You are on page 1of 38

T.C.

AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ
Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi (AKUZEM)
ORTAK DERSLER

TÜRK DİLİ I
DERS NOTU

Konu
Hafta 7 Dönem GÜZ Öğretim Elemanı Dr. Bilal ŞİMŞEK

AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ / ORTAK DERSLER / TD I / DERS NOTU / AKUZEM


DERSİN KAPSAMI

1. DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLARI

1.1. Tanımlama
1.2. Örneklendirme
1.3. Tanık Gösterme
1.4. Karşılaştırma
1.5. Sayısal Verilerden Yararlanma
1.6. Benzetme

2. ANLATIM BİÇİMLERİ

2.1. Açıklama
2.2. Tartışma
2.3. Kanıtlama
2.4. Öyküleme (Hikâye etme)
2.5. Betimleme (Tasvir Etme)

2
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ / ORTAK DERSLER / TD I / DERS NOTU / AKUZEM
1. DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLARI

Bir yazar ya da konuşmacının anlattıklarını güçlü kılmak, karşısındakileri etkilemek ve anlattıklarının inandırıcı, etkili veya anlaşılır olması amacıyla

başvurduğu yöntemler “düşünceyi geliştirme yolları” olarak adlandırılmaktadır. Ele alınan bir konunun anlatımı yüzeysel olduğunda, anlatılmak istenenler

karşı tarafa doğru biçimde aktarılamayabilir. Bu durumda duygu ve düşünceleri en iyi şekilde iletebilmek için düşünceyi geliştirme yollarına başvurulur. Yazı

ya da konuşmanın anlamsal zenginliğini arttıran bu yöntemler ile vermek istenen mesaj, üzerinde durulan konu, yazının ya da konuşmanın bütünlüğünü

oluşturan ana fikir ve bu ana fikri destekleyen yardımcı fikirleri zenginleştirmek mümkündür. Düşünceyi geliştirme yolları yeri geldikçe çeşitli metin türlerinde

kullanılmaktadır. Özellikle fikir yazılarında sıklıkla başvurulmaktadır. Yazılan bir metinde, metnin içeriğine bağlı olarak düşünceyi geliştirme yollarından birine

başvurulacağı gibi birden fazlasına da başvurulabilir. Böylelikle daha inandırıcı ve daha etkileyici biçimde anlatımda bulunmak mümkün olacaktır.

3
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ / ORTAK DERSLER / TD I / DERS NOTU / AKUZEM
1. DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLARI

Düşünceyi geliştirmede başvurulan yöntemler:

Tanımlama

Örneklendirme

Tanık Gösterme

Karşılaştırma

Sayısal Verilerden Yararlanma

Benzetme

Anlatım Biçimleri

Açıklama

Tartışma

Kanıtlama

Öyküleme (Hikâye etme)

Betimleme (Tasvir etme

4
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ / ORTAK DERSLER / TD I / DERS NOTU / AKUZEM
1.1. TANIMLAMA

Tanım kelimesi TDK Sözlüğü’nde “bir kavramın niteliklerini eksiksiz olarak belirtme veya açıklama” olarak ifade edilmiştir. Düşünceyi geliştirme

yolu olarak tanımlama, bir kavram, kişi, durum, olay veya bir varlığın belirgin özellikleri veya temel nitelikleri ile tanıtılması olarak ifade edilebilir. Tanımlama

ile yazar ya da konuşmacı “nedir?”, “kimdir?” sorularının cevabını verir. Tanımlama içeren cümleler çoğunlukla “denir, demektir” gibi kelimelerle veya

yüklem durumundaki kelimenin sonuna eklenen“-dır/-dir/-dur/-dür” eklerinden uygun olanla sonlanır.

Tanımlama cümleleri çoğunlukla metin başlarında yer alır. Üzerinde durulacak kavram veya varlık ile ilgili öncelikle sözlük, ansiklopedi vs.

tanımları verilip ardından temel nitelikleri sıralanarak ne olduğu anlatılmaya çalışılır. Bazen bunun tersini de işleyebilir. Önce kavram veya varlığın temel

nitelikleri verilerek tanımlama son metnin sonuna bırakılabilir.

Bilgi verici metinlerde tanımlamalara sıklıkla rastlanır. Çoğunlukla soyut kavramlar tanımlanır. Tanımlamanın başarılı olabilmesi için üzerinde

durulan kavram ya da varlık hakkında yeterli bilgiye sahip olmak gerekir.

5
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ / ORTAK DERSLER / TD I / DERS NOTU / AKUZEM
1.1. TANIMLAMA

Tanımlamayı “dil”in ne olduğu üzerine yapılan tanımlardan hareketle örneklendirebiliriz:

“Dil bir kâğıda da benzetilebilir: Düşünce kâğıdın ön yüzü, ses ise arka yüzüdür. Kâğıdın ön yüzünü kestiniz mi, ister istemez arka yüzünü de kesmiş olursunuz.

Dilde de durum aynı: Ne ses düşünceden ayrılabilir ne de düşünce sesten.” (Saussure, 1980)

“Dil, insanların meramını anlatmak için kullandıkları sesli işaretler sistemidir.” (Banguoğlu, 1986)

“Dil, tıpkı ev gibi bir milletin duygu, düşünce ve hayatının barınağı, korunağıdır… Dilin bütünü milletin evidir. Bin bir odalı bir ev! Buna şehir, ülke demek

daha doğru olur. Milletler dillerini tıpkı medeniyetleri gibi korurlar.” (Kaplan, 1993)

“Dil, kültür yapısını bir arada tutan çimentodur; ya da tek yanlı izlenimleri gidermek amacıyla başka benzetmelere başvurduğumuzda, dil: kültür alanının

her yanını aydınlatan güneştir; dil: kültür kilimini dokuyan ipliktir; dil: tüm kültür anıtlarının yansıdığı akarsudur” (Uygur, 1996)

“Dil, insanlar arasında anlaşmayı sağlayan tabiî bir vasıta, kendisine mahsus kanunları olan ve ancak bu kanunlar çerçevesinde gelişen canlı bir varlık,

temeli bilinmeyen zamanlarda atılmış bir gizli antlaşmalar sistemi, seslerden örülmüş içtimaî bir müessesedir.” (Ergin, 2000).

6
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ / ORTAK DERSLER / TD I / DERS NOTU / AKUZEM
1.1. TANIMLAMA

“Dil, bir anda düşünemeyeceğimiz kadar çok yönlü, değişik açılardan bakınca başka başka nitelikleri beliren, kimi sırlarını bugün de

çözemediğimiz büyülü bir varlıktır. O, gerek insan, gerek toplum gerekse insan ve toplumdan ayrı düşünülemeyecek olan bilim, sanat, teknik gibi bütün

alanlarla ilgili bulunan, aynı zamanda onları oluşturan bir kurumdur.” (Aksan, 2003)

“Dil düşünce, duygu ve isteklerin, bir toplumda ses ve anlam yönünden ortak olan ögeler ve kurallardan yararlanılarak başkalarına aktarılmasını sağlayan,

çok yönlü ve çok gelişmiş bir dizgedir.” (Aksan, 2003)

“Dil dediğimiz iletişim aracı, toplumu bir arada tutan harç, kültürü taşıyan ortak bir hazine, toplumu yansıtan bir ayna; bireyler, gruplar ve

kümeler arasındaki ilişkileri düzenleyen hakem, hâkim veya hekim oluyor. Bu yüzden temel eğitim dil öğrenmeyle başlıyor, dille gelişiyor” (Güvenç, 2015).

Yukarıdaki tanımlamalara bakıldığında dilin iletişim aracı olduğuna ve dil ve kültür arasında sıkı bir ilişki olduğuna vurgu yapıldığı görülmektedir.

Temelde anlatılan “dil” iken bunun farklı farklı şekillerde anlatıldığı açıkça görülmektedir. Bu durumda kavram veya varlıkların tanımlamanın çeşitli ifadelerle

yapılmasının mümkün olduğunu söyleyebiliriz.

7
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ / ORTAK DERSLER / TD I / DERS NOTU / AKUZEM
1.2. ÖRNEKLENDİRME

İleri sürülen savı desteklemek veya soyut kavramları belirginleştirerek okuyucu ya da dinleyicilerin zihinlerinde canlandırmalarını sağlamak

amacıyla başvurulacak bir yöntem olan örneklendirme, sunulacak örnekler ile yazı ya da konuşmanın etkililiğini arttıracaktır. Örneklendirme, söylenmek

istenenlerin somutlaştırılmasını kolaylaştırır. Okuyucu ya da dinleyicinin anlatılanlara inanması, anlatılanların anlaşılır biçimde ifade edilmesi amacıyla

örneklemeden yararlanılabilir. Doğru yerde ve doğru zamanda sunulan örnekler, sayfalarca anlatılacak bir durumdan daha etkili olarak okuyucu ya da

dinleyiciye hitap edebilir.

Sıklıkla kullanılan örneklendirmenin başarısı, ortaya konan sav ile verilecek örnekler arasındaki ilişkinin bağlantısı olmasına bağlıdır. Örneklendirme

içeren metin parçalarına bakıldığında, ortaya konan bir sav ve bu savı destekleyen örnek ya da örneklerin sıralandığı görülecektir. Verilen örneklerin savı

tam olarak desteklememesi veya ilgisiz oluşu okuyucu ya da dinleyicinin zihninde soru işaretlerine neden olacaktır. Bunun için bir savı destekleyecek örnekler

büyük bir titizlikle seçilmeli ve gerekiyorsa sav ile örnek arasında güçlü bir ilişki olduğuna okuyucu ya da dinleyici ikna edilmelidir. Yazar ya da konuşmacı

vereceği örnekleri kendi hayatından veya deneyimlerinden hareketle seçebilir. “Örnek olarak, mesela” örneğin” gibi kelimeler ile örnekleme yapılacağı

bildirilebilir. Bu kelimeler kullanılmasa dahi sözün bağlamından bu anlaşılabilir.

8
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ / ORTAK DERSLER / TD I / DERS NOTU / AKUZEM
1.2. ÖRNEKLENDİRME

“Değerli Dostlar, dil en büyük zenginliktir.

Türkçemiz; sosyal medya ve teknolojinin gelişimlerine paralel olarak ciddi bir risk altında. Medya ve sanatçılar, Türkçeye gereken değeri vermiyor.

Halk ise görsel medya ve sosyal medyanın ciddi etkisi altında kalmış durumda.

Gün geçmiyor ki dilimiz yeni bir saldırı ile karşı karşıya kalmasın. Özellikle gençler kendi aralarında “Bye Bye, Like attım sana, BackGround’um bozuk, Bro

ne haber vb. “ gibi söylemlerle gün geçtikçe özünden uzaklaşıyor.

Arkadaşlarım bana “ok“ diye tamam diyor. Ve bunu da kabul edilebilir olarak görüyorlar. “

(Demiray, Dilimiz Yozlaşıyor)

Konu: Türkçenin yozlaşması

Sav: Türkçe risk ve teknolojinin etkisi ile sürekli tehdit altındadır.

Örnekler: Bye Bye, Like attım sana, BackGround’um bozuk, Bro ne haber, ok

9
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ / ORTAK DERSLER / TD I / DERS NOTU / AKUZEM
1.3. TANIK GÖSTERME

İleri sürülen savı destekleyen birinden alıntı yaparak onun sözlerine yer vermek tanık gösterme olarak adlandırılır. Bir düşünceyi okuyucu ya da

dinleyiciye kabul ettirmek için başvurulan bu yöntemde yazar ya da konuşmacı ortaya bir sav koyar. Sonrasında bu savı destekler biri ya da birilerini tanık

gösterir. Böylelikle kendi savının doğruluğuna okuyucu ya da dinleyicileri inandırmaya çalışır. Öne sürülen görüş, başkalarının görüşleri ile desteklenmiş olur.

Tanık gösterilecek kişinin bahse konu alanında yetkin bir kişi olması veya otorite olarak kabul edilmesi beklenir. Dolayısıyla üzerinde durulan

konuya en uygun kişilerin sözlerine yer vermek gerekir. Sağlık üzerine konuşulduğunda o konu üzerinde araştırma yapmış bir doktorun, eğitim üzerine

konuşulduğuna bir pedagogun, bilim üzerine konuşulacaksa bir bilim insanının görüşü önem kazanacaktır. Tanık göstermede atasözleri ve özdeyişler de

kullanılır. Herkes tarafından kabul görmüş olan bu ifadeler inandırıcılık açısından oldukça etkilidir.

Tanık gösterilen kişinin görüşünün tamamı ya da bir bölümü doğrudan aktarılabilir. Bu durumda tanık gösterilenin ifadeleri tırnak işareti içinde

verilir. Tanık gösterilen kişinin ifadelerini kendi ifadesine dönüştüren bir yazarın tırnak işareti kullanmasına gerek yoktur.

10
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ / ORTAK DERSLER / TD I / DERS NOTU / AKUZEM
1.3. TANIK GÖSTERME

“Her ataktan her zaman gol olmaz. Önemli olan her ataktan sonra yeniden topu o pozisyona getirebilmektir. Her oltaya her zaman balık düşmez. Bu

anlatılanlarda olduğu gibi insanlar hemen her şeyde başarılı olmayabilir. Çoğu zaman istediklerimizin tersi gerçekleşebilir ama önemli olan başarıyı

yakalamak için her başarısızlıktan sonra yine denemektir. Mandela “Hayattaki en büyük zafer hiçbir zaman düşmemekte değil, her düştüğünde ayağa

kalkmakta yatar.” der.”

(edebiyatokulu.org)

Konu: Başarılı olmak

Sav: Başarıyı yakalamak için başarısızlıktan sonra denemeye devam edilmelidir.

Tanık: Nelson Mandela

11
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ / ORTAK DERSLER / TD I / DERS NOTU / AKUZEM
1.4. KARŞILAŞTIRMA

Karşılaştırma; iki varlık, kavram, yer veya olayın benzer ya da farklı yönlerinin ortaya konmasıdır. Bir düşünceyi açıklamak amacıyla en az farklı

iki kavram veya kavram arasında üstünlük, eşitlik-denklik, zayıflık bakımından kıyas yapmak mümkündür. Bunun için benzerlik ve karşıtlıklardan

yararlanılabilir.

Karşılaştırma üzerinde durulan düşüncenin somutlaştırılmasına imkân tanır. Bir kavramın, diğerlerinden ayrılan yönlerini veya benzer yönlerini

ortaya koyarak o kavramın okuyucu ya da dinleyici tarafından daha iyi anlaşılmasını sağlamak mümkündür.

Karşılaştırma yapılırken genellikle “daha, en, ise, buna karşılık, de, oysa” gibi ifadeler kullanılır.

12
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ / ORTAK DERSLER / TD I / DERS NOTU / AKUZEM
1.4. KARŞILAŞTIRMA

Avrupa’da resim son zamanlara kadar tiyatro, şiir, heykel gibi “temsilî” diyebileceğimiz sanatlar arasında bulunmaktaydı. Temsilî sanatlar güzelliği doğaya

uygun ölçüler içinde yaratmak ve gerçeğe az çok uymak zorundaydılar. Bu sanatlarda açık veya kapalı var olan veya hayali bir model vardır, yani eser

mutlaka bir şeyin ifadesidir. Oysa, müzik, mimarilik ve süsleme sanatlarında model yoktur. Bir senfoni veya bir cami, dış âlemde hiçbir şeyi karşılamaz,

doğayı taklit etmez, uyumdan başka bir amaç gütmez. Tam anlamıyla yaratıcı olan sanatlar bunlardır. “

(Eyüboğlu, Sanat Üzerine Denemeler)

Konu: Yazarın tanımına göre temsilî ve yaratıcı sanat arasındaki farklar

Karşılaştırılan durumlar: Sanat dallarının doğayı taklit etme ve model alma durumları

Karşılaştırma: Tiyatro, şiir, heykel gibi sanatlarda model varken; müzik, mimarilik ve süsleme sanatlarında model yoktur. Temsilî sanatlar doğaya uygun

ölçüler içinde iken, diğer sanatlar doğayı taklit etmez.

13
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ / ORTAK DERSLER / TD I / DERS NOTU / AKUZEM
1.5. SAYISAL VERİLERDEN YARARLANMA

Çeşitli araştırmalar sonucunda ortaya konan sayısal veriler düşünceyi geliştirme yollarından biri olarak ele alınabilir. Ele alınan konunun

inandırıcı olmasını sağlamak için sayısal veriler kullanılabilir. Bilimsel araştırmalar neticesinde ortaya konan sayısal veriler güvenilir olduğu için, bunlara yer

vermek anlatımı daha da güçlendirir.

Bir düşünceyi kanıtlamak için yararlanılan sayısal verilerin belirtilmesinde sayılar, yüzdelik değerler, istatistiki değerler gibi matematiksel işlem

ifadeleri kullanılabilir. Burada dikkat edilmesi gereken husus aktarılan değerlerin araştırma sonucunda ortaya çıkmış sonuçları yansıtmasıdır. Aksi takdirde,

hatalı sayısal veriler anlatılanların inandırıcılıktan uzak olmasına neden olacaktır. Aşağıda yer alan örneklere bakıldığında sayısal verilerin kullanımı

görülecektir.

14
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ / ORTAK DERSLER / TD I / DERS NOTU / AKUZEM
1.5. SAYISAL VERİLERDEN YARARLANMA

Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) verilerine göre, gelişmiş ülkelerde nüfusun % 10’unu engelliler oluşturmaktadır. Bu sayı ülkelerin gelişmişlik düzeyine göre

değişebilmektedir. Az gelişmiş ülkelerde bu oranın % 12’lere dek çıkabildiği bilinmektedir. Bu oranlardan yola çıkılarak yapılan hesaplarda, dünya nüfusunun

yaklaşık olarak 500 milyonunu, az gelişmiş ülkelerden biri olan Türkiye nüfusunun ise yaklaşık olarak 7,5 milyonunu engelli bireylerin oluşturduğu söylenebilir.

(Ersoy, Ortopedik engellilerin iş tatmin düzeyleri: Vazife malulleri örneği)

Konu: Engelli Bireylerin Oranı

Kullanılan Sayısal Veriler:..nüfus’un %10’u, …%12’lere dek, …500 milyonunu, …7,5 milyonunu

15
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ / ORTAK DERSLER / TD I / DERS NOTU / AKUZEM
1.6. BENZETME

Benzetme, bir kavram ya da varlığı başka bir kavram ya da ait özelliklerle anlatmadır. Benzetmede aralarında benzerlik bulunan iki şeyden

benzerlikçe zayıf olan güçlü olanla anlatılır. Benzeyen, kendisine benzetilen, benzetme yönü gibi unsurlara sahip benzetmeyi yapabilmek için “gibi, sanki

kadar, tıpkı, adeta” gibi benzetme edatlarından yararlanılabilir.

Anlatımı güçlendirmek için bu yöntem sıklıkla kullanılmaktadır. Çoğunlukla cümle düzeyinde benzetmeler yapılmaktadır.

16
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ / ORTAK DERSLER / TD I / DERS NOTU / AKUZEM
1.6. BENZETME

“Mademki tatlı dil her kapıyı açan sihirli bir anahtar, öyle ise ne duruyoruz, dilimizi tatlılaştıralım. Gönülleri fetheden tatlı dil, bütün gücünü gönülden alır.

İnsanın dilinin tatlı olması için gönlünün tatlı ve iyi olması gerekir.

Kötü bir adamın dökeceği tatlı dil, tilkinin kargaya döktüğü dil gibidir. İnsanı belki kısa bir zaman için aldatır, ama çok çabuk da foyası çıkar. Gerçek tatlı dil,

iyi insan da olur. Yüreği merhametle, sevgi ile dolu insanın dli kendiliğinden tatlılaşır.”

(Rado, Eşref Saat)

Benzeyen: Tatlı dil, kötü bir adamın dökeceği tatlı dil

Benzetilen: Sihirli bir anahtar, tilkinin kargaya döktüğü tatlı dil

17
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ / ORTAK DERSLER / TD I / DERS NOTU / AKUZEM
2.1. AÇIKLAMA

Açıklama, okuyucu ya da dinleyiciye bilgi vermek, herhangi bir şeyi öğretmek amacıyla başvurulan bir yöntemdir. Çoğunlukla öğretici ve bilgi verici

metinlerde kullanılır. Amacı bilgi vermek olduğundan, iletilmek istenen mesajın doğrudan ve zihinde yer edici biçimde kalabilmesi için bu yönteme ihtiyaç

duyulur (Emre vd., 2008).

Bir deyimin ne olduğunun, bir sorunun ve bir kavramı oluşturan unsurların neler olduğunun, herhangi bir bilimsel olayın nasıl meydana geldiğinin veya

okuyucu ya da dinleyicinin bilmediği varsayılan bir konunun anlatımı için “açıklama” kullanılabilir

18
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ / ORTAK DERSLER / TD I / DERS NOTU / AKUZEM
2.1. AÇIKLAMA

“Deneme kelimesini, yeni bir edebiyat türüne ilk defa ad olarak koyan Montaigne olmuştur. Bu ad koymaya tarih olarak 1571 yılının Mart ayını

gösterenler bile vardır. Burada "deneme," yeni bir edebiyat türünü deneme anlamına gelmektedir. Ama bu yeni edebiyat türünü öbür edebiyat türlerinden

ayıran sınırlar nedir? Kim bilir cevap belki de o arkadaş kitabın içindedir. Montaigne'in türlü konular üzerindeki düşünceleri gözden geçirilirse bu düşünceleri,

hiçbir plâna uymadan, hiçbir şeyi ispata kalkışmadan, insanı ahlâklaştırmak yoluna sapmadan, sırf düşünmekten zevk aldığı, bu zevki de bize tattırmak

istediği için yazdığı anlaşılır.”

(Yetkin, Denemeler)

Konu: Deneme türü

Açıklama: Deneme adının ortaya konması, sınırlarının ne olabileceği, Montaigne’nin neden denemeleri yazmış olabileceği.

19
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ / ORTAK DERSLER / TD I / DERS NOTU / AKUZEM
2.2. TARTIŞMA

Bir konuda okuyucunun veya dinleyicinin fikrini değiştirmek ve kendi düşündüğü gibi düşünmesini sağlamak için başvurulan bir yöntem olan

tartışma daha çok okuyucunun veya dinleyicinin yerleşmiş kanılarına odaklanır.

Tartışmada en az iki görüş yer alır. Bu görüşlerden biri elbette yazar veya konuşmacıya ait iken, diğeri ya başkalarının ya da okuyucu ya da

dinleyicinindir. Bu durumda yazar ya da konuşmacı kendi savunduğu görüşü çeşitli kanıt ve argümanlarla ispatlamaya çalışır. Karşılaştırmalar, istatistikler,

örnekler, görüşler vs. yazarın ya da konuşmacının kullanabileceği yardımcı araçlardır.

20
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ / ORTAK DERSLER / TD I / DERS NOTU / AKUZEM
2.2. TARTIŞMA

“Şairler de, hep bulutların üstünde yaşadıkları için Baudelaire de, şairleri Albatros kuşlarına benzetir. Okyanuslarda yüksek dalgalar üstünde günlerce
uçabilen Albatros kuşlarına. Oysa şairler dokunduğunda kanatları dağılacak kelebekleri de andırırlar.

Şairlerin, kendi renkli hayal dünyalarından gönderdikleri mesajlar, neşeli ya da hüzünlü olsun, hep melodik ve ışıl ışıldır. Onun için, şiir sevenler, aynen şairler
gibi, son derece duygusaldırlar ve içleri ışıl ışıldır.

Şairler acaba bu tür ruhsal yapıya sahip olan insanlar için mi şiir yazarlar? Yoksa içlerindeki duygusal potansiyeli dışarıya aktarmak, deşarj olmak için mi?
Bence şairler, duygusal deşarj için şiir yazarlar. Yani kendileri için. Bu açıdan şairler biraz egoisttirler. Hatta bu egoizm öyle bir noktaya gelmiştir ki, çoğu şairin
ne demek istediği, çoğu zaman anlaşılmaz, yoruma muhtaçtır. Aynen Picasso'nun tabloları gibi.”,

(Çetingöz, Şair Şiiri Kimin İçin Yazar)

Konu: Şairlerin şiir yazma nedenleri

Sav: Şairler şiirleri kendileri için yazmaktadır. Bu açıdan egoisttirler.

Tartışma: Şairler şiiri niçin ve kim için yazar?

21
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ / ORTAK DERSLER / TD I / DERS NOTU / AKUZEM
2.3. KANITLAMA

Ortaya atılan herhangi bir konu, düşünce, görüş veya yargıyı okuyucuya (veya dinleyiciye) kabul ettirmek için başvurulan anlatım biçimine

kanıtlama (ispat yoluyla anlatım) denir. Bu anlatım biçimi genellikle makale, deneme, fıkra, eleştiri gibi yazılı türlerle konferans, açık oturum, münazara gibi

sözlü kompozisyonlarda kullanılır.

Kanıtlamada önce kişiye ait düşünceler (yargılar, kanaatler…) ortaya konur, sonra bu kanaatlerin doğruluğunu ispatlayacak delillerden,

belgelerden de yararlanılarak dinleyici veya okuyucu ikna edilir. Bu anlatım biçiminde bir başka üslup olarak da yazarın katılmadığı zıt düşünceler söylenir.

Sonra bunların yanlışlığı belgeleriyle ispatlanır.

22
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ / ORTAK DERSLER / TD I / DERS NOTU / AKUZEM
2.3. KANITLAMA

Yazar, kimi zaman da örneklere de başvurarak düşüncesini inandırıcı kılar. Sanatçı, güzelliği yaratan değil, keşfeden adamdır. Çünkü sanat zaten

var olan bir niteliği, güzelliği araştırmaktır. Sözgelişi güzel bir ağacın resmini yaparak yahut kelimelerle tasvir ederek güzele ulaşılamaz. Ağaç sadece bir

işarettir. Güzelliğe bu işaretten hareketle ulaşmak gerekmektedir. Duyularımızla kavradığımız güzel ağaç, biz farkında değilizdir ama sürekli değişme

hâlindedir. Gerçek güzellik, ağacın değişen niteliklerinde değil, değişmeyen özündedir.

(Beşir Ayvazoğlu)

23
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ / ORTAK DERSLER / TD I / DERS NOTU / AKUZEM
2.4. ÖYKÜLEME(HİKÂYE ETME)

Yaşanmış veya yaşanması mümkün olayların anlatıldığı hikâye, roman, tiyatro, hatıra, seyahat, biyografi gibi türlerde en fazla kullanılan anlatım

biçimidir. Yaşanan veya tasarlanan olay, hikâye planındaki sıraya göre birinci veya üçüncü kişinin ağzından yazılı veya sözlü olarak anlatılır. Hikâye

etmede olay, temel unsur olarak kullanılır. Yer, zaman ve kahramanlar diğer unsurlardır.

Bu anlatım biçimi, yukarıdaki edebî türlerde kullanıldığı gibi yemek tarifleri, problem çözümleri, deney anlatımları gibi bilgilendirme veya beceri

kazandırmayı amaçlayan anlatımlarda da kullanılır.

24
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ / ORTAK DERSLER / TD I / DERS NOTU / AKUZEM
Anlatısal Metinler

Anlatısal Metinlerde Bakış Açısı ve Anlatıcı

Okurun metni anlama ve öykünün anlatılma biçimini belirleyen bakış açısı, yazarın öyküsünü paylaşmak için seçtiği yoldur. Anlatıcı
öyküyü anlatan bir kişi ya da sestir. Öykünün dışında olabileceği gibi içinde de yer alabilir. Anlatıcı tipleri arasındaki en açık ayrım birinci ve
üçüncü kişili anlatıcılardır. Bununla birlikte çok nadir görülse de kimi yapıtlarda ikinci kişili anlatıcılara da yer verilir.

Anlatısal metinlerde şu anlatıcılar görülebilir:


1. Birinci Kişili Bakış Açısı
2. Üçüncü Kişili Bakış Açısı
3. İkinci Kişili Bakış Açısı
4. Katmanlı Bakış Açısı

11
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ / ORTAK DERSLER / TD I / DERS NOTU / AKUZEM
2.4. ÖYKÜLEME(HİKÂYE ETME)

Adam, Lale Hanım'ın babası Hacı Hasan Bey'i yanına çağırdı. Ona evlerini birkaç günlük için çarın oğlu ziyarete geleceğinden dolayı

kullanacağını söyledi. Evde sadece hizmetçilik yapacak kişi herkesin evden ayrılmasını emretti. Hacı Hasan Bey bunu kabul etti. Hemen kızını evde bırakarak

evden oğlu ve eşiyle birlikte ayrıldı. Binbaşı Radko Hacı Hasan Bey'in evine giderek kapıyı çaldı. Lale hanım kapıyı açmamakta ısrar eder.

(Beyaz Lale /Ömer Seyfettin)

25
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ / ORTAK DERSLER / TD I / DERS NOTU / AKUZEM
2.5. BETİMLEME (TASVİR ETME)

Tasvir, Arapça bir kelime olup, herhangi bir varlığın rengini, kokusunu, tadını, görünüşünü, özelliklerini… anlatma ve canlandırma (bir anlamda yazı ile

resmetme) demektir. Çevremizde bulunan hemen her şeyi, her olayı tasvir yoluyla anlatmak mümkündür.

Tasvir başlı başına bir edebî tür olmadığı hâlde roman ve hikâye gibi eserlerde olayların, varlıkların, mekânın anlatımında vazgeçilmez bir yoldur. Tasvirin

başarısı yazanın iyi gözlem yapmasına, duyulardan olabildiğince yararlanmasına, kendinden bir şeyler katmasına ve planlı olmasına bağlıdır. Eşyayı veya

manzarayı sadece dış görünüşüyle bir sıraya koymadan uzun uzadıya, gelişigüzel anlatmak okuyucuyu sıkar, bıktırır. Tasvir edilenler karşısında duyulan hislerin

anlatıma dâhil edilmesi, tasvire canlılık katar, ruh verir. Dış dünyaya beş duyusuyla algılanan yazar, tasvir ederken duyularından yararlanır, benzetmeler yapar,

kendi hislerini, öznel değerlendirmelerini de tasvire katar ama bunda aşırılığa gitmez. Yazıyı dağınıklıktan kurtarmak ve okuyucunun anlatılan yeri veya nesneyi

zihninde daha kolay canlandırmasını sağlamak için konunun özelliğine göre anlatılanı (yukarıdan aşağıya, aşağıdan yukarıya, uzaktan yakına, yakında uzağa,

soldan sağa, genelden özele, özelden genele, dışarıdan içeriye, içeriden dışarıya, büyükten küçüğe..) bir sıraya koymak gereklidir.

26
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ / ORTAK DERSLER / TD I / DERS NOTU / AKUZEM
2.5. BETİMLEME (TASVİR ETME)

HOROZ

Sırtında sanki kanla, altınla işlenmiş ağır, parıl parıl bir manto! Başında vahşi ruhunun timsali gibi balta şeklinde kıpkırmızı tacı! Yerde hançer gibi keskin bir

gaga! Sonra, ayaklarındaki mahmuz dediğimiz sivri süngüleri! Dikkat ederdim: Tavukların hiçbirini sevmezdi.

Yerde bir şey bulup “gıt gıt” diye çağırması, beni hiddetlendiren bir yalandı. Yiyecek bir şey buldu mu kendi yutardı. Yenmeyecek, yutulmayacak bir taş,

bir kum parçası buldu mu hemen tavuğa ikram:

Gıt, gıt, gıt…

Ömer Seyfettin

27
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ / ORTAK DERSLER / TD I / DERS NOTU / AKUZEM
ÖZET

Bir yazar ya da konuşmacının anlattıklarını güçlü kılmak, karşısındakileri etkilemek ve anlattıklarının inandırıcı, etkili veya anlaşılır olması amacıyla
başvurduğu yöntemler “düşünceyi geliştirme yolları” olarak adlandırılmaktadır. Ele alınan bir konunun anlatımı yüzeysel olduğunda, anlatılmak istenenler karşı
tarafa doğru biçimde aktarılamayabilir. Bu durumda duygu ve düşünceleri en iyi şekilde iletebilmek için düşünceyi geliştirme yollarına ve anlatım biçimlerine
başvurulur. Düşünceyi geliştirmede başvurulan yöntemler, tanımlama, örneklendirme, tanık gösterme, karşılaştırma, sayısal verilerden yararlanma, benzetmedir.

Düşünceyi geliştirme yolu olarak tanımlama, bir kavram, kişi, durum, olay veya bir varlığın belirgin özellikleri veya temel nitelikleri ile tanıtılması olarak
ifade edilebilir. Tanımlama ile yazar ya da konuşmacı “nedir?”, “kimdir?” sorularının cevabını verir. Örneklendirme, ileri sürülen savı desteklemek veya soyut
kavramları belirginleştirerek okuyucu ya da dinleyicilerin zihinlerinde canlandırmalarını sağlamayı amaçlar. İleri sürülen savı destekleyen birinden alıntı yaparak
onun sözlerine yer vermek ise tanık gösterme olarak adlandırılır. Karşılaştırma; iki varlık, kavram, yer veya olayın benzer ya da farklı yönlerinin ortaya konmasıdır.
Sayısal veriler, çeşitli araştırmalar sonucunda ortaya konduğundan daha inandırıcı olabilmek için düşünceyi geliştirme yolu olarak kullanılabilir. Benzetme, bir
kavram ya da varlığı başka bir kavram ya da ait özelliklerle anlatmadır. Benzetmede aralarında benzerlik bulunan iki şeyden benzerlikçe zayıf olan güçlü olanla
anlatılır.

28
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ / ORTAK DERSLER / TD I / DERS NOTU / AKUZEM
UYGULAMALAR

Aşağıdaki metinde düşünceyi geliştirme yollarından hangilerinin bulunduğunu metnin altına yazınız.

Kitap, ciltli ve ciltsiz olarak bir araya getirilmiş, basılı veya yazılı kâğıt yaprakların bütünüdür. İnsan yaşamında kitabın yeri büyüktür. Özellikle dil

gelişiminde. Yapılan araştırmalara göre, kitap okuyan kişilerin kelime dağarcıkları okumayanlara göre üç kat daha fazladır. Kitap sadece dil dağarcığını mı

geliştirmektedir? Hayır, kitap aynı zamanda dünyayı tanımanın da bir aracı. Bu konuda Boorstin de “Okuyarak dünyamızı, tarihimizi ve kendimizi keşfederiz.”

demiyor mu? Yani kısaca, kitap okumak pek çok açıdan insanı zenginleştiriyor.

…………………………………………………………………………………………

29
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ / ORTAK DERSLER / TD I / DERS NOTU / AKUZEM
UYGULAMALAR

Türk milletinin tarihi şanlı zaferlerle doludur. Vatan aşkı ve imana sahip oluşu Türk milletinin defalarca galip gelmesini sağlamış, nice destanlar yazmasına

vesile olmuştur. Malazgirt’te zamanının güçlü devletini yenen ruh, Çanakkale’nin geçilmez olduğunu tüm dünyaya ilan etmiştir. Kurtuluş savaşında bir kez

daha aynı ruh galip gelmiş, işgalcilere vatanına göz dikenleri nasıl bir akıbetin beklediğini göstermekten çekinmemiştir.

Bu parçanın anlatımında özellikle aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?

A) Karşılaştırma B) Örneklendirme C) Tanık Gösterme D) Tanımlama E) Benzetme

30
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ / ORTAK DERSLER / TD I / DERS NOTU / AKUZEM
UYGULAMALAR

Gönlümle baş başa düşündüm demin;

artık bir sihirsiz nefes gibisin.

şimdi tâ içinde bomboş kalbimin

akisleri sönen bir ses gibisin.

Bu parçanın anlatımında özellikle aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?

A) Karşılaştırma B) Örneklendirme C) Tanık Gösterme D) Tanımlama E) Benzetme

31
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ / ORTAK DERSLER / TD I / DERS NOTU / AKUZEM
UYGULAMALAR

Yaşanmış ya da yaşanması mümkün olan olayların anlatıldığı kısa yazılara hikâye denir. Hikâye romana göre daha kısadır. Aynı şekilde kişi sayısı daha azdır.

Hikâye çoğunlukla tek boyutlu iken roman çok boyutludur. Hikâyelerde mekân betimlemeleri de romana göre daha az yer tutar.

Yukarıdaki parçanın anlatımında aşağıdaki aşağıdakilerden hangilerine başvurulmuştur?

A) Açıklama-Tanımlama B) Tanımlama-Karşılaştırma C) Öyküleme- Betimleme D) Açıklama-Karşılaştırma E) Tanımlama-Tartışma

32
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ / ORTAK DERSLER / TD I / DERS NOTU / AKUZEM
HAFTALIK KONU DEĞERLENDİRME SORULARI

«Cümlenin dil bilgisi bakımından doğru olması, iyi bir anlatım için yeterli değildir. Anlatılmak istenenin açık ve kolay anlaşılır bir şekilde verilmesi
gerekir. Açıklık; anlamın, verilmek istenenin muhatap tarafından, kolayca anlaşılması demektir.»

Bu paragrafta düşünceyi geliştirme yollarından hangisi kullanılmıştır?


a) Karşılaştırma
1
b) Tanık gösterme
c) Tanımlama
d) Örneklendirme
e) Sayısal verilerden yararlanma

Sanatta biçimsel ögelerin etkisini görmezden gelmek doğru bir davranış olmasa gerek. Çünkü bazen biçim, içeriği etkileyerek ona yön veriyor.
Ona kendi birikimini aktarıyor. Ona kendi dilini öğretiyor. Bu nedenle olacak, bu biçimsel ögeleri kullanmada ısrarcı olanların, kendilerine özgü
bir sanat dünyası geliştirmiş olduğuna rastlıyoruz. İşte hecenin başında ve sonunda iki isim. Yunus Emre ve Rıza Tevfik.

Bu parçada düşünceyi geliştirme yollarının hangisinden yararlanılmıştır?


2
a) Alıntı yapma
b) Örnekleme
c) Tanımlama
d) Benzetme
e) Karşılaştırma

33
HAFTALIK KONU DEĞERLENDİRME SORULARI

Ben hayatım boyunca ödüllere hiç itibar etmedim. Bunu, her zaman basılan kitapları satmak için ortamın bir dayatması olarak görmüşümdür.
Beş, on kişi bir araya gelip benim birikimlerimi, iyi veya kötü, diye değerlendirecek. Neye göre? Tabii ki kendi beğenilerine göre. Olmaz böyle
şey!

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?


3
a) Açıklama
b) Öyküleme
c) Karşılaştırma
d) Örnekleme
e) Tartışma

Sıcak günlerin son demleriydi. Çıktığımız uzun yürüyüş yorgun bedenlerimizi az da olsa ısıtıyordu güneş. Sık ağaçların arasında ilerlerken sararmış
yapraklar ağaçtan tek tek üstümüze düşüyordu. Etraf yeşil ve sarının uyumlu rengiyle donanmıştı.

Bu parçada hangi iki anlatım biçimi kullanılmıştır?


a) Açıklama – betimleme
b) Betimleme – öyküleme
4
c) Açıklama – tartışma
d) Tartışma – betimleme
e) Açıklama – öyküleme

34
KAYNAKÇA

Ders kapsamında yararlanılan ana kaynaklar:

Akçay, A. (2019).Düşünceyi geliştime yolları.(2. Baskı). M. N. Kardaş, R. Koç (Ed.). Türk dili 1 yazma eğitimi içinde (s.107-123). Ankara: Pegem Akademi
Yayıncılık.

Kayasandık, A., Direkci, B., Yavuz, O. Ve KARASOY, Y. (2017); Üniversiteler için uygulamalı Türk dili ve kompozisyon bilgileri.(15. Baskı) Konya:.Palet Yayınları

35
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ / ORTAK DERSLER / TD I / DERS NOTU / AKUZEM
KAYNAKÇA

Ders kapsamında yararlanılan diğer kaynaklar:

Ağca, H. (1999). Yazılı anlatım. Ankara: Gündüz Eğitim ve Yayıncılık.

Aksan, D. (2003). Her yönüyle dil, ana çizgileriyle dilbilim. Ankara: TDK Yayınları.

Baltacıoğlu, İ. H. (1969). Atatürk. Komisyon (Ed.). Atatürk’e saygı içinde (s24-28). Ankara: TDK Yayınları.

Banguoğlu, T. (1986). Türkçenin grameri, Ankara: TDK Yayınları.

Emre, İ., Alkayış, F., Tuğluk, İ. H. ve Emre, N. (2008). Üniversiteler için Türk dili ve kompozisyon bilgisi. Ankara: Anı Yayıncılık.

Ergin, M. (2000). Türk dil bilgisi. İstanbul: Bayrak Basım Yayın Dağıtım.

Ersoy, M. (2005). Ortopedik engellilerin iş tatmin düzeyleri: Vazife malulleri örneği. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Eyüboğlu, S. (1974). Sanat üzerine denemeler. İstanbul: Cem Yayınevi.

Güvenç, B. (2015). Kültürün ABC’si (7. baskı). İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.

Kaplan, M. (1965). Dil ve kültür. Hisar Dergisi, 22.

Kaplan, M. (1993). Kültür ve dil (8.baskı), İstanbul: Dergâh Yayınları.

36
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ / ORTAK DERSLER / TD I / DERS NOTU / AKUZEM
KAYNAKÇA

Mehlman, M., Jorsater, E., Mehlman, A. ve Pometun, O. (2017). Canavarın gözünün içine bakmak:sürdürelebilirlik için çizgi roman. Dünyanındurumu
2017Yeryüzüeğitimi:değişen gezegende eğitimi yeniden düşünmek içinde (s. 141-154). İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.
Rado, Ş. (2006). Eşref saat. İstanbul: Elips Yayıncılık.
Saussure, F. (1980). Genel dilbilim dersleri I, Ankara: TDK Yayınları.
Ugur, N. (1996). Kültür kuramı: İstanbul: Yapı Kredi Yayınevi.
Yetkin, S. K. (1972). Denemeler. İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.
Yediiklim Yayın Kurulu (2013). Kpss 2013 genel yetenek genel kültür soru bankası. Ankara: Yediiklim Yayınları

İnternet Kaynakları
Çetingöz, Y. (2011). Şair şiiri kimin için yazar? http://blog.milliyet.com.tr/sair--siiri-kimin-icin-yazar--/Blog/?BlogNo=341134 [Erişim tarihi: 16.08.2018]
Demiray, U. (2018). Dilimiz yozlaşıyor. Diriliş Postası. https://www.dirilispostasi.com/makale/dilimiz-yozlasiyor-5a78437018e540239c10aaea [Erişim Tarihi:
15.08.2018]
İşte Türkiye’nin “Kitap Okuru” Araştırması. (05.01.2016). http://www.radikal.com.tr/kultur/iste-turkiyenin-kitap-okuru-arastirmasi-1496861/[Erişim tarihi:
16.08.2018]
Karaçay, T. (2000). Bilgi üreten insan. http://www.baskent.edu.tr/~tkaracay/etudio/ders/internet/html/text/html_5.html [Erişim Tarihi:20.08.2018]

37
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ / ORTAK DERSLER / TD I / DERS NOTU / AKUZEM

You might also like