Professional Documents
Culture Documents
� Platon`a göre akıl yürütme çocukluğa ait değil ilk olarak ergenlikte ortaya çıkmıştır. Platon`a
göre çocuklar zamanlarını müzikle ve sporla; ergenler ise fen ve matematik çalışmaları ile
geçirmelidir. (14.yy)
� Aristoteles ise ergenliğin en önemli yönünün seçme yeteneğidir. Ayrıca Aristo ergen
benmerkezciliğinin[1] de farkına varmıştır.
[1]
Ergen benmerkezciliği: Bireyin kendi düşüncesini başkasının düşüncesinden ayırt edememesi ,
bakış açılarında ayrım yapamamasıdır.
� Orta çağda çocuklar ve ergenler, minyatür yetişkinler olarak görülüp katı bir disipline maruz
bırakılmışlardır.
� 18.yy`de Rousseau ergen olmanın yetişkinlikle aynı şey olmadığı inancını geliştirmiştir. Ayrıca
akıl yürütmenin ergenlikte geliştiğini düşünmüştür.
� Rousseau`ya göre 12-15 yaşındakilerin eğitiminde merakın özellikle teşvik edilmelidir. 15-20`li
yaşlardan itibaren bireyler duygusal olarak olgunlaşmışlardır ve benmerkezcili diğer insanlara
olan ilgiyle yer değiştirmiştir.
� 19. ve 20. yy ergenlik kavramının keşfine sahne olmuştur. (StanleyHall ve Fırtına - stres [2]
görüşü)
[2]
Fırtına ve stres görüşü: Ergenlik, çatışma ve duygudurum dalgalanmaları ile dolu bir zamandır.
[3]
StanleyHall, ergenliğin doğasını biyolojik temelli olarak düşünmüştür.
� Margaret Mead Samoa adalarında ergenlerle çalışmıştır ve ona göre ergenliğin doğası
sosyokültürel temellidir.
� Buluşçular`a göre ergenlik Sanayi Devriminden sonra ortaya çıkmıştır.
[4]
Kohort Etkisi: Bireyin doğum zamanından, çağından ya da kuşağından kaynaklanan etkilerdir.
� Milenyum çocukları 2000`li yıllardan sonra ergen olan çocuklardır. Etnik farklılıkları ve
teknolojiye bağımlılıkları ön plandaki özellikleridir.
[5]
Pozitif Gençlik Gelişimi Yeterlik İlişkiler Yardımseverlik
Kendine güven Karakter veya Merhamet
GELİŞİMİN DOĞASI
0 2 6 12 18 25 35 +60
BELİREN YETİŞKİNLİK
1
[6]
Çocukluktan ergenliğe geçişte biyolojik, bilişsel ve sosyoduygusal değişimler vardır. Bunlardan
büyüme atağı, hormonal değişimler ve puberta ile birlikte gelen cinsel olgunlaşma biyolojik
kökenli; soyut, idealist ve mantıklı düşüncedeki artış bilişsel kökenli; bağımsızlık arayışı,
ebeveynlerle çatışma ve akranlarla daha fazla zaman geçirme isteği ise sosyoduygusal kökenlidir.
BİYOLOJİK GELİŞİM
● Psikoseksüel Gelişim Evreleri
▪ Latent dönem hariç her evrede belirli bir beden bölgesine odaklanılmıştır.
▪ En önemli üç evre oral, anal ve falliktir. İlk beş yıl Freud için önemlidir.
▪ Erikson, Freud`un kuramını kabul eder ve kendi kuramını bu kuramın üstüne kurar.
▪ Freud daha çok biyolojik öğelere atıfta bulunurken Erikson daha çok psikososyal
üzerinde durur.
▪ Freud’a göre değişim zor iken Erikson’a göre daha kolaydır.
▪ Freud’un kuramı ergenlikle son bulurken Erikson’un kuramı yaşam boyunu kapsar.
▪ Freud daha çok çocukluk dönemine atıfta bulunurken Erikson tüm yaşama atıfta
bulunur.
1. Temel güvene karşı güvensizlik (0-1,5): Bebeklik döneminde çocuğun ihtiyaçlarının
karşılanmasına bağlı olarak çocukta güven duygusu oluşur ya da tam tersi annenin tutumu
çok önemlidir
2
2. Özerkliğe karşı kuşku ve utanç (1,5-3): Özerklik bedene dayalıdır ve çocuğun kendi
eylemlerine rol etmesine olanak vermek özerklik duygusunu geliştirir.
3. Girişimciliğe karşı suçluluk (3-6): Bu dönemde özerklik bedensel alanı aşar ve sosyal alana
yönelir. Çocuk çevresindeki olayları anlamak için sürekli sorular sorar. Çocukları bu yüzden
azarlamak suçluluk duygusunun gelişmesine neden olur.
4. Çalışkanlığa karşı aşağılık duygusu (6-12): Okul dönemidir. Çocuğun yaptığı iş takdir edilir ve
başarılı olabileceği söylenirse çocuğun kişiliği olumlu yönde etkilenir. Çocuk yaptığı işlerle ilgili
onaylanma olmazsa aşağılık duygusu oluşabilir.
5. Kimliğe karşı Kimlik karmaşası (12-18): Ben kimim sorusunun cevaplandığı ve kişinin kimliğini
tanımladığı dönemdir.
6. Yakınlığa karşı yalıtılmışlık (18-30): Bu dönemde bireylerin görevleri yakın ilişkiler kurmaktır.
Eş seçimi bu döneme denk gelir.
7. Üretkenliğe karşı verimsizlik (30-60): Bireyler üretkenliği ya mesleki kariyer ya da evlat
yetiştirme ile değerlendirir. Yeni kuşağın gelişimi ile ilgilenme üreticilikle açıklanır.
8. Benlik bütünlüğüne karşı umutsuzluk (60 ve üzeri): Çok fazla varsa keşke deniyorsa
umutsuzluk vardır. Az deniyorsa ego bütünlüğü vardır. Bu dönemde kişi geçmişini düşünür.
● Puberta (Erinlik)
▪ Dölüt evresinde sadece ostrojen varken puberta ile birlikte erkeklerde cinsiyet
hormonu androjenler testosterona, kızlarda cinsiyet hormonu ostrojen ostroide
dönüşür.
▪ Gelişmiş sosyoekonomik düzeye sahip ülkelerde puberta dönemine daha erken
giriliyor.
[7]
HippotalamusHipofiz Tiroid Adrenaller Gonadlar
3
[10]
Gonadarş, birincil cinsiyet özelliklerinin ve ikincil cinsiyet özelliklerinin olgunlaşmasını kapsayan
puberta dönemi. Hormonların salınım düzeyinin artmasıyla büyüme atılımı oluşur ve oldukça hızlı
bir büyüme gerçekleşir. Bu dönemle adrenarş arasında yaklaşık 2 yıl fark vardır. Gonadarş ile
salınım yapılan hormonlarda ortak nokta üreme yeteneğinin ortaya çıkmasıdır.
[11]
Spermarşın veya menarşın başlamasını sağlayan önemli örüntülerden birisi vücuttaki yağlanma
oranıdır. Kadınlarda yağ oranı fazla erkeklerde kas oranı fazladır. Kadınlarda menarjın başlamasını
sağlayan örüntülerden birisi yağlanma oranının ideal bir düzeye gelmesidir.
[12]
Bebeğin doğduğu kilo ile puberta başlangıcı arasında ilişki vardır.
CİNSEL OLGUNLAŞMA
� Erkeklerde sırasıyla penis ve testis büyür, düz pubik kılanma ortaya çıkar, minör ses
değişikliği, ilk ejakülasyon(boşalma), kıvırcık pubik tüylenmenin oluşması, maksimum
büyümenin başlaması, koltuk altı tüylerinin büyümesi fark edilir ses kalınlaşması ve yüzde
kılların çıkmasıdır.
[14]
Erkeklerde cinsel olgunlaşmanın en belirgin 3 bulgusu penisinin uzaması, testisin gelişmesi ve
yüzde kulların çıkmasıdır.
� Kadınlarda önce meme gelişimi başlar onu pubik kıllanması izler ve daha sonra koltuk altı
kullanması görülür. Bu değişiklikler oluşurken, boy da uzama olur ve kalçalar, omuzlardan
daha geniş hale gelir. İlk menarş pubertal dönemin oldukça geç aşamasında meydana gelir.
Kadınlarda pubertal gelişimin en beliğin örüntüleri pubik kullanması ve memelerin
gelişmesidir.
� Üreme dışındaki özellikler (sakal bıyık çıkması, sesin kalınlaşması, adem elması çıkması) ikincil
cinsiyet özellikleridir.
[15]
Erken olgunlaşan erkek çocukları kendilerini daha olumlu algılar ve bu durum akran ilişkilerinde
başarılı olmalarını sağlar. Kızların erken olgunlaşması ise genellikle olumsuzdur. Genellikle bu
4
bireylerde içki ve sigara kullanımına rastlanır, depresiftirler, yeme içme bozuklukları ve kurallara
uymama eğilimi görülür.
ERGENLİKTE RİSK ALMA DAVRANIŞI
� Ergenler risk almaya meyillidir çünkü amygdala prefrontal korteksten daha önce gelişiyor.
� Korpus kallosum ergenlikte kalınlaşır ve bu kalınlaşma ile bilgi işleme yetenekleri gelişir.
▪ Ergenler yalnızca çevreden bilgi almaz, aktif olarak kendi bilişsel dünyalarını kurarlar. Bu
dünyayı kurarken şemaları[16] kullanırlar.
▪ Şemalar da özümseme[17] ve adaptasyon[18] için kullanılır.
5
[16]
Şema: Bilginin içine yerleştirildiği çerçeve.
[17]
Özümseme: Yeni bilginin var olan şemaya eklenmesi.
[18]
Adaptasyon: Gelen bilginin var olan şemaya yerleştirilememesi durumunda yeni bir şema
oluşturulmasıdır
● Duyusal Motor Dönem (0-2 Yaş)
▪ Bu dönemde çocuklar işlemleri başarabilirler. Belirli veya somut örneklerle mantıklı akıl
yürütmeyi gerçekleştirebilirler. Korunum ve tersine çevire bilme örüntüleri oluşmuştur.
● Soyut İşlemler Dönemi (11-20 Yaş)
6
olumsuz olduğunu düşünürken Lapsley ve arkadaşları ego gelişimine katkı sağladığını iddia ederek
olumlu olduğunu düşünür.
● Soyut Ötesi Düşünce
▪ Görecelik: Örneğin bir yetişkin iş ile ilgili sorun yaşadığında sorunun çözümünün evde
olmadığını bilir.
▪ Geçici: Bilginin geçicidir. Gerçeği aramak süreklidir ve bitmeyen bir süreçtir.
▪ Gelişimi evrelere ayırmamıştır. Bilişsel gelişimin son aşaması toplum tarafından belirlenir.
[22]
Yakınsak Gelişim Alanı: Bir bireyin tek başına egemen olması zor olan ama yetişkinlerin veya
becerikli akranlarının rehberlik ve yardımıyla egemen olabileceği görevler aralığı.
● Bilgi İşleme Kuramı (Robert Siegler)
YÜRÜTÜCÜ İŞLEVLER
� Bilişsel kontrolü sağlamada karar verme, akıl yürütme, eleştirel düşünme yaratıcı düşünme ve
metabilişi içeren üst düzey bilişsel etkinliği kapsar.
� Bilişsel Kontrol: Dikkati kontrol etme, aykırı düşünceleri azaltma ve bilişsel olarak esnek olma
gibi bir dizi alanda etkili kontrol ve esnek düşünmeyi kapsar.
� Eleştirel Düşünme : Üretken ve yansıtıcı olarak düşünce ve kanıtları değerlendirmedir.
7
� Yaratıcı Düşünme : yeni yollarla düşünme ve problemlerle benzersiz çözüm bulma
yeteneğidir.
� Metabiliş: Düşünme üzerine düşünmedir.
� Weshcler Ölçekleri sadece IQ`yu vermez, kişinin zayıf ve güçlü yönlerini de ortaya çıkartır.
Analitik Sözel
Matematiksel
Yaratıcı Uzamsal
Hareket
Müzikal
Doğacılıkla ilgili
� Çoklu Zeka Kuramı Analitik: Analiz etme, yargılama, kıyaslama ve farkı bulma
Yaratıcı: Tasarlama, icat etme, oluşturma ve hayal etme
Pratik: Fikirleri kullanma, uygulama, yerine getirme ve pratiğe dökme
8
1. Sözel: Sözcüklerle düşünme ve 5. Müzikal: Sesin perde, melodi,
anlamları dili kullanarak anlatma. ritim ve tonuna duyarlılık.(besteci,
(gazeteci, yazar, sunucu) müzisyen, duyarlı dinleyici)
2. Matematiksel: Matematiksel 6. Kişiler Arası: Anlama ve
işlemleri gerçekleştirme. (bilim başkalarıyla etkili iletişim
insanı, mühendis) yeteneği. (başarılı öğretmen)
3. Uzamsal: Üç boyutlu düşünme 7. İçsel: Kendini anlama yeteneği
yeteneği. (mimar, ressam, denizci) (ilahiyatçı, psikolog)
4. Bedensel - kinestetik: Nesneleri 8. Doğacı: Doğadaki örüntüleri
elle işleme ve fiziksel olarak usta gözleme, doğal ve insan yapımı
olma yeteneği. (cerrah, zanaatkâr, sistemleri anlama yeteneği. (çiftçi,
dansçı, atlet) botanik, ekolojist, bahçıvan)
[30]
Gardner`ın kuramı ile ;
⊗ Geleneksel zeka anlayışı reddedilmiştir.
⮲ Sıkıntı verici duygularla başa çıkmak ⮲ İlgi, yetenek, kapasitesini bilme ve etkili
kullanma
9
● Kişilik
▪ Mizaç ve karakterin bir bütünüdür. Mizaç[31], kişiliğin biyolojik ve duygusal tarafıdır; sosyal
ve ahlaki taraf ise karakterdir.
▪ Büyük Beşli (Deneyimlere Açıklık, Sorumluluk, Dışadönüklük, Uyumluluk, Nörotizm)
▪ Benlik kavramı: 'Ben' ile ilgili her şey, kişinin düşüncelerini tanımlamasıdır; bilişsel bir
aktivitedir.
▪ Benlik saygısı: Bireyin benliğini kendisine olumlu ya da olumsuz
değerlendirmesidir;duyuşsal bir aktivitedir.
[34]
Benlik saygısı, benliğimizle ilgili daha genel bir değerlendirme; benlik kavramı ise daha
özel, daha dar bir alana ilişkin değerlendirmedir.
[35]
Benlik kavramı bağlama göre değişir. Yani arkadaş ortamında çok dışa dönük, konuşkan
biri; sınıf ortamına girdiğinde suskunlaşıp içe dönük birisi olabilir.
[36]
Benlik kavramı , saygısı , kimlik her dönem vardır ancak daha çok ergenlik ve beliren
yetişkinlik döneminde daha ön plandadır.Çünkü;
1)Yaşanan biyolojik değişimle birlikte birey kendini yeniden tanımlar.
2) Bilişsel gelişimle birlikte araştırmalar daha çok artar,soyut düşüncele gelişir ,olasılık , düşünme
üzerine
3)Toplumsal değişimler çocukluk özelliklerinden yetişkinlik sorumluluklarına geçilmesi beklenir.
10
BENLİK
▪ Rogers`ın önerdiğinin tam tersi bir şekilde ideal benlik ile gerçek benlik arasındaki fark ne
kadar fazla ise olumlu özellikler o kadar fazla olur. Bu durumda birey güdülenir.
▪ Örnekteki ikinci birey bu yaklaşıma göre mutludur.
[36]
Olası Benlik: Bireylerin ne olabilecekleri, ne olmak istedikleri ve ne olmaktan korktuklarıdır.
Ergenlikte ortaya çıkar.
[37]
Benlik saygısını fiziksel görünüm, akademik yetkinlik ve sosyal kabul etkiler.
� Belli bir anda, olmadığımız halde olduğumuzu düşündüğümüz benliktir. (İçe dönük birisi
olmamıza rağmen, sevdiğimiz kızın yanında dışa dönük gözükmeye çalışmamızdır.)
� Ergenlik dönemi romantik ilişkilerinde sıklıkla sahte benlik kullanılırken aile ve arkadaşlar
yanında sahte benlik kullanımı azdır.
� Kişiler arası ilişkilerde kişinin kendini merkeze alması, benmerkezci bir tutum sergilemesidir.
11
� Erken ergenlikten orta ergenliğe gelindiğinde benlik saygısında bir düşüş olur.
� Orta yetişkinlik döneminden, altmışların sonuna kadar bir yükselişte olduğunu, daha sonra
tekrar düşüte olduğunu görüyoruz benlik saygısında.
[38]
Gençlik dönemlerinde erkeklerin benlik saygısı yüksekken yaşlılık döneminde kadınların benlik
saygısının yüksek olmasının temel dinamiği toplumsal cinsiyet ile ilgili durumlardır. Kadınların
menopoz durumu erkeklerin antropoz durumuna göre daha tolare edilebilir bir şey olduğundan
yaşlılıkta kadınların benlik saygısı daha yüksektir.
KİMLİK
� Bir kişinin kim olduğu, benlik anlayışının bir sentezi ve bütünleşmesini temsil eder.
� Kimliğin iki alt boyutu vardır: Kişisel kimlik (ben kimim?), toplumsal kimlik (biz kimiz?)
� Kimlik duygusu;
1. Bireysellik: Bireyin diğerlerinden farklı olduğuna ilişkin yargılar,
2. Aynılık ve Süreklilik: Bireyin kimliğinin devamlılığı ve sürekliliği,
3. Bütünlük: Bireyin sahip olduğu özelliklerin bütünlüğü,
4. Sosyal Dayanışma: Bireyin tanımlaması ile çevrenin bireyi tanımlaması arasındaki uyumu
sağlar.
� Erikson`a göre gelişim epigenetik temelli olduğu için kimlik gelişimi de epigenetik temelli olur.
(sperm ve yumurta birleşince 39 hafta aynı gelişim aşamalarından geçer ve çevre etkisi
yoktur. Erikson bu bilgiyi kimlik için de kullanmıştır.)
� Bireyler 8 evre boyu bunalımlarını başarı ile atlatırsa ego gücü oluşturur.
[39]
"Ben kimim?" sorusuna yanıt verdiğimiz zaman Arnett`e göre beliren yetişkinlik iken Erikson`a
göre ergenliktir.
MARCIA`NIN KİMLİK STATÜLERİ
� Kimliğin ölçülebileceğini düşünür ve bu düşüncesi ile ilgili iki değişken öne sürer;
1. Keşif - Seçeneklerin Araştırılması: Kimlik alanı ile ilgili araştırmaların yapılması.
12
2. Bağlanma (İçsel Yatırım): Keşif sonucunda bir karara varma, bağlanma
� Bağlanma, kişilik türlerinin oluşmasındaki temel dinamik olarak karşımıza çıkar.
� Bireyler genellikle moratoryum veya ipotekli olarak başlar, amaç başarılı kimliğe ulaşmaktır.
Keşif + - + -
Bağlanma + + - -
� İpotekli: Ailesi ile aynı partiye oy verir, gerekçe olarak ailesini gösterir,
� İçsel Yatırımda Bulunma: Kimlik ile ilgili konular hakkında karar verme derecesini gösterir.
13
� İçsel Yatırımla Özdeşleşme: Kişinin içsel yatırımlarını değerlendirdikten sonra bununla
özdeşleşme ve bunların kendisine ne oranda uyduğu konusundaki duygularının derecesini
gösterir.
� Seçeneklerin Genişlemesine Araştırılması: Bireylerin içsel yatırımlarda bulunmadan önce kimlik
alanları ile ilgili farklı araştırma derecesini gösterir.
� Seçeneklerin Derinlemesine Araştırılması: Kişinin sahip olduğu içsel yatırımların, kendisine ne
kadar uyduğunu değerlendirmesi için onları derinlemesine değerlendirme derecesini
göstermektedir
� Seçeneklerin Saplantılı Araştırılması: Kişilerin güçlü içsel yatırımlara ulaşmasını zorlaştıran
araştırma sürecine saplanma derecesini gösterdi.
YAKINLIK ve KİMLİK (ERİKSON vs SULLIVAN)
� Erikson`ın kuramında önce kimlik sonra yakınlık oluşur. Kimlik ergenliğin, yakınlık yetişkinliğin
konusu.
� Sullivan ilk olarak yakınlığı sonra kimlik duygusunu oluşturduğumuzu söyler.
ETNİK KİMLİK
� Etnik gruba üyelik duygusunu ve bu üyelikle ilgili tutum ve duyguları içeren benliğin süreklilik
gösteren bir yanıdır.
� Çift Kültürlülük: Ergenlerin bazı açılardan kendi etnik gruplarıyla özdeşim kurmaları, başka
açılardansa çoğunluk kültürüyle özdeşim kurmalarıyla ortaya çıkan kimlik oluşumu.
� Asimilasyon: Çoğunluk Kültürüyle yakın ilişkiler kurulurken, azınlık gurubuyla özdeşim kuramama
durumu
� Marjinal: Ne azınlık grubuyla ne de çoğunluk grubuyla özdeşim kuramamadır.
GÜÇLÜ ZAYIF
CİNSİYET
� İnsanların kadın ya da erkek olarak özelliklerine denir.
14
� Biyolojik Cinsiyet Kimliği: Bireylerin cinsiyet organlarına ya da beden yapısına dayanarak
kendisini cinsiyet olarak tanımlamasıdır.
� Toplumsal Cinsiyet Kimliği:Toplumlar kültürler tarafından kadın ve erkekler için tanımlanmış
cinsiyet rolleridir. Cinsiyet dediğimizde hem biyolojik hem de toplumsal örüntüyü oluşturur.
CİNSİYET ÜZERİNDE BİYOLOJİK ETKİLER
� Puberte değişimi: Ergenlikte cinsiyet davranışı üzerindeki biyolojik bir etkidir. Evrim psikologları
uyumun sürdürülmesinde cinsiyetin rolünü vurgularlar. Ergenler bedenleri hormonlarla istila
edilirken, genç erkek ya da kız ergenler cinselliği cinsiyet tutum ve davranışlarıyla birleştirirler.
Kızlar cinsel olarak çekici buldukları bir erkekle hassas, edalı tavırlar ve yumuşak sesle
konuşurlarken, erkekler cinselliklerini göstereceğini düşündükleri girişken, kibirli ve güç gösterisi
içeren davranışlara yönelirler.
� Freud ve Erikson`a göre genital yapılar cinsiyet davranışlarını etkilemektedir.
� Freud`un varsayımına göre insan davranışı doğrudan üreme süreçleriyle ilgilidir. Bundan ortaya
çıkan cinsiyetin ve cinsel davranışın temelde öğrenilmiş ve içgüdüsel olduğudur.
� Erikson, genital yapıya bağlı olarak, erkeklerin daha zorlayıcı ve saldırgan, kadınların daha
kapsayıcı ve edilgen olduklarını ileri sürmüştür.
� Evrim psikologları, temelde üremedeki farklılaşan rolleri nedeniyle, erkekler ve kadınların ilkel
çevrelerde farklı baskılarla yüz yüze kaldıklarını iddia ederler. Kısa süreli eşlilik yöneliminden
dolayı erkekler kadınlara ulaşabilmek amacıyla daha fazla kaynağı kullanmak için diğer erkeklerle
yarışırlar. Böylece, erkeklerde rekabet ve risk alma eğilimi geliştirdiklerini söylerler.
� Farklı bir görüş de, kadınların gen havuzuna katkıları, bir aileyi destekleyebilecek uzun süreli eşler
seçerek döllenmeleri için kaynaklarını koruma şeklinde olmuştur.
� Evrim psikologları, hipotezlerinin tarih öncesi spekülasyonlara dayandığı ve hiçbir olayda insan
davranışlarının evrimsel geçmişlerindeki uyumsallıkla kili0tlenemeyeceği sebepleriyle
eleştirilmiştir.
� Sosyal rol kuramı: Cinsiyet farklılıklarının temelde kadınlarla erkeklerin çelişen rollerinin sonucu
olduğunu, kadınların erkekler göre çok daha az güce sahip olduğunu ve daha az kaynağı kontrol
ettiklerinin söyleyen kuram.
� Genç kızları olan aileler cinsiyet, arkadaş seçimi ve dışarı çıkma konularında erkek çocukları olan
ailelere göre daha çok çatışma yaşadıklarını belirtirler.
� Annelerin sosyalleşme stratejileri: Anneler kızlarını oğullarına göre sosyal alanda daha uysal ve
sorumluluk doygusuyla yetiştirirler, kızın özerliğine daha fazla kısıtlama koyalar.
15
� Babaların sosyalleşme stratejileri: Babalar oğullarına kızlarına olduğundan daha fazla dikkat
ederler, onlarla daha fazla etkinlikte bulunurlar ve oğullarının entelektüel gelişimi için daha fazla
çaba harcarlar.
� Cinsiyetin sosyalleşmesinde kardeşler de rol oynar. Bir araştırma, ön ergenlikteki iki yıllık zaman
sürecinde küçük kardeşlerin cinsiyet rolleri ve serbest zaman etkinlikleri bakımından büyük
kardeşlerine benzediklerini ortaya çıkarmıştır.
� Akranlar da erkeksi ve kadınsı davranış modeli olmaları sebebiyle önemli.
� Öğretmenler kız ve erkek çocuklarına yönelik cinsiyetin sosyal yansımalarına yönelik ayrımcılık
yapar.
� Kitle iletişim araçları aracılığıyla taşınan cinsiyet rollerine ilişkin mesajların da ergenlerin cinsiyet
gelişimi üzerinde önemli etkileri vardır. (You know what it is)
� Sosyal Bilişsel Kuramda Cinsiyet: Kuram, çocuklar ve ergenlerin cinsiyet gelişiminin, cinsiyet
davranışlarını gözleme ve taklit yoluyla ve cinsiyete uygun olan ya da olmayan davranışlara
verilen ödül ve cezalarla oluştuğunu vurgular.
� Cinsiyet Şema Kuramı: Bireyin dikkatli ve davranışının cinsiyet temelli sosyokültürel ölçütler ve
kalıp yargıların şekillendirdiği içsel motivasyon tarafından yönlendirildiğini açıklayan kuram.
� Cinsiyet Kalıp Yargıları: Kadınlar ve erkeklere ilişkin algı ve inançlarımızı yansıtan katı
sınıflandırmalardır. (Erkekler güçlüdür, kadınlar zayıftır. Erkeler mekanik konularda iyidir, kadınlar
iyi bakıcıdır. Erkekler sayısal işlemlerde iyidir, kadınlar sözel konularda.)
� Cinsiyet farklılıkları olmasına rağmen, kadınlar ve erkekler arasında, özellikle bilişsel ve sosyo
duygusal gelişimde benzerliklere sıklıkla rastlanmaktadır.
� Farklılıklar temelde biyolojik etkenlere, sosyo kültürel etkenlere veya her ikisine de bağlı olabilir.
▪ Kadınların bedenindeki yağ oranı erkeklerinkinden iki kat daha fazladır ve daha çok göğüs ve
kalça etrafında birikir. Erkeklerde yağ oranı karında toplanır, erkeklerin boyları kadınlardan
%10 daha uzundur.
● Bilişsel Benzerlikler ve Farklılıklar
16
● Sosyoduygusal Benzerlikler ve Farklılıklar
KADINS ERKEKSİLİK
ILIK
Yüksek Düşük
ANDROJEN KADINSI
Düşük
Erkeksi ve kadınsı özellikleri yüksek Kadınsı özellikleri yüksek,
Yüksek
oranda taşıyan kadın ya da erkektir. erkeksi özellikleri düşüktür.
(En sağlıklısı)
ERKEKSİ FARKLILAŞMAMIŞ
Erkeksi özellikleri yüksek (araçsal
1s Erkeksi ve kadınsı özelliklerin
Düşük özellik) kadınsı özellikleri (ifade edici her ikisine de düşük oranda
Yüksek özellikleri) düşüktür sahiptir.
� Erkeksi ifade örnekleri; Açık düşüncülere karşı savunucu, zorlayıcı, risk almaya hevesli, baskın,
saldırgan
� Kadınsı ifadelere örnek; Sert bir dil kullanmaz, sevecen, çocukları sever, anlayışlı, kibar.
17
� Androjen eğitim programının savunucuları geleneksel cinsiyet tiplemesinin tüm öğrenciler
için zararlı olduğunu, özellikle birçok kızın fırsat eşitliğinden yararlanmasını engellediğini
savunmaktadır.
� Karşıt görüştekiler ise androjen eğitim programlarının aşırı değer yüklü olduğunu ve
toplumumuzdaki cinsiyet rolü çeşitliliğini görmezden geldiğini belirtmektedirler.
[43]
Ulusal Erkeklik Çağı Krizi: William Pollack`a göre erkek çocukların geleneksel yaklaşımlarla
yetiştirilmesi hakkındaki endişeler.
[44]
Cinsiyet rolü geçişi: Bir bireyin yeterliliği söz konusuysa, yalnızca erkeksi, kadınsı ya da
androjenlik çerçevesinde ele alınması yerine, insan temelinde incelenmesi gerektiği görüşüdür.
Kendimizi insan olarak düşünmeliyiz.
[45]
Cinsiyet yoğunlaşması hipotezi: Kızlar ve erkekler arasındaki psikolojik ve davranışsal
farklılıkların, erkeksi ve kadınsı cinsiyet rollerine uyma yönündeki sosyal baskının artması
nedeniyle erken ergenlik boyunca daha da fazlalaştığını belirten hipotezdir.
CİNSELLİK
� Cinsellik yaşamın her döneminde önemli olmakla birlikte ergenlik döneminde daha önemlidir.
� Cinselliğin ergenlik döneminde daha önemli olmasının nedeni, Puberta dönemiyle ilgilidir.
Hormonlar (ostrojen ve androjen) arttığı için ergenler cinselliği daha fazla düşünürler.
� Bilişsel gelişimle birlikte idealizm ve soyutlama kavramları oluşur. Soyutlamayla birlikte ideal
düşünme, soyut kavramlar üzerine düşünme başlar.
CİNSELLİK KÜLTÜRÜ
� Kadınlar sadece fiziksel görünüşlerine önem verilen bir cinsel obje olarak, erkeklerde ne pahasına
olursa olsun “skora” yani performansa bakan cinsellik yönelimli oyuncular olarak sunulmaktadır.
� Doğru ya da yanlış cinsellik yoktur. Sağlıklı ya da sağlıksız cinsellik vardır.
▪ Erkek ergenler kız ergenlere göre daha fazla cinsel ilişkide bulunmaktadır ve cinsel açıdan
daha aktiftir. Lisedeki gençlerin evlenme nedeni; ailenin bilmemesi dışında cinsel ilişkide
bulunmalarıdır.
● Oral Seks
18
▪ Son 15-20 yılda yaygınlaştı.
▪ Kadınlar cinsel ilişkide erkeklerin her istediğini yapar. Kadın erkeğin istediği zaman cinsel
ilişkiye hazır hale gelir. Erkek serttir. Erkek cinsel ilişki sınavında istediğini söyleyebilir ve
yapabilir.
19
CİNSEL YOLLA BULAŞAN HASTALIKLAR
● Virüs Yoluyla Bulaşan Hastalıklar
▪ AIDS, HIV virüsü aracılığıyla oluşur. Cinsel yolla ve kan yoluyla bulaşır. Kondom
kullanımıyla engellenir. HIV`in AIDS durumuna geçmesi 8 yıl sürer. Çok çabuk hasta olma,
yüzde belirgin yaralar, çok çabuk yorulma gibi belirtileri vardır. ELIZA testi ile HIV virüsü
tanımlanır.
▪ Genital uçuklar; temastan 3-5 gün sonra kabarcık, ağrıyı takiben kaşıntı ve döküntü
şeklinde kendisini belli eder. Lateks olmayan kondom kullanımı, kontroseptif köpük ve
krem kullanımı ile geçebilir. Bilinen bir tedavisi yoktur.
▪ Genital siğiller; HPV virüsünün sebep olduğu bir hastalıktır. Tanılaması zordur, çok
bulaşıcıdır. Genellikle penis üzerinde, vajinal bölgelerde veya anüs çevresinde küçük, sert,
acısız yumrular olarak görülür. Tedavisinde ilaçlar, dondurma yöntemi veya cerrahi
yöntemler kullanılsa da tedavi sonrasında siğiller yeniden çıkabilir ve kansere dönebilir.
● Bakteri Yoluyla Bulaşan Hastalıklar
▪ Gonore, bel soğukluğu olarak bilinen cinsel yolla bulaşan bir hastalıktır.
� Davranışçılara göre; Davranıştan sonra davranış pekiştirilirse olumlu davranıştır, ceza verilirse
davranış kınanır yani kötüdür.
� Sosyal Bilişsel Kuram`a göre taklit ve model alma yoluyla ahlak öğrenilir. Birey kendi
davranışını aktif bir şekilde düzenler (öz değerlendirme). Herkesin kopya çektiğine inanan bir
öğrenci kendi kopya çekmesini ahlak dahilinde görebilir.
� Psikanalitik Kuram`a göre ahlak örüntüleri fallik dönemde vicdan denilen örüntüyle ortaya
çıkar. Fallik dönemde çocuk anne-babanın doğru ve yanlışını içselleştirerek ahlaki örüntüleri
oluşturur. Ahlak anne-babadan öğrenilir ve ahlaki değerlendirmelerin kaynağı anne-babadır.
� Ahlakın bilişsel gelişimi açısından incelemesini Kohlberg ve Piaget yapıyor.
20
▪ Ahlaki gelişim, bilişsel gelişimle paralel ilerler.
▪ İyi ya da kötü dışarıdakiler tarafından belirlenir ve iyi ya da kötüler değişemez. (Baba kötü
dediyse baba o kişi için iyi demedikçe kişi çocuk için kötüdür)
▪ Çocuklar kuralların değişmezliğine inanır ve kurallara uymayanların otomatik olarak
cezalandırılması gerektiğini düşünürler.
▪ Kayıtsız şartsız otoriteye uyma söz konusudur.
▪ Yanlışlıkla 20 bardak kıran çocuk bilerek 2 bardak kıran çocuğa göre daha suçlu
2. Otonom (Özerk Dönem) (10-14 Yaş)
▪ Kurallar insanlar tarafından belirlenir ve gerekirse kurallar değişebilir.
▪ Niyet önemlidir.
▪ Kohlberg üç düzey ahlaki gelişim düzeyi belirlemiştir. İlerleyen her evrede ahlak daha
içsel ve daha olgun hale gelir.
▪ Ahlak, adalettir.
1. Gelenek Öncesi Düzey (3-9 Yaş)
▪ Temel özellik benmerkezcilik olup, dışa bağımlılık vardır. Sonuç, niyetten önemlidir. Ödül
getiren davranış iyi, ceza getiren davranış kötüdür.
▪ Ceza ve itaat evresi, saf çıkar evresi gibi alt evreleri vardır.
a) Ceza ve İtaat Evresi dayandırırlar. Büyüklere itaat
vardır.
▪ Ahlaki düşünme genellikle cezaya
b) Saf Çıkar Evresi
dayalıdır. İnsanlar ahlaki
kararlarını cezadan korkmaya
21
olmaması önemlidir. Doğru
▪ Somut bir ödüle ulaşmak için
davranış karşılıklı olan davranıştır.
kurallara uyulur. Çıkarın olup
● Ahlaki Duygu
Değerler: Yapılması gereken şeylere ilişkin Yaşamdaki amaç bireyin değerlerini gösterir.
inanç ve tutumlardır.
22
Din: Bireylerin kutsal ve yüce unsurlarla Maneviyat: Başkalarının ve toplumun
ilişkisini arttıran inanç sistemidir. faydasına olacak şekilde ve kendisinin
ötesinde yüce bir şeyler yatmaktadır.
Dindarlık: Dine bağlantı derecesi.
23