Professional Documents
Culture Documents
ABASİLER DÖNEMİ
1. OLUŞUM DÖNEMİ1
1.1-İhtilal Öncesi
İhtilalin lideri Muhammet b. Ali b. Abdullah b. Abbas’dır. Bilindiği üzere zincirin son
halkasında bulunan Abbas Hz Peygamberin amcası Hz. Abbas’dır. Bu yüzden Hz.
Abbas’ın soyu bir hak iddia ederek hilafet mücadelesine girişmişlerdir. Muhammed b.
Ali, Emevi Devletinden gizli toplantılar düzenlemiş ve ihtilali nasıl yapacağına dair
planlamalar yapmıştır. Bu dönemde Haşimilerin diğer kolu olan Talibiler yani Hz Ali
soyundan Ebu Haşim, hasta yatağındayken hilafet haklarını Mummet b. Ali’ye
devretmiştir. Bu devretme meselesi kimi İslam tarihçileri tarafından kabul görürken
(Nahide Bozkurt) mezhepler tarihçileri tarafından kabul görmemiştir( Mehmet Atalan
Ali oğullarının iç çekişmesi). Bu devretme meselesinden destek alan Muhammed b.
Ali Horasan ve Maveraünnehir bölgelerine dailer göndermiştir. Bu dailerden en
önemlisi de Ebu Müslim el Horasani’dir. Muhammed b. Ali bu sıralarda vefat ettikten
sonra yerine oğlu İbrahim b. Muhammed b. Ali ihtilalin yeni lideri seçilmiştir. Ebu
Müslim el-Horasani ve diğer dailerin ihtilali gizliden yürütme talimatını vermiştir.
1
Ayrıntılı bilgi için bakınız: Nahide Bozkurt, Oluşum Sürecinde Abbasi İhtilali, Ankara Okulu yay.
Ankara 2016.
Öznur Köroğlu
Ebu Müslim el horasani Fars asıllı bir Mevalidir. Emeviler döneminde mevalinin
zulüm görmesi ile beraber Ebu Müslim el-Horasani’de görüldüğü gibi birçok Mevali
Abbasi İhtilali'nin destek vermiştir. Ebu Müslim’in mevali olması ve kendi gibi Mevali
olan Horasan ve Maveraünnehir’de ki mevalileri yanına çekmesi kolay olmuştur.
Ebu Seffah biat aldıktan sonra devletin merkezini Kufe yakınlarında olan Haşimiye’ye
taşınmıştır. Buradan daha sonra merkez Enbara taşınmış ve daha sonra gerisin geriye
Haşimiye taşınmıştır. 4 yıl 9 ay kadar iktidarda kalan Seffah bu süreci devletin
temellerini atarak geçirmiştir. Onun ölümü ile beraber Hilafet tahtına kardeşi Ebu
Cafer el-Mansur geçmiştir. Mansur tahta geçer geçmez kendisine rakip olarak gördüğü
ve devleti içinde tehlike oluşturduğu düşündürdüğü Ebu Müslim el Horasani’ye
suikast düzenlemiştir. Ebu Müslim’in Abbasi Devleti'nin oluşumunda katkılarında
muhakkak ki çoktur. Ebu Müslim Horasan ve Maveraünnehir bölgelerinde kendini
seven iyi bir taraftar oluşturmuştur. Bu taraftar grubundan korkan Ebu Cafer el-Mansur
çareyi Ebu Müslim el-Horasani’yi ortadan kaldırmakta bulmuştur. Devlete karşı
2
Ayrıntılı bilgi için bakınız: Nahide Bozkurt, Abbasiler, İsam yay. İstanbul 2013.
Öznur Köroğlu
tehdidi ortadan kaldırdıktan sonra Ebu Cafer el-Mansur yönünü isyanlara çevirmiştir.
Oğullarından Abdullah b. Ali bu dönemde öldürülmüştür. Ebu Mansur devletin
temellerini oluşturmak için bu dönemde dönemin ünlü âlimlerinden destek alma
girişiminde bulunmuş ve devletinin meşru bir devlet statüsünde konumlandırılmasıın
da onlardan yardım istemiştir. Fakat yine bu dönemin ünlü âlimlerinden olan Hanefi
mezhebinin kurucusu âlimlerinden olan İmamı Azam Ebu Hanife bu çağrıya olumlu
bir cevap vermemiştir. Olumlu cevap vermeyenlere ise Ebu Mansur siyasi bir baskı
uygulamış ve yeri geldiğince onları zindanda hapsetmiştir.
Nitekim imam Ebu Hanife zindana hapis edilenlerden biridir. Burada çeşitli eziyetler
gördüğüne dair rivayetler de vardır. Yine kimi rivayetlere göre İmamı Azam Ebu
Hanife zindanda vefat etmiştir. Fakat genel kanat onun zindandan çıktıktan sonra
h.150 yılında Bağdat'ta vefat ettiğinden yanadır.
Halife Mehdi mevali olan Türkleri ordusuna alan ilk halifedir. Abbasiler de vezirlik
bu dönemde ortaya çıkmıştır.
Halife Mehdi ölmeden önce oğullarından Hadi’yi ve Harun'u Reşidi veliahttı olarak
seçmiştir. 169/785 Bağdat'ta vefat etmiş
Birinci saltanat naibi olarak babasının ölümü ile tahta geçmiştir. Kendisi de babası
gibi zındıklık hareketleri ile mücadele etmiştir. Afrika'da çıkan harici isyanları
bastırmıştır. Fakat ömrü daha fazla işler yapmaya yetmemiştir. 1 yıl kadar tahtta
kaldıktan sonra 170/786 yılında vefat etmiştir.
Hadi'nin ölümü ile alakalı iki farklı görüş vardır. Birince görüşe göre Hadi’yi annesi
Hayzuran zehirletmiştir. İkinci görüşe göre ise Hadi hastalıktan ölmüştür. Birinci
görüş daha muteber olarak kabul edilmiştir. Zira Hayzuran Mehdi dönemindeki
serbestliği oğlu Hadi döneminde bulamamıştır. Hadi annesinin dediklerini yapmamış
ve ona ters düşmüştür. Bu bir yıl içerisinde Hadi ikinci Veliaht Harun Reşid’i azledip
kendinden sonra Hilafet tahtını oturacak kişiyi oğlu Cafer olarak belirlemesi bardağı
taşıran son damla olmuştur ve bunun sonucunda Hayzuran tarafından cariyelere
zehirlettirmiştir.
Abisinin ölmesiyle beraber Harun Reşid halifelik tahtını oturmuştur. Harun Reşid
Bermeki ailesinden Yahya bin Halid’i çok geniş yetkilerle Vezir tayin etti. Yahya bin
Halid sahip olduğu üst düzey yetkililerle yüksek dereceli memurları tayin ve azletme
yetkisine sahip olmuştur hatta vali tayininde bile etkisi bulunmaktadır. Diğer yandan
Yahya'nın iki oğlu Fazl ve Cafer hem babalarına yardım ediyor hem de merkez
Öznur Köroğlu
eyaletlerde görevlere ifa ediyorlardı. Halife bu kadar yakın olduğu ve geniş yetkilerle
donatıldığı Bermeki ailesini bir gecede bertaraf etmiştir. Yahya'yı Fazlı hapse Caferi
de idam etmiştir.
Bermeki ailesi Me’mun’un annesi öldükten sonra küçük yaştan itibaren onun
yetişmesinde etkili olmuştur. Bermekiler Me’mun’un annesi kendileri gibi mevali asılı
olduğu için Me’mun yetişip Hilafet tahtanı oturmalarını arzu ediyorlardı. Bermekiler
bu dönemde kendileri gibi yine mevali asılı olan mutezile alimleri saraya davet
etmişler Me’mun’un yetişmesinde görev aldırtmışlar ve onları önemli yerlerin
kadılıklarına atamalarına vesile olmuşlardır. Bermeki ailesinin Harun Reşit tarafından
ortadan kaldırılmasıyla Me’mun ve mutezile âlimlerinin sarayla bağı gün geçtikçe
azalmıştır. Hatta mutezile âlimler Bağdat'tan kovulmuştur
Harun Reşid hilafeti iki oğlu Emin ve Me’mun’a bırakmıştır. Birinci sıraya Arap asıllı
Zübeyde’den oğlu küçük oğlu Emin'i ikinci sıraya Mevali cariyeden olma Me’mun’u
yerleştirmiştir. Harun Reşit 193/809 yılında Bağdat'ta vefat etmiştir.
Emin Hilafet tahtında 4 yıl kalmıştır. Bu dönemde pek bir şey olmamıştır. Esasen
Hilafet sıralaması büyükten küçüğe doğru ve yetenek esasına dayalı seçilmekteydi.
Fakat Emin Memun dan küçük olmasına ve Me’mun’a oranla yeteneksiz olmasına
rağmen Hilafet sıralamasında 1. sıraya seçilmiştir. Bunun altından yatan gerekçe ise
Arap ırkının mevaliye oranla üstün olması düşüncesidir. Bu yüzden Me’mun bu
durumu kendine yediremeyerek Horasan'da başlattığı isyanla Tahir b. Hüseyin
Öznur Köroğlu
Bu dönemde devam eden zındıklık hareketleri ile mücadele etmiştir. Babek el-Hürremi
İsyanı bu dönemin en tehlikeli isyanlarından biridir. Bu isyan Me’mun dan sonraki
halife olan Mu’tasım döneminde bastırılıyor.
3
Ayrıntılı bilgi için: Nahide Bozkurt, Mu’tezilenin altın çağı, Ankara Okulu yay. Ankara 2016.
Öznur Köroğlu
Harun Reşid'in Soğut asıllı bir cariyesinden dünyaya geldiği Me'mun'un kardeşidir.
İslam tarihinde Mu’tasım dönemi Türk dönemi olarak adlandırılır. Mu’tasım
döneminde Türklerden bir hassa ordusu kuruluyor. Aynı şekilde bu dönemde de Ehl-
i Hadise baskılar devam ediyor. Hassa ordusu Bağdatlı halkı huzursuz etmeye
başlayınca Mu’tasım askerler için garnizon bir şehir olan Samara'yı kurdurtuyor.
Samara kelimesi “surra men rae (gören kişiyi mutlu eden şehir)” şeklinde arapça
cümleden gelmektedir. Bundan böyle devletin başkenti Samarra olmuştur. Burada
askerlere askeri eğitim ve din eğitimi veriliyor. Saf Türk ırkının bozulmaması için
Türk askerlerini Türk kızları ile evlendiriyor. Dönemin önemli Türk komutanları:
Afşin, Boğa el Kebir, Boğa El Sagir, Hakan et-türki
Mu’tasım'dan sonra oğlu Vasıt yerine geçmiştir. Pek siyasi başarısı yoktur. Duraklama
ve gerileme dönemi başlamıştır. Mütevekkil döneminde ise Samarra’da ve Bağdat'ta
tehlike arz eden Türkler ordudan ve saraydan uzaklaştırıldılar. Abbasi halifeleri siyasi
gücünü ve dini nüfuslarına kaybettmeye başladılar. Türklerin artan nüfuzları bir
tehlike arz etmeleri sonucunda ilerleyen zamanlarda mütevekkilin oğlu katlediliyor.
3 Rebiülahir 297’de (20 Aralık 909) doğdu.Babası Muktedir Billah, annesi Rum asıllı
bir cariyedir. Dört yaşına geldiğinde Mısır ve Mağrib idaresi kendisine tevdii edildi ve
hilat giydirilip naibi Türk asıllı kumandan Munis el-Muzaffer ile birlikte Mısır’a
gönderildi. 4Babası halife Muktedir’in öldürülmesi ardından başkomutan Munis,
Muktedir’in oğlu Ebu’l-Abbas Ahmed’i halife namzedi olarak teklif etti ise de, yaşının
küçük olması sebebiyle bu öneri kabul görmedi. 5 Onun yerine Kahir Billah halife ilan
edildi ve bu arada Ebu’l Abbas Ahmed hapse atıldı. Daha sonra Halife Kahir Billah’ın
hal edilmesinden sonra Munis’in de desteğiyle hapisten çıkarılarak Ebu’l-Abbas, Radi
ünvanıyla halife ilan edildi.Radi halife olduktan sonra ülke içersinde çeşitli isyanlarla
ve kargaşalıklarla karşı karşıya kaldı.Örneğin Hanbeliler Bağdat’ta kumandanların ve
halkın evine girip içki ve eğlence aletleri aramaya, buldukları eşyaları tahrib etmeye
başladılar, Şafi olanları dövdüler, öte yandan Karmatiler Hac yolunu kesip Hacca
engel oldular 6,görevlilerden pek çok kimse eli altındaki paralara durmadan tamah
ediyorlardı, diğer taraftan bu kritik ortamda maaşları ödenmeyen askerler sürekli
olarak vezirden maaşlarını istiyorlardı7 gibi çeşitli sıkıntılar baş göstermiştir.Halife
Radi vezirlerin ülkeyi iyi yönetemediklerinin, ileri gelen komutanların nüfuzlarını
artırarak devlet işlerine karışmalarının ve gittikçe ülke genelinde kontrolü
kaybettiklerinin önemli ölçüde farkında idi. Bu koşullar altında halife Radi bir çözüm
olarak merkezdeki otorite zaafını ortadan kaldırmak ve ülkenin daha iyi yönetilmesini
sağlamak adına hilafete geçmesinden yaklaşık iki yıl sonra(H.324/M.936) Emiru’l-
ümeralık kurumunu oluşturdu. Basra ve Vasıt valisi Muhammed b.Raik el-Hazariyi
Bağdat’a davet edip onu idarede tek yetkili olarak Emirü’i-Ümera tayin etti.Halife ona
çok geniş yetkiler tanıdı örneğin ordunun başkumandanlığı, Divanu’l-harac’ın ve
Berid teşkilatının idaresi, valiler ve vezirler dahil yüksek dereceli memurların tayini
bu yetkiler arasında idi.Protokolde halifeden sonra geliyordu.Hutbelerde halifeden
sonra onun isminin okunması hususu, bizzat halife tarafından bütün eyalet valilerine
4
Dia Radi maddesi, s.489
5
Adem Apak,Ana Hatlarıyla İslam Tarihi(4),s.397
6
Dia Radi maddesi s.489
7
Adem Apak,Ana Hatlarıyla İslam Tarihi(4),s.399
Öznur Köroğlu
bildirilmişti. Bu görevin ortaya çıkmasıyla vezirin nüfuzu kayboldu. 8Buna ilave olarak
Radi döneminde daha önce hiç rastlanmayan bir şekilde Emirü’l-Ümera kendi adına
para basmak yetkisini de almıştır. 9Hutbe ve sikkenin halifelik alametlerinden olduğu
düşünüldüğünde emiru’l-ümera’nın halifenin bütün yürütme yetkilerini devraldığı
söylenebilir. 10Geniş yetkilerle donatılmış olan Emiru’l-ümeralık, devlet adamlarını
rekabetine yol açmış buna bağlı olarak da iç karışıklıklar meydana gelmiştir 11 ve bunun
sonucunda birazdan ele alacağımız İhşidiler devleti bu dönemde kurulmuştur.
Halîfe Râzî Billâh 329/940 yılında Rebîülevvel ayında Bağdat‘ta vefat etti.
4. BÜVEYHİLERLE İLİŞKİLER
13 Safer 296’da (11 Kasım 908) doğdu. Babası Halife Müktefî-Billâh, annesi Rum
asıllı bir câriyedir. 12 Abbâsî Devleti‘nin gerileme ve çöküş dönemi halîfelerinin
sonuncusu olan Halîfe Müstekfî Billâh‘ın asıl ismi Ebü‘l-Kâsım Abdullâh b. Müktefî
Billâh Ali b.Mu‘tazıd el-Abbâsî‘dir. 13 Halife Müttaki ve Emirü’l-Ümera Tüzün el-
Muzaffer arasındaki bazı anlaşmazlıklar vadır.Nitekim kısa süre sonra Tüzün, Hicretin
333.(M.944) yılı Safer ayında harekete geçerek aleyhine süikastlar düzenlenmesi gibi
faaliyetlere de tevessül eden Müttaki’yi tutukladı.Bunun ardından da onu azlederek
Muktefi Billah’ın oğlu Abdullah’ı halife ilan etti. 14Yeni halife Abdullah b. Muktefi’ye
‘Müstekfi-Billah’ unvanı verildi15Onun döneminde de Türk kumandanları saltanatta
söz sahibi idi.Özellikle de Emirü’l Ümera Tüzün ile İbn Şirzad’ın elindeydi. 16Emirü’l-
Ümera Tüzün Müstekfi’nin halifeliğinin ilk dönemlerinde öldü.(Muharrem
8
İslam Tarihi El Kitabı(grafiker yayınları),s.481
9
Adem Apak,Ana Hatlarıyla İslam Tarihi(4),s.401
10
İslam Tarihi El Kitabı(grafiker yayınları),s.482
11
İslam Tarihi El Kitabı(grafiker yayınları),s.482
12
Dia Müstekfi maddesi s.139
13
Akkuş Murat, Abbasi Halifelerinin Ölüm Sebepleri s.221
14
Ana Hatlarıyla İslam Tarihi (4) Adem Apak sf 413
15
Suli, Ahbarü’r-Razi-Billah ve’l-Müttaki-Lillah, s.282-284; (Ayrıntılı bilgili için bknz Ana
Hatlarıyla İslam Tarihi (4) s.413
16
Dia Müstekfi maddesi s.139
Öznur Köroğlu
Büveyhilerin Bağdat'ta şiiliği yaymak için yaptıkları icraatlar Ehli Sünnet olan Abbasi
devletini ve halkı büyük bir tedirginlik içine sokmuştur. Abbasi halifesi Kaim
Biemrillah dönemin güçlü devleti olan ve Sünni olan Selçuklulardan Büveyhiler’e
karşı yardım istemiştir. Kaim bi emrillah 1055 yılında Selçuklu sultanı Tuğrul Bey i
17
Taberi Tarih, 11,353; İbn Miskeveyh, Tecaribü’l-Ümem, 6, 111-112 (Ayr. Bilgi için bknz
A.Hatlarıyla İ.T.(4) Apak.A. s.415
18
Dia Müstekfi maddesi s.139
19
İslam Tarihi El Kitabı, Grafiker Yayınları, s.483
20
İslam Tarihi El Kitabı, Grafiker Yayınları, s.483
21
Akkuş Murat, Abbasi Halifelerinin Ölüm Sebepleri s.221
Öznur Köroğlu
Bağdat'a davet etmiştir. Büveyhileri Bağdat'tan kovan Tuğrul Bey halife tarafından
övgülere mazhar olmuştur.Hatta Halife'nin kızı ile evlenmiştir. 22
Abbasi Devleti bu dönemde Büveyhi baskısından kurtularak rahat bir nefes almıştır.
Ayrıntılı Bilgi için bakınız: Mehmet Nadir Özdemir, Bağdat’ta Türk Egemenliği, Kömen yay.
22
Konya 2016.