You are on page 1of 12

TANZİMAT EDEBİYATI (1860-1895) HAZIRLIK DÖNEMİ (1839 - I860) :

Hazırlık Dönemi 1839 Tanzimat Fermanı’ndan 1860’ta ilk özel gazetenin çıkışına
Osmanlı İmparatorluğu 18. yüzyıldan itibaren Batılı devletlerin gösterdiği kadar olan dönemdir. Batı Etkisindeki Türk Edebiyatı döneminin ilk halkası olan
ekonomik, bilimsel ve endüstriyel gelişmeleri yakalayamamış ve Batı’nın gerisinde Tanzimat edebiyatı 1860'ta başlar.
kalmıştır. Osmanlı Devleti , Batı’nın Rönesans ve Reform hareketleriyle başlayan Osmanlı İmparatorluğu’nda yenileşme hareketleri halkın değil, daha çok yönetici
ilerleyişine ayak uyduramamış ve askeri ve ticari alanda da gerileme baş göstermiştir. sınıftan kişilerin isteğiyle ortaya çıkmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu’nda modernleşme hareketleri halkın değil, daha çok yönetici Batı’da ortaya çıkan Osmanlı İmparatorluğu’nu etkileyen zihniyet devriminin
sınıftan kişilerin isteğiyle ortaya çıkmıştır. Batı’da ortaya çıkan Osmanlı temelinde yatan kavramlar ve düşünce akımları şunlardır: Rönesans, reform,
İmparatorluğu’nu etkileyen zihniyet devriminin temelinde yatan kavramlar ve düşünce pozitivizm, teknoloji, bilim, hukuk, milliyet, eşitlik…
akımları şunlardır: Rönesans, Reform, Pozitivizm, Teknoloji, Bilim, Hukuk. Yenileşme hareketleri , akılcı, iradeli bireyler yetiştirmeyi; bilime ve teknolojiye
Savaşlarda toprak kaybı olması üzerine ilk olarak askeri alanda başlatılan ve önemle eğilmeyi esas alıyordu.
düzenlemeler anlamına gelen Tanzimat , Osmanlı İmparatorluğu’nun bazı kurumlarında
Devletin Batılılaşma arzusu neticesinde Avrupa’ya gönderilen Türk aydınları
yaptığı yeniliklerle Batı’ya yönelişi demektir.
gönderildi dilin kitlesel işlevini kavradı.
Siyasi bir terim olarak, 3 Kasım 1839’da Padişah Abdülmecit’in sadrazamı Mustafa
Reşit Paşa’nın Gülhane Parkı’nda Tanzimat Fermanı’nı (Gülhane Hatt-ı Hümayunu ) Konu bütünlüğüne gidilme yolunda ilk örnekler verildi.
okumasıyla başlar. Bu fermanla yönetim, maliye, askerlik gibi alanlarda Batılı anlamda Halk edebiyatına bir eğilim başladı.
değişiklikler gerçekleştirildi. Bunu 1856’da Islahat Fermanı takip etti. Bu dönem sanatçıları : Yusuf Kamil Paşa , Akif Paşa , Mütercim Asım , Sadık Rıfat
Tanzimat edebiyatı ise 1860’da Şinasi ve Agâh Efendi’nin Tercüman-ı Ahval adlı Paşa , Ethem Pertev Paşa , Münif Paşa , Sadullah Paşa ,Yirmisekiz Mehmet Çelebi
özel gazeteyi çıkarmasıyla başlar. Bu dönemde iki kurum etkilidir:
Sanatçıların özellikle Fransız edebiyatından etkilenerek getirdikleri yenilikler ve I. Encümen-i Daniş (Bilimler Akademisi): Tercüme edilmiş bilimsel eserler
sanat anlayışları bakımından Tanzimat edebiyatı üçe ayrılır: kazandırma, ülkede genel kültür seviyesini yükseltme üniversite için ders kitabı
hazırlama amaçları olan kurumdur.
Hazırlık Dönemi , I. Dönem Tanzimat Dönemi,II. Dönem Tanzimat Dönemi II. Tercüme Odası: Batı dillerinin öğretildiği kurumdur. Bu dönemde aydın ve
sanatçılar Fransızca öğrenirler. DDil öğretmekle kalmaz, aydınları “Batılılaşma
Hazırlık Dönemi (1839-1860) düşüncesi” etrafında toplayan bir kurum özelliği de kazanır. Yeniliklerin sanatı sarması,
1839 Tanzimat Fermanı’ndan 1860’ta ilk özel gazetenin çıkışına kadar sürer. edebi türlerin tanınıp düzyazının öne çıkması, sade dil kullanma gibi kavramlar bu odada
Yusuf Kamil Paşa , Akif Paşa , Mütercim Asım , Münif Paşa , Ethem Pertev Paşa, yapılan çeviriler sayesinde ortaya çıkmıştır.
Yirmisekiz Mehmet Çelebi , Mustafa Refik, Sadullah Paşa , Sadık Rıfat Paşa
Şifre: MAYMEYSeSMe Yenileşme Dönemi’nin Tanzimat öncesi başlıca temsilcileri şunlardır:
● Yirmisekizinci Çelebi Mehmet: Osmanlı Devleti'nde ilk defa olarak devamlı bir
elçilik görevi ülke dışına çıkan devlet görevlisi olan Mehmet Çelebi, Paris’te on bir ay
I. Dönem Tanzimat Edebiyatı (1860-1878) kaldı. Dönüşünde, seyahati sırasında gördüklerini bir kitap halinde padişaha sundu.
1860’da ilk özel gazetenin çıkarılıp 1878’de I. Meşrutiyet’in kaldırılmasına kadar Sefaretnamesi 1757’de Fransızca'ya çevrilmiş, Osmanlı Devletinde ise ilk defa 1867’de
süren dönemdir. basılmıştır.
Şinasi , Namık Kemal , Ziya Paşa ● Mustafa Reşit Paşa: Tanzimat Fermanı’nı okuyan kişidir. Sadrazamlık ve elçilik
başta olmak üzere ; Ahmet Mithat Efendi , Şemseddin Sami , Ali Suavi , Ahmet Cevdet yapmıştır.
Paşa ● Sadullah Paşa: Lamartine’in “Göl” şiirini çevirmiştir. “On Dokuzuncu Asır” adlı
Şifre: ŞAŞANAZ manzumenin yazarıdır. Ortaçağ’a özgü geleneksel dünya görüşünü eleştiri ve teknolojik
gelişmesine hayranlık duyduğu Batı’nın pozitivist düşüncesini över. Eşitlik, insan
II. Dönem Tanzimat Edebiyatı(1878-1895) halkları, bilim gibi kavramları öne çıkarır, Doğu medeniyetlerinin geri kalmışlığını ortaya
I. Meşrutiyet’in kaldırılmasıyla başlayan ve 1896’da Servet-i Fünun Dergisi çevresinde koyar. İlerlemek için Batı’nın örnek alınması gerektiğini savunur.
yeni bir edebiyat topluluğunun kurulmasına kadar süren dönemdir. ● Ethem Pertev Paşa: J. J. Rousseu ve Victor Hugo’dan şiir çevirileri yapmıştır. Pertev
Recaizade Mahmut Ekrem , Abdülhak Hamit Tarhan , Mualim Naci , Nabizade mahlasıyla şiirler yazdı.
Nazım , Samipaşazade Sezai , Direktor Ali Bey ● Münif Paşa: Mecmua-i Fünun adlı bir dergi çıkarmış, çeviriler yapmıştır.
Şifre: SARMaN ● Leskofçalı Galip: Yeni şiirin kalıcı olamamış parıltısıdır. “Divan”ı vardır.
● İbrahim Müteferrika: Macar asıllı matbaacı, yayımcı, yazar ve çevirmendir.
● Yusuf Kamil Paşa : Fransız yazar Fenelon’un “Telemaque” adlı romanını 8) Bu dönem edebiyatımızda ilklerin yaşandığı bir dönem de kabul edilir. Gazete önem
“Tercüme-i Telemak” adıyla Türkçe’ye çevirmiştir. Bu Türk Edebiyatında çeviri romanın kazandı. İlk özel gazete çıkarıldı. Yeni türler gazete yoluyla edebiyatımıza girdi :Batılı
ilk örneği kabul edilir. (1859) anlamda tiyatro , makale , roman, öykü , makale , eleştiri , anı , çeviri.
● Akif Paşa: Divan anlayışına aykırı şiirler yazmıştır. “Adem Kasidesi”nde eski biçimle 9) Tiyatroyu halkı aydınlatma aracı olarak görmüşlerdir. (Özellikle Namık Kemal )
“yokluk” gibi felsefi bir konuyu işleyen şiiri, şiirde temadaki yenileşmenin ilk çarpıcı 10) Noktalama işaretleri ilk olarak bu dönemde kullanılmaya başlanmıştır.( Şinasi - Şair
örneğidir. Evlenmesi tiyatro eseri)
● Şinasi : Lamartine ve La Fontaine'den; Şinasi, Fransızcadan manzum olarak Türkçe’ye 11) Halk edebiyatıyla yakınlaşma denemeleri başlamıştır.
çevirdiği bazı şiirleri, asıllarıyla birlikte "Tercüme-i Manzume" adlı eserinde 12) Divan edebiyatındaki "bölüm güzelliğine" karşın "konu bütünlüğüne, güzelliğine"
toplamıştır. önem vermişlerdir.
❑ Tiyatro alanında çalışmalar yapılır. Abdülmecit döneminde, Batı’dan gelen tiyatro 13) Batı edebiyatındaki sanat ve düşünce akımlarından etkilendiler:
kumpanyaları temsiller verdi. Tanzimat Edebiyatçılarını Etkileyen Fikir Ve Sanat Akımları:
● İlk oyun denemesi: Hikaye-i İbrahim Paşa ve İbrahim-i Gülşen (Hayrullah Efendi) *Pozitivizm *Klasisizm *Romantizm *Realizm *Natüralizm
● İlk yerli tiyatro eseri olan "Şair Evlenmesi" bu dönemde Şinasi tarafından 1859'da
yazılmıştır. Klasisizm : Şinasi , Ahmet Vefik Paşa, Direktor Ali Bey
❑ Sözlük, düzyazı alanında Mütercim Âsim, gezi ve makalede Sadık Rıfat Paşa, Romantizm : Namık Kemal , Ahmet Mithat Efendi ,Abdülhak Hamit
Mustafa Asım Efendi; Realizm : Samipaşazade Sezai , Recaizade Mahmut Ekrem
❑ İlk gazeteler de bu dönemde çıkarılmıştır:
Natüralizm : Nabizade Nazım
● İlk resmi Türkçe gazete olan Takvim-i Vakayi (1831),
TANZİMAT EDEBİYATININ AMACI:
● Yarı resmi Türkçe gazete olan Ceride-i Havadis (1840) bu dönemin ürünleridir.
1. Eski edebiyatı yıkmak yerine sosyal hayatla geniş ölçüde ilgili yeni ve inkılâpçı bir
edebiyat getirmek.
BİRİNCİ DÖNEM TANZİMAT EDEBİYATI (1860-1876): 2. Halka halk diliyle hitap ederek yeni edebiyatı ve yeni fikirleri sosyal ve siyasi buhran
1860 yılında Şinasi ve Agâh Efendi’nin çıkardıkları ilk özel gazetemiz içerisindeki millete tanıtmak.
olan Tercüman-ı Ahvâl ile başlar ve 1876 senesine dek devam eder. 3. Millet, vatan, hürriyet, eşitlik, adalet, fikir, meşrutiyet rejimi gibi kavramları tanıtarak
bunları yeniden kurmak.
GENEL ÖZELLİKLERİ : Sanattan çok ülkü peşindedirler. Tanzimat Edebiyatında en önemli yenilik nesirde,
1) Divan edebiyatına tepki olarak doğan Tanzimat edebiyatı geçmişe değil geleceğe, anlatımın kuruluşunda görülür. Bu edebiyatta söz hüneri göstermek değil, bir takım
Doğu’ya değil Batı’ya , soyuta değil düşünceleri halka yaymak amacı güdüldüğünden "seciler" atılmış, asıl düşünce ile ilgisi
somuta ve azınlığa değil çoğunluğa yönelmeyi amaçlamıştır. olmayan doldurma sözlere yer verilmemiştir. Düşünceler sayfalarca süren uzun cümleler
2) Batı edebiyatından özellikle de Fransız edebiyatından etkilendiler. (Voltaire , yerine anlaşılması kolay kısa cümlelerle verilmeğe çalışılmıştır.
Montesquieu, Victor Hugo , J J Russo) Ancak Divan edebiyatını eleştirmelerine rağmen onun etkisinden kurtulamamışlardır.
3) Bu dönem sanatçıları uygar, yenilikçi , bilimsel gelişmelere açık , edebiyatın yanında Tanzimat birinci dönem sanatçıları(Şinasi, Namık Kemal, Ziya Paşa, Ahmet Mithat
pek çok alanla da ilgilenen çok Efendi) ikinci dönem sanatçılarına göre daha halkçı olmuşlardır.
yönlü kimselerdir. (Şair, yazar ,gazeteci ,devlet memuru, siyasetçi )
4) “Sanat toplum içindir .” görüşünü benimsediler ve edebiyatı fikirlerini yaymak ve İKİNCİ DÖNEM TANZİMAT EDEBİYATININ (1876-1895)
toplumu bilinçlendirmek için edebiyatı II. Abdülhamit’in Osmanlı-Rus Harbi’ni bahane ederek Meclis-i Mebusan’ı, 1878
bir araç kabul ettiler. Bu dönemin yazar ve şairleri sanatçı olmaktan çok birer yılında kapatmasıyla başlar ve 1896 yılında Servet-i Fünûn edebiyatının başlamasına
idealisttirler. kadar devam eder.
5) Fransız İhtilâli’nin etkisiyle vatan , millet, hukuk, hak, adalet, özgürlük, eşitlik,
milliyet ,meşrutiyet, demokrasi …gibi kavramlar edebiyatımıza girmiştir. GENEL ÖZELLİKLERİ :
6) Dilde sadeleşmenin gerekliliğini savundular ve yazı dilini halkın anlayacağı dile 1) 1880 – 1895 yılları arasında görülen edebî dönemdir. “Ekrem – Sezai – Hamit” okulu
yakınlaştırmaya adıyla da bilinen bu dönemdir.
çalıştılar ama başarıya ulaşamadılar. (Özellikle II. dönem sanatçıları bu ilkeden ayrıldı.) 2) Baskıcı (İstibdat) yönetimin etkisiyle “Sanat sanat içindir.” görüşünü benimsediler.
7) Bir yandan Divan edebiyatında bulunan eski bazı türleri (şiir, tarih, 3) Dil ağırlaşmıştır.
mektup)geliştirirken diğer yandan da Batı’dan yeni türler alırlar. 4) Divan edebiyatı geleneklerinden kurtulamazlar.
5) Tanzimat edebiyatı seçkin kesim için değil, halk tabakası için ortaya getirilmiş bir 4) Divan şiiri anlayışına karşı çıkmalarına rağmen, şiirin biçimiyle ilgili hiçbir
edebiyattır. Ama II. dönem sanatçıları bu değişiklik gerçekleştirememişlerdir. Divan edebiyatı nazım şekillerini (gazel, kaside,
görüşten uzaklaşmışlardır. mesnevi, murabba,terkib-i bent ,terci-i bent…) de kullanmaya devam
6) Estetik zevk ağır basar. Süs ve sanata başvururlar. etmişlerdir. Bununla birlikte bu dönemde şiirlere, işlenen konuya veya temaya uygun
7) Şiirde konu birliği sağlandı . başlıklar verilmeye başlanmıştır. Özellikle kasidede yeni düşünceler işlenmiş ve bazı
8) Eski edebiyattaki “göz için uyak” kuralı Recaizade Mahmut Ekrem’in şiirlerinde bölümler atılmıştır. Batı’nın etkisiyle yeni nazım şekilleri oluşturdular. (N Kemal -
yıkılmış, “kulak için kafiye” anlayışı benimsenmiştir. Vaveyla , A Hamit - Makber)
9) Sanatçılardan Recaizade Mahmut Ekrem, "Güzel olan her şey şiirin konusu olabilir." Namık Kemal’in “Hürriyet Kasidesi, Vatan Şarkısı, “Vaveylâ” adlı şiirleri buna
anlayışını savunmuşlardır. Bu dönem şiiri Servet-i Fünun şiirine de esin kaynağı örnektir. Ayrıca hece ölçüsüyle şiir yazma denemeleri de görülür. Yine bu dönemde
olmuştur. “özgürlük, hak, adalet, eşitlik vb” kavramların ilk kez şiirde tema olarak işlenmesi, şiirde
Toplumsal ve siyasi konulardan uzaklaşarak bireysel konulara dönülmüştür : Varlık anlam bütünlüğüne önem verilmesi, Divan şiirine göre daha sade bir dil kullanılması,
–yokluk , Allah ,ölüm ,madde ,ruh gibi metafizik ve felsefi düşünceler ve doğa ,aşk, acı , sanatlı söyleyişlerin az da olsa terk edilmesi gibi yenilikler, şiirin içeriğiyle ilgili önemli
özlem ,hayal kırıklıkları karamsarlık gibi bireysel temalar.
gelişmelerdir. Divan edebiyatındaki nazım şekilleri kullanılmaya devam edilmiş ancak
10) Beyit nazım biriminin hakimiyeti kırılmış ; beyitten dizeye doğru bir geçiş
içerikte değişiklikler yapılmıştır.
başlamıştır.
11) Tanzimatçılara göre Batı edebiyatını edebiyatımızda daha da kökleştirenler II. Şinasi, dünyaya, topluma bir Türk Rönesansçısı gibi bakar, “akl”ı, “hukuk”u
Tanzimatçılar olmuştur. “medeniyet”i öne çıkarır. Mustafa Reşit Paşa için yazdığı kasidelerde yenilik
12) Gazetecilik, ilk dönemdeki toplumsal etki ve işlevini yitirir. Gazetelerdeki siyasal ve düşüncelerini ortaya koyar. Bu düşünceleri Auguste Comte’un pozitivist dünya
toplumsal içerikli yazılar yerini günlük sıradan olaylara bırakır. Toplumsal makalenin görüşünün yansımasıdır.
yerini de edebi makale alır. 5) Nazım birimi genellikle beyittir.
13) I. dönemdeki gibi hece denenmekle birlikte aruz yine egemenliğini sürdürmüştür. 6) Şiirde duygudan çok fikir ağırlıktadır. Bireycilikten çok toplumculuğa doğru gidilir.
Birinci dönemde de kullanılan Divan edebiyatı nazım biçimleri bırakılmaya başlanmıştır. 7) Şiiri estetik güzellikten , süsten , sanattan ve soyutluktan kurtarıp içeriği ön plana
14) Tanzimat’ın II. döneminde ürünler veren Muallim Naci , Divan edebiyatının tek çıkarmışlardır.
savunucusudur. Muallim Naci ve Recaizade Ekrem arasında yaşanan “Zemzeme-
Demdeme” tartışmaları Servet-i Fünûn edebiyatının zeminini hazırlamıştır. TANZİMAT DÖNEMİNDE NESİR VE ÖZELLİKLERİ
15) Roman ve öykü tekniği daha da gelişir. I. dönem göre daha nitelikli ürünler vermeye 1) Tanzimat nesrinde, Divan nesrinin aksine anlatım, süsten ve yapmacıklıktan giderek
başlamıştır. Betimlemeler ilk döneme göre daha da ölçülüdür. Realizm akımının etkisiyle uzaklaşmış ve yerini düşüncenin önemine bırakmıştır.
gözleme önem verilmiş, olay ve kişiler daha gerçekçi anlayışla anlatılmıştır. 2) Konuşmaları gösteren çizgiler ve noktalama işaretleri kullanılır. Böylece Divan
16) Tiyatro eserleri oynanmak için değil okunmak için yazılmıştır. nesrinde sayfalarca süren cümleler kısaltılmış, sözcüklerin cümle içindeki işlevi
17) Şiirde romantizm; roman ve hikâyede realizm ile natüralizm akımından önemsenmiştir.
etkilenmişlerdir : 3) Divan nesrindeki iç kafiye olan secilere pek yer verilmemiştir.
Nabizade Nazım , Beşir Fuat natüralizmden, 4) Basmakalıp giriş cümleleri bırakılmış, konuya doğrudan girme ilkesi önemsenmiştir.
Recaizade Mahmut Ekrem ve Samipaşazade Sezai realizmden, Asıl düşünceyle ilgili olmayan doldurma sözler atılmıştır. Cümleler kısaltılmış paragraf
Abdülhak Hamit Tarhan ise romantizmden etkilenmiştir. birimini ilk kez Şinasi kullanmıştır.
* Tanzimat'ın ikinci kuşak sanatçıları: Recaizade Mahmut Ekrem, Abdülhak Hamit 5) Toplumu tümüyle kuşatan sosyal konular işlenmiş, edebiyat toplumun içine
Tarhan, Samipaşazade Sezai, Nabizade Nazım, Muallim Naci, Direktör Ali Bey .
indirilmiştir.
6) Gazeteciliğin etkisiyle yeni nesir türleri olan roman, makale, hikâye, fıkra, eleştiri
gibi yazılar edebiyatımızda yerini almıştır.
TANZİMAT EDEBİYATINDA ŞİİR:
1) Divan şiirindeki soyut konular yerine günlük hayatla ilgili olay ve düşünceler
işlenmiş, böylece şiirin konu alanı genişletilmiştir. TANZİMAT EDEBİYATINDA ROMAN -HİKÂYE :
2) Divan şiirindeki parça güzelliği yerine konu birliğini ve bütün güzelliğini 1) Olaylar günlük yaşamdan veya tarihten alınır. Genellikle alafrangalık özentisi
savunmuşlardır . (Yani şiirin ilk beytinden son beytine kadar aynı konu işlenmiştir. ) cariyelik , mirasyedilik, tarihi olaylar , görücü usulü evlilik , toplumsal bozukluklar , köy
3) Milli ölçü olarak hece ölçüsünü savunursalar da başarıyla uygulayamazlar. Aruz hayatı (Karabibik) , aşk ve bireysel konulardır.
ölçüsünün kullanımı sürer. 2) Kahramanlar sosyal hayatın getirdiği zorunluluklar yüzünden aile çevrelerinden
seçilmiştir.
3) Roman ve öyküde önce romantizm sonra realizm ve natüralizm etkileri görülür. oyuncuların bu metindeki rollerini ezberleyip olayı sahnede seyirci önünde
4) Halkı bilinçlendirmek istendiğinden tekniği önemsememişler. Romantizmin canlandırabilecekleri ilk yerli eser Şinasi’nin “Şair Evlenmesi” adlı komedisidir.
etkisiyle Namık Kemal ve Ahmet Mithat Efendi yer yer olayın akışını keserek okura bilgi Çok farklı bir milli tiyatro anlayışına sahip olan yazar tiyatro anlayışını “Asıl milli
vermiş ve eserde kişiliklerini gizlememişlerdir. (Tarih , coğrafya , tiyatro seyircilere herkesten iyi bildikleri kendi hayatlarını değil, tanımadıkları
matematik… gibi ansiklopedik bilgiler) Yazar iyilerden yana tavır alır. toplulukların veya azınlıkların hayatlarını, İslâm ve Osmanlı tarihinin muhteşem
5) Romantizm etkisiyle kişiler tek yönlü ele alınmış, eserlerde karakter olaylarını tanıtan eserlerdir.” sözleriyle ifade eder. Ahmet Vefik Paşa, Moliere’den
oluşturulamamıştır . Tiplerden oluşur . Kişiler ya iyi ya kötüdür. çeviriler ve adaptasyonlar yaparak Tanzimat tiyatrosuna büyük hizmetler yapmıştır.
6) Yapıtların sonunda iyiler ödüllendirilir , kötüler cezalandırılır. Ahmet Vefik Paşa, tercüme ve adaptasyon tarzında eserler vermiştir. Moliere'den
7) Rastlantılara (tesadüflere) çokça yer verilir. çevirdiği ve Zor Nikâh, Zoraki Tabip adını verdiği Türkçeye adapte edilmiş eserleriyle
8) Dil olay bölümünde yalın , betimlemelerde sanatlıdır. büyük başarı sağlamıştır. Ali Bey, Kokana Yatıyor, Misafir-i İstiskal gibi birer perdelik
9) Eserlerde uzun ve gereksiz tasvirler kullanılmış , tasvirler, olayın akışı içinde komedileri yanında Moliere'den adapte ettiği Ayyar Hamza ile tiyatromuza katkıda
eritilmemiş, olaydan kopuktur.Bir süs öğesi olarak uzun uzadıya kullanılmıştır. Olayın bulunmuştur.
akışı kesilerek olaydan kopuk verildiğinden eserler teknik açıdan zayıftırlar. Pahalı bir eğlence olması, Türk kadınının sahneye çıkamaması gibi sebeplerden
10) Olaylar genellikle İstanbul ve çevresinde geçmiştir . dolayı Türk tiyatrosu kısa zamanda gelişememiş, uzun süre sanatçı olarak Türk yaşam
11) Geçmiş zamanlı ve düz cümleli anlatım tekniği kullanmışlardır. biçimini benimsemiş olan Ermeni azınlıktan yararlanmıştır. Sahneye Afife Jale 1919
12) Düşünceyle ilgisi olmayan gereksiz sözcükler vardır. yılında Müslüman Türk kadını olarak ilk kez "Yamalar" oyununda çıkmıştır.
13) Duygusal ve acıklı konular işlenmiştir. İlk tiyatrolar, İtalyan ve Fransız girişimciler tarafından kurulmuştur. Hoca Naum,
14) Tanzimat ikinci dönemin sanatçıları birinci döneminkilere göre daha başarılı Hasköy, Şark ve Ortaköy tiyatroları ilk yerli tiyatrolardır. Daha sonra ilk ciddi tiyatro
olmuştur. 1867'de kurulan yarı resmi Osmanlı Tiyatrosu'dur. Edebiyatımızda 1846’dan sonra yerli
15) Birinci dönem romanlarında daha çok romantizmin etkisi görülür. İkinci dönem tiyatroların faaliyete geçtikleri görülmektedir. Uzun süre hizmet veren Osmanlı
sanatçıları realizmin etkisiyle “gözlem”e önem vermişler, nedenlerle sonuçlar arasında Tiyatrosu, Ahmet Mithat'ın, Çerkez Özdenler adlı dramının hürriyet duygularını aşıladığı
bahanesiyle 1884'te II. Abdülhamit tarafından kapatılmıştır.
ilgi aramışlar, olağanüstü kişi ve olaylarla aşırı tesadüflerin yerine olabilir olaylara,
Basılı ilk tiyatro eserimiz, İbrahim Şinasi'nin 1859'da yazıp 1860 yılında Tercüman-
kişilere yönelmişlerdir.
ı Ahval'de tefrika ettiği Şair Evlenmesi'dir.
16) Tanzimat’ın en üretken ve popüler yazarı Ahmet Mithat Efendi’dir. 1859'dan önce yazılan İskerleç adında bir yazara ait olan Vakayi-i Acibe ve
Havadis-i Garibe-i Keşger Ahmet (Pabuççu Ahmet'in Garip Vak'alar ve Maceraları) adlı
İlk çeviri roman : Yusuf Kamil Paşa’nın Fenelon’dan Telemak’ın çevirisi(1860-62) eser ile Hayrullah Efendi'nin Hikâye-i İbrahim Paşa ve İbrahim-i Gülşeni adlı eseri
İlk yerli roman :Şemsettin Sami / Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat (1872) 1859'dan sonra basıldığı için ilk Türkçe piyes olarak kabul edilmemektedir.
Basılan ilk küçük öykü : Küçük Şeyler (S.Sezai, ilk gerçekçi öykü) “Tiyatro bir eğlencedir fakat eğlencelerin en faydalısıdır.” diyen tiyatroda eğlence ile
İlk hikâye kitabı: Ahmet Mithat Efendi’nin Letaif-i Rivâyât toplumsal yararı birleştiren Namık Kemal bu dönemin önemli tiyatro sanatçılarındandır.
İlk edebi roman : Namık Kemal’in İntibah Tiyatrolarını halkı eğitmek için yazan Namık Kemal, romantizmin etkisindedir.
İlk tarihi roman denemesi: Ahmet Mithat Efendi'nin "Yeniçeriler" adlı eseridir. Tanzimat İkinci Dönem tiyatro yazarlarından Abdülhak Hamit Tarhan bu dönemde
İlk tarihi roman : Namık Kemal / Cezmi , A. Mithat / Yeniçeri en çok tiyatro eseri veren sanatçılarımızdandır. Manzum ve mensurdur. Eserlerini
İlk öykü: Letaif-i Rivayet, A. Mithat Efendi okunmak için yazdığını söyler. Bu yüzden eserleri sahne tekniğine uygun değildir. Yirmi
İlk köy romanı: Karabibik, Nabizade Nazım biri bulan tiyatro eserlerinin hepsi dramdır. Genellikle romantik dramın tesirindedir.
İlk realist roman: Araba Sevdası, Recaizade Mahmut Ekrem Hanid'in bütün piyeslerinde karakterler ön plandadır. Psikolojik tahlillerine büyük önem
İlk naturalist roman: Zehra,? Nabizede Nazım /Karabibik ? vermiştir. Özellikle ihtirasların tahlil ve tasvirinde güçlüdür. Elbette piyeslerinde
İlk Türk kadın romancı : Fatma Aliye Hanım tamamen sosyal konulardan uzaklaşmış değildir. Vatan ve yurtseverlik konuları
NOT: İlk psikolojik roman: Mehmet Rauf'un "Eylül" adlı eseridir. (Servet-i Fünun Liberta'da dikkat çeker. İlk piyeslerinde teknik yapıya dikkat ederken sonraları bunu
Dönemi) ihmal etmiştir. 1880 den sonraki piyeslerini okunmak için yazmıştır. Bunun için perde
bölünüşleri düzensiz olmuştur. Perde sonlarına yaptığı ilaveler piyesin yapısını
TANZİMAT EDEBİYATINDA TİYATRO: bozmuştur. Nesteren ve Liberta'yı hece vezniyle yazarken diğerlerini aruz vezniyle
Tanzimat Dönemi’ne gelinceye kadar Türk halkı, tiyatro türüne yabancı değildi. yazmıştır. Onun eserlerindeki en büyük kusur dil ve uslüptadır. İlk piyesler konuşma
Halkın eğlence ihtiyacını karşılayan Karagöz, meddah, ortaoyunu ve özellikle kırsal diline yakınken sonraları uzaklaşmıştır. Zaman zaman bütün tiyatro kalıplarını hiçe
bölgelerde köy seyirlik oyunları vardı. Batılı anlamda yazılı bir metne dayanan, saymıştır. O kurallar içinde kuralsız bir üstad olmuştur.
1) Şiirden sonra en çok önem verilen tür olmuştur. sâlifü’z-zikr” idi. “Mesele-i mebhûsetün anha” adıyla da bilinen bu tartışmayla
2) Tiyatro faaliyetleri 1846’dan sonra başlar. İlk eserlerde Batı tiyatrosu örnek alınır. Şinasi’nin savunması, bir eleştiri yöntemi olarak eşsizdir ve günümüzde Şinasi’ye göre
Telif, taklit, çeviri ve adaptasyon (uyarlama) çalışmaları yapılır. Ali Bey ve Ahmet Vefik bu terkiplerin doğrusu “mebhûsu anh, dûr ü dırâz, sâlifü’z-zikr” idi. Türkçe, bağımsız bir
Paşa çeviri ve adaptasyon çalışmaları yapar. (Özellikle Moliere , Shakespeare taklit dildi, bu dilin kuralları vardı. Yabancı dillerden gelen unsurların Türkçe kullanıma
ettikleri büyük ustalardır. Racine, Corneille diğer üstatlardır.) uyması gerektiği fikrini savundu. “Münâzara” biliminin yani “tartışma kuralları”
3) Tanzimatçılar tiyatroyu halkı eğlendirirken eğiten ve düşünceleri aktarmak için en biliminin ilmî ve ahlâkî esaslarını hatırlattı ve kendisi tartışmayı bu kurallara uyarak
etkili araç olarak görmüşlerdir. sürdürdü. Şinasi’nin bu savunması, bir eleştiri yöntemi olarak eşsizdir ve günümüzde
4) Konular tarihin ders verici olaylarından , toplumsal sorunlardan veya bireysel dahi aşılabilmiş değildir.
olaylardan alınmıştır. (Gelenekler , aile , özgürlük , eşitlik , millet, vatanseverlik Tanzimat Dönemi eleştirisinin temelini “eski -yeni” mücadelesi oluşturur. 1860’tan
,kalkınma gibi kavramları işlemişlerdir.) sonra edebiyatımızı modernleştirmeyi amaçlayan sanatçılar, eski edebiyatı yıkmaya ve
5) Tiyatro, doğrudan halka seslenen ve konuşmaya dayanan bir tür olduğu için yapıtlar yerine yeni bir edebiyat kurmaya çalışmışlardır. Eleştiriler de bu yönde yoğunlaşır. Bu
genellikle konuşma diliyle yazılmıştır. Tiyatroda dil, diğer türlere oranla daha sade ve türün öncülüğünü Ziya Paşa ve Namık Kemal yapar.
konuşma diline yakındır. İlk eserlerde kullanılan yalın ve sade bir dilden sonra Ziya Paşa, Hürriyet gazetesinde çıkan “Şiir ve İnşa” (1868) makalesinde Divan
uzaklaşılarak (Hamit) sahne dilini yaratmaya başlanmıştır. şiirini eleştirir. Bu şiirin ulusallıktan uzak, yapay bir edebiyat olduğunu belirtir. Gerçek
6) Tiyatroda yoğunlaşan Hamit’tir. Oyunlarında olağanüstülüklere yer verir. Abdülhak edebiyat Halk edebiyatıdır. Halk edebiyatına aydınlar ilgi göstermediği için bu edebiyat
Hamit’in tiyatroları sahneye uygulamanın zorluğu nedeniyle oynanmak için değil daha gelişmemiştir.
çok okunmak içindir. Konuşmalarında süs ve sanat yapar. Ne var ki, daha sonra bu düşüncesini tam tersi yönde değiştirir. 1874’te yayımladığı
7) Dönemin tiyatroları teknikçe zayıftır. Harâbât (İlk antoloji) Mukaddimesi’nde bu görüşlerin tersini savunur. Divan şiirini
8) Komedilerde klasisizmin, dramlarda ise romantizmin etkileri görülür. över, halk şairlerini ve şiirlerini aşağılar, alaya alır. Halk şairlerinin şiirlerini eşek
9) Oyunlar trajedi ,komedi ,dram ve melodram niteliğindedir. anırmasına benzetir. Bu çelişkilerden dolayı Namık Kemal muaheze dediği eleştiriyi
10) Tiyatro eserlerinde iyiler çok iyi, kötüler çok kötüdür. Eserler, öğütle biter. İyiler “Tahrîb-i Harâbât” ve “Tâkip” adlı yapıtlarında Ziya Paşa’yı sert bir şekilde
ödüllendirilir, kötüler cezalandırılır. eleştirir.1866’da Tasvir-i Efkâr’da yayımlanan “Lisân-ı Osmânî’nin Edebiyâtı
11) Sansür , yönetimin baskısı ,aydınların ve sanatçıların hapsedilmesi , sürgüne Hakkında Bazı Mülâhazâtı Şâmildir” adlı yazısında Divan Edebiyatı’nı eleştirir.
gönderilmesi tiyatronun gelişimini engeller . Tanzimat Dönemi’nde eleştiri yazıları Recâizâde Mahmut Ekrem’in “Tâlim-i
İlk Batılı tiyatro 1860'ta yapılan Gedikpaşa Tiyatrosu'dur. Eserleri önceleri
Edebiyat” adlı eserinin çıkışından sonra yaygınlaşır. Onunla Muallim Nâci arasında
yabancılar yabancı dilde oynatıyordu .Ahmet Mithat Efendi'nin Çerkez Özdenler adlı
tartışmalar olur. Recâizâde Mahmut Ekrem “Zemzeme” adlı eserinin önsözünde ve
oyunu nedeniyle yerle bir edildi.
İlk tiyatro 1867’de Güllü Agop tarafından kurulan Türkçe oynanan Osmanlı “Takdir-i Elhan” da Muallim Nâci’nin düşüncelerini eleştirir, eski edebiyata karşı çıkar.
Tiyatrosu’dur. Muallim Nâci de bu eleştirileri karşılıksız bırakmaz. Eleştirilerini “Demdeme” adlı bir
kitabında toplar.
İlk yerli tiyatro :Şinasi / Şair Evlenmesi /1859 Bu tiyatro görmeden evlenme geleneğini Muallim Naci Eski edebiyat taraftarları yanında olur ve kafiyenin göz için
yerdiği töre komedisidir. olduğunu savunur . Yenilik taraftarı Recaizade Mahmut Ekrem kafiyenin kulak için
İlk manzum piyes Ali Haydar -Sergüzeşt-i Perviz olduğunu savunur. Edebiyatımıza abes – muktebes diye geçen bu tartışma ile Servet-i
İlk uyarlama tiyatro eserinin yazarı :A.Vefik paşa Fünun başlar.
Sahnelenen ilk tiyatro: Namık Kemal / Vatan yahut Silistre Eleştiri türündeki eserler, Servet-i Fünûn Dönemi’nde daha modern bir çizgiye
Aruzla ilk manzum tiyatro eseri yazan :A.Hamit /Eşber ulaşır.
Heceyle yazılan ilk manzum tiyatro eseri: A. Hamit/Nesteren Türk edebiyatında Dekadan Ahmet Mithat Efendi’nin ağır dille yazan Servet-i
* İkinci dönemin sanatçıları da tiyatroyu eğlence olarak görmüşler ancak onların Fünuncular’la yaptığı tartışma olarak da bilinir.
tiyatroları oynanmak için değil okunmak için yazılmışlardır. Tanzimat sanatçıları gerçek anlamda mizah ve yergilerin örneklerini de verirler.
Ziya Paşa’nın “Zafer-nâme” adlı eseri yergi türünün başarılı bir örneğidir.
TANZİMAT EDEBİYATINDA ELEŞTİRİ(TENKİT)/YERGİ- MİZAH : ● İlk Türk mizah dergisi olan “Diyojen” bu dönemde çıkarılır. Dergiyi Teodor Kasap ve
Şinasi’nin Türk edebiyatına getirdiği en büyük değişiklik, nesirde sade dil arkadaşları çıkarırlar (1869).
anlayışıyla Rûznâme yazarlarından Sait Bey, alay etti. Şinasi, onların gazetelerinde ● Namık Kemal'in Ernest Renan'ı eleştiren Renan Müdafaanamesi bu dönemin önemli
“mebhûsetü’n anha, tûl ü dırâz, sâlifetü’z-zikr” gibi yanlışların terkiplerin bulunmaması eserlerindendir.
gerektiğini yazdı. Şinasi’ye göre bu terkiplerin doğrusu “mebhûsu anh, dûr ü dırâz,
TANZİMAT EDEBİYATINDA GAZETE: Âyine-i Vatan: Ayine-i Vatan, Eğribozlu Mehmed Arif Bey’in gazetesi 1866’da
1) Tanzimat edebiyatında gazete fikirleri yaymada araç kabul edilmiştir. çıkmıştır. İlk resimli gazetedir.
2) Sanatçılarının çoğu gazete çıkarma işiyle de uğraşmıştır. Mümeyyiz Gazetesi: 1869’da çıkan gazetenin sahibi Sıtkı Efendi’dir. En önemli özelliği
3) Birçok yeni edebi türün ilk örnekleri gazetede yayımlanmıştır. çocuklara ait bir nüshasının olmasıdır.
İlk resmi Türkçe gazete :Takvim –i Vakayi - 11 Kasım 1831 yılında Padişah Musavver Gazetesi: 1872’de çıktı. En önemli özelliği tercümelere yer vermesi ve
II.Mahmut’un emriyle çıkan ilk resmi Türkçe gazetedir. fotoğraflı olarak yayımlanan ilk gazete olmasıdır.
İlk yarı resmi gazete :Ceride-i Havadis- İngiliz asıllı William Churchill-1840 İlk Türkçe dergi – Mecmua-i Fünun (1861- Münif Paşa )
İngilizlerle ortak çıkarılan yarı resmi gazetedir. Devir , Bedir: 1872’de Ahmet Mithat Efendi çıkarır. Tercümân-ı Hakîkat 1878’de çıkarır.
İlk özel sanat, fikir, edebiyat gazetesi: Tercüman-ı Ahval, Şinasi- Agah Efendi (1860) Muhbir: 1866 yılında Ali Suâvi çıkarır. Avrupa’ya gittikten sonra bu gazeteyi Avrupa’da
İlk makale : Şinasi- Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi’dir. çıkarmaya devam eder.
İkinci özel gazete- Tasvir-i Efkar –Şinasi (sonra Namık Kemal) 1862 . Bu gazeteyi Ayrıca İkdam (Ahmet Cevdet) , Mizan (Mizancı Murat) Basiret (Basiretçi Ali) , İbret
sonra Namık Kemal yönetmeye başlar. (N Kemal) , Terakki (Ali Raşid ve Filip Efendi'lerin) diğer gazetelerdir.
Yurt dışında çıkan ilk gazete –Hürriyet 1868, N Kemal – Ziya Paşa .Daha sonra Ziya
Paşa Cenevre’de tek başına çıkarmaya devam eder.

c. İlk makaleyi yazmıştır: “Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi”


- TANZİMAT EDEBİYATI BİRİNCİ DÖNEM SANATÇILARI- d. La Fontaine (fabl),Lamartine’den ilk şiir cevirisini yapmıştır:“Tercüme-i Manzume”
ŞİNASİ (1826–1871) e. Batılı anlamda ilk (basılan) piyesi (Şair Evlenmesi) yazmıştır.
1) “Sanat toplum içindir” görüşünü savunmuştur. Halkı bilinçlendirmeyi hedefler. f. Noktalama işaretlerini ilk defa kullanmıştır. (Şair Evlenmesi)
2) Tanzimat edebiyatında yeniliklerin öncüsü I. dönem sanatçısıdır. g. İlk folklor incelemesini yapmış ve ilk atasözleri sözlüğünü yazmıştır: “Durub-ı Emsal-i
3) Dilde sadeleşmeye öncülük etmiştir. Konuşma dilini yazı dili haline getirmeye çalışarak dilde Osmaniye”
sadeleşmeyi savunmuştur. h. İlk fabl’ı yazmıştır.
4) 1845–1860 yılları arasında Fransa’da bulunmuş ve Fransız edebiyatını ve yazarlarını iyice i. Batı tarzında düzyazının temellerini attı. Düzyazıda değişiklikler yaptı . Paragraflı ,bağlaçlarla
tanımıştır. Fransız klasiklerinin etkisinde kalmıştır. uzatılan cümleler yerine kısa ,anlaşılır cümleler kurdu. Seci ve cinas gibi söz oyunlarından
5) Klasisizmin ilk temsilcisidir. Bu akımdan etkilendiği için akıl ve mantığa dayalı bir düşünce nesrimizi arındırmıştır.
sistemi vardır.
6) Şiire bütün güzelliğini getirdi. NAMIK KEMAL (1840–1888)
7) Şiiri bir araç olarak gördüğünden şiirleri lirizmden uzaktır. 1) Tanzimat’ın I. dönem sanatçılarındandır.
8) Didaktik eserlerini, tartışmalarını ve eleştirilerini 1862 Tasvir-i Efkâr gazetesinde 2) “Vatan şairi” olarak bilinir.
yayınlamıştır. 3) Edebiyatta hürriyet kavramını ilk kullanan şairdir. Eserlerinde vatan, millet, hürriyet, hak ,
9) Tanzimat Fermanı’nı ilân eden Mustafa Reşit Paşa için yazdığı iki kasidesi ünlüdür. Övgüleri adalet gibi yeni ve toplumsal konuları işlemiştir. (Hürriyet Kasidesi, Vatan Şarkısı ve Vatan
Divan şiirinden abartılıdır. Mersiyesi) Zulme ve keyfi idareye başkaldırdı.

Eserleri: 4) Tanzimat edebiyatının en gür sesli şairidir. İçten ve coşkun söyleyiş ve hitabet havası üslubuna
Şiir: Müntehabat-ı Eşar, Divan-ı Şinasi hakimdir .
Piyes: Şair Evlenmesi (Basılan ilk tiyatro eseri), 5) “Sanat toplum içindir” görüşüne bağlı kalmıştır. Edebiyatı düşüncelerini yaymak için araç
Sözlük: Durub-ı Emsal-i Osmaniye (ilk atasözü kitabı), olarak kullandı.
Çeviri: Tercüme-i Manzume (çeviri şiirler) 6) Yeni nazım şekilleri getirmiş , eskilerinde yenilik yapmıştır. Biçim ve ifadece eski ,öz ve ruh
bakımından yeni şiirler yazdı. (Divan edebiyatı nazım şekilleri ve aruz ölçüsünü kullanmıştır.
Birçok ilke imzasını atmıştır. Başarılı bir sanatçı olmasa da edebiyatımızın Hece denemeleri de vardır. ) Eski türlerde yenilik yaptı.
batılılaşmasında en çok onun emeği vardır. 7) Halk dilini kullanmayı amaçlamıştır. Ama yer yer ağırlaşmış ve süslü – gösterişli yazmıştır.
8) İlk edebi romanı( İntibah) ve ilk tarihi romanı(Cezmi)yazmıştır.
GETİRDİĞİ YENİLİKLER: 9) Hemen hemen tüm edebî türlerde eseri vardır. Ama daha çok nesirleri ile tanınır.
a. Şiirin konusunu genişletmiş ; “hak, özgürlük , kanun,adalet, akıl, medeniyet” kavramlarını 10) Ziya Paşa'nın Harabat'ına karşı ilk eleştiri olan Tahrib-i Harabat'ı yazarak eskiye olan
şiirde ilk kullanandır. tepkisini ortaya koymuştur.
b. İlk ve ikinci özel Türk gazetesini çıkarmıştır: 1860’ta Tercüman-ı Ahval’i , 1862’de Tasvir-i 11) Eserlerinde romantizmin etkisi görülür.
Efkâr’ı çıkardı.
12) Ttiyatroyu tüm edebi türlerin üzerinde görür. Sahnelenen ilk tiyatro eserini yazdı. “Celalettin Ziya Paşa’nın yaşadığı bu çelişkiye Namık Kemal tepki gösterecek ve “Tahrib-i Harabat” ve
Harzemşah” adlı tiyatro yapıtının önsözünde tiyatro ile ilgili görüşlerini açıklar. “Takip” adlı eleştirileri kaleme alacaktır.
Tiyatroyu aşka benzeten Kemal, verdiği hüzünde dahi bir lezzet bulunduğunu ifade eder. En meşhur terkib-i bent ve terci-i bent şairimizdir. Bunlardaki birçok dize ve beyit
"Dünyanın güzelliklerini, çirkinliklerini, doğrularını gözler önüne seren tiyatrodur. Tiyatro cihanın arasözleri gibi dilden dile dolaşıp günümüze kadar ulaşmıştır.
aynıdır. İnsanı doya doya güldürür." der. 5) Terkib-i Bent: Toplumsal çarpıklıkları eleştirir. Bağdatlı Ruhi’nin terkibibendine bir naziredir.
Namık Kemal'in tiyatro hakkındaki görüşleri : Terci-i Bent: Felsefi ve dini konuları işlemiştir. İnsanın faniliğini (geçiciliğini) kavrayıp gerçek
 Tiyatroyu bir okul gibidir. Tiyatro bir eğlencedir ama eğlencelerin en faydalısıdır. varlığı (Allah’ı) aradığı bir şiirdir.
 Edebiyatın en güç ve en büyük türü olan tiyatro kitap, gazete ve benzeri basın organlarından Ziya Paşa “Terci-i Bend” ve “Terkib-i Bend” isimli iki şiirinde ise insanın yazgısı ve
daha tesirlidir. gerçeği kavramanın olanaksızlığı, Tanrı’nın mutlak egemenliği gibi metafizik konular üzerinde
 Halkın eğitilmesinde tiyatrolar bir araç olarak kullanılabilir durdu. İnsan ,yaşam, akıl ,inanç ,insan iradesi ,acizliği , Allah’ın hikmeti ile ilgili öğütler, felsefi
 Namık Kemal için edebiyat bir davaya yararlı olduğu oranda değer kazanır. Tiyatrosu da dava ve dini temaları işlemiştir. “Yolsuzluk, rüşvet, adaletsizlik” gibi sosyal konularda yazdığı başarılı
tiyatrosudur . hicivleri vardır.
 Tiyatroların dili halkın anlayabileceği şekilde olmalıdır. 6) 1867’de Namık Kemal ile birlikte Londra’ya kaçıp orada “Hürriyet” gazetesini yayımladılar.
 Başka milletlerin edebiyatlarından tiyatro tercüme etmenin bir sakıncası yoktur. 7) Divan şiiri nazım biçimlerini kullanan sanatçının lirik sayılabilecek gazelleri vardır.
 Batı; musiki, tiyatro gibi sanatlarla gelişmektedir. 8) Hece ölçüsüyle bir türküsü vardır.
 Tiyatro göze, kulağa hitap ettiği için diğer edebi türlerden daha tesirlidir. 9) Sade dilden yanadır ama ağır dil kullanmıştır. Bu şiirler düşünce ağırlıklı olduğundan öğretici
 Victor Hugo ve Shakespeare tiyatrolarından bahseder. Romantik tiyatroyu ve hitabet niteliktedir.
tiyatrosunu tercih ettiğini ortaya koyar. 10) Şiirleri Divan üslubundadır.
13) Tasvir-i Efkâr'ı, Şinasi Paris'e kaçınca çıkarmaya başladı. “İbret”, “Muhbir”, “Hürriyet” gibi 11) İlk edebiyat tarihi sayılan Harabat adlı antolojiyi yazmıştır.
gazeteler çıkarmıştır.
Eserleri:
Eserleri: Edebiyat Tarihi- Antoloji: Harabat: Divan Şiiri antolojisi.
En Ünlü Şiirleri: Vaveyla , Hürriyet Kasidesi , Vatan Şarkısı , Vatan Türküsü ,Murabba Şiir: Külliyat-ı Ziya Paşa/Eş’ar-ı Ziya: Divan şiiri tarzındaki şiirleri (gazel, kaside ve şarkılar) /
Tiyatro : Vatan Yahut Silistre, Gülnihal (en başarılı) , Akif Bey, Zavallı Çocuk, Kara Bela, Terkib-i Bent, Terci-i Bent
Celaleddin Harzemşah’tır. Celaleddin Harzemşah on beş perdelik oyun olup oynanmak için değil Hiciv : Zafername:Hiciv türünde bir kasidedir. Sadrazam Âlî Paşa’yı över gibi görünüp yermek
için yazmıştır. Yapıtın tamamı bir tariz örneğidir.
okunmak için yazılmıştır.
Mensur röportaj/mülakat: Rüya , bu türün ilk örneği kabul edilir. Karşılıklı konuşma biçiminde
Tarih : Kanije Muhasarası, Evrâk-ı Perişân, Devr-i İstila. yazılmıştır.
Biyografi : Evrak-ı Perişan(Fatih ,Yavuz Sultan Selim ve Selahattin Eyyubi’yi anlatır. ) Hatıra: Defter-i Âmal: Çocukluk Hatıraları. Rousseau’nun “İtiraflar kitabından etkilenerek
Eleştiri : Renan Müdafaanamesi(İslamiyet’i savunan bir eleştirdir). Namık Kemal eski edebiyat yazdığı anı kitabıdır. Batılı anlamda anı türünün ilk örneklerindendir.
ve yeni edebiyat konularında görüş ayrılığına düştüğü Ziya Paşa’nın Harabat’ını tenkit etmek için Makale: Şiir ve İnşa : Divan edebiyatını yermek amacıyla yazmıştır.
Tahrib-i Harabat’ı (İlk edebî eleştiri ) ve Takip’i yazmıştır. Arz-ı Hal: -Londra gezisi sırasında padişaha, ülkeden kaçış nedenlerini belirtmek için dilekçe
Roman : İntibah ve Cezmi. (İntibah : Ali Bey adındaki bir kişinin Mahpeyker adlı bir kadına âşık yazar.
olup yaptığı hataları anlatılmaktadır. Çeviri: Emile (J.J.Rousseau) çevirisi , Veraset Mektupları: Siyasi eleştiridir.
Cezmi: Bu eserinde İslam birliği düşüncesi vardır. İlk tarihi romandır. Engizisyon Tarihi: Cheruel ile Lavallee’den çeviri bir eserdir.
Endülüs Tarihi: Viardot’tan çeviri bir eserdir. Tartuffe (Moliere)
ZİYA PAŞA(1825–1880)
AHMET MİTHAT EFENDİ(1844–1912)
1) Tanzimat I. dönem sanatçısıdır.
1) Tanzimat I. dönem sanatçısıdır.
2) “Sanat toplum içindir.” görüşünü benimser.
2) “Sanat toplum içindir.” anlayışını savunur.
3) Doğu kültürüyle yetişmiş, sonradan Batı edebiyatına yönelmiştir.
4) Fikren yenilikçi olsa da eskiyi, Divan şiiri geleneğini devam ettirmiş, gazel ve kasideler 3) Edebiyat, tarih, coğrafya, ziraat, iktisat alanlarında eser verdi.
yazmıştır. “Şiir ve İnşa” makalesinde Divan edebiyatını eleştirir, Halk şiirinin gerçek şiirimiz 4) Romanları teknik açıdan zayıftır.
olduğunu dile getirir. Türk edebiyatının yenileşmesi, öz kaynaklara dönmesi gerektiğini belirtir. 5) Romantizm etkisindedir. Tesadüflere yer verir. İyi kahramanları ödüllendirirken kötüleri
Eski ile yeni ikileminde gidip gelir ,bu nedenle Namık Kemal’le arası açılmıştır .Önce Divan cezalandırır. Eserlerinde kendini gizlemez. Zaman zaman olay akışını keserek okura bilgi verir.
şiirini Türk şiiri olarak kabul etmez ama sonra Türk, Arap ve İran şairlerinden seçtiği şiirlerden 6) Ansiklopedik bir yazardır. Her konuda her türlü yazılar yazar.
oluşan “Harabat” adlı antolojisinin önsözünde ise Divan edebiyatına övgüler düzer. Daha önceki 7) Edebiyat yapmak için değil, okuma zevki aşılamak ve halkı eğitmek için yazmıştır.
fikrinin tam tersini söyler. İkilik hem yaşantısına hem de yapıtlarına yansımıştır. 8) Döneminin en popüler ve en çok yazan yazarıdır. “Yazı makinesi” olarak bilinir. 200’e yakın
yapıtı vardır.
9) Dili sadedir. Kolay okunur ve hemen anlaşılır tarzı vardır. (Diyaloglarda sade, tasvirlerde ağır AHMET VEFİK PAŞA (1823-1891)
bir dil kullanır.) 1) “Sanat toplum içindir” görüşünü savunur.
10) Bazı yapıtlarında Halk edebiyatındaki meddah ve orta oyunu tekniğinden yararlanmıştır. 2) Tanzimat I. Dönem sanatçısıdır.
11) Eserlerinin başlıca konuları kadın-erkek eşitsizliği, esirlik , eski evlenme yönteminin 3) Devlet adamıdır, çeşitli yerlerde yöneticilik yapmıştır.
eleştirilmesi, batılılaşmanın yanlış algılanmasıdır. 4) Milliyetçilik ve Türkçülük akımının ilk büyük temsilcisidir.
12) Halkı aydınlatmaya çalıştığı için “ilk öğretmen (hace-i evvel)” olarak bilinir. 5) Tiyatro uyarlamaları ve çevirileriyle tanınır. Moliere’den yaptığı 16 ciltlik tercüme ve
adaptelerle batı eserlerinin tanınmasına öncülük etmiştir. Çevirilerinde konuşma dilini tiyatroya
13) Tiyatro denemeleri yapmışsa da bu alanda pek başarılı olamamıştır. çok iyi uygulamıştır. Klasisizmin etkisinde kalmıştır.
14) “Müşehedat” adlı romanında ise natüralizmin etkisi vardır. 6) Bursa valiliği sırasında kendi adıyla anılan tiyatro yaptırıp eserlerini sahneleterek halka tiyatro
15) Ahmet RASİM, Hüseyin Rahmi GÜRPINAR gibi yazarların yetişmesinde emeği vardır. sevgisi aşılamıştır, tiyatroyu yaygınlaştırmıştır,
16) “Dekadanlar” makalesi ile Cenap Şahabettin ve Servet-i Fünuncuları anlamsızlığa düşmekle 7) Türkçe, Türk tarihi ve folklor alanlarında çalışmalar yapmıştır.
suçlar. 8) Halkın anlayacağı bir dil kullanılmıştır.
9) Klasisizmden etkilenmiştir.
Eserleri: 10) Taklitten uzak, doğu-batı sentezinin ilk örneklerini verir.
Küçük hikâyeleri : Letaif-i Rivayat (ilk öykümüz) , Kıssadan Hisse Eserleri:
Gazeteleri: “Tuna, İbret, Devir, Bedir, Basiret, Ceride-i Askeriyye, Tercüman-ı Hakikat” Tiyatro: Moliere’den Zor Nikah, Meraki, Azarya, Zoraki Takip, Tartüffe, Kadınlar Mektebi
Gezi yazıları : Avrupa’da Bir Cevelan Sözlük: Lehçe-i Osmânî
Romanları : Hasan Mellah, Hüseyin Fellah, Felatun Beyle Rakım Efendi (Batılılaşma Derleme: “Atalar Sözü”
eleştirisi) ,Yeniçeriler, Henüz On Yedi Yaşında, Diplomalı Kız, Kıssadan Hisse ,Jön Türkler, Tarih: Hikmet-i Tarih ve Fezleke-i Tarih-i Osmânî Ebulgazi Bahadır Han’ın Şecere-i Türk’ünü
Dünyaya İkinci Geliş , Paris’te Bir Türk Kızı, Dürdane Hanım , Yeryüzünde Bir Melek Çağatayca’dan çeviri.
Tiyatro: Çengi , Çerkez Özdenler (Gedikpaşa Tiyatrosu bu oyundan sonra yıktırılır.)
ALİ SUAVİ (1838 – 1878 ):
1) Tanzimat’ın I. dönem sanatçılarındandır.
ŞEMSETTİN SAMİ(1850–1904) 2) Düşünür ve yazar olarak tanınır.
1) “Sanat toplum içindir” görüşünü savunur.
2) Tanzimat I. Dönem sanatçısıdır. 3) Devrin yönetiminden kaçıp Avrupa’ya gitmiş, Londra’da “Muhabir”, Paris’te “Ulum”
3) Edebiyatımızda ilk yerli romanı yazdı.( Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat) Romantizmin etkisiyle gazetelerini çıkarmıştır.
yazılmış olan bu eser yeni roman yazmaya başlayan diğer Tanzimat yazarlarının yazdıkları gibi 4) II. Abdülhamit’e karşı başarısız bir darbe girişimi olmuştur.
teknik açıdan kusurludur. 5) Din, tarih, coğrafya, felsefe, dil, politika gibi farklı konular üzerine yazılar yazmıştır.
4) Devrinde dil , sözlük ve ansiklopedi çalışmalarıyla ün yaptı. Eserleri:
5) Orhun yazıtlarını Türkçe’ye çevirdi ve Kutadgu Bilig’i inceledi. Kamus’ül Ulum Vel-Maarif , Ali Paşa’nın Siyaseti , Hive Hanlığı , Hukuk-üş-Şevari
6) Tarih ve coğrafya ile de ilgilendi. Gazete (Muhbir)
7) Dilin sadeleşmesi için çalışmalar yapmıştır. “Lisan-ı Türki-i Osmani” ve “Lisan ve
Edebiyatımız” adlı makaleleri önemlidir.
DİREKTÖR ALİ BEY (1844- 1889)
8) “Kamus-ı Türki” adlı sözlük çalışması Türk edebiyatındaki ilkler arasındadır.
9) Edebiyat yaşamında çevirilerin önemli bir yeri vardır. Yaptığı çeviriler arasında “Sefiller” ve 1) Fransız edebiyatının etkisiyle yazdığı tiyatrolarıyla dikkat çekmiştir.
“Robinson” beğenilir. Bu çevirilerde “metne bağlı çeviri” tekniğini benimsemiştir. 2) İlk mizah dergimiz olan “Diyojen”i çıkarmıştır.
3) Klasisizm etkisindedir.
10) Tiyatrolarını romantizmin etkisiyle yazmıştır. İnsanı romantik duygulara sürükleyecek Eserleri:
unsurların yanı sıra adalet ve zulmün mücadelesi ve sonunda adaletin galip gelmesi gibi konuları Operet: Letafet ,İlk mizah dergisi: Diyojen ,
işlemiştir. Gezi yazısı: Seyahat-i Jurnali (Batılı anlamda ilk günlüktür.)
11) Çeşitli gazete ve dergiler çıkarmıştır, çeşitli dergi ve gazetelerde yazmıştır. Tiyatro: Kokona Yatıyor, Misafir-i İstiskal , Ayyar Hazma
Eserleri:
Sözlük:Kamus-ı Türkî ,Kamus-ı Arabî ve Kamus-ı Fransevî: sözlükleri / Kamusul-a’lâm: 6 ciltlik İKİNCİ DÖNEM TANZİMAT EDEBİYATININ ÖZELLİKLERİ (1876-1895)
ünlüler ansiklopedisi
Çevirileri : Sefiller: Hugo’dan , Robenson Cruose: çeviri roman Bu dönemin, 1.Meşrutiyet Meclisi’nin 1877’deki, Osmanlı- Rus Savaşı gerekçe
Orhun Abidelerini ve Kutadgu Bilig’i Türkçe’ye çevirmiştir. gösterilerek kapatılmasıyla başlayan baskıcı yönetimi vardır. Bu durum sanat ve edebiyatı da
Piyesleri: Seydi Yahya, Besa yahut Ahde Vefa ,Gave adlı piyesleri etkilemiştir.
Roman:Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat (Görücü usulü evlilik ve sakıncaları romantizm içinde ele alınır. )  Toplum sorunlarından uzaklaşılmış, «sanat için sanat» ilkesi bireysel konu ve temalar
işlenmiştir.
 Dil oldukça ağırlaştırılmıştır. şiirdir.” Yazar “fikri, hissi ve hayali” olmak üzere üç güzellik olduğunu söyler. Zerreden küreye
 Tanzimat edebiyatı seçkin kesim için değil, halk tabakası için ortaya getirilmiş bir kadar her şey şiirin konusu olabilir, diyerek şiirin konusunu genişletmiştir.
edebiyattır. Ama ikinci dönem sanatçıları bu görüşten uzaklaşmışlardır. Aşk” ve “doğa” şiirlerindeki başlıca temalardır. Yaşamındaki üzücü olaylardan dolayı acı
 Tiyatro eserleri oynanmak için değil okunmak için yazılmıştır. ve hüznü ve elemi işlemiş, içli şiirler yazmıştır. Genç yaşta ölen çocuklarının (oğlu Nejat ve
 Realizm ve natüralizm baskın akımlar olarak göze çarpar. İlk realist romanımız olan: Emced) etkisiyle ölüm konusuna da sıkça yer vermiştir. Şiirlerinde Allah, varlık, ölüm, dünya,
Araba Sevdası (R M Ekrem) İlk köy romanımız kabul edilen Karabibik ,ilk psikolojik roman hayat gibi metafizik konularını işler. Ölümü hatırlatan doğa manzaraları, romantik ögeler, hüzünlü
denemesi sayılan: Zehra (N Nazım) yazılmıştır. duygular , romantik güzellikler, solgun güller, kelebek , yatağında kitap okuyan kadın, kuzu
 Gazetecilik, ilk dönemdeki toplumsal etki ve işlevini yitirir. Gazetelerdeki siyasal ve otlatan kız ,kitap yaprakları arasında kurutulmuş çiçekler, küçük kuşlar konuları arasındadır.
toplumsal içerikli yazılar yerini günlük sıradan olaylara bırakır. Toplumsal makalenin yerini şiirlerinde sıkça işlenen temalardır.
de edebi makale alır. Şiirin, “ahlak dersi vermek için yazılmayacağını savunur.
 Birinci dönemdeki gibi hece denenmekle birlikte aruz yine egemenliğini sürdürmüştür. 10) Edebiyatta yenileşmeden yanadır. (Avrupai Türk edebiyatını ) Muallim Naci ile aralarında
 Birinci dönemde de kullanılan Divan edebiyatı nazım biçimleri bırakılmaya başlanmıştır. bu konularda tartışmalar olmuştur.
 Şiirin konusu genişletilmiş; ölüm, karamsarlık, aşk, felsefi ,metafizik düşünceler tema 11) Şiirlerinde romantizm akımının etkisi görülür. Romanlarında realizm etkisindedir.
olarak seçilmiştir. Sanatçılar, "Güzel olan her şey şiirin konusu olabilir." anlayışını Tiyatrolarında klasisizmin etkileri görülür.
savunmuşlardır. Bu dönem şiiri Servet-i Fünun şiirine de esin kaynağı olmuştur. Estetik zevk 12) Kafiyenin kulak için olduğu görüşünü savunur.
ağır basar. Süs ve sanata başvururlar. Şiirde konu birliği sağlandı . 13) Çoğunlukla aruz ölçüsünü kullanmıştır.
 Şiirde ya doğrudan doğruya ya da bir başka konu içinde dolaylı olarak işlenmiştir. Divan 14) Tevfik Fikret’i “Servet-i Fünun” un başına getirerek Türk edebiyatında yeni bir dönemin
şiirinde mazmunlarla anlatılan soyut tabiat yerine " somut " tabiat anlatılır. İlk pastoral şiir : kıvılcımını ateşler.
A Hamit Tarhan / Sahra’dır. Eserleri:
 Uyağın kulak için olduğu görüşü hakim olmaya başlar. Abes –muktebes ve eski-yeni Roman: Araba Sevdası :Yanlış batılılaşmayı konu alır. Ayrıca bu eser romantizmden realizme
(Zemzeme-Demdeme) tartışmaları doğmuştur. geçiş örneğidir.
 Beyit nazım biriminin hakimiyeti kırılmış ; beyitten dizeye doğru bir geçiş başlamıştır. Şiir : Yadigâr-ı Şebab, Name-i Seher, Pejmürde , Nijad Ekrem ,Nefrin
Abdülhak Hamit uyaksız şiirler de yazmıştır. Zemzeme (I, II, III). Önsüzünde edebiyat hakkındaki düşünceleri ve edebî eleştirileri
 Hamit yen nazım biçimleri denedi. Onun şiirlerinde kullandığı nazım biçimleri ve Batılı vardır. Muallim Naci bu kitabın üzerine Demdeme adlı eleştiriyi yazmıştır.
anlamda kompozisyon anlayışıyla birlikte Divan şiirinin süregelen etkileri sona erdi. Şiir Tiyatroları : Afife Anjelik, Çok Bilen Çok Yanılır (Komedi), Vuslat , Atala
tekniğinin değişmesinde bir dönüm noktasına gelindi. Talim-i Edebiyat : Edebiyat bilgilerini içeren ilk edebiyat ders kitabıdır.
 Roman ve öykü tekniği daha da gelişir. Birinci dönem göre daha nitelikli ürünler vermeye Takdir-i Elhan : Eleştiri türünde yazıları vardır. (Eleştiri Ziya Paşa’ya)
başlamıştır. Betimlemeler, tahliller ilk döneme göre daha da ölçülüdür. Realizm akımının
Öyküleri:Muhsin Bey, Şemsa
etkisiyle gözleme önem verilmiş, olay ve kişiler daha gerçekçi anlayışla anlatılmıştır.
Nabizade Nazım natüralizmden, Recaizade Mahmut Ekrem ve Samipaşazade Sezai
realizmden, Abdülhak Hamit Tarhan ise romantizmden etkilenmiştir. ABDÜLHAK HAMİT TARHAN (1852–1937)
 Tanzimat’ın II. döneminde ürünler veren Muallim Naci Divan edebiyatının tek 1) “Sanat sanat içindir” görüşünü savunur.
savunucusudur. 2) Tanzimat edebiyatının II. dönem sanatçılarındandır.
3) Şiirdeki batılılaşma hareketinin asıl büyük öncüsüdür.
 Tanzimat'ın ikinci kuşak sanatçıları: Recaizade Mahmut Ekrem, Abdülhak Hamit 4) Divan şiiri geleneğine son vermiş, Batı şiirinde gördüğü yenilikleri Türk şiirine getirmiştir.
Tarhan, Samipaşazade Sezai, Nabizade Nazım, Muallim Naci, Ahmet Cevdet Paşa'dır. Türk şiirine biçim ve içerikçe yenilikler getirdiğinden Şair-i Azam ” (şairlerin en büyüğü) olarak
tanınır. Tanzimat edebiyatının en verimli sanatçısıdır. Zengin hayal gücüyle şiire geniş ufuklar
RECAİZADE MAHMUT EKREM(1847–1914) açtı.
1) II. dönem sanatçısıdır. 5) Dili süslü ve sanatlıdır. Türk dilinden ve halkından uzak bir edebiyat adamı anlayışı sergiler,
2) Genç yazar ve şairlerin “üstat” diyerek örnek aldığı ve Servet-i Fünun’u hazırlayan kişidir. bu nedenle adeta bir “salon edebiyatı” oluşturmuştur. Türkçeyi doğallığından uzaklaştırmıştır.
3) Edebiyat kuramcısı ve şiir eleştirmenidir. Eleştiri türünün yerleşmesinde önemli bir isimdir. Yalın bir dille yazdığı dizeler de vardır.
4) “Sanat sanat içindir.” görüşüne bağlı kalır. 6) Kurallara uymayan, Batı şiirinde gördüğü her yeniliği Türk şiirine uygulayan, Divan şiirini
5) Süslü ve sanatlı bir üslubu vardır. bitiren o olmuştur.
6) İlk edebiyat ders kitabının(Talim-i Edebiyat) yazarıdır. 7) Şiir ve tiyatro türünde eserler vermiştir.
7) Şiir, roman, hikâye, tiyatro, eleştiri türlerinde eser vermiştir. 8) Şiirin konusunu genişletmiştir. Tarihî konular ve şiirlerinde soyut kavramlar geniş yer tutar.
8) Türk edebiyatında ilk realist roman kabul edilen “Araba Sevdası”nın yazarıdır. Aşk, doğa, vatan sevgisi ,karamsarlık, isyan, ümit ,feryat gibi temaları işler ve yer yer felsefi
9) Şiirle ilgili görüşleri: “Şiirin tek gayesi güzelliktir. Şiirin gayesi olan güzellik tabiat ve ,metafizik konulara (hiçlik , ölüm, hayat ) dalar. Edebiyatımıza kır ve köy hayatını yani ilk
insandadır.” Ona göre “Güzel olan her şey şiirin konusu olabilir.” Güzellik gerçeğe uygun pastoral şiiri – Sahra ve ölüm temasını sokan şairdir -Makber-şiir
olmalıdır. Bu, gerçek sanatın gerçeğidir. “İnsanı düşündüren, insana hüzün veren şiir güzel 9) Zengin bir lirizm bulunan şiirlerinde vezne, kafiyeye, söze, dile pek önem vermemiştir.
10) Taşkınlık ve yücelik, söyleyişteki tezat onun şiirinin önemli özellikleridir. Eserlerinde zıt NABİZADE NAZIM (1862-1893)
kavramlar olmasından “Tezatlar Şairi” diye bilinir. 1) Sanat sanat içindir.” görüşünü savunur.
11) Tiyatrolarının sahnelenmesi zor olup oynansın diye değil okunsun diye tiyatro oyunu 2) Tanzimat II. dönem sanatçısıdır.
yazdığı için sahne tekniğine önem vermez. İnsanların yanında ölüler, ruhlar, hayaletler, periler de 3) Edebiyat yaşamına şiirle başlamış, daha sonra roman ve öyküleri ile adından söz ettirmiştir.
rol alır. Tiyatroda egzotik, tarihî, millî ve dinî konuları işlemiştir. Bazı oyunlarında Şiirde pek başarılı olamamıştır, zaten kendisi de şiir kitabına “Heves Ettim” adını vermiştir.
Shakespeare’in tesiri görülür. Hepsi de dramdır ve bazıları mensur bazıları da manzumdur. Tiyatro 4) Roman ve hikâyeleri ile tanınır.
yapıtlarında “yerli yaşam” yoktur. Oyunlarında çoğunlukla tarihi konuları ele alır. Türk, Arap, 5) Realizm ve natüralizm akımlarının etkisinde kalmıştır.
Yunan, Asur ve Osmanlı tarihinden aldığı konuları işlemiştir. Oyunlarının bazılarını manzum, 6) Yalın ve anlaşılır bir dil kullanmıştı.
bazılarını nesir, bazılarını da nazım-nesir karışık olarak kaleme almıştır. 7) Konularını gerçek yaşamdan seçmiş, çevre ve insanları nesnel bir bakış açısı ile gözlemleyerek
12) Romantizm akımına uygun eser vermiştir. anlatmıştır.
13) Manzum eserlerinde hem hece hem de aruz ölçüsünü kullandı. 8) En önemli eserleri Zehra ve Karabibik’tir.
Eserleri: Eserleri:
Şiir Kitapları : Sahra, Ölü, Bunlar O’dur, Baladan Bir Ses, Belde(Paris’teki gençlik izlenimleri) , Roman-Uzun Öykü: “Karabibik” :Edebiyatımızda Anadolu konulu ilk eser ve ilk köy romanı
Garam(aşk) , Hacle(ölüm), İlham-ı Vatan(yurtseverlik) , Bir Sefilenin Hasbıhali , Taylar Geçidi , olarak tanınır. Olay Antalya’nın Beymelik köyünde geçer. Karabibik, roman kahramanının
Sahra: Edebiyatımızda pastoral şiir türüne örnek ilk şiirlerin yer aldığı kitabıdır. köydeki lakabıdır. Kahramanların yetiştikleri çevrenin dili ile konuşturulmuştur. Pek çok sözcük
Makber: Eşi Fatma Hanım’ın ölümü üzerine yazar. Bu kitapta sanat değeri yüksek şiirler bulunur. mahalli kullanım ile karşımıza çıkar.
Validem: Türk edebiyatında uyaksız yazılan ilk şiir kabul edilir. “Zehra”:İlk psikolojik roman denemesidir. Kıskançlık teması üzerine kurulmuştur. Geniş
Tiyatro Kitapları : İlk tiyatro eseri Macera-yı Aşk’tır. Tarık, Finten, İlhan, Hakan, Liberte, psikolojik tahlillere ve tasvirlere yer vermiştir. İstanbul’dan kesitlerle aile içinde, insanlar
Nestelen,İçli Kız , Sabr-ü Sebat, Sardanapal( ilk manzum piyesi),Duhter-i Hindu ,Tezer,Turhan arasındaki tartışmaları , tulumbacıların yaşamını ortaya koyar.
Eşber ( Aruzla yazılan ilk manzum tiyatro yapıtı kabul edilir. Dramatik şiir türüne örnek Hikâyeleri: Yadigârlarım, Bir Hatıra, Sevda, Haspa, Hâlâ Güzel , Bahtiyar mıdırlar , Seyyie-i
gösterilir.) Tesamüh , Zavallı Kız
Yunan ve Latin mitolojisinden bahseden Esatir Fizikle ilgili “Aynalar” eseri de vardır.
Şiir: Heves Ettim
SAMİPAŞAZADE SEZAİ (1860-1936)
1) “Sanat sanat içindir.” görüşünü savunur. MUALLİM NACİ (1850-1893)
2) Tanzimat II. dönem sanatçısıdır. 1) Tanzimat II. dönem sanatçısıdır.
3) Modern kısa hikayenin kurucusudur. 2) Sanat sanat içindir” görüşünü savunur.
4) Küçük Şeyler adlı hikâye kitabı “Küçük Şeyler” adlı yapıtıyla “küçük öykü”nün (kısa öykü) 3) Batı edebiyatını tanımışsa da Divan edebiyatından kopamamıştır.
Türk edebiyatındaki ilk örneğini vermiştir. Bu yapıttaki öyküler, Batılı anlamda ilk realist 4) Eski şiirin savunucusu ve temsilcisidir. Eski-yeni konusunda Recaizade ile aralarında
hikayelerdir. Fransız realistlerinin sanat anlayışlarına uygundur. tartışmalar olmuştur. Muallim Naci, Malumat; Recaizade de Servet-i Fünun adlı dergide
Pandomima’da seyircileri eğlendirmek için sahneye çıkan bir tiyatro oyuncusunun kendisini görüşlerini açıklamışlardır. Naci göze için kafiyeyi savunurken, Recaizade kulak için kafiyeyi
seyretmeye gelenler arasından genç bir kıza karşılıksız aşkı ve bu aşkın yarattığı acılar anlatılır. savunmuştur. Tartışma konusu, “abes” ve “muktebes” kelimelerinin -eski yazıda- kafiyeli olup
5) Roman ve öykülerinde çevreyi tanıtır. Kişilerin ruh tasvirlerini yaparak gözleme önem verir. olmadıklarıdır.
6) Konuşmalarda dili oldukça sade ve doğaldır. Yenicilere karşı Divan edebiyatını savunduğundan dönem dışında kalır.
7) “Sergüzeşt” romanıyla tanınır. Bu roman romantizmden realizme doğru atılmış bir adımdır. Bu tartışma sonunda Recaizade’nin etrafında toplananlar Servet-i Fünun edebiyatını
8) Teknik yönden oldukça güçlü öyküler yazmıştır. oluşturmuşlardır. Recaizade Mahmut Ekrem’in “Zemzeme”sine karşılık “Demdeme”yi kaleme
9) Romantik özellikler taşıyan şiirler de yazmıştır. Fakirlik ve ezilmişlik duygusunu almıştır.
edebiyatımıza getiren sanatçıdır. Realizmin etkisi ile halkın içinden seçtiği kahramanları, kendi 5) Ahmet Mithat Efendi gibi dilin sadeleşmesi ve halk şiirine yöneliş konusunda başarılı adımlar
dilleri, çevreleri ve günlük yaşamlarıyla yansıtmıştır. atmıştır. Tanzimat’ta en sade ve en kusursuz nesir onundur.
10) Yeğeni İclal’in ölümü üzerine “İclal” adlı düz yazı biçimindeki mersiyesini yazar . 6) “Köylü Kızların Şarkısı” şiirinde Divan şiirine yerli hava getirmiştir.
Tiyatro: “Şîr” isimli bir tiyatro eseri vardır. 7) Aruzu Türkçe’ye başarıyla uygulamıştır.
Öykü: “Küçük Şeyler” ise Alphonse Daudet etkisiyle yazdığı, edebiyatımızın ilk gerçekçi küçük 8) Arapça, Farsça ve Fransızca’dan çeviri yapmıştır.
hikayelerini toplamıştır. Edebiyatımıza kısa hikaye türünü sokan kişidir. Eserleri:
Roman: Sergüzeşt , Türk romancılığında yeni bir akımın öncüsü gibidir. Toplumcu bir gözlemle Tiyatro :Heder , Hamiyyet (dramatik manzum destan)
köleliğin tüm acılarını esir kız Dilber ile tüm okura hissettirir. Esir ticaretinin sosyal hayattaki Biyografi: Osmanlı Şairleri
yerini realist biçimde anlatır. Dilber (cariye) isimli bir kızın esir edilmesi, çileli hayat macerası ve Hatıra :Ömer’in Çocukluğu
Nil nehrine atlayarak intihar etmesi anlatılır. Eleştiri :Muallim, Yazmış Bulundum, Demdeme
Hatıra: İclal Sözlük :Lügat- Naci
Düzyazı: Rumuzu’l-Edep- makale, sohbet ve bazı hikayelerini toplamıştır. Şiir kitapları: Şerare, Ateşpare, Sümbüle, Füruzan , Yadigar-ı Naci
Edebî eseri: “Islahat-ı Edebiye” edebi bilgiler verdiği eseridir. Recaizade’nin Zemzeme’lerine ABES – MUKTEBES TARTIŞMASI - 1895
karşılık Demdeme’yi yazmıştır.
Ses ve yazım yönünden hangi sözcüklerin uyaklı sayılacağı konusunda Türk
MİZANCI MURAT (Tiflis,Dağıstan,1854-1914 -17? İstanbul ): yazarları arasında çıkan ve yeni bir şiir beğenisinin yerleşmesine temel oluşturan tartışmadır.
1) Yüksek öğrenimini Rusya’da yaptı. Mizan gazetesini çıkardı, gazeteciliğin gelişmesine Divan ve Tanzimat şairleri sözcüklerin uyaklı sayılabilmesi için Arap abecesine göre
katkıda bulundu. Mülkiye’de tarih dersi verdi ama hürriyet fikirleri nedeniyle çıktı. Tanzimat
yazımlarındaki benzerliği (son harf ve harekelerin aynı olmasını) zorunlu sayıyorlardı.
Malumat dergisinde Hasan Asaf adlı gencin Burhan-ı Kudret şiiri yayımlanırken derginin
sonrası fikir,tarih, yayın ve siyasi hayata katkıları oldu. Ahlakı düzeltmek istedi. İslamcılık yazarlarından Mehmet Tahir'in eklediği eleştirel not, uyakla ilgili geleneksel görüşü
görüşünü savundu. Abdülhamid döneminde Mısır’a kaçtı. değiştirecek bir tartışmayı başlattı.
2) Tenkitte de Tanzimat edebiyatının önemli eserlerini değerlendirmiştir. "Zerre-i nurundan iken muktebes (bir yerden alınmış)
3) Hürriyetçi, meşrutiyetçi ,inkılapçı hatta ihtilalci olan Murat 31 Mart vakasını desteklediği Mihr ü mehe etmek işaret abes (saçma)"
düşüncesiyle Rodos’a sürüldü. dizelerinin, son sözcükleri Arap abecesine göre iki ayrı harfle (peltek se ve sinle)
4) Turfanda mı Turfa mı? romanı otobiyografik roman örneği sayılabilir. yazıldığından, uyaklı sayılamayacağını ileri sürdü. Yanıt veren Hasan Asaf kendisini
savunurken Recaizade Ekrem'in "Kafiye kulak içindir, göz için değildir." sözünü anarak
onu tanık gösterdi. Tartışmaya Recaizade Mahmut Ekrem de katıldı; uyakta yazılış biçiminin
ELEŞTİRİ: TANZİMAT VE SERVET-İ FÜNÛN DÖNEMİNDEKİ EDEBİ değil ses değerinin gözetilmesi gerektiğini belirtti; Arap şiiri kurallarına göre yapılan
POLEMİKLER uyakların artık bırakılması düşüncesini savundu.
Recaizade Mahmut Ekrem’in görüşleri doğrultusunda ürün veren Edebiyat-ı
Eleştiri, edebiyatımıza Tanzimat'la birlikte girdi diyemeyiz. Tanzimat öncesinde de Cedide şairleri "kulak için uyak" uygulamasını sürdürdüler. Türk abecesinin
eleştiri türü vardı ancak Batılı anlamdaki eleştiri Tanzimat'la birlikte gelmiştir. benimsenmesinden sonra "göz için uyak-kulak için uyak" ayrımı geçerliliğini bütünüyle
Harâbat, Ziya Paşa'nın 1875'te yayınlanan, içerisinde Türk, Arap, İran ve Çağatay yitirdi. Karşıtları, tartışma boyunca, kişilikleri konu edinir, yersiz sataşmalara başvururken
sahasında yazılmış şiirlerden seçmeler bulunan 3 ciltlik Divan edebiyatı antolojisidir. Eserin Recaizade Mahmut Ekrem soğukkanlı, nesnel, bilimsel tutumuyla dikkati çekti.
en önemli yanı manzum bir edebiyat tarihi olarak nitelendirilebilecek olan önsözüdür. 9
bölümden oluşan önsözde Ziya Paşa dil, edebiyat ve şair hakkındaki görüşlerini anlatır. ESKİ – YENİ VEYA ZEMZEME -DEMDEME TARTIŞMASI
Önceki yıllarda çıkardığı Hürriyet gazetesinde yayınlanan Şiir ve İnşa makalesinde
Tanzimat'tan beri edebiyatta büyük bir değişim yaşanıyordu. Tanzimat öncesinde,
edebiyatın Arapça ve Farsça boyunduruğunda anlaşılamaz hale geldiğini söylemesi ve eski
İslâmiyet'in etkisinde gelişen "Divan edebiyatı" egemendi. Tanzimat'tan sonra edebiyat yön
edebiyatı eleştirip yeni edebiyatı savunmasına karşın Harabat önsözünde Osmanlıca'nın değiştirmiş ve Batının etkisine girmeye başlamıştı. Bu değişimi, sanatçılar arasında
Arapça ve Farsça ile zenginleştiğini savunur, Divan edebiyatını över. tartışmalara yol açtı. Divan edebiyatına "eski", Batı tarzındaki edebiyata "yeni" deniyordu.
Bu karşıtlık dönem aydınlarında bulunan Doğu-Batı ikiliğini yansıtması açısından Bu iki edebiyat taraftarları arasındaki tartışmalar ise "eski -yeni tartışması" olarak anıldı.
önemlidir. Divan edebiyatını bu antolojini ön sözünde övmüştür. Bu övgü Namık Kemal ile Recaizade Mahmut Ekrem'le (ZEMZEME), Muallim Naci (DEMDEME), tartışmanın
aralarında bir bozulmaya sebebiyet vermiştir; buna karşı Namık Kemal de Ziya Paşa'nın taraflarıdır. Demdeme ve Zemzeme adlı eserlerde cereyan etmiştir. Eski-yeni edebiyat
"Harabat" adlı eserini eleştirmek için "Tahrib-i Harabat"ı ve sonrasında da Takip'i yazar. tartışması da denir.
Zemzeme : Şırıltı; mecazî anlamda ise nağmeli ve uyumlu söz anlamına gelmektedir.
HAYALİYYÛN – HAKÎKİYYUN TARTIŞMASI
Demdeme : Hoşa gitmeyen sözler; hiddetli gürültülü ses.
Zemzeme, Recaizade Mahmut Ekrem tarafından yazılmış üç ciltlik şiir serisidir.
Beşir Fuad , Victor Hugo’yla ilgili bir kitap yayımlar.Romantizme karşı realizm ve Ekrem, Zemzeme ile yenilikçi tarafı seçmiştir. Kafiyenin kulak için olduğunu yazar. Eski şiir
natüralizmi savunur.Türk edebiyatına hâkim romantik edebiyat anlayışını eleştirir. Böylece anlayışının (Divan şiiri) takipçisi olarak bilinen Muallim Naci, Zemzeme'ye karşılık olarak
realizm – romantizm tartışması başlar. Menemenlizade Mehmet Tahir, Muallim Naci, Fazlı Necip, Demdeme adlı eserini yazar. Recaizade Mahmut Ekrem ve Abdülhak Hamit Tarhan'ın
Nâmık Kemal, R Mahmud Ekrem ve Ahmet Mithat Efendi katılır. İlmi edebiyata tercih eden, edebiyatta "biçimi" ve "sağlam üslubu" pek umursamayan yaklaşımlarını eleştirir . Kafiyenin
şiirde aşırı duygusallığa karşı çıkan, aklı öne çıkaran Beşir Fuat sanat eserinin güzeli de çirkini de göz için olduğunu belirtir. Zemzeme-Demdeme çatışması ve etrafında gelişenler edebiyat
içermesi gerektiğini ileri sürer. Ahmet Mithat Efendi Müşâhedât’ı yazar ve önsözünde realizmi çevrelerini uzun süre meşgul etmiştir.
açıklar .Realizmde gözlem önemlidir ama ölçüsü olmalıdır. Ona göre realizm yalnız kötü hayat Zemzeme kitabının önsözü Servet-i Fünun akımının öncüsü olarak görülür. Yeni
tablolarının, sefahatin, felâketlerin ve ahlâksızlığın tasviri değil iyilik ve güzelliklerin ortaya kon- edebiyat savunucularının yayın organları ise Servet-i Fünun dergisi olmuştur. Recaizade
masıdır. Romandaki karakterlerdeki Ahmet Mithat’ın kendisi olması ve bu romanın kendisinin Mahmut Ekrem ve Muallim Naci arasındaki eski-yeni çekişmesi Servet-i Fünûn edebiyatının
özeleştirisi olması önemlidir.
doğmasını sağlamıştır.
ESKİ – YENİ VEYA ZEMZEME -DEMDEME TARTIŞMASI
ESKİ - Muallim Naci YENİ- Recaizade Mahmut Ekrem
 " Kafiye göz içindir."  "Kafiye kulak içindir." anlayışını
anlayışındadır. savunur.
 Eski geleneğin (Divan şiiri)  Yeni edebiyatın temsilcisidir.
temsilcisi  Zemzeme adlı eserinde Batılı
 Demdeme adlı eserinde Ekrem'in anlayışla yazdığı şiirleri
Zemzeme adlı eserindeki şiirlerini derlemiştir.
eleştirmiştir. Eleştiri türünün  Batılı anlamda şiirin
gelişimine katkıda bulunmuştur. edebiyatımızda gelişmesinde
 Yeniye tamamıyla kendini katkıları vardır.
kapatmamıştır.
Servet-i Fünun edebiyatının doğmasına kaynaklık eder.

DEKADANLIK TARTIŞMASI
Dekadan, (décadent) 'düşkünleşmiş' anlamına gelen Fransızca bir kelime. "On
günlük eşek yavrusu"na da 'dekadan' denir. Türk edebiyatında Dekadan , Ahmet Mithat
Efendi'nin Servet-i Fünuncular’a takdığı lakap olarak da bilinir.
Servet-i Fünûn döneminin en uzun ve önemli tartışması olan bu tartışmada Ahmet
Mithat, Servet-i Fünûncuların dilini eleştiren "Dekadanlar" adlı bir makale yazar. Onların
dillerinin edebiyat ve dille uğraşanlarca bile anlaşılmadığını ileri sürer. Dillerinin Veysilere,
Nergisilere rahmet okuttuğunu söyler. Bu makaledeki "dekadan" sözcüğü, o günden sonra
Servet-i Fünûncuları eleştirmekte kullanılan bir sözcük olur. Sözcük anılan dönemde kimi
zaman bir ad, kimi zaman bir sıfat olarak kullanılır. Özellikle sıfat olarak kullanıldığında
alay, hakaret, küçümseme ve hatta küfür niteliklerinden birini kazanır. Bundan sonra sadece
Ahmet Mithat tarafından değil, Servet-i Fünûn edebiyatı ve temsilcilerini beğenmeyen herkes
tarafından olur olmaz, bilinir bilinmez kullanılır.
Cenap Şebabettin ve en ateşli savunucusu Hüseyin Cahit Yalçın , Dekadizm hakkında
düşüncelerini ortaya koyarlar. Dekadizmi açıkladıktan sonra kendilerine yöneltilen eleştirileri ve
dekadanlık yakıştırmasını uygun görmediklerini belirtirler. Süleyman Nesip bazı eleştirilerde
doğruluk payı olduğunu kabul eder ama Servet-i Fünûncuların yaptıklarını hem beğenir, hem
onaylar. Ahmet Rasim Servet-i Fünûncuların zaman zaman güzel eserler ortaya koyduklarını
kabul etmekle birlikte yaptıklarını dil ve edebiyatımız için zararlı bulur. Şemsettin Sami Servet-i
Fünûncuları destekler. Bu destekten sonra Ahmet Mithat, "Teslîm-i Hakikat" i yazar ve yönelttiği
sözleri geri alır.
DEKADANLIK TARTIŞMASI
Ahmet Mithat Efendi Servet-i Fünuncular
 Servet-i Fünûn edebiyatı taklitçi bir edebiyattır. Fransız  En ateşli savunucusu
edebiyatını taklit eden Servet-i Fünûncular kopya sayılacak Hüseyin Cahit Yalçın
eserler ortaya koymuşlardır.
 Dilde Fransızca etkisinde kalınmış, Fransızca cümle
yapısından kimi özellikler Türkçe’ye taşınmıştır. Fransızca
imgeleri dilimize Arapça ve Farsça sözcüklerle ve tamlamalarla
aktarmışlardır.Bu tamlamalar, kullanımı yaygın ve tanınan
sözcüklerle değil, sözlüklerden çıkartılan az tanınan
sözcüklerle yapılmıştır.
 Dil konusunda yöneltilen başka bir eleştiri de, dili seçkin ve
halk dili olarak ayırmaları noktasında olur.
Şemseddin Sami Servet-i Fünûncuları destekler. Bu destekten sonra Ahmet Mithat, "Teslîm-
i Hakikat" i yazar ve yönelttiği sözleri geri alır.

You might also like