You are on page 1of 268

GİRİŞİMCİLİK VE KÜÇÜK İŞLETMELER

Editör
Prof. Dr. OSMAN DEMİRDÖĞEN
Bu kitabın, basım, yayım ve sa ş hakları Atatürk Üniversitesi’ne ai r. Bireysel öğrenme
yaklaşımıyla hazırlanan bu kitabın bütün hakları saklıdır. Atatürk Üniversitesi’nin izni
alınmaksızın kitabın tamamı veya bir kısmı mekanik, elektronik, fotokopi, manye k kayıt veya
başka şekillerde çoğal lamaz, basılamaz ve dağı lamaz.

Copyright ©2013

The copyrights, publica ons and sales rights of this book belong to Atatürk University. All rights
reserved of this book prepared with an individual learning approach. No part of this book may
be reproduced, printed, or distributed in any form or by any means, techanical, electronic,
photocopying, magne c recording, or otherwise, without the permission of Atatürk University.

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ
AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ

GİRİŞİMCİLİK VE KÜÇÜK İŞLETMELER

ISBN: 978-975-442-462-1

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI

ERZURUM
1. Girişimcilikte Temel Kavramlar 4
Prof. Dr. OSMAN DEMİRDÖĞEN

2. Kobi'lerin Arkasındaki İtici Güç: Girişimciler 23


Prof. Dr. OSMAN DEMİRDÖĞEN

3. Girişimcilikte Başarı Faktörleri ve Başarısızlık Nedenleri 42


Prof. Dr. ORHAN KÜÇÜK

4. İşletme Kuruluşu 59
Prof. Dr. OSMAN DEMİRDÖĞEN

5. Kapasite Kullanımı ve Başabaş Noktası Analizi 82


Prof. Dr. ORHAN KÜÇÜK

6. İşletme Türleri 97
Prof. Dr. ORHAN KÜÇÜK

7. Küçük ve Orta Büyüklükte İşletmeler (Kobi’ler) 116


Prof. Dr. OSMAN DEMİRDÖĞEN

8. Küçük ve Orta Büyüklükte İşletmeler (Kobi’ler) 135


Prof. Dr. ORHAN KÜÇÜK

9. Kobi’lerin Ekonomik ve Sosyal Sisteme Katkıları 153


Prof. Dr. ORHAN KÜÇÜK

10. Küçük İşletmelerde Yönetim İşlevi 174


Prof. Dr. ORHAN KÜÇÜK

11. Küçük İşletmelerde Üretim İşlevi 192


Prof. Dr. OSMAN DEMİRDÖĞEN

12. Küçük İşletmelerde Pazarlama İşlevi 211


Prof. Dr. ORHAN KÜÇÜK

13. Küçük İşletmelerde Finansman İşlevi 231


Prof. Dr. OSMAN DEMİRDÖĞEN

14. Küçük İşletmelere Destek Sağlayan Kuruluşlar 249


Prof. Dr. OSMAN DEMİRDÖĞEN

Editör

Prof. Dr. OSMAN DEMİRDÖĞEN (3.,5.,6.,8.,9.,10.,12.)


GİRİŞİMCİLİKTE TEMEL
KAVRAMLAR

• İşletme ve İşletmecilik
• Girişimci ve Girişimcilik GİRİŞİMCİLİK VE KÜÇÜK
İÇİNDEKİLER

• Girişimciliğin Gelişimi
• Girişimciliği Şekillendiren İŞLETMELER
Etmenler
• Girişimciliğin Önemi ve Temel Prof. Dr. Osman
Fonksiyonları
• Temel Girişimcilik Özellikleri DEMİRDÖĞEN
• Girişimcilik Türleri
• Girişimcilikle İlgili Yanlış
inanışlar

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


• İşletme ve işletmecilik kavramını
HEDEFLER

anlayabilecek,
• Girişimcilik kavramını anlayarak
gelişimi hakkında bilgi sahibi
olabilecek,
• Girişimciliğin önemini kavrayarak,
özelliklerini bilecek,
• Girişimcilik türlerini ve girişimcilik ile
ilgili yanlış inanışlar hakkında bilgi
sahibi olacaksınız.
ÜNİTE

© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
1
Girişimcilikte Temel Kavramlar

İşletme ve İşletmecilik

Girişimciliğin Gelişimi

Girişimciliği
Şekillendiren Etmenler
GİRİŞİMCİLİKTE TEMEL

Girişimciliğin Önemi ve
Girişimci ve Girişimcilik
Temel Fonksiyonları
KAVRAMLAR

Fırsat
Temel Girişimcilik Girişimciliği
Özellikleri
Yenilikçi
Girişimcilik
Girişimcilik Türleri

Takipçi
Girişimcilik

Girişimcilikle İlgili
Örnek
Yanlış İnanışlar

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 52


Girişimcilikte Temel Kavramlar

GİRİŞ
İnsanlığın var oluşundan günümüze kadar, oluşan her toplumda yönetim
kavramı bulunmaktadır. Yönetim kavramı, toplumların huzur içerisinde
yaşamalarına imkân tanımaktadır. Modern toplumlar, örgütlü toplumlardır ve her
örgütün yönetilmesi gerekir. Modern toplumlarda işletmeler de yönetime konu
oldukları için, işletme yönetimi ayrı bir bilim dalı olarak gelişmiştir. İşletme
yönetimi, bir kişinin tek başına gerçekleştiremeyeceği amaçları gerçekleştirmek
için bir araya gelmiş insanların faaliyetlerini koordine etme sürecidir.
Girişimci veya müteşebbis, işletme kavramının karşılığıdır. Her işletmenin
mutlaka bir müteşebbisi olmalıdır. Dolayısıyla girişimcilik dendiğinde ilk anda
işletmecilik hatıra gelir. Fakat girişimciliğin aynı zamanda bir yenilikçilik anlamı da
vardır ve kavramı ön plana çıkaran da yüklü olduğu bu anlamdır.
İşletmelerin faaliyette bulunabilmeleri için üretim faktörlerinin temin
edilerek belirli bir düzen içinde yönlendirilmesi gerekir. Üretim faktörleri, iş gücü,
sermaye, doğal kaynak, teknoloji ve müteşebbisten yani girişimciden
oluşmaktadır. Neyin, nasıl, ne zaman ve niçin üretileceğine karar veren kişiye
işletmeci veya girişimci denir. Bu tür faaliyetler ise işletmecilik veya girişimcilik
olarak ifade edilmektedir.
Bu bölümde girişimcilikle ilgili temel kavramlar olarak; işletme, girişimci,
girişimcilik gibi kavramlar incelenmekte, girişimcilik özellikleri ve girişimcilik türleri
kapsamlı olarak anlatılmaktadır.
Girişimcilik, fikrin eyleme geçmesindeki bireyin yeteneğini ifade eden bir
kavramdır. Bu kavram yaratıcılık, yenilik ve risk almanın yanı sıra hedeflere
ulaşmada projeleri planlama ve yönetme yeteneğini de kapsar (EU Commision
Report 2008:10).

İŞLETME VE İŞLETMECİLİK
İşletme, üretim ögelerinin planlı biçimde bir araya getirmek için, mal ve
hizmet üreten ekonomik ve teknik kuruluştur. Nicklicsh işletmeyi, “sosyal bir
kuruluş” olarak tanımlar. Mellerowicz ise işletmeyi, “planlı ve sürekli olarak
işlemlerin düzenlendiği ve yüksek ekonomiklik ilkesine göre örgütlenmiş bir
kuruluş” biçiminde ifade eder. Buna karşılık, Gutenberg işletmeyi, “finansal
dengenin sağlanarak ekonomiklik ilkesine göre üretim ögelerinin birleşimi işlemi”
olarak açıklamaktadır.
İşletme, üretim
Bu bilgiler ışığında, farklı tanımların ortak yanlarını alarak işletmenin
ögelerini planlı
biçimde bir araya kapsamlı ve ihtiyacı daha iyi karşılayan bir tanımı yapılabilir.
getirmek için, mal ve İşletme; “İnsan ihtiyaçlarını karşılamak için, sınırlı üretim faktörlerinin
hizmet üreten
sistemli ve uyumlu biçimde bir araya getirildiği, azami kâr elde etmek amacıyla
ekonomik ve teknik
üretim sürecinden geçirilerek iktisadi mal veya hizmete dönüştürüldüğü ve/veya
kuruluştur.
pazarlandığı, bir katma değerin oluşturulduğu ekonomik, hukuki, teknik ve aynı
zamanda sosyal bir birimdir.” biçiminde tanımlanabilir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 63


Girişimcilikte Temel Kavramlar

Geçmişten günümüze, ihtiyaçlar ve kaynaklar arasında tam bir dengeyi


sağlayarak ihtiyaçların giderilmesi, ekonomi ile ilgilenenlerin temel amacı
olmuştur. Bu amaç çerçevesinde özellikle fizyolojik ihtiyaçları gideren faaliyetlerin
tümüne işletmecilik denilmektedir. İşletmecilik; işletmenin amaçlarını
gerçekleştirmek üzere, üretim faktörlerinin bir araya getirilerek mal ve hizmet
üretiminin bir meslek olarak sürdürülmesidir. Söz konusu etkinlikleri yerine
getiren şahıslara “işletmeci”, yaptıkları işe “işletmecilik” ve işin yapıldığı yere de
“işletme” adı verilmektedir.
İşletme kavramını açıklamakta kullanılan kavramlardan biri olan fayda,
işletmelerin faaliyetleriyle insanların ihtiyaçlarından doğmuştur. İşletmeler fayda
yaratırlar, tüketiciler faydaya ödeme yaparlar. İşletmeler faydayı şekil değişikliği,
zaman değişikliği, yer değişikliği ve mülkiyet değişikliği ile yaparak müşterilerine
sunarlar (Mucuk, 2011, s.3).
Girişimcilik kavramı üzerine birçok tanımlama yapılmakla birlikte; genel
olarak, ekonomiyi takip ederek yeni iş imkanlarını saptayan; sermayesini ve üretim
için gerekli iş gücü, hammadde, araç‐gereç, üretim yeri vb. temin ederek örgütsel
bir düzen kuran ve işleten gerçek ya da tüzel kişi veya kişiler “girişimci”, bu sürecin
bütünü ise “girişimcilik” olarak tanımlanmaktadır (Küçüktekin, 2006:6).
Schumpeter’i takip eden Israel M. Kirzner, girişimciyi “başkalarının
algılayamadığını algılayan ve bu sezgiye göre hareket eden kişi” olarak
tanımlamıştır (Foss ve Klein, 2002:5). Konuya başka bir pencereden bakan Albro
Martin ise kimlerin girişimci olmadığına değinmiştir. Martin’e göre; ‘’sadece
işletme sahibi olmak, sermayedar olmak, sanat boyutunda yaratıcılık sergilemek
girişimci olarak kabul edilmemektedir’’ (İraz, 2005:156).
Girişimcilik kavramına önemli katkıları olan Peters ve Hisrich’a göre
girişimci; hammadde, emek ve diğer varlıkları daha büyük değer oluşturacak
biçimde birleştiren birey olarak tanımlanmıştır. Girişimci, bununla birlikte, yenilik,
değişiklik ve yeni bir düzenin kurucusudur. Bu anlamda girişimcilik ise, yeterli
Peters ve Hisrich’a zaman ve emek ayırarak, fiziksel, sosyal riskleri ve mali durumu göze alarak, kişisel
göre girişimci; tatmin, bağımsızlık ve ekonomik ödül kazançları sağlayarak yeni bir değer ortaya
hammadde, emek ve çıkartma süreci şeklinde değerlendirilmektedir (Aytaç, 2006:141).
diğer varlıkları daha
büyük değer İşletmecilik, işletme kurulması, işletmeye ilişkin uygulamaların
oluşturacak biçimde gerçekleştirilmesi, temel yönetsel ve diğer işletme fonksiyonlarının yerine
birleştiren birey getirilmesi ile ilgili faaliyetlerin tamamıdır.
olarak
tanımlanmıştır. Bir işi gerçekleştirmenin, bir işyerini işletmenin sanatsal ve bilimsel bir yanı
vardır. Bu nedenle işletmelerin yönetimi, aynı zamanda bir mesleki yeterliliği
gerektirir. Dolayısıyla işletmecilik bir bilim ve aynı zamanda sanatsal yanı olan bir
meslektir. Ekonomik değer taşıyan, mal ya da hizmetin üretildiği veya pazarlandığı
ya da her iki eylemin bir arada yapıldığı kuruluşlar olan işletmelerinin yönetimi,
kısaca işletmecilik faaliyeti bir mesleğin icrası anlamına gelmektedir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 74


Girişimcilikte Temel Kavramlar

GİRİŞİMCİ VE GİRİŞİMCİLİK
Girişimci veya müteşebbis, mal veya hizmet üretmek/pazarlamak üzere
kâr/zarar riskini göze alarak sahip olduğu sermayeyi yatırıma dönüştüren kişidir.
Tüm girişimci tanımlamalarının ortak noktasında; inisiyatif almak, kaynakları
ve durumları sosyal ve ekonomik mekanizmaları da kullanarak artı değer yaratmak
bulunmaktadır (Hisrich, R. D. 2002, 9‐10)
Girişimci, bir mal veya hizmeti üretmek, pazarlamak için kendine ait ya da
başka kişi veya kurumlardan sağladığı kaynaklarla, üretim faktörlerini bir araya
getiren, bu faaliyeti yaparken ortaya çıkabilecek zararı da göze alan kişidir. Buna
Girişimci üretim göre girişimcinin başlıca amaçları şunlardır:
faktörlerini bir araya  İşletmenin stratejisini belirleme,
getiren, aynı
 Yönetim ve organizasyon politikalarını belirleme,
zamanda en önemli
üretim faktörüdür.  Üretim faktörlerini temin ederek üretim faaliyetine geçme,
 Yeni mal ve hizmetler bulma, yeni üretim yöntemleri, dağıtım kanalları
araştırma,
 Çevreyi takip etme; işletmenin karşısına çıkacak değişme ve gelişmelerin
fırsat mı, tehdit mi, oluşturacağını tahmin etme, fırsatların
değerlendirilmesi, tehditlerden zarar görülmemesi için gerekli tedbirleri
alma,
 Teknolojideki değişme ve gelişmeleri üretim sürecine uygulayabilme,
faaliyetlerinin daha ucuz ve kaliteli yapılabilmesi için ve sürekli bir çaba
içinde bulunma, çeşitli riskleri karşılama
Diğer taraftan, bir girişimci işletmenin sahibi olarak yönetimi de kendisi
yürütebileceği gibi, bu görevlerini bir başka kişiye, yani profesyonel yöneticilere de
devredebilir.
Girişimci, bir iş yapmaya girişen, bundan çekinmeyen, kararlılık gösteren bir
kişidir. Girişimci, üretim faktörlerini bir araya getirerek iktisadi mal ve hizmet
üretimi için gerekli girişimi başlatan, ayrıca üretim için gerekli finansal kaynakları,
üretilmiş mal ve hizmeti değerlendireceği pazarı bulan kişidir. Ekonomik değerin
yaratılması için gereken üretim faktörleri bileşimi, fiziksel veya mekanik bir olay
olmayıp insan tarafından gerçekleştirilen beşeri bir olaydır.
Girişimci kavramı; iş adamı, iş bilen, yönetici, patron, kendi işini, kendi
kurma çabası içinde bulunan anlamlarında kullanılmaktadır. Kendi işini kurmaya
çalışan kişinin işin özellikleri hakkında bazı yeteneklerinin olması gerekir. Bu
yetenek sayesinde girişimci, başkalarının göremediği fırsatları görüp onları birer iş
fikrine dönüştürebilme beceri ve yeteneğini gösterir.
Girişimcilik ise; bir işletmenin kurulması, yönetsel süreçlerin işletilmesi,
üretim ve pazarlamaya yönelik tüm risklerin üstlenilmesi gibi, bir işin kurulması ve
yürütülmesine ilişkin faaliyetler bütünü olarak tanımlanmaktadır.
Girişimciliğin çağdaş toplumdaki önemi, ardı arkası kesilmeyen yenilikleri
gerçekleştirmek şeklinde ortaya çıkmaktadır. Bu açıdan modern girişimcinin gücü;

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 85


Girişimcilikte Temel Kavramlar

yenilik yapma ve yaptığı yenilikleri iş dünyasında somut ticari ürünlere


dönüştürülebilme kapasitesine dayanır. Bu bakımdan girişimci sürekli yenilik
yapan kişi veya kişiler anlamında kullanılmaktadır.
İhtiyaçlar yaşam alanı hatta hayaller kadar geniş, fakat bu ihtiyaçları
karşılayacak mal ve hizmetlerin üretiminde kullanılan kaynaklar sınırlıdır. Zira bu
mal ve hizmetler, sahip olunması için bir külfete katlanılması gereken, bir değeri
olan iktisadi mal ve hizmetlerdir; tersi biçimde doğada serbest hâlde bulunan, bir
bedeli olmayan mallar değildir. İşte, “kıt kaynaklardan yararlanılarak insan
ihtiyaçlarının karşılanması” şeklinde tanımlanan ekonomik etkinliklerin yerine
getirilmesi girişimcilik sayesinde olmaktadır.
Üretim faktörleri, üretim faaliyetlerinde kullanılan değerleri ifade
etmektedir. Bunlar en bilinen hâliyle; emek, sermaye, toprak ve müteşebbis veya
girişimciyi içermektedir. Girişimci, insan ihtiyaçlarını karşılayacak mal ve
hizmetleri, kuracağı işletme veya organizasyonlarla sağlar. Üretim faktörlerinin bir
Üretim faktörleri, araya getirildiği, teknik, ekonomik ve hukuki birimlere, girişim veya işletme
üretim faaliyetlerinde denmektedir. Ayrıca girişimcinin bir işletme kurmak veya üretim faktörlerini bir
kullanılan değerleri araya getirmeye yönelik bütün çabaları da, girişim olarak ifade edilmektedir.
ifade etmektedir.
Bunlar en bilinen Üretim faktörlerini bir araya getiren kişi olarak girişimci, aynı zamanda
hâliyle; emek, üretim faktörlerinin en önemlisidir. İşletme ömrünün en önemli belirleyicisidir.
sermaye, toprak ve Girişimci tarafından belirlenen mal ve hizmetler, yine girişimcinin belirlediği
müteşebbis veya yöntemlerle üretilip belirlenen fiyatlarla piyasalara sunulur. İşletmenin ayakta
girişimciyi kalması, ekonomik düzen içerisinde başarılı olmasına bağlıdır. Bu, girişimci
içermektedir. tarafından alınan kararların yerinde olup olmamasıyla yakından ilişkilidir.

GİRİŞİMCİLİĞİN GELİŞİMİ
Girişimcilik temelde bir heyecan işidir. Fakat girişimci olunabilmesi için bu
heyecanı taşıyan kişilerin sahip olmaları gereken birtakım özellikler vardır.
Bunların önemli bir kısmını kendisinde bulunduranlar başarılı girişimci
olabilirler.
Girişimcilik farklı şekillerde gerçekleştirilebilir. Yenilikçi özellikleri ile ön
plana çıkan birtakım girişimciler pazarın ihtiyaç duyacağı ürünleri geliştirip
sunarken birtakım girişimciler de bu yenilikleri derhal süreçlerine uyarlayabilirler.
Bir kısım girişimciler ise fırsatları kollayarak uygun zamanda uygun adımları
atma becerisini gösterir ve başkalarından daha erken davranarak kazanç elde
edebilirler.
Başlangıçta girişimcilik, kişilerin kendi sermayeleri ile iş kurması olarak
algılanıyordu. Adam Smith ve erken dönem İngiliz klasik iktisatçıları, girişimciye
tüm ekonomik aktivitelerde oldukça önemsiz bir rol vermişlerdir. Klasik İktisatçılar
girişimciyi; “bir lider veya bir yönetici” olarak değil, sadece “kapital sağlayan bir
kişi” olarak görmüşlerdir. Buna göre bir kişi veya grup, sistem kapsamında
önemliydi.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 96


Girişimcilikte Temel Kavramlar

Bunun yanı sıra, arz fonksiyonu ekonominin lokomotifi olarak görülüyor;


“Ne üretirsem satarım.” ilkesi içerinde, talebin ön plana çıktığı bir girişimcilik türü
oluşturulamıyordu.
Sanayileşme süreci ile birlikte girişimci insan tipi bambaşka nitelikler
kazanmaya başladı. Girişimciliğin niteliklerindeki bu değişim, aynı zamanda
Girişimciliğin girişimcinin ekonomik değerini ve dolayısıyla toplumdaki önemini artırmıştır.
niteliklerindeki
Nitekim bu gelişmenin sonucu olarak genel ekonomide de girişimcilik bir üretim
değişim, aynı
zamanda girişimcinin faktörü olarak kabul edilmeye başlanmıştır.
ekonomik değerini ve 19. yüzyılda şirket sahipliği ile yönetim birbirinden ayrılmaya başlamıştır. Bu
dolayısıyla
durum, girişimcinin ve girişimciliğin tekrar gündeme gelmesine neden olmuş,
toplumdaki önemini
profesyonel yöneticiler burada ayrışmaya başlamıştır. (Hisrich, R. D. 2002, 8‐9)
artırmıştır.
Ülkemizde girişimciliğin serüveni bu topraklarda yaşamış olan insan
toplulukları ile başlatılabilir. Her dönemin özellikle dünya ile entegrasyon ve nüfus
hareketliliği de dikkate alınarak ayrı ayrı genel bir profili çıkarılabilir. Fakat Osmanlı
ve özellikle Cumhuriyet Türkiye’sinin girişimciliğe esas olan temel dönemlerini
belirlemek, geleceğe ilişkin politika üretebilmek açısından yarar sağlayacaktır.
Türkiye’de girişimciliği; Cumhuriyet öncesi dönem, Cumhuriyet döneminin
ilk yılları, 1950‐1980 dönemi ve 1980 sonrası dönem olarak dört döneme ayırmak
gerekir.
Türk girişimciliği açısından, Cumhuriyet öncesi dönem kapsamında, Osmanlı
İmparatorluğu ve daha da geriye gidilirse Selçuklu Devleti söz konusu edilebilir. O
dönemlerde önemli bir yeri olan ahilik teşkilatına dayalı Türk girişimciliği, Sanayi
Devrimi ve sonrasında hızla artış gösteren kitle üretimi ve sosyo‐ekonomik
gelişmelere ayak uydurmakta güçlük çekmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu dönemindeki girişimcilerin çoğunluğu özellikle
sanayi devriminden sonra Batı ile sıkı ilişki içine giren yabancı asıllı Türk
vatandaşları idi.
Bu dönemdeki girişimcilik faaliyetlerinin, imparatorluk içindeki azınlıklar ve
bunların iş birliğine gittikleri dışarıdaki yabancılar tarafından yürütülmesi, Türk
asıllı sanayicilerin sayısının oldukça az olmasına yol açmıştır. Burada kısa bir süre
de olsa İttihat ve Terakki döneminde Türk ve Müslüman girişimcilerin
desteklenmesi, yabancı asıllı imparatorluk vatandaşlarına karşı alternatif bir eylem
olarak algılanmalıdır.
Cumhuriyet döneminde ise ekonomik bağımsızlığın kazanılması askeri ve
zaferin ekonomik zaferle taçlandırılması için özel sektör güçlendirilmeye, önü
açılmaya, bir diğer ifade ile girişimcilik özendirilmeye çalışılmıştır. İzmir İktisat
Kongresinin temel ilkelerinden biri, girişimcilik kültürü oluşturulması ve
güçlendirilmesidir.
Genel olarak Cumhuriyet dönemindeki girişimcilik alanındaki araştırmalara
bakarsak bu konunun tarihsel açıdan belirli dönemlere bölünerek incelendiğini
görürüz. Bu tarihsel sınıflandırmayı ayrı ayrı tanımlamak gerekirse birinci dönem

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7


10
Girişimcilikte Temel Kavramlar

ulusal ekonominin kuruluşu olarak literatüre geçen 1923‐1930 yılları arasıdır. Daha
sonra devletin ekonomik faaliyetlerin içine bizzat girdiği, ülkedeki birçok ticari ve
sanayi faaliyetin başlamasında yönlendirme ve teşviklerde bulunmanın yanında bu
faaliyetleri bizzat yürüttüğü devletçilik dönemi olarak anılan 1930‐ 1950 dönemi
gelmektedir. 1950‐1960 dönemini ele alan ve liberal ekonomiye geçiş diye
adlandırılan yıllar Cumhuriyet’ten sonra yapılan tarihsel ayrımın üçüncü kısmını
oluşturmaktadır. 1960‐1980 yıllarında yaşanan ekonomik süreç ise ülkenin planlı
ekonomiye adım attığı süreç olarak literatürdeki yerini almıştır. Ve son olarak da
Türkiye’nin serbest piyasa ekonomisi çerçevesinde ithal ikamelerin son bulup
ihracata yönelik kalkınma planlarına başladığı 1980 ve sonrasını ele alan dışa açık
liberal ekonomi dönemi gelmektedir (Uygun, 2006: 127)
Ayrıca bu dönemde Kırım’dan, Makedonya’dan, Arap ülkelerinden ve
Asya’nın diğer yörelerinden gelen göçmen Türkler, edindikleri üretim kültürünü
Türkiye’ye taşımışlardır. Örneğin; tarım makinelerinin üretiminde, Tatar
Türklerinin, Kırım yöresinden getirdikleri pulluk ve diğer makinelerin payı vardır.
Dünyadaki 1929 Ekonomik krizi, özellikle ABD ve Avrupa ülkeleri ile beraber
genç Türkiye Cumhuriyeti’nde de, ekonomik istikrar ve gelişmede devlet
müdahaleciliğini ön plana çıkarmıştır. Sümerbank, Etibank, Merinos, vb.
kuruluşlarını doğması ve geliştirilmesi bu anlamda değerlendirilebilir.
Ülkemizde
1980’lerden sonra, Ülkemizde 1980’lerden sonra, girişimciliğe ilişkin çalışmalarda önemli
girişimciliğe ilişkin gelişmeler kaydedilmiştir. 1980 sonrası uygulanan dışa açık ekonomi programı,
çalışmalarda önemli girişimciliği geliştirmeye yönelik uygulamalar ve KOBİ’leri destekleyen politikalar
gelişmeler
ile yoğun piyasa ekonomisi ve buna bağlı gelişen girişimcilik ortamlarında, Türk
kaydedilmiştir.
insanının çok başarılı olabileceği fikri kabul görmeye başlamıştır.
Demokrasinin bir şekilde kesintiye uğradığı dönemlerden sonra 2001 krizi ile
birlikte ekonomi anlamında Türkiye bir bakış açısı dönüşümü yaşamıştır. Bu
süreçte genç ve kadın girişimcilere yönelik teşvikler, AB programları, Kalkınma
Ajanslarının kurulması ve bunların bölgesel çabaları ile istihdamı destekleyen diğer
çalışmalar, girişimcilik konusuna ivme katmış, çıtayı yükseltmiştir.
Ülkemizde birçok vatandaşımız, girişimcilik niteliğine sahip olduğu hâlde,
yeterli finansman bulamadığı ve yeterli olanaklara sahip olamadığı için bu alana
Ülkemizde birçok inememekte, sahip olduğu yetenekleri kullanamamaktadır. Ancak hem finansman
vatandaşımız,
imkânı olan hem de girişimcilik niteliklerine sahip olan insanlarımız başarılı birer
girişimcilik niteliğine
sahip olduğu hâlde, girişimci olarak faaliyet göstermektedirler.
yeterli finansman
bulamadığı ve yeterli
olanaklara sahip
olamadığı için bu • Herkes Girişimci olabilir mi? Neden?
Bireysel Etkinlik

alana • Girişimciliğin gelişimini özellikle KOSGEB destekleri, AB


inememektedir. projeleri ve Kalkına Ajansı destekleri bakımından
değerlendiriniz.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8


11
Girişimcilikte Temel Kavramlar

GİRİŞİMCİLİĞİ ŞEKİLLENDİREN ETMENLER


Tablo 1.1 de girişimciliği şekillendiren etmeler görülmektedir.

Tablo 1.1. Girişimciliği Şekillendiren Etmenler

Geçmişten Gelen Örgüt Yapısı Çevresel Faktörler


Etmenler

1. Genetik Faktörler 1. Coğrafi Konum 1. Ekonomik Koşullar


2. Aile 2. Kazanılan Bilgi, 2. Risk Sermayesinin
3. Eğitim Deneyim ve Beceriler Sağlanabilirliği
4. Deneyim 3. İş Arkadaşları ile 3. Girişimcilik Örnekleri
İlişkiler 4. Danışmanlık Hizmetlerinden
4. Motivasyon Yararlanabilme
5. Tüketicilerin Kazanabilirliği,
İnsan Gücü ve Hizmet
Desteğinin Sağlanması
Kaynak: Birley, The Start‐Up, 1993: 9‐15)

GİRİŞİMCİLİĞİN ÖNEMİ VE TEMEL FONKSİYONLARI


Girişimci davranışları genel olarak,
 Soruların oluşturulması
 Yeni bir mal veya hizmetin ortaya konması,
 Yeni üretim yöntemlerinin geliştirilmesi,
 Yeni kaynaklara ulaşılması ve
 Yeni pazarların bulunması
biçiminde sıralanabilir.
Girişimciliğin önemi tam olarak bu çerçevede karşımıza çıkmaktadır.
Girişimcilik sosyo ekonomik açıdan;

 Yeni düşüncelerin hayata geçirilmesi ve


 İstihdam sağlama
bakımından önem arz etmektedir ve bunlar girişimciliğin fonksiyonları ile yakın
ilişkilidir.
Çağdaş bir girişimcinin yerine getirmesi gereken fonksiyonlar şöyle
Girişimcilik sıralanabilir.
sosyoekonomik
açıdan; Yeni  Yeni mal veya hizmet üretmek: Bilinen mal veya hizmetlerin nitelik ve
düşüncelerin hayata kalitelerini yükseltmeleri gerekir. Bu fonksiyonu etkili bir biçimde yerine
geçirilmesi ve getirebilen girişimciler bu alandaki çabaları nedeniyle büyük kazanç
istihdam sağlama sağlayabilirler.
bakımından önem arz  Yeni üretim yöntemleri geliştirmek ve uygulayabilmek: İş adamları bazen
etmektedir.
yeni mal ve hizmetleri üretmek yerine, eskiden beri üretilmekte olan bir

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9


12
Girişimcilikte Temel Kavramlar

kısım mal ve hizmetlerin üretim yöntemlerini veya pazara sunuş


biçimlerini değiştirmek suretiyle, büyük kâr sağlayabilirler. Örneğin,
Amerikan otomobil endüstri kralı Henri Ford, o güne kadar tek tek yapılan
otomobillerin üretiminde akan iş şeridi ve montaj hattını kullanıp seri
üretimi gerçekleştirmesi sonucu büyük kâr sağlamış ve otomobil
endüstrisinde liderlik konumuna geçmiştir.
 Endüstride yeni organizasyonlar kurmak: Bununla girişimcilerin belirli bazı
örgütlenmelere giderek, gerek örgütsel gerekse çevresel yapıyı
değiştirmeleri ifade edilmektedir.
 Yeni pazarlara ulaşmak: Girişimciliğin bir diğer fonksiyonu ülke içinde ve
dışında yeni pazarlar bularak mal ve hizmet satışlarını arttırmak şeklinde
ifade edilebilir. Günümüzde pazar paylarını genişletmek için dolaylı bazı
yollar bulunmuştur. Tüketicilerin satın alma güçlerini yükseltici çabalara
girişmek, ekonomik kalkınmayı sağlamak ve gelir dağılımını daha dengeli
hâle getirmek için mevcut dengeleri kaldırmak bu yollardan sadece biridir.
 Ham maddelerin ve benzeri maddelerin sağlanabileceği yeni kaynaklar
bulmak: Girişimciler ülke içinde veya dışında üretim koşullarını
değiştirecek hammadde kaynakları bulup denetimleri altında toplarlar. Bu
çeşit kaynakları denetimi altına alan şirket veya girişimciler rakiplerine
oranla daha büyük kârlar elde edebilmektedir.
Her bir girişimci, belirtilen girişimcilik fonksiyonlarını yerine getirmek üzere
bir girişimi başlatmalı, bu temel beklentileri karşılayacak organizasyonlar
kurmalıdır.

TEMEL GİRİŞİMCİLİK ÖZELLİKLERİ


Girişim kavramı, para sahibi olmanın ötesinde, yeni ürün veya üretim
tekniklerini bilme, geniş bir ufuk sahibi olma veya yeni ve değişen şartlara uyum
sağlama kabiliyetine vurgu yapmaktadır.
İşletmenin başarısını etkileyecek temel girişimci özellikleri şunlardır:

 Problemin tespit edilmesi


 Uzun süre yorulmadan çalışabilme,
 Zorluklara kolaylıkla karşı koyabilme,
 Davranış ve kararlarda azimli olma,
 Mali gücünü kuvvetlendirinceye kadar az kârla yetinme,
 İşin gerektirdiği teknik ve sosyal beceriye sahip olma.
 Literatürde başarılı bir girişimcinin kişilik özellikleri de tanımlanmıştır.
Başarılı girişimcilerin kişisel özelliklerini aşağıdaki gibi sıralamak
mümkündür (Yılmaz ve Sünbül, 2009:197).

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10


13
Girişimcilikte Temel Kavramlar

 Başarı İhtiyacı
 Risk Alma Eğilimi
 Belirsizliğe Karşı Tolerans
Girişim kavramı, para  Kontrol Odağı
sahibi olmanın
 İyimserlik ve Sorunlarla Başa Çıkma
ötesinde, yeni ürün
veya üretim  Liderlik
tekniklerini bilme ve  Yenilikçilik ve Yaratıcılık
değişen şartlara  Kendine Güven
uyum sağlama Girişimci özelliklerine ilişkin uluslararası platformda farklı
kabiliyetine vurgu değerlendirmeler de yapılmıştır.
yapmaktadır.
Çok sayıda çalışma yapılmasına rağmen genel bir tanım yapılamamış
olan girişimci kişiliğinin belirlenmesi için, bu çalışmalarda elde edilen bazı
girişimci özellikleri aşağıda verilmiştir:

 Sorumluluk İsteği: Girişimciler kurdukları işletmenin faaliyetlerinden dolayı


kişisel sorumluluk hissederler. Kaynaklarını kendi kontrolleri altında tutarak
kendi belirledikleri amaçlara ulaşmak için bu kaynakları kullanmayı tercih
ederler.
 Makul risk almayı tercih ederler: Girişimciler aşırı riskten ziyade
hesaplanabilir risk alırlar. Makinelerde kumar oynayan kumarbazların
aksine onlar sonucundan emin olunmayan bir işe girişirler. Girişimciler,
kişisel seviyelerine ve algıladıkları riske göre bir proje veya yatırımla
ilgilenirler. Bu amaç belki başkalarının algıladıkları düzeyden yüksek ‐ hatta
imkânsız‐ olabilir fakat girişimci bu durumu dikkate alır ve bu amacın makul
ve ulaşılabilir olduğuna inanır.
 Başarmak için kendi kabiliyetine güveniler: Girişimciler tipik olarak kendi
kabiliyetlerinin zenginliğine güvenirler. Başarı için şanslarının olduğuna
inanırlar ve bu iyimserlik gerçeğe dayanır. Amerika’da yapılan bir
araştırmada girişimcilerin üçte birinin başarı şanslarının % 100 olduğuna
inandıklarını göstermiştir. Bu yüksek iyimserlik oranı aynı zamanda birçok
başarılı girişimcinin başarıya ulaşmadan önce en az birkaç kere başarısız
olduklarını da açıklamaktadır.
 Anında tepki almak isterler: Girişimciler işlerinin nasıl gittiğini anında
bilmek isterler.
 Yüksek enerji düzeyi: Girişimciler ortalama kişiden daha enerjiktirler. Yeni
bir iş kurmak için inanılmaz bir çaba harcanmasında en önemli faktör bu
enerjidir. Uzun çalışma saatleri –haftada 60 ila 80 saat‐ ve zor çalışma
Girişimciler fırsatları şartları girişimciler için istisna değil kuraldır.
belirleme yeteneğine
 Geleceğe Yönelme: Girişimciler fırsatları belirleme yeteneğine sahiptirler.
sahiptirler. İleriye
bakarlar ve dün ne İleriye bakarlar ve dün ne yaptıkları ile değil yarın ne yapacakları ile daha
yaptıkları ile değil fazla ilgilenirler. Yeni iş fırsatları konusunda sürekli uyanık olan girişimciler,
yarın ne yapacakları başka insanların yaptığı aynı olayı gözlemlerler fakat farklı şeyler görürler.
ile daha fazla  Organizasyon yeteneği: Sıfırdan bir işletmenin kurulması büyük bir yapboz
ilgilenirler. yapmaya benzer. Girişimciler bir işi başarmak için uygun insanları ve uygun

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11


14
Girişimcilikte Temel Kavramlar

kaynakları bir araya getirmeyi bilirler. İnsanların ve işin etkin bir şekilde
birleştirilmesi girişimcinin vizyonunu gerçeğe dönüştürür.
 Başarmanın paradan daha değerli olması: Girişimciler hakkındaki yanlış
düşüncelerden biri onların para kazanmak amacıyla bir iş kurduklarıdır.
Aksine, başarma duygusu, girişimcilerin arkasındaki en önemli itici güçtür.
Para sadece başarının ölçülmesinde kullanılan bir araçtır, başarının
sembolüdür.
Son zamanlarda Amerika’da En büyük 500 firmanın dışındaki firma
yöneticileri üzerinde Hayberg Consulting Group tarafından yapılan bir araştırmada
girişimcilerin on özelliği paylaştıkları görülmüştür. Bu on özellik aşağıda verilmiştir.
 Hedeflerine yoğunlaşmış, kendisini ve başkalarını bu hedeflere ulaşmak
için zorlayan,
 Bağımsızlık, serbestlik isteyen, bireysel,
 İşletme içerisinde herkese tutarlı mesajlar gönderen; odaklanmış
stratejiler izleyen; amaçlarından sapmayan,
 Hızlı hareket eden, bazen tedbirsiz davranan,
 Mesafesini koruyarak tarafsızlığı sağlayan, başkalarının kendi kendine
yeterli olmasını düşünmesini isteyen,
 Problemlere basit, pratik çözümler arayan; karmaşıklığı sevmeyen; gerekli
ve önemli bilgileri arayan, gereksizleri eleyen,
 Risk almaya istekli, yeni veya hızlı büyüyen işletmesindeki belirsizliklerden
memnun,
 Açık fikirlere ve değerlere sahip; hızlı karar verebilen; kendisi ve başkaları
hakkında yüksek beklentilere sahip,
 Sonuçları ve başkalarını beklemeyen; dinlemeyi sevmeyen; “sadece yap”
düşüncesinde olan,
 Pozitif, mutlu sona alışkın; İyimserlik ve umut dağıtan; sürekli bardağın
dolu tarafını gören (ve ona sahip olmak isteyen) kişilerdir.
Diğer özellikler ise:
Yüksek sorumluluk ve bağlılık düzeyi: Bir işletmenin başarılı bir şekilde
kurulması için girişimcinin tümüyle kendisini işletmeye vermesi gerekir. İşletme
kurucuları sık sık balıklama işletmelerine dalarlar. Girişimcinin kendisini işine
adaması işletmeyi tehdit eden hata ve engellerle başa çıkmasına yardımcı olur.
Belirsizliğe tolerans gösterme: Girişimciler, faaliyette bulundukları
ortamlardaki belirsizliğe ve sürekli ortaya çıkan değişikliklere karşı aşırı tolerans
gösterirler. Belirsizlikle uğraşmak için bu yetenek gereklidir çünkü işletme
kuranlar belirli olmayan kaynaklardan elde edilen yeni ve bazen çelişkili bilgileri
Bir işletmenin başarılı kullanarak karar verirler.
bir şekilde kurulması
için girişimcinin Esneklik: Gerçek girişimcilerin bir işareti de müşterilerinin ve işletmelerinin
tümüyle kendisini değişen taleplerine uyum kabiliyetleridir. Hızla değişen dünya ekonomisinde katı
işletmeye vermesi olmak başarısızlığa yol açar. Toplumda mutlaka zevkler ve tercihler değişir.
gerekir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12


15
Girişimcilikte Temel Kavramlar

Girişimciler işletmelerini bu değişikliklere cevap verebilecek duruma


getirmeye istekli olmalıdırlar.
Azimli olma: Zorluklar, engeller ve hezimetler girişimciyi yolundan
döndürmemelidir. Bu engelleri aşma yeteneğine sahip olmalıdır.

GİRİŞİMCİLİK TÜRLERİ
Girişimciliği, temelde fırsat girişimciliği ve yenilikçi girişimcilik olarak ikiye
ayırmak mümkündür. Fırsat girişimciliği, piyasada bir mal veya hizmetin
bulunmaması veya az bulunması gibi mevcut durumların değerlendirilmesini ifade
eder. Yenilikçi girişimcilik ise yeni bir fikir veya düşüncenin veya mevcutların
farklılaştırılarak piyasaya sunulmasıdır.
Bir diğer girişimcilik türü ise, rakiplerin izlenmesi anlamında takipçi
girişimciliktir.

Fırsat Girişimciliği
Fırsat girişimciliği temelde, pazardaki mevcut fırsatları görerek ya da
potansiyel fırsatları sezinleyerek mevcut olan bir mal veya hizmeti pazara
sunmaktır.
Bu fırsat, mevcut olan bir mal veya hizmetin pazara yeterince sunulamaması
veya pazarda hiç olmaması ya da mevcut işletmelerin istenen kalitede hizmeti
pazara sunamamasından kaynaklanmaktadır.

Yenilikçi Girişimcilik
Yenilikçi girişimcilik, yeni bir fikir veya buluşu ya da mevcut olan bir mal veya
hizmetin dizayn, fiyat, kalite gibi yönlerden iyileştirilerek pazara sunulmasıdır.
Kimi araştırmacılar, ikinci tür girişimciliğin asıl girişimcilik olduğu
görüşündedirler. Ancak, her iki tür girişimcilik de toplumun gerek duyduğu mal ve
hizmetleri karşılamayı amaçlar ve riskleri üstlenmeyi, irade gücünü ve cesareti
gerektirir. Bu nedenle her iki girişimcilik arasında pek bir fark olduğu söylenemez.
Bununla beraber gelecekteki girişimciliğin ağırlıklı olarak yaratıcı girişimcilik
olacağı gerçeği de gözden uzak tutulmamalıdır.
Herkes girişimci Takipçi Girişimcilik
olamaz ve
olmamalıdır. Piyasadaki gelişmeleri izlemekle yetinen, bu gelişmelere göre davranan,
Girişimcilikte yenilik yapan girişimcilerin yolundan gitmeyi içeren girişimcilik türüdür.
kendimizi, yapmak
istediğimiz işi ve Bu girişimcilik türünde girişimcilerin, yenilikçi girişimcileri izlemekle
piyasa koşullarını çok yetindikleri görülmektedir. Fakat girişimciliğin dinamik yapısı nedeniyle roller her
iyi algılamamız an değişebilir. Başlangıçta dinamik bir hareket yeteneği kazanan yenilikçi bir
gerekir. girişimci zamanla takipçi bir girişimci hâline gelebileceği gibi, zamanla takipçi bir
girişimcinin yenilikçi bir girişimci durumuna gelmesi de mümkündür.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13


16
Girişimcilikte Temel Kavramlar

GİRİŞİMCİLİKLE İLGİLİ YANLIŞ İNANIŞLAR


Herkes Girişimci Olabilir: Herkes girişimci olamaz ve olmamalıdır.
Girişimcilikte kendimizi, yapmak istediğimiz işi ve piyasa koşullarını çok iyi
algılamamız gerekir. Girişimcilik meşakkatli bir iştir. Sadece hayalleri
doğrultusunda girişimci olmaya karar verenlerin girişimleri başarısız olmaya
mahkûmdur. Başarılı girişimciler, hayallerini gerçek iş fikrine çevirip uygulamaya
dökebilenlerdir. Girişimciliğin ekonomiye katkısı çok büyüktür. Burada önemli olan
gerçekten sevdiğiniz işi yapmak ve katma değer yaratan bir girişimci olabilmektir.
Girişimci Genç Olmalıdır: Tüm dünyada beğenerek izlediğimiz genç
girişimciler mevcuttur. Ancak, girişimci illa genç olmak zorunda değildir. Çünkü
insanların ne istediğini bilmesi, kendi konusunda uzmanlaşması belli vakit alır.
Eğer girişimimiz bizim uzmanlığımız paralelliğinde bir alanda olacaksa bunun için
on bin saat çalışmamız gerektiği kuralı dikkate alınmalıdır. Bu da normal bir insan
için ortalama on yıla tekâmül eder. İnsanlar yaşları ilerledikçe ne istediklerini daha
iyi anlar hâle gelirler. Bu yüzden girişimcilik sadece gençlikle
özdeşleştirilmemelidir.
Strateji Olmadan Girişimci Olunur: Girişimcinin yol haritası; hayalini iş
planına dökmek ve her durum için çıkış stratejisi oluşturmaktır. Girişimci bunlar
olmadan yola çıksa bile hayali salt fikir olarak kalır ve uygulama kısmında zorluklar
yaşar. Strateji, girişimciye orta ve uzun vadedeki süreçleri gösterir ve olabilecek
sürpriz efektlere karşı hazırlıklı kılar.
Girişimciler İçin Sürekli Büyümek Önemlidir: Her girişimci işini büyütmek ve
iyi hâle getirmek ister. Ancak, her türlü büyüme kontrollü olmalıdır. Kontrolün
olmadığı yerde büyüme aslında ihtiyaç duyulmayan "açılmalar" olabilir. Piyasadaki
koşullar ve işin niteliği baz alınarak firmalar kendilerini konumlandırırlar. Büyüme
sırasında nerede ve nasıl farklılaşılacağı göz önünde bulundurulmalıdır.
Ekonomi Kötüyken Girişimci Olunmaz: Ekonominin kötü olduğu durumlar
içinde gizli fırsatlar barındırır. Bu fırsatları iyi gören ve cesur davranan kişiler o
dönemlerden kârlı çıkmayı başarırlar. Sizin yapmak istediğiniz iş o an insanların
ihtiyaçlarına cevap verebilir. İnsanların kemer sıktığı durumlarda onların
düşünmediği farkındalıklar yaratabilir. Ekonomi kötüyken fırsatları görmek için
gözünüz açık olsun.
Girişimci Finansmanı Bulursa Gerisi Kolaydır: Türkiye'de girişimciler aile,
arkadaşlar, hibe programları, melek yatırımcılar veya banka kredilerinden
Türkiye'de yararlanarak gereken finansman desteğine ulaşmaktadırlar. Ancak, girişimcinin ilk
girişimciler aile, ve tek ihtiyacı olan finansman değildir. Bu finansmanı kısa ve uzun vadede nasıl
arkadaşlar, hibe
yöneteceği ve kendisi için sermayeyle beraber yatırıma nasıl dönüştüreceğidir.
programları, melek
Finansman desteği bulmakla beraber o finansman doğru kullanmak girişimin
yatırımcılar veya
banka kredilerinden başarısını belirlemekte rol oynayan en önemli faktörlerdendir.
yararlanarak gereken Girişimcinin İş Yaptığı Yer Gösterişli Olmalıdır: Girişimcinin ilk başta idareli
finansman desteğine
kullanması gereken finansmanı olduğunu düşünürsek bu paranın önemli kısmını
ulaşmaktadırlar.
gösterişli bir ofise harcaması mantıklı olmayacaktır. Girişimin ne olduğuna paralel

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14


17
Girişimcilikte Temel Kavramlar

olarak lükse değil ihtiyaçlara yönelik cevaplar veren, gereksinimi olan şeylere
yatırım yapılmalıdır. İlk başlarda evde ofisle bile işe başlanabilir.
Girişimciler Antisosyaldir: Girişimcilerle ilgili bir başka yanlış inanış, kişilik
olarak girişimcilerin sosyal olmadıkları yönündedir. Aslında bu inanış tam tersi
olmalıdır. Girişimci, sosyal olan kişidir çünkü girişimci için tanıştığı her yeni kişi ve
insanlarla yapılan fikir alışverişleri kendisi için ilham kaynağı olacaktır. Girişimci
anti sosyal değil, bilakis sosyal hayatı dinamik ve enerjik kişidir.
Girişimci İçin Kazanç Önce Gelir: Girişimci için sevdiği işi yapmak önce gelir.
Bundan sonrasında girişimci kâr elde etmelidir ki o girişim devam edebilsin. Ancak,
bu girişimci için birincil öncelik değildir. Kâr, zarar tablosu her zaman girişimcinin
lehine olmalıdır. Ticaret, para kazanmadan yapılamaz. Ancak, girişimci cesaretiyle
riskleri göze alıp kendi hayalini gerçekleştirmeye çalışacağı için ilk etapta kazanç
unsuru değil kendini gerçekleştirme güdüsü ön plandadır.
Girişimci Mükemmel Olmalıdır: Mükemmellik, sahip olunan değil ancak
kovalanan bir şeydir. Bu dürtü insanı daha çok sorgulamaya ve hep daha iyiye
sahip olmaya iter. Girişimci, kendi mükemmelini arayan kişidir. Hiç kimse
mükemmel olmadığı gibi hiçbir girişim veya girişimci mükemmel değildir.
Örnek

•Torku markası, kooperatiflerin birleşmesi şeklinde oluşmuştur. İlk


olarak finansmanını kooperatiflerden sağlamıştır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15


18
Girişimcilikte Temel Kavramlar

•İşletme; insan ihtiyaçlarını karşılamak için, sınırlı üretim faktörlerinin sistemli


ve uyumlu biçimde bir araya getirildiği, azami kâr elde etmek amacıyla üretim
sürecinden geçirilerek iktisadi mal veya hizmete dönüştürüldüğü ve/veya
pazarlandığı, bir katma değerin oluşturulduğu ekonomik, hukuki, teknik ve
aynı zamanda sosyal bir birim, biçiminde tanımlanabilir.
Özet
•İşletmecilik, işletme kurulması, işletmeye ilişkin uygulamaların
gerçekleştirilmesi, temel yönetsel ve diğer işletme fonksiyonlarının yerine
getirilmesi ile ilgili faaliyetlerin tamamıdır.
•Girişimci veya müteşebbis, mal veya hizmet üretmek/pazarlamak üzere
kâr/zarar riskini göze alarak sahip olduğu sermayeyi yatırıma dönüştüren
kişidir. Israel M. Kirzner, girişimciyi “başkalarının algılayamadığını algılayan ve
bu sezgiye göre hareket eden kişi” olarak tanımlamıştır.
•Girişimcilik ise; bir işletmenin kurulması, yönetsel süreçlerin işletilmesi,
üretim ve pazarlamaya yönelik tüm risklerin üstlenilmesi gibi, bir işin
kurulması ve yürütülmesine ilişkin faaliyetler bütünü olarak
tanımlanmaktadır.
•Başlangıçta girişimcilik, kişilerin kendi sermayeleri ile iş kurması olarak
algılanıyordu. Adam Smith ve erken dönem İngiliz klasik iktisatçıları,
girişimciye tüm ekonomik aktivitelerde oldukça önemsiz bir rol vermişlerdir.
Klasik İktisatçılar girişimciyi; “bir lider veya bir yönetici” olarak değil, sadece
“kapital sağlayan bir kişi” olarak görmüşlerdir. Buna göre bir kişi veya grup,
sistem kapsamında önemliydi. Girişimciliğin niteliklerindeki değişim, aynı
zamanda girişimcinin ekonomik değerini ve dolayısıyla toplumdaki önemini
artırmıştır. Bunun yanı sıra, arz fonksiyonu ekonominin lokomotifi olarak
görülüyor; “ne üretirsem satarım” ilkesi içerinde, talebin ön plana çıktığı bir
girişimcilik türü oluşturulamıyordu.Sanayileşme süreci ile birlikte girişimci
insan tipi bambaşka nitelikler kazanmaya başladı. Girişimciliğin
niteliklerindeki bu değişim, aynı zamanda girişimcinin ekonomik değerini ve
dolayısıyla toplumdaki önemini artırmıştır. Nitekim bu gelişmenin sonucu
olarak genel ekonomide de girişimcilik bir üretim faktörü olarak kabul
edilmeye başlanmıştır.
•Fırsat girişimciliği temelde, pazardaki mevcut fırsatları görerek ya da
potansiyel fırsatları sezinleyerek, mevcut olan bir mal veya hizmeti pazara
sunmaktır.
•Yenilikçi girişimcilik, yeni bir fikir veya buluşu ya da mevcut olan bir mal veya
hizmetin dizayn, fiyat, kalite gibi yönlerden iyileştirilerek pazara sunulmasıdır.
•Takipçi girişimcilik, piyasadaki gelişmeleri izlemekle yetinen, bu gelişmelere
göre davranan, yenilik yapan girişimcilerin yolundan gitmeyi içeren
girişimcilik türüdür.
•Çağdaş bir girişimcinin yerine getirmesi gereken fonksiyonlar şöyle
sıralanabilir ; Yeni mal veya hizmet üretmek, yeni üretim yöntemleri
geliştirmek ve uygulayabilmek, endüstride yeni organizasyonlar kurma, yeni
pazarlara ula, hammaddelerin ve benzeri maddelerin sağlanabileceği yeni
kaynaklar bulmak
•Girişimcinin başlıca amaçları şunlardır: işletmenin stratejisini belirleme,
yönetim ve organizasyon politikalarını belirleme, üretim faktörlerini temin
ederek üretim faaliyetine geçme, yeni mal ve hizmetler bulma, yeni
üretim yöntemleri, dağıtım kanalları araştırma, çevreyi takip etme,
teknolojideki değişme ve gelişmeleri üretim sürecine uygulayabilme.
•Her bir girişimci, girişimcilik fonksiyonlarını yerine getirmek üzere bir girişimi
başlatmalı, bu temel beklentileri karşılayacak organizasyonlar kurmalıdır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16


19
Girişimcilikte Temel Kavramlar

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdakilerden hangileri işletmenin tanımında yer alır?
a) Ekonomiklik
b) Hukuki
c) Teknik
d) Sosyal
e) Hepsi

2. I.Yenilikçi girişimcilik
II.Takipçi girişimcilik
III.Teknik girişimcilik
Yukarıdakilerden hangisi veya hangileri girişimcilik türlerindendir?
a) Yalnız I
b) Yalnız II
c) I ve III
d) I,II ve III
e) I ve II

3. Aşağıdakilerden girişimciliğin temel fonksiyonlarından biri değildir?


a) Yeni mal ve hizmet üretmek
b) Yeni üretim yöntemleri geliştirmek
c) Yeni pazarlara ulaşmak
d) Hammadde üretmek
e) Yeni kaynaklar bulmak

4. Aşağıdaki hangisi girişimcinin başlıca amaçlarından değildir?


a) Strateji belirleme
b) Çevreyi takip etme
c) Yatırım ortakları bulma
d) Yönetim politikalarını belirleme
e) Yeni üretim yöntemleri ve dağıtım kanalları araştırma

5. ………………………………………….., mal veya hizmet üretmek/pazarlamak üzere


kâr/zarar riskini göze alarak sahip olduğu sermayeyi yatırıma dönüştüren
kişidir.
Yukarıdaki tanımda boş bırakılan yere hangi kelime gelmelidir?
a) Girişimci
b) İşletme sahibi
c) Girişim
d) Patron
e) Teşebbüs

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17


20
Girişimcilikte Temel Kavramlar

6. Aşağıdakilerden hangisi temel girişimci özelliklerinden biri değildir?


a) Uzun süre yorulmadan çalışabilme
b) Her türlü teknik ve sosyal beceriye sahip olma
c) Zorluklara kolaylıkla karşı koyabilme
d) Davranış ve kararlarda azimli olma
e) Az kârla yetinme

7. I.Özgüven
II.İnisiyatif kullanabilme
III.Yeni fikirlere açık olma
Yukarıdakilerden hangisi veya hangileri başarılı bir girişimcinin kişilik
özelliklerindendir?
a) Yalnız I
b) Yalnız II
c) Yalnız III
d) I ve II
e) I, II ve III

8. Aşağıdakilerden hangisi girişimciliğin temel fonksiyonlarından biri değildir?


a) Yeni bir mal veya hizmet üretmek
b) Yeni üretim yöntemleri geliştirmek
c) Spekülasyon yapmak
d) Endüstride yeni organizasyonlar kurmak
e) Yeni pazarlara ulaşmak
9. ……………………. temelde, pazardaki mevcut fırsatları görerek ya da
potansiyel fırsatları sezinleyerek mevcut olan bir mal veya hizmeti pazara
sunmaktır.
Yukarıdaki tanımda boş bırakılan yere hangi kelime gelmelidir?
a) Pazar araştırması
b) Fırsat Girişimciliği
c) Rakip Analizi
d) Çevre Analizi
e) Fırsatçılık
10. ……………………………. piyasadaki gelişmeleri izlemekle yetinen, bu
gelişmelere göre davranan, yenilik yapan girişimcilerin yolundan gitmeyi
içeren girişimcilik türüdür?
a) Yenilikçi girişimcilik
b) Takipçi girişimcilik
c) Fırsat Girişimciliği
d) Taklitçilik
e) Kopyacılık
Cevap Anahtarı
1.e, 2.e, 3.d, 4.c, 5.a, 6.e, 7.e, 8.c, 9.b, 10.b

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18


21
Girişimcilikte Temel Kavramlar

YARARLANILAN KAYNAKLAR
Büyüköztürk, Ş., Kılıç Çakmak, E., Akgün, Ö.E., Karadeniz, Ş. ve Demirel, F. (2012).
Bilimsel araştırma yöntemleri (13. baskı). Ankara: Pegem Akademi Yayınları.
Çıngı, H. (2015). Veri elde etme yöntemleri. Erişim adresi
yunus.hacettepe.edu.tr/~hcingi/ist376a/3Bolum.doc.
Karasar, N. (2009). Bilimsel araştırma yöntemi (19. baskı). Ankara: Nobel Yayın
Dağıtım.
Hisrich, R. D. (2002). Entrepreneurship, 5. Edition, New York: McGraw‐Hill Irwin
Doğan, M. (2012). İşletme Ekonomisi ve Yönetimi, 10. Baskı, İzmir: Nobel Akademik
Yayıncılık
ÇELİK, Adnan ve Akgemci, Tahir. (2010). Girişimcilik Kültürü ve KOBİ’ler, Ankara:Nobel
Yayın.
Özkan, A. (2017). Her Yönüyle KOBİ'lerin Yönetim Sorunları ve Çözüm Önerileri,
Ankara: Nobel Bilimsel Eserler
Tikici, M. vd. (2009). Girişimcilik ve Küçük İşletmeler, Ankara: Nobel Yayın.
Rachman, D. J. vd. (1993). Business Today, International Edition, London: McGraw Hill
Inc..
Tekin, M. (2005). Hayallerin Gerçeğe Dönüşümü Girişimcilik, Yenilenmiş 4. Baskı,
Konya: Günay Ofset.
Bozacı, İ. (2015). Girişimcilik. İstanbul: Beta Yayınları.
TÜSİAD. (1997). Türkiye’de Girişimcilikle İlgili Sorunlar ve Çözümler, İstanbul: TÜSİAD
Yayını, No. T/87.10.103.
Varoğlu, D. vd. (2016). Genel İşletmecilik Bilgileri, Ankara: Siyasal Kitabevi.
Uygun, R. (2006). Türkiye’de Girişimcilik Kültürünü Yönlendiren Öncü Girişimciler ve
İbrahim Bodur Modeli. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı. Yayımlanmamış Doktora Tezi.
İraz, Rifat (2005); Yaratıcılık ve Yenilik Bağlamında Girişimcilik ve Kobiler, Çizgi
Kitabevi, Konya.
Küçüktekin, Kevser (2006); “Girişimcilik Politikası Çerçeversinde Avrupa Birliği’nin KOBİ
Politikası ve Avrupa Birliği Müktesebatına Uyum Çerçevesinde Türkiye’nin KOBİ
Politikası,” Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Atılım Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı, Ankara.
Aytaç, Ömer (2006); “Girişimcilik: Sosyo‐Kültürel Bir Perspektif”, Dumlupınar
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı: 15, s. 139‐160.
Yılmaz, Ercan ve Ali Murat Sünbül (2009); “Üniversite Öğrencilerine Yönelik Girişimcilik
Ölçeğinin Geliştirilmesi,” Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi,
Cilt 21, s. 195‐203.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19


22
KOBİ’LERİN ARKASINDAKİ İTİCİ
GÜÇ: GİRİŞİMCİLER

• Girişimci Kimdir? GİRİŞİMCİLİK VE


• KOBİ nedir?
İÇİNDEKİLER

• Küçük İşletme Sahibi Olmanın KÜÇÜK İŞLETMELER


Faydaları
• Girişimciliğin Olumsuz Yönleri Prof. Dr. Osman
• Girişimciliği Artıran Nedenler
• İşletme Yaşam Dönemi DEMİRDÖĞEN
• Küçük İşletmelerin Başarısızlık
Nedenleri
• Küçük işletmenin Başarısız
Olması Nasıl Önlenebilir?

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


• Girişimcinin kim olduğunu öğrenecek,
HEDEFLER

• Küçük İşletme Sahibi Olmanın


Faydalarını sıralayabilecek,
• Girişimciliğin olumsuz yönleri ile
girişimciliği artıran nedenleri bilecek,
• Küçük işletmelerin başarısızlık
nedenleri ile başarısızlığın nasıl
önlenebileceği hakkında bilgi sahibi
olacaksınız. ÜNİTE

© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
2
dağıtımı yapılamaz.
KOBİ’lerin Arkasındaki İtici Güç: Girişimcilik

Girişimci Kimdir?

KOBİ Nedir?
KOBİ’LERİN ARKASINDAKİ İTİCİ GÜÇ:

Küçük İşletme Sahibi Olmanın Faydaları


GİRİŞİMCİLER

Girişimciliğin Olumsuz Yönleri

Girişimciliği Arttıran Nedenler

İşletme Yaşam Dönemi

Küçük İşletmelerin Başarısızlık Nedenleri

Küçük İşletmelerin Başarısız Olmaları Nasıl


Örnek
Önlenir?

24
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
KOBİ’lerin Arkasındaki İtici Güç: Girişimcilik

GİRİŞ
Girişimci; herkesin göremediğini gören, insanların ihtiyaçlarını karşılayacak
ürünleri ortaya koyan ve bunu tam zamanında yapabilen kişidir.
İngilizce literatürde “Entrepreneur” olarak geçmektedir. Türkçe de ise daha
önceleri “Müteşebbis” ile karşılanan terim, son yıllarda “Girişimci” olarak
kullanılmaktadır. Hiç kuşkusuz girişimcilik bir disiplin hem de oldukça katı bir
disiplindir (Drucker, 2003).
Girişimci kelimesi ortaçağda, aktif olan ve iş yapan kişi anlamında
kullanılmıştır. Ekonomik teoride ilk kez 1730’lu yıllarda Fransız Richard Cantillon
Girişimci; herkesin
tarafından yazılan bir eserde kullanılmıştır. İngiliz literatüründe ise John Stuart Mill
göremediğini gören,
insanların ihtiyaçlarını ile 19. yy da kullanılmaya başlanmış (Çetindamar, 2002) ve Fransız İktisatçı J.B.
karşılayacak ürünleri Say’dan itibaren üretim faktörü olarak kabul görmüştür. Girişimcilik, J.Von
ortaya koyan ve bunu Schumpeter’in “dinamik girişimci” kavramıyla önem kazanmaya başlamıştır.
tam zamanında Schumpeter’e göre; her konuda sürekli yenilikler yapan dinamik, yıkıcı yaratıcı
yapabilen kişidir. girişimciler ekonomik büyümenin en önemli aktörleridir (Müftüoğlu, 2003).
Girişimci, piyasadaki boşlukları iyi ve zamanında göremezse ve müşteri
beklentilerini tam olarak anlayamazsa başarılı olamaz. Bu nedenle girişimci, piyasa
koşullarını iyi analiz edebilen, heyecanı olan, bunun için risk alan kişidir.
Girişimci veya müteşebbis, bu anlamda sadece parası olan kişi de değildir.
Sermaye belki girişimcilik için gereklidir fakat yeterli değildir.
Küçük işletmeleri anlayabilmek için girişimcilerin bu küçük ekonomik
yapılardaki rolünün çok iyi bilinmesi gerekmektedir. Bunu yaparken girişimci
profilinin ortaya konması, işletme kuruluşunda da bu profilin değerlendirilmesi
gerekir.
İşletme sahibi olma, kazanç elde etme ve prestij sağlama gibi birtakım
yararlar sağlarken özünde birtakım sorumluluk ve problemleri de beraberinde
getirmektedir. Bunlar küçük işletmelerin başarısız olmalarına neden olmakta ve
girişimciliği olumsuz etkilemektedir. Bununla birlikte girişimciliği olumlu yönde
etkileyen, destekleyen, girişimciliği motive eden, kazancın artması, kendi işinin
patronu olunması ve kendi pozisyonunu belirleyebilme gibi girişimciliği artıran
faktörler de vardır.
Bu bölümde girişimcinin işletmedeki rolünü, girişimci profilini, işletme sahibi
olmanın faydalarını ve sağladığı fırsatları, işletme sahibi olmanın potansiyel
problemlerini ve girişimciliğin artmasını sağlayan faktörleri bulacaksınız. Ayrıca bu
bölümde, küçük işletmelerin başarısızlık oranları, neden başarısız oldukları, küçük
işletmelerin temel problemleri ve bunlardan kaçınmak için ne yapılması gerektiği
anlatılmaktadır.

GİRİŞİMCİ KİMDİR?
Çağımız girişimci çağıdır. Son yıllarda insanlar kendi işlerine sahip olmak için
oldukça istekli görünmektedir. Girişimcilik kavramını karşımıza çıkaran bu

25
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
KOBİ’lerin Arkasındaki İtici Güç: Girişimcilik

durumda girişimcinin doğru tanımlanması, iş kurma yolları, sahip olunan


üstünlüklerle zayıf yönlerin belirlenmesi ve iş planının ortaya konması önem arz
etmektedir.
Girişimci, belirsizlik ortamında kâr ve büyüme hedeflerine ulaşmak için
fırsatları tespit eden, bu fırsatlarla ilgili kaynakları bir araya getirerek yeni bir iş
kuran kişidir. Girişimci, genellikle basit bir fikirle yola çıkar ve gerekli kaynakları bu
fikirle birleştirerek sürdürülebilir bir işletmeye dönüştürür. Girişimcinin her şeyi
yerli yerine koyan, kılıktan kılığa giren, koltuğunun altında yirmi karpuz taşıyan,
bilgisine ve içgüdüsüne güvenerek düzenli gelir elde etmeye çalışan kişi olduğu
söylenir(Hisrich, R. D. 2002).
Girişimcilik kavramına önemli katkıları olan Peters ve Hisrich’a göre
girişimci; ham madde, emek ve diğer varlıkları daha büyük değer oluşturacak
biçimde birleştiren birey olarak tanımlanmıştır. Girişimci, bununla birlikte, yenilik,
değişiklik ve yeni bir düzenin kurucusudur. Bu anlamda girişimcilik ise, yeterli
zaman ve emek ayırarak, fiziksel, sosyal riskleri ve mali durumu göze alarak, kişisel
tatmin, bağımsızlık ve ekonomik ödül kazançları sağlayarak yeni bir değer ortaya
çıkartma süreci şeklinde değerlendirilmektedir (Aytaç, 2006).
Girişimci kişilik için yapılan araştırmalardan çıkan sonuç, herhangi bir kişinin
başarılı olması ya da girişimci olması için belirgin özellikler ortaya
konulamamasıdır. Yine de farklılık girişimcilerin merkezi özelliği gibi
Girişimci, genellikle görünmektedir. Yaş, ırk, cinsiyet, renk, milliyet veya başka herhangi bir özelliğe
basit bir fikirle yola
bakılmaksızın herkes girişimci olabilir. Bu şekildeki ekonomik bir ifade için
çıkar ve gerekli
kaynakları bu fikirle herhangi bir sınırlama yoktur. Girişimcilik genetik bir davranış değildir;
birleştirerek öğrenilebilen bir beceridir.
sürdürülebilir bir
Birinci bölümdeki detaylı açıklamalar ve bu ifade edilenlerden sonra şu
işletmeye dönüştürür.
söylenebilir.
Girişimci;
 İşletmenin stratejisini belirleme,
 Pazardaki fırsatları ve gelişmeleri gören,
 Pazar fırsatlarını ve gelişmeleri iş fikrine dönüştüren,
 Risk üstlenerek kaynakları bir araya getiren ve etkin olarak kullanan,
 Küçük işletmeyi başarıyla yöneten,
 Rekabeti yaşam biçimi hâline getirerek kendisini ve işletmesini geliştiren,
 Yenilikçi ve azimli bir kişidir.

KOBİ NEDİR?
KOBİ açılım olarak küçük ve orta boyutlu işletmeler demektir. Bir işletmenin
KOBİ olabilmesi ve KOBİ’ler için yapılmış düzenleme, teşvik ve hibelerden
yararlanabilmesi için öncelikle yapısal ve mali özelliklerinin ilgili resmî tanıma
uygun olması gerekmektedir. Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin (KOBİ)
Tanımı ve Nitelikleri Belirleyen Yönetmelik, günün şartlarına göre revize edilerek
24 Haziran 2018 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

26
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
KOBİ’lerin Arkasındaki İtici Güç: Girişimcilik

Yönetmelik kapsamında yapılan değişiklikler arasında, KOBİ tanımının


kriterlerinden “yıllık net satış hasılatı” ve “mali bilanço” üst limiti 125 milyon TL’ye
yükseltilirken yıllık çalışan personel sayısı üst limiti 250 çalışan olarak
korunmuştur.
Yapılan düzenleme ile mikro, küçük ve orta büyüklükteki ekonomik birim ve
girişimlerin tanımları yeniden belirlenmiştir. Bu kapsamda KOBİ’lere yönelik
ölçekleme ve tanımlamalar aşağıdaki şekildedir:
Mikro İşletmeler: 10 kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış
hasılatı veya mali bilançodan herhangi biri 3 milyon TL’yi aşmayan işletmeler,
Araştırmalar, küçük
işletme sahiplerinin çok mikro işletme olarak adlandırılmaktadır.
çalıştıklarını, çok Küçük İşletmeler: 50 kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık satış
kazandıklarını ve büyük hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri 25 milyon Türk Lirasını aşmayan
işletmelerde
işletmeler küçük işletme olarak adlandırılmaktadır.
çalışmaktan daha mutlu
olduklarını Orta Büyüklükteki İşletmeler: 250 çalışandan az istihdam rakamı ve yıllık
göstermektedir. satış hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri 125 milyon TL’yi aşmayan
işletmeler, orta büyüklükte işletme olarak adlandırılmaktadır.
Bir işletmenin tek başına veya bağlı işletmeleriyle birlikte dominant etki
yaratmayacak şekilde, başka bir işletmenin oy hakları veya sermayesinin %25 ve
fazlasına ve %50’si ve daha azına sahip olması ya da kendisinin oy hakları veya
sermayesinin %25 ve fazlasına ve %50’si ve daha azına başka bir işletmenin
dominant bir etki yaratmayacak şekilde sahip olması durumunda bunlar ortak
işletme sayılmaktadır.

KÜÇÜK İŞLETME SAHİBİ OLMANIN FAYDALARI


Araştırmalar, küçük işletme sahiplerinin çok çalıştıklarını, çok kazandıklarını
ve büyük işletmelerde çalışmaktan daha mutlu olduklarını göstermektedir.
Herhangi bir işletme kurmadan önce, her girişimci küçük işletme sahibi olmanın
avantajlarını ve dezavantajlarını dikkate almalıdır.

Kendi Kaderi Üzerinde Kontrol Sahibi Olma Fırsatı


Bir işletme sahibi olmak girişimciye bağımsızlık ve kendisi için önemli olan
şeye ulaşma fırsatı sağlar. Girişimci, kendi işletmesinin arkasındaki itici güçleri
bilmenin mükâfatını alır.

Farklılık Yapma Fırsatı


Girişimciler kendileri için önemli olan bir konuda farklılık yapabileceklerini
gördüklerinde bir işe başlarlar. İster gelişmekte olan ülkelerde aileler için düşük
maliyetli, dayanıklı ev yapımı olsun isterse dünyanın sınırlı kaynaklarını korumak
için bir geri dönüşüm programı hazırlamak olsun girişimci kendisinin sosyal
olaylarla ilgisini ve daha iyi hayat sürme beklentisini birleştirmenin yollarını bulur.

27
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
KOBİ’lerin Arkasındaki İtici Güç: Girişimcilik

Potansiyelinin Tamamını Kullanma Fırsatı


Birçok kimse kendi işini sıkıcı, basit ve heyecansız görür. Ancak çoğu girişimci
için iş ve oyun arasında çok küçük bir fark vardır.
İşletmeler, girişimcilerin kendi kendini ifade ve kendi kendini gerçekleştirme
araçlarıdır. Kendi işletmenize sahip olma, yeteneklerinizi, becerilerinizi ve
kararlılığınızı zorlayacaktır. Başarınız için tek engel bu konularda kendinize
yapacağınız baskıdır. Girişimcinin yaratıcılığı, kararlılığı ve isteği işletmenin ne
kadar büyüyebileceğini belirler.

Sınırsız Kâr Elde Etme Fırsatı


Para birçok girişimci için itici güç olmamasına rağmen işletmenin
kazanabileceği kâr en önemli kuruluş nedenlerinden biridir. Eğer öncelik listenizde
zengin olmak üst sıralarda ise bir işletme sahibi olmak ona ulaşmak için en iyi
yoldur. Gerçekte işletme sahipleri toplumun zenginlerinin önemli bir kısmını
oluşturmaktadır.

Topluma Katkıda Bulunma ve Çabalarınızdan Dolayı Tanınma


Fırsatı
Küçük işletme sahipleri genellikle toplumun saygı duyulan, güvenilen üyeleri
Girişimci, düzensiz gelir
arasında yer almaktadırlar. Kurulmuş olan birçok işletme güven ve karşılıklı saygıyı
ve bütün sermayesini
kaybetme riski ile esas almıştır. Bu işletme sahipleri yıllarca hizmet ettikleri müşterileri tarafından
birlikte, tüm tanınmaktan ve güven duyulmaktan hoşlanırlar. İş dünyasında önemli bir rol
potansiyelini kullanma üstlenmek ve ekonominin işleyişine katkıda bulunmak işletme yöneticileri için ayrı
imkânına sahiptir. bir mükâfattır.

Sevdiğiniz İşi Yapma Fırsatı


Küçük işletme sahipleri arasındaki en yaygın kanı, yaptıkları işin gerçek bir iş
olmadığıdır. Başarılı girişimcilerin çoğu ilgi duydukları ve sevdikleri alanlarda iş
konusu seçerler. Bunlar hobilerini işe dönüştürürler ve yaptıkları işten zevk alırlar.

GİRİŞİMCİLİĞİN OLUMSUZ YÖNLERİ


Bir işletme sahibi olmak, birçok fayda ve birçok fırsat sağlamasına rağmen
girişimcilik dünyasına girmeyi planlayanların muhtemel olumsuzlukların da
farkında olmaları gerekir.

Düzensiz Gelir
Bir işletmenin açılması ve işletilmesi girişimcinin varlığını sürdürmek için
yeterli para kazanacağı anlamına gelmez. Bazı küçük işletmeler nadiren yeterli
para kazandırır. İşletmenin ilk günlerinde işletme sahibi finansal yükümlülükleri
yerine getirmekte zorlanabilir ve tasarruf etmek zorunda kalabilir. Gelirin
düzensizliği nedeniyle çalışanlarına ve tedarikçilerine karşı zor durumda kalabilir.

28
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
KOBİ’lerin Arkasındaki İtici Güç: Girişimcilik

Bütün Yatırım Sermayesini Kaybetme Riski


Küçük işletmelerin başarısızlık oranı oldukça yüksektir. Araştırmalara göre
yeni işletmelerin %24’ü ilk iki yıl içerisinde, % 51’i ise dört yıl içerisinde , %63’ü ise
6 yıl içerisinde kapanmaktadır. Çalışmalar ayrıca göstermiştir ki ilk yıllarda en az bir
işçi istihdam eden işletmelerin başarısızlık oranı %35 düşmektedir. Girişimciler
kendilerini başarısızlığın muhtemel sonuçlarına psikolojik olarak hazırlamalıdırlar.
Araştırmalara göre yeni Kişisel varlıklarını ve zihinsel sağlıklarını riske atmadan önce risk-ödül
işletmelerin %24’ü ilk ilişkisini doğru hesaplamalıdırlar:
iki yıl içerisinde, % 51’i
ise dört yıl içerisinde,  İşimi kurar ve başarısız olursam en kötü ne olabilir?
%63’ü ise 6 yıl  En kötü şey nasıl olabilir? (Gerçekten bir iş kurmaya hazır mıyım?)
içerisinde  İşletmemin başarısız olma riskini nasıl azaltabilirim?
kapanmaktadır.
 Eğer işletmem başarısız olursa alternatif planım nedir?

Uzun Çalışma Saatleri ve Zor Çalışma Şartları


Bir işletmenin kurulması ve kendisine yapılan yatırımın geri dönmesi için
uzun çalışma saatlerine ve zor çalışma şartlarına katlanmak gerekir. İşletme
sahipleri genellikle kendi rollerini işletme kurucusu olarak karı-koca ya da anne-
baba rollerinin önünde tutarlar. Bu problem işletme kurucularının çoğunluğunun
25-39 yaş grubunda, aile düzenlerini yeni yeni kurmaya başladıkları döneme
rastladığı için ortaya çıkar. İşletmeyi kurmak için gereken iş miktarı aile ve
arkadaşlık ilişkilerini olumsuz etkileyebilir.

Yüksek Stres Seviyesi


Bir işletmenin kurulması ve işletilmesi çok faydalı bir tecrübedir fakat aynı
zamanda oldukça stresli bir iştir. Birçok girişimci güvenli ve garantili iş hayatlarını
geride bırakarak çok büyük miktardaki sermayelerini işlerine yatırırlar. İşlerinde
başarısız olmaları ciddi psikolojik problemlerin yanı sıra finansal çöküş anlamına
gelir ve yüksek seviyede stres ve endişe oluşturur.

Tam Sorumluluk
Patron olmak güzel bir şeydir ancak girişimciler gerçekte bilgi sahibi
olmadıkları birçok konuda karar vermek zorundadırlar. Bilgi alabilecekleri,
soracakları herhangi biri olmadığı zaman baskı oluşur. Verdikleri kararların
işletmenin başarısı ya da başarısızlığına yol açacağını anladıklarında bu durum,
bazılarının moralini bozabilir. Küçük işletme sahipleri hemen bunun önemli ve
sorumluluk gerektiren bir iş olduğunu anlarlar.

GİRİŞİMCİLİĞİ ARTIRAN NEDENLER


Ekonomide girişimciliğin önemini artıran nedenler nelerdir? Hangi faktörler
çağımızı girişimcilik çağı yapmıştır? Bu faktörlerden bazıları aşağıda verilmiştir.

29
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
KOBİ’lerin Arkasındaki İtici Güç: Girişimcilik

Girişimciler Kahramandır
Girişimcilerin yaptıkları işler, elde ettikleri başarılar toplum tarafından takdir
edilmekte başkaları için model gösterilmektedir.

Girişimcilik Eğitimleri
Yüksekokullar ve Üniversiteler son zamanlarda girişimcilik eğitimlerine
ağırlık vermektedirler. Ayrıca bazı kamu kurumları girişimcilik eğitimleri vererek
yapılacak yatırımları desteklemektedir. İşsizlere yönelik olarak düzenlenen
girişimcilik eğitimlerinden sertifika alanlar ya da üniversitelerden mezun olanlar
kendi işlerini kurmakta daha istekli olmaktadırlar.

Demografik ve Ekonomik Faktörler


Birçok girişimci iş kurmaya 25-39 yaşlarında başlar ve bu grup nüfusun
Nispeten düşük büyük bir kısmını oluşturur. 2000’li yıllardan sonraki ekonomik büyüme yeni iş
başlangıç maliyetleri kurmak isteyenler için iş fırsatları ve sermaye bulma imkânları oluşturdu.
nedeniyle hizmet
işletmeleri girişimciler Hizmet Ekonomisine Yönelme
için cazip bir iş alanı Nispeten düşük başlangıç maliyetleri nedeniyle hizmet işletmeleri
olmaktadır.
girişimciler için cazip bir iş alanı olmaktadır. Hizmet sektörünün büyümesi otel ve
bakım hizmetlerinden finansal danışmanlık ve bilgisayar hizmetlerine kadar birçok
alanda girişimcilere yeni iş fırsatlar sunmaktadır.

Teknolojik Gelişmeler
Modern işletme araçları (kişisel bilgisayarlar, dizüstü bilgisayarlar, faks
makineleri, fotokopi makineleri, renkli baskı makineleri, sesli mesajlar, vb.)
sayesinde, bir kişi evinde sanki büyük bir işletmeymiş gibi çalışabilir hâle gelmiştir.
Bir zamanlar bu tür teknolojik araçların maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle
küçük işletmelerin büyük işletmelerle rekabet edebilmesi mümkün değildi. Ancak
son zamanlarda bu tür donanımların elde edilmesi oldukça kolaylaşmıştır.

Bağımsız Hayat Tarzı


Girişimcilik kişinin bağımsız ve kendi kendine yetecek şekilde bir hayat
sürmesine fırsat verebilir ve toplumun büyük bir kısmı da bu tür bir hayat
istemektedir. Girişimciler nerede yaşayacaklarını, kaç saat çalışacaklarını ve ne
yapacaklarını seçmek isterler. Birçok girişimci için finansal güvenlik ön planda
olmasına rağmen aile ve arkadaşlara daha fazla zaman ayırma, daha fazla boş
zaman ve işle ilgili konularda daha fazla kontrol sahibi olmak gibi konular da
önemli hâle gelmiştir.

Yüzme öğrenmenin Uluslararası Fırsatlar


nasıl ki tek bir yolu Küçük işletmelerin faaliyet alanları artık kendi ülkeleri ile sınırlı değildir.
yoksa işletme kurmak
Global ekonomiye geçiş, başka ülkelere açılmak isteyen girişimcilere çok büyük
için de tek bir yol
fırsatlar sunmaktadır. Karşılıklı ticaret anlaşmaları sonucunda uluslararasında
yoktur.

30
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
KOBİ’lerin Arkasındaki İtici Güç: Girişimcilik

ticaret engellerinin kaldırılması veya azaltılması küçük işletmelerin de uluslararası


pazarlara açılmasını kolaylaştırmıştır.

İŞLETME YAŞAM DÖNEMİ


Girişimciler bir işletme kurduklarında hangi kuruluş aşamalarını takip
etmeleri gerektiğini merak ederler. Araştırmalar tek bir “doğru” aşama sırası
olmadığını göstermekle birlikte bu faaliyetlerin girişimciye, işletmenin yapısına
bağlı olduğu anlaşılmaktadır. Araştırmacı Paul Reynolds işletme kurmayı yüzme
öğrenmeye benzetmektedir. Önce su korkunuzu yenmeniz gerekir. Havuza
atladığınızda önce başınızı ıslatırsınız daha sonra su içerisinde dalgalar
oluşturmaya çalışırsınız. Hangi sırayı izlerseniz izleyin sonunda su üzerinde kalmayı
öğrenirsiniz ve bir uçtan diğer uca gidersiniz. Bazıları için yüzme öğrenmek zaman
alır, bazıları ise kısa sürede öğrenir. Bazıları boğulmamak için havuzdan dışarı
çıkar. Yüzme öğrenmenin nasıl ki tek bir yolu yoksa işletme kurmak için de tek bir
yol yoktur. Öte yandan bütün yüzücüler temel hususları öğrenmek zorundadır ve
bütün işletmeler de temel (işe başlama) faaliyetlerini öğrenmek zorundadır.
Adizes İşletme yaşam döneminin 10 aşamadan oluştuğunu söylemektedir:
1. Aşama: Arayış. Girişimci iş fikirleri üzerinde yoğunlaşır. Gelecekle ilgili
planlar yapar ve bu planlarla ilgili olarak konuşur. Şimdilik ortada işletme
yoktur.
2. Aşama: Çocukluk. Girişimci işletmesini kurar, dikkatini hayalî konulardan
gerçeklere kaydırır. Satış yapma ihtiyacı bu aşamada faaliyetlere, fırsatlara
yönelmeyi sağlar. Yazışmalar, kontrol, sistemler ve prosedürler bu
aşamada günde en az 16 saat çalışan, her şeyi kendi yapmaya çalışan
işletme kurucusu için önemli değildir.
3. Aşama: Hareketli. Hızlı büyümenin bu aşamasında satışlar hâlen kraldır.
İşletme başarılı oldukça işletme kurucusu da yanlış bir şey yapmadığını
düşünür. Her yerde fırsatlar vardır ve işletme kurucusu bu fırsatların
hepsinden aynı anda faydalanmaya çalıştığı için işletmeyi sıkıntıya
sokabilir. Çalışanlar birden fazla görev üstlenmeye başlarlar fakat bütün
kararlarlar işletme kurucusu tarafından alındığı için rahatsız olurlar.
4. Aşama: Ergenlik. Bu aşamada işletme yeni bir şekil alır. İşletme kurucusu
yeni yöneticiler işe alır ya da mevcutları terfi ettirir. Fakat uygulamada
yetki ve sorumluluk devri konusunda sıkıntılar vardır. İç çatışmalar artar ve
işletme hedeflerinden geçici olarak uzaklaşmaya başlar.
5. Aşama: Olgunluk. Girişimci tekrar işletmesine yoğunlaşır ve işletmenin
vizyonunu yeniden belirler. İşletme kontrol ve esneklik arasındaki dengeyi
sağlar. İşletme sürekli olarak müşterilerinin isteklerini karşılamaya ve
beklentilerini aşmaya çalışır. Organizasyonda yaratıcılık artar ve yeni
işletmeler ortaya çıkar. Büyüyen işletmede çalışanlar için yeni fırsatlar
ortaya çıkar.
6. Aşama: Durgunluk. Bir önceki aşama kadar olmasa bile işletme hâlen
güçlüdür. Yeni fikirlere açıktır ancak formülasyon ve büyüme aşamasında

31
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
KOBİ’lerin Arkasındaki İtici Güç: Girişimcilik

olduğu kadar cazip değildir. Yöneticiler kısa dönem sonuçlar üzerin


yoğunlaşırlar.
7. Aşama: Aristokrasi. Firmanın amacı dalgalanma olmamasıdır. Dışarıdaki
saygınlık sembolleri (giyim, ofis, dekor ve yazılar) oldukça önemli olmaya
başlar. Kendi yeni işletmelerini büyütmeye çalışmaktan ziyade yeni
fikirleri, yeni teknolojileri, patentleri ve yeni pazarları olan işletmeleri
almaya çalışırlar. İşletme kültürü, ne yapıldığı veya niçin yapıldığından
Sınırlı kaynakları, ziyade işlerin nasıl yapıldığı üzerinde durur. Yönetim, işletmeyi geçmişten
yetersiz yönetim geleceğe taşımak için neler yapıldığını esas alır.
tecrübesi ve finansal
8. Aşama: Şikayet ve sızlanma. Bu düşüş aşamasında nelerin yanlış yapıldığı
sıkıntılar nedeniyle
küçük işletmeler ve yanlışların nasıl düzeltileceğinden ziyade kimin hata yaptığı bulunmaya
büyüklerine nazaran çalışılır. “Cadı avı” kalıcı hâle gelir ve hata yapmaktan korkan çalışanlar
daha yüksek başarısızlık yaratıcılıklarını kaybederler. Yöneticiler gelir artırıcı stratejilerden ziyade
oranına sahiptir. maliyet düşürme stratejileri üzerinde dururlar.
9. Aşama: Bürokrasi. Eğer işletme 8.ci aşamada ölmediyse bürokrasi ortaya
çıkar. Prosedürler, kurallar ve politikalar yenilikçiliği ve yaratıcılığı yok
eder. Çalışanlar müşterilere hizmet etmeyi bırakıp kurallara uymaya
çalışırlar. Unutulan ve ihmal edilen müşteriler işletmeyi terk ederler.
10. Aşama: Ölüm. Bu son aşama birkaç yıl sürebilir veya aniden
gerçekleşebilir. Nakit akışı kesildiği için işletme faaliyetlerine devam
edemez.

KÜÇÜK İŞLETMELERİN BAŞARSIZLIK NEDENLERİ


Sınırlı kaynakları, yetersiz yönetim tecrübesi ve finansal sıkıntılar nedeniyle
küçük işletmeler büyüklerine nazaran daha yüksek başarısızlık oranına sahiptir.
Bazen küçük işletme yöneticileri işletmeyi başarılı bir şekilde yönetme
kapasitesine sahip değildirler. İşletme sahipleri işletmeyi yönetmek için liderlik
yeteneğine ve bilgisine sahip değildirler. Birçok yönetici bir işletmeyi yönetmek
için nelerin gerektiğini bilmez.

Tecrübe Yetersizliği
Küçük işletme yöneticileri girmek istedikleri alanda tecrübe sahibi olmak
zorundadırlar. Örneğin bir kişi perakende giyim eşyası işine girmeden önce bir
perakende giyim eşyası mağazasında çalışarak tecrübe edinmeli ve işin mahiyetini
öğrenmelidir. Bu tür bir tecrübe başarısızlık ile başarı arasındaki farkı belirler.
Muhtemel bir girişimcinin yeterli teknik bilgiye, işletmenin fiziksel işlevlerini
bilmeye, yeterli kavrama kabiliyetine, olayları gözünde canlandırma gücüne,
koordine etme becerisine, işletmenin farklı işlevlerini sinerji oluşturacak şekilde bir
bütün hâlinde yönetme yeteneğine ve daha yüksek performans elde etmek
amacıyla işletmedeki çalışanları motive etme yeteneğine sahip olması gerekir.

Finansal Kontrolün Zayıf Olması


Etkin bir yönetici işletmenin başarılı olması için finansal kontrolün önemli
olduğunu bilir. Birçok küçük işletme için finans yönetimindeki hata payı çok

32
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
KOBİ’lerin Arkasındaki İtici Güç: Girişimcilik

küçüktür ve uygun bir finansal kontrol sisteminin kurulmaması başarısızlığa yol


açar.

Yetersiz Stratejik Yönetim


Küçük işletme yöneticilerinin büyük bir çoğunluğu, stratejik yönetimin büyük
işletmeler için geçerli olduğunu düşünerek bu konuyu ihmal ederler. Yeterli zaman
Açıkça belirlenmiş bir olmadığını veya stratejik plan hazırlamak için işletmelerinin çok küçük olduğunu
strateji olmaksızın bir ileri sürerler. Ancak, planlama yapmakta başarısız olmak işletmenin hayatını
işletmenin pazarda devam ettirmede başarısız olmaya yol açar. Açıkça belirlenmiş bir strateji
rekabet avantajı olmaksızın bir işletmenin pazarda rekabet avantajı kazanması ve varlığını devam
kazanması ve varlığını ettirmesi mümkün değildir.
devam ettirmesi
mümkün değildir. Stratejik planın yapılması girişimciyi hedeflenen iş potansiyelini gerçekçi
olarak değerlendirmeye zorlar. Müşteriler satın almaya istekli mi? Hedef müşteri
kimdir? İşletme bu müşterilere nasıl ulaşacak ve elde tutacak? İşletme
müşterilerine mevcut işletmelerden daha iyi nasıl hizmet sağlayabilir? Bu soruların
cevapları stratejik planlarda yer almalıdır.

Kontrolsüz Büyüme
Büyüme herhangi bir işletme için doğal, sağlıklı ve istenen bir şeydir ancak
planlı ve kontrollü olmalıdır. İdeal olarak genişleme elde edilen dağıtılmamış kâr
ya da işletme sahibinin sermaye artışı sağlaması yoluyla finanse edilmelidir.
Büyüme genellikle organizasyon yapısında, stok ve finansal kontrol
süreçlerinde, personel görevlendirmelerinde ve diğer birçok işletme
uygulamalarında önemli değişiklikler yapılmasını gerektirir. Fakat en önemli
değişiklik yönetim uygulamalarında ortaya çıkar. İşletmenin büyüklüğü ve
karmaşıklığı arttıkça problemler de orantılı olarak artar ve yöneticiler bu
problemlerle uğraşmayı öğrenmek zorunda kalırlar. Bazen girişimciler kendilerini
geliştirmek için hızlı büyümeyi teşvik ederler.

Yanlış Kuruluş Yeri Seçimi


Herhangi bir işletme için yer seçimi kısmen sanat, kısmen bilimsel bir
faaliyettir. İşletme kuruluş yeri genellikle yeterli araştırma ve planlama
yapılmadan seçilir. Bazı işletme sahipleri sadece binanın boş olduğunu görerek
belirli bir yer seçerler. Fakat kuruluş yeri seçimi şansa bırakılamayacak kadar
İşletmeler, muhtemelen önemli bir konudur. Özellikle perakendeciler için işletmenin can damarı olan
ilk beş yıl içerisinde satışlar büyük ölçüde yer seçiminden etkilenir. Kırsal bir kesimde faaliyet gösteren
başarısız olurlar. bir tüccarın müşteri portföyü, kendisine yakın olan bir lokantanın müşterilerinden
Kurulduktan sonra
yakından etkilenir. Yer seçiminin uygun olmaması hâlinde satışlar bundan etkilenir
genellikle farklı liderlik
ve yönetim tarzları ve işletme başarısız olur.
gerekir. Yer seçiminde dikkate alınan başka bir faktör ise kira hadleridir. Satışlar
üzerinde fazla etkisi olmayan bir yer için işletme sabinin fazla kira ödememesi
uygundur. Yer seçiminin maliyetinin ne olduğu ve satışlar üzerinde ne tür bir etkisi
olduğu gibi iki önemli özelliği vardır.

33
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
KOBİ’lerin Arkasındaki İtici Güç: Girişimcilik

Yetersiz Stok Kontrolü


Küçük işletme yöneticileri en fazla yatırımı stoka yaptıkları hâlde en fazla
ihmal ettikleri konu da stok yönetimidir. Yetersiz stok seviyesi müşteri taleplerinin
karşılanamamasına ve müşteri kaybına neden olur. En yaygın karşılaşılan durum
yöneticilerin çok fazla stok bulundurmalarının yanı sıra yanlış stok türlerinden
bulundurmalarıdır. Küçük işletmelerin çoğu işletme sermayelerini gereksiz stok
kalemlerine bağlarlar.

Yetersiz “Girişimci Dönüşümü”


İşletmeler muhtemelen ilk beş yıl içerisinde başarısız olurlar. Kurulduktan
sonra genellikle farklı liderlik ve yönetim tarzları gerekir. İşletmelerin kurulduktan
sonra kendi alanında ya da farklı alanlardaki büyüme alternatiflerini ve iş
imkânlarını değerlendirmeleri gerekir. Büyüme, girişimcinin yetkilerini
devretmesini ve günlük faaliyetler üzerindeki kontrollerden elini çekmesini
gerektirir ki birçok yönetici bunu yapamaz. Firmalarının başarısı için mikro
yönetimden kaçınarak firmanın vizyonu, misyonu, değerleri ve firma kültürü ile
ilgilenmeleri gerekir.

Başarısızlık Olgusunun Gündemde Tutulması


Hızlı değişim nedeniyle oluşan belirsizlik ortamında bir iş kuran girişimci
başarısızlık faktörünün kendi hayatının bir parçası olduğunun farkındadır ancak bu
korku onları felç etmemelidir. Bunun yerine, başarısızlıklarını işletmesinin varoluş
nedenlerini açıkça belirlemede kullanmalıdır. Sıfırdan yeni bir işletme kurmanın
heyecanı, işletmenin başarısız olma korkusundan daha büyüktür.
Başarısızlıklarından ders alarak daha iyisini yapmak için bunu bir fırsat
olarak görmelidir. Başarılı girişimciler başarısızlığı, başarıya giden yolda bir atlama
taşı olarak görürler.
Başarısızlık bir şeyler yapma sürecinin doğal bir parçasıdır. Hiçbir şey
yapmayan ya da hiçbir işe teşebbüs etmeyen kişiler başarısız olmazlar. Girişimci
başarısı direnmeyi ve esnekliği gerektirir.
Bireysel Etkinlik

• İşletme sahibi olmanın faydalarını tartışınız.


• İşletme ömür dönemlerini faklı sektörlerdeki işletmeler için
değerlendiriniz.

İyi yazılmış bir iş planı,


yeni girişimcinin işin
başarılı olması için
KÜÇÜK İŞLETMELERİN BAŞARISIZ OLMASI NASIL
yaptığı çalışmalara ÖNLENEBİLİR?
verilen en büyük
katkıdır. Küçük işletmelerin başarısız olmasına yol açan birçok neden vardır.
İşletmenin başarılı olmasını sağlamak için bu nedenleri incelemek ve bunlardan

34
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
KOBİ’lerin Arkasındaki İtici Güç: Girişimcilik

kaçınmak gerekir. Girişimin başarılı olması bir ürün veya hizmet fikrinden daha
fazlasını gerektirir. Ayrıca, belirli bir uygulama planı, yeterli kaynak (hem sermaye
hem insan) olması ve bu kaynakları bir araya getirme ve koruma yeteneğinin
olması gerekir. Aşağıda verilen başarı önerileri doğal olarak işletmelerin
başarısızlık nedenlerinden elde edilmiştir.

İşinizi Bütün Ayrıntılarıyla Bilin


İşle ilgili uygun tecrübeye sahip olunması gerektiğini daha önce belirtmiştik.
İşinizi kurmadan önce kendi iş alanınızla ilgili iyi bir eğitim almış olmak işinizi
kurmayı kolaylaştırır. Sektörünüzle ilgili bütün yazıları, dergileri ve kitapları
okuyun. Tedarikçilerle, meslek kuruluşlarıyla, müşterilerle aynı sektördeki diğer
kişilerle kişisel temas kurmak bilgi toplamanın bir başka yoludur. Başarılı
girişimciler işlerine devam ettikleri sürece farklı kaynaklardan mümkün olduğu
kadar bilgi toplarlar ve işleri, pazarları ve müşterileri hakkındaki bilgileri
öğrenmeye devam ederler.

İş Planı Hazırlayın
İyi yazılmış bir iş planı, yeni girişimcinin işin başarılı olması için yaptığı
çalışmalara verilen en büyük katkıdır. İyi bir plan olmaksızın işletmenin gerçek
yönünü bulması oldukça zordur. Maceraya ve hareketliliğe meyilli olan girişimciler
genellikle herhangi bir hazırlık yapmadan, işin esaslarını belirlemeden bir işin
üzerine balıklama atlarlar. (Hisrich, R. D. 2002)
Planlama kişilerin “ Sanırım kasabada sağlık ürünleri için yeterli talep var.”
gibi hatalı ya da yanlış varsayımlar yapmasını da engeller. Tecrübeli girişimci bu
varsayımları araştırır karar verip işe girmeden önce konuyla ilgili gerçek bilgileri
elde eder.

Finansal Kaynakları Yönetin


Finansal problemlere karşı en iyi savunma, pratik bilgi sistemleri geliştirmek
ve işletme kararlarında bu bilgileri kullanmaktır. Finansal durumu iyi olmadıkça
hiçbir girişimci işletmesi üzerinde kontrol sahibi olamaz.
Uygun bir şekilde analiz Finansal kaynakları etkin bir şekilde yönetmenin ilk adımı yeterli miktarda
edildiğinde ve başlangıç sermayesine sahip olmaktır. Girişimcilerin çoğu oldukça az sermaye ile
yorumlandığında
işe başlar. Tecrübeli bir girişimci, “Bir işe girmeden önce ne kadar sermayeye
finansal tablolar,
işletmenin durumunu ihtiyacınız olduğunu tahmin edin ve bunu ikiyle çarpın!” önerisinde
sağlıklı bir şekilde bulunmaktadır. Bu, girişimcinin iş kurduğunda maliyetlerinin beklediğinden fazla
gösterirler. olacağı anlamına gelmektedir.
Herhangi bir küçük işletme için en değerli finansal kaynak nakittir. İşe yeni
başlayan işletmeler, siparişler veya müşteri sayısı arttıkça daha çok ham maddeye,
daha çok ücret ödemeye ve daha fazla masraf etmeye başlarlar. Satışlardan gelir
elde edinceye kadar geçen sürede ortaya çıkan bu günlük masrafları ödeyebilmek
için işletmeler nakit ihtiyaçlarını ayarlamak zorundadırlar. Ayrıca, yöneticilerin
gelir ve kâr arasındaki anlam farkını iyi kavramaları için düzenli bir muhasebe
sisteminin oluşturulması gerekir.

35
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
KOBİ’lerin Arkasındaki İtici Güç: Girişimcilik

Finansal Tabloları Kullanın


Her işletme sahibi işletmesinin durumunu öğrenmek için finansal tablolara
ve kayıtlara güvenmek zorundadır. Genellikle bu kayıtlar kontrol için değil vergi
amacıyla kullanılır. İşletmede neler olduğunu doğru tespit etmek için işletme
sahibi temel muhasebe ve finans bilgisine sahip olmalıdır.
Uygun bir şekilde analiz edildiğinde ve yorumlandığında finansal tablolar
işletmenin durumunu sağlıklı bir şekilde gösterirler. Potansiyel problemlerin
belirlenmesinde yardımcı olurlar. Örneğin, satışların düşmesi, kârların azalması,
borçların artması ve çalışma sermayesinin tükenmesi hemen ele alınması gereken
potansiyel ölümcül problemlerin belirtileridir.

İnsanları Etkin Bir Şekilde Yönetin


Hangi tür bir işletme kurarsanız kurun insanları yönetmeyi bilmeniz gerekir.
Her işletmenin temeli iyi eğitimli ve istekli çalışanlara dayanır. İşletme sahibi her
şeyi tek başına yapamaz. Girişimcinin istihdam edeceği kişiler, işletmenin
tırmanabileceği yüksekliği veya düşeceği durumu belirler. Nitelikli eleman temini
ve bu elemanların elde tutulması oldukça zordur. Başarılı girişimciler, çalışanlarına
değer verir ve belirli yollarla takdirlerini gösterirler.

İşinizi Rakiplerin İşinden Farklılaştırın


Rakiplerini kopyalayarak onların yaptığının aynısını yapan işletmeler,
genelde başarısız olurlar. Başarılı girişimciler aynı ürün ya da hizmeti satıyor
olsalar bile rakiplerinden daha iyi olduklarını müşterilerine göstermeye çalışırlar.
Özellikle finansal açıdan büyük firmalar karşısında faaliyet gösteren küçük
işletmeler için bu oldukça önemlidir. İşletmeyi diğerlerinden farklılaştırmanın en
ideal yolu en iyi yaptığınız işe yönelmektir. Küçük işletmeler için esas olan şey
müşteri hizmeti, konfor, hız, kalite veya müşteriyi memnun etmek ve işletmeye
çekmek için önemli olan her şeydir.
İşletmenin başarılı
olması için girişimcinin Hızınızı Ayarlayın
işe karşı olumlu bir
zihinsel tutuma sahip Bir işe başlamak, bir maratona başlamak gibidir. Eğer fiziksel ve zihinsel
olması ve işine disiplinli olarak hazır değilseniz işe başlamamanız önerilir. İlk günlerde işletmenin başarısı
bir şekilde sahip olması için çok yüksek enerji ve istek gerekir. Bu nedenle sağlıklı olmak gereklidir. Stres
gerekir. eğer kontrol altında tutulamıyorsa birçok girişimci için en önemli problemdir.
İşletmenin başarılı olması için girişimcinin işe karşı olumlu bir zihinsel
tutuma sahip olması ve işine disiplinli bir şekilde sahip olması gerekir. Başarılı
girişimciler sahip oldukları en değerli kaynağın zaman olduğunu bilirler ve bunu
etkin bir şekilde kullanmaya çalışırlar. Girişimcilerin işlerine, ürün ya da
hizmetlerine, müşterilerine ve topluma karşı bir tutkuları yoksa başarılı olmaları
mümkün değildir. Tutku, başarısız olan bir girişimcinin geri dönmesine, tekrar
denemesine ve tekrar zirveye çıkmasına yardımcı olur.

36
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
KOBİ’lerin Arkasındaki İtici Güç: Girişimcilik

Örnek
•Büyük işletmelerin çoğunun iş planı yapması başarı açısından
önemlidir.

• Küçük işletmelere kredi veren bir banka yöneticisi ile


Bireysel Etkinlik

görüşünüz. Küçük işletmelerin başarılı olması için hangi


faktörlere önem verdiğini öğreniniz.Hangi faktörlerin
işletmeyi başarısızlığa sürüklediğine inanıyor? Yeni bir
işletmeye kredi vermek için işletmenin hangi özelliklerine
dikkat ediyor? Araştırınız.

37
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
KOBİ’lerin Arkasındaki İtici Güç: Girişimcilik

•Girişimcilik ülkemizde de en önemli konulardan biri hâline gelmiştir.


Girişimciler, risk alarak toplumun ihtiyaç duyduğu mal ve hizmetleri temin
ederler.
•Uygun risk alma, sorumluluk, başarı için kendi yeteneklerine güven, yüksek
enerji seviyesi, organizasyon yeteneği, parayla ölçülen bir başarma isteği gibi
Özet
özellikler girişimcilerin ortak özellikleridir.
•Girişimci, belirsizlik ortamında kâr ve büyüme hedeflerine ulaşmak için
fırsatları tespit eden, bu fırsatlarla ilgili kaynakları bir araya getirerek yeni bir
iş kuran kişidir. Girişimciler kendi hayatları üzerinde kontrol sahibi olmak,
bağımsız olmak, topluma katkıda bulunmak ve sevdikleri işi yapmak gibi
nedenlerle kendiişlerini kurarlar.
•KOBİ açılım olarak küçük ve orta boyutlu işletmeler demektir. Bir işletmenin
KOBİ olabilmesi ve KOBİ’ler için yapılmış düzenleme, teşvik ve hibelerden
yararlanabilmesi için öncelikle yapısal ve mali özelliklerinin ilgili resmî tanıma
uygun olması gerekmektedir. Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin (KOBİ)
Tanımı ve Nitelikleri Belirleyen Yönetmelik, günün şartlarına göre revize
edilerek 24 Haziran 2018 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe
girmiştir. Yönetmelik kapsamında yapılan değişiklikler arasında, KOBİ
tanımının kriterlerinden “yıllık net satış hasılatı” ve “mali bilanço” üst limiti
40 milyon TL’den 125 milyon TL’ye yükseltilirken, yıllık çalışan personel sayısı
üst limiti 250 çalışan olarak korunmuştur.
•Küçük işletme kurmanın bazı olumsuz yönleri vardır. Kurulan bir işletmenin
varlığını devam ettirmesinin ve kâr etmesinin bir garantisi yoktur. Yeni bir
işletmeyi yönetmek için gereken zaman ve enerji işletme sahibi ve aile üyeleri
arasında gerginliğe sebep olabilir.
•Girişimciliğin bir kahraman gibi görülmesi, ekonomik ve demografik faktörler,
hizmet ekonomisine kayma, teknolojik ilerlemeler, daha bağımsız bir hayat
tarzı ve artan uluslararası fırsatlar girişimciliğin önemini artırmıştır.
•Küçük işletmeler ülke ekonomisinin büyük bir kısmını oluşturmaktadır.
İstihdam ve üretim açısından da önemli yer tutmaktadır.
•Yeni kurulan işletmelerin büyük bir kısmının ilk beş-altı yıl içerisinde
kapandığı görülmektedir. Yetersiz yönetim, zayıf finansal kontrol, planlamada
başarısız olma, yanlış yer seçimi, stok kontrolünün yetersiz olması, uygun
olmayan yönetim tutumları ve yetersiz “girişimci dönüşümü” işletmelerin
başarısız olma nedenleri arasında yer almaktadır.
•Hızlı değişim nedeniyle oluşan belirsizlik ortamında bir iş kuran girişimci
başarısızlık faktörünün kendi hayatının bir parçası olduğunun farkındadır.
Ancak bu korku onları felç etmemelidir. Başarısızlıklarından ders alarak daha
iyisini yapmak için bunu bir fırsat olarak görmelidir. Başarılı girişimciler
başarısızlığı, başarıya giden yolda bir atlama taşı olarak görürler.
•Küçük işletme yönetiminde ortaya çıkabilecek sorunlar analiz edilmeli ve
bunları önlemenin yolları bulunmalıdır. Başarısızlıktan kaçınmak için küçük
işletme yöneticisinin kullanabileceği birçok taktik vardır. İşin bütün detayları
ile bilinmesi, gerçekçi bir iş planının hazırlanması, finansal kaynakların etkin
bir şekilde kullanılması, finansal tabloların anlaşılması, çalışanların etkin bir
şekilde yönetilmesi, işletmenin rakiplerden farklılaştırılması ve girişimcinin
kendi hızını ayarlaması gibi konularda girişimci bilgi sahibi olmalıdır.

38
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
KOBİ’lerin Arkasındaki İtici Güç: Girişimcilik

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Özellikle perakendeciler için işletmenin can damarı olan satışlar büyük
ölçüde ………………den etkilenir?
Cümlede boş bırakılan yere aşağıdaki ifadelerden hangisi getirilmelidir?
a) Yer seçimi
b) Stok kontrolü
c) Finansman
d) Kontrolsüz büyüme
e) Muhasebe

2. Aşağıdakilerden hangisi girişimcilerin özelliklerinden değildir?


a) Pazardaki fırsatları görebilme
b) Küçük işletmeleri başarı ile yönetme
c) Rekabeti yaşam biçimi olarak görme
d) Geleneksel ve tutucu yapıda olma
e) Fırsatları iş fikrine çevirebilme

3. Aşağıdakilerden hangisi işletme yaşam dönemi aşamalarından biri


değildir?
a) Arayış
b) Çocukluk
c) Sıçrama
d) Ergenlik
e) Olgunluk

4. I. Yüksek stres seviyesi


II. Düzensiz gelir
III. Tam sorumluluk
Yukarıdakilerden hangisi ya da hangileri girişimciliğin olumsuz
yönlerindendir?
a) Yalnız I
b) Yalnız III
c) I ve III
d) II ve III
e) I, II ve III

5. Girişimci kelimesini ekonomik teoride ilk kez 1730’lu yıllarda yazılan bir
eserde kullanan kişi kimdir?
a) Joseph A. Schumpeter
b) Jean Baptise Say
c) Richard Cantillon
d) Adam Smith
e) David Ricardo

39
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
KOBİ’lerin Arkasındaki İtici Güç: Girişimcilik

6. Dışarıdaki saygınlık sembollerinin (giyim, ofis, dekor ve yazılar) oldukça


önemli olmaya başladığı işletme yaşam dönemi aşaması hangisidir?
a) Aristokrasi
b) Ergenlik
c) Olgunluk
d) Arayış
e) Şikayet

7. Aşağıdakilerden hangisi küçük işletme sahibi olmanın faydalarından biri


değildir?
a) Bağımsız olma
b) Farklılık yapma fırsatı
c) Kendi hayatını kontrol edebilme
d) Topluma katkı
e) Çok para kazanabilme

8. Aşağıdakilerden hangisi küçük işletmelerin başarısızlık nedenlerinden biri


değildir?
a) Yetersiz yönetim
b) Plansızlık
c) Pazarın çabuk büyümesi
d) Yanlış kuruluş yeri seçimi
e) Finansal kontrol yetersizliği

9. Girişimci, başarısızlığa uğradığında ne yapmalıdır?


a) Korkmalıdır
b) Başarı için atlama taşı olarak görmelidir
c) İşi bırakmalıdır
d) Dikkate almamalıdır
e) Hiçbiri

10. Aşağıdakilerden hangisi başarısızlığı önlemede kullanılmaz?


a) Uygun iş planı hazırlamak
b) Finansal kaynakları etkin kullanmak
c) İşletmeyi diğerlerinden farklılaştırmak
d) Hızlı büyümeye çalışmak
e) İnsan kaynaklarını etkin yönetmek

Cevap Anahtarı
1.a, 2.d, 3.c, 4.e, 5.c, 6.a, 7.e, 8.c, 9.b, 10.d

40
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18
KOBİ’lerin Arkasındaki İtici Güç: Girişimcilik

YARARLANILAN KAYNAKLAR
Büyüköztürk, Ş., Kılıç Çakmak, E., Akgün, Ö.E., Karadeniz, Ş. ve Demirel, F. (2012).
Bilimsel araştırma yöntemleri (13. baskı). Ankara: Pegem Akademi Yayınları.
Norman M. Scarborough, Thomas W. Zimmerer, Effective Small Business
Management:an entrepreneurial Approach, 6. Ed.Prentice-Hall Inc. (1999)
Doğan, M. (2012). İşletme Ekonomisi ve Yönetimi, 10. Baskı, İzmir: Nobel
Akademik Yayıncılık
ÇELİK, Adnan ve Akgemci, Tahir. (2010). Girişimcilik Kültürü ve KOBİ’ler, Ankara:
Nobel Yayın.
Özkan, A. (2017). Her Yönüyle KOBİ'lerin Yönetim Sorunları ve Çözüm Önerileri,
Ankara: Nobel Bilimsel Eserler
Tikici, M. vd. (2009). Girişimcilik ve Küçük İşletmeler, Ankara: Nobel Yayın.
Rachman, D. J. vd. (1993). Business Today, International Edition, London: McGraw
Hill Inc..
Tekin, M. (2005). Hayallerin Gerçeğe Dönüşümü Girişimcilik, Yenilenmiş 4. Baskı,
Konya: Günay Ofset.
Bozacı, İ. (2015). Girişimcilik. İstanbul: Beta Yayınları.
TÜSİAD. (1997). Türkiye’de Girişimcilikle İlgili Sorunlar ve Çözümler, İstanbul:
TÜSİAD Yayını, No. T/87.10.103.
Varoğlu, D. vd. (2016). Genel İşletmecilik Bilgileri, Ankara: Siyasal Kitabevi.
Drucker P.F. (2003), Geleceğin Toplumunda Yönetim, Çev: Mehmet Zaman,
Hayat Yayınları, İstanbul.
Müftüoğlu T. (2003), Girişimciler İçin İşletme Yönetimi, Editör; Tülin Durukan, Gazi
Kitabevi, Ankara.
Çetindamar D., (2002), Türkiyede Girişimcilik, Yayın No: Tüsiad-T/2002- 12/340.
Hisrich, R. D. (2002). Entrepreneurship, 5. Edition, New York: McGraw-Hill Irwin
Aytaç, Ömer (2006); “Girişimcilik: Sosyo-Kültürel Bir Perspektif”, Dumlupınar
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı: 15, s. 139-160.

41
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19
GİRİŞİMCİLİKTE BAŞARI
FAKTÖRLERİ VE BAŞARISIZLIK
NEDENLERİ

• Girişimcilikte Başarı Faktörleri


• Girişimcilikte Başarısızlık
GİRİŞİMCİLİK VE
İÇİNDEKİLER

Nedenleri
• KOBİ’lerde Başarısızlık
Nedenleri
KÜÇÜK İŞLETMELER
• Küçük İşletmelerin En Önemli
On Yanlışı
Prof. Dr. Orhan
KÜÇÜK

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


HEDEFLER

• Girişimcilikte başarı faktörlerinin neler


olduğunu öğrenecek,
• Girişimcilikte başarısızlık nedenlerini
sıralayabilecek,
• KOBİ’lerde başarısızlık nedenlerini
bilecek,
• Küçük işletmelerin en önemli on yanlışı
hakkında bilgi sahibi olacaksınız.
ÜNİTE

© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
3
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Girişimcilikte Başarı Faktörleri ve Başarısızlık Nedenleri

Uygun İş Fırsatı

Uygun Zamanın Seçilmesi

GİRİŞİMCİLİKTE BAŞARI FAKTÖRLERİ VE BAŞARISIZLIK NEDENLERİ


GİRİŞİMCİLİKTE BAŞARI
Yönetim Yeteneği
FAKTÖRLERİ

Fon Kaynaklarının Varlığı

Risk Güvencesi

Uygun Olmayan Kuruluş


Yeri

Zamanlama

GİRİŞİMCİLİKTE
Yetersiz Sermaye
BAŞARISIZLIK NEDENLERİ

KOBİ’LERDE BAŞARISIZLIK
Rekabet Koşulları
NEDENLERİ

KÜÇÜK İŞLETMELERİN EN Girişimciye İlişkin


ÖNEMLİ ON YANLIŞI Eksiklikler

43
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Girişimcilikte Başarı Faktörleri ve Başarısızlık Nedenleri

GİRİŞ
Girişimciler hayallerini veya daha somut planlarını girişimcilikleriyle hayata
geçirirler. Fakat bunun sağlıklı veya rasyonel biçimde yapılabilmesi için
işletmeciliğin ve girişimciliğe ilişkin en azından temel bilgilerin bilinmesi gereklidir.
Eğer bilinmiyorsa büyük beklentilerle girişilen işler hüsranla sonuçlanabilir.
Girişimcileri başarılı kılan veya başarısızlıklarına neden olan birtakım
faktörler vardır. Bu faktörler, girişimciler için işe başlamadan önce bir kontrol listesi
gibi değerlendirilebilir. Bunun sonucunda başarı faktörlerinin mi yoksa başarısızlık
faktörlerinin mi daha ağırlıklı olduğu, mevcut durumun nasıl iyileştirilebileceği
tespit edilebilir.
Gİrişimciyi başarılı kılan hususların varlığı ne kadar önemliyse girişimcinin
başarısızlığına neden olan faktörlerin olabildiğince azaltılması da bir o kadar
önemlidir. Uygun iş için uygun zamanda girişimde bulunulması ne kadar önemliyse
uygun olmayan kuruluş yeri, zamanlama hatası ve yönetim yeteneğinin eksik
olması da bir o kadar önem arz etmektedir.
Çoğunluğunun, ilk beş yılda kapandığı ifade edilen Küçük ve Orta
Büyüklükteki İşletmelerin temel başarısızlık nedenleri; piyasayı yeterince
tanımama, haksız rekabet, yönetim yeteneğindeki eksiklikler olarak ifade edilebilir.
KOBİ’lerin bunlara dikkat etmesi, müşterilerini tanımama, işgörenleri
önemsememe ve bir pazarlama planının olmaması gibi temel yanlışlara düşmemesi
gerekir.
Bakıldığında, gerek girişimcilikte başarı faktörleri ve başarısızlık nedenleri,
gerekse KOBİ’lerin başarısızlık nedenlerinin bir kısmı girişimcinin kendisine ait
durumları, bir kısmı da piyasaya, rekabet koşullarına ilişkin durumları içermektedir.
Uzun süre piyasada varlığını sürdürebilmek için girişimcilerin girişimcilik konusunda
kendilerini geliştirmeleri, piyasayı iyi tanımaları, zamanında ve doğru faaliyet
kolunda işe başlamaları büyük önem arz etmektedir.
Bu bölümde girişimcilikte başarı faktörleri ve başarısızlık nedenleri
açıklanarak küçük işletmelerin başarısızlık nedenleri ve yine küçük işletmelerin en
önemli on yanlışı anlatılmaktadır.

GİRİŞİMCİLİKTE BAŞARI FAKTÖRLERİ


Büyük işletmeler açısından girişimciliğin önemi tartışılmazdır. Fakat özellikle
küçük işletmelerde girişimci, aynı zamanda yönetici veya bazı bölümlerin işlerini bizzat
yürüten, iş yerinde bizzat çalışan kişi olarak ayrı bir önemi haizdir. Küçük işletmelerin
çoğunlukla emek yoğun olan yapıları ve pek çok işletme işlevinin girişimcide toplandığı
dikkate alındığında, girişimcinin önemi daha da artmaktadır.
İşletmenin başarıya ulaşmasında temel görevin girişimciye ait olduğu
açıktır. Bu realite doğrultusunda, başarılı olabilmek için bir girişimcinin temel
girişimcilik özelliklerini taşıması gerektiği söylenebilir.
Başarılı ve başarısız bir girişimci, kişisel ve buna bağlı olarak karar alma

44
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Girişimcilikte Başarı Faktörleri ve Başarısızlık Nedenleri

yeteneği ile birbirinden ayrılmakla birlikte, bir işe başlarken girişimci özelliklerine
ilaveten göz önünde bulundurulması gereken bazı başarı faktörleri de vardır.
Bu başarı faktörlerinin başlıcaları şöyle sıralanabilir:

 Uygun iş fırsatı
 Uygun zamanın seçilmesi
 Yönetim yeteneği
 Fon kaynaklarının varlığı ve
 Risk güvencesi

Uygun İş Fırsatı
Uygun iş fırsatından kasıt, ihtiyaç duyulan bir alanda hâli hazırda pazarda
yatırımın bulunmayışı olabileceği gibi, mevcut yatırımların müşteri ihtiyaçlarını
yeterince tatmin edememesi de olabilir. Fırsat girişimciliği ve yaratıcı girişimcilik
şeklinde iki kısımda incelediğimiz girişimciler ya piyasada oluşabilecek fırsatları
İşe başlarken uygun kollayarak ya da müşterilerin olabilecek muhtemel ihtiyaçlarını önceden tespit
zamanın seçilmesi, en
ederek ilgili alanlara yatırım yapmak suretiyle girişimci niteliğini kazanırlar.
önemli başarı
faktörlerinden biridir. Girişimciler, yapacakları pazar araştırmaları ile müşterilerin mevcut
Burada önemli olan, ihtiyaçlarını ve bu ihtiyaçların var olan yatırım veya ürünlerle yeterince karşılanıp
yatırım yapmak için en karşılanmadığını tespit etmelidirler. Yine yapılacak araştırmalar sonucunda kendi
uygun dönemin
yaratıcı zekâlarını da kullanarak, müşterilerin ihtiyaç duyduğu fakat piyasada
seçilmesidir.
mevcut olmayan ürünleri belirleyerek bu ürünleri üretmek suretiyle başarı elde
edebilirler. Burada dikkat edilecek bir konu da potansiyel rakiplerin rekabet
güçleridir. Girişimci, rakiplerin rekabet güçlerini ve kendi kaynaklarını da dikkate
alarak pazarın tümünü veya belli bir bölümünü kendisine hedef pazar olarak
seçmelidir.

Uygun Zamanın Seçilmesi


İşe başlarken uygun zamanın seçilmesi, en önemli başarı faktörlerinden
biridir. Burada önemli olan, yatırım yapılacak alanda yatırım yapmak için en uygun
dönemin seçilebilmesidir. Bazen kriz ortamlarında bazı ürünlerin satışları
artabilirken, bazen de bir pazarda bir ürüne ilişkin kıyasıya yaşanan bir rekabetin
sonunda, bazı işletmelerin pazardan çekilmek zorunda kaldıkları dönemler, o işe
atılmak için en uygun dönemler olarak değerlendirilebilir.
Ekonomik konjonktürün iyi okunabilmesi, ödeme gücü ve talep düzeyine
ilişkin doğru tahminlerde bulunulabilmesi, zamanın seçiminde son derece
önemlidir. Durgunluk döneminde iş gücü ücretleri düşebilir ve bu durum
maliyetlerin düşük olacağı anlamına gelebilir. Fakat durgunluk dönemlerinde düşük
ücretler veya daha kötüsü yaşanacak işten çıkarmalar, satın alma gücünün
azalacağının da bir göstergesidir.
Ekonomi iyiye giderken, her sektörde işlerin iyi olacağını söylemek de çok
rasyonel olmayacaktır. Ekonomik göstergeler iyileşmesine rağmen, Sektörel bazda
bazı olumsuz durumların yaşanması söz konusu olabileceği gibi, aynı sektörde
piyasanın kaldıramayacağı kadar çok sayıda kuruluşun piyasaya girmesi de

45
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Girişimcilikte Başarı Faktörleri ve Başarısızlık Nedenleri

mümkündür. Bu durum da şiddetli rekabeti ve bazı firmaların piyasadan çekilmek


zorunda kalmalarını beraberinde getirebilir.

Yönetim Yeteneği
Yönetim, sadece beşerî faktörlerin değil, iş yerindeki bütün kaynakların
planlanmasını, yönlendirilmesini ve koordine edilmesini kapsayan, geniş kapsamlı
bir kavramdır.
Yönetimin sanat mı yoksa bir bilim mi olduğuna dair tartışmalar
yaşanmış olmakla birlikte, girişimcinin taşıması gereken en önemli niteliklerden
biri olduğu su götürmez bir gerçektir.
Tecrübe; bir süreç boyunca insanların karşılaştıkları olay ve durumlar
Tecrübe, bir süreç sonucunda elde etmiş oldukları, çoğu öğrenilerek elde edilemeyecek olan
boyunca insanların
kazanımlardır.
karşılaştıkları olay ve
durumlar sonucunda Yönetim yeteneği tecrübe ile de birleştirildiğinde, girişimci sorunların
elde etmiş oldukları, üstesinden rahatlıkla gelebilecek, yeni durumlara kendisini ve işletmesini
çoğu öğrenilerek elde uyarlayabilecektir.
edilemeyecek olan
kazanımlardır. Fon Kaynaklarının Varlığı
Yapılacak her işin bir bedeli vardır. Bu bedel ancak ödendikten sonra,
yatırımlardan bir getiri elde edilebilir.
İşletmenin kurulması için gerekli olan makine ekipman, bina, arazi, teknoloji
alımları gibi maddi ve patent vb. maddi olmayan varlıkları bir araya getirebilmek
amacıyla bulundurulması, sahip olunması beklenen sermayeye yatırım sermayesi
denir.
Yatırım tamamlanıp işe başlandıktan sonra ilk kazançlar elde edilinceye
kadar geçecek süre içerisinde, iş gücü ücretleri, ham madde alımı, enerji
harcamaları gibi gereken harcamaları yapmak üzere ihtiyaç duyulan para tutarı ise
çalışma sermayesi olarak anılmaktadır.
Bir işe başlamadan önce, bu iş için gerekli olan sermaye tutarının gerçekçi bir
biçimde hesap edilmesi gerekir. Girişimci bu kaynağın tamamına sahip olmayabilir.
İhtiyaç duyulan sermayenin, girişimcinin olanaklarını aşan kısmı, kredi veya çeşitli
borçlanma yöntemleri ile elde edilebilir. Yatırımın geri dönüş oranı ve borçlanma
fiyatı dikkate alınarak girişimci bir tercihte bulunur.
İşletmelerin çoğunun, kâra geçmek için belli bir dönem beklemek zorunda
olmaları ve özellikle küçük işletmelerin kâra geçinceye kadar ailenin geçimini
sağlama yükümlülüğü de dikkate alınarak işe girişmeden önce, yatırım bittikten ilk
kazançlar elde edilene kadar geçecek olan sürenin iyi tahmin edilmesi gerekir. Bu
arada, borçların geri ödeme sürelerinin de dikkate alınması zorunludur.
Öz kaynaklar ve borçların uygun oranlarda bir araya getirilmesi esastır. Bu
oran için genellikle, sermayenin hiç olmazsa %60’ının öz kaynaklardan karşılanması
gerektiği ve çalışma sermayesinin de sektöre göre değişmekle birlikte, bir yıl daha
doğru olmakla birlikte, en az altı aylık bir faaliyeti sağlayacak miktarda olması

46
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Girişimcilikte Başarı Faktörleri ve Başarısızlık Nedenleri

kabul görmektedir.

Risk Güvencesi
Literatürde işletmelerin çevre şartlarından biri olarak çevresel belirsizlik
ifade edilmektedir.
Çevresel belirsizlik, doğal afetler veya krizler gibi beklenmeyen durumları da
Bir işe başlamadan içine alacak şekilde, pazarda, özellikle dış unsurlardan kaynaklanacak farklılıkları,
önce, bu iş için gerekli
işletme faaliyetlerini etkileyecek tehdit ve bazen de fırsatları kapsamaktadır.
olan sermaye tutarının
gerçekçi bir biçimde Yine, işletmeler sistem yaklaşımı çerçevesinde ele alındığında, ekonomik
hesap edilmesi gerekir. sistemi meydana getiren ögeler olarak karşımıza çıkmaktadır. Ekonomik sistemin
birer alt sistemi olan işletmeler, dış çevre ile ilişkileri olması nedeniyle, açık ve
toplum içerisinde insanlara yönelik faaliyet göstermeleri nedeniyle de sosyal
sistemlerdir.
Çevreye uyumun son derece önem arz ettiği, açık ve sosyal sistemler olan
işletmelerin, dış çevreyi kendi amaçları doğrultusunda uyarlayabilmeleri aktif
uyumu ifade eder.
Çoğunlukla kendi kaynakları üzerinde tasarruf edebilen işletmelerin bazen
siyasi ve politik çevre şartlarını da etkileyebildikleri görülmektedir. Bunun dışında
işletmeler, etkileyemeyecekleri ve yönlendiremeyecekleri başka gelişmelerle de
karşı karşıyadır.
Başarı faktörü olarak risklere karşı güvence, gelişmelere hazırlıklı olma ve
değişikliklere uyum sağlamayı ifade eder. Bunlar, doğacak fırsatların
değerlendirilmesi şeklinde olabileceği gibi, beklenmeyen durumlarda işletmenin
düşebileceği sıkıntılar dikkate alınarak işletme faaliyet ve kaynaklarının sigorta
kapsamına alınması (yangın, doğal afet vs. sigortaları) şeklinde de olabilir.
Risk durumu, iş piyasasında işletmeler için özellikle de KOBİ’ler için her
zaman var olacaktır. Risk kavramının olumsuz anlamından ötürü çoğunlukla
beklenmeyen olumsuz durumlarla karşılaşılması, pazarda daralma, üretim
imkânlarıyla ilgili bir zorluk yaşanması, doğal afet hâli gibi durumlar risk faktörleri
olarak ele alınabilir.
KOBİ’ler için yerine getirilemeyecek düzeyde bir beklenti oluşturulması ve
bunun neticesinde nitelik veya nicelik olarak karşılanamayacak bir talebin oluşması
da ciddI bir risktir. KOBİ’lerin müşteri beklentilerini doğru oluşturma konusunda
hassas davranmaları gerekmektedir.
Müşteri beklentilerinin niceliği itibariyle bakıldığında da eğer üretim
kapasitesi beklentinin gerisinde kalırsa yine müşteri memnuniyetsizlikleri
oluşacaktır. Bu durum, tamamen gereksiz bir talep oluşturma ve ardından yaşanan
cevap verememe ve memnuniyetsiz müşteri oluşturma hâlidir.
Belirsizlik durumunda ya pazarda talep artışı ve talep azalışı sözkonusu
olacaktır. KOBİ’lerin bu iki duruma karşı da hazırlıklı olması gerekir. İlave talep
oluşursa bu üretim açığını karşılayacak fason üretim desteği önceden

47
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Girişimcilikte Başarı Faktörleri ve Başarısızlık Nedenleri

belirlenmelidir. Şayet talep daralması yaşanırsa da yeni Pazar alanları bakımından


alt yapılar oluşturulmalıdır. Bundan sonra hangi durum gerçekleşirse ona göre “B
Planı” devreye sokulmalıdır.

Başarı faktörü olarak •Girişimcilikte en önemli başarı faktörü ve en önemli başarısızlık

Bireysel Etkinlik
risklere karşı güvence, nedeni ne olabilir? Niçin?
gelişmelere hazırlıklı •Kendiniz ve arkadaşlarınızın fikirlerini bu konuda karşılıklı olarak
olma ve değişikliklere değerlendirin ve girişimcinin kararının ne kadar önemli olduğunu
uyum sağlamayı ifade kavramaya çalışın.
eder. •Küçük işletmelerin ilk beş yıl içinde kapanmalarında girişimcinin
etkisinin toplam içindeki payı ne olabilir? Araştırınız.
•Girişimcilikte başarısızlık nedenlerini girişimci ne kadar elimine
edebilir? Nerelerden yardım alabilir? Tartışınız?
•Girişimcilikte başarı faktörleri girişimcinin kendi elinde midir?
Uygun koşullar nasıl bir araya getirilebilir? Tartışınız.

GİRİŞİMCİLİKTE BAŞARISIZLIK NEDENLERİ


Girişimcilikte başarısızlığa neden olan faktörler bazı kaynaklarda iki yönlü
olarak ele alınmıştır. Buna göre başarısızlık, işletme sahibi ve kredi verenler
açısından değerlendirilmektedir. Durum Tablo 3.1.de gösterilmiştir.
Tablo 3.1. Girişimcilerin Başarısızlık Faktörleri

İşletme Sahibi Yönünden Kredi Verenler Yönünden

 Aile ve çevre koşullarının uygun  Yönetimin yetersiz oluşu


olmayışı  Varlıkların değerinin düşmesi
 Sermayenin yetersiz oluşu  Sermayenin yetersiz oluşu
 Kişisel şartların uygun olmayışı  İktisadi depresyon
 Dürüst olmayan davranışlar ve hile  Alacakların tahsil edilemeyişi
 Rekabet  Rekabet

Tablo 3.1. girişimcilikte başarısızlık nedenleri konusunda karşılaştırmalı bir


değerlendirme imkânı sunmaktadır. Buna göre çevre koşullarının uygun olmayışı,
sermayenin yetersiz oluşu ve kişisel şartların uygun olmayışı gibi nedenler, işletme
sahibi yönünden temel girişimci başarısızlık nedenleridir.
Kredi verenler, fon sağlayanlar bakımından değerlendirildiğinde ise; yönetimin
yetersiz oluşu, varlıkların değerinin düşmesi, girişimcinin öz sermayesinin yetersiz oluşu
gibi nedenler, öncelikli başarısızlık faktörleridir.
Genel anlamda yapılan bu değerlendirmeden sonra girişimcilikte başarısızlık
nedenleri beş başlık altında incelenebilir:

 Uygun Olmayan Kuruluş Yeri


 Zamanlama

48
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Girişimcilikte Başarı Faktörleri ve Başarısızlık Nedenleri

 Yetersiz Sermaye
 Rekabet Koşulları ve
 Girişimciye İlişkin Eksiklikler

Uygun Olmayan Kuruluş Yeri


Kuruluş yerlerinin bazen bilgisizlik nedeniyle bazen de farklı yaklaşımlarla
rasyonel bir şekilde belirlenmediği işletmelere sıkça rastlanmaktadır. Kuruluş yeri,
girişimciler açısından, işletme kurmanın en önemli ve detaylı inceleme ve
araştırmayı gerektiren aşamalarından biridir.
Yer seçim kriterleri dikkate alınarak yapılacak pazar araştırması ve
etütlerle belirlenebilecek olan kuruluş yeri ile ilgili detaylı bilgileri kuruluş yeri
konusunda ayrıntılı olarak ele alınmıştır.
Bir tesisin üzerinde kurulu bulunduğu, işletmenin faaliyet gösterdiği yerin, en
uygun kuruluş yeri olması, girişimciyi başarıya ulaştıracak gereklilikleri karşılaması
önemlidir.
Kuruluş yeri, aynı zamanda işletmenin sabite yakın faktörlerinden biridir.
Personel, makine ekipman hatta bina içi ve dışı düzenlemeler ve teknoloji zaman
içinde ya da ihtiyaç duyulduğunda bir şekilde değiştirilebilir. Fakat çoğu kez kuruluş
yerinin değiştirilmesi bunlardan çok daha zor olmaktadır.

Zamanlama
Zamanlama, işletme kuruluyken piyasa koşulları, rakiplerin durumu, genel
ekonomik göstergeler, kaynak akışı gibi yönlerden, doğru zamanda ortaya çıkma,
dogru zamanda yatırım kararı alma ve yatırımı gerçekleştirmeyi ifade etmektedir.
Zamanlama, önemli bir
başarı faktörü olup Doğru zamanda yatırım yapılması önemli bir başarı nedeni iken
doğru zamanda işe zamanlamanın doğru olmayışı, girişimcilikte önemli bir başarısızlık nedenidir.
başlanmamışsa gerek
rekabet gerekse pazar Doğru zamanda işe başlanmamışsa gerek rekabet gerekse pazar koşulları
koşulları nedeniyle nedeniyle başarısız olunabilir. Oysa zamanlama tamsa yani hem rekabet şartları
başarısız olunabilir. hem talep ve ödeme gücü gibi pazarın genel yapısı hem de diğer çevresel faktörler
açısından doğru bir zamanlama söz konusu ise hatta bazı hatalara rağmen girişimci
başarılı olabilecektir.

Yetersiz Sermaye
Sermaye genel olarak bir işe girişirken sahip olunması gereken fonların
toplamını, özellikle nakit anlamındaki veya nakit yerine geçebilecek değerleri ifade
etmektedir.
Sermaye kavramı, yatırımın gerçekleştirilmesi ve sürdürülmesi bakımından
iki iki kısımda incelenmektedir. Bunlar;

 Yatırım sermayesi ve
 İşletme sermayesidir.
Yatırım sermayesi; işletmenin kurulup işe başlaması için gereken parasal
değeri ifade etmektedir. Bu rakamın içinde maddi varlıklarla birlikte üretim

49
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Girişimcilikte Başarı Faktörleri ve Başarısızlık Nedenleri

yapma veya ilgili faaliyeti gösterme bakımından alınması gerekli izinler ve sahip
olunması gereken haklar anlamında maddi olmayan varlıklar da yer almaktadır.
İşletme faaliyetlerine başladıktan ilk kazancını elde edinceye kadar
geçen süre içerisinde yapılacak ödemeleri karşılamak için gereken sermayeye
de işletme sermayesi veya çalışma sermayesi denmektedir.
İşletme sermayesi ise; iş gücü ücretleri, ham madde veya yarı mamul
maliyetleri ile enerji, vergi vb. ödemeleri için gerekli sermayeyi ifade etmektedir.
Girişimcilerin en önemli başarısızlık nedenlerinden biri, yetersiz
sermayedir. Günümüzde, özellikle işletme sermayesi yetersizliği nedeniyle
Günümüzde, özellikle işletilemeyen, atıl bekleyen veya düşük kapasite kullanım oranıyla çalışan pek çok
işletme sermayesi
kuruluş bulunmaktadır. Bu durum, küçük ve orta ölçekli işletmeler üzerinde
yetersizliği nedeniyle
işletilemeyen, atıl yaptığımız bir araştırmada, tarafımızdan bizzat tespit edilmiştir.
bekleyen veya düşük Girişimcilerin bir kısmı, fizibilite etütlerini gerektiği hassasiyetle
kapasite kullanım
yapmamakta, bunu bir külfet olarak görmekte, işletme disiplininde “koyun
oranıyla çalışan pek çok
ekonomisi” olarak da bilinen, başkası kâr ediyorsa ben de ederim anlayışıyla işe
kuruluş bulunmaktadır.
girişmektedirler. Bu konuda çoğunlukla, Anadolu’nun geneline yayılmış un
fabrikaları ve Karadeniz kıyılarındaki balık yağı fabrikaları örnek verilmektedir.
Yatırım ve işletme sermayesi doğru olarak hesap edilmeden yatırıma başlanınca,
girişimcinin sermayesi yatırım sona ermeden bitebilmektedir. Böylece, kimi girişimciler
yüksek fiyatlı kredilerin altına girmekte ve daha sonra da bunları ödeme güçlüğü
çekmektedirler.
Girişimciler, yatırım için gerekli sermayeyi hesaplasalar bile, işletme sermayesini
gözden kaçırabilmektedirler. Bu yüzden, işletme kurulduktan sonra, işletme sermayesi
yetersizliği nedeniyle, faaliyete geçilememekte veya eksik kapasiteyle çalışılmaktadır. Bu
da birim maliyetleri yükseltmekte, rekabet gücünü zayıflatmaktadır.

Rekabet Koşulları
İşletmeler pazarda, lider, izleyici, meydan okuyucu gibi farklı pozisyon veya
konumlarda faaliyet gösterdikleri gibi, pazarın yapısı da monopol, tam rekabet
piyasası gibi farklılıklar göstermektedir. Pazara yeni giren bir girişimci, kendi kaynakları
Pazara yeni giren bir ile birlikte, rakipleri ve piyasa yapısını da dikkate alarak kendisine bir hedef pazar
girişimci, kendi belirlemelidir. Hedef pazar, işletmenin kaynaklarını yönlendireceği pazar bölümünü
kaynakları ile birlikte,
ifade etmekte olup bu bazen pazarın tamamı bazen d e işletme kaynakları yetersiz
rakipleri ve piyasa
veya rekabet şiddetli ise belli bir bölümü olabilir.
yapısını da dikkate
alarak kendisine bir Girişimci, işletmeyi kurup faaliyet göstereceği pazarı belirlemeden önce,
hedef pazar rakiplerini araştırmalı, yapacağı, örneğin bir Swot Analizi ile, rakiplerine olan üstün
belirlemelidir.
ve zayıf yönlerini ortaya koymalıdır. Bu doğrultuda rekabet edebileceği, amaçlarına
ulaşabileceği bir pazarı tercih etmelidir.
Rakipler, aynı zamanda işletmenin yakın çevre faktörlerinden biridir. Çoğu
benzer mal veya hizmetleri piyasaya süren rakipler, işletme faaliyetlerini yakından
ilgilendirir. Rakip ürünlerin üstün yönleri, rakiplerin tutundurma çabaları için
yaptıkları harcamalar, fiyat düzeyi ve sahip oldukları dağıtım kanalları, işletmenin

50
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Girişimcilikte Başarı Faktörleri ve Başarısızlık Nedenleri

başarı şansının belirleyici unsurlarıdır. Şayet rakipler, kaliteli ürüne sahip, fiyatları
düşük ve reklam vb. çabalar için yoğun harcamalar yapabiliyorlar, aynı zamanda,
kurdukları dağıtım ağları ile piyasayı kontrol edebiliyor ve faaliyetlerini etkin bir
biçimde sürdürebiliyorlarsa bu rakiplerle rekabet etmek oldukça zordur.
Girişimci ancak gerekli beşerî ve fiziksel unsurlara sahipse böyle bir pazara
girmelidir. Aksi hâlde, bu pazara ya girilmemeli ya da pazarı bölümlendirerek, bir
pazar bölümünün ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayıp rakiplerine o pazar
bölümünde üstünlük sağlamayı düşünmelidir.
Güçlü rakipler karşısında işletmelerin benimseyebilecekleri bir başka strateji
de özel pazar bölümü (niches marketing: niş pazarlama) uygulamasıdır. Niş
pazarlama, pazarlama eylemlerinin, pazar bölümünün daha alt türdeş (homojen)
bölümlerine yönlendirilerek müşterilerin özel ihtiyaçlarını karşılamak suretiyle
rekabet avantajı elde edilmesini ifade eder. Sadece haber kanalı olarak CNN ve çizgi
film kanalı olarak FoxKids buna örnek olarak gösterilebilir.
İşletmeler bazen de izleyici konumunda ve rekabette ılımlı veya pasif tutumu
tercih ederek belli bir pazar payı ile yetinmek koşuluyla pazarda yer alabilirler. Aktif
rekabete girişmedikleri için fazla yıpranmaz ve güçlü firmaların baskısı ile pazardan
silinip gitmezler.

Girişimciye İlişkin Eksiklikler


Her girişimci aynı düzeyde ticaret bilgisine sahip olamamaktadır. Kimi
girişimciler aileden gelen bir ticaret bilgisine sahipken kimisi de bu konuda eğitim
alarak belli bir birikime sahip olabilirler. Oysa bazı kişiler, hiçbir eğitim almadan
ve ticaret alt yapısına sahip olmadan da yatırım yapabilmektedirler.
Bu şekilde işe girişen bir kısım girişimcilerin başarılı oldukları da
görülebilmektedir. Oysa yoğun rekabet şartlarında başarılı olabilmek için belli bir
bilgi birikimine sahip olmak zorunludur. Bu konuda, teorik eğitimin, pratik
uygulama ve tecrübelerle desteklenmesi gerekir.
Kimi girişimciler aileden Yeterince deneyime sahip olmayan kişilerin, gereken hazırlıkları da
gelen bir ticaret
yapmaksızın, zaman zaman bir işe soyundukları görülmektedir. Cesaret girişimci
bilgisine sahipken kimisi
de bu konuda eğitim açısından son derece önemli bir niteliktir. Toplumumuzda, “Girişimcinin
alarak belli bir birikime sermayesinin yüzde doksanı cesarettir.” şeklinde yaygın bir görüş vardır.
sahip olabilirler. Girişimcinin en önemli niteliklerinden biri cesaret olmakla birlikte, hazırlıklı
olmadan, yalnızca cesaretle iş hayatına atılmak, cesaretin sağlayacağı avantajı da
riske dönüştürmek anlamına gelir. Özellikle, konjonktürün olumsuz gelişmelere
açık olduğu dönemlerde, bu risk çok daha yüksek olacaktır. Yüksek riske
rağmen karşılaşılan fırsatın bir daha ele geçmeyeceği veya önemli ölçüde kâr elde
edileceği gibi düşüncelerle girişimciler, yeterince hazırlık yapmadan yatırım
kararı alabilmektedirler.
Özetle söylemek gerekirse girişimcinin hem ticaret bilgisine sahip olması
hem de gerekli hazırlıkları yaparak işe başlaması gerekmektedir.

51
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Girişimcilikte Başarı Faktörleri ve Başarısızlık Nedenleri

KOBİ’LERDE BAŞARISIZLIK NEDENLERİ


Yapılan araştırmalar, küçük işletmelerin başarısızlık oranlarının büyük
işletmelere oranla daha fazla olduğunu ortaya koymuştur. Başarısızlıkta en önemli
nedenlerden biri finansal sorunlardır. Öte yandan yapılan araştırmalar, KOBİ’lerin
%57’sinin kuruluştan itibaren ilk beş yılda başarısız olduğunu ortaya
koymuştur. Bu nedenle KOBİ’ler açısından ilk beş yıl çok önemlidir.
Kuruluşunun ilk yıllarında piyasadan çekilmek zorunda kalan KOBİ’lerin belli
başlı başarısızlık nedenleri şunlardır.

 Sağlıklı bir Fizibilite Etüdü’nün yapılmamış olması,


 Yetersiz yönetim ve sermaye,
 İş bunalımları ve alacakların tahsilindeki sorunlar,
 Piyasayı yeterince tanımadan işe başlanması,
 Haksız rekabet.
Görüleceği üzere temel başarısızlık nedenlerinden birincisi, sağlıklı bir
fizibilite etüdünün yapılmamış olmasıdır. Çünkü fizibilite etüdü bir işi yapmanın, bir
yatırımı gerçekleştirmenin rasyonel olup olmadığını ortaya koyan temel çalışmadır
ve girişimciye büyük ölçüde yol göstermektedir.

KÜÇÜK İŞLETMELERİN EN ÖNEMLİ ON YANLIŞI


Amerika’daki 25 milyon küçük işletme, toplam istihdamın % 99.7’sini
sağlamaktadır. Küçük İşletme Bilgi Sitesi (www.biz‐move.com), tavsiyelerde
bulunarak ve rehberlik yaparak küçük işletmelerin büyümesine yardımcı
olmaktadır. Yakın zamanda bu site küçük işletmelerin on ölümcül yanlışını ve
Başarısızlıkta en önemli bunlardan nasıl korunmak gerektiğini açıkladı. Bunlar aşağıda ifade edilmiştir.
nedenlerden biri Parantez içerisindeki ifadeler bu yanlışların düzeltilebilmesi için yapılan önerilerdir.
finansal sorunlar olup
yapılan araştırma‐lar,  Bir fikre saplanıp uzun süre onda ısrar etmek (Birçok fikir seçip hangisinin
KOBİ’lerin %57’sinin daha fazla para ve başarı getireceğini düşünmek.)
kuruluştan itibaren ilk  Pazarlama Planı Olmaması (Pazarlama planı doğru hedef kitlenin, firmanın
beş yılda başarısız vs. için hangi tür çaba harcayacağınızı belirler. Pazarlama planı insanları
olduğunu ortaya
kendinize çekmenin yolunu gösterir.)
koymuştur.
 Müşterilerini tanımamak (Müşterilerimizin tercihlerinde ve rakiplerinizin
ürün ve hizmetlerindeki değişmeler, müşterilerinizi iyi tanımadığınız
taktirde sizi rekabet dışında bırakabilir.)
 Nakit durumunu önemsememek (Çok süper ürünleriniz olsa bile, yeterli
nakdiniz yoksa işinizi devam ettiremezsiniz.)
 Çalışanları önemsememek (Günümüzde bir girişimci/işletme sahibinin
muhtemelen en önemli mücadelesi personelin motivasyonu,
yönlendirilmesi ve yönetimidir.)
 İhtimal ile gerçeğin karıştırılması (Başarılı girişimci ihtimallerin olduğu
dünyada yaşar fakat parasını gerçeklerin dünyasında harcar.)
 Satış planlarının olmaması (Satışların nereden, nasıl ve kimlerden
geleceğini gösteren gerçekçi bir haritaya ihtiyacınız var.)

52
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Girişimcilikte Başarı Faktörleri ve Başarısızlık Nedenleri

 Yalnız savaşçı (kovboy) olmak (Her şeyin anahtarı siz olabilirsiniz. Ancak her
şeyi siz yapamazsınız ve aynı zamanda büyüyemezsiniz.) ”Uzmanlaşma, iş
bölümü ve yetki göçerimi şart.”
 Profesyonelleşme (İşletme dışından bilgi ve öneri almamak, başkalarının
fikirlerini önemsememek ve önemli amaçlar belirlememek.)
 Vazgeçme (En iyiye ulaşmadan önce birçok başarılı girişimcinin defalarca
başarısız olduğu bilinmektedir.)

•Alibaba.com
•Asıl adı Ma Youn olan Jack Ma, İngilizce öğrenmeyi çok istediği için 9
yaşından itibaren her sabah 5’te kalkıp bisikletiyle şehir merkezinde
turistlerin yoğun olduğu bir otele gidiyordu, onları para almadan
gezdirerek İngilizce pratik yapıyordu. İngilizcesini geliştirmek için 9 yıl
ücretsiz olarak bu işi yapan Ma Youn’a, orada tanıştığı turistler isminin
telaffuzu zor olduğu için “Jack” takma adını verdi.
•Okula başlamaya karar verdi ancak ilkokul sınavında da ortaokulda da
üniversite sınavında da ilk seferde başarılı olamadı. Harvard
Örnek

Üniversitesi’ne de 10 kez başvurdu ve tam 10 kez reddedildi.


•İlkokul sınavlarında iki kez, ortaokul sınavlarında 3 kez başarısız olan
Jack Ma, okul hayatında bir sürü başarısızlık yaşayan Ma, başta iş
hayatında da pek parlak deneyimler yaşamamıştı. Başvurduğu tam 30
işten ret cevabı aldı. Polis olmak için başvurduğunda 5 kişiden dördü
alındı, Ma alınmadı. KFC’de işe başvuran 25 kişiden 24’ü alındı, o
alınmadı.
•Üniversite’den sonra liseden tanıştığı kız arkadaşıyla evlendi ve
öğretmen olarak çalışmaya başladı. 1995’te tercümanlık yapmak için
ABD’ye gitti ve internetle tanıştı. Başta İngilizce çeviri üzerine bir web
sitesi kurdu, başarılı olamadı ancak bu işte ilerlemeye karar verdi.
•Çin’e döndü. 1999’da 17 arkadaşıyla birlikte ismini, herkes tarafından
bilinen Ali Baba ve Kırk Haramiler’den alan Alibaba.com’u kurdu.
•Alibaba’da ilk önce ödeme sistemi yoktu. Yalnızca ürünler
listelenebiliyordu. Bunun üzerine Jack Ma, "Ali Pay" elektronik ödeme
sistemini oluşturdu. Bu ödeme sistemi de başta çok aptalca
bulunmuştu ancak şimdi 800 milyona yakın kullanıcısı bulunuyor.
•Jack Ma asla durmak bilmiyordu. Yıllarca yaşadığı olumsuzlukların
intikamını alıyordu sanki. 2003’te, eBay’e rakip olarak TaoBao adlı
alışveriş sitesini kurdu.
•Alibaba’yı dünya genelinde 24 bin çalışan ve 10 binden fazla ortak
şirketi olan bir e‐ticaret devi hâline getiren Jack Ma, 2013’te CEO’luk
görevinden istifa etti ve yerini gençlere bıraktığını açıkladı.

53
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Girişimcilikte Başarı Faktörleri ve Başarısızlık Nedenleri

•Başarılı ve başarısız bir girişimci, kişisel ve buna bağlı olarak karar alma
yeteneği ile birbirinde ayrılmakla birlikte, bir işe başlarken girişimci
özelliklerine ilaveten göz önünde bulundurulması gereken bazı başarı
faktörleri de vardır.
•Uygun İş Fırsatı
Özet
•Uygun iş fırsatından kasıt, ihtiyaç duyulan bir alanda yatırımın bulunmayışı
olabileceği gibi, mevcut yatırımların müşteri ihtiyaçlarını yeterince tatmin
edememesi de olabilir. Fırsat girişimciliği ve yaratıcı girişimcilik şeklinde iki
kısımda incelediğimiz girişimciler, ya piyasada oluşabilecek fırsatları
kollayarak ya da müşterilerin olabilecek muhtemel ihtiyaçlarını önceden
tespit ederek, ilgili alanlara yatırım yapmak suretiyle girişimci niteliğini
kazanırlar.
•Uygun Zamanın Seçilmesi
•İşe başlarken uygun zamanın seçilmesi, en önemli başarı faktörlerinden
biridir. Burada önemli olan, yatırım yapılacak olan alanda yatırım yapmak için
en uygun dönemin seçilebilmesidir.
•Yönetim Yeteneği
•Fon Kaynaklarının Varlığı
•Risk Güvencesi
•Girişimcilikte başarısızlık nedenleri beş başlık altında incelenebilir:
•Uygun Olmayan Kuruluş Yeri
•Zamanlama
•Yetersiz Sermaye
•Rekabet Koşulları ve
•Girişimciye İlişkin Eksiklikler Her girişimci aynı düzeyde ticaret bilgisine sahip
olamamaktadır. Kimi girişimciler aileden gelen bir ticaret bilgisine sahipken,
kimisi de bu konuda eğitim alarak belli bir birikime sahip olabilirler. Oysa
hiçbir eğitim almadan ve ticaret alt yapısına sahip olmadan da bazı kişiler,
yatırım yapabilmektedirler.
•Bu şekilde işe girişen bazı girişimcilerin başarılı oldukları da
görülebilmektedir. Oysa yoğun rekabet şartlarında başarılı olabilmek için
belli bir bilgi birikimine sahip olmak zorunludur. Bu konuda, teorik eğitimin,
pratik uygulama ve tecrübelerle desteklenmesi gerekir.
•Kuruluşunun ilk yıllarında piyasadan çekilmek zorunda kalan KOBİ’lerin belli
başlı başarısızlık nedenleri şunlardır:
•Sağlıklı bir Fizibilite Etüdü’nün yapılmamış olması,
•Yetersiz yönetim ve sermaye,
•İş bunalımları ve alacakların tahsilindeki sorunlar,
•Piyasayı yeterince tanımadan işe başlanması,
•Haksız rekabet.

54
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Girişimcilikte Başarı Faktörleri ve Başarısızlık Nedenleri

•Küçük işletmelerin on ölümcül yanlışını ve bunlardan nasıl korunmak


gerektiğini aşağıda paylaşılmıştır. Parantez içerisindeki ifadeler bu yanlışların
düzeltilebilmesi için yapılan önerilerdir.
•Bir fikre saplanıp uzun süre onda ısrar etmek
Özet(devamı)
•(Birçok fikir seçip hangisinin daha fazla para ve başarı getireceğini
düşünmek.)
•Pazarlama Planı Olmaması
•(Pazarlama planı doğru hedef kitlenin, firmanın vs. için hangi tür çaba
harcayacağınızı belirler. Pazarlama planı insanları kendinize çekmenin
yolunu gösterir.)
•Müşterilerini tanımamak
•(Müşterilerimizin tercihlerinde ve rakiplerinizin ürün ve hizmetlerindeki
değişmeler, müşterilerinizi iyi tanımadığınız taktirde sizi rekabet dışında
bırakabilir.)
•Nakit durumunu önemsememek
•(Çok süper ürünleriniz olsa bile, yeterli nakdiniz yoksa işinizi devam
ettiremezsiniz.)
•Çalışanları önemsememek
•(Günümüzde bir girişimci/işletme sahibinin muhtemelen en önemli
mücadelesi personelin motivasyonu, yönlendirilmesi ve yönetimidir.)
•İhtimal ile gerçeğin karıştırılması
•(Başarılı girişimci ihtimallerin olduğu dünyada yaşar fakat parasını
gerçeklerin dünyasında harcar.)
•Satış planlarının olmaması
•(Satışların nereden, nasıl ve kimlerden geleceğini gösteren gerçekçi bir
haritaya ihtiyacınız var.)
•Yalnız savaşçı (kovboy) olmak
•(Her şeyin anahtarı siz olabilirsiniz. Ancak her şeyi siz yapamazsınız ve aynı
zamanda büyüyemezsiniz.)
•Profesyonelleşme.
•(İşletme dışından bilgi ve öneri almamak, başkalarının fikirlerini
önemsememek ve önemli amaçlar belirlememek.)
•Vazgeçme
•(En iyiye ulaşmadan önce birçok başarılı girişimcinin defalarca başarısız
olduğu bilinmektedir.)

55
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Girişimcilikte Başarı Faktörleri ve Başarısızlık Nedenleri

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdakilerden hangisi girişimcilerin işletme için önemini artıran
faktörlerden biridir?
a) Karizmatik oluşu
b) İleri görüşlü olması
c) Pek çok işletme işlevinin girişimcide toplanması
d) İşletme sahibi olması
e) Yönetim yeteneğine sahip olması

2. Aşağıdakilerden hangisi uygun iş fırsatı bulabilmek için yapılabilecek


çalışmalardan biri değildir?
a) Pazarlama araştırması yapmak
b) Piyasadaki fırsatları kollamak
c) Piyasadaki muhtemel ihtiyaçları belirlemek
d) Profesyonel çalışanlar istihdam etmek
e) Hedef pazar belirlemek

3. Aşağıdakilerden hangisi işe başlamak için en uygun zaman değildir?


a) Sektördeki satışların artmaya başlaması durumunda
b) Rakiplerin rekabet nedeniyle piyasadan çekilmeye başladığı zaman
c) Kriz ortamları
d) Ekonomik durgunluk dönemleri
e) Ekonomik göstergelerin pozitif geldiği dönemler

4. İşe başladıktan sonra ilk kazançlar elde edilinceye kadar geçecek süre
içerisinde gereken harcamaları yapmak üzere ihtiyaç duyulan para
miktarına ………… ………… denir.
Yukarıdaki tanımda boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
a) Girişimci
b) Çalışma sermayesi
c) Makine teçhizat
d) Finansman
e) Borç

5. Aşağıdakilerin hangisi risk güvencesi kapsamında değerlendirilmez?


a) İyi yöneticilerin bulunması
b) Gelişmelere hazırlıklı olma
c) Değişikliklere uyum
d) Doğacak fırsatların değerlendirilmesi
e) İşletme faaliyet ve kaynaklarının sigorta kapsamına alınması

56
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Girişimcilikte Başarı Faktörleri ve Başarısızlık Nedenleri

6. Aşağıdakilerden hangisi girişimciler yönünden bir başarısızlık faktörü


değildir?
a) Rekabet
b) Dürüst olmayan davranışlar ve hile
c) Sermayenin yetersiz oluşu
d) Varlıkların değerinin düşmesi
e) Kişisel şartların uygun olmayışı

7. Aşağıdakilerden hangisi kredi verenler yönünden bir başarısızlık faktörü


değildir?
a) Sermayenin yetersiz oluşu
b) Alacakların tahsil edilemeyişi
c) Rekabet
d) Yönetimin yetersiz oluşu
e) Talep durumu

8. Aşağıdakilerden hangisi küçük işletmelerin başarısızlık nedenlerinden biri


değildir?
a) Sağlıklı bir fizibilite etüdünün yapılmamış olması
b) Finansal yapının sağlam olması
c) Yetersiz yönetim ve sermaye
d) İş bunalımları ve alacakların tahsilindeki sorunlar
e) Haksız rekabet

9. Aşağıdakilerden hangisi küçük işletmelerin yanlışlarından biri değildir?


a) Sabit fikirli olmak
b) Pazarlama planı olmaması
c) Müşterilerini tanımamak
d) Nakit durumunu önemsememek
e) Kaynakları etkin kullanmak

10. İşletme dışından bilgi ve öneri alma, başkalarının fikirlerini önemseme ve


önemli amaçları belirleme hangi kavramla ifade edilir?
a) Profesyonelleşme
b) Muhasebe
c) İnsan kaynakları yönetimi
d) Satın alma
e) Uzmanlaşma

Cevap Anahtarı
1.c, 2.d, 3.d, 4.b, 5.a, 6.d, 7.e, 8.b, 9.e, 10.a

57
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
Girişimcilikte Başarı Faktörleri ve Başarısızlık Nedenleri

YARARLANILAN KAYNAKLAR
Alpugan, O. (1996). İşletme Bilimine Giriş, Trabzon: Derya Kitabevi.
Alpugan, O. (1998). Küçük İşletmeler: Kavramı, Kuruluşu ve Yönetimi, Genişletilmiş
ve Gözden Geçirilmiş 3. Baskı, İzmir: Per Yay.
Demirdöğen O. (2004). Küçük İşletme Yönetimi ve Stratejik Planlama, Ankara:
Bizim Büro Basımevi.
İslamoğlu, A. H. (2000). Pazarlama Yönetimi: Stratejik ve Global Yaklaşım, 2. Baskı,
İstanbul: Beta Yay.
Küçük, O. (1998). Erzurum’da Faaliyet Gösteren Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin
(KOBİ) Üretim Yapısı, Atatürk Üni. Sosyal B. Enstitüsü, Yayınlanmamış Y.
Lisans Tezi, Erzurum.
Küçük, O. (2017). İşletme Bilgisi ve Yönetimi. (4. Baskı). Seçkin Yayıncılık: Ankara.
Küçük, O. (2018). Girişimcilik ve Küçük İşletme Yönetimi. (9. Baskı). Seçkin
Yayıncılık: Ankara.

58
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
İŞLETME KURULUŞU

• İşletme Kuruluş Aşamaları


• İş Kurma Süreci
İÇİNDEKİLER

• İş Kurma Sürecinin Temel


Adımları
• Girişimci İçin İş Planı
• Örnek İş Planı GİRİŞİMCİLİK VE
• İşe Başlamak İçin Kısa Formlar KÜÇÜK İŞLETMELER
Prof. Dr. Osman
DEMİRDÖĞEN

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


• İşletme kuruluş aşamalarının neler
HEDEFLER

olduğunu öğrenecek,
• İş kurma sürecinin aşamalarını bilecek,
• Yeni iş fikri kaynaklarını sıralayabilecek,
• Ürün planlama ve geliştirme süreci ile iş
planı hakkında bilgi sahibi olacaksınız.

ÜNİTE

© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
4
Proje Yatırım Düşüncesi

İşletme Kuruluş Aşamaları Fizibilite Etüdü

Yatırım Kararı
İŞLETME KURULUŞU VE İŞ PLANI

Yeni İş Fikri Kaynakları

Ürün Planlama ve
İş Kurma Süreci
Geliştirme Süreci

İş Kurma Sürecinin Temel


Yeni İş Kurma
Adımları

Girişimci İçin İş Planı

Örnek İş Planı

İşe Başlamak İçin Kısa


Örnek
Formlar

60
İşletme Kuruluşu

GİRİŞ
İşletme kuruluşu, bu bir küçük işletme de olsa, belli bir süreci
gerektirmektedir. Bu süreç, yapılması planlanan işin ne kadar rasyonel
olduğundan, pazarın durumu, işin maliyeti, rekabet koşulları ve yatırımın geri
dönüşüm süresi gibi hesaplamaların yapıldığı, bunun yanında kuruluş yerinin tam
olarak neresi olacağı konusunda karar verildiği, bir inceleme, değerlendirme ve
karar verme sürecidir.
Kâr elde etme ve kazanç sağlama, girişimcilerin işletmeyi kurup çalışmaya
başlama nedenlerinin başında gelmektedir. Ancak girişimciler sadece kazanç elde
etmek için değil, ayrıca başka sebeplerle de işletme kurmak isterler. Bunlardan
bazıları şöyle sıralanabilir (Can, Tuncer ve Ayhan, 2009, s.20) : Toplumda saygınlık
ve sosyal statü elde etmek, kendi işini kurarak kendi işinin patron olmak, iş
arayanlara iş yaratmak ve çok fazla ürünün yer aldığı pazarda, üretilen ürün ve
hizmetlerle, tüketicilerin ihtiyaçlarına cevap vermek isteğiyle girişimci işletme
kurmak ister.
Bir işletmenin kurulması aynı zamanda, iş planı çerçevesinde, pazar planı,
üretim planı ve finans planı gibi planlamalar yapılarak gerçekleştirilebilecek
kapsamlı bir çalışmadır. İşletme kuruluşunda göz önünde bulundurulması gereken
yönetim, ortaklar, kaynaklar, pazar gibi faktörler vardır. Bu faktörlerin sistematik
olarak derlendirildiği iş planları bu bakımdan büyük önem arz etmektedir.
Bu bölümde işletme kuruluş aşamaları ve fizibilite çalışması anlatılmakta,
işletme kurulurken dikkat edilmesi gereken hususlar tablolar yardımıyla
sunulmakta, örnek bir iş planı paylaşılmaktadır.

İşletme kuruluş İŞLETME KURULUŞ AŞAMALARI


çalışmaları bir süreç
şeklinde işler ve her biri Pazar araştırması ve talep tahmini çalışmalarından da görüldüğü üzere,
son derece titiz işletmenin kuruluşu bir anda gerçekleşebilecek bir durum değildir. İşletme kuruluş
çalışmayı gerektiren çalışmaları bir süreç şeklinde işler ve her biri son derece titiz çalışmayı gerektiren
analizleri kapsar.
analizleri kapsar. Girişimci, pazar araştırmasının sonucunda, proje yatırım
düşüncesinin oluşmasından sonra, kuruluş aşamasının en önemli ve en kapsamlı
çalışmasını içeren fizibilite etütleri yapar. Bu etütlerden sonra yatırımın kârlı
olacağı belirlenmişse yatırım kararı alınır. Bu aşamalar aşağıdaki şekilde
sıralanabilir (Mucuk, s.81):

Proje Yatırım Düşüncesi


İşletmenin kuruluş sürecinin ilk aşaması, yatırım projesi düşüncesinin
oluşmasıdır. Girişimci, yatırım konusunda önce bazı alternatifleri gözden geçirir ve
yapacağı araştırmalardan sonra, bu alternatiflerden en ekonomik olanını seçer ve
bunu uygulayarak işletmecilik faaliyetlerine başlar (Hisrich, R. D. 2002, 470).

Fizibilite Çalışması
Fizibilite çalışması, yatırım kararından önce, başta hukuki, teknik, ekonomik
ve finansal analizler olmak üzere, kârlılık, vergi vb. verileri içeren, yatırım fikrinin

61
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
İşletme Kuruluşu

rasyonel olup olmadığı konusunda bilgi veren kapsamlı bir çalışmadır (Sarıaslan,
2014).
Fizibilite etüdü ekonomik, teknik, hukuki ve mali dört temel çalışmayı
kapsar. Etütler sonunda ortaya çıkan fizibilite raporu olumsuz ise söz konusu
yatırım düşüncesinden vazgeçilir.

Yatırım Kararı
Fizibilite çalışmaları sonucunda hazırlanan rapor, yatırımın gerçekleştirilmesi
yönünde ise, yatırım kararı verilir. Yatırım kararından sonra yatırım projesi
hazırlanır ve fiziki yapının oluşturulmasına başlanır.

İŞ KURMA SÜRECİ
Girişimciler için iş kurma süreci, iş fikri kaynaklarından elde edilen yeni iş
fikirleri ile başlayıp iş planı ve işin kurulmasına kadar devam eden, yorucu, titiz
çalışılması ve gerçekçi davranılması gereken bir süreçtir.

Yeni İş Fikri Kaynakları


Girişimciler için çok sayıda iş fikri kaynağı mevcuttur. Bunlardan en yaygın
olanları tüketiciler, mevcut firmalar, dağıtım kanalları, devlet kurumları ve
araştırma geliştirme çalışmalarıdır.

Tüketiciler
Potansiyel girişimci, yeni mal ve hizmet fikri konusunda nihai hedef olan
tüketici ile yakından ilgilenmelidir. Bu ilgi, tüketicilerin fikir ve ihtiyaçlarının
gözlenmesi veya onların fikir ve ihtiyaçlarını ifade edebilecekleri ortamların
hazırlanması şeklinde olabilir. Burada dikkat edilmesi gereken husus belirlenen
yeni fikir ve ihtiyacın yeni bir işletme kurulmasını gerektirecek büyüklükte bir
Muhtemel girişimciler
piyasadaki rakip mal ve pazara sahip olmasıdır.
hizmetleri sistemli bir
Mevcut firmalar
şekilde takip eden ve
değerlendiren bir Muhtemel girişimciler piyasadaki rakip mal ve hizmetleri sistemli bir şekilde
yöntem takip eden ve değerlendiren bir yöntem kullanmalıdırlar. Belirlenen eksikliklerin
kullanmalıdırlar. giderilmesi hâlinde ortaya çıkabilecek yeni pazar, yeni bir yatırım konusu olabilir.

Dağıtım kanalları
Dağıtım kanalı üyeleri, piyasadaki ihtiyaçları yakından bildikleri için
mükemmel bir yeni fikir kaynağıdırlar. Dağıtım kanalı üyeleri sadece yeni ürün
önerileri yapmakla kalmayıp aynı zamanda girişimcinin yeni geliştirdiği ürün ve
hizmetlerin pazarlanmasında da girişimcilere yardımcı olurlar. Herhangi bir ürünün
renginden veya biçiminden veya başka bir özelliğinden dolayı satılmadığının
dağıtım kanalı üyesi tarafından üreticiye bildirilmesi bile girişimciye önemli
faydalar sağlar.

62
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
İşletme Kuruluşu

Devlet kurumları
Devlet kurumları iki şekilde yeni fikir kaynağı olabilir. Birincisi, patent
büroları çok sayıda muhtemel yeni ürün fikrine sahip olabilir. Patentler yeni ürün
üretimi konusunda çoğu zaman yapılabilir olmamakla birlikte başka pazarlanabilir
ürün fikirlerine ışık tutarlar. Devlet kurumlarının bu konulardaki yayınları patent
uygulamalarının izlenmesine yardımcı olur.
İkincisi, yeni ürün fikirleri hükümetlerin yaptıkları yeni düzenlemeler sonucu
ortaya çıkabilir. Mesela iş güvenliği yasası ilk yardım kitlerinin iş yerlerinde
bulundurulmasını zorunlu hâle getirdiği için bu ürünler için oldukça geniş bir pazar
ortaya çıkarmıştır.

Araştırma ve geliştirme
En büyük yeni fikir kaynağı, ister bir iş yeri veya bir evin bodrumunda isterse
tam teşekküllü bir laboratuvarda kurulmuş olan girişimcinin kendi "araştırma
geliştirme" departmanıdır. İyi donatılmış bir araştırma geliştirme laboratuvarı
girişimcinin yeni ürün geliştirmesine ve kavramlaştırmasına yardımcı olur.

Ürün Planlama ve Geliştirme Süreci


Piyasaya sürülecek yeni bir mal veya hizmet fikri ortaya çıktıktan sonra bu
fikrin bir ayıklama sürecinden geçirilerek geliştirilmesi gerekir. Bu ayıklama süreci
ürün planlama ve geliştirme süreci olarak tanımlanır ve beş temel aşamada ele
alınır: fikir aşaması, kavram aşaması, ürün geliştirme aşaması, deneme pazarlama
aşaması ve ticarileştirme aşaması.
Ürün planlama ve geliştirme sürecinin her aşamasında uygun bir değerleme
kriterleri oluşturulmalıdır. Bu kriterler geliştirmenin belirli aşamalarında ürünü
yeteri kadar dikkatle izleyebilecek nitelikte ve sayısal olmalıdır. Geliştirilecek olan
kriterler yeni ürünü pazar fırsatı, rekabet, pazarlama sistemi, finansal faktörler ve
üretim faktörleri açısından değerlendirmelidir.
Yeni veya mevcut bir ürün fikrine duyulan ihtiyaç anlamında bir pazar fırsatı
olmalıdır. Hedeflenen yeni ürün fikrinin en önemli kriteri piyasa talebinin
belirlenmesidir. Pazar fırsatı ve büyüklüğünün değerlendirilmesinde tüketici veya
endüstrilerin ürünü almakla ilgili tutumları ve özellikleri, bu potansiyel pazarın
parasal ve miktar olarak büyüklüğü, pazarın ürün hayat eğrisi anlamında büyüme
veya düşme aşamalarından hangisinde olduğu ve bu ürünün piyasanın ne kadarını
ele geçirebileceği gibi faktörleri dikkate almalıdır.

Yeni ürün mevcut Mevcut rakip ürünler, fiyatlar ve pazarlama politikaları da özellikle
yönetim yeteneklerine hedeflenen ürünün piyasa payına etkileri bakımından ayrıca değerlendirilmelidir.
ve pazarlama Yeni ürün, piyasadaki mevcut ürünlerle başarılı bir şekilde rekabet edebilecek
stratejilerine uygun özelliklere sahip olmalıdır. Bu yeni ürünün, aynı müşteri ihtiyacını karşılayan diğer
olmalıdır. bütün rakip ürünlerden farklı bazı özelliklere sahip olması gerekir.
Yeni ürün mevcut yönetim yeteneklerine ve pazarlama stratejilerine uygun
olmalıdır. Firma pazarlama tecrübelerini ve diğer imkânlarını yeni üründe
kullanabilmelidir. Uygunluğun derecesinin değerlendirilmesinde birkaç faktör

63
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
İşletme Kuruluşu

dikkate alınmalıdır. Bunlar: Mevcut satış gücünün yeni ürüne transfer edilebilme
imkânı, mevcut ürünü firmanın mevcut dağıtım kanallarından satabilme imkânı ve
yeni ürünü tanıtmak için mevcut promosyon ve reklamları kullanabilme gibi
hususlardır.
Hedeflenen ürün, firmanın finansal yapısı tarafından desteklenmeli ve
finansal yapıya katkıda bulunmalıdır. Bu değerlendirme, birim üretim maliyeti,
birim satış ve reklam giderleri, gerekli sermaye ve stok miktarı tahmin edilerek
yapılmalıdır. Ürünle ilgili “başa baş noktası” ve uzun dönemli kâr tahminleri
yapılmalıdır.
Finansal kriterlerin yanı sıra, yeni ürünün üretim şartları mevcut fabrikadaki
makine, teçhizata ve personele uygun olmalıdır. Yeni ürün mevcut fabrikada
üretilemediği takdirde, bu ürün için kurulacak fabrikanın masrafları ve diğer
giderler kârlılığı önemli ölçüde azaltabilecektir.
Girişimciler, özellikle
fikir aşaması, kavram Girişimciler, özellikle fikir aşaması, kavram aşaması ve ürün geliştirme
aşaması ve ürün aşamasına önem vermelidirler. Ayrıca yeni ürün için bir işletme kurmaya değip
geliştirme aşamasına değmeyeceğine dikkat etmelidirler.
önem vermelidirler
İşletme Sahiplik Şeklinin Seçimi
Bir girişimcinin yeni bir işe başlarken verdiği ilk kararlardan biri yeni
işletmenin tek sahiplik, ortaklık, şahıs şirketi veya sermaye şirketi gibi sahiplik
şeklinin seçimidir. Genellikle girişimciler, bu konuya çok az önem verir ve
kendilerine pek uygun olmayan yaygın sahiplik şeklini seçerler. Sahiplik şeklinin
işletme kurulduktan sonra değiştirilmesi zor olacağından doğru kararın başlangıçta
verilmesi çok önemlidir. Her bir sahiplik şeklinin kendine özgü avantajları ve
dezavantajları vardır. "Doğru" sahiplik şeklinin seçiminin anahtarı, her bir sahiplik
şeklinin özelliklerini anlamak ve bunların girişimcinin işini ve kişisel şartlarını nasıl
etkileyeceğini bilmektir.
Herhangi bir sahiplik şeklinin en iyi olduğunu söylemek mümkün olmamakla
birlikte her bir girişimcinin şartlarına en iyi uyan bir sahiplik şekli olduğu
söylenebilir. Girişimcilerin sahiplik şeklini seçmeden önce gözden geçirmeleri
gereken birkaç husus aşağıda verilmiştir.

Vergi
Girişimciler hangi sahiplik şeklinde nasıl vergilendirileceklerini bilmelidirler.

Yükümlülük
Belirli sahiplik şekilleri işletme sahiplerine finansal, hatalı ürünler ve diğer
problemlere bağlı kişisel borçlardan korunma imkânı sağlar.

Başlangıçtaki ve gelecekteki sermaye ihtiyaçları


Sahiplik şekilleri farklı başlangıç sermayesi ihtiyacı ortaya çıkarır.
Girişimcinin ne kadar sermaye ihtiyacı olduğu ve nereden bu sermayeyi
sağlayacağına bağlı olarak bazı sahiplik şekilleri diğerlerine göre daha iyi olabilir.

64
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
İşletme Kuruluşu

Ayrıca işletme büyüdükçe sermaye ihtiyacı artacak ve bazı sahiplik şekilleri


dışarıdan sermaye teminini kolaylaştıracaktır.

Kontrol
Belirli sahiplik şekillerinin seçimi ile girişimci otomatik olarak işletme
üzerindeki kontrolünden vazgeçmiş olur. Bu nedenle girişimciler, işletme
üzerindeki kontrolün ne kadarından fedakârlık yapabileceklerine önceden karar
vermelidirler.

İdari yetenek
Girişimciler firmalarını yönetme konusundaki kabiliyetlerini
değerlendirmelidirler. Eğer belirli alanlarda yetenek veya tecrübe eksiklikleri varsa
bu yetenek ve tecrübeye sahip insanların işletmeye gelmesine izin verecek bir
sahiplik şeklinin seçilmesi gerekebilir.

Girişimcinin işletmenin İşletme amaçları


büyüklüğü ve kârlılığı ile
Girişimcinin işletmenin büyüklüğü ve kârlılığı ile ilgili planları, sahiplik
ilgili planları sahiplik
şeklinin seçimini etkiler şeklinin seçimini etkiler. İşletme sahibi sahiplik şekli seçerken işletmenin sonraki
nesile geçeceği günü veya bir başkasına satılacağı günü de düşünmek
zorundadırlar. Bazı sahiplik şekilleri bu geçişlerin daha kolay olmasını sağlar. Diğer
durumlarda işletme sahibi öldüğünde işletme de ölür.

Kuruluş maliyeti
Bazı sahiplik şekillerinin seçimi diğerlerine göre daha maliyetlidir.
Girişimciler, seçecekleri belirli sahiplik şekillerinin fayda ve maliyetlerini
hesaplamalıdırlar.

Yeni İş Kurma
Bu bölüm yeni bir işletme kurmak isteyen kişiler için hazırlanmıştır. Sorulara
vereceğiniz cevaplar sonuçta size ve işinize yardımcı olacaktır. Bu sorular
muhtemelen başarısızlığa neden olan konular üzerinde yoğunlaşmaktadır. Şu ana
kadar bu konuların çoğunu gördünüz ancak firmaların büyük bir kısmı başlangıçta
bu konulara gereken önemi vermezler. Bunlardan birinin ihmal edilmesi
başarısızlığa yol açabilir. Bu sorular kısa, açık ve belirgin konuları vurgulamak için
tasarlanmıştır. Ayrıca bu sorular, diğer planlama kitaplarının fazla dikkate almadığı
kişisel unsurları da içermektedir. Başarınız büyük ölçüde sizin yeteneklerinize,
alışkanlıklarınıza, geçmiş birikiminize ve kişiliğinize bağlıdır. Bu sorular ayrıca yeni
soruların, düşüncelerin, fikirlerin ve yeni araştırma kanallarının ortaya çıkmasına
neden olur. Hiçbir kontrol listesi elbette ki bütün ihtimalleri kapsamaz.
Bu sorulara mümkün olduğu kadar dürüstçe cevap veriniz. Eğer emin
değilseniz, kendinize “Bu soruyu beni iyi tanıyan birine sorsaydım acaba ne cevap
verirdi?” diye sorun. Dürüst cevaplar sizi bir çok problemden uzak tutacaktır. Eğer
kendi zayıf yanlarınızı bilirseniz kendinizi daha iyi koruyabilirsiniz.

65
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
İşletme Kuruluşu

BAŞLANGIÇ SORULARI
Niçin bu işe başlamak istiyorsunuz? Evet Hayır

1. Hayatınızı kontrol etmek için mi?


2. Kendinizi ispat etmek için mi?
3. Başkalarına bir şey ispat etmek için mi?
4. İnsanların beklentilerini aşmak için mi?
5. Çabuk zengin olmak için mi?
6. Bağımsız olmak için mi?
7. Heyecan duymak için mi?
Kendi küçük işletmenize
8. Bir şey yapmış olmak için mi?
sahip olmak, genellikle
başka bir işten daha 9. Yapacak başka iş olmadığı için mi?
fazla zamanınızı alır.
10. Kolay bir iş olduğu için mi?
11. Cesaretli olduğunuz için mi?
12. Sezgilerinize güvendiğiniz için mi?
13. Aile geleneği olduğu için mi?
14. Çok para kazanmak istediğiniz için mi?
15. Bilinen bir ihtiyacı değerlendirerek kazanmak için mi?
16. İnisiyatif kullanma alışkanlığınız olduğu için mi?
17. Zorlukların çabuk üstesinden geldiğiniz için mi?
İlk on bir neden çok iyi nedenler değil. Son altı neden başarıyı gösterebilir.
Kendi küçük işletmenize sahip olmak, genellikle başka bir işten daha fazla
zamanınızı alır. Küçük işletmesi olan birine sorun. Elbette işiniz üzerinde daha fazla
kontrole sahip olabilirsiniz ama sorumluluğunuz da daha fazladır. Birçok işletme
sahibini işi kontrol etmektedir. Bir şey ispat etmek iyidir fakat kendi kendine bir
şey ispat etmek pek anlamlı olmayabilir. Başka sebepler de olmalıdır. Heyecan
duymanın daha ucuz, daha hızlı ve daha kolay yolları vardır. İş bulmakta zorluk
çeken insanlar işletme sahibi olduklarında da zorluk çekerler. Fakat bunun istisnası
elbette vardır. Her şeye rağmen bir işletmeyi idare etmek oldukça zor bir iştir.
İŞE BAŞLAMA SORULARI
1. Kendinizi iyi hissediyor musunuz? Evet Hayır
1. Rehberlik etmeyi ve yönlendirmeyi seviyor musunuz?
2. İyi tercih yapabilir misiniz?
3. İnsanlar sizi takip ederler mi?
4. İyi rekabet edebilir misiniz?

66
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
İşletme Kuruluşu

5. Kendi kendinizi iyi kontrol edebilir misiniz?


6. İnsanlar sizin kararlılığınızı bilirler mi?
7. Zamanı iyi planlayıp yönetebilir misiniz?
8. Amaca ulaşmak için gerekli faaliyetleri yapar mısınız?
9. Başkaları ile çalışmayı sever misiniz?
10. Başkaları sizinle çalışmayı sever mi?
11. Son zamanlarda hiç haftada 60 saat çalıştınız mı?
12. Duygusal streslerle baş edebiliyor musunuz?
13. Aileniz size tam destek verir mi?
Bazı sahiplik şekillerinin
seçimi diğerlerine göre 14. Sinirleriniz bir işletmenin başarısız olmasına dayanabilir mi?
daha maliyetlidir.
Eğitiminiz ve geçmiş deneyiminiz işe uygun mu?
1. Sizde ihtiyaç duyulan yeteneklerin bir listesi var mı?
2. Bu yeteneklerin bir kısmına veya tamamına sahip misiniz?
3. Bir birim yöneticiliği yaptınız mı?
4. Eğer yaptıysanız başarılı oldunuz mu?
5. Bu alanda iş tecrübeniz var mı?
6. Bu alanda formel eğitiminiz var mı?
7. İşe başlamadan önce eğitim alacak mısınız?
Muhtemel müşterileriniz sizin mal ya da hizmetinizi istiyorlar mı?
1. Müşterilerinizin kim olduğunu biliyor musunuz?
2. Müşterilerinizin nerede ve ne kadar olduğunu biliyor musunuz?
3. Pazarınızın büyüklüğünü biliyor musunuz?
4. Ürün fikrinizi muhtemel müşterilerinizle tartıştınız mı?
5. Bu ürüne ihtiyaç duyduklarını söylediler mi?
6. Bu ürünü istediklerini söylediler mi?
7. Bu üründe iyileştirme ‐ geliştirme yapmanızı istediler mi?
8. Eğer istedilerse istenen iyileştirme ve geliştirmeleri yaptınız mı?
9. Gerçekçi bir satış tahmini yaptınız mı?
10. Pazara girmek için iyi bir zaman mı?
11. Ürün/fiyat üzerine rekabet edebilir misiniz?
12. Hazırladığını bir pazarlama planınız var mı?
13. Sizin ürününüz alternatif ürünlerden daha mı iyi?
Yasal problemleriniz var mı?

67
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
İşletme Kuruluşu

1. İşletmenizin ismi güvenli mi? Yasal mı?


2. İşinizin tek sahibi misiniz?
3. İşletmenin tek sahibi iseniz kendi başınıza dava açabilir misiniz?
4. Ortaklık mısınız?
5. Firmanız bir şirket mi?
6. Eşit olarak dava açabileceğinizi biliyor musunuz?
7. Şirketin sizi kişisel olarak koruyacağını biliyor musunuz?
8. Şirket kurmanın maliyetini biliyor musunuz?
9. Bu maliyete katlanabilir misiniz?
10. İşi yapmak için lisans ihtiyacınız var mı?
11. Önemli görevlerin farkında mısınız?
12. İmza yetkisi ile ilgili yasalar var mı?
13. Çevre koruma, vergiler, sosyal güvenlik ve İş kanunu gibi yasalara uygun
musunuz?
14. Bir avukat ile bağlantınız var mı?
15. Avukat planlarınızı inceledi mi?
16. Hayat, sağlık, yangın, hırsızlık, vs. sigortalarını yaptırdınız mı?
İyi bir kuruluş yeriniz var mı?
1. Müşterilere kolay ulaşabiliyor musunuz?
2. İş yeriniz yeniden düzenleme gerektiriyor mu?
3. Mobilya ve başka eşya ihtiyacınız var mı?
4. Yeniden düzenleme ve döşemeye gücünüz yeter mi?
5. Kiralıyor musunuz, satın almıyor musunuz?
6. İhtiyaç duyduğunuzda, kiralamadan vazgeçip satın almayı düşünür
müsünüz?
7. Park imkânı var mı?
Girişimciler firmalarını İyi tedarikçileriniz var mı?
yönetme konusundaki
kabiliyetlerini 1. Ürün ya da hizmet çeşitleriniz var mı?
değerlendirmelidirler.
2. Ne kadar stok bulundurmanız gerektiğini biliyor musunuz?
3. Bütün ihtiyaçlarınızı karşılayabilecek tedarikçileriniz var mı?
4. Müşterilerinizin fikirlerini kontrol ettiniz mi?
5. Rakiplerinizin kimler olduğunu tespit ettiniz mi?

Uygun dokümanları hazırladınız mı?

68
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
İşletme Kuruluşu

1. Maliyetlerinizi, satışlarınızı hesapladınız mı?


2. Ödenecek faturaları, vadesi gelmiş hesaplarınızı biliyor musunuz?
3. Aylık karınızı ve zararınızı biliyor musunuz?
4. Çalışanlara ödemeniz gereken miktarı ve stopajları ödeyebilecek misiniz?
5. Bir muhasebeciniz var mı?
Kişisel geliriniz ne kadar?
1. Bankada nakdiniz var mı?
2. Başka geliriniz var mı?
3. Eşinizin geliri var mı?
4. Toplam ihtiyacınızı biliyor musunuz?
5. Bu ihtiyaçları karşılayabilecek miktarda geliriniz var mı?
6. İşinizin ne zaman kâr getireceğini biliyor musunuz?
7. O zamana kadar kişisel ihtiyaçlarınızı karşılayabilecek misiniz?
8. Acil (para ihtiyacını karşılayacak) planınız var mı?
9. Başarısızlığı finansal olarak kaldırabilecek gücünüz var mı?
10. Hiç iflas ettiniz mi?
11. İşiniz hakkında herhangi bir bankacı ile görüştünüz mü?
Bu soruların hepsine olumlu bir şekilde cevap verebildinizse başarı şansınız
çok iyi. Fakat hâlen sizin kontrolünüz dışındaki şartlardan dolayı başarısız olma
ihtimaliniz var. Örneğin, yeni rakiplerin ortaya çıkması ve rekabetin yoğunlaşması,
maliyetlerdeki artışlar, talepteki düşüş, aleyhte çıkan yeni kanunlar, sendika
faaliyetleri, sağlık problemleri ve diğer zorluklar. Bunların hepsi almanız gereken
risklerdir.
Eğer bu sorulara olumsuz cevap verdinizse veya birkaç soru hakkında bile
menfi düşünüyorsanız başarısız olma ihtimaliniz oransal olarak artacaktır. Bunları
düzeltmek ve kendinizi korumak için planlar yapın. En azından erken uyarılmış ve
hazırlık yapmış olursunuz ve sürprizlerle karşılaşmazsınız.
Kendi işini kurma
motivasyonuna sahip İş alanları genel olarak şu şekilde gruplanabilir:
girişimci için başarının
ilk koşulu başarı Ticaret: Tüketim malları, endüstriyel ham madde ve yarı mamuller, tarımsal
potansiyeli yüksek bir iş girdiler, çeşitli araç‐gereç, eşyalar, vb. ile perakendecilik, toptancılık, bayilik,
fikrine sahip olmaktır. temsilcilik.
İmalat: Konfeksiyon, briket, tuğla, plastik veya beton boru, kolektör, elektrik
gereçleri, ayakkabı, alet‐edevat, mermer, salça, gıda ürünleri, ağaç işleri, vb.
Tarım ve Hayvancılık: Seracılık, meyve‐sebze üretimi, un, yem, kesimhane,
besicilik, tarımsal ilaç, tohum, gübre vb.

69
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
İşletme Kuruluşu

Hizmet: Otel, lokanta, tamir, bakım onarım, sigortacılık, taşımacılık, tur


işletmeciliği, soğuk depo işletmeciliği, mühendislik, danışmanlık vb.

İŞ KURMA SÜRECİNİN TEMEL ADIMLARI


Girişimcinin “iş kurma süreci”ndeki temel adımları şunlardır:
1. Motivasyona sahip olmak: Girişimcilik motivasyonu iş kurmak isteyenlerin
sahip olması gereken en önemli güçtür.
2. Başarılı bir iş fikri belirlemek: Kendi işini kurma motivasyonuna sahip
girişimci için başarının ilk koşulu başarı potansiyeli yüksek bir iş fikrine
sahip olmaktır. İş fikri belirlenirken girişimci öncelikle “iş deneyimlerini,
ustalıklarını, bilgi ve becerilerini” ele almalıdır.
3. Çalışma programı hazırlamak: İş fikrinin belirlenmesinden, işin kurulması,
ürün ve hizmetlerin ilk müşterilere ulaştırılmasına kadar geçen tüm
süreçte yer alan araştırmalar, planlamalar ve uygulamalar eksiksiz ve
gerektiği kapsamda yapılmalıdır.
4. İş fikrinin ön değerlendirmesini yapmak: İş fikirlerinin yapılabilirliğini
araştırmak uzun süreli ve yoğun kapsamlı bir çalışmadır. Girişimciler iş
fikirlerini, yapılabilirlik araştırması detayında incelemeye almadan önce,
genel özellikleri çerçevesinde kurulmalarına engel bir faktör olup
olmadığını araştırmalıdırlar.
5. İş fikrinin yapılabilirlik araştırmasını yapmak: Girişimci iş kurma sürecinin
başında, öncelikle kurmak istediği işin, faktörlere sahip olduğundan emin
olmalıdır.

Sektör
İş fikri
Ölçek
Zaman
DOĞRU
Ortaklar
Yer
Müşteriler
Makineler v.b.
Girişimcinin iş fikrinin yapılabilirliğini ve başarı potansiyelini belirlemesinde,
çok çeşitli ve geniş kapsamlı sorular ile işin kuruluşunda ortaya çıkabilecek
seçeneklerden en doğrularını belirlemesi, bunun yanında girişimci olarak sahip
olduğu özellik ve kaynakları, işin gerekli kıldığı özelliklerle objektif olarak
karşılaştırması gereklidir.
İş planı, girişimcinin iş
6. İş kurma sürecinin "iş planı" nı hazırlamak: Bu planın temel amacı, iş kuran
kurma ve işletme
girişimcinin, iş kurma sürecinde hangi hedefler için neleri nasıl ve ne
döneminde yol gösterici
rehberidir. zaman yapacağını belirlemesidir.
7. İşi kurmak: Kuruluş aşaması, girişimcinin işini fiilen kurması aşamasıdır. Bu
aşamada girişimci, iş yerini kiralar, işletmenin yasal kuruluş işlemlerini
yapar, elemanları temin eder, makine ekipmanları ve malzemeleri satın

70
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
İşletme Kuruluşu

alır, kredi alınacak ise gerekli teminatları sağlar, başvuruları yapar, iş yeri
donanımını kurar ve işletmenin faaliyetini başlatır.
8. İşletmeyi geliştirmek: İş kurma sürecinin sonucunda kuruluş aşaması ile
birlikte girişimci için farklı bir dönem başlar. Başarılı işletmeler kuruluş
sonrasında işletme gelişme planı adımlarını izler.

GİRİŞİMCİ İÇİN İŞ PLANI


Varmak istediği noktayı bilmeyenler oraya nasıl varılacağını tarif edemezler.
İş planı, girişimcinin işi ile ilgili düşüncelerinin, hedeflerinin, planlarının yer aldığı
bir dosyadır ve bu dosya girişimcinin iş kurma ve işletme döneminde yol gösterici
rehberidir (Hisrich. R.D, 2002, 223).
Öncelikle iş kurma yolunda bir rehberdir. Girişimcinin hedeflediği noktaya
ulaşmasına yardımcı olur. İş planı girişimcinin, iş kurma noktasına gelmeden önce
gerekli araştırma ve planlama çalışmalarını yapmasını sağlayan bir araçtır.
Çeşitli kurumlarla yapılacak görüşmelerde etkili bir tanıtım materyalidir.
Kuruluş sonrasında, işletmelerde yönetim aktivitelerini yönlendiren ve
gerçekleşmelerin hedeflere göre kontrol edilmesini sağlayan bir araçtır.

ÖRNEK İŞ PLANI
İş planının bölümleri başlıklar hâlinde aşağıda verilmiştir. İşe başlamadan
önce bu planın gerçekçi bir biçimde hazırlanması gerekmektedir.
İş planı, girişimcinin 1. Bölüm: Genel Bilgiler
hedeflediği noktaya
ulaşmasına yardımcı 1.1. Girişimci
olur. (Bu kısımda kendinizi/ortaklarınızı kısaca tanıtınız)
1.2. İşletmenin Faaliyet Konusu
(Bu kısımda kurduğunuz işi kısaca anlatınız)
1.3. İş Kurma Süreci
(Bu kısımda işinizi kurarken attığınız adımları kısaca anlatınız)
2. Bölüm: Girişimcinin / Ortakların ve İşletmenin Özellikleri
2.1 Girişimci ve İşletme Ortaklarının Kişisel Bilgileri
2.2 İş Fikri ve Seçme Nedeni
2.3 İşletmenin Hukuki Statüsü ve Seçim Nedeni
2.4 İşletmenin Misyonu
2.5 Kısa Vadeli Hedefleri
2.6 Orta ve Uzun Vadeli Hedefleri
3. Bölüm: Pazar Bilgileri ve Pazarlama Planı
3.1 Pazarın Büyüklüğü, Hedeflenen Pazar Payı
3.2 Pazar Profili
3.3 Rakip Analizi
3.4 Pazarlama/Satış Hedefleri

71
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
İşletme Kuruluşu

3.5 Sektörel Gelişmeler, Fırsat ve Tehditlere İlişkin Değerlendirmeler


3.6 Beklenmedik Durumlara İlişkin Öngörüler
3.7 Ürün/Hizmet Tanımı
3.8 Ürün/Hizmet Fiyatının Nasıl Oluşturulduğu
3.9 Yer Seçimi
3.10 Müşteriye Ulaşım Kanalları
3.11 Ürün/Hizmet Tanıtım Planı
4. Bölüm: Üretim Planı
4.1 NACE Kodu (Endüstri sınıflandırması kodu)
4.2 Üretim/Hizmet Sunum Sürecinin Aşamaları
4.3 İş Akış Şeması
4.4 Üretim/Hizmet Sunum Teknikleri, Standartlar, Spesifikasyonlar
4.5 Hukuki Gereksinimler
5. Bölüm: Yönetim Planı
5.1 Organizasyon Şeması
5.2 Görev ve Sorumluluklar
5.3 Görev Tanımlarına Göre Alınacak Personel Nitelikleri
(Mesleki yeterlilik belgesi sahipleri varsa belirtilecektir.)
6. Bölüm: Finansal Plan
6.1 Başlangıç Maliyetleri ve Diğer Başlangıç Giderleri
6.2 İşletme Giderleri
6.3 Nakit Projeksiyonları
6.4 Üretim/Satış Hedefleri
6.5 Kâra Geçiş Noktası
6.6 Finansal Kaynaklar (Öz Kaynak ve Diğerleri)
6.7 Öz Kaynak ve/veya Diğer Kaynaklardan Sağlanacak Finansman

Pazar Planı
Pazarlama planı mal ve hizmetlerin üreticiden tüketiciye etkin bir şekilde
ulaştırılması için yapılan ifadelerden oluşur. Bu plan başarınızın resmi veya
modelidir.
İyi bir pazarlama planı, Özet olarak iyi bir pazarlama planı, firma içi ve dış çevrenizdeki durumu
firma içi ve dış incelemekle başlar. Daha sonra zaman, para, personel, yetenek, bağlantılar,
çevrenizdeki durumu
müşteriler, imaj, ekipman, tedarikçiler, ürün veya hizmetler gibi sahip olduğunuz
incelemekle başlar.
kaynakları yani silahlarınızı kontrol edersiniz. Sonra, ürün veya hizmet, paketleme,
prim, promosyon, kişisel satış, fiziksel dağıtım, ve halkla ilişkiler/ reklam gibi
konularla ilgili hedeflerinizi ve taktik faaliyetlerinizi tespit edersiniz. Son olarak
bütçenizi ve zaman planınızı hazırlarsınız (Hisrich. R.D, 2002, 237).

72
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
İşletme Kuruluşu

Ürün Promosyon
Fiyat Kişisel Satış Fiziksel
Üretim planı, mal ve Paketleme Dağıtım Halkla ilişkiler
hizmetlerinizin tasarımı Prim
ve sizin yetenek ve Reklam
etkinlik seviyeniz
Önemli notlar:
genellikle sizin hayatta
kalıp kalamayacağınızı
belirler. Üretim Planı
Mal ve hizmetlerinizin tasarımı ve sizin yetenek ve etkinlik seviyeniz
genellikle sizin hayatta kalıp kalamayacağınızı belirler. Planın denetlediği ve
kontrol ettiği şey sizin tasarımınız ve etkinliğinizdir (Hisrich. R.D, 2002, 236).
Dikkatli bir planlama olmaksızın bugünün hızlı makineleri bir anda kötü ürün
üreten birer canavara dönerler.

Finans Planı (Para Bulma)


Analiz, planlama ve kontrol işlerinde kullanılan üç temel finansal doküman
vardır. Birincisi, bilançodur. Bilanço, firmanın hangi aktiflere ve hangi borçlara
sahip olduğunu gösterir. Borçlar, firmanın bankalara ve diğer kişilere olan
borçlarını kapsar. İkinci doküman kâr/zarar cetvelidir. Bu tablo firmanın
satışlarından maliyetleri düştükten sonra ne kadar kâr veya zarar kaldığını gösterir.
Üçüncü doküman nakit akım tablolarıdır. Bu tablolar firmanın ne zaman
borçlanacağını veya hisse ihraç edeceğini gösterir.

Organizasyon
İşletmenin etkin ve verimli bir şekilde çalışabilmesi için uygun bir
organizasyon yapısının oluşturulması gerekir. Yetki ve sorumlulukların belirlendiği
bir organizasyon şeması oluşturulmalıdır. İş tanımları detaylı bir şekilde
hazırlanmalıdır.
Yukarıda belirtilen konular aynı zamanda iş planının bölümlerini oluşturur.
Bu bilgiler ekte verilen iş planına yerleştirildiğinde iş planınız hazır hâle gelecektir.

İŞE BAŞLAMAK İÇİN KISA FORMLAR


Bir önceki bölümde bahsedilen konularla ilgili daha detaylı kontrol bilgileri
bu bölümde ele alınacaktır. Bu kontrol listelerini kullanarak yeni işinize
başlamadan önce önemli noktaları daha detaylı olarak gözden geçirme imkânı
bulabilirsiniz.

73
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
İşletme Kuruluşu

KAPSAM

Unvan:
Firma adı: Tarih

Adres:
Yönetici:

Temel fikir:

PAZAR DURUMU
İşletmenin etkin ve
1. Fikriniz uygun mu?
verimli bir şekilde
2. Satın alınabilir mi (ucuz mu?)
çalışabilmesi için uygun
bir organizasyon 3. Kim satın alır?
yapısının oluşturulması 4. Talep tahmini yaptınız mı?
gerekir. 5. Kazancınız ne olacak?
6. Müşteriyi nasıl çekmeyi düşünüyorsunuz?
7. Örnek ürün ürettiniz mi?
8. Müşteriler örnek ürünü beğendi mi?
9. Müşterinin istediği değişikliği yaptınız mı?
10. Tekrar kontrol ettiniz mi?
11. Bütçe yaptınız mı?
12. Pazar testi yaptınız mı?
13. Genişlemeyi düşünüyor musunuz?

Piyasa
Gerçekleri Ne
Satıyoruz?

Rakiplerimiz kimlerdir?
Müşterilerimiz nerededir?

Niçin bizim ürünümüzü


alacaklar? Biz niçin iyiyiz?

Hangi ihtiyacı karşılamak

zorundayız? Önemli notlar:

74
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
İşletme Kuruluşu

GÜÇ KAYNAKLARI (FİRMA GERÇEKLERİ)

Önemli yönetici:
Önemli nitelikler/yetenekler:

Önemli deneyimler:
fonlar:
Güçlü Yönler:

Zayıf yönler:
Fırsatlar:

Tehditler: Ürün/hizmet üstünlükleri:

Önemli notlar:
Örnek

•İşe başlamadan önce SWOT analizi yapılması önemlidir.

75
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
İşletme Kuruluşu

•Kuruluş yeri faktörlerinin önem düzeylerini farklı sektörler bakımından


araştırınız. Hangi sektörde hangi kuruluş yeri faktör/faktörleri daha

Bireysel Etkinlik
ağırlıklı olabilir? Tartışınız.
•İş planı hazırlamanın ve işi başlamadan önce zihinde kurmanın önemi ne
olabilir? Tartışınız.
•İşletme sahibi olmanın faydalarını tartışınız.
•Organize Sanayi Bölgeleri ve küçük Sanayi Siteleri hangi sektördeki
küçük işletmeler için uygun kuruluş yeri koşulları sağlamaktadır? Bir
ayrım yapılabilir mi? Tartışınız.

Nakit akım tabloları


firmanın ne zaman TAHMİNİ KÂR/ZARAR HEDEFLERİ
borçlanacağını veya
hisse ihraç edeceğini 1. Dönem 2.D 3.D 4.D 5.D 6.D
gösterir. Satışlar
Maliyetler Kâr/zarar Birikimli
K/Z
Önemli notlar:

76
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18
İşletme Kuruluşu

•İşletme kuruluşu, bu bir küçük işletme de olsa, belli bir süreci


gerektirmektedir. Bu süreç, yapılması planlanan işin ne kadar rasyonel
olduğundan, pazarın durumu, işin maliyeti, rekabet koşulları ve yatırımın geri
dönüşüm süresi gibi hesaplamaların yapıldığı, bunun yanında kuruluş yerinin
tam olarak neresi olacağı konusunda karar verildiği, bir inceleme,
Özet
değerlendirme ve karar verme sürecidir.
•İşletmenin kuruluş sürecinin ilk aşaması, yatırım projesi düşüncesinin
oluşmasıdır. Girişimci, yatırım konusunda önce bazı alternatifleri gözden
geçirir ve yapacağı araştırmalardan sonra, bu alternatiflerden en ekonomik
olanını seçer ve bunu uygulayarak işletmecilik faaliyetlerine başlar.
•Fizibilite çalışması, yatırım kararından önce, başta hukuki, teknik, ekonomik
ve finansal analizler olmak üzere, kârlılık, vergi vb. verileri içeren, yatırım
fikrinin rasyonel olup olmadığı konusunda bilgi veren kapsamlı bir çalışmadır.
•Fizibilite etüdü ekonomik, teknik, hukuki ve mali dört temel çalışmayı kapsar.
Etütler sonunda ortaya çıkan fizibilite raporu olumsuz ise söz konusu yatırım
düşüncesinden vazgeçilir.
•Fizibilite çalışmaları sonucunda hazırlanan rapor, yatırımın gerçekleştirilmesi
yönünde ise yatırım kararı verilir. Yatırım kararından sonra yatırım projesi
hazırlanır ve fiziki yapının oluşturulmasına başlanır.
•Bir girişimcinin yeni bir işe başlarken verdiği ilk kararlardan biri yeni
işletmenin tek sahiplik, ortaklık, şahıs şirketi veya sermaye şirketi gibi
sahiplik şeklinin seçimidir. Genellikle girişimciler, bu konuya çok az önem
verir ve kendilerine pek uygun olmayan yaygın sahiplik şeklini seçerler.
Sahiplik şeklinin işletme kurulduktan sonra değiştirilmesi zor olacağından
doğru kararın başlangıçta verilmesi çok önemlidir. Bazı sahiplik şekillerinin
seçimi diğerlerine göre daha maliyetlidir. Girişimciler, seçecekleri belirli
sahiplik şekillerinin fayda ve maliyetlerini hesaplamalıdırlar.
•Girişimci için başlıca yeni iş fikri kaynakları ise tüketiciler, mevcut firmalar,
dağıtım kanalları, devlet kurumları ve araştırma geliştirme faaliyetleridir.
•Ürün planlama ve geliştirme sürecinde ise işletme sahiplik şeklinin seçimi,
vergi, yükümlülük, başlangıçtaki ve gelecekteki sermaye ihtiyacı, kontrol,
idari yetenek, işletme amaçları ve kuruluş maliyetleri dikkate alınmalıdır.
•İşletme kuruluş sürecinin en önemli çalışmalarından biri de iş planı
hazırlamaktır. İş planı, girişimci ile ilgili genel bilgiler, girişimci ve ortakların
özellikleri, pazar bilgileri‐pazarlama planı, üretim planı, yönetim planı ve
finansal plan bölümlerinden oluşmaktadır. Bütün bölümler uygun bir şekilde
tamamlandığında iş planı hazırlanmış olur.
•İyi bir pazarlama planı firma içi ve dış çevrenizdeki durumu incelemekle
başlar. Daha sonra zaman, para, personel, yetenek, bağlantılar, müşteriler,
imaj, ekipman, tedarikçiler, ürün veya hizmetler gibi sahip olduğunuz
kaynakları yani silahlarınızı kontrol edersiniz.
•Üretim planı, mal ve hizmetlerinizin tasarımı ve sizin yetenek ve etkinlik
seviyeniz genellikle sizin hayatta kalıp kalamayacağınızı belirler.Planın
denetlediği ve kontrol ettiği şey sizin tasarımınız ve etkinliğinizdir .Dikkatli bir
planlama olmaksızın bugünün hızlı makineleri bir anda kötü ürün üreten
birer canavara dönerler.Üretim planı, mal ve hizmetlerinizin tasarımı ve sizin
yetenek ve etkinlik seviyeniz genellikle sizin hayatta kalıp kalamayacağınızı
belirler.

77
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19
İşletme Kuruluşu

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. I. Tüketiciler
II. Mevcut firmalar
III. Dağıtım kanalları
IV. Devlet kurumları
Yukarıdakilerden hangisi/hangileri girişimcilerin kullandığı yeni iş fikri
kaynaklarındandır?
a) Yalnız II
b) I, II, III
c) II, III, IV
d) I, III ve IV
e) I, II, III, IV

2. Ürün Planlama ve geliştirme süreci aşağıdakilerden hangisidir?


a) Fikir aşaması‐kavram‐ürün geliştirme‐deneme pazarlama‐
ticarileştirme
b) Deneme pazarlama‐ticarileştirme‐fikir aşaması‐kavram‐ürün
geliştirme
c) Ürün geliştirme‐fikir aşaması‐kavram‐ deneme pazarlama‐
ticarileştirme
d) Kavram‐fikir aşaması‐ ürün geliştirme‐deneme pazarlama‐
ticarileştirme
e) Fikir aşaması‐kavram‐ticarileştirme ‐ürün geliştirme‐deneme
pazarlama

3. Aşağıdakilerden hangisi işletme sahiplik şekillerinden biri değildir?


a) Tek sahiplik
b) Ortaklık
c) Şahıs şirketi
d) Franchising
e) Sermaye şirketi

4. Aşağıdakilerden hangisi iş kurma sürecinin temel adımları arasında yer


almaz?
a) Motivasyona sahip olmak
b) Çalışma programı hazırlamak
c) Ortak bulmak
d) İş planı hazırlamak
e) İşletmeyi geliştirmek

78
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20
İşletme Kuruluşu

5. ……………….. ……….. mal ve hizmetlerin üreticiden tüketiciye etkin bir


şekilde ulaştırılması için yapılan ifadelerden oluşur.
Yukarıdaki tanımda boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
a) Üretim planı
b) Pazarlama planı
c) Finans planı
d) İnsan kaynakları planı
e) İş planı

6. Üretim planında aşağıdakilerden hangisi yer almaz?


a) Ürün/hizmet sunum sürecinin aşamaları
b) İş akış şeması
c) Ürün/hizmet sunum teknikleri
d) Hukuki gereksinimler
e) Rakip analizi

7. I. Borçlar
II. Üretim planı
III. Bilanço
IV. Organizasyon şeması
Yukarıdakilerden hangisi/hangileri finansal analiz, planlama ve kontrol
işlemlerinde kullanılan üç temel doküman/dokümanlardandır?
a) Yalnız I
b) III ve IV
c) Yalnız III
d) I, II ve III
e) I ve II

8. “İşletmenin etkin ve verimli bir şekilde çalışabilmesi için uygun bir


…………….. ……………….. oluşturulması, yetki ve sorumlulukların belirlenmesi
gerekir.”
Cümlesinde boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
a) İşletme planı
b) Organizasyon şeması
c) Pazar planı
d) İş planı
e) Tanıtım materyali

79
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21
İşletme Kuruluşu

9. I. Girişimciye rehberlik yapar.


II. Girişimcinin hedeflerini gösterir.
III. Araştırma geliştirme yapılmasına yardımcı olur.
IV. Tanıtım materyali olarak kullanılır.
Yukarıdakilerden hangisi/hangileri iş planının kullanım amaçlarındandır?
a) Yalnız II
b) I, II ve IV
c) II ve III
d) I, II, III
e) I, II, III, IV

10. I. Doğru sektör


II. Doğru ölçek
III. Doğru zaman
IV. Doğru makine vb.
Yukarıdakilerden hangisi/hangileri iş fikrinin yapılabilirlik araştırmasında
öncelik verilen hususlardandır?
a) Yalnız IV
b) II ve III
c) I ve III
d) I, II, III
e) I, II, III, IV

Cevap Anahtarı
1.e, 2.a, 3.d, 4.c, 5.b, 6.e, 7.c, 8.b, 9.e, 10.e

80
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22
İşletme Kuruluşu

YARARLANILAN KAYNAKLAR
Alpugan, O. (1996). İşletme Bilimine Giriş, Trabzon: Derya Kitabevi.
Bozacı, İ. (2015). Girişimcilik. İstanbul: Beta Yayınları.
Can, H., Tuncer, D. ve Ayhan, D. (2009) Genel İşletmecilik Bilgileri, Siyasal Ankara
ÇELİK, Adnan ve Akgemci, Tahir. (2010). Girişimcilik Kültürü ve KOBİ’ler, Ankara:
Demirdöğen, O. (2001). Üretim Yönetimi, 3. Baskı, Atatürk Üni. İİBF Z. F. Fındıkoğlu
Arş. Merkezi Yay. No: 184, Erzurum: Atatürk Üni. Matbaası.
Doğan, M. (2012). İşletme Ekonomisi ve Yönetimi, 10. Baskı, İzmir: Nobel
Akademik Yayıncılık
Hisrich, R. D. (2002). Entrepreneurship, 5. Edition, New York: McGraw‐Hill Irwin
Küçük, O. (2011). Girişimcilik ve Küçük İşletme Yönetimi, 5. Baskı, Ankara: Seçkin
Yayıncılık.
MUCUK, İ. Modern İşletmecilik, Türkmen Kitabevi, İstanbul, 2011, s. 81
Nobel Yayın.
Norman M. Scarborough, Thomas W. Zimmerer, Effective Small Business
Management:an entrepreneurial Approach, 6. Ed.Prentice‐Hall Inc. (1999)
Özkan, A. (2017). Her Yönüyle KOBİ'lerin Yönetim Sorunları ve Çözüm Önerileri,
Ankara: Nobel Bilimsel Eserler
Planlama ‐ Analiz – Fizibilite, Ankara: Siyasal Kitabevi.
Rachman, D. J. vd. (1993). Business Today, International Edition, London: McGraw
Hill Inc..
Sarıaslan, H. (2014). Yatırım Projelerinin Hazırlanması ve Değerlendirilmesi
Tekin, M. (2005). Hayallerin Gerçeğe Dönüşümü Girişimcilik, Yenilenmiş 4. Baskı,
Konya: Günay Ofset.
Tikici, M. vd. (2009). Girişimcilik ve Küçük İşletmeler, Ankara: Nobel Yayın.
Varoğlu, D. vd. (2016). Genel İşletmecilik Bilgileri, Ankara: Siyasal Kitabevi.
Yazıcı, K. (2001). İşletme Bilimine Giriş, Trabzon: Eser Ofset. www.kosgeb.gov.tr

81
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 23
KAPASİTE KULLANIMI VE
BAŞABAŞ NOKTASI ANALİZİ

• Kapasite Kavramı
İÇİNDEKİLER

• Kapasite Türleri
• Başa Baş Noktası Analizi GİRİŞİMCİLİK VE
• Optimum Kapasite ve Uygun KÜÇÜK İŞLETMELER
Kuruluş Ölçeğinin Seçimi
Prof. Dr. Orhan
KÜÇÜK

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


HEDEFLER

• Girişimcilikte kapasite kavramını


öğrenecek,
• Kapasite türlerini bilecek,
• Başa Baş Noktası Analizini
yapabilecek,
• Optimum kapasite ve uygun
kuruluş ölçeğinin belirlenmesi
konusunda bilgi sahibi olacaksınız. ÜNİTE

5
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Kapasite Kullanımı ve Başabaş Noktası Analizi

Teorik (Maksimum) Kapasite


KAPASİTE KULLANIMI VE BAŞABAŞ

KAPASİTE KAVRAMI Normal (Pratik) Kapasite


NOKTASI ANALİZİ

KAPASİTE TÜRLERİ Zorlanmış Kapasite

BAŞA BAŞ NOKTASI ANALİZİ Gerçek (Fiilî) Kapasite

OPTİMUM KAPASİTE ve
UYGUN KURULUŞ ÖLÇEĞİNİN Atıl (Boş) Kapasite
SEÇİMİ

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2


83
Kapasite Kullanımı ve Başabaş Noktası Analizi

GİRİŞ
İşletmeler belli büyüklüklerde kurulmaktadır. İşletmeler, bu büyüklükleri
ölçüsünde üretim yapabilmekte, hizmet üretmekte veya ticaret sektöründe
ihtiyaca cevap verecek bir sunum gerçekleştirmektedir. İşte bu büyüklük yani
işletmenin sahip olduğu nitel ve nicel tüm üretim olanaklarının toplamı ölçek
olarak bilinmektedir.
Ölçeğin bir fonksiyonu olan kapasite ise işletmenin o dönemde ürettiği
üretim miktarını ortaya koymaktadır. Kapasite üretim sektörü için olduğu kadar,
hizmet ve ticaret sektörleri için de hesaplanabilmektedir. Burada önemli olan, bir
tesisin, işletmenin, kurulu bulunduğu büyüklükten beklenen üretim/hizmet
hacmini yakalayabilmesi, bu miktarda müşteri beklentisine cevap verebilmesidir.
Bir tesisin ölçeğinin fonksiyonu olan ve kapasite ile ortaya konan üretim
miktarı talep ile uyumlu olmalıdır. Bu yüzden ölçek belirlenirken öncelikle piyasa
araştırması yapılmalı ve bir talep düzeyi öngörülmelidir.
Talebin önceden kestirilmesi ve buna göre işletmenin belli bir ölçekte
kurulması, maliyetler, talebe cevap verebilme ve nihayet rekabetle başa çıkabilme
açısından son derece önemlidir.
Talebin üzerinde kurulmuş tesislerde birim maliyetler yüksek olacak, atıl
kapasiteler oluşacak, talebin gerisinde kalacak işletmelerde ise talebin
karşılanamamasından kaynaklanan sorunlar söz konusu olacaktır.
Bir işletmede ancak belli düzeyde üretim gerçekleştirilirse maliyetler
karşılanabilecek ve nihayet kâra geçilebilecektir. Bir tesiste üretim miktarının
artışına bağlı olarak maliyetler artacaktır. Fakat normal koşullarda, yani rasyonel
tesislerde fiyat birim maliyetlerden yüksek olacağından, toplam gelir bir üretim
düzeyinde toplam maliyeti yakalayacaktır. Toplam gelirin toplam maliyete eşit
olacağı bu üretim ve satış düzeyine “başa baş noktası” denmektedir. Bu düzeyin
üzerine çıkıldığında toplam gelir, maliyetleri aşacak ve kâra geçilecektir.
Bu bölümde kapasite tanımı yapılarak kapasite türleri ortaya konarak
rakamlarla ve şekil yardımıyla kapasite türleri açıklanmaktadır. Böylece kapasite
konusunun ölçekle birlikte ve kapasite türleri itibarıyla bir arada görülmesi
sağlanmaktadır.
Ayrıca artan ve azalan verim, ölçeğe göre getiri ve Başa Baş Noktası Analizi
paylaşılarak, bu doğrultuda işletme ölçeğinin ne olması gerektiği ve ölçeğin nasıl
belirleneceği, optimum kapasite ve optimum ölçekli tesis hakkında bilgi verilerek
anlatılmaktadır.

KAPASİTE KAVRAMI
Kapasite kavramı, bir işletmenin belli bir dönemde (Çoğunlukla bir yıl olarak
alınır.) mevcut kaynaklarını kullanarak elde edebileceği maksimum üretim
miktarını ifade eder.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3


84
Kapasite Kullanımı ve Başabaş Noktası Analizi

Bir işletmenin mal ve hizmet üretebilme yetenek ve imkânlarının belli bir


ölçü ile ifade edilmesine işletme kapasitesi denilmektedir. Kapasite, mal ve hizmet
üretebilme yeteneği ve imkânları hakkında fikir vermekte, genellikle belirli bir
zaman içindeki üretim miktarı olarak tanımlanır.
Kapasite, mal veya hizmetleri üretebilme yetenek ve imkânlarının uygun bir
ölçü birimiyle ifade edilmesidir. İnsanlar için de kapasiteden bahsedilebilir. Normal
bir insan günde sekiz saat çalışabiliyorsa bu kişinin çalışma ve iş yapma yeteneği
sekiz saat demektir. Bir makine günde aralıksız olarak en fazla on sekiz saat
çalışabiliyorsa bu makinenin günlük kapasitesi de on sekiz saattir. İşletme
büyüklüğü teorik bir kavram iken kapasite kavramı pratik bir kavramdır.
Bir işletmenin para, ham madde, malzeme, makine, iş gücü, doğa ve bilgi
gibi üretim faktörlerini en iyi ve en uygun biçimde bir araya getirerek belirli bir
dönem içinde ürettiği mal ve hizmet miktarı, o işletmenin kapasitesini ifade
etmektedir.

KAPASİTE TÜRLERİ
Bir işletmenin kapasitesini ifade etmek için, değişik sınıflamalar
kullanılmaktadır. Bunların en bilineni kapasitenin beş başlık altında incelendiği
sınıflamadır.
Buna göre kapasite türleri;

 Teorik (maksimum) kapasite,


 Normal (pratik) kapasite,
 Gerçek (fiilî) kapasite,
Bir işletmenin mal ve  Atıl (boş) kapasite ve
hizmet üretebilme  Zorlanmış kapasite
yetenek ve imkânlarının
belli bir ölçü ile ifade biçiminde sıralanabilir.
edilmesine işletme
İşletmeler, sahip oldukları kaynaklardan her zaman tam olarak
kapasitesi
yararlanamaz. Çünkü makine bozulmaları, işgörenlerin kanuni izin ve sağlık
denilmektedir.
problemleri ile enerji kesintileri ve talep azlığı gibi nedenler, işte aksamalara
neden olmaktadır.
Bazen çeşitli dış etkenlerden kaynaklanan veya sermaye yetersizliği gibi
işletmenin bazı unsurlarındaki eksiklikler, üretim miktarını kurulu ölçeğin aşağısına
çekebilmektedir. Böylelikle karşımıza, işletme kaynaklarının tam olarak kullanıldığı,
bazılarının atıl bırakıldığı veya kabul edilebilir aksamalar göz önüne alınarak
belirlenen farklı kapasite kavramları çıkmaktadır.

Teorik (Maksimum) Kapasite


Bir işletmede, iş gücü, makine ve diğer tüm üretim faktörlerinin hiçbir
aksama olmaksızın kullanımı sonucunda elde edeceği üretim miktarını gösteren
kapasitedir. Bu kapasite düzeyine ulaşmak ve bunu belli bir dönem sürdürmek
olanaksız gibidir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4


85
Kapasite Kullanımı ve Başabaş Noktası Analizi

Maksimum kapasite, bir işletmenin üretimde bulunacağı makine, araç,


gereç veya fiziki imkânlarının hiç durmadan belirli bir dönemdeki en yüksek üretim
hacmini ifade etmektedir.
Bir lastik fabrikasının yılda hiç arıza vermeden üretebileceği toplam lastik
adedi 5.000.000 adet ise bu rakam teorik kapasiteyi oluşturmaktadır. Ya da bir
hizmet işletmesinin belirli bir dönemde sağlayacağı en yüksek hizmet anlamında;
örneğin; herhangi bir hastane için hastalara ayıracağı toplam oda/yatak sayısı, bir
lokantanın toplam masa sayısı bu tür kapasiteyi belirtmektedir.

Normal (Pratik) Kapasite


Normal kapasite, gerek iş gücünden gerekse diğer üretim faktörlerinden
kaynaklanacak kabul edilebilir aksamalar göz önüne alınarak hesaplanan
kapasitedir.
Bir işletmenin gerçek kapasitesi her zaman değerlendirilemez. Piyasadaki
durgunluk, rakiplerin atılımları ve buna benzer nedenlerle, bir işletmenin
normalde üretebileceği miktara alıcı bulunmadığı zamanlarda kullanılan kapasite
kavramı ortaya çıkmaktadır.
Maksimum kapasite, bir
işletmenin üretimde
Zorlanmış Kapasite
bulunacağı makine, Üretim miktarını geçici de olsa, normal sayılan kapasitenin üzerine
araç, gereç veya fiziki çıkarabilmek amacıyla, izinlerin iptali, makine bakımlarının üretim zamanı dışında
imkânlarının hiç
gerçekleştirilmesi gibi zorlamalarla ulaşılabilecek olan kapasitedir.
durmadan belirli bir
dönemdeki en yüksek Zorlanmış kapasite; teorik kapasitenin normal kapasiteyi aşan kısmı olarak
üretim hacmini ifade da tanımlanabilir.
etmektedir.
Gerçek (Fiilî) Kapasite
İşletmenin belli bir dönemde, genellikle bir yılda ürettiği mal veya hizmet
miktarını yani gerçekleşmiş üretim miktarını gösteren kapasitedir.
Bir işletmenin planlanan maksimum kapasite ile çalışması hemen hemen
imkânsızdır. Bu durum ancak serbest pazar şartlarının geçerli olmadığı alanlarda
söz konusu olabilir. Her işletmede üretimin aksamasına neden olan işletme
içinden veya işletme dışından kaynaklanan birtakım sınırlamalar vardır.
Kimi zaman üretim süreçlerinde meydana gelen aksamalar, kimi zaman
beşerî kaynaklı problemler işletmelerin maksimum kapasite ile çalışmasına engel
olmaktadır. Üretim sürecinde meydana gelen aksamalar nedeniyle planlanan
maksimum kapasitenin altında üretim yapılır. Bu nedenle, planlanandan farklı
olarak ortaya çıkan kapasiteye, gerçek kapasite adı verilmektedir.
Bir işletmenin üretim için planladığı kapasite, yıllık 600.000 ton iken gerçek
kapasitesi 550.000 ton olarak gerçekleşebilir. Değişik endüstri ve işletmelerin
şartlarına göre farklı olmakla beraber, gerçek kapasitenin %75‐80 civarında
olabileceği ileri sürülmektedir. Birçok konuda dünyaya örnek olan Japon
işletmeleri bu tür azalmayı kabul etmemektedirler. Toplam Kalite Yönetimi adıyla

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5


86
Kapasite Kullanımı ve Başabaş Noktası Analizi

yaptıkları çalışmalarla, bir üretim süresinde sıfır hatayı ve eksiksiz kapasiteyi


hedeflemektedirler.

Atıl (Boş) Kapasite


Atıl kapasite, satış miktarının kurulu ölçekten az olması veya işletme
sermayesinin yetersiz olması gibi nedenlerle işletme kaynaklarının yeterince
kullanılmaması sonucu ortaya çıkan, atıl kalan kaynakların kullanılması hâlinde
üretilebilecek ürün miktarını gösteren kapasitedir. Atıl kapasiteye aylak kapasite
de denmektedir.
Normal kapasitenin yararlanılmayan kısmı veya kullanılmayan kapasite
olduğu da söylenebilir.
Bir işletmenin belirli bir dönemdeki üretim miktarı, yani kullanılan
kapasitesi, gerçek kapasitenin altında ise aradaki fark aylak (boş‐atıl) kapasiteyi
ifade eder. Bir işletme için atıl kapasitenin olmaması en iyi durumdur. Böyle bir
durumda işletmenin ürettiği/pazarladığı tüm mal ve hizmetler satılıyor demektir.
Kapasite türleri Şekil 5.1.deki gibi gösterilebilir.

Zorlanmış Kapasite (10 br.)

Atıl kapasite, normal Atıl (Boş)


kapasitenin Teorik Kapasite (5)
Normal
yararlanılmayan kısmı (Maksimum)
Kapasite
veya kullanılmayan Kapasite
kapasitedir. Atıl (100 br.) Gerçek (Fiilî)
(110 br.)
kapasiteye boş kapasite Kapasite
de denmektedir.
(95 br.)

Şekil 5.1. Kapasite Türleri


Normal Kapasite = Gerçek Kapasite + Atıl (Aylak veya Boş) Kapasite
Atıl Kapasite = Normal Kapasite ‐ Gerçek Kapasite
Teorik Kapasite = Normal Kapasite + Zorlanmış Kapasite
Şekil 5.1.de görüleceği üzere, gerçek kapasite normal kapasitenin biraz
altında gerçekleşebilmektedir. Gerçek kapasite ile normal kapasite arasındaki
farka atıl kapasite denmektedir.
Fakat normal kapasite işletmenin gerçekleştirebileceği en üst kapasite
düzeyi değildir. İşletmenin zorlanarak gerçekleştireceği bu kapasite kısmı
zorlanmış kapasitedir. Normal kapasite ile zorlanmış kapasite toplandığında teorik
kapasiteye ulaşılmaktadır.
Kapasite türlerinin birbirleriyle ilişkileri, şeklin hemen altındaki formüller
yardımıyla da anlaşılabilir.
Buna göre gerçek kapasite ile boş kapasitenin toplamı normal kapasiteyi
vermekte veya gerçek kapasiteyi bulmak için normal kapasiteden boş kapasiteyi

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6


87
Kapasite Kullanımı ve Başabaş Noktası Analizi

çıkarmak gerekmektedir. Şu hâlde atıl kapasite ne kadar düşük olursa gerçek


kapasite o kadar yüksek olacaktır.
Yine teorik ya da maksimum kapasiteye ulaşmak için normal kapasite ile
zorlanmış kapasiteyi toplamak gereklidir. Yani maksimum kapasiteyi yakalamak
için normal kapasitenin üzerinde, zorlanmış kapasite kadar daha kapasite ortaya
koymak gerekmektedir. Bir diğer deyişle kapasiteyi zorlamak, izin gibi bazı hakları
ötelemek, normal kabul edilen bazı boşlukları kullanmamak gereklidir.

BAŞA BAŞ NOKTASI ANALİZİ


Başa Baş Noktası Analizi, işletme kapasitesinin veya ölçeğinin
belirlenmesinde yararlanılan, basit ama bir o kadar kullanışlı ve yararlı bir grafik
araçtır.
Bu analiz, hangi üretim veya kapasite düzeyinde işletmenin kârsız (başa
baş), hangilerinde ise zarar ve kâr durumunda olacağını ortaya koyan bir kapasite
belirleme aracıdır.
BBN Analizi şekil üzerinde aşağıda gösterilmiştir.
Başa Baş Noktası Toplam Gelir,
Analizi, işletme Toplam Maliyet
kapasitesinin veya TG
ölçeğinin
belirlenmesinde
yararlanılan, basit ama
kullanışlı ve yararlı bir TM
grafik araçtır.
BBN

Q1 Üretim Miktarı
Şekil 5.2. Başa baş Noktası Analizi
Şekil 5.2.de dikey eksende Toplam Gelir (TG) ve Toplam Maliyet (TM), yatay
eksende ise üretim miktarı gösterilmiştir.
TG, üretim ve satışla birlikte gelir elde edilmeye başlanacağı için orijinden
başlayarak üretim ve satış miktarı arttıkça ürünün fiyatı ile doğru orantılı olarak
artan, Toplam Geliri gösteren doğrusal bir eğridir.
TM ise, üretim miktarı ile ilişkili olmayan, üretim olsun veya olmasın
katlanılan sabit maliyetlerden dolayı, orijinden daha yukarıdan başlayarak üretim
miktarı ile ilişkili olarak değişen değişken maliyetlerle orantılı olarak artarak
doğrusal bir seyir takip eden Toplam Maliyeti göstermektedir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7


88
Kapasite Kullanımı ve Başabaş Noktası Analizi

Bu iki eğrinin kesiştiği nokta başa baş noktası olup (Q1 üretim düzeyi) bu
üretim düzeyinde gelir ve gider birbirine eşittir. Bu üretim düzeyinin üzerinde kâr,
bundan daha düşük üretim seviyelerinde ise zarar söz konusudur. İşletme, kâr
edilen bölgede yer alacağı bir kapasite düzeyi (Q1’den fazla) ile çalışmak
durumundadır.
Üretimde her faktör
ilavesinde üretimin bir Başa baş noktası üretim miktarı, maliyet kalemlerinin bilinmesi hâlinde,
önceki faktör ilavesine aşağıdaki formül ile hesaplanır.
göre daha fazla veya
daha az artmasına Q*= (Toplam Sabit Maliyet)/(Fiyat‐Ortalama Değişken Maliyet)
artan ve azalan verim
Böylece belirlenen başa baş üretim miktarından sonra üretim kapasitesi bu
kanunu denir.
rakamın üzerinde belirlenerek kazanç elde edilebilecek bir kapasiteyi verecek ölçekte
tesis kurulabilir.

OPTİMUM KAPASİTE ve UYGUN KURULUŞ ÖLÇEĞİNİN


SEÇİMİ
Optimum kapasite, bir işletmenin üretebileceği ürün miktarını yani kurulu
ölçeği ile ulaşabileceği üretim düzeyini, en düşük maliyetle elde edebileceği
kapasitedir. Bir diğer deyişle birim maliyetleri minimum kılan kapasitedir.
Ölçek, kapasite tanımından anlaşılacağı üzere, bir işletmenin sahip olduğu
nitel ve nicel tüm değerlerin toplamıdır. Yani optimum kapasite kuruluş ölçeğinin
bir fonksiyonudur.
Optimum kapasite aynı zamanda işletmenin yapısına, büyüklüğüne ve
amaçlarına en uygun düşen üretim miktarıdır. Bu kapasite öyle bir noktada
gerçekleşmelidir ki o noktada üretim maliyetleri en düşük, üretim miktarı en
yüksek, üstelik üretilen malın tümü satılmış olmalıdır. İşletmeler için optimal
kapasite, bulundukları sektörün ortalamasına göre belirlenmelidir.
Bu bilgilerden sonra uygun kuruluş ölçeğinin, optimum kapasiteyi veren,
talebe eşit bir miktarda üretimin gerçekleştirilebileceği düzeyde bir tesis
büyüklüğü olarak belirlenmesi gerektiği söylenebilir.
İşletmelerin maliyetlerinin ve optimum kapasite düzeyinin belirlenmesinde,
kısa dönemde artan ve azalan verimler kanunu, uzun dönemde ise ölçeğe göre
artan, sabit ve azalan getiri şartları etkili olmaktadır.
İktisat Teorisinde, tüm üretim faktörlerinin değiştirilemediği dönem olarak
kabul edilen kısa dönemde, belli bir sabit faktör üzerine her bir değişken faktörün
ilavesinin üretime sağladığı katkı, bir önceki faktöre göre giderek artar. Buna artan
verim denir.
İlave faktörün üretim sistemine dâhil edilmesinin üretimi artarak artırması,
artan verimin geçerli olduğu aşamaya kadar devam eder. Bu faktör düzeyinin
aşılması hâlinde her ilave değişken faktör bir önceki faktöre göre toplam üretimi
daha az artırır. Buna da azalan verim denir. Belirtilen bu iki olay birlikte, Artan ve
Azalan Verimler Kanunu olarak bilinir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8


89
Kapasite Kullanımı ve Başabaş Noktası Analizi

Artan ve Azalan Verimler Kanunu’na göre, üretim miktarı arttıkça, ortalama


(birim) maliyetler önce azalan, daha sonra artan bir seyir takip etmektedir. Bu
durumda işletme üretim miktarının artarak arttığı dolayısıyla birim maliyetlerin
azalan bir trend izlediği üretim aralığında faaliyet göstermelidir.
Uzun dönemde ise tüm üretim faktörleri değiştirilebilmektedir. Üretim
faktörlerindeki bu değişme, işletme ölçeğinde bir değişmeyi ifade eder. Üretim
ölçeğinde meydana gelen değişmeler sonucu, üretim miktarında meydana gelen
değişmelere “ölçeğe göre getiri” denilmektedir.

Ölçek, kapasite Üretim miktarıyla yakından ilgili olan ölçek değişmeleri üretim miktarını hep
tanımından anlaşılacağı aynı yönde ve aynı oranda değiştirmez. Özellikle, ölçek büyüdüğünde üretim
üzere, bir işletmenin miktarı her zaman orantılı artmayabilir. Bütün üretim faktörleri birlikte ve aynı
sahip olduğu nitel ve oranda değiştirildiğinde üç çeşit ölçeğe göre getiri durumu ortaya çıkar.
nicel tüm değerlerin
toplamıdır. Ölçeğe göre getiri durumları üç biçimde ifade edilebilir:

 Ölçeğe göre sabit getiri,


 Ölçeğe göre azalan getiri ve
 Ölçeğe göre artan getiridir.
Üretimde kullanılan tüm üretim faktörlerinin birlikte ve aynı oranda
değiştirilmesi, üretim miktarını da aynı yönde ve aynı oranda değiştiriyorsa ölçeğe
göre sabit getiri, aynı yönde ve daha fazla değiştiriyorsa ölçeğe göre artan getiri,
aynı yönde fakat daha az değiştiriyorsa ölçeğe göre azalan getiri durumu söz
konusudur.
İfade edilenlerden anlaşılacağı üzere ölçeğe göre getiri analizi uzun dönem
bir analizdir ve bu nedenle üretim faktörlerinin tamamı değiştirilebilmektedir.
Ölçeğe göre getirinin ölçülmesinde bir diğer husus ise; üretim faktörlerinin birlikte,
aynı oranda ve aynı yönde değiştirilmesidir. Sözgelimi birlikte ve aynı oranda
artırılmasıdır.
Ölçeğe göre getiri durumları şekil yardımıyla gösterilebilir.
Üretim Üretim Üretim
G H
F

0 0 0
İşgücü-Toprak İşgücü-Toprak İşgücü-Toprak
(a) (b) (c)
Ölçeğe göre sabit getiri Ölçeğe göre artan getiri Ölçeğe göre azalan getiri

Şekil 5.3. Ölçeğe Göre Getiri


a. Panelinde üretim faktörlerindeki (iş gücü, toprak) artış, toplam üretimi de
aynı yönde ve aynı oranda artırmıştır. Ölçeğe göre sabit getiri söz konusudur. OF
eğrisi de bu yüzden pozitif eğimli ve doğrusaldır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9


90
Kapasite Kullanımı ve Başabaş Noktası Analizi

b. Panelinde üretim faktörlerindeki artış, toplam üretimi daha fazla


artırmıştır. Ölçeğe göre artan getiri söz konusudur. OG eğrisi de bu yüzden pozitif
eğimli ve dışbükey bir seyir izlemektedir.
c. Panelinde üretim faktörlerindeki artış, toplam üretimi daha az artırmıştır.
Ölçeğe göre azalan getiri söz konusudur. OH eğrisi de bu yüzden pozitif eğimli
fakat azalarak artan (veya içbükey) bir seyir izlemektedir.
Ölçeğe göre getiri konusu ile bağlantılı olarak, uzun dönem maliyetlerdeki
değişim, beraberinde kısa dönemli bir analiz olarak kısa dönem maliyetlerden de
yararlanılarak optimum ölçekli tesis ve optimum kapasite belirlenebilir.
Ölçeğe göre getiri şartlarının maliyetler üzerindeki etkisi, firmaların üretim
kapasitelerini ve optimum ölçekteki tesisi de içine alacak biçimde, şekil üzerinde
gösterilmiştir.

UMM, UOM, KMM, KOM

UOM
UMM

KMM1 KOM1
KMM2 KOM2

Q1 Q2 Üretim Miktarı
Şekil 5.4. Kısa ve Uzun Dönem Maliyet Eğrileri ve Kapasite Kullanımı
Şekil 5.4.de görülen iki Kısa Dönem Ortalama Maliyet (KOM) eğrisinin her
biri, belli bir üretimi (Q1 ve Q2 üretim düzeyleri) minimum maliyetle
gerçekleştirecek bir tesisi temsil etmektedir. Firma, gelecekteki üretim miktarını
UOM eğrisine minimum göz önünde bulundurarak bu tesislerden birini seçecektir. Birinci tesiste ikinci
olduğu noktada teğet tesisin üretim miktarı da elde edilebilir fakat maliyetler oldukça yüksek olacaktır.
olarak gösterilen tesis,
Her bir KOM eğrisine optimal olduğu noktada teğet olan, ölçeğe göre artan
tam kapasitenin söz
konusu olduğu, birim ve azalan getiriden dolayı “U” biçimli Uzun Dönem Ortalama Maliyet (UOM) eğrisi
maliyetlerin olabilen en ise, firmanın istediği herhangi bir tesisi kuracağı zaman, her üretim düzeyinin en
düşük düzeye çekildiği, düşük ortalama maliyetini göstermektedir. UOM eğrisine minimum olduğu
optimum çaptaki noktada teğet olan, KOM2 ile gösterilen ikinci tesis, tam kapasitenin söz konusu
tesistir. olduğu, birim maliyetlerin olabilen en düşük düzeye çekildiği, optimum çaptaki
tesisi ifade eder.
Bu durumda girişimciler, pazar araştırması ile talebi belirlemeli ve bu talebe
uygun üretim miktarını elde edebilecekleri optimum ölçekli tesisi kurmalıdırlar.
Şekilden hareketle söylenecek olursa Q1 talebi söz konusu ise KOM1, Q2 talebi söz
konusu ise KOM2 tesisi kurulmalıdır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10


91
Kapasite Kullanımı ve Başabaş Noktası Analizi

•Herhangi bir KOBİ’nin, kapasitesinin altında veya üstünde bir ölçekle kurulu olmasının

Etkinlik
Bireysel
sonuçları neler olabilir? Örnek işletmeler üzerinde tartışınız?
•Girişimci, kuracağı işletmenin ölçeğinin ne olması gerektiğine nasıl karar verebilir? Ya
da ölçek büyüklüğünü neye göre belirleyebilir?
•İşletme kurulmadan önce kapasitesinin ve buna bağlı olarak ölçeğinin belirlenmiş
olması niçin önemlidir? Araştırınız.

•Udemy
•ABD’de saygın ekonomi dergisi “Business Week” tarafından “Ülkenin en parlak
25 şirketinden birini kurdu.” diye bahsedilen bu 28 yaşındaki Eren Bali,
Malatya’da doğdu ve birinci sınıftan beşinci sınıfa kadar tüm çocukların tek bir
sınıfın içinde tek bir öğretmenle eğitim almaya çalıştığı bir ilkokulda eğitim
gördü. İnternetteki eğitim siteleri aracılığıyla geliştirdiği matematiği sayesinde
önce Malatya Fen Lisesi’ni, ardından da Ortadoğu Teknik Üniversitesi’ni
kazanmayı başardı. Bilgisayar ve Matematik çift anadalı yaparak mezun oldu.
Örnek

•Önce, ortaokul arkadaşı Oktay Çağlar ile birlikte bir şirket kurup üç boyutlu
görüntü teknolojisini kullanarak imarına başlanmamış binaların maketini
gösteren gunlukbasin.com’u açtılar. Erken bir fikir olduğu için yürümese de
Udemy’nin atası sayılabilecek online ders projesinin de böylelikle temeli atılmış
oldu. O dönem ODTÜ Teknokent’te Avrupa ve ABD’den gelen eğitmenler,
girişimcilere sınıfta ders anlatıyordu. Bali ve Çağlar, bu dersleri dijital ortama
taşımayı önerdi. Bu sayede eğitmenler, ikilinin hazırladığı uygulama üzerinden
uzaktan eğitime devam etti.
•Ertesi sene Bali her şeyi kenara bırakıp Çağlar ile birlikte bir online eğitim
platformu kurmak üzere çalışmaya başladı. Ancak geliştirdiği projeye bir türlü
gerekli finans desteğini verecek yatırımcı bulamıyordu ve çoğu internet
girişimcisinin yapmak istediği gibi Google, Apple, Yahoo, YouTube gibi internet
devlerinin hayat bulduğu ABD’nin California eyaletindeki San Francisco
kentinde bulunan Silikon Vadisi’nde kendine bir yer aramaya başladı.
•Oradan sonra da 50 yatırımcı tarafından reddedildi, kendisini reddeden
yatırımcılar sürekli, “İnsanlar sertifika alamayacağı bir eğitime niye para
ödesin?” diyordu. Bali ise insanların bir kez sertifika aldıktan sonra o siteyle
bağının kopacağı noktasında diretti. Onun istediği, süreklilik sağlamaktı. Eğitim,
devam etmeliydi. Daha sonra bir başka internet devi Yelp’in CEO’su Jeremy
Stoppelman ona inandı. Stoppelman’ın yardımıyla başka yatırımcıları da ikna
ederek 1 milyon dolarlık en önemli sermayeyi toplamayı başardı. Ve ‘Udemy’
adını verdiği online eğitim şirketi doğdu.
•Eren geçtiğimiz hafta Insight Venture Partners’dan 12 milyon dolarlık yeni bir
finansman almayı başardı. Yoga eğitiminden, bilgisayar programcılığına,
fotoğrafçılığa kadar aklınıza gelebilecek her alanda video görüntüsüyle eğitim
veren Udemy’nin öğrenci sayısı 500 bine ulaştı. Her ay 500 yeni dersin
eklendiği sitede uzmanların 5 bin adet videolu ders anlatımı bulunuyor.En son
2014’te 32 milyon dolar, 2015’te 65 milyon dolar, 2016 Haziran’da 60 milyon
dolar diyelim. Piyasa değerini Forbes 710 milyon dolar olarak belirtmiştir.
•Bugün yıllık 30 milyar dolarlık satışı olan marka, serüvenine böylece başlamış
oldu.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11


92
Kapasite Kullanımı ve Başabaş Noktası Analizi

•Kapasite türleri;
•Teorik (maksimum) kapasite,
•Normal (pratik) kapasite,
•Gerçek (fiilî) kapasite,
Özet
•Atıl (boş) kapasite ve
•Zorlanmış kapasite
•biçiminde sıralanabilir.
•Maksimum kapasite, bir işletmenin üretimde bulunacağı makine, araç, gereç
veya fiziki imkânlarının hiç durmadan belirli bir dönemdeki, en yüksek üretim
hacmini ifade etmektedir.
•Normal kapasite, gerek iş gücünden, gerekse diğer üretim faktörlerinden
kaynaklanacak kabul edilebilir aksamalar göz önüne alınarak hesaplanan
kapasitedir.
•Zorlanmış kapasite; üretim miktarını geçici de olsa, normal sayılan
kapasitenin üzerine çıkarabilmek amacıyla, izinlerin iptali, makine
bakımlarının üretim zamanı dışında gerçekleştirilmesi gibi zorlamalarla
ulaşılabilecek olan kapasitedir.
•Gerçek kapasite; işletmenin belli bir dönemde, genellikle bir yılda ürettiği mal
veya hizmet miktarını yani gerçekleşmiş üretim miktarını gösteren
kapasitedir.
•Atıl kapasite, satış miktarının kurulu ölçekten az olması veya işletme
sermayesinin yetersiz olması gibi nedenlerle işletme kaynaklarının yeterince
kullanılmaması sonucu ortaya çıkan, atıl kalan kaynakların kullanılması
hâlinde üretilebilecek ürün miktarını gösteren kapasitedir.
•Başa Baş Noktası Analizi, işletme kapasitesinin veya ölçeğinin
belirlenmesinde yararlanılan, kullanışlı ve yararlı bir grafik araçtır. Bu analiz,
hangi üretim veya kapasite düzeyinde işletmenin kârsız (başa baş),
hangilerinde ise zarar ve kâr durumunda olacağını ortaya koyan bir kapasite
belirleme aracıdır.
•İktisat Teorisinde, tüm üretim faktörlerinin değiştirilemediği dönem olarak
kabul edilen kısa dönemde, belli bir sabit faktör üzerine her bir değişken
faktörün ilavesinin üretime sağladığı katkı, bir önceki faktöre göre giderek
artar. Buna artan verim denir. Söz konusu faktör düzeyinin aşılması hâlinde
her ilave değişken faktör bir önceki faktöre göre toplam üretimi daha az
artırır. Buna da azalan verim denir. Belirtilen bu iki olay birlikte, Artan ve
Azalan Verimler Kanunu olarak bilinir.
•Artan ve Azalan Verimler Kanununa göre, üretim miktarı arttıkça, ortalama
(birim) maliyetler önce azalan, daha sonra artan bir seyir takip etmektedir. Bu
durumda işletme üretim miktarının artarak arttığı dolayısıyla birim
maliyetlerin azalan bir trend izlediği üretim aralığında faaliyet göstermelidir.
•Uzun dönemde ise tüm üretim faktörleri değiştirilebilmektedir. Üretim
faktörlerindeki bu değişme, işletme ölçeğinde bir değişmeyi ifade eder.
Üretim ölçeğinde meydana gelen değişmeler sonucu, üretim miktarında
meydana gelen değişmelere “ölçeğe göre getiri” denilmektedir.
•Optimum kapasite, bir işletmenin üretebileceği ürün miktarını yani kurulu
ölçeği ile ulaşabileceği üretim düzeyini, en düşük maliyetle elde edebileceği
kapasitedir. Bir diğer deyişle birim maliyetleri minimum kılan kapasitedir.
•Ölçek ise, kapasite tanımından da anlaşılacağı üzere, bir işletmenin sahip
olduğu nitel ve nicel tüm değerlerin toplamıdır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12


93
Girişimcilikte Temel Kavramlar

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdakilerden hangisi kapasite kavramı içerisinde yer almaz?
a) Malzeme
b) Makine
c) İş gücü
d) Rakipler
e) Zaman

2. Aşağıdakilerden hangisi kapasite türlerinden değildir?


a) Teorik kapasite
b) Normal kapasite
c) Gerçek kapasite
d) Atıl kapasite
e) Fazla kapasite

3. ………. ……… gerek iş gücünden gerekse diğer üretim faktörlerinden


kaynaklanacak kabul edilebilir aksamalar göz önüne alınarak hesaplanan
kapasitedir.
Yukarıdaki tanımda boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
a) Teorik kapasite
b) Normal kapasite
c) Gerçek kapasite
d) Atıl kapasite
e) Zorlanmış kapasite

4. Atıl Kapasite nasıl hesaplanır?


a) Atıl Kapasite= Gerçek Kapasite + Atıl Kapasite
b) Atıl Kapasite= Gerçek Kapasite + Zorlanmış Kapasite
c) Atıl Kapasite= Normal Kapasite – Gerçek Kapasite
d) Atıl Kapasite= Gerçek Kapasite – Atıl Kapasite
e) Atıl Kapasite= Gerçek Kapasite ‐ Boş Kapasite

5. ………………, işletme kapasitesinin veya ölçeğinin belirlenmesinde


yararlanılan, basit ama bir o kadar kullanışlı ve yararlı bir grafik araçtır.
Yukarıdaki tanımda boş bırakılan aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
a) Başa Baş Noktası Analizi
b) Beyin Fırtınası
c) Kapasite Analizi
d) Üretim Planlama
e) Atıl kapasite

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13


94
Girişimcilikte Temel Kavramlar

6. Başa Baş Noktası üretim miktarı hangi formülle hesaplanır?


a) Q*= (Toplam Sabit Maliyet)/(Fiyat+Ortalama Değişken Maliyet)
b) Q*= (Toplam Sabit Maliyet)/(Fiyat*Ortalama Değişken Maliyet)
c) Q*= (Toplam Sabit Maliyet)/(Fiyat/Ortalama Değişken Maliyet)
d) Q*= (Toplam Sabit Maliyet)/(Fiyat‐Ortalama Değişken Maliyet)
e) Q*= (Toplam Sabit Maliyet)+(Fiyat+Ortalama Değişken Maliyet)

7. Üretim ölçeğinde meydana gelen değişmeler sonucu üretimde meydana


gelen değişikliğe ne ad verilir?
a) Artan ve azalan verimler kanunu
b) Kapasite artışı
c) Optimum kapasite
d) Uygun kuruluş ölçeği
e) Ölçeğe göre getiri

8. Üretim faktörlerinin birlikte ve aynı oranda artırılması hâlinde üretim


miktarı da aynı oranda artıyorsa hangi ölçeğe göre getiri durumu söz
konusudur?
a) Ölçeğe göre sürekli artan getiri
b) Ölçeğe göre sürekli azalan getiri
c) Ölçeğe göre sabit getiri
d) Sürekli artan sabit getiri
e) Ölçeğe sabit artan getiri

9. Optimum ölçek analizinde kısa dönem ortalama maliyet eğrileri hangi


konuda yardımcı olur?
a) Minimum maliyetle üretimi gerçekleştirecek tesisi gösterir.
b) En yüksek maliyetle üretimi gerçekleştirecek tesisi gösterir.
c) Optimum maliyetle üretimi gerçekleştirecek tesisi gösterir.
d) Sadece en düşük maliyetli üretim miktarını gösterir.
e) Ortalama maliyete sahip tesisi gösterir.

10. Optimum ölçek analizinde uzun dönem ortalama maliyet eğrileri hangi
gösterge bakımından yardımcı olur?
a) Maksimum kapasiteye sahip tesisi gösterir.
b) Her üretim düzeyinin en düşük maliyetini gösterir.
c) Optimum maliyetle gerçekleştirilecek tesisi gösterir.
d) Sadece en düşük maliyetli üretim miktarını gösterir.
e) Optimum satış miktarını gösterir.

Cevap Anahtarı
1.d, 2.e, 3.b, 4.c, 5.a, 6.d, 7.e, 8.c, 9.a, 10.b

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14


95
Girişimcilikte Temel Kavramlar

YARARLANILAN KAYNAKLAR
Alpugan, O. (1996). İşletme Bilimine Giriş, Trabzon: Derya Kitabevi.
Chacholiades, M. (1986). Microcenomics, USA New York: Mac Millan Publising Inc.
Küçük, O. (1998). Erzurum’da Faaliyet Gösteren Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin
(KOBİ) Üretim Yapısı, Atatürk Üni. Sosyal B. Enstitüsü, Yayınlanmamış Y.
Lisans Tezi, Erzurum.
Küçük, O. (2017). İşletme Bilgisi ve Yönetimi. (4. Baskı). Seçkin Yayıncılık: Ankara.
Küçük, O. (2018). Girişimcilik ve Küçük İşletme Yönetimi. (9. Baskı). Seçkin
Yayıncılık: Ankara.
Yaylalı, M. (1994). Mikroiktisat, Cilt 1, 2. Bası, İstanbul: Beta Yayınları.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15


96
İŞLETME TÜRLERİ

• Hukuki Yapılarına Göre


İşletmeler
İÇİNDEKİLER

• Şahıs İşletmeleri GİRİŞİMCİLİK VE


• Şirketler KÜÇÜK İŞLETMELER
• Mülkiyet Durumlarına Göre
İşletmeler Prof. Dr. Orhan
• Büyüklüklerine Göre KÜÇÜK
İşletmeler
• Büyüklüklerine Göre İşletme
Türleri

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


HEDEFLER

• Şahıs işletmelerini öğrenecek,


• Şirketleri ve şirket türlerini
bilecek,
• Mülkiyet durumlarına göre
işletmeleri sınıflandırabilecek,
• Büyüklüklerine göre işletmeler
hakkında bilgi sahibi olacaksınız.

ÜNİTE

© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
6
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
İşletme Türleri

Adi Ortaklık

Ticaret Şirketi

Şahıs Şirketleri
HUKUKİ YAPILARI
BAKIMINDAN İŞLETMELER
Kolektif Şirketler
ŞAHIS İŞLETMELERİ
Komandit Şirket
ŞİRKETLER
Sermaye Şirketleri
MÜLKİYET DURUMLARINA
GÖRE İŞLETMELER
Anonim Şirket
İŞLETME TÜRLERİ

Limited Şirket

Sermayesi Paylara Bölünmüş


Komandit Şirket

Kooperatif

Nicel ölçütler
BÜYÜKLÜKLERİNE GÖRE
İŞLETMELER
Nitel ölçütler

Mikro İşletmeler

Küçük İşletmeler
BÜYÜKLÜKLERİNE GÖRE
İŞLETME TÜRLERİ
Orta Boy İşletmeler

Büyük İşletmeler

98
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
İşletme Türleri

GİRİŞ
Bir girişimci herhangi bir işletme kurarken temel karar problemlerinden biri
de işletmenin türünün ne olacağıdır. İşletmenin faaliyet göstereceği sektör, pazarın
yapısı, rakiplerin durumu, ekonomik konjonktür yanında, iktisadi gelişmeler,
gelecek beklentileri ve küresell ekonomi politikaları, kurulacak tesisin büyüklüğü,
mülkiyeti ve hukuki yapısının ne olacağı konusunda belirleyici olabilecektir.
İşletmeler farklı ölçülere göre sınıflandırılabilmekte olup bunun belli
başlıcaları;

 Hukuki yapı,
 Mülkiyet ve
 Büyüklüktür.
İşletmelerin hukuki yapısına göre sınıflandırılabilmeleri, hem ortakların
sorumlulukları hem de üçüncü kişilerin şirket karşısındaki hakları bakımından
önem arz etmektedir. İşletmenin mülkiyetinin kim veya kimlere ait olduğunun
bilinmesi, üçüncü kişiler bakımından olduğu kadar çalışanlar bakımından da önem
arz etmektedir.
Yine işletmenin büyüklüğü; maliyetler, istihdam ve rekabet gibi faktörlerin
belirleyicisi olacağından, pazar koşulları, talep, yönetim yeteneği gibi hususlar
dikkate alınarak belirlenmesi gereken önemli bir karar problem olarak ifade
edilmelidir.
İşletmelerden bahsederken veya girişimci olarak sektörde, iş piyasasında
faaliyet gösterirken ilgili işletmenin, rakip veya iş birliği yapılan işletmelerin hangi
konumda veya hukuki yapıda ya da hangi büyüklükte olduğunun bilinmesi, tüm
kesimlerin durumlarını daha iyi değerlendirebilmelerine imkân tanıyacaktır.
Bu bölümde hukuki yapıları bakımından işletmeler incelenerek şahıs
işletmeleri ve şirket türleri hakkında bilgi verilmiştir.
Mülkiyetleri bakımından da işletmeler incelenmiş olup girişimcilerin önüne
alternatif sunma adına tek başına kurulabileceği gibi özel veya kamu ortaklığı
biçiminde de kurulabileceği paylaşılmıştır. Beraberinde girişimciler, yabancı
sermayeli olacak şekilde de işletme kurulabilirler ve böylece uluslararası pazarlarda
global stratejilerle faaliyetlerine devam edebilirler.
İşletmelerin sınıflandırılmasının bir yönü de “büyüklük ölçütü” olup kurulacak
işletmenin büyüklüğüne göre girişimcilerin birtakım desteklerden
yararlanabilmeleri mümkün olmaktadır. Dolayısıyla burada büyüklükleri
bakımından işletmelerin türleri açıklanmış, büyük ve küçük işletmelerin üstün ve
zayıf yönleri anlatılmıştır.

HUKUKİ YAPILARI BAKIMINDAN İŞLETMELER


İşletmeler hukuki yapıları bakımından incelendiklerinde, temel olarak;

 Şahıs işletmeleri ve
 Şirketler

99
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
İşletme Türleri

biçiminde ikiye ayrılmaktadır.


Şahıs işletmeleri; girişimcilerin kendi başlarına kurup işlettikleri işletmeler,
şirketler ise daha büyük sermaye ve bilgi birikimi ile çoğunlukla birden fazla kişinin
bir araya gelmesiyle kurulan ortaklıklardır.
Şirketler de kendi aralarında adi ortaklık ve ticari ortaklık biçiminde
sınıflandırılmaktadır. Şahıs işletmeleri ile şirket türleri hakkında öncelikli olarak
bilinmesi gerekli konular, eserin formatına ve beklentilere uygun olacak şekilde
paylaşılacaktır.

ŞAHIS İŞLETMELERİ
Bir kişinin kendi nam ve hesabına kurup işlettiği, tüm sorumluluğun
kendisine ait olduğu işletmelere şahıs işletmesi denir.
Şahıs işletmelerinde işletmenin kâr ve zararı işletme sahibine aittir. Tüm
risklere de işletme sahibi tek başına katlanmaktadır.
Şahıs işletmelerinde işletme sahibinin, karşılaşılabilecek tüm zararı
üstlenmesi, bütün risklere kendi başına göğüs germesi, yine tüm kararları sınırlı
bilgi ve deneyimiyle kendi başına alması, şahıs işletmesinin risk, dezavantaj veya
zayıf yönleri olarak ifade edilebilir.
Şahıs işletmelerinin bu risklere karşın birtakım üstünlükleri de vardır. Bunlar,
aşağıda sıralanmıştır.

 Kurulması kolaydır.
Şahıs işletmelerinde  Yetkiler girişimcide toplanmıştır.
işletmenin kâr ve zararı  Faaliyetlerde gizlilik vardır.
işletme sahibine aittir.  Kâr bir tek elde toplanır.
Tüm risklere de işletme  İşletme örgütü olarak esnek bir yapıya sahiptir.
sahibi tek başına
Şahıs İşletmelerinin bu üstünlüklerinin yanı sıra, hukuki yapıdan ötürü
katlanmaktadır.
işletme sahibine getirdiği bazı dezavantajlar da vardır.

 Büyümeleri sınırlıdır.
 Örgüt yapısı gelişmemiştir.
 İşletmenin devamı belirsizdir.
 İşletmenin tüm borçlarına karşı sorumluluk söz konusudur.

ŞİRKETLER
Genellikle iki veya daha çok kişinin bir araya gelerek emek veya mallarını
müşterek bir gayeye erişmek üzere bir sözleşme ile birleştirmeleri, şirket olarak
tanımlanmaktadır.
Birden fazla kişi tarafından sermayesi tedarik edilerek kurulan ve sahipleri
birden çok olan işletmeler bu gruba girmektedir.
Şahıs işletmeleri ve şirketlerde olduğu gibi, diğer işletme türleri de piyasanın
beklentileri ve gereksinmeleri doğrultusunda ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla buna
uygun yasal düzenlemeler de peşinden yapılmış ve piyasanın, girişimcilerin, iş

100
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
İşletme Türleri

dünyasının önü açılmıştır.


Günümüz koşullarında hukuki yapıları bakımından işletmeler konusunda,
piyasa beklentilerine bağlı olarak şirketlerin tek başına da kurulabilmeleri gündeme
gelmiş ve karara bağlanmıştır. Yapılan düzenleme sonucunda anonim ve limited
şirketlerin tek başına kurulabilmeleri karara bağlanmıştır.

Adi Ortaklık
İki veya daha fazla kimsenin müşterek bir amaca ulaşmak için emeklerini ve
mallarını birleştirmeyi kabul ettikleri bir sözleşme ile yürütülen ortaklıktır. Adi
şirketler, bir ticari girişimi işletmek üzere, kanuna ve ahlaka aykırı olmamak ve
“iktisadi amaç”, “kâr elde etmek” üzere her türlü konuda kurulabilir.
Adi ortaklıklar, Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir. Ortaklığın tüzel kişiliği
yoktur. Ticaret unvanı, ortaklardan en az birinin adı ve soyadı ile birden fazla
ortağın varlığını gösteren bir ibareyi içermektedir. Ortaklar, şirket mal varlığı
üzerinde, iştirak hâlinde mülkiyete sahiptirler.
İki veya daha fazla
kişinin bir araya gelerek Adi şirketler, ticaret şirketlerinin tabi olduğu kurallara tabi değildir. Şirket
belirleyecekleri konu sermayesinde her ortağın müşterek hakkı vardır. Aynı şekilde kâr da müşterektir.
veya konular üzerinde Bu şirketlerde her ortağın şirketi yönetme hakkı vardır. Şirketin kim tarafından
iş yapmak için, ülke yönetileceği önceden belirlenmektedir.
kanunlarının
düzenlediği şekilde Ticaret Şirketi
kurulan şirketlere
ticaret ortaklıkları İki veya daha fazla kişinin bir araya gelerek belirleyecekleri konu veya
denir. konular üzerinde iş yapmak için, ülke kanunlarının düzenlediği şekilde kurulan
şirketlere ticaret ortaklıkları denir. Şirketlerin hukuki durumlarını ticaret kanunu
belirlemektedir.
Türk Ticaret Kanunu’na göre ticaret şirketleri; şahıs şirketleri ve sermaye
şirketleri olmak üzere ikiye ayrılır. Bunlardan kolektif şirket ve adi komandit şirket,
şahıs şirketidir. Anonim şirket, limited şirket ve sermayesi paylara bölünmüş
komandit şirket ise sermaye şirketidir.

Şahıs Şirketleri
Kişi işletmelerinde kişisel emek, sermaye ve sorumluluk söz konusudur. En
tipik özellikleri, risk faktörünün işletme sahip ve ortaklarının tüm varlıklarını
kapsamış olmasıdır.
Yani şahıs şirketleri, şirket ödevlerine karşı ortakların tüm mal varlıkları ile
sorumlu oldukları ortaklık türüdür. Bu durum, üçüncü kişilere karşı güvence
sunmasına karşın, ortaklar açısından risk unsurudur.

Kolektif Şirketler
Kolektif şirket, iki ve daha çok gerçek kişi tarafından, bir ticari işletmeyi
müşterek ticaret unvanı altında işletmek amacı ile bir akitle kurulan ve şirket
alacaklarına karşı ortakların tümünün sorumluluğu sınırsız ve zincirleme olan; hak
ve ehliyeti işletme konusu ile sınırlı, tüzel kişiliğe sahip bir ticaret şirketidir.

101
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
İşletme Türleri

Ticari hayatta en yaygın olan şirket türlerinden biridir. Bunun temel nedeni;
kolektif şirketlerin kurulumu, aileyi temsil etme ve tüm varlıklarla sorumluluğun
esas olması bakımından özellikle aile şirketi yapısına uyumudur.
Ortakların kişisel emek ve gayretlerinin önem kazandığı ticari işletmelerde
bu ortaklık şekli tercih edilmektedir.
Kolektif şirket, özellikle küçük ve orta çapta perakende, yarı toptancı ticaret
işletmeleri ile, orta çapta işletmeler için uygundur. Asgari bir sermaye koyma
zorunluluğu da yoktur. Kolektif şirket ortakları birbirine güveni üst düzeyde
olmalıdır. Ortakların birbirine karşı olan güveni üçüncü kişilerin de güvenini
sağlamaktadır.

Komandit Şirket
Komandit Şirket, ticari bir işletmeyi bir ticaret unvanı altında işletmek
maksadıyla kurulan ve şirket alacaklarına karşı ortaklardan bir veya birkaçının
sorumluluğu belirli bir sermaye ile sınırlandırılmış olan şirkete komandit şirket
Kolektif şirket; denir. Komandit şirketler kolektif şirketlere benzer.
kurulumu, aileyi temsil
etme ve tüm varlıklarla Komandit şirketlerde ortakların bir kısmının sorumluluğu sınırlı ve diğer bir
sorumluluğun esas kısmının ise sınırsızdır. Sorumluluğu sınırlı olan ortaklara komanditer, sorumluluğu
olması bakımından sınırsız olan ortaklara ise komandite ortak denir. Şirketin yasal temsilcisi sadece bir
özellikle aile şirketi komandite ortak olabilir. Bunlara kolektif şirketlerdeki hükümler uygulanır.
yapısına uyumu
nedeniyle ticari hayatta Sermaye Şirketleri
en yaygın olan şirket
türlerinden biridir. Sermaye şirketleri, şahıslardan çok sermaye üzerine bina edilmiş bir
ortaklıktır. Kişilerin veya kuruluşların koydukları sermaye devredilebilir özelliktedir.
Bu tür işletmelere ortak olmak için, çıkarılmış pay senetlerinden alınması yeterlidir.
Sermaye şirketleri, ortakların sadece koydukları veya taahhüt ettikleri
sermaye kadar sorumlulukları bulunan şirketlerdir.
Şahıs şirketlerinde ortaklar, şirket borçlarından dolayı tüm mal varlıkları ile
sınırsız ve müteselsil sorumlu olmalarına karşın, sermaye şirketlerinde ortaklar
(Komandit şirketlerde komanditer ortak hariç) şirket ödevlerine karşı sadece
koydukları veya yükümlülük altına girdikleri sermaye kadar sorumludurlar.
Sermaye şirketleri aslında, tüm varlığını riske etmek istemeyen yatırımcılar
için bir çözüm sunmaktadır.
Bu tür şirketlerin en büyük faydası ve şahıs şirketlerinden önemli bir farklılığı da,
şirket hisselerinin menkul kıymetler borsasında alınıp satılmasına imkân tanınmış
olmasıdır. Gerekli şekil şartlarına uygun şirketler, çıkardıkları hisselerini borsada satma
olanağına sahiptir.
Şahıs şirketleri ile sermaye şirketleri arasındaki bir diğer fark da şudur: Şahıs
şirketlerinde kural olarak her ortağın şirketi yönetim ve temsil hakkı olmasına
rağmen, sermaye şirketlerinde şirketin yönetim, temsil ve denetimi, yetkili
organları tarafından yapılır.

102
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
İşletme Türleri

Anonim Şirket
Anonim şirket, ticari bir işletmeyi bir ticaret unvanı altında işletmek için bir
veya daha fazla pay sahibi tarafından kurulabilen, sermayesi belirli ve paylara
bölünmüş olan ve borçlarından dolayı yalnız mal varlığı ile sorumlu tutulan ve tüzel
kişiliği olan şirket türüdür.
Anonim şirketler ani ve tedrici olmak üzere iki şekilde kurulabilmektedir. Ani
kuruluşta ortaklar şirket sermayesinin tümünü ödemeyi taahhüt ederler.
Tedrici kuruluşta ise ortakların sermayesinin şirket sermayesinin tümünü
Şahıs ve sermaye karşılamaya yetmediği durumlarda, kurucu ortaklar şirket sermayesinin bir kısmını
şirketleri arasındaki ödemeyi taahhüt eder, geri kalan kısım için de halka başvururlar.
temel fark, şahıs şirketi
ortaklarının şirket
Limited Şirket
ödevlerine karşı tüm Limited şirket, bir ya da daha fazla gerçek veya tüzel kişinin belli bir
mal varlıklarıyla,
ekonomik amaçla, bir unvan altında bir sözleşme ile kurdukları, esas sermayesi
sermaye şirketi
muayyen, borçlarından dolayı yalnız mal varlığı ile sorumlu ve ortaklarının
ortaklarının ise sadece
koydukları sermaye sorumluluğu sınırlı bulunan, hak ehliyeti işletme konusu ile sınırlı, tüzel kişiliğe
kadar sorumlu sahip bir ticaret şirketidir.
olmalarıdır.
Tek başına da limited şirket kurulabilmesini Yeni Ticaret Kanunu
öngörmektedir.
Büyük ticari işletmeler için zorunlu organizasyonlara lüzum göstermeyen
küçük ve orta büyüklükteki teşebbüslerde, şahıs şirketlerinin ucuz ve kolay şekilde
kurulmalarına rağmen sınırsız sorumlu olmalarının getirdiği riskleri gidermek, bunun
yanında anonim şirketlerin pahalı, zaman alıcı ve uzun formaliteler gerektiren kuruluş
işlemlerini hafifletmek ihtiyacı “limited şirket” türünü ortaya çıkarmıştır.

Sermayesi Paylara Bölünmüş Komandit Şirket


Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketin adından da anlaşılacağı gibi,
sermayesi anonim şirket gibi paylara bölünmüştür. Şirket ortaklarından bir veya
daha fazlası kolektif şirketlerde olduğu gibi şirket alacaklarına karşı sınırsız
Komandit şirket sorumlu, bir diğer kısmı ise şirket alacaklarına karşı anonim şirket ortağı gibi,
türünde ortaklardan,
koyduğu sermaye ile sınırlı bir biçimde sorumludur.
kolektif şirket ortağı
gibi sorumlu olanlara Bu şirket türünde ortaklardan, kolektif şirket ortağı gibi sorumlu olanlara
“komandite ortak”, “komandite ortak”, anonim şirket ortağı gibi sorumlu olanlara da “komanditer
anonim şirket ortağı ortak” denir.
gibi sorumlu olanlara da
“komanditer ortak” Kooperatif
denir.
En az yedi kişi tarafından bir amacı gerçekleştirmek üzere kurulan
ortaklıklardır. Amaca ulaşılınca kooperatif feshedilir veya bir başka amaç için
varlığını devam ettirmesi kararı alınabilir.

103
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
İşletme Türleri

MÜLKİYET DURUMLARINA GÖRE İŞLETMELER


İşletmeler mülkiyetleri bakımından dört başlıkta incelenmektedir.
Özel Mülkiyete Ait İşletmeler: Üretim araçlarının mülkiyeti özel teşebbüse ait olan
işletmelerdir.
Kamu İşletmeleri: Sermayesinin tamamı veya yarıdan fazlası devlete veya devlete
bağlı kamu tüzel kişilerine ait olan işletmelerdir.
Kamu iktisadi teşebbüsleri ayrıca, iktisadi devlet teşekkülleri, kamu iktisadi
kuruluşu, müessese, bağlı ortaklık ve iştirak şeklindeki kamu girişimlerini
içermektedir.
Karma İşletmeler: Gerçek veya tüzel olsun, özel kişiler ile kamu tüzel kişilerinin
birlikte kurdukları ve kamunun pay çokluğuna sahip olduğu işletmelerdir.
Ülkemizde karma işletmelere örnek olarak Gübre Sanayii Anonim Ortaklığı, Ereğli
Demir Çelik Fabrikaları gösterilebilir.
Karma ortaklıklarda kamu tüzel kişiliğinin pay çokluğuna sahip olmadığı
işletmelere kamu iştirakli ortaklık ve bu ortaklıklardaki kamu payına ise kamu
iştiraki denir.
Yabancı Sermayeli İşletmeler: Mülkiyeti yabancı girişimcilere ait olan işletmelerdir.
Bu işletmeler, yabancı sermaye sahiplerinin ülkedeki özel veya kamu kuruluşlarıyla
iş birliği yapmaları ile kurulabildiği gibi, yabancı girişimciler tek başlarına da bu tür
işletmeleri kurabilirler.
Hukuki temelde, kanunlara göre ülkemizde kurulan yabancı sermayeli
işletmeler dört başlık altında toplanmaktadır. Bunlar;

 Yabancı sermayeyi teşvik kanununa göre,


 Petrol kanununa göre,
 İki ve çok taraflı anlaşmalara göre,
 Türk parasının kıymetini koruma kanununa göre, kurulan işletmelerdir.
Karma ekonominin
geçerli olduğu Türkiye BÜYÜKLÜKLERİNE GÖRE İŞLETMELER
gibi ülkelerde, devlet
de bir ekonomik aktör İşletmelerin sınıflandırılmasında kullanılan yöntemlerden biri de,
gibi ticari alanda özel işletmelerin büyüklüklerine göre yapılan ayrımdır.
sektör ile birlikte
faaliyet İşletmeleri büyüklüklerine göre sınıflandırmadan önce, bu sınıflandırmada
göstermektedir. yararlanılacak olan ölçütlere değinilmesi gerekmektedir.
Genel olarak bakıldığında işletmelerin büyüklüklerine göre
sınıflandırılmasında nicel ve nitel olmak üzere iki ölçüt geliştirilmiş ve
detaylandırılmıştır.

104
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
İşletme Türleri

• Herhangi bir KOBİ’nin, kapasitesinin altında veya üstünde

Bireysel Etkinlik
bir ölçekle kurulu olmasının sonuçları neler olabilir? Örnek
işletmeler üzerinde tartışınız.
• Şirketlerin hukuki yapılarına göre farklı şekillerde
kurulabilmelerinin nedeni ne olabilir? Çevrenizdeki farklı
kişilerin bir şirket kurmak isteyebileceklerini düşünerek
araştırınız.
• •Devletin de diğer ticari akörler gibi ekonomide yer
almasının ekonomiye katkısı ne olabilir? Buna gerek var
mı? Araştırınız.
• Ortaklar açısından hangi şirket türü daha güvenli olabilir?
Neden? Tartışınız.
• Üçüncü kişiler açısından hangi şirket türü daha güvenli
olabilir? Neden? Tartışınız.

Büyüklük Sınıflandırılmasında Kullanılan Ölçütler


İşletmeler sınıflandırılırken işletmenin kuruluş yerinin büyüklüğü, istihdam
edilen personelin sayısı, üretim ve satış hacmi, öz sermaye, faaliyet kârı gibi
ölçütler önem arz eder. Ayrıca işletmelerin büyüklüklerine göre sınıflandırılmasında
yararlanılan kriterler, işletmelerin yönetim biçimi, faaliyet alanı ve örgüt iklimi gibi
soyut olarak değerlendirebileceğimiz nitel ölçütler de söz konusudur.
Böylece işletmelerin büyüklük bakımından sınıflandırılmasında yararlanılan
nicel ve nitel iki ölçüt bulunduğu söylenebilir.

Nicel ölçütler
KOBİ’ler her ne kadar nitel bir olgu olarak karşımıza çıksalar da çoğu kez bu
işletmelerin nicel olarak da tanımlanmaları gerekmektedir. Nicel ölçütler, elle
tutulup gözle görülebilen, sayılabilen, personel sayısı ve sermaye gibi ölçütlerdir.
Çünkü ancak somut unsurlara göre işletmeler tanımlandıklarında daha doğru
İşletmelerin büyüklük
bakımından bir sınıflandırma yapılabilmektedir. Ayrıca yine böyle kesin ölçülerle tanımlama
sınıflandırılmasında yapıldığında üçüncü kişiler ve iş piyasasının finans kuruluşları ve devlet gibi diğer
yararlanılan nicel ve tarafları ile sağlıklı ilişkiler geliştirilebilmektedir.
nitel iki ölçüt
bulunmaktadır. Nicel ölçütler temel olarak;

 İstihdam edilen personel sayısı ve


 Sermaye,
olarak sıralanabilir.

Nitel ölçütler
Nitel ölçütler yardımıyla işletmelerin sınıflandırılması, kesin çizgilerle değil,
bir geçiş aralığı tarzında olmaktadır. Girişimci unsurunun önemli bir yer tuttuğu

105
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18
İşletme Türleri

nitel ölçütler, kimi araştırmacılar tarafından “sosyal ölçüler” olarak da


adlandırılmaktadır.
Nitel ölçütlerin önemlileri şöyle sıralanabilir.

 Yönetim anlayışı,
 Girişimcinin yerine getirdiği işlevler,
 Organizasyon yapısı,
 Pazar, rekabet ve gelecek vizyonu ve
 Kurumsallaşma düzeyi.
Söz konusu ölçütlerin her biri işletme büyüklüğünün çok sayıda boyutundan
sadece birini yansıtmaktadır. Bu nedenle işletmeyi bütünüyle kavrayabilmek için
kombine bir büyüklük ölçüsü oluşturulması genellikle savunulan bir görüştür.
Uygulanabilirlik açısından tanıma esas olacak nicel ölçüt sayısının asgaride
tutulması gerekir.
Bu açıklamaların ışığında en uygun ölçütün istihdam edilen personel sayısı ve
sermaye olduğu açıktır. Pek çok ülke ve kuruluş bu ölçütleri kullanarak işletmeleri
büyüklüklerine göre sınıflandırmıştır. AB’nin genel kabulü de böyledir.

BÜYÜKLÜKLERİNE GÖRE İŞLETME TÜRLERİ


Ülkemizde işletmelerin büyüklüklerine göre sınıflandırılmasında, AB uyum
sürecinde sermaye de ayrı bir nicel kriter olarak ortaya konmasına rağmen,
çoğunlukla istihdam edilen personel sayısı göz önünde bulundurulmakta ve
işletmeler, büyüklükleri açısından genellikle dört bölümde incelenmektedir.
Buna göre;

 10’a kadar personel istihdam eden işletmeler mikro veya çok küçük
işletme,
 10‐49 personel istihdam eden işletmeler küçük işletme,
 50‐249 personel istihdam eden işletmeler orta ölçekli işletme ve
 250 ve üzeri personel istihdam eden işletmeler ise büyük işletme olarak
anılmaktadır.
Bu sınıflamadan da görüleceği üzere, 250’den az personel istihdam eden
işletmelere, küçük ve orta büyüklükte işletme (KOBİ) denmektedir.
250’den az personel
istihdam eden Bu işletme türleri kısaca aşağıda açıklanacaktır.
işletmelere, küçük ve
orta büyüklükte işletme Mikro İşletmeler
(KOBİ) denmektedir. Mikro işletmeler veya bir diğer deyişle çok küçük işletmelerin istihdam ettiği
personel sayısı 10’dan azdır. Bunlara literatürde iş yeri de denmektedir.
Çoğunlukla aile işletmesi biçiminde faaliyet gösteren ve bir veya birkaç
işletmeye yönelik ara malları üreten işletmelerdir.
Bu işletmelerin en önemli üstünlüğü amatör ruhları, yeni durumlara çabuk
uyum sağlayabilecekleri esnek yapıları ve piyasadaki boşluklara kolayca
sızabilmeleridir.

106
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19
İşletme Türleri

Fakat finansal yapılarının güçsüz olması, teknoloji düzeylerinin geri


olabilmesi, nitelikli iş gücü istihdam imkânlarının kısıtlı olması biraz buna da bağlı
olarak uluslararası pazarlara açılma konusundaki eksiklikler, temel zayıf yönleridir.

Küçük İşletmeler
Küçük işletmeler çoğunlukla yerel olarak faaliyette bulunmaktadır. Özellikle
mahalli ihtiyaçları karşılamak üzere kurulan bu işletmeler, son zamanlarda iletişim
ve teknolojide yaşanan gelişmelerin ardından, ulusal hatta kısmi olarak uluslararası
pazarlara da iş yapabilmektedir.
Küçük işletmelerin başlıca üstünlükleri şöyle sıralanabilir:

 Küçük işletmeler bir ürünün üretiminden diğerine kolaylıkla geçebilir.


Bundan dolayı talepteki değişmelere kolay ayak uydurma anlamında esnek
bir yapı göstermektedir.
 Sınırlı sermaye ile kolaylıkla kurulabilir.
 Ürünlerinde nitelik önemli olduğundan, yüksek gelirli ve sipariş verme
imkânına sahip kişilerin taleplerini karşılayabilir.
 Pazarda tüketicilerle, işletme içinde de çalışanlarla kişisel ilişkiler kolayca
kurulabilir.
 Kararlar işletme içinde büyük çabuklukla alınabilir.
 Ekonomik krizlere karşı oldukça dayanıklıdır.
Mikro işletmeler veya
Küçük işletmelerin kuşkusuz kendine özgü problemleri de vardır. Bunların
bir diğer deyişle çok
küçük işletmelerin başlıcaları şöyle sıralanabilir.
istihdam ettiği personel  Gelişme imkânları oldukça dardır.
sayısı 10’dan azdır.
 Üretim teknolojilerini kolayca değiştiremezler, üretim geliştirme ve
Bunlara literatürde iş
yeri de denmektedir. çeşitlendirme imkânları kısıtlıdır.
 Küçük işletmelerin başında bulunanlar ve çalışanlar genellikle iyi bir eğitim
görmeyip tecrübeye ve görgüye dayanarak yetişmiş kişilerdir.
 Uzman personel çalıştırma imkânları sınırlıdır.

Orta Boy İşletmeler


Orta büyüklükteki işletmelerin en çok faaliyet gösterdikleri alan, kullanma ve
tüketim eşyalarının imal edildiği alanlardır. Çünkü özellikleri gereği orta işletmeler,
tüketici isteklerini araştırmak, onların zevklerine uymak imkânına büyük
işletmelerden daha çok sahiptir. Bu onların esnek yapılarının bir sonucudur.
Bunun yanında küçük partiler hâlinde üretimde bulunduklarından,
üretimlerinin tümü tüketicilerin eğilimleri doğrultusunda kolaylıkla değiştirilebilir.
Büyük işletmelere göre daha esnek yapıları üstün yanları iken, orta boy
işletmeler büyük üretim hacimleri veya ölçek gerektiren işler açısından büyük
işletmelere göre dezavantajlıdır.

107
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20
İşletme Türleri

Büyük İşletmeler
Endüstrileşme sürecini hızlı ilerlediği çağımızda, bu endüstrileşmeye paralel
olarak büyük işletmelerin sayısı da süratle artmaktadır. Bu artışa karşılık, çok sayıda
orta ve küçük işletmenin, büyük işletmelerle olan rekabete dayanamadıkları ve
varlıklarını devam ettiremedikleri görülmektedir.
Büyük işletmelerin diğerlerine göre birtakım üstün ve zayıf yönleri
bulunmaktadır.
Büyük işletmelerin başlıca üstünlükleri şöyle sıralanabilir:

 Çalışanlarına sosyal ve kültürel imkânlar sağlar.


 Pazarları elverişli olduğu takdirde kütle üretimi sonucu yüksek kâr elde
etme imkânına sahiptir.
 Üretim, yönetim, karar alma ve organizasyonda en modern teknikleri
uygulayabilir.
 Yüksek vasıflı yöneticilerle, teknik ve idari görevler için ayrı ayrı uzmanlar
çalıştırılabilir.
250 ve üzeri personel
 Genellikle anonim şirket biçiminde kurulduklarından, finansman sağlama
istihdam eden
işletmelere, büyük imkânları oldukça geniştir.
işletme Bunların yanında, geniş bir tüketici grubunu tatmin etmesi ve maddi güçleri
denmektedir. sebebiyle, yeni buluşlardan ve bilimsel araştırma sonuçlarından geniş ölçüde
yararlanma imkânına sahiptir.
Zayıf yönleri ise şunlardır:

 Büyük çaptaki üretimin değişen tüketici taleplerine uydurulması imalat


programlarının kolayca değiştirilmesi çok zor, hatta imkânsızdır.
 Organizasyon işlemleri çok güç ve yüksek maliyetlidir.
 İşletme içinde çalışanların haberleşmeleri oldukça zordur.
 Üretim fazlasının elde kalması ihtimali vardır.
 Ölçüsüz büyüme sonucu kültürel ve sosyal sakıncalar ortaya çıkabilir.

108
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21
İşletme Türleri

•Londra’da Restoran Zinciri Kuran Türk Şef: Hüseyin Özer


•Tokat Reşadiye doğumlu olan Özer'in annesi ve babası o çok
küçükken ayrılmışlar. Bu ayrılık bir çocuk için yeterince üzücü bir olay
değilmişçesine 7 yaşındayken babası tarafından evlatlıktan da
reddedilmiş. Çok küçük yaşta tek başına Ankara’ya gelen Özer’i zor
günler ve bir başarı hikâyesi bekliyormuş.
•“Ben küçüktüm ama Ankara büyük bir şehirdi...Ve orada beni neyin
beklediğini kestiremiyordum. Param ve kalacak yerim de yoktu.
Örnek

Otobüs bileti almak için 20 Lira borç almıştım. Bir süre Sıhhiye’deki bir
umumi tuvalette yatıp kalktım. Tokat’ta istenmeyen, Ankara’da ise
sokak çocuğu olmuştum...”
•Diye durumunu anlatan ve bu esnada 11 yaşında olan, çocuk diye hiç
kimsenin işe almadığı Özer, Ulus'ta çakmaktaşı ve benzin satarak
günde 75 kuruş kazanıyormuş.
•“Her çocuk gibi benim de hayallerim vardı. Okumak istiyordum. Yazı
yazmayı taşa ve duvara, kara değnekle yazarak öğrendim. Uzun bir
süre keçi çobanlığı yaptım.” diyen Özer, okula gidememenin içinde
her zaman ukde olarak kaldığından bahsetmektedir. İçindeki o
coşkulu öğrenme tutkusuna rağmen ailesi onu okutmamış, ama o
okuma sevgisinden asla vazgeçmemişti. Kitaplar alıp okumaya başladı.
•İstanbul’a gitmeye karar veren Özer, burada komi olarak çalışıp
İngilizce öğrenmeye başladı. Askerliğini de tamamladıktan sonra
Londra’ya gitmeye karar verdi.
•İstanbul'da tanıştığı bir emekli albaydan haftada 2 gün İngilizce dersi
alarak İngilizce öğrenen Özer, uçak bileti alacak parası olmadığından
otobüsle günler süren bir yolculuk sonrası Londra’ya varır.
•"Talebeler arasına karışıp, aldığım bir otobüs biletiyle Londra’ya
geldim ve bir kebapçıda iş buldum. Londra’da ilk işlerimden biri de
İngilizce kursuna yazılmak oldu. Bu arada kebapçıdaki bodrum katta
yatıyordum. Diye Londra’ya ilk gelişini anlatan Özer, kebapçı haftada
bir gün kapalı olduğundan alafranga tuvalette nasıl yıkanılırsa öyle
yıkandım." Diye yaşadığı zorlukları gözler önüne sermiştir.
•Bir kuruş parası olmadığı hâlde kendisini çok iyi yetiştirdiği için 4 sene
sonra bir arkadaşının ona ortak olmasıyla Londra’da ilk lokantasını
açmış. Bundan sonrası da özverili çalışması, müşterilerine olan
misafirperverliği, diyetisyenlerle çalışıp yemeklerine fazlasıyla önem
vermesi sayesinde, başarılı olması ve Londra’da tutunması onun için
oldukça kolay olmuş ve kısa zamanda çok hızlı bir büyüme kat etmiş.
•Hüseyin Özer bugün, dünyanın en saygın Türk lokantasının sahibi ve
dünyanın en başarılı 32 isminden biri. Bir başka tanımlamayla, 'İngiliz
Kraliyet Ailesi’ne Türk yemeği yediren adam'. Kim derdi ki o terk
edilmiş, tuvaletlerde yatan küçük çocuk bir gün tüm dünyaya adını
duyuracak?

109
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22
İşletme Türleri

•Bir kişinin kendi nam ve hesabına kurup işlettiği, tüm sorumluluğun kendisine
ait olduğu işletmelere şahıs işletmesi denir.
•İki veya daha çok kişinin bir araya gelerek emek veya mallarını, müşterek bir
gayeye erişmek üzere bir sözleşme ile birleştirmeleri şirket olarak
tanımlanmaktadır.
Özet
•Türk Ticaret Kanunu'na göre ticaret şirketleri; şahıs şirketleri ve sermaye
şirketleri olmak üzere ikiye ayrılır. Bunlardan şahıs şirketleri;
•Kolektif şirket ve
•Komandit şirkettir.
•Kolektif şirket, iki ve daha çok gerçek kişi tarafından, bir ticari işletmeyi
müşterek ticaret unvanı altında işletmek amacı ile bir akitle kurulan ve şirket
alacaklarına karşı ortakların tümünün sorumluluğu sınırsız ve zincirleme olan;
hak ve ehliyeti işletme konusu ile sınırlı, tüzel kişiliğe sahip bir ticaret
şirketidir.
•Komandit şirket, ticari bir işletmeyi bir ticaret unvanı altında işletmek
maksadıyla kurulan ve şirket alacaklarına karşı ortaklardan bir veya birkaçının
sorumluluğu belirli bir sermaye ile sınırlandırılmış olan şirkete denir.
•Sermaye şirketleri ise;
•Anonim şirket,
•Limited şirket ve
•Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirkettir.
•İşletmeler mülkiyetleri bakımından dört başlıkta incelenmektedir.
•Özel mülkiyete ait olan işletmeler, üretim araçlarının mülkiyeti özel
teşebbüse ait olan işletmelerdir.
•Kamu işletmeleri, sermayesinin tamamı veya yarıdan fazlası devlete veya
devlete bağlı kamu tüzel kişilerine ait olan işletmelerdir.
•Karma işletmeler, gerçek veya tüzel olsun, özel kişiler ile kamu tüzel
kişilerinin birlikte kurdukları ve kamunun pay çokluğuna sahip olduğu
işletmelerdir.
•Yabancı sermaleli işletmeler ise; mülkiyeti yabancı girişimcilere ait olan
işletmelerdir.
•Anonim şirket, ticari bir işletmeyi bir ticaret unvanı altında işletmek için bir
veya daha fazla pay sahibi tarafından kurulabilen, sermayesi belirli ve
paylara bölünmüş olan ve borçlarından dolayı yalnız mal varlığı ile sorumlu
tutulan ve tüzel kişiliği olan şirket türüdür.
•Limited şirket, bir ya da daha fazla gerçek veya tüzel kişinin belli bir
ekonomik amaçla, bir unvan altında bir sözleşme ile kurdukları, esas
sermayesi muayyen, borçlarından dolayı yalnız mal varlığı ile sorumlu ve
ortaklarının sorumluluğu sınırlı bulunan, hak ehliyeti işletme konusu ile
sınırlı, tüzel kişiliğe sahip bir ticaret şirketidir.
•Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketin adından da anlaşılacağı gibi,
sermayesi anonim şirket gibi paylara bölünmüştür. Şirket ortaklarından bir
veya daha fazlası kolektif şirketlerde olduğu gibi şirket alacaklarına karşı
sınırsız sorumlu, bir diğer kısmı ise şirket alacaklarına karşı anonim şirket
ortağı gibi, koyduğu sermaye ile sınırlı bir biçimde sorumludur.

110
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 23
İşletme Türleri

•İşletmeler mülkiyetleri bakımından dört başlıkta incelenmektedir.


•Özel Mülkiyete Ait İşletmeler: Üretim araçlarının mülkiyeti özel teşebbüse ait
olan işletmelerdir.
•Kamu İşletmeleri: Sermayesinin tamamı veya yarıdan fazlası devlete veya
Özet(devamı)
devlete bağlı kamu tüzel kişilerine ait olan işletmelerdir.
•Kamu iktisadi teşebbüsleri ayrıca, iktisadi devlet teşekkülleri, kamu iktisadi
kuruluşu, müessese, bağlı ortaklık ve iştirak şeklindeki kamu girişimlerini
içermektedir.
•Karma İşletmeler: Gerçek veya tüzel olsun, özel kişiler ile kamu tüzel
kişilerinin birlikte kurdukları ve kamunun pay çokluğuna sahip olduğu
işletmelerdir. Ülkemizde karma işletmelere örnek olarak Gübre Sanayii
Anonim Ortaklığı, Ereğli Demir Çelik Fabrikaları gösterilebilir.
•Karma ortaklıklarda kamu tüzel kişiliğinin pay çokluğuna sahip olmadığı
işletmelere kamu iştirakli ortaklık ve bu ortaklıklardaki kamu payına ise kamu
iştiraki denir.
•KOBİ’ler her ne kadar nitel bir olgu olarak karşımıza çıksalar da çoğu kez bu
işletmelerin nicel olarak da tanımlanmaları gerekmektedir. Nicel ölçütler, elle
tutulup gözle görülebilen, sayılabilen, personel sayısı ve sermaye gibi
ölçütlerdir.
•Çünkü ancak somut unsurlara göre işletmeler tanımlandıklarında daha doğru
bir sınıflandırma yapılabilmektedir. Ayrıca yine böyle kesin ölçülerle
tanımlama yapıldığında üçüncü kişiler ve iş piyasasının finans kuruluşları ve
devlet gibi diğer tarafları ile sağlıklı ilişkiler geliştirilebilmektedir.
•Nicel ölçütler temel olarak;
•İstihdam edilen personel sayısı ve
•Sermaye, olarak sıralanabilir.
•Nitel Ölçütler
•Nitel ölçütler yardımıyla işletmelerin sınıflandırılması, kesin çizgilerle değil,
bir geçiş aralığı tarzında olmaktadır. Girişimci unsurunun önemli bir yer
tuttuğu nitel ölçütler, kimi araştırmacılar tarafından “sosyal ölçüler” olarak
da adlandırılmaktadır.
•Nitel ölçütlerin önemlileri; yönetim anlayışı, girişimcinin yerine getirdiği
işlevler ve organizasyon yapısıdır.

111
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 24
İşletme Türleri

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. İşletme yapıları hangi ölçütlere göre sınıflandırılmaz?
a) Kârlılığına göre
b) Hukuki yapısına göre
c) Ürettikleri ürüne göre
d) Büyüklüğüne göre
e) Personel sayısına göre

2. Hukuki yapıları bakımından işletmeler nasıl sınıflandırılır?


a) Yasal işletmeler‐ yasal olmayan işletmeler
b) Büyük işletmeler‐ küçük işletmeler
c) Şahıs işletmeleri‐şirketler
d) Holdingler‐ uluslararası işletmeler
e) Büyük işletmeler‐ holdingler

3. Şahıs işletmelerinde aşağıdakilerden hangisi söz konusu değildir?


a) Kişisel emek
b) Sermaye
c) Sorumluluk
d) Risk
e) Sermayenin paylara bölünmesi

4. Sermaye şirketlerinin en belirgin özelliği aşağıdakilerden hangisidir?


a) Kârlılık
b) İşçi sayısı
c) Makine teçhizat parkının büyük olması
d) Şahıslardan çok sermaye üzerine kurulmuş olması
e) Uluslararası alanda faaliyet göstermeleri

5. Ticari bir işletmeyi bir ticaret unvan altında işletmek için bir veya daha
fazla pay sahibi tarafından kurulabilen, sermayesi belirli ve paylara
bölünmüş olan ve borçlarından dolayı yalnız mal varlığı ile sorumlu tutulan
ve tüzel kişiliği olan şirkete ne ad verilir?
a) Limited şirket
b) Anonim şirket
c) Şahıs işletmesi
d) Kolektif şirket
e) Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket

112
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 25
İşletme Türleri

6. Bir ya da daha fazla gerçek veya tüzel kişinin belli bir ekonomik amaçla, bir
unvan altında bir sözleşme ile kurdukları, esas sermayesi muayyen,
borçlarından dolayı yalnız mal varlığı ile sorumlu ve ortaklarının
sorumluluğu sınırlı bulunan, hak ehliyeti işletme konusu ile sınırlı, tüzel
kişiliğe sahip bir ticaret şirketlerine ne ad verilir?
a) Anonim şirket
b) Komandit şirket
c) Limited şirket
d) Kolektif şirket
e) Şahıs işletmesi

7. Gerçek veya tüzel olsun, özel kişiler ile kamu tüzel kişilerinin birlikte
kurdukları ve kamunun pay çokluğuna sahip olduğu işletmelere ne ad
verilir?
a) Özel mülkiyete ait işletmeler
b) Kamu işletmeleri
c) Yabancı sermayeli işletmeler
d) Karma işletmeler
e) Vakıf işletmeleri

8. Aşağıdakilerden hangisi İşletmelerin büyüklüklerine göre


sınıflandırılmasında kullanılan nicel ölçütlerdendir?
a) İstihdam edilen kişi sayısı
b) Yönetim anlayışı
c) Organizasyon yapısı
d) Girişimcinin yerine getirdiği işlevler
e) Kurumsallaşma düzeyi

9. İşletmeler büyüklüklerine göre sınıflandırıldıklarında 10’a kadar personel


istihdam eden işletmelere ne ad verilir?
a) Büyük işletme
b) Orta ölçekli işletme
c) Küçük işletme
d) Holding
e) Mikro veya çok küçük ölçekli işletme

113
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 26
İşletme Türleri

10. Aşağıdakilerden hangisi büyük işletmelerin zayıf yönlerinden biri değildir?


a) İmalat programlarının değiştirilmesi oldukça zordur.
b) Organizasyon işlemleri çok güç ve yüksek maliyetlidir.
c) Üretim fazlasının elde kalma ihtimali vardır.
d) Finansman sağlama imkânları oldukça geniştir.
e) İşletme içerisinde çalışanların haberleşmeleri oldukça güçtür.

Cevap Anahtarı
1.a, 2.c, 3.e, 4.d, 5.b, 6.c, 7.d, 8.a, 9.e, 10.d

114
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 27
İşletme Türleri

YARARLANILAN KAYNAKLAR
Çonkar, K. (1992). Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerde Yatırım Kararı ve Yatırım
Teşvikleri, Ankara: Konrad Adenauer Stiftung BİAR.
Dinçer, Ö. ve Fidan, Y. (1999). İşletme Yönetimine Giriş, İstanbul: Beta Basım
Yayım Dağıtım A.Ş.
Küçük, O. (2018). Girişimcilik ve Küçük İşletme Yönetimi, 7. Baskı, Ankara: Seçkin
Yayıncılık.
Küçük, O. (2017). İşletme Bilgisi ve Yönetimi, 5. Baskı, Ankara: Seçkin Yayıncılık.
Mucuk, İ. (1993). Modern İşletmecilik, 5. Basım, İstanbul: Der Yay.
Özgen, H., Öztürk, H. ve Yalçın, A. (2001). Temel işletmecilik Bilgisi, Adana: Nobel
Kitapevi.
Sabuncuoğlu, Z. ve Tokol, T. (1995). İşletme‐I (Temel Bilgiler), Bursa: Rota Ofset.

115
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 28
KÜÇÜK VE ORTA BÜYÜKLÜKTE
İŞLETMELER (KOBİ’LER)

• KOBİ Tanımı
İÇİNDEKİLER

• KOBİ’lerin Temel Özellikleri


• KOBİ’lerin Nicel Özellikleri
• KOBİ’lerin Nitel Özellikleri GİRİŞİMCİLİK VE
• KOBİ’lerin Faaliyet Alanları
KÜÇÜK İŞLETMELER
Prof. Dr. Osman
DEMİRDÖĞEN

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


• KOBİ’nin tanımını öğrenecek,
HEDEFLER

• KOBİ’lerin temel özelliklerini bilecek,


• KOBİ’lerin nicel özelliklerini
sıralayabileceksiniz.

ÜNİTE

© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
7
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Küçük ve Orta Büyüklükte İşletmeler (Kobi’ler)

Kobi Tanımı

Bağımsız Olma

KOBİ’lerin Temel Özellikleri

Girişim Yeteneği
KÜÇÜK VE ORTA BÜYÜKLÜKTEKİ

Personel Sayısı
İŞLETMELER (KOBİ'LER)

Makine Sayısı

Üretim Kapasitesi
Kobi'lerin Nicel Özellikleri

Sabit Varlıkların ve Makine Parkının


Değeri

Satış Tutarı ve Katma Değer

KOBİ Sahipliğine İlişkin Nitel


Özellikler

KOBİ’lerin Nitel Özellikleri

KOBİ'lerin Örgütsel Yapısına İlişkin


Nitel Özellikler

117
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Küçük ve Orta Büyüklükte İşletmeler (Kobi’ler)

GİRİŞ
Büyük işletmeler dışında kalan işletmeleri anlatmak için kullanılan KOBİ terimi,
farklı ülkelerin farklı tanımlamaları nedeniyle hatta aynı ülke içerisinde farklı
kuruluşların tanımlama farklılıklarından dolayı farklı anlaşılabilmektedir.
Gerek finans kuruluşları ve gerekse diğer fon kaynakları ve devlet kuruluşları
açısından KOBİ tanımındaki farklılıklar bazı karışıklıklara yol açabilmektedir.
AB üyelik sürecinde AB ile olan farklılık da ayrı bir sorun olarak ortaya
çıkmaktadır. Bu yüzden KOBİ’lerin tanımının yapılması önem arz etmektedir.
KOBİ tanımı yapılırken önemli bir husus da KOBİ’lerin özelliklerinin ortaya
konmasıdır. KOBİ’ler nitel ve nicel özellikleri itibarıyla ortaya konduğunda, KOBİ’lerin
neden önem arz ettiği daha iyi anlaşılabilecektir.
Bu bölümde KOBİ tanımı yapılarak bu konuda yaşanan kargaşanın ortadan
kaldırılmasına önemli ölçüde katkı sağlanmaktadır. Ayrıca küçük işletmelerin temel
özellikleri nitel ve nicel özellikler başlıklarında incelenerek KOBİ’lerin faaliyet
gösterdikleri sektörler anlatılmaktadır.
Büyük işletmelerin
tersine; değişen KOBİ’ler ülkelerin kalkınmasında önemli bir rol oynamaktadırlar. Fakirliğin çeşitli
koşullara hızlı ve kolay toplum kesimleri arasında azaltılmasını sağlama potansiyeli taşımaktadırlar (Frank
uyum sağlayabilen, Pyke, s. 1-5).
esnek olabilen KOBİ’ler,
ülke ekonomileri için Neredeyse tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de KOBİ’ler önemli bir istihdam
büyük önem arz kapısı oluşturmaktadır. Büyük işletmelerin tersine; değişen koşullara hızlı ve kolay
etmektedirler. uyum sağlayabilen, esnek olabilen KOBİ’ler, ülke ekonomileri için büyük önem arz
etmektedirler.
Bu dinamik özelliklerini her zaman yerine getirebilmeleri için KOBİ’lere gerek
üretim, pazarlama, satış gerek de finans gibi konularda hükûmetler tarafından her
türlü kolaylık sağlanmalıdır.

KOBİ TANIMI
Küçük işletmeler için evrensel ve kesin bir tanım yapma olanağı
bulunmamaktadır. Küçük ve orta ölçekli işletme terimi hukuki olmaktan çok ekonomik
bir anlam taşımakta ve bu anlam, ülkelerin ekonomik yapılarına göre değişiklik
gösterdiği gibi, aynı ülke içinde bölgeden bölgeye, sektörden sektöre de farklılık
gösterebilmektedir. KOBİ’ler 1970 yılında Amerikan ekonomisinin %80’ini oluştururken
90’lı yıllarda bu oran %90’lara ulaşmıştır (Naisbitt, J. Global Paradoks, 1994, s.4.)
Ayrıca ülkelerin ekonomik yapıları değiştikçe küçük ve büyük ölçekli işletmeyi
tanımlayan kriterler de değişmekte ve ülkelerin ekonomik yapılarıyla bağlantılı olarak
farklı ölçütler kullanılmaktadır. Bu ölçütler arasında; işçi sayısı, ciro, sermaye gibi
sayısal unsurların yanı sıra işletmenin yönetimi, sermaye piyasasına dâhil olup olmayışı,
pazarlık gücü, üretim, elastikiyet vb. sayısal olmayan unsurlar da yer almaktadır. KOBİ

118
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Küçük ve Orta Büyüklükte İşletmeler (Kobi’ler)

tanımı konusunda ülkeler ve hatta aynı ülke içerisinde farklı kuruluşlar da farklı
tanımlamalar yapmakta ve bu da bazı karışıklıklara yol açmaktaydı. AB müktesebatı
çerçevesinde Türkiye’de KOBİ tanımı ve sınıflandırılması konusunda bir yönetmelik
çıkarılmış ve böylece AB ile uyumlu bir tanım geliştirilmiştir. Küçük ve Orta
Büyüklükteki İşletmeler Yönetmeliğince; işletmeler niteliklerine ve sınıflandırılmasına
ilişkin uygulama usul ve esasları belirlemektedir.
Bu Yönetmelik’e göre; yasal statüsü ne olursa olsun, bir veya birden çok gerçek
veya tüzel kişiye ait olup bir ekonomik faaliyette bulunan birimler, işletme olarak
anılmaktadır.
Küçük ve orta büyüklükte işletmeler ise, iki yüz elli kişiden az yıllık çalışan
istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri kırk
milyon Türk lirasını aşmayan ve bu Yönetmelik’te mikro işletme, küçük işletme ve orta
büyüklükteki işletme olarak sınıflandırılan ve kısaca "KOBİ" olarak adlandırılan
ekonomik birimler biçiminde tanımlanmaktadır.
Yine bu Yönetmelik’te KOBİ’ler aşağıdaki gibi sınıflandırılmaktadır.
 Mikro işletme: On kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış
hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri üç milyon Türk lirasını aşmayan,
çok küçük ölçekli işletmelerdir.
Küçük ve Orta
 Küçük işletme: Elli kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış
Büyüklükteki
İşletmelerin Tanımı, hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri yirmi beş milyon Türk lirasını
Nitelikleri ve aşmayan işletmelerdir.
Sınıflandırılması  Orta büyüklükteki işletme: İki yüz elli kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve
Hakkında Yönetmelik’e yıllık net satış hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri yüz yirmi beş
göre KOBİ’ler mikro, milyon Türk lirasını aşmayan işletmelerdir.
küçük ve orta
büyüklükteki işletme (Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin Tanımı, Nitelikleri ve Sınıflandırılması
olarak üçe ayrılır. Hakkında Yönetmelik)

Bağımsız işletme
Gerçek veya tüzel kişilerin sahip olduğu ve bu Yönetmelik’e göre ortak veya bağlı
işletme sayılmayan bir işletme;
 Başka bir işletmenin %25 veya daha fazlasına sahip değilse,
 Herhangi bir tüzel kişi veya kamu kurum ve kuruluşu veya birkaç bağlı işletme
tek başına veya müştereken bu işletmenin %25 veya daha fazla hissesine
sahip değilse,
 Konsolide edilmiş hesaplar düzenlemiyorsa ve konsolide hesaplar düzenleyen
başka bir işletmenin hesaplarında yer almıyorsa ve bu nedenle bağlı bir
işletme değilse, bağımsız işletme kabul edilir.
Burada a. fıkrasında belirtilen yüzde yirmi beş oranı;

119
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Küçük ve Orta Büyüklükte İşletmeler (Kobi’ler)

 Üniversiteler, üniversitelerin kurduğu vakıflar ve kâr amacı gütmeyen


araştırma merkezleri,
 Bölgesel kalkınma fonları da dâhil kurumsal yatırımcılar,
 Yıllık bütçesi yirmi beş milyon Türk lirasından az olan veya nüfusu beş binden
az olan yerlerdeki belde belediyeleri dâhil belediyeler ve köy tüzel kişilikleri,
tarafından aşılsa bile bu işletme bağlı işletme ilişkilerine sahip olmaması
şartıyla bağımsız işletme sayılır.
Kamu yatırım şirketleri, girişim sermayesi yatırım ortaklıkları ve bir işletmedeki
toplam yatırımları, sekiz milyon Türk lirasını aşmamak şartıyla kendi fonlarını
borsaya kote edilmemiş işletmelere yatıran ve düzenli olarak risk sermayesi
yatırımlarında bulunan gerçek kişiler veya kişi grupları, birinci fıkrada belirtilen
Hâkim etki yüzde yirmi beş oranını aşsa bile bağlı işletme ilişkisine bakılmaksızın bağımsız
yaratmayacak şekilde
işletme sayılır.
başka bir işletmenin oy
hakları veya Ortak İşletme
sermayesinin
%25'inden fazlasına ve Bir işletmenin tek başına veya bağlı işletmeleriyle birlikte hâkim etki
%50'sinden azına sahip yaratmayacak şekilde, başka bir işletmenin oy hakları veya sermayesinin %25'inden
olunması, ortak işletme fazlasına ve %50'sinden azına sahip olması yahut kendisinin oy hakları veya
olma şartlarından bir
sermayesinin %25'inden fazlasına ve %50'sinden azına başka bir işletmenin hâkim etki
tanesidir.
yaratmayacak şekilde sahip olması durumunda bunlar ortak işletme sayılmaktadır.
Sermaye ve oy hakları payından yüksek olan esas alınır.

Bağlı İşletme
Bir işletme;
 Başka bir işletmenin sermaye veya oy haklarının çoğunluğuna sahip olma,
 Başka bir işletmenin yönetim, yürütme veya denetim kurulu üyelerinin
çoğunluğunu atama veya azletme yetkisine sahip olma,
 Başka bir işletmenin hissedarı veya ortağı olup bu işletmenin diğer hissedarları veya
ortaklarıyla yaptığı anlaşma ile bunların oy haklarının çoğunluğunu tek başına
kontrol etme hakkına sahip olma, şartlarından en az birini taşıması hâlinde, bu
işletmelerden birincisi hâkim ikincisi bağlı işletme sayılmaktadır.
Bu Yönetmelik kapsamında hâkim işletmeye, bağlı işletmeye ilişkin hükümler
uygulanır.
Ayrıca bu Yönetmelik değişikliği ile, Resmî İstatistik Programı kapsamında kurum
ve kuruluşlarca yürütülecek çalışmalarda yapılacak sınıflandırmada, aşağıda belirtilen
çalışan sayılarının esas alınacağı hükme bağlanmıştır:
 Yıllık çalışan sayısı 0-1 kişi,
 Yıllık çalışan sayısı 2-9 kişi,
 Yıllık çalışan sayısı 10-49 kişi,

120
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Küçük ve Orta Büyüklükte İşletmeler (Kobi’ler)

 Yıllık çalışan sayısı 50-249 kişi,


 Yıllık çalışan sayısı 249’dan fazla.

KOBİ’LERİN TEMEL ÖZELLİKLERİ


İş gücü ve sermaye gibi farklı üretim faktörlerinin ağırlıklı olarak kullanıldığı
farklı iş alanlarında faaliyet gösteren işletmelerin birlikte değerlendirilmesinin
gerektiği durumlarda, istihdam edilen personel sayısı yanında sermaye ve satış hasılatı
gibi ölçütleri de kullanılarak işletme büyüklüğü belirlenebilir. Bu tür farklılıklara
Küçük işletmeler, rağmen ekonomik birim olarak küçük işletmeler,
bağımsız olma ve
girişim yeteneği olmak  Bağımsız olma ve
üzere iki temel özelliğe  Girişim yeteneği gibi iki temel ortak niteliğe sahiptir.
sahiptir.
Bağımsız Olma
KOBİ’lerin bağımsız olması gereğinin özü, KOBİ’de büyük işletme hissesinin
olmaması anlamında tamamen bağımsız olması veya varsa büyük işletme hissesinin
sınırlandırılmış olmasıdır.
KOBİ’lerin bağımsızlık özelliğinin bir diğer boyutu da girişimcinin karar alma
özgürlüğüdür. Büyük işletmelerde yöneticilerin üzerinde yönetim kurulu, firma sahibi
veya hisse sahiplerinin doğrudan baskıları mevcuttur. Hatta işletmeye kredi gibi
finansal kaynak sağlayan kuruluşların bile dolaylı kontrolünden bahsedilebilir. Hâlbuki
KOBİ’lerin çoğu istisnai durumlar göz ardı edilirse sahipleri tarafından yönetilmektedir.
Dolayısıyla işletmenin aynı zamanda sahibi olan bir yönetici için böyle bir baskıdan söz
edilemez. Böylece hareket serbestisine sahip olan girişimciler, yeni düşüncelerini
fiiliyata dökebilirler, yeni buluşlar ortaya koyup hayallerini gerçekleştirebilir,
yeteneklerini kanıtlayabilirler.

Girişim Yeteneği
Girişimci, en genel tanımıyla mal veya hizmet üretmek amacıyla üretim
faktörlerini bir araya getiren, risk üstlenen kişidir. Kurulan her KOBİ’nin arkasında bir
girişimci ruh yatar. Zaten işletme kurmanın miras, başka fırsatların yokluğu gibi çeşitli
nedenleri olmakla birlikte, günümüzde işletme kurmanın en önemli nedeni girişimcilik
güdüsüdür.
İşletme sahibi olmak, sadece yeterli sermayeye sahip olunarak elde edilecek bir değer
değildir. Gerekli finansal imkânlara sahip olmakla birlikte, işletme sahibi olamayan,
başkalarının yanında çalışmaya devam eden pek çok insan vardır. Girişim yeteneği özel bir
değerdir ve risk üstlenebilme, geleceği öngörebilme gibi temel nitelikleri içerir.

121
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Küçük ve Orta Büyüklükte İşletmeler (Kobi’ler)

KOBİ’LERİN NİCEL ÖZELLİKLERİ


KOBİ’lerin mahiyeti itibarıyla nitel karakter arz ettiği daha önce ifade edilmişti.
Fakat KOBİ’leri, sadece nitelik itibarıyla ifade etmek yetersiz olduğu gibi, nicel
özelliklerinin sıralanmaması da büyük eksiklik olur. Zira işletmelerin
sınıflandırılmasında asıl belirleyici ölçütler, nicel ölçütler olmaktadır.
İşletmeleri sınıflandırırken sayısının olabildiğince az tutulmasının gerektiği,
ölçülebilir ve fiziki miktarlarla ifade edilebilir olması gibi temel üstünlüğü olan nicel
özellikler şöyle sıralanabilir.

Personel Sayısı
İşletmede çalışan personel, sabit varlıklarla beraber ikinci potansiyel faktörü
oluşturur. Bu nedenle, işletmenin ölçek büyüklüğünü veya faaliyet hacmini belirleme
özelliğine sahiptir. Ayrıca nicel olarak kolayca ölçülebilir. Resmî istatistiklerin sadece
sigortalı işçiyi kapsaması, çalışanların niteliği, çalışma süreleri ve sayıları hakkında bilgi
KOBİ’lerin en önemli vermemesi gibi eksiklikleri vardır. Ayrıca çalışan sayısı, her sektörde aynı önceliğe
nicel özelikleri;
sahip değildir.
personel sayısı, makine
sayısı, üretim Makine Sayısı
kapasitesi, sabit
varlıkların ve makine KOBİ’lerin faaliyet konusu olan işlerinde kullandıkları makine veya teçhizat
parkının değeri ve satış sayısıdır. KOBİ’lerin ölçek büyüklüklerinin ifade edilmesinde de kullanılan makine
tutarı ve katma sayısı, tespitinin kolay olması gibi bir avantaja da sahiptir. Fakat üretim farklı
değerdir.
aşamalardan oluşuyor, dolayısıyla farklı niteliklerdeki makineler kullanılıyorsa ya da
farklı teknolojiye sahip makineler söz konusu ise, homojenlik olmadığından,
makinelerin sayısının toplam olarak ifade edilmesi doğru olmayacaktır.

Üretim Kapasitesi
“Kapasite, bir işletmenin belirli bir zaman dilimi içindeki üretim gücü olarak
tanımlanabileceği gibi, işletmenin belirli bir mal veya hizmeti üretebilme yeteneğinin,
yine belirli bir ölçü ile ifade edilmesi şeklinde de açıklanabilir”.
Genelde işletme büyüklüğü ile aynı anlamda kullanılan üretim kapasitesi,
büyüklükle beraber, nicel olarak belirlenebilme sorunuyla karşı karşıyadır. Buna
ilaveten, üretim kapasitesi denilirken kastedilen kapasitenin hangi kapasite çeşidi
olduğu da önemlidir. Çünkü fiili kapasite miktarı çoğu kez teorik kapasite miktarına
eşit olmaz. Maksimum kapasitenin yakalanabilmesi ise çoğu kez mümkün değildir.

Sabit Varlıkların ve Makine Parkının Değeri


Sabit varlıklar, üretim faaliyetinde kullanılan makine, tesis, arazi, bina vb.dir.
Hatta diğer gayrimenkuller de bu çerçevede sabit varlıklardır. Bazı durumlarda sosyal
tesisler, bazı durumlarda da arazi gibi kalemler ölçek büyüklüğünü ifade etme
kabiliyetinden yoksun olduklarından, bu başlık altında değerlendirilmeleri doğru

122
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Küçük ve Orta Büyüklükte İşletmeler (Kobi’ler)

olmamaktadır. Çünkü bu durumda üçüncü kişiler mağdur olabilmektedirler. Bu yüzden


sabit varlıkların önemli bir kısmını oluşturan ve gayrimenkuller gibi üretime direkt
katkısı olmayan kalemleri dışarıda bırakan makine parkı değerinin esas alınması daha
doğru olacaktır.
Makinelerin fiziki birimleriyle değil parasal değer olarak ele alınmaları, toplama
sorununu da ortadan kaldıracaktır. Özellikle enflasyonist ortamlarda, makinelerin
parasal değerleri deflete edilebilirse makine parkı değeri KOBİ’lerde önemli bir nicel
ölçüt olarak ifade edilebilir.

Satış Tutarı ve Katma Değer


Satış tutarı, belli bir dönemde yapılan satış miktarının para ile ifadesidir. Ölçek
büyüklüğünün belirlenmesinde en fazla kullanılan ölçütlerden biridir. Satış miktarı
sabit kaldığında bile satış fiyatındaki değişmeler, satış tutarını değiştireceğinden, fiyat
artışlarına karşı son derece duyarlıdır.

KOBİ’LERİN NİTEL ÖZELLİKLERİ


Yakın tarihe kadar büyük işletmelerin küçük işletmelerden daha rasyonel
çalıştıkları düşüncesi hâkimdi. Bu da kaynakların etkin kullanımı ve ihtisaslaşmaya
bağlanmaktaydı. Hatta küçük işletmelerin politik ve sosyal nedenlerle devlet ve büyük
KOBİ’ler sosyal ve işletmelerin desteğiyle ayakta durabildikleri düşünülüyordu. Oysa KOBİ’lerin varlığı,
politik nedenlerden
piyasa sisteminin bir gereğidir.
dolayı değil, büyük
işletmelerin KOBİ’ler sosyal ve politik nedenlerden dolayı değil, büyük işletmelerin
yapamadıkları (altın yapamadıkları (altın işlemeciliği gibi) bazı işlevleri yerine getirebildikleri için piyasada
işlemeciliği gibi) bazı varlıklarını sürdürebilmişlerdir. Zaten, “küçük ve orta ölçekli işletmeler büyük
işlevleri yerine
işletmelerin bir minyatürü değildir. Dolayısıyla farklı özelliklere sahip bu işletmeleri
getirebildikleri için
piyasada varlıklarını büyük işletmelerden ayıran özelliklerin ortaya konması gerekir. ” Bu özellikler KOBİ’leri
sürdürebilmişlerdir. büyük işletmelerden ayıran belirgin farklılıkları ortaya koyabilmelidir. Bu şartı dikkate
alarak KOBİ’lerin nitel özellikleri sınıflandırılabilir:

KOBİ Sahipliğine İlişkin Nitel Özellikler


Sahibi olduğu KOBİ’nin aynı zamanda yöneticisi de olan girişimci, işletmeyle
sadece yöneticilik ilişkisi olan başka bir yöneticiden daha farklı bir konuma sahiptir.
Girişimci işletmesi için her şeyini ve prestijini de ortaya koymuştur. Bu durumda
girişimci KOBİ’nin bütün riskini üstlenmiştir.
Yönetici ise, işletmeye sadece maaşı ve ilaveten aldığı primleriyle bağlanmıştır.
Zarar edilmesi, yöneticiyi nispi olarak fazla etkilemez. Bunun zararını da başka bir
işletmeye geçerek giderebilir. Bu nedenle küçük ve orta ölçekli işletme yöneticisini
profesyonel yöneticiden ayırmak üzere, risk üstlenen yönetici deyimi kullanılabilir.

123
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Küçük ve Orta Büyüklükte İşletmeler (Kobi’ler)

KOBİ’lerin Örgütsel Yapısına İlişkin Nitel Özellikler


KOBİ’lerin birer ekonomik birim olarak yerine getirdikleri işlevleri dikkate alarak,
KOBİ’lerin örgütsel yapısına ilişkin nitel özelliklerini; yönetim, finansman, pazarlama,
tedarik ve üretim işlevine ve çalışan personele ilişkin nitel özellikler biçiminde
sıralamak mümkündür.
Küçük işletmelerin işlevleri ayrı başlıklar hâlinde inceleneceğinden burada fazla
detaya girilmeyecektir. Şu kadarı söylenebilir ki; KOBİ’lerde özellikle küçük
işletmelerde girişimci, birden fazla işletme işlevinin sorumluluğunu üstlenebilmekte,
bunun haricinde bazı işlevleri; bir arada yürütebilmektedir.
Ayrıca uzman personel istihdamı konusunda yaşanan sıkıntılar nedeniyle, bazı
işletme işlevlerine ilişkin sorumluluklar, konunun uzmanı olmayan kişilere
yüklenebilmektedir.
Tüm bunlara rağmen amatör bir çalışma ruhu da söz konusu olabilmekte ve
bunun farklı kazanımları yaşanabilmektedir.

• Siz de örnek bir KOBİ'nin nitel ve nicel özelliklerini


Bireysel
Etkinlik

araştırınız.

KOBİ’LERİN FAALİYET ALANLARI


KOBİ'ler genellikle bir işletme kurmak için sabit aktiflere ve sermayeye en az
ihtiyaç duyulan endüstri dalını seçerek ve buralarda ekonomik olarak önemli işleri
yapmaktadır.
Eskiden KOBİ'ler imalat, madencilik, taşıma ve taşıma imkânları gibi sermaye
yoğun alanlarda faaliyet göstermedikleri ancak perakendecilik, toptancılık, inşaat, zirai
hizmetler, balıkçılık ve ormancılık, finans, gayrimenkul ve sigortacılık alanlarında
fırsatlar buldukları ileri sürülmekteydi. Fakat bu durumun değişmeye başladığı
gözlenmektedir.

124
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Küçük ve Orta Büyüklükte İşletmeler (Kobi’ler)

Son zamanlarda KOBİ'lerin ülkenin tedarik ve dağıtım şebekelerine dâhil


oldukları ve hızlı büyüyen endüstrilere doğru yöneldikleri ve hatta yasal hizmetler,
petrol ve gaz çıkarma, madencilik, ormancılık, boru hattı taşımacılığı, haberleşme,
çeşitli işletme hizmetleri ve sağlık hizmetleri alanlarında da faaliyet gösterdikleri
Ticaret işletmeleri, görülmektedir.
ürünlerin değişik
noktalar arasında Küçük işletmeler faaliyetlerine göre üç temel grupta toplanabilir. Bunlar; ticaret,
hareketini, taşınmasını hizmet ve üretimdir.
sağlayan işletmelerdir.
Ticaret işletmeleri, ürünlerin değişik noktalar arasında hareketini, taşınmasını
sağlayan işletmelerdir.
Hizmet işletmeleri, faaliyet konularına göre müşterilerin ihtiyaçlarını
karşılamaya çalışan işletmelerdir.
İmalat işletmeleri, faaliyet alanlarına göre mevcut ve potansiyel müşterilerin
mal veya hizmet ihtiyacını karşılamak için gerekli makine-teçhizatı, ham madde vb.
satın alınması ve işlenmesi, kullanım için hazır hâle getirildikten sonra, tam veya kısmi
olarak ticaret işletmelerinin fonksiyonlarını da yerine getirebilen işletmelerdir.
Türkiye açısından genel olarak tanımlama yapılırken imalat sanayiinde faaliyet
gösteren işletmeler KOBİ olarak ifade edilmektedir. Fakat ölçek büyüklüğünde esas
alınan kriterlere göre diğer sektörlerde de zaman zaman işletmelerin büyüklüklerine
göre sınıflandırıldığı görülmektedir. Avrupa Birliği’nde (AB) sektör ayrımı yapılmaksızın
işletmeler ölçekleri itibarıyla sınıflandırılmakta, farklı sektörlerdeki işletmeler,
büyüklük ölçütüne göre KOBİ olarak değerlendirilmektedir.
Yine AB üyeliği sürecinde sağlanan hibelerden, projeler sunmak suretiyle
yararlanabilecek işletmeler ifade edilirken belli büyüklüğün altında olup hizmet ve
ticaret sektöründe faaliyet gösteren işletmeler de KOBİ kapsamında
değerlendirilmiştir.
Bu durumu da dikkate alarak ekonomik sistem içerisinde KOBİ’lerin faaliyet
gösterdikleri iş alanları aşağıdaki şekilde sınıflandırılabilir:

Üretim Sektörü
Üretim sektörü, üretim işletmelerinin bir araya gelerek oluşturdukları
sektördür. Bu sektörde yer alan işletmeler, tedarik piyasalarından satın aldıkları
üretim faktörlerini ürün veya yarı mamule dönüştürerek pazara sunmaktadır.

125
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Küçük ve Orta Büyüklükte İşletmeler (Kobi’ler)

Üretim faktörlerinin mal veya hizmete dönüştürülmesidir. Bazı bilim adamları,


üretimin sadece tarım sektöründe çalışan insanlar tarafından gerçekleştirildiğini,
bunun dışındaki faaliyetlerin üretim olmadığını savunmaktadırlar. Sanayi sektöründe
imalat yapıldığı, üretim yapılmadığı ifade edilmektedir. Hâlbuki bu görüş, daha
başlangıçta “üretim faktörlerinin mal veya hizmete dönüştürülmesidir.”
tarzındaki üretim tanımına bile uygun düşmemektedir. Çünkü
tarımsal üretim, yalnızca üretimin bir türüdür.

Üretim sektöründeki Kişilerin kavram kargaşasına düştüğü imalat (manufacturing) deyimi ise,
işletmeler, tedarik yalnızca endüstriyel üretimi tarımsal üretimden ayırmak amacıyla kullanılan bir
piyasalarından satın kavramdır ve tarımsal üretim gibi, imalat da yalnızca üretimin bir türüdür.
aldıkları üretim
Endüstriyel üretim, makinelerin yardımıyla insan tarafından planlanan ve
faktörlerini ürün veya
yarı mamule yönlendirilen bir faaliyet sonucunda gerçekleşir.
dönüştürerek pazara Ekstraktif işletmeler (ham maddeleri ve mineralleri çıkaran) ve inşaat
sunmaktadır. işletmelerinin de içerisinde değerlendirildiği üretim sektöründe, artık teknolojiyi
yakından izleyen, en son teknolojiyi üretim çalışmalarında kullanmaya başlayan
KOBİ’lerin yeri çok önemlidir. Çünkü son yıllarda tüketim kalıpları hızla değişmiştir.
Ürün hayat süresi oldukça kısalmış, bunun sonucunda yığın üretim yerine siparişe
dayalı üretim veya değişken üretim ön plana çıkmaya başlamıştır. Bu da büyük
işletmelere göre daha esnek yapıları olan KOBİ’leri avantajlı hâle getirmiştir.
Üretim sektöründen bahsederken daha ziyade büyük işletmelere dikkatler
çekiliyor olsa bile yarı mamul veya mamulleri çeşitli işlemlerden geçirerek, fayda
sağlayan tüketim veya endüstri mallarına dönüştüren tüm işletmeler, küçük veya
büyük olsun sanayi işletmesi sayılmaktadır. Küçük işletmelerin büyük işletmelere rakip
veya yan sanayi konumunda olması, bu durumu değiştirmez.
Üretim sektöründeki KOBİ’ler büyük işletmeler karşısında piyasadaki
durumlarına göre iki kısımda incelenebilir. Bunlar;

 Rakip sanayi ve
 Yan sanayidir.

126
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Küçük ve Orta Büyüklükte İşletmeler (Kobi’ler)

Rakip Sanayi
Rakip sanayi, büyük işletmelerle aynı ürünü piyasaya arz etmektedir. KOBİ’ler,
talep yetersizliği durumunda küçük kapasite ile piyasaya uyum sağlayabilmektedir.
Talep artarsa kapasitelerini yükseltir yeterli seviyeye ulaşınca da büyük sanayiye
dönüşürler. Bu durumun KOBİ’ler için büyük sanayiye geçiş süreci olduğu söylenebilir.
Yan sanayi, otomotiv,
dayanıklı tüketim vb. Yan Sanayi
sanayilerde üretilmesi
ekonomik olmayan, Bir büyük sanayi kuruluşunun bazı mamul ve yarı mamul girdileri ile ara
teknik uzmanlaşma mallarını üretmek için sanayi kuruluşunun etrafını çevreler. Bu tür sanayi yan sanayi
veya farklı makine olarak adlandırılır.
parkını ve üretim
Yan sanayi, ana sanayiler için parça veya malzeme üreten, ana sanayi ile çoğu
organizasyonunu
gerektiren parçaları hâlde merkez ve çevre ilişkileri içinde bulunan ve tamamlanmış ürün şeklinde nihai
yapmaktadır. tüketiciye değil, ara girdi sunumu şeklinde sanayiler arası talebe yönelen kuruluşlardır.
Yan sanayi, otomotiv, dayanıklı tüketim vb. sanayilerde üretilmesi ekonomik
olmayan, teknik uzmanlaşma veya farklı makine parkını ve üretim organizasyonunu
gerektiren parçaları yapan sanayidir.
Günümüzde büyük işletmeler tarafından gerçekleştirilen yoğun üretim, büyük
ölçüde KOBİ’lere bağımlıdır. Hatta büyük işletmelerin, kendi alanında uzmanlaşmış
KOBİ’lerin ürettiği mamulleri bir araya getiren diğer bir deyişle, monte eden
işletmeler olduğu görüşü yaygındır. Büyük işletmelerin yan sanayii konumunda olan
KOBİ’ler, büyük işletmelere bağımlılık derecelerine göre ikiye ayrılmaktadır.

 Yardımcı (Tamamlayıcı) işletmeler: Birden fazla büyük işletmeye ara malı


üreten işletmelerdir.
 Taşeron işletmeler: Üretimlerinin tamamını veya çoğunu bir tek büyük
işletmeye veren KOBİ’lerdir.

Ticaret Sektörü
Ticareti; bir mala zaman, miktar ve mekân boyutlarında değer katma işlevi
olarak tanımlamak mümkündür. Ekonomik malların mülkiyet değişiminin
gerçekleştirildiği bu sektörde faaliyet gösteren KOBİ’ler, temelde toptancı ve
perakendeci işletmeler olarak ikiye ayrılabilir. Toptancı işletmeler; ham madde, yarı
mamul veya mamul ürünleri üretim, hizmet veya ticaret sektöründeki işletmelere
satmak için toplu alımda bulunmaktadır. Perakendeci işletmeler ise; malı doğrudan
üreticiden ve çoğunlukla da komisyoncu, toptancı vb. aracılardan satın alıp, son
tüketiciye satan işletmelerdir. Bu hâlleriyle perakendeci, işletmeler hizmeti tüketicinin
ayağına getirmek, nihai tüketici veya son kullanıcıya mal sunmak gibi önemli bir
hizmeti yerine getirmektedir.
Mal ve hizmetlerin, tüketiciye ulaşmasında izlenen dağıtım kanalında yer alan
acente, tellal ve komisyoncu gibi müesseseler, ülkemiz için yeni olmasına rağmen AB

127
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Küçük ve Orta Büyüklükte İşletmeler (Kobi’ler)

Komisyonu tanımına göre, KOBİ’ler içerisinde değerlendirilmek durumundadır.

Hizmet Sektörü
Hizmet, maddi bir değer içermediği hâlde piyasaya sunulan, bir ihtiyacı
karşılayan, satın alındıktan sonra değiştirilemeyen veya geri verilemeyen ürün
biçiminde tarif edilebilir. Hizmet aynı zamanda, fiziki unsurlarla birlikte gerçekleştirilen
Hizmet aynı zamanda, eylemleri de kapsayabilir. Fakat bu durum, hizmetlerin soyut olma özelliğine zarar
fiziki unsurlarla birlikte
vermez.
gerçekleştirilen
eylemleri de Hizmet işletmelerince ortaya konulan hizmetlerin üretim sürecini
kapsayabilir. gerektirmediğinden dolayı ürün sayılamayacakları yönünde görüşler olmakla birlikte,
iş gücü, sermaye ve toprak gibi üretim faktörlerinin kullanılıp bir fayda temin edildiği
göz önüne alınınca, hizmetin de ürün olarak düşünülmesi daha doğru olacaktır. Ürün
tariflerinde genelde yer alan “fiziksel boyutları olan” ifadesi son derece kısıtlayıcı bir
unsurdur. Hizmeti diğer ekonomik mallardan ayıran en önemli fark, depolanamaz
olması, talep edildiği anda tüketilmesinin gerekmesidir.
KOBİ’ler hizmet sektöründe de önemli bir yere sahiptir. Çoğu kişisel hizmetler
tarzında faaliyet gösteren KOBİ’ler, bankacılık ve eğitim alanındaki hizmetlerin önemli
bir bölümünü karşılamaktadır. Bunlar; kişisel (kuru temizleme, berber gibi), ticari
(muhasebe, finans), eğlence, hukuk, ulaşım gibi hizmetlerdir.

128
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Küçük ve Orta Büyüklükte İşletmeler (Kobi’ler)

•KOBİ TANIMI
•Küçük ve orta büyüklükte işletmeler, iki yüz elli kişiden az yıllık çalışan
istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı ya da mali bilançosu yirmi beş milyon
Türk lirasını aşmayan ve bu ilgili yönetmelikte mikro işletme, küçük işletme
ve orta büyüklükteki işletme olarak sınıflandırılan ve kısaca "KOBİ" olarak
Özet
adlandırılan ekonomik birimler biçiminde tanımlanmaktadır.
•Yine bu yönetmelikte KOBİ’ler aşağıdaki gibi sınıflandırılmaktadır.
•Mikro işletme: On kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış
hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biüç milyon Türk lirasını aşmayan,
çok küçük ölçekli işletmelerdir.
•Küçük işletme: Elli kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış
hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri yirmibeş milyon Türk lirasını
aşmayan işletmelerdir.
•Orta büyüklükteki işletme: İki yüz elli kişiden az yıllık çalışan istihdam eden
ve yıllık net satış hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri yüz yirmi beş
milyon Türk lirasını aşmayan işletmelerdir.
•KOBİLERİN TEMEL ÖZELLİKLERİ
•Ekonomik birim olarak küçük işletmeler; bağımsız olma ve girişim yeteneği
gibi iki temel ortak niteliğe sahiptir.
•İşletmelerin sınıflandırılmasında ve dolayısıyla KOBİ’lerin tanımlanmasında
nitel ve nicel ölçütlerden yararlanılmaktadır. Bu nicel ölçütlerin önemlileri
şunlardır:
•Personel Sayısı
•İşletmede çalışan personel, sabit varlıklarla beraber ikinci potansiyel faktörü
oluşturur. Bu nedenle, işletmenin ölçek büyüklüğünü veya faaliyet hacmini
belirleme özelliğine sahiptir. Ayrıca nicel olarak kolayca ölçülebilir.
•Makine Sayısı
•KOBİ’lerin faaliyet konusu olan işlerinde kullandıkları makine veya teçhizat
sayısıdır. KOBİ’lerin ölçek büyüklüklerinin ifade edilmesinde de kullanılan
makine sayısı, tespitinin kolay olması gibi bir avantaja da sahiptir.
•Üretim Kapasitesi
•Genelde işletme büyüklüğü ile aynı anlamda kullanılan üretim kapasitesi,
büyüklükle beraber, nicel olarak belirlenebilme sorunuyla karşı karşıyadır.
Buna ilaveten, üretim kapasitesi denilirken kastedilen kapasitenin hangi
kapasite çeşidi olduğu da önemlidir. Çünkü fiili kapasite miktarı çoğu kez
teorik kapasite miktarına eşit olmaz.
•Sabit Varlıkların ve Makine Parkının Değeri
•Sabit varlıklar, üretim faaliyetinde kullanılan makine, tesis, arazi, bina
vb.dir. Hatta diğer gayrimenkuller de bu çerçevede sabit varlıklardır.
Makinelerin fiziki birimleriyle değil parasal değer olarak ele alınmaları,
toplama sorununu da ortadan kaldıracaktır. Özellikle enflasyonist
ortamlarda, makinelerin parasal değerleri deflete edilebilirse makine parkı
değeri KOBİ’lerde önemli bir nicel ölçüt olarak ifade edilebilir.
•Satış Tutarı ve Katma Değer
•Satış tutarı, belli bir dönemde yapılan satış miktarının para ile ifadesidir.
Ölçek büyüklüğünün belirlenmesinde en fazla kullanılan ölçütlerden biridir.

129
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Küçük ve Orta Büyüklükte İşletmeler (Kobi’ler)

Özet (devamı)
•KOBİ'LERİN FAALİYET ALANLARI
•Eskiden KOBİ'lerin perakendecilik, toptancılık, inşaat, zirai hizmetler, balıkçılık
ve ormancılık, finans, gayrimenkul gibi alanlarda yoğunlaşırken son
zamanlarda KOBİ'lerin ülkenin tedarik ve dağıtım şebekelerine dâhil oldukları
ve hızlı büyüyen endüstrilere doğru yöneldikleri ve hatta yasal hizmetler,
petrol ve gaz çıkarma, madencilik, ormancılık, boru hattı taşımacılığı,
haberleşme, çeşitli işletme hizmetleri ve sağlık hizmetleri alanlarında da
faaliyet gösterdikleri görülmektedir.
•Küçük işletmeler faaliyetlerine göre üç temel grupta toplanabilir. Bunlar;
•ticaret,
•hizmet,
•üretimdir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15


130
Küçük ve Orta Büyüklükte İşletmeler (Kobi’ler)

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. İki yüz elli kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı ya da
mali bilançosu yirmi beş milyon Türk lirasını aşmayan işletmelere ne ad verilir?
a) Büyük işletme
b) Küçük işletme
c) Mikro işletme
d) Küçük ve orta büyüklükte işletmeler (KOBİ’ler)
e) Orta boy işletme

2. Aşağıdakilerden hangisi KOBİ’lerin temel özellikleri arasında yer alır?


a) Bağımsız olma
b) Hızlı büyüme
c) Kaliteli üretim yapma
d) Yan sanayi olma
e) İstihdam sağlama

3. Aşağıdakilerden hangisi KOBİ’lerin nicel özelliklerinden biri değildir?


a) Personel sayısı
b) Girişim yeteneği
c) Makine sayısı
d) Üretim kapasitesi
e) Sabit varlıkların ve makine parkının değeri

4. İşletme yöneticisinin özelliklerinden biri aşağıdaki ifadelerden hangisinde


verilmiştir?
a) İşletme sahibi aynı zamanda işletme yöneticisi olabilir.
b) İşletme yöneticisi işletmenin bütün riskini üstlenir.
c) İşletme yöneticisi maaş almaz.
d) İşletme yöneticisi işletmenin zarar etmesinden doğrudan etkilenir.
e) İşletme yöneticisi bütün kaynaklarını işletmeye yatırır.

5. Girişimci için aşağıdaki ifadelerden hangisi söylenebilir?


a) Girişimci yöneticilik yapamaz.
b) Girişimci işletmenin zararından doğrudan etkilenmez.
c) Girişimci işletmenin tüm riskini almaz.
d) Girişimci bütün kaynaklarını ve prestijini işletmeye koyar.
e) Girişimci sadece kâr etmeyi düşünür.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16


131
Küçük ve Orta Büyüklükte İşletmeler (Kobi’ler)

6. I. İmalat
II. Madencilik
III. Taşıma
IV Perakendecilik
Yukarıdaki sektörlerden hangisi / hangileri KOBİ’lerin faaliyet alanlarındandır?
a) Yalnız I
b) I, II ve III
c) II ve III
d) I ve IV
e) I, II, III ve IV

7. Küçük işletmeler faaliyetlerine göre kaç temel grupta toplanabilir?


a) 2
b) 4
c) 3
d) 5
e) 6

8. Üretim işletmelerinin bir araya gelerek oluşturdukları sektöre ne ad verilir?


a) Ticaret sektörü
b) Rakip Sanayi
c) Yan sanayi
d) Üretim sektörü
e) Hizmet sektörü

9. Ana sanayiler için parça veya malzeme üreten, ana sanayi ile çoğu hâlde
merkez ve çevre ilişkileri içinde bulunan ve tamamlanmış ürün şeklinde değil,
ara girdi sunumu şeklinde sanayiler arası talebe yönelen kuruluşlara ne ad
verilir?
a) Yan sanayi
b) Ağır sanayi
c) Hizmet üretimi
d) Ticari işletme
e) İmalat sanayi

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17


132
Küçük ve Orta Büyüklükte İşletmeler (Kobi’ler)

10. Maddi bir değer içermediği hâlde piyasaya sunulan, bir ihtiyacı karşılayan,
satın alındıktan sonra değiştirilemeyen veya geri verilemeyen ürün biçiminde
tarif edilen şeylere ne ad verilir?
a) Mal
b) Yarı mamul
c) Hizmet
d) Dayanıksız ürün
e) Yardımcı malzeme

Cevap Anahtarı
1.d, 2.a, 3.b, 4.a, 5.d, 6.e, 7.c, 8.d, 9.a, 10.c

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18


133
Küçük ve Orta Büyüklükte İşletmeler (Kobi’ler)

YARARLANILAN KAYNAKLAR
Alpugan, O. (1996). İşletme Bilimine Giriş, Trabzon: Derya Kitabevi.
Bozacı, İ. (2015). Girişimcilik. İstanbul: Beta Yayınları.
Çelik, A. ve Akgemci, T. (2010). Girişimcilik Kültürü ve KOBİ’ler, Ankara:
Demirdöğen, O. (1996). Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler (Problemleri ve Çözüm
Önerileri), Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası Yayın No: 1996-1, Erzurum: TSO
Yayınları.
Demirdöğen, O. (2001). Üretim Yönetimi, 3. Baskı, Atatürk Üni. İİBF Z. F. Fındıkoğlu
Arş. Merkezi Yay. No: 184, Erzurum: Atatürk Üni. Matbaası.
Doğan, M. (2012). İşletme Ekonomisi ve Yönetimi, 10. Baskı, İzmir: Nobel Akademik
Yayıncılık
Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin Tanımı, Nitelikleri ve Sınıflandırılması
Hakkında Yönetmelik”, 18/11/2005 tarih ve 25997 sayılı Resmî Gazete,
19/10/2005 tarihinde, 2005/9617 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı.
Küçük, O. (2011). Girişimcilik ve Küçük İşletme Yönetimi, 5. Baskı, Ankara: Seçkin
Yayıncılık.
Nobel Yayın.
Özkan, A. (2017). Her Yönüyle KOBİ'lerin Yönetim Sorunları ve Çözüm Önerileri,
Ankara: Nobel Bilimsel Eserler
Pyke, F. (1998). Local Development Initiatives and The Management of Change ın
Europe, Employment and Training Papers 31, Employment and Training
Department International Labour Office, Geneva.
Rachman, D. J. vd. (1993). Business Today, International Edition, London: McGraw Hill
Inc.
Scarborough, N. M. Zimmerer, T. W. (1999). Effective Small Business Management:an
entrepreneurial Approach, 6. Ed. Prentice-Hall Inc.
Tekin, M. (2005). Hayallerin Gerçeğe Dönüşümü Girişimcilik, Yenilenmiş 4. Baskı,
Konya: Günay Ofset.
Tikici, M. vd. (2009). Girişimcilik ve Küçük İşletmeler, Ankara: Nobel Yayın.
Varoğlu, D. vd. (2016). Genel İşletmecilik Bilgileri, Ankara: Siyasal Kitabevi.
Yazıcı, K. (2001). İşletme Bilimine Giriş, Trabzon: Eser Ofset. www.kosgeb.gov.tr

134
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19
KÜÇÜK VE ORTA BÜYÜKLÜKTE
İŞLETMELER (KOBİ’LER)

• KOBİ’lerin Özellikleri
İÇİNDEKİLER

• KOBİ’lerin Güçlü ve Zayıf Yönleri


• KOBİ’lerin Güçlü Yönleri
• KOBİ’lerin Zayıf Yönleri GİRİŞİMCİLİK VE
• Büyük İşletmelerden KOBİ’lere KÜÇÜK İŞLETMELER
Yönelme
Prof. Dr. Orhan
KÜÇÜK

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


• KOBİ’lerin özelliklerini bilecek,
HEDEFLER

• KOBİ’lerin güçlü yönlerini


kavrayacak,KOBİ’lerin zayıf yönlerini
öğrenecek,
• Büyük işletmelerden niçin KOBİ’lere bir
yönelme gerçekleşmesi konusunda bilgi
sahibi olacaksınız.

ÜNİTE

© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
8
dağıtımı yapılamaz.
Kalifiye eleman
sağlayamama

Fon sağlayamama

KOBİ’lerin Zayıf Yönleri Mevzuat ve vergi sistemi

KOBİ’lerin Temel
Tedarik zinciri ilişkileri
Özellikleri

KOBİ’lerin Ekonomideki
Örgütlenme yetersizliiği
Yeri ve Önemi

Küçük sermaye ile yatırım


yapabilme

Piyasa koşullarına uyum


KOBİ’LER

KOBİ’lerin Güçlü Yönleri İstihdam yapısı ve yönetim

Müşteriyi tanıma ve
anlama

Üretim biçimi

Tüketici tercihinde
esneklik

Tüketici tercihinde
esneklik
KOBİ’lerin operasyonel
güçlü yanları
Teknolojide yetkinlik

Müşteri İşgören etkileşimi

136
Küçük ve Orta Büyüklükte İşletmeler (Kobi’ler)

GİRİŞ
Önceki bölümlerde işletmeler tanımlanmış, KOBİ’lerden ve KOBİ’lerin
özelliklerinden bahsedilmişti. Hatırlanacağı üzere KOBİ’ler, küçük ve esnek
yapılarıyla farklı pazarlarda faaliyet gösterebilen, ekonomiye dinamizm
kazandırma, canlılık getirme gibi temel bir özelliğe sahip olan küçük
işletmelerdir.
Piyasada varlığını sürdüren her piyasa aktörü gibi KOBİ’ler de birtakım
avantaj ve dezavantajlar yaşamakta, piyasanın gerekleri ile kendi potansiyellerini
uyumlu kılabildikleri ölçüde varlığını sürdürmektedir.
KOBİ’lerin temel özelliklerinden kaynaklanan ve kendilerini büyük
işletmeler karşısında öne çıkaran, esneklik ve çeviklik gibi birtakım üstünlükleri
vardır. Yani küçük işletmeler, büyük işletmelerin terk ettikleri ya da girmeyi
kendilerine kârsız gördükleri için uzak durdukları alanlara girerek değil ya da
küçük işletmelerin varlıklarını devam ettirebilmeleri için oluşturulmuş suni pazar
alanları sayesinde değil, kendi yapısal sorun çözme becerileri sonucunda
piyasada var olmaktadır. İmalatçı KOBİ’lerin yer aldığı üretim sektörü, katma
değer sağlama, istihdama, ihracat ve bölgesel kalkınma katkı sunma ile yeni
ürünlerin ortaya çıkarılması yönleriyle öne çıkmaktadır.
Bunun yanında yine küçük işletmelerin yapısal bazı sorunları, açmazları
veya temel yapıları gereği sahip oldukları birtakım zayıf yönleri de vardır.
Girişimciler, dezavantajlarını avantaja çevirebildikleri veya zayıf ve güçlü
yönlerini bilerek ona göre hareket ettikleri ölçüde başarılı olabilecekler,
işletmelerini geleceğe taşıyabileceklerdir. Piyasadaki rekabetin, küreselleşme
sürecinde önceki dönemlere göre çok daha şiddetli olduğu da hatırdan
çıkarılmamalıdır. Çünkü bu süreçte, birtakım küresel firmalar, uluslararası
organizasyonlar, yerel düzeyde faaliyet gösteren işletmelere rakip olabilmekte,
atılan finansal adımlar en küçük pazarlardaki işletmeleri bile derinden
etkileyebilmektedir.
Bu bölümde KOBİ’lerin güçlü ve zayıf yönleri başlıklar hâlinde
açıklanmakta, büyük işletmelerden KOBİ’lere yönelme ile ilgili temel bilgiler
anlatılmaktadır.

KOBİ’LERİN ÖZELLİKLERİ
Hatırlanacağı üzere; 10’a kadar personel istihdam eden işletmeler çok
küçük, 10‐50 arası küçük, 50‐250 arası orta ölçekli işletme, 250 ve üzeri personel
istihdam eden işletmeler ise büyük işletme olarak sınıflandırılmıştı. Böylece
KOBİ’ler 250’den az personel istihdam eden işletmelerdir.
KOBİ’lerin temel özelliği ekonomiye dinamizm kazandırmalarıdır. Küçük ve
hareketli yapıları, kolay kurulabilmeleri ve gelişmeleri yakından takip ederek
hızlıca bir ihtiyaca cevap verecek şekilde ortaya çıkmaları, beraberinde krizlere
karşı daha dirençli olmaları KOBİ’lerin dinamizmini ortaya koymaktadır.

137
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Küçük ve Orta Büyüklükte İşletmeler (Kobi’ler)

KOBİ’ler, göreli olarak küçük ölçekleri ile değişime kolay uyum


sağlayabilecek yapıya sahiptir. Bu esnek yapısıyla KOBİ’ler tüketici
beklentilerine daha çabuk karşılık vermektedir.
Küçük yapıları, değişime ve yeniliklere daha yatkın olmalarını sağlar. Bu
uyum yetenekleri teknik yeniliklerde daha fazla verimli olmalarına katkı yapar.
Ayrıca araştırma ve geliştirmeye yeterince kaynak ayırmaları durumunda,
çağdaş gelişmeleri takip etmeleri mümkün olabilecektir.
KOBİ’lerin en önemli özelliklerinden biri de yöneticilerin çalışanlarla daha
yakın ilişki kurma olanaklarının yüksekliğidir. Bu durum, çalışanların
motivasyonunu ve iş tatminini artırır. Dolayısıyla bu durum emek gücünde
verimlilik sağlamaktadır.
KOBİ’lerin bir başka özelliği olarak sınırlı sermayenin değerlendirilmesine
uygun yapılarıdır. Bu yapıları bireysel tasarrufların teşvik edilmesi ve
değerlendirilmesine imkân vermektedir.
Ülkemizde olduğu gibi gelişmiş Batı ülkeleri ile sanayi ve teknolojide öne
çıkan Uzak Doğu ülkelerinde de istihdama katkıları büyük olan KOBİ’ler aynı
zamanda, ara malı veya parça sağlayarak ya da fason iş yaparak büyük
firmaların tamamlayıcısı olmak gibi bir özelliği de bulunmaktadır.
Şu hâlde maddeler hâlinde sıralamak gerekirse KOBİ’lerin temel
özellikleri şu şekilde paylaşılabilir:
 Ekonomiye dinamizm kazandırma
 Esneklik
 Teknolojik yenilikler gerçekleştirme
 Sınırlı sermaye ile kurulabilme
 Büyük sanayinin tamamlayıcısı olma ve kuluçka işletme işlevi görme

KOBİ’LERİN GÜÇLÜ VE ZAYIF YÖNLERİ


KOBİ’ler sınırlı kariyer fırsatları sunmaları nedeniyle özellikle belli donanıma
sahip, hedefleri olan ve kariyer planlamasını uzun soluklu olarak yapmış olan
nitelikli iş gücünü istihdam etme konusunda da belli dezavantajlara sahiptir.
Beraberinde KOBİ’ler güçlü bir sermaye yapısına sahip olmama ve buna
bağlı olarak ihtiyaç duyduklarında finans desteği bulma konusunda zorluklar
yaşamaktadır.
KOBİ’ler bu zorluklarıyla beraber esnek yapıları, ekonomiye dinamizm
kazandırmaları, farklı pazarlara girebilmeleri ve yeni ürün geliştirme başarıları
nedeniyle büyük işletmeler arasında ayakta kalma becerisine sahiptir.
Bakıldığında KOBİ’ler; küçük olmanın birtakım üstünlüklerini yaşamakla
birlikte, yine küçük olmanın bazı dezavantajlarına da sahiptir ve bu iki durumu
bilerek, kabul ederek varlığını sürdürmek, geleceğini planlamak, pazar hedeflerini
belirlemek durumundadır.
Burada KOBİ’lerin öncelikle güçlü yönleri, ardından büyük işletmelere göre

138
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Küçük ve Orta Büyüklükte İşletmeler (Kobi’ler)

zayıf kalan özellikleri paylaşılmıştır.

Kobi’lerin Güçlü Yönleri


Özellikle 1960'lı yıllardan sonra KOBİ'lerin üretimde ve diğer faaliyetlerde
büyüklere göre daha esnek davranabildikleri, krizler karşısında daha dayanıklı
oldukları görülmüş ve bunlara daha çok önem verilmeye başlanmıştır.
Dünya ekonomisindeki son gelişmeler ise pek çok büyük firmanın ölçek
ekonomilerinden vazgeçerek, çalışanların daha kolay motive edilerek
verimliliğin arttığı ve tüketici tercihlerinin daha kolay ve gerçekçi olarak tespit
edildiği küçük işletmeleri kendi bünyelerinde oluşturdukları görülmektedir.
Ekonomik sistemin vazgeçilmez ögeleri olan KOBİ’ler, yapısal birtakım
özellikleri nedeniyle mevcut pozisyonlarını sürdürebilmektedir. Bu özellikleri,
kendilerine rekabet avantajı sağlayan güçlü yönleridir. Yoksa piyasadaki rekabet
koşulları hemen silinip gitmeyle sonuçlanacak kadar şiddetlidir.
KOBİ’ler, kendilerine
rekabet avantajı KOBİ’lerin güçlü yönlerinden önemli birkaçı aşağıda sıralanmış, akabinde
sağlayan yapısal bunlar belli ölçüde açıklanmıştır.
birtakım özellikleri yani
 Küçük sermaye ile yatırım yapabilme
güçlü yönleri nedeniyle
mevcut pozisyonlarını  Piyasa koşullarına uyum sağlama yetenekleri
sürdürebilmektedir.  İstihdam yapısı ve yönetim
 Müşteri ve İşletme Personeliyle Yakın İlişki İçinde Olma ve
 Üretim biçimi
Küçük sermaye ile yatırım yapabilme
Bir küçük işletmenin kurulması, büyük işletmelere göre göreceli olarak
oldukça düşük maliyet gerektirir. KOBİ’lerde ilave istihdam sağlamak, üretimi
gerçekleştirmek veya yeni bir buluşu gerçekleştirmek için gereken ek sermaye
tutarı da büyük işletmelere göre çok azdır. Yapılan araştırmalar, “bu
işletmelerde bir kişi istihdam etmek için gerekli yatırım harcamasının büyük
işletmelere oranla %30 daha az” olduğunu ortaya koymaktadır.
Bu düşük yatırım tutarları, iş değişikliklerinde veya yeni teknolojiye uyum
sağlamada da KOBİ’lerin bir avantajı olarak karşımıza çıkmaktadır.

Piyasa koşullarına uyum sağlama yetenekleri


Küçük işletmeler tüketicilerle her düzeyde daha yakın çalıştıklarından
tüketicilerin tercihlerini, sorunlarını hemen değerlendirip gerekli değişiklikleri
yapabilmektedir. Bu esnek yapıları KOBİ’leri yeniliklere daha yatkın hâle
getirmektedir. Nitekim teknik yenilikler KOBİ’ler tarafından büyük işletmelere
göre daha az bir finansmanla gerçekleştirilmektedir.
KOBİ’ler finansman veya daha başka nedenlerle gerçekleştiremeyecekleri
teknik buluş ve düşünceleri büyük işletmelerle paylaşabilmektedir. Ayrıca küçük
işletmeler, büyük işletmelere oranla, fiziki olsun parasal olsun daha az sermayeye
sahip oldukları için, yapı itibarıyla daha kolay değişebilmektedir. Bu özellikleri
sayesinde değişken şartlara daha kolay uyum sağlayabilmektedirler.

139
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Küçük ve Orta Büyüklükte İşletmeler (Kobi’ler)

İstihdam yapısı ve yönetim


Küçük işletmelerle büyük işletmelerin istihdam yapıları da farklılık
göstermektedir. İstihdam sorunları karşısında küçük işletmeler, büyük
işletmelere göre daha dirençlidir. Yani büyük işletmeler, personeli işten çıkarma
veya zorunlu izin gibi istihdam problemlerini en aza indirme araçlarına küçük
işletmelere kıyasla iki kat daha fazla başvurmaktadır. 1973‐1974 petrol şoku
sonrası sanayide ücret kaybı en çok büyük işletmelerde ortaya çıkarken (%10),
küçük işletmelerde bu oran %5 civarında olmuştur.
Küçük işletmelerin işletmecilik fonksiyonları çoğunlukla kesin sınırlarla
belirlenmemiş, departmanlar tam olarak ayrıştırılmamıştır. Çoğunlukla birkaç
bölümün faaliyetleri, daha ziyade genç ve kalifiye düzeyi düşük personel
tarafından ortak yürütülmektedir. Oysa büyük işletmelerde, çoğunlukla uzman
personel istihdam edilmektedirler. Bu durumun da etkisiyle ve finansal yapıları
daha güçlü olduğundan büyük işletmelerde ücret düzeyleri daha yüksektir.
Kalifiye iş gücü açısından bakıldığında büyük işletmeler avantajlı olmakla
birlikte, aynı kalifiye düzeyindeki personel bile, KOBİ’lerde büyük işletmelere
göre daha düşük ücretle çalışmaktadır.
Yönetim sistemlerinin basitliği ve belli ölçüde amatör ruhun esas olması
sayesinde KOBİ’lerde kararlar daha hızlı ve etkili alınabilir. Bu durum işletmenin
yönetimini kolaylaştırmaktadır.

Büyük işletmeler Müşteriyi tanıma ve anlama


personeli işten çıkarma KOBİ’ler, tüketicilere her düzeyde daha yakın çalıştıklarından tüketicilerin
veya zorunlu izin gibi tercihlerini, sorunlarını hemen değerlendirip gerekli değişiklikleri
istihdam problemlerini
yapabilmektedirler. Müşterilerle olan bu yakın ilişki, işletmenin muhtemel
en aza indirme
araçlarına küçük sıkıntılı durumlarında müşterileri işletmeye karşı daha ılımlı olmaya teşvik eder.
işletmelere kıyasla iki Normal zamanlarda ise bu alıcılar, işletmenin devamlı müşterileridirler.
kat daha fazla Müşteriyi tanıma ve anlama müşterilerle yakın ilişki kurabillme,
başvurmaktadır.
gözlemleyebilme, özellikle yerelde tam olarak kanaatlerini bilebilme ve bunun
sonucunda beklentileri doğru okuyabilme yararı sağlayacaktır. Bu durum
müşterilerin de KOBİ’ye karşı pozitif tutum içerisinde olmalarına katkı
sağlayacaktır.

Üretim biçimi
Emek‐yoğun ve beceri isteyen mallar üretmeleri nedeniyle küçük
işletmeler, büyük işletmelerin rekabetinden fazla etkilenmez. Çünkü büyük
işletmelerin seri üretim ve ölçek büyüklüğü avantajları, özel nitelikli ve büyük
miktarlarda olmayan siparişler için geçerli değildir.
Yine küçük işletmeler, genellikle önceden belli müşteriler için sipariş
usulü üretimde bulundukları için, ürettikleri mal ve hizmetlerin satılmaması ve
elde kalması gibi bir risk de söz konusu değildir. Sipariş veya parti usulü dışında
üretim yapanların da üretim kapasiteleri ve dolayısıyla üretim miktarları göreli
olarak düşük olacağından, ürünle ilgili riskler büyük işletmelere göre oldukça

140
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Küçük ve Orta Büyüklükte İşletmeler (Kobi’ler)

azdır.

Kobi’lerin diğer güçlü yanları/operasyonel üstünlükleri


KOBİ’lerin özellikle büyük işletmeler karşısında kendilerini güçlü kılan,
operasyonel veya süreçlere yönelik güçlü yanlarını da ayrıca ifade etmek
mümkündür.
KOBİ’lerin operasyonel anlamda güçlü yanları veya operasyonel
üstünlükleri şu şekilde sıralanabilir:

 Tüketici Tercihlerine Daha Esnek Bir Yaklaşım


 Yeniliklere Daha Yatkın Olunması
 Teknik Yeniliklerde Daha Fazla Verimlilik
 Çalışanlar ve Müşterilerle Etkileşim
Görüleceği üzere KOBİ’lerin bu özellikleri, daha çok büyük işletmelerle
kıyaslandığında göreli güçlü yanlarını ifade etmekte olup aşağıda belli ölçüde
açıklanmıştır. Bu güçlü yanlar incelendiğinde, KOBİ’lerin büyük işletmelere göre
operasyonel üstünlükleri daha çok değişiklikleri erken öğrenme ve uyum sağlama
anlamında esneklik boyutunda gizli olduğu görülecektir.

Tüketici tercihlerine daha esnek bir yaklaşım


Tüketici ya da müşteriye daha yakın olma ve daha yoğun biçimde
müşteriye yönelik çalışan KOBİ’ler, tercihleri hemen algılayıp üretim sürecinde
gerekli değişiklikleri hızla karşılayabilmektedir.

KOBİ’lerin büyük KOBİ’lerin çevresel değişikliklere olan tepki ve esneklik dereceleri büyük
işletmelere göre ölçekli firmalara göre daha yüksektir.
operasyonel
Yeniliklere daha yatkın olunması
üstünlükleri daha çok
değişiklikleri erken Büyük ölçekli firmalara göre KOBİ’ler her düzeyde çalışanlar, tepe
öğrenme ve uyum yönetimine yakın olmaları, onların tepe yönetimin sorunlarını daha kolay
sağlama anlamında anlamalarını ve buna bağlı olarak hemen pazarlanabilir, teknik yeniliklerde
esneklik boyutunda bulunabilmelerine yol açar.
gizlidir.
Teknik yeniliklerde daha fazla verimlilik
KOBİ’ler, aynı mali harcama ile büyük işletmelere oranla daha fazla
teknik yeniliklerde bulunabilir. Her bakımdan büyük ölçekli işletmelerin
tamamlayıcısı ve yardımcısı olabilen KOBİ’ler, teknik alandaki düşünce ve
uygulamaları ilk defa ortaya koyarak, bunları daha da geliştirmek ve işlemek
üzere büyük ölçekli işletmelere sunabilmektedir.

Çalışanlar ve müşterilerle etkileşim


Büyük ölçekli işletmelere oranla, küçük ve orta ölçekli işletmelerin sahip
ve/veya yöneticileri, iş yerinde sistematik bir işveren‐işgören ayırımı
yapmadan, çalışanıyla yakın ilişki içinde bulunmakta, çift yönlü iletişim
sağlanmaktadır.
İşletme personeliyle ilişkilerin yakın ve sıcak olması, işletme

141
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Küçük ve Orta Büyüklükte İşletmeler (Kobi’ler)

personelinin işletmeye sahiplik anlayışıyla yaklaşmalarına neden olur. Bu iyi


ilişkilerin avantajları, personelin kendi işi dışında bazı ek işler yapmalarını da
sağlar. Bu fırsatlar belli düzeylerdeki çalışanlar için avantaj teşkil
edebilmektedir.
İşgörenlerle kurulan yakın ilişki sonucunda iş yerinde aile duygusu ve
birbirine karşılıklı güven gelişmekte, kararların genelde birlikte alınıp ortak
KOBİ’ler, aynı mali
harcama ile büyük hareket edilmesi ve işgörenlere belli karar alma esneklikleri konusunda alan
işletmelere oranla daha açılması KOBİ çalışanlarının daha iyi motive olmalarını ve iş yeri ile
fazla teknik yeniliklerde özdeşleşmelerini sağlayabilmektedir. İlişkilerdeki söz konusu yakınlık, kalite ve
bulunabilir. verimliliği de yükseltmektedir.
Müşteri ilişkileri ise müşteriyi kısa sürede anlama, değişen talep ve
beklentilerini hızlıca öğrenme ve bunlara derhal uyum sağlamayı beraberinde
getirmektedir. Bu uyum durumu, ürün karması ile ilgili oılabileceği gibi reyon
düzenlemesi veya personelin müşteriye yaklaşımı ile de ilgili olabilmektedir.

•Küçük olsun büyük olsun bütün piyasa aktörlerinin ekonomiye


küçümsenemeyecek katkıları vardır. Küçük işletmeler ölçekleri
itibarıyla bireysel anlamda istihdama ve üretime sınırlı katkı
Örnek

sağladığından, önemi yeterince iyi değerlendirilememiştir. Oysa bu


işletmeler sayıca oldukça fazla olduklarından, büyük bir yapının
küçük alt birimleri olarak değerlendirildiklerinde, ekonomi için,
sosyal hayat için ne denli önemli oldukları, göstergeler açısından ne
kadar önemli yer tuttukları görülecektir.
•Aslında KOBİ'ler faaliyet gösterdikleri yerel pazar dikkate
alındığında, bireysel firma olarak da yerel ekonomiye hatırı sayılır
katkılar sağlamaktadır.
•Bugün Anadolu'da bir yerel küçük işletme, yerel dinamiklerle,
beraberinde bölgeye sosyo ekonomik katkı sağlama misyonuyla
yola çıktığında sadece üç kişinin çalıştığı bir iktisadi yapı iken bugün
400 kişinin çalıştığı bir istihdam büyüklüğüne kavuşmuştur. İstihdam
edilen personel sayısı Türkiye ekonomisi içerisinde çok önemli bir
yer teşkil etmiyor gibi görünebilir. Fakat bu rakam o küçük
işletmeyi, faaliyet gösterdiği bölgede kendi alanında birinci, tüm
işletmeler içinde istihdam sıralamasında da 3. sıraya yerleştirmiştir.
Göreli olarak ve kendi pazarı açısından bakıldığında bu rakam, küçük
işletmelerin sosyal ve ekonomik hayata katkıları bakımından önemli
bir göstergedir.

Kobi’lerin Zayıf Yönleri


KOBİ’lerin yukarıda sıralanan kuvvetli yönlerine karşılık, bu işletmelerin
kendi bünyelerinden kaynaklanan yapısal nitelikte zayıf yönleri de
bulunmaktadır.

142
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Küçük ve Orta Büyüklükte İşletmeler (Kobi’ler)

Ölçek ekonomilerine sahip olmamalarının yanı sıra küçük işletmelerin


zayıf oldukları alanlar incelenirken öncelikle yatırım alanlarının seçiminde çok
az ya da yetersiz analiz yapılması ifade edilmektedir.
Yatırımcılar, maksimum kâr fırsatları hakkında herhangi bir araştırma
yapmadan girişin kolay olduğu alanları tercih etmektedirler. Söz konusu
alanlarda ise kârlılık genellikle düşük ve elde edilen kârlar başka alanlara
yatırım yapmak için yetersiz olduğundan küçük işletmeler büyüyemezler. Bu
yüzden bu firmalar, düşük sermaye/ekonomik olmayan küçük ölçek tuzağında
kalırlar.
Bunun yanında yetersiz sermaye yapısı KOBİ’lerin bir diğer zayıf yönüdür.
Sermayenin az olması girişimcilerin kira ve diğer giderleri düşük olan yerlerde
işletme açmaya itmektedir. Bu nedenle küçük işletmeler, büyüme fırsatı
bulmakta güçlük çekmektedir.
KOBİ’ler, düşük
sermaye/ekonomik KOBİ'lerin önemli zayıf yönlerinden biri aslında yönetim yetersizliğidir.
olmayan küçük ölçek Genellikle iki tür yönetim yeteneğinden söz edilmektedir. Bunlar;
tuzağına dikkat
 İşletme kurmak için gerekli yönetim yeteneği ve
etmelidir.
 İşletmeyi idare etmek için gerekli yönetim yeteneğidir.
Bu iki farklı yönetim yeteneğinin aynı anda aynı kişide olmasına çok nadir
olarak rastlanmaktadır. Dünyada bazı ülkelerde yapılan araştırmalar, küçük
işletmelerin başarısızlık oranlarının büyük işletmelere göre daha fazla olduğunu
ortaya koymuştur. Aynı araştırma sonuçlarına göre, başarısızlıkta en önemli
neden finansal sorunlardan kaynaklanmaktadır.
Öte yandan yine yapılan araştırmalar, küçük işletmelerin kuruluştan
itibaren ilk 5 yılda %57'sinin başarısız olduğunu ortaya koymuştur. Bu nedenle,
küçük girişimci için ilk 5 yıl oldukça önemlidir.
KOBİ’lerin başlıca zayıf yönleri beş başlıkta ele alınabilir:

 Kalifiye eleman sağlayamama


 Gerekli fonları sağlayamama
 Mevzuat ve vergi sistemi
 Tedarik zinciri ilişkileri
 Örgütlenme yetersizliği
Zayıf yönleri burada ayrı başlıklar hâlinde detaylı olarak paylaşılacak olan
KOBİ’lerin zayıf yönleri incelendiğinde daha çok sermaye yapısı ve bunun
sonucu olan küçüklük durumuna bağlı durumlar olduğu görülecektir.

Kalifiye eleman sağlayamama


Piyasaya ilk girişte işletme oldukça basit bir yapıya sahip olduğundan,
girişimci işletme fonksiyonlarını yerine getirmede önemli bir güçlükle
karşılaşmaz. Zamanla işletme yapı itibarıyla oturmaya başladıkça, örgüt yapısı
karmaşıklaşır, iş yükü artar ve işletme fonksiyonlarını yerine getirecek kalifiye
elemanlara ihtiyaç duyulur. Çünkü işletme faaliyetleri, girişimcinin tek başına iyi

143
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Küçük ve Orta Büyüklükte İşletmeler (Kobi’ler)

bir şekilde yönlendiremeyeceği kadar kompleks bir hâl alır. Bu noktada girişimci
uzman kişileri işletmesinde bulundurmaya istekli olabilir. Ancak çoğu kez küçük
işletmelerin kazanç düzeyi uzman kişilerin istihdamını ekonomik kılmaz.
Büyük işletmelerde çalışmanın sağladığı güven ve prestij nedeniyle,
yetenekli ve kalifiye elemanlar çoğunlukla büyük işletmelerde çalışmayı tercih
ederler. Öte yandan yönetim kademelerinde hızla yükselme imkânı da küçük
işletmelerde sınırlı olduğundan, kalifiye elemanlar bu tür işletmelerde çalışmayı
Genellikle sınırlı bir öz pek tercih etmezler.
sermaye ile iş hayatına
atılan küçük işletme Gerekli fonları sağlayamama
girişimcilerin
Küçük işletme girişimcileri, genellikle sınırlı bir öz sermaye ile iş hayatına
kaynakları, çoğu
durumda kuruluş için atılırlar. Çoğu durumda bu sermaye kuruluş için gerekli olan sabit değerlerin
gerekli olan sabit akımı ve çalışma sermayesi için yeterli olmaz. Bu yüzden bu işletmeler genelde
değerlerin akımı ve optimum ölçeğin dışında, biraz da durumsallık yaklaşımı koşullarında
çalışma sermayesi için kurulmaktadır. Dolayısıyla küçük işletmeler optimum büyüklüğün sağladığı
yeterli olmaz. ölçek avantajlarından mahrum kalmaktadır.
KOBİ’ler çalışma sermayesinin yetersiz olması nedeniyle de sürekli
sermaye sıkıntısı çeker ve bu nedenle, zaman zaman üretimlerine ara vermek
zorunda kalabilir. Bankaların veya diğer finans kuruluşlarının küçük işletmelere
destek sağlamaya isteksiz oluşları işi iyice çıkmaza sokar.
KOBİ'lere sağlanan kredilerde genellikle kredi faizlerinin yüksek ve
vadenin kısa oluşu ya da kredi miktarının en az iki katını bulan ipotek
istenilmesi, kredinin projeye göre değil ipoteğe göre verilmesi, önemli bir
handikaptır. Zaten ipotek gösterebilecek gayrimenkulü olan girişimciler genelde
gayrimenkullerini satarak sermaye olarak kullanmaktadırlar.
Bazen de küçük işletmelere verdikleri kredileri riskli kabul eden finans
kuruluşları, kredi verdikleri işletmeyi yakın bir denetim altına tutmayı arzu eder.
Bunun bazen kredi için ön şart olarak öne sürülmesi işletmenin pazarlama, satın
alma, kredili satış vb. politikalarını etkileyebilir.

Mevzuat ve vergi sistemi


Vergi Kanunları, SGK Kanunu, Belediye Kanunu ve benzeri kanunlarda,
KOBİ'lere kimi ayrıcalıklar tanınmakla birlikte, genelde büyük‐küçük tüm
işletmelerin çalışmaları düzenlenmiştir. Burada asıl sorun mevzuata uymaktan
çok, mevzuatı yerine getirmenin gerek para gerek zaman açısından küçük
işletmelere getirdiği yüktür.
Ülkemizde küçük veya orta ölçekli işletme kurmayı düşünen bir girişimci,
yapmayı planladığı işin niteliğine göre yaklaşık altmış ayrı kamu kuruluşuna
başvurmak ve istenilen belgeleri düzenlemek zorundadır. Küçük veya orta
ölçekli bir işletmenin kurulabilmesi için (kuruluş yerinin girişimci tarafından
seçilip iş yerinin inşa edilmesi durumunda) başlangıçtan işletmenin açılışına
kadar geçen sürede mevzuat gereği yapılması gereken işlem sayısı
(girişimciden istenen belge sayısı) 141 adettir. Bu rakamın hangi tür
işletmelerin kuruluşu için gerekli olduğu ilgili kaynakta verilmemiştir. Fakat bu

144
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Küçük ve Orta Büyüklükte İşletmeler (Kobi’ler)

yüksek rakam, mevzuat açısından bir gösterge teşkil edecektir.


Aynı bürokrasi, vergi sistemi için de geçerlidir. Ülkenin her yöresindeki
küçük işletmelerin aynı oranda vergi ödemeleri ya da ödenen vergiler
arasındaki farkın çok az olması gibi nakdi olumsuzluklar, daha çok önem arz
eder. Öte yandan kazanç üzerinden alınan vergilerde birçok vergi istisnası ve
vergi muafiyeti bulunmaktadır.
Bilindiği üzere istisna, faaliyet konusunun vergi dışı tutulması, muafiyet
ise kişilerin vergi dışı tutulmasıdır.
Vergi istisnalarından vergi uzmanları istihdam eden büyük işletmeler
daha çok yararlanmakta, küçük işletmeler ya hiç yararlanamamakta ya da çok
düşük seviyede yararlanabilmektedir. Maliyet üzerinden alınan vergilerde ise
önemli olan, ücret üzerinden alınan vergi ve fonlardır. İşletmeler küçüldükçe, iş
gücü daha yoğun olarak kullanıldığı için, ücret üzerinden tahsil edilen vergi
yükü de artmaktadır.
Bu uygulamalara, girişimcinin katlanacağı masraflar da eklendiğinde,
özellikle küçük yatırımlar için girişimde bulunma istekliliği önemli ölçüde
azalmaktadır.

Vergi istisnalarından Tedarik zinciri ilişkileri


vergi uzmanları Girişimciler işletmelerini büyütmek için, ürün kapasite boyutunda
istihdam edebilen büyüme, üretim genişliği boyutunda büyüme (yatay büyüme), üretim derinliği
büyük işletmeler daha
boyutunda büyüme (dikey büyüme) gibi büyüme modellerinden birini tercih
çok yararlanmakta,
küçük işletmeler ya hiç ederler. Büyük işletmelerin en çok tercih ettikleri büyüme modellerinden biri
yararlanamamakta ya de, şüphesiz üretim derinliği boyutundaki büyümedir. Üretim derinliği, her
da çok düşük seviyede ürün çeşidine ilişkin en basit ham madde durumundan, tüketime hazır ürün
yararlanabilmektedir. durumuna gelinceye kadar geçen aşamadır.
Büyük işletmeler, faktör piyasasından satın aldıkları üretim faktörlerini
büyük işletmelere satan veya büyük işletmelerce üretilen mal ve hizmetleri
pazarlayan küçük işletmeler yerine, kendilerine bağımlı işletmeler ikame ederek
(geriye ve ileriye doğru dikey büyüme) küçük işletmeleri atıl hâle getirmektedir.
Bu durum, bağımsız KOBİ'lerin rekabet gücünü de olumsuz yönde
etkilemektedir.

Örgütlenme yetersizliği
Büyük işletmeler, dış çevre ile aktif uyum içerisinde ilişkilerini sürdürebilmek,
çevre koşullarını kendilerine belli ölçüde uyarlayabilmek için çeşitli birlikler
oluşturmuşlardır. Bu birliklerin ülkemiz şartlarında en önemlileri olarak Türkiye
Sanayi ve İşadamları Derneği’ (TÜSİAD) ve Müstakil Sanayici İşadamları Derneği
(MÜSİAD) ifade edilebilir. Oysa KOBİ’lerin bu ölçüde güçlü bir “Birlik”leri yoktur.
Bu durum KOBİ’lerin seslerini yeterince güçlü duyuramamasına neden olmaktadır.
KOBİ’ler yukarıda ifaade edilen sivil toplum örgütleri ve benzeri
organizasyonlar içerisinde ne kadar var olabilirlerse bu zayıf yönlerini, büyüğün
bir parçası olarak güçlüye dönüştürebilecektir.

145
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Küçük ve Orta Büyüklükte İşletmeler (Kobi’ler)

KOBİ’ler, birlikten yoksun olma yanında oldukça güçlü bir İşçi Sendikası
yapılanması ile karşı karşıyadır. Sendikalar, üyelerinin çokluğu nedeniyle
isteklerini kabul ettirmekte, ülkemizdeki işletmelerin %99’unu teşkil eden
KOBİ’ler, kendileri için avantajlı olacak bir düzenleme geçirememektedir.
Sunulan desteklerden yararlanabilmek için taşınması gereken şartları
KOBİ’lerin çoğunluğu yapısal olarak taşıyamamaktadır. Oysa büyük işletmeler
bu konuda avantajlı olabilmektedir.
Bunun yanında büyük işletmeler işçi sendikalarının istekleri sonucu
katlanacakları birtakım maliyetler ortaya çıktığında bunu başka getiriler ile
finanse edebilmektedir. KOBİ’ler böyle bir tolere etme mekanizmasına sahip
olamamaktadır.

BÜYÜK İŞLETMELERDEN KOBİ’LERE YÖNELME


Dünya ekonomisinde son gelişmeler, pekçok büyük firmanın üretimde
"ölçek ekonomileri"ne ulaşmaktan vazgeçerek büyüklük içinde küçük işletmeler
oluşturmaya çalıştığını göstermektedir. "Down Sizing" de denilen bu anlayışa
Büyük işletmeler, göre büyük işletmeler, piyasada gördükleri fırsatları doğrudan kendileri değil,
piyasada gördükleri
kurdukları küçük işletmeler vasıtasıyla değerlendirerek toplam riski azaltmaya
fırsatları doğrudan
kendileri değil, çalışmaktadır. Böyle bir örgütlenme ile çalışanların motive edilerek verimliliğin
kurdukları küçük arttırılması ve tüketici tercihlerinin daha gerçekçi ve kısa süre içerisinde
işletmeler vasıtasıyla yakalanabilmesi amaçlanmaktadır.
değerlendirerek toplam
Yeni mantaliteye göre, bol miktarda ve çeşitte, gerektiği zamanda düşük
riski azaltmaya
çalışmaktadır. maliyette mal üretebilmek için;

 Çok büyük sermaye birikimine,


 Çok büyük fiziki yatırımlara,
 Çok uzun bir zamana ve
 Çok büyük bir istihdama
ihtiyaç duyulmamaktadır. Çünkü KOBİ' ler zaten kendi işletmeleri için gerekli
yatırımı yapmış, sermayesini koymuş, zamanını ve gücünü bu işe kanalize etmiştir.
İşletme büyüklüğünün yenilik yapmada her zaman için bir üstünlük
sağlamadığı ve küçük işletmelerin yaptıkları her harcama birimi karşılığında daha
fazla sonuç elde ettikleri görüşü yaygın olarak ileri sürülmektedir. Büyük
İşletme büyüklüğünün işletmelerin genellikle, belirli bir ürünü geliştirmek için küçük bir işletmeden üç
yenilik yapmada her ile on kat daha fazla harcama yaptıkları bu düşünceye göre ifade edilmektedir.
zaman için bir üstünlük KOBİ'lerin belirli bir yeniliği daha düşük maliyetlerle gerçekleştirebilmesinin 4
sağlamadığı görüşü
ana nedeni bulunmaktadır.
yaygın olarak ileri
sürülmektedir.  Teknik elemanların nitelikleri,
 Maliyet yapısı,
 Basitleştirme ve
 Hızlı etkileşim
Dünya bankasının bir raporuna göre, küçük işletmelerde bir kişi istihdam

146
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Küçük ve Orta Büyüklükte İşletmeler (Kobi’ler)

etmek için büyük işletmelere göre 1/3 kadar daha az sermaye yatırımı
gerekmektedir. Sermayenin kıt olduğu Türkiye açısından söz konusu durum,
küçük işletmelerin önemini artıran bir başka faktördür. Tüm bu gelişmeler,
KOBİ’leri iş piyasasında güçlü kılmış, hatta bazı alanlarda özellikle büyük
işletmelerin KOBİ’lere yönelmesine neden olmuştur.

•KOBİ’lerin güçlü yönlerini farklı sektörler açısından, büyük


Bireysel Etkinlik
işletmelerle karşılaştırarak değerlendiriniz. Bunlar esnetilemez
ve değiştirilemez nitelikte midir? Tartışınız.
•KOBİ’lerin zayıf yönlerini tolere edebilecek veya gücünü
zayıflığından alabileceği tedbirler neler olabilir? Tartışınız?
KOBİ’ler büyümek zorunda mıdır? Bazı küçük işletmeler
kuruldukları ölçekte kalmalı mıdır? Tartışınız.

147
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Küçük ve Orta Büyüklükte İşletmeler (Kobi’ler)

•KOBİ’ler, göreli olarak küçük ölçekleri ile değişime kolay uyum sağlayabilecek
yapıya sahiptir. Esnek yapısıyla tüketici beklentilerine daha çabuk karşılık
vermektedir.
•Küçük yapıları, değişime ve yeniliklere daha yatkın olmalarını sağlar. Bu
uyum yetenekleri teknik yeniliklerde daha fazla verimli olmalarına katkı
Özet
yapar. Ayrıca araştırma ve geliştirmeye yeterince kaynak ayırmaları
durumunda, çağdaş gelişmeleri takip etmeleri mümkün olabilecektir.
•Ekonomik sistemin vazgeçilmez ögeleri olan KOBİ’ler, yapısal birtakım
özellikleri nedeniyle mevcut pozisyonlarını sürdürebilmektedir. Bu özellikleri,
kendilerine rekabet avantajı sağlayan güçlü yönleridir. Yoksa piyasadaki
rekabet koşulları hemen silinip gitmeyle sonuçlanacak kadar şiddetlidir.
•KOBİ’lerin güçlü yönlerinden önemli birkaçı aşağıda sıralanmıştır:
•Küçük sermaye ile yatırım yapabilme
•Piyasa koşullarına uyum sağlama yetenekleri
•İstihdam yapısı ve yönetim
•Müşteri ve İşletme Personeliyle Yakın İlişki İçinde Olma ve
•Üretim biçimi
•KOBİ’lerin özellikle büyük işletmeler karşısında kendilerini güçlü kılan,
operasyonel veya süreçlere yönelik güçlü yanlarını da ayrıca ifade etmek
mümkündür.
•KOBİ’lerin operasyonel anlamda güçlü yanları veya operasyonel üstünlükleri
şu şekilde sıralanabilir:
•Tüketici Tercihlerine Daha Esnek Bir Yaklaşım
•Yeniliklere Daha Yatkın Olunması
•Teknik Yeniliklerde Daha Fazla Verimlilik
•Çalışanlar ve Müşterilerle Etkileşim
•KOBİ’lerin yukarıda sıralanan kuvvetli yönlerine karşılık, bu işletmelerin
kendi bünyelerinden kaynaklanan yapısal nitelikte zayıf yönleri de
bulunmaktadır.
•Ölçek ekonomilerine sahip olmamalarının yanı sıra küçük işletmelerin zayıf
oldukları alanlar incelenirken öncelikle yatırım alanlarının seçiminde çok az
ya da yetersiz analiz yapılması ifade edilmektedir.

148
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Küçük ve Orta Büyüklükte İşletmeler (Kobi’ler)

•Yapılan araştırmalar, küçük işletmelerin kuruluştan itibaren ilk 5 yılda


%57'sinin başarısız olduğunu ortaya koymuştur. Bu nedenle, küçük girişimci
için ilk 5 yıl oldukça önemlidir.
•KOBİ’lerin başlıca zayıf yönleri beş başlıkta ele alınabilir:
•Kalifiye eleman sağlayamama
Özet
•Gerekli fonları sağlayamama
•Mevzuat ve vergi sistemi
•Tedarik zinciri ilişkileri
•Örgütlenme yetersizliği
•KOBİ’ler, birlikten yoksun olma yanında oldukça güçlü bir İşçi Sendikası
yapılanması ile karşı karşıyadır. Sendikalar, üyelerinin çokluğu nedeniyle
isteklerini kabul ettirmekte, ülkemizdeki işletmelerin %99’unu teşkil eden
KOBİ’ler, kendileri için avantajlı olacak bir düzenleme geçirememektedir.
•Sunulan desteklerden yararlanabilmek için taşınması gereken şartları
KOBİ’lerin çoğunluğu yapısal olarak taşıyamamaktadır. Oysa büyük işletmeler
bu konuda avantajlı olabilmektedir.
•Dünya ekonomisinde son gelişmeler, pekçok büyük firmanın üretimde "ölçek
ekonomileri"ne ulaşmaktan vazgeçerek büyüklük içinde küçük işletmeler
oluşturmaya çalıştığını göstermektedir. "Down Sizing" de denilen bu anlayışa
göre büyük işletmeler, piyasada gördükleri fırsatları doğrudan kendileri değil,
kurdukları küçük işletmeler vasıtasıyla değerlendirerek toplam riski
azaltmaya çalışmaktadır. Böyle bir örgütlenme ile çalışanların motive
edilerek verimliliğin arttırılması ve tüketici tercihlerinin daha gerçekçi ve kısa
süre içerisinde yakalanabilmesi amaçlanmaktadır.
•İşletme büyüklüğünün yenilik yapmada her zaman için bir üstünlük
sağlamadığı ve küçük işletmelerin yaptıkları her harcama birimi karşılığında
daha fazla sonuç elde ettikleri görüşü yaygın olarak ileri sürülmektedir.
Büyük işletmelerin genellikle, belirli bir ürünü geliştirmek için küçük bir
işletmeden üç ile on kat daha fazla harcama yaptıkları bu düşünceye göre
ifade edilmektedir.
•KOBİ'lerin belirli bir yeniliği daha düşük maliyetlerle gerçekleştirebilmesinin
4 ana nedeni bulunmaktadır.
•Teknik elemanların nitelikleri,
•Maliyet yapısı,
•Basitleştirme ve
•Hızlı etkileşim

149
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Küçük ve Orta Büyüklükte İşletmeler (Kobi’ler)

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. İki yüz elli kişiden az yıllık çalışan istihdam eden işletmelere ne ad verilir?
a) Büyük İşletme
b) Küçük İşletme
c) Mikro İşletme
d) Küçük ve Orta Büyüklükte İşletmeler (KOBİ’ler)
e) Orta Boy İşletme

2. Aşağıdakilerden hangisi KOBİ’lerin temel özellikleri arasında yer alır?


a) Dinamizm
b) Hızlı büyüme
c) Kaliteli üretim yapma
d) Yan sanayi olma
e) Meydan okuyucu

3. Değişen talebi karşılama becerisi KOBİ’lerin hangi özelliği ile açıklanabilir?


a) Yenilik
b) Esneklik
c) Dinamizm
d) Kuluçka işletme
e) Müşteri ile etkileşim

4. Üretim yapısı, müşteri ilişkileri, yeniliklere ayak uydurma vb. KOBİ’lerin neyini
göstermektedir?
a) Özelliklerini
b) Üstün yanlarını
c) Fırsatlarını
d) Tehditlerini
e) Zayıf yanlarını

5. Esneklik, yenilik ve etkileşim KOBİ’lerin hangi yönünü ortaya koyar?


a) Güçlü yanlarını
b) Üstün yönlerini
c) Fırsatlarını
d) Operasyonel üstünlüklerini
e) Dinamizm yönünü

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16

150
Küçük ve Orta Büyüklükte İşletmeler (Kobi’ler)

6. Aşağıdakilerden hangisi KOBİ’lerin operasyonel üstünleri arasında sayılmaz?


a) Değişikliklere uyum
b) Teknolojik yenilik
c) Müşteri etkileşimi
d) Esneklik
e) Süreç uyumu

7. Küçük işletmelerde kaç personel istihdam edilmektedir?


a) 10’a kadar
b) 10‐30
c) 10‐50
d) 50‐90
e) 50‐250

8. Üretim işletmelerinin bir araya gelerek oluşturdukları sektöre ne ad verilir?


a) Ticaret sektörü
b) Rakip Sanayi
c) Yan sanayi
d) Üretim sektörü
e) Hizmet sektörü

9. Ana sanayiler için parça veya malzeme üreten, ana sanayi ile çoğu hâlde
merkez ve çevre ilişkileri içinde bulunan ve tamamlanmış ürün şeklinde değil,
ara girdi sunumu şeklinde sanayiler arası talebe yönelen kuruluşlara ne ad
verilir?
a) Yan sanayi
b) Ağır sanayi
c) Hizmet üretimi
d) Ticari işletme
e) İmalat sanayi

10. Aşağıdakilerden hangisi KOBİ'lerin belirli bir yeniliği daha düşük maliyetlerle
gerçekleştirebilmesinin nedenleri arasında sayılamaz?
a) Teknik personel
b) Maliyet yapısı
c) Dayanıksız ürün
d) Basitleştirme
e) Hızlı etkileşim
Cevap Anahtarı
1.d, 2.a, 3.b, 4.b, 5.d, 6.e, 7.c, 8.d, 9.a, 10.c

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17

151
Küçük ve Orta Büyüklükte İşletmeler (Kobi’ler)

YARARLANILAN KAYNAKLAR
Demirdöğen, O. (1996). Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler (Problemleri ve Çözüm
Önerileri), Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası Yayın No: 1996‐1, Erzurum: TSO
Yayınları.
Küçük O. (2017) İşletme Bilgisi ve Yönetimi, 5. Baskı, Seçkin Yay., Ankara.
Küçük O. (2018) Girişimcilik ve Küçük İşletme Yönetimi, 9. Baskı, Seçkin Y., Ankara.
Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin Tanımı, Nitelikleri ve Sınıflandırılması
Hakkında Yönetmelik”, 18/11/2005 tarih ve 25997 sayılı Resmî Gazete,
19/10/2005 tarihinde, 2005/9617 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı.
Müftüoğlu, T. (1991). Türkiye’de Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi İşletmeleri, Ankara:
Sevinç Yayınevi.
Müftüoğlu, T. (1994). İşletme İktisadı, 2. Baskı, Ankara: Turhan Kitabevi.
Öztunalı İ.vd. (1989). AT’a Girerken Türkiye Makine İmalat Sanayinde Küçük
İşletmelerin Kalite Sorunları, MPM Yayın No: 399, Ankara: MPM.
Solomon, S. (1986). Small Business, USA New York: Crown Publishers. Şimşek, Ş.
(1995). İşletme Bilimlerine Giriş, Konya: Damla Ofset.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18

152
KOBİ’LERİN EKONOMİK VE
SOSYAL SİSTEME KATKILARI

• KOBİ’lerin Ekonomideki Yeri ve


Önemi
İÇİNDEKİLER

• KOBİ’lerin Türk Ekonomisindeki


Yeri ve Önemi
• KOBİ’lerin Ekonomik ve Sosyal GİRİŞİMCİLİK VE
• Sisteme Katkıları KÜÇÜK İŞLETMELER
• KOBİ’lerin Dünya Ekonomisindeki
Yeri ve Önemi Prof. Dr. Orhan
• KOBİ Göstergelerinin Ülkeler KÜÇÜK
Arası Karşılaştırılması

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


• KOBİ’lerin ekonomik ve sosyalsisteme
HEDEFLER

katkılarını öğrenecek,
• KOBİ’lerin Türk ekonomisindeki yeri ve
önemini bilecek,
• KOBİ’lerin dünya ekonomisindeki yeri ve
önemini anlayacak,
• Farklı ülkelerin KOBİ göstergeleri
konusunda bilgi sahibi olacaksınız.

ÜNİTE

© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
9
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Kobi’lerin Ekonomik ve Sosyal Sisteme Katkıları

KOBİ’lerin Ekonomideki Yeri


Rekabetin korunması
ve Önemi

KOBİ’lerin Türk
Ekonomisindeki Yeri ve Orta sınıfın korunması
KOBİ’LERİN EKONOMİK SİSTEME

Önemi

KOBİ’lerin Ekonomik ve Sosyal


Sermaye birikimine katkıları
Sisteme Katkıları
KATKILARI

KOBİ’lerin Dünya
Ekonomisindeki Yeri ve İstihdama olumlu katkıları
Önemi

Yeni fikirlerin ortaya çıkması

İstihdam

Yatırım
KOBİ Göstergelerinin Ülkeler
Arası Karşılaştırması
Üretim

İhracat

154
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Kobi’lerin Ekonomik ve Sosyal Sisteme Katkıları

GİRİŞ
Günümüz rekabet koşulları, değişen müşteri talebini en iyi düzeyde
anlayacak ve karşılayabilecek bir üretim ve pazarlama anlayışını zorunlu
kılmaktadır. Özlü bir ifadeyle işletmeler, farklı beklentilere farklı çözümler
sunabilmelidir.
Küçük işletmeler, küçük ve esnek yapıları ile bu konuda öne çıkmaktadır.
Özellikle sipariş usulü veya parti biçiminde üretimle farklı taleplere göre üretim
yapabilen, kesikli sistemde çalışan KOBİ’ler, bu yapıları ile büyük önem arz
etmektedir.
KOBİ’ler istihdama katkıları, bölgesel kalkınmışlık farklılıklarının
giderilmesine olumlu etkileri, göçe engel olabilmeleri, sanayiye teknik personel
yetiştirilmesine ve yeni teknolojilerin geliştirilebilmesine destek olabilmeleri
itibarıyla de ekonomik ve sosyal sisteme katkı sağlamaktadır.
Araştırma ve geliştirme yanında yerel ürünlerin, ekonomik değerlerin ortaya
çıkarılması, ekonomiye kazandırılması, sosyal dayanışma ve sınıf farklılıklarının
azaltılması bakımından da küçük işletmelerin sosyo ekonomik yapıya değerli
katkıları olduğu ifade edilmelidir.
KOBİ’ler sadece Türkiye açısından değil, küçük olmakla birlikte sayıca çok
fazla ve kurulmaları kolay olan, uzmanlıkları ortaya çıkaran bu küçük işletmeler
tüm dünya ülkeleri için büyük önem arz etmektedir. Öyle ki; istihdam, ihracat,
yatırım gibi göstergelere bakıldığında, tüm ülkelerde KOBİ’lerin önemli bir yere
sahip oldukları görülmektedir.
Bu bölümde KOBİ’lerin ekonomideki yeri ve önemi genel hatları ile
değerlendirilmekte, KOBİ’lerin Türk ekonomisindeki yeri ve önemi paylaşılmakta,
ekonomik ve sosyal sisteme katkıları başlıklar hâlinde açıklanmakta, KOBİ’lerin
dünya ekonomisindeki yeri ve önemi farklı ülkelerde KOBİ’lerin istihdam, ihracat,
yatırım gibi değişik verileri karşılaştırılarak anlatılmaktadır.

KOBİ’LERİN EKONOMİDEKİ YERİ VE ÖNEMİ


Ekonomik sistem; faktör piyasaları, işletmeler, mal piyasaları ve
tüketicilerden oluşmaktadır. İşletmeler, üretim faktörlerinin bir araya getirilerek
mal ve hizmetlerin üretildiği ve/veya pazarlandığı yerler olarak bu sistem içerisinde
önemli bir yere sahiptir. Bu fonksiyonları itibarıyla işletmeler faktör sahiplerinden
üretim faktörlerini talep ederek, üretim faktörlerinin birleştirilmesiyle elde edilen
mal ve hizmetleri tüketicilere arz etmektedir. Bu hâliyle işletmeler toplumun
ihtiyaçlarının neler olduğu, mal ve hizmetlerin hangi kalitede, ne zaman ve hangi
yöntemlerle üretileceğini ve fiyatının ne olacağı gibi değişkenleri belirlemeye
çalışır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3

155
Kobi’lerin Ekonomik ve Sosyal Sisteme Katkıları

Mal ve hizmetlerin satışından elde edilen geliri faktör sahiplerine işletmeler


dağıtmaktadır. Gelirlerinin bir kısmını da vergi olarak devlete ödeyen işletmeler, farklı
aktörler arasında köprü işlevi gören, yönetim, üretim ve pazarlama gibi işlevlerin
görüldüğü ve farklı kesimlerin beklentilerine katkı sağlayan birimler olarak önem
taşımaktadır. Yoksa işletmeler karar verme ehliyetine sahip organizmalar olmadıkları
gibi, bu işlevleri yürütenler de girişimciler veya yöneticilerdir.
Bugün uluslararası ekonomik platformda var olabilmenin en önemli şartı,
hızla değişen ve gelişen bilim ve teknolojiyi süratle üretim birimlerine yansıtmak,
üretim mallarını uygun kalite ve maliyette piyasaya sunmaktır. Günümüzde büyük
sanayi işletmelerinin ana girdi veya ara malı sağlayan üretim birimleri ile diğer
hizmet ünitelerinin gereken ihtiyaçlarını küçük işletmelerden sağlama yoluna
gitmeleri kaçınılmaz görülmektedir.
Bağımsız olarak ayakta kalmak ve başarılı olma motifi ile yönlendirilen ve
yönetilen küçük işletmelerin dinamik olmaları ve içinde bulundukları ekonomiye
canlılık kazandırmaları, bu işletmelerin en önemli ekonomik özelliğidir. Nitekim
gelişmiş Batı ülkelerinde 1980’li yıllara kadar izlenen “büyük işletmeler aracılığı ile
istihdamı arttırma politikaları” ikinci plana itilerek 1990’lı yıllardan itibaren üretim
sürecinde, satış arttırmada ve yönetim yapısında yeniliklere katkıda bulunacak,
küçük ve orta ölçekli işletmelerin doğuşunu ve gelişimini sağlayıcı bir ortam
oluşturulmaya başlanmıştır. Evrenselleşen piyasa ekonomisinin temeli olan
rekabetin yerleşmesi ve sürdürülmesi de küçük ve orta ölçekli işletmelerin varlığına
önemli ölçüde bağlıdır.
Bugün dünyamızda hızlı hareket edebilen, mevcut şartlara kolay uyum
sağlayabilen esnek ve yaygın üretim sistemi diye adlandırılan üretim mantığı,
“Toplu Sözleşme Düzeni İçinde” binlerce işçi çalıştıran entegre üretim birimlerinin
yerini almaktadır. Artık gerilerde kalan 20. yüzyıl mantığıyla “mass production” ve
Bilim ve teknolojiyi “dev entegrasyon” düşünceleri tamamen gündem dışı kalmaktadır. Yeni
süratle üretim
paradigmaya göre, bol miktarda ve çeşitte, gerektiği zamanda düşük maliyette mal
birimlerine yansıtmak,
üretebilmek için;
üretim mallarını uygun
kalite ve maliyette  Çok büyük sermaye birikimine,
piyasaya sunmak,
 Çok büyük fiziki yatırımlara,
günümüzde büyük
önem arz etmektedir.  Çok uzun bir zamana,
 Çok büyük bir istihdama ihtiyaç duyulmamaktadır.
Günümüzde teknolojik gelişmeler gittikçe hızlanırken ürünlerin hayat
süreleri kısalmaktadır. Böylece tercihlerin hızlı değişimine ayak uydurabilmek ve
piyasaya zamanında girmek önemli hâle gelmiştir. Esnek bir üretim yapısına sahip
olan KOBİ’ler, ekonomik sistemin vazgeçilmez temel ekonomik birimleri olarak
ortaya çıkarken daha önceleri farkında olunmayan hatta tahmin dahi edilmeyen
yeni iş alanları doğmaktadır. Bunda KOBİ’lerin pazar yerine yakın olmaları ve
pazardaki değişmelere hızlı ve akılcı tepki göstererek hayatlarını sürdürmeleri etkili

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4

156
Kobi’lerin Ekonomik ve Sosyal Sisteme Katkıları

olmaktadır.

KOBİ’lerin Ekonomide Yükselen Gelişimi


Son yıllarda, KOBİ'lerde iş sağlama veya üretme gücünün büyüklere oranla 4
kat daha fazla olduğu değerlendirilmektedir. Yeni iş olanakları, yatırım fırsatları,
istihdam, üretim gibi ölçüler burada esas alınmaktadır.
Az sermaye ve emek yoğun olarak faaliyetlerini sürdüren KOBİ'ler, geniş
istihdam imkânları sağlaması, kırsal alanlardan büyük kentlere nüfus göçünü
durdurması ve toplumda geniş bir tabanı temsil etmesi yönüyle ülke
ekonomilerinin vazgeçilmez bir unsurudur.
KOBİ'ler bir ülkenin sosyo‐ekonomik yapısı çerçevesinde endüstrileşmenin,
sağlıklı kentleşmenin ve optimum dağıtım ve ticaret uygulamalarının sürükleyici
faktörü, önemli ve vazgeçilmez öğesidir. Planlı dönemlerle birlikte başlayan hızlı
sanayileşme çabaları içinde KOBİ'lerin günümüze gelinceye kadar oynadıkları kritik
rol ve üstlendikleri zor görevler düşünüldüğünde, KOBİ'lere ekonomi içindeki
ağırlıklarına paralel destekleme uygulandığını söylemek güçtür.
Türkiye açısından küçük işletmelerin önemini artıran nedenlerden biri; küçük
işletmelerin kullandıkları girdilerin çoğunun yurt içi kaynaklardan karşılanmasıdır.
Böylece ülke ekonomisinin dışa bağımlılığı belli bir oranda azalmaktadır.
Ülkemizde küçük ve orta ölçekli işletmelerin yeri ve önemi aşağıdaki
nedenlerle izah edilebilir:

 Emek‐yoğun teknoloji ile çalışma ve kaynak kullanımında etkili olma


KOBİ’ler, talep özelliğine bağlı olarak ülke çapında istihdam arttırmaya ve işsizliği
değişiklikleri ile azaltmaya katkıda bulunma,
çeşitliliklerine daha kısa  Talep değişikliklerine ve çeşitliliklerine daha kısa sürede, daha kolay uyum
sürede ve daha kolay sağlama,
uyum sağlamaktadır.  Bölgeler arası gelişmeye, büyümeye önemli katkılarda bulunma,
 Büyük sanayi işletmelerinin tamamlayıcısı durumunda olma ve yan sanayi
olarak faaliyette bulunmanın yanında, büyük işletmelerin istihdam ettikleri
nitelikli elemanların yetiştirilmelerine katkıda bulunma,
 Tam rekabet şartlarına kolayca uyum sağlama ve gelir yelpazesi içerisinde
orta sınıf rolü oynama ve denge unsuru olma ve
 İşveren ve işçi ilişkilerinin gelişmesine uygun, olumlu bir ortam sağlayarak
sosyal dengenin ve dayanışmanın iyi bir örneğini verme.
KOBİ'lerin, genel olarak, büyük işletmelerin en güçlü yönü olan ölçek
ekonomilerini tesirsiz hâle getirebildikleri alanlarda başarılı oldukları
görülmektedir.
Küçük işletmelerin, üretim ölçeğinin büyüklüğü ve geniş organizasyon yapısı
karşısındaki en önemli avantajları; hızlı tepki süresi, bir şahıs işletmesi olarak

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5

157
Kobi’lerin Ekonomik ve Sosyal Sisteme Katkıları

işletme sahibinin hayatına ve ölümüne bağlı ekonomik güçlülük, kişisel ilişkiler ve


şartlar oluştuğunda ortaya konulan süper akılcılık ya da uyum yeteneğidir.

So syo Ekonomik Yapı İçinde KOBİ’ler


Çoğu imalatçı işletmeler olarak değerlendirildiğinde KOBİ'lerde yeni teknoloji
kullanımı, büyük işletmelerde olduğu kadar önem arz etmektedir. Bu durum emek
yoğun yapılarına ters gibi görünebilse de küçük işletmelerin başarısı teknolojiden
yararlanma düzeyinin bir fonksiyonudur.
KOBİ'ler genelde sermaye yoğunluğu az ve emek yoğunluğu fazla olan
alanlara yönelmektedir. Çünkü, küçük işletmeler, kendilerine büyük firmaların
sahip oldukları avantajları verecek olan, geniş sermaye ve finans olanaklarına pek
sahip değildir. Bu yüzden KOBİ'ler düşük teknoloji, sınırlı makine kullanımı ve
düşük başlangıç maliyeti ile çoğu emek‐yoğun olan iş alanlarına yönelmektedir.
KOBİ'ler uzmanlaşmış yetenek veya hizmete bağlı alanlarda daha başarılı
olabilir. Bu tür alanlarda ürünler veya hizmetler bir kişinin veya birkaç müşterinin
belirli bir ihtiyacına göre tasarlandığı için geniş organizasyon ve kütle‐üretim
teknolojisinin avantajları tesirsiz hâle gelir. Eğer görevler standart prosedür hâlinde
KOBİ'ler genelde belirlenmiş ise geniş organizasyon daha iyidir. Ancak görevler standart prosedürler
sermaye yoğunluğu az
hâlinde belirlenmemiş ise sahip‐yöneticinin kişisel deneyimi bir avantaj olabilir.
ve emek yoğunluğu
fazla olan alanlara Örneğin, emlak bürosu, terzi, tercümanlık, halkla ilişkiler vb. alanlarda
yönelmektedir. müşteriler özel bilgilere ihtiyaç duymaktadır.
Küçük ve orta ölçekli işletmelerin başarı şanslarının yüksek olduğu bir diğer
pazar yapısı ise küçük ve izole olmuş pazarlardır. Pazarın küçük ve talebin nispeten
sınırlı olması hâlinde ölçek ekonomileri ve hatta standartlaştırılmış ürünler etkisiz
hâle gelebilir. Düşük‐hacimli piyasalarda, mahalli zevklere ve alışkanlıklara cevap
vermeleri, küçük işletmelerin başarılı olmalarının bir diğer yolu olmaktadır.
KOBİ'ler az bilinen, belirgin olmayan, marjinal veya dalgalı talebin olduğu
pazarlarda daha etkili faaliyet gösterir. Büyük firmalar kaynaklarını riske atmadan
önce, muhtemel pazarın yeteri kadar büyük olup olmadığını görmek ister. KOBİ'ler
bilinmeyen veya gelişen pazarlarda avantaja sahiptir. Çünkü onlar değişen şartlara
hızlı tepki göstererek tecrübe kazanabilmektedir.
KOBİ'ler pazar yerine yakın ve pazardaki değişmelere hızlı ve akılcı tepki
göstererek varlıklarını devam ettirmektedir. Bilindiği gibi KOBİ'lerin büyük
rakiplerine karşı en önemli avantajlarından biri hızlı ve esnek hareket
kabiliyetleridir.
Birleşme veya ortak kuruluşlar kurma yoluyla KOBİ'ler kendi ölçek
ekonomilerini oluşturarak büyük rakipleriyle "centilmence ticaret" yapma imkânı
da bulmaktadır.
Bu ekonomik özellikleri yanında KOBİ'ler farklı görevler de üstlenmişlerdir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6

158
Kobi’lerin Ekonomik ve Sosyal Sisteme Katkıları

Bunlar:

 KOBİ'ler sürekli olarak ekonomideki değişimi besler.


 Ekonomideki farklı kaynakları kullanır.
 Ekonomideki farklı pazarlara hizmet eder.
 KOBİ'lerin risk/ödül yatırım kararları sahiplerine aittir.
 Ekonomik güçleri farklıdır.
Bu ekonomik özelliklerinin yanı sıra KOBİ'ler kuluçka işletme ya da "seed
bed" görevi üstlenerek büyük işletmelerin oluşmasına da zemin hazırlamaktadır.

KOBİ’LERİN TÜRK EKONOMİSİNDEKİ YERİ VE ÖNEMİ


Küçük ve orta ölçekli işletmelerin, ülke ekonomileri için vazgeçilmez bir
unsur olduğu, ekonomik canlanma, yapısal değişim ve teknolojik yeniliklere uyum
konusunda önemli rolleri bilinmektedir. Ülkelerin kalkınma seviyesi ve sektörler
Avrupa Komisyonu’nun arasındaki farklılıklar nedeniyle, KOBİ tanımlamaları, ülkeden ülkeye, sektörden
KOBİ tanımlamasında,
sektöre hatta bölgeden bölgeye değişmektedir. Avrupa Komisyonu’nun KOBİ
250'den az işçi çalıştıran
işletmeler KOBİ olarak tanımlamasında, 250'den az işçi çalıştıran işletmeler KOBİ olarak kabul
kabul edilmektedir. edilmektedir.
Ülkemizde KOBİ’ler, 1950’lere kadar genelde tüketicinin siparişlerine ancak
cevap verecek tarzda faaliyette bulunmaktaydı. Bu tarihten sonra yapılan bazı
düzenlemeler de KOBİ’lerin ekonomideki gücünü artırılmasında yetersiz kalmıştır.
Ancak dünya konjonktüründe oluşan değişmeler ve ekonomide gelişmişliği
yakalama isteği 1980 sonrası büyük değişikliklere yol açmış ve Türkiye’de de küçük
işletmelerin önemi kavranmaya başlanmıştır.
KOBİ’ler, ekonomideki ağırlıkları gittikçe artarak iktisadi veriler içinde
önemli pay elde etmiştir. Böylelikle üretim, istihdam gibi verileri iktisadi
göstergelerde göz ardı edilemeyecek bir yer edinmiştir. İmalat Sanayi toplam
katma değerinin %7’sini 1‐9 kişi, %6’sını 10‐49 kişi, %5’ini 50‐99 kişi ve %80’ini 100
ve daha fazla kişi çalışan işletmeler sağlamaktadır. Bu veri bunun önemli bir
göstergesidir.
KOBİ’lerin ekonomik ve toplumsal kalkınmadaki önemli rolleri;
 İstihdam sağlama ve yeni iş imkânı oluşturma,
 Esneklik ve yenilikleri teşvik etme,
 Bölgesel kalkınmayı hızlandırma ve
 Ekonomiye dinamizm kazandırma,
 olarak sıralanabilir.
Türkiye’de KOBİ’ler, toplam işletmeler içinde %99,2, toplam istihdam içinde
%61,1, toplam yatırımlar içinde %26,5 ve toplam katma değer içinde %27,3 paya
sahiptir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7

159
Kobi’lerin Ekonomik ve Sosyal Sisteme Katkıları

Bu konuda daha yeni bir istatistik KOSGEB tarafından paylaşılmıştır. Temel


göstergeler açısından bakıldığında, toplam işletmeler içerisinde KOBİ’lerin yatırım
payı %26; üretim payı %38, ihracat payı %16,6; istihdam oranı %81,48; toplam
işletmeler içindeki payı %99,9 ve kredi payı ise %25’tir.
Bireysel olarak gerek istihdam ve gerekse katma değer gibi verileri küçük
görünmekle birlikte, istatistiki verilerden görüleceği üzere, sayılarının çokluğu
nedeniyle KOBİ’lerin ağırlığı, toplamda önemli bir miktar tutmaktadır. Öyle ki
DİE’nin geçici verilerine göre, 1994 yılında imalat sanayiinde faaliyet gösteren
Türkiye’de KOBİ’ler, toplam işletme sayısı 198.265 olup bu işletmelerin 196.417 si yüzden az personel
toplam işletmeler
istihdam eden işletmelerdir. Anlaşılmaktadır ki; KOBİ’lerin ekonomideki ağırlığı,
içinde %99,2; toplam
istihdam içinde %61,1; bugünün konusu değildir. Geçmişten günümüze, özellikle 90’yı yıllardan itibaren
toplam yatırımlar içinde KOBİ’lerin ekonomide hissedilir bir ağırlığı söz konusudur.
%26,5 ve toplam katma Bu satırların sahibi, işletmelerin sayısı ile ilgili sağlıklı bir rakama ulaşmanın
değer içinde %27,3
mevcut sistem ile mümkün olmadığına inanmaktadır. Fakat Ülkemiz şartlarında 250
paya sahiptir.
ve üzerinde personel istihdam eden işletmeler büyük işletme olarak ifade
edildiğinden 250.000 civarında KOBİ olduğunu söylemek mümkündür.
Tablo 9.1.de işletmelerin ölçeklerine göre sayısal dağılımı verilmektedir.
KOBİ’lerin sayısal olarak toplam işletmeler içerisinde %99’dan fazla ve tüm
işletmeleri kapsayacak bir çoğunlukta olduğu tablodan görülmektedir. Bu veri
yukarıda ifade edileni teyit etmektedir.
Tablo 9.1. İmalat Sanayiindeki İşletmelerin Ölçeklerine Göre Dağılımı
Çalışan Sayısı İşletme Sayısı %
Sadece işletme sahibi 1.509 0,61
1–9 220.030 89,12
10 – 49 20.325 8,24
50 – 99 2. 453 0,99
100 – 150 946 0,38
151 – 250 719 0,29
250 + 917 0,37
Toplam 246.899 100,00

Tablo 9.1.den görüleceği üzere, imalat sanayinde faaliyet gösteren toplam


246.899 işletme vardır. İmalat sanayiindeki işletmelerin ölçekleri bakımından
dağılımına göre, mikro ölçekli olarak tanımlanan 1 ila 9 personel istihdam eden
işletmeler, toplam işletmelerin %89,12’sini oluşturarak en yüksek paya sahiptir. 10‐
49 personel istihdam eden işletmelerin oranı ise %8,24 ve buna göre 50’den az
personel istihdam eden işletmelerin sayısı 240.355 ve toplam içindeki payı
%97,36’dır. KOBİ’lerin oranı ise %99,63’tür.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8

160
Kobi’lerin Ekonomik ve Sosyal Sisteme Katkıları

KOBİ’ler toplumun tüm kesimlerinin günlük ve devamlı ihtiyaçlarının


karşılanmasında tüketici ile doğrudan ilişkili olması, önemli bir istihdam imkânı
sağlaması, toplumun büyük bir bölümünün ekonomik durumuna göre üretimde
bulunması gibi sebeplerle, ülke kalkınmasında önemli ve ağırlıklı bir yer teşkil
Ekonomik sürecin hangi etmektedir.
döneminde olursa
olsun, ülkemizde küçük İşletme büyüklüğünün yenilik yapmada her zaman için bir üstünlük
ölçekli sanayi sağlamadığı ve küçük işletmelerin yaptıkları her harcama birimi karşılığında daha
işletmeleri ekonomik, fazla sonuç elde ettikleri görüşü, yaygın olarak ileri sürülmektedir. Büyük işletmeler
politik ve sosyal genellikle, belirli bir ürünü geliştirmek için, küçük işletmeden üç ile on kat daha
önemini korumuştur.
fazla harcama yapmaktadır. Dünya Bankası’nın bir raporuna göre, küçük
işletmelerde bir kişi istihdam etmek için büyük işletmelere göre 1/3 kadar az
sermaye yatırımı gerekmektedir. Sermayenin kıt olduğu Türkiye açısından söz
konusu durum, küçük işletmelerin önemini artıran bir başka faktördür.
KOBİ’lerin kullandığı üretim faktörlerinin çoğu ülke içinden karşılanmaktadır.
Böylece hem ülke içi kaynaklar etkin olarak kullanılmakta ve en iyi şekilde
değerlendirilmekte, hem de ülkenin dışa bağımlılığı belirli bir oranda da olsa
engellenmektedir.
Özetle “ekonomik sürecin hangi döneminde olursa olsun, ülkemizde küçük
ölçekli sanayi işletmeleri ekonomik, politik ve sosyal önemini korumuştur. Her
dönemde olduğu gibi bugün de sanayide kalkınmanın ve ekonomik gelişmenin
sağlanması, küçük ve orta ölçekli sanayi işletmelerinin geliştirilmesi ve
desteklenmesi ile mümkün olacaktır.”

• Küçük olsun büyük olsun bütün piyasa aktörlerinin ekonomiye


küçümsenemeyecek katkıları vardır. Küçük işletmeler ölçekleri itibarıyla
bireysel anlamda istihdama ve üretime sınırlı katkı sağladığından, önemi
Örnek

yeterince iyi değerlendirilememiştir. Oysa bu işletmeler sayıca oldukça fazla


olduklarından, büyük bir yapının küçük alt birimleri olarak
değerlendirildiklerinde, ekonomi için, sosyal hayat için ne denli önemli
oldukları, göstergeler açısından ne kadar önemli yer tuttukları görülecektir.
• Aslında KOBİ'ler faaliyet gösterdikleri yerel pazar dikkate alındığında, bireysel
firma olarak da yerel ekonomiye hatırı sayılır katkılar sağlamaktadır.
•Bugün Anadolu'da bir yerel küçük işletme, yerel dinamiklerle, beraberinde
bölgeye sosyo ekonomik katkı sağlama misyonuyla yola çıktığında sadece üç
kişinin çalıştığı bir iktisadi yapı iken, bugün 400 kişinin çalıştığı bir istihdam
büyüklüğüne kavuşmuştur. İstihdam edilen personel sayısı Türkiye ekonomisi
içerisinde çok önemli bir yer teşkil etmiyor gibi görünebilir. Fakat bu rakam o
küçük işletmeyi, faaliyet gösterdiği bölgede kendi alanında birinci, tüm
işletmeler içinde istihdam sıralamasında da 3. sıraya yerleştirmiştir. Göreli
olarak ve kendi pazarı açısından bakıldığında bu rakam, küçük işletmelerin
sosyal ve ekonomik hayata katkıları bakımından önemli bir göstergedir.

KOBİ’LERİN EKONOMİK VE SOSYAL SİSTEME KATKILARI


KOBİ’lerde sermaye faktörü tam anlamıyla hayati bir unsur olarak karşımıza

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9

161
Kobi’lerin Ekonomik ve Sosyal Sisteme Katkıları

çıkmaktadır. Dolayısıyla birçok kişi kendi alanında teşebbüse girişme olanağı bulur
çünkü işletmenin kurulması için gereken sermaye miktarı düşüktür. Gerekli
sermaye bu kadar az olunca girişimci konumundaki kişilerin bu miktarı kendi
imkânları çerçevesinde bulmaları kolaylaşır. Bu da girişimcilik yeteneklerine sahip
kişilerin iş hayatına atılmalarını kolaylaştırmaktadır.
KOBİ’lerde üretime konu olan ürün ile herhangi bir çalışanın faaliyeti
arasında mesafe fazla uzak değildir. Bir diğer deyişle, son ürün noktası ile bandın
her bir üretim aşaması arası oldukça yakındır. Üretim sürecinde bir çalışana düşen
pay, büyük işletmelere nazaran oldukça fazladır. Böylece iş görenler için yaptıkları
iş daha anlamlı olmakta, işe yabancılaşma sorunu yaşanmamakta, işten sağlanan
manevi tatmin artmaktadır.
Büyük girişimci oluşturma özelliği olan KOBİ’ler, sermaye ve sınai mülkiyeti
yaygınlaştırdığı için demokratik yapının teminatı ve üretimin istikrar unsurudur.
Yeni düşünce ve yenilikler ortaya koyarak insanların daha rahat yaşamalarına
katkıda bulunan KOBİ’ler, oluşturdukları “katma değer” ile, toplumun refah
düzeyinin yükselmesine yardımcı olmaktadır. Ödedikleri vergilerle sosyal amaçlı
programları gerçekleştirmesini sağlar, bunların yanı sıra, sosyal sorumluluklarının
bilincindeki işletmeler, kültür, eğitim ve spor faaliyetlerine ve kimi sosyal
sorunların çözümüne de katkıda bulunur.
Piyasadaki değişmelere çok çabuk uyum sağlayabildikleri, yani esnek
oldukları belirtilen KOBİ’ler, yeni teknolojilere kolaylıkla ayak uydurabilmelerinin
yanı sıra, son yıllarda ortaya çıkan farklı ve hızlı değişen tüketim eğiliminin
gündeme getirdiği esnek üretime de bir çözüm sunmaktadır.
KOBİ’ler, yeni
teknolojilere Tüketici kitle, standart mallar yerine özel ve kendine özgü malları arama
uyabilmenin yanı sıra, eğilimindedir. Bu eğilim ölçek ekonomilerinin sağladığı standart mallar yerine, çeşit
farklı ve hızlı değişen ekonomilerinin sunduğu kısa serili malların tüketimini artırmaktadır. Böylece
tüketim eğiliminin üretim‐tüketim arasındaki ilişkide genel eğilim esnek talep/esnek arz yönündedir.
gündeme getirdiği Bu tür bir üretim dokusu ise KOBİ’lerin yapısına uygun düşmekte ve istenen
esnek üretime de bir
sonuçlar daha kolay alınabilmektedir.
çözüm sunmaktadır.
KOBİ’lerin ekonomik ve sosyal sisteme başlıca katkıları aşağıda verilmiştir.

 Rekabetin Korunması
 Orta Sınıfın Korunması ve Denge Unsuru Olmaları
 Sermaye Birikimine Katkıları
 İstihdama Olumlu Katkıları
 Yeni Fikir ve Buluşların Ortaya Çıkarılması

Rekabetin Korunması
En etkin piyasa organizasyon şekli, Tam Rekabet Piyasası’dır. Çünkü bu
piyasa organizasyon şeklinin birinci özelliği, bir malın çok sayıda alıcı ve satıcısının

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10

162
Kobi’lerin Ekonomik ve Sosyal Sisteme Katkıları

olması, alıcı ve satıcıların her birinin malın fiyatını etkilemeyecek oranda küçük
olmasıdır. Bu piyasada mal ve hizmetlerin fiyatları arz ve talebe göre belirlenir.
Serbest Piyasa Ekonomisi’ne en yakın piyasa organizasyon şekli, piyasa
hakkında tam bilgi sahibi olunamaması gibi aksaklıklara rağmen, Tam Rekabet
Piyasası’dır.
Rekabet, piyasada çok sayıda firmanın olmasını gerektirir. Serbest Piyasa
Ekonomisi’nin işlerliğini koruyabilmesi için, piyasaya giriş ve çıkışın serbest olması,
piyasada çok satıcının bulunması şarttır. Küçük ve orta ölçekli işletmeler bu
piyasada rekabetin korunmasında çok önemli bir işlevi yerine getirmektedir.

Orta Sınıfın Korunması ve Denge Unsuru Olmaları


KOBİ’ler gelir yelpazesi içinde denge unsurudur. Bu denge yalnız sosyal
yönden değil, ekonomik açıdan da önem taşımaktadır. KOBİ’ler toplumda orta
sınıfı teşkil eder ve orta sınıfın güçlü oluşu da toplumu gerek ekonomik gerekse
toplumsal yönden dengeli kılar.
Serbest Piyasa
Ekonomisi’ne en yakın Orta sınıfın yoğun olduğu toplumlar, sosyolojik olarak sağlıklı kabul
piyasa organizasyon edilmekte, piramit şeklinde ifade edilen alt sınıfın güçlü olduğu toplum yapısı veya
şekli, piyasa hakkında ters piramit şeklinde ifade edilen üst sınıfın güçlü olduğu toplum yapısı, sağlıksız
tam bilgi sahibi olarak kabul edilmektedir. Güçlü orta sınıfa sahip toplumlarda, sınıf kavgalarına
olunamaması gibi pek rastlanmamaktadır.
aksaklıklara rağmen,
Tam Rekabet Sermaye Birikimine Katkıları
Piyasası’dır.
Küçük işletmeler aileden sağlanan imkânlarla veya şahısların kendi
birikimleri ile rahatlıkla kurulabilir. Dolayısıyla yastık altında, sandıklarda atıl
bekleyen kaynaklar böylelikle rahatlıkla yatırıma dönüştürülebilir.
Bir küçük işletmenin kurulması birkaç küçük tasarruf sahibinin bir araya
gelmesiyle gerçekleşebilir. Hatta girişimci ruhlu kimseler kendi sermayeleri
olmadığı hâlde başkalarının tasarruflarını kullanarak da bir küçük işletme
kurabilirler.

İstihdama Olumlu Katkıları


KOBİ’ler büyük işletmelere oranla, kuruluş ve işletim kolaylığı sebebiyle,
KOBİ’ler yeni bir mülkiyet itibarıyla toplumun her kesimine hitap eder. Ayrıca gerek kriz
düşünceyi dönemlerinden ve gerekse siyasi dalgalanmalardan esnek yapıları itibarıyla fazla
gerçekleştirmek,
etkilenmez. Dar da olsa kendi çevreleri içerisinde iktisadi faaliyetlerini sürdürebilir.
bilinmeyen ürünleri
üretmek veya tasarım Bu faaliyetlerin kârlılık düzeyinin oldukça yüksek olduğu da bilinmektedir.
gücünü kullanarak, KOBİ’ler ülkenin, en küçükten en büyüğe, bütün yerleşim birimlerinde
teknolojide değişiklik rahatlıkla kurulabilir. Dolayısıyla özellikle küçük yerlerde hem iş sahası sunar, hem
yapmak gibi nedenlerle
de insanlara yaşadıkları toplumdan kopmadan iş sahibi olmanın kolaylığını sağlar.
kurulmaktadır.
Bu durum köyden kente göçe engel olacağı için, göç ve işsizlik gibi nedenlerle

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11

163
Kobi’lerin Ekonomik ve Sosyal Sisteme Katkıları

meydana gelen toplumsal huzursuzluklar da engellenmiş olur.


KOBİ’ler işsizlikle mücadele açısından değerlendirildiklerinde ülke genelinde
önemli birer istihdam kaynağıdır. Bu durum diğer ülkeler için de geçerlidir.
Örneğin; dünyanın en kalabalık ülkesi olan Çin, köylerin yakınlarına kurulan
küçük işletmelerin yardımıyla, hem köyden kente göçün önüne geçmiş hem de
işsizlik sorununa çözüm bulmuştur.
Ülkemizde de küçük işletmelerin istihdama katkısı oldukça önemlidir. 1985
yılı Sanayi ve İş Yerleri Sayımı sonuçlarına göre, çalışan sayısı 1‐9 arası olan küçük
işletmeler tüm sektörlerde (sanayi, ticaret, hizmet) toplam istihdamın %61.7’sini,
bu sektörlerdeki ücretli istihdamın ise %37’sini sağlamaktadır.

Yeni Fikir ve Buluşların Ortaya Çıkarılması


Daha önce de ifade edildiği gibi, KOBİ’lerin kurucuları genellikle teknik
kökenli girişimcilerdir. Bu girişimciler ya şimdi sahibi oldukları işletmeye benzer bir
işletmede veya kamu sektöründe ilgili iş üzerinde işçi, ustabaşı, teknisyen gibi
görevlerde çalışmış kimselerdir. Dolayısıyla geçmiş tecrübe ve birikimlerini kendi iş
yerinde etkin bir şekilde değerlendirirler.
KOBİ’ler yeni bir düşünceyi gerçekleştirmek, geçmiş birikimlerden hareketle
yeni, bilinmeyen ürünleri üretmek veya tasarım gücünü kullanarak teknolojide
değişiklik yapmak gibi nedenlerle kurulmaktadır. Bu şekildeki yeni düşüncelerin
fiiliyata dökülmesinin en kolay ve uygun yolu KOBİ’lerdir.
Toplum tarafından yeni bir düşünce veya buluşun kabul edilmesi, başka bir
deyişle, piyasada satın alma değeri olan iktisadi bir mal durumuna dönüştürülmesi,
genellikle o düşünce veya buluşun piyasada bir deneme sürecinden geçirilmesini
gerektirir. Yeni düşünce veya buluşların denenmesinde büyük işletmelerin oldukça
dikkatli ve tutucu davrandıkları söylenebilir. Buna karşılık, sayıca büyük
işletmelerden fazla olmaları, buluşların piyasada kabul göreceğine olan inançları ve
KOBİ’lerin sayıca büyük
işletmelerden fazla kazanç güdüsü KOBİ’lerin büyük işletmelere nispeten daha yenilikçi olmalarını
olmaları, buluşların sağlar.
piyasada kabul
göreceğine olan KOBİ’LERİN DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ YERİ VE ÖNEMİ
inançları ve kazanç
KOBİ’lerin öneminin Avrupa’da anlaşılması 1970’li yıllara rastlamaktadır.
güdüsü KOBİ’lerin
büyük işletmelere Nitekim 1970’li yıllara kadar %8 civarındaki işsizlik oranı 1973 krizinden sonra
nispeten daha yenilikçi %10’lara kadar yükselmiştir. Yalnızca sanayi sektöründe istihdam oranı 1973‐1980
olmalarını sağlar. yılları arasındaki dönemde, %15 oranında düşmüştür. Bu işletmeler, büyük
işletmelerin aksine ekonomik krizden çok az etkilenmişler ve ekonomilerin
vazgeçilmez kuruluşu olduklarını göstermişlerdir.
Avrupa Birliği ve üye ülkeler düzeyinde KOBİ’lerle ilgili çeşitli düzenlemeler
yapılmıştır. Nihayet topluluk genelinde KOBİ’lerin küçümsenmeyecek düzeyde

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12

164
Kobi’lerin Ekonomik ve Sosyal Sisteme Katkıları

katkıları olduğu belirlenmiştir. Bu katkılardan bazıları;

 Teknolojik gelişmelere kolayca uyum sağlayabilmeleri,


 Mesleki eğitim alanında okul işlevi görebilmeleri,
 Üretim faktörlerindeki mülkiyetin topluma yaygınlaştırılmasını
sağlayabilmeleridir.
Bu nedenle, KOBİ’ler bir ulusun ekonomik temelini oluşturmanın da ötesinde
bir tampon, sosyal çelişkiler için düzenleyici ve düzeltici bir unsurdur.
Yine AB’nin küçük ve orta ölçekli işletmelere ilişkin bir raporunda söz konusu
işletmelerin ekonomik sisteme olan katkıları şu şekilde özetlenmiştir: Sayıları ve
değişik alanlardaki çalışmaları; sanayi, ticaret ve hizmet sektörlerindeki tüm iş
kollarında var olan etkileri; istihdama ve belli yörelerin refah düzeylerine olan
katkıları nedeniyle küçük ve orta ölçekli işletmeler, ülkelerimizin ticari ve
endüstriyel yapısının gerekli bir parçasıdır. Bunun yanı sıra, onlar ekonominin
dinamizmi ve canlılığının kaynağıdır.
Yalnızca kalkınmakta olan ülkeler sınıfında yer alan ülkemizde değil, aynı
zamanda gelişmiş AB ülkelerinde de KOBİ’ler, bir bakıma olmazsa olmaz ekonomik
birimlerdir. Hatta ekonomisini rayına oturtmuş çoğu ülkede KOBİ’ler, ekonomilerin
canlılığı, istihdamın makul sınırlarda tutulması, sanayileşme ve uzun dönemde ülke
kalkınması için temel unsur olarak kabul edilmişlerdir. Bunun doğal bir sonucu
olarak dünyanın pek çok ülkesinde KOBİ’lerin desteklenmesi ve geliştirilmesi gibi
düzenlemeler, temel hükûmet politikaları arasında yer almıştır.
Japonya’da, KOBİ Ana Kanunu’nun yanı sıra 29 adet kanuna bağlı 20 ana
kuruluş ile 400’ü aşkın merkez; KOBİ’lerin ihtiyaç duyduğu uzun vadeli yatırım,
ekipman, makine, teçhizat ve işletme kredisine yönelik hizmetler sunmaktadır.
İngiltere’de ise sanayinin %25’ini ve sanayi cirosunun %20’sini oluşturan
KOBİ’lere özellikle pazara uyumları konusunda danışmanlık yapılmakta ve buna
Küçük işletmelerin karşın ücretlerin %50’si devlet tarafından sübvanse edilmektedir.
üretim payının
Almanya, Hindistan, İtalya’da KOBİ’lere, Kurumlar Vergisi indirimi, bölgesel KDV indirimi,
Fransa ve İtalya’da %50, yatırımlarda %60’a varan sübvansiyon, Ar‐Ge sübvansiyonu, %60’a varan bina ve
ABD ve Güney Kore’de makine parkı modernizasyonu sübvansiyonu uygulanmaktadır.
%35’lerde,
Türkiye’de ise Fransa’da ise, ülke dışı yatırımlara %70 ihracat sigortası sübvansiyonu, iç ve
%38‘ler düzeyinde dış pazarlar için bilgi kaynaklarının sağlanması, %50 civarında Ar‐Ge sübvansiyonu,
gerçekleştiği enerji kullanım sübvansiyonu, bina parkı için yerel yönetim yardımları
saptanmıştır. sağlanmaktadır.
ABD’de, finansal destek, garantörlük, fon katkıları, altyapı desteği,
danışmanlık, eğitim ve risk sermayesi gibi konularda KOBİ’lere destekler
sağlanmakta olup bu alanda faaliyet gösteren 10 yerel, 111 adet bölgesel merkez,
çıkarılmış bulunan 15 Kanun’a bağlı faaliyet göstermektedir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13

165
Kobi’lerin Ekonomik ve Sosyal Sisteme Katkıları

Hindistan’da işe yeni başlayan KOBİ’lere Hindistan Sanayi Kalkınma Bankası


tarafından finansal yardım yapılmakta, Eyalet Finansman Şirketleri de başlangıç
veya ek finansman kaynağı sağlamaktadır. Mevcut Sigorta ve Kredi Garanti Şirketi
aracılığıyla KOBİ’lerin teminat sorunları çözümlenmektedir.
Bu ülkelerin dışında, ifade edilmeyen yine pek çok ülkede de bu tarz
uygulamalar söz konusudur. Dünya iş hayatında yaşanan en önemli değişim işletme
yapısının küçülmesidir. Bu nedenle gelecekte, KOBİ’lerin ekonomik ve sosyal
sistemdeki yeri daha da önem kazanacaktır.

KOBİ GÖSTERGELERİNİN ÜLKELER ARASI


KARŞILAŞTIRILMASI
Ülkemizde işçi başına verimlilik KOBİ’lerde büyük sanayi işletmelerine kıyasla
%38’dir. Aynı oran Belçika’da %78, Almanya’da %81 Fransa’da %75, İtalya’da %86,
Hollanda’da %74, İspanya’da %75’tir. Avrupa ortalaması %78 civarındadır. Bu
durum, KOBİ’ler için destekleme ve geliştirme politikalarının eksikliğinden
kaynaklanmaktadır. Yeterli destek ile KOBİ’lerin verimi bir misli artabilir.
Ülkemizde türlü alanlarda (sanayi işletmeleri, nüfus, seçim vb.) verilerin
toplanması, düzenlenmesi ve uygulanması faaliyetleri ile Türkiye İstatistik Kurumu
(TÜİK) ilgilenmektedir.
Önceki dönem verileri de dikkate alınarak konu incelendiğinde daha geniş
bir bakış açısı söz konusu olacaktır.
TÜİK (o tarihlerde DİE) verilerine göre 1980 yılında imalat sanayiinde faaliyet
gösteren toplam iş yeri sayısı 185.869’dur. Bu rakam 1992 yılında 198.098 olmuş,
1994 yılında 198.265‘e ulaşmıştır. Yani 1994 yılına gelinceye kadar işletme sayısı
yaklaşık 13.000 adet artmıştır. Bu artışın ancak 600 kadarı 100+ işletmelerde
gerçekleşmiş olup 200+ olan işletmeler büyük işletme olarak değerlendirildiğinde
bu rakam muhtemelen 200’lere kadar düşecektir ki bunun anlamı şudur: 1980’den
1994’e kadar açılan sanayi işletmelerinin neredeyse tamamı KOBİ’dir. Günümüzde
KOBİ’ler 90’lı yıllarda
bu rakamın 250 bin civarında telaffuz edilmesi, günden güne KOBİ’lerin
200 bin adet iken
günümüzde bu rakamın ekonomideki yeri ve önemini perçinlediğini göstermektedir.
250 bine ulaşması, 2000’lerden sonra bakıldığında; ülkemizde istihdamın %53’ü, 100’den az
KOBİ’lerin ekonomideki
çalışanı olan işletmeler tarafından karşılanmaktadır. 250’den az çalışanı olan
yeri ve önemini
perçinlediğini işletmeler KOBİ olarak kabul edildiğine göre, ülkemizdeki istihdamın daha yüksek
göstermektedir. oranlarda KOBİ’lerce karşılandığı söylenebilir. Japonya’da çalışan sayısı 100’den az
olan işletmelerin istihdam oranı %54 iken, İsviçre’de bu oran %62, Portekiz’de ise
%55’tir.
Tablo 9.2. KOBİ’lerin ekonomik sistemin vazgeçilmez birer parçası
olmalarının kanıtı niteliği taşımaktadır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14

166
Kobi’lerin Ekonomik ve Sosyal Sisteme Katkıları

Tablo 9.2. Çeşitli Ülkelerde Küçük İşletmelerle İlgili Ekonomik Göstergeler


(%) ABD ALM HİND JAP İNG G.KOR FRA İTA TÜR
Yatırım Payı 38.0 44.0 27.8 40.0 29.5 35.7 45.0 36.9 26.5
Üretim Payı 36.2 49.0 50.0 52.0 25.1 34.5 54.0 53.0 38,0
İhracat Payı 32.0 31.1 30.0 38.0 22.2 20.2 23.0 ‐ 62,6
Kredi Payı 42.7 35.0 15.3 50.0 27.2 46.8 48.0 ‐ 25,0
Kaynak: Küçük O., Girişimcilik ve Küçük İşletme Yönetimi, 9. B., Seçkin, Ankara, s. 332,
www.kosgeb.gov.tr/stratejikplan

Tablodan görüleceği üzere Küçük işletmelerin ülke toplamı içindeki yatırım


payları, gelişmiş ülkelerde %40’ı aşarken ülkemizde %27’ye ulaşmaktadır. Küçük
işletmelerin üretim payının Almanya, Hindistan, Fransa ve İtalya’da %50 civarında,
ABD ve Güney Kore’de %35’lerde, İngiltere’de %25, Türkiye’de ise %38‘e varan
rakamlarda gerçekleştiği saptanmıştır.
Yine tablo değerlerinde görüleceği üzere, Japonya’da %38’lere, Hindistan’da
%40’lara ulaşan KOBİ’lerin ihracat payı, ülkemizde %16,6’da kalmıştır. İhracat,
yatırım ve üretim paylarıyla ilgili değerlerin kredi paylarıyla ilişkili olduğu
söylenebilir. Mesela KOBİ’lerin kredi payı %25 olan ülkemize göre, KOBİ kredi payı
%50 olan Japonya ve %48 olan Fransa gibi ileri sanayi ülkelerinde KOBİ’lerin
yatırım, üretim ve ihracat payları daha yüksektir.
2009 itibarıyla 250’den az personel istihdam eden işletmeler KOBİ olarak
kabul edildiğinden, kredi ve ihracat payında belli bir artış verilere yansımıştır.
Yoksa önceki değerlendirmeye göre kredi oranı %3‐4, ihracat oranı ise %8’de
kalmaktaydı.
AB’ye üye ülkelerde, toplam işletmelerin hemen hemen tamamı KOBİ olup
toplam istihdamın %61’i bu işletmeler tarafından karşılanmaktadır. Avrupa Birliği’ne üye
ülkelerde 100’den az çalışanı olan işletmelerin, toplam işletmeler içindeki payı %98’dir.
Bu oran Hollanda’da %94 ve refah seviyesinin en yüksek olduğu ülkelerden biri olan
Japonya’da %38’lere, İsviçre’de %99’dur. Japonya ve Avustralya’da farklı yıllara ait olmakla birlikte %96 olup
Hindistan’da %40’lara
Almanya’da (1993) %91’dir. Ülkemizde ise bu oran %99 olup 250’den az çalışanı olan
ulaşan KOBİ’lerin
ihracat payı, ülkemizde işletmeler KOBİ sayıldığından neredeyse bütün işletmeler KOBİ’dir.
%16,6’da kalmıştır.

•KOBİ’lerin önemini istatistiki göstergeleri esas alarak değerlendiriniz.


Bireysel Etkinlik

KOBİ göstergelerinin bu şekilde olması, KOBİ’lerin hangi özellikleriyle


açıklanabilir? Tartışınız.
•KOBİ’lerin ülke ekonomisine katkılarını gösteren verileri ülkeler açısından
karşılaştırarak değerlendiriniz. Ülke grupları açısından bir benzerlik söz
konusu mudur? Nedenleri ile birlikte tartışınız?
•KOBİ göstergelerini Uzak Doğu ülkeleri bakımından değerlendiriniz.
•Ülkemizde KOBİ tanımı değiştikten sonra ekonomik göstergelerin
bundan nasıl etkilendiğini araştırınız.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15

167
Kobi’lerin Ekonomik ve Sosyal Sisteme Katkıları

•Günümüz koşullarında bol miktarda ve çeşitte, gerektiği zamanda düşük


maliyette mal üretebilmek için;
•Çok büyük sermaye birikimine,
•Çok büyük fiziki yatırımlara,
•Çok uzun bir zamana,
•Çok büyük bir istihdama ihtiyaç duyulmamaktadır.
Özet
•KOBİ’lerin ekonomik ve toplumsal kalkınmadaki önemli rolleri;
•İstihdam sağlama ve yeni iş imkânı oluşturma,
•Esneklik ve yenilikleri teşvik etme,
•Bölgesel kalkınmayı hızlandırma ve
•Ekonomiye dinamizm kazandırma, olarak sıralanabilir.
•Türkiye’de KOBİ’ler, toplam işletmeler içinde %99,2; toplam istihdam içinde
%61,1; toplam yatırımlar içinde %26,5 ve toplam katma değer içinde %27,3
paya sahiptir.
•KOBİ’lerin ekonomik ve sosyal sisteme başlıca katkıları aşağıda verilmiştir:
•Rekabetin Korunması
•Orta Sınıfın Korunması ve Denge Unsuru Olmaları
•Sermaye Birikimine Katkıları
•İstihdama Olumlu Katkıları
•Yeni Fikir ve Buluşların Ortaya Çıkarılması
•Türkiye’de imalat sanayinde faaliyet gösteren toplam 246.899 işletme vardır.
İmalat sanayiindeki işletmelerin ölçekleri bakımından dağılımına göre, mikro
ölçekli olarak tanımlanan 1 ila 9 personel istihdam eden işletmeler, toplam
işletmelerin %89,12’sini oluşturarak en yüksek paya sahiptir. 10‐49 personel
istihdam eden işletmelerin oranı ise %8,24 ve buna göre 50’den az personel
istihdam eden işletmelerin sayısı 240.355 ve toplam içindeki payı ise
%97,36’dır. KOBİ’lerin toplam işletmeler içindeki oranı ise %99,63’tür.
•Piyasadaki değişmelere çok çabuk uyum sağlayabildikleri, yani esnek
oldukları belirtilen KOBİ’ler, yeni teknolojilere kolaylıkla ayak
uydurabilmelerinin yanı sıra, son yıllarda ortaya çıkan farklı ve hızlı değişen
tüketim eğiliminin gündeme getirdiği esnek üretime de bir çözüm
sunmaktadır.
•Avrupa Birliği ve üye ülkeler düzeyinde KOBİ’lerle ilgili çeşitli düzenlemeler
yapılmıştır. Nihayet topluluk genelinde KOBİ’lerin küçümsenmeyecek
düzeyde katkıları olduğu belirlenmiştir. Bu katkılardan bazıları;
•Teknolojik gelişmelere kolayca uyum sağlayabilmeleri,
•Mesleki eğitim alanında okul işlevi görebilmeleri,
•Üretim faktörlerindeki mülkiyetin topluma yaygınlaştırılmasını
sağlayabilmeleridir.
•Bu nedenle, KOBİ’ler bir ulusun ekonomik temelini oluşturmanın da ötesinde
bir tampon, sosyal çelişkiler için düzenleyici ve düzeltici bir unsurdur.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16

168
Kobi’lerin Ekonomik ve Sosyal Sisteme Katkıları

•Türkiye’de olduğu gibi diğer ülkelerde de KOBİ’ler ülke ekonomilerinde


önemli yer tutmaktadır. AB’ye üye ülkelerde, toplam işletmelerin hemen
hemen tamamı KOBİ olup toplam istihdamın %61’i bu işletmeler tarafından
karşılanmaktadır. Avrupa Birliği’ne üye ülkelerde 100’den az çalışanı olan
Özet(devamı) işletmelerin, toplam işletmeler içindeki payı %98’dir. Bu oran Hollanda’da
%94 ve refah seviyesinin en yüksek olduğu ülkelerden biri olan İsviçre’de
%99’dur. Japonya ve Avustralya’da farklı yıllara ait olmakla birlikte %96 olup
Almanya’da %91’dir.
•Küçük işletmelerin ülke toplamı içindeki yatırım payları, gelişmiş ülkelerde
%40’ı aşarken ülkemizde %27’ye ulaşmaktadır. Küçük işletmelerin üretim
payının Almanya, Hindistan, Fransa ve İtalya’da %50 civarında, ABD ve G
Kore’de %35’lerde, İngiltere’de %25, Türkiye’de ise %38‘e varan rakamlarda
gerçekleştiği saptanmıştır.
•Japonya’da %38’lere, Hindistan’da %40’lara ulaşan KOBİ’lerin ihracat payı,
ülkemizde %16,6’da kalmıştır. İhracat, yatırım ve üretim paylarıyla ilgili
değerlerin kredi paylarıyla ilişkili olduğu söylenebilir. Mesela KOBİ’lerin kredi
payı %25 olan ülkemize göre, KOBİ kredi payı %50 olan Japonya ve %48 olan
Fransa gibi ileri sanayi ülkelerinde KOBİ’lerin yatırım, üretim ve ihracat
payları daha yüksektir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17

169
Kobi’lerin Ekonomik ve Sosyal Sisteme Katkıları

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. İşletmelerin ekonomik sistem içerisindeki rolü olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
a) İhtiyaçları belirlemek
b) Mal ve hizmetlerin hangi kalitede üretileceğini belirlemek
c) Mal ve hizmetlerin ne zaman üretileceğine karar vermek
d) Mal ve hizmetlerin hangi yöntemlerle üretileceğini belirlemek
e) Nitelikli yönetici yetiştirmek

2. Aşağıdakilerden hangisi KOBİ’lerin ekonomideki önemini artıran


nedenlerden biri değildir?
a) İşsizliği azaltmaya katkıda bulunma
b) Bölgeler arası dengesizliği gidermeye yardımcı olma
c) Büyük sanayilerin tamamlayıcısı olma
d) Kaynak kullanımında etkili olamama
e) Sanayiye teknik personel arz etme

3. KOBİ’ler için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?


a) KOBİ’ler, büyük işletmelerin en güçlü yönü olan ölçek ekonomilerini
tesirsiz hâle getirdikleri alanda başarılı olurlar.
b) KOBİ'ler, teknolojik yeniliklerin büyük ölçeklerde olduğu kadar küçük
ölçeklerde de ekonomik olduğu alanlarda faaliyet gösterirler.
c) KOBİ'ler, sermaye yoğunluğu fazla ve emek yoğunluğu az olan
alanlara yönelirler.
d) KOBİ'ler, uzmanlaşmış yetenek veya hizmete bağlı alanlarda daha
başarılı olabilir.
e) Küçük ve orta ölçekli işletmelerin başarı şanslarının yüksek olduğu bir
diğer pazar yapısı ise küçük ve izole olmuş pazarlardır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18

170
Kobi’lerin Ekonomik ve Sosyal Sisteme Katkıları

4. KOBİ’lerin bölgesel kalkınmada etkili olmasının en önemli nedeni


aşağıdakilerden hangisidir?
a) Düşük yatırım maliyetleri
b) Pazara yakın olma
c) Daha düşük maliyetli istihdam yaratma kabiliyetleri
d) Kullandıkları üretim faktörlerinin çoğunun ülke içerisinden
karşılanması
e) Uluslar arası pazarlara açılmamaları

5. KOBİ’lerin ekonomik ve sosyal sisteme başlıca katkıları aşağıdakilerden


hangisi olamaz?
a) Orta sınıfın korunması ve denge unsuru olmaları
b) Sermaye birikimine katkıları
c) İstihdama olumlu katkıları
d) Yeni fikir ve buluşların ortaya çıkarılması
e) Teknoloji ihracı

6. KOBİ’lerin küçük birikimlerle, aile birikimlerinin doğrudan yatırımlara


yönlendirme etkisi ve yöresel sermaye ve girişimci kaynaklarının verimli
biçimde kullanımını sağlaması ekonomik ve sosyal sisteme hangi katkıyı
sağlar?
a) Fiyatların düşmesi
b) Rekabetin korunması
c) Sermaye birikiminin oluşması
d) İstihdamın artması
e) Maliyetlerin düşmesi

7. KOBİ’ler ülkemizdeki toplam istihdamın yüzde kaçını oluşturmaktadır?


a) 50
b) 61
c) 45
d) 85
e) 99

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19

171
Kobi’lerin Ekonomik ve Sosyal Sisteme Katkıları

8. Aşağıdakilerden hangisi Avrupa Birliği tarafından hazırlanan raporda


KOBİ’lerin ekonomik sisteme sağladığı katkılardan biri olarak verilmemiştir?
a) Sayıları ve değişik alanlardaki çalışmaları
b) Tüm sektörlerindeki bütün iş kollarında var olan etkileri
c) İstihdama ve belli yörelerin refah düzeylerine olan katkıları nedeniyle
ticari ve endüstriyel yapının gerekli bir parçasıdır.
d) KOBİ’ler, ekonominin dinamizmi ve canlılığının kaynağıdır.
e) Ar‐Ge konusunda sanayiye yardımcı olma

9. Ülkemizde KOBİ’lerin toplam işletmeler içindeki payı yüzde kaçtır?


a) 99
b) 95
c) 90
d) 87
e) 85

10. Küçük işletmelerin yatırım payı ülkemizde yüzde kaçtır?


a) 40
b) 27
c) 35
d) 20
e) 15

Cevap Anahtarı
1.e, 2.d, 3.c, 4.d, 5.e, 6.c, 7.b, 8.e, 9.a, 10.b

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20

172
Kobi’lerin Ekonomik ve Sosyal Sisteme Katkıları

YARARLANILAN KAYNAKLAR
Algan, N. (1992). İstihdam ve İş Yaratmada Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi
İşletmelerinin Rolü, Eskişehir Anadolu Üni. İİBF Dergisi, Cilt: 10, Sayı: 1‐2.
Alpugan, O. (1998). Küçük İşletmeler: Kavramı, Kuruluşu ve Yönetimi, Genişletilmiş
ve Gözden Geçirilmiş 3. Baskı, İzmir: Per Yay.
Ceylan, A. (1984). Türkiye’de Küçük İşletmelerin Finansal Sorunları ve Çözüm
Önerileri, Uludağ Üni. İİBF Dergisi, Cilt: 5, Sayı: 2.
Çakmaklı, C. ; “Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi İşletmeleri’nde (KOS) Tespitten
Çözüme Doğru”, ASO Dergisi, Mayıs‐Haziran, Sayı: 115.
Demirdöğen, O. (2001). Üretim Yönetimi, 3. Baskı, Z. F. Fındıkoğlu Arş. Merkezi
Yay. No: 184, Erzurum: Atatürk Üni.
Esin, A. (1991). “Küçük Sanayi’nin Büyük Sanayi ile Entegrasyonu ve Ekonomide
Küreselleşmeye Uyum Sorunları” 1990’lı Yıllarda Türkiye’de Esnaf, Sanatkâr
ve Küçük Sanayi, Ankara: Tes‐Ar Yayın No: 1.
Ankara: Tes‐Ar Yay. No: 13 http://www.kosgeb.gov.tr/statejikplan
http://ekutup.dpt.gov.tr/esnaf/kobi/strateji/2007.pdf, s. 23
İSO, (1993). 1993 Yılında Küçük ve Orta Boy Sanayi Kuruluşları, İst.: İSO Araştırma
Dairesi Yayın No: 1993‐10.
Karaerkek, S. (1992). Dünya’da ve Türkiye’de Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler,
Ankara Sanayi Odası Dergisi, Sayı: 115.
Kesici, İ. (1992). “KOS’ların Batı Ülkelerindeki Yeri, Önemi ve Bu İşletmelerin
Uluslararası Pazarlardaki Rekabet Şansı”, ASO Dergisi, Mayıs‐Haziran,
Temmuz‐ Ağustos, Yıl: 16, Sayı: 115, Ankara.
KOSGEB. (1997). AB Bülteni, Ankara.
Küçük O. (2018) Girişimcilik ve Küçük İşletme Yönetimi, 9. Baskı, Seçkin Y., Ankara.
Küçük O. (2017) İşletme Bilgisi ve Yönetimi, 4. Baskı, Seçkin Yay., Ankara.
Müftüoğlu, T. (1991). Türkiye’de Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi İşletmeleri, Ankara:
Sevinç Yayınevi.
Oktav, M. vd. (1990). Orta ve Küçük İşletmelerde İhracata Yönelik Pazarlama
Sorunları ve Çözüm Önerileri, Ankara: TOBB Yayınları No: 176.
Özdemir, M. (1990). Türkiye’de Orta ve Küçük İşletmelerin Sorunları, Türkiye
İktisat TOBB Yayınları, Mart, Sayı: 7.
T.C. Başbakanlık DİE (1997). İmalat Sanayii’nde Küçük ve Orta Ölçekli İşyerleri
(Sorunlar, Çözümler, Öneriler), Ankara: DİE Matbaası.
T.C. Başbakanlık DPT. (1989), VI: Beş Yıllık Kalkınma Planı Özel İhtisas Komisyonu
Raporu “Küçük Sanayi”, Ankara: DPT Yayın No: 2169.
Yaylalı, M. (2001). Mikroiktisat, Cilt 1, 2. Bası, İst.: Beta Yay.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21

173
KÜÇÜK İŞLETMELERDE
YÖNETİM İŞLEVİ

• KOBİ’lerde Yönetim İşlevi


İÇİNDEKİLER

• Yönetim
• Yönetim İşlevi
• Planlama İşlevi GİRİŞİMCİLİK VE
• Örgütleme İşlevi KÜÇÜK İŞLETMELER
• Kadrolama İşlevi
• Yöneltme İşlevi Prof. Dr. Orhan
• Denetim İşlevi KÜÇÜK
• İnsan Kaynakları Yönetimi

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


• KOBİ’lerde planlama ve örgütleme
HEDEFLER

İşlevlerini öğrenecek,
• KOBİ’lerde kadrolama ve koordinasyon
İşlevlerini bilecek
• KOBİ’lerde yöneltme ve denetim
işlevlerini kavrayacak,
• KOBİ’lerde insan kaynakları yönetimi
uygulamaları hakkında bilgi sahibi
olacaksınız.
ÜNİTE

© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
10
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 1
Küçük İşletmelerde Yönetim İşlevi

İnsan Kaynakları Planlaması

KOBİ’LERİN YÖNETİM İŞLEVLERİ VE İNSAN KAYNAKLARI


İşe Alma ve Eğitim

İnsan Kaynakları Yönetimi İş Analizi ve Performans Değ.

Ödüllendirme ve
KOBİ’lerin İşlevleri
Ücretlendirme

İş Güvenliği
YÖNETİMİ

Planlama

Örgütleme

Kadrolama
KOBİ’lerin Yönetim Alt
İşlevleri
Eş güdümleme

Yönlendirme

Denetim

175
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Küçük İşletmelerde Yönetim İşlevi

GİRİŞ
İşletmelerin belli amaçları vardır ve bu amaç çerçevesinde çeşitli faaliyetleri
yerine getirmek amacıyla kurulmaktadır. Bir KOBİ’nin kurulmasının temel amacı
elbette kâr elde etmektir. Fakat bu ana amacın türevi olan ömrünü sürekli kılma,
topluma hizmet etme gibi alt amaçlara da bu çerçevede ulaşılmaktadır.
Bir işletmenin amçlarına ulaşabilmesi, doğru zamanda, doğru pazarda,
doğru iş konusu ile doğru bir yönetimle yola çıkmasına bağlıdır. Bir girişimci,
işletmesini kurup faaliyetlerine başladığında, kendisini amaca ulaştıracak, gerekli
üretimi yaptıracak, pazara sunacak, müşteriyi ikna edecek, rekabette başarılı
olacak, toplumda kabul görecek bir teşebbüs var edebilmesi için, planlı bir
organizasyon yapısı kurmak durumundadır.
Kurulacak organizasyon yapısı, hepsi bir amaca hizmet edecek şekilde
planlanmış faaliyetler bütünü ihtiva etmektedir. Bu faaliyetlerin bir kısmı
doğrudan amaca hizmet edecek, bir kısmı ise dolaylı olarak, belki işgörenlerin bile
yeterince ilişki kuramayacakları şekilde dolaylı olarak amaca hizmet edecektir.
Kimi birimlerde üretim yapılacak, kimisinde üretilen ürünler pazarlanacak, tahsilat
yapılacak ama kimi birimler de koruma, taşıma, temizlik, bakım gibi dolaylı işlerle
uğraşacaktır. Fakat bakıldığında bir KOBİ’deki bütün faaliyetler, işletmenin ve
girişimcinin başarılı olması için düzenlenmiş, planlı işlemlerden oluşmaktadır.
Bir işletmede yerine getirilen faaliyetler benzerliklerine göre
gruplandırılabilir. Benzerliğine göre bir arada değerlendirilen her bir faaliyet
grubuna işletme işlevi veya fonksiyonu denmektedir. Yani bir işletme, vücudun
organlarının hayat aktivitelerini devam ettirmeleri gibi bu işlevleri yerine getirerek
varlığını sürdürmektedir.
Temel işletmecilik işlevleri beş grupta toplanabilir. Bunlar; yönetim, üretim,
pazarlama, muhasebe ve finansman işlevleridir. Bunların yanında, Halkla ilişkiler
ve Ar‐Ge gibi işlevler de yardımcı fonksiyonlar olarak anılır. İşletmeler amaçlarına
ulaşabilmek için temel işlevlerinin yanında yardımcı işlevleri de yerine getirmek
durumundadır.
KOBİ’ler ve büyük işletmeler açısından, insan kaynakları yönetimi de ayrıca
ele alınmalıdır. İnsan kaynakları yönetimi derken; genel olarak yönetim işlevinden
başka, insan kaynaklarının planlanması, işe alma, performans ölçüleri geliştirme ve
performans değerleme gibi uygulamaların yönetim anlayışı ile ele alınması
anlaşılmaktadır.
Bu bölümde KOBİ’lerin yönetim, üretim ve pazarlama gibi temel işlevleri
paylaşılmakta ve yönetimin alt işlevleri ile birlikte başlıklar hâlinde açıklanmakta,
ayrıca insan kaynakları yönetimi başlığında, KOBİ’ler açısından son derece önemli
olan insan kaynaklarının planlanması, işe alma, performans ölçüleri geliştirme ve
performans değerleme gibi uygulamalar belli düzeyde paylaşılmaktadır.

176
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Küçük İşletmelerde Yönetim İşlevi

KOBİ’LERDE YÖNETİM İŞLEVİ


Yönetim
Yönetimin en çok bilinen tanımı, başkaları aracılığıyla iş yapma veya
başkalarına iş gördürme sanatı biçiminde yapılan tanımdır.
Yönetimin daha kapsamlı bir tanımı şu şekilde yapılabilir. Yönetim, kamu ya
da özel sektörde herhangi bir iş kolunda, sosyal alanda, formel olsun informel
olsun, yerine getirilmesi gereken tüm görevlerin, işi planlayıp eldeki kaynakları
etkin bir biçimde kullanarak, kişileri niteliklerine göre görevlendirmek suretiyle
yerine getirilmesidir.
Yönetim işlevi temel olarak planlama, örgütleme, yönlendirme ve denetim
faaliyetlerinden oluşmaktadır. Bu faaliyetlere, yönetim süreçleri veya yönetimin alt
işlevleri denir.
Görüldüğü üzere yönetim işlevi, bir tesise, işletmeye, kuruluşun varoluşuna
ait faaliyetlerin, işlemlerin başkaları aracılığıyla yerine getirilmesi, bunun planlanıp
organize edilmesi ve denetimi ile ilgilenmektedir. Bu durum kamu veya özel sektör
için aynı şekilde işlediği gibi küçük veya büyük işletmeler için de benzer şekilde
geçerlidir ve KOBİ’lerde yönetim işlevi dendiğinde çoğunlukla girişimcinin yerine
getirdiği, belli ölçüde profesyonel yöneticilere devredilmiş olan planlama,
örgütleme ve denetim işlemleri anlaşılmaktadır,

Yönetim İşlevi
Bir KOBİ’de yerine getirilen faaliyetler benzerlikleri açısından
gruplandırılabilir. Benzerliklerine göre gruplanan çalışmalar, işletme fonksiyonları
veya işlevleri olarak adlandırılmaktadır.
İşletmeler tarafından yerine getirilen ana faaliyetler işletmenin amacına
ulaşabilmesi için gerekli olan, doğrudan faaliyet konusu ile ilgili veya faaliyet
konusu işlemlerin takibi, düzeni, planlanması, organizasyonu ve denetimi için yerine
getirilen, olmazsa olmaz çalışmalardır. Bunlara “Temel İşletme İşlevleri” veya
işletme fonksiyonları denmektedir.
Temel işlevlerin yürütülmesine yardımcı olan çalışmalara da “Destekleyici
İşlevler” adı verilir. Gerek işletmenin ölçeğine ve gerekse faaliyet sahasına bağlı
olarak destekleyici fonksiyonlara da ihtiyaç duyulmakta ya da bu destekleyici
işlevler de yerine getirilmektedir.
KOBİ’lerin temel işlevleri;
Yönetim, başkaları
aracılığıyla iş yapma  Yönetim işlevi
veya başkalarına iş  Üretim işlevi
gördürme sanatıdır.  Pazarlama işlevi
 Muhasebe işlevi
 Finans işlevi
 Lojistik işlevi

177
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Küçük İşletmelerde Yönetim İşlevi

olarak sıralanabilir.
Yardımcı işlevler ise sektörüne göre halkla ilişkiler ve Ar‐Ge gibi işlevlerdir. Bu
işlevlerin her biri, işletmenin amaçlarına ulaşması için gerçekleştirilecek faaliyetleri
ihtiva eder.
Konu itibarıyla yönetim işlevi detaylandırılacak olursa yönetimin de birtakım
alt işlevlerden oluştuğu görülecektir.
Yönetimin alt işlevleri şunlardır:
 Planlama
 Örgütleme
 Kadrolama
 Eş güdümleme (koordinasyon)
 Yönlendirme ve
 Denetim
İlk yönetim faaliyeti planlamadır. Planlama, örgütsel bir amacı
gerçekleştirmek için, hedefler ve bu hedefleri gerçekleştirecek eylemlerin
belirlenmesidir. Yöneticiler, yöntem, plan ve mantığa dayalı olarak örgütsel
faaliyetleri yürütürler.
Yönetimin başka bir işlevi, örgütlemedir. Örgütleme, örgütün, fiziki, mali ve
beşerî kaynaklarının, değer yaratacak şekilde birleştirilmesi anlamına gelir.
Örgütsel verimlilik ve etkinlik, örgütün amaçlarına ulaşma derecesine
bağlıdır. Bu da ancak, örgütsel unsurların ahenkli bir şekilde bir araya getirilmesi
ile başarılabilir. Kısaca örgütsel unsurlar ne kadar iyi uyumlaştırılırsa örgütsel
verimlilik ve etkinlik o düzeyde başarılabilir.
Yönetimin bir diğer işlevi olan kadrolama, planlanmış ve örgütlenmiş yapıyı
işletecek insan kaynaklarının iş analizlerine dayalı olarak tedarik edilmesi anlamına
gelmektedir. Örgütler fiziki, mali ve beşerî unsurlardan oluşur. Kadrolama, örgütün
beşerî unsurunu tedarik etme etkinliğidir.
KOBİ’lerin temel
işlevleri; yönetim, Yönetimin temel işlevlerinden biri de, eş güdümlemedir. Örgütler çeşitli
üretim, pazarlama, unsurlardan oluşur. Bu oluşum rastgele bir araya getirilmez. Her örgütsel unsurun,
muhasebe, finans ve örgütün hedeflerini gerçekleştirebilmek için ahenkli biçimde bir araya getirilmesi
lojistik; yardımcı ve tasarlanması gerekir. Örgütsel fonksiyonların birbirleriyle uyumlaştırılmasında
işlevleri ise halkla ve bir örgütsel uyumun ortaya çıkması, eş güdümleme fonksiyonunda gösterilecek
ilişkiler ve Ar‐Ge’dir.
başarıya bağlıdır.
Yönetimin bir diğer işlevi yönlendirme fonksiyonudur. Yönlendirme,
koordinasyonla bir araya getirilen ve uyumlaştırılan örgütsel unsurların, örgütsel
amaçları gerçekleştirmek için, yönetici tarafından harekete geçirilmesidir. Yönetici
bunu, planın aşamalarını takip ederek ve çalışanları motive ederek yapar. Yöneticinin
liderlik yeteneğini göstereceği yönetim fonksiyonu, “yöneltme” fonksiyonudur.
Yönetimin son işlevi denetimdir. Denetim, önceden belirlenmiş
standartlarla, örgütsel hedeflerin gerçekleşme derecesini belirleme sürecidir.

178
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Küçük İşletmelerde Yönetim İşlevi

Denetim, sadece plandan sapmaları ortaya çıkarmaz; aynı zamanda, hedeflerin


ötesine geçildi ise bunda etkili olan başarı faktörlerini de ortaya çıkarır. Bir sonraki
plan denetimle elde edilen söz konusu verilere dayalı olarak hazırlanır.

Planlama İşlevi
Planlama yönetimin ilk işlevidir. Her yönetim faaliyetinin başarıya giden yolu
etkili planlamadan geçer. En çok bilinen tanımıyla planlama; neyin, ne zaman,
nerede, kim tarafından ve nasıl yapılacağının önceden belirlenmesidir.
Bir örgüt içerisinde en üst kademedeki yöneticiler, planlamaya ve
örgütlemeye göreli olarak daha fazla zaman ayırırken alt kademe yöneticiler,
yöneltme ve denetim işlevine daha fazla zaman harcarlar. Yönetsel pozisyonda
olan her birey, belli bir dereceye kadar yönetim işlevini yerine getirmek
durumundadır.
Planlama örgütsel amaçlara ulaşmak için, gerekli olan faaliyetlerin
belirlenmesi sürecidir. Bu süreç, aynı zamanda işletmelerin bilgi toplama
faaliyetlerini de içerir. Planlama ile işletmenin amaç ve stratejisini belirleyen ve
bunlara ilişkin taktik kararların neler olacağını tespit etmeye yarayacak bilgiler
toplanır. Planlama fonksiyonu yönetimin en temel fonksiyonudur. Çünkü
gideceğiniz yeri bilmiyorsanız hiçbir yol sizi hedefinize götürmez. Plansız örgütsel
ve bireysel her uğraş sonuçsuz kalır.
Planlama, yöneticinin örgütünü ulaştırmak istediği hedefleri önceden
belirlemesidir. Planlama, yönetim olgusunun ilk temel ögesidir. Planlama, örgütlerin kısa,
orta ve uzun dönemde ulaşmak istedikleri tüm hedefleri (amaçları) ortaya koyma, aynı
zamanda, bir amacı gerçekleştirmek için en iyi davranış biçimini seçme ve geliştirme
Planlama yönetimin ilk sürecidir.
işlevidir. Her yönetim
faaliyetinin başarıya Planlama, örgütsel etkinlikleri, üzerinde görüş birliğine varılmış hedefler
giden yolu etkili doğrultusunda eş güdümler. Planlama gelecekle ilgilidir ve örgütün geleceğini
planlamadan geçer. biçimlendirir ancak planın hazırlanmasında örgütün bugünkü durumu kadar geçmiş
performansının değerlendirilmesi de önem taşır. Özellikle örgütün geçmiş yıllarda başarılı
olmadığı operasyonların değerlendirilmesi ve başarısızlığın nedenlerinin irdelenmesi
yapılacak yeni plana ışık tutacak ve başarı şansını arttıracaktır.
Planlar değişik açılardan ele alınıp sınıflandırılmaktadır. Niteliklerine göre
planlar ikiye ayrılmaktadır:
Stratejik planlar: Örgütün zaman içindeki büyüme ve gelişimiyle ilgili
planlardır. Stratejik planlama, örgütün kontrolü dışında sayılan dış çevreyi göz
önünde tutar ve işletmeyi bir bütün olarak ele alır. Örgütün ulaşmayı düşündüğü
ana amaçların nasıl başarılacağına ilişkin bilgiler sunar.
Taktik planlar: Stratejik planlarda saptanmış olan amaçlara nasıl ulaşılacağını
gösteren planlardır. Stratejik planlar, örgütün “ne” yapması gerektiğine eğilirken
taktik planlar, amaçlara “nasıl” ulaşılacağını belirler. Taktik planlar genellikle
örgütün alt düzey faaliyetleriyle ilgilidir.

179
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Küçük İşletmelerde Yönetim İşlevi

Örgütleme İşlevi
Örgüt, belirli amaçlara ulaşmak için bilinçli bir şekilde kurulmuş toplumsal
birimlerdir. Bir diğer tanımla örgüt, bireylerin ve işlevlerin, üretici ilişki içinde
yapılandırılmasıdır. Kavram olarak örgüt, örgütsel amaçların gerçekleştirilmesi
amacıyla oluşturulmuş yapı, yönetim ise bu yapının planlar, politikalar ve stratejiler
çerçevesinde işletilmesi anlamına gelir.
Bir örgüt, bireylerin amaçlarına ulaşmak için karşılıklı davranışlarda
bulundukları yapısal bir süreçtir. Bu süreci yönetici işletir. Örgütte meydana gelen
olaylar, karşılıklı olarak birbirine bağımlıdır. Örgütsel yapı, söz konusu karşılıklı
davranışları ve ilişkiler düzenini tanımlar.
Örgütleme ise; amaca ulaşmayı sağlayacak şekilde tüm kaynakların uygun
yer ve pozisyonda değerlendirilmesi, sonuca ulaşmayı sağlayacak bir örgüt
yapısının oluşturulmasını ifade etmektedir.
Yönetsel tüm faaliyetler bir süreç şeklinde yerine getirilir. Yönetimin kendisi
de bir süreçtir. Bu nedenle, yönetsel fonksiyonlardan biri olan örgütleme faaliyeti
de bir süreci ve aşamaları gerektirir. Örgütleme işlevinin aşamaları şöyle
sıralanabilir:
Stratejik planlar
örgütün zaman içindeki  Örgütsel yapının kurulması: Bu evrede görülecek işler belirlenir, çeşitli
büyüme ve gelişimiyle ölçütlere göre bölümlere ayrılır ve örgütün yapısal düzeni kurulur.
ilgili planlardır. Taktik  İlişkilerin saptanması: Örgütlemenin ikinci evresinde yönetim birimleri
planlar ise stratejik arasında haberleşme kanalları kurulur, eş güdümü kolaylaştırmak amacıyla
planlarda saptanmış
bağlantılar belirlenir.
olan amaçlara nasıl
ulaşılacağını gösteren  Görev tanımlarının yapılması: Örgütlemenin bu aşamasında mevkilerin
planlardır. temel işleri, yetki ve sorumlulukları belirlenir, yönetim alanları ayarlanır
işletme içi ve dışı ilişkiler saptanır. Bu arada görev tanımları ve iş gerekleri
hazırlanır.
 Görevin gerektirdiği niteliklerin tanımlanması: Örgütlemenin bu son
aşamasında her görevi yüklenecek olan kişinin eğitim durumu, iş tecrübesi
ve kişisel nitelikleri tanımlanır. Bu tanımlama yöneticiyi seçme, işe alma,
eğitme ve değerleme açısından bir ölçüt oluşturur.

Kadrolama İşlevi
Kadrolama, istihdam edilecek iş gücünün seçimi, geliştirilmesi, yerleştirilmesi,
değerlendirilmesi, kariyer planlamasının yapılması, eğitimi gibi insan kaynakları ile
ilgili faaliyetlerin tümüdür.
Kadrolama, örgüt yapısının gerektirdiği mevkilere personel seçme ve
yerleştirme faaliyetlerini kapsar.
Yapılacak göreve bakarak personel ihtiyacını saptamak, bu mevkilere
yetenekli personeli seçmek, işe yerleştirmek, eğitmek, geliştirmek vb. personel
faaliyetleri, bu işlevin temelini oluşturur.
Kadrolaşma sürecinin aşamaları; iş gücü ihtiyacının belirlenmesi ve buna

180
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Küçük İşletmelerde Yönetim İşlevi

göre personel seçme, personel bulma ve iş gücü planlamasından oluşur.


Kadrolama ve organizasyon işlevlerinin her ikisinde de temel unsur, yapılan işlerin
ve bu işleri yapacak olanların belirlenmesidir. İşletme faaliyetlerini yürütecek olan
personelin, nicelik ve niteliklerinin saptanarak en uygun departmanlara
yerleştirilmeleri önemli bir kadrolama faaliyetidir.
Örgüt içi ve örgüt dışı personel hareketlerinde ortaya çıkan boşlukların
doldurulması, kadrolama faaliyetlerini oluşturur. Kadrolama, işletmenin istihdam
etmesi gereken personelin en uygun düzeyde tutulmasını sağlar. İşletmenin
personel maliyetlerini, optimum düzeyde tutabilmesi için yardımcı bir araçtır.
Kadrolama bir örgütün belirlediği mevkileri dolduracak personelin seçimi, işe
yerleştirilmesi ve değerlemesi ile eğitim ve geliştirilmesi etkinliğidir. Her yöneticinin
personel seçme, yerleştirme ve eğitme açısından bir sorumluluğu vardır. Bir
işletmenin başarısı, büyük oranda yönetici ve personelinin yetenek ve niteliklerine
bağlıdır. O nedenle kadrolama konusunda objektif kriterlere göre seçim yapılmalı,
işletmede sinerji oluşturmayacak insan kaynağının işe alınmasını engelleyecek bir
akreditasyon sistemi kurulmalıdır.

Koordinasyon (Eş güdümleme) İşlevi


Koordinasyon en kısa biçimde, bir iş birliği sistem ve mekanizması olarak
tanımlanabilir. Başka bir ifadeyle koordinasyon, bir işletmenin düzenli ve sürekli
çalışabilmesi için amaçlar, faaliyetler, organlar ve bireyler arasında uyum ve iş
Kadrolama, örgüt birliğinin sağlanmasıdır.
yapısının gerektirdiği
mevkilere personel Koordinasyon aynı zamanda, faaliyetleri aynı zamana denk getirmek ve
seçme ve yerleştirme işlerin, amaçları gerçekleştirecek şekilde birbirini tamamlamasını sağlamaktadır.
faaliyetlerini kapsar. Fayol’e göre koordinasyon, çalışmayı kolaylaştırmak ve başarı elde etmek için bir
kurumun bütün eylemlerini ahenkleştirmektir. Bir başka tanımla koordinasyon,
ortak amacın izlenmesinde eylem birliği sağlamak için grup çabalarının düzenli
olarak sıralanmasıdır.
Koordinasyon, ilgili birimlerin belirli bir amacı gerçekleştirmek için
çabalarının uyumlaştırılmasıdır. Koordinasyonun amacı, sadece unsurların bir araya
getirilmesi değil, bu unsurların ahenkli biçimde bir araya getirilmesidir.
Koordinasyon, yönetim sürecinin tüm aşamalarında örgütte bir denge
kurmayı sağlar. Bu denge, fiziksel faktörlerle insan faktörü arasında olabileceği gibi,
çeşitli kademeler ve bölümler arasında da olabilir. Söz konusu denge faaliyetine
statik koordinasyon denir.
Diğer koordinasyon faaliyeti dinamik koordinasyondur. Dinamik
koordinasyon; uygulama aşamasında örgütsel faaliyetler ve kişiler arasında kurulan
uyum ve iş birliği olarak tanımlanabilir.

Yöneltme İşlevi
Yönetimde planlama organizasyon ve kadrolama faaliyetlerinden sonra sıra,
oluşturulan yapının işletilmesine, başka bir ifadeyle örgütün harekete geçirilmesine
gelir. Bu, yöneltme fonksiyonu ile başarılır. Yöneticiler, çalışanları harekete

181
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Küçük İşletmelerde Yönetim İşlevi

geçirmek için onlara emir verir ve motive ederler. Yöneltme işlevi, işgörenlerin
görevlerini etkin biçimde yapmalarını sağlayan bir yönetim fonksiyonudur.
Planlama, örgütleme, kadrolama koordinasyon ile oluşturulan örgütsel yapı,
işletme amaçları doğrultusunda yönlendirilmeleri hâlinde anlamlı olacaktır.
Yöneltme işlevi temelde bunu sağlar ve örgütsel faaliyet devam ettikçe
yöneltme işlevi varlığını sürdürür.
Emir/komuta veya, yürütme olarak da adlandırılabilen bu işlevin amacı,
işgörenlerin kendilerine verilen görevleri, etkin biçimde yerine getirmelerini
sağlamaktır. Bu fonksiyon olmadan, planlama ve örgütleme aşamalarında
yapılanların başarıya ulaşması söz konusu olmaz.
Yöneltme fonksiyonu, plana göre örgütü harekete geçiren, yönetim
faaliyetidir. Planda belirlenen genel yönü takip etmek yeterli değildir. Yönetici,
örgütte yer alan ve psiko‐sosyal yapıları ayrı olan çeşitli insanları yönetmek
durumundadır. Burada yöneticilerin, astlarına emir vermesi veya ne yapmaları
Planlama, örgütleme, gerektiğini onlara bildirmesi gerekir. Yönetici sadece plan yapmakla kalmaz, aynı
kadrolama
zamanda birlikte çalıştığı insanlara işleri dağıtır ve yapılacak olan işlerin kimler
koordinasyon ile
oluşturulan örgütsel tarafından yapılacağını belirler.
yapının, işletme Yöneltme, oluşturulan sistemin (örgütün) önceden planlandığı şekilde
amaçları doğrultusunda yürütülmesini sağlamaktır. Örgütsel tüm çalışmalar, yöneltme etrafında oluşur.
yönlendirilmesi, yani
Yöneltmede temel amaç, örgütsel kaynakların, örgütsel hedefler doğrultusunda
işletmenin harekete
geçirilmesi, yöneltme etkin biçimde kullanılmasını sağlamaktır.
fonksiyonu sayesinde Yöneltme, çalışanların çabalarını örgütsel plan ve politikalar doğrultusunda
olur. yönlendirmektir. Yöneltme fonksiyonu, mekanik bir sistem olan örgütsel yapının,
insan unsuruyla harekete geçirerek yarı organik bir yapıya kavuşturma çabasıdır.
Örgütün mekanik yapısını uyumlu bir tarzda harekete geçirmek için bir ruh ve canlı
bir dinamizm gerekir. Örgütsel yapıyı hedeflere doğru yönlendiren, çalışanlarda
moral ve motivasyon sağlayan enerji, örgütsel kültür ve iklimden sağlanır.
Yöneticiler, örgütsel hedeflere ulaşabilmek için çalışma gruplarını ve grup
üyelerini yönlendirme yeteneğinde olmalıdırlar. Etkili liderler veya yöneticiler,
bireysel dinamikleri anlamalı, onları motive edebilmeli ve onlarla etkili iletişim
kurabilmelidir. Bu nedenle yöneltme belki de tüm yönetim becerilerinin en
önemlisidir.

182
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Küçük İşletmelerde Yönetim İşlevi

Yönetici ile lideri ayıran özel yeteneklerden biri de astları motive edebilme
becerisidir. Başarılı bir yönlendirme için çalışanların motive edilmesi gerekir.

Denetim İşlevi
Denetim yönetim fonksiyonlarının sonuncusudur. Denetleme örgütte
Denetleme örgütte
gerçekleşen sonuçlar ile, planlanan hedeflerin karşılaştırılması ve sapma hâlinde
gerçekleşen sonuçlar
bunların nedenlerini bulup giderme sürecidir. Denetim; sonuç denetimi, süreç
ile, planlanan
hedeflerin denetimi, önleyici denetim, bütçe denetimi ve proje denetimi şeklinde olabilir.
karşılaştırılması ve Yönetim süreci, denetim fonksiyonuyla tamamlanır. Denetim sayesinde,
sapma hâlinde bunların faaliyetlerin planlarla karşılaştırılması ve faaliyetler planlardan saptığı takdirde,
nedenlerini bulup gerekli düzeltmeler yapılır. Diğer yandan, eğer sonuçlar tatmin edici ise örgüt
giderme sürecidir. üyelerine davranışlarının uygun olduğu bildirilmeli ve üyeler daha fazla motive
edilmeli ve ödüllendirilmelidir.
Denetim, bir işletmede planlanan amaçlarla, gerçekleşen durumlar arasında
karşılaştırma yapmaktır. Yönetim faaliyetlerinden planlama ve örgütleme, başlangıç
fonksiyonudur. Koordinasyon, salt, soyut bir olaydır. yöneltme ise bir kabiliyet ve bir
sanattır. İşletmenin yönetim faaliyetlerinin değerlendirmesi, denetim aşamasında
gerçekleşir. Denetim, yönetim faaliyetlerinin gerçekleşen durumlarını, olması
gerekenlerle, bağdaşıp bağdaşmadığını araştırır.
Denetim fonksiyonu, bir karşılaştırma işidir ve bu karşılaştırmayı yapabilmek
için en az iki ölçütün bulunması gerekir. Bunlardan ilki, olması gereken,
gerçekleşmesi istenen durum, diğeri ise planlardır. Denetim yapılabilmesi için bir
temele dayanmak gerekir ve daha açık, eksiksiz ve ayrıntılı planlar yapıldıkça daha
etkin denetim yapılabilir. Denetim işlevinin nedeni, faaliyetlerin sonuçlarını ölçmek
ve değerlemek, planların başarıya ulaşmasını sağlamak olduğuna göre, bir
işletmede planlardan sapmanın nedenlerinin araştırılması gerekir.

•Yönetim konusu büyük olsun küçük olsun bütün işletmeler için


önemlidir ve yönetim işlevine her işletmede özen gösterilmeli, doğru
personel tedarikiyle iş, aile içinden bile olsa liyakatli kişilere
Örnek

verilmelidir.
•Küçük işletmelerde ise yönetim işlevi daha büyük önem arz
etmektedir. Çünkü küçük işletmelerde yönetici, başka işlevlerin
yükünü de üstlenebilmekte, işletme, yönetici ile bütünleşmekte ve
yöneticinin vizyonuna göre geleceği şekillenmektedir. Oysa büyük
iyletmelerde profesyonel çalışanlar farklı düzeylerden katkılar
sağlayabilir ve işletmeyi geleceğe taşıyabilir.
•Bir şirketin mali işlerinden sorumluyken eşinin işi nedeniyle
Amerika'ya giden bir girişimci kadın, Amerika'da zeytinin ve
zeytinyağının çok değerli olduğunu, Türkiye zeytinyağının ise pek
bilinmediğini fark eder. Bunun üzerine Türkiye'ye döndüğünde
eşinin memleketinde zeytin üreticiliğine başlayarak küçük
işletmesinde ürettiği sınırlı miktarda zeytinyağını Amerika'ya ihraç
eder. Bu işten iyi para kazandığı gibi, ürettiği zeytinyağı, 2019 yılı
itibarıyla Amerika'da düzenlenen bir yarışmada ikincilik ödülünü alır.

183
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Küçük İşletmelerde Yönetim İşlevi

•KOBİ’ler açısından işletme işlevlerinin hangisi veya hangileri daha


önemli olabilir? Tartışınız?

Bireysel Etkinlik
•KOBİ işlevlerinin yerine getirilmesi ile büyük işletmelerde işletme
işlevlerininin yerine getirilmesi bakımından farklılıklar söz konusu
olabilir mi? Araştırınız.
•KOBİ’lerde insan kaynakları planlaması doğrultusunda işe almanın
önemi ne olabilir? Araştırınız.
•KOBİ’lerde iş analizi, performans ölçüleri belirleme ve performans
değerlemenin uyumlu bir biçimde yürütülmesinin işletmeye
katkıları neler olabilir? İnceleyiniz.

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ


KOBİ’lerde insan kaynakları yönetimi kapsamında gerçekleştirilen temel
uygulamalar şunlardır:
 İnsan kaynakları planlaması
 İşe alma ve eğitim
 İş analizi ve performans değerleme
 Ödüllendirme ve ücretlendirme
 İş güvenliği
KOBİ’lerde yerine getirilen temel insan kaynakları uygulamaları aşağıda kısaca
aşağıda ifade edilmiştir:

İnsan Kaynakları Planlaması


Bir KOBİ için aranan personelin ihtiyaç duyulduğu anda istihdam edilmesi,
aranan nitelikte iş gücünün bulunabilmesi bakımından kolay değildir. O yüzden
işletme yönetiminin ihtiyaç duyacağı her alan için önceden bir planlama yapması,
İşletme yönetiminin
ihtiyaç duyacağı her iş gücü kaynaklarını belirlemesi ve bu doğrultuda gereksinim anında istihdam
alan için önceden bir etmesi önem arz etmektedir.
planlama yapması, iş
İnsan kaynakları planlaması: Bir işletme için gerekli olan insan gücünün,
gücü kaynaklarını
nitelik ve nicelik itibarıyla önceden tespit edilmesi ve bu iş gücünün ne zaman ve
belirlemesi ve bu
doğrultuda gereksinim ne şekilde temin edileceğinin, bir yönetim anlayışı ile belirlenmesidir.
anında istihdam etmesi
önem arz etmektedir.
İşe Alma ve Eğitim
İşe Alma ve Eğitim: İnsan kaynaklarının temel uygulamalarından biri de işe
alma ve işgören eğitimidir. İşe alma, yerleştirme veya personel seçimi aynı
anlamda kullanılan kavramlar olup insan kaynakları planlaması doğrultusunda, iş
analizlerinde de belirtilen ölçülere uygun niteliklerdeki kişilerin çeşitli yöntemlerle
istihdam edilmeleridir.
Burada asıl olan, uygun işe uygun kişilerin bulunmasıdır.

184
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Küçük İşletmelerde Yönetim İşlevi

İyi bir planlama yapılmışsa, gereken nitelikte personele ulaşmak zor


olmayacaktır. Bunun yanında dönemsel birtakım güçlükleri de göz önünde
bulundurmak gerekir.
İKY’nin beşerî faktörler tedarik etmek için temel kaynakları;

 İşletme içi kaynaklar,


 Rakipler ve
 İlk defa işe girecek olanlardır.
Bazı işletmeler prensip olarak bu kaynakların herhangi birini
benimsemektedir. Fakat duruma göre hareket edilebilir ve karma bir yaklaşım da
benimsenebilir.
İşgören eğitimi, işe alıştırma veya hazırlama denen oryantasyon ile
başlamakta, çalışma hayatının sonuna kadar belli şekillerde devam etmektedir.

İş Analizi ve Performans Değerleme


İşgörenlerin iş yüklerine göre dengeli bir biçimde görevlendirilmeleri ve
ücretlendirilmeleri için, yerine getirilen işlerin ağırlığının belirlenmesi ve
değerlendirilebilmesi gerekmektedir.
Yapılacak işin aynı zamanda en az hareketle, en kısa sürede, en az sayıda kişi
ve masrafla nasıl yapılacağının da standart hâle getirilmesi ve ücretin ona göre
belirlenmesi esastır.
İş Analizi ve Performans Değerleme: Bir işin daha az masrafla, daha kısa
zamanda ve daha kolay yapılabilmesini sağlamak amacıyla, o işe ilişkin bilgilerin
toplanması ve toplanan bilgilerin sistemli olarak incelenmesi ve değerlendirilmesi
sürecine “iş analizi” denmektedir.
İş analizi yapılıp işin özellikleri belirlendikten sonra, işin yapılma düzeyine,
süresine veya miktarına göre performans ölçüleri konabilir. İşgörenlerin çalışma
dereceleri veya performansları, bu objektif ölçülerle değerlendirilebilir. İşte,
yapılacak işlerin ve işe ilişkin performans göstergelerinin önceden belirlenip
İşin yapılma düzeyine, personelin çalışmasının buna göre değerlendirilmesine performans değerleme
süresine veya miktarına
denir.
göre performans
ölçüleri konarak Ödüllendirme ve Ücretlendime
işgörenlerin çalışma
dereceleri veya Ödüllendirme ve Ücretlendirme: İşgörenlerin iş yerinde gösterdikleri
performanslarının bu performansa göre belirlendiği şekilde özendirilmesi amacıyla yapılan her türlü
objektif ölçülerle motive edici uygulama ödüllendirme olarak değerlendirilir. Bu ödül, para ve hediye
değerlendirilmesine gibi maddi olabileceği gibi, pozisyon ve yetki verme veya taltif etme biçiminde
performans değerleme
maddi olmayan unsurları da içerebilir.
denir.
Ücret ise; işgörenlerin belli bir sürede yaptıkları işin karşılığı olarak,
performans göstergelerinde belirlenen; donanım, eğitim, nitelik, iş riski, hizmet
süresi, katma değer ve piyasa ihtiyacı gibi esaslar doğrultusunda aldığı paradır.
Ödüllendirme ve ücretlendirmede dikkate alınacak temel durum, işgörenler
arasında eşitlik üzerine kurulu bir performans değerleme ve ödül/ücret sisteminin

185
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Küçük İşletmelerde Yönetim İşlevi

oturtulmasıdır.
Şu hâlde işgörenlerin alacağı ücretin belirlenmesinde yararlanılabilecek
ölçütlerin önemlileri şunlardır:
 Eğitim,
 Donanım,
 Nitelik,
 Kadro,
 İş riski,
 Hizmet süresi,
 Katma değer ve
 Piyasa ihtiyacı
Ücretlendirme konusunda çeşitli yöntemler söz konusudur. Ücret zaman
esasına göre verilebileceği gibi, parça başına ya da bitirilen iş miktarına göre
(akord ücret) veya prim usulü de olabilir.

İş Güvenliği
İş Güvenliği: İş güvenliği, iş sağlığını da kapsayacak şekilde kullanılan bir
kavramdır. İş sağlığı ve güvenliği, iş yerinde, işin yapılması esnasında, işin ve işin
yapıldığı ortamın koşullarından ötürü çalışanların maruz kaldıkları sağlık
problemleri ve diğer olumsuzlukların elimine edilmesi ile ilgili konuları inceleyen
bir bilimdir.
Bu doğrultuda iş güvenliği derken, iş yerinde çalışanların sağlık ve diğer
mesleki alanlarda yaşayabilecekleri olumsuzlukların önüne geçilmesi
anlaşılmaktadır.

İş güvenliği derken, iş Günümüz iş, işçi ve işveren düzenlemeleri içerisinde iş güvenliğinin önemi
yerinde çalışanların artmıştır. İşverenler, işçi sağlığı ve güvenliğini dikkate alan uygulamalar geliştirmek
sağlık ve diğer mesleki ve bunları sürdürebilir kılmak için yasalar tarafından yönlendirilmekte ve
alanlarda denetlenmektedir.
yaşayabilecekleri
olumsuzlukların önüne Bir diğer konu da işgörenlerin çalışma koşulları, ücretleri ve işverenle olan
geçilmesi ilişkilerini düzenleyici olarak faaliyet gösteren sendikalardır. İşletme yönetimin
anlaşılmaktadır. sendikalarla da iyi ilişkiler geliştirme, tarafları dinleme ve yükümlülüklerini yerine
getirme konularına dikkat etmesi gerekmektedir.

186
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Küçük İşletmelerde Yönetim İşlevi

•Yönetim, kamu ya da özel sektörde herhangi bir iş kolunda, sosyal alanda, formel
olsun informel olsun, yerine getirilmesi gereken tüm görevlerin, işi planlayıp eldeki
kaynakları etkin bir biçimde kullanarak, kişileri niteliklerine göre görevlendirmek
suretiyle yerine getirilmesidir.
••Yönetim işlevi temel olarak planlama, örgütleme, yönlendirme ve denetim
faaliyetlerinden oluşmaktadır. Bu faaliyetlere, yönetim süreçleri veya yönetimin alt
Özet
işlevleri denir.
••Diğer alt işlevler ise, koordinasyon ve kadrolamadır.
•Yönetimin alt işlevleri şunlardır:
•Planlama
•Örgütleme
•Kadrolama
•Eş güdümleme (koordinasyon)
•Yönlendirme ve
•Denetim
•İlk yönetim faaliyeti planlamadır. Planlama, örgütsel bir amacı gerçekleştirmek için,
hedefler ve bu hedefleri gerçekleştirecek eylemlerin belirlenmesidir. Yöneticiler,
yöntem, plan ve mantığa dayalı olarak örgütsel faaliyetleri yürütürler.
•Yönetimin başka bir işlevi, örgütlemedir. Örgütleme, örgütün, fiziki, mali ve beşerî
kaynaklarının, değer yaratacak şekilde birleştirilmesi anlamına gelir.
•Örgütsel verimlilik ve etkinlik, örgütün amaçlarına ulaşma derecesine bağlıdır. Bu da
ancak, örgütsel unsurların ahenkli bir şekilde bir araya getirilmesi ile başarılabilir.
Kısaca örgütsel unsurlar ne kadar iyi uyumlaştırılırsa örgütsel verimlilik ve etkinlik o
düzeyde başarılabilir.
•Yönetimin bir diğer işlevi olan kadrolama, planlanmış ve örgütlenmiş yapıyı işletecek
insan kaynaklarının iş analizlerine dayalı olarak tedarik edilmesi anlamına
gelmektedir. Örgütler fiziki, mali ve beşerî unsurlardan oluşur. Kadrolama, örgütün
beşerî unsurunu tedarik etme etkinliğidir.
•Yönetimin temel işlevlerinden biri de, eş güdümlemedir. Örgütler çeşitli
unsurlardan oluşur. Bu oluşum rastgele bir araya getirilmez. Her örgütsel unsurun,
örgütün hedeflerini gerçekleştirebilmek için ahenkli biçimde bir araya getirilmesi
ve tasarlanması gerekir. Örgütsel fonksiyonların birbirleriyle uyumlaştırılmasında
ve bir örgütsel uyumun ortaya çıkması, eş güdümleme fonksiyonunda gösterilecek
başarıya bağlıdır.
•Yönetimin bir diğer işlevi yönlendirme fonksiyonudur. Yönlendirme,
koordinasyonla bir araya getirilen ve uyumlaştırılan örgütsel unsurların, örgütsel
amaçları gerçekleştirmek için, yönetici tarafından harekete geçirilmesidir. Yönetici
bunu, planın aşamalarını takip ederek ve çalışanları motive ederek yapar.
Yöneticinin liderlik yeteneğini göstereceği yönetim fonksiyonu, yöneltme
fonksiyonudur.
•Yönetimin son işlevi denetimdir. Denetim, önceden belirlenmiş standartlarla,
örgütsel hedeflerin gerçekleşme derecesini belirleme sürecidir. Denetim, sadece
plandan sapmaları ortaya çıkarmaz; aynı zamanda, hedeflerin ötesine geçildi ise
bunda etkili olan başarı faktörlerini de ortaya çıkarır.
•KOBİ’lerde insan kaynakları yönetimi kapsamında gerçekleştirilen temel
uygulamalar şunlardır:
•İnsan kaynakları planlaması
•İşe alma ve eğitim
•İş analizi ve performans değerleme
•Ödüllendirme ve ücretlendirme
•İş güvenliği

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14

187
Küçük İşletmelerde Yönetim İşlevi

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Kamu ya da özel sektörde herhangi bir iş kolunda, sosyal alanda, formel
olsun informel olsun, yerine getirilmesi gereken tüm görevlerin, işi
planlayıp eldeki kaynakları etkin bir biçimde kullanarak, kişileri
niteliklerine göre görevlendirmek suretiyle yerine getirilmesidir.
Yukarıda verilen tanım hangi işleve aittir?
a) Üretim
b) Pazarlama
c) Yönetim
d) Muhasebe
e) Finansman

2. Planlama işlevinin tanımı aşağıdakilerden hangisidir?


a) Neyin, ne zaman, nerede, nasıl ve kim tarafından yapılacağının
önceden belirlenmesidir.
b) Eldeki kaynakların miktarının belirlenmesidir.
c) İş tanımlarının yapılmasıdır.
d) Müşteri sayısının tahmin edilmesidir.
e) Rakiplerin faaliyetlerini izlemektir.

3. Örgütün zaman içerisindeki büyüme ve gelişimiyle ilgili planlara ne ad


verilir?
a) Kısa dönemli planlar
b) Taktik planlar
c) Orta dönemli planlar
d) Stratejik planlar
e) Alternatif planlar

4. Stratejik planlarda saptanmış amaçlara nasıl ulaşılacağını gösteren planlara


ne ad verilir?
a) Gelecek planı
b) Stratejik plan
c) Taktik plan
d) Özel plan
e) Örgüt planı

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15

188
Küçük İşletmelerde Yönetim İşlevi

5. Amaca ulaşmayı sağlayacak şekilde tüm kaynakların uygun yer ve


pozisyonda değerlendirilmesi, sonuca ulaşmayı sağlayacak bir örgüt
yapısının oluşturulmasına ne ad verilir?
a) Planlama
b) Örgütleme
c) Kadrolama
d) Koordinasyon
e) Denetim

6. İstihdam edilecek iş gücünün seçimi, geliştirilmesi, yerleştirilmesi,


değerlendirilmesi, kariyer planlamasının yapılması, eğitimi gibi insan
kaynakları ile ilgili faaliyetlerin tümüne ne ad verilir?
a) Örgütleme
b) Koordinasyon
c) Planlama
d) Kadrolama
e) Yöneltme

7. Bir işletmenin düzenli ve sürekli çalışabilmesi için amaçlar, faaliyetler,


organlar ve bireyler arasında uyum ve iş birliğinin sağlanmasına ne ad
verilir?
a) Koordinasyon
b) Örgütleme
c) Planlama
d) Kadrolama
e) Yöneltme

8. Örgütte gerçekleşen sonuçlar ile planlanan hedeflerin karşılaştırılması ve


sapma hâlinde bunların nedenlerini bulup giderme sürecine ne ad verilir?
a) Planlama
b) Denetleme
c) Koordinasyon
d) Örgütleme
e) Kadrolama

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16

189
Küçük İşletmelerde Yönetim İşlevi

9. Bir işletme için gerekli olan insan gücünün, nitelik ve nicelik itibarıyla
önceden tespit edilmesi ve bu iş gücünün ne zaman ve ne şekilde temin
edileceğinin, bir yönetim anlayışı ile belirlenmesine ne ad verilir?
a) İş Analizi
b) Performans Değerleme
c) Taktik Plan
d) Stratejik Plan
e) İnsan Kaynakları Planlaması

10. Bir işin daha az masrafla, daha kısa zamanda ve daha kolay yapılabilmesini
sağlamak amacıyla, o işe ilişkin bilgilerin toplanması ve toplanan bilgilerin
sistemli olarak incelenmesi ve değerlendirilmesi sürecine ne ad verilir?
a) Basitleştirme
b) Standardizasyon
c) İş Analizi
d) Performans Değerleme
e) Denetleme

Cevap Anahtarı
1.c, 2.a, 3.d, 4.c, 5.b, 6.d, 7.a, 8.b, 9.e, 10.c

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17

190
Küçük İşletmelerde Yönetim İşlevi

YARARLANILAN KAYNAKLAR
Akat, İ. vd. (2002). İşletme Yönetimi, İzmir: Barış Yayınları.
Alpugan, O. (1996). İşletme Bilimine Giriş, Trabzon: Derya Kitabevi.
Alpugan, O. vd. (1995). İşletme Ekonomisi ve Yönetimi, İstanbul: Beta.
Bingöl, D. (1996). İnsan Kaynakları Yönetimi, İst.: Beta Basım Yayım Dağıtım.
Bourgeous L. J., Duhaime, Irene M., ve Stimpert J. (1999). Strategic Management,
A Managerial Perspective, Second Edition, USA, Texsas: The Dryden Press
Harcourt Brace College Publishers.
Can, C. (1997). Organizasyon ve Yönetim, Ankara: Siyasal Kitabevi.
Dawson, T. (1998). Introduction To Management, England: Tudor Business
Publishing Ltd.
Dinçer Ö. ve Fidan Y. (1999). İşletme Yönetimine Giriş, İst.: Beta.
Genç, N. (1994). Zirveye Götüren Yol Yönetim, İst.: Timaş Basım Ticaret ve Sanayi
A.Ş.
Küçük O. (2017) İşletme Bilgisi ve Yönetimi, 4. Baskı, Seçkin Yay., Ankara.
Küçük O. (2018) Girişimcilik ve Küçük İşletme Yönetimi, 9. Baskı, Seçkin Y., Ankara.
Lewis, P. S. vd. (1995). Management Challenges in the 21st Century, New York:
West Publishing Company.
Schneider S. C., ve Barsoux, L. J. (1999). Managing Across Cultures, Great Britain:
Prentice Hall Europe.
Stoner, J. A. F. (1981). Management, Prentice Hall International Editions.
Tortop, N. (1990). Yönetim Biliminin Temel İlkeleri, Ankara: Türkiye ve Orta Doğu
Amme İdaresi Amme Enstitüsü Yayınları.
TOSUN, Kemal; İşletme Yönetimi, Savaş Yayınları, Ankara, 1992.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18

191
KÜÇÜK İŞLETMELERDE ÜRETİM
İŞLEVİ

• Üretim İşlevi
İÇİNDEKİLER

• Üretim Çeşitleri
• Küçük İşletmelerde Üretim
Planlaması
• Küçük İşletmelerde Stok Kontrolü GİRİŞİMCİLİK VE
• Küçük İşletmelerde Stok Kontrol
Yöntemleri KÜÇÜK İŞLETMELER
Prof. Dr. Osman
DEMİRDÖĞEN

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


• KOBİ’lerde üretim işlevini öğrenecek,
HEDEFLER

• Üretim çeşitlerini bilecek,


• Küçük işletmelerde üretim planlamasını
kavrayacak,
• Küçük işletmelerde stok kontrolü ve stok
kontrol yöntemleri hakkında bilgi sahibi
olacaksınız.

ÜNİTE
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz. 11
Küçük İşletmelerde Üretim İşlevi

Proje Tipi Üretim


KÜÇÜK İŞLETMELERDE ÜRETİM İŞLEVİ

Kesikli Üretim
Parti Üretim
Üretim Çeşitleri
Kütle Üretimi
Küçük İşletmelerde
Sürekli Üretim
Üretim Planlaması
Seri Üretim
Küçük İşletmelerde Gözle Kontrol
Stok Kontrolü Yöntemi

Çift Kutu Yöntemi

Küçük İşletmelerde ABC Yöntemi


Stok Kontrol
Yöntemleri
Maksimum‐Minimum
Stok Kontrol Yöntemi

Bilgisayarlı Stok
Kontrol Yöntemi

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2

193
Küçük İşletmelerde Üretim İşlevi

GİRİŞ
İşletmelerin temel işlevlerinden biri de üretimdir. Tedarik edilecek faktörlerin
en uygun biçimde tedarik edilmesinden, işletmede gerçekleştirilecek üretimin,
tasarımı da içine alarak ne şekilde ve hangi şartlarda gerçekleştirileceğine kadar pek
çok işlem, üretim fonksiyonunun ilgi alanına girer.
Üretim aynı zamanda talep tahminini de içermekte, böylece pazarlama ile yakın
ilişkili bir bölüm olarak ortaya çıkmaktadır. Bunun yanında üretim yönetimi gerek
süreç yönetimi, iş gücü planlama, performans değerleme gibi ara yüz konular itibarıyla
yönetim disiplini ile ve gerekse stok, tedarik ve parça başı ve akord gibi ücretleme
yöntemleri gibi konular bakımından da muhasebe ile ortak çalışma alanlarına sahiptir.
Tüm bunlar üretim işlemler yönetiminin kapsamını, genişliğini ortaya koymaktadır.
Bilim ve teknolojide meydana gelen gelişmeler ve buna bağlı olarak artan
küreselleşme sınırları ortadan kaldırmış ve sermayenin, insanların ve malların sınır aşar
şekilde daha hızlı ve kolay hareket etmesine imkân sağlamıştır. Buna bağlı olarak da
ülkelerdeki işletmeler de düne göre yerel olmaktan çıkmış, uluslararasılaşmışlardır
(Mucuk, 2011, s.367).
Eskiden yerel sınırlar içinde gerçekleşen bir ticaret akışı söz konusuydu. Üretilen
bir ürün günler, haftalar hatta aylarca raflarda bekleyebiliyordu. Ancak sınırları aşan
ticaret sayesinde günümüzde üretimi tamamlanan bir ürünün piyasa sunulduktan
saniyeler içinde satışı gerçekleşebilmektir. Yaşanan bu değişim ve dönüşüm firmaları,
ürünleri daha hızlı tasarlayıp daha hızlı üretmeye yöneltmiştir.

ÜRETİM İŞLEVİ
Üretim, genel olarak bir şey ortaya koyma, bir işi yapma anlamında kullanılır.
Ekonomi biliminde ise üretim, insan ihtiyaçlarını karşılayan malların ve hizmetlerin
yapımı, oluşturulması, imali veya mevcut malların faydasını arttıracak biçimde
özelliklerinin değiştirilmesi faaliyeti olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımlamada iki
Üretim, bir işletmenin nokta önemlidir. Bunlardan ilki, hiç mevcut bulunmayan bir mal veya hizmet ortaya
katma değer oluşturma
koyarak fayda yaratılması olayıdır. İkincisi ise, mevcut mal ve hizmetlerin özelliklerinin
faaliyetidir. Dar
anlamda, fayda sağlama değiştirilmesi yoluyla faydanın artırılması durumudur.
işlemidir. Üretim denince akla ilk gelen biçim değişikliği olmaktadır. Üretim kavramı
yalnızca biçim değişikliği yoluyla fayda sağlama işlemiyle sınırlı değildir. İşletmelerin asıl
fonksiyonlarından biri olan üretim fonksiyonu, dört pazarlama karması bileşeninden
biri olan ürünün ortaya konmasıyla ilgili süreci kapsar.
Üretim, bir işletmenin katma değer oluşturma faaliyetidir. Dar anlamda, fayda
sağlama işlemidir. Üretim aynı zamanda, mal ve hizmetlerin miktarlarının veya
faydalarının artırılmasıdır. Geniş anlamda üretim; insan ihtiyaçlarını karşılamak
amacıyla belirli girdilerin, dönüştürme sürecinde çeşitli işlemlerden geçirilerek mal
veya hizmet şeklinde çıktıya dönüştürülmesidir. Bu tanıma göre, fiziki bir ürünün

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3

194
Küçük İşletmelerde Üretim İşlevi

üretimiyle ilgili olduğu kadar hizmet üretimiyle de yakından ilgili olan üretim işleminin
temelde üç önemli elemanı bulunmaktadır. Bunlar; girdi, işlem ve çıktı olup şekil
11.1.’de gösterilmiştir.

GİRDİ İŞLEM ÇIKTI

Fabrika
Ham Mal
madde Taşıma
Hizmet
İş gücü Servis
Makine Araç‐
Gereçler

Şekil 11.1. Üretim İşleminin Yapısı ve Elemanları

Üretim sistemi; iş gücü, malzeme, bilgi, enerji, sermaye gibi girdilerin belirli bir
dönüştürme sürecinden geçirilerek mal veya hizmetin üretilmesi sürecidir.
Üretim sistemi, girdi veya üretim faktörlerinin tedariki ile başlayan bir süreçtir.
Tedarik, işletmenin üretimde bulunabilmesi için ihtiyaç duyduğu üretim faktörlerinin
hazır hâle getirilmesidir. Ancak modern işletmecilik anlayışında sermayenin tedariki,
finansman ve iş gücünün tedariki, personel fonksiyonunun kapsamı içinde
Günümüzde hem incelendiğinden, dar anlamda tedarik fonksiyonunun kapsamı, üretim veya imalat için
mallar hem de pazarlar
gerekli ham madde, yardımcı madde ve işletme malzemesinin temini ile sınırlı hâle
homojenleşmiş hem de
gelmiştir.
küreselleşme sürecinde
mesafeler
kısaldığından, bir
ÜRETİM ÇŞİTLERİ
işletmenin ürettiği Bugün, yakın zamanlara kadar kabul gören büyük işletmeler yoluyla üretim
ürünü, dünyanın her
anlayışı değişmeye başlamıştır. Bilgisayar teknolojisi, ne kadar büyükseniz o kadar
yerinde satma imkânı
doğmuştur. avantajlısınız anlayışını değiştirmiş ve küçülme dönemi başlamıştır. İş dünyasında
küçük işletmeler, hâkimiyetlerini yavaş yavaş göstermektedirler.
Bütün parçalarını kendileri üretmekle övünen devasa otomobil fabrikaları hiçbir
parçasını kendisi üretmeyen Toyota karşısında rekabet edemez hâle gelmiştir. Üç bin
küçük işletmenin ürettiği parçaları bir araya getiren ve bunlardan otomobil ortaya
çıkaran Toyota, yeni üretim anlayışıyla bütün rekabet şartlarını altüst etmiştir.
İş dünyasında, kapsam itibarıyla da önemli değişiklikler yaşanmaya başlamıştır.
Üretim anlayışındaki söz konusu değişiklikler şu şekilde özetlenebilir:
 Üretilen mal veya hizmetlerde globalleşme: Günümüzde bir işletmenin ürettiği
ürünü, dünyanın her yerinde satma imkânı doğmuştur. Çünkü hem mallar hem de
pazarlar homojenleşmiş hem de küreselleşme sürecinde mesafeler kısalmıştır.
Küreselleşme işletmelerin tüm sanayi girdileri ile aynı yerde üretme davranışını

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4

195
Küçük İşletmelerde Üretim İşlevi

terk etmelerine sebep olmaktadır. Bunun yerine, malın işçiliğini üretimin yapıldığı
yerden, sınai girdileri ucuz olabilecek bir başka yerden sağlamaya, pazarlamasını
ise, stratejik avantaj ve rekabet üstünlüğü sunan ayrı bir yerde yapmaya sevk
etmektedir.
 Ar‐Ge çabalarındaki artış: Tüm dünyada Ar‐Ge harcamaları artmaktadır.
Yenilik yapma yeni düşünceler ve teknolojiler üretme anlayışı hız kazanmıştır.
 Talepteki hızlı değişmeler ve ürünlerin ömrünün kısalması: İletişim araçlarının
gelişmesi ve kullanımındaki yaygınlık, ülkeler ve kültürler arasında mesafeyi
azaltmaktadır. Bu durum yeni tüketim alışkanlıkları oluşturmaktadır.
 Otomasyon uygulamalarının yaygınlaşması: Bu uygulama, özellikle teknoloji
transfer eden ülkelerde, üretim‐istihdam ilişkisini bozmuştur. Ayrıca
otomasyon, standartlaşma ve üstün kaliteyi beraberinde getirmektedir. Üretim
hacmi artmakta, maliyetler düşmektedir.
 Üretim girdilerinin çeşitlenmesi: Tüm dünyada petrol dışındaki ham madde
kullanımında azalma olduğu hâlde, genel üretim miktarında ve çeşidinde artma
vardır. Bu ortamda geleneksel ham madde üretim ilişkisi değişmektedir. Yeni
kompozit maddeler girdi olarak kullanılmaktadır.
Günümüzde üretim yeni merkezlere kaymış ve ucuz emek peşinde olan
geleneksel endüstrilerdeki üretim anlayışı değişmiştir. Bugün karmaşık imalat ve
hizmet işletmeleri, üretim anlayışlarını küresel eğilimler doğrultusunda yeniden
şekillendirmektedir. Günümüzde, sanayi döneminde olduğu gibi standart bir üretim
anlayışı yoktur. Bununla birlikte yaygın olarak yürütülen üretim yöntemleri üzerinde
kısaca durulacaktır.
Üretim sistemleri adına temel ayrım, kesikli ve sürekli üretimdir. Kütle ve seri
üretim sürekli, proje ve parti üretimi ise kesikli üretimdir.
Kütle Üretimi: Aynı malın, aynı üretim tekniğini kullanmak suretiyle çok sayıda
üretilmesidir.
Kütle üretiminde üretilen malın çok ve birbirinin aynı olması şarttır. Aynı
mamulden çok büyük miktarlarda ve uzun süre imalatta bulunulur. Fakat gerektiğinde
makine, yerleşme düzeni, tertibat, kalıp vs. de bazı değişiklikler yapmak suretiyle
başka tip mamulün üretimine geçme imkânı vardır.
Akış veya Proses Üretimi: Bu üretim türünde makine ve tesisler yalnız bir cins
mamulü üretecek şekilde dizayn edilmiş ve yerleştirilmiştir.
Aynı yerde bir başka mamulü üretmek ya çok pahalıdır veya imkânsızdır.
Karıştırma, ayırma, şekil verme ve/veya kimyasal reaksiyonlar yolu ile değer yaratan
bir üretim türüdür. Parti hâlinde veya devamlı olarak yapılabilir.
Proje Tipi Üretim: Üretime konu olan mamul oldukça büyüktür (gemi, uçak, bina
vb.) Yarı mamuller, çalışanlar ve makineler, ürünün etrafında toplanırlar. Ürün akışı
yoktur, bunun yerine tek tek bütün işlemler son proje hedefine ulaşmak amacıyla belli

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5

196
Küçük İşletmelerde Üretim İşlevi

bir sıra dâhilinde gerçekleştirilir. Amaca ulaşıldıktan sonra sistem tasfiye edilmiş olur.
Parti Üretimi: Bir mamulün özel bir siparişi veya sürekli bir talebi karşılamak
amacıyla belirli miktarlarda oluşan partiler hâlinde üretilmesidir.

KÜÇÜK İŞLETMELERDE ÜRETİM PLANLAMASI


Üretim planlaması; istenen zamanda, istenen nicelik ve nitelikte mal ve hizmet
üretiminin sağlanması için, konunun kuramsal yanının yazılı, grafiksel ve matematiksel
olarak hazırlanması biçiminde tanımlanabilir.
Üretim planlaması, gelecekteki üretimin sınırının önceden saptanmasıdır. Üretim
planlaması aynı zamanda hem işletmenin sahip olduğu üretim kapasitesi ve üretilecek
ürünün saptanması ile hem de gelecekle ilgilidir.
Yapılan tahminlerin plan biçimine dönüştürülmesi süre bakımından iki aşamada
gerçekleştirilmektedir. Önce uzun döneme ilişkin tahminlere dayanılarak bir veya
birkaç yıl içerisinde hangi mamul, tür veya türlerinin nasıl ve nerede üretileceği
hususları genel olarak belirlenir. Daha sonra uzun dönem planının uygulamasını
Gelecekteki üretimin sağlayan kısa dönem tahminlerine dayalı ayrıntılı planlar yapılır. Bu “üretim
sınırının önceden
programlaması” olarak adlandırılır. Örneğin uzun dönem için yapılan planlamadaki
saptanma anlamında
üretim planlaması, aynı süre bir yıl ise, “Acaba söz konusu planlamanın her ayında nasıl bir hareket biçimi
zamanda hem gereklidir?” sorusunun karşılığı ancak kısa döneme dayalı programlama ile yapılabilir.
işletmenin sahip olduğu Üretim planları yapılırken öncelikle talep dikkate alınır. Müşterilerin istek ve
üretim kapasitesi ve beklentilerinin tespit edildiği bir pazar araştırmasından sonra, hangi ürünün, ne
üretilecek ürünün miktarda ve ne kadar süre içerisinde üretileceğine karar verilir (Hisrich, 2002, 236‐237).
saptanması ile hem de
gelecekle ilgilidir. Bu konuda çeşitli talep tahmin yöntemlerinden yararlanılabilir. Müşteri
isteklerinin çeşitlenmesi, rekabetin artması ve üretim sistemlerinin karmaşık bir
yapıya bürünmesi, talep tahminlerini de içine alacak şekilde tüm üretim planlama ve
kontrol faaliyetlerini zor ve kompleks bir işlev hâline getirmiştir.

• KOBİ’lerde üretim anlayışında yaşanan değişimi, sektörler


Bireysel
Etkinlik

düzeyinde inceleyiniz.

KÜÇÜK İŞLETMELERDE STOK KONTROLÜ


İşletmelerin stok elde etmesinin ve bulundurmasının nedenlerini belirterek stok
yönetimini açıklamak konuya daha bütüncül bir açıdan bakılmasını sağlar. Buna göre
işletmeler şu amaçlar için stok elde eder ve bulundururlar (Muller, 2003: 3‐4):

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6

197
Küçük İşletmelerde Üretim İşlevi

 Üretim takvimini ve kapasite planlamasını gerçekleştirebilmek için,


 Talepteki dalgalanmalara karşı korunmak için,
 Tedarikçilerinden malzeme sağlama konusunda yaşanabilecek herhangi bir
olumsuz duruma önlem için,
 Maliyet enflasyonun etkisinden korunmak için,
 Miktar iskontosundan yararlanmak için (Büyük miktar siparişlere, küçük
miktar siparişlere göre daha çok iskonto yapılmakta ve bunun sonucunda
stokların birim maliyeti düşebilmektedir.),
 Sipariş maliyetlerini azaltmak için (Ne kadar az sipariş yapılırsa sipariş maliyeti
o kadar az olur).
Bir üretim sisteminde üretilen mamule dolaysız veya dolaylı olarak katılan bütün
fiziksel varlıklar ve mamulün kendisi, stok kavramı içinde düşünülmektedir. Stok
kavramının yerine, bazı kaynaklarda aslı İngilizce’de “inventory” olan envanter
kelimesinin kullanıldığı görülmektedir. Üretim ile satışların birbirine paralel gitmesi,
Bir üretim sisteminde hemen hemen olanaksızdır. Makine kapasitelerinin mümkün olan en yüksek düzeyde
üretilen mamule kullanılması, iş yüklemenin düzgün yapılabilmesi ve hazırlık maliyetlerinin düşürülmesi,
dolaysız veya dolaylı üretim hızının sabit tutulması ile gerçekleşebilir. Ancak bu takdirde, üretimin satışların
olarak katılan bütün üstünde gitmesi hâlinde artan miktarın stoklanması, aksi durumda stoktan satış
fiziksel varlıklar ve
yapılması söz konusudur. İşletmede stok bulundurulması, kira, ısıtma, soğutma,
mamulün kendisi, stok
aydınlatma gibi çeşitli maliyetlerin ortaya çıkmasına neden olur. Buna karşılık üretim
kavramı içindedir.
hızının düzgün yürütülmesi ve müşteri isteklerinin zamanında karşılanması ile sağlanan
avantajlar vardır. Stoklu çalışmamanın, stok maliyetlerine katlanmama gibi avantajları
olmakla birlikte, müşteri isteklerine cevap verebilmek bakımından bazı eksiklikleri
vardır. Bunlar, stok bulundurma ve bulundurmama maliyetleri olarak bilinir. Sipariş
maliyetleri de stok kontrolünde göz önünde bulundurulması gereken bir başka maliyet
unsurudur.
Stok kontrolünün amacı, bu konudaki olumsuz ve olumlu maliyet unsurları
arasında, işletme açısından en uygun denge noktasının bulunması, başka bir ifadeyle,
Gözle kontrol yöntemi, istenen malı istenen zamanda hazır bulundurmak ve bunu en ekonomik biçimde
maliyeti düşük bir gerçekleştirmektir. Stok kontrolü, müşterilerin istedikleri mal ve hizmetleri istenen yer
yöntem olmakla ve zamanda, istenen miktar ve nitelikte hazır bulundurulabilmesi için, stokların
birlikte, hata ihtimali izlenmesi ve siparişlerin verilmesine yönelik gerçekleştirilen çalışmaların tamamını ifade
yüksek ve
eder.
kurumsallaşma düzeyi
düşük bir yöntemdir. KÜÇÜK İŞLETMELERDE STOK KONTROL YÖNTEMLERİ
Gözle Kontrol Yöntemi
Gözle kontrol yönteminde stoklar, stoklardan sorumlu bir ambar görevlisi
tarafından takip edilir. Eksiklikleri bu görevli belirler ve sipariş verilmesi konusunda,
işletmenin ilgili birimi ile irtibat kurar.
Maliyeti oldukça düşük olan bu yöntemde, ambar görevlisinin sipariş birimi ile

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7

198
Küçük İşletmelerde Üretim İşlevi

uyumlu çalışması ve tedarik süreleri konusunda bilgili olması esastır. Sadece ambar
görevlisine sorumluluk yükleyen bu yöntemin, hata yapma ihtimalinin yüksek olması
gibi bir dezavantajı vardır.

Çift Kutu Yöntemi


Bu yöntemde stoklar, siparişlerin teslimi ve stokların tüketilmesi dikkate
alınarak hazırlanmış, iki bölmeli kutularda tutulur. Kutulardan birinin bitmesi, stok
verilme zamanının geldiğini gösterir. Verilen siparişler ele geçinceye kadar ikinci
kutudan satış yapılır.
Günün değişen koşullarında, teslim ve satış sürelerindeki değişiklikler dikkate
alınarak, kutuların büyüklükleri sürekli olarak gözden geçirilmelidir. Bu stok kontrol
yöntemi çoğunlukla, değeri düşük, küçük hacimli ve çok sayıdaki stok kalemlerinin
kontrolünde kullanılır.

ABC Yöntemi
İşletmelerin stokları genelde binlerce çeşit ve ebatta, değişik önem derecesine
sahip mallardan oluşur. Stok kontrolünde kullanılan yöntemlerden biri olan ABC
yöntemi, stok kalemlerinin toplam içindeki kümülatif yüzdelerine gore
sınıflandırılmasından ibarettir. Stok kalemleri yıllık TL bazında stok değerine göre A, B
ve C biçiminde üç grupta toplanmaktadır. Durum Şekil 11.2.de gösterilmiştir.
A Grubu: A grubuna giren stok kalemleri, toplam stok miktarının %15‐20’sini, yıllık
toplam stok değerinin de %75‐80’ini oluşturur.
B Grubu: Bu gruba giren stok kalemleri, toplam stok değeri içinde ne çok yüksek
ne de çok düşük bir yüzde oranına sahiptirler. Toplam stok miktarının %30‐ 40’ını, stok
değerinin de %15’ini oluştururlar.
C Grubu: Toplam stok miktarı içindeki payı %40‐50, toplam stok değeri içindeki
payı %5‐10 olan kalemler, bu stok grubunu oluştururlar.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8

199
Küçük İşletmelerde Üretim İşlevi

Şekil 11.2. ABC Stok Kontrol Yöntemi

Maksimum‐Minimum Stok Kontrol Yöntemi


Bu yöntemde, stokları kontrol etmek ve sipariş vermekle görevli olan kişiler,
işletmenin içerisinde bulunduğu şartları dikkate alarak, siparişlerin ele geçme süresi,
stokların tükenme süresi ve buna bağlı olarak stoklar hangi seviyeye geldiğinde sipariş
verilmesi gerektiğini önceden belirlerler. Stoklar sipariş verme düzeyine kadar
Maksimum – minimum gerilediğinde önceden belirlenmiş miktar kadar sipariş verilir.
stok kontrol
yönteminde, stoklar Bu stok yönteminin işleyişi Şekil 10.3.te gösterilmiştir. Şekil 11.3.te S1
sipariş verme düzeyine maksimum, S3 minimum stok düzeyini (emniyet stoku), S2 ise yeniden sipariş düzeyini
kadar gerilediğinde, göstermektedir. Stokun 20 günde emniyet stoku düzeyine inip 30 günde tükendiği ve
önceden belirlenmiş siparişin bir haftada işletmeye ulaştığı varsayımıyla, stoklar S2 düzeyine indiğinde S1‐S3
miktar kadar sipariş
kadar sipariş verilir. Stoklar emniyet stoku düzeyine indiğinde bu sipariş işletmeye
verilir.
ulaşmış olur. Böylece fazla stok bulundurma veya bulundurmama durumu söz konusu
olmaz.

Barkod, bir malın


bilgisayar bağlantılı
optik okuyucu cihazlar
ile yorumlanabilmesi ve
o malın tanımlanmasını
Şekil 11.3. Maksimum‐Minimum Stok Kontrol Yönteminin İşleyişi
öngören bir sistemdir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9

200
Küçük İşletmelerde Üretim İşlevi

Bilgisayarlı Stok Kontrol Yöntemi


Gelişen teknoloji, stok kontrolde de işletmelere çeşitli avantajlar sunmaktadır.
Stok kontrolünde bilgisayarların kullanılması, stok kontrolünün çok daha hızlı ve
güvenli bir biçimde yapılabilmesini sağlamaktadır.
Barkod teknolojisine uygun bilgisayar sistemine sahip işletmelerde, stoklara
gelen mallar, önce her birinin üzerinde bulunan çizgi kodlarla birlikte bilgisayara
işlenmekte, sonra da stok düzeylerinin takibi bilgisayar ortamında yapılmaktadır.
Barkod, bir malın bilgisayar bağlantılı optik okuyucu cihazlar ile yorumlanabilmesi ve
o malın tanımlanmasını öngören bir sistemdir.
Bilgisayarda malzeme çıkışlarına ait bilgiler işlenirken en az stok seviyesinin
altına düşen malzeme otomatik olarak belirlenmektedir. Stok durumu da bilgisayar
ortamında izlenerek eksik malzemelere ilişkin bilgiler satın alma birimine
bildirilmektedir.
Yukarıda sayılan yöntemler dışında; yıllık stok bulundurma maliyetlerini
minimum yapma amacıyla geliştirilmiş Ekonomik Sipariş Miktarı Modeli, belli
dönemlerde gerektiği kadar sipariş verilmesini esas alan Sabit Sipariş Periyodu
Yöntemi ve stok miktarı belli bir düzeye indiğinde, toplam stok maliyetini minimum
yapacak şekilde önceden belirlenmiş sabit bir miktar sipariş edilmesi şeklindeki Sabit
Sipariş Miktarı Yöntemi gibi, stok kontrol yöntemleri de kullanılmaktadır.
Çift kutu yöntemine benzeyen bir de kırmızı çift çizgi metodu literatürde ifade
edilmektedir. Bu metotda da yine iki bölme söz konusudur. Bölmelerden ikincisinde
bir kırmızı çizgi konmuştur ve birinci bölme/kap bitip ikincinin kırmızı çizgisine kadar
gelindiğinde sipariş zamanının geldiği anlaşılmakta ve sipariş verilmektedir.
ERP ile stok düzeyleri Böylelikle gereğinden fazla stok bulundurmanın veya stoksuz kalmanın önüne
tedarikçiler tarafından
geçilebilmektedir.
izlenebilmekte, stok
ilgili düzeye geldiğinde Nihayet günümüz modern işletmeleri, bilgisayar ve internet teknolojisinden
tedarikçi uyarılmakta ve yaralanarak Kurumsal Kaynak Planlamayı (ERP) işletmelerine uyarlamışlardır. Bu sistemde
sipariş ilgili müşteriye
stok düzeyleri internet erişimi ile tedarikçiler tarafından izlenebilmekte, programla, hangi
gereken miktarda
gönderilebilmektedir. düzeyde ne kadar sipariş verilecekse stok ilgili düzeye geldiğinde tedarikçi uyarılmakta ve
sipariş ilgili müşteriye gereken miktarda gönderilebilmektedir.
Kalite Yönetimi
Müşteriler için önemli olan tüm alanlar için kurulan ve sürekli yürütülen sistem ile
beklentilerin karşılanması ve sürekli olarak iyileştirme sağlanmadır.
Kalitenin iki yönü:
Özellik: Müşteri ihtiyaçlarını karşılamak için daha fazla özellik= daha yüksek kalite
Hatadan uzak durma: Daha az kusur = daha yüksek kalite

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10

201
Küçük İşletmelerde Üretim İşlevi

Kalite Yönetimi Tarihi


Deming ve Juran Kalite Yönetimi ilkelerini sıralamıştır. Tai‐ichi Ohno bu ilkeri Toyota’da
uyguladı. Japonya Ulusal Kalite Ödülü’nü aldı (1951). ABD ve Avrupa firmaları Kalite Yönetimi
programları uygulamaya başladı (1980). ABD Malcolm Baldridge Ulusal Kalite Ödülü’nü tesis
eder (1987). Bugün, kalite herhangi bir iş için bir zorunluluk hâline gelmiştir.
Toplam kalite yönetimi neyi kapsar? Sürekli iyileştirme, liderlik geliştirme, ortaklık
geliştirme.
Kalitenin ancak malın fonksiyonuna yani hizmet ettiği amaca göre bir anlam
taşıyabileceği söylenebilir. Dolayısıyla kaliteyi çok genel olarak AMACA UYGUNLUK DERECESİ
olarak tanımlamak mümkündür.
Kalitede amaç, mamulü kullanacak olan kişilerin ihtiyaçlarının karşılanma derecesine
ve ödeme imkânlarına bağlı olarak belirlenecektir.
Mamul kalitesinin tanımlanmasında etkili olan birtakım alt faktörler de vardır. Bunlar :
Dizayn kalitesi: Mamulün tüketicilerin ihtiyacını karşılayabilme derecesini ifade eder.
Pazara yönelik kalite: Mamulün pazardaki tüketici taleplerini karşılayabilme derecesi
Uygunluk Kalitesi: Mamulün kendi için önceden tasarlanan kalite düzeyine uyma
derecesidir.
Tüketici tercihi: Aynı mamulü üreten değişik firmaların mamulleri arasından tüketicinin
tecrübelerine dayanarak tercihini yapmasını ifade eder.
Bir mamulün boyut renk gibi fiziki ve fonksiyonel özellikleri mamul kalitesini belirler.
Ekonomik olarak mamulün kullanılabileceği süre mamulün kalitesini etkiler.
Mamule ilişkin dizayn ve imalat maliyetleri mamulün kalite düzeyini ortaya koyar.
Mamul üretiminde kullanılan teknoloji düzeyi kaliteyi tayin eder.
İşletmeler ekonomik İşletmeler ekonomik kalite düzeyinde üretim yapabildikleri sürece tüketici taleplerini
kalite düzeyinde üretim karşılayabilirler. Ekonomik kalite düzeyini ise tüketici tercihleri ve işletmenin sahip olduğu
yapabildikleri sürece
üretim teknolojisi belirler. Kalite, üzerinde hemfikir olunmuş müşteri beklentilerinin
tüketici taleplerini
tatminidir.
karşılayabilirler.
Kalite kontrolü; müşteri ihtiyaçlarını en ekonomik bir şekilde karşılamak için üretimin
belirlenen standartlara göre yapılarak mamul kalitesinin devamlılığını sağlama işlemidir.
Kalite kontrolünde başlıca 4 işlem:

 Standartların ortaya konması


 Standartlara uygunluğun sağlanması
 Düzeltici kararların alınması
 Kalite geliştirici çalışmaların yapılması

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11

202
Küçük İşletmelerde Üretim İşlevi

Kalite Kontrolünün Amaçları


Üretici açısından kalite kontrolünün amacı, yüksek kaliteli mal veya hizmet üreterek iç
ve dış pazarlarda tüketicilerin ihtiyaçlarını karşılamaktadır.
Kalite kontrolünün alt amaçları;

 İşletmede etkinliği ve verimliliği artırmak


 Yüksek kalite düzeyinde mamuller üretilmesini sağlamak
 Üretim giderlerinin azaltılmasını sağlamak
 Mamul dizaynını geliştirmek
 Kalite ve güvenilirlik konusunda mamullere ve markaya olan güveni sağlamak
 Müşteri şikâyetlerini azaltmak
 Müşteri şikâyetlerini azaltmak
 Fabrikaya hatalı mal girişini önlemek
 Rakiplere karşı kalite üstünlüğü sağlamak
 Siparişleri zamanında karşılamaya çalışmak
 Personelin kalite bilincinin geliştirilmesine katkıda bulunmak
 Üretim hattında meydana gelen kayıpları ve gecikmeleri önlemek
 Düşük kaliteli hatalı mal sayısını ve miktarını azaltma
 Kalite standardizasyonunu sağlamak
 Mamulün pazarlamasını kolaylaştırmak
Kalite Kontrolünü Faydaları

 Çalışan personelin morali yükselir.


 Hatalı mamul sayısı ve hurda oranı azalır.
 Üretim maliyetleri azalır.
İşletmede hangi kalite
 Tüketicilerin korunması mümkün olur.
kontrol yaklaşımı
kullanılırsa kullanılsın  Kalite ve güvenirlik konusunda markaya güven artar.
bir maliyeti vardır. Yüksek kaliteli mamul üretilmesiyle yerli sanayinin rekabet gücü artarak üretilen
mamullerin kolayca dış ülkelere pazarlanabilmesi mümkün olur.
Kalite kontrolünün etkin bir şekilde yapılabilmesi, ülke ekonomisi açısından da
önemlidir. İç ve dış daha yüksek kaliteli mamullerin sunumuyla millî gelirde önemli artışlar
sağlanabilecektir. Ayrıca kalitenin yükselmesi sonucu işletmelerde üretkenlik ve verimlilik
artacağından enflasyonda düşüşler olabilir.
Kalite Kontrol Maliyetleri
İşletmede hangi kalite kontrol yaklaşımı kullanılırsa kullanılsın bir maliyeti vardır. Kalite
kontrolünün amaçlarından biri de kalite kontrol maliyetlerini minimum düzeyde tutmaktır.
Kalite kontrolüyle ilgili maliyet bilgilerinin kullanıldığı alanlar;

 Kaliteyle ilgili planlama programının etkinliğinin ölçülmesi


 Kalite kontrolünde görevli personeli verimli bir şekilde kullanma ve personel

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12

203
Küçük İşletmelerde Üretim İşlevi

ihtiyacını belirleme
 Yüksek maliyetli üretim sahalarının belirlenmesinde
 Mamul ya da mamul fiyatlarının belirlenmesinde
 Kalite bütçesinin çeşitli kalite maliyetleri arasında bir denge sağlayabilecek şekilde
düzenlenmesinde
Kalite kontrol ve planlanma faaliyetlerinin işletmenin kaliteye ilişkin amaçlarına uygun
olup olmadığının belirlenmesinde kullanılmaktadır.
Kalite kontrol maliyetleri, sermaye (yatırım) ve faaliyet maliyetleri olmak üzere ikiye
ayrılmaktadır.
Sermaye Maliyetleri; kalite kontrol faaliyetlerini gerçekleştirebilmek için gerekli ölçü
aletlerine, bina ile ilgili tesisata, bilgisayar ve benzeri alanlara yapılan harcamaların faiz
amortisman ve fırsat maliyetlerinden meydana gelmektedir.
Faaliyet Maliyetleri ise kalite kontrol maliyetlerinin yürütülmesi esnasında ortaya çıkan
koruma ölçme ve değerlendirme ile hatalı mal maliyetlerinden oluşmaktadır.
Koruma (önleme maliyetleri)
Kalitesiz mamul üretimini önlemek amacıyla yapılan faaliyetlere ilişkin maliyetlerdir.
Ölçme ve değerlendirme maliyetleri:
İmalatın her aşamasında üretilen mamullerin kusurlu olup olmadıklarını tespit etme
amacıyla doğan ve nihai kontrol, test muayene gibi faaliyetleri kapsayan maliyetlerdir.
Tedarikle başlar.
Koruma maliyetleri Hatalı mal maliyeti: İşletme içi ve dışı hatalardan kaynaklanan maliyetler olmak üzere
kalitesiz mamul 2’ye ayrılır:
üretimini önlemek
amacıyla yapılan İşletme içi hatalardan kaynaklanan maliyetler: Hatalı mamulün düzeltilmesi veya daha
faaliyetlere ilişkin düşük fiyatla satılması sebebiyle ortaya çıkar. (iş gücü, makine, teçhizat, teknoloji)
maliyetlerdir. İşletme dışından kaynaklanan hatalar: Mamulün tüketicinin eline geçmesinden sonra
gerektiği şekilde çalışmamasından ya da beklenen hizmeti vermemesinden dolayı ortaya
çıkan maliyetlerdir.
Bireysel Etkinlik

• KOBİ’lerde bilgisayarlı stok kontrol sistemlerinin işletmeye


katkıları neler olabilir? Araştırınız.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13

204
Küçük İşletmelerde Üretim İşlevi

•Üretim, insan ihtiyaçlarını karşılayan malların ve hizmetlerin yapımı,


oluşturulması, imali veya mevcut malların faydasını arttıracak biçimde
özelliklerinin değiştirilmesi faaliyeti olarak tanımlanabilir.
•Üretim sistemi; iş gücü, malzeme, bilgi, enerji, sermaye gibi girdilerin belirli
bir dönüştürme sürecinden geçirilerek mal veya hizmetin üretilmesi
Özet
sürecidir.
•Kütle üretimi: Aynı malın, aynı üretim tekniğini kullanmak suretiyle çok
sayıda üretilmesidir.
•Akış veya proses üretiminde makine ve tesisler yalnız bir cins mamulü
üretecek şekilde dizayn edilmiş ve yerleştirilmiştir. Parti hâlinde veya
devamlı olarak üretim yapılabilir.
•Proje tipi üretimde üretime konu olan mamul oldukça büyüktür. Ürün akışı
yoktur, bunun yerine tek tek bütün işlemler son proje hedefine ulaşmak
amacıyla belli bir sıra dâhilinde gerçekleştirilirler.
•Parti üretimi ise bir mamulün özel bir siparişi veya sürekli bir talebi
karşılamak amacıyla belirli miktarlarda oluşan partiler hâlinde üretilmesidir.
•KÜÇÜK İŞLETMELERDE ÜRETİM PLANLAMASI
•Üretim planlaması; istenen zamanda, istenen nicelik ve nitelikte mal ve
hizmet üretiminin sağlanması için, konunun kuramsal yanının yazılı,
grafiksel ve matematiksel olarak hazırlanması biçiminde tanımlanabilir.
•KÜÇÜK İŞLETMELERDE STOK KONTROLÜ
•KOBİ’lerde çok sayıda stok kontrol yöntemi uygulanmakla birlikte, bunların
belli başlıları aşağıda sıralanmıştır.
•Gözle Kontrol Yöntemi
•Gözle kontrol yönteminde stoklar, stoklardan sorumlu bir ambar görevlisi
tarafından takip edilir. Eksiklikleri bu görevli belirler ve sipariş verilmesi
konusunda, işletmenin ilgili birimi ile irtibat kurar.
•Çift Kutu Yöntemi
•Bu yöntemde stoklar, siparişlerin teslimi ve stokların tüketilmesi dikkate
alınarak hazırlanmış, iki bölmeli kutularda tutulur. Kutulardan birinin
bitmesi, stok verilme zamanının geldiğini gösterir. Verilen siparişler ele
geçinceye kadar ikinci kutudan satış yapılır.
•ABC Yöntemi
•İşletmelerin stokları genelde binlerce çeşit ve ebatta, değişik önem
derecesine sahip mallardan oluşur. Stok kontrolünde kullanılan
yöntemlerden biri olan ABC yöntemi, stok kalemlerinin toplam içindeki
kümülatif yüzdelerine göre sınıflandırılmasından ibarettir. Stok kalemleri
yıllık TL bazında stok değerine göre A, B ve C biçiminde üç grupta
toplanmaktadır.
•Maksimum‐Minimum Stok Kontrol Yöntemi
•Bu yöntemde, stokları kontrol etmek ve sipariş vermekle görevli olan kişiler,
işletmenin içerisinde bulunduğu şartları dikkate alarak siparişlerin ele geçme
süresi, stokların tükenme süresi ve buna bağlı olarak stokların hangi seviyeye
geldiğinde sipariş verilmesi gerektiğini önceden belirlerler. Stoklar sipariş
verme düzeyine kadar gerilediğinde önceden belirlenmiş miktar kadar sipariş
verilir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15

205
Küçük İşletmelerde Üretim İşlevi

Özet (devamı) •Bilgisayarlı Stok Kontrol Yöntemi


•Barkod teknolojisine uygun bilgisayar sistemine sahip işletmelerde, stoklara
gelen mallar, önce her birinin üzerinde bulunan çizgi kodlarla birlikte
bilgisayara işlenmekte, sonra da stok düzeylerinin takibi bilgisayar
ortamında yapılmaktadır.
•Barkod, bir malın bilgisayar bağlantılı optik okuyucu cihazlar ile
yorumlanabilmesi ve o malın tanımlanmasını öngören bir sistemdir.
•Bilgisayarda malzeme çıkışlarına ait bilgiler işlenirken en az stok seviyesinin
altına düşen malzeme otomatik olarak belirlenmektedir. Stok durumu da
bilgisayar ortamında izlenerek, eksik malzemelere ilişkin bilgiler satın alma
birimine bildirilmektedir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16

206
Küçük İşletmelerde Üretim İşlevi

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. …………, insan ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla belirli girdilerin, dönüştürme
sürecinde çeşitli işlemlerden geçirilerek mal veya hizmet şeklinde çıktıya
dönüştürülmesidir.
Yukarıda boş bırakılan yere hangi kavram gelmelidir?
a) Pazarlama
b) Finans
c) Üretim
d) Muhasebe
e) Satın alma

2. Basit bir üretim sisteminin yapısı aşağıdakilerden hangisi ile ifade edilir?
a) Girdi‐İşlem‐Çıktı
b) Girdi‐Çıktı‐İşlem
c) İşlem‐Girdi‐Çıktı
d) İşlem‐Çıktı‐Girdi
e) Çıktı‐İşlem‐Girdi

3. I.Üretilen mal veya hizmetlerde globalleşme


II.Ar‐Ge çabalarındaki artış
III.Talepteki hızlı değişmeler ve ürünlerin ömrünün kısalması
IV.Otomasyon uygulamalarının yaygınlaşması
Numaralanmış ifadelerden hangisi/hangileri son dönemlerde üretim
anlayışında meydana gelen değişiklikleri ifade etmektedir?
a) Yalnız III
b) I, II ve IV
c) II ve III
d) Yalnız IV
e) I, II, III ve IV

4. Aşağıdakilerden hangisi üretim sistemlerinin temel ayrımını gösterir?


a) Akış veya proses üretimi
b) Kesikli ve sürekli üretim
c) Kütle ve seri üretim
d) Proje tipi üretim
e) Parti üretimi

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17

207
Küçük İşletmelerde Üretim İşlevi

5. Aşağıdakilerden hangisi akış ve proses üretiminin özelliklerinden biri değildir?


a) Makine ve tesisler yalnız bir cins mamulü üretecek şekilde
yerleştirilmiştir.
b) Aynı yerde bir başka mamulü üretmek ya çok pahalıdır ya da imkânsızdır.
c) Karıştırma, ayrıştırma, şekil verme vb. yöntemler kullanılır.
d) Çalışanlar ve makineler ürünün etrafında toplanırlar.
e) Parti hâlinde ya da devamlı üretim yapılabilir.

6. ……….. ………… istenen zamanda, nicelik ve nitelikte mal ve hizmet üretiminin


sağlanması için, konunun kuramsal yanının yazılı, grafiksel ve matematiksel
olarak hazırlanması biçiminde tanımlanabilir.
Yukarıdaki tanımda boş bırakılan yere aşağıdaki ifadelerden hangisi
gelmelidir?
a) Satış planlama
b) Stok planlama
c) Üretim Planlama
d) Finans Planlama
e) Pazarlama Planı

7. Bir üretim sisteminde üretilen mamule dolaysız veya dolaylı olarak katılan
bütün fiziksel varlıklara ve mamulün kendisine verilen ad aşağıdakilerden
hangisidir?
a) Girdi
b) Çıktı
c) Yarı mamul
d) Ham madde
e) Stok

8. Stok kontrolünün amacı aşağıdakilerden hangisidir?


a) Stok maliyetlerini artırmak
b) Stokla ilgili olumlu ve olumsuz maliyet unsurları arasında işletme
açısından en uygun denge noktasının bulunması
c) Mümkün olduğu kadar fazla stok bulundurmak
d) Belirli dönemlerde üretim yapılmasını engellemek
e) Talebi mümkün olduğunca artırmak

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18

208
Küçük İşletmelerde Üretim İşlevi

9. Aşağıdakilerden hangisi stok kontrol yöntemlerinden biri değildir?


a) Gözle kontrol yöntemi
b) Çift kutu yöntemi
c) ABC yöntemi
d) Projeksiyon yöntemi
e) Maksimum‐minimum stok kontrol yöntemi

10. Aşağıdaki ifadelerden hangisi barkod teknolojisini tanımlamaktadır?


a) Ürünlerin üzerine yapıştırılan bir etikettir.
b) Bir malın bilgisayar bağlantılı optik okuyucu cihazlar ile yorumlanabilmesi
ve o malın tanımlanabilmesini öngören bir sistemdir.
c) Pazarlama ile ilgili bir sistemdir.
d) Finans ile ilgili bir sistemdir.
e) Bir satın alma yöntemidir.

Cevap Anahtarı
1.c 2.a, 3.e, 4.b, 5.d, 6.c, 7.e, 8.b, 9.d, 10.b

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19

209
Küçük İşletmelerde Üretim İşlevi

YARARLANILAN KAYNAKLAR
Muller, M. (2003). “Essentials of Inventory Management”, American Management
Association 1601 Broadway, New York.
Mucuk, İ. (2011). Modern İşletmecilik. Modern İşletmecilik. (17. Basım). İstanbul:
Türkmen Yayıncılık
Alptürk, E. (2001). Barkod Uygulamaları ve Stok Takip İşlemleri, Yaklaşım Dergisi, Yıl: 9,
Sayı: 105.
Demirdöğen, O. (2001). Üretim Yönetimi, 3. Baskı, Erzurum: Atatürk Üni. İİBF Z. F.
Fındıkoğlu Arş. Merkezi Yay. No: 184.
Demirdöğen, O. ve Küçük, O. (2011). Üretim İşlemler Yönetimi, 2. Baskı, Ankara:
Detay Yay.
H. Ülgen, S.K. Marzi. (2014). İşletmelerde Stratejik Yönetim, 7. Baskı, İstanbul: Beta
Yay.
Kobu, B. (2018). Üretim Yönetimi, On Sekizinci Baskı, İstanbul: Beta.
Küçük, O. (2017). Amprik Bir Yaklaşım ‐ Stok Yönetimi, 1. Baskı, Ankara: Seçkin Yay.
Top, A. (2001). Üretim Sistemleri: Analiz ve Planlaması, İstanbul.: Alfa Yay.
Baykasoğlu, A. (2010). Üretimde Bilgi Teknolojisi Yöntemleri, İstanbul: Kırmızı
Yayınları.
Hisrich, R. D. (2002). Entrepreneurship, 5. Edition, New York: McGraw‐Hill Irwin

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20

210
KÜÇÜK İŞLETMELERDE
PAZARLAMA İŞLEVİ

• Pazarlama Kavramı
• Pazarlama Araştırması
İÇİNDEKİLER

• Pazar Bölümleme ve Hedef


GİRİŞİMCİLİK VE
Pazarın Seçimi KÜÇÜK İŞLETMELER
• Pazarlamanın Çevresi
• Pazarlama Karması (Bileşenleri)
Prof. Dr. Orhan
KÜÇÜK

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


• Pazarlama kavramını ve kapsamını
HEDEFLER

öğrenecek,
• Pazarlama araştırması hakkında
bilgilenecek,
• Pazar bölümlemeyi bilecek,
• Hedef pazarın seçimini kavrayacak ,
• Pazarlamanın çevresi ve bileşenleri
hakkında bilgi sahibi olacaksınız.

ÜNİTE

© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
12
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Küçük İşletmelerde Pazarlama İşlevi

KÜÇÜK İŞLETMELERDE PAZARLAMA İŞLEVİ


PAZARLAMA KAVRAMI

Pazarlama Araştırmasının
PAZARLAMA ARAŞTIRMASI Kapsamı ve Veri Toplama
Yöntemleri

PAZAR BÖLÜMLEME VE
Ürün
HEDEF PAZARIN SEÇİMİ

PAZARLAMANIN ÇEVRESİ Fiyat

Dağıtım

Tutundurma
PAZARLAMA KARMASI
(BİLEŞENLERİ)
Reklam

Halkla İlişkiler

Yüz Yüze Satış

Satış Özendirme / Satış


Teşviki (Promosyon)

212
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Küçük İşletmelerde Pazarlama İşlevi

GİRİŞ
Pazarlama, sadece bir satış eylemi değildir. Üretimden önce yapılan pazar
araştırmaları ile başlamakta, satış gerçekleştikten sonra da satış sonrası hizmetlerle
devam etmektedir.
Pazarlama, işletmenin temel işlevlerinden birisi olarak pazarlama
araştırmalarında derlenen temel bilgiler çerçevesinde, pazarda ihtiyaç duyulan
ürünlerin belirlenmesi, bunların müşteri beklentilerine cevap verecek biçimde
üretilmesi, üretilen ürünlerin pazarın beklentilerine de uygun biçimde
fiyatlandırılması, dağıtımı ve tutundurulması ile ilgili tüm uygulamaların yönetimi
faaliyetlerini içermektedir.
Dolayısıyla bakıldığında, ürünle ilgili faaliyetlerle ilgilenen, ürünün ortaya
konması sürecine katkı sağlayan pazarlama bölümü veya faaliyet anlamında
pazarlama işlevi, ürünün fiyatlanmasıyla da ilgilenmektedir. Bunların yanında
ürünün müşterilere en uygun satış noktasına kadar ulaştırılmasından, ürünün
müşterilere benimsetilmesine yani tutundurulmasına kadar pek çok uygulamanın
planlanması, koordinasyonu, uygulanması ve denetimi ile ilgilenen pazarlama işlevi,
kapsamlı bir yapı ortaya koymaktadır.
Geniş ilgi alanı içerisinde ifade edilen temelde ürün, fiyat, dağıtım ve
tutundurma ile ilgili faaliyetler pazarlama karması olarak bilinmekte ve
pazarlamanın dört P’si (4P) olarak adlandırılmaktadır.
Bunlara ilaveten ürünün satışından sonra, müşteri odaklı pazarlama
anlayışının bir gereği olarak satış sonrası hizmetlerin yürütülmesi de pazarlama
işlevinin kapsamına girmekte ve anılan tüm bu faaliyetler pazarlama bölümü
tarafından yerine getirilmektedir.
Ürünün müşteri beklentilerine uygun biçimde üretilmesi, tüketicilerin
ödemeye istekli olabilecekleri bir fiyatla piyasaya arz edilmesi ve tüketicinin
ulaşabileceği satış noktalarına kadar getirilmesi ne kadar önemli ise satış
sonrasında müşterilerin değerlendirmelerinin dikkate alınması, varsa
memnuniyetsizliklerin çözümlenmesi de müşteri memnuniyeti oluşturulması ve
bunun müşteri sadakatine götürülmesi bakımından son derece önemlidir.
Ürünün müşteriye benimsetilmesi sürecinde tutundurma çabalarının
öneminin büyük olduğunu da belirtmek gerekir.
Her müşterinin talep edeceği ürün çoğu sektörde ayrı ayrı
üretilemeyeceğinden, genel olarak ihtiyaçları, beklentileri karşılayacak ürünlerin
üretilip, bu ürünlere tüketicilerin ikna edilmeleri esastır. Bunu da pazarlama
yönetimi, tutundurma çabaları ile gerçekleştirmektedir.
Tutundurma çabaları; reklam gibi tüketiciyi satın almaya yönlendirecek
medya aracılığıyla gönderilen mesajlardan, satış noktasında derhal satın almaya
götürecek satış teşvik çabalarına ve bizzat satış görevlilerinin müyteriyi ikna
çalışmalarına kadar, hatta kamuoyu ile iyi ilişki kurulması, markanın ve ürünün
tüketici zihninde iyi bir yerde konumlanabilmesi için gerçekleştirilen, dolaylı veya

213
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Küçük İşletmelerde Pazarlama İşlevi

uzun vadede satışı hedefleyen halkla ilişkiler çalışmalarına kadar geniş bir yelpaze
sunmaktadır.
Pazarlama yönetimi veya KOBİ’ler bu tutundurma uygulamalarından doğru
biçimde yararlanabildikleri ölçüde başarılı olacaklar, ürünün tutunmasını
sağlayacak, müşteri memnuniyeti oluşturabilecektir.
Bu bölümde eserin amacı ve müfredatı doğrultusunda pazarlama kavramı,
pazarlama araştırması, pazar bölümleme ve hedef pazarın seçimi ile pazarlamanın
çevresi paylaşılmış, pazarlama karması ve tutundurma bileşenleri ayrıca
anlatılmıştır.

PAZARLAMA KAVRAMI
Sosyal bilimlerde diğer tüm kavramlarda olduğu gibi pazarlama kavramının
da tek bir tanımı yoktur ve kavramın bir çok tanımı yapılmıştır.
Genel kabul görmüş tanımlardan birinde pazarlama, mevcut ve potansiyel
tüketicilere isteklerini tatmin edici mal ve hizmet sunmak üzere planlamak,
fiyatlandırmak, tutundurmak ve dağıtmak amacıyla, yürütülen işletme faaliyeti olarak
ifade edilmektedir. Bu hâliyle pazarlama işlevi üretimden önce pazarlama araştırmaları
ile başlamakta ve ürünün müşteriye ulaşmasından sonra da, satış sonrası hizmetlerle
devam etmektedir.
1970’li yıllarda ortaya çıkan yeni gelişmelerle, pazarlama ilkelerinin yalnız
ticari amaçlı işletmelerde değil, diğer kuruluşlarda da uygulanıp uygulanamayacağı
tartışılmış; sonuçta yalnızca mal ve hizmetlerin değil, düşüncelerin de
pazarlanabileceği gerçeği kabul edilerek 1985 yılında AMA (Amerikan Pazarlama
Pazarlama, mevcut ve Derneği) tarafından pazarlamanın şu tanımı yapılmıştır.
potansiyel tüketicileri
tatmin edici mal ve Pazarlama, kişilerin ve örgütlerin amaçlarına uygun şekilde değişimi
hizmetleri planlamak, sağlamak üzere, malların, hizmetlerin ve düşüncelerin oluşturulması,
fiyatlandırmak, fiyatlandırılması, dağıtımı ve satış çabalarını planlama ve uygulama sürecidir.
tutundurmak ve
dağıtmak amacıyla, PAZARLAMA ARAŞTIRMASI
yürütülen işletme
faaliyetidir. Pazarlama araştırması, mal ve hizmetlerin pazarlaması ile ilgili problemler
hakkında verilerin sistematik ve objektif olarak toplanması, kayıt ve analiz
edilmesidir.
Bu tanıma göre, pazarlama araştırması bilginin sistematik olarak
araştırılması ve analizidir. Burada objektiflik temel ilkedir.
Pazarlama araştırması, işletme ile pazar arasındaki iletişim bağlantısını
sağlamaktadır. Pazarlama araştırması belli bir pazarlama probleminin çözümü için
yapılan, uygulamalı araştırmaları kapsar. Pazarlama araştırması pazarın kendisini
inceleme olarak değerlendirilebilecek olan pazar araştırmasından farklıdır.
Pazar araştırması sadece pazar analizini içeren dar bir kavramdır.
Pazarlama araştırması ise, pazarlama fonksiyonlarının tümünü kapsayan,
mal veya hizmetlerin satışını etkileyen, tüm pazarlama etkenleriyle ilgilenen geniş

214
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Küçük İşletmelerde Pazarlama İşlevi

bir kavramdır. Onun için bu iki kavramı aynı anlamda kullanmamak gerekir.
Pazarlama araştırması, pazarlama konusunda herhangi bir problemin
belirlenmesi ve belirlenen bu problemin çözülmesi amacına yönelik ve bilimsel
yönteme uygun geçerli ve güvenilir bilgilerin toplanması, analiz edilmesi,
yorumlanması ve gerekli önerilerde bulunulmasıdır.

Pazarlama Araştırmasının Kapsamı ve Veri Toplama Yöntemleri


Pazarlama araştırması ile pazar hakkında bilgi toplanır ve pazarlama
faaliyetleri bu doğrultuda yönlendirilir. Pazarlama araştırmalarında üzerinde
araştırma yapılan inceleme grubuna ana kütle, ana kütleye ulaşmanın zor olduğu
zamanlarda bu ana kütle içinden seçilen ve ana kütleyi temsil etme niteliği taşıyan
küçük gruba ise örnek kütle denir.
Pazarlama araştırmalarında veriler, üç yöntemle elde edilir. Bunlar;

 Anket,
 Deney ve
 Gözlem yöntemleridir.
Anket, daha önce hazırlanmış olan very toplama araçlarındaki (formlarındaki)
soruların cevaplayıcılara sorularak bilgi toplanmasıdır.
Deney, laboratuvar ortamında araştırma konusunun incelenmesini
içermektedir.
Gözlem ise, cevaplayıcılara soru sormadan, kendilerine hissettirmeden
bizzat doğal ortamda izleyerek araştırma bulgularına ulaşılmasını ifade etmektedir.
Pazarlama araştırmalarında iki tür veri toplanır. Bunlardan ilki, doğrudan
araştırma grubundan toplanan verilerdir ki bunlara birinci el veri denir. Diğeri ise
daha önce yapılmış araştırma sonuçlarını içeren, üniversiteler, Türkiye İstatistik
Kurumu gibi kuruluşların yaptıkları araştırmalar sonucu hazırladıkları basılı
Örnek kütle, hem nitelik materyallerden elde edilen, ikinci el verilerdir.
hem de nicelik olarak
ana kütleyi temsil PAZAR BÖLÜMLEME VE HEDEF PAZARIN SEÇİMİ
etmelidir. Aksi hâlde
yapılan genellemeler Pazar, basit anlamda, mal veya hizmetlerin alınıp satıldığı yerdir.
doğru sonuçlar Günümüzde alıcı ve satıcının karşı karşıya gelmesinin gerekmediği pazarlar da
vermeyecektir. bulunmaktadır. Menkul kıymetler borsası gibi yerler için çoğunlukla piyasa kavramı
kullanılır.
Pazar temelde tüketiciler pazarı, örgütsel pazar ve uluslararası pazar
biçiminde üç kısımda incelenir. Örgütsel pazar da kendi arasında; endüstriyel
kullanıcılar pazarı, aracılar pazarı ve devlet pazarı olarak üçe ayrılmaktadır.
Pazarlama yönetiminin pazarlama eylemlerini yönlendirdiği pazara, hedef
pazar denir. Hedef pazar, pazarın tamamını kapsayabileceği gibi işletme
kaynaklarının kısıtlı olabilmesi nedeniyle pazarın sadece belli bir bölümü de hedef
pazar olabilir. Bunlardan birincisi tüm pazar, ikincisi ise pazar bölümleme olarak
bilinir.

215
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Küçük İşletmelerde Pazarlama İşlevi

Hedef pazara üç farklı biçimde ulaşılabilir. Bir diğer ifadeyle hedef pazarda
üç farklı şekilde pazarlama programları uygulanabilir.
Farklılaştırılmamış pazarlama uygulamasında, belli bir pazarlama karması ile
pazarın tamamına hitap edilir. Burada tüketicilerin ortak ihtiyaçlarını aynı
pazarlama bileşeni ile karşıladıkları düşünülür.
Farklılaştırılmış pazarlamada, tüketicilerin ihtiyaçlarının ve ihtiyaçlarını
karşılama yöntemlerinin farklı olduğundan hareketle, farklı pazar bölümlerine
farklı pazarlama bileşenleri ile ulaşılır.
Yoğunlaştırılmış pazarlama uygulamasında ise pazarlama bileşenleri tek bir
pazara göre uyarlanarak o pazar bölümünde yoğunlaşılır. Böylece bu pazar
bölümünün istekleri en iyi şekilde karşılanarak rekabet üstünlüğü elde edilir.
Bunların yanında literatürde bir de Global pazarlamaya vurgu yapılmaktadır.
Global pazarlama, bütün dünyayı tek bir pazar olarak görüp, tüm pazara mal
sunma çaba ve düşüncelerini içeren pazarlama anlayışıdır.

PAZARLAMANIN ÇEVRESİ
Pazarlama yönetimi açısından, pazarlama eylemlerini çepeçevre kuşatan,
kontrol edilebilir ve kontrol edilemeyen değişkenler vardır. Bunlara pazarlamanın
çevresi denir. Bu çevre koşulları Şekil 12.1’de gösterilmiştir.

Kontrol edilemeyen
çevre faktörleri Kültürel ve
içerisinde; teknolojik Sosyal Çevre
çevre, rekabetçi çevre
ve beklenmeyen Politik ve
Yasal
Kontrol Edilebilir Çevre
durumlara da (çevresel Siyasi Çevre
belirsizlik) yer Çevre (Pazarlama
Karması)
verilmektedir.
Ekonomik Mevcut
Çevre Coğrafik Yapı

Şekil 12.1. Kontrol Edilemeyen Çevre Değişkenleri ve Pazarlama Karması

Şekilden görüleceği üzere, kontrol edilemeyen çevre faktörleri; kültürel ve sosyal


çevre, firmanın kaynak ve amaçları, mevcut coğrafik yapı, ekonomik çevre ve politik ve
yasal çevre olarak ifade edilmektedir. İslamoğlu, makro çevre faktörleri olarak da anılan
bu kontrol edilemeyen çevre faktörleri içerisinde; teknolojik çevre, rekabetçi çevre ve
beklenmeyen durumlara da (çevresel belirsizlik) yer vermektedir.
Mikro çevre koşulları, pazarlama dışındaki diğer işletme fonksiyonları veya
işletme bölümleridir. Bunlar; üst yönetim, üretim, insan kaynakları ve finanstır.
Kontrol edilebilir çevre faktörleri ise aynı zamanda pazarlama karması

216
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Küçük İşletmelerde Pazarlama İşlevi

olarak bilinmektedir. Ürün, fiyat, dağıtım ve tutundurma ile ilgili eylemleri


kapsayan pazarlama karması, alt başlıkta incelenmiştir.
Bunların dışında bir de uluslararası düzeyde pazarlama uygulamalarını
Beklenmeyen durumlar etkileyen uluslararası çevreden söz edilebilir.
veya çevresel belirsizlik, Bu hâliyle pazarlamanın çevresi;
önceden bilinemeyen,
kestirilemeyen fakat  Kontrol edilebilir çevre veya pazarlama karması,
gerçekleşmesi  Mikro çevre,
muhtemel ve  Makro çevre ve
pazarlama
 Uluslararası çevre
uygulamalarını
etkileyecek olarak dört başlıkta incelenebilir.
durumlardır.
Beklenmeyen durumları ifade eden çevresel belirsizlik ise; gelecekte nasıl
gerçekleşeceği bilinemeyen fakat meydana geldiğinde sosyo ekonomik koşullarla
birlikte pek çok işletmeyi de etkileyebilen, doğal afetler ve krizler gibi
öngörülemeyen olayları ifade etmektedir.
Çevresel belirsizlik, tehditlerle birlikte fırsatlar da içerebilir. Bunun için
girişimcilerin her duruma karşı hazırlıklı olması, talebin bitebileceği şekilde
kapanacak pazarlar yanında, açılabilecek yeni pazarları da dikkate alarak B ve C
planlarını hazır bulundurması yararlı olacaktır.
Çevresel belirsizlik,
tehditlerle birlikte
fırsatlar da içerebilir.
•KOBİ’lerde pazarlama araştırmasının önemini, üretim işlevi ile
Bireysel Etkinlik

birlikte inceleyiniz. Doğru bir pazarlama araştırmasının küçük


işletmelere sağlayacağı yararları tartışınız?
•KOBİ’lerde pazarlamanın kontrol edilebilir ve kontrol edilemeyen
çevre koşullarını, bunların küçük işletmelerin faaliyetleri
bakımından önem düzeyini tartışınız.

PAZARLAMA KARMASI (BİLEŞENLERİ)


Pazarlama bileşenleri veya karması, pazarlama eylemlerinin
Pazarlama bileşenleri özünü/çekirdeğini oluşturmaktadır. Ürün (product), fiyat (price), dağıtım (place) ve
veya karması, tutundurmadan (promotion) oluşan pazarlama karması, kavramların İngilizce baş
pazarlama eylemlerinin harfleri ile pazarlamanın 4 P’si olarak bilinir.
özünü/çekirdeğini
oluşturmaktadır. Pazarlama karması uygulamalarının, uyumlu biçimde bir araya getirilmesi
gerekir. Pazara sunulacak ürünün her zaman en kaliteli ürün olması gerekmez. Önemli
olan ürüne uygun bir pazarın olması ve diğer pazarlama karması elemanlarının, ürüne
uygun belirlenebilmesidir. Yani pazarın beklentilerine uygun bir ürünün üretilmesi, bu
ürünün uygun bir fiyatla fiyatlandırılması, uygun bir dağıtım kanalının belirlenmesi ve
uygun tutundurma çabalarının gerçekleştirilmesidir.

217
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
Küçük İşletmelerde Pazarlama İşlevi

Ürün
Ekonomi biliminde, tüketicilerin ihtiyaçlarını karşılayan ve pazarda belirli bir
değer karşılığında alınıp satılan nesneler mal olarak tanımlanmaktadır.
Pazarlama görüşü açısından ise mal böylesine basit bir kavram değildir.
Sözgelimi, insanlar oturma ihtiyacını basit bir sandalye ya da koltukla giderebilirler
ancak giderdikleri ihtiyaç sadece oturma veya dinlenme ile sınırlı değildir.
Bu açıklamalar ışığında ürün, “Bir istek veya ihtiyacı karşılamak üzere, bir
pazara sunulan fiziki ürün veya hizmet, düşünce ve bilgi gibi fiziki olmayan
herhangi bir değerdir.” biçiminde tanımlanabilir.
Pazarlama anlayışının getirdiği yeniliklerden en önemlisi, mallara
üreticilerden çok, tüketicilerin verdiği önem açısından bakmayı göstermesidir.
Tüketici bir malı satın alırken aslında sadece o malı değil, o maldan elde etmeyi
umduğu yararları da satın almaktadır. Deterjan satın alan bir tüketici, deterjanın
kimyasal özellikleri ile değil, onun temizlik sorununa ne ölçüde çözüm getirdiği ile
ilgilenmektedir. Bu, deterjandan beklediği temel yarardır. Buna ek olarak kokusu,
yumuşaklığı ve ambalajının çevreci oluşu ile de ilgilenir. Dolayısıyla deterjan
sağladığı tek bir yarardan ötürü değil, bir yararlar toplamından ötürü satın
alınmaktadır.
Mal bir nesne değil, pek çok özelliğin bir bileşkesidir. Bu anlamda mal, bir ya
da birden çok ihtiyacı karşılayan fiziksel, kimyasal psikolojik, estetik, sembolik ve
öteki soyut‐somut faktörlerin bir bileşkesi olarak tanımlanabilir.
Değişimin konusu olan ürün, insan ihtiyaçlarını farklı düzeylerde
karşılamakta olup beş seviyede incelenmektedir. Bu beş seviyenin her biri müşteri
değerini artırır ve beşi birden müşteri değer hiyerarşisini oluştururlar.
Ürünün birinci seviyesi, tüketicinin gerçekten satın aldığı hizmet ve yarardır.
İkinci seviyede çekirdek yarar temel ürüne dönüştürülür.
Üçüncü seviye, müşterilerin ürünü satın alırken bekledikleri birtakım
özellikler anlamında beklenen üründür. Dördüncü seviye, müşterilerin
beklentilerini geçen, büyütülmüş ürün seviyesidir.
Beşinci seviye ise, ürünün nasıl büyütüleceğini içeren bütün hususları
Mal, bir ya da birden
çok ihtiyacı karşılayan kapsayan potansiyel üründür.
fiziksel, kimyasal Burada ürün boyutları kavramı karşımıza çıkmaktadır. Ürün üç boyutta
psikolojik, estetik,
incelenmektedir.
sembolik ve öteki
soyut‐somut faktörlerin Ürünün boyutlarından birincisi tüketicinin ihtiyacını asıl olarak gideren
bir bileşkesi olarak bölümdür. Buna öz ürün denir.
tanımlanabilir.
İkinci boyut, ürünün elle tutulup gözle görülen boyutudur. Ambalajı içeren
bu boyuta somut ürün denir.
Üçüncü boyut ise satış sonrası hizmetler ve garantileri kapsayan
zenginleştirilmiş kısımdır.

218
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
Küçük İşletmelerde Pazarlama İşlevi

Ürün işletmenin potansiyel müşterilerine önerdiği değerler bütünüdür.


Bu bazen basit ve gözle görülebilen bir değer olabileceği gibi, bazen de
karmaşık ve soyut bir hâlde, örneğin bir hizmet olabilir.
Tüketim malları, satın alma ve pazarlama özellikleri açısından dört grupta
incelenmektedir.
 Kolayda Mallar: Kolayda mallar, tüketicilerin sık satın aldığı ve alırken pek
fazla çaba harcamadıkları, kolayca pek çok yerde bulabildikleri mallardır.
Şeker, ekmek, diş macunu gibi birçok mal kolayda maldır.
 Kolayda malların pazarlanmasında, bu malların yaygın dağıtımı gerekir.
Perakendeciler her üreticinin malından küçük miktarlarda satacakları için,
tüm perakendecilere satış yapma yerine, toptancılara satmak daha
ekonomik olur. Perakendeciler bu tür bir malı tutundurmaya özel bir çaba
harcamazlar, zira onlar çeşitli markaları satmak isterler. Reklamı üretici
yaparak markaya bağlılık yaratmaya çalışır.
 Beğenmeli Mallar: Bu tür tüketim malları, tüketicilerin fiyat, kalite,
modaya uygunluk gibi faktörleri değerleyerek, karşılaştırmalı olarak satın
aldıkları mallardır. Giyecekler, mobilya ve diğer ev eşyaları beğenmeli
mallardandır. Beğenmeli mallar, kolayda mallar kadar sık satın alınmaz.
Genellikle, birim fiyatları kolayda mallara göre daha yüksek, dayanıklı ve
uzun ömürlü mallar olup satın almaya zor karar verildiğinden alışveriş
süresi uzundur. Beğenmeli malların pazarlanmasında kolayda mallar kadar
yaygın bir dağıtım gerekli değildir.
 Özellikli Mallar: Tüketicilerin, özellikleri, nereden satın alınabileceği ve aşağı
yukarı fiyatı hakkında bilgi sahibi oldukları mallardır. Tüketicilerin bu ürünleri satın
almadan önce ve satın alırken özellikleri konusunda bilgi edinmek için yoğun
çaba harcadıkları mallardır. Bu tür malların fiyatları diğer tüketim mallarına
oranla daha yüksektir. Özellikli mallar her perakendecide satılmaz. Belirli bir
bölgede bir ya da birkaç perakendecide satışa sunulur. Diğer tüketim malları gibi
sık satın alınmayan bilgisayar, müzik seti, fotoğraf makinesi, otomobil gibi
mallar özellikli mallardır.
 Aranmayan Mallar: Tüketicilerin satın almak için özel çaba sarf etmedikleri
ama bir şekilde ihtiyaç duyulan ürünlerdir. Buna en iyi örnek mezar taşıdır.

Fiyat
İşletmeler üretecekleri veya sadece pazarlayacakları mallar hakkında temel
kararları verdikten sonra, bu malların nasıl fiyatlandırılacağı konusuyla karşı
karşıyadır. Mal veya hizmetin mübadele değeri olarak fiyat, bir pazarlama
değişiminde ürünler için istenen para miktarıdır ve maliyetleri kapsadıktan sonra
Mal veya hizmetin
mübadele değeri olarak bir miktar da kâr payını içerir.
fiyat, bir pazarlama Bir ürünün fiyatı piyasa denge fiyatının üzerinde tespit edilemez.
değişiminde ürünler için
istenen para miktarıdır. Monopol işletmeler de fiyatı belirlerken negatif eğimli talep eğrisini dikkate
almak zorundadır. Yani ya fiyatı ya da satmayı arzu ettikleri miktarı tespit edebilir.
İstediği kadar ürünü istediği fiyattan satamaz.

219
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Küçük İşletmelerde Pazarlama İşlevi

Pazarlama yönetimini fiyat açısından sınırlandıran bir diğer durum da


ürünün maksimum ve minimum fiyat düzeyini ortaya koyan fiyat aralığıdır. Ürün
en az maliyetler dikkate alınarak fiyatlanabilir. Ürünün maksimum fiyatı ise talebe
göre belirlenir. Ürün maliyetlerin altında satılamayacağı gibi, tüketicinin ödeyeceği
fiyatın üzerinde de fiyatlandırılamaz. Bu maksimum ve minimum fiyat düzeyleri
arasında bir fiyat düzeyini, pazarlama yönetimi, pazar liderini ve rekabeti dikkate
alarak belirler.

Dağıtım
Dağıtım kavramı, işletmeler tarafından üretilen ve fiyatı konan malların
üretim noktasından satış noktasına getirilmesini içerir. Dağıtım kanalı ise, mal
veya hizmetlerin üreticiden tüketiciye giderken izledikleri yola verilen genel addır.
Dağıtım eylemlerini pazarlama yönetiminin bizzat kendisinin üstlenmesine ve
böylece ürünlerin tüketicilere üretici tarafından ulaştırılmasına doğrudan dağıtım
denir. Aracılardan yararlanılarak gerçekleştirilen dağıtım ise dolaylı dağıtım olarak
bilinir.
Üreticilerin çoğu ürünlerini nihai kullanıcıya doğrudan doğruya satmazlar.
Üreticiler ve nihai kullanıcılar arasında, farklı görevler ifa eden bir dizi aracı vardır.
Bu aracılar, ticari kanal veya pazarlama kanalı da denen dağıtım kanalını
oluştururlar. Bu hâliyle dağıtım kanalı, birbirine dayanan organizasyon dizileri olup
ürün veya hizmetin kullanılması ya da tüketilmesine yardımcı olur.
Bu açıklamalar ışığında dağıtım kanalının fiziksel bir kanal ya da yol olmadığı
açıktır. Dağıtım kanalı kavramı malların dağıtımının anlatımını kolaylaştırmak için
geliştirilmiş bir kavramdır.
Dağıtım kanalları, imalatçı (yapımcı) veya üreticiden, ara kullanıcı ve/veya
tüketicilere kadar sıralanan bir dizi özel ve tüzel pazarlama kişi ve kuruluşlarıdır.
Herhangi bir ürün veya hizmetin, üreticiden tüketiciye doğru hareketinde
mülkiyeti üzerine alan veya mülkiyetin transferine yardımcı olan bir dizi kişi ve
kuruluşlardır.
Bir başka tanımla, dağıtım kanalı; fikir, ürün ve hizmetin doğuş, çıkarım veya
üretim noktalarına veya bu gibi üretim noktalarından son kullanım noktalarına
kadar götürülmesiyle uğraşan, birbirine bağımlı bir dizi kurum ve kuruluşun
oluşturduğu örgütsel bir sistemdir.
Dağıtım kanalında ürünlerin üreticiden tüketiciye ulaştırılmasına katkı
sağlayan birimlere ise aracı denir.

Dağıtım kanalı fiziksel Dağıtım kanalı aracıları genel olarak tüccar ve yardımcı aracılar olmak iki
bir kanal ya da yol grupta incelenir. Tüccar aracılar; ürünlerin sahipliği alan, riske katlanan aracılar
olmayıp kavram, olup toptancı ve perakendecilerden oluşur. Yardımcı aracılar ise sadece alıcı ve
malların dağıtımının satıcının karşı karşıya gelmesini sağlayan ürünün sahipliğini ve riskini üzerine
anlatımını almayan aracılardır. Yardımcı aracılar; acente, tellal ve komisyonculardır.
kolaylaştırmak için
geliştirilmiştir. Toptancılar ürünleri büyük ölçeklerde satın alıp çoğunlukla perakendecilere
satan aracılar olup ürünleri ve hizmetleri, yeniden satacaklara satmak için

220
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
Küçük İşletmelerde Pazarlama İşlevi

gerçekleştirilen faaliyetlere toptancılık denir. Perakendeciler ise satın aldığı ürünleri


nihai tüketici veya son kullanıcılara tüketmesi ya da kullanması amacıyla satan
aracılardır ve perakendecilik temelde, ürünün son tüketiciye ulaştırılması
çabalarını ifade etmektedir.

Tutundurma
Tüketicinin ürünü benimsemesi veya ürün hakkında olumlu bir düşünceye
kavuşturulması, üretilen mal veya hizmetlerin satışının sağlanması ve giderek
artırılması için yapılan tüm çabalara tutundurma denir.
Tutundurma geniş kapsamlı bir kavram olup firmanın pazarlama iletişiminin
tümünü içerir. Reklam, satış teşviki, halkla ilişkiler, satış gücü, paketleme, satış
yerinde teşhir ve marka bu kapsamın içinde yer almaktadır. Bazen bu kavramın
yerine pazarlama iletişimi veya promosyon kavramı da kullanılmaktadır.
Tutundurma, kararları başlıca dört biçimde incelenmektedir. Bunlar, reklam,
halkla ilişkiler, yüz yüze satış ve satış özendirmedir.

Reklam
Reklam, belirli bir sponsor tarafından fikirlerin, eşyaların veya hizmetlerin,
bedeli ödenmek suretiyle, herhangi bir iletişim aracı kanalıyla takdimi veya
sunulmasıdır.
Reklam, belirli bir kaynak tarafından malların, hizmetlerin veya düşüncelerin
para karşılığında iletişim araçları vasıtasıyla tarif edilerek duyurulmasıdır.

Reklam; ürün, hizmet, Reklam; ürün, hizmet, fikir, örgüt, mekân ve kişiler belirli bir kişi veya
fikir, örgüt, mekân ve kuruluş tarafından bir bedel karşılığında, yüz yüze olmayan bir şekilde sunulması
kişiler belirli bir kişi ve tutundurulması etkinliğidir. Reklamın en önemli avantajı çok büyük kitlelere
veya kuruluş tarafından kolayca ulaşabilmesidir fakat bir reklam kampanyasına başlamak oldukça
bir bedel karşılığında, pahalıdır. Diğer bir dezavantajı da reklam doğrudan bir geri bildirim sağlamaz.
yüz yüze olmayan bir Ayrıca reklamın ikna gücü diğer tutundurma karmasının elemanlarına göre zayıftır.
şekilde sunulması ve
Bunlar da reklamın zayıf yönleridir.
tutundurulması
etkinliğidir. Yapılan reklam miktarı ile satışlar arasındaki ilişkiyi gösteren Şekil 12.2.’de
görüldüğü gibi, reklam miktarı ile satışlar arasında doğru yönlü bir ilişki vardır.

Şekil 12.2. Reklam Miktarı‐Satış İlişkisi

221
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Küçük İşletmelerde Pazarlama İşlevi

Şekil 12.2.’den görüleceği üzere, kısıtlı düzeyde yapılan reklam (şekilde A ile
gösterilen alan) satışları artırmaz. Reklam miktarı arttıkça (şekilde B ile gösterilen
alan) satışlar da artmaya başlar. C reklam alanına geçildiğinde başlangıçta reklamın
artırılması satışları daha az artırır ve nihayet bir noktadan sonra da reklam
miktarındaki artış, satışları değiştirmez. Satışları artırmayan reklamlar sadece
maliyetleri artırıp satışlara katkısı olmayacağından kârı azaltacaktır. Bu yüzden B
düzeyinde reklam harcaması yapılmalıdır.

Halkla İlişkiler
Halkla ilişkiler, bir ürün, hizmet veya kuruluşa olan talebi yüz yüze olmayan
bir şekilde uyarmak için, bunlar hakkında sponsor tarafından bir bedel
ödemeksizin, yazılı basında ticari değeri olan haberlerin çıkarılmasının sağlanması
veya radyo, TV ve sahnede olumlu tutumlar ve duyumlar elde edilmesidir.
Tanıtma ve halkla ilişkiler, bir görüş veya düşüncenin ya da kurumun
tanıtılmasına, benimsetilmesine hizmet eden bir tutundurma aracıdır. Bu çabalara
zaman zaman mal ve hizmetlerin de konu olduğu görülmekte ve Halkla ilişkiler,
reklam ile karıştırılmaktadır. Uluslararası Halkla İlişkiler Birliğinin tanımı şöyledir:
Halkla ilişkiler, özel veya kamu kesiminde faaliyet gösteren bir kuruluş veya
kurumun, ilişkide bulunduğu kimselerin anlayış ve desteğini elde etmek üzere
sürekli olarak yapmış oldukları bir yönetme görevidir. Tanımdan aşağıdaki
özellikleri çıkarmak mümkündür.
 Halkla ilişkiler hem kamu hem de özel kesim kuruluşları açısından etkin ve
verimli bir haberleşme sistemi kurulmasını gerektiren bir görevdir.
 Sürekli ve örgütlü bir çabadır. Uzman kişi veya kurumların uygulayabileceği
planlı bir yöntemdir.
 Halkla kurulan ilişki karşılıklı ve çok yönlüdür.
 İnandırıcı, ispatlayıcı ve iyi niyete dayalı dürüst bir uygulama olmak
zorundadır.

Yüz Yüze Satış


Kişisel satışın ana Satış en önemli pazarlama faaliyetlerinden biridir. Bütün insanlar yaşamları
amaçları müşteri
boyunca bir şeyler satarak veya satın alarak yaşamaktadır. Kişisel satış, satışı
adayları bulmak,
müşteri adaylarını alıcı gerçekleştirmek amacıyla konuşmak ve kişisel kanaatleri kullanmaktır.
hâle getirmek ve onları Karşılıklı yararlı ilişkiler kurmak, geliştirmek, devam ettirmek için gerekli
tatmin etmektir.
kişiler arası, yüz yüze iletişim şeklidir. Yüz yüze satış, yüz yüze esasına dayalı, satışı
gerçekleştirme amacına yönelik bir sunuş şekli olarak tanımlanmaktadır.
Kişisel satış, tutundurma karması elemanlarının bilinen, en eski şeklidir. Bir
çok kaynakta satış gücü, yüz yüze satış, satışçılık gibi çeşitli isimler atında yer
almaktadır. Kişisel satış, müşterilerle karşılıklı olarak alım satım ilişkilerinin
yaratıldığı yüz yüze olan iletişim şeklidir.
Bu iletişim şeklinin diğer iletişim karması olarak da adlandırılan, reklam,
halkla ilişkiler, satış geliştirme gibi tutundurma karması elemanlarından en önemli
farkı; çift taraflı iletişim biçiminde gerçekleşmesidir. Bu sadece kişisel satış

222
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Küçük İşletmelerde Pazarlama İşlevi

tekniğine özgü bir özelliktir. Diğer tutundurma karması elemanlarında ise tek
taraflı kitle iletişim özelliğine sahiptir.
Kişisel satış pahalı bir yöntemdir; pazarlama karması içindeki rolü örgütün
kaynaklarına, pazarlara, ürünlere, rekabete ve zamana bağlıdır. Kişisel satışın
amaçları, diğer tutundurma faaliyetlerinin amaçları ve pazarlama amaçları ile
tutarlı bir uyum içerisinde olmak zorundadır. Kişisel satışın amaçları arasında
satışın gerçekleştirilmesi, diğer amaçlara göre daha ön planda olmasına karşın, tek
amaç olarak düşünülmemelidir.
Kişisel satışın ana amaçları müşteri adayları bulmak, müşteri adaylarını alıcı
hâle getirmek ve onları tatmin etmektir. Bu ana amaçlardan yola çıkarak her firma
kendi kişisel satış amaçlarını belirtmektedir. Firmalar; mal hakkında bilgi verme,
ilgiyi yükseltme, mal tercihini geliştirme, fiyatları ve diğer koşulları görüşme, bir
satış kapsama ve pekiştirmeyi sağlama gibi amaçlarla kişisel satışta bulunurlar.
Kişisel satışın en önemli özelliklerinden biri, müşteri ile satış temsilcisi
arasında iki taraflı iletişime olanak vermesidir. Bu özelliği bir çok avantajı da
beraberinde getirmektedir. Kişisel satış diğer tutundurma araçlarına göre çok daha
esnektir. Çünkü satış temsilcileri her bir müşterinin bireysel davranışları, özellikleri
ve ihtiyaçları doğrultusunda sunuşlarını hazırlarlar.

Satış Özendirme / Satış Teşviki (Promosyon)


Tutundurma aşamasının dördüncü unsuru satış teşvikidir. Satış teşviki
(geliştirme); reklam, yüz yüze satış ve halkla ilişkiler dışında kalan ve genellikle
süreklilik göstermeyen fuarlara katılım, sergiler, gibi kısa dönemde satın almayı
teşvik edici satış çalışmasıdır. Satış geliştirme faaliyetlerini işletmeler aşağıdaki
Satış özendirme amaçlardan bir ya da bir kaçını başarmak üzere gerçekleştirirler. Bu amaçlardan
çabalarıyla; belirli bir
bazıları şunlardır:
dönemde tüketicilerin
önerilen bu fırsatı bir  Markanın, ürünün ve hizmetin farkında olunmasını sağlamak,
daha ele  Marka bağlılığı oluşturmak ve tekrar satın almayı sağlamak,
geçiremeyecekleri  Rakiplerden farklılaşmak,
anlatılmak
 Mevsimlik vb. satış dengesizliklerini gidermek,
istenmektedir.
 Dağıtım kanallarını cesaretlendirip stok düzeyini geliştirmek.
Satış özendirme çabalarıyla belirli bir dönemde tüketicilerin dikkatleri belirli
mal veya markaya çekilmekte, onlara özel bir satış durumu ile karşı karşıya
oldukları, bu fırsatı bir daha ele geçiremeyecekleri anlatılmak istenmektedir. Belli
başlı satış teşvik çeşitleri; numune, satış bedelinin iadesi, indirimli satış, prim,
hediye pulu, gösteri ve hediye uygulamasıdır.

223
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Küçük İşletmelerde Pazarlama İşlevi

•Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde bir vakıf tarafından 1990'lı


yıllarda saha araştırması yaptırılmış ve sonuçlar bir raporla

Örnek
açıklanmıştı. Araştırma sonuçları pek çok çarpıcı durumu
içermekteydi. Fakat benim daha sonra ögrendiğim bir husus
ayrıca değerlendirilmeliydi. Mevzu şudur:
•Bu saha araştırmasının yapıldığı dönemde, bilimsel araştırma
yöntemleri konusunda altyapısı, birikimi ve kitabı bulunan
muteber bir Hocamız, yine o bölgede farklı bir araştırma
yürütmekteymiş. Kendisinin benimle birlikte bazı
akademisyenlere anlattığına göre, vakfın yaptırdığı araştırmada
anketörlerin bazı sorularına yerel halk bilerek doğru cevap
vermiyormuş. Bu durumu kendilerine sorduğunda
•‐"Ne yapalım, gerçeği nasıl söyleyelim, insan utanıyor." demişler.
•Anlaşılıyor ki; bilimsel araştırmalarda doğru veri toplama
yönteminin tercihi veya farklı yöntemlerin birbiriyle teyid
edilmesi önem arz etmektedir.

•Pazarlama karmasının yani bileşenlerinin uyumlu bir biçimde bir


Bireysel Etkinlik

araya getirilmesi sizce niçin önemli olabilir?


•Pazarlama araştırmalarında veri toplama yöntemlerinin sizce
üstün ve zayıf yönleri neler olabilir? Neden?
•Tutundurma harcamaları sizce ürün maliyetlerini artırmakta
mıdır? Bu durum ürün fiyatlarını olumsuz etkiler mi? Neden?
Araştırınız.
•Tutundurma harcamaları ile satışlar arasındaki ilişki nereye kadar
doğrusal olabilir? Doğrusal ilişkinin bitmesi bir zorunluluk
mudur? Her ürün için geçerli midir?

224
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Küçük İşletmelerde Pazarlama İşlevi

•Pazarlama, kişilerin ve örgütlerin amaçlarına uygun şekilde değişimi


sağlamak üzere, malların, hizmetlerin ve düşüncelerin oluşturulması,
fiyatlandırılması, dağıtımı ve satış çabalarını planlama ve uygulama sürecidir.
•Pazarlama araştırması, mal ve hizmetlerin pazarlaması ile ilgili problemler
hakkında verilerin sistematik ve objektif olarak toplanması, kayıt ve analiz
edilmesidir.
Özet
•Bu tanıma göre, pazarlama araştırması bilginin sistematik olarak
araştırılması ve analizidir. Burada objektiflik temel ilkedir.
•Pazarlama araştırmalarında üzerinde araştırma yapılan inceleme grubuna
ana kütle, ana kütleye ulaşmanın zor olduğu zamanlarda bu ana kütle
içinden seçilen ve ana kütleyi temsil etme niteliği taşıyan küçük gruba ise
örnek kütle denir.
•Pazarlama araştırmalarında veriler, üç yöntemle elde edilir. Bunlar;
•Anket,
•Deney ve
•Gözlem
•yöntemleridir.
•Anket, daha önce hazırlanmış olan anket formlarındaki soruların
cevaplayıcılara sorularak bilgi toplanmasıdır.
•Deney, laboratuvar ortamında araştırma konusunun incelenmesini
içermektedir.
•Gözlem ise, cevaplayıcılara soru sormadan, kendilerine hissettirmeden bizzat
doğal ortamda izleyerek araştırma bulgularına ulaşılmasını ifade etmektedir.
•Pazarlama araştırmalarında iki tür veri toplanır. Bunlardan ilki, doğrudan
araştırma grubundan toplanan verilerdir ki bunlara birinci el veri denir.
Diğeri ise daha önce yapılmış araştırma sonuçlarını içeren, üniversiteler,
Türkiye İstatistik Kurumu gibi kuruluşların yaptıkları araştırmalar sonucu
hazırladıkları basılı materyallerden elde edilen, ikinci el verilerdir.
•Kontrol edilemeyen çevre faktörleri; kültürel ve sosyal çevre, firmanın
kaynak ve amaçları, mevcut coğrafik yapı, ekonomik çevre ve politik ve yasal
çevre olarak ifade edilmektedir. İslamoğlu, makro çevre faktörleri olarak da
anılan bu kontrol edilemeyen çevre faktörleri içerisinde; teknolojik çevre,
rekabetçi çevre ve beklenmeyen durumlara da (çevresel belirsizlik) yer
vermektedir.
•Mikro çevre koşulları, pazarlama dışındaki diğer işletme fonksiyonları veya
işletme bölümleridir. Bunlar; üst yönetim, üretim, insan kaynakları ve
finanstır.
•Kontrol edilebilir çevre faktörleri ise aynı zamanda pazarlama karması olarak
bilinmektedir. Ürün, fiyat, dağıtım ve tutundurma ile ilgili eylemleri kapsayan
pazarlama karması, alt başlıkta incelenmiştir.
•Bunların dışında bir de uluslararası düzeyde pazarlama uygulamalarını
etkileyen uluslararası çevreden söz edilebilir.
•Ürün, "bir istek veya ihtiyacı karşılamak üzere, bir pazara sunulan fiziki ürün
veya hizmet, düşünce ve bilgi gibi fiziki olmayan herhangi bir değerdir."
biçiminde tanımlanabilir.

225
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Küçük İşletmelerde Pazarlama İşlevi

•İşletmeler üretecekleri veya sadece pazarlayacakları mallar hakkında temel


kararları verdikten sonra, bu malların nasıl fiyatlandırılacağı konusuyla karşı
karşıyadır. Mal veya hizmetin mübadele değeri olarak fiyat, bir pazarlama
Özet(devamı)değişiminde ürünler için istenen para miktarıdır ve maliyetleri kapsadıktan
sonra bir miktar da kâr payını içerir.
•Dağıtım kavramı, işletmeler tarafından üretilen ve fiyatı konan malların
üretim noktasından satış noktasına getirilmesini içerir. Dağıtım kanalı ise,
mal veya hizmetlerin üreticiden tüketiciye giderken izledikleri yola verilen
genel addır.
•Dağıtım kanalında ürünlerin üreticiden tüketiciye ulaştırılmasına katkı
sağlayan birimlere ise aracı denir.
•Dağıtım eylemlerini pazarlama yönetiminin bizzat kendisinin üstlenmesine
ve böylece ürünlerin tüketicilere üretici tarafından ulaştırılmasına doğrudan
dağıtım denir. Aracılardan yararlanılarak gerçekleştirilen dağıtım ise dolaylı
dağıtım olarak bilinir.
•Tüketicinin ürünü benimsemesi veya ürün hakkında olumlu bir düşünceye
kavuşturulması, üretilen mal veya hizmetlerin satışının sağlanması ve
giderek artırılması için yapılan tüm çabalara tutundurma denir.
•Tutundurma, kararları başlıca dört biçimde incelenmektedir. Bunlar,
reklam, halkla ilişkiler, yüz yüze satış ve satış özendirmedir.

226
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
Küçük İşletmelerde Pazarlama İşlevi

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Kişilerin ve örgütlerin amaçlarına uygun şekilde değişimi sağlamak üzere,
malların, hizmetlerin ve düşüncelerin oluşturulması, fiyatlandırılması,
dağıtımı ve satış çabalarını planlama ve uygulama sürecine ne ad verilir?
a) Üretim
b) Pazarlama
c) Stok Yönetimi
d) Finans
e) Muhasebe

2. Pazarlama konusunda herhangi bir problemin belirlenmesi ve belirlenen


bu problemin çözülmesi amacına yönelik ve bilimsel yönteme uygun
geçerli ve güvenilir bilgilerin toplanması, analiz edilmesi, yorumlanması ve
gerekli önerilerde bulunulması sürecine ne ad verilir?
a) Üretim Araştırması
b) İş analizi
c) Pazarlama araştırması
d) Pazar araştırması
e) Yöneylem araştırması

3. Pazarlama araştırmalarında doğrudan araştırma grubundan toplanan


verilere ne ad verilir?
a) Gerçek veri
b) İkinci el veri
c) Deneysel veri
d) Birinci el veri
e) Gözlemle elde edilen veri

4. Pazarlama yönetiminin pazarlama eylemlerini yönlendirdiği pazara ne ad


verilir?
a) Niş Pazar
b) Farklılaştırılmış Pazar
c) Global Pazar
d) Gerçek pazar
e) Hedef Pazar

5. Aşağıdakilerden hangisi pazarlama çevresi içerisinde sayılmaz?


a) Kontrol edilebilir çevre veya pazarlama karması
b) Mikro çevre
c) Makro çevre
d) Uluslararası çevre
e) Yapısal çevre

227
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
Küçük İşletmelerde Pazarlama İşlevi

6. Aşağıdakilerden hangisi pazarlama karması içerisinde yer almaz?


a) Ürün
b) Fiyat
c) Kalite
d) Dağıtım
e) Tutundurma

7. Tüketim malları, satın alma ve pazarlama özellikleri açısından kaç grupta


incelenebilir?
a) 1
b) 2
c) 3
d) 4
e) 5

8. Tüketicilerin bilgi sahibi oldukları, satın almadan önce ve satın alırken


özellikleri hakkında bilgi edinmek için yoğun çaba harcadıkları mallara ne
ad verilir?
a) Beğenmeli mallar
b) Özellikli mallar
c) Aranmayan mallar
d) Kolayda mallar
e) Dayanıklı mallar

9. Ürün ve hizmetin doğuş, çıkarım veya üretim noktalarına veya üretim


noktalarından son kullanım noktalarına kadar götürülmesiyle uğraşan,
birbirine bağımlı bir dizi kurum ve kuruluşun oluşturduğu örgütsel yapıya
ne ad ve verilir?
a) Üretim hattı
b) İş akışı
c) Organizasyon şeması
d) Dağıtım kanalı
e) İşletme

10. Bir ürün, hizmet veya kuruluşa olan talebi yüz yüze olmayan bir şekilde
uyarmak için, bunlar hakkında sponsor tarafından bir bedel ödemeksizin,
yazılı basında ticari değeri olan haberlerin çıkarılmasının sağlanması,
radyo, TV ve sahnede olumlu tutumlar ve duyumlar elde edilmesi
faaliyetine ne ad verilir?
a) Tanıtım
b) Reklam
c) Satış özendirme
d) Yüz yüze satış
e) Halkla ilişkiler
Cevap Anahtarı
1.b, 2.c, 3.d, 4.e, 5.e, 6.c, 7.d, 8.b, 9.d, 10.e

228
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18
Küçük İşletmelerde Pazarlama İşlevi

YARARLANILAN KAYNAKLAR
21. Yüzyılda Liderlik Sempozyumu, 5‐6 Haziran 1997, (ss.256‐262). Tuzla: Deniz
Harpokulu Komutanlığı Basımevi.
Acar, A.C. (1997). “Hava Harp Okulu ve İ.Ü. İşletme Fakültesi Öğrencilerinin
Liderlik Yönelimlerine İlişkin Bir Araştırma”. [Bildiri]. 21. Yüzyılda Liderlik
Sempozyumu, 5‐6 Haziran 1997, (ss.362‐373). Tuzla: Deniz Harpokulu
Komutanlığı Basımevi.
Açıköz, H.M. (1997). “Liderlik Kavram ve Olgusunun Felsefi Sorgulanması”. [Bildiri].
21. Yüzyılda Liderlik Sempozyumu, 5‐6 Haziran 1997, (ss.71‐76). Tuzla: Deniz
Harpokulu Komutanlığı Basımevi.
Akgün‐Çomak, N. (1997). “Liderin Etkili Dil Kullanımı ve Söylemi”. [Bildiri]. 21.
Yüzyılda Liderlik Sempozyumu, 5‐6 Haziran 1997, (ss.66‐70). Tuzla: Deniz
Harpokulu Komutanlığı Basımevi.
Atayeter, C. (1997) “Çift Yönle Bir Etkileşim: Lider Örgüt İklimi”. [Bildiri].
Büyükçolak, K.M. (1997). “Bilgi Çağında Liderlik”. [Bildiri]. 21. Yüzyılda Liderlik
Sempozyumu, 5‐6 Haziran 1997, (ss.321‐326). Tuzla: Deniz Harpokulu
Komutanlığı Basımevi.
Cafoğlu, Z. (1997). “Liderlik‐Bilgi‐Karizma‐Değişim”. [Bildiri]. 21. Yüzyılda Liderlik
Sempozyumu, 5‐6 Haziran 1997, (ss.133‐142). Tuzla: Deniz Harpokulu
Komutanlığı Basımevi.
Ceylan, A. (1997). Liderliğe Kurumsal Yaklaşımlar. [Bildiri]. 21. Yüzyılda Liderlik
Sempozyumu, 5‐6 Haziran 1997, (ss.314‐320). Tuzla: Deniz Harp Okulu
Komutanlığı Basımevi.
Cialdini, R.B. (2008). “İkna Etme Biliminde Ustalaşmak”. (Çev. İlker Gülfidan). İkna
Edici Lider. (ss. 39‐58). İstanbul: MESS Yayınları.
Conger, J.A. (2008). “İkna Etme Sanatı”. (Çev. İlker Gülfidan). İkna Edici Lider. (ss.
11‐38). İstanbul: MESS Yayınları.
Eroğlu, F. (1996). Davranış Bilimleri. İstanbul: Beta Yayıncılık. Güney, S. (2009).
Sosyal Psikoloji. Ankara: Nobel Yayıncılık.
Hogg, M.A. Vaughan, G.M. (2007). Sosyal Psikoloji. (Çev. İbrahim Yıldız, Aydın
Gelmez). Ankara: Ütopya Yayınları (2005).
Kılınç, T. (1997). “Liderlikte Durumsallığın Ötesi: Karizmatik Liderlik Yaklaşımı”.
[Bildiri]. 21. Yüzyılda Liderlik Sempozyumu, 5‐6 Haziran 1997, (ss.383‐403).
Tuzla: Deniz Harpokulu Komutanlığı Basımevi.
Kolenda, C. (2001). Leadership: The Warrior’s Art. USA: Army War College
Foundation Press.
Küçük O. (2017) İşletme Bilgisi ve Yönetimi, 4. Baskı, Seçkin Yay., Ankara.
Küçük O. (2018) Girişimcilik ve Küçük İşletme Yönetimi, 9. Baskı, Seçkin Y., Ankara.

229
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19
Küçük İşletmelerde Pazarlama İşlevi

Maxwell, J.C. (2005). The 360 Leader. USA: Nelson Business.


Mısırlı, İ. (2010). Genel ve Teknik İletişim. Ankara: Detay Yayıncılık.
Morgan, C. (1995). Psikolojiye Giriş. Ankara: Hacettepe Üniversitesi Psikoloji
Bölümü Yayınları
Nalbant, E., Özdil, T., Ecevit, Z. (1997). “Liderlik Nitelikleri ve İş Gören Performansı
Üzerindeki Etkileri”. [Bildiri]. 21. Yüzyılda Liderlik Sempozyumu, 5‐ 6 Haziran
1997, (ss.18‐22). Tuzla: Deniz Harpokulu Komutanlığı Basımevi.
Tolan, B., İsen, G., Batmaz, V. (1985). Ben ve Toplum, Ankara: Teori Yayınları.

230
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20
KÜÇÜK İŞLETMELERDE
FİNANSMAN İŞLEVİ

• Finans ve Finansman Kavramları


• Finansal Tablolar GİRİŞİMCİLİK VE
İÇİNDEKİLER

• Finans Kaynakları
• Modern Finans Araçları KÜÇÜK İŞLETMELER
• Finansal Rasyolar Prof. Dr. Osman
DEMİRDÖĞEN

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


• Finans ve finansman kavramlarını
HEDEFLER

öğrenecek,
• Finansal tablolar hakkında bilgi
edinecek,
• Finans kaynaklarını sıralayabilecek,
• Finansal rasyolar ve modern finans
araçları hakkında bilgi sahibi
olacaksınız.
ÜNİTE

13
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Küçük İşletmelerde Finansman İşlevi

Finans ve Finansman
Bilanço
Kavramları

Kâr/Zarar Tablosu

Finansal Tablolar Nakit Akım Tablosu

Faktoring Programı

Finans Kaynakları
KÜÇÜK İŞLETMELERDE FİNANSMAN İŞLEVİ

Stok Finans Programı

Leasing

Modern Finans Araçları


Forfaiting

Swap

Ödeme Rasyoları
Barter

Faaliyet Rasyoları Angel Finanslama

Borç Rasyosu Risk Sermayesi

Karşılık Rasyoları Örnek

232
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2
Küçük İşletmelerde Finansman İşlevi

GİRİŞ
İşletmelerin birçok işlevi bulunmaktadır. Bu işlevler: yönetim, üretim,
pazarlama, muhasebe, insan kaynakları yönetimi, finans…vb. şeklindedir.
İşletmenin temel fonksiyonlarından biri olan, finans, bir işletmenin parasal kaynak
sağlama ya da kuruluş için gerekli fonları bularak ilk kuruluş sermayesini
oluşturulması, faaliyet sürecinde de kaynak bulma ve parasal konuların
yönetilmesidir. Uygun zamanlarda, uygun kaynaklardan gerekli olan uygun
fonların bulunmasını kapsamaktadır. Burada dikkat çeken konu ihtiyaç duyulan
fonların en uygun kaynaklardan, zamanında karşılanması ve en etkin ve en kârlı
şekilde değerlendirilmesidir. Buna göre finans işlevinin kapsamı, nakit ihtiyacının
karşılanması ve kullanımı biçiminde özetlenebilir.
Finans işlevi yerine getirilirken yararlanılan en önemli araçlar finansal
tablolar ve rasyolardır. Bu tablolar; bilanço ve kâr/zarar cetvelleri ve rasyolar
şeklindedir. Finansal tablolar işletmelerin, nerede olduklarını ve gitmeleri gereken
yerler için ne yapmaları gerektiğinin saptanmasını sağlamaktadır.
Bilanço ve kâr/zarar cetveli gibi finansal tablolar işletmelerin nakit ve borç
durumlarını, işletmeye gelen parayı ve buradan yapılan ödemeleri gösterir.
Böylece finans yönetiminin doğru kararlar alabilmesini sağlar. Bu tablolar
üçüncü kişilerin işletme hakkında bilgi sahibi olmasına da olanak verir.
Rasyolar ise işletmenin borçlarını ödeme durumlarını, stoklarının ne kadar
sürede ve yılda kaç kez devrettiğini, beraberinde alacakların ne kadar sürede tahsil
edilip borçların ne kadar sürede ödenebildiğini göstermekte, nakit akışının
izlenmesine yardımcı olmaktadır.
Bu bölümde finans ve finansman kavramı açıklanmış, finansal tablolar,
rasyolar ve finans kaynakları paylaşılmış, modern finansman yöntemleri detaylı bir
şekilde örnekler ile anlatılmıştır.

FİNANS VE FİNANSMAN KAVRAMLARI


Finans, genel olarak bir işletmenin para ve kredi konularıyla ilgili
faaliyetlerini düzenleme veya yönetme sistemi, gerçek veya tüzel kişilere parasal
Finans, para ve kredi kaynak sağlama ya da bir işletmenin kuruluşu için gerekli fonları bularak ilk kuruluş
konularıyla ilgili sermayesini oluşturma biçiminde tanımlanmaktadır. Finansman ise aynı kökenden
faaliyetlerini düzenleme
hareketle, bir işletmeye ihtiyaç duyduğu parayı sağlama faaliyetidir (Gürsoy,
veya yönetme sistemi,
Finansman ise, bir 2014;3).
işletmeye ihtiyaç Finans işlevi, işletmeye gerekli olan fonları en uygun zamanda, en iyi
duyduğu parayı koşullarda sağlamak ve bu fonların işletmenin amaçları doğrultusunda en etkin
sağlama faaliyetidir.
kullanımını gerçekleştirmek, biçiminde tanımlanabilir.
Finans işlevi, işletmenin hangi alternatif alanlara yatırım yapabileceği,
bunların alternatif getirilerinin ve geri dönüşüm hızının ne olacağı, bu yatırımlar
için ihtiyaç duyacağı fonların nereden ve hangi yollarla karşılanacağı ile ilgilenir.

233
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3
Küçük İşletmelerde Finansman İşlevi

İşletmelerde maddi akımın (ürün akışı) düzenli ve sürekli bir biçime


gerçekleştirilebilmesi için ihtiyaç duyulan nakit akımını işletme ihtiyaçlarını
karşılayacak şekilde ve işletmenin amaçlarına uygun olarak gerçekleştirilmesi,
finansman işlevinin konusunu oluşturmaktadır.
Burada dikkat çeken konu ihtiyaç duyulan fonların en uygun kaynaklardan,
zamanında karşılanması ve en etkin ve en kârlı şekilde değerlendirilmesidir. Buna
göre finans işlevinin kapsamı, nakit ihtiyacının karşılanması ve kullanımı biçiminde
özetlenebilir.
Finans işlevinin ve böylece finans yönetiminin amacı ise işletmenin finansal
güvenliğini ve kârlılığını, dolayısıyla da işletmenin gelişme içinde sürekliliğini
sağlamaktır.

FİNANSAL TABLOLAR
Analiz, planlama ve kontrol işlerinde kullanılan üç temel finansal doküman
vardır. Birincisi, bilançodur. Bilanço, firmanın hangi aktiflere ve hangi borçlara
sahip olduğunu gösterir. Borçlar, firmanın bankalara ve diğer kişilere olan
borçlarını kapsar. İkinci doküman kâr/zarar cetvelidir. Bu tablo firmanın
Analiz, planlama ve satışlarından maliyetleri düştükten sonra ne kadar kâr veya zarar kaldığını gösterir.
kontrol işlerinde Üçüncü doküman nakit akım tablolarıdır. Bu tablolar firmanın ne zaman
kullanılan üç temel borçlanacağını veya hisse ihraç edeceğini gösterir. Finansal tablolar, işletmelerin
finansal doküman; belirli bir dönem sonundaki ekonomik ve finansal durumlarını göstermek amacıyla
bilânço, kâr/zarar ve düzenlenen raporlardır (Akıncı, 1988, 25).
nakit akım tablolarıdır.
Bilimsel araştırmalarda kullanılan veriler iki şekilde kaşımıza çıkmaktadır.
Bunlar olgusal veri ve yargısal veridir. Aşağıda bu veri türlerinin açıklaması ve
Tablo 8.1’de örnekleri verilmiştir.

Bilanço
Bilanço işletmenin finansal/mali gücünü ve sağlığını gösterir. Normal olarak
bu dokümanın sol tarafı firma aktiflerini, sağ taraf ise yine işletmenin (sizin değil)
bankalara ve diğer kişilere ne kadar borcu olduğunu gösterir.
Tablo 13.1.de basit bir bilanço örneği verilmiştir. Bu bilançoda üçer ayrı
kategori verilmiştir. Bilançonun ne olduğu ve ne anlama geldiği verilmeye
çalışılmıştır.
Yöneticilerin çoğu bilançoyu önemsemezler. Onlardan biri olmayın. Bilanço
anlaşılması zor olmayan önemli bir dokümandır.

234
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4
Küçük İşletmelerde Finansman İşlevi

Tablo 13.1. Bilanço Örneği

A FİRMASI

Aktifler (Milyar TL) Pasifler veya Borçlar (Milyar TL)


Cari Aktifler ………… 100 Cari Borçlar ……… 40
Sabit Aktifler……….. 120 Uzun Donem Borçlar ……….. 100
Diğer Aktifler………… 20 Net Stoklar ……….. 100

Toplam Toplam
240 240

Aktiflerin borçlara eşit olduğuna dikkat edilmelidir. Bu nedenle denge


tablosu olarak isimlendirilmektedir. Firmanın sahip oldukları firmanın borçlarına
eşittir. Bir başka deyişle firma neye sahip olursa ayni miktarda ya bir borç verene
ya da ortağa borçlanır. Toplam borç (uzun ve kısa dönem borçlar) (140), toplam
aktiflerden çıkarıldığında geriye kalan miktar ( 100) firma değerini verir. Bu miktar
firmanın bir değeri olduğunu gösterir. Ancak bu her zaman doğru olmayabilir.
Yukarıdaki bilanço A firmasını durumunun oldukça iyi olduğunu
göstermektedir. Bugün itibariyle ödeme günü gelebilecek kısa dönemli borçlarını
bile çok kolay ödeyecek miktarda nakde sahiptir.
Tablo 13.2. Bilanço Örneği

B FİRMASI

Aktifler (Milyar TL) Pasifler veya Borçlar (Milyar TL)

Araştırma sürecinde bir


Cari Aktifler ………… 10 Cari Borçlar ………100
probleme çözüm
bulmanın temelinde Sabit Aktifler……….. 50 Uzun Donem Borçlar ……….. 120
veriler bulunmaktadır. Diğer Aktifler…………80 Net Stoklar ……….. 80

Toplam Toplam
140 300

Tablo 13.2.de görüldüğü gibi B Firmasının problemli olduğu anlaşılmaktadır.


Rakamlara bakıldığında bu kolaylıkla görülebilir. Firmanın cari aktifleri kısa dönem
borçları bile karşılayamamaktadır. Daha kötüsü bütün aktiflerini kullansa bile uzun
ve kısa dönem borçlarını ödeyememekle firma değeri –160 milyar TL ye
düşmektedir. Bu firma teknik olarak iflas etmiştir. Faturalarını ödeyememektedir.
İflas durumu firmanın şu an için karşılaştığı geçici bir durum olabilir fakat
firma sahipleri bu durumla her an karşılaşabilir. Bilinmesi, anlaşılması ve
kaçınılması gereken resim budur.

235
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5
Küçük İşletmelerde Finansman İşlevi

Kâr/Zarar Tablosu (K/Z)


K/Z tablolarının amacı sadece kâr veya zararı göstermektir. Satışlar ve diğer
gelirlerden üretim, yönetim, satış masrafları, vergiler ve diğer masrafları
düştükten sonra kalan net kârdır. Sadece satışları alıp bundan satılan malın
maliyeti düşüldüğünde kalan brüt kârdır. Bu oldukça önemli bir kalemdir. Çünkü
bütün diğer masraflar bu miktardan düşülür ve net kâr elde edilir.
Doğal olarak, brüt kâr ne kadar fazla olursa diğer masrafları karşılamak için
o kadar fazla para kalır. Mesela ücretler için! Bazı firmaların üretim maliyetleri
yüksek olduğu için çok az brüt kârları kalır. Ayni satış hacmine sahip diğer firmalar
normal üretim maliyetleri ile çalıştıklarında brüt kârları da normal olacaktır. Aynı
satış hacmine sahip diğer bazı firmalar daha düşük üretim maliyetleri ile çalıştıkları
için daha yüksek brüt kâra sahip olmaktadır (Gürsoy, 2014: 91).
Tablo 13.3.de farklı brüt kâr düzeylerindeki işletmelere ait karşılaştırmalı bir
örnek verilmiştir.
Tablo 13.3. KÂR/ZARAR KÂRŞILAŞTIRMASI

KÂR/ZARAR KÂRŞILAŞTIRMASI

Düşük Orta Yüksek


Brüt Kâr Brüt Kâr Brüt Kâr
Satış Gelirleri (Net) 1000 1000 1000
Malların Maliyeti 700 500 300

Brüt Kâr 300 500 700


-Diğer Mal.(Yön., Araşt.) 200 200 200
Satış/Reklam 90 200 300
Başa baş noktası Net Kâr 10 100 200
tablosu basit olarak
değişik zamanlardaki Tablodaki herhangi bir rakamın yükselmesi veya azalması doğrudan diğer
masraflara karşılık rakamları etkilemektedir. Bu nedenle daha düşük üretim maliyetleri ile
tahmini gelirleri çalışıldığında daha yüksek brüt kâra (belki net kâra) ulaşılacaktır. Düşük maliyetle
göstermektedir.
çalışmak etkinliği artıracağı gibi rakiplere karşı da avantaj sağlayacaktır.

Başa Baş Noktası (Nakit Akış) Tablosu


Başa baş nakit akış veya ödeme tablosu en önemli finansal tablolardan
biridir. Bu tablo yatırımın planlanmasına, kontrol edilmesine ve hatta korunmasına
yardımcı olur (Hisrich, 2002, 296-298).
Başa baş noktası tablosu basit olarak değişik zamanlardaki masraflara
karşılık tahmini gelirleri göstermektedir. Zaman içerisinde hareket eden bir çeşit
K/Z tablosudur (Gürsoy, 2014: 100). Bu tablonun amacı ne zaman başa baş
noktasına ulaşabileceğini göstermektir. Bir başka deyişle, toplam ya da birikimli
Başa baş noktası gelirler ne zaman birikimli maliyetlere eşitlenecektir. Bu noktadan sonra gelir,
tablosu nakit akım maliyetleri aşacak; sabitleşen veya gittikçe artan bir kâr söz konusu olacaktır.
tablosu olarak bilinir.
236
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6
Küçük İşletmelerde Finansman İşlevi

Başa baş noktası tablosu ile K/Z tablosu arasındaki farklardan biri, bu
tablonun gelir maliyet resminden ziyade bir seri hâlinde bu rakamları vermesidir.
Diğer bir fark ise bu tablo birikimli gelirleri gösterir ve birikimli masraflarla
mukayese eder.
Tablo 13.4.de bir başa baş tablosu örneği verilmiştir.
Tablo 13.4. BAŞA BAŞ TABLOSU

BAŞA BAŞ TABLOSU (Milyar TL)

Zaman Dilimi

1 2 3 4 5

Satışlar 50 100 250 400 450

Kümülatif 50 150 400 800 1250

Sat. Mal. Mal. 25 50 125 200 225

Kümülatif 25 75 200 400 625

Brüt Kâr 25 50 125 200 225

Kümülatif 25 75 200 400 625

Diğer Mal. 100 125 150 150

(Yon./satış) Küm. 75 175 300 450 600

Kâr (zarar) (50) (50) 0 50 75

Kümülatif (50) (100) (100) (50) 25

Bu tablo genellikle nakit akım tablosu olarak bilinir çünkü birkaç dönem
sonra maliyetlerin geliri geçtiğini yani net zararı gösterir. Bir işletmede bu birikimli
maliyetleri karşılamak için paraya ya da nakde ihtiyaç duyulur. Fakat bazı
noktalarda birikimli gelir birikimli maliyete eşit olur. Bu noktada kâr ve zarar
yoktur. Zararı kapatmak için işletmeye para getirmek yerine işletme kâr elde eder
ve işletmeye nakit dönüşü olur.
Başa baş noktası
tablosu, bakış açısı,
kontrol ve bunları takip 237
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7
edecek bir program
verir.
Küçük İşletmelerde Finansman İşlevi

Bu en azından teorik olarak doğrudur. Nadiren planlandığı gibi gerçekleşir.


Fakat stratejik finans planı yoksa hiçbir şey gerçekleşmez. Başa baş noktası
tablosu, bakış açısı, kontrol ve bunları takip edecek bir program verir.
Yukarıdaki tabloda işletmenin üçüncü dönemde başa baş noktasına geldiği
görülmektedir ( Dönemler, yıl, üç ay veya bir ay olabilir). Bu dönemde brüt kâr
125, diğer maliyetler 125 dolayısıyla kâr sıfırdır. Fakat birikimli esasa göre üçüncü
dönemde brüt kâr 200, diğer birikimli maliyetler 300’dür. Dolayısıyla bu noktaya
kadar işletme halen 100 birim negatiftedir. Ancak, gelecek dönemdeki 50 birimlik
kâr, zararı 50 birime indirmektedir.

FİNANS KAYNAKLARI
İşletmeler ihtiyaç duydukları finansı çeşitli kaynaklardan elde edebilir.
Bunların belli başlıları aşağıda paylaşılmıştır:
Borçlanma
 Kredi kartları
 Banka kredileri
 Kişisel borçlanma
Yatırımcı Bulma
 Ortak yatırım
 Gönüllü yatırımcılar (Destekleyici)
 KOBİ yatırım kooperatifleri
 Kamu destekleri
Yaratıcı Finans
Diğer Finans Kaynakları
 Arkadaş ve/ veya aile
 Müşteriler ve tedarikçiler
 Faktörler
 Stok Finansı
 Stratejik ortaklık
 Konvertible borçlanma
 Ekipman kiralama

•Siz de olgusal ve yargısal veriye yönelik birkaç örnek oluşturunuz.


Bireysel Etkinlik

•Finansal tabloların doğru biçimde tutulmasının küçük işletmelere


sağlayacağı yararları tartışınız.
•Finansman işlevinin küreselleşme sürecinde küçük işletmeler için
önemini tartışınız.
•Düşüncelerinizi sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan “tartışma
Faktoring yöntemde, forumu” bölümünde paylaşabilirsiniz.
banka ya da faktoring
kuruluşları alacakların
tamamını veya bir 238
kısmını (isteğe bağlı Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8
olarak) hemen satın
alır.
Küçük İşletmelerde Finansman İşlevi

MODERN FİNANS ARAÇLARI


Modern finansman araçlarının önemlileri aşağıda açıklanmıştır. Küçük
işletmeler bu finansman araçlarından sektörlerini, vadeleri ve çalışma esaslarını
göz önünde bulundurarak yararlanmalıdır.
Faktoring Programı
Bu yöntemde banka ya da faktoring kuruluşları alacakların tamamını veya
bir kısmını (isteğe bağlı olarak) hemen satın alır. Aynı kuruluşlar firma alacakları
için yeni fonlar bulur. Alacaklara belirli bir iskonto oranı uygulanır. İskonto oranı
işin ya da alacağın büyüklüğüne ve alacağın vadesine göre belirlenir.
Stok Finans Programı
Banka ya da diğer finans kuruluşları firmanın ihtiyaç duyduğu ham madde,
yarı mamul veya tamamlanmış mamulleri firma adına satın alır. Firmanın istediği
zaman, finans kuruluşları miktar iskontosu, taşıma ve ödeme iskontolarından
faydalanarak istenilen stokları satın alır. Daha sonra firma bu stokları finans
kuruluşlarının depolarından günlük ihtiyacına ve günlük nakit akışına göre istediği
zaman ve istediği miktarda satın alır.
Stok finanslamada ürünün tedarikçiden alınması, depoda beklediği süre ve
alınan miktara bağlı olarak firma finans kuruluşlarına ödeme yapar.
Bu yöntemin Faydaları:
 Nakit yokluğu nedeniyle alınamayan siparişler alınabilir.
 Miktar iskontosu, satın alma gücü ve düşük taşıma maliyetlerinden
yararlanma imkânı
 Finans kuruluşlarının depolarını kullanarak stokları, satışları ve kârı artıma
imkânı
 Stoklara bağlanan parayı serbest bırakarak satışların artırılmasında
kullanma imkânı.
Leasing
Banka ya da diğer finans kuruluşları bir ila üç yıllık bir dönemde aylık
ödenebilecek taksitlerle firmanın istediği makine teçhizatı satın alır. Makine
teçhizat yeni veya kullanılmış olabilir. Finans kuruluşları istenen makineyi alır ve
Leasingde ‘Normal
firmaya kiralar. Bu satın alma ve ödeme işleminden dolayı sağlanan tasarruf
Piyasa Değeri’ ile
işletmede başka amaçlarla kullanılabilir.
makine firma
tarafından satın alınmış Leasingde ‘Normal Piyasa Değeri’ ile makine firma tarafından satın alınmış
olur. Kiralamanın olur. Kiralamanın sonunda kiralanan ürün, rekabetçi piyasa faiz oranlarında bir ila
sonunda kiralanan
üç yıl içerisinde amorti edilir.
ürün, rekabetçi piyasa
faiz oranlarında bir ila Bu yöntemin Faydaları:
üç yıl içerisinde amorti
edilir.  İstenilen yeni veya kullanılmış makine ve teçhizatı hemen alma imkânı
 Mevcut makine- teçhizata bağlanan para serbest kalır.
 Yeni teknoloji ve etkinlikten faydalanma imkânı.

239
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9
Küçük İşletmelerde Finansman İşlevi

Forfaiting
Forfaiting, ihracatçıların mal ve hizmet ihracından doğan orta vadeli
alacaklarını, tahsil edilememe riskiyle birlikte forfaitere satmasıdır.
Swap
Swap, iki taraf arasında önceden belirlenen gelecekteki bir tarihte nakit
akışlarının karşılıklı değişimine denir. En çok kullanılan swap işlemleri para swap
(currency swap) ve faiz swap (interest rate swap) işlemleridir. Swap işlemler, farklı
kuruluşların farklı finansal piyasalardaki farklı kredi değerliliğine bağlı olarak farklı
kredi şartları ile karşı karşıya kalmaları ve bu farklılıklardan swap işlemine taraf
olanlardan her birinin yararına olacak şekilde sonuç sağlayan işlemlerdir.
Swap işlemleri sonucunda bir firma veya finansal kurum bir piyasada
algıladığı riski diğer bir piyasada borçlanarak dengeleyebilir.
Barter
Barter İngilizce "takas" kelimesinin karşılığı olup günümüzde internet ve
network sistemleri üzerinden yapılan, “çoklu mal/hizmet takas borsasını” ifade
etmektedir. Barter, yurt içi ve yurt dışı pazarların yapısal olarak değişmesi ile
özellikle pazarlama ve finansman konusunda ek kaynaklara ve yeni yöntemlere
ihtiyaç duyan firmaların, ortak bir havuz oluşturarak “pazarlama, satın alma ve
finansman” konularında faydalandıkları organize bir ticari örgütlenmedir.
Firmalara, atıl üretim değerlerini ve stok ürünlerini, daha gerekli olan
faaliyet girdilerine çevirme imkânını sunmaktadır.
Angel Finanslama
Angel finanslama kelime anlamı ile “melek finanslama” anlamına gelmekte
ve Türkçe karşılığı olarak anlamını tam olarak ifade etmemektedir. Angel
finanslama; “girişim tecrübesine sahip özel yatırımcıların kendi para ve
deneyimleriyle genellikle işe yeni başlayan ve ilk evrelerinde olan işletmelere
yaptıkları ortaklık içeren bir finansman tekniği” olarak tanımlanmaktadır. Bir başka
tanımla kuruluş aşamasında olan işletmelerin finansman ihtiyaçlarını karşılamaya
yarayan deneyim sahibi kişi ve kuruluşlar tarafından kâr amaçlı yapılan bir
finansman şekli olarak tanımlanmıştır.
Risk Sermayesi
Bir diğer tanıma göre risk sermayesi; “Bir risk sermayedarı tarafından öz
sermaye veya öz sermaye benzeri olarak sağlanan finansman ile büyümeye
yönelmiş küçük veya orta büyüklükteki bir işletmenin amaçlarını
gerçekleştirebilmesi için gerekli yatırımları yapabilmesinin mümkün kılınmasıdır.”
Risk sermayedarı bunun karşılığında bir azınlık hissesi veya değiştirilemez bir hak
elde eder.

FİNANSAL RASYOLAR
Angel finanslama
kelime anlamı ile Ödeme (Likidite) Rasyoları
“melek finanslama”
anlamına gelmekte ve 240
Türkçe karşılığı olarak Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10
anlamını tam olarak
ifade etmemektedir.
Küçük İşletmelerde Finansman İşlevi

Firmanın kısa dönem borçlarını ödeme kabiliyetini ölçmede


yararlanılmaktadır. Nakit sıkıntısı nedeniyle ödemelerin ve işlemlerin aksama
riskinin düşük olmasını ifade eden bu rasyolarda genelde yüksek değerler daha
iyidir.
Cari Aktifler
1. Ciro Rasyo = Cari Borçlar

Cari Aktifler - Stoklar


2. ( Hızlı ) Stoklar Quick Rasyo =
Cari Borçlar
Asit Test

Nakit
3. Cari Aktiflerin Toplamının = Cari Aktifler *100
Yüzdesi olarak nakit

Alacaklar
4. Toplam Cari Aktiflerin = Toplam Cari Aktifler
Yüzdesi olarak alacaklar
Stoklar
5. Toplam Cari Aktiflerin = Toplam Cari Aktifler
Yüzdesi olarak stoklar

Faaliyet (Etkinlik) Rasyoları


Çeşitli aktif kategorilerinin satış faaliyetinin düzeyine bağlı olarak dönüşüm
(Devir) hızını gösterir. Bu rasyoların firmanın likidite durumu ve kârlılık oranı
üzerinde etkisi vardır.
Alacaklar
Ortalama Tahsilat Dönemi = *360
Net Satışlar

Tahsil edilmemiş kredili (vadeli) satışlar için ortalama gün sayısını ölçer. Kısa
OTD nakdin kısa süre için bağlandığını gösterir. Uzun (Artan) OTD tehlike
sinyalidir.
Dönem Sonu Stok
1. Stok Devir Rasyosu =
Satışların Maliyeti

Satın alınan stokların belirli bir dönemde ortalama kaç kere satışa
dönüştüğünü (satıldığını) gösterir. Devir rakamının yüksek olması firmanın çok likit
yani paraya çevrilebilir kaynaklarının miktarı fazla, ödeme gücü yüksek ve kârlı
olduğunu gösterir.
Net Satışlar
2. Sabit Aktif Devir Rasyosu =
Net Sabit Aktifler

241
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11
Küçük İşletmelerde Finansman İşlevi

Firmanın sabit aktiflerinin verimliliğini ölçer. Sabit aktiflere yatırılan miktara


karşılık elde edilen satış miktarını gösterir.
Net Satışlar
3. Toplam Aktif Devir Hızı =
Toplam Aktifler

Borç rasyosu, firmanın Firmanın aktiflerinin verimliliğini ölçer. Aktiflere yatırılan paraya karşılık elde
karşılaştığı finansal edilen ( yapılan ) satışları gösterir.
riskin derecesini ölçer.
Borç Rasyosu
Firmanın karşılaştığı finansal riskin derecesini ölçer. Finansal risk, firmanın
borç yükümlülüklerini karşılama yeteneğindeki belirsizliği ifade eder.

Toplam Borç
1. Borç Rasyosu = Toplam Aktifler

Aktiflerin ne kadarının borç verenlerden, ne kadarının da işletme sahibinden


finanse edildiğini ölçer. Firmanın aktif tabanı borçlanma yoluyla finanse
edildiğinde zorunlu ödeme yükümlülüğü ve finansal risk düzeyi artar.

Karşılık Rasyoları
Firmanın aktiflerinin ve kullandığı sermayenin etkinliğini ve faaliyetlerinin
etkinliğini ölçer. Firmanın sahiplerine ve kredi verenlere sağladığı sermayenin ne
kadar etkin kullanıldığını (yönetildiğini) açıklar.

Brüt Kâr

Brüt Kâr Marjı =


Net Satışlar

Satış maliyeti düşüldükten sonra kalan parasal satış miktarını gösterir.


Maliyet kontrol ölçüsüdür.

Net Çalışma Geliri


Geri Dönüş Rasyosu =
Toplam Aktifler
( Yatırımın Geri Dönüşü )

Firmanın aktiflerinin ve
kullandığı sermayenin
Kazanma gücü rasyosu olarak bilinir. Yatırılan sermayeden elde edilen geliri
etkinliğini ve
faaliyetlerinin etkinliğini gösterir. Firmanın finansal performansının en iyi ölçüsüdür. Artan trend idealdir.
ölçer. Aşağıda bazı rasyolar için endüstri ortalamaları verilmiştir. Bu ortalamalar
ideal değer bakımından ipucu vermektedir. Fakat bu değerlerin sektörden sektöre
değişkenlik gösterebileceği unutulmamalıdır.

242
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12
Küçük İşletmelerde Finansman İşlevi

Tablo 13.5. Endüstri Ortalamaları

Endüstri Ortalamaları

Cari Rasyo 2.0


Hızlı Rasyo / Asit Test 1.2
Toplam Cari Aktiflerin %20% olarak nakit
Toplam Cari Aktiflerin %40% olarak alacaklar
Toplam Cari Aktiflerin %40% olarak stok
Ortalama Tahsilat Dönemi 35 gün
Stok Devir Hızı 9.8 (Yıl/Kez)
Sabit Aktif Devir Hızı 1.6
Toplam Aktif Devir Hızı 1.10
Toplam Borç Rasyosu % 47.6
Brüt Kâr Marjı % 52.1
Geri Dönüş Rasyosu % 19.5
Bireysel Etkinlik

•KOBİ’ler açısından finansal rasyoların bilinmesi ne önem taşır?


Tartışınız.
•KOBİ’lerde alacak tahsili ve borç ödeme rasyolarının alacağı değerler
nasıl olmalıdır? Niçin? Araştırarak tartışınız.
•Kim ile görüşüleceği rasyoların endüstri ortalamalarının bilinmesi ve
bunların yayınlanmasının ne yararı olabilir? Tartışınız.
Örnek

•Sabit maliyetleri 2000 TL, birim satış fiyatı 200 TL, birim değişken
gideri 100TL ve toplam satış geliri 6000 TL olan X AŞ’nin başa baş
noktasını hesaplayınız.

Cevap:

243
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13
Küçük İşletmelerde Finansman İşlevi

244
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14
Küçük İşletmelerde Finansman İşlevi

•Finans, genel olarak bir işletmenin para ve kredi konularıyla ilgili


faaliyetlerini düzenleme veya yönetme sistemi, gerçek veya tüzel kişilere
parasal kaynak sağlama ya da bir işletmenin kuruluşu için gerekli fonları
bularak ilk kuruluş sermayesini oluşturma biçiminde tanımlanmaktadır.
•Finansman ise aynı kökenden hareketle, bir işletmeye ihtiyaç duyduğu
parayı sağlama faaliyetidir.
Özet
•Analiz, planlama ve kontrol işlerinde kullanılan üç temel finansal doküman
vardır. Birincisi, bilançodur. Bilanço, firmanın hangi aktiflere ve hangi
borçlara sahip olduğunu gösterir. Borçlar, firmanın bankalara ve diğer
kişilere olan borçlarını kapsar. İkinci doküman kâr/zarar cetvelidir. Bu tablo
firmanın satışlarından maliyetleri düştükten sonra ne kadar kâr veya zarar
kaldığını gösterir. Üçüncü doküman nakit akım tablolarıdır. Bu tablolar
firmanın ne zaman borçlanacağını veya hisse ihraç edeceğini gösterir.
• Bilanço işletmenin finansal/mali gücünü ve sağlığını gösterir. Normal olarak
bu dokümanın sol tarafı firma aktiflerini, sağ taraf ise yine işletmenin (sizin
değil) bankalara ve diğer kişilere ne kadar borcu olduğunu gösterir.
•K/Z tablolarının amacı sadece kâr veya zararı göstermektir. Satışlar ve diğer
gelirlerden üretim, yönetim, satış masrafları, vergiler ve diğer masrafları
düştükten sonra kalan net kârdır. Sadece satışları alıp bundan satılan malın
maliyeti düşüldüğünde kalan brüt kârdır. Bu oldukça önemli bir kalemdir.
Çünkü bütün diğer masraflar bu miktardan düşülür ve net kâr elde edilir.
•Başa baş nakit akış veya ödeme tablosu en önemli finansal tablolardan
biridir. Bu tablo yatırımın planlanmasına, kontrol edilmesine ve hatta
korunmasına yardımcı olur. Başa baş nakit akış veya ödeme tablosu en
önemli finansal tablolardan biridir. Bu tablo yatırımın planlanmasına, kontrol
edilmesine ve hatta korunmasına yardımcı olur.
•Modern finansman yöntemleri;
•Faktoring: Bu yöntemde banka ya da faktoring kuruluşları alacakların
tamamını veya bir kısmını (isteğe bağlı olarak) hemen satın alır. Aynı
kuruluşlar firma alacakları için yeni fonlar bulur. Alacaklara belirli bir iskonto
oranı uygulanır. İskonto oranı işin ya da alacağın büyüklüğüne ve alacağın
vadesine göre belirlenir.
•Stok Finans Programı: Banka ya da diğer finans kuruluşları firmanın ihtiyaç
duyduğu ham madde, yarı mamul veya tamamlanmış mamulleri firma adına
satın alır. Firmanın istediği zaman, finans kuruluşları miktar iskontosu,
taşıma ve ödeme iskontolarından faydalanarak istenilen stokları satın alır.
Leasing; banka ya da diğer finans kuruluşları bir ila üç yıllık bir dönemde aylık
ödenebilecek taksitlerle firmanın istediği makine teçhizatı satın alır. Finans
kuruluşları istenen makineyi alır ve firmaya kiralar.
•Forfaiting: Forfaiting, ihracatçıların mal ve hizmet ihracından doğan orta
vadeli alacaklarını, tahsil edilememe riskiyle birlikte forfaiter’e
satmasıdır.Forfaiting, ihracatçıların mal ve hizmet ihracından doğan orta
vadeli alacaklarını, tahsil edilememe riskiyle birlikte forfaiter’e satmasıdır.
•Swap: Swap, iki taraf arasında önceden belirlenen gelecekteki bir tarihte
nakit akışlarının karşılıklı değişimine denir.
•Barter: Barter İngilizce "takas" kelimesinin karşılığı olup günümüzde internet
ve network sistemleri üzerinden yapılan, “çoklu mal/hizmet takas borsasını”
ifade etmektedir.
•Angel Finanslam: Angel finanslama; “girişim tecrübesine sahip özel
yatırımcıların kendi para ve deneyimleriyle genellikle işe yeni başlayan ve ilk
evrelerinde olan işletmelere yaptıkları ortaklık içeren bir finansman tekniği”
olarak tanımlanmaktadır. Risk Sermayesi biçiminde sıralanabilir.

245
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15
Küçük İşletmelerde Finansman İşlevi

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. İşletmeye gerekli olan fonları en uygun zamanda, en iyi koşullarda
sağlamak ve bu fonların işletmenin amaçları doğrultusunda en etkin
kullanımını gerçekleştirme işlevine ne ad verilir?
a) Pazarlama
b) Üretim
c) Muhasebe
d) Finans
e) İnsan kaynakları yönetimi

2. Aşağıdakilerden hangisi finansal analiz, planlama ve kontrol işlerinde


kullanılan temel dokümanlardan biridir?
a) Bilanço
b) İş tanımları
c) Organizasyon şeması
d) Stok kartları
e) Yönetim anlayışı

3. Satışlar ve diğer gelirlerden üretim, yönetim, satış masrafları, vergiler ve


diğer masrafları düştükten sonra kalan miktara ne ad verilir?
a) Brüt kâr
b) Net gelir
c) Net kâr
d) Brüt zarar
e) Net zarar

4. Aşağıdakilerden hangisi yatırımcı bulma şeklindeki bir finans kaynağı


değildir?
a) Ortak yatırım
b) Gönüllü yatırımcılar
c) KOBİ yatırım kooperatifleri
d) Banka kredileri
e) Kamu destekleri

5. Banka ya da diğer finans kuruluşlarının firmanın ihtiyaç duyduğu ham


madde, yarı mamul veya tamamlanmış mamulleri firma adına satın alması
yöntemine verilen ad aşağıdakilerden hangisidir?
a) Barter
b) Leasing
c) Stok Finans Programı
d) Swap
e) Angel Finanslama

246
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16
Küçük İşletmelerde Finansman İşlevi

6. Bir risk sermayedarı tarafından öz sermaye veya öz sermaye benzeri


olarak sağlanan finansman ile büyümeye yönelmiş küçük veya orta
büyüklükteki bir işletmenin amaçlarını gerçekleştirebilmesi için gerekli
yatırımları yapabilmesinin mümkün kılınması yoluyla finans sağlanmasına
ne ad verilir?
a) Barter
b) Angel Finanslama
c) Swap
d) Leasing
e) Risk sermayesi

7. Firmanın kısa dönem borçlarını ödeme kabiliyetini ölçmede kullanılan


rasyolara ne ad verilir?
a) Ödeme ( Likidite) rasyoları
b) Faaliyet (etkinlik) rasyoları
c) Borç Rasyoları
d) Karşılık rasyoları
e) Verimlilik rasyoları

8. Çeşitli aktif kategorilerinin satış faaliyetinin düzeyine bağlı olarak


dönüşüm (devir) hızını gösteren rasyolara ne ad verilir?
a) Ödeme ( Likidite) rasyoları
b) Faaliyet (etkinlik) rasyoları
c) Borç rasyoları
d) Karşılık rasyoları
e) Verimlilik rasyoları

9. Borç rasyosu aşağıdakilerden hangisiyle hesaplanır?


a) Brüt Kar/Net Satışlar
b) Net Çalışma Geliri/Toplam Aktifler
c) Net Satışlar/Toplam Aktifler
d) Dönem Sonu Stok/Satışların Maliyeti
e) Toplam Borçlar/Toplam Aktifler

10. Rasyo sonuçları hangi bazda değerlendirilir?


a) Herhangi bir kriter yoktur.
b) Pozitif sonuçlar olumlu değerlendirilir.
c) Endüstri ortalamaları esas alınır.
d) Negatif sonuçlar olumsuz değerlendirilir.
e) Firma kriterleri kendi belirler.

Cevap Anahtarı
1.d, 2.a, 3.c, 4.d, 5.c, 6.e, 7.a, 8.b, 9.e, 10.c

247
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17
Küçük İşletmelerde Finansman İşlevi

YARARLANILAN KAYNAKLAR
Gürsoy, C. (2014). Finansal Yönetim İlkeleri, İstanbul: Beta Yayınları
Balcı, N. (2001). “Angel Investor: Para Şimdi Onlarda!”, Power Ekonomi Dergisi,
Şubat.
Can, H. vd., (2002). Genel İşletmecilik Bilgileri, 13. Baskı Tıpkı Basım, Ankara:
Siyasal Kitabevi.
Ercan, M. (2018). Finansal Yönetim, Ankara: Gazi Kitabevi.
Doğan, M. (2007). İşletme Ekonomisi ve Yönetimi, İzmir: Birleşik
Matbaacılık.
Doğan, M. (2012). İşletme Ekonomisi ve Yönetimi, 10. Baskı, İzmir: Nobel
Akademik Yayıncılık
Müftüoğlu, T. (1994). İşletme İktisadı, Yeniden Gözden Geçirilmiş İkinci Baskı,
Ankara: Turhan Kitabevi.
Varoğlu, D. vd. (2016). Genel İşletmecilik Bilgileri, Ankara: Siyasal Kitabevi.
Seyidoğlu, H. (1992). Ekonomik Terimler Ansiklopedik Sözlük, Ankâra: Güzem Yay.
Barrow P. (2004). Adim Adım Finansman, Elips Kitap.
Nejat Akıncı ve Müjdat Ünlen, (1988). Mali Tablolar Analizi, 2. Basım, İzmir: Barış
YayınlarI

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18


248
KÜÇÜK İŞLETMELERE DESTEK
SAĞLAYAN KURULUŞLAR

• KOBİ'lerin Desteklenmesini
Gerektiren Nedenler
İÇİNDEKİLER

• KOSGEB Destekleri GİRİŞİMCİLİK VE


• KOSGEB’in Diğer Destekleri
• KOBİ’lere Destek Veren KÜÇÜK İŞLETMELER
Kuruluşlar
• KOBİ’lere Finans Desteği Prof. Dr. Osman
Sağlayan Kuruluşlar
DEMİRDÖĞEN

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


• KOBİ'lerin desteklenmesini
HEDEFLER

gerektiren nedenleri
öğrenebilecek,
• KOSGEB destekleri hakkında bilgi
edinecek,
• KOBİ’leri destekleyen diğer
kuruluşları bilecek,
• Küçük işletmelere finans desteği
sağlayan kuruluşlar hakkında bilgi ÜNİTE
sahibi olacaksınız.

14
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Küçük İşletmelere Destek Sağlayan Kuruluşlar

Kredi Faiz Desteği

KOBİ Proje Destek


Programı

Tematik Proje Destek


Programı
KOBİ'LERİN
DESTEKLENMELERİNİ
GEREKTİREN NEDENLER İş Birliği Güç Birliği
Destek Programı

KOSGEB DESTEKLERİ AR‐GE, İnovasyon ve


Endüstriyel
Uygulama Destek
Programı
KOSGEB’İN DİĞER DESTEKLERİ

Genel Destek
Avrupa Birliği Finansman Programı
Kaynakları
Girişimcilik Destek
Programı
Üniversite‐Sanayi İş Birliği
KÜÇÜK İŞLETMELERE DESTEK

Gelişen İşletmeler
SAĞLAYAN KURULUŞLAR

Piyasası KOBİ Destek


Çalışma ve Sosyal Güvenlik Programı
Bakanlığı Türkiye İş Kurumu
Genel Müdürlüğü

Ticaret ve Sanayi Odaları

Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar


Konfederasyonu

Esnaf Kefalet Kooperatifleri

Türkiye İşveren Sendikaları


Konfederasyonu

KOBİ’lere Destek Veren Diğer


Kuruluşlar

KOBİ'LERE FİNANS DESTEĞİ


SAĞLAYAN KURULUŞLAR

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2

250
Küçük İşletmelere Destek Sağlayan Kuruluşlar

GİRİŞ
KOBİ’ler bir girişimci düşünce ve enerjinin ürünü olarak doğmakta, piyasa
koşullarına ayak uydurma, teknolojiyi takip etme, büyük işletmelerin bıraktıkları
boşlukları iyi değerlendirme, müşteriyi iyi anlama ve esnek yapılarını kullanarak
değişimi izleme gibi uygulamalarla piyasada varlıklarını devam ettirebilmektedir.
Özellikle üretim sektörünün yapısal zorlukları ve küçük olmanın getirdiği
birtakım dezavantajlar ve beraberinde sosyo ekonomik yapıya katkıları nedeniyle
ekonomi yönetimleri, küçük işletmeleri desteklemektedir.
KOBİ’lere destek veren temel kuruluş KOSGEB olmakla birlikte, farklı kuruluşlar
gerek KOSGEB desteklerinin işletmelere ulaşmasında rol alabilmekte ve gerekse
kendileri bazı katkılar sunabilmektedir.
Avrupa Birliği fonları ve üniversite sanayi iş birliği de KOBİ’lerin destek aldıkları
uygulamalar olmakla birlikte, KOBİ’lere özellikle finans desteği sağlayan kuruluşlar da
söz konusudur.

Japonya'da toplam Bu bölümde KOBİ’lerin desteklenmesini gerektiren nedenler ve KOSGEB


işletme sayısı içerisinde destekleri paylaşılmış, finans desteği veren kuruluşlar ayrıca anlatılmıştır.
küçük işletmelerin payı KOBİ’lere yönelik destekleri, kuruluş aşamasından, girdi teminine ve
%99, İngiltere'de %94,
pazarlamaya kadar tüm eylemlerinin desteklenmesi biçiminde tanımlamak
Fransa'da %88,
İtalya'da %98, mümkündür.
ülkemizde ise KOBİ’lere yönelik desteklerin büyük bir kısmı devlet tarafından karşılanmaktadır
%98.6'dır.
ancak başta bankalar olmak üzere özel sektör ve çeşitli meslek odaları tarafından da
önemli destekler sağlamaktadır. Bu kurum ve kuruluşları, genel olarak 5 ana grupta
toplamak mümkündür. Bunlar: Kamu kurum ve kuruluşları, mesleki kuruluşlar, özel
kuruluşlar, teknik yardım ve danışmanlık hizmetleri veren diğer kurum ve kuruluşlar
ve yurt dışı destekli diğer kurum ve kuruluşlardır.

KOBİ'LERİN DESTEKLENMELERİNİ GEREKTİREN NEDENLER


Kalkınma ve sanayileşme çabalarının tamamlanması için özel sektörün
geliştirilmesi, plan ve program hedeflerinin gerektirdiği alanlara yöneltilerek teşvik
edilmesi bir zorunluluktur.
Dünyadaki ülkelerin işletme yapılarına ve sanayi yapılarına bakıldığında çok
ilginç bir durumla kaşılaşılmaktadır. Mesela, Japonya'da toplam işletme sayısı
içerisinde küçük işletmelerin payı %99, İngiltere'de %94, Fransa'da %88, İtalya'da %98,
ülkemizde ise %98.6'dır. Bu verilerden şöyle bir sonuç çıkarılabilir. Dünyaya süratle
entegre olmak büyük tesislerden küçük işletmelere dönmekle mümkün olabilir. Bunun
gerekçesi de; teknolojiye ayak uydurmak için işletmelerin esnek olmak
mecburiyetinde kalmalarıdır. Yani entegre bir tesisin yeni teknolojiye adaptasyonunu
sağlayıncaya kadar söz konusu teknoloji eskimektedir. Bu nedenle, işletmelerin

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3

251
Küçük İşletmelere Destek Sağlayan Kuruluşlar

küçülmesi, esnek hâle gelmesi, teknolojiye çok hızlı bir şekilde adapte olması lazımdır.
Bölgesel dengesizliklerin giderilmesi ve istihdamın artırılması amacıyla da
KOBİ'lerin desteklenmeleri gerekmektedir. KOBİ'lerin sahip oldukları önemin farkına
varan ülkeler, söz konusu sanayi kuruluşlarına; “iş yeri, ulaşım, enerji, su, kanalizasyon
ayrıca sosyal ve idari kamu hizmetleri gibi altyapı, makine‐teçhizat alımı, işletme
Geçmişte rekabet gücü, sermayesi temini, vergi muafiyetleri, indirimli navlun tarifleri, kamu kurum ve
üretimde sayı çokluğu kuruluşlarında öncelikli satın alımlar gibi ekonomik ve mali, ürün belirleme, proje
iken günümüzde bu profilleri hazırlama, makine teçhizat seçimi, teknik, ekonomik ve idari konularda
"ürün çeşitliliği"ne danışmanlık, genel kolaylık atelyeleri tesis etme, test ve kalite kontrol hizmetleri,
dönüşmüştür.
kalifiye insan gücü için eğitim, pazarlama konusunda yardım (pazar araştırmaları, fuar
düzenlemeleri, tercihli alımlar vb.), ham madde temini gibi” idari ve teknolojik
teşvikler, destekler ve kolaylıklar getirmişlerdir.
Geçmişte rekabet gücü, üretimde sayı çokluğu iken günümüzde bu "ürün
çeşitliliği"ne dönüşmüştür. Aynı zamanda da ürün çeşitliliğinde üç konu gündeme
gelmiştir. Bunlar:

 Belli bir standarda uygun üretim yapmak (kalite)


 Ürünün fiyatı veya maliyeti
 Zamanında teslim.
KOBİ’lerin desteklenmesi için önerilecek bir yöntem ise bölgesel veya yerel
destekler yerine firma analizleri yapılarak, ihtiyaçların belirlenmesi ve uygun
desteklerin verilmesidir. Yapılan analiz sonucu üretim maliyetlerinin yüksekliği
nedeniyle firmanın başarısız olduğu tesbit edilmişse bu üretim maliyetlerini oluşturan
unsurlar ayrı ayrı ele alınarak her bir maliyet kalemine uygulanacak destekler
belirlenmelidir. Böylece üretim maliyetlerinin yüksekliğinden sıkıntı çeken bir firma ile
girdi temininden sıkıntı çeken bir firmaya aynı desteğin verilmesi önlenmiş olur. Firma
analizleri KOSGEB gibi resmî kuruluşlar tarafından yapılabileceği gibi yetkilendirilmiş
profesyonel danışmanlık firmaları tarafından da yapılabilir. Firma analizi sonuçları ile
ilgili destek kuruluşuna giden firma kendisi için en uygun desteği almış olur.

KOSGEB DESTEKLERİ
KOBİ’lerin Kredi Faiz Desteği
desteklenmesinde,
bölgesel veya yerel KOSGEB, KOBİ’lere ihracat taahhüdü şartıyla, 6 aylık, sıfır faizli kredi olanağı
destekler yerine firma sunmaktadır. Kredi, Ziraat Bankası, Halk Bankası ve Vakıfbank aracılığıyla, ilgili
analizleri yapılarak, bankaların mevcut kredilendirme kriterleri çerçevesinde kullandırılmaktadır.
ihtiyaçların belirlenmesi
ve uygun desteklerin KOBİ Proje Destek Programı
verilmesi uygun bir
yöntemdir. İşletmelerin; üretim, yönetim‐organizasyon, pazarlama, dış ticaret, insan
kaynakları, mali işler ve finans, bilgi yönetimi ve bunlarla ilişkili alanlarda sunacakları
projelere verilen destektir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4

252
Küçük İşletmelere Destek Sağlayan Kuruluşlar

Programın amacı ve gerekçeleri; İşletmelere özgü sorunların işletmeler


tarafından projelendirildiği ve projelendirilen maliyetlerin desteklenebildiği bir
programa ihtiyaç duyulması, KOBİ’lerde proje kültürü ve bilincinin oluşturulması,
işletmelerin proje yapabilme kapasitelerinin geliştirilmesi ve esnek destekleme
sistemine ihtiyaç duyulmasıdır.

Örnek

•İşletmeler verimliliklerini, pazar paylarını ve ihracatlarını


arttırmak gibi amaçlarla KOBİ destek programından
yararlanabilirler.

Tematik Proje Destek Programı


Programın amaç ve gerekçeleri; KOBİ’lerin kendi işletmelerini geliştirmeleri ve
meslek kuruluşları tarafından küçük ve orta ölçekli işletmelerin geliştirilmesi amacıyla
daha fazla proje hazırlamalarının teşvik edilmesi, makro strateji dokümanlarında
işaret edilen öncelikler dikkate alınarak belirlenen tematik alanlarda bölgesel ve
sektörel ihtiyaçların karşılanması ve KOBİ’lerin uluslararası mevzuat ve önceliklere
uyumunun sağlanmasıdır.
Bu programda desteklenecek proje giderleri şunlardır: Personel ücretleri ve
seyahat giderleri, makine‐ekipman, yazılım ve donanım alımı veya kiralanması giderleri,
sarf malzemesi giderleri, hizmet alım giderleri, genel idari giderler (azami %10).

İş Birliği Güç Birliği Destek Programı


Programın amaç ve gerekçeleri; KOBİ’lerin iş birliği‐güç birliği anlayışında bir
araya gelerek “Ortak sorunlara ortak çözümler” üretilmesi, KOBİ’lerin tedarik,
pazarlama, düşük kapasite kullanımı, rekabet gücü zayıflığı, finansman başta olmak
üzere tek başlarına çözümünde zorlandıkları birçok soruna çözüm bulunması,
KOBİ’lerin bir araya gelerek kapasite ve rekabet gücü yüksek işletmelere dönüşmesi,
Ölçek ekonomisinden yararlanılarak kaynak tasarrufu sağlanması ve KOBİ’ler arasında
ortaklık ve iş birliği kültürünün geliştirilmesidir. Bu programdan yararlanacak
kuruluşlarda; proje ortağı işletmelerin mevcudiyetlerini koruyarak kurulacak olan
işletici kuruluşa ortak olmaları, proje ortağı işletmelerin bir kısmının ya da tamamının
kendilerini feshederek kurulacak işletici kuruluşa ortak olmaları, proje ortağı
işletmelerin bir kısmının kendilerini feshederek ortaklardan birinin bünyesinde
birleşmesi, her bir ortaklık modelinde en az 5 işletmenin bir araya gelmesi şartı aranır.
Desteklenecek proje konuları şunlardır: ham madde, ara mamul, mamul, lojistik ve
diğer hizmetleri daha hızlı ve ucuz temin edebilmeleri amacıyla ortak tedarik, müşteri
istekleri ve pazarın talebi doğrultusunda ürün ve hizmet geliştirmeleri, ürettikleri ürün
ve hizmetleri yeni pazarlara sunmaları amacıyla ortak tasarım, ürün ve hizmet

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5

253
Küçük İşletmelere Destek Sağlayan Kuruluşlar

kalitelerini yükseltmek ulusal ve uluslararası pazar paylarını artırmak, marka imajı


oluşturmak, uluslararası pazarın ihtiyaçlarına cevap vermeleri amacıyla ortak
pazarlama, ürün ve hizmet standartlarını geliştirmeleri amacıyla ortak laboratuar ve
üretim ve hizmet kapasitelerini, çeşitlerini, verimliliğini ve kalitelerini artırmak amacıyla
ortak imalat ve hizmet sunumu konularında sunacakları projeler.
Örnek

Genel destek
programının •İşletmeler ham madde, ara mamul, mamul, lojistik ve diğer
hizmetleri daha hızlı ve ucuz temin edebilmek amacıyla ortak
amaçlarından biri de
tedarik sistemi oluşturmak amacıyla bu desteklerden
KOBİ’lerin kaliteli ve yararlanabilirler.
verimli mal/hizmet
üretmelerinin AR‐GE, İnovasyon ve Endüstriyel Uygulama Destek Programı
sağlanmasııdır.
Programın amaç ve gerekçeleri; bilim ve teknolojiye dayalı yeni fikir ve buluşlara
sahip KOBİ ve girişimcilerin geliştirilmesi, teknolojik fikirlere sahip tekno‐girişimcilerin
desteklenmesi, KOBİ’lerde Ar‐Ge bilincinin yaygınlaştırılması ve Ar‐Ge kapasitesinin
artırılması, mevcut Ar‐Ge desteklerinin geliştirilmesi ve inovatif faaliyetlerin
desteklenmesi Ar‐Ge ve inovasyon proje sonuçlarının ticarileştirilmesi ve endüstriyel
uygulamasına yönelik destek mekanizmalarına ihtiyaç duyulmasıdır.
Örnek

•Bu kapsamda işletmelere kira, makina techizat alımı, proje


geliştirme ve başlangıç sermayesi gibi destekler verilmektedir.

Genel Destek Programı


Programın amaç ve gerekçeleri; proje hazırlama kapasitesi düşük KOBİ’ler ile
KOSGEB hedef kitlesine yeni dâhil olmuş sektörlerdeki KOBİ’lerin de mevcut KOSGEB
desteklerinden faydalanması, KOBİ’lerin kaliteli ve verimli mal/hizmet üretmelerinin
sağlanması, mevcut KOSGEB desteklerinin revize edilerek daha fazla KOBİ’nin bu
desteklerden yaygın şekilde faydalanması, KOBİ’lerin rekabet güçlerini ve düzeylerini
yükseltmek amacıyla genel işletme geliştirme faaliyetlerinin teşvik edilmesi ve
KOBİ’lerin yurt içi ve yurt dışı pazar paylarını artırmak amacıyla tanıtım ve pazarlama
faaliyetlerinin geliştirilmesidir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6

254
Küçük İşletmelere Destek Sağlayan Kuruluşlar

Örnek
•Bu kapsamda işletmelere yurt içi fuar desteği, yurt dışı iş gezisi
desteği, tanıtım desteği ve nitelikli eleman desteği gibi çeşitli
destekler verilmektedir.

Girişimcilik Destek Programı


Programın amaç ve gerekçeleri; ekonomik kalkınma ve istihdam sorunlarının
çözümünün temel faktörü olan girişimciliğin desteklenmesi ve yaygınlaştırılması,
başarılı ve sürdürülebilir işletmelerin kurulması, girişimcilik kültürünün
yaygınlaştırılması, İş Geliştirme Merkezlerinin kurulması ile girişimciliğin geliştirilmesi,
istihdamın artırılması ve yerel dinamiklere dayalı girişimciliğin desteklenmesidir.
Girişimcilik Destek Programı 3 alt programdan oluşmaktadır:
Uygulamalı Girişimcilik Eğitimi: Minimum 60 saatlik eğitim ve atölye
çalışmasından oluşan eğitim programını kapsar (girişimcilik özelliklerinin sınanması, iş
fikri egzersizleri yapılması ve iş planı hazırlanması). Uygulamalı Girişimcilik Eğitimleri
KOSGEB veya diğer kurum ve kuruluşlar (üniversite, İŞKUR, meslek kuruluşu, belediye
Uygulamalı Girişimcilik v.b.) tarafından düzenlenebilir. Eğitimler, genel ve özel hedef grupları (gençler,
Eğitimi: Minimum 60
kadınlar, dezavantajlı gruplar) için düzenlenir. Eğitimlere katılanlardan ücret alınmaz.
saatlik eğitim ve atölye
çalışmasından oluşan Yeni Girişimci Desteği: Bu destekten, uygulamalı girişimcilik eğitimini
eğitim programını tamamlayarak işini kuran girişimciler ve İŞGEM girişimcileri faydalanabilir.
kapsar.
İş Geliştirme Merkezi Desteği: İş Geliştirme Merkezleri, bünyesinde barındırdığı
işletmelere, işletme geliştirme danışmanlığı, uygun koşullarda iş yeri mekânı, ortak
ofis ekipmanı, ofis hizmetleri gibi hizmetler sunarak işletmelerin en kırılgan oldukları
ilk yıllarını sağlıklı bir şekilde aşmalarını ve büyümelerini sağlamak amacıyla kurulan ve
işletilen merkezlerdir. İşletme Geliştirme Merkezlerinin kuruluş başvurusu;
belediyeler, üniversiteler, özel idareler, kalkınma birlikleri, meslek kuruluşları ve kâr
amacı gözetmeyen kooperatifler tarafından münferiden veya birlikte yapılabilir.

Gelişen İşletmeler Piyasası KOBİ Destek Programı


Gelişen İşletmeler Piyasası KOBİ Destek Programı” ile gelişme ve büyüme
potansiyeline sahip küçük ve orta ölçekli işletmelerin; İstanbul Menkul Kıymetler
Borsası (İMKB) Gelişen İşletmeler Piyasası’nda işlem görmesinin sağlanması ve
sermaye piyasalarından fon temin edilmesine imkân sağlanması amaçlanmaktadır.
Program kapsamında, KOBİ’lerin paylarının Gelişen İşletmeler Piyasası’nda
işlem görmek üzere halka açılma sürecinde; piyasa danışmanı danışmanlık hizmet
bedeli, bağımsız denetim hizmeti bedeli, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) kurul kaydına
alma ücreti, İMKB Gelişen İşletmeler Piyasası listesine kabul ücreti, Merkezi Kayıt

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7

255
Küçük İşletmelere Destek Sağlayan Kuruluşlar

Kuruluşu (MKK) masrafı ve aracı kuruluşa ödenecek aracılık komisyonu, gibi maliyetler,
geri ödemesiz destek olarak KOSGEB tarafından karşılanacaktır.

KOSGEB’İN DİĞER DESTEKLERİ


Fon ve/veya Sermaye Yönetimi (Finansman) Desteği
KOBİ’lerimizin finansal destek araçlarından daha yaygın ve etkin
yararlanmalarının sağlanması amacıyla, kredi ve teminat sorunları giderilmeye
çalışılmakta, alternatif finansman araçlarından yeterince yararlanabilmeleri için
gerekli sistem ve altyapı çalışmaları yapılmakta ve bu konularda bilgilendirme ve
yönlendirme desteği verilmektedir.
Patent, Faydalı Model, Endüstriyel Tasarım Desteği
İşletmeler tarafından ürünlerini geliştirmeye yönelik olarak yapılan çalışmalar
neticesinde, patent belgesi, faydalı model belgesi veya endüstriyel tasarım tescili ile
sonuçlanan bir buluş veya tasarımın ortaya çıkartılması amacı ile işletmelere; Patent,
Faydalı Model Belgesi veya Endüstriyel Tasarım Tescili Belgesi almaları için geri
ödemesiz destek sağlanmasıdır.
Ortak Kullanım Amaçlı Makine‐Teçhizat Desteği
İşletmeler arası ortaklık ve iş birliği kültürünü geliştirmek, verimliliklerini ve
üretimlerini artırmak, ürün kalitelerini yükseltmek ve işletmeleri ihracata yöneltmek
amacı ile iş birliği yapılan İşletme/Meslek Kuruluşlarına; faizsiz geri ödemeli makine‐
teçhizat desteği verilerek Ortak Kullanım Atölyeleri (ORTKA), Ortak Kullanım
İşletmeler arası ortaklık Laboratuarları (ORTLAB) ve Ortak Kullanım Eğitim Merkezleri (ORTEM) kurulmasıdır.
ve iş birliği kültürünü
geliştirmek, Yerel Ekonomik Araştırma Desteği
verimliliklerini ve
Yörelerdeki doğal kaynaklar, mevcut altyapı ve üstyapı, ekonomik durum,
üretimlerini artırmak
KOSGEB’in önemli sanayi envanteri vb. çalışmalarla analizlerin yapılması ve uygun yatırım alanlarının
destek uygulamalarıdır. tespit edilmesinin desteklenmesi ile uygun ve kârlı yatırımların gerçekleşmesi,
ekonomik ve sosyal gelişme ile bölgesel kalkınmaya esas teşkil edecek stratejik
planların oluşturulması amacı ile KOSGEB tarafından gerçekleştirilen özel amaçlı
projeler çerçevesinde iş birliği yapılan meslek kuruluşlarına, yerel ekonomik araştırma
yaptırmaları için geri ödemesiz destek verilmesidir.
Nitelikli Eleman İstihdamı Desteği
İşletmelerin teknolojik düzeyinin yükseltilmesi, ürün kalitesinin ve yeni
ürünlerin geliştirilmesi, verimliliğin artırılması ve yurt içi ve yurt dışı pazarlarda
rekabet gücünün artırılmasının sağlanması amacı ile işletmelerin fakülte ve dört yıllık
yüksekokul mezunu ve iki yıllık yüksekokul mezunu nitelikli eleman istihdamına geri
ödemesiz destek verilmesidir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8

256
Küçük İşletmelere Destek Sağlayan Kuruluşlar

Altyapı ve Üstyapı Proje Desteği


Küçük ve orta ölçekli sanayi işletmelerinin sağlıklı bir ortamda verimli
çalışmalarının temin edilmesi ile uluslararası rekabet ortamına uyum sağlayabilmeleri
amacı ile Organize Sanayi Bölgeleri, (OSB) Endüstri Bölgeleri (EB) ve Teknoloji
Geliştirme Bölgeleri (TGB) içinde yer alacak meslek kuruluşu/işletme ve girişimcilerin
yaptıracağı üretim ve Ar‐Ge binaları için üstyapı, küçük sanayi sitesi yapı
kooperatiflerine ise altyapı ve üstyapı inşaat uygulama projelerinin yaptırılmasına geri
ödemesiz destek verilmesidir.
Yabancı Danışman Desteği Programı
İşletmelere ve hizmet kuruluşlarına teknik ve idari konularda danışmanlık
hizmeti verilmesi ile sorun analizi ve çözüm önerileri getirilmesi amacı ile KOSGEB ve
NMCP‐Netherland Management Corporation Programme (Hollanda Yönetim
Danışmanlığı Programı) kuruluşu arasında imzalanan protokol çerçevesinde ücretsiz
danışmanlık hizmeti verilmesidir.
Bilgi Ağları ve E‐iş Desteği
İşletmelerin dünya pazarlarına açılmaları, rekabet düzeylerini yükseltmeleri,
internet hizmetlerinden faydalanarak internet kültürünü geliştirmeleri, KOBİNET’in
sağladığı hizmetlerden etkin ve yaygın olarak yararlanmaları işletmelerin
sayısallaştırılması, bilgi ağları ve e‐iş desteği kapsamında, adım adım e‐ticarete
Yabancı danışman geçilmesine ve donanım, iletişim, servis, sunum, yazılım, yazılım geliştirme ve
destek programının
danışmanlık ve tanım konularında geri ödemesiz destek sağlanmasıdır.
amacı işletmelere ve
hizmet kuruluşlarına Teknoloji Araştırma ve Geliştirme Desteği
teknik ve idari
konularda danışmanlık İşletmelerin ulusal ve uluslararası platformlarda rekabet edebilecek teknolojik
hizmeti verilmesi ile düzeyde kurulması ve geliştirilmesini temin etmek için teknoloji araştırma ve
sorun analizi ve çözüm geliştirme faaliyetlerinin arttırılması amacı ile bilim ve teknolojiye dayalı yeni fikir ve
önerileri getirilmesidir. buluşlara sahip küçük ve orta ölçekli sanayi işletmeleri ile bir proje fikrine sahip
girişimcilere destek verilmesidir.
Bilgisayar Yazılımı Desteği
Bilgisayar teknolojisinin artan bir hızla gelişimi ve kullanım alanlarının giderek
yaygınlaşmasından dolayı işletmelerin, ulusal ve uluslararası platformlarda rekabet
güçlerini artırmaları ve kalite düzeylerini yükseltmeleri amacı ile işletmelere geri
ödemesiz bilgisayar yazılımı desteği verilmesidir.
Yurt Dışı Pazar Araştırma Desteği
İşletmelerin uluslararası pazarlardan pay alabilmeleri için ihtiyaç duydukları yurt
dışı pazar araştırmalarının, işletmeler, sektörel kuruluşlar veya meslek kuruluşları
tarafından, bir iş planı çerçevesinde gerçekleştirilmesi amacıyla yapılacak çalışmalara
destek sağlanmasıdır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9

257
Küçük İşletmelere Destek Sağlayan Kuruluşlar

İhracat Amaçlı Yurt Dışı İş Gezisi (İYİG) Katılım Desteği


İşletmelerimizin ihracat, teknik/teknolojik ve ortak yatırım, mali ve benzeri iş
birliği imkânları için araştırma, potansiyel ithalatçı işletme temsilcileri ile doğrudan ikili
iş görüşmeleri yapma, tüketici tercih ve ürün fiyat düzeyi hakkında yerinde tespit,
ekonomik yapı, sanayi durumu ile ilgili bilgi edinme ve böylece uluslararası iş birliği
ortamına açılabilmeleri amacıyla KOSGEB tarafından yıllık olarak hedef pazar ve ürün /
ürün grupları bazında belirlenecek ülkelere, KOSGEB tarafından organize edilecek İYİG
Programlarına katılmaları hususunda destek sağlanmasıdır. İşletmelere ve SDŞ' lere
İYİG Programlarına katılım için sağlanan geri ödemesiz destekleri kapsar.
Millî Katılım Düzeyindeki Yurt Dışı Fuarlara Katılım Desteği
İşletmelerin; uluslararası pazarlara giriş ve yurt dışı pazar paylarını artırma,
rakiplerini tanıma, yeni ürünler ve teknolojiler hakkında bilgi edinme ve ürünleri için
marka imajı oluşturmalarını teminen, Ülkemiz millî katılımının gerçekleştirileceği
ülkelerde düzenlenen yurt dışı fuarlara katılımlarına destek sağlanmasıdır. İşletmelere,
millî katılım düzeyindeki yurt dışı fuarlara katılımları için sağlanan geri ödemesiz
destekleri kapsar.
Millî Katılım Dışındaki Yurt Dışı Fuarlara Katılım Desteği
İşletmelerin; uluslararası pazarlara girme ve yurt dışı pazar paylarını artırma,
rakiplerini tanıma, yeni ürünler ve teknolojiler hakkında bilgi edinme ve ürünleri
marka imajı oluşturmalarını sağlamak amacıyla millî katılım dışında kalan yurt dışı
Millî katılım dışındaki fuarlara katılımlarına destek sağlanmasıdır. Millî katılım dışındaki yurt dışı fuarlara
yurt dışı fuarlara katılımları için verilen destek geri ödemesizdir.
katılımları için verilen
Yurt Dışı Daimî Sergi (Show‐Room) Katılım Desteği
destek geri
ödemesizdir. İşletmelerin belirlenen hedef ülkelerde firma ve ürünleri tanıtma ve bu
pazarlarda sürekliliklerini koruma, marka imajı oluşturma ve uluslararası pazarlarda
yer almaları amacıyla yurt dışında düzenlenen daimî sergilere 6 ayda bir
değerlendirilmek üzere en fazla 1 yıl süreyle ürün sergileme amaçlı katılımlarına
destek sağlanmasıdır. İşletmelere ve SDŞ' lere, yurt dışındaki daimî sergilere
katılmaları için verilen geri ödemesiz destekleri kapsar.
Yurt İçi Uluslararası Sanayi İhtisas Fuarlarına Katılım Desteği
İşletmelerin; yurt içi ve yurt dışı pazar paylarını arttırma, rakiplerini tanıma, yeni
ürünler ve teknolojiler hakkında bilgi edinme ve ürünleri için marka imajı
oluşturmalarını teminen, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yayınlanan,
Yurt İçinde Fuar Düzenlenmesine Dair Yönetmelik kapsamında düzenlenen ve her yıl
Resmî Gazete' de duyurulan Yıllık Yurt içi Fuar Takvimi Tebliği' nde yer alan yurt içi
uluslararası sanayi ihtisas fuarlarına ve İzmir Enternasyonal Fuarı’na katılımlarına
destek sağlanmasıdır. İşletmelere, yurt içi uluslararası sanayi ihtisas fuarlarına ve İzmir
Enternasyonal Fuarı’na katılımları için sağlanan geri ödemesiz destekleri kapsar.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10

258
Küçük İşletmelere Destek Sağlayan Kuruluşlar

Yurt İçi KOSGEB Bölgesel Fuarlarına Katılım Desteği


KOSGEB tarafından yapılacak bölgesel ve sektörel bazlı pazar araştırma ve analiz
çalışmaları sonucunda elde edilen veriler ve meslek kuruluşları ile yapılacak iş birliği
çalışmaları çerçevesinde tespit edilecek bölgelerde belirlenecek sektör ve ürün/ürün
grupları için, KOSGEB tarafından, en az 5.000 (beş bin) metrekarelik stant alanını
kapsayacak şekilde düzenlenecek olan yurt içi bölgesel fuarlara işletmelerin
katılımlarına destek sağlanmasıdır. İşletmelere, KOSGEB yurt içi bölgesel fuarlara
katılımları için sağlanan geri ödemesiz destekleri kapsar.
İhracata Yönlendirme Desteği
İşletmelerin uluslararası pazarlarda rekabet edebilmeleri ve dünya
pazarlarından pay alabilmelerini teminen pazar araştırma ve ihracatı geliştirme
konusunda faaliyet gösteren şirketlerden hizmet alarak gerçekleştirecekleri
çalışmalara destek sağlanmasıdır. İşletmelerin ihracat yapabilmeleri için ihtiyaç
Marka oluşturma ve duydukları, hizmet satın alımlarına sağlanan geri ödemesiz destekleri kapsar.
tanıtım desteği, geri Marka Oluşturma ve Tanıtım Desteği
ödemesizdir.
İşletmelerin marka imajı oluşturmalarının özendirilmesi, ürünlerinin kendi
markalarıyla ulusal ve uluslararası pazarlarda tanınmaları ve tutunmalarının
sağlanması, ürünlerindeki katma değerin yükseltilmesi vb. amaçlarla yurt içi ve yurt
dışında tanıtım amaçlı gerçekleştirecekleri çalışmalara destek sağlanmasıdır. Bu
destek geri ödemesizdir.
İş Geliştirme Merkezi (İŞGEM)Desteği
Bu desteğin amacı; yerel ekonomik ve sosyal gelişmeye katkıda bulunmak üzere
kurulmuş iş geliştirme merkezlerinin (İŞGEM) etkinlik ve verimliliğinin artırılmasına
yönelik desteklerdir. Destek; KOSGEB'in yürüttüğü Dünya Bankası, Avrupa Birliği vb.
dış kaynaklı projelerle kurulmuş olup proje çerçevesinde verilen desteğin sona
ermesinden sonra işletici kuruluş tarafından faaliyetleri sürdürülen İŞGEM’lerde
sağlanacak sabit yatırım ve işletme giderleri desteğini kapsar.
Yeni Girişimci Desteği
Bu desteğin amacı: Ekonomik kalkınma ve istihdam sorunlarının çözümünün
temel faktörü olan girişimciliğin desteklenmesi, yaygınlaştırılması ve başarılı
işletmelerin kurulmasını sağlamak amacıyla yeni girişimcilere finansal destek
sağlanmasıdır.
Genel Eğitim Programları ve Eğitim Desteği
İşletmelerin rekabet güçlerini uluslararası düzeye ulaştırmak, istihdam ettikleri
iş gücünü yeni ve ileri teknolojileri uygulayacak mesleki standartlara uygun kalitede
bilgi, beceri ve davranışlara sahip nitelikli insan gücü düzeyine yükseltmektir. Yaygın
eğitim yöntem ve tekniklerinin uygulandığı bu destek için iki model uygulanmaktadır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11

259
Küçük İşletmelere Destek Sağlayan Kuruluşlar

Genel Eğitim Programları: KOSGEB hizmet birimlerinin yıllık olarak planlayıp


kendilerine ait eğitim ortamlarında veya işletmenin kendi ortamında uyguladıkları
eğitim programları çerçevesinde destek sağlanmaktadır.
Eğitim Desteği: KOSGEB Hizmet Birimlerinin yıllık eğitim program planlarında
yer almayan, yeni ve ileri teknoloji, modern üretim ve yönetim teknikleri vb. eğitim
Kredi programının konularında yurt içi özel/kamu eğitim kurum ve kuruluşlarından alınan eğitim
yürütülmesine ilişkin hizmetleri için destek sağlanmaktadır.
protokol 30.06.2004
KOSGEB Kredi Programları
tarihinde imzalanmıştır.
04.05.2004 tarihli ve 25452 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 2004/7131 sayılı
Bakanlar Kurulu Kararı’na istinaden hazırlanmış olan kredi programının yürütülmesine
ilişkin protokol 30.06.2004 tarihinde imzalanmıştır.
Programın amacı; Kararname kapsamında oluşturulan kredi programlarından,
banka mevzuatına göre ve protokol çerçevesinde kredi değerliliği bulunan KOBİ’lere;
ihracatın teşviki, yeni ihracatçıların kazandırılması, uluslararası rekabet gücünün
artırılması ve marka oluşturulması amacıyla destek sağlanması, ihracat maliyetlerindeki
finansman yüklerinin azaltılması, ihracatın artması ile yeni yatırım, üretim ve istihdam
yaratmaları ve buna bağlı olarak katma değerlerinin artırılmasıdır.
Programın kapsamı ise KOSGEB kuruluş kanununda ifade edilen imalat
sanayinde faaliyet gösteren, 1‐150 arası işci çalıştıran ve ürettiği malları ihraç eden
veya ihracat kayıtlı satış yapan KOBİ’ler bu krediden faydalanabileceklerdir.

İşletmelerin sürekliliği
ve rekabet ortamından
başarıyla çıkmaları
•KOSGEB desteklerini, küçük işletmelerin bu desteklerden yararlanmak
Bireysel Etkinlik

açısından teknolojiyi için yapmaları gerekenleri, bu süreçte karşılaşılabilecek sorunları ve


takip etmeleri ve bunların çözüm yöntemlerini araştırınız. Mümkünse bu işlemi bir işletme
üretimden pazarlamaya adına yapmaya çalışınız. Tecrübelerinizi diğer arkadaşlarınızla paylaşınız.
tüm aşamalarda •KOSGEB ve diğer kuruluş destekleri konusunda elde ettiğiniz bilgileri
teknolojiyi kullanmaları KOBİ’ler açısından değerlendiriniz.
büyük önem
taşımaktadır.

KOBILERE DESTEK VEREN KURULUŞLAR


Avrupa Birliği Finansman Kaynakları
KOBİ'lerin Avrupa Birliği kapsamında yararlanabileceği iki temel kaynak
bulunmaktadır. Bunlar “Türkiye ve Avrupa Birliği arasındaki Mali İş Birliği Programı ve
uzun süredir devam etmekte olan ve son dönemlerde güçlendirilen Avrupa Topluluğu
Yatırım Ortaklığı Programları”dır.
Mali iş birliği programı çerçevesinde iki temel kaynaktan söz etmek

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12

260
Küçük İşletmelere Destek Sağlayan Kuruluşlar

mümkündür. Bunlardan birincisi Avrupa Birliği ve Türkiye arasında gerçekleştirilen


Gümrük Birliği çerçevesindeki "Özel Eylem" programı, diğeri de Türkiye'nin de içinde
yer alacağı Avrupa Birliği'nin "Yeni Akdeniz Politikası" çerçevesindeki MEDA
programıdır. Avrupa Topluluğu Yatırım Ortaklığı Programı kısaca ECIP çerçevesinde ise,
Latin Amerika, Asya, Akdeniz, Güney Afrika ülkelerinin (ALAMEDSA Ülkeleri), iktisadi
kalkınmasına katkıda bulunan özel ortak girişim yatırımlarının finansmanı amacını
taşımaktadır.

Üniversite‐Sanayi İş Birliği
Üniversiteler, bilgi üretmek ve mevcut bilgiler üzerine yenilerini eklemek
amacıyla yaptıkları araştırmalarla hem eğitim öğretim hizmetlerini yerine getirmekte
hem de sanayinin problemlerine çözüm üretmektedirler. Üniversitelerin
araştırmalarla elde ettikleri bilgileri kullanan sanayi kesimi, bu bilgileri üretime
dönüştürmektedir. Bu bilgiler ışığında üniversite‐ sanayi iş birliğinin önemi ortaya
çıkmaktadır. Üniversitedeki mevcut bilgi birikimi ve yetişmiş insan gücü ile sanayinin
mevcut tecrübesi ve finansal gücünün bir sistem dâhilinde birleştirilmesi sonucu
ortaya çıkan bilimsel, teknolojik ve ekonomik faaliyetler bütünü olarak ifade
edilebilecek olan üniversite‐sanayi iş birliği, KOBİ’lerin gelişmesi ve pazar paylarının
artırılması için önemli olduğu gibi ülke ekonomisinin gelişmesi açısından da önemlidir.
Değişik üniversitelerde başlatılan üniversite‐sanayi iş birliği çalışmaları, YÖK’ün
kurulmasıyla daha kurumsallaşmış ve Üniversite‐Sanayi İlişkileri Koordinasyon Kurulu
oluşturulmuştur. Daha sonraki yıllarda, farklı üniversiteler tarafından sanayi ve ticaret
odalarıyla yapılan protokoller çerçevesinde Üniversite‐ Sanayi İş birliği Geliştirme
Ticaret ve sanayi Merkezleri kurulmuştur.
odaları, üyelerinin
mesleki sorunlarının Üniversite‐sanayi iş birliği geliştirme merkezlerinin temel amacı, kurs, seminer,
çözümlenmesi amacıyla konferans gibi eğitim hizmetlerinin düzenlenmesi, verimliliğin artırılması,
araştırmalar yapmakta, laboratuarlarda test ve deneylerin yapılması, danışmanlık hizmetleri gibi faaliyetlerle
bunları yayımlamakta sanayinin sorunlarına çözüm bulunmasıdır.
ve eğitim seminerleri,
panel ve toplantılar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Türkiye İş Kurumu Genel
düzenlemektedirler.
Müdürlüğü
Türkiye İş Kurumu, işe yerleştirme, iş gücü piyasasını izleme, analiz etme ve
düzenleme, aktif ve pasif iş gücü programları ile KOBİ’lerin ihtiyaç duyduğu iş gücünün
temininde önemli bir hizmet sunmaktadır.

Ticaret ve Sanayi Odaları


Ticaret ve sanayi odaları, üyelerinin mesleki sorunlarının çözümlenmesi
amacıyla araştırmalar yapmakta, bunları yayımlamakta ve eğitim seminerleri, panel ve
toplantılar düzenlemektedirler. Üyelerin; ekonomik, mesleki ve sosyal sorunları ilgili
mercilere iletilmekte, takip edilmekte ve kamuoyu oluşturulmaktadır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13

261
Küçük İşletmelere Destek Sağlayan Kuruluşlar

Ayrıca, esnaf ve küçük sanatkârların sicilini tutmak, üyelerinin mesleki, ekonomik


ve sosyal gereksinimlerini gidermek, mesleki ilerlemelerinde yardımcı olmak,
sorunların çözümü için araştırmalar yapmak, yayımlamak, eğitim seminerleri
düzenlemek gibi işlevlerde de bulunmaktadırlar.

Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu


Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu, mevzuat hakkında bilgilendirme,
kredi sağlama, mesleki eğitim ve danışmanlık hizmetleri ile yayınlarla hizmet
vermektedir.

Esnaf Kefalet Kooperatifleri


Esnaf kefalet kooperatifleri, 1163 sayılı Yasa’ya dayanarak, üyelerin mesleki
uğraşlarına yarayacak krediyi sağlamak amacıyla onlara kefil olmak, ihtiyat fonları ile
üyeleri ilgilendiren mesleki, sosyal, sağlık tesisleri ve sigorta kurumları kurmak, banka
teminat mektubu sağlamak amacıyla kefil olmak gibi hizmetleri vardır.

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu


Özel ve kamu kesimi ayrımı yapmaksızın bütün işverenleri güçlü bir
konfederasyon çatısı altında toplamayı hedefleyen Türkiye İşveren Sendikaları
Konfederasyonu, araştırmalar, eğitim kursları ve seminerlerle girişimcilere eğitim
desteği verirken, Türk işletmelerinin ve ekonomisinin rekabet gücünü artırmaya
Türkiye İşveren yönelik çalışmalar da yapar.
Sendikaları
Konfederasyonu, özel KOBİ’lere Destek Veren Diğer Kuruluşlar
ve kamu kesimi ayrımı
yapmaksızın bütün KOBİ’lere destek sağlayan diğer kuruluşlar kapsamında; Kalkınma Bakanlığı,
işverenleri güçlü bir Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü, Başbakanlık
konfederasyon çatısı Hazine Müsteşarlığı Teşvik Uygulama Genel Müdürlüğü, Başbakanlık Dış Ticaret
altında toplamayı Müsteşarlığı İhracat Genel Müdürlüğü, Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı
hedeflemektedir.
Geliştirme Etüd Merkezi, Başbakanlık Türk İş Birliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı,
Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Küçük Sanayi
Geliştirme Teşkilatı (KÜSGET), Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel
Müdürlüğü, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Küçük Sanatlar ve Sanayi Bölgeleri ve
Siteleri Genel Müdürlüğü, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Araştırma ve
Geliştirme Genel Müdürlüğü, Millî Eğitim Bakanlığı Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel
Müdürlüğü, Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu Teknoloji İzleme ve
Değerlendirme Başkanlığı, Türk Standartları Enstitüsü, Millî Prodüktivite Merkezi
(MPM), Maliye Bakanlığı Millî Emlak Genel Müdürlüğü, Türkiye Küçük ve Orta Ölçekli
İşletmeler, Serbest Meslek Mensupları ve Yöneticiler Vakfı (TOSYÖV), İktisadi Kalkınma
Vakfı, Bilimsel ve Teknik Araştırma Vakfı yer almaktadır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14

262
Küçük İşletmelere Destek Sağlayan Kuruluşlar

KOBİ’LERE FİNANS DESTEĞİ SAĞLAYAN KURULUŞLAR


KOBİ’lere finansa destek sağlayan kuruluşlar kapsamında; Türkiye Halk Bankası,
Türkiye Vakıflar Bankası, Türk Eximbank, Türkiye Sınai Kalkınma Bankası, Kredi Garanti
Fonu İşletme ve Araştırma AŞ ve Kalkınma Ajansları ön plana çıkan kuruluşlardır.

•KOSGEB desteklerini inceleyiniz. Bu desteklerin uygulanabilirliğini ve


Etkinlik
Bireysel

KOBİ’lere sağlayacağı yararları tartışınız.


•Avrupa Birliği fonlarının küçük işletmelere katkılarını tartışınız.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15

263
Küçük İşletmelere Destek Sağlayan Kuruluşlar

•KOBİ'LERİN DESTEKLENMELERİNİ GEREKTİREN NEDENLER


•Kalkınma ve sanayileşme çabalarının tamamlanması için özel sektörün
geliştirilmesi, plan ve program hedeflerinin gerektirdiği alanlara yöneltilerek
teşvik edilmesi bir zorunluluktur. Bölgesel dengesizliklerin giderilmesi ve
istihdamın artırılması amacıyla da KOBİ'lerin desteklenmeleri gerekmektedir.
Özet

•KOSGEB DESTEKLERİ
•Kredi Faiz Desteği; KOSGEB, KOBİ’lere ihracat taahhüdü şartıyla, 6 aylık, sıfır
faizli kredi olanağı sunmaktadır.
•KOBİ Proje Destek Programı;İşletmelerin; üretim, yönetim‐organizasyon,
pazarlama, dış ticaret, insan kaynakları, mali işler ve finans, bilgi yönetimi ve
bunlarla ilişkili alanlarda sunacakları projelere verilen destektir.
•Tematik Proje Destek Programı; KOBİ’lerin kendi işletmelerini geliştirmeleri ve
meslek kuruluşları tarafından küçük ve orta ölçekli işletmelerin geliştirilmesi
amacıyla daha fazla proje hazırlamalarının teşvik edilmesi, makro strateji
dokümanlarında işaret edilen öncelikler dikkate alınarak belirlenen tematik
alanlarda bölgesel ve sektörel ihtiyaçların karşılanması ve KOBİ’lerin uluslararası
mevzuat ve önceliklere uyumunun sağlanmasıdır.
•İş Birliği Güç Birliği Destek Programı; KOBİ’lerin iş birliği‐güç birliği anlayışında bir
araya gelerek “ortak sorunlara ortak çözümler” üretilmesi amacıyla verilen
desteklerdir.
•AR‐GE, İnovasyon ve Endüstriyel Uygulama Destek Programı; bilim ve
teknolojiye dayalı yeni fikir ve buluşlara sahip KOBİ ve girişimcilerin geliştirilmesi
amacıyla verilen desteklerdir.
•Genel Destek Programı; proje hazırlama kapasitesi düşük KOBİ’ler ile
KOSGEB hedef kitlesine yeni dâhil olmuş sektörlerdeki KOBİ’lerin de mevcut
KOSGEB desteklerinden faydalanması geliştirilmesi amacıyla verilen
desteklerdir.
•Girişimcilik Destek Programı; ekonomik kalkınma ve istihdam sorunlarının
çözümünün temel faktörü olan girişimciliğin desteklenmesi ve yaygınlaştırılması
amacıyla verilen desteklerdir.
•Gelişen İşletmeler Piyasası KOBİ Destek Programı; gelişme ve büyüme
potansiyeline sahip küçük ve orta ölçekli işletmelerin, İstanbul Menkul Kıymetler
Borsası (İMKB) Gelişen İşletmeler Piyasası’nda işlem görmesinin sağlanması ve
sermaye piyasalarından fon temin edilmesine imkân sağlanması
amaçlanmaktadır.
•KOSGEB’İN DİĞER DESTEKLERİ; fon ve/veya sermaye yönetimi (finansman),
patent, faydalı model, endüstriyel tasarım desteği, ortak kullanım amaçlı makine‐
teçhizat desteği, yerel ekonomik araştırma desteği, nitelikli eleman istihdamı
desteği, altyapı ve üstyapı proje desteği, yabancı danışman desteği programı, bilgi
ağları ve e‐iş desteği, teknoloji araştırma ve geliştirme desteği, bilgisayar yazılımı
desteği, yurt dışı pazar araştırma desteği, ihracat amaçlı yurt dışı iş gezisi (İYİG)
katılım desteği, millî katılım düzeyindeki yurt dışı fuarlara katılım desteği, millî
katılım dışındaki yurt dışı fuarlara katılım desteği, yurt dışı daimî sergi (show‐
room) katılım desteği, yurt içi uluslararası sanayi ihtisas fuarlarına katılım desteği,
yurt içi KOSGEB bölgesel fuarlarına katılım desteği, ihracata yönlendirme desteği,
marka oluşturma ve tanıtım desteği, iş geliştirme merkezi desteği, yeni girişimci
desteği, genel eğitim programları ve eğitim desteği.
•Avrupa Birliği Finansman Kaynakları
•KOBİ'lerin Avrupa Birliği kapsamında yararlanabileceği iki temel kaynak
bulunmaktadır. Bunlar "Türkiye ve Avrupa Birliği arasındaki Mali İşbirliği
Programı ve uzun süredir devam etmekte olan ve son dönemlerde güçlendirilen
Avrupa Topluluğu Yatırım Ortaklığı Programları"dır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16

264
Küçük İşletmelere Destek Sağlayan Kuruluşlar

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdakilerden hangisi KOBİ’lerin desteklenmesini gerektiren nedenlerden
biri değildir?
a) Kalkınma ve sanayileşme çabalarının tamamlanması
b) Yeni teknolojilere uyum sağlanması
c) Haksız rekabet oluşturmak
d) İşletmeleri kalkınma plan ve hedeflere yöneltme
e) İşletmelerin büyümelerine katkı

2. I. Altyapı
II. Teknik, ekonomik ve idari konularda danışmanlık
III. Kalifiye iş gücü için eğitim
IV. Vergi muafiyeti
Aşağıdakilerden hangisi ya da hangileri KOBİ’lerin destekleme yollarındandır?
a) Yalnız IV
b) I ve IV
c) I, II, III
d) Yalnız III
e) I, II, III ve IV

3. KOSGEB tarafından işletmelerin; üretim, yönetim‐organizasyon, pazarlama,


dış ticaret, insan kaynakları, mali işler ve finans, bilgi yönetimi ve bunlarla
ilişkili alanlarda sunacakları projelere verilen destek programına ne ad verilir?
a) Tematik Proje Destek Programı
b) KOBİ Proje Destek Programı
c) İş Birliği‐Güç Birliği Destek Programı
d) AR‐GE, İnovasyon ve Endüstriyel Uygulama Destek Programı
e) Genel Destek Programı

4. Aşağıdakilerden hangisi KOSGEB tarafından verilen tematik proje destek


programının amaçlarından biri değildir?
a) KOBİ’lerin kendi işletmelerini geliştirmeleri
b) KOBİ’lerin proje hazırlamaya teşvik edilmesi
c) Belirlenen alanlarda bölgesel ve sektörel ihtiyaçların karşılanması
d) KOBİ’lerin nakit sıkıntısını gidermek
e) KOBİ’lerin uluslararası mevzuata ve önceliklere uyum sağlaması

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17

265
Küçük İşletmelere Destek Sağlayan Kuruluşlar

5. Yeni işletme kurmak isteyen bir girişimci KOSGEB’in aşağıdaki hangi


desteğinden faydalanabilir?
a) Yeni Girişimci desteği
b) Genel destek programı
c) Ortak kullanım amaçlı makine teçhizat desteği
d) Yerel ekonomik araştırma desteği
e) Bilgi Ağları ve E‐iş desteği

6. Avrupa Birliği KOBİ’ler için aşağıdaki konulardan hangisine destek verir?


a) Özel eylem planı çerçevesinde özel ortak girişimlere destek verir.
b) Firma satın alır.
c) Eğitim verir.
d) Belgelendirme desteği verir.
e) Danışmanlık

7. Aşağıdakilerden hangisi KOBİ’lere finans desteği salayan kuruluşlardan biri


değildir?
a) Türkiye Halk Bankası
b) Türkiye Vakıflar Bankası
c) Türkiye Sınai Kalkınma Bankası
d) Kalkınma Ajansları
e) Ticaret Bakanlığı

8. Üniversite ‐ sanayi iş birliğinden KOBİ’ler hangi konuda yararlanamaz?


a) Yatırım fikri
b) Bilgi birikimi
c) Teknoloji geliştirme
d) Ortak araştırma yapma
e) Finansal destek

9. Aşağıdakilerden hangisi KOBİ’lere destek veren kurumlar arasında yer almaz?


a) Ticaret ve Sanayi Odaları
b) Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu
c) Kalkınma Bakanlığı
d) Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
e) Adalet Bakanlığı

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18

266
Küçük İşletmelere Destek Sağlayan Kuruluşlar

10. Aşağıdakilerden hangisi KOBİ’lere destek sağlayan finans kuruluş değildir?


a) Türkiye Halk Bankası
b) Türkiye Vakıflar Bankası
c) Türk Eximbank
d) Kredi Garanti Fonu İşletme ve Araştırma AŞ
e) KOSGEB

Cevap anahtarı
1.c 2.e, 3.b, 4.d, 5.a, 6.a, 7.e, 8.e, 9.e, 10.e

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19

267
Küçük İşletmelere Destek Sağlayan Kuruluşlar

YARARLANILAN KAYNAKLAR
Akgemci, Tahir (2001), KOBİ’lerin Temel Sorunları ve Sağlanan Destekler, Ankara,
KOSGEB Yay.
Demirci, R., A. Akpınar ve İ. Çevik, (2001) “Avrupa Birliği ve Türkiye’de Esnaf‐Sanatkar
Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler”, Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet
Kooperatifleri Birlikleri Merkez Birliği, Ankara.
Çelik, A. ve Akgemci, T. (1998). Girişimcilik Kültürü ve KOBİ’ler, Ankara: Nobel Yayın.
Demirdöğen, O. (1996). Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler (Problemleri ve Çözüm
Önerileri), Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası Yayın No: 1996‐1, Erzurum: TSO
Yayınları.
http://www.kosgeb.gov.tr
Küçük, O. (2011). Girişimcilik ve Küçük İşletme Yönetimi, 5. Baskı, Ankara: Seçkin
Yayıncılık.
Doğan, M. (2012). İşletme Ekonomisi ve Yönetimi, 10. Baskı, İzmir: Nobel Akademik
Yayıncılık
ÇELİK, Adnan ve Akgemci, Tahir. (2010). Girişimcilik Kültürü ve KOBİ’ler, Ankara:
Nobel Yayın.
Özkan, A. (2017). Her Yönüyle KOBİ'lerin Yönetim Sorunları ve Çözüm Önerileri,
Ankara: Nobel Bilimsel Eserler
Tikici, M. vd. (2009). Girişimcilik ve Küçük İşletmeler, Ankara: Nobel Yayın.
Rachman, D. J. vd. (1993). Business Today, International Edition, London: McGraw Hill
Inc..
Tekin, M. (2005). Hayallerin Gerçeğe Dönüşümü Girişimcilik, Yenilenmiş 4. Baskı,
Konya: Günay Ofset.
Bozacı, İ. (2015). Girişimcilik. İstanbul: Beta Yayınları.
Varoğlu, D. vd. (2016). Genel İşletmecilik Bilgileri, Ankara: Siyasal Kitabevi.
Alpşahin Ufuk (2011); “Kadın Girişimcilerin Başarı Faktörleri: Farklılık Yaratan
Stratejilerin Çözümlenmesi,” Yayınlanmamış Doktora Tezi, Çanakkale Onsekiz
Mart Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Çanakkale.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20

268

You might also like