Sönen Ateş

You might also like

You are on page 1of 2

 

SÖNMEYEN ATEŞ TİYATRO OYUNU

Türü : Tiyatro /Dram niteliği .Oyun, üç perdeden oluşur.

Yazarı: Nahid Sırrı Örik

Olay Örgüsü:
 İstanbul ve Anadolu’nun büyük bölümü işgal edilmiştir. Ankara’da TBMM kurulmuş, ulusal bağımsızlık savaşı
başlamıştır,
 Kurtuluş Savaşı yaşandığı günlerde varlıklı ve nüfuzlu birkaç aile İstanbul’dan İtalya’ya kaçmıştır.Osmanlı
İmparatorluğunun eski bakanlarından Seyfeddin Paşa, kızı Neriman ve Neriman’ın eşi Fuat’la Roma’da yaşamlarını
sürdürmektedirler. Bu aile askerî mühimmatın tedarikinde İtalyanlarla Ankara Hükûmeti arasında komisyonculuk yapmaktadır.
Anadolu hareketinin savaş gereçten ihtiyaçlarının karşılanmasına Ankara Hükûmeti’nden yüksek fiyat istemektedir.Bu yolla
kazanç elde etmeye çalışırlar.Silah ve mühimmat alımı için Anadolu’dan Roma’ya TBMM’den bir heyet gelir.
 Seyfeddin Paşa ve kızı, Fuat’ı Ankara’ya gönderir. Fuat, TBMM’de milletvekili olan amcasının oğlu Galip Bey’in yanına
gider.
 Mustafa Kemal’in Meclis’teki bir konuşmasını dinleyen Fuat, çok etkilenir ve Ankara’ya geliş amacından pişmanlık
duyar. Kerim Paşa’yla görüşmesini sağlar.Fuat Bey millî hisleri yüksektir ve mühimmatı ucuza satar.
 Ardından da doktor olarak savaşta görev almaya karar verir ve uygular.
 Ulusal bağımsızlık savaşı kazanılmıştır.
 Anadolu’da çeşitli hastanelerde görev yapan Fuat, İzmir’de bir hastanenin başhekimi olmuştur.
 Seyfeddin Paşa kızı Neriman’la İtalya’dan İstanbul’a döner. Neriman, Fuat’a Millî Mücadele için büyük bir kârdan
vazgeçmesini ve hastanedeki fedakârca çalışmasını kullanarak önemli bir makam elde etmesi hâlinde ondan
ayrılmayabileceğini söyler. Fuat; Neriman’a büyük mahrumiyetlere katlanan halkın sırtından çıkacak bir parayı kabul
edemeyeceğim, harap kalan memleketin bir kasabasından ötekine giderek mütevazı bir hayat süren bir doktorun karısı olmaya
razı ise kendisiyle kalabileceğim söyler. Neriman kabul etmez ve ayrılır
 Neriman Fuat’tan boşanıp Galip’le evlenmeye karar verir.
 İzmir’de bulunan Mustafa Kemal’in hastaneyi ziyaret edeceği haberinin gelmesiyle. Seyfeddin Paşa ve kızı çıkar sağlamak
umuduyla Mustafa Kemal’le görüşebilmek için hastanede kalırlarsa da Mustafa Kemal “Milli Mücadele de ne yaptın?” derse
ona cevap veremeyeceğini düşünerek oradan ayrılıp İstanbul’a doğru yola çıkar.

Yazılma zamanı : 1933 yılında yazılmıştır. 1936 yılındaki düzenlemelerinden sonra Halkevlerin’de oynanmasını istemiştir.
 milletin varlık-yokluk mücadelesi verdiği Kurtuluş Savaşı anlatılır.

Olay zamanı: Millî Mücadele yıllarında yaşananlar anlatılmıştır.

Konusu: Kurtuluş Savaşı'nda yaşananlar ve Milli mücadele yıllarında olanlar, vatanı için her şeyini feda eden Fuat'ın
yaşadıkları.

Tema: Vatan sevgisi . Kişisel çıkarlar için hiç bir zaman milletin çıkarları göz ardı edilemez. Çünkü bu dünyada en önemli
şey milletin çıkarlarıdır. Bundan dolayı bencillik yapıp da kendi çıkarlarını düşünenler vatanlarına ihanet içinde davranırlar.
Bundan dolayı da bu kişilerden olmak yerine vatan millet sevdalısı insanlar olmamız gerekir. 

Ana Fikir; Söz konusu vatan olunca her zorluğun üstesinden gelmeye çalışmalı, vatan uğruna canımızı bile feda etmeliyiz.
Millî, manevi ve evrensel değerleri :Vatan sevgisi, vatan uğruna kendi değerlerinden vazgeçme, Türklük bilinci, milletin
yaşadıklarına ve çektiği acılara sessiz kalmama gibi değerler vardır.

Mekân:İtalya, İstanbul, Anadolu.Roma’da bir otelin lobisinde başlar.Galip Bey’in Ankara’daki evinde sürer. Savaş sonrası
yıllar:Son bolüm ise İzmir’de bir hastanenin başhekimlik odasında geçer.

Örnek: Milletin varlık-yokluk mücadelesi verdiği Kurtuluş Savaşı’nda gözlemlediği hırs, çıkarcılık, sadakat, fedakârlık gibi
kişilik özelliklerini eleştirel bir anlatım tutumuyla yansıtmıştır:
GALİP — Evet, bugün mecliste haber aldım. Son dört günlük muharebelerde çok mühimmat sarf olunmuş. On beş yirmi gün
evvel Roma’da kabul etmedikleri fiyata şimdi razı olacaklar. (Odanın içinde gider gelir.) Ben başka bir şey düşünüyorum:
Şimdi son sözü söylememeliyiz. İtalya’dan sormak mecburiyetindeyiz diyelim ve onlara yüzde on zam teklif ettirelim. Bunun
komisyonu tabiî çok daha yüksek olacağı için işin letafeti büsbütün artar. Bu Ankara’nın sade kahrını değil biraz da lütfunu
görelim canım!

Çatışma: Kişisel çıkarlar ile vatan, millet çıkarlarının çatışmasını okuruz.İnançla savaşa katılanlar, inanıyor gibi gözüküp
durumdan yarar elde etmeye çalışanlar, akılları ve gönülleri Osmanlıdan ve sultandan yana olup bu savaştan maddi çıkar
sağlamaya çalışanların öyküleri anlatılır.

Kişiler: Tek bir olumlu toplumsal değerin bir değerin bile kişiliklerinde görülmeyen bu oyun şahısları Fuat dışında “tip”
özelliği gösterir.
 Fuat: Oyunun başkişisi. Oyun süresince değişim gösteren tek kahraman. Eşi ve kayınpederi ile Avrupa’da yaşar. Durumdan
rahatsızlık duyarak oyunun ortalarında bağımsızlık mücadelesine katılır. Bu kuşkusuz, geçmişiyle bağını koparmasını da
beraberinde getirir. Oyunun sonunda da fiilen Neriman’la ayrılma kararı verirler. Fuat’ın değişim gösteren kimliği bir bakıma
oyunun olumlu-olumsuz kişileri arasında bir denge de oluşturulur.
 Galip: Fuat’ın amca oğlu. Galip kendisini olduğu kadar benzerlerini de temsilen yaratılmış/kurgulanmış bir oyun kişisidir.
 TBMM üyesi bir vekil: Milli mücadelenin başarıya ulaşmayacağım düşünür. TBMM aracılığıyla kendine bir elçilik
verileceğini ümit eden şahsi çıkarım milletin menfaatinden önce tutan biridir.
 Neriman: Metni ateşleyip sürükleyen Neriman’dır. “Duruma egemen olma, sunulanla yetinmeme daha fazlasını elde
edebilme tutkusuyla” donanmıştır. Fuat’tan ayrılıp Galip’le evlenme kararının ardında güç arzusu yatar.
 Belkıs: Millî Mücadele yanlısı, Fuat’ın “müttefiki”dir. İstanbullu bir genç kız. Gönüllü hemşire olarak yararlı olabileceği
düşüncesiyle Anadolu’ya geçmiştir. Millî mücadeleye katılmıştır. Kendine güvenen, dirayetli ve güçlü bir kişiliğin
özellikleriyle bezenmiştir.
 Seyfeddin: Anadolu hareketine inanmaz. Yurdun işgalini umursamaz. Zengin yaşam biçiminin sürmesi için milletin
menfaatini feda edebilecek biri. Millî mücadeleye inanmayan ve kişisel çıkarlarını bağımsızlık savaşının önünde tutan kişileri
temsil eder.
 Komisyoncu Seyfeddin Paşa ve kız Neriman, onlara öykünen Ahmet Siret ve eşi Nedime, Saib ve karısı Avrupa’da
yaşayan zenginlerdir. Onlar için önemli olan tek şey, her durum ve koşulda zenginliklerinin devam etmesidir.

Dil ve Anlatım Özellikleri:


 Osmanlıca sözcükler çoklukla kullanılır. Bugün için anlatılması pek de kolay olmayan sanatlı bir dili vardır.
 Yazarın kendine özgü dili (üslubu) egemendir. Dil konusunda “eski” anlayışı koruyan yazar konu seçiminde “yeni”dir.
 Türk dilinin Cumhuriyetle birlikte başlayan değişiminde “dilde sadeleşme” görülür. “Eski’den yana tavır almış ve buna
uygun biçimde yazmayı sürdürmüştür.
 Yazara has şiirsellik ve kahramanlarını kişiliklerine uygun düşürme/ konuşturma becerisi esere yansır.
 Gözlemlediği hırs, çıkarcılık, sadakat, fedakârlık gibi kişilik özelliklerini eleştirel bir anlatım tutumuyla yansıtmıştır.
 Millî Mücadele yıllarına ve Kurtuluş Savaşı sırasında farklı düşünceleri olan insanlara dikkat çekilmiştir. Yazar metninde,
bağımsızlık savaşına, savaşın önder ve neferlerine desteğini açık biçimde sergilemiştir.Yazar bu amaçlar ve sanatsal anlayış
çerçevesinde kişileri, mekânları ve olayları kurgulamıştır.Tarih veya tarihteki olaylar edebiyatın esin kaynaklarından biridir.”

 Akım : Realizm. Milli mücadele yıllarında halkın hali Savaşın yol açtığı olumsuzluklar, Milli Mücadelede Ankara hareketi
 Mustafa Kemal’in mücadele ruhu,halkın yoksulluk içinde yaşaması Kurtuluş savaşı süresince, Anadolu’yu işgal etmiş
ülkelerle olduğu kadar ülke içindeki çıkarcı kadrolarla da verilen mücadele anlatıyor. Kamuda sorumlu makamlarda
bulunanların konforlu bir yaşam sürdürdükleri ve bunun uğruna ne kadar alçalabilecekleri inandırıcı ve gerçekçi bir şekilde
gelişen dramatik aksiyonla aktarılır.

SÖNMEYEN ATEŞ’TEN BİR BÖLÜM


FUAT – Sen yanlış anlamışsın. Ne ise, bu ehemmiyeti haiz bir nokta değil. (Kerim’e) Paşa hazretleri, tekrar ediyorum, imza
salâhiyetini haizim. Bu mühimmatı en müsait şartla, vermeğe hazırlandığınız fiyattan aşağı bir fiyatla, hiç komisyon almadan
ve en kısa bir müddet içinde teslim edeceğim. Muameleyi yarın yapabiliriz. (Galip uzaklaşır ve hırsından titrediği belli ola ola,
pencereden karanlıkları seyre dalmış görünmeye çalışır.)
KERİM, ayağa kalkmıştır. – Can ve yürekten teşekkür ederim Beyefendi!
FUAT, sesi titreyerek – Vazifemi yapıyorum, (Pek kısa bir sükût) Bunu yapmakta gecikmiş bulunuyorum.
(Artık sükûn bularak) Şimdi bir ricam var Paşa hazretleri.
KERİM-Söyleyin oğlum.
FUAT – Anadolu’yu bu halde bırakıp Avrupa’ya yahut İstanbul’a dönmek benim için elim olacak. Vatanın bütün evlâtları
ölüm ve hayat mücadelesinde iken benim zevk ve refaha dönmekliğim, anlıyorum ki artık kabil değil. Mütekait doktor
yüzbaşısıyım. Gerçi mesleğimi bırakalı hayli oldu. Vücudumdan büyük bir istifade edileceğini ümit edemem. Lâkin hiç değilse
mütevazı bir asistan gibi hastanelerde çalışabilirim. Zatiâlinizden her nerede olursa olsun bir hastahane hizmeti rica edeceğim.
KERİM – Yarın sabah tam sekiz buçukta makamıma geliniz. Mühimmat meselesini bitirip tespit ettikten sonra bunu da
hallederiz. Sıhhiye reisi ile bu işi bizzat görüşürüm. (Saatine bakarak) Yedi buçuğa gelmiş, evden beklerler. (Galip’e, el
vermeden) Müsaadenizle, Beyefendi. (Fuat’a, ellerini onun omuzlarına koyarak) Teşekkür etmiştim, hem de tebrik ederim.
FUAT, bir asker tavrı alarak – Paşam… (Kerim çıkar.)

You might also like