You are on page 1of 32

BRAUDEL AKDENİZ

COĞRAFYASI
 Dağların ilerleyişi (4.SAYFA) : Deniz havzaları
tarafından kesintiye uğratılmakta birlikte, dağlar
sıvı çukurların bir ucundan diğerine birbirleriyle
ilişki halinde olmakta ve tutarlı sistemler halinde
örgütlenmektedir. Bir köprü Sicilya ve Tunus’u
birleştirmiştir ; Bir başkası betika köprüsü,
İspanya ile Fas arasında yer almaktadır.
Beticas Brigde
 Kar Biyomunun coğrafya konumu ve etkisi
hakkında (SAYFA 4) : Fas atlaslarında bol
miktarda kar yağmaktadır. Akdenize’de yolculuk
yapan kim, kötü mevsimin çığlarını, kapanmış
yolları, güneşli kıyıdan birkaç kilometre ötede
Sibirya ve Kutup manzaralarını, kar altında ezilen
Karadağ evlerini veya bir gecede dört metre
yüksekliğe ulaşacak kadar kar yağan Geniş
hortumların ülkesi Kabili’deki Tirourdat tepesini
görmemiştir ki?
 Kar biyomunun coğraya konumu ve etkisi hakkında
(SAYDA 4): Aynı şekilde yaz ortasına kadar geciken
ve bir yolcunun dediği gibi ‘’gözleri ağrıtan’’ şu
gecikmiş karları kim bilmez ? Bunlar beyaz çizgileriyle
Mulhacen zirvesine zebra görüntüsü verirken,
eteklerindeki Granda sıcaktan yan yana ölmektedir;
Karlar Ispartanın (Yunanistandaki) tropikal ovasının
üstündeki Taygete’de asılı kalmaktadırlar; gene aynı
karlar Lübnan dağlarının oyuklarında ve Chrea
‘’buzullarında’’ kendielrini muhafaza etmektedirler.
Mulhacen Top
 Yorum: Sayfa dörtten beşe kadar okuduğum kadarıyla ilgimi
çeken ve değinmek istediğim kısım Akdeniz coğrafyasında
birbirinden çok farklı biyomlarla karşılaşıldığı için bölgedeki
bir krallık kar biyomundan yoksun ya da yılın az bir
zamanlarında düştüğü için kar ile yapılan tatlı vs. etkinlikler
lüks, pahalı gözükürken bir başka bölgede kar biyomu fazla
olduğu için halkın en alt tabakasına kadar kişiler
faydalanbiliyordu.
 Bir kralın lüks ile baktığı şeye bambaşka bir bölgedeki en alt
tabakadaki halkın normal bir şey görmesi bana göre oldukça
şaşırtıcı ve coğrafi farklılıkların etkisini, önemini daha iyi
anlamış oluyoruz.
 Dağ Popülasyonu ve Ekonomik Dağılışı(SAYFA 6):
Dağlar Akdeniz’in fakir ilçeleridir, onun proleter
depolarıdır mı diyeceğiz ? Bu kabaca doğrudur. Fakat,
XVI. Yüzyılda birçok fakir bölge daha bulunmaktadır
ve bunlar, örneğin Aragon stepleri veya Pontine
bataklıkları gibi, 500 metre hattının altında kalmaktadır.
Diğer yandan birçok dağ, zengin değilse bile, en
azından oldukça talihli ve nisbeten kalabalık
nüfusludurla. Hatta Katalonya pirenlerinin bazı çok
yüksek yaylaları ‘’bir köyden diğerine kendi
göçmenlerini kısmen’’ emmektedirler.
Aragon Steps
And
Pontine Swamps
 Yorum: Braudel burada özet olarak dağlarda
yaşayan popülasyonun akdenizdeki fakir halk
olduğunu söylemiştir bunun nedeni benim
anladığım kadarıyla yukarıda da paylaştığım
coğrafi konumların neredeyse işlevsiz kötü
topraklara sahip olduğudur. Aynı zamanda fakir
halk kadar olmasada refah seviyesi yüksek
halkında bulunduğunu söylemiştir.
 Dağlardaki Yerleşke ve Kullanımı (SAYFA 6-7): Dağ askerlere veya
korsanlara karşı bir sığınaktır, bütün belgeler bunu söylemektedir ve
daha İncil zamanından beri bu böyledir. Bazen sığınak nihai yerleşim
yeri haline gelmektedir. Ovalardan Slav ve Rum köylüler tarafından
kovulduktan sonra, bütün Orta Çağ süresince Balkanlar, Galiçya’dan
Sırbistan’a kadar olan alanlar ve Ege Denizindeki boş yerlerde
göçebelik yaparken sürekli olarak sarsalanan, itilen ama başkalarını da
sarsalayan, iten Puszto-Ulahların örneği bunu kanıtlamaktadır.
‘’Hafifilikte’’ ceylanlara eşit olan bu insanlar ‘’dağlardan birkaç
ganimet edinmek için inmektedirler’’ diye bir XII. Yüzyıl seyyahı not
etmektedir. Yarımadanın tümü boyunca ve ‘’Girit’teki Mataban’a kadar
koyun sürülerini ve kara kepeneklerini dolaştırmışlardır, en yüksek iki
dağ zinciri, Hemus ve Pinde onlar için en iyi sığınaklar olmuştur.
Haemus Mountains
And
Pindus Mountains
 Yorum: Burada braudel bence dağların
işlevselliği hakkında konuşmak istemiş ve
anlattığı örnek üzerindende göreceğimiz üzere
dağların hem yağmacılardan korunma sığınak
için kullanıldığını hem de yağmacıların yada
askerlerin burada sığınıp saldırması için
kullanılmıştır.
 Ülkelerin Dağ Popülasyonuna Etkileri (SAYFA 10):
Alçaktaki ülkelerin ve kentlerin yaşam tarzları, bu
yüksekteki dünyalara tartışılamaz bir şekilde düşük
derecede nüfuz edebilmektedirler. Bu hayat tarzı buraya
damla yavaşlığıyla sızmaktadır. Hristiyanlığın başına
gelen sadece Hristyiyanlığın başına gelmemiştir. Politik,
toplumsal, ekonomik bir sitem olan, bir adalet aracı olan
feodal rejim dağlık bölgelerin çoğunu zincir halkalarının
dışına bırakmıştır. Eğer oralara ulaşabildiyse, bu ancak
çok yetersiz bir şekilde oluşmuştur. Bu durum Korsika ve
Sardinya dağları için sıklıkla bildirilen bir olgudur.
Corsica and Sardinia Mountians
 Yorum: Braudel burada dağların ve dağ halkının
dış etkiye olan kapalılığından bahsetmiştir. Bu
öyle bir kapalılıktır ki kültür etkisi bir yana kendi
ülkelerinde mevcut olan rejimin, sistemin etkileri
bile oldukça azdır.
 Yaylalar Hakkında (SAYFA 19): Yaylalar büyük,
yüksek, açık ovalar olup, en azından Akdeniz’de
kuru topraklıdırlar, yani toprakları serttir ve nadir
nehir kesintilerine sahiptirler. Buralardaki yollar
ve geçişler nisbi bir kolaylıkla meydana
gelmektedirler. Böylece zaten ancak yayla
sayılabilecek olan Emilia yaylası hemen her
zaman, Bologna’nın merkez olduğu parlak
uygarlıklar tarafından işgal edilmiştir ve yollarla
çevrelenmiştir
Emilia Plateau
 Yorum: Braduel burada yaylalar hakkında kısa
bir bilgi verip, yaylaların yol güzergahı oluşturma
bakımından kolay olduğu için bir çok uygarlık
tarafından işgal edildiğini söylemiştir. Bu
yüzdende bir çok uygarlığın merkezinde ya da
merkez yakınlarında bu tip yaylalar olduğunu
söylemek yanlış olmaz diye düşünüyorum.
  
 Ovalar Hakkında (SAYFA 23): Akdeniz’de ovanın rolü
konusunda daha da kolaylıkla yanılgıya düşülebilecektir. Dağ
dediğiniz zaman, bunun yankısı size basit hayat, sertlik, geri
hayat dağınık nüfus diye cevap verecektir. Ova dediğinizde ise,
aynı yankı bolluk, kolaylık, zenginlik yaşamada tatlılık diye
cevap verecektir. Kendimizi yerleştirdiğimiz zamanda ve
Akdeniz ülkeleri söz konusu iken, yankının dinleyeni yanıltma
olasılığı büyüktür.
  
 Kuşkusuz Akdeniz’de küçük veya büyük, Pireneler- Alpler
kıvrımları arasına yerleşmiş, varlıklarını doldurmalarını izlediği
çöküntülere borçlu olan ovalar vardır.
Plaine d'en Haut (Pyrenees Mountains)
Braudel burada net bir konum vermediği için Pireneler
dağından bir ova seçtim
 Yorum: Braudel burada ova tanımını yaparken
dağlarla karşılaştırmaya gidiyor. Dağların
sertliğine nazaran ovaların zengin bereketlilik
anlamına geliyor fakar braudel yankıdan
bahsederek bu olayın tam tersi olabileceğini,
yanılabileceğimizi söylüyor.
  
 Tepeler Hakkında: ( SAYFA 22 – 23 İlk Paragraf – 23 Üçüncü Paragraf):
Tepeler söz konusu olduğunda, özellikle de insanların erkenden işgal edip,
kolaylıkla egemen oldukları, süngerli kireç kayaları ve üçüncü zaman kalkerli
tepeleri söz konusu olduğunda, aynı sorun ortaya çıkmaktadır: Languedoc
tepeleri; Sicilya tepeleri; şu İtalya kuzeyinin ‘’adaları’’ olan Montferrat tepeleri.
 Kentsel merkezi çevreleyen ‘’göçebe’’ ağızlarının arasında dar bir vaha.
Düzenlenmiş, gerçekleri sağlanmış, drenaji yapılmış (günümüzde, Türk
döneminde yapılmış sulama kanalları bulunmuştur bu tatlı tepeler tamamen
yeşilliklerle kaplıdır. Birçok Akdeniz kentinin şanı olan bahçeler, Cezayir kenti
yakınlarında beyaz evleri ağaçlarla çevrelerken görkemlidirler ve fışkıran
suların 1627’de Portekizli bir tutsak olan Joao Carvallo Mascarenhas’ı hayran
bırakmışlardır.
 Kısacası, toplam olarak az sayıda olan bu tepe dünyalarının önemini aşırı
büyütmemek gerekir. Bunlar bazen, Akdeniz’in daha iyi kök salmış
insanlıklarına, daha dengeli manzaralara sahip olmaktadırlar.
Languedoc Hills
 Yorum: Braudel tepelerin kolay işgal edilebilecek
konumda olduklarını söylemiştir. Buradan yola
çıkarak uygarlıkların önemli noktalarını ya da
sahip oldukları şeyleri buraya konumlandırmakta
çekindikleri söylenebilir. Tepelerin aynı zamanda
görünüş olarak etkileyici olduklarını bu yüzden
Akdeniz’in bir çok görkemli bahçelerinin
tepelerde olduğu söylenebilir. Yinede Braudel
tepelerin söylenildiği kadar önemli olmadığını
vurgulamıştır.
 Dağın Toprak Berketliliği ( SAYFA 12): Bunun dışında, dağ çoğu zaman
aşırı nüfusludur veya en azından, zenginliklerine oranla fazla nüfusu
vardır. ‘’İskan optimumu’’na buralarda çabuk ulaşılmakta ve aşılmaktadır;
dağ periyodik olarak insan fazlasını ovalara doğru boşaltmak zorundadır.
 Aslında bunun nedeni, kaynaklarının ihmal edilebilir miktarlarda olmaları
değildir; vadilerin dibinde, bayırlar üzerinde düzenlenmiş taraçlarda
işlenebilir toprakları olmayan dağ yoktur: şurada, burada verimsiz
kalkerler arasında şist veya batak akıntıları vardır ki, buralarda buğday,
çavdar veya arpa yetiştirilebilir. Bazen toprak lekeler halinde vermlidir;
Split oldukça geniş ve nisbeten zengin bir ovanın ortasındadır;
Abruzze’deki Aquila safran yetiştirmektedir. Ne kadar güneye gidilirse
ekim alanlarının ve yararlı ağaçlarının sınırı o kadar yükselmektedir.
Kuzey Apenninlerde, bugün kestane ağaçları 900 metreye kadar
çıkmaktadırlar.
North Apennines
 Yorum: Dağlarda nüfus yoğunluğu oldukça
fazladır ve nüfus arttıkça insanlar ovalara doğru
yerleşmektedir. Braudel burada bunun sebepinin
dağın kaynaklarının tükenmesinden değil tam
tersine kaynaklar o kadar berketlidir ki insanlar
buralara yığıldığı için yer sorunları oluşmuştur.
 ANLATILAN YAZIDA AKTÖRLER
KİMLERDİR
 Braudelin yazısında aslında karakterler her şeydir
hatta insanlar olgular hepsi yan karakterlerdir.
 Yan karakterlerin hepsi asıl ana karakterin
tamamlanması anlaşılması için var olmuştur, bu
ana karakter ise Akdenizin kendisinden başkası
değildir.
 ZAMAN ÖLÇEĞİ
 Braudelin anlatımı tüm akdenizi anlamak olduğu
için geçmişe ve şuan ki zamanına odaklı
konuşmuştur. Sadece geçmişten bahsederse
geçmişin oluşturduğu şuan ki akdenizi ele
alamazdı.
 Sadece şuanı ele alsaydı eline geçen verilerin
kaynağını bulamadığı için havada kalacaktı.
 MEKAN ÖLÇEĞİ
 Akdeniz coğrafyası ve içindeki en büyük
uygarlıklardan başlayıp en küçük taşına kadar
olan ölçektir.

You might also like