You are on page 1of 44

‫ﻛﺘﺎب اﳌﻘﺼﻮد‬

‫)‪(Ders Notu‬‬

‫ﻇﻔﺮ أﺳﻦ‬
‫آداﭘﺎزاري‬
‫‪٢٠١٧‬‬
‫ﲪ ِﻦ اﻟﱠﺮِﺣﻴ ِﻢ‬ ِٰ ‫ﺑِﺴ ِﻢ‬
ٰ ْ ‫اﻪﻠﻟ اﻟﱠﺮ‬
ّ ْ
‫ﻼم َﻋﻠَﯽ َر ُﺳﻮﻟِِﻪ ُﳏَ ﱠﻤ ٍﺪ اﻟﱠﺰ ِاﺟ ِﺮ‬
ُ ‫ﺼﻼةُ َواﻟ ﱠﺴ‬
ِ ‫ﺼﻮ‬
‫اب َواﻟ ﱠ‬ َ ‫ﻴﻞ اﻟ ﱠ‬
ِ َ ِ‫ﺎب ﻟِْﻠﻤ ْﺆِﻣﻨ‬
َ ‫ﲔ َﺳﺒ‬ ُ
ِِ
ِ ‫ﻪﻠﻟ اﻟْﻮﱠﻫ‬
َ ّٰ ‫اَ ْﳊَ ْﻤ ُﺪ‬
ِ ‫ﺻﺤ‬ ِ ِ ‫اب و ﻋﻠَﯽ آﻟِِﻪ و‬ ِّ َ‫اﳊ‬
‫ﺎب‬ َ ْ َ‫ﺻ ْﺤﺒِﻪ َﺧ ِْﲑ ْاﻵل َو َﺧ ِْﲑ ْاﻻ‬ ََ َ َ ِ ‫ﺐ اﻟﺜـ َﱠﻮ‬
ِ َ‫ﺎث َﻋﻠَﯽ ﻃَﻠ‬ ْ ‫اﻹ ْذ َ� ِب‬
ِْ ‫َﻋ ِﻦ‬

Fiiller Aslî (Mücerred) ve Ziyâdeli (Mezîd) olmak üzüere iki kısımdır.


1. Aslî: Aslî fiillerde, Sülâsî ve Rubâî olarak ikiye ayrılır.
A. Sülâsî Mücerred: Mâzisi üç harften meydana gelen fiiller olup 6 bâbtır.

Bâb Vezni Yapılışı Mevzûnu

1 ‫ﻓَـ َﻌ َﻞ – ﻳَـ ْﻔﻌُ ُﻞ‬ Aynel fiil mazîde fethalı, muzarîde dammelidir. ‫ﺼ ُﺮ‬
ُ ‫ﺼَﺮ – ﻳَـْﻨ‬ َ َ‫ﻧ‬
2 ‫ﻓَـ َﻌ َﻞ – ﻳَـ ْﻔﻌِ ُﻞ‬ Aynel fiil mazîde fethalı, muzarîde kesralıdır. ‫ب‬ُ ‫ﻀ ِﺮ‬ ْ َ‫ب – ﻳ‬ َ ‫ﺿَﺮ‬ َ
3 ‫ﻓَـ َﻌ َﻞ – ﻳَـ ْﻔ َﻌ ُﻞ‬ Aynel fiil mâzide ve muzarîde fethalıdır. ‫ﻓَـﺘَ َﺢ – ﻳَـ ْﻔﺘَ ُﺢ‬
4 ‫ﻓَﻌِ َﻞ – ﻳَـ ْﻔ َﻌ ُﻞ‬ Aynel fiil mazîde kesralı, muzarîde fethalıdır. ‫َﻋﻠِ َﻢ – ﻳَـ ْﻌﻠَ ُﻢ‬
5 ‫ﻓَـﻌُ َﻞ – ﻳَـ ْﻔﻌُ ُﻞ‬ Aynel fiil mâzide ve muzarîde dammelidir. ‫َﺣ ُﺴ َﻦ – َْﳛ ُﺴ ُﻦ‬
6 ‫ﻓَﻌِ َﻞ – ﻳَـ ْﻔﻌِ ُﻞ‬ Aynel fiil mâzide ve muzarîde kesralıdır. ‫ﺐ‬ ِ
ُ ‫ﺐ – َْﳛﺴ‬ َ ‫َﺣﺴ‬
ِ
NOT: Üçüncü bâbtan olan fiillerin aynel veya lâmel fiili boğaz harflerinden biri olmak
zorundadır. Bunun tek istisnası ‫َ�ْﺑَﯽ‬ - ‫أَﺑَﯽ‬ fiilidir. Buna kural dışı anlamında şaz (‫ﺷﺎذﱞ‬
َ ) denir.
Boğaz harfleri şunlardır : ‫أ‬ ‫حخعغه‬

B. Rubâî Mücerred: Mâzisi dört harften meydana gelen fiiller olup 1 bâbtır.

ً‫ﻓَـ ْﻌﻠَﻠَﺔً َو ﻓِ ْﻌﻼَﻻ‬ ‫ﻳـُ َﻔ ْﻌﻠِ ُﻞ‬ ‫ﻓَـ ْﻌﻠَ َﻞ‬ Vezni

‫اﺟﺎ‬ ِ
ً ‫َد ْﺣَﺮ َﺟﺔً َو د ْﺣَﺮ‬ ‫ِج‬
ُ ‫ﻳُ َﺪ ْﺣﺮ‬ ‫َد ْﺣَﺮ َج‬ Mevzûnu

Vezinleri ‫ﻓَـ ْﻌﻠَ َﻞ‬ ye benzeyen 6 bâb vardır ki, bunlar aslen sülâsî mezîddirler.

Fakat vezinleri rubâî mücerrede benzediklerinden dolayı bunlara rubâîye mülhak bâblar denir.

6 5 4 3 2 1 Mazî

‫ﻓَـ ْﻌﻠَ َﻞ‬ ‫ﻓَـ ْﻌﻠَﯽ‬ ‫ﻓَـ ْﻌﻴَ َﻞ‬ ‫ﻓَـْﻴـ َﻌ َﻞ‬ ‫ﻓَـ ْﻌ َﻮَل‬ ‫ﻓَـ ْﻮ َﻋ َﻞ‬ Vezni

‫ﺐ‬
َ َ‫َﺟ ْﻠﺒ‬ ‫َﺳ ْﻠ َﻘﯽ‬ ‫َﻋﺜْـﻴَـَﺮ‬ ‫ﺑَـْﻴﻄََﺮ‬ ‫َﺟ ْﻬ َﻮَر‬ ‫َﺣ ْﻮﻗَ َﻞ‬ Mevzûnu

1
2. Ziyadeli: Ziyadeli fiiller de, Sülâsî ve Rubâî olarak ikiye ayrılır.
A. Sülâsî Mezîd: Sülâsî mücerred üzerine ziyade alanlardır. 3 nev’i olup 14 bâbtır.
1. Rubâîler: Sülâsî mücerrede bir harf ziyade alarak 4 harfli olanlardır. 3 bâbtır.

ً‫إِﻓْـ َﻌﺎﻻ‬ ‫ﻳـُ ْﻔﻌِ ُﻞ‬ ‫أَﻓْـ َﻌ َﻞ‬ Vezni


1
‫إِ ْﻛَﺮ ًاﻣﺎ‬ ‫ﻳُ ْﻜ ِﺮُم‬ ‫أَ ْﻛَﺮَم‬ Mevzûnu

ً‫ﺗَـ ْﻔﻌِﻴﻼً َو ﺗَـ ْﻔﻌِﻠَﺔ‬ ‫ﻳـُ َﻔ ّﻌِ ُﻞ‬ ‫ﻓَـ ﱠﻌ َﻞ‬ Vezni
2
‫ـﺤﺎ‬ ً ‫ﺗَـ ْﻔ ِﺮﻳ‬ ‫ﻳـُ َﻔِّﺮ ُح‬ ‫ﻓَـﱠﺮ َح‬ Mevzûnu

ً‫ﺎﻋﻠَﺔً َو ﻓِ َﻌﺎﻻً َو ﻓِ َﻴﻌﺎﻻ‬ َ ‫ُﻣ َﻔ‬ ‫ﺎﻋ ُﻞ‬ ِ ‫ﻳـ َﻔ‬


ُ ‫ﺎﻋ َﻞ‬
َ َ‫ﻓ‬ Vezni

ً‫ُﻣ َﻘﺎﺗَـﻠَﺔً َو ﻗِﺘَﺎﻻً َو ﻗِﻴﺘَﺎﻻ‬ ‫ﻳـُ َﻘﺎﺗِ ُﻞ‬


3
‫ﻗَﺎﺗَ َﻞ‬ Mevzûnu

2. Humâsîler: Sülâsî mücerrede iki harf ziyade alarak 5 harfli olanlardır. 5 bâbtır.

ً‫اِﻧِْﻔ َﻌﺎﻻ‬ ‫ﻳَـْﻨـ َﻔﻌِ ُﻞ‬ ‫اِﻧْـ َﻔ َﻌ َﻞ‬ Vezni

ً‫اِﻧْ ِﻜ َﺴﺎرا‬ ‫ﻳَـْﻨ َﻜ ِﺴ ُﺮ‬ ‫اِﻧْ َﻜ َﺴَﺮ‬


1
Mevzûnu

ً‫اِﻓْﺘِ َﻌﺎﻻ‬ ‫ﻳَـ ْﻔﺘَﻌِ ُﻞ‬ ‫اِﻓْـﺘَـ َﻌ َﻞ‬ Vezni

ِ ِ ‫َْﳚﺘَ ِﻤ ُﻊ‬ ‫اِ ْﺟﺘَ َﻤ َﻊ‬


2
‫ﺎﻋﺎ‬ ً ‫ا ْﺟﺘ َﻤ‬ Mevzûnu

ً‫اِﻓْﻌِﻼَﻻ‬ ‫ﻳَـ ْﻔ َﻌ ﱡﻞ‬ ‫اِﻓْـ َﻌ ﱠﻞ‬ Vezni

ِْ ِ‫ا‬ ‫اِ ْﲪَﱠﺮ‬


3
‫ﲪَﺮ ًارا‬ ‫َْﳛ َﻤﱡﺮ‬ Mevzûnu

ً‫ﺗَـ َﻔ ﱡﻌﻼ‬ ‫ﻳَـﺘَـ َﻔ ﱠﻌ ُﻞ‬ ‫ﺗَـ َﻔ ﱠﻌ َﻞ‬ Vezni


4
‫ﺗَ َﻜ ﱡﺴًﺮا‬ ‫ﻳَـﺘَ َﻜ ﱠﺴ ُﺮ‬ ‫ﺗَ َﻜ ﱠﺴَﺮ‬ Mevzûnu

ً‫ﺗَـ َﻔﺎﻋُﻼ‬ ‫ﺎﻋ ُﻞ‬


َ ‫ﻳَـﺘَـ َﻔ‬ ‫ﺎﻋ َﻞ‬
َ ‫ﺗَـ َﻔ‬ Vezni
5
‫ﺗَـﺒَﺎﻋُ ًﺪا‬ ‫ﺎﻋ ُﺪ‬
َ َ‫ﻳَـﺘَـﺒ‬ ‫ﺗَـﺒَﺎ َﻋ َﺪ‬ Mevzûnu

2
3. Südâsîler: Sülâsî mücerrede üç harf ziyade alarak 6 harfli olanlardır. 6 bâbtır.

ً‫اِ ْﺳﺘِ ْﻔ َﻌﺎﻻ‬ ‫ﻳَ ْﺴﺘَـ ْﻔﻌِ ُﻞ‬ ‫اِ ْﺳﺘَـ ْﻔ َﻌ َﻞ‬ Vezni

ِ ِ ‫اِ ْﺳﺘَ ْﺨَﺮ َج‬


1
‫اﺟﺎ‬ً ‫ا ْﺳﺘ ْﺨَﺮ‬ ‫ِج‬
ُ ‫ﻳَ ْﺴﺘَ ْﺨﺮ‬ Mevzûnu

ً‫اِﻓْﻌِ َﻴﻌﺎﻻ‬ ‫ﻳَـ ْﻔ َﻌ ْﻮ ِﻋ ُﻞ‬ ‫اِﻓْـ َﻌ ْﻮ َﻋ َﻞ‬ Vezni

ِ ِ
َ ‫ا ْﻋ ِﺸ‬ ِ
2
‫ﻴﺸ ًﺎﺎﺑ‬ ‫ﺐ‬
ُ ‫ﻳَـ ْﻌ َﺸ ْﻮﺷ‬ ‫ﺐ‬
َ ‫ا ْﻋ َﺸ ْﻮ َﺷ‬ Mevzûnu

ً‫اِﻓْﻌِ ﱠﻮاﻻ‬ ‫ﻳَـ ْﻔ َﻌ ِّﻮ ُل‬ ‫اِﻓْـ َﻌ ﱠﻮَل‬ Vezni

‫اِ ْﺟﻠِ ﱠﻮا ًذا‬ ‫اِ ْﺟﻠَ ﱠﻮ َذ‬


3
ُ‫َْﳚﻠَ ِّﻮذ‬ Mevzûnu

ً‫اِﻓْﻌِْﻨﻼَﻻ‬ ‫ﻳَـ ْﻔ َﻌْﻨﻠِ ُﻞ‬ ‫اِﻓْـ َﻌْﻨـﻠَ َﻞ‬ Vezni

ِِ ِ ‫ﻳـ ْﻘﻌْﻨ‬ ِ‫ا‬ 4


‫ﺎﺳﺎ‬ ً ‫اﻗْﻌْﻨ َﺴ‬ ‫ﺲ‬
ُ ََ ‫ﺴ‬ ‫ﺲ‬ َ َ ‫ﺴ‬ ‫ﻨ‬
ْ ‫ﻌ‬
َ ‫ـ‬‫ﻗ‬
ْ Mevzûnu

ِِ ‫ﻳَـ ْﻔ َﻌْﻨﻠِﯽ‬ ‫اِﻓْـ َﻌْﻨـﻠَﯽ‬


ً‫اﻓْﻌْﻨﻼَء‬ Vezni

ِ ِ ‫ﻳَ ْﺴﻠَْﻨ ِﻘﯽ‬ ‫اِ ْﺳﻠَْﻨـ َﻘﯽ‬


5

ً‫ا ْﺳﻠْﻨـ َﻘﺎء‬ Mevzûnu

ً‫اِﻓْﻌِﻴﻼَﻻ‬ ‫ﺎل‬‫ﻳَـ ْﻔ َﻌ ﱡ‬ ‫اِﻓْـ َﻌ ﱠ‬


‫ﺎل‬ Vezni

ِْ ِ‫ا‬ ‫اِ ْﲪَﺎ ﱠر‬


6
‫ﲪ َﲑ ًارا‬ ‫َْﳛ َﻤﺎ ﱡر‬ Mevzûnu

NOT: Alimlerin çoğunluğu 4 ve 5. bâbları ‫’ اِ ْﺣَﺮْﳒَ َﻢ‬ye mülhak saymışlardır.


Fakat maksudun musannıfı asıllarının sülâsî olmaları dolayısıyla sülâsî
mezidlerin içinde değerlendirmiştir.

B. Rubâî Mezîd: Rubâî mücerred üzerine ziyade alanlardır. 2 nev’i olup 3 bâbtır.
1. Humâsîler: Rubâî mücerrede bir harf ziyade alarak 5 harfli olanlardır. 1 bâbtır.

ً‫ﺗَـ َﻔ ْﻌﻠُﻼ‬ ‫ﻳَـﺘَـ َﻔ ْﻌﻠَ ُﻞ‬ ‫ﺗَـ َﻔ ْﻌﻠَ َﻞ‬ Vezni

‫ﺗَ َﺪ ْﺣ ُﺮ ًﺟﺎ‬ ‫ﻳَـﺘَ َﺪ ْﺣَﺮ ُج‬ ‫ﺗَ َﺪ ْﺣَﺮ َج‬ Mevzûnu

2. Südâsîler: Rubâî mücerrede iki harf ziyade alarak 6 harfli olanlardır. 2 bâbtır.

ً‫اِﻓْﻌِْﻨﻼَﻻ‬ ‫ﻳَـ ْﻔ َﻌْﻨﻠِ ُﻞ‬ ‫اِﻓْـ َﻌْﻨـﻠَ َﻞ‬ Vezni

‫اِ ْﺣ ِﺮْﳒَ ًﺎﻣﺎ‬ ‫َﳛَﺮِْﳒ ُﻢ‬ ‫اِ ْﺣَﺮْﳒَ َﻢ‬


1
Mevzûnu

ً‫اِﻓْﻌِﻼﱠﻻ‬ ‫ﻳَـ ْﻔ َﻌﻠِ ﱡﻞ‬ ‫اِﻓْـ َﻌﻠَ ﱠﻞ‬ Vezni

‫اِﻗْ ِﺸ ْﻌَﺮ ًارا‬ ‫ﻳَـ ْﻘ َﺸﻌِﱡﺮ‬ ‫اِﻗْ َﺸ َﻌﱠﺮ‬


2
Mevzûnu

3
FASIL
Masdardan çıkarılmasına şiddetle ihtiyaç duyulan kelimeler altı tanedir.
1. Mâzi fiil
2. Muzârî fiil
3. Emir
4. Nehiy
5. İsm-i Fâil
6. İsm-i Mef’ûl

MASDAR
Masdarlar başında mim bulunan mimli masdarlar ve başında mim bulunmayan mimsiz masdarlar
olmak üzere ikiye ayrılır.
Sülâsî mücerred fiillerin mimsiz masdarları semâîdir. Araplardan nasıl işitilmişse ya da sözlükte nasıl
yazıyorsa öyle kullanılır. Sülâsî mezid, rubâî mücerred ve rubâî mezid fiillerin mimsiz masdarları kıyâsîdir.
Her bâbın bir vezni yani kalıbı vardır.
Mimli masdarların tamamı kıyâsîdir. Sülâsî mücerred fiillerin mimli masdar, ism-i zaman ve ism-i
mekânları fiilin muzârîsinin aynel fiilinin harekesine göre belirlenir. Bu durum aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.

İsm-i Zaman Mimli Muzârî Aksâm-ı


İstisnalar Sülâsî Mücerred
İsm-i Mekân Masdar Fiil Seb’a

‫َﻣ ْﻔﻌِ ٌﻞ‬ ‫َﻣ ْﻔ َﻌ ٌﻞ‬ ‫ ﻳَـ ْﻔ َﻌ ُﻞ‬- ‫ﻳَـ ْﻔﻌُ ُﻞ‬ Vezni

‫ﺼٌﺮ‬ َ ‫َﻣْﻨ‬ ‫ﺼ ُﺮ‬ُ ‫ﻳَـْﻨ‬


1.Bâb
،‫ اَﻟْ َﻤ ْﺴ ِﺠ ُﺪ‬،‫ب‬ ِ
ُ ‫ اَﻟْ َﻤ ْﻐ ِﺮ‬،‫اَﻟْ َﻤﻄْﻠ ُﻊ‬
Mevzûnu

،‫ اَﻟْ َﻤ ْﺠ ِﺰُر‬،‫ اَﻟْ َﻤ ْﺸ ِﺮ ُق‬،‫ﻚ‬ ُ ‫اَﻟْ َﻤْﻨ ِﺴ‬ ‫َﻣ ْﻔﺘَ ٌﺢ‬ ‫ﻳَـ ْﻔﺘَ ُﺢ‬ 3.Bâb
Mevzûnu Sahîh,
ِ
،‫ اَﻟْ َﻤ ْﻔ ِﺮ ُق‬،‫ﺖ‬ُ ِ‫ اَﻟْ َﻤْﻨﺒ‬،‫اَﻟْ َﻤ ْﺴﻜ ُﻦ‬ ‫َﻣ ْﻌﻠَ ٌﻢ‬ ‫ﻳَـ ْﻌﻠَ ُﻢ‬ 4.Bâb
Ecvef,
ُ ‫ اَﻟْ َﻤ ْﺴ ِﻘ‬،‫اَﻟْ َﻤ ْﺤ ِﺸ ُﺮ‬
Mevzûnu
‫ اَﻟْ َﻤ ْﺠ ِﻤ ُﻊ‬،‫ﻂ‬
‫َْﳏ َﺴ ٌﻦ‬ ‫َْﳛ ُﺴ ُﻦ‬ 5.Bâb
Mevzûnu
Muzâaf,

‫َﻣ ْﻔﻌِ ٌﻞ‬ ‫َﻣ ْﻔﻌِ ٌﻞ‬ ‫َﻣ ْﻔ َﻌ ٌﻞ‬ ‫ﻳَـ ْﻔﻌِ ُﻞ‬ Vezni
Mehmûz

ٌ ‫ﻀ ِﺮ‬
‫ب‬ ْ ‫َﻣ‬ ‫ب‬
ٌ ‫ﻀَﺮ‬ ْ ‫َﻣ‬ ‫ب‬ُ ‫ﻀ ِﺮ‬ ْ َ‫ﻳ‬
2.Bâb
ِ ِ Mevzûnu
ُ‫ اَﻟْ َﻤﺼﲑ‬،‫اَﻟْ َﻤ ْﺮﺟ ُﻊ‬ ِ ِ
‫ﺐ‬
ٌ ‫َْﳏﺴ‬ ‫ﺐ‬
ٌ ‫َْﳏ َﺴ‬ ‫ﺐ‬ُ ‫َْﳛﺴ‬
6.Bâb
Mevzûnu

- ‫َﻣ ْﻔ َﻌ ٌﻞ‬ ‫ ـﻌِـ‬، ‫ َـﻌـ‬، ‫ـﻌُـ‬ Tüm Bâblar


Nâkıs,
Lefîf-i Makrûn

- ‫َﻣ ْﻔﻌِ ٌﻞ‬ ‫ ـﻌِـ‬، ‫ َـﻌـ‬، ‫ـﻌُـ‬ Tüm Bâblar


Misâl,
Lefîf-i Mefrûk

4
Sülâsî Mücerred dışındaki fiillerin; Mimli masdar, ism-i zaman, ism-i mekân ve ism-i mef’ûlleri
muzârîlerinin meçhûlleri gibi olur. Tek fark olarak muzârâat harfi yârine dammeli bir mim konulur.
İsm-i fâilleri de aynı şekilde yapılır. Tek fark sondan bir önceki harfin harekesi kesralı olur.

Meselâ;
İsm-i Mef’ûl
Mimli Masdar Meçhûl Ma’lûm
İsm-i Fâil Fiil
İsm-i Zaman Muzârî Muzârî
İsm-i Mekân

‫ُﻣ ْﻜ ِﺮٌم‬ ‫ُﻣ َﻜَﺮٌم‬ ‫ﻳُ ْﻜَﺮُم‬ ‫ﻳُ ْﻜ ِﺮُم‬ ‫أَ ْﻛَﺮَم‬
‫ُﻣﺘَ َﺪ ْﺣ ِﺮ ٌج‬ ‫ُﻣﺘَ َﺪ ْﺣَﺮ ٌج‬ ‫ﻳـُﺘَ َﺪ ْﺣَﺮ ُج‬ ‫ﻳَـﺘَ َﺪ ْﺣَﺮ ُج‬ ‫ﺗَ َﺪ ْﺣَﺮ َج‬

MÂZİ
Fiil-i mâzi, ma’lûm ve meçhûl olmak üzere iki kısımdır.

MA’LÛM MÂZİ

Bütün bâbların ma’lûm mâzisinde son harf, gâib ve gâibenin müfretleri ile tesniyeleri fetha üzere,
cem-i müzekker gâib damme, cem-i müennes gâibe ile geri kalanların hepsi sükûn üzere mebnîdir.
İlk harf ise; başında vasıl hemzesi bulunan humâsî ve südâsî bâblarda kesra, diğer bütün bâblarda
fethadır.

‫نصر‬
‫ﺼ ُﺮوا‬
َ َ‫ﻧ‬ ‫ﺼَﺮا‬
َ َ‫ﻧ‬ ‫ﺼَﺮ‬
َ َ‫ﻧ‬
‫ﺼ ْﺮ َن‬
َ َ‫ﻧ‬ ‫ﺼَﺮَﺎﺗ‬
َ َ‫ﻧ‬ ‫ت‬
ْ ‫ﺼَﺮ‬
َ َ‫ﻧ‬
‫ﺼ ْﺮﺗـُ ْﻢ‬
َ َ‫ﻧ‬ ‫ﺼ ْﺮﺗـُ َﻤﺎ‬
َ َ‫ﻧ‬ ‫ت‬َ ‫ﺼ ْﺮ‬
َ َ‫ﻧ‬
‫ﺼ ْﺮﺗُ ﱠﻦ‬
َ َ‫ﻧ‬ ‫ﺼ ْﺮﺗـُ َﻤﺎ‬
َ َ‫ﻧ‬ ‫ﺼ ْﺮ ِت‬
َ َ‫ﻧ‬
�َ‫ﺼ ْﺮ‬
َ َ‫ﻧ‬ ‫ت‬
ُ ‫ﺼ ْﺮ‬
َ َ‫ﻧ‬

5
VASIL HEMZESİ
Kelimenin aslından olmayıp okumaya o kelimeden başlandığında okunan, fakat kendinden önceki bir
kelime ile beraber okunduğunda geçiş yapılarak okunmayan hemzeye (yani harekesiz elife) vasıl hemzesi
denir.
Şu hemzeler vasıl hemzesidir:
1. Aşağıdaki kelimelerin başındaki hemzeler.
ِ ِ ِ ‫ اِﺛْـﻨـﺘـ‬- ‫ﲔ‬ ِ ِ ِ ِ ِ ِ
‫ اَﻳْ ُـﻤ ٌﻦ‬- ‫ﺖ‬
ٌ ‫ ا ْﺳ‬- ‫ ا ْﺳ ٌﻢ‬- ‫ﲔ‬ْ َ َ ِ ْ ‫ اﺛْـﻨَـ‬- ٌ‫ ا ْﻣَﺮأَة‬- ٌ‫ ا ْﻣَﺮء‬- ٌ‫ اﺑْـﻨَﺔ‬- ‫ اﺑْـﻨَ ٌﻢ‬- ‫اﺑْ ٌﻦ‬
2. Başında vasıl hemzesi bulunan humâsî ve südâsî bâbların mâzi, masdar ve emr-i hâzırlarının
başlarındaki hemzeler.

‫اِﻧْ َﻜ َﺴَﺮ – ﻳَـْﻨ َﻜ ِﺴ ُﺮ – اِﻧْ ِﻜ َﺴﺎراً – اِﻧْ َﻜ ِﺴ ْﺮ | اِ ْﺳﺘَـ ْﻐ َﻔَﺮ – ﻳَ ْﺴﺘَـ ْﻐ ِﻔ ُﺮ – اِ ْﺳﺘِ ْﻐ َﻔﺎراً – اِ ْﺳﺘَـ ْﻐ ِﻔ ْﺮ‬
3. Sülâsî mücerred fiillerin emr-i hâzırlarının başlarındaki hemzeler.

‫ﺲ‬ ِ ِ ِ
ْ ‫ ا ْﺟﻠ‬- ‫ ا ْﻋﻠَ ْﻢ‬- ‫ﺼ ْﺮ‬ ُ ْ‫اُﻧ‬
4. Lâm-ı târifin hemzesi.
‫ اَﻟْ َﻮﻟَ ُﺪ‬- ‫ اَﻟﱠﺮ ُﺟ ُﻞ‬- ‫ﺎب‬ ِ
ُ َ‫اَﻟْﻜﺘ‬
VASIL HEMZESİNİN HAREKESİ

• Lâm-ı târifin başında ve ‫ اَﻳْـ ُﻤ ٌﻦ‬kelimesinde fethadır.


• Muzârîsi ‫ﻳَـ ْﻔﻌُ ُﻞ‬ vezninden gelen sülâsî mücerred fiillerin emr-i hâzırlarının ile humâsî ve
südâsîlerin meçhûl mâzilerinin başında dammedir.

• Bunların dışında her yerde kelime başında kesradır.

MEÇHÛL MÂZİ

Meçhûl mâzinin son harfinin harekesi ma’lûmda olduğu gibidir.


Diğer harflerin harekesi ise şöyle belirlenir: Sondan bir önceki harf kesra, ondan önceki bütün
harekeli harfler damme yapılır. Fakat sâkinler aynen kalır.

Ma’lûmu ‫اِ ْﺳﺘَ ْﺨَﺮ َج‬


‫اُ ْﺳﺘُ ْﺨ ِﺮ ُﺟﻮا‬ ‫اُ ْﺳﺘُ ْﺨ ِﺮ َﺟﺎ‬ ‫اُ ْﺳﺘُ ْﺨ ِﺮ َج‬
‫اُ ْﺳﺘُ ْﺨ ِﺮ ْﺟ َﻦ‬ ‫اُ ْﺳﺘُ ْﺨ ِﺮ َﺟﺘَﺎ‬ ْ ‫اُ ْﺳﺘُ ْﺨ ِﺮ َﺟ‬
‫ﺖ‬

‫اُ ْﺳﺘُ ْﺨ ِﺮ ْﺟﺘُ ْﻢ‬ ‫اُ ْﺳﺘُ ْﺨ ِﺮ ْﺟﺘُ َﻤﺎ‬ َ ‫اُ ْﺳﺘُ ْﺨ ِﺮ ْﺟ‬
‫ﺖ‬

‫اُ ْﺳﺘُ ْﺨ ِﺮ ْﺟ ُ ﱠ‬
‫ﱳ‬ ‫اُ ْﺳﺘُ ْﺨ ِﺮ ْﺟﺘُ َﻤﺎ‬ ِ ‫اُﺳﺘُﺨ ِﺮﺟ‬
‫ﺖ‬ ْ ْ ْ
‫اُ ْﺳﺘُ ْﺨ ِﺮ ْﺟﻨَﺎ‬ ُ ‫اُ ْﺳﺘُ ْﺨ ِﺮ ْﺟ‬
‫ﺖ‬

6
MUZÂRÎ

َْ ‫ أَﺗَـ‬kelimesinin (muzâraat harfleri) harflerinden biri getirilerek elde edilir.


Muzârî fiil, mâzi fiilin başına ‫ﲔ‬

Fiil-i muzârî, ma’lûm ve meçhûl olmak üzere iki kısımdır.

MA’LÛM MUZÂRÎ

Bütün bâblarda ma’lûm muzârînin muzâraat harfi fethalı olur. Ancak Sülâsî mezîd rubâî ve rubâî
mücerred bâblarda (4’lü) dammeli olur.

Sondan bir önceki harf sülâsî mücerredin dışındaki bâblarda kesradır. Ancak ‫ ﺗَـ َﻔ ﱡﻌﻞ‬، ‫ﺎﻋﻞ‬
ُ ‫ﺗَـ َﻔ‬
bâblarında ve ‫ﺗَـ َﻔ ْﻌﻠُﻞ‬ bâbı ve onun mülhaklarında kesra değil fetha olur.
Son harf ise, başına nasb ve cezm eden bir âmil gelmedikçe dammeli olur.

MEÇHÛL MUZÂRÎ

Meçhûl muzârîde muzâraat harfi dammeli, sâkin olanlar yine sâkin, son harfin dışında kalan diğer
tüm harfler fethalı olur. Son harf ise, başına nasb ve cezm eden bir âmil gelmedikçe dammeli olur.

6’lı 5’li 4’lü R.Müc. 4’lü S.Mez. 3’lü Fiil

‫ﻳَ ْﺴﺘَ ْﺨ ِﺮ ُج‬ ‫ﻳَـْﻨ َﻜ ِﺴ ُﺮ‬ ‫ﻳُ َﺪ ْﺣ ِﺮ ُج‬ ‫ﻳُ ْﻜ ِﺮُم‬ ‫ﺼ ُﺮ‬
ُ ‫ﻳَـْﻨ‬ Ma’lûm

‫ﻳُ ْﺴﺘَ ْﺨَﺮ ُج‬ ‫ﻳـُْﻨ َﻜ َﺴ ُﺮ‬ ‫ﻳُ َﺪ ْﺣَﺮ ُج‬ ‫ﻳُ ْﻜَﺮُم‬ ‫ﺼ ُﺮ‬
َ ‫ﻳـُْﻨ‬ Meçhûl

‫ﺗَـ َﻔ ْﻌﻠُﻞ‬ ‫ﺗَـ َﻔ ﱡﻌﻞ‬ ‫ﺗَـ َﻔﺎﻋُﻞ‬ İstisnalar

‫ﻳَـﺘَ َﺪ ْﺣَﺮ ُج‬ ‫ﻳَـﺘَ َﻜﻠﱠ ُﻢ‬ ‫ﻳَـﺘَـﺒَﺎ َﻋ ُﺪ‬ Ma’lûm

‫ﻳـُﺘَ َﺪ ْﺣَﺮ ُج‬ ‫ﻳـُﺘَ َﻜﻠﱠ ُﻢ‬ ‫ﻳـُﺘَـﺒَﺎ َﻋ ُﺪ‬ Meçhûl

EMİR ve NEHİY
Emir ve Nehiy, muzârî fiilin başına cemz edatlarından “emir lâm”ı veya “nehiy lâ”sı getirilerek yapılır.
Dolayısıyla son harfler meczûmdur.
Cezm alâmetleri ise, cemi müennes muhataba nunu (mebni olup fâil zamirdir) hariç; tesniye, müfred
muhataba ve cemi müzekker nunlarının düşmesi, müfredlerde ise; fiilin sonu sahîh harf ise cezm olması,
illetli harf ise cezm yerine son harfin düşmesidir.
Meçhûl çekimleri ise muzârîden elde edildikleri için aynen muzârînin meçhûl çekimi gibidir.

7
Emr-i Hâzır

Emr-i Hâzır, ma’lûm muzârî fiilin muhatab siygasından iki aşamada elde edilir:
1. Muzârî fiilin sonu cezm ( ‫ ) ـ ــْـ ـ‬edilir.

2. Muzâraat harfi atılır.


a) Kalan ilk harf harekeli ise; başka bir şey yapılmaz.

b) Kalan ilk harf cezimli ise; başına bir vasıl hemzesi ( ‫ا‬ ) getirilir. Bu hemze, sondan bir önceki

harf ötreli ise ötreli; değil ise, esreli olur.

Neyh-i Hâzır Emr-i Hâzır Nehy-i Gâib Emr-i Gâib

‫ﻻَ ﺗَـ ُﻘﻮ ْل‬ ْ ‫)ﻟِﺘَـ ُﻘ‬


(‫ﻮل‬ ‫ﻗُ ْﻞ‬ ‫ﻻَ ﻳَـ ُﻘﻮ ْل‬ ‫ﻟِﻴَـ ُﻘﻮ ْل‬ Ma’lûm

‫ﻟِﺘُـ َﻘﺎ ْل‬ ‫ﻟِﻴُـ َﻘﺎ ْل‬


a
‫ﻻَ ﺗـُ َﻘﺎ ْل‬ ‫ﻻَ ﻳـُ َﻘﺎ ْل‬ Meçhûl

‫ﺼ ْﺮ‬ ِ ِ
ُ ‫ﻻَ ﺗَـْﻨ‬ ُ ‫ﺼ ْﺮ )ﻟﺘَـْﻨ‬
(‫ﺼ ْﺮ‬ ُ ْ‫اُﻧ‬ ‫ﺼ ْﺮ‬
ُ ‫ﻻَ ﻳَـْﻨ‬ ‫ﺼ ْﺮ‬
ُ ‫ﻟﻴَـْﻨ‬ Ma’lûm

ِ ِ
b
‫ﺼ ْﺮ‬
َ ‫ﻻَ ﺗـُْﻨ‬ ‫ﺼ ْﺮ‬َ ‫ﻟﺘُـْﻨ‬ ‫ﺼ ْﺮ‬
َ ‫ﻻَ ﻳـُْﻨ‬ ‫ﺼ ْﺮ‬
َ ‫ﻟﻴُـْﻨ‬ Meçhûl

İSM-İ FÂİL
Sülâsî Mücerred dışındaki bâbların ism-i fâilleri masdar başlığı altında anlatılmıştı.
Sülâsî Mücerredlerin ism-i fâilleri mâzideki aynel fiillinin harekesine bakılarak tespit edilir.

Sülâsî Mücerredlerde İsm-i Fâil

Mâzisinin Aynel Fiili

‫ﻓَﻌِ َﻞ‬ ‫ﻓَﻌِ َﻞ‬ ‫ﻓَـﻌُ َﻞ‬ ‫ﻓَـ َﻌ َﻞ‬


Lâzım Müteaddî Müteaddî - Lâzım

Vezinleri Vezni Vezni Vezni

ٌ ‫َﻣ ِﺮ‬
‫ﻳﺾ‬
‫َزِﻣ ٌﻦ‬ ‫َﻋ ِﻈ ٌﻴﻢ‬

‫َﻋﺎﻟِ ٌـﻢ‬ ‫َ� ِﺻٌﺮ‬


Müennes Müzekker

Cemi Tesniye Müfred Cemi Tesniye Müfred

‫ُﺣ ْـﻤٌﺮ‬ ‫ُﺣ ْـﻤٌﺮ َﺣ ْـﻤَﺮاءُ َﺣ ْـﻤَﺮ َاو ِان‬ ‫َﺣ َـﻤَﺮ ِان‬
ْ‫أ‬ ‫َﺣ َـﻤ ُﺮ‬
ْ‫أ‬ ‫ﺿ ِﺨ ٌﻢ‬
َ
‫ﺎش‬ ِ ِ ‫ِﻋﻄَﺎش ﻋﻄْ ٰﺸﯽ ﻋﻄْ َﺸﻴ‬ ‫ﺎ� ِن‬
ٌ َ‫ﻋﻄ‬ ‫ﺎن‬ َ َ َ ٌ َ ‫َﻋﻄْ َﺸ‬ ‫َﻋﻄْ َﺸﺎ ُن‬

8
NOT: Maksûdda geçen bu vezinlerden başka semâî olarak gelen başka vezinler de vardır.

‫ﻓَـ ْﻌ ٰﻠﯽ‬‫ﺎل ﻓُـ ْﻌﻼَ ٌن ﻓَـْﻴﻌِ ٌﻞ ﻓُـ ْﻌ ٰﻠﯽ‬


ٌ ‫ﻮل ﻓُـ َﻌ‬
ٌ ُ‫ﺎل ﻓَـﻌ‬ٌ ‫ﻓَـ َﻌ‬ ‫ﻴﻞ‬ ِ ِ
ٌ ‫ﻓَـ َﻌ ٌﻞ ﻓُـﻌُ ٌﻞ ﻓَـ ْﻌ ٌﻞ ﻓ ْﻌ ٌﻞ ﻓُـ ْﻌ ٌﻞ ﻓَﻌ‬ Vezin

‫ﺖ ُﺣْﺒـ ٰﻠﯽ َو ْﺣ ٰـﻤﯽ‬ ٌ ِّ‫ﻮل ُﺷ َﺠﺎعٌ ﻋُْﺮَ� ٌن َﻣﻴ‬ ٌ ‫َﺟﺒَﺎ ٌن َر ُﺳ‬ ‫ﺐ َﻛ ِﺮﻳ ٌـﻢ‬ ُ ‫ﺐ ِر ْﺧ ٌﻮ‬
ٌ ‫ﺻ ْﻠ‬ ٌ ‫ﺻ ْﻌ‬
َ ‫ﺐ‬
ٌ ُ‫َﺣ َﺴ ٌﻦ ُﺟﻨ‬ Mevzûn

İSM-İ MEF’ÛL
Sülâsî Mücerred dışındaki bâbların ism-i mef’ûlleri masdar başlığı altında anlatılmıştı.
Sülâsî Mücerredlerin ism-i mef’ûlleri müteâddî fiilden elde edilir. Lâzım fiilden ise bir harf-i cer
vasıtası ile elde edilir.

Semâî Kıyâsî
Müennes Müzekker Müennes Müzekker

‫ﻴﻞ‬ ِ
ٌ ‫ﻓَﻌ‬ ٌ‫َﻣ ْﻔﻌُﻮﻟَﺔ‬ ‫ﻮل‬
ٌ ُ‫َﻣ ْﻔﻌ‬ Vezin

ِ
ٌ‫َﻛﺜﲑ‬ ٌ‫ﺼ َﻮرة‬ُ ‫َﻣْﻨ‬ ‫ﻮر‬
ٌ‫ﺼ‬ ُ ‫َﻣْﻨ‬
‫ﻴﻊ‬ ِ
ٌ ‫َﺟـﻤ‬ ٌ‫ـﺠﺒُ َﻮرة‬
ْ ‫َﻣ‬ ‫ﻮر‬
ٌ ُ‫ـﺠﺒ‬
ْ ‫َﻣ‬ Mevzûn

‫َرِﺟ ٌﻴﻢ‬ ٌ‫ـﺠ ُﻬﻮﻟَﺔ‬


ْ ‫َﻣ‬ ‫ﻮل‬
ٌ ‫ـﺠ ُﻬ‬
ْ ‫َﻣ‬

NOT: Semâî olarak gelen ‫ ﻓَ ِﻌﻴﻞ‬vezninin müzekker ve müennesi müsâvîdir.


ٌ

Mübâlağa Vezinleri

İsm-i fâilin mübâlağa vezinleri şunlardır:

ِ ِ ٌ ‫ِﻣ ْﻔ َﻌ‬ ِِ
ٌ‫ﻓُـ َﻌﻠَﺔ‬ ‫ﻴﻞ‬
ٌ ‫ﻣ ْﻔﻌ‬ ‫ﺎل‬ ‫ﻓَـﻌُ ٌﻞ‬ ‫ﺎل ﻓُـﻌُ ٌﻞ‬ ٌ ‫ﻓ ّﻌ‬
ٌ ‫ﻴﻞ ﻓَـ ﱠﻌ‬ ‫ﻮل‬
ٌ ُ‫ﻓَـﻌ‬ Vezin

ٌ‫ ﻟُ َﻌﻨَﺔ‬،ٌ‫ ِﻣ ْﻜﺜِﲑٌ ُﻫ َـﻤ َﺬة‬،‫ﲔ‬ ِ ِ ‫ِﻣ ْﺪ َر ٌار‬ ِِ


ٌ ‫ﻣ ْﺴﻜ‬ ‫ﻆ‬ٌ ‫ﻳَـ ُﻘ‬ ٌ ‫ﻳﻖ َﻛ ﱠﺬ‬
‫اب ﻏُ ُﻔ ٌﻞ‬ ٌ ‫ﺻ ّﺪ‬ ‫ﻮل‬
ٌ ‫َﺟ ُﻬ‬ Mevzûn

NOT: ٌ‫ ﻓُـ َﻌﻠَﺔ‬veznindeki ayn cezimlenek ٌ‫ ﻓُـ ْﻌﻠَﺔ‬şeklinde okunursa ism-i mef’ûlün mübâlağası için olur.
ٌ‫ ﻟُ ْﻌﻨَﺔ‬: Ziyâde lânet olunmuş.
Maksûdda geçen bu vezinlerden başka mübâlağa vezinler de vardır.

‫ﻮل‬
ٌ ُ‫ﻓَﺎﻋ‬ ٌ‫ﻓَـ ﱠﻌﺎﻟَﺔ‬ ‫ﻴﻞ‬ ِ
ٌ ‫ﻓَﻌ‬ ‫ﺎل‬
ٌ ‫ﻓُـ ﱠﻌ‬ Vezin

‫وق‬
ٌ ‫ﻓَ ُﺎر‬ ٌ‫َﻋﻼﱠَﻣﺔ‬ ‫َرِﺣ ٌﻴﻢ‬ ‫ﻃُﱠﻮ ٌال‬ Mevzûn

9
FASIL

Sahîh Fiillerin Çekimleri

Mâzî, muzârî, emir ve nehyin; emsile-i muttaridelerinin ma’lûm ve meçhûl çekimleri 14 siyga olarak
çekilir. Bu siygaların 3’ü gâib, 3’ü gâibe, 3’ü muhatab, 3’ü muhataba ve 2’si mütekellim içindir. Ancak emir
ve nehiyde mütekellim siygaları çekilmez. Çekildiği durumlarda ise emir veya nehiy anlamı taşımayıp daha
ziyade bir şeyi murâd etmek anlamı taşır.

Sülâsî Fiillerin Çekimleri

Fiil-i Mâzi

Cemi Tesniye Müfred

Meçhûl Ma’lûm Meçhûl Ma’lûm Meçhûl Ma’lûm

‫ﺼ ُﺮوا‬ ِ ُ‫ﻧ‬ ‫ﺼ ُﺮوا‬ ِ ُ‫ﻧ‬ ِ ُ‫ﻧ‬


َ َ‫ﻧ‬ ‫ﺼَﺮا‬ ‫ﺼَﺮا‬ َ َ‫ﻧ‬ ‫ﺼَﺮ‬ ‫ﺼَﺮ‬
َ َ‫ﻧ‬ Gâib

‫ﺼ ْﺮ َن‬ ِ ُ‫ﻧ‬ ‫ﺼ ْﺮ َن‬ ِ ُ‫ﻧ‬ ِ ُ‫ﻧ‬


َ َ‫ﻧ‬ ‫ﺼَﺮَﺎﺗ‬ ‫ﺼَﺮَﺎﺗ‬ َ َ‫ﻧ‬ ‫ت‬ْ ‫ﺼَﺮ‬ ‫ت‬ْ ‫ﺼَﺮ‬َ َ‫ﻧ‬ Gâibe

ِ ُ‫ﻧ‬
‫ﺼ ْﺮﺗـُ ْﻢ‬ ‫ﺼ ْﺮﺗـُ ْﻢ‬ ِ ُ‫ﻧ‬ ِ
َ َ‫ﻧ‬ ‫ﺼ ْﺮﺗـُ َﻤﺎ‬ ‫ﺼ ْﺮﺗـُ َﻤﺎ‬
َ َ‫ﻧ‬ ‫ت‬َ ‫ﻧُﺼ ْﺮ‬ ‫ت‬َ ‫ﺼ ْﺮ‬
َ َ‫ﻧ‬ Muhatab

‫ﺼ ْﺮﺗُ ﱠﻦ‬ ِ ُ‫ﻧ‬ ‫ﺼ ْﺮﺗُ ﱠﻦ‬ َ َ‫ﻧ‬


ِ ُ‫ﻧ‬
‫ﺼ ْﺮﺗـُ َﻤﺎ‬ ‫ﺼ ْﺮﺗـُ َﻤﺎ‬
َ َ‫ﻧ‬ ‫ﺼ ْﺮ ِت‬
ِ ُ‫ﻧ‬ ‫ﺼ ْﺮ ِت‬
َ َ‫ﻧ‬ Muhataba

�َ‫ﺼ ْﺮ‬ ِ ُ‫ﻧ‬ �َ‫ﺼ ْﺮ‬ ِ ُ‫ﻧ‬ ِ


َ َ‫ﻧ‬ �َ‫ﺼ ْﺮ‬ �َ‫ﺼ ْﺮ‬
َ َ‫ﻧ‬ ‫ت‬ُ ‫ﻧُﺼ ْﺮ‬ ‫ت‬ُ ‫ﺼ ْﺮ‬
َ َ‫ﻧ‬ Mütekellim

Fiil-i Muzârî

Cemi Tesniye Müfred

Meçhûl Ma’lûm Meçhûl Ma’lûm Meçhûl Ma’lûm

‫ﺼ ُﺮو َن‬َ ‫ﻳـُْﻨ‬ ‫ﺼ ُﺮو َن‬ُ ‫ﻳَـْﻨ‬ ‫ﺼَﺮ ِان‬


َ ‫ﻳـُْﻨ‬ ‫ﺼَﺮ ِان‬
ُ ‫ﻳَـْﻨ‬ ‫ﺼ ُﺮ‬
َ ‫ﻳـُْﻨ‬ ‫ﺼ ُﺮ‬
ُ ‫ﻳَـْﻨ‬ Gâib

‫ﺼ ْﺮ َن‬
َ ‫ﻳـُْﻨ‬ ‫ﺼ ْﺮ َن‬
ُ ‫ﻳَـْﻨ‬ ‫ﺼَﺮ ِان‬
َ ‫ﺗـُْﻨ‬ ‫ﺼَﺮ ِان‬
ُ ‫ﺗَـْﻨ‬ ‫ﺼ ُﺮ‬
َ ‫ﺗـُْﻨ‬ ‫ﺼ ُﺮ‬
ُ ‫ﺗَـْﻨ‬ Gâibe

‫ﺼ ُﺮو َن‬َ ‫ﺗـُْﻨ‬ ‫ﺼ ُﺮو َن‬ُ ‫ﺗَـْﻨ‬ ‫ﺼَﺮ ِان‬


َ ‫ﺗـُْﻨ‬ ‫ﺼَﺮ ِان‬
ُ ‫ﺗَـْﻨ‬ ‫ﺼ ُﺮ‬
َ ‫ﺗـُْﻨ‬ ‫ﺼ ُﺮ‬
ُ ‫ﺗَـْﻨ‬ Muhatab

‫ﺼ ْﺮ َن‬
َ ‫ﺗـُْﻨ‬ ‫ﺼ ْﺮ َن‬
ُ ‫ﺗَـْﻨ‬ ‫ﺼَﺮ ِان‬
َ ‫ﺗـُْﻨ‬ ‫ﺼَﺮ ِان‬
ُ ‫ﺗَـْﻨ‬ َ ‫ﺼ ِﺮ‬
‫ﻳﻦ‬ َ ‫ﺗـُْﻨ‬ َ ‫ﺼ ِﺮ‬
‫ﻳﻦ‬ ُ ‫ﺗَـْﻨ‬ Muhataba

‫ﺼ ُﺮ‬
َ ‫ﻧـُْﻨ‬ ‫ﺼ ُﺮ‬
ُ ‫ﻧَـْﻨ‬ ‫ﺼ ُﺮ‬
َ ‫ﻧـُْﻨ‬ ‫ﺼ ُﺮ‬
ُ ‫ﻧَـْﻨ‬ َ ْ‫أُﻧ‬
‫ﺼ ُﺮ‬ ُ ْ‫أَﻧ‬
‫ﺼ ُﺮ‬ Mütekellim

10
Emir

Cemi Tesniye Müfred

Meçhûl Ma’lûm Meçhûl Ma’lûm Meçhûl Ma’lûm

‫ﺼ ُﺮوا‬ ِ ِ ِ ِ ِ ِ
َ ‫ﻟﻴُـْﻨ‬ ‫ﺼ ُﺮوا‬ُ ‫ﻟﻴَـْﻨ‬ ‫ﺼَﺮا‬َ ‫ﻟﻴُـْﻨ‬ ‫ﺼَﺮا‬ُ ‫ﻟﻴَـْﻨ‬ ‫ﺼ ْﺮ‬
َ ‫ﻟﻴُـْﻨ‬ ‫ﺼ ْﺮ‬
ُ ‫ﻟﻴَـْﻨ‬ Gâib

‫ﺼ ْﺮ َن‬ ِ ِ ِ ِ ِ ِ
َ ‫ﻟﻴُـْﻨ‬ ‫ﺼ ْﺮ َن‬
ُ ‫ﻟﻴَـْﻨ‬ ‫ﺼَﺮا‬َ ‫ﻟﺘُـْﻨ‬ ‫ﺼَﺮا‬ُ ‫ﻟﺘَـْﻨ‬ ‫ﺼ ْﺮ‬
َ ‫ﻟﺘُـْﻨ‬ ‫ﺼ ْﺮ‬
ُ ‫ﻟﺘَـْﻨ‬ Gâibe

‫ﺼ ُﺮوا‬ ِ ِ ِ
َ ‫ﻟﺘُـْﻨ‬ ‫ﺼ ُﺮوا‬ُ ْ‫اُﻧ‬ ‫ﺼَﺮا‬َ ‫ﻟﺘُـْﻨ‬ ‫ﺼَﺮا‬
ُ ْ‫اُﻧ‬ ‫ﺼ ْﺮ‬
َ ‫ﻟﺘُـْﻨ‬ ‫ﺼ ْﺮ‬
ُ ْ‫اُﻧ‬ Muhatab

‫ﺼ ْﺮ َن‬ ِ ِ ‫ﺼ ِﺮي‬ ِ ‫ﺼ ِﺮي‬


َ ‫ﻟﺘُـْﻨ‬ ‫ﺼ ْﺮ َن‬
ُ ْ‫اُﻧ‬ ‫ﺼَﺮا‬َ ‫ﻟﺘُـْﻨ‬ ‫ﺼَﺮا‬
ُ ْ‫اُﻧ‬ َ ‫ﻟﺘُـْﻨ‬ ُ ْ‫اُﻧ‬ Muhataba

‫ﺼ ْﺮ‬ ِ ِ ِ
َ ‫ﻟﻨُـْﻨ‬ - ‫ﺼ ْﺮ‬
َ ‫ﻟﻨُـْﻨ‬ - ‫ﺼ ْﺮ‬َ ْ‫ﻷُﻧ‬ - Mütekellim

Nehiy

Cemi Tesniye Müfred

Meçhûl Ma’lûm Meçhûl Ma’lûm Meçhûl Ma’lûm

‫ﺼ ُﺮوا‬
َ ‫ﻻَ ﻳـُْﻨ‬ ‫ﺼ ُﺮوا‬
ُ ‫ﻻَ ﻳَـْﻨ‬ ‫ﺼَﺮا‬
َ ‫ﻻَ ﻳـُْﻨ‬ ‫ﺼَﺮا‬ُ ‫ﻻَ ﻳَـْﻨ‬ ‫ﺼ ْﺮ‬
َ ‫ﻻَ ﻳـُْﻨ‬ ‫ﺼ ْﺮ‬
ُ ‫ﻻَ ﻳَـْﻨ‬ Gâib

‫ﺼ ْﺮ َن‬
َ ‫ﻻَ ﻳـُْﻨ‬ ‫ﺼ ْﺮ َن‬
ُ ‫ﻻَ ﻳَـْﻨ‬ ‫ﺼَﺮا‬
َ ‫ﻻَ ﺗـُْﻨ‬ ‫ﺼَﺮا‬ ُ ‫ﻻَ ﺗَـْﻨ‬ ‫ﺼ ْﺮ‬
َ ‫ﻻَ ﺗـُْﻨ‬ ‫ﺼ ْﺮ‬
ُ ‫ﻻَ ﺗَـْﻨ‬ Gâibe

‫ﺼ ُﺮوا‬َ ‫ﻻَ ﺗـُْﻨ‬ ‫ﺼ ُﺮوا‬ُ ‫ﻻَ ﺗَـْﻨ‬ ‫ﺼَﺮا‬


َ ‫ﻻَ ﺗـُْﻨ‬ ‫ﺼَﺮا‬ ُ ‫ﻻَ ﺗَـْﻨ‬ ‫ﺼ ْﺮ‬
َ ‫ﻻَ ﺗـُْﻨ‬ ‫ﺼ ْﺮ‬
ُ ‫ﻻَ ﺗَـْﻨ‬ Muhatab

‫ﺼ ْﺮ َن‬
َ ‫ﻻَ ﺗـُْﻨ‬ ‫ﺼ ْﺮ َن‬
ُ ‫ﻻَ ﺗَـْﻨ‬ ‫ﺼَﺮا‬
َ ‫ﻻَ ﺗـُْﻨ‬ ‫ﺼَﺮا‬ ُ ‫ﻻَ ﺗَـْﻨ‬ ‫ﺼ ِﺮي‬َ ‫ﻻَ ﺗـُْﻨ‬ ‫ﺼ ِﺮي‬ُ ‫ﻻَ ﺗَـْﻨ‬ Muhataba

‫ﺼ ْﺮ‬
َ ‫ﻻَ ﻧـُْﻨ‬ - ‫ﺼ ْﺮ‬
َ ‫ﻻَ ﻧـُْﻨ‬ - َ ْ‫ﻻَ أُﻧ‬
‫ﺼ ْﺮ‬ - Mütekellim

İsm-i Fâilin Çekimi

İsm-i fâil, 10 siyga olarak çekilir. Bu siygaların biri sâlim üçü mükesser olmak üzere 4’ü cem-i
müzekker için, biri sâlim diğeri mükesser olmak üzere 2’si cem-i müennes için ve geri kalan 4’ü de müfred ve
tesniyeler içindir.

Cem-i Mükesser Cemi Tesniye Müfred

ٌ‫ﺼَﺮة‬
َ َ‫ﻧ‬ ‫ﺼٌﺮ‬‫ﻧُ ﱠ‬ ‫ﺼ ٌﺎر‬
‫ﻧُ ﱠ‬ ‫َ� ِﺻ ُﺮو َن‬ ‫َ� ِﺻَﺮ ِان‬ ‫َ� ِﺻٌﺮ‬ Müzekker

ِ ‫ﻧَـﻮ‬
‫اﺻ ُﺮ‬ َ ٌ ‫َ� ِﺻَﺮ‬
‫ات‬ ‫َ� ِﺻَﺮَﺎﺗ ِن‬ ٌ‫َ� ِﺻَﺮة‬ Müennes

11
İsm-i Mef’ûlün Çekimi

İsm-i mef’ûl, 7 siyga olarak çekilir. Bu siygaların biri sâlim diğeri mükesser olmak üzere 2’ü cem-i
müzekker için, 1’i cem-i müennes sâlim için ve geri kalan 4’ü de müfred ve tesniyeler içindir.

Cem-i Mükesser Cemi Tesniye Müfred

ِ َ‫ﺎﺻﲑ )ﻣﻨ‬
(‫ﺎﺻ ُﺮ‬ ِ ‫ﺼ َﻮر ِان‬
َ ُ َ‫َﻣﻨ‬ ‫ﻮرو َن‬
ُ‫ﺼ‬ ُ ‫َﻣْﻨ‬ ُ ‫َﻣْﻨ‬ ‫ﻮر‬
ٌ‫ﺼ‬ ُ ‫َﻣْﻨ‬ Müzekker

- ‫ات‬
ٌ ‫ﺼ َﻮر‬
ُ ‫َﻣْﻨ‬ ‫ﺼ َﻮرَﺎﺗ ِن‬ُ ‫َﻣْﻨ‬ ٌ‫ﺼ َﻮرة‬
ُ ‫َﻣْﻨ‬ Müennes

TE’KİD NÛNU

Te’kid nûnu, manayı kuvvetlendirmek için kelimenin sonuna getirilen bir “ ‫ ” ن‬dur. İki kısımdır.

1. Nûn-u Muhaffefe : Sâkin te’kid nûnu ( ‫) ـ ـ ـ ـ ـ ـ ْـﻦ‬


2. Nûn-u Müşeddede : Şeddeli te’kid nûnu ( ‫ﻦ‬ ‫ــــــ ﱠ‬ ‫ َن‬+ ‫) ـ ـ ـ ـ ـ ـ ْـﻦ‬
Lâfza yapılan her ziyâde manaya da tesir edeceğinden nûn-u müşeddede, nûn-u muhaffefeden daha
te’kidlidir.
Nûn-u müşeddede; emir ve nehiylerin hem ma’lûm hem de meçûl siygalarının tümüne getirilebilirken,
nûn-u muhaffefe; tesniye ve cem-i müennes siygalarına getirilemez.
Nûn-u müşeddede, tesniye ve cem-i müenneslerde kesra, diğer siygalarda fethadır.
Nûn-u muhaffefe dâime sâkindir.
Te’kid nûnundan önceki harfin harekesi; müfred muhatabada kesra, cem-i müzekkerlerde damme,
diğer siygalarda ise fethadır.

Nûn-u Muhaffefe Çekimi

Cemi Tesniye Müfred

Nehiy Emir Nehiy Emir Nehiy Emir

‫ﺼ ُﺮ ْن‬ ِ ِ
ُ ‫ﻻَ ﻳَـْﻨ‬ ‫ﺼ ُﺮ ْن‬
ُ ‫ﻟﻴَـْﻨ‬ - - ‫ﺼَﺮ ْن‬ُ ‫ﻻَ ﻳَـْﻨ‬ ‫ﺼَﺮ ْن‬ُ ‫ﻟﻴَـْﻨ‬ Gâib

- - - - ‫ﺼَﺮ ْن‬ ِ
ُ ‫ﻻَ ﺗَـْﻨ‬ ‫ﺼَﺮ ْن‬ُ ‫ﻟﺘَـْﻨ‬ Gâibe

‫ﺼ ُﺮ ْن‬
ُ ‫ﻻَ ﺗَـْﻨ‬ ‫ﺼ ُﺮ ْن‬
ُ ْ‫اُﻧ‬ - - ‫ﺼَﺮ ْن‬ُ ‫ﻻَ ﺗَـْﻨ‬ ‫ﺼَﺮ ْن‬ُ ْ‫اُﻧ‬ Muhatab

- - - - ‫ﺼ ِﺮ ْن‬
ُ ‫ﻻَ ﺗَـْﻨ‬ ‫ﺼ ِﺮ ْن‬
ُ ْ‫اُﻧ‬ Muhataba

- - - Mütekellim

12
Nûn-u Müşeddede Çekimi

Cemi Tesniye Müfred

Nehiy Emir Nehiy Emir Nehiy Emir

‫ﺼ ُﺮ ﱠن‬ ِ ‫ﺼَﺮا ِّن‬ ‫ﺼَﺮا ِّن‬ ِ ِ


ُ ‫ﺼ ُﺮ ﱠن ﻻَ ﻳَـْﻨ‬ ُ ‫ﻟﻴَـْﻨ‬ ُ ‫ﻻَ ﻳَـْﻨ‬ ُ ‫ﻟﻴَـْﻨ‬ ‫ﺼَﺮ ﱠن‬
ُ ‫ﻻَ ﻳَـْﻨ‬ ‫ﺼَﺮ ﱠن‬
ُ ‫ﻟﻴَـْﻨ‬ Gâib

‫ﺼ ْﺮﻧـَﺎ ِّن‬ ِ ‫ﻟِﻴـْﻨ‬ ‫ﺼَﺮا ِّن‬ ‫ﺼَﺮا ِّن‬ ِ ‫ﺼَﺮ ﱠن‬ ‫ﺼَﺮ ﱠن‬ ِ
ُ ‫ﺼ ْﺮﻧَـﺎ ّن ﻻَ ﻳَـْﻨ‬
ُ َ ُ ‫ﻻَ ﺗَـْﻨ‬ ُ ‫ﻟﺘَـْﻨ‬ ُ ‫ﻻَ ﺗَـْﻨ‬ ُ ‫ﻟﺘَـْﻨ‬ Gâibe

‫ﺼ ُﺮ ﱠن‬
ُ ‫ﻻَ ﺗَـْﻨ‬ ‫ﺼ ُﺮ ﱠن‬
ُ ْ‫اُﻧ‬ ‫ﺼَﺮا ِّن‬
ُ ‫ﻻَ ﺗَـْﻨ‬ ‫ﺼَﺮا ِّن‬
ُ ْ‫اُﻧ‬ ‫ﺼَﺮ ﱠن‬ُ ‫ﻻَ ﺗَـْﻨ‬ ‫ﺼَﺮ ﱠن‬ُ ْ‫اُﻧ‬ Muhatab

‫ﺼ ْﺮﻧـَﺎ ِّن‬ ِ ْ‫اُﻧ‬


ُ ‫ﺼ ْﺮﻧَـﺎ ّن ﻻَ ﺗَـْﻨ‬ُ ‫ﺼَﺮا ِّن‬
ُ ‫ﻻَ ﺗَـْﻨ‬ ‫ﺼَﺮا ِّن‬
ُ ْ‫اُﻧ‬ ‫ﺼ ِﺮ ﱠن‬
ُ ‫ﻻَ ﺗَـْﻨ‬ ‫ﺼ ِﺮ ﱠن‬
ُ ْ‫اُﻧ‬ Muhataba

- - - Mütekellim

NOT: Meçhûl çekimlerde benzer şekilde yapılır.

֍
Rubâî, Humâsî ve Südâsîlerin emsile-i muttaride çekimleri de aynen sülâsiler gibi yapılır. Bu sebeple
musannıf, buradan itibaren rubâî, humâsî ve südâsîlerin emsile-i muhtelife çekimlerine yer vermiştir.
Lâzım fiillerin meçhulleri ve ism-i mef’ûlleri harf-i cer ile çekilir ve fiil daima müfred müzekker gâib
olur. Çekimler harfi cerlere bitişen zamirlerde gerçekleşir.

Rubâî Mücerred Fiilin Çekimine Misal

Rubâî Mücerred ‫َد ْﺣَﺮ َج‬ Bâbının Emsile-i Muhtelifesi

‫ِج‬ ِ
ٌ ‫ُﻣ َﺪ ْﺣﺮ‬ ‫اﺟﺎ‬
ً ‫َد ْﺣَﺮ َﺟﺔً َو د ْﺣَﺮ‬ ‫ِج‬
ُ ‫ﻳُ َﺪ ْﺣﺮ‬ ‫َد ْﺣَﺮ َج‬
‫ِج‬
ُ ‫َﻣﺎ ﻳُ َﺪ ْﺣﺮ‬ ‫ﻟَ ﱠﻤﺎ ﻳُ َﺪ ْﺣﺮ ِْج‬ ‫ﻟَ ْـﻢ ﻳُ َﺪ ْﺣﺮ ِْج‬ ‫ُﻣ َﺪ ْﺣَﺮ ٌج‬
‫ﻻَ ﻳُ َﺪ ْﺣﺮ ِْج‬ ‫ﻟِﻴُ َﺪ ْﺣﺮ ِْج‬ ‫ِج‬
َ ‫ﻟَ ْﻦ ﻳُ َﺪ ْﺣﺮ‬ ‫ِج‬
ُ ‫ﻻَ ﻳُ َﺪ ْﺣﺮ‬
‫ﻻَ ﺗُ َﺪ ْﺣﺮ ِْج‬ ‫َد ْﺣﺮ ِْج‬
Buradan sonrası bir vasıta ile çekilir. ‫ُﻣ َﺪ ْﺣَﺮ ٌج‬

Rubâî Mücerred ‫َد ْﺣَﺮ َج‬ Bâbının Meçhûl Çekimi

Muzârî Mâzî

‫ﻳُ َﺪ ْﺣَﺮ ُج‬ ‫ِج‬


َ ‫ُد ْﺣﺮ‬
NOT: Rubâî mücerrede mülhâk olan bâbların çekimleri de aynen bu şekilde yapılır.

13
Sülâsî Mezîd Rubâî Fiillerin Çekimlerine Misaller

Sülâsî Mezîd Rubâî ‫إِﻓْـ َﻌﺎل‬ Bâbının Emsile-i Muhtelifesi

‫ِج‬ ِ
ٌ ‫ـﺨﺮ‬
ْ ‫ُﻣ‬ ‫اﺟﺎ‬
ً ‫إ ْﺧَﺮ‬ ‫ِج‬
ُ ‫ـﺨﺮ‬
ْ ُ‫ﻳ‬ ‫َﺧَﺮ َج‬
ْ‫أ‬
‫ِج‬
ُ ‫ـﺨﺮ‬
ْ ُ‫َﻣﺎ ﻳ‬ ‫ـﺨﺮ ِْج‬ ْ ُ‫ﻟَ ﱠﻤﺎ ﻳ‬ ‫ـﺨﺮ ِْج‬
ْ ُ‫ﻟَ ْـﻢ ﻳ‬ ‫ـﺨَﺮ ٌج‬
ْ ‫ُﻣ‬
‫ـﺨﺮ ِْج‬ ِ
ْ ُ‫ﻻَ ﻳ‬ ‫ـﺨﺮ ِْج‬
ْ ُ‫ﻟﻴ‬ ‫ِج‬
َ ‫ـﺨﺮ‬
ْ ُ‫ﻟَ ْﻦ ﻳ‬ ‫ِج‬
ُ ‫ـﺨﺮ‬ ْ ُ‫ﻻَ ﻳ‬
‫ـﺨﺮ ِْج‬
ْ ُ‫ﻻَ ﺗ‬ ‫َﺧﺮ ِْج‬
ْ‫أ‬
Buradan sonrası bir vasıta ile çekilir. ‫ـﺨَﺮ ٌج‬
ْ ‫ُﻣ‬
Bu bâbın muzârîsinin nefs-i mütekellim siygasında, zâid olan hemze ile muzâraat harfi olan
mütekllim hemzesi cem olacağından muzârînin bütün siygalarında zâid olan hemze hazfedilmiştir.
.
Nefs-i mütekellim siygası :
ُ ‫أُ ْﺧﺮ‬
‫ِج‬ ُ ‫أَُؤ ْﺟﺮ‬
‫ِج‬
Bu bâbın tasrifinde uygunluk olması için zâid olan hemze, muzârîde hazfolunduğu gibi ism-i fâil ve
ism-i mef’ûl de dâhil olmak üzere bütün siygalarda hazfedilmiştir.
NOT: Emr-i hâzır siygasında hemze olarak vasıl hemzesi yerine bâbın orijinalinde bulunan ve
alâmetini taşıyan zâid hemze kullanılır.

Sülâsî Mezîd Rubâî ‫إِﻓْـ َﻌﺎل‬ Bâbının Meçhûl Çekimi

Muzârî Mâzî

‫ـﺨَﺮ ُج‬
ْ ُ‫ﻳ‬ ‫ِج‬
َ ‫ُﺧﺮ‬
ْ‫أ‬

Sülâsî Mezîd Rubâî ‫ﺗَـ ْﻔﻌِﻴﻞ‬ Bâbının Emsile-i Muhtelifesi

‫ـﺨِّﺮ ٌج‬
َ ‫ُﻣ‬ ً‫ـﺨ ِﺮ َﺟﺔ‬ ً ‫ـﺨ ِﺮﻳ‬
ْ َ‫ـﺠﺎ َو ﺗ‬ ْ َ‫ﺗ‬ ‫ـﺨِّﺮ ُج‬
َ ُ‫ﻳ‬ ‫َﺧﱠﺮ َج‬
‫ـﺨِّﺮ ُج‬
َ ُ‫َﻣﺎ ﻳ‬ ‫ـﺨِّﺮ ْج‬َ ُ‫ﻟَ ﱠﻤﺎ ﻳ‬ ‫ـﺨِّﺮ ْج‬َ ُ‫ﻟَ ْـﻢ ﻳ‬ ‫ـﺨﱠﺮ ٌج‬
َ ‫ُﻣ‬
‫ـﺨِّﺮ ْج‬ ‫ـﺨِّﺮ ْج‬ ِ ‫ـﺨِّﺮ َج‬ ‫ـﺨِّﺮ ُج‬
َ ُ‫ﻻَ ﻳ‬ َ ُ‫ﻟﻴ‬ َ ُ‫ﻟَ ْﻦ ﻳ‬ َ ُ‫ﻻَ ﻳ‬
‫ـﺨِّﺮ ْج‬
َ ُ‫ﻻَ ﺗ‬ ‫َﺧِّﺮ ْج‬
Buradan sonrası bir vasıta ile çekilir. ‫ـﺨﱠﺮ ٌج‬
َ ‫ُﻣ‬

Sülâsî Mezîd Rubâî ‫ﺗَـ ْﻔﻌِﻴﻞ‬ Bâbının Meçhûl Çekimi

Muzârî Mâzî

‫ـﺨﱠﺮ ُج‬
َ ُ‫ﻳ‬ ‫ُﺧِّﺮ َج‬
14
Sülâsî Mezîd Rubâî ‫ﺎﻋﻠَﺔ‬
َ ‫َﻣ َﻔ‬ Bâbının Emsile-i Muhtelifesi

ِ ‫ﻣـﺨ‬
‫ﺎﺻ ٌﻢ‬ ِ ِ ‫ﻳـﺨ‬
‫ﺎﺻ ُﻢ‬ ‫ﺎﺻ َﻢ‬
َُ ‫ﺼ ًﺎﻣﺎ‬
َ ‫ﺎﺻ َﻤﺔً َو ﺧ‬
َ ‫ُﻣـ َﺨ‬ َُ َ ‫َﺧ‬
‫ﺎﺻ ُﻢ‬ِ ‫ﻣﺎ ﻳـﺨ‬ ِ ‫ﻟَ ﱠﻤﺎ ﻳـﺨ‬
‫ﺎﺻ ْﻢ‬ ِ ‫ﻟَـﻢ ﻳـﺨ‬
‫ﺎﺻ ْﻢ‬ ‫ﺎﺻ ٌﻢ‬
َُ َ َُ َُ ْ َ ‫ـﺨ‬
َ ‫ُﻣ‬
ِ ‫ﻻَ ﻳـﺨ‬
‫ﺎﺻ ْﻢ‬ ِ ‫ﻟِﻴـﺨ‬
‫ﺎﺻ ْﻢ‬ ِ ‫ﻟَﻦ ﻳـﺨ‬
‫ﺎﺻ َﻢ‬ ِ ‫ﻻَ ﻳـﺨ‬
‫ﺎﺻ ُﻢ‬
َُ َُ َُ ْ َُ
ِ ‫ﻻَ ﺗُـﺨ‬
‫ﺎﺻ ْﻢ‬ ِ ‫ﺧ‬
‫ﺎﺻ ْﻢ‬
َ َ
Buradan sonrası bir vasıta ile çekilir. ‫ﺎﺻ ٌﻢ‬
َ ‫ـﺨ‬
َ ‫ُﻣ‬

Sülâsî Mezîd Rubâî ‫ﺎﻋﻠَﺔ‬


َ ‫َﻣ َﻔ‬ Bâbının Meçhûl Çekimi

Muzârî Mâzî

‫ﺎﺻ ُﻢ‬ ِ ‫ﺧ‬


َ ‫ـﺨ‬
َ ُ‫ﻳ‬ ‫ﻮﺻ َﻢ‬ ُ

Sülâsî Mezîd Humâsî Fiillerin Çekimlerine Misaller

Sülâsî Mezîd Humâsî ‫اِﻧْ ِﻔ َﻌﺎل‬ Bâbının Emsile-i Muhtelifesi

‫ُﻣْﻨ َﻜ ِﺴٌﺮ‬ ‫اِﻧْ ِﻜ َﺴ ًﺎرا‬ ‫ﻳَـْﻨ َﻜ ِﺴ ُﺮ‬ ‫اِﻧْ َﻜ َﺴَﺮ‬


‫َﻣﺎ ﻳَـْﻨ َﻜ ِﺴ ُﺮ‬ ‫ﻟَ ﱠﻤﺎ ﻳَـْﻨ َﻜ ِﺴ ْﺮ‬ ‫ﻟَ ْـﻢ ﻳَـْﻨ َﻜ ِﺴ ْﺮ‬ ‫ُﻣْﻨ َﻜ َﺴٌﺮ ﺑِِﻪ‬
‫ﻻَ ﻳَـْﻨ َﻜ ِﺴ ْﺮ‬ ‫ﻟِﻴَـْﻨ َﻜ ِﺴ ْﺮ‬ ‫ﻟَ ْﻦ ﻳَـْﻨ َﻜ ِﺴَﺮ‬ ‫ﻻَ ﻳَـْﻨ َﻜ ِﺴ ُﺮ‬
‫ﻻَ ﺗَـْﻨ َﻜ ِﺴ ْﺮ‬ ‫اِﻧْ َﻜ ِﺴ ْﺮ‬
Buradan sonrası bir vasıta ile çekilir. ‫ُﻣْﻨ َﻜ َﺴٌﺮ‬

Sülâsî Mezîd Humâsî ‫اِﻧْ ِﻔ َﻌﺎل‬ Bâbının Meçhûl Çekimi

Muzârî Mâzî

‫ﻳـُْﻨ َﻜ َﺴ ُﺮ ﺑِِﻪ‬ ‫أُﻧْ ُﻜ ِﺴَﺮ ﺑِِﻪ‬

15
‫‪Sülâsî Mezîd Humâsî‬‬ ‫اِﻓْﺘِ َﻌﺎل‬ ‫‪Bâbının Emsile-i Muhtelifesi‬‬

‫ﺐ‬ ‫ِ‬
‫ُﻣ ْﻜﺘَﺴ ٌ‬ ‫اِ ْﻛﺘِ َﺴ ًﺎﺎﺑ‬ ‫ﺐ‬ ‫ِ‬
‫ﻳَ ْﻜﺘَﺴ ُ‬ ‫ﺐ‬‫َ َ‬‫ﺴ‬ ‫ﺘ‬
‫َ‬ ‫ﻛ‬
‫ْ‬ ‫اِ‬
‫ﺐ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ﺐ ﺑِِﻪ‬
‫َﻣﺎ ﻳَ ْﻜﺘَﺴ ُ‬ ‫ﺐ‬
‫ﻟَ ﱠﻤﺎ ﻳَ ْﻜﺘَﺴ ْ‬ ‫ﺐ‬
‫ﻟَ ْـﻢ ﻳَ ْﻜﺘَﺴ ْ‬ ‫ُﻣ ْﻜﺘَ َﺴ ٌ‬
‫ﺐ‬ ‫ِ‬ ‫ِ ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫ﻻَ ﻳَ ْﻜﺘَﺴ ْ‬ ‫ﺐ‬‫ﻟﻴَ ْﻜﺘَﺴ ْ‬ ‫ﺐ‬
‫ﻟَ ْﻦ ﻳَ ْﻜﺘَﺴ َ‬ ‫ﺐ‬‫ﻻَ ﻳَ ْﻜﺘَﺴ ُ‬
‫ﺐ‬ ‫ِ‬ ‫ِ ِ‬
‫ﻻَ ﺗَ ْﻜﺘَﺴ ْ‬ ‫ﺐ‬
‫ا ْﻛﺘَﺴ ْ‬
‫‪Buradan sonrası bir vasıta ile çekilir.‬‬ ‫ﺐ‬
‫ُﻣ ْﻜﺘَ َﺴ ٌ‬

‫‪Sülâsî Mezîd Humâsî‬‬ ‫اِﻓْﺘِ َﻌﺎل‬ ‫‪Bâbının Meçhûl Çekimi‬‬

‫‪Muzârî‬‬ ‫‪Mâzî‬‬

‫ﺐ ﺑِِﻪ‬
‫ﻳُ ْﻜﺘَ َﺴ ُ‬ ‫ﺐ ﺑِِﻪ‬ ‫ِ‬
‫اُ ْﻛﺘُﺴ َ‬

‫‪Sülâsî Mezîd Humâsî‬‬ ‫اِﻓْﻌِﻼَل‬ ‫‪Bâbının Emsile-i Muhtelifesi‬‬

‫ﺼ َﻔﱞﺮ‬ ‫ﺻ ِﻔَﺮ ًارا‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬


‫ُﻣ ْ‬ ‫اْ‬ ‫ﺼ َﻔﱡﺮ‬
‫ﻳَ ْ‬ ‫ﺻ َﻔﱠﺮ‬
‫اْ‬
‫ﺼ َﻔﱡﺮ‬
‫َﻣﺎ ﻳَ ْ‬ ‫‪/‬ر‪ِ /‬رْر‬‫ﺼ َﻔﱠﺮ ِّ‬ ‫ﻟَ ﱠﻤﺎ ﻳَ ْ‬ ‫‪/‬ر‪ِ /‬رْر‬
‫ﺼ َﻔﱠﺮ ِّ‬‫ﻟَ ْـﻢ ﻳَ ْ‬ ‫ﺼ َﻔﱞﺮ ﺑِِﻪ‬
‫ُﻣ ْ‬
‫‪/‬ر‪ِ /‬رْر‬
‫ﺼ َﻔﱠﺮ ِّ‬ ‫‪/‬ر‪ِ /‬رْر‬‫ﺼ َﻔﱠﺮ ِّ‬ ‫ِ‬
‫ﻻَ ﻳَ ْ‬ ‫ﻟﻴَ ْ‬ ‫ﺼ َﻔﱠﺮ‬
‫ﻟَ ْﻦ ﻳَ ْ‬ ‫ﺼ َﻔﱡﺮ‬
‫ﻻَ ﻳَ ْ‬
‫‪/‬ر‪ِ /‬رْر‬
‫ﺼ َﻔﱠﺮ ِّ‬ ‫‪/‬ر‪ِ /‬رْر‬
‫ﺻ َﻔﱠﺮ ِّ‬‫ِ‬
‫ﻻَ ﺗَ ْ‬ ‫اْ‬
‫‪Buradan sonrası bir vasıta ile çekilir.‬‬ ‫ﺼ َﻔﱞﺮ‬
‫ُﻣ ْ‬

‫‪Sülâsî Mezîd Humâsî‬‬ ‫اِﻓْﻌِﻼَل‬ ‫‪Bâbının Meçhûl Çekimi‬‬

‫‪Muzârî‬‬ ‫‪Mâzî‬‬

‫ﺼ َﻔﱡﺮ ﺑِِﻪ‬
‫ﻳُ ْ‬ ‫ﺻ ُﻔﱠﺮ ﺑِِﻪ‬
‫اُ ْ‬

‫‪16‬‬
‫‪Sülâsî Mezîd Humâsî‬‬ ‫ﺗَـ َﻔ ﱡﻌﻞ‬ ‫‪Bâbının Emsile-i Muhtelifesi‬‬

‫ُﻣﺘَ َﻜ ِّﺴٌﺮ‬ ‫ﺗَ َﻜ ﱡﺴًﺮا‬ ‫ﻳَـﺘَ َﻜ ﱠﺴ ُﺮ‬ ‫ﺗَ َﻜ ﱠﺴَﺮ‬


‫َﻣﺎ ﻳَـﺘَ َﻜ ﱠﺴ ُﺮ‬ ‫ﻟَ ﱠﻤﺎ ﻳَـﺘَ َﻜ ﱠﺴ ْﺮ‬ ‫ﻟَ ْـﻢ ﻳَـﺘَ َﻜ ﱠﺴ ْﺮ‬ ‫ُﻣﺘَ َﻜ ﱠﺴٌﺮ‬
‫ﻻَ ﻳَـﺘَ َﻜ ﱠﺴ ْﺮ‬ ‫ﻟِﻴَـﺘَ َﻜ ﱠﺴ ْﺮ‬ ‫ﻟَ ْﻦ ﻳَـﺘَ َﻜ ﱠﺴَﺮ‬ ‫ﻻَ ﻳَـﺘَ َﻜ ﱠﺴ ُﺮ‬
‫ﻻَ ﺗَـﺘَ َﻜ ﱠﺴ ْﺮ‬ ‫ﺗَ َﻜ ﱠﺴ ْﺮ‬
‫‪Buradan sonrası bir vasıta ile çekilir.‬‬ ‫ُﻣﺘَ َﻜ ﱠﺴٌﺮ‬

‫‪Sülâsî Mezîd Humâsî‬‬ ‫ﺗَـ َﻔ ﱡﻌﻞ‬ ‫‪Bâbının Meçhûl Çekimi‬‬

‫‪Muzârî‬‬ ‫‪Mâzî‬‬

‫ﻳـُﺘَ َﻜ ﱠﺴ ُﺮ ﺑِِﻪ‬ ‫ﺗُ ُﻜ ِّﺴَﺮ ﺑِِﻪ‬

‫‪Sülâsî Mezîd Humâsî‬‬ ‫ﺗَـ َﻔﺎﻋُﻞ‬ ‫‪Bâbının Emsile-i Muhtelifesi‬‬

‫ـﺢ‬ ‫ﻣﺘ ِ‬
‫ﺼﺎﻟ ٌ‬‫َُ َ‬ ‫ـﺤﺎ‬
‫ﺼﺎﻟُ ً‬
‫ﺗَ َ‬ ‫ـﺢ‬
‫ﺼﺎﻟَ ُ‬
‫ﻳَـﺘَ َ‬ ‫ﺼﺎﻟَ َـﺢ‬
‫ﺗَ َ‬
‫ـﺢ‬
‫ﺼﺎﻟَ ُ‬‫َﻣﺎ ﻳَـﺘَ َ‬ ‫ﺼﺎﻟَ ْـﺢ‬ ‫ﻟَ ﱠﻤﺎ ﻳَـﺘَ َ‬ ‫ﺼﺎﻟَ ْـﺢ‬
‫ﻟَ ْـﻢ ﻳَـﺘَ َ‬ ‫ـﺢ‬
‫ﺼﺎﻟَ ٌ‬ ‫ُﻣﺘَ َ‬
‫ﺼﺎﻟَ ْـﺢ‬ ‫ِ‬
‫ﻻَ ﻳَـﺘَ َ‬ ‫ﺼﺎﻟَ ْـﺢ‬
‫ﻟﻴَـﺘَ َ‬ ‫ﺼﺎﻟَ َـﺢ‬
‫ﻟَ ْﻦ ﻳَـﺘَ َ‬ ‫ـﺢ‬
‫ﺼﺎﻟَ ُ‬‫ﻻَ ﻳَـﺘَ َ‬
‫ﺼﺎﻟَ ْـﺢ‬
‫ﻻَ ﺗَـﺘَ َ‬ ‫ﺼﺎﻟَ ْـﺢ‬
‫ﺗَ َ‬
‫‪Buradan sonrası bir vasıta ile çekilir.‬‬ ‫ـﺢ‬
‫ﺼﺎﻟَ ٌ‬
‫ُﻣﺘَ َ‬

‫‪Sülâsî Mezîd Humâsî‬‬ ‫ﺗَـ َﻔﺎﻋُﻞ‬ ‫‪Bâbının Meçhûl Çekimi‬‬

‫‪Muzârî‬‬ ‫‪Mâzî‬‬

‫ـﺢ ﺑِِﻪ‬
‫ﺼﺎﻟَ ُ‬
‫ﻳـُﺘَ َ‬ ‫ﺼﻮﻟِ َﺢ ﺑِِﻪ‬
‫ﺗُ ُ‬

‫‪17‬‬
‫‪ ve‬ﺗَـ َﻔ ﱡﻌﻞ ‪NOT:‬‬ ‫ﺗَـ َﻔﺎﻋُﻞ‬ ‫ت ‪bâblarında fâel fiil‬‬
‫‪َ harfinin mahrecine yakın olan‬‬ ‫ص‪-‬ظ‪-‬ط‪-‬ز‪-‬ذ‪-‬د‪-‬ت‬
‫ش‪-‬س‪-‬ض‬ ‫‪harflerinden biri olduğunda başta bulunan zâid‬‬ ‫ت‬
‫َ‬ ‫‪bu harflere kalbedilip idgam edilebilir. Bu‬‬
‫‪durumda kelimeye sâkinle başlanamayacağından başına kesralı bir vasıl hemzesi getirilir.‬‬

‫‪Misaller:‬‬

‫اِ ﱠدﺛـﱠ ـَﺮ‬ ‫‪aslında‬‬ ‫ﺗَـ َﻔ ﱡﻌﻞ‬ ‫‪bâbından‬‬ ‫ﺗَ َﺪﺛـﱠ ـَﺮ‬ ‫‪idi‬‬

‫اِ ﱠدﺛـﱠ ـَﺮ‬ ‫ﱠدﺛـﱠ ـَﺮ‬


‫َد َدﺛـﱠ ـَﺮ‬ ‫ﺗَ َﺪﺛـﱠ ـَﺮ‬
‫ُﻣ ﱠﺪﺛِـّ ـٌﺮ‬ ‫اِ ﱠدﺛـﱡ ـًﺮا‬
‫ﻳَ ﱠﺪﺛـﱠ ـ ُﺮ‬ ‫اِ ﱠدﺛـﱠ ـَﺮ‬
‫َﻣﺎ ﻳَ ﱠﺪﺛﱠـ ُـﺮ‬ ‫ﻟَ ﱠﻤﺎ ﻳَ ﱠﺪﺛﱠـ ْـﺮ‬
‫ﻟَ ْـﻢ ﻳَ ﱠﺪﺛﱠـ ْـﺮ‬ ‫ُﻣ ﱠﺪﺛـﱠ ـٌﺮ‬
‫ﻻَ ﻳَ ﱠﺪﺛﱠـ ْـﺮ‬ ‫ﻟِﻴَ ﱠﺪﺛﱠـ ْـﺮ‬
‫ﻟَ ْﻦ ﻳَ ﱠﺪﺛﱠـ َـﺮ‬ ‫ﻻَ ﻳَ ﱠﺪﺛﱠـ ُـﺮ‬
‫ﻻَ ﺗَ ﱠﺪﺛﱠـ ْـﺮ‬ ‫اِ ﱠدﺛﱠـ ْـﺮ‬
‫‪Buradan sonrası bir vasıta ile çekilir.‬‬ ‫ُﻣ ﱠﺪﺛﱠـ ٌـﺮ‬

‫اِﺛﱠـﺎﻗَ َﻞ‬ ‫‪aslında‬‬ ‫ﺗَـ َﻔﺎﻋُﻞ‬ ‫‪bâbından‬‬ ‫ﺗَـﺜَـﺎﻗَ َﻞ‬ ‫‪idi‬‬

‫اِﺛـﱠـﺎﻗَ َﻞ‬ ‫ﺛﱠـﺎﻗَ َﻞ‬


‫ﺛَـﺜَـﺎﻗَ َﻞ‬ ‫ﺗَـﺜَـﺎﻗَ َﻞ‬
‫ُﻣﺜﱠـﺎﻗِ ٌﻞ‬ ‫ِ‬ ‫اِﺛﱠـﺎﻗَ َﻞ‬
‫اﺛﱠـﺎﻗُﻼً‬
‫ﻳَـﺜﱠـﺎﻗَ ُﻞ‬
‫َﻣﺎ ﻳَـﺜﱠـﺎﻗَ ُﻞ‬ ‫ﻟَ ﱠﻤﺎ ﻳَـﺜﱠـﺎﻗَ ْﻞ‬
‫ﻟَ ْـﻢ ﻳَـﺜﱠـﺎﻗَ ْﻞ‬ ‫ُﻣﺜﱠـﺎﻗَ ٌﻞ ﺑِِﻪ‬
‫ﻻَ ﻳَـﺜﱠـﺎﻗَ ْﻞ‬ ‫ﻟِﻴَـﺜﱠـﺎﻗَ ْﻞ‬
‫ﻟَ ْﻦ ﻳَـﺜﱠـﺎﻗَ َﻞ‬ ‫ﻻَ ﻳَـﺜﱠـﺎﻗَ ُﻞ‬
‫ﻻَ ﺗَـﺜﱠـﺎﻗَ ْﻞ‬ ‫اِﺛﱠـﺎﻗَ ْﻞ‬
‫‪Buradan sonrası bir vasıta ile çekilir.‬‬ ‫ُﻣﺜﱠـﺎﻗَ ٌﻞ‬

‫‪18‬‬
Rubâî Mezîd Humâsî Fiilin Çekimine Misal

Rubâî Mezîd Humâsî ‫ﺗَـ َﻔ ْﻌﻠُﻞ‬ Bâbının Emsile-i Muhtelifesi

‫ِج‬
ٌ ‫ُﻣﺘَ َﺪ ْﺣﺮ‬ ‫ﺗَ َﺪ ْﺣ ُﺮ ًﺟﺎ‬ ‫ﻳَـﺘَ َﺪ ْﺣَﺮ ُج‬ ‫ﺗَ َﺪ ْﺣَﺮ َج‬
‫َﻣﺎ ﻳَـﺘَ َﺪ ْﺣَﺮ ُج‬ ‫ﻟَ ﱠﻤﺎ ﻳَـﺘَ َﺪ ْﺣَﺮ ْج‬ ‫ﻟَ ْـﻢ ﻳَـﺘَ َﺪ ْﺣَﺮ ْج‬ ‫ُﻣﺘَ َﺪ ْﺣَﺮ ٌج ﺑِِﻪ‬
‫ﻻَ ﻳَـﺘَ َﺪ ْﺣَﺮ ْج‬ ‫ﻟِﻴَـﺘَ َﺪ ْﺣَﺮ ْج‬ ‫ﻟَ ْﻦ ﻳَـﺘَ َﺪ ْﺣَﺮ َج‬ ‫ﻻَ ﻳَـﺘَ َﺪ ْﺣَﺮ ُج‬
‫ﻻَ ﺗَـﺘَ َﺪ ْﺣَﺮ ْج‬ ‫ﺗَ َﺪ ْﺣَﺮ ْج‬
Buradan sonrası bir vasıta ile çekilir. ‫ُﻣﺘَ َﺪ ْﺣَﺮ ٌج‬

Rubâî Mezîd Humâsî ‫ﺗَـ َﻔ ْﻌﻠُﻞ‬ Bâbının Meçhûl Çekimi

Muzârî Mâzî

‫ﻳـُﺘَ َﺪ ْﺣَﺮ ُج ﺑِِﻪ‬ ‫ِج ﺑِِﻪ‬


َ ‫ﺗُ ُﺪ ْﺣﺮ‬
NOT: Bu bâba mülhâk olan bâbların çekimleri de aynen bu şekilde yapılır.

Sülâsî Mezîd Südâsî Fiillerin Çekimlerine Misaller

Sülâsî Mezîd Südâsî ‫ﺳﺘِ ْﻔﻌﺎل‬


ِ
ْ ‫ ا‬Bâbının Emsile-i Muhtelifesi
َ
‫ُﻣ ْﺴﺘَـ ْﻐ ِﻔٌﺮ‬ ‫اِ ْﺳﺘِ ْﻐ َﻔ ًﺎرا‬ ‫ﻳَ ْﺴﺘَـ ْﻐ ِﻔ ُﺮ‬ ‫اِ ْﺳﺘَـ ْﻐ َﻔَﺮ‬
‫َﻣﺎ ﻳَ ْﺴﺘَـ ْﻐ ِﻔ ُﺮ‬ ‫ﻟَ ﱠﻤﺎ ﻳَ ْﺴﺘَـ ْﻐ ِﻔ ْﺮ‬ ‫ﻟَ ْـﻢ ﻳَ ْﺴﺘَـ ْﻐ ِﻔ ْﺮ‬ ‫ُﻣ ْﺴﺘَـ ْﻐ َﻔٌﺮ‬
‫ﻻَ ﻳَ ْﺴﺘَـ ْﻐ ِﻔ ْﺮ‬ ‫ﻟِﻴَ ْﺴﺘَـ ْﻐ ِﻔ ْﺮ‬ ‫ﻟَ ْﻦ ﻳَ ْﺴﺘَـ ْﻐ ِﻔَﺮ‬ ‫ﻻَ ﻳَ ْﺴﺘَـ ْﻐ ِﻔ ُﺮ‬
‫ﻻَ ﺗَ ْﺴﺘَـ ْﻐ ِﻔ ْﺮ‬ ‫اِ ْﺳﺘَـ ْﻐ ِﻔ ْﺮ‬
Buradan sonrası bir vasıta ile çekilir. ‫ُﻣ ْﺴﺘَـ ْﻐ َﻔٌﺮ‬

Sülâsî Mezîd Südâsî ‫ﺳﺘِ ْﻔﻌﺎل‬


ِ
ْ ‫ ا‬Bâbının Meçhûl Çekimi
َ
Muzârî Mâzî

‫ﻳُ ْﺴﺘَـ ْﻐ َﻔ ُﺮ‬ ‫اُ ْﺳﺘُـ ْﻐ ِﻔَﺮ‬


19
‫ِ‬
‫‪ Bâbının Emsile-i Muhtelifesi‬اﻓْﻌِﻴﻌﺎل ‪Sülâsî Mezîd Südâsî‬‬
‫َ‬
‫ِ‬ ‫اِ ْﻏ َﺪ ْوَد َن‬
‫ُﻣ ْﻐ َﺪ ْوِد ٌن‬ ‫ا ْﻏ ِﺪ َ‬
‫ﻳﺪ ًا�‬ ‫ﻳَـ ْﻐ َﺪ ْوِد ُن‬
‫َﻣﺎ ﻳَـ ْﻐ َﺪ ْوِد ُن‬ ‫ﻟَ ﱠﻤﺎ ﻳَـ ْﻐ َﺪ ْوِد ْن‬ ‫ﻟَ ْـﻢ ﻳَـ ْﻐ َﺪ ْوِد ْن‬ ‫ُﻣ ْﻐ َﺪ ْوَد ٌن ﺑِِﻪ‬
‫ﻻَ ﻳَـ ْﻐ َﺪ ْوِد ْن‬ ‫ﻟِﻴَـ ْﻐ َﺪ ْوِد ْن‬ ‫ﻟَ ْﻦ ﻳَـ ْﻐ َﺪ ْوِد َن‬ ‫ﻻَ ﻳَـ ْﻐ َﺪ ْوِد ُن‬
‫ﻻَ ﺗَـ ْﻐ َﺪ ْوِد ْن‬ ‫اِ ْﻏ َﺪ ْوِد ْن‬
‫‪Buradan sonrası bir vasıta ile çekilir.‬‬ ‫ُﻣ ْﻐ َﺪ ْوَد ٌن‬

‫‪ Bâbının Meçhûl Çekimi‬اﻓْﻌِﻴﻌﺎل ‪Sülâsî Mezîd Südâsî‬‬


‫ِ‬
‫َ‬
‫‪Muzârî‬‬ ‫‪Mâzî‬‬

‫ﻳـُ ْﻐ َﺪ ْوَد ُن ﺑِِﻪ‬ ‫اُ ْﻏ ُﺪ ْوِد َن ﺑِِﻪ‬

‫ِ‬
‫‪ Bâbının Emsile-i Muhtelifesi‬اﻓْﻌِ ﱠﻮال ‪Sülâsî Mezîd Südâsî‬‬

‫ـﺠﻠَ ِّﻮذٌ‬
‫ُﻣ ْ‬ ‫اِ ْﺟﻠِ ﱠﻮا ًذا‬ ‫ـﺠﻠَ ِّﻮذُ‬
‫ﻳَ ْ‬ ‫اِ ْﺟﻠَ ﱠﻮ َذ‬
‫ـﺠﻠَ ِّﻮذُ‬
‫َﻣﺎ ﻳَ ْ‬ ‫ـﺠﻠَ ِّﻮ ْذ‬‫ﻟَ ﱠﻤﺎ ﻳَ ْ‬ ‫ـﺠﻠَ ِّﻮ ْذ‬
‫ﻟَ ْـﻢ ﻳَ ْ‬ ‫ـﺠﻠَ ﱠﻮذٌ ﺑِِﻪ‬
‫ُﻣ ْ‬
‫ـﺠﻠَ ِّﻮ ْذ‬ ‫ـﺠﻠَ ِّﻮ ْذ‬ ‫ِ‬ ‫ـﺠﻠَ ِّﻮ َذ‬ ‫ـﺠﻠَ ِّﻮذُ‬
‫ﻻَ ﻳَ ْ‬ ‫ﻟﻴَ ْ‬ ‫ﻟَ ْﻦ ﻳَ ْ‬ ‫ﻻَ ﻳَ ْ‬
‫ـﺠﻠَ ِّﻮ ْذ‬
‫ﻻَ ﺗَ ْ‬ ‫اِ ْﺟﻠَ ِّﻮ ْذ‬
‫‪Buradan sonrası bir vasıta ile çekilir.‬‬ ‫ـﺠﻠَ ﱠﻮذٌ‬
‫ُﻣ ْ‬

‫‪ Bâbının Meçhûl Çekimi‬اﻓْﻌِ ﱠﻮال ‪Sülâsî Mezîd Südâsî‬‬


‫ِ‬
‫‪Muzârî‬‬ ‫‪Mâzî‬‬

‫ـﺠﻠَ ﱠﻮذُ ﺑِِﻪ‬


‫ﻳُ ْ‬ ‫اُ ْﺟﻠُِّﻮ َذ ﺑِِﻪ‬

‫‪20‬‬
‫ِ‬
‫‪ Bâbının Emsile-i Muhtelifesi‬اﻓْﻌِﻴﻼَل ‪Sülâsî Mezîd Südâsî‬‬

‫ﺎب‬
‫ُﻣ ْﺸ َﻬ ﱞ‬ ‫اِ ْﺷ ِﻬﻴـﺒَ ًﺎﺎﺑ‬ ‫ﺎب‬
‫ﻳَ ْﺸ َﻬ ﱡ‬ ‫اِ ْﺷ َﻬ ﱠ‬
‫ﺎب‬
‫ﺎب‬
‫َﻣﺎ ﻳَ ْﺸ َﻬ ﱡ‬ ‫ﺐ‬ ‫ﺎب ِّ ِ‬
‫‪/‬ب‪/‬ﺑ ْ‬ ‫ﺐ ﻟَ ﱠﻤﺎ ﻳَ ْﺸ َﻬ ﱠ‬ ‫ﺎب ِّ ِ‬
‫‪/‬ب‪/‬ﺑ ْ‬ ‫ﻟَ ْـﻢ ﻳَ ْﺸ َﻬ ﱠ‬ ‫ﺎب ﺑِِﻪ‬
‫ُﻣ ْﺸ َﻬ ﱞ‬
‫ﺐ‬ ‫ﺎب ِّ ِ‬
‫‪/‬ب‪/‬ﺑ ْ‬ ‫ﺐ ﻻَ ﻳَ ْﺸ َﻬ ﱠ‬ ‫ﺎب ِّ ِ‬
‫‪/‬ب‪/‬ﺑ ْ‬ ‫ﻟِﻴَ ْﺸ َﻬ ﱠ‬ ‫ﺎب‬
‫ﻟَ ْﻦ ﻳَ ْﺸ َﻬ ﱠ‬ ‫ﺎب‬
‫ﻻَ ﻳَ ْﺸ َﻬ ﱡ‬
‫ﺐ‬ ‫ﺎب ِّ ِ‬
‫‪/‬ب‪/‬ﺑ ْ‬ ‫ﻻَ ﺗَ ْﺸ َﻬ ﱠ‬ ‫ﺐ‬‫‪/‬ب‪/‬ﺑ ْ‬ ‫اِ ْﺷ َﻬ ﱠ‬
‫ﺎب ِّ ِ‬
‫‪Buradan sonrası bir vasıta ile çekilir.‬‬ ‫ﺎب‬
‫ُﻣ ْﺸ َﻬ ﱞ‬

‫ِ‬
‫‪ Bâbının Meçhûl Çekimi‬اﻓْﻌِﻴﻼَل ‪Sülâsî Mezîd Südâsî‬‬

‫‪Muzârî‬‬ ‫‪Mâzî‬‬

‫ﺎب ﺑِِﻪ‬
‫ﻳُ ْﺸ َﻬ ﱡ‬ ‫ﻮب ﺑِِﻪ‬
‫اُ ْﺷ ُﻬ ﱠ‬

‫‪ ’ye Mülhak Bâbların Çekimlerine Misaller‬اِ ْﺣ َﺮﻧْـ َﺠ َﻢ‬


‫ِ‬
‫‪ Bâbının Emsile-i Muhtelifesi‬اﻓْﻌِْﻨﻼَل ‪Sülâsî Mezîd Südâsî‬‬

‫ُﻣ ْﺴ َﺤْﻨ ِﻜ ٌ‬
‫ﻚ‬ ‫اِ ْﺳ ِﺤْﻨ َﻜﺎ ًﻛﺎ‬ ‫ﻳَ ْﺴ َﺤْﻨ ِﻜ ُ‬
‫ﻚ‬ ‫ﻚ‬ ‫ِ‬
‫ا ْﺳ َﺤْﻨ َﻜ َ‬
‫َﻣﺎ ﻳَ ْﺴ َﺤْﻨ ِﻜ ُ‬
‫ﻚ‬ ‫ﻟَ ﱠﻤﺎ ﻳَ ْﺴ َﺤْﻨ ِﻜ ْ‬
‫ﻚ‬ ‫ﻟَ ْـﻢ ﻳَ ْﺴ َﺤْﻨ ِﻜ ْ‬
‫ﻚ‬ ‫ﻚ ﺑِِﻪ‬
‫ُﻣ ْﺴ َﺤْﻨ َﻜ ٌ‬
‫ﻻَ ﻳَ ْﺴ َﺤْﻨ ِﻜ ْ‬
‫ﻚ‬ ‫ﻚ‬‫ﻟِﻴَ ْﺴ َﺤْﻨ ِﻜ ْ‬ ‫ﻟَ ْﻦ ﻳَ ْﺴ َﺤْﻨ ِﻜ َ‬
‫ﻚ‬ ‫ﻻَ ﻳَ ْﺴ َﺤْﻨ ِﻜ ُ‬
‫ﻚ‬
‫ِ‬
‫ﻻَ ﺗَ ْﺴ َﺤْﻨ ِﻜ ْ‬
‫ﻚ‬ ‫ا ْﺳ َﺤْﻨ ِﻜ ْ‬
‫ﻚ‬
‫‪Buradan sonrası bir vasıta ile çekilir.‬‬ ‫ﻚ‬
‫ُﻣ ْﺴ َﺤْﻨ َﻜ ٌ‬

‫ِ‬
‫‪ Bâbının Meçhûl Çekimi‬اﻓْﻌِْﻨﻼَل ‪Sülâsî Mezîd Südâsî‬‬

‫‪Muzârî‬‬ ‫‪Mâzî‬‬

‫ﻚ ﺑِِﻪ‬
‫ﻳُ ْﺴ َﺤْﻨ َﻜ ُ‬ ‫ﻚ ﺑِِﻪ‬
‫اُ ْﺳ ُﺤْﻨ ِﻜ َ‬

‫‪21‬‬
‫ِ‬
‫‪ Bâbının Emsile-i Muhtelifesi‬اﻓْﻌِْﻨﻼَء ‪Sülâsî Mezîd Südâsî‬‬

‫ُﻣ ْﺴﻠَْﻨ ٍﻖ‬ ‫ِ ِ‬ ‫ﻳَ ْﺴﻠَْﻨ ِﻘﯽ‬ ‫اِ ْﺳﻠَْﻨـ َﻘﯽ‬


‫ا ْﺳﻠْﻨـ َﻘﺎءً‬
‫َﻣﺎ ﻳَ ْﺴﻠَْﻨ ِﻘﯽ‬ ‫ﻟَ ﱠﻤﺎ ﻳَ ْﺴﻠَْﻨ ِﻖ‬ ‫ﻟَ ْـﻢ ﻳَ ْﺴﻠَْﻨ ِﻖ‬ ‫ُﻣ ْﺴﻠَْﻨـ ًﻘﺎ ﺑِِﻪ‬
‫ﻻَ ﻳَ ْﺴﻠَْﻨ ِﻖ‬ ‫ﻟِﻴَ ْﺴﻠَْﻨ ِﻖ‬ ‫ﻟَ ْﻦ ﻳَ ْﺴﻠَْﻨ ِﻘ َﯽ‬ ‫ﻻَ ﻳَ ْﺴﻠَْﻨ ِﻘﯽ‬
‫ﻻَ ﺗَ ْﺴﻠَْﻨ ِﻖ‬ ‫اِ ْﺳﻠَْﻨ ِﻖ‬
‫‪Buradan sonrası bir vasıta ile çekilir.‬‬ ‫ُﻣ ْﺴﻠَْﻨـ ًﻘﺎ‬

‫ِ‬
‫‪ Bâbının Meçhûl Çekimi‬اﻓْﻌِْﻨﻼَء ‪Sülâsî Mezîd Südâsî‬‬

‫‪Muzârî‬‬ ‫‪Mâzî‬‬

‫ﻳُ ْﺴﻠَْﻨـ َﻘﯽ ﺑِِﻪ‬ ‫اُ ْﺳﻠُْﻨ ِﻘ َﯽ ﺑِِﻪ‬

‫‪Rubâî Mezîd Südâsî Fiillerin Çekimlerine Misaller‬‬

‫ِ‬
‫‪ Bâbının Emsile-i Muhtelifesi‬اﻓْﻌِْﻨﻼَل ‪Rubâî Mezîd Südâsî‬‬

‫ـﺤَﺮﻧْ ِـﺠ ٌﻢ‬ ‫ِ‬ ‫ـﺤَﺮﻧْ ِـﺠ ُﻢ‬ ‫ِ‬


‫ُﻣ ْ‬ ‫ـﺠ ًﺎﻣﺎ‬‫ا ْﺣ ِﺮﻧْ َ‬ ‫ﻳَ ْ‬ ‫ـﺠ َﻢ‬
‫ا ْﺣَﺮﻧْ َ‬
‫ـﺤَﺮﻧْ ِـﺠ ُﻢ‬ ‫َﻣﺎ ﻳَ ْ‬ ‫ـﺤَﺮﻧْ ِـﺠ ْﻢ‬
‫ﻟَ ﱠﻤﺎ ﻳَ ْ‬ ‫ـﺤَﺮﻧْ ِـﺠ ْﻢ‬
‫ﻟَ ْـﻢ ﻳَ ْ‬ ‫ـﺠ ٌﻢ ﺑِِﻪ‬ ‫ـﺤَﺮﻧْ َ‬
‫ُﻣ ْ‬
‫ـﺤَﺮﻧْ ِـﺠ ْﻢ‬‫ﻻَ ﻳَ ْ‬ ‫ـﺤَﺮﻧْ ِـﺠ ْﻢ‬
‫ﻟﻴَ ْ‬
‫ِ‬ ‫ـﺤَﺮﻧْ ِـﺠ َﻢ‬
‫ﻟَ ْﻦ ﻳَ ْ‬ ‫ـﺤَﺮﻧْ ِـﺠ ُﻢ‬
‫ﻻَ ﻳَ ْ‬
‫ـﺤَﺮﻧْ ِـﺠ ْﻢ‬
‫ﻻَ ﺗَ ْ‬ ‫اِ ْﺣَﺮﻧْ ِـﺠ ْﻢ‬
‫‪Buradan sonrası bir vasıta ile çekilir.‬‬ ‫ـﺠ ٌﻢ‬
‫ـﺤَﺮﻧْ َ‬
‫ُﻣ ْ‬

‫ِ‬
‫‪ Bâbının Meçhûl Çekimi‬اﻓْﻌِْﻨﻼَل ‪Rubâî Mezîd Südâsî‬‬

‫‪Muzârî‬‬ ‫‪Mâzî‬‬

‫ـﺠ ُﻢ ﺑِِﻪ‬
‫ـﺤَﺮﻧْ َ‬
‫ﻳُ ْ‬ ‫اُ ْﺣ ُﺮﻧْ ِـﺠ َﻢ ﺑِِﻪ‬

‫‪22‬‬
ِ
Rubâî Mezîd Südâsî ‫ اﻓْﻌِﻼﱠل‬Bâbının Emsile-i Muhtelifesi

‫ُﻣ ْﻘ َﺸﻌِﱞﺮ‬ ‫اِﻗْ ِﺸ ْﻌَﺮ ًارا‬ ‫ﻳَـ ْﻘ َﺸﻌِﱡﺮ‬ ‫اِﻗْ َﺸ َﻌﱠﺮ‬


‫َﻣﺎ ﻳَـ ْﻘ َﺸﻌِﱡﺮ‬ ِّ ‫ﻟَ ﱠﻤﺎ ﻳَـ ْﻘ َﺸﻌِﱠﺮ‬
‫ ِرْر‬/‫ر‬/ ِّ ‫ﻟَ ْـﻢ ﻳَـ ْﻘ َﺸﻌِﱠﺮ‬
‫ ِرْر‬/‫ر‬/ ‫ُﻣ ْﻘ َﺸ َﻌﱞﺮ ﺑِِﻪ‬
ِّ ‫ﻻَ ﻳَـ ْﻘ َﺸﻌِﱠﺮ‬
‫ ِرْر‬/‫ر‬/ ِّ ‫ﻟِﻴَـ ْﻘ َﺸﻌِﱠﺮ‬
‫ ِرْر‬/‫ر‬/ ‫ﻟَ ْﻦ ﻳَـ ْﻘ َﺸﻌِﱠﺮ‬ ‫ﻻَ ﻳَـ ْﻘ َﺸﻌِﱡﺮ‬
ِّ ‫ﻻَ ﺗَـ ْﻘ َﺸﻌِﱠﺮ‬
‫ ِرْر‬/‫ر‬/ ِّ ‫اِﻗْ َﺸﻌِﱠﺮ‬
‫ ِرْر‬/‫ر‬/
Buradan sonrası bir vasıta ile çekilir. ‫ُﻣ ْﻘ َﺸ َﻌﱞﺮ‬

ِ
Rubâî Mezîd Südâsî ‫ اﻓْﻌِﻼﱠل‬Bâbının Meçhûl Çekimi

Muzârî Mâzî

‫ﻳـُ ْﻘ َﺸ َﻌﱡﺮ ﺑِِﻪ‬ ‫اُﻗْ ُﺸﻌِﱠﺮ ﺑِِﻪ‬

FASIL
Bazı Fâideli Bilgiler

Lâzımın Müteaddîye Dönüşü

Lâzım bir fiil üç sebepten biriyle müteaddî fiile döner.

1. Başına bir hemze ekleyip ‫ إِﻓْـ َﻌﺎل‬bâbına naklederek. (Sadece Sülâsî lâzımların dönüşümünde)

2. Aynel fiilini şeddeleyip ‫ ﺗَـ ْﻔ ِﻌﻴﻞ‬bâbına naklederek. (Sadece Sülâsî lâzımların dönüşümünde)

3. Sonuna harf-i cer getirmekle. (Hem Sülâsî hem Rubâî lâzımların dönüşümünde)

Lâzımın Müteaddîye Dönüşü

Evden çıktım. .‫ﺖ ِﻣ َﻦ اﻟﺪﱠا ِر‬ ُ ‫َﺧَﺮ ْﺟ‬


O’nu evden çıkardım. .‫َﺧَﺮ ْﺟﺘُﻪُ ِﻣ َﻦ اﻟﺪﱠا ِر‬
ْ‫ أ‬1
O’nu evden çıkardım. .‫ َﺧﱠﺮ ْﺟﺘُﻪُ ِﻣ َﻦ اﻟﺪﱠا ِر‬2
O’nu evden çıkardım. .‫ﺖ ﺑِِﻪ ِﻣ َﻦ اﻟﺪﱠا ِر‬ُ ‫ َﺧَﺮ ْﺟ‬3

23
Ayrıca ‫ ﺗَـ َﻔ ﱠﻌ َﻞ‬ve ‫ﺗَـ َﻔ ْﻌﻠَ َﻞ‬ ’nin başındaki ‫ت‬
َ ’ler hazfedilerek lâzım fiil müteaddîye çevrilir.

Yuvarladı ‫َد ْﺣَﺮ َج‬ Yuvarlandı ‫ﺗَ َﺪ ْﺣَﺮ َج‬


Salladı ‫َزﻟَْﺰَل‬ Sallandı ‫ﺗَـَﺰﻟَْﺰَل‬
Öğretti ‫َﻋﻠﱠ َﻢ‬ Öğrendi ‫ﺗَـ َﻌﻠﱠ َﻢ‬
Değiştirdi ‫ﱠل‬
َ ‫ﺑَﺪ‬ Değişti ‫ﱠل‬َ ‫ﺗَـﺒَﺪ‬

Müteaddînin Lâzıma Dönüşü

• Bir müteaddî fiilde yukarda anlatıldığı gibi lâzımı müteaddîye çeviren bir durum var ise; bu sebep

hazfedilerek lâzıma çevrilir. (Yani en baştaki duruma geri dönülür.)

• Eğer böyle bir sebep olmayıp;


a) Fiil sülâsî mücerred ise; çoğunlukla ‫ اِﻧْ ِﻔ َﻌﺎل‬bâbına, bazende ‫ اِﻓْﺘِ َﻌﺎل‬bâbına nakledilerek
lâzıma çevrilir.

Kırıldı ‫اِﻧْ َﻜ َﺴَﺮ‬ Kırdı ‫َﻛ َﺴَﺮ‬


Kesildi ‫اِﻧْـ َﻘﻄَ َﻊ‬ Kesti ‫ﻗَﻄَ َﻊ‬
Toplandı ‫اِ ْﺟﺘَـ َﻤ َﻊ‬ Topladı ‫َﺟ َـﻤ َﻊ‬

b) Fiil rubâî mücerred ise; o zaman da başına ‫ت‬


َ ziyâde edilerek lâzıma çevrilir.

Sallandı ‫ﺗَـَﺰﻟَْﺰَل‬ Salladı ‫َزﻟَْﺰَل‬


* Lâzım fiil, bir mef’ûle ihtiyacı olmayan fiil olduğundan, lâzım fiilin ism-i mef’ûlü ve meçhulü gelmez.
Ancak bir harf-i cer vasıtası ile gelir.

‫ﺎﻋ َﻞ‬
َ َ‫ب ﻓ‬
ُ ‫َﺎﺑ‬
‫ﺎﻋﻠَﺔ‬
َ ‫ُﻣ َﻔ‬ bâbı çoğu kez iki kişi arasında müşâreket içindir. Mef’ûlün fâile cevap vermesi mümkün
olmayan nadir durumlarda ise tek taraflı yapılan bir işi anlatan müteâddî fiil olur.

Onunla atıştık. .ُ‫ﺿ ْﻠﺘُﻪ‬


َ �َ Müşâreket

Takunyayı kırdım. .‫ﱠﻌ َﻞ‬


ْ ‫ﺖ اﻟﻨـ‬ ُ ْ‫ﻃَ َﺎرﻗ‬ Tek taraflı
Hırsıza azap ettim. .‫ﺺ‬‫ﺖ اﻟﻠِّ ﱠ‬ ُ ‫َﻋﺎﻗَـْﺒ‬
24
‫ﺎﻋ َﻞ‬
َ ‫ب ﺗَـ َﻔ‬
ُ ‫َﺎﺑ‬
‫ﺗَـ َﻔﺎﻋُﻞ‬ bâbı da çoğu kez iki kişi arasında müşâreket içindir. Bazen de çok kişi arasında müşâreket
içindir. Nâdiren ise müşâreket anlamı taşımayıp içte (gerçekte) olmayan bir şeyi izhar (açığa vurmak) içindir.

Birbirimizi müdâfaa ettik. .‫ﺗَ َﺪاﻓَـ ْﻌﻨَﺎ‬ İki Kişilik Müşâreket

Kavim (kendi aralarında) sulh oldular. .‫ﺼﺎﻟَ َـﺢ اﻟْ َﻘ ْﻮُم‬


َ َ‫ﺗ‬ Çok Kişilik Müşâreket

Hasta göründüm. .‫ﺖ‬


ُ‫ﺿ‬ْ ‫ﺗَ َـﻤ َﺎر‬ Olmayanı İzhar için
Câhil göründü. .‫ﺎﻫ َﻞ‬
َ ‫ـﺠ‬
َ َ‫ﺗ‬

‫’ اِﻓْـﺘَـ َﻌ َﻞ‬nin ‫ت‬ ’sinin Kalbedilmesi

• Eğer, ‫اِﻓْﺘِ َﻌﺎل‬ bâbının mâzisinin fâel fiili ‫إِﻃْﺒَﺎ ٌق‬ harfleri olan ‫ص‬-‫ض‬-‫ط‬-‫ظ‬ harflerinden biri

olursa ‫اِﻓْـﺘَـ َﻌ َﻞ‬ ’nin ‫’ ت‬si ‫’ ط‬ya kalbolur.

‫ب‬ ِ ِ
َ ‫ﺿﻄََﺮ‬ ْ‫ا‬ ‫ب‬
َ ‫ﺿﺘَـَﺮ‬ ْ‫ا‬ ‫ب‬
َ ‫ﺿَﺮ‬ َ
‫اِﻃﱠَﺮَد‬ ‫اِﻃْﻄََﺮَد‬ ‫اِﻃْﺘَ َـﺮَد‬ ‫ﻃََﺮَد‬
‫اِﻇﱠ َﻬَﺮ‬ ‫اِﻇْﻈَ َﻬَﺮ‬ ‫اِﻇْﻄَ َﻬَﺮ‬ ‫اِﻇْﺘَـ َﻬَﺮ‬ ‫ﻇَ َﻬَﺮ‬

NOT: ‫ اِﻇْﻈَ َﻬَﺮ‬fiilinde ‫ط‬ harfinin mahreci ‫ظ‬ harfinin mahrecine yakın olduğundan ‫ظ‬ ’ya

kalbolunup sonra da idgam edilerek ‫ اِﻇﱠ َﻬَﺮ‬olmuştur.

• Eğer, ‫اِﻓْﺘِ َﻌﺎل‬ bâbının mâzisinin fâel fiili ‫د‬-‫ذ‬-‫ز‬ harflerinden biri olursa ‫اِﻓْـﺘَـ َﻌ َﻞ‬ ’nin ‫’ ت‬si ‫’ د‬e
kalbolur.

‫اِْزَد َﺟَﺮ‬ ‫اِْزﺗَـ َﺠَﺮ‬ ‫َز َﺟَﺮ‬


‫اِ ﱠد َﻣ َﻊ‬ ‫اِ ْد َد َﻣ َﻊ‬ ‫اِ ْدﺗَـ َﻤ َﻊ‬ ‫َد َﻣ َﻊ‬
‫اِ ﱠد َﻛَﺮ‬ ‫اِ ْد َد َﻛَﺮ‬ ‫اِ ْذ َد َﻛَﺮ‬ ‫اِ ْذﺗَ َﻜَﺮ‬ ‫ذَ َﻛَﺮ‬

‫ اِ ْذ َد َﻛَﺮ‬fiilinde ‫ ذ‬harfinin mahreci ‫د‬


NOT: harfinin mahrecine yakın olduğundan ‫د‬ ’e kalbolunup

sonra da idgam edilerek ‫ﻛﺮ‬ ‫ِﱠ‬


َ َ ‫ اد‬olmuştur.
25
• Eğer, ‫ اِﻓْﺘِ َﻌﺎل‬bâbının mâzisinin fâel fiili ‫ و‬- ‫ ی‬- ‫ث‬ harflerinden biri olursa, bu harfler ‫ت‬ ’ye

kalbolunup ‫’ اِﻓْـﺘَـ َﻌ َﻞ‬nin ‫’ ت‬sine idgam olunur.

‫اِﺗﱠـ َﻘﯽ‬ ‫اِﺗْـﺘَـ َﻘﯽ‬ ‫اِْوﺗَـ َﻘﯽ‬ ‫َوﻗَﯽ‬


‫اِﺗﱠ َﺴَﺮ‬ ‫اِﺗْـﺘَ َﺴَﺮ‬ ‫اِﻳْـﺘَ َﺴَﺮ‬ ‫ﻳَ َﺴَﺮ‬
‫اِﺗﱠـﻐََﺮ‬ ‫اِﺗْـﺘَـﻐََﺮ‬ ‫اِﺛْـﺘَـﻐََﺮ‬ ‫ﺛـَﻐََﺮ‬

Zâid Harfler

İsim ve fiillere ziyade edilen harfler 10 tanedir. Akılda kalması için ُ‫ﺴﺎﻩ‬
َ ‫ اَﻟْﻴَـ ْﻮَم ﺗَـ ْﻨ‬terkibiyle ifade edilir.
Misaller:

‫ه‬ ‫ا‬ ‫س‬ ‫ن‬ ‫ت‬ ‫م‬ ‫و‬ ‫ی‬ ‫ل‬ ‫أ‬
ٌ ‫أُﱠﻣ َﻬ‬
‫ﺎت‬ ‫ﺻﺎﺑٌِﺮ‬
َ ‫ُﻣ ْﺴﺘَـ ْﻐ ِﻔٌﺮ‬ ‫َﻋﻄْ َﺸﺎ َن‬ ٌ‫َﻣ ْﻜﺘَـﺒَﺔ‬ ‫ﺐ‬
ٌ َ‫َﻣﻜْﺘ‬ ‫ﺼﻮٌر‬ ُ ‫َﻣْﻨ‬ ‫َرِﺣﻴ ٌﻢ‬ ‫اﻟﱠﺮ ُﺟ ُﻞ‬ ‫أَ ْﲪَ ُﺪ‬
‫ﻛِﺘَﺎﺑُ ُـﻬ ْﻢ‬ ‫ﻓَـﺘَ َﺤﺎ‬ ‫اِ ْﺳﺘَ ْﺨَﺮ َج‬ ‫ﺐ‬
ُ ُ‫ﻧَﻜْﺘ‬ ‫ﺗَ َﻜ ﱠﺴَﺮ‬ ‫َﻛﺘَـْﺒـﺘُ ْﻢ‬ ‫َﺟ ْﻬ َﻮَر‬ ‫َﺳ ْﻠ َﻘﯽ‬ ‫ﻟِْﻠ َﻘﻠَِﻢ‬ ‫أَ ْﻛَﺮَم‬
‫ﺑُ ْﺸَﺮی‬ ‫َﺳﻴَ ْﺸ ُﻜ ُﺮ‬ ‫َذ َﻫْﺒـ َﻦ‬ ‫اِ ْﺳﺘَـ ْﻘﺒَ َﻞ‬ ‫وب‬
ٌ ‫َﻣْﻨ ُﺪ‬ ‫ﺼ ُﺮوا‬َ َ‫ﻧ‬ ‫ب‬
ُ ‫ﻳَ ْﺸَﺮ‬ ‫ﻟِـ ٰﻠّ ِﻪ‬ َ ْ‫أَﻧ‬
‫ﺼ ُﺮ‬

Bir kelimedeki harf sayısı üçten fazla ise bakılır;


 Eğer o kelimeden bir harf atıldığında ortada en az üç harfli manası olan bir kelime kalıyorsa atılan
harf zâid harftir denilir.
 Eğer o kelimeden bir harf atıldığında ortada en az üç harfli manası olan bir kelime kalmıyorsa atılan
harf kelimenin aslındandır denilir. Yani atılan harf zâid harf değildir.

Meselâ ‫س‬
َ ‫َو ْﺳ َﻮ‬ kelimesindeki ‫و‬ ’lardan birini veya her ikisini birden kaldırdığımızda geriye kalan

harflerden manası olan bir kelime ortaya çıkmayacağından ‫و‬ harfi bu kelimenin aslındandır denilir. Aynı

şeyler ‫ س‬harfi içinde geçerlidir.

‫ﺼ ُﺮ‬
ُ ‫ﻳَـ ْﻨ‬ kelimesindeki ‫ی‬ ’yi kaldırdığımızda ise geriye manası olan bir mâzi fiil kaldığından ‫ی‬ harfi bu
kelimenin aslından olmayıp zâid harftir denilir.

26
Bâbların Umumen Binâları

• Rubâî bâbların hepsi (ister sülâsî mezîd, ister rubâî mücerred, ister mülhak) müteaddîdir.
Ancak rubâî mücerredin bazıları lâzımdır.

Meselâ : ‫د ْرﺑَﺢ‬
َ : Boyun eğdi, Zelil oldu. ‫ ﺑَـ ْﺮَﻫ َﻢ‬: Devamlı baktı. …gibi.
َ
• Humâsî bâbların hepsi lâzımdır. Ancak ‫ اِﻓْﺘِ َﻌﺎل‬- ‫ ﺗَـ َﻔ ﱡﻌﻞ‬- ‫ﺗَـ َﻔﺎﻋُﻞ‬ bâbları lâzım ile müteaddî
arasında müşterektir.

Müteaddî Lâzım

‫ﺐ‬ ِ ‫اِ ْﺟﺘَ َﻤ َﻊ‬


Kazandı
َ ‫ا ْﻛﺘَ َﺴ‬ Toplandı

Teşekkür etti ‫ﺗَ َﺸ ﱠﻜَﺮ‬ Kırıldı ‫ﺗَ َﻜ ﱠﺴَﺮ‬


Münazaa etti ‫ع‬
َ ‫ﺗَـﻨَ َﺎز‬ Tevâzu etti ‫اﺿ َﻊ‬
َ ‫ﺗَـ َﻮ‬

• Südâsî bâbların hepsi lâzımdır. Ancak ‫اِ ْﺳﺘِ ْﻔ َﻌﺎل‬ bâbı lâzım ile müteaddî arasında müşterektir.

Müteaddî Lâzım

Çıkardı ‫اِ ْﺳﺘَ ْﺨَﺮ َج‬ Taşlaştı ‫اِ ْﺳﺘَ ْﺤ َﺠَﺮ‬

Ayrıca ‫اِﻓْ ِﻌ ْﻨﻼَء‬ bâbından iki kelime de müteaddîdir.

Müteaddî
ِ ِ
O’nu kahretti
ُ‫ا ْﻏَﺮﻧْ َﺪاﻩ‬ O’na gâlip geldi
ُ‫ا ْﺳَﺮﻧْ َﺪاﻩ‬
‫إِﻓْـ َﻌﺎل‬ Bâbının Binâsı

‫ إِﻓْـ َﻌﺎل‬bâbının ‫’ أ‬si bir çok mânâlara gelir. Bunlar:

1. Ta’diye (geçişlilik) için ( ‫) ﻟِﻠﺘـ ْﱠﻌ ِﺪﻳَِﺔ‬


O’na ikram ettim.
ُ‫أَ ْﻛَﺮْﻣﺘُﻪ‬ Keremli oldu. ‫َﻛ ُﺮَم‬
Ali kalemi çıkardı. ‫أَ ْﺧَﺮ َج َﻋﻠِ ﱞﯽ اﻟْ َﻘﻠَ َﻢ‬ Çıktı. ‫َﺧَﺮ َج‬

2. Sayrûre için (sahip olma mânâsında) ‫) ﻟِﻠ ﱠ‬


( ‫ﺼْﻴـ ُﺮ َورِة‬
Adam yürüyen (hayvan) sahibi oldu. ‫أَْﻣ َﺸﯽ اﻟﱠﺮ ُﺟ ُﻞ‬ Yürüdü. ‫َﻣ َﺸﯽ‬
Gece karanlık sahibi oldu. ‫أَﻇْﻠَ َﻢ اﻟﻠﱠْﻴ ُﻞ‬ Zulmet, Karanlık ‫ﻇُْﻠ ٌﻢ‬
27
3. Vicdan (buluş) için ( ‫) ﻟِْﻠ ِﻮ ْﺟ َﺪ ِان‬
Onu cimri buldum.
َ ْ‫أَﺑ‬
ُ‫ـﺨ ْﻠﺘُﻪ‬ Cimri oldu. ‫ﺑَ ِـﺨ َﻞ‬

4. Haynûne için (zamanı yaklaşma mânâsında) ( ‫) ﻟِْﻠ َﺤْﻴـﻨُﻮﻧَِﺔ‬


Ekinin biçme zamanı yaklaştı.
َ ‫أَ ْﺣ‬
ُ‫ﺼ َﺪ اﻟﱠﺰْرع‬ Biçti. ‫ﺼ َﺪ‬
َ ‫َﺣ‬

5. İzâle için (giderme mânâsında) ( ‫) ﻟِ ِْﻺ َزاﻟَِﺔ‬


Ben O’ndan şikâyeti giderdim.
ُ‫أَ ْﺷ َﻜْﻴـﺘُﻪ‬ Şikâyet etti. ‫َﺷ َﻜﯽ‬

ِ ‫) ﻟِْﻠ ُﺪﺧ‬
( ‫ﻮل‬
6. Dühûl için (bir şeye girme mânâsında) ُ
Adam sabaha dâhil oldu.
ْ َ‫أ‬
‫ﺻﺒَ َﺢ اﻟﱠﺮ ُﺟ ُﻞ‬ Sabah oldu. ‫ﺻﺒَ َﺢ‬
َ

7. Kesret (çokluk) için ( ‫) ﻟِْﻠ َﻜﺜْـَﺮِة‬


Adamın (yanında) süt çok oldu. ‫أَﻟْﺒـَ َﻦ اﻟﱠﺮ ُﺟ ُﻞ‬ Süt ‫ﻟَﺒـَ ٌﻦ‬
Adamın (yanında) meyve çok oldu. ‫أَﺛْ َـﻤَﺮ اﻟﱠﺮ ُﺟ ُﻞ‬ Meyve ‫ﺛَ َـﻤٌﺮ‬

‫اِ ْﺳﺘِ ْﻔ َﻌﺎل‬ Bâbının Binâsı

‫ اِ ْﺳﺘِ ْﻔ َﻌﺎل‬bâbının ‫’ س‬i bir çok mânâlara gelir. Bunlar:

1. Talep (istemek) için ِ َ‫) ﻟِﻠﻄﱠﻠ‬


(‫ﺐ‬
Af istedi. ‫اِ ْﺳﺘَـ ْﻐ َﻔَﺮ‬ Affetti. ‫َﻏ َﻔَﺮ‬

2. Suâl (sormak) için ( ‫) ﻟِﻠ ﱡﺴ َﺆ ِال‬


Haber sordu. ‫اِ ْﺳﺘَ ْﺨﺒَ َـﺮ‬ Haber ‫َﺧﺒَ ٌـﺮ‬

( ‫ﱠﺤ ﱡﻮِل‬ ِ
3. Tahavvül (dönüşme) için
َ ‫) ﻟﻠﺘ‬
‫ـﺨ ْﻤ ُﺮ‬ ِ
Şarap sirkeye döndü.
َ ْ‫ا ْﺳﺘَ َﺨ ﱠﻞ اﻟ‬ Sirke ‫َﺧﻞﱞ‬

28
4. İ’tikâd (inanma) için ( ‫) ﻟِ ِْﻺ ْﻋﺘِ َﻘ ِﺎد‬
ِ
O’nun keremli olduğuna inandım.
ُ‫ا ْﺳﺘَ ْﻜَﺮْﻣﺘُﻪ‬ Keremli oldu. ‫َﻛ ُﺮَم‬

5. Vicdan (buluş) için ( ‫) ﻟِْﻠ ِﻮ ْﺟ َﺪ ِان‬


ِ ‫َﺟﻴِّ ٌﺪ‬
Ben O’nu iyi buldum.
ُ‫ا ْﺳﺘَ َﺠ ْﺪﺗُﻪ‬ İyi

6. Teslîm için ( ‫ﱠﺴﻠِﻴ ِﻢ‬ ِ


ْ ‫) ﻟﻠﺘ‬
(Musibet anında) teslim olarak döndü. ‫اِ ْﺳﺘَ ْـﺮ َﺟ َﻊ‬ Döndü. ‫َر َﺟ َﻊ‬

‫و‬،‫ی‬،‫ا‬ Harfleri
Med harfleri, lîn harfleri, zevâid harfler ve illet harfleri diye bilinen harflerin ittifak ettiği harfler 3
tanedir. Bunlar: ‫و‬ ،‫ی‬،‫ا‬ ’dir.

Fiillerin Kısımları

1. Fael fiilinde illet harflerinden biri bulunan fiile, mu’tel ve misâl ismi verilir. Mu’tel illetli demek
olup, kendisinde illet harfi bulunduğundan bu ismi almıştır. Kendisinde illet harfi bulunduğu halde
bir değişiklik (i’lâl) yapılmayıp, hareke yüklenmek bakımından sahîh fiile benzediğinden misâl
ismi de verilir.

‫ َو َﻋ َﺪ‬، ‫ ﻳَ َﺴَﺮ‬، ‫ﻆ‬


َ ‫ﻳَـ َﻘ‬ … gibi.

2. Eğer illet harfi aynel fiilinde olursa, o zaman fiile içi boş manasına gelen ecvef ismi verilir. İllet
harfi bulunduğu için mu’tel de denir.

‫ ﻗَﺎ َل‬، ‫ع‬


َ ‫ ﺑَـﺎ‬، ‫َﻛﺎ َل‬ … gibi.

3. Eğer illet harfi lâmel fiilinde olursa, o zaman illet, fiilin sonunda olduğundan noksan manasında
olan nâkıs ismi verilir.

‫ َﻏَﺰا‬، ‫َرَﻣﯽ‬ … gibi.

4. Eğer fiilde iki illet harfi bulunursa, illet harfi sahîh harften çok olduğundan illetle sarılmış
manasında lefif ismi verilir.
a) Bu illet harfleri aynel ve lâmel fiillerinde olursa illet harfleri bitişik olduğundan illetleri yakın
lefif anlamında lefif-i makrûn denir.

َ ‫ ﻃَ ِﻮ‬، ‫ی‬
‫ َرَوی‬، ‫ َﺷ َﻮی‬، ‫ی‬ َ ‫ﻗَ ِﻮ‬ … gibi.

b) Bu illet harfleri fâel ve lâmel fiillerinde olursa illet harfleri ayrı olduğundan illetleri ayrı lefif
anlamında lefif-i mefrûk denir.

‫ َوﻗَﯽ‬، ‫َوﻟَﯽ‬ … gibi.

29
5. Fiilin aynel ve lâmel fiili aynı harf olduğunda, o zaman aynel fiil lâmel fiile idgâm edilir ve
katlanmış manasında muzâaf ismi verilir.

‫ َﻣ ﱠﺪ‬، ‫ﻓَـﱠﺮ‬ … gibi.

6. Harflerinden biri hemze olan fiile ise hemzelenmiş manasında mehmûz ismi verilir.
a) Eğer hemze fâel fiildeyse, mehmûz-ül fâ denir.

‫ أَ َﺧ َﺬ‬، ‫أَ َﻛ َﻞ‬ … gibi.

b) Eğer hemze aynel fiildeyse, mehmûz-ül ayn denir.

‫ َﺳﺌَ َﻞ‬، ‫ف‬


َ ‫َرُؤ‬ … gibi.

c) Eğer hemze lâmel fiildeyse, mehmûz-ül lâm denir.

َ‫ ﻗَـَﺮأ‬، َ‫َﻫﻨَﺄ‬ … gibi.

7. Sayılan bu altı kısma girmeyen sülâsî fiiller ise sahîh ismi alırlar.

MU’TELLÂT (İLLETLİ FİİLLER)


İlletli fiillerin çekimleri bazı kaidelere göre yapılır. Bu kaideler gereğince yapılacak işlemler şunlardır:

Kalb : İlletli bir harfi başka bir harfe çevirmek.

İskân : Harfin harekesini hazfederek sâkin kılmak.

Hazf : Harfi tamamen ortadan kaldırmak.

İdgâm : İki harfin birincisini ikincisine girdirmek.

NOT : Fiillerde bulunan cemi vavları ve tesniye elifleri her ne kadar illet harfi olsalar da zamir
olduklarından hiçbir değişikliğe uğramazlar.

İctimâ-i sâkineyn : İki sâkinin yan yana gelmesidir. Bunlardan ikincisi vakıf sebebiyle olursa,
(‫ﻚ‬
ْ ‫ اَﻟْ ُﻤ ْﻠ‬gibi) veya birincisi harf-i med, ikincisi şeddeli olursa (‫ﺿﺎ ﱞر‬
َ gibi) lisâna uygundur. Bunun dışında 2
sâkin cem olup biri harf-i med ise, lisâna uygun olmayıp harf-i med olan hazfedilir.

30
İ’LÂL KAİDELERİ

Ecvef ve Nâkıs

.‫ـﺤﱠﺮَﻛﺘَﺎ َواﻧْـ َﻔﺘَ َﺢ َﻣﺎ ﻗَـْﺒـﻠَ ُﻬ َﻤﺎ؛ ﻗُﻠِﺒَـﺘَﺎ أَﻟًِﻔﺎ‬ ِ


َ َ‫ اَﻟْ َﻮ ُاو َو اﻟْﻴَﺎءُ إ َذا ﺗ‬.١
1. Vav ve ye kendileri harekeli olup kendilerinden önceki harf fethalı olduğunda elif’e kalbedilirler.

ِ ِ‫ﺎل اﻟﻨﱠﺎﻗ‬
‫ﺺ‬ ُ َ‫ِﻣﺜ‬ ِ ‫ﺎل ْاﻷَﺟﻮ‬
‫ف‬ َ ْ ُ َ‫ﻣﺜ‬
ِ
‫َﻏَﺰَو « َﻏَﺰا‬ ‫ﻏَ َﺰا‬ ‫ﻗَـ َﻮَل « ﻗَﺎ َل‬ ‫ﺎل‬
َ َ‫ﻗ‬
‫َرَﻣ َﯽ « َرَﻣﯽ‬ ‫َرَﻣﯽ‬ ‫َﻛﻴَ َﻞ « َﻛﺎ َل‬ ‫ﺎل‬
َ ‫َﻛ‬
Nâkıs fiillerin tesniyelerinde ise vav ve ye’ler elif’e kalbedilmezler. Çünkü kalbolunduklarında 2 sâkin
cem olup biri hazfedilince müfredleriyle aynı olurlar.

‫َرَﻣﻴَﺎ « َرَﻣﺎا « َرَﻣﯽ‬ ‫َﻏَﺰَوا « َﻏَﺰاا « َﻏَﺰا‬

Nâkıs fiillerin cem-i müennes, muhatab ve mütekellim siygalarında da vav ve ye’ler elif’e
kalbedilmezler. Çünkü 2. maddedeki kaideye göre aslından sâkin olan vav ve ye’ler kalbedilmezler.

�َ ‫ َﻏَﺰْو‬.... ‫ َﻏَﺰْوﺗُ ْـﻢ‬- ‫ َﻏَﺰْوﺗُ َـﻤﺎ‬- ‫ت‬ َ ‫ َﻏَﺰْو‬- ‫َﻏَﺰْو َن‬


‫ َرَﻣْﻴـﻨَﺎ‬.... ‫ َرَﻣْﻴـﺘُ ْـﻢ‬- ‫ َرَﻣْﻴـﺘُ َـﻤﺎ‬- ‫ﺖ‬
َ ‫ َرَﻣْﻴ‬- ‫َرَﻣﻴـْ َﻦ‬

‫َﺻﻠِ ٍّﯽ‬ ِ ِ ِ ِ ِ ِ
ْ ‫ اَﻟْ َﻮ ُاو اﻟ ﱠﺴﺎﻛﻨَﺔُ َو اﻟْﻴَﺎءُ اﻟ ﱠﺴﺎﻛﻨَﺔُ ﻻَ ﺗُـ ْﻘﻠَﺒَﺎن أَﻟ ًﻔﺎ إِﻻﱠ ﻓﯽ َﻣ ْﻮﺿ ٍﻊ ﻳَ ُﻜﻮ ُن ُﺳ ُﻜﻮﻧُ ُـﻬ َﻤﺎ َﻏْﻴـَﺮ أ‬.٢
.‫ﺖ َﺣَﺮَﻛﺘُـ ُﻬ َﻤﺎ إِﻟَﯽ َﻣﺎ ﻗَـْﺒـﻠَ ُﻬ َﻤﺎ‬ ِ
ْ َ‫ِﺄﺑَ ْن ﻧُﻘﻠ‬
2. Aslından sâkin olan vav ve ye, elif’e kalbedilmezler.
Ancak harekeleri, kendinden öncekine verilmek suretiyle (sonradan) sâkin kalıp (kendinden
öncekinin harekesi de fetha olmak kaydıyla) kalbolunurlar.

‫اَﻗْـ َﻮَم « اَﻗَـ ْﻮَم « اَﻗَﺎ َم‬ ‫ﺎم‬


َ َ‫اَﻗ‬
‫ب‬
ُ ‫ﺐ « ﻳَـ َﻬﺎ‬ ُ ‫ﺐ « ﻳَـ َﻬْﻴ‬ ُ َ‫ﻳَـ ْﻬﻴ‬ ‫ﺎب‬
ُ ‫ﻳَـ َﻬ‬
‫اَﻗَ َﺎم‬ aslında ‫اَﻗْـ َﻮَم‬ idi. Vav illetli olup harekeli, kendinden önceki (‫)ق‬
ْ sahih ve sâkin. Hareke

yüklenmek bakımından sahih harf, illetli harften daha evla olduğundan vav’ın harekesi kaf’a verilir ‫اَﻗَـ ْﻮَم‬ olur.

Vav sâkin (aslından değil) ma kabli meftuh olduğundan vav, elif’e kalbedilir, ‫ اَﻗَ َﺎم‬olur.
‫ﺎب‬
ُ ‫ﻳَـ َﻬ‬ aslında ‫ﺐ‬
ُ َ‫ﻳَـ ْﻬﻴ‬ idi. Aynı şekilde ye’nin harekesi ma kablindeki he’ye verilip, elif’e kalbedilir,

‫ﺎب‬
ُ ‫ ﻳَـ َﻬ‬olur.
31
Nâkısın cem-i müzekkeri aslında ‫ َﻏَﺰُووا‬ve ‫ َرَﻣﻴُﻮا‬idi. 1. kaideye göre kendileri harekeli ve ma kabilleri
fethalı olduğundan elif’e kalbedildier. ‫ﻏﺰاوا‬
ََ ve ‫ َرَﻣﺎوا‬olup iki sâkin cem olmuş oldu. Cemi vav’ı hazfedilse
cemilik bozulacağından, vav ve ye’den kalbolunan elifler hazfolunup, ‫ﻏﺰوا‬
ْ َ َ ve ‫ َرَﻣ ْﻮا‬oldular.

‫َرَﻣﻴُﻮا « َرَﻣﺎوا « َرَﻣ ْﻮا‬ ‫َﻏَﺰُووا « َﻏَﺰاوا « َﻏَﺰْوا‬

Nâkısların tesniye gâibeleri aslında ‫ َﻏَﺰَوَﺎﺗ‬ve ‫َرَﻣﻴَـﺘَﺎ‬ idi. 1. kaideye göre kendileri harekeli ve ma

kabilleri fethalı olduğundan elif’e kalbedildiler. ‫اﺎﺗ‬ َ ‫ َﻏَﺰ‬ve ‫ﺎﺎﺗ‬


َ ‫َرَﻣ‬ oldular. ‫ت‬ müfredinde sâkin olup, tesniye
elif’inden dolayı harekelendiği için, aslına itibar edilerek sâkin sayılıp, elif de sâkin olduğundan iki sâkin cem
olup elif hazfedilir. ‫َﻏَﺰَﺎﺗ‬ ve ‫َرَﻣﺘَﺎ‬ olur.

‫َرَﻣﻴَـﺘَﺎ « َرَﻣﺎ َﺎﺗ « َرَﻣﺘَﺎ‬ ‫َﻏَﺰَو َﺎﺗ « َﻏَﺰا َﺎﺗ « َﻏَﺰَﺎﺗ‬

Ecvef olan ‫ﻗَ َﺎل‬ ve ‫َﻛ َﺎل‬ ‫ ﻗَـ َﻮﻟْ َﻦ‬ve ‫ َﻛﻴَـ ْﻠ َﻦ‬idi. 1. kaideye göre
’nin cem-i müenneslerinin asılları

kendileri harekeli ve ma kabilleri fethalı olduğundan elif’e kalbedildiler. ‫ ﻗَﺎﻟْﻦ‬ve ‫ﻛﺎﻟْﻦ‬


َ َ َ oldular. İki sâkin cem
olduğu için vav ve ye’den kalbolan elifler hazfedildiler. ‫ ﻗَـ ْﻠﻦ‬ve ‫ﻛ ْﻠﻦ‬
َ َ َ kaldılar. Hareke bakımından ikisi de
aynı olup, asıllarının hangisinin vav’lı hangisinin ye’li olduğu belli olmadığından, kaf’ın fethası vav’a delâlet
etmesi için zammeye, kef’in fethası da ye’ye delâlet etmesi için kesraya nakledildi. ‫ﻗُـ ْﻠ َﻦ‬ ve ‫ﻛِ ْﻠ َﻦ‬ oldular.

‫َﻛﻴَـ ْﻠ َﻦ « َﻛﺎﻟْ َﻦ « َﻛ ْﻠ َﻦ « ﻛِ ْﻠ َﻦ‬ ‫ﻗَـ َﻮﻟْ َﻦ « ﻗَﺎﻟْ َﻦ « ﻗَـ ْﻠ َﻦ « ﻗُـ ْﻠ َﻦ‬

NOT : Ecvef fiillerin cem-i müennesten itibaren sonuna kadar olan siygalarında vavlı’lar fâel fiil
zammeli, ye’liler ise kesralı olarak çekilir. Ancak ‫ﺎف‬
َ ‫َﺧ‬ ve ‫َ� َم‬ fiilleri vav’lı oldukları halde 4. bâbtan olup,
aynel fiilin harekesi fâel fiile nakledilerek kesralı çekilir.

‫ﻧَ ِﻮْﻣ َﻦ « ﻧَـﺎ ْﻣ َﻦ « ﻧَـ ْﻤ َﻦ « ﻧِـ ْﻤ َﻦ‬ ‫َﺧ ِﻮﻓْ َﻦ « َﺧﺎﻓْ َﻦ « َﺧ ْﻔ َﻦ « ِﺧ ْﻔ َﻦ‬

32
ِ ِ ِ ِ ِ ‫ اَﻟْﻤﺘَـﻮﻟِّ ُﺪ ِﻣﻦ اﻟ ﱠ‬.٣
ُ ‫ﻀ ﱠﻤﺔ اﻟْ َﻮ ُاو َو ﻣ َﻦ اﻟْ َﻜ ْﺴَﺮِة اﻟْﻴَﺎءُ َو ﻣ َﻦ اﻟْ َﻔْﺘ َﺤﺔ ْاﻷَﻟ‬
.‫ﻒ‬ َ َُ
3. Zammeden vav, kesradan ye, fethadan elif doğar.(Yani zamme vav’a, kesra ye’ye, fetha elif’e
delâlet eder.)

ِ ِ ِ ِ
ْ ‫ اَﻟْﻴَﺎءُ إِ َذا اﻧْ َﻜ َﺴَﺮ َﻣﺎ ﻗَـْﺒـﻠَ َﻬﺎ ﺗُِﺮَﻛ‬.٤
َ ْ‫ﺖ َﻋﻠَﯽ َﺣﺎﻟ َـﻬﺎ َﺳﺎﻛﻨَﺔً أ َْو ُﻣﺘَ َﺤِّﺮَﻛﺔً إ َذا َﻛﺎﻧَﺖ اﻟ‬
.ً‫ـﺤَﺮَﻛﺔُ ﻓَـْﺘ َﺤﺔ‬
4. Ye harfi sâkin veya fethayla harekeli olup, ma kabli de kesra olduğunda i’lâl yapılmaz.

‫ﺖ‬ ِ ِ ِ
َ ‫ﻧَﺴﻴ‬ ‫ﺖ‬
َ ‫َﺧﺸﻴ‬ ‫ﺖ‬
َ ‫َرﺿﻴ‬
‫ﻧَ ِﺴ َﯽ‬ ‫َﺧ ِﺸ َﯽ‬ ‫َر ِﺿ َﯽ‬

ِ ِ
.‫ﺖ َو ًاوا‬ َ ْ‫ اَﻟْﻴَﺎءُ اﻟ ﱠﺴﺎﻛﻨَﺔُ إِ َذا اﻧ‬.٥
ْ َ‫ﻀ ﱠﻢ َﻣﺎ ﻗَـْﺒـﻠَ َﻬﺎ ﻗُﻠﺒ‬
5. Sâkin ye’nin ma kabli zamme olursa vav’a kalbedilir.

‫ﻳـُْﻴ ِﺴ ُﺮ « ﻳُﻮ ِﺳ ُﺮ‬ ‫أَﻳْ َﺴ َﺮ‬


ٌ ِ‫ﻆ « ُﻣﻮﻗ‬
‫ﻆ‬ ٌ ‫ُﻣْﻴ ِﻘ‬ َ ‫أَﻳْـ َﻘ‬
‫ﻆ‬

ِ ِ
ْ َ‫ اَﻟْ َﻮ ُاو اﻟ ﱠﺴﺎﻛﻨَﺔُ إِ َذا اﻧْ َﻜ َﺴَﺮ َﻣﺎ ﻗَـْﺒـﻠَ َﻬﺎ ﻗُﻠﺒ‬.٦
.ً‫ﺖ َ�ء‬
6. Sâkin olan vav’ın ma kabli kesra olduğu zaman ye’ye kalbedilir.

‫ِﻣ ْﻮَزا ٌن « ِﻣﻴَﺰا ٌن‬

‫ﻗَ َﺎل‬ ‫ﻴﻞ‬ِ ‫ﻗُ ِﻮَل‬


Ecvef fiil olan ’nin meçhulünde
َ ‫ﻗ‬ denir. Aslında idi. Vav’ın kesrasından evvel kaf’ın

zammesi ağır geldiğinden, kaf sâkin kılınıp vav’ın kesrası kaf’a nakledildi ‫ﻗِ ْﻮَل‬ oldu. 6. kâideye göre vav

‫ﻴﻞ‬ِ
sâkin ma kabli kesra olduğundan ye’ye kalbedilip
َ ‫ ﻗ‬oldu.
‫ﻗُ ِﻮَل « ﻗِ ْﻮَل « ﻗِﻴ َﻞ‬

33
ِ ِ ِ ِ ِ ‫ اَﻟْﻮاو اﻟْـﻤﺘَﺤ ِﺮَﻛﺔُ إِ َذا وﻗَـﻌ‬.٧
ْ َ‫ﺖ ﻓﯽ آﺧ ِﺮ اﻟْ َﻜﻠ َﻤﺔ َو اﻧْ َﻜ َﺴَﺮ َﻣﺎ ﻗَـْﺒـﻠَ َﻬﺎ ﻗُﻠﺒ‬
.ً‫ﺖ َ�ء‬ ََْ َّ ُ ُ َ
7. Harekeli olan vav harfi kelimenin sonunda bulunup ma kabli de kesra olduğunda ye’ye kalbedilir.

‫َر ِﺿ َﻮ « َر ِﺿ َﯽ‬ َ ‫ﻗَ ِﻮَو « ﻗَ ِﻮ‬


‫ی‬ ‫ُد ِﻋ َﻮ « ُد ِﻋ َﯽ‬ ‫َﻏﺒِ َﻮ « َﻏﺒِ َﯽ‬

‫َﻏﺒِ َﯽ‬ ’nin aslının ‫ َﻏﺒِ َﻮ‬olduğunu masdarından anlarız. Çünkü masdarı ً‫ َﻏﺒَ َﺎوة‬olarak gelir.

Meçhûl nâkısın cem-i müzekker siygasında ‫ﻏُُﺰوا‬ denir. Aslı ‫ﻏُ ِﺰُووا‬ idi. Vav kelime sonunda harekeli

olarak gelip ma kabli kesra olduğundan ye’ye kalbedilir ‫ﻏُ ِﺰﻳُﻮا‬ olur. Kesradan zammeye geçmek lisana ağır

olduğundan ze’nin kesrası hazfedilip, ye’nin zammesi ze’ye nakledilir ‫ ﻏُُﺰﻳﻮا‬olur. Vav ve ye iki sâkin bir araya
geldiğinden ye’ hazfedilir (vav, cemi vav’ı olduğundan hazfedilmez) ‫ ﻏُُﺰوا‬kalır.

‫ﻏُ ِﺰُووا « ﻏُ ِﺰﻳُﻮا « ﻏُُﺰﻳﻮا « ﻏُُﺰوا‬

ِ ‫ﺼ ِﺤ‬ ِ ‫ﲔ ﻳ ُﻜﻮ ُن ﻣﺎ ﻗَـﺒـﻠَﻬﻤﺎ ﺣﺮﻓًﺎ ﺻ ِﺤﻴﺤﺎ ﺳﺎﻛِﻨًﺎ ﻧُِﻘﻠَﺖ ﺣﺮَﻛﺘـﻬﻤﺎ إِﻟَﯽ اﻟْـﺤﺮ‬ ٍ
.‫ﻴﺢ‬ ‫ف اﻟ ﱠ‬ َْ َ ُ ُ ََ ْ َ ً َ ْ َ َ ُ ْ َ َ ِ ْ ‫ ُﻛ ﱡﻞ َوا ٍو َو َ�ء ُﻣﺘَ َﺤِّﺮَﻛ‬.٨
8. Harekeli olan vav ve ye’nin ma kabli de sahih ve sâkin bir harf olursa bu vav ve ye’nin harekeleri ma
kablindeki sahih ve sâkin harfe nakledilir.

‫ف‬
ُ ‫ف « ﻳَـ َﺨﺎ‬
ُ ‫ف « ﻳَـ َﺨ ْﻮ‬
ُ ‫ﻳَـ ْﺨ َﻮ‬ ‫ﻳَ ْﻜﻴِ ُﻞ « ﻳَ ِﻜﻴ ُﻞ‬ ‫ﻳَـ ْﻘ ُﻮ ُل « ﻳَـ ُﻘﻮ ُل‬

ٌ ‫ﲔ َو َوﻗَـ َﻌﺘَﺎ ﻓِﯽ ﻻَِم اﻟْ ِﻔ ْﻌ ِﻞ َو َﻣﺎ ﻗَـْﺒـﻠَ ُﻬ َﻤﺎ َﺣ ْﺮ‬


‫ف ُﻣﺘَ َﺤِّﺮَﻛﺔٌ ﺑِﻐَ ِْﲑ اﻟْ َﻔْﺘ َﺤ ِﺔ اُ ْﺳ ِﻜﻨَـﺘَﺎ َﻣﺎ ﻟَ ْـﻢ‬ ِ ْ ‫ ُﻛ ﱡﻞ وا ٍو و َ� ٍء إِ َذا َﻛﺎﻧـَﺘَﺎ ُﻣﺘَ َﺤ ِﺮَﻛﺘَـ‬.٩
ّ َ َ
ِ
.‫ﻀ ﱠﻤ ِﺔ َﻋﻠَﯽ اﻟْ َﻮا ِو َو اﻟْﻴَﺎء‬ ِ
‫ﻮﺎﺑ ﻻ ْﺳﺘِﺜْـ َﻘ ِﺎل اﻟ ﱠ‬ً‫ﺼ‬ ُ ‫ﻳَ ُﻜ ْﻦ َﻣْﻨ‬
9. Vav ve ye harekeli olarak lâmel fiilinde bulunup; ma kabli de fetha dışında harekeliyse, kendileri
mansûb olmadıkça sâkin kılınırlar. Çünkü vav ve ye’ye zamme ağır gelir.

(‫ـﺨ َﺸﺎ‬
ْ َ‫)ﻳ‬ ‫ﻳَـ ْﺨ َﺸ ُﯽ « ﻳَـ ْﺨ َﺸﯽ‬ ‫ﻳَـ ْﺮِﻣ ُﯽ « ﻳَـ ْﺮِﻣﯽ‬ ‫ﻳَـ ْﻐ ُﺰُو « ﻳَـ ْﻐ ُﺰو‬

.‫ـﺨﻔ ِﱠﺔ اﻟْ َﻔْﺘ َﺤ ِﺔ َﻋﻠَْﻴ ِﻬ َﻤﺎ‬ِ ‫ﺎ� ﻣْﻨﺼ‬ ِ


ً ُ َ َ ‫ َو ﻳَـﺘَ َﺤﱠﺮُك اﻟْ َﻮ ُاو َو اﻟْﻴَﺎءُ إ َذا َﻛ‬.١٠
َ ‫ﻮﺎﺑ ﻟ‬
10. Vav ve ye mansûb olduklarında ma kabli de fetha dışında harekeliyse, fetha hafif hareke
olduğundan sâkin kılınmayıp olduğu gibi kalır.

‫ﻟَ ْﻦ ﻳَـ ْﺨ َﺸ َﯽ « ﻟَ ْﻦ ﻳَـ ْﺨ َﺸﯽ‬ ‫ﻟَ ْﻦ ﻳَـ ْﺮِﻣ َﯽ‬ ‫ﻟَ ْﻦ ﻳَـ ْﻐ ُﺰَو‬

34
‫ـﺨ َﺸ ْﻮ َن‬ ِ ‫ﻳـﺨ َﺸﯽ ﻳـﺨ َﺸﻴ‬ ِ ‫ﻳـﺮِﻣﻴ‬ ‫ﻳَـ ْﺮِﻣﯽ‬ ‫ﻳَـ ْﻐ ُﺰَو ِان‬
ْ َ‫ﻳ‬ ‫ﺎن‬ َ َْ َْ ‫ﻳَـ ْﺮُﻣﻮ َن‬ ‫ﺎن‬َ َْ ‫ﻳَـ ْﻐ ُﺰو َن‬ ‫ﻳَـ ْﻐ ُﺰو‬
‫ـﺨ َﺸْﻴـ َﻦ‬
ْ َ‫ﻳ‬
ِ ‫ﺗَـﺨ َﺸﯽ ﺗَـﺨ َﺸﻴ‬
‫ﺎن‬ َ ْ ْ ‫ﻳَـ ْﺮِﻣﻴـ َﻦ‬ ِ ‫ﺗَـﺮِﻣﻴ‬
‫ﺎن‬َْ ‫ﺗَـ ْﺮِﻣﯽ‬ ‫ﻳَـ ْﻐ ُﺰو َن‬ ‫ﺗَـ ْﻐ ُﺰَو ِان‬ ‫ﺗَـ ْﻐ ُﺰو‬
‫ـﺨ َﺸ ْﻮ َن‬ ِ ِ ‫ﺗَـﺮِﻣﻴ‬ ‫ﺗَـ ْﺮِﻣﯽ‬ ‫ﺗَـ ْﻐ ُﺰَو ِان‬
ْ َ‫ـﺨ َﺸﻴَﺎن ﺗ‬
ْ َ‫ـﺨ َﺸﯽ ﺗ‬ْ َ‫ﺗ‬ ‫ﺗَـ ْﺮُﻣﻮ َن‬ ‫ﺎن‬َْ ‫ﺗَـ ْﻐ ُﺰو َن‬ ‫ﺗَـ ْﻐ ُﺰو‬
‫ـﺨ َﺸْﻴـ َﻦ‬ ِ ِ َ‫ﺗ‬ ‫ﺗَـ ْﺮِﻣﻴـ َﻦ‬ ِ ‫ﺗَـﺮِﻣﻴ‬ ‫ﺗَـ ْﺮِﻣﻴـ َﻦ‬ ‫ﺗَـ ْﻐ ُﺰَو ِان‬ ‫ﺗَـ ْﻐ ِﺰﻳـ َﻦ‬
ْ َ‫ـﺨ َﺸﻴَﺎن ﺗ‬
ْ َ‫ـﺨﺸﻴـ َﻦ ﺗ‬
ْ ‫ﺎن‬َْ ‫ﺗَـ ْﻐ ُﺰو َن‬
‫ـﺨ َﺸﯽ‬
ْ َ‫ﻧ‬ ‫َﺧ َﺸﯽ‬
ْ‫أ‬ ‫ﻧـَ ْﺮِﻣﯽ‬ ‫أ َْرِﻣﯽ‬ ‫ﻧـَ ْﻐ ُﺰو‬ ‫أَ ْﻏ ُﺰو‬
ِ ‫ ﻳـﺨ َﺸ‬olur ve başına nasb ve
Bu fiillerin tesniyelerinde i’lâl yapılmaz. Çünkü i’lâl yapılırsa örneğin; ‫ﺎن‬ ْ َ
cezm edatı geldiğinde müfredi ile aynı olmuş olur.

Ecvef’in İsm-i Fâili

Ecvef fiilden ism-i fâil yapmak için fâel fiil ile aynel fiil arasına bir fâil elifi getirilir. Bu durumda biri fâil
elifi diğeri de vav veya ye’den kalbolunan elif olmak üzere iki elif bir araya gelmiş olur. İki sâkin cem
olamayacağından aynel fiilinden kalbolan elif hemzeye kalbedilir.

‫ﺎل « ﻛﺎ ٌال « َﻛﺎﺋِ ٌﻞ‬


َ‫ﻛ‬ ‫ﺎل « ﻗَﺎ ٌال « ﻗَﺎﺋِ ٌﻞ‬
َ َ‫ﻗ‬

Ayrıca zâid eliften sonra gelen kelime sonundaki vav ve ye’ler de hemzeye kalbedilir.

ِ ِ
ٌ‫ی « ا ْﻋﻄَﺎء‬
ٌ ‫ا ْﻋﻄَﺎ‬ ٌ‫ُد َﻋﺎ ٌو « ُد َﻋﺎء‬

Nâkıs’ın İsm-i Fâili

Nâkısın ism-i fâili nasb halindeyken fetha hafif olduğundan i’lâl yapılmayıp olduğu gibi bırakılır.
Fakat raf ve cer halinde zamme ve kesra ağır geldiğinden i’lâl yapılır. Şöyleki;

‫َر ِاﻣ ٌﯽ « َر ِاﻣﻴُ ْـﻦ « َر ِاﻣﻴ ْـﻦ « َر ِاﻣ ْﻦ « َراٍم‬ ‫ی « َﻏﺎ ِزﻳُ ْـﻦ « َﻏﺎ ِزﻳ ْـﻦ « َﻏﺎ ِز ْن « َﻏﺎ ٍز‬ٌ ‫َﻏﺎ ِز‬ Merfu

‫َر ِاﻣ ٍﯽ « َر ِاﻣﻴِ ْـﻦ « َر ِاﻣﻴ ْـﻦ « َر ِاﻣ ْﻦ « َراٍم‬ ‫َﻏﺎ ِز ٍی « َﻏﺎ ِزﻳِ ْـﻦ « َﻏﺎ ِزﻳ ْـﻦ « َﻏﺎ ِز ْن « َﻏﺎ ٍز‬ Mecrur

35
Bunların başına lâm-ı ta’rif geldiğinde sondaki tenvin düştüğünden iki sâkinin cem olma durumu
ortadan kalktığı için vav ve ye hazfedilmez.

‫ﻏَ َﺰا‬
Marife Nekre
Çoğul İkil Tekil Çoğul İkil Tekil

‫اﻟْﻐَ ُﺎزو َن‬ ‫اﻟْﻐَﺎ ِزَ� ِن‬ ‫اﻟْﻐَﺎ ِزي‬ ‫َﻏ ُﺎزو َن‬ ‫َﻏﺎ ِزَ� ِن‬ ‫َﻏﺎ ٍز‬ Eril

ِ َ‫اﻟْﻐَﺎ ِزﻳـﺘ‬ ِ َ‫َﻏﺎ ِزﻳـﺘ‬


Merfu
ُ �َ‫اﻟْﻐَﺎ ِز‬
‫ت‬ ‫ﺎن‬ َ ُ‫اﻟْﻐَﺎ ِزﻳَﺔ‬ ٌ �َ‫َﻏﺎ ِز‬
‫ت‬ ‫ﺎن‬ َ ٌ‫َﻏﺎ ِزﻳَﺔ‬ Dişil

‫ﻳﻦ‬ ِ ِ ْ َ‫اﻟْﻐَﺎ ِزﻳـ‬ ِ ِ ِ ْ ‫َﻏﺎ ِزﻳَـ‬ �ً‫َﻏﺎ ِز‬


َ ‫اﻟْﻐَﺎز‬ ‫ﲔ‬ ‫ي‬َ ‫اﻟْﻐَﺎز‬ ‫ﻳﻦ‬
َ ‫َﻏﺎز‬ ‫ﲔ‬ Eril

ِ �‫اﻟْﻐَﺎ ِز‬ ٍ �‫َﻏﺎ ِز‬


Mensub
‫ت‬ َ ِ ْ ‫اﻟْﻐَﺎ ِزﻳـَﺘَـ‬
‫ﲔ‬ َ‫اﻟْﻐَﺎ ِزﻳَﺔ‬ ‫ت‬ َ ِ ْ ‫َﻏﺎ ِزﻳَـﺘَـ‬
‫ﲔ‬ ً‫َﻏﺎ ِزﻳَﺔ‬ Dişil

‫ﻳﻦ‬ ِ ِ ْ َ‫اﻟْﻐَﺎ ِزﻳـ‬ ‫اﻟْﻐَﺎ ِزي‬ ِ ِ ْ ‫َﻏﺎ ِزﻳَـ‬ ‫َﻏﺎ ٍز‬


َ ‫اﻟْﻐَﺎز‬ ‫ﲔ‬ ‫ﻳﻦ‬
َ ‫َﻏﺎز‬ ‫ﲔ‬ Eril

ِ �‫اﻟْﻐَﺎ ِز‬ ‫اﻟْﻐَﺎ ِزﻳَِﺔ‬ ٍ �‫َﻏﺎ ِز‬ ‫َﻏﺎ ِزﻳٍَﺔ‬


Mecrur
‫ت‬ َ ِ ْ ‫اﻟْﻐَﺎ ِزﻳـَﺘَـ‬
‫ﲔ‬ ‫ت‬ َ ِ ْ ‫َﻏﺎ ِزﻳَـﺘَـ‬
‫ﲔ‬ Dişil

‫َرَﻣﯽ‬
Marife Nekre
Çoğul İkil Tekil Çoğul İkil Tekil

‫اﻟﱠﺮ ُاﻣﻮ َن‬ ِ ‫اﻟﱠﺮ ِاﻣﻴ‬


‫ﺎن‬ ‫اﻟﱠﺮ ِاﻣﻲ‬ ‫َر ُاﻣﻮ َن‬ ِ ‫ر ِاﻣﻴ‬
‫ﺎن‬ ‫َراٍم‬
َ َ َ Eril

ِ ِ َ‫اﻟﱠﺮ ِاﻣﻴـﺘ‬ ُ‫اﻟﱠﺮ ِاﻣﻴَﺔ‬ ِ ِ َ‫ر ِاﻣﻴـﺘ‬ ٌ‫َر ِاﻣﻴَﺔ‬


Merfu
‫ﺎت‬
ُ َ‫اﻟﱠﺮاﻣﻴ‬ ‫ﺎن‬ َ ‫ﺎت‬
ٌ َ‫َراﻣﻴ‬ ‫ﺎن‬ َ َ Dişil

‫ﲔ‬ ِ ِ ْ ‫اﻟﱠﺮ ِاﻣﻴَـ‬ ‫اﻟﱠﺮ ِاﻣ َﻲ‬ ‫َر ِاﻣﻴـ َﻦ‬ ِ ْ ‫ر ِاﻣﻴَـ‬ ‫َر ِاﻣﻴًﺎ‬
َ ‫اﻟﱠﺮاﻣ‬ ‫ﲔ‬ ‫ﲔ‬ َ Eril

ِ ‫اﻟﱠﺮ ِاﻣﻴ‬ ِ ْ ‫اﻟﱠﺮ ِاﻣﻴَـﺘَـ‬ َ‫اﻟﱠﺮ ِاﻣﻴَﺔ‬ ٍ ‫ر ِاﻣﻴ‬ ِ ْ ‫ر ِاﻣﻴَـﺘَـ‬ ً‫َر ِاﻣﻴَﺔ‬
Mensub
‫ﺎت‬ َ ‫ﲔ‬ ‫ﺎت‬ َ َ ‫ﲔ‬ َ Dişil

‫ﲔ‬ ِ ِ ْ ‫اﻟﱠﺮ ِاﻣﻴَـ‬ ‫اﻟﱠﺮ ِاﻣﻲ‬ ِ ِ ْ ‫ر ِاﻣﻴَـ‬ ‫َراٍم‬


َ ‫اﻟﱠﺮاﻣ‬ ‫ﲔ‬ ‫ﲔ‬
َ ‫َراﻣ‬ ‫ﲔ‬ َ Eril

ِ ‫اﻟﱠﺮ ِاﻣﻴ‬ ِ ْ ‫اﻟﱠﺮ ِاﻣﻴَـﺘَـ‬ ‫اﻟﱠﺮ ِاﻣﻴَ ِﺔ‬ ٍ ‫ر ِاﻣﻴ‬ ِ ْ ‫ر ِاﻣﻴَـﺘَـ‬ ‫َر ِاﻣﻴَ ٍﺔ‬
Mecrur
‫ﺎت‬ َ ‫ﲔ‬ ‫ﺎت‬ َ َ ‫ﲔ‬ َ Dişil

Ecvef’in İsm-i Mef’ûlü

Ecvef’in ism-i mef’ûl’ünde (8. kâide gereği) vav ve ye harekeli, ma kabli sahih ve sâkin olduğundan
harekesi ma kabline nakledilir. Bu durumda 2 sâkin cem olacağından vav ve ye hazfedilir. Aslı ye’li olan fiil
belli olsun diye (6. kâide gereği) ma kabli kesralanır ve kesrayla uyumlu olması için vav, ye’ye kalbedilir.

‫َﻣ ْﻘ ُﻮوٌل « َﻣ ُﻘﻮوٌل « َﻣ ُﻘﻮٌل‬ ‫ﺎل‬


َ َ‫ﻗ‬
‫َﻣ ْﻜﻴُﻮٌل « َﻣ ُﻜﻴﻮٌل « َﻣ ُﻜﻮٌل « َﻣ ِﻜ ْﻮٌل َﻣ ِﻜﻴ ٌﻞ‬ ‫ﺎل‬
َ ‫َﻛ‬
36
.‫ﺖ ْاﻷُوﻟَﯽ ﻓِﯽ اﻟﺜﱠﺎﻧِﻴَ ِﺔ‬
ِ ‫ﺖ اﻟْﻮاو ِان ْاﻷُوﻟَﯽ ﺳﺎﻛِﻨَﺔٌ و اﻟﺜﱠﺎﻧِﻴﺔُ ﻣﺘَﺤ ِﺮَﻛﺔٌ ﻓَﺎُ ْد ِﻏﻤ‬
َ َّ ُ َ َ َ
ِ
ْ ‫ إِ َذا‬.١١
َ َ ‫اﺟﺘَ َﻤ َﻌ‬
11. Birincisi sâkin, ikincisi harekeli iki vav harfi cem olduğunda birincisi, ikincisine idgâm olunur.

‫وو « َﻣ ْﻐ ُﺰﱞو‬
ٌ ‫َﻣ ْﻐ ُﺰ‬

ِ ‫ﺖ اﻟْﻮاو و اﻟْﻴﺎء و ْاﻷُوﻟَﯽ ﺳﺎﻛِﻨَﺔٌ و اﻟﺜﱠﺎﻧِﻴﺔُ ﻣﺘَﺤ ِﺮَﻛﺔٌ ﻗُﻠِﺒ‬


‫ﺖ اﻟْ َﻮ ُاو َ�ءً َو ُﻛ ِﺴَﺮ َﻣﺎ ﻗَـْﺒ َﻞ ْاﻷُوﻟَﯽ إِ ْن َﻛﺎ َن‬ ِ
َ َّ ُ َ َ َ َ ُ َ َ ُ َ ‫اﺟﺘَ َﻤ َﻌ‬ ْ ‫ إِ َذا‬.١٢
.‫ﺖ اﻟْﻴَﺎءُ ﻓِﯽ اﻟْﻴَ ِﺎء‬ ِ َ‫ﻀﻤﻮﻣﺎ ﻟِﺘ‬
ِ ‫ﺼ ﱠﺢ اﻟْﻴﺎء و اُْد ِﻏﻤ‬
َ ََُ ً ُ ْ ‫َﻣ‬
12. Birincisi sâkin (vav), ikincisi harekeli (ye) olarak vav ve ye harfleri cem olduğunda vav, ye’ye
kalbolunur. Birinci ye’nin ma kabli mazmum ise ye’nin sahih olması için kesralanır ve birincisi,
ikincisine idgâm olunur.

‫ـﺨ ِﺸ ٌﯽ‬ ِ ‫ﻣـﺨ ُﺸﻮی « ﻣـﺨ ُﺸﻴـﯽ « ﻣ‬


ْ ‫ـﺨﺸﻴـْ ٌﯽ « َﻣ‬
َْ ٌْ ْ َ ٌ ْ َ ‫ﻮی « َﻣ ْﺮُﻣﻴـْ ٌﯽ « َﻣ ْﺮِﻣﻴـْ ٌﯽ « َﻣ ْﺮِﻣ ﱞﯽ‬
ٌ ‫َﻣ ْﺮُﻣ‬

Ecvef’in Emr-i Gâibi

‫ﻟِﻴَـ ُﻘﻮ ْل « ﻟِﻴَـ ُﻘ ْﻞ‬ ‫ﻳَـ ْﻘ ُﻮ ُل « ﻳَـ ُﻘﻮ ُل‬


‫ﻴﻞ « ﻟِﻴَ ِﻜ ْﻞ‬ ِ ِ
ْ ‫ﻟﻴَﻜ‬ ‫ﻳَ ْﻜﻴِ ُﻞ « ﻳَ ِﻜﻴ ُﻞ‬

Ecvef’in Emr-i Hâzırı

‫ﻗُﻮ ْل « ﻗُ ْﻞ‬ ‫ﻳَـ ْﻘ ُﻮ ُل « ﻳَـ ُﻘﻮ ُل‬


‫ﻴﻞ « ﻛِ ْﻞ‬ْ ‫ﻛ‬
ِ ‫ﻳَ ْﻜﻴِ ُﻞ « ﻳَ ِﻜﻴ ُﻞ‬

Tesniyelerinde ise َ‫ﻗُﻮﻻ‬ ve َ‫ﻛِﻴﻼ‬ denir. Müfredlerinde iki sâkin cem olduğu için vav ve ye
düşmüştü. Fakat tesniyede iki sâkinin cem olma durumu ortadan kalktığı için vav ve ye geri döner.

.‫ﺺ َو َوﻗْـ ُﻔﻪُ ُﺳ ُﻘﻮ ُط ﻻَِم ﻓِ ْﻌﻠِ ِﻪ‬


ِ ِ‫ َﺟ ْﺰُم اﻟﻨﱠﺎﻗ‬.١٣
13. Nâkıs fiilin cezm ve vakfı, lâmel fiilin düşmesiyledir.

‫اُ ْﻏ ُﺰْو « اُ ْﻏ ُﺰ‬ ‫ﻟِﻴَـ ْﻐ ُﺰْو « ﻟِﻴَـ ْﻐ ُﺰ‬ ‫اِْر ِﻣ ْﯽ « اِْرِم‬ ‫ﻟِﻴَ ْـﺮ ِﻣ ْﯽ « ﻟِﻴَ ْـﺮِم‬

37
ِ ‫ﺺ اﻟْﻮا ِو ِی ﺗُـ ْﻘﻠَﺐ اﻟْﻮاو �ء ﻓِﯽ اﻟْﻤﺴﺘَـ ْﻘﺒ ِﻞ و ْاﻷَﻣ ِﺮ و اﻟﻨـﱠﻬ ِﯽ اﻟْﻤﺠﻬﻮﻻَ ِت ِﻷَﻧـﱠﻬ ﱠﻦ ﻓَـﺮع اﻟْﻤ‬ِ ِ
.‫ﺎﺿﯽ‬ َ ُْ ُ ُْ َ ْ َ ْ َ َ ْ ُ ً َ ُ َ ُ ّ َ ِ ‫ َو ﻓﯽ اﻟﻨﱠﺎﻗ‬.١٤
14. Vavlı nâkısın meçhûl muzârî, emir ve nehyinde de (bunlar mâzinin dalları olduklarından dolayı)
aralarında uygunluk olması için vav, ye’ye kalbedilir.

‫ ﻟِﻴُ ْﺪ َﻋﻴَﺎ‬- ‫ع‬ ِ


َ ‫ﻟﻴُ ْﺪ‬
ِ ‫ ﻳ ْﺪﻋﻴ‬- ‫ﻳ ْﺪﻋﯽ‬
‫ﺎن‬ََ ُ َ ُ ‫ﻳُ ْﺪ َﻋ ُﻮ « ﻳُ ْﺪ َﻋ ُﯽ « ﻳُ ْﺪ َﻋﯽ‬
NOT : Nâkısın meçhûl mâzisinde vav, kelime sonunda bulunup makabli kesra olduğundan (7. Kâide
gereği) ye’ye kalbedilmişti.

َ ‫ﻏُ ِﺰَو « ﻏُ ِﺰ‬


‫ی‬ ‫ُد ِﻋ َﻮ « ُد ِﻋ َﯽ‬
Muzârî, emir ve nehyin meçhûllerinde ise bu kâide geçerli olmadığı halde aralarında uygunluk olması
için vav, ye’ye kalbolundu.

Misâl

ِ َ‫ﻂ ﻓَﺎء ﻓِﻌﻠِ ِﻪ ﻓِﯽ اﻟْﻤﺴﺘـ ْﻘﺒ ِﻞ و ْاﻷَﻣ ِﺮ و اﻟﻨـﱠﻬ ِﯽ اﻟْﻤﻌﺮوﻓ‬


‫ﺎت إِ َذا َﻛﺎ َن ﻓَﺎﺋُﻪُ َو ًاوا ِﻣ ْﻦ‬ ُ َ‫ َو أَﱠﻣﺎ اﻟْ ُﻤ ْﻌﺘَ ﱡﻞ اﻟْ ِﻤﺜ‬.١٥
ُْ َ ْ َ ْ َ َ َْ ُ ْ ُ ُ ‫ﺎل ﻓَـﺘَ ْﺴ ُﻘ‬
(6.) ‫ ﻓَﻌِﻞ – ﻳَـ ْﻔﻌِﻞ‬، (3.) ‫ ﻓَـ َﻌﻞ – ﻳَـ ْﻔ َﻌﻞ‬، (2.) ‫ ﻓَـ َﻌﻞ – ﻳَـ ْﻔﻌِﻞ‬ .‫اب‬ ٍ ‫ﺛَﻼَﺛَﺔَ أَﺑْـﻮ‬
ُ َ ُ َ ُ َ َ
15. Misâl fiilin fâel fiili vav olduğu zaman 2., 3. ve 6. bâblarda bu vav, muzârî, emir ve nehyin
malûmlarında düşer.

‫ ﻻَ ﺗَﻌِ ْﺪ‬- ‫ ِﻋ ْﺪ‬- ‫ ﻳَﻌِ ُﺪ‬- ‫َو َﻋ َﺪ‬ ‫ ﻳَـ ْﻮ ِﻋ ُﺪ‬- ‫( َو َﻋ َﺪ‬2. bâb)
‫ث‬ْ ‫ ﻻَ ﺗَ ِﺮ‬- ‫ث‬ْ ‫ ِر‬- ‫ث‬ ُ ‫ ﻳَِﺮ‬- ‫ث‬ َ ‫َوِر‬ ُ ‫ ﻳَـ ْﻮِر‬- ‫ث‬
‫ث‬ َ ‫( َوِر‬6. bâb)
‫ﺐ‬
ْ ‫ ﻻَ ﺗَـ َﻬ‬- ‫ﺐ‬ْ ‫ َﻫ‬- ‫ﺐ‬ ُ ‫ ﻳَـ َﻬ‬- ‫ﺐ‬ َ ‫َوَﻫ‬ ‫ﺐ‬
ُ ‫ ﻳَـ ْﻮَﻫ‬- ‫ﺐ‬ َ ‫( َوَﻫ‬3. bâb)
‫ ﻻَ ﺗَـ َﻘ ْﻊ‬- ‫ ﻗَ ْﻊ‬- ‫ ﻳَـ َﻘ ُﻊ‬- ‫َوﻗَ َﻊ‬ ‫ ﻳَـ ْﻮﻗَ ُﻊ‬- ‫( َوﻗَ َﻊ‬3. bâb)

‫ﺐ‬ ِ ‫ﻳَـ ْﻮﻗِ ُﻊ‬


NOT : Son iki fiilin asılları 2. bâbdan olup muzârîleri
ُ ‫ﻳَـ ْﻮﻫ‬ ve idi. Vav, ye ile kesra

arasında bulunduğundan (lisâna ağır geldiğinden) hazfedildi. Aynel veya lâmel fiilinde boğaz harfi
bulunduğundan hafiflik olsun diye aynel fiil fethalandı ve 3. bâba girmiş oldu.

4. bâbdan olan ‫ ﻳَ َﺴ ُﻊ‬- ‫َو ِﺳ َﻊ‬ ve ُ‫ ﻳَﻄَﺄ‬- ‫َو ِﻃ َﺊ‬ fiillerinde de vav hazfedilir. Çünkü bunlar da aslında

6. babdan olup aynel fiilleri sonradan fethalandı.

38
Lefif-i Makrûn

ِ ِ‫ْﻢ ﻻَِم ﻓِ ْﻌﻠِ ِﻪ َﻛ ُﺤ ْﻜ ِﻢ ﻻَِم ﻓِ ْﻌ ِﻞ اﻟﻨﱠﺎﻗ‬


.‫ﺺ‬ ُ ‫ﻴﺢ ﻻَ ﻳَـﺘَـﻐَﻴﱠـ ُﺮ َو ُﺣﻜ‬ ‫ْﻢ َﻋﻴـْ ِﻦ ﻓِ ْﻌﻠِ ِﻪ َﻛ ُﺤ ْﻜ ِﻢ اﻟ ﱠ‬
ِ ‫ﺼ ِﺤ‬ ِ
ُ ‫ أَﱠﻣﺎ اﻟﻠﱠﻔ‬.١٦
ُ ‫ﻴﻒ اﻟْ َﻤ ْﻘ ُﺮو ُن؛ ﻓَ ُﺤﻜ‬
16. Lefîf-i makrûnun aynel fiilinin hükmü sahih harf hükmündedir, değişmez. Lâmel fiilinin hükmü ise
nâkısın lâmel fiilinin hükmü gibidir. (Yani aynı nâkıs gibi i’lâl yapılır.)

‫ ﻻَ ﺗَـ ْﺮِو‬- ‫ اِْرِو‬- ‫ی‬


‫ َﻣ ْﺮِو ﱞ‬- ‫ َرا ٍو‬- ‫ ﻳَـ ْﺮِوی‬- ‫َرَوی‬ ‫َرَوی‬
‫ ﻻَ ﺗَﻄْ ِﻮ‬- ‫ اِﻃْ ِﻮ‬- ‫ی‬ ‫ َﻣﻄْ ِﻮ ﱞ‬- ‫ ﻃَﺎ ٍو‬- ‫ ﻳَﻄْ ِﻮی‬- ‫ﻃََﻮی‬ ‫ﻃََﻮی‬

Lefif-i Mefrûk

ِ ِ‫ْﻢ ﻻَِم ﻓِ ْﻌﻠِ ِﻪ َﻛ ُﺤ ْﻜ ِﻢ ﻻَِم ﻓِ ْﻌ ِﻞ اﻟﻨﱠﺎﻗ‬ ِ ِ ِِ ِ ِ ِ ِ ِ ‫وق؛ ﻓَﺤﻜ‬ ِ


ُ ‫ َو أَﱠﻣﺎ اﻟﻠﱠﻔ‬.١٧
.‫ﺺ‬ ُ ‫ْﻢ ﻓَﺎء ﻓ ْﻌﻠﻪ َﻛ ُﺤ ْﻜﻢ ﻓَﺎء ﻓ ْﻌ ِﻞ اﻟْﻤﺜَﺎل َو ُﺣﻜ‬
ُ ُ ُ ‫ﻴﻒ اﻟْ َﻤ ْﻔ ُﺮ‬
17. Lefîf-i mefrûkun fâel fiilinin hükmü, misâl fiilin fâel fiilinin hükmü gibidir. Lâmel fiilinin hükmü ise
nâkısın lâmel fiilinin hükmü gibidir.

‫ ﻳَِﻘﯽ‬- ‫ ﻳَِﻘ ُﯽ‬- ‫ﻳَـ ْﻮﻗِ ُﯽ‬ ‫ﻳَِﻘﯽ‬ Muzârî

‫ ﻗِ ْﻪ‬- ‫ ِق‬- ‫ ﻗِ ْﯽ‬- ‫ اِﻗِ ْﯽ‬- ‫اِْوﻗِ ْﯽ‬ ‫ﻗِ ْﻪ‬ Emir
‫َوﻗَﯽ‬
‫ﲔ‬ ِ ِ ِ ِ ِ
َ ْ ‫ ﻗ‬- ‫ ﻗﻴَﺎ‬- ‫ ﻗُﻮا | ﻗﯽ‬- ‫ ﻗﻴَﺎ‬- ‫ﻗ ْﻪ‬ Emir Nehiy
ِ ِ ِ ِ
َ ْ ‫ ﻻَ ﺗَﻘ‬- ‫ ﻻَ ﺗَﻘﻴَﺎ‬- ‫ ﻻَ ﺗَـ ُﻘﻮا | ﻻَ ﺗَﻘﯽ‬- ‫ ﻻَ ﺗَﻘﻴَﺎ‬- ‫ﻻَ ﺗَ ِﻖ‬
‫ﲔ‬ Çekimi

NOT : Emr-i Hâzırda durmak kolay olsun diye bir “sekte he’si” getirilir.

Muzâaf

.‫ﺎﻹ ْد َﻏ ُﺎم ﻓِ ِﻴﻪ ﻻَ ِزٌم‬


ِْ َ‫ﺎﻫـﻤﺎ ُﻣﺘَ َﺤ ِﺮَﻛﺘَﻴـْ ِﻦ ﻓ‬
ّ
ِ ِ ِ ‫ إِ َذا َﻛﺎ َن ﻋﻴـﻦ ﻓِﻌ ِﻞ اﻟْﻤﻀ‬.١٨
َ ُ َ‫ﺎﻋﻒ َﺳﺎﻛﻨَﺔً َو ﻻَ ُﻣﻪُ ُﻣﺘَ َﺤِّﺮَﻛﺔً أ َْو ﻛ ْﻠﺘ‬
َ َ ُ ْ َُْ
18. Muzâafın aynel fiili sâkin, lâmel fiili harekeli olursa, veya her ikisi de harekeli olursa idgam yapmak
lâzımdır. (Yani idgam yapmak vaciptir.)

NOT : İdgam yapmak için;


1.harf harekeliyse önce onu sâkin kılmamız gerekir. Sâkin kılmak için; ma kabli harekeliyse,
doğrudan harekesini hazfederiz. Ma kabli sâkin ise, harekesini ma kabline naklederiz.
2.harf ise harekeli olmalıdır. Eğer sâkin ise harekeler, daha sonra idgam yaparız.

‫َﻣ ْﺪ ًدا « َﻣ ًّﺪا‬ ‫ﻳَـ ْﻤ ُﺪ ُد « ﻳَـ ُﻤ ْﺪ ُد « ﻳَـ ُﻤ ﱡﺪ‬ ‫َﻣ َﺪ َد « َﻣ ْﺪ َد « َﻣ ﱠﺪ‬

39
.‫ﺎﻹﻇْ َﻬ ُﺎر ﻓِ ِﻴﻪ ﻻَ ِزٌم‬
ِْ َ‫َﺻﻠِ ٍﯽ ﻓ‬ ٍ ِ ِ ِ ِِ ِ ِ
ّ ْ ‫ إ ْن َﻛﺎ َن َﻋﻴـْ ُﻦ ﻓ ْﻌﻠﻪ ُﻣﺘَ َﺤّﺮَﻛﺔً َو ﻻَ ُﻣﻪُ َﺳﺎﻛﻨَﺔً ﺑ ُﺴ ُﻜﻮن أ‬.١٩
19. Muzâafın aynel fiili harekeli, lâmel fiili sükûnu aslî ile (aslından) sâkin ise, o zaman izhar lâzımdır.
İdgam mümteni olup yapılmaz. (Yani idgam yapmak yasaktır.)

Meselâ: ... ، ‫ت‬


َ ‫ َﻣ َﺪ ْد‬، ‫َﻣ َﺪ ْد َن‬ siygalarında birinci dâl harekeli, ikincisi aslından sâkin olduğundan

idgam mümtenidir, yapılmaz.


Mazinin cem-i müennesinden sonuna kadar, muzari ve ondan türeyen fiillerin cem-i müennes
siygalarında idgam mümtenidir.

ِْ ‫اﻹ ْد َﻏ ُﺎم و‬
.‫اﻹﻇْ َﻬ ُﺎر‬ ِْ ‫ﻮز‬ ٍ ‫ إِ ْن َﻛﺎ َن ﻋﻴـﻦ ﻓِﻌﻠِ ِﻪ ﻣﺘَﺤ ِﺮَﻛﺔً و ﻻَﻣﻪ ﺳﺎﻛِﻨَﺔً ﺑِﺴ ُﻜ‬.٢٠
ٍ ‫ﻮن َﻋﺎ ِر‬
ُ ‫ض ﻓَـﻴَ ُﺠ‬
َ ُ َ ُ ُ َ َّ ُ ْ ُ ْ َ
20. Muzâafın aynel fiili harekeli, lâmel fiili ise sükûnu ârız ile (aslından olmayıp bir âmil sebebiyle)
sâkin olursa, idgam yapmak da caizdir, yapmayıp izharla okumak da caizdir.

Meselâ: ‫ﻟَـ ْﻢ ﻳـَ ْﻤ ُﺪ ْد‬ idgamsız da kalabilir, idgam da yapılabilir.

.‫ﺖ ْاﻷُوﻟَﯽ ﻓِ َﻴﻬﺎ‬


ِ ‫ﺖ اﻟﺜﱠﺎﻧِﻴﺔُ و اُْد ِﻏﻤ‬
َ َ َ
ِ ‫ و إِ ْن َﻛﺎﻧَـﺘَﺎ ﺳﺎﻛِﻨَـﺘَﻴـ ِﻦ ﻓَﺤ ِﺮَﻛ‬.٢١
ُّ ْ َ َ
21. Muzâaf fiilde (idgamın caiz olduğu yerde idgam yapmak için aynel fiil sâkin kılındığından) aynel ve
lâmel fiilin her ikisi de sâkin olurlarsa; ikincisi harekelendirilip sonra birinci, ikinciye idgam edilir.

Meselâ: ‫ﻟَـ ْﻢ ﻳـَ ْﻤ ُﺪ ْد‬ de idgam yapılacağı zaman birinci dâl’in harekesi mim’e nakledilir. ‫ﻟَـ ْﻢ ﻳـَ ُﻤ ْﺪ ْد‬ iki

dâl da sâkin kalır. Bu durumda ikincisi harekelendirilir, (ya en hafif hareke ile fethalanır, ya aynel fiiline teb’an
zammelenir ya da sâkin, geçilirken kesralandığından dolayı kesralanır) daha sonra idgam yapılır.

ِ ِ
ّ ‫د « ﻟَـ ْﻢ ﻳـَ ُﻤ ﱠﺪ‬/
‫ ﱡد‬/‫د‬/ ُ ‫د‬/‫ﻟَـ ْﻢ ﻳـَ ْﻤ ُﺪ ْد « ﻟَـ ْﻢ ﻳـَ ُﻤ ْﺪ ْد « ﻟَـ ْﻢ ﻳـَ ُﻤ ْﺪ َد‬

Muzâafın emr-i hâzırında da idgam caiz olup ‫اُْﻣ ُﺪ ْد‬ olarak idgamsız gelebildiği gibi idgam da
yapılabilir.

ِ ِ
ّ ‫د « ُﻣ ﱠﺪ‬/
‫ ﱡد‬/‫د‬/ ُ ‫د‬/‫اُْﻣ ُﺪ ْد « اُُﻣ ْﺪ ْد « ُﻣ ْﺪ َد‬
Mim harekelendiğinde baştaki hemze düşer ve ikinci dâl üç harekeyle de harekelenebilir. Aynel fiili
zammeli olmayan bablarda ise yalnız iki harekeyle (fetha, kesra) harekelenebilir. Çünkü zamme aynel fiile
teb’an veriliyordu.

40
ِّ ‫ ِر « ﻓِﱠﺮ‬/‫اِﻓْ ِﺮْر « اِﻓِْﺮْر « ﻓِْﺮر‬
‫ر‬/ (‫’ ﻓَـﱠﺮ – ﻳَِﻔﱡﺮ )ﻳَـ ْﻔ ِﺮُر‬nun emr-i hâzırı
َ

ِ ِ
ِّ ‫ﺾ‬
‫ض‬/ ِ ‫ﺾ‬
‫ض « َﻋ ﱠ‬/ َ ‫ﻀ‬
ْ ‫ﺾ « َﻋ‬
ْ ‫ﻀ‬
ْ ‫ﺾ « ا َﻋ‬
ْ ‫ﻀ‬
َ ‫ا ْﻋ‬ (‫ﺾ‬ َ ‫ﺾ )ﻳَـ ْﻌ‬
ُ ‫ﻀ‬ ‫ﺾ – ﻳَـ َﻌ ﱡ‬
‫’ َﻋ ﱠ‬nun emr-i hâzırı

‫ود – ُﻣ ﱠﺪ – ﻻَ ﺗَـ ُﻤ ﱠﺪ‬


ٌ ‫َﻣ ﱠﺪ – ﻳَـ ُﻤ ﱡﺪ – َﻣﺎدﱞ – َﻣـ ْﻤ ُﺪ‬ ‫َﻣ ﱠﺪ‬
‫ور ﺑِِﻪ – ﻓِﱠﺮ – ﻻَ ﺗَِﻔﱠﺮ‬ ِ
ٌ ‫ﻓَـﱠﺮ – ﻳَﻔﱡﺮ – ﻓَﺎ ﱞر – َﻣ ْﻔ ُﺮ‬ ‫ﻓَـ ﱠﺮ‬
‫ﺾ‬
‫ﺾ – ﻻَ ﺗَـ َﻌ ﱠ‬ ‫ﻮض – َﻋ ﱠ‬ ٌ ‫ﻀ‬ ُ ‫ض – َﻣ ْﻌ‬ ‫ﺾ – َﻋﺎ ﱞ‬ ‫ﺾ – ﻳَـ َﻌ ﱡ‬‫َﻋ ﱠ‬ ‫ﺾ‬
‫َﻋ ﱠ‬

Muzâaf fiilin if’âl babı şöyle çekilir.

‫ﺐ‬‫ﺐ – ﻳـُ ِﺤ ﱡ‬‫َﺣ ﱠ‬َ‫ﺐ « أ‬


ِ
ُ ‫ﺐ – ﻳـُﺤْﺒ‬ َ ‫َﺣْﺒ‬
َ‫ﺐ « أ‬ ِ
ُ ‫ﺐ – ﻳـُ ْﺤﺒ‬ َ َ‫َﺣﺒ‬
ْ‫أ‬ ‫ﺐ‬
‫َﺣ ﱠ‬
‫ﺐ – ﻻَ ﺗُ ِـﺤ ﱠ‬
‫ﺐ‬ ‫ﺐ – اَ ِﺣ ﱠ‬
‫ـﺤ ﱞ‬
َ ‫ﺐ – ُﻣ‬ ‫ﺐ – اِ ْﺣﺒَ ًﺎﺎﺑ – ُﻣ ِـﺤ ﱞ‬ ‫ﺐ – ﻳـُ ِﺤ ﱡ‬ ‫َﺣ ﱠ‬
َ‫أ‬ ‫ﺐ‬
‫َﺣ ﱠ‬
َ‫أ‬

Mehmûz

ِ ِ ِ ‫ﺖ اﻟْـﻬﻤﺰةُ ﺳﺎﻛِﻨﺔً ﻳـﺠﻮز ﺗَـﺮُﻛﻬﺎ ﻋﻠَﯽ ﺣﺎﻟِـﻬﺎ و ﻳـﺠﻮز ﻗَـ ْﻠﺒـﻬﺎ إِﻻﱠ أَ ْن ﻳ ُﻜﻮ َن ﻣﺎ ﻗَـﺒـﻠَﻬﺎ ﻫـﻤﺰةً ﻓَِﺈ ﱠن اﻟْ َﻘ ْﻠ‬ِ
.‫ﺐ‬
ٌ ‫ﺐ ﻓﻴﻪ َواﺟ‬
َ َْ َ َ ْ َ َ َ ُ ُ ُ َ َ َ َ َ َ ْ ُ ُ َ َ َ َ ْ َ َ‫ َو إِ ْن َﻛﺎﻧ‬.٢٢
.‫ﺖ َو ًاوا‬ ِ ‫ﻀﻤ‬ ِ ِ ِ ِ ْ ‫ﻓَِﺈ ْن َﻛﺎ َن ﻣﺎ ﻗَـْﺒـﻠَ َﻬﺎ ﻣ ْﻔﺘُﻮﺣﺎ ﻗُﻠِﺒ‬
ْ َ‫ﻮﻣﺎ ﻗُﻠﺒ‬
ً ُ ْ ‫ﺖ َ�ءً َو إ ْن َﻛﺎ َن َﻣ‬ ْ َ‫ْﺴ ًﻮرا ﻗُﻠﺒ‬
ُ ‫ﺖ أَﻟ ًﻔﺎ َو إ ْن َﻛﺎ َن َﻣﻜ‬َ ً َ َ
22. Hemze sâkin olduğunda hâli üzere bırakmak da hemzeyi kalbetmek de caizdir. Ancak sâkin olan hemzenin
ma kabli de hemze olursa o zaman kalbetmek vacip olur. Hemzenin ma kabli fetha ise elif’e, kesra ise
ye’ye, zamme ise vav’a kalbedilir.

Meselâ: ‫ﻳَـﺄْ ُﻛ ُﻞ‬ de caiz olduğundan aynen de kalabilir, elif’e kalbedilerek ‫ﻳَـﺎ ُﻛ ُﻞ‬ de olabilir.

‫ﻳـُ ْﺆِﻣ ُﻦ‬ de caiz olduğundan aynen de kalabilir, vav’a kalbedilerek ِ‫ﻳ‬
‫ﻮﻣ ُﻦ‬ُ de olabilir.

‫اِﺋْ َﺬ ْن‬ de ma kabli hemze olduğundan ye’ye kalbederek ‫اِﻳ َﺬ ْن‬ yapmak vaciptir.

‫أَأَْﻣ َﻦ‬ de ma kabli hemze olduğundan elif’e kalbederek ‫َآﻣ َﻦ‬ yapmak vaciptir.

41
ِ ‫ﺼ ِﺤ‬
.‫ﻴﺢ‬ ِ َ‫ و إِ ْن َﻛﺎﻧ‬.٢٣
‫ﺖ اﻟْ َـﻬ ْﻤَﺰةُ ُﻣﺘَ َﺤِّﺮَﻛﺔً َو َﻣﺎ ﻗَـْﺒـﻠَ َﻬﺎ َﺣ ْﺮﻓًﺎ ُﻣﺘَ َﺤِّﺮًﻛﺎ ﻻَ ﺗَـﺘَـﻐَﻴﱠـ ُﺮ اﻟْـ َﻬـ ْﻤَﺰةُ َﻛﺎﻟ ﱠ‬ َ
23. Hemze de ma kabli de harekeli olursa, sahih fiilmiş gibi değerlendirilir, değişmez.

Meselâ: ‫ َﺳﺌَ َﻞ‬، َ‫ﻗَـَﺮأ‬ de olduğu gibi.

.‫ﻮز ﻧَـ ْﻘ ُﻞ َﺣَﺮَﻛﺘِ َﻬﺎ إِﻟَﯽ َﻣﺎ ﻗَـْﺒـﻠَ َﻬﺎ‬ ِ ِ ِ


ُ ‫ َو إِ ْن َﻛﺎﻧَﺖ اﻟْ َـﻬ ْﻤَﺰةُ ُﻣﺘَ َﺤِّﺮَﻛﺔً َو َﻣﺎ ﻗَـْﺒـﻠَ َﻬﺎ َﺣ ْﺮﻓًﺎ َﺳﺎﻛﻨًﺎ ﻳَـ ُﺠ‬.٢٤
ُ ‫ﻮز ﺗَـ ْﺮُﻛ َﻬﺎ َﻋﻠَﯽ َﺣﺎﻟ َـﻬﺎ َو ﻳَـ ُﺠ‬
24. Hemze harekeli olup ma kabli sâkin olursa, hemzeyi hâli üzere bırakmak da caizdir, hemzenin
harekesini ma kabline nakletmek de caizdir.

Meselâ: ‫َﺳﺌَ َﻞ‬ ’nin emr-i hâzırı olan ‫اِ ْﺳﺌَ ْﻞ‬ ’de hemze harekeli, ma kabli sâkin; olduğu gibi de

kalabilir; hemzenin harekesini ma kabline nakletmek de caizdir.


Nakledilir ise iki sâkin cem olduğundan hemze hazfedilir. Sin harekelenince baştaki hemzeye de
gerek kalmayıp düşer.

‫اِ ْﺳﺌَ ْﻞ « اِ َﺳْﺌ ْﻞ « َﺳْﺌ ْﻞ « َﺳ ْﻞ‬

Mehmûz fiil olan َ ‫ أ‬، ‫ أَ َﻛ َﻞ‬fiillerinin emr-i hâzırları ‫ أ ُْؤُﻣ ْﺮ‬، ‫ أ ُْؤ ُﺧ ْﺬ‬، ‫ أ ُْؤ ُﻛ ْﻞ‬olup 22. kâide
‫ أ ََﻣَﺮ‬، ‫َﺧ َﺬ‬
gereği ‫ أُوﻣﺮ‬، ‫ُوﺧ ْﺬ‬
ُ ‫ أ‬، ‫ أُو ُﻛ ْﻞ‬olurlar. Fakat bu kelimeler arap lisânında çok kullanıldıklarından kâideye göre
ُْ
değil, kısaltarak ‫ ﻣﺮ‬، ‫ﺧ ْﺬ‬
ْ ُ ُ ، ‫ ُﻛ ْﻞ‬şeklinde kullanılırlar.
NOT : Mehmûz fiilde yukarıdaki i’lâl kâidelerinden (22-23-24) biri bulunmadığında fiil, sahih fiil gibidir,
i’lâl yapılmaz.

NOT : Bir kelimede idgam ve i’lâl cem olursa i’lâl idgama tercih edilir. Meselâ :
َ ‫ﻗَ ِﻮَو « ﻗَ ِﻮ‬
‫ی‬

* İ’lâl yapılınca idgam sebebi ortadan kalkar. ‫َﺣﻴِ َﯽ‬ ve ‫َﻋﻴِ َﯽ‬ fiillerinde lefif-i makrûn olduklarından
aynel fiil sahih hükmünde, lâmel fiil de (4. kâideye göre) ma kabli meksur olduklarından hâli üzere bırakılır,
i’lâl yapılmaz. Bu şekilde kalabildikleri gibi, i’lâl yapılmadığından idgam yapılarak ‫َﺣ ﱠﯽ‬ ve ‫َﻋ ﱠﯽ‬ gelmeleri de
caizdir.

* Sahih olmayan bir fiil ile karşılaştığımızda önce sahihmiş gibi çekeriz. Sonra anlatılan kâidelere
göre bir i’lâl gerekirse yaparız, gerekmez ise yapmayız.

42
* Bazı yerlerde kâide gereği i’lâl yapılması gerektiği halde bazı sebeplerle yapılmaz.
Meselâ : ‫َﻋ ِﻮَر‬ ’da 1. kâideye göre vav, elif’e kalbedilmesi gerektiği halde ye’li olan ‫َﻋ َﺎر‬ (ayıpladı)

fiiliyle karışacağından kalbedilmeden ‫َﻋ ِﻮَر‬ (tek gözü kör oldu) olarak kalır.

NOT : Mazisinde i’lâl yapılmayan fiillerin diğer siygalarında da i’lâl yapılmaz.

‫ﺐ‬
َ َ‫’ َﺟ ْﻠﺒ‬de idgam vacip olduğu halde ilhâk bozulmasın diye yapılmaz.
‫’ اِ ْﺳﺘَـ َﻮی‬de aynel fiilinde olup sahih hükmündedir (16. kâide) zira elif’e kalbedilirse
‫ﺎی « اِ ْﺳﺘَﯽ‬ ِ ِ
ْ َ‫ ا ْﺳﺘَـ َﻮی « ا ْﺳﺘ‬olup hangi babdan olduğu anlaşılmaz.

--- ֍ ---

43

You might also like