You are on page 1of 25

ENDODONTİK

TEDAVİLİ DİŞLERİN
RESTORASYONU
◦ Başarılı bir kök kanal tedavisi yapılmış bir dişin ağızda uzun süre fonksiyon görebilmesi için, diş
dokusundaki kayıp miktarına ilişkin olarak uygun restorasyonun yapılması gerekmektedir.
Günümüzde kök kanal tedavisinin başarılı olması için; apikal sızdırmazlığın öneminin yanı sıra,
kuronal yönde sızdırmazlığın da önemli olduğu birçok araştırmalarla ispatlanmıştır.

◦ Restoratif tedavinin amacı, diş yapıların korunması, kaybedilmiş dokuların restore edilmesi ve
aynı zamanda yeniden fonksiyona kazandırılmasıdır. Endodontik tedavi görmüş bir dişin uzun
dönem klinik başarısı, endodontik ve restoratif tedavinin birlikteliği ile mümkündür.
Endodontik tedavi görmüş dişlerin incelenmesi
Endodontik tedavi sırasındaki değişimler;

◦ Diş dokusu kaybı, kuronal bölgedeki diş dokusu kaybına ilişkin endodontik tedavi görmüş dişlerde
dişin dayanıklığının azalmasıdır. Endodontik tedavinin, dişin sertliğini % 5 oranında azalttığı, MOD
kavitelerde ise, dişte % 67-69 oranında güç kaybına yol açtığı bildirilmiştir.Aşırı derecede madde
kaybı olan dişlerde, tüberküllerin altının boşalması sonucu normal fonksiyonel kuvvetler altında da
kırık oluşması söz konusu olabilmektedir. Genelde bu dişler, mine-sement birleşim bölgesinde dişin
en dar kısmından kırılmaktadır. Ayrıca, dişin hacim olarak da küçülmesi endodontik tedavi görmüş
dişin kırılma riskini artırmaktadır.

◦ Fiziksel özelliklerde değişim, dişin nem içeriğinde, serbest su miktarında değişiklik olur.İrrigasyon
solüsyonları,NaOCl ve özellikle şelasyon ajanları,dentin erozyonu ve dentinde yumuşamaya neden
olurlar.
Kök kanal tedavisi görmüş, amalgamla restore edilmiş fakat desteksiz, zayıf
tüberküllerin korunmadığı bir dişte kuron-kök kırığı.
◦ Kalan diş dokusunun estetik değişimi, endodontik tedavi uygulamaları sonrasında estetik
değişimler oluşabilmektedir. Renk değiştirmiş devital ön dişler bu durumdan en fazla etkilenen
dişlerdir. Endodontik tedavi sırasında kuronal bölgede yetersiz irrigasyon ve şekillendirme
yapılması dentinde renk değişikliğine yol açmaktadır. Pulpa boynuzlarında bırakılan pulpa
artıkları,koronal bölgedeki guta perka da renklenmeye yol açar.
Bu maddelerin ışığı altında dişe post, kor veya kuron seçeneklerinden hangisi ile restore edileceğine
karar verilir.
Endodontik tedavi sonrasında yapılacak
restorasyon seçenekleri

o Endodontik tedavi görmüş dişlerin restorasyonunda iki önemli amaç vardır. Bunlar, kalan diş
dokusunun kırık oluşumundan korunması ve kaybolan diş dokusunun restore edilmesidir.Dişin
ark içindeki lokalizasyonuna ve kaybolan diş dokusunun miktarına ilişkin olarak dişin post-
kor ve/veya kuronal restorasyonu ile rehabilite edilmesine karar verilir.

o Giderek artan estetik talepler hem direkt hem de indirekt restorasyonlarda diş rengindeki
restoratif materyallerin kullanılmasını gerektiriyor. Bu materyaller metalik restorasyonlara
göre daha az tatminkar fonksiyonel özellikler taşır ve diş yapısının daha fazla kaldırılmasını
gerektirir.
Direkt Restorasyonlar

◦ Hazırlanmış kaviteye doğrudan doğruya yerleştirilen restorasyonlar (amalgam veya kompozit)


konservatif olabilir ancak restorasyonun dişi kuron kırıklarına karşı koruması gereklidir.
Endikasyonlar şunları içermektedir:

◦ 1. Kök kanal tedavisi öncesinde ve sırasında minimal diş yapısı kaybolmuştur. Bütünlüğü
bozulmamış marjinal sırtlara sahip bir dişteki geleneksel giriş kavitesi, daha fazla preparasyona
gerek olmaksızın restore edilir.
◦ 2. Prognoz belirsizdir, uzun ömürlü bir geçici restorasyon gereklidir.
◦ 3. Yerleştirme ve maliyet kolaylığı
o Amalgam görünür dişlerde kullanıldığı zaman çok önemli estetik dezavantajlar meydana gelir ve diş
rengindeki restorasyonlara olan ihtiyaç, bağlayıcı ajanlı kompozit reçine restorasyonların kullanımını
yaygınlaştırmıştır. Materyaller ve teknikler geliştikçe, bağlayıcı ajan kullanımı artmaya devam eder ve
reçine kompozit restorasyonlarla ilgili bir uzun dönem prospektif klinik çalışmada iyi sonuçlar
bildirilmiştir.

o Direkt kompozit ile restore edilmiş bir dişte


tüberkül savrulması 7-9 mikron arasında olur.
o Tüberküllerdeki bu değişiklik kompozitin
polimerizasyon büzülmesinden kaynaklanmaktadır;
adeziv işlem uygun yapılmadıysa durum daha da
kötüleşir.
o Geniş restorasyonlar uygulandığında, tüberküller
oklüzal kuvvetler karşısında esneyip bükülebilir.
Zamanla adeziv bağlantı arayüzü, bozunup,
çözünür.
Post-kor restorasyonları

◦ Fazla miktarda madde kaybı nedeni ile endodontik tedavi görmüş olan dişlerin restorasyonlarında post-kor
sistemleri kullanılmaktadır.Amaç, diş dokusunun kalan kuronal parçasını güçlendirmek ve doku kaybını
onarmaktır.

◦ Post, hazırlanan diş kökü içerisine yerleştirilerek, protetik restorasyonun tutuculuğunu arttıran parçadır. Kor,
postun kuronal kısmında final restorasyonu destekleyecek ve tutuculuğu arttıracak, prepare edilmiş diş
formundaki yapı olarak tanımlanır. Kor materyali olarak; amalgam,cam iyonomer, kompozitler,döküm korlar,
kompomerler,porselen korlar kullanılır.
o Post, kök kanalının 2/3'üne kadar uzanan, destek ve tutuculuk
sağlayan bölümdür. Postlar, intraoral kuvvetleri radiküler dentinden,
çevre dokulara eşit olarak dağıtmalı ve kuronal diş yapısını oluşturan
korun retansiyonunu sağlamalıdır.
o Postun genişliğinin kök çapının 1/3’ünü geçmemesi ve apikaldeki
çapın 1mm’den fazla olmaması gerektiği,

o Dişin dayanıklılığını sağlamak için post preparasyonundan sonra 1


mm’den fazla dentin kalınlığı bırakılması önerilmektedir.
o Kök kanalının guta perka ile başarıyla tıkanmasını takiben post
boşluğu sağlamak için bir kısım guta perka çıkarılması
gerekmektedir. Postun uzunluğu çeşitlilik gösterebilir fakat
genellikle guta perkanın apikal 4 mm’lik kısmına dokunulmaması
gerektiği kabul edilmiştir.
Post-kor Restorasyonu İçin İşlem Basamakları:

1-Kök kanal dolgusunun uzaklaştırılması


2-Kanalın genişletilmesi, kök kanalı öncelikle gates glidden frezleri ile önceden belirlenen noktaya kadar boşaltılır. Daha sonra peezo frezler
kullanılarak kanal hem genişletilir hem şekil verilir. Kanal oval olacak şekilde yani antirotasyon gösterecek şekilde hazırlanmalıdır.
3-Postun yerleştirilmesi
4-Simantasyon, yapıştırma simanı normalden biraz ince hazırlanır ve post üzerine iyice sıvanır. Kurutulmuş kanala, bir lentülo yardımı ile gerekli
siman gönderilir. önceden boyu tespit edilen post yavaşça kanala ittirilir ve siman sertleşene kadar parmak basıncı ile yerinde tutulur .
5-Koronal diş yapısının preparasyonu, kor malzemesi kompozit olacaksa prefabrike şeffaf bir kron dişeti konturlerine adapte edilecek şekilde
hazırlanır,sıvı vazelin hazırlanan kron içine sürülür ve kronun içi kompozit ile doldurulur,kompozit polimerize olana kadar yerinde tutulur.
◦ Büyükazı dişleri, makaslama kuvvetlerden çok, dikey kuvvetleri karşılamaktadırlar. Kuronal bölgede,
madde kaybının fazla olmadığı, endodontik olarak tedavi edilmiş büyükazı dişlerinde post gereksinimi
yoktur. Bu gibi durumlarda retansiyon oluklarından ve adheziv restorasyonlardan yararlanmak daha
doğru olur.

◦ Ön dişlere, makaslama kuvvetlerine daha çok maruz kalmaları nedeni ile daha çok post restorasyonu
uygulanmaktadır. Laboratuvar çalışmaları, postların kökün kırılma direncini arttırmadığını, aksine post
yerleştirilirken, dentin dokusu kaldırıldığından dişin zayıflamasına neden olduğunu göstermişlerdir
ü
Post-Kor sistemlerinin;
o endodontik tedavi sonrasında pinli restorasyon, andırkat, tutucu oluklar, yardımcı
kaviteler, adeziv restorasyonlar ile restore edilemeyen geniş kuronal diş kayıplarında,
o periodontal desteği zayıf dişlerde kuron kök oranının güçlendirilmesinin gerekli
olduğu durumlarda,
o malpoze dişlerde oklüzal düzenlenmenin yapıldığı durumlarda,
o overdenture olgularında, diş kökünün tutuculuğundan yararlanılması gereken
durumlarda uygulanması endikedir.

o diş kökünde çatlak ve kırık varlığında,


o kırılmaya eğilimli kök formu ince olan dişlerde,
o periapikal lezyon varlığında,
o kök kanal dolgusunun yetersiz olduğu olgularda uygulanması kontrendikedir.
POST SİSTEMLERİ

◦ Postlar klasik olarak yapım şekillerine göre prefabrik ve döküm postlar olarak
sınıflandırılırken gelişen teknoloji ve yeni malzemelerle bu sınıflandırma geçerliliğini
yitirmiştir. Güncel olarak postları yapılarına göre sınıflandırmak daha doğrudur.

Postlar yapılarına göre;


◦ 1-Metal postlar
a-Geleneksel döküm postlar
b-Prefabrik postlar (Pasif ve aktif postlar)
◦ 2-Metal olmayan postlar
a-Fiber postlar (Karbon, Cam, Kuartz ve polietilen ile güçlendirilmiş fiber postlar)
b-Zirkonyum postlar
o Döküm postlar, kırılmaya karşı en yüksek dirence sahiptir ancak geniş kök kanallarında kökte
kırıklara neden olabilirler.
o Zirkonyum postlar, estetik amaçla tercih edilirler.Aynı zamanda biyolojik olarak oldukça uyumlu
ve radyoopaktırlar.
o Prefabrik postlar, genellikle paslanmaz çelik,nikel-krom alaşımı veya titanyumdan üretilirler.
Postun korozyona uğraması sonucunda retansiyon kaybı oluşabilir.
a)Aktif olanlar vida şeklinde yivli olanlardır. Tutuculukları iyi olmasına karşın diş üzerine de daha fazla
stress iletirler.
b)Pasif olanlar ise çivi gibidir ve üzerlerinde yiv yoktur. Tutuculukları zayıf ancak diş üzerine ilettikleri
stress daha azdır.

Metal postların kullanımını sınırlayan


en önemli faktör estetiktir. Metal
postlar yarı saydam tüm seramik
restorasyonların altında görülebilir.
Vidalı postların diş kökünde stres oluşturdukları laboratuar şartlarında saptanmıştır. Ek olarak, klinik çalışmaların bir meta analizi;
simante edilmiş postların varlığını sürdürebilme oranını %91 olarak tespit ederken, vidali postlarınkini %81 olarak belirlemiştir.
Fiber Postlar

◦ Metal alaşımlardan yapılmış postların korozyona uğramaları, yumuşak ve sert dokularda renk
değişikliğine sebep olmaları ve dişeti iltihaplarına yol açmaları gibi dezavantajlarına karşın
metal olmayan post sistemleri geliştirilmiştir. Fiber postlar ve seramik postlar bunlardandır.
◦ Fiber postlar, rijit olmayan post sistemleridir, metal içermediği için metal alerjisi ve
korozyona neden olmaz. Fiber postlar sıkıştırılmış ve longitudinal olarak uzatılmış karbon,
kuartz, cam ve silika fiberlerin epoxi rezin matrix içine gömülmesiyle oluşturulmuşlardır.
Fiber postlar, dentinin mekanik davranışına benzer özellik gösterirler.
Karbon Fiber Postlar
◦ Biyouyumlu,korozyon direnci yüksek ,esneme ve çekme direnci gibi fiziksel özellikleri
oldukça iyidir.
◦ Siyah renkli karbon fiber post estetiğin önemli olduğu ön bölgelerde,tam seramik
restorasyon altında kullanımı uygun değildir.

Cam Fiber Postlar


◦ Karbon fiberdeki estetik problemler üzerine cam fiberler üretilmiştir.
◦ Biyouyumlu,korozyona dirençli,mekanik özellikleri dentine yakındır.

Kuartz Fiber Postlar


◦ Translusent özellik gösterir.
◦ Biyouyumlu,yüksek çekme ve kayma direncine sahiptir.
◦ Elastisite modülleri dentine benzediği için gelen kuvvetleri dengeli biçimde dentine
iletir ve stres oluşumunu engellerler.
◦ Biyouyumluluk, korozyona karşı direnç ve yorgunluk gibi dişin mekanik özelliklerine yakın bazı avantajlar
sunar. Yapısal olarak elastik modülü dentine yakındır. Bu nedenle fiber postlar, fonksiyonel kuvvetler altında
dişle birlikte etkilenirler ve bu sayede köke gelen kuvveti azaltarak kök kırığı oluşma riskini azaltırlar.

◦ Fiber postlar, kanal duvarına yapıştırıcı simanlar aracılığı ile pasif olarak bağlanırlar ve böylece dişte
oluşabilecek stresleri minimuma indirirler. Post sistemlerinde şekline özel frezleri ile dişte daha az preparasyon
yapılarak dentin dokusunun korunmasıdır. Bu nedenle metal postlara oranla daha az dayanıklılığa sahip
olmalarına karşın kök kırıklarına neden olma olasılıkları oldukça düşüktür. Postun çıkarılması gerektiğinde diş
yapısında herhangi bir hasar oluşturmaksızın çok kısa bir sürede, kolaylıkla çıkarılabilirler.
◦ Post-core simantasyonunda uzun yıllardır fosfat siman ve
poliakrilatlar kullanılmıştır. Ancak günümüzde rezin esaslı
yapıştırıcıların kullanımı daha popüler hale gelmiştir.

Yapıştırmada kullanılan maddeler;

◦ Çinko fosfat siman

◦ Polikarboksilat siman

◦ Cam iyonomer siman

◦ Rezin simanlar
Ferrule etkisi
o Post uygulanan dişlerde kök kınığını önlerken kurona destek
sağlayan önemli öğelerden biri, kökü kole bölgesinde tamamen
saran metal halkadır. Kor'dan dişeti yönünde dişeti altına doğru
mümkün olabildiğince uzanan halka, kökü sarma işlevinden dolayı,
dikey yönde kırılmaları önler.

o Ferrule etki adı verilen bu metal halkanın en az 1-2


mm genişliğinde ve yan duvarları birbirine paralel
hazırlanarak dişi çepeçevre sarması ve sağlam diş
yapısı üzerinde sonlanması gerekmektedir.
İndirekt Restorasyonlar

◦ Döküm restorasyonlar (onleyler ve full kuronlar) en iyi oklüzal korumayı sağlar ve diş yapısında fazlaca
kayıp varsa en uygun seçeneklerdir. Onleylerin çekiciliği; kavite şeklinin, tüberkül onleyleri dışında genellikle
diş yapısından çok az ek madde kaldırılmasına ihtiyaç duymalarıdır.

◦ Tam kuron, dişi kuron-kök kırıklarına karşı koruyan güvenilir ve güçlü restorasyondur.

◦ Tam kuronlar yalnızca, daha konservatif bir restorasyon için yeterli kuronal diş yapısı bulunmadığı ya da
fonksiyonel yahut parafonksiyonel streslerin tam kuronal kaplanmanın splintleyici etkisini gerekli kıldığı
durumlarda kullanılmalıdır. Güncel diş kesimi yöntemleriyle hazırlanmış endokron’ların kırılma dayanımı,
dişin minesinin neredeyse tamamının uzaklaştırıldığı konvansiyonel diş kesimi ile hazırlanan full kron’dan
daha yüksektir.
Endokron
◦ Endokron ise pulpa odasından destek alır ve monoblok bir yapıdadır; ayrıca adeziv sistemlerin
gelişmesi nedeniyle daha yüksek kırılma dayanımı göstermektedir.
◦ Endokron preparasyonunda çevresel mine korunur.Çevresel mine korunduğundan daha güçlü
adezyon sağlanır.
◦ Endokron preparasyonunda dikkat edilmesi gereken diğer özellikler; 2-3 mm kaspal
redüksiyon, 90° ‘butt marjin’, pürüzsüz iç geçişler, kanal ağızlarının kapatıldığı düz pulpal
taban, 5-7° oklüzal yaklaşım açısı, supragingival mine marjinleridir.

◦ Lösit ve lityum disilikat ile güçlendirilmiş cam seramikler endokronların üretiminde en iyi
seçenek olarak ortaya çıkmaktadır, çünkü bu seramikler feldspatik cam seramik ve kompozit
rezinden daha yüksek bükülme dayanıklılığı sergilemektedir aynı zamanda mastikasyon
sırasında oluşan oklüzal kuvvetlere karşı dayanıklılığı yüksektir.

◦ Son literatürlere göre kompozit rezin materyallerin seramik materyallerden daha esnek olduğu
ve kavite duvarlarına aktarılan stres üzerinde daha olumlu etkilere sahip oldukları
bildirilmiştir.
Kaynakça
◦ https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/353388
◦ https://acikders.ankara.edu.tr/pluginfile.php/55794/mod_resource/content/0/Endodontik_Postlar.1-1.pdf
◦ Torabinejad M., ve Walton R.E., Endodonti Temel İlkeler Ve Uygulamalar, 1.Baskı, 474sf.
◦ Çalışkan M.K., Endodontide Tanı Ve Tedaviler, 3.Baskı, 832sf.
◦ Chong B.S., Harty Klinik Uygulamada Endodonti, 7.Baskı, Bölüm 15.
◦ Aşçı S.K., Endodonti Quintessence Yayıncılık, Bölüm 28.
◦ Dr.Kesim B., Endokronlar ve Postlar Ders Notu

You might also like