You are on page 1of 21

EMİN DÖNEMİ (786-787)

• Hanedan içerisinden bir annenin oğlu.


• Cafer’in torunu.
• Zübeyde’nin oğlu.
• Harun Reşid kendi döneminde Emin’i Irak’a vali olarak tayin
etmiştir ve Emin Irak’ta güçlenmiştir.

• Harun Reşid Tus’ta ki bir isyanı bastırmak üzere Tus’a gider,


burada rahatsızlanır ve vefat eder. Ölmeden önce Fazl B.
Rebi’ye Horasan’a gitmesini vasiyet eder.

• Fazl B. Rebi vasiyeti yerine getirmez ve yönetim merkezini


Bağdat’a döndürür. Bunun sebebi ise Emin’e destek olmak ve
Memun’u hilafetten uzaklaştırmak içindir.

• Fazl B. Rebi, Emin’e Kasım ve Me’mun’u veliahtlıktan


vazgeçirtmesi ve kendi oğlu Musa’yı veliaht tayin etmesini telkin
ediyor ve Emin’de Musa’yı veliaht tayin ediyor.
Harun Reşid kendi zamanında veliaht tayin ettiği üç
oğlunun ismini kabe duvarına astırtmıştı, Fazl B. Rebi
Musa veliaht olunca bu isimleri kaldırttı ve kendi oğlu
Musa’nın ismini astırttı.
Emin daha çok eğlenceye ve oyuna düşkün,
yönetimle çok ilgilenmemiş bir halife olarak
karşımıza çıkar.
(Bu yazılanların Me’mun dönemine ait olması bu bilgilerin
Me’mun’un Emin’e bir oyunu gibi de düşünülür. )
Emin ve Me’mun arasındaki mücadele

• Emin’in sağ adamı Fazl B. Rebi (arapların temsilcisi) ve Me’mun’un


sağ adamı Fazl B. Sehl (farsların temsilcisi) Arap – Fars mücadelesini
yaşatan iki kişidir.

! Arap ve Fars unsurları etkili olsa da tamamen Arap – Fars mücadelesi


değildir çünkü Fazl B. Rebi’nin komutanlarından biri İranlı, Fazl B. Sehl’in
en yakınındaki komutanlarından biri Araptır. Bu yönüyle arapların ve
farsların birbirlerine zıt oldukları ama farklı etnik grupları barındıran bir
mücadeledir.

Emin hilafete geldiğinde yönetim merkezi Bağdattaydı. Abbasilerin,


Haşimierin yer aldığı bölgedir. Me’mun ise Horsandaydı. Irak-Horasan
mücadelesi denilebilir.
• Emin ve Me’mun arasında mektuplaşmalar başlar, mektuplaşma sonuç
vermeyince iki grubun askerleri karşı karşıya gelirler.
• Me’mun Herseme b. Ayan komutasında ordu hazırlarken diğer taraftan
Bağdat’tan gelmesi muhtemel birliklere karşı Tahir b. Hüseyin’i batıya
doğru harekete geçirdi. Aynı anda Emin Ali b. İsa Mahan’ı elli bin kişilik
ordusuyla doğu seferine çıkardı. Celula’da karşı karşıya gelirler ve sayıca az
olsa da Me’mun’un birliği kazanır.
• Aradan çok geçmeden Emin Abdurrahman b. Celek komutasında ordu
hazırlar yine Tahir’in birlikleriyle karşı karşıya gelirler ve mağlup olurlar.
Abdurrahman öldürülür.
• Bu çarpışmalar esnasında Me’mun Herseme b. Ayan’ı destek mahiyetinde
Tahir’in yanına gönderir ve « Tahir’in Ahvaz bölgesine ve Herseme’nin
Hulvan bölgesine fetihler düzenlemelerini» emreder.
• Halife Emin’in orduları galibiyet elde edemeyince Bağdat’ta karışıklıklar
yaşanmaya başlar. Ve bu sırada Ali b. İsa’nın oğlu Hüseyin b. Ali b. İsa
halifeye ihanet ederek onu tahttan indirir fakat Emin bir fırsatını bularak
tekrar tahta geçer.
• ! Bu defa Bahreyn, Hicaz, Umman, Vasıt, Kufe ve Basra gibi bütün bölgeler
Me’mun’un hakimiyetine geçer.
• Me’mun’un komutanları Tahir b. Hüseyin ve Herseme b. Ayan Diclenin her
iki kolundan Bağdat’a girerler.
• Emin İranlı olduğundan Tahir’e teslim olmaz Arap olan Herseme’ye teslim
olur. Herseme onu o bölgeden kaçırır. Tahir bunları yakalar ve Emin’i idam
ederek başını Me’mun’a gönderir.
ME’MUN DÖNEMİ
• 786’da doğdu
• Abbasi devletinin en parlak dönemlerinden bir
tanesidir.
• Harun Reşid dönemin önemli alimlerinden dersler
aldırmış.
• Kur’an-ı kerim’i hıfzetmiş. Pek çok hadis ezbere
bilmekte.
• Cafer b. Yahya, Fazl b Sehl gibi önemli yöneticilerden
idari anlamda büyük tecrübeler kazanmıştır.
• 813 yılında hilafete geldi. Hilafete gelmesinde önemli payı olan Fazl b. Sehl
idi. En önemli etkisi Me’mun’u Merv’de kalmaya ikna etti.
• Fazl b. Sehl Batı topraklarına kardeşi Hasan b. Sehl’i devretti. İlk etapta
Me’mun teklifi kabul etti ancak bu durum isyanlara sebep oldu. Bunlardan
bir tanesi Şiilerden geldi.
• Muhammed b. İbrahim Hz. Hasan kolundan gelmekte, bu kişi Kufe’de
durum iyi Abbasi hanedanı Merv’e taşınmış bende Kufe’de hilafetimi ilan
edeyim dedi ve 815’de Kufe’de hilafetini ilan etti . En büyük destekçisi
Ebu’s Seraya adlı komutandı bu destekle iyice otoritesini sağlamlaştırdı. Ve
Hasan b. Sehl’in görevlendiridiği orduyu dahi yendiler. Bu yenilgiden sonra
üzerine Herseme b. Ayan gönderildi ve onun çabalarıyla Ebu’s Seraya idam
edildi.
• Bu aşamada Herseme b. Ayan bu isyanı bastırdıktan Fazl b. Sehl’in
girişimiyle öldürülüyor.
• Fazl b. Sehl otoritesinde Me’mun bu defa oğlu Ali Rıza’yı
veliaht seçiyor. Ve Abbasilerin bayrak rengi ve halifelerin
giymiş olduğu kıyafetler siyah. Siyah rengi bırakarak Şiilerin
rengi olarak bilinen yeşili seçiyorlar. Bu durum Abbasiler
içerisinde huzursuzluklara sebep oluyor. Arap iktidarı elden
gidiyor Farisiler oldukça etkili.
• ! Abbasi hanedanından İbrahim b. Mehdi kendi hilafetini
Bağdat’ta ilan ediyor. Bu bakımdan hem Bağdat’ta hem de
Merv’de olmak üzere iki halife ortaya çıkıyor.
İ S YA N L A R
• Otoritede ki boşluktan faydalanan Babek el Hürremi 30 yıl kadar süren
bir isyan başlatır.
• Halife Me’mun İbrahim b. Mehdi isyanını bastırmak için Merv’den
Bağdat’a hareket etmeye karar verdiğinde bu esnada Fazl b. Sehl ve
oğlu Ali Rııza bir suikastle öldürüldü.
• Me’mun’un öncesinde Bağdat’a göndermiş olduğu birlikler İbrahim b.
Mehdi birliklerini yener ve Me’mun rahat bir şekilde Bağdat’a giderek
kontrolü ele alır ve Fazl b. Sehl’in ölümüyle de Abbasilerin istediği gibi
yeşil renk bırakılarak siyah renge dönülür.
BABEK İSYANI
• Babek el Hürremi’dir tam adı.
• Ebu Müslim zamanında onun ölümünden sonra onun intikamını almak
iddiasında bulunanların eski iran dinlerini, düşüncelerini kendi isyanlarında
yaşatmak isteyen bir grup.
• Babek halife Me’mun döneminde böyle bir harekat başlatmış ve Me’mun her
ne kadar bu hareketin üzerine toplam 6 komutan göndermiş olsa da hareket
Me’mun değil Mutasım döneminde bastırılabilmiştir.
• Hürremi hareketiyle ilgili dönemin yakın şahitlerinden Makdisi’nin ifadesi
«Bunlar muhtelif fırkalara ayrılmakla beraber hepsi tenasuha (ruh göçü) inanmaktadır. Kitapları ve akidleri ne
olursa olsun bütün peygamberlerin bir tek ruhtan mülhem olduklarını, vahyin hiçbir zaman kesilmeyeceğini
iddia ederler. Bunun yanında şarap ve alkollü içecekler içmek her şeyden hayırlıdır…»
• [Hürremiler eski İran geleneklerinin etkisinde kalmış sapkın bir hareket. ]

• ? Babek isyanı neden bu kadar uzun soluklu oldu?


_ Öncelikle Abbasi otoritesinde zayıflama ve boşluk olduğu için diyebiliriz. Bunun
en büyük etkisi de zatne Me’mun’un ilk gelmiş olduğu devirde Fazl b. Sehl
etkisinde kalmasıdır.
• Me’mun halife olarak Arap – Fars mücadelesinin ortasında kalmıştır. Babek
isyanının ilk olarak 816 yılında başladığı bilinir. Me’mun ilk olarak Yahya b.
Muaz adlı idarecisini Ermeniye valisi olarak atamış ve onların üzerine sevk
etmiştir. Ancak Yahya Babekin ordusu karşısında başarısız olunca bu defa
yerine İsa b. Muhammed aynı şekilde Ermeniyye ve yanı sıra Azerbeycan
valiliklerine atanmış, Babekle mücadele etmeye başlamıştır. Aynı şekilde
İsa b. Muhammed’i de mağlup edince bu defa Halife 825 yılına
gelindiğinde yani yaklaşık 10 yıl geçtikten sonra Zurak b. Ali emrinde başka
bir ordu göndermiş bu ordunun da başarısız olmasıyla Muhammed b.
Humayd ed-Tusi’yi komutan olarak Babek üzerine göndermiştir. Üçüncü
komutan olarak gönderilen Zurayk b. Ali Babek tarafından öldürülmedi,
halife tarafından başarısız olduğu için görevden alındı ve yerine
Muhammed b. Humayd tayin edildi. Zurayk bu durumu kabullenemeyerek
Muhammed b. Humayd’a savaş açtı, ilk olarak bu durumla uğraşmak
zorunda kalan Humayd Zurayk’ı hallettikten sonra babekliler üzerine
gitmeye başladı. Ancak o da başarısız oldu ve öldürüldü.
• Daha sonra Uceyf b. Anbese ve Ali b. Hişam adında iki komutan daha geldi
ve ikisi de başarısız oldular.
N A S R B . Ş E B E S İ S YA N I
• İsyanın asıl çıkma nedeni Me’mun henüz Bağdat’a gelmeden önce Merv’deyken Fazl b.
Sehl etkisiyle kardeşi Hasan b Sehl’i Batı bölgelerinin valisi tayin etmişti bu da bu isyanın
ortaya çıkmasına sebep oldu. Nasr b. Şebes gibi araplar İranlıların kendi başlarına
yönetici olarak gelmesinden duymuş olduğu rahatsızlıktan böyle isyanlara
dönüştürmüştür.
• Halep merkezli olarak cezire araplarını etrafında toplayan Nasr 813 yılında babek
isyanından önce bu isyanı başlatmıştır. İsyana ilk olarak Tahir b. Hüseyin gönderilmiştir.
Nasr öncelikle Tahir’in birliklerini yendikten sonra Urfa’ya kadar ilerlemiş ve Urfa’yı
kuşatmış böylelikle Tahir’i geri püskürtmüştür.
• Nasr b. Şebes isyanının yaşandığı dönemde İbrahim b. Mehdi Kufe’de hilafetini ilan
etmişti. Haliyle halifenin ordusu bu olayla da ilgilenmiştir. Bu yönüyle Tahir b. Hüseyin
cezire bölgesinden alınarak Horasan valiliğine tayin edildi. Oğlu Abdullah b. Tahir ise
Cezire’de onun yerine vekil olarak bırakıldı. Ancak oğlu ilerleme kaydedemeyince yerine
Yahya b. Muaz komutan olarak atandı onunda tesiri olmayınca ikinci defa Abdulah b.
Tahir Cezire valiliğine atandı.
• Nasr’ın en büyük özelliği çöl harbidir. Böylelikle ‘vurkaç
taktiğiyle’ rakibini sürekli tahrip ediyor. Bu yönüyle Abdullah
b. Tahir Nasr b. Şebes ile üç yıl süren mücadele sonucunda
Keysuma kadar ulaşmayı başarıyor. Keysumu kuşattıktan
sonra Nasr b. Şebes’i esir alıyor ve Bağdat’a gelme şartıyla
serbest bırakıyor. Ancak Nasr Keysuma geri döndükten sonra
yine eski birliklerini toplayarak ikinci bir isyan başlatıyor.
Tekrar Tahir onu kuşatıyor bu defa tekrar aynı şeye mahal
vermemek için onu bölgeden uzaklaştırıyor. Bu isyan
Abdullah b. Tahir girişimiyle son buluyor.
Ş İ İ İ S YA N L A R I
• Ehl-i Beyt’e mensup Muhammed b. İbrahim, Hz. Ali evladının mühim
şahsiyetlerinden olan Cafer es-Sadık’ın oğlu olup yaşadığı dönemde dini
konularda kendisine müracaat edilen bilgili ve kültürlü bir kişiydi. Halife
Me’mun prensip olarak Hz. Ali evladına iyi davranmasına rağmen
Muhammed b. İbrahim ayaklanar Mekke halkını kendisini desteklemeye
çağırdı. Me’mun Mekke’ye ordu gönderdi ve İbrahim ordusu mağlup oldu.
Daha sonra Me’mun’un huzurana getirilen İbrahim bağışlandı.
• Hz. Ali taraftaları adına İbrahim b. Musa b. Cafer’de Yemen’de isyan
gerçekleştirdi. Bu şahıs, bölgede pek çok insanın öldürülmesine sebep
olmuş, ayrıca Hac mevsiminde Mekke’ye bir müfreze göndermişti.
Mekke’ye yönelen askerle hacılara saldırı düzenledikleri gibi şehirde
kargaşa çıkararak Kabe’nin örtüsünü çalmışlardır. Çok geçmeden isyancılar
üzerine gönderilen merkezi ordu, onları etkisiz hale getirip Kabe’nin
örtüsünü ve malları geri almıştır.
M I S I R ’ D A K A B İ L E S AVA Ş L A R I

• Mısır’da tıpkı Şam’da yaşanan Kaysi – Kelbi gibi Mudar – Yemeni kabileleri
sürekli mücadele halinde olan iki kabiledir. Bu rekabet Mudarlılar Emin ve
Me’mun mücadelesinde Emin’i desteklemiştir. Yemeniler ise daha çok
Me’mun’u desteklemişlerdir. Ancak bu dönemde en önemli gelişme Abbasi
hanedanından kaçan Abdurrahman Endülüs’te bir devlet kurmuştu. Endülüs
emevi meliklerinden Hakem b. Hişam 15bin aileyi Mısır’a gönderir
Kurtuba’dan. Ve bunlar kıs bir süre sonra İskenderiye’yi kontrolleri altına
alırlar. Bu durumda dönemin Mısır valisi Sari b. Hakem bir fırsat vererek Abbasi
devletine karşı bağımsızlık bayrağını açıyor. Abbasiler her yıl mutat olarak
ödemesi gerektiği vergileri ödemeye başlıyor. Sonra buraya Me’mun
tarafından Abdullah b. Tahir gönderiliyor. İskenderiye Endülüs devletlerinden
geri alınıyor.
DIŞ POLİTİKALAR
• En fazla Bizanslılarla iletişim halinde olan Me’mun Bizans imparatoru
Theophilosun Me’munla birçok defa yazıştığı, birbirlerine elçiler
gönderdikleri bilinmektedir. Bunlar arasında Yahya en- Nahvi bulunmakta
Abbasi sarayına elçi olarak gönderilmiş. Bu iki ülke arasında bir esir
mübadelesi gerçekleştirilmiş. Haccac b. Matar’ı ibni Bitrik ve Yuhanna b.
Masevgin gibi önemli bir heyet Me’mun tarafından Bizans devletine
gönderilmiş.
• Bu hareketlerin sonucunda Me’mun döneminde Beyt’ül Hikme kurularak
bu dönemde önemli yunanca eserler arapçaya tercüme edilmiş.
FIKHİ PROBLEMLER
• Halku’l – Kur’an Kuran’ın yaratılıp yaratılmadığı meselesi Me’mun döneminde islam alimleri
tarafından tartışılan en büyük meseledir. Me’mun bu meseleye doğrudan müdahil olmuştur. Ahmed
b. Ebu Duad meselenin en büyük savunucusu Mutezile alimidir. Bunlar diyor ki Halkul Kuran
meselesi Allah’ın kelam sıfatıyla ilgili olup eğer Allah’a böyle bir sıfat yüklerseniz kuranın yaratılmış
olduğunu ve birçok şeyin yaratılmış olduğunu söylersiniz. Bu da sizi Ta’addüd-i Kudema kadim
varlıkların çokluğuna götürür. Bu ise tamamıyla tevhidinancına terstir der.
• Ehli sünnet alimleri de Mutezileye karşı kur’an-ın yaratılmadığını ses, harflerden ibaret olsa bile
onun yaratılmadığını levhu’l mahfuzda olduğunu kendilerine göre itikadi deliller ortaya koyarak bu
dönemin en büyük tartışmalarını oluşturur. Bu tartışmalardan nasibini alan en büyük alimlerden bir
tanesi Ahmed b. Hanbel önecilikle bu tartışmalara dahil olmamış ancak Me’mun’un mutezileleri
desteklemesi yani halkul kuran’ı desteklemesi hatta mutezileyi benimsemesi üzerine ehli sünnet
alimleri durumu zorunlu olarak müdahil olmuştur. Bundan dolayı da işkence ve zulme maruz
kalmışlardır. Bu dönem Mutasım döneminde de devam etmiş ancak halife Mütevekkil döneminde
artık Abbasi hanedanının Mutezileye vermiş olduğu destek geri çekilmiştir.

• ….

You might also like