You are on page 1of 8

19/11/2015

Boşaltım Sistemi
• Homeostazın sağlanmasında pH ve vücut
sıvılarının normal aralıklarda tutulması
BOŞALTIM FİZYOLOJİSİ çok önemlidir. Boşaltım sistemi bu işlevi
yerine getirirken metabolik artıkların ve
kimyasalların uzaklaştırılmasını sağlar.
Müge BULAKBAŞI Boşaltım sistemi ayrıca ilaçlar ve toksik
Yüksek Hemşire olabilecek ilaç ürünleri gibi yabancı
maddelerin vücuttan atılmasında da
önemli rol oynar.

Boşaltım Sistemi Böbrekler


• Boşaltım sistemi kandaki
maddeleri süzen bir çift • Böbrekler abdomenin arka duvarında
böbrek, idrarı
böbreklerden taşıyan bir columna vertebralisin her iki yanında
çift tübüler üreter,
üreterlerden idrarı
T12-L3 vertebralar arasında, sağ ve sol
toplayan ve bir rezervuar tarafta yer alan, fasulye biçiminde
görevi gören mesane ve
idrarın vücut dışına retroperitoneal bir organdır.
atılmasına aracılık eden bir
üretradan oluşur.
• Boşaltım sistemi ayrıca
vücutta su ve elektrolit
konsantrasyonlarının
düzenlenmesinde hayati
bir önem taşır.

Böbrekler Böbrekler
• Sağ böbreğin üzerinde karaciğer • Ayakta durunca ve solunum hareketleri
bulunması nedeniyle sağ böbrek sol ile birlikte bir miktar yer değiştirir.
böbreğe göre biraz daha aşağıdadır. • Yağ dokusu az olan ya da çok zayıf
• Böbrekler yağ dokusu ile desteklenerek kişilerde böbrekler normal yerlerinden
normal yerlerinde tutunur. daha aşağıda bulunabilir, bu durum
• Bu yağ dokuları aynı zamanda böbreği pitozis olarak tanımlanır
soğuktan ve sıcaktan korur.

1
19/11/2015

Böbreğin Görevleri
• Böbreklerin esas görevi vücut sıvılarının
hacim, içerik ve pH bakımından
düzenlemektir. Bu sırada böbrekler
kandan kaynaklanan metabolik atıkları
alır ve dışarı atar. Böbrekler ayrıca
eritropoetin hormonu salgılayarak kan
basıncının düzenlenmesinde ve D
vitaminini aktive ederek kalsiyum
absorbsiyonunda rol oynar.

Böbreğin Fizyolojisi
• Metabolizma artıklarının vücut dışına
atılmasına boşaltım denir.
• Vücuda alınan ve kullanılan her şey artık
maddelerin oluşumuna neden olur.
• Hayatın devamı için metabolizma
artıklarının vücuttan uzaklaştırılması
zorunludur.

Böbreğin Fizyolojisi
• Böbrekler su, tuz metabolizmasını ve • İnsan vücudunun % 60–70 kadarı sudur
elektrolit dengesini ayarlar. ve bu miktarın korunması gerekir.
• Kan böbreklerde süzülür ve atık, zehirli • Normalde vücudun kaybettiği ve
maddeler idrar olarak dışarı atılır. kazandığı su miktarı birbirine eşittir.
• Süzülme ve idrar oluşumu böbreklerde • Boşaltımda direkt görev alan organ
gerçekleşir. böbreklerdir.
• Boşaltımla vücuttan uzaklaştırılan • Üreterler, mesane ve üretra bu sisteme
zararlı maddelerin başında üre gelir. yardımcı organlardır.

2
19/11/2015

Böbreklerin görevleri
Nefronun Yapı ve Fonksiyonları
• Sıvı atılımını gerçekleştirerek vücuttaki plazma ozmolaritesinin • Böbreğin işlevsel olan en küçük birimine nefron
normal sınırlar (300 m Osm/1) içinde kalmasını,
• Plazma H+ iyon konsantrasyonunun normal sınırda kalmasını, denir.
• Vücutta fonksiyonel olarak bulunan sıvı, elektrolit dengesinin • İnsanın her iki böbreğinde toplam 2-2. 5 milyona
korunmasını,
• Metabolik artık ürünlerin (üre, ürik asit, kreatinin) atılımını, ulaşan nefron vardır.
• İlaçlar, toksinler ve metobolitlerinin vücuttan atılmasını, • Bir nefronda;
• Hücre dışı , sıvı hacmini ve kan basıncının hormonal olarak
düzenlenmesini, – bowman kapsülü,
• Peptit hormonlarının yıkımını, – glomerulusa kan getiren afferent (getirici) damar,
• D vitaminin aktif hâle gelmesini, – glomerulden kanı uzaklaştıran efferent (götürücü)
• Adrenal medulladan prostaglandin hormonunun salgılanmasını damar,
sağlar.
– glomerulus ve
– tubuluslar bulunmaktadır.

Nefronun Yapı ve Fonksiyonları Nefronun Yapı ve Fonksiyonları


• Tubuller de • Bowman kapsülü, yassı
epitelle döşenmiş, içi
proksimal tüp, henle boş bir yarı küre
kulbu, distal tüp ve şeklindedir.
kollektörden • Bu yumağa glomerulus
(toplayıcı kanal) denir.
• Kanın süzülme işi
oluşmaktadır. burada gerçekleşir.
• Her nefronun • Bowman kapsülü ile
proksimal ucuna glomerulusların ikisi
birden birleşerek
bowman kapsülü malpighi (renal
denir. korpüskül) adını alır.

Nefronun Yapı ve Fonksiyonları Bowman Kapsülü


• Glomerulus, Bowman • Kadeh şeklinde bir
yapıdır ve böbreğin
kapsülü, proksimal başlangıç kısmı olup
tubulus ve distal böbrek kortexinde
tubulus böbreğin bulunur.
korteksinde; henle • İki epitelyal hücre
tabakası ile
kulbu ve toplayıcı aralarındaki boşluktan
kanallar ise böbreğin oluşmuştur.
medullasında yer • Bu boşluğa bowman
kapsül aralığı denir ve
almaktadır. böbrek tubulusları
buraya açılır.

3
19/11/2015

Bowman Kapsülü
• Kalpten basınçla gelen kanın • Plazmayı süzmek için gerekli olan kan
plazmasındaki su, çeşitli tuzlar, glukoz, basıncı, renin enzimiyle böbrek içinde
üre, ürik asit, kreatin vb. maddeler düzenlenir.
bowman kapsülü duvarından tubulusa • Bu enzim renal kan damarlarının düz
geçer. kaslarında sıkışmaya yol açar.
• Bowman kapsülünden dakikada kalpten • Böylece kan basıncı yükselir ve kan
gelen kanın % 20-25’i geçer, böylece 1-2 bowman kapsülüne süzülür.
litre kan filtre edilir.

Glomerüler Glomerüler
• Her bowman kapsülüne • Glomerül kılcallarının
böbrek arterlerinden
ince bir dal gelir. çeperleri iki
• Bu dal kendi üstüne katmandan oluşur.
kıvrılarak yumak • Bu yapı, damarların
oluşturur.
• Çok parçalı kılcal hem yüksek basınca
damar yumağına dayanıklı olmasını
glomerulus adı verilir. sağlar hem de
• Kalbin pompaladığı protein ve kan
kanın dörtte biri
böbreklere gider ve hücrelerinin dışarı
süzülür. çıkmasını engeller.

Glomerüler İdrar Oluşumu


• Glomerül kılcallarında su • Böbrekler, idrar miktarını azaltarak ya da
ve erimiş maddeler, sadece
dışarıya verilir. çoğaltarak vücudun su miktarını dengede
• Kılcal damarlarda arteriyol tutar.
tarafından dışarı verilip • Glomerüler süzüntü, kimyasal olarak kan
venül tarafından tekrar
içeriye alınır. plazmasına benzer.
• Glomerül kılcalları, • Bu süzüntünün hepsi vücuttan atılmaz.
taşıdıkları bol miktarda
gözenek sayesinde diğer • Ama bu süzüntünün büyük bir kısmı, tekrar
kılcallardan 100 kat daha
geçirgendir.
emilerek dolaşıma geri döner.
• Glomerülün fonksiyonu • Sadece zararlı maddeler idrar yoluyla
filtrasyondur. vücuttan atılır.

4
19/11/2015

İdrar Oluşumu Filtrasyon


• Böbreklerde idrar oluşumu üç aşamada • Kanın süzülme
sürecinde ilk adım olan
gerçekleşir. filtrasyon, fiziksel bir
süreçtir.
• Bunlar; • Glomerulllerde kan
– filtrasyon (süzülme), yığılması olur ve basınç
yükselir.
– reabsorpsiyon (geri emilim), • Bu yüksek basınç
– sekresyon (salınım)dır. yüzünden kan plazması
glomerülllerden
bowman kapsülüne
süzülür.

Filtrasyon Filtrasyon
• Bu süzülme ile birlikte • Kan hücreleri ve proteinler büyük
kandaki su ve
çözünmüş küçük moleküllü oldukları için süzülmezler ve
moleküllü maddeler
bowman kapsülüne efferent arterler ile genel dolaşıma geri
geçer. dönerler.
• Ancak glomerüldeki
süzülme yeterince
seçici değildir.
• Vücut için gerekli olan
aminoasit, glikoz ve
tuz da süzülür.

Geri Emilim (Reabsorbsiyon) Salgılama (Sekresyon)


• İdrar oluşumunun • İdrar oluşumunun son
ikinci aşamasıdır. aşamasıdır.
• Filtrasyon ile • Vücut için zararlı
tubuluslara geçen olmayan ya da zararlı
süzüntü şeklindeki olan atık ve yabancı
zararlı maddelerin maddelerin, kandan
dışında kalan su ve alınıp tubulus sıvısına
erimiş maddeler, verilmesi olayıdır.
tekrar emilerek kana, • Böylece, kan bu
yani dolaşıma katılır. maddelerden
• Bu olaya reabsorbsiyon arındırılır ve idrar
denir. olarak atılacak olan
sıvıya geçirilir.

5
19/11/2015

Salgılama (Sekresyon) Salgılama (Sekresyon)


• Başka bir deyişle glomerulusta • Sekresyon sırasında, kandan bazı
süzülmemiş zararlı maddeler efferent maddeler alınır ve idrara verilir.
arterin daha küçük dallarından • Kandan alınıp idrara verilen maddeler,
salgılanarak tubuluslara geçer. su, kreatinin, asit, potasyum,
magnezyum, sülfat, klorür gibi yabancı
maddelerdir.
• İdrar miktarını ADH ayarlar.

İdrarın oluşumunun aşamaları İdrarın Özellikleri


• Erişkin bir insan, günde yaklaşık 1000 -1800 cc. idrar çıkarır.
• İdrarın rengi sabahın ilk saatlerinde koyu sarı olmakla birlikte, ilerleyen
saatlerde açık sarıya döner.
• Su, tuz, üre, ürik asit ve kreatinin gibi protein atıklarından oluşmuştur.
• Sarı renk hemoglobinin parçalanması sonucu açığa çıkan ürokrom
pigmentlerinden ileri gelir.
• Ayrıca alınan diyet ve ilaçlara bağlı olarak da idrarın rengi değişir.
• İdrarın rengi genelde berraktır fakat sağlıklı ve hastalıklı olma
durumuna, yine aldığı ilaçlara göre rengi bulanıklaşır.
• Uzun süre bekletilen idrarda bakteriler tarafından ürenin amonyağa
dönüşmesi sonucu keskin bir amonyak kokusu
• görülür.
• İdrarın % 95-96’sı su, kalanı çözünmüş maddelerdir.

• Normal idrarda glukoz ve plazma proteinleri bulunmaz.

Böbreklerin Asit-Baz Dengesine


Klirens (Arınma)
Etkisi
• Kan plazması böbreklerden geçerken bazı zararlı maddeler
buralarda tutularak idrarla dışarı atılır. • Böbrekler, idrarı asitleştirerek veya
• Böylece böbreğin temizleme ya da plazmayı birçok maddeden
arındırma işlemine klirens denir alkalileştirerek asit-baz dengesini korur.
• Plazma klirensi, ilgili maddenin bir dakikada idrarla çıkan
miktarını taşyan plazma hacmidir. • Diğer sistemlere göre daha etkin ve
• Plazma klirensi, böbreklerin, plazmayı temizleme kabiliyetini
belirten ölçüdür. düzeltici bir fonksiyona sahiptir.
• Plazmada bulunan bazı maddeler, böbreklerden tam olarak
temizlenirken bazı maddeler tam olarak temizlenmez. • Böbrekler fazla olan maddeyi atarak
• Örneğin ürenin tamamı idrarla dışarı atılmaz. veya az olanı tutarak patolojik durumu
• Yüksek diffüzyon gücüne sahip olan ürenin bir kısmı
tubuluslardan geri emilerek kana verilir. düzeltir.
• Geri kalan üre, 1 dakikada oluşturulan 1 ml idrarla dışarı atılır.

6
19/11/2015

Böbreklerin Asit-Baz Dengesine Jukstoglomerular Aparatus ve


Etkisi Renin Angiotensin Sistemi
• Homeostasis mekanizmasının bir parçası olan • Süzülmenin düzenlenmesi, böbrek
böbrekler, asit- baz dengesini sabit tutmaya çalışır.
• Asidoz durumunda böbreklerden H+ atılması hızlanır tarafından çıkarılan ve emilen
ve bikarbonat geri emilimi artırılır. maddelerin miktarı, glomerulus
• Alkaloz durumunda ise H + atılımı azalır
bikarbonatın atılması hızlanır. filtresinin düzenlenmesine bağlıdır.
• Vücut sıvılarının pH’ı dar sınırlar içinde, değişmeden • Eğer bu filtrenin geçirgenliği
tutulmaya çalışılır.
• Buna karşın idrar pH’ı 4,5–8,0 arasında değişebilir. fazlalaşırsa bazı maddeler geri
• Hidrojenin idrarla atılması nedeniyle idrar pH’ı emilmeden hızla borunun içinden akar.
genelde asidiktir.

Jukstoglomerular Aparatus ve Jukstoglomerular Aparatus ve


Renin Angiotensin Sistemi Renin Angiotensin Sistemi
• Bir organda kan basıncının artması, kan • Kan basıncının sınırları 80-120 mm
akımını da artırır. Hg’dir.
• Fakat böbreklerde kan basıncı artsa bile • Bunun altındaki veya üstündeki
böbreklerden geçen kan akımı değişmez. değerlerde böbrekten geçen kan
• Aynı şekilde kan basıncının azalması da akımının ayarlanması bozulacaktır.
belli bir süre kan akımını değiştirmez. • Böbrekler bu basınç değişmelerine
karşın kendini ayarlamaya çalışır.
• Bu duruma otoregülasyon denir.

Jukstoglomerular Aparatus ve Jukstoglomerular Aparatus ve


Renin Angiotensin Sistemi Renin Angiotensin Sistemi
• Eğer süzülme oranı düşükse normal olarak • Henle kulbuna gelen filtrat miktarının
salgılanan maddelerin çoğu geri emilir. azalması, tubuluslar içi basıncını düşürür.
• Süzülme basıncı ve süzülen miktar,
glomeruluslara gelen arteriyolllerin düz • Bu düşme sonucu tubuluslar, kollabe
kaslarda kasılması ya da gevşemesiyle olarak kapanır.
belirli limitler içinde değişir. • Filtrat miktarı artınca basınç artarak
• Kan basıncı düşünce, afferent arteriyol normal duruma dönülür.
genişler, efferent arteriyol daralır.
• Böylece kan akımı, dolayısı ile filtrasyon
hızı sabit tutulmaya çalışılır.

7
19/11/2015

Jukstoglomerular Aparatus ve Jukstoglomerular Aparatus ve


Renin Angiotensin Sistemi Renin Angiotensin Sistemi
• Distal tubulun kıvrımlı olan kısmına, • Makula dansadaki klor veya sodyum
afferent arteriyole yakın olan bölümüne yoğunluğu az ise jukstoglomerüler
“macula densa” adı verilir. hücrelerinden renin salgılanmasına neden
• Bu bölgedeki afferent arteriyol olur.
hücreleri değişime uğrayarak
jukstoglomerüler hücreleri meydana • Renin enzimi afferent arteriolün
getirir. hücrelerinden salgılanan ve kan
• Makula dansa hücreleri, reseptör görevi basıncının düzenlenmesinde önemli rolü
görürler. olan enzimdir.

Jukstoglomerular Aparatus ve Jukstoglomerular Aparatus ve


Renin Angiotensin Sistemi Renin Angiotensin Sistemi
• Renal perfüzyon azaldığında jukstaglomerüler • Anjiotensin II; heptapeptit olan
hücrelerdan kana, renin salgılanır. anjiotensin III’e dönüşür.
• Renin kanda bulunan ve bir polipeptid olan
angiotensinojene etki ederek anjiotensin I • Anjiotensin III, aldesteron sekresyonunu,
oluşturur. anjiotensin I; akciğerlerde, pulmoner anjiotensin II’ye göre daha fazla artırıcı
endotelde bulunan bir konverting enzim aracılığı etkiye sahiptir; bu mekanizma ile hem
ile angiotensin II’ye dönüşür. vazokonstrüktör etki, hem de aldesteron
• Anjiotensin II’nin sürrenal korteksten salınımı sonucu Na+ ve su reabsorbsiyonun
aldesteron salgısının artmasını sağlayıcı etkisi
de vardır. artması, volümün çoğalması, kan basıncında
yükselmeye neden olur.

Renin Angiotensin Mekanizması

You might also like