You are on page 1of 50

BETA-LAKTAM

ANTİBİYOTİKLER
Dersin Hedefi
Bu dersin sonunda öğrenciler:

• Betalaktam antibiyotikler grubundaki antibiyotiklerin neler olduğunu,


• Betalaktam antibiyotiklerin etki mekanizmalarını ve temel özelliklerini,
• Penisilinleri sınıflandırarak klinik kullanım endikasyonlarını,
• Penisilinlerin temel farmakokinetik özelliklerini,
• Penisilinlere karşı gelişen temel direnç mekanizmalarını bileceklerdir.
BETA-LAKTAM ANTİBİYOTİKLER

• Beta-laktam antibiyotikler; antibakteriyel etki alanları, kimyasal


yapıları ve farmakokinetik özellikleri farklı birçok antibiyotiğin
bulunduğu geniş bir gruptur.
• Bu grubun üyelerinin ortak özellikleri; tümünün yapısında bir beta-
laktam halkası bulunması, etki mekanizmaları ve kendilerine karşı
gelişen direnç yollarıdır.
BETA-LAKTAM ANTİBİYOTİKLER

• Bu grup içinde yer alan antibiyotikler;


• Penisilinler,
• Sefalosporinler,
• Monobaktamlar,
• Karbapenemler
• Betalaktam/betalaktamaz
inhibitörü kombinasyonlarıdır.
• Beta-laktam
antibiyotik
grupları

• "B" ile gösterilen


alan Beta-laktam
halkasını ifade
etmektedir.
BETA-LAKTAM ANTİBİYOTİKLER

Etki mekanizması

• Tüm beta-laktam antibiyotikler; bakterilerde hücre duvarı sentezinden


sorumlu penisilin bağlayan proteinlerin (PBP) transpeptidaz
aktivitesini bloke ederek peptidoglikan sentezini engellemek suretiyle
etki ederler.
• Sonuçta hücre duvarı sentezi yapılamayan bakteri lizise uğrar ve ölür.
• Beta-laktam antibiyotikler bakterisidal etkilidirler .
1. PENİSİLİNLER

• İlk kez 1928 de Fleming tarafından Penicillium notatum adındaki bir


mantarın stafilokokların lizisine neden olan bir antibakteriyel madde
salgıladığı farkedilmiş ve buna penisilin adı verilmiştir.
• Daha sonra 1940 lı yıllarda saflaştırılarak klinik kullanıma girmiştir.
• Nisbeten düşük toksisitelidirler.
• Penisilin molekülünde ana iskelet 6-APA
• (6- Aminopenisilanik asit)

• Yarısentetik---- Uygun yan zincir


1. PENİSİLİNLER

• Penisilinler, güçlü bakterisidal etkileri yanında toksisiteleri görece


düşük olan ve sık kullanılan doğal veya yarı- sentetik antibiyotiklerdir.
• İlk bulunan ve kısa aralıklarla yeni türevlerinin tıbbi kullanıma
sunulması nedeniyle en hızlı gelişme göstermiş olan antibiyotik
grubunu oluşturur­lar.
1. PENİSİLİNLER

• Doğal penisilinleri, onların çeşitli sakıncalarını düzel­ten yarı-sentetik


penisilinlerin geliştirilmesi izlemiştir.
• Yarı sentetik penisilinler, ya doğal penisilin'in yapısını çeşitli kimyasal
işlemlerle değiştirmek suretiyle ya da, çoğu zaman olduğu gibi,
penisilin molekülünde ana iske­leti oluşturan 6- aminopenisilanik asid
(6 - APA) endüs­tri çapındaki sıvı kültür ortamlarında üretildikten sonra
bu moleküle, uygun bir yan zincir eklemek suretiyle elde edi­lirler.
Penisilinlerin yapısı

Yan zincirlerdeki farklılıklar


görülmektedir.
1. PENİSİLİNLER

• i) Aside-dayanıklı (ağızdan alınabilen) penisilinler


• (ii) Beta-laktamazlara dayanıklı penisilinler
• (iii) Antibakteriyel spektrumu daha geniş olan, gram-negatif basilleri de
etkileyen ampi­silin ve benzerleri
Pseudomonas aerugi­nosa ve Proteus türlerini de spektrumu içine alan
karbok- sipenisilinlerin (karbenisilin ve benzerleri),
Üreidopenisilinler(mezlosilin ve benzerleri) ve piperazin penisilinle­rin
• (iv) Klavulanik asid, sulbaktam ve tazobaktam gibi Beta-laktamaz
inhibitörlerinin ampi­silin, amoksisilin ve diğer bazı penisilinler veya
sefalosporinlerle kombine edilmesi.
1. PENİSİLİNLER

• Eğer 6-APA'nın beta-laktam halkası, beta-laktamazlar adı verilen enzim­


ler tarafından açılırsa bu maddeden penisiloik asid mey­dana gelir;
böylece penisilinler, adı geçen bakteriyel enzimler tarafından
kendilerine uyan penisiloik asid türevlerine yıkılırlar.
• Bu maddeler antibakteriyel etki gös­termezler, fakat vücutta hapten
rolü oynarlar; plazma ve doku proteinleriyle birleşmeleri sonucu
antijen özelliği kazanırlar.
Penisiloik asid türevleri, penisilinler'e karşı vücutta antikor oluşmasının ve buna bağlı olarak alerjik
reaksiyon meydana gelmesinin baş sorumlusudur.
Penisilinlerin sınıflandırılması (Kimyasal yapılarına göre)

Benzilpenisilin Penisilin G tuzları ve esterleri

Fenoksipenisilinler Penisilin V
Beta-laktamazlara dayanıklı penisilinler Metisilin, nafsilin, İzoksazolil penisilinler (oksasilin, kloksasilin,
dikloksasilin, fluksasilin)

Aminopenisilinler Ampisilin, amoksisilin, siklasilin,episilin ve ampisilin esterleri


olan bakampisilin, talampisilin ve pivampisilin

Karboksipenisilinler Karbenisilin, tikarsilin, karindasilin (indanil karbenisilin),


karfesilin

Asilüreidopenisilinler Mezlosilin, azlosilin, piperasilin, Mesilinam,pivmesilinam

Diğerleri Temosilin,Formidosilin
Penisilinlerin Sınıflandırılması

Geniş Spektrumlu Penisilinler


Penisilinaza
Doğal Penisilinler Dayanıklı
Penisilinler Aminopenisilinler Karboksipenisilinler Üreidopenisilinler

Penislin G (P) Metisilin (P) Amoksisilin (O) Karbenisilin (O) Azlosilin (P)

Penisilin V (O) Nafsilin (P) Ampisilin (O, P) Tikarsilin (P) Mezlosilin (P)

Prokain Penisilin Ampisilin Esterleri


Oksasilin (P) Piperasilin (P)
(P) (O)
Benzatin Penisilin
Kloksasilin (O)
(P)

Dikloksasilin (O)

O, oral uygulama; P, parenteral uygulama


PENİSİLİNLERE REZİSTANS

• Antibiyotiğin Beta laktamaz tarafından inaktivasyonu.


• Hedef PBP’lerin modifikasyonu
• İlacın hedef PBP’lere bozulmuş penetrasyonu
• Effluks
PENİSİLİNLERE REZİSTANS
• Farklı yüzlerce B-laktamaz
• Substrat özgüllüğü

• Değişikliğe uğramış PBPler


• Hedef PBPlere bozulmuş penetrasyona bağlı direnç gram negatiflerde
önemli.
PENİSİLİNLERE REZİSTANS
Beta-laktamaz üretimi
• Klinikte, özellikle gram- negatif bakterilerde beta-laktam antibiyotiklere direnç gelişiminde rol oynayan
en önemli mekanizma budur.
• Söz konusu enzimler, beta-laktam halkasının siklik amid bağını hidroliz sonucu kopararak halkayı
açarlar.
• Bu olay sonucu penisilin türevleri penisiloik asid türevlerine dön­üştürülür. Bazı penisilinlerin bu
enzimlere karşı afinitesi, transpeptidazlara karşı afinitelerinden daha fazladır.
• Gram-pozitif bakteriler, beta-laktamazları fazla miktarda üretirler ve hücre dışına salgılarlar. Bu grup
için klasik örnek olan stafilokokal penisilinaz günümüzde %90'dan fazla stafilokok suşu tarafından
salgılanır ve penisilin direncinden sorumludur.
• Gram-negatif bakteriler, çok daha fazla sayıda fakat daha az miktarda, beta-lakta­maz türü üretirler ve
onları bakteri çeperinin periplazmik aralığı içine (hücre dışına değil) salgılarlar. Bunların sal­gıladığı az
miktardaki enzim, periplazmik aralıkta biriktiği için orada görece yüksek bir enzim konsantrasyonu
oluştu­rur ve bu nedenle gram-pozitif bakterilerin çok miktarda salgıladığı enzime göre daha fazla
etkinlik gösterir.
PENİSİLİNLERE REZİSTANS
Gram-negatif mikroorganizmalarda, iki-lipid tabakalı
dış membran bulunur, ancak bu gram-pozitif
mikroorganizmalarda yoktur.
Peptidoglikan tabakası bakteriye özgüdür ve gram-
pozitif organizmalarda, gram negatiflerden
daha incedir.
Dış membran ve peptidoglikan tabakası birlikte
hücre duvarını oluşturur. Penisilin-bağlayan
proteinler (PBP'ler), peptidoglikan ile çapraz
bağlanan membran proteinleridir.
Eğer varsa beta laktamazlar periplazmik aralıkta
veya sitoplazma membranın dış yüzünde bulunurlar
ve dış membranı geçen B-laktam antibiyotikleri
parçalayabilirler.

Bir gram negatif bakterinin hücre zarı.


PENİSİLİNLERE REZİSTANS
Penisilin bağlayan proteinlerde modifikasyon
• Penisilinler ve diğer beta-laktam antibiyotikler, peptidogli­kan sentezi sırasında çapraz-
bağlanmayı katalize eden bir dizi transpeptidazı inaktive ederek bakteri hücresinin ölü­müne
neden olurlar.
• Penisilin bu enzimleri inhibe ederken enzimin doğal substratının bir yapısal analoğu gibi davra­
nır.
• Mutasyona bağlı yapısal değişiklikler sonrası bir ya da birden fazla normal PBP yerine, penisiline
ve diğer beta-laktamlara afinitesi düşük, yüksek molekül ağırlıklı yeni PBP'ler ortaya çıkar.
• PBP aracılığıyla olan direnç gram-negatif bakterilerden H. influenzae ve N. gonorrhoeae'da.,
gram-pozitif bakteriler­en ise S. pneumoniae, viridans streptokoklar, enterokoklar, S. aureus ve
S. epidermidis'te gösterilmiştir.
• Klinik ve epidemiyolojik açıdan bu tür direnç, metisiline-dirençli stafilokoklar ve penisiline-
dirençli pnömokoklar açısından son derecede önemlidir.
PENİSİLİNLERE REZİSTANS
Gram-negatif bakteri dış membranında per­meabilite azalması
• Gram-pozitif bakterilerde hücrenin etrafında bulunan kalın peptidoglikan tabakası (bakteri
duvarı [gram negatiflerde iç duvar adını alır]), yapısal örgüsündeki geniş "delikler"
nedeniyle antibiyotikler gibi küçük moleküllerin difüzyonuna engel olmaz.
• Porusların bakteri çeperindeki sayısı ve iç çapı bakteri türleri arasın­da değişkenlik gösterir.
• Bu nedenle poruslardan geçerek periplazmik aralığa giren beta-laktam antibiyotiklere karşı
permeabilite (geçirgenlik) farklılıkları söz konusudur.
• Permeabilite azalmasına bağlı direnç mekanizmalan ilacı bakteri hücresi dışına
pompalayan, çoklu ilaç dışa-atım ("multi-drug efflux") sistemleri ile birlikte dirence neden
olabilir.
• Benzer şekilde porinlerden azalmış miktarda peri­plazmik boşluğa ulaşan beta-laktam
antibiyotiğin buradaki beta-laktamazlar tarafından daha kolay inaktive edilmesi biçiminde
kombine bir mekanizma da dirence yol açar.
PENİSİLİNLERE REZİSTANS
Gram-negatif bakterilerde antibiyotiği hücre dışına atan pompa
('efflux') mekanizmalarının varlığı
• Bu mekanizmalar en iyi biçimde P. aeruginosa'da tanım­lanmıştır.
• Bunlar içinde de en iyi bilineni MexA-MexB- OprM dışa-atım ("efflux")
sistemidir.
Penisilinlerin Farmakokinetik Özellikleri

• Penisilin türlerinin çoğu gastrointestinal kanaldan iyi emilmediği için


parenteral kullanılırlar.

• Oral kullanılabilen penisilin türlerinin biyoyararlanımları genellikle tam


değildir.

• Oral kullanılan penisilinlerden amoksisilin dışındakilerin genellikle


emilimi besinlerle azalır.
Penisilinlerin Farmakokinetik Özellikleri

• Penisilinler parenteral olarak intramüsküler (i.m.) ya da intravenöz


(i.v.) yoldan verilirler.

• Asidik ve irritan bileşikler olduklarından i.m. enjeksiyon yerinde ağrı


yaparlar.

• İntratekal uygulamaları ise irritan etkileri ve konvülsiyonlara sebep


olabilmeleri nedeniyle sakıncalıdır.
Penisilinlerin Farmakokinetik Özellikleri
İlaç Dağılım
• Penisilinler vücut sıvıları ve dokuları içine
- Proteine bağlanma ~ %60
(beyin-omurilik sıvısı, göz, eklemler, prostat, Penisilin G - Kan-beyin bariyerinden geçişi zayıf
hücre içi hariç) serbestçe dağılırlar. - Proteine bağlanma %80
Penisilin V - Yaygın dağılım gösterir

• Çoğu dokudaki penisilin konsantrasyonları Nafsilin


- Proteine bağlanma %90
- Yaygın dağılım gösterir
serumdakine eşittir.
-Proteine bağlanma ~ %94
Oksasilin
• Beyin-omurilik sıvısına (BOS) geçişleri iyi
olmamakla birlikte menenjit olgularında Dikloksasilin -Proteine bağlanma %95-99

geçişleri artar. - Proteine bağlanma %15-18


Ampisilin - Sadece inflamasyonlu
meninkste kan-beyin bariyerini geçer
• Örneğin meningokokal menenjit sistemik
- Proteine bağlanma %20
penisilin tedavisine iyi yanıt verir. Amoksisilin - Yaygın dağılım gösterir

Tikarsilin - Proteine bağlanma %45


• Proteinlere bağlanma oranları değişiklik
gösterir. - Proteine bağlanma %16
Piperasilin - Yaygın dağılım gösterir
Penisilinlerin Farmakokinetik Özellikleri
İlaç Metabolizma ve Eliminasyon

- Yarılanma ömrü 31-50 dakika


Penisilin G - İdrarla değişmeden atılır (%58-85)
• Penisilinlerin serum yarılanma ömürleri kısa
- Yarılanma ömrü 30 dakika
olduğundan uygulama sıklıkları fazladır. - Ana ilaç ve metabolitler idrarla değişmeden
Penisilin V atılır

• Kristalize penisilin G’nin yarılanma ömrü 30 - Başlıca hepatik yolla metabolize olur
- Enterohepatik dolaşıma girer
Nafsilin
dakika olup, bu durum 4-6 saatte bir - Büyük kısmı feçesle atılır

uygulama zorunluluğu getirmektedir. - Başlıca hepatik yolla metabolize olur


- Yarılanma ömrü 20-30 dakika
Oksasilin - İdrar ve feçes yolu ile atılır

• Bu yüzden prokain penisilin G ve benzatin - Yarılanma ömrü ~ 42 dakika


- İdrarla (değişmeden) ve feçesle atılır
Dikloksasilin
penisilin G gibi suda son derece az çözünen
organik tuzları çıkarılmıştır. - Yarılanma ömrü ~ 80 dakika
- İdrarla (değişmeden) ve feçesle atılır
Ampisilin
• Prokain penisilinin yarı ömrü daha uzundur ve
günde 2 kez uygulamaya izin verir. - Yarılanma ömrü ~ 60-90 dakika
Amoksisilin - İdrarla değişmeden atılır (%60)
• 1,2 milyon ünite benzatin penisilin G’nin i.m.
- Yarılanma ömrü ~ 66-72 dakika
uygulaması ise 3-4 hafta boyunca - İdrarla değişmeden atılır (%60-70)
Tikarsilin
antibakteriyel etkinlik sağlar - Yarılanma ömrü ~ 60 dakikda
- Primer olarak idrarla kısmi olarak feçesle
Piperasilin atılır
Penisilinlerin Farmakokinetik Özellikleri
• Penisilinlerin çoğunluğunun eliminasyonu büyük ölçüde böbreklerden itrah ile olur.
• Tübüler sekresyon renal atılımın yaklaşık %90'ından sorumludur.
• Probenesid, penisilinlerin tübüler sekresyonunu azaltarak (aktif transport için penisilinlerle yarışır) yarılanma
ömürlerini uzatır.
• Böbrek yetmezliği olan hastalarda doz kısıtlaması gerekebilir.
• Penisilin G’nin yarılanma ömrü 30 dakika iken renal yetmezlik durumunda bu süre 10 saate kadar çıkabilir.
• Nafsilin büyük oranda safra içine ıtrah edilirken; oksasilin, kloksasilin ve dikloksasilin hem safra içine hem de
böbrekler ile ıtrah edilir. Bu yüzden nafsilin, oksasilin, kloksasilin ve dikloksasilinin böbrek yetmezliğinde doz
kısıtlamasına gerek yoktur.
• Yenidoğanda ise renal klirensin düşük olması sebebiyle serum penisilin düzeyi daha uzun süre idame
ettirilebilir.
Penisilin birimleri ve formülasyonları
• Penisilin G’nin aktivitesi orijinal olark ünite şeklinde tanımlanmıştır.
• Kristal sodyum penisilin G, mg başına yaklaşık 1600 ünite (1 ünite=
0.6mcg; 1 milyon ünite penisilin= 0.6 g) içerir.
• Yarı sentetik penisilinler daha çok gram şeklinde reçete edilir.
Herhangi bir penisilinin minimum inhibitör konsantrasyonu (MIC)
genellikle mvg/ml olarak verilir.
• Penisilinlerin çoğu serbest asidin sodyum ya da potasyum tuzudur.
• Potasyum penisilin G bir milyon ünite penisilin (2.8 mEq/g) başına
yaklaşık 1.7 mEq potasyum içerir.
Doğal penisilinler

• Klasik doğal penisilinler; penisilin G ve penisilin V


(fenoksimetilpenisilin) dir.
• Penisilin G mide asidinde inaktive olduğundan sadece parenteral
yolla kullanılır.
• Klinik kullanıma uygun üç formu vardır:
Kristalize penisilin G
Prokain penisilin G
Benzatin penisilin
Doğal penisilinler
Penisilin G
• Penisilin G, streptokoklar, bazı enterokoklar, penisilin duyarlı pnömokoklar,
meningokoklar, beta laktamaz üretmeyen stafilokoklar, Treponema pallidum, bazı
Clostridium türleri, aktinomiçes, beta laktamaz üretmeyen gram negatif
anaerobik bakteriler ve bazı gram negatif koklara karşı etkilidir.
• Klinik uygunluğa göre günlük 4-24 milyon ünite i.v. veya i.m. olarak kullanılabilir.
• Koagülaz negatif stafilokoklar ve penisilinaz üretmeyen Staphylococcus aureus
duyarlı suşlar olmalarına rağmen penisilinlere karşı direnç gelişimleri hızlıdır.
• Duyarlılığı azalmış olan gonokok suşlarının sayısındaki artış sebebiyle gonore
tedavisinde kullanılmamalıdırlar.
Doğal penisilinler
Penisilin G

• Penisilin G’nin kullanıldığı endikasyonlar;


• Streptokokal tonsillofaranjit, pnömoni, erizipel, impetigo, menenjit, deri şarbonu,
sifiliz, aktinomiçes enfeksiyonları ve Bacteroides fragilis dışındaki birçok anaerobik
bakteri enfeksiyonu sayılabilir.
Doğal penisilinler
Prokain penisilin G
• Yüksek kan düzeyi gerektirmeyen buna karşın uzun etki süresi
istenen (penisiline duyarlı pnömokok pnömonisi gibi)
durumlarda tercih edilir ve yalnız intramüsküler yolla uygulanır.
Doğal penisilinler
Benzatin penisilin
• Depo penisilin olarak bilinen benzatin penisilin ise 3-4 haftalık
aralıklarla intramüsküler olarak uygulanır.
Doğal penisilinler

• Benzatin Penisilin için A grubu β-hemolitik streptokoklarda penisilin direnci tespit


edilmemiştir.
• Buna bağlı faranjitlerde 27 kg üzerindeki hastalarda 1,2 milyon ünite ve 27 kg
altındaki hastalarda 600.000 ünite benzatin penisilinin tek bir intramüsküler
enjeksiyonu tedavi için yeterlidir.
• Prokain penisilin geçmişte meningokok ve pnömokok enfeksiyonlarında sık
kullanılırdı ancak meningokokların penisilinlere direnç geliştirmesi ve
pnömokokların daha yüksek penisilin G dozları ve daha güçlü beta-laktamlar
gerektirmesi sebebiyle kullanımı azalmıştır.
Doğal penisilinler
Penisilin V (fenoksimetilpenisilin)
• Oral yolla kullanılabilen tek doğal penisilindir.
• Zayıf biyoyararlanımı vardır, günde dört kez uygulanmalıdır.
• Yüksek serum düzeylerine ulaşamadığından ciddi sistemik
enfeksiyonlarda kullanılması önerilmez.
• Daha ziyade hafif ve orta şiddetteki üst solunum yolu ve yumuşak
doku enfeksiyonlarında tercih edilir
Genişletilmiş Spektrumlu Penisilinler

• Aminopenisilinler

• Karboksipenisilinler

• Üreidopenisilinler
Aminopenisilinler

• Bu grupta ampisilin, amoksisilin ve ampisilin esterleri (bakampisilin, pivampisilin


ve talampisilin) bulunmaktadır.
• Amino grubunun eklenmesi gram negatif etki spektrumunun artmasına neden
olur; bu sayede gram negatif bakterilerin dış membranını kolayca geçerler.
• Bu gruptaki ajanlar, doğal penisilinlere benzer gram pozitif etkinliğe sahiptir.
• Doğal penisilinlere kıyasla streptokoklar, enterokoklar (ampisilin) ve Listeria
monocytogenes’e karşı daha fazla aktivite gösterirler.
• Amoksisilinin ampisiline göre oral biyoyararlanımı daha iyidir.
• Amoksisilin bakteriyel sinüzit, otit ve alt solunum yolu enfeksiyonlarında oral
yoldan uygulanır.
Aminopenisilinler

• Ampisilin Shigella, enterokok, Listeria, Salmonella, Escherichia coli, Haemophilus


influenzae, Proteus mirabilis’e karşı etkilidir ancak M. catarrhalis, klebsiella ve
enterobakter suşlarının çoğu aminopenisilinlere dirençlidir.
• Aminopenisilinler beta-laktamaza duyarlıdır.
• Beta-laktamaz üreten tüm bakterilere ve P.aeruginosa’ya etkisizdirler.
• Beta-laktamazı inhibe eden sulbaktam ve klavulanik asitle (ampisilin-sulbaktam ve
amoksisilin-klavulanik asit) kombine preparatları vardır.
Karboksipenisilinler

• Karbenisilin ve tikarsilin bu grupta yer alır.


• Bu grup penisilinlerde aminopenisilinlerdeki amino grubu yerine
karboksi grubu yer alır.
• Pseudomonas aeruginosa, Bacteroides fragilis gibi gram negatif
bakterilere karşı antibakteriyel etkinliğe sahiplerdir.
• Karbenisilin ve tikarsilin, beta-laktamazlara karşı dayanıksız
olduklarından bir beta laktamaz inhibitörü ile kullanılmalıdır (tikarsilin-
klavulanik asit).
Üreidopenisilinler

• Antipseudomonal penisilinler veya geniş spektrumlu penisilinler


olarak da bilinirler.
• Bu grupta bulunan antibiyotikler; azlosilin, piperasilin ve mezlosilin
olup, bunlar ampisilinin semisentetik türevleridir.
• P. aeruginosa ve diğer gram negatif bakterilere karşı etkilidirler.
Piperasilin, tazobaktam ile birlikte kullanılır ve klebsiella suşlarına da
etkilidir.
•.
Üreidopenisilinler
• Aminoglikozidlerle kombine edildiklerinde ciddi gram negatif bakteri
enfeksiyonlarının tedavisinde etkili olan geniş spektrumu sağlarlar.
• Azlosilin, P. aeruginosae’ya karşı karbenisilinden 8-16 kat daha aktiftir.
• Mezlosilinin antibakteriyel etkisi karboksipenisilinlere benzemekle birlikte,
Klebsiella, H.influenzae ve B.fragilis’e karşı aktiviteleri daha iyidir.
• Piperasilin, pseudomonaslara, gram pozitif ve gram negatif kok ve basiller ile
birçok anareboik bakteriye etkilidir
• Gram-negatif-bakteriler ve P. aeruginosa’ nın neden olduğu daha çok
hastane kökenli sepsis, pnömoni, üriner sistem infeksiyonu, intra-abdominal
infeksiyonlar (antianaerob bir ajanla kombine), deri ve yumuşak doku
infeksiyonlarında kullanılır.
Üreidopenisilinler
• Üreidopenisilinlerin karboksipenisilin grubundan karbenisilin ve
tikarsiline tercih edilmesinin nedenleri Na+ miktarlarının düşük olması
ve daha az sıklıkla hipopotasemi ve trombosit disfonksiyonlarına
neden olmasından kaynaklanır.
• Bu grupta bulunan antibiyotikler de 6 saat ara ile 1.5-3 g dozunda
kullanılırlar.
Penisilinaza dirençli penisilinler
(Antistafilokoksik penisilinler)
• Stafilokokların hemen tamamının salgıladığı penisilinaz enzimine dayanıklı olan tek
penisilin grubudur.
• Doğal penisilinlerin etkili olduğu bakterilerden stafilokoklar dışındaki bakterilere
daha az etkili ya da etkisiz olan, buna karşın stafilokokların büyük çoğunluğuna etkili
penisilin türleridir.
• Bu nedenle bu penisilinlere ‘antistafilokoksik penisilinler’ de denir
• Bu grupta nafsilin, metisilin, oksasilin, kloksasilin, dikloksasilin ve flukloksasilin
bulunmaktadır.
• Penisilinaz yapan ama metisiline duyarlı stafilokokların neden olduğu osteomiyelit,
endokardit, sepsis, yumuşak doku infeksiyonları, menenjit gibi stafilokok
infeksiyonlarında kullanılırlar.
Penisilinaza dirençli penisilinler
(Antistafilokoksik penisilinler)
• Metisilin klinik olarak kullanıma giren ilk penisilinaza dirençli semisentetik
penisilindir.
• Metisilinin proteine bağlanması %38’dir ve %60-80 böbrek yoluyla atılır.
• Klinik kullanımı interstisiyel nefrite neden olmasından ötürü tercih
edilmemektedir.
• Nafsilin ve oksasilin metisilinin yerini alan ve aynı etkinlikte kullanılan diğer
antibiyotiklerdir.
• Nafsilin %90, oksasilin %94 proteinlere bağlanır ve her iki ilaç da esas olarak safra
yolu ile atılır. Bu nedenle böbrek fonksiyonları bozuk olanlarda doz azaltılmasına
gerek yoktur.
• İsoksazolil penisilinlerden olan oksasilin bu grubun en düşük oranda oral absorbe
edilen bileşiğidir. Bu sebeple parenteral kullanımı önerilmektedir.
Beta laktamaz inhibitörleri ve penisilinlerle kombinasyonları

• Bakteride Beta laktamaz üretimi, penisilinlere karşı doğal rezistansta en önemli ve en yaygın
faktördür.
• Penisilinlerin etki gücünü arttırmak ve spektrumlarını genişletmek amacıyla, irreversibl Beta
laktamaz inhibitörleri geliştirilmiştir.

• Klavulanik asit
• Sulbaktam
• Tozabaktam

Amoksisilin+klavulanik asid (amoksilav, augmentin)


Ampisilin+sulbaktam (duocid, alfacid)
Tikarsilin disodyum+ potasyum klavulanat
Piperasilin+tozabaktam
Advers etkiler
• Penisilinler direkt ya da yalın toksik etkileri düşük ilaçlardır. Terapötik aralıkları geniştir.
• En sık yan tesirleri ciddi olmayan alerjik reaksiyonlardır.
• Ancak makülopapüler döküntüden anafilaktik şoka kadar geniş bir aralıkta bulgulara sebep olabilirler.
• İmmünglobulin E aracılı alerjik reaksiyonlardan kaşıntı, kızarıklık, ürtiker, anjiyoödem, larenks ödemi
görülebilir.
• Bir penisilin türüne allerjik olan kimse diğer penisilinlere de allerjiktir (Çapraz allerji)
• Daha ciddi allerjik reaksiyon (insidensi düşük)
• Akut sistemik anaflaksi (Allerji öyküleri alınmalı)
• Majör antijenik determinant: Penisiloik asid türevleri
• Az görülen fakat olguların %10’unda ÖLÜM’le sonuçlanan EN CİDDİ allerjik yan tesir AKUT ANAFLAKSİ
şeklindeki TİP I reaksiyon.
• Penisilin allerjisine bağlı geç reaksiyon (72 saat sonra)
• IgG ve IgM antikorlarının aracılık ettiği tip II ve III allerjik reaksiyonlar
Advers etkiler
• Ampisilin gibi tam absorbe edilmeyen penisilinler başta olmak üzere C. difficile’ye
bağlı psödomembranöz enterokolite sebep olabilirler.
• İntratekal verildiklerinde, epilepsili veya böbrek yetmezliği olan hastalarda
konvülsiyonlara neden olabilirler.
• Oksasilin, karbenisilin ve nafsilin sonrası hepatit görülebilir. Antipsödomonal
penisilinler daha fazla olmak üzere sitopenilere sebep olabilirler.
• Penisilin türleri ve diğer beta-laktam antibiyotikler arasında çapraz alerji
görülebilir.
• Oral penisilinler, parenteral türlere kıyasla daha az alerjik reaksiyona sebep olur.
Alerjik hastalık öyküsü olanlarda (astım, alerjik konjonktivit vb.) penisilin alerjisi
görülme olasılığı daha yüksektir.
• Aşırı duyarlılık durumlarında kontrendikedir.
Advers etkiler
• Allerjik reaksiyon
• Bulantı (Oral yüksek dozda)
• Kusma (Oral yüksek dozda)
• Diyare (ampisilin)
• Tedavi uzarsa barsakta flora bozulmasına bağlı Süperinfeksiyon (Geniş spektrumlularda daha
sık)
• Nötropeni (nafsilin)
• Hepatit (oksasisilin)
• İnterstisyel nefrit (metisilin)
• Böbrek yetmezliği olanlarda yüksek doz penisilin nöbete neden olabilir.
• Antiagregan etki ve kanama süresinde uzama (Yüksek dozları trombositlerde adenozin
difosfatı bağlar) Karbenisilin, Tikarsilin ve Piperasilin.

You might also like