You are on page 1of 21

ÇEK

Poliçede olduğu gibi üçlü bir ilişki vardır. Muhattap vardır, çeki düzenleyen bir kişi vardır ve
bunun yanında bir üçüncü kişi yani lehtar vardır. Lehdar olmayabilir de.
Çekte lehdar zorunlu bir unsur değil. Bir lehtar gösterilebilir ya da gösterilmeye bilir. Çek
hamiline düzenlenebilir ve bu şekilde tedavüle sokulabilir.

Çek nitelikli havaledir ve üçlü ilişki vardır. çekin düzenlenebilmesi bakımından düzenleyen ile
muhattap arasında mutlaka bir çek anlaşması olması gerekir ve bir karşılık ilişkisinin olması
gerekir.

Poliçede de bir karşılık ilişkisi var ama ticaret kanununa bakıldığında bir çek anlaşmasının
mevcut olması ve hatta yazılı olması gerekir. Bir geçerlilik şartı değil. düzenleyen lehine çek
ile işleyen bir hesabın açılması ve bir çek defterinin düzenleyene teslimi ile birlikte bu çek
anlaşmasının kurulduğu kabul edilir.

bu çek anlaşması düzenleyen ile muhattap arasındaki hukuki ilişkinin belirlenmesi


bakımından önemlidir ve burada çeşitli görüşler var. Baskın görüşe göre bu suigeneris bir
sözleşme ama vekalet ağırlıklı bir sözleşme olduğu söylenir.

Çekte muhatap,poliçeden farklı olarak mutlaka bir banka olmak zorunda.

Ticaret kanunu dışında bir de çek kanunu vardır ve çek ile ilgili ayrıntılı düzenlemeler
oradadır. bu kanunda da çekte bulunması gereken birtakım unsurlar var. biz bu unsurları
tamamlayıcı olarak görmekteyiz yani çek kanununda yer alan unsurlar bulunmasa bile 780
maddede sayılan unsurlar varsa geçerli bir çek var kabul edilir.

Madde 780deki iki unsur (ödeme yeri ve düzenleme yeri) dışındaki unsurlar geçerlilik şartıdır.
Mutlaka çek üzerinde bulunması gereken unsurlar olarak karşımıza çıkar.

MADDE 780- (1) Çek;


a) Senet metninde “çek” kelimesini ve eğer senet Türkçe’den başka bir dille yazılmış ise o
dilde “çek” karşılığı olarak kullanılan kelimeyi,
b) Kayıtsız ve şartsız belirli bir bedelin ödenmesi için havaleyi,
c) Ödeyecek kişinin, “muhatabın” ticaret unvanını,
d) Ödeme yerini,
e) Düzenlenme tarihini ve yerini,
f) Düzenleyenin imzasını,
g)Banka tarafından verilen seri numarasını,
h)Karekodu, içerir.

a) Senet metninde “çek” kelimesini ve eğer senet Türkçe’den başka bir dille yazılmış
ise o dilde “çek” karşılığı olarak kullanılan kelimeyi,

Türkçe veya senedin düzenlendiği dildeki karşılığı ile yazılabilir. Ama senedin dili, onun tabi
olacağı hukuku göstermez.

Metinde birden çok dil kullanılmışsa, çek kelimesinin ve ödeme emrini ifade eden ‘’ödeyiniz’’
ibaresinin aynı dilde olması gerekir.

Çek kelimesi mutlaka ama mutlaka senet metni içerisinde bulunmalı.


b) Kayıtsız ve şartsız belirli bir bedelin ödenmesi için havaleyi,

Çek de aynı poliçede olduğu gibi nitelikli bir havaledir.

bu bedelin kayıtsız ve şartsız ödeneceğinin teminat altına alınmış olması gerekir. eğer çekin
ödenmesi kayıt veya şarta bağlanmış ise bu artık soyutluk ilkesi ne ve zorunlu unsurlara
aykırı olduğu için geçersizdir. Unsurları var ise adi havale niteliğindedir.

Kanunda düzenlenmemekle beraber uygulamada senet üzerine teminat kaydı yazılabilir. Bu


teminat kaydı şartı zedelenmez ise kullanılabilir. yani kayıtsız şartsız bir bedelin ödeneceği
konusundaki havaleyi zedelemiyorsa teminat kaydı geçerlidir.

c) Ödeyecek kişinin, “muhatabın” ticaret unvanını,

Muhattap bir banka olmak zorunda. Bu bir mevduat Bankası veya katılım Bankası olabilir.

d) Ödeme yerini,

Ödeme yeri çek üzerinde bulunmuyor ise kanun koyucu bunu tamamlıyor.

781(2) Çekte açıklık yoksa, muhatabın ticaret unvanı yanında gösterilen yer ödeme yeri
sayılır. Muhatabın ticaret unvanı yanında birden fazla yer gösterildiği takdirde, çek, ilk
gösterilen yerde ödenir. Böyle bir açıklık ve başka bir kayıt da yoksa, çek muhatabın
merkezinin bulunduğu yerde ödenir

muhattap bir banka olduğu için mutlaka ticaret sicilinde bir merkezinin bulunması ve bu
merkezin ticaret siciline tescil ve ilan edilmesi gerek. ödeme yeri senet üzerinde açıkça yer
almıyorsan kanun değişik alternatiflere göre ödeme yerini tamamlıyor.
Nihayetinde hiçbir kayıt yok ise çek muhatabın merkezinin bulunduğu yerde ödenir. Merkez
şubenin bulunduğu yerde ödenecektir ki bu mutlaka ticaret siciline kayıtlıdır. ödeme yerinin
belirlenmesi mümkün değil çünkü muhattabım merkezinin her türlü tüzel kişi tacir olan banka
bakımına saptanması mümkün.

çek defterlerinin baskı şekline ilişkin bir tebliğ var ve bu tebliğde de mutlaka çek ile işleyen
hesabın bulunduğu şubenin çek defterleri üzerine bastırılması gerekliliğinden bahseder.
dolayısıyla zaten bankalar düzenleyene teslim etmeden önce o çek defterini bastırırken
ödeme yerini, yani çek ile işleyen hesabın bulunduğu şubeyi matbu olarak çek defteri üzerine
basıyorlar. dolayısı ile ödeme yeri aslında bu çekle işleyen hesabın bulunduğu yerdir. Ancak
tabii ki bir başka şubeye, karşılığı sorulmak suretiyle ödenebilir. Bu da geçerli bir ibrazdir.

Madde 780 de ödeme yeri zorunlu bir unsurmuş gibi gösteriliyor ama alternatif hatta
bulunmaması imkansız bir unsur oluyor. Zaten matbu olarak çek üzerinde yer alıyor.

e) Düzenlenme tarihini ve yerini,

Düzenleme tarihi mutlaka çek üzerinde açık olarak gün ay yıl olarak belirtilmek zorundadır.
Mümkün bir tarih olmak zorunda.

Gerçeği yansıtmak zorunda değil. Uygulamada düzenleme tarihi ileri bir tarih gösterilerek
suni bir vade yaratılıyor. Buna ileri tarihli çek, post date çek deniyor.
hamil çek üzerinde yer alan düzenleme tarihine göre hesaplanacak olan ibraz süresini
beklemek durumunda. İbraz süresi içerisinde çeki ibraz etmek zorunda. daha önce ibraz
ederse de banka karşılıksızdır işlemi yapmıyor. karşılıksızliga ilişkin hükümler işlemiyor ve
şikayette bulunmuyor. Çek muaccel olmuyor. Dolayısıyla kanun koyucu bu ileri tarihli çeke
hukuken geçerlilik tanımakta.

Çekin üzerinde yer alan düzenleme tarihi gün ay ve yıl olarak belirlenmek durumunda. belirli
bir tarih olması gerekiyor ve mümkün bir tarihi olmalı. takvimde yer almayan bir tarih örneğin
32 Şubat geçerli değildir. ama Şubat ayı 28 çekmesine rağmen örneğin Yargıtay 30 şubat'a
geçerli bir düzenleme tarihi diyor ve 28 şubat olarak düzenlendiğini kabul ediyor. Burada
düzenleme amacının şubat ayının son günü olduğu kabul edilmekte.

açıkça anlaşılmak kaydı ile gün ve ay'ın yerinin yer değiştirmesi durumunda geçerlilik
tanınıyor. Ama takvimde yer almayan,mümkün olmayan bir tarihin düzenleme tarihi olarak
gösterilmesi durumunda bu tarih geçerli kabul edilmez. Dolayısıyla zorunlu bir unsur mevcut
olmadığından hukuken geçerli bir çekten bahsedilemez.

Düzenleme yerinin de çek üzerinde yer alması gerekiyor. Yer almıyor ise kanun koyucu buna
da alternatif bir durum getirmiş.

781(3) Düzenlenme yeri gösterilmemiş olan çek, düzenleyenin adı yanında yazılı olan yerde
düzenlenmiş sayılır.

yani açıkça belirtilmemiş olsa bile düzenleyenin adının yanında bir yer ismi yer alıyorsa bu
düzenleme yeri olarak kabul edilir.

düzenlinin adının yanında bir yer belirtilmemiş ise o zaman zorunlu unsur yoktur ve
dolayısıyla bu senet çek olarak kabul edilemez.

Yerden kasıt mülki birimdir. Mülki birim olarak bir yerin gösterilmiş olması yeterli.

düzenleme yeri bir ödeme yeri önemlidir çünkü ibraz surelerinin hesaplanması bu iki yere
göre belirlenir. Düzenleme yeri ile ödeme yeri aynı ise kanun koyucu 10 gün,farklı ama farklı
kıtalarda yer almıyorsa bir ay, farklı kıtalarda yer alıyorsa 3 aylık ibraz süreleri
öngörülmüştür. dolayısıyla ibraz süreleri hesaplanırken ödeme yeri ile düzenleme yerinin
aynı yerde olup olmadığına bakılır.

düzenleme yeri bir mülkü birim olarak gösterilmek durumunda ve kural olarak açıkça
gösterilmesi gerek. düzenleme yeri eğer bir karışıklığa sebebiyet vermiyorsa bu yerin
kısaltılarak yazılması mümkündür.

*Düzenleme yerinin gerçekten düzenlendiği yer olması şart değil.


*Açık adres olma zorunluluğu yok. Belirlenebilir bir adres olması yeter.
Mülki, yani il,ilçe gibi bir idari birimin olması yeter.
*Tereddüte yer açmayacak şekilde düzenleme yeri yazılmalı. Yargıtaya göre ist, ank,...olabilir
ama iz. kısaltmasıizmir mi izmit mi tereddüt yaratıcağından kabul edilemez.

*Düzenleme yeri olarak birden çok yer gösterilmesi o senedi geçersiz kılar.

f) Düzenleyenin imzasını,

Düzenlinin imzasının çek üzerinde yer alması gerek. Bu kambiyo senetleri ile borçlanma
ehliyeti sözleşme ile borçlanma ehliyeti ile eşdeğer tutulmuş. dolayısıyla Reşit ve mümeyyiz
olan herkes elinde bir çek defteri var ise kambiyo senedi olan çeki düzenleyebilir.
Çeki düzenlenirken düzenleyenin mutlaka el ile atılmış bir imzası bulunmak zorunda.
Elektronik imza kambiyo senetlerinde söz konusu değil. El ile ıslak imzanın atılması gerek.

çek kanunu 5(3) Çek hesabı sahibi gerçek kişi, kendisi adına çek düzenlemek üzere bir
başkasını temsilci veya vekil olarak tayin edemez. Gerçek kişinin temsilcisi veya vekili olarak
çek düzenlenmesi hâlinde, bu çekten dolayı hukukî ve cezai sorumluluk çek hesabı sahibine
aittir

*Bir gerçek işi bizzat kendisi çek düzenlemek durumunda


*İmzanın da bizzat kendisine ait olması gerek.
Kural budur.

Düzenlenir ise çekin geçerliliğini bir etkisi yoktur. İdari Bir yaptırımı vardır ve bir hukuki
sorumluluğu var. Bir para cezası öngörülür ama çekin geçerliliğine etki etmez.
Yani çek ile işleyen hesabı olan bir kişi çek defterini kullanma konusunda bir vekil tayin etmiş
ise o kişi de bu çeki düzenleyebilir. Çekin geçerliliğini bir etkisi olmaz ve tedavule sokabilir.
Bu sadece o gerçek kişi bakımından sorumluluk doğurur.

g)Banka tarafından verilen seri numarasını,


h)Karekodu

Unsurların bulunmaması
MADDE 781- (1) 780 inci maddede gösterilen unsurlardan birini içermeyen bir senet, ikinci,
üçüncü ve dördüncü fıkralarda yazılı hâller dışında çek sayılmaz.

Dolayısıyla 1. Fıkrada yer alan unsurları geçerlilik şartı olarak kabul etmek gerek. 1. Fıkraya
dahil olduğu için seri numarası ve karekod çekte bulunması gereken zorunlu unsurlardır.

m780(2) Çek alacaklıları, ellerinde bulunan çek ile çek hesabı sahibine ve bu çeki
düzenleyenlere ilişkin verilere karekod aracılığıyla erişim sağlayabilir.
Karekodile;
a) Çek hesabı sahibinin adı, soyadı veya ticaret unvanı,
b) Çek hesabı sahibinin tacir olması hâlinde, ticaret siciline tescil edilen yetkililerinin adı,
soyadı veya ticaret unvanı,
c) Çek hesabı sahibinin, çek hesabı bulunan toplam banka sayısı,
d) Çek hesabı sahibine ait bankalara ibraz edilmemiş çek adedi ve tutarı,
e) Düzenlenerek bankalara teslim edilen çeklerin adedi ve tutarı,
f) Son beş yıl içerisinde ibrazında ödenen çeklerin adedi ve tutarı,
g) İbraz edilen ilk çekin ibraz tarihi,
h) İbraz edilen son çekin ibraz tarihi,
ı) İbrazında ödenen son çekin ibraz tarihi,
i) Son beş yılda “karşılıksızdır” işlemi gören ve halen ödenmemiş çeklerin adedi ve tutarları, j)
Son beş yılda “karşılıksızdır” işlemi gören ve sonradan ödenen çeklerin adedi ve tutarı,
k) Son beş yılda “karşılıksızdır” işlemi gören son çekin ibraz tarihi,
l) Çek hesabı sahibi hakkında çek hesabı açma yasağı bulunup bulunmadığı, varsa
yasaklama kararının tarihi,
m) Her bir çek yaprağı ile ilgili olarak tedbir kaydı olup olmadığı,
n) Çek hesabı sahibi tacirse, iflasına karar verilip verilmediği, iflasına karar verilmişse kararın
tarihi,
çek hesabı sahibi ya da cirantanın rızası aranmaksızın üçüncü kişilerin erişimine sunulur.

bunların hepsi düzenleyenin rızası aranmadan çek hamili ile ve cirantalara paylaşılmak
durumunda.
Buna ilişkin bilgileri de Türkiye bankalar birliği nezdinde oluşturulmuş olan bir risk merkezi
var ve bankalar zaten karşılıksız kalan bütün çekleri polis merkezine bildirmek durumunda.
polismerkezi'nde her hesap sahibinin bütün bilgileri örneğin karşılıksız kalan ödenen geç
ödenen bütün çekleri ilişkin bilgileri yer almakta.
polis merkezi bünyesinde bütün hesap sahiplerini bilgileri toplanır ve bir karekod içerisine
hapsedilir ve karekod okutulduğu zaman o hesap sahibine ilişkin bütün bilgiler görülür.
kanun koyucu bu şekilde çekin karşılıksız kalma ihtimalini en aza indirgemeye çalışıyor.

Çek Kanunundaki Düzenlemeler


çek kanunu madde 2(7) Çek defterinin her bir yaprağına;
a) Çek hesabının numarası,
b) Çek hesabının bulunduğu banka şubesinin adı,
c) Çek hesabı sahibi gerçek kişinin adı ve soyadı, tüzel kişinin adı,
ç) Çek hesabı sahibi gerçek veya tüzel kişinin vergi kimlik numarası,
d)Çekin basıldığı tarih,
e)Çek hesabı sahibi gerçek kişi ise Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası; tüzel kişilerde ise
varsa Merkezi Sicil Kayıt Sistemi (MERSİS) numarası,
f)Çek hesabı sahibi ile düzenleyenin farklı kişiler olması hâlinde, ayrıca düzenleyenin Türkiye
Cumhuriyeti kimlik numarası, yazılır.

Tüzel kişi adına çek düzenleme yetkisine,temsil yetkisine sahip olan kişi veya kişilerin de
çekte yazılı olması gerekir. Bunlar tamamlayıcı unsurlardır.

m2(9) Türk Ticaret Kanunundaki unsurları taşıması kaydıyla, düzenlenen çekin bu maddede
yer alan koşullara aykırı olması çekin geçerliliğini etkilemez.

Bu madde dışında çek kanunu özellikle bankaların bir çek hesabı açarken,bir kişiye çek
defteri verirken göstermesi gereken Özen yükümlülüğüne ve gerekli araştırmaları nasıl
yapılacağına ilişkin bir takım düzenlemeler getirmiş.
Bu da 2. Maddede özellikle çek hesabı açarken gerekli basireti ve özen'i göstermesi
gerekliliğinden bahsediyor;
*çek hesabı açacak ve çek defteri tanzim edip teslim edeceğin kişinin daha önceden
hakkında çek düzenleme ve çek keşide etme yasağının olup olmadığının tespit edilmesi
gerek. Bunu da risk merkezinden kayıtları talep ederek yapar.
*ayrıca banka tarafından ilgili kişinin ekonomik ve sosyal durumunun belirlenmesi isteniyor.
Yani sadece yasaklılık durumunun tespiti yetmez. bunun yanında çek hesabı açılacak çek
defteri teslim edilecek kişinin ekonomik ve sosyal durumunun da tespite gerek.

m2(1) Bankalar, çek hesabı açılması ile ilgili olarak bu Kanunla kendilerine verilen görev ve
yükümlülükleri yerine getirirken, çek hesabı açtırmak isteyenin yasaklı olup olmadığını bu
Kanun hükümlerine göre araştırırlar; ayrıca ilgili kişinin ekonomik ve sosyal durumunun
belirlenmesinde gerekli basiret ve özeni gösterirler

m2(2) Bankalar, çek hesabı açtırmak isteyenlerin yasaklılık durumuna ilişkin Risk Merkezi ile
adli sicil kayıtlarını ve açık kimliklerini saptamak için fotoğraflı nüfus cüzdanı, pasaport veya
sürücü belgesi örneklerini, yerleşim yeri belgelerini, vergi kimlik numaralarını, tacir olanların
ayrıca ticaret sicili kayıtlarını, esnaf ve sanatkâr olanların ise esnaf ve sanatkâr sicili
kayıtlarını almak ve çek hesabının kapatılması hâlinde bunları, hesabın kapatıldığı tarihten
itibaren on yıl süreyle saklamakla yükümlüdür. Yerleşim yeri yurt dışında bulunan kişiler,
bankaya kendileri ile ilgili olarak Türkiye’de bir adres bildirmek zorundadır. Çekin karşılığının
tamamen veya kısmen bulunmaması hâlinde, çek düzenleyenin bankaca bilinen adresleri,
talebi hâlinde hamile verilir.
öncelikle risk merkezinden yasaklılık durumunun olup olmadığına dair adli sicil kayıtlarını
isteyecek . Sonra açık kimliklerin tespitini yapmak için gerçek kişiler bakımından hüviyetlerini,
tüzel kişiler bakımından ticaret sicil kayıtlarını tespit edecek.

tüzel kişiler bakımından özellikle matbu olarak tüzel kişi adına çek düzenleme yetkisine sahip
olan temsilcinin de çek karnesi üzerine basılması gerekir. Temsil yetkisine sahip olan kişi
veya kişilerin (birlikte temsil yetkisi varsa) ticaret siciline olan kayıtlarını, imza sirkülerini
isteyecek. çünkü banka ödeme yaparken özellikle düzenleyenin imzasını gerçekten
düzenleyene ait olup olmadığını ve sahte çek olup olmadığını araştırmak ile yükümlü. Bu
araştırma yükümlülüğü objektif bir Özen yükümlülüğü. Kusur aranmaz. bu nedenle bu kişi
gerçek kişi ise imza örnekleri ne alacak,tüzel kişi ise tüzel kişiliği temsile yetkili olan kişi veya
kişilerin imza sirkülerini alacak.

Çek hesabı açtırmak isteyen kişi esnaf olabilir. Esnaf ve sanatkarlar siciline kayıtlı olup
olmadığını, kayıt örneklerinin tespit edecek. İkametgahını ve adreslerini tespit edecek.

Tacirler bakımından özellikle tacir için ilk defa çek defteri talep ediliyorsa (her seferinde bunu
yapacak ama ilk defa talep ediyorsa) tacir olup olmadığına dair ticaret sicil kayıtlarını
isteyecek ve tacir olduğuna dair de bir beyanname alacak.

Tacir daha sonra tekrar talepte bulunulmuş ise yine bu beyannameyi almak zorunda. tacir
tarafından çek defteri talep edildiği her zaman tatil olup olmadığına dair bir beyanname
alınmak durumunda.

tacir olmadığı halde tacir olduğunu iddia eden kişiye bir çek karnesi vermenin yaptırımı var.
Dolayısıyla her seferinde bu beyannamenin alınması banka memuruna cezai yaptırım
uygulanmasını engeller.

Çek kanunu 2. Madde 6. Fıkra da matbuu olarak basılması gereken çek defterinden
bahsedilmiştir.

Bu kanunun bir özelliği var, tacirler için düzenlenecek olan cekler ile tacir olmayan kişiler için
düzenlenecek olan çekler birbirinden farklıdır.
Bunun yanında hamiline yazılı düzenlenecek olan ceklerde ayrı tutulmuştur.

hamiline yazılı çek karnesi talep ediliyorsa ve bu kişi tacir ise tacir olan hamiline çek karnesi
bankalar tarafından ayrıca basılmak durumunda. tacir olmayanlar için de hamiline çek
karnesi ayrı basılır. böylelikle kanun koyucu 4 adet ayrı çek defteri basma zorunluluğu
getirilmiştir.

Buna rağmen tacir tacirleri ait olmayan çek defterini kullanırsa; ticari işletmesi ile ilgili bir iş
yapmış ama tacir olmayan çek ini kullanmışsa bu çek yine geçerlidir. ama bunu kullanan tacir
bakımından 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası öngören bir cezai yaptırım vardır.

(5) Çek defterleri bankalarca bastırılır.


(6) Çek defterlerinin baskı şeklini belirleyen esaslar, Maliye Bakanlığı, Türkiye Bankalar
Birliği ve Türkiye Katılım Bankaları Birliğinin görüşü alınarak, Türkiye Cumhuriyet Merkez
Bankasınca Resmî Gazete’de yayımlanacak tebliğle düzenlenir. Tacir olan ve tacir olmayan
kişilere verilecek çekler ile hamiline düzenlenecek çekler, açıkça ayırt edilebilecek biçimde
bastırılır. Hamiline düzenlenecek çekler için sadece bu çeklere ilişkin işlemlerin işlendiği ayrı
çek hesapları açılır. Hamiline düzenlenecek çeklerde, hamiline çek defteri yapraklarının
kullanılması gerekir. Çek yapraklarının üzerinde “hamiline” ibaresi matbu olarak yer alır.
madde 4 fıkra 2'de tüzel kişi adına hareket eden kişiler bakımından bir düzenleme getirilmiş.
Tüzel kişinin ortağı temsilcisi yönetim kurulu üyesi...tüzel kişi adına çek düzenleme temsil
yetkisine sahip olan kişidir. bu kişinin kendi çek karnesinden düzenlediği çekler tüzel kişi ile
ilişkilendirilebiliyor ise yani bir bağ varsa bu kullanılan çek de tüzel kişi adına tanzim edilmiş
sayılır.

m4(2) Tacir tüzel kişi veya onun faaliyetleri ile ilişkilendirilmek kaydıyla, tüzel kişinin gerçek
kişi ortakları, ortakların ilgili bulunduğu veya tüzel kişinin veya ortaklarının etkisi altında
bulundurduğu gerçek kişiler ile tüzel kişinin yönetim organında görev alan veya temsilcisi
sıfatını taşıyan gerçek kişiler adına açılmış olan çek hesapları, tacir tüzel kişiye ait kabul
edilir. Söz konusu ilişkinin varlığına yönelik emarelerin bulunması hâlinde, hesabın
bulunduğu banka şubesi durumu Gelir İdaresi Başkanlığına bildirir

kanun koyucu farklı farklı düzenlenmesi gereken 4 çek karnesinin renklerinin birbirinden farklı
olması gerekliliği getirmiştir. birbirinden en azından görünüşü itibarıyla ayırt edilebilmesi
bakımından bu gerekir.

Tacir olan veya olmayan bir kişinin hamiline yazılı çeki var ise ama bunu kullanmamış sağ bu
durum kanun koyucu tarafından bir kabahat olarak nitelendirilir ve adli para cezası öngorülür.

Kişinin elinde hamiline yazılı bir çek defteri olmasa bile, lehtarin yanına veya hamiline ifadesi
koyarak hamiline yazılı bir çek düzenleyebilir.

ÇEKE KONULABİLECEK İHTİRAZİ KAYITLAR

Çekin Türüne İlişkin Kayıtlar

Çek kural olarak Emre yazılıdır.


Bir çekin üzerinde Emre yazılı kaydı yer almasa bile, bir kişinin rehber olarak gösterilmiş sen
bu kanunen Emre yazılı kabul edilir.

Nama yazılı çeke dönüştürmek için, bu senet Emre değildir şeklinde bir menfi Emre kaydı
koyulur ya da açıkça o çekin nama yazılı olduğuna dair bir ibare yazılır.

Hamiline yazılı çekler matbu olarak basılmak durumunda ama tabii ki senet üzerinde lehdar
yer almakla beraber veya hamiline ibaresi konulduğunda hamiline yazılı çek haline getirilmiş
olunur.

Veyahut hiç rehber ismi yer almıyor ise bu yine hamiline yazılı senettir. ya da lehtar yer
almamakla birlikte senet üzerinde hamiline kaydı var ise yine hamiline yazılı çek olur.

Ödemeye İlişkin Kayıtlar

Çek belirli bir bedelin kayıtsız şartsız ödenmesine ilişkin bir havale dir.
Yabancı para üzerinden düzenlenebilir. eğer aynen ödeme kaydı koyulur ise ibraz süresi
içerisinde o yabancı para üzerinden senedin aynen ödenmesi gerekir. Dolayısıyla aynen
ödeme kaydı senet üzerine ödemeye ilişkin bir kayıt olarak konulabilir

Bunun yanında çek çizgili hale getirilerek çizgili çek düzenlenebilir. kekin üzerine 2 tane
çizgi çekilip de sadece bankanın belirli bir müşterisine veya belirli bir bankaya ödeneceğine
ilişkin, yani ödenecek olan kişiye ilişkin kayıtlar konulabilir. O iki çizgi arasında bir banka yer
alabilir. Dolayısıyla muhattap banka sadece o bankaya ödeme yapabilir. Veyahut muhatap
bankanın sürekli olarak çalıştığı müşterisi o çizgiler arasında ismen yer alabilir. Dolayısıyla
orada ödeme yapılacak olan kişi sınırlandırılıyor. Burada banka sadece o çizgiler arasında
yer alan kişiye ödeme yapmak durumunda.

Bunların yanında çek nakden ödenir. Ama düzenleyen tarafından konulacak olan bir kayıt
bulunması durumunda nakden değil de o kişinin hesabına kayden ödenmesine dair bir
kayıt da senet üzerine konulabilir. Bu halde o kişinin hesabına nakliye olarak değil de bir
havale yoluyla ödeme gerçekleşir.

Ödememe Haline İlişkin Kayıtlar

*Sorumsuzluk Kaydı
Cirantanın koyacağı sorumsuzluk kayıtları,ciro yasağına ilişkin ciranta çekin
ödenmemesinden dolayı sorumlu olmayacağına dair kayıt koyabilir. Ciroyu yasaklayabilir ve
buna ilişkin bir kayıt koyabilir.

*Protestodan Muafiyet Kaydı


Ciranta da düzenleyen de koyabilir.

Düzenleyen ödemeden dolayı sorumlu olmayacağına dair bir kayıt koyamaz. nihai olarak o
çeki ödeyecek olan kişi düzenleyen olduğu için ödememeden sorumlu olmayacağına dair bir
kayıt koyamaz.

*Aval Kaydı

Ödemeyi ilişkin bir kayıttır. Muhattap dışında bir kişinin avali geçerlidir.

Kanun koyucu muhatabın kabul beyanı ve aval beyanını batıl olarak kabul ediyor.

Düzenleyen ile Muhatap Arasındaki İlişkiye Yönelik Kayıtlar

*Provizyon Kaydı
eğer düzenlinin birden fazla hesabı var ise ve o hesaplara ilişkin birden fazla çek karnesi var
ise muhattaba sadece belirli hesaptan ödeme yapacaksın şeklinde bir kayıt konulabilir.
böyle bir kayıt olması durumunda yani düzenleyenin muhattabı böyle bir talimat vermesi
durumunda muhattap o hesaptan ödeme yapmakla yükümlü.

*İhbar Kaydı
Çek ibraz süresi içerisinde ibraz edilmiş ise,muhatap banka ödemeden önce düzenleyene
çekin ibraz edildiğini ve ödeyeceğini ihbar etmesine yönelik bir kayıt da çek üzerine
konulabilir.

Düzenleyen İle Hamil Arasındaki İlişkiye Yönelik Olan Kayıtlar

Bunların birçok çeşidi vardır. örneğin çek bedelinin ödenmemesi durumunda belirli bir
mahkemenin yetkili olacağına dair yetki sözleşmesi, yetki kaydı, tahkim yoluna
başvurulacağına dair tahkim kaydı bu kapsamda değerlendirilebilir.

***Teminat kaydı da söz konusu olabilir

Uygulamada bir sözleşmenin karşı ediminin güvencesi olarak verilen teminat kaydı düşülmüş
çeklerle karşılaşılmaktadır17. Her ne kadar çekin rehin cirosu ile verilmesi mümkün değilse
de (TTK m. 818/1-d) belirli bir borcun ifasının teminatı olarak çek keşide edilmesinin önünde
bir engel bulunmamaktadır18. Buna karşın, teminat kaydının senedin geçerliliğine etkileri
doktrinde tartışma konusudur.
Muhatap ile Hamil Arasındaki İlişkiye Yönelik Kayıtlar

Muhattap tarafından konulan vize kaydı veya teyitli çek, bloke çek, garantili çek bu kapsamda
değerlendirilebilir.

kurum olarak muhattap bu ilişkiye dahil değil yani çek ilişkisini muhatabın özen yükümlülüğü
var, hamilin gerçekten hamile olup olmadığını kontrol etme konusunda özen yükümlülüğü
var. Ama çek karşılığı eğer hesapta bulunuyorsa sadece bunu ödemekle yükümlü. Doğru
kişiyi ödemekle yükümlü tek sorumluluğu bu. Dolayısıyla bu ilişki arasında değil.
Ancak bazı hallerde muhattap bu ilişkiye çok fazla dahil olabilir.
Teyitli çek denilen çekte, sadece ibraz süresi içerisinde eğer hamile sorarsa,muhattap
bankadan teyit isterse o süre içerisinde karşılığının olup olmadığını söylerim diyor.

Bloke çek veya garantili çektiyse bunun çek olup olmadığı tartışmalı. Banka bu ilişkinin
dışındadır ve kabul beyanında bulunamaz. Ama bloke çeki baktığımız zaman banka der ki
ben hesapta bulunan çek bedeli kadar parayı senin adına, senin lehine hesapta tutacağım.
Garantili çektiyse banka belirli bir miktar e kadar ödenmesini Garanti ediyorum der.

Bunların çek olup olmadığı doktrin de tartışılıyor ama uygulamada kullanılmakta.

Konulması Yasak Olan Ama Çekin Geçerliliğini Etkilemeyen Kayıtlar

Muhattabın kabul beyanı bâtıldır ama çekin geçerliliğini etkisi yok.

Senet üzerine faiz kaydı konulamaz ama konulmuş ise çekin geçerliliğini etkisi olmaz.

Çek görüldüğünde ödenir. Bir vadi kaydı koyulmuş ise yine yazılmamış sayılır.

Düzenleyen sorumsuzluk kaydı koyamaz ama koyarsa bir geçerlilihi olmaz.

Çekin geçerliliğini etkileyebilecek tek kayıt teminat kaydıdır. Eğer şarta bağlanırsa, kayıtsız
şartsız ödemeye ilişkin havaleyi şarta bağladığı anda çek geçersiz olur.

ÇEKİN TEDAVÜLÜ

Nama yazılı çekte === alacağın devri+teslim

Emre yazılı çekte===ciro+teslim

Hamiline yazılı çekte===teslim ile tedavül edilebilir.

nama yazılı çeklerde alacağın temliki senet üzerine yazılabilir veya ayrı bir şekilde alacağın
temlikine ilişkin beyan ile tedavi edebilir.

defiler bakımından alacağın temlikinin en temel hukuki sonucu kişisel defilerin de ileri
sürülebilmesidir. senet üzerinde yer alan ve dil ilişkisi ile birlikte asıl borç ilişkisi de
devredildiği için asıl borç ilişkisine ilişkin şahsi defiler de senet hamiline karşı ileri sürülebilir.
Çekin tedavulu ibraz süresine kadardır. ibraz suresi nin geçirilmesinden sonra yapılacak olan
ciro alacağın temliki hükmünde olur.

Emre yazılı çekin devri ciro beyanı ve senedin teslimi ile olur.

Çekte ibraz süreleri kısa olduğu için ve vade söz konusu olmadığı için rehin cirosu mümkün
değildir. Kanun koyucu çekte rehin cirosunu kabul etmiyor. temlik cirosu veya tahsil cirosu
yapılabilir ama rehin cirosu mümkün değil.

1)Temlik Cirosu: Temlik cirosu; senetten doğan tüm hakların devredilmesi için yapılır. Temlik
cirosu, tam ciro veya beyaz ciro şeklinde yapılabilir. Tam ciro; lehine ciro yapılan kişinin
belirtilmesiyle olur. (Örneğin, Murat Yıldız’a ödeyiniz imza) Beyaz ciro ise; lehine ciro yapılan
kimse belirtilmeden yapılan cirodur. (Örneğin, ödeyiniz imza ya da yalnızca imza) Yalnızca
imza ile yapılan beyaz cironun senedin arka yüzüne yapılması gerekir. Aksi takdirde senedin
ön yüzüne yapılacak beyaz ciro aval hükmündedir.

Bonoyu beyaz ciro ile devralan kişi;


 Beyaz ciroyu kendi adına doldurabilir,
 Beyaz ciroyu başkası adına doldurabilir,
 Bonoyu yeniden beyaz ciro ile devredebilir,
 Bonoyu olduğu gibi başka bir kişiye teslimle devredebilir.

Temlik cirosunun fonksiyonları:

 Temlik cirosunun ilk fonksiyonu, senetten doğan hakların devrini sağlamaktır.


 Teşhis fonksiyonu; Bonoyu elinde bulunduran kimse, düzenli bir ciro silsilesi ile hak
sahibi olduğunu ispat eder. Son ciranta senedi elinde bulunduran, ilk ciranta da
senette alacaklı olarak görülen lehdardır.
 Teminat fonksiyonu; ciranta kendinden sonra gelenlere karşı ve özellikle hamile karşı
bononun ödenmesinden sorumludur.

2. Tahsil Cirosu:

Burada, cirantanın amacı; senetten doğan tüm hakları devretmek değil, sadece kendi
namına, ciro edilene alacağı tahsil etmek yetkisini vermektir. Ciro edilen, cirantanın temsilcisi
durumundadır. Bankalara tahsile verilen senetler bu türden ciro edilen senetlerdir.

3. Rehin Cirosu (Teminat Cirosu):

Rehin cirosundan amaç; bonodan kaynaklanan hakkı ciro edilen kişiye rehnetmektir. Rehin
cirosu teminat niteliği taşıdığından, “Bedeli Rehindir” veya “Bedeli Teminattır” gibi ibarelerin
ciroda bulunması gerekmektedir. Bankaların kredilerin teminatı olarak alacakları senetler bu
tür ciro ile devralınır.

Ciro herkese yapılabilir. Senet üzerinde imzası olan bir kişiye de yapılabilir. ancak kanun
koyucu muhattabı ilişkinin dışında tuttuğu için muhataba ciro yapılamaz. Ama bir defaya
mahsus olmak üzere muhattabı yapılan tam ciro geçerlidir ama makbuz hükmündedir.
Örneğin çekle işleyen hesap Kadıköy'de ama ben gittim Pendik şubesine başvurdum. Çekin
karşılığı var isebana ödeme yapılır ve Pendik şubesi Kadıköy şubesine göndereceği için,asıl
çekli işleyen hesabın bulunduğu yere göndermesi gerektiği için o da bu şubeye bir ciro
yapıyor.

İbraz suresi geçtikten sonra yapılan ciro alacağın temliki hükmündedir. Bunun yanında
ödememe tespitinden sonra yapılan ciroda kanun koyucuya göre alacağın temliki hükmünde
kabul ediliyor. Ödeme durumu tespit edildikten sonra banka zaten çeki hamile vermez. Bir
onaylı suretini hamile verir. Dolayısıyla bunun da tedavili pek mümkün değil. Ama ibraz
suresinden sonra veya ödememi durumu tespitinden sonra yapılacak olan ciro alacağın
temliki hükmündedir.

hamiline yazılı çekin tedavulu ise sadece zilyetliğin geçirilmesi ile olur. Ciroya gerek yoktur.
Banka seni de ibraz süresi içerisinde ibraz eden kişiye ödeme yapmakla sorumluluktan
kurtulur.
Kural olarak ciro yapmasına gerek yok ama buna rağmen ciro yaparsa senedin niteliği
değişmez, senedi emre yazılı çek haline getirmez. ama ciroyu yapan ciranta bakımından bir
sonuç ortaya çıkar ve buna göre müracaat Hakkı doğar. Normalde hamiline yazılı çek
üzerinde ciranta olarak hiç kimseye almayı bileceği için senedi elinde bulunduran kişi sadece
düzenleyene müracaat edebilir. ama ciro yapma mecburiyeti olmamasına rağmen bir kişi ciro
ile devrederse o kişiye de müracaat edilebilir. Ciro yapan kişi cezalandırılır bu şekilde.

ÇEKTE ‘’VADE’’ SORUNU

Ticaret kanunu madde 795 a göre çekte vade söz konusu olmaz. Çek görüldüğünde ödenir
ibrazında ödenir. Hatta bunu aykırı kayıtlar yok hükmündedir.

mevcut çek kanunundan önce ticaret kanununda yer alan bu kurala rağmen aslında ileri
tarihli çekler düzenlenmekteydi ve bu şekilde suni bir vade yaratılmaktaydi.

önceki çek kanunları'nda buna rağmen bu çek üzerinde yazan düzenleme tarihini
beklemeden de hamilin çeki ibraz edebileceğini ve eğer karşılığı yoksa karşılıksızdır işlemini
uygulanabileceğini ve buna ilişkin hükümlerin de uygulanması gerekliliğinden bahsetmiştik.
Ama geçmiş uygulamaya bakıldığında aslında ileri tarihli düzenleme tarihine rağmen,o tarihi
beklemeden hamile bankaya müracaat ile çek karşılarım mevcut olup olmadığını araştırma
Hakkı tanınmasına rağmen bankalar fiili olarak hamile çek üzerindeki düzenleme tarihinden
itibaren başlayacak olan ibraz suresi nin işlemesini bekleyin demek değildi ve karşılıksızdır
işlemi yapmamaktaydı. yani uygulamada fiili olarak musun ifadeye bir hüküm bağlanmıştı.

Yeni çek kanunumuzda, çek üzerinde yer alan düzenleme tarihinden itibaren başlayacak
olan ibraz süresinden önce çekin ibraz edilemeyeceği,ibraz edilse ve karşılığı bulunmasa bile
karşılıksızdır işleminin yapılamayacağı söylenmekte. Yani hamile, çekin üzerinde yazan
düzenleme tarihine göre hesap edilecek olan ibraz suresini bekle denmektedir. hamil ancak
bu ibraz süresi içinde ibraz edebilir ve karşılarım mevcut olup olmadığını muhattap bankadan
sorabilir. bu ibraz süresi içerisinde çekin karşılığı yoksa ancak o ibraz süresi içerisinde çekin
karşılıksız olmasına bağlanan hukuki sonuçları veya cezayı sonuçları uygulatabilir.

çek üzerinde yer alan düzenleme tarihine göre hesaplanacak olan ibraz suresinden önce
ibraz edilmeyeceğini dair çeşitli tarihler düzenlenmekteydi. Bu tarihler sürekli ötelenmekteydi.
Şu anda 31 12 2020 tarihine kadar yine kanun koyucu çekin üzerinde yer alan düzenleme
tarihine göre hesaplanacak olan ibraz süresi ne itibar etmekte.

31 12 2020 tarihinden sonra da muhtemelen kanun koyucu bu süreyi uzatacak çünkü bu


mutat bir uygulama haline geldi.

ÇEKİN ÖDENMESİ

kural olarak çek ile işleyen hesabın bulunduğu banka şubesine yani ödeme yerine ibraz
edilmesi gerekir. çekli işleyen hesabın bulunduğu şubenin çek üzerine matbu olarak
basılması söz konusu olduğu için ödeme yeri aslında çek üzerinde bellidir.
Ancak o şubeden başka herhangi bir şubeye ibraz da edilebilir. ibraz edilen şube çek ile
işleyen hesabın bulunduğu banka şubesine karşılığı var mı yok mu diye tespit ettirir ve
karşılığı var ise çek bedelini ödemek durumundadır.

Kural olarak muhatap bankanın çekle işleyen hesabın bulunduğu veya bir başka şubesine
ibraz süresi içerisinde ödemenin talep edilebilmesi hukuken geçerli bir ibrazdır.

Bunun dışında takasa verilmek suretiyle de ibraz gerçekleşebilir. yani hamile sürekli olarak
çalıştığı bir bankaya genellikle tahsil cirosu ile devretmesi ile senedi tahsil cirosu ile devralan
bankanın takas odasına ibraz ile yani kekle işleyen hesabın bulunduğu bankaya ibrazı ile
birlikte geçerli bir ibraz sözkonusu olur.

poliçede bu pek mümkün değildir çünkü her iki tarafında yani gerek hamilin gerek muhatabın
takas odasına kayıtlı olması gerekiyor. Çekler bakımından ise zaten bütün bankalar takas
odasına kayıtlı. dolayısıyla eğer hamile sürekli olarak çalıştığı banka varsa tahsil cirosu ile o
bankaya çeki devrederek kendi yerine çeki tahsil yetkisi vererek ödeme talebinde bulunabilir.
Dolayısıyla bu da hukuken geçerli bir ibrazdır.

hukuken geçerli bir ibrazdan söz edebilmek için ilk olarak hamilin ibraz süresini beklemesi
gerekiyor. Muhatap bankaya ya da takas odasına ibraz süresi içerisinde çekin karşılığının
mevcut olup olmadığı araştırılmak suretiyle yani ibraz ve ödeme talebinde bulunulması
gerekir.

İbraz süreleri ne için önemli?


*bu ibraz süresi içerisinde hamil senedi muhattap bankaya ibraz ederek senet üzerinde yer
alan hakkın muaccel olmasını sağlar.
*dolayısıyla o andan itibaren kısmen veya tamamen karşılığı yok ise düzenleyen temerrüde
düşer
*dolayısıyla tamamen veya kısmen karşılıksız kalan miktar ile birlikte temerrüt faizinin talep
etme hakkı doğar
*bu da ticari işlerde uygulanan temerrüt faizine açıkça belirtmek kaydı ile talep edebileceği
anlamına gelir

*düzenleyenin cayma beyanında bulunma imkanı da ancak ibraz sürelerinin sona ermesi
anından itibaren doğar.

Çekte düzenleyen muhattabı ödeme yetkisi veriyor. muhattabı vermiş olduğu bu ödemeyi
yetkisine ancak ve ancak ibraz sürelerinin bitiminden sonra geri alması mümkündür.

İbraz süresi içerisinde cayma beyanında bulunabilir ama hiçbir etkisi olmaz. Hükümlerinin
ibraz süresinin bitiminden sonra doğurur.

İbraz süreleri müracaat Hakkı bakımından da önemlidir. eğer ibraz süresi içerisinde çekin
kısmen veya tamamen karşılığı yok ise hamile bunu tespit ettirerek hukuken müracaat
hakkını kullanabilir. Bu, hakkın doğması bakımından da önemlidir. ibraz tarihinden itibaren 3
yıllık bir zaman aşımı süresi içerisinde düzenleyen eve senet üzerinde imzası bulunan diğer
müracaat borçlularına başvurma hakkına sahiptir. bu zamanaşımı süresinin başlaması
bakımından da ibraz süresi bizim için önemlidir.

**İbraz süreleri hak düşürücü sürelerdir.


Dolayısıyla hamile ibraz süresi içerisinde hakkını aramak durumunda. yoksa hak düşürücü
süre olduğu için ibraz sürelerinin geçmesinden sonra yapılan ibraz hukuken hiçbir anlam
taşımaz.
MADDE 796- (1) Bir çek, düzenlendiği yerde ödenecekse on gün; düzenlendiği yerden başka
bir yerde ödenecekse bir ay içinde muhataba ibraz edilmelidir.

*yani düzenleme yeri ile ödeme yeri yani çekle işleyen hesabın bulunduğu yer aynı yer ise 10
günlük bir ibraz süresi vardır.

Düzenleme yerini çek üzerine yazarak düzenleyen belirler.

Yer kelimesinden kasıt bir mülkü birimdir.


burada mülki bilimin il sınırları mı yoksa büyükşehir sınırları şeklinde mi anlaşılması gerektiği
konusunda bir tartışma var. ama öğretide ki ağırlıklı görüş mülki birim olarak il sınırlarının
anlaşılması gerektiği yönündedir.

*ödeme yeri ile düzenleme yeri farklı ise yani farklı il sınırları içerisinde ise 1 aylık bir ibraz
süresi vardır. örneğin ödeme yeri İstanbul'da ama düzenleme yeri Ankara'da ise bu takdirde
1 aylık ibraz süresi söz konusu olur.

796(2) Ödeneceği ülkeden başka bir ülkede düzenlenen çek, düzenlenme yeri ile ödeme yeri
aynı kıtada ise bir ay ve ayrı kıtalarda ise üç ay içinde muhataba ibraz edilmelidir. Bu
bakımdan, bir Avrupa ülkesinde düzenlenip de Akdenize sahili bulunan bir ülkede ödenecek
olan ve aynı şekilde Akdenize sahili olan bir ülkede düzenlenip bir Avrupa ülkesinde
ödenmesi gereken çekler aynı kıtada düzenlenmiş ve ödenmesi şart kılınmış sayılır

Buna göre farklı kıtalarda bulunması durumunda 3 aylık ibraz süresi başlar. farklı kıtada
olmakla beraber Akdeniz'e sahili olan ülkeler aynı kıtadadır şeklinde de bir düzenleme var.

796(3) Birinci ve ikinci fıkralarda yazılı süreler, çekte yazılı olan düzenlenme tarihinin ertesi
günü başlar

Buna göre ibraz sürelerinin hesaplanmasında ilk gün, düzenleme tarihi hesaba katılmaz.

Hamil ibraz sürelerini kaçırır ise;


*Hamil müracaat borçlularına müracaat hakkını kaybeder
*Düzenleyen bakımından cayma beyanında bulunma imkanı doğar
*ibraz sürelerinin geçirilmesinden sonra yapılacak ciroda alacağın temliki hükmündedir.

hamil ibraz surelerini kaçırmamış ve ibraz süresi içinde muhattabı çeki ibraz etmiş ve çekin
karşılığı var ise muhattap bunu yani karşılığı hamile ödemekle yükümlü. Hamil bu ödemeyi
kabul etmelidir. eğer kabul etmez ise reddettiği oranda düzenleyen dışında diğer borçlulara
karşı müracaat hakkını kaybeder.

Muhatap Bankanın Araştırma Yükümlülüğü


ibraz süresi içerisinde kendisine çek ibraz edilen muhatabın araştırma yükümlülüğü vardır.
Gerçekten yetkili hamil olup olmadığını araştırmak durumundadır.

Nama yazılı çek ise alacağın temliki var mı yok mu,birbirini takip eden alacağın temliki var
mı ve bu terliklere göre seni de ibraz eden kişi gerçek hak sahibimi tespit etmeli. bunun
tespitinde senet üzerinde yer alan imzaların gerçekten o kişilere ait olup olmadığını araştırma
yükümlülüğü yoktur. Sadece şeklen uyuyor mu, birbirini takip ediyor mu bunu tespit edecek.

Emre yazılı çek de hak sahibi olan hamile tespit ederken düzgün ciro zinciri ne bakar.
dolayısıyla burada yine muhattap banka gerçekten o imzalarını kişilere ait olup olmadığını
araştırmak sadece şeklen düzgün ciro zinciri var mı yok mu onu tespit eder.
Hamiline yazılı çek bakımından ise eğer ciro yapılmış ise düzgün ciro zincirini araştırmakla
yükümlu olduğu anlamına gelmez. bir ciro var ise bu sadece hamil bakımdan o cirantaya
müracaat Hakkı doğurur. Dolayısıyla hamiline yazılı çek ler de düzgün ciro zinciri ne
araştırmakla yükümlü değil. Ama yine de çeki ibraz eden kişiye ödeme yapılırken kimlik
tespiti yapılmak durumunda. Kimliklerin fotokopisini alır. Dolayısıyla hamile yönelik bir
araştırma yükümlülüğü var.

Senet muhattap bankaya ibraz edildiğinde suresinde ibraz edilip edilmediği araştırılmalı.
bunun dışında çek üzerinde yer alan imzanın gerçekten düzenleyene ait olup olmadığını
araştıracak ve en ufak bir tereddüt varsa çeki ödemez. çünkü banka kayıtları ile çek üzerinde
yer alan düzenleyenin imzasının birbirini tutmaması çekin sahte olduğunu gösterir. sahte ya
da tahrif edilmiş çekin ödenmesinin den dolayı da bankanın kusursuz sorumluluğu var.
dolayısıyla bankanın bu objektif Özen sorumluluğu çerçevesinde sorumluluğunu ortadan
kaldırılması için bu konuda en ufak bir tereddüt var ise çeki ödemesi gerekir.

ibraz süresi içerisinde düzenleyenin çekten kaydına dair bir bayanın bulunması
bankayı,karşılığı var ise ödeme yükümlülüğünden kurtarmaz. Çünkü düzenleyen ibraz süresi
içerisinde cayma beyanında bulunamaz. buj'aime beyanı ibraz suresinin sona erdiği tarihten
itibaren hükümlerine doğurur.

Muhatap banka eğer çekin kısmen veya tamamen karşılığı var ise bunu hamile ödemekle
yükümlüdür.

ödemez ise ödemeyen banka görevlisi çek kanununda yer alan düzenlemeye göre hakkında
1 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür.

hamile karşı da her geçen gün bakımından yüzde 3 oranında tazminat ödemekle yükümlü.

kısmen karşılığı var ise bankanın ödemekle yükümlü olduğu bir miktar vardır. bunu da
ödemede temerrüde düşerse buna ilişkin hükümleri hamil uygulayabilir. yani yüzde üç
oranında tazminat isteyebilir ve ilgili banka görevlisi hakkında 1 yıla kadar hapis cezasının
uygulanmasını talep edebilir.

Eğer çek bedeli'nin kısmen veya tamamen karşılığı yok ise bu durumda farklı durumlar söz
konusu olabilir. eğer hesap sahibi gerçekten de itibarlı bir müşterisi ve sürekli iş yaptığı bir
müşterisi ise bu çek anlaşmasına dayanarak banka ister ise karşılığı olmayan bir çeki
ödeyebilir. Bunun dışında yanlışlıkla da ödenmiş olabilir. Bu hallerde hamil bakımından
sebepsiz zenginleşmenin gerçekleştiğini söylemek mümkün değildir. Dolayısıyla hamil
bakımından geçerli bir ödemedir. Burada muhattap banka, düzenleyen ile arasındaki çek
antlaşması gereği düzenleyen den ödemiş olduğu miktarı talep edebilir.

kısmen veya tamamen karşılığı yok ise muhattap banka karşılıksızdır işlemini yapmak
zorunda. Tamamen karşılığı yok ise çek üzerine karşılıksızdır kaşesi basar, kısmi karşılığı
var ise karşılığı olan kısmı ve karşılıksız kalan kısmı yazıp kaşe basmak zorunda.

MADDE 3 – (1) Karşılığı bulunan çek, hesabın bulunduğu muhatap bankanın herhangi bir
şubesine ibraz edildiğinde hamilin varsa vergi kimlik numarası saptandıktan sonra ödenir.
Ancak çek, hesabın bulunduğu şubeden başka bir şubeye ibraz edildiğinde, o şubece
karşılığı sorulmak suretiyle ödenir.
(2) “Karşılıksızdır” işlemi, muhatap bankanın hamile kanunen ödemekle yükümlü olduğu
miktarın dışında, çek bedelinin karşılanamayan kısmıyla sınırlı olarak yapılır.
(3) Muhatap banka, ibraz eden düzenleyici dışındaki hamile, süresinde ibraz edilen her çek
yaprağı için;
a) Karşılığının hiç bulunmaması hâlinde,
1) Çek bedeli bin Türk Lirası veya üzerinde ise bin Türk Lirası,
2) Çek bedeli bin Türk Lirasının altında ise çek bedelini,
b) Karşılığının kısmen bulunması hâlinde,
1) Çek bedeli bin Türk Lirası veya altında ise, çek bedelini aşmamak koşuluyla, kısmî
karşılığı bin Türk Lirasına tamamlayacak bir miktarı,
2) Çek bedeli bin Türk Lirasının üzerinde ise, çek bedelini aşmamak koşuluyla, kısmî
karşılığa ilave olarak bin Türk Lirasını, ödemekle yükümlüdür.

kanunda bin lira diyor ama bu çek kanunu'nun yürürlüğe girdiği tarihte bankanın ödemekle
yükümlü olduğu tutar idi. Her sene enflasyon oranında artırılır. Son olarak 2030 TL.

Çek bedeli tamamen karşılıksız kalıyorsa;çek bedeli eğer 2030 TL eşit veya onun üzerinde
ise bu miktar ödeme yükümlülüğü var.
2030 TL nin altında ise çek bedelini ödemek zorunda.

eğer kısmi karşılık var ise yine çek bedelini aşmamak kaydıyla çek bedeli 2000 30 liralık
miktarını altında ise kısmi karşılığı 2030 TL ye tamamlayacak olan miktar ödeme
yükümlülüğü var.

çek bedeli 2030 TL nin altında ve kısmi karşılığı var ise banka kısmi karşılığı vermek
durumunda. Buna ek olarak 2030 TL'yi tamamlayacak olan miktarı da hamile ödemek
durumunda. Sınır çek bedelidir. Çek bedeli aşılırsa hamile zenginleşmiş olur.

çek bedeli 2030 liraya eşit veya bunun üzerinde ise çek bedelini aşmamak kaydıyla kısmi
karşılığı ilave olarak 2030 TL'yi ödemekle yükümlü.

Banka kısmi karşılığı her durumda ödeyecek. İlave olarak ödedikleri kanunun getirdiği bir
yükümlülük.

Dolayısıyla çekin tamamen veya kısmen karşılıksız kalması durumunda hamile ödemekle
yükümlü. Bu ödenmez ise ödemeyen banka görevlisi 1 yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.

karşılığı var ise ve banka Ödemiş sen bu takdirde hamileden çeki geri alması gerekir.
Muhatap bankanın hamile ödeme yaptığına dair makbuz kesmeli, ödemeyi belgelendirmeli.
Çekin karşılığı ödenmiştir ibaresi düşülerek çeki geri alması gerek. böylelikle düzenleyen
dahil çek üzerinde imzası bulunan tüm müracaat borçlarından sorumluluğu sona ermiş olur.

kısmi karşılığının bulunması durumunda çekin karşılığının kısmen veya tamamen mevcut
olmadığına dair çek üzerine şerh düşülür. Tamamen karşılığı yoksa tamamen karşılıksızdır,
kısmi karşılığı varsa şu kadar karşılık vardır bu kadarı yoktur diye bir şerh düşülmeli.

tamamen veya kısmen karşılığını bulunmaması durumunda çekin onaylı bir fotokopisini
hamile vermesi gerekir. Hamil bunun ile birlikte müracaat hakkını kullanma imkanına sahip
olur.

Muhatap banka sahte veya tahrip edilmiş bir çekin mevcut olup olmadığını araştırmak
zorunda. Çek üzerinde yer alan imzanın düzenleyene ait olmaması durumunda sahte bir çek
söz konusudur . Çekin zorunlu ve ihtiyarı unsurlarının düzenleyin iradesi dışında
değiştirilmesi de tahrifat anlamına gelir.

Sahte veya tahrif edilmiş çek


MADDE 812- (1) Sahte veya tahrif edilmiş bir çeki ödemiş olmasından doğan zarar
muhataba ait olur; meğerki, senette düzenleyen olarak gösterilen kişiye, kendisine verilen
çek defterini iyi saklamamış olması gibi bir kusurun yüklenmesi mümkün olsun.

MADDE 799- (1) Çekten cayma ancak ibraz süresi geçtikten sonra hüküm ifade eder.
(2) Çekten cayılmamışsa, muhatap, ibraz süresinin geçmesinden sonra da çeki ödeyebilir.

eski kanunda düzenleyenin tek taraflı irade beyanı ile vermiş olduğu ödeme yetkisini geri
alabileceği iki kurum vardı. Bunlar çekten cayma ve ödemeden men yasağı. Ödemeden men
yasağı kaldırıldı. Çekte poliçeye Atıf yapan hükümler var. Burada çekin ziyaı ve iptali ile ilgili
bir durum söz konusu ise poliçeye ilişkin hükümler uygulanır. dolayısıyla eski düzenlemeden
farklı olarak ödeme yasağının gerçekleşebilmesi için poliçeye ilişkin hükümleri uygulamak
gerekir.

düzenleyen ödeme etkisini tek taraflı irade beyanı ile yani cayma ile geri alabilir. geçerlilik
koşulu ibraz suresi nin geçmiş olması ve hamilenin ibraz süresi içerisinde çeki ibraz ederek
ödeme talebinde bulunmuş olmasıdır. eğer ödeme talebinde bulunmuş ise somut duruma
göre karşılığı varsa veya yoksa ona göre hükümleri uygulanır. Bunun yanında düzenleyelim
muhattabı ulaştırmakla yükümlü olduğu cayma beyanı mevcut olmalı. Bu beyan şekil olarak
bir şarta bağlanmamıştır. Dolayısıyla sözlü olarak bile bu cayma beyanı verilebilir ama ispat
bakımından yazılı olmasında fayda var.

ibraz süresi içerisinde cayma beyanında bulunmazsam ve hamile süre içerisinde çeki ibraz
etmemişse cayma beyanı ibraz süresinin bitiminden itibaren hüküm doğurur.

Çekin Karşılıksız Kalmasının Sonuçları


çek karşılıksız kalırsa ve ödememe nedeni çek hesabında tamamen veya kısmen karşılığının
bulunmaması ise bu durumda hamil bunu tespit ederek müracaat hakkını kullanabilir.

Bunun yanında çek kanununda düzenlenmiş olan cezai sorumluluk vardır.


Bir de bunun idari yaptırımı var. Tekrar çek düzenleyemez. düzenleyen tekrar bankaya
müracaat ile yeni bir çek hesabının açılmasını talep edemez. Şikayete bağlı bir kabahat
niteliğindedir.

Müracaat Hakkı
öncelikle bu hakkın kullanılabilmesi için hamilin ibraz süresi içerisinde çeki muhattap
bankaya geçerli bir şekilde ibraz etmesi gerekir.
İbraz ettikten sonra check-in kısmen veya tamamen karşılığını bulunmaması gerekir.
bu karşılıksız durumunun da ticaret kanunu madde 808de ongörülen şekillerden biri
vasıtasıyla tespit edilmesi gerekir.

I - Hamilin başvurma hakları


MADDE 808- (1) Zamanında ibraz edilmiş olan çekin ödenmemiş olduğu ve ödememe hâli;
a) Resmî bir belge, “protesto” ile,(noter vasıtası ile)
b) Muhatap tarafından, ibraz günü de gösterilmek suretiyle, çekin üzerine yazılmış olan tarihli
bir beyanla,
c) Bir takas odasının, çek zamanında teslim edildiği hâlde ödenmediğini tespit eden tarihli bir
beyanıyla, sabit bulunduğu takdirde hamil; cirantalar, düzenleyen ve diğer çek borçlularına
karşı başvurma haklarını kullanabilir.

Bu maddeye göre üç şekilde karşılık sızlık tespit edilebilir.


Karşılıksız lık var ancak muhatap banka bunu tespit etmiyorsa, tespit etmeyen banka
görevlisinin cezai sorumluluğu doğar. Buna rağmen hamil müracaat hakkını kullanabilmek
için protesto ceker.

müracaat Hakkı çek üzerinde imzası bulunan cirantalara,avalistlere,düzenleyene karşı


kullanılır. burada zamanaşımı süresi hamilin düzenleyen ve senet üzerinde bulunan
cirantalara karşı müracaat Hakkı ibraz süresinin bitiminden itibaren 3 yıldır.

ödeyen müracaat borçlusu ödeme tarihinden itibaren veya dava yoluyla ödenmiş ise bu
tarihten itibaren 3 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde müracaat hakkını kullanma hakkına
sahiptir.

MADDE 814- (1) Hamilin, cirantalarla düzenleyene ve diğer çek borçlularına karşı sahip
olduğu başvurma hakları, ibraz süresinin bitiminden itibaren üç yıl geçmekle zamanaşımına
uğrar.
(2) Çek borçlularından birinin diğerine karşı sahip olduğu başvurma hakları, bu çek
borçlusunun çeki ödediği veya çekin dava yolu ile kendisine karşı ileri sürüldüğü tarihten
itibaren üç yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.

Hamil müracaat hakkını kullanırken, çek bedelini, temerrüt faizini, masrafları ve binde üç
oranında bir komisyonu müracaat borçlarından talep etme hakkına sahiptir.

III - Başvurma hakkının kapsamı


MADDE 810- (1) Hamil, başvurma yolu ile;
a) Çekin ödenmemiş olan bedelini,
b) İbraz gününden itibaren bu tutarın faizini,
c) Protestonun veya buna denk olan belirlemenin ve gönderilen ihbarnamelerin giderleri ile
diğer giderleri ve
d) Çek bedelinin binde üçünü aşmamak üzere komisyon ücretini, isteyebilir

bunun yanında çek tazminatı denilen düzenleyen den talep edilebilecek bir kalem vardır.

MADDE 783- (1) Bir çekin düzenlenmesi için, muhatabın elinde düzenleyenin emrine tahsis
edilmiş bir karşılık bulunması ve düzenleyenin bu karşılık üzerinde çek düzenlemek suretiyle
tasarruf hakkını haiz olacağına dair muhatapla düzenleyen arasında açık veya zımni bir
anlaşma bulunması şarttır. Ancak, bu hükümlere uyulmaması hâlinde senedin çek olarak
geçerliliği etkilenmez.

Burada düzenleyen bir anlamda cezalandırılıyor. Hamilin talebi üzerine %10 oranında çek
tazminatı da alınması mümkün.

Ödeyen senet borçlusu da yine aynı şekilde poliçede olduğu gibi ödediği miktarı, bunun
üzerine ödeme tarihinden itibaren temerrüt faizini,yapmış olduğu masrafları ve binde 2
oranında komisyonu da müracaat hakkını kullanırken talep etme imkânına sahip.

Müracaat hakkını kaybeden hamil bir takım imkanlara sahip;

1-Karsiligin Devri: halen karşılık ilişkisi mevcut ise olabilir ve bunun iki şekilde devri söz
konusu.
Kanunen devri: muhattabım iflas etmesi durumunda kanunen karşılık hamile intikal eder.
İrad Devir: düzenleyen karşılığı devleti'ne dair bir bayanı varsa o takdirde karşılık hamile
intikal eder.

2-Kambiyo Senetlerine Özgü Sebepsiz Zenginleşme Davası


MADDE 732- (1) Zamanaşımı sebebiyle veya poliçeden doğan hakların korunması için
gerekli olan işlemlerin yapılmasının ihmal edilmiş olması dolayısıyla, düzenleyenin veya
kabul edenin poliçeden doğan yükümlülükleri düşmüş bile olsa, bunlar poliçenin hamiline
karşı, onun zararına zenginleşmiş olabilecekleri kadar borçlu kalırlar.
(2) Sebepsiz zenginleşmeden doğan istem, muhataba, yerleşim yerli bir poliçeyi ödeyecek
olan kimseye ve düzenleyen, poliçeyi başka bir kişi veya ticari işletme hesabına düzenlemiş
olduğu takdirde o kişiye veya ticari işletmeye karşı da ileri sürülebilir.
(3) Poliçeden doğan borcu düşmüş olan cirantaya karşı böyle bir istem ileri sürülemez.
(4) Zamanaşımı süresi, poliçenin zamanaşımına uğradığı tarihi takip eden tarihten itibaren bir
yıldır; ispat yükü, sebepsiz zenginleşmediğini iddia edene aittir.

Bu dava cirantalara karşı açılamıyor. Sadece düzenleyene karşı açılması mümkün.

3-Temel Borç İlişkisine Dayanma


temel borç ilişkisi hala mevcut ise ve hamil bu ilişkiye taraf ise buna başvurabilir.

Çekin Karşılıksız Kalması Durumunda Hamilin Başvurabileceği Hukuki İmkanlar


çek kanunu yürürlüğe girdiğinde karşılıksız çekin eski kanunda cezai yaptırım olmasına
rağmen önlenememesi dolayısıyla cezai sorumluluk ortadan kaldırıldı. sadece şikayete bağlı
bir kabahat niteliğinde idari yaptırım düzenlendi. düzenleyen çek hesap sahibi bakımından
çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı talep edebiliyordu.
fakat 2016 yılında çok fazla karşılıksız çek çıkması nedeniyle eski sisteme geri dönüldü ve
cezai sorumluluk getirildi. ancak bu sefer getirilen cezai sorumluluk hapis cezası değil adli
para cezası oldu.

Hapis cezası ancak şu halde söz konusu olabilir,hakkında çek düzenleme ve çek hesabı
açma yasağı bulunan kişi tekrar çek düzenleyen ise 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası
öngörülüyor.

Cezai sorumluluk olarak adli para cezası öngörülmüştür. Şikayete bağlı olarak 1500 güne
kadar adli para cezası öngörülmüş durumda.

Çek kanunu MADDE 5 – (1) (Değişik: 15/7/2016-6728/63 md.) Üzerinde yazılı bulunan
düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak “karşılıksızdır”
işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili
olarak, binbeşyüz güne kadar adli para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adli para
cezası; çek bedelinin karşılıksız kalan miktarı, (…)az olamaz.

Yine şikayete bağlı olarak;


Mahkeme ayrıca, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına; bu yasağın bulunması
hâlinde, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının devamına hükmeder.

Bunun faili hesap sahibi, düzenleyen dir. bu bir gerçek kişi ise gerçek kişi hakkında olur.
gerçek kişi çek düzenlerken temsilci veya vekil tayin edemez ama buna rağmen yapmış
iseler bu yasak hesap sahibi hakkında geçerli olacaktır.

m5(3) Çek hesabı sahibi gerçek kişi, kendisi adına çek düzenlemek üzere bir başkasını
temsilci veya vekil olarak tayin edemez. Gerçek kişinin temsilcisi veya vekili olarak çek
düzenlenmesi hâlinde, bu çekten dolayı hukukî ve cezai sorumluluk çek hesabı sahibine
aittir.

Tüzel kişiler için;


Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı, çek hesabı sahibi gerçek veya tüzel kişi, bu
tüzel kişi adına çek keşide edenler ve karşılıksız çekin bir sermaye şirketi adına
düzenlenmesi durumunda ayrıca yönetim organı ile ticaret siciline tescil edilen şirket
yetkilileri hakkında uygulanır.

yani bir anonim ortaklık veya Limited ortaklık var ise bu sermaye şirketinin temsil eden
Ortaklar hakkında da bu yasak uygulanır. Hatta bir anonim ortaklık varsa yönetim kurulu
üyeleri hakkında da bu yasak uygulanabilir. Bu cezaların şahsiliği ilkesine aykırıdır. Özel yani
lexspecialis bir düzenlemedir.

2016'dan önce şikayete bağlı suçlar ile ilgili ceza kanunu madde 73 e göre 6 aylık bir hak
düşürücü süre vardı. 2016 yılında yapılan değişiklik ile icra iflas kanunu'nun bir takım
maddelerini atıf yapılmıştır. icra iflas kanunu madde 347 ye göre bu şikayeti süresi fiilin
öğrenildiği tarihten yani karşılıksızdır tespit edildiği tarihten itibaren 3 ay ve herhalde fiilin
işlendiği tarihten itibaren 1 yıllık sürede tabidir.

yasak kararı alındığı tarihten itibaren bütün mersis UYAP risk merkezi üzerinden tüm
bankalara bildirilir. bu yasak kararının alındığı tarihten itibaren 10 yıl süre içerisinde o kişiye
tekrar bir çek hesabı açılmaz.

bu yasak kararının kendisine tebliğinden itibaren bu kararı kaldırmak için karşılıksız kalan
çek bedelini faizi ile birlikte ödemelidir. Ederse bu yasak kaldırılır. Her zaman için bu ödeme
yapılabilir veya bu şikayete bağlı bir suç olduğu için hamile şikayeti geri alması için ikna
edebilir.

kendisine bu kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde de elinde olan bütün çek
yapraklarını, çek defterlerini iade etmekle yükümlüdür.

ÖZEL ÇEK TÜRLERİ

*Çizgili Çek

Çekin on yüzüne iki tane çizgi çekmek suretiyle çizgili çek oluşturulabilir. aslında çekin
üzerinin çizildiği cekin iptal edildi görünümünü verir ama çizgili çek de cekin iptal edildiği
görünümü vermiyor.

Uygulamada çekin on yüzüne çizilen 2 çizgi ile düzenleyen, muhatabın ödeme yapacağı
hamili sınırlandırıyor. Kime ödeme yapmasını istiyor ise onun ismini yazıyor. Bu başka bir
banka ya da muhattap bankanın bir müşterisi gösterilebiliyor.

dolayısıyla burada muhatap bankanın ödeme yetkisini çizgiler içerisinde yer alan bankaya
veya kişiye ödeme yap şeklinde talimat vererek bir sınırlandırma yoluna gitmiş oluyor.
muhattap bankadan o çizgileri arasında yer alan banka veya kişiye ödeme yapmakla
sorumluluktan kurtuluyor.

uygulamada en çok vergi dairelerinde yapılacak olan borçlar kapsamında eğer bir çek
düzenlenip teslim edilmek isteniyorsa genelde vergi daireleri diyor ki çeki çiz ve arasına
hangi vergi dairesi hamile olarak tespit edilmişse onun ismini yaz. Muhatap banka sadece o
vergi dairesine ödeme yaparak sorumluluktan kurtuluyor.

MADDE 803- (1) Bir çekin düzenleyeni veya hamili onu, 804 üncü maddede gösterilen
sonuçları doğurmak üzere çizebilir.
(2) Çekin çizilmesi, çekin ön yüzüne birbirine paralel iki çizgi çekilerek yapılır. Çek, genel
veya özel olarak çizilebilir.
(3) İki çizgi arasına hiçbir ibare konmamış veya “banka” kelimesi veya buna benzer bir ibare
konmuş ise çek, genel olarak çizilmiş demektir.
(4) İki çizgi arasına belirli bir bankanın ticaret unvanı yazılmış ise çek, özel olarak çizilmiş
demektir.
(5) Genel çizgi özel çizgiye dönüştürülebilir; özel çizgi genel çizgiye dönüştürülemez.
(6) Çizgilerin veya zikredilen bankanın ticaret unvanının silinmesi hükümsüz sayılır.

*Mahsup Çek
Çek bedeli kural olarak hamile nakden ödenir. ama bu çek bedelinin nakden değil kayden
ödenmesi yönünde düzenleyen çek üzerine kayden ödenecektir veya hesaba geçirilecek de
şeklinde bir kayıt koyarsa bu takdirde muhattap banka check in bedeli nakden değil kayden
öder. Takas suretiyle veya EFT gibi yollarla nasıl kararlaştırılmış ise öyle ödenir.

MADDE 805- (1) Bir çekin düzenleyeni veya hamili çekin ön yüzüne “hesaba geçirilecektir”
kaydını veya buna benzer bir ibareyi yazarak çekin nakden ödenmesini önleyebilir. Bu
takdirde çek, muhatap tarafından ancak hesaba alacak kaydı, takas, hesap nakli suretiyle
kayden ödenebilir. Bu kayıtlar ödeme yerine geçer

(2) “hesaba geçirilecektir” kaydının çizilmesi geçersizdir.

(3) Birinci ve ikinci fıkralara aykırı hareket eden muhatap, çekin bedelini aşmamak üzere,
zarardan sorumludur

Bu ikisi ticaret kanununda düzenlenen özel çek türleridir. Bunların yanında bir de
uygulamanın ortaya çıkardığı çek türleri var.

*Bloke/Teyitli Çek
Burada düzenleyen hamile güvence yaratmak bakımından muhattap bankaya başvuruyor.
Bu çek genelde hamilin çeki kabul etmek istememesi, karşılıksız çıkma çekincesi gibi
hallerde sözkonusu olur. bu çekinceleri ortadan kaldırmak için düzenleyen muhattap bankaya
çekin ibraz süresi içerisinde karşılığının olduğuna dair bir teyit,”teyitedilmiştir”,”bloke
edilmiştir” şeklinde bir kayıt konulmak suretiyle teyitli çek veya bloke çek düzenlenebiliyor.

Bu kaydın geçerli olabilmesi için muhatap bankanın yetkilileri tarafından bu kaydın koyulmuş
olması gerek. amaç ibraz süresi içerisinde çek bedelinin ayrı bir hesabı alınarak hamil
nezdinde tahsis edilmiş olmasıdır. Ödeneceği Garanti ediliyor. Buradaki garanti süresi ibraz
suresi içerisindedir.

Bankanın yükümlülüğü hamile yine o miktarı itiraz süresi içerisinde bloke etmek ile sınırlıdır.
ibraz süresi içerisinde talep ederse bedel ödenir, talepte bulunması bloke kaydı serbest kalır.

vize kaydı ise ibraz süresi içerisinde hamil bazen muhattap bankaya telefon açıyor ve çekin
karşılığı var mı sormak istiyor. Muhattap bankada var diyor. Bu bir vizedir. Çek üzerine
yazılmaz ise vize taahhüdü dur.

*Garantili Çek
bu da hamilin çekin karşılıksız kalma çekincelerini ortadan kaldırmak bakımından ortaya
çıkmıştır. Prestij çek, Gold çek, mavi çek gibi isimler de kullanılıyor.
Bunlar tartışmalıdır çek olup olmama konusunda.

Garantili çek türünde banka belirli bir miktar kadar karşılığının bulunduğunu garanti ediyor.
Bu miktar düzenleyen ile banka arasındaki anlaşma gereği belirleniyor. O miktar dışında
çekin karşılığının bulunup bulunmadığı Garanti edilmiyor.

Çekin tamamının karşılığının bulunduğunu Garanti etmesi teyitli/bloke çek de söz konusu. Bu
durumda çek bedelinin tamamı hamilesin de başka bir hesaba aktarma/bloke etme
durumunda.

Garantili çeklerde ise belirli bir miktara kadar ödenecek belirtiliyor.

tartışma yaratan durum muhattap banka bu ilişkinin tamamen dışında durmaktadır tek
yükümlülüğü çekin tamamen veya kısmen karşılığı var ise onu ödemektir. Ancak garantili
çekti bir nevi ilişkinin içine girmektedir.

bunların dışında bir bankanın başka bir bankada bulunan hesabı nezdinde çek keşide etmesi
veya bir bankanın bir başka şubesi üzerine çek keşide etmesi de uygulanır. Burada
düzenleyen ve muhattap bir banka. Burada ödememe durumu neredeyse hiç ortaya çıkmaz.

You might also like