You are on page 1of 414

672 NUMARALI

DENİZLİ
ŞER’İYE SİCİLİ
(Hicri 1204-1213 / Miladi 1789-1799)

EDİTÖR
Prof. Dr. Mehmet Ali ÜNAL

HAZIRLAYANLAR
Prof. Dr. Mehmet Ali ÜNAL
Arş. Gör. Dr. Ömür Yazıcı ÖZDEMİR
Arş. Gör. Engin ASLAN
Arş. Gör. Sevil GÖZÜBÜYÜK
Dr. Öğr. Üyesi Kamuran ŞİMŞEK

Denizli Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları


ISBN: 978-605-2055-43-4
Denizli Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları
Yayın No: 136

İmtiyaz Sahibi
Denizli Büyükşehir Belediyesi Adına
Büyükşehir Belediye Başkanı
Osman Zolan

Genel Koordinatörler
Serhat Akbulut
Hüdaverdi Otaklı

Baskı ve cilt
Ege Reklam Basım Sanatları San. Tic. Ltd. Şti.
Esatpaşa Mah. Ziyapaşa Cad. No:4/1
Ataşehir/İSTANBUL
Sertifika No: 12468

Birinci Baskı
Ocak 2022

Denizli ©
SUNUŞ

Sekiz asırdır süre gelen bir medeniyet mirasını taşımanın ve devam ettirmenin ağır
sorumluluğunun farkındayız. Denizli Büyükşehir Belediyesi olarak, geçmişten geleceğe
uzanan bir kültür ve medeniyet köprüsü olmanın bilinci ile diktiğimiz her taş, yaptığımız
her yol, inşa ettiğimiz her yapı geleceğe taşıdığımız bir medeniyet habercisidir.

Bir taraftan zamanın gereklerini yerine getirme çabası ve diğer taraftan güzel ve estetik
olanı inşa etme çabası içerisindeyiz.

Denizli Büyükşehir Belediyesi’nde görevi devraldığımız günden itibaren sahip olduğumuz


köklü medeniyet mirasını ihya etmeyi en büyük ideallerimizden biri olarak belirledik.
Geçmiş dönemlerde yeterince önem gösterilmediği için zamanla yok olmaya yüz tutan
kültürel ve tarihi eserlerimize yönelik kapsamlı restorasyon çalışmalarını başlattık.

İftiharla belirtmek isterim ki, bu çalışmalar sayesinde ortaya çıkardığımız eski değirmenler,
eski evlerimiz, camilerimiz, hamamlarımız, sarnıçlarımız, köprülerimiz, Denizli’mizin
sosyal hayatını ışıtan birer kandil olarak geri döndüler. Bu mekânlarımız, kültürümüzün
yeşertildiği ve yaşatıldığı birer merkez olarak siz değerli hemşehrilerimizin hizmetine
sunulmuştur.

Denizli’nin geleceğini ya da geleceğin Denizli’sini düşünerek ilimizde yaşayan insanlarda


kültür mirasımızı sahip çıkma adına 2022 yılı itibari ile 200’ü aşan kültür yayını çıkardık
ve çıkarmaya devam edeceğiz.

Elinizde tuttuğunuz bu kitap böyle bir gayretin ürünüdür. Başta değerli yazar ve ailesine
bu güzel eserinden dolayı sonsuz şükranlarımı sunarım aynı zamanda bu eserin basım
ve yayımında emeği geçen tüm arkadaşlarıma da teşekkür ederim.

Geçmişin aydınlığını ve izlerini geleceğe taşıyacak nice eserlerde buluşmak ümidiyle……

Osman ZOLAN
Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı
ÖZGEÇMİŞ

Prof. Dr. Mehmet Ali ÜNAL 1958 yılında Denizli’de doğdu. Lisans eğitimini Ankara
Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Genel Türk Tarihi Kürsüsü’nde (1980); Yüksek
Lisans eğitimini Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde (1984) tamamladı. 1983
yılında Fırat Üniversitesi’nde Araştırma Görevlisi olarak işe başladı. 1987 yılında Fırat Üni-
versitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde “XVI. Yüzyılda Harput Sancağı” adlı teziyle Doktor
unvanını aldı. 1987 yılında Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Eğitim Fakültesi’ne Yardımcı
Doçent olarak atandı. 1989 yılında aynı üniversitede Yeniçağ Tarihi Anabilim Dalı’nda
Doçent oldu. 1993 yılında Süleymân Demirel Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih
Bölümü’ne atandı. 1995 yılında aynı üniversitede, Fen-Edebiyat Fakültesi Yeniçağ Tarihi
Anabilim Dalı’nda Profesör oldu. Halen Pamukkale Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi
Tarih Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır.

Dr. Öğr. Üyesi Kamuran ŞİMŞEK 1986 tarihinde İzmir’de doğdu. Lisans eğitimini
Pamukkale Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü’nde (2009); Yüksek Lisans
eğitimini yine aynı üniversiteye bağlı Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yakınçağ Tarihi Anabilim
Dalı’nda (2012) tamamladı. 2011 yılında Pamukkale Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi,
Yakınçağ Tarihi Anabilim Dalı’nda Araştırma Görevlisi olarak çalışmaya başladı. 2017
tarihinde Pamukkale Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde “II. Abdülhamit Dönemi
Osmanlı Devleti’nde Engelliler ve Engelli Politikaları (1876-1909)” başlıklı teziyle Dok-
tor unvanını aldı. 2019 yılından itibaren aynı üniversitede Doktor Öğretim Üyesi olarak
görevini sürdürmektedir.

Arş. Gör. Dr. Ömür YAZICI ÖZDEMİR 1990 yılında İzmir’de doğdu. Lisans eğitimini
Ege Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü’nde (2012); Yüksek Lisans eğitimini Celal
Bayar Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yakınçağ Tarihi Anabilim Dalı’nda (2015);
Doktora eğitimini Pamukkale Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tarih Anabilim
Dalı’nda (2021) tamamladı. 2014 yılında Pamukkale Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi,
Yakınçağ Tarihi Anabilim Dalı’nda Araştırma Görevlisi olarak çalışmaya başladı. Halen
aynı üniversitede Araştırma Görevlisi Doktor olarak görevini sürdürmektedir.
Arş. Gör. Engin ASLAN 1989 yılında Ağrı’da doğdu. Lisans eğitimini Ankara Üniver-
sitesi, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Tarih Bölümü’nde (2010) tamamladı. 2014 yılında
Pamukkale Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Yeniçağ Tarihi Anabilim Dalı’nda Araş-
tırma Görevlisi olarak çalışmaya başladı. Yüksek Lisans eğitimini Pamukkale Üniversitesi,
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yeniçağ Tarihi Anabilim Dalı’nda tamamladı (2017). Halen
aynı üniversitede Araştırma Görevlisi olarak görev yapmakta ve 2017 tarihinden itibaren
Pamukkale Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tarih Anabilim Dalı’nda Doktora
eğitimini sürdürmektedir.

Arş. Gör. Sevil GÖZÜBÜYÜK 1990 tarihinde Sivas’ta doğdu. Lisans eğitimini Cum-
huriyet Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü’nde tamamladı (2013). 2014 yılında
Pamukkale Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Osmanlı Müesseseleri ve Medeniyeti Tarihi
Anabilim Dalı’nda Araştırma Görevlisi olarak çalışmaya başladı. Yüksek Lisans eğitimini
Pamukkale Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Osmanlı Müesseseleri ve Medeniyeti
Anabilim Dalı’nda (2017) tamamladı. Halen aynı üniversitede Araştırma Görevlisi ola-
rak görev yapmakta olup, 2017 yılından itibaren Pamukkale Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Tarih Anabilim Dalı’nda Doktora eğitimini sürdürmektedir.
Denizli şehrine ve halkına armağanımızdır…
İÇİNDEKİLER
İÇİNDEKİLER ......................................................................................................................
KISALTMALAR....................................................................................................................
ÖNSÖZ ...................................................................................................................................
KİTABIN PLANI ..................................................................................................................
GİRİŞ ......................................................................................................................................

BİRİNCİ BÖLÜM
ŞER’İYE SİCİLLERİ ve DENİZLİ ŞER’İYE SİCİLLERİ
A. Şer’i Mahkemeler ve Kadı ........................................................................................... 19
B. Sosyal ve Ekonomik Tarih Kaynağı Olarak Şer’iye Sicilleri ................................... 21
C. Denizli Şer’iye Sicilleri ................................................................................................ 25

İKİNCİ BÖLÜM
672 NUMARALI DENİZLİ ŞER’İYE SİCİLİ
(Hicri 1204-1213 / Miladi 1789-1799)
A. 672 Numaralı Denizli Şer’iye Sicili’nin Özellikleri .......................................................
B. 672 Numaralı Denizli Şer’iye Sicili’nin Transkripsiyonunda Takip Edilen Usûl ......
C. 672 Numaralı Denizli Şer’iye Sicili’nde Yer Alan Hükümlerin Konuları ..................
D. 672 Numaralı Denizli Şer’iye Sicili’nin Transkripsiyonu.............................................

KAYNAKÇA ..........................................................................................................................
DİZİN .....................................................................................................................................
TIPKIBASIM .........................................................................................................................

8
KISALTMALAR

a.g.e. : adı geçen eser


a.g.m. : adı geçen makale
Bkz. : Bakınız
C. : Cilt
[Ç.N.] : Çevirenlerin Notu
Ed. : Editör(ler)
h. : Hüküm
H. : Hicrî
M. : Miladî
M.Ö. : Milattan Önce
M.S. : Milattan Sonra
MŞH.ŞCS.d… : Meşihat/Şeriyye Sicili/Defterleri
no. : Numara
Ş.S.D. : Şeriye Sicilleri Denizli
TDVİA : Türkiye Diyânet Vakfı İslâm Ansiklopedisi
V. : Varak
vd. : ve diğerleri
Yay. Haz. : Yayına Hazırlayan

9
ÖNSÖZ

Osmanlı sosyal ve ekonomik tarihinin aydınlatılması mevzubahis edildiğinde, müra-


caat edilebilecek en önemli arşiv kaynaklarından bir tanesi -belki de en önemlisi- şer’iyye
sicilleridir. Osmanlı Devleti’ndeki şer’iyye mahkemelerine ait kayıtlar olmaları sebebiyle
bu isimle anılmışlardır. Diğer yandan şer’iyye mahkemesinin başkanı konumunda olan
kadı’ya nispeten “kadı sicilleri” olarak da bilinmektedirler. Şer’iye sicillerinin bu derece
önem taşıması, şüphesiz ki içerdiği hüküm konularının çeşitliliğinden ileri gelmektedir. Bu
kaynaklar yalnızca kadı ile hükümet merkezi arasındaki yazışmaları değil, aynı zamanda
ait olduğu mahallin adli durumunu yansıtan mahkeme kararlarını, halkın istek ve şikâ-
yetlerini de ihtiva etmektedir. Bu kayıtların incelenmesi sûretiyle idari, iktisadi, içtimai,
askeri, adli pek çok konuda bilgi sahibi olunabilmektedir. Ayrıca şehir tarihlerinin temel
kaynaklarından bir tanesi yine şer’iyye sicilleridir.
Denizli şehrine ait 1775-1903 yılları arasını kapsayan 16 adet şer’iyye sicili, büyük bir
tarihi hazîne olarak günümüze ulaşmıştır. Ancak ne yazıktır ki, bu şer’iyye sicillerinden
ilki hariç1 hiç birinin tercümesi ilim dünyasına kazandırılmamıştı. Söz konusu eksikliği
gidermek amacıyla çıktığımız yolda, ilk olarak 671 Numaralı Denizli Şer’iye Sicili’nin
(Hicri 1195-1202 / Miladi 1781-1788) transkripsiyonunu gerçekleştirdik. Elinizdeki kitap
ise aynı amacın ikinci meyvesi oldu. Dileriz ki, Denizli’ye ait diğer şer’iyye sicillerini de
günümüz Türkçesi’ne aktararak araştırmacıların faydalanmasına olanak sağlayabiliriz…
Bu çalışma pek çok kişinin desteği ve özverisi sayesinde hazırlandı. Şüphesiz ki bu
anlamda ilk ve en önemli destek Editörümüz Prof. Dr. Mehmet Ali Ünal’a aittir. Kitabın
yayına hazırlanması esnasında sabrı ve hoşgörüsüyle desteğini esirgemediği ve çalışmamı-
zın her satırını özenle inceleyerek gerekli düzeltmelerde bulunduğu için kendisine sonsuz
teşekkürlerimizi sunarız…
Öte yandan, bize Denizli Şer’iye Sicilleri’ni çalışma fikrini veren ve bizi başaracağımıza
inandıran Prof. Dr. Yasemin Beyazıt’a; Arapça ibarelerin okunmasında yardımlarını esir-
gemeyen Dr. Öğr. Üyesi Osman Cengiz’e; çalışmalarımıza en az bizim kadar ilgi ve heves
duyan Denizli Büyükşehir Belediyesi Kültür, Turizm ve Tanıtım Dairesi Başkanı Sayın
Hüdaverdi Otaklı’ya; kitabın dizgisinden baskısına varıncaya değin emeği geçen kültür
dairesi çalışanlarına; kitabın yayınlanmasında verdiği desteklerden ötürü Denizli Büyük-
şehir Belediyesi Başkanı Sayın Osman Zolan’a teşekkürü borç biliriz…

1 Bkz. Halil İbrahim Çetin, Denizli Şer’iye Sicili (M. 1775-1778 H. 1189-1192), Marmara Üniversitesi Türkiyat Araş-
tırmaları Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2006.

11
KİTABIN PLANI

672 Numaralı Denizli Şer’iye Sicili (Hicri 1204-1213 / Miladi 1789-1799) başlıklı bu
çalışma, giriş ve iki bölümden meydana gelmektedir.
Giriş kısmında Denizli adının kökeninden ve Denizli’nin idari tarihinden bahsedilmiştir.
Birinci bölümde şer’i mahkemelere, bu mahkemelerin temsilcileri olan kadılara ve şer’i
mahkeme kayıtları olarak Şer’iye sicillerinin özelliklerine değinilmiştir. Hemen akabinde
Denizli Şer’iye Sicilleri’ne dair genel bilgi verilmiştir.
İkinci bölümde 672 numaralı Denizli Şer’iye Sicili’ne dair bilgi verilmektedir. Bu anlamda
defterin ebatına, varak sayısına, kapsadığı tarih aralığına, söz konusu tarih aralığında görev
yapan voyvoda, kadı ve nâ’ib gibi görevlilere, defterin ihtiva ettiği belgelerin sayısına ve
türüne, defterin transkripsiyonunda takip edilen usûle ve defterdeki hükümlerin konu-
larına değinilmiştir. Bu sûretle incelenen defterin tanıtımının yapılması amaçlanmıştır.
Sonrasında ise 672 numaralı Denizli Şer’iye Sicili’nin transkripsiyonuna, sicilde geçen
hükümlerin konuları belgelerin üzerine yazılmak sûretiyle yer verilmiştir.
Kitabın sonuna, araştırmacıların transkripsiyon metni orjinali ile kıyaslamasına olanak
sağlamak amacıyla sicilin tıpkıbasımı ilave edilmiştir.

12
GİRİŞ

Denizli şehrinin adı Süryani ve Gürcü kaynaklarında 1291’de Tangazlu ve Thongouzalo


şeklinde geçmiştir. XIV. yüzyıla ait kaynaklarda (Aksarayi, İbn Batuta) Toguzlu, Donguzlu
ve Tonguzlu biçiminde yer almıştır. Aksarayi XIII. yüzyılda bir olaydan söz ederken burası
için Ladik tabirini kullanmıştır. Kentin bu şekilde adlandırılması Laodikeia’nın Türkçe-
leşmiş isminden kaynaklanmaktadır. XII. yüzyıldan itibaren uç Türkmenleri, Bizans’tan
fethettikleri yerlere Türkçe isimler vermişler veya mevcut ismi Türkçeleştirmişlerdir.
“Khonae-Honas”, “Khoma-Homa”, “Tabae-Tavas” örneklerinde olduğu gibi Laodikeia
da Ladik ismini almıştır2. Zaman içerisinde Tonuzlu şeklini alarak XV. yüzyılda kullanıl-
mış bir yüzyıl sonra ise ismi Denizli şeklinde kullanılmaya başlanmıştır3. Şehrin isminin
bugünkü kullanımı XVI. yüzyılın ikinci yarısından sonraki dönemde olmuştur. Şehrin
isminin nereden geldiği ile ilgili olarak iki görüş mevcuttur. Bunlardan ilki bu adın
Tonguzlu-Tonuzlu-Donuzlu-Denizli şeklinde bir dönüşüm yaşadığını, bunun da bölgede
fazla sayıda bulunan domuz ile ilgili olduğunu ve ismin domuz kelimesinin bozulmuş hali
olduğunu ileri sürmüşlerdir. Denizli ismi konusunda ileri sürülen bir diğer görüş ise ismin
su ve deniz ile ilgili olduğudur. Şehrin su kaynakları açısından zengin olması bu görüşe
dayanak teşkil etmiştir4. İbn Batuta, ismin “domuzlar şehri” anlamına geldiğini ve şehir
Hıristiyanların elindeyken halkın çok fazla domuz beslemesinden dolayı Türkler tarafından
buraya Tonuzlu şeklinde isim konulduğunu söylemiştir5. Kâtip Çelebi ise Cihannüma’da
kesret-ül-enhar yani sularının çok ve gür olmasından dolayı bu ismi aldığını izah etmiş ve

2 Tuncer Baykara, Denizli Tarihi 1070-1429, İkinci Kısım, Fakülteler Matbaası, İstanbul 1969, s. 43.
3 Tuncer Baykara, “Denizli”, TDVİA, C. 9, 1994, s. 155-156.
4 Mithat Aydın, Denizli’de Eğitim Osmânlı Dönemi, Denizli Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları, Denizli 2014,
s. 11.
5 “Tonuzlu” adı XVI. Yüzyıldaki tahrir defterlerinde de geçer. Bkz. Tapu Tahrir Defteri 1051, s. 1’den nakleden
Mehmet Ali Ünal, “Tahrir Defterlerine Göre Denizli Şehri”, Osmânlı Devri Üzerine Makaleler-Araştırmalar, Isparta
2008, s. 255.

13
bu açıklama umumiyetle kabul edilmiştir6. XVII. yüzyılda düzenlenmiş olan avarız tahrir
defterlerinde, 1575’lere kadar sadece Lâzıkıyye, 1675-1676 ve 1678 tarihli defterlerde ise
bu bölge için Denizli tabiri kullanılmıştır. Kazaya ait 1699 tarihli defterde ise Lâzıkıyye
nâm-ı diger Denizli şeklinde yer almıştır. Aynı yüzyıla ait kaynaklarda da Denizlü veya
Denizli adı, geçmiş yüzyıla göre daha yaygın bir biçimde kullanılmaya başlanmıştır7.
Ancak “Tonuzlu” tabiri incelediğimiz Şer’iye sicilinde de geçmektedir.

İç Batı Anadolu’nun kavşak noktalarından birisi olan Denizli, Büyük Menderes nehri
ile sulanan verimli toprakların üzerinde yer almasından dolayı tarihin her döneminde
insanlar tarafından yerleşilen bir konuma sahip olmuştur. Coğrafi özelliklerinden dolayı
Anadolu’da ortaya çıkan medeniyetlerle daima münasebet kurmuş ve Anadolu ile çevre
toplumlarının egemenlik mücadelelerine tanık olmuştur. Yolların kesişim noktasında yer
alması ve ekonomik verimliliğinin yüksek olmasından dolayı tarihin erken devirlerinden
itibaren insanların dikkatini çeken bir yerleşim yeri olmuştur8. Prehistorik çağlardan beri
insanların yaşamını devam ettirdikleri Denizli ve çevresi, Eskiçağ Anadolusu’nun önemli
kültürlerinin temsil edildiği bölgelerden birisi olmuştur. M.Ö. 2000 yılından itibaren Ana-
dolu’da çivi yazısının kullanılmasıyla birlikte bölgenin tarihi yazılı belgelerde yer almaya
başlamıştır. Hitit çivi yazısı belgelerinde Arzawa olarak geçen bölge Denizli’yi de kapsa-
yan Anadolu’nun güneybatısını ihtiva etmektedir. Yapılan kazılarda Denizli bölgesinde
en eski çağlardan M.Ö. 2000 yılına kadarki süreçte sayıları elliyi bulan yerleşim yerleri
tespit edilmiştir9. Ege Denizi kıyılarını İç Anadolu üzerinden Suriye ve Mezopotamya’ya
bağlayan önemli bir yol üzerinde, Karya ve Frigya arasındaki iletişim sahasında bulunması,
Denizli ve çevresinin önemini artıran diğer faktörler olmuştur10.

Denizli kenti, bugün bulunduğu yerin 6 km kuzeyinde yer alan Eskihisâr civarındaki
harabelerin bulunduğu yerde ortaya çıkmıştır. Büyük İskender’in ölümünden sonra Ma-
kedonya Devleti’nin topraklarının güçlü komutanlar arasında bölüştürülmesinin ardından
Antakya merkezli kurulmuş olan Selevkos Devleti, sonraki yıllarda hâkimiyet sahasını
genişleterek Batı Anadolu’da egemenlik kurmuştur. Selevkos kralı II. Antiochos, eşi
Laodike’ye atfen Laodikeia ismiyle M.Ö. 246 yılında burasını inşa etmiş ve aynı adla
geçen yerlerden ayırt etmek için Lykos Laodikeiası anlamına gelen Laodikeia ad Lykum
adını vermiştir11. Kral yolunun Anadolu’da Sard ile Efes ve Milet’e ayrıldığı yerde bulun-
masından dolayı şehir sürekli olarak ticari faaliyetlerini genişletmiştir. M.S. 1. yüzyıldan
itibaren zengin tarım ürünleri, yer altı kaynakları, tekstil ve bankacılık sektörlerindeki

6 Baykara, Denizli Tarihi…, s. 45.


7 Turan Gökçe, XVI ve XVII. Yüzyıllarda Lâzıkıyye (Denizli) Kazâsı, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 2000,
s. 18.
8 Yûsuf Kılıç, “Denizli Yöresinin Prehistorik Yerleşimleri ve Yol Sistemi”, Uluslararası Denizli ve Çevresi Tarih ve
Kültür Sempozyumu, 6-8 Eylül 2016, Bildiriler I, (Ed. Ayfer Özçelik, M. Yaşar Ertaş, Yûsuf Kılıç, Yasemin Avcı,
Süleymân İnan, Selim Parlaz), Fakülte Kitabevi, Denizli 2007, s. 12.
9 Turgut Yiğit, “M.Ö. II. Binyılda Denizli ve Çevresi”, Uluslararası Denizli ve Çevresi Tarih ve Kültür Sempozyumu,
6-8 Eylül 2016, Bildiriler I, (Ed. Ayfer Özçelik vd.), s. 7.
10 Tanju Demir, Kadı Sicillerine Göre Denizli (1774-1812), Denizli Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları, Denizli
2017, s. 17.
11 Gökçe, a.g.e., s. 15; Kılıç, a.g.m., s. 13; Mehmet Ali Uysal, Her Yönüyle Denizli Kazası, Denizli Büyükşehir
Belediyesi Kültür Yayınları, Denizli 2016, s. 20; Doktor Kemal Şakir, Tarihî, İctima’î, Sıhhî, İktisâdî Nokta’-î
Nazardan Denizli, (Yay. Haz. Tahir Kodal), Denizli Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları, Denizli 2014, s. 33.

14
gelişimiyle Roma döneminde önemli bir ticaret merkezi haline gelmiştir12. Etrafındaki
diğer şehirlere nazaran küçük bir köy görünümünde olan Laodikeia, gerek coğrafi konumu
nedeniyle sahip olduğu stratejik önemi ile ticaret yollarının kesiştiği mühim bir mevkide
bulunması gerekse topraklarının verimliliği sayesinde kısa bir zaman içinde gelişerek
bölgenin önemli merkezlerinden bir tanesi olmayı başarmıştır13. M.S. 1. ve 3. yüzyıllar
arasında en parlak dönemini yaşayan Laodikeia şehri, M.S. 7. yüzyıldan itibaren kent yer-
leşimini büyük ölçüde yitirmiştir. Özellikle Bizans döneminde, İstanbul’un yeni bir merkez
halinde ortaya çıkmasıyla birlikte, Anadolu’da yol sistemi değişmiş, bütün Anadolu’da
yeni şartların ortaya çıkmasıyla kentler eski canlı yaşamlarını yitirmiş, giderek küçülen
şehirlerde yaşayan insanlar tepelerde daha küçük mevkilere çekilmiştir. Meydâna gelen
bu değişikliklerden Laodikeia da etkilenmiş ve eski ehemmiyetini kaybetmiştir. Şehrin
savunma mekanizmaları ihmal edilmiş, şehir savunma ve idari anlamda daha uygun gö-
rülen Honaz’a nakledilmiştir. Kentin yerleşim özelliğini kaybetmesinin nedenlerden biri
meydana gelen deprem nedeniyle şehrin su dağıtım sisteminin büyük ölçüde zarar görmesi,
bir diğeri ise bu dönemde bütün Akdeniz havzasını tehdit eden Arap akınlarıdır14. Şehrin
sahip olduğu kuvvetli tahkimat ve nüfusunun kalabalık olmasından dolayı Laodikeia’nın
Türklerin eline geçmesi bir hayli uzun sürmüştür. Sasani ve Arap akınlarıyla15 sık sık tahrip
edilen ve su yolları bozulan kent, zamanla askeri bir merkez olma özelliğini yitirmiş ve
bu durum, şehrin Türkler tarafından alınmasının önünü açmıştır16. Türkler XI. yüzyılda
bölgeye geldikleri zaman, yıkılmaya yüz tutmuş bir Laodikeia ile karşılaşmışlar ve onun
yerine bugünkü Denizli’nin yerinde yeni bir kent kurarak Lâdik ismiyle Selçuklu devrinin
önemli merkezlerinden birini tesis etmişlerdir17.

Denizli’de Türkler, ilk defa 1070 yılında görülmüş, Selçuklu Sultanı Alparslan’a
karşı isyan eden Yıva Oğuz Beyi Erbasganoğlu, İstanbul’a doğru yola çıkarak Bizans’a
sığınmıştır. Erbasganoğlu’nun arkasından daha önce de Anadolu’ya akınlar yapan Afşin
Bey ile diğer sınır beyleri gönderilmiştir. Yıva Oğuz Beyi’ni ele geçiremeyen Afşin Bey,
Diyar-ı Rum topraklarına girerek Anadolu’yu baştanbaşa geçmiş ve Frigya kıtasına girmiştir.
Zamanın büyük ve mamur şehri Honaz’ı aldıktan sonra Laodikeia’yı da yağmalayarak
askerleriyle birlikte Adalar (Ege) Denizi sahillerine kadar ilerlemeyi başarmıştır18. Ancak
bir keşif hareketinden ibaret olması nedeniyle Afşin Bey’in bölgedeki hâkimiyeti çok kısa
sürmüştür. Afşin Bey’in bu keşif hareketi, Laodikeia ve çevresinde Türk hâkimiyetini
sağlamamış olmasına rağmen, XII. yüzyılın sonlarına kadar devamlı olarak Türklerle

12 Aydın, a.g.e., s. 13.


13 Gökçe, a.g.e., s. 25.
14 Yasemin Avcı, Bir Osmanlı Anadolu Kentinde Tanzimat Reformları ve Kentsel Dönüşüm: Denizli (1839-1908),
Yeditepe Yayınevi, İstanbul 2010, s. 14-15.
15 Batı Anadolu üzerine VII. yüzyılın sonlarında başlayıp VIII. yüzyılın ilk yarısında artış gösteren Müslüman Arap
istilası yöreyi de derinden sarsmıştır. 716 yılında Sardes ve Bergama üzerinden İstanbul’a yönelen Emevi Halife-
sinin kardeşi Mesleme’nin atlı birlikleri Denizli topraklarında zahmetsizce ilerlemiştir. İlhan Erdem, “XIII. –XIV.
Yüzyıllarda Denizli ve Yöresinde Görülen Sosyal-Kültürel Gelişmeler”, Uluslararası Denizli ve Çevresi Tarih ve
Kültür Sempozyumu, 6-8 Eylül 2016, Bildiriler I, (Ed. Ayfer Özçelik vd.), s. 79.
16 Baykara, Denizli Tarihi…, s. 46.
17 Gökçe, a.g.e., s. 26.
18 Tuncer Baykara, Selçuklular ve Beylikler Çağında Denizli 1070-1520, IQ Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul 2007,
s. 35.

15
Bizanslılar arasında el değiştirmesi, dolayısıyla fetih sürecini başlatması açısından son
derece önemli bir rol oynamıştır19.

1071 Malazgirt Savaşı’nın ardından Türkler, Anadolu’da büyük bir fetih hareketine
girişmişlerdir. Denizli ve çevresi de Kutalmışoğlu Süleymân Bey maiyetindeki kumandanlar
tarafından fethedilmiştir. 20 yıl kadar Türk hâkimiyetinde kalmasının ardından 1097’de
Haçlı kuvvetlerinin Kılıçarslan’a karşı kazandıkları başarılardan istifade etmek isteyen
Bizans İmparatoru Alexis Komnenos, XI. yüzyıl sonlarında komutanı Yuannis Dukas’ı
bu bölgelerin geri alınmasıyla görevlendirmiştir. Dukas, İzmir, Efes, Sardes ve Alaşehir’i
alarak Laodikeia önlerine gelmiştir. Buradaki Türk kuvvetleri daha güçlü ve önemli olan
Haçlılarla savaşmak üzere iç kısımlara gittikleri için halk şehri Dukas’a teslim etmiştir.
Bundan dolayı Dukas, şehre vâli tayin etmemiş, doğuya doğru yürüyüşüne devam ederek
Honaz, Çardak ve Homa taraflarını almıştır.

Denizli ve çevresi Bizanslıların elinde kısa bir süre kalmış, Anadolu’daki Haçlı
tehlikesini bertaraf eden I. Kılınçarslan 1102 yılında burasını tekrar fethetmiştir. Bunun
üzerine Bizans İmparatoru Alexis Komnenos, kumandanlarından Philocal’ı buraları geri
kazanması için görevlendirmiştir. Philocal ordusuyla birlikte Laodikeia’ya gelerek kenti
tekrar ele geçirmiştir. Ancak bunu yaparken bölge halkına yapmış olduğu zulüm ve vah-
şiyane tavır nedeniyle Anadolu halkı tarafından büyük bir nefret ortaya çıkmıştır. Türk
halkına yapılan zulmün intikamını almak isteyenler Anadolu’dan toplanmış ve Çukurova’da
bulunan Atabeg Hasan önderliğinde bir araya gelmişlerdir. Atabeg Hasan 24.000 kişiden
oluşan ordusuyla birlikte 1109’da harekete geçerek Denizli’yi aldıktan sonra İzmir ve
Bergama’ya kadar gitmeye muvaffak olmuştur. Bu tarihten itibaren Laodikeia Türklerin
önemli bir ileri garnizon merkezi haline gelmiştir. Alpkara önderliğindeki birliklerin sık
sık Bizans topraklarına akınlar yaparak tahrip etmeleri üzerine Bizans İmparatoru Jean
Komnenos, 1119’da tahta geçmesinin ardından Laodikeia’yı zapt etmeyi düşünmüştür.
Sefer hazırlıklarını tamamlayan Bizans İmparatoru, ordusuyla birlikte Alaşehir’e gelmiş-
tir. Alpkara’nın emrinde yalnızca 800 kişilik bir kuvvet vardır. Sınırlı sayıdaki askerle
mücadele veren Alpkara, önce kaleyi savunmuş ardından Bizans kuvvetleri üzerine sal-
dırıya geçmiş ancak sayılarının az olmasından dolayı başarılı olamayarak Laodikeia’dan
çekilmek zorunda kalmıştır. Neticede Laodikeia, Bizans’ın eline geçmiş ve seksen yıl
boyunca onun egemenliği altında kalmıştır20. Denizli ve çevresi 1206’da Selçuklular21
tarafından yeniden ve kesin olarak fethedilene kadar sürekli olarak Bizans ile Selçuklu
Devleti arasında el değiştirmiştir. Bu mücadele devrinde, 1147’deki Kazıkbeli Savaşı ile
1176 yılındaki Miryakefalon Savaşı bölgenin hâkimiyeti açısından belirleyici rol oynayan
savaşlar olmuşlardır22. Denizli’nin fethi, Anadolu’nun Antalya’dan Fethiye’ye, Burdur’dan
Muğla’ya Güneybatı Anadolu’nun fethi projesinin bir parçasıdır. Gıyaseddin Keyhüsrev’in
uyguladığı bu stratejiye göre, Uluborlu’nun merkez yapılmasından sonra önce Isparta-Bur-
dur, ardından Denizli, Honaz ve son olarak da Antalya ve çevresi fethedilmiştir. Kazanılan

19 Gökçe, a.g.e., s. 27.


20 Baykara, Denizli Tarihi…, s. 14-15.
21 Denizli ve çevresi kesin olarak Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından fethedilmiştir. Baykara, Denizli Tarihi…, s. 23.
22 Aydın, a.g.e., s. 14.

16
bu topraklara önce Türkmenler yerleştirilerek bölge güvenlik altına alınıyor arkasından
da Türkleşme süreci başlıyordu. Denizli’de de durum benzer istikamette ilerlemiştir. Uc
şehri olmasının yanı sıra bir Selçuklu kenti hüviyeti de kazanmıştır. Denizli’ye bir vâli
(subaşı), kadı, divan görevlileri, din görevlileri ve eğitimciler tayin edilmiş ve caminin
yanında okullar, yollar, imaret, pazâr gibi yapılar inşa edilmiştir23.

İlk önceleri Moğollara karşı Selçuklu Devleti’nden yana tavır takınan Denizli uc
Türkmenleri, Sultan İzzeddin Keykavus’un taht mücadeleleri esnasında kendisine destek
veren Bizans imparatoruna Denizli havâlisini vaat etmesi üzerine ona karşı durmaya
başlamışlardır. Bu vaadin ardından şehre gelen Bizans garnizonu etrafı tamamıyla Türk-
leşmiş Denizli’de tutunamayarak geri dönmek zorunda kalmış, Türkmenler böylece
şehrin hakimi olduklarını göstermişlerdir. Hatta Türkmenler, Hülagu’ya müracaat ederek
istiklal talebinde bulunmuşlardır. Moğollar, bu teklife olumlu yaklaşmışlar ve Denizli’de
ilk Türkmen beyliği kurulmuştur. Denizli’de bağımsızlıklarını ilan eden Mehmed Bey
önderliğindeki Türkmenler, 1261 yılında Selçuklu merkezine başkaldırarak, Konya-An-
talya kervan yolunu kesmelerinin yanı sıra etrafa akınlar düzenlemişlerdir. Bu yaşananlar
zayıf bir Selçuklu Devleti’ni muhafaza etmeyi daha uygun bulan Moğol idaresini rahatsız
etmiş ve Selçuklu kuvvetleriyle birlikte Mehmed Bey üzerine sefere çıkılmıştır. Ali Bey’in
ihaneti üzerine Mehmed Bey teslim olmak zorunda kalmış ve yolda öldürülmüştür. Türk-
menlerin başına Ali Bey getirilmiş ancak 1276’daki Cimri hadisesinden faydalanmaya
çalışmak istemesi nedeniyle bertaraf edilmiştir. Böylece Denizli Türkmenleri yeniden
Selçuklu idaresine girmişlerdir. Türkmen beyleri, Moğolların hakim olduğu bu dönemde
dahi nüfuzlarını korumayı başarmışlardır24.

1243’ten sonra Anadolu Selçuklu Devleti’nin zayıflamasının ardından diğer Türkmen


beylikleri gibi Denizli ve çevresini kontrol eden Sahibataoğulları, İnançoğulları ve Germi-
yanoğulları arasında nüfuz çatışmaları yaşanmıştır25. 1306 yılında Germiyanoğullarının,
Tripolis (Yenice/Buldan)’i fethetmeleri üzerine kaza idaresi neredeyse bütünüyle Türk
hâkimiyetine girmiştir. Başka bir deyişle, Denizli’nin Türkleşmesi, Germiyanoğullarının
bu fethiyle büyük ölçüde tamamlanmıştır26.
Denizli ve çevresinin Osmanlı Devleti’nin hâkimiyetine girmesi, Yıldırım Bayezid
döneminde gerçekleşmiştir. Beylikleri ortadan kaldırarak Anadolu’da siyasi birliği kurmak
isteyen Yıldırım Bayezid, önce Rumeli taraflarını güvence altına aldıktan sonra Saruhân,
Aydın ve Menteşeoğullarının topraklarını Osmanlı Devleti’ne katmıştır. Bu gelişmelerden
tedirgin olan Germiyanoğlu Yakub Bey, hediyelerle sultanı karşılamaya çıkmışsa da İpsala
kalesine hapsedilmiştir. Böylece Denizli Osmanlı hâkimiyeti altına girmiş ve bu durum
1402 Ankara Savaşı’na kadar devam etmiştir. Ankara Savaşı sırasında kaleden kaçmayı
başaran Yakub Bey, diğer Anadolu beyleri gibi Timur’un yanında yer almıştır. Savaşı
kazanan Timur, Yıldırım Bayezid’i esir almış ve beyliklerin topraklarını eski sahiplerine

23 Erdem, a.g.m., s. 81.


24 Baykara, Denizli Tarihi, s. 31; Gökçe, a.g.e., s. 30.
25 Aydın, a.g.e., s. 14-15.
26 Gökçe, a.g.e., s. 31.

17
teslim ederek Germiyan arazisini tekrar Yakub Bey’e vermiştir. Böylece 1390’dan beri
Denizli’de varolan Osmanlı hâkimiyeti sona ermiştir. Denizli’nin Germiyanoğulları ile
birlikte Osmanlı idaresinden ayrı kaldığı dönem 20 yılı bulmuştur. Germiyanoğlu Yakub
Bey zaman zaman Karamanoğulları ile birlikte hareket etmekten çekinmemiştir. Ancak II.
Murad’ın kendisine gösterdiği yakınlık nedeniyle 1427-28’de Edirne’de kendisini ziyaret
etmiş ve topraklarını vasiyet ederek bağlılığını bildirmiştir. Kütahya’ya döndükten bir
yıl sonra hayatını kaybetmiş ve vasiyeti gereği toprakları Osmanlı idaresine girmiştir27.
Osmanlı Devleti daha önce Germiyanoğullarının hâkimiyetindeki Denizli ve havâli-
sini 1429 yılında topraklarına kesin olarak kattıktan sonra genel fetih metotlarına uygun
olarak kazalar halinde, coğrafi konumları ve diğer özelliklerine göre üçe bölerek üç
sancağa bağlamışlardır. Bunlardan Asi Karaağaç Hamid, Tavas Menteşe sancaklarına
bağlanmış, bugünkü kentin büyük çoğunluğunu oluşturan Homa, Işıklı, Çal, Baklan,
Denizli, Honaz, Sarayköy ve Buldan ise Kütahya sancağına bağlanmıştır. Lâzıkiyye kaza
dairesi, doğrudan doğruya aynı zamanda 1393’de kurulan Anadolu Beylerbeyliği’ne, 1451
yılından sonra merkezlik etmesi açısından da Paşa Sancağı konumunda bulunan Kütahya
sancağına bağlanmıştır.
XVI. ve XVII. yüzyıllarda Lâzıkıyye kazası Nahiye-i Lâzıkıyye (merkez), Nahiye-i
İbsili, Nahiye-i Kaş-Yenice ve Nahiye-i Aydos’tan oluşmaktadır. Lâzıkıyye merkez nahi-
yesi bugünkü Denizli merkez ilçenin sınırları içinde kalan bölgeyi kapsamaktadır. XVI.
yüzyıl tahrir kayıtlarında Denizli’de 22 mahalle bulunmaktadır. Bunlar Cami-i Kebîr,
Kuddüs, Kurşunlu, Yayalar, Medrese, Ahi Tudı, Kadı Emre, Eceli, Tabaklar, Kürkcüler,
Meydân, Kubâ Mescid, Samuri, Hamam, Hoca Sinan, Asılbeği, Kezürlük, Kiremitân, Ala-
ca Mescid, Hacı Alamud, Hergele ve Kefere mahalleleridir28. XVIII. yüzyılda ise Aktoy,
Meydân, Kürekçiler, Kurşunlu, Saray, Cami-i Kebîr, Abdü’l-kuddüs, Kuramaz, Eceler,
Alaca Mescid, Kayacık, Debbağlar, Zımmîyân, Asıl Bey, Cârullah, Gizirlik, Gâzî Emîr
ve Gidebostân mahalleleri ile Karcı, Gerzele, Çakmak, Karahasanlı, Manastır, Kınıklı,
Karaman, Kaşıkçı, Kethüda, Şemikler, Göveçlik, Hacıeyüblü, Bağbaşı, Tekke, Eskihisâr,
Kebîr, Kurudere, Akçalar, Saruhân, Kayıhân, Gonca Ali, Zeytûn, Yalnızdere, Şamlı Sagir,
Zekeriyyâ, Bekirli, İldenizli, Acemiyan gibi köylerden meydana gelmiştir29. XIX. yüzyıla
kadar bu durum devam etmiş, bu yüzyılda Anadolu Beylerbeyliği’nin dağılması üzerine
kurulan Aydın Eyaleti’ne bağlanan Denizli, 1867 yılında Menteşe ile birleştirilerek kaza
olarak tekrar Aydın sancağına bağlanmıştır. 10 Mart 1883’te Denizli sancağı yeniden bir
düzenleme ile ilk sancak mutasarrıflığına Hasan Paşa tayin olunmuştur. Denizli, Sarayköy
ve Buldan’ın yanında Tavas’ın da dahil olduğu sancak, 1884’te Çal, 1888’de ise Garbî
Karaağaç (Acıpayam)’ın da katılmasıyla oldukça genişlemiştir. Osmanlı Devleti’nin son
zamanlarında müstakil mutasarrıflık olan Denizli, Cumhuriyet’ten sonra Çivril’in de
katılmasıyla bugünkü sınırlarına kavuşmuştur30.

27 Gökçe, a.g.e., s. 35.


28 Baykara, a.g.m., s. 158.
29 Mahalle ve köylerin vergi miktarları hakkında Bkz. Bülent Çelik, “XVIII. Yüzyılın Son Çeyreğinde Denizli Ken-
tinde Yapılan Tevziler”, Uluslararası Denizli ve Çevresi Tarih ve Kültür Sempozyumu, 6-8 Eylül 2016, Bildiriler
I, (Ed. Ayfer Özçelik vd.), s. 209-211.
30 Gökçe, a.g.e., s. 49-52.

18
BİRİNCİ BÖLÜM
ŞER’İYE SİCİLLERİ ve DENİZLİ ŞER’İYE SİCİLLERİ

A. Şer’i Mahkemeler ve Kadı

Kur’an’da geçmiş peygamberlerin hayat hikâyeleri anlatılırken onların yargı işleriyle


görevlendirildiklerine temas edilmektedir. Kur’an’da adalete sıkça vurgu yapılarak bir
taraftan fertlerin birbirlerinin haklarına saygı göstermeleri istenirken diğer taraftan insanlar
arasında meydana gelecek davaların çözüme kavuşturulması, hakların sahiplerine iade
edilmesi ve suçluların cezalandırılmasının lüzumu üzerinde durulmuştur. Kur’an’da bu
mesajın bir parçası olarak Hz. Peygamber’in yargı işleriyle de görevlendirildiği açık bir
şekilde beyan edilmiştir. Hz. Peygamber bizzat kadı sıfatıyla insanlar arasında meydana
gelen anlaşmazlıkları çözüme kavuşturmuştur. Toprakların artmasına paralel yargı göre-
viyle yetkili devlet adamlarının tayinine başlandığı bilinmektedir. Kadı tayini Hz. Ömer
devrinde ve sonraki halifeler döneminde de teşkilatlı bir biçimde devam etmiştir31.

Emevî Devleti’nin ilk halifesi Muaviye’nin, başşehir Dımaşk’ta hukuken sahip olduğu
yargı yetkisini tayin ettiği kadıya devretmesini ve yargı işleriyle hiç meşgul olmamasını
taşrada vâlilerin yargı yetkilerini tayin ettikleri kadılara devretmeleri takip etmiştir. Ta-
yin edilen bu kadılar medeni ve cezai davaların tamamına, halife ve vâliler ise sadece
mezalim mahkemelerine intikal eden davalara bakmaktaydı. Emeviler devrinde kadılara
ayrıca idari, mali ve eğitimle ilgili görevlerle yetim ve vakıf mallarını koruma vazifeleri
de verildi. Abbasîlerin ilk dönemlerinde halifeler bizzat kadıların tayin ve azliyle meşgul
olmuşlarsa da şehirlerin yerleşim alanları genişleyip nüfusları artınca büyük şehirlere
birden fazla kadı tayinine ihtiyaç duyulmuş ve ülke çapında kadıların sayısı artmıştır32.
Kadı, İslâm devletlerinde önemli olduğu kadar Türk devletlerinde de muteber bir

31 Fahrettin Atar, “Kadı”, TDVİA, C. 24, 2001, s. 66


32 Atar, a.g.e., s. 67.

19
makam olarak görülmüştür. Osmanlılar devlet teşkilatını tesis ederken kendilerinden önceki
Türk-İslâm devletlerinin teşkilatlarını model almış ve bazı düzenlemeler yaparak kendi-
lerine mahsus bir devlet modeli ortaya koymuşlardır. Osmanlı devlet teşkilatının temeli
sayılabilecek yargı müessesesi devleti ayakta tutan en önemli unsurlardan biri olmuştur.
Osmanlı devletinde fethedilen topraklara hukuku temsilen bir kadının, idareyi temsi-
len de bir subaşının atanması gelenek haline gelmişti. İlk Osmanlı kadıları Anadolu, İran,
Suriye ve Mısır gibi yerlerden getirilmiştir. I. Murad’ın Molla Fahreddin Acemî’yi 130
akçe maaş ile ilk defa fetva görevine tayin ettiği bilinmektedir. Daha sonra fethedilen her
idare merkezine bir kadı tayin edilmiş ve böylece adlî teşkilât tesis edilmiştir. Tek kadının
görev yaptığı bu usule Şer’iye Mahkemeleri adı verilmektedir. Şer’îye mahkemelerinin
belli bir makam binası bulunmamaktadır. Bir diğer ifadeyle, kadıların yargı işlerini yürü-
tebilecekleri ve tarafların kendilerini her an bulabilecekleri muayyen bir yerleri yoktur. Bu
mekan kadının evi olabileceği gibi cami, mescid, medreseleri veya belli odaları olabilir.
Kadılar bayram ve Cuma günleri dışında bu mekânlarda yargılama yapabilmekteydiler33.
Osmanlı devleti’nde şerʻi mahkemelerin büyük bir önemi bulunmaktaydı. Müslümanlar
arasındaki davalar, gayrimüslimler arasındaki anlaşmazlıkların çözümü bu mahkemeler
tarafından yürütülmekteydi. Bu nedenle de şerʻi mahkemelerin yetki ve faaliyet alanları
oldukça genişti. Tanzîmat’tan sonra bu mahkemelerin yetki alanları kısıtlanmış sadece
evlilik, boşanma ve miras hukuku ile alakalı davalara bakar olmuştu.
Şer’i mahkemelerin en önemli unsuru olan kadılar yargının temsilcileri konumundaydı.
Kadılık memuriyeti sıkı kurallar manzumesine sahip ve geniş yetkilere haiz bir kurum
olarak karşımıza çıkmaktadır. İlmiye sınıfına mensup olan Osmanlı kadısı devletin geniş
ve renkli coğrafyasındaki temsilcisi, bu dünyayı baştan sona iyi tanıyan memur tipidir
ve hukukçular sınıfını şahsında temsil eden meslek adamıdır. Osmanlı kadısının mülki,
beledi, mali, askeri ve adli sahaları kapsayan görevleri göz önüne alınırsa onun kadar
geniş bir görev alanı bulunan bir başka memur olmadığı gibi memuriyet kompartımanı
ve şahsiyeti onun kadar çeşitli olanı da bulunmamaktadır. Kadılar merkezi hükümetin
memuru olduğu kadar, halkın da devlet nezdinde temsilcisi ve sözcüsü konumundaydı.
Kadılara siyaset cezası uygulanamazdı. IV. Murad’ın Bursa seyahati sırasında İznik
kadısını yollar temizlenmediği için idam etmesi protesto edilen bir eylemdi ve Kanuni
Sultan Süleymân’ın Kızıl Yenicesi kadısını menzil parasını çalması yüzünden astırması
dışında bu kuralın ihlaline pek rastlanmamaktadır. Bir diğer husûs da XV-XVII. yüzyılın
kadısının XVIII. yüzyılda yaşanan değişime uyum sağlamasıdır. XIX. yüzyılda ise daha
farklı bir kadı tipi ortaya çıkmıştır. XX. yüzyılın başında kadılar Osmanlı Devleti’nin
adliye sistemi içinde yine farklı bir yer işgal etmektedir34.
Fatih Sultan Mehmed kanunnamesinde kadıların alacağı harçları belirtmiş, hiyerar-
şiyi kurmuş, tedrîs, kazâ ve iftâ arasındaki muadeleti tesbit etmiştir. Bu devirde kadının
mesleki eğitiminde kurumlaşma ve hiyerarşisinin yerleşmesi açısından en önemli olay
Sahn-ı Seman diye bilinen Fatih medreselerinin teşekkülüdür. Böylece XVI. yüzyılda

33 Ahmet Akgündüz, “İslâm Hukukunun Osmânlı Devletinde Tatbiki: Şer’iye Mahkemeleri ve Şer’iye Sicilleri”,
İslam Hukuku Araştırmaları Dergisi, 14, 2009, s. 14.
34 İlber Ortaylı, “Kadı”, TDVİA, C. 24, 2001, s. 69-70.

20
Süleymâniye medreseleri kuruluncaya kadar bu yüksek eğitim kurumu kadılık mesleğine
girecek gençlerin tahsil görüp icazet aldıkları yer olmuştur. Özellikle XVI. yüzyıl sonunda,
Anadolu ve Rumeli’de “kenar medrese” tabir edilen taşra medreselerinden icazet veya
tezkire alanların başvuru ve adaylığının söz konusu olamayacağı karara bağlanmıştır.
Kadıların tayini mutlaka padişah beratı ile olur, ilmiye mensuplarının tayin, yol ve nakil
işlemlerini Anadolu ve Rumeli kazaskerlerinin daireleri yapardı bunun için de kadının
mesleğe intisabında bu dairelerden birini seçmesi gerekirdi. Dairelerde işlemler ruzname
denilen deftere kaydedilir ve artık kadıların meslekteki terfii ve özlük işleri bu büroda
yürütülürdü35.
Şer’i mahkemelerde kadı ve nâ’iblerden başka muhzır, çavuş, mübâşir, kâtip, hademe,
kassam gibi birtakım görevliler de bulunmaktadır. Muhzır, davalı ve davacıyı mahkemeye
celb eden güvenlik görevlisidir. Çavuş, mahkemeden çıkan i’lâmların icrası, borçlunun
mallarının satılarak borcun ödenmesi, kesinleşen nakdî ve bedenî cezaların tatbik edilmesi
gibi görevleri yerine getirmektedir. Mübâşirler devlet adına soruşturmayı yürütmenin yanı
sıra celb ve tebliğ vazifesini de yerine getirirler. Müşavirler kadıların herhangi bir konuda
görüşlerini alıp gerektiğinde fetvâ istedikleri ulemâ sınıfına mensup kişilerdir. Hademeler
ise evraklarla ilişkili işler ve mahkemenin güvenliği gibi husûsları yerine getirirlerdi.
Kassamlar ise vefât eden kişilerin terekelerini vârislerine pay ederlerdi36.

B. Sosyal ve Ekonomik Tarih Kaynağı Olarak Şer’iye Sicilleri

Tarih araştırmalarında sıklıkla kullanılan Şer’iye sicilleri şüphesiz arşiv malzemeleri


içerisinde birinci derecede önem taşımaktadır. Şer’iye sicilleri şerʻi mahkemelerin tarih
sırasıyla tuttukları kayıtlara verilen isimdir. Bunlar şu şekilde sıralanabilir:
I. Kadı tarafından verilen hükümler.
II. Herhangi bir hadiseyi, bir şehadeti, bir ikrarı, bir hibeyi, resmiyette raptolunması
istenen bir husûsu kaydedenler.
III. Devlet merkezinden gelen bütün fermânlar, emirler ve tebliğler kadı tarafın-
dan tetkik olunup doğru oldukları tespit edildikten sonra hulâsaları deftere yazılanlar37.
Sicil-i mahfûz denilen bu kısma kadılar, merkezden gelen fermân, berat, buyruldu gibi
belgeleri kaydetmişlerdir. Bazı kadılar bunları Sicil-i mahfûz adı altında defterin ayrı bir
kısmına kaydetmişler, bazıları ise geliş tarihine göre diğer mahkeme hükümleri arasına
kaydetmişlerdir38.
Şer’iye sicilleri XV. yüzyıldan başlayarak XX. yüzyılın başlarına kadarki uzun bir
periyodu ele alan ve şehir tarihinden hukuk ve iktisat tarihine kadar birçok alanı aydınlatan

35 Ortaylı, a.g.e., s. 70; Mehmet Ali Ünal, Osmanlı Müesseseleri Tarihi, Isparta 2015, s. 248-252.
36 Halil İbrahim Çetin, Denizli Şer’iye Sicili (M. 1775-1778 H. 1189-1192), Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştır-
maları Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2006, s. 13-14.
37 Mehmet Zeki Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü III, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul 1993,
s. 343.
38 Mehmet Ali Ünal, Osmanlı Tarih Sözlüğü, Paradigma Yayınları, İstanbul 2011, s. 615.

21
belgeler olma özelliğini taşımaktadır. Söz konusu sicillerin araştırılması neticesinde Os-
manlı hukukunun kaynakları, Osmanlı devletinin hukuku tatbiki, Örfi hukukun uygulama
alanları ve kanunnâmelerin ifade ettiği husûslar daha rahat ortaya konabilir.
Siciller adli teşkilat bakımından da önemlidirler. Kadılık, nâ’iblik, muhzırlık, mübâ-
şirlik, bostâncıbaşılık, çavuşluk ve subaşılık gibi adli müesseselerin hem idari yapılarını,
hem de gördüğü görevleri geniş şekilde şerʻiyye sicillerinden öğrenebiliriz. Ayrıca mus-
lihûnun, şuhûdu’l-hâlin, kassâmın, ehl-i vukûfun ve benzeri mahkeme teşkilatıyla ilgili
görevlilerin kimler arasından hangi ölçütler gözetilerek seçildiğini ve ne gibi işlevler
gördüğünü gene Şer’iye sicillerinden takip edebiliriz39.
Kadıların mahkemelerde tutturmuş olduğu zabıtlar, payitahttan gelen emir ve fer-
mânlar ve önemli vakaların kaydolduğu defterler olan Şer’iye sicilleri hukuki bir kaynak
olmasının yanında aynı zamanda sosyal ve ekonomik tarih kaynağı olarak da değerlen-
dirilebilir. Kadı vermiş olduğu kararların resmi hüviyet alması için kaydını yaptırmak
durumundaydı. Bu sicillerde yer ve isim adları, tarih ve ekonomik duruma ilişkin birçok
ayrıntılar bulunmaktaydı. Aile hukuku, evlilik ve boşanma işlemleri, miras hukuku ve
mülkiyet hakkı gibi husûslar sicillere işlenmekteydi.
Şer’iye sicilleriyle ilgili olarak üç temel mefhûmun bilinmesi önem arz etmektedir.
Bunlardan birincisi mahzar kavramıdır. Mahzar sözlük anlamı olarak huzur ve hazır
olmak demektir. Terim olarak iki manası mevcuttur. Birincisi, hukukî bir dava ile ilgili
kayıtlar, taraf1arın iddialarını ve delillerini ihtiva eden, ancak hâkimin kararına esas teş-
kil etmeyen yazılı beyanlardır. İkincisi, herhangi bir mesele hakkında düzenlenen yazılı
belgenin muhtevasının doğruluğunu i’lam için, belgenin altında, mecliste hazır bulunan
ve meseleye vakıf olan başta subaşı, çavuş ve muhzır gibi şahısların yazılı olarak takrir
ettikleri şahadet beyanlarına ve imzalarına da mahzar denir. İkinci temel kavram sicil
tabiridir. Sözlükte okumak, kaydetmek ve karar vermek demek olan bu kelimenin terim
olarak ifade ettiği mana şudur: İnsanlarla ilgili bütün hukukî olayları, kadıların verdik-
leri karar sûretlerini, hüccetleri ve yargıyı ilgilendiren çeşitli yazılı kayıtları ihtiva eden
defterlere Şer’iye Sicilleri (sicillât- Şer’iye), Kadı Defterleri, Mahkeme Defterleri, Zabt-ı
Vakâyi Sicilleri veya Sicillât Defteri denmektedir40.
Şer’i mahkemeler tarafından verilen her çeşit ilam, hüccet ve şerʻi evrak, istisnasız
asıllarına uygun olarak bu defterlere kaydedilmektedir. Hâkim mahkemede mutlaka bir
sicillat defteri bulunduracak ve vereceği ilam ve hüccetleri, tahriften korunacak şekilde
muntazam olarak söz konusu deftere kaydedecektir. Bu defterler belli bir usule göre
uzun boylu, dar ve enli olurlardı. Örneğin, 40 cm. boyunda olan bir sicillat defterinin
16-17 cm eni olurdu. Ancak bütün sicil defterlerinin aynı ölçülerde olduğu söylenemez.
Mahkemelere, bazen da hâkimlere göre defterlerin ebatları da değişir. Yazıları genellikle
talik kırması denilen yazı şeklidir. Kağıtları çok sağlam ve parlak olup, mürekkepleri bu-
gün bile parlaklığını muhafaza edecek kadar sabittir. Çoğunlukla defterlerin üzerlerinde

39 Fethi Gedikli, “Osmanlı Hukuk Tarihi Kaynağı Olarak Şer‘iye Sicilleri”, Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi,
3/5, 2005, s. 190.
40 Akgündüz, a.g.m., s. 21-22.

22
kadıların isimleri mevcuttur. Şer’iye sicillerinin tetkikinden, bir kadının göreve başlar
başlamaz ilk işi, adını, sanını ve vazifeye başladığı tarihi bu defterin ilk sayfasına yazmak
olduğu ve vazifesi sona erince de söz konusu defteri bizzat kendisi veya emini vasıtasıyla
halefi olan hâkime devir ve teslim ettiği anlaşılmaktadır. Kendiliğinden teslim etmezse,
bir sonraki kadı, söz konusu sicil defterlerini selefinden talep eder. Bu defterlerin, devlet
malı, kadının kendi parası veya ilgililerden alınan harçlarla temin edilmesi, devir ve teslim
mecburiyetini ortadan kaldırmaz41.
Şer’î sicillerdeki her çeşit yazılı kayıtlar belli bir usule göre düzenlenmekte ve
sicile kaydedilmektedir ki bu usule sakk-ı şerʻi usulü denir. Sakk kavramı, Farsça çek
kelimesinin Arapçalaştırılmış şeklidir ve sözlükte berat, hüccet, temessük tapu tezkeresi
ve kısaca yazılı belge anlamlarını ifade eder. Terim olarak ise, şerʻi mahkemelerin sicile
kaydettiği veya yazılı olarak tarafların eline verdiği her çeşit belgenin düzenlenmesinde
ve yazılmasında takip edilen yazım usulüne veya bu çeşit yazılı belgelere Sakk-ı Şer’i
denmektedir. Başta ilam ve hüccetler olmak üzere bütün kayıtların tanzîm ve tahrir şekil-
lerini açıklayan numuneler yazılarak sakk kitapları telif edilmiş ve Şer’iye sicillerindeki
kayıtların tanzîmi meselesi düzenli ve sağlam bir kaideye oturtulmuştur. Her kadının
şerʻi şartlara uygun sakk düzenleyemeyeceği göz önüne alınarak, kadıların işlerini kolay-
laştırmak için bazı değerli âlim kadılar tarafından değişik şerʻi muamelelerin ne sûretle
yazılması icap edeceğine dair aynı mevzuun muhtelif şekillerine ait numunelik sakklar
kaleme alınmıştır. Şer’iye sicillerindeki kayıtlar söz konusu numunelere genellikle ve pek
az farklılıklarla uymaktadır42.
Şer’iye sicilleri ihtiva ettiği konular bakımından çeşitli isimler almaktadır. Başlıca
belge çeşitleri şunlardır:
Hüccet
Arapça asıllı bir kelime olan hüccet, delil, vesika, senet anlamlarına gelmektedir.
Diplomatik ilminde ise şerʻi mahkemeler tarafından verilen, fakat ilamdan farklı olarak
hüküm içermeyen, sadece kadı huzurunda iki tarafın anlaşmaya vardıklarına dair kadının
tasdikini ihtiva eden bir belgedir. Hüccetler, farklı konuların tespiti için tertip edilen bir
nevi noterlik belgeleri olarak kabul edilebilir. Hüccetler, kadı huzurunda tespiti yaptıran
şahsın eline verilmesinin yanında Şer’iye sicillerine de işlenmekteydi. Yapılan tespitlere
göre alım-satım, kira, nafaka, vekâlet, vasiyet, kefâlet şehâdet, ferağ, borç, hibe, rüşdün
isbatı nezir, keşif, sulh, irsâliye vs. konularda hüccetler bulunmaktadır43.
İ’lâm
Sözlükte “bildirmek, öğretmek, işaret koymak” manalarıma gelen i’lam (çoğulu
i’lamat), terim olarak şerʻi bir hükmü ve altında kararı veren hâkimin imza ve mührünü
taşıyan yazılı belge demektir. Daha çok i’lamat-ı Şer’iye olarak kullanılır. Her i’lam
belgesi davacının iddiasının dayandığı delilleri, davalının cevabını, varsa def’in sebep-

41 Akgündüz, a.g.m., s. 22.


42 Akgündüz, a.g.m., s. 22-23.
43 Mübahat Kütükoğlu, Osmanlı Belgelerinin Dili (Diplomatik), Kubbealtı Neşriyâtı, İstanbul 1994, s. 350.

23
lerini, verilen hükmün gerekçelerini ve nasıl karar verildiğine dair kayıtları ihtiva eder.
İ’lam belgelerini diğer Şer’iye sicilleri kayıtlarından ayıran en önemli özellik hâkimin
verdiği kararı ihtiva etmesidir. Bu bakımdan da hüccet, maruz vb. belgelerden farklıdır.
Ancak örfi anlamda ve uygulamada, hüküm ihtiva etsin etmesin altında kadının imza ve
mührünü taşıyan her belgeye i’lam denildiği ve bu sebeple arşivlerde birçok maruzun
i’lam diye kaydedildiği görülür. Şer’iye mahkemelerinde kadı yargılamayı tamamladıktan
sonra verdiği kararı önce taraflara şifahi olarak bildirir, daha sonra kararın gerekçelerini
de ihtiva eden bir i’lam tanzîm ederek davacı ve davalıya birer sûretini verir; bir sûretini
de sicile kaydeder44.
Ma’ruz
Kelime anlamı itibariyle arz edilen şey mânâsına gelmektedir. Kadının icrâ makamına
arz ettiği vesika, halkın icrâ makamı veya kadıya hitaben yazdığı şikayet dilekçesi olarak
açıklanabilir. Kadı kararlarını ihtiva etmemektedir.
Mürâsele
Anadolu ve Rumeli kazaskerleri tarafından kadı ve nâ’iblere ve onlar canibinden
nahiye nâ’iblerine tayinleriyle salahiyetlerini beyan eden resmi emirler hakkında kullanılan
bir tâbirdir. Bunun yanında kadılar tarafından bir husûsa ilişkin yazılan resmi kağıtlara
da mürâsele denmekteydi45.
Ferman
Divân-ı Humâyûn veya Paşakapısı’ndaki divânlarda alınan kararlara uygun olarak
yazılan ve tuğra bulunan padişah emirlerine verilen addır. Fermanla eş anlamda emir ve
hüküm kelimeleri de kullanılmaktadır. Fermân kelimesi tek başına değil, padişaha ait
olduğunu belirten ifadelerle birlikte kullanılırdı46.
Temessük
Arapça mesek kökünden gelen kelimenin lügat mânâsı “tutunma, yapışma, sarılma”-
dır. Diplomatik ilmi bakımından ise temessük, bir borcun ödenmesinin kabul edilmesi,
bir şeyin teslim alındığının gösterilmesi gibi konularda karşı tarafa verilen senettir. Bu
nedenle çok çeşitli konularda temessükler verilmiştir47.
Buyruldu
Küçük bir makamdan büyük bir makama veyahut bir şahıs tarafından herhangi bir
resmi makama sunulan kağıt üzerine o makam sahibi tarafından yazılan yazı hakkında
kullanılan bir tabirdir48.

44 Ahmet Akgündüz, “İlâm”, TDVİA, C. 22, 2000, s. 72.


45 Pakalın, a.g.e., s. 621.
46 Kütükoğlu, a.g.e., s. 99-100.
47 Kütükoğlu, a.g.e., s. 281.
48 Pakalın, a.g.e., s. 248.

24
C. Denizli Şer’iye Sicilleri

Denizli Şer’iye Sicilleri toplam 16 defterden oluşmaktadır. Birinci defterin başlangıç


tarihi ile sonuncu defterin bitiş tarihi göz önünde bulundurulduğunda 1775-1903 tarihleri
arasını kapsamaktadır. Yalnızca 675 numaralı 6. defter, hüküm ihtiva etmemekte olup
nüfus sayım cetvelidir. Denizli’nin 1831 (Hicrî 1246) yılı nüfusuna dair bilgi vermektedir.
Denizli Şer’iye Sicilleri, başlangıçta Afyon Müzesi’nde muhafaza edilirken, daha
sonra Ankara Milli Kütüphane Başkanlığı’na nakledilmiştir49. Aynı zamanda İstanbul’da
Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü ile İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) arşivlerinde
Denizli Şer’iye sicillerinin kopyaları bulunmaktadır50.
Ankara Milli Kütüphane Başkanlığı’ndan ve Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü’n-
den ayrı ayrı temin edilen51 Denizli Şer’iye Sicillerinin karşılaştırılması suretiyle tespit
edilen defterlerin numarası, ebatları, kapsadıkları tarih aralıkları ve toplam varak sayıları
aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.
Tablo 1: Denizli Şer’iye Sicilleri
Hicrî Tarih Miladi Tarih Varak/Sayfa
No Ebat
Aralığı Aralığı Sayısı52
670 17 x 47 1189- 1192 1775-1779 73 Varak
671 16 x 46 1195-1202 1781-1788 84 Varak
672 17 x 45 1204-1213 1789-1799 91 Varak
673 16 x 47 1203-1233 1788-1818 114 Varak
674 17 x 37 1243-1248 1827-1833 74 Varak
676 17 x 38 1248-1258 1833-1842 92 Varak
677 20 x 52 1268-1272 1851-1856 178 Sayfa
678 17 x 52 1279-1283 1862-1867 130 Sayfa
679 18 x 50 1286-1290 1869-1874 541 Sayfa
680 18,5 x 48 1272-1302 1855-1885 245 Sayfa
681 16 x 45 1280-1292 1864-1875 281 Sayfa
682 19 x 51 1300-1307 1882-1890 292 Sayfa
683 19 x 51 1307-1310 1889-1893 216 Sayfa
684 19,3 x 50,5 1310-1313 1892-1896 390 Sayfa
685 19,2 x 49,4 1316-1320 1898-1903 277 Sayfa

49 Halil İbrahim Çetin, Denizli Şer’iye Sicili (M. 1775-1778/H. 1189-1192), Marmara Üniversitesi, Türkiyat Araştır-
maları Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2006, s. XXIII.
50 Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, MŞH.ŞCS.d…, 1078, 1079, 1080, 1081, 1082, 1083, 1084, 1085, 1086, 3587,
3588, 3589, 3590, 3591, 3592; İSAM, Denizli Sicilleri, no. 670-686.
51 Ankara Milli Kütüphane Başkanlığı’ndan temin etmiş oldukları Denizli Şer’iye Sicillerini bizimle paylaşan Prof.
Dr. Selahittin Özçelik ve Doç. Dr. Mustafa Beyazıt’a; Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü arşivinde bulunan Denizli
Şer’iye Sicilleri nüshalarını edinmemizde yardımlarını esirgemeyen Denizli Büyükşehir Belediyesi Kültür, Turizm
ve Tanıtım Dairesi Başkanı Sayın Hüdaverdi Otaklı’ya sonsuz teşekkürlerimizi sunarız…
52 Varak/varaka kelimesi, tek yapraklı kağıt anlamına gelmektedir. Esasında Denizli Şer’iye Sicilleri’ndeki kayıtlar tek
yaprak şeklindeki büyük kağıtlara kaydedilmemiş olup, defter sayfalarına yazılmışlardır. Bununla birlikte Osmanlı
Arşivi Daire Başbanlığı Defter Bilgi formlarında, 677 numaralı şer’iye siciline kadarki siciller varak sayılarıyla, 677
numaralı Denizli Şer’iye Sicili’nden itibaren ise sayfa sayılarıyla kaydedildikleri için, bu tabloda arşivin tasnifine
sadık kalınmıştır

25
Denizli Şer’iye Sicilleri’ne dair muhtelif tez çalışmaları yapılmıştır. Bunlardan ilki
1996 yılında Tanju Demir tarafından Ege Üniversitesi’nde hazırlanan “18. Yy’ın sonu
ve 19. Yy’ın başında Denizli”53 başlıklı yüksek lisans tezidir. Tanju Demir daha sonra bu
çalışmasını yeni bilgi ve arşiv taramalarıyla genişleterek 2017 yılında “Kadı Sicillerine
Göre Denizli (1774-1812)”54 başlıklı bir eser yayınlamıştır.

İkinci olarak 2005 yılında Bilal Yıldız, Süleyman Demirel Üniversitesi’nde Denizli’ye
ait son şeriye sicili olan 685 numaralı Denizli Şer’iye sicilinden hareketle, “XX. Yüzyıl
Başlarında Denizli (685 Numaralı Şer’iye Sicilinde H.1320/M.1902 yılına ait kayıtlara
göre)”55 başlıklı bir yüksek lisans tezi hazırlamıştır. Ancak Tanju Demir ve Bilal Yıldız’ın
eserlerinde Denizli şeriye sicillerinin transkripsiyonlarına yer verilmemiştir.

İlk olarak 670 numaralı birinci Denizli Şer’iye sicilinin transkripsiyonu Halil İbrahim
Çetin tarafından 2006 yılında Marmara Üniversitesi’nde hazırlanan “Denizli Şer’iye Sicili
(M. 1775 - 1778 /H. 1189 – 1192)”56 başlıklı yüksek lisans tezinde yayınlanmıştır. Halil
İbrahim Çetin bu çalışmasının sonunda toplam 73 varaktan oluşan 670 numaralı Denizli
şeriye sicilinin transkripsiyonuna yer vermiştir57.

Yakın zamanda Sevgi Nur Sabancı tarafından Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü’nde hazırlanan “674 Numaralı (H. 1243-1248 / M. 1828-1832) Şer’i-
ye Siciline Göre Denizli’nin Sosyal ve İktisadi Yapısı” başlıklı Yüksek Lisans tezinde
674 Numaralı Denizli Şer’iye Sicili’nin58; Münevver Aydın tarafından Afyon Kocatepe
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde hazırlanan “185 Numaralı Denizli Şer’iyye
Sicil Defterinin Transkripsiyonu ve Değerlendirilmesi (1875-1883)” başlıklı Yüksek
Lisans tezinde 681 numaralı Denizli Şer’iye Sicili’nin transkripsiyonu ve değerlendir-
mesi yapılmıştır59. Son olarak 1892-1896 tarihleri arasını kapsayan 684 Numaralı Denizli
Şer’iye Sicili’ndeki tereke kayıtları, Mehmet Salih Soyalp tarafından Van Yüzüncü Yıl
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü bünyesinde hazırlanan “188 Numaralı Denizli
Şer’iyye Sicilinde Bulunan Tereke Kayıtlarının Transkripsiyon ve Değerlendirilmesi
(H. 1310-1313 / M. 1892-1896)” başlıklı Yüksek Lisans tezinde değerlendirilmiştir60.

Denizli Şer’iye Sicilleri’ne dair yapılan çalışmalarda, sicillerin numaralandırılmala-

53 Tanju Demir, 18. Yy’ın sonu ve 19. Yy’ın başında Denizli, Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek
Lisans Tezi, İzmir 1996.
54 Tanju Demir, Kadı Sicillerine Göre Denizli (1774-1812), Denizli Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları, Denizli
2017.
55 Bilal Yıldız, XX. Yüzyıl başlarında Denizli (685 numaralı Şer’iye sicilinde H. 1320/M. 1902 yılına ait kayıtlara
göre), Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Isparta 2005.
56 Halil İbrahim Çetin, Denizli Şer’iye Sicili (M. 1775-1778/H. 1189-1192), Marmara Üniversitesi, Türkiyat Araştır-
maları Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2006.
57 Ancak çalışmada defterin numarası karıştırılarak 671 numaralı defter olarak ifade edilmiştir.
58 Sevgi Nur Sabancı, 674 Numaralı (H. 1243-1248 / M. 1828-1832) Şer’iye Siciline Göre Denizli’nin Sosyal ve
İktisadi Yapısı, Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Isparta 2019.
59 Münevver Aydın, 185 Numaralı Denizli Şer’iyye Sicil Defterinin Transkripsiyonu ve Değerlendirilmesi (1875-
1883), Afyon Kocatepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tez i, Afyon 2019.
60 Mehmet Salih Soyalp, 188 Numaralı Denizli Şer’iyye Sicilinde Bulunan Tereke Kayıtlarının Transkripsiyon ve
Değerlendirilmesi (H. 1310-1313 / M. 1892-1896), Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek
Lisans Tezi, Van 2019.

26
rında farklılıklar görülmektedir. Bunun nedeni Denizli Şer’iye Sicilleri’nin Devlet Arşivleri
Genel Müdürlüğü, İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM), Afyon Müzesi ve Ankara Milli
Kütüphane Başkanlığı arşivlerinde farklı numaralarla kayıt altına alınmış olmalarından ileri
gelmektedir. Özellikle İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) arşivinde bazı sicillere mevcut
numaralarına ilaveten demirbaş numaraları da verilmiştir. Bu sebepten ötürü karışıklığı
önlemek ve aydınlatmak adına söz konusu arşivlerde sicillere verilen numaralar ve kap-
sadıkları tarih aralıkları aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. Kitap çalışmalarımızda sicillerin
numaraları 670’den başlayarak 685’e değin, defterlerin tarihlerine göre sıralandırılmıştır.
Tablo 2: Denizli Şer’iye Sicilleri’nin Farklı Arşivlerdeki Kayıt Numaraları

Devlet Afyon Müzesi


İslam Takip
Arşivleri ile Ankara Milli Hicrî Tarih Miladi Tarih
Araştırmaları Edilen
Genel Kütüphane Aralığı Aralığı
Merkezi Sıralama
Müdürlüğü Başkanlığı
1078 670 670 670 1189- 1192 1775-1779
1079 671 671 671 1195-1202 1781-1788
1080 672 672 672 1204-1213 1789-1799
1081 673 673 673 1203-1233 1788-1818
1082 674 674 674 1243-1248 1827-1833
1083 676 676 676 1248-1258 1833-1842
1084 677 677 677 1268-1272 1851-1856
1085 678 678 678 1279-1283 1862-1867
1086 179 179 / 679 679 1286-1290 1869-1874
3587 184 184 / 680 680 1272-1302 1855-1885
3588 185 185 / 681 681 1280-1292 1864-1875
3589 186 186 / 682 682 1300-1307 1882-1890
3590 187 187 / 683 683 1307-1310 1889-1893
3591 188 188 / 684 684 1310-1313 1892-1896
3592 189 189 / 685 685 1316-1320 1898-1903

27
İKİNCİ BÖLÜM
672 NUMARALI DENİZLİ ŞER’İYE SİCİLİ
(Hicri 1204-1213 / Miladi 1789-1799)

A. 672 Numaralı Denizli Şer’iye Sicili’nin Özellikleri

672 numaralı Denizli Şer’iye Sicili, 17x45 cm ebatında, ciltli ve ebrusuz bir defterdir.

Hicrî 1204-1213 / Milâdî 1789-1799 tarihleri arasını kapsamaktadır.

Bununla birlikte 1797 ve 1798 yıllarına ait herhangi bir hüküm ihtiva etmediği tes-
pit edilmiştir. İki sene boyunca kazada herhangi bir olayın gerçekleşmemiş olması veya
merkezden iki sene boyunca hiçbir evrakın gönderilmemiş olması pek mümkün görün-
memektedir. Bu sebeplerden ötürü söz konusu yıllara ait kayıtların günümüze ulaşmamış
olması muhtemeldir.

Diğer yandan 671 numaralı sicilde olduğu gibi 672 numaralı sicilde de hükümlerin
tarihleri kronolojik olarak düzenli değildir. Çoğu zaman erken tarihli bir hükümden önce
geç tarihli bir hüküm gelebildiği gibi; geç tarihli bir hükümden sonra erken tarihli bir
hükme de tesadüf edilmiştir. Bununla beraber sicilin içerisinde defterin tarih aralığı ile hiç
uyuşmayan 1800, 1803 ve 1804 yıllarına ait birer hüküm de bulunmaktadır61. Bu husûslar
bazı hükümlerin sicile sonradan kaydediliği intibaını uyandırmaktadır.

Defterdeki kayıtlar talik kırması yazı tipiyle kaydedilmişlerdir.

Defter toplam 92 varaktan oluşmaktadır. Ancak varakların bazı yüzleri boş olup,
kâtipler tarafından kullanılmamıştır62. Öte yandan sicilde tamamen karalanmış tam bir

61 Bkz. Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, MŞH.ŞCS.d…, no. 672, V. 3/a, h. 5; V. 5/a, h. 10; V. 57/a, h. 83.
62 Bkz. Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, MŞH.ŞCS.d…, no. 672, V. 3/b; V. 25/b; V. 41/b; V. 89/a; V. 92/a.

29
varak63 ve yarım bir varak64 dahi bulunmaktadır. Bu belgelerin neden karalanmış olduğu
meçhul olup, araştırmacıların ilgisine sunmak adına yine de transkripsiyonları yapılmıştır.
Son olarak sicile sonradan ilave edilmiş ek belgeler de mevcuttur65.

Defterde toplam 191 adet hüküm bulunmaktadır66. Belgelerden 6 adedi67 yarım/eksik


olarak kaydedilmiştir. 191 adet hükümden 151 adedi numaralıdır, 39 adet hükme hüküm
numarası verilmemiştir, 2 adet ise ek hüküm68 mevcuttur.

Hükümlerden 81 adedi fermân, 28 adedi defter, 19 adedi mektup, 18 adedi tereke,


10 adedi hüccet, 9 adedi berat, 6 adedi temessük, 4 adedi buyruldu, 4 adedi nikah akdi, 2
adedi boşanma akdi, 2 adedi tezkire, 2 adedi rûznâmçe, 1 adedi narh listesi, 1 adedi iʻlâm,
1 adedi izinnâme türündedir. Hükümlerden bir tanesinin eksik olması sebebiyle belge
türü tespit edilememiştir69. Bir tanesi doğrudan bir belge türüne ait olmayıp, kadının bir
mevzuda aldığı notu gösteren kayıttır70.

Sicillerden hareketle kazada görev yapan voyvoda, kadı, naip gibi görevlilerin
isimleri hakkında bilgi sahibi olunabilmektedir. 672 numaralı Şer’iye sicilinin kapsadığı
1789-1799 tarihleri arasında Denizli voyvodaları Uzunzâde Mustafâ Ağa, Ömer Beğ,
es-Seyyid İsmâil, Şeyh es-Seyyid Mehmed Ağa, Müftüzâde es-Seyyid Şeyh Ağa, Hasan
Çavuş, el-Hâc Osmân Ağa, Ahmed Efendi ve Ahmed Ağa’dır. Voyvodalar XVIII. Yüzyılda
has haline getirilen bazı sancak ve kazalara sancak beyi yetkisiyle tayin edilmişlerdir71.

Osmanlı Devleti’nde kadıların görev sürelerinin on iki ay ila yirmi ay arasında farklılık
gösterdiği; kazalarda görev yapan kadıların görev sürelerinin yirmi ay, sancaklarda görev
yapan kadıların görev sürelerinin ise on iki ay süre ile sınırlandırıldığı72 bilinmektedir.
Denizli kadılığına 8 Kasım 1790 tarihinde Ladikizade Ali Hıfzi Efendi’nin tayin edildiği
sicilden anlaşılmaktadır73. Ladikizade Ali Hıfzi Efendi’den sonra Denizli kadılığı görevine
Abdülkadir Efendi gelmiştir74; bununla birlikte tayin tarihi tespit edilememiştir. 15 Aralık
1792 tarihinde Mevlana Ali75, 19 Ağustos 1792 tarihinde ise Mevlana Bağdadi es-Seyyid
Ebubekir Efendi76 Denizli kadısı olarak tayin edilmişlerdir.

63 Bkz. Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, MŞH.ŞCS.d…, no. 672, V. 20/a.


64 Bkz. Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, MŞH.ŞCS.d…, no. 672, V. 21/b.
65 Bkz. Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, MŞH.ŞCS.d…, no. 672, Ek: 4a/2-a; Ek: 42/1.
66 4 adedi 1789 yılına, 34 adedi 1790 yılına, 53 adedi 1791 yılına, 37 adedi 1792 yılına, 14 adedi 1793 yılına, 4 adedi
1794 yılına, 2 adedi 1795 yılına, 3 adedi 1796 yılına, 6 adedi ise 1799 yılına aittir.
67 Bkz. Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, MŞH.ŞCS.d…, no. 672, V. 2/a; V. 7/b, h. 15; V.
34/a, h. 46; V. 58/a, h. 85; V. 61/b, h. 92; V. 85/b, h. 145.
68 Bkz. Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, MŞH.ŞCS.d…, no. 672, Ek: 4a/2-a; Ek: 42/1.
69 Bkz. Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, MŞH.ŞCS.d…, no. 672, V.
70 Bkz. Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, MŞH.ŞCS.d…, no. 672, V.
71 Demir, a.g.e., s. 48, 50.
72 Şeniz Anbârlı Bozatay-Konur Alp Demir, “Osmânlı Adli ve İdari Sisteminde Kadılık: Kurumsal Bir Değerlendirme”,
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, C. 6, Sayı 10, Haziran 2014, s. 82.
73 Bkz. Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, MŞH.ŞCS.d…, no. 672, V. 15/b, h. 27.
74 Bkz. Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, MŞH.ŞCS.d…, no. 672, V. 52/b, h. 76.
75 Bkz. Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, MŞH.ŞCS.d…, no. 672, V. 52/b, h. 76.
76 Bkz. Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, MŞH.ŞCS.d…, no. 672, V. 61/a, h. 90.

30
Kadının vekili, temsilcisi veyahut da yardımcısı olarak görev yapan nâ’ibler ise
genellikle süresiz olarak atanırlar ancak zaman zaman görev değişiklikleri olabilirdi77.
Nâ’ibler de kadılar gibi İlmiye sınıfına mensup, medrese eğitimi görmüş, bir kazanın
idaresini tek başına çekip çevirebilecek kabiliyete sahip kimseler arasından tercih edilir-
lerdi78. İncelediğimiz 672 numaralı Şer’iye sicilinin kapsadığı tarihlerde görev yapan kadı
nâ’ibleri, isimlerinin geçtiği hükümlerin tarihleri ile birlikte aşağıdaki tabloda verilmiştir.
Tablo 2: 672 Numaralı Denizli Şer’iye Sicili’ne Göre Denizli Nâ’ibleri79

İsimlerinin Geçtiği Belge Tarihleri


Nâ’iblerin İsimleri
Hicrî Milâdî
Ömer Efendi80 9 Şa’bân 1204 24 Nisan 1790
İspirî Mahmud Efendi81 1 Zi’l-hicce 1205 1 Ağustos 1791
Osmân Efendi82 1 Rebîü’l-evvel 1206 29 Ekim 1791
Mustafâ Efendi83 1 Ramazân 1206 23 Nisan 1792
Ebubekir Efendi84 1 Muharrem 1207 19 Ağustos 1792
Mahmud Efendi85 1 Cemâziye’l-evvel 1206 15 Aralık 1792

Sicilde 1792 yılını takip eden yıllarda görev yapan nâ’iblerin isimlerine dair bir
bilgi elde edilememiştir. Nâ’iblerin isimleri hükümlerden tespit edildiği için azledilme
sebeplerine dair bir ipucu tespit edilememiştir. Ancak Mehmet İpşirli, nâ’iblerin kadılar
tarafından veya kadının değişmesiyle birlikte görevden alınamayacaklarını, yalnızca suis-
timalleri veya yetersizlikleri sebebiyle azledilebileceklerini86 belirtmiştir. Denizli Şer’iye
Sicilleri’nin tamamının transkripsiyonlarının yapılmasıyla Osmanlı hükümetinin otoritesini
taşrada temsil eden memurlar hakkında daha fazla bilgi edinilebileceği düşünülmektedir.

B. 672 Numaralı Denizli Şer’iye Sicili’nin Transkripsiyonunda Takip Edilen Usûl

Sicildeki varaklar “ V. ” kısaltması ile ifade edilmiş, varağın sol yüzünü ifade etmek
üzere küçük “ a ” harfi, sağ yüzünü ifade etmek üzere ise küçük “ b ” harfi kullanılmıştır
(Örneğin: V. 1/a). Hüküm numaraları ise “ h. ” kısaltmasından sonra yazılmıştır. Sicilde
yer alan hükümler sonradan araştırmacılar tarafından kurşun kalemle numaralandırılmıştır.
Bu numaralara sadık kalınmış, numara verilmeyen hükümler için ise “ h. Belirtilmemiş
” ifadesi kullanılmıştır.

77 Casim Avcı, “Nâ’ib”, TDVİA, C. 32, 2006, s. 311.


78 Mehmet İpşirli, “Nâ’ib (Osmânlılarda)”, TDVİA, C. 32, 2006, s. 312.
79 Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, MŞH.ŞCS.d…, no. 671, V. 8, h. 12; V. 9, h. 16; V. 10, h. 20; V. 30, h. 75; V. 33,
h. 79; V. 34, h. 80; V. 41, h.101; V. 41. h. 102; V. 56; V. 65; V. 79, h. 173.
80 Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, MŞH.ŞCS.d…, no. 672, V. 10/a, h. 22.
81 Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, MŞH.ŞCS.d…, no. 672, V. 49/a, h. Belirtilmemiş.
82 Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, MŞH.ŞCS.d…, no. 672, V. 15/b, h. 27.
83 Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, MŞH.ŞCS.d…, no. 672, V. 58/b, h. Belirtilmemiş.
84 Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, MŞH.ŞCS.d…, no. 672, V. 61/a, h. 89.
85 Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, MŞH.ŞCS.d…, no. 672, V. 53/a, h. 77.
86 İpşirli, a.g.m., s. 312.

31
Sicildeki uzun sesli harfler “ ˆ ”, ayn harfleri “ ʻ “ işareti ile gösterilerek ses değerleri
verilmeye çalışılmıştır. Ayrıca okunamayan kelimeler “ _ ” işareti ile gösterilmiş; okunu-
şundan emin olunmayan kelimelerin yanına “ (?) ” işareti; metinde boşluk olan kısımları
belirtmek için “ ( ) ” işareti; yırtılma, silinme veya mürekkebin akmasından dolayı tahrip
olmuş kelimelerin yerine ise “ (…) ” işareti konulmuştur. Tablolar içerisinde yer alan
“(Cemʻân Yekûn)” gibi parantez içerisindeki ifadeler tarafımızca yazılmıştır; yine Hicri
tarihlerde yer alan eksik rakamlar parantez içinde tamamlanmıştır. Kısacası parantez ( )
içerisindeki ifade ve ibareler yazarlara aittir.

Bütün kelimelerin -özel isimler ve yer isimleri de dahil olmak üzere- yazıldığı şekliyle
okunarak yeni harflere aktarılmasına özen gösterilmiştir.

Araştırmacıların yazısı oldukça zor ve karmaşık olan bu defterlerden hakkıyla yarar-


lanmalarını sağlamak amacıyla, aşağıda sırayla 672 numaralı Denizli Şer’iye Sicili’nde
yer alan hükümlerin konuları, sicilin transkripsiyonu ve orjinali verilmiştir.
C. 672 Numaralı Denizli Şer’iye Sicili’nde Yer Alan Hükümlerin Konuları

V. 1/a, h. 1
Konusu: Elmalıtarla sakinlerinden Fâtıma bint-i Mehmed ile eşi es-Seyyid Ahmed
bin Demirci Hacı Ali’nin muhala’a usulü boşanma kaydı.

V. 1/a, h. Belirtilmemiş
Konusu: Serdâroğlu Mehmet Ağa’nın kardeşlerinden alacaklı olduğuna dâ’ir hüccet
kaydı.

V. 1/a, h. Belirtilmemiş
Konusu: Vefât eden Terzi Mûsa oğlu Ali’nin eşyâlarını belirten tereke kaydı.

V. 1/b, h. Belirtilmemiş
Konusu: Denizli’de Horospur(?) mahallesinde Gazalcızâde el-Hâc Mehmed
Ağa’nın yaptırdığı câmiʻ-i şerîfe Hasan bin Osmân Halîfe’nin imâm olarak atandığına
dâ’ir rûznâmçe kaydı sûreti.

V. 2/a, h. 687
Konusu: Halîl bin Hasan ile Âişe bint-i Mehmed’in yüz elli altın mehir karşılığında
nikâh akdinin gerçekleştiğine dâ’ir kayıt.

V. 3/a, h. 3
Konusu: Denizli mahallelerinden Sarây mahallesinde sâkin Belgrâdlı Osmân Beşe
ibn Hüseyin Beşe’nin kalyoncu levendâtı olarak görevini tamamladığına dâ’ir hüccet kaydı.

87 [Ç.N.] Bu hükmün numarası kurşun kalemle “6” olarak yazılmıştır.

32
V. 3/a, h. 4
Konusu: Köstel oğlu Murtazâ bin Mehmed’in talak-ı selâse ile Velî ʻammînin kızı
Zeyneb’i boşadığına dâ’ir kayıt.

V. 3/a, h. 5
Konusu: Delikliçınar mahallesi sakinlerinden Paşazâde Ahmed Ağa’nın kerîmesi
Âişe’nin çarşıda bulunan iki dükkanının kirasını iki adet çeşmeye vakfettiğine dair te-
messük kaydı.

V. Belirtilmemiş, h. 7
Konusu: Sefer için lâzım olan askerlerin sevkedilmesinde ihmal gösterilmemesi
husûsunda fermân sûreti.

Ek: 4a/2-a
Konusu: İzmir kadısı sâbık Murâd Efendizâde Mehmed Rızâ’nın mutasarrıfı olduğu
Kalya taşı mukataasının vergilerinin toplanırken kimsenin muhalefet etmemesi husûsunda
hüccet kaydı.

Ek: 42/1
Konusu: Göveclik köyü sâkinelerinden İbrâhîm bin Mehmed ile Fâtıma bint-i Os-
mân’ın nikâh akdi kaydı.

V. 4/a, h. 8
Konusu: İstanbul’a gönderilmek üzere seksen iki bin altı yüz kîle buğdayın satın
alınması husûsunda fermân sûreti.

V. 4/b, h. 9
Konusu: Anadolu ve Rumeli’de bulunan menzillere nizâm verilmesi husûsunda
fermân sûreti.

V. 5/a, h. 10
Konusu: Ordu-yı hümayûnda istihdâm edilmek üzere Denizli, Ezîne, Gököyük ve
Çehârşenbe kazâlarından iki yüz aded bârgîrin tertip olunması husûsunda fermân sûreti.

V. 5/b, h. 11
Konusu: Denizli, Karakoğa ve Buldan ze’âmetinin iltizama verildiğini beyan eden
temessük sûreti.

V. 6/a, h. 12
Konusu: Kütâhiyye sancağında bulunan Ezîne ve tevâbi’i kazâların bin iki yüz dört
senesi ‘avârız ve nüzûl vergilerinin toplanması husûsunda fermân sûreti.

33
V. 6/b, h. 13
Konusu: Bosna’da medfûn Elvân Beğ evkâfı karyelerinden Denizli kazâsına tâbiʻ
Kalʻa karyesinin Sâlih Efendizâde Mustafâ’nın tasarrufuna verildiği husûsunda fermân
sûreti.

V. 6/b, h. 14
Konusu: Bosna’da medfûn Elvân Beğzâde Sinan Bey evkâfı kurâlarından Denizli
kazâsına tâbiʻ Kalʻa karyesinin Sâlih Efendizâde Mustafâ’nın tasarrufuna verildiği
husûsunda temessük sûreti.

V. 7/a, h. 15
Konusu: Sefer-i hümâyûn için asker toplanması ve Kasım ayından önce askerlerin
orduya katılmaları husûsunda fermân sûreti.

V. 7/b, h. 16
Konusu: Nemçe ve Moskova seferleri için Nevrûz ayına değin deve tedarik edilmesi
husûsunda fermân sûreti.

V. 8/a, h. 17
Konusu: Istabl-ı ‘amirede istihdam edilmek üzere katır tedarik edilmesi husûsunda
fermân sûreti.

V. 8/b, h. 18
Konusu: Sefer-i hümâyûn için ‘asker toplanması husûsunda fermân sûreti.

V. 9/a, h. 19
Konusu: Yeniçeri, cebeci ve arabacılardan sefere katılanların vergilerden muaf
tutulması ve sefere katılmayan kişilerden vergi alınarak deftere kaydedilmesi husûsunda
fermân sûreti.

V. 9/b, h. 20
Konusu: Yeniçeri, cebeci ve arabacılardan sefere katılanların vergilerden muaf
tutulması ve sefere katılmayan kişilerden vergi alınarak deftere kaydedilmesi husûsunda
fermân sûreti.

V. 10/a, h. 21
Konusu: Denizli’de karışıklık çıkaran es-Seyyid Mehmed’in Magosa’ya sürgün
edilmesi husûsunda Denizli kadısı ve Magosa naipliğine gönderilen fermânın sûreti.

V. 10/a, h. Belirtilmemiş
Konusu: Gümüşçay mahallesi sâkinlerinden Hüseyin bin Hasan ile Fâtıma bint-i
Mustafâ’nın nikâh akdi hakkında kayıt.

34
V. 10/a, h. 22
Konusu: Denizli mukâtaʻasının tekrar Tavaslı Ömer’e iltizâm edildiğini bildiren
ibka fermânı sûreti.

V. 10/b, h. 23
Konusu: Sefer-i hümâyûn için ‘asker tedarik edilmesi husûsunda fermân sûreti.

V. 11/b, h. 24
Konusu: Denizli mukâtaʻasının Müteveffâ Cezâyirli Hasan Paşa’nın tasarrufunda
iken bakaya kalan iki yüz bir senesi iltizâm bedelinin Denizli Voyvodası İsmâil’den tahsil
edilmesi husûsunda fermân sûreti.

V. 12/b, h. Belirtilmemiş
Konusu: Bin iki yüz dört senesi hizmet-i mübâşiriye ve diğer vergilerin Denizli
kazâsına düşen hissesini gösterir defter sûreti.

V. 13/b, h. 25
Konusu: Denizli kazâsı kâʻimmakâmlığına Muhammed Efendizâde es-Seyyid eş-Şeyh
Muhammed Efendi’nin atandığına dâ’ir mektûb sûreti.

V. 13/b, h. 26
Konusu: Sefere gitmeyen yeniçerilerin askerlikten çıkarılarak re’aya olarak kayde-
dilmesi ve kendilerinden vergi alınması husûsunda fermân sûreti.

V. 15/a, h. Belirtilmemiş
Konusu: Kuşadası ve Denizli kazâlarından ‘askerler için yapılan masrafları gösterir
defter sûreti.

V. 15/b, h. Belirtilmemiş
Konusu: Denizli Kadısının göreve başladığında yaptığı dua.

V. 15/b, h. 27
Konusu: Denizli kazâsı kadılığına Mevlânâ Ladikîzâde Ali Hıfzî Efendi’nin atan-
dığını bildiren mektûb sûreti.

V. 16/a, h. 28
Konusu: Denizli voyvodası iken vefât eden İsmâil’in bakaya kalan iltizâm bedelinin
tahsil edilmesi husûsunda fermân sûreti.

35
V. 17/a, h. 29
Konusu: Kütâhiyye sancağında bulunan Ezîne ve tevâbiʻ kazâlarının bin iki yüz beş
senesine ait ‘avârız ve nüzûl vergilerinin toplanması husûsunda fermân sûreti.

V. 17/b, h. 30
Konusu: Denizli’de Eski Horsalâs mahallesi sakinlerinden iken vefât eden Âişe bint
Muhammed’in tereke kaydı.

V. 18/a, h. Belirtilmemiş
Konusu: Sefer-i hümâyûn için kazâlardan toplanan deve adedini belirten defterin
sûreti.

V. 18/a, h. 31
Konusu: Sefer-i hümâyûn için toplanan hayvânâtın bedellerinin teslimi husûsunda
fermân sûreti.

V. 18/b, h. 32
Konusu: Denizli voyvodası iken vefât eden Tavâsî Ömer Efendi’nin Denizli kazâsında
bulunan olan alacağını belirten defter sûreti.

V. 19/a, h. 33
Konusu: Denizli kazâsına ait ‘avârız, nüzûl, hizmet-i mübâşiriyye gibi vergileri
belirten defterin sûreti.

V. 19/b, h. 34
Konusu: Denizli kazâsına ait bin iki yüz dört senesi ‘avârız, nüzûl, hizmet-i mübâ-
şireye vs. vergileri belirten defterin sûreti.

V. 21/a, h. 35
Konusu: Denizli kazâsına ait bin iki yüz dört senesi ‘avârız, nüzûl, hizmet-i mübâ-
şireye vs. vergileri belirten defterin sûreti.

V. 22/a, h. 36
Konusu: Denizli kazâsından talep olunan katırların eksik geldiği ve bakaya kalan
miktarın tahsil edilmesi husûsunda fermân sûretidir.

V. 23/a, h. Belirtilmemiş
Konusu: Bin iki yüz beş senesi konaklama giderlerinin belirten defterin sûreti.

36
V. 25/a, h. 37
Konusu: Tersâne-i ‘amirede istihdam edilmek üzere Denizli kazâsından elli adet
kalyoncu neferâtı tertip edilmesi husûsunda fermân sûreti.

V.26/a, h.38
Konusu: Sefer zamanında yük taşımak üzere talep olunan beygirlerin, sağlam ve
işe yarar olanlarından seçilerek gönderilmesi husûsunda fermân sûreti.

V. 27/b, h. Belirtilmemiş
Konusu: Denizli, Ezîne, Çehârşenbe ve Gököyük kazâları ahâlîlerinin iki yüz dört
senesinde yirmi altı adet beygir için iki bin sekiz yüz altmış bir buçuk guruş deynleri
olduğunu beyan eden hüccet kaydı.

V.28/a, h.39
Konusu: Sefer-i hümâyûn için lazım olan araba, deve ve bargîrin eksik gönderil-
memesi husûsunda fermân sûreti.

V. 29/a, h. 40
Konusu: Müteveffâ Tavasî el-Hâc Ömer Efendi’nin anbâr ve çiftliğinde mevcûd
zahirenin satılıp ücretinin Abdullah Ağa’ya teslim edildiğine dair temessük sûreti.

V.29/a, h.41
Konusu: Tavasî el-Hâc Ömer Efendi’nin anbârında ve çiftliğinde bulunanan malların
borçlarına karşılık satılması husûsunda hüccet kaydı.

V. 29/b, h. 42
Konusu: Sefer-i hümâyûn için gönderilecek olan levâzımatın, Haziran ayından önce
orduya ulaştırılması husûsunda fermân sûreti.

V. 30/b, h. 43
Konusu: Aʻyânlık makamına liyâkatli kişilerin getirilmesi ve aʻyânlık atamalarına
dışarıdan müdâhele edilmemesi husûsunda fermân sûreti.

V. 31/b, h. 44
Konusu: Sefer-i hümâyûn için lâzım olan araba, deve ve beygirlerin bedellerinin
eksiksiz toplanması husûsunda fermân sûreti.
V. 32/b, h. 45
Konusu: Denizli’de Feslikân mahallesinde sâkin iken vefât eden Hadice bint-i
Şimender Mehmed’in eşyâlarını belirten tereke kaydı.

37
V. 33/b, h. 46
Konusu: Sefer-i hümâyûn için araba, deve, katır ve beygirlerden işe yarar olanlarının
gönderilmesi husûsunda fermân sûreti.

V. 34/b, h. Belirtilmemiş
Konusu: İran üzerine yapılacak sefer için gerekli malzemelerin ordu güzergâhında
bulunan menzillerde toplanması husûsunda fermân sûreti.

V. 35/a, h. Belirtilmemiş
Konusu: Denizli’den yüz adet katırın temin edilip Erzurum’a gönderilmesi husû-
sunda fermân sûreti.

V.35/b, h. Belirtilmemiş
Konusu: Kazâların hisselerine düşen miktardan fazla deve talep olunmaması husû-
sunda fermân sûreti.

V. 36/b, h. 47
Konusu: Kütâhiyye sancağından talep olunan kilim ve çuvâlların gönderilmesi
husûsunda fermân sûreti.

V.37/a, h. 48
Konusu: Anadolu eyâleti mütesellimliğine Seyyid Abbas’ın tayin olunduğunu be-
lirten fermân sûreti.

V. 37/b, h. Belirtilmemiş
Konusu: On beş adet devenin Süleymân tarafından ordu-yı hümâyûna götürüldüğünü
belirten tezkire kaydı.

V. 38/a, h. Belirtilmemiş
Konusu: Yüz yetmiş beş adet bârgîrin Süleymân tarafından ordu-yı hümâyûna gö-
türüldüğünü belirten tezkire kaydı.

V. 38/a, h. 49
Konusu: Değirmenönü mahallesinde müceddeden binâ olan câmiʻ-i şerîfin müte-
vellisi olan el-Hâcc Mehmed’in tevliyet berâtının sûretidir.

V. 38/a, h. 50
Konusu: Değirmenönü mahallesi ahâlîlerinin binâ eyledikleri câmiʻ-i şerîfe Mustafâ
Halife’nin ferrâş olarak tayin edildiğini bildiren berât sûreti.

38
V. 38/b, h. 51
Konusu: Değirmenönü mahallesi ahâlîlerinin binâ eyledikleri câmiʻ-i şerîfe Kulu
Fakihzâde Mustafâ Halife’nin müezzin olarak tayin edildiğini bildiren berât sûreti.

V. 38/b, h. 52
Konusu: Değirmenönü mahallesi ahâlîlerinin binâ eyledikleri câmiʻ-i şerîfe es-Sey-
yid Hâfız Ahmed Halife’nin Cum’a günlerinde devirhân olarak tayin edildiğini bildiren
berât sûreti.

V. 39/a, h. 53
Konusu: Denizli voyvodası iken vefât eden Tavasî el-Hâcc Ömer Efendi’nin Denizli
mukâtaʻası bakâyâsından darbhâneye olan borcunu gösterir defter sûreti.

V. 39/b, h. Belirtilmemiş
Konusu: Bazı ürünlerin bin iki yüz beş senesine ait narh listesi.

V. 41/a, h. 54
Konusu: Denizli kazâsında bin iki yüz beş senesinde saliyane olarak orduya gön-
derilen levâzımatın masraflarını gösterir defter sûreti.

V. 42/a, h. 55
Konusu: Sultan Murad Han Gâzî Evkâfı mukâtaʻalarından Sunkur Bey mukâtaʻası
mutasarrıfı iken vefât eden Çemişgezekli Süleymân’ın terekesinden İstefan ve Agop’un
alacaklarının ödenmesi husûsunda fermân sûreti.

V. 42/b, h. 56
Konusu: Sefer-i hümâyûn için lazım olan deve, katır ve sair hayvânâtın zamanında
gönderimesi husûsunda fermân sûreti.

V. 44/a, h. 57
Konusu: Denizli, Çeharşenbe, Gököyük ve Honaz kazâlarına es-Seyyid el-Hâc
Mehmed Çelebi’nin kâ’im-makâm olarak tayin edildiğini beldiren mektûb sûreti.

V. 44/a, h. 58
Konusu: Denizli kazâsına serdâr olarak Abdalzâde Ali Ağa’nın tayin edildiğini
bildiren mektûb sûreti.

V. 44/b, h. 59
Konusu: Sefer levâzımatı için yapılan masrafların Denizli kazâsı hissesesini gösterir
defter sûreti.

39
V. 45/a, h. 60
Konusu: Antalyalı zimmî Konstantin veled-i Yorgi’nin eşyâlarını gösterir tereke kaydı.

V. 45/b, h. 61
Konusu: Denizli’de Kethüda karyesi sakinlerinden iken vefât eden Mehmed Beşe
ibn-i Hüseyin’in eşyâlarını gösterir tereke kaydı.

V. 46/a, h. 62
Konusu: Denizli’de Kethüdâ karyesi sakinlerinden iken vefât eden Mehmed ibn-i
Himmet’in eşyâlarını gösterir tereke kaydı.

V. 46/a, h. 63
Konusu: Denizli Değirmenönü mahallesinde ahâlînin yeniden inşâ ettikleri câmiʻ-i
şerîfe es-Seyyid Mehmed Halife’nin hatib olarak tayin olunduğunu belirten berât sûreti.

V. 46/a, h. 64
Konusu: Denizli Değirmenönü mahallesinde ahâlînin yeniden inşâ ettikleri câmiʻ-i
şerîfe Abdullah Halife’nin imam olarak tayin olunduğunu belirten berât sûreti.

V. 46/b, h. 65
Konusu: Gürcüzâde Mehmed Ağa’nın mirasının taksimi hakkında i’lâm sûreti.

V. 49/a, h. Belirtilmemiş
Konusu: Mevlânâ İspirî Mahmud Efendi’nin Denizli kazâsına nâ’ib olarak atan-
dığını bildiren mektûb sûreti.

V. 49/a, h. 66
Konusu: el-Hâc Hasan’ın katledildiği menzilin sahibi el-Hâc Kara Osmân’ın yar-
gılanması gerektiği husûsunda fermân sûreti.

V. 49/a, h. 67
Konusu: Savaş esnasında firar eden askerlerin yakalanıp cezalandırılması husû-
sunda fermân sûreti.

V. 49/b, h. 68
Konusu: Denizli’de misâfir olarak sâkin iken vefât eden dûhancı Memiş Beşe’nin
tereke kaydı.

V. 50/a, h. 69
Konusu: Bin iki yüz beş senesine ait salyâne müfredât defteri sûreti.

40
V. 50/b, h. 70
Konusu: Abdalzâde Ali Ağa’nın Denizli kazâsına serdâr olarak tayin olunuğunu
bildiren mektûb sûreti.

V. 50/b, h. 71
Konusu: İki yüz nefer piyâde askerin tertip edilip ordu-yı hümâyûna gönderilmesi
husûsunda fermân sûreti.

V. 51/a, h. 72
Konusu: Vefât eden Tekeli Mehmed bin Mustafâ’nın eşyâlarını gösterir tereke kaydı.

V. 51/b, h. 73
Konusu: Bin iki yüz altı senesine ait imdâd-ı seferiyye vergisinin gönderilmesi
husûsunda fermân sûreti.

V. 52/a, h. 74
Konusu: Talep olunan meştâ ‘askerlerinin görev yerlerine varması husûsunda
mektûb sûreti.

V. 52/a, h. 75
Konusu: Kütâhiyye sancağından dört yüz seksen adet devenin satın alınıp gönde-
rilmesi husûsunda fermân sûreti.

V. 52/b, h. 76
Konusu: Denizli kazâsı kadılığına Mevlâna Ali’nin tayin edildiğine dair ruznâmçe
kaydı sûreti.

V. 52/b, h. Belirtilmemiş
Konusu: Denizli kazâsı kadılığına Mevlâna Ali’nin tayin edildiğine dair mektûb sûreti.

V. 52/b, h. Belirtilmemiş
Konusu: Denizli kazâsında vefât eden ‘askerlerin muhallefâtını tespit için Mevlâna
Ali’nin tayin edildiğine dair mektûb sûreti.

V. 53/a, h. 77
Konusu: Denizli kazâsı nâ’ibliğine Mevlâna Mahmud Efendi’nin tayin edildiğine
dair mektûb sûreti.

V. 53/b, h. 78
Konusu: Rusya ile yapılan mütarekenin sona ermesi sebebi ile Mart ayından önce
‘asker tertip edilip ordu-yı hümâyûna gönderilmesi husûsunda ferman sûreti.

41
V. 54/b, h. 79
Konusu: Tersâne-yi ‘amirede istihdâm edilmek üzere Denizli kazâsından elli adet
kalyoncu neferatı gönderilmesi husûsunda fermân sûreti.

V. 55/b, h. 80
Konusu: Bin iki yüz beş ve bin iki yüz altı senesi salyâne müfredâtı defteri sûreti.

V. 56/a, h. Belirtilmemiş
Konusu: Hizmet-i mübâşiriye ve sair vergilerden Denizli Kazâsı’nın ödemesi gereken
hisseyi gösterir defter sûreti.

V. 56/b, h. 81
Konusu: Vefât eden Âişe bint-i Mustafâ’nın tasarrufunda olan yerlerin Gümüş
el-Hâc Osmân’ın tasarrufuna geçtiği ve bu husûsta kimsenin muhalefet göstermemesi
gerektiğine dâ’ir fermân sûreti.

V. 56/b, h. 82
Konusu: Öküz arabası bedeli olan yedi bin beş yüz gurûşun tahsil edilmesi husû-
sunda fermân sûreti.

V. 57/a, h. 83
Konusu: Yetmiş beş adet kalyoncu neferi için yapılan masrafların Denizli kazâsı
hissesini gösterir defter sûreti.

V. 57/b, h. 84
Konusu: Nemçe Devleti ile yapılan anlaşmaya göre Osmanlı Devleti elinde bulunan
Nemçeli esirlerin konsolosluklara teslim edilmesi husûsunda fermân sûreti.

V. 58/a, h. 85
Konusu: Denizli mukâtaʻasının bin iki yüz ve bin iki yüz bir seneleri iltizâm bedeline
dâ’ir ferman sûreti.

V. 58/b, h. Belirtilmemiş
Konusu: Denizli kazâsının nâ’ibliine Mevlânâ Mustafâ Efendi’nin atandığına dair
mektûb sûreti.

V. 58/b, h. 86
Konusu: Denizli’de Kurşunlu mahallesinde sakin iken vefât eden Fatıma bint-i el-
Hâc Mustafâ’nın tereke kaydı.

V. 60/a, h. 87
Konusu: Bin iki yüz altı senesi salyâne müferdâtı defteri sûreti.

42
V. 61/a, h. 88
Konusu: Denizli’de Dedeağa mahallesinde Kazak Mehmed Ağa’nın inşâ ettirdiği
mescid-i şerîfe kayyum olan Mustafâ Halife bin Ahmed’in tecdîd edilen berâtının sûreti.

V. 61/a, h. 89
Konusu: Denizli kazâsı nâ’ibliğine Mevlana es-seyyid Ebubekir Efendi’nin atan-
dığına dair mektûb sûreti.

V. 61/a, h. 90
Konusu: Denizli kazâsı kadılığına Mevlânâ Bağdâdi es-seyyid Ebubekir Efendi’nin
atandığını bildiren mektûb sûreti.

V. 61/b, h. 91
Konusu: Denizli’de bulunan Gedik Ahmed Paşa arazisinin mezarlık olarak kulla-
nılması husûsunda temessük sûreti.

V. 61/b, h. 92
Konusu: Kütâhiyye sancağından talep olunan develerin tamamının gösnderilmesi
husûsunda fermân sûreti.

V. 61/b, h. 93
Konusu: Anadolu Eyâleti’nden imdâd-ı seferiyye vergilerinin toplanması husûsunda
fermân sûreti.

V. 62/a, h. Belirtilmemiş
Konusu: İmdâd-ı seferiye vergisi için kazâlardan toplanacak olan meblağı gösterir
defterin sûreti.

V. 62/a, h. 94
Konusu: Denizli‘de Tuz Pazârı’nda daha önce yanmış olan mescid-i şerîfin tamir
edilmesi husûsunda fermân sûreti.

V. 62/a, h. 95
Konusu: Denizli’de Kayalık mahallesinde sakin iken vefât eden Hacı Ali Ağa bin
Polad Hacı Mehmed Ağa’nın mirasına Habîbe bint-i Abdullah’ın verâset etmesi husû-
sunda hüccet sûreti.

V. 62/b, h. 96
Konusu: Denizli’de Delikçınar mahallesi sakinlerinden Hatîce bint Hâcı Mus-
tafâ’nın eşini tüfek ile öldüren Osmân ile sulh yaptığını ve davasını geri çektiğini beyan
eden hüccet sûreti.

43
V. 62/b, h. 97
Konusu: Kütâhiyye sancağında bulunan kazâların avârız vergilerinin toplanması
husûsunda fermân sûreti.

V. 62/b, h. 98
Konusu: Denizli ve tabi kazâlarının ‘avârız vergilerinin toplanması husûsunda
mektûb sûreti.

V. 63/a, h. 99

Konusu: Denizli ve tabi kazâlarının ‘avârız vergilerinin toplanması husûsunda


mektûb sûreti.

V. 63/a, h. 100

Konusu: Pamuk mukâtaʻasına el-Hâc Ömer’in iltizâm emini olarak atandığına


dâir fermân sûreti.

V. 63/b, h. 101

Konusu: Pamuk mukataasına tabi kazâların, vergi toplamak için gelen emine konak
tedarik etmesi husûsunda fermân sûreti.

V. 64/a, h. 102

Konusu: Bin iki yüz altı senesi salyâne müfredâtı defteri sûreti.

V. 64/b, h. Belirtilmemiş

Konusu: Denizli’de Kayalık mahallesinde sakin iken vefât eden Hacı Ali Ağa bin
Polad ve Hacı Mehmed Ağa’nın mirasından kızlarına kalan eşyâyı gösterir tereke kaydı.

V. 64/b, h. Belirtilmemiş

Konusu: Denizli’de Kayalık mahallesinde sakin iken vefât eden Hacı Ali Ağa bin
Polad ve Hacı Mehmed Ağa’nın mirasından kızlarına kalan eşyâyı gösterir tereke kaydı.

V. 65/a, h. 103

Konusu: Denizli’de Kayalık mahallesinde sakin iken vefât eden Hacı Ali Ağa bin
Polad ve Hacı Mehmed Ağa’nın mirasından eşlerine kalan eşyâyı gösterir tereke kaydı.

V. 65/a, h. Belirtilmemiş
Konusu: Denizli’de Kayalık mahallesinde sakin iken vefât eden Hacı Ali Ağa bin
Polad ve Hacı Mehmed Ağa’nın mirasından kızlarına kalan eşyâyı gösterir tereke kaydı.

44
V. 65/a, h. 104
Konusu: Denizli’de Delikli Çınar mahallesinde Kısmetli el-Hâc Hüseyin’in inşâ
ettirdiği mescid-i şerîfte imâm olan el-Hâc Mustafâ Halîfe’nin tecdîd edilen berâtının sûreti.

V. 65/b, h. 105
Konusu: Denizli ve tabi kazâlarının ‘avârız ve nüzûl vergilerinin toplanması husû-
sunda fermân sûreti.

V. 65/b, h. 10688
Konusu: Denizli ve tabi kazâlarının ‘avârız ve nüzûl vergilerinin toplanması husû-
sunda fermân sûreti.

V. 65/b, h. 107
Konusu: Denizli’de Fesleğen mahallesinde bulunan mescid-i şerîfte müezzin olan
Es-seyyîd Molla Ömerzâde’nin tecdîd edilen berâtının sûreti.

V. 66/a, h. 108
Konusu: Pamuk mukâtaʻasından toplanacak olan vergilerin düzene konulması
husûsunda fermân sûreti.

V. 66/a, h. 109
Konusu: Pamuk mukâtaʻası ürünlerinden alınacak vergileri gösterir defter sûreti.

V. 66/b, h. 110
Konusu: Denizli’de bulunan Gazalcı Hanı’ın satışı husûsunda hüccet sûreti.

V. 66/b, h. 111
Konusu: Denizli mukâtaʻasının serbestiyet üzere hâs olarak idare edileceğini bil-
diren fermân sûreti.

V. 67/a, h. 112
Konusu: Denizli mukâta’sından toplanan vergilerin düzene koyulması husûsunda
fermân sûreti.

V. 67/b, h. Belirtilmemiş
Konusu: Denizli mukâtaʻasının serbestiyet üzere hâs olarak idare edileceğini bil-
diren mektûbun sûreti.

88 [Ç. N.] Bu hükmün içeriği, bir önceki 105 numaralı hüküm ile aynıdır. Bu sebepten ötürü tarafımızca birebir aynı
özetlenmişlerdir.

45
V. 67/b, h. 113
Konusu: Denizli mukâtaʻasının serbestiyet üzere has olarak idare edileceğini bil-
diren mektubûn sûreti.

V. 68/a, h. 114
Konusu: Polad oğlu Hacı Ali Ağa’nın terekesi hakkında fermân sûreti.

V. 68/a, h. 115
Konusu: Polad oğlu Hâcı Ali Ağa’nın terekesi hakkında mektûb sûreti.

V. 68/a, h. 116
Konusu: Polad oğlu Hâcı Ali Ağa’nın terekesi hakkında fermân sûreti.

V. 68/b, h. 117
Konusu: Tersâne-i ‘amire’de istihdam edilmek üzere Denizli kazâsından yirmi adet
kalyoncu neferâtının gönderilmesi husûsunda fermân sûreti.

V. 69/b, h. 118
Konusu: Gülrûh Sultân vakfına bağlı dükkân, hamam ve kervansaryaların kiralarının
tahsil edilmesi husûsunda buyruldu sûreti.

V. 69/b, h. 119
Konusu: Donanma-yı hümâyûn için Denizli kazâsından yirmi adet kalyoncu ne-
ferâtının gönderilmesi husûsunda buyruldu sûreti.

V. 70/a, h. 120
Konusu: Donanma-yı hümâyûn için Denizli kazâsından yirmi adet kalyoncu ne-
ferâtının gönderilmesi husûsunda buyruldu sûreti.

V. 70/a, h. 121
Konusu: Gülrûh Sultân vakfına bağlı dükkân, hamam ve kervansaryaların kiralarının
tahsil edilmesi husûsunda fermân sûreti.

V. 70/b, h. 122
Konusu: Gümüş Osmân bin Mehmed ile Hacı Mehmed arasında mülk satışı yapıldığı
husûsunda hüccet.

V. 71/b, h. 123
Konusu: Pamuk mukâtaʻasından toplanacak olan vergilerin düzene konulması
husûsunda fermân sûreti.

46
V. 71/a, h. 124
Konusu: Hıristiyan olan Rusyalı esirlerin azad edilmeleri husûsunda fermân sûreti.

V. 72/a, h. 125
Konusu: Ahâlîden haksız vergi toplanmaması husûsunda fermân sûreti.

V. 73/a, h. 126
Konusu: Vezir dairelerinde liyakatsiz kişilerin istihdâm edilmemesi husûsunda
fermân sûreti.

V. 74/a, h. 127
Konusu: Denizli kazâsında bulunan Karaman yaylasında öldürülen Ali Beşe’nin
eşyâlarını gösterir defter sûreti.

V. 74/a, h. Belirtilmemiş
Konusu: Kapusuz delîl ve tüfenkci tâ’ifelerinin ahâlîden vergi toplamalarına izin
verimemesi husûsunda buyruldu sûreti.

V. 74/b, h. Belirtilmemiş
Konusu: Denizli’de Horsalaz mahallesi sâkinelerinden iken vefât eden Ümmü
Gülsüm Hatun’un tereke kaydı.

V. 74/b, h. Belirtilmemiş
Konusu: Denizli’de Elmalıtarla sakinlerinden iken vefât eden Babuccı zevcesi nâm
hatunun tereke kaydı.

V. 75/a, h. 128
Konusu: Kütâhiyye sancağından satın alınacak zahire husûsunda fermân sûreti.

V. 75/b, h. 129
Konusu: Yapağıdan alınacak verginin yeniden düzenlendiği husûsunda fermân sûreti.

V. 76/b, h. 130
Konusu: Hasan Çavuşzâdelerin muhallefâtı ile ilgili fermân sûreti.

V. 77/a, h. 131
Konusu: Eşkiyalardan ele geçirilen malların mübâşire teslim edilerek gönderilmesi
husûsunda fermân sûreti.

47
V. 77/b, h. Belirtilmemiş
Konusu: Donanma-yı hümâyûn için talep olunan kalyoncu neferinin kaydı.

V. 77/b, h. Belirtilmemiş
Konusu: Vârisi olmayan Müteveffâ Değirmenci Emir Mehmed’in beytü’l-mâla
kalan terekesinin kaydı.

V. 78/a, h. 132
Konusu: Bin iki yüz yedi senesi hizmet-i mübâşiriyye vergisinin Denizli kazâsı
hissesini gösterir defter sûreti.

V. 78/b, h. 133
Konusu: Bin iki yüz yedi senesi hizmet-i mübâşiriyye vergisinin Denizli kazâsı
hissesini gösterir defter sûreti.

V. 79/a, h. 134
Konusu: Bin iki yüz sekiz senesi hizmet-i mübâşiriyye vergisinin Denizli kazâsı
hissesini gösterir defter sûreti.

V. 79/b, h. 135
Konusu: Hacı Hüseyin’in mütesellim olarak tayin edildiğini bildiren fermân sûreti.

V. 80/a, h. 136
Konusu: Lazkiyye, Honaz, Çeharşenbe, Gököyük, Kula, Selendi ve Uşak kazâları
ahâlîlerinin yapağı vergileri toplanırken zorluk çıkarmamaları husûsunda fermân sûreti.

V. 80/a, h. 137
Konusu: Bin iki yüz dokuz senesi imdâd-ı hazerîyye vergisi hakkında fermân sûreti.

V. 80/b, h. Belirtilmemiş
Konusu: İbrâhîm ve Osmân adlı kişilerin pederlerinden ve vâlidelerinden kalan
eşyâyı gösterir tereke kaydı.

V. 80/b, h. 138
Konusu: Kazâlardan istenen vergilerin senede yanlızca iki defa toplanması husû-
sunda fermân sûreti.

V. 81/b, h. 139
Konusu: Yapağı vergisinin el-Hac Hasan tarafından toplanması husûsunda fermân
sûreti.

48
V. 82/a, h. 140
Konusu: Maktûl Hasan Çavuş oğullarının zimmeti hakkında fermân sûreti.

V. 82/b, h. 141
Konusu: Maktûl Hasan Çavuş oğullarının zimmeti hakkında mektûb sûreti

V. 83/a, h. 142
Konusu: Rakka mütesellimliğine Hasan’ın tayin edildiği husûsunda fermân sûreti.

V. 83/b, h. 143
Konusu: Denizli kazâsı haslarının Buladanî Ahmed Ağa’ya iltizâm edildiğini be-
lirten temessük sûreti.

V. 83/b, h. Belirtilmemiş
Konusu: Denizli kazâsı haslarının Buladanî Ahmed Ağa’ya iltizâm edildiğini be-
lirten fermân sûreti.

V. 84/b, h. 144
Konusu: Maktûl Hasan Çavuş oğullarının zimmeti husûsunda kayıt.

V. 85/a, h. 145
Konusu: Beş yüz nefer askerin Mekrî limanına gönderilmesi husûsunda fermân sûreti.

V. 85/b, h. 146
Konusu: Isparta sakinlerinden Etmekçi Hacı Mehmed’in aklının yerinde olmadığı
ve eşyâlarının çalındığı husûsunda yalan söylediğini belirten hüccet kaydı.

V. 86/a, h. 147
Konusu: Mısır’ı işgâli üzerine Fransa üzerine yapılacak sefer için ordu-yı hümâyûna
‘asker gönderilmesi husûsunda fermân sûreti.
V. 87/b, h. 148
Konusu: Beş yüz nefer piyâde askerinin tamamının gönderilmesi husûsunda fermân
sûreti.

V. 88/a, h. 149
Konusu: Fransa üzerine yapılacak sefer için ordu-yı hümâyûna bârgîr gönderilmesi
husûsunda fermân sûreti.

49
V.89/b, h. Belirtilmemiş
Konusu: Bin iki yüz on üç senesi vergilerinin kazâlara düşen miktarını gösterir
defter sûreti.

V. 89/b, h. 150
Konusu: Denizli kazâsından talep olunan asker, bargir ve sair mühimmat için har-
canacak bedelleri gösterir defter sûreti.

V. 90/a, h. Belirtilmemiş
Konusu: Denizli kazâsından talep olunan askerler için harcanacak bedelleri gös-
terir defter sûreti.

V. 90/b, h. 151
Konusu: Denizli kazâsından talep olunan bârgîrler için yapılacak masrafları gös-
terir defter sûreti.

V.90/b, h. Belirtilmemiş
Konusu: Nikâh akdi kaydı.

V.91/a, h. Belirtilmemiş
Konusu: Delikliçınâr sakinlerinden Ahmed’in sığırlarının menzilciye teslim edil-
diğine dâir kayıt.

V.91/a, h. Belirtilmemiş
Konusu: Âişe bint-i Osmân için verilen izinnâme kaydı.

V.91/a, h. Belirtilmemiş
Konusu: Kalyoncu neferâtı için yapılan masrafları gösterir defter sûreti.
D. 672 Numaralı Denizli Şer’iye Sicili’nin Transkripsiyonu
V. 1/a, h. 1
Konusu: Elmalıtarla sakinlerinden Fâtıma bint-i Mehmed ile eşi es-Seyyid Ahmed
bin Demirci Hacı Ali’nin muhala’a usulü boşanma kaydı.
Elmalıtarla mahallesi sâkinelerinden Fâtıma bint-i Mehmed zevc-i muhâlaʻa es-Sey-
yid Ahmed bin Demirci Hacı Ali mahzarında yirmi beş altûn mehr-i mü’eccelinden ve
nafaka-yı ʻiddet-i maʻlûmesinden ve firâşından mütevellid sulbî kebîr oğlu Ahmed’i rüşd-i
sedâdına kadar kendi elinden infâk etmek üzere muhâlaʻa.
Şühûdü’l-hâl
Serdâr Abdal oğlu Ali Ağa, Osmân Ağa ve gayruhum.

50
V. 1/a, h. Belirtilmemiş
Konusu: Serdaroğlu Mehmet Ağa’nın kardeşlerinden alacaklı olduğuna dair hüccet
kaydı.
Serdâr oğlu Mehmed Ağa ile karındaşları beyninde olan ahz u iʻtâ ve muʻâmelât-ı
şettâ cüz’î ve küllî işbu bin iki yüz yedi senesi evvel-i erbaʻîne gelince gayr-i ez-mîrâs
muhâsebeleri rü’yet olunub Mehmed Ağa’ya altı yüz gurûş deynleri olub mâʻadâdan
birbirlerinin zimmetlerini ibrâ etdikleri sicill-i mahfûza kayd olundu.
Gümüş Osmân, Hacı Çâkır, Köse Hacı İbrâhim
V. 1/a, h. Belirtilmemiş
Konusu: Vefât eden Terzi Mûsa oğlu Ali’nin eşyâlarını belirten tereke kaydı.
Fi’l-asıl İnegöl kazâsı sâkinlerinden olub Denizli voyvodası el-Hâc Uzunzâde Mustafâ
Ağa’nın hizmetinde iken mecrûhen fevt olan Terzi Mûsa oğlu Ali nâm müteveffânın ve
mâl-ı mevcûdesinin defteridir;

’Aded
Kula at 1
Tüfenk 1
Bıçak-ı kebîr 1
Biştov 1
Köhne Entâri 1
Müsta’mel Biniş 1
Çuka Cebe 1
Dizlik 3
Şalvâr 1
Kemer 1
Bâbuc 1
Müteveffâ-yı mezbûrun er karındaşı İbrâhim nâm kimesneye minvâl-i muharrer
eşyâları meclis-i şerʻde yedine teslîm olunub mâʻadâ eşyâları yokdur deyü ikrâr etmekle
işbu mahalle kayd olundu.

V. 1/b, h. Belirtilmemiş
Konusu: Denizli’de Horospur(?) mahallesinde Gazalcızâde el-Hâc Mehmed Ağa’nın
yaptırdığı câmiʻ-i şerîfe Hasan bin Osmân Halîfe’nin imâm olarak atandığına dair ruz-
namçe kaydı sûreti.

Medîne-i Denizli mahallâtından Horospur(?) mahallesinde vâkiʻ ashâb-ı hayrâtdan


Gazalcızâde el-Hâc Mehmed Ağa’nın binâ eylediği câmiʻ-i şerîfde yevm(î) üç akçe

51
vazîfe-i muʻayyene ile imâm olan Yûnus bin (89 ) fevt olub yeri hâlî ve hizmet-i lâzîmesi
muʻattal kalmağla ve oğlu dahî erbâb-ı istihkâkdan olub etmekci tâ’ifesinden olmağın
câmiʻ-i mezkûr(a) bir imâm nasb lâzım ve mühim olmağla erbâb-ı istihkâkdan Hasan
bin Osmân Halîfe her vechile lâyık ve müstehakk olduğu me’zûn-ı bi’l-iftâ hâzır olduğu
hâlde kayd (şüd).

İşbu bin iki yüz on senesinin90 Receb-i şerîfin üçüncü günü kalyoncu mübâşiri mîr
lehine yevmiyye pâre 30 nefer 2 pâre 6091

V. 2/a, h. 692
Konusu: Halîl bin Hasan ile Âişe bint-i Mehmed’in yüz elli altın mehir karşılığında
nikah akdinin gerçekleştiğine dair kayıt.

Fî 16 ZA (Zi’l-kaʻde sene) 1206 [6 Temmuz 1792]


Medîne-i Denizli mahallâtından Pelidlibâğ mahallesi sâkinlerinden Halîl bin Ha-
san’ın tarafından müvekkil Seyyid Ali bin İbrâhim’in vekâletini Mehmed bin Yûsuf ve
kırk bir nâmân kimesneler meclis-i şerʻ-i şerîf-i enverde işbu bâʻis-i hâze’l-kitâb Âişe
bint-i Mehmed mahzarında şöyle takrîr-i kelâm ve taʻbîr-i ‘ani’l-merâm eder ki mahalle-i
mezbûrede sâkine edâ-yı şehâdet-i şerʻiyye etdiklerinde Halîl bin Hasan’ın tarafından
vekâleten Âişe bint-i Mehmed’i yüz elli altûn mehr-i mü’eccel üzere vekâletim hasebiyle
tezvîc ü tenkîhliğe kabûl eyledim dedikde Âişe bint-i Mehmed dahî vech-i meşrûh üzere
(kabul) eylediği sicill-i mahfûza kayd olundu.

İşbu (bin) iki yüz on üç senesinin Şaʻbânü’l-muʻazzâmı ibtidâsı yevm-i isneyn [9


Ocak 1799] olmağla işbu mahalle şerh verilmişdir gaflet olunmaya.

V. 3/a, h. 3
Konusu: Denizli mahallelerinden Sarây mahallesinde sakin Belgrâdîü’l-asıl Os-
mân Beşe ibn Hüseyin Beşe’nin kalyoncu levendâtı olarak görevini tamamladığına dair
hüccet kaydı.

İşbu sene-i ʻamîmetü’l-meymenede bâ-emr-i ʻâlî ve ber-mûceb-i sûret-i defter ve


bâ-buyruldu-yı kapudân-ı deryâ Hüseyin Paşa Denizli kazâsından matlûb bir ağa ve bir

89 [Ç.N.] İsim yazılmamış.


90 [Ç.N.] Bu hüküm yarım kalmıştır.
91 [Ç.N.] Bu ibare sayfaya ters yazılmıştır.
92 [Ç.N.] Bu hükmün numarası kurşun kalemle “6” olarak yazılmıştır.

52
ʻalemdâr ve kırk sekiz nefer kalyoncu levendâtına Denizli mahallâtından Saray mahal-
lesinde sâkin Belgrâdîü’l-asıl Osmân Beşe ibn Hüseyin Beşe neferât-ı matlûbeyi fermân
buyrulduğu üzere tahrîr ve tekmîl ve Nevrûzdan mukaddem tersâneye îsâl ve şurût-ı emr
üzere itmâm-ı hizmet-i me’mûreye müteʻahhid ve kabûl eylediği kayd şüd.
Fî 3 Cemâziye’l-evvel sene (1)205 [8 Ocak 1791]
Merkûm Osmân Beşe’ye

V. 3/a, h. 4
Konusu: Köstel oğlu Murtazâ bin Mehmed’in talak-ı selâse ile Velî ʻammînin kızı
Zelihâ’yı boşadığına dair kayıt.

Çardak karyesinden Çelebi oğlu Hüseyin ve Kalaycı oğlu Mustafâ nâmân kimesneler
meclis-i şerʻde şöyle şehâdet-i şerʻiyye eylediler ki Köstel oğlu Murtazâ bin Mehmed bizim
huzûrumuzda Velî ʻammînin kızı Zelihâ hâtûnu târîh-i kayddan evvel iki sene mukaddem
bizim huzûrumuzda talâk-ı selâse ile tatlîk eyledi bizler bu husûsa bu vech üzere şâhidleriz
şehâdet dahî ederiz dediklerinde takrir (ve) tahrîr ve bu mahalle kayd ve işâret olundu.
Fî 25 R (Rebîü’l-âhir) sene (1)206 [22 Aralık 1791]

Gurûş
Kalyoncular bayrağı içün bedest-i serdâr verdiğimiz bedest-i hâkim efendi 015
Kalyoncu ’Alemdârı Osmân Beşe yedine verilen bedest-i hâkim efendi 015
030
Menzilciye verilen bedest-i hâkim efendi 012
Def’a taksît-i sânî mübâşiri masârifiyçün cümle iltimâsıyla menzilciye
012
verilen bedest-i hâkim efendi
054
Def’a Osmân Beşe’ye verilen bedest-i hâkim efendi 085
Kalyoncu Osmân Beşe’ye verilen bedest-i hâkim efendi 300
389
Üserâ mâddesiyçün gelen mübâşire verilen hizmet bedest-i hâkim efendi 025
414
Def ’a Osmân Beşe’ye 030
444
Def ’a Osmân Beşe’ye verilen 021,5
Cem’ân yekûn dört yüz altmış beş buçuk gurûş kalyoncu mîrîsi hâkim
Bağdâdî es-Seyyid Ebûbekir Efendi yedinden derûn-ı defterde tahrîr
olunduğu vech ahz olunmuşdur ve’s-selâm. 465,5

Fî Şa’bânü’l-mu’azzam sene 1207 [Mart/Nisan 1791]

53
V. 3/a, h. 5
Konusu: Delikliçınar mahallesinde oturan Paşazâde Ahmed Ağa’nın kerîmesi Âi-
şe’nin çarşıda bulunan iki dükkânının kirasını iki adet çeşmeye vakfettiğine dair temessük
kaydı.

Medîne-i Denizli mahallâtından Delikliçınâr mahallesi sâkinelerinden iken bundan


akdem vefât eden Paşazâde Ahmed Ağa’nın kerîmesi Âişe hâtûn nâm müteveffiye çe-
harşı kurbünde iki bâb dükkânın îcâresini iki çeşme(ye) vakf etmişdir çeşme-i mezbûrun
birisi mahalle-i mezbûrede ve birisi Müftü Mustafâ Efendi’nin medresesi kurbündedir
ber-minvâl-i muharrer üzere beyân olunur.
Ve mütevellî nasb olunan el-Hâc Ahmed
Fî 13 Rebîü’l-evvel sene 1219(?) [22 Haziran 1804]93

V. Belirtilmemiş, h. 7
Konusu: Sefer için lâzım olan askerlerin sevkedilmesinde ihmal gösterilmemesi
husûsunda fermân sûreti.

Kıdvetü’l-emâcid ve’l-aʻyân Diyârbekir sâkinlerinden ocakdan seksoncubaşılık


pâyesiyle ihrâc-ı ʻasâkire me’mûr Muhammed Refîʻ(?) zîde mecduhu tevkîʻ-i refîʻ-i
hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Sen ki mûmâileyhsin ocakda yarâr ü kârgüzâr ve hizmet-i lâzıme ʻuhdesinden gelmeğe
mahall ve sezâver olduğunuz hasebiyle Anadolu’nun sağ ve sol orta kollarından küşâd
olan serdâr ve serdengecdi ve ʻatîk agavât ve ʻalemdârândan sefer-i hümâyûnuma sevk
ve tesyîrlerine sözcü taʻyîn olunan düstûr-ı mükerrem müşîr-i mufahham nizâmü’l-ʻâlem
vezîrim ʻAbdi Paşa edamallahu teʻâlâ iclâlehunun maʻiyyetine me’mûriyetinizde hâvî
bundan akdem sâdır olan evâmir-i ʻaliyye ve mekâtib-i ocakdan çavuş ve yazıcı me’mûr
ve irsâl olunalı müddet-i vâfire olub müretteb ve matlûb olunan ʻasâkirin mahall-i me’mû-
relerine vusûlü lâzım ve mühimm ve muktezî iken bu âna değin ʻadem-i vürûdları ancak
sizin tekâsül ü tesâmuhunuzdan nâşi idüğü zâhir ve âşikâre olmağın bundan akdem bu
seferi esfâr-ı sâbıkaya ve bu vakti üzere sâ’ire kıyâs olunmayarak bu emr-i celîl-i lâzıme-i
taʻcîlde kemâl ve dikkat-i tâmm ve saʻy ü ihtimâm eylemeniz fermânım olmağın te’kîd
ü istiʻcâli hâvî işbu emr-i ʻâlişânım ısdâr ve ( ) ile irsâl olunmuşdur.
İmdi sen ki seksoncubaşı-yı mûmâileyhsin bu emr-i mühimme ve husûsu müstaʻcilen
betâ’et ü rehâvet ve tamaʻ-yı hâma tebaʻiyyet ile kazâlardan müretteb ve matlûb serdâr ve
serdengecdi bayrakları gerü kalmalarına ve neferâtları noksân olmalarını ve vakt ü zamâ-
nıyla erişmelerine bâdî hâlâtın ihsâs ve istimâʻ olunmak lâzım gelür ise cümleden evvel

93 [Ç.N.] Bu tarih defterin tarih aralığı ile uyuşmamaktadır. Bu sebepten deftere sonradan kaydedilmiş olması muh-
temeldir.

54
te’dîb ve tekdîr olunacağı mülâhaza ve âna göre hareket ve mukaddemâ ve bu defʻa ısdâr
ve irsâl olunan evâmir-i ʻaliyye mûciblerince matlûb ʻasâkir-i mürettebenin bir gün evvel
ihrâc ve iki konağı bir ederek ber-vech-i şitâb mahall-ı me’mûrelerine irsâle ikdâm ve
kusûr ve rehâvetden ittikâ-yı tâmm eyleyesin deyü hâlâ rikâb-ı hümâyûnumda sekbânbaşı
olan iftihârü’l-emâcid ve’l-ekârim Seyyid Süleymân dâme mecduhu tarafından mühürlü
mektûb verilmekle vech-i meşrûh üzere ʻamel olunmak bâbında fermân-ı ʻâlişânım sâdır
olmuşdur buyurdum ki,
Vusûl buldukda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr olan emrim ve
sekbânbaşı-yı mûmâileyh tarafından verilen mektûb mûcibince ʻamel ve hilâfından begâyet
hazer ve mücânebet eyleyesin şöyle bilesin ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasın.
Tahrîren evâ’il-i Ramazânü’l-mübârek sene selâse ve mie’teyn ve elf [2-11 Ekim 1788]
Kostantiniyye el-Mahrûse
Ek: 4a/2-a94
Konusu: İzmir kadısı sâbık Murâd Efendizâde Mehmed Rızâ’nın mutasarrıfı olduğu
Kalya taşı mukataasının vergilerinin toplanırken kimsenin muhalefet etmemesi husûsunda
hüccet kaydı.

İzmir kadısı sâbık Murâd Efendizâde Mehmed Rızâ’nın dîvân-ı hümâyûna takdîm
eylediği ʻarz-ı hâl mefhûmunda ber-vech-i mâlikâne ʻuhdesinde olan resm-i mîrî-i taş-ı
kalya mukâtaʻası hâsılâtından olan seng-i mezkûr iʻmâl olunan Aydın ve Saruhân sancakla-
rında vâkiʻ Alaşehir ve İnegöl ve Adala ve kazâhâ-yı sâ’ire ve diyâr-ı baʻîdeden hâsıl olub
Güzelhisâr ve Tire ve Mağnisa ve İzmir ve bilâd-ı sâ’irede istiʻmâl ve diyâr-ı âhere nakl ü
imrâr olunan kalya taşının beher kantarında ber-mûceb-i şurût kırk beşer akçe resm-i mîrîleri
lâzım geldükde baʻzı kimesneler rüsûm-ı mezkûreyi edâda ʻinâd ve muhâlefet ve resm-i
mezkûru vermemek içün bâyiʻ ü müşteriye hufyeten beyʻ ü şirâ ederek mâl-ı mîrînin kesr
ü noksânına ve nizâm-ı mukâtaʻasının ihtilâline bâʻis ü bâdî oldukların bildirüb fimâbaʻd
o makûle rüsûm-ı mîrîyi vermemek dâʻiyesiyle hufyeten seng-i mezkûru fürûht edenler
ve alanlar her kim olursa olsun yedlerinde bulunan seng-i mezkûrun iktizâ eden resm-i
mîrîleri şurûtu mûcebince tamâmen tahsîl olunmak bâbında bu defʻa şeref-yâfte-i sudûr
eden evâmir-i ʻaliyye Mehmed Surûrî mübâşeretiyle Denizli mahkemesine lede’l-vürûd
ve cümle muvâcehesinde feth ü kırâ’at ve mazmûn-ı münîfi cümleye iʻlân ve işâʻat olun-
dukda cümle semʻan ve taʻâten merâsimi baʻde’l-edâ ve cevâblarında eğerçi bu havâlîde
istiʻmâl eder olmayub hâlâ(?) diyâr-ı âherden bilâ-tezkere zuhûr eder olur ise.
Ek: 42/1
Konusu: Göveclik köyü sâkinelerinden Fâtıma bint-i Osmân ile İbrâhîm bin Meh-
med’in nikâh akdi kaydı.

94 [Ç. N.] Bu hüküm eksiktir.

55
Karye-i Göveclik sâkinelerinden Fâtıma bint-i Osmân nâm bikr-i bâliğanın tarafından
vekîl-i sâbitü’l-vekâlesi olan babası merkûm Osmân yine karye-i merkûme sâkinlerinden
İbrâhîm bin Mehmed’in tarafından vekîl-i sâbitü’l-vekâlesi olan Hâcı Ahmed mahzarında
otuz gurûş mehr-i mü’eccel ile ʻakd-i nikâh olundukları işbu mahalle kayd şüd.

V. 4/a, h. 8
Konusu: İstanbul’a gönderilmek üzere seksen iki bin altı yüz kîle buğdayın satın
alınması husûsunda fermân sûreti.

Kıdvetü’n-nüvvâbü’l-müteşerriʻîn Kütahya kazâsında nâ’ibü’ş-şerʻ olan mevlânâ (95)


zîde ʻilmuhu ve iftihârü’l-emâcid ve’l-ekârim câmiʻü’l-mehâmid ve’l-mekârim bi-mezî-
dü’l-ʻinâyeti’l-meliki’d-dâ’im hâlâ eyâlet-i Kütâhiyye mütesellimi olub bu defʻa eyâlet-i
mezbûr mübâyaʻasına taʻyîn olunan Abbâs dâme mecduhu tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl
olucak maʻlûm ola ki,
Hassa silâhşörlerinden Mustafâ maʻrifetiyle iki yüz iki senesine mahsûben eyâlet-i
mezbûreden âsitâne-i saʻâdetim lâzîmesiyçün mübâyaʻası fermânım olan seksen iki bin
altı yüz doksân sekiz kîle hıntanın fi’ât-ı mîrîyye üzere lâzım gelen bahâları içün bu defʻa
ʻale’l-hesâb yedi bin beş yüz gurûş verildiğinden gayri tahsîl-i mübâyaʻa dikkat ve ihtimâm
eylemesiyçün bi’d-defeʻât kendüsüne tenbîh olunmuş iken silâhşör-i merkûm kemâl-i
batâ’et ve rehâvetinden başka hilâf-ı rızâ-yı ʻaliyyeme harekât-ı nâ-bercâsı dahî derkâr
ve bâ-husûs mübâyaʻa-yı merkûmeden iki bin altı yüz doksân sekiz kîle hıntadan mâʻadâ
tersâne-i ʻâmirem anbârlarına teslîmâtı olmadığı hazîne-i ʻâmirem defterlerinde zâhir ve
âşikâr olub tenbîhât-ı şâhânemi ısgâ ve fermûde-i mülûkânem üzere ʻamel ü hareket ey-
lemediği içün şeref-yâfte-i sudûr olan fermân-ı ʻâlişânım mûcebince silâhşörlüğü refʻi ve
çavuş mübâşeretiyle Limni cezîresine nefy ü iclâsı içün dîvân-ı hümâyûnumdan emr-i şerîf
ısdâr ve sen ki mûmâileyh Abbâs dâme mecduhusun merkûmun yerine mübâyaʻacı nasb
ü taʻyîn olman ile selefinin hesâbını maʻrifet-i şerʻle rü’yet ve zimmetinde olan zahâ’ir
bahâsı her ne ise tahsîl ve sana teslîm olunub ve bundan mâʻadâ bu defʻa ʻale’l-hesâb beş
bin gurûş dahî tarafına ve irsâl olunmağla mübâyaʻa-yı merkûmeyi fukarâ-yı raʻiyyeden
celb-i mâla vesîle ittihâz eylemeyerek bir ân akdem serîʻan tahsîl ve tekmîline ikdâm
etmek fermânım olmağın hâssaten işbu emr-i celîlü’l-kadrim ısdâr ve rikâb-ı hümâyûnum
kâʻimmakâmı kethüdâsı enderûn ağalarından Mustafâ ile irsâl olunmuşdur.
İmdi vusûlünde sen ki mübâyaʻacı lâhik-i mûmâileyhimsiz silâhşör-i merkûmun
cezîre-i mezbûreye nefy ü iclâsı husûsu tensîbe siyâkî idüğünü fikr ü mülâhaza ve sen
dahî encâmkârî mütâlaʻa ederek mütebassırâne hareket ve bâlâda beyân olunduğu üzere
selefin mûmâileyhin hesâbını maʻrifet-i şerʻle rü’yet ve zimmetinde olan zahâ’ir bahâsı
her ne ise cânib-i mîrîden zabt ve tahsîl ve ne mikdâr makbûzun olduğunu tahrîr ve in-
hâya dikkat birle sene-i mezbûre mübâyaʻasının ʻâcilen yerlü yerinden cemʻ ü tahsîline

95 [Ç.N.] Nâ’ibin adı yazılmamıştır.

56
ve peyderpey tersâne-i ʻâmirem anbârlarına irsâl ve tesyîrine dikkat eyleyesin ve sen ki
nâ’ib-i mûmâileyhsin sen dahî mûceb-i emr-i şerîfimle ʻamel ü hareket etmek bâbında
fermân-ı ʻâlişânım sâdır olmuşdur buyurdum ki,
Hükm-i şerîfimle vardıkda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr olan işbu
emr-i şerîf-i celîlü’ş-şân-ı vâcibü’l-ittibâʻ ve lâzîmü’l-imtisâlimin mazmûn-ı itâʻat-makrû-
nuyla ʻamel edesiz şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız.
Tahrîren el-yevmü’s-sâdis-i ʻaşer Safer sene erbaʻa ve mie’teyn (ve elf) [5 Kasım 1789]

V. 4/b, h. 9
Konusu: Anadolu ve Rumeli’de bulunan menzillere nizâm verilmesi husûsunda
fermân sûreti.

Akdâ kuddâtü’l-müslimîn evlâ vülâtü’l-muvahhidîn maʻâdinü’l-fezâ’il ve’l-yakîn


râfîʻü’l-iʻlâmü’ş-şerîʻat ve’d-dîn vârisü ʻulûmü’l-enbiyâ ve’l-mürselîn el-muhtasûn bi-
mezîd-i ʻinâyeti’l-meliki’l-muʻîn mevâli’ü’l-‘izâm zîdet fezâ’iluhum ve mefâhirü’l-kuddât
ve’l-hükkâm maʻâdinü’l-fezâ’il ve’l-kelâm Üsküdar’dan Anadolu’nun sağ kolu nihâyetine
varınca vâkiʻ (olan) kazâların nâ’ibleri zîde fazluhum ve mefâhirü’l-emâsil ve’l-akrân
şehir kethüdâları ve zâbitân ve vücûh-ı ahâlî ve iş erleri zîde kadruhum tevkîʻ-i refîʻ-i
hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Memâlik-i mahrûse-i mesâlik-i pâdişâhânemde menâzilin fi’l-asıl vazʻ u ibdâʻı
ancak umûr-ı mühimme ile müstaʻcil baʻzı serhadât-ı hâkâniyeme ve mevâdd-ı seferiyye
ve sâ’ir muktezî olan mahallerde me’mûr olanların seyr-i seriʻ ile gidüb ʻavdet eyleme-
leri irâdesine mebnî iken baʻdehu refte refte umûr-ı ʻacele ile me’mûr olanlar ve kezalik
kendü kesb ü menâfiʻi zımnında baʻzen cizye ve ʻavârız ve baʻzen mukâtaʻât iltizâm
edenler ve bunların emsâl kimesneler dahî mühimme-i müstaʻcile ile me’mûr olanlar
misillü birer takrîb ile menzil ahkâmı ahz ve menzil bârgîrlerine süvâr olarak menzilhâ-
nelerin nizâmları muhtell olub müsta’cile (ile me’mûr olanların kadr ü şânına göre süvâr
olacakları menzil bârgîrlerinin aʻdâd)96 me’mûrların be-vakf-ı matlûb ve vaktiyle savb-ı
maksûda gidüb gelemediklerinden umûr-ı mühimmenin te’hîrine bâdi olduğuna binâ’en
fîmâ-baʻd Rumeli ve gerek Anadolu câniblerinde kâ’in menâzil ʻale’d-devâm kemâl-i
hüsn-i nizâm üzere iʻmâl ü idâre olunub taraf-ı devlet-i ʻaliyyemden umûr-ı müstaʻcele
ile me’mûr olanların kadr ü şânlarına göre süvâr olacakları menzil bârgîrlerinin aʻdâd ü
mikdârları tasrîh olunmak üzere tertîb ü tanzîm etdirilmesine irâde-i ʻaliyyem taʻalluk
etmekle rikâb-ı hümâyûnumda bi’l-fiʻîl mîrahûr-ı evvel olanlara ve ricâl-i devlet-i ʻaliy-
yemden ol rütbede bulunanlar da yirmi beş re’s nihâyet otuz beş re’se dek ve kethüdâ-yı
bevvâbîn ve ol rütbede bulunanlara on re’sden nihâyet otuz re’se dek ve mîrâhûr-ı sâniye
on üç ve dergâh-ı muʻallâm kapucıbaşılarına on ikişer re’sden nihâyeti yirmi re’se dek
ve haseki ağa ve silâhşörân-ı hâssaya sekizer re’s ve dergâh-ı muʻallâm yeniçerileriyle

96 [Ç.N.] Bu kısmın üzeri çizilmiştir.

57
ocağı agavâtına on sınıf iʻtibârıyla tabaka-yı evvelde(97) bulunanlara on ikişer ve tabaka-yı
sânîde bulunanlara sekizer ve tabaka-yı sâlisede bulunanlara altışar re’s ve baʻzı serhâdât-ı
hâkâniyenin yeniçeri salyânecilerine müteferrika ve gediklüyâna beş re’s ve hasekiyân-ı
hâssa ve agavât-ı sadr-ı ʻâlîye üçer re’s ve vâcibü’r-riʻâyâ ve ağayân-ı enderûn ve yeniçeri
ve sipâh ve silâhdâr ve topcu ve cebeci ve tob ʻarabacı ocakları çavuşlarına ikişer re’s ve
çavuş-ı dîvâna ve çukadârâna ve mehterâna ve tatarânın her birine ve mîrî ve mîrî hazâ’în
nakliyçün on kîseye re’s menzil bârgîri verilmek ve mâʻadâ mühimme olmayan umûra
me’mûr olanlara ve kapu kethüdâları ve sâ’irlere menzil ahkâmı verilmeyüb ücretleri kendü
taraflarından verilerek kazâdan kazâya kirâ bârgîrleri istihcâr ile savb-ı maksûdelerine
ʻazîmet ve ʻavdet eylemek ve mehâm-ı müstaʻcile ile me’mûrlarca dahî mikdâr-ı mezkûr-
dan ziyâde ve müstaʻcile ile me’mûr olmayanlar (hizmetinden ziyâde ve mühimmeye)98
ricâ ve şefâʻat ve hâtır ü gönülle riʻâyet ile bir ferde menzil ahkâmı verilmek üzere mu-
kaddemâ bin yüz doksan bir senesinde nizâmı verilmiş iken nizâm-ı mezkûr ol vakitde
ʻadem-i riʻâyet birle cânib-i ʻaliyyeye hasâreti olmamak mülâhazasına mübtenî ücretleri
ile menzil ahkâmı iʻtâ olunduğu cihetde mühimmeye me’mûrlar ve kendü umûrları ile
amed şüd edenler fark ü temeyyüz olunmadığından yine herkes birer takrîb ile menzil
ahkâmı tahsîl ve menzile süvâr olarak memâlik-i mahrûse menzilleri bi’l-külliye muhtell
olub müstaʻcilen temşiyyetini muktezî nice mühimme-i umûr-ı seferiyyenin taʻtîline bâdi
bir keyfiyet olmakdan nâşî baʻd-ezîn müstaʻcile ile me’mûr olanlar hizmetde ziyâde ve
mühimmeye me’mûr olmayanlar (me’mûr olmayanlar)99 ricâ ve şefâʻat ile menzil ahkâmı
istidʻâsında olur ise muʻtâd-ı kadîmi kaleminden baʻde’l-ihrâc istidʻâları rikâb-ı hümâyû-
numa ʻarz ve ifâde olunub hatt-ı hümâyûnum sudûr etmedikce bir vechile ücret ve inʻâm
menzil hükmü verilmemek ve müstaʻcile ile amed şüd eden tatar ve çukadâr ve sâ’irleri
dahî menzilhânelerde menzil hükmünü ibrâz etmeyüb ekseri yanlarına ikişer ve üçer nefer
koşundu ahz ve diledikleri mikdârı bârgîre süvâr olundukları cihetden o makûle me’mûr
olanların yedlerinde olan menzil ahkâmına nazar birle mikdârına göre bârgîr verilmek ve
fermânı olmayanlara ve kendü umûrları içün gelüb gidenlere menzil-i bârgîrleri verilmeyüb
ücretleri ile menzil bârgîri tutulmak üzere gâile-i sefer-i hümâyûnum bertaraf olunmayarak
mahrûse-i Üsküdar menzilinde ikâmet eylemek üzere taraf-ı devlet-i ʻaliyyemden mahsûs
mübâşir taʻyîn olunmağla bundan sonra dahî menzilleri nizâm olub esnâ-yı râhda ve bir
menzilde mühimmeye me’mûrlar meks ve tevkîf olunmak lâzım gelür ise ol beldenin
hükkâmı ve zâbitânı ve menzilcileri te’dîb olunmak üzere nizâm-ı müstahseneye ifrâğı
husûsu rikâb-ı kamertâb-ı hüsrevâneme takrîb ile lede’l-ʻarz mûcebince tanzîm oluna-
cak hatt-ı hümâyûn-ı mehâm-ı makrûnum sudûr etmekle mantûk-ı münîfi üzere ʻamel ü
hareket olunmak fermânım olmağın hâssaten işbu emr-i celîlü’l-kadrim ısdâr ve rikâb-ı
hümâyûnum kâʻimmakâmı âdemlerinden kıdvetü’l-emâcid ve’l-akrân Ahmed Ağa zîde
kadruhum irsâl olunmuşdur.
İmdi vusûlünde bâlâda tafsîl ve beyân kılındığı üzere umûr-ı mühimme-i müstaʻcile
ile me’mûr olanlar hizmetinde ziyâde ve me’mûr olmayanlara ricâ ve şefâʻat ile bir ferde
gerek inʻâm ve gerek ücret-i menzil-i ahkâmı verilmemek ve müstaʻcil ile me’mûrların

97 [Ç.N.] Metinde “oldukda” şeklinde yazılmıştır.


98 [Ç.N.] Bu kelimelerin üstü çizilmiştir.
99 [Ç.N.] Sehven iki defa yazılmıştır.

58
yedlerinde olan menzil ahkâmına nazar birle mikdârına göre menzil bârgîrleri iʻtâ olunub
yedinde menzil ahkâmı olmayanlar ve koşundu ile gelüb gidenleri menʻ ü defʻ eylemek
üzere mahsûs Tekfurdağı’nda mübâşir ikâmet eylemek üzere nizâm-ı müstahseneye ifrâğ
olunmağla baʻd-ezîn menzillerin müstevfî bârgîr ve sürücüleri ve levâzımât-ı sâ’iresi
maʻrifet-i şerʻ ve cümle ittifâkıyla tedârik ve tekmîl ile her bir menzil gere(ği) gibi tanzîm
olunub maʻâzallahu teʻâlâ mühimmeye me’mûrların bir neferi menzilinde bârgîre intizâm
birle meks ve tevkîf olunmak lâzım gelür ise ol kazânın hükkâmı ve şehir kethüdâsı ve
zâbitân ve menzilcileri te’dîb kılınacağı iktizâ edenlere tefhîm olunarak serîʻân ve ʻâci-
len nizâm-ı kavîye rabt ve bitişik(?) ve menzilcilerin isim ve şöhretleri ile sûret-i nizâmı
hazîne-i ‘âmirem defterlerine sâbit ve kayd içün derʻaliyyeme ʻarz ve iʻlâm-ı müsâraʻat
ve hilâfından cümleniz hazer ve mücânebet eylemeniz bâbında fermân-ı ʻâlişânım sâdır
olmuşdur buyurdum ki,
Hükm-i şerîfimle vardıkda bâdire şud.
Tahrîren fi’l-yevmi’s-sânî ʻışrîn min Zi’l-hiccetü’ş-şerîfe sene erbaʻa ve mie’teyn
ve elf [2 Eylül 1790]
Kostantiniyye
V. 5/a, h. 10
Konusu: Ordu-yı hümayûnda istihdâm edilmek üzere Denizli, Ezîne, Gököyük ve
Çehârşenbe kazâlarından iki yüz aded bârgîrin tertip olunması husûsunda fermân sûreti.

Mefâhirü’l-kuddât ve’l-hükkâm maʻâdinü’l-fezâ’il ve’l-kelâm Denizli ve Ezîne ve


Gököyük ve Çehârşenbe kazâları kadıları ve nâ’ibleri zîde fazluhum ve bu husûsa mübâ-
şir taʻyîn olunan Sadr-ı aʻzâm çukadârlarından İbrâhîm zîde kadruhu ve kethüdâları ve
serdârları ve zâbitân ve sâ’ir iş erleri zîde kadruhum tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olucak
maʻlûm ola ki,
Bi-mennihi teʻâlâ ordu-yı hümâyûnum ihrâcında mevcûd bulunub zahâ’ir ve mühim-
mât nakli hizmetinde ve sâ’ir hidemât-ı ʻaliyyeden istihrâc olunmak (içün) yüke gitdükleri
günden hizmet olunduklarınca ber-vech-i muʻtâd lâzım gelen ücretleri ordu mükârîbaşı
yedinden verilmek şartıyla mevkûfâtdan ihrâc olunan memhûr ü mümzâ sûret-i defter
mûcebince Denizli ve Ezîne ve Gököyük ve Çehârşenbe kazâlarından mücerred iki yüz
re’s mükârî bârgîrlerin tertîb olunub ancak sâbıklarca tertîbini noksân gönderen kazâlar
ile tamâmca hizmeti edâ edenler müsâvî tutulmak lâzım gelse taʻdîl ve tesviye şurûtuna
riʻâyet olunmamış olacağı emr-i âşikâr olmağla ol makûlelerin noksânları dahî sene-i
cedîde tertîbine zamm ve ehl-i tertîbâtı bununla tekmîl olunmağdan nâşi sûret-i defter-i
mezkûr nâtık olunduğu üzere mârü’z-zikr kazâlardan iki yüz iki ve üç senelerinden gelme-
yen(?) üç yüz doksân re’s dahî zamm ve tertîb ile kazâhâ-yı mezkûreden cemʻân beş yüz
doksan re’s mükârî bârgîri tertîb ve ihrâcına îrâde-i ʻaliyyem taʻalluk etmekle ber-vech-i
muharrer kazâhâ-yı mezkûreden beş yüz doksan re’s mükârî bârgîri bi-eyyi-hâl tamâmen
ihrâc ve rûz-ı Nevrûz’dan mukaddem Şumnu sahrâsında ordu-yı hümâyûnuma irsâl ve îsâl
olunmak fermânım olmağın işbu emr-i celîlü’l-kadrim ısdâr ve ( ) ile irsâl olunmuşdur,

59
İmdi vusûlünde siz ki kadılarsız ve zâbitân-ı mûmâileyhim ve sâ’irlerisiz bu husûsda
cümleniz gönül birliği ile ol mikdâr re’s bârgîr cümlesi yüke elverir tuvânâ ve semer ve
çuvâl ve urgân ve âlât-ı sâ’ireleri mükemmel olmak ve yerlüden kavî kefîller ahz oluna-
rak mükârîbaşları nasb ve sâ’ir mükârcileri dahî taʻyîn olunmak şartıyla sâbıkü’z-zikr iki
yüz re’s ve sinîn-i mezbûrînden bekâyâ kalan üç yüz doksan ki cemʻân beş yüz doksan
re’s mükârî bârgîrlerinin ihrâcı ve îsâli sizlerden matlûb-ı hümâyûnum olmağla ʻafv ve
birle katʻına dâ’ir veyâhûd kalîl ü kesretinin taklîl ü tertîbine mütedâ’ir bir gûne tahrîrâta
ve kimesnenin ricâ ü şefâʻatine iʻtibâr ve atûse(?) olunmak muhâl idüğün ve ordu-yı
hümâyûnum semtinde kışlamak takrîbiyle mevcûdü’z-zikr üzere zahâ’irine kıllet gelüb
evvel bahârda gelecek ʻasâkire kifâyet etmeyeceği zâhir ü âşikâr olmağla zikr olunan
bârgîrler Edirne’den şaʻîr hamûlesiyle gelmek ve geçen sene olduğu misillü mübâşirler
sâde taʻahhüd iʻlâmı ve sâ’ir bir vechile ʻavdet etmeyüb nevrûza dek kazâlarda bekleyüb
me’mûr olduğu bârgîrânı ihrâca ve taʻyîn olunduğu vechile Edirne’den zahâ’ir tahmîl ile
ordu-yı hümâyûnuma getürmek ve bu nizâm üzere ted’iyye-i hizmet etmeyen mübâşirin
ʻözr ü ʻilletine havâle-i semʻ ü iʻtibâr olunmayub bi-eyyi hâl dirlikleri refʻ ve te’dîbi icrâ
olunmak ve mübâşiri işin üzerinde iken şekk ve şikâyete dâ’ir tahriratına min-külli’l-vücûh
müsâʻade olunub tertîbât-ı mezkûrenin taʻtîline sebeb olanın kuddât ve nüvvâb zümre-
sinden ise ʻazl ve tenkîl ve cerîde-i kazâdan ismi hakk ve mütekâyyidât-ı memleketden
ise nefy-i kalʻabend ve mâl-ı eşyâsı mîrîden zabt ve cürmüne göre siyâset iktizâ eden-
lerin bilâ-âmân cezâları tertîb olmak musammem idüğünü cümleye tefhîm birle matlûb
olan ol mikdâr bârgîrleri derʻakab tevzîʻ ve kavî kefîllü mükârîbaşıları ve mükârîcileri
ile Nevrûz-ı fürûzdan mukaddem Şumnu sahrâsında ordu-yı hümâyûnuma irsâl ve îsâl
olunmak şartıyla serîʻân taʻahhüd ve iʻlâmlarını irsâl ve bir tarafından yerlü yerinden
tedârik ü tehniyesi husûsuna mübâderet ve hilâfından cümleniz hazer ve mücânebet
eyleyesiz ve sen ki mübâşir-i mûmâileyhsin ve sen dahî mazmûn-ı emr-i şerîfimle ʻamel
ü hareket ve hilâfından tevakki ve mübâʻadet eylemek bâbında emr-i fermân-ı ʻâlişânım
sâdır olmuşdur buyurdum ki,
Hükm-i şerîfimle vardıkda bu bâbda ve her hâlde.
Re’s-i sene-i Muharremü’l-harâm (1)218 [Nisan/Mayıs 1803]100

Kazâ-yı Denizli
’Aded-i Evrâk
A’lâ 41
Evsat 755
Ednâ 200
996
Yalnız dokuz yüz doksan altı ’aded evrâkdır.

100 [Ç.N.] Bu tarih defterin tarih aralığı ile uyuşmamaktadır. Bu sebepten ötürü yanlış yazılmış olması veya deftere
sonradan kaydedilmiş olması muhtemeldir.

60
V. 5/b, h. 11
Konusu: Denizli, Karakoğa ve Buldan ze’âmetinin iltizama verildiğini beyan eden
temessük sûreti.

Bâʻis-i tahrîr-i hurûf oldur ki,


Bâ-berât-ı şerîf-i ʻâlişân mâlikâne ʻuhdemizde olan Denizli ve Karakoğa ve zeʻâ-
met-i Buladân maktûʻunu işbu bin iki yüz dört senesi Mart’ı ibtidâsından Şubat’ı gâye-
tine ber-vech-i iltizâm sene-i kâmile zabtına tâlib kıdvetü’l-emâsil ve’l-akrân (101) zîde
kadruhuya sene-i sâbıkı üzere iltizâm olunub mûmâileyh dahî tarafımıza verdiği deyn
temessükü mûcebince kazâlar(?) ve iltizâmı kabûl etmekle zabtıyçün işbu temessük iʻtâ
olundu gerekdir ki mûmâileyh varub mukâtaʻa-yı mezbûru tevâbiʻ ve levâhıkla sene-i
mezbûrede Mart’ı ibtidâsından Şubat’ı gâyetine gelince bir sene-i kâmile zabt u rabt
eyleyüb rüsûmât ve aʻşâr-ı şerʻiyye ve ʻörfiyesine sene-i sâbıkı misillü cemʻ ü tahsîl ve
ahz u kabz eylemek ve verdiği deyn temessükü mûcibince mâl-ı bedel-i iltizâmın peşîn
ve taksîtlerin vakt ü zamânıyla kapu kethüdâmız tarafına tamâmen edâ vü teslîm eylemek
üzere ber-vech-i serbestiyyet mukâtaʻa-yı mezkûreyi zabt u rabt eyleyüb tarafımızdan ve
taraf-ı âherden müdâhale olunmaya.
Gâzi Hasan Paşa
V. 6/a, h. 12
Konusu: Kütâhiyye sancağında bulunan Ezîne ve tevâbi’i kazâların bin iki yüz dört
senesi ‘avârız ve nüzûl vergilerinin toplanması husûsunda fermân sûreti.
Mefâhirü’l-kuddât ve’l-hükkâm maʻâdinü’l-fezâ’il ve’l-kelâm Kütâhiyye sancağında
vâkiʻ Ezîne ve tevâbiʻ kazâların kadıları ve nâ’ibleri zîde fazluhum tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn
vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Hazîne-i ʻâmirem defterleri mûcibince arpa emîni ocaklığı olan Kütâhiyye sancağında
vâkiʻ Ezîne ve tevâbiʻ kazâların üç yüz seksen ve bir buçuk subʻ ʻavârız ve üç yüz dok-
san altı ve bir buçuk subʻ bedel-i nüzûlhânelerinin senevî dört bin beş yüz doksan buçuk
gurûş kırk akçe mâl-ı maktûʻları olub bin iki yüz dört senesine mahsûb olmak cemʻ ve
tahsîl lâzım geldiğin derʻuhde olunub yedine mühürlü ve nişânlu mevkûfât defteri sûreti
verilmekle imdi mûcibince cemʻ ve tahsîl etdirilmek fermânım olmuşdur buyurdum ki,
Hükm-i şerîfimle mübâşir vardıkda bu bâbda sâdır olan emrim üzere ʻamel edüb
sene-i mezbûra mahsûben sâbıkü’z-zikr olan Ezîne ve tevâbiʻ kazâların ol mikdâr gurûş
mâl-ı maktûʻların irsâl olunan mühürlü ve nişânlu mevkûfât defteri sûreti cemʻ ve tahsîl ve
arpa emîni tarafına edâ vü teslîm etdirdüb hilâf-ı emr ü defter kimesneye taʻallül-i ʻinâd ve
muhâlefât etdirmeyesiz ve hîn-i tahsîlde mîrî içün alınan akçeyi hazîne-i ‘âmireme alındığı
vech üzere aldurub bundan ziyâde ve noksân alınmaya ve aldırmayasınız gerü defterden
ve fermânımdan ziyâde mütâlebesiyle reʻâyâ fukarâsına zulm ü taʻaddî olunmakdan

101 [Ç.N.] İsim yazılmamıştır.

61
gâyetü’l-gâye ihtirâz ve ictinâb eyleyesin şöyle bilesün ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasın.
Tahrîren fî’l-yevmi’s-sâdis min şehr-i Zi’l-kaʻde-i şerîf (sene) sitte ve mie’teyn ve
elf [26 Haziran 1792]

V. 6/b, h. 13
Konusu: Bosna’da medfûn Elvân Beğ evkâfı karyelerinden Denizli kazâsına tâbiʻ
Kalʻa karyesinin Sâlih Efendizâde Mustafâ’nın tasarrufuna verildiği husûsunda fermân
sûreti.

Kıdvetü’l-kuddât ve’l-hükkâm maʻdenü’l-fazl ve’l-kelâm mevlânâ Denizli kadısı


zîde fazluhu tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Sâlih Efendizâde Mustafâ zîdet kadruhu rikâb-ı hümâyûnuma ʻarz-ı hâl edüb zab-
tiyye bostâncıbaşısı nezâretinde olan evkâfdan mahrûse-i Bosna’da medfûn Elvân Beğ
evkâfı karyelerinden Denizli kazâsına tâbiʻ Kalʻa nâm karyeyi bin iki yüz dört senesi
Mart’ı ibtidâsından Şubat’ı gâyetine değin bir sene-i kâmile zabt u rabt ve hâsıl olan
aʻşâr-ı şerʻiyye ve rüsûmât-ı sâ’iresini ahz u kabz içün vakf-ı mezbûr mütevellîsi Süley-
mân zîde kadruhu tarafından derʻuhde ve iltizâm edüb mukaddem ve mu’ahhar târihiyle
temessük zuhûr eder ise ʻamel ve iʻtibâr olunmamak üzere yedine bir kıtʻa memhûr ve
maʻmûlün-bih zabt temessükü verilüb âherden dahl u taʻarruz îcâb eder hâli yoğiken baʻzı
kesân-ı zuhûre mu’ahhar târihiyle verilen temessük mûcibince zabtına mümânaʻat eyle-
diklerin bildürüb yedine verilen temessük mûcibince tarafından zabt u rabt ve hâsıl olan
aʻşâr ve rüsûmâtını ahz u kabz eyleyüb âherden ol vechile vâkiʻ olan müdâhaleleri menʻ ü
defʻ olunmak bâbında emr-i şerîfimle sudûrunu istidʻâ-yı ‘inâyet eylediği ecilden mâliye
ahkâmı kuyûdâtına nazar olundukda bu makûle vakıf karye iltizâm eden mültezimlere
mütevellî-i vakfın senesini tasrîhiyle verdüğü memhûr ve maʻmûlün-bih zabt temessükü
mûcebince zabt u rabt ve mahsûlât ve rüsûmât kânûn-ı kadîm ve olageldiği üzere ahz
u kabz etdirilmek içün evâmir-i şerîfem verilügeldüğü derkenâr olunmağla imdi şurûtu
mûcibince ʻamel olunmak fermânım olmuşdur buyurdum ki,
Hükm-i şerîfim vardıkda bu bâbda sâdır olan emrim üzere ʻamel edüb dahî husûs-ı
mezbûru mahallinden şerʻle görüb ber-mûceb-i şurût karye-i mezbûru mültezim-i mezkûr
Mustafâ zîde kadruhu tarafından ber-mûceb-i temessük zabt u rabt ve hâsıl olan aʻşâr-ı
şerʻiyye ve rüsûmât-ı sâ’iresini kânûn-ı kadîm ve olageldiği üzere ahz u kabz eylemek
murâd eyledikde âherden müdâhale olunduğu vâkiʻ ise ol takdîrce hilâf-ı şurût ve mugâ-
yir-i emr-i ʻâlişân âherin bî-veche vâkiʻ olan müdâhale(sini) menʻ ü defʻ eyleyesin şöyle
bilesin ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasın.
Tahrîren fi’l-yevmi’s-sâbiʻ Rebî’ü’l-âhir sene erbaʻa ve mie’teyn ve elf (1204) [25
Aralık 1789]
Kostantiniyye el-Mahrûse

62
V. 6/b, h. 14
Konusu: Elvân Beğzâde Sinan Bey evkâfı kurâlarından Denizli kazâsına tâbiʻ
Kalʻa karyesinin Sâlih Efendizâde Mustafâ’ya deruhde ve iltizâm olunduğu husûsunda
temessük sûreti.

Vech-i tahrîr-i hurûf oldur ki,


İşbu bin iki yüz dört senesinde bâ-berât-ı şerîf-i ʻâlişân ve ber-vech-i te’yîd mütevellî-
si olduğum Elvân Beğzâde Sinân Beğ Evkâfı kurâlarından Denizli kazâsına tâbiʻ Kalʻa
karyesini sene-i mezbûre Mart’ı ibtidâsından Şubat’ı gâyetine varıncaya sene-i kâmile
zabt eylemek üzere Gümüş Osmân’ı ʻazl Denizli sükkânından işbu dârende-i temessük
Sâlih Efendizâde Mustafâ Efendi’ye derʻuhde ve iltizâm olunub merkûm dahî minvâl-i
muharrer üzere iltizâmı kabûl edüb ve bedeli olan meblağ-ı merkûmu taraf-ı vakfı içün
merkûm efendi yedinden ahz u kabz olunmağla işbu zabt temessükü merkûm Mustafâ
Efendi yedine iʻtâ olundu bundan mukaddem ü mu’ahhar verdiği temessüke ʻamel ü
iʻtibâr olunmayub gerekdir karye-i mezbûreda mahsûben hâsıl olan aʻşâr-ı şerʻiyye ve
rüsûm-ı ʻörfiye ve beytü’l-mâl ve bennâk ve bâd-ı hevâ cüz’î ve küllî her ne ki hâsıl olur
ise min-külli’l-vücûh sene-i sâbıkı üzere ahz u kabz zabt u rabt eyleyüb mugâyir-i şurûta
berât-ı ʻâlişânım ve mugâyir-i kânûn-ı kadîm kimesne dahl u taʻarruz eylemeyüb merkûm
Mustafâ Efendi zabt u rabt eyleye.
Fî 23 Cemâziyyel-âhir sene 1204 [10 Mart 1790]

V. 7/a, h. 15
Konusu: Sefer-i hümâyûn için asker toplanması ve Kasım ayından önce askerlerin
orduya katılmaları husûsunda fermân sûreti.

Akdâ kuddâtü’l-müslimîn evlâ vülâtü’l-muvahhidîn maʻâdinü’l-fezâ’il ve’l-yakîn


râfiʻ-i iʻlâmü’ş-şerʻiyye ve’d-dîn vârisü’l-ʻulûmü’l-enbiyâ ve’l-mürselîn el-muhtassûn
bi-‘inâyetü’l-melikü’l-muʻîn Anadolu’nun sağ kolu yemîn ve yesârıyla nihâyetine varın-
ca vâkiʻ mevâlîü’l-fihâm zîde fezâ’iluhum ve mefâhirü’l-kuddât ve’l-hükkâm maʻâdi-
nü’l-fezâ’il ve’l-kelâm kuddât ve nüvvâb zîde fazluhum ve kıdvetü’l-emâcid ve’l-aʻyân
mukaddemâ meştâ ʻaskeri ihrâcına ocakdan me’mûr ve taʻyîn kılınan Turnacıbaşı İbrâhîm
zîde mecduhu ve mefâhirü’l-emâsil ve’l-akrân ve voyvoda-yı belde ve şehir kethüdâları
ve serdârları ve ʻatîk agavât ve ʻalemdârân ve ocak ihtiyârları ve söz sâhibleri ve ehl-i
İslâm gayretkeşleri zîde kadruhum tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Sefer-i hümâyûnum hasebiyle her tarafdan hengâm-ı şitâda kadr-ı kifâye ʻasâkir-i
nusret-mevʻûdûn mevcûdiyeti lâ-büdd ve beher hâl rûz-ı Kasım’dan mukaddem celbi
ve ihzâr-ı ʻasâkire ikdâm ve lâzım olmakdan nâşi sene-i mâzîde meştâya müretteb ser-
dengecdiler bayrakları baʻzı esbâba binâ’en vakt-i zamânıyla hareket eylemelerinden

63
evsat-ı şitâda esnâ-yı râhda bulunub ekserîsi neferâtları teferrük ve bahâra karîb ekall-i
kalîl neferât ile vürûd eylemediklerinden başka me’mûr oldukları mahallerde mevcûd ve
bir gûne hizmetleri meşhûd ü meşkûr olmağla ve beher vilâyetden tertîb ve taraf olunan
ʻasâkire vücûh-ı belde ve şehir kethüdâları ve yeniçeri serdârları ve ocak ihtiyârları ve
söz sâhibleri ve maʻrifet ve ittihâd ile birer ve iktizâsına göre ikişer sergerde ve başbuğ
tahsîs ve merkûmlar ʻatîk agavât ve ʻalemdârân veyâhûd bilâ-hâce agavât ve ʻalemdârlığa
alıncak ve müstehakk ve şâyân olanlardan taʻyîn ve bayrak iʻtâ ve taleb olunan neferât
cümle ahâlî ittihâdıyla tertîb ve techîz ve bayraklar altına cemʻ ve hemân ihrâc ve ordu-yı
hümâyûnuma rûz-ı Kasım’dan evvel irsâl olunmaları şartıyla Yalakâbâd kazâsından yirmi
beş ve Pazârköyü’nden yüz yirmi beş ve Edincik ve Bandırma ve Mudanya’dan ellişer
ve Mihalic’den yüz elli ve Birusa’dan iki yüz elli ve Yenişehir-i Birusa (ve) Gölbazârı ve
Domanic ve Gönenk kazâlarından ellişer ve İnegöl-i Birusa ve Kirmastı ve Manyas ve
Lapseki ve Ezîne ve Çal ve İvrindi’den yirmi beşer ve Biga’dan yüzelli ve Bayramiç’den
ellişer ve Balıkesir’den iki yüz elli ve Gelenbe ve Tuzla’dan ellişer ve İzmir’den üç yüz
ve Kuşadası’ndan elli ve Tire ve Menteşe’den ikişer yüz yirmi beş ve Bayındır’dan elli
ve Melemen Güzelhisârı ve Melemen’den yüzer ve Köşkderesi’nden yirmi beş ve Nazilli
ve Buladin ellişer ve Alaşehir ve Uşak’dan yüzer ve İnegöl’den elli ve Honaz ve Deniz-
li’den ve Çehârşenbe-i Lazkiyye’den yirmi beşer ve Ödemiş ve Karacasu’dan yüzer ve
Hamîd’den yirmi beş ve Birgi ve Soma ve Kula’dan ellişer102

(V. 7/b)
Hüve
Kazâ-yı Denizli
Der-livâ-yı Kütâhiyye
Katır re’s 11

Ordu-yı hümâyûn lâzımesiyçün bâ-emr-i ʻâlî Kütâhiyye sancağından matlûb buyru-


lan gayr-i ez-bekâyâ yirmi beş katar esterândan fiyât-ı muʻayyeneleri mübâşiri yedinden
verilmek şartıyla sâbıklarına kıyâs ve kazâ-yı mezbûrun sehmine bâlâda zikr olunduğu
üzere yalnız on bir re’s ve bir bıçak katır isâbet eylediği sicill-i mahfûzda mukayyed
olmağla ber-muʻtâd-ı kadîm ihrâc olunub pusula olunmuşdur.
Hurrire fî 17 Cemâziye’l-evvel sene 1204 [2 Şubat 1790]

Hüve
Kazâ-yı Denizli
Der-livâ-yı Kütâhiyye
Şütür-i mükârî
ʻaded 46

102 [Ç.N.] Bu hüküm yarım kalmıştır.

64
Ordu-yı hümâyûn lâzımesiyçün bâ-emr-i ʻâlî Kütâhiyye sancağından matlûb buyrulan
gayr-i ez-bekâyâ altı yüz mehâr mükârî develerinden sâbıklarına kıyâs kazâ-yı mezbûrun
sehmine isâbeti bâlâda zikr olunduğu üzere yalnız kırk re’s mükârî develeri isâbet eylediği
sicill-i mahfûzda mukayyed olmağla muʻtâd-ı kadîm ihrâc olunub pusula olunmuşdur.
Hurrire fî 17 Cemâziye’l-evvel sene 1204 [2 Şubat 1790]

V. 7/b, h. 16
Konusu: Nemçe ve Moskova seferleri için Nevrûz ayına değin deve tedarik edilmesi
husûsunda fermân sûreti.

Deve içün gelen


Mevlânâ Kütâhiyye kadısı zîde fezâ’ilehu ve maʻâdinü’l-hükkâm ve’l-kelâm
Kütâhiyye sancağında vâkiʻ kazâların kadıları ve nâ’ibleri zîde fazluhum ve kıdve-
tü’l-emâcid ve’l-aʻyân bu husûsa mübâşir taʻyîn olunan dergâh-ı ʻâlî gedüklü(leri)nden
kıdvetü’l-emâcid ve’l-aʻyân Mehmed zîde mecduhu ve mefâhirü’l-emâsil ve’l-akrân
kethüdâ yerleri ve yeniçeri serdârları ve zâbitân ve sâ’ir iş erleri zîde kadruhum tevkîʻ-i
refîʻ-i hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola (ki),

Bi-mennihi teʻâlâ işbu sene-i mübârekede evvel bahârda Nemçe ve Moskova


seferleri içün ordu-yı hümâyûnum ihrâcında mevcûd bulunub zahâ’ir ve mühimmât nakl
hizmetinde ve sâ’ir hidemât-ı ʻaliyyemde istihdâm olunmak içün yüke geldükleri günden
hizmet olduklarınca bir vechile muʻtâd lâzım gelen ücretleri ordu sarbânbaşı yedinden
verilmek şartıyla mevkûfâtdan ihrâc olunan memhûr ve mümzâ sûret-i defter mûcibince
Kütâhiyye sancağında altı yüz mehâr ve geçen bir yılından bekâ kalan üç yüz on iki mehâr
ki cemʻân dokuz yüz on iki mükârî develeri ihrâca ve bi-mennihi teʻâlâ subhânehu Nev-
rûz-ı firûzdan mukaddem ordu-yı hümâyûnumda mevcûd bulunmak vakt-i zamânıyla irsâl
ve îsâl olunmak fermânım olmağın işbu emr-i ʻâlişânım ısdâr ve ( ) ile irsâl olunmuşdur
vusûlünde siz ki mevlânâ ve kuddât ve nüvvâb-ı mûmâileyhimsiz ve sâ’irlerisiz ve geçen
sene ziyâde (ve) noksân gönderilen kazâlar ile tamâmca hizmetini edâ edenler müsâvî
tutulmayub lâzım gelse taʻdîl ü tesviye şurûtuna riʻâyet olunmuş olduğu zâhir olmağla
o makûlelerin noksânlarını sene-i cedîde tertîbine zamm dâhil-i tertîbât bununla tekmîl
olmakdan nâşi mezkûrü’l-mikdâr şütürânın bi-eyyi hâl tekmîl-i ihrâc ve irsâli matlûbumuz
olmağla bu husûsda cümleniz gönül birliğiyle ol mikdâr develerinin mecmûʻı yüke elverir
ve memerr-i nakîl (?) nakline mütehammil ve gâyet güzîde ve tuvânâ ve havut ve çuvâl
ve sâ’ir âlât ve bisâtları mükemmel ve cedîd olmak şartıyla tevzîʻ ve vakt ü zamânıyla ve
yerlerinden ihrâca Nevrûz-ı firûzdan mukaddem ordu-yı hümâyûnumda mevcûd bulun-
mak üzere irsâli sizden matlûb-ı hümâyûnum olub yerine(?) katʻına dâ’ir veyâhûd kalîl
ü kesretinin taklîl ü tenzîline dâ’ir bir gûne tahrîrât ve bir kimesnenin şefâʻati ve ricâsına
iʻtibâr ü iltifât olunmak muhâl idüğün ve ordu-yı hümâyûnum şimâlde kışlamak takrî-
biyle havâlinin zahâ’irine kıllet gelüb evvel bahârda gelecek ʻasâkire kifâyet etmeyeceği

65
zâhir olmağla zikr olunan develer oradan şaʻîr hamûlesiyle gelmek ve geçen sene misillü
bir taʻahhüd iʻlâmı ve sâ’ir bir vechile ʻavdet etmeyüb nevrûza dek kazâlarda bekleyüb
me’mûr oldukları üştürânı ihrâca ve şöyle bilesiz ʻalâmet-i iʻtimâd kılasız.

Tahrîren fi’l-yevmi’t-tâsiʻi’l-ʻışrîn min şehr-i Cemâziye’l-evvel sene erbaʻa ve


mie’teyn ve elf (1204) [14 Şubat 1790]

Be-sahra-yı Şumnu

V. 8/a, h. 17
Konusu: Istabl-ı ‘amirede istihdam edilmek üzere katır tedarik edilmesi husû-
sunda fermân sûreti.

(Derkenâr) Katır içün gelen


Mevlânâ Kütâhiyye kadısı zîdet fezâ’ilehum ve mefâhirü’l-kuddât ve’l-hükkâm
maʻâdinü’l-fezâ’il ve’l-kelâm Kütâhiyye sancağında vâkiʻ kazâların kadıları ve nâ’ibleri
zîde fazluhum ve kıdvetü’l-emâcid ve’l-aʻyân Kütâhiyye sancağı mütesellimi zîde mec-
duhu ve bu husûsa mübâşir taʻyîn olunan dergâh-ı ʻâlî gedüklülerinden kıdvetü’l-emâcid
ve’l-aʻyân Mehmed mecduhu ve mefâhirü’l-emâsil ve’l-akrân mübâşir-i mûmâileyh
maʻrifetiyle ıstabl-ı ʻâmirem tarafından terfîk olunan harbende ve zâbitân ve vücûh-ı
memleket ve iş erleri zîde kadruhum tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Istabl-ı ʻâmire-i evvele tâbiʻ Edirne’den zahâ’ir nakli kışlaklarından olan üştürân
vâkiʻ olan sefer-i hümâyûnum evânında baʻzen mürde ve baʻzen ʻamel-mende olmaları
ile li-ecli’l-ihtiyât mahallerine hîn-i iktizâda mevcûd bulunmak içün beher hâl bir mik-
dâr üştürân mübâyaʻa ve mevcûd etdirilmesin muktezî olduklarına binâ’en Kütâhiyye
sancağında vâkiʻ kazâlardan bulunan mahallerden yirmi beş katar üştürân mübâyaʻası
tertîb ve sinîn-i sâbıkada mübâyaʻa olunduğu üzere beher hâl katarı mükemmel ve semer
ve sâ’ir bisât-ı sâ’iresiyle yüz yirmi beş gurûşdan yirmi beş katar üştürânın üç yüz yirmi
beş gurûş bahâsı ve mübâyaʻa olunan mahallâtdan Âsitâne-i saʻâdetime gelince beher
katarına yer ve cümle muʻtâdının beş yüz akçeden üç yüz iki buçuk gurûş nakd bahâla-
rına cemʻân üç bin dört yüz otuz yedi buçuk gurûş ‘an-nakd taʻyîn olunan mübâşire iʻtâ
vü irsâl olunmuş olub ancak fi’l-asıl ıstabl-ı ʻâmirem içün mîrîye üştürân mübâyaʻası
murâd olundukda devlet-i ʻaliyyem tarafından me’mûr kılınan mübâşir maʻrifetiyle nîk
ü bedini fark ve temeyyüz içün ıstabl-ı ʻâmire tarafından harbende taʻyîn olunub kâʻi-
de-i kadîmden iken bir müddetden berü kâʻide-i mezkûrînin terk olunub taʻyîn olunan
mübâşir vardıkları mahalden vücûh-ı ahâlînin kendü merâmlarınca verdikleri mecrûh ve
sakat katırları aldığından ânların ıstabl-ı ʻâmireme getürüb muʻâyene olundukda yaşlu
ve sakat olanların gerüye iʻâdesi emr-i ʻasîr olmağla zarûrî tamgalanub mahallerine rabt
olunub lâkin kışlalarına irsâl olundukda vakt-i iktizâya dek yaşamayub pâyidâr olanları
dahî yüke tâkati kalmayub yarı yarıya hasâret müʻeddî olduğu nihân olmağla fimâ-baʻd

66
ıstabl-ı ʻâmirem tarafından dahî iktizâsına göre harbende terfîk olunmak ve terfîk olunan
harbende bu vesîle ile fukarâ-yı raʻiyyetin verdikleri yüke ve ʻamel-i sâlih sefîhim(?) ve
tuvânâ hayvânâtı beğenmeyüb celb-i mâl dâʻiyesinde olur ise tertîb-i cezâ ile mücâzât
olmak üzere nizâma rabt ve mahallâtına kayd olunmuş olduğuna mebnî ıstabl-ı ʻâmirem
tarafından mübâşir-i mûmâileyh maʻrifetiyle ve harbende-i merkûm terfîk olunmuş ol-
mağla sen ki mütesellim-i mûmâileyhsin sâlifü’z-zikr yirmi beş katar üştürânı kuvvetlü
yüke elverir genc ve tuvânâ ve gâyet güzîde ve aʻlâ olmak ve koca ve sakat olmamak
şartıyla livâ-yı mezbûrda bulunan mahallâtdan maʻrifetin ve maʻrifet-i şerʻle ve mübâşir-i
mûmâileyh ve harbende-i merkûm maʻrifetiyle serîʻân mübâyaʻa ve tekmîl ve kefîllü ve
yerlü(?) muʻtemed harbendelere tevkîden(?) ve teslîm edüb ânlar dahî esnâ-yı râhda yem
ve yiyeceklerine bakub ve gereğini (yerine) getürüb ve kefredüb(?) bilsâk(?)-ı siyânet
eylemek ve eğer bir re’si telef olub veyâhûd ʻamelmânde ve râgî(?) olur ise harbende
başısından ve sâ’ir iktizâ edenlerden tazmîn ve belki te’dîb ve guşmâl üzere hakkâniyeti
tefhîm ve mübâşire terfîk ve Derʻaliyyeme irsâl ve ıstabl-ı ʻâmireme teslîm(de) bezl-i
saʻy u makderet ve bulunmayan kazâlara hisse tarh ü tahmîl ile rencîdeden mübâʻadet
eylemek fermânım olmağın hâssaten işbu emr-i celîlü’ş-şân ısdâr ve irsâl olunmuşdur.
İmdi vusûlünde mevkûfâtdan mahrec memhûr ve mümzâ sûret-i defterde mastûr
olduğu üzere yirmi beş katar üştürân kuvvetlü yüke elverir tuvânâ ve gâyet güzîde ve
aʻlâ olmak ve koca ve sakat olmamak şartıyla mükemmel ve çuvâl ve bisât-ı sâ’iresiyle
ve beher katara yüz yirmi beş gurûş bahâları ʻan-nakd ashâbına edâ ve teslîm olunarak
maʻrifetin ve maʻrifet-i şerʻ ile ve mübâşir-i mûmâileyh ve harbende-i merkûm maʻrifetiyle
livâ-yı mezbûrda bulunan kazâlarda bir sâʻat akdem ıstabl-ı ʻâmireme teslîm şöyle bilüb
ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız.
Tahrîren selh-i Rebîü’l-evvel sene erbaʻa ve mie’teyn ve elf (1204) [18 Aralık 1789]
Be-sahra-yı Şumnu

V. 8/b, h. 18
Konusu: Sefer-i hümâyûn için ‘asker toplanması husûsunda fermân sûreti.

Akdâ kuddâtü’l-müslimîn evlâ vülâtü’l-muvahhidîn maʻâdinü’l-fezâ’il ve’l-yakîn


râfiʻü’l-iʻlâmü’ş-şerîfe ve’d-dîn vârisü ʻulûmü’l-enbiyâ ve’l-mürselîn el-muhtassûn bi-
mezîd-i ʻinâyeti’l-melîki’l-muʻîn Anadolu’nun sağ kolunda vâkiʻ mevâlî-i fihâm zîdet
fezâ’ilehum ve mefâhirü’l-kuddât ve’l-hükkâm maʻâdinü’l-fezâ’il ve’l-kelâm sâ’ir kuddât
ve nüvvâb zîde fazluhum ve mefâhirü’l-emâsil ve’l-akrân dergâh-ı muʻallâm kapucıbaşıları
zâbitânı ve ʻalemdârân ve sâ’ir zâbitân ve ocak ihtiyârları zîde kadruhum tevkîʻ-i refîʻ-i
hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Allahu zu’l-celâl ʻavn u ʻinâyeti ve dînimizin sâhibi peygamberimiz hazret-i
Muhammed el-Mustafâ ʻaleyhi ve ʻalâ ʻâlihi efdalü’s-salavât ve’s-selâm efendimizin
mu’cizât-ı kesîretü’l-berekâtı ve cümle ʻehlullahın rûhânî teveccüh ve derûnu imdâ-

67
dâtıyla ecdâd-ı iʻzâmımdan güzerân eden cennetmekân-ı firdevs-âşiyân-ı pâdişâhânem
eslâf hazerâtının zamân-ı saltanatlarında düşman yedlerinden alınan bu kadar kalʻalar
ve memleketler ve bunca vukûʻ bulan fütûhât ve gazâlar bi’l-cümle ocaklu kullarımın
dîn-i mübîn uğurunda taş yaslanub toprak döşenüb cân ü baş ile çalışarak ve cenklerde
düşmandan yüz çevirmeyüb sebât u metânet ederek ikdâm ve himmetleriyle müyesser
olduğu târih kitâblarından ve hayâtta olan ocak ihtiyârları haber vermelerinden cümleye
maʻlûmdur bu sene-i mübârekede bi-hikmetillahi teʻâlâ dîn ü düşmandan merâm üzere
intikâm almaması ve ʻasker-i İslâm’ın cenklerde düşmandan yüz çevirüb perîşân olması
ekseriyâ ocaklarının yol ve erkânı bilüb dîn gayreti ve ocak nâmûsu ne demekdir ve küffâr
ile cenkden gâzî ve şehîd olanlarının dereceleri nedir bunları bilmez ve ihtiyârlardan ve
cengin faziletini işidüb anlamaz baʻzı bî-ʻârlar mîrî yazılub ve ʻasker içüne girüb düşman
ile cenke duruşdukda metânet edemediklerinden firâr edüb bozgunluğa sebeb olduklarından
neş’et eylediği tahkik olmuşdur.
İmdi bundan sonra o makûle dîn gayretini ve âhiretini düşünmeyüb kânûn ve
kâʻide ocağını bilmeyen ʻasâkire rağbet olunmayub ve olunacak değildir zamân zamân
saltanat-ı şâhânemde iʻtibâr ve rağbet ocaklu dilâverlerinedir bunlar kânûn u kâʻide ocağa
riʻâyet ile dîn-i mübîn uğurunda cân ü baş ile çalışub bu kadar ehl-i İslâm’dan dîn ka-
rındaşlarımızın ʻırzlarını hetk ve cân ve diyârlarını hedm ve ʻıyâl ü evlâdlarını esîr eden
düşman-i dînden ʻavn u ʻinâyet bârî ile bu sene-i mübârekede gereği gibi intikâm almak
muvaffak olduklarında içlerinden şehîd olanları kıyâmete dek rahmet ile yâd olunacak-
larından başka âhiretde Allahu teʻâlâ hazretleri şehîdler içün nasıl dereceler ve ne gûna
inʻâm u ihsânlar halk eylediği Kur’ân-ı Kerîm’de beyân eylemişdir ve peygamberimiz
ʻaleyhi’s-selâm efendimiz dahî hadîs-i şerîflerinde buyurur şehîd olmak nasîb olan kula
bin büyük ʻinâyetdir gâzî olanlar dahî kezalik dünyâda ve âhiretde ne şekil mükerrem ve
mu’azzezdirler tafsîle hâcet yokdur fî sebîlullah cân ü baş fedâsıyla gazâ vü cihâd eden
guzât-ı muvahhidîn haklarında hizmet ve gayretlerine göre nân-pâre ve yevmiyye ve rütbe
dirîğ olunmaz ʻinâyet ü ihsân-ı pâdişâhânem ancak ânlar içündür bunu böylece bilüb bu
sene-i mübârekede zikr olunan sağ kolda vâkiʻ bi’l-cümle kasabât ve kazâ ve nevâhî ve
kurâ her kangı mahal olur ise ahâlîsinden eli ve ayağı tutar darb u harbe kâdir şecîʻ ve
bahâdır ümmet-i Muhammed’den olan bayraklara yazılub bir neferi gerü kalmayarak
evvel-bahâr-ı huceste-âsârda cümlesi livâ-yı şerîf altında mevcûd bulunmak üzere daʻvet
olunmuş ve bundan sonra bir ʻaskerime bin ay bin ay iʻânesiyle ehl-i İslâmım diyenlerden
vatanlarında her kim kalur ise bir dürlü iltifât olunmayub o makûleler gazubât-ı şedîdeye
müstehakk olacaklarından kıyâmete kadar defter-i raʻiyyete isim ve resim ve şöhretle-
riyle kayd olunub kendüleri ve evlâd-ı evlâdları ândan sonra dahî ʻaskerî rütbesine nâ’il
olmayub reʻâyâ makûleleriyle tahkîr ve reʻâyâya olan muʻâmele ânların haklarında dahî
icrâ ve kendülerinden resm-i raʻiyyet tahsîl olunacağı muhakkakdır bu sene-i mübârekede
olunduğu üzere vakt ü zamânıyla yerlerinden hareket etmeyüb geç kaldıklarından düş-
man üzerine muhârebe mevsimi gecdikden Hazîrân ibtidâsından hücûm olunmaludur ki
kışa ʻavn u ʻinâyet-i bârî ile düşman-ı dîn taburlarını ve cemʻiyetlerini bozdukdan sonra
aʻdâ-yı dîn yedine geçen kalʻalarımızı ve memleketlerimizi dahî alub düşmanı ihrâc ile
ahz-ı intikâm oluna inşâ Allahu teʻâlâ işbu bahârda siz ki zikr olunan sağ kol kazâlarında
vâkiʻ topcu zâbitânı ve sâ’ir mûmâileyhimsiz cümleniz sâ’ir seneler misillü geç kalmayub

68
bayrak küşâdesine muktedir olanlarınız bilâ-ʻözr ve ʻillet bayrak küşâd edüb ve bayrak
küşâdına ʻadîmü’l-iktidâr olan ʻatîk ve cedîd agavât kendüleri ve ʻalemdârlarıyla yerlerinden
ve yurdlarından vaktiyle hareket edüb Nevrûz-ı sultânîde livâ-yı şerîf altında neferâtınız
ile mevcûd olunmanız husûsu matlûb-ı şâhânem olmağla esbâb-ı seferiyyenizi görüb ve
kılıçlarınıza ve silâhlarınıza nizâm verüb cümleniz hâzır ve âmâde olarak vaktiyle hareket
ve nevrûzda savb-ı maksûde isbât-ı vücûd eylemeğe müsâraʻat eylemeniz fermânım ol-
mağın şeref-yâfte-i sudûr olan fermân-ı hümâyûn-ı şevket-makrûnum mûcibince mahsûs
emr-i ʻâlişân ısdâr ve tophâne-i ʻâmiremden irsâl olmuşdur.
İmdi bu sene-i mübârekede böylece sefer-i hümâyûnuma ʻazîmet ehl-i İslâm’dan
kebîr ü sagîr ve ganî u fakîre farz olduğu ve vatanlarında her kim kalur ise o makûlelere
fimâ-baʻd iʻtibâr olunmayacağından mâʻadâ ʻatîk agavât ve ʻalemdârân makûlelerinin
dahî rütbe ve bu yevmiyyeleri ve sâ’irlerinin dirlikleri refʻ olunacağı ve haklarında lâzım
gelen ʻukûbât-ı şedîdenin icrâ-yı tasmîm olmuş olduğu maʻlûmları oldukda işbu fermân-ı
vâcibü’l-ittibâʻ-yı şâhânemi mahkemelere kayd ve mazmûn-ı itâʻat-makrûnu cümleye iʻlân
ve işâʻat ve muktezâsı icrâsına bi’l-ittifâk ikdâm ve gayret ve o makûlelerden vatanlarında
kalanların haklarında mazmûn-ı emr-i ʻâlişânımı infâza bezl-i makderet olunmak matlûb-ı
hümâyûnum bu vakitler dâhil-i dermiyân edecek günlerdir ve râhat ve huzûru meşakkat-ı
kesîreye tebdîl buyurdum ki,
Hükm-i şerîfim vardıkda mûcibi ile ‘amel oluna.
Kostantiniyye el-Mahrûse

V. 9/a, h. 19
Konusu: Yeniçeri, cebeci ve arabacılardan sefere katılanların vergilerden muaf
tutulması ve sefere katılmayan kişilerden vergi alınarak deftere kaydedilmesi husûsunda
fermân sûreti.
Yâ fettâh
Düstûrûn-ı mükerremûn müşîrûn-ı mufahhamûn nizâmü’l-ʻâlem müdebbirü’l-umû-
rü’l-cumhûr bi’l-fikri’s-sâkıb mütemmim-i mehâmmü’l-enâm bi’r-re’yi’s-sâ’ib mümehhid-i
bünyânü’d-devle ve’l-ikbâl müşeyyid-i erkânü’s-saʻâde ve’l-iclâl el-mahfûfun bî-sınûf-ı
ʻavâtıfi’l-meliki’l-aʻlâ Anadolu’nun sağ kolu yemîn ve yesârıyla nihâyetine varınca vâkiʻ
olan vüzerâ-yı iʻzâm edamallahu teʻâlâ iclâlehum eʻâzımü’l-ümerâü’l-kirâm efâhimü’l-kü-
berâü’l-fihâm ʻulü’l-kadr ve’l-ihtirâm ashâbü’l-ʻizz ve’l-ihtişâm el-muhtâsûn bî-mezîd-i
ʻinâyeti’l-meliki’l-aʻlâ mîr-i mîrân-ı kirâm dâme ikbâluhum ve akdâ kuddâtü’l-müslimîn
evlâ vülâtü’l-muvahhidîn maʻâdinü’l-fezâ’il ve’l-yakîn râfiʻ-i iʻlâmü’ş-şerîfe ve’d-dîn
vârisü ʻulûmü’l-enbiyâ ve’l-mürselîn el-muhtassûn bî-mezîd-i ʻinâyeti’l-meliki’l-muʻîn
mevâlîü’l-fihâm zîdet fezâ’ilehum ve mefâhirü’l-kuddât ve’l-hükkâm maʻâdinü’l-fezâ’il
ve’l-kelâm kuddât ve nüvvâb zîdet fezâ’ilehum ve mefâhirü’l-emâsil ve’l-akrân yeniçeri
zâbitleri ve şehir kethüdâları ve voyvodagân ve mütesellimîn ve serdârân ve vücûh-ı
memleket ve ʻatîk agavât ve ʻalemdârân ve ocak ihtiyârları ve sâ’ir iş erleri zîde kadruhum

69
tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Bu sene-i mübârekede erbâb-ı harb u darbden olub yeniçerilik ve cebecilik ve
ʻarabacılık iddiʻâ edenlerin ʻumûmen sefer-i hümâyûnuma ʻazîmet eylemeleri mazmû-
nunda bu defʻa şeref-yâfte-i sudûr olan hatt-ı hümâyûnum şevket-makrûnum mûcibince
Anadolu’nun üç kolunda vâkiʻ kazâlar kuddât ve nevâhî ve kurâda olan dergâh-ı muʻallâm
yeniçerileri ve cebeci ve topcu ve top ʻarabacı neferâtlarından ʻumûmen bu sene-i mübâreke
evvel bahârında sefer-i hümâyûnumda isbât-ı vücûd eylemeleriyçün zikr olunan üç kola
iktizâsına göre başka başka evâmir-i şerîfem ısdâr ve mazmûnlarında darb u harbe kâdir
olub yeniçerilik ve cebecilik ve topculuk ve top ʻarabacılık iddiʻâsında olanlar ʻumûmen
bu sene-i mübârekde sefer-i hümâyûnumda isbât-ı vücûd eylemek ve o makûlelerden her
kim vatanlarında kalur ise isim ve resimleriyle defter-i raʻiyyete kayd olunub bir dahî ʻas-
kerlik rütbesine nâ’il olmamak husûsları ocak mektûbları mûciblerince sâdır olan evâmir-i
şerîfimde etrâfıyla ifâde ve işʻâr olunmuş olub ancak o makûle darb u harbe kâdir olub
yeniçeri ve cebeci ve topcu ve top ʻarabacılık iddiʻâsında olanlar bu sene-i mübârekde
ordu-yı hümâyûnumda isbât-ı vücûd edenleri bilinüb kânûn ve kâʻide-i kadîm üzere sefer
eşer dergâh-ı muʻallâm yeniçerileri ve cebeci ve topcu ve top ʻarabacı ve kuloğulları hak-
larında cârî olan imtiyâzât ve tekâlîf-i şâkka muʻâfiyâtı fimâ-baʻd dahî ânların haklarında
icrâ etdirilmek husûsu tasmim-kerde-i şâhânem ve o makûle erbâb-ı harbden vatanlarında
kalanlar dahî defter-i raʻiyyete kayd ile baʻde’l-yevm ʻaskerî tâ’ifesine idhâl olmamak
fermân-ı pâdişâhânem olduğundan bu irâdenin tervîc ü icrâsı ordu-yı hümâyûnumda isbât-ı
vücûd edenler dergâh-ı muʻallâm yeniçerileri ağa ve cebeci ve topcu ve top ʻarabacı başılar
ve ortaları taraflarından isim ve resim ve şöhretleriyle defter olunub ve zikr olunan defterlerin
bir sûreti ʻasker çıkan kazâlara irsâl ve mahkemelerine kayd ve sâbit ve mahkeme olacağı
zâhir olmağla bir vechile reʻâyâ makûlesi tefrîk ve baʻde’l-yevm reʻâyâ makûlesi ʻaskerî
zümresine idhâl olunmayub ʻaskerî makûlesi reʻâyâdan temeyyüz olunmak ve o makûle
seferde defter olunub baʻdehu kazâlar sicillâtına kayd olunan ʻaskerî tâ’ifesine ez-kadîm
zâbitleri taraflarından mâʻadâ kimesne müdâhale etmemek ve ez-kadîm ʻaskerî zümre-
sinden olmayan tekâlîf-i şâkkadan muʻâf ve müsellem olub cürm ve ʻisyânları zuhûrunda
zâbitleri maʻrifetiyle ahz ve şerʻân üzerlerine bir nesne sâbit olur ise şerʻân ve kânûnen
te’dîbleri iktizâ eder ise maʻrifet-i şerʻle ve zâbitleri taraflarından icrâ olunub fimâ-baʻd vâlî
ve mîr-i mirân ve mütesellim ve voyvodalar ve şehir kethüdâları ve sâ’irler taraflarından
ol misillü mukayyed olan tavâ’if-i ʻaskeriyenin umûruna müdâhale olunmayarak âherin
tasallut u taʻaddîlerinden vikâyet ve reʻâyâ makûlesinden fark u temeyyüz ile muhâfaza-i
kadr ü iʻtibârlarına mübâderet olunmak ve sefere kudret ve harb (ü) darba liyâkati var
iken seferden gerü kalub vilâyetlerde meks ü ikâmet edenler defter-i raʻiyyete kayd ile
kendülerden resm-i raʻiyyet tahsîl etdirilmek husûslarına irâde-i kâtıʻa-yı dâverânem
taʻalluk etmeğin şeref-yâfte-i sudûr olan hatt-ı hümâyûn-ı şevket-makrûnum mûcibince
iʻlâmen ve ifhâmen rikâb-ı hümâyûnumda hâssaten işbu emr-i ʻâlişânım ısdâr olunmuşdur
ve irsâl olunmuşdur bâlâda (zikr) olan sûretler ile tavâ’if-i ʻaskeriyenin reʻâyâdan fark u
temeyyüz (103) ve nizâmı üzere ilâ mâşâ Alluhu teʻâlâ merʻî ve düstûrü’l-ʻamel tutulması
ve hilâfı hareket vukûʻa gelmemesini mûcib olur hâlâtın istihsâline dâmen-i dermiyân-ı

103 [Ç.N.] Metinde bir buçuk satırlık bir boşluk verilmiştir.

70
gayret ve sermû-yı kusûr ve tekâsül vukûʻunda el-gâyetü’l-gâye tehâşî ü mücânebet ile
saʻy olunmak bâbında emr ü fermânım sâdır olmuşdur buyurdum ki,
Vardukda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr olan emr-i ʻâlişânım
mazmûn-ı itâʻat-makrûnuyla ʻâmil olasız şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız.
Kostantiniyye el-Mahrûse

V. 9/b, h. 20
Konusu: Yeniçeri, cebeci ve arabacılardan sefere katılanların vergilerden muaf
tutulması ve sefere katılmayan kişilerden vergi alınarak deftere kaydedilmesi husûsunda
fermân sûreti.

Yâ fettâh
Düstûrûn-ı mükerremûn müşîrûn-ı mufahhamûn nizâmü’l-ʻâlem müdebbirü
umûrü’l-cumhûr bi’l-fikri’s-sâkıb mütemmim-i mehâmü’l-enâm bi’r-re’yi’s-sâ’ib mü-
mehhidü’l-bünyânü’d-devlet ve ikbâl müşeyyid-i erkânü’s-saʻâde ve’l-iclâl el-mahfufûn
bi-sunûfi’l-ʻavâtıfi’l-meliki’l-aʻlâ Anadolu’nun sağ kolu yemîn ve yesârıyla nihâye-
tine varınca vâkiʻ olan vüzerâ-yı iʻzâm edamallahu teʻâlâ iclâlehum ve eʻâzimü’l-ü-
merâü’l-kirâm efâhimü’l-küberâü’l-fihâm ulü’l-kadr ve’l-ihtirâm ashâbü’l-ʻizz ve’l-ihtişâm
el-muhtassûn bi-mezîd-i ʻinâyeti’l-meliki’l-aʻlâ mîr-i mîrân-ı kirâm dâme ikbâluhum ve
akdâ kuddâtü’l-müslimîn evlâ vülâtü’l-muvahhidîn maʻâdinü’l-fezâ’il ve’l-yakîn râfiʻ-i
iʻlâmü’ş-şerîfe ve’d-dîn vârisü ʻulûmü’l-enbiyâ ve’l-mürselîn el-muhtassûn bi-mezîd-i
meliki’l-muʻîn mevâlî-i fihâm zîdet fezâ’ilühum ve mefâhirü’l-kuddât ve’l-hükkâm
maʻâdinü’l-fezâ’il ve’l-kelâm kuddât ve nüvvâb zîde fazluhum ve mefâhirü’l-emâsil ve’l-
akrân yeniçeri zâbitleri ve şehir kethüdâları ve voyvodagân ve mütesellimîn ve serdârân
ve vücûh-ı memleket ʻatîk agavât ve ʻalemdârân ve ocak ihtiyârları ve sâ’ir iş erleri zîde
kadruhum tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Bu sene-i mübârekede erbâb-ı harb u darbden olub yeniçerilik iddiʻâ edenlerin
ʻumûmen sefer-i hümâyûnuma ʻazîmet eylemeleri bâbında bu defʻa şeref-yâfte-i sudûr
olan hatt-ı hümâyûn-ı şevket-makrûnum mûcibince Anadolu’nun üç kolunda vâkiʻ san-
caklardan Trabzon eyâleti ve Canik eyâleti ve Karahisâr-ı Şarkî ve Amasya sancaklarından
ve Bolu ve Kastamonu ve Kocaeli sancaklarının sevâhil-i kazâlarından mâʻadâ Kütâhiyye
ve Hüdâvendigâr ve Sultânönü ve Karahisâr-ı Sâhib ve Ankara ve Kangırı ve Aydın ve
Saruhân ve Menteşe ve Hamîd ve Karesi ve Teke ve Sivas ve Amasya ve Bozok ve Ço-
rum ve Divriği ve Arabkir ve Biga ve Sığla ve Konya ve Teke ve Beğşehri ve Akşehir ve
Kayseriye ve Aksaray ve Kırşehri ve Ezîne ve Alâiye ve İçil ve Haleb ve Maraş ve Rakka
ve Diyârbekir ve Malatya ve Erzurum ve Karahisâr-ı Şarkî ve Van sancakları dâhilinden
kazâ ve kasabât ve nevâhî ve kurâda olan dergâh-ı muʻallâm yeniçerilerinin ʻumûmen
bu sene-i mübârekde evvel bahârda sefer-i hümâyûnumda isbât-ı vücûd eylemeleriyçün
zikr olunan sancakların her birine başka başka evâmir-i şerîfem ısdâr ve mazmûnlarında

71
ve harb u darbe kâdir olub yeniçerilik iddiʻâsında olanlar ʻumûmen bu sene-i mübârekde
sefer-i hümâyûnumda isbât-ı vücûd eylemeleri ve ne kadar turnacı ve haseki oturağı104
tekaʻüdleri ve ʻatîk agavât ve ʻalemdârân ve kul oğulları ve gılmânân-ı ʻacemî ve sâ’ir
yeniçeri ocağına müntesib ve kaydı(?) olanlar var ise cümlesi sefer-i hümâyunuma gel-
mek ve o makûlelerden her kim vatanlarında kalur ise isim ve resimleri defter-i raʻiyyete
kayd olunub bir dahî yeniçerilik rütbesine nâ’il olmamak husûsları zikr olunan evâmir-i
şerîfemde etrâfıyla ifâde ve işʻâr olunmuş olub ancak o makûle darbe ve harbe kâdir olub
yeniçerilik iddiʻâ edenlerden bu sene-i mübârekde ordu-yı hümâyûnumda isbât-ı vücûd
edenleri bilinüb kânûn-ı kâʻide üzere sefere eşer dergâh-ı muʻallâm yeniçerileri ve kul
oğulları haklarında cârî olan imtiyâzât ve tekâlîf-i şâkka muʻâfiyâtı fimâ-baʻd dahî ânların
haklarında icrâ etdirilmek tasmîm-kerde-i şâhânem o makûle erbâb-ı harbden vatanlarında
kalanlar dahî defter-i raʻiyyete kayd ile baʻde’l-yevm ʻaskerî tâ’ifesinden ʻadd olunmamak
cezmkerde-i pâdişâhânem olduğundan bu irâdenin tervîc ve icrâsı ordu-yı hümâyûnumda
ve serʻaskerler mukayyedlerinde isbât-ı vücûd edenler dergâh-ı muʻallâm yeniçerileri ağası
ve ordu ağaları ve ortaları taraflarından isim ve resim ve şöhretlerine defter olunub ve zikr
olunan defrerlerin birer sûreti ʻasker çıkan kazâlara irsâl ve mahkemelerine kayd ve sâbit
ile mümkün olacağı zâhir olmağla bir vechile reʻâyâ makûlesi tefrîk ve baʻde’l-yevm reʻâyâ
makûlesi yeniçeri zümresine idhâl olunmayub yeniçeri reʻâyâdan temeyyüz olunmak ve
o makûle seferde defter olunub baʻdehu kazâlar sicillâtına kayd olunan yeniçeri tâ’ifesine
ez-kadîm zâbitler olan serdârlar taraflarından mâʻadâ bir kimesne müdâhale etmemek
ve ez-kadîm yeniçeri olunmayan tekâlîf-i şâkkadan muʻâf ve müsellem olub cürm ve
ʻisyânları zuhûrunda zâbitleri maʻrifetiyle ve şerʻân üzerlerine bir nesne sâbit olur ise ve
şerʻân ve kânûnen te’dîbleri iktizâ eder ise maʻrifet-i şerʻle ve yine zâbitleri taraflarından
icrâ olunub fimâ-baʻd vâli-i mîr-i mîrân ve mütesellim ve voyvodalar ve şehir kethüdâları
ve sâ’irler taraflarından ol misillü mukayyed olan tavâ’if-i ʻaskeriye umûruna müdâhale
olunmayarak himâyetleri husûsuna dikkat ve reʻâyâ makûlesinden fark ve temeyyüz ile
muhâfaza-yı kadr u iʻtibârlarına mübâderet olunmak ve baʻde’l-yevm yeniçeri serdârlıkları
dahî âher tarîklerden gelen ve yeniçerilikde medhal(i) olmayanlara (ve) nâ-ehil ve medî-
neliklerine(?) ve mütegallibe ve cebâbire verilmeyüb mücerred yeniçeri ocağından ihrâz-ı
rütbe edenlerden yâhûd ʻatîk agavât ve ʻalemdârândan mucerribü’l-etvâr kimesnelerine
serdâr nasb olunarak bu vechile dahî sefere eşer dergâh-ı muʻallâm yeniçerileri ve kul
oğulları âherin tasallut u taʻaddîyelerinden vikâyet etdirilmek ve sefere kudret ve darb u
harbe liyâkati var iken seferden gerü kalub vilâyetlerinde meks ü ikâmet edenler defter-i
raʻiyyete kayd ile kendülerinden resm-i raʻiyyet tahsîl olmak husûslarına irâde-i kâtıʻa
taʻalluk etmeğin şeref-yâfte-i sudûr olan hatt-ı hümâyûnum şevket-makrûnum mûcibince
bâ-iʻlâmen ve ifhâmen rikâb-ı hümâyûnum nizâmına işbu emr-i şerîf-i ʻâlişânım ısdâr ve
ocak-ı ʻâmiremden mübâşir taʻyîn olunan kıdvetü’l-emâsil ve’l-akrân Serturnaî İsmâil
zîde mecduhu ile irsâl olunmuşdur.
İmdi bâlâda mastûr olan sûretler ile tavâ’if-i ʻaskeriyenin reʻâyâdan fark ve te-
meyyüzü husûsu ve gerüye kalanların defter-i raʻiyyete idhâline irâde-i aliyyem taʻalluk
eyledüğü siz ki vüzerâ-yı iʻzâm ve mîr-i mîrân ve mevlânâ ve sâi’r ileyhimsiz maʻlû-

104 [Ç.N.] Bu kelimenin üzeri çizilmiştir.

72
munuz oldukda ber-vech-i meşrûh bundan sonra ordu-yı hümâyûnumda serʻasker mu-
kayyedlerinde isbât-ı vücûd eden zümre-i yeniçeri isim ve resimleriyle yeniçeri ağası ve
ordu ağası ve ortaları maʻrifetiyle defter olunub baʻde’z-zikr olunan defterin birer sûreti
yeniçeri ağası ve ordu ağası ve ortaları zâbitân mühürleriyle memhûr lede’l-vürûd ʻas-
ker çıkan kazâlara irsâl ve zikr olunan sûret-i defter kazâlar sicillâtına kayd etdirileceği
muhakkak olmağla bi-mennihi teʻâlâ bu sene-i mübârekde sefer-i hümâyûnumda diğer
livâ-yı şerîfem muktezâları üzere isbât-ı vücûd edecek zümre-i yeniçeriyân yeniçeri ağası
ve sâ’irler maʻrifetiyle tanzîm olunan defterleri bundan sonra ʻasker çıkan kazâlara vâsıl
oldukda defâtir-i mezkûrînin sûretleri kazâların sicillâtına kayd ve sâbit-birle fimâ-baʻd
o makûle seferde defter olub baʻdehu sicillâtına kayd olunan yeniçeri tâ’ifesinden olmaz
kân-ı reʻâyâdan fark u temeyyüz olunmak iktizâ etmek hasebiyle o makûlelere ez-kadîm
zâbitleri olan yeniçeri serdârlarından mâʻadâ kimesne tarafından müdâhale olunmamak
ve kadîmden yeniçeri tâ’ifesinden olmayan tekâlîf-i şâkkadan o makûle seferde deftere
kayd olunan yeniçeriyân muʻâf ve müsellem olub cürm ü ʻisyânları zuhûrunda zâbitleri
maʻrifetiyle ahz ve şerʻân üzerlerine sâbit olur ise maʻrifet-i şerʻle yine zâbitleri maʻrife-
tiyle te’dîb ve gerü kalanlar defter-i raʻiyyete kayd olunub kendülerinden resm-i raʻiyyet
tahsîl olunmak husûslarına ikdâm ve gayret ve bu nizâm ilâ mâşâ Allahu teʻâlâ merʻî ve
düstûrü’l-ʻamel tutulması ve sermû-yı kusûr ve tekâsül vukûʻuna gâyetü’l-gâye hazer ve
mücânebet eyleyesiz o bâbda fermân-ı ‘âlîşânım sâdır olmuşdur buyurdum ki,
(Hükm-i şerîfim) vusûl buldukda vech-i meşrûh üzere ʻamel ü hareket ve hilâ-
fından mücânebet eyleyesiz şöyle bilüb ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız.
Kostantiniyye el-Mahrûse

V. 10/a, h. 21
Konusu: Denizli’de karışıklık çıkaran es-Seyyid Mehmed’in Magosa’ya sürgün
edilmesi husûsunda Denizli kadısı ve Magosa naipliğine gönderilen fermânın sûreti.
Kıdvetü’l-kuddât ve’l-hükkâm maʻdenü’l-fezâ’il ve’l-kelâm Denizli kadısı ve
Magosaya nâ’ibi efendiler tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Düstûr-ı ekrem Hasan Paşa edamallahu iclâlehu ve zâ’af-ı bi’t-te’dîb iftidâ ve
ikbâluhunun mâlikâne-i ʻuhdesinden olan Denizli mukâtaʻası kazâlarından nefs-i Denizli
sâkinlerinden zümre-i erbâb-ı fesâddan es-Seyyid mezbûr Mehmed nâm kimesne kendü
hâlinde olmayub dâ’imâ umûr-ı belde ve mukâtaʻa-yı merkûmun ihtilâline bâʻis olmakdan
nâşi merkûmu bundan akdem li-ecli’t-te’dîb bâ-fermân-ı ʻâlî İstanköy cezîresine nefy ü
iclâ olundukdan sonra bir-takrîb kendüyü ıtlâk etdirüb Denizli kasabasına duhûl-ı vatan-ı
asliyesine merkûz olan tezvîrâta ke’l-evvel mübâşeret ve mukâtaʻa-yı merkûmun mûcib-i
ihtilâl ve teşvîş olur harekât-ı nâ-bercâya mücâseret etmeğin vecd-i meşrûh üzere merkûm
mezbûr Mehmed’i mübâşir maʻrifetiyle Magosa’ya nefy ü iclâsı fermânım olmağın
İmdi (sen ki) Denizli kadısı mevlânâ-yı mûmâileyhsin maʻrifetin (ve) mübâşir-i
mûmâileyh maʻrifetiyle merkûm es-Seyyid Mehmed’i ahz ve Magosa’ya nefy ü iclâya

73
mübâderet ve sen ki Magosa’ya nâ’ib-i mevlânâ-yı mûmâileyhsin vusûlünde merkûmu
cezîre-i merkûmda menfiyyen meks ü ikâmet etdirüb bilâ-emr-i şerîf ıtlâk ve mahall-i
âhere harekete irâde-i ruhsatdan mübâʻadet ve vusûl u ikâmetini Derʻaliyye(ye) tahrîr ve
işâret etmek bâbında fermânım olmuşdur buyurdum ki,
Dîvân-ı hümâyûnum çavuşlarından mübâşir taʻyîn olunan kıdvetü’l-emâsil Ömer
Çavuş zîde kadruhu ile vusûl buldukda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr
olan fermân-ı vâcibü’l-ittibâʻ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûnuyla ʻâmil olalar şöyle
bileler ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılalar Cemâziye’l-âhir erbaʻa ve mie’teyn ve elf (1204)
[Şubat 1790]

V. 10/a, h. Belirtilmemiş
Konusu: Gümüşçay mahallesi sâkinlerinden Hüseyin bin Hasan ile Fâtıma bint-i
Mustafâ’nın nikâh akdi hakkında kayıt.

Gümüşçay mahallesi sâkinlerinden Hüseyin bin Hasan Fâtıma bint-i Mustafâ


Denizli mahkemesinde el-Hâc Çakır ve Muhzır İbrâhim ve Muhzır İsmâil ve Mehmed
huzûrlarında elli altun mehr-i müʻeccelesiyle ve muʻaccelesiyle ʻakd-i nikâh olunduğu
bu mahalle kayd olunmuşdur.

V. 10/a, h. 22
Konusu: Denizli mukâtaʻasının tekrar Tavaslı Ömer’e iltizâm edildiğini bildiren
ibka fermânı sûreti.

Kıdvetü’n-nüvvâbü’l-müteşerriʻîn Denizli nâ’ibi ve voyvodası olan Ömer zîde


ʻilm(uhu) tevfîk-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Sadr-ı sâbık müteveffâ Hasan Paşa iki yüz dört senesinden iʻtibâr ile darbhâne-i
ʻâmiremden zabt ve idâresine irâde-i ʻaliyyem taʻalluk eden mukâtaʻâtdan hashâ-yı Denizli
mukâtaʻası bi’l-cümle tevâbiʻ ve levâhıkıyla sene-i merkûmeye mahsûben cânib-i darbhâne-i
ʻâmiremden yine müteveffâ-yı müşârün-ileyhin mültezimi olan mevlânâ-yı mûmâileyh
Ömer zîde kadruhuya derʻuhde ve ibkâ olunmağın mukâtaʻa-yı merkûmu kâffe-i tevâbiʻ
ve levâhıkıyla darbhâne-i ʻâmiremden verilen temessük mûcibince öteden berü olageldiği
üzere zabt u rabt ve mâl-ı mîrî ve fâ’izi vakt ü zamânıyla yerlü yerinden cemʻ ü tahsîl
ve ahz u kabz eyleyüb bedel-i iltizâmını darbhâne-i ʻâmirem’e irsâl ve teslîm eylemek
üzere kimesne tarafından mümânaʻat etdiril(me)mek içün bir kıtʻa emr-i şerîfim sudûrunu
iftihârü’l-emâcid ve’l-ekârim hâlâ darbhâne-i ʻâmirem nâzırı Yûsuf dâme mecduhu inhâ
u istidʻâ etmekle mûcibince emr-i şerîfim verilmek fermânım olmağın işbu emr-i şerîf-i
celîlü’l-kadrim ısdârı ( ) ile irsâl olunmuşdur.
İmdi vusûlünde sen ki kadı-yı mûmâileyhsin ber-minvâl-i muharrer ve meşrûh
müteveffâ-yı müşârün-ileyhin ʻuhdesinde olub cânib-i darbhâne-i ʻâmiremden sene-i

74
mezkûra mahsûben zabt ve irâdesine irâde-i ʻaliyyem taʻalluk eden Denizli mukâtaʻası
mültezimi mûmâileyh Tavâslı Ömer zîde ʻilmuhuya tevâbiʻ ve levâhıkıyla ber-mûceb-i
sene-i sâbık zabt u rabt etdirdüb kimesne tarafından dahl u taʻarruz etdirmeyesin ve sen ki
mültezim-i mûmâileyhsin mukâtaʻa-yı mezkûru sâbıkı üzere zabt u rabt ve hâsılâtını ahz
u kabz ve mâl-ı mîrî ve fâ’izini tamâmen edâ eyleyüb bu bahâne ile hilâf-ı şerʻ-i şerîf ve
mugâyir-i emr-i münîf fukarâ-yı raʻiyyeti rencîde ve taʻaddîden tevakki-i tâmm eylemek
bâbında fermân-ı ʻâlişân sâdır olmuşdur buyurdum ki,
Hükm-i şerîfimle vardıkda vech-i meşrûh üzere bu bâbda şeref-yâfte-i sudûr
olan fermân-ı emr-i şerîf-i ʻâlişân-ı vâcibü’l-ittibâʻ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı
itâʻat-makrûnu üzere ʻâmil olub hilâfına katʻan cevâz göstermeyesiz şöyle bilesiz ʻalâmet-i
şerîfe iʻtimâd kılasız.
Tahrîren fi’l-yevmi’t-tâsiʻ min şehr-i Şaʻbân sene erbaʻa ve mie’teyn ve elf (1204)
[24 Nisan 1790]
Fermân-ı ʻâlî mûcebince Darbhâne Emîni Yûsuf Ağa’nın bir kıtʻa temessükü
Tavaslı Ömer Efendi’nin üzerine olduğu işbu mahalle şerh ve kayd şüd olunmuşdur.
Fî Şaʻbân sene 1204 [Nisan 1790]

V. 10/b, h. 23
Konusu: Sefer-i hümâyûn için ‘asker tedarik edilmesi husûsunda fermân sûreti.

Bu dîn-i mübîn hizmetinde gayret edenler iki cihânda ʻazîz olalar ednâ kusûr eden-
lerin hasmı Allah ve resûlü olur dünyâda dahî taraf-ı hümâyûnumdan cezâlarını bulurlar
işbu emr-i şerîfim mûcibince ʻamel ü hareket zinhâr ve zinhâr hilâfından mübâʻadet oluna.
Akdâ kuddâtü’l-müslimîn evlâ vülâtü’l-muvahhidîn maʻâdinü’l-fezâ’il ve’l-yakîn
râfiʻ-i iʻlâmü’ş-şerîfe ve’d-dîn vârisü ʻulûmü’l-enbiyâ ve’l-mürselîn el-muhtassûn bi-mezîd-i
ʻinâyeti’l-meliki’l-muʻîn Anadolu’nun sağ kolu yemîn ve yesârıyla nihâyetine varınca
vâkiʻ mevâlî-i fihâm zîdet fezâ’ilehum ve iftihârü’l-emâcid ve’l-mekârim câmiʻü’l-mehâ-
mid ve’l-mekârim el-muhtass bi-mezîdi’l-meliki’d-dâ’im hâlâ rikâb-ı hümâyûnumdan
kapucılar kethüdâsı olub Anadolu’nun sağ kolu yemîn ve yesârı hâvî olduğu kâffe-i kazâ
ve kasabât ve kurânın sefer-i hümâyûnuma me’mûr olan kâffe-i sınûf-ı ʻaskeriyesini
bi’l-cümle ihrâc ve sürerek ordu-yı hümâyûnuma îsâle hâsseten ruhsat-ı kâmile ve istiklâl-i
tâmme ile sürücü taʻyîn olunan Çayırzâde İbrâhim dâme mecduhu ve mefâhirü’l-kuddât
ve’l-hükkâm ve maʻâdinü’l-fezâ’il ve’l-kelâm zikr olunan sağ kol kazâlarının kuddât ve
nüvvâbı zîde fazluhum ve mefâhirü’l-ʻulemâʻü’l-muhakkikîn müftüler ve ʻulemâ zîde
ilmuhum ve mefâhirü’s-sâdâtü’l-kirâm nakîbü’l-eşrâf kâʻimmakâmları zîde şerefuhum ve
mefâhirü’l-emâcid ve’l-aʻyân ihrâc ve ʻasâkir içün bundan mukaddem Derʻaliyyemden
taʻyîn olunan ocağ-ı âmiremden vusûk-ı ʻasâkir emr-i ehemmde istihdâm içün kapucılar
kethüdâsı mûmâileyh maʻiyyetine bu husûsa taʻyîn ve terfîk olunan hâssa silâhşörleri ve
hâssa hasekîlerini ve ocağ-ı ʻâmiremden terfîk olunan Turnacıbaşı zîde mecduhum ve

75
mefâhirü’l-emâsil ve’l-akrân zikr olunan kazâların bi’l-cümle yeniçeri zâbitleri ve şehir
kethüdâları ve yeniçeri serdârları ve cebeci ve tobcu ve tob ʻarabacı zâbitleri ve sipâh ve
silâhdâr zâbitânı ve serdengecdi ağaları ve ocağ-ı ʻâmiremden turnacıbaşı-yı mûmâileyh
maʻiyyetine terfîk kılınan yazıcı ve çavuşân ve sâlifü’z-zikr sağ kolda vâkiʻ mecmûʻ-yı
zâbitân ve vücûh-ı memleket ve ihtiyârân ve söz sâhibleri ve iş erleri zîde kadruhum
tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûnum vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Nestaizu billahi ve me’n-nasru illâ min-indillahi105 medlûl-i şerîfi üzere aʻdâ-yı
dîn ve kefere-i müşrikîn üzerlerine galebe ve nusret yed-i kudret-i ilahîde olduğu şüphe
olmayub lâkin esbâb-ı lâzımenin istihsâli beher hâl muktezî idüğü esbâbın akvâsı ʻasâkir-i
zafer-me’serin salâbet-i dîniyyeyi iltizâm mukâbele-i düşmanda izhâr-ı sebât-ı ikdâm
eylemeleri kaziyyesi idüğü bî-vakt ikdâmına ve’n-surna ‘al’el-kavmi’l-kâfirin nass-ı
keriminde müstedlel (?) ve maʻlûm idüğü bedîdâr ve hengâm-ı mukâtelede çend sâʻat
metânet olunsa aʻdâ-yı liyâm tâb-aver-i karâr ve ârâm olamayacakları zâhir ve âşikâr
iken iki seneden berü düşmanlar üzerlerine galebe zuhûr etmemesi bi-hikmeti’llahi teʻâlâ
ʻaskerin ʻadem-i sebâtlarından ve düşman yüzünü gördüklerinde terk-i gayret ü hamiyyet
ile ʻidâd-ı inhirâflarından ve ʻindillah menfûr ve mağdûb olan firâr-ı ʻinderrahik(?) ‘ârını
irtikâblarından neş’et eylediği cümle maʻlûmdur el-hâleti hâzihi bu sene-i mübâreke
evvel bahârında ʻavn-ı ʻinâyet-i cenâb-ı hayrü’l-nâsirîn ve imdâd-ı rûhâniye hazret-i
fahrü’l-mürselîn ile Moskov ve Nemçe kefereleri üzerlerine her koldan vakt ü zamânıyla
hücûm u iktihâm olunarak eyâdi-i menhûselerine giriftâr olan bilâd-ı İslâmiye ve kılʻa-
yı hâkâniyeyi nezʻ ve istihlâs ve düşmanlardan gereği gibi ahz-ı sâr u intikâm alınmak
esbâbının istihsâli husûsuna mütehâssa(?) ile taraf-ı şâhânemden ʻazm ü cezm olunub bu
sûretde mecmûʻ-yı sınûf-ı ʻaskeriyenin evvel bahârdan sonraya kalmamak üzere vaktin-
den evvel sefer-i hümâyûnumda isbât-ı vücûd etmeleri vâcib ve mütehattim olduğu ve
bundan mukaddemce tesyîr olunan evâmir-i şerîfem muktezîleri üzere ʻasker derûnunda
bozgunluğa sebeb olan mîrîlü ʻasâkire fimâ-baʻd iʻtibâr olunmayub iltifât u iʻtibâr ancak
şâhânem ancak eslâfda bu kadar yüz aklığına ve fütûhâta sebeb olan ocaklar halkına idüğü
ve bu sene-i mübârekede ocaklarım halkından sefer-i hümâyûnumda isbât-ı vücûd edenler
kadîmden tavâ’if-i ʻaskeriyeden alına gelmeyen tekâlîf-i şâkkadan muʻaf ve müsellem
olacakları ve vatanlarında kalanlar ocaklu ıtlâk olunmayub o misillü dahî defter-i raʻiyyete
kayd ile fimâ-baʻd kendüleri ve evlâd ve evlâdları ocaklu zümresine idhâl olunmayacağı
evâmir-i şerîfe-i mezkûreden cümleye maʻlûm olmuşdur bâlâda beyân olunduğu üzere
aʻdâ-yı dînden merâm üzerine ahz-ı intikâm husûsu kâffe-i ʻasâkirin vaktiyle erişüb zinhâr
ve zinhâr gerüye kalmamalarına ve Nevrûz-ı firûzda ve nihâyetü’n-nihâye rûz-ı Hızır’dan
mukaddemce cümlesinin mahall-i me’mûrelerinde isbât-ı vücûd eylemelerine mutavak-
kıf ve menût olub lâkin geçen senelerde tavâ’if-i ʻaskeriyede meşhûd olan te’ehhür ve
nizâma nazaran bu sene-i mübârekede ʻasâkir-i mezkûrenin ʻâcilen yerlerinden ihrâc ve
bir gün evvel savb-ı me’mûrelerine erişdirmelerine hademe-i devlet-i ʻaliyyemin kârdânâ
ve umûr-ı âşinâ ve şân ü iʻtibârı huveydâ olanlardan birinin intihâb ve Anadolu’nun sağ
ve sol ve orta kollarına ihrâc-ı ʻasâkir içün istiklâl-i tâmme ile sürücü taʻyîn ehemm-i

105 “Allaha sığınırız, yardım ancak Allah katındandır.” Bkz. Enfal suresi 10. Âyet: “Ve ma cealehullahu illa buşra ve
li tatmainne bihi kulubukum ve men nasru illa min indillah, innallahe azizun hakim.”

76
mehâm vâcibü’l-ihtimâmdan olduğu zâhir ve sen ki kapucılar kethüdâsı mûmâileyhsin
sen ki bu misillü hidemât-ı mühimmeye ber-vefk-i rızâ-yı mîrîyyeye liyâkat ve gayret ve
sadâkatin nezd-i hümâyûnumda bedîhî ü bâhir olmakdan nâşi şeref-yâfte-i sudûr olan hatt-ı
hümâyûn-ı şevket-makrûnum mûcebince Anadolu’nun sağ koluna taraf-ı mülûkânemden
hâssaten bi’l-istiklâl senin intihâb u taʻyîn olunmak husûsuna irâde-i ʻaliyyem taʻalluk
etmeğin mahsûsen işbu emr-i ʻâlişânım ısdâr ve yedine iʻtâ olunmuşdur.
İmdi maʻiyyetinden ihrâc-ı ʻasâkir husûsuna istihdâm ve hîn-i iktizâda sağ ve sola
ve ber vech-i irsâl ile ihrâc-ı ʻasâkire ikdâm içün rikâb-ı hümâyûnum tarafından yanına
terfîk olunan mûmâileyhim üç nefer hâssa silâhşörleri ve altı nefer hasekiyân (V. 11/a)
ile ocakdan taʻyîn olunan bir nefer turnacıbaşı ve dört nefer çavuşân ve bir nefer yazıcıyı
maʻiyyetine istihsâb ve bu tarafdan bi-mennihi teʻâlâ bir iki gün zarfında serîʻan hareket
ve zikr olunan sağ kolun ibtidâsından şürûʻ ile yedine iʻtâ olunan defterde mastûr olduğu
üzere ordu-yı hümâyûn ve rikâb-ı hümâyûnumdan sâdır olan evâmir-i şerîfem mûceb-
lerince zikr olunan sağ kolda vâkiʻ elviye (ve) kazâ ve kasabât ve nevâhî ve kurâlarda
olan ocaklu ʻaskeri ve yeniçeri ve cebeci ve tobcu ve tob ʻarabacı ve sipâh ve silâhdâr ve
bölükât-ı erbaʻa ʻasâkiri ve gılmânân-ı ʻacemî ve kul oğullarıdır ânları ve ocaklarından
mâʻadâ mecmûʻ kazâların süvârî erbâbı harb u darbi ve hâsıla-yı ʻaskeri ehl-i İslâm’dan
olub eli ve ayağı tuvânâ ve harb u darbe kudretli olanlardan birisi gerüye kalmamak üzere
cümlesini ihrâca me’mûr olduğu ve bu sene-i mübâreke vaktiyle sefer-i hümâyûnumda
mevcûd bulunmaları matlûb idüğünü ve gerüye kalanların esnâ-yı ʻavdetinde haklarından
gelineceğini mutazammın tarafından esnâ-yı râhda ve yemîn ü yesârda kazâlara mü’ek-
ked ü müşedded kağıdlar tahrîri ve maʻiyyetinde olan silâhşörân ve hasekiyâna hâssaten
ve ocak mübâşirlerinden kendü âdemlerinden iktizâ edenler taʻyîn ve tesyîri ve vücûh-ı
sâ’ire ile ikdâm ve bu minvâl üzere ihrâc-ı ʻasâkire sarf ve saʻy u ihtimâm ve ocakludan
serdâr bayraklarından mâʻadâ müceddeden serdengecdi bayrağı küşâdına tâlib olanlara
dahî maʻrifetin ve turnacıbaşı-yı mûmâileyhin inzimâm re’y-i maʻrifetiyle tevcîhe piyâde
olmak üzere bayrak küşâd ve yüz yirmi neferden noksân olmamak üzere bayrak küşâde
etdirüb sağ kolun yemîn ve yesârıyla nihâyetine varıncaya dek her bir kazâdan ihrâc
ocaklu ʻasâkirin üzerlerine ol kazânın idâre ve iʻmâl-i ʻasâkire kâdir olan serdârlarını
ve serdâr idâreye muktedir makûlesi olmadığı sûretde yerlerine ocaklunun muktedir ve
şânlularından lâzım gelenlerini maʻiyyetinde olan turnacıbaşıya müvekkilen maʻrifetiyle
serdâr nasbıyla ânları ve sâ’ir ashâb-ı nüfûzunu sergerde ve başbuğ nasb u taʻyîn ve yolda
ve bî-vakt mahall-i me’mûrînde bilâ-izîn firâr ve ʻavdet edenlerin ve senin ʻavdetine dek
çıkmış bulunmayub gerüye kalanların ve o makûleleri himâyet eden ve ruhsat verenlerin
haklarında lâzım gelen ʻukûbât-ı şedîde maʻrifetin ve maʻrifet-i zâbitleri icrâ olunacağı
cümleye gereği gibi ifâde ve tebeyyün ederek hemân bir ucdan ihrâc olunan piyâde ve
süvâri mecmûʻ sınûf-ı ʻaskeriyenin başbuğları ve serdârları ve sergerdeleri maʻrifetleriyle
ordu-yı hümâyûnuma sevk ve tesyîrlerine cidd-i tâmm ve her kazâdan ne mikdâr ʻasker
ihrâc olduğuna ʻilmin lâhik olarak ve defter ve iʻlâmları ahz olunarak ve kusûr ve betâ’at
edenleri muktezâ-yı istiklâlin üzere maʻrifetin ve turnacıbaşı-yı mûmâileyh maʻrifetiyle
te’dîben ve tenkîlen sâ’ire ʻibret olunmalarını ikdâm eyleyerek birisinin gerüye kalmama-
sına saʻy-i mâdde-i kelâm ve zâbitân ve hükkâmdan ihrâc-ı ʻasâkirde rehâvet ve tahrîrât
ve tenbîhâtına muhâlefet-birle taʻtîl emr-i dîne sebeb ve ʻillet olanlar haklarında şükr ü

77
şikâyetin mesmûʻ ve muʻteber olmağla o makûle ʻazl ve te’dîb ve yerlerinin hak ve tagrîb
olunmaları içün isim ve şöhretleriyle Derʻaliyyeme serîʻan tahrîr ve ifhâm senin me’mûl ve
manzar-ı pâdişâhânem olan etvâr-ı gayurâne ve harekât-ı müstakimâneyi ibrâz u izhârıyla
hakkında olan hüsn-i zann ve iʻtimâd-ı dâverânemi tasdîk ü te’yîde ve işbu dîn hizmetinde
yine saʻy u ikdâma bezl-i taʻdîline ve saʻy u ihtimâm zinhâr ve zinhâr bu emr-i ehemm-i dîn
ü devlet-i ʻaliyyemde maʻâz Allahu teʻâlâ mikdâr-ı zerre menâfiʻ me’mûl vazʻ u kusûr ve
ednâ rehâvet ü fütûr vukûʻunu tecvîzden begâyet tehâşî ve ibkâ-yı tâmm eyleyesin ve sen
ki zikr olunan kazâların hükkâmı ve müftüler ve ʻulemâ ve nakîbü’l-eşrâf kâʻimmakâmı
ve şehir kethüdâları ve zâbitân ve sâ’ir mûmâileyhimsiz inşâ Allahu teʻâlâ aʻdâ-yı dîne bu
sene-i mübârekede ahz u intikâm alınmak niyet-i hâlisesiyle berren ve bahren lâzım gelen
tedârikâtın tanzîmine ikdâm ve ihtimâm-ı pâdişâhânem derkâr olub bu irâdemin tervîc ü
icrâsı erbâb-ı darb u harbden olub ʻaskerî ve gayr-i ʻaskerî hâsılı Müslümân olanların ve
cahidu fî sebîlillahi bi-emvâliküm ve enfesiküm zaliküm hayrü’l-leküm in küntüm ta’lemûn106
emri din-i celâline imtisâlen fîsebîllillah cihâda erişmelerine ve katilü’l-müşrikîne kef-
feten kemâ-yukâtilineküm keffeten107 âyet-i kerîmesi medlûl-i şerîfi üzere kahr u kamʻ-ı
müşrikîn zımnında vakt u mevsimiyle muvâcehe-i aʻdâda bulmalarına tevakkuf eyledüğü
bedîdâr olmak hasebiyle ʻasker-i matlûbiyenin zinhâr ve zinhâr geç kalmalarına ve vaktiyle
savb-ı me’mûre erişmelerine ikdâm u gayret olunmak cümleden ziyâde sizlerin vazîfe
ve zimmetiniz olmağla muktezâ-yı vakt u hâli mefhûm-ı emr-i şerîfimi bir hoşca mülâ-
haza-birle kapucılar kethüdâsı mûmâileyh bu emr-i ehemmde cümleniz taraflarından min
külli’l-vücûh muʻâvenet-i vâfire ve râmına(?) muvâfakat olunarak taht-ı hükûmetinizden
sefere matlûb olan ʻasâkirin bir ân ve bir dakîka mukaddem ihrâcları esbâblarını istihsâline
cümleniz bi’l-ittifâk mezîd-i saʻy u gayret eylemeniz ehass-ı matlab-ı şâhânem olduğu ve
hükkâm ve zâbitân ve şehir kethüdâları ve sâ’irlerden her kim emr-i umûr-ı âheri kıyâs ile
mikdâr-ı zerre tekâsül ve rehâvet etmek ihtimâli olur ise o makûleler yarın rûz-ı cezâda
büyük ve küçük berâber olan huzûr-ı maʻnevî hakkında cevâba kâdir ve şefâʻat-i ʻuzmâ-yı
hazret-i serdâr-ı enbiyâ ile ezkâ’ü’n-necâta nâ’il olamayub mahrûm ve yüzleri kara ola-
cağı meczûm olduğundan başka kapucılar kethüdâsı bu bâbda şükr ü şikâyetini müncer
ve mü’esser olacağına binâ’en kapucılar kethüdâsı mûmâileyh tarafından Derʻaliyyeme
lede’t-tahrîr o misillüler haklarında lâzım gelen ʻukûbât-ı şedîde bilâ-tavakkuf-ı icrâ (V.
11/b) olunacağına katʻâ şübhe olmadığı ve icrâ-yı te’dîb ü tenkîle kapucılar kethüdâsı
kendüsü dahî bi’l-istiklâl me’zûn idüğü maʻlûmunuz oldukda ber-vech-i meşrûh ʻamel ü
hareket ve cümleniz saʻy u gayret ve kazâlarınızdan ihrâc olunan piyâde ve süvâri ʻasâ-
kirin ve başbuğların isim ve resim o mikdârların tasrîhiyle memhûr ve mümzâ defter-i
sûret-i sıhhat eserini Derʻaliyyeme irsâle müsâraʻat ve gene kalub gitmeyen ʻaskerlerin
oğullarına fimâ-baʻd iʻtibâr etmeyüb raʻiyyet hükmüne idhâle mübâderet ve mikdâr-ı
zerre kusûr ve rehâvet vukûʻuyla sonra mazhar-ı nedâmet ve pişmânî olunmakdan begâyet
tehâşî ve mübâʻadet eyleyesiz ve siz ki kapucılar kethüdâsı mûmâileyh maʻiyyetine rikâb-ı
hümâyûnumdan ve ocağ-ı ʻâmiremden terfîk ü taʻyîn olunan silâhşörân ve hasekiyân ve
turnacıbaşı ve çavuşân-ı mûmâileyhimsiz siz dahî kapucıbaşı-yı mûmâileyh maʻiyyetinde

106 “ve cahidu bi-emvâliküm ve enfesiküm fî sebîlillahi zaliküm hayrü’l-leküm in küntüm ta’lemûn”, Tevbe suresi 41.
âyet.
107 “… vekâtilû’l-muşrikîne kâffeten kemâ yukâtilûnekum kâffe(ten) va’lemû enna(A)llâhe me’a-lmuttekîn”, Tevbe
suresi 36. âyet.

78
ihrâc-ı ʻasakir-i emr-i ehemmde emr ve re’y ile hareket eyleyesiz fermân-ı ʻâlişânım sâdır
olmuşdur buyurdum ki,
Vusûl buldukda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr olan fermân-ı
vâcibü’l-ittibâʻ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı itâʻat-makrûnuyla ʻâmil olub hilâf-ı
hareket ile mazhar-ı ikâb ve ʻitâb olmakdan gâyetü’l-gâye tehâşî ve ittikâ’-yı tâmm ey-
leyesiz şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfime iʻtimâd kılasız.
Tahrîren evâ’il-i Cemâziye’l-âhir sene erbaʻa ve mie’teyn ve elf (1204) [16-25
Şubat 1790]

İşbu bin iki yüz dört Şaʻbân-ı şerîf evâsıtında bârgîr ve buğday istiʻcâli emri
zuhûr ve bu mahalle kayd şüd.
Fî 18 Şaʻbân sene 1204 [3 Mayıs 1790]

İşbu sâl-ı meymenet-âsârda cemîʻan memâlik-i mahrûseden matlûb süvâri ʻaskeri


ordu-yı hümâyûnuma sevk ve tesyîre hâvî bir kıtʻa emr-i ʻâlî ve mûcibince buyruldu-yı
vâli sudûrunda cümleye feth ü kırâ’at ve derûnlarında aʻyân ü beyân olunduğu üzere
tenbîh-i ekîd ve ahâlî taʻahhüd eyledikleri işbu mahalle kayd şüd.
Fî 20 Şaʻbânü’l-muʻazzam sene 1204 [5 Mayıs 1790]

V. 11/b, h. 24
Konusu: Denizli mukâtaʻasının Müteveffâ Cezâyirli Hasan Paşa’nın tasarrufunda
iken bakaya kalan iki yüz bir senesi iltizâm bedelinin Denizli Voyvodası İsmâil’den tahsil
edilmesi husûsunda fermân sûreti.
Müteveffâ Hasan Paşa’nın Denizli voyvoda(sı) İsmâil’den akçe tahsili
Kıdvetü’l-kuddât ve’l-hükkâm maʻdenü’l-fazl ve’l-kelâm Mevlânâ Denizli ka-
dısı zîde fazluhu ve kıdvetü’l-emâcid ve’l-aʻyân Denizli voyvodası ( ) zîde mecduhu ve
kıdvetü’l-emâsil ve’l-akrân husûs-ı âti’z-zikr hâssaten mübâşir taʻyîn olunan Dergâh-ı
muʻallâm gediklülerinden Abdullah zîde kadruhu tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olucak
maʻlûm ola ki,
Sadr-ı sâbık müteveffâ Cezâyirli Hasan Paşa darbhâne-i ʻâmiremden zabt ve
idâresine ve bekâ(yâ)yı yerinden tahsîline irâde-i ʻâmirem taʻalluk eden mukâtaʻâtından
iki yüz bir senesi Denizli mukâtaʻası bedel-i iltizâmından Denizli voyvodası İsmâil’den
bâ-temessük yirmi üç bin seksen buçuk gurûş müteveffâ-yı müşârü’n-ileyhin fevt-i
takrîbiyle yedinde mîrîye ʻâid ve râcîʻ ve masârif sehminden tertîb ve tahsîl kılınmış em-
vâlden olmağla sen ki voyvoda-yı mûmâileyhsin mebâliğ-i mezbûr yirmi üç bin seksen
buçuk gurûş maʻrifet-i şerʻ ve maʻrifetinle ve mübâşir-i merkûm maʻrifetiyle voyvoda-yı
merkûm İsmâil’den (V. 12/a) ʻalâ-eyyi hâl tahsîl ve teslîm-i darbhâne-i ʻâmirem olmak

79
içün Derʻaliyyeme irsâl ve tesyîre ihtimâm-ı tâmm eylemeniz fermân olunmağın hâssaten
işbu emr-i celîlü’l-kadrim ısdâr ( ) ile irsâl olunmuşdur.
İmdi vusûlünde mukâtaʻa-yı mezbûrun bir senesi bedel-i iltizâmından gayr-i ez
teslîmât bâ-temessük merkûm İsmâil’den defter-i sahîhası olan meblağ-ı mezbûr yirmi
üç bin seksen buçuk gurûşu vakt-i edâsı güzâr eylemiş olub bir dürlü ʻözr ü ʻillet kabûl
eder makûleden olmamağın mebâliğ-i merkûmu vürûd emr-i şerîfim günü maʻrifet-i şerʻ
ve maʻrifetin ve mübâşir-i merkûm maʻrifetiyle ʻalâ-eyyi hâl bundan akdem tamâmen
ve kâmilen tahsîl ve mübâşir-i merkûma teslîme derʻaliyyeme tesyîre müsâraʻat ve eğer
emri vaktiyle edâda ʻinâd ve muhâlefet eder ise emvâl ve eşyâsı zabt ve fürûht ile tahsîl
ve îfâ-yı deyn olunmak içün derʻaliyye-i ʻâmireme ʻarz ve iʻlâma mübâderet eyleyesin ve
sen ki mübâşir-i merkûmsun me’mûr-ı tahsîl olduğun mebâliğ-i mezkûru maʻrifet-i şerʻ ve
voyvoda-yı mûmâileyh maʻrifeti ve maʻrifet-i mübâşeretinle merkûmdan tekmîlen tahsîl
ve ʻalâ cenâhi’l-istiʻcâl derʻaliyyeme getürüb darbhâne-i ʻâmireme teslîm eylemeğe bezl
ü sayʻ ve makderet ve beyhûde meks ü ikâmet ile imrâr-ı vakt eylemekden ziyâde tevakkîʻ
ve mücânebet eyleyesin ve sen ki kadı-yı mûmâileyhsin sen dahî mûcib-i emr-i şerîfimle
ʻamel ü hareket eylemeniz bâbında fermân-ı ʻâlişânım ısdâr olmuşdur buyurdum ki,
Hükm-i şerîfim vardıkda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr eden
emr-i şerîf-i celîlü’ş-şân-ı vâcibü’l-ittibâʻ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı münîfi üzere
ʻâmil olasın şöyle bilesin ʻalâmet-i şerîfime iʻtimâd kılasın.
Tahrîren fî’l-yevmi’l-hâdi-i ʻaşer min Şevvâl sene erbaʻa ve mie’teyn ve elf
(1204) [24 Haziran 1790]
Kostantiniyye
Mûcibince dahî mektûb-ı kâʻimmakâmî vardır

V. 12/b, h. Belirtilmemiş
Konusu: Bin iki yüz dört senesi hizmet-i mübâşiriyye ve diğer vergilerin Denizli
kazâsına düşen hissesini gösterir defter sûreti.
Bâʻisü’d-defter oldur ki,
İşbu bin iki yüz dört Mart’ı ibtidâsından sene-i merkûmiyenin mâh-ı Zi’l-kaʻde-i
şerîfesinin on sekizinci gününe gelinceye kadar dört kazânın masârifât ve bâ-emr-i ʻâlî
ve bâ-buyruldu-yı vâli mürûr-ı ʻubûr eden zâʻim ağalara ve mübâşir ağalara ve sâ’irlere
verilen at bahâ ve katır bahâ ve donluk bahâ dört kazâ hâkimleri ve aʻyân ve ihtiyârları
meyânelerinde hesâbı rü’yet olunub sehim iʻtibârıyla dört kazâdan yalnız Denizli kazâ-

80
sına isâbet eden dokuz bin dört yüz elli gurûş ve bin iki yüz dört senesine mahsûb mâl-ı
ʻavârız iki bin yetmiş sekiz gurûş ve yüz üç senesine mahsûb dört senesine mahsûb
mâl-ı ihtisâbdan bâkî bin gurûş ve yüz dört senesine mahsûb mâl-ı ihtisâbî iki bin gurûş
ve sefere serdârlık ile giden Kazak oğlu İsmâil Ağâ’ya verilen bin iki yüz üç gurûş ve
at bahâ yüz elli gurûş ve çadır bahâ elli gurûş ve seyisâne bârgir bahâsı elli gurûş kürek
ve biniş bahâ yüz gurûş ve kurâlardan bekâyâ bin üç yüz otuz altı buçuk gurûş ve şehir
mahallâtında bekâyâ bin iki yüz altmış altı gurûş defʻa bekâyâ iki yüz kırk dört gurûş (bu
bizedir108) ve sene-i merkûmeye mahsûb bir kıtʻa serdârlık mektûb-ı câ’iziyyesi iki yüz
elli gurûş voyvoda ağanın kethüdâ-yı mahdûmlarına cümleden ikrâm iki yüz elli gurûş
ve dîvân efendilerine cümleden ikrâm iki yüz elli gurûş ve sene-i merkûmeye mahsûb
bir kıtʻa nekâbet mektûb-ı câ’iziyyesi yüz gurûş ve sene-i mezbûreye mahsûb menzil-i
kazâdan bu defʻa üç yüz gurûş ve bu sene-i mübârekede menzilcinin telef olan bârgirleri
içün cümleden ikrâm iki yüz gurûş üç yüz on üç bârgir icâresi altı yüz yirmi altı gurûş ve
dîvân efendisinin bir bârgiri kıymet altmış dört gurûş ve bâ-muʻtâd-ı kadîm harc-ı defter üç
yüz elli gurûş ve kazâ umûruna verilen müteferrik iʻlâmât harcı yüz elli gurûş ve kazânın
tesviye-i umûruna ve ordu-yı hümâyûna verilen cesîm iʻlâmât harcları bin gurûş ve kâtib
Muhammed Efendi’ye kaydiyye cümleden ikrâm seksen gurûş ve kethüdâmız Mustafâ
Efendi’ye cümleden ikrâm seksen gurûş ve hüddâmiyye seksen gurûş ve çukadâriyye otuz
gurûş ve emîniyye otuz gurûş ve ihzâriyye otuz gurûş ve civâriyye on beş gurûş ve şehir
kethüdâsına cümleden ikrâm elli gurûş ve Hacı Eyüblü karyesinden hasır akçesi seksen
gurûş ve iki kıtʻa cesîm iʻlâm harcı seksen gurûş ve mahkeme icâresi kırk gurûş min
haysü’l-mecmûʻ yirmi üç bin beş yüz altmış üç gurûşa bâliğ olub mebâliğ-i mezkûreden
on beş bin yedi yüz altmış altı buçuk gurûşa bu defʻa imzâlı defter olub sahhü’l-bâkî yedi
bin sekiz yüz elli üç gurûş defter-i âtiyeye vazʻ olunmağa baʻde’l-mukâvele yâlnız on
beş bin yedi yüz altmış altı gurûş kazâ-yı mezbûrun hâl-i tahammüllerine göre saʻâdetlü
el-Hâc Ömer Efendi maʻrifetiyle ve kazâ-yı mezbûr aʻyân ve ihtiyârları maʻrifetleriyle
tevzîʻ u taksîm olunub tahsîl olunması bâbında efendi-i mûmâileyh yedine verilen defter-i
mümzânın ʻaynıdır ki ber-vech-i âtî zikr olunur.
Tahrîren fi’l-yevmi’l-hâdi ve’l-ʻışrîn min şehr-i Zi’l-kaʻdeti’ş-şerîfe sene erbaʻa
ve mie’teyn ve elf [2 Ağustos 1790]

(V. 13/ a)
Mahalle Gurûş
Aktoy 553
Meydân 316
Kürkcüler 339
Kurşunlu 391
Câmi’-i Kebîr 418
Sarây 417
Abdü’l-kuddüs 330

108 [Ç.N.] Derkenardır.

81
Kuramaz 100
Kayacık 173
Debbâğlar 330
Zımmîyân 330
Asılbeğ 100
Cârullah 100
Eceler 132
Alaca Mescid 132
Güzerlik 100
Gâzi Emîr 100
Gidemestân 509
Karye Gurûş
Karcı 2575
Gerzele 1347
Çakmak 1078
Kara Hasanlı 500
Manastır 1290
Şemikler 500
Kethüdâ 400
Kınıklı 500
Karaman 239
Kaşıkcı 239
Göveçlik 404
Hacı Eyüblü 404
Bağbaşı 297
Tekye 107,5
Eskihisâr 30
Kebîr 80,5
Kurudere 156
Saruhân 240
Akçeler 60
Kayhân 275
Gonca Ali 100
Zeytûn 145
Zekeriyyâ 89
Beğdili 12
Cem’ân yekûn 15766
Hâze’d-defter maʻrifet-i şerʻ ve’l-ahâlî
Nemmakahü el-fakîr ileyhi ‘izze şânühu
Osmân el-Müvellâ-yı hilâfe be-medîne-i Denizli
gafera lehu
Muhammed Efendizâde es-Seyyid eş-Şeyh Muhammed Efendi

V. 13/b, h. 25
Konusu: Denizli kazâsı kâʻimmakâmlığına Muhammed Efendizâde es-Seyyid
82
eş-Şeyh Muhammed Efendi’nin atandığına dâ’ir mektûb sûreti.

Müftüzâde mektûbu sûretidir


Kıdvetü’s-sâdâtü’l-kirâm kâʻimmakâm-ı sâbık Muhammed Efendizâde es-Seyyid
eş-Şeyh Muhammed Efendi dâme müşerrefa baʻde-t-tahiyyetü’l-vâfiye inhâ olunur ki,
Denizli ve Çehârşenbe ve Gököyük ve Honaz(‘a) kâʻimmakâm nasb ol(un)an
kimesnenin sû-i hâlini bâ-mahzar ifâde ve inhâ ve senin kâʻimmakâm olmanı tarafı-
mızdan istidʻâ etmeleriyle ʻazl ü istidʻâ olunub bu sene işbu hamse ve mie’teyn ve elf
Muharremü’l-harâmı gurresinden [10 Eylül 1790] kâʻimmakâm nasb ü taʻyîn olunmanla
mektûb tahrîr (ve) irsâl olunmuşdur lede’l-vusûl gerekdir ki sâdât-ı kirâma ihtirâm edüb
kuddâtdan kâʻimmakâm seyyidleriyle izhâr-ı ʻalâmet-i hadrâ edenlerin refʻinde dikkat ve
cenâbınız dahî kimesneye ʻalâmet-i hadrâ vazʻından haşyet ve iddiʻâ-yı sünnet-i siyâdet
edenleri tarafımıza havâleye mübâderet birle işbu emânet beğlülere(?) nâ-kemâl-i ʻiffet ile
tevcîhiyye ve ʻarûsiyye ve muhaddesât-ı sâ’ire-i nâ-marziyye nâmıyla bir akçelerin alma-
yub ve aldırmayub sıyânet-i ʻırz u mâlların saʻy-ı mevfûr zımnında şevketlü muhâbbetlü
kudretlü pâdişâh-ı İslâm ebbeddullah devletuhu ilâ yevmi’l-kıyâm hazretlerinin devâm-ı
ömr ü devletleriyçün sâdât-ı kirâmın daʻvât-ı hayriyyelerin isticlâb edüb her emirde şerʻ-i
şerîfe imtisâl birle mazhar-ı şefâʻat-ı hazret-i seyyidü’l-enâm ʻaleyh-i efdalü’t-tahiyye ve
ekmelü’s-selâm olasız ve’s-selâm.
El-fakîr Hasan el-mûceb el-Hüseynî en-nakîb ʻale’l-eşrâf

V. 13/b, h. 26
Konusu: Sefere gitmeyen yeniçerilerin askerlikten çıkarılarak re’aya olarak
kaydedilmesi ve kendilerinden vergi alınması husûsunda fermân sûreti.

Yeniçeriler hakkında sâdır olan emr sûretidir


Akdâ kuddâtü’l-müslimîn evlâ vülâtü’l-muvahhidîn maʻâdinü’l-fezâ’il ve’l-yakîn
râfîʻ-i iʻlâmü’ş-şerîʻat ve’d-dîn vârisü ʻulûmü’l-enbiyâ ve’l-mürselîn el-muhtassûn bi-
mezîd-i ʻinâyeti’l-meliki’l-muʻîn Anadolu’nun sağ kolunda vâkiʻ mevâlî-i fihâm zîdet
fezâ’ilehum ve mefâhirü’l-kuddât ve’l-hükkâm maʻâdinü’l-fezâ’il ve’l-kelâm sâ’ir kuddât
ve nüvvâb zîde fazluhum ve kıdvetü’l-emâcid ve’l-aʻyân bu defʻa ocakdan mübâşir taʻyîn
olunan Turnacıbaşı Ali zîde mecduhu ve mefâhirü’l-emâsil ve’l-akrân yeniçeri zâbitân
ve şehir kethüdâları ve yörükân ve mütesellimîn ve serdârân ve vücûh-ı belde-i raʻiyyet
agavât ve ʻalemdârân ve ocak ihtiyârları ve sâ’ir iş erleri zîde kadruhum tevkîʻ-i refîʻ-i
hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Bundan akdem şeref-yâfte-i sudûr olan hatt-ı hümâyûn-ı şevket-makrûn mûcibince
Anadolu ve Rumeli’nin üçer kollarında vâkiʻ eyâlet ve sancaklar dâhillerinde kâ’in erbâb-ı
harb u darbden olub yeniçerilik iddiʻâlarıyla iddiʻâ edenlerden ve turnacı ve haseki ve

83
çorbacı tekâʻüdleri ve ʻatîk agavât ve ʻalemdârân ve kul oğulları ve gılmân-ı ʻacemî ve
sâ’ir yeniçeri ve ocağa müntesib var ise işbu sene-i mübâreke sefere gelmek ve her kim
vatanlarında kalur ise isim ve resimleriyle defter-i raʻiyyete kayd olunub bir dahî yeniçerilik
zümresine nâ’il olamamak ve bu makûleden gerek ordu-yı hümâyûnuma ve gerek serʻas-
kerân ordularında isbât-ı vücûd (V. 14/a) edenler bilinüb kânûn-ı kâʻide üzere sefere eşer
dergâh-ı muʻallâm yeniçerileri ve kul oğulları haklarında cârî olan iʻtibârların ve bilâ-emr-i
şerîf tekâlîf-i şâkkâ ve rüsûm-ı şerʻiyye muʻâfiyâtı fimâ-baʻd dahî ânların haklarında icrâ
etdirilmemek ve seferde isbât-ı vücûd edenlerin dergâh-ı muʻallâm yeniçerileri ağası ve sâ’ir
ordu zâbitleri taraflarından isim ve resimleriyle defter olunub yedine sûreti ʻasâkir çıkan
kazâlara irsâl ve mahkemeleri sicillâtına kayd ile yeniçeri ve reʻâyâ tâ’ifesi fark u temyîz
olunarak mukaddemce Anadolu ve Rumeli’nin üçer kollarına evâmir-i şerîfim neşriyle
ifâde ve tenbîh olunmuşdu işbu sene-i mübârekede sefer-i hümâyûnumda mevcûd bulunan
yeniçerilerin iʻlâmıyla sefere eşer yeniçeriler memleketinden ne mikdâr tekâlîflerin muʻâf
olmuşlar ise kâʻide-i kadîmeye riʻâyet olunub bunlardan dahî o makûle tekâlîf mütâlebe
olunmamak ve sefere gelen ʻasâkir mahallerinde defter ve tescîl ve mâʻadâsı yaʻnî sefere
gelmeyenler raʻiyyet hükmünde olmak üzere râbıtası verilmek mazmûnunda tekrâr hatt-ı
hümâyûn-ı şevket-makrûn keşîde kılınmağla ʻaskerlik iddiʻâsında olub sefere gelmeyen
raʻiyyet hükmünde olmak mülâsebesiyle fimâ-baʻd o makûle sefere gelmekden imtinâʻ
(edenlerin) isimlerin eslihâ taşımayub ve hey’etlerin tağyîr edüb ve cürmleri ve kabâhat-
leri zuhûrunda serdârları sâhib olmayub voyvodalar maʻrifetiyle bayağı reʻâyâ misillüdür
gelüb ve zâbitleri maʻrifetleriyle dahî te’dîb olundukda kezâlik ol vechile ayaklarına darb
olunub reʻâyâ haklarında ayaklarına darb ve reʻâyâ haklarında câri olan muʻâmele ânların
hakkında dahî muʻâmele icrâ olunmak husûsâtına irâde-i ʻaliyyem taʻalluk etmekle siz
ki Anadolu’nun sağ kolu yemîn ve yesârında vâkiʻ mevâli-i fihâm ve kuddât ve nüvvâb
ve sâ’ir mûmâileyhimsiz mazmûn-ı emr-i şerîfim cümleye iʻlân ve işâʻat ederek ve bu
defʻa ve husûsen (ve) hâssaten taʻyîn kılınan mübâşir-i mûmâileyh maʻrifetiyle taharrî
ve tahkîk olunarak kazâ ve karyelerinden o makûle dergâh-ı muʻallâm yeniçerilerinden
olub me’mûr oldukları mahallere ʻazîmet edenleri ve etmeyenleri başka başka isim ve
resimleriyle defter ve sicillâta târihiyle kayd ve sûretleri cânib-i ocağa irsâl olunmak
fermânım olmağın işbu emr-i şerîfim ısdâr ve mübâşir-i mûmâileyh ile irsâl olunmuşdur.
İmdi tavâ’if-i ʻaskeriyenin mukaddemâ ve hâlâ sâdır olan emr-i şerîfim mûcibince
reʻâyâdan fark ü temyîzi ehass-ı metâlib-i vüzerânem olduğu ve sefere gitmek siyâkını
zâhirlü iken bundan akdem me’mûr oldukları mahaller(e) ʻazîmet etmeyenleri ve bundan
sonra dahî tereddüd edenleri defter-i raʻiyyete kayd ile kendülerden ism-i raʻiyyet tahsîl
husûsuna ikdâm ve bâlâda beyân olunduğu üzere cürmü ve kabâhatleri zuhûrunda (V.
14/b) bayağı reʻâyâ misillü muʻâmele olunmak ve bu defʻa sefer-i hümâyûnumda mevcûd
ve eslâfdan geçen yeniçerilerin dîn yolunda ve uğûr-ı devlet-i ʻaliyyemde bezl-i makdûr
edenlerin kadîmden tekâlîf alınmadığı misillü bilâ-emr-i şerîf tekâlîf-i şâkka ve rüsûm-ı
raʻiyyet alınmamak ve ordu-yı hümâyûnumdan me’mûren gelüb bir tarafda isbât-ı vücûd
edenler dergâh-ı muʻallâm yeniçerileri ağası ve serʻaskerân ordularına me’mûren kendile-
rini ağaları tarafından isim ve resimleriyle defter olunmak ve baʻde’l-yevm serdâr ağalar
her tarîkden gelenlere ve yeniçerilikde ʻalâkası olmayanlara ricâ ve şefâʻat verilmek ve
ocağında ifrâz-ı rütbe edenlerün veyâhûd ʻatîk agavât ve ʻalemdârân ve mücerrebü’l-etvâr

84
kimesnelerden serdâr nasb olunmak murâd-ı mülûkânem idüğü maʻlûmunuz oldukda
bâlâda muharrer hatt-ı hümâyûn-ı şevket-makrûn mûcibince kazânızda sâkin dergâh-ı
muʻallâm yeniçerilerinden olub sefere gitmek kudreti ve liyâkatleri zâhir iken gitmeyüb
hânelerinde meks ü ikâmet edenlerin ve edenlerden beher hâl defter-i raʻiyyete kayd ve
sicillâta sebt ile resm-i raʻiyyet tahsîl ve cürmleri zuhûrunda serdârân sâhib çıkmayub
voyvoda maʻrifetiyle bayağı reʻâyâ misillü tabanlarına darb olunmak içün ve eslihâ taşı-
mayub hey’etlerin tağyîr etdirilmek ve ez-kadîm zümre-i yeniçeriyân tekâlîf alınmadığı
gibi sefer-i hümâyûnuma gelüb izhâr-ı sadâkat ve gayret eden yeniçerilerden bilâ-emr-i
şerîf tekâlîf-i şâkka ve rüsûm-ı ʻörfiye ve raʻiyyet mugâyir olunmamak ve reʻâyâdan fark
u temyîz olunmak içün isim ve resimleriyle defter-i ordu-yı hümâyûnuma îsâli ikdâm
ve saʻy mâlâ-kelâm eyleyesiz şöyle ki ber-minvâl-i muharrer ordu-yı hümâyûnumda ve
serʻasker ordularında vârid olan yeniçeriler defter olunacağı ve sefere gelen ve gelmeyen
ve kangı kazâdan geldiği ve ne mikdâr olduğu ve kimler idüğü maʻlûm olacağı derkâr
olmağın mugâyir-i hatt-ı hümâyûn-ı hâkânîye(?) irtikâb ve hâtır ve gönüle riʻâyet birle
gitmeyenleri ketm ile gitmişdir deyü veyâhûd celb-i mâl ile müsâʻade ve igmâz-ı ʻayn
eylemek ihtimâliniz olur ise sonra cezânız müterettib olunduğu muhakkakdır âna göre
ʻamel ü hareket eyleyesiz ve sen ki mübâşir-i mûmâileyhsin bu husûsa taʻyîn etmekden
murâd mutlaka senden sadâkat ve istikâmet-i me’mûle mübtenî olmakla bu husûsa gereği
gibi nezâret ü dikkat ve bir ferde hilâf-ı rızâ-yı hümâyûnum gerü iklimine ruhsat ve celb-i
mâldan mübâʻadet ile o makûle gerüye yeniçeri fukarâlarının ve sefer-i hümâyûnuma gitmiş
dilâverlerinin isim ve resimleriyle defter yaʻnî ordu-yı hümâyûnuma îsâle mübâderet ve
hilâfından mücânebet eyleyesiz deyü bi’l-fiʻîl dergâh-ı muʻallâm yeniçerileri ağası olan
düstûr-ı mükerrem müşîr-i mufahham nizâmü’l-ʻâlem vezîrim Hasan Paşa edamallahu
teʻâlâ iclâlehu tarafından mühürlü mektûb verilmekle vech-i merşûh üzere ʻamel olunmak
bâbında fermân-ı ʻâlişânım sâdır olmuşdur buyurdum ki,
Vusûl buldukda bu bâbda vech-i merşûh üzere şeref-yâfte-i sudûr olan fermân-ı
vâcibü’l-kadrim ve ağa-yı müşârü’n-ileyhe verilen mühürlü mektûb mûcibince ʻamel ü
hareket ve hilâfından (V. 15/a) begâyet hazer ve mücânebet eyleyesiz şöyle bilesiz ʻalâ-
met-i şerîfe iʻtimâd kılasız.
Tahrîren fî evâsıt-ı şehr-i Şevvâlü’l-mükerrem sene erbaʻa ve mie’teyn ve elf
(1204) [24 Haziran-3 Temmuz 1790]
Der-sahra-yı Şumnu
V. 15/a, h. Belirtilmemiş
Konusu: Kuşadası ve Denizli kazâlarından ‘askerler için yapılan masrafları
gösterir defter sûreti.

Kuşadası’na (ve) Denizli kazâlarından bundan akdem ve bu defʻa vürûd eden


ʻasâkire verilen masârifât ve râkib oldukları kalyona olan masârif ve cedîden iʻtâ olunan
zahâ’ir-i kumanyadan başka alınan zahâ’ir ve mancana ve varil ve sâ’ir malzemeleri
maʻrifet-i şerʻ ve Denizli voyvodası tarafından taʻyîn olunan serdâr-ı râhî Mehmed Ağa

85
yediyle olan masârif defteridir ki ber-vech-i âti zikr olunur.
Hurrire fî gurre-i Muharrem sene erbaʻa ve mie’teyn ve elf [21 Eylül 1789]

Gurûş
2295 Neferâtın ’ulûfelerine ve odabaşılarına ve ’alemdârlarına zamm olunan
30 ’Asker-i me’mûr Kapucıbaşı Kolcu Mustafâ Ağa’nın çukadârına hizmet
33,5 İzmir’den ’askere masârif ve ’araba kirâsı
20 Def’a mübâşir Kolcu Mustafâ Ağa’nın evine hizmet
40 Kebîr mancana ’aded 4
11,5 Gemilere alınan hatab
2430
112,5 Saka takımıyçün
13 Gemiye hasır ’aded 24
8 Gemiye ocaklık içün alınan tahta
43 ’Askere alınan nân-ı ’azîz
5 Lahm-ı ganem verilen ’asker
2611,5
7 ’Askere alınan peynir kıyye 23
58,5 Osmân Ağa’nın ’askerine beş günlük yevmiyye
17 Denizli’ye gönderilen sâ’iye ücret
11,5 Gemilere alınan kandîl ’aded 20
14 Gümrükcü izzetlü Ârif Beğ yediyle gemilere alınan tulunba ’aded 4
2719,5
214,5 ’Askere alınan böğrülce ve kara nohut kıyye 6,5 gurûş 33
25 Çuvâl bahâsı
113,5 Revgân-ı zeyt kıyye 122,5 kıymet 37
352 Beksimed ve kantâr 44 kıymet 37
25 Sakız’dan beksimed navlunu
3449,5
5,5 Sakız’da ve Kuşadası’nda hammâliyye
20,5 Sefîneler yatak içün alınan direk
2,5 Mismâr
3 Def’a direk
4 Hammâliyye-i kereste
3484,5
180 Def’a tahta ve direk
190 Mancana ’aded 19 kıymet-i gurûş 10

86
30 Mancana ’aded 3 gurûş 10
10 Gerdel ’aded 11
10 Masdariyye ’aded 10
3904,5
9 Şâbşık(?) ’aded 8
63,5 Varil ’aded 32
22 Sisam Cezîresi’nden kayık navlunu
25 ’Askere nân-ı ’azîz ve peynir ve gemilere nakl içün kayık navlunu
4 Def’a alınan hasır
100 Gümrükcü ağa yediyle masârif-i takribiye(?) ve kereste ve sâ’ir masârif
4128,5
Hurrire haze’d-defter be-maʻrifet-i şerʻ
Es-Seyyid Mehmed Emîn kadı ve’l-müvellâ-yı hilâfâ be-medîne-i Kuşadası
nemmakahü’l-fakîr ileyhi ‘izze şânuhu ve teʻâlâ

V. 15/b, h. Belirtilmemiş
Konusu: Denizli Kadısının göreve başladığında yaptığı dua

Hüvellahu’l-fettâh el-ganî er-rezzâk el-kerîm,


Miftâh-ı fazl-ı hükm-i kavîm bismillahirramanirrahim el-hamdulillah’illezi ahkeme
ahkâme’ş-şeri’ati bi’n-nassi’l-kerîm ve ceʻâlnâ hâdimen lehe bi-kemâli lutfihi el-ʻamîm ve
şerrefnâ bi-hizmetihâ bi-inâyeti’l-ʻaliyyi’l-ʻazîm ve beyyene’l-hakka ve’l-bâtıle bi’ş-şerʻi’l-
kavîm ve’s-salât ʻalâ Muhammedin ellezi emera ümmetehü bi’mtisali’ş-şerʻi’l-kavîm ve
ʻâlâ elihi ve eshâbihi ellezine kenû ‘alâ sırâtın müstakîm ve baʻde-fehezihi cerîdetü’l-(?)
el-vâkıʻât eş-şerʻiyye ve’l-evâmirü’l-ʻaliyyetü’l-vâride fî zemeni efkarü’l-verâ109 ve ezʻâ-
fü’l-ʻibâd Ladikîzâde Ali Hıfzî el-kadı be-kazâ-yı Kalkan’dan muvakkaten ve hayrü’l-mevlâ
hilâfeten be-kazâ-yı Denizli Allahumme iftah beynene ve beyne kavminâ bi’l-hakkı ve
ente hayrü’l-fâtihîn Allahumme icʻalnî fi’llezine kadav bi’l-hakkı vebihi kenü ya’dilûn
vaka el-ibtidau fi’l-yevmi’l-hâdi ʻaşer fî şehr-i Rebîü’l-evvel sene hamse ve mie’teyn ve
elf fî hicreti men-lehü’l-ʻizzu ve’l-vekâru ve’ş-şerefu Allahumme ahtem lenâ bi’l-hayri
ve’s-saʻâdeti ve beşşir lenâ el-hüsnâî ve’z-ziyâde âmin âmin âmin.

V. 15/b, h. 27
Konusu: Denizli kazâsı kadılığına Mevlânâ Ladikîzâde Ali Hıfzî Efendi’nin
atandığını bildiren mektûb sûreti.

109 [Ç.N.] insanların en fakiri.

87
ʻİzzet-mend-i saʻâdet-bülend fahrü’l-kuddâtü’l-kirâm Mevlânâ Ladikîzâde Ali
Hıfzî Efendi kâmyâb-ı dâme muvaffakân gıbbe’t-tahiyye ve’t-teslîm bi-mezîd-i ‘izzü
ve’t-tekrîm numûde kılınur ki,
İşbu sene hamse ve mie’teyn ve elf Rebî’ül-ûlâ gurresinden zabt etmek üzere
Denizli kazâsı Müftü Abdülkâdir Efendi me’zûnen bi’l-inâbe kazâ-yı mezbûreyi hâlâ
nâ’ibi olan Osmân Efendi’ye eğerçi inâbe ve ibkâ etmiş olub lâkin ʻadem-i ehliyet ve sû-i
hareketi ihbâr olunduğundan katʻü’n-nazar bu esnâda kazâ-yı mezbûrede hizmet-i şerîfde
kıyâm eden kimesne ehl-i ʻilm ve müteşerriʻ ve dindâr ve kârgüzâr ve sâhib-i iktidâr ve
mücerrebü’l-etvâr olması menlehü’l-emr tarafından emr olunmağla cenâb-ı şerîf her vechile
umûr-ı şerʻiyyeyi ʻârif ve ahvâl-i zamân ve fukarâyı ʻârif hidemât-ı cesîmelerde tavrın
makbûl ve tahrîrâtın maʻmûl-i mücerreb ve müntehib olduğun cümle sudûr-ı ʻulemâ ve
kibâr-ı ʻavâm ʻindinde müsellem olmağın kazâ-yı mezbûr gurre-i merkûmede cenâbınıza
inâbe vü tefvîz ü ihâle olunmuşdur gerekdir ki kazâ-yı mezbûru gurre-i merkûmeden zabt
ve beyne’l-ahâlî icrâ-yı şerʻ-i şerîf ve infâz-ı emr-i münîf ve tevrîs-i mevâris husûslarında
zâtında merkûz ve me’mûl olan cevher-i gayret ve sıdk u sebât ve kâbiliyeti masrûf kılub
câdde-i şerʻden sermû-ü’l-inhirâfa cevâz göstermeyesiz ve’s-selâm.
El-fakîr Ahmed Esʻad el-kâdi-i be-ʻasâkir-i Anadolu
Mûcebince emr-i ʻâlişânım dahî vârid olmuşdur.

V. 16/a, h. 28
Konusu: Denizli voyvodası iken vefât eden İsmâil’in bakaya kalan iltizâm be-
delinin tahsîl edilmesi husûsunda fermân sûreti.

Sûret-i emr-i ʻâlî


Kıdvetü’l-kuddât ve’l-hükkâm maʻdenü’l-fazl ve’l-kelâm Denizli kadısı ve müftü
ve nakîbü’l-eşrâf kâʻimmakâmı zîde fazluhum ve mefâhirü’l-emâsil ve’l-akrân vücûh-ı
ahâlî zîde kadruhum tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Dergâh-ı ʻâlî kapucıbaşılarından hâlâ hâcegân-ı ʻâmirem nâzırı Yûsuf dâme
mecduhunun takdîm eylediği bir kıtʻa takrîri mefhûmunda sadr-ı sâbık müteveffâ Hasan
Paşa mahlûlünden hazîne-i ʻâmirem tarafından zabt ve idâre olunan mukâtaʻanız hâsshâ-yı
Denizli mukâtaʻası ve zeʻâmet-i Buladan ve Karakoğa ve Çiftlik-i Karahayıt ve hân-ı
kebîr ve dekâkîn bin iki yüz dört senesine mahsûben darbhâne-i ‘âmirem cânibinden
Denizli ahâlîsinin istidʻâ ve istirhâmlarına mebnî Tavaslı Ömer Beğ ʻuhdesine ihâle ve
iltizâm ve zabt temessükü iʻtâ olunub bedel-i iltizâmı olan altmış yedi bin iki yüz elli
gurûş fakat yirmi sekiz bin gurûşu darbhâne-i ʻâmireme baʻde’t-teslîm mûmâileyh bu
defʻa kazâ’en fevt olub bedel-i iltizâm-ı mezkûrdan bâkî kalan otuz dokuz bin iki yüz
elli gurûş mukâtaʻa-yı merkûme üzerinde kaldığı ândan mâʻadâ müteveffâ-yı müşârün-i-
leyhin cânib-i mîrîden zabt u tahsîl ve darbhâne-i ʻâmireme teslîmine irâde-i ʻaliyyem
taʻalluk eden bekâyâsından mukâtaʻa-yı mezbûrenin iki yüz üç senesi bekâyâsıyla iki

88
yüz dört senesi bedel-i iltizâmından cemʻân elli bin sekiz yüz gurûş darbhâne-i ʻâmirem
mâl-ı mukâtaʻa-yı mezbûr üzerinde bâkî kaldığı ve müteveffâ-yı mûmâileyh Ömer Beğ
mukâtaʻa-yı merkûma voyvoda nasb olunması bundan akdem Denizli ahâlîsinin müte-
veffâ-yı müşârü’n-ileyhe vaktinde müteʻaddid ʻarz u mahzar ve iʻlâmât ile bi’d-defeʻât
ilticâ ü istirhâmlarına mebnî üç senesi bekâyâsından olan meblağ-ı merkûmu ve dört
senesi bedel-i iltizâmını kendüleri edâya taʻahhüdlerine mebnî idüğü ve bu sûretde gerek
bekâyâ ve gerek bedel-i iltizâmından bâkî kalan elli bin sekiz yüz gurûş ahâlî-i merkûme
maʻrifetleriyle tahsîl ve darbhâne-i ʻâmiremden ceyb-i hümâyûn-ı şâhâneme mahsûs
olan akçeden olmağla tamâmen darbhâne-i ʻâmireme teslîm olunması elzemden idüğü
ve mukâtaʻa-yı merkûmeyi iki yüz beş senesi Mart duhûlüne dek idâre içün bir kimesne
ihâlesi lâzım ve lâ-büdd olmağla Denizli kazâsında me’zûn-ı bi’l-iftâ ve nakîbü’l-eşrâf
kâʻimmakâmı zîde ʻilmuhu Mart’a kadar mukâtaʻa-yı mezbûreyi idâre ve hâsılâtını cemʻ
ve tahsîl-i meblağ-ı mezbûru müteveffâ-yı mûmâileyhin mukâtaʻa-yı merkûme üzerinden
tahsîl ve ahz olunacak aʻşâr ve rüsûmât-ı sâ’ire matlûbâtından ve baʻzı perâkendeler be-
del-i iltizâmlarından alacağı olan akçelerden tamâmen tahsîl eylemediği sûretde ahâlî-i
merkûmenin taʻahhüdlerine mebnî kusûru dahî kendülerinden tekmîl olunmak ve’l-hâsıl
meblağ-ı mezkûr ancak ahâlî-i mezkûreden matlûb olunmağla müteveffâ-yı mûmâileyhin
mukâtaʻa-yı merkûm üzerinden olan bu makûle emvâlinden ve ahâlîlerin kendülerinden
tamâmen tahsîl (V. 17/a) ve darbhâne-i ʻâmireme irsâl ve teslîm olunmak bâbında emr-i
şerîf sudûrunu tahrîr ve istidʻâ etmekle mûcibince ʻamel ü hareket olunmak fermânım
olmağın işbu emr-i celîlü’l-kadrim ısdâr ve ( ) ile irsâl olunmuşdur.
İmdi vusûlünde siz ki müftü ve kâʻimmakâm-ı nakîbü’l-eşrâfsız ve zîde ʻilmuhusuz
ber-minvâl-i muharrer müteveffâ-yı mûmâileyh voyvodalık-ı mezkûrun ihâlesi Denizli
ahâlîsinden ilticâ ve istirhâmlarına mebnî emvâl-i mukâtaʻayı edâya müteʻahhid olduk-
larına mebnî olmakdan nâşî el-hâletü hâzihi dört senesi bedel-i iltizâmından ve üç senesi
bekâyâsından açığı zuhûr eden sâlifü’z-zikr elli bin sekiz yüz gurûş ceyb-i hümâyûnuma
mahsûs olan akçeden olub serîʻan edâsı lâzımeden olmağla mukâtaʻa-yı mezbûre beş senesi
Mart’ı duhûlüne dek sizler zabt ve idâre ve meblağ-ı mezbûr müteveffâ-yı mûmâileyhin
mukâtaʻa-yı merkûm üzerinde tahsîl olunacak aʻşâr ve rüsûmât ve sâ’ir matlûbâtından
ve baʻzı perâkendeler bedel-i iltizâmından alacağı olan akçelerden tamâmen ve kâmilen
tahsîl ve bunlar vefâ eylemediği hâlde ahâlî-i merkûmenin taʻahhüdlerine mebnî kusûru
dahî kendülerinden tekmîl ve darbhâne-i ʻâmireme sevk ve teslîme mübâderet eyleyesiz
şöyle ki mugâyir-i fermûde-i şâhânem ednâ mertebe bir kusûr ve gûşmaliniz râygûn(?) olub
darbhâne-i ʻâmirem mâlının taʻtîlini mûcib olur ise meblağ-ı mezbûr muktezâ-yı taʻahhüd
üzere ahâlî-i merkûmeden cebren baʻde’t-tahsîl sebeb olanlar dahî mazhar ʻikâb-ı şâhânem
olacaklarını gereği gibi fehm olunub ve âna göre muktezâ-yı emr-i şerîfim üzere harekete
şâyân olarak meblağ-ı mezbûrun darbhâne-i ʻâmireme tesyîri esbâbının istihsâline bezl
ü saʻy ve liyâkat eyleyesiz siz ki mevlânâ ve vücûh-ı vilâyet-i mûmâileyh ve sâ’irlersiz
sizler dahî mûcib-i emr-i şerîfimle ʻamel ü hareket eylemeniz bâbında fermân-ı ʻâlişânım
sâdır olmuşdur buyurdum ki,
Hükm-i şerîfimle vardıkda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr olan işbu emr-i
şerîf-i ʻâlişân-ı vâcibü’l-ittibâʻ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı itâʻat-makrûnu üzere ʻâmil

89
olub hilâfına katʻan cevâz göstermeyesiz şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfime iʻtimâd kılasız.
Tahrîren el-yevmü’r-râbiʻ-i ʻışrîn şehr-i Saferü’l-hayr sene hamse ve mie’teyn
ve elf (1205) [2 Kasım 1790]
Be-makâm-ı Kostantiniyye
Mûcibince kâʻimmakâm-ı rikâb ve emîn-i darbhâne mektûbları vârid olmuşdur
Vasale fî 11 Rebîü’l-evvel sene (1)205 [18 Kasım 1790]

V. 17/a, h. 29
Konusu: Kütâhiyye sancağında bulunan Ezîne ve tevâbiʻ kazâlarının bin iki
yüz beş senesine ait ‘avârız ve nüzûl vergilerinin toplanması husûsunda fermân sûreti.

ʻAvârız hakkında sâdır olan fermân sûretidir


Mefâhirü’l-kuddât ve’l-hükkâm maʻâdinü’l-fezâ’il ve’l-kelâm Kütâhiyye sanca-
ğında vâkiʻ Ezîne ve tevâbiʻ kazâlarının kadıları zîde fazluhum tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn
vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Hazîne-i ʻâmirem defterleri mûcibince arpa emîni ocaklığından Kütâhiyye san-
cağında vâkiʻ Ezîne ve tevâbiʻ kazâlarının üç yüz seksen ve bir buçuk subʻ ʻavârız ve üç
yüz doksan altı ve bir buçuk subʻ bedel-i nüzûlhânelerinin senevî dört bin beş yüz doksan
buçuk gurûş kırk üç akçe mâl-ı maktûʻları olub bin iki yüz beş senesine mahsûben olmak
üzere cemʻ ü tahsîl lâzım gelmeğin derʻuhde olunub yedine mühürlü ve nişânlu mevkûfât
defteri sûreti verilmek ile imdi mûcibince cemʻ ü tahsîl etdirilmek fermânım olmuşdur
buyurdum ki,
Hükm-i şerîfimle vardıkda bu bâbda sâdır olan emrim üzere ʻamel edüb dahî sene-i
mezbûreye mahsûben livâ-yı mezkûrda vâkiʻ zikr olunan Ezîne ve tevâbiʻ kazâlarının ol
mikdârı gurûş-ı maktûʻ mâlların irsâl olunan mühürlü ve nişânlu defteri sûreti mûcibince
yerlü yerinden cemʻ ve tahsîl ve arpa emîni tarafına edâ ve teslîm etdirilüb hilâf-ı emr-i
defter kimesneye ʻinâd ve muhâlefet etdirilmeyesiz ve hîn-i tahsîlde mîrî içün alınan ak-
çeye hazîne-i ʻâmireme alındığı vech üzere aldırılub bundan ziyâde ve noksân alınmaya
ve aldırmayasız kesr-i hey’etden(?) ve fermânımdan ziyâde mütâlebesiyle re’âyâya zulm
u taʻaddî olmakdan ihtirâz ü ictinâb eyleyesiz şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız.
Tahrîren fi’l-yevmi’s-sâmin-i ʻaşer Zi’l-kaʻde sene hamse ve mie’teyn ve elf
(1205) [19 Temmuz 1791]
Sahrâ-yı İsakça

90
Defter-i maktûʻ-yı hânehâ-yı ʻavârız ve nüzûl-i kazâ-yı mezkûr der-livâ-yı
Kütâhiyye ber mûceb-i tahrir 1205 [1791]

Berâ-yı ocaklık emîn-i cev be-cihet-i defter-i hazîne-i şerefhâ(?)

Kazâ ’Avârızhâne Bedel-i nüzûlhâne


Ezîne 177 183
Gököyük 23,5 23,5
Lazkiyye nâm-ı diğer Denizli 96,5 96,5
Çehârşenbe 83 sub’ 1,5 93 sub’ 1,5
380 sub’ 1,5 396 sub’ 1,5
Yekûn fî 43 gurûş 4590 gurûş
Fî 15 ZA (Zi’l-ka’de) sene 1204 [27 Temmuz 1790]

V. 17/b, h. 30
Konusu: Denizli’de Eski Horsalâs mahallesi sakinlerinden iken vefât eden Âişe
bint Muhammed’in tereke kaydı.
Medîne-i Denizli mahallâtından Eski Horsalâs mahallesi sâkinelerinden iken
bundan akdem müteveffiye olan Âişe bint-i Muhammed’in verâseti zevc-i metrûku
Seyyid Halîl bin Nebiyye ile li-ebeveyn er karındaşı oğlu Seyyid Mustafâ bin Ahmed’e
inhisârı gıbbe’t-tahakkukü’ş-şerʻ müteveffiye-i merkûmenin terekesi veresesi iltimâsıyla
tahrîr ve ʻinde’l-mukavvimîn her birine bahâ-yı farz ve takdîr olunub beyne’l-verese ʻalâ
mâ-farazullahu teʻâlâ tevzîʻ ü taksîm olunan defter-i kassâm-i müteveffiye-i merkûmedir
ki ber-vech-i âtî zikr olunur.
Hurrire fi’l-yevmi’l-hâdi ve’l-ʻışrîn min Rebîü’l-evvel sene hamse ve mie’teyn
ve elf [28 Kasım 1790]
’Aded Kıyye Keyl Gurûş Kıymet
Evânî-i nuhâs 12 12
Hınta 4 16
Köhne kaftân 1 3
Muhayyer ferâce 1 4
Mücessem değirmi 5 5,5
Def’a mücessem değirmi 7 6
Göveçlik donluğu 1 1
Kutnu parça 2 2
Sîm önlük 1 3
Zıbûn 2 2
Çaput kilim 3 1,5

91
Mushâf-ı şerîf hediyeli 1 8
Sandûk 1 1
Tuzpazârı’nda vâki’ dükkân 1 330
İplik pazârında harâbe dükkân’arsası 1 30
Kutnu tob 1 11,5
Altûn lef(?) 1 2
Pekmez Petmez güveç 2 2
Der-Zimmet-i Seyyid Mustafâ 2,5
Mehr-i mü’eccel der-zimmet
40
zevc-i mezbûr be-ikrâren
Def’a nuhâs 7 7
Bâğ ’arsası der-hudûd-ı menzil 50
Cem’ân yekûn tereke-i
müteveffiye-i mezbûre Yalnız 540
beş yüz kırk gurûşdur
Minhâ el-ihrâcât

Gurûş
Resm-i kısmet-i ’âdî 12,5
Kassâmiyye 2,5
Kalemiyye ve kaydiyye 1,5
Kethüdâ’iyye 2,5
Çukadâriyye 2,5
Hüddâmiyye 2,5
Muhzıriyye 1
Masârif-i tahrîr 2,5
27,5
Cem’ân yekûn el-ihrâcât Yâlnız yirmi yedi buçuk
gurûşdur
Taksîm-i beyne’l-verese

(Hisse) Gurûş Rub’


Hisse-i zevcü’l-mezbûr Seyyid Halîl 256 1
Hisse-i ibnü’l-mezbûr Seyyid Mustafâ 256 1
Sahhü’l-bâkî gurûş 512,5 yalnız beş yüz on iki buçuk gurûşdur
Hurrire hâze’d-defter be-maʻrifet-i verese
nemmakahü’l-fakîr ileyhi ‘izze şanühu
Ali Hıfzî Ladikîzâde el-müvellâ-yı hilâfe be-medîne-i Denizli
Gafere lehumâ

92
İşbu defter-i kassâm verese-i merkûmîn ikrâr ve maʻrifetleriyle tahrîr ve bi-rızâ-
humâ taksîm olunduğu şerh verildi.

V. 18/a, h. Belirtilmemiş
Konusu: Sefer-i hümâyûn için kazâlardan toplanan deve adedini belirten defterin
sûreti.
Bekâyâ mübâşiri zâʻim Süleymân Ağa’nın ibrâz etdiği defter mücerredi

Kazâ ’Aded
Denizli 46
Gököyük 10
Çehârşenbe 20
Ezîne 30
İki yüz üç senesine mahsûben bu mikdâr dört senesinden ber-minvâl-i meşrûh
matlûb idüğü âtî’l-beyân emr-i ʻâlî mefhûmundan maʻlûmdur.

V. 18/a, h. 31
Konusu: Sefer-i hümâyûn için toplanan hayvânâtın bedellerinin teslîmi husû-
sunda fermân sûreti.

Mefâhirü’l-kuddât ve’l-hükkâm maʻâdinü’l-fezâ’il ve’l-kelâm Kütâhiyye sanca-


ğında vâkiʻ kazâların kadıları ve nâ’ibleri zîde fazluhum ve kıdvetü’l-emâsil ve’l-aʻyân
Kütâhiyye sancağı mütesellimi zîde mecduhu ve bu husûsa mübâşir taʻyîn olunan dergâh-ı
muʻallâm gediklülerinden kıdvetü’l-emâcid ve’l-aʻyân Süleymân zîde mecduhu ve zâbitân
ve sâ’ir iş erleri zîde kadruhum tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Sefer-i hümâyûnum lâzımesiyçün geçen seneden evvelki sene Anadolu ve Ru-
meli memleketlerinde livâ-yı saʻâdet ve serʻaskerleri üzerlerine tertîb olunan mükârî (ve)
ʻaraba ve deve ve bârgîrlerin nısfları mikdârı rûz-ı Hızır’dan kırk elli gün mürûrundan
sonra gelmeğe başlayub nısf-ı âheri hiç gelmediğinden mâʻadâ manzık(?) zayıflar gel-
meğe başladığından ekseriyeti Kasım’a yakın vakitlere ve baʻzen ordu-yı hümâyûnum
ʻavdetinden sonraya kalub bi’l-istihdâm der-ʻakab ʻavdet eyledikleri cümleye maʻlûm olan
keyfiyâtdan olmağla bu fesâdın sebebi mütâlaʻa ve ehl-i vukûf ile müzâkere olundukda
şîme(?)-i raziyye-i(?) devlet-i ʻaliyyem üzere herkes hisseyâbü’z-ziyâ merâhim ve eşfâk
olub gelmeyenlere te’dîb muʻâmelesi olmadığında memleketlerde akçe ahzıyla mükârî ve
sârbân ve ʻarabacı başı olanlar aldıkları akçeyi ekl ü belʻe iʻtiyâd eylediklerinden neş’et
eylediği ve işbu sene-i mübârekede dahî igmâz olmak lâzım gelür ise sene-i âtîde nısfının
nısfı gelmeyüb ol dahî vaktiyle bulunmayacağı zâhir olmağla bu sûretde iʻlâmât ve kuyû-
dât ve hâ’iz-i nâtık olacağı üzere şimdiye değin vârid olmayıb da meziyyât-ı(?) esnâ-yı

93
râhda ise dahî iʻâde olunmak ve mükerrer olarak fukarâdan bir akçe ve bir habbe tahsîl
olunmamak şartıyla her memleketde sicill-i mahfûza nazar ve bi-garaz ehl-i vukûfdan
dahî su’âl olunub bu mâddeler içün mikdârından kaç gurûş alınacağı bilâ-şübhe maʻlûm
oldukdan sonra gerek hâkim ve gerek derʻuhde edenler ve gayrîler ve’l-hâsıl akçeyi her
kim almış ise derhâl tahsîl ve istirdâd ve ordu-yı hümâyûnum hazînesine îsâl olunmak
ve edâsına tereddüd edenler habs ve kalʻabend ve mâl ü emlâkları fürûht olunmak ve
bu makûleler gerek akçeyi bilâ-tevaffuk edâ eyleyüb ve gerek tereddüd sebebiyle tahlîs
olunmayub cürmüne göre te’dîb olunmak içün baʻde’t-tahsîl yine habsde ibkâ ve keyfiyeti
bu tarafa tahrîr ve inhâ olunmak husûsuna irâde-i ʻaliyyem taʻalluk etmekle iki yüz dört
senesiyçün maʻa-bakiyye-i sene-i sâbık Kütâhiyye sancağında ihrâcı mübeyyin dokuz yüz
on iki mehâr mükârî şütürânından gayr-i ez mürde dört yüz doksan sekiz mehâri ordu-yı
hümâyûnuma gelüb kusûr üç yüz seksen sekiz mehâri bakiyye kalmağla sâbıkları üzere
şütürânın altmış gurûşdan bedelleri hesâb etdirildikde yirmi üç bin iki yüz seksen gurûşa
bâliğ olub meblağ-ı mezkûr cümle maʻrifeti ve maʻrifet-i şerʻ ve taʻyîn olunan mübâşir
maʻrifetiyle her kimden iktizâ eder ise tamâmen tahsîl ve idâre taʻallül ve tereddüd eder
olur ise ahz u habs ve kalʻabend ve emlâk ü eşyâları fürûht birle baʻde’t-tahsîl o makû-
leler habisde ibkâ ve keyfiyeti ordu-yı hümâyûnuma tahrîr ve inhâ olunub her ne vechile
fermân-ı ʻâlişânım sudûr eder ise ol vechile ʻamel ü hareket olunmak fermânım olmağın
hâssaten işbu emr-i celîlü’l-kadrim ısdâr ve ( ) ile irsâl olunmuşdur
İmdi vusûlünde siz ki fukarâ ve nüvvâb ve mütesellim ve zâbitân-ı mûmâileyhim
ve sâ’irlerisiz gayr-i ez mürde ve vârid-i kusûr iktizâ eden üç yüz seksen sekiz mehâr
şütürânın altmış gurûşdan bedeli olan yirmi üç bin iki yüz seksen gurûşun maʻrifet-i şerʻ
ve mübâşir ve mütesellim maʻrifetleri ve cümle ittifâkıyla ʻalâ-eyyi hâl tahsîl ve ʻacele
ordu-yı hümâyûnuma irsâl ve hazîne-i ʻâmireme teslîmi (V. 18/b) matlûb-ı katʻî olmağla
meblağ-ı mezbûru ʻale-eyyi hâl îcâb ve iktizâ edenlerden serîʻân tahsîl ve mübâşir-i mûmâi-
leyhime teslîmen ve ordu-yı hümâyûnuma irsâl ve eğer edâya taʻallül ve tereddüd eder
olur ise ahz u habs ve kalʻabend ve emlâk u eşyâları fürûht birle baʻde’t-tahsîl kendüleri
habisde ibkâ ve keyfiyeti ordu-yı hümâyûnuma tahrîr ve inhâ olunub baʻdehu ne vechile
emr-i ʻâlişânım sâdır olur ise ol vechile ʻamel ü hareket bi’l-ittifâk ihtimâm ve dikkat ve
mugâyir-i rızâ ʻavk u te’hîr ile imrâr-ı vakitden tehâşî ve mücânebet eyleyesiz ve sen ki
mübâşir-i mûmâileyhsin muktezâ-yı me’mûriyetin üzere livâ-yı mezbûra varub ol mikdâr
şütürânın bedeli olan meblağ-ı mezbûr yirmi üç bin iki yüz seksen gurûşu maʻrifetin ve
maʻrifet-i şerʻ ve mütesellim-i mûmâleyhim maʻrifeti ve cümle ittifâkıyla îcâb ve iktizâ
edenlerden serîʻân tahsîl ve ahz ve istishâb ve bir gün evvel gönderüb ordu-yı hümâyûnum
hazînesine teslîm ve müsâraʻat ve imrâr-ı vakitden ittikâ ve mücânebet eylemek bâbında
fermân-ı ʻâlişânım sâdır olmuşdur buyurdum ki,
Hükm-i şerîfimle vardıkda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr eden
işbu emr-i şerîf-i celîlü’ş-şân-ı vâcibü’l-ittibâʻmın mazmûn-ı münîfi birle ʻâmil olasız
şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız.
Tahrîren el-yevmü’l-hâmis-i ʻaşer Muharrem sene hamse mie’teyn ve elf (1205)
[24 Eylül 1790]
Buyurdu Sahrâ-yı Mekri Köyü

94
V. 18/b, h. 32
Konusu: Denizli voyvodası iken vefât eden Tavâsî Ömer Efendi’nin Denizli
kazâsında bulunan alacağını belirten defter sûreti.

Bâʻis-i defter budur ki,


Denizli voyvodası iken fevt olan Tavâsî Ömer Efendi’nin kazâ-yı mezbûr üze-
rinde tevzîʻ-i bedel-i bâkî alacağı olduğu bâ-karârü’l-ahâlî sâbit olan bâ-tahrîr bin sekiz
yüz altmış altı gurûş maʻrifet-i şerʻ ve mübâşiri ve kâʻimmakâm-ı voyvoda ve bi’l-cümle
ahâlî maʻrifetiyle tevzîʻ olunmayub li’ecli’t-tahsîl mübâşiri ve kâʻimmakâm-ı voyvoda
Şeyh Ağa yedine verilen defterin icmâlidir ki ber-vech-i âtî zikr olunur.
Fî 15 RA (Rebîü’l-evvel) sene (1)205 [22 Kasım 1790]

Mahalle Gurûş Rub’


Aktoy 285,5 1
Meydân 164,5
Kürkcüler 174,5
Kurşunlu 164,5
Câmi’-i Kebîr 214,5
Sarây 214,5
Abdü’l-kuddüs 169 1
Koramaz 51,5
Kayacık 89,5
Debbâğlar 169 1
Zımmîyân 199 1
Asılbeğ 51,5
Mahalle Gurûş Rub’
Cârullah 51,5
Eceler 67,5
Alaca Mescid 67,5
Güzerlik 67,5
Gâzi Emîr 67,5
Gidemestân 30,5
Cem’ân yekûn 2257 1

Karye Gurûş Rub’


Karcı 1319,5
Gerzele 693,5

95
Çakmak 555,5
Kara Hasanlı 259,5
Manastır 664,5
Şemikler 259,5
Kethüdâ 209 1
Kınıklı 259,5
Karaman 124
Kaşıkcı 124
Göveclik 209
Hacı Eyüblü 209
Bağbaşı 154 1
Tekye 55,5
Eskihisâr 10,5
Kebîr 45,5
Kurudere 81,5
Saruhân 20,5
Akçeler 10,5
Kayhân 113
Gonca Ali 52,5
Zeytûn 81,5
Zekeriyâ 46,5
Bekirli 6,5
Cem’ân yekûn 5688

Cem’ân yekûn
Gurûş 2257,5 rub’ 1 fi’l-mahallât
5608,5 fi’l-kurâhâ
7865
1
7866
Yâlnız yedi bin sekiz yüz altmış altı gurûşdur ki üzerine bir akçe
harc ve masârif ve kolculuk vaz’ olunmayub asıl mâl bekâyâ-yı mütevef-
fâ tevzî’ ve cânib-i darbhâne içün mübâşiri ma’rifetiyle li’ecli’t-tahsîl
defter olunmuşdur.

V. 19/a, h. 33
Konusu: Denizli kazâsına ait ‘avârız, nüzûl, hizmet-i mübâşireye vs. vergileri
belirten defterin sûreti.

96
Bâʻis-i defter oldur ki,
Denizli sancağında vâkiʻ dört ‘aded ati’l-esâmi kazâlar umûruyçün livâ-yı mez-
bûrda kâʻimmakâm olan saʻâdetlü Şeyh Mehmed Ağa yediyle sarf olunub işbu sene-i mü-
bârekeye mahsûb bâ-emr-i ʻâlî livâ-yı mezbûrdan matlûb bedel-i nüzûl ve ʻavârız mâlıyla
tevzîʻ ve tahsîli kazâhâ-yı merkûmelerin bi’l-cümle rü’esâ ve vükelâları ve hükkâm-ı şerʻ
ve ihtiyâr ve söz sâhibleri tarafından iltimâs olunmağla her birlerinin re’y ve maʻrifetleri
ve maʻrifet-i şerʻle kâʻimmakâm-ı mûmâileyhin masrûfât-ı muʻayyenesi yegân yegân
hesâb ü kitâb ve defter olunub katır istiʻcâline ve meştâ ʻaskerine ʻavârız emriyle gelen
çukadâra ve Tavâsî’nin terekesi tahrîrine me’mûr sâbıkâ kapucılar kethüdâsı saʻâdetlü
Saʻîd Beğ Efendi maʻiyyetinde me’mûr Aydın vekîli silâhşör-i hâssa ağa ve tevâbiʻi ve
hâssa hasekilerinden Kadri Haseki Ağa ve mevlâ efendiler masârifleri ve Tavâsî’nin bekâyâ
mübâşiri masrafı ve bin gurûş Emîr Sultân mukâtaʻası kesri ve Âsitâne’ye umûr-ı sancak
içün ʻarz u mahzarlarla giden âdemler harc-ı râhı ve hilʻat bahâlar ve kâʻimmakâm-ı
mûmâileyh gâyete Şubât’a kadar dâ’iresi masârifiyçün ikrâmiyyesi ve Hacı Çakır yediyle
olan masârifden yüz gurûş ve ʻavârız-ı mübâşir hizmeti üç yüz gurûş ve bekâyâ mübâşiri
Abdullah Ağa hizmeti iki bin beş yüz gurûş ve kâʻimmakâm-ı mûmâileyh kethüdâsına
iki yüz gurûş ve dîvân efendisine yüz gurûş ve umûr-ı livâ-yı mezbûr içün verilen iʻlâm-ı
harc-ı kazâhâ-yı mezbûrenin bi’l-cümle eʻâlî ve ahâlî ve vükelâları ve hâkimü’ş-şerʻleri
huzûrlarında ferden ferdâ hesâb ü kitâb olunub gayr-i ez-mâl-i nüzûlleri ve ʻavârız mâllar
dokuz bin dokuz yüz doksan altı buçuk gurûşa bâliğ oldukda baʻde’l-kabûl livâ-yı mezbû-
run muhtevî olduğu âti’l-esâmi kazâlar üzerine vech-i taʻdîl ve seneviyye(?) üzere tevzîʻ
olunub kâʻimmakâm-ı mûmâileyh yedine li’ecli’t-tahsîl verilen defterdir ki baʻde’t-tescîl
yed-i mûmâileyhe iʻtâ olundu.
Hurrire fî 17 R (Rebîü’l-âhir) sene (1)205 [24 Aralık 1790]

Kazâ Gurûş
Denizli 4000
Ezîne 3000
Çehârşenbe 2000
Gököyük 1000
10.000
Cem’ân yekûn
Yâlnız on bin gurûşdur
Hurrire hâze’d-defter be-maʻrifeti’ş-şerʻ ve’l-kâʻimmakâm ve’l-ahâlî
nemmakahü’l-fakîr ileyhi ‘izze şânuhu
Ali Hıfzî el-müvellâ-yı hilâfe be-medîne-i Denizli
gafera lehu

97
V. 19/b, h. 34
Konusu: Denizli kazâsına ait bin iki yüz dört senesi ‘avârız, nüzûl, hizmet-i
mübâşireye vs. vergileri belirten defterin sûreti.

Bâʻis-i defter budur ki110,


Bin iki yüz dört senesine mahsûben Denizli voyvodası iken fevt olan Tavâsî el-
Hâc Ömer Efendi’nin vefâtında cümle maʻrifeti ve maʻrifet-i şerʻle kâʻimmakâm nasb
olundukdan sonra sene-i merkûme gâyeti Şubâtı’na değin kâʻimmakâmlığın umûr-ı
rakabesine(?) bâ-emr-i ʻâlî kılâde(?) kılınan saʻâdetlü Şeyh es-Seyyid Mehmed Ağa’nın
işbu bin iki yüz beş senesi Rebîü’l-âhiri’nin yirmi yedinci gününe değin mukâtaʻa-yı mez-
bûrenin hâvî olduğu dört kazâ umûruna sarf edüb kazâhâ-yı merkûme hükkâm ve vükelâ
ve aʻyân ve eşrâfları muvâcehelerinde hesâb ü kitâb ve tevdîʻ olunan masârifden Denizli
kazâsı hissesine isâbet eden dört bin gurûş ve sene-i mezbûreye mahsûben bâ-emr-i ʻâlî
ve ber-mûceb-i sûretden bedel-i nüzûl ve ʻavârız mâlından Denizli hissesi bin yüz kırk
bir gurûş ve mûmâileyh vech-i meşrûh üzere müddet-i mahlûleye kâʻimmakâm taʻyîn
olundukda âmed şüd edenlerin ve dâ’iresine iktizâ eden levendâtın şaʻîr ve saman bahâsını
edâya cümlenin taʻahhüd-i lâzımesine binâ’en mûmâileyhin ber-mûceb-i müfredât masârifi
yâlnız ikrâmiyye-i mübâşiriyenin yedi yüz gurûş ve tanzîm-i umûr-ı memleket zımnında
Âsitâne’ye irsâl olunan Hacı Himmet Efendi rüfekâsına ikrâmiyye ve ücret üç yüz gurûş
merkûmenin Âsitâne-i ʻaliyyeme irsâl olunan bâ-iʻlâm harcıyçün hâkim efendiye verilen
iki yüz elli gurûş ve hâkim-i mûmâileyh hademesine maʻa kalemiyye verilen elli gurûş
kâʻimmakâm-ı mûmâileyhin kethüdâ ve dîvân efendisine ikrâm beş yüz gurûş Caʻferzâde
el-Hâc Mehmed Ağa yediyle umûr-ı iktizâya sarf olunan meblağ yüz yedi gurûş ve el-Hâc
Çakır Ağa yediyle isâbet mükârîden üç yüz on dokuz gurûş Karcılı Seyyid İsmâil Ağa’nın
masârifi iki yüz gurûş hâkim efendi kethüdâsından bâ-tahvîl istikrâz olunub ber-mûceb-i
hey’et-i müfredât umûr-ı kazâya sarf olunan meblağ sekiz yüz gurûş Çakmak karyesinin
Abbâs Ağa dâ’iresinde zâyiʻ olan katırların bahâsı elli gurûş dâ’ire-i müşârü’n-ileyhde
zâyiʻ olan reʻâyânın üç re’s bârgîrleri bahâsı yüz gurûş nizâm-ı memleketi şirâze-i bend-i
hüsn-i nizâm zımnında hâkim efendiden alınan mürâsele (V. 20/a) ve iʻlâm harcı maʻa
harc ve kalemiyye iki yüz on beş gurûş menzilciye imdâd olunan ücretler elli bir gurûş
şehir kethüdâsına ikrâmiyye elli gurûş Karahasanlı karyesinin masârif-i ikrâm üç yüz elli
gurûş hâkim-i mûmâileyhe ve sekiz gurûş Hacı Eyüblü karyesinin hasır bahâsı üserâya(?)
yirmi gurûş hâlâ hâkimü’l-vakt efendiden alınan vesâ’ik-i şerʻiyyeler zımnında cümleden
ikrâm üç yüz elli gurûş hâkim-i mûmâileyhe harc-ı defter masârif üç yüz elli beş gurûş
hademe-i mahkemeye hüddâmiyye seksen gurûş ve kethüdâsı Ahmed Ağa’ya ikrâmiyye
seksen gurûş Nûrî Monla’ya kaydiyye otuz gurûş kalemiyye-i defter kırk gurûş muhzı-
riyye otuz gurûş nâ’ibiyye seksen gurûş civâriyye on beş gurûş zâʻifü’l-hâl olan karyelere
ağa-yı mûmâileyh maʻrifetiyle imdâdiyye doksan bir gurûş ki min haysü’l-mecmûʻ yâlnız
on bir bin on buçuk gurûşa bâliğ oldukda kazâ-yı mezbûrun bi’l-cümle eʻâlî ve ahâlî ve
vükelâ ve ihtiyâr söz sâhibleri muvâcehelerinden ferden ferdâ iktâb ü hesâb olundukda her

110 [Ç.N.] Bu hüküm tamamen karalanmış ve varak 21/a’da 35. hüküm olarak yeniden yazılmıştır.

98
birleri rızâ-yı kabûl ve tasdîk ve hâl ve tahammülerine göre tevzîʻ ve defter olunmasını
iltimâs etdiklerinde sicill-i mahfûziye nazar olunub bin yüz doksan yedi Muharremi’nde
[1782 Aralık’ında] vukûʻ bulan sâlyâne ve kaydiyyesinde şart-ı(?) tesviye mer’î olub
yâlnız Gerzele karyesi hissesinden yüz gurûş tenzîl ve Kaşıkcı ve Karaman ve Eskihisâr
ve Kebîr karyelerinin hisse-i tekâlîfleri tanzîf ve Kınıklı karyesinden elli gurûş tenzîl ile
tevzîʻ olunmasına şurût-ı taʻdîl ve tesviye samahu(?) hakka ʻâiddir her birinizin hâl ve
tahammülerin haber verdiklerinde meblağ-ı merkûm on bir bin on buçuk gurûş kâʻim-
makâm-ı mûmâileyhin yedine îsâli ve medîne-i mezbûre ve kurâsının eʻâlî ve ahâlîsi
maʻrifetiyle ve maʻrifet-i şerʻle tevzîʻ olunub li-ecli’t-tahsîl mûmâileyh Şeyh Ağa yediyle
verilen defter-i sâlyânedir ki ber vech-i âti zikr olunur.
Hurrire fi’l-yevmi’t-tâsiʻ ve’l-ʻışrîn min şehr-i Rebîü’l-âhir sene hamse ve mie’teyn
ve elf (1205) [5 Ocak 1791]

Mahalle Gurûş Rub’


Aktoy 340
Meydân 238
Kürkcüler 238
Kurşunlu 249 1
Sarây 258,5 1
Câmi’-i Kebîr 258,5 1
Abdü’l-kuddüs 207
Debbâğlar 207
Zımmîyân 207
Koramaz 79,5 1
Kayacık 109
Asılbeğ 822 1
Ece 822 1
Alaca Mescid 822 1
Cârullah 712 1
(V. 20/b) Güzerlik 712 1
Gâzi Emîr 712 1
Gidebostân 29 1
Cem’ân yekûnü’l-mahallât
Yâlnız iki bin sekiz yüz seksen 2885 1
beş gurûş bir rub’dur.

Karye Gurûş Rub’


Karcı 1489,5
Gerzele 1094,5

99
Çakmak 799,5 1
Manastır 965 1
Karahasanlı 504
Kınıklı 49
Şemikler 397
Kethüdâ 397
Karaman 145,5
Kaşıkcı 1452
Göveclik 315
Hacı Eyüblü 315
Bağbaşı 167,5
Tekye 83,5
Eskihisâr 33
Kebîr 33
Kayhân 165,5
Kurudere 962 1
Akçeler 61,5
Saruhân 852 1
Gonca Ali 63,5
Zeytûn 85,5 1
Yâlnızdere 113,5
Zekeriyâ 54,5
Şamlı-yı Sagîr 54,5
Bekirli 9
Mine’l-kurâhâ cem’ân yekûn 8836 1
Yalnız sekiz bin sekiz yüz otuz
altı gurûş bir rub’dur.
Min-haysü’l-mecmûʻ mine’l-mahallât ve’l-kurâhâ min salyâne-i merkûme

Gurûş Rub’
2885 ’an mahallât 1
08236 ’an kurâhâ 1
11021 0,5
Yâlnız on bir bin yirmi bir buçuk gurûşa bâliğ
olub mâl-ı matlûbdan ziyâde on bir gurûş dahî
ağa-yı mûmâileyh ma’rifetiyle i’ânesi iktizâ eden
mahallât ve kurâya i’âne kayd şüd.

100
Hurrire hâze’d-defter maʻrifetü’l-ahâlî
nemmakahü’l-fakîrullah Ali Hıfzî el-müvellâ-yı hilâfe be-medîne-i Denizli
gafera lehu

V. 21/a, h. 35
Konusu: Denizli kazâsına ait bin iki yüz dört senesi ‘avârız, nüzûl, hizmet-i
mübâşiriyye gibi vergileri belirten defterin sûreti.

Bâʻis-i defter budur ki,


İki yüz dört senesine mahsûben Denizli voyvodası iken fevt olan Tavasî Ömer
Efendi’nin vefâtında cümle maʻrifeti ve maʻrifet-i şerʻle mukâtaʻa-yı merkûmeye kâʻim-
makâm nasb olundukdan sonra sene-i merkûme gâyet-i Şubâtı’na değin kâʻimmakâmlıkda
istikrârına emr-i ʻâlî vürûd eden saʻâdetlü eş-Şeyh Mehmed Ağa’nın işbu bin iki yüz beş
senesi Rebîü’l-âhiri’nin yirmi yedinci gününe değin dört kazâ umûruna sarf ve tevzîʻ edildiği
masârifden Denizli kazâsı hissesine isâbet eden dört bin gurûş ve sene-i mezbûreye mah-
sûben bâ-emr-i ʻâlî ber-mûceb-i sûret-i defter bedel-i nüzûl ve ʻavârızdan kazâ-yı mezbûre
hissesi bin yüz kırk bir gurûş ve mûmâileyhin amed şüd edenler ve dâ’iresi levendâtına
ber-mûceb-i taʻahhüd-i ahâlî şaʻîr ve saman masârifi beyʻ-i ikrâmiyye mübâşir bin yedi
yüz gurûş ve tanzîm-i umûr-ı memleket içün Âsitâne’ye irsâl olunan âdemlere ücret üç
yüz gurûş merkûmlar ile Âsitâne’ye irsâl olunan iʻlâm harcı maʻa harc ve kalemiyye üç
yüz gurûş kâʻimmakâm-ı mûmâileyh kethüdâ ve dîvân efendisine ikrâmiyye beş yüz gurûş
Caʻferzâde yediyle umûr-ı kazâya sarf olunan meblağ yüz yedi gurûş ve Hacı Çakır Ağa
yediyle esnâf masârifinden üç yüz on dokuz gurûş Karcılı Seyyid İsmâil Ağa masârifi iki
yüz gurûş kethüdâdan bâ-tahvîl-i istidâne olunub ber-mûceb-i müfredât umûr-ı kazâya
sarf olunan sekiz yüz gurûş Çakmak karyelü senin ve Abbâs Ağa dâ’iresinde zâyiʻ olan
katırları bahâsı elli gurûş ve dâ’ire-i müşârü’n-ileyhde zâyiʻ olan reʻâyânın üç re’s bârgîrleri
bahâsı yüz gurûş şirâze-i bend-i hüsn-i nizâm-ı memleket zımnında hâkim efendiden alınan
mürâsele ve iʻlâm harcı maʻa harc ve kalemiyye iki yüz on beş buçuk gurûş menzilciye
imdâd olunan ücretler elli gurûş şehir kethüdâsına ikrâmiyye elli gurûş Kara Hasanlı karyesi
masârifi sekiz gurûş Hacı Eyüblü karyesinin hasır bahâsı yirmi gurûş hâlâ hâkimü’l-vakt
efendiden bu âna değin alınan vesâ’ik-i şerʻiyyeler içün harc-ı vesâ’ik üç yüz elli beş gurûş
bundan böyle lede’l-iktizâ vereceği vesâ’ik-i şerʻiyyeler harcına mahsûben ʻale’l-hesâb
üç yüz elli gurûş hüddâm-ı mahkemeye ikrâmiyye seksen gurûş kethüdâ’iyye seksen
gurûş nâ’ibiyye seksen gurûş kalemiyye kırk gurûş Nûrî Molla’ya kaydiyye otuz gurûş
ihzâriyye otuz gurûş civâriyye on beş gurûş zaʻifü’l-hâl olan kurâ ve mahallâta ağa-yı
mûmâileyh maʻrifetiyle imdâdiyye doksan bir gurûş ki min haysü’l-mecmûʻ yâlnız on bir
bin on buçuk gurûşa bâliğ oldukda kazâ-yı mezbûrun eʻâlî ve ahâlî ve vükelâ ve söz sâhibi
muvâcehelerinde lede’l-kitâb ve’l-hesâb her birlerinin tasdîk ve kabûl-ı rızâları ve tevzîʻ
ve defter olunmasını iltimâs etmeleriyle sicill-i mahfûzda mukayyed defâtir-i sâbıkaya
nazar-ı hâl ve tahammülleri ve himâyeye şâyeste olan karyeleri ʻinde’l-ʻumûm müstebân

101
olub cümlesinin (V. 21/b) re’y ve rızâlarıyla tevzîʻ olunub li’ecli’t-tahsîl kâʻimmakâm-ı
mûmâileyh yedine verilen defter-i salyânedir ki ber-vech-i âti zikr olunur.
Hurrire fi’l-yevmi’t-tâsiʻ ve’l-ʻışrîn min şehr-i Rebîü’l-âhir sene hamse ve mie’teyn
ve elf (1205) [5 Ocak 1791]

Mahalle Gurûş
Aktoy 352
Sarây 2462
Kürkcüler 2432
Kurşunlu
2582
Sarây 267
Câmi’-i Kebîr 267
Abdü’l-kuddüs 214
debbâğlar 214
Zımmîyân 214
Koramaz 83
Kayacık 113
Asılbeğ 862
Ece(ler) 862
Alaca Mescid 862
Cârullah 742
Güzerlik 742
Gâzi Emîr 742
Gidebostân 30
Cem’ân yekûnü’l-mahallât 29882

Karye Gurûş
Karcı 1524
Gerzele 1122
Çakmak 820
Manastır 999
Kara Hasanlı 5202
Kınıklı 468
Şemikler 4072
Kethüdâ 3042
Karahân 1492
Kaşıkçı 1492

102
Göveçlik 3242
Hacı Eyüblü 3242
Bağbaşı 1722
Tekye 862
Eskihisâr 21
Kebîr 322
Kayhân 1662
Kurudere 992
Akçeler 22
Saruhân 882
Gonca Ali 652
Zeytûn 882
Zekeriyâ 56
Bekirli 92
Cem’ân yekûnü’l-kurâ 8062

El-icmâl
Mine’l-mahallât 2988,5 gurûş
Mine’l-kurâ 8022 gurûş
=11.010,5
Min haysü’l-mecmû’ yâlnız on bir bin on buçuk gurûşdur ki hesâb-ı sahîh ile
kerrâtla hesâb olunmuşdur.
Hurrire hâze’d-defter be-maʻrifeti’ş-şerʻ ve’l-eʻâlî ve kabûlü’l-ahâlî
nemmakahü’l-fakîr ileyhi ‘izze şânuhu
Ali Hıfzî el-müvellâ-yı hilâfe be-medîne-i Denizli
gafera lehumâ

V. 22/a, h. 36
Konusu: Denizli kazâsından talep olunan katırların eksik geldiği ve bekaya kalan
miktarın tahsîl edilmesi husûsunda fermân sûretidir.

Katır istiʻcâline gelen evâmirdir


Mefâhirü’l-kuddât ve’l-hükkâm maʻâdinü’l-fezâ’il ve’l-kelâm Kütâhiye sanca-
ğında vâkiʻ zikr olunan kazâların kadıları ve nâ’ibleri zîde fazluhum ve iftihârü’l-emâcid
ve’l-ekârim câmiʻü’l-mehâmih ve’l-mekârim el-muhtass bi-mezîd-i ʻinâyeti’l-melî-
ki’d-dâ’im dergâh-ı muʻallâm kapucı başılarından Kütâhiye sancağı mütesellimi Abbâs
dâme mecduhu ve kıdvetü’l-emâcid ve’l-aʻyân bu husûsa mübâşir taʻyîn olunub el-yevm

103
ol cânibde olan dergâh-ı muʻallâm gediklülerinden Seyyid Mehmed ve Denizli voyvodası
zîde mecduhumâ ve mefâhirü’l-emâsil ve’l-akrân zâbitân ve vücûh-ı memleket ve iş erleri
zîde kadruhum tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Sen ki mütesellim-i mûmâileyhsin bu defʻa tarafından gelen evrâkın hulâsa-yı
mefhûmunda ıstabl-ı ʻâmirem lâzımesiyçün bin iki yüz iki ve dört senelerine mahsûben
livâ-yı mezbûrdan mübâyaʻa ve tahsîli fermânım olan yirmi beş katır üştürânın iştirâsında
voyvodalık-ı mezkûr ittisâlinde kâ’in nefs-i Denizli ve Çehârşenbe ve Gököyük ve Ezîne
kazâları ahâlîleri hisselerine isâbet eden katırları baʻzı iʻzâr-ı vâhiyeler ile edâya taʻallül
ve muhâlefet eylediklerini mübeyyin bir kıtʻa kâʻimende tahrîr ve inhâ ve ber-vech-i mu-
harrer Denizli kadısının verdiği (verdiği111) bir kıtʻa iʻlâm ile gelüb ki merkûmun bir kıtʻa
ʻarz-ı hâlini irsâl eylemişsin hazîne-i ʻâmiremde mahfûz mevkûfât defterlerine mürâcaʻat
olundukda sinîn-i merkûmeye mahsûben livâ-yı mezbûrdan mübâyaʻası tertîb olunan yirmi
beşer katırdan elli katır üştürânın iktizâ eden altı bin sekiz yüz yetmiş beş gurûş bahâ ve
nafaka bahâları mübâşirlerine tamâmen teslîm olunub mürettebât-ı mezkûrdan iki yüz
iki senesi tertîbi tamâmen ve iki yüz dört senesi tertîbinden dahî fakat doksan dokuz re’s
katır gelüb ıstabl-ı ʻâmireme teslîm olunub mâʻadâ yirmi altı re’s katırlar ʻale-hâlihi bâkî
kaldığı ıstabl-ı ʻâmirem mahzenlerinde mukayyed ve bekâyâ-yı mezkûrenin ʻale-eyyi hâl
şu günlerde yerlü yerinden tahsîl ve ıstabl-ı ʻâmireme irsâl ve teslîm eylemek fermânım
olmağın te’kîden ve istiʻcâlen işbu emr-i celîlü’l-kadrim ısdâr ve ( ) ile irsâl olunmuşdur.
İmdi vusûlünde sen ki mütesellim-i mûmâileyhsin üştürân-ı bakiyye-i mezkûrenin
ʻale-eyyi-hâl yerlü yerinden tahsîl ve ıstabl-ı (V. 22/b) ʻâmireme irsâl ve teslîmi
aten senden matlûb-ı şâhânem olmağla kazâhâ-yı mezbûr ahâlîlerinin bast eyledik-
leri iʻzâr-ı vâhiyelerine bir dürlü havâle-i semʻ ü iʻtibâr etmeyerek her ne vechile olur ise
olsun bekâyâ-yı mezkûreyi yerlü yerinden tamâmen tahsîl ve derʻaliyyeme sevk ü tesyîr
ve muhâlefet üzere olanlardan lâzımü’l-inhâ olanları li’ecli’t-te’dîb isim ve şöhretleriyle
derʻaliyyeme tahrîr ve işʻâr birle tekmîl-i tertîbine ikdâm ve ihtimâm eyleyesin ve siz ki
kuddât ve nüvvâb ve voyvoda ve mübâşir-i mûmâileyhimsiz ki üştürânın mezkûreleri
lede’l-iktizâ hidemât-ı mühimmede istihdâm olunmak üzere tertîb olunan bir re’sinde
peşimânda ve bekâyâ kalmasına rızâ-yı ʻaliyyem olmamağla Kütâhiyye mahkemesinden
mahrec tevzîʻ pusulası mûcibince kazâhâ-yı mezbûrenin sâ’ir üştürânları vusûl-i emr-i
şerîfimin derhâl serîʻan ve ʻâcilen tahsîl ve mübâşir-i mûmâileyhe teslîmen dersaʻâdetime
sevk ve tesbîl eyleyüb şöyle ki bundan sonra iʻzâr-ı vâhiyeler ile takviyet üzere eylemeyüb
mazmûn-ı emr-i şerîfimle ʻamel ü hareket eylemeniz bâbınfa fermân-ı ʻâlişânım sâdır
olmuşdur buyurdum ki,
Hükm-i şerîfimle vardıkda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr
eden işbu emr-i celîlü’ş-şânım ve vâcibü’l-imtisâl ve lâzımü’l-ittibâʻımın mazmûn-ı
itâʻat-makrûnuyla ʻâmil olasız şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız.

111 [Ç.N.] Bu kelime iki defa yazılmıştır.

104
Tahrîren el-yevmü’l-hâdi-i ʻışrîn Rebîü’l-ulânın (sene) hamse ve mie’teyn ve elf
(1205) [28 Kasım 1790]

Mûcibince mektûb-ı hazret-i kâʻimmakâm-ı ʻâlî-makâm-ı rikâb-ı müstetâb ve


hâlâ Kütâhiye Mütesellimi Abbâs Ağa’nın buyruldusu dahî vârid olduğu kayd şüd.
Vasale fî selh-i R (Rebîü’l-âhir) sene (1)205 [5 Ocak 1791]

Bâlâda mestûr emr ve buyruldu ile Kütâhiye tarafından mübâşir Birûn Ağası Seyyid
Osmân Ağa ile mübâyaʻa bekâyâsı tahsîliyçün bir kıtʻa ve seferiyye bekâyâsı tahsîli içün
diğer bir kıtʻa buyruldu-yı mütesellim-i mûmâileyh tarafından te’kîdü’l-mefâhir vürûdu
işbu mahalle şerh verildi.
Fî selh-i R (Rebîü’l-âhir) sene (1)205 [5 Ocak 1791]

V. 23/a
Konusu: Bin iki yüz beş senesi konaklama giderlerinin belirten defterin sûreti.

İşbu bin iki yüz beş senesi Cemâziye’l-evveli gurresinden verilen nizâm üzere
vâkiʻ olan masârif ve konakhâ yâfteleri tescîli beyânındadır

Gurûş
Zâ’im Süleymân Ağa ve ma’iyyetinde Seyyid Mehmed Ağa mübâ-
80 şirleri bâ-ma’rifet-i kethüdâ-yı şehir istikrâz-ı şer’-i kâ’immakâm
be-şartü’l-idhâl ve der-sâlyâne-i âtiyye
Zâ’im-i üştürân ma’iyyetinde Seyyid Osmân Ağa’nın on buçuk neferi
147 menzilciye CA’nın (Cemâziye’l-evvel’in) ikinci Cum’ası’nda konak
verilüb pusula verildi beher yevm
Kalyoncu neferâtı mübâşiri kapudân paşa ma’cûncusu Yahya Ağa’ya
130 hizmet be-ma’rifet-i şehir kethüdâsı istikrâz-ı şer’-i mîrî be-şartü’l-i-
dhâl der-sinîn-i âtiyye fî gurûş 10
Zâ’im Seyyid Mehmed Ağa ve Seyyid Osmân Ağa’ya şehir kethü-
220,5 dâsı ma’rifetiyle ’acemlerden(?) istikrâz verilüb yâfte olan fî 15 CA
(Cemâziye’l-evvel) sene (1)205 [20 Ocak 1791]
Zâ’im es-Seyyid ibn Seyyid Mehmed Ağa’ya serdâr ve Mehmed Ağa
konaklarında mukırr altı buçuk fî 2 Cemâziyyel-evvel Cum’a ilâ 17
87
Cemâziyyel-evvel Cum’a _ be-ma’rife-i kethüdâ-yı şehr pusula şüd
fî 17 CA (Cemâziye’l-evvel) [22 Ocak]

105
654,5
270 Bekâyâ isti’câline gelen Tatar Sâlih Ağa’ya hizmet
89 Hazîne masârifi
10 Hazîne içün torba ve urgân
140 Seyyid İsmâil Ağa’ya def’a-yı sâniye harc-ı râh
40 Mübâşir es-Seyyid Ahmed’e harc-ı râh
61 Serturnaî Ağa’ya hizmet
Bârgîr bekâyâsıyçün gelen kâ’immakâm çukadârı Hüseyin Ağa’ya
124
hizmet-i ta’âmiyye 31
36 Ağalık emriyle gelen tatara hizmet
55 Yılanlızâde masârifi
10 Serturnaî ittibâ’larına
30 Umûr-ı vilâyet içün sâ’îye ücret
26 Mübâya’a isti’câline gelen tüfenkci bölükbaşıya hizmet
(Mübâya’a ve seferiyye ve katır içün gelen zâ’im ağaya ve sakallı
158
ağaya hizmet)112
36 Mûmâileyhâya kahve ve etbâ’ına
183 Bârgîr mübâşiri el-Hâc Ca’fer Ağa’ya konaklar masârifi ve kahve
600 Mûmâileyh hizmetine mahsûben verilen
267 Deve mübâşiri zâ’im ağaya ve etbâ’ına verilen
Deve bekâyâsı mübâşiri Haseki Mustafâ Efendi’ye ve şehrî Mehmed
153
Ağa’ya
75 Merkûmlara konak masârifi kahve 20
40 Kalyoncu bölükbaşısına beş
36 Bârgîr isti’câline gelen tatara
9 Abbâs Ağa’ya mütesellimlik emri getüren çukadâra
150 Vilâyet umûruyçün menzilciye harc-ı râh
16 Menzilciye beş biniş bahâ
30 Bu def ’a sâ’î ücreti
Abdalzâde konağında beher yevm yedişer gurûşdan Rişvanzâde’ye
238
yevm 34
55 Menzilciye be-ma’rifeti’ş-şer’ ‘an-yed-i merkûm
16, 5 Menzilciye ‘an yed-i odabaşı
V. 24/b113

112 [Ç.N.] Bu ibarenin üstü çizilmiştir.


113 [Ç.N.] 24 numaralı varağın b yüzü boştur.

106
V. 25/a, h. Belirtilmemiş
Berâ-yı mevlîd-i ağa ve ʻalemdâr ve neferât-ı lâzıme-i tekmîle takım-ı kalyon-
hâ-yı donanma-yı hümâyûnuma sene-i mezbûr evvel bahâr ki be-cânib-i kazâ-yı Denizli
bâ-şerîf(?) müceddeden tahrîr ve muvâsıl(?)-i tevâbiʻ-i tersâne-i sa’âdet tesyîr ve ‘an
tersâne-i ʻâlişânım sene-i mühimme(?) el-vâkiʻ 5 Rebî’ül-âhir sene 1205 [12 Aralık 1790]
nist-i zeylen(?) ber-fermân-ı şerîf.

‘An cânib-i kazâ-yı Denizli tahrîr sene-i mühimme


Neferen Gurûş
1 50 Ağa
1 28,5 ’alemdâr
48 1104 neferen lî 23
5,5 1182,5
Tahrîren fî 5 Rebî’ül-âhir sene 1205 [12 Aralık 1790]
(defterdârın imzâsı)

V. 25/a, h. 37
Konusu: Tersâne-i ‘âmirede istihdam edilmek üzere Denizli kazâsından elli adet
kalyoncu neferâtı tertip edilmesi husûsunda fermân sûreti.
Kıdvetü’l-kuddât ve’l-hükkâm maʻdenü’l-fezâ’il ve’l-kelâm Mevlânâ Denizli
kadısı zîde fazluhu ve mefâhirü’l-emâsil ve’l-akrân serdâr ve zâbitân ve iş erleri zîde
kadruhum tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Bi-tevfîkuhu subhânehu ve teʻâlâ işbu sene-i mübâreke evvel bahârında techîz
ve ihrâcı musammem olan donanma-yı hümâyûnum kalyonları levendât ve neferâtının
şimdiden semt semt tahrîr ve bir gün evvel tersâne-i ʻâmireme gelüb isbât-ı vücûd eyle-
meleri lâzım-ı dikkat ve hâlden olub husûsen düşman-ı dîn-i hezelân neferinin berren ve
bahren tedârikât-ı kaviyyesine nazaran ihrâc-ı neferât mâddesi ne mertebelerde mühim u
muktezî olduğu erbâb-ı diyânet ve ashâb-ı gayret ve hamiyyet ʻindinde maʻlûm olmağla siz
ki serdâr ve zâbitân ve sâ’irlersiz Denizli kazâsından ihrâcı müretteb olan maʻa zâbitân elli
nefer kalyoncu neferâtı gâyet güzîde ve müntehib yiğitlerden tahrîr ve tersâne-i ʻâmirem
tarafından kalyon çavuşu rikâb-ı hümâyûnum kâʻimmakâmı çukadârı zîde kadruhu mübâ-
şeretleriyle iki kıst olmak üzere gönderilen bin yüz seksen iki buçuk gurûş mevâciblerini
baş muhâsebeden ihrâc ve irsâl olunan memhûr ve mümzâ sûret-i defterde tahrîr olunduğu
vechile bir nefer ağaya elli gurûş ve bir nefer ʻalemdârına yirmi sekiz buçuk gurûş ve
kırk sekiz nefer bin yüz dört gurûş olmak üzere maʻrifet-i şerʻ ve maʻrifetiniz ile herkesin
yedlerine teslîm ve esnâ-yı râhda firâr etmemek ve cümlesi vaktiyle tersâne-i ʻâmiremde
isbât-ı vücûd eylemek ve baʻde’l-vürûd kalyonlar rûznâmçesinden agavât ve ʻalemdârân

107
yerlerine vusûl senedi alub baş muhâsebeye kayd etdirmek şartıyla küfelâya rabt ve tanzîm
ve ihrâclarına ve beherhâl cümlesi Mart’da derʻaliyyemde mevcûd bulunmalarına irâde-i
ʻaliyyem taʻalluk etmekle neferât-ı merkûmeden bir neferi nâkıs ve ʻamel-mânde olması
veyâhûd esnâ-yı râhda firâr etmek ve bâ-husûs Nevrûzdan mukaddem tersâne-i ʻâmiremde
mevcûd bulunmamak lâzım gelür ise ihrâca me’mûr hükkâm ve zâbitân yâlnız mu’aheze
ve hitâb ile kurtulmayub işbu emr-i ehemmde tekâsül ve rehâvet edenleri nefy ü kalʻabend
ve belki tertîb-i cezâ ile mücâzât kılınacakları bi-iştibâ(h) olmağla âna göre fermûde-i
hümâyûnum üzere kazânızdan matlûbü’l-mikdâr kalyoncu neferâtı harb u darbe kâdir ve
tuvânâ ve bahâdır yiğitlerden intihâb ve tahrîr ve kalyon çavuşu ve çukadâr-ı merkûm
mübâşeretleriyle gönderilen iki kıst mevâcibleri (V.25/b) bilâ-ketm ve ihfâ maʻrifet-i
şerʻle ağa ve ‘alemdâr ve neferât yedlerinde teslîm ve şurût-ı mezkûre üzere küfelâya
rabt ve Nevrûz’dan mukaddem tersâne-i ‘âmireme irsâllerine mübâderet olunmak ve ne-
ferât-ı merkûm bu vechiyle vakt u zamânıyla gelüb isbât-ı vücûd eyledikleri sûretde kara
seferine eşer dergâh-ı muʻallâm yeniçerileri ve kuloğulları haklarında cârî olan imtiyâzât
ve tekâlîf-i şâkka muʻâyenâtı ânların haklarında dahî icrâ kılınmak fermânım olmağın
hâsseten işbu emr-i celîlü’l-kadrim ısdâr ve ( ) ile irsâl olunmuşdur.
İmdi vusûlünde bu husûs-ı mevâdd-ı cihâdîyenin ehemmiyeti iken matlûb olunan
bu makûle levendât (ve) hükkâm ve zâbitânın ‘adem-i ihtimâm u gayret ve mücerred iğmâz
ve rehâvetlerinden nâşî fi’l-asl yerlü ve işe yarar olmayub derme çatma ‘alîl u ‘uryân ve
perâkende ü mechûl kimesnelerden tertîb ve bilâd u kazâ u kasabâtdan neferât-ı matlûbe
tekmîl olunmayub bayrak ağaları esnâ-yı râhda tedârük eylemek üzere noksân olan neferâtın
mevâcibleri bayrak ağalarına teslîm olunduğuna binâ’en tersâne-i ‘âmireme vâsıl olan
neferât ekseri ‘amelmânde ve işe yaramaz olub aldıkları mevâcib hep hebâ ve bir mikdârı
dahî firâr eyledikleri ve ‘ale’l-husûs sefer-i hümâyûnum evânında neferât-ı merkûmenin
tuvânâ ve güzîde olmasına ve cümlesi Mart’da dersaʻâdetimde mevcûd bulunmasına dikkat
cümleye vâcibe-i zimmet ve emr-i mühâm-ı diyânetden idüğü zâhir olmağla (siz ki) serdâr
ve sâ’ir zâbitânsız işbu emr-i ‘âlişânım ile matlûb olan levendât yerlüden ve tammü’l-eslihâ
ve güzîde ve müntehib olmak ve neferât-ı mezkûrenin bi’t-tamamihâ tertîb ve irsâlinden
iʻzâz-ı vâhibe ile tekâsül ve rehâvet veyâhûd sene-i sâbıkada olduğu gibi meçhûl ve pîr
ve ‘alîl ve işe yaramaz ve firâr eder kabîleden tedârük eylemeniz lâzım gelir ise tekâsül
ü rehâvet töhmetine mebnî tertîb-i cezâ ile mücâzât ve neferâtdan işe yaramayanları dahî
iʻâde olunub iki katını tertîb ve ihrâc olunacağı maʻlûmunuz oldukda âna göre hareket ve
vakt u zamânıyla işe yarâr güzîde neferât irsâline bi’l-ittifâk ihtimâm ü dikkat eyleyesiz
ve sen ki kadı-yı mûmâileyhsin sen dahî mûceb-i emr-i şerîfimle ‘amel ü hareket eylemek
bâbında fermân-ı ‘âlişânım sâdır olmuşdur buyurdum ki,
Hükm-i şerîfimle ( ) vardıkda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr
olan işbu emr-i şerîf-i celîlü’ş-şân-ı vâcibü’l-ittibâʻ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı
münîf birle ‘âmil olasız şöyle bilesiz ‘alâmet-i şerîfe i’timâd kılasız.
Tahrîren fi’l-yevmi’l-hâmis-i Rebîü’l-âhir sene hamse ve mie’teyn ve elf (1205)
[12 Aralık 1790]
El-Mahrûse-i Kostantiniyye

108
(V. 26/a)
Defter-i tertîb-i ihrâc gûn-ı(?) bârgîrân-ı mükârî ‘an kazâ-yı Denizli ve gayruhu.
Berâ-yı lâzıme-i sefer-i hümâyûn ki sevk-i ihrâc-ı der ordu-yı hümâyûn sevk-i
defter-i sene-i sâbık(?) el-vâkiʻ 5 Z (Zi’l-hicce) sene 1205 [5 Ağustos 1791] ber-mûceb-i
defter-i ordu-yı hümâyûn.
Kazâ-yı Denizli ve Ezîne ve Gököyük ve Çeharşenbe sene 1205
Bârgîrân Re’s 200
Tahrîr şud

V.26/a, h.38
Konusu: Sefer zamanında yük taşımak üzere talep olunan beygirlerin, sağlam
ve işe yarar olanlarından seçilerek gönderilmesi husûsunda fermân sûreti.

Mefâhirü’l-kuddât ve’l-hükkâm maʻâdinü’l-fezâ’il ve’l-hükkâm Denizli ve Ezîne


ve Gököyük ve Çehârşenbe kazâlarının kadıları zîde fazluhum ve kıdvetü’l-emâcid ve’l-
aʻyân Denizli voyvodası ( ) zîde mecduhu ve mefâhirü’l-emâsil ve’l-akrân bu husûsa
mübâşir taʻyîn olunan dergâh-ı muʻallâm gediklülerinden el-Hâc Caʻfer aʻyân ve zâbitân
ve iş erleri zîde kadruhum tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Sefer-i hümâyûnum vukûʻundan berü ‘asâkir-i müslimînin me’kûlâtları içün
mâddesinden baʻzen sıklet ve zahmet çekilmesinin sebebi nakl-i zahâ’ir içün müretteb
ve mahsûs olan bârgîr misillü hayvânâtın vaktiyle gelüb erişmediğinden ve gelenler
dahî ağır ve ‘amel-mânde zaʻîf hayvânât olduğundan iktizâ eylediği zâhir ü âşikâr ve
mürettebât-ı mezkûrenin bu vechile bî-vakt gelmeleri ve gelenler dahî zaʻîf ve ağır olub
işe yaramadıklarının müstakil bir sebebi dahî mükârî hayvânât tertîb olunan mahallerin
belli ve başlu sâhib-i nüfûzdan matlûb olunmayub hemân muʻtâd üzere zâbitân ve vücûh-ı
ahâlî ıtlâk olunan kimesnelerden istendiğinden ve bâ-husûs ‘adem-i ihtimâmından nâşî
nâkıs gelüb veyâhûd vaktiyle gelemediklerinden zâbitân ve ahâlînin mücâzât-ı lâyıkaları
icrâ kılınmadığından idüğü ve bir sebebi dahî her kazânın mükârî hayvânâtı birer müflis
veyâ maʻzûr makûlesi kimesnelerden der‘uhde ve tefvîz ve âdet-i belde üzere akçesini
reʻâyâ ve ahâlîden cemʻ ve pazârı katʻ olunub ol dahî mahalline göre rahîs bahâ ile biraz
bârgîr tedârük ve betâ’et üzere hareket ve rûz-ı Hızır’dan vâfir sonra ordu-yı hümâyûnuma
‘amel-mânde ve istihdâm ve nâ-şâyeste hayvânâtı getürüb birkâçları dahî hizmet ile işi
başından savuşturmak dâʻiyyesine ibtidâr eylediklerinden neş’et eylediği bedîdâr olmağla
bi-mennihi teʻâlâ evvel-bahâr-ı hûceste-âsârda sefer-i hümâyûnum lâzımesiyçün iktizâ eden
mükârî hayvânâtın şimdiden tertîbine ihtimâmlı bakılub yoluyla istihdâmlarıyçün bir sûret-i
haseneye ifrâğı mertebe-i vücûbdan olduğuna binâ’en sen ki voyvoda-yı mûmâileyhsin işbu
sene-i mübâreke evvel bahârıyçün kazâlardan ihrâcı tertîb ve fermânım olan iki yüz re’s
mükârî bârgîrânın işe yarâr ve tuvânâ ve istihdâma şâyeste olanlarından şimdiden tedârük

109
ve rûz-ı Hızır’da tamâmen ordu-yı hümâyûnumda mevcûd bulunmak üzere vaktiyle ihrâc
ve irsâli hâssaten senden matlûb-ı hümâyûnum olduğundan gayrı cümlesi vaktiyle gelüb
hitâm-ı müddet-i me’mûriyyetlerine senin maʻrifetin ve ihtimâmınla istihdâm (V.26/b)
olunmak kaldı ki sen kazâ-yı mezbûre voyvodası ve nâfizü’l-kelem olduğun ecilden
tertîbât-ı mezkûrenin ihrâcı hâssaten senden matlûb olunması zî-kudret misillü yedinden
tanzîm eyle demek olmayub sinîn-i sâbıka üzere ahâlî-i memleketden çıkan mebâliğin
bir akçesi ekl ü bel’ olunmayarak vaktiyle gelüb istihdâm olunacak hayvânât güzîde ve
tuvânâ ve semerleri tâm ve metîn olmak vechile baʻde’l-ihrâc bu hizmete kendün gibi bir
müteʻayyin ve sâhib-i iktidâr kimesne taʻyîn ile gönderüb ânın maʻrifetiyle istihdâm nîk
(ü) bedi ândan mes’ûl olmak ve ‘adem-i inkıyâd ile sâ’ir seneler gibi nâ-maʻlûm der‘uh-
decilere ihâle eder isen te’dîbin icrâ kılınacağın bilüb âna göre ol mikdâr re’s bârgîrânı
güzîde ve tuvânâ ve işe yarâr ve istihdâma şâyân olanlarından tedârük ve cümlesini yerlü
yerinde ihrâc ve sevk ve vaktiyle ordu-yı hümâyûnuma vusûllerine ihtimâm ve dikkat
eylemek fermânım olmağın işbu emr-i celîlü’l-kadrim ısdâr ve ( ) ile irsâl olunmuşdur.
İmdi vusûlünde sen ki voyvoda-yı mûmâileyhsin ordu-yı hümâyûnumda ‘asâkir-i
mansûrenin zahâ’ir husûsunda zarûret çekdikleri işbu hayvânâtın vaktiyle gelmediklerin-
den neş’et eylediği zâhir ve bu emr-i dînde tekâsül ve rehâvet edenlerin tertîb-i cezâ ile
mücâzât kılınmaları musammem olmağla bâlâda tafsîl ve beyân olunduğu üzere kazâ-yı
mezbûrdan ol mikdâr re’s bârgîrânın tuvânâ ve yüke yarâr ve istihdâma şâyân olanla-
rından tedârük ve rûz-ı Hızır’dan mukaddem tamâmen ordu-yı hümâyûnumda mevcûd
bulunması hâssaten senden matlûb-ı şâhânem olduğu cihetden bu mâddeye kendün gibi
bir müteʻayyin ve sâhib-i iktidâr kimesne nasb ve ânın maʻrifetiyle hitâm-ı me’mûriyet-
lerine kadar istihdâm olunmak ve nîk (ü) bedi ândan mes’ûl olmak üzere hemân şimdiden
tedârük ve vakt-i mezkûrdan evvel ordu-yı hümâyûnumda mevcûd bulunmalarında gereği
gibi ihtimâm ve dikkat ve maʻâzallahu teʻâlâ sene-i sâbıka misillü ‘adem-i inkıyâd ile
husûs-ı mezbûru nâ-maʻlûm müflis ve müzevvir der‘uhdecilere ihâle ve reʻâyâdan ve
ahâlîden aldığı akçeyi ekl ü bel’ ve rahîs bahâ ile bir mikdâr işe yaramaz bârgîr tedârük
ve bu vechile ordu-yı hümâyûnuma gelmediği lâzım gelür ise gerek sana ve gerek kazâ-
yı mezbûre dâhilinde vâkiʻ kazâların aʻyânlarına selâmet ve necât muhal olduğu cezmen
ve yakînen bilüb âna göre ‘amel ü hareket ve selâmet-i hâlin lâzım gelir ise bâlâda zikr
olunduğu üzere ol mikdâr re’s bârgîrânı güzîde ve tuvânâ ve yüke yararlarından tedârük
ve kendün gibi bir müteʻayyin ve sâhib-i iktidâr kimesne nasb ile irsâl (ve) (V. 27/a) cüm-
lesini rûz-ı Hızır’da ordu-yı hümâyûnumda mevcûd bulunub hitâm-ı me’mûriyetlerine
değin âdemin maʻrifetiyle istihdâm olunmalarına begâyet ihtimâm ü dikkat eyleyesin ve
sen ki mübâşir-i mûmâileyhsin voyvoda-yı mûmâileyh maʻrifetiyle kazâ-yı mezkûrdan
ihrâcı müretteb olan iki yüz re’s mükârî bârgîrânın güzîde ve aʻlâsından tuvânâ ve yüke
yarârlarından mübâşeretinle şimdiden tedârük ve matlûb-ı hümâyûnum üzere cümlesinin
rûz-ı Hızır’dan mukaddem ordu-yı hümâyûnumda mevcûd bulunmalarına gereği gibi
ihtimâm ve gayret ve maʻâzallahu teʻâlâ sâ’ir seneler gibi hizmet-i mübâşiriyyeye göz
diküb mürettebât-ı mezkûre vakt u zamânıyla ihrâcında tekâsül ve rehâvet ve bir dakîka
ikdâm ve ihtimâmdan hâlî ve âşikâr (ve) üzerinde münkâd olduğun istimâʻ ve ihsâs olunur
ise senin dahî cezân tertîbi ile sâ’ire ʻibret kılınacağını emr-i muhakkak olmağla âna göre

110
işinin üzerinde olasın ve sen ki kuddât ve nüvvâb ve aʻyân-ı mûmâileyhim ve zâbitân
ve vücûh-ı ahâlî ve iş erlerisiz sizler dahî mûceb-i emr-i şerîfimle ‘amel ü hareket ve bu
bâbda mikdâr üzere tekâsül ve rehâvet ve tamaʻ ve irtikâb misillü hâlât-ı nâ-marziyyeniz
voyvoda-yı mûmâileyh tarafından der‘aliyyeme inhâ olunmak lâzım gelür ise baʻde’t-tahkîk
kuddâtdan olanların isimleri cerîde-i kazâdan hak ve bilâd-ı baʻîdeye nefy ü iclâ ve aʻyân
ve ahâlîden olanların tertîb-i cezâ ile sâ’ire ʻibret kılınacakları cümlenizin maʻlûmları
oldukda fermûde-i hümâyûnum üzere tertîb-i mezkûrun aʻlâ ve tuvânâlarından vaktiyle
tedârük voyvoda-yı mûmâileyhin kendüye mümâsil taʻyîn edeceği muʻtemed âdeme teslîme
ihtimâm ve dikkat eylemeniz bâbında fermân-ı ‘âlişânım sâdır olmuşdur buyurdum ki,
Hükm-i şerîfimle vardıkda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr
olan işbu emr-i şerîf-i celîlü’ş-şân (ve) vâcibü’l-ittibâʻ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı
münîfi birle ‘âmil olub hilâfından begâyet ihtirâz ve ictinâb eyleyesiz şöyle bilesiz ‘alâ-
met-i şerîfe iʻtimâd kılasız.
Mûcebince mektûb-ı hazret-i kâʻimmakâm-ı ‘âlî-makâm rikâb-ı müstetâb ve mü-
bâşir-i dergâh-ı muʻallâm gediklülerinden el-Hâc Caʻfer Ağa ile vârid olmağın kayd şüd.
Vasale fî 11 C (Cemâziyyel-âhir) sene 1205 [15 Şubat 1791]

V. 27/b, h. Belirtilmemiş
Konusu: Denizli, Ezîne, Çehârşenbe ve Gököyük kazâları ahâlîlerinin iki yüz
dört senesinde yirmi altı adet beygir için iki bin sekiz yüz altmış bir buçuk guruş deynleri
olduğunu beyan eden hüccet.

Denizli mukâtaʻası mülhakâtı olan nefs-i Denizli ve Ezîne ve Çehârşenbe ve Gökö-


yük kazâları ahâlîlerinin vükelâ-yı muʻteber ve ihtiyârânından âtîyyü’z-zikr temessüklerinde
esâmileri mastûr ve müzeyyel ve mazbût ve müsteʻcil kimesneler bâ-cemiʻhum meclis-i
şerʻ-i nebevî ve mahfîl-i dinîyye-i Mustafâvî’de medîne-i Kütâhiyye eşrâfından râfiʻü’l-vesî-
ka saʻâdetlü el-Hâc Hüseyin Ağa ibn-i ( ) nâm gâ’ib-i ‘an-meclisin muʻtemedün-ʻaleyhâ
es-Seyyid Osmân Ağa ibn-i ( ) muvâcehesinde her birileri asâleten ve kazâ ve kurâları
ahâlîleri taraflarından vekâleten deyn-i âti’l-beyân her birileri bi’t-tavʻi’s-sâf ikrâr ü iʻtirâf
edüb iki yüz dört senesi mürettebâtından bâ-emr-i ʻâlî ve bâ-pusula ve Kütâhiyye kazâla-
rımızdan mübâyaʻası matlûb-ı cihândârî buyrulan yalnız yirmi altı re’s bir bıçak üştürân
mübâşiri ve kabzına me’mûr dergâh-ı ‘âlî gediklülerinden saʻâdetlü es-Seyyid Mehmed
Ağa’ya edâda kusûrlarımız sebebiyle zimmetlerimizde kalub tahsîlleriyçün bu defʻa dahî
emr-i ‘âlî-i mutâʻ sâdır olmağın üştürân-ı matlûbe-yi mezkûreyi fermân buyrulduğu vech
üzere mûmâileyh es-Seyyid Hüseyin Ağa hazretleri kabzına me’mûr mûmâileyhe tamâmen
ve kâmilen teslîm ve edâ eylemesini irâde eylediklerimizde kabzına me’mûr mûmâileyh
dahî rızâdâde olmağın üştürân-ı mezkûre bahâları olmak üzere temessüklerimizde bast u
beyân olduğu üzere yâlnız iki bin sekiz yüz altmış bir buçuk gurûş ahz-ı hümâ-yı âherin

111
zimmetinde lâzım gelen hisse-i mâl-ı mezkûre bi’l-emr ve’l-kabûl kefîl ve zâmin olarak
ağa-yı mûmâileyh es-Seyyid Hüseyin Ağa’ya târîh-i hüccetden altmış bir gün vaʻde ile
vâcibü’l-edâ ve lâzımü’l-kabza zimmetlerimizde kazâhâ-yı erbaʻanın mehâkiminin(?)
deynlerimiz olduğunu nâtık muʻtemed-i merkûm yedine mârü’z-zikr temessük iʻtâ ey-
lediğimize binâ’en takrîr ve iʻtirâflarımız hüccet-i şerʻiyyeye binâ olunsun dediklerinde
gıbbe’t-tasdîk hıfze’l-makâl maʻa-vakʻa bi’t-taleb ketb olundu.
Fi’l-yevmi’l-hâmis min şehr-i Cemâziye’l-ûlâ li-sene hamse ve mie’teyn ve elf
(1205) [10 Ocak 1791]
Fahrü’l-eşbâh Bostân Abdullah Ağa
Tâbiʻ-i emîn-i darbhâne-i ‘âmire mübâşir-i bekâyâ-yı mukâtaʻa

Fahrü’l-akrân el-Hâc Caʻfer Ağa


‘an gediklüyân-ı dergâh-ı ‘âlî mübâşir-i bârgirân-ı mükârî

V. 28/a, h.39
Konusu: Sefer-i hümâyûn için lazım olan araba, deve ve bargîrin eksik gönde-
rilmemesi husûsunda fermân sûreti.
Dört kazâdan mükârî bârgîrlerine ve mükârî ʻaraba ve devesiyçün gelen fer-
mân sûretidir
Mefâhirü’l-kuddât ve’l-hükkâm maʻâdinü’l-fezâi’l ve’l-kelâm Denizli ve Ezîne
ve Gököyük ve Çehârşenbe kadıları zîde fazluhum kıdvetü’l-emâcid ve’l-aʻyân Denizli
voyvodası ( ) zîde mecduhu ve bu husûsa mübâşir taʻyîn olunan rikâb-ı hümâyûnum
kâʻimmakâmı çukadârlarından kıdvetü’l-emâsil ve’l-akrân Hüseyin zîde mecduhu ve
zâbitân ve sâ’ir iş erleri zîde kadruhum tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Sefer-i hümâyûnum lâzımesiyçün geçen sene ve dahî evvelki sene Anadolu ve
Rumeli memleketlerinden livâ-yı saʻâdet ve serʻaskerler ordularına tertîb olunan mükârî
ʻaraba ve deve ve bârgîrin nısfları mikdârı rûz-ı Hızır’dan kırk elli gün mürûrundan son-
ra gelmeye başlayub nısf-ı âheri hiç gelmediğinden mâʻadâ muttasıf zıykında gelmeğe
başlayub ekserîsi Kasım’a yakın vakitlerde baʻzen dahî ordu-yı hümâyûnum ‘avdetinden
sonraya kalub bilâ-istihdâm der‘akab ‘avdet eyledikleri cümleye maʻlûm olan keyfiyât-
dan olmağla bu fesâdın sebebi mütâlaʻa ve ehl-i vukûf ile müzâkere olundukda şeyh-i(?)
tarziye-i devlet-i ‘aliyyem üzere herkes hisse-yâbü’z-ziyâ’-i merâhim ve eşfâk olub
gelmeyenlere te’dîb muʻâmelesi olmaduğundan memleketlerden akçe ahzıyla mükârî ve
sârbân ve ‘arabacıbaşı olanlar aldıkları akçeyi ekl ü bel’e iʻtiyâd eylediklerinden neş’et
eylediği ve işbu sene-i mübârekede dahî iğmâz olunmak lâzım gelür ise sene-i âtîyyede
nısfın nısfı gelmeyüb ol dahî vaktiyle bulunmayacağı zâhir olmağla bu sûretde iʻlâmât
ve kuyûdât defâtiri nâtık olduğu üzere şimdiye değin vârid olmayan mürettebât esnâ-yı
râhda ise dahî iʻâde olunmak ve mükerrer olarak hakîrândan bir akçe ve bir habbe tahsîl
olunmamak şartıyla her memleketde sicill-i mahfûza nazar ve bî-garaz ehl-i vukûfdan dahî

112
su’âl olunub bu mâddeler içün fukarâdan kaç gurûş alındığı bilâ-şübhe maʻlûm olduktan
sonra gerek hâkim ve gerek der‘uhde edenler ve gayriler ve’l-hâsıl akçesi her kimler almış
ise derhâl tahsîl ve istirdâd ve ordu-yı hümâyûnum hazînesine îsâl olunmak ve edâsına
tereddüd edenleri habs u kalʻabend ve mâl ve emlâkları fürûht olunmak ve bu makûleler
gerek akçesi bilâ-tevkîf edâ eylesün ve gerek tereddüdü sebebiyle mâl ve emlâkı fürûht
olunsun mutlaka akçe tahsîl olundu deyü bir ferdin sebîli tahliye olunmayub cürmüne göre
te’dîbi icrâ olunmak içün baʻde’t-tahsîl yine habisde ibkâ ve keyfiyeti bu tarafa tahrîr ve
inhâ olunmak husûsuna irâde-i ‘aliyyem taʻalluk etmekle iki yüz dört senesiyçün maʻa
bakiyye-i sene-i sâbık sâlifü’z-zikr kazâlardan ihrâcı müretteb olan beş yüz doksan re’s
mükârî bârgîrlerinden bir re’s ordu-yı hümâyûnuma gelmeyüb sâbıkları üzere ol mikdâr
bârgîrlerin beher re’s yirmi beşer gurûşdan bedelleri hesâb etdirildikde on dört bin yedi
yüz elli gurûşa bâliğ olmağla meblağ-ı mezkûru cümle maʻrifeti ve maʻrifet-i şerʻle (V.
28/b) ve taʻyîn olunan mübâşir maʻrifetiyle her kimden iktizâ eder ise tamâmen tahsîl ve
edâsına taʻallül ve tereddüd ederi olur ise ahz u habs ve kalʻabend ve emlâkı ve eşyâları
fürûht birle baʻde’t-tahsîl ve o makûleler habsde ibkâ ve keyfiyeti ordu-yı hümâyûnuma
tahrîr ve inhâ olunub her ne vechile fermân-ı ‘âlişânım sudûr eder ise ol vechile ‘amel ü
hareket olunmak fermânım olmağın hâssaten işbu emr-i celîlü’l-kadrim ısdâr ve ( ) ile
irsâl olunmuşdur.
İmdi vusûlünde siz ki kuddât ve voyvoda ve zâbitân-ı mûmâileyhim ve sâ’irsiz
vürûd eylemiş beş yüz doksan re’s bârgîrleri beher re’si yirmi beşer gurûşdan bedelleri
olan sâlifü’z-zikr on dört bin yedi yüz elli gurûşun maʻrifet-i şerʻ ve mübâşir ve voyvoda
maʻrifetleri ve cümle ittifâkıyla ‘ale-eyyi hâl tahsîl ve ‘aceleten ordu-yı hümâyûnuma
irsâl ve hazîne-i ‘amireme teslîmi matlûb-ı katʻî olmağla meblağ-ı mezbûru ‘ale-eyyi
hâl îcâb ve iktizâ edenlerden serîʻan tahsîl ve mübâşir-i mûmâileyhe teslîm ve ordu-yı
hümâyûnuma irsâl ve eğer edâsı taʻallül ve tereddüd ederi olur ise ahz u habs ve kalʻa-
bend ve emlâkı ve eşyâları fürûht birle baʻde’t-tahsîl kendüleri habsde ibkâ ve keyfiyeti
ordu-yı hümâyûnuma tahrîr ve inhâ olunub baʻdehu ne vechile fermân-ı ‘âlişânım sâdır
olur ise ol vechile ‘amel ü hareket eylemeğe bi’l-ittifâk ve ihtimâm ve dikkat ve mugâyir-i
rızâ ‘avk ü te’hîr ile imrâr-ı vakitden tehâşî ve mücânebet eyleyesiz ve sen ki mübâşir-i
mûmâileyhsin muktezâ-yı me’mûriyetin üzere serîʻan zikr olunan kazâlardan varub ol
mikdâr bârgîrlerin bedeli olan meblağ-ı mezbûr on dört bin yedi yüz elli gurûşu maʻrifetin
ve maʻrifet-i şerʻ ve voyvoda-yı mûmâileyh maʻrifeti ve cümle ittifâkıyla îcâb ve iktizâ
edenlerden serîʻan tahsîl ve ahz ve istishâb ve bir gün evvel gönderüb ordu-yı hümâyûnum
hazînesine teslîme müsâraʻât ve imrâr-ı vakitden ittikâʻ ve mücânebet eylemek bâbında
fermân-ı ‘âlişânım sâdır olmuşdur buyurdum ki,
Hükm-i şerîfimle vardıkda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr eden
işbu emr-i şerîf-i celîlü’ş-şân-ı vâcibü’l-ittibâʻımın mazmûn-ı münîfi birle ‘âmil olasız
şöyle bilesiz ‘alâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız.
Tahrîren el-yevm-i ‘aşer Muharrem sene hamse ve mie’teyn ve elf (1205) [19
Eylül 1790]
Be-yurd-ı sahrâ-yı Niğbolu

113
Mûcebince mektûb-ı hazret-i kâʻimmakâm-ı ‘âli-makâm-ı rikâb-ı müstetâb ve
mübâşir-i kâʻimmakâm-ı ‘âlî çukadârlarından Hüseyin Ağa ile vürûd eylediği kayd şüd.
Vasale 17 Ş (Şa’bân) sene 1205 [21 Nisan 1791]

V. 29/a, h. 40
Konusu: Müteveffâ Tavasî el-Hâc Ömer Efendi’nin anbâr ve çiftliğinde mevcûd
zahirenin satılıp ücretinin Abdullah Ağa’ya teslim edildiğine dair temessük.

Gurûş 1000 zahâ’ir-i mütenevviʻa bahâsından yâlnız bin gurûşdur


Bâʻis-i nemîka budur ki,
Müteveffâ Tavasî el-Hâc Ömer Efendi’nin anbârda ve çiftlikde mevcûd zahâ’ir-i
mütenevviʻasını bundan akdem maʻrifet-i şerʻ ve cümle ittifâkıyla işbu dârende-i temessük
el-Hâc Kadrîzâde es-Seyyid el-Hâc Halîl Ağa ve Gümüş Osmân Ağa ve Molla Süleymân
ve Ali Ağa’ya zahâ’ir-i mütenevviʻa bin gurûşa beyʻ olunub mebâliğ-i mezkûru mûmâi-
leyhler yedlerinden bi-tamâmihâ ahz u kabz olunub müteveffâ-yı merkûmun bâ-emr-i ʻâlî
bekâyâsının tahsîline me’mûr Abdullah Ağa’ya teslîm birle darbhâne-i ‘âmire tarafına
edâ ve teslîm olunmağla zahâ’ir-i mütenevviʻadan ağa-yı mezkûrun zimmetlerinden bir
akçe kalmadığını hâvî yedlerine işbu tahvîl iʻtâ olunmuşdur vakt-i hâcetde ibrâz oluna.
Fî 27 CA (Cemâziyyel-evvel) sene (1)205 [1 Şubat 1791]
Bende-i Şeyh Mehmed Voyvoda-yı Denizli hâlâ
Ali Hıfzî el-müvellâ-yı hilâfe be-medîne-i Denizli
nemmakahü’l-fakîrullah ‘izze şânuhu
gafere lehu

V. 29/a, h.41
Konusu: Tavasî el-Hâc Ömer Efendi’nin anbârında ve çiftliğinde bulunanan
malların borçlarına karşılık satılması husûsunda hüccet.

Husûs-ı âti’l-beyânın mahallinde istimâʻ ve ketb ü tahrîri iltimâs olunmağın


medîne-i Denizli’de vâkiʻ voyvoda ağalara mahsûs Sarây taʻbîr olunan mahalle varılub
‘akd-i meclis-i şerʻ-i nebevî olundukda mukâtaʻa-yı mezbûrda müteveffâ Tavasî el-Hâc
Ömer Efendi’nin müddet-i mahlûlesini zabta bâ-emr-i ‘âlî kâʻimmakâm nasb olunan
saʻâdetlü es-Seyyid Şeyh Mehmed Ağa meclis-i maʻkûd-ı mezkûrda Denizli sükkânından
râfiʻü’l-vesîka es-Seyyid el-Hâc Halîl Ağa ve Gümüş Osmân Ağa ve Molla Süleymân ve
Ali Ağa muvâcehelerinde husûs-ı câ’izü’z-zikre bâ-emr-i ‘âlî mübâşir ve kabzımâl me’mûr
kılınan çukadâr Abdullah Ağa hâzırda olduğu hâlde ibrâ-yı âti’l-beyânı bi’t-tavʻi’s-sâf

114
ikrâr u iʻtirâf edüb müteveffâ-yı merkûmun vefâtında hâkim-i sâbık senediyle mukâtaʻa-yı
mezkûreye kâʻimmakâm nasb olunduğunda müteveffâ-yı merkûmun emvâl ve hubûbâtını
ziyâʻ ve telefden muhâfaza içün hâkim-i mûmâileyh maʻrifeti ve maʻrifetimizle mütevef-
fâ-yı merkûmun mukâtaʻa-yı mezbûre mahsûl anbârıyla Denizli kazâsında vâkiʻ çiftlikâtı
anbârları küşâd olunub müteveffâ-yı merkûmun merkûmûna olan duyûnuna takâsen fî
râyici üzere âti’l-beyân zahâ’ir mekûmuna beyʻ ü teslîm eyledikden sonra müteveffâ-yı
merkûmun mukâtaʻa üzerinde olan zimemât ve rüsûmat ve gâyet-i Şubat’a değin hâ-
sılâtından darbhâne-i ‘âmire cânibine olan elli bin sekiz yüz gurûş deyni tahsîl olunmak
üzere müddet-i mahlûlenin zabtı bâ-emr-i ‘âlî rakabesi kılâde buyrulduğunu nâtık emr-i
‘âlî-i mutâʻ ve darbhâne-i ‘âmire emîni devletlü Yûsuf Ağa efendimizin emirnâmesiyle
mâl-ı mezkûrun kabzına me’mûr çukadâr-ı mûmâileyh vürûd eylediğinde müteveffâ-yı
merkûmun bekâyâsını mübâşir-i mûmâileyh tahrîr ve defter edüb bi’t-tamâm tahsîline
mübâderet eylediğinde merkûmûna teslîm olunan zahâ’ir-i mütenevviʻaların dahî ‘aynî
yedlerinde mevcûd olmağla istirdâdı ber-mûceb-i fetvâ-yı şerîfe ‘aynen lâzım gelüb ve
zahâ’irin dahî el-yevm râyici rahîs olmamağla hıntanın beher keyl-i beldesi yüz dörder
paraya ve şaʻîrin beher keyl-i beldesi elli beşer paraya ve mısır ürzünün beher keyl-i
beldesi elli beşer paraya ve kızıl ürzünün beher keyl-i beldesi kezâlik elli beşer paraya ve
çekirdekli penbenin beher vukiyye-i Osmânîsi onar paraya olmak üzere bâ-izn-i mübâşir-i
merkûm merkûmûna beyʻ-i nefʻan-li’l-hayrî istisvâb olunmağla müteveffâ-yı merkûmun
mukâtaʻa anbârından merkûmûna ber-vech-i meşrûh teslîm olan yüz elli beşer keyl-i
beledî hınta ve yüz keyl-i beledî şaʻîri ile çiftlikâtı mahsûlünden otuz dört keyl-i beledî
hınta kırk iki keyl-i beledî şaʻîr ve yüz doksan keyl-i beledî mısır ürzünü ve seksen üç
keyl-i beledî kızıl ürzün ve yüz elli vukîyye çekirdekli penbenin fî-râyici müstehâsı(?)
olmak üzere yâlnız bin gurûş pâk akçesi müşterî-i merkûmun yedlerinden tamâmen ve
kâmilen ‘inde’ş-şerʻ ve’l-mübâşir kabz ü tesellüm eyledikden sonra meclis-i mezkûrda
kabzına me’mûr mübâşir-i merkûma tamâmen edâ ü teslîm eyledim baʻde’l-yevm müşterî-i
merkûmun yedlerinden müteveffâ-yı merkûmun mukâtaʻa anbârı mahsûlünden ve çiftlikâtı
mahsûlünden iştirâ eyledikleri zahâ’ir-i mütenevviʻa-yı mezkûre ‘ayn ve semeninden(?) bir
akçe ve bir habbe mütâlebemiz bâkî kalmayub ve müteveffâ-yı merkûmun cihet-i sâ’ireden
dahî merkûmûn yedlerinde zimmetlerinde vechen mine’l-vücûh ve sebeben mine’l-esbâb
bekâyâsı mütâlebemiz olmamağla zimmetlerini me’mûren ve mübâşiriyeten ibrâ-yı ‘âmm
ve râfiʻü’l-hisâm ile ibrâʻ ve ıskât-ı hakk eylediklerimizi nâtık yedlerine maʻmûlün-bih ve
müseccel tahvîl iʻtâ eylediğim li-ecli’l-istihkâm kıbel-i şerʻden dahî hüccet-i şerʻiyyeye
binâ ve yedlerine iʻtâ olunsun dedikde voyvoda-yı merkûmu mübâşir-i mezbûr fî-cemîʻ
kelimeten tasdîk etmeğin gıbbe’t-tasdîkü’ş-şerʻiyye maʻa-vakʻa bi’t-taleb ketb olundu.
Fî selh-i şehr-i Cemâziye’l-ûlâ li-sene hamse ve mie’teyn ve elf (1205) [4 Şubat
1791]

V. 29/b, h. 42
Konusu: Sefer-i hümâyûn için gönderilecek olan levâzımatın, Haziran ayından
önce orduya ulaştırılması husûsunda fermân sûreti.

115
İftihârü’l-emâcid ve’l-ekârim câmiʻü’l-mehâmid ve’l-mekârim el-muhtass bi-
mezîd-i ‘inâyeti’l-meliki’d-dâ’im dergâh-ı muʻallâm kapucıbaşılarından Kütâhiyye
mütesellimi Abbâs dâme mecduhu ve mefâhirü’l-kuddât ve’l-hükkâm maʻâdinü’l-fezâ’il
ve’l-kelâm Kütâhiyye sancağında vâkiʻ nefs-i Kütâhiyye ve Tavşanlı ve Altıntaş ve Ezîne-i
Lazkiyye ve Gököyük ve Çehârşenbe-i Lazkiyye ve Baklan ve Honaz ve Lazkiyye ve
Şeyhlü ve Çâki ve Uşak ve Banaz ve Birgi(?) ve Akça-yı Eşme ve Dağardı ve Selendi ve
Çakırca ve Küre-i Selendi ve Cazkırı ve Atay-ı Eşme ve Kenger ve Simav ve Homa (ve)
Geyikler ve Eğirgöz ve Kula ve Gördes ve Bozkuş ve Tavîle maʻa Osmânili ve sâ’ir kazâ
ve kasabât ve nevâhînin kuddât ve nüvvâbı zîde fazluhum ve kıdvetü’l-emâcid ve’l-aʻyân
bu defʻa ocakdan bu husûsa hâssaten mübâşir taʻyîn olunan Serturnacı Mehmed zîde
mecduhu ve mefâhirü’l-emâsil ve’l-akrân zikr olunan kazâlarda mevcûd turnacı ve haseki
ve çorbacı tekâʻüdleri ve serdârân ve aʻyân ve ‘atîk agavât ve ‘alemdârân ve iş erleri ve
söz sâhibleri ve ocak ihtiyârları ve ehl-i İslâm gayretkeşleri zîde kadruhum tevkîʻ-i refîʻ-i
hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Sene-i sâbıkada memâlik-i İslâmiyeye ocakdan mübâşirler ile taraf taraf neşr ü
irsâl olunan evâmir-i ‘aliyyem ve mekâtib-i ocak mezâmininde aʻdâ-yı dîn ü devlet olan
küffâr-ı hâksâr ile cenk mevsimi Haziran olduğundan mevsim-i şitâda sefer-i hümâyû-
numa me’mûrlar mahallerinde malzeme-i seferiyyelerini rü’yet ile vaktinden evvel yola
çıkub evvel bahârda cümle me’mûrîn lâzıme-i me’mûriyetleri üzere livâ-yı şerîf tahtında
ve etrâf ordularda ve muvâcehe-i aʻdâda mevcûd ve uğur-ı cihâd ve gazâda bezl-i vücûd
eylemeleri ve yeniçeri kullarım tavâ’if-i sâ’ireden mümtâz ve evvelkiden ziyâde rağbet
ve iʻtibâr olunarak sefere eşen yeniçeri dilâverlerinden öteden berü alınmayan tekâlîfden
kemâfi’s-sâbık muʻâf ü müsellem olmaları ve iş görenlerden ve kârgüzârlık ve yiğitlik ve
mertlik eden guzât-ı muvahhid-i dînden müşâhede olunan hizmet ve emekleri mukâbili
yevmiyye ve nân pâre ve rütbe diriğ (...) olunmayacağı ve sâ’ir vaʻad ve vaʻidât ber-vech-i
tefâsil tastîr ü tahrîr olunmuş iken geçen sene müretteb olan kâffe-i yeniçeri dilâverleri
mahallerinde malzeme-i seferiyyeleri eşkâliyle iştigâl ve vaktiyle yola çıkmayub geç kal-
dıklarından muvâcehe-i aʻdâda mevcûd olan ʻasâkir müretteb olan tavâ’if-i ‘askeriyenin
cümlesi erişüb ardı alınub müctemiʻ olmalarına terakkub ve intizâr ve bu vechile vakt ü
güzâr etmekle bir iş görülmediğinden hudûd-ı İslâmiyeye kifâyet mikdârı muhâfızlar taʻyîni
ile ordu-yı hümâyûnum meştâya duhûl eylemişdir devlet-i ‘aliyye-i ebedü’l-karârımla el-
yevm muhâsama ve her tarafdan sefer kasd-ı niyet-i fâsidesinde olan Moskov keferesinden
bi-ʻavnillahi teʻâlâ işbu gelecek bahârda tertîbât-ı küllîye ve tedârikât-ı kaviyye ile ahz-ı
sâr u intikâm alınmak niyet-i hâlisesi ile cezm u tashîh olunmağla kefere-i mesfûrdan ahz-ı
sâr u intikâm alınmadıkça fimâbaʻd ehl-i İslâm’dan ganî u fakîr ve kebîr u sagîre rahat
mutasavver olmamağla bu sûretde fevke’l-harâm kefere-i mesfûreden müstaʻînen billahi
teʻâlâ bu sene-i mübârekede ahz-ı sâr ve intikâm ile şu gâ’ilenin ‘avn-i Hak ile defʻiyçün
ibtidâ-yı Haziran’da muhârebeye kıyâm olunacağı mukarrer olmağla siz ki mütesellim ve
mevlânâ ve turnacı ve sâ’ir mûmâileyhimsiz maʻrifetiniz ve maʻrifet-i şerʻ ve cümleniz
ittifâk ü ittihâdıyla zikr olunan kazâların serdâr bayraklarını küşâd ve bi’l-cümle turnacı
ve haseki ve çorbacı tekâʻüdleri (V. 30/a) ve ‘atîk agavât ve ‘alemdârân ve tevâbiʻ ve
levâhıklarını ve sâ’ir yeniçeri ocağına mütemeyyiz ve mütemennâ eli kılıca kâdir ve harb
u darbe liyâkati bâhir olanları Haziran’dan evvel ordu-yı hümâyûnumda ve sâ’ir me’mûr

116
olacakları mahallerde mevcûd bulunmak üzere vakt u zamânıyla mahallerinden ihrâc ve
semt-i cihâd ve gazâya tesyîre ikdâm sermû-yı kusûr ve rehâvetden begâyet tehâşî ve
ittikâʻ-yı tâmm olunmak fermânım olmağın rikâb-ı hümâyûnumdan işbu emr-i şerîfim
ısdâr ve mübâşir-i mûmâileyh ile irsâl olunmuşdur.
İmdi bu sene-i ‘amîmetü’l-meymenede bâ-‘avn-ı cenâb hayrü’n-nâsırîn-i cemʻ-i
ümmet-i Muhammed’in murâd ve teveccühleri üzere her iş görülüb murâdları husûl-pezîr
olmasıyçün sinîn-i sâbıka gibi geç kalmayarak yola çıkub ‘ale-eyyi vechin-kân Haziran’dan
evvel ordu-yı hümâyûnumda mevcûd bulunmak ve her tarafdan Moskov keferesi üzerine
hücûm ve bi-ʻinâyetillahi teʻâlâ bu sene-i mübârekede düşman-ı mesfûrdan gereği gibi
intikâmımızı ahz ile cemʻ-i ümmet-i Muhammed’in murâdları husûle ve şu gâ’ilenin defʻi
ile dünyâ ve ‘ukbâ niʻmetlerine mazhar olunmak içün durub oturacakları vakitler olmadığı
siz ki mütesellim ve mevlânâ ve turnacı ve sâ’ir mûmâileyhimsiz maʻlûmunuz oldukda bu
bâbda cümleniz gayret-i İslâmiyeyi ele alub ‘askerî ve gayr-i ‘askerî darb u harb erbâbını
bu sene-i mübârekede mücehhezen ve mükemmelen ve her memleketin serdâr bayrakla-
rıyla turnacı ve haseki ve çorbacı tekâʻüdlerini ve ‘atîk agavât ve ‘alemdârânı dahî tevâbiʻ
ve levâhıklarıyla maʻrifet-i şerʻ ve mübâşir-i mûmâileyh maʻrifeti ve cümle ittihâdı ve
vakt u zamânıyla yerlerinden ve yurdlarından ihrâc ve Haziran’dan mukaddem ordu-yı
hümâyûnumda ve sâ’ir me’mûr kılınacakları mahallerde mevcûd bulunmak üzere sevk
ve irsâle bi’l-ittifâk kemâl-i ihtimâm ve dikkat ve darb u harb erbâbından bir neferi gerü
kalmalarına irâde-i ruhsatdan mücânebet ve serdârlar bi’n-nefs gelüb vekîl gönderilmemek
husûsuna saʻy u gayret ve zikr olunan haseki ve turnacı ve çorbacı tekâʻüdleri ve ‘atîk
agavât ve ‘alemdârândan birisi gelmemek lâzım gelür ise beher hâl esâmileri çalınacağı
ve sâ’ir yeniçeriyândan sefere gelmeyenlerin dahî fimâbaʻd yeniçeriliklerine katʻan iʻtibâr
olunmayacağını cümleye iʻlân ve işâʻat ederik dîn-i mübîn hidemâtından sâdıkâne harekâta
ihtimâm ve hilâf-ı hâlâtı bi-tecvîzden gâyetü’l-gâye tehâşî ve ittikâʻ-yı tâmm eyleyesiz ve
sen ki mübâşir-i mûmâileyhsin sen dahî bu bâbda dâmen-i dermiyân-ı gayret ve ibrâz-ı
sadâkat ederek ‘asker-i mezkûrun vaktinden evvel ihrâc ve irsâlleri husûsuna ihtimâm ve
kusûr ve rehâvetden tehâşî ve ittikâʻ-yı tâmm eyleyesin deyü hâlâ rikâb-ı hümâyûnumda
sekbânbaşı olan iftihârü’l-emâcid ve’l-ekârim Ömer dâme mecduhu tarafından mühürlü
mektûb verilmekle vech-i meşrûh üzere ‘amel ü hareket olunmak bâbında fermân-ı ‘âlişâ-
nım sâdır olmuşdur buyurdum ki,
Vusûl buldukda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr olan emr-i celî-
lü’l-kadrîm ve sekbânbaşı-yı mûmâileyh tarafından verilen mühürlü mektûb mûcibince
‘amel ü hareket ve hilâfından gâyetü’l-gâye tehaşî ve mücânebet eyleyesiz şöyle bilesiz
‘alâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız.
Tahrîren (fî) evâsıt-ı şehr-i Rebîü’l-âhir sene hamse ve mie’teyn ve elf (1205)
[18-27 Aralık 1790]
Be-makâm-ı İslambol

117
Mûcebince Şeyhü’l-İslâm efendimizin mektûbu ve nakîbü’l-eşrâf efendinin
mektûbu ve mektûb-ı yeniçeriler ağası dahî vârid olduğu kayd şüd.
Vasale fî 18 CA (Cemâziyyel-evvel) sene 1205 [23 Ocak 1791]

V. 30/b, h. 43
Konusu: Aʻyânlık makamına liyâkatli kişilerin getirilmesi ve aʻyânlık atamalarına
dışarıdan müdâhele edilmemesi husûsunda fermân sûreti.

Mûcebince ‘amel oluna


Akdâ kuddâtü’l-müslimîn evlâ vülâtü’l-muvahhîdîn maʻâdinü’l-fezâ’il ve’l-yakîn
râfi’ü’l-i’lâmü’ş-şerîʻat ve’d-dîn vârisü’l-‘ulûm’ül-enbiyâ ve’l-mürselîn el-muhtassûn
bi-mezîd-i ‘inâyetü’l-melikü’l-muʻîn Anadolu’nun sağ kolu nihâyetine varınca vâkiʻ
mevâlî-i fihâm zîdet fezâ’iluhum ve mefâhirü’l-kuddât ve’l-hükkâm maʻâdinü’l-fezâ’il
ve’l-kelâm vesâ’ir kuddât ve nüvvâb zîde fazluhum tevkîʻ-i refî’-i hümâyûn vâsıl olucak
maʻlûm ola ki,
Cemîʻ zamânda ve tahsîs-i seferler hengâmında mecmûʻ memâlik-i mahrûsede
tenfîz-i mezâmîn-i ahkâma ihtimâm ve tesviye ve tanzîm-i mehâm-ı matlûbeye ikdâm-ı
tâmm olunmak vesîle-i kıvâm-ı mülk ü saltanat ve bâ’is-i ârâyiş-i ahâlî ü ra’îyyet idüğü
vâkiʻ ve âşikâr iken bu husûslara bir müddetden berü ‘adem-i dikkat ü tekâsül ü betâ’et
vukûʻu ve refte refte baʻzı mahâllerde baʻzı gûna aʻrâz ü ‘illet zuhûruyla tenfîz-i evâmir-i
‘aliyyede kusûr ve idâre-i umûr-ı memleket ve tanzîm-i matlûbât-ı devlet-i ‘aliyyede fütûr-ı
zuhûr etmiş olduğu ve bu cihetler ile hem matlûbât-ı seferiyyenin rü’yeti karîn-i suʻûbet
ve hem ahâlî-i memleket ve fukarâ-yı raʻiyyet mübtelâ-yı envâʻ-yı hasâret oldukları ve
sebebi te’emmül ve taharrî olundukda fi’l-asıl taşralarda vâkiʻ şehirlerde ve kasabalarda
ahâlî u fukarânın ‘umûmen intihâb ü ihtiyârlarıyla ol memleketin kişizâdelerinden idâre-i
umûra kâdir birisi inkıyâd-ı ahâlî ile aʻyân olub umûr-ı memleket ve mehâm-ı fukarâyı
vesâ’ir ‘asker ve zahîre ve buna dâ’ir mehâm-ı matlûbeyi vaktiyle idâre ve rü’yet ve ahâlî
ve sekene-i memleketi himâyet u sıyânet ederler iken ve bu nizâm-ı müstahsen yirmi otuz
seneye gelince mer’î iken baʻzı mahallerde ahâlî tarafeyn olub aʻyân-ı ihtiyârı husûsuna
‘adem-i ittifâk vukûʻuyla ol vakitlerden berü birkaç vechile sûret-i kabûl edüb bi’l-âhere
külliyen aʻyânlık lafzı refʻ ve her mahalde birer şehir kethüdâsı nasb ve mecmûʻ-yı aʻyân-
lıka müteferriʻ husûsâtı şehir kethüdâları rü’yet eylemek üzere mukaddem ve mu’ahhar
Anadolu ve Rumili’nin üçer kollarına evâmir-i ‘aliyyem neşr ü ibʻâs olunub işbu aʻyânlık
mâddesi dahî vakt vakt dürlü dürlü sûret kesb edüb her yerinde mehâzîr-i ‘adîde derkâr
idüğü ve otuz sene zarfında bir sûretde karâr etmesi ve işbu nizâm üzere aʻyân lafzı
olmayub umûr-ı vilâyet şehir kethüdâlarına münhasır olduğundan ve şehir kethüdâları
dahî sâhib-i nüfûz makûlesinden olmayub ‘aceze gürûhundan olduklarından ahâlî taʻyîne
iʻtibârları olmayub yine ol memleketde iş gören ve nüfûzu cârî olan ahâlînin müteʻayyen
ve kişizâdeleri olub gine zâhiren aʻyân taʻbîri olmadığından devlet-i ‘aliyyenin umûrunu

118
rü’yet iktizâ etse biz aʻyân değilüz işe karışmayız deyü şehir kethüdâsını irâ’e ol dahî
hod-be-hod bir husûsu rü’yete ve hükkâm ve mübâşirâna cevâb vermeğe kâdir olmayub
mübâşirlere vesâ’ir beyhûde mahallere külliyetlü mübâşirîyye ve akçe verdiklerinden
ahvâl-i reʻâyâ perîşân olduğu ve mürettebât-ı seferiyyeden olan ‘araba ve bârgîr vesâ’ir
matlûbât vakt u zamânıyla tanzîm olunamayub ve gönderilen mürettebât-ı seferiyye dahî
işe yaramayub düşmân üzerine vaktiyle varılamadığı ve bu hareketler seferin temâdisini
îcâb eylediğinden başka hem taʻtîl-i maslahata ve hem sekene-i memleket ve fukarâ-yı
raʻiyyetin beyhûde mazhar-ı cevr ve hasâret olmalarına sebeb ve ‘illet olduğu tahkîk olun-
mağla fîmâ-baʻd şehir kethüdâsı nâmı olmayub işbu aʻyânlık mâdde-i cesîmesi fi’l-asl ola
geldiği vechile cemî’ beledâtda ahâlî ve fukarâ tarafeyn olmayarak bi’l-ittifâk her kimi
ihtiyâr ederler ise ol kimesne aʻyân olmak ve aʻyânlık nasbı husûsuna gerek vüzerâ-yı
‘izâm ve mîr-i mîrân-ı (V. 31/a) kirâm ve gerek hükkâm vesâ’ir ferd-i vâhid müdâhale
etmemek ve aʻyânlık içün fermân ve mektûb ve buyruldu verilmemek ve rüşvet ile aʻyân
nasbı olunmamak ve mugâyir-i emr ve rızâ her kim taʻarruz ve müdâhale eder ise beher-hâl
te’dîb ve gûşmâl olunmak ve bu makûle intihâb-ı ahâlî ile nasb olunan aʻyânlar dahî rü’yet
edeceği gerek mehâm-ı devlet-i ‘aliyye ve gerek tanzîm-i umûr-ı memleket hod-be-hod
zinhâr ve zinhar bir mâddeyi rü’yet eylemeyüb cümlenin ihtimâm-ı maʻrifeti ve müstah-
sen gördükleri vechile merâsim nısfet ve hakkâniyete tatbîk ederek te’diye ve tesviyeye
ihtimâm ve istihsâl-i esbâb-ı refâh ve ârâyiş-i fukarâ-yı raʻiyyet ve vikâye-i revâbıt-ı şîrâ-
ze-i memlekete ikdâm-ı sermû-yı kusûr ve rehâvetden ittikâ-yı tâm eylemek ve o makûle
aʻyânlardan her ne vakit hilâf-ı şerîʻat-ı garrâ ve mugâyir-i emr u rızâ kendü menfaʻatleri
zımnında fukarâdan akçe alan veyâhûd ol vilâyetden evâmir-i ‘aliyyem ile matlûb olan
mehâm-ı devlet-i ‘aliyyemin bir defʻa matlûb-ı te’diye ve tesviyesinden mikdâr-ı zerre
betâ’et izhârıyla te’hîr-i maslahat-ı mühimmeye sebeb ve ‘illet olan ve inhilâl-i şîrâze-i
memleketi mûcib-i sermû-yı harekete ictisârı vukûʻa gelenler taraf-ı devlet-i ‘aliyyemden
bi’t-taharrî tahkîk ve haklarından gelineceğini her biri muhakkak bilmek ve işbu nizâm-ı
sicillâta kayd ile ilâ mâşâallahu teʻâlâ düstûrü’l-‘amel tutulub hilâfını bir vakte tecvîz
olunmamak üzere râbıta-yı haseneye tebdîl ve ifrâğı husûsuna irâde-i ‘aliyyem taʻalluk
etmekle ol bâbda şeref-yâfte-i sudûr olan hatt-ı hümâyûn-ı şevket-makrûnum mûcebince
rikâb-ı hümâyûnumdan mahsûsan işbu emr-i şerîfim ısdâr ve rikâb-ı hümâyûnum tatarla-
rından sâbık odabaşı kıdvetü’l-emâsil ve’l-akrân Mûsâ zîde kadruhu ile irsâl olunmuşdur.
İmdi siz ki mevlânâ-yı mûmâileyhimsiz fîmâ-baʻd memâlik-i mahrûsemde
vâkiʻ beledât ve kasabatda kadîmi üzere ‘umûmen ahâlî ve fukarânın ihtiyâr ve intihâb
eyledikleri muʻtedil ve idâre-i umûra kâdir ve himâyet-i reʻâyâ ve zabt u rabta muktedir
kimesneler aʻyân nasb olunmak ve aʻyânlık nasbına vüzerâ ve mîrmîrân ve hükkâm ve
zâbitân taraflarından ferd-i vâhid müdâhale etmemek ve rüşvet ile bir mahalde kimesne
aʻyân olmamak ve mugâyir-i emr u rızâ her kim müdâhale ve taʻarruz eder ise beher hâl
te’dîb ve gûşmâl olunmak ve bu makûle intihâb-ı ahâlî ile nasb olunan aʻyânlar dahî rü’yet
edecekleri gerek mehâm-ı devlet-i ‘aliyyemde ve gerek tanzîm-i umûr-ı memleketin cüm-
lenin ihtimâm-ı maʻrifeti ve müstahsen gördükleri vechile hareket ve kendülüklerinden
bir mâddeyi katʻ etmemek ve kendü nefisleri içün fukarâ üzerine mebâliğ tarh ü tahmîl
eylememek ve o makûle intihâb-ı ahâlî ile nasb olunan aʻyânlar ‘ale’d-devâm evzâ’ ü
hareketlerini muktezâ-yı şerʻ-i şerîf ve kânûn-ı münîfe tatbîk ve rızâ-yı Allah ve rızâ-

119
yı şâhâneme tevfîk ederek istihsâl-i esbâb-ı refâh ve âsâyiş-i fukarâ-yı raʻiyyete ikdâm
ve tenfîz-i evâmir-i şerîfeme ve tanzîm-i mehâm-ı matlûbeye sâdıkâne kıyâm eylemek
ve hilâf-ı şeriʻat-ı garrâ ve mugâyir-i rızâ kendü celb-i menfaʻatleri zımnında sâlyâne
defterine ziyâde akçe idhâl ve reʻâyâsından kendü nefisleriyçün akçe tahsîli dâʻiyyesine
düşen ve fukarâ-yı raʻiyyeti ızrâr eden ve matlûbât-ı devlet-i ‘aliyyemin doğruca rü’ye-
tinde kusûr ve rehâvet ihtiyârıyla te’hîr-i maslahat-ı mühimme ve matlûbât-ı seferiyyeye
cesâret eyleyen aʻyânların taraf-ı devlet-i ‘alîyyemde lede’t-tahkîk bilâ-imhâl haklarından
gelinmesi karârgîr olduğuna binâ’en böyle olacağı muhakkak bilinmek ve işbu aʻyân-
lık mâddesinin mâ-takaddümden berü olageldiği üzere nizâm-ı aslına (V. 31/b, h. 43)
ircâʻından ve şehir kethüdâlığının refʻi ile her kazâ ahâlîsinden cümlenin muhtârı olan
adamın aʻyân nasbından maksûd-ı aslî her bir memleket bir defʻa rızâ-yı tenfîz-i evâ-
mir-i ‘aliyyeme ihtimâm ve reʻâyâ fukarâsının hıfz u hırâset ve mezâlim-i taʻaddîyâtdan
himâyet ü vikâyelerine ikdâm ve mehâm-ı matlûbenin yaʻnî mühimmât-ı seferiyyeden
olan ‘araba ve mükârî bârgîri vesâ’ir mürettebâtın tamâmen ve kâmilen vakt u zamânıyla
tanzîm ve idâre ü rü’yetine cidd-i tâmm ve istihsâl-i âsâyiş-i fukarâ ve reʻâyâya saʻy-i
mâlâ-kelâm ve izʻâc-ı fukarâdan ittikâʻ-yı tâmm olunmak kaziyyesi olmağla işbu nizâm
ilâ mâşâallahu teʻâlâ düstûrü’l-‘amel tutulub hilâf-ı hareket bir vakit tecvîz olunmamak
matlûb-ı şâhânem idüğü ve hilâf-ı hareketi her kim tecvîz eder ise bilâ-imhâl hakkından
gelineceğinden şübhe olmadığı maʻlûmlarınız oldukda işbu emr-i şerîfimi cümle muvâ-
cehesinde feth u kırâat ve mazmûn-ı emr-i münîfimi cümleye iʻlân ü işâʻat ve ber-vech-i
meşrûh verilen işbu nizâm-ı müstahsene şurûtunu sicillât-ı muhâkeme kayd ü sebt birle
dâ’imâ ve müstemirren mazmûnu icrâsına ve mühimmât-ı seferiyyenin vakt u zamânıyla
ber-vefk-i matlûb te’diyesine vakten mine’l-evkât bâlâda beyân olunan şerâʻite halel
tatarruk etmemesi emrine bi’l-ittifâk ikdâm ve sermû-yı hilâfı vazʻı tecvîzden ittikâ-yı
tâmm eylemeniz bâbında fermân-ı ‘âlîşânım sâdır olmuşdur buyurdum ki,
Vusûl buldukda bu bâbda vech-i meşrûh (üzere) şeref-yâfte-i sudûr eden fer-
mân-ı vâcibü’l-ittibâʻ ve lâzımü’l-imtisâle mazmûn-ı itâʻat-makrûnuyla ʻamel ü hareket
ve hilâfından hazer ü mücânebet eyleyesiz şöyle bilesiz ‘alâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız.
Tahrîren fî evâhir-i Rebî’ü’l-ûlâ sene hamse ve mie’teyn ve elf (1205) [8-17
Kasım 1790]
Be-makâm-ı İslambol

Mûcebince kâ’immakâm-ı ‘âlî-makâm ve kitâb-ı müstetâb-ı dâmâd-ı şehrîyârî


Mustafâ Paşa efendimiz tarafından mektûb-ı vâslûbe(?) vürûdu kayd şüd.
Vasale fî gurre-i Cemâziye’l-âhir sene (1)205 [6 Ocak 1791]

V. 31/b, h. 44
Konusu: Sefer-i hümâyûn için lâzım olan araba, deve ve beygirlerin bedellerinin
eksiksiz toplanması husûsunda fermân sûreti.

120
Üştürânın bedeli içün gelen fermânın sûretidir
Mefâhirü’l-kuddât ve’l-hükkâm maʻâdinü’l-fezâ’il ve’l-kelâm Kütâhiyye sanca-
ğında vâkiʻ kazâların kadıları ve nâ’ibleri zîde fazluhum ve iftihârü’l-emâcid ve’l-ekârim
câmiʻü’l-mehâmid ve’l-mekârim el-muhtassûn bi-mezîd-i ‘inâyeti’l-meliki’d-dâ’im
dergâh-ı muʻallâm kapucıbaşılarından Kütâhiyye mütesellimi Abbâs dâme mecduhu ve
mefâhirü’l-emâsil ve’l-akrân bu husûsa mübâşir taʻyîn olunan sâbık bostâncılar odabaşısı
Mustafâ Haseki zîde kadruhu ve zâbitân vesâ’ir iş erleri zîde kadruhum tevkîʻ-i refîʻ-i
hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Sefer-i hümâyûnum lâzımesiyçün geçen sene ve dahî evvelki sene Anadolu ve
Rumili memleketlerinden livâ-yı saʻâdet ve serʻaskerân ordularına tertîb olunan mükârî
ʻaraba ve deve ve bârgîrlerin nısfları mikdârı rûz-ı Hızır’dan kırk elli gün mürûrundan
sonra başlayub nısf-ı âheri hiç gelmediğinden mâʻadâ ekserîsi Kasım’a yakın vakitlerde
ve baʻzen dahî ordu-yı hümâyûnum ‘avdetinden sonraya kalub bilâ-istihdâm derʻakab
‘avdet eyledikleri cümleye maʻlûm olan keyfiyâtdan olub işbu sene-i mübârekede dahî
iğmâz olunmak lâzım gelür ise sene-i âtiyyede nısfının nısfı gelmeyüb ol dahî vaktiyle
bulunamayacağı zâhir (V. 32/a, h. 44) olmağla bu sûretde iʻlâmât ve kuyûdât nâtık olduğu
üzere şimdiye değin vârid olmayan mürettebât esnâ-yı râhda ise dahî iʻâde olunmak ve
mükerrer olarak fukarâdan bir akçe ve bir habbe tahsîl olunmamak şartıyla her memle-
ketlerde sicill-i mahfûza nazar ve bî-garaz ehl-i vukûfdan dahî su’âl olunub bu mâddeler
içün fukarâdan kaç gurûş alındığı bilâ-şübhe maʻlûm olduktan sonra gerek hâkim ve gerek
der‘uhde edenler ve gayrîleri ve’l-hâsıl akçeyi her kim almış ise derhâl tahsîl ve istirdâd
ve rikâb-ı hümâyûnum hazînesine îsâl olunmak ve edâda taʻallül edenler habs u kalʻabend
ve mâl ü emlâkları fürûht olunmak husûsuna irâde-i ‘aliyyem taʻalluk etmekle iki yüz
dört senesiyçün maʻa tabʻiyye-i sene-i sâbık Kütâhiyye sancağından ihrâcı tertîb olunan
maʻlûmü’l-mikdâr üştürândan gayr-ı ez-mürde ordu-yı hümâyûnuma tevârüd edenden
bakiyye kalmağla sâbıkları üzere altmış gurûşdan bedelleri hesâb ettirildikde yirmi üç
bin iki yüz seksen gurûşa bâliğ olmağla meblağ-ı mezkûr cümle maʻrifeti ve maʻrifet-i
şerʻ ve taʻyîn olunan mübâşir maʻrifetiyle her kimden iktizâ eder ise tamâmen tahsîl ve
edâda taʻallül ve tereddüd ederi olur ise ahz ve habs u kalʻabend ve emlâk ve eşyâları
fürûht birle baʻde’t-tahsîl o makûleler habsde ibkâ ve keyfiyeti der‘aliyyeme tahrîr ve
inhâ olunub her ne vechile fermân-ı ‘âlişânım sudûr eder ise ol vechile ‘amel ü hareket
olunmak fermânım olmağın işbu emr-i celîlü’l-kadrim ısdâr ve ( ) ile irsâl olunmuşdur.
İmdi siz ki kuddât ve nüvvâb ve mütesellim ve zâbitân-ı mûmâileyhim vesâ’ir iş
erlerisiz işbu emr-i ehemm-i vâcibü’l-imtisâlim maʻlûmunuz oldukda mûceb ve muktezâsı
üzere ‘amel ü harekete bi’l-ittifâk ihtimâm ü dikkat ve mugâyir-i rızâ-yı ‘aliyyem ‘avk
ü te’hîr ile imrâr-ı vakitden tehâşî ü mücânebet eyleyesiz ve sen ki mübâşir-i mûmâi-
leyhsin muktezâ-yı me’mûriyetin üzere livâ-yı mezbûra varub ol mikdâr üştürân bedeli
olan meblağ-ı mezbûr yirmi üç bin iki yüz seksen gurûşu maʻrifetin ve maʻrifet-i şerʻ ve
mütesellim-i mûmâileyh maʻrifeti ve cümle ittifâkıyla îcâb ü iktizâ edenlerden serîʻan
tahsîl ve ahz ü istishâb ve bir gün evvel gönderüb rikâb-ı hümâyûnum hazînesine teslîme
müsâraʻât ve imrâr-ı vakitden ittikâʻ ü mücânebet eylemek bâbında fermân-ı ‘âlişânım
sâdır olmuşdur buyurdum ki,

121
Hükm-i şerîfimle ( ) vardıkda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr
eden işbu emr-i şerîf-i celîlü’ş-şân-ı vâcibü’l-ittibâʻ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı
münîfi birle ‘âmil olub hilâfından ihtirâz eyleyesiz şöyle bilesiz ‘alâmet şerîfe iʻtimâd kılasız.
Tahrîren el-yevm gurre-i Rebîü’l-âhir sene hamse ve mie’teyn ve elf (1205) [8
Aralık 1790]
Be-makâm-ı İslambol

Mûcebince hâlâ Kütâhiyye mütesellimi Abbâs Ağa’nın buyruldusu dahî vardır.


Ol dahî kayd şüd.
Vasale fî 22 Selh-i Cemâziye’l-âhir sene 1205 [5 Mart 1791]

V. 32/b, h. 45
Konusu: Denizli’de Feslikân mahallesinde sâkin iken vefât eden Hadice bint-i
Şimender Mehmed’in eşyâlarını belirten tereke kaydı.

Bâ’is-i defter budur ki,


Medîne-i Denizli mahallâtından Feslikân mahallesi sâkinelerinden iken bundan
mukaddem bilâ-vâris maʻrûf-ı müteveffiye olan Hadice bint-i Şimender Mehmed’in tere-
kesi medîne-i mezbûrede beytü’l-mâl-ı ‘âmmeye emîn olan Denizli voyvodası Müftüzâde
saʻâdetlü es-Seyyid Şeyh Ağa maʻrifeti ve mu’temedîn-i me’mûrîn Seyyid Süleymân
ve Seyyid Osmân maʻrifetleri ve maʻrifet-i şerʻ tahrîr ü terkîm ve ‘inde’l-mukavvimîn
her birlerine bahâ-yı karz ve takvîm olunub gıbbe’l-masârifü’z-zimmet ve’d-düyûn sah-
hü’l-bâkîsi emîn-i mûmâileyhe teslîm olunan muhallefât-ı müteveffât-ı mezbûre defteridir
ki ber-vech-i âti zikrolunur.
Tahrîren fî gurre-i Cemâziye’l-âhir li-sene hamse ve mie’teyn ve elf (1205) [5
Şubat 1791]
Fî hücret-i mine’l-ferdâne

Bâb Meblağ Kıyye ’Aded Kıymet


Menzil der-mahalle-i
1 72.000
mezbûre ma’a bağ ve bağçe
Ham donluk bez 78 150 / 11.700
Def’a ham donluk bez 3 450
Boyalı bez 1 300

122
Penbe bezi 2 300
Yemeni parça 53 2400
Def’a yemeni parça 17 2040
Çârşeb 1 180
Bez parçaları 10 1580
Köhne kaftân 4 960
Cedîd kaftân 1 960
Müsta’mel muhayyer 1 600
Köhne zıbûn 6 720
Müsta’mel alaca entâri 12 2160
Cedîd gömlek 8 2400
Müsta’mel gömlek 12 1440
Köhne zıbûn ve müsta’mel
7 900
gömlek
Müteferrika parçaları 26 1800
Cedîd pabuc 23 720
Köhne kellepûş 4 300
Köhne pûşî ’aded 1 ve
köhne penbe bez ’aded 1
300
ve müsta’mel bez peşkir
’aded 5
Hırdavât-ı müteferrika 360
Def’a penbe bezi 6 900
Def’a cedîd Mağnisa entâri 9 2700
Cedîd alaca zıbûn 4 720
Eski çul 1
Minder 6 600
Yasdık 3
Çekirdekli penbe 100 30000
Evânî-i cedîd 360
Evânî-i nuhâs 19 2280
Kırade(?) tepsi 12 180
Kebîr tahta 55 1250
Hırdavât-ı cedîd 180
Kem ‘ayâr kuşak 1 600
Köhne minder 1 120

123
Envâ’ hubûbât ve dakîk ve
1800
tarhana
Def’a köhne zıbûn 7 840
Kazgân-ı kebîr 1 960
Bel ve balta ve tezgâh alâtı 360
Envâ’i kereste ve köhne
600
hırdavât
Envâ’i hatab 600
Hırdavât-ı menzil 1800
Çıkınlarda zuhûr eden sîm
1200
hırdavât
(V. 33/a, h. 45) Çıkınlarda
zuhûr eden incu ve mercân 1200
hırdavâtı
Çıkınlarda zuhûr eden
15.120
nukûd-ı mütenevvi’a
Verâ-yı cidârda zuhûr eden
207000
envâ’i nukûd
Cem’ân Yekûnü’l-
muhallefât
349.340
Yâlnız üç yük kırk dokuz bin
üç yüz kırk akçedir.
El-ihrâcât

Techîz-i tekfîn 2700


Resm-i kısmet 13973
Kassâmiyye 2794
Kalemiyye 1397
Emîniyye
1397
Tereke-i müteveffiye-i emîn-i mûmâileyhe deyn
Hüddâmiyye 1397 (silinmiş)
Çukadâriyye 1397
Kaydiyye 698
Muhzıriyye 698
Dellâliyye 3000
Burası hîn-i tahrîre değin muhâfazaya me’mûr yeniçeri-
2780
lere ücret
(…) me’mûr-ı mu’temedîn-i merkûmîne hizmet 4800
Resm-i emîn-i Beytü’l-mâl 34934

124
(…) em-i berâ-yı Nakîbzâde 34934
Deyn-i lâzım berâ-yı Ali bin Mehmed 37817
El-ihrâcât cem’ân
154.816
Yâlnız yüz elli dört bin sekiz yüz on altı akçedir.
Et-teslîm der-yed-i emîn-i mûmâileyh
Sahhü’l-bâkî mebâliğ 194.524 yâlnız bir yük doksan dört
bin beş yüz yirmi dört akçedir.
Hurrire hâze’d-defter be-maʻrifeti’ş-şerʻ ve’l-emîn
Rattebehü’l-fakîr ileyhi ‘izze şânühu
Ladikîzâde Ali Hıfzî El-müvellâ-yı hilâfe be-medîne-i Denizli
gafere lehumâ

Müteveffîye-i mezbûre Hadice bint-i Şimender Mehmed’in li-ebeveyn ‘ammetesi


kızı ve zî-rahm tarafından hasren vârisesi olmak üzere râfiʻatü’r-rahîme Ümmügülsüm
ibnet-i İbrâhîm meclis-i şerʻ-i şerîf-i lâzımü’t-teşrîfde emîn-i mûmâileyh tarafından
li-ecli’l-husûsa vekîl taʻyîn (olunan) zebîr-i(?) dîvânî el-Hâc İbrâhîm ibn-i el-Hâc Hasan
muvâcehesinde meyyit-i mezbûrenin babası Şimender Mehmed ile benim anam Fatma
li-ebeveyn karındâşlar olub babaları ismi İvâz ve dedeleri ismi İbrâhîm ve müteveffiye-i
mezbûre benim li-ebeveyn halam Şimender Mehmed’in kızı ve ben ânın li-ebeveyn
‘ammetesi müteveffiye Fatma’nın kızı ve zî-rahm cihetiyle hasren vârisesiyim deyü gıb-
be’d-daʻvâ ve ‘akîbü’l-inkâr müddeʻâ-yı meşrûhasını Feslikân mahallesinden Yorgancı
Ali Beşe ibn-i Mehmed ile yine mahalle-i mezbûreden olub farz-ı(?) kadîm ber-mûceb-i
fetvâ-yı şerîfe şehâdet ‘ale’ş-şehâdet ruhsatı müstelzim Ahmed Beşe ibn-i İsâ Abdullah
nâm kimesnenin farz-ı(?) kadîm ve kemâl-i ‘adl ve salâhını ‘ârifâne es-Seyyid Ömer Efendi
ibn-i Tâhir(?) ve diğer es-Seyyid Ömer Efendi ibn-i Osmân merkûm Ahmed Beşe tarafından
şehâdet ʻale’ş-şehâdetinin keyfiyet-i sühûlesi üzere müddeʻîye-i mezbûre Ümmügülsüm
meyyite-i merkûmenin babası Şimender Mehmed’in kız karındâşı müteveffiye Fatma’nın
kızı ve Şimenderle Fatma li-ebeveyn karındâşlar olub babaları ismi İvâz ve dedeleri ismi
İbrâhîm ve müddeʻîye-i merkûme-i meyyite-i merkûmenin li-ebeveyn ammetesi kızı ve
zî-rahm tarafından hasren vârisesi olduğuna ‘ale-tıbkı’d-daʻvâ edâ-yı şehâdet-i şerʻiyye
eylediklerinden lede’t-taʻdîl ve’ş-şerîke şehâdetleri hayyiz-i kabûlde vakıʻa olmağın
sıhhat-i verâsetiyle baʻde’l-hükm emîn-i mûmâileyh hıfzında olan vereseye mârü’z-zikr
yâlnız bir yük doksan dört bin beş yüz yirmi dört akçeye bâliğ menzil ve bağ ve bağçe ve
eşyâ ve nakd-i bâkîyi ber-mûceb-i fetvâ-yı şerîfe vârise-i mezbûre Ümmügülsüm ibnet-i
İbrâhîm’e ‘inde’ş-şerʻü’l-münîr teslîm ü tesellüm etdirildiği zeyl-i kassâmına tezyîl olundu.
Fi 9 Cemâziye’l-evvel sene (1)205 [13 Şubat 1791]
İbrâhîm bin ‘İvâz, Bin Şimender Mehmed, Bin Karagöz Ali,
Bint-i Fatma, Bint-i Hadice mevrûse Bint-i Ümmühan,
Bint-i Âişe, Bint-i Ümmügülsüm

125
V. 33/b, h. 46
Konusu: Sefer-i hümâyûn için araba, deve, katır ve beygirlerden işe yarar olan-
larının gönderilmesi husûsunda fermân sûreti.

Kazâ-yı Denizli der-livâ-yı Kütâhiyye şütürân-ı mükârî mehâr 46


Yâlnız kırk altı mehâr mükârî develeridir.
İşbu sene-i mübâreke evvel bahâriyçün Kütâhiyye sancağından bâ-emr-i ‘âlî
matlûb buyrulan altı yüz mehâr mükârî develerinden kazâ-yı mezbûrun sehmine bâlâda
zikr olunduğu üzere isâbet eylediği sicill-i mahfûzda mukayyed olmağla ihrâc olunub
pusula olunmuşdur.
Hurrire Fî 15 N (Ramazân) 1205 [18 Mayıs 1791]
Akdâ kuddâtü’l-müslimîn evlâ vülâtü’l muvahhidîn maʻdenü’l-fazl ve’l-yakîn
râfiʻü’l-i‘lâmü’ş-şerîʻat ve’d-dîn vârisü ‘ulûmü’l-enbiyâ ve’l-mürselîn el-muhtassûn
bi-mezîd-i ‘inâyeti’l-melikü’l-muʻîn mevlânâ Kütâhiyye kadısı zîdet fezâ’iluhum ve
mefâhirü’l-kuddât ve’l-hükkâm maʻâdinü’l-fezâ’il ve’l-kelâm Kütâhiyye sancağında
vâkiʻ kazâların kadıları ve nâ’ibleri zîde fazluhum ve iftihârü’l-emâcid ve’l-ekârim câ-
miʻü’l-mehâmid ve’l-mekârim el-muhtassûn bi-mezîd-i ‘inâyeti’l-meliki’d-dâ’im Kütâ-
hiyye sancağı mütesellimi dergâh-ı muʻallâm kapucıbaşılarından Abbâs dâme mecduhu
ve mefâhirü’l-emâsil ve’l-akrân bu husûs içün mübâşir taʻyîn olunan dergâh-ı muʻallâm
gediklülerinden el-Hâc Süleymân ve aʻyân ve zâbitân ve iş erleri zîde kadruhum tevkîʻ-i
refîʻ-i hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Sefer-i hümâyûnum vukûʻundan berü ‘asâkir-i müslimînin me’kûlâtları mâd-
desinden baʻzen sıklet u zahmet çekilmesinin sebebi nakl-i zahâ’ir içün müretteb ve
mahsûs olan ‘araba ve deve ve katır ve bârgîr misillü mükârî hayvânâtının vaktiyle
gelüb erişmediğinden ve gelenler dahî lâgar ve ‘amel-mânde zaʻîf hayvânât olduğundan
iktizâ eylediği zâhir u âşikâr ve mürettebât-ı mezkûrenin bu vechle bî-vakt gelmeleri ve
gelenler dahî zaʻîf ve lâgar olub işe yaramadıklarının müstakil bir sebebi dahî mükârî
hayvânât tertîb olunan mahallerin bellü ve başlu sâhib-i nüfûzdan matlûb olunmayub
hemân muʻtâd üzere zâbitân ve vücûh-ı ahâlî ıtlâk olunan kimesnelerden istendiğinden
ve bâ-husûs ‘adem-i ihtimâmdan nâşî nâkıs gelüb veyâhûd vaktiyle gelmediklerinden
zâbitân ve ahâlînin mücâzât-ı lâyıkaları icrâ kılınmadığından idüğü ve bir sebebi dahî
her kazânın mükârî hayvânâtı birer müflis veyâ müzevvir makûlesi kimesnelere derʻuhde
ve tefvîz ve ‘âdet-i belde üzere akçesini reʻâyâ ve ahâlînin de cemʻ u bazârı katʻ olunub
ol dahî mahalline göre rahîs bahâ ile biraz deve veyâhûd bârgîr tedârük ve betâ’et üzere
hareket ve rûz-ı Hızır’dan vâfir sonra ordu-yı hümâyûnuma ‘amel-mânde ve istihdâma
nâ-şâyeste hayvânâtı getürüb birkaç ay hizmet ile işi başından savuşturmak dâʻiyyesine
ibtidâr eylemelerinden neş’et eylediği bedîdâr olmağla bi-mennihi teʻâlâ evvel bahâr-ı
hûceste-âsârda sefer-i hümâyunum lâzımesiyçün iktizâ eden mükârî hayvânâtının şimdiden

126
tertîblerine ihtimâmlı bakılub yoluyla istihdâmlarıyçün bir sûret-i haseneye ifrâğı merte-
be-i vücûbdan olacağına binâ’en sen ki mütesellim-i mûmâileyhsin işbu sene-i mübâreke
evvel bahârıyçün Kütâhiyye sancağından ihrâcı tertîb ve fermânım olan altı yüz mehâr
şütürânın işe yarâr ve tuvânâ ve istihdâma şâyeste olanlarından şimdiden tedârik ve rûz-ı
Hızır’da tamâmen ordu-yı hümâyûnumda mevcûd bulunmak üzere vaktiyle ihrâc ve irsâli
hâssaten senden matlûb-ı hümâyûnûm olduğundan gayrı cümlesi vaktiyle gelüb hitâm-ı
müddet-i me’mûriyetlerine değin114

V. 34/a115

V. 34/b, h. Belirtilmemiş
Konusu: İran üzerine yapılacak sefer için gerekli malzemelerin ordu güzergâhında
bulunan menzillerde toplanması husûsunda fermân sûreti.

Mübâyaʻa fermânıdır sene 1156 [1743]


(Derkenâr) Kayd ve vasale’l-ileynâ fi’l-yevmü’l-hâmis-i ‘aşer min şehr-i Cemâ-
ziye’l-âhir [6 Ağustos (1743)]
Kıdvetü’l-kuddât ve’l-hükkâm maʻdenü’l-fazl ve’l-kelâm mevlânâ Lazkiyye
kadısı zîde fazluhu ve kıdvetü’l-emâcid ve’l-aʻyân dersaʻâdetimden mübâşir taʻyîn olunan
Süleymân zîde mecduhu ve mefâhirü’l-emâsil ve’l-akrân kethüdâyeri ve yeniçeri serdârı
ve aʻyân-ı vilâyet (ve) iş erleri zîde kadruhum tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûnum vâsıl olucak
maʻlûm ola ki,
İşbu sene-i mübârekede İran tarafına sefer-i hümâyûn-ı nusret-makrûnum vukûʻu
mütehakkık olmağdan nâşî bi’t-tefvîki subhânehu ve teʻâlâ Üsküdar’dan Haleb’e varınca
mürûr ü nüzûl olunacak menâzilde sadr-ı aʻzâm dâ’iresine ve ahâlî-i dîvân ve ocaklarım
halkına rûz-merre verilecek taʻyînât içün iktizâ eden zahâ’irin ‘aceleten tedârik ve ihzâr
ve menzillerde cemʻ ü izhârı mühimm u muktezî olmağla Barçınlı kazâsına tâbiʻ Hüsrev
Paşa Hânı menziline iktizâ eden zahâ’irden bin kîle şaʻîr ve yüz seksen kîle dakîk ve
on beş kîle dakîk-i hâss ve üç yüz kantâr saman ve kırk ‘araba hatab ve otuz beş ʻaraba
giyâh ve yetmiş beş vakiyye kömür Lazkiyye kazâsından mübâyaʻa ve bilâ-kusûr menzil-i
mezbûra nakl ve hâzır ü mevcûd etdirilmek fermânım olmağın,
İmdi siz ki kadı ve kethüdâyeri ve yeniçeri serdârı ve aʻyân-ı vilâyet (ve) iş er-
lerisiz işbu emr-i şerîf-i ‘âlişânım ile mübâşir-i mûmâileyh vardıkda mevkûfâtdan ihrâc
olunub yedine verilen memhûr ve mümzâ sûret-i defter mûcebince ol mikdâr şaʻîrin beher
İstanbulî kîlesi maʻa nakliye otuz akçe harc-ı dakîkin beher İstanbulî kîlesi maʻa nakliye
çuvâl bahâ ellişer akçe ve dakîk-i hâssın beher İstanbulî kîlesi maʻa nakliye çuvâl bahâ

114 [Ç.N.] Bu hüküm yarım kalmıştır.


115 [Ç.N.] 34 Numaralı varağın a yüzü boştur.

127
seksener akçe ve samanın beher kantârı maʻa nakliye otuzar akçe ve hatabın beher ‘arabası
altmışar akçe ve giyâhın beher ‘arabası yüz seksen akçe ve kömürün beher kıyyesi yüzer
akçe olmak üzere îcâb eden bahâları mübâşir-i mûmâileyh yedinden alacakluya memhûr
temessük mûcebince ahâlî-i kazânın teklîflerinden naks olunmak üzere ol mikdâr ecnâs-ı
zahâ’iri kazânızdan muʻaccellen tedârik ve ordu-yı hümâyûnum varmazdan mukaddem
ahâlî-i kazânın kendülerine menzil-i mezbûra nakl ü îsâl ve mübâşir-i mûmâileyhe teslîm
ve makbûz olduğu mübâşir yedinden memhûr temessük ahz u hıfz etdirildikde bezl u sayʻ
ü dikkat ve bu husûs akdem-i umûr-ı seferiyyeden olub muʻâf ve gayr-i muʻâf bi’l-cümle
dâhil olmalarıyla bir ferde ‘inâd u muhâlefet etdirmeksizin bir gün mukaddem hâzır u
âmâde etdirmekde cümleniz ‘ale’l-ittifâk sarf-ı tâbʻ u tâkat eyleyesiz lakin maʻâzallahu
teʻâlâ baʻzı aʻzâr-ı vâhime irâdıyla ordu-yı hümâyûnum varmazdan mukaddem tedârik u
naklinde ‘inâd u muhâlefet veyâhûd mikdâr-ı zerre tekâsül ü rehâvet sebebiyle zarara ve
müzayekâlarına bâʻis olmak ihtimâliniz olur ise sonra bu dürlü ʻözr ve cevâbınız havâle-i
semʻ-i kabûl olunmayub işbu ‘ukûbet ile muʻâteb olacağınız mukarrer olmağla âna göre
kemâl-i basîret ü intibâh üzere hareket eyleyesiz ve sen ki mübâşir-i mûmâileyhsin ma-
halline vardığın sâʻat tedârik-i encâmda mübâşeret ve zahâ’ir-i mezbûreyi bir an akdem
ve bir sâʻat mukaddem kazâ-yı mezbûr ahâlîsinden mübâyaʻa ve menzil-i mezbûra nakl
etdirmekde sarf-ı tâbʻ u tâkat ve mûceb-i ‘avk ü te’hîr olur vazʻ u hareketden gâyetü’l-gâ-
ye tevakkî ü mücânebet eylemek bâbında fermân-ı ‘âlişân sâdır olmuşdur buyurdum ki,
Hükm-i şerîfimle vardıkda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr
olan işbu emr-i celîlü’ş-şân-ı vâcibü’l-ittibâʻ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı itâʻat
makrûnuyla ‘âmil olub hilâfıyla vazʻ ü hareketden begâyet ihtirâz ü ictinâb eyleyesiz
şöyle bilesiz ‘alâmet-i şerîfe i’timâd kılasız.
Tahrîren fi’l-yevmi’l-‘aşere min Cemâziye’l-evvel sene sitte ve hamsîn ve mi’e
ve elf (1156) [5 Ocak 1792]

V. 35/a, h. Belirtilmemiş
Konusu: Denizli’den yüz adet katırın temin edilip Erzurum’a gönderilmesi
husûsunda fermân sûreti.

Katırların te’mîn olunması fermânıdır


Kıdvetü’l-kuddât ve’l-hükkâm maʻdenü’l-fazl ve’l-kelâm mevlânâ Denizli kadısı
zîde fazluhu ve kıdvetü’l-emâcid ve’l-aʻyân dergâh-ı muʻallâm gediklülerinden olub De-
nizli kazâsından mükârî katırları ihrâcına me’mûr Mustafâ zîde mecduhu tevkîʻ-i refîʻ-i
hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Hâlâ Erzurum cânibi serʻaskeri vezîrim Ahmed Paşa edamallahu teʻâlâ iclâlehunun
maʻiyyetinde hidemât-ı mühimmede iʻmâl ü istihdâm olunmak üzere Denizli kazâsından
ihrâcına me’mûr olduğun yüz baş mükârî katırlarının mukaddemâ fermânım olduğu üzere
ihrâc olunub savb-ı me’mûrelerine gönderilenden mâʻadâ el-yevm yanında ne mikdârı
mevcûd ve hâzır olduğu maʻlûm-ı hümâyûnum olmak muktezî olmağın,

128
İmdi işbu emr-i şerîf-i ‘âlişânım vusûlünde katʻan te’hîr ü tevakkuf eylemeyüb
kazâ-yı mezbûreden ihrâcına me’mûr olduğun ol mikdâr re’s mükârî katırlarından şimdiye
dek ne mikdârını ihrâc edüb mahalline îsâl olunandan mâʻadâ el-yevm yanında ne mikdârı
ihrâc olunub hâzır ü mevcûd eylemişsen sıhhati üzere devlet-i medârıma ‘arz ü iʻlâm
eyleyüb baʻdehu ne vechile fermânım olur ise âna göre ‘amel u hareket edüb mugâyir-i
emr-i ‘âlişân vazʻ u hareketden begâyet ittikâʻ ve mücânebet olunmak bâbında fermân-ı
‘âlişânım sâdır olmuşdur buyurdum ki,
Hükm-i şerîfimle vardıkda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr
olan işbu emr-i şerîf-i celîlü’ş-şân-ı vâcibü’l-ittibâʻ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı
itâʻat-makrûnuyla ‘âmil olub hilâfıyla vazʻ u hareketden begâyet ihtirâz ü ictinâb eyleyesin
şöyle bilesin ‘alâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasın.
Tahrîren fi’l-yevmi’s-sâmin-i ‘aşer Rebîü’l-âhir sene sitte ve hamsîn ve mi’e ve
elf (1156) [11 Haziran 1743]
Kad vasale ileynâ fî gurre-i Cemâzîye’l-ûlâ sene 1156 [23 Haziran 1743].

V. 35/b, h. Belirtilmemiş
Konusu: Kazâların hisselerine düşen miktardan fazla deve talep olunmaması
husûsunda fermân sûreti.

Develerin red fermânıdır


Kad vasale ileynâ fî’l-yevmi’r-râbiʻ min şehr-i Cemâziye’l-âhir sene 1156 [26
Temmuz 1743]
Mefâhirü’l-kuddât ve’l-hükkâm maʻâdinü’l-fezâ’il ve’l-kelâm Kütâhiyye kadısı
ve Denizli mukataʻasında vâkiʻ olan kazâların kadıları zîde fazluhum ve kıdvetü’l-emâcid
ve’l-aʻyân Kütâhiyye mütesellimi ( ) ve Denizli voyvodası ( ) zîde mecduhuma tevkîʻ-i
refîʻ-i hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Kütâhiyye sancağında vâkiʻ Lazkiyye nâm-ı diğer Denizli ve Ezîne ve Çehârşenbe
ve Honas (Honaz) ve Gököyük nâm beş ‘aded kazâdan ‘ibâret olan Denizli mukâtaʻası
ahâlîleri dîvân-ı hümâyûnuma ‘arz-ı hâl edüb livâ-yı mezbûr yirmi altı kazâdan ‘ibâret
ve üç bin doksan dört buçuk ve bir buçuk rubʻ ve bir buçuk subʻ ‘avârızhâneleri olmağ-
la mükârî develeri ihrâc vesâ’ir tekâlîf tahsîliyçün sâdır olan evâmir-i ‘aliyyem ibtidâ
Kütâhiyye mahkemesine vürûd eylemeğin dâhil-i sancakda olan kazâlara taraf-ı şerʻden
haber gönderilüb her kazâdan birer ikişer ihtiyâr cemʻ ve cümle muvâcehesinde her bir
kazâlardan hâne ve tahammüllerine göre taʻdîl ü tesviye vechi üzere hisseleri tevzîʻ ve
defter olunagelmiş iken birkaç seneden berü hîn-i tevzîʻde kazâlara haber gönderilmeyüb
tahsîline me’mûr olan mübâşirler dahî kadılar ile yekdil olub celb-i muʻâfiyet kaydıyla
baʻzı kazâlara ‘özr ve muʻazzirlere himâye ederek diledikleri minvâl üzere tevzîʻ ve defter
ve cebren tahsîl ve mübâşirîyye ve tahsîldârîyye ve kâtibiyye ve hüddâmiyye nâm sâ’ir

129
bahâneler ile izʻâf-ı muzâʻaf fukarâ-yı ahâlîden akçelerin ahz eylediklerinden başka müte-
sellime ‘avâʻid olmak üzere her bir deveden onar gurûş alınmak şenîʻası ihdâs etmeleriyle
işbu sene-i mübârekede livâ-yı mezbûreden ihrâcı fermânım olan üç yüz mehâr mükârî
develerinden zikr olunan Denizli mukâtaʻası kazâlarına yirmi otuz mehâri deve isâbet
ederken mezbûrlar altmış mehârî deve tevzîʻ ve gadr etmeleriyle bu defʻa ve fîmâ-baʻd
vâkiʻ olan tekâlîfden ve matlûb olunan mükârî develerinden hânelerine göre beş kazânın
hisselerine her ne mikdâr deve ve tekâlîf isâbet eder ise ‘aded ve mikdâr tasrîhiyle defter
olunub mûcebince hisselerini edâ eylediklerinden sonra mübâşiriyye ve tahsîldâriyye ve
hüddâmiyye ve hilâf-ı muʻtâd ihdâs olunan mütesellim ‘avâʻid ve harc-ı sâ’ire nâmıyla
tekrâr kendülerden bir akçe ve bir habbe kendüler(den) mütâlebe olunmamak üzere emr-i
şerîfim ricâ eyledikleri ecilden hazîne-i ʻâmiremde mahfûz olan baş muhâsebe defterlerine
nazar olundukda işbu sene-i mübârekede Erzurum cânibi serʻaskeri maʻiyyetinde zahâ’ir
ve mühimmât nakl hizmetinde iʻmâl ü istihdâm içün Kütâhiyye sancağından üç yüz mehâri
deve ile mârü’z-zikr Denizli mukâtaʻasının beş ‘aded kazâlarından yüz re’s katır ihrâ-
cıyçün emr-i şerîfim verilmeğin Kütâhiyye sancağı yirmi altı kazâ ve üç bin doksan dört
buçuk ve bir buçuk rubʻ ve bir buçuk subʻ ‘avârızhâneleri olub livâ-yı mezbûreden ihrâcı
fermânım olan üç yüz mehâr deveden ber-mûceb-i mukâseme her on buçuk hâneye bir
deve isâbet etmekle zikr olunan beş ‘aded kazânın dört yüz on sekiz ‘avârızhâneleri olub
hesâb-ı merkûm üzere yâlnız kırk deve iktizâ eyledüğü derkenâr olundukda fi’l-hakîka
fukarâ-yı ahâlîye tevzîʻ-i defter mûcebince hisselerine düşen tekâlîf ve mükârî develerini
edâ eyledikden sonra tahsîldâriyye ve mübâşiriyye vesâ’ir bahâneler ile tekrâr akçeleri
alınmak iktizâ eylemediğinden başka bu kazâlara müstakilen yüzer re’s mükârî katırları
dahî matlûb olduğundan sâ’ir kazâlardan ziyâde himâyet ve iʻânete muhtâc oldukları zâhir
u bâhir olmağla bu sene-i mübârekede livâ-yı mezbûrdan matlûb olan üç yüz mehâr mükârî
develerinden tevzîʻ defteri mûcebince hisselerine düşen şütürânı muʻaccelen tedârik ve
ihrâc ve taraf-ı devlet-i ‘aliyyemden me’mûr olan mübâşire teslîm ve savb-ı maksûda irsâl
eylediklerinden sonra gerek bu sene-i mübârekede ve gerek fîmâ-baʻd livâ-yı mezbûrdan
evâmir-i ‘aliyyem ile matlûb olan tekâlîfden ve husûsan mükârî develerinden zikr olunan
beş ‘aded kazâ ahâlîlerinin hâne ve tahammülerine göre (V. 36/a) senin maʻrifetin ve ih-
timâmınla istihdâm olunmak kaldı ki sen livâ-yı mezbûrun mütesellimi ve nâfizü’l-kelîm
olduğun ecilden tertîbât-ı mezkûrenin ihrâcı hâsseten senden matlûb olması zî-kudret
misillü yedinden(?) tanzîm eyle demek olmayub sinîn-i sâbıka üzere ahâlî-i memleket-
den çıkan mebâliğin bir akçe ekl ü bel’ olunmayarak vaktiyle gelüb istihdâm olunacak
hayvânât güzîde ve tuvânâ ve semerleri tâmm ve metîn olmak vechiyle baʻde’l-ihrâc bu
hizmete kendün gibi bir müteʻayyin ve sâhib-i iktidâr kimesne taʻyîn ile gönderüb ânın
maʻrifetiyle istihdâm ve nîk ü bedi ândan mes’ûl olunmak ve ‘adem-i inkıyâd ile sâ’ir
seneler gibi nâ-maʻlûm der‘uhdecilere ihâle eder isen te’dîbin icrâ kılınacağını bilüb âna
göre o mikdâr mehâr şütürânın güzîde ve tuvânâ işe yarâr ve istihdâma şâyân olanların-
dan tedârik ve cümlesini yerlü yerinde ihrâc ve sevk ve vaktiyle ordu-yı hümâyûnuma
vusûllerine ihtimâm ü dikkat eylemek fermânım olmağın işbu emr-i ‘âlişânım ısdâr ve
( ) ile irsâl olunmuşdur.
İmdi vusûlünde sen ki mütesellim-i mûmâileyhsin ordu-yı hümâyûnumda ‘asâkir-i
mansûrenin zahâ’ir husûsunda zarûret çekdikleri işbu hayvânâtın vaktiyle gelmediklerinden

130
neş’et eylediği zâhir ve bu emr-i dînde tekâsül ü rehâvet edenlerin tertîb-i cezâ ile mücâzât
kılınmaları musammem olmağla bâlâda tafsîl ü beyân olunduğu üzere livâ-yı mezbûrdan
ol mikdâr mehâr şütürânın tuvânâ ve yüke yarâr ve istihdâma şâyân olanlarından tedârik ve
rûz-ı Hızır’dan mukaddem tamâmen ordu-yı hümâyûnumda mevcûd bulunması hâsseten
senden matlûb-ı şâhânem olduğu cihetden bu mâddeye kendün gibi müteʻayyin ve sâhib-i
iktidâr kimesne nasb ve ânın maʻrifetiyle hitâm-ı me’mûriyetlerine kadar istihdâm olunmak
ve nîk ü bedi ândan mes’ûl olmak üzere hemân şimdiden tedârik ve vakt-i mezkûrdan evvel
ordu-yı hümâyûnumda mevcûd bulunmalarına gereği gibi ihtimâm ü dikkat ve maʻâzzal-
lahu teʻâlâ sene-i sâbıka misillü ‘adem-i inkıyâd ile husûs-ı mezbûru nâ-maʻlûm müflis
ve müzevvir derʻuhdecilere ihâle ve reʻâyâ u ahâlîden aldığı akçeyi ekl ü bel’ ve rahîs
bahâ ile bir mikdâr işe yaramaz deve tedârik ve bu vechile ordu-yı hümâyûnuma gelmek
lâzım gelür ise gerek sana ve gerek livâ-yı mezbûre dâhilinde vâkiʻ kazâların aʻyânlarına
selâmet ve necât mahal olduğu cezman ve yakînen bilüb âna göre ‘amel ü hareket ve
selâmet halinde lâzım gelür ise bâlâda zikr olunduğu üzere ol mikdâr şütürân güzîde ve
tuvânâ ve yüke yarârlarından tedârik ve kendün gibi müteʻayyin ve sâhib-i iktidâr kimes-
ne ile irsâl ve cümlesini rûz-ı Hızır’da ordu-yı hümâyûnumda mevcûd bulunub hitâm-ı
me’mûriyetlerine değin âdemin maʻrifetleriyle istihdâm olunmalarına begâyet ihtimâm ü
dikkat eyleyesin ve sen ki mübâşir-i mûmâileyhsin mütesellim-i mûmâileyh maʻrifetiyle
livâ-yı mezkûrdan ihrâcı müretteb olan altı yüz mehâr mükârî develerinin güzîde ve aʻlâ-
sından ve tuvânâ ve yüke yarârlarından hemen şimdiden mübâşeretinle tedârik ve matlûb-ı
hümâyûnum üzere cümlesinin rûz-ı Hızır’dan mukaddem ordu-yı hümâyûnumda mevcûd
bulunmalarına gereği gibi ihtimâm u gayret ve maʻâzallahu teʻâlâ sâ’ir seneler gibi hizmet-i
mübâşiriyyeye göz diküb mürettebât-ı mezkûrenin vakt u zamânıyla ihrâcında tekâsül ü
rehâvet ve bir dakka akdem ve ihtimâmdan hâlî ve işin üzerinde müttefik olduğun istimâʻ
ve ihsâs olunur ise senin dahî cezân tertîbi ile sâ’ire ʻibret kılınacağın emr-i muhakkak
olmağla âna göre işin üzerinde olasın ve siz ki mevlânâ ve kuddât ve nüvvâb ve aʻyân-ı
mûmâileyhim ve zâbitân ve vücûh-ı ahâlî ve iş erlerisiz sizler dahî mûceb-i emr-i şerîfimle
‘amel ü hareket ve bu bâbda mikdâr-ı zerre tekâsül ü rehâvet ve tamaʻ ü irtikâb misillü
hâlât-ı nâ-marziyyeniz mütesellim-i mûmâileyh tarafından der‘aliyyeme inhâ olunmak
lâzım gelür ise baʻde’t-tahkîk kuddâtdan olanların isimleri cerîde-i kazâdan hak ve bilâd-ı
baʻîdeye nefy ü iclâ ve aʻyân ve ahalîden olanların bilâ-âmân tertîb-i cezâ ile sâ’ire ʻibret
kılınacakları cümlenizin maʻlûmların oldukda fermûde-i hümâyûnum üzere hemân tertîb-i
mezkûru aʻlâ ve tuvânâlarından vaktiyle tedârik ve mütesellim-i mûmâileyhin kendüye
mümâsil taʻyîn edeceği muʻtemed (V. 36/b) âdeme teslîme ihtimâm ü dikkat eylemeniz
bâbında fermân-ı ‘âlişânım sâdır olmuşdur buyurdum ki,
Hükm-i şerîfimle ( ) vardıkda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr
olan işbu emr-i şerîf-i celîlü’ş-şân-ı vâcibü’l-ittibâʻ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı
itâʻat-makrûnuyla ‘âmil olub hilâfından begâyet ihtirâz ü ictinâb eyleyesiz şöyle bilesiz
‘alâmet-i şerîfime iʻtimâd kılasız.
Tahrîren el-yevmü’s-sâmin-i Rebîü’l-âhir sene hamse ve mie’teyn ve elf (1205)
[15 Aralık 1790]
El-mahrûse-i İslambol

131
Mûcebince mektûb-ı müstetâb-ı kâʻimmakâm-ı ʻâlî-makâm-ı rikâb-ı dergâh-ı
muʻallâm gediklülerinden el-Hâc Süleymân Ağa ile ve hâlâ Kütâhiyye mütesellimi Abbâs
Ağa’nın buyruldusu dahî vürûd olduğu kayd şüd.
Vasale fî 17 C (Cemâziye’l-âhir) sene 1205 [21 Şubat 1791]

Kazâ-yı Denizli
Kilim-i seyisâne Çuvâl-ı dakîk
‘aded 125 Çift 125
Yâlnız yüz yirmi beş ‘aded kilim-i seyisâne ve
yüz yirmi beş çift çuvâl-ı dakîkdir.
Sene-i cedîde sefer-i hümâyûn lâzımesiyçün bâ-emr-i ‘âlî matlûb buyrulan iki
bin beş yüz ‘aded kilim-i seyisâne ve iki bin beş yüz çift çuvâl-ı dakîkden sâbıklarına
kıyâsen kazâ-yı mezbûrun sehmine bâlâda zikr olunduğu üzere isâbet ve memhûr pusula
verildiği sicill-i mahfûzda mukayyed olmağla (olmağla) bi’l-iltimâs ihrâc olunub mübâşiri
yedine iʻtâ olundu.
Hurrire fî 23 Rebîü’l-âhir sene 1205 [30 Aralık 1790]

V. 36/b, h. 47
Konusu: Kütâhiyye sancağından talep olunan kilim ve çuvâlların gönderilmesi
husûsunda fermân sûreti.

Sûret-i emr-i ‘âlişân


Kıdvetü’l-kuddât ve’l-hükkâm maʻdenü’l-fezâ’il ve’l-kelâm mevlânâ Denizli
kâdısı zîde fazluhu ve iftihârü’l-emâcid ve’l-ekârim câmiʻü’l-mehâmid ve’l-mekârim
el-muhtass bi-mezîd-i ‘inâyeti’l-meliki’d-dâ’im Denizli voyvodası Hasan Çavuşzâde
dâme mecduhu ve kıdvetü’l-emâsil ve’l-akrân bu husûsa mübâşir taʻyîn olunan ol cânibde
olan kâʻimmakâm çukadârı Mehmed zîde kadruhu tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olucak
maʻlûm ola ki,
Sadr-ı aʻzâm kâʻimmakâmı çukadârlarından me’mûriyetle Kütâhiyye cânibinde
olan Mehmed zîde kadruhunun der‘aliyyeme vârid olan tahrîrâtın hulâsa-yı me’âlinde
Denizli kazâsı müteveffâ Hasan Paşa vaktinden emr-i ‘âlişânımla ‘afv olunduklarını ve
Muğla kazâsı dahî bu âna kadar verdiği yokdur deyü cevâb verdiklerinden umûr-ı mü-
himme-i müstaʻcelenin taʻtîline bâ’is u bâdi olduklarını tahrîr ü inhâ etmekden nâşî sen
ki kapucıbaşı-yı mûmâileyhsin kazâ-yı mezkûrlar kilim ve çuvâl iʻmâlinden kendülerin
‘afv etdirdikleri âher kazâlara sirâyet ile ‘ukde-i te’hîre dûçâr olacağı nümâyân olmağla

132
vürûd-ı emr-i şerîfimde ‘ale eyyi-hâl hisse-i mübâyaʻaların bir kadem akdem iʻmâl ü
tekmîlen irsâle mübâderet ve bundan sonra dahî bu makûle aʻzâr-ı vâhibe ibrâzıyla edâ-
da ‘inâd u muhâlefet ederler ise dakîka ruhsat verilmeksizin te’dîb olunacakların gûş-ı
hûşlarına ilkâ ederek hisselerine isâbet eden (V. 37/a) kilim ve çuvâlı ne vechile olur ise
‘ale eyyi-hâl tamâmen ve kâmilen tahsîl ve ‘aceleten der‘aliyyeme irsâle mezîd-i saʻy ü
dikkat olunmak fermânım olmağın te’kîd ve istiʻcâli hâvî işbu emr-i ‘âlişânım ısdâr ( )
ve irsâl olunmuşdur.
İmdi vusûlünde bâlâda tahrîr u tasrîh olunduğu üzere kilim ve çuvâl-ı dakîk evvel
bahârda sefer-i hümâyûnuma gönderilecek livâ-yı şerîf takımı tertîbâtından olub bir ‘adedi
gerüye kalmasına rızâ-yı şâhânem olmamağla vürûd-ı emr-i şerîfimde hisse-i mübâyaʻa-
ları ‘ale eyyi-hâl tahsîl ve der‘aliyyeme irsâl ve eğer edâda ‘inâd u muhâlefet ederi olur
ise bilâ-te’hîr te’dîb olunmaları içün isim ve resim ve şöhretleri ile ‘arz ü iʻlâma dikkat
ve ne vechile olur ise hemân tahsîl ve irsâle begâyet ihtimâm u gayret eyleyesin ve sen
ki kadı-yı mûmâileysin zikr olunan kilim ve çuvâlı bu günlerde tekmîlen irsâl eyleyesiz
febihâ ve illâ yine edâda taʻannüd ve aʻzâr-ı vâhibe ibrâzıyla te’hîre kalmak lâzım gelür
ise bilâ-âmân te’dîb olunacağınız maʻlûmunuz oldukda hemân derʻakab tedârik ve irsâle
gayret ü ihtimâm eyleyesiz ve sen ki mübâşir-i merkûmsun sen dahî mûceb-i emr-i şerî-
fimle ‘amel ü hareket eylemek bâbında fermân-ı ‘âlişânım sâdır olmuşdur buyurdum ki,
Hükm-i şerîfimle ( ) vardıkda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr
olan işbu emr-i şerîf-i celîlü’ş-şân-ı vâcibü’l-ittibâʻ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı
münîfi birle ‘âmil olasız şöyle bilesiz ‘alâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız.
Tahrîren el-yevmü’s-sâlis-i ‘ışrîn-i Rebîü’l-ûlâ hamse ve mie’teyn ve elf (1205)
[30 Kasım 1790]
El-mahrûse-i İslambol

Mûcebince mektûb-ı hazret-i kâʻimmakâm-ı ‘âlî-makâm-ı rikâb-ı müstetâb ve


çukadâr-ı ʻâlî Mehmed Ağa ile vârid olduğu kayd şüd.
Vasale fî C (Cemâziye’l-âhir) sene 1205 [Şubat/Mart 1791] yevm-i Bazarirtesi
(Pazârtesi)
İşbu sene-i mübâreke tertîbâtından Denizli ve tevâbiʻi kazâlarından ihrâcı Denizli
voyvodası maʻrifeti ve tarafından kendüye mümâsil taʻyîn edeceği mükârîbaşısı ile rûz-ı
Hızır’dan mukaddem ordu-yı hümâyûna îsâli mukâtaʻa-yı mezbûre voyvodasından katʻı
matlûb-ı şehinşâh olmağın istiʻcâl emri rikâb tatarlarından ( ) yediyle vürûdu kayd şüd.
Fî gurre-i C (Cemâziye’l-âhir) sene (1)205 [5 Şubat 1791]

133
V. 37/a, h. 48
Konusu: Anadolu eyâleti mütesellimliğine Seyyid Abbas’ın tayin olunduğunu
belirten fermân sûreti.

Sûret-i emr-i ʻâlî


Mefâhirü’l-kuddât ve’l-hükkâm maʻâdinü’l-fezâ’il ve’l-kelâm Kütâhiyye nâ’ibiyle
Anadolu eyâletinde vâkiʻ sâ’ir kazâların kuddât ve nüvvâb zîde fazluhum tevkîʻ-i refîʻ-i
hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Anadolu eyâleti işbu bin iki yüz beş senesi Cemâziye’l-ûlâsının on birinci
gününde ‘avâtıf-ı ‘aliyye-i şâhânemden hâlâ ber-vech-i arpalık İskenderiye sancağına
mutasarrıf düstûr-ı mükerrem müşîr-i mufahham nizâmü’l-‘âlem vezîrim Mahmûd Paşa
edamallahu teʻâlâ iclâlehuya tevcîh ve ihsân olunub vezîr-i müşârü’n-ileyhin umûr-ı
seferiyyeye me’mûriyetine binâ’en eyâlet-i mezbûreye tarafından bir mütesellim nasbı
muktezâ olduğundan bahisle Kütâhiyye sâkinlerinden muhtâr-ı ahâlî ve hâlâ mütesellim
olan dergâh-ı muʻallâm kapucıbaşılarından iftihârü’l-emâcid ve’l-ekârim Seyyid Abbâs
dâme mecduhu müşârü’n-ileyh tarafından dahî eyâlet-i mezkûreye mütesellim nasb olun-
mak bâbında emr-i şerîfim sudûrunu müşârü’n-ileyhin kapu kethüdâsı ve hâlâ ordu-yı
hümâyûnumda Çavuşbaşı vekîli dergâh-ı muʻallâm kapucıbaşılarından iftihârü’l-emâcid
ve’l-ekârim Mustafâ dâme mecduhu bâ-‘arz-ı hâl istidʻâ etmekle vech-i meşrûh üzere
mütesellimlikde ibkâsı fermânım olmağın,
İmdi siz ki mevlânâ-yı mûmâileyhimsiz keyfiyet maʻlûmunuz oldukda ber-ve-
ch-i meşrûh mütesellimlik-i mezkûru kemâkân kapucıbaşı-yı mûmâileyhe zabt ve vezîr-i
müşârü’n-ileyh tarafına râciʻ olan hıyârât ve âʻidat kadîmden (V. 37/b) olageldiği vechile
ahz u kabz etdirdüb mütesellimliği umûruna âheri dahl u taʻarruz etdirilmemek bâbında
fermân-ı ‘âlîşânım sâdır olmuşdur buyurdum ki,
Hükm-i şerîfimle vusûl buldukda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i
sudûr eden fermân-ı vâcibül-ittibâʻ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı itâʻat-makrûnuyla
‘amel ü hareket ve hilâfından begâyet tehâşî ve mücânebet eyleyesiz şöyle bilesiz ‘alâ-
met-i şerîfe iʻtimâd kılasız.
Tahrîren evâ’il-i şehr-i Cemâziye’l-âhir li-sene hamse ve mie’teyn ve elf (1205)
[5-14 Şubat 1791]
Be-makâm-ı Kostantiniye

(Derkenâr) Tıbkı aslihi’l-hatır el-fakîr ileyhi ʻizze şânühu el-Feth Mehmed


el-müvellâ-yı hilâfeti be-medîne-i Kütâhiyye el-mahrûse gafere lehu

134
Mehâr-ı Şütürân
Denizli 36
Honaz 15
Gököyük 10
Çehârşenbe-i Lazkiyye 20
Ezîne-i Lazkiyye 30
121
Mürde der-esnâ-yı râh 6
115

V. 37/b, h. Belirtilmemiş
Konusu: On beş adet devenin Deveci Süleymân tarafından ordu-yı hümâyûna
götürüldüğünü belirten tezkire kaydı.

Bâ’is-i terkîm-i hurûf oldur ki,


Ber-mûceb-i iʻlâm-ı şerʻiyye bâlâda muharrer kazâhâ-yı merkûmenin gayr-ı ez
mürde yüz on beş mehâr şütürânın sârbânı Süleymân yediyle ordu-yı hümâyûna vürûd
ve rûz-ı Kasım’a dek hidemât-ı mühimmede istihdâm olunub edâ-yı hizmet eylediğini
mübeyyin yedine işbu tezkire verildi.
Fî 25 RA (Rebîü’l-evvel) sene 1205 [2 Aralık 1790]
Fahrü’l-İsâ(?)
Mehmed Saʻîd sârbân-ı Ordu(?)
Vasale ileynâ fî 15 Receb sene 1205 [20 Mart 1791]
Kazâ-yı Denizli
Bârgîr
ru’ûs 175
Yâlnız yüz yetmiş beş re’sdir.

V. 38/a, h. Belirtilmemiş
Konusu: Yüz yetmiş beş adet bârgîrin Süleymân tarafından ordu-yı hümâyûna
götürüldüğünü belirten tezkire kaydı.
Vech-i meşrûh üzere
Bin iki yüz dört senesine mahsûben ordu-yı hümâyûn lâzımesiyçün Denizli kazâ-
sından müretteb olan mükârî bârgîrlerinden yüz yetmiş beş re’s bârgîr Monla Süleymân

135
yediyle vürûd edüb rûz-ı Kasım duhûlüne dek hidemât-ı ‘aliyyede istihdâm olunmağla
merkûmun yedine işbu edâ tezkiresi verildi.
Fî 15 RA (Rebîü’l-evvel) sene 1205 [22 Kasım 1790]
Fahrü’l-İsâ(?)
Mehmed Emin ser-mükârî-i ordu-yı hümâyûn hâlâ
Vasale ileynâ fî 15 Receb sene 1205 [20 Mart 1791]

V. 38/a, h. 49
Konusu: Değirmenönü mahallesinde müceddeden binâ olan câmi’-i şerîfin
mütevellisi olan el-Hâc Mehmed’in tevliyet berâtının sûretidir

Nişân-ı şerîf-i ‘âlişân-ı sâmî-mekân-ı Sultânî


Medîne-i Denizli mahallâtından Değirmenönü mahallesinde vâkiʻ ashâb-ı hay-
râtdan ahâlî-i karye ( ) nâm sâhibü’l-hayrâtın müceddeden binâ eyledikleri câmiʻ-i
şerîfin iktizâ eden taʻmîr ve meremmâtını rü’yet ü nezâret etmek içün mütevellî nasb
u taʻyîn olunmak lâzım ü mühim olmağın erbâb-ı istihkâkdan cümlenin muhtârı işbu
râfiʻ-i tevkîʻ-i refîʻü’ş-şân-ı hâkânî es-Seyyid el-Hâc Mehmed zîde kadruhu her vechile
lâyık u mahall ü müstehakk olmağın tevliyet-i mezbûre ber-vech-i hasbî tevcîh olunub
yedine berât-ı şerîf-i ‘âlîşânım verilmek bâbında nâ’ibi mevlânâ Ali Hıfzı zîde ‘ilmuhu
‘arz etmeğin mûcebince vâkiʻ ise merkûma tevcîh u sadaka edüb bu berât-ı hümâyûn-ı
saʻâdet-makrûnum verdim ve buyurdum ki,
Baʻde’l-yevm merkûm es-Seyyid el-Hâc Mehmed zîde kadruhu varub zikr olunan
câmiʻ-i şerîfi taʻmîr ve meremmâtını rü’yet etmek üzere mütevellîsi olub hizmet-i lâzı-
mesini mer’î ve müʻeddî kıldıktan sonra ber-vech-i hasbî mutasarrıf olub vâkıfın hayrâtı
ve devâm-ı ‘ömr ü devletim içün duʻâya müdâvemet göstere ol bâbda taraf-ı âherden bir
vechile dahl u taʻarruz kılmayalar şöyle bilüb ‘alâmet-i şerîfe iʻtimad kılalar.
Tahrîren el-yevmü’s-sâlis ve’l-‘ışrîn min şehr-i Cemâziye’l-âhir li-sene hamse
mie’teyn ve elf (1205) [27 Şubat 1791]
Konstantiniye (el-mahrûse)

V. 38/a, h. 50
Konusu: Değirmenönü mahallesi ahâlîlerinin binâ eyledikleri câmi’-i şerîfe
Mustafâ Halife’nin ferrâş olarak tayin edildiğini bildiren berât sûreti.

Nişân-ı şerîf-i ‘âlişân-ı sâmî-mekân-ı Sultânî


Medîne-i Denizli mahallâtından Değirmenönü mahallesi ahâlîlerinin mahalle-i

136
mezbûrede bâ-izn-i hümâyûn müceddeden binâ eyledikleri câmiʻ-i şerîfe ferrâş nasb u
taʻyîn olunmak lâzım ü mühim olmağla erbâb-ı istiʻdâtdan cümlenin muhtârı işbu râfiʻ-i
tevkîʻ-i refîʻü’ş-şân-ı hâkânî Mustafâ Halîfe her vechile lâyık u mahall ü müstehakk
olmağın ber-vech-i hasbî tevcîh olunub yedine müceddeden berât-ı şerîf-i ‘âlîşânım ve-
rilmek bâbında nâ’ibi mevlânâ Ali Hıfzı zîde ‘ilmuhu ‘arz etmeğin mûcebince merkûma
tevcîh u sadaka edüb bu berât-ı hümâyûn-ı saʻâdet-makrûnumu verdim ve buyurdum ki,
Baʻde’l-yevm merkûm Mustafâ Halîfe varub zikr olunan câmiʻ-i şerîfimde ferrâş
olub hizmet-i lâzımesini mer’î ve müʻeddî kıldıkdan sonra ber-vech-i hasbî mutasarrıf olub
vâkıfın hayrâtı ve devâm-ı ‘ömr ü devletimçün duʻâya müdâvemet göstere ol bâbda taraf-ı
âherden bir vechile dahl u taʻarruz kılmayalar şöyle bilüb ‘alâmet-i şerîfe iʻtimâd kılalar.
Tahrîren el-yevmü’s-sâlis ve’l-‘ışrîn Cemâziye’l-âhir li-sene hamse ve mie’teyn
ve elf (1205) [27 Şubat 1791]
Konstantiniye (el-mahrûse)
V. 38/b, h. 51
Konusu: Değirmenönü mahallesi ahâlîlerinin binâ eyledikleri câmi’-i şerîfe
Kavlî Fakihzâde Mustafâ Halife’nin müezzin olarak tayin edildiğini bildiren berât sûreti.
Nişân-ı şerîf-i ‘âlişân-ı sâmî-mekân-ı Sultân
Medîne-i Denizli mahallâtından Değirmenönü mahallesinde vâkiʻ ashâb-ı hay-
râtdan ahâlî-i mahalle nâmûn sâhibü’l-hayrların bâ-izn-i hümâyûn ittifâken müceddeden
binâ eyledikleri câmiʻ-i şerîfe mü’ezzin nasb u taʻyîn olunmak lâzım ü mühim olmağla
erbâb-ı istihkâkdan muhtâr-ı cemâʻatden işbu râfîʻ-i tevkîʻ-i refîʻü’ş-şân-ı hâkânî Kavlî
Fakîhzâde Mustafâ Halîfe her vechile lâyık u mahall ü müstehak olmağın mü’ezzinlik-i
mezkûra ber-vech-i hasbî tevcîh olunub yedine müceddeden berât-ı şerîf-i ‘âlîşânım
verilmek bâbında nâ’ibi mevlânâ Ali Hıfzı zîde ‘ilmuhu ‘arz etmeğin mûcebince vâkiʻ
ise tevcîh u sadaka edüb bu bâbda berât-ı hümâyûnum-ı saʻâdet-makrûnumu verdim ve
buyurdum ki,
Baʻde’l-yevm merkûm Kavlî Fakîhzâde Mustafâ Halîfe varub zikr olunan câmʻ’-i
şerîfde mü’ezzin olub hizmet-i lâzîmesin mer’î ve müʻeddî kıldıktan sonra ber-vech-i
hasbî mutasarrıf olub vâkıfın hayrâtı ve devâm-ı ʻömr ü devletimçün duʻâya müdâvemet
göstere ol bâbda taraf-ı aherden bir vechile dahl u taʻarruz kılmayalar şöyle bilüb ‘alâmet-i
şerîfe iʻtimâd kılalar.
Tahrîren el-yevmü’s-sâlis ve’l-‘ışrîn Cemâziye’l-âhir li-sene hamse ve mie’teyn
ve elf (1205) [27 Şubat 1791]
Be-makâm-ı Konstantiniye
V. 38/b, h. 52
Konusu: Değirmenönü mahallesi ahâlîlerinin binâ eyledikleri câmi’-i şerîfe
es-Seyyid Hâfız Ahmed Halife’nin Cum’a günlerinde devirhân olarak tayin edildiğini
bildiren berât sûreti.

137
Nişân-ı şerîf-i ‘âlişân-ı sâmî-mekân-ı Sultânî
Medîne-i Denizli mahallâtından Değirmenönü mahallesi ahâlîlerinin mahalle-i
mezbûrede bâ-izn-i hümâyûn müceddeden binâ eyledikleri câmiʻ-i şerîfe yevm-i Cumʻa’da
devirhân nasb ü taʻyîn olunmak lâzım ü mühim olmağla erbâb-ı istihkâkdan işbu râfiʻ-i
tevkîʻ-i refîʻü’ş-şân-ı hâkânî es-Seyyid Hâfız Ahmed Halîfe her vechile lâyık u mahall
ü müstehakk olmağın ber-vech-i hasbî tevcîh olunub yedine müceddeden berât-ı şerîf-i
‘âlîşânım verilmek bâbında nâ’ibi mevlânâ Ali Hıfzı zîde ‘ilmuhu ‘arz etmeğin mûce-
bince vâkiʻ ise merkûma tevcîh u sadaka edüb bu berât-ı hümâyûn-ı saʻâdet-makrûnumu
verdim ve buyurdum ki,
Baʻde’l-yevm merkûm Hâfız Ahmed Halîfe varub zikr olunan câmiʻ-i şerîfde
yevm-i Cumʻa’da devirhân olub hizmet-i lâzîmesini mer’î ve müʻeddî kıldıkdan sonra
ber-vech-i hasbî mutasarrıf olub vâkıfın hayrâtı ve devâm-ı ‘ömr ü devletimçün duʻâya
müdâvemet göstere şöyle bilüb ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılalar.
Tahrîren el-yevmü’s-sâlis ve’l-‘ışrîn Cemâziye’l-âhir li-sene hamse ve mie’teyn
ve elf (1205) [27 Şubat 1791]
Be makâm-ı Konstantiniye
V. 39/a, h. 53
Konusu: Denizli voyvodası iken vefât eden Tavasî el-Hâc Ömer Efendi’nin Denizli
mukâtaʻası bekâyâsından darbhâneye olan borcunu gösterir defter sûreti.

Bâ’is-i defter budur ki,


İki yüz dört senesine mahsûben Denizli voyvodası iken fevt olan Tavasî el-Hâc
Ömer Efendi’nin Denizli mukâtaʻası üzerinde olan bekâyâsından cânib-i darbhâneye deyn-i
lâzımı olan elli bin sekiz yüz gurûş tahsîl olunmak üzere müddet-i mahlûlesi Şeyh Mehmed
Ağa’ya ihâle olundukda ol dahî müteveffâ-yı merkûmun bekâyâsından yâlnız on üç bin
yüz otuz üç gurûş kırk akçesin irsâl ve bâkî otuz yedi bin altı yüz altmış altı gurûşunun
dahî tahsîli hâlâ Saruhân sancağı mütesellimi Kara Osmânzâde devletlü el-Hâc Ahmed
Ağa hazretlerine bâ-emr-i ‘âlî havâle olunmağla taraflarından me’mûr saʻâdetlü devletlü
mütesellim el-Hâc Mehmed Ağa maʻrifeti ve Denizli voyvodası serbevvâbîn saʻâdetlü
‘atûfetlü el-Hâc Osmân Ağa maʻrifeti ve maʻrifet-i şerʻle ‘inde’l-ahâlî müteveffâ-yı merkû-
mun mukâtaʻa-yı mezbûre üzerinde tahakkuk eden bekâyası ferden ferdâ hesâb olundukda
sekiz bin doksan gurûşu merkûm Şeyh Ağa zimmetinde tahsîlâtından bâkî on yedi bin
dokuz yüz kırk dört gurûşu defter-i muhâsebede mastûr zimemât-ı müteferrikada zuhûr
edüb li-ecli’t-tekmîl ber-mûceb-i taʻahhüd-i müteʻahhidînden tahsîli lâzım gelen yâlnız
on bir bin altı yüz otuz iki gurûş ve mâl-ı mezkûrun kabzına me’mûr çukâdar Abdullah
Ağa’ya hüddâmiyyesiyle maʻa hizmet-i mübâşiriyyesi bin yüz gurûş ve mâl-ı mezkûrun
mümteniʻü’l-husûllerine mahsûb olmak içün bin yüz altmış sekiz gurûş ve muhâsebe-i
mezkûrenin zımnında verilen vesâyık ve ücret-i kâlemiyye maʻa harc altı yüz gurûş ki

138
min-haysü’l-mecmûʻ on dört bin beş yüz gurûş mukâtaʻa-yı mezbûrenin muhtevî olduğu
dört kazâ ahâlîleri muvâcehelerinde hesâb ve kitâb olunub bi’t-tavʻ ve’r-rızâ hisseleri üzerine
tevzîʻ ve taksîm ve kıbel-i şerʻden pusula olunub li-ecli’t-tahsîl voyvoda-yı mûmâileyh
yedine verilen defter-i mümzâdır ki ber-vech-i âtî zikr olunur.
Hurrire fî 7 Ş (Şa’bân) sene 1205 [11 Nisan 1791]

Kazâ Gurûş
Denizli 6000
Ezîne 4000
Çehârşenbe 3000
Gököyük 1500
Cem’ân yekûn
14500
Yâlnız on dört bin beş yüz gurûşdur.

Hurrire ve husime be-maʻrifetü’l-eʻâlî ve kabûlü’l-ahâlî


nemmakahü’l-fakîr ‘izze ve şânuhu
Ladikîzâde Ali Hıfzı el-Müvellâ-yı hilâfe-i be kazâ-yı Denizli
gafere lehuma
V. 39/b, h. Belirtilmemiş
Konusu: Bazı ürünlerin bin iki yüz beş senesine ait narh listesi.

İşbu bin iki yüz beş senesi Şaʻbânü’l-muʻazzamı’nın on beşinci günü cümle
maʻrifeti ve maʻrifet-i şerʻ esnâf şeyhi ve yiğitbaşıları ve kethüdâları maʻrifetiyle verilen
narh-ı es’ârdır ki ber-vech-i âtî zikr olunur.
Hurrire fî târîhü’l-mezbûr [19 Nisan 1791]

Kıyye Meblağ
Nân-ı ‘azîz-i hâs Resm(?) 90 2
Tütün-i Rumili 1 120
Çörek ta’bir olunun nân-ı ‘azîz Resm(?) 83 2
Tütün-i yerlü 1 16
Lahm-ı ganem 1 40
Lahm-ı kuzu 1 40
Lahm-ı keçi 1 36
İç yağı 1 48
Revgân-ı sade 1 144
‘Asel-i Hamîd 1 45

139
‘Asel-i Tavas 1 40
Mısır Pirinci 1 42
Frenk Pirinci 1 33
Girid Sabunu 1 78
Aydın Sabunu 1 54
Şîr-i revgân 1 72
Revgân-ı Zeyt 1 48
‘Aselli helva 1 63
Pekmez Helvası 1 48
Sisâm helvası 1 48
Tahin 1 45
İzmir Siyahı 1 15
Beylerce 1 24
Kesdane 1 15
İncir 1 27
Kabuklu Badem 1 21
Fındık 1 21
Fıstık 1 54
Kaba Leblebi 1 30
Hurde Leblebi 1 24
Kısa Na’lı Geyim 1 12
Bârgîr Na’lı Geyim 1 94
Katır Na’lı Geyim 1 72
Merkeb Na’lı Geyim 1 48
At Kayarı Ayak 1 30
Bârgîr Kayarı Ayak 1 24
Katır Kayarı Ayak 1 18
Merkeb Kayarı Ayak 1 12
Ham Demir Samakov 1 54
Ham Demir Frengi 1 51
Saban temuru ve balta vesâ’ir âlât ta’mîri zamm
olunan demir bahâsı mikdârı üstâdîye
Donluk 8
Alaca 8
Boğası 12
Kırmızı boya beher tobda İslambol harcı olmak üzere 48
Mor ve laciverdî boya İslambol harcı olmak üzere 48
beher tobda bir perdahlı

140
Perdahsız 39
Süd mâi ve yeşil İslambol harcı perdahlı 42
Perdahsız 36
Hıyâl(?) baş mıhı 1 72
Parelik Mıh 1 78
İkisi birlik mıh 1 76
Sarık mıhı 1 76
(V. 40/a) Tahta mıhı 1 83
Pervaz mıhı 1 90
Yevmiyye-i Neccârân ma’a ta’âmiyye 90
Ta’âmiyyesiz 75
Yevmiyye-i divârciyân ma’a ta’âmiyye 75
Ta’âmiyyesiz 60
Yevmiyye-i Rencberân 45-30
Yemen kahvesi Çekirdek 1 276
İşbu nizâm üzere narh verildiği sicill-i mahfûza
kayd olunmuşdur.
Delikliçınâr mahallesinden berber Ahmed iki üç kerre tenbîh olunmağa yoncamın
içinden hayvânlarını kendü elim ile çıkarub menzilciye teslîm olundu116.

V. 40/a117
V. 41/a, h. 54
Konusu: Denizli kazâsında bin iki yüz beş senesinde saliyane olarak orduya
gönderilen levâzımatın masraflarını gösterir defter sûreti.

Bâʻis defter oldur ki,


İki yüz dört ve iki yüz beş senelerine mahsûben Denizli kazâsından bâ- evâmir-i
sultâniye matlûb buyrulan mühimmât-ı seferiyyeler zimmet-i ahâlîde müterâkim olub
tahsîlleri bâ-evâmir-i ‘aliyye irâde ve fermân buyrulmağın işbu bin iki yüz beş senesi
Şaʻbânü’l-muʻazzam’ın on dokuzuncu günü cümle maʻrifeti ve maʻrifet-i şerʻ ve hâlâ
Denizli voyvodası serbevvâbîn saʻâdetlü el-Hâc Osmân Ağa maʻrifetiyle Denizli kazâsı
üzerine salyâne olunan mühimmât-ı seferiyye ve masârifât-ı belediyedir ki ber-vech-i âtî
zikr olunur.
Hurrire fi 19 Ş (Şa’bân) sene (1)205 [23 Nisan 1791]

116 [Ç.N.] Bu kaydın üzeri çizilmiştir.


117 [Ç.N.] Bu sayfanın a yüzü boştur.

141
Gurûş

İki yüz beş senesine mahsûben Denizli ve tevâbi’ kazâlarından bâ-emr-i


‘âlî ihrâcı fermân buyrulan iki yüz re’s mükârî bârgîrânından Denizli 5.640
kazâsı hissesi doksan dört bârgîrin altmış gurûşdan bahâları

Sene-i mezkûra mahsûben kezalik bâ-emr-i ‘âlî ihrâcı fermân buyrulan


mükârî şütürânından ber-mûceb-i Kütâhiyye-i pusula kazâ-yı mezbûre 3.680
hissesi kırk altı re’s şütürânın seksen gurûşdan bahâları

İki yüz dört senesine mahsûben ıstabl-ı ‘âmire içün mübâya’ası mat-
lûb olunan on re’s bir ayak katırın gayr-ı ez mîrî yüz dokuz gurûşdan 1.226,5
Kütâhiyyeli Hacı Hüseyin Ağa’nın alacağı

İki yüz üç ve dört senelerine mahsûben mütevaffâ Tavasî’nin cânib-i


darbhâneye olan deyninden ber-mûceb-i ta’ahhüd ahâlî-i kazâlardan 6.000
kazâ-yı mezbûre hissesi ber mûceb-i mümzâ

16.546,5
İki yüz beş senesine mahsûben Anadolu vâlisine bâ-emr-i ‘âlî ta’yîn
buyrulan imdâd-ı seferiyyeden ber-mûceb-i pusula-yı Kütâhiyye kazâ- 2.087
yı mezbûre hissesi

Sene-i mezkûra mahsûben Denizli kazâsının menzili ber-mûceb-i


1.500
mukâvele-i ahâlî
Sene-i mezkûreye mahsûben mâl-ı ihtisâb-ı kazâ-yı mezbûre 2.000
22.124,5

Dört kazâ masârifinden kazâ-yı mezbûre hissesi ber-mûceb-i defter-i


7.164
mümzâ ve pusula-yı şer’iyye

Tavasî bekâyasından ‘inde’l-ahâlî hesâb olunan gürihte-i bekâyâ 600


29.888,5

Tevzî’-i âtîde hamûle-i fukarâ hafîf olmak içün voyvoda-yı müşârü’n-


ileyhden ber-mûceb-i temessük ve hüccet-i şer’iyye ahâlî-i kazâ istidâne 14.944,5
ile edâ eyledikleri meblağın vakt u sâ’atde tevzî’ olunmak içün fürûnihâde
Serdâr bayrağı küşâdına gelen serturnacı ve çavuşâna verilen hizmet 71
Serturnacı-yı merkûmun serdâr İsmâil Ağa konağında revzen masârifi 32

142
Bekâyâ muhâsebesi zımnında hâkimü’l-vakitden alınub verilen i’lâmât
1.500
ve hüccec ve defâtirlerin ücret-i kalemiyyeleri ber-mûceb-i müfredât
16.547,5
Arpacı esnâfının mübâşirâna verdikleri yirmi altı keyl şa’îrleri bahâsı 40
Mahkemenin harem dâ’iresi içün Hasan Efendi’den be-ma’rifetü’l-ahâlî
140
alınan menzil bahâsı
Menzilciye eyyâm-ı muhtelede tevârüd eden ulâklar içün Abdalzâde
40
yediyle verilen bârgîr ücreti
16.767,5
Mukaddem ve mu’ahhar mahkemenin ta’mîrine sarf olunan meblağ
160
ber-mûceb-i müfredât
Odabaşı yediyle isticâr olunan menzil ücreti 16,5
Kethüdâ karyesinin menzilde telef olan bârgîrleri kıymeti 20
16.964
Karcı karyesinin menzilde telef olan bârgîrleri kıymeti 20
Hacı Eyüblü karyesinin iki yüz yirmi ‘aded hasırları bahâsı 51
Hacı Çakır’ın kazâ üzerinde alacak iddi’âsından ‘ale’l-hesâb 120
17.155
Suyolcuya ber-mu’tâd civâriyye 15
Karcı karyesinin menzile verdikleri yirmi altı re’s bârgîrin ücreti 52
Manastır karyesinin yirmi bir re’s bârgîrleri ücreti 42
17.264
Çakmak karyesinin sekiz re’s bârgirleri ücreti 16
Kethüdâ karyesinin iki re’s bârgîrleri ücreti 4
Zımmîyân mahallesinin sekiz re’s bârgîrleri ücreti 16
17.300
‘Avarız mübâşirine kazâlardan verilen üç yüz gurûş mübâşiriyyeden
mâ’adâ eyyâm-ı meks içün nefs-i Denizli kazâsından verilen masârifci (V. 41/b) 150
bahâsı
Şehir kethüdâsı ikrâmiyyesi 50
Devletlü voyvoda ağamız içün fukarâ ve zu’afânın ricâlarıyla kabûl
etdirdikleri esb bahâ ki ikrâmiyye-i mu’tadeyi ‘afv buyurduklarında 500
cümle ahâlî kabûllerinde niyâz ile kabûl buyrulmuşdur
18.000
Kethüdâ el-Hâc Hasan Efendi’ye esb bahâ 250
Kethüdâ efendiye dîvân-ı kâtibiyye ve hazînedâr ağaya ber-mu’tâd
500
ikrâmiyye
Mahkeme icâresi mâh 5 60

143
18.810
Ber-mu’tâd-ı harc-ı defter 1.350
Harc-ı i’lâmât 1.165
Nâ’ibiyye ve kethüdâ’iyye ve hüddâmiyye 300
19.625
Kaydiyye ve kâtibiyye ve muhzıriyye 85
19.710
Yâlnız on dokuz bin yedi yüz on gurûş kazâ-yı mezbûrenin bi’l-cümle aʻyân ve
eşrâf ve vükelâ ve esnâfı muvâcehelerinde yegân yegân hesâb-ı sahîh-i muʻteber ve kitâb-ı
sarîh ve defter mûcebince hesâb ü kitâb olundukda her birleri bi’t-tâvʻ ve’r-rızâ kabûl ve
edâsına müteʻahhid olub tevzîʻ olunmasını iltimâs etdiklerinde meblağ-ı merkûmdan altı
yüz doksan gurûşu zeyl-i defterde esâmîleri mastûr dokuz ‘aded maktûʻ kurâları üzerine
baʻde’l-ikrâr bâkî on dokuz bin yirmi gurûş kazâ-yı mezbûrenin sâlyânekeş mahallât ve
kurâları üzerlerine sâbıklarına kıyâsen ve ahd-ı hümâ âhiri hâl ve tahammüllerinde tas-
dîk-i şurûtu üzere şurût-ı tesviyeye riʻâyeten tevzîʻ ü taksîm olunub li-ecli’t-tahsîl ağa-yı
müşârü’n-ileyh yedine verilen defter-i mümzâdır ki ber-vech-i âtî zikr olunur.
Hurrire fi’l-yevmi’t-tâsîʻ-i ‘aşer min şehr-i Şaʻbânü’l-muʻazzam li-sene hamse
ve mie’teyn ve elf (1205) [23 Nisan 1791]
‘An bâ-hüccet-i sâhib-i şerʻî ve’ş-şeref

Mahalle Gurûş
Aktoy 603
Meydân 422
Kürkcüler 422
Kurşunlu 442
Sarây 462
Câmi’-i Kebîr 462
Abdü’l-kuddüs 366,5
Debbâğân 366,5
Zımmîyân 366,5
Koramaz 142
Kayacık 193
Asılbeğ 138,5
Ece 148,5
Alaca Mescid 148,5
Cârullah 127,5
Güzerlik 127,5
Gâzi Emîr 127,5

144
Gîre Bostân 51,5
Cem’ân yekûnü’l-mahallât
5117
Yâlnız beş bin yüz on yedi gurûşdur.

Karye Gurûş
Karcı 2610
Gerzele 1834
Çakmak 1504
Manastır 1711
Kara Hasanlı 811
Kınıklı 721
Şemikler 760
Kethüdâ 760
Karaman 259
Kaşıkcı 259
Göveçlik 555
Hacı Eyüblü 555
Bağbaşı 295
Teke 148
Eskihisâr 36
Kebîr 56
(V. 42/a) Kayıhân 281
Kurudere 170
Açalar 38
Saruhân 156,5
Gonca Ali 112
Zeytûn 156,5
Zekeriyâ 100
Bekirli 15
Cem’ân yekûnü’l-kurâ
13903
Yâlnız on üç bin dokuz yüz on üç gurûşdur.
Maktûʻ olan kurâlardır ki zikr olunur;
Karye Gurûş
Şamlı-yı Kebîr 75
Şamlı-yı Sagîr 75
Yâlnızdere 90
Karakoğa 75

145
Çeltikçi 75
Üzerlik 75
İldenizli 75
Salih Ağa 75
Kal’a 75
Cem’ân yekûnü’l-maktû’ât
690
Yâlnız altı yüz doksan gurûşdur.

El-icmâl
Gurûş
5.117 ‘An mahallât-ı şehir
13.903 ‘An kurâ-yı sâlyânekeş
690 ‘An kurâ-yı maktû’a
19.710 Yâlnız on dokuz bin yedi yüz on gurûşdur.
Hurrire ve husime ‘inde’l-ahâlî bi-maʻrifeti’ş-şerʻ ve’l-eʻâlî
Rattebehü’l-fakîr ileyhi ‘izze ve şânühu subhânehu ve teʻâlâ
Ladikîzâde Ali Hıfzî el-müvellâ-yı hilâfe-i be-kazâ-yı Denizli gafere lehumâ

V. 42/a, h. 55
Konusu: Sultan IV. Murad Han Gâzî Evkâfı mukâtaʻalarından Sunkur Bey
mukâtaʻası mutasarrıfı iken vefât eden Çemişgezekli Süleymân’ın terekesinden İstefan
ve Agop’un alacaklarının ödenmesi husûsunda fermân sûreti.

Kıdvetü’l-kuddât ve’l-hükkâm maʻdenü’l-fezâ’il ve’l-kelâm Sunkur Beğ ve Denizli


kadıları zîde fazluhumâ ve iftihârü’l-emâcid ve’l-ekârim câmiʻü’l-mehâmid ve’l-mekâ-
rim el-muhtassûn bi-mezîd-i ‘inâyeti’l-meliki’d-dâ’im Kütâhiyye mütesellimi ( ) dâme
mecduhu ve mefâhirü’l-emâsil ve’l-akrân voyvodalar ve bu husûsa mübâşir taʻyîn olunan
sarây-ı ‘atîk-i maʻmûre teberdârlarından Hacı Mahmud Halîfe zîde kadruhum tevkîʻ-i
refîʻ-i hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
İftâharü’l-havâss ve’l-mukarrebîn muʻtemedü’l-mülûk ve’s-selâtîn muhtârü’l-‘izz
ve’t-temkîn bi’l-fiʻîl dârü’s-saʻâdetim ağası olub Haremeyn-i şerîfeyn evkâfı nâzırı olan
İdris Ağa dâme ‘uluvvuhu rikâb-ı hümâyûnuma ‘arz gönderüb taht-ı nezâretinde olan
evkâfdan İslambol’da vâkiʻ merhûm ve mağfurünleh Fâtih-i Bağdad Sultân Murâd Hân
Gâzi tâbe serâhu evkâfı mukâtaʻâtından Sunkur Beğ ve tevâbiʻi mukâtaʻasının doksan
sekiz senesi bedel-i iltizâmı husûsuyçün sarrâf tâ’ifesinden İstefan ve Agop zimmîlerin
cihet-i karz-i şerʻîden Çemişgezekli Süleymân zimmetinden bâ-temessük dokuz bin beş
yüz elli gurûş alacakları olub kable’l-edâ mûmâ(ileyh) fevt olmağla bâ-maʻrifet-i şerʻ
sâbit olub terekesinden edâsı iktizâ eylediğine binâ’en yedlerine bir kıtʻa iʻlâm-ı şerʻiyye

146
iʻtâ ve müteveffâ-yı merkûmun mukâtaʻa-yı mezkûr ahâlî ve reʻâyâsı zimmetlerinde olan
bekâyâsından mâʻadâ cihet-i karzdan mukâtaʻa-yı mezkûr mülhakâtından Şeyhlü ve Baklan
kazâları ahâlîleri zimmetlerinde ber-mûceb-i defter ve temessükât alacağı olan yedi bin
beş yüz elli gurûş bekâyâ-yı sahîhesi olub meblağ-ı mezbûr ancak bekâyâ-yı mezbûrun
tahsîline mütevakkıf olmağın husûs-ı mezkûr vekîlleri olan Çukadâr Hüseyin maʻrifetiyle
bekâyâ-yı mezkûr mahallinde maʻrifet-i şerʻle îcâb edenlerden tamâmen tahsîl ve kabzına
me’mûr vekîle teslîm etdirilmesi bâbında bundan akdem sâdır olan emr-i ‘âlişânım ber-
takrîb zâyiʻ olmağla mûcebince zâyiʻden emr-i ‘âlîşânım sudûrunu mesfûrân ‘arz-ı hâl
birle inhâ ve istidʻâ-yı ‘inâyet etmeleriyle kuyûdâta mürâcaʻat olundukda ber-minvâl-i
muharrer meblağ-ı mezbûrun tahsîli bâbında bin iki yüz dört senesi Muharrem’inde
[1789 Eylül’ünde] mufassal ve meşrûh emr-i ‘âlîşân muhâsebe-i Haremeyn’de (V. 42/b)
derkenâr olmağla mahallinden maʻrifet-i şerʻ ve mübâşir-i merkûm maʻrifetiyle müte-
veffâ-yı merkûm Süleymân’ın ahâlî ve reʻâyâ üzerlerinde olan alacağı zâhire ihrâc ve
baʻde’s-sübûtü’ş-şerʻ îcâb ü iktizâ edenlerden tahsîl ve mersûmân taraflarından kabzına
me’mûr vekîle teslîm etdirilüb hilâf-ı şerʻ hareketden mübâʻadet etdirilmek bâbında emr-i
şerîfim verilmek ricâsına iʻlâm etmeğin imdi mûcebince ‘amel olunmak bâbında fermân-ı
‘âlîşânım sâdır olmuşdur buyurdum ki,
Hükm-i şerîfimle mübâşir-i merkûm vardıkda bu bâbda vech-i meşrûh üzere
ağa-yı müşârü’n-ileyhin ‘arzı mûcebince şeref-yâfte-i sudûr eden işbu emr-i şerîf-i ‘âlîşâ-
nım mazmûn-ı münîfi üzere ‘âmil olub hilâf-ı rızâ ve cevâz göstermeyesiz şöyle bilesiz
‘alâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız.
Tahrîren el-yevmü’l-hâmis-i ‘ışrîn Rebîü’l-âhir li-sene hamse ve mie’teyn ve elf
(1205) [1 Ocak 1791]
Mahrûse-i Konstantiniyye

Mûcebince dârü’s-saʻâde ağası ve Haremeyn-i şerîfeyn evkâfı nâzırı olan İdris


Ağa’nın mektûbu dahî vârid olmuşdur ve mübâşir sarây-ı ‘atîk teberdârlarından el-Hâc
Mahmûd Ağa ile vârid olmuşdur.
Vasalü’l-ileynâ 25 Ş (Şaʻbân) yevm-i Salı sene 1205 [29 Nisan 1791 Salı]

V. 42/b, h. 56
Konusu: Sefer-i hümâyûn için lâzım olan deve, katır ve sâ’ir hayvânâtın zamâ-
nında gönderilmesi husûsunda fermân sûreti.

Akdâ kuddâtü’l-müslimîn evlâ vülâtü’l-muvahhidîn maʻdenü’l-fazl ve’l-yakîn


rafiʻü’l-iʻlâmü’ş-şerîʻat ve’d-dîn vârisü’l-‘ulûmü’l-enbiyâ ve’l-mürselîn el-muhtassûn
bi-mezîd-i ‘inâyeti’l-meliki’l-muʻîn mevlanâ ( ) zidet fezâ’iluhu ve mefâhirü’l-kuddât
ve’l-hükkâm maʻâdinü’l-fezâi’l ve’l-kelâm Anadolu’nun sağ kolunda vâkiʻ Kütâhiyye

147
ve Hüdâvendigâr Hüdâvendigâr118 ve Saruhân ve Aydın ve Tire ve Teke ve Hamidili ve
Menteşe ve Konya ve İzmir ve Karahisâr-ı Sâhib ve Sultânönü ve Biga ve Sığla ve Alaşehir
ve Alâiye ve Birusa ve Yenişehir-i Birusa ve Denizli ve Ezîne ve Gököyük ve kazâ-yı
Balıkesir sancaklarında olan kazâların kadıları ve nâ’ibleri zîde fazluhum ve mefâhi-
rü’l-emâcid ve’l-aʻyân husûs-ı âtîü’l-beyâna müstakilen mübâşir ve sürücü taʻyîn olunan
silâhşörân-ı hâssamdan Memiş ve zikr olunan kazâların mütesellimleri zîde mecduhum ve
mefâhirü’l-emâsil ve’l-akrân aʻyân ve zâbitân ve iş erleri zîde kadruhum tevkîʻ-i refîʻ-i
hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Sefer-i hümâyûnumun ehemm-i umûru mevâdd-ı selâseden ‘ibâret olub biri ‘as-
kerî ve biri zahîre ve birisi dahî zahâ’ir ve mühimmât nakliyçün işe yarâr deve ve katır
ve sâ’ir mükârî hayvânâtın vaktiyle celb ü cemʻi mâddesi idüğü cümlenin maʻlûmudur
hâl böyle iken ve belki cümleden ziyâde mükârî hayvânâtının işe yarâr ve yüke sâlih ola-
rak vaktiyle celbine dikkat ü ihtimâm olunmak üzere iken birkaç seneden berü ‘adem-i
ihtimâmlarıyla her kazânın mükârî hayvânâtı birer müflis (V. 43/a) veyâhûd müzevvir
makûlesi kimesnelere derʻuhde ve tefvîz ve ‘âdet-i belde üzere akçesini reʻâyâ ve ahâlî-
den cemʻ ve pazârı katʻ olunub ol dahî mahalline göre rahîs bahâ ile birâz deve veyâhûd
bârgîr tedârik ve betâ’et ile hareket ve rûz-ı Hızır’dan vâfir sonra ordu-yı hümâyûnuma
‘amel-mande ve istihdâma nâ-şâyeste hayvânâtı getürüb birkaç ay hizmet ile işi başından
savuşdurmak dâʻiyyesine ibtidâr eylediklerinden ‘asker-i müslimînin me’kûlâtları husû-
sunda envâʻ-yı zarûret ve meşakkat çekilmekle fîmâ-baʻd böyle râbıtasız olmamak içün
bi-mennihi teʻâlâ evvel-bahâr-ı hûceste-âsârda sefer-i hümâyûnum lâzımesiyçün iktizâ eden
mükârî hayvânâtının şimdiden tertîblerine ihtimâmlu bakulub yoluyla istihdâmlarıyçün
bir sûret-i haseneye ifrâğı mertebe-i vücûbda olduğuna binâ’en her bir kazâdan müretteb
olan deve ve bârgîr ve katır mukaddemâ sâdır olan evâmir-i ‘aliyyemde tasrîh ü beyân
olunduğu üzere ol kazânın aʻyânı veyâhûd kurb ü civârda vâkiʻ mahallin nâfizü’l-kelemi
maʻrifetiyle ihrâc ve mükârîbaşısı bellü başlu müteʻayyin âdem olmak ve hitâm-ı müddet-i
me’mûriyetlerine kadar ordu-yı hümâyûnumda nîk ü bedi ândan mes’ûl olmak ve eğer
maʻâzallahu sümme maʻâzallah ihrâc olunacak deve ve bârgîr ve katırlar yüke sâlih istih-
dâma şâyeste olmayub sinîn-i sâbıka misillü deve ve bârgîrler lâgar ve havut ve (havut)
semer ve urgânları noksân ve istiʻmâl ve istihdâm(a) gayr-ı sâlih olmak lâzım gelürse
ordu-yı hümâyûnumda kabûl olunmayub tekrâr ahâlî-i kazâdan tahsîl olunacağından gayrı
getüren mükârîbaşısının ordu-yı hümâyûnumda cezâları tertîb ve ol kazânın müteʻayyin
ve nâfizü’l-kelemi olub ihrâca me’mûr kim ise ol dahî ‘ibret-i lil-gayr siyâset olunub mâl
ve eşyâsı cânib-i mirîden zabt olunacağı beyânıyla taraf taraf evâmir-i ‘aliyyem ısdâr ve
mübâşir ile tesyâr olunmuşidi lakin işbu mürettebâtın vakt u zamânıyla mahallerinden
tahrîk ü ihrâc ve ordu-yı hümâyûnuma sevk ü îsâlleriyçün mahsûs sürücü yollu kol kol
birer kapucıbaşı taʻyîn olunması mühim ve muktezî olduğu bu defʻa ordu-yı hümâyûnum-
da sadr-ı aʻzâm ve serdâr-ı ekremim mahsûs tahrîrâtıyla rikâb-ı müstetâb-ı mülûkâneme
‘arz ü inhâ etmekle sen ki silâhşör-i mûmâileyhsin erbâb-ı riyâsetden ve sadâkatden olub
senden vucûh ile hizmet ve gayret-i me’mûl-i hidîvânem olduğuna binâ’en akrânından
bilâ-intihâb bu hizmete sen mübâşirleri mübâşiri olarak li-ecli’l-ikdâm taʻyîn olunduğun

118 [Ç.N.] Kelime iki kere yazılmıştır.

148
ecilden Âsitâne-i saʻâdetimden bir gün evvel hareket ve savb-ı me’mûrîne ‘azîmet ve
yedinde olan sûret-i defter mûcebince sağ kolda vâkiʻ sâlifü’z-zikr kazâlara uğrayub her
bir kazânın müretteb mükârî bârgîri ve şütürânı ihrâc ü irsâl ve Edirne’de müzehher(?)
olan zahîreden hîn-i mürûrlarında tahmîl eylemek üzere tenbîh ve zahîre-i mezkûr es-
nâ-yı râhda karîn-i telef ve serika olmamak içün iktizâsına göre nizâmına dikkat ve sağ
kolunun zikr olunan elviyelerde kazâ-yı kuddât tarafından âdemler taʻyîn ve kendün dahî
geşt ü güzâr ederek bi’l-cümle mürettebâtı ihrâc ü sevk edüb nihâyet (V. 43/b) rûz-ı Hı-
zır’da cümlesi ordu-yı hümâyûnumda mevcûd bulunmak üzere taʻcîl ü tesbîline kemâl-i
ihtimâm u gayret ve cümlenin ardını alub göndermeğe müsâraʻât eylemek fermânım
olmağın me’mûriyyetine hâvî işbu emr-i celîlü’l-kadrim ısdâr ve yedine iʻtâ olunmuşdur
imdi sen ki mübâşir-i mûmâileyhsin mükkârân-ı mezkûreyi sağ kolda vâkiʻ kazâlardan
yedinde olan sûret-i defter mantûkunca her bir kazâdan tuvânâ ve yüke sâlih ve semerleri
tâmm olarak ihrâc ve rûz-ı Hızır’dan mukaddem ordu-yı hümâyûnuma irsâl Edirne’den
hîn-i mürûrlarında mevcûd olan zahîreden tahmîl ve ol vechile ordu-yı hümâyûnuma
tesyîrlerine bezl-i makdûr-ı makderet ve eğer işbu tertîb-i uhrâ hîn-i tekâsül ü rehâvet ü
betâ’et veyâhûd işe yaramayacak gibi ve sinîn-i sâbıka misillü bî-dikkat ihrâc olunmak
halât kangı kazânın ahâlîsinden sudûr eder ise der‘aliyyeme tahrîr ve Âsitâne-i hümâyû-
numa muktezâsı istiklâlleri üzere hafî ve tahrîre ve bu defʻa mütenebbih olmayanların
cezâların tertîb içün serîʻan der‘aliyyeme tahrîr eyleyesin şöyle ki deve veyâhûd bârgîr
tuvânâ ve güzîde ve semerleri tâmm olarak ihrâc ve rûz-ı Hızır’dan (mukaddem) noksân
ve ekall(?) olmamak üzere tekmîlen ordu-yı hümâyûnuma irsâl ve tesyîre sarf-ı makderine
bezl-i tâmm ve tuvânâ ve sen dahî tamaʻ-yı hamâ tebâʻiyyet veyâhûd ihmâl ü rehâvet
ile emr-i dînden olan işbu tertibâtın tasrîfi(?) ve taʻtîli mesmûʻ-yı mülûkânem olur ise
sana dahî selâmet-i hâl muhâll olacağını raʻnâ bilüb ve bu bâbda mütâlaʻa ve mülâhaza
ve birâz hidemât-ı pesendîdeye saʻy-i meşʻâr(?) eyleyesin ve siz ki sağ kolunda hâvî ol-
duğu kazâların mütesellimi ve ihtiyâr(?) ve zâbitân-ı mûmâileyhumâ vesâ’ir iş erlerisiz
silâhşör-i mûmâileyhimsiz zâbitân-ı devlet-i ‘aliyyemde tertîbât-ı mezkûrun ihrâcına
işbu emr-i celîlü’ş-şânımla bâlâda mastûr sürücü taʻyîn olunan ve olunmuş olduğu her
birleriniz kazâlarından tertîb olan hayvânât bâlâda bast ü beyân ve mukaddem sâdır olan
emr-i şerîfimde tasrîh u aʻyân olduğu üzere vakt u zamânıyla tuvânâ ve yüke sâlih olarak
tedârik ve ihrâc ve rûz-ı Hızır’dan evvel ordu-yı hümâyûnumda mevcûd bulunmalarına
mezîd-i saʻy u gayret ve eğer ednâ mertebe kusûr ve mürettebât-ı mezkûre hilâf-ı emr u
rızâ lâgar ve zaʻîf veyâhûd muʻayyen olan vakitden sonra varmak hâlâtı nümûdâr olur ise
iktizâ edenlerin te’dîbi mübâşir-i mûmâileyh ve mütenebbih olmayanları cezâları tertîbi
silâhşör-i mûmâileyhin tahrîrâtı vürûdlarına menût ve vâbeste olduğu (V. 44/a) güzelce
fikir ve mülâhaza ve âna göre ‘amel ü hareket eyleyesin ve siz ki mevlânâ ve kuddât ve
nüvvâb-ı mûmâileyhimsiz sizler dahî mûcib-i emr-i şerîfimle ‘amel ü hareket ve hilâfından
hazer ü mücânebet eylemeniz bâbında fermân-ı ‘âlişânım sâdır olmuşdur buyurdum ki,
Hükm-i şerîfimle ( ) vardıkda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr
olan işbu emr-i şerîf-i celîlü’ş-şân-ı vâcibü’l-imtisâlimin ve lâzımü’l-ittibâʻımın mazmûn-ı
münîfi üzere ‘âmil olub hilâf-ı vazʻ hareketden tehâşî ve gâyetü’l-gâye hazer ü mübâʻadet
eyleyesiz şöyle bilesiz ‘alâmet-i şerîfime iʻtimâd kılasız.

149
Tahrîren el-yevmü’s-sânî ve’l-ʻışrîn Cemâziye’l-âhir li-sene hamse ve mie’teyn
ve elf (1205) [26 Şubat 1791]
Mahrûse-i Konstantiniye
Afa anhümâ
V. 44/a, h. 57
Konusu: Denizli, Çeharşenbe, Gököyük ve Honaz kazâlarına es-Seyyid el-Hâc
Mehmed Çelebi’nin kâʻimmakâm olarak tayin edildiğini bildiren mektûb sûreti.

Nakîblik mektûbudur
Kıdvetü’s-sâdât kâʻimmakâm-ı esbak es-Seyyid el-Hâc Mehmed Çelebi dâme
şerefen baʻde’t-tahiyyetü’l-vâfiye inhâ olunur ki,
Denizli ve Çehârşenbe ve Gököyük ve Honaz kazâlarında kâʻimmakâm olan
kimesnenin bâ-‘arz sû-i hâlini inhâ etmeleriyle işbu sene hamse ve mie’teyn ve elf Ra-
mazanü’l-mübâreki evâsıtından cenâbınıza tevcîh olunmuşdur gerekdir ki sâdât-ı kirâma
tevkîr ü ihtirâm edüb ve kuddât ve kâʻimmakâmlar senedleriyle müteseyyid ve izhâr-ı
‘alâmet-ı hadrâ edenlerin defʻinde ihtimâm ve cenâbınız dahî kimesneye ‘alâmet-i hadrâ
vazʻından haşyet ve iddiʻâ-yı neseb-i siyâdet edenleri tarafımıza havâleye mübâderet birle
işbu emânet-i kübrâda kemâl-i ʻiffet edüb teveccühiyye ve ‘arûsiyye ve muhaddenât-ı sâ’ire
ve nâ-marziyye nâmıyla bir akçelerin almayub ve aldırmayub sıyânet-i ‘ırz u mâllarında
saʻy-i mevfûr zımnında şevketlü mehâbetlü kudretlü pâdişâh-ı İslâm ebbede Allahu teʻâlâ
ilâ yevmi’l-kıyâm hazretlerinin devâm-ı ‘ömr-i devletleriyçün sâdât-ı kirâmın daʻvât-ı
hayriyyelerin isticlâb edüb her emîrde şerʻ-i şerîfe intisâb ile mazhar-ı şefâʻat-i hazret-i
seyyidü’l-enâm ‘aleyh-i efdalü’t-tahiyyet ve’s-selâm olasız.
El-Fakîr Mehmed el-Hüseynî en-Nakîb-i ‘ale’l-eşrâf-ı me’ser(?)

V. 44/a, h. 58
Konusu: Denizli kazâsına serdar olarak Abdalzâde Ali Ağa’nın tayin edildiğini
bildiren mektûb sûreti.

Serdârlık mektûbu sûretidir


Şerîʻat-şiʻâr Denizli kadısı efendi baʻde’s-selâm inhâ olunur ki,
Taht-ı hükûmetinizde serdâr olan refʻ olunub yerine üslûb-ı sâbık üzere kıdve-
tü’l-emâsil ve’l-akrân ‘Abdalzâde ‘Ali Ağa zîde kadruhu serdâr nasb u taʻyîn olunmağın
işbu mektûb tahrîr ü irsâl olunmuşdur inşâallahu teʻâlâ vusûlünde gerekdir ki merkûmu
kazâ-yı mezkûrun serdârlığı umûrunda kıyâm ve öteden berü olageldiği vech üzere
zabt u rabtı husûsunda iʻânet ü ihtimâm eyleyesiz ve sen ki serdâr-ı merkûmsun kazâ-yı

150
mezkûrun serdârlığı sana tefvîz olmağla gerekdir ki kâʻide-i kadîme ve kânûn üzere zabt
u rabt-ı neferât ve defʻ-i refʻ-i haşerâtıyla tanzîm-i bilâd ve idârede hâl-i ‘ibâdda bezl-i
iktidâr eyleyesiz kazâ-yı mezkûrda mukîm ve misâfir yeniçerileri ve cebeci ve topçu ve
tob ʻarabacısı gılâmân-ı ‘acemî ve kuloğulları bi’l-cümlesini üzerlerine serdâr bulunub
ve zâbit bilüb sözünden taşra ve re’yinden hâriç vazʻ ü hareketde bulunmayub dâ’imâ
itâʻat ve inkıyâd üzere olalar ve sen dahî cümle umûrunu ahkâm-ı şerʻ-i şerîf bilâ-vâris-i
maʻrûf119 (V. 44/b) fevt olanların metrûkatların maʻrifet-i şerʻle zabt ve sûk-ı sultanîde
füruht ve hâsıl olan nükûdunu cânib-i beytü’l-mâl içün defter-i müfredâtıyla ocak cânibine
göndermeye mübâderet ve beher hâl sükkân-ı vilâyetin emn u rahâtlarına bâʻis-i hizmet-i
müstahsene-i mebrûre vücûda getirmeğe mecd u sâʻy olub mûcib-i mektûb ile ‘âmil olasız.
Tahrîren fî gurre-i şehr-i Ramazân sene hamse ve mie’teyn ve elf (1205) [4
Mayıs 1791]
Muhammed Ağa-yı yeniçeriyân-ı dergâh-ı ‘âlî
V. 44/b, h. 59
Konusu: Sefer levâzımatı için yapılan masrafların Denizli kazâsı hissesesini
gösterir defter sûreti.

Bâʻis-i defter oldur ki,


Denizli kazâsı ahâlîlerinin üzerlerine edâsı lâzım gelen mâl-ı bekâyâ ve seferiyye
ve bârgîr ve deve ve katır ve menzil vesâ’ir masârif-i şâkka masâriflerinden gayr-ı ez-tevzîʻ
Denizli voyvodası saʻâdetlü el-Hâc Osmân Ağa hazretlerine bâ-temessük deynleri olan on
dört bin dokuz yüz kırk dört gurûş kazâ-yı mezbûrenin bi’l-cümle aʻyân ve eşrâf ve kurâ
ihtiyârları taleb ve maʻrifetleri ve maʻrifet-i müşârü’n-ileyh ile kazâ-yı mezbûre mahallât
ve kurâlarının sâbıkına kıyâsen hâl ü tahammüllerine göre tevzîʻ u taksîm ve li-ecli’t-tahsîl
dâyin-i mûmâileyh yedine verilen defterdir ki zikr olunur.
Hurrire fî gurre-i ZA (Zi’l-ka’de) sene (1)205 [2 Temmuz 1791]

Mahalle Gurûş
Aktoy 550
Meydân 313
Kürkcüler 335
Kurşunlu 335
Câmi’-i Kebîr 411
Sarây 411
Abdü’l-kuddüs 326
Koramaz 99,5
Kayacık 170,5

119 [Ç.N.] Bu sayfanın alt kısmı eksiktir.

151
Debbâğlar 326
Zımmîyân 326
Asılbeğ 99,5
Cârullah 99,5
Eceler 131,5
Alaca Mescid 131,5
Güzerlik 99,5
Gâzi Emîr 99,5
Gidebostân 59
Cem’ân yekûn-ı Mahallât
Yâlnız dört bin üç yüz altmış üç 4363
gurûşdur.

Karye Gurûş
Karcı 2545
Gerzele 1135
Çakmak 1065
Kara Hasanlı 395
Manastır 1275
Şemikler 395
Kethüdâ 399
Kınıklı 495
Karaman 237
Kaşıkçı 237
Göveçlik 403
Hacı Eyüblü 403
Bağbaşı 297
Tekye 107
Eskihisâr 29,5
Kebîr 32,5
Kurudere 154
Saruhân 138
Akçalar 26
Kayhân 271
Gonca Ali 99
Zeytûn 143
Zekeriyâ 89

152
Bekirli 11
Cem’ân yekûn 10582
El-kurâ 4363
El-mahallât 14945
Hurrire haze’d-defter-i be maʻrifetü’l-eʻâlî ve tahavvül-i kâffe-i ahâlî
Ladikîzâde Ali Hıfzî el-müvellâ-yı-hilâfe-i be-medîne-i Denizli
nemmakahü’l-fakîrullah ‘izze ve şânuhu.
Gafere lehumâ

V. 45/a, h. 60
Konusu: Antalyalı zimmî Konstantin veled-i Yorgi’nin eşyâlarını gösterir tereke
kaydı.
Medîne-i Denizli sûkunda vâkiʻ Gazalcı Hânı demekle maʻrûf hânda misâfireten
mütemekkin iken bilâ-vâris maʻrûf-ı helâk olub terekesi cânib-i beytü’l-mâla râciʻ olan
Antalyalı zimmî Konstantin veled-i Yorgi nâm hâlikin emîn-i beytü’l-mâl maʻrifeti ve
maʻrifet-i şerʻle ve beytü’l-mukavvamîn takvîm-i kıymet olunan muhallefât defteridir ki
ber-vech-i âtî zikr olunur.
Hurrire fî selh-i Şevvâl sene 1205 [1 Temmuz 1791]

Kıymet-i Gurûş
Bir müsta’mel kilim 4
Bir müsta’mel keçe 4
Bir müsta’amel Yorgan 7
Bir müsta’mel yağmurluk -
Bir köhne şilte ve bir yasdık 2
Ve bir köhne ihrâm 3
Ve bir köhne tilki kürk 15
Bir müsta’mel biniş ve bir cübbe 10
Ve bir köhne şalvâr 2
Ve bir çuka entârî 2
Ve bir müsta’mel Şam alacası entâri 6
Def ’a müsta’mel entârî 2
Eski müsta’mel gömlek ve dizlik 6
Bir ham donluk 1,5
Bir sîm hatem 2
Def’a üç dizlik ve üç gömlek ve bir köhne kuşak 1,5

153
Ve bir köhne sarık ve bir fes ve bir köhne külah 3
Ve ber-rü’yet(?) ve müteferrika şeker ve bir sahân ve bir
5
serdeyyme(?) bir karavana
Ve nakid akçe 11
İki köhne yelek ve bir entârî 2
Ve bir müsta’mel çarşaf ve bir kuşak 2
Cem’ân yekûn-ı muhallefât
98
Yâlnız doksan sekiz gurûşdur.
Minhâ el-ihrâcat

Gurûş
Berâ-yı râfi’-i lâşe-i hâlik 10
Berâ-yı resm-i kısmet-i ve harc-ı hüddâm 3,5
Resm-i beytü’l-mâl 10
Resm-i emîn-i beytü’l-mâl 10
Ücret-i hademe-i şer’-i emîn 6,5
Cem’ân yekûn-ı ücerât
40
Yâlnız kırk gurûşdur.
Min-haysü’l-bâkî
58
Yâlnız elli sekiz gurûşdur.
Hurrire hâze’d-defter-i be-maʻrifeti’ş-şerʻ ve’l-emîn
Nemmakahü’l-fakîr ileyhi ‘izze ve şânühu
Ladikîzâde Ali Hıfzî el-müvellâ-yı-hilâfe-i be-medîne-i Denizli
Gafere lehümâ
V. 45/b, h. 61
Konusu: Denizli’de Kethüda karyesi sakinlerinden iken vefât eden Mehmed Beşe
ibn-i Hüseyin’in eşyâlarını gösterir tereke kaydı.

Denizli kazâsına muzâf Kethüdâ karyesi sâkinlerinden iken bundan mukaddem


vefât eden Mehmed Beşe ibn-i Hüseyin nâm müteveffânın verâseti zevcesi Ümmügülsüm
bint-i Hasan ile sulbî sagîr oğulları Hüseyin ve Mehmed ve Ali ve sagîre kızı Meryem ve
kebîre kızları Fatma ve Âişe’ye inhisârı gıbbe’t-tahakkukü’ş-şerʻî verese-i kibârı ve vasî-i
sigârı taleb ve maʻrifetleri ve maʻrifet-i şerʻle tahrîr ve beyne’l-mukavvimîn her birine
bahâ farz ve takdîr olunub ve beyne’l-verese faraz Allahu teʻâlâ taksîm olunan muhallefât-ı
müteveffâ-yı merkûm defter-i kassâmıdır ki ber-vech-i âtî zikr olunur.
Hurrire fi 25 L (Şevval) sene (1)205 [27 Haziran 1791]

Keyl ’Aded Re’s Kıyye Gurûş

154
Semen-i Tankır(?) 16
Nakd-i mevcûd 3
Evânî nuhâs 5 5
Penbe 10 3,5
Tüfenk 5
1 yorgan ve 1 yasdık ve 1 döşek 60
Menzil der-karye-i mezbûre 60
Öküz 1 12
İnek 1 12
Elbise-i müteferrika-yı meyyit 15
1 sac ayağı ve 1 tarha 1
Hımâr 1 12
Kürüm mülk bağ 1 70
Müşterek mezrû’ hınta 120 10
Müşterek mezrû’ şa’îr 50 9
Edevât-ı menzil 2
Cem’ân muhallefât
241,5
Yâlnız iki yüz kırk bir buçuk gurûşdur.
Minhâ El-ihrâcât

Gurûş
Techîz-i tekfîn 5
Resm-i kısmet ’âdî 6
Harc-ı hüddâm 3
Ücret-i devâb 2,5
Mehr-i mü’eccel li’z-zevc-i mezbûre 68
Cem’ân el-ihracât
84,5
Yâlnız seksen dört buçuk gurûşdur.

Hisse Gurûş Para


Zevcetü’l-mezbûre 19,5 3
İbnü’l-sagîr Hüseyin 30 18
İbnü’l-sagîr Mehmed 30 18
İbnü’l-sagîr Ali 30 18
Bintü’l-sagîre Meryem 15 9
Bintü’l-kebîre Âişe 15 9

120 [Ç.N.] Keyl miktarı yazılmamıştır.

155
Bintü’l-kebîre Fatma 15 9
Kesrü’t-taksîm 16
Min-haysü’l-bâkîü’t-taksîm beyne’l-verese
157
Yâlnız yüz elli yedi gurûşdur.
Hurrire haze’d-defter-i be-maʻrifet-i verese-i kibâr ve vasî-i sigâr
nemmakahü’l-fakîrullah ‘izze ve şanühu
Ladikîzâde Ali Hıfzî el-müveylâ-yı-hilefâ-i be-kazâ-yı Denizli
Gafere lehumâ
Kütâhiyye mütesellimi Abbâs Ağa’ya ve bu defʻa mübâşir-i devlet silâhşör Mehmed
Sadık Beye ve (…) sudûr bulan emr-i ‘âlîde iki yüz üç ve dört senelerine mahsûben (…)
matlûb mükârî şütürânın beher re’sinden altmış gurûş tahsîl (…) emîr ve irâde buyrulmağın
üç senesi Denizli voyvodası Ahmed Efendi (…) ve dört senesini Denizli voyvodası Ömer
Efendi’ye edâ eyledik deyü cevâbları tekrâr devlete ve Kütâhiyyeye iʻlâm olunduğu bu
mahalle şerh verildi.
Fi 7 ZA (Zi’lka’de) sene (1)205 [8 Temmuz 1791]
V. 46/a, h. 62
Konusu: Denizli’de Kethüdâ karyesi sakinlerinden iken vefât eden Mehmed ibn-i
Himmet’in eşyâlarını gösterir tereke kaydı.
Denizli kazâsına muzâfe Kethüdâ karyesi sâkinlerinden iken bundan mukaddem
fevt olan Mehmed ibn-i Himmet nâm müteveffânın verâseti zevce-i menkûha-yı metrû-
keleri Fatma bint-i Mustafâ ve Âişe bint-i Veli Beşe ile sulbî sagîr oğulları Mustafâ ve
Himmet ve Ali ve Mehmed ve Hasan ve sagîre kızları Hanım ve Âişe ve Fatma’ya inhisârı
gıbbe’t-tahakkukü’ş-şerʻî verese-i kibârı ve vasî-i sigârı taleb ve maʻrifetleri ve maʻrifet-i
şerʻle tahrîr ve beyne’l-mukavvimîn her birine bahâ farz ve takdîr olunub beyne’l-verese
‘alâ-mâ-faraz Allahu teʻâlâ taksîm olunan muhallefât-ı müteveffâ-yı merkûm defter-i
kassâmıdır ki ber vech-i âtî zikr olunur.
Hurrire fî 25 L (Şevvâl) sene 1205 [27 Haziran 1791]

Gurûş
Kürümî mülk bağ 1 50
Öküz çift 1 24
Dişi hımâr re’s 1 12
İnek re’s 1 12
Koca at re’s 1 30
Mezrû’ şa’îr kîle 10 15
El-muhallefât
Cem’ân gurûş 143
Yâlnız yüz kırk üç gurûşdur.

156
Minhâ el-ihrâcât

Gurûş
Techîz-i tekfîn 5
Resm-i kısmet ma’a harc-ı kalemiyye 5,5
Ücret-i devâb 2,5
Mehr-i mü’eccel-i li’z-zevcetü’l-mezbûre Fâtıma 41,5
Mehr-i mü’eccel-i li’z-zevcetü’l-mezbûre Âişe 83
El-muhallefât
137,5
Yâlnız yüz otuz yedi buçuk gurûşdur.
Min-haysü’l-bâkî
Li’t-taksim-i beyne’l-verese
Meblağ
660
Hisse Meblağ
Hisse-i zevce 78
Hisse-i bin 168
Hisse-i bin 168
Hisse-i bin 168
Hisse-i bin 168
Hisse-i bin 168
Hisse-i bint 84
Hisse-i bint 84
Hisse-i bint 84
Hisse-i diğer zevce 78
Kesrü’t-taksîm 24
600 resm-i kısmetden vereseye teberru’ olunan
1260
Yâlnız bin iki yüz altmış akçe beyne’l-verese tevzî’ olunmuşdur.
Hurrire be-maʻrifeti’l-verese Ali Hıfzî el-müvellâ-yı-hilâfe-i be-medîne-i Denizli
Nemmakahü’l-fakîrullah ‘izze şânühu gafere lehümâ

V. 46/a, h. 63
Konusu: Denizli Değirmenönü mahallesinde ahâlînin yeniden inşâ ettikleri câmi’-i
şerîfe es-Seyyid Mehmed Halife’nin hatib olarak tayin olunduğunu belirten berât sûreti.

Nişân-ı ‘âlîşân
Medîne-i Denizli mahallâtından Değirmenönü mahallesinde vâkiʻ ashâb-ı hayrât-

157
dan ahâlî-i mahalle nâmûn sâhibü’l-hayrın bâ-izn-i hümâyûn müceddeden binâ eyledikleri
câmiʻ-i şerîfe hatîb nasb u taʻyîn olunmak lâzım ve mühim olmağla erbâb-ı istihkâkdan
işbu râfîʻ-i tevkîʻ-i refîʻü’ş-şân-ı hâkânî mevlânâ es-Seyyid Mehmed Halîfe her vechile
lâyık u mahal ü müstehakk olmağın hitâbet-i mezkûre ber-vech-i hasbî tevcîh olunub
yedine müceddeden berât-ı şerîf-i ‘âlîşânım verilmek bâbında nâ’ibi mevlânâ Ali Hıfzî
zîde ‘ilmuhu ‘arz etmeğin vâkiʻ ise tevcîh u sadaka edub bu berât-ı hümâyûn-ı saʻâ-
det-makrûnumu verdim ve buyurdum ki,
Baʻde’l-yevm mevlânâ-yı merkûm es-Seyyid Mehmed Halîfe varub zikr olunan
câmiʻ-i şerîfde hatîb olub hizmet-i lâzımesin mer’î ve müʻeddî kıldıktan sonra ber-ve-
ch-i hasbî mutasarrıf olub vâkıfın hayrâtı ve benim devâm-ı ömr ü devletimçün duʻâya
müdâvemet göstere ol bâbda taraf-ı âherden bir vechle dahl u taʻarruz kılmayalar şöyle
bileler ‘alâmet-i şerîfe iʻtimâd kılalar.
Tahrîren fî’l-yevmi’s-sâlis ve’l-‘ışrîn şehr-i Cemâziye’l-âhir li-sene hamse ve
mie’teyn ve elf (1205) [27 Şubat 1791]
Konstantiniye (el-mahrûse)

V. 46/a, h. 64
Konusu: Denizli Değirmenönü mahallesinde ahâlînin yeniden inşâ ettikleri
câmi’-i şerîfe Abdullah Halife’nin imam olarak tayin olunduğunu belirten berât sûreti.

Nişân-ı ‘âlîşân
Medîne-i Denizli mahallâtından Değirmenönü mahallesinde vâkiʻ ashâb-ı hay-
râtdan ahâlî-i mahalle nâmûn sâhibü’l-hayırların bâ-izn-i hümâyûn ittifâken müceddeden
binâ eyledikleri câmiʻ-i şerîfde evkât-ı hamsede imâm olmayub nasb u taʻyîn olunmak
lâzım ve mühim olmağla erbâb-ı istihkâkdan ve muhtâr-ı cemâʻatden işbu râfiʻ-i tevkîʻ-i
refîʻü’ş-şân-ı hâkânî Abdullah Halîfe her vechile lâyık u mahal ü müstehakk (V. 47/b)
olmağın imâmet-i mezkûre ber-vech-i hasbî tevcîh olunub yedine müceddeden berât-ı şerîf-i
‘âlîşânım verilmek bâbında nâ’ibi mevlânâ Ali Hıfzî zîde ‘ilmuhu ‘arz etmeğin vâkiʻ ise
tevcîh u sadaka edüb bu berât-ı hümâyûn-ı saʻâdet-makrûnumu verdim ve buyurdum ki,
Baʻde’l-yevm Abdullah Halîfe varub zikr olunan câmiʻ-i şerîfde evkât-ı hamsede
imâm olub hizmet-i lâzımesin mer’î ve müʻeddî kıldıkdan sonra ber-vech-i hasbî muta-
sarrıf olub vâkıfın hayrâtı ve devâm-ı ömr ü devletimçün duʻâya müdâvemet göstere ol
bâbda taraf-ı âherden bir vechile dahl u taʻarruz kılmayalar şöyle bileler ‘alâmet-i şerîfe
iʻtimâd kılalar.
Tahrîren fi’l-yevmi’s-sâlis ve’l-‘ışrîn Cemâziye’l-âhire li-sene hamse ve mie’teyn
ve elf (1205) [27 Şubat 1791]
Konstantiniye (el-mahrûse)

158
V. 46/b, h. 65
Konusu: Gürcüzâde Mehmed Ağa’nın mirasının taksimi hakkında i’lâm sûreti.

Denizli kûhistânından Kazakoğlu bölüğü sâkinlerinden iken fevt olub verâseti


zevcesi Hadice ile sulbî kebîr oğulları Seyyid Mehmed ve Seyyid Mustafâ ve Seyyid
Ali ile sulbiye-i kebîre kızları Âişe ve Fâtıma ve Ümmügülsüm’e inhisârı gıbbe’t-tahak-
kukü’ş-şerʻî zevcesi mezbûre dahî fevt olub verâseti verese-i mezkûruna münhasır olan
Gürcüzâde Mehmed Ağa nâm müteveffânın oğlu merkûm Seyyid Mehmed asâleten ve
birâderi ve hemşîreleri merkûmûn taraflarından bimâ-hüve’n-nehcü’ş-şerʻî sâbitü’l-vekâ-
le vekâleten meclis-i şerʻ-i hatîre-i vâcibü’t-tevkîrde kûhistân-ı merkûmede Gümüşçay
bölüğünde sâkin maʻrifetü’z-zât Dülger kızı ( ) nâm hâtun üzerine asâleten ve vekâleten
daʻvâ-yı tâmm ve takrîr-i kelâm edüb mezbûre hâtun târîh-i kitâbdan beş sene mukaddem
Yayabağları nâm mevziʻde tarafeyni Ayacık tarlası ve tarafeyni Samanlızâde bağı ile
mahdûd mütemellik ve mutasarrıf olduğu üç dönüm mikdârı bağ-ı mahdûd ve mümtâzını
tarafından îcâb ve kabûlü hâvî ve şurût-ı mubattıladan ârî beyʻ-i bât-ı sahîh-i şerʻî ile se-
men-i misli olan iki yüz gurûşa mûrisimiz müteveffâ-yı merkûma beyʻ ü temlîk ü teslîm
ve semen-i mezkûrdan elli gurûşunu kendüsü kabz ve yüz elli gurûşunu dahî oğlu gâʻib-i
‘inde’l-meclis Osmân’ın Çolak Odabaşıya olan cürm deyniyçün havâle eylediğinde pederim
merkûm dahî meblağ-ı muhâl-i merkûm yüz elli gurûşu merkûm odabaşıya tamâmen edâ
ve bağ-ı mezkûru tasarruf ve temlîk üzere iken pederim merkûm fevt oldukda mezbûre
( ) hâtun bâğ-ı mezkûru fuzûlî zabt ve bizlere gadr etmekle su’âl olunub keff-i yediyle
tenbîh buyrulması asâleten ve vekâleten matlûbumdur dedikde gıbbe’s-su’âl mezbûre
cevâbında beyʻ-i mezkûru tâbiʻaten ikrâr ve sümün-i mezkûrdan havâle-i mezkûreyi inkâr
edüb lede’t-terâfuʻ hükm-i hâkim ile zabt eyledim deyü mazmûnu gayr-ı sâbit ve sakk-ı
betalâtını vâzıh hüccet nâmıyla iki kıtʻa varakpâre ibrâz edüb mazmûnu mefhûmuna ve
mefhûmu sakk-ı şerʻîye mugâyir olub hükm-i mubattılana mukarreneti baʻde’l-muʻâyye-
netü’ş-şerʻiyye müddeʻî-i merkûmdan havâle-i merkûmenin sıhhat-i vukûʻunu mübeyyin
beyyine taleb olundukda ahrâr-ı ricâl-i müslimînden kûhistan-ı merkûmdan Bali oğlu Ali
ve diğer Ali Beşe ibn-i Mehmed meclis-i şerʻe hazırân olub eserü’l-istişhâd cevâblarında
fî nefsi’l-emr bâyiʻa-yı mezkûre bağ-ı mezbûru târih-i merkûmda semen-i misli olan mâ-
rü’z-zikr iki yüz gurûşa bizim huzûrumuzda müşteri müteveffâ-yı merkûma beyʻ ü teslîm
ve semen-i mezkûrdan elli gurûşunu nakden kendüsü kabz ve bâkî yüz elli gurûşu dahî
Çolak odabaşıya havâle eylediğinde ol dahî meclis-i mezkûrda meblağ-ı muhâli muhtâ-
lü’n-ileyh odabaşıya tamâmen edâ ü teslîm eyledi bizler bu vechile şâhidleriz ve şehâdet-i
hasbîyye dahî ederiz deyü müttefikü’l-l-lafz ve’l-maʻnâ her biri edâ-yı şehâdet-i şerʻiyye
eylediklerinde baʻde’t-taʻdîl ve’l-kabûl mezbure ( ) hâtunun bağ-ı mezkûrdan keff-i yed
ve verese-i merkûmuna teslîmiyle baʻde’l-hükmü’ş-şerʻî mâ-vakaʻa bi’t-taleb ketb olundu.
Fi’l-yevmi’s-sâlis-i ‘aşer fî şehr-i Zi’l-kaʻdetü’ş-şerîfe li-sene hamse ve mie’teyn
ve elf (1205) [14 Temmuz 1791]

159
Şuhûdu’l-hâl
Muhzır İsmâil, Odabaşı Ali Beşe, Köse Kadızâde Mustafâ Ağa, Abdalzâde Serdâr
Ali Ağa, Kara el-Hac İsmâil Ağa ve gayruhum

V. 47/a
Münâca’at
Sonun erdi hitama dil şikeste
Teşekkür râddesinde oldu beste
Sebeb-i serimdir ikbâl-i zât-ı ‘âlî
Zimâmın eyledi perhiz-i beste
Muhammes vefk-i maksûd kalb hâlî
Lahzâ-yı nüshâ-yı ümîd şikeste
Ne denlü var ise ebrâr ve ahyâr
Bu yüzden her birisi dil şikeste
Şarâb ‘azli sâkî sundu bu dem
Buyur Hıfzî budur câm-ı huceste

Temmetü’r-rakam ceffe’l-kalem
Nemmakahü’l-fakîrullah ‘izze şânühu
Ladikîzâde Ali Hıfzî el-müvellâ-yı hilâfe-i kazâ-yı Denizli
Gafere lehumâ
(Mühür)

V. 48/b, h. Belirtilmemiş
Konusu: Mevlânâ İspirî Mahmud Efendi’nin Denizli kazâsına nâ’ib olarak
atandığını bildiren mektûb sûreti.

Yâ Fettâh Yâ Rezzâk – Bismillahirrahmanirrahim


Elhamdüllillahi’llezi enşe’e vücûde beni âdem ve zeyyene kulûbehum bi-hitâbi
alleme’l-insane mâ lem ya’lem121 ve nevvere ebsarahum bi-rü’yeti’l-ayati ed-dâlleti ‘alâ
vahdaniyyetihi ve meyyeze ‘an sâ-iri’l-‘âlemine bi-burhani kudretihi ve hidâyetihi ve salâtü

121 [Ç.N.] Alak sûresi 5. Ayet.

160
ve’sselâmu ‘alâ Muhammedin ellezî ceâle vücudehu ekmele netîcetin kübrâ ve sayyara
şeri’atehu senede selâmeti fi’d-dünya ve’l-ukbâ ve ba’du fe-hazihi cerîdetün yüsemmâ
sicillen ettehizu lebistu el-vâkiʻât ve’l-evâmira ve’l-aliyyete el-vâridete fi-zemeni efkari’l-i-
bâdi Mahmûdü’l-İspirî el-kâdı-i be Gölhisar-ı hamîd muvakkaten ve hîneten el-müvellâ-yı
hilâfe be-kazâ-i Denizli ve men yetevekkel ala’llahi ve hüve hasbihü innallahe beligu
emrihi kad ca’lallahu li-külli şey’in kadran122 hasbinallahu ve ni’ame’l-vekîl rabbi’ş-râhli
sadri ve yessirli emri vahlü’l-akdeden min lisâni yefgahu kavli ve üfevvidu emri ila’llahi
innehallahe basîrun bi’libâd vaka’a ibtidai fi’l-yevmi’l-ısneyn min şehr-i Zilhicceti’ş-şerîfe
senete hamsîn ve mie’teyn ve elf [2 Ağustos 1791] Min hicretin nebiyyi el-emîn.
İzzet-me’âb şerîʻat-nisâb fahrü’l-kuddât Mevlânâ İspirîzâde Mahmûd Efendi
kâmyâb-ı baʻde’t-tehiyyetü’l-vâfiye inhâ olunur ki,
Ber-vech-i mansıb mutasarrıf olduğum Denizli kazâsının umûr-ı şerʻiyyesi işbu
sene hamse ve mie’teyn ve elf Zi’l-hiccetü’ş-şerîfe gurresinden cenâbınıza tefvîz ü ihâle
olunmuşdur gerekdir ki kazâ-yı mezbûreyi gurre-i merkûmeden zabt ve vâkiʻ olan mevtâ-yı
ʽaskerî ve gayr-ı ʽaskeriye muhâllefatını tahrîr ü terkîm ve beyne’l-verese bi’l-farîziyye-
ti’ş-şerʻiyye tevzîʻ ü taksîm edüb câdde-i şerʻden inhirâfa cevâz göstermeyesiz ve’s-selâm.
El-Fakîr Abdülkadir
el-Kadı be-kazâ-yı Denizli el-mutasarrıf

V. 49/a, h. 66
Konusu: Hâcı Hasan’ın katledildiği menzilin sahibi Hâcı Kara Osmân’ın yar-
gılanması gerektiği husûsunda fermân sûreti.

Kıddvetü’l-kuddât ve’l-hükkâm maʻdenü’l-fezâ’il ve’l-kelâm Mevlâna Lazkiyye


kadısı zîde fazluhu tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olucak maʻlum ola ki,
Süleymân ve Mehmed ve Hüseyin ve Veli ve diğer Süleymân nâm kimesneler ile
Fatma nâm hâtun rikâb-ı hümâyûnuma ʻarz-ı hâl edüb bunların karındâşı el-Hâc Hasan
nâm kimesne bin iki yüz dört senesi Denizli hâssı reʻâyâlarından Lazkiyye kazâsında sâkin
el-Hâc Kara Osmân nâm kimesnenin menziline varub misâfiren sâkin ve yanında mevcûd
iki bin gurûşluk emtiʻa ve eşyâsını mezkûr el-Hâc Kara Osmân’a emâneten verdikden
sonra mezkûr tamaʻ-yı hâmmından nâşî bunların karındâşı mezkûr el-Hâc Hasan’ı gece
hâlinde katl ve meytini ketm ve ihfâ’ ve ol mikdâr eşyâsını fürûht ve mezkûr ile mukâvemet
edemeyüb mağdûr olduğunu bildürüb zâbiti maʻrifetiyle şerʻle görülüb ber-muktezâ-yı
şerʻ-i kavîm mazhar-ı icrâ-yı şerʻ ve ihkâk-ı hâkk olunmak bâbında emr-i şerîfim ricâ
etmeğin mahallinde görülmek emrim olmuşdur buyurdum ki,
Hükm-i şerîfimle vusûl buldukda bu bâbda sâdır olan emrim üzere ‘amel dahî
zâbiti maʻrifetiyle ihzâr-ı husemâ kılub mukaddemâ bir defʻa şerʻle görülüb fasl olunmayan

122 [Ç.N.] Talak suresi 3. Âyet.

161
husûsların tamâmı hakk ve ‘adl üzere mukayyed olub göresin iʻlâm olunduğu üzere ise
bu bâbda muktezâ-yı şerʻ kavîm ile ʻamel edüb dahî baʻdeʻs-sübût icrâ-yı şerʻ ve ihkâk-ı
hak eyleyesiz min-baʻd şerʻ-i şerîfe ve emr-i münîfe (ve fermân-ı) ʻâlişânıma muhâlif
kimesneye iş etdirmeyüb husûs-ı mezbûr içün bir dahî emr-i şerîfim varmalu eylemeyesiz
şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız.
Tahrîren fî evâ’il-i şehr-i Zi’l-kaʻde sene hamse ve mie’teyn ve elf (1205) [2-11
Temmuz 1791]
Be-makâm-ı Kostatiniyye el-mahrûse

V. 49/a, h. 67
Konusu: Savaş esnasında firar eden askerlerin yakalanıp cezalandırılması
husûsunda fermân sûreti.

Akdâ kuddâtü’l-müslimîn evlâ vülâtü’l-muvahhidîn maʻdenü’l-fazl ve’l-yakîn


râfiʻü’l-iʻlâmü’ş-şerîʻat ve’d-dîn vâris-i umûrü’l-enbiyâ ve’l-mürselîn el-muhtassûn bî-
mezîd-i ʻinâyetü’l-melîkü’l-muʻîn Anadolu’nun sağ kolunda vâkiʻ mevâlî-i fihâm zîdet
fezâ’iluhum ve mefâhirü’l-kuddât ve’l-hükkâm meʻâdinü’l-fazl ve’l-kelâm zikr olunan
sağ kolun yemîn ü yesârıyla nihâyetine varınca yol üzerinde vâkiʻ kuddât ve nüvvâb zîde
fazluhum ve mefâhirü’l- emâsil ve’l-akrân ahâlî-yi vilâyet ve serdârân vesâ’ir ve vücûh-ı
ahâlî ve iş erleri zîde kadruhum tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Düşman-ı dîn-i mübîn ve ‘adû-yı şerîʻât hazret-i seyyidü’l-mürselîn olan kefere-i
fecere üzerlerine ve devlet-i ʻâliyyemin seferi bâridini(?) nezvesi(?) Anadolu ve Rumili
cânîblerinden tertîb olunan ʻasâkirin ekseri hilâl-i râhdan ricʻat ve baʻzıları dahî gelüb
çend rûz ikâmet etmeyüb düşmân-ı dîn ile mukâbele u muhârebe olmaksızın bilâ-izn
girü vilâyetleri taraflarına firâr ve adû-yı dîn ü kefere-i liâm dahî ʻasâkirin bu hâllerini
müşâhede birle fırsatı ganîmet bilerek taraf taraf memâlik-i İslâmiyyeye hücûm ve kalʻa
ve memâlik zabt ve nice ümmet-i Muhammedî ve ricâl ü nisvânları ayakları altına alub
bu gûnâ hareket ümmet-i Muhammed’den olanlara yakışur şeylerden olmayub işbu sene-i
mübârekede bu defʽa gere(ği) gibi gayret olunarak bir meydânda cenk olunarak kılıç
yemeyince(?) mekre ve gidenden ʻibâd-ı müslimîn haklarında râhat ve huzûr mutasavver
olmadığını müş’îr(?) ʻayne’l-yakîn ve’l-beyân ve bu sene-i mübârekede işbu sene-i sâbı-
ka gibi olmayub vakt u zamânıyla ʻasâkir-i me’mûrenin râhatlarına gayret ve tedârikât-ı
kaviyye ve ʻasâkir-i külliye ile üzerlerine varılub cenge mübâşeret olunmak üzere karâr
olduğunu cümleye maʻlûm ve Anadolu ve Rumeli câniblerinden evvel bahâr içün ʻasâ-
kirin hâl-i şânlarına göre harc-ı râh verilerek123 ve küfelâsı ahz olunarak tertîb ü teçhîz
olunmuşken ol makûle bahâra müretteb Rumili ve Anadolu’dan sergerde ve başbuğlar
ile ordu-yı hümâyûnuma ʻasâkir vürûd eyledikçe taʻdâd olundukda ekserîsinin noksânı
zuhûr ve hikmeti su’âl olundukda esnâ-yı râhden vilâyetleri tarafına firâr ve ʻavdet etmiş

123 [Ç.N.] “Verilerek” kelimesi iki defa yazılmıştır.

162
olduklarını ihbâr etmelerinden nâşî o makûle firârı ‘ârını irtikâb eden hûn-ı(?) dîn-i imân
u İslâm’dan bî-behre ve mahza dîn-i mübîne böyle fırsat-ı hıyânet ve düşmana iʽânet
kabîlinden olmağla vilâyetlerinden sefer-i hümâyûnuma ‘âzîm olub bu makûle firârîden
ʻasâkir ʻahz ve hakkından gelinmediği sûretde sâ’irlerine sâri ve ihtilâl-i ʻasâkire bâdi ve
maʽâzallahu teʽâlâ bu sene-i mübârekede dahî (bir iş) görülemeyüb işler fenâ netîce vereceği
ednâ mülâhaza ile zâhir olan hâlâtdan olmakdan nâşî böyle vakitde gayret-i diniyye ve
hamiyyet-i İslâmiyye menâfîʻ ‘âr-ı firârı ihtiyâr edenlerden bir ferd himâye olunmayarak
ʻale eyyi-hâl ele getirülüb cezâ-yı sezâsı tertîb ü icrâ ve ihtilâl-i nizâm askerî vikâyet ve
kesr-i ʻırz-ı nâmus-ı saltanat-ı seniyyeyi sıyânet ve muktezâ-yı diyânet olmağla siz ki
mevlâna ve aʻyân ve serdârân vesâ’ir zâbitân-ı mûmâileyhimsiz hilâl-i râhden ve ordu-yı
hümâyûnumdan ve memâlik-i şâhânemde yedinde izin tezkiresi olmayarak firâren vilâyet-
lerine varan askeri her kangı sınıfdan olur ise olsun küfelâsı maʻrifeti ve aʻyân-ı vücûh-ı
belde maʻrifetleriyle cüz’î himâye olunmayarak bi-eyyi vech-i kân ele getürilüb sâ’ire
mûcib-i ʻibret içün cezâ-yı mâ-yeliklerince icrâ ve ism ü resimleriyle ru’ûs-i maktuʻâlarını
ordu-yı hümâyûnuma irsâl ve ziyâde sayʻ ü dikkat eylemeniz fermânım olmağın ikdâmen
ve ihtimâmen işbu emr-i şerîfim ısdâr ve rikâb-ı hümâyûnum kâʻimmakâmı tatarlarından
kıdvetü’l-emâsil ve’l-akrân zîde kadruhu ile irsâl olunmuşdur.
İmdi bu zamân tamâm düşmanımız ile cenk ü cidâl ve ahz-ı intikâm vakti olub
bu mevsim geçirilmeyerek düşman üzerine taraf taraf hücûm olunduğu hâlde inşâalla-
hü’l-meliki’l-mennân gereği gibi ahz-ı sâr-ı intikâm olunub birkaç seneye mütevakkıf
olan mâddenin bu sene içinde nizâmı müyesser ve gâ’ile-i mezkûre ʻavn ü ʻinâyet-i hâkk
ile ‘ibâdullah (V. 49/b) üzerlerinden bertarâf kılınacağı ednâ mülâhaza ile zâhir olan
hâlâtdan idüğü ve vilâyetlerinden sefer-i hümâyûnuma ʻâzim olan ʻaskerden yedinde ʻizni
hâvî tezkiresi olmayan firâri asker ne makûlede olur ise olsun vilâyetlerine vardıklarında
tertib-i cezâlarıyla nizâm-ı ʻaskeriyeyi ârıza-yı halelden vikâye vâcibât-ı umûrda olduğu
maʻlûmunuz oldukda ber-minvâl-i muharrer o makûle ʻasâkir-i me’mûrede gerek yoldan
ve gerek sevkde ve bilâ-izin firâr ‘ârını irkitâb ile vilâyetlerine varan melʻanetkârları
küfelâsı maʻrifeti ve aʻyân-ı belde ve vücûh-ı ahâlî maʻrifetleriyle gereği gibi taharrî ve
bir neferâtı himâye kaydında olmayub mâlâ-kelâmına yedinde izin tezkiresi olmaya ʻale
eyyi-hâl sâ’ire ‘ibret cezâ-yı mâ-yeliklerini icrâ ve sâ’ire ‘ibret-nümâ birle ism ü resim-
leriyle ru’ûs maktûʻlarını ordu-yı hümâyûnuma irsâle bi’l-ittifâk ikdâm ve bu husûs-ı
vâcibü’l-iʻtibâyâ gereği gibi ihtimâm ve nezâret-i tâmm eyleyesiz şöyle ki o makûle vilâ-
yetinize firârî vürûdunda bu aʻyâna müteʻallikdir ve falana mukayyeddir diyerek veyâhûd
hatır ve gönüle riʻâyet ve tamm’-ı hâmma tebâʻiyyet eyleyerek taharrî ve ele getürüp
haklarından gelinmekde her kangı kazâda iğmâz ü tesâmüh olunduğu bi’t-tecessüs haber
alınmağa ihtimâli olur ise o kazâ hâkiminin ismi tarîkden hak ve cezâ’ir-i baʻîdeye nefy-i
ebed ile nefy u ta’zîb ve aʻyân ve zâbitân ve vücûhun dahî cezâları tertîb kılınacağında
şübhe yokdur âna göre mazmûn-ı emr-i münîfî bir hoşça mütâlaʻa sizin dahî selâmet-i
hâlinüz içün bu mâdde(de) ikdâm ü ihtimâm ile husûle geleceğini mülâhaza ederek dâ’imâ
kazânızı taharrî ve o makûle vilâyetlerde bilâ-izin ʻavdet edenleri bulub emr-i münîfin
mazmûnuyla icrâya sarf u saʻy u kudret ve hilâf-ı tenbîhât-ı şâhânem iğmâz ve tekâsül
ile mazhâr vaʻidât-ı şâhânem olmakdan nefsinizi sıyânet eylemeniz bâbında fermân-ı
ʻâlişânım sâdır olmuşdur buyurdum ki,

163
Vusûl buldukda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr olan fermân-ı
vâcibü’l-ittibâʻım ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı itâʽat-makrûnuyla ʻamel ü hareket
ve hilâfından begâyet tehâşî ü mücânebet eyleyesiz şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd
kılasız.
Tahrîren fî evâsıt-ı şehr-i Şevvâl-i mükerrem sene hamse mie’teyn ve elf (1205)
[13-22 Haziran 1791]
Be-yurd-ı sahra-yı Koruca(?)
Hurrire vasale’l-ileynâ min şehr-i Zilhicceti’ş-şerîfe fî yevmi’s-sâni-i aşer [12
Ağustos 1791]

V. 49/b, h. 68
Konusu: Denizli’de misâfir olarak sâkin iken vefât eden dûhancı Memiş Beşe’nin
tereke kaydı.
Fi’l-asıl Muğla’da olub Denizli’de misâfiren sâkin iken vefât eden dûhancı Me-
miş Beşe’nin tereke muhallefâtı emîn-i beytü’l-mâl maʻrifeti ve maʻrifet-i şerʻle tahrîr ve
müsellimin bahâ-yı takvîmiyle fürûht ve hâsıl olan mebâliği emîn-i mûmâileyhe teslîm
olunduğu müfredâtı defteridir ki ber-vech-i âtî zikr olunur.
Hurrire fi’l-yevmi’s-sâni min-şehr-i Muharremü’l-haram sene sitte ve mie’teyn
ve elf (1206) [1 Eylül 1791]

Kıyye Kıymet/Kıymet-i para


Hacı Halîl’de duhân kıyyesi 1290
Duhâncı Mustafâ’da Duhân 41 1763
Bozdoğan 45 640
Odabaşı’da duhân 9 160
Yorgan 220
Biniş 260
Heybe 120
Köhne entâri 60
Sarık 40
Terâzi 60
Tüfenk 100
Libâs 80
Şal 120
Zengi(?) 15
Köhne terâzi 25
Köhne entâri 30

164
Hasır çul 30
Köhne ibrik 23
Cem’ân yekûn 5136
Minhâ el-ihrâcât

Para
Resm-i Kısmet 240
Odabaşına Hidmet 160
Çukadâriyye 120
Harc-ı esbah(?) 120
Emîniyye 80
Kâtibiyye 80
Muhzırlara 80
Masârif 40
Sahhü’l-bâkî et-teslîm-i fî yeddü’l-emîn 4196

Gurûş
Küşâde olunan hâce bağçesinden mahsûl-i mahkeme 30
Etbâ’iyye 3
Muhzırlara 1,5

V. 50/a, h. 69
Konusu: Bin iki yüz beş senesine ait salyâne müfredât defteri sûreti.
Bâʻis-i defter oldur,
Bin iki yüz beş senesi Zi’l-hiccesi’ne gelince nısf-ı Emîr Sultân kesri bâ-defter-ı
müfredât vilâyet masârifi nısf-ı hilʻat bahâ ve sefere giden serdâr masârifi ve voyvoda
ağalara ber-muʻtâd ikrâmiyye ve bundan akdem sâlyânede nısf-ı nısf masârif ve paşazâ-
deye ve Kara İsmâil ve Köse Kadızâde Mustafâ Ağa’ya ve serdâr Abdal oğlu Ali Ağa’ya
ve Kazak oğlu İsmâil Ağa’ya min-haysü’l-mecmûʻ on dört bin altı yüz elli gurûş vesâ’ir
masârifât ve harc-ı imzâʻ ve cümle maʻrifeti ve maʻrifet-i zâbitân yegân yegân baʻdel-hesâb
on dokuz bin yedi yüz altmış beş gurûşa bâliğ olub cümle ahâlî-i belde defteri muvâce-
helerinde ber-muʻtâd-ı kadîm her bir mahalleye ve her bir kurâya ne mikdâr gurûş isâbet
eylediği bi’l-muʻâyene müşâhede eylediklerinde cümle ittifâklarıyla taʻdîl ü tesviye üzere
taksîm olunub ber-muʻtâd-ı kadîm hâlâ voyvodaları serbevvâbîn-i dergâh-ı ʻâlî saʻâdetlü
semâhatlü Osmân Ağazâde el-Hâc Osmân Ağazâde dâme mecduhu hazretlerinin yedine
iʻtâ olunan mümzâ sâlyâne müfredâtı defterleridir ki ber-vech-i âtî zikr olunur.
Hurrire fî’l-yevmi’l-hâmis min şehr-i Zi’l-hicceti’ş-şerîfe sene hamse ve mie’teyn
elf (1205). (sahh) [5 Ağustos 1791]

165
Nısf-ı Emîr Sultân kesri defter-i müfredât-ı vilâyet-i masârifi nısf-ı
hil’at bahâ ve sefere giden serdâr masârifi ve voyvoda ağalara ber-
mu’tâd ikrâmiyye ve bundan akdem sâlyânede bâkî nısf-ı masârif 14.650
ve paşazâde ve Kara İsmâil ve Köse Kadızâde Mustafâ Ağa’ya ve
serdâr Abdal oğlu Ali Ağa ve Kazak oğlu İsmâil Ağa’ya ve harc-ı
imzâ min-haysü’l-mecmû’
‹Avârız bekâyâsı 1000
Serdâr-ı müteveffâ Hâbire’ye(?) 700
Sâbık serdâra 30
Mehmed Ağa’ya 50
16.431
Kalyoncu Akçesi 1100
Mîr-i lihya(?) imdâd 250
Hacı Çakır’a 180
Karcılı İsmâil’e 45
18005
Ağa kethüdâsına ve kâtibine ve serdâr ağaya 750
Hüddâmiyye 70
Emîniyye 60
Kâtibiyye ve kaydiyye 50
Muhzırlara 30
Kurâ ahâlîlerine imdâd 800
(Cem’ân Yekûn) 19.765
Der-miyân-ı mahallât

Mahalle Gurûş
Aktoy 628
Meydân 439
Kurşunlu 458,5
Sarây 479,5
Câmi’-i Kebîr 479,5
Abdü’l-kuddüs124 380
Debbâğân 380
Zımmîyân 385
Kayacık 200,5
Eskihisâr 144

124 [Ç.N.] Bu kaydın üstdü karalanmış, aynı mahalle bir alt satırda tekrar yazılmıştır.

166
Abdü’l-kuddüs 380
Eceler 154
Alaca Mescid 154
Cârullah 132,5
Gâzi Emîr 132
Gidebostân 54,5
Kürkcüler 439
Kuramaz 14,5
Güzerlik 132,5
Der-miyân-ı kurâ

Karye Gurûş
Karcılı 2708
Gerzele 1904
Çakmak 1560
Manastır 1775,5
Kara Hasanlı 842
Kebîr 57,5
Çakıllı 747,5
Şemikler 788,5
Gencelli 788,5
Karaman 269
Kaşıkçı 269
Kayıhân 298
Göveçlik 574
Hacı Eyüblü 574
Bağbaşı 306
Tekye 154
Eskihisâr 3,5
Kurudere 176,5
Akçalar 38
Saruhân 162
’Acemler 115,5
Zeytûn 162,5
Zekeriyâ 104
Bekirli 015

167
V. 50/b, h. 70
Konusu: Abdalzâde Ali Ağa’nın Denizli kazâsına serdâr olarak tayin olunuğunu
bildiren mektûb sûreti.

Serdâr Mektûbu
Şerîʻat-şiʻâr Denizli kadısı Efendi zîde fazluhu baʽde’s-selâm inhâ olunur ki,
Taht-ı hükûmetinizde serdâr olan125 refʽ olunub yerine üslûb-ı sâbık üzere kıd-
vetü’l-emâsil ve’l-akrân Abdalzâde Ali Ağa zîde kadruhu serdâr nasb u taʽyîn olunmağın
işbu mektûb tahrîr ü irsâl olunmuşdur inşâallahu teʽâlâ vusûlünde gerekdir ki merkûmu
kazâ-yı mezkûrun serdârlığı umûrunda kıdem ve öteden berü olageldiği vechile zabt u
rabtı husûsunda iʽânet ü ihtimâm edesiz ve sen ki serdâr-ı merkûmsun kazâ-yı mezkûrun
serdârlığı sana tefvîz olunmağla gerekdir ki kâʽide-i kadîm ve kânun üzere zabt u rabt-ı
neferât ve defʻ ü refʽ-i haşerâtıyla tanzîm-i bilâd ve irâde-i hâl-i ʽibâda bezl-i iktidâr eyle-
yesin ve kazâ-yı mezkûrun mukîm ve misâfir yeniçerileri cebeci ve topçu ve top arabacısı
ve gılmân-ı ʽacemî ve kuloğulları bi’l-cümlesi üzerlerine serdâr ve zâbit bilüb sözünden
hâric ve re’yinden taşra vazʽ u haraketde bulunmayub dâ’imâ itâʽat ü inkıyâd üzere olalar
ve sen dahî cümle umûrunu ahkâm-ı şerʽ-i şerîf ve kanûn-ı kadîm ve emr-i münîfe tatbîk
ve tavâʻif-i merkûmunda bilâ-vâris maʽrûf-ı fevt olanların metrûkâtlarını maʽrifet-i şerʽle
zabt ve sûk-ı sultânîde fürûht ve hâsıl olan nükûdunu cânib-i beytü’l-mâl içün defter-i
müfredâtıyla ocak tarafına göndermeğe mübâderet ve beher hâl senden vilâyetin emn u
râhatlarına bâʻis hizmet-i müstahsene-i mebrûre vücûda getirmeğe mücidd u sâʽy olub
mûceb-i mektûb ile ʽamîl olasız.
Tahrîren gurre-i Zi’l-hicce sene hamse ve mie’teyn ve elf (1205) [1 Ağustos 1791]
Mehmed Ağa-yı yeniçeriyân-ı dergâh-ı âlî
V. 50/b, h. 71
Konusu: İki yüz nefer piyâde askerin tertip edilip ordu-yı hümâyûna gönderilmesi
husûsunda fermân sûreti.

Denizli ve tevâbiʽ kazâlarından meştâya me’mûr iki yüz nefer piyâdenin sûret-i
emr-i ʽâlîdir
İftihârü’l-emâcid ve’l-mekârim câmiʻü’l-mehâmid ve’l-mekârim el-muhtassûn
bi-mezîd-i ʽinâyeti’l-melîki’d-dâ’im dergâh-ı muʻallâm kapucıbaşılarından Kara Osmân-
zâde el-Hâc Ahmed dâme mecduhu ve kıdvetü’l-kuddât ve’l-hükkâm maʽdenü’l-fezâ’il
ve’l-kelâm Mevlâna Ezîne-i Lazkiyye kadısı zîde fazluhû mefâhirü’l-emâsil ve’l-akrân
aʽyân ve zâbitân ve vücûh-ı memleket ve sâ’ir iş erleri zîde kadruhum tevkîʽ-i refîʽ-i
hümâyûn vâsıl olucak maʽlûm (ola ki),

125 [Ç.N.] Metinde “olan” kelimesi iki kere yazılmıştır.

168
El-hâletü hâzihi mevsim-i sayflar güzâr eylemekde olub yaz ʻaskeri ʻavdet et-
meksizin meştâ ʻaskerinin bir tarafdan muhâfaza-yı hudûd ve dahî müdâfaʻa-yı hisâr-ı
aʻdâ zımnında ordu-yı hümâyûnumda ve sâ’ir me’mûr olacakları mahallerde isbât-ı vücûd
eylemeleri ve sâ’ir seneler gibi müsellah kalmaları ber-muktezâ-yı vakt-i hâl akdem-i
umûr-ı dîniyyeden olduğu bedîdâr ve bu sene-i mübârekede meştâ ʻaskeri Eylül içinde
savb-ı maksûdede isbât-ı vücûd eylemek husûsuna irâde-i vazîfe-i dâverânem müteʽallik
eylediği âşikâr olmakdan nâşî kazâ-yı mezbûra tâbiʻ Denizli mukâtaʽasının vâkiʽ olduğu
mahallerinden sen ki kapucıbaşı mûmâileyhsin maʽrifetinle darb ü cerhe kâdir ve tuvân
u bahadır tâmmü’s-silâh iki yüz nefer piyâde ʽasker tertîb u tahrîr ve ʽaceleten teçhîz ü
tekmîl ve üzerlerine kaviyyü’l-iktidâr ve zabt u rabt ve iʻzâl(?)-i ʽasâkire liyâkati mu-
karrer(?) bir münâsib sergerde nasb u taʽyîn ve ihrâcı ile bi-mennihi teʻâlâ Eylül içinde
tamâmen ve kâmilen ordu-yı hümâyûnumda isbât-ı vücûd eylemek ile erişdirilmelerine
ikdâm bunların bir neferi yoldan ve mahallinden memleketine ʽavdet etmemek ve ederi
olur ise derhâl cümle maʽrifetiyle ahz ve cezâsı tertîb olunması üzerine kavî kefîl rabt ve
gereği gibi nizâm tahtına idhâl emrine ziyâde saʻy ü ihtimâm ve maʽâzallahu teʽâlâ bu
emr-i ehemmde mikdâr-ı tertîbde tekâsül ve kusûr vukuʻuyla ʽasker-i mezkûr ve vakt-i
matlûbumda erişdirilmemek ve noksân zuhûr eylemek ve mahallinden ve yoldan firâr
vilâyetlerine gelür olur ise ol makûleler haklarından sâ’ire ʻibret-i cezâları mücâzâtda
tekâsül ve himâyet sûreti zuhûr eylemek lâzım gelür ise baʻde’t-tahkîk senin mazhar-ı
‘itâb olacağı cezmen ve bağteten maʻlûmun olarak âna göre amel ü hareket ve kayd ve
hilâfından mübâʻadet eylemek fermânım olmağın rikâb-ı hümâyûnumdan hâssaten işbu
emr-i şerîfim ısdâr ve Âsitâne-i hümâyûn-ı ‘aliyyemden mübâşir taʻyîn olunan kıdve-
tü’l-emâcid ve’l-aʻyân Mehmed el-Hâc Emîn zîde mecduhu ile irsâl olunmuşdur.
İmdi sen ki kapucıbaşı mûmâileyhsin ʻasker-i mezkûrînin bir neferi noksân
ve işe yaramaz nâ-tuvân makûlesinden olmayub (V. 51/a) cümlesi yarâr ve bahâdır ve
dilâverlerden olmak ve yoldan ve mahallinden firâr ederi olur ise derhâl ahz ve zâbitleri
maʽrifetiyle ʻibreten li’s-sâ’ire cezâsı icrâ olunmak üzere kefîle rabt ve nizâm-ı kaiyye-
ye bend olunarak Eylül içinde bâʽis başbuğlarıyla ordu-yı hümâyûnumda isbât-ı vücûd
eylemeleri ve yoldan ve mahallinden firâr edenlerinin haklarından mazmûn-ı fermân-ı
hümâyûnumun icrâ olunması husûsuna bezl-i makderet ve hilâfını irtikâb ile mazhâr-ı
ʽitâb olmakdan mübâʽadet eylemek matlûb-ı pâdişâhânem idüğü ve meştâ ʻaskeri ihrâcına
me’mûrlarının cümlesine yolunca başka başkaca emr-i şerîfimle tenbîh ü te’kîd olunduğu
bu bâbda hilâf-ı fermân harekete cür’etle te’hîr u taʻtîl emr-i dîniyye sebeb ü ʽillet olan
kazâlar aʻyânları ve me’mûrîn-i sâ’ireden birinin hakkında ʽafv ü iğmâz muʽâmelesi mu-
tasavver olmayub beher-hâl tertîb-i cezâ ile muʻâmele olunacağından şübhe olmadığı ve
kadılar dahî beher-hâl mazhar-ı te’dîb kılınacağı ve ʻasker Eylül içinde ordu-yı hümâyû-
numa erişmeyüb te’hîre kalmak ve sonra erişmek lâzım gelir yine hükkâm u zâbitân-ı
kazâ haklarında vaʻîdât-ı mezkûrâtın icrâsı muhakkak idüğü maʽlûmunuz oldukda ber
vech-i mecrûh ʻamel ü hareket ve mazmûn-ı emr-i şerîfimi iktizâ edenlere tefhîme mü-
bâderet ve hilâfından gâyetü’l-gâye tehâşî ü mücânebet eyleyesiz ve siz ki Mevlânâ ve
aʽyân ve zâbitân vesâ’ir-i mûmâileyhimsiz mâzmun-ı emr-i şerîfi ve muktezâ-yı vakt-i
hâle mülahâza ve mütâlaʻa ederek ʻasker-i mezkûrenin tamâmen ve kâmilen ihrâcıyla
Eylül içinde savb-ı me’mûrlarında isbât-ı vücûd eylemeleri ve firâr edenlerin haklarından

169
gelmesi esbâbını istishâl kapucıbaşı mûmâileyh ile bi’l-ittifâk kemâl-i ikdâm u gayret
ve maʽâzallahu teʽâlâ zinhâr ve zinhâr mütekâsilane vazʽ ü tecvîz ile mazhâr-ı nedâmet
olacağı ʻukûbâta giriftâr olmakdan begâyet tevakkî ve mübâʻadet ve ʻaskerin tamâmen
ihrâc olunacağını ve başbuğun ism ve şöhretini derʽaliyyeme ordu-yı hümâyûnuma tahrîr
ü iʻlâma müsâraʻât eylemeniz bâbında fermân-ı ʽâlişânım sâdır olmuşdur buyurdum ki,
Vusûl buldukda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr eden fermân-ı
vâcibü’l-ittibâʽmın ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı itâʽat-makrûnuyla ʽamel ü hareket
eyleyüb hilâfından begâyet hazer ve mücânebet eyleyesiz şöyle bilesiz ʽâlâmet-i şerîfe
iʽtimâd kılasız.
Tahrîren evâ’il-i Zi’l-hiccetü’ş-şerîfe sene hamse ve mie’teyn ve elf (1205) [1-10
Ağustos 1791]

Sahrâ-yı Rûmeli
Mûcebince mektûb-ı kâ’im-makâm-ı rikâb-ı hümâyûn dahî sâdır olmuşdur.
V. 51/a, h. 72
Konusu: Vefât eden Tekeli Mehmed bin Mustafâ’nın eşyâlarını gösterir tereke
kaydı.
Eyve Sere(?) mahallesi sâkinlerinden iken bundan akdem vefât eden Tekeli
Mehmed bin Mustafâ’nın verâset-i zevcesi Âişe bint-i Ahmed ile sulbî oğlu Mustafâ’ya
lede’l-inhisâr müteveffâ-yı mezbûrun terekesi ehl-i vukûfun-bihâ takvîmiyle tahrîr ve
beyne’l-verese bi’l-farîziyyeti’ş-şerʽiyye tevzîʻ ve taksîm olunan tereke muhallefâtı
müfredâtı defteridir ber-vech-i âtî zikr olunur.
Fî 5 Safer sene 1206 [4 Ekim 1791]

Kıyye Kîle ’Aded Kıymet-i gurûş


Menzil ve Dam ve Ahûr 4000
Başpınar’da bağ evlek 5 2400
Dolav’da bağ evlek 2 1600
Kuru üzüm 3 300
Hınta 8 800
Şa’îr 12 600
Darı 25 1000
Fürûht olunan penbe 5600
Pekmez 13 40
Kara sığır öküzü çift 2 2800
İnek ma’a dana 600
Tosun ve Düğe 600

170
Kulunlu Kısrak 1600
Çift âlâtı 200
Merkeb 2 1200
Yorgan ve döşek ve yasdık 400
Çul ve çuvâl 120
Saman tahmîn 400
Kilim 1 120
Kazgân 1 120
Evânî-i nuhâs 6 260
Astâr 200
Bahça 1 1200
Hırdavât-ı menzil 1 200
Zimem-i nâsda akçe 4280
Cem’ân Yekûn 30640
Minhâ El-İhrâcat

Gurûş
Techîz ve tekvîn 1200
Nikâh-ı zevce-i Âişe 2000
Deyn-i meyyit 7560
Resm-i kısmet-i kalemiyye ve çukadâriyye ve kâtibiyye ve kaydiyye
1290
ve harc-ı esbah(?) ve muhzıriyye

Hisse Para
Hisse-i zevce-i Âişe 2325
Hisse-i ibn Mustafâ 16275
Min haysü’l-mecmû’ Sahhü’l-bâkî
18600
Beyne’l-verese

V. 51/b, h. 73
Konusu: Bin iki yüz altı senesine ait imdâd-ı seferiyye vergisinin gönderilmesi
husûsunda fermân sûreti.
Taksît Fermânıdır
İftihârü’l-emâcid ve’l-ekârim câmiʽü’l-mehâmid ve’l-mekârim el-muhtâss bi-
mezîd-i ʽinâyeti’l-melîki’d-dâ’im dergâh-ı muʽallâm kapucıbaşılarından Kütâhiyye
mütesellimi dâme mecduhu ve mefâhirü’l-kuddât ve’l-hükkâm meʽâdinü’l-fezâ’il ve’l-
kelâm gayr-i ez livâ-yı Ankara eyâlet-i Anadolu’da vâkiʽ kazâların kuddât ve nüvvâbı zîde

171
fazluhum ve mefâhirü’l-emâsil ve’l-akrân aʻyân-ı vilâyet zîde kadruhum tevkîʽ-i refîʽ-i
hümâyûn vâsıl olucak maʽlûm ola ki,
Hâlâ Anadolu vâlisi ve Eflak cânib-i serʽaskeri düstûr-ı mükerrem müşîr-i mu-
fahham nizâmü’l-ʽâlem vezîrim İskenderiyeli Mahmûd Paşa edamallahu teʽâlâ iclâlehu-
nun irâde-i umûr-ı seferiyyesi zımnında bundan akdem cânib-i darbhâne-i ʽâmiremden
be-şartü’t-tefvîz iki defʽa iʻtâ ve irsâl olunan altı yüz kîse müşârü’n-ileyhin mansıbı
olan eyâlet-i Kütâhiyye’nin mütesellimliği mâhiyesiyle gayr-i ez livâ-yı Ankara eyâlet-i
merkûmede vâkiʻ elviye ve kazâlardan işbu bin iki yüz altı senesine mahsûben vâliyçün
tertîb olan imdâd-ı seferiyyeden tefvîz ve edâ olunması şurût olmağla müşârü’n-ileyhin
idâre-i dâ’iresi zımnında eyâlet-i merkûmede Ankara sancağında vâkiʻ kazâlardan mâʽadâ
eyâlet-i mezkûre kazâlarından vâliyçün tertîb u tahsîs ve taʽyîn olunan üç yüz altı kîse
akçe ve dört yüz yetmiş gurûş imdâd-ı seferiyyenin bin iki yüz altı senesine mahsûben
Anakara sancağından mâʽadâ eyâlet-i merkûme dâhilinde kâ’in kazâlar ahâlîlerine şurût-u
seferiyye üzere vakt-i tevzîʻ ü taksîm ve tahsîl u kabzına me’mûre teslîm etdirmek için
ordu-yı hümâyûnum tarafından emr-i şerîfim ısdâr olunub sene-i merkûme seferiyye
akçesi müşârü’n-ileyhe ber-vech-i meşrûh bundan akdem verilen meblağ-ı tefvîz içün
darbhâne-i ʽâmireme müretteb olduğu ve seferiyyenin vakt-i tahsîli dahî gurre-i Muharrem
olmak mülâbesesiyle sene-i sâbıklarda tahsîl olunagelen mebâliğden bir akçesi noksân
ve telef olmamak şartıyla seferiyye-yi merkûme ordu-yı hümâyûnumdan sâdır olan emr-i
şerîfim mûcebince darbhâne-i ʽâmiremden tarafından taʽyîn olunan mübâşir maʽrifet-i
ve maʽrifet-i şerʻ ve sen ki mütesellim-i mûmâileyhsin maʽrifet ve ihtimâmınla tamâmen
ve kâmilen serîʻân tahsîl ve mübâşeretinle darbhâne-yi ʽâmireme irsâl ve her bir kazâ ve
tevâbiʻnin isimleri ve tahsîl olunan imdâd-ı seferiyyeleri mikdârı defteriyle müfredât üzere
mümzâ ü memhûr defteri dahî derʻaliyyeme tesyîr olunmak bâbında sana hitâben emr-i
şerîfim sudûrunu hâlâ darbhâne-yi ʽâmirem nâzırı olan iftihârü’l-eʻâlî ve’l-aʻzâm Yûsuf
dâme uluvvuhu bâ-takrîr istidʻâ etmekle vech-i meşrûh üzere ʽamel ü hareket olunmak
fermânım olmağın te’kîde ve ihtimâma rikâb-ı hümâyûnumdan dahî işbu emr-i şerîfim
ısdâr darbhâne-yi ʽâmirem tarafından mübâşir taʻyîn olunan kıdvet’ül-emâsi’l-ve’l-akrân
Ali zîde kadrühu ile irsâl olunmuşdur.
İmdi sene-i mezkûre seferiyyesi mâlı cânib-i darbhâne-yi ʽâmiremden mukad-
demâ müşârü’n-ileyhe iʻtâ olunan meblağ-ı mezbûra bedel darbhâne-yi ʽâmiremden
teslîm olunacak meblağdan olmağla seferiyye-yi merkûmenin tahsîl ü tesyîri bir vechile
te’hîr ü tevakkuf tecvîz olunur mevâddan olmadığı ve bu bâbda kusûr ü rehâvet ihtiyâr
edenlerin beher hâl eşedd-i ʽukûbâta mazhâriyetleri muhakkak olduğu sen ki mütesellim-i
mûmâileyhsin maʽlûmun oldukda seferiyye-yi merkûmu ordu-yı hümâyûnumdan sâdır
olan emr-i şerîfim mûcebince sene-yi sâbıklarda olduğu vechile bir akçesi telef ve noksân
olmaksızın Ankara sancağından mâʽadâ eyâlet-i mezbûrede vâkiʻ kazâlar ahâlîlerine maʻrifet
ve ikdâmın ve maʽrifet-i şerʻ ve maʽrifet-i mübâşir-i mûmâileyh maʽrifetiyle re’s-i sene
gurre-i Muhârrem iʻtibâr olunarak şurût-ı seferiyye üzere defʽaten tevzîʻ ve serîʻân yerlü
yerinden cemʽ u tahsîl ve darbhâne-yi ʽâmirem tarafından kabzına meʽmûra ʽale eyyi-hâl
edâ ve teslîm birle darbhâne-yi ʽâmireme sevk ve tesyîriyle bi’l-ittifâk ikdâm ve müsâraʽat
ve her bir kazânın tahsîl olunan imdâd-ı seferiyyenin mikdârlarını mübeyyin müfredât

172
üzere mümzâ u mahtûm defterlerini dahî irsâl ü tesyîre ihtimâm ü dikkât sermû-yı kusûr
ve rehâvet vukûʻuyla tecvîzde ve mikdâr-ı muʻayyenden ziyâde ahâlî fukarâsına seferiyye
tahmîl ü tahsîl ve kesret üzere mübâşirler irsâliyle izʻâc u ızrâr-ı ahâlî mûcib olmakdan ve
icrâ’ât-ı mübâşiriyye mütâlebesinden gâyetü’l-gâye tevakkî ü mübâʻadet eyleyesin ve siz
ki Mevlâna ve aʻyân-ı mûmâileyhimsiz siz dahî mazmûn-ı emr-i şerîfim mûcebince ʻamel
ü hareketde bi’l-ittifâk ikdâm ve müsâraʻat ve zinhâr ve zinhâr bu bâbda sermû-yı kusûr
ve rehâvet gûnâ hâlâtı tecvîz ile her biriniz eşedd-i ‘itâba mazhar olmakdan gâyetü’l-gâyet
tehâşî ve mübâʻadet eylemeniz bâbında fermân-ı ʻâlişânım sâdır olmuşdur buyurdum ki,
Hükm-i şerîfim vusûl buldukda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr
olan fermân-ı vâcibü’l-ittibâʻmın ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı itâʻat makrûnuyla
ʻamel ü hareket ve hilâfından hazer ü mücânebet eyleyesiz şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfime
iʻtimâd kılasız.
Tahrîren fî evâ’il-i şehr-i Zi’l-hiccetü’ş-şerîfe sene hamse ve mie’teyn ve elf
(1205) [1-10 Ağustos 1791]
Sultân Kostantiniyye el-Mahrûse

Tıbkı aslihi’l-kalem
Ali el-‘izzi el-müvellâ-yı hilâfe be-medîne-i Kütâhiyye el-mahrûse
Rattebehu’l- fakîr ileyhi subhanehu ve teʻâlâ

Kad vasale’l-ileynâ fi’l-yevmi’s-sâlis min-şehr-i Saferü’l-hayr sene sitte ve


mie’teyn ve elf [2 Ekim 1791]

V. 52/a, h. 74
Konusu: Talep olunan meştâ ‘askerlerinin görev yerlerine varması husûsunda
mektûb sûreti.

Meştâ ʻAskerinin ʻAfvı Mektûbudur


İftihârü’l-emâcid ve’l-ekârim dergâh-ı ʻâlî kapucıbaşılarından Kara Osmânzâde
el-Hâc Ahmed Ağa dâme mecduhu baʻde’s-selâm inhâ olunur ki,
İşbu sene-i mübârekede meştâ-yı hümâyûn içün müretteb olan ʻasâkirin zîr-i
idârende olan Saruhan sancağı kazâlarından matlûb olan bin nefer piyâde ile Ezîne-i Laz-
kiyye ve Denizli mukâtaʻası dâhilinde vâkiʻ mahallerden iki yüz nefer piyâde ve Bigadiç
kazâsından elli nefer süvârinin maʻrifetinle ihrâc ve rûz-ı Kasım’dan mukaddem ordu-yı
hümâyûnda isbât-ı vücûd eylemelerine ikdâm ve müsâraʻat olunmak bâbında mukaddem
u mu’ahhar evâmir-i ‘âliyyeye ısdâr ü irsâl olunmuşidi el-hâletü hâzihi evvel bahâr içün
maʻrifetin ve ammizâdelerin el-Hâc Mehmed Ağa ve el-Hâc Ömer Ağa maʻrifetleriyle
tanzîm ü ihrâc olunub mûmâileyhümâ maʻrifetleriyle sefer-i hümâyûna îsâl olunan

173
ʻasâkirin ve geçen sene meştâ ʻaskerinden İbrâil kalʻasına vazʻ u taʻyîn olunmuş olan
ʻasâkir sergerdeleriyle henüz vilâyetleri cânibine iʻâde etdirilmediği ve mûmâileyhümâ
ordu-yı hümâyûn cânibinde iken memleketden matlûb olan ʻasâkirin ihrâcları müteʻassir
ve Rusya ile münʻakid olan mütârekenin müddeti Mart içinde tamâm olacağı beyânıyla
sâbıkü’z-zikr mahallerde müretteb olan meştâ ʻaskerin Mart evâ’ilinde me’mûr oldukları
mahallerde isbât-ı (vücûd) etmek üzere Mart’tan bir mâh mukaddem ihrâc ü sevk ü tes-
bîllerine mübâderet olunmak içün iktizâsına göre tanzîmi husûsu bu defʻa taraf-ı hazret-i
sadâretpenâhîden tahrîr ü işʻâr olunmak ile imdi sâbıkü’z-zikr bin iki yüz elli nefer meştâ
ʻaskerinin Mart ibtidâsında me’mûr olacakları mahallerde mevcûd bulunmak üzere bir
mâh mukaddem vakt u zamânıyla ihrâc ve başbuğlarıyla sevk ü irsâlleri emrine mezîd-i
ihtimâm ü dikkât eylemek bâbında sâdır olan fermân-ı ʻâlişan mûcebince mektûb tahrîr
ve ( ) ile irsâl olunmuşdur inşâallahu teʻâlâ duhûlünde ber-mûceb-i emr-i ʻâlî üzere ʻamel
ü hareket eyleyesin ve’s-selâm.
Kâʻimmakâm Mustafâ Paşa

V. 52/a, h. 75
Konusu: Kütâhiyye sancağından dört yüz seksen adet devenin satın alınıp gön-
derilmesi husûsunda fermân sûreti.

Deve İştirâsı Fermânıdır


Mefâhirü’l-kuddât ve’l-hükkâm meʻâdinü’l-fezâ’il ve’l-kelâm Kütâhiyye kazâsında
nâ’ib olan ve Kütâhiyye sancağında vâkiʻ kazâların kadıları ve nâ’ibleri zîde fazluhûm
ve iftihârü’l-emâcid ve’l-ekârim câmiʻü’l-mehâmid ve’l-mekârim el-muhtâss bi-mezîd-i
ʻinâyeti’l-melîki’d-dâ’im dergâh-ı muʻallâm kapucıbaşılarından Kütâhiyye mütesellimi
el-Hâc İsmâil dâme mecduhu ve mefâhirü’l-emâsil ve’l-akrân aʻyân-ı vilâyet ve iş erleri
zîde kadruhum tevkîʻ-i refiʻi-i hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Devlet-i ʻaliyye-i ebediyyü’d-devâmım ile Rusyalu beyninde münʻakid olan
mütâreke bi-mennihi teʻâlâ menbaʻ-yı sulh u salâh olmak meʻmûl ise dahî henüz derece-i
cezm-i yakîniyye karâr-ı sâbık tağyîriyle her hâlde merâsim-i cezm ve ihtiyâta riʻâyet
lâzımeden olub lâkin tertibâta şurûʻ ve mübâşeret olunsa kazâ aʻyânlarının içinde zâlim
ve bî-insâf olanlar hemân bu bahâne ile akçe tahsîline başlayub mesâlih vukûʻndan sonra
devir (ve) teslîm etmeyecekleri ve ihtiyâr-ı sulh u salâhdan maksûd ile olan himâyet-i
fukarâ maslahatı fevt olacağı zâhir olmağla her kazâ şimdiden tertibât-ı seferiyyesini bilüb
maʻrifet-i şerʻ ve cümle maʻrifetiyle yerlü yerinde taʻdîl ü tesviye şurûtu üzere tevzîʻ ü
defter edüb zinhâr ve zinhâr tahsîline şurûʻ ve mübâşeret eylememek ve şöyle hâzır ve
âmâde durub her ne zamân diğer emr-i şerîfim ve mübâşir vârid olur ise hemân vürûdu
günü tahsîl ve ihrâca müsâraʻat ve vakt u zamânıyla ordu-yı hümâyûnuma erişdirmek üzere
tenbîhen ve ifhâmen Rumili ve Anadolu’ya evâmir-i ʻaliyyem neşr olunmak maslahat
vaktinde olduğu ordu-yı hümâyûnumda bi’l-müzâkere ittifâk-ı ârâ ile karârgîr olmakdan

174
nâşî zikr olunan Kütâhiyye sancağında sene-i sâbıkı tertîbi olan altı yüz mehârî şütürân
bu defʻa rahmen li’l-gufrân humsu olan yüz yirmi mehârî ʻafv ü tenzîl ve işbu sene-i mü-
bâreke livâ-yı mezbûrdan yâlnız dört yüz seksen mehârî şütürândan ordu-yı hümâyûnum
tarafından tertîb olunmakdan nâşî sen ki mütesellim-i mûmâileyhsin sâlifü’l-beyân dört
yüz seksen mehârî şütürân işe yarâr ve yüke sâlih olarak gâyet güzide ve tuvânâ olmak
ve sinîn-i sâbıka(daki) gibi zaʻîf ve lâğar ve ʻamelmânde olmamak üzere maʻrifet-i şerʻ
ve maʻrifetinle livâ-yı mezbûr kazâlarına taʻdil ü tesviye şurûtuna riʻâyet ederek tevzîʻ
ve zinhâr ve zinhâr tahsîline şürûʻ etmeyüb şöyle hâzır u âmâde edüb bundan sonra diğer
emr-i şerîfimle mübâşiri varır ise hemân ol gün tahsîl ve ordu-yı hümâyûnumda hitâm-ı
hizmetine değin idâre eylemek üzere kendi muʻtemedin olan kârgüzâr adamlarından
birini intihâb ve yanlarına birer ikişer hizmetkâr dahî terfîk edüb ol vakitde mübâşir ile
maʻan şütürân-ı merkûmeyi yola ihrâc ve vakt u zamânıyla ordu-yı hümâyûnuma irsâl
ve tesyîrlerine kemâl-i saʻy ü dikkat eylemek fermânım olmağın tenbîhen ve ifhâmen
işbu emr-i şerîfim ısdâr ve rikâb-ı hümâyûnum kâʻimmakâmı tatarlarından Mustafâ zîde
kadruhu ile irsâl olunmuşdur.
İmdi vusûlünde mevkûfâtdan mahreç ve yeni emr-i şerîfimle matviyyen irsâl
olunan sûret-i defter mûcebince livâ-yı mezbûrede gayr-i ez ʻafv ü tenzîl müretteb olan
dört yüz seksen mehârî develeri vusûl-i emr-i şerîfimde maʻrifet-i şerʻ ve maʻrifetin ve
cümle maʻrifetiyle şimdilik taʻdîl ü tesvîye şurûtu üzere livâ-yı mezbûr kazâlarına tevzîʻ
ü defter eyleyüb zinhâr ve zinhâr tahsîline şurûʻ ve mübâşeret olunmamak şöyle hâzır u
âmâde durub her ne zaman diğer emr-i şerîfimle mübâşir varır ise hemân vardığı günü
tahsîl ü ihrâc ve senin muʻtemedin olan ya(râr ve) işgüzâr belli başlı adamın sârbânbaşı
yollu nasb ile âna teslîm ve maʻiyyetine bir iki hizmetkâr dahî taʻyîn ve terfîk birle berâber
gönderilmek ve hitâm-ı hizmet-i me’mûriyyetine dek livâ-yı mezbûr develeri merkûm
maʻrifetiyle istihdâm ve sizden ve yedi merkûmdan su’âl olunacağına binâ’en iş bilmez
adam göndermekden ve husûsen zikr olunan develer başdan savma zaʻîf ve nâ-tuvân
veyâhûd noksân ve vakitsiz gönderilmek lâzım gelir ise gönderdiğin adamın evvel emirde
ordu-yı hümâyûnumda cezâsı tertîb ve baʻdehu sen dahî ʻukûbât-ı şedîdeye dûçâr olaca-
ğından (V. 52/b) başka şütürân-ı mezbûrânın livâ-yı mezbûreden iki katı tahsîl olunacağı
muhakkak olmakdan nâşî vesâyâ-yı mülûkânemi güzelce fehm ü izʻân ve tıbkı fermûde-i
hümâyûnum üzere hareket sarf-ı bât ve tuvân ve mugâyir-i rızâ-yı şahânem hareketden
begâyet ictinâb ü ihtirâz eyleyesin ve siz ki mevlânâ ve aʻyân-ı mûmâileyhim vesâ’ir iş
erlerisiz siz dahî mûceb-i emr-i şerîfimle kemâl-i imtisâl ve mütâbaʻat eylemeniz bâbında
fermân-ı ʻâlişânım sâdır olmuşdur buyurdum ki,
Hükm-i şerîfimle vardıkda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr olan
işbu emr-i şerîf-i celilü’ş-şân-ı vâcibü’l-ittibâʻ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı münîfi
birle ʻâmil olasız şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız.
Tahrîren fi’l-yevmi’s-sâdis-i ʻaşer Saferü’l-hayr sene sitte ve mie’teyn ve elf
(1206) [15 Ekim 1791]
Kostantiniyye el-Mahrûse

175
Kad vasale ileynâ fî şehri Rebîü’l-âhir sene sitte ve mie’teyn ve elf [Kasım/
Aralık 1791]
Tıbkı aslihi’l-hatır
ʻAli el-ʻÖrfî el-müvellâ-yı hilâfe be-medîne-i Kütâhiyye el-mahrûse
Rattebehu’l-fakîr ileyhi ‘izze şânühu

V. 52/b, h. 76
Konusu: Denizli kazâsı kadılığına Mevlâna Ali’nin taʻyîn edildiğine dâ’ir rûz-
nâmçe kaydı.
Fî şehr-i Rebîü’l-evvel sene sebʻa ve mie’teyn ve elf [Ekim/Kasım 1792]

Denizli mutasarrıfı Abdülkâdir şehr-i âtîden refʻ ve yeri muvakkati olduğu


kadıʻasker-i esbak rûznâmçesinde mukayyed sezâver-i ʻinâyet-i şehriyârî ve şâyeste-i
mekremet-i tâcdârî Mevlânâ Ali dâʻîlerine ber-vech-i esbâk ibkâ olunub sene-i mezbûrede
Cemâziye’l-ûlâsı gurresinden ancak on altı ay mutasarrıf olub bâkiye müddet-i ʻörfiyesi
kazâ-yı âherden tekmîl eylemek ricâsına baʻde’l-ʻarz sadaka buyruldu.

V. 52/b, h. Belirtilmemiş
Konusu: Denizli kazâsı kadılığına Mevlânâ Ali’nin taʻyîn edildiğine dâ’ir mektûb
sûreti.

ʻİzzet-me’âb şerîʻat-nisâb Mevlânâ Ali Efendi kâmyâb


Baʻde’t-tahiyyetü’l-vâfiye inhâ olunur ki,
Denizli mutasarrıfı Abdülkâdir işbu sene-i sitte ve tisʻîn ve mie’teyn ve elf şehr-i
Rebîü’l-âhiri gâyetinden refʻ ve yeri muvakkatî olduğu kadıʻasker-i esbak rûznâmçesinde
mukayyed sezâver-i ʻinâyet-i şehriyârî ve şâyeste-i mekremet-i tâcdârî olmağla ber-vech-i
esbâk sana ibkâ olmuşdur gerekdir ki kazâ-yı merkûme sene-i mezbûre Cemâziye’l-ûlâsı
gurresinden ancak on altı ay mutasarrıf olub beyne’l-ahâlî icrâ-yı ahkâm-ı şerʻiyyede
saʻy-i cemîl ve bakiyye-i müddet-i ʻörfiyeni kazâ-yı âherden tekmîl eyleyesin ve’s-selâm.
El-fâkir-i hasbin-allah el-kadı-yı muʻasker-i Anadolu

V. 52/b, h. Belirtilmemiş
Konusu: Denizli kazâsında vefât eden ‘askerlerin muhallefâtını tespit için Mev-
lânâ Ali’nin taʻyîn edildiğine dâ’ir mektûb sûreti.

176
ʻİzzet-me’âb şerîʻat-nisâb Denizli kadısı Ali Efendi kâmyâb
Baʻde’t-tahiyyetü’l-vâfiye inhâ olunur ki,
Kazâ-yı mezbûrun kısmet-i ʻaskeriyesi işbu sene-i sitte ve mie’teyn ve elf şehr-i
Cemâziye’l-ûlâsı gurresinden [15 Aralık 1792] ancak sana ihâle ü tefvîz olunmuşdur
gerekdir ki vâkiʻ olan mevtâ-yı ʻaskeriye muhallefâtını tahrîr ü terkîm ve beyne’l-verese
bi’l-farîziyyeti’ş-şerʻiyye tevzîʻ u taksîm eyleyesin ve’s-selâm.
El-fakîr-i hasbin-allah el-kadı-yı muʻasker-i Anadolu

V. 53/a, h. 77
Konusu: Denizli kazâsı nâ’ibliğine Mevlâna Mahmûd Efendi’nin taʻyîn edildiğine
dâ’ir mektûb sûreti.

Hasbinallah
ʻİzzet-me’âb şerîʻat-nisâb Mevlânâ Mahmûd Efendi kâmyâb
Baʻde’t-tahiyyetü’l-vâfiye inhâ olunur ki,
İşbu sene-i sitte ve mie’teyn ve elf Cemâziye’l-ûlâsı gurresinden [15 Aralık 1792]
ber-vech-i mansıb mutasarrıf olduğum Denizli kazâsının umûr-ı şerʻiyyesi tarafımızdan
cenâbınıza ihâle ü tefvîz ü sipâriş olunmuşdur gerekdir ki kazâ-yı merkûmu gurre-i
merkûmeden zabt edüb ve vâkiʻ olan kısmet-i ʻaskerî ve gayrı ʻaskerî muhallefatını tahrîr
ü terkîm ve beyne’l-verese-i bi’l-farîziyyeti’ş-şerʻiyye tevzîʻ u taksîm edüb câdde-i şerʻ-i
mutahharadan sermû-yı inhirâfa cevâz göstermeyesin ve’s-selâm.
El-fakîr el-Hâc Ali el-kadı-yı be-kazâ-yı Denizli
(Mühür)

V. 53/b, h. 78
Konusu: Rusya ile yapılan mütârekenin sona ermesi sebebi ile Mart ayından
önce ‘asker tertip edilip ordu-yı hümâyûna gönderilmesi husûsunda fermân sûreti.

İftihârü’l-emâcid ve’l-ekârim câmiʻü’l-mehâmid ve’l-mekârim el-muhtâs bi-inâ-


yeti’l-meliki’d-dâ’im dergâh-ı muʻallam kapucıbaşılarından Kütâhiyye mütesellimi İsmâil
dâme mecduhu ve mefâhirü’l kuddât ve’l-hükkâm meʻâdinü’l-fazl ve’l-kelâm Kütâhiyye
nâ’ibiyle Kütâhiyye sancağının hâvî olduğu kazâların kuddât ve nüvvâbı zîde fazluhûm
ve mefâhirü’l-ʻulemâü’l-muhakkikîn müftüler ve nakîbü’l-eşrâf kâʻimmakâmları zîde
ilmühum ve mefâhirü’l-emâcid ve’l-aʻyân yeniçeri zâbitleri ve bu defʻa ocağ-ı ʻâmirem
tarafından mübâşir taʻyîn olunan serturnacıbaşı es-Seyyid Mustafâ zîde mecduhum ve

177
mefâhirü’l-emâsil ve’l-akrân aʻyân u zâbitân ve zikr-i âtî cümle küşâd olunacak bayrak-
ların sergerdeleri ve vücûh-ı memleket ve iş erleri ve söz sahibleri ve ocak ihtiyârları zîde
kadruhum tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Devlet-i ʻâliyyemle Rusya devleti beyninde bin iki yüz beş senesi Zi’l-hicce-
si’nin on birinci gününden [11 Ağustos 1791] hesâb ile sekiz ay mütâreke ʻakd olunub
Mart-ı mezkûre zarfında tarafeynde harb u kıtâl olunmamak üzere karâr verildikden sonra
cânibeynden taʻyîn olunan murahhaslar bir yere gelüb el-hâletü hâzihi eğerçi müsâlehâ
müzâkeresine mübâderet etmişlerdir ancak müddet-i mütâreke hitâmında merâm üzere
müsâlehâ ʻakdi nâ-maʻlûm ve mütâreke ne vechile netîce vereceği meçhûl ve yine muhâ-
rebe lâzım gelmek ihtimâli ağleb olmağla bu sûretde evvel bahâr içün sinîn-i sâbıkadan
ziyâde ʻasker tertîbi ve mütâreke tamâm olmazdan mukaddem hudûdlarda tecemmüʻ ve
ihtişâdları husûslarına ikdâm ü ihtimâm vâcibât-ı umûrdan idüğü âşikâr ve mütârekenin
tamâm olması dahî intizâr-ı Mart’a müsâdefe edeceği zâhir ve nümüdâr ve kâffe-i ʻasâkir-i
mürettebenin beher hâl Mart içinde mahall-i me’mûrelerinde mevcûd bulunmaları mukte-
ziyâtdan olduğu bedîdâr olmak mülâbesesiyle bu husûsun bir hüsn-i murâbatasına bi’l-it-
tifâk ikdâm olunmasını şâmil şeref-yâfte-i sudûr olan hatt-ı hümâyûn-ı şevket-makrûnum
mûcebince derʻaliyyemde bâb-ı ʻâlîde ʻarz odasında vezîr-i aʻzâm ve ʻulemâ-yı aʻlâm ve
ricâl-i devlet ʻaliyye-i ebed-kıyâmım ve ocaklar zâbitânı ve sefer eşmiş ve umûr görmüş
ocak ihtiyârları cemʻ ile vâkiʻ olan meşveret-i ʻumûmiyye karârdâde olub zikr olunan
ocaklar ihtiyârlarının zikr olunan ocaklar ihtiyârlarının zikr-i âtî vechile bi’d-defaʻât
beyân ve istisvâb eyledikleri üzere bu sene-i mübârekede Anadolu taraflarından vâkiʻ
her bir kazâdan hâlâ tahammüllerine göre kânûn-ı kadîm üzere birer ve ikişer ve üçer ve
beşer serdengeçdi bayrakları küşâd ve harb u darb erbâbı olan yeniçeri dilâverlerinden
beher bayrağa yüz yirmişer nefer tahrîr ve ocak mübâşirleri maʻrifetiyle ihrâc olundukdan
sonra gerüye kalan yeniçeri neferâtını dahî kangı kazâdan ise ol kazânın serdârı bayrağı
küşâd ile zîr-i bayrağa celb ü ihrâc eylemek ve bu vechile küşâd olunacak serdengeçdi
bayrağı müceddeden bir kimesneye verildiği sûretde kânûn-ı kadîm üzere ağasına kırk ve
ʻalemdârına yirmişer akçe müceddeden esâme verilmek ve ʻatîk ağa ve ʻalemdâra verildiği
hâlde yine kânûn üzere ağaya on ve ʻalemdâra beş akçe terakkî verilmek ve mübâşir taʻyîn
olunan turnacıbaşılar yedlerinde olan me’mûrîne emîrleri mûcebince vardıkları kazâların
hâl-i tahammüllerine göre iʻtâ edecekleri bayrakları (küşâd) edilmek vâli ve mütesellim ve
hâkim ve müftü ve nakîbi ve aʻyânı ve voyvodası ve yeniçeri zâbiti ve iş erleri maʻrifet-
leriyle ve cümle ahâlînin ittifâk ve ittihâdlarıyla iʻmâl-i ʻasâkire kâdir ve tahrîr olunacak
yüz yirmi nefer erbâb-ı harbe tehdîdini ikâʻa muktedir olanlara iʻtâ eylemek ve cümlenin
maʻrifet ve ittihâdıyla küşâd olunacak bayraklar altına tahrîr olunacak neferât ʻaceze ve
rençber ve çiftçi ve nâ-tuvân makûlesinden olmayub cümlesi harb u darbe kâdir tuvâna
ve bahâdır müntehib ve tâmmü’l-eslihâ ve sâfi piyâde olmak şartıyla tahrîr olunmak ve
bu makûle darb u harb erbâbı tuvânâ u bahâdır olanlardan ganî ve gerek fakîr bu sene-i
mübârekede bayraklara tahrîr olunmamak ve sefere gitmemek dâʻiyyesiyle dirliğini inkâr
ve târik-i âhere sülûk ederi olur ise ʻamel ve iʻtibâr olunmayub beher hâl tahrîr olunmak
ve bu mâkulelerde zâbitan ve hükkâm vesâ’irlerden hiç kimesne nasihât etmemek ve
her kim o mâkuleleri nasihât ve sefere ʻazîmetden menʻ ederi olur ise baʻdeʻt-tahkîk
mücâzâtları icrâ olunmak ve o mâkule harb u darb erbâbından birer vesîle ile bayraklara

178
tahrîr olunmakda ʻadem-i itâʻat veyâhûd yoldan firâra cür’et eyleyenleri ve ʻale’l-husûs
mahall-i maʻrekede muvâcehe-i aʻdâda sebât-ı kadem olmayub ednâ bir vesîle ile menâfiʻ-i
cihâtda firâr-ı ‘ârı irtikâb misillü hilâf-ı emr u rızâ harekete cesâret edenlerin esâmîleri var
ise esâmîleri (V. 54/a) yoğsa dirlikleri refʻ ile hükm-i raʻiyyete tenzîl ve kendülerinden
yâlnız resm-i raʻiyye tahsîliyle iktifâ olunmayub bu makûle gayret-i dîniyyesi olmayan
ve ocağa sığmayan bî-ârı sefer hitâmında mütesellimler ve voyvodalar gereği gibi te’dîb
eylemek ve o misillüler fimâ-baʻd yeniçeri ocağından istishâb olunmamak içün isim ve
şöhretleri mahkeme sicillâtına raʻiyyet olarak sebt u kayd etdirilmek ve yeniçeri serdârları
yerlerine vekîl nasb edüb bi’n-nefs kendüleri bayraklarıyla ve turnacı ve haseki ve çorbacı
tekâʻüdlerinden vesâ’ir ʻatîk agavât ve ʻalemdârlarından rükûb ü nüzûle kudreti olanların
dahî kâffe-i tevâʻibi ve levâhıklarıyla ʻazîmet eylemek ve ʻavn ü ʻinâyet-i bâriyle bu sene-i
mübârekede düşmandan ahz-ı intikâm müyesser oldukda uğûr-ı dîn ü devlet-i ʻaliyyede
mâlen ve bedenen hizmet ve gayret-i ruhanî fî sebîlillahda izhâr-ı merdemî ve şecâʻat
edenlerin dahî alâ merâtibihim emek ve hizmetlerine göre nân-pâreler ve yevmiyyeler
taʻyîniyle kadr u şânları terfîʻ ve maʻâzallahu teʻâlâ hilâfı hareketi irtikâb eyleyenlerin
sinîn-i sâbıka gibi olmayarak beher hâl haklarında lâzım gelen te’dibâtı icrâ olunmak ve
zikr olunan bayraklar vakt ü hesâbıyla yerlerinden hareket edüb ne vechile ve ne tarîk ile
olur ise olsun ʻale eyyi-hâl Nevrûz-ı firûzda Edirne sahrasında cümlesi bulunmak ordu-yı
hümâyûnuma vusûllerinde (ortaları maʻiyyetlerinde126) kânûn-ı kadîm üzere tasmîm-i ber-
rikâb olunub taʻyînâtları tekmîlen verilmek ve’l-hâsıl bu sene-i mübârekede ihrâc olunacak
ʻasâkir yol ve erkân u zâbitân ne demekdir ve itâʻat ü inkıyâd nedir bilmeyen çiftçi ve
ʻaceze makûlesinden olmayub cümlesine râbıtalu ve ceng u harb erbâbı olmak üzere ihrâc
olunub ordu-yı hümâyûnuma vusûllerinde ortaları maʻiyyetlerinde kıyâm etdirilmek ve
ocaklunun bu tarafa taʻahhüd ü tekeffül eyledikleri üzere muvâcehe-i aʻdâdan ve yollardan
ve ordulardan firâr etmeyüb bünyân-ı mersûs gibi düşman karşısında kemâl-i sebât ve
metânet ile düşmana göğüs gerüb ve ocakları taʻahhüdünü yerine getirmek husûslarına
irâde-i kâtıʻa-yı dâverânem taʻalluk etmekden nâşi ocaklunun bi’l-ittifâk istisvâb ü istis-
hâb ve taʻahhüd eyledikleri bâlâda mastûr sûretler muktezâsına riʻâyet ve ihrâc olunacak
ʻasâkirin böylece râbıtalı olması emrine sarf-ı makderet (ʻatîk ağaları bayrakdâr ağası
nasb u taʻyîn127) olunmak ehass-ı mütâlebe-i dâverânem olmağla,
İmdi sâlifü’z-zikr kazâlardan ihrâc olunacak serdâr bayraklarının ve turnacı
ve haseki ve çorbacı tekâʻüdlerinden mâʻadâ maʻrife-i şerʻ ve mübâşir turnacıbaşı-yı
mûmâileyh maʻrifeti ve cümle ittihâd ü ittifâkıyla Kütâhiyye sancağı dâhilinden iki ʻaded
serdengeçdi bayrakları küşâd ve bâlâda beyân olunduğu üzere iʻmâl-i ʻasâkire muktedir
ʻatîk ağaları bayrak ağası nasb edib bi’n-nefs kendileri bayraklarıyla ve turnacı haseki ve
çorbacı tekâʻüdlerinden vesâ’ir ʻatîk agavât ve ʻalemdârlarından rükûb ü nüzûle kudreti
olanları dahî cümlesi tevâbiʻ ve levâhıklarıyla bile hemân yola çıkub bi-mennihi teʻâlâ
Nevrûz-ı-ı firûzda Edirne sahrasında isbât-ı vücûd eylemeleri husûsuna cümle tarafından
kemâl-i ikdâm ve gayret olunmak farz mertebesinde olmak hasebiyle bu husûslardan
maʻâzallahu teʻâlâ sermû-yı kusûr ve rehâvet-i ihtiyâr edenler haklarında ʻafv ü iğmâz

126 [Ç.N.] Bu iki kelimenin üstü çizilmiştir.


127 [Ç.N.] Bu kelimelerin üstü çizilmiştir.

179
muʻâmelesi mutasavver olmadığı ve mecmûʻ ʻasâkir-i mürettebenin hitâm-ı müddet-i
mütâreke olan Mart içinde mahall-i me’mûrelerinde bulunmak üzere ihrâçlarına ikdâm
begâyet ehemm ü elzem-i umûr-ı dîn ü devlet-i ʻaliyyemden idüğü ve memâlik-i Anadolu
ve Rumili’ne başka başka evâmir-i şerîfimle bu veçhe tenbîh ü te’kîd olunduğu bundan
sonra ocakdan taʻyîn olunacak sürücülerden mâʻadâ geriye kalanların haklarından gelinmek
için vüzerâ-yı iʻzâmdan bir iki vezîr dahî sürücüler sürücüsü olmak üzere taʻyîn kılınacağı
ve küffâr yedinde bu kadar memâlik ve büldânın feth ü teshîri ve kiliselerinin meʻâbid
ve mesâcid ve cevâmîʻ-i Müslimîn olması kırkarı bir kıl ile yedilür yeniçeri ocağı ve
tevâbiʻînin yol ve erkâna riʻâyet ve zâbitânına itâʻat ederek ve dîn yolunda taşa yaslanub
toprak döşenerek düşmana göğüs gererek ve cân u baş fedâ ederek kemâl-i metânet ve
merdlikleri ve mezîd-i ikdâm ve gayretleriyle husûle geldiği ve bu gazâlarda bulunanlar
ve şânları ile hezâ olan târihlerde kırâ’at ve hayr ile yâd ü tezkâr olunmakda idüğü ve ol
ocakların bu ocaklar olduğu ve ednâ gayret ü metânet olmasına eslâfdan ziyâde iş görülmek
mevâhib-i ilâhiyyeden me’mûl idüğü cümleye işâʻat olunmak mûcib-i sevk-i ʻasker ve
müstevcib-i teshîl-i ihrâc-ı leşker olacağı siz ki mütesellim ve mevlânâ ve yeniçeri zâbit-
leri vesâ’ir mûmâileyhimsiz maʻlûmunuz oldukda mazmûn-ı emr-i şerîf ile mütâlebe ve
bi’l-cümle ocaklu zâbitân ve ihtiyârları re’y ve istisvâb ve taʻahhüdleriyle karârdâde olan
bâlâda mastûr sûretleri etrâfıyla mülâhaza birle mûcib-i muktezâsıyla ʻamel ü harekete
mezîd-i ihtimâm ve sermû-yı kusûr ve rehâvetden tehâşî ve irtikâ-yı tâmm eyleyesiz ve
siz ki turnacıbaşı mûmâileyhsin senin mebâne-i emsâlinden bi’l-îcâb işbu emr-i ehemme
meʻmûriyetin mücerredesinden kârgüzârı (V. 54/b) ve istikâmet ve muvâfık-rümâ(?) ve
hizmet-i me’mûliyesiyle olduğu sâlifü’z-zikr ʻatîk ağa ve ʻalemdârâna verilmek ve eğer
ʻatîk ağa bulunmaz ise ol vakitde müceddeden ağa nasb olunmak murâd idüğü maʻlûmunuz
olarak âna göre âkilâne ve sâdıkâne hareket ibtidârına ve mazmûn-ı emr-i şerîfimi yoluyla
icrâ ve lâzıme-i sadâkat ve diyâneti elkâba nisâr ve saʻy-i ekîd ve zikr olunan serdengeçdi
ve serdâr bayraklarının bâlâda mastûr mütekâʻidlerinden kudreti olunların bir gün akdem
ihrâclarına te’diye-i emr-i mübâşeretine dâmen-i dermeyân-ı gayret ve mikdâr-ı lerze kusûr
u rehâvet ihtiyârıyla sonra nedâmete mûcib olacak vazʻdan ziyâde mehâşi ve mücânebet
eyleyesiz deyü halâ rikâb-ı hümâyûnumda seymânbaşı olan iftihârü’l-emâcid ve’l-ekârim
Mehmed Saʻîd dâme mecduhu tarafından mühürlü mektûb verilmekle vech-i meşrûh
üzere ʻamel ü hareket olunmak bâbında fermân-ı ʻâlişânım sâdır olmuşdur buyurdum ki,
Vusûl buldukda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr olan fermân-ı
celîlü’l-kadrim ve seymânbaşı-yı mûmâileyh tarafından verilen mektûb mûcebince ʻâmil
olub hilâfından begâyet hazer ü mücânebet eylesiz şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd
kılasız.
Târîh fî evâ’il-i Rebîü’l-âhir sene sitte ve mie’teyn ve elf (1206) [28 Kasım-7
Aralık 1791]
Be-makâm-ı Kostantiniyye
Mûcebince sekbânbaşı mektûbu vürûd şüd
Kad vasale’l-ileynâ fi’l-yevmi’s-sâlis-i ʻaşer min şehr-i Cemâziye’l-âhir [7 Şubat
1792]

180
V. 54/b, h. 79
Konusu: Tersâne-i ‘amirede istihdâm edilmek üzere Denizli kazâsından elli adet
kalyoncu neferâtı gönderilmesi husûsunda fermân sûreti.

Kıdvetü’l-kuddât ve’l-hükkâm maʻdenü’l-fazl ve’l-kelâm mevlânâ Denizli ka-


dısı zîde fazluhu ve mefâhirü’l-emâsil ve’l-ikrâm bu husûsa mübâşir taʻyîn olunan deryâ
kapudânı vezîrim Hüseyin Paşa edamallahu teʻâlâ iclâlehunun çukadârlarından Hacı
Süleymân çukadâr ve serdâr ve zâbitân ve aʻyân ve iş erleri zîde kadruhum tevkîʻ-i refîʻ-i
hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Bi-tevfîkihi subhânehu ve teʻâlâ işbu sene-i bâhirü’l-meymene evvel bahârında
teshîr ü ihrâc olunacak mükemmel donanma-yı hümâyûnum kalyonları levendâtının
şimdiden semt semt tahrîr ve bir gün evvel tersâne-yi ʻâmireme gelüb isbât-ı vücûd eyle-
meleri lâzım-ı vakt u hâlden olmağla Denizli kazâsından maʻa ağa ve ʻalemdâr elli nefer
kalyoncu yerlüden ve gayet güzîde ve müstehâb ve tâmmü’l-eslihâ yiğitler olmak üzere
tertîb ve ihrâcına irâde-i ʻaliyyem taʻalluk edüb ol bâbda hatt-ı hümâyûn-ı şevket-makrû-
num şeref-bahş-ı sudûr olmağla neferât-ı merkûmeye maʻa ağa ve ʻalemdâr tamâmen
derʻaliyyeme vârid olub sefîne-i donanma-yı hümâyûnuma yazıldıklarında lâzım gelen
dörder kıst mevâcibleri kâʻide üzere verilmek şartıyla siz ki aʻyân ve serdâr ve zâbitân ve
mübâşirân ve iş erlerisiz maʻrifet-i şerʻ ve maʻrifetiniz ve vücûh-ı belde ittifâkıyla neferât-ı
merkûmeyi güzîdelerinden tahrîr ve esnâ-yı râhda firâr etmemek üzere cümlesini küfelâya
rabt ve yâlnız ağa ve ʻalemdâra iʻtimâd etmeyüb kazânız tarafından dahî sadâkatkâr ve
muharribü’l-etvâr ve müdebbir ve muʻtemedün-aleyh bir kimesne intihâb u taʻyîn ve
ʻasâkir-i maʻlûme ile maʻan ihrâc edüb bi-mennihi teʻâlâ derʻaliyyeme vürûd ve tersâne-yi
ʻâmirem sergisinde isbât-ı vücûd eylediklerinde donanma-yı hümâyûnuma baʻdet-tahrîr
ol kimesne kalyonlar rûznâmçesinden memhûr ilm ü haber ahz ve baş muhâsebeye kayd
etdirdüb yedinde sûret olmak ve cümlesi Mart’tan mukaddem tersâne-yi ʻâmiremde
mevcûd bulunmak şartıyla tanzîm ve icâleten gelüb tersâne-yi ʻâmiremde mevcûd bulun-
maları irâde-i kâtıʻa-yı mülûkânem olmağla neferât-ı merkûmede bir neferi noksân ve
ʻamelmânde olmak veyâhûd esnâ-yı râhda firâr etmek ve nizâm-ı mezkûr üzere hareket
olmamak ve husûsen tersâne-yi ʻâmiremde vaktiyle bulunmamak lâzım gelir ise geçen
sene noksân gönderilen kazâlar gibi neferât-ı nâkisenin mevâcibleri ve iki kat hâlinde(?)
tahsîl ile iktifâ olunmayup ihrâclarına me’mûr hükkâm ü zâbitân işbu emr-i ehemmde
tekâsül ü rehâvet etdükleri içün kayd u bend ile derʻaliyyeme ihzâr ve tertîb-i cezâ ile
mücâzât olunacakları bî-iştibâh olmağla âna göre fermûde-i hümâyûnum üzere hareket
ve kazânızda matlûb ol mikdâr kalyoncu levendâtını harb u darbe kâdir tuvânâ ve şecîʻ
ve bahâdır ve yarâr ve tâmmü’l-eslihâ yiğitlerden intihâb ve tahrîr şurût-ı mezkûre üzere
küfelâya rabt ve Mart’tan mukaddam ve tersâne-i ʻâmireme îsâllerine ziyâde ihtimâm ve
dikkât olunmak fermânım olmağın hâsseten işbu emr-i celîlü’l-kadrim ısdâr ve mübâşirân-ı
merkûmân ile irsâl olunmuşdur.
İmdi vusûlünde mâdde-i mezkûre umûr-ı devlet-i ʻaliyyemin ehemm ü elzemi
olub husûs-ı mezbûrda zerre mikdârı tekâsül ü rehâveti tecvîz ile hilâf-ı emr-i ʻâlişânım

181
bir neferi noksân veyâhûd tavr u encâmı(?) meçhûl ve pîr ü ʻalîl ve işe yaramaz ve firâr
eder makûleden olmak lâzım gelir ise me’mûrların haklarından gelineceği emr-i mukarrer
olmağla âna göre mütebassırâne hareket ve selâmet-i hâliniz lâzım ise neferât-i merkûmeyi
tamâmen kazâ-yı mezbûrdan yerlü ve tuvânâ ve şecîʻ ve tâmmü’l-eslihâ tahrîr ü itmâm ve
bir gün evvel (V. 55/a) dersaʻâdetime îsâl ve tersâne-yi ʻâmireme teslîme bi’l-ittifâk ziyâde
ihtimâm ve vusûllerini müşʻîr kalyonlar rûznâmçesinden ʻilm ü haber alub baş muhâsebeye
kayd ve sûret etdirilmelerini ber-vech-i muharrer taʻyîn olunacak kimesneye ve ağa ve
ʻalemdâra tenbîh ü te’kîdde dikkat-i tamm eyleyesiz ve sen ki kadı-yı mûmâileyhsin sen
dahî mûcib-i emr-i şerîfimle ʻamel ü hareket eylemek bâbında fermân-ı ʻâlişânım sâdır
olmuşdur buyurdum ki,
Hükm-i şerîfimle vardıkda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr
olan işbu emr-i ʻâlişânımın mazmûn-ı üzere ʻâmil olasız şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe
iʻtimâd kılasız.
Tahrîren fi’l-yevmi’s-sâmin-i Rebîü’l-âhir sene sitte ve mie’teyn ve elf (1206)
[5 Aralık 1791]
Kostantiniyye el-Mahrûse
Kad vasale’l-ileynâ min-i şehr-i Cemâziye’l-âhir [2 Şubat 1792]
Mûcebince mektûb-ı hazret-i kâʻimmakâmî ve buyruldu-yı kapudân paşa haz-
retleri vârid ve işâret olmuşdur.
Uzunzâde Osmân Ağa yediyle cümle maʻrifetiyle mürûr u ʻubûr eden mübâşirlere
vesâ’ir masârif-i belde dört yüz kırk dört gurûş olduğu bu mahale kayd şüd.
Fî 25 Receb sene 1206 [19 Mart 1792]
Kalyoncu ʻafvı fermânını getiren tatara yirmi beş gurûş,
İmdâd-ı seferiyye tahsîline gelen mübâşire hizmet kırk gurûş.

V. 55/b, h. 80
Konusu: Bin iki yüz beş ve bin iki yüz altı senesi salyâne müfredâtı defteri sûreti.

Bâʻisü’t-tahrîr-i hurûf oldur ki


Bin iki yüz beş senesi Zi’l-hiccesi’nden [Ağustos 1791] bin iki yüz altı senesi Şaʻ-
bân-ı şerîfin on beşinci gününe [8 Nisan 1792] gelince dört kazâ masârifâtı ve bâ-evâmir-i
ʻaliyye veyâ buyruldu-yı vâli mürûr u ʻubûr eden mübâşirlere mübâşiriyye ve sâ’irlere
at bahâ ve katır bahâ ve donluk bahâ ve hilʻat bahâ ve sâ’ir masârifât-ı belde dört kazâ
vekîlleri ve aʻyân u ihtiyârları meyânlarında yegân yegân hesâb-ı sahîh ile hesâb olunub
ber-muʻtâd-ı kadîm ittifâk-ı kazâlar ile yâlnız Denizli kazâsı sehmine isâbet eden on iki
bin gurûş ve bâ-emr-i ʻâlî bedel-i nüzûl ve ʻavârız ve mâl-ı ihtisâb ve menzil ve nikâbet
mektûbu câ’izesi ve serdâr mektûbu câ’izesi ve iʻlâmât harcları ve harc-ı imzâ ve hüddâ-
miyye ve kâtibiyye ve harc-ı hüccet ve voyvoda ağanın dîvân efendisine ve kethüdâsına

182
ve sâ’ir masârifât-ı belde yegân yegân hesâb olunub on yedi bin iki yüz seksen üç gurûşa
bâliğ olub ahâlî-yi Denizli ihtiyârları ve kurâ ahâlîleri ihtiyârları maʻrifetleri ve maʻrifet-i
şerʻle kâʻide-i belde üzere her bir âherin(?) hâl ve tahammüllerine göre şehâdet ederek
taʻdîl ü tesviye şurûtu üzere tevzîʻ ü taksîm olunub ber-muʻtâd-ı kadîm salyâne tahsîldârı
voyvoda ağalar olub hâlâ voyvoda saʻâdetlü semâhatlü fahrü’l-emsâl Uzunzâde Mustafâ
Ağa hazretlerinin cümle maʻrifet-i ve maʻrifet-i şerle yedine verilen mümzâ ü mahtûm
salyâne müfredâtı defteridir ki ber-vech-i âtî zikr olunur.
Hurrire fî’l-yevmi’l-hâmis min şehr-i Şaʻbânü’l-muʻazzam sene sitte ve mie’teyn
ve elf (1206) [29 Mart 1792]. Mine’l-hicreti nebiyyi’l-ümmiyyi.

Gurûş
Dört kazâ sehminden isâbet eden 11000
Vilâyet münezzili 750
Müteferrika i’lâmât-ı umûr-ı devlet ve sâ’ir ’aded 12 350
’Avârız ve bedel-i nüzûl 1273
Nikâbet mektûbu câ’izesi 100
Umûr memlekete verilen cesîm i’lâmât 700
15173
Şehir kethüdâsına ikrâmiyye 50
Bârgîr ziyadesine yirmişer gurûşdan tahsîli içün sâdır olan emrin 350
def’ine verilen iki i’lâm
Serdâr mektûbu câ’izesi 250
Köse Hacı İbrâhîm’in kalyoncuya verdiği akçe 50
Sığmalı tekâlîfden ayrılmamak içün verilen i’lâm ve ağaya verilen 80
hüccet harcları
15953
Harc-ı defter cümle ma’rifetiyle 350
Harc-ı esâmi cümle ma’rifetiyle 100
Emîniyye 80
Kâtibiyye 80
Kaydiyye 30
İhzâriyye 30
Civâriyye 15
Ağalık Kethüdâsına 250
Dîvân Efendisine 250
Muhzırlara 45
17183
İcâre-i mahkeme ve ta’mîr cümle ma’rifetiyle 100
(Cem’ân yekûn) 17283

183
Mahalle Gurûş
Aktoy 598,5
Meydân 343,5
Kürkcüler 368,5
Kurşunlu 424,5
Câmi’-i Kebîr 449,5
Sarây 452,5
Abdü’l-kuddüs 355
Koramaz 157,5
Kayacık 185
Debbâğ 355
Zımmîyân 355
Asılbeğ 107,5
Cârullah 107,5
Eceler 142
Alaca Mescid 142
Güzellik 107,5
Gâzi Emîr 107,5
Gidemestân 63,5
Cem’ân yekûn 4772
Baʻde’l-kesr sahhü’l-bâkî on altı bin dokuz yüz doksan dokuz gurûş tevzîʻ olunub
iki yüz doksan gurûş bâki kalub cümlenin deyni olmak üzere kesr kalub bu mahalle işâret
olunmuşdur.

V. 56/a, h. Belirtilmemiş
Konusu: Hizmet-i mübâşiriyye ve sâ’ir vergilerden Denizli kazâsının ödemesi
gereken hisseyi gösterir defter sûreti.
Mahallât-ı şehr
Kurâ

Karye Gurûş
Karcı 2625
Gerzele 1448
Çakmak 1179
Kara Hasanlı 650
Manastır 1387,5

184
Şemikler 537,5
Kethüdâ 430
Kınıklı 537,5
Karaman 257,5
Kaşıkçı 257,5
Göveçlik 439,5
Hacı Eyüblü 439,5
Bağbaşı 297
Tekye 115,5
Eskihisâr 32
Kebîr 85,5
Kurudere 177,5
Saruhân 150,5
Akçalar 21,5
Kayıhân 295,5
Gonca Ali 107,5
Zeytûnlu 156
Zekeriyâ 95,5
Bekirli 013
Cem’ân yekûn 11765
Maktû’ kurâlar

Karye Gurûş
Şamlı-yı Kebîr 50
Şamlı-yı Sagîr 50
Yâlnızdere 60
Karakoğa 50
Çeltikçi 50
Üzerlik 50
Eldenizli 50
Çiftlik 50
Cem’ân yekûn 460

V. 56/b, h. 81
Konusu: Vefât eden Âişe bint-i Mustafâ’nın tasarrufunda olan yerleri sipâhi te-
messükü ile alan Gümüş el-Hâc Osmân’ın tasarrufuna kimsenin müdâhale etmemesi
gerektiğine dâ’ir fermân sûreti.

185
Kıdvetü’l-kuddât ve’l-kirâm maʻdenü’l-fazl ve’l-kelâm Mevlâna Lazkiyye nâm(-ı
diğer) Denizli kadısı zîde fazluhu tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Sen ki mûmâileyh Abdurrahman zîde fazluhusun rikâb-ı hümâyûnuma vârid olan bir
kıtʻa mektûbunda Denizli kasabası sükkânından Gümüş el-Hâc Osmân demekle meşhûr
kimesne meclis-i şerʻde şöyle takrîr eder ki arâzî tasarruf edenlerden Denizli kasabası
mahallâtından Kayalık mahallesi sâkinelerinden Âişe bint-i Mustafâ nâm hâtûn iki yüz
on üç senesinde müteveffâ oldukda oğlu kalmayub tasarrufunda olan yerleri tapuya
müstehakk oldukda merkûm Gümüş el-Hâc Osmân ol yerleri karye-i mezbûre sipâhisi-
nin tapu ile alub yedine verilen temessük mûcebince zabta u zirâʻata murâd eyledikde
âherden müdâhele olunmak îcâb etmez iken îcâbında baʻzı kimesneler müdâhale ve zabt
u zirâʻatına mümânaʻat ve yedine cânibü’ş-Şeyhü’l-İslâm’dan fetvâ-yı şerîfe verilmek
ol yerler yedinde temessük mûcebince merkûm Gümüş el-Hâc Osmân’a zabt ü zirâʻat
etdirilmek içün hükm-i hümâyûnum verilmek ricâsına vâkiʻü’l-hâl evvelki bi’l-iltimâs
ʻarz ve dîvân-ı hümâyûnum kaleminden kânûn su’âl olundukda arâzî tasarruf edenlerden
Âişe bint-i Mustafâ Hâtûn iki yüz on üç senesinde müteveffâ oldukda oğlu kalmayub
tasarrufunda olan yerleri müstehakk-ı tapu oldukda yedine sipâhiden el-Hâc Osmân alub
yedine verilen temessük mûcebince zabt murâd eyledikde ecânibden olan kimesneler ol
yerleri zabta mümânaʻat eyledikleri vâkiʻ ise ol yerler yedinde olan sâhib-i arz temessükü
mûcebince zabt u zirâʻat etdirilmek kânûndur deyü tahrîr olunmağla kânûn üzere ʻamel
olunmak emrim olmuşdur buyurdum ki,
Vusûl buldukda bu bâbda sâdır olan emrim üzere ʻamel (edüb) lihâ(?) husûs-ı mez-
bûra tamâm mukayyed olub göresin arâzi tasarruf edenlerden Âişe bint-i Mustafâ Hâtun
iki yüz on üç senesinde müteveffâ oldukda oğlu kalmayub tasarrufunda olan yerleri
müstehakk-ı tapu oldukda karye sipâhisinden el-Hâc Gümüş Osmân tapu ile alub yedine
verilen temessük mûcebince zabt murâd eyledikde ecânibden olan kimesneler ol yerleri
zabtına mümânaʻat eyledikleri vâkiʻ ise menʻ ve ol yerleri yedinde olan temessük mûce-
bince merkûm Gümüş el-Hâc Osmân’a zabt u zirâʻat etdiresin min-baʻd kânûn ve fetvâ-yı
münîfe ve emr-i ʻâlîşâna muhâlif kimesneye iş etdirmeyüb husûs-ı mezkûr içün bir dahî
emrim varmalu eylemeyesin şöyle bilesin ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasın.
Tahrîren fî evâ’il-i şehr-i Rebîü’l-evvel sene erbaʻa ʻaşer ve mie’teyn ve elf (1214)
[3-12 Ağustos 1799]
V. 56/b, h. 82
Konusu: Öküz arabası bedeli olan yedi bin beş yüz gurûşun tahsîl edilmesi husû-
sunda fermân sûreti.

Mefâhirü’l-kuddât ve’l-hükkâm maʻdenü’l-fezâ’il ve’l-kelâm Çehârşenbe ve Ezîne


ve Honaz ve Gököyük kadıları ve nâ’ibleri zîde fazluhum ve kıdvet’ül-emâcid ve’l-aʻyân
Denizli voyvodası zîde mecduhum ve mefâhirü’l-emâsil ve’l-akrân bu husûsa mübâşir

186
taʻyîn olunan rikâb-ı hümâyûnum kâʻimmakâmı tatarlarından Ali ve aʻyân ve zâbitân ve
iş erleri zîde kadruhum tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Ordu-yı hümâyûnumda müctemiʻ ʻasâkir-i muvahhidîn içün bundan akdem livâ-yı
mezbûr kazâlarından tertîb olunub baʻdehû bi’l-istirhâm ordu-yı hümâyûn tarafından
verilen nizâm ve emsâl üzere iktizâ eden maʻlûmü’l-mikdâr bedelin tahsîl ve darbhâne-yi
ʻâmireme teslîmen taʻalluk eden mükârî öküz ʻarabası bedelinin bu âna dek bir akçesi
vâsıl olmadığından gayrı bedel-i mezbûrun yedi bin beş yüz gurûşu yine baʻzı masârif-i
seferiyyeye tahsîsen irâd-ı cedîd-i hümâyûn hazînesine tertîb kılınmakdan nâşi sen ki
voyvoda-yı mûmâileyhsin meblağ-ı mezbûr umûr-ı seferiyye içün darbhâne-yi ʻâmireme
müretteb iken baʻdehu içinden sâlifü’z-zikr yedi bin beş yüz gurûş irâd-ı cedîd-i hümâyûn
hazînesine tahsîs kılınmağa vusûl-i emr-i şerîfimle meblağ-ı mezbûr bi-eyyi-hâl evvel
be-evvel tamâmen tahsîl ve mübâşir-i merkûm(a) teslîmen dersaʻâdetime irsâl ve irâd-ı
cedîd-i hümâyûn hazînesine teslîme ikdâm ü ihtimâm eylemek fermânım olmağın te’kîd
ü tenbîhe hâvî işbu emr-i ʻâlişân ısdâr ve irsâl olunmuşdur.
İmdi vusûlünde meblağ-ı mezbûr yedi bin beş yüz gurûş bi-eyyi-hâl çend rûz zar-
fında tamâmen tahsîl ve mübâşir-i merkûma teslîmen dersaʻâdetime îsâl ve irâd-ı cedîd-i
hümâyûn hazînesine teslîmen hâssaten senden matlûb idüğü maʻlûmun oldukda bu bâbda
kimesnenin ikrâr-ı vâhibesine(?) mevâlid-i semʻ-i iʻtibâr etmeyerek serîʻân ve ʻâcilen
yerli yerinden tahsîl ve dersaʻâdetime îsâl ve teslîme mezîd-i saʻy u gayret eyleyesin ve
sen ki kuddât ve nüvvâb ve aʻyân ve zâbitân ve mübâşir-i mûmâileyh ve sâ’irlerisiz sizler
dahî mûcib-i emr-i şerîfim(le) ʻamel ü hareket ve hilâfından ziyâde tehâşi ü mücânebet
eylemeniz bâbında fermân-ı ʻâlişânım sâdır olmuşdur buyurdum ki,
Hükm-i şerîfimle vardıkda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr eden
işbu emr-i şerîf-i ʻâlişânımın mazmûn-ı münîfi birle ʻâmil olasız şöyle bilesiz ʻalâmet-i
şerîfe iʻtimâd kılasız.

V. 57/a, h. 83
Konusu: Yetmiş beş adet kalyoncu neferi için yapılan masrafların Denizli kazâsı
hissesini gösterir defter sûreti.

Bâʻisü’d-defter oldur ki,


İşbu bin iki yüz on dört [1799] senesinde evâmir-i ʻaliyye ile Denizli ve Honaz
kazâlarından matlûb buyrulan elli nefer ve yirmi beş nefer dahî cemʻân yetmiş beş nefer
dahî kalyoncu neferâtının mîrîleri ve sâ’ir masârifât evâmirleriyçün beş kazâ ahâlîleri
maʻrifetleriyle baʻde’l-hesâb tevzîʻ ü taksîm olunan mebâliğden yâlnız Denizli kazâsı
sehmine isâbet eden altı bin yedi yüz gurûş harc-ı iʻlâmât yüz elli gurûş şehir kethüdâsı elli
gurûş Hacı İbrâhîm’e elli gurûş tahsîldâriyye sekiz yüz otuz sekiz buçuk gurûş min-hay-
sü’l-mecmûʻ yedi bin yedi yüz seksen sekiz buçuk gurûşa bâliğ olub maʻrifet-i şerʻ ve
cümle ahâlî-i kazâ maʻrifetleriyle tevzîʻ ü taksîm olundukdan sonra taʻdîl ü tesviyesi

187
şurûtuna riʻâyet olunarak mahallât ve kurâlarının hâl ü tahammüllerine göre tarh olunan
ve tahsîldârı yedine verilen mümzâ u mahtûm defterdir ki ber-vech-i âtî zikr olunur.
Hurrire fî’l-yevmi’t-tâsiʻ şehr-i Şevvâlü’l-mükerrem sene el-mezbûre [6 Mart 1800]128

Mahalle Gurûş
Aktoy 285,5
Meydân 164,5
Kürkcüler 174,5
Kurşunlu 164,5
Sarây 214,5
Abdü’l-kuddüs 169,5
Kuramaz 50,5
Kayacık 90
Debbâğlar 169,5
Zımmîyân 169,5
Asılbeğ 51,5
Cârullah 55,5
Eceler 50
Ala(ca) Mescid 75
Güzerlik 70
Gâzi Emîr 72
Gidebostân 32
Câmiʻ-i Kebîr 214
Karcı 1319,5
Gerzele 693,5
Çakmak 555,5
Karahasanlı 260
Manastır 664,5
Şemikler 259,5
Kethüdâ 209
Kınıklı 259,5
Karaman 100
Kaşıkçı 100
Göveçlik 209
Hacı Eyüblü 209

128 [Ç.N.] Bu tarih defterin tarih aralığı ile uyuşmamaktadır. Bu sebepten ötürü deftere sonradan kaydedilmiş olması
muhtemeldir.

188
Bağbaşı 134
Tekye 55
Eskihisâr 16
Kebîr 40
Kurudere 81
Saruhân 50
Kayıhân 130
Gonca Ali 52,5
Zeytûn 81
Zekeriyâ 30
Bekirli 7
Cemʻân yekûn
7788,5
Yâlnız yedi bin yedi yüz seksen sekiz buçuk gurûşdur
Hurrire haze’d-defter be-maʻrifeti’ş-şerʻ ve be-maʻrifetü’l-ahâlî
Osmân el-müvellâ-yı hilâfe be-medîne-i Denizli

V. 57/b, h. 84
Konusu: Nemçe Devleti ile yapılan anlaşmaya göre Osmanlı Devleti elinde bulunan
Nemçeli esirlerin konsolosluklara teslîm edilmesi husûsunda fermân sûreti.

Akdâ kuddâtü’l-müslimîn evlâ vülâtü’l- muvahhidîn meʻâdinü’l-fezâ’il ve’l-yakîn


râfîʻü’l-iʻlâmü’ş-şerîʻat ve’d-dîn vâris-i ʻulûmü’l-enbiyâ ve’l-mürselîn el-muhtâsûn
bi-mezîd-i ʻinâyeti’l-melîki’l-muʻîn Anadolu’nun sağ kolu yemîn ü yesârıyla nihâye-
tine varınca vâkiʻ mevâlî-i fihâm zîdet fezâ’iluhum ve mefâhirü’l-kuddât ve’l-hükkâm
meʻâdinü’l-fezâ’il ve’l-kelâm kuddât ve nüvvâb zîde fazluhum ve kıdvetü’l-emâcid ve’l-
aʻyân zikr-i âtî husûsa derʻaliyyemde hâssaten mübâşir taʻyîn olunan dergâh-ı muʻallâm
gediklilerinden Hüseyin zîde mecduhum ve mefâhirü’l-emâsi’l ve’l-akrân mütesellimler
ve voyvodalar ve cizyedârlar ve aʻyân ve zâbitân ve vücûh-ı memleket ve bi’l-cümle iş
erleri zîde kadruhum tevkîʻi refîʻ-i hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
El-hâletü hâzihi devlet-i ʻaliyye-i ebediyyü’d-devâmım (ile) Nemçe devleti beyninde
müsâlehâ münʻakid olduğuna binâ’en müsâlehâ ʻahidnâmesinin yedinci mâddesinde işbu
sefer hengâmında ʻaskerî ve gayret-i ʻaskerî zabt olunan cemîʻ üserâ-yı devlet-i ʻaliyye
bilâ-istisnâ ve devlet-i imparatoriyye tarafından sebîlleri tahliye ve Ruscuk ve Vidin ve
Bosna havâlisinde devlet-i ʻaliyye mübâşirlerine teslîm olunub mukâbelesinde ancak
zindânlarda ve Bosna sergerdelerinde baʻzısında bulunan devlet-i imparatoriyyenin reʻâyâ
ve soltatları teslîm olunub eyâdi-i efrâdda memâlik-i devlet-i ʻaliyyede mikdâr-ı kesri bâki
olmağla devlet-i ʻaliyye bu bâbda seferden mukaddem cârî olan muʻâmele ne vechile ise

189
yine ol muʻâmele kâʻidesine muvafakat ve âsâr-ı mükeddere-i muhârebeyi mahv u (i)zâle
zımnında meccânen yaʻnî bilâ-bahâ ve bilâ-bedel tasdîk-i nâ-mîrîleri mübâdelesinden
sonra iki mâh zarfında ʻabîd ü esîrleri her kangı sîn ve cins ve rütbeden ve her kimde ve
her kangı (yerde) bulunurlar ise redd ve teslîm eylemeğe taʻahhüd eder şöyle ki fîmâ-baʻd
tarafeyn reʻâyâsında ferd-i vâhid cânib-i âherin memâlikinde kayd-ı üserâ kalmaya deyü
üserâ mâddesi ber-vech-i tafsîl musarrah ve mastûr olub bu sûretde memâlik-i mahrû-
sem ahâlîsi yedlerinde mevcûd bulunan Nemçe üserâsından rızâsıyla dîn-i İslâm’ı kabûl
etmiş olmayub nasrâniyetde ısrâr eder her ne kadar zükûr u inâs esirler var ise Nemçelü
tarafına redd ü teslîm olunmak muktezâ-yı şart-ı ʻahidnâmeden olmağla derʻaliyyem ve
havâlisinde ahâlî yedlerinde rızâsıyla dîn-i İslâm’ı kabûl edenlerden mâʻadâ nasrâniyyetde
musırr o makûle üserânın redd ü teslîmine şurûʻ ve mübâşeret olunduğu misüllü sâ’ir
memâlik-i mahrûsem ahâlîsi yedlerinde rızâlarıyla ve dîn-i İslâm’ı kabûl etmiş olmayan
ve nasrâniyyetde musırr olan o makûle üserânın dahî redd ü teslîmine şürûʻ ve mübâşeret
ve müddet-i kalîlede tekmîline mübâderet olunmak lâzım gelmeyin siz ki Mevlânâ vesâ’ir
mûmâileyhimsiz havza-yı hükûmetinizde sâkin ahâlî yederinde rızâlarıyla dîn-i İslâm’ı
kabûl edenlerden mâʻadâ her ne kadar nasrâniyyetde musırr zükûr ü inâs ve sagîr ü kebîr
ber-muktezâ-yı şart-ı ahd Nemçelü tarafına redd ü teslîm olunmak içün sâhibleri huzûr-ı
şerʻe getirmelerini ve o makûle nasrâniyyetde ısrâr ile Nemçelüye istirdâd olunacak
üserânın ashâbına her bir esîr içün cânib-i mîrîden yüzer gurûş verileceğini cümleye iʻlân
ü işâʻat eylemeleri zımnında iktizâ edenler te’kîden beyân ü tenbîh ve işʻâra mübâderet
ve ol makûle reddi lâzım gelen Nemçe üserâsında İzmir havâlîsinde ve Akdeniz adala-
rında bulunanlar İzmir’de mukîm Nemçe konsolosuna ve Şam ve Bağdad ve ve Basra
havâlîlerinde bulunanlar Haleb konsolosuna ve Mısır’da bulunanlar dahî İskenderiye’de
mukîm Nemçe konsolosuna teslîm olunmak üzere derʻaliyyemde Nemçe elçisine kıdve-
tü’l-ümerâü’l-milleti’l-Mesihiyye Herbert hutimet ʻavâkıbuhu bi’l-hayr ile bi’l-müzâkere
karârı verilmekle ol makûle nasraniyyetde ısrar bir zâhir üserâyı ber-mûceb-i ʻahidnâme-yi
hümâyûn maʻrifetiniz ve maʻrifet-i şerʻ ile semt olan konsolosa teslîm içün taʻyîn olunan
mübâşir-i mûmâileyhe teslîme ihtimâm ü dikkat eylemeniz içün rikâb-ı hümâyûndan
hâssaten işbu emr-i şerîfimle ısdâr ve mübâşir-i mûmâileyh ile tesyâr olunmuşdur.
İmdi rızâlarıyla dîn-i İslâm’ı kabûl edenlerden mâʻadâ âher ne kadar nasrâniyyetde
musırr zükûr u inâs Nemçe üserâsı var ise nasrâniyyeti zâhir oldukda Nemçelüye teslîm
olunmak muktezâ-yı şurût-ı ʻahidnâmeden idüğü ve muktezâ-yı şart-ı ʻahidnâmenin
icrâsı ahzı metâlib ü levâzım olduğu ve işbu redd-i üserâ mâddesi şart-ı esnâ-yı muhâ-
rebede Nemçelü yedine geçen kılâʻ ve memâlik-i devlet-i ʻaliyyeme kemâ-fi’s-sâbık
istirdâd olunması şartının karşuluğu idüğü ve o makûle nasraniyyetde ısrâr ile Nemçelüye
olunacak üserânın ashâblarına her bir üserâ içün cânib-i mirîden verilecek yüzer gurûş
mâliyeden sâdır olan diğer emr-i şerîfimde ber vech-i tafsîl zikr ü beyân olunduğu vec-
hile o makûle esîrin bulunduğu mahalde vâkiʻ cizye ve ʻavârız tahsîldârları ve mukâtaʻât
ümenâsı ve mültezimleri ve ummâl ve muhassılın yedlerinde mevcûd emvâl-i mîrîyyeden
havâle olunduğu ve ber-mûceb-i ʻahidnâme-yi hümâyûn nasrâniyyetde ısrârı zâhir esîri
Nemçelüye redd içün mübâşire teslîm olundukdan sonra maʻrifet-i şerʻ ve mübâşir-i
mûmâileyh ve cümle maʻrifetiyle sâhibine verilecek mebâliğ dahî mâliyeden sâdır olan
sâlifü’z-zikr emr-i şerîfimde münderic şerâʻit-i üslûb üzere verilüb bir mahalle zabt ve

190
hitâmında defterleri iʻlâmatı derʻaliyyeme takdîm olunmak iktizâ eylediği bu mâdde-i
mevâdd-ı uhrâya mukyes olmayub ʻahidnâmede münderic u musarrah olduğu ve cümle
dîn-i İslâm’ı kabûl edenlerden mâʻadâ nasrâniyyetde musırr olan esîrlerin gerek zükûr ü
inâs ve gerek sagîr ü kebîr nasrâniyyetde ısrârı zâhir oldukda ber-mûceb-i ʻahidnâme-i
hümâyûn derhâl Nemçelüye teslîm olunmak lâ-büd idüğü ve nasrâniyyetde musırr üserâyı
ketm u ısgâ dâʻiyyesine düşen olur ise ol makûlenin (V. 58/a) beher hâl menʻ ü defʻiyle
esîr-i mezkûrun zâhire ihrâcı hükkâm u zâbitânın ʻuhdelerine müfevvez idüğü maʻlûmun
oldukda ber-vech-i meşrûh ʻamel ü harekete ihtimâm ü dikkat ve o makûle nasrâniyyetde
musırr Nemçe üserâsını ber-mantûk-ı ʻahidnâme-yi hümâyûn maʻrifet-i şerʻ ve mübâşir-i
mûmâileyh ve zâbitân maʻrifetleriyle zâhire ihrâc ve Akdeniz ve İzmir havâlîsinde bulu-
nanları İzmir’de mukîm Nemçe konsolosuna ve Şam ve Bağdâd ve Basra’da bulunanları
Haleb konsolosuna ve Mısır’da bulunanları İskenderiye’de mukîm Nemçe konsolosuna
mübâşiri maʻrifetiyle teslîm olunmak muktezâ-yı irâde-i şâhânem olmağla kazâlarınızda
zâhire çıkan nasrâniyyetde musırr üserâ-yı Nemçe ber-vech-i meşrûh konsoloslara teslîm
içün mübâşir-i mûmâileyhe teslîm ve ashâb-ı üserâya beher nefer içün tahsîs olunan
yüz gurûş mâliye emr-i şerîfim mûcebince me’mûrlar maʻrifetleriyle iʻtâya ve bu bâbda
kimesneye gadr vukûʻa gelmemesine ve nezâretinde musırr userâ ketm olmamasına dâ-
men-i dermiyân-ı gayret ve hilâf-ı fermân hareket vukûʻundan gâyetü’l-gâye tehâşi ve
mübâʻadet eyleyesiz ve sen ki mübâşir-i mûmâileyhimsiz gerek mâliyeden ısdâr ve yedine
iʻtâ olunan mârü’l-beyân diğer emr-i şerîfim misâli ve gerek işbu emr-i şerîfim mazmûn-ı
münîfi dahî gereği gibi maʻlûmun olarak mûceb ve muktezâsıyla ʻamel ü hareket berren
Anadolu’nun sağ kolu yemîn ü yesârıyla nihâyetine varınca vâkiʻ kazâlara varub bâlâda
tafsîl olunduğu vechile her mahalde nasrâniyyetde musırr olan üserâ-yı ve her birine yüz
gurûş bahâlarını mâliye emr-i şerîfim mûcebince havâle olunanların sened iʻtâsıyla tahsîl
ve ashâb-ı üserâya teslîm ve o makûle teslîm olunan üserânın ism ve resim ve mahalleri
ve ashâbının şöhretleri beyânıyla defterini iʻlâmat-ı şerʻiyyeleriyle maʻan derʻaliyyeme
tesyîr ve bu vechile redd ettikleri üserânın semt olan konsolosları oldukları mahalle va-
rınca yol üzerinde olan kazâların tekâlîflerine noksân me’kûlât ü meşrûbâtları verilmek
içün sâdır olan emr-i şerîfim mûcebince semt olan konsoloslara irsâl ü îsâl ve teslîm birle
her konsolosa ne mikdâr üserâ teslîm eylediğini müşʻîr cins ve sinni mahalleri tasrîhiyle
konsoloslardan maʻmûlün-bih sened ahz ve bahâlariyçün emvâl-i mîrîye me’mûrlarına
verdiğin senedâta tatbîk içün îsâle ikdâm u gayret ve ‘âkilâne tekmîl-i emr-i mübâşeretle
bezl-i cell-i himmet eylemek bâbında fermân-ı ʻalişânım sâdır olmuşdur buyurdum ki,
Vusûl buldukda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr olan fermân-ı
vâcibü’l-ittibâʻ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı itâʻat makrûnuyla ʻamel ü hareket ve
hilâfından begâyet hazer ü mücânebet eyleyesiz şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız.
Tahrîren fî evâ’il-i şehr-i Rebîü’l-evvel sene sitte ve mie’teyn ve elf (1206) [29
Ekim-7 Kasım 1791]

V. 58/a, h. 85
Konusu: Denizli mukâtaʻasının bin iki yüz ve bin iki yüz bir seneleri iltizâm bedeline
dâ’ir fermân sûreti.
191
Baltalı’nın akçe fermânıdır
Mefâhirü’l-kuddât ve’l-hükkâm meʻâdinü’l-fezâ’il ve’l-kelâm Denizli mukâtaʻasının
hâvî olduğu kazâların kadıları ve nâ’ibleri zîde fazluhum ve kıdvetü’l-emâcid ve’l-aʻyân
Denizli voyvodası zîde kadruhum ve kıdvetü’l-emâsil ve’l-akrân bu husûsa hâssaten
mübâşir taʻyîn olunan hemân rikâb-ı hümâyûnum kâʻimmakâmı divitdârı Semâʻî Ali zîde
kadruhu tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Mültezim tâ’ifesinden kıdvetü’l-emâsil ve’l-akrân İsmâil zîde kadruhunun rikâb-ı
hümâyûnuma takdîm eylediği ʻarz-ı hâli mefhûmunda sadr-ı esbâk müteveffâ Hasan
Paşa’nın mâlikâne ʻuhdesinde olub baʻde’l-vefât darbhâne-i ʻamiremden idâre olunmak
üzere tanzîm olunan Denizli mukâtaʻası bundan akdem iki yüz ve iki yüz bir senelerine
mahsûben ʻuhde-yi iltizâmında olmağla mukâtaʻa-yı mezbûrenin hâvî olduğu kazâların
ahâlîleri zimmetlerinde gerek mal ve gerek129

V. 58/b, h. Belirtilmemiş
Konusu: Denizli kazâsının nâ’ibliğine Mevlânâ Mustafâ Efendi’nin atandığına
dâ’ir mektûb sûreti.

Temme’l-kelâm ceffe’l-kalem nemmakahu’l-fakîr ileyhi ‘izze şânühu Mahmûd


el-İsrâ(?) el-müvellâ-yı hilâfe be-kazâ-yı Denizli gafera lehümâ
(İki tane mühür var)

Bismillahirahmanirrahim,
Ya fettâh, Ya Rezzâk, Ya ‘Alîm,
ʻİzzet-me’âb şerîʽat-nisâb Mevlânâ Mustafâ Efendi kâmyâb baʽde’t-tahiyyetü’l-
vâfiye inhâ olunur ki,
İşbu sene sitte ve mie’teyn ve elf mâh-ı Ramazan-ı şerîf gurresinden [23 Nisan 1792]
ber-vech-i mansıb mutasarrıf olduğumuz Denizli kazâsının umûr-ı niyâbeti tarafımızdan
cenâb-ı şerîfinize tefvîz ve sipâriş olunmuşdur gerekdir ki kazâ-yı merkûmeye gurre-i
merkûmeden zabt ve vâkiʽ olan kısmet-i ʽaskeriye muhallefâtın beyne’l-verese tevzîʻ ü
taksîm eyleyüb beyne’l-ahâlî icrâ-yı ahkâm-ı şerʽiyyede bezl-i makderet birle câdde-i
şerîf-i Muhammedî’den sermû-yı inhirâfa cevâz göstermeyesiz ve’s-selâm.
El-fakîr El-Hâc Ali el-kadı-yı be-kazâ-yı Denizli

Gurre-i Şaʻbân sene 1206 [25 Mart 1792]

129 [Ç.N.] Bu hüküm yarım kalmıştır.

192
Kütâhiyye tarafından bâ-buyruldu çavuşlar kethüdâsı es-Seyyid Hüseyin Ağa avâʻidi
on gurûş kabzına me’mûra edâ ü teslîm olunmuşdur ve’s-selâm.

V. 58/b, h. 86
Konusu: Denizli’de Kurşunlu mahallesinde sâkin iken vefât eden Fâtıma bint-i el-
Hâc Mustafâ’nın tereke kaydı.

Medîne-i Denizli mahallâtından Kurşunlu mahallesi sükkânından iken bundan akdem


fevt olan Fâtıma bint-i el-Hâc Mustafâ’nın verâseti zevci Köse Kadıoğlu el-Hâc Mehmed
ile oğulları Ahmed ve Mustafâ’ya ve kızları Fâtıma ve Ümmühân’a münhâsıra oldukdan
sonra kable’l-kassâme Mustafâ ve Ümmühân dahî fevt olub verâsetleri babaları merkûm
el-Hâc Mehmed’e münhâsıra oldukda müteveffâ-yı mezbûre Fâtıma’nın müşterek olan
terekesidir ki ber-vech-i âtî zikr olunur.

Kıymet-i Gurûş
Menzil ve kurbünde bağı 1500
Sarrâç dükkânı 50
Nısf kebabçı dükkânı 500
Bağçenin üç rubʻu 600
Cemʽân Yekûn gurûş 3100-775= 2325

Müteveffâ-yı mezbûrenin kızı Fâtıma terekeden hissesini babası Hâcı Mehmed ile
mukaddemâ muʽâraza edüb Hâcı Mehmed’in zimmetini ibrâ’ ettiğine binâ’en oğlu Ah-
med’in hissesi olan yedi yüz yetmiş beş gurûş baʽde’l-ihrâc bâki Hacı Mehmed’in olub
Hacı Mehmed dahî fevt olub verâseti zevcesi Âişe bint-i el-Hâc Mehmed ile oğlu Ahmed’e
ve kızları Fâtıma ve Âişe ve Ümmügülsüm ve Havvâ’ya münhasıra oldukda müteveffâ-yı
merkûm el-Hâc Mehmed’in zevci müteveffiye Fâtıma’dan intikâl eden meblağ-ı bâki ile
sâ’ir defter muhallefâtıdır ber-vech-i âtî zikr olunur.
Fî 20 Rebîü’l-evvel sene 1206 [17 Kasım 1791]

Gurûş/Kıymet/Kıymet-i Gurûş
Zevcesinden intikal(?) eden 2325
Ekmekçi dükkânı 1000
Kahve dükkânı 1000
Nısf kebabçı dükkânı 500
Şerbetçi dükkânı 300
Yorgancı dükkânı 150

193
Pabuçcu dükkânı 150
Debbâğ dükkânı 161
Küçük debbâğ dükkânı 139
Rubʻ bağçe 200
Delikliçınâr’da ʻarsa 400
At 80
Hımâr 16
Tüfenk 10
Gümüş piştov 12
Büyük bıçak 4
Küçük bıçak -
Mushâf-ı şerîf 70
(V. 59/a) Mecmûʽa kitâbı 3
Tuğ(?) 5
İki çift küpe 30
Berşâne(?) 20
Kaş basdı 15
Çetme incüsi 40
Meftûl(?) ve imlâf(?) maʻa zincir 20
Otuz sekiz kıyye nuhâs ma’a sini 50
Kırk dört kıyye nuhâs 44
Fener 0,5
Büyük Şam ibriği 1,5
Adana ibriği 0,5
Üç Şam İbriği 3
Bir mikdâr çivid 1
On üç bincan(?) 4
Kahve değirmeni 1
Yağmurluk 8
Beş biniş 12
Abdestlik 6
Şalvâr 3
Haleb alacası entâri 8
Köhne entari 2
Beldâr kuşağı 2
Müstaʻmel şal 1
Cedîd sarık 12
Cedîd sarık 12
İki müstaʻmel sarık 8

194
Hamâm gömleği 1
Münakkaş gömlek 1
Beş yağlık 20
Münakkaş boğça 1
Defʻa boğça ve yasdık yüzü 2
Döşek yüzü 2,5
Yorgan 6
Defʽa yorgan 5
Defʽa yorgan 5
Çift kilim 15
Defʽa kilim 14
Defʽa kilim 12
Defʽa kilim 6
Defʽa kilim 5
Müstaʻmel kilim 6
Seccâde 3
Defʽa seccâde 1,5
Defʽa seccâde 1
Köhne seccâde 1
Küçük bıçak kını gümüşlü 3
Üstühâne(?) nizâʻından zevcesi üzerine mahsûb 25
Sulh için zevcesi üzerine mahsûb 100
Zemden(?) oğlu Ahmed’in kabz edeceği 100
Yazılı tas 1
Cemʽân Yekûn 7126,5130
Müteveffâ-yı merkûmun düyûnu ve vasiyeti ve masârif-i sâ’iresidir ki meblağ-ı
merkûmdan fürûnihâde olunmuş eşyâdır

Hisse Gurûş
Zevce-i müteveffâ mehrinden Ahmed ve Fâtıma’nın hissesi 150
Zevcesi Âişe’nin mehri 400
Hâkim Efendi’ye resm-i kısmet 300
Vasiyet 100
Kızı Fatma’ya altûn nizâʻından verilen 60
Oğlu Ahmed bilek(?) akçesi damâniyçün 20
Hacı İbrâhîm’in Ali deyn 42 pâre 35
Kara Hacı İsmâil’e 20
Gümüş Beşe’ye 26

130 [Ç.N.] Gerçek toplam 7166,5’tur.

195
Yârengümeli Seherli oğlu Hacı Mehmed’e 8
Yârengümeli Al-Tavalı’ya 14
Hacı zamân Hacı Yûsuf’un Ahmed’e 6
Koca Ağa oğlu Mehmed’e 6 pâre 15
Kök Boyacı Tavîl oğlu Mehmed’e 5
Köse Kadızâde Mustafâ Ağa’ya 3
Hacı Çakır’a 15
Kara Ahmed’in oğlu Bayrakdâr’a 3
Çukacı Zımmî’ye 16
Cemʽân Yek’un 1195,5
Meblâğ-ı sâbıkdan ba’de’t-tarh sahhü’l-bâkî gurûş 5931,5

Oğlu Ahmed’e
gurûş
Kızı Fatma’ya
1730 Babasından
gurûş Kızları Âişe ve
Zevcesi Âişe’ye Hisse-i irsiyye
865 Babasından Ümmügülsüm
gurûş 0775 Vâlidesinden
Hisse-i irsiyye ve Havva’ya
741,5 hisse-i irsiyye Hisse-i irsiyye
050 Vâlidesinden gurûş
450 Mehr 0100 Valide Meh-
Hisse-i irsiyye 2595 Babasından
1141,5 rinden
060 Altın nizâʻından hisse-i irsiyye
0020 Bilek(?) akçesi
975
damânı
2625
V. 60/a
Zevcesi Âişe’ye hisse-i ʻırsiyyesi ve mehri mecmûʻu mukâbelesinden verilen eşyâdır
ki, tafsîlen zikr ü beyân olunur;

Gurûş
Otuz sekiz kıyye nuhâs maʻdeni 50
Yorgan 6
Defʻa Yorgan 5
Cedîd Kilim 14
Defʽa Kilim 6
Defʽa Kilim 12
Defʽa Kilim 5
Seccâde 3

196
Seccâde 12
Fener 2
Köhne Entâri 1
Münakkaş Gömlek 4
Baş Yağlık 20
Münakkaş Bohça 1
Bohça ve Yasdık Yüzü 2
Döşek Yüzü 2,5
Küçük bıçak kını gümüşlü 3
Çetme incüsi 40
Istıfâne(?) nizâʻından üzerine mahsûb 25
Sulh içün üzerine mahsûb 100
Nısf ʻarsa Delikliçınâr’da 200
Menzilden hisse 187,5
Fırıncı dükkânı 300
Yorgancı dükkânı 150
Büyük yağ dükkânı 161
Hımâr 16
Cemʽân Yekûn 1317
İşbu meblağ-ı mecmûʻdan zevcenin hisse ve mehrinden ziyâdesi resm-i kısmete
verdiği yüz elli gurûş ile Gümüş Beşe’ye edâ etdiği yirmi altı gurûş mecmûʻu yüz yetmiş
altı gurûş içün mahsûben kılındı kayd şüd.

Ve kızları Âişe ve Ümmügülsüm ve Havva’ya hisseleriyçün verilen eşyâdır;

Gurûş
Menzilden hisseleri 656,5
Büyük bağçe 800
Kebâbçı dükkânı 1000
Küçük debbâğ dükkânı 139
Cemʻân yekûn 2595
Kızı Fâtıma’ya babasından hisse-i irsiyye ve mehrinden hisse ve altın nizâʻından
alacağı altmış gurûş mukâbelesinde verilen;

Kıymet-i Gurûş Kıyye


Ekmekçi dükkânı 1000
Yağmurluk 8

197
Kahve değirmeni 1
Evân-ı nuhâs 15 15
Yazılı Tas 1
Cemʽân Yekûn 1025
İşbu meblağdan Fâtıma’nın babasından vâlidesi mehrinden hissesi ve altın nizâʻın-
dan alacağı altmış gurûş mecmûʻu dokuz yüz yetmiş beş gurûşdan ziyâdesi merkûme
Fâtıma’dan resm-i kısmet verilen elli gurûş mahsûb kılındığı kayd şud ve oğlu Ahmed’e
babasından ve vâlidesinin terekesinden ve mehrinden hisse ve bilek(?) akçe yirmi gurûş
mukâbelesinden verilen eşyâdır;

Gurûş / Kıymet-i
Kıyye
Gurûş
Evân-ı nuhâs 29 29
On üç sahân 4
Büyük Şam ibriği 1,5
Adana ibriği 0,5
Üç Şam ibriği 3
Bir mikdâr çivid 1
Yorgan 5
Cedîd sarık 16
Defʽa sarık 12
İki müstaʻmel sarık 8
Şal 1
Entâri 8
Biniş 12
Abdestlik 6
Müstaʻmel beldârî kuşağı 2
Şalvâr 3
Hamâm gömleği 1
Kilim 15
Defʽa kilim -
Defʽa kilim -
Kilim 6
Köhne kilim 1
Seccâde 1
Defʻa seccâde 1
Meftûl(?) ve imlâf (?) maʻa zincir 20
Berşâne(?) 20

198
Kaş basdı 15
Tuğ 5
İki çift küpe 30
Tüfenk 10
Gümüşlü pistov 12
Büyük bıçak 4
Küçük bıçak -
Mushâf-ı şerîf 7
Mecmûʻa-yı kitâb 3
Menzilden hissesi 656,5
Kahve dükkânı 1000
Saraç dükkânı 500
Nısf arsa Delikliçınâr’da 200
Pabuç dükkânı 150
At 80
Zimemden kabz edeceği 100
Cemʻân Yekûn 2964,5

İşbu meblağdan Ahmed’in babasından hissesi vâlidesinin terekesinden ve mehrinden


hissesi ve bilek(?) akçesi mecmûʻu iki bin altı yüz yirmi gurûşdan ziyâdesi Ahmed’in
resm-i kısmetine verdiği yüz gurûş ile edâ edeceği vasiyet ve Gümüş Beşe’ye düyûnun-
dan mâʽadâ düyûn-ı sâ’ire ki yüz otuz dokuz gurûş bir rûbʽ ve maʻa vasiyet ve yüz gurûş
kısmet verdiği mecmûʻu üç yüz otuz dokuz gurûş bir rûbʽ ziyâde mezbûreye müsâvi
olarak mahsûb kılındığı kayd şüd.

V. 60/a, h. 87
Konusu: Bin iki yüz altı senesi salyâne müfredâtı defteri sûreti.

Bâʽis-i defter oldur ki,


İşbu bin iki yüz altı senesi mâh-ı Şevvâl-i şerîfin onuncu gününden [1 Haziran 1792]
Zi’l-hicce-yi şerîfin on beşinci gününe [4 Ağustos 1792] dek dört kazânın masrûfâtı bâ-emr-i
ʽâlî ve bâ-buyruldu-yı vüzerâ-yı iʻzâm diğer mîr-i mîrân mürûr (u) ʻubûr eden mübâşirlere
verilen hizmet-i mübâşiriyye ve sâ’irlere verilen esb bahâ ve katır bahâ ve hilʻat bahâ vesâ’ir
masârifâtdan dört kazâ vekîlleri ve aʻyân u ihtiyârları miyânelerinde yegân yegân hesâb

199
olunub ber-muʽtâd-ı kadîm ittifâk kazâlar ile yâlnız Denizli131 kazâsının hissesine isâbet
eden yalnız on iki bin dört yüz elli gurûş ve tevzîʻ-i evvelden bâki kalan ve mâl-ı ihtisâb
ve Hacı Bakar(?) yediyle sarf paşalar masârifi ve menzil-i kazâ ve serdârlık mektûbu ve
nikâbet mektûbu ve Paşazâde Hacı Mustafâ Ağa’nın konak masârifi ve imdâd-ı seferiyye
ve Hacı Eyyüblü karyesinin hasır akçesi ve şehir kethüdâsına ikrâmiyye ve civâriyye ve
kethüdâsına ve dîvân efendisine ve hâkim efendiye harc ve cesîm iʽlâmât ve müteferrik
iʽlâmatı ve hüddâmiyye ve kâtibiyye ve muhzıriyye ve Monla efendiye cümleden ikrâm
min-haysü’l-mecmûʽ yirmi bir bin dört yüz altmış yedi gurûşa bâliğ olub cümle maʽrifetiyle
ve maʽrifet-i şerʽ ile ve hâlâ voyvodamız olan saʽâdetlü Seyyid Mustafâ Ağa maʽrifetiyle
kâʽide-i belde üzere her bir karyenin hâl ü tahammüllerine göre tevzîʻ ü taksîm olunub
li-ecli’t-tahsîl voyvoda-yı mûmâileyh yedine verilen mümzâ u mahtûm sâlyâne müfredâtı
defteridir ki ber-vech-i âtî zikr olunur.
Tahrîren fî’l-yevmi’r-râbiʻ-i ʻaşer min şehr-i Zi’l-hicceti’ş-şerîfe sene sitte ve mie’teyn
ve elf (1206) [3 Ağustos 1792]

Mahalle Gurûş
Aktoy 611,5
Meydân 434
Kürkçüler 466,5
Kurşunlu 527,5
Câmiʻ-i Kebîr 562,5
Sarây 573,5
Abdü’l-kuddüs 450,5
Kuramaz 136
Kayacık 234,5
Debbâğlar 449,5
Zımmîyân 449,5
Asılbeğ 136
Cârullah 136
Eceler 136
Alaca Mescid 181
Gürzelik 136
Gâzi Emîr 136
Gidebostân 81
Cemʻân Yekûn 5882,5
Kurâlar beyân olunur;

131 [Ç.N.] İki defa yazılmıştır.

200
Karye Gurûş
Karcı 3822
Gerzele 1832
Çakmak 1492
Karahasanlı 822,5
Manastır 1757
Kethüdâ 525
Kınıklı 679,5
Karaman 326,5
(V. 60/b) Şemikler 676,5
Kaşıkçı 32,5
Göveçlik 556,5
Hacı Eyüb 556,5
Bağbaşı 306
Tekye 145,5
Eskihisâr 40
Kebîr 116,5
Kurudere 255
Saruhân 190
Akçalar 26,5
Kayıhân 274
Gonca Ali 135
Zeytûn 306
Zekeriyyâ 121
Bekirli 16,5
Mahallât 05882,5
Kurâlar 14334,5
(Cemʻân Yekûn)
20711,5
Yâlnız yirmi bin yedi yüz on bir buçuk gurûşdur
Hurrire haze’d-defter-i be-maʻrifet-i el-vâli-i ‘ani’l-ahâlî ve maʻrifet-i şerʻ-i kavîm
Mustafâ el-müvellâ-yı hilâfe be-medîne-i Denizli
nemmakahü’l-fakîr ileyhi ‘izze şânühu teʻâlâ
Gurûş
Dört kazâ sehminden cümle maʽrifetiyle Denizli kazâsının sehmine
12350
isâbet eden
Sicilde mastûr bundan akdem tevzîʻden bâkî kalan 390
İmdâd-ı seferiyye 12079

201
Mâl-ı ihtisâb 1000
Mürûr u ʻubûr eden vüzerâ-yı iʻzâm ve mir-i mirân masârifi 8000
Serdârlık mektubu 300
17012
Menzîl-i kazâ 750
Nikâbet mektûbu 100
Vilâyet içün mürûr (u) ʻubûr eden mübâşirler ve verilen hizmet-i mü-
500
bâşiriyye
Paşazâde el-Hâc Mustafâ Ağa’nın konak masârifi 108
Şehir kethüdâsına 50
18527
Civâriyye 15
Hacı Eyyüblü karyesinin hasır akçesi 50
Divân efendisine 250
Harc-ı Defteri 1350
19442
Cesîm iʽlâmat 1300
Müteferrik iʽlâmat 170
İcâre-i mahkeme ve taʻmîr-i mahkeme 120
Emîniyye 40
Kaydiyye 40
21112
Harc-ı etbâʻ 80
Kâtibiyye 80
İhzâriyye 45
Molla efendiye cümleden ikrâm 150
(Cemʻân Yekûn) 21467
Yâlnız yirmi bir bin dört yüz altmış yedi gurûşdan yirmi bin yedi yüz on yedi gurûşa
tevzîʻ u taksîm baʻde’l-kesir yedi yüz elli gurûş bâki kalub bu mahalle işâret ve cümlenin
düyûnu olunduğu kayd şüd.
V. 61/a, h. 88
Konusu: Denizli’de Dede Ağa mahallesinde Kazak Mehmed Ağa’nın inşâ ettirdiği
mescid-i şerîfe kayyûm olan Mustafâ Halîfe bin Ahmed’in tecdîd edilen berâtının sûreti.

Bâ-berât-ı ʽâlişân
Medîne-i Denizli mahallâtından Dede Ağa mahallesinde vâkiʻ Kazak Mehmed
Ağa binâ eylediği mescid-i şerîfde kayyûm olan erbâb-ı istiʽdâddan işbu râfîʽ-i tevkîʽ-i

202
refîʽü’ş-şan-ı hâkânî Mustafâ Halîfe bin Ahmed bi’l-fiʽîl berât-ı şerîfle mutasarrıf olub lâkin
baht-ı ‘âlî-i taht-ı Osmânî üzere cülûs-ı hümâyûn-ı meymenet-makrûnum vâkiʽ olmağın
dersaʽâdetimden yedine müceddeden berât-ı şerîf-i ʽâlişân verilmek bâbında yedinde olan
ʽatîk berât mûcebince ʽinâyet taleb etmeğin vech-i meşrûh üzere sadaka edüb bu berât-ı
hümâyûnu verdim ve buyurdum ki,
Baʽde’l-yevm merkûm Mustafâ Halîfe varub zikr olunan mescid-i şerîfde kemâfî’l-ev-
vel kayyûm olub hizmet-i lâzımesini merʽî ve müʻeddî kılındıktan sonra ber-vech-i hasbî
mutasarrıf olub vâkıfın rûhu ve devâm-ı ʽömr-i devletimçün duʽâya müdâvemet göstere
şöyle bilesiz ʽalâmet-i şerîfime iʽtimâd kılasız.
Tahrîren fi’l-yevmi’s-sâmin-i ʽaşer şehr-i Şaʻbânü’l-muʻazzam sene erbaʽa ve mie’teyn
ve elf (1204) [3 Mayıs 1790]
Kostantiniyye Mahrûse
Temme’l-kelâm ceffe’l-kalem nemmakahü’l-fakîr ileyhi ‘izze şânühu teʻâlâ Mus-
tafâ el-müvellâ-yı hilâfe be-medîne-i Denizli afâ anhu
(Denizli kadısı Mustafâ’nın mührü)

V. 61/a, h. 89
Konusu: Denizli kazâsı nâ’ibliğine Mevlânâ es-Seyyid Ebûbekir Efendi’nin atan-
dığına dâ’ir mektûb sûreti.

Yâ Rezzâk, Yâ Fettâh, yâ ʻAlîm


Bismillâhirrahmânirrahîm
ʽİzzet-me’âb şerîʽat-nisâb Mevlânâ es-Seyyid Ebûbekir Efendi kâmyâb
Baʽde’t-tahiyyetü’l-vâfiye inhâ olunur ki,
Ber-vech-i mansıb mutasarrıf olduğum Denizli kazâsının umûr-ı niyâbeti sene sebʽa
ve mie’teyn ve elf şehr-i Muharremü’l-harâmı gurresinden [19 Ağustos 1792] cenâbınıza
ihâle ve tefvîz olunmuşdur gerekdir ki kazâ-yı merkûm gurre-i mezbûreden zabt ve bey-
ne’l-ahâlî icrâ-yı ahkâm-ı şerʽ-i ʽâlî edüb vâkiʻ olan mevtâ-yı ʽaskeriyye muhallefâtını dahî
tahrîr ü terkîm ve beyne’l-verese bi’l-farîzati’ş-şerʽiyye tevzîʻ ü taksîm emrinde câdde-i
şerîʽat mutahharadan inhirâf eylemeyesiz ve’s-selâm.
El-fakîr el-Hâc Ali el-mutasarrıf-ı be-kazâ-yı Denizli
V. 61/a, h. 90
Konusu: Denizli kazâsı kadılığına Mevlânâ Bağdâdî es-Seyyid Ebûbekir Efendi’nin
atandığını bildiren mektûb sûreti.

203
ʽİzzet-me’âb şerîʽat-nisâb fahrü’l-kuddât Mevlânâ Bağdâdî es-seyyid Ebûbekir
Efendi kâmyâb
Baʽde’t-tahiyyetü’l-vâfiye nümûde kılınır ki,
İşbu sene sebʽa ve mie’teyn ve elf Muharremü’l-harâmı gurresinden [19 Ağustos
1792] zabt etmek üzere Denizli mutasarrıfı el-Hâc Ali Efendi me’zûnen bi’l-inâbe kazâ-yı
mezbûru hâlâ nâ’ibi olan Mustafâ Efendi’ye eğerçi inâbe etmiş olub lâkin ʽadem-i ehliyet
ve sû-yı hareketi ihbâr olunduğundan başka bu esnâda kazâ-yı mezbûrede hizmet-i şerîʽatda
kıyâm eden kimesne ehl-i ʽilm ve müteşerriʻ ve dindâr ve kârgüzâr ve sâhibü’l-iktidâr ve
mücerrebü’l-etvâr olması men-lehü’l-emr tarafından emr olunmağla cenâb-ı fazîlet bir
vechile umûr-ı şerʽiyyeyi ʽârif ve ahvâl-i zamân ve fukarâyı ʽârif hidemât-i hamiyyelerde
tavrın ve tahrîrâtın maʽmûl-i mücerreb ve müntehib olduğun cümle sudûr-ı ʻulemâ ve kibâr-ı
aʻvâm ʻindinde müsellem olmağın kazâ-yı mezbûre gurre-i mâh-ı merkûmeden cenâbınıza
inâbe ve tevfîz ü ihâle olunmuşdur gerekdir ki kazâ-yı mezbûru gurre-i merkûmeden zabt
ve beyne’l-ahâlî icrâ-yı ahkâm-ı şerʽiyye ve tenfîz-i evâmir-i ʽaliyye ve tevrîs-i mevâris
husûslarında zâtında mezkûr ve meʽmûl olan cevher-i gayret ve sıdk ü sebât ve kâbiliyeti
masrûf kılub câdde-i şerʽden sermû-yı inhirâfa cevâz gösteresiz ve’s-selâm.
El-fakîr Hayrullah el-kadı-yı muʻasker-i Anadolu
V. 61/b, h. 91
Konusu: Denizli’de bulunan Gedik Ahmed Paşa arâzîsinin mezârlık olarak kulla-
nılması husûsunda temessük sûreti.

Vech-i tahrîr-i hurûf budur ki,


Dârü’s-saʽâdetü’ş-şerîfe ağası taht-ı nezâretlerinde olan evkâfdan merhûm ve mağ-
fürun-leh Gedik Ahmed Paşa evkâfı müsakkafâtından nefs-i Denizli’de olan ehl-i zimmet
tâ’ifesinin mürdelerin defn olunmasıyçün defter-i hâkâniyye-yi sultâniyyede mastûr
Gedik Ahmed Paşa vakıf arâzîsinde tahmînen iki dönüm mikdârında üç yüz otuz üç akçe
mukâtaʽa-yı zemîn ile edâ etmek vech üzere sâhib-i vakf Gedik Ahmed Paşa kendülere
izin vermekle mürûr-ı eyyâm ile yedlerinde olan senedleri zâyiʽ olmağla defter-i sultânî
mûcebince işbu temessük yedlerine verildi mâdem ki taraf-ı vakfiyesinde üç yüz otuz üç
akçeyi edâ edüb ke’l-evvel mürdelerini defn edüb işbu müceddeden zabt temessükünü
yedlerine verilmişdir tarafımızdan ve taraf-ı âherden kimesne mâniʽ ü müdâhale eylemeye.
Tahrîren fî gurre-i Muharrem sene 1207 [19 Ağustos 1792]
El-Hâc Mustafâ kâʻimmakâm-ı vakf-ı mezbûr hâlâ

V. 61/b, h. 92
Konusu: Kütâhiyye sancağından talep olunan develerin tamâmının gönderilmesi
husûsunda fermân sûreti.

204
Mefâhirü’l-kuddât ve’l-hükkâm meʽâdinü’l-fezâ’il ve’l-kelâm Kütâhiyye kazâsı nâ’ibi
ve Kütâhiyye sancağında vâkiʻ kazâların kadıları ve nâ’ibleri zîde kadruhum ve mefâhi-
rü’l-emâsil ve’l-akrân aʻyân ve zâbitân ve iş erleri ve bundan akdem rikâb-ı hümâyûnum
kâʻimmakâmı kethüdâsı çukadârlarından bu husûsa me’mûr kılınub ol cânibde olan Ahmed
zîde kadruhum tevkîʽ-i refîʽ-i hümâyûnum vâsıl olucak maʽlûm ola ki,
İki yüz beş senesine mahsûben ordu-yı hümâyûnum içün Kütâhiyye sancağında
müretteb olan mükârî şütürânından yüz on iki mehârî vürûd etmeğle bakiyye-i mezkûr
içün fukarâdan kaçar gurûş tahsîl olunmuş ise fukarâdan mükerrer bir akçe çıkmamak
şartıyla icâb ü iktizâ edenlerden mübâşir maʽrifetiyle ve maʽrifet-i şerʽ ve cümle ittifâ-
kıyla ʽale eyyi-hâl tahsîl ve hazîne-i ʻâmireme tesyîr olunmak bâbında bundan akdem
emr-i şerîfim ısdâr olunmuş iken bu âna değin bir akçesi gelüb hazîne-i ʻâmireme teslîm
olunmayub şütürân-ı mezkûr içün fukarâdan çıkan akçenin bi-eyyi-hâl zâhire ihrâc ve
cânib-i mîrîyçün tahsîli matlûb olmağla siz ki kuddât ve nüvvâb ve aʻyân ve zâbitân-ı
mûmâileyhim vesâ’irlerisiz mukaddem sâdır olan emr-i şerîfim mûcebince şütürân-ı
mezkûr içün fukarâdan132
V. 61/b, h. 93
Konusu: Anadolu Eyâleti’nden imdâd-ı seferiyye vergilerinin toplanması husûsunda
fermân sûreti.

Mefâhirü’l-kuddât ve’l-hükkâm meʽâdinü’l-fezâ’il ve’l-kelâm gayr-i ez livâ-yı Ankara


eyâleti Anadolu’da vâkiʻ kuddât ve nüvvâb zîde fazluhûm ve mefâhirü’l-emâsil ve’l-akrân
aʻyân zîde kadruhum tevkîʽ-i refîʽ-i hümâyûn vâsıl olucak maʽlûm ola ki,
Eyâlet-i Anadolu’da vâkiʻ kazâlardan vâli içün sefersiz vakitlerde tertîb ve taʽyîn
olunan altmış iki bin üç yüz yirmi iki gurûş imdâd-ı seferiyyeden Ankara sancağının
hazeriyyesi olan dört bin beş yüz yetmiş dört gurûşu baʽde’t-tenzîl bâki kalan elli yedi
bin yedi yüz elli gurûş imdâd-ı hazeriyyenin iki yüz yedi senesine mahsûben re’s-i sene
gurre-i Muharrem [19 Ağustos 1792] iʻtibâr olunarak senede iki taksît ve beher taksîti
vakt u zamânıyla eyâlet-i merkûm dâhilinde vâkiʻ sâ’ir kazâlara maʽrifet-i şerʽ ve cümle
maʽrifetiyle tevzîʻ ü taksîm ve yerli yerinden cemʽ ü tahsîl ve hâlâ Anadolu vâlisi düstûr-ı
mükerrem müşîr-i mufahham nizâmü’l-ʽâlem vezîrim Ali Paşa edamallahu teʽâlâ iclâlehu
tarafından kabzına meʽmûre edâ ve teslîm olunmak fermânım olmağın işbu emr-i şerîfim
ısdâr ve ( ) ile irsâl olunmuşdur.
İmdi siz ki Mevlânâ ve aʻyân-ı mûmâileyhimsiz ber-minvâl-i muharrer eyâlet-i
merkûmdan vâli içün tertîb olunub gayr-i ez tenzîl bâki kalan elli yedi bin yedi yüz elli
gurûş imdâd-ı hazeriyyesine merkûma mahsûben re’s-i sene-i gurre-i Muharrem iʽtibâr
olunarak senede iki taksît ve beher taksîti vakt u zamânıyla maʽrifet-i şerʽ ve cümle maʽ-
rifetleriyle gayr-i ez livâ-yı Ankara eyâleti merkûm dâhilinde vâkiʻ kazâlar ahâlîlerine

132 [Ç.N.] Bu hüküm yarım kalmıştır.

205
tevzîʻ ü taksîm ve yerlü yerinden cemʽ ü tahsîl ve müşârü’n-ileyh tarafından kabzına
meʽmûra edâ ü teslîme ihtimâm ü dikkat ve ʽavk ü te’hîrden ve ihmâl ü müsâmahadan
ve kazâlara kesret üzere mübâşirler irsâliyle ehl-i fukaraya îsâl-i zulm u taʽaddîden ve
mikdâr-ı muʽayyeneden ziyâde bir akçe ve mükerrer tevzîʻ u tahsîlinden ve ücret-i mü-
bâşiriyye mütâlebesinden hazer ü mücânebet olunmak bâbında fermân-ı ʽalişânım sâdır
olmuşdur buyurdum ki,
Vusûl buldukda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr olan fermân-ı
vâcibü’l-ittibâʽ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı münîfi itâʽat-makrûnuyla ʽâmil olub
hilâfından gâyetü’l-gâye tehâşi ve mücânebet eyleyesiz şöyle bilesiz ʽalâmet-i şerîfe
iʽtimâd kılasız.
Tahrîren fî evâhir-i şehr-i Zi’l-kaʽde sene sitte ve mie’teyn ve elf (1206) [11-20
Temmuz 1792]

V. 62/a, h. Belirtilmemiş
Konusu: İmdâd-ı seferiyye vergisi için kazâlardan toplanacak olan meblağı gösterir
defterin sûreti.

İmdâd-ı
Kazâ Harcıyât Hidmet (Toplam)
seferiyye
Gököyük 33 3,5 3,5 40
Denizli 327,5 32,5 32,5 392,5
Ezîne 282,5 28 28 338,5
Çehârşenbe 108,5 11 11 130,5
(Cemʻân Yekûn) 901,5
V. 62/a, h. 94
Konusu: Denizli‘de Tuz Pazârı’nda daha önce yanmış olan mescid-i şerîfin taʻmîr
edilmesi husûsunda fermân sûreti.

Kıdvetü’n-nüvvâb el-müteşerriʽîn Denizli kazâsında nâ’ib-i şerʽ olan Mevlânâ zîde


ʽilmuhu tevkîʽ-i refîʽ-i hümâyûn vâsıl olucak maʽlûm ola ki,
Kazâ-yı mezbûr sûkunda Tuz Pazârı’nda vâkiʻ mescid-i şerîf bundan akdem ihrâk-ı
bi’n-nâr olmağla eyyâm-ı şitâda ʽusret çekilib Müslümanlar sevâb-ı Cumʽa’dan mahrûm
olmalarıyla ashâb-ı hayrâtdan işbu dârendegân-ı fermân-ı hümâyûn ahâlî-i karye nâm
sâhibü’l-hayırlar kendi atyeb-i mallarıyla mahalle-yi mezkûra müceddeden câmiʽ-i şerîf
binâ ve minber vazʽ eylemek içün izn-i hümâyûn ricâsına iʽlâm eylediğin ecilden izn-i
hümâyûnum erzânî kılub buyurdum ki,
Hükm-i şerîf-i vâcibü’l-ittibâʽımla vardıkda göresin karye-i mezbûr sûkunda mahalle-i

206
mezkûrda e’imme-i Hanefiyye rıdvân Allahu teʽâlâ ʽaleyhim ecmaînin tecvîz gördükleri
yerde ise kendi atyeb-i mallarıyla mahalle-i mezkûra müceddeden câmiʽ-i şerîf binâ ve
minber vazʽ edüb berât-ı şerîfimle hatîb nasb u taʽyîn olundukdan sonra ikâme-i salât-ı
Cumʻa ve ıydîn olunub devâm-ı ömr-i devletimçün duʽâya müdâvemet göstere şöyle bilüb
ʽalâmet-i şerîfe iʽtimâd kılalar.
Tahrîren fî evâhir-i şehr-i Muharremü’l-harâm sene sebʽa ve mie’teyn ve elf (1207)
[17 Eylül 1792]
V. 62/a, h. 95
Konusu: Denizli’de Kayalık mahallesinde sâkin iken vefât eden Hacı Ali Ağa bin
Polad Hacı Mehmed Ağa’nın mirâsına Habîbe bint-i Abdullah’ın vesâyet etmesi husû-
sunda hüccet sûreti.

Medîne-i Denizli mahallâtından Kayalık mahallesi sâkinlerinden iken bundan akdem


hulûl-ı ecel mevʻûduyla fevt olan Hacı Ali Ağa bin Polad Hacı Mehmed Ağa nâm müte-
veffânın terekesinden bi’l-irsi’ş-şerʽî sulbî sagîr oğlu Mehmed ile sulbiye kızı Hatîce’ye
isâbet ve intikâl eden emvâl ve eşyâlarını zabt ve ahvâlleri hıfz ve umûrlarını rü’yete kıbel-i
şerʽden bir vasî nasb ü taʽyîn olunmak lâ-büd u lâzım olmağın emânet ile maʽrûfe diyânet
ile mevsûfe vesâyet ‘uhdesinden gelmeğe kâdire idüğü zeyl-i vesîkada mastûrü’l-esâmi
müslimîn ihbârlarıyla lede’ş-şerʽü’l-enver zâhir ü nümâyan olan vâlideleri Habîbe bint-i
Abdullah nâm hâtunu hâkim-i mevkiʽ-i sadr-ı kitâb tûbî-leh (ve) hüsn-i me’âb efendi
hazretleri sagîrân-ı mezbûrânın rüşd ü sedâdlarına varınca vasî nasb ü taʽyîn edüb ol
dahî vesâyet-i merkûmeyi kabûl ve hizmet-i lâzımesini kemâyenbagî edâya müteʻahhid
oldukdan sonra merkûme Habîbe Hatûn iʽâde-yi kelâm edüb müteveffâ-yı mezbûrun firâ-
şından hâsıl ve benden mütevellid bi-hakkü’l-hızâne hâlâ hücr ü terbiyemde olan sagîrân-ı
merkûmânın nafaka ve kisve ve s’âir levâzım-ı zarûriyyeleriyçün babaları müteveffâ-yı
merkûmdan bi’l-irsi’ş-şerʽ hisselerine isâbet eden emvâllerinden kadr-i kifâye akçe karz
ve takdîr olunması matlûbumdur dedikde hâkim-i mevkîʽ sadr-ı kitâb tubî-leh ve hüsn-i
me’âb hazretleri sagîrân-ı mezbûrânın nafaka ve kisve ve sâ’ir levâzım-ı zarûriyyeleriyçün
târîh-i kitâbdan yevmî her birine onar pâre karz u takdîr edüb meblağ-ı makrûz-ı mezkûru
âherden istidâne ve sagîrân-ı mezbûrânın nafaka ve kisve ve sâ’ir levâzım-ı mühimmelerine
harc u sarf ve lede’z-zafer mallarından rücûʻa vâlideleri merkûme Habîbe Hâtun kıbel-i
şerʽden izin birle maʻa-vakaʽa bi’t-taleb ketb olundu.
Tahrîren fî’l-yevmi’l-ʽışrîn min (şehr-i) Rebîü’l-evvel sene sebʽa ve mie’teyn ve elf
(1207) [5 Kasım 1792]

Şuhûdü’l-hâl
Gümüş Osmân Ağa, Kara Hacı İsmâil Ağa, Köse Hacı İbrâhîm Ağa, es-Seyyid
Mehmed bin Hasan Berber, Osmân bin Demirci Ahmed Beşe, Pehlivan Mehmed bin Ali,
Muhzır Mustafâ, Muhzır İsmâil ve gayrihum

207
V. 62/b, h. 96
Konusu: Denizli’de Delikliçınâr mahallesi sâkinlerinden Hatîce bint-i Hacı Mus-
tafâ’nın eşini tüfek ile öldüren Osmân ile sulh yaptığını ve davasını geri çektiğini beyan
eden hüccet sûreti.

Medîne-i Denizli mahallâtından Delikliçınâr mahallesi sâkinlerinden Hatîce bint-i


Hacı Mustafâ nâm hâtun meclis-i şerʽ-i şerîf-i lâzimü’ş-şerîfde işbu bâʽisü’l-kitâb Osmân
bin Hüseyin nâm kimesne mahzarında tavʽan ve rızâ’en ikrâr-ı tâmm ve takrîr-i kelâm
edüb târîh-i vesîkadan çend sene mukaddem merkûm Osmân zevcim Hamîdli Monla
İbrâhîm nâm kimesneyi Kazıklı Beli taʽbîr olunur mevziʽde leylen bi-gayr-i hakk tüfenk
kurşunuyla ʽamden alnına darb u cerh u katl etmekle merkûm Osmân’dan bundan akdem
mûceb-i şerʽîsini taleb ve daʻvâ etdiğimde ol dahî inkâr etmekle beynimizde münâzaʽât-ı
kesîre ve muhâsamât-ı vâfire vâkıʻa olmuşidi el-hâletü hâzihi mezbûr Osmân daʻvâ-yı
mezkûrumdan muslihûn ve müslimûn tavassutuyla benimle ‘an inkâr bir mushâf-ı şerîf ve
bir gaddâre ve kırk gurûş akçe üzerine inşâ-yı ʽakd-i sulh etdikde ben dahî sulh-ı merkûmu
kabûl ve bedel-i sulh olan mushâf-ı şerîf ve bir gaddâre ve kırk gurûş akçeyi tamâmen
yedinden ahz u kabz edüb baʽde’l-yevm husûs-ı merkûmeye müteʽallik cemîʽ deʽâvî
ve muhâsımâtdan mezkûr Osmân’ın zimmetini ibrâʽ u ıskât eyledim dedikde merkûm
Osmân dahî merkûme Hatîce’ye cemîʽ kelimât-ı meşrûhasında bi’l-muvâcehe tasdîk ve
bi’l-müşâfehe tahkîk edicek mâ-hüve’l-vakʽa bi’t-taleb ketb olundu.
Tahrîren fî’l-yevmi’l-ʽışrîn mîn Rebîü’l-evvel li-seneti sebʽa ve mie’teyn ve elf [5
Kasım 1792]

Şuhûdü’l-hâl
Abdalzâde Serdâr Ali Ağa, Kara Hacı İsmâil Ağa, Köse Hacı İbrâhîm Ağa

V. 62/b, h. 97
Konusu: Kütâhiyye sancağında bulunan kazâların ʻavârız vergilerinin toplanması
husûsunda fermân sûreti.
Mefâhirü’l-kuddât ve’l-hükkâm meʽâdinü’l-fezâ’il ve’l-kelâm Ezîne ve Gököyük ve
Çehârşenbe ve Lazkiyye nâm-ı diğer Denizli kazâlarının kadıları zîde fazluhûm tevkîʽ-i
refîʽ-i hümâyûn vâsıl olucak maʽlûm ola ki,
Hazîne-i ʽâmirem defterleri mûcebince emîn-i cev-i hâssam ocaklığı olan Kütâhiy-
ye sancağında vâkiʽ Ezîne ve Gököyük ve Çehârşenbe ve Lazkiyye nâm-ı diğer Denizli
kazâlarının üç yüz seksen ve bir buçuk subʻ ʽavârızhâneleriyle üç yüz doksan altı ve
bir buçuk subʻ bedel-i nüzûlhânelerinin maktûʽ mâllarıyla Denizli mukâtaʽasına zamm
olunan Lazkiyye kazâsına tâbiʽ Cerb-i Denizli-i sagîr ve gayri karyelerinin on üç ve bir

208
subʻ hânelerinin yüz altmış üç ve Ezîne kazâsına tâbiʽ Dâyinli karyesinin bir ʽaded ʽavârız
nüzûlhânesinin yirmi üç gurûş ki cemʽân kazâhâ ve kurâ-yı mezkûrenin dört bin beş yüz
doksan buçuk gurûş kırk üç akçe maktûʽ mâlları olub bin iki yüz altı senesine mahsûb
olmak üzere cemʽ ü tahsîl lâzım gelmeğin iftihârü’l-emâcid ve’l-ekârim dergâh-ı muʽallam
kapucıbaşılarından hâssam arpa emîni el-Hâc Osmân dâme mecduhuya derʻuhde olunub
yedine mühürlü ve nişânlı mevkûfat defteri sûreti verilmekle imdi mûcebince cemʽ ü
tahsîl etdirilmek fermânım olunmuşdur buyurdum ki,
Hükm-i şerîfimle vardıkda bu bâbda sâdır olan emrim üzere ʽamel edüb dahî sene-i
mezbûreye mahsûben kazâ ve kurâ-yı mezkûrenin ol mikdâr gurûş-ı maktûʻ malları irsâl
olunan mühürlü ve nişânlı mevkûfât defteri sûreti mûcebince cemʻ ü tahsîl ve emîn-i
mûmâileyh tarafından edâ ü teslîm etdirdüb hilâf-ı emr ü defter kimesneye ʻinâd ve
muhâlefet etdirmeyesiz kesr-i defterden ve fermânımdan ziyâde mütâlebesiyle zulm u
taʻaddîden ihtirâz ü mücânebet eyleyesiz şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız.
Tahrîren fî’l-yevmi’l-hâmis-i ʻaşer Zi’l-kaʻde sene hamse ve mie’teyn ve elf (1205)
[16 Temmuz 1791]
Kostantiniyye el-Mahrûse

V. 62/b, h. 98
Konusu: Denizli ve tâbi kazâlarının ‘avârız vergilerinin toplanması husûsunda
mektûb sûreti.

Saʻâdetlü Mürüvvetlü Mekremetlü Peder-i aʻzâm-ı Ağa-yı celîlü’l-kadr hazretleri


Hemâre-i müstedâm-ı ömr ü saʻâdet ve mütevessid ve sâde-i ʻâfiyet olmaları daʻvâtıyla
gâyetde muhibbânemizdir ki,
Arpa emîni ocaklığı olan Denizli ve tevâbiʻ kazâlarının bin iki yüz yedi senesine
muhsûben ʻavârız ve nüzûl-i maktûʻ olan dört bin beş yüz doksan buçuk kırk gurûş kırk
üç akçenin yerlü yerinden tahsîli bâbında bu defʻa sâdır olan emr-i ʻâlî ve bir kıtʻa mümzâ
sûret-i defteri taraf-ı saʻâdetlerine irsâl olunmağla hâlâ ricâl-i devlet-i ʻaliyyeden arpa
emîni olan necâbetlü Ârif Efendi karındâşımız ile hukûk-ı kadîmemiz derkâr ve ken-
dülere bi’l-vücûh teveccüh-i derûnumuz vâzıh u âşikâr olmak mülâbesesiyle vâkiʻ olan
umûr u husûsları kendü umûrumuz iʻdâdından maʻdûd olarak ber-vefk-i merâmpezîr-i
haste husûlü matlûb ve mültezemimiz olmağın sâlifü’z-zikr ocaklık havâleleri olan dört
bin beş yüz doksan buçuk gurûş kırk üç akçe ʻavârız ve nüzûl-i maktûʻ akçesini sene-yi
mezkûre Muharrem’i hulûlünde tamâmen ve kâmilen tarafımıza irsâle sarf-ı nakdine
himmet buyurmaları me’mûlüyle rakîme-i meveddet-i tahrîrine mübâderet olunmuşdur
mîr-i mûmâileyh karındâşımız ile hukûk-ı muvâlâtımız ve etemm ü temşîyet-i umûrları
matlûb ve mültezemimiz olub bu husûsda ʻavk ü te’hîr ve imrâr-ı vakti mûcib hâlâta
tasaddî olunmak lâzım gelir ise iğbirâr-ı hâtırımızı müʻeddî olacağı inşâallahu teʻâlâ
lede’l-vusûl maʻlûm-ı saʻâdetleri olundukda meblağ-ı mezbûru sene-i merkûme Muhar-

209
rem’i hulûlünde tamâmen tarafımıza irsâl ü îsâle bezl-i nakdîne gayret ve sarf mahâsal
hamiyyet buyurmaları me’mûl ve mültezim-i muhibbânemizdir.
Fî Rebîü’l-evvel sene 1206 [Kasım 1791]

V. 63/a, h. 99
Konusu: Denizli ve tâbi kazâlarının ‘avârız vergilerinin toplanması husûsunda
mektûb sûreti.
Saʻâdetlü Mürüvvetlü Mekremetlü Peder-i aʻzâm Ağa-yı Celîlü’l-kadr Hazretleri
Hemâre-yi müstedâm-ı ömr ü saʻâdet ve mütevessid ve sâde-i ʻâfiyet olmaları
daʻvâtıyla nümâyende muhibbânemizdir ki,
Arpa emîni ocaklığı olan Denizli ve tevâbiʻ kazâlarının bin iki yüz yedi senesine
muhsûben ʻavârız ve nüzûl-i maktûʻ olan dört bin beş yüz doksan buçuk kırk guruş
kırk üç akçenin yerlü yerinden tahsîli bâbında bu defʻa sâdır olan emr-i ʻâlî ve bir kıtʻa
mümzâ sûret-i defteri taraf-ı saʻâdetlerine irsâl olunmağla hâlâ ricâl-i devlet-i ʻaliyyeden
arpa emîni olan necâbetlü Ârif Efendi karındâşımız ile hukûk-ı kadîmemiz derkâr ve
kendülere bi’l-vücûh teveccüh-i derûnumuz vâzıh u âşikâr olmak mülâbesesiyle vâkiʻ
olan umûr u husûsları kendü umûru iʻdâdından maʻdûd olarak ber-vefk-i merâmpezîr-i
haste husûlü matlûb ve mültezemimiz olmağın sâlifü’z-zikr ocaklık havâleleri olan dört
bin beş yüz doksan buçuk gurûş kırk üç akçe ʻavârız ve nüzûl-i maktûʻ akçesini sene-yi
mezkûre Muharrem’i hulûlünde tamâmen ve kâmilen tarafımıza irsâle sarf-ı nakdine
himmet buyurmaları me’mûlüyle rakîme-i meveddet-i tahrîrine mübâderet olunmuşdur
mîr-i mûmâileyh karındâşımız ile hukûk-ı muvâlâtımız ve etemm ü temşîyet-i umûrları
matlûb ve mültezemimiz olub bu husûsda ʻavk ü te’hîr ve imrâr-ı vakti mûcib hâlâta tasaddî
olunmak lâzım gelir ise iğbirâr-ı hâtırımızı müʻeddî olacağı inşâallahu teʻâlâ lede’l-vusûl
maʻlûm-ı saʻâdetleri olundukda meblağ-ı mezbûru sene-i merkûme Muharrem’i hulûlün-
de tamâmen tarafımıza irsâl ü îsâle bezl-i nakdîne gayret ve sarf-ı mahâsal-ı hamiyyet
buyurmaları me’mûl ve mültezem-i muhibbânemizdir.
Fî 29 Rebîü’l-evvel 1206 [26 Kasım 1791]

Hâlâ emîn-i darbhâne-i ʻâmire saʻâdetlü Yûsuf Ağa hazretlerinin bin iki yüz yedi
senesine mahsûben ʻavârız ve nüzûl akçeleriyçün saʻâdetlü Kara Osmânzâde Hacı Ahmed
Ağa hazretlerine irsâl eyledikleri kâʻimedir kayd şüd.

V. 63/a, h. 100
Konusu: Pamuk mukâtaʻasına el-Hâc Ömer’in iltizâm emîni olarak atandığına
dâ’ir fermân sûreti.

210
Düstûrûn-ı mükerremûn müşîrûn-ı mufahhamûn nizâmü’l-ʻâlem müdebbir-i umû-
rü’l-cumhûr bi’l-fikri’s-sâkıb mütemmim-i mehâmmü’l-enâm bi’r-re’yi’s-sâ’ib mümeh-
hid-i bünyânü’d-devle ve’l-ikbâl müşeyyid-i erkânü’s-saʻâdet ve’l-iclâl el-mahfûfûn
bi-sunûf-ı ʻavâtıfi’l-melîki’l-aʻlâ zikr-i âtî mahallerden Arabistan hudûduna varınca vü-
zerâ-yı iʻzâmım edamallahu teʻâlâ iclâlehum ve eʻâzimü’l-ümerâ’i’l-kirâm merâciü’l-kü-
berâü’l-fihâm ulü’l-kadr ve’l-ihtirâm ashâbü’l-ʻizz ve’l-ihtişâm el-muhtassûn bi-mezîd-i
ʻinâyeti’l-meliki’l-aʻlâ mîr-i mîrân-ı kirâm dâme ikbâlehum akdâ kuddâtü’l-müslimîn evlâ
vülâtü’l-muvahhidîn maʻdenü’l-fezâ’il ve’l-yakîn râfiʻ-i iʻlâmü’ş-şerîfe ve’d-dîn vâris-i
ʻulûmü’l-enbiyâ ve’l-mürselîn el-muhtâsûn bi-mezîd-i ʻinâyeti’l-melîki’l-muʻîn mevâlî-i
iʻzâm zîdet fezâ’iluhum ve mefâhirü’l-kuddât ve’l-hükkâm meʻâdinü’l-fezâ’il ve’l-kelâm
zikr-i âtî kazâların kadıları ve nâ’ibleri zîde fazluhum ve mefâhirü’l-emâcid ve’l-aʻyân
mütesellimler ve voyvodalar zîde mecduhum ve mefâhürü’l-emâsil ve’l-akrân aʻyân u
zâbitân ve iş erleri zîde kadruhum tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn maʻlûm ola ki,
Seyyidetü’l-muhadderât iklîletü’l-muhassenât tâcü’l-mestûrat zâtü’l-aʻlâ ve’s-saʻâde
hemşîre-i muhteremim Şâh Sultân dâmet ismetuhâ ve zâde’t-iffetuhânın kethüdâsı hâcegân-ı
dîvân-ı hümâyûnumdan İbrâhîm dâme mecduhunun takdîm eylediği takrîri mefhûmunda
bu defʻa bâ-hatt-ı hümâyûn-ı şevket-makrûn tanzîm ile cânib-i mîrîden ʻuhde-i iltizâmına
ihâle kılınan penbe mukâtaʻası mülhakâtından Güzelhisâr ve Alaşehir ve Tire ve Bayındır
ve Ödemiş ve Mağnisa ve Kırkağaç ve Turgudlu ve Soma ve Bergama ve külliyen kazâ
ve kurâ ve’l-hâsıl Arabistan hudûduna varınca her ne mahalde penbe ve rişte-i penbe
zuhûr ederse penbe ve çekirdekli penbenin ve kozalı penbenin beher vukiyyesinden
nizâm-ı cedîd şurût-ı mûcebince iktizâ eden resm-i mîrînin cemʻ ü tahsîline tarafından
el-Hâc Ömer zîde mecduhu emîn nasb olunub ber-mûceb-i şurût-ı nizâm-ı cedîd ve bâ-
hatt-ı hümâyûn şevket-makrûn bâyiʻ her kim olur ise olsun serbestiyyet üzere rüsûmât-ı
mîrîye vekîl-i mûmâileyh tarafından ahz u kabz etdirilmek içün emr-i şerîfim sudûrunu
tahrîr ü inhâ etmekle kuyûda lede’l-mürâcaʻa zamân-ı zabt-ı Rebîü’l-âhiri gurresinden
olan memâlik-i mahrûse penbe ve rişte-i penbe mukâtaʻasından nefs-i İslambol ve Rumili
ve Anadolu iskelelerinde ve kasabât u kurâlarıyla İzmir ve Siroz tarafları kâffe-i tevâbiʻ
ü levâhıkıyla iki yüz yedi senesi Rebîü’l-âhiri gurresinden [16 Kasım 1792] iʻtibâr ile
iki sene cânib-i mîrîden mûmâileyhe derʻuhde ü iltizâm olunub yedine berât-ı şerîfim
verildiği ve zikr olunan mahallerde vâkiʻ iskele ve berrî ve bahrî ve sâ’ir mahallerinde
bazâr râhında fürûht olunan penbenin beher vukiyyesinden maʻa zamm birer para ve
rişte-i penbeden ikişer para müceddeden resm alınmak üzere karâr verildiğine binâ’en
resm-i mezkûr bâyiʻ tarafından mîrîyçün ahz u tahsîl olunmak ve iştirâ edenlerinin gerek
Müslümân ve gerek kefere emînin tezkiresiyle iştirâ edüb emînin edâ tezkiresi olmadıkça
iskele ve sâ’ir mahallerden gerek Müslümân ve gerek kefere sefînelerine vazʻ u tahmîl
olunmamak ve yük bağlanmamak ve penbe ashâbından mücerred resmin vermemek içün
birer bahâne ile muʻayyen olmayan baʻzı mahfî mahallerden imrâr edenler ele girdikde
ikişer katʻ resm-i mîrîleri zecren tahsîl olunmak ve mukâtaʻa-yı mezkûreye müceddeden
nizâm verilib resm-i mezkûr vâridât-ı mukarrere mîrîye tahtına idhâl olunub bir akçenin
kesr u noksânına bir dürlü mesâğ ü cevâz olmamağla vakten mine’l-evkât ve sebeben
mine’l-esbâb şurût ve nizâmının bir vechiyle tebdîl u tağyîrine müsâʻade olunmamak ve

211
mukâtaʻa-yı mezbûrenin şîrâze-yi nizâm (V. 63/b) ve intizâmının feshini ve bir tarîkle
kesr-i vâridâtını mûcib hâlâta cesâret edenleri olur ise mâl-ı mîrînin kesr u taʽtîline sebeb
olduklarıyçün maʽrifet-i şerʽ ile muhkem te’dîb olunmak ve ümenânın şükr ü şikâyeti
müsemmir ve mü’essir olub nizâm-ı mukâtaʽa-yı mûcib-i istidʽâ eylediği evâmir-i şerîfem
ısdâr ü irsâl olunmak nizâm-ı cedîd şurûtundan olduğu mukayyed olmağla ber-mûceb-i
şurût-ı nizâm-ı cedîd ʽamel olunmak fermânım olmağın hâssaten işbu fermân-ı ʽâlişânım
ısdâr ve ( ) ile irsâl olunmuşdur.
İmdi vusûlünde siz ki vüzerâ-yı iʻzâm ve mîr-i mirân-ı kirâm ve mevâlî ve kuddât
ve nüvvâb ve mütesellim ve voyvoda ve aʻyân ve zâbitân ve iş erlerisiz ber-vech-i mu-
harrer keyfiyet maʽlûmunuz oldukda muktezâ-yı emr-i şerîfim üzere ʽamel ü hareket ve
hilâfından begâyet tevakkîʽ ü mübâʻadet eylemeniz bâbında fermân-ı ʽâlişânım sâdır
olmuşdur buyurdum ki,
Hükm-i şerîfimle vardıkda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr eden
işbu emr-i şerîf-i ʽâlişân-ı vâcibü’l-ittibâʽ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı münîfi üzere
ʽâmil olub hilâfına rızâ ve cevâz göstermeyesiz şöyle bilesiz ʽalâmet-i şerîfe iʽtimâd kılasız.
Konstantiniyye el-Mahrûse

V. 63/b, h. 101
Konusu: Pamuk mukâtaʻasına tâbi kazâların, vergi toplamak için gelen emîne konak
tedârik etmesi husûsunda fermân sûreti.

Akdâ kuddâtü’l-müslimîn evlâ vülâtü’l-muvahhidîn maʽdenü’l-fazl ve’l-yakîn râfiʽ


iʽlâmü’ş-şerîʻat ve’d-dîn vâris-i ʽulûmü’l-enbiyâ ve’l-mürselîn el-muhtassûn bi-mezîd-i
ʽinâyeti’l-melîki’l-muʽîn Mevlânâ ( ) kadısı zîdet fezâ’iluhu ve mefâhirü’l-kuddât ve’l-hük-
kâm maʽdenü’l-fezâ’il ve’l-yakîn memâlik-i mahrûse penbe mukâtaʽasının derʽaliyemde
mukîm emîni tarafından Anadolu’nun sağ koluna taʽyîn olunan ümenânın nüzûl ve ikâmet
edeceği mahallerin kadıları ve nâ’ibleri zîde fazluhûm ve mefâhirü’l-emâcid ve’l-aʻyân
mütesellimîn ve voyvodalar zîde mecduhum ve mefâhirü’l-emâsil ve’l-akrân aʻyân ve
zâbitân ve sâ’ir iş erleri zîde kadruhum tevkîʽ-i refîʽ-i hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Seyyidetü’l-muhadderât iklîletü’l-muhassenât-ı tâcü’l-mestûrât zât-ı aʻlâ ve’s-saʽâde
hemşîre-yi muhteremim Şâh Sultân dâmet ismetuhâ ve zâdet iffetuhânın kethüdâsı iftihâ-
rü’l-emâcid ve’l-ekârim hâcegân-ı dîvân-ı hümâyûnumdan İbrâhîm dâme mecduhunun
takdîm eylediği takrîri mefhûmunda bu defʽa bâ-hatt-ı hümâyûn-ı şevket-makrûn tanzîm
ile cânib-i mîrîden ʽuhde-i iltizâmına ihâle kılınan penbe mukâtaʽasının mukaddemâ
mâlikânelik vechiyle idâresinde baʽzı kazâlara taʽyîn olunan ümenânın ikâmet edeceği
mahalli olmadığına binâ’en umûr-ı mukâtaʽa-yı mîrîyye muʽattal olunacağı mülâhazadan
baʽîd olmamağla penbe ümenâsı rüsûmât-ı mîrîyeye tahsîl içün her kangı kazâya varır
ise muktezî olan konağının iktizâ eden îcârı ümenâ tarafından edâ olunmak üzere maʽ-
rifet-i şerʽ ile konak tedârik ve meks ü ikâmetlerine mümânaʽat olunmamak üzere emr-i

212
şerîfm sudûrunu tahrîr ve istidʽâ-yı ʻinâyet etmeğin kuyûda lede’l-mürâca’a zamân-ı zabtı
Rebîü’l-âhir gurresinden olan memâlik-i mahrûse resm-i mîrî-i penbe ve rişte-i penbe
mukâtaʽsından nefs-i İslambol ve Rumili ve Anadolu iskelelerinde kasabât ve kurâlarıyla
İzmir ve Siroz tarafları kâffe-i tevâbiʽ ü levâhıkıyla iki yüz yedi senesi Rebîü’l-âhiri gur-
resinden [16 Kasım 1792] iʽtibârıyla iki sene bir tahvîl ile cânib-i mîrîden mûmâileyhe
ber-vech-i iltizâm ihâle ve berât-ı şerîfim ısdâr ve ( ) ile irsâl olunmuşdur.
İmdi vusûlünde ber-minvâl-i muharrer emîn-i mûmâileyhin tarafından Anadolu’nun
sağ koluna rüsûmât-ı penbe ve rişte tahsîline me’mûr ve taʽyîn olunan ümenânın nüzûl ve
ikâmet edeceği kazâda siz ki Mevlânâ ve kuddât ve nüvvâb ve mütesellim ve voyvoda-yı
mûmâileyhim ve ʽayân ve zâbitân vesâ’irlerisiz maʽrifetiniz ve maʽrifet-i şerʽle îcâb eden
îcârları ümenâ taraflarından edâ olunmak şartıyla konak tedârik ve meks ü ikâmetine
kimesne tarafından müdâhele ve taʽarruz etdirmekden mücânebet eylemeniz bâbında
fermân-ı ʽâlişânım sâdır olmuşdur buyurdum ki,
Hükm-i şerîfimle vardıkda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr olan
işbu emr-i şerîf-i celîlü’ş-şân-ı vâcibü’l-ittibâʽ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı münîfi
birle ʽâmil olub hilâfından hazer eyleyesiz şöyle bilesiz ʽalâmet-i şerîfe iʽtimâd kılasız.
Tahrîren fî Rebîü’l-evvel sene sebʽa ve mie’teyn ve elf (1207) [Ekim/Kasım 1792]
Kostantiniyye el-Mahrûse

V. 64/a, h. 102
Konusu: Bin iki yüz altı senesi salyâne müfredâtı defteri sûreti.

Bâʽis-i nemîka oldur ki,


İşbu bin iki yüz altı senesi Zi’l-hiccetü’ş-şerîfesinin on beşinci gününden [4 Ağustos
1792] yedi senesi Rebîü’l-ahîrinin on beşinci gününe [30 Kasım 1792] gelince bâ-evâmir-i
ʽaliyye bâ-buyruldu gelen mübâşirlere verilen ve vüzerâ-yı iʻzâm ve mîr-i mirân-ı kirâm
masârifâtı hazret-i vâli-i Anadolu dört kazâ vekîlleri ve ihtîyarları meyânelerinde yegân
yegân hesâb-ı sahîh ile hesâb olunub Denizli hissesine isâbet eden meblağ ile matlûb
buyrulan ʽavârız ve bedel-i nüzûl mâlları ve Denizli kazâsına mahsûs masârifât-ı sâ’ire
cemʽân yekûn on yedi bin yedi yüz elli gurûşa bâliğ olub Denizli ve kurâları agavâtı ve
ihtiyârları ittifâk ü ittihâd ve maʽrifetleriyle ve maʽrifet-i şerʽ ile kâʽide-i belde üzere her
biri âherin hâl ü tahammüllüne şehâdet ederek taʽdîl ve tesviye-i şurûtuna riʽâyet olu-
narak kazâ-yı merkûmda vâkiʽ mahallat u kurâya tevzîʻ u taksîm ve li-ecli’t-tahsîl hâlâ
mukâtaʽa-yı merkûm voyvodası saʽâdetlü Uzunzâde es-Seyyid Mustafâ Ağa yedine kıbel-i
şerʽden verilen mümzâ u mahtûm sâlyâne defteridir ki ber-vech-i âtî ve ʽale’l-esâmî zikr
ü beyân olunur.
Tahrîren fî’l-yevmi’l-hâmis-i ʽaşer min Rebîü’l-âhir li-sene sebʽa ve mie’teyn ve elf
(1207) [30 Kasım 1792]

213
Gurûş
Dört kazâ sehminden isâbet eden 13690
Bundan akdem olan tevzîʻden ber-mûceb-i defter-i mümzâ bâkî kalan 800
İki kıtʽa serdârlık mektûbları câ’izeleri 500
İki yüz yedi senesine mahsûb ʽavârız ve bedel-i nüzûl malları 1270
16260
İʽlâmat-ı müteferrika harcları 350
Otuz ʽaded menzil bargîrleriyçün 60
Cesîm iʻlâmât içün 550
Civâriyye 15
Şehir kethüdâsı 50
17685
Ber-muʽtâd-ı kadîm defter-i harc 1350
Hüddâmiyye 100
Muhzıriyye 15
(Cemʻân Yekûn) 17750

Mahalle Gurûş
Aktoy 613,5
Meydân 352,5
Kürkcüler 378,5
Kurşunlu 435,5
Câmiʻ-i Kebîr 461
Sarây 464
Abdü’l-kuddüs 324
Koramaz 110
Kayacık 190
Debbâğ 364
Zımmîyân 364
Asılbeğ 110
Cârullah 110
Eceler 110
Alaca Mescid 45,5
Güzerlik 110
Gâzi Emîr 110
Gidebostân 66
(Cemʻân Yekûn) 4718,5
Karye Gurûş

214
Karcı 2691
Gerzele 1484,5
Çakmak 1209
Kara Hasanlı 675,5
Manastır 1422,5
Şemikler 551
Kethüdâ 441
Kınıklı 551
Karaman 264
Kaşıkcı 264
Göveçlik 450,5
Hacı Eyüblü 450,5
Bağbaşı 304,5
Tekye 119,5
Eskihisâr 33
Kebîr 89,5
Kurudere 182
Saruhân 154,5
Akçalar 22
Kayıhân 602,5
Gonca Ali 110,5
Zeytûn 160
Zekeriyâ 98
Bekirli 13,5
Şamlı-yı Kebîr 50
Şamlı-yı Sagîr 50
Yâlnızdere 60
Karakoğa 50
Çeltikçi 50
Üzerlik 50
Eldenizli 50
Çiftlik 50
Kalʻa 50
ʻAcemler 130
Korucuk 50
(Cemʻân Yekûn) 12984
(Cemʻân Yekûn, Mahallât+Kurâ) 17702,5

215
Hurrire be-maʻrifetü’l-ahâlî ve’l-e‘âlî
Es-Seyyid Ebûbekir el-müvellâ-yı hilâfe be-medîne-i Denizli
nemmakahü’l-fakîr ileyhi ‘izze şânühu
V. 64/b, h. Belirtilmemiş
Konusu: Denizli’de Kayalık mahallesinde sâkin iken vefât eden Hacı Ali Ağa bin
Polad ve Hacı Mehmed Ağa’nın mirâsından kızlarına kalan eşyâyı gösterir tereke kaydı.

Bâʽisü’n-nemîka oldur ki,


Medîne-i Denizli mahallâtından Kayalık mahallesi sâkinlerinden iken hulûl-ı ecel
mevʽûduyla fevt olan Hacı Ali bin Polad Hacı Mehmed’in verâseti zevce-i menkûha-yı
metrûkeleri Fatma bint-i İbrâhîm ve Habîbe bint-i Abdullah nâm hâtunlarıyla sulbî kebîr
oğlu Ali ve sagîr Mehmed ve sulbiye kebîre kızları Âişe ve Ümmühân ve sagîre Hatî-
ce’ye baʽde’l-inhisâr merkûme Ümmühân Hâtun tereke-i müteveffâ-yı merkûmdan hisse
arpası mukâbilinde bi’t-terâzi ahz u kabz eylediği emlâk ü eşyâ ve zimemât defteridir ki
ber-vech-i âtî ve ʽale’l-esâmî zikr ü beyân olunur.
Tahrîren fî’l-yevmi’l-ʽışrîn mîn Rebîü’l-evvel sene sebʽa ve mie’teyn ve elf (1207)
[5 Kasım 1792]

Gurûş
Gümüş Osmân Ağa’dan alınan merkeb 30
Kök boyacılar içinde dükkân yeri 250
İbrâhîm oturduğu dükkân yeri 200
Belgrad demiri tüfenk ʽaded 1 30
510
Hırka ve çakşır ve biniş ve nafe kürk köhne 12
Sandık ʽaded 1 3
Bakır kab 25 25
Aşçı oğlundan alınan dükkân yeri 150
Arpa kîle 10 kîle 30
730
Der-zimmet Mendilci Abdullah Çelebi 100
Ovacıklı Mustafâ Ağa’dan 75
Beyâz sarık müstaʽmel 2,5
Seccâde müstaʽmel 5
Gaddare 11
Mushâf-ı şerîf 10
İplik pazârında mağaza yeri 50

216
Alaca köhne entâri 6
989,5
Piştov çift 3
Ahmediye köhne 1
Beyâz boğası entâri ve zıbun köhne 3
Çuka yeşil biniş müstaʽmel 8
Terzi dükkânı 250
Defʽa civarında terzi dükkânı 100
İslambol demiri tüfenk ʽaded 1 15
Hınta kîle 10 30
Hacı Yûsuf oğlu Molla Süleymân’dan 1000
Tesbîh 0,5
Cemʽân yekûn
2400
İki bin dört yüz gurûşdur

V. 64/b, h. Belirtilmemiş
Konusu: Denizli’de Kayalık mahallesinde sâkin iken vefât eden Hacı Ali Ağa bin
Polad ve Hacı Mehmed Ağa’nın mirâsından kızlarına kalan eşyâyı gösterir tereke kaydı.

Bâʽis-i nemîka oldur ki,


Medîne-i Denizli mahallâtında Kayalık mahallesi sâkinlerinden iken fevt olan Hacı Ali
Ağa ibn Polad ve Hacı Mehmed’in verâseti zevce-i menkûha-yı metrûkaları Fatma bint-i
İbrâhîm ve Habîbe bint-i Abdullah nâm hâtunlarıyla sulbî kebîr oğlu Ali ve sulbiye kebîre
kızları Âişe ve Ümmühân ve sagîre Hatîce’ye baʽde’l-inhisâr merkûme Âişe hâtun tereke
müteveffâ-yı merkûmdan hisse-yi ʻırsîyyesi mukâbilinde bi’t-terâzi ahz u kabz eylediği
emlâk ü eşyâ ve zimemât defteridir ki ber-vech-i âtî ve ʽale’l-esâmî zikr ü beyân olunur.
Hurrire fi’l-yevmi’l-ʽışrîn min Rebîü’l-evvel sene sebʽa ve mie’teyn ve elf (1207)
[5 Kasım 1792]

Gurûş
Bakır kab 25 25
Sandık 3
Arpa kîle 10 30
Hacı Yûsuf oğlu Molla Süleymân’dan 1000
Bir kıtʽa bağçe değirmen kurbünde 150
1208
Der-kurb-i câmiʽ bağçe ber-vech-i tahmîn dönüm 8 1000

217
Kalʽa içinde berber dükkânı 100
Pekdemir oğlundan 145
Cemʽân yekûn
2453
İki bin dört yüz elli üç gurûşdur sahh
V. 65/a, h. 103
Konusu: Denizli’de Kayalık mahallesinde sâkin iken vefât eden Hacı Ali Ağa bin
Polad ve Hacı Mehmed Ağa’nın mirâsından eşlerine kalan eşyâyı gösterir tereke kaydı.
Bâʽis-i nemîka oldur ki,
Medîne-i Denizli mahallâtından Kayalık mahallesi sâkinlerinden iken hulûl-ı ecel-i
mevʽûdeyle fevt olan Hacı Ali bin Polad ve Hacı Mehmed’in verâseti zevce-i menkûha-yı
metrûkaları Fatma bint-i İbrâhîm ve Habîbe bint-i Abdullah nâm hâtunlar ile sulbî kebîr
oğlu Ali ve sagîr Mehmed ve kebîre kızları Âişe ve Ümmühân ve sagîre Hatîce’ye baʽ-
del-inhisâr merkûme Fatma bint-i İbrâhîm nâm hâtun tereke-i müteveffâ-yı merkûmdan
hisse-i ʻırsiyyesi ve mehr-i mü’ecceli ve bâ-hüccet-i şerʽiyye nafaka-yı mefrûza-yı mu-
kadderesi mukâbilinde bi’t-terâzi ahz u kabz eylediği emlâk ü eşyâ ve zimemât defteridir
ki ber-vech-i âtî ʻale’l-esâmî zikr ü beyân olunur.
Hurrire fi’l-yevmi’l-ʻışrîn min Rebîü’l-evvel sene sebʽa ve mie’teyn ve elf (1207)
[5 Kasım 1792]

Gurûş
Yayı bağı (ber) vech-i tahmîn dönüm 3 300
Debbağzâde Mustafâ Ağa’dan 550
Bakır kab 25 25
Cedîd yorgan 10
Kebîr güğüm 5
890
Minder ʽaded 2 4
Beden-i sincab kürk 10
Yasdık ʽaded 2 3
Selvi sandık 3
Deve oğlundan 165
1075
Sanduklılı Osmân Ağa’dan gurûş 560 560
Tuz bazârında dükkân yeri 100
Arpa kîle 10 30
Fakı hocadan 80
Hacı Yûsuf oğlu Molla Süleymân 355
(Cemʻân Yekûn) 2200

218
V. 65/a, h. Belirtilmemiş
Konusu: Denizli’de Kayalık mahallesinde sâkin iken vefât eden Hacı Ali Ağa bin
Polad ve Hacı Mehmed Ağa’nın mirâsından kızlarına kalan eşyâyı gösterir tereke kaydı.

Bâʽis-i nemîka oldur ki,


Medîne-i Denizli mahallâtından Kayalık mahallesi sâkinlerinden iken hulûl-ı ecel
mevʽûduyla fevt olan Hacı Ali bin Polad ve Hacı Mehmed’in verâseti zevce-i menkû-
ha-yı mertûkaları Fatma bint-i İbrâhîm ve Habîbe bint-i Abdullah nâm hâtunlar ile sulbî
kebîr oğlu Ali ve sagîr Mehmed ve kebîre kızları Âişe ve Ümmühân ve sagîre Hatîce’ye
baʽde’l-inhisâr-ı merkûme Âişe hâtun tereke-i müteveffâ-yı merkûmdan hisse-i ʻırsiyesi
mukâbilinde bi’t-terâzi ahz u kabz eylediği emlâk ü eşyâ ve zimemât defteridir ki ber-ve-
ch-i âtî ʻale’l-esâmî zikr ü beyân olunur.
Hurrire fî’l-yevmi’l-ʻışrin min Rebîü’l-evvel sene sebʽa ve mie’teyn ve elf (1207)
[5 Kasım 1792]

Gurûş
Bağçe der-kurb-i câmiʽ ber-vech-i tahmîn dönem 8 1000
Bakır kab 25 25
Sandık 3
Arpa kîle 10 30
1058
Hacı Yûsuf oğlu Molla Süleymân’dan 1000
Bir kıtʽa bağçe değirmen kurbünde 150
Kalʽa içinde berber dükkânı 100
Pekdemir oğlundan 145
Cemʽân yekûn
2453
İki bin dört yüz elli üç gurûşdur, sahh
V. 65/a, h. 104
Konusu: Denizli’de Delikliçınâr mahallesinde Kısmetli el-Hâc Hüseyin’in inşâ ettir-
diği mescid-i şerîfte imâm olan el-Hâc Mustafâ Halîfe’nin tecdîd edilen berâtının sûreti.

Medîne-i Denizli mahallâtından Delikliçınâr mahallesinde vâkiʽ Kısmetli el-Hâc


Hüseyin nâm sâhibü’l-hayrın binâ eylediği mescid-i şerîfde yevmî nîm akçe vazîfe ile
imâm olan erbâb-ı istihkâkdan işbu râfîʽ-i tevkîʽ-i refî’ü’ş-şân-ı hâkânî Kısmetlizâde
el-Hâc Mustafâ Halîfe bi’l-fiʻîl berât-ı şerîfle mutasarrıf olub lâkin baht-ı ʻâlî-i taht-ı
Osmânî üzere cülûs-ı hümâyûn-ı meymenet-makrûnum vâkiʽ olmağın dersaʽâdetimden
yedine müceddeden berât-ı şerîf-i ʻâlişânım verilmek bâbında yedinde olan ʽatîk berâtı

219
mûcebince ʽinâyet taleb etmeğin vech-i meşrûh üzere sadaka edüb bu berât-ı hümâyûnu
verdim ve buyurdum ki,
Baʽde’l-yevm merkûm Kısmetlizâde es-Seyyid el-Hâc Mustafâ varub zikr olunan
mescid-i şerîfde kemâfi’l-evvel imâm olub hizmet-i lâzımesi merʽi ve müʻeddî kıldıktan
sonra yevmî nîm akçe vazîfesiyle mutasarrıf olub vâkıfın rûhu ve devâm-ı ömr-i devletim
içün duʽâya müdâvemet göstere şöyle bileler ʽalâmet-i şerîfe iʽtimâd kılalar.
Tahrîren fî’l-yevmi’s-sâmin-i ʽaşer şehr-i Şaʻbânü’l-muʻazzam sene erbaʽa ve mie’teyn
ve elf (1204) [31 Mart 1793]
Kostantiniyye el-Mahrûse

V. 65/b, h. 105
Konusu: Denizli ve tâbi kazâlarının ‘avârız ve nüzûl vergilerinin toplanması husû-
sunda fermân sûreti.

Kıdvetü’l-kuddât ve’l-hükkâm maʽdenü’l-fazl ve’l-kelâm Mevlânâ Denizli kadısı


zîde fazluhu tevkîʽ-i refî’-i hümâyûn vâsıl olucak maʽlûm ola ki,
Hazîne-i ʻâmirem defterleri mûcebince Arpa emîni ocaklıklarından Kütâhiyye san-
cağında vâkiʽ Denizli ve tevâbiʽî kazâlarının üç yüz seksen ve bir buçuk subʻ ʽavârız ve
üç yüz doksan altı ve bir buçuk subʻ bedel-i nüzûlhâne senevî dört bin beş yüz doksan
buçuk gurûş kırık üç akçe maktûʽ mâlları olub bin iki yüz yedi senesine mahsûben cemʽ u
tahsîl lâzım gelmeğin derʽuhde olunub yedine mühürlü ve nişânlu mevkûfât defteri sûreti
verilmeğin imdi mûcebince cemʽ u tahsîl etdirilmek fermânım olmuşdur buyurdum ki,
Hükm-i şerîfimle mübâşir-i mezbûr vardıkda bu bâbda sâdır olan emrim üzere ʽamel
edüb dahî sene-i mezbûra mahsûb olmak üzere kazâ-yı mezbûrun ol mikdâr ʽavârız ve
bedel-i nüzûlhânelerinin senevî dört bin beş yüz doksan buçuk guruş kırk üç maktûʽ mâlları
irsâl olunan mühürlü ve nişânlu mevkûfât defteri sûreti mûcebince yerlü yerinden cemʽ u
tahsîl ve emîn-i mûmâileyh tarafına edâ ü teslîm etdirdüb hilâf-ı emr ü defter kimesneye
taʽallul u muhâlefet etdirmeyesin hîn-i tahsîlde alınan akçeyi hazîne-yi ʽâmireye alındığı
vech üzere aldırub bundan ziyâde ve noksân alınmaya ve aldırmayasın kesr-i defterden ve
naks-ı hâneden fermânımdan ziyâde mütâlebesiyle rencîde u taʽaddî etdirmeyesin şöyle
bilesin ʽalâmet-i şerîfe iʽtimâd kılasın.
Tahrîren fî’l-yevmi’s-sâdis-i ʽaşer Şevvâl sene sitte ve mie’teyn ve elf (1206) [7
Haziran 1792]
Kostantiniyye el-Mahrûse

220
V. 65/b, h. 106133
Konusu: Denizli ve tâbi kazâlarının ‘avârız ve nüzûl vergilerinin toplanması husû-
sunda fermân sûreti.

Kıdvetü’l-kuddât ve’l-hükkâm maʽdenü’l-fazl ve’l-kelâm Mevlânâ Denizli kadısı


zîde fazluhu tevkîʽ-i refîʽ-i hümâyûn vâsıl olucak maʽlûm ola ki,
Hazîne-yi ʽâmirem defterleri mûcebince Arpa emîni ocaklıklarından Kütâhiyye
sancağında vâkiʽ Denizli ve tevâbiʽî kazâlarının üç yüz seksen ve bir buçuk subʻ ʽavârız
ve üç yüz doksan altı ve bir buçuk subʻ bedel-i nüzûlhâne senevî dört bin beş yüz doksan
gurûşun kırk üç akçe maktûʽ mâlları olub bin iki yüz yedi senesine mahsûben cemʽ u
tahsîl lâzım gelmeğin derʽuhde olunub yedine mühürlü ve nişânlu mevkûfât defteri sûreti
verilmeğin imdi mûcebince cemʽ u tahsîl etdirilmek fermânım olmuşdur buyurdum ki,
Hükm-i şerîfimle mübâşir-i mezbûr vardıkda bu bâbda sâdır olan emrim üzere ʽa-
mel edüb dahî sene-i mezbûra mahsûb olmak üzere kazâ-yı mezbûrun ol mikdâr ʽavârız
ve bedel-i nüzûlhânelerinin senevî dört bin beş yüz doksan buçuk gurûş kırk üç akçe
maktûʽ mâlları irsâl olunan mühürlü ve nişânlu mevkûfât defteri sûreti mûcebince yerlü
yerinden cemʽ u tahsîl ve emîn-i mûmâileyh tarafına edâ ü teslîm etdürüb hilâf-ı emr-i
defter kimesneye taʽallül u muhâlefet etdirmeyesin hîn-i tahsîlde alınan akçeyi hazîne-yi
ʽâmireme alındığı vech üzere aldurub bundan ziyâde ve noksân alınmaya ve aldırmayasın
kesr-i defterden ve naks-ı hâneden ve fermânımdan ziyâde mütâlebesiyle rencîde u taʽaddî
etdirmeyesin şöyle bilesin ʽalâmet-i şerîfe iʽtimâd kılasın.
Tahrîren fî’l-yevmi’s-sâdis-i ʽaşer Şevvâl sene sitte ve mie’teyn ve elf (1206) [7
Haziran 1792]
Kostantiniyye el-Mahrûse

V. 65/b, h. 107
Konusu: Denizli’de Feslikân mahallesinde bulunan mescid-i şerîfte mü’ezzin olan
es-Seyyid Molla Ömerzâde’nin tecdîd edilen berâtının sûreti.
Nişân-ı şerîf-i ʽâlişân-ı sâmi-mekân-ı Sultân-ı tuğrâ-yı garrâ-yı cihân-sitân-ı hâkânî
hükmü oldur ki,
Bin iki yüz üç senesi Receb-i şerîfinin on birinci günü taht-ı ʽâli-baht-ı Osmânî üzere
cülûs-ı hümâyûn-ı meymenet makrûnum vâkiʽ olub ʽumûmen tecdîd-i berevât olunmak
fermânım olmağın binâ’en ʻale-zâlik medîne-yi Denizli’de Feslikân mahallesinde vâkiʽ
es-Seyyid Molla Ömerzâde ashâb-ı hayrâtdan Hacı Mehmed bin Mustafâ evkâfı mahsû-
lünden almak üzere yevmî iki akçe vazîfe ile câmiʽ-i şerîfinde mü’ezzin olan işbu râfiʽ-i
tevkîʽ-i refî’ü’ş-şân-ı hâkânî Şeyh Süleymân bin Mustafâ zîde salâhu yedinde olan ʽatîk

133 [Ç. N.] Bu hükmün içeriği, bir önceki (105 numaralı) hüküm ile aynıdır.

221
berâtın dersaʽâdetime getirüb tecdîdin ricâ etmeğin hakkında mezîd-i ʽinâyet-i pâdişâhâ-
nem vücûda getirüb ʽatîk berâtı mûcebince târîh-i mezbûrdan müceddeden bu berât-ı
hümâyûnu verdim ve buyurdum ki,
Mezbûr Şeyh Süleymân bin Mustafâ zîde salâhu varub üslûb-ı sâbık üzere câmiʽ-i
şerîf-i mezkûrda mü’ezzin olub edâ-yı hizmet eyledikden sonra taʽyîn olunan yevmî iki
akçe vazîfesin evkâf-ı mezbûre mahsûlünden mütevellîsi olanlar yedinden alub mutasarrıf
ola şöyle bileler ʽalâmet-i şerîfe iʽtimâd kılalar.
Tahrîren fî’l-yevmi’t-tâsiʻ Cemâziye’l-evvel sene sitte ve mie’teyn ve elf (1206) [4
Ocak 1792]
Kostantiniyye el-Mahrûse

V. 66/a, h. 108
Konusu: Pamuk mukâtaʻasından toplanacak olan vergilerin düzene konulması
husûsunda fermân sûreti.

Mefâhirü’l-kuddât ve’l-hükkâm meʽâdinü’l-fezâ’il ve’l-kelâm Mağnisa ve Tire ve


ol havâlîde vâkiʽ kazâların kadıları ve nâ’ibleri zîde fazluhûm ve mefâhirü’l-emâsil ve’l-
akrân mütesellimler zîde mecduhum ve mefâhirü’l-emâsil ve’l-akrân aʻyân ve zâbitân ve
iş erleri zîde kadruhum tevkîʽ-i refîʽ-i hümâyûn vâsıl olucak maʽlûm ola ki,
Seyyidetü’l-muhadderât iklîletü’l-muhassenât-ı tâcü’l-aʻlâ ve’s-saʽâdât hemşîre-i
muhteremim Şâh Sultân dâmet ismetuhâ ve zâdet ʽiffetuhânın kethüdâsı iftihârü’l-emâcid
ve’l-ekârim hâcegân-ı dîvân-ı hümâyûnumdan İbrâhîm dâme mecduhu takdîm eylediği
takrîri mefhûmunda bu defʽa hatt-ı hümâyûn-ı şevket-makrûnum ile ʽuhde-i iltizâmına
ihâle kılınan penbe mukâtaʽasının mülhakâtından Mağnisa ve Tire kazâları derûnunda nesc
ü iʽmâl olunan penbe alacasıyçün iktizâ eden penbe ve rişte-yi penbe destgâh-ı ashâbının
ekserî Pazâr günlerinde nisvân u sıbyân tâ’ifelerinden rüsûmât-ı mîrîyyeyi tahsîl eylemek
emr-i asîr olduğundan bahisle mukâtaʽa-yı mezkûrenin şîrâze-i nizâmını istihkâm zımnında
zikr olunan kazâlarda kâ’in penbe alacasının rüsûmat-ı mîrîyyesi destgâh ashâbı tarafından
şurût-ı nizâm-ı cedîd üzere penbe emîni tarafına edâ etdirilmek üzere emr-i şerîfim sudûrunu
tahrîr ü istidʽâ etmeğin kuyûda lede’l-mürâcaʻa zamân-ı zabt-ı Rebîü’l-âhir gurresinde
olan memâlik-i mahrûse penbe ve rişte-yi penbe mukâtaʽasından nefs-i İslambol ve Rumili
ve Anadolu iskelelerinde ve kasâbat u kurâlar ile İzmir ve Siroz tarafları kâffe-i tevâbiʽ
ve levâhıkıyla iki yüz yedi senesi Rebîü’l-âhiri gurresinden [16 Kasım 1792] iʽtibâr ile
iki sene mûmâleyhe cânib-i mîrîden derʻûhde ü il(ti)zâm olunub yedine berât-ı şerîfim
verildiği ve zikr olunan mahallerde vâkiʽ iskeleler ve berrî ve bahrî vesâ’ir mahallerinde
bazâr içinde fürûht olunan penbenin her vukiyyesinden maʻa zamm birer para ve rişte-yi
penbeden ikişer para müceddeden resm olunmak üzere karâr verdildiğine binâ’en resm-i
mezkûr bâyiʻ tarafından mîrîyçün ahz u tahsîl olunmak ve iştirâ edenlerin gerek Müs-
lümân ve gerek kefere emînin tezkiresiyle iştirâ edüb emînin edâ tezkeresi olmadıkça

222
iskele ve sâ’ir mahallerden gerek Müslümân ve gerek kefere sefînelerine vazʽ u tahmîl
olunmamak ve yük bağlanmamak ve penbe ashâbından mücerred resmin vermemek içün
birer bahâne ile muʽayyen olmayan baʻzı mahfî mahallerden imrâr edenler ele girdikde
ikişer kât resm-i mîrîleri zecren tahsîl olunmak ve mukâtaʽa-yı mezkûra müceddeden
nizâm verilüb resm-i mezkûr vâridât-ı mukarrere mîrîye tahtına idhâl olunub bir akçesinin
kesr u noksânına bir dürlü mesâğ ü cevâz olmamağla vakte’n-mine’l-evkât ve sebeben
mine’l-esbâb şurût-ı nizâmının bir vechiyle tebdîl u tağyîrine müsâʽade olunmamak ve
mukâtaʽa-yı mezbûrenin şirâze-i nizâm intizâmının feshini ve bir tarîkle kesr-i vâridâtını
mûcib hâlâta cesâret edenler olur ise mâl-ı mîrînin kesr u taʽtîline sebeb olduklarıyçün
maʽrifet-i şerʽ ile muhkem te’dîb olunmak ve ümenânın şükr ü şikâyeti müsemmir ve
mü’essir olub nizâm-ı mukâtaʽa-yı mûceb-i mûcib istidʻâ eylediği ve evâmir-i şerîfem
ısdâr ü irsâl olunmak nizâm-ı cedîd şurûtunda mukayyed olmağla ber-mûceb-i şurût
nizâm-ı cedîd ʽamel olunmak fermânım olmağın hâssaten işbu emr-i celîlü’ş-şânım ısdâr
ve ( ) ile irsâl olunmuşdur.
İmdi vusûlünde siz ki kuddât ve nüvvâb ve mütesellim ve aʻyân ve zâbitân ve iş
erlerisiz ber-vech-i muharrer keyfiyyet maʻlûmunuz oldukda muktezâ-yı emr-i şerîfim
üzere ʽamel ü hareket ve hilâfından begâyet tevakkî ü mübâʽadet eylemeniz bâbında
fermân-ı ʽâlîşânım sâdır olmuşdur buyurdum ki,
Hükm-i şerîfimle vardıkda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr olan işbu
emr-i şerîf-i celîlü’ş-şân-ı vâcibü’l-ittibâʽ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı itâʽat-makrû-
nuyla ʽâmil olub hilâfıyla vazʽ ü hareketden her biriniz begâyet ihtirâz ü ictinâb eyleyesiz
şöyle bilesiz ʽalâmet-i şerîfe iʽtimâd kılasız.
Tahrîren fî’l-yevmi’s-sâdis Rebîü’l-evvel sene sebʽa ve mie’teyn elf (1207) [22
Ekim 1792]
Kostantiniyye el-Mahrûse
V. 66/a, h. 109
Konusu: Pamuk mukâtaʻası ürünlerinden alınacak vergileri gösterir defter sûreti.

Defter oldur ki,


Bu defʽa müceddeden tanzîm ile cânib-i mîrîden Şâh Sultân ʻaliyyeti’ş-şân hazretleri-
nin kethüdâ-yı ʽâlicâhları hâcegân-ı dîvân-ı hümâyûndan saʽâdetlü İbrâhîm Efendi ʽuhde-i
iltizâmına ihâle buyrulan memâlik-i mahrûse penbe ve rişte mukâtaʽası mülhakâtından
Mağnisa ve Tire kazâlarında nesc ü iʽmâl olunan penbe alacasıyçün nisvân u sıbyânın bazâr
içinde destgâh ashâbına birer ve ikişer vukiyye fürûht edegeldikleri ve rişte-i penbeden
mâl-ı mîrînin cemʽ u tahsîlinde kemâl-i ʽusret derkâr ve bir vechile husûlpezîr olmayacağı
bedîdâr olmakdan nâşî rüsûmât-ı mîrîyyenin destgâh ashâb-ı taraflarından şurût-ı nizâm-ı
cedîd mûcebince cemʽ u tahsîl olunmak bâbında sâdır buyrulan emr-i ʽâlişân-ı mantûku
üzere bâ-maʻrifet-i şerʽ ve kethüdâ-yı Sultân-ı müşârü’n-ileyhâ tarafından işbu bin iki
yüz yedi senesi Rebîü’l-âhiri gurresinden [16 Kasım 1792] zabt eylemek üzere taʽyîn u

223
tahsîs olunan penbe emîni fahrü’l-emâsil ve’l-akrân Hacı Ömer Efendi kulları ve cümle
maʽrifetleriyle fimâ-baʽd Mağnisa ve Tire kazâları misüllü mukâtaʽa ve Denizli muhtevî
olduğu nefs-i Denizli ve Gököyük ve Ezîne ve Çehârşenbe kazâları bazâr râyicinde fürûht
olunan rişte-i penbeden resm-i mîrî mütâlebe olunmamak üzere nesc ü iʽmâl olunan
boğası ve donluk ve bez ve astar ve peştemâl ve yasdık yüzünden rüsûmât-ı mîrîyyeleri
ber-mantûk-ı emr-i ʽâlişân destgâh ashâbı tarafından cânib-i mîrîyçün emîn-i mûmâileyh
Hacı Ömer Efendi tarafına edâ ü teslîme vücûh-ı ahâlî müteʽahhid olmalarıyla berâ-yı
sened emîn-i mûmâileyh yedine iʽtâ olunan defterdir ki ber-vech-i âtî zikr olunur.
Tahrîren fî’l-yevmi’l-ʻışrîn fî Rebîü’l-âhir sene sebʽa ve mie’teyn ve elf (1207) [5
Aralık 1792]

Akçe
Penbe boğasısından 2
Penbe donluğundan 2
Penbe bezden 2
Penbe astârdan 2
Penbe peştemâlden 1
Penbe yasdık yüzünden 1

Hurrire be-maʻrifeti’l-aʻyân ve vücûhü’l-ahâlî


Es-Seyyid Ebûbekir el-müvellâ-yı hilâfe be-medîne-i Denizli
nemmakahü’l-fakîr ileyhi ʻizze şanühu
gafere lehu

V. 66/b, h. 110
Konusu: Denizli’de bulunan Gazalcı Hânı’ın satışı husûsunda hüccet sûreti.

Medîne-i Denizli mahallâtından Horsolaz mahallesi sâkinlerinden es-Seyyid Mehmed


bin Ahmed nâm kimesne meclis-i şerʽ-i şerîf-i lâzımü’t-teşrîfde yine medîne-i mezbûre
mahallâtından Feslikân mahallesi sâkinlerinden işbu bâʽisü’l-vesîka Hacı Mehmed bin
Halîl nâm kimesne muvâcehesinde üzerine daʻvâ ve takrîr-i kelâm edüb yine Denizli
kalʽası derûnunda vâkiʽ sûkda kâ’in maʽlûmetü’l-hudûd ve’l-müştemilât Gazalcı Hânı
demekle maʽrûf mutasarrıf olduğum binâsı mülk hânımı bundan akdem merkûm Hacı
Mehmed’e dört bin beş yüz gurûş iki kıtʽa hüccet mantûkunca beyʽ ü temlîk ü teslîm ve
kabz-ı semen etmişdim ancak beyʽ-i mezkûr tehdîdini îkâʽa kâdir müteveffâ Serdâr oğlu
Ali Ağa nâm mütegallibenin beyʽ üzerine cebr ü ikrâhıyla tagayyür ve gıybete makrûn
olmağla beyʽ-i mezkûru ikâle murâdımdır dedikde gıbbe’s-su’âl merkûm Hacı Mehmed
beyʽ-i mezkûr cebr ü ikrâh ve tağyîr ve gıybetinden ʽârî beyʽ-i bât-ı sahîh-i şerʽ ve se-

224
men-i misli ile vâkıʽa olub vechen mine’l-vücûh fesh ü ikâleyi mûcib değil iken bundan
beş sene mukaddem ber-vech-i meşrûh daʻvâ sadedinde olduğundan ʽakd-i mezbûrun
istihkâmıyçün benden yüz elli gurûş dahî bâ-vasat-ı müslimîn sulhen alub zimmetimi
ʽâmme-i deʻâvî ve kâffe-i eymân ve muhâsamâtdan ibrâʽ-yı âmm (ve) kâtıʽü’n-nizâʻ
ile ibrâ ve ıskât etmişdi deyü defʽa şerʽ ile mukâbele ve defʽa meşrûhîn-i ʽudûl-i ahrâr-ı
ricâl-i müslimînden Sipâhi oğlu İbrâhîm ve Çavuş oğlu Mustafâ ve sâ’irleri şehâdetle-
riyle baʻde’l-isbâti’ş-şerʽ iki kıtʽa fetvâ-yı şerîfe dahî ibrâz edüb nazar olundukda Zeyd-i
Amrun beyʽ ü teslîm etdiği hân içün takrîr-i daʻvâ edüb baʽdehu Amrun ile müsâlehâ ve
takrîr ile rev-i(?) hakkını ıskât ve hân-ı mezkûrede aslen ve katʻan ʻalâkam yokdur Amrun
mülküdür deyü ikrâr etdikden sonra Zeyd hân-ı mezbûru istirdâd içün takrîr ve gabn-ı
fâhiş-i deʻâvî eylese mesmûʽa olur mu? El-cevâb: Olmaz. Yine Zeyd mülk hânını Amr’a
beyʽ ü teslîm etdikden sonra nâdim olub beyʽi fesh murâd etdikde Amr Zeyd’e şu kadar
akçe bedel verüb Zeyd Amr ile tâyıʻan sulh olub tâyıʻan kabz-ı bedel edüb hân-ı mezkûr
daʻvâsından Amrun zimmetini ibrâ etdikden sonra Zeyd’e mücerred beyʽ-i sâbık ikrâh-ı
muʽteber ile olmuşidi deyü hân-ı mezkûru Amr’dan istirdâda kâdir olur mu? El-cevâb:
Olmaz, deyü buyrulmağın mûceblerince müddeʻî-i mezbûrun bi-vech-i şerʽ muʽârazasına
adem-i iltifât birle maʻa-vakʻa bi’t-taleb ketb olundu.
Tahrîren fî gurre-i Cemâzîye’l-evvel sene sebʽa ve mie’teyn ve elf (1207) [15 Aralık
1792]

V. 66/b, h. 111
Konusu: Denizli mukâtaʻasının serbestiyet üzere hâs olarak idâre edileceğini bil-
diren fermân sûreti.

Düstûr-ı mükerrem müşîr-i mufahham nizâmü’l-ʽâlem müdebbir-i umûrü’l-cumhûr


bi’l-fikri’s-sâkıb mütemmim-i mehâmü’l-enâm bi’r-re’yi’s-sâ’ib mümehhid-i bünyâ-
nü’d-devle ve’l-ikbâl müşeyyid-i erkânü’s-saʽâde ve’l-iclâl el-mahfûf-ı bi-sunûf-ı ʽavâtı-
fi’l-meliki’l-aʽlâ Kütâhiyye vâlisi vezîrim el-Hâc Ali Paşa edamallahu teʽâlâ iclâluhu ve
mefâhirü’l-kuddât ve’l-hükkâm meʽâdinü’l-fezâ’il ve’l-kelâm Denizli ve tevâbiʽ mukâtaʽası
_ vâkiʽ olan kazâların kadıları ve nâ’ibleri zîde fazluhûm tevkîʽ-i refîʽ-i hümâyûn vâsıl
olucak maʽlûm ola ki,
Kütâhiyye sancağında vâkiʽ hashâ-yı Denizli nâm-ı diğer Lazkiyye ve tevâbiʽ
mukâtaʽası müştemil olduğu nefs-i Lazkiyye ve Ezîne-i Lazkiyye ve Çehârşenbe-i Laz-
kiyye ve Honaz ve Gököyük nâm beş ʽaded kazâhâ ve mülhâkâtından olan Karakoğa
ve Çiftlik (ve) Karahayıt ve Hân-ı kebîr ve dekâkîn ile maʻan iki yüz yedi senesi Mart’ı
ibtidâsından seyyidetü’l-muhadderât iklîletü’l-muhassenât tâcü’l-mestûrât-ı safiyye-
tü’s-sıfât-ı refîʽatü’d-derecât zâtü’l-aʻlâ ve’s-saʽâdât vâlidem sultân dâmet ʽismetuhâ ve
zâdet ʽiffetuhânın tarafından müstakilen serbestiyyet vechile zabt olunmak üzere Rişvân
mukâtaʽası bedeli hâs tertîb u taʽyîn olunub ve havâss-ı selâtîn-i ismetkarîn ezmine-i
sâbıkada olduğu misüllü mefrûzü’l-kalem ve maktûʻü’l-kadem min külli’l-vücûh serbest

225
olmak kânûn-ı kadîm olub ol vechile zabt olunugelmeğin vâliler ve sancak mutasarrıfları ve
ümerâlu taraflarından devir nâm ve kaftân bahâ ve rikâbiyye ve kudümiyye vesâ’ir bir dürlü
tekâlîf mütâlebesiyle ahâlî ü reʻâyâyı rencîde olunmamaları şurût-ı serbestiyyetlerinden
olub mukâtaʽa-yı mezkûre serbestiyyet vechile bâ-hatt-ı hümâyûn-ı şevket-makrûn sene-i
merkûme Mart’ından ber-vech-i hâs müşârü’n-ileyhâ tarafından zabt u rabt olunmak üzere
hâs taʽyîn olunmağla şurût-ı serbestiyyet mûcebince ʽamel ü hareket olunmak fermânım
olmağın işbu emr-i ʽâlîşânım ısdâr ve ( ) ile irsâl olunmuşdur.
İmdi sen ki vezîr-i müşârü’n-ileyhsin bi’l-âhire bast ü beyân olunduğu üzere livâ-yı
mezbûrede vâkiʽ hashâ-yı Denizli nâm-ı diğer Lazkiyye ve tevâbiʽ mukâtaʽası mülhakâtıyla
maʻan iki yüz yedi senesi Mart’ı ibtidâsından vâlide-yi muhteremim müşârü’n-ileyhâ
tarafından müstakilen serbestiyyet vechile zabt olunmak üzere Rişvan mukâtaʽası be-
del-i hâss tertîb u taʽyîn olunduğu ve öteden berü havâss-ı selâtîn-i ʻismetkarîn ezmine-i
sâbıka olduğu misüllü mefrûzü’l-kalem ve maktûʻ kadem min-külli’l-vücûh serbestiyyet
olmak kânûn-ı kadîm ve ol vechile zabt olunagelmekle vâliler ve sancak mutasarrıfları
ve ümerâ-yı livâ ve mütesellimler taraflarından devr nâm ve kaftân bahâ ve rikâbiyye ve
kudûmiyye ve sâ’ir bir dürlü tekâlîf mütâlebesiyle ahâlî ü reʻâyâyı rencîde olunmamaları
vechile himâyet ü siyânet olunmaları şartıyla sene-i merkûme Mart’ı ibtidâsından zabt u
rabt olunmak üzere hâss taʻyîn olunduğu maʻlûmun oldukda mukâtaʻa-yı mezkûru müşâ-
rü’n-ileyhâ tarafından nasb olunan voyvodasının zabt u rabtına ferd-i ferîdeden kimesneye
müdâhale (V. 67/a) ve taʻaddî etdirilmemek ve ahâlî ü reʻâyâsı muʻâfiyet ve serbestiyyetine
mugâyir nesne mütâlebesiyle ve vâride ve nâ’ile olan tekâlîf-i sâ’ireden hisse tarh ü tevzîʻ
ile rencîde olunmamağa bezl-i cell-i himmet ve sarf-ı küll-i miknet eyleyesin ve siz ki
kuddât ve nüvvâb-ı mûmâileyhümâsız sizler dahî mûcib-i emr-i şerîfimle ʻamel ü hareket
eylemeniz bâbında fermân-ı ʻalişânım sâdır olmuşdur buyurdum ki,
Hükm-i şerîfimle vardıkda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr olan
işbu emr-i şerîf celîlü’ş-şân-ı vâcibü’l-ittibâʻ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı itâʻat
makrûnuyla ʻâmil olub hilâfıyla bir ferde vazʻ u harekete katʻan rızâ ü cevâz göstermeyesiz
şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız.
Tahrîren fî’l-yevmi’s-sâmin şehr-i Rebîü’l-âhir sene sebʻa ve mie’teyn ve elf (1207)
[23 Kasım 1792]
Kostantiniyye el-Mahrûse

V. 67/a, h. 112
Konusu: Denizli mukâta’sından toplanan vergilerin düzene koyulması husûsunda
fermân sûreti.

Düstûr-ı mükerrem müşîr-i mufahham nizâmü’l-ʻâlem müdebbir-i umûrü’l-cumhûr


bi’l-fikri’s-sâkıb mütemmim-i mehâmmü’l-enâm bi’r-re’yi’s-sâ’ib mümehhid-i bünyâ-
nü’d-devle ve’l-ikbâl müşeyyid-i erkânü’s-saʻâde ve’l-iclâl el-mahfûf-ı bi-sunûf-ı ʻavâtı-

226
fi’l-meliki’l-aʻlâ Anadolu vâlisi vezîrim ( ) Paşa edamallahu teʻâlâ iclâlehu ve mefâhi-
rü’l-kuddât ve’l-hükkâm maʻdenü’l-fezâ’il ve’l-kelâm Denizli mukâtaʻasının hâvî olduğu
kazâların kadıları ve nâ’ibleri zîde fazluhum ve kıdvetü’l-emâcid ve’l-aʻyân mukâtaʻa-yı
mezbûre voyvodası zîde mecduhum tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Hâlâ vâlide-i muhterem kethüdâsı iftihârü’l-ümerâ ve’l-ekâbir Yûsuf dâme-ʻuluv-
vuhunun rikâb-ı müstetâbıma takdîm eylediği takrîr-i mefhûmunda vâlidem sultân müşâ-
rü’n-ileyhânın havâssından senevî kırk beş bin iki yüz yirmi buçuk gurûş mâl-ı mîrî ve
dokuz bin kırk dört gurûş kalemiyye muzâʻaf ile mukayyed olan Rişvân hâssı reʻâyâsının
bir mikdârı göçer ekrâdı taʻbîr olunur eyyâm-ı sayfiyyede yaylaklarına ve hengâm-ı şitâ-
da kışlaklarına âmedşud eder tâ’ifeden ve bir mikdârı dahî yerlü ekrâdı demekle maʻrûf
Hısn-ı mansûr ahâlîsinden ʻibâret olub cümlesi ekrâd-ı mefsedetnihâd ve kâffesi eşkıyâ-yı
tuğyânnijâd olmak mülâbesesiyle mecmûʻu katl-i nüfûs ve sefk-i dimâ’ ve hetk-i aʻrâz
ve katʻ-i tarîk ve nehb-i emvâl misüllü hâlât-ı reddiye ile me’lûf ve her biri envaʻ-yı
şekâvet ile mevsûf olduklarından başka üzerlerine edâsı lazım gelen emvâl-i mîrîye ve
kalemiyyelerini edâdan istinkâf ve sülûk-ı şâhrâh-ı tuğyân ile ittisâf eylediklerine mebnî
vesâ’ir ʻilel ve esbâba mübtenî hâss-ı mezkûrun vâlidem sultân-ı müşârü’n-ileyhâya hâss
olmağa tahammülü olmayub beher hâl ʻuhde-i vâlidem sultân-ı müşârü’n-ileyhâdan fekk
ve refʻ birle cânib-i saltanat-ı seniyyemden zabt ü idâre etdirilmeğe muhtâc ve kuvve-i
kâhire-i hüsrevânem ile kaviyyü’l-iktidâr kimesnelere ihâle ve eşkıyâ makûleleleri defʻ
ü izâle ve sûret-i nizâmını istihsâl ile reʻâyâları semt-i itâʻate imâle etdirildiği sûretde
hâss-ı mezkûreden menâfiʻ-i kesîre husûlü melhûz olacağına mebnî hâss-ı mezbûr cânib-i
mîrîden zabt olunmak üzere ʻuhde-yi vâlidem müşârü’n-ileyhâdan refʻ ve âna bedel mü-
teveffâ Hasan Paşa mahlûlünden cânib-i darbhâne-i ʻamiremden zabt olunan Kütâhiyye
sancağında Denizli nâm-ı diğer Lazkiyye ve tevâbiʻ mukâtaʻası hâss tertîb ve taʻyîn olunub
Denizli mukâtaʻasının eğerçi on dokuz bin dört yüz altmış iki buçuk gurûş mâl-ı mîrî ve
bin dokuz yüz kırk altı gurûş kalemiyyesi olub lâkin fâ’iziyle hâsılat-ı Rişvân mukâtaʻası
hâsılatına müsâvi olmak mülâbesesiyle vâlidem sultân müşârü’n-ileyhânın vâridâtına
mûcib-i tedennî olmayacağından başka zikr olunan Denizli mukâtaʻasının mâl-ı mîrîsi
zikr olunduğu vechile on dokuz bin dört yüz altmış iki buçuk gurûş olmak ve Rişvân
mukâtaʻasının mâlı kırk beş bin iki yüz yirmi buçuk gurûş olmak hasebiyle mâl-ı mîrîden
yirmi beş bin yedi yüz elli sekiz gurûş senevî cânib-i mîrîye nefʻi olacağı zâhir ve bedîdâr
olmağla ber-vech-i muharrer Rişvân mukâtaʻası bin iki yüz yedi senesi Mart’ından ʻuhde-i
müşârü’n-ileyhâdan refʻ ve Rişvân mukâtaʻasının mâl-ı mîrî ve kalemiyyesi zikr olunan
Denizli nâm-ı diğer Lazkiyye mukâtaʻasından tahsîs birle Denizli mukâtaʻasının cânib-i
müşârü’n-ileyhâya Rişvân mukâtaʻası kalemiyyesi dokuz bin kırk dört gurûş olmağla
kalemiyye-i mezkûreye halel ve noksân târı olmamak içün Denizli mukâtaʻasına dahî
dokuz bin kırk dört gurûş kalemiyye takdîr ve tahsîs ve ol vechile Denizli nâm-ı diğer
Lazkiyye mukâtaʻası müştemilâtından olan Karakoğa ve hân-ı kebîr ve dekâkîn ile berâber
vâlidem sultân müşârü’n-ileyhânın ber-vech-i hâss ʽuhdesine yine kayd ve emr ü defteri ve
iktizâ eden mahallere ilm u haberleri verilmek bâbında kethüdâ-yı müşârü’n-ileyh Yûsuf
dâme ʽuluvvuhunun takrîri rikâb-ı hümâyûnuma lede’l-ʽarz mûcebince tanzîm olunmak
bâbında hatt-ı hümâyûn-ı şevket-makrûnum şeref-yâfte-i sudûr olmağla iktizâ eden ka-
yıdları baʻde’l-ihrâc takrîri mûcebince tanzîm olunmak bâbında fermân-ı ʽâlişânım sâdır

227
olmağın imdi iki yüz yedi senesi Mart’ından iʽtibâriyle şeref-yâfte-i sudûr olan mübârek
hatt-ı hümâyûn-ı şevket-makrûn ve fermân-ı ʽâlişânım Rişvân mukâtaʽası hâslıkdan refʽ
ve âna bedel hashâ-yı Denizli nâm-ı diğer Lazkiyye ve tevâbiʽ mukâtaʽası tertîb olunduğu
vechle cemîʻ mülhakâtıyla vâlidem sultân-ı müşârü’n-ileyhânın havâssından olmak üzere
maʻa muzâʽaf-ı kalemiyye tertîb u taʽyîn ve hâsslar kalemine kayd olunub sûret-i defteri ve
darbhâne-i ʽâmire ve sâ’ir iktizâ eden mâlikâne ve baş muhâsebe ve Haremeyn muhâsebesi
vergisine ve kalemiyye defterlerine ʻilm u haberleri ve Haremeyn mukâtaʽâtından Denizli
nâm-ı diğer Karakoğa mukâtaʽasının mâl-ı Haremeyn ve kalemiyyesi her sene vâlidem
sultân-ı müşârü’n-ileyhânın taraflarından teslîm-i hazîne-i Haremeyn olacağını hâvî iki
tarafa dahî aʽlâ-mahall emr-i şerîf ısdârı fermânım olmağın ezmân-ı sâbıkada olduğu mi-
süllü vâlidem sultânım müşârü’n-ileyhânın hâssları mefrûzü’l-kalem ve maktûʽü’l-kadem
min-külli’l-vücûh serbestiyyet olmağla Denizli mukâtaʽası dahî müştemilâtıyla taraf-ı
müşârü’n-ileyhâdan serbestiyyet üzere müstakilen zabt u rabt etdirilüb vüzerâ ve mîr-i
mirân ve mîrlivâ vesâ’ir134 ehl-i ʽörf tâ’ifesi taraflarından ahâlî ve reʻâyası bilâ-fermân
bir akçe ve bir habbe mütâlebesiyle rencîde ü remîde etdirilmeyüb cevr u taʽaddîleri menʽ
ü defʽ olunmak bâbında fermân-ı ʽâlişânım sâdır olmuşdur buyurdum ki,
Hükm-i şerîfim vardıkda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr olan işbu
emr-i şerîf-i celîlü’ş-şân vâcibü’l-ittibâʽ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı münîfi üzere
ʻâmil olub hilâfından ihtirâz ü ictinâb eyleyesiz şöyle bilesiz ʽalâmet-i şerîfe iʽtimâd kılasız.
Tahrîren fî’l-yevmi’l-hâmis-i ʻışrîn Rebîü’l-evvel sene sebʽa ve mie’teyn ve elf
(1207) [10 Kasım 1792]
Kostantiniyye el-Mahrûse

V. 67/b, h. Belirtilmemiş
Konusu: Denizli mukâtaʻasının serbestiyet üzere hâs olarak idâre edileceğini bil-
diren mektûbun sûreti.

Hâlâ Denizli kazâsı nâ’ibi ʽizzetlü fazîletlü efendi ve Denizli hâssı voyvodası ʽiz-
zetkarîn Mustafâ Ağa ve vücûh-ı ahâlî ve ihtiyârân vesâ’ir iş erleri baʽde’s-selâm inhâ
olunur ki,
Kethüdâlıkları hizmet-i celîlesiyle şerefyâb olduğumuz mehd-i ʽulyâ-yı saltanat-ı sıdk-ı
derhilâfet devletlü ʽinâyetlü velîniʻmet vâlide sultân ʽaliyyetü’ş-şân hazretlerinin havâss-ı
ʽaliyyelerinden Rişvân hâssı mukâtaʽası işbu bin iki yüz yedi senesi Mart’ı iʽtibârıyla
ʽuhde-i hazret-i müşârü’n-ileyhâdan refʽ ve tefkîk birle yerine sadr-ı esbâk-ı müteveffâ
Hasan Paşa mahlûlünden cânib-i darbhâne-yi ʽâmireden zabt ü idâre olunagelen Denizli
nâm-ı diğer Lazkiyye mukâtaʽası müştemilâtından olan Karakoğa ve Çiftlik-i Karahayıt
ve Hân-ı kebîr ve dekâkin ile berâber bâ-hatt-ı hümâyûn-ı şevket-makrûn cânib-i hazret-i
müşârü’n-ileyhâya hâs taʽyîn buyrulub hâss olduğunu hâvî ve sâ’ir havâss-ı ʽaliyyeden

134 [Ç.N.] İki kez yazılmıştır.

228
cârî (ve) mer’î olan şurût-ı serbestiyyet işbu Denizli hâssında dahî icrâ olunmasını muh-
tevî bir kıtʽa fermân-ı celîlü’l-ʻunvân-ı şeref-efzâ sudûr olub kitâbet hizmetimizde olan
hâcegân-ı dîvân-ı hümâyûndan Osmân Resmî Efendi yediyle ol tarafa irsâl olunmağla
mukâtaʽa-yı merkûm bi’l-cümle müştemilâtıyla ʽuhde-i hazret-i müşârü’n-ileyhâ efen-
dimize tahsîs kılınmış olduğu maʽlûmlarınız oldukda gerekdir ki hâss-ı mezbûru şurût-ı
serbestiyyetini nâtık sâdır olan emr-i celîlü’ş-şânda serd ü beyân kılınan şerâʻit-i mezkû-
renin sâ’ir havâss-ı ʽaliyyede cârî ü merʽî olduğu üzere işbu Denizli hâssında dahî icrâsı
husûslarında voyvodanız olan ağa-yı mûmâileyhin re’y ü irâdesine bir dürlü muhâlefet
ve mümânaʽât eylemeyerek sizler ki hâss-ı mezbûr ahâlî ü reʽâyâlarısız taraflarınızdan
dahî herhâlde infâz-ı emr-i ʽâlîye dikkat eylemeleriniz lâzıme-i zimmet ve mütehattim
ʽuhde-i gayretiniz olmağla hemân bu bâbda vücûhla ibrâz-ı gayret ve sadâkat ve izhâr-ı
itâʽat ve inkıyâda teşmîr-i sâʻid-i ihtimâm ü dikkat ve herhâlde voyvoda-yı mûmâileyhe
mutâbaʽât ü inkıyâd eyleyerek âʻidât-ı hazret-i müşârü’n-ileyhümânın bir akçesinin kesr ü
tedennîsi mûcib-i hâlâtdan gâyetü’l-gâye tevakkî ü mücânebet eyleyesiz ve siz ki nâ’ib ve
voyvoda-yı mûmâileyhâsız sizler dahî hâss-ı mezkûr ahâlî ü fukarâsını bi’l-cümle mezâlim
u taʽaddiyâtdan himâyet ü siyânet birle müşârü’n-ileyhâ efendimiz hazretleri taraflarına
isticlâb-ı daʻvât-ı hayriyye-i fukarâyı mûcib olur hâlâtın istihsâline rağbet ve kemâl-i sayʽ
ü dikkat eyleyerek hâss-ı mezbûrun ber-mantûk-ı emr-i ʽâlî şerâʻit-i serbestiyyetinin icrâ
olunması husûslarına ziyâde dikkat olunarak hâss-ı mezbûr hâsılâtının bir akçesine kesr
u noksân tertîbini müstevcib keyfiyetlerden begâyet tehâşi ü mücânebet eylemeleriniz
içün işbu buyruldu tahrîr u tastîrine mübâderet olunmuşdur inşâallahu teʽâlâ vusûlünde
gerekdir ki ber-minvâl-i meşrûh ʽamel ü hareket ve hilâfından gâyetü’l-gâye tevakkî ü
mübâʽadet eyleyesiz.
Fî 7 Rebîü’l-âhir sene (1)207 [22 Kasım 1792]
Yûsuf kethüdâ-yı hazret-i Sultân vâlide-i ʽaliyyetü’ş-şân

V. 67/b, h. 113
Konusu: Denizli mukâtaʻasının serbestiyet üzere hâs olarak idâre edileceğini bil-
diren mektubûn sûreti.

Şerâyiʽ-i şiʽâr Denizli ve tevâbiʽ mukâtaʽasının vâkiʽ olduğu kazâların kuddât ve


nüvvâbı fazîletlü efendiler zîde fazluhûm inhâ olunur ki,
Kütâhiyye sancağında vâkiʽ hashâ-yı Denizli nâm-ı diğer Lazkiyye ve tevâbiʽ
mukâtaʽasının müştemil olduğu nefs-i Lazkiyye ve Ezîne-i Lazkiyye ve Çehârşenbe-i
Lazkiyye ve Honaz ve Gököyük nâm beş ʽaded kazâhâ ve mülhakâtından olan Karakoğa
ve Çiftlik-i Karahayıt ve hân-ı kebîr ve dekâkin ile berâber iki yüz yedi senesi Mart’ı
ibtidâsından seyyîdetü’l-muhadderât tâcü’l-mestûrât safiyyetü’s-sıfât-ı refîʻatü’d-derecât-ı
zât-ı aʻlâ ve’s-saʽâdât vâlide sultân dâmet ʻismetuhâ ve zâdet ʽiffetuhânın taraflarından
müstakilen serbestiyyet ile zabt olunmak üzere Rişvân mukâtaʽası bedeli hâss tertîb
u taʽyîn buyrulub ve havâss-ı selâtîn-i ʻismetkarîn ezmine-i sâbıkada olduğu misüllü

229
mefrûzü’l-kalem ve maktûʽü’l-kadem min-küll-i vücûh serbest olmak kânûn olub zabt
olunagelmeğin vülât ü elviye mutasarrıfları ve ümerâ taraflarından devr nâmı ve kaftân
bahâ ve rikâbiyye ve kudûmiyye ve sâ’ir bir dürlü tekâlif mütâlebesiyle ahâlî ü reʽâyâyı
rencîde olunmamaları şurût-ı serbestiyyetlerinden olmağla şeref-yâfte-i sudûr olan hatt-ı
hümâyûn-ı şevket-makrûn mûcebince sene-i merkûme Mart’ından ber-vech-i hâss müşâ-
rü’n-ileyhâ hazretlerinin taraflarından zabt ve şurûtu îfâsına ʽamel ve hilâfına dâ’ir vazʽ u
hâlâtdan gâyet hazer ü mücânebet olunmak bâbında şerefrîz-i sudûr ü vürûd olan fermân-ı
celîlü’ş-şân mûcibi üzere dîvân-ı Anadolu’dan işbu buyruldu tahrîr u ısdâr ve ( ) ile irsâl
olunmuşdur inşâallahu teʽâlâ vusûlünde gerekdir ki ber-vech-i muharrer mukâtaʽa-yı
mezkûre ve tevâbiʽ serbestiyyet şurûtuyla sene-i merkûme Mart’ından müşârü’n-ileyh
hazretlerinin taraflarından zabt ve mugâyir-i şurût vazʽ u hâlâtdan mücânebet olunarak
mûceb-i emr-i ʽâlî üzere ʽamel ü harekete ziyâde ihtimâm ü dikkat ve mantûk-ı emr-i ʽâlî
ile mûcib-i buyruldu hilâfından mübâʽadet olunmak deyü.
Fî 27 Rebîü’l-âhîr 1207 [12 Aralık 1792]

V. 68/a, h. 114
Konusu: Polad oğlu Hacı Ali Ağa’nın terekesi hakkında fermân sûreti.

Kıdvetü’n-nüvvâbü’l-müteşerriʽîn Mevlânâ Denizli nâ’ibi zîde ʻilmuhu tevkîʽ-i refîʽ-i


hümâyûn vâsıl olucak maʽlûm ola ki,
Kazâ-yı mezbûr sâkinlerinden iken bundan akdem vefât eden Polad oğlu Hacı Ali
Ağa nâm müteveffânın tahrîr-i terekesi husûs-ı mevâdd-ı mahsûsa-yı ʽaskeriyeden oldu-
ğuna binâ’en tahrîr-i terekesi husûsî ʽâlemü’l-ʽulemâü’l-mütebahhirîn efdâlü’l-füzelâ-yı
müteverriʽîn yenbûʻü’l-fazl ve’l-yakîn keşsâfü’l-müşkilâtü’d-dîniyye hâllâlü’l-mufad-
dalâtü’l-yakîniye miftâh-ı künûzü’l-hakâyık misbâh-ı nûrü’d-dakâyık el-muhtâsûn bi-
mezîd-i ʽinâyeti’l-melîki’l- aʻlâ bi’l-fiʻîl Anadolu kadıʽaskeri Mevlânâ İbrâhîm edamallahu
teʽâlâ fezâ’iluhu tarafından sana tefvîz ü sipâriş ve çukadârlarından işbu dârende-i fermân-ı
hümâyûn Osmân zîde kadruhu maʽiyyetine taʽyîn olunmuşdur gerekdir ki tereke-i müte-
veffâ-yı mezbûr bundan akdem bir tarîkle tahrîr olunub resm-i kısmeti ahz olunmuş ise
gerü ashâbına redd ve müceddeden çukadâr-ı merkûm maʻrifetiyle sen tahrîr ü terkîm ve
beyne’l-verese bi’l-farîziyyeti’ş-şerʽiyye tevzîʻ u taksîm zımnında iktizâ eden deʽâvîyi
ber-nehc-i şerʽ istimâʽ ve hâsıl olan rüsûm-ı muʽtâde ve harc-ı senedât-ı mümzâ u mah-
tûm defterleriyle baʽde’l-ihrâcü’l-hums çukadâr-ı merkûma teslîm ve taraflarına irsâl ü
îsâl eylemek içün Mevlânâ-yı müşârü’n-ileyhin tarafından mühürlü mektûb verilmekle
ber-mûceb-i mektûb ʽamel olunmak emrim olmuşdur buyurdum ki,
Hükm-i şerîfimle çukadâr-ı merkûm vusûl buldukda bu bâbda sâdır olan emrim
ve mevlânâ-yı müşârü’n-ileyhin tarafından verilen mühürlü mektûb mûcebince ʽamel ü
hareket edüb hilâfına rızâ ü cevâz göstermeyüb mazmûn-ı emr-i şerîfimle ʽâmil olasın
şöyle bilüb ʽalâmet-i şerîfe iʽtimâd kılalar.

230
Tahrîren fî evâsıt Rebîü’l-âhîr sene sebʽa ve mie’teyn ve elf (1207) [26 Kasım-5
Aralık 1792]
Kostantiniyye (el-mahrûse)

V. 68/a, h. 115
Konusu: Polad oğlu Hacı Ali Ağa’nın terekesi hakkında mektûb sûreti.

ʽİzzet-me’âb şerîʽat-nisâb Denizli kazâsında hâkimü’ş-şerʽü’ş-şerîf olan Mevlânâ


es-Seyyid Ebûbekir kâmyâb baʻde’t-tahiyyetü’l-vâfiye inhâ olunur ki,
Kazâ-yı merkûm ahâlîsinden bundan akdem vefât eden Polad oğlu Hacı Ali Ağa
nâm müteveffânın tahrîr-i terekesi mevâdd-ı mahsûsa-yı ʽaskeriyeden olmağla tahrîr-i
terekesiyçün tarafımızdan cenâbınız kassâm ve maʻiyyetinize etbâʽmızdan Çukadâr
Osmân taʽyîn olunmuşdur gerekdir ki tereke-i müteveffâ-yı merkûm tahrîr ü terkîm ve
beyne’l-verese bi’l-farîziyyeti’ş-şerʽiye tevzîʻ u taksîm ve bundan akdem tahrîr olunmuş
ise ahz olunan rüsûmâtı vereseye redd ve müceddeden tahrîr ü terkîm eyleyüb zımnında
muktezî olan deʽâvîyi ber-nehc-i şerʻ rü’yet ve hâsıl olan rüsûmâtı muʽtâd ve harc-ı se-
nedâtı baʻde’l-ihrâcü’l-hums mümzâ u mahtûm defterleriyle çukadâr-ı merkûma teslîm
eyleyesiz ve’s-selâm.

El-fakîr İbrâhîm el-kadı-yı mu’asker-i Anadolu

V. 68/a, h. 116
Konusu: Polad oğlu Hacı Ali Ağa’nın terekesi hakkında fermân sûreti.

Kıdvetü’n-nüvvâb el-müteşerriʽîn Mevlânâ Denizli nâ’ibi zîde ʽilmuhu tevkîʽ-i refîʽ-i


hümâyûn vâsıl olucak mâʽlum ola ki,
Kazâ-yı mezbûr sâkinlerinden iken bundan akdem vefât eden Polad oğlu Hacı Ali nâm
müteveffânın tahrîr-i terekesi husûs-ı mevâdd-ı mahsûsa-yı ʽaskeriyeden olduğuna binâ’en
tahrîr-i terekesi husûsu aʻlemü’l-ʽulemâü’l-mütebahhirîn efdâlü’l-füzelâ-yı müteverriʽîn
yenbûʻü’l-fazl ve’l-yakîn keşsâfü’l-müşkilâtü’d-dîniyye hâllâlü’l-mufaddalâtü’l-yakî-
niye miftâh-ı künûzü’l-hakâyık misbâh-ı rumûzü’d-dakâyık el-muhtâsûn bi-mezîd-i
ʽinâyeti’l-melîki’l-aʻlâ bi’l-fiʽîl Anadolu kadıʽaskeri Mevlânâ İbrâhîm edamallahu teʽâlâ
fezâ’iluhu tarafından sana tefvîz ü sipâriş ve çukadârlarından işbu dârende-i fermân-ı
hümâyûn Osmân zîde kadruhu maʽiyyetine taʽyîn olunmuşdur gerekdir ki tereke-i müte-
veffâ-yı mezbûr bundan akdem bir tarîkle tahrîr olunub resm-i kısmeti ahz olunmuş ise
gerü ashâbına redd ve müceddeden çukadâr-ı merkûm maʽrifetiyle sen tahrîr ü terkîm ve
beyne’l-verese bi’l-farîziyyeti’ş-şerʽiyye tevzîʻ u taksîm ve zımnında iktizâ eden deʽâvîyi
ber-nehc-i şerʽ istimâʽ ve hâsıl olan rüsûm-ı muʽtâde ve harc-ı senedât-ı mümzâ u mah-
tûm defterleriyle baʽde’l-ihrâcü’l-hums çukadâr-ı merkûma teslîm ve taraflarına irsâl ü
îsâl eylemek içün mevlânâ-yı müşârü’n-ileyhin tarafından mühürlü mektûb verilmekle

231
ber-mûceb-i mektûb ʽamel olunmak emrim olmuşdur buyurdum ki,
Hükm-i şerîfimle çukadâr-ı merkûm vusûl buldukda bu bâbda sâdır olan emrim ve
mevlânâ-yı müşârü’n-ileyhin tarafından verilen mühürlü mektûbu mûcebince ʽamel ü
hareket edüb hilâfına rızâ ü cevâz göstermeyüb mazmûn-ı emr-i şerîfimle ʽamil olasız
şöyle bilüb ʽalâmet-i şerîfe iʽtimâd kılasın.
Tahrîren fî evâsıt-ı Rebîü’l-âhîr sene sebʽa ve mie’teyn ve elf (1207) [26 Kasım-5
Aralık 1792]
Kostantiniyye (el-mahrûse)

V. 68/b, h. 117
Konusu: Tersâne-i ‘âmirede istihdam edilmek üzere Denizli kazâsından yirmi adet
kalyoncu neferâtının gönderilmesi husûsunda fermân sûreti.

Kıdvetü’l-kuddât ve’l-hükkâm maʽdenü’l-fazl ve’l-kelâm Mevlânâ Denizli kadısı


zîde fazluhu ve mefâhirü’l-emâsi’l-ve’l-akrân tersâne-i ʽamirem tarafından mübâşir taʽyîn
olunan ve zâbitân ve ʽayân ve vücûh-ı vilâyet ve iş erleri zîde kadruhum tevkîʽ-i refîʽ-i
hümâyûn vâsıl olucak mâʽlum ola ki,
Be-tevfîk-i subhânehu ve teʻâlâ işbu ‘amîmetü’l-meymene evvel bahârında techîz
ve ihrâcı musammem olan donanma-yı hümâyûnum kalyonlarının tekmîl-i takımlarıyçün
lâzım gelen levendât ü neferâtın şimdiden semt semt tahrîr ve bir gün evvel tersâne-i
ʽâmirem tarafına sevk ü tesyîr olunmaları mühim ve muktezî olmağla siz ki zâbitân ve
aʻyân ü vücûh-ı vilâyet ve iş erlerisiz Denizli kazâsından ihrâcı müretteb olan yirmi ne-
fer kalyoncu ʽaskerini gâyet güzîde ve müntehib ve tamâmü’l-eslihâ ve tuvânâ ve şecîʽ
u bahâdır yiğitlerden tahrîr ve halli emr-i şerîfime mevzûʻ baş muhâsebeden mahrec bir
kıtʽa135 memhûr ü mümzâ sûret-i defterde terkîm olunduğu vechile bir nefer ʽalemdârına
yirmi sekiz buçuk gurûş ve mâʽadâ on dokuz neferin beherine yirmi üçer gurûşdan dört
yüz otuz yedi gurûşu ki iki kıtʽa mevâcibleri olmak üzere mübâşir-i merkûm yediyle gön-
derilen cemʽân dört yüz altmış beş buçuk gurûşu maʽrifet-i şerʽ ve maʽrifetinizle herkesin
yedlerine teslîm ve donanma-yı hümâyûnun gedikli ʽatîk neferâtına halel gelmemek içün
o makûle ʽatîk kalyoncu neferâtı tamaʻa mebnî varub kazâlarınızın bayrağına yazılmak
dâʻiyesinde olur ise kazânız tarafından zinhâr ve zinhâr tahrîrine cesâret olunmamak ve
neferât-ı mürettebe baʽde’t-tahrîr esnâ-yı râhda firâr eylememek içün her birini kavî kefîle
rabt edüb ve yâlnız ʽalemdâra iʽtimâd eylemeyerek kazânız tarafından dahî bir sadâkatgâr
ve mücerrebü’l-etvâr ve müdebbir ve muʽtemedün ʽaleyh kimesneyi intihâb ve üzerlerine
taʽyîn ederek ʽasâkir-i matlûbe ile maʽan ihrâc birle bi-mennihi teʽâlâ derʻaliyyeme vürûd
ve tersâne-yi ʽâmirem sergisinde isbât-ı vücûd eylediklerinde donanma-yı hümâyûnuma
baʽde’t-tahrîr ol kimesne kalyonlar rûznâmçesinden memhûr-ı ʽilm u haber alub baş
muhâsebeye kayd etdirüb mûcebince yedine sûret almak husûsunu kendüye telkîn ü tefhîm

135 [Ç.N.] Kelime iki kere yazılmıştır.

232
olunmak ve cümlesi Mart’tan mukaddem tersâne-yi ʽâmiremde mevcûd bulunmak üzere
tanzîmine irâde-i ʽaliyye-i mülûkânem taʽalluk etmeğle nizâm-ı mezkûr üzere ʽamel ü
hareket ve neferât-ı mürettebenin matlûb olunduğu üzere vakt u zamânıyla ihrâclarına
mübâderet olunmak fermânım olmağın işbu emr-i celîlü’l-kadrim ısdâr ve kapudân-ı deryâ
Hüseyin Paşa çukadârlarından Halîl ile irsâl olunmuşdur.
İmdi vusûlünde kazânızdan matlûb olan neferât-ı merkûmeyi maʽrifet-i şerʽ ve
maʽrifetinizle gâyet güzîde ve tâmmü’l-eslihâ ve şecîʽ u bahâdır yiğitlerden intihâb ve
küfelâya rabt eyleyerek tahrîr ü terkîm ve gönderilen sûret-i defterde tahrîr olunduğu
üzere iki kıst mevâcibleri olan mebâliğ-i mezbûr dört yüz altmış beş buçuk gurûşu her-
kesin yedlerine teslîm edüb yâlnız ʽalemdârına iʽtimâd eylemeyerek kazânız tarafından
sadâkatkâr ve mücerrebü’l-etvâr ve müdebbir ve muʽmetedün-ʻaleyh bir kimesneyi yan-
larına taʽyîn ü terfîk ile ʽasâkir-i matlûbenin vaktiyle ihrâcına mübâderet ve bi-mennihi
teʽâlâ derʻaliyyeme vürûd ve tersâne-yi ʽâmirem sergisinde isbât-ı vücûd eylediklerinde
ol kimesne kalyonlar rûznâmçesinden memhûr ʻilm u haber alub baş muhâsebeye kayd
etdürüb yedine sûret ahz eylemek üzere kendüye telkîn ü teslîme dikkat ve hilâf-ı emr-i
hümâyûnum ziyâde vukûʽunu tecvîzden begâyet hazer ü mücânebet eyleyesiz şöyle ki
maʽâzallahu teʽâlâ neferât-ı mürettebeden bir neferi nâkıs olmak ve esnâ-yı râhda firâr
eylemek veyâhûd derme çatma makûlesi olub içlerinde ʽamelmânde ve ʽalîl ve bâ-husûs
Kıbtiyân tâ’ifesinden olmak ve nizâm-ı mezkûr üzere hareket olunmamak veyâhûd vaktiyle
gelüb erişmemek lâzım gelür ise asla ʻözr ü ʽillet îrâdına havâle-i semʻ ü iʽtibâr olunmayub
ʽukûbât-ı şedîdeye mahzâr olacağınızı cezm ü teyakkun eyleyerek mütebassırâne hareket
eyleyesiz ve sen ki mübâşir-i merkûmsun mebâliğ-i mezbûru her sene mekârim-i defîne-i
şâhânemden ahz ü istishâb ve işbu emr-i ʽâlişânımla kazâ-yı mezbûra varub sûret-i defter
mûcebince neferât-ı merkûmenin iki kıst mevâciblerini maʽrifet- şerʽ ve zâbitân ve aʻyân
ü vücûh-ı belde ve sâ’irler maʽrifetiyle bâlâda muharrer şerâʻite kemâl-i riʽâyet birle tan-
zîm husûsuna saʽy u gayret ve maʽâzallahu teʽâlâ tamaʽ-yı hâmma tetbâ’iyyet ile emr-i
münîfimin ʽadem-i tenfîzinde begâyet tevakkî ü mübâʽadet eylemek bâbında fermân-ı
ʽâlişânım sâdır olmuşdur buyurdum ki,
Hükm-i şerîfimle vardıkda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr olan
işbu emr-i şerîf-i celîlü’ş-şân-ı vâcibü’l-ittibâʽ ve lâzımü’l-imtisâlin mazmûn-ı münîfi
üzere ʽâmil olasız şöyle bilesiz ʽalâmet-i şerîfe iʽtimâd kılasız.
Tahrîren fî’l-yevmi’l-hâmis şehr-i Rebîü’l-âhir sene sebʽa ve mie’teyn ve elf (1207)
[20 Kasım 1792]
Kostantiniyye el-Mahrûse

233
V. 69/a

Gurûş
Sîm gaddâre ve topuz Mehmed Ağa üzerinde 50
Sîmlü Karahisarî Tüfenk Mehmed Ağa üzerinde 40
Cedîd seccâde Mehmed Ağa üzerinde 15
Gâşiye ve gömlek Mehmed Ağa üzerinde 10
Câmûs ve öküz ʽaded Mehmed Ağa üzerinde 100
Merkeb ʽaded Mehmed Ağa üzerinde 30
245
Sîm gaddâre ve balta Hasan Ağa üzerinde 30
Sîm Reşme Hasan Ağa üzerinde 12
Piştov çift Hasan Ağa üzerinde 10
Hançer sîmlü Hasan Ağa üzerinde 8
Cedîd seccâde Hasan Ağa üzerinde 15
Bakır kab 44 Hasan Ağa üzerinde 44
Sâʽat 1 Hasan Ağa üzerinde 20
Gâşiye ve gömlek Hasan Ağa üzerinde 10
Câmûs ve öküz ʽaded Hasan Ağa üzerinde 100
Katır ʽaded Hasan ağa üzerinde 100
50
644
Sîmlü Tüfenk Mustafâ Ağa üzerinde 50
Yorgan ʽaded Mustafâ Ağa üzerinde 40
Döşek ʽaded merkûm üzerinde 10
Yorgan müstaʽmel ʽaded merkûm üzerinde 5
Bakır kab 43 merkûm üzerinde 43
Gâşiye ve gömlek merkûm üzerinde 10
Câmûs ve öküz ʽaded merkûm üzerinde 100
902
Tüfenk Ahmed Ağa üzerinde 40
Bakır kab 43 merkûm üzerinde 43
Sîm sâʽat 1 merkûm üzerinde 40
Gâşiye gömlek merkûm üzerinde 10
Câmus ve öküz ʽaded merkûm üzerinde 100
Merkeb ʽaded merkûm üzerinde 45
1180
Sîm zarf ʽaded 5 15
Cedîd kilim ʽaded 5 50

234
Keremsûd 21
1266
Tütün kesesi 15
40
1321
Konak 2000
Oturak 1000
Ekmekci dükkânı 500
Kahvehâne Mehmed Ağa üzerinde 700
5521
Harâe hâne yeri 300
Defʽa hâne 300
Bağçe Mehmed Ağa üzerinde 500
İki ʽaded değirmen 500
7121
Tellâl bağı Mehmed Ağa üzerinde 350
Konak der-karye-i Çeltikçi 300
Kahvehâne ve dükkân ücretleri 400
(Cemʻân Yekûn) 8171

V. 69/b, h. 118
Konusu: Gülrûh Sultân vakfına bağlı dükkân, hamâm ve kervânsarâyların kirâlarının
tahsîl edilmesi husûsunda buyruldu sûreti.

Şerîʽât-şiʽâr Çehârşenbe-i Lazkiyye kadısı fazîletlü efendi zîde fazluhu ve mefâhi-


rü’l-emâsil ve’l-akrân (Denizli) voyvodası ve aʽyân ve zâbitân ve iş erleri zîde kadruhum
inhâ olunur ki,
Hazret-i dârü’s-saʽâdeti’ş-şerîfe ağası nezâret-i ʽaliyyelerinde olan evkâfdan mer-
hûme ve mağfûrünlehâ Gülrûh Sultân vâlide-i Sultân ʻÂlemşâh tâbe serâhâ hazretlerinin
Saruhân sancağında Akhisâr kasabasında binâ eylediği ʽimâret-i ‘âmirelerine merbût nefs-i
Lazkiyye’de ve Çehârşenbe bazârında vâkiʽ dekâkin ve hamâm ve kârbânsarâyın icâreteyn
ile mutasarrıfları zimmetlerinde müctemiʽ olan on altı seneden berü icâre-i vakfı vekîl-i
mütevellî olan ( ) nâm kimesne taleb eyledikde hilâf-ı şerʽi-şerîf baʽzı mütegallibeye
istinâden edâda taʽallül ve muhâlefet ve vakf-ı şerîfe gadr idâresinde olduklarını hâliyâ
mütevellî-i vakf-ı mezkûr hâcegân-ı dîvân-ı hümâyûndan ʽizzetlü el-Hâc Mehmed Efendi
zîde mecduhu derʻaliyyeye bâ-arz-ı hâl inhâ ve müste’cirleri zimmetlerinde müctemiʽ olan
ol mikdâr senelik icâre-i vakfın alıverilmesi husûsunu istidʽâ eylemiş olduğuna binâ’en ol
bâbda tarafımıza hitâben bir kıtʽa fermân-ı celîlü’ş-şân şerefbahş-ı sudûr vürûd olmağla

235
imdi maʽrifet-i şerʽ ve tarafımızdan taʽyîn olunan mübâşir ve cümle maʽrifetiyle zikr
olunan müste’cirler zimmetlerinde müctemiʽ olan ol mikdâr senelik icâre-i vakf vekîl-i
mûmâileyhe tahsîl ve alıverilüb bî-vech-i şerʽî taʽallül u muhâlefetden hazer ü mücânebet
olunmak bâbında ber-mûceb-i emr-i ʽâlî divân-ı Anadolu’dan işbu buyruldu tahrîr ve ısdâr
ve ( ) ile irsâl olunmuşdur inşâallahu teʽâlâ vusûlünde gerekdir ki vech-i meşrûh üzere
ber-mantûk-ı emr-i ʽâlî ve mûceb-i buyruldu üzere ʽamel ü hareket ve hilâfından hazer ü
mücânebet olunmak deyü.
Fî 21 Cemâziye’l-âhir sene 1208 [24 Ocak 1794]

V. 69/b, h. 119
Konusu: Donanma-yı hümâyûn için Denizli kazâsından yirmi adet kalyoncu ne-
ferâtının gönderilmesi husûsunda buyruldu sûreti.

Şerîʽat-şiʽâr Denizli kadısı efendi zîde fazluhu ve mefâhirü’l-emâsil ve’l-akrân bu


husûsa mübâşir taʽyîn olunan çukadârlarımızdan Halîl Ağa ve zâbitân ve aʽyân ve vücûh-ı
ahâlî ve iş erleri zîde kadruhum inhâ olunur ki,
Be-tevfîki subhânehu ve teʽâlâ işbu sene-i mübâreke evvel bahârında ihrâc olunacak
donanma-yı hümâyûn içün etrâfdan kalyoncu ʽaskeri ihrâcına irâde-i seniyye-i şâhâne
taʽalluk etmekden nâşî Denizli kazâsından yirmi nefer güzide ve müntehib kalyoncu
tahrîr ü irsâl olunan sûret-i defter mûcebince ʽalemdârına yirmi sekiz buçuk ve mâʽadâ
on dokuz neferin beherine yirmi üçer gurûşuna cemʽân dört yüz altmış beş buçuk gurûş
siz ki efendi ve zâbitân-ı mûmâileyhimsiz maʽrifetinizle herkesin yedlerine teslîm ve
donanma-yı hümâyûnun ʽatîk kalyoncu neferâtı tamaʽa mebnî varub kazânız bayrağına
yazılmak dâʻiyyesinde olur ise zinhâr tahrîr etmeyüb yerlüden küfelâya rabt ile tahrîr ve
mübâşir-i merkûm ile Mart’da derʻaliyyeye irsâl ü îsâle ihtimâm eyleyesiz ve sen ki mü-
bâşir-i merkûmsun kazâ-yı mezbûrdan matlûb kalyoncu neferâtının ber-mûceb-i sûret-i
defter ikişer kıst mevâciblerini maʽrifet-i şerʽ vesâ’ir vücûh-ı belde maʽrifetiyle yerlüden
tahrîr ve ihrâc ve bi’l-maʻiyye derʻaliyyeye îsâle ihtimâm ü dikkat (ve neferât-ı) merkû-
meyi ihrâc etmeksizin ʽavdet etmekden hazer ü mücânebet eylemeniz bâbında sâdır olan
fermân-ı ʽâlişân mûcebince dîvân-ı tersâne-yi ʽâmireden işbu buyruldu tahrîr u ısdâr ve
mübâşir-i merkûm ile irsâl olunmuşdur inşâallahu teʽâlâ gerekdir ki mûceb-i emr-i ʽâlî
ve buyruldu ʽamel ü hareket eyleyesüz deyü.
Fî 10 Cemâziye’l-âhir sene 1207 [23 Ocak 1793]

V. 70/a, h. 120
Konusu: Donanma-yı hümâyûn için Denizli kazâsından yirmi adet kalyoncu ne-
ferâtının gönderilmesi husûsunda buyruldu sûreti.

236
Şerîʽat-şiʽâr Denizli kadısı efendi zîde fazluhu ve mefâhirü’l-emâsil ve’l-akran bu
husûsa mübâşir taʽyîn olunan çukadârlarımızdan Halîl Ağa ve zâbitân ve aʻyân ve vücûh-ı
ahâlî ve iş erleri zîde kadruhum inhâ olunur ki,
Be-tevfîki subhânehu ve teʽâlâ işbu sene-i mübâreke evvel bahârında ihrâc olunacak
donanma-yı hümâyûn içün etrâfdan kalyoncu ʽaskeri ihrâcına irâde-i seniyye-i şâhâne
taʽalluk etmekden nâşî Denizli kazâsından yirmi nefer güzide ve müntehib kalyoncu
tahrîr ü irsâl olunan sûret-i defter mûcebince ʽalemdârına yirmi sekiz buçuk gurûş ve
mâʽadâ on dokuz neferin beherine yirmi üçer gurûşa cemʽân dört yüz altmış beş buçuk
gurûş siz ki efendi ve zâbitân-ı mûmâileyhimsiz maʽrifetinizle herkesin yedlerine teslîm
ve donanma-yı hümâyûnun ʽatîk kalyoncu neferâtı tamaʻa mebnî varub kazânız bayrağı-
na yazılmak dâʽiyyesinde olur ise zinhâr tahrîr etmeyüb yerlüden küfelâya rabt ile tahrîr
ve mübâşir-i merkûm ile Mart’da derʻaliyyeye irsâl ü îsâle ihtimâm eyleyesiz ve sen ki
mübâşir-i merkûmsun kazâ-yı mezbûrdan matlûb kalyoncu neferâtının ber-mûceb-i sû-
ret-i defter ikişer kıst mevâciblerini maʽrifet-i şerʽ vesâ’ir vucûh-ı belde maʽrifetleriyle
yerlüden tahrîr ü ihrâc ve bi’l-maʻiyye derʻaliyyeye îsâl ve ihtimâm ü dikkat neferât-ı
merkûmeyi ihrâc etmeksizin ʽavdet etmekden hazer ü mücânebet eylemeniz bâbında sâdır
olan fermân-ı ʽâlişân mûcebince dîvân-ı tersâne-yi ʽâmireden işbu buyruldu tahrîr u ısdâr
ve mübâşir-i merkûm ile irsâl olunmuşdur inşâallahu teʽâlâ gerekdir ki ber-mûceb-i emr-i
ʽâlî ve buyruldu ʽamel ü hareket eyleyesiz deyü.
Fî 10 Cemâziye’l-âhir sene 1207 [23 Ocak 1793]

V. 70/a, h. 121
Konusu: Gülrûh Sultân vakfına bağlı dükkân, hamâm ve kervânsarâyların kirâlarının
tahsîl edilmesi husûsunda fermân sûreti.

Düstûr-ı mükerrem müşîr-i mufahham nizâm-ı (ʻâlem) müdebbir-i umûrü’l-cumhûr


bi’l-fikri’s-sâkıb mütemmim-i mehâmmü’l-enâm bi’r-re’yi’s-sâ’ib mümehhid-i bün-
yânü’d-devle ve’l-ikbâl müşeyyid-i erkânü’s-saʽâde ve’l-iclâl el-mahfûf-ı bi-sunûf-ı
ʽavâtıfi’l-meliki’l-aʽlâ Anadolu vâlisi vezîrim ( ) Paşa edamallahu teʽâlâ iclâlehu ve
kıdvetü’l-kuddât ve’l-hükkâm maʽdenü’l-fazl ve’l-kelâm Mevlânâ Çehârşenbe-i Lazkiyye
kadısı zîde fazluhu tevkîʽ-i refîʽ-i hümâyûn vâsıl olucak maʽlûm ola ki,
Bâbü’s-saʽâdetü’ş-şerîfem ağası nezâretinde olan evkâfdan merhûm ve mağfirûnleh
Gülrûh Sultân vâlide-i Sultân ʻÂlemşâh vakfının bâ-berât-ı ʽâlişân mütevellîsi olan hâce-
gân-ı dîvân-ı hümâyûnumdan kıdvetü’l-emâcid ve’l-aʻyân el-Hâc Mehmed zîde mecduhu
südde-i saʽâdetime ʽarz-ı hâl edüb Kütâhiyye sancağında Lazkiyye nâhiyesinde sûret-i
mülknâme-i vâlide-i merhûme Sultân ʻÂlemşâh mezkûr hâtunun zikr olunan emlâk mülkü
iken Saruhân sancağında Akhisâr nâm kasabada binâ eylediği ʽimâretine vakf edüb mül-
kiyeti mukarrer idüğü Hüdâvendigâr’dan mülk-i mukarrer edüb vakf idüğüne mukarrer
nâme-i şerîfleri ihsân olunmuş bi’l-fiʻîl ʽimâret-i mezbûreye vâkıfdır nefs-i Lazkiyye’de
baʽzı köhne dükkânlar ve köhne kârbânsarây yeri alınub taʽmîr olunub kırk ʻaded dekâkin

237
ve bir kârbânsarây binâ olunub Lazkiyye kadısı hüccet-i şerʻiyye ibrâz olunmağın defter-i
cedîde kayd olundu deyü mukayyeddir defter-i ʻatîk hâliyâ yine mukarrer evkâf-ı hâtun-ı
mezbûr vilâyet-i Donuzlu ‘an kıst-ı dekâkin bazâr-ı Çehârşenbe tâbiʻ-i mezbûr fî sene beş
bin ‘an kıst-ı hamâm-ı Şenledi(?) der-nefs-i Lazkiyye fî sene dört bin on kıst-ı hamâm-ı
diğer (ve Yaylak-ı) Ornaz fî sene üç bin altı yüz icâre-i kârbânsarây der-nefs-i Lazkiyye
fî sene bin altı yüz ve zemîn-i ıstabl ve ‘an-kıst bağçe der-nefs-i Lazkiyye der-sarây-ı
köhne fî sene altı yüz yekûn maʻa-gayrihu yirmi iki bin dört yüz altmış akçe yazu ile
defter-i evkâfda muharrer kalemiyle tahrîr olunduğu defter-i hâkâniyede mukayyed ve
mûmâileyh vakf-ı mezbûrun ber-vech-i te’yîd berât-ı şerîfimle mütevellîsi olub defter-i
hâkânîde mukayyed dekâkin ve hamâm ve kârbânsarâyın icâreteyn ile mutsarrıflarının
kazâ-yı mezkûr sâkinlerinden müste’cirleri zimmetlerinde müctemiʻ olan on altı seneden
berü icâre-i vakfı tarafından vekîli ( ) nâm kimesne taleb eyledikde hilâf-ı şerʻ-i şerîf baʻzı
mütegallibeye istinâden edâda taʻallül u muhâlefet ve vakf-ı gadr irâdesinde oldukların
inhâ ve müste’cir-i mezbûrların zimmetlerinde müctemiʻ olan ol mikdâr senelik icâre-i
vakıf vekîli merkûma alıverilüb taʻallül u muhâlefet etdirilmemek bâbında emr-i şerîfim
sudûrunu istidʻâ ve defterhânemde mahfûz defter-i evkâfa mürâcaʻat olundukda vech-i
meşrûh üzere olduğu mastûr ve hazîne-yi ʻâmiremde mahfûz Anadolu muhâsebesi defter-
lerine nazar olundukda tevliyet-i mezbûre berât-ı şerîfimle ber-vech-i te’yîd mûmâileyhin
üzerinde olduğu mukayyed bulunmağın defter-i hâkânî mûcebince mahallinde şerʻ u kânûn
üzere ʻamel olunmak emrim olmuşdur buyurdum ki,
Hükm-i şerîfimle vusûl buldukda bu bâbda sâdır olan emr-i şerîfim üzere ʻamel dahî
müste’cir-i mezbûrları mahallinde meclis-i şerʻe ihzâr ve mütevellî-i mûmâileyhin vekîl-i
şerʻiyyesiyle terâfuʻ-yı şerʻ ve mukaddemâ bir defʻa şerʽ ile görülüb fasl olunmayan
husûsların tamâm-ı hak u ʽadl üzere mukayyed olub göresin iʽlâm olunduğu üzere ise ol
bâbda muketâ-yı şerʽ-i kavîmle ʽamel edüb dahî ber-vech-i muharrer vakf-ı mezbûrun
dekâkin ve hamâm ve kârbânsarây müste’cirleri zimmetlerinde müctemiʽ olan icâre-i vakf
her ne ise ba’de’s-sübût hükm edüb mütevellî-i mûmâileyhin vekîline vakf içün alıverüb
icrâ-yı şerʽ ve ihkâk-ı hak eyleyesin min-baʽd şerʽ-i şerîfe ve defter-i hâkâniyeye ve em-
r-i hümâyûnuma muhâlif kimesneye iş etdirmeyüb husûs-ı mezbûr içün bir dahî emrim
varmalu eylemeyesin şöyle bilesiz ʽalâmet-i şerîfe iʽtimâd kılasız.
Tahrîren fî evâsıt-ı şehr-i Cemâziye’l-evvel sene sebʽa ve mie’teyn ve elf (1207) [25
Aralık 1792-3 Ocak 1793]
Be-makâm-ı Kostantiniyye el-Mahrûse

V. 70/b, h. 122
Konusu: Gümüş Osmân bin Mehmed ile Hacı Mehmed arasında mülk satışı yapıldığı
husûsunda hüccet.

Medîne-i Denizli sâkinlerinden Gümüş Osmân bin Mehmed nâm kimesne meclis-i
şerʻ-i şerîf-i lâzımü’t-teşrifde yine Denizli sâkinlerinden Küçük Hacı Mehmed nâm

238
kimesne mahzarında bi’t-tavʻ ikrâr u takrîr-i kelâm edüb Akdağ hudûduna değin silk-i
mülk-i sahîhimde münselik olub Denizli kalʻası derûnunda vâkiʻ kırmızı Boyacılar sû-
kunda kâ’in ʻinde’l-ahâlî ve’l-cirân Zindân demekle maʻrûf olub şöhretine binâ’en tahdîd
u tavsîfden müstağnî birbirine muttasıl iki bâb mülk dükkânlarımı cümle tevâbiʻ ve levâ-
hıkıyla tarafeynden îcâb ve kabûlü hâvî şurût-ı mefsededen ʻârî beyʻ-i bâtı sahîh-i şerʻî ile
merkûm Hacı Mehmed’e yâlnız yedi yüz yirmi gurûşa beyʻ ü temlîk ü teslîm eyledim ol
dahî ber-minvâl-i muharrer iştirâ ü temellük ü tesellüm ve kabz u kabûl eyledikten sonra
semenî olan meblağ-ı merkûm yedi yüz yirmi gurûşu bi’t-tamam ve’l-kemâl ahz u kabz
eyledim baʻde’l-yevm sâlifü’z-zikr dükkânlar müşterî-i merkûm Hacı Mehmed’in mülk-i
müşterâsı ve hakk-ı sârihi olmuşdur keyfemâ yeşâ’ ve hasbe mâ yuhtâr mutasarrıf olsun
dedikde gıbbe’t-tasdîki’l-vicâhi ve’t-tahkîki’ş-şifâhî maʻa-vakʻa bi’t-taleb ketb olundu.
Tahrîren fi’l-yevmi’s-sâmin ve’l-ʻışrin min Şaʻbân-ı muʻazzam sene sebʻa ve mie’teyn
ve elf (1207) [10 Nisan 1793]

Şuhûdü’l-hâl
Hacı Korzâde Hacı Halîl Ağa, Molla Süleymân bin Yûsuf, Kısmetlizâde Hacı Mus-
tafâ Ağa, Gümüş Beşe, Vahab oğlu Hacı İsmâil, Kara Hacı İsmâil Ağa, Muhzır İsmâil
ve Muhzır Mustafâ ve gayrihum
Temme’l-kelâm ceffe’l-kalem
es-Seyyid Ebûbekir el-müvellâ-yı hilâfe be-medîne-i Denizli
nemmakahu’l-fakîr ileyhi ‘izze şânühu
gafere lehu
(Mühür)

Mansıb ile iftihâr etmek öğünmek câh ile


Ehl-i fazl’a ârdır gerçi şerefdir câhile

V. 71/b, h. 123
Konusu: Pamuk mukâtaʻasından toplanacak olan vergilerin düzene konulması
husûsunda fermân sûreti.

Kıdvetü’l-kuddât ve’l-hükkâm maʻdenüˈl-fezâ’il ve’l-kelâm Mevlânâ Denizli kadısı


zîde fazluhu ve kıdvetü’l-emâcid ve’l-aʻyân penbe emîni nasb u taʻyîn olunan el-Hâc
Ömer zîde mecduhu ve mefâhirü’l-emâsil ve’l-akrân aʻyân ve zâbitân ve iş erleri zîde
kadruhum tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Seyyidetü’l-muhadderât-ı iklîletü’l-muhassenât-ı tâc-ı mestûrât zât-ı ʻâlî ve’s-sa’â-
det hemşîre-i muhterem Şâh Sultân dâmet ʻismethümâ ve zâdet ʻiffethümânın kethüdâsı

239
hâcegân-ı dîvân-ı hümâyûnumdan iftihârü’l-emâcid ve’l-ekârim İbrâhim dâme mecdu-
hunun bu defʻa bâ-hatt-ı hümâyûn-ı şevket-makrûn tanzîm ile canîb-i mîrîden ʻuhde-i
iltizâmına ihâle kılınan penbe mukâtaʻası mülhakâtından Mağnisa ve Tire kazâlarında
nesc ü i’mâl olunan penbe alacasıyçün nisvân u sıbyânın pazâr râyicinde destgâh ashâbına
birer ve ikişer vukıyye fürûht edegeldikleri rişte-i penbeden mâl-i mîrînin cemʻ u tahsî-
linden kemâl-i ʻusret derkâr ve bir vechile husûlpezîr olmayacağı bedîdâr olmakdan nâşî
rüsûmât-ı mîrînin destgâh ashâbı taraflarından şurût-ı nizâm-ı cedîd mûcebince cemʻ u
tahsîl olunmak bâbında sâdır olan emr-i celîlü’ş-şân mantûkı üzere bâ-maʻrifet-i şerʻ ve
mûmâileyh tarafından işbu bin iki yüz yedi senesi Rebîü’l-âhiri gurresinden [16 Kasım
1792] zabt eylemek üzere taʻyîn u tahsîs olunan penbe emîni Hacı Ömer zîde mecduhu
ve cümle maʻrifeti ve destgâh ashâbı (ve) vücûh-ı belde maʻrifetleriyle fîmâ-baʻd Mağ-
nisa ve Tire kazâları müteʻahhid Denizli mukâtaʻasının muhtevî olduğu nefs-i Denizli
ve Gököyük ve Ezîne ve Çehârşenbe-i Lazkiyye kazâları pazâr râyicinde fürûht olunan
rişte-i penbeden resm-i mîrîyi mütâlebe olunmak üzere tesellüm ü iʻmâl olunan penbe
boğasısından iki akçe ve penbe donluğundan (V. 71/a) iki akçe ve penbe bezinden iki
akçe ve penbe astarından iki akçe ve penbe peştemâlinden bir akçe ve yasdık yüzünden
bir akçe müceddeden rüsûm-i mîrî vazʻ olub ber-mantûk-ı emr-i ‘âlişânım ve destgâh
ashâbı taraflarından (taraflarından) cânib-i mîrî içün emîn-i mûmâileyh Hacı Ömer zîde
mecduhu tarafına edâ ü teslîmine vücûh-ı ahâlî ve ashâb-ı destgâh müteʻahhid olmalarıyla
binâ’en-ʻaleyh emîn-i mûmâileyh tarafından işbu sene-i mübâreke Rebîü’l-âhiri gurresin-
den zabt u rabt ve rüsûmât-ı mezkûreyi ahz u kabzına başka mümzâ sened iʻtâ olunmağla
fîmâ-baʻd Denizli mukâtaʻasının muhtevî olduğu nefs-i Denizli ve Gököyük ve Ezîne
ve Çehârşenbe kazâları pazâr râyicinde fürûht olunan rişte-i penbeden nisvân u sıbyân
yedlerinden resm-i mîrî mütâlebe olunmak üzere emr-i şerîfim iʻtâsını Denizli kadısı Mev-
lânâ es-Seyyid Ebûbekir zîde fazluhu iʻlâm etmekle işbu kuyûda lede’l-mürâcaʻât penbe
mukâtaʻası mülhakâtından nefs-i Denizli ve Buldan ve Kadı karyesi ve ol havâlîde vâkiʻ
kazâ u kurâ ahâlîleri penbeden kirpas teslîm ve iʻmâl etmeleriyle ve destgâhı ashâbından
tahsîl olunmak bâbında işbu sene-i mübâreke Rebîü’l-âhirinde emr-i şerîfim verildiği
derkâr olundukda sâlifü’z-zikr verilen iʻlâm-ı şerʻiyye hazîne-i ‘âmirem defterlerinde
mahalline kayd olunub fîmâ-baʻd düstûrü’l-‘amel tutulmak ve mükerrer resm tahsîlinden
ihtirâz olunmak şartıyla ilâ mahal emr-i şerîfim verilmek fermânım olmağın hâssaten işbu
emr-i celîlü’ş-şânım ısdâr ve ( ) ile irsâl olunmuşdur.
İmdi vusûlünde siz ki kâdı ve aʻyân ve iş erleri ber-minvâl-i muharrer ashâb-ı destgâh
ve vücûh-ı ahâlînin rızâlarıyla taʻahhüd eylediklerini nâtık verilen iʻlâm-ı şerʻiyye hazîne-i
‘âmirem defterlerinde ecnâs-ı mikdârları zikriyle muʻayyene mahalline kayd olunmağla
fîmâ-baʻd mûcibiyle ʻamel ü hareket ve mükerrer resm tahsîliyle tarafeyn gadr ü himâye
olunmakdan ihtirâz ü mübâʽadet eylemeniz bâbında fermân-ı ‘âlişânım sâdır olmuşdur
buyurdum ki,
Hükm-i şerîfimle vardıkda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr olan
işbu emr-i şerîfim ve celîlü’ş-şân-ı vâcibü’l-ittibâʻ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı
münîfi birle ‘âmil olub hilâfından ihtirâz ü ictinâb eyleyesiz şöyle bilesiz ‘alâmet-i şerîfe
iʻtimâd kılasız.

240
Tahrîren el-yevmü’ş-şehr-i Receb sene sebʻa ve mie’teyn ve elf (1207) [Şubat/Mart
1793]
Kostantiniyye el-Mahrûse

V. 71/a, h. 124
Konusu: Hıristiyan olan Rusyalı esirlerden Hıristiyan kalanlarının azad edilip
Rusya’ya iʻâde edilmeleri husûsunda fermân sûreti.

Rusyalu üserâ içün fermân sûretidir


Akdâ kuddâtü’l-müslimîn evlâ vülâtü’l-muvahhidîn meʻâdinü’l-fezâ’il ve’l-yakîn
vârisü ‘ulûmü’l-enbiyâ ve’l-mürselîn el-muhtâsûn bi-mezîd-i ‘inâyeti’l-(meliki’l-) muʻîn
Anadolu’nun sağ kolu yemîn ü yesârıyla nihâyetine varınca vâkiʻ mevâlî-i fihâm zîdet
fezâ’iluhum ve mefâhirü’l-kuddât ve’l-hükkâm me‘âdinü’l-fezâ’il ve’l-kelâm sâ’ir kuddât
ve nüvvâb zîde fazluhum ve kıdvetü’l-emâcid ve’l-aʻyân mukaddemce Nemçe üserâsı tahlîsi
içün mübâşir taʻyîn olunan dergâh-ı muʻallâm gediklülerinden İbrâhîm zîde mecduhu ve
mefâhirü’l-emâsil ve’l-akrân aʻyân ve zâbitân ve voyvoda cizyedârân ve vücûh-ı memleket
ve bi’l-cümle iş erleri zîde kadruhum tevkîʽ-i refîʽ-i hümâyûn vâsıl olucak maʽlûm ola ki,
Devlet-i ‘aliyyem Rusya devleti beyninde münʻakid olan müsâlehâ ü müsâleme şurût-ı
mefhûmunda tarafeyn üserâsının memâlik-i mahrûsemde rızâsıyla dîn-i İslâm’ı kabûl ve
Rusya vilâyetlerinde kezalik tenassur edenlerinin mâʻadâsının bulundukları mahallerden
âzâd ve Rusyalu cânibine redd ü teslîmi meşrût olmakdan nâşî ber-muktezâ-yı müsâlehâ
u musâfât tarafeynden şurût-ı merkûmenin infâzına ihtimâm olunmak muktezî olduğuna
binâ’en siz ki Mevlânâ ve sâ’ir mûmâileyhimsiz kazâlarınız dâhilinde vâkiʻ mahallerde
eyâdi-i nâsda bulunan Rusya üserâsı maʻrifetiniz ve mübâşir-i mûmâileyh maʻrifetiyle
zâhire ihrâc ve huzûr-ı şerʻe celb ve cebr-i ihâfe olunmayarak istintâk olunub rızâlarıyla
dîn-i İslâm’ı kabûl etmeyüb nasrâniyyetde musırr olan Rusyalunun yüzer gurûş bahâları
Nemçe üserâsı misillü mübâşir-i mûmâileyh yediyle ol makûle üserânın bulunduğu ma-
halde vâkiʻ cizye u ‘avârız ve tahsîldâr ve mukâtaʻât ümenâsı ve mültezimler ve ummâl
yedlerinde mevcûd emvâl-i mîrîyyeden ashâbına verilerek tahlîs u âzâd ve derʻaliyyeme
defter ve iʻlâmıyla tesyîr olunmak fermânım olmağın mahsûsen işbu emr-i şerîfim ısdâr
ü irsâl olunmuşdur.
İmdi memâlik-i mahrûsemde eyâdi-i nâsda bulunan Rusyalu ve sâ’ir üserânın bilâ-
ketm ü ihfâ zâhire ve huzûr-ı şerʻ celbi vechen mine’l-vücûh ashâbı taraflarından ve
canîb-i âherden cebr ü ihâfe olunmayarak bilâ-istintâk (V. 71/b) rızâsıyla İslâm’ı kabûl
etmeyenlerin âzâd ü istirdâdıyla fa’-i ʻahde ikdâm olunmak ehemm ü elzem olmağla siz
ki Mevlânâ ve sâ’ir mûmâileyhimsiz taht-ı hükûmet ve kazânızda eyâdi-i nâsda bulunan
Rusyalu üserâsını dahî bi’t-taharrî ashâbıyla maʻan huzûr-ı şerʻe getirülüb ber-minvâl-i
muharrer istintâk ve fi’l-hakîka hüsn-i rızâlarıyla bilâ-cebr dîn-i İslâm’ı kabûl edenle-
rinden mâʻadâ millet-i asliyyelerinde ısrâr üzere oldukları baʻde’t-tahkîk o makûle üserâ
ashâbının ʻözr ü ʻilletlelerine havâle-i semʻ-i iʻtibâr eylemeyerek ve yüzer gurûş bahâları

241
ber-minvâl-i muharrer maʻrifet-i şerʻ ve mübâşir-i mûmâileyh maʻrifetiyle ashâbına tamâ-
men verilerek âzâd ü istirdâdı bi’l-ittifâk ikdâm ü dikkat eyleyesiz ve sen ki mübâşir-i
mûmâileyhsin mukaddemce me’mûriyetine hâvî sâdır olan emr-i şerîfim mûcebince ʻamel
ü hareket ve îfâ-yı muktezâ-yı me’mûriyete ikdâm u gayret eylemek matlûb ü mültezem
olduğu ve Rusyalu üserâsı istirdâdı mâddesi dahî ‘ilâve-i me’mûriyetin kılındığı maʻlûmun
oldukda mukaddemâ ve hâlâ sâdır olan emr-i şerîfim mûcebince ʻamel ü hareket birle
Anadolu’nun sağ kolu yemîn ü yesârıyla nihâyetine varınca vâkiʻ kazâ ü nevâhi u kurâda
ve her ne mahalde zükûr ü inâs her ne kadar Rusya üserâsı var ise ânların dahî huzûr-ı
şerʻe ihzârlarına ve şerʻan Rusyaluya reddi lâzım gelen üserânın yüzer gurûş bahâlarını
havâle olunan emvâl-i mîrîyye tahsîldârlarından ahz ve ashâbına teslîm ve tahlîs olunan
üserânın mikdâr ve ism ve resm ve mahalleri ve ashâbının şöhretleriyle beyânıyla defte-
riyle derʻaliyyeme irsâl ve emvâl-i mîrîyye muhassıllarından alub verdiği meblağ içün
yedlerine sened iʻtâsına mübâderet ve âkilâne tekmîl-i mübâşeret ki bezl u saʻy u kudret
eylemek bâbında fermân-ı ʻâlişân sâdır olmuşdur136 buyurdum ki,
Bu defʻa taʻyîn olunan sadr-ı aʻzâm tatarlarından Sâlih zîde kadruhu ile vusûl bul-
dukda bu bâbda vech-i meşrûh üzere ʻamel ü hareket eyleyesiz şöyle bilesiz ʻalâmet-i
şerîfe iʻtimâd kılasız.
Tahrîren fî’l-yevmi’l-evâsıt-ı şehr-i Receb sene sebʻa ve mie’teyn ve elf (1207) [22
Şubat-3 Mart 1793]

V. 72/a, h. 125
Konusu: Ahâlîden haksız vergi toplanmaması husûsunda fermân sûreti.

Akdâ kuddâtü’l-müslimîn evlâ vülâtü’l-muvahhidîn meʻâdinü’l-fezâ’il ve’l-yakîn


râfiʻü’l-iʻlâmü’ş-şerî’at ve’d-dîn vârisü ‘ulûmü’l-enbiyâ ve’l-mürselîn el-muhtâsûn
bi-mezîd-i ʻinâyeti’l-melîki’l-muʻîn eyâlet-i Anadolu’nun hâvî olduğu bi’l-cümle san-
caklarda vâkiʻ olan mevâlî-i fihâm zîdet fezâ’iluhum ve mefâhirü’l-kuddât ve’l-hükkâm
maʻdenü’l-fezâ’il ve’l-kelâm sâ’ir kuddât ve nüvvâb zîde fazluhum ve mefâhirü’l-emâsil
ve’l-akrân voyvodolar ve aʻyân-ı vilâyet ve ashâb-ı ‘alâka ve kurâ ve vücûh-ı memleket
ve söz sahibleri zîde kadruhum tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Seferlerin uzaması takrîbiyle ʻasker techîzi ve sefer tertîbleri vesîlesiyle kazâlara
envâʻi tekâlîf tarh u tahmîl olunarak ahâlî ü reʻâyâ fukarâsı hasbe’l-iktizâ gözedilemeyüb
seferlerin hitâmına taʻalluk olunmuşidi el-hâletü hâzihi gavaʻil-i sefer bertaraf olub tekâlîf-i
seferiyyden kazâlar ahâlîleri kurtulmağla herhâlde âsûde-i hâl olmaları lâzım iken sefer
esnâsında vakt-i fırsat diyerek kendü nefsleriyçün külliyetli masârif tarh u tahmîlle fukarâ-yı
ahâlî ve zuʻafâ-yı raʻiyyetten zulmen akçe ahzını iʻtiyâd edenler olan mezâlimden keff-i
yed etmedikleri ve Anadolu ve Rumili kazâlarında vâkiʻ ahâlîlerin ekserîsine bir alay
zâlim makûlesi etmedikleri mezâlim kalmayub aralık aralık fukarâdan aldıkları cerâ’im-

136 [Ç.N.] “sâdır olmuşdur” iki defa yazılmıştır.

242
den başka senede birkaç defʻa ism ve mahalli maʻlûm olmayarak baʻzı mechûl mâddeler
içün diledikleri gibi defter tertîb ve o makûle zâlimler kuddât ve nüvvâb dahî ittifâk edüb
kadılar harc-ı imzâ ve harc-ı defter akçesi nâmıyla voyvodalar mukâtaʻa zararı diyerek
ve aʻyânlar aʻyâniyye ismiyle ve iş erleri ve kocabaşılar kezalik kendü nefsleriyçün (içün)
defterlere külliyetli mebâliğ idhâl ve ahâlî ü reʻâyâ fukarâsına tevzîʻ-i tahsîl eyledikleri
tahkîkgerde-i şâhânem olub fîmâ-baʻd fukarâ u zuʻafâ üzerlerinden bu makûle mezâlim
u ta‘addiyâtın menʻ-i küllî ile menʻ ü defʻ-i matlûb-ı hümâyûnum olduğuna binâ’en bun-
dan böyle her kazânın tevzîʻâtı senede iki defʻaya tahsîs olunmak ve beher altı aydan altı
aya bir defʻa tevzîʻ olunub aralıkda başkaca defter tertîb olunmamak ve ismi ve mahalli
maʻlûm olmayan masârif bir dürlü kazâlara tevzîʻ olunmayub beher altı ayda bir defʻa
her ne masârif olur ise ismi ve mahalli maʻlûm olarak defter birle tevzîʻ olunub defteri
derʻaliyyeme irsâl olunmak ve defterde o misillü masârif-i mechûle olur ise ol defteri imzâ
eden hâkimden ve tevzîʻ eden aʻyân ve iş erlerinden zecren sehm tahsîl olunduktan sonra
sâ’ire ʻibret içün mahzâr-ı te’dîb ü siyâset kılınmak husûsuna irâde-i kâtıʻa-yı şâhânem
müteʻallik olmağla iʻlâmen ve ifhâmen ve te’kîden ve ihtimâm-ı mahsûsen işbu emr-i
şerîfim ısdâr ve hademe-i devlet-i ‘aliyyeden kıdvetü’l- emâsil ve’l-aʻyân Mîr Mehmed
zîde kadruhu mübâşeretiyle irsâl olunmuşdur.
İmdi siz ki mevlânâ ve sâ’ir mûmâileyhimsiz işbu tenbîhât-ı şâhânemi te’kîdât-ı
sâ’ireye kıyâs etmeyesiz fîmâ-baʻd her kazânın salyâne defterleri baʻde’t-tevzîʻ kazâlar
mehâkiminden birer sûret ihrâc ve dersaʻâdetime getürülüb defterlerin birinde fâhiş mâd-
de bulunduğu gibi ol defteri imzâ eden hâkimden ve tevzîʻ eden aʻyân ve iş erlerinden
zecren sehm tahsîl ve ashâb-ı fukarâya redd ü teslim etdirildikten sonra ve o makûle
kuddât ve nüvvâbın isimleri cerîde-i kazâdan hak ve kendüleri nefy-i ebed ile te’dîb ve
aʻyân u zâlim gürûhu ve iş erlerinin dahî sâ’ire ʻibreten cezâları tertîb kılınacağı ve her
taraftan derʻaliyyeme tevârüd eden salyâne defterlerini mütâlaʻa ve her mâddesini mülâ-
haza ederek gereği gibi tefehhüm etmek içün ricâl-i devlet-i ‘aliyyemden mahsûs birisi
bu husûsa nâzır ve taʻyîn kılındığı maʻlûmunuz oldukda işbu emr-i münîfi kazâlarınız
mehâkimine sebt u kayd ve baʻd-ezîn harc-ı imzâ ve aʻyâniyye nâmı ve nâm-ı âher ile
kuddât ve nüvvâb ve voyvoda ve aʻyân içün tevzîʻ defterine bir akçe ve bir habbe zâmm
olunmamak vechile beher sene rûz-ı Kasım’dan rûz-ı Hızır’a ve rûz-ı Hızırdan rûz-ı Ka-
sım’a varınca ol kazânın sahîh masârifi her ne olur ise ismi ve mahalli ve ne mahale ve ne
mikdâr verildiği cümlenin maʻlûmu olarak bi’l-cümle vücûh-ı memleket muvâcehelerinde
defter birle (V. 72/b) beher altı ayda bir defʻa tevzîʻ olunub aralıkda başkaca defter tertîb
ü tevzîʻ olunmakdan ve ismi ve mahalli maʻlûm olmayan masârif-i mechûl defterine
idhâl ile fukarâya mübâʻadet ve her kazânın salyâne defterini işbu sene-i mübâreke rûz-ı
Hızırı’nda ber-minvâl-i muharrer tertîb ve baʻde’t-tevzîʻ sicillâtdan birer sûretini ihrâc
ve derʻaliyyeme irsâle mübâderet edüb bundan böyle senede iki defʻa kazâların salyâne
defterleri baʻde’t-tevzîʻ birer sûretleri mehâkim-i sicillâtdan ihrâc ve dersaʻâdetime irsâl
olunarak bu nizâmın ilâ maʻâşallahu teʻâlâ devâm ü istimrârıyla fukarâ u zuʻafâ ve reʻâyâ
ü berâyânın refâh-ı hâl ve rahâtları istihsâline iʻtinâ ü dikkat eyleyesiz şöyle ki beher altı
ayda bir defʻa masârifât-ı sahîhehin defterlerini irsâlde iğmâz veyâhûd muhâlif-i rızâ-yı
dâverânem kadılar ve nâ’ibler içün harc-ı imzâ nâmı ve nâm-ı diğer ve ism-i âher ile
ve aʻyânlar dahî aʻyâniyye nâmı ve bahâne-i âher ve nâm-ı diğer ile kendi nefsleriyçün

243
salyâne defterlerine bir akçe ve bir habb zamm ve idhâl etmek ve bir senede iki defʻadan
mâʻadâ aralıkda başka defter tertîb fukarâya tevzîʻ ve akçe tahsîl olunmak misillü harekâta
mücâseret olunduğu veyahûd sicillât-ı mehâkimden ihrâc ü irsâl olunan defâtir sûretleri
asıl tevzîʻ defterlerine mutâbık zuhûr etmediği ve işbu menʻ olunan mevâdd-ı zalemenin
isimlerini tebdîl ve masârifât-ı sahîheden add olunacak mevadda da ‘ilâve birle masârifât-ı
kesîre fukarâdan tahsîl olunduğu sırren ve ‘alenen taharrî ü tefahhus birle tahkîk olunmak
lâzım gelür ise bu makûle hilâf-ı evâmir-i ʻaliyyem ve mugâyir-i rızâ-yı padişâhânem
harekete mütecâsir olanlar içün bi-rabbü’l-ka’be(?) baʻd-ezîn ʻafv ü iğmâz bâbı mesdûd
olub beher hâl bâlâda mestûr ve vâʻidât-i şâhânemin icrâsında dakîka fevt olunmayacağı
muhakkak u mukarrerdir âna göre tenbîhât-ı şâhânem muktezâsı üzere evâmir-i ʻaliyyemin
mezâmin-i münîfesini infâza bi’l-ittifâk saʻy-ı mâlâ-kelâm ve hilâf-ı hareketden tevakkî-i
tâmm eylemeniz bâbında fermân-ı ʻâlişânım sâdır olmuşdur buyurdum ki,
Vusûl buldukda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr olan fermân-ı
vâcibü’l-ittibâʻ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı itâʻat-makrûnuyla ʻamel ve hilâfından
hazer ü mübâʻadet eyleyesiz şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız.
Tahrîren fî’l-yevmi’l-evâhir-i şehr-i Cemâziye’l-evvel sene sebʻa ve mie’teyn ve elf
(1207) [4-13 Ocak 1793]
Mûcebince Şeyhü’l-İslâm mektûbu dahî vardır kad ve aslihi’l-binâ fî 22 Ramazan
[3 Mayıs]

V. 73/a, h. 126
Konusu: Vezîr dâ’irelerinde liyâkatsiz kişilerin istihdâm edilmemesi husûsunda
fermân sûreti.

Düstûrûn-ı mükerremûn müşîrûn-ı mufahhamûn nizâmü’l-ʻâlem müdebbir-i umû-


rü’l-cumhûr bi’l-fikri’s-sâkıb mütemmim-i mehâmmü’l-enâm bi’r-re’yi’s-sâ’ib mümehhid-i
bünyânü’d-devle ve’l-ikbâl müşeyyid-i erkânü’s-saʻâde ve’l-iclâl el-mahfûf-ı bi-sunûf-ı
ʻavâtıfi’l-meliki’l-aʻlâ Anadolu’nun sağ kolu yemîn ü yesârıyla nihâyetine varınca vâkiʻ olan
vüzerâ-yı iʻzâm edamallahu teʻâlâ iclâlehum ve eʻâzimü’l-ümerâ-yı kirâm efâhimü’l-kü-
berâ-yı fihâm ʻulü’l-kadr ve’l-ihtirâm ashâbü’l-ʻizz ve’l-ihtişâm el-muhtassûn bi-mezîd-i
ʻinâyeti’l-melîki’l-aʻlâ mîr-i mîrân-ı kirâm dâme ikbâluhum ve akdâ kuddâtü’l-müslimîn
evlâ vülâtü’l-muvahhidîn maʻdenü’l-fezâ’il ve’l-yakîn râfiʻü’l-iʻlâmü’ş-şerîʻat ve’d-dîn
vâris-i umûrü’l-enbiyâ ve’l-mürselîn el-muhtassûn bi-mezîd-i ʻinâyeti’l-melîki’l-muʻîn
mevâlî-i fihâm zîdet fezâ’iluhum ve mefâhirü’l-kuddât ve’l-hükkâm meʻâdinü’l-fezâ’il
ve’l-kelâm sâ’ir kuddât ve nüvvâb zîde fazluhum ve mefâhirü’l-emâsil ve’l-akrân aʻyân-ı
vilâyet ve sâ’ir bi’l-cümle zâbitân zîdet kadruhum tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olucak
maʻlûm ola ki,
Vüzerâ-yı iʻzâm haklarında bu defʻa ittifâk-ı ârâ ile tesvîye ve tertîb olunan kanûnnâ-
me-i cedîdede vüzerâ-yı iʻzâm etbâʻı ʻale’d-devâm ehl-i ʻırz ve rızâperver ve her vechile
hidemât-ı lâyıkaya kâbiliyet ashâbından olagelmişken biraz vakitten berü ecnâs-ı muh-

244
telife vüzerâ hizmetlerinde kabûl olunduğundan içlerine eclâf makûlesi duhûl etmeğle
o makûlenin hilâf-ı rızâ vaz’a cesâret eden ve oldukları dâ’ireyi terk misillü hareketde
bulunan maʻdûd iken bunların bu vazʻları sâ’ir ehl-i ʻırza dahî ‘azv ü isnâd olunmağla
vüzerâ dâ’iresinin perîşânlığı ve ehl-i ʻörf makûlelerinin ‘adem-i nizâm hâllerini müstevcib
olmakdan nâşi fîmâ-baʻd vüzerâ-yı iʻzâm (ve) mîr-i mîrân-ı kirâm dâ’irelerinde bulunan
iç ağası ve delîl ve tüfenkçi ve karakullukçu ve bi’l-cümle ittibâʻ oldukları dâ’irelerde
devâm üzere ʻırzlarıyla mukayyed olarak hidemât-ı lâzımelerinde devâm edüb hodbehod
mufarakat edemeyeler ve içlerinde töhmet u kabahâti zuhûr edenleri mahdûmları te’dîb
edüb müte’eddib ü mütenebbih olmayanları olur ise redd u tard ve fîmâ-baʻd bir mahalde
kabûl olunmamak içün yedlerine izin buyruldusu dahî verilmeye ve yedinde izin buyrul-
dusu olmayan etbâʻ bir dâ’irede kabûl olmayub o makûleden serseri geşt ü güzâr edenleri
bulunur ise kangı sancak ve eyâlet dâhilinde ise hükkâm ve zâbitân maʻrifetleriyle ahz
ü te’dîb olunmak içün bu mâddeler iktizâsına göre memâlik-i mahrûseye neşr-i evâmir-i
‘aliyye ile tenbîh ü te’kîd oluna ve eğer bir vezîrin dâ’iresi kesîr olub gideceği mansûb ol
kadar etbâʻ idâresine vâfi olmadığı sûretde taklîl-i cemʻiyete muhtâc olacağına binâ’en
lüzûmu olmayan etbâʻı âher mahalle intisâb içün her kaç nefer ise iktizâsına göre yedlerine
eyâlet mührüyle memhûr izin buyruldusu iʻtâ eyleye o makûle iʻtâ olunacak buyruldularda
me’zûn kimesnenin müfarekâtı târîhi yazılub buyruldunun târîhi mahalline göre iki üç
ayı mütecâviz olur ise iʻtibârdan sâkıt ola ve târîh-i ‘atîk buyruldu ile vâli maʻiyyetine
vardıkda ‘adem-i kabûlünden gayri buyruldusu dahî yedinden ahz u şakk oluna zîrâ izin
buyruldusu aldıktan sonra serseri etrâf u eknâfda izin buyruldusu yedimde mevcûddur
kimesne mümânaʻat eylemez deyü geşt ü güzâr eylemeleri muhtemel olmakdan nâşi
buyruldularda târîh konulub (V. 73/b) târîh-i buyruldu iki üç ayı tecâvüz eylediği hâlde
buyruldu yedlerinden zâbitân maʻrifetleriyle ahz u şakk oluna ve o makûle me’zûn olub
mansıbı mütehammil olan vâlât dâ’iresinde alıkonulan etbâ’ın derhâl yedlerinden buyrul-
duları alına ve şakk oluna mansıbı mütehammil olan vâlât kapularında o makûle me’zûn
olan hademenin kabûlünde tereddüd olunmaya vüzerâ kapularında izin verilmiş etbâʻın
bî-veche geşt ü güzârları tecvîz olunmayub vardıkları mütehammil kapularda ahz oluna
deyü münderic ve mestûr ve bu nizâm u kânûnun ilâ maʻâşallahu teʻâlâ devâm ü istimrârı
matlûb-ı şâhânem olduğuna binâ’en vech-i meşrûh üzere ʻamel ü hareket ve hilâfından
ittikâ ü mücânebet olunmak fermânım olmağın işbu emr-i şerîfim ısdâr ve ( ) ile irsâl
olunmuşdur.
İmdi siz ki vüzerâ-yı müşâr(ü’nileyh) ve mîr-i mîrân mûmâileyhimsiz bu nizâmın
devâm ü istikrârı ehemm vüzerâ-yı iʻzâm dâ’irelerinde müstahdem tevâbîʻ ü levâhıka râbıt
ve nizâmları husûluyle ihtilâlden masûn ve ehemm o makûle ecnebî ve eclâfın vüzerâ
dâ’irelerine ‘adem-i duhûlleriyle ehl-i ʻırz zümresinden olan etbâʻ-yı vüzerânın tezâyüd-i
kadr ü iʻtibâr ve temyîzlerine ve serseri makûlelerinin endûhiyle ahâlî fukarâsının âsâyiş
ü istirâhatlerine bâdî bir hâlât-ı mergûbeden olmak mülâbesesiyle nizâm-ı mezkûrun ilâ
maʻâşallahu teʻâlâ düstûrü’l-‘amel tutulmasına iʻtinâ ve nezâret olunmak cümleye vâci-
be-i zimmet idüğü ve her bâr taraf-ı şâhânemden taharrî ü tefahhus birle kânûn-ı mezkûr
şurûtunun icrâsını ikdâm ve devâmına ihtimâm eden ve etmeyenler tahkîk olunacağı
maʻlûmunuz oldukda bâlâda mezkûr kânûn-ı cedîd şurûtu mûcibince ʻamel ü hareket
ve devâm ü istimrârıyla dâ’irenizde olan tevâbîʻ ü levâhıkınız muʻtemed ü müreffeh u

245
muntazam olmasına iʻtinâ ü dikkat ve’l-hâsıl şurût-ı muharrere-i mezkûreyi gereği gibi
mütâlaʻa ü mülahâza ederek infâz ü icrâsı ne vechile ihtimâma menût ise öylece ‘amel ve
hilâfından hazer ü mücânebet eyleyesiz ve siz ki mevlânâ ve sâ’ir mûmâileyhimsiz vüzerâ-yı
iʻzâmım tevâbîʻ ü levâhıkı haklarında tertîb olunan şurût muharrere-i mezkûrenin icrâsı
cümlenizden matlûb olmağla işbu emr-i şerîfim sicillât-ı mehâkime sebt u kayd mazmûn-ı
münîfinin ‘ale’d-devâm infâz ü icrâsına bi’l-ittifâk ihtimâm ü dikkat ve hilâf-ı harekete
irâ’et-i ruhsatdan ve bu vesîle ile icrâ-yı nefsâniyet ve garaz dâʻiyyesi ve sâ’ir vechile
kimesneye gadr u taʻaddî vukûʻunu tecvîzden begâyet ittikâʻ eylemeniz bâbında fermân-ı
‘alişânım sâdır olmuşdur vusûl buldukda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şerefyafte-i sudûr
olan fermân-ı vâcibü’l-ittibâʻ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûnu üzere ʻamel eyleyesiz.
Tahrîren evâsıt-ı şehr-i Şaʻbân sene sebʻa ve mie’teyn ve elf (1207) [24 Mart-2
Nisan 1793]

V. 74/a, h. 127
Konusu: Denizli kazâsında Karaman yaylasında öldürülen Ali Beşe’nin eşyâlarını
gösterir defter sûreti.

Bâʻis-i defter oldur ki,


İşbu bin iki yüz sekiz senesinin Muharremü’l-harâmının on ikinci yevm perşenbe
günü [20 Ağustos 1793] fi’l-asıl Alaşehir kazâlarından ticâret tarîkiyle Yârengüme pazâ-
rına varub gelür iken Denizli kazâları toprağında vâkiʻ Karaman yaylası demekle maʻrûf
mahalde beytûtet üzere iken tahmînen nısf-ı leylde kazâ-yı mezbûr sâkinlerinden Ali Beşe
nâm kimesneyi maktûl edüb kâtilleri nâ-maʻlûm olub üzere137 mevcûd olan eşyâlarının
defteridir ki zikr olunur;

ʻAded
Sarık 19
Sahân 1
Peşkir 2
Sagîr bıçak 1
Heybe 1
Seccâde 1
Köhne miltân 1
Bârgîr 1
Yağmurluk 1
Şalvâr 1
Heybede olan boğası 2
Yükde olan boğası 310
Maktûl-i mezbûrun zâhir eşyâları bunlardır

137 [Ç.N.] “üzerinde” olmalı.

246
V. 74/a, h. Belirtilmemiş
Konusu: Kapusuz delîl ve tüfenkci tâ’ifelerinin ahâlîden vergi toplamalarına izin
verimemesi husûsunda buyruldu sûreti.

Şerâyiʻ-i şiʻâr Çal ve Baklan ve Dazkırı ve Şeyhlü ve Homa Kenler (Geyikler) ve


Honaz ve Denizli ve tevâbiʻ kazâların kadıları fazîletlü efendiler zîde fazluhum ve mefâ-
hirü’l-emâsil ve’l-akrân voyvodaları ve aʻyân ve zâbitân bi’l-cümle vücûh zîde kadruhum
inhâ olunur (ki),
Bir müddetten berü kapusuz delîl ve tüfenkci tâ’ifeleri eyâlet-i Anadolu kazâlarında
serseri geşt ü güzâr ve yem ve yiyecek ve diş kirâsı ve gel geç akçesi nâmıyla fukarâ-yı
raʻiyyete îsâl-i mazarr u hasâr eyledikleri lede’l-ihbâr o makûlelerin yedlerinde ket-
hüdâmızın mühürlü tezkiresi olmadığı sûretde kapusuz olub konak verilmeyüb tard u
ibʻâdlarına mübâderet ve eğer ‘avd-i itâʻat birle muhârebeye tasaddî eylemek ihtimâlleri
olur ise demleri heder olub mukâbele-i bi’l-misil harbe tasaddî birle bi-eyyi vechi-kân
defʻ-i izâlelerine ikdâm olunmak bâbında bundan akdem buyruldular neşr olunmuş
iken ile’l-ân bir eserinin ʻadem-i zuhûru mücerred kazâhâ aʻyân ve zâbitânın ve ferd-i
ahâlîlerinden baʻzı şerr endişelerin iğmâz ü tekâsüllerinden ve baʻzen zümre gayreti ve
baʻzen ittifâk-ı şekâvetleri olmak mülâbesesinden olduğu zâhir ve husûs-ı mezkûr der-
bâr-ı muʻadelet-karâra ‘arz u takdîm olunduğuna binâ’en bu defʻa mü’ekked ü müşedded
tarafımıza ve cümleye hâssaten vürûd eden fermân-ı cihânmutâʻımın bir sûreti ihrâc ve
tarafınıza irsâl olunmağla ve vusûlünde feth u kırâ’at ve mazmûn-ı münîfi iʻlân ü işâʻat
olunub fîmâ-baʻd dahî şerr endişeler kasaba u kurâlarınızda gelüb beytûtet ve taʻaddiyâta
cesâret eylediklerinde zümre gayreti ve himâyet u sıyânet ve veyâhûd mülahâza-yı âhe-
re mebnî tertîb-i cezâlarında iğmâz ve betâ’et gûna hâlât her kimlerden zuhûr eder ise
vehâmet ü nedâmeti kendülere racî olub yerlerine karyeler ahâlîleri aʻyân ve zâbitânın
tertîb-i cezâlarına ikdâm birle infâz-ı emr-i ‘âlîye mübâderet olunacağını tefhîm ü telkîn
ederek dakîka-yı vâhide tevakkuf etmeyüb mazmûn-ı emr-i ‘âlî üzere kapusuz gürûhunun
bulundukları mahallerde bilâ-âmân tertîb-i cezâ ve ser-i maktûʻları dîvân-ı Anadolu’ya
irsâl olunmak bâbında bi’l-ittifâk dâmen-i dermiyân-ı gayret ve ol vechile te’mîn-i bilâd
ve irâde-i emvâl-i ‘ibâd husûslarında bezl-i cell-i miknet olunmak içün ber-mûceb-i emr-i
ʻâlî dîvân-ı Anadolu’dan işbu buyruldu tahrîr ve ısdâr ve ( ) ile tatar odabaşımız kıdve-
tü’l-emâsil ve’l-akrân Mustafâ zîde kadruhu ile irsâl olunmuşdur vusûlünde gerekdir ki
ber-vech-i meşrûh bâlâda sebt ü beyân olunduğu üzere ber-mantûk-ı emr-i ‘âlî ve mûceb-i
buyruldu ʻamel ü hareket eyleyesiz deyü.
25 Muharrem sene 1208 [2 Eylül 1793]

V. 74/b, h. Belirtilmemiş
Konusu: Denizli’de Horsalaz mahallesi sâkinelerinden iken vefât eden Ümmü
Gülsüm hâtunun tereke kaydı.
Fi’l-asıl Yârengüme karyesinden olub medîne-i Denizli mahallâtından Horsalaz

247
mahallesi sâkinelerinden iken fevt olan Ümmü Gülsüm hâtunun zâhire vâris-i ma‘rûfu
olmayub maʻrifet-i şerʻ vasîsi Ahmed Beşe maʻrifetiyle ve voyvoda ağa maʻrifetiyle zâhire
ihrâc olunan müteveffiyenin mâl terekesidir ber-vech-i âtî zikr olunur;

ʻAded Akçe Gurûş


Nukûd 95
Bütün altûn 4 16
Mısır altûnu 5 15
İslambol nısfiye 4 88
Mısır nısfiyesi 4 6
Defʻa beyâz akçe 33
Kırk al eski zamân akçesi 5
Odabaşı maʻrifetiyle ihrâc 14
Kerîmoğlu Ahmed zimmetinde 9
Sini 1
Bağ bakracı 1
Tencere kapaklı 1
Sahân 1
Tava 1
Filcân tepsisi 1
Yorgan 1
Döşek 1
Sel-i(?) müstaʻmel 1
Kaftân 1
Muhâyer 1
Şam alaca kaftân 1
Kuşâk 1
İplik alaca arşûn 2
Kettân bezi 1
Cedîd gömlek kenârlı 1
Cedîd sarık 1
Bürgü 2
Döşek yüzü 1
Donluk parçası 2
Minder yüzü 1
Peşkîr 2
Çarşaf 3
Yasdık yüzü 2
Mücessem 2

248
Tob bez penbe 1
Tahra 1
Kantâr 1
Balta 1
Buğday ölçek 2
Darı ölçek 3
Penbe kıyye 30
Çenber 1
El değirmeni taşı 2
Menzil ve bağ Tahmînen 850
Müteveffiye-i mezbûrenin vasiyeti techîz (ve)
35
tekfîn
Müteveffiye-i mezbûrenin zâhire ihrâc olunan mâlı bunlardır işbu mahale kayd
olundu;

İhrâcât-ı masârif-i müteveffiye-i mezbûr Gurûş


Techîz (ve) tekfîn 35
Resm-i kısmet 35
Resm-i ağa 35
Odabaşıya ve hizmetkârına hizmet 15
Yekûn-ı ihrâc
120
Yüz yirmi gurûş
V. 74/b, h. Belirtilmemiş
Konusu: Denizli’de Elmalıtarla sâkinlerinden iken vefât eden Babuccu zevcesi nâm
hâtunun tereke kaydı.
Medîne-i Denizli kasabası sâkinlerinden Elmalıtarla’da Babuccı zevcesi nâm hâtun
fevt olub vâris-i ma‘rûfu olmamakla terekesi beytü’l-mâla âʻid olub mevcûd olan terekesi
işbu mahale kayd olundu.

Gurûş/Kıymet-i
ʻAded
Gurûş
Bağ 1 150
Köle Hacı Yûsufoğlu Hasan Ağa zimmetinde 30
Deveoğlu İbrâhîm zimmetinde 23
Techîz (ve) tekfîn 23
Hâkim Efendi’ye 15
Çukadâriyye 3
Hizmet 15

249
V. 75/a, h. 128
Konusu: Kütâhiyye sancağından satın alınacak zahîre husûsunda fermân sûreti.

(Bin iki yüz) iki ve (bin iki yüz) üç ve (bin iki yüz) dört senesinin
hatt-ı bekâyâ fermânı
Düstûr-ı mükerrem müşîr-i mufahham nizâmü’l-ʻâlem müdebbir-i umûrü’l-cumhûr
bi’l-fikri’s-sâkıb mütemmim-i mehâmmü’l-enâm bi’r-re’yi’s-sâ’ib mümehhid-i bünyâ-
nü’d-devle ve’l-ikbâl müşeyyid-i erkânü’s-saʻâde ve’l-iclâl el-mahfûf-ı bi-sunûf-ı ʻavâtı-
fi’l-meliki’l-aʻlâ hâlâ Anadolu vâlisi vezîrim el-Hâc Ali Paşa edamallahu teʻâlâ iclâluhu
ve akdâ kuddâtü’l-müslimîn evlâ vülâti’l-muvahhidîn meʻâdinü’l-fezâ’il ve’l-yakîn râfîʻ-i
iʻlâmü’ş-şerîʻat ve’d-dîn vâris-i ʻulûmü’l-enbiyâ ve’l-mürselîn el-muhtassûn bi-mezîd-i
ʻinâyeti’l-melîki’l-muʽîn mevlânâ Kütâhiyye kadısı zîdet fezâ’iluhum ve mefâhirü’l-kuddât
ve’l-hükkâm meʻâdinü’l-fezâ’il ve’l-kelâm Kütâhiyye eyâletinde vâkiʻ kazâların kadıları
ve nâ’ibleri zîde fazluhum ve kıdvetü’l-emâcid ve’l-aʻyân Kütâhiyye mütesellimi sâbık
müteveffâ Abbâs’ın zimemâtına me’mûriyetle el-yevm ol cânibde olub bu husûs dahî
ʻilâve-i me’mûriyeti kılınan Hâfız Mustafâ zîde mecduhu tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl
olucak maʻlûm ola ki,
Bin iki yüz iki senesinden dört senesi gâyetine değin eyâlet-i Kütâhiyye’da vâkiʻ
kazâlardan mütesellim-i sâbık müteveffâ Abbâs maʻrifetiyle mübâyaʻası müretteb olan
maʻlûmü’l-mikdâr zahâ’irin ber-mûceb-i kuyûd iktizâ eden hatt-ı bekâyâsının tahkîk ve
zâhire ihrâcı husûsuna irâde-i ʻaliyyem taʻalluk etmekden nâşî zahâ’ir-i mezkûrenin sene
be sene tevzîʻâtları sûret-i sicillâtıyla ʻaynen ve bedelen mübâyaʻacının tahsîl ve makbûzu
olan hıntanın mikdâr ve kazâları müteveffâ-yı merkûmun kâtib ve mübâyaʻaya me’mûr
adamlarından ve sâ’irlerinden tahkîk ve zâhire ihrâc ve defteri irsâl olunmak bâbında
müşârü’n-ileyhe hitâben sâdır olan emr-i şerîfime cevâb olarak gelen tahrîrât mefhûmunda
ber-mûceb-i emr-i şerîf bekâyâ-yı mezkûrenin defteri lede’t-tefahhus takdîm olunmuş
ise hemân bi’l-ihbâr terkîm olunan teslîmâtın sıhhati bilinmesi ve mübâyaʻa-yı sâbık u
lâhik beynlerinde muhâsebeler ne vechile rü’yet olunmuş idüğü ol tarafda tahkîk oluna-
mayacağı zâhir ve kâffe-i keyfiyât-ı mübâyaʻanın ber-vech-i terfîk zâhire ihrâcı beher hâl
eyâlet dâhilinde vâkiʻ mübâyaʻa müretteb olan mahallere mübâşir neşriyle müceddeden
tashîhe ikdâm olunmağa mütevaffık olacağı ol makûle bekâyâ-yı mezkûrenin tahsîline
mübâşeret ve ikdâm eylemek üzere taraf-ı devlet-i ‘aliyyemden bir muʻtemed mübâşir
taʻyîn ve kazâlara varub tertîbât-ı mezkûreyi mütâlebe ederek mübâyaʻacı sâbık u lâhik
taraflarından memhûr ve maʻmûlün-bih edâ tezkiresi ibrâz edenler muʻteber tutulmak ve
edâ tezkiresi ibrâz edemeyenlerin hisse-i mübâyaʻaları tahsîline ikdâm olunmak üzere
me’mûr kılınması tabîʻat-ı maslahat idüğü ve sen ki zimemât tahsîline me’mûr-ı mûmâi-
leyh Hâfız Mustafâ zîde mecduhusun sen mâdde-i mezkûrenin ʻuhdesinden gelmeğe kâdir
ve sadâkatkâr olduğun ecilden husûs-ı mezbûr ʻuhdene ihâle olunduğu sûretde bekâyâ-yı
mezkûrenin zâhire ihrâcına ikdâm edeceğin müşârü’n-ileyhe tahrîr ü işʻâr ve ber-mûceb-i
emr-i şerîf bekâyâ-yı mezkûrenin haber verildiğine göre tahrîr olunan bir kıtʻa defterini
irsâl etmekden nâşî müşârü’n-ileyhin iltimâsı üzere husûs-ı mezbûre taʻyîn kılınmak husû-

250
suna irâde-i ʻaliyyem taʻalluk eylediği ecilden ber-mantûk-ı kuyûd eyâlet-i mezkûreden
iki yüz iki ve üç ve dört senelerine mahsûben müretteb olan mübâyaʻa zahâ’irinin tertîbi
ve ʻaynen ve bedelen teslîmât ve bekâyâsı tasrîhiyle mevkûfâtdan bir kıtʻa sûret-i defteri
ihrâc ve derûn-i emr-i şerîfime mevzûʻan irsâl olunmağla me’mûriyetine hâvî bâ-takrîr
işbu emr-i ‘âlîşânım ısdâr ( ) ile irsâl olunmuşdur.
İmdi vusûlünde muktezâ-yı me’mûriyetin üzere eyâlet-i mezbûrede vâkiʻ mübâ-
yaʻa müretteb olan kazâlara varub mukaddem ve bu defʻa sâdır olan evâmir-i şerîfim
mucîblerince eyâlet-i mezkûre mübâyaʻası ‘an-asl kaç kazâya ve kaç kîle tarh ü tevzîʻ
olunmuşdur maʽrifetin ve maʽrifet-i şerʻ ve cümle ittifâkıyla gereği gibi tashîh u tahkîk
birle kazâların isimleri ve seneleri ve tahsîlât ve bekâyâları tasrîhiyle şekk ü şübheden ‘ârî
olarak mefrûzât üzere defter edüb zahâ’ir-i mezkûreyi ʻaceleten irsâl ü tesyîre ihtimâm
ü dikkat (V. 75/b) eyleyesin şöyle ki sinîn-i mezkûre tertîbinden hisse-i mübâyaʻalarını
edâ edenlerden mükerreren mübâyaʻa taleb olunması tecvîz olunmamağla hisselerini edâ
eylediklerini müşʻîr yedlerinde memhûr ü mümzâ edâ tezkiresi olanları hilâf-ı rızâ bekâyâ
defterine idhâlden ve mugâyir-i emr-i ʻâlişânım vazʻ u hareketden gâyetü’l-gâye hazer ü
mücânebet eylesiz ve siz ki vezîr-i müşâr ve mevlânâ ve kuddât-ı mûmâileyhümâsız sizler
dahî mûceb-i emr-i şerîfimle ʻamel ü hareket ve bekâyâ-yı mezkûrenin tashîh u tahkîki
husûsunda mübâşir-i mûmâileyhe muʻâvenet ü müzâheret ve bu bahâne ile fukarâya zerre
kadar zulm u taʻaddî vukûʻun tecvîzden mübâʽadet eylemeniz bâbında fermân-ı ‘âlîşânım
sâdır olmuşdur buyurdum ki,
Vardıkda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr olan işbu emr-i şerîf-i
ʻâlişân-ı vâcibü’l-ittibâʻ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı itâʻat-makrûnuyla ʻamel edüb
hilâfına bir vechile rızâ ü cevâz göstermeyesiz şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız.
Tahrîren ʻaşer-i Zi’l-kaʻde sene sebʻa ve mie’teyn ve elf (1207) [19 Haziran 1793]
(Kostantiniyye) el-Mahrûse

Fermân-ı ‘âlişân mûcebince Kütâhiyye vâlisi el-Hâc Ali Paşa hazretlerinin buy-
ruldusu vârid olmuşdur işbu mahalle kayd olundu.
V. 75/b, h. 129
Konusu: Yapağıdan alınacak verginin yeniden düzenlendiği husûsunda fermân sûreti.

Yapağı fermân sûretidir


Akdâ kuddâtü’l-müslimîn evlâ vülâtü’l-muvahhidîn maʻdenü’l-fezâ’il ve’l-yakîn râfiʻ-i
iʻlâmü’ş-şerîʻat ve’d-dîn vâris-i ‘ulûmü’l-enbiyâ ve’l-mürselîn el-muhtâsûn bi-mezîd-i
ʻinâyeti’l-melîki’l-muʻîn mevlânâ Kütâhiyye kadısı zîdet fezâ’iluhu ve mefâhirü’l-kuddât
ve’l-hükkâm meʻâdinü’l-fezâ’il ve’l-kelâm Tavşanlu ve Altuntaş ve Lazkiyye ve Ezîne ve
Gököyük ve Baklan ve Honaz ve Şeyhlü ve Çal ve Uşak ve Banaz ve Serge ve ve Akçe
Eşme ve Dağardı ve Selendi ve Çakırca ve Küre-i Selendi ve Dazkırı ve Atay-ı Eşme ve

251
Homa Kenler (Geyikler) ve Simav ve Eğrigöz ve Kula ve Gedüs kazâlarının kadıları ve
nâ’ibleri zide fazluhum ve kıdvetü’l-emâcid ve’l-aʻyân bu defʻa yapağı rüsûmâtı tahsîli
ber-vech-i emânet ʻuhdesine ihâle olunan dergâh-ı muʻallâm kapucıbaşılarından el-Hâc
İsmâil zîde mecduhu ve mefâhirü’l-emâsil ve’l-akrân aʻyân ve zâbitân zîde kadruhum
tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Fimâ-baʻd memâlik-i mahrûsemde vâkiʻ iskele ve berrî u bahrî sâ’ir mahallerde fürûht
olunan yapağının beher kıyyesinden birer para müceddeden resm alınmak üzere tanzîmine
irâde-i şâhânem taʻalluk etmekle Anadolu ve Rumili sâhillerinden ve Haleb ve Trablusşam
iskelelerinden ve İzmir ve Selanik ve Bosna taraflarından âher mahallere fürûht ü beyʻ
ü şirâ olunan yapağıdan kadîm olan gümrük ve sâ’ir virgülerine halel gelmemek şartıyla
beher kıyyesinden cânib-i mîrî içün birer para resm-i mîrîleri bâyiʻleri tarafından ahz u
tahsîl olunmak ve iştirâ edenlerin gerek Müselmân ve gerek kefere emînin tezkiresiyle
iştirâ edüb emînin tezkiresi olmayan iskele ve sâ’ir mahallerde gerek Müselmân ve gerek
kefere sefînelerine vazʻ u tahmîl ve yük bağlanmamak ve yapağı ashâbından mücerred
resmin vermemek içün birer bahâne ile muʻayyen olmayan baʻzı mahfî mahallerden imrâr
edenler ele girdikde ikişer kât resm-i mîrîleri zecren tahsîl olunmak ve resm-i mezkûre
vakt-ı mukarrere-i mîrîye tahtına idhâl olunmuş olduğuna binâ’en bir akçenin kesr u
noksânına bir dürlü mesâğ olmamağla vakten mine’l-evkât sebeben mine’l-esbâb şurût ü
nizâmının bir vechile tebdîl ü tegayyirine müsâʻade olmamağla bir tarîkle kesr-i vâridâtı
mûcib hâlâta cesâret edenler olur ise mâl-ı mîrîyenin kesr u taʻtîline sebeb olduklarından
maʻrifet-i şerʻle te’dîb olunmak ve ümenânın şekk ü şikâyeti müsemmir ve mü’essir olub
te’kîd-i nizâmını ber-mûceb-i istidʻâ olunan evâmir-i (V. 76/a) şerîfem ısdâr olunmak
şerâʻiti düstûrü’l-‘amel tutulmak ve re’s-i senesi Mart ibtidâsından olmak ve işbu sekiz
senesi Muharrem’i gurresinden [9 Ağustos 1793] îrâd-ı cedîd-i hümâyûnum hazînesi ta-
rafından zabt olunmak üzere müceddeden tanzîm ve hazîne-i ‘âmirem defterlerine kayd
olunmak ve işbu iki yüz sekiz138 senesi Muharrem’i gurresinden [9 Ağustos 1793] sene-i
mezbûr Mart’ına [Mart 1793] dek Anadolu eyâletinde zikr olunan kazâlardan çıkub diyâr-ı
âhere fürûht ve beyʻ ü iştirâ olunan yapağıdan kadîm olan virgülerinden mâʻadâ birer
para resm-i mîrîleri bâyiʻleri taraflarından tamâmen ahz u kabz ve maʻmûlün-bih mümzâ
defteriyle îrâd-ı cedîd-i hümâyûnum hazînesi tarafına irsâl ü teslîm olunmak içün resm-i
mezkûrun tahsîli emâneten kapucıbaşı-yı mûmâileyh zîde mecduhuya ihâle olunmağla
mûmâileyh maʻrifetiyle tahsîliyçün emr-i şerîfim (emr-i şerîfim) sudûrunu îrâd-ı cedîd-i
hümâyûnum defterdârı iftihârü’l-ümârâ ve’l-ekâbir Mustafâ Reşid dâme ʻuluvvuhu bâ-
takrîr inhâ etmeğin mûcebince ʻamel ü hareket olunmak fermânım olmağın işbu emr-i
celîlü’l-kadrim ısdâr ve ( ) ile irsâl olunmuşdur.
İmdi vusûlünde siz ki mevlânâ ve kuddât ve nüvvâb-ı mûmâileyhimsiz bâlâda mestûr
ü beyân olunduğu üzere Anadolu eyâletinde vâkiʻ zikr olunan kazâlardan çıkub diyâr-ı
âhere fürûht olunan yapağıdan kadîm olan gümrük vesâ’ir virgülerine halel gelmemek
şartıyla beher kıyyesinden birer para resm-i mîrîleri ber-vech-i emânet mûmâileyh maʻri-
fetiyle bâyiʻleri taraflarından tamâmen ahz u kabz ve tahsîl ve îrâd-ı cedîd-i hümâyûnum

138 [Ç.N.] İki defa yazılmıştır.

252
hazînesine tesyîri husûsunda mûmâileyhe iʻânet ve hilâf-ı şurût-ı nizâm ve vazʻ hareket
zuhûrunda ihtirâz ü mücânebet eylemeniz bâbında fermân-ı ‘âlişânım sâdır olmuşdur.
Tahrîren fî evâsıt-ı şehr-i Saferü’l-hayr sene semân ve mie’te ve elf (1208) [18-27
Eylül 1793]

V. 76/b, h. 130
Konusu: Denizli halkının zimmetlerinde kalan meblağın tahsîli ile ilgili fermân sûreti.

Düstûr-ı mükerrem müşîr-i mufahham nizâmü’l-ʻâlem müdebbir-i umûrü’l-cumhûr


bi’l-fikri’s-sâkıb mütemmim-i mehâmmü’l-enâm bi’r-re’yi’s-sâ’ib mümehhid-i bün-
yânü’d-devle ve’l-ikbâl müşeyyid-i erkânü’s-saʻâde ve’l-iclâl el-mahfûf-ı (bi-sunûf-ı)
ʻavâtıfi’l-meliki’l-aʻlâ hâlâ Anadolu vâlisi vezîrim el-Hâc Ali Paşa edamallahu teʻâlâ
iclâluhu ve kıdvetü’l-kuddât ve’l-hükkâm maʻdenüˈl-fezâ’il ve’l-kelâm Mevlânâ Denizli
kadısı zîde fazluhu tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Maktûl Hasan Çavuşzâdelerin zimemâtından olmak üzere Denizli ahâlîsi zimmetle-
rinde bâ-iʻlâm-ı şerʻî matlûb olan yirmi bir bin beş yüz gurûşun tahsîliyçün de muhallefât
mübâşiri dergâh-ı muʻallâm kapucıbaşılarından Mehmed Bey dâme mecduhu tarafından
mahsûs âdem taʻyîniyle lede’l-mütâlebe ahâlî-i merkûm cevâblarında ber-vech-i muharrer
deynleri olan meblağ-ı mezbûru müteveffâ Binbaşı Osmân’a ve tarafından nasb eylediği
vekîline edâ ü teslîm eylediğimizi müş’îr yedlerinde edâ senedâtı vardır deyü senedât-ı
mezkûrenin memhûr ü mümzâ yedi kıtʻa sûretleri derʻaliyyeme irsâl olunduğunu kapucı-
başı-yı mûmâileyh bu defʻa dersaʻâdetime tahrîr ü irsâl ü inhâ ve zikr olunan sûretleri irsâl
etmekle hazîne-i ‘âmirem defterleri tetebbuʻ olundukda zikr olunan Denizli mukâtaʻası iki
yüz iki senesine mahsûben maktl-i mezbûrlardan Hacı Bekir’in ʻuhdesinde olub ahâlîleri
zimmetlerinde kalan kırk beş bin gurûşun bekâyâdan vekîli Abdülfettâh maʻrifeti(y)le ahâlî-i
merkûmenin ikrâr ü iʻtirâfları üzere bâ-iʻlâm-ı şerʻî zimmetleri olan meblağ-ı mezbûr yirmi
bir bin beş yüz gurûşun mübâşir-i mûmâileyh maʻrifeti(y)le tahsîli içün verilen sûret-i
deftere dâhil olub ancak meblağ-ı mezbûr yirmi bir bin beş yüz gurûş iʻlâm-ı şerʻî ile
olduğundan mâʻadâ bekâyâ-yı sahîheden olduğu bundan akdem maktûl-i merkûmun kâtibi
mahrem-i esrârı Ömer dahî inhâ etmekden nâşi bu takdîrce ahâlî-i merkûmenin daʻvâları
kizb olduğu zâhir olduğuna binâ’en meblağ-ı mezbûr yirmi bir bin beş yüz gurûşun sen ki
vezîr-i müşârü’n-ileyhsin inzimâm-ı re’y u maʻrifetin ve maʻrifet-i şerʻle aʻlâ vechi-kân
tahsîline irâde-i seniyyem taʻalluk etmekle vürûd-i emr-i şerîfimde ahâlî-i mezkûrenin o
makûle ‘illet ü iʻtizârlarına havâle-i semʻ ü iʻtibâr eylemeksizin zimmetleri olan meblağ-ı
mezbûru bi-eyyi vechi-kân tamâmen ve kâmilen tahsîl ve ʻaceleten dersaʻâdetime irsâl
ve hazîne-i ‘âmireme teslîme bezl-i cell-i himmet eylemek fermânım olmağın işbu emr-i
‘âlîşân ısdâr ( ) ile irsâl olunmuşdur.
İmdi vusûlünde ahâlî-i mezkûrenin daʻvâları kizb olduğu müstebân olmakdan nâşi
zimmetleri olan meblağ-ı mezbûr bi-eyyi hâl tekmîlen tahsîli matlûb-ı şâhânem idüğü
maʻlûmun oldukda ahâlî-i merkûmenin o makûle ‘illet ü iʻtizârlarına havâle-i semʻ ü

253
iʻtibâr eylemeksizin mebâliğ-i mezbûr yirmi bir bin beş yüz gurûşu bi-eyyi vechi-kân
tamâmen ve kâmilen tahsîl ve serîʻan ve ʻaceleten dersaʻâdetime irsâl ve hazîne-i ‘âmi-
reme teslîmi husûsuna sarf-ı küllî miknet eyleyesin ve sen ki kadı-yı mûmâileyhsin sen
dahî mûceb-i emr-i şerîfimle ʻamel ü hareket eylemek bâbında fermân-ı ʻâlişânım sâdır
olmuşdur buyurdum ki,
Hükm-i şerîfimle vardıkda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şerefrîz-i sudûr olan işbu
emr-i şerîf celîlü’ş-şân-ı vâcibü’l-ittibâʻ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı münîfi üzere
‘amel eyleyesiz şöyle bilesiz ‘alâmet-i şerîfe iʻtimâd eyleyesiz.
Tahrîren fi’l-yevmi’s-sânî-i ʻışrîn-i Safer sene semân ve ve mie’teyn ve elf (1208)
[29 Eylül 1793]

V. 77/a, h. 131
Konusu: Eşkıyâ tarafından parası ve eşyâsı gasp edilen Denizli Voyvodası İsmâil’in
zimmetindeki paranın ödemesi ve Denizli halkından alacağı olan meblağın tahsîli husû-
sunda fermân sûreti.

Baltalı fermânıdır
Kıdvetü’l-kuddât ve’l-hükkâm maʻdenüˈl-fezâ’il ve’l-kelâm Mevlânâ Denizli kadısı
zîde fazluhu tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Denizli voyvodası sâbık kıdvetü’l-emâsil ve’l-akrân es-Seyyid İsmâil zîde kadru-
hunun südde-i saʻâdetkarârıma takdîm eylediği ʻarz-ı hâl mefhûmunda iki yüz bir ve iki
senelerinde Denizli ve tevâbiʻ mukâtaʻası iltizâmen mûmâileyhin ʻuhdesinde iken kazâ-yı
mezbûr sükkânından kendü hâlinde olmayan maʻlûmü’l-esâmî eşkıyâ mûmâileyhin kona-
ğını basub derʻaliyyeme irsâl eylemek üzere hazîneye rabt olunmuş yetmiş bin gurûşdan
mütecâviz nukûduyla sîm raht ü bisât ve mefrûdât ü melbûsat-ı emvâl ü eşyâ-yı sâ’ire ve
evânî-i nühâs ve hayvânını gasb ve bunu iʻdâm eylemek üzereler iken ber-takrîb yedle-
rinden tahlîs ü firâr eylediği ve bundan mâʻadâ ahâlî-i merkûme zimmetlerinde alacağı
olan elli beş bin beş yüz elli üç buçuk gurûş ahâlî-i merkûmenin ikrâr ü iʻtirâflarından
sonra mârü’z-zikr gâret eyledikleri nukûduyla bekâyâsı aʻlâ mehlin edâya müteʻahhid
ve emvâl ü eşyâsı içün dahî seksen kimse üzerine müsâlehâ birle taraf-ı şerʻden bir kıtʻa
hüccet-i şerʻiyye iʻtâ olunub hüccet ve iʻlâm-ı şerʻiyye mucîblerince min-haysü’l-mec-
muʻ ahâlî-i merkûme zimmetlerinde alacağı olan doksan beş bin beş yüz elli üç buçuk
gurûşu mütâlebe eylediğinde iʻzâr-ı gayr-ı meşrûʻ îrâdıyla edâda taʻallül u muhâlefet ve
gadr-ı irâdesinde oldukların inhâ ve mübâşir maʻrifeti(y)le mahallinde şerʻle görülüb
ihkâk-ı hakk mümkün olmaz ise vücûh-ı beldeden birkaç neferin derʻaliyyeme ihzârları
bâbında emr-i şerîfim sudûrunu istidʻâ eylediği ecilden mübâşir maʻrifeti(y)le mahallinde
şerʻle rü’yet ve ihkâk-ı hakk mümkün olmaz ise vücûh-ı beldeden çend neferin ihzârları
fermânım olmağın,
İmdi sen ki mevlânâ-yı mûmâileyhsin maʻrifetin ve mübâşir-i mûmâileyh maʻrifeti(y)

254
le mahallinde merkûmları meclis-i -i şerʻe ihzâr ve hakk-ı ‘adl üzere terâfuʻ-yı şerʻ ve
mukaddemâ bir defʻa şerʻle görülüb fasl olunmayan husûslarını tamâmen hakk u ‘adl üzere
mukayyed olub göresin inhâ olunduğu üzere ise ol bâbda muktezâ-yı şerʻü’l-kavîmle ‘amel
edüb dahî vech-i meşrûh üzere ber-mûceb-i hüccet ü iʻlâm -ı şerʻiyye ahâlî-i merkûme
zimmetlerinde olan sâlifü’l-beyân doksan beş bin beş yüz elli üç buçuk gurûş hakkını
baʻde’s-sübût hükm edüb tamâmen ve kâmilen tahsîl ve bî-kusûr mûmâileyhe teslîm birle
icrâ-yı şerʻe ve ihkâk-ı hakka mezîd-i ihtimâm ü dikkat eyleyesin şöyle ki eğer mahallinde
ihkâk mümkün olmaz ise vücûh-ı beldeden çend neferini mübâşir-i mûmâileyhe terfîkan
derʻaliyyeme ihzâr ve irsâllerine mübâderet ve hilâfından hazer ve mübâʻadet eylemek
bâbında fermân-ı ʻâlişânım sâdır olmuşdur,
Vusûl buldukda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr olan fermân-ı
vâcibü’l-ittibâʻ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı itâʻat-makrûnuyla ʻamel ü hareket ve
hilâfından begâyet ittikâʻ ü mübâʻadet eyleyesin şöyle bilesin ‘alâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasın.
Tahrîren fî evâhir-i şehr-i Saferü’l-hayr sene semân ve mie’teyn ve elf (1208) [28
Eylül - 6 Ekim 1793]

V. 77/b, h. Belirtilmemiş
Konusu: Donanma-yı hümâyûn için talep olunan kalyoncu neferinin kaydı.

Kalyoncu neferin kayd olunmuşdur

Osmân Beşe Başbuğ


ʻAlemdâr es-Seyyid Abdullah
Çavuş Halîl
Köleoğlu Osmân
Kalaycıoğlu Osmân
Karcılı Osmân
Kuşbâz-ı mâʻî
Gümüşçaylı Mercân oğlu Hasan
Çakmaklı Deli Hüseyin
Gümüşçaylı Kara Hüseyin
Hacı Gülşenî oğlu Mehmed
ʻAbdioğlu Deli Ahmed
İlbadılı Deli Ahmed
Çıblak oğlu Mehmed Beşe
Ve Hamza oğlu Mehmed
Karakadı oğlu Mehmed
Cin Ali oğlu Veli Ahmed

255
Köleoğlu Yeğeni Ömer
Çekirdekçi oğlu Mehmed
Yörük oğlu Ali
Karcılı Süleymân
Çakmaklı Deli Mustafâ
Kirişçi Kel Mehmed
Derviş oğlu İbrâhim
Temürcü oğlu Ahmed
Tabak oğlu Ahmed
Semerci Mustafâ
Helvacı İbrâhim
Kınıklı Süleymân
Kazancı Deli Ahmed
İlyâs oğlu Mehmed
Keçeci Mehmed
Sarrâc Hüseyin
Isbanak oğlu Hüseyin
Çekirdekçi Deli Ali
Berber İlik Osmân
Boyacı Mavi Ali
Kör Emice
Kabakçı oğlu
Beştaş oğlu Ali
Kahveci Abdullah oğlu
Ekmekçi Mûsâ oğlu
Kahveci Ziyâki
Ömer Hoca oğlu Mehmed
Müslüm oğlu Süleymân
Tahmas oğlu Ali
Odabaşı oğlu Mustafâ
Hacı Nâsuh oğlu
Cöle oğlu Kayını Mehmed
Sinân oğlu Mehmed

V. 77/b, h. Belirtilmemiş
Konusu: Vârisi olmayan Müteveffâ Değirmenci Emir Mehmed’in beytü’l-mâla
kalan terekesinin kaydı.

256
Medine-i Denizli kasabası sâkinlerinden iken bundan akdem fevt olan Değirmenci
Emîr Mehmed nâm kimesne fevt olub vâris-i ma‘rûfu olmamakla terekesi beytü’l-mâla
ʻâid olmakla maʻrifet-i şerʻle tahrîr olunan terekesinin defteridir ki zikr olunur;

ʻAded Keyl Dönüm Gurûş/Kıymet-i Gurûş


Gözle bağı 1 120
Buğday 12 60
Menzil eşyâsı 20
Yaya bağ 4 250
Merkeb 25
Mine’l-ihrâcât

Gurûş
Vasiyet 40
Mehr-i zevce 40
Mehr 35
Hâkim efendiye 25
Deyn-i değirmen kirâsı 50
Hizmet 30
Sahîhü’l-bâki beytü’l-mâl zimmetinde kalan 250

V. 78/a, h. 132
Konusu: Bin iki yüz yedi senesi rûz-ı Kasım’ında Denizli kazâsında olan tevzîʻâtın
masrafından Denizli kazâsı hissesine düşen meblağı gösterir defter.

Bâʻis tahrîr-i hurûf oldur ki,


İşbu bin iki yüz yedi senesi rûz-ı Kasımı’nda Denizli kazâsında olan tevzîʻâtın mas-
rûfât defteridir ki ber-vech-i âtî zikr olunur,
Anadolu vâlisi el-Hâc Ali Paşa efendimiz hazretlerinin hazîne-i ‘âmirelerine kudû-
miyye sekiz bin guruş Hasan Çavuşzâde mâddesi içün kapucıbaşı Mehmed Bey’e hizmet-i
mübâşiriyye sekiz yüz yirmi beş guruş taʻmirât-ı sarây bin gurûş paşa-yı müşârü’n-ileyh
hazretlerinin enderûn ağalarından Ali Ağa’ya yüz gurûş civâriyye on beş gurûş paşa-yı
müşârü’n-ileyh hâzretlerinin tatar ağasına hizmet yüz gurûş ʻacemî oğlunun sene be-sene
buy(r)uldusu getüren Mehmed Ağa’ya hizmet elli gurûş teftîş buyruldusu mübâşiri paşa-
yı müşârü’n-ileyh hâzretlerinin birûn ağalarından Mehmed Ağa’ya yüz gurûş İsâ Beğli
Ahmed Ağa’nın mâddesine mübâşir tatar ağası Ali Ağa’ya hizmet yüz beşer gurûş kazâ-
yı mezbûrun menzîl akçesi bin beş yüz gurûş min-haysü’l-mecmûʻ on bir bin yedi yüz
doksan beş gurûşa bâliğ olub kazâ-yı mezbûrda kâ’in mahallât u kurâ ahâlîleri üzerlerine
tevzîʻ olunan defterdir ki kezalik ber-vech-i âtî zikr olunur.

257
Fî sene hurrire fi’l-yevmi’l-hâmis ve’l-ʻışrîn min Rebîü’l-âhir sene 1207 [10 Aralık
1792]

Mahalle Gurûş
Aktoy 347,5
Meydân 243,5
Kürkçüler 243,5
Kurşunlu 255
Sarây 264
Câmiʻ-i Kebîr 264
Abdü’l-kuddüs 211
Debbâğlar 211
Zımmîyân 211
Kuramaz 79,5
Kayacık 111
Asılbeğ 85
Eceler 85
Alaca Mescid 85
Cârullah 74
Güzerlik 74
Gâzi Emîr 74
Gidebostân 31
Karye Gurûş
Karcı 1524
Gerzele 1218
Çakmak 816
Kara Hasanlı 986
Kınıklı 513
Şemikler 403
Kethüdâ 403
Karaman 290
Kaşıkçı 295
Göveçlik 322
Hacı Eyüblü 322
Bağbaşı 172
Tekye 89
Eskihisâr 63
Kebîr 66

258
Kayıhân 169
Kurudere 103
Akçalar 64
Saruhân 84
Gonca Ali 64
Zeytûn 89
Zekeriyyâ 56
Bekirli 9
Kalʻa 25
Eldenizli 25
Şamlı-yı Sagîr 25
Şamlı-yı Kebîr 25
Manastır 636
Yekûn (Mahallât+Kurâ)
11795
Yâlnız on bir bin yedi yüz doksan beş gurûşdur

Hurrire hâze’d-defter be-maʻrifet-i ahâlî ve’l-aʻyân ve maʻrifeti’ş-şerʻ


nemmakahü’l-fakîr ileyhi ʻizze şânühu teʻâlâ
Osmân el-Lütfî el-müvellâ-yı hilâfe be-medîne-i Denizli
ʻafa ʻanha
V. 78/b, h. 133
Konusu: Bin iki yüz yedi senesi rûz-ı Hızır’ında Denizli kazâsında olan tevzîʻâtın
masrafından Denizli kazâsı hissesini düşen meblağı gösterir defter.

Bâʻis tahrîr-i hurûf oldur ki,


İşbu bin iki yüz yedi senesi rûz-ı Hızır’ında Denizli kazâsında olan tevzîʻât mas-
rûfâtıdır ki ber-vech-i âtî zikr olunur,
Anadolu vâlisi el-Hâc Ali Paşa efendimizin kasaba-yı mezbûr derûnunda üç gün
ikâmetinde ecnâs-ı zahâ’ir ve mütenevviʻa masrûfâtı sekiz bin gurûş yapağı emri mübâşiri
Mehmed Ağa’ya kırk gurûş paşa-yı müşârü’n-ileyh hâzretlerinin îfâ-yı buyruldusu getü-
ren mübâşiri Hasan Ağa’ya yüz gurûş ve yine paşa-yı müşârü’n-ileyh hâzretlerinin tatar
ağasına kırk dört gurûş ve yine paşa-yı müşârü’n-ileyh hazretlerinin birûn ağalarından
Ali Ağa’ya iki yüz elli gurûş civâriyye on beş gurûş teftîş buyruldusu mübâşir Mustafâ
Ağa’ya yetmiş üç gurûş mâl-ı ʻavârızlarının iki yüz yetmiş üç gurûş kazâ-yı mezbûrun
menzil akçesi bin beş yüz gurûş min-haysü’l-mecmûʻ on bir bin iki yüz doksan beş gurûşa
bâliğ olub kazâ-yı mezbûrda kâ’in mahallât u kurâ ahâlîleri üzerine tevzîʻ olunan defterdir
ki kezalik ber-vech-i âtî zikr olunur;

259
Mahalle Gurûş
Aktoy 324
Meydân 234
Kürkçüler 234
Kurşunlu 245
Sarây 254
Câmiʻ-i Kebîr 254
Abdü’l-kuddüs 203
Debbâğlar 203
Zımmîyân 203
Kurumaz 79
Kayacık 107
Asılbeğ 82
Eceler 82
Alaca Mescid 82
Cârullah 71
Güzerlik 71
Gâzi Emîr 71
Gidebostân 29
Karye Gurûş
Karcı 1465
Gerzele 1174
Çakmak 800
Kara Hasanlı 494
Kınıklı 494
Şemikler 388,5
Kethüdâ 388,5
Karaman 284
Kaşıkçı 284
Göveçlik 308
Hacı Eyüblü 308
Bağbaşı 164
Tekye 82
Eskihisâr 62
Kebîr 52
Kayıhân 162
Kurudere 94
Akçalar 59

260
Saruhân 84
Goncalı 62
Zeytûn 84
Zekeriyyâ 53
Bekirli 9
Kalʻa 50
Eldenizli 50
Şamlı-yı Sagîr 50
Şamlı-yı Kebîr 50
Yâlnızdere 110
Manastır 636
Karakovan 53
Çeltikçi 51
Üzerlik 51
Yekûn (mahallât+kurâ)
11295
Yâlnız on bir bin iki yüz doksan beş gurûşdur
Hurrire hâze’d-defter be-maʻrifet-i ahâlî ve’l-aʻyân ve maʻrifeti’ş-şerʻ
nemmakahü’l-fakîr ileyhi ʻizze şânühu teʻâlâ
Osmân el-Lütfi el-müvellâ-yı hilâfe be-medîne-i Denizli
ʻafa ʻanha
V. 79/a, h. 134
Konusu: Bin iki yüz yedi senesi rûz-ı Hızır’ında Denizli kazâsında olan tevzîʻâtın
masrafından Denizli kazâsı hissesine düşen meblağı gösterir defter.

Bâʻis-i tahrîr-i hurûf oldur ki,


İşbu bin iki yüz sekiz senesi rûz-ı Hızır’ında Denizli kazâsında olan tevzîʻât mas-
rûfâtıdır ki ber-vech-i âtî zikr olunur,
Beş kazâda on iki bin gurûş kurâlardan karzen alınan iki bin gurûş serdâr mektûbu
yedi yüz gurûş nekâbet mektûbu yüz gurûş el-Hâc Hakkı Ağa yediyle bilâ-masr(û)fât bin
beş yüz seksen yedi gurûş menzil-i kazâ bin gurûş el-Hâc İbrâhîm Ağa’ya bilâ-masrûfât
yüz elli gurûş odabaşı Ali Ağa’ya yüz elli gurûş kalyoncu neferâtına dört yüz gurûş el-
Hâc Eyüblü karyesine hasır bahâ elli gurûş harc-ı defter dört yüz elli gurûş cesîm iʻlâmât
harcı müteferrika iʻlâm-ı harcı beş yüz gurûş hüddâmiyye yüz gurûş emîniyye yüz gurûş
ihzâriyye kırk gurûş muhzıriyye yirmi gurûş civâriyye on beş gurûş ki min-haysü’l-mec-
mûʻ yirmi bin dört yüz altmış iki gurûşa bâliğ olub meblağ-ı merkûmun yirmi bin elli beş
gurûşunu tevzîʻ bâkî kalan dört yüz yedi gurûş tevzîʻ-i âtiye te’hîr olunduğu defterdir ki
ber-vech-i âtî zikr olunur.
Fî 5 min Zi’l-kaʻde sene 1208 [4 Haziran 1794]

261
Mahalle Gurûş
Aktoy 715
Meydân 410
Kürkçüler 445
Kurşunlu 561
Câmiʻ-i Kebîr 588
Sarây 588
Kurumaz 123,5
Abdü’l-kuddüs 425
Kayacık 222
Zımmîyân 425,5
Debbâğlar 425,5
Asılbeğ 127,5
Cârullah 127,5
Eceler 127,5
Alaca Mescid 170,5
Güzerlik 127,5
Gâzi Emîr 127,5
Gidebostân 78
Karye Gurûş
Karcı 3100
Gerzele 1700
Çakmak 1290
Kara Hasanlı 800
Manastır 1640
Şemikler 640
Kethüdâ 520
Kınıklı 640
Karaman 312
Kaşıkçı 312
Göveçlik 528
Hacı Eyüblü 528
Bağbaşı 350
Tekye 120
Eskihisâr 33
Kebîr 85
Kurudere 285

262
Akçalar 22
Gonca Ali 128
Kayıhân 358
Zeytûn 195
Zekeriyyâ 65
Bekirli 13,5
Şamlı-yı Kebîr 50
Şamlı-yı Sagîr 50
Yâlnızdere 60
Karakoğa 50
Çeltikçi 50
Üzerlik 50
Eldenizli 50
Kalʻa 50
Sâlih Ağa Çiftliği 50
Yekûn
20055
Yâlnız yirmi bin elli beş gurûşdur
Hurrire hâze’d-defter be-maʻrifet-i ahâlî ve’l-aʻyân ve maʻrifeti’ş-şerʻ
nemmakahü’l-fakîr ileyhi ʻizze şânühu
Osmân el-müvellâ-yı hilâfe be-medîne-i Denizli
ʻafa (ʻanha)

V. 79/b, h. 135
Konusu: Anadolu vâlisi taʻyîn edilen Mısır vâlisi İzzet Mehmed Paşa’nın yeni
makâmına gelinceye kadar Hacı Hüseyin’in mütesellim olarak taʻyîn edildiğini bildiren
fermân sûreti.

Kütâhiyye mütesellimi i‘lân emridir


Mefâhirü’l-kuddât ve’l-hükkâm maʻdenü’l-fezâ’il ve’l-kelâm Kütâhiyye kazâsı
nâ’ibiyle eyâlet-i Anadolu’da vâkiʻ kazâların kuddât ve nüvvâbı zide fazluhum tevkîʻ-i
refîʻ-i hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Anadolu eyâleti sâbıka Mısır vâlisi düstûr-ı mükerrem müşîr-i mufahham nizâ-
mü’l-ʻâlem vezîrim İzzet Mehmed Paşa edamallahu teʻâlâ iclâlehuya işbu sene-i mübâreke
Şevvâl-i mükerreminin beşinci gününden tevcîh ü ihsân-ı hümâyûnum olub vezîr-i müşâ-
rü’n-ileyhin eyâlet-i mezbûreye vürûduna kadar zabt-ı memleket ve himâyet ü siyânet-i
fukarâ-yı raʻiyyete muktedir bir mütesellim nasbı lâ-büdd ve muktezî olmak hasebiyle
Vize Osmânzâde kıdvetü’l-emâcid ve’l-aʻyân el-Hâc Ömer zîde mecduhu bundan akdemce

263
eyâlet-i mezbûreye mütesellim nasb u taʻyîn olunmak bâbında emr-i şerîfim sâdır olmuşdu
ancak mûmâileyh Bergama voyvodalığı ʻuhdesinde olmak mülâbesesiyle muteʻallikâtından
kıdvetü’l-emâcid ve’l-aʻyân Hacı Hüseyin zîde mecduhu müstakîmü’l-etvâr ve reʻâyâperver
olduğundan bahisle müşârü’n-ileyhin eyâlet-i merkûmeye vürûduna kadar mûmâileyhin
bu defʻa muhayyere ve mütesellim nasb olunması bâbında emr-i şerîfim sudûrunu vezîr-i
müşârü’n-ileyhin kapukethüdâsı bâ-takrîr istidʻâ etmekle vech-i meşrûh üzere mütesellim
nasb olunmak fermânım olmağın,
İmdi siz ki mevlânâ-yı mûmâileyhimsiz Bergama voyvodalığı ʻuhdesinde olduğuna
binâ’en yerine müşârü’n-ileyhin vürûduna kadar mûmâileyh Hacı Hüseyin zîde mecduhu
mütesellim nasb olunduğu maʻlûmunuz oldukda ber-vech-i meşrûh mütesellim-i mezbûru
târih-i merkûmdan mûmâileyhe zabta ve vezîr-i müşârü’n-ileyh tarafına râciʻ olan ʻâʻidât
u tayyârâtı kadîmden ola geldiği vechiyle ahz u kabz etdüdrüb mütesellimlik umûruna
âherden bir ferdi dahl u taʻarruz ettirilmemek bâbında fermân-ı ‘âlişânım sâdır olmuşdur
buyurdum ki,
Vusûl buldukda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr olan fermân-ı vâ-
cibü’l-ittibâʻ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı itâʻat-makrûnuyla ʻâmil olasız ve şöyle
bilesiz ‘alâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasın.
Tahrîren fî evâ’il-i şehr-i Zi’l-kaʻde-i şerîfe li-sene semâniye ve mie’teyn ve elf
(1208) [31 Mayıs – 9 Haziran 1794]
Kostantiniyye el-Mahrûse

Mûcebince mütesellim Hacı Hüseyin Ağa’nın buyruldusu emr-i üslûbları olduğu bu


mahalle kayd olunmuşdur.

V. 80/a, h. 136
Konusu: Lazkiyye, Honaz, Çehârşenbe, Gököyük, Kula, Selendi ve Uşak kazâları
ahâlîlerinin yapağı vergileri toplanırken zorluk çıkarmamaları husûsunda fermân sûreti.

Yapağı emridir
Kıdvetü’l-emâcid ve’l-aʻyân Kütâhiyye mütesellimi Kara Osmânzâde el-Hâc Ömer
zîde mecduhu tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola (ki),
İki yüz sekiz senesine mahsûben îrâd-ı cedîd-i hümâyûnum hazînesi cânibinden
yapağı ve kıl resimleri tahsîli emr-i ‘âlişânımla silâhşör-i hâssamdan el-Hâc Ahmed zîde
mecduhunun ʻuhdesine iltizâm olunan Kütâhiyye sancağı kazâlarından Danişmendlü ve
Bıçak ve hâvass-ı haremeyn ve Baklan kazâları ve bu emsâlde Lazkiyye ve Honaz ve
Çehârşenbe ve Gököyük ve Ezîne ve Kula ve Selendi ve Uşak kazâları ahâlîleri bizler
ferden ferdâ emr-i ‘âlişânda zikr olunmadıkça resm vermeyiz diyerek ‘özr u bahâne
sevdâsıyla emr-i ‘âlişânıma itâʻat etmedikleri bu defʻa inhâ olunduğu beyânıyla livâ-yı

264
mezbûrun hâvî olduğu cemîʻ kazâlarının yapağı ve kıl resimlerini mûmâileyh tarafından
tahsîli lâzım geldiğinden nâşi zikr olunan kazâlar tezkîr birle her kimler tarafından taʻallül
ü tesâmuh olunur ise iktizâ eden te’dîbâtı icrâ olunacağı derciyle emr-i şerîfim sudûrunu
îrâd-ı cedîd-i hümâyûnum defterdârı iftihârü’l-emâcid ve’l-ekârim Mustafâ Reşîd dâme
mecduhu bâ-takrîr inhâ etmeğin mûcebince ʻamel ü hareket olunmak fermânım olmağın
işbu emr-i ‘âlişânım ısdâr ( ) ile irsâl olunmuşdur.
İmdi vusûlünde sen ki mütesellim-i mûmâileyhsin bâlâda bast ü beyân olunduğu üzere
zikr olunan kazâlar ahâlîleri bu makûle iʻzâr ve beyhûde îrâdıyla hilâf-ı emr-i ʻâlişânım
harekâta ictisâr eyledikleri maʻlûmun oldukda livâ-yı mezbûrun hâvî olduğu cemʻ kazâ-
larının yapağı ve kıl resimlerini mûmâileyh tarafından tahsîli lâzım gelmekden nâşi zikr
olunan kazâlar tezkîr birle her kimler taraflarından taʻallül ü tesâmuh olunur ise iktizâ eden
te’dîbâtı icrâ olunmak içün derʻaliyyeme ʻarz ü inhâsı rüsûmât-ı mezkûreyi mûmâileyhin
tahsîli husûsunda her vechile muʻâvenet ü müzâheret ve hilâf-ı hareket edenler olur ise
menʻ ü defʻ eylemeniz bâbında fermân-ı ‘âlişânım sâdır olmuşdur buyurdum ki,
Hükm-i şerîfimle vardıkda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr olan
işbu emr-i celîlü’ş-şân-ı vâcibü’l-imtisâl ve lâzımü’l-ittibâʻmın mazmûn-ı münîfi üzere
‘âmil olasız şöyle bilesiz ‘alâmet-i şerîfime iʻtimâd kılasız.
Mûcebince Kütâhiyye müteselliminin buyruldusu dahî vardır.
Taksit-i uhrâ gurre-i Muharrem sene (1)209 [29 Temmuz 1794]

V. 80/a, h. 137
Konusu: Bin iki yüz dokuz senesi imdâd-ı hazeriyye vergisinin tahsîli hakkında
fermân sûreti.

Mefâhirü’l-kuddât ve’l-hükkâm meʻâdinü’l-fezâ’il ve’l-kelâm gayr-ı ez livâ-yı Ankara


eyâlet-i Anadolu’da vâkiʻ kuddât ve nüvvâb zîde fazluhum ve mefâhirü’l-emâsil ve’l-
akrân aʻyân-ı vilâyet zîde kadruhum tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Eyâlet-i merkûmede vâkiʻ kazâların vâli içün tertîb u taʻyîn kılınan elli yedi bin yedi
yüz elli gurûşun imdâd-ı hazeriyye iki yüz dokuz senesine mahsûben re’s-i sene gurre-i
Muharrem iʻtibâr olunarak senede iki taksît ve beher taksîti vakt u zamânıyla eyâlet-i
Anadolu’da kazâlarda maʻrifet-i şerʻ ve cümle maʻrifetiyle tevzîʻ u taksîm ve yedlerinden
cemʻ u tahsîl ve hâlâ Anadolu vâlisi düstûr-ı mükerrem müşîr-i mufahham nizâmü’l-ʻâlem
vezîrim İzzet Mehmed Paşa edamallahu teʻâlâ iclâlehu tarafından kabzına me’mûra edâ
ü teslîm olunmak fermânım olmağın işbu emr-i şerîfim ısdâr ve ( ) ile irsâl olunmuşdur.
İmdi siz ki mevlânâ ve sâ’ir mûmâileyhimsiz eyâlet-i mezbûrede vâli içün tertîb
u taʻyîn kılınan elli yedi bin yedi yüz elli gurûşun imdâd-ı hazeriyye bin iki yüz dokuz
senesine mahsûben re’s-i sene gurre-i Muharrem iʻtibâr olunarak senede iki taksît ve
beher taksîti vakt u zamânıyla maʻrifet-i şerʻ ve cümle maʻrifetiyle eyâlet-i mezbûr dâhi-

265
linde kâ’in kazâlar ahâlîlerine tevzîʻ u taksîm ve yerlü yerinden cemʻ ü tahsîl ve vezîr-i
müşârü’n-ileyh tarafından kabzına edâ ü teslîm etdirmeğe ihtimâm ü dikkat olunub ʻavk
ü te’hîrden ve ihmâl ü müsâmahadan ve kazâlara kesret üzere mübâşirler irsâl ile ehl-i
fukarâya îsâl ve zulm u taʻaddîden ve mikdâr-ı muʻayyenden ziyâde akçe139 tahsîlden ve
ücret-i mübâşiriyye mütâlebesinden gâyetü’l-gâye (V. 80/b) hazer ü mücânebet eylemeniz
bâbında fermân-ı ʻâlişânım sâdır olmuşdur buyurdum ki,
Vusûl buldukda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr olan fermân-ı vâ-
cibü’l-izʻan ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı itâʻat-makrûnuyla ‘amel olunub hilâfından
hazer ü mücânebet eyleyesiz şöyle bilesiz ‘alâmet-i şerîfemle iʻtimâd kılasız.
Ber-mantûk-ı emr-i ‘âlî buyruldu olduğu bu mahalle kayd ve şerh verildi.

V. 80/b, h. Belirtilmemiş
Konusu: İbrâhîm ve Osmân adlı kişilerin pederlerinden ve vâlidelerinden kalan
eşyâyı gösterir tereke kaydı.

Odabaşı Ali’nin Ağa’nın vasî olduğu İbrâhîm ve Osmân nâmân sagîrlerin pederlerin-
den ve vâlidelerinden intikâl eden emvâl ve eşyâ defteridir ki ber-vech-i âtî zikr olunur;

ʻAded Gurûş
Bürümcük gömlek 2 12
Kellepûş 1 4
Kumaş fistân 2 25
Erkek kuşağı 1 20
Çuka cebe 1 5
Döşek 5
Yorgan 5
Evâni-i nuhâs 10
Yemenî 1
Kara İsmâil oğlu Mûsâ 37
Muhâyer(?) maʻa Mücremiyesi(?) 15
İşlemeli gömlek 4
Gömlek 3 3
Gömlek işli 2
Zaberân(?) 5
Yasdık şehrî 2 3
Merkeb 1 15

139 [Ç.N.] Bu kelimeden sonra gelen iki kelime kesiktir.

266
Medîne-i menzil 60
Bezmişân 15
Üstüfâne(?) 10
Yüzük 2
Sac kapağı 5
Cemʻân yekûn 226
Hisse-i Osmân 11300
Hisse-i İbrâhîm 113

V. 80/b, h. 138
Konusu: Kazâlardan istenen vergilerin senede yâlnızca iki defʻa toplanması ve çe-
şitli isimler altında gayri kânûnî vergiler tahsîliyle halkın rencîde edilmemesi husûsunda
fermân sûreti.

Akdâ kuddâtü’l-müslimîn evlâ vülâtü’l-muvahhidîn meʻâdinü’l-fezâ’il ve’l-yakîn


râfîʻ-i iʻlâmü’ş-şerîʻat ve’d-dîn vâris-i ʻulûmü’l-enbiyâ ve’l-mürselîn el-muhtassûn bi-
mezîd-i ʻinâyeti’l-melîki’l-muʽîn Anadolu’nun sağ kolu yemîn ü yesârıyla nihâyetine
varınca vâkiʻ mevâlî-i fihâm zîdet fezâ’iluhum ve mefâhirü’l-kuddât ve’l-hükkâm me‘â-
dinü’l-fezâ’il ve’l-kelâm sâ’ir kuddât ve nüvvâb zîde fazluhum ve mefâhirü’l-emâsil
ve’l-akrân aʻyân-ı vilâyet ve iş erleri ve ashâb-ı ‘ulûfe ve vücûh-ı âhâlî ve kurâ ihtiyârları
ve söz sâhibleri zîde kadruhum tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Memâlik-i mahrûsemde kâ’in kazâ u kasabât u kurâ ahâlîlerinden masârif-i vilâyet
nâmıyla ismi ve mahalli maʻlûm olmayarak senede birkaç defʻa tertîb ve küllî mebâliğ
tevzîʻ u tahsîl ve ol vechile fukarâya zulm u taʻaddî olunduğu tahkîk olunmasına mebnî
bu husûsun bir râbıta tahtına idhâliyle def‘-i mezâlim ikdâm olunmak vâcibâtdan olmakla
kazâda vâkiʻ olucak masârifin tevzîʻâtı senede iki defʻaya tahsîs olunmak ve artık başka
defter tertîb ü tevzîʻ olunmamak yaʻnî bir defʻadan rûz-ı Kasım’a ve rûz-ı Kasım’dan
rûz-ı Hızır’a dek altı ayda bir defʻa masârif-i sahîhenin ismi ve mahalleri maʻlûm olan
defterleri der‘aliyyeme tesyîr kılınmak husûsuna irâde-i kâtıʻa-yı pâdişâhânem taʻalluk
eylediğine binâ’en fîmâ-baʻd mahal-i kazânın salyâne defteri vücûh-ı memleket muvâ-
cehesinde ber-vech-i meşrûh ve baʻde’t-tevzîʻ-i kazâlar mehâkiminden birer sûreti ihrâc
ve derʻaliyyeme irsâl olunmak içün bu bâbda iktizâ eden tenbîhât ü te’kîdât derc ve işʻâr
olunarak siz ki Mevlânâ ve sâ’ir mûmâileyhimsiz size ve mahal-i sâ’irenin mecmûʻ-yı
hükkâm ve zâbitânına hitâben iki yüz yedi senesi evâsıt-ı Cemâziye’l-ûlâ’sında evâmir-i
şerîfem ısdâr ve mübâşirler taʻyîniyle sevk ü tesyâr olundukları hâlde bu bâbda sizler
dahî te’kîd ve istiʻcâli hâvî sudûr eden emr-i ʻâlişânımın mûceb-i muktezâsıyla ʻamel ü
hareket ve taʻahhüdleri hâvî zikr olunan sağ kolda vâkiʻ kazâlardan tevârüd eden iʻlâmât-ı
emr-i şerîf-i mezkûrun kaydı bâlâda şerh verilmiş olub mezâmir-i evâmir-i ʻaliyyemin
ber-muktezâ-yı taʻahhüdü nazaran ahâlî-i kazânın o makûle masârif-i sahîhelerinin def-

267
terleri beher altı ayda bir kere derʻaliyyeme gelüb temyîz olundukdan (V. 81/a) sonradır
ruhsatı şâmil evâmir-i ʻaliyyem sudûr etmedikçe fukarâdan bir akçe tahsîl olunmasın ve bu
husûsa hükkâm ve vücûh-ı memleket taraflarından kemâl-i iʻtinâ ü dikkat olunmak iktizâ
eder iken zikr olunan sağ kolda vâkiʻ kazâlardan iki seneden berü fakat beş on kazâdan
tevzîʻât defâtiri vârid olub mâʻadâ kazâlardan bir kıtʻa defter gelmediği ve gelenlerin dahî
baʻzen birer seneden ve baʻzen dahî ziyâde vakitdenberü defterleri vârid olmadığı ve bu
keyfiyet aʻyân ü vücûh-ı memleket biraz vakitden berü itiyâd etmiş oldukları habâset ve
melʻanetlerinden yaʻnî her kazânın voyvodası hodbehod defter tertîb ü tevzîʻ ve fukarâ-
dan tahsîle ve emvâl-i fukarâyı diledikleri gibi ekl ü bel’e ictisârlarından neş’et etmiş
olacağından ötürü zâlimler ve o makûle evâmir-i ʻaliyyeme ‘adem-i itâʻat sûretlerini izhâr
ve mugâyir-i taʽahhüdü ve menâfiʻ ve rızâsı ve etvâr-ı sâbıkalarında ısrâ(r) eden aʻyân ü
vücûh-ı memleketin haklarında bundan böyle lâzım gelen ʻukûbet ü cezânın bilâ-tevakkuf
icrâsına ikdâm olunacağı bedîhî u bâhir olmakdan nâşi henüz tevzîʻ defteri gönderilmeyen
kazâların iki seneden berü vâkiʻ olan masâriflerinin defterleri gönderilmiş olan kazâların
dahî gönderilen defterleri târîhinden sonra vâkiʻ olan masârifâtın sicilâtda mukayyed sahîh
defterleri sûretlerini mukaddemâ sâdır olan evâmir-i ʻaliyyem mûceblerince serîʻan irsâl ve
tesbîle bi’l-ittifâk ikdâm ve müsâraʻat ve kusûr ve terâhiden begâyet tehâşî ü mücânebet
olunmak içün te’kîden ve istiʻcâlen ve tahrîren ve inzâren(?) işbu emr-i şerîfim ısdâr ve
sadrâzamım çukadârlarından kıdvetü’l-emâsil ve’l-akrân Mustafâ zîde kadruhu ile irsâl
olunmuşdur.
İmdi kazâların tevzîʻâtı senede iki kereye tahsîs kılınmasını beher altı ayda bir defʻa
defter-i tevzîʻâtın dersaʻâdetime gönderilmesi husûsu mukaddemâ ittifâk-ı ârâ ile isticvâb
olunması nizâmdan o makûle bu husûsu mücerred fukarâ-yı ahâlînin teksîr-i masârifden
himâyeleri ve aʻyân makûlesi hodbehod masârif-i mechûle tevzîʻe cesâret edememesi
irâde-i seniyye mebnî idüğü ve bu husûs mevâdd-ı uhrâya kıyâs olunmayub taraf-ı sala-
tanat-ı seniyyemden ʻale’d-devâm mezîd-i iʻtinâ ü dikkat ve her kazânın altı ayda bir kere
defter tevzîʻâtının isticlâbına ikdâm ve müsâraʻat kılınacağı zâhir ve tevârüd olduğu ve
bundan sonra tevârüd etmeyen kazâların hükkâm ve aʻyân ve zâbitânı haklarında ʻafv-ı
iğmâz muʻâmeleleri mutasavver olmadığı siz ki mevlânâ ve sâ’ir mûmâileyhimsiz maʽlû-
munuz oldukda mazmûn-ı emr-i şerîfim kazâlarınızda iktizâ edenlere ifâde ve tefhîm-i
mübâderet ederek henüz defterleri tevârüd etmemiş olan kazâların iki senelik masârifâtı
sicilde mahfûz olan defterinin birer kıtʻa sûretleri ihrâc birle mukaddemâ fermânım oldu-
ğu üzere derʻaliyyeme irsâl ve tesbîle ve defterleri vârid olan kazâların dahî gönderilen
defterlerin târîhinden sonra vâkiʻ olan masârifât-ı sahîhenin defterlerini maʻrifet-i şerʻ ve
cümle maʻrifetleriyle tanzîm ve kezalik derʻaliyyeme ibʻâs ve tesyîre kemâl-i ihtimâm ü
dikkat ve fimâ-baʻd dahî mukaddemâ sâdır olan evâmir-i ʻaliyyem mezâmin-i münîfesi
üzere beher altı ayda bir kere vâkiʻ olan sahîh masârif defterlerinin irsâl ve tesyîrine sarf
ve liyâkat eyleyesiz şöyle ki bu bâbda fimâ-baʻd dahî irtikâb-ı kusûr ve rehâvet olunmak
yâhûd evâmir-i ʻaliyyem menâfiʻsine iki defʻadan ziyâde defter tertîbine ve fukarâdan
akçe tahsîline mübâ(de)ret vukuʻa gelen ve ismi(?) ve mahalli olmayarak defter-i tevzîʻe
zamm ve idhâl kılınmak lâzım gelürse bi’t-taharrî tahkîk birle o makûle hilâf-ı fermân
ve mugâyir-i rızâ-yı hâlâta her kangı kazâda vukuʻa gelir ise derhâl ol kazâ hâkiminin
ismi cerîde-i kazâdan hak ve kendüleri nefy ü iclâ ile tebʻîd ve aʻyân ve sâ’irlerinin dahî

268
cezâları tertîb olunmakdan dakîka fevt olunmayacağı muhakkakdır âna göre de amel ü
hareket ve hilâf-ı vazʻ hâlet vukûʻunu tecvîz etmekden ve etdirmekden tehâşi ü mücânebet
olunmak bâbında fermân-ı ‘âlişânım sâdır olmuşdur buyurdum ki,
Vusûl buldukda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr eden fermân-ı
vâcibü’l-ittibâʻ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı itâʻat-makrûnuyla ʻâmil olasız şöyle
bilesiz ‘alâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız.
Tahrîren fî evâsıt-ı şehr-i Zi’l-kaʻdeti’ş-şerîfe sene 1209 [30 Mayıs – 8 Haziran 1795]

V. 81/b, h. 139
Konusu: Îrâd-ı cedîd hazînesinin gelir kalemleriden olan yapağı resminin koyun
ve keçisi olan herkesten alınacağı ve bu resimlerin el-Hâc Hasan tarafından toplanması
husûsunda fermân sûreti.

Yapağı emridir
Düstûr-ı mükerrem müşîr-i mufahham nizâmü’l-ʻâlem müdebbir-i umûrü’l-cumhûr
bi’l-fikri’s-sâkıb mütemmim-i mehâmm bi’r-re’yi’s-sâ’ib mümehhid-i bünyânü’d-devle
ve’l-ikbâl müşeyyid-i erkânü’s-saʻâde ve’l-iclâl el-mahfûf-ı bi-sunûf-ı ʻavâtıfi’l-me-
liki’l-aʻlâ Anadolu vâlisi vezîrim el-Hâc Ebûbekir Paşa edamallahu teʻâlâ iclâluhu ve
mefâhirü’l-kuddât ve’l-hükkâm maʻdenü’l-fezâ’il ve’l-kelâm Denizli ve ( ) ve ( ) ve
kadıları zîde fazluhum ve kıdvetü’l-emâcîd ve’l-aʻyân Denizli voyvodası zîde mecduhu
tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Kütâhiyye eyâletinde vâkiʻ Denizli ve hâvî olduğu kazâların yapağı ve kıl rüsûmât
tahsîli iki yüz sekiz ve dokuz senelerine mahsûben îrâd-ı cedîd-i hümâyûnum hazînesi
defterinden ser-hayyât Hâce el-Hâc Mahmûd zîde mecduhu kefâletiyle silâhşörân-ı hâs-
samdan Hasan zîde mecduhuya ihâle ve tefvîz olunub lâkin merkûm Hasan zîde mecdu-
hunun idâreye iktidârı olmadığından rüsûmât-ı mezkûreyi ʻale-hâlihi tezkere birle diyâr-ı
âhere ʻazîmeti mesmûʻ olmakdan nâşi seneteyn-i mezkûreteyne mahsûben rüsûmât-ı
mezkûrenin tahsîldârlığı kefîl-i mûmâileyh tarafından silâhşör-i hâssamdan dâr(?) el-
Hâc Hüseyin zîde mecduhu ʻuhdesine ihâle ü tefvîz olunmuş olduğu ümenâ ve eyâlet-i
mezbûrun hâvî olduğu kazâların derûnunda Mart ibtidâsından mevcûd bulunan ağnâm ve
keçinin kuzu ve oğlakdan mâʻadâ taʻdâd olunarak beher re’sinden yapağı ve kıl resmine
bedel birer pâre resm-i yapağı vezîr-i mûmâileyh vezîr el-Hâc Hüseyin maʻrifetiyle yerlü
yerinden cemʻ u tahsîl olunmak üzere emr-i şerîfim sudûrunu istidʻâ olunmağla livâ-yı
mezbûrun rüsûm tahsîldârlığı mûmâileyh kefâletiyle ilzâm olunmuş olduğu ve rüsûm-ı
mezkûr bâ-hatt-ı hümâyûn-ı şevket-makrûnum tanzîm olunmuş olub bir pâresinin te’hîr
ve terâhisi bir dürlü tecvîz olunur mevâddan olmadığından gayri kazâhâ-yı mezkûrede
vâkiʻ kadı ve evkâf ve aʻyân ü eşrâf ve çoban ve sâ‘ireyi ve göçebe ü Türkmân ve reʻâyâ
ve ʻaskerî ve gayr-i ʻaskerî muʻâf ve gayr-i muʻâf rüsûm-ı mezkûrede cümlesi dâhil olub
livâ-yı mezkûr kazâlarında seneteyn-i mezkûreteyn Mart ibtidâsından ne mikdâr mevcûd

269
ağnâm ve keçi var ise toklu ve çebiç ‘alenî ʻözrü îrâd olunmayarak ber-mûceb-i şurût
beher re’sinden birer pâre yapağı ve kıl resmleri birer pâre de resm-i mîrîleri her kimin
yedinde ise ashâbından ve icâb ü iktizâ edenlerden tamâmen ve kâmilen tahsîl olunmak
üzere mûmâileyh Hacı Hüseyin zîde mecduhu maʻrifetiyle tahsîl olunması içün eyâlet-i
mezbûr kazâlarında mütemekkin berâyâ ve göçebe ü yörükân ve vesâ’ir her kim olursa
olsun mûceb-i şurût yedlerinde bulunan ağnâm ve keçileri taʻdâd olunarak lâzım gelen
resmlerin kabzına me’mûra edâ ü teslîm eylemeleri emr-i şerîfim sudûrunu îrâd-ı cedîd-i
hümâyûn defterdâr-ı iftihârü’l-emâcid ve’l-ekâbirim Mustafâ Reşid dâme mecduhu bâ-
takrîr inhâ etmekle mûcebince ʻamel ü hareket olunmak fermânım olmağın işbu emr-i
ʻâlişânım ısdâr ( ) ile irsâl olunmuşdur.
İmdi vusûlünde sen ki ve(z)îr-i müşârü’n-ileyhsin bâlâda bast ü beyân olunduğu
üzere eyâlet-i mezbûrun rüsûm-i mezkûre tahsîldârlığı mûmâileyh kefâletiyle iltizâm
olunmuş olduğu rüsûm-i mezkûr bâ-hatt-ı hümâyûn-ı şevket-makrûn tanzîm olunmuş
olub parasının te’hîri ve terâhisi bir dürlü tecvîz olunur mevâddan olmadığından gayri
kazâhâ-yı mezkûrede vâkiʻ havâss ve âfâk-ı aʻyân ü eşrâf ve çoban ve mandıracı ve
göçebe ve reʻâyâ ve ʻaskerî ve gayr-i ʻaskerî muʻâf ve gayr-i muʻâf rüsûm-i mezkûrede
cümle dâhil olub her kimin yedinde ise ashâbından îcâb edenlerden mûmâileyh el-Hâc
Hüseyin zîde mecduhu maʻrifetiyle tamâmen tahsîl olunmasına bezl-i cell-i himmet ve
sarf-ı küllî miknet eyleyesiz ve siz ki kuddât ve nüvvâb ve voyvoda-yı mûmâileyhimsiz
sizler dahî mûceb-i emr-i şerîfimle ʻamel ü hareket etmeniz bâbında fermân-ı ʻâlişânım
sâdır olmuşdur buyurdum ki,
Hükm-i şerîfimle vardıkda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr eden
işbu emr-i şerîf-i celîlü’ş-şân-ı vâcibü’l-ittibâʻ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı münîfi
üzere ʻâmil olasız şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfime iʻtimâd kılasız.
Sene 1210 [1796]

V. 82/a, h. 140
Konusu: Vergi tahsîldârı Maktûl Hasan Çavuş oğullarının Denizli halkı zimmetinde
kalan paranın iki taksît hâlinde tahsîli hakkında fermân sûreti.

Kıdvetü’l-kuddât ve’l-hükkâm maʻdenü’l-fazl ve’l-kelâm Mevlânâ Denizli kadısı


zîde fazluhu ve kıdvetü’l-emâcid ve’l-aʻyân Kara Osmânzâde el-Hâc Mehmed ve Denizli
voyvodası zîde mecduhuma ve kıdvetü’l-emâsil ve’l-akrân bu defʻa derʻaliyyemden mü-
bâşir taʻyîn olunan defterdâr seyyidü’l-vâlem sofracıbaşısı Mûsâ zîde kadruhu tevkîʻ-i
refîʻ-i hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Me’mûriyetle Denizli kazâsına gidüb ʽavdet eden Feyzullah zîde kadruhunun ge-
türdüğü evrâkın hulâsa-yı mefhûmunda maktûl Hasan Çavuş oğullarının cânib-i mîrîden
zabt olunan zimemâtdan kazâ-yı mezbûr ahâlîlerinin zimmetleri olan yirmi bir bin beş yüz
gurûşun tahsîliyçün mukaddemâ me’mûr kılınan mübâşir maʻrifetiyle nakd bin beş yüz gurûş

270
tahsîl ve teslîm-i hazîne-i ʻâmirem olunub küsûr yirmi bin gurûşun tahsîliyçün mübâşir-i
sâbık merkûm her ne kadar ikdâm etmiş ise ve her birkaç seneden berü ahâlî-i merkûm
kıllet-i zahâ’ir ve baʻzı ârızâ sebebiyle hâlleri diğergûn ve ziyâde mağdûr olduklarına
mebnî meblağ-ı mezbûru defʻaten edâya kudretleri olmayub dört sene zarfında beher sene
rûz-ı Kasım duhûlünden voyvodaları maʻrifetiyle tahsîl ü teslîm etmeleri şartıyla taksîte
rabt olunmak niyâzında olduklarını mübeyyin tahrîrât vürûduna mebnî rahmen lihalihim
meblağ-ı bâki mezbûr yirmi bin gurûşun dokuz bin iki yüz elli gurûşunu ber-vech-i peşîn
vürûd-ı emr-i ʻâlişânımda ve mâʻadâ on bin yedi yüz elli gurûşunu dahî iki yüz on ve iki
yüz on bir seneleri rûz-i Kâsım’ında taksîten edâ etmelerine müsâʻade-i ‘aliyyem erzânı
kılındığını ber-vech-i peşîn matlûb olunan meblağ-ı mezbûru dahî der-‘akab tedârik ve
irsâl etmeleri tenbîhini muhtevî sene-i sâbık evâsıt-ı Ramazân’ında sâdır olan emr-i şerîfim
merkûm Feyzullah ile lede’l-vusûl mûcebince meblağ-ı peşîn-i mezbûrun nakden taleb
olunur ise dayyik hâlleri pür kemâl olduğundan bir akçesini edâ etmeklerini ve mukaddemki
istidʻâ ü niyâzları üzere dört sene zarfında edâ etmeleriyçin taksîte râbıt ile daʻvât-ı hay-
riyyelerine rağbet olunmak ricâsında olduklarını kazâ-yı mezbûr nâ’ibi bir kıtʻa iʻlâmında
tahrîr etmekle iktizâsı nizâmı sen ki Kara Osmânzâde mûmâileyhsin derʻaliyyemde iken
istidʻâ-yı istiʻlâm olundukda fi’l-hakîka ahâlî-i merkûmenin sufûr-ı hâl ve perîşânlıkları
pür kemâl ve deyn-i mezkûrları vech-i meşrûh üzere edâya ʻadîmü’l-iktidâr olduklarından
bahisle rahmen li’l-fakr zikr olunan yirmi bin gurûşun bir mikdârı ber-vech-i peşîn tahsîl
ve mâʻadâsı dahî beher sene rûz-ı Kasım’da voyvodaları maʻrifetiyle takdîmiyle ve tahsîl
ve dersaʻâdetime tesbîl olunmak üzere taksîte râbıt olunması husûsunu iʻlâm eylediğin
ecilden meblağ-ı mezbûrun beş (bin) gurûşunu işbu duhûl edecek rûz-ı Kasım’da taksît-i
evvel olmak üzere ber-vech-i peşîn takdîm u tahsîl ve mübâşir-i merkûma teslîmen (ve)
serîʻan ve ʻâcilen derʻaliyyeme irsâl ve mâʻadâ ahâlî-i merkûmenin zimmetleri iktizâ eden
on beş bin gurûşu dahî üç sene zarfında rûz-ı Kasım duhûlünde voyvodaları maʻrifetiyle
senevî beş bin gurûş tahsîl ü tesyîr olunmak üzere taksîte rabt ve yedlerinden temessük
ve sened-i şerʻ ahz ve hazîne-i ‘âmirem defterlerine sebt u kayd olunmak içün kezalik
mübâşir-i merkûma teslîmen dersaʻâdetime irsâl eylemek fermânım olmağın işbu emr-i
celîlü’l-kadrim ısdâr ve mübâşir-i merkûm ile irsâl olunmuşdur.
İmdi vusûlünde ber-minvâl-i muharrer ahâlî-i merkûmenin zimmetleri olan sâ-
lifü’z-zikr yirmi bin gurûşdan beş bin gurûşunu taksît-i evvel olmak üzere işbu duhûl
edecek rûz-ı Kasım’a kadar ahâlî-i merkûmeye maʻrifet-i şerʻle takdîm ve taksîm ve
tamâmen ve kâmilen tahsîl ve teslîm-i hazîne-i ‘âmirem olunmak içün mübâşir-i merkûme
teslîmen ve serîʻan ve ʻâcilen derʻaliyyeme irsâl ve tesyîr ve mâʻadâ on beş bin gurûş
üç sene zarfında rûz-ı Kasım duhûlünde voyvodaları maʻrifetiyle edâ eylemeleri şartıyla
temessük ve sened-i şerʻ ahz ve hazîne-i ‘âmirem defterlerine sebt ü kayd içün kezalik
mübâşire teslîmen derʻaliyyeme irsâl ve ihâle mübâderet eyleyesin ve sen ki mübâşir-i
merkûmsun işbu emr-i şerîfimle bir gün evvel ol tarafa varub me’mûr-ı tahsîli olduğun
taksît-i evvel akçesi olan sâlifü’z-zikr beş bin gurûş maʻrifet-i şerʻ (V. 82/b) ve Kara
Osmânzâde ve voyvoda-yı mûmâileyh maʻrifetleri ve maʻrifetinle tamâmen ve kâmilen
tahsîl ve sened-i mezkûr ile serîʻan derʻaliyyeme ʽavdet ve meblağ-ı mezbûru hazîne-i
‘âmireme teslîme mübâderet eyleyesin ve sen ki kadı ve voyvoda-yı mûmâileyhumâsız
sizler dahî mazmûn-ı emr-i şerîfemle ʻamel ü hareket eylemeniz bâbında fermân-ı ʻâlişâ-

271
nım sâdır olmuşdur buyurdum ki,
Hükm-i şerîfimle vardıkda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr olan
işbu emr-i şerîf-i celîlü’ş-şân-ı vâcibü’l-ittibâʻ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı münîfi
üzere ʻâmil olasız şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfime iʻtimâd kılasız.
Tahrîren fî’l-yevmi’l-hâdi-i ‘aşer Rebîü’l-evvel sene ʻaşer ve mie’teyn ve elf [25
Eylül 1795]
Kostantiniyye el-Mahrûse
Mûcebince sadr-ı aʻzâm mektûbu dahî vârid olmuşdur.

V. 82/b, h. 141
Konusu: Vergi tahsîldârı Maktûl Hasan Çavuş oğullarının Denizli halkı zimmetinde
kalan paranın iki taksît hâlinde tahsîli hakkında sadr-ı aʻzâm mektûbu sûreti.

‘İzzetlü ref’etlü mürüvvetlü birâderim ağa-yı muhterem hazretlerinin huzûr-ı ‘iz-


zetlerine dürer-i daʻvât-ı sâfiyât-ı muhâbbeti ve ʻözr-i teslîmât-ı vâfiyât-ı meveddet
intimâ-yı ithâf ve ihdâ ve hâtır-ı ‘âtırınız tefahhûs ve istinbâ kılındığı siyâkında münhâ-yı
muhibbânemiz oldur ki,
Benim ‘izzetlü refʽetlü mürüvvetlü birâderim ağa-yı muhterem hazretleri maktûl
Hasan Çavuş oğullarının cânib-i mîrîden zabt olunan zimemâtdan ʻuhde-i iltizâmınızda
olan Denizli kazâsı ahâlîlerinin gayr-i ez tahsîlât bâki zimemleri olan yirmi bin gurûşun
beş bin gurûşu vusûl-i emr-i şerîfde iki yüz on senesi rûz-ı Kasım’ı taksîti olmak üzere
ber-vech-i peşîn edâ etmeleri şartıyla mâʻadâ on beş bin gurûşu senetlerine rûz-ı Kasım’la-
rında voyvodaları maʻrifetiyle beş bin gurûşu edâ itmeleriyçün ahâlî-i merkûmenin istidʻâ
ü niyâzlarına ve cenâbınızda dahî iʻdâm ve istirhâmınızdan mebnî taksîte rabt olunub
ber-vech-i peşîn matlûb olan meblağ-ı mezbûr beş bin gurûş der‘akab tahsîl ve mâʻadâsını
dahî evkât-ı maʻlûmelerinde edâ edeceklerini mübeyyin yedlerinde sened ahz ü tesyîr
eylemeniz bâbında başka ve yine maktûl-i merkûmun zimemâtlarından kezalik kazâ-yı
mezbûr sâkinlerinden Efendioğlu Mustafâ ile Çakaoğlu Mustafâ’nın gayr-ı ez tahsîlât kusûr-ı
zimmetleri olan üç bin gurûşdan altı bin gurûşun yedişer yüz elli beş gurûşdan bin beş yüz
gurûşu iki yüz on senesi rûz-ı Kasım’ı taksîti üzere vusûl-i emr-i şerîfde der‘akab tahsîl
olunmak ve mâʻadâsını dahî iki yüz on üç senesi rûz-ı Kasım’ına değin yedişer yüz edâ
etmeleriyçün yedlerinden sened ahz ü irsâl olunmak üzere hâllerine merhameten kezalik
hitâben başka bu defʻa tarafınızda hitâben iki kıtʻa emr-i şerîf-i ʻâlişân ısdâr ve sofracı
başımız Mûsâ ile tesyâr olunmağla mûcebince mektûb muhabbet tahrîr ü isbâl olunmuş ve
inşâallahu teʻâlâ vusûlünde haklarında zuhûra gelen ʻinâyet-i ʻaliyyenin îfâ-yı teşekkürü
zımnında birkaç gün zarfında ahâlî-i merkûm beş bin gurûş ve merkûmdan Efendioğlu
Mustafâ ile Çakaoğlu Mustafâ’dan bin beş yüz gurûş ki cemʻân altı bin beş yüz gurûş
tahsîl edüb teslîm-i hazîne-i ʻâmire olunmak üzere mübâşir-i ve merkûm ile dersaʻâdete
tesbîle ve yedlerinden vech-i meşrûh üzere sened ahzıyla mahalline kayd olunmak üzere

272
kezalik mübâşir-i merkûm ile irsâle himmet eylemeniz me’mûl-ı muhlisânedendir.
Bâki hemîşe ‘izzu rif’at fürûnihâde(?)
Bende-i el-Hâc Mehmed Emîn el-kazâ(?)

V. 83/a, h. 142
Konusu: Rakka mütesellimliğine Hasan’ın taʻyîn edildiği husûsunda fermân sûreti.

Mefâhir-i kuddât ve’l-hükkâm meʻâdinü’l-fezâ’il ve’l-kelâm Kütâhiyye kazâsı


nâ’ibiyle eyâlet-i Anadolu’da vâkiʻ sâ’ir kazâların kuddât ve nüvvâbı zîde fezâ’iluhum
tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Hâlâ Anadolu ve Rakka vâlisi düstûr-ı mükerrem müşîr-i mufahham nizâmü’l-‘âlem
vezîrim Seyyid Ali Paşa edamallahu teʻâlâ iclâlehunun Rakka taraflarından bazı mesâlih-i
mühimmenin tesvîyesine me’mûriyeti hasebiyle tarafından Anadolu eyâletine bundan
akdem bâ-fermân-ı ‘âlî mütesellim nasb olunan Mehmed Emîn hîn-i me’mûriyetinde li-
hazâ olan kesret-i haşerât cemʻ ile vedîʻatullah olan reʻâyâ fukarâsına hilâf-ı şerîʻat-ı garrâ
ve mugâyir-i rızâ îsâl-i hasâr ve vücûhla zulm u taʻaddîyâtına ibtidâr eylediği bi’l-ihbâr
vâsıl-ı rahîme-i şehriyârânem olduğuna binâ’en merkûmun ʻazli husûsuna irâde-i ‘aliyyem
taʽalluk edüb yerine zabt u rabt-ı memleket vâli(?) ve himâyet u sıyânet-i fukarâ ve zuʻâfâ-
yı fetâmend bir mütesellim nasbı lâ-büdd ve muktezâ olmakdan nâşi silâhşörân-ı hâssadan
Abbâs Ağa birâderi kıdvetü’l-emâcid ve’l-aʻyân Hasan zîde mecduhu evsâf-ı mezkûre
ile mevsûf olduğundan bahisle eyâlet-i mezkûreye mütesellim nasb olunmak bâbında
emr-i şerîfim sudûrunu vezîr-i müşârü’n-ileyhin kapukethüdâsı hâlâ matbah-ı ʻâmirem
emîni iftihârü’l-emâcid ve’l-ekârim Hasan dâme mecduhu bâ-takrîr istidʻâ etmekle vech-i
meşrûh üzere mütesellim nasb olunmak fermânım olmağın,
İmdi siz ki mevlânâ-yı mûmâileyhimsiz silâhşör-i mûmâileyh eyâlet-i mezkûreye
mütesellim nasb olduğu maʻlûmunuz oldukda ber-vech-i muharrer mütesellimlik-i mezkû-
ru merkûm emînin ‘azli târîhinde silâhşör-i mûmâileyhe zabt ve vezîr-i müşârü’n-ileyh
tarafına ʻâid ve râciʻ olan âʻidât ve tayyârât kadîmden ola geldiği vechiyle ahz u kabz
etdirülüb mütesellimlik umûruna ma’zûl-i mezkûru ve âherden bir ferdi dahl u taʻarruz
etdirilmemek bâbında fermân-ı ‘âlişânım sâdır olmuşdur buyurdum ki,
Hükm-i şerîfimle vusûl buldukda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr
olan fermân-ı vâcibü’l-ittibâʻ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı itâʻat-makrûnuyla amel
ü hareket eyleyesiz şöyle bilesiz ‘alâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız.
Tahrîren fî evâhir-i şehr-i Cemâziye’l-evvel sene ihdâ ʻaşer ve mie’teyn ve elf (1211)
[21 Kasım – 1 Aralık 1796]
Be-makâm-ı Kostantiniyye el-Mahrûse
Mûcebince kâʻimmakâm buyruldusu vârid olmuşdur.

273
V. 83/b, h. 143
Konusu: Denizli kazâsı hâslarının Buldanlı Ahmed Ağa’ya iltizâm edildiğini belirten
temessük sûreti.

Bâʻis-i tahrîr-i hurûf oldur ki,


Kethüdâlıkları hizmet-i celîlelerinde olduğum mehd-i uhvâ-yı latet(?) sedef-i dürr-i
hilâfet devletlü ʻinâyetlü velîniʻmet vâlîde sultân-ı ‘aliyyeti’ş-şân efendimiz hazretlerinin
havâss-ı ʻaliyyelerinden Denizli nâm-ı diğer Lazkiyye maʻa kazâ-yı Honaz ve mukâtaʻa-
yı Karakoğa ve çiftlik-i Karahayıt ve Hân-ı kebîr ve dekâkîn-i der-kasaba-yı Denizli
ve zeʻâmet-i Buladan hâssı işbu iki yüz on bir senesi Mart’ı ibtidâsından zabt etmek ve
Denizli ve Honaz ve sâ’ir kazâlar ‘avârızı iki yüz on iki senesi Muharrem’i gurresinden
[26 Haziran 1797] tahsîl eylemek üzere iltizâmına tâlib olan dârende-i temessük kıdve-
tü’l-emâsil ve’l-akrân Buladanî Ahmed Ağa zîde kadruhu ‘uhde ve ilzâm ve mûmâileyh
dahî verdiği temessükü mûcebince bedel-i iltizâmı olan meblağ-ı maʻlûmü’l-mikdârı vakt
u zamânıyla edâya taʻahhüd birle kabûl ve iltizâm etmekle yedine işbu zabt temessük iʻtâ
olundu gerekdir ki mûmâileyh hâss-ı merkûmu Denizli ve bi’l-cümle tevâbiʻyle sene-i
mezkûre Mart’ı ibtidâsından Şubat’ı nihâyetine değin bir sene-i kâmile zabt u rabt ve
vâkiʻ olan aʻşâr-ı şerʻiyye ve rüsûmât-ı ‘örfiye ve tapu-yı zemîn ve beytü’l-mâlı ve hâssa
ve min-külli’l-vücûh âʻidâtı cemʻ u tahsîl ve ahz u kabz ve zikr olan kazâlar dahî sene-i
mezbûrenin Muharrem’i gurresinden mâl-ı ‘avârızları cemʻ u tahsîl eyleyüb taraf-ı âherden
(bir) ferd dahî dahl u taʻarruz ve mümânaʻât eylemeyeler.

V. 83/b, h. Belirtilmemiş
Konusu: Denizli kazâsı hâslarının Buldanlı Ahmed Ağa’ya iltizâm edildiğini belirten
fermân sûreti.

Düstûr-ı mükerrem müşîr-ı mufahham nizâmü’l-ʻâlem müdebbir-i umûrü’l-cum-


hûr bi’l-fikri’s-sâkıb mütemmim-i mehâmmü’l-enâm bi’r-re’yi’s-sâ’ib mümehhid-i
bünyânü’d-devle ve’l-ikbâl müşeyyid-i erkânü’s-saʻâdet ve’l-iclâl el-mahfûf bi-sunûf-ı
ʻavâtıfi’l-melîki’l-aʻlâ hâlâ Anadolu vâlisi vezîrim Seyyid Ali Paşa edamallahu iclâlehu
mefâhirü’l-kuddât ve’l-hükkâm meʻâdinü’l-fezâ’il ve’l-kelâm hashâ-yı Denizli ve tevâbiʻ
mukâtaʻasının hâvî olduğu kazâların kadıları ve nâ’ibleri zîde fezâ’iluhum tevkîʽ-i refîʽ-i
hümâyûn vâsıl olucak maʽlûm ola ki,
Seyyidetü’l-muhadderât ve iklîleti’l-muhassenât tâc-ı mestûrât safiyyetü’s-sıfât ra-
fiʻâtü’d-derecât zât-ı ʻûlâ ve’s-sâdât vâlidem sultân dâmet ʻismetuhâ ve zîdet ʻiffetuhânın
havâssından Kütâhiyye eyâletinde hashâ-yı Denizli ve tevâbiʻ mukâtaʻasını işbu bin iki
yüz on bir senesi Mart’ı ibtidâsından zabt ve mukâtaʻasını buraya merbût olan Denizli
ve kazâ-yı sâ’ire Honaz kazâsı ʻavârızlarını bin iki yüz on iki senesi Muharrem’i gur-
resinden [26 Haziran 1797] tahsîl eylemek üzere maʻa iltizâmı Buladan(î) Ahmed Ağa

274
zîde kadruhuya bâ-temessük der‘uhde ü iltizâm olunub ancak havâss-ı müşârü’n-ileyhâ
mefrûzü’l-kalem ve maktûʻü’l-kadem min-külli’l-vücûh serbest olmak mülâbesesiyle hâss-ı
mezkûru dahî şurût-ı serbestiyyet üzere zabt olunmak lâzımeden olmağla nefs-i Denizli
nâm-ı diğer Lazkiyye ve Lazkiyye-i Çehârşenbe Lazkiyye ve Gököyük ve Honaz nâm
beş ʻaded kazâyla merbûtânından olan Haremeyn-i şerîfeyne tâbiʻ Karakoğa mukâtaʻası
ve Karahayıt çiftliği ve Hân-ı Kebîr ve Denizli kasabasında kâ’in dekâkîn-i mezkûre-i
maʻlûm ve Denizli ve Honaz ve kazâ-yı sâ’ire ʻavârızları mültezim-i mûmâileyh tarafın-
dan ber-vech-i serbestiyyet zabt u rabt ve kâffe-i hâsılât u ʻâidât ahz u kabz ve bi’l-cümle
mültezim-i mûmâileyh maʻrifetiyle rü’yet olunmak üzere hâss-ı mezkûrda olan perâkende
iltizâmı dahî sene-i sâbıkları üzere bedel-i iltizâmları vakt u zamânıyla ashâbına verile-
rek mültezim-i mûmâileyhin tarafından yed-i vâhideden zabt u rabt olunmuşdur derûn-ı
hâsda müteʻaddid zâbitân olmamak içün âhere verilmemek ve verilür ise zabt ettirilmek
üzere havâss-ı müşârü’n-ileyhâda cârî ve mer’î olan serbestiyyet şurûtu mûcebince
emr-i şerîfim sudûrunu vâlidem sultân-ı müşârü’n-ileyhâ kethüdâsı iftihârü’l-emâcid
ve’l-ekâbir müstecmi‘u cemî‘i’l-me‘âlî ve’l-mefâhim Yûsuf dâme ʻuluvvuhu bâ-takrîr
inhâ ve istidʻâ etmeğin hazîne-i ʻâmire’mde mahfûz hâsslar mukâtaʻası defterlerine nazar
olundukda zamân-ı zabt Mart ibtidâsında olan Kütâhiyye eyâletinde vâkiʻ hashâ-yı Denizli
nâm-ı diğer Lazkiyye ve Ezîne-i Lazkiyye ve Honaz ve Gököyük nâm beş ʻaded kazâ
mülhakâtından olan Karakoğa ve çiftlik-i Karahayıt ve Hân-ı kebîr ve dekâkîn ile mâʻan
vâlidem sultân-ı müşârü’n-ileyhâ tarafından müstakilen serbestiyyyet üzere zabt olunur
hâssdan olduğu havâss-ı müşârü’n-ileyhâ iltizâm-ı sâbıkda olduğu misillü mefrûzü’l-kalem
ve maktûʻü’l-kadem min-külli’l- (V. 84/a) vücûh serbest olmak kânûn-ı kadîm olub ol
vechile zabt oluna gelmeğin (kazâlar140) ve vâliler ve sancâk mutasarrıfları ve ümerâ-yı
livâ zâbitlerinden kudûmiyye ve kaftân bahâ ve rikâbiyye ve devr nâmı ve sâ’ir bir dürlü
teklîf mütâlebesiyle ahâlî ü reʻâyâsı rencîde olunmamaları şurût-ı serbestiyyet idüğü
derkenâr olmağın kethüdâ-yı müşârü’n-ileyhânın inhâsı ve rızâsı(?) mûcebince ʻamel ü
hareket ve hilâfından hazer ve mücânebet olunmağın hâssaten işbu emr-i celîlü’l-kadrim
ısdâr ve ( ) ile irsâl olunmuşidi.
İmdi vusûlünde (sen ki) vezîr-i müşârü’n-ileyhimsin havâss-ı müşârü’n-ileyhâda
cârî ü mer’î olan nizâmın şurût-ı serbestiyyetden tebdîl u tagyîri bir vechile tecvîz olunur
mevâddan olmayub mukâtaʻanın(?) halelden himâyet u sıyânetlerine ‘ale’d-devâm düstû-
rü’l-‘amel tutulması matlûb-ı şehinşâhânem idüğü ve zikr olunan Denizli ve tevâbiʻi havâss
mukâtaʻası olan on bir senesi Martı’ndan mukâtaʽa-yı mezbûreye merbût olan Denizli ve
kazâ-yı sâ’ir ve Honaz kazâsı ʻavârızları bin iki yüz on iki senesi Muharrem’i gurresinden
[26 Haziran 1797] zabt ve tahsîl olunmak üzere mültezim-i mûmâileyhe ihâle olunmuş141
olduğu nümâyân(?) oldukda nefs-i Denizli nâm-ı diğer Lazkiyye ve Ezîne-i Lazkiyye
ve Çehârşenbe-i Lazkiyye ve Gököyük ve Honaz beş ʻaded kazâ ile merbûtânından olan
Haremeyni’ş-şerîfeyne tâbiʻ Karakoğa mukâtaʻası ve Karahayıt çiftliği ve Hân-ı Kebîr
ve Denizli kasabasında kâ’in dekâkîn müteʻaddide-i maʻlûme ve Denizli ve Honaz ve
kazâ-yı sâ’ire ʻavârızlarını mültezim-i mûmâileyh tarafından ber-vech-i serbestiyyet zabt

140 [Ç.N.] Bu kelimenin üstü çizilmiştir.


141 [Ç.N.] Bu kelime iki defa yazılmıştır.

275
u rabt ve kâffe-i hâsılât u ʻâidât ahz u kabz ve bi’l-cümle umûr-ı mültezim-i mûmâileyh
maʻrifetiyle rü’yet ettirilmesi ve derûn-ı hâss-ı mezkûrda olan perâkende iltizâmın dahî
sene-i sâbıkları üzere bedel-i iltizâmları vakt u zamânıyla ashâbına verilerek mültezim-i
mûmâileyh tarafından yed-i vâhide zabt ü idâre olunması husûsunda dikkat ve derûn-ı
hâssda müteʻaddid zâbitân olmamak içün âhere vermeyüb ve verilür ise zabt etdirilmekden
mübâʻadet ve’l-hâsıl hâss-ı mezkûrda cârî ü mer’î olan şurût-ı serbestiyyetin icrâsıyla ih-
timâm ü dikkat ve taraf-ı âhere dahî dahl u taʻarruz eden olursa menʻ ü refʻ birle memnûʻ
ü mütenebbih olmayanların te’dîblerine ibtidâr olunmak içün isim ve şöhretlerini tahrîren
dersaʻâdetime ʻarz ü inhâya bezl-i cell-i himmet ve hilâfını tecvîzden mübâʻadet eyleyesiz
ve siz ki kuddât ve nüvvâb-ı mûmâileyhsiz sizler dahî muktezâ-yı emr-i şerîfime imtisâl
ve mübâʻadet ve hilâfından begâyet tehâşi eylemeniz bâbında fermân-ı ʻâlişânım sâdır
olunmuşdur.
Buyurdum ki hükm-i şerîfimle vusûl buldukda mübâşir taʻyîn olunan müşârü’n-i-
leyhânın duhânbaşısı kıdvetü’l-emâsil ve’l-akrân Yûsuf zîde kadrühu vardıkda bu bâbda
vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i südûr olan işbu emr-i şerîf-i celül’ş-şân-ı vacibü’l-ittibâʻ
ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı münîfî üzere ʻâmil olub hilâfına bir dürlü rızâ ü cevâz
göstermeyesiz şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız.

V. 84/b, h. 144
Konusu: Maktûl Hasan Çavuş oğullarının zimmeti husûsunda kayıt.

Kıdvetü’l-kuddât ve’l-hükkâm meʻâdinü’l-fezâ’il ve’l-kelâm Mevlânâ zîde fazluhu


Denizli nâ’ibi Maktûl müteveffâ Hasan Çavuşoğullarının câniblerinden zabtı fermânım
olan zimemâtından Efendizâde Hacı Mustafâ ile ve Denizli sâkinlerinden Caʻferoğlu
Mustafâ’nın cânib-i mîrîyye olan ikişer bin ikişer yüz ellişer gurûş zimmetlerini defʻaten
edâya ‘adem-i kudretlerinden nâşi on bir rûz-ı Kasım’a duhûlünden iʻtibârıyla iki senede
yedişer yüz ellişer gurûş vererek ayda üç taksît ile edâ eylemeleri şartıyla taksîte rabt
olunub bin iki yüz on bir ve on iki ve on üç seneleri taksîtleriyle142
V. 85/a, h. 145
Konusu: Denizli kazâsından tertip olunacak beş yüz nefer askerin Kuşadası iskelesine
gönderilmesi husûsunda fermân sûreti.

Kıdvetü’l-emâsil ve’l-akrân Denizli voyvodası ve sadr-ı aʻzâm salâbetlü ağalarından


olub zikr-i âtî ʻasâkir ihrâcı ve savb-ı maksûde îsâliyçün mukaddem mübâşir taʽyîn olunan
zîde kadruhuma tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Sen ki voyvoda-yı mûmâileyhsin mu’ahharan şerefrîz-i sudûr olan emr-i şerîfimde
te’kîd ve işʻâr kılındığı vechile Denizli kazâlarından nısfı mîrîsiz olarak ve nısf-ı âheri

142 [Ç.N.] Bu hüküm yarım kalmıştır.

276
dahî mîrîlü olarak maʻrifetinle beş yüz nefer piyâde ʻasâkir tahrîr ve mârü’z-zikr kazâlar
aʻyânlarından birini başbuğ nasb ile Mekri limânında düstûr-ı mükerrem müşîr-i mufahham
nizâmü’l-ʻâlem vezîrim Mustafâ Paşa edamallahu teʻâlâ iclâluhu maʻiyyetine erişdirmek
üzere Nevrûz-ı fîrûzda Kuşadası iskelesinde âmâde olunmaları fermân olunmuş idi el-hâletü
hâzihi Nevrûz-ı fîrûz gün be gün takarrüb etmekde olub fukarât-ı merkûmenin şimdiye
dek techîz ü tekmîl ve vaktiyle mahallinden ihrâc ve vakt-ı mevʻûd-ı mezkûrda savb-ı
maksûde isbât-ı vücûd eylemeleri ehemm ü elzem-i umûrdîde-i devlet-i ʻaliyyemden
olmandan nâşi fukarât-ı mezkûr vusûl-i emr-i şerîfime kadar techîz ü tekmîl olmamışsa
bundan sonra dakîka-yı vâhide tevakkuf u arâm etmeyerek derhâl tekmîl ve kazâhâ-yı
mezkûre aʻyânlarından birini başbuğ vazʻ ile mahallinden ihrâc ve vakt-ı mev’ûdda
Kuşadası iskelesinde mevcûd bulunmaları husûsuna dâmen-i dermeyân gayret eylemek
fermânım olmağla istiʻcâlen ve istilâ’en (ve) hâssaten işbu emr-i şerîfim dahî ısdâr ve
‘ale cenâhü’l-istiʻcâl sadr-ı aʻzâm tatarlarından kıdvetü’l-emâsil ve’l-akrân Hüseyin ile
irsâl olunmuşdur.
İmdi ʻasâkir-i maksûde ile me’mûrîn-i sâ’ireyi mahallerinden ihrâc ve savb-ı mak-
sûde îsâlde derʻaliyyemden mahsûs sürücü taʻyîn ü irsâl kılındığı ve bu husûs mevâdd-ı
âheriye bir vechile mukâyese olmayub fukarât-ı mezkûrenin tamâmen vakt-i mezkûrda
isbât-ı vücûd eylemeleri ne mertebelerde matlûb-ı mülûkânem idüğü ve te’hîr ü tevakkuf
ve imrâr-ı vakt misillü vazʻ-ı tecvîz ile şîrâz-ı nizâma halel gelmek ihtimâli olursa hakkında
tertîb-i cezâdan gayri muʽâmele olunmayacağı maʽlûmun oldukda sana selâmet-i hâl lâzım
ise aklını başına devşirüb şimdiye dek techîz ü tekmîl olunmuş olduğu sûretde vusûl-ı
emr-i şerîfimin derhâl fukarât-ı matlûbeyi tamâmen techîz ü tekmîl ve iskele-i merkûmda
Nevrûz-ı fîrûzda hâzır u âmâde sarf-ı makderet ve saʻy ü liyâkat ve hilâfında hareketden
gâyetü’l-gâye tehâşî ü mücânebet eyleyesin ve sen ki mübâşir-i mûmâileyhsin sen dahî
muktezâ-yı me’mûriyetin üzere fukarât-ı mezkûrîni tamâmen techîz ü tekmîl etdirdüb
ve vakt-i mezkûrda iskele-i merkûmda mevcûd bulunmak üzere ihrâc ü irsâle ve infâz
ve emr ü irâde-i şâhânemi ikdâm ü mübâşeret ve hilâfından hazer ü mübâʻadet eylemek
bâbında fermân-ı ‘âlişânım sâdır olmuşdur buyurdum ki hükm-i şerîfimle mûcebince
mektûb-ı hazret-i sadâretpenâhî143

V. 85/b, h. 146
Konusu: Isparta sâkinlerinden Etmekçi Hacı Mehmed’in aklının yerinde olmadığı
ve eşyâlarının çalındığı husûsunda yalan söylediğini belirten hüccet kaydı.

Medîne-i Isparta sâkinlerinden Etmekçi Hacı Mehmed nâm kimesne cünûn-ı mecnûn
olduğunu huzûr-ı şerʻde cemm-i gafîr ve cemm-i kesîr müslimûn muvâcehelerinde ikrâr-ı
tâmm ve takrîr-i kelâm ederek tarîk-i hâcca ʻazîmet eder iken Sarayköy kazâsına tâbiʻ
Kazıklıpazârı’nda benim önüme on beş adam geçüb mâlik olduğum emvâlimi nehb ü gârât
etdiler deyü Denizli’ye gelüb sâlifü’z-zikr mâl (ve) eşyâm gasb u gârât oldu diye kizb-i

143 [Ç.N.] Bu hüküm yarım kalmıştır.

277
fihâş-ı ifk (ve) iftirâ eylediği huzûr-ı şerʻde lede’t-tashîh olundukda mezbûr Hacı Mehmed
mütenebbih olmayub Kütâhiyye’ye gidüb devletlü Ali Paşa efendimiz hazretlerine bir kıtʻa
ʻarz-ı hâl ile iştikâ sadedinde oldukda sârik-i mezbûrâna zâhire ihrâc olunmasına bir kıtʻa
tavsiyenâme getürüb gasb olunan eşyâsı su’âl olundukda huzûr-ı şerʻde envâʻ-yı kizbân(a)
mübâderet etmekle kizb-i mahz olduğu zâhir ü nümâyân olduğu işbu şerh verilmişdir
ve serçavuş ağadan dahî bir kıtʻa tavsiyenâme getürmekle işbu mahale şerh verilmişdir.

V. 86/a, h. 147
Konusu: Mısır’ı işgâli üzerine Fransa üzerine yapılacak sefer için ordu-yı hümâyûna
‘asker gönderilmesi husûsunda fermân sûreti.

Mefâhirü’l-emâcid ve’l-ekârim câmiʻü’l-mehâmid ve’l-mekârim el-muhtâss bi-mezîd-i


‘inâyeti’l-melîki’l aʻlâ dergâh-ı muʻallâm kapucıbaşılarından olub zikr-i âtî ‘asâkiri ma-
hallinden ihrâc ve savb-ı me’mûre îsâle müceddeden derʻaliyyemden sürücü taʻyîn olunan
Edirne bostâncıbaşısı işbu Kolçak Mustafâ ve zikr-i âtî ‘asâkirin ihrâcı mukaddemce başka
başka evâmir-i ʻaliyyemle ʻuhdelerine ihâle olunan Aydın muhassılı Kara Osmânzâde el-
Hâc Hüseyin ve Teke sancağı mütesellimi el-Hâc Mehmed ve Menteşe mütesellimi Ömer
dâme mecduhum ve kıdvetü’l-emâcid ve’l-aʻyân Kütâhiyye mütesellimi Nâsûhzâde Nâsûh
zîde mecduhu tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
Fransız keferesi bundan akdem cümlenin maʻlûmu olduğu üzere bilâ-mûcib ve
bî-gayr-i hakkın nakz-ı ahdi irtikâb ile bilâ-haber Mısr-ı Kâhire’ye hücûm ve istîlâ ve
umûr-ı Muhammed’e ne derecelerde gadr ü ihanete ihtirâ etmiş olduğu ve cânib-i şerîʻat-ı
garrâdan fetevâ-yı şerîfe ve şeref-yâfte-i sudûr olan hatt-ı hümâyûnum mûceblerince it-
tifâk-ı ârâ-yı erbâb-ı şûrâ ile müstaʻînen billahi teʻâlâ kefere-i mesfûre üzerlerine berren
ve bahren sefer-i hümâyûnum tahakkuk edüb ‘avn ü ʻinâyet-i bârî ile Mısır ve havâlîsini
eyâdi-i menhûselerinden nezʻ ü teshîr ve cânib-i Mısır’da olan bu kadar bin ʻulemâ u
sulehâ u sâdât-ı kirâm ve nisvân u sıbyân ve erâmil ü eytâmı gadr ü ihânetlerinden tahlîs
zımnında taraf-ı devlet-i ʻaliyyemden ne derecelerde ihtimâm ü ikdâm olmakda idüğü
şimdiye dek tarafınıza (irsâl) olunan evâmir-i şerîfem (V. 86/b) mefâhiminden cümleye
maʻlûm olan hâlâtdandır kaldı ki bundan akdemce taraf-ı devlet-i ʻaliyyemden techîz ve
Rusya devleti tarafından dahî Franca ʻaleyhine iʻmâl olmak üzere ‘ilâve olunan donanma
sefîneleri bundan akdem Akdeniz’e ihrâc ve ikişer takım olarak birer takımı İskenderiye-i
Mısır’a irsâl ve diğer bir takımı dahî Venedik körfezine tesyîr olmuş olmağla şimdiye dek
fe lillahi’l-hamd ve’l-minneti Francalunun Zanta ve Kefalonya ve Ayamavra cezîreleri ve
Çuka Adası ve Arnavudluk taraflarında vâkiʻ Prizren(?) ve Vinice ve Preveze ve Parga
nâm dört ʻaded kalʻaları feth ü teshîr olunub ve bunlardan mâʻadâ İskenderiye tarafına
olan Franca donanmasıyla İngilterelünün vâkiʻ olan muhârebesinde Francalunun külliyetli
kebîr harb(?) sefîneleri muzmahil ve kuvve-i bahriyeleri zâil olmağla bundan böyle kefere-i
mesfûrenin mücâzât-ı sû-i aʻmâlini müşâhede ederek eynema kânu makhûr ve müdemmir
olmaları eltâf-ı hafiye-i ilahiyyeden me’mûl ve me’sûldür ancak evvel bahâr-ı hûceste
âsârda terâdigân-ı(?) kaviyye ve ‘asâkir vâfîre ile berren ve bahren Mısır üzerine hücûm

278
birle vücûd-ı şürekâ’ü’l-ûd(?)-ı küffârdan bi-ʻavnillahi teʻâlâ ol tarafları tasfiye ve tathîre
ikdâm-ı nasb-ı ‘ayn-ı ihtimâm-ı şâhânem olduğundan şimdiye dek tertîb olunan ‘asâkir-i
külliyeden başka Rodos pîşgâhında Mekri limânında başbuğ ma’iyyetinde ictimâ‘ etmek
üzere vürûd-ı emr-i şerîfim matvi defterde mastûr olduğu ve cümle tertîb ve tahrîrine
irâde-i şâhânem ta‘alluk eden maʻlûmü’l-mikdâr piyâde ‘askerin cümlesini mûmâileyhim
vaktiyle ihrâc ve Nevrûz-ı firûzda Tırhala sancağı mutasarrıfı düstûr-ı mükerrem müşîr-i
mufahham nizâmü’l-ʻâlem vezîrim Seyyid Mustafâ Paşa edamallahu teʻâlâ iclâluhu baş-
buğluğuyla savb-ı maksûdda erişmeğe me’mûr kılınmış oldukları muhakkak olub ancak
‘asâkir-i mürettebeyi vakt u zamânıyla muktezâ-yı me’mûrîyetleri vechile yerlerinden
ve yurdlarından tamâmen ihrâc ve Mekri limanına sevk ü tesyîre devlet-i ʻaliyyemin
ashâb-ı nüfûz ü iktidârlarından birinin sürücü nasb u taʻyîni lâzımeden idüğü zâhir ve
sen ki mûmâileyhsin sen öteden berü meyâne-i emsâl u akrânında gayret ve sadâkat
ile şöhret-şiʻâr olub me’mûr ü müstahdem olduğun hidemâtda te’diye ü tesviyesinde
sâdıkâne u gayûrâne hareket edeceğin nezd-i hümâyûnumda bedîhî u bâhir olmakdan
nâşi mârü’z-zikr me’mûrların muktezâ-yı me’mûrîyetleri üzere ihrâcına taraf-ı devlet-i
ʻaliyyemden mahsûs sürücü nasb u taʻyîn kılınmakla me’mûrîyetini hâvî işbu emr-i şerîfim
ısdâr ve ‘asâkir defteriyle maʻan yedine iʻtâ olmuşdur.
İmdi defterde mezkûr ‘asâkirin vakt-i mev’ûd-ı mezkûrda mahall-i me’mûrlarında
isbât-ı vücûd eylemek üzere tamâmen ve kâmilen vakt u zamânıyla yerlerinden ihrâc ve
savb-ı me’mûre îsâl ü irsâlleri ehass-ı metâlib-i şâhânem olduğu ve bu emr-i ehemmde
sermû-yı tekâsül ü tesâmuh vukûʻuna rızâ-yı ʻaliyyem olmadığı sen ki kapucıbaşı-yı
mûmâileyhsin maʻlûm-ı sadâkat-ı melzûmun olundukda ber-vech-i meşrûh yedine iʻtâ
olunan defterde mezkûr ‘asâkir-i mürettebeyi vakt u zamânıyla tamâmen ve kâmilen yer-
lerinden ve yurdlarından tahrîk ü ihrâc ve vakt-i mevʻûd-ı mezkûrdan mukaddem savb-ı
maksûdda sevk ü tesyîre ve cümlesinin ardını almağa sarf-ı gayret ve sa’y ü miknet ve
senden me’mûl ve muntazır-ı şâhânem olan cevher-i gayret ve mâye-i eşedd(?) ve dirâyeti
ibrâz ve izhâr ile hakkında derkâr olan hüsn-i tavr-i şâhânemi tasdîk ü te’yîde sarf-ı nak-
diyye-i sirkat(?) ve zinhâr ve zinhâr144 (V. 87/a) nikât-ı(?) istishâb etmemek ve vaktiyle
ihrâc olmayup zamânıyla savb-ı me’mûre erişmemek misillü vazʻ-ı tecvîzden ve tertîb-i
mezkûre halel-i tatarrukuna mûcib harekete cesâretle mişvâ-yı nedâmet olmakdan ittikâʻ
ü mübâʻadet eyleyesin ve sen ki Karaosmanzâde ve mütesellimîn-i mûmâileyhimsiz siz
dahî muktezâ-yı me’mûriyetiniz üzere ihrâcı ‘uhdenize muhavvel me’mûriyeti şimdiden
âmâde edüb vaktiyle yerlerinden ve yurdlarından tahrîk ü ihrâc ve vakt-ı mevʻûd-ı mezkûrda
savb-ı maksûdda mevcûd bulunmaları esbâbının istihsâline dâmen-i dermeyân-ı gayret ve
neferât-ı mürettebe tamâmen vaktiyle ihrâc olunmamak ve nâ-mevcûd ve savb-ı me’mûre
erişmemek ihtimâli olur ise sizin kusûr ve rehâvetinize haml ile mîrü’l-kaʻbe(?) ecdâdım
ervâh-ı tabiʻiyyeleriyçün size selâmet-i hâl baʻîd-i ‘an o ihtimâldir âna göre aklınızı başınıza
devşirüb şu matlûb olan ʻasâkiri ihrâca ez dil u cân sâʻy u gayret ile rızâ-yı şâhânemi ve
selâmet-i hâlinizi istihsâle sarf-ı nakdîne-i kudret ve zinhâr hilâf-ı fermân ve mugâyir-i
tenbîhât-ı şâhânem ednâ vazʻı tecvîz ile mişvâ-yı nedâmet olmak bâbında taʻayyün-i
hazer ü mücânebet eylemeniz bâbında fermân-ı ʻâlişânım sâdır olmuşdur buyurdum ki,

144 [Ç.N.] Belgenin son satırı çıkmamıştır.

279
Vusûl buldukda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr olan fermân-ı
vâcibü’l-ittibâʻ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı itâʻat-makrûnuyla hilâfından begâyet
tehâşi ü mücânebet eyleyesiz şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız.
Tahrîren fî-evâhir-i şehr-i Şaʻbânü’l-muʻazzam li-senetihi selâse ‘aşer ve mie’teyn
ve elf (1213) [28 Ocak – 5 Şubat 1799]

V. 87/b, h. 148
Konusu: Beş yüz nefer piyâde askerinin tamâmının gönderilmesi husûsunda fermân
sûreti.

Kıdvetü’l-kuddât ve’l-hükkâm maʻdenü’l-fezâ’il ve’l-kelâm Mevlânâ Denizli kadısı


zîde fazluhu ve kıdvetü’l-emâcid ve’l-aʻyân Denizli voyvodası ve sadr-ı aʻzâm sakallu
ağalarından olub zikr-i âtî ʻaskeri ihrâc ve savb-ı maksûde îsâle mukaddem mübâşir taʻyîn
olunan zîde mecduhuma tevkîʽ-i refîʽ-i hümâyûn vâsıl olucak maʽlûm ola ki,
Mukaddem ve mu’ahhar sudûr eden evâmir-i şerîfem nâtık olduğu üzere voyvoda-yı
mûmâileyh maʻrifetiyle Denizli kazâlarından nısfı mîrîlü ve nısfı mîrîsüz olarak tahrîr
ve Denizli kazâları aʻyânlarından biri başbuğluğuyla Nevrûz-ı firûzda Kuşadası iskele-
sinde hâzır u âmâde kılınmağla me’mûr olunduğu beş yüz nefer piyâde ʻaskeri şimdiye
kadar tahrîr ü tekmîl ve mahallinden ihrâc ve iskele-i merkûme sevk ü tesyîr olunduğu
haberi vârid olması me’mûl iken baʻzı iʻzâr-ı vâhiyeler îrâdıyla nısfı olan mîrîlü ʻaskeri
tahrîre taʻahhüd birle nısf-ı âherinin ʻafvı istidʽâsıyla sen ki mevlânâ-yı mûmâileyhsin
tarafından iʻlâm (ve) irsâline cür’et olunmuş olmağla ʻasker-i mezkûrenin ʻale eyyi-hâl
tamâmen ihrâc ve irsâline müsâraʻât ve yine ʻözür dâʻiyyesinde(?) olunur ise kazâ-yı
mezbûr vücûhu haklarında mukarrer olan ʻukûbât-ı şedîdenin icrâsı zımnında keyfîyeti
serîʻan işʻâra dikkat eylemek fermânım olmağın te’kîd ve istiʻcâl ve tehniye birle ve îrâd-ı
ihrâcına(?) işbu emr-i şerîfim ısdâr ve ber-vech-i taʻcîl sadr-ı aʻzâm berâtları(?) Mehmed
zîde kadruhu ile irsâl olunmuşdur.
İmdi ʻasâkir-i merkûmenin tamâmen ihrâc olunmasını kazâ-yı mezbûr vücûhunun
bu bâbda tekâsül ve betâ’etlerinden neş’et etmiş olduğu sebebden hâlden müstebân idüğü
ve baʻd-ezîn dahî bu emr-i ehemm-i dîn ʻaliyyemde sermû kavîm(?) ve emr-i irfâkat(?)
misillü vazʻ-ı müsâhele ederler ise icrâsı muhakkak u mukarrer idüğü maʻlûmun oldukda
ber-vech-i muharrer me’mûl-i emr-i şerîfimde dakîka-yı vâhide tevakkuf u ârâm etmeye-
rek ʻasker-i merkûmeyi tamâmen tahrîr ve başbuğu ma‘iyyetiyle serîʻan ihrâc ve iskele-i
merkûme sevk ü tesyâre (dâmen-i) dermeyân ve bundan sonra dahî ʻözür ve rehâvet
ederler ise keyfiyeti serîʻan tahrîr ve işʻâra fermân ve mugâyir-i tenbîhât-ı şâhânem te’hîr
ü tevakkuf ve baʻd-ezîn iʻlâm ü irsâline sen dahî mazhar-ı te’dîb olmakdan gâyetü’l-gâye
hazer ü mücânebet ve sen ki voyvoda-yı mûmâileyhsin emr-i şerîfim senin dahî muktezâ-yı
me’mûriyetin üzere ʻasker-i merkûmeyi serîʻan tahrîr ü tekmîl ve başbuğu ma‘iyyetiyle
ihrâc ü irsâle (dâmen-i) dermeyâna gayret ve hâssaten müsâmaha etmek ihtimâlin olur
ise vücûh-ı kazâ ʻukûbât-ı şedîde olacaklarından başka senin dahî mu’ahharan sudûr

280
eden emr-i münîfimde münderic vâʻidât(?) hakkında berâ-yı icrâ olunacağı bî-iştibâhdır
âna göre amel ü harekete dikkat eyleyesin ve sen ki mübâşir-i mûmâileyhsin sen dahî
ʻasker-i merkûmeyi serîʻan ve tamâmen mahallinden tahrîk ü ihrâc (ve) savb-ı maksûde
îsâl ve tekmîl-i emr-i mübâşeretine bezl-i mâhasal(?) ve saʻy u kudret hareketi tecvîz ile
sen dahî nedâmet olmakdan ittikâ ü mübâʻadet etmek fermân-ı ‘âlişânım sâdır olmuşdur
buyurdum ki,
Vusûl buldukda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr olan fermân-ı
vâcibü’l-ittibâʻ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı itâʻat-makrûnuyla amel ü hareket ve
hilâfından ittikâ ü mübâʻadet eyleyesiz şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız.
Tahrîren fî evâsıt-ı şehr-i Şevvâli’l-mükerrem li-senetihi selâse ʻaşer ve mie’teyn ve
elf (1213) [18-27 Mart 1799]

V. 88/a, h. 149
Konusu: Fransa üzerine yapılacak sefer için ordu-yı hümâyûna bârgîr gönderilmesi
husûsunda fermân sûreti.

Mükârî bârgîri emridir Fi 25 Rebîü’l-âhir sene (1)213 [6 Ekim 1798]


Mefâhir-i kuddât ve’l-hükkâm meʻâdinü’l-fezâ’il ve’l-kelâm Denizli ve Ezîne ve
Gököyük145 ve gayrihu kazâlarının kadıları ve nâ’ibleri zîde fazluhum ve mefâhir-i emâ-
sil ve’l-akrân Denizli voyvodası ve bu husûsa mübâşir taʻyîn olunan dergâh-ı muʻallâm
gediklülerinden Mustafâ Tâhir zîde mecduhu (ve) aʻyân ve zâbitân ve vücûh-ı memleket
ve iş erleri zîde kadruhum tevkîʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olucak maʻlûm ola ki,
El-hâletü hâzihi Franca keferesinin bilâd-ı İslâmiyeden defʻ-i musallat ü tecâvüzleri
zımnında ‘avn-i ʻinâyet-i cenâb-ı hayrü’n-nâsırîne tevekkül (ve) mu’cîzât-ı kesîretü’l-be-
rekât-ı hazret-i risâletpenâhî sallallâhu te‘âla ʻaleyhi ve’s-selleme i‘timâd ve tevessül
olunarak bil-fiʻîl sadrâzam-ı sütûde-i şeym ve vekîl-i mutlak kaviyyü’l-himem düstûr-ı
ekrem müşîr-i efham nizâmü’l-‘âlem nâzım-ı menâzimü’l-erhâm Yûsuf Ziyâ Paşa eda-
mallahu teʻâlâ iclâlehu ve dâʻif-i bi’t-te’mîn-i ifrâzuhu(?) ve ikbâluhunun ʻasâkir-i külliye
ve tedârikât-ı kaviyye ile bi’z-zât dersaʻâdetimden hareket ve Franca keferesi üzerine
teveccüh ve gayreti karârdâde olduğuna binâ’en ordu-yı hümâyûnda istihdâm olmak içün
iktizâ eden mükârî bârgîrlerinin çend rûz zarfında tertîb ü ihrâcı husûsuna irâde-i seniy-
yem taʻalluk etmekle esfâr-ı sâbıkada olduğu misillü yüke girdükleri günden hizmette
olduklarınca îcâb eden ücretleri ordu mükârîbaşısı tarafından verilmek üzere Denizli
ve Ezîne ve Gököyük ve gayrihu kazâ kazâlarından iki yüz re’s mükârî bârgîrleri tertîb
olunub siz ki kuddât ve nüvvâb ve voyvoda ve aʻyân ve zâbitân ve vücûh-ı memleket
ve iş erlerisiz emr-i şerîfim günü ber-mûceb-i sûret-i defter ol mikdâr mükârî bârgîrleri
tevzîʻ ve cümlesi yüke elverir (ve) tuvânâ(?) olmak üzere üç beş gün zarfında urgân ve
semerleri mükemmel olarak bi-eyyi-hâl ihrâc ve memleket tarafında mükârîbaşı taʻyîn

145 [Ç.N.] Metinde sehven Yüköyük yazılmıştır.

281
edüb ve mübâşir-i merkûm şerefeyn(?) işbu Şubat içinde Üsküdar sahrâsında mevcûd
olmak üzere irsâle kemâl-i sür‘at ü şitâb eyleyesiz şöyle ki işbu sefer esfâr-ı sâbıkada
mikyâs olmayub bi-mennihi teʻâlâ sadrâzam-ı müşârü’n-ileyhin icâleten harekete ve
gayreti muhakkak olduğuna binâ’en ol mikdâr bârgîrlerinin çend rûz zarfında Üsküdar
sahrâsında mevcûd bulunması matlûb-ı katʻî mülûkânem idüğü ve bundan sonra istiʻcâle
dikkat olmayub her kim bu bâbda kusûr ve rehâvet ederse ʻözr ü ʻilletde ve ricâ ü şefâʻat
müstemirr olmayacağı maʻlûmunuz oldukda ne vechile ve ne tarîkle olur ise olsun zikr
olunan bârgîrleri beş on gün zarfında yaʻnî Şubat içinde Üsküdar sahrâsına irsâli esbâbının
istihsâline bi’d-defâʻat saʻy u gayret eyleyesin ve sen ki mübâşir-i merkûmsun serî‘ân ve
ʻâcilen zikr olunan kazâlara varub ol mikdâr bârgîrleri der‘akab maʻrifet-i şerʻ ve cümle
ittifâkıyla tevzîʻ verdiği(?) istiʻcâle hüccet-i kaviyyeden hemen yola ihrâc ve Şubat içinde
Üsküdar sahrâsında mevcûd bulunmak üzere beş on güne değin erişdirmeğe sürʻat ve şitâb
eylemeniz bâbında fermân-ı ʻâlişânım sâdır olmuşdur buyurdum ki,
Hükm-i şerîfimle vardıkda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr olan işbu
emr-i şerîf-i celîlü’ş-şân-ı vâcibü’l-ittibâʻ ve lâzımü’l- imtisâlimin mazmûn-ı münîfi üzere
ʻâmil olub hilâfından begâyet ihtirâz eyleyesiz şöyle bilesiz ʻalâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız
Mûcebince Sadr-ı aʻzâm mektûbu vardır
Sûret-i defter-i hâkânî

Bârgîr-i mükârî ʻAded re’s 200

V. 89/b, h. Belirtilmemiş
Konusu: Bin iki yüz on üç senesi vergilerinin kazâlara düşen miktârını gösterir
defter sûreti.

Bâʻis-i defter işbu iki yüz on üç senesine [1799] mahsûben rûz-ı Hızır’dan tevzîʻ
beş kazâdan nefs-i Denizli

Gurûş
Nefsi-i Denizli kazâsına isâbet eden 13900
Masârif-i paşa 1280
İki kıtʻa serdârlık mektûbu 750
Defʻa 300
16230
(Derkenâr) 2260 yekûndan maʻlûm olur
Hâkim Efendi’nin cesîm iʻlâmât 1750
Hüddâmiyye 100
Emîniyye 20
Kâtib-i mahkeme 150

282
Mahzariyye 45
18815
Hâcı Eyüblü hasır bahâ 80
Menzil ağasına 1250
Defʻa mîrî kethüdâsına 50
Defʻa menzil ağasına 500
20695
Odabaşına 150
Civâriyye 15
Bigâyet(?) mektûbu câ’izesi 100
Mübâşir bârgîr kirâsı 80
21040
Karcı karyesinin bârgîr kirâsı 100
Çakmak (karyesinin) bârgîr kirâsı 40
Kurudere (karyesinin) bârgîr kirâsı 17
Defʻa Hacı Eyüblü’ye 12
Kara Ali’ye kirâ akçesi 30
Kâtib fermûde 250
Defʻa kethüdâlarına 250
(Cemʻân yekûn) 21739

Mahalle Gurûş
Aktoy 650
Meydân 500
Kürkçüler 525
Kurşunlu 55
Câmiʻ-i Kebîr 570
Sarây 570
Abdü’l-kuddüs 500
Koramaz 200
Kayacık 260
Debbâğlar 500
Zımmîyân 500
Asılbeğ 150
Cârullah 200
Eceler 130
Alaca Mescid 220
Güzerlik 220

283
Gâzi Emîr 220
Gidebostân 100
Cemʻân Yekûn 6565

Karye Gurûş
Karcı 283
Gerzele 1925
Çakmak 1685
Kara Hasanlı 850
Manastır 1930
Kethüdâ 580
Kınıklı 660
Karaman 250
Şemikler 260
Kaşıkçı 250
Göveçlik 650
Hacı Eyüblü 650
Bağbaşı 320
Tekye 200
Eskihisâr 60
Kebîr 150
Kurudere 300
Saruhân 650
Kayhân 350
Zeytûn 250
Gonca Ali 130
Zekeriyyâ 80
Bekirli 20
Emîr Sultân 150
Yâlnızdere 50
Kalʻa 50
Eldenizli 50
Şamlı-yı Kebîr ve Sagîr 100
Cemʻân Yekûn
Mahallât 6565
Kurâlar 15430
21995
Yâlnız yirmi bir bin dokuz yüz doksan beş gurûşdur
Fî 21 M (Muharrem) 12(14) [25 Haziran 1799]
(Mühür)

284
V. 89/b, h. 150
Konusu: Denizli kazâsından talep olunan asker, bârgîr ve sâ’ir mühimmât için
harcanacak bedelleri gösterir defter sûreti.

İşbu sene-i mübârekede bâ-evâmir-i ‘aliyye Denizli kazâlarından matlûb buyrulan


elli nefer kalyoncu ve iki yüz elli nefer mîrîlü maʻa ağa ve ʻalemdârına ve odabaşılar
ve üç yüz nefere verilen ʻulûfe ve bahşîş ve altı aylık taʻyînât bahâları ve ber-mûceb-i
defter-i hâkânî çadır ve çerge ve sekbân bârgîri ve sâ’ir mühimmât-ı lâzımelerinin îcâb
eden bahâlarıyçün maʻrifet-i şerʻ ve cümle maʻrifetiyle hesâb olundukda yirmi yedi bin
beş yüz on yedi gurûşa bâliğ olub cânib-i mîrîden kalyoncu neferâtı içün bin yüz seksen
iki ve piyâde neferâtı içün sekiz bin dört yüz otuz beş gurûş ki cemʻân dokuz bin altı yüz
on yedi buçuk gurûş ifrâz olundukdan sonra sahhü’l-bâki on yedi bin dokuz yüz gurûş
kazâhâ-yı merkûme ahâlîlerine tevzîʻ ve taksîm olunduğunun defteridir ki ber-vech-i âtî
zikr olunur;

Gurûş
Kalyoncu neferâtı nefer 49 beher nefere fî 60 2940
Kalyoncu neferâtının başbuğu Mehmed Ağa’ya 550
Başbuğ Mehmed Ağa’ya kapûd aded 1 ve ʻalemdârına beş ʻaded 1 110
3600
Mîrîlü neferât ʻaded 239 beher nefer fî 60 gurûş 14340
ʻAlemdâr nefer 5 odabaşına beher nefer 5 fî 120 1200
Başbuğ Osmân Ağa’ya ağalık maʻa taʻyînât bahâ 2000
Kara çadır ʻaded 1 çerge sekbân ʻaded 5 700
Bayrak ʻaded 100
Defʻa ağa ve ʻalemdâr ve odabaşıya verilen bahşîş 260
22200
Sekbân bârgîri re’s fî 60 700
Harar çift 15 fî 4 60
Evân-ı nuhâs 300
Kilim ʻaded 200
Sofralık(?) ʻaded 150
2361
Kubûr ʻaded 7 350
Bâ-fermân-ı ‘âlî kalyoncu neferâtının tahrîrine me’mûr dergâh-ı ‘âlî ge- 250
diklülerinden Mustafâ Ağa’ya hizmet
Kalyoncu neferâtına katır ʻaded 1 150
Kilim ʻaded 20

285
Mîrîlü ve mîrîsiz cemʻân beş yüz neferin ihrâcına bâ-emr-i ‘alî me’mûr 1016
sadr-ı aʻzâm sakallu ağalarından Sivaslı el-Hâc Ahmed Ağa’ya
Ağa-yı mûmâileyhin konakçısına 30
20326
ʻAsâkir-i merkûmenin ihrâcına bâ-emr-i ‘âlî vürûd eden Tatar Ahmed Ağa’ya 50
Defʻa ʻasâkir-i merkûmenin istiʻmâline bâ-emr-i ‘âlî vürûd eden Tatar 50
Hüseyin Ağa’ya
ʻAsâkir-i merkûmenin başbuğlarına kahve bahâ fî 2 24
ʻAsâkir-i merkûmenin hîn-i tahrîrinden ihrâcına değin yirmi beş günde 1500
verilen taʻyînât
Hâkim Efendi’ye harc-ı iʻlâmât 218
Kâtib Ali Efendi’ye ücret-i kitâbiyye 200
27468
Kütâhiyyeli Kara Mehmed Ağa’nın mâddesiyçün(?) bâ-emr-i ‘âlî vürûd 15
eden ağaya
Defʻa ʻasâkir-i merkûmenin istiʻmâliyçün bâ-emr-i ‘âlî vürûd eden tatar 34,5
27517,5
Kalyoncu neferâtı içün cânib-i mîrîden iʻtâ olunan 11822 gurûş mîrîlü piyâde 9617,5
Sahhü’l-bâkî yâlnız on yedi bin dokuz yüz gurûş 17900
Meblağ-ı merkûmun kazâ-yı mezbûr sûret-i taksîmini beyân

Hisse-i kazâ Gurûş


Denizli 6800
Ezîne-i Lazkiyye 4550
Buladan 3280
Honaz 2270
Gököyük 1000
(Cemʻân Yekûn) 17900
Vech-i meşrûh üzere masârif-i mezkûr on yedi bin dokuz yüz gurûşa baliğ olub
kazâhâ-yı merkûmeye kemâ hüve hakkahu taʻdîl ü tesvîye şurûtuna riʻâyet olunarak tarh
ü tevzîʻ ve tahsîliyçün baʻde’t-tescîl kıbel-i şerʻden işbu mümzâ u mahtûm defter hâlâ
Denizli voyvodası saʻâdetlü Ahmed Ağa’ya iʻtâ olundu.
Hurrire fi’l-yevmi’s-sâbi’ min şehr-i Şevvâli’l-mükerrem li-sene ʻaşer ve mie’teyn
ve elf (1210) [15 Haziran 1796]

V. 90/a, h. Belirtilmemiş
Konusu: Denizli kazâsından talep olunan askerler için harcanacak bedelleri gös-
terir defter sûreti.

286
Defʻa bâ-fermân-ı ‘ali mîrîsiz olarak Denizli kazâlarından matlûb-ı hazret-i cihân-
dârî buyrulan piyâde neferât maʻa ağa ve ʻalemdârın ve odabaşıları cemʻân iki yüz elli
nefere ʻulûfe ve bahşîş ü taʻyînât bahâ ve mühimmât-ı lâzımeleri maʻrifet-i şerʻ ve cümle
maʻrifetiyle hesâb olundukda yirmi üç bin beş yüz yirmi sekiz gurûşa bâliğ olub kazâ-yı
merkûmeye tevzîʻ olunduğunun defteridir ki ber-vech-i âtî zikr olunur;

Gurûş
Neferât-ı ʻaded 239 beher nefere fî 60 gurûş 14340
ʻAlemdâr maʻa odabaşı nefer 10 beher nefere fî 120 gurûş 1200
Başbuğ Seyyid Ahmed Ağa’ya 1500
Bârgîr ʻaded 5 maʻa takım 700
Çadır ʻaded 1 çerge ʻaded 5 700
18440
Harar çift 60
Saka takımı 60
Evâni-i nuhâs 300
Bayrak ʻaded 5 100
Neferât-ı merkûmenin ihrâcına değin otuz bir günde verilen 2500
nizâmiye ve masârif-i sâ’ireleri
21460
Başbuğa kapûd ʻaded 1 ʻalemdârlara ve odabaşılara biniş ʻaded 10 360
Kilim seyishâne aded 5 100
Kolçak Mustafâ Ağa tarafından bâ tahrîrât vürûd eden adama 20
Mihmânzâde harc-ı râh 200
Sürücü kapucıbaşı Kolçak Mustafâ Ağa’ya hizmet 500
22640
Kapucubaşının uşaklarına 150
İstiʻcâl fermânıyla gelen sadr-ı aʻzâm tatarına 20
Defʻa Tatar Mehmed Ağa’ya verilen 90
Kalyoncu neferâtına İzmir’den nevl-i sefîne ve kumanya 500
ʻAsâkir-i merkûme içün Kuşadası’na varınca kirâ bârgîrlerine 128

Yâlnız yirmi üç bin beş yüz yirmi sekiz gurûşdur 23528


Meblağ-ı merkûmun kazâhâ-yı mezbûreye sûret-i taksîmi beyân

Hisse-i kazâ Gurûş


Denizli 6528
Ezîne 7000
Buladan 5500

287
Honaz 3500
Gököyük 1000
(Cemʻân Yekûn)
23528
Yâlnız yirmi üç bin beş yüz yigirmi sekiz gurûşdur

Vech-i meşrûh üzere masârif-i mezkûre yirmi üç bin beş yüz yirmi sekiz gurûşa bâliğ
olub kazâhâ-yı merkûmeye kemâ hüve hakkahu taʻdîl ve tesvîye şurûtuna riʻâyet olunarak
tarh ve tevzîʻ ve tahsîl içün baʻdet-tescîl kıbel-i şerʻden işbu mümzâ ve mahtûm defter
hâlâ Denizli voyvodası saʻâdetlü Ahmed Ağa’ya iʻtâ olundu.
Hurrire fî evvel-i şehr-i Zi’l-ka’deti’ş-şerîfe li-sene selâse ‘aşer ve mie’teyn ve elf
(1213) [6-15 Nisan 1799]

V. 90/b, h. 151
Konusu: Denizli kazâsından talep olunan bârgîrler için yapılacak masrafları gösterir
defter sûreti.
İşbu sene-i mübârekede bâ emr-i ʻâlî Denizli ve tevâbiʻ kazâlarından matlûb buy-
rulan iki yüz re’s mükârî bârgîrlerinin kara (?) ve ʻörfiye ve sâ’ir umûr-ı mühimme içün
cânib-i devlet-i ʻaliyyeden ve Kütâhiyye mütesellimi tarafından emr-i ʻâlî ve bâ-buyruldu
tevârüd eden mübâşirâna verilen hizmet-i mübâşiriye ve mîrîsiz iki yüz elli neferinin
rakîb olacağı sefîneleri mevcûd ve eğerçi mukaddemâ otuz bir gün limânda te’hîrleri ve
masârifleri tahrîr olunmuşidi lâkin otuz bir günden başka yirmi dokuz gün meks ü ikâ-
metleri zarfında küllî iktizâ eden masârifleri ve gayr-i ez tevzîʻ maʻrifet-i şerʻ ve cümle
maʻrifetiyle mîrîlerine zamm olunan ve ʻasker içün vesâ’ir umûr-ı mühimme içün vürûd
eden mübâşirâna verilen hizmet-i aʻlâ mâ-cerâü’d-defter kazâhâ-yı merkûmenin hükkâm
ve zâbitân ve ihtiyârları ve cümle maʻrifetiyle rü’yet-i hesâb olundukda sonra taʻdîl ü
tesvîye şurûtuna riʻâyet olunarak hâl ü tahammüllerine göre tarh ü tevzîʻ olunduğunun
defteridir ber-vech-i âtî zikr olunur;

Gurûş
Mukaddemâ tertîb olunan üç yüz otuz dokuz neferin altmış gurûş
4800
mîrîlerine berâ-yı defterin yirmişer gurûş
ʻAlemdârân ve odabaşılarına on neferine yüz yirmişer gurûş mîrîlerine
300
otuz gurûş zamm
Ağaları es-Seyyid Ahmed Ağa’ya verilen bin beş yüz gurûş üzerine
1000
meblağ Mahmûd odabaşı yedine irsâl
Ağaları es-Seyyid Ahmed Ağa’ya cümle maʻrifetiyle ikrâm 351
ʻAsker-i mezkûrun hîn-i ikâmetlerinde ağaları yediyle sarf 837
Defʻa ağaları Ahmed Ağa mîrî alub firâr eden neferât 360
7648

288
Mîrîlü askerin mîrîleri vefâ etmeyüb beher nefere yirmişer gurûş ve
3450
ʻalemdâr ve odabaşılarına dahî otuzar gurûş
Mîrîlü ʻaskerin masârifâtı Kuşadası hâkiminin takdîm eylediği bir
1722
kıtʻa defter mûcebince
Piyâde ʻaskerine taʻyîn olunan mîrî tedârikleri Kâdızâde’ye 132
ʻAsker-i mezkûre taʻyîn olunan on nefer süvâriye harc-ı râh 202
Bayrak Ağası Ahmed Ağa’nın Mekri’den gelen âdemine verilen 27
13181
Bayrak Ağası Ahmed Ağa’nın gönderdiği sâʻîye verilen 20
ʻAsker-i muhâfız için ilbâs-ı derziye(?) verilen on top boğası 45
ʻAsker bâ-vesîle-i Serdârzâde Mehmed Ağa iki defʻa Kuşadası’na
600
gönderildiği
ʻAskerin otuz bir gün meksi tahrîr olunmuşidi dahî yirmi sekiz gün
811
meks masârifâtı
ʻAsker odabaşılarına cümle maʻrifetiyle verilen bahşîşât 257
14914
ʻAsker ihrâcıyçün Serʻasker Mustafâ Paşa’nın sofracıbaşı ağaya 250
Mûmaileyhin uşaklarına verilen 50
Mîrîsiz ʻaskerin tevzîʻinden kazâda bekâyâ kalan 771
Kazâhâ-yı mezkûrdan bâ-emr-i ʻâlî matlûb edilen iki yüz re’s mükârî
25000
bârgîr bahâsı cümle takımıyla
Mükârîcibaşı Hüseyin Ali Ağa’ya verilen çadır akçesi 100
41085
ʻAsker ihrâcına me’mûr Kolçak Mustafâ Ağa’nın âdemine verilen 20
Defʻa bâ-emr-i ʻâlî Sâlih Tatar ve Kolçak Mustafâ Ağa’nın âdemine 50
Kütâhiyye mütesellimi ağaya verilen 70
Defʻa menzîl nizâmına gelen Tatar Abdullah Ağa’ya 35
Bâ-emr-i ʻâlî Rodos cezîresinden gelen sadr-ı aʻzâm tatarına 35
41285
Kazâhâ-yı merkûma matlûb olunan devenin ‘ufûr(?) içün destine ve-
2000
rilen
Maʻrifet-i şerʻ ve cümle maʻrifetiyle mübâşirlerin konak masârifleri 1500
İmâm ve hatîb ve mü’ezzinân-ı nasîhe içün gelene verilen 12
Bârgîr-i menzîl içün bâ-emr-i ʻâlî ve bâ-buyruldu Kütâhiyye’den gelen 80
Defʻa Kütâhiyye’den gelen 30
44921
Kütâhiyye’den koyun mâddesiyle gelen tatar 35
Bâ-emr-i ʻâlî bârgîr istiʻcâline vürûd eden Tatar Ahmed Ağa’ya 25

289
Defʻa mübâyaʻa istiʻcâline vürûd eden Tatar Ahmed Ağa’ya 83
Husûs-ı mezkûr içün gelen âdemine 50
Sağ kol emriyle gelen Tatar Hasan Ağa’ya 32
45146
V. 90/b, h. Belirtilmemiş
Konusu: Nikâh akdi kaydı.

Etmekçi Mustafâ kızı Emîr Âyşe (ile) Hûri oğlu Hasan Beşe yüz elli altûn mehr-i
mü’eccel ile ʻakd-i nikâh olundu.

Şuhûdü’l-hâl
Muhzır Mustafâ, Muhzır İsmâil, Gümüş Osmân, Hacı Caʻfer ve gayrihum

V. 91/a, h. Belirtilmemiş
Konusu: Delikliçınâr sâkinlerinden Ahmed’in sığırlarının menzilciye teslîm edil-
diğine dâ’ir kayıt.

Delikliçınâr mahallesinden berber Ahmed’e iki üç defʻa tenbîh olunmuş iken yine
yoncamın içinden sığırlarını kendü elim ile çıkarub menzîlciye teslîm olundu Şevvâl’in
yirmi beşinci günü.

V. 91/a, h. Belirtilmemiş
Konusu: Âişe bint-i Osmân için verilen izinnâme kaydı.

Manastır karyesinden İbrâhim bin el-Hâc Mehmed ve İsmâil bin el-Hâc Mustafâ
nâmân kimesneler şöyle meclis-i şerʻde şehâdet eylediler ki,
Karyemiz sâkinelerinden Âişe bint-i Osmân nâm hâtunu târîh-i kitâbdan altı ay
mukaddem bizim huzûrumuzda Elmalı kazâsından zevci Hüseyin bin Ahmed tatlîk eyledi
işbu Âişe bint-i Osmân Hüseyin bin Ahmed’in matlûkesidir bizler bu husûsa bu veche
üzere şâhidleriz şehâdet dahî ederiz deyü edâ-yı şehâdet eylediklerinde mezbûre Âişe
izinnâme verildiği kayd şüd.

V. 91/a, h. Belirtilmemiş
Konusu: Kalyoncu neferâtı için yapılan masrafları gösterir defter sûreti.

290
Recebü’l-ferdin onuncu günü ki yevm-i Cumʻa’dır kalyoncu içün bâ-emr-i celîl gelen
kapudân paşa mübâşiri Halîl Ağa menzil ağasına verildi
Nefer 2
Yevmiyye 30 + 30 = 60
Ba’de’t-tevzîʻ olunan masârif beyân olunur.
Fî 28 Cemâziye’l-evvel sene 1208 [1 Ocak 1794]
Gurûş
Hâcegân-ı divân-ı hümâyûn Osmân Efendi’nin iʻlâmlar ile 150
Âsitâne’ye giden çukadârına harc-ı râh
Hacegân-ı merkûm ile gelen Kütahya vâlisi Hacı Ali Paşa çukadârı- 50
na verilen
Yine merkûm Osmân Efendi’yle gelen İsmâil Ağa’ya verilen 350
Yine merkûm İsmâil Ağa’ya verilen boğası tob 21 63
Yine merkûm İsmâil Ağa hizmetkârına 50
Âsitâne’ye Honaz mâddesiyçün irsâl olunan sâ’iye verilen 35
698
Yedi senesi ʻavârız emîrini getüren mübâşire verilen 150
Kesâna kurâlarından kesr 500
1348
Tuzcu oğlu Süleymân Paşa’ya Korucuk karyesinde be-dest-i Hacı 71
Çakır’a olan masârif
Nemçe üserâsıyçün bâ-fermân-ı ʻâlîşân gelen dergâh-ı muʻallâm 25
gediklülerinden İbrâhim Ağa’ya hâkim efendiden alınub verilen
hizmet
1444
Kalyonculara verilen vilâyet tarafından maʻa masârif-i gayr-i ez 1165
mîrî
Hacı Boşnağa verilen 250
Müjde ile gelen Arablıoğlu Halîl Ağa’ya 200
Sâ’î’ye verilen 36
3095
Kalyoncu mübâşiri masârifiyçün verilen menzilciye 12
Taksît mübâşiri masârifiyçün verilen menzilciye 12
3119
Menzilciye verilen be-dest-i Hacı Çakır li-ecli’l-masârif 23,5
3142,5
Tekrâr kalyoncu ʻalemdâr Osmân Beşe’ye verilen çifte mîrî 55,5
3197

291
Hâkim Efendi’ye verilen iʻlâmât harcları 1250
4447
Fermân getüren Mehmed Ağa’ya ücret-i mübâşiriyye 100
Osmân Efendi’ye verilen takımıyla at bahâsı 750
5297
Menzilci nevl masârifi 0028
Kütahya tarafından ve Âsitâne tarafından mürûr u ʻubûr edenlere 1000
verilen

Osmân Ağa yediyle menzilciye kapucıbaşı masârifi 20 gurûş


Mîr Mehmed Bey’e harc masârifâtına verilen 8 gurûş
(V. 91/b)
Mesâkin mahallesi imâmı Ser Molla Ahmed
Mehmed ibn Mehmed Gül Hacı

292
KAYNAKÇA

ARŞİV KAYNAKLARI
Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü
Meşihat Şer’iyye Sicili Defterleri (MŞH.ŞCS.d…):
Dosya No. Hicrî Tarih Miladî Tarih
1078 1189- 1192 1775-1779
1079 1195-1202 1781-1788
1080 1204-1213 1789-1799
1081 1203-1233 1788-1818
1082 1243-1248 1827-1833
1083 1248-1258 1833-1842
1084 1268-1272 1851-1856
1085 1279-1283 1862-1867
1086 1286-1290 1869-1874
3587 1272-1302 1855-1885
3588 1280-1292 1864-1875
3589 1300-1307 1882-1890
3590 1307-1310 1889-1893
3591 1310-1313 1892-1896
3592 1316-1320 1898-1903

İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) Arşivi


Denizli Sicilleri:
No. Demirbaş No. Hicrî Tarih Miladî Tarih
670 - 1189- 1192 1775-1779
671 - 1195-1202 1781-1788
672 - 1204-1213 1789-1799
673 - 1203-1233 1788-1818
674 - 1243-1248 1827-1833
676 - 1248-1258 1833-1842
677 - 1268-1272 1851-1856
678 - 1279-1283 1862-1867
179 679 1286-1290 1869-1874
184 680 1272-1302 1855-1885
185 681 1280-1292 1864-1875
186 682 1300-1307 1882-1890
187 683 1307-1310 1889-1893
188 684 1310-1313 1892-1896
189 685 1316-1320 1898-1903

293
BASILI KAYNAKLAR
• AKGÜNDÜZ, Ahmet, “İslâm Hukukunun Osmanlı Devletinde Tatbiki: Şer’iye Mahkemeleri
ve Şer’iye Sicilleri”, İslam Hukuku Araştırmaları Dergisi, 14, 2009, s. 13-48.
• AKGÜNDÜZ, Ahmet, “İlâm”, TDVİA, C. 22, 2000, s. 72-73.
• ANBÂRLI BOZATAY, Şeniz – DEMİR, Konur Alp, “Osmanlı Adli ve İdari Sisteminde Kadı-
lık: Kurumsal Bir Değerlendirme”, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Dergisi, C. 6, Sayı 10, Haziran 2014, s. 71-89.
• ATAR, Fahrettin, “Kadı”, TDVİA, C. 24, 2001, s. 66-69.
• AVCI, Casim, “Nâ’ib”, TDVİA, C. 32, 2006, s. 311-312.
• AVCI, Yasemin, Bir Osmanlı Anadolu Kentinde Tanzimat Reformları ve Kentsel Dönüşüm:
Denizli (1839-1908), Yeditepe Yayınevi, İstanbul 2010.
• AYDIN, Mithat, Denizli’de Eğitim Osmanlı Dönemi, Denizli Büyükşehir Belediyesi Kültür
Yayınları, Denizli 2014.
• AYDIN, Münevver, 185 Numaralı Denizli Şer’iyye Sicil Defterinin Transkripsiyonu ve De-
ğerlendirilmesi (1875-1883), Afyon Kocatepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek
Lisans Tezi, Afyon 2019.
• BAYKARA, Tuncer, Denizli Tarihi 1070-1429, İkinci Kısım, Fakülteler Matbaası, İstanbul 1969.
• BAYKARA, Tuncer, “Denizli”, TDVİA, C. 9, 1994, s. 155-159.
• BAYKARA, Tuncer, Selçuklular ve Beylikler Çağında Denizli 1070-1520, IQ Kültür Sanat
Yayıncılık, İstanbul 2007.
• ÇELİK, Bülent, “XVIII. Yüzyılın Son Çeyreğinde Denizli Kentinde Yapılan Tevziler”, Ulus-
lararası Denizli ve Çevresi Tarih ve Kültür Sempozyumu, 6-8 Eylül 2016, Bildiriler I, (Ed.
Ayfer Özçelik vd.), s. 207-211.
• ÇETİN, Halil İbrahim, Denizli Şer’iye Sicili (M. 1775-1778/H. 1189-1192), Marmara Üni-
versitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2006.
• DEMİR, Tanju, 18. Yy’ın sonu ve 19. Yy’ın başında Denizli, Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, İzmir 1996.
• DEMİR, Tanju, Kadı Sicillerine Göre Denizli (1774-1812), Denizli Büyükşehir Belediyesi
Kültür Yayınları, Denizli 2017.
• ERDEM, İlhan, “XIII. –XIV. Yüzyıllarda Denizli ve Yöresinde Görülen Sosyal-Kültürel
Gelişmeler”, Uluslararası Denizli ve Çevresi Tarih ve Kültür Sempozyumu, 6-8 Eylül 2016,
Bildiriler I, (Ed. Ayfer Özçelik vd.), s. 79-83.
• GEDİKLİ, Fethi, “Osmanlı Hukuk Tarihi Kaynağı Olarak Şer‘iye Sicilleri”, Türkiye Araştır-
maları Literatür Dergisi, 3/5, 2005, s. 187-213.
• GÖKÇE, Turan, XVI ve XVII. Yüzyıllarda Lâzıkıyye (Denizli ) Kazâsı, Türk Tarih Kurumu
Basımevi, Ankara 2000.
• İPŞİRLİ, Mehmet, “Nâ’ib (Osmanlılarda)”, TDVİA, C. 32, 2006, s. 312-313.
• KILIÇ, Yûsuf, “Denizli Yöresinin Prehistorik Yerleşimleri ve Yol Sistemi”, Uluslararası Denizli
ve Çevresi Tarih ve Kültür Sempozyumu, 6-8 Eylül 2016, Bildiriler I, (Ed. Ayfer Özçelik, M.
Yaşar Ertaş, Yûsuf Kılıç, Yasemin Avcı, Süleyman İnan, Selim Parlaz), Fakülte Kitabevi,
Denizli 2007, s. 12-22.

294
• KODAL, Tahir (Haz.), Doktor Kemal Şakir, Tarihî, İctima’î, Sıhhî, İktisâdî Nokta’-î Nazardan
Denizli, Denizli Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları, Denizli 2014.
• KÜTÜKOĞLU, Mübahat, Osmanlı Belgelerinin Dili (Diplomatik), Kubbealtı Neşriyâtı İs-
tanbul 1994.
• ORTAYLI, İlber, “Kadı”, TDVİA, c. 24, 2001, s. 69-73.
• SOYALP, Mehmet Salih, 188 Numaralı Denizli Şer’iyye Sicilinde Bulunan Tereke Kayıtları-
nın Transkripsiyon ve Değerlendirilmesi (H. 1310-1313 / M. 1892-1896), Van Yüzüncü Yıl
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Van 2019.
• PAKALIN Mehmet Zeki, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, c. III, Milli Eğitim
Basımevi, İstanbul 1993.
• SABANCI, Sevgi Nur, 674 Numaralı (H. 1243-1248 / M. 1828-1832) Şer’iye Siciline Göre
Denizli’nin Sosyal ve İktisadi Yapısı, Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Yüksek Lisans Tezi, Isparta 2019.
• UYSAL, Mehmet Ali, Her Yönüyle Denizli Kazası, Denizli Büyükşehir Belediyesi Kültür
Yayınları, Denizli 2016.
• ÜNAL, Mehmet Ali, “Tahrir Defterlerine Göre Denizli Şehri”, Osmanlı Devri Üzerine Ma-
kaleler-Araştırmalar, Isparta 2008.
• ÜNAL, Mehmet Ali, Osmanlı Tarih Sözlüğü, Paradigma Yayınları, İstanbul 2011.
• ÜNAL, Mehmet Ali, Osmanlı Müesseseleri Tarihi, Isparta 2015.
• YILDIZ, Bilal, XX. Yüzyıl başlarında Denizli (685 numaralı Şer’iye sicilinde H. 1320/M. 1902
yılına ait kayıtlara göre), Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek
Lisans Tezi, Isparta 2005.
• YİĞİT, Turgut, “M.Ö. II. Binyılda Denizli ve Çevresi”, Uluslararası Denizli ve Çevresi Tarih
ve Kültür Sempozyumu, 6-8 Eylül 2016, Bildiriler I, (Ed. Ayfer Özçelik vd.), s. 7-11.

295
DİZİN

Symbols 139, 291


ʻakd-i nikâh 56, 74, 291 Abdü’l-kuddüs 18
ʻalâmet-i hadrâ 83 Acemiyan 18
ʻalâmet-i şerîf 55, 57, 62, 63, 67, 71, Adala 55
73, 74, 75, 79, 80, 85, 90, 91, 95, 105, 138, Adalar 15
163, 165, 174, 177, 181, 183, 187, 188, Adana ibriği 195, 199
193, 210, 227, 243, 245, 252, 271, 273, agavât 54, 58, 64, 69, 70, 71, 72, 84,
277, 281, 282, 283 85, 108, 116, 117, 180, 181
ʻalâmet-i şerîfe 243, 245, 252, 254, Agop 39, 147
277, 281, 282, 283 ağa 273
ʻalemdâr 53, 107, 182, 286, 290, 293 ağalık 286
ʻalemdârân 64, 68, 69, 70, 71, 72, 84, Ağalık 106, 185
85, 108, 240, 253, 266 ahâlî 57, 64, 79, 83, 88, 89, 95, 97, 98,
ʻaraba 86, 94, 113, 121, 128 99, 101, 104, 110, 111, 119, 120, 127, 128,
ʻarabacı başı 70, 94 131, 132, 135, 137, 138, 139, 140, 143,
ʻarsa 195, 198 144, 147, 149, 154, 159, 163, 164, 167,
ʻarûsiyye 83 174, 177, 184, 189, 190, 191, 194, 203,
ʻarz 55, 58, 59, 62, 80, 89, 97, 104, 204, 205, 208, 217, 225, 227, 229, 230,
162, 177, 179, 187, 193, 255, 266, 277, 279 231, 237, 238, 240, 241, 243, 246, 254,
ʻarz-ı hâl 55, 62, 104, 162, 193, 255, 279 255, 256, 260, 262, 264, 269, 272, 273, 276
ʻarz u mahzar 89, 97 Ahmed Ağa 30, 33, 49, 54, 59, 99,
ʻasâkir 55, 64, 76, 77, 84, 88, 117, 139, 174, 212, 235, 259, 275, 276, 287,
163, 164, 175, 179, 181, 182, 188, 278, 288, 289, 290, 291
281, 282, 287 Ahmed Efendi 30, 157
ʻasker 68, 70, 72, 73, 76, 78, 86, 170, Ahmed Paşa 43, 129, 205
179, 181, 243, 281, 289 Ahûr 171
ʻavârız 57, 61, 81, 90, 91, 97, 98, 184, aʻdâd 57
192, 209, 210, 211, 212, 260, 292 aʻşâr 61, 62, 63, 89, 275
ʻulemâ 76, 78, 88, 179, 205, 279 aʻşâr-ı şerʻiyye 275
ʻulûfe 286, 288 aʻyân 54, 63, 65, 66, 76, 79, 81, 84,
93, 98, 104, 109, 111, 113, 116, 119, 120,
A 127, 128, 129, 130, 132, 144, 149, 150,
Abbâs Ağa 99, 102, 105, 107, 122, 152, 164, 170, 173, 174, 175, 176, 179,
132, 157, 274 182, 184, 188, 190, 193, 201, 206, 207,
Abdal oğlu Ali Ağa 50, 166, 167 212, 213, 223, 224, 225, 228, 233, 234,
Abdalzâde 39, 41, 107, 143, 151, 161, 238, 240, 241, 242, 243, 244, 245, 248,
169, 209 251, 253, 260, 262, 264, 265, 266, 268,
Abdalzâde Ali Ağa 39, 41, 151, 169 269, 270, 271, 274, 279, 281, 282, 283
Abdestlik 196, 199 aʻyân-ı vilâyet 128, 173, 175, 243,
Abdullah Ağa 37, 97, 112, 114, 115, 245, 266, 268

296
aʻyânlık 37, 118, 119, 120 Altûn 92
Aʻyânlık 37, 118 Amasya 71
Akçalar 18 Anadolu 14, 15, 16, 17, 18, 20, 21,
Akça-yı Eşme 116 24, 33, 38, 43, 54, 57, 63, 68, 69, 70, 71,
akçe 20, 51, 55, 61, 66, 79, 89, 90, 94, 75, 77, 83, 84, 88, 94, 113, 118, 119, 121,
97, 113, 115, 116, 119, 120, 122, 128, 130, 134, 135, 143, 148, 163, 173, 176, 177,
154, 158, 172, 173, 175, 179, 184, 193, 178, 179, 181, 190, 192, 205, 206, 212,
199, 205, 206, 207, 208, 209, 210, 211, 213, 214, 224, 228, 231, 232, 237, 238,
221, 222, 223, 226, 229, 239, 241, 243, 239, 242, 243, 245, 248, 251, 253, 254,
244, 249, 267, 269, 270 258, 260, 264, 266, 268, 270, 274, 275, 295
Akçe 225, 249, 253 anbâr 37, 114
Akçeler 82, 96, 100, 103 Ankara 14, 17, 25, 27, 72, 173, 174,
akrân 57, 59, 61, 64, 65, 66, 68, 70, 206, 207, 266, 295
71, 73, 76, 79, 84, 88, 104, 108, 109, 112, Antalya 16, 17
113, 116, 120, 121, 127, 128, 133, 147, Arabkir 72
149, 151, 163, 164, 169, 170, 173, 175, Arnavudluk 279
179, 188, 190, 193, 206, 212, 213, 223, arpa emîni 61, 62, 90, 210, 211
225, 233, 236, 237, 240, 242, 243, 245, Arpa emîni 210, 211, 221, 222
248, 253, 255, 266, 268, 269, 271, 275, arpalık 135
277, 278, 282 arşûn 249
Aksaray 72 âsâyiş 120, 246
Akşehir 72 ashâb 51, 77, 108, 137, 138, 158, 159,
Aktoy 18, 82, 95, 99, 102, 145, 152, 192, 208, 223, 225, 241, 243, 244, 268, 280
167, 185, 189, 201, 215, 259, 261, 263, 284 Asılbeğ 82, 96, 100, 102, 145, 152,
alaca 123, 124, 249 185, 189, 202, 216, 259, 261, 263, 285
Alaca 18, 82, 96, 100, 102, 141, 145, Asıl Bey 18
153, 168, 185, 202, 216, 218, 259, 261, Âsitâne 66, 97, 98, 101, 149, 170,
263, 285 292, 293
Alaca Mescid 18, 82, 96, 100, 102, 145, Astâr 172
153, 168, 185, 202, 216, 259, 261, 263, 285 Aşçı 218
Alâiye 72, 149 at 51, 55, 78, 79, 81, 157, 161, 181,
Alaşehir 16, 55, 64, 148, 212, 247 184, 243, 248, 274, 283, 293
âlât 60, 66, 141 At 141, 195, 200
Ali Ağa 39, 41, 43, 44, 46, 50, 114, Atay-ı Eşme 116, 253
115, 151, 161, 166, 167, 169, 208, 209, ‘avârız 275
217, 218, 219, 220, 226, 231, 232, 258, ayak 143
260, 262, 290 Ayak 141
Ali Hıfzî 35, 87, 88, 93, 98, 101, 104, Ayamavra 279
115, 125, 147, 154, 155, 157, 158, 159, 161 Aydın 13, 15, 16, 17, 18, 26, 55, 72,
altın 32, 52, 199 97, 140, 148, 279
Altın 197
Altıntaş 116 B
altûn 50, 52, 197, 249, 291 Badem 141

297
bâd-ı hevâ 63 Bel 31, 124
bâğ 160 Beldâr 196
Bâğ 92 beldârî kuşağı 200
Bağbaşı 18, 82, 96, 100, 103, 146, 153, belde 64, 74, 84, 110, 127, 149, 164,
168, 186, 190, 202, 216, 259, 261, 263, 285 167, 182, 183, 184, 201, 215, 234, 237,
bağçe 123, 126, 195, 199, 219, 220, 239 238, 241
Bağçe 220, 236 Belgrad 217
Bağdad 147, 191 Bende 115, 274
Bağdâd 192 bennâk 63
Bâğ ʻarsası 92 berât 38, 39, 40, 61, 63, 137, 138, 158,
bahşîş 286, 288 159, 204, 208, 212, 214, 221, 223, 224, 238
bahşîşât 290 berber 142, 219, 220, 291
Bakır 218, 219, 220, 235 Berber 209, 257
Baklan 18, 116, 147, 248, 253, 266 berevât 223
Balıkesir 64, 149 beyâz 249
balta 124, 141, 235 Beyâz 218
Balta 250 Beylerce 141
Banaz 116, 253 beytü’l-mâl 250, 258, 275
Bandırma 64 bez 123, 124, 225, 250
Barçınlı 128 Bez 123
bârgir 81 Bezmişân 268
bârgîr 49, 58, 59, 60, 79, 110, 111, bıçak 64, 112, 195, 196, 198, 200, 247
119, 127, 136, 143, 149, 152, 282, 284, Bıçak 51, 266
286, 290, 291 bıçak kını 196, 198
Bârgîr 106, 107, 136, 141, 184, 247, Biga 64, 72, 148
283, 288, 291 bikr-i bâliğa 56
başbuğ 64, 77, 278, 280 bilâd 55, 76, 108, 111, 132, 151, 169,
Başbuğ 256, 286, 288 248, 282
baş muhâsebe 108, 131, 182, 183, bilâ-vâris 249, 250, 258
229, 233, 234 biniş 81, 107, 154, 196, 217, 218, 288
Bayındır 64, 212 Biniş 51, 165, 199
bayrak 64, 69, 77, 109, 181 Birgi 64, 116
Bayrak 286, 288, 290 Birûn Ağası Seyyid Osmân Ağa 105
Bayramiç 64 Birusa 64, 149
Beğdili 82 boğası 218, 225, 247, 290, 292
Beğşehri 72 Boğası 141
bekâyâ 60, 64, 65, 81, 89, 97, 104, 105, boğça 196
112, 143, 147, 152, 251, 252, 254, 290 Bohça 198
Bekâyâ 93, 106, 143 Bolu 72
Bekirli 18 Bosna 34, 62, 191, 253
beksimed 86 Bostân Abdullah Ağa 112
Beksimed 86 boya 141
bel 23, 30, 110, 111, 113, 131, 200, 269 Boyacı 197, 257

298
Bozkuş 116 183, 248
Bozok 72 cezîre 57, 74
böğrülce 86 cihâd 68, 117
buğday 79 civâriyye 81, 99, 102, 144, 201, 258,
Buğday 250, 258 260, 262
Buladan 49, 89, 275, 276, 287, 289 Civâriyye 185, 203, 215, 284
Buladanî 49, 275 cübbe 154
Buldan 17, 18, 33, 61, 241 cürm 70, 72, 73, 160
Burdur 16 çadır 81, 286, 290
Bursa 20 Çadır 288
buyruldu 21, 30, 46, 47, 52, 79, 81, Çakırca 116, 253
105, 119, 177, 183, 184, 194, 201, 214, Çâki 116
230, 231, 236, 237, 238, 246, 248, 267, Çakmak 18, 82, 96, 99, 100, 102, 103,
275, 289, 291 144, 146, 153, 168, 186, 189, 202, 216,
Buyruldu 24 259, 261, 263, 284, 285
Bürgü 249 çakşır 217
Bürümcük 267 Çal 18, 64, 248, 253
Çaput 92
C Çardak 16, 53
Caʻferzâde el-Hâc Mehmed Ağa 98 çarşaf 155
câmiʻ 32, 38, 39, 40, 51, 137, 138, 159 Çarşaf 250
Câmiʻ 82, 95, 99, 102, 145, 152, 168, Çârşeb 123
185, 189, 201, 215, 259, 261, 263, 284 çavuş 21, 22, 54, 56, 58
Câmiʻ-i Kebîr 82, 95, 99, 102, 145, 152, Çavuş 21, 74, 226, 256
168, 185, 189, 201, 215, 259, 261, 263, 284 Çehârşenbe 33, 37, 59, 64, 83, 91, 93,
câmiʻ-i şerîf 32, 38, 39, 40, 51, 137, 98, 104, 109, 112, 113, 116, 130, 135, 139,
138, 159 151, 188, 207, 210, 225, 227, 231, 236,
Cami-i Kebîr 18 238, 239, 241, 265, 266, 276, 277
Câmûs 235 Çehârşenbe-i Lazkiyye 64, 116, 135,
Canik 71 227, 231, 236, 238, 277
Cârullah 18, 82, 96, 100, 102, 145, 152, Çekirdek 142
168, 185, 189, 202, 216, 259, 261, 263, 285 çekirdekli penbe 115, 212
Cazkırı 116 Çekirdekli penbe 124
cebeci 34, 58, 69, 70, 71, 76, 77, 151, Çeltikçi 146, 186, 217, 236, 262, 264
169 Çenber 250
cedîd 66, 69, 124, 188, 212, 223, 225, çerge 286, 288
241, 246, 253, 254, 265, 270 çiftlik 275, 276
Cedîd 123, 124, 196, 198, 199, 219, Çiftlik 89, 187, 217, 227, 230, 231
235, 236, 249 Çiftlik-i Karahayıt 89, 230, 231
cenk 117, 163, 164 çivid 195, 199
cerîde 60, 111, 132, 244, 270 Çivril 18
ceyb-i hümâyûn 89 çorbacı 84, 116, 117, 180
cezâ 67, 108, 109, 110, 131, 164, 171, Çorum 72

299
Çörek 140 defterdâr 271
Çuka 51, 218, 267, 279 defter-i hâkânî 283
Çuka cebe 267 defter-i mümzâ 81, 139, 143, 145, 215
çukadâr 58, 108, 115, 134, 182, 231, değirmeni 195, 199, 250
232, 233 Değirmenönü 38, 39, 40, 136, 137,
Çukadâr 148, 232 138, 158, 159
çukadâriyye 81, 172 değirmi 92
Çukadâriyye 92, 125, 166, 251 dekâkîn 89, 227, 229, 275, 276, 277
çul 124, 166 Delikliçınâr 50, 54, 142, 195, 198, 200,
Çul 172 209, 221, 291
çuvâl 60, 66, 67, 128, 133, 134, 172 Dellâliyye 125
Çuvâl 86, 133 demir 141
Demir 14, 26, 30, 141
D Denizli 13, 14, 15, 16, 17, 18, 21, 25,
Dağardı 116, 253 26, 27, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37,
daʻvâ 126, 160, 209, 226 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48,
daʻvât 83, 151, 230, 272, 273 49, 50, 51, 52, 54, 55, 59, 60, 61, 62, 63,
dakîk 124, 128, 133, 134 64, 65, 73, 74, 75, 79, 80, 81, 83, 86, 87,
dam 197 88, 89, 91, 93, 95, 97, 98, 101, 104, 107,
Dam 171 108, 109, 112, 113, 115, 123, 125, 126,
dana 172 129, 130, 133, 134, 135, 136, 137, 138,
darb 68, 70, 72, 78, 84, 85, 117, 170, 139, 140, 142, 143, 144, 147, 149, 151,
179, 209 152, 154, 155, 157, 158, 159, 160, 161,
darbhâne-i ʻâmire 74, 75, 80, 89, 212 162, 165, 169, 170, 175, 177, 178, 182,
Darı 172, 250 184, 185, 187, 188, 189, 190, 193, 194,
debbâğ 195, 199 201, 203, 204, 205, 207, 208, 209, 210,
Debbâğ 185, 195, 215 211, 214, 217, 218, 219, 220, 221, 222,
Debbağlar 18 223, 225, 226, 227, 228, 229, 230, 231,
Debbâğlar 82, 96, 99, 152, 189, 201, 232, 233, 236, 237, 238, 239, 240, 241,
259, 261, 263, 285 247, 248, 249, 250, 254, 255, 258, 260,
Dedeağa 43 262, 264, 270, 271, 272, 273, 275, 276,
defter 25, 26, 30, 35, 36, 39, 42, 45, 277, 278, 279, 281, 282, 283, 286, 287,
47, 48, 50, 52, 59, 62, 65, 68, 70, 72, 73, 288, 289, 294, 295, 296
76, 78, 80, 81, 83, 84, 85, 86, 87, 90, 91, dergâh-ı ʻâlî 65, 66, 167, 174
93, 95, 97, 98, 99, 101, 104, 109, 115, 123, Dergâh-ı ʻâlî 88
125, 128, 130, 139, 142, 143, 144, 145, dergâh-ı muʻallâm 58, 68, 70, 72, 84,
147, 149, 152, 154, 155, 157, 166, 167, 85, 94, 104, 108, 110, 111, 116, 121, 127,
169, 176, 184, 185, 188, 190, 195, 201, 129, 132, 135, 170, 175, 190, 242, 253,
203, 205, 210, 215, 221, 222, 224, 234, 254, 274, 279, 281, 282, 293
237, 238, 239, 242, 244, 247, 252, 258, Dergâh-ı muʻallâm 80, 279
260, 262, 264, 268, 269, 283, 286, 288, derʻaliyye 80
289, 290, 292 Derʻaliyye 74
Defter 25, 29, 91, 109, 224 Derʻaliyyem 269, 278

300
derkenâr 62, 131, 148, 276 Döşek 196, 198, 235, 249, 267
Derkenâr 66, 128, 135, 284 Döşek yüzü 196, 249
Dersaʻâdet 244, 254, 255, 260, 269, duhân 165
272, 274, 277 Duhân 165
devâb 156, 158 Duhâncı 165
deve 34, 36, 37, 38, 39, 65, 93, 94, 112, Düğe 172
113, 121, 126, 127, 130, 132, 148, 149, 152 dükkân 46, 92, 217, 218, 220, 236, 238
Deve 65, 107, 175, 220 dünyâ 117
Deveci 136 düşman 68, 76, 108, 117, 164, 180
devlet 19, 20, 21, 23, 57, 67, 71, 77, Düşman 163
78, 85, 94, 113, 116, 119, 120, 129, 131,
150, 157, 163, 179, 181, 183, 184, 191, E
210, 211, 244, 251, 278, 279, 289 ebeveyn 91, 126
Devlet 21, 25, 27, 29, 30, 31, 175, Eceler 18, 82, 96, 153, 168, 185, 189,
179, 242, 294 202, 216, 259, 261, 263, 285
devlet-i ʻaliyye 57, 67, 77, 78, 85, 94, Edevât 156
180, 181, 183, 191, 210, 211, 278, 279, 289 Edincik 64
Devlet-i ʻaliyye 175 Edirne 18, 60, 66, 149, 180, 181, 279
deyn 61, 80, 112, 125, 139, 197, 272 Eğirgöz 116
Deyn 125, 172, 258 ehl-i ʻörf 245, 246
Dımaşk 19 ehl-i vukûf 22, 94, 113, 122, 171
dindâr 88, 205 eʻâlî 97, 99, 102, 104, 140, 147, 154,
direk 87 173
dîvân 55, 56, 81, 97, 98, 101, 128, 130, Ekmekçi 195, 199, 257
144, 184, 187, 201, 212, 214, 223, 224, Eldenizli 187, 217, 260, 262, 264, 286
230, 231, 236, 237, 238, 241, 248 el-Hâc Osmân Ağa 30, 139, 142, 152,
Dîvân 74, 185 167
dîvân efendisi 81, 97, 98, 101, 184, 201 Elmalıtarla 32, 47, 50, 250
dîvân-ı hümâyûn 55, 56, 130, 187, 212, emîn 90, 91, 112, 123, 125, 126, 154,
214, 223, 224, 230, 236, 238, 241 155, 162, 165, 166, 210, 212, 214, 221,
Dîvân-ı hümâyûn 74 222, 225, 241
Divriği 72 Emîn 87, 170, 274
diyânet 108, 164, 208 emîniyye 81, 262
Diyârbekir 54, 72 Emîniyye 125, 166, 167, 184, 203, 284
dizlik 154 Emîr Sultân 97, 166, 167, 286
Dizlik 51 emlâk 94, 122, 217, 218, 219, 220, 238
Domanic 64 emr-i ʻâlî 52, 64, 65, 79, 81, 88, 93,
donanma-yı hümâyûn 107, 108, 182, 97, 98, 101, 112, 114, 134, 175, 184, 187,
233, 237, 238 210, 211, 248, 289, 290, 291
Donanma-yı hümâyûn 46, 48, 237, 256 emr-i ʻâlîşân 187
donluk 81, 123, 154, 184, 225 emr-i şerîf 56, 57, 60, 62, 73, 74, 75,
Donluk 141, 249 78, 80, 84, 89, 90, 95, 105, 109, 111, 114,
döşek 156, 172 117, 120, 122, 128, 129, 131, 132, 133,

301
134, 135, 148, 150, 163, 164, 170, 173, 210, 225, 227, 231, 241, 253, 266, 271,
174, 176, 177, 181, 183, 188, 191, 192, 276, 282, 283, 287, 289
206, 207, 212, 213, 214, 223, 224, 227, Ezîne-i Lazkiye 241, 276
229, 232, 233, 234, 239, 241, 242, 243, Ezîne-i Lazkiyye 116, 135, 170, 175,
244, 246, 247, 251, 252, 253, 254, 255, 227, 231, 276, 287
256, 265, 266, 269, 270, 271, 272, 273,
274, 276, 277, 278, 280, 281, 283 F
enbiyâ 57, 63, 67, 70, 71, 75, 78, 83, Fakîhzâde 138
118, 127, 148, 163, 190, 212, 213, 242, fakîr 83, 87, 88, 93, 98, 104, 117, 125,
243, 245, 251, 253, 268 135, 140, 147, 155, 174, 177, 178, 180,
enderûn 56, 58, 258 193, 194, 203, 204, 205, 217, 225, 232,
entâri 123, 124, 154, 165, 166, 196, 218 240, 260, 262, 264
Entâri 51, 198, 199 Fakîr 151, 162
erbâb 52, 70, 71, 74, 78, 84, 108, 117, Fener 195, 198
137, 138, 149, 159, 179, 204, 221, 279 ferâce 92
erbâb-ı harb 70, 71, 84, 179 fermân 21, 30, 33, 34, 35, 36, 37, 38,
Erkek kuşağı 267 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49,
Erzurum 38, 72, 129, 131 53, 54, 55, 56, 57, 59, 60, 61, 62, 63, 65,
esb 144, 201 66, 67, 69, 70, 71, 73, 74, 75, 79, 80, 83,
Eskihisâr 14, 18, 82, 96, 99, 100, 103, 85, 88, 90, 93, 94, 95, 104, 105, 107, 108,
146, 153, 168, 169, 186, 190, 202, 216, 109, 111, 112, 113, 114, 116, 118, 119,
260, 261, 264, 285 121, 122, 126, 128, 129, 130, 132, 133,
eslihâ 84, 85, 109, 180, 182, 183, 233, 134, 135, 142, 147, 148, 150, 162, 163,
234 165, 169, 170, 171, 173, 174, 175, 176,
esnâf 101, 140 178, 181, 182, 183, 187, 188, 190, 192,
es-Seyyid İsmâil 30, 255 193, 206, 207, 208, 209, 212, 213, 214,
eşbâh 112 221, 222, 223, 224, 226, 227, 228, 229,
eşrâf 76, 78, 83, 88, 89, 118, 144, 151, 230, 231, 232, 233, 234, 236, 237, 238,
152, 179, 271 240, 241, 242, 243, 245, 247, 248, 251,
evâmir-i ʻaliyye 54, 55, 176, 184, 189, 252, 254, 255, 256, 264, 265, 266, 267,
245, 269, 279 268, 270, 271, 273, 274, 275, 277, 278,
evânî 255 279, 281, 282, 283, 287, 288, 293
Evânî 92, 124, 155, 172 Fermân 24, 75, 252, 293
Evânî-i nuhâs 92, 124, 172 fermân-ı ʻâlişân 55, 56, 57, 59, 60, 75,
evkâf 223, 239, 271 79, 80, 85, 90, 94, 95, 105, 165, 174, 176,
evlek 171 181, 183, 188, 243, 245, 255, 256, 267,
eyâlet 56, 84, 135, 173, 174, 206, 207, 271, 273, 277, 281, 283
243, 246, 248, 251, 252, 264, 265, 266, ferrâş 38, 137
267, 270, 271, 274 fes 16, 154
Eyâlet 206, 266 Feslikân 37, 123, 126, 222, 223, 225
Ezîne 33, 36, 37, 59, 61, 62, 64, 72, fetvâ 21, 115, 126, 187, 226
90, 91, 93, 98, 104, 109, 112, 113, 116, Fındık 141
130, 135, 139, 149, 170, 175, 188, 207, Fırıncı 198

302
Fıstık 141 Girid 140
Filcân 249 giyâh 128
firâr 68, 76, 77, 108, 109, 163, 164, Gizirlik 18
170, 180, 182, 183, 234, 255, 290 Gonca Ali 18, 82, 96, 100, 103, 146,
fistân 267 153, 186, 190, 202, 216, 260, 264, 285
Franca 279, 282 Gököyük 33, 37, 39, 48, 59, 83, 91,
Fransa 49, 279, 282 93, 98, 104, 109, 112, 113, 116, 130, 135,
Fransız 279 139, 149, 151, 188, 207, 210, 225, 227,
Frengi 141 231, 241, 253, 265, 266, 276, 277, 282,
Frenk 140 283, 287, 289
fukarâ 56, 67, 75, 94, 119, 120, 130, Gölbazârı 64
143, 144, 176, 243, 244, 248, 265, 269, 274 gömlek 123, 124, 154, 196, 235, 249,
fürûht 55, 80, 94, 113, 114, 122, 162, 267
165, 169, 212, 224, 225, 241, 253, 254 Gömlek 198, 268
Fürûht 172 Gönenk 64
Gördes 116
G Göveclik 33, 56, 96, 100
Gaddare 218 Göveçlik 18, 82, 92, 103, 146, 153,
ganem 86, 140 168, 186, 190, 202, 216, 259, 261, 263, 285
Gâşiye 235 Gözle bağı 258
gazâ 68 gurûş 48, 51, 53, 56, 61, 62, 66, 67,
Gazalcı Hânı 154, 225, 226 80, 81, 86, 87, 89, 90, 91, 93, 94, 95, 97,
Gazalcızâde el-Hâc Mehmed Ağa 32, 51 98, 100, 101, 103, 104, 106, 108, 112, 113,
gâzî 68 115, 122, 130, 139, 144, 147, 152, 157,
Gâzî 18, 39, 147 167, 171, 173, 183, 184, 185, 188, 189,
Gâzi Emîr 82, 96, 100, 103, 145, 153, 191, 192, 194, 197, 198, 199, 200, 201,
168, 185, 189, 202, 216, 259, 261, 263, 285 203, 206, 207, 209, 210, 211, 220, 221,
Gâzî Emîr 18 222, 226, 228, 233, 237, 238, 242, 243,
Gâzi Hasan Paşa 251, 254, 258, 260, 250, 254, 255, 256, 258, 260, 262, 267,
270, 280 272, 273, 277, 286, 287, 288, 290, 293
Gedik Ahmed Paşa 43, 205 Gurûş 53, 82, 86, 92, 93, 95, 96, 97,
gediklüyân 112 98, 99, 100, 101, 102, 103, 106, 107, 114,
gedüklü 65 139, 142, 145, 146, 147, 152, 153, 154,
Gelenbe 64 155, 156, 157, 158, 166, 167, 168, 172,
Gerdel 87 184, 185, 186, 189, 194, 195, 197, 198,
Gerzele 18, 82, 96, 99, 100, 103, 146, 199, 201, 202, 203, 215, 216, 217, 219,
153, 168, 186, 189, 202, 216, 259, 261, 220, 235, 249, 250, 258, 259, 261, 263,
263, 285 267, 283, 284, 285, 286, 287, 288, 289,
Geyikler 116, 248, 253 290, 292
Geyim 141 guzât 68, 117
gılmân-ı ʻacemî 84 güğüm 219
Gidebostân 18 Gülrûh Sultân 46, 236, 238
Gidemestân 82, 96, 185 gümrük 253, 254

303
Gümüşçay 34, 74, 160 Harc-ı defter 184
Gümüş Osmân Ağa 114, 115, 209, 217 harc-ı râh 97, 106, 107, 164, 288, 290,
Gürcüzâde Mehmed Ağa 40, 160 292
güveç 92 harem dâ’iresi 143
Güzelhisâr 55, 212 Haremeyn 147, 148, 229, 276
Güzerlik 82, 96, 100, 102, 145, 153, Hasan Çavuş 30, 47, 49, 133, 254, 258,
168, 189, 216, 259, 261, 263, 285 271, 272, 273, 277
Hasan Çavuşzâde 47, 133, 254, 258
H haseki 58, 72, 84, 116, 117, 180
habs 94, 113, 114, 122 Haseki 97, 107, 121
hâcegân 88, 212, 214, 223, 224, 230, haseki ağa 58
236, 238, 241 Haseki Mustafâ Efendi 107
Hâcegân 292 hasekiyân 58, 77
Hacı Çakır Ağa 101 hasır 81, 86, 87, 99, 102, 201, 203,
Hacıeyüblü 18 262, 284
Hacı Eyüblü 81, 82, 96, 99, 100, 102, Hasır 166
103, 144, 146, 153, 168, 186, 190, 216, hasır akçesi 81, 201, 203
259, 261, 263, 284, 285 hâslar mukâtaʻası 276, 277
hademe 21, 77, 99, 155, 244 hâssa 58, 76, 77, 97, 275
hâkim 53, 94, 98, 102, 113, 115, 122, hatab 86, 124, 128
160, 179, 201, 208, 293 hatem 154
Hâkim 22, 197, 251, 258, 284, 287, 293 hatîb 159, 208, 291
Haleb 72, 128, 191, 192, 196, 253 hatt-ı hümâyûn 58, 70, 71, 77, 84, 85,
Halîfe 32, 45, 51, 52, 137, 138, 147, 120, 179, 182, 212, 214, 223, 227, 229,
159, 204, 221 230, 231, 241, 270, 271, 279
hamâm 236, 238, 239 havâss 147, 227, 230, 231, 271, 275,
Hamâm 196, 200 276
Hamâm gömleği 196, 200 hayrât 137
Hamid 18 hazînedâr 144
Hamîd 64, 72, 140 helva 140
Hamidili 148 Heybe 165, 247
hammâliyye 87 hımâr 157
Hammâliyye 87 Hımâr 156, 195, 198
Hançer 235 hınta 116, 156
hâne 130, 236 Hınta 92, 172, 218
hân-ı kebîr 89, 229, 231 hırdavât 124
Hân-ı kebîr 227, 230, 275, 276 Hırdavât 124, 172
harc 81, 97, 99, 101, 106, 107, 128, Hırka 217
130, 139, 144, 155, 158, 164, 167, 172, hıyârât 135
184, 189, 201, 208, 215, 231, 232, 233, hilʻat 97, 166, 167, 184, 201
244, 262, 287, 288, 290, 292, 293 hisse 67, 99, 112, 113, 133, 134, 197,
Harc 144, 156, 166, 184, 203 198, 199, 217, 218, 219, 220, 227, 252
harc-ı defter 81, 99, 144, 244, 262 Hisse 93, 156, 158, 172, 197, 268,

304
287, 289 ıstabl-ı ‘âmire 143
hizmetkâr 176 ıstabl-ı ʻâmire 66, 67, 104
Homa 13, 16, 18, 116, 248, 253 Istabl-ı ʻâmire 66
Honaz 15, 16, 18, 39, 48, 64, 83, 116, Işıklı 18
130, 135, 151, 188, 189, 227, 231, 248, ibrik 166
253, 265, 266, 275, 276, 287, 289, 292 iclâ 74, 111, 132, 270
Horospur 32, 51 icmâl 103, 147
Horsalâs 36, 91 İçil 72
hubûbât 124 İdris Ağa 147, 148
hüccec 143 ihrâcât 92, 93, 125, 156, 158, 166, 258
hüccet 22, 23, 24, 30, 32, 33, 37, 43, ihrâm 154
45, 46, 49, 51, 52, 55, 112, 115, 116, 143, ihtisâb 143, 184, 201, 203
145, 160, 184, 208, 209, 219, 225, 226, ihtiyâr 97, 99, 119, 120, 130, 150, 164,
239, 255, 256, 278, 283 173, 176, 181
Hüccet 23 ihzâriyye 81, 102, 262
Hüdâvendigâr 72, 148, 238 İhzâriyye 185, 203
hüddâm 102, 155, 156 iʻlâm 30, 59, 81, 97, 98, 101, 104, 129,
hüddâmiyye 81, 99, 130, 144, 184, 136, 147, 157, 163, 184, 241, 254, 255,
201, 262 256, 262, 272, 281, 282
Hüddâmiyye 92, 125, 167, 215, 284 iʻlâmât 81, 89, 94, 113, 121, 143, 144,
hükkâm 57, 59, 61, 62, 63, 65, 66, 68, 184, 189, 215, 262, 269, 284, 287, 293
70, 71, 73, 76, 78, 79, 84, 88, 90, 93, 97, iʻlâm harcı 81, 98, 101
98, 104, 108, 109, 113, 116, 118, 119, 120, ikrâmiyye 98, 101, 144, 166, 167,
121, 127, 128, 129, 130, 133, 134, 147, 184, 201
148, 162, 163, 170, 171, 173, 175, 179, ilbâs 290
180, 182, 188, 190, 192, 193, 206, 210, İldenizli 18
212, 213, 221, 222, 223, 226, 228, 233, iltizâm 35, 42, 44, 49, 57, 61, 62, 63,
238, 240, 242, 243, 245, 246, 251, 253, 74, 76, 79, 88, 89, 193, 212, 214, 266,
254, 255, 264, 266, 268, 269, 270, 271, 271, 275, 276
274, 275, 277, 281, 282, 289 imâm 45, 52, 159, 221
hükm-i şerîf 277, 278 İmâm 291
Hükm-i şerîf 57, 59, 60, 62, 69, 73, 75, imdâd-ı seferiyye 41, 43, 143, 173,
80, 90, 95, 105, 109, 111, 114, 122, 129, 174, 201, 206
132, 134, 135, 148, 150, 163, 174, 177, İmdâd-ı seferiyye 183, 203, 207
183, 188, 208, 210, 213, 214, 221, 222, imdâdiyye 99, 102
224, 227, 229, 232, 233, 234, 239, 241, İncir 141
255, 266, 271, 273, 274, 283 incu 124
Hüseyin Ağa 106, 112, 114, 143, 194, İnegöl 51, 55, 64
265, 287 İnegöl-i Birusa 64
Hüsrev Paşa Hânı 128 İnek 156, 157, 172
inhâ 248, 253, 254, 256, 266, 271, 273,
I 274, 276, 277
Isparta 13, 16, 21, 26, 49, 278, 279, 296 inkâr 126, 160, 180, 209

305
İplik 92, 218, 249 kâdı 240, 254, 255, 271, 277, 281, 282
İplik pazârı 92, 218 Kadızâde 161, 166, 167, 197
irâde-i ʻaliyye 57, 74, 75, 77, 84, 89, kaftân 92, 123, 227, 231, 249, 276
94, 108, 182, 251, 280 Kaftân 249
İran 20, 38, 128 kahve 106, 107, 287
irtikâb 85, 111, 132, 164, 170, 180, Kahve 195, 199, 200
269, 279 Kahvehâne 236
İskenderiye 135, 191, 192, 279 kâʻimmakâm 83, 89, 90, 95, 97, 98,
İslâm 19, 20, 64, 68, 69, 77, 83, 116, 101, 105, 106, 111, 114, 115, 132, 133,
117, 118, 151, 164, 187, 191, 242, 245, 295 134, 151, 206, 275
İslambol 118, 121, 122, 132, 134, 141, Kâʻimmakâm 175
147, 212, 214, 218, 223, 249 kâʻimmakâm çukadârı 106, 133
İsmâil 240, 248, 255, 266 kâʻimmakâm-ı voyvoda 95
İsmâil Paşa 266 kalemiyye 98, 101, 158, 172, 228
İstanbul 13, 15, 21, 23, 25, 26, 295, 296 Kalemiyye 92, 125
İstanbulî kîlesi 128 kalʻa 163
İstanköy 74 Kalʻa 34, 62, 63, 147, 217, 260, 262,
İstefan 39, 147 264, 286
istidʻâ 62, 75, 83, 89, 135, 148, 173, kalʻabend 60, 94, 108, 113, 114, 122
224, 239, 253, 256, 265, 270, 272, 273, kalyon 108
274, 276 kalyoncu 32, 37, 42, 46, 48, 52, 53,
iş erleri 57, 59, 65, 66, 70, 71, 76, 84, 108, 182, 188, 189, 233, 237, 238, 256,
94, 104, 108, 110, 111, 113, 116, 121, 122, 262, 286, 287, 292, 293
127, 128, 132, 149, 150, 163, 170, 175, Kalyoncu 50, 53, 106, 107, 167, 183,
176, 179, 182, 188, 190, 206, 212, 213, 256, 286, 287, 289, 292, 293
223, 224, 229, 233, 236, 237, 238, 240, kandîl 86
241, 242, 244, 245, 248, 253, 266, 268, Kangırı 72
274, 282, 283 kantâr 86, 128
İşlemeli gömlek 267 Kantâr 250
iştirâ 116, 213, 224, 240, 253 kânûn 62, 63, 68, 70, 72, 84, 120, 151,
İvrindi 64 179, 187, 227, 231, 239, 246, 276
İzmir 16, 26, 33, 55, 64, 86, 140, 148, kapucıbaşı 79, 133, 135, 149, 170, 253,
191, 192, 212, 214, 224, 253, 289, 295 254, 258, 280, 288, 293
İznik 20 Kapucıbaşı 86
kapucılar kethüdâsı 75, 77, 78, 97
K kapûd 286, 288
kab 218, 219, 220, 235 kapudân-ı deryâ 52, 234, 251, 254,
kabzımâl 115 258, 260, 270, 280
kadı 17, 19, 20, 21, 23, 24, 30, 31, 75, kapu kethüdâları 58
80, 87, 109, 128, 134, 177, 178, 183, 194, Karaağaç 18
205, 232, 255, 271, 273 Karacasu 64
Kadı 14, 18, 19, 20, 21, 22, 24, 26, Karahasanlı 18
162, 241, 295, 296 Kara Hasanlı 82, 96, 102, 103, 146,

306
153, 168, 186, 216, 259, 261, 263, 285 Kaydiyye 125, 144, 185, 203
Karahayıt 89, 227, 230, 231, 275, 276, Kayhân 82, 96, 100, 103, 153, 285
277 Kayıhân 18
Karahisâr 71, 148 kayık 87
Karahisâr-ı Sâhib 72, 148 Kayseriye 72
Karahisâr-ı Şarkî 71 kazâ 20, 64, 65, 68, 72, 75, 77, 81, 84,
Karakoğa 33, 61, 89, 146, 186, 217, 87, 88, 89, 91, 95, 98, 101, 107, 108, 109,
227, 229, 230, 231, 264, 275, 276, 277 110, 112, 116, 120, 126, 129, 131, 133,
Karaman 18, 47, 82, 96, 99, 100, 146, 139, 140, 142, 143, 144, 147, 149, 150,
153, 168, 186, 190, 202, 216, 247, 259, 151, 152, 157, 161, 162, 164, 169, 170,
261, 263, 285 171, 173, 175, 177, 178, 183, 184, 189,
karavana 154 193, 194, 201, 203, 204, 205, 210, 212,
Karcı 18, 82, 96, 100, 103, 144, 146, 214, 215, 221, 222, 234, 237, 238, 239,
153, 186, 189, 202, 216, 259, 261, 263, 241, 243, 247, 255, 259, 260, 262, 268,
284, 285 270, 272, 273, 274, 275, 276, 281, 283,
Karcılı Seyyid İsmâil Ağa 98, 101 287, 288, 289
Karesi 72 Kazâ 60, 64, 65, 91, 93, 98, 109, 126,
kârgüzâr 54, 88, 176, 205 133, 136, 139, 178, 207, 208, 231, 232
karye 56, 62, 63, 137, 156, 187, 208, kazâhâ 60, 97, 98, 105, 112, 136, 210,
236 227, 231, 248, 271, 278, 286, 288, 289
Karye 56, 82, 96, 100, 103, 146, 153, Kazâhâ 290, 291
168, 186, 202, 216, 259, 261, 263, 285 Kazak Mehmed Ağa 43, 204
kasaba 248, 260, 275 Kazak oğlu İsmâil Ağa 167
kasabât 68, 72, 76, 77, 116, 212, 214, Kazgân 124, 172
268 kebabçı 194, 195
kassâm 91, 93, 232 Kebîr 18, 82, 86, 95, 96, 99, 100, 102,
Kassâmiyye 92, 125 103, 124, 145, 146, 152, 153, 168, 185,
Kastamonu 72 186, 189, 190, 201, 202, 215, 216, 219,
Kaş basdı 195, 200 259, 260, 261, 262, 263, 264, 276, 277,
Kaşıkçı 18, 103, 153, 168, 186, 190, 284, 285, 286
202, 259, 261, 263, 285 keçe 154
katır 34, 38, 39, 64, 66, 81, 97, 104, keçi 140, 271
106, 126, 127, 131, 148, 149, 152, 184, Kefalonya 279
201, 287 kefere 76, 117, 163, 213, 224, 253, 279
Katır 64, 66, 104, 141, 235 Kefere 18
kâtib 81, 251 kefîl 112, 170, 270
Kâtib 284, 287 kellepûş 124
kâtibiyye 130, 144, 172, 184, 201 Kellepûş 267
Kayacık 18, 82, 95, 99, 102, 145, 152, Kenger 116
168, 185, 189, 201, 215, 259, 261, 263, 285 Keremsûd 236
Kayalık 43, 44, 187, 208, 217, 218, kereste 87, 124
219, 220 Kesdane 141
kaydiyye 81, 92, 99, 102, 167, 172 Kethüda 18

307
kethüdâ 58, 65, 81, 98, 101, 106, 144, 233, 234, 239, 242, 252, 265, 273, 275
224, 229, 230, 276 Kostantiniyye el-Mahrûse 55, 63, 69,
Kethüdâ 40, 82, 92, 96, 100, 103, 144, 71, 73, 174, 177, 183, 210, 214, 221, 222,
146, 153, 155, 157, 186, 190, 202, 216, 223, 224, 227, 229, 234, 239, 242, 265,
259, 261, 263, 285 273, 275
Kettân 249 koyun 270, 291
keyl 115, 143 köhne 124, 154, 217, 218, 238
Keyl 92, 155, 156, 258 Köhne 51, 92, 123, 124, 165, 166, 196,
Kınıklı 18, 82, 96, 99, 100, 103, 146, 198, 200, 247
153, 186, 190, 202, 216, 257, 259, 261, kömür 128
263, 285 Köse Hacı İbrâhîm 184, 209
kırmızı 240 Köse Kadızâde Mustafâ Ağa 161, 166,
Kırmızı 141 167, 197
Kırşehri 72 Köşkderesi 64
Kısrak 172 Kubûr 287
kıyâm 83, 88, 117, 120, 151, 180, 205 kuddât 57, 59, 60, 61, 62, 63, 65, 66,
kıymet 81, 86, 87, 154 68, 70, 71, 73, 76, 79, 84, 88, 90, 93, 104,
Kıymet 92, 123, 154, 165, 171, 194, 105, 108, 109, 111, 113, 116, 118, 121,
195, 199, 250, 258 122, 127, 128, 129, 130, 132, 133, 134,
kıymet-i gurûş 87 147, 148, 150, 151, 162, 163, 170, 173,
Kıymet-i gurûş 171 175, 179, 182, 187, 188, 190, 193, 205,
kıyye 86, 195, 198, 250 206, 210, 212, 213, 214, 221, 222, 223,
Kıyye 92, 123, 140, 155, 165, 171, 199 224, 226, 227, 228, 230, 233, 238, 240,
kızıl ürzü 115 242, 243, 244, 245, 251, 252, 253, 254,
kîle 33, 56, 128, 157, 218, 219, 220, 252 255, 264, 266, 268, 270, 271, 273, 274,
Kîle 171 275, 277, 281, 282, 283
kilim 38, 92, 133, 134, 154, 196, 200, Kuddüs 18
236 Kula 48, 51, 64, 116, 253, 265, 266
Kilim 133, 172, 198, 200, 287, 288 kul oğulları 72, 77, 84
kirâ 58, 284, 289 kumanya 289
Kirmastı 64 kurâ 68, 102, 103, 146, 147, 152, 153,
Kocaeli 72 168, 184, 210, 212, 241, 243, 259, 261,
Kolcu 86 262, 268
konak 44, 106, 107, 201, 203, 213, Kurâ 167, 186, 217, 260
214, 248, 291 Kuramaz 18, 82, 168, 189, 201, 259
Konak 236 Kurşunlu 18, 42, 82, 95, 99, 102, 145,
Konya 17, 72, 148 152, 168, 185, 189, 194, 201, 215, 259,
Koramaz 95, 99, 102, 145, 152, 185, 261, 263, 284
215, 285 Kurudere 18, 82, 96, 100, 103, 146,
Korucuk 217, 292 153, 169, 186, 190, 202, 216, 260, 262,
Kostantiniyye 55, 59, 63, 69, 71, 73, 264, 284, 285
80, 90, 109, 174, 177, 182, 183, 204, 210, Kurumaz 261, 263
214, 221, 222, 223, 224, 227, 229, 232, Kuşadası 35, 64, 86, 87, 277, 278,

308
281, 289, 290 Leblebi 141
kuşak 124, 154, 155 levendât 108, 233
kuzu 140, 270 Libâs 166
Küçük 24 Limni 56
küffâr 68, 117, 181 livâ 64, 65, 67, 68, 73, 90, 91, 94, 95,
külah 154 97, 104, 113, 117, 121, 122, 126, 130,
küpe 195, 200 131, 134, 173, 176, 188, 206, 207, 227,
Küre-i Selendi 116, 253 266, 270, 276
kürek 81 liyâkat 70, 73, 77, 90, 117, 170, 269,
Kürekçiler 18 278
kürk 154, 217, 219
Kürk 18, 82, 95, 99, 102, 145, 152, M
168, 185, 189, 215 Magosa 34, 73, 74
Kürkcüler 18, 82, 95, 99, 102, 145, Mağnisa 55, 124, 212, 223, 225, 241
152, 168, 185, 189, 215 mahallât 67, 97, 100, 101, 103, 145,
Kürüm 156 147, 152, 153, 167, 189, 259, 261, 262, 263
Kütâhiye Mütesellimi Abbâs Ağa 105 Mahallât 153, 186, 202, 217, 260, 286
Kütahiyye 264, 266, 270, 274, 276 mahalle 18, 51, 52, 53, 54, 56, 74, 75,
Kütâhiyye 33, 36, 38, 41, 43, 44, 47, 79, 105, 115, 123, 126, 137, 138, 142, 157,
56, 61, 64, 65, 66, 72, 90, 91, 93, 94, 105, 159, 168, 185, 192, 203, 208, 246, 252,
112, 116, 121, 122, 126, 127, 130, 132, 265, 267, 291
133, 134, 135, 142, 143, 147, 148, 157, Mahalle 18, 82, 95, 96, 99, 102, 145,
173, 174, 175, 176, 177, 179, 180, 194, 152, 167, 185, 189, 201, 215, 259, 261,
206, 209, 210, 221, 222, 226, 228, 231, 263, 284
238, 251, 252, 253, 264, 265, 266, 270, mahkeme 19, 21, 22, 70, 72, 81, 166,
274, 276, 279, 289, 291 180, 185, 203, 284
Kütahya 18, 56, 292, 293 Mahkeme 22, 144
Mahmûd Paşa 135, 173
L mahrûse 57, 62, 132, 134, 135, 137,
Ladik 13 159, 163, 174, 177, 212, 213, 214, 223,
Ladikîzâde 35, 87, 88, 93, 125, 140, 225, 232, 233
147, 154, 155, 157, 161 Mahrûse 109, 148, 150, 204, 252
Ladikîzâde Ali Hıfzî 35, 87, 88, 125, mahzar 22, 83, 89
147, 154, 155, 157, 161 Mahzar 22
Lahm 86, 140 Mahzariyye 284
Lahm-ı ganem 86, 140 maktûʻa 147
Laodikeia 13, 14, 15, 16 maktûʻât 147
Lapseki 64 Malatya 72
Lâzıkıyye 14, 18, 295 mâlikâne 55, 61, 73, 193, 229
Lazkiyye 48, 64, 91, 116, 128, 130, malzeme 117
135, 162, 170, 175, 187, 210, 226, 227, Manastır 18, 82, 96, 100, 103, 144,
228, 230, 231, 236, 238, 241, 253, 265, 146, 153, 168, 186, 189, 202, 216, 260,
266, 275, 276, 287 262, 263, 285, 292

309
mancana 86 Menteşe 18, 64, 72, 148, 279
Mancana 87 menzil 20, 57, 59, 81, 92, 124, 126,
Manyas 64 128, 143, 144, 152, 156, 172, 184, 201,
Maraş 72 215, 260, 262, 268, 284, 292
Masdariyye 87 Menzil 123, 156, 171, 194, 250, 258,
meclis-i şerʻ 51, 52, 53, 112, 115, 126, 284
160, 187, 239, 292 menzil ahkâmı 57, 59
medîne 83, 87, 93, 98, 99, 101, 104, Menzilci 293
112, 115, 123, 125, 135, 154, 155, 158, mercân 124
174, 177, 190, 203, 204, 217, 223, 225, Mercân 256
240, 249, 260, 262, 264 merkeb 217
Medîne 51, 52, 54, 91, 123, 137, 138, Merkeb 141, 172, 235, 258, 268
154, 158, 159, 194, 204, 208, 209, 217, 218, mevâcib 109
219, 220, 221, 225, 239, 249, 250, 268, 279 mevâlî 68, 71, 75, 83, 118, 163, 190,
medrese 21, 31 212, 213, 242, 243, 245, 268
Medrese 18 mevkûfât 61, 62, 90, 104, 210, 221, 222
mehâkim 244 mevkûfât defteri 61, 62, 90, 210, 221,
mehâr 65, 94, 126, 127, 130, 131, 136 222
Mehâr 135 mevlânâ 241, 244, 247, 256, 267, 269,
mehr 50, 52, 56, 74, 219, 291 274
Mehr 92, 156, 158, 197, 258 mevsim-i şitâ 117
mehr-i mü’eccel 50, 52, 56, 219, 291 Meydân 18, 82, 95, 99, 145, 152, 167,
Mehr-i mü’eccel 92, 156, 158 185, 189, 201, 215, 259, 261, 263, 284
Mekri 95, 278, 280, 290 mısır 115
mektûb 35, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 46, Mısır 20, 49, 140, 191, 192, 249, 264,
49, 55, 80, 81, 83, 85, 88, 105, 111, 114, 279
118, 119, 121, 132, 134, 151, 161, 169, miftâh 231, 232
171, 174, 175, 177, 178, 181, 183, 193, Miftâh 87
204, 205, 210, 211, 232, 233, 273, 278 Mihalic 64
Melemen 64 Mihmânzâde 288
Melemen Güzelhisârı 64 miltân 247
memâlik 58, 79, 116, 119, 120, 163, minder 124
181, 191, 212, 213, 214, 223, 225, 242, Minder 124, 219, 249
246, 253 mîrahûr 58
Memâlik 57, 268 mir-i mirân 203
memâlik-i mahrûse 58, 79, 119, 120, mîr-i mîrân 245, 246
191, 212, 213, 214, 223, 225, 242, 246, 253 Mismâr 87
Memâlik-i mahrûse 57, 268 Molla 20, 45, 102, 114, 115, 203, 218,
memleket 66, 70, 71, 76, 98, 102, 104, 219, 220, 222, 223, 240, 293
119, 120, 170, 179, 190, 242, 243, 244, Molla Süleymân 114, 115, 218, 219,
265, 269, 274, 282, 283 220, 240
menâzil 57 Monla 99, 136, 201, 209
Mendilci 218 Mor 141

310
Moskov 76, 117 müddeʻâ 126
Moskova 34, 65 müddeʻî 160, 226
Mudanya 64 müftü 88, 89, 179
Muğla 16, 133, 165 Müftü 54, 88
muhâlefet 55, 78, 80, 90, 104, 105, 128, Müftüzâde 30, 83, 123
133, 134, 210, 221, 222, 230, 236, 239, 255 Müftüzâde es-Seyyid Şeyh Ağa 30
muhârebe 69, 163, 179 mühimmât 59, 65, 120, 131, 142, 149,
Muhâyer 249, 267 286, 288
muhtâr 135, 138, 159 mühür 193
muhzır 21, 22 Mühür 161, 178, 240, 286
Muhzır 21, 74, 161, 209, 240, 291 mükârî 59, 60, 65, 94, 109, 110, 111,
muhzıriyye 99, 144, 172, 201, 262 112, 113, 120, 121, 126, 127, 129, 130,
Muhzıriyye 92, 125, 215 132, 136, 142, 149, 157, 188, 206, 282,
muʻâf 70, 72, 73, 84, 117, 128, 271 283, 289, 290
mukâtaʻa 61, 74, 75, 80, 89, 98, 101, Mükârî 282
112, 115, 134, 139, 147, 193, 213, 227, Mükârîcibaşı 290
228, 241, 244, 255, 275 mülk 46, 119, 156, 157, 226, 238,
mushâf-ı şerîf 209 239, 240
Mushâf-ı şerîf 92, 195, 200, 218 mültezim 62, 75, 211, 276
mutasarrıf 135, 137, 138, 159, 160, Mültezim 193
162, 177, 178, 194, 204, 205, 221, 223, mürâsele 24, 99, 102
226, 240, 280 Mürâsele 24
muvahhid 117 mürde 66, 94, 122, 136
mübâşir 21, 48, 58, 59, 60, 62, 65, 66, Mürde 135
67, 73, 74, 79, 80, 81, 84, 85, 86, 93, 94, mürettebât 104, 110, 111, 113, 119,
97, 101, 104, 105, 110, 111, 112, 113, 114, 122, 127, 132, 150
115, 116, 117, 121, 122, 127, 128, 132, müsellem 70, 72, 73, 76, 88, 117, 205
133, 134, 147, 148, 149, 157, 170, 173, müslimîn 57, 63, 67, 70, 71, 75, 83,
174, 176, 179, 180, 182, 188, 190, 191, 118, 127, 148, 163, 190, 208, 212, 213,
192, 193, 206, 221, 222, 233, 234, 237, 226, 242, 243, 245, 251, 253, 268
238, 242, 243, 251, 252, 254, 255, 256, Müslimîn 181
259, 260, 267, 271, 272, 273, 274, 277, müşterî 116, 240
278, 281, 282, 283 müteferrika 58, 124, 154, 156, 215, 262
Mübâşir 106, 284 Müteferrika 124, 184
mübâşiriyye 36, 48, 81, 101, 130, 174, mütenevviʻa 114, 116, 125, 260
184, 185, 201, 203, 207, 258, 267, 293 mütesellim 48, 67, 70, 72, 94, 104,
mübâyaʻa 56, 66, 104, 105, 128, 129, 105, 117, 122, 127, 130, 131, 135, 139,
251, 252, 291 173, 174, 176, 179, 181, 213, 214, 224,
Mübâyaʻa 106, 128 251, 264, 265, 266, 274, 275
mücâzât 67, 108, 109, 110, 127, 131, müteveffâ 74, 75, 80, 89, 97, 114,
183, 280 115, 133, 139, 147, 155, 157, 160, 167,
mücessem 92 171, 187, 193, 194, 197, 208, 217, 218,
Mücessem 92, 250 219, 220, 226, 228, 230, 231, 232, 233,

311
251, 254, 277 Nikâbet 184, 203
Müteveffâ 35, 37, 48, 51, 79, 114, nikâh 32, 33, 34, 56, 74, 291
194, 196, 258 Nikâh 172, 291
müteveffiye 54, 91, 92, 123, 125, 126, Nişân 137, 138, 158, 159, 223
195, 250 nohut 86
Müteveffiye 250 nuhâs 92, 124, 155, 172, 195, 198,
mütevellî 54, 62, 137, 236, 239 199, 267, 287, 288
müvellâ 87, 93, 98, 101, 104, 115, 125, nukûd 125
135, 147, 154, 155, 158, 161, 162, 174, Nukûd 249
177, 190, 193, 203, 204, 217, 225, 240, Nûrî Molla 102
260, 262, 264 Nûrî Monla 99
Müvellâ 83, 140 nüvvâb 60, 63, 65, 68, 70, 71, 84, 94,
N 105, 111, 118, 122, 132, 134, 150, 163,
nafaka 23, 50, 104, 208, 219 188, 190, 206, 207, 213, 214, 224, 227,
nâ’ib 272 232, 242, 243, 244, 245, 254, 266, 268,
nakîb 83 271, 274, 277, 283
Nakîb 151 nüzûl 33, 36, 45, 61, 90, 91, 97, 98,
Nakîbzâde 125 101, 128, 184, 210, 211, 212, 213, 214,
nân 68, 86, 87, 117, 140, 180 215, 221, 222, 274
Nân 140 nüzûlhâne 91, 221, 222
nân-ı ʻazîz 86, 87
narh 30, 39, 140, 142 O
nâzır 244 ocağ-ı ʻâmire 76, 79, 179
Nazilli 64 ocak 64, 68, 70, 71, 73, 77, 84, 116,
nefer 41, 49, 52, 53, 58, 77, 108, 169, 152, 169, 179
170, 175, 179, 182, 189, 192, 233, 237, Ocak 52, 53, 99, 102, 105, 106, 112,
238, 246, 277, 278, 281, 286, 288, 290 118, 121, 129, 148, 223, 237, 238, 239,
Nefer 292 245, 292
neferât 53, 64, 107, 108, 151, 169, 179, ocak ihtiyârları 64, 68, 70, 71, 84,
182, 183, 234, 237, 238, 280, 286, 288, 290 116, 179
Neferât 288 odabaşı 107, 120, 262, 288, 290
nefy 56, 57, 60, 74, 108, 111, 132, Odabaşı 144, 161, 165, 249, 257, 267
164, 244, 270 ordu 38, 41, 49, 59, 60, 64, 65, 70, 72,
nekâbât 262 73, 76, 77, 79, 81, 84, 85, 94, 109, 110,
nekâbet 81, 262 113, 114, 117, 121, 127, 128, 131, 134,
Nemçe 34, 42, 65, 76, 190, 191, 242, 135, 136, 149, 164, 169, 170, 173, 174,
293 175, 176, 178, 180, 188, 206, 279, 282
nevâhî 68, 70, 72, 77 Ordu 33, 59, 64, 65, 136, 188
nevl 289, 293 ordu-yı hümâyûn 41, 49, 59, 60, 64,
nevl-i sefîne 289 65, 70, 72, 73, 76, 77, 79, 81, 84, 85, 94,
Nevrûz 34, 60, 65, 69, 77, 108, 180, 109, 110, 113, 114, 117, 121, 127, 128, 131,
181, 278, 280, 281 134, 135, 136, 149, 164, 169, 170, 173,
Niğbolu 114 174, 175, 176, 178, 180, 188, 206, 279, 282
nikâbet 184, 201 Ordu-yı hümâyûn 64, 65, 188

312
Osmân Ağazâde el-Hâc Osmân Ağazâ- Rakka 49, 72, 274
de 167 reʻâyâ 62, 69, 70, 72, 84, 85, 110,
Osmânili 116 119, 120, 127, 131, 148, 149, 191, 243,
Oturak 236 244, 271, 274
Ödemiş 64, 212 resm 55, 69, 71, 73, 85, 155, 158, 180,
öküz 188, 235 197, 198, 199, 200, 212, 214, 224, 225, 231,
Öküz 42, 156, 157, 188 233, 241, 243, 253, 254, 266, 270
Ömer Beğ 30, 89 Resm 92, 125, 140, 155, 156, 158,
önlük 92 166, 172, 250
resm-i kısmet 155, 158, 197, 198, 199,
P 200, 231, 233
pabuc 124 Resm-i kısmet 92, 125, 156, 158, 172,
pâdişâh 83, 151 250
Parga 279 Reşme 235
Paşa 18, 251, 254, 258, 260, 266, 270, revgân 140
274, 275, 280 Revgân 86, 140
Paşazâde el-Hâc Mustafâ Ağa 203 Revgân-ı zeyt 86
pazâr 17, 241 rikâb-ı hümâyûn 55, 56, 58, 62, 71, 73,
Pazâr 223 75, 77, 108, 113, 117, 118, 120, 122, 147,
Pekdemir 219, 220 162, 164, 170, 171, 173, 176, 181, 187,
Pekmez 92, 140, 172 188, 191, 193, 206, 229
penbe 124, 172, 212, 213, 214, 223, Rişvanzâde 107
225, 240, 241, 250 Rodos 280, 291
Penbe 123, 155, 225, 250 rubʻ 130
perâkende 108, 276, 277 Rubʻ 93, 95, 96, 99, 100, 101, 195
Pervaz 141 ruhsat 76, 78, 85, 133
peşkir 124 Rumeli 17, 21, 24, 33, 57, 84, 94,
Peşkir 247 113, 163
peştemâl 225 Rumili 119, 121, 140, 163, 176, 181,
peynir 86, 87 212, 214, 223, 243, 253
piştov 195 Rusya 41, 175, 178, 179, 242, 243, 279
Piştov 218, 235 rûznâmçe 30, 32, 177
piyâde 41, 49, 77, 169, 170, 175, 180, rüsûm 55, 63, 84, 85, 231, 233, 241,
278, 280, 281, 286, 287, 288 270, 271
Piyâde 290 rüsûmât 61, 62, 89, 212, 214, 223, 225,
Preveze 279 241, 266, 270, 275
Prizren 279 rüsûm-ı ʻörfiye 63, 85
pusula 64, 65, 106, 112, 126, 133, rüsûm-ı şerʻiyye 84
139, 142, 143 rütbe 68, 69, 72, 85, 117
pûşî 124 rü’yet 251
S
R Saban 141
raʻiyyet 69, 71, 73, 79, 84, 85, 119, 180 sac ayağı 156

313
Sac kapağı 268 sefer 38, 49, 54, 58, 66, 69, 70, 71, 73,
sadaka 137, 138, 159, 177, 204, 221 76, 77, 84, 85, 109, 110, 117, 127, 128,
sâdât-ı kirâm 83, 151, 279 133, 134, 149, 164, 175, 179, 191, 243,
sadrâzam 273, 281, 282, 283 279, 282, 283
Sadrâzam 283 Sefer 16, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 54,
sadr-ı aʻzâm 128, 149, 243, 273, 277, 63, 64, 67, 75, 93, 94, 109, 110, 112, 113,
278, 281, 287, 289, 291 116, 121, 126, 127, 148, 149, 152
Sadr-ı aʻzâm 59, 133, 283 sefer-i hümâyûn 54, 58, 66, 69, 70, 71,
Sadr-ı aʻzâm kâʻimmakâmı 133 73, 76, 77, 84, 85, 109, 110, 117, 128, 133,
sagîr 69, 155, 156, 157, 191, 192, 208, 134, 149, 164, 175, 279
210, 217, 219, 220 Sefer-i hümâyûn 34, 35, 36, 37, 38,
Sagîr 100, 146, 186, 216, 247, 260, 39, 63, 64, 67, 75, 93, 94, 110, 112, 113,
262, 264, 286 116, 121, 126, 127, 148, 149
sahân 154, 199 seferiyye 41, 43, 57, 105, 106, 119,
Sahân 247, 249 142, 152, 173, 183, 188, 201, 203, 206, 207
sâʻat 67, 76, 129 sefîne 182, 289
Saka 86, 288 sekbân 286
Sakız 86, 87 Sekbân 286
saltanat 68, 119, 164, 228, 230 sekbânbaşı 55, 118, 182
sâlyâne 99, 106, 120, 167, 201, 215 seksoncubaşı 54
sâlyânekeş 145, 147 seksoncubaşılık 54
saman 98, 101, 128 Selendi 48, 116, 253, 265, 266
Saman 172 Selvi 220
sancak 18, 30, 97, 227, 246 semen 160, 226
sandık 220 Semen 155
Sandık 217, 219, 220 semer 60, 66, 149
Sandûk 92 serbevvâbîn 139, 142, 167
Saray 18 serdâr 39, 41, 53, 54, 72, 77, 85, 86,
Sarây 32, 52, 82, 95, 99, 102, 115, 106, 108, 109, 117, 143, 149, 151, 166,
145, 152, 168, 185, 189, 201, 215, 259, 167, 169, 180, 182, 184, 262
261, 263, 284 Serdâr 50, 51, 143, 161, 167, 169,
Sarayköy 18 184, 209, 226
sârbân 94, 113, 136 serdengecdi 54, 55, 76, 77
sarbânbaşı 65 sergerde 64, 77, 164, 170
sarık 154, 196, 199, 218, 249 serʻasker 73, 85
Sarık 141, 166, 247 Serʻasker 290
Sarrâç 194 serturnacı 143
sarrâf 147 Serturnacı 116, 143
Saruhân 17, 18, 55, 72, 82, 96, 100, Serturnaî 73, 106
103, 139, 146, 148, 153, 169, 186, 190, seyisâne 81, 133
202, 216, 236, 238, 260, 262, 285 seyishâne 288
seccâde 196, 200, 235 seyyid 43, 205
Seccâde 196, 198, 200, 218, 247 Seyyid 30, 34, 35, 38, 39, 40, 50, 52,

314
53, 55, 73, 74, 83, 87, 91, 92, 93, 98, 101, Süleymân 253
104, 105, 106, 112, 114, 115, 123, 126, sünnet 83
134, 135, 137, 138, 151, 158, 159, 160, sürücü 76, 77, 149, 278, 279, 280
179, 194, 201, 204, 205, 209, 215, 217, Sürücü 288
221, 222, 223, 225, 232, 240, 241, 242, süvâri 78, 79
255, 256, 271, 274, 275, 280, 288, 290 şaʻîr 60, 66, 98, 101, 116, 128, 156, 157
sığır 172 Şaʻîr 172
Sığla 72, 148 şal 196
sicil 22 Şal 166, 199
sicillât 22, 121, 245, 247 şalvâr 154
Sicillât 22 Şalvâr 51, 196, 200, 247
sicill-i mahfûz 51, 52, 64, 65, 94, 99, Şam 154, 191, 192, 195, 199, 249
102, 113, 122, 126, 133, 142 Şam ibriği 195, 199
silâhdâr 58, 76, 77 Şamlı-yı Kebîr 146, 186, 216, 260,
silâhşör 56, 97, 149, 157, 265, 270, 274 262, 264, 286
silâhşörân 58, 77, 149, 270, 274 Şamlı-yı Sagîr 100, 146, 186, 216,
sîm 124, 154, 255 260, 262, 264
Sîm 92, 235 şehâdet 23, 52, 53, 126, 160, 184,
Simav 116, 253 215, 292
sincab 219 şehir 13, 14, 21, 57, 59, 64, 70, 71,
sini 63, 195 72, 76, 78, 81, 84, 99, 102, 106, 119, 120,
Sini 249 147, 189, 201
sipâh 58, 76, 77 Şehir 144, 184, 203, 215
Sisâm 140 şehir kethüdâları 57, 64, 70, 71, 72,
Sisam Cezîresi 87 76, 78, 84, 119
Sivas 72 şeker 154
siyâdet 83, 151 Şemikler 18, 82, 96, 100, 103, 146, 153,
sofracıbaşı 290 168, 186, 190, 202, 216, 259, 261, 263, 285
Sofralık 287 Şerbetçi 195
Soma 64, 212 Şeyh es-Seyyid Mehmed Ağa 30, 98
söz sâhibleri 64, 76, 97, 99, 116, 268 Şeyhlü 116, 147, 248, 253
subʻ 61, 90, 91, 130, 210, 221, 222 Şeyh Mehmed 97, 101, 115, 139
sû-i hâl 83, 151 şilte 154
sûk 152, 169 Şîr 140
sultân 227, 228, 230, 231, 275 Şumnu 60, 66, 67, 85
Sultân 46, 97, 138, 147, 166, 167, 174, Şütür 65
212, 214, 223, 224, 230, 236, 238, 240, 286 şütürân 126, 132, 176, 206
Sultân Murâd Hân 147 Şütürân 135
Sultânönü 72, 148
Sunkur Beğ 147 T
Suriye 14, 20 T 32, 151, 169, 271
Süd 141 Tahin 140
sükkân 152 tahrîr 53, 57, 61, 63, 74, 78, 83, 89,

315
91, 92, 93, 94, 95, 104, 105, 107, 108, 113, 232, 233, 248, 250, 267
114, 115, 117, 122, 123, 133, 134, 150, Tereke 26, 125, 296
151, 155, 157, 162, 165, 169, 170, 171, tersâne 56, 57, 107, 108, 109, 182, 183,
175, 178, 179, 182, 183, 187, 205, 212, 233, 234, 237, 238
214, 223, 230, 231, 232, 233, 234, 237, Tersâne 37, 42, 46, 108, 182, 233
238, 239, 248, 252, 254, 258, 260, 262, tersâne-i ʻâmire 56, 57, 108, 183
272, 273, 275, 278, 281, 289, 290 terzi 218
Tahrîr 109 Terzi 32, 51, 218
tahsîldâriyye 130, 189 Tesbîh 218
tahta 16, 86, 87, 124 tevcîhiyye 83
Tahta 141 tezgâh 124
taʻâmiyye 106, 141, 142 tezkire 21, 30, 38, 136, 248
talâk-ı selâse 53 Tırhala 280
tapu-yı zemîn 275 tilki 154
tarha 156 Tire 55, 64, 148, 212, 223, 225, 241
tarhana 124 tob 58, 76, 77, 92, 151, 292
tas 196 Tob 250
Tas 199 tob ʻarabacı 58, 76, 77, 151
taş-ı kalya 55 topcu 58, 69, 70
tatar 58, 248, 258, 260, 287, 291 tophâne-i ʻâmire 69
Tatar 106, 287, 289, 291 topuz 235
Tavas 13, 18, 140 torba 106
Tavâsî el-Hâc Ömer Efendi 98 Tosun 172
Tavâsî Ömer Efendi 36, 95 töhmet 246
Tavaslı Ömer Beğ 89 Trabzon 71
Tavîle 116 Tuğ 195, 200
Tavşanlı 116 tuğrâ 223
tekâlif 243 tulunba 86
Teke 72, 146, 148, 279 turnacı 72, 84, 116, 117, 180
Tekfurdağı 59 turnacıbaşı 76, 77, 180
Tekke 18 Turnacıbaşı 63, 76, 84
Tekye 82, 96, 100, 103, 153, 168, 186, tuvânâ 60, 66, 67, 77, 108, 109, 110,
190, 202, 216, 260, 261, 264, 285 127, 131, 150, 176, 180, 183, 233, 283
Tellâl 236 Tuz bazârı 220
temessük 23, 24, 30, 33, 34, 37, 43, 49, Tuzla 64
54, 61, 62, 63, 75, 80, 112, 114, 128, 143, Tuzpazârı 92
147, 152, 187, 205, 272, 275, 276 tüfenk 209, 217, 218
Temessük 24 Tüfenk 51, 156, 166, 195, 200, 235
Tencere 249 tüfenkci 47, 106, 248
terâzi 166, 217, 218, 219, 220 Tütün 140, 236
Terâzi 166
tereke 26, 30, 32, 36, 37, 40, 41, 42, U
44, 47, 48, 51, 91, 92, 123, 154, 155, 157, Uluborlu 16
165, 171, 194, 217, 218, 219, 220, 231, umûr-ı memleket 98, 101, 119, 120

316
umûr-ı vilâyet 119
Umûr-ı vilâyet 106
urgân 60, 106, 283
Uşak 48, 64, 116, 253, 265, 266
Uzunzâde Mustafâ Ağa 30, 51, 184
ücerât 155
ücret 58, 59, 86, 98, 101, 106, 125, 139, 143, 207, 267, 287, 293
Ücret 155, 156, 158
ümerâ 212, 227, 228, 231, 245, 276
ümmet 68, 117, 163
ümmet-i Muhammed 68, 117, 163
üserâ 191, 242
Üserâ 53
Üsküdar 57, 58, 128, 283
Üstüfâne 268
Üstühâne 196
üştürân 66, 67, 105, 106, 112, 122
Üzerlik 146, 186, 217, 262, 264
üzüm 172

V
vakf 54, 57, 62, 205, 206, 236, 238, 239
vâli 16, 17, 72, 79, 81, 179, 184, 203, 206, 207, 214, 246, 266, 267, 274
Van 26, 72, 296
varil 86
Varil 87
vâris 123, 152, 154, 163, 169, 190, 212, 213, 245, 249, 250, 251, 253, 258, 268
vasiyet 18, 23, 200
Vasiyet 197, 258
vatan 74
vekîl 56, 118, 126, 162, 180, 212, 236, 239, 282
verâset 43, 171
verese 91, 93, 155, 156, 157, 158, 160, 162, 171, 172, 178, 194, 205, 231, 232, 233
vergi 18, 34, 35, 44, 47, 69, 71, 83, 213, 243, 248
Vergi 271, 273
vezîr 135, 179, 181, 227, 251, 252, 254, 258, 260, 265, 266, 267, 270, 274, 275, 276, 280
Vezîr 245
Vinice 279
voyvoda 30, 64, 79, 80, 81, 85, 89, 95, 105, 110, 113, 115, 139, 143, 144, 166, 167,
184, 188, 201, 213, 214, 230, 242, 244, 245, 249, 251, 271, 273, 275, 278, 281, 282, 283
Voyvoda 115
voyvodalık 89, 104
vücûh-ı ahâlî 57, 67, 88, 110, 111, 127, 132, 163, 164, 225, 229, 237, 238, 241

317
vücûh-ı belde 64, 84, 164, 182, 234, 237, 241, 256
vücûh-ı memleket 66, 70, 71, 76, 104, 170, 179, 190, 242, 243, 244, 268, 282, 283
vücûh-ı vilâyet 90, 233
vükelâ 98, 102, 112, 144
vülât 231
vüzerâ 70, 71, 73, 119, 120, 181, 201, 203, 212, 213, 214, 229, 245, 246
Vüzerâ 245

Y
yağ 140, 198
yağlık 196
Yağlık 198
yağmurluk 154
Yağmurluk 196, 199, 247
Yalakâbâd 64
Yalnızdere 18
Yâlnızdere 100, 146, 186, 216, 262, 264, 286
Yârengüme 247, 249
yasdık 154, 156, 172, 196, 225, 241
Yasdık 124, 198, 220, 250, 268
yasdık yüzü 196, 225, 241
Yasdık yüzü 250
yatak 87
Yaya bağ 258
Yayalar 18
yazıcı 54, 76
yelek 154
yemeni 123
Yemeni 123
yeniçeri 58, 64, 65, 70, 71, 72, 73, 76, 77, 84, 85, 117, 128, 179, 181
Yeniçeri 34, 69, 71
yeniçerilik 70, 71, 84
Yenişehir-i Birusa 64, 149
yeşil 141, 218
Yılanlızâde 106
Yiğit 14
yorgan 156, 196, 219
Yorgan 154, 165, 172, 196, 198, 199, 235, 249, 267
Yorgancı 126, 195, 198
Yörük 257
yörükân 84, 271
yurd 114, 165
Yûsuf Ağa 75, 115, 212

318
Z
zâbit 152, 169
zâbitân 57, 59, 60, 65, 66, 68, 73, 76, 78, 84, 94, 104, 108, 110, 111, 113, 120, 121,
122, 127, 132, 149, 150, 164, 167, 170, 171, 179, 180, 181, 182, 188, 190, 192, 206, 212,
213, 214, 223, 224, 233, 234, 236, 237, 238, 240, 242, 245, 246, 248, 253, 276, 277, 282,
283, 290
zahîre 119, 149, 251
zâʻim 81, 93, 106, 107
Zâʻim 106
Zâʻim Süleymân Ağa 106
Zanta 279
zeʻâmet 61, 89, 275
Zekeriyyâ 18
Zengi(?) 166
zevce 157, 158, 172, 217, 218, 219, 220, 258
Zevce 197
zeyt 86
Zeyt 140
Zeytûn 18, 82, 96, 100, 103, 146, 153, 169, 190, 202, 216, 260, 262, 264, 285
zıbûn 123, 124
Zıbûn 92
Zımmî 197
Zımmîyân 18, 82, 96, 99, 102, 144, 145, 152, 168, 185, 189, 201, 216, 259, 261, 263, 285
zimemât 115, 139, 217, 218, 219, 220, 252
zimmet 92, 109, 123, 142, 205, 218, 230, 246
Zimmet 92
zincir 195, 200
zuʻafâ 243, 244
zulm 62, 91, 207, 210, 252, 267, 268, 274

319
320
TIPKIBASIM
322
323
324
325
326
327
328
329
330
331
332
333
334
335
336
337
338
339
340
341
342
343
344
345
346
347
348
349
350
351
352
353
354
355
356
357
358
359
360
361
362
363
364
365
366
367
368
369
370
371
372
373
374
375
376
377
378
379
380
381
382
383
384
385
386
387
388
389
390
391
392
393
394
395
396
397
398
399
400
401
402
403
404
405
406
407
408
409
410
411
412
413
414

You might also like