You are on page 1of 50

Özel Eğitime Gereksinimi Olan Öğrenciler ve

ÖZEL EĞİTİM

ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ OLAN ÖĞRENCİLER


Öğrenme güçlüğü: okuma, yazma, bilgileri
işlemleme, konuşma dili, yazı dili veya dü şü nme
becerileri gibi akademik becerilerde gü çlü kler
yaşayan, buna karşın ortalama veya ortalamanın
ü zerinde zekaya sahip olan bireylerin grubunu
gö steren terimdir
Öğrenme güçlüğü ile ilgili yapılan tanımlarda yer
alan ortak özellikler;

Merkezi sinir sisteminin dü zensiz gelişimi veya


işlevinden kaynaklanıyor olabilir.
Hayat boyu sü recek bir durum olabilir.
Akademik alanları etkileyebilir.
Herhangi bir yetersizlik veya çevre koşullarından
kaynaklanmaz.
Ö zel eğ itime ihtiyaç duyan çocukların %50.5’ini
ö ğ renme gü çlü ğ ü olan çocuklar oluşturmaktadır.
Ancak kesin olarak bir neden sö ylenememektedir.
a) Nöropsikolojik/Gelişimsel Öğrenme Güçlükleri
 Biyolojik ve Genetik Açıklamalar
 Algısal-Motor Problemler
 Gö rsel İşlemleme Eksiklikleri
 İşitsel İşlemleme Eksiklikleri
 Bellek Bozuklukları:

b) Akademik Başarıya Dayalı Öğrenme Güçlükleri


 Dil ve Okuma Bozuklukları
 Okuma Gü çlü ğ ü (Dyslexia)
 Yazma Bozuklukları (Agraphia)
 Heceleme Bozukluğ u
 Matematik Bozukluğ u (Dyscalculia)
a) Nöropsikolojik/Gelişimsel Öğrenme Güçlükleri

Biyolojik ve Genetik Açıklamalar: Beynin frontal lobunda


meydana gelen bir hasar; planlama ve problem çö zmek için
uygun stratejileri kullanmayla ilgili gü çlü klerin yaşanmasına
neden olmaktadır. Ancak bu bilgi, ö ğ renme gü çlü ğ ü yaşayan
bireylerin frontal loblarında bir hasar olduğ u şeklinde
yorumlanmamalıdır.

Dolayısıyla, ö ğ renme gü çlü ğ ü yaşayan bireylerde beyinde bir


hasar olma olasılığ ı kadar, olmama olasılığ ı da bulunmaktadır.
Algısal-Motor Problemler: Bu bakış açısına gö re motor
beceriler, algı, algısal bü tü nlü k, denge ve kinestetik alanlarda
meydana gelen bozukluklara bağ lı olarak oluşmaktadır. Ancak
gü nü mü zdeki; bakış açısı; okuma, yazma, matematik gibi daha
ö zgü l gü çlü klere odaklanmaktadır.
Görsel İşlemleme Eksiklikleri: Gö rsel eksiklikleri olan
çocuklar, yazılı bir metni okurken gö zlerini soldan sağ a
hareket ettirerek metni takip etmekte gü çlü k
yaşayabilmektedirler. Bu gö rsel işlemleme eksiklikleri,
ö ğ renmede bir problem olduğ u anlamına gelmemekle birlikte,
gö rsel bilginin beyinde işlemlenme şekli ve çocukların gö zleri
aracılığ ıyla bilgiyi edinme şekillerinde problem olabileceğ i
şeklinde yorumlanmaktadır. Bu nedenle, tarama ya da tanı
amaçlı birçok değ erlendirme aracında gö rsel işlemleme
becerileri yer almaktadır.
İşitsel İşlemleme Eksiklikleri: Ö ğ renme gü çlü ğ ü yaşayan
çocukların çoğ unda da dil gecikmesi gö rü lmektedir ve bu
çocuklar gö rsel bilgiyi olduğ u kadar, işitsel bilgiyi de uzun
sü rede işlemlemektedirler.

İşlemleme sü recinde bilginin kısa sü reli belleğ e aktarılma


sü resi uzadığ ında, bilginin uzun sü reli belleğ e aktarılamaması
sö z konusu olmaktadır.

Ayrıca, ö ğ renme gü çlü ğ ü yaşayan çocuklar, sorulara daha uzun


sü rede yanıt vermekte ve daha uzun sü rede problem
çö zmektedirler. Dolayısıyla, duyusal bilgilerin işlemlenmesi
sırasında sü renin uzaması, bir başka deyişle işlemleme hızının
daha yavaş olması, ö ğ renme gü çlü ğ ü yaşayan bu çocukları,
normal gelişim gö steren akranlarından ayıran
ö zelliklerdendir.
Bellek Bozuklukları: İşitsel işlemleme becerisinde yaşanan
eksiklikler, kısa sü reli bellekte depolamayı da etkilemektedir.
Daha yavaş yapılan işlemleme, bilginin kısa sü reli belleğ e
girebilmesi için yeterli zaman ayrılmasına izin
vermemektedir. Dolayısıyla, kişiye sunulan bilgi kaybolmakta,
kısa sü reli belleğ e girememekte ve uzun sü reli belleğ e
aktarılamamaktadır.

Ö ğ renme gü çlü klerinde ö zellikle anlambilimsel bellek ile


ilişkili olan bu durum; ö ğ renilen bilginin sıralanması,
sınıflandırılması ve hatırlanmasını etkilemektedir.
b) Akademik Başarıya Dayalı Öğrenme Güçlükleri Akademik
başarıya dayalı ö ğ renme gü çlü kleri, okul yaşantısı sırasında
edinilen ve gelişen, okuma, yazma, heceleme ve matematik gibi
ö zel becerileri kapsamaktadır.
Dil ve Okuma Bozuklukları Dil bozuklukları genel olarak
dinleme, konuşma, sesbilgisel beceriler, sö zcü k tanıma
okuma, heceleme ve yazma becerilerindeki gü çlü kleri
kapsamaktadır.

Sesbilgisel sistemlerin doğ ru şekilde ö ğ renilmesi, okuma,


heceleme ve yazma için kritik ö neme sahiptir. Ö ğ renme
gü çlü ğ ü yaşayan çocukların dille ilişkili olarak en fazla zorluk
yaşadıkları alan ise, dilin sesbilgisel sistemlerine ait
becerilerdir.

Dil ve okuma bozukluğ u yaşayan çocuklar, ö zellikle, sö zcü k ve


harf tanıma ve okuduğ unu anlama becerilerinde gü çlü k
yaşamaktadırlar.
Okuma Güçlüğü (Dyslexia) Okuma gü çlü ğ ü , ö ğ renme
gü çlü klerinin bir alt grubu olarak ele alınmaktadır.

Okuma gü çlü ğ ü , literatü rde sö zcü k ve harfler ile ilgili zorluk


yaşamak anlamına gelir.

Dyslexia erkeklerde kızlardan daha fazla gö rü lmekte ve


kalıtsal olabilmektedir.

Okuma gü çlü ğ ü ne ilişkin, birbirine benzeyen harflerin


karıştırılması en belirgin işaret olarak kabul edilmiştir.

Çoğ unlukla “tersine çevirme” olarak isimlendirilen bu durum,


harflerin ya da rakamların ayna gö rü ntü lerinin algılanması
(“b” ve “d”; “3” ve “E” nin karıştırılması gibi ya da sö zcü klerin
ters yazılması – “top” sö zcü ğ ü yerine “pot” yazmak gibi) olarak
kendini gö stermektedir.
Gü nü mü zde, tek başına bö yle bir belirtinin var olması
ö ğ renme/okuma gü çlü ğ ü nü işaret etmemektedir. Ö nemli olan
ise yapılan bu tü r hataların diğ er okuma hataları toplamına
oranının ne olduğ udur.

Okul ö ncesi dö nemde yaşanan dil problemleri, okuma


gü çlü ğ ü nü n ilk işaretleri arasında sayılabilir.

Okuma sü recinde yaşanan problemler sesbilgisel çö zü mleme


ve/veya birleştirme, okuduğ unu anlamaya ilişkin
yetersizlikler, harf bilgisine ilişkin problemler ve akıcı okuma
problemleri olarak kendini gö sterebilir.
Yazma Bozuklukları (Agraphia) Okuma ve yazma
etkinliklerini birbirinden ayırmak çoğ unlukla gü çtü r.

Yazma ile ilgili problemlerin başında el yazısı gelmektedir. El


yazısı problemleri çoğ unlukla, harflerin şekillerinin
bozuk olması, değ iştirilmesi, aşırı yavaş yazma ve harflerin
uygun konumlara yerleştirilememesi (sö zcü kler arasında
boşluk bırakmama ya da fazla boşluk bırakma, satırları
karıştırma, çizgi ü zerine yazı yazmada gü çlü k vb.) olarak
kendini gö sterir.

Birçok çocuk, yazı yazmayı ö ğ renmeye başladığ ı ilk


dö nemlerde benzer problemler yaşamaktadır. Ancak burada
ayırt edici olan; ö ğ renme gü çlü ğ ü yaşayan çocukların bu
problemleri akranlarına gö re anlamlı derecede daha uzun
sü reli ve daha sık yaşamalarıdır.
Yazmaya ilişkin gü çlü klerin temelinde çoğ unlukla algı ve
algısal-motor becerilere ait problemler yer almaktadır.

Yazma bozukluğ u yaşayan çocuklar çoğ unlukla tahtaya yazılan


metni deftere aktarmada ve deftere yazılanları model alarak
kopyalamakta gü çlü k yaşamaktadırlar.

Yazma ile ilgili gü çlü k yaşayan çocukların çoğ unlukla –okuma


sırasında olduğ u gibi- yazma sırasında da harfleri (“b” yerine
“d” yazmak gibi) ve sö zcü kleri (“ela” yerine “ale” yazmak gibi)
ters çevirerek yazmaktadırlar. Ters çevirme hataları
çoğ unlukla yazmanın yeni ö ğ renildiğ i dö nemde daha yoğ un
olarak gö rü lmektedir.

Yazı yazma ile ilgili ö zel olarak gü çlü k yaşayan çocukların


çoğ unlukla yavaş yazdıkları ve gü vensiz bir yazı karakterleri
olduğ u gö zlenebilir.
Heceleme Bozukluğu; Dil ve okuma problemleri yaşayan
çocukların bü yü k bir kısmı aynı zamanda heceleme gü çlü ğ ü de
yaşamaktadırlar.

Nadir de olsa, başarılı okuma performansı sergileyen


çocuklarda da heceleme gü çlü ğ ü gö rü lebilmektedir.

Bu bulgu; okuma ve hecelemenin her zaman bağ lantılı


olamayacağ ını gö stermektedir.
Matematik Bozukluğu (Dyscalculia) “Dyscalculia”
Matematik gü çlü ğ ü ne sahip bireylerin yaklaşık %20’si aynı
zamanda okuma gü çlü ğ ü ne de sahiptir.

İlkö ğ retimde matematik eğ itimine başlamak için çocuklar


matematiksel ilişkileri şekillendirebilmeli ve hatırlayabilmeli,
basit dü zeyde matematiksel ilişkileri anlayabilmeli ve basit
dü zeyde genelleme yapabilmelidirler.

Ö zellikle ö ğ renme problemleri yaşayan çocuklar, temel


matematik becerilerini kavrama ve bu başlangıç becerilerinde
akıcılık geliştirmede sıklıkla başarısız olmaktadırlar.
OKULÖNCESİ DÖNEMDE ORTAYA ÇIKAN
ÖĞRENME GÜÇLÜKLERİ BELİRTİLERİ

Renk, şekil ve bü yü klü kleri ayırt etmeye ilişkin


gü çlü kler,
Beden imajına ilişkin kavramsal bozukluk,
Genel olarak sakarlık,
Zayıf gö rsel-motor koordinasyon,
Hayal kırıklığ ı ile başa çıkamama,
Uyku sırasında aşırı hareketli olma,
Zayıf akran ilişkileri,
Grup oyunları sırasında aşırı heyecanlanma,
Uygun olmayan, inişli çıkışlı ve seçici olmayan
duygulanım,
Gelişimsel becerileri gecikmelerle takip etme,
Duruma uygun olmayan davranışlar sergileme,
Hareketlerinin sonuçlarını tahmin edememe,
Kolaylıkla kandırılabilme (ö zellikle akranları
tarafından),
Çevresel değ işikliklere gü çlü kle uyum sağ lama,
Konuşmayı ö ğ renmede ve sö zcü kleri ifade etmede
gü çlü k,
El tercihinin olmaması,
Sıralama yapmayı gerektiren becerilerde
yetersizlik,
Kavram kazanımında yavaşlık,
El-gö z koordinasyonu gerektiren (dü ğ me ilikleme,
makas kullanma, kü çü k nesneleri taşıma gibi)
becerilerde zorluk yaşama,
Resim kopyalama ve çizim yaparken hızlı ve
isteksiz hareket etme,
Gü nlü k işleri başlatma ve sü rdü rmede gü çlü kler
yaşama,
Haftanın gü nlerini ve sayıları ö ğ renmede gü çlü kler
yaşama,
Sayıların ve gü nlerin yerlerini değ iştirme,
gö rü lebilmektedir.
ÖNEMLİ NOTLAR

•Ö ğ renme gü çlü ğ ü yaşayan bireyler, belirtilerin tamamını


gö stermek durumunda değ ildir.

•Ö ğ renme gü çlü ğ ü ne sahip olan bireyler arasında bazı ö zellikler


diğ erlerinden daha yaygın olarak gö rü lmektedir.

•Her insan, sö zü edilen ö zelliklerden bir ya da birkaçını bazı


derecelerde taşıyabilir. Bu durum, ö ğ renme gü çlü ğ ü yaşandığ ı
anlamına gelmez.

•Sıralanan ö zellikler bir çocukta ö ğ renme gü çlü ğ ü olup


olmadığ ına ilişkin kesin bir yargıya varmamızı sağ lamaz.
Ö nemli olan bu davranışların kronik ve birbiri ile bağ lantılı
olup olmamasıdır.
ÖĞRENME GÜÇLÜKLERİNDE MÜDAHALE

Ö ğ renme gü çlü ğ ü yaşayan bü tü n bireyler için uygun,


hızlı sonuç veren ve pratik tek bir eğ itim program
yoktur.

Hazırlanacak eğ itim programlarında kullanılacak


ö ğ retim yö ntemlerinin ve belirlenen hedeflerin
bireylerin gereksinimlerine gö re farklılaşmaktadır.
Öğrenme güçlüğünde yaygın olarak kullanılan öğretim
yöntemlerinden bazıları;

1. Doğ rudan Ö ğ retim

2. Bilişsel Yaklaşım
1, Doğrudan Öğretim:

Hedefe yö nelik olarak yapılandırılmış materyallerle, dikkatli


bir şekilde analiz edilmiş konunun/becerinin ö ğ renen kişiye
sunulmasını gerektiren bu yaklaşımda; ö ğ renen kişiye
uygulama ve geri bildirimde bulunulması için, kişi beceriyi
kazanana kadar sık ve çok sayıda fırsat sunulmaktadır.

Doğ rudan ö ğ retim modeli, uygulamalı davranış analizi, veri


tabanlı ö ğ retim, duyarlı ö ğ retim, açık anlatım yö ntemi olarak
da adlandırılmaktadır.

Ö ğ retmen merkezli olan bu ö ğ retim modelini destekleyenler


hemen hemen tü m davranışların ö ğ renilmiş olduklarını kabul
ederler.
İstenmeyen davranışların ö ğ renme ilkeleri yoluyla
değ iştirilmesinin mü mkü n olduğ unu savunurlar.

Ö ğ retim, yapılan davranış davranışlarla ilgilenir.

Ö ğ retim ortamı içinde işlevsel değ erlendirmeye ö nem verilir.

Belirli bir ö ğ retim yö ntemine bağ lı kalmamakla birlikte, ö ğ retim


amaçları ve gelişimin denetlenmesi temeline gö re işleyen
bireyselleştirilmiş bir ö ğ retim modeli olma ö zelliğ ini
taşımaktadır.

Bu yö ntemde dü zenli olarak performans ö lçü mü yapılmaktadır.

Doğ rudan ö ğ retim, etkili bir ders planının yapılandırılması ve


belli başlı eğ itsel işlemler için gerekli olan teknikleri
sağ lamaktadır.
Doğ rudan ö ğ retimin uygulanmasında sekiz adımın sırayla takip
edilmesi ö nerilmektedir.

1.Amaçlar gö zlenebilir ve ö lçü lebilir olarak tanımlanmalıdır.


2.Farklı durumlarla karşılaşıldığ ında yararlı olabilecek uygun
problem çö zme stratejileri planlanmalıdır.
3.Gerekli olan ö n koşul beceriler belirlenmeli ve bu becerilerin
ö ğ retimine ö ncelik verilmelidir.
4.Uygun bir sıra ile beceriler sıralanmalıdır.
5.Ö ğ renci için gerekli olan becerilerin tü rü ile ilgili olan ö ğ retim
işlemi secilmelidir.
6.Eğ itim, ö ğ retmenin ne sö yleyeceğ ini ve ne yapacağ ını,
dü zeltme işlemlerini ve çocuktan beklenen tepkileri içerecek
şekilde planlanmalıdır.
7.Çocuğ un ö ğ renmekte olduğ u ve daha ö nce ö ğ renmiş olduğ u
becerileri temel alan ö rnekler seçilmelidir.
8.Çocuğ a rehberlikte bulunulmalı ve bağ ımsız olarak uygulama
yapmasına ve gö zden gö zden geçirmesine fırsat verilmelidir.
Doğ rudan ö ğ retim yö nteminde, ö ğ rencinin dikkatini ne kadar
sü rdü rdü ğ ü nü n kaydedilmesi, ö lçü te yö nelik ö ğ retim yapılması,
eğ itim materyallerinin çeşitlendirilmesi, materyallerin sayısının
artırılması, çocuğ un değ erlendirilmesi ve eğ itimin birleştirilmesi
gibi eğ itsel destekler de sağ lanabilir.
2. Bilişsel Yaklaşım: Bilişsel eğ itimin ö zellikle ö ğ renme gü çlü ğ ü
olan çocuklar için uygun olmasının iki nedeni olduğ unu
gö stermiştir;

1. Problemlerin çö zü mü için ö zel stratejiler sağ layarak bilişsel ve


biliş ö tesi problemleri çö zmektedir,

2. Bireylerin, kendi yetkilerini kullanmalarını sağ layarak, pasiflik


ve ö ğ renilmiş çaresizliğ in yarattığ ı motivasyon problemlerini
çö zmektedir.

Bilişsel eğitim yöntemi başlığı altındaki özel teknikler

a) Kendini yö nlendirme,
b) Anımsatıcı sö zcü k metodu,
c) Yapılandırılmış ö ğ retim
A) Kendini Yönlendirme: Kendini yö nlendirme, çocuğ un
problem çö zerken, bu çö zü mü n çeşitli basamaklarının
farkında olmasının sağ lamak ve davranışları sö zel kontrol
altına almayı amaçlamaktadır. Bü tü n bunlar derece derece
yapılmaktadır. Ö ğ retmen, problem çö zerken sö zel rutinin
kullanımı için ilk modeli oluşturmakta, daha sonra çocukların
ö dev yaparken sö zel rutin kullanımlarını yakından
denetlemekte ve son aşamada çocuklar ö devlerini bağ ımsız bir
şekilde yapmaktadırlar.
B) Anımsatıcı Sözcük Metodu: Anımsatıcı sö zcü k metodu,
bellek problemi olan çocuklar için dü zenlenmiştir. Çocuklara
soyut kavramların resimli sunumları aracılığ ıyla bilgilerin
hatırlanmasında yardımcı olan bir yö ntemdir.
C) Yapılandırılmış Öğretim: Yapılandırılmış ö ğ retim yardımı,
çocukların ö ğ renme ile ilgili ilk çalışmaları yaptıklarında
sağ lanmakta ve çocuğ un ö devini bağ ımsız bir şekilde yerine
getirebilmesi için derece derece azaltılmaktadır. Yaklaşım Rus
psikolog Lev Vygotsky teorisi ile desteklenmektedir. Teori,
çırakların ustalarından ö ğ renmeleri gibi, çocukların
kendilerinden bü yü k çocuklardan ö ğ renmelerini içermektedir.
Ö ğ retmen ve çocuklar/ö ğ renciler konuyu sıra ile birbirlerine
ö ğ retmektedirler. Çocuk bö ylece, ö ğ retmeni model alarak
bilişsel stratejileri gö rmekte ve bu stratejileri ö ğ retmenin
gö zetiminde denemektedir.
Özetle, kullanılan öğretim yönteminden bağımsız olarak
etkili bir öğretim hedeflendiğinde,

oÖ ncelikle eğ itim hedefleri belirlenmeli,

oBelirlenen hedeflere odaklanan programlar oluşturulmalı,

oBireye çok sayıda uygulama yapma fırsatı sunulmalı,

oÖ ğ renme gü çlü ğ ü yaşayan bireye ö zellikle akademik


becerilerle ilgili bir algoritma oluşturma konusunda yardımcı
olunmalı ve bu beceriyi bireye kazandırmalı,

oBireye bağ ımsız uygulama va başarma fırsatı verilmeli, geri


bildirim sağ lanmalıdır.
ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ OLAN ÇOCUKLAR ile İLGİLİ OLARAK
EĞİTİMCİLERE ÖNERİLER

Çocuğ un oturduğ u alanda dikkati dağ ıtıcı uyaranların az


olmasına ö zen gö sterilmelidir.

Çevrede bulunan materyaller çocuğ a tanıtılmalıdır.

Çocuk, gerektiğ inde kendisine yardımcı olabilecek bir


akranının yanına oturtulmalıdır.
Çocuk için okuma ve yazma ö devlerinde dü zenlemeler
yapılmalıdır.

Derste sö zel anlatımı destekleyecek somut materyallerin


kullanılmasına ö nem verilmelidir.
 Sınıfa girerken, sınıfta ve ders dışı saatlerinde nasıl
davranması gerektiğ i net olarak kendisine ifade edilmelidir.

 Ö ğ retilecek konu açık olmalı, çocukların aktif katılımını


sağ layacak ö zellikte ve uygun anlatım hızında olmalıdır.

 Yö nergeler açık olmalıdır.

 Çocukların dinleme becerisi edinmesi için çalışılmalıdır.

 Çocuğ a ö dev defteri tutma, zamanı programlama, ö devlerini


bitirme vb. becerileri geliştirmeye yö nelik stratejiler
ö ğ retilmelidir.

 Çocuğ un nasıl ö ğ renebileceğ i ile ilgili olarak bilişsel


stratejiler konusunda rehberlikte bulunulmalıdır.
 Çocuğ un derse/uygulamalara katılımı teşvik edilmelidir.

 Grup çalışmalarında yapabileceğ i dü zeyde gö revler


verilmelidir.

 Okuma çalışmaları başlangıç itibariyle çocuğ un ilgi duyduğ u


konularla ilgili olmalı ve 2-3 cü mleyi geçmemelidir.

 Çocuk kendi hatalarını bulmaya teşvik edilmelidir.

 Çocuğ un kendisine sunulan bilgileri kendi cü mleleri ile


tekrarlaması konusunda teşvik edilmesi, dolayısıyla verilen
bilginin yoklamasının yapılması sağ lanmalıdır.

 Çocuğ un daha ö nce edindiğ i bilgi ile yeni ö ğ retilecek bilgi


arasında ilişki kurulmalıdır.
 Çocuğ un çabaları ö dü llendirilmelidir.

 Aile ile sık sık işbirliğ i yapmalı, ö ğ retim ve değ erlendirme


sü recinin paralel yö ntemlerle gitmesine ö zen gö sterilmelidir.

 Çocuğ un eğ itim ö ncesi ve sonrası performans


değ erlendirilmesinin yapılması, ilerlemenin gö rü lmesi
açısından gereklidir.
ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ OLAN ÇOCUKLAR ile İLGİLİ OLARAK
AİLELERE ÖNERİLER

Çocuktaki problem fark edilir edilmez bir uzmana


gö tü rü lmelidir.

Çocuğ un başka çocuklarla kıyaslanmamasına ö zen


gö sterilmelidir.

Çocuğ a karşı sabırlı ve anlayışlı olunmalıdır.

Anne-baba olarak çocuğ a karşı tutarlı davranılmalı, okul


personeli ile işbirliğ i yapılmalıdır.

Çocuğ un ilgi ve yetenekleri gö z ardı edilmemeli,


gereksinimleri net olarak ortaya konulmalıdır.
 Ö zel eğ itim gereksinimi unutulmamalı gerekli eğ itim ve
gelişimsel desteğ in verilmesi için gerekli ö zen gö sterilmelidir.

 Çocuğ un toplum içinde kendini rahat bir şekilde ifade


edebilmesine ö zen gö sterilmelidir.

 Ö zgü ven kazanımı için çocuğ un ilgi alanları dikkate alınarak


sosyal faaliyetlere yö nelimi sağ lanmalıdır.

 Çocuktan beklentilerin bü yü k olmamasına ö zen


gö sterilmelidir.

 Başarıları karşısında ö dü llendirilmelidir.

 Çocuğ un eğ itiminden sorumlu kişilerle işbirliğ ine girilmelidir.


Kaynakça

GÜ ZEL Ö ZMEN,R.(2018) «Özel Eğitime Gereksinimi Olan Öğrenciler ve Özel Eğitim: Öğrenme
Güçlüğü Olan Öğrenciler» (Editö r; Prof. Dr. Halil İbrahim Diken) Ankara, Pegem Akademi

ŞAHİN S., GÜ L AKOĞ LU G. (2017) «Ö zel Gereksinimli Çocuklar ve Ö zel Eğ itim; Ö ğ renme
Gü çlü kleri Olan Çocuklar ve Eğ itimler,» (Editö r: Prof.Dr. Necate BAYKOÇ DÖ NMEZ) Ankara
Eğ iten Kitap

You might also like