You are on page 1of 2

FELSEFE DERSİ PERFORMANS ÖDEVİ

Sokrates’in şahsi hayatının bazı yönleri, onun felsefesini de etkilemiştir. Örneğin, annesinin ebe
oluşundan yola çıkarak “Sokratik Yöntem” olarak da bilinen “Maiotik(doğurtma) Yöntem” i
geliştirmiştir ki bu yöntem genel anlamıyla Sokrates’in felsefi sorgulamalarında kullandığı yöntemdir.
Sokrates’e göre; her insan her bilgiye doğuştan sahiptir dolayısıyla da kendisine düşen, söz konusu
yöntemi kullanarak karşısındakinin zihnindeki bilgiyi ortaya çıkarmaktır. Sokrates’in felsefesini daha
anlaşılır kılmak için bahsettiğimiz yöntemi biraz daha açıp Sokrates’in felsefesi ve felsefe tarihindeki
yerine dair açıklamalarımıza geçeceğiz.

Sokrates’in felsefi sorgulamalarında kullandığı yöntemin insanların her türlü bilgiye doğuştan sahip
olduğu ve öğrenmenin ancak bir hatırlama faaliyeti olduğu temeline oturduğunu söylersek zannederim
hata etmiş olmayız. Şimdi söz konusu yöntemin temel ögelerini sırasıyla ele alalım.

1-) Soru sorma ve cevap alma: Bu aşamada ilk olarak sorgulanan konu hakkında bir örnekler bütünü
ortaya konur ve bu örnekler bütününde dile getirilen savların tek tek çürütülmesi(elenchos) aşamasına
geçilir. Daha sonra ise akılsal tartışma evresi başlar. Bu ögede amaç esasen ortaya konan örneklerin ve
dolayısıyla bu örneklerle ifadesini bulan savların yanlışlığını göstermektir. Söz konusu ögedeki
evrelerin ilerleyiş biçimi hakkında genel bir çerçeve sunacak olursak da şunları söyleyebiliriz;
öncelikle genel bir sav ortaya atılır daha sonra ortaya atılan bu sav mantıksal ve dilsel çözümlemeler
vasıtasıyla zayıf bırakılır ve çürütülür. Çürütme gerçekleştikten sonra ise önceki savın eksiklerini ve
yanlışlarını içermekten uzak yeni bir sav ileri sürülür. Pek tabii ortaya atılan bu ikinci sav da yine aynı
şekilde çürütülmeye tabi tutulabilir.

Bu ögeye “ironi” de denmektedir. Bilindiği üzere ironi, kişinin ciddi olmayan bir şeyi ciddi olarak
söylemesi ya da ciddi bir konuyu espri, şaka gibi bir biçimde dile getirmesidir. Sokrates’in kendisini
bu ögede tezahür ettiren davranışı ise tartışmalarına “Ben hiçbir şey bilmiyorum” diyerek başlayıp
tartışmanın ilerleyen safhalarında aslında meselenin özüne hakim olduğunu gösteren sorular sorması
ve dahi çıkarımlar yapmasıdır. Sokrates bunu şüphesiz kibrini ortaya koymak için yapmıyordu belki
de her türden tartışmayı, biliyor olduklarını hatırlama yolculuğunda bir araç kılmak niyetindeydi.
Hatta diyebiliriz ki Sokrates’in bu tutumu onun şahsi egosunu ayaklar altına aldığının kanıtıdır. Öyle
ya bir münakaşaya her şeyi ve/ya çok şeyi bildiği ön kabulüyle başlayan hangi insan o münakaşadan
bir şey elde etmiş biçimde ayrılabilir? Sonuç olarak; elenchos yani çürütme faaliyeti olarak
genellenebilecek bu aşamada amaç, kişileri belki de farkına bile ermeden dayanaktan yoksun bir
biçimde kabul ediverdikleri dogmalarla yüzleştirmek ve bunların yerini tartışmanın iki tarafı olarak
birlikte doğru bilgilerle değiştirmektir.

2-) Doğurtma: Bu aşamaya Sokratik Yöntem’in temel direği desek herhalde abartmış olmayız. Çünkü
yukarıda da ifade ettiğimiz gibi Sokrates felsefesini kişilerin her türlü bilgiye doğuştan sahip olduğu
savına dayandırır. Dolayısıyla bir tartışmada en temel amaç ancak tarafların zihinlerindekini ortaya
çıkarmak, onları adeta doğurtmaktır. Sokrates’in bu hususta ebelik metaforunu tercih etmesi
manidardır. Nasıl ki bir ebe doğurtma işlemini bir “şey” taşıyan yani gebe bir kadına yapıyorsa, bu
yöntemi kullanan bir sorgulayıcı da karşısındakinin bir “şey”e yani kendisi gibi doğuştan bilgi sahibi
olan muhatabına karşı kullanmaktadır. Burada aklımıza şu soru gelebilir; her birimiz her türlü bilgiye
doğuştan sahip isek, bir ebeye yani doğurtma yöntemine ne gerek var?

Sokrates’e göre zihnimizdeki doğuştan elde ettiğimiz bilgileri etkin hale getirebilmemiz için
birtakım sorular, sorgulamalar ve uyarılara muhtacızdır. Bu tür soru, sorgulama ve uyarıları da ‘doğum
sancısı’na benzetebiliriz. Fakat hepimizin takdir edeceği gibi ebelik uzmanlık ve tecrübe isteyen bir
zanaattir. Sokrates’e göre de; felsefi sorgulamalarda doğurtma yöntemini, daha önce farklı
sorgulayıcılar tarafından bu yöntemle sınanmış ve kendi gerçekliğine ulaşmış kimselerin kullanması
yerinde olacaktır. Yani eğitici/sorgulayıcı daha önce öğrenen rolünü üstlenerek eğitim sürecine
katılmış olup zihnindeki tüm yanlış savları çürüterek onları bilgi yapısına kazandırmış olmalıdır. Yine
diyebiliriz ki, bir ebe doğum işleminin bütününe hakim biçimde çeşitli teknikleri kullanarak bu işlemi
kolaylaştırabilir. Aynı şekilde Sokratik Yöntem’i kullanan bir eğitici de, yöntem sürecinde sahip
olduğu beceri ve donanımla, muhatabının zihnindeki gerçekliğin inşasını sağlayıp doğru bilginin
ortaya çıkmasını kolaylaştırabilmektedir. Öğrenendeki endişenin farkına erip gerek tecrübesi gerekse
de tevazusuyla ona bir rahatlama sağlayabilmektedir. Ayrıca, muhatapta bulunan doğurtulacak bilgi,
geçerliliği anlamında birtakım sınırlılıklara sahipse, o bilgiden vazgeçilebilmektedir. Sağlıklı
bulunmayan yani geçerli ve güvenilir olamayacak hiçbir bilginin gerçeklik olarak kabul edilmesine
izin verilmemektedir.[1] Sokratik Yöntem’in bu ögesiyle alakalı sonuç olarak şunları söyleyebiliriz;
bu safhada ebe konumundaki eğiticiye büyük iş düşmektedir. Hem geçmişten gelen sağlam bir
sorgulanma tecrübesine hem de muhatabını sorguladığı esnada titiz bir dikkate sahip olmak
durumundadır. Son olarak burada, Sokrates’in bu ögeyi kullanarak bir köleye geometri sorusu
çözdürdüğü örneğini anmakla yetinelim.

You might also like