Professional Documents
Culture Documents
Pozitif Hukuk: Belirli bir zamanda belirli bir yerde yürütülen hukuktur. Doğal hukuka karşı
çıkmıştır. İçerik ile ilgilenmez sadece kural koyucu kurala uygun koyup koymadığına bakar.
Yasa koyucu ne isterse o kural konur.
HUKUKUN 3 BOYUTU
Etik: Doğal hukukçuların girdiği yerdir. Hak, Adalet, Özgürlük, Eşitlik, Toplumsa
Anlaşma…
Norm: Pozitivistler girer. Yaptırım, Mahkemeler Teşkilatı, Özgürlükler Kısıtlanması, Norm,
Yasa, Erkler, Ceza ve İnfaz, Kural…
Toplumsal: Hukuk toplum içindir. İktidar Merkezi, Dengeleyici Güç, Toplum Düzeni…
İNSAN DOĞASINA İLİŞKİN VARSAYIMLAR
Rasyonel: İnsan doğası gereği rasyoneldir. Aristoteles’ten beri kabul gören görüştür.
Hayvanlardan ayrılan yanımızın akıl ile ayırt edebilme yeteneği olmasıdır. Aklı ile doğruya
ulaşabilir.
Bencil: İnsan bencildir. Herkes çıkarını düşünür. İnsan doğası yüzünden iyi veya kötü
olamaz. Diğer canlılar gibi kendi çıkarlarına yöneldiği için ayrılamaz.
* 3. Görüş insanın genellenebilir doğasının olmadığıdır.
TOPLUMSAL KURALLAR
Hukuk
Örf ve Adet Kuralları
Ahlak Kuralları
Din Kuralları
Görgü ve Nezaket Kuralları
Teamül Kuralları
Moda Kuralları
Örf ve adet kuralı oluşması için zamansal derinlike ihtiyaç vardır. Başlangıcı ve
koyucu bilinmemesi gerekir. Hukuk kurallarının ise zamanı, geçerli olacağı zamanı ve
koyucusu bellidir.
Hukuk kuralları değişebilir fakat diğer toplumsal kurallar değişemez. Zamanı
derinleşmeyen örf ve adet kuralları moda kurallarıdır.
Hukuk kurallarının yaptırımı bellidir ve öngörülebilir. Açıktır ve geneldir. Bu yüzden
hukuk kurallarının yaptırımlarına örgütlü yaptırım, diğer toplumsal kuralların yaptırımlarına
ise yayılmış yaptırım denir. Bir davranış kodunu kural haline getiren yaptırımdır. Yaptırımsız
kural olmaz.
Örf ve adet kuralları ile teamül kuralları arasındaki fark yayıldığı çevredir. Teamül
dar, örf ve adet kuralı geniş çevrede yayılır.
Ahlak ve din kurallarının içsel yaptırımı vardır. Görgü ve nezaket kuralları yaptırımı
daha hafif olması ile ayrılır. Ancak diplomaside ağırlaşır. Moda kuralları ise bizi
diğerlerinden ayırt edip benzerlerimize yaklaştıran kurallardır.
Ahlak’ın 3 boyutu vardır: Tümel uzlaşım ile ulaşılan ahlak, kendi iç ahlakımız ve
evrensel değerleri kapsayan geniş ahlak anlayışı.
DOĞAL HUKUK
19. yüzyıla kadar kesintisiz devam eden bir akımdır. Pozitif hukuku da kabul eder.
Pozitif hukuk belirli bir zamanda, belirli bir yerde yürürlükte olan hukuktur. Doğal hukuk
daha üstündür çünkü zaman ve mekân sınırlaması yoktur. Doğal hukuka ideal hukuk da denir.
Doğal Hukuk aprioridir. Yan kendiliğinden var olduğuna inanılır. Doğal hukuk akıl aracılığı
ile ulaşılan mutlak ve değişmez ilkelerdir.
Güney Afrika’nın Apertheid Rejimi beyaz ile siyah ırkı ayırma rejimidir. 1948-1994
arası görülmüştür. Doğal hukuka uygun değildir. Nazi Almanya’sının hukuk görevlileri
kanunları geriye yürüterek yargılanmışlardır. Sebebi doğal hukuktur.
Doğal hukuk düalisttir. Diğerleri monisttir. Bütün akımlar doğal hukuka karşıdır.
Pozitivistler de doğal hukuka tepki olarak çıkmıştır. Pozitif hukuk ilkeleri apesteoridir.
SOKRATES
Sokrates halkın hatalarını yüzüne vurduğu için sevilmemiştir. Asılsız suçlamalara
maruz kalmıştır: Dinsiz olduğu, gençleri ahlaksızlığa teşvik etmesi ve öğrencilerden para
alması. Sokrates 70 yaşında zehir içilerek idam edilmiştir. Öldükten sonra pişman olan Atina
halkı heykelini dikmiştir.
SOKRATES’İN DÖNEMİNDE ATİNA’DA HUKUK
Mahkemeler otuz yaş üzeri mülk ve köle sahip erkekler tarafından seçilmiş 500 bin
Atina yurttaşı tarafından kurulur. Beş yüzler meclisi de denir. Hukuk bilmemek bir bahanedir.
İnfaz günleri ayrıdır.
Mahkemenin Özellikleri:
Davayı şahıs açar. Suçlayan iddialarını dile getirir. Suçlanan savunma yapar suçlayana
sorular sorabilir. Tanık gösterebilir. Sanıklar kendilerine ceza önerebilir. Mahkeme bir karar
verir ve o karar kesin olarak o anda uygulanır.
Sokrates’in Savunması
Fakirliği ile öğrencilerden para aldığı iddialarını çürütür. Gençleri ayırtmak
istemediğini ayırttıysa da bunun suç olmadığını söylemiştir. Suçlayana soru sorarak onu
çelişki içine sokmuştur.
İkinci bölümde halkı kendine kışkırtanlara karşı savunma yapmıştır. Sokrates düzen
sahiplerinin düzenlerinin bozulmasına sebep olacağını düşünmüşlerdir. Meclis oylaması ile
Sokrates suçlu bulunmuştur.
Sokrates Atina’dan ayrılmak istemediği için sürgün cezasını kabul etmemiştir. Hapis
cezası da yaş haddinden dolayı zaten o kadar yaşayamayacağı düşünülmüştür. Arkadaşlarının
kefilliği ile 30 dinar ödenebileceği söylenmiştir. Ölüm cezasına çarptırılan Sokrates 1 ay
hapiste kalarak arkadaşlarıyla görüşmüştür. Kaçma tekliflerinin hukuktan kaçmak istemediği
için reddetmiştir. Yaşına rağmen asılmasının nedeni düzen sahiplerinin Sokrates taraflarına
göz dağı verme isteğidir.
Sokrates’in dileği çocuklarının erdem yerine para veya değersiz bir şeye tercih
etmeleri halinde cezalandırılmasını istemiştir.
Sokrates’e ait bir metin şu an yoktur. Onla ilgili bilgiler Platon’dan gelir.
ANTİGONE
Kral Oidipus
Oğulları: Polyneikes, Eteokles
Kızları: Antigone, İsmene
Kral Kreon
Oğul: Haiman
Karısı: Eurydike
Kral Oidipus ölümüyle devleti çocuklarına bırakır. Fakat Eteokles isyan ederek tek
başına krallığa geçer. Polyneikes sürülür. Polyneikes buna karşı çıkar ve bir grup orduyla
kardeşine saldırır. 2’si de ölür. Devlet dayıları Kreon’a kalır.
Kreon Eteokles’in kahraman olarak gömülmesine karar verirken Polyneikes’in
gömülmemesine karar verir. Antigone kardeşinin gömülmesini tanrının kanunlarından üstün
bir şey olamayacağından ve kardeşinin haksızlığa uğradığını düşündüğünden dolayı önce
kardeşi İsmene’den yardım ister, yardım gelmeyince de kendi gömer. Antigone’a ölüm
cezasını veren Kreon pişman olsa da iş işten geçiyor.
Bu tragedyada 4 adet muhalif grup vardır.
Haiman: Babasına saygı duymasına rağmen tanrı yasalarına karşı çıktığı için babasını
suçluyor.
Teiresias: Kahindir. Yalan söylemez olduğu için halktan çok büyük destek almıştır.
İhtiyar Heyeti: Halkı temsil eden bir grup meclistir. Başta krala saygı duyar fakat kahin ve
Antigone’nun düşüncelerinden dolayı onları desteklerler.
Antigone: Antigone kardeşini gömerek ve kendisine ilan edilen idam cezası yerine intihar
ederek yasaları çiğnemiştir. Bir başka boyut ise bir kadının gömme işlemi yapmasıdır. Kreon
bu konuda sürekli nasıl cesaret edebileceğini düşünmüştür.
DOĞAL HUKUK
Olan hukuk pozitif hukuk iken olması gereken hukuk doğal hukuktur.
Özellikleri:
Düalisttir. İki tür hukukun olduğunu söyler ve tektir. Olan ve olması gereken hukuk vardır.
Diğer kuramlar olması gereken hukukla ilgilenmezler.
Evrenseldir. Genel-geçerdir. Doğal hukuk her yerde her zaman aynıdır.
İlkeleri değişmezdir.
Doğal hukuk ilkesi kişiden kişiye değişebilir. Önceden ahde vefa olarak adlandırılan ilke
günümüzde söze bağlılık ilkesidir.
Başta hukuki pozitivizm olmak üzere tüm kuramlar doğal hukuka karşıdır. Hukuki
pozitivistler empirist olmasına karşın doğal hukukçular rasyonalisttir.
Klasik Doğal Hukuk:
İlk Çağ: Kaynak doğadır. Bireysel erdem yaklaşımı vardır. Varlık filozofları vardır. Telolojik
yaklaşım sergilenir.
Orta Çağ: Kaynak tanrı ve din adamlarıdır. Ortak iyi üzerine düşünülür.
Modern Doğal Hukuk:
Aydınlanma Çağı: Mülkiyet ve doğal hak ön plandadır. Özgürlük, sözleşme, rıza, neden
sonuç, akılcılık kavramları ön plana çıkar.
İLK ÇAĞ DOĞAL HUKUKU
İlk çağda tabiatın her şey olduğuna ve mükemmel olduğuna inanılırdı. Doğaya
bakarak hukuk oluşturulabileceğini düşünürlerdir. Nomas toplum düzenini, fusus ise doğa
düzenini temsil eder. Sloganları ‘’Nomas fusise uygun olursa o zaman geçerli olur’’ dur.
Özellikleri:
Kaynağını doğadan alır.
Düşünürler varlık filozofudur yani hukuk siyaset filozofları yoktur.
Telolojik bir yol izlenmiştir. Bir şey varsa amacı da vardır düşüncesi hakimdir.
Doğa tanrıyla birleşik olduğu için laik değildir.
Bu akıma bağlı olanlar: Sofistler, Protagoras, Thrasymakhos, Kallikles, Sokrates, Stoacı…
Sofistler
Yunan kolonilerinde ticaret yaparak zenginleşen bir sınıf oluşur. Bu sınıf bilgi için her
şeye razıdır. Hitabet sanatı öğrenmek için tüccarlar sofistlerden para ile ders alıyor. Sofistler
gezerek bilgi ve hitabet satar. Platon ve Sokrates ise bilgi satmanın erdemsiz olduğunu
düşündüğü için eleştirir.
Özellikleri:
Şüphecidir.
Göreceli bir görüşe sahiptirler. (Rölativist)
Parayla bilgi satarlar.
Eşitliğe inanırlar.
Hitabet sanatını öğretirler.
Bireycilerdir. Toplumsal meselelerle ilgilenmezler.
Şüpheci yaklaşımlarıyla dogmatik düşüncelere karşı çıkmışlardır. Bu da felsefe yapabilme
ortamı sağlamıştır.
Sokrates
Sokrates için yazılı olan hukuk pozitif hukuk iken yazılı olmayan hukuk doğal
hukuktur.
Platon
Platona göre organizma şeklinde bir devlet vardır. (Bölümler arası hiyerarşi vardır.)
Üreticiler: Mal-mülk sahibi olabilir ve evlenebilirler. Toplumun kullanacağı malları üretir ve
ekonomik temeli meydana getirir.
Koruyucular: Devletin zarar görmesini engellemek ve devletin içinde kanunların
yürürlüğünü sağlarlar. En sağlamları yönetici olabilir. Evlenme ve mülkiyet hakkı yoktur.
Yöneticiler: Kanunu söylemek, uygulamak, vatandaşların eğitimi ile uğraşma görevleri
vardır. Bunlar filozof olmalıdır. Evlenme ve mülkiyet hakkı yoktur.
Aristotales
Platon’un öğrencisidir. Adalet kavramını tanımlamıştır. Dağıtıcı ve denkleştirici adalet
kavramını birbirinden ayırmıştır..
Dağıtıcı: Şeref ve malların paylaştırılmasında herkesin yeteneğine göre kendi düşeni
almasıdır.
Denkleştirici: Hukuki ilişkide taraf olanların eşit muamele görmesidir.
Stoacılar
Kurucusu Kıbrıslı Zenon’dur.
Özellikleri:
İnsanı önceler.
Aklı ön plana çıkarır. Duyguyu arkaya atar.
Roma Stoacıları: Çiçero, Seneca, Marcus Aen, Epictetus
ÇAĞLARA GÖR DOĞAL HUKUK
İLK ÇAĞ’DA
Ne kadar orta çağda da teokratik anlayış olsa da ilk çağda doğayla bütün insansal
özellikler taşıyan tanrılar varken Orta Çağ’da ilahi dinlerdeki üstün tanrılar vardır. İlk çağda
olan erekselci yaklaşım (Canlı ve cansız her varlığın kendileri için belirlenen bir sona gittiği)
aydınlanma çağında neden-sonuç ilişkisine dönüşmüştür. Telolojik yaklaşımda önce yoktur
sonra vardır.
Descartes’e kadar toplumdan bağımsız bir insan imgesi yoktur. Bu kolektivizmdir.
Descartes’tan sonra ise bireycilik başlar. İlk çağda köleler doğuştan köle olduklarına doğası
gereği köle yaşadığı varsayılmıştır. Onun telosu da öyledir denir. Aristotales kölelerin
zekasını kullanamadığını ifade ederek onları yönlendirerek ve koruyarak iyilik yaptığımızı
düşünmüştür.
ORTA ÇAĞ’DA
Orta çağdaki rahipler ilk çağdaki düşünürlerin metinleri okuyup dini yorumla
birleştirmiştir. Doğal hukukun kaynağı din ve tanrı olmaya başlıyor. Pozitif hukukun doğal
hukuka yaklaşması burada da arzulanır.
Engizisyon mahkemeleri kurulur ve dini kuralların uymayanlara/kiliseye karşı
gelenlere işkence uygulamıştır. 1203 yılında Fransa’da 9. Grogory tarafından kilise ve dine
hakaret edenleri engellemek için ilk engizisyon mahkemesi kurulur. Kan dökmeden insan
öldürme esası vardır.
Orta çağda insan toplumsal bir varlıksa pozitif hukuk ortak iyiyi sağlamalıdır
düşüncesi vardır. Pozitif hukuk orta çağda din kurallarına uygun bir yönetimle sabitlemiştir.
Erekselci değil kaderci bir anlayış vardır.
AYDINLANMA DÖNEMİ’NDE
Aziz Fransız tarikatının görüşüne göre ‘’Hiç kimsenin mülkü yoktur. Sadece ihtiyaç
kadar kullanılır.’ Demiştir. Her şey tanrının görüşü Orta Çağ’da hakim olsa da kilise mülk
edinmiştir. Doğal hak kavramı ilk Orta Çağ rahibi olan Thomas Aqianus tarafından ortaya
atılıyor. Her şey tanrınındır fakat insanlarda zilyetlik olabilir.
Aydınlanma Dönemi’nde Hugo Grotius hukuku teolojiden kurtarmıştır. Descartes ile
bireycilik başlar. Doğal Hukukun rönansansı Pozitivistler’in otoritenin her şeyini kabulünün
arka plana atılması ilke başlar.
ST. AUGISTINE
Katolik rahibidir. Hristiyanlığın yeniden yorumunu yapan hukukçu diye tanınır.
Dünya ve tanrı devleti olarak devleti 2’ye ayırıyor. Tanrı devleti ideal devlet, dünya devleti
ise insanların insanlar için koyduğu kurallardır. Augistine İtiraflar kitabında tanrı ile kendi
arasında sen ben ayrımı yaptığı için ilk bireyci yaklaşımı sergilemiştir. Tanrı devleti tanrı
buyruklarıyla yönetimdir. Bu yüzden kusurlu insan mükemmel olamaz fakat yaklaşmak için
çabalamalıdır.
THOMAS AQUNIAS
Ayrılıkçı bir rahiptir. Augistine gibi hukuka uymayan biri hem pozitif hukuk ihlal
etmiş hem de günah işlemiş oluyor. Mülkiyete ilişkin görüşlerini değiştirerek laik düşüncenin
başlangıcındaki isimlerden biridir. Yasaları 4’e ayırır.
Ebedi yasa -> yaradılış yasası/akıl
İlahi yasa -> kutsal kitap metinleri/inanç
Doğal yasa -> ebedi yasanın insanları kapsayan kısmı
İnsani yasa -> pozitif hukuk
İlk 3 yasa St. Aguistine’deki tanrı devleti düşüncesine girer.
Thomas doğal yasayı ebedi aklın yansıması olarak görüyor ve doğal hukuk ilkelerini
yol gösterici temel ahlaki değerler olarak tanımlıyor. Bu yasalara din kuralları demez evrensel
yasa der. Bu ilkelerin değişebileceğini kabul eder. Doğal yasa dışındakileri insanlar
kavrayamaz. Thomas St. Augistine’e karşı çıktığı bir nokta da adaletin dünyada var
olabileceğine inanmasıdır. Kölelik ebeveynin özgür seçimidir.
SÖZLEŞMECİ DÜŞÜNÜRLER
Hugo Grotius
Devletler hukukunun kurucusu olarak bilinir. Hollandalıdır. Hollanda sömürgeci ve
donanması güçlü bir devlletir. Açık denizlerde serbestlik ilkesinden ilk bahseden kişidir.
Doğal, pozitif ve uluslararası hukuktan bahseden ilk kişidir. Laik doğal hukukun kurucusu
olarak da bilinir. İktidara yakındır ve devletçidir.
Doğal hukuk kurallarının mutlak olduğunu tanrının bile değiştiremeyeceğini düşünür.
Mülkiyet, Sözleşme, Özgürlük, Doğal haklar kavramları yakın tarihlerde ortaya çıkmıştır.
Aristo’dan gelen Ortak iyi (Kamu yararı) kavramı devam eder. Grotius gerçekten insanların
belirli bir zamanda bir araya gelip sözleşme yaptığını söyler Grotius’un en önemli ilkesi ahde
vefadır. (Söze bağlılık)
İlkeleri:
Ahde vefa
Her insanın sahip olduğu şeyler üzerindeki hakkına saygı gösterilmesi
Birinin kendi kusuruyla verdiği zararın tazmin edilmesi
Başkasına ait olanın geri verilmesi
Herkese hak ettiği cezanın verilmesi
Grotius’a göre ihtilal hakkı sözleşme olduğu için yapılamaz fakat devlet sözleşmenin
tarafı değildir o yüzden ahde vefadan etkilenmez.
Thomas Hobbes
Pozitivist olmak üzereyken doğal hukukçu olmuştur. İktidara yakındır. Antik
felsefenin savunucusudur. Hobbes’a göre doğru kabul edilen şeyler dış dünyadadır ve
deneyim aracılığıyla edinilir. Hobbes’a göre insan davranışa yön veren kendi menfaatleridir.
Hobbes insanı toplumdan sıyırır ve bireyciliği savunur. 2 doğa yasası vardır.
Barış arama ve barıştan umut kesildiğinde savaşma. Buradan da bir güvenlik doğal hakkı
türer. Devletçidir ihtilal hakkı tanımaz. Fakat güvenlik sağlanmazsa devlete itaatsizlik yolu
vardır. Tek kutsal hak budur devlet mülkiyet hakkına bile karışabilir. Pozitif hukuka uymak
bir doğal hukuk ilkesidir ve Hobbes’a göre pozitif hukuk varken pozitif hukuk esastır.
John Locke
Bireyci düşünürdür. Liberal düşüncenin babası ve Liberalizm ’in kurucusudur.
Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi Locke etkisi ile yazılmıştır. Hobbes’tan farklı olarak
sözleşme öncesi dönemin huzurlu ve özgür olduğunu savunur.
3 adet doğal hakkı vardır: Özgürlük, yaşama, mülkiyet. Hobbes’ta özgürlük limiti yoktur.
Fakat Locke’da başkalarına zarar vermediği sürece şartı vardır.
Locke mülkiyet anlayışını emeğe bağlamıştır. Hobbes’da çıkar korumak için sözleşme
yapılırken Locke’da ise doğal hakların güvence amacıyla sözleşme yapılır. Locke devlet
sözleşmenin tarafı olduğunu söyler. Locke erkleri yasama, yürütme ve savaş/barış kararı
veren federatif erk olarak 3’e ayırır. Locke devletten negatif veya pozitif bir müdahale
istemiyor. Bir doktorun hastaya bakmama hakkı vardır der. Bu görüşe uygun bir görüş de
sosyal Darwinizm’dir İnsan özgür olmalıdır. Devlet karışmamalıdır. Sosyal Darwinizm ismini
ise doğal seleksiyon sonucu bazılarının ölmesi savunulur.
Immanuel Kant
Kant sistem düşünürüdür. Sistem düşünürü felsefesinin pek çok branşına çalışma
yapar ve onları tamamları. Aydınlanma dönemi Descartes ile başlamış Kant ile modern felsefe
tamamlanmıştır. Rasyonalist bir temele bağlı olmakla birlikte Kritsizm akımını savunur.
Kant’a kadar bilgi alımı nesneye bağlıdır fakat Kant ile duyuların yanılma olasılığı olduğunu
insanın nesne etrafında değil, nesnenin insanın etrafında dönmesi gerektiğini savunur.
Kant’a göre aklın iki işlevi vardır biri nesneleri algılar. Diğeri ise nesnelerin özü
hakkında fikir üreten pratik alandır. Sorumluluğun varlığı için özgürlük zorunludur. Kant’a
göre iyi niyet ahlak yasasına duyulacak saygıdan dolayı yapılacak ödevin gerçekleştirilme
çabasıdır. Ahlak yasası ise koşulsuz bir buyruktur. Menfaat amaçlı düşünce ahlaki değildir
sadece öyle yapmanın doğru olduğunu düşünmek ahlakidir.
Kant’a göre hukuk eylemin sadece dışsal yönünü inceler. Eylemin hangi gerekçe ile
yapıldığına bakmaz. Kant’a göre hukukun görevi insanı özgür kılmak kimseyi kimsenin
kölesi yapmamaktır.
Kişinin nasıl özgür kalınacağı sorusuna ise mülkiyet ile cevap verir. Mülkiyeti
koruyan ise devlettir.
1. Basamak özgürlük
2. Basamak mülkiyet
3. Basamak kamu hukuku/devlet
Kant’ın özgürlükten türettiği evrensel hak prensibi vardır. Bir eylem evrensel bir yasa
altında herkesin özgürlüğü ile uyumlu ise o eylem haktır. Özgürlük başka birinin özgürlüğüne
tecavüz ettiği zaman bittiğini savunur.
Kant’a göre tek doğal hak özgürlüktür. Mülkiyet buradan türer doğal hak değildir.
Kant’ın 3 ana ödevi vardır. Onurlu ve şerefli yaşa, haksızlık etme, herkese hakkını ver. Devlet
zorlaması olmadığı sürece hak yoktur. Toplum sözleşmesine inanır. Devletin kamu
menfaatlerini değil birey menfaatlerini koruması görevi olduğuna inanır.
BENTHAM
Faydacı görüşe sahiptir. Austin pozitivizimin tepe noktasıdır. Bentham pozitivist
hukuku yasa koyucu yapar. Bentham’ a göre acıdan kaçınma ve haz insanların davranışını
belirler. Kant’ ın aksine her insan sadece kendi hazlarını gerçekleştirmeye çalışır. İyi niyete
dayalı bir davranış yoktur. Kant için sürecin iyi olması gerekirken Bentham pragmatistir
sonuca bakar.
Bentham hukuku soyutlamaktan kurtarmaya çalışır. Çok fazla kodifikasyon
çalışmaları vardır. Hukuk en fazla insanın faydasını sağlamalıdır. Somutlaştırma
işlemlerinden biri mutluluk terazisi vardır. Bu maddi ve manevi hazlar olarak
sınıflandırmadır. Bu da soyut bir kavram olduğu için fayda kelimesine dönüştürmüştür.
Bentham’ a göre hukukun sağlaması gerektiği fayda:
1- Güvenlik.
2- Sağlık hizmeti.
3- Fırsat ve hukuk önünde eşitlik.
4- Devlet istihdamı ile alan açmak veya serbest girişime imkan tanımak. (Geçim arçalarının
temini)
5- Bu 4 madde sağlanırsa refah da sağlanır.
Liste özgürlük ve haklardan yoksundur çünkü bunlar soyuttur.
Bentham’ a göre bütün toplum için fayda sağlanamıyorsa çoğunluk için sağlanmalıdır.
Fakat toplumcu otoriter rejimciler tarafından gerekçe haline getirilebiliyor.
Doğal haklara karşı 3 kanal vardır. Bentham, Marksist Kuram, Börd eleştirisi.
Bentham insanlara haklarının olduğunu söylemeyi illüzyonla kandırmak olarak değerlendirir.
HUKUKSAL POZİTİVİZM
Belli bir zaman boyunca sadece doğal hukuk vardır. Ulus devletlerin kuruluşu,
aydınlanma çağı ve Amerikan ve Fransız bildirgeleri sonrası alternatif görüşler ortaya çıkar.
Tarihçi okul ve Sosyolojik pozitivizm (Marksist) hukuksal pozitivizmi savunur.
Faydacı kuramda doğal haklar yerine fayda getirilirken hukuksal pozitivizm doğal
hukuka karşıtlık amacıyla çıkmıştır. Amacı doğal hukuku çürütüp hukuku
bilimselleştirmektir.
Doğal hukuk ahlaka uygun olmak zorundayken hukuksal pozitivizmde tam olarak
böyle bir şey söz konusu değildir. Hukuksal pozitivizm hukuka sadece dışarıdan bakar içinin
iyiliği veya kötülüğü ile ilgilenmez.
Hukuksal pozitivizmin gelişmesi doğa bilimlerinin ön plana çıkması ile oluşmuştur.
Hukuksal pozitivizm monisttir. Tek bir hukuk düzenini tanır. Pozitivistler hukukun ahlaka
uygun olma zorunluluğunu yok sayarlar. Bu ayrılabilirlik tezidir. Hukuk ayrı ahlak ayrıdır.
Hukuksal pozitivistlere göre değişmez mutlak haklar olmadığını savunsalar da 1960
yılından sonraki pozitivistler yaşama ve özgürlük hakkının evrensel olduğunu söylerler.
Katı pozitivistlere göre ahlakla hiçbir temas olmamalıdır. Esnek pozitivistlere göre ise ahlaki
değerler belli derece işin içine girebildiğini savunur.
Hukuk bilimsel olarak incelenebilir ve bilim olarak tanımlanabilir. Hukuksal
pozitivizmin temel tanımı budur.
Austin
Hukuk kuramı en net anlatan hukuk kuramlarından biridir. Analitik pozitivizmi
savunur. (Parçalama) İki tür yasadan bahseder tanrı ve insan yasaları. Tanrı yasaları din
yasalarıdır. İnsan yasaları pozitif hukuktur.
Bentham pozitivist hukuktan ayrıldığı kısım faydacılığı eklemesidir. Austin ise oradan
pozitivist hukuk alır ve değiştirir. 3 unsurun varlığı ancak hukuku var eder, der.
Hukuku, egemenin tehditle beslenen buyrukları olarak açıklar. Hukuk tanımını
parçalara ayırır.
3 Unsur
1- Egemen. Hiçbir şeye itaat etmeyen üstün.
2- Buyruk. Tek taraflıdır. Seslendirilmelidir. Emir kipi kullanılır.
3- Tehdit. Gerçekçi, anlaşılabilir, ilan edilmiş ve genel olması gerekir.
Pozitivizm
HART
Çağdaş pozitivizmin ve çağdaş hukuk felsefesinin babasıdır. Pozitif hukukun üstünde
evrensel ahlak ilkeleri olmadığını düşündüğü için pozitivisttir. Pozitivist görüşte toplumun ve
kişinin olmak üzere 2 ayrı ahlak vardır ancak evrensel ahlak yoktur.
Esnek Pozitivizm: Hukuk ile ahlakı ayırır ama hukuk yapımında ahlakın her halükarda yasa
koyucuyu etkileyeceğini söyler. Hart bu görüşün kurucusudur.
Katı Pozitivizm: Tamamen ahlak anlayışını reddeder, etkilenmeyi kabul etmez.
* Hobbes pozitivist düşünceyi başlatır fakat doğal hak kavramını ortaya koyduğu için
pozitivist değildir.
* Sözleşmicelere göre insan sözleşmeden önce özgürdür. Hobbes ve diğer otoriter rejim
yanlıları ise sözleşme öncesi özgürlük halini olumsuz görür.
* Hobbes’ un devamı Bentham’ dır. Faydacılığı da ayırarak hukuku saf hale getiren Austin’
dir. Bundan sonra da Hart karşımıza çıkar.
Hart der ki ‘’Hukuk egemenin buyrukları değildir. Hukuk aynı zamanda doğal hukuk
değildir. ‘’
Austin egemenin ölme durumunda yeni egemene uymanın sebebine alışkanlık der.
Farklı bir kişinin egemen olma ihtimali ise korku olabilir. Fakat Austin hukuku
somutlaştırmak için duygu katmak istemiyor.
HART’ IN KURALLARI
1- Birincil Kurallar: Yap-yapma kurallardır. Doğrudan vatandaşa yöneliktir. Hart bütün
toplumlarda bu kuralların var olduğunu söyler.
2- Tamamlayıcı Kurallar: Modern toplumlarda vardır. Yaşam koşullarının değişimi üzerine
gereken kurallardır.
a) Değiştirme Kuralları: Birincil kuralların nasıl değiştirileceğine ilişkin usul kurallarıdır.
b) Muhakeme Kuralları: Kural ihlali durumunda kimin nasıl hareket edeceğine dair
kurallardır.
c) Tanıma Kuralları: Hukukun ne olduğuna ilişkin kurallardır. Hukuk sisteminin niteliği ile
ilgili bilgi verir. Hart için bunlar hukuk sisteminin geçerlilik koşuludur. Austin için ise
egemenin tehditle desteklenen buyruğu olması gerekir. Austin için sadece birincil kurallar
vardır.
* Hukuk sistemi, insanların çoğunluğunun birincil kurallara uymasına ve devlet memurlarının
tamamlayıcı kuralları içsel bakış açısıyla benimsemesi ile devamlılığını sağlayabilir.
HART BAKIŞ AÇILARI
1- Dışsal: Her şeye dışardan bakar. Bireyin toplum hareketine göre hareketlerini
düzenlemesidir. Altında bir mantık yoktur.
2- İçsel: Birey kuralı bilerek hareket eder. Hart hukuka uy çünkü sen orada kural olduğunu
biliyorsun der.
3- Aşırı İçsel: Kurala uymanın altındaki sebebe değer veren bakış açısıdır.
Ayrılabilirlik Tezi: Hukuk ve ahlak arasında zorunlu bir bağ yoktur fakat bu bağ olmadığı
anlamına da gelmez.
Kindar Muhbir Vakası
Bir Nazi subayı eşini aldatır. Bir gün evde Nazi iktidarı aleyhine sözler söyler. 1934 ve
1938 yılında çıkmış yasalardan kaynaklı iktidarı eleştirmek yasaktır. Kadın eşini şikayet eder
ve asker hapis cezası alır. Kadın kötü niyetli olduğu için daha sonraları bu 2 yasayı geçersiz
sayarak cezalandırılır.
Radbruch Formülü
Radbruch pozitivisttir fakat Nazi iktidarından sonra biraz doğal hukuka kaymıştır.
1- Yasa hukuka uygun bir şekilde yürürlüğe girerse geçerlidir. Fakat yasanın uygulanması çok
açık bir şekilde adaletsiz ise ve bu adaletsizlik tahammül edilemez ise yasa geçerli sayılamaz.
2- Bir yasa açıkça eşitlik değerini yok sayıyor ise yasa adalete aykırı olduğu için en baştan
itibaren geçersiz sayılır.
Hart Radbruch’ u ahlakın hukuka asla etki edemeyeceğini söylerek eleştirir. Ya kadın
cezalandırılmamalıydı ya da geçmişe yönelik yasa çıkarılmalıdır. Fakat bu da hukukun temel
ilkelerinden geriye yürümezlik ilkesini çiğner.
FULLER
Hart hayranı bir doğal hukukçudur. Hart’ ı Radbruch formülünü kabul etmeyip aynı
zamanda ahlak ile hukuku ayrı saydığın için yasaların mutlak geçerliliğinin kabulü ile Nazi
iktidarının adaletsizliğini nasıl gidereceğini sorar. Hart tek çarenin geriye etkili yasa olduğunu
söyler. Fuller de Radbruch Formülü’ ne katılmaz. Hart için hukuk araç, Fuller için amaçtır.
Bu temel farktır.
Hukukun İş Ahlakı
Fuller şekle dair bir doğal hukuk kuramı ortaya koymuştur. Gerçek bir hukuk için 8
unsurdan bahseder. Bunlar biçimsel unsurlardır.
1- Kurallar genel olmalıdır. (Herkesi kapsamalı)
2- Aleni olmalıdır. (İlan)
3- Açık olmalıdır. (Grammer olarak)
4- Geriye yürümez olmalıdır.
5- Çelişmez olmalıdır. (Kuralların birbiri ile)
6- Muhataplardan gerçekleştiremeyeceği şeyler istememelidir. İmkansızı istememe.
7- Süreklilik.
8- Mevzuat ile çelişmemelidir.