You are on page 1of 16

Kekemelik

Dr. Zeynep GÖKER


Sese, hece ve sözcüklerin tekrarı, uzatılması yada konuşmanın
akışını kesen duraklamalar şeklinde kendini gösteren bir
konuşma bozukluğudur.
Bozukluğun şiddeti kişinin içinde bulunduğu duruma göre
değişir.
Psikolojik sreslerin yoğun olduğu durumlarda (sınav, çekinilen
kişilerle konuşma zorunluluğu, korku, endişe duyguları yaratan
ortamlar) artar.
Konuşma çok yavaş veya çok hızlı olabilir.
Genellikle şarkı söylerken veya şiir okurken olmaz.
Ağır durumlarda, tekrarlayan vücut hareketleri konuşmaya eşlik
eder (ayağını yere vurma, başını sallama, gözlerini kırpma, elini
dizine veya masaya vurma gibi).
Hastalık genellikle 12 yaşından önce, çoğunlukla 2-7 yaşları
arasında ortaya çıkar.
Erkeklerde daha sık görülmektedir.
Sıklığı %1.
2-3.5 yaşları arasında ortaya çıkan kekemelik genellikle geçicidir.
Çocuklarda düşünce hızının, konuşma hızını geçtiği bu yaşlarda
henüz yetersiz konuçma ile düşünce ifade edilmemekte, bu
yüzden konuşma bozukluğu ortaya çıkmaktadır. Buna fizyolojik
kekemelik denir.
Bu durum her çocukta görülmemekte, ancak konuşma
bozukluğuna yatkın çocuklarda rastlanmaktadır.
Erken yaşta başlayan geçici kekemelik durumlarında aile, çocuğa
baskı yapmamalı, çocuğun kendi konuşmasına fazla dikkat
göstermesine yol açılmamalıdır.
Oluş nedenleri
Ailesel genetik bir yatkınlık
Anne ve babalarında obsesif-kompulsif kişilik
özelliklerine hatta nevroza rastlanmaktadır.
Çocuğa küçük yaştan düzen, temizlik ve terbiye
konularında ağır disiplin uygulamakta ve yapısal,
ailesel yatkınlığı olan çocuklarda herhangi bir etkenle
kekemelik başlayabilmektedir.
Konuşmanın beyinde yetersiz lateralize olduğu, daha
çok her iki hemisferde temsil edildiği, bu nedenle
konuşmanın kolaylıkla kesilmelere uğrayabileceği ve
bunun kalıtımsal bir etkene bağlı olduğu görüşü
ağırlık kazanmaktadır.
Başlatan etken
Kekemeliğin başlamasında korku en
büyük rolü oynamaktadır.
Gidiş ve sonlanış
Genellikle kronik bir gidiş gösteri.
Zaman zaman düzelmeler olabilir.
Düzelmeler aylarca sürebilir.
Hafif vakaların %50-80’i kendiliğinden
düzelir.
4/5’i ergenlik çağına geçer.
Tedavi
Çocuğun düzgün konuşması için sürekli
zorlanmaması, konuşurken sabırla dinlenmesi,
konuşurken kesilmemesi, zaten kolaylıkla
oluşan yetersizlik duygusunu pekiştirici
tutumlardan (alay etme, utandırma, zorlama
gibi) kaçınılması gerekir.
Ailenin aşırı titiz, düzenli, denetimci ve kuralcı
tutumu gevşetilmelidir.
Psikoterapi 8-9 yaşlarından küçüklerde oyun,
daha büyük çocuklarda konuşma yoluyla
uygulanır.
Tedavide amaç yalnızca kekemeliğin geçmesi değildir.
Kekemelik inatçı ve süregen bir belirtidir.
Çocuğu güç durumda bırakır.
Çocuğun benlik saygısını korumaya yönelik olmalıdır.
Önemli olumlu özelliklerini bulup çıkarıp, dikkatini ve
ilgisini bu olumlu yönlere çevirerek kekemeliğe önem
vermemesi öğretilmelidir.
Verilen önem azaldıkça kekemelik de giderek hafifler.
Konuşma tedavisi:
Uzmanlar tarafından özel konuşma talimleri
ile uygulanır.
Çocuğun konuşma kaygısını azaltmak
amacıyla çeşitli anksiyolitikler
(antihistaminikler-küçük çocuklar için,
atipik antipsikotikler-daha büyük
çocuklarda) kullanılır.
Teşekkürler…

You might also like