You are on page 1of 10

19/11/2015

Hücre
• Canlıların en küçük yapı ve görev birimidir.
• Genellikle gözle görülemeyecek kadar küçük
HÜCRE VE HÜCRE ORGANELLERİ olup, mikroskopla incelenirler.
– a.Bazı canlılar tek hücreden,
Müge BULAKBAŞI – b.Bazıları da çok sayıda hücrenin birleşmesinden
meydana gelmiştir.
Yüksek Hemşire
• Çok hücrelilerde hücreler arasında iş bölümü
vardır.

Hücrelerin Fonksiyonel Özellikleri Hücrelerin Yapısal Özellikleri


• Hücreler ortamdan ham materyaller alırlar • Kalıtsal bilgiler DNA içinde saklanır
• Enerji üretirler • Genetik kod genelde aynidir
• Kendi Moleküllerini Sentez ederler • Bilgi DNA dan proteinler aracılığı ile geçer
• Organize bir şekilde büyürler • Proteinler ribozomlar tarafından üretilir
• Çevreden gelen uyarılara cevap verirler • Proteinler hücrenin fonksiyon ve yapısını
• Çoğalırlar düzenler
• Bütün hücreler seçici geçirgen bir zar olan
plazma membranı ile çevrilidir.

Prokaryötikler
• İki Tip Hücre Vardır • Çekirdek zarı yok
– Prokaryötikler • Çekirdekçik yok
– Eukaryotikler • DNA içeriği küçük
• Hücre boyutu küçük

• pro: önce
• eu: asıl, gerçek,
• karyot: çekirdek

1
19/11/2015

Eukaryotikler HÜCRE
• HÜCRE
– Hücre zarı
– Sitoplazma
– Çekirdek

Hücre Zarının Yapısı Hücre Zarının Yapısı


• Zarın esas çatısını, çift • Karbonhidratlar proteinlerin
bazılarına bağlanarak
katlı yağ (lipid) tabakası Glikoproteinleri, yağ
oluşturur. moleküllerinin bazılarına
• Büyüklü küçüklü protein bağlanarak da Glikolipidleri
oluştururlar.
molekülleri yağ • Bu moleküller zarın seçici
tabakasına düzensiz geçirgenliğinde çok önemli
olarak gömülmüştür rol oynarlar.
(mozayik görünümü). • Hücrelerin birbirini
tanıması, hormonlar gibi
özel maddelerin hücrelere
alınması bunlarla sağlanır.

• Bu nedenle bir canlının farklı dokularındaki zar yapıları farklı • Bu yapı oluşurken su-sever fosfat grupları kendilerini
olabilir. suya doğru çevirir, su-sevmez hidrokarbon zincir ise, su
• Bu modelin en önemli özelliği yağ tabakasının devamlı itici özelliğe sahip olduğundan kendisini sudan
hareket halinde ve akıcı olmasıdır.
uzaklaştırır.
• Hücre zarının seçici geçirgenliğini sağlayan yapı por (delik,
gözenek) denilen açıklıklardır. • Bunun sonucunda fosfolipit moleküller, su tutucu fosfat
• Zardan girip çıkacak moleküllerin büyüklüğü porlar kısımları hücrenin iç ve dış yüzünde dışa bakacak
tarafından belirlenir. şekilde dizilerek hücre zarını oluştururlar.
• Hücre zarının yapısının büyük çoğunluğunu oluşturan yağ • Bu diziliş son derece önemlidir.
tabakası işte bu özel moleküllerden -fosfolipit
moleküllerden- oluşur. • Çünkü hücrenin temel ihtiyaçlarından biri olan suyun
• Fosfat ucu suyu seven, dolayısıyla suyu tutan niteliktedir. geçişini mümkün kılan, fosfolipitlerin fosfat bölümünün
Yağ olan ucu ise su-sevmez özelliktedir. dışta olmasıdır.

2
19/11/2015

Hücre Zarı Fonksiyonu


• Diğer bir ifadeyle • Hücrenin en dış tabakasını oluşturan ince bir
fosfolipitler kuyruk
kuyruğa bağlanırlar ve çift zardır.
katlı bir zar oluştururlar.
• Su-sever başları hücre • Hücre içi sitoplazmayı hücre dışındaki
içindeki su esaslı ortamdan ve diğer hücrelerden ayırır.
sitoplazmaya ve dışarıdaki
su esaslı hücreler arası • Hücrenin sınırlarını belirler, bütünlüğünü
sıvıya dönüktür. sağlar.
• Hücre zarının su-sever iç
ve dış yüzeyleri arasında • Kompleks seçici geçirgen bir tabakaya sahiptir.
sıkışanlar ise su-sevmez
kuyruklardır. • Materyal giriş çıkışlarını düzenler.

Hücre Zarı Taşıma Olayları


• Hücre zarında bulunan glikoprotein ve glikolipitler • A) Pasif taşıma: enerji kullanmadan membrandan bir
maddenin geçmesi
hücrelere antijenik özellik kazandırırlar. – Basit Diffüzyon,
• Bu her ayrı hücreye farklı bir özellik, kimlik – Kolaylaştırılmış diffüzyon,
kazandırılmasıdır. – ozmos ve
– filtrasyon
• Bazı proteinler kimyasal reaksiyonları • B) Aktif taşıma: Düşük konsantrasyondan, yüksek
hızlandıracak enzim görevi görürler. konsantrasyona doğru enerji gerektiren taşınma
şekilleridir.
• Yüzeyindeki reseptör aracılığı ile diğer hücreler ve – Aktif Transport,
interselüler sıvıdaki maddeler ile iletişim kurabilir. – endositoz ve
– egsositoz

Diffüzyon
• Difüzyon,bir maddenin konsantrasyonunun yüksek olduğu yerden düşük • Por içinden difüzyonla taşınacak maddenin porlardan
olduğu yere doğru hareketine denir. geçecek kadar küçük olması ve suda çözünebilir olması
• Örnek olarak bir kokunun bütün odaya yayılması veya bir damla gerekir.
mürekkebin bir bardak suya atılınca bütün bardağı boyaması gibi. • Büyük moleküller pordan geçemezler.
• Aynı kural hücre için de geçerlidir.
• Örneğin glikoz difüzyonla taşınırken,nişasta taşınamaz.
• Örneğin sitoplazmada glikoz sürekli olarak tüketilmekte ve artık
maddelerin yoğunluğu artmaktadır. • Por sayısının fazla olması difüzyon hızını artırır.
• Dış ortamda glikoz arttığında,iç ve dış ortam arasındaki yoğunluk farkı • Yağda çözülen maddelerin difüzyonla taşınması için
glikozun enerji harcamaksızın çok olduğu yerden az olduğu yere doğru büyüklük sınırı veya por kullanma gereği yoktur.
hareketine sebep olur. • Hücre zarı lipid (yağ) yapısında olduğundan,bu
maddeler zarın herhangi bir yerinden geçebilirler. (O2,
CO2, )

3
19/11/2015

Basit Diffüzyon Protein Kanalları


• Yağda eriyen maddeler çift katlı lipit tabakası • Molekül büyüklüğü
aralığından diffüze olur. arttıkça geçiş hızı azalır
• Suda eriyen maddeler ise taşıyıcı proteinlerin su • Kapanıp açılır ve seçici
geçirgendirler.
dolu kanallarından diffüze olur.
• Isı, diffüzyon alanı artması
• Yağda eriyen maddelerin diffüzyon hızını ve zar kalınlığının
belirleyen en önemli faktör o maddenin lipitteki azalması diffüzyon hızını
eriyebilirliğidir. artırır.
• O2, CO2 VE ALKOL’un çözünürlüğü yüksektir hiç • En önemlileri arasında Na
zar yokmuş gibi diffüze olabilir. ve K kanalları vardır ve bu
iyonların geçişini
• Su ise lipitte erimediği halde protein düzenlerler.
kanallarından geçer.

Kolaylaştırılmış Diffüzyon
• Protein kanallarının çalışma prensipleri: • Su ve yağda erimeyen maddelerin ve glikoz, galaktoz,
fruktoz gibi şekerlerin ve aminoasitlerin zardan
• Voltaj kapısı: hücre membranındaki elektriksel geçişi,kolaylaştırılmış difüzyon denilen bir yolla olur.
voltaj değişikliklerine duyarlı olan kapıdır. Na • Taşınacak madde zarda bulunan taşıyıcı proteinle
ve K iyonları bu şekilde taşınır. birleşerek lipitte eriyen yeni bir bileşik oluşur ve taşınır.
• Madde geçişi gerçekleştikten sonra taşıyıcı protein
• Kimyasal Kapı: Kanal yapısında bulunan tekrar önceki orijinal şeklini alır.
proteine bir molekülün bağlanması ile açılıp • Geçiş yüksek konsantrasyonlu ortamdan düşük
kapanır. Ör: Asetil Kolin konsantrasyonlu ortama doğru olur.
• Por sayısındaki artış kolaylaştırılmış difüzyonu
hızlandırır.

Kolaylaştırılmış difüzyon bir taşıyıcı


aracılığı ile gerçekleşir:
• 1) Taşınacak madde taşıyıcı • Kolaylaşırılmış difüzyon,taşıyıcı sistemden ötürü
proteine bağlanınca, taşıyıcı aktif taşımaya benzerse de ikisi arasındaki en
proteinde şekil değişikliği
olur ve içte kapalı olan büyük fark: difüzyonda enerji kullanılmaması ve
hücre kanalının ucu açılır. yüksek konsantrasyondan düşük konsantrasyona
• 2) Molekül buradan içeri doğru olmasıdır.
girmeye başlar.
• 3) Proteine zayıf bağlandığı
için hücre içine yakın bir • Basit diffüzyonda diffüze olacak madde ortamda
yere geldiğinde, ısıdan konsantrasyonu arttıktan sonra diffüzyon hızı
kaynaklanan hareketle artar ama kolaylaştırılmış diffüzyonda belli bir eşik
protein, molekülden ayrılır
ve molekül hücre içine girer. değerinden sonra artış durur.

4
19/11/2015

Ozmos
• Bir maddenin yoğunluğu, birim hacimde bulunan çözücü içindeki • Ozmos, sıvı moleküllerin
madde miktarıdır. yarı-geçirgen zardan, çok
• Çözünenin çok olması durumunda ortam çok yoğun, az olması yoğun ortamdan az yoğun
durumunda ise az yoğun olur. ortama doğru geçişidir.
• Ortamın yoğunluğu çözücünün miktarı ile ters orantılıdır. • Hücre zarı, hücre içi sıvı
• Doğal olarak bu konsantrasyon farkının dengelenmesi gerekir. (sitoplazma) ile hücre dışı
• Buna göre suyun, yarı geçirgen bir zar üzerinde çok olduğu ortam arasında bir sınır
ortamdan, az olduğu ortama doğru geçişine ozmos denir. oluşturur.
• Bu olayı canlılarda görmek de mümkündür.Canlılarda,kapalı • Bu iki ortamın yoğunluk
ortam,hücre zarıyla sınırlandırılmış olan sitoplazmadır. farklarına göre hücre
• Sitoplazma içerisinde organik asitler, şekerler,organik ve inorganik zarından su geçişi olur ve
tuzlar gibi maddeler bulunur sıvı konsantrasyonu
• Sitoplazma ve dış ortamın yoğunluğuna göre her iki ortam arasında dengeye ulaşana kadar da
su geçişi olur. bu geçiş devam eder.

Ozmotik Basınç
• Hücre kendisinden yoğun (hipertonik) bir ortama • Hücre içindeki maddelerin yoğunluğundan dolayı sıvıların hücreye
girerken zara dıştan yaptıkları basınç şeklinde tanımlanır.
konduğunda, yoğun ortama su vererek zarın her • Ozmotik basıncı oluşturan maddeler çeşitli şekerler, organik asitler,
iki tarafındaki yoğunluğu dengelemek ister. organik ve inorganik tuzlardır (osmotik partikül sayısı).
• Dolayısıyla su kaybederek büzülür. Hücrenin daha • Dolayısıyla hücre içinde bu maddelerin yoğunluğuyla hücrenin
ozmotik basıncı doğru orantılıdır.
yoğun bir ortama konulduğunda büzülmesine • Deplazmoliz esnasında sitoplazma sıvısının zara yaptığı basınçtır (iç
plazmoliz denir. basınç) .
• Hücre kendisinden daha az yoğun (hipotonik) bir • Hayvan hücreleri bu yüksek basınca dayanamaz, parçalanır.
ortama konulursa ortamdan hücreye su girişi • Mesela alyuvarlar kendilerinde daha az yoğun bir ortama konulursa,
ortamdan alyuvar hücrelerine su girişi olur, daha sonra zarları
olur,dolayısıyla su alarak şişer. parçalanır, hücre ölür (hemoliz).
• Hücrenin ortamdan su alarak şişmesine
deplazmoliz denir.

Filtrasyon
• Alyuvarların zarından su düzenli
olarak geçiş yapar. • Bir membranın iki yüzündeki hidrostatik basınç
• Eğer alyuvara çok fazla su girişi
olursa, hücrenin ölümüne sebep farkı nedeni ile yüksek basınçtan düşük
olacak şekilde hücre çatlayabilir,
yeteri kadar su girişi olmazsa hücre
büzülür ve esnekliğini kaybeder.
basınca doğru sıvı ve beraberindeki küçük
• Normal koşullarda her iki yönde geçiş
yapan suyun miktarı öyle hassas
eriyik moleküllerin geçmesidir.
ayarlanmıştır ki, hücrenin hacmi sabit
kalır. • Ör: Kapiller ve böbrekteki filtrasyondur.
– (a) İzotonik (Ozmotik basınçları eşit)
– (b) Hipotonik (Ozmotik basıncı,
hücreninkinden düşük)
– (c) Hipertonik (Ozmotik basıncı,
hücreninkinden yüksek)

5
19/11/2015

Aktif taşıma
• Bir maddenin konsantrasyonun düşük olduğu yerden yüksek olduğu • Aktif taşımaya en güzel örnek:
yere doğru, enerji (ATP) harcanarak taşınmasına aktif taşıma denir.
• Aktif taşıma, canlı zarlar üzerinde enzim ve taşıyıcı proteinlerle • Çeşitli hücrelerde görülen ”Sodyum-Potasyum
gerçekleştirilir.
• Aktif taşımada mutlaka enerji harcanır. Pompası”dır.
• Enerji yetersizliğinde aktif taşıma durur, pasif taşıma devam eder. • Normal şartlarda sodyum hücre dışında,
• Bu durumda bazı maddelerin hücre içi ve hücre dışı yoğunluk
farkları ortadan kalkar ve bunun sonucu hücrede hayatsal faaliyetler potasyum da hücre içinde yoğundur.
durur,yani hücre ölür.
• Örneğin; büyüme ve protein sentezi için mutlaka gerekli olan • Sodyum-potasyum pompası ile yoğunluk
potasyum hücre içinde hücre dışına göre 40 misli daha fazla farkından dolayı hücre dışına çıkan potasyum
bulunmak zorundadır.
• Eğer bu miktar azalacak olursa, hücre yeterli şekilde fonksiyonlarını hücre içine, hücre içine sızan sodyum da hücre
gerçekleştiremez. dışına ATP enerjisi kullanılarak pompalanır.

Resimde iyonların hücre içine alınması Aktif Transport Sistemleri


için enerji harcanarak gerçekleşen aktif
taşıma görülmektedir. • Aktif Transport Sistemleri
– Sodyum-potasyum pompası: Elektriksel potansiyel
farkı oluşturmak için Na-K Konst. gradienti oluşturan
yerlerde bulunur. (sinir ve kas gibi)
– Kalsiyum pompası: Kas kasılmasında önemlidir. Ca
sarkoplasmik retikuluma geri alınmasında kullanılır.
– Sodyum bağımlı co-transport: Şeker ve aminoasit
taşınmasında rol oynar
– Hidrojen bağımlı co-transport: Şeker taşınmasında
kullanılır.

• Dört taşıyıcı sistemde çalışırken: • Pasif taşıma ve aktif taşıma ile taşınan moleküller
doğrudan hücre zarından veya porlardan
• Hücre dışındaki molekül taşıyıcı sisteme geçerken, büyük moleküllerden olan yağ, nişasta,
bağlanır. glikojen, protein vs geçemezler.
• Molekül-taşıyıcı sistem kompleksi membranı • Bu moleküller zarın değişikliğe uğraması ile enerji
geçer. harcanarak hücre içine alınırlar.
• En az bir enzim yardımı ile ATP den elde edilen • Bu olaya “endositoz” denir.
enerji yardımı ile molekül taşıyıcı sistemden • Endositozla hücre içme alınan besinler,
sitoplazmada besin kofulu şeklinde bulunurlar.
ayrılarak hücre içine salınır.
• Hücrelerde endositozla besin alınımı fagositoz ve
• Taşıyıcı molekül eski konumuna geri döner pinositozla sağlanır.

6
19/11/2015

endositoz
• Endositozla katı yapıların • Sıvı maddelerin besin kofulu şeklinde hücreye
hücre içine besin kofulu
şeklinde alınmasıdır. alınmasına denir.
• Katı madde yalancı ayak • Pinositoz olayında, sıvı maddelerin hücre
yardımıyla oluşturulan
hücre zarı ile sarılarak hücre zarına değmeleri sonucunda, sitoplazma içine
içine alınır. doğru cep ya da kanal şeklinde yapılar oluşur.
• Daha sonra içeri çekilen
besin kofulu lizozomla • Bu yapılardan pinositoz keseleri meydana gelir.
birleşerek sindirilir.
• Akyuvarların mikropları • Bu şekilde hücre içine alınan sıvı maddeler
yemesi, amiplerin lizozomla birleşerek sindirilir.
beslenmesi buna örnektir

Eksositoz
• Daha önce de açıklandığı gibi
• Reseptör Aracılıklı Endositoz: hücrelere endositozla alınan
maddeler lizozom enzimleri ile
• Hücre dışındaki makromoleküller özel bir küçük moleküllere parçalanır
(hücre içi sindirim).
reseptöre bağlandıktan sonra makromolekül- • Kesecik içerisinde sindirim sonucu
oluşan artık maddeler ve dışarı
ligand kompleksi endositozla hücre içine salgılanması gereken bazı
metabolik ürünler (transmitter,
alınmasıdır. hormon) hücreden dışarıya atılır.
• Bu olaya “ekzositoz” denir.
• LDL bu yolla hücre içine alınan moleküllerden • Ekzositozda kesecik hücre zarına
tutunur ve tutunan kısımları
biridir. içeriğini dışarı boşaltır.
• Endositozda olduğu gibi
ekzositozda da enerji harcanır.

SİTOPLAZMA ORGANELLER
• Hücre zarı ile çekirdek arasını • ORGANELLER
dolduran, renksiz, yarı saydam, • Sitoplazmanın içinde yapıları ve
yumurta akı kıvamında (kolloid) görevleri birbirinden farklı küçük
bir sıvıdır. parçacıklar vardır. Bunlara organel
denir.
• Partiküllerin içinde dağıldığı
berrak sıvı kısmına SİTOZOL denir. • ZARSIZ ORGANELLER
– ribozom
• Sitoplazma canlıdır ve hücrenin – sentrozom
bütün hayatsal faaliyetleri burada
oluşur. • TEK KAT ZARLI ORGANELLER
• Büyük bir çoğunluğu sudan – endoplazmik redikulum
oluşan sitoplazmada, sudan – golgi cisimciği
başka, organik, inorganik – lizozom
maddeler, organeller, madensel – koful
tuzlar, hormonlar ve vitaminler de
bulunur. • ÇİFT KAT ZARLI ORGANELLER
– mitokondri

7
19/11/2015

Ribozom Sentrozom
• Ribozom: • Sentrozom
• Protein sentezinin yapıldığı
yerdir. • Yalnızca hayvan
• Endoplazmik redikulumun hücresinde bulunur.
çekirdek zarının üzerinde
olabildiği gibi sitoplazma
içinde serbest de olabilir.
• Sentriol denilen
• Aminoasit ve RNA bulundurur. birbirine dik iki silindirik
• Virüs hariç tüm canlılarda yapıdan oluşur.
ribozom bulunur.
• Protein sentezi için gerekli bilgi • Görevi, hücre
DNA’dadır. bölünmesi sırasında iğ
• Bu bilgi DNA’dan RNA aracılığı
ile ribozoma gönderilir. ipliklerini oluşturmaktır.

Endoplazmik Redikulum Golgi Cisimciği


• Endoplazmik Redikulum • Golgi Cisimciği :Yapı olarak endoplazmik
redikuluma benzer.
• Hücre zarı ile çekirdek arasında • Endoplazmik redikulumun kıvrılıp, üst üste
bulunur ve bunlar arasındaki ilişkiyi yassı kesecikler oluşturmasıyla meydana gelir.
sağlar. • Başlıca görevleri şunlardır: Salgı maddelerinin
• Kıvrımlı bir yapısı olup, kanallar üretilmesini sağlar.( vücudumuzun tükürük,
sistemidir. ter, süt bezlerinde çok bulunur.)
• Hücre içi taşıma ve depolama sistemi • Başlıca fonksiyonu endoplasmik retikulumda
sentezlenen maddelere son şeklini vermek,
olarak görev görür. diğer bir değişle paketlemektir.
• İki çeşittir; ribozom taşıyanlar • Depo görevi görür.
(granüllü e.r), ribozom taşımayanlar • Lizozom ve koful oluşumunda etkilidir.
(granülsüz e.r). • Sindirim enzimi üretir.
• Granüllü endoplazmik redikulum, • Yağların sentezinden, hücre zarının yapım ve
ribozom sayesinde protein sentezine onarımından sorumludur.
yardımcı olur. • Sperm ve alyuvar hücrelerinde golgi
bulunmaz
• Granülsüz endoplazmik redikulum ise
yağ sentezine yardımcı olur.

Lizozom
Koful
• Lizozom :Yalnızca hayvansal
hücrelerde bulunur. • Koful:
• Burada sindirim enzimleri bulunur.
• Görevi hücre içi sindirimidir. • Bulunduğu hücrenin çeşidine göre depolama,
• Hücre yaşlandığı zaman patlar ve
hücrenin kendi kendini sindirmesini
sağlar (intihar kesecikleri).
sindirim, boşaltım gibi görevler üstlenir.


Bu olaya otoliz denir.
Ayrıca hücreye giren yabancı
• Madde taşımacılığında etkilidir.
proteinleri ve protein yapısındaki
maddeleri parçalarlar. • Tek hücrelilerde besin ve boşaltım kofulları
• Karaciğer, dalak ve akyuvarlarda çok
sayıda bulunur. gibi çeşitleri vardır.

8
19/11/2015

Mitokondri Peroksizom
• Mitokondri :Hücrede enerji (ATP) üretimini • Peroksizom :Tek kat zar ile çevrili olan
sağlayan merkezdir. peroksizomlar metabolik aktivitesi
• Sayısı hücrenin enerji ihtiyacına göre değişir. fazla olan, karaciğer, böbrek, ve kalp
• Çizgili kas, sinir, kalp ve karaciğer kası gibi hücrelerde fazla bulunurlar.
hücrelerinde mitokondri fazladır.
• Dış zarı düzgün, iç zarı ise kıvrımlıdır. • Bunlar katalaz, ürik asit, oksidaz ve d-
• Yani, iç zarı matrix içine doğru uzamıştır,
aminoasit içerir.
böylece yüzey arttırılmıştır. • Hücrede zehir etkisi yapan hidrojen
• Bu uzantılara krista denir. peroksiti (H2O2); H2O ve ½ O2’ye
• Mitokondri içindeki sıvıya matrix denir. dönüşen katalaz enzimini taşıyan
• Kendine ait DNA, RNA ve ribozomu vardır. organeldir.
• Gerektiğinde çoğalabilir. • Perksizomlar yağ asitlerini
• Gerektiği zaman bölünebilir, büyüyebilir ve oksitleyerek metabolik enerjinin en
kendisi için gerekli bazı proteinleri büyük kaynağını oluştururlar ve bu
sentezleyebilir. özellikleriyle hücre için hayati bir rol
• O2’li solunum, hücre sitoplâzmasında oynarlar.
başlayıp mitokondride devam etmekte ve
açığa çıkan enerji ATP şeklinde
depolanmaktadır.

ÇEKİRDEK

• ÇEKİRDEK • 1-Çekirdek Zarı:Çekirdek içi


• Hücrenin bölünme ve büyüme ile sitoplazmayı birbirinden
faaliyetlerini yöneten kısımdır.
• Ökaryot hücrelerde bulunur. ayıran kısımdır.
• Genellikle hücrelerde tek • İki katlı olup, yapısı hücre
çekirdek bulunur. zarına benzer.
• Görevleri; hücreyi yönetmek,
kalıtım bilgisini taşımak ve hücre • Üzerinde porlar bulunur ve
bölünmesini sağlamaktır. tam geçirgendir (RNA ve
• DNA’nın bulunduğu ve bu ATP’yi geçirebilir.)
bilgilerin RNA’ya aktarıldığı yerdir.
• Çekirdeğin yapısını dört kısımda
• Çekirdek ile sitoplazma
inceleyebiliriz: arasında madde alış verişi
sağlar.

• 2-Çekirdek Öz • 3- Çekirdekçik:Çekirdek öz
suyunun yoğunlaşması ile
Suyu:Çekirdeğin içini oluşan kısımdır.
dolduran, yapı olarak • Sayısı birden çok olabilir.
sitoplazmaya benzeyen • Yapısında RNA ve proteinler
bulunur.
kısımdır. • Protein sentezinde rol aldığı
• İçinde su, organik, sanılmaktadır.
inorganik maddeler, • Hücre bölünmesi esnasında
kaybolur, sonra tekrar
nukleik asitler (DNA, ortaya çıkar.
RNA) bulunur.

9
19/11/2015

• 4-Kromatin
İplikler:Çekirdek öz suyu
içerisine dağılmış olan ağ
ve yumak şeklindeki
yapılardır.
• Hücrenin bölünmesi
esnasında kısalıp
kalınlaşarak kromozom
haline dönüşürler.
• Kromozomlar protein ile
genetik şifremiz olan DNA
molekülleri taşırlar

10

You might also like