You are on page 1of 4

Asperger sendromu insanlar neden kastetmediklerini söyler,

neden söylemediklerini kasteder?


Biyolog Duru Hakan KARABACAK  İletişim & Randevu: 0 (850) 433 41 49
Asperger Sendromu, genel olarak çocukluk aşamasında saptanan nöropsikiyatrik bozukluktur.
Genel hatları ile OTİZM’le benzerlikler gösterir. (Toplumsal iletişim ve etkileşimde gerilik;
kısıtlı ve kendine özgü tuhaf ilgi alanları…) Otizmle temel farkı dil-bilişsel gerilik
olmayışıdır. Semantik-pragmatik yetiler gelişmemiştir. (Toplumsal, kültürel, gelenek-
görenek, ahlak, norm türlerinin eksik olduğunu söyleyebiliriz.) Zeka düzeyi genelde normal
ve hatta bazen üstündür. DSM-IV ve ICD-10 ölçüleri şöyledir:
DSM-IV tanı ölçütleri:
• Toplumsal iletişim için kullanılan el, kol, göz, yüz hareketi, vücut şeklinde değişiklik
• İnsan ilişkilerinde, eğlence, kıskanma, kendini tanımlama, paylaşma, oyun, beğenme gibi
konularda eksiklik
• Duygusal netlik (evet-hayır) konusunda gerilik
• Olağandışı, basmakalıp, sınırlı örüntüler geliştirme
• İşlevi olmayan ancak yeri gelince yapılacak gündelik işlere aşırı ve sık uyma
• Motor manyerizm (parmak şıklatma, aşırı göz açıp kapama, dil çıkarma, el çırpma)
• Eşyalarla aşırı ilişki, takıntı
• Toplumsal mesleki alanlarda uyumsuzluk
• Normal dil gelişimi
• Bilişsel gelişim, kendine yetme becerisi, uyumda klinik gecikme olmaması
• Cinsellikte genelde normalizasyon (aşırı fark yoktur.)
ICD-10 tanı ölçütleri:
• Dilde belirgin dil ve bilişsel gelişme geriliği yok
• Özbakım, adaptif tavırlar, çevre merakı zihinsel gelişim ile uyumlu
• Motor beceriksizlik var
• Bir konuya özel ilgi varsa üstün yetiler edinme
• Karşılıklı toplumsal etkileşimlerde niteliksel kusur mevcut
• Dar ilgi alanı, aşırı tuhaf bilgi, basmakalıp örüntüler
• Motor manyerizm
• Nesneler veya oyun aletlerine aşırı saplantı
• Obsesif- kompulsif (anankastik) kişilik bozukluğu, çocukluk bağlanma bozukluğu, şizotipal
bozukluk, uyumsuzluk, jest yokluğu, motor beceriksizlik, hayal gücüne dayalı oyunlarda
düşüklük, tuhaf konuşma, farklı dil, DEHB, depresyon, antisosyal şiddet içeren davranışlar da
klinik özelliklere eklenebilir.
AS, paternal dede-babalarda sık görülür. Binde 3/7 sıklık (ABD) söz konusudur. (AS’li
bireylere ait ülkemizde düzgün ve bilimsel ölçütler temelinde saptama yapılmamıştır. Hemen
hemen hiçbir istatistik mevcut değildir. Devlet ve özel sağlık kurumları, konu ile ilgili
üniversiteler de dahil… Bu nedenle var olan bilgilerin çoğu ABD ve Avrupa’dan alınmıştır.)
Normal sınırlara yakın düzeyde sosyal yaşantı içinde kaybolanlar da eklenirse 250’de 1 kişi
söz konusu olabilmektedir. ABD’de okul çağı için %1, erkek kadın için sıralama 9:1’dir.
Bozukluk tanı ölçütlerindeki gelişmeler, annelik yaşının düşmesi, göç, enfeksiyon, viral ajan
artışı ve yayılımı, bağışıklık seviye düşüşü, kimyasal toksin ve çevresel kirlilik sorunları
Asperger Sendromu artışının temel etmenleridir. AS genel olarak 10-11 yaş arası saptanır. Dil
gecikmesi olmayışı toplumsal ilişkilerdeki sorunların özellikle kreş ve anaokullarında
DEHB’li vaka çokluğu nedeniyle araya kaynaması yüzünden bazen erişkin döneme dek
saptanamaz. Bu durumda kişinin kendi arayışı, iş dünyasındaki saptama, hukuk sistemi gibi
yollardan saptanır. Bazense hiç saptanamaz.
As saptanmasında yuva, ilkokul 3.-4. Sınıf lise, okul bitimi, iş seçimi, eş eçimi, hapishane
durumları etkilidir. O denli ki 3-4 okul bitirip iş bulamama, iş stresine dayanamama, uyum
sağlayamama, mutlu evlilik yürütememe, cindel ilişkide zorluk gibi sıkıntılar içerisindeki
bireyler için AS mutlak surette göz önüne alınmalıdır.
İnsan ilişkilerinde Prof. Dr. Barış Korkmaz hocanın mükemmel tanımı ile “insanların neden
kastetmediklerini söylediği, neden söylemediklerini kastettiği” gibi ciddi bir sorunsalı derin
biçimde yaşayan birçok EKSANTRİK insan için de bu sendrom mutlaka incelenmelidir.
Yine aynı biçimde özellikle okul çağında “cins, tuhaf, gıcık, kıl, inek şaban, arama motoru,
Google gibi çocuk, mal gibi adam, kendisinden başkasını düşünmeyen hırt, saygısız, moron,
şakadan anlamayan, herkesten doğal hakkıymış gibi hizmet isteyen, yaş ve statü kavramını
bilmeyen (okul müdürü İzzet Bey’e İzzet diyen…), sevindiği an herkesin sevinçten uçtuğunu
sanan ve düşünen, tanımadığı kişilere özel soru soran veya aile ilişkilerini döküveren,
paylaşma, özür dileme, ödünç alıp verme, dürtü kontrolü zayıf” her bireyde AS gözden uzak
tutulmamalıdır.
AS’li ilişkilerinde birçok farklı duygu durumları peş peşe görülebilir. Kendini üstün
görmeme, tevazu, utanç, suçluluk duyma duygularına sahip olmayabilir. Beri yandan
dedikodudan uzak olma, masum, dürüst olma, mülkiyet duygusu olmama, aldatma ve yağcılık
yapmama gibi temel ilkelere de sahip olabilir.
AS’de sözel olmayan iletişi tipleri, yüz ifadesi, ses tonu, jest ve bakış sorunları mevcuttur.
Gramer gelişimi normaldir. Konuşmasında melodik olmayan bir ton vardır., serttir, bazen ders
verir gibi didaktik konuşur. Göz teması sıkıntılıdır, bakışı çoğu kez gergin, hırçın, kaygılı,
uzaklaştırıcıdır. Şiddet amacı taşırken gözler aşırı parlarken; duygu gerektiren durumlarda tam
tersi hiç uygun olmayan, odaklanmayan bakışlar mevcuttur.
AS’li’de prosodi (dilin melodik özellikleri) bozuk olduğu için konuşma hızı ve şiddeti
farklıdır. Cenaze, toplantı gibi durumlarda ses yüksektir. Semantik-pragmatik düzeyde dil
bozukluğu vardır. (Dilin kavramsal- anlamaya yönelik özellikleri, toplumsal kullanış biçimine
uygun değildir).
Konuşma aşamasında o an geçerli durum, konum, bağlanma, uygun çıkarım yapılamaz.
Geçmişte öğrenilen, yeni durumları tanımada kullanılacak verileri seçemez, bu nedenle zihin
yükü artar, dikkati hızlı dağılır. Sözcükleri bu amaçla uygun seçme sıkıntısı nedeniyle
çoğunlukla o an hangisi uygundur bulmak amacı ile konuşmada sık duruş, “ııı”,”eee” gibi
karşıdan yardım bekleme durumları mevcuttur.
Teğet, çapraz, uygunsuz konuşma düzeni vardır. Yarattığı anlamsız sözcükleri kullanır.
(Çocukluk çağında çocukların ayakkabı için “apat” çorap için “çopat” demesi çoğu kez
normal olup giderek düzelirken AS’de bu kalıcı hale gelebilir).
Bilgi edinmede de sorunlar mevcuttur. Dikkat yukarıda söylendiği gibi düşüktür. Kendi ilgi
alanına yoğunlaşmıştır. Bir çok kez farklı tarz öğrenme yolları denenir. Bir.ok kez de “ağacı
görür ama ormanı göremez”. Takıntıları nedeniyle çoğu kez kendi anlayışına göre zora
düşmemek amacı ile ritüel (merasim)-rutin (günlük yaşama düzeni) edinmiştir.
Bilgi edinmedeki ciddi sorunları ile bir kez öğrenebildiği bir bilgi üzerine yoğunlaşır. Ülke
bayrakları, tren tarifesi, futbol maçı tarih ve sonuçları… Kimi kez aşırı fotografik belleğe
sahiptirler. Ancak bu bellek çoğu kez belirli bir şeye yönelmiştir. (Tüm keman üreticilerinin
isimler, bilirler fakat keman çalamazlar.)
AS’linin çocukluk düzeyinde öfke, yıkıcı davranış, agresyon (saldırı), kurallara uymama gibi
durumlar özellikle dikkat çekicidir. Kaygı düzeyi çoğu kez çok yüksektir. Sikloid psikoz,
şizofreni, paranoya, şizoid kişilik bozukluğu, depresyonla çoğalır. Madde, ilaç, alkol
bağımlılığı artar. Panik atak yaşanabilir. (Depresyon %40, Mani %9, Bipolar bozukluk %9,
İntihar %7, şizofreni %9, OKB %14, paranoya %9, hipokondriyazis %4’tür.) Hastalık
hastalığı, tırnak yeme, sümük karıştırma masaya silme, dışkı ile oynama, vücudu sık yıkama,
alkolle silme, tik ve manyerizm sıktır. Boğaz temizleme, garip ses, tourette (özellikle küfür),
göz kırpma, yüz buruşturma, yere ayak vurma çoklukla görülür.
Bilişsel- akademik aşamadaki sorunlar özgül öğrenme bozukluğu, disleksi, diskalkuli,
makrografi (iri harf kullanımı) sözel olmayan öğrenmede düşüklük, zamanı ayarlayamama,
doğruluk, suçluluk duygu ve telaşı, DEHB, işleyen bellek zayıflığı (daha az önce söylenen
ismi bile unutma), seçici yanıt verme (istediğini duyma) şeklindedir.
İlerleyen yaşlarda yakın arkadaşı olmama, düşük jest, özel yüz formu, geleneklere uyamama,
tuhaf ve öznel ilgi alanları netleşir. Denetleme ve manipülasyondan uzak dururlar. Çocuksu
merak ve doğrucu olup yalan söyleyememe değişmez.
Otizmin bir çeşidi olan AS, otistik temel belirtilere;
• Toplumsal ilişkide (socialization)
• Sözel iletişimde (communication)
• Hayal gücünde (imagination) yetersizlik tiplerine sahiptir.
Zeka gelişimi açısından fark belirlidir. Standart otizmde zeka gerilik oranı %70 civarındadır.
Atipik Otizm (ADD-NOS: başka türlü adlandırılmayan yaygın gelişimsel bozukluk) veya
ağırlıklı olarak sözel otizm olarak tanımlanabilir.
Zaman içinde eğitimsizlik, aile yetiştirme tarzı sebebi ile uygulanan sıra beklememe (örneğin
bankada) trafiğe uymama, yüksek ses çıkarma, çevreyi kirletme gibi olumsuz davranışlar
eğitim, aile, toplum etkileri ile normal çocuklarda ortadan yok olsa da AS’de devam eder.
Sosyal fobi durumunda görülen başarısızlık duygusu, eleştiri ve gruba kabul edilmeme
kaygıları bu tablo ile benzeşir.
Çocukluk çağı psikozları (şizofreni, depresyon) benzeşen tavırlar söz konusudur.
Halüsinasyon, hezeyan sık görülür. Şizoidlerde görülen okuldan kaçma, alt ıslatma-dışkı
(noktürnal enürezis, enkoprezis) DEHB, aşırı fantezi, yalan, yalnızlık, içe dönüklük- aşırı tek
ilgi yoğundur. OKB (anankastik) ile törensel ilişki, otonom bulgu, korkutucu düşünceler
benzeşir. Avoidant (kaçıngan) tipi kişilikle de kendi yapısına rağmen sorunu rakip gördüğü
kişi veya karşı gruba koyarak itilme, yalnız bırakılma durumunda kendini kurban gösterme
tarzı aynıdır.
As tetkikinde kullanılan psikometrik, nöropsikolojik testler, laterilizasyon (el, ayak, göz),
motor beceri (el-göz, şekil, görsel motor) dikkat, görsel algı, mekânsal algı, zamansal algı,
Rorschach, dil sorunları (fonoloji, prosodi, gramer, pragmatik, semantik), BT, MR, Pozitron
Emisyon tomografisi, QEEG, QEEG ile uyarılmış potansiyeller psikoteknikte kullanılan bazı
teknikler kullanılır.
İlaçla kesin tedavisi yoktur. Psikoterapi, grup terapisi, aile terapisi gereklidir. Ancak öğretmen
veya eğiticinin kişiliği konusunda aşırı duyarlı olduğu için ciddi eğitim görmüş kişilerce bu
süreç devam ettirilmelidir. AS’linin terapisinde bu kişiler toplumsal uyumu sözel zeka ile
yürüttüklerinden her şey net açıklanmalı, numaralandırılıp listelenmelidir.
Motor becerisizlik ve Manyerizm konusunda iyi bir beden eğitimi şarttır.
Davranışçı bilişsel terapide depresyonu çözecek EMDR yöntemler kullanılmalıdır. BIO-
FEEDBACK teknikleri ile kişisel duygular ve bunların net dış ifadelerinin tanınması
sağlanmalıdır.
Toplumsal iletişim becerilerinde tanışma, yardımlaşma, iltifat, eleştiri, öneriye açıklık,
karşılıklılık, paylaşmai sorunları çözme, idare etme-dinleme, eş-duyum, kaçınma ve
sonlandırma teknikleri kullanılmalıdır.
AS’de nörobiyolojik boyut nasıldır? Hasta yakınma veya şikayetlerine özgü tanı,
semptomatik, ampirik, fenomenolojik tanıdır. Soruna neden olan, yol açan, nedene dayalı
olana ise etiyolojik tanı denir. Bu yönden As’nin genetik temelde etiyolojik bir tanısı henüz
yoktur. Beyinde hastalığa yol açan şikayetlerden sorumlu hasarlı bilginin nerede olduğunu
saptayan tanıya lokalizasyona yönelik tanı denir. Hastalığa yol açan etkenlerin hangi organda
ne tür hasar yaptığını ise patolojik tanı saptar. (AS’de net bilinmemektedir.) Prognostik tanı
ise hastalığın nasıl yol aldığı ve düzelip düzelmeyeceği ile ilgilidir. (AS’de tam düzelme
yoktur.) Ancak AS ve beyin yapısı şudur;
Temel beyin yapıları amygdala, superior temporal sulcus, orbital frontal sulcus
(ventromedical sulcus), anterior cingulate kortekstir. Frontal bölgede düşük metabolizma
düzeyi olup, serotonin ve dopamin gibi nörotransmitterler düşüktür.
Amygdala: hızlı otomatik belirsiz durumların duygusal çözümlemesini sağlar ve As’de etkisi
düşüktür. Orbital frontal korteks: olaylara toplumsal anlam yüklemeyle ilgilidir. Önceki
deneyimler sayesinde yeni bilgilere ulaşmayı sağlar. As’de öğrenme bozulur, kaygı artar, stres
yükselir. Prefrontal lobun, dorsalateral bölgesi analitik düşünce planlama ve kişilik özellikleri
ile ilgilidir.
Premotor korteksteki mirror nöronlar (ayna nöronlar) ise taklit ve empati sağlar. Sağ
hemisferdeki fusiform gyrus inferior oksipital gyrus ise yüz tanıma ile ilgilidir. Superior
temporal sulcus yüz ifadesi tanıma, öfke, tiksinme gibi duygularda karşısındakini tanıma ile
ilgilidir ve AS’de düşüktür. As’de beynin sağ yarı küresi sıkıntılıdır. Cerebellum’da da denge
ve vücut hareketlerini düzenleyen kısım sıkıntılı görülür.
Sonuçta yukarıda bahsedilen psikometrik, nöropsikolojik testler uygulanır. MR,
NEUROBIOFEEDBACK gibi terapiler denenir ve QEEG ile beyin temel yapıları
incelenmelidir.

You might also like