Rheumatol 2012; 39: 1088-94. [CrossRef ] Opin Rheumatol 2016; 28: 29-38.

205

You might also like