You are on page 1of 16

----...__..

_--~

-~:.0::;;-;-.:~--T 12~3 t
- - -···---·- .1---~ ·--- ·· - -~· --
Tasnif Ho.
---.J..·------~-

SELÇUK_ÜNIVERSiTESi
iLAHiYAT FAKÜLTESi'
DERGiSi

Yıl : 1991 Sayı : 4


EBÜ RE"'ı'YE'NiN "ADVA ALE'S-SÜNNE EN-NE'BEViYYE"
ADLI ESERi ÜZERıiNE BiR OEGERLENDiHM·E

Zek·eri:ya GÜLER(*)

Kur'ôn-ı K·eri·m: sünnet'e -itt.ibôın lüzum ve pnemini bariz bi:r şeki,lde


b~ycrn eder :

"Rabbin hakkı ·i·oin, onla-r, arala·rında çı.kon o·nl-a-ş.ma·zhklo·rda s-e ni ha-


kem kılmadıkco, sonra dıa verdiğin hükümden dola•yı h1i'Cbir sıkıntı duyma-
dan sana bütün tesl-iım-iyetleriyle ba- ş ·eğmeden iman etm:iş olma·z·lar." (1).

"AIIôh ve RasOiü bir iş·e hüküm v•erdiği zo·ma·n, ·rnü'-min bir erke'k ve
kadın içtn, kend·i -işlerinden dola·yı AUôh ve Peygam'ber'•i-n hük-
mü'•mi-n bi•r
müne ay·krrı ola·nı seome hakkı yoktur." (2). '

"RasGI si-z-e ,ne verdiyse onu a·l·ın, size ne yasa· kl·adıysa ondan da· vaz-
g-e cin." (3).

RasOiullôh .(s.a..v.)'ın da konu i·le oiÔ'kulı ikaz -mahiyetiınde · -hadisleri


bul-unmaktadır. Kur'ôn'ın ·kaıt:iy-yeti yanında, mü·tevô·t ir o/·moya•n hadisleri-n
zonn ·ifıa.dıe -etmes·i gerek:çe·sinden hore-ketle i:ler-i sürül·en v.e "Kur'ôn'la- ye-
t.inme" g'i-bi bir aıkı·m ve bir probleme de dikkatleri çek-en bir hadis-i ha:tır­
lotmayı uyıgun bulmoktayız:

"Sakın hô, sizden bir·inizr., kornı tok koltuğu-na kur-ulmuş: beniım emir
ve yaısa·l<lıanma a.i-t bir f?(ey .kendi-s ine geldiği zornan "biz onu bunu bilme-
yiz, Alıfôh'ın 1 kitaibındo ne -bulursa·k ona uyanz" derkıen bul-mayayım." {4).

Peyga•mbe-ri-miz (s.a.v.)'e · it·oaıt ve tes!.i·miyetin lüzum ve ön-emi:ni belıi-r­


ten ôy·et ve hadisler. sünnet'i-n, teşri'de Kur'ôn'dan sonr-a ·ikinoi temel
kaynak olduğunu göster·mektedi·r. Otori;te:Je·r. Sünnetin, Kur'fı·n karşısında­
ki fon··ksiyonunu şu şekilde tesbit etımiş·lerdi-r:

(*) S. ü. İh\hiya:t Fak. Hadis Anabilim· Dalı Araş·tırnia Görevlisi.


Cl) en-Nisa, 79.
(2) el-Ahzab, 36.
<3) el-Haşr, 7.
(4) Ebu Davud, Sünne, 5; İmare, 33; Tirmizi, Ilm, ıo: İbn Mace, Mukaddime,
2: Darimi, Mukaddime, 49; İbn Hanbel, II, 367; IV, 131, 132; VI, 8; eş-Şa­
fii, er-Risaıe, thk. Ahmed Muhammed Şakir, Kahire, 1940, s. 403, 404; Da-
rekutni, Sünen, Kahire, 1966, IV, 287.
188 Ebu Reyye'nin "Adva Ale's-Sünne en-Nebeviyye" Adlı Eseri...
- - - -- ·- - - - - - - - - - -- -- - - - - - - - - -

o} Sünn·et, -Kur'ôn'ın getiırdiğini te'yid eder.

b) Sünnet, Kur'ôn'da o·cı·kfa;ması yapılma:mış mücmel mevzOla·rı tef- ,


sir eder.
c) Sünn-et, Kur'ôn'da hükmü bulunmayan bir konuda hüküm ko-
·var. ('5).
Kur'ôn - hadis münasebeU konusunda Prof. Dr. Fa,zl·urrahmôn do şu
görüşted-ir: Artı-k te·k geleneik sözlü sünnettir, z-i·ro yaşayon sünnet, mev-
cut olduğu sürece, ·g·e·cerfii-1-iğln:i a-r.trik hod'l-sten alırnoktadır ve Hz. Peygo.m-
berle. oynı zoıma•ndo is-laım ümmettne tebli:ğ edi·lıip on'Un to-ra-fında-n anlaşı- ·
l·a·n Kur'ôn'la, teme·lli bi·r bi:c+mde .j-rtiba·t sağlaımanın tek yolu hadis'te-n
gecmektecHr. Çünkü hadis, bi·r bütün olarak biır taırafo a,tılsaydı, Kur'ôn'ın

tmıih'Hiği· neait olon temel·, bir vuruşto ortadan ka·ldırılırdı. .. (6).


Hôdis -geniş i:fadesli-yle sünnet- ve ona- bağlı olan i·l·imler~ Tefsir, Fı­
· kıh, Siyer ve Kelô·m gibi di-ğer islômi ilim- daı/ıları ic·i·n kaıyıno1k ·malzeme d-u-
rumundadır. Bu itibaırla· Hadis ve Hadis Hi·mleri·, a-sırla·r boyunca' en genıiş
ve şümullü calışmalo- ro sahne ol.muştur (7). ·

RasGI·ul!lôh (s.a.v.)'ın sohbet, taHm ve terbiıyes·iyle yetişen. Roıbbôni


-rızôya mazha•r ola·n ve bir kısmı henüz dünyada· ··i·ken Cennet'le müjdele-
nen -s ohôbe, tôbiün ve ·etbôu't-tôbi-in, sünneti ·muha·fazo •mevzQundo. ta-
rihte ·misli .görülımemiş hassasiyeti gösterm.işler. hadis, fetvô ve ictihod- ·
ların son·rnki nesillere intıi·kaıliınde üzerlerine düşen va.z.Jfeyi hakkıyla yeri-
ne getirm i-ş lerd: ir.
EyyQb es-ScrhNyôni el-Basri (v. 131/748)'nin "bi·r hadis nakletıNğin za-
man "bıraik şunu, bize Kur'ôn'don bahset" diyen ki'mSe bH ki, sapı·ktır, saıp­
tırıcıdır." (8) şekJıi.nde önem,lıi. iık·a-zı, i·ma·m E'bQ Hani~e (v. 150/767)'n~n
"bıra:k şu hadisleri" diyerek :i-Nraz eden laubôli bi·rin~ "eğ,er sünnet olmo-
saydı h·ic:bi:rimi·z Kur'ôn'ı onlıyaıma·zdı-k" (9) şekJ:i·n·de gösterdiği .tepki·, Süf-
yôn es-Sevri (v. 161/777)'-nin "Hadis ta·lebi v-e tahsi.f'inden daha· üstün bir

(6) FazlurrahmA.n, İsıarn ·(çev. Doç. Dr. Mehmet Da~- Doç. Dr. Mehmet Aydın),
Ma Yenba~i fi ~ivayetih ve Hamlih, thk. Abdurrahman M. Osman, Kahi-
re, 1968, II, '230 - 235.
(6) Fazlurrahman, İslam, (çev. Doç. Dr. Mehmet Dağ - Doç. Dr. Mehmet Aydın), ·
İst., 11J81, s. 82, 83. ·
(7) Yüksek Lisans Tezi olarak hazırladığımız Hadis Bibliyografyası Doğuş ve _
Gelişimi U - IV/VII - X) adlı bibliyografik ar·aştırmamızda başlangıçOO.n
hicri IV. asrın sonuna kadar, tesbit edebildiğimiz matbfi- mahtüt yakla-
şık 1~()0 k·itabiyat - bize kadar gelemeyenler· d-e bu rakama dahil~ir - bu
gerçe~i isbat etmiş durumdadır.
('8) el-Hakim. Ma'rlfet·ü Ulümi'l-Hadis, s. 65; es-Suyfttt, Mi'!ta.hu'l-Cenne fl'l-
İhticA.c bi's-SUnne, ·thk. Mustafa Abdulkadir Ata, Beyrut, 1987, s. 52.
(9) Bkz. el-Kasimi, Kavaıdü't-Tahdis min Funfıni Mustalahı'l-Hadis, s. 298.
Zekeriy-a GÜLER ' 189
-------------------------------------------------- -~----

aımel bi:lmiyorum." (10) ve lma;m ·eş-Şôfil (v. 204/819)'-ni-n "Hadis ehHni


gördüğüm zo·man, sank·i R·asO~ullôh {s.ıa.N.)'ı görmüş gibi· oluyorum." (11)
diyerek, -ha·dls ve hadis ·Hi·m daH:a•rıına verdi·kleri öne-m, sözkonusu ·i·li·mle-
riın za.bt, tedvin, •tasnif ve ıintika·li ·rci·n bir t·eşv.i·k unsuru ol-muştur.

'Ka•tl ve fiıtneni:n ztıhurundıa·n önoe hadi,s rivôyati esnası-nda sened ve.


rôvUeri1n durt.tmu sorul·madığı halde, yala·n isnôd ve v·az' hıaorekeHnin baş­
·ladığı za·maınla·rda sen~ed ve tôvller.i-n durumunun soruJ.ması, ·isnôd zi·n oiri-
nrn oroştırıl,mosı, selef-halef ehıl-·i ;hadrsi:n bu ~konuda ciddiyet ve ha 1SSıO•si­
yet~ni ortaoya koy-mo·ktadır. Onlaırın bu tatb~kotı, hadis Hi-m da~ııarında·n
cerh ve ta'dil ilmi·nin doğ"Uşuna zemin hazırlamış, Z.ua·fô, Srkôt, Taba-k ôt,
Tôrihu'·r-ruvôt ve Tezk•iia gibi rôvilere 'CI·it biyogra-fi kitaplannın telifi!n·e
sebep ol·muştur.

Üzülerek kaydetmek g-e r·e kir ki, haıyırlı nesil Sahabe devri·nden sonra
sünnıet cevresinde o1uşturulon biır to•kım şüphe ve tereddütler (12), osrı­
mızda da ca·nJ.ılığ,ını ımuhaıfaza .e tmektedir. Söiıkonusu şüphe ve tereddüt-
lerde, ·müsteşri·kleri: n ve onlıardon etkhlenen müslümaın il·i-m ve fikir ado·m-
kı•rını-n pa·yı oldukca 'büyüktür.

Hadis. ve genel olaro-k isıarn Tôri'hi ·ile .ilgiti ·calışma.fa.rıylo · meşhu-r olan
Al·maın .müsteşr~k A. Spr.enger v.e .halen ı. Goldz·ilher (ö. 1921)'in 'Hadis i.l-
-mi·n in rl•k ya.zılı ma·lzemelerinıi teşkil eden ık·i•tôbetü'l-hodis ve bunu taik'i'b
eden tıedvin v.e tosnif (13) dönemler~ne fa·rk·lı ıbakı· şları, bazı çevrelerde
sünnete olon güveni sarsooa·k kadar etk•Hi olımuştur.

-Başto Gold~i'her olmak üzere müst·eşrtklerin iddialaırındaın biri-si şu­


·dur: -Gerek sünn.e ti .tedvine teşvi-k eden v·e gerekse bunda·n meneden ha·-
d·i~sler, .bi·r to·ra·ft<ı·n ehl·-ıi had-isrn, diğer yaından ehl-i re'yiın birbi·rine zıt olan
·ka.naatlerini te'yid eden sözler uydur:mok üzere g~rişti·kleri· yarışla-rın
bi-r neUcesidir. Ehl..;i hadi·s, had~sleri-n sıhha:ti ve on·larlo ·rhtioac hususun-
da eHerıi-nde bir delil bulunmo;sı ~c-i· n hadislerin ya· zıJ:ması.nın cevôzına, -kôil
oluyorlar. Ehl-1 re'y i-se - a·ksine- hadisin sıhha-tinl ve onunla ihticacı 'tn-

(10) İbn Abdilberr, a.g.e., I, 56; el-Kettani, er-Risale el-Mustatrafe, İst .• 1986,
s. 219.
(ll) et-Kettani, a.g.e., s. 221. .
(12} Tarih boy1:1nca eski- yeni hadis inkarcıları veya şüphecileri hakkında bkz.
Fazlurrahman, a.g.e., s. 78, 82, 315 vd.
(13) Tedvin: Muhtelif sahabiler tarafından rivayet edilmiş ve dağınık halde
bulunan hadislerin; kitaplarda toplanmasını ifade eden dönem.
Tasnif: Belli bir sisteme göre düzene konuımam ış olan müdevven hadisle-
rin, müsnedlerde olduğu gibi sahabt ravilerinin isimleri altında biraraya
getirilmesi veya musanneflerde olduğu gibi belli bab ve konulara göre telif
edilmesini ifade eden dönem.
190 Ebu Reyye'nin "Adva Ale's-Sünne en-Nebeviyye" Adlı Eser: ...

ka~r ·edebilmek icin _hadislerin yazıl·ma,ktan nehyediıldiğini ve yazı-lmadığı-nı


il-eri s ürüyorl-a.r (14).
"Nedense bi-r defa tasavvur et,miş olduğu neticeye VO'rmaık iıçin ba-zı
garip ·iz.ahl-an vardır" diyerek, Goldziher'in h-are;ket noktasının peşin fikir
v-e şartlı yaklaşımdan kayna-klandığını t~ esbiıt eden Fuôd Sezgin, -adı geçen
müsteşrikın konu ·ilıe a-lôk-a:lı tezaıt teşkil eden görüşlerini -söz-k onusu ede-
rek tenkid ·etme'ktedi.r (15). Müsteşriıkl,eri· n, islömi a·raştırmnlarda,ki ge-ncı
tavrını şu beyt canlı ·bi·r şekilde tasvir eder:

\ ~)

(16)

Genelliıki-e Peygamber (s.'a.v.). s·ahôbe ve tôbiOn devri-nde yazılmış


olan küçük çopta·ki ve a-z s-ayıda ıha·di'S ·ihtiva eden m·ecmu-a.la·r, şeklinde
tarif ed·i'len Sahifeler, hadis müdevv.enôtının temel·ini ıteşkH etmiş ve taıs­
nif dönem·~nin ~mahsOiü olon ba·zı 'hadi-s literatürünün iCi,n de biz'e kadar
-ulaşmıştır:

a-) AıJi b. Tôli'b (40/660)'i:n Sqhifes~ (17);


b) 5-emuro b. Cündeb (60/679)'in Sa-hifesi. ibn Ha-nbel''i-n Müsned'-in-
de V. 7- 23. (18);
c} Abdullôh b. Amr b. el-As (63/682}'ın Sahifesi. ibn Hanbel'-in Müs-
ned'i,nde, ll, 178- 227. (19);
d) Côbir b. .Abdillôh (78/697) 'ın Sahrfesi, ibn Han-bel'-in Müsned'inde, ·
lll, 292- 400. (20} yer al·mak,todır . Müstoki-1 ve a~sli 'hüviyetiyle bize kadar

(14) Bkz. Subhi es-Salih, Hadis İliroleri ve Hadis Istılahları, çev. M. Yaşar Kan-
demir, Ank-ara, 1973, s. '28. (Goldziher, Etüdes Sur la Tradition İslamique,
p. 245 - 250'den naklen).
(15) Bkz. Buhari'nin Kaynakları Hakkında Araştırmalar, İst., 1956, s. ll vd.
(16) Beyt, şu manaya gelmektedir: "Onlar benden bir sürçme gördükleri za-
man sevinçten uçarlar, dörtköşe olurlar. Din ve millete faydalı gördükleri
şahısları da yerin dibine· geç'irirler."
(17) Buhari ve Müslim gibi otoriteler tarafınd-an da rivayet edilen Sahife'yi Dr.
Rif'at Fevzi Abdulmuttalib, "Sahifetü Ali b. Talib an Rasülillah (s.a.v.)
Diraseten Tevsikıyyeten Fıkhıyyeten'' adıyla neşretmiştir. (I. baskı, Daru's-
Selam, 1986).
(18) Fuad Sezgin, Tarihu't-Turas el-Arabi (G.A.S.), Mısır, 1977, I, 120.
(19) Sezgin, a.g.e., I, 119. Burada Muhammed Seyfuddin Aliş'in "Müsnedü Ab-
dillah b. Amr el-As ve Sahifetühu es-Sadika" isimli master çalışmasını ha-
tırlatmak isteriz. (Bkz. Muhammed Accac el-Hatib, Usülü'l-Hadis, Lübnan,
1967, s. 194, 462).
(20) Sezgin, a.g.e., I, 120, 121.
Zekeriya GÜLER 191

gelebi-l'm~ş hıadi·s meomual·a·rının en ·eskisi, Hemmôm b. Münebbih (101/


719)'in Sahifesidir. Bizza·t EbO Hüreyre (58/677) tarafından tal·ebesi Hem-
môm ·b. Münebbilh'e arz·edHen (21} ve yazma bir-koc nüshosı bulunan sa·-
hife, Prof. Dr. Muha·mmed Haım:idullôh t-ora:fındon Berli·n Şam nüsha·ları
es·as ·alınar-ak ·ilk defa ıMecell-etü'l.ıMeomaı·~-Arabi'-de neşrıedilmiştir. 132
hadis ihtiva -eden bu son der·ece öneml·i Sahife, "·Muhtasar Hod~s Tôr;hı
ve Sahife·tü Hemmôm b. Münebbih" adıyla diHmizıe de ·kaza,ndırıl·mıştır.
:Bu ça'lışmalaır, "sömürgeci.l·iği.n keşif ·koHan" diye tavsit ·ediJ.en ·müs-
teş-ri·kl-erin ve onla·rın islôm üfk·eleri·ndeki dôt (propagand~st) ve sözcülıer1-
nin iddia ett'i-kle·ri -gibi, sünneti·n, tedvi·n döne-min:i i:çine a.l:an h. ll. osırda
yalnız şHôhi rivôyetler -kaınalıylo t-esbh ve taıkyid ediıl·meyiıp aksine ı. asır­
da sa·hôbe ve tôbiCın rôvHerinin, hadislerin yo·zıyo geeirilım-esinde (kitôbe-
tü'l-hcrdis) rn'e sôi sartetti·kl•erini göster.mekt·edir. Fazlur·rahmôn (22). konu
He {l·lô•kal·ı şu bil·giıleri verm. ekted~r: isnôdın ·hadis meNnleriınde görül.mesi
. muhtemelen 1/VII. yüz·yılı·n sonl•anno ro~stlo-r. :Bu tar.i'h oynı z·aıma·ndo ted-
ricen Hadis·in resmen yazılı bir dis~pHn olaro·k bütünüyl·e ortaya ·cıktığı ta-
rihtir. Bununla birlikte II/VIII. yüzyılda resmi :bi·r disiplin olmadan önce,
hadisl·erin yazılı hale getiri-lımesi olayının hıiıc deği'lse taıkri'ben 60- 80/680-
700 yınarından Hiba;ren ·mevcut olduğu hususunda ·kuvvetli, doğrudan doğ­
ruya ve dolayh del:iJI.e r bulunma·ktadı·r.
Hadis ta·riıh'i·nin sağlom temellere day-andığını göstere·n ve giriş nite-
liğindeolon bu bHg~lerden sonra., sünnet ıkonusundo fa·rk·lı aınla-yış, y.orum
ve düşünceleri ol·an ·Mahmud EbO Reyye (23)'niın ba·zı ·iddiôl·a·r·ı ve bunlara
verilen cevaplara g·ecmeden önce, müei:Hfin "Advô .a.le's-Sünne ei-Muham-

.mediyye" · adlı

eser:i:nden sözetmek ·y erinde olaca,ktır.

(21) M. Accac, Hemmam'ın Ebü. Hüreyre'den yazdığını kaydetmektedir. Bkz.


Usü.lu'l-Hadis, s. 200, 201; Ebfı. Hüreyre Raviyetü'l-İslam, Mektebetü Veh-
be, 1982, s. 115 vd.
(22) Bkz. İslam, s. 66.
(23) Arabistanlı genç araştırmacı Muhammed Tahir Hakim (bkz. Sünnetin Et-
rafındaki Şüpheler, çev. Hüseyin Aslan, Pınar yayınları, İst. 1985, s. 68 dip-
not.), Ebu Reyye hakkında şu kısa bilgiyi vermektedir: Çağdaş Mısırlı bir
yazardır. Hür düşünce ve ilmi araştırma adı altında sünneti yermesl ve
aşırı derecede sapmasıyla tanınmıştır. Yakın geçmişte öldü.
Nasıruddin el-Elbani de (bkz. Silsiletü'l-Ehadis ed-Daife, I, ll dn.) Ebu
Reyye'nin, hadis ve hadis tarikım bilmemesi bir tarafa, İslamın temel
prensip ve kaidelerini bilmediğini ifade etmektedir.
'·1.i
192 EbQ Reyye'nln "Ad va Ale's-Sünne en-Nebeviyye" Adlı :Eseri. ..

Bir~k,aıc kez basılıa-n ·eser, yoza·r ta~afındcm yeniden gözden gecirHe-


rek iılav-el.i lll. baskısı ·Mısır'da Dô·ru·~·Maôrif ·ma·tbaasında yapıl·mıştı-r. Tô-
hô Hüseyi·n'in ta-nıtım ve ta•kdiımini yaptığı .e ser, orta. boy olup 422 sahi-
1edir. Ki·rop, "Muhammedi Sünnetin Aydınlatıf.ması {Hadis Mudo·fa.sı)"
adıyla ıMuhanem TAN tarnfında·n di·limize de terceme edilmişttr. istanbul
1988'de Yöneliş yayınları arasında cıka.n bu 'kitap, 440 saıhi·f.edir.

Advô, Hk neşredildiği.nde öz· elliıkle Arap - i-slôm Ölem·inde büyük yan-


kılar uyaındırmış, bi•r cok müeiHf tarafından hadisi mudôfaa adına crddi
reddiye-ler.in y· azılmasına sebep ol·muştur. Reddiye olarak görebil:f.iği,miz
calışmo'lann bi·r kısmı şunla-rdır :

1. Dr. Mustafa es-Si.bôi, es-Sünne ve Mekônetühô ft't-Teşriı'l-fstô­


miyyıi, Ka·hiıre, 1961;

2. Muha·mmed Abdurrazzak Hamza eı~Mekki, Zulumôtü Ebi Reyye


Emôme Advôi's-Sünneti'I.JMuha~mmed-lyye, Kah1re, 1379;

3.Abdurrahman b. Y.aıhyô ei-Yemô-ni ei-MuaıU'i:mi ei-;M,e kki, ei-Envôr


el-Kôşiıfıe ~i·mô fi Ki·tôb-r Advô ale's-Sünn·e ti'I-Muhammediyye ·m.ine'z-Zelel
ve't-Tadl:il ve'J.JMucôzefe, 'Koihire, 1378 (24).

4. Abdu~mun'ım Sô~i·m el-Ali el-lzzi, Difô' a·n Ebi Hüreyre, Bağdat,


1973 (25).

5. Dr. Muha:m,med Accôc ei.JHatib, EbQ Hüreyre Rôviyetü'l-islôm,


Mektebet ü Veh'be, 1982.

6. Dr. MLthoımmed Ebu Şehbe, Di· fô~ on~·s-Sünne ve Reddu Şübehi'l­


Müsteşdkin .ve'I-Küttab ei•Muôsı,rin: ıKahire, 1967. .

7. Muha·mmed Tôhi·r Ho-kiım, Sünnetin ·Etra·fmdaki Şüphel·er, oev.


Hüseyi·n Asla·n, Pına·r yayın lan, ista.ribul, 1985.

B. M. Mustafa eJMA'za·mi, Di:rôsôt fi'I-Hadis en-Nebevi ve Tô-rihı Ted-


vinih. Beyrut, 1980 (26).

(24) Abdulmun'ım Salih, "bana göre reddlyelerin en mükemmell budur" de-


mektedir. Bkz. Difa' an Ebi Hüreyre, Bağdat, 1973, s. 10.
(25) Daha önce sıraladığımız reddiyelerin de malzeme ola~ak kullanıldığı bu
eser, hacım ve muhteva itibariyle dikkatleri çekmektedir.
{26) Eserin 21- 41 arası ('20 sahife) doğrudan konuyla ilglli olup, Doç. Dr. Ab-
dullah Aydınlı tarafından "Sünnetin Geçmişte ve Günümüzde İhmali Me-
selesi" adıyla terceme edilmiştir. ı{A. ü. ilahiyat Fakültesi Dergisi. 8. sayı,
Erzurum, 1988.)
Zekerty.a GÜLER 193

EBÜ REYYE'NiN BAZI GÖRÜŞLERi VE BUNLARA VERiLEN CEVAPLAR


o) Sa·rih oklın kabul ıedemiyeceği ve sa'hih ilmin ·isbaıt edemiyıeoeği
b'iır cok hıadi· sleri· n tefsk, tôriıh gibi ıkiıtopla:rda· bul·unmosı. e·ser (Advô ole's-
Sünneti'I--Muhamm·ed iyye) ln tenf sebebi o~muştur (27).
Cevap: Sözkonusu ·kitoplar, h:adisl·erin tedvln·i·ni esas a·l·a·n ana ·kay-
naklar değildi·r. Hadisl·erin değerJ: endirHmesindıe ölçü olabiılıecek kaynaık,
ihtisas ve ·tah'kik e;hl·i ol•o·n ·muhaddisl·erin eserleri olmalıdır (28) .
ıb)Güçlü arop dil ve edebiya·tçılarının •kulla· ndığ·ı ·keHme veya cümle-
leri okuduğum za·man beJ: ôğat ve fesô·ho•tinden dokııyı haıyretlıe saırsıldı­
ğı·m 'haılde. Nebi'ye nrsbet ·edi.Jen bazı sözlerde bu özeiJıiği, görm.edi·m. Bu
tür sqzJ.er, "dôd" harfin·i en beliğ ve en fa·slh bi•r eşkHde te·laHuz eden,
en .gü"zel bi·r şekilde doğruya davet eden ... bi:r .Peyga·mber (s.o.v.) den no·-
sıl çıkabi.J'iır, diy·e hayretle ko·rşıladım 1(29).

Cevap: Bu durum ga·rib, zo•yıf ve münker rivôyeUerde olıa.biliir. Saıhih


rivayetlerde ise fesôhot ve nübüvvet nurları mevcuttur. Bu nokıtada· kri-
ter, <EbG Reyye ghbi.lerin deği'!, ·g"üolü fi·l· ologlaır, edebi,yatçılar, derin ve oid-
dl .ôHmlerin zevkidi·r. "Ağızı acı ola·n k~mse, ta.tJ.ı ve soğuk suyu acı bul·ur."
MuaHim ve ·mürebbi ola-n Nebi, bazı hallerde kobiJelerin ·konuştuğu lehce-
lerden şôzz Jıa,fızlıaırı da kullanara·k a-nlıyabil• eoekJı eri şekilde .konuşurdo .
·Kaldı ki "belôğat" denilen şey, k·elômın .muktezô-i hôle mutabık ol·masıdır.
RasQJ.uf:lôh (s.a.v.) da ~u durumu göz·önünde bul·undura·raık ha·z.an yaygın
olmayan m~halll ·keliımeJ.er kuHanırdı ... (30}.
c) Peygamber ·(s.a.v.). Kur'ôn (vahy) ·ici;n katipler edtndi· ği. ha:fde, ha-
disler icin .ediınmemişti.r ... (31). Sahih hadi·sler. ·hadislerin yazılmasını ya ...
sa·klnma·ktadır. Kitôbetü'l-.hadis (hadisleri·n yaz·ı ya geç'iorHmesi.), Peygnm-
. ber'in vefôtından 100 yıl sonra ll. . asırda g· erçekf, eşmiştiır (32).
Cevap: Gi·r.i·şte ıbeHrttiğimiz
g·ibi, · saıhôbe devrine ait yazıl.ı bazı hadis
mecmua·lan ZO!mo·nımıza kadar g. eJebi.Jmişti.r. Hod'is11er·i·n ya.zıı~ ma·sıyla· a/ô-
' kalı oıralonnda teôruz ve tenô·kuz görülen sohih rivôyetler bulunmaktadı·r.
f Ebu Satd ei-Hudrt {r.o·.), Ro·sOI.ullôh (s.o-.v.)'ın şöyle buyurduğunu nakle-
der: "Benden Kur'ôn'da.n başka hi!Cbir şey yoz.moyınız. Kur'ôn'do·n ba,şka
biır şey 'yaz.mış ola•n yazdığı.nı derıhal silsi.n. A·ma( yozmaksızm) benden ho...
9is rivôyef ed+n:iz. Bunda bir zorluk ve bir so:kı·nca yoktur. Bile 'bi•le 'k'iım

(27} Ebü Reyye, Adva, III. baskı, Kahire, s. 19.


(28) es-Slbıii, es-Stinne, Kahire, 1961, s. 283 vd.; M. Abdurrazzak, Zulumat, s. 7.
(29) Ebti R€yye, a.g.e., s. 19.
(30) el-Muallimi. el-Envar el-Kaşife, Kahire, 1378, s. 8, 9; M. Abdurrazzak, Zu-
ıumat, Kahire, 1379, s. 8. 9.
(31) Ebü Reyye, Adva, s. 20, 46, 5·2.
(3'2) Ebti Reyye, a.g.e., s. 23.
(F. : 13)
J94__ Ebü ~eyye'nin "Ad va Ale's-Sünne _en-Nebeviyye" __Adlı Eseri...
---
bana isnôd ederek yalan uydurursa Cehennemdeki yeriıne ·hazır·lan­
sın." (33). ei-Hudrl, biır münasebetle de "Biz, teşe·hhüd ve Kur'ôn'dan baş­
·ko bir şey · ·y, ozmazdı-k" (34) demektedir. Abdullôh b. Amr (r.a.) da şunu ri-
vay,et eder: "RasGiuJ:Iôh (s.o.v.)'dan iştttiğiım her şeyi e~berl·emek mn·ks·a-
dıyla yazıyordum. Kureyş ben-i .bundan nehyetti v-e "RosOJ.ullôh {-s.a.v.) ga-
zop ve rıza (kızgınl.ı·k ve sükun-et) ha-l-lerinde k·onuşan bir ;insan 'iken se·n
ondan duyduğun herşeyi ya·zıyor musun?" ded-iler. Bunun üzerine yaz-
ma.kton va2gecNm. Durumu Ro·sOiullôh'o a·rz·ettim. Pa·rımağıyla işaret ede-
rek: "Yaz, ca.rum elinde olan Allôh'o yemin ederim ·ki. bundan hakton
başka bi,r şey cık·maz'' buyurdu (35). Ayrıca Hz. Peygombe·r (s.a.v.)'in "il-
mı yazı He kaydedin·iz" (36) buyurduğu sô'bitNr.

Hadi-slerde ~müteôrız görünen ·kitôbetü'l_;hadis meselesini izah tci·n


cumhur, sünnetin sünnetle n,eshediJ,mesi keyfiıyy·eU üzerinde durmuştur.
Buna ·gör·e yazıl·ma-smo izin ver·en hadis, yosaklıy·an hadisten sonr-a var:d
oı.muştur. Nitekt.m ei•Hottôbi (v. 388/998), nehyi;n önce olması ·kuwetli ih-
-Hmo·ldir. Son durum yazıya ~ztn vermektedir. P.eyg·amber (s~a.v.)'in Kur'ôn
öyetlerlyl•e karışıp okuyanı şaşırtma,mosı i~cin Kur'ôn'lô birhkte h·ad·islerin
aynı s-ohHeye yozılma·mosmı söylıe:Y,enl·er de ol-muştur. Ama bizzaıt yazıya
geçkiJ,mesini·n yasa!klonmosı sö~konusu deği:ldir. Kal'dı ki RasOiullôh
(s.·a.v.), ümmet.ine t·eıbliği emratmişUr. ·.. ısu g.erceğ'i sel:ef..:ha·lef h·i·cbir ôli-.
m·in inka:r .etm·emesi, had'i·sin yazıl•masınm oevôzını göster.i-r {37) diyerek,
probleme ocı:kJık ·geNrmektedir.

Hati·b .ei-'Bağdôdi (v. 463/1 070), Saifvôn ve ei-Evzôi'den " ... bu yüce
Hmi a·ğızd:an a·lıma·k suretiyle müzôk·ere ediyorla·rdı. K'ita·plaro g·eciınce nCı­
ru gitti ve ehll of.mayaınlar<l intikal etti.'' şe·klinde sözl.er naklettikten sonra,
hadislerin yazıya ge-çirnmesi ve bunu to·ktıb eden t•edvin döneminin tabii
geHşi·mini şöyl·e değ·erlendirıir: Hadislerin yazıya geçiırilmesi, ·bir müddet

(33) MUslim, Zühd, 72; İbn Hanbel, Müsned, III, 12, 21, 39, 65.
(34) EbO. Davüd, ilm, 3.
(35) Ebu Davud, tım. 3. Ahmed Muhammed Şakir, hadisin sahih olduğunu söy-
ler.
(36) İbn Abdilberr. Camiu Beyani'I-Ilm, I, 86; el-Hatib el-Bağdadi, Takyidu'l-
Ilm, .thk. Yusuf el-Iş, Beyrut, 1974, s. 68- 72, 88, 92, 96, 97.
(37) MeAlimu's-Sünen Şerhu Sünen-i Ebi Davıid, İst. 1981, IV, 61. Başka izah
ve çözüm yolları için bkz. er-Ramehurmuzi, el-Muhaddisu'l-Fasıl, Beyrut,
1971, s. 385 vd.; el-Beyheki, Ma'rifetü's-Sürien ve'l-Asar, thk. es-Seyyid Ah-
med Sakr, 1969, I, 58 vd.; el-Hatib, Takyid, s. 57, 93; Accac, Usul, s. 142 vd.
Ayrıca Accac, konu ile alakah "es-Sünne Kable't-Tedvin" adlı ciddi bir
çalışma ya:pmış bulunmaktadır.; Rif'at Fevzi, Tevsiku',s-1Stinne fi'l~Kami's­
Sani el-Hicri 'Üsüsühfi ve't-Ticahuhfı, Mısır, 1981, s. 43 vd.; Sahifetü Ali b.
Ebi Talib, s. 39- 50; Sezgin, Buharinin Kaynakları, s. 5 vd.: Abdulğaniyy,
Hucciyye, s. 3'92 'vd. Suibihi es-Salih, a.g.e., s. 13 vd.; Kockuzu, Hadis İlim­
leri ve Hadis Tarihi, s. 243 - '252.
________ -----· _~-~keriya GÜ4ER
.. 1
195

nöhoş karşılandıkt·on sonra, geniş oapta tatbtk sahası buldu ve ehJ-t ha-
dis. hadrsleri ·sa'hlfe (broşür)lıer ha·linde tedvin etmeye başladı . Cün:kü ri·-
vôyetıer yayılmış, ;isnadlaır uzomış, ricôHn istm, künye ve .ni·sbe11-er.i coğa,/:­
mış, sened ve m·eHnılerin Hode tqrzı ·muhteHf şekiller al·mış, neti·ce iıtiba.­
riyle ·insan hôfı~ası şu saydı·klanmızı zabt·edebi:lmekten ôciz kol·mıştı. Du-
·rum böyle olunca _şu zomonda yazılı hadis i·l·mini-n, sadece hôfız· aya darya-
nan iHmden daha sağlam .olduğu ha·ki.koti ortava çıktı. Kıa,Jdı ki, Rasulul-
lôh (s.o·.v.), hôfızosı zayıf ol·a·nlar i·çin hadislerin yazı·lma·sı konusunda izin
verm-işt'i. Sahôbe, tabi On ve bunları ta·kib eden ·ne sirllerin tatbi1k· a · tı d·a ·bu
şekilde devo·m etmişti (3·8).

Ebu Reyye, ez-Z.ehebl (748/1347)'den şu hôd•iseyıi nakleder: ibn Ebi


Mü.J:eyke (.eJ-~Mekki v. 117/735)'·n~n .mursel rivôy.etler~nden biri de şudur:
EbCıbekr es-Sıddik, Nebl':nin vefötındo!n sonra sohôbeyi ·toplayarak şöyle
dem·iştıtr: Siz, Ha-sUI'ullô'h'dan ·ihtiılof etti· ğiniz hadisl·eri riıvôyet ediyorsunuz.
Sizden son-roık;iler daha cok ihtil·a f edecekl,erdiır. Öyleyse BasQiullôh'da•n
hicbi·r ho.dis rivayet etmey.in. Si·ze bir şey soran olur·so "si-2i,nle ·bizi·m a·r:a-
mızdo (önümüzde) Allah'ın k·itôbı va!r, onun h·elôlını helôl. harô·mını dıa hıa­
rô-m ·kaibul ,ediniz" dey·i·n (39).

Anoa:k ez-Zehebi, ·bu hôdiseyi ·verdi:kten sonra şu değ-erlen·dirmeyi


yapa-r: ibn Ebi MüJ:eyke'nin rivôyeti, EbObekr ıes-Sıddik'ın -maksodımn ri-
vôy.et ·k-apısını kapntmak değil, haberlerde tesebbüt ve .t·aha'r ri olduğunu
gösterir. Cün·kü 6bQbekr'e cedde (niine)·ni·n ımirastaki pa. yı sorulduğu va-
kİt, hükımü Kur'an'da bulamayınca sünnette ol·up-o~madığını araştırır. Ni-
, hôyet k·end'i·S·i·ne alôko·lı hadisi rivôyet eden si·kıa rôvi He yetlınmemrş (yo.-

nı· nda başka birinin' ıbulünup-bulunm~dığını soroırnk) ~ ~


. - ~ u
~~

bi.r başka s iıkanın da de, steğini .almaik iste,mi.şti·r (40). O, (hadisi b'iır ta:ra•ta
bıra•korak) hô-ri·cileriin dediği ·g ıiibi "AIIôh'ın kitôbı bi·ze yeter"

demem'i-ştiır (41). Dola:yısıyla Ebu Heyye,



karynakkırda•n nakil v.e ,i,kUbasda bul-unurken daha: cok .kendi görüş ve an-
lay·ışını destekler ma·hiyeue olo-n rivayetleri malzeme ola:ro;k kulbnırken,

(38) Takyid, s. 64 vd. Krş. Sıddik Hasen, Ebcedu'l-Ulum, Dimeşk, 1978, I, 177 vd.
Sezgin, Buharinin Kaynakları, s. 16.
(39) Adva, s. 46, 53.
(40) Ninenin mirastaki 1/6 (südüs) payını rivayet eden sahabi, el-Mu~ira b.
Şu'be ile Muhammed b. Mesleme'dir. Rivayet · icin bkz. Ebu Davftd, Feraiz,
·5; Tirmizi, Feraiz, 10, ll; İbn Mace, Feraiz, 4.
(41) ez-Zehebi, Tezkiratü'l-Huffaz, Hayd-arabad, 1956, I, 3. Krş. el-Muallimf.
el-Envar, s. 53.
196 Ebu Reyye'nin "Adva Ale's-Sünne en-Nebeviyye" Adlı Eseri ...

sözkonusu haber ve rivôyetleri değerlendirmeye tô,bi tutan müell,i·fi.n yo-


rum ve izôhrnr gözardı etmekt·edir.
d) "Kim .bana bil·e bHe {mütea·mm~en) ya·lan isnôd ·ederse Cehen-
nemdeki yeri,ne hazır.ıansın" hadisini okuduğumda, doğrul·uğu emreden
v~e ya·l-anr şıiddeHe y.asakl·ıy,an bir Peygamber'den sôdır ola·mıya-ca·k şu
"bife bi-le: Mütea·mmiden" koydındıa·n dol•avı şaşırıp ka·ldım... Cünkü
"kizb", bi•r şeyi vô· kıoının hılôfına haber vermektir. Arnden olsun-ol·ma·sm
değişmez (42). Bu hadisin mahi·yetiıni uzun süre a-roştırdı,kton sonra, "mü-
teammrden" kel+mes~nin, ·sohôbe büyüklerinin rivôy·eHer·i orası·nda gel;me-
diğini ·gördüm. Böyl·e olunca bu keJ,i·me, hota, vehim, go•lat ·veya süi fehiım­
den kayna•kl·a·nan ,eksi;k rr~vôyetl-erinde mesn·ed ·kullanmak üz·ere ... ya ·id-
rôc yol·uyl·a hadise girmiş ya da hadis uyd_uranl·a r tarafından ilave edi.J-
miştir. Ki onla-r bunu, insanların kendiler·ine ·g üvenmelerine ve sözlerine
day<:ınak olması icin kasıtlı olmayan uydurmalarda· yaptı'kiarına deli·l geti-
-receklerdir ·(43): .
Cevap: Hadis, "müteammiden" kaydı olmaksızın ..... ~ '-: ~ ~

ve bunu destekleyen j; \ t Lo .)-c- J\.9 ·u-.· rivôye·Nyle sohôbe


büyükleri ve diğerleri·nden geldiği gibi, ",mütea:mmiden" kaydıyla

\ ~ ~ ~~~ ve bunu deste-kl·eyen ~ ~ ~ ~ U...


rivôy.eNyle de - tevôtür derecesinde- ·gel.mişti:r (44}. Hadi'St·e geçen "mü-
teommiden" lafıının sohi-h olduğunu .irode ·eden ei-Eibôni (45). Ebu Hey~
ye'y-i şiddetle tenkid eder: "ei-Advô" .Qdlı kitabın ya~arının, "mütea·mm+-
den" -lafzını ·inka·r etmesi, ya:lnız hadisi ve hadis tarikl·erini bllmediğini
·göstermez, aynı zomanda şeriatın temel prensip ve koidelerini bilmedıiğ·i·
ni de göster•i,r.

e) Buhôri - ·kf hadis ricôHni·n şeyh id ir, kHaıbı cumhur nezdinde şöhret
bulduğu gibi- Allöh'ın kHôbından sonrıo en sahi·h kHaptır ve hadisl·eri ma~
nô yoluyla r·ivôyet etmiştir . (46). Hatib e·I.JBa.ğdôdi, Buhôri'den şunu nakle-
der: Nice hadisler var •ki, Basra·'da duydum Şa·m'da yazdım, Şa·m'da duy-
dum Mısır'da yazdım. Buhôri'y·e "Ey Ebu AbdiHôh tamamıyla mı?" şek­
linde soru soruldu. Bu soru ücerine 'Buhôri sükCıt etti (47}.

(42) Ebu Reyye, Adva, s. 19 vd.


(43) Adva, s. 22, 61 vd.
(44) Hadis için bkz. Buhari, Ilm, 38; Cenaiz, 33; Enbiya, 50; Müslim, Zühd, 72;
Ebu Davud, Ilm, 4; Tirmizi, Fiten, 70; Ilm, 8, 13; Tefsir, ı; İbn Mace, Mu-
kaddime, 4: İbn Hanbel, Müsned, I, 70; Dar imi, Mukaddime, 25, 46.
(45) Bkz. Silsiletü'l-Ehadis ed-Daife, I, ll dipnot.
(46) Ebu Reyye, Adva, s. 21.
(47) Ebü Reyye, a .g.e., s. 92 dipnot.
Zekeriya GÜLER 197
-----

Monô i1le hadis rivôyetinde şüphesiz din, dil ve edeb[yat acısından


büyük zararlar meydana gelmi·ştir. Böylece onlar, ta·kdim- tehirl.e ·nazmı
bozul01n, John veya ,hata. i·s abet ıetm:iş olnn hadisleri rivayet etmey'i ve ha-
disin bir kısmını al·ıp bir kısmını almaımayı kendi·lerine mubah gördüler (48).
Cevap: ·M onô He hadis r:ivôyeHni. (er-Ri~vôye bi'l-ma-'nô) ibn Sirrln,
Sa'·l,eb, EbObe·k r er-Rôzi ve -bir ·rivôye.te göre- i-bn Ömer -mutlaık olaro,k
co·iz görmez·lerken, sahabeden ·AH, ibn Abbôs, Enes b. 'Môlıik, Ebu'd-Der-
dô, Vôs·i·le b. ei-Eska' ve EbO Hüreyre gibi rôvHer, tôbiundan Ha-sen el-
Basri, eş-Şa':bl, Amr b. Dinôr, ibrôh~m en-Nehai, Mücôhid ve ikr.ime g·ibi
zntlar caiz görmüşlerdir. Tôbiundan ibn Slrin, ei-Kôsım b. ·M uhammed,
Racô b. Hoyve ise (ori.jinal·} Jafzıyla ·rivôyet hususunda titiz davranmış­
Idrdır (49).

·EbO Heyy-e monô ile rivayeN cÔ'iz gör·enl·erin gerekce-lerini şu şeıkıi:lde


nakleder: Sahôbe, yazmaksızın ve te•krar etmeksizin hadisleri dinle·rler,
bi·r kıac yıl sonr·a onu rivôyet ederlerd-i. Her·kes bilıir ki·, bi·zzat metirn ('kolav-
ca) zaıbtedıHm-ez, sadece monôsı kahr. Bun.un ya·nındq, hôdise tek olduğu
halde, muhtelif lafızlo·rla vôrid olan hadisler de çoktur. Bütün bunlar, ·ma-
nô i:le naklin C€vôzını gösterme·ktedhr. Kaldı ki, Kur'ôn lafzı.ndo- olduğu
gibi, hadis . lafzıyla i1bôdet edi./ecek de değHdiır. Mnnô zaıbtedtlebil- irse mnk-
sud olma.yan laf·ızların ·kayboJıması zarar verm·ez (50)·.

Aınco·:< EbO Reyye, "Aca·ba zahtedildi mi? He·y hôt" diyerek {51} şüp­
he ve te;~eddüdünü -g·izlıiyememektedir. Ha,lbüki hôfıza, zeka, fehim ve
idra·kleri fa·rklı oJ.ma.kla bi-rlikte, - A.Jiôh'ı.n 'lütuf ve Thsani:yle- sahôbenin
benzer~ görülme,miş sağinm hôfıza ve ~keskin zekôya soh.ip olma-ları, ne-
bevi terbiye ve hasletler·in kazandırdığı şuur ve hassasiyetle dini- kendi'le-
·rinden sonraıki nesillere nakil ve tebliğ gayre-tlerL sözkonusu şüphe ve te-
reddütılere maha·l 'bırokmama:ktodır. Kaldı ki, unuton, eksi·k veya yanlış
hatıriıyon sahôbl ·rôvller, bil·en diğer sahô'biler tarafından Ikaz edili-yor-
du (52). Burada., kısmen veya ta•mômen zobtedi'lemediğ·inden dolayı za-
'ma-nımızo kadar gelemeımiş hadi-sler sebebiyle, din, · geıreğ·i gi·bi· ac· ıklana­
·mm'!ııştır, şeklinde mukadder bir soru veya ·itiraz da yersizdir. Kur'ôn, Al-
lôh tarafından muha1aza edildiği g•ibi, dini anlamamızo im·ka·n -vere·oek
kadar ,kôfi derecede sünne-t de muha·fa·za · edHmiştiır. ibn Hazm (456/1063).

(48) Ebu Reyye, a.g.e., s. 21, 22. Burada müellif, mana ile hadis rivayetinin za-
rar ve tahribatını maddeler halinde saymaktadır.
(49) Bkz. Adva, s. 77- 80. Krş, el-Muallill'l:i, el-Envar, s. 80- 82. Konu ile alaka-
lı geniş bilgi için bkz. er-Ramehurmuzi, el-Muhaddisu'l-Fasıl, s. 530 vd.;
el-Beyheki, Ma'rifetü's-Sünen, I, 41 vd.; Rif'at Fevzi, Tevsik, s. 415 - 430.
(50) Ebu Reyye, a.g.e., s. so.
(51) Ebu Reyye, a.g.e., s. 80 dipnot.
(52) ez-Zerkeşi el-Mısri (794/139l)'nin, bu meseleleri konu alan "el-İcabe li
Iradi ma İstedrakethu .Aişe ale's-Sahabe" adlı önerrili bir eseri mevcuttur.
198 Ebü Reyye'nin "Ad va Ale's-Sünne en-Nebeviyye" Adlı Eseri. ..

"Z·itkri ibiz indirdi·k biz, onu koruya·n da bizıiz" (53) ayeNnde g·e cen "zi,kr"
k·elimes·i·nin sünnete de şômH olduğunu belirterek (54), kon-unun önem.ine
ri şaret etmektedir.

f) :Muhaddisler. sened tenkidine önem verdiıkieri halde, meNn tenki-


d~ne önem vermemişlerdir (55). Hadis imamlannın birçoğu me:tin ten·kidri-
ne temas etm.iştir. Ancak bunl·ar. sened tenkld~ne temas edenle·re nisbet-
le gôyet azdır ... (56).
Cevap: Subhi es-Sôl'hh, konu ile nlôkalı doyurucu bi·lg·i verm·ektedir:
Muhadd'isleriın ımevzO . hadis·iın a~lô·me· tlen olara·k saydıkları bütün del•ille·r
·metinle ilgi./'idir. Gra·mer hatası ve ifade bozukluğu, a·kıl prensiplerine ve
tııisse oykırıltk, va.'d ve vaid mevz01annda1ki ö·Jçüsüzlük ve aşınlı·k, hadis·in
·beliğ 'iıfôdesiiün. ·u sulcüleri·n veya k:elamcılann kapa· lı ve anlaşılma-sı güç
sözlerine .benz.emest, devlet idaresine hôki;m olan zümr·eve yo,klaşmak ar-
zusuyla· uydurul· muş ol·ması. ·işte bütün bunla•r Hz . Peygamber (s.a.v.)'e
yakışmaya·n sözlerin onun •hadisleri aıra•sıın~ sokul•ması itibariyle ·h adis
·me tn ini Hg-Hendiren hususlord ır... Bütün bun·lar 'bi.zi zorGri bir n-eticeye
götür·mekıtediır: Bu durumla-r karşısında muhaddisler+n daha. co'k sened
üzerinde ımt yoksa ·metin üzerinde ımi durdu·klannı tayin et·mek gerekirse,
kesin ola•ra·k söylenecek söz, onla·rın metin üzerinde daha çok d-urduklo·-
rını beya·n etmek olaoaktır: çünkü sened biz·i asıl söze ve ·metne götüren
bi~r vesileden iibaretNr. ıBütün bunlara he·r çağda rôvilerin to,kvôları, hadis
öğ~~enmek ioi·n kaHandı-kıları .ezi;y eUer, hadi-sin değerrini ha:k:kıyla anlayış­
kin, ho.di'si·e ri di·n'in te~meli kabul etmeleri ilave edilecek ·olursa diyebilri-riz
ki, muhaddisl'errin icad ve tatblk etti'kieri böyles·ine hassôs bi·r metodun
tôrrhte bir eşi ve benzeri yoktur (57).
M·e tin tenkidi icin lbn Şôhin · ei-'Bağdôdi (385/995)'nin şu değerlend'i.r·
m•es·i·ni misa·I verebiHr·i•z: HasGlullôh (s.a.v.). "Sizden biri·niz ·iı ct.iği zaman
bir n·efesle ·i-çsi:n." Ene·s b. Môlik .ise HasGiullah'ın he·r yudumda besmele
cekerek üç defado su içerken ve en sonunda da Allôh'a ha·mdedıerken
gördüğünü ·rivôyet ·e tmektedir. Burada Enes b. Môlik rivôye'tri, önceki ha-
di-si neshet·miş olsa ger· aktiır. Cü:tkü bu durum, RasGI·ullôh'ın ahlok (y.aşa­
yış ve darvranış) ına daha uygundur. Önceki hadisin isnôdı daha sahih ol-
sa do (58).

(53) el-Hıcr, 9.
(54) Bkz. İbn Hazm, el-İhkam, Beyrut, 1985, I, 96, 97; Abdulğaniy Abdulhal1k
Hucciyyetü's-Sünne, s. 389 - 392.
(55) Ebu Reyye, Adva, s. 17, "285, 289.
(56) Ebft Reyye, Adva, s. 292.
(57) Hadis İlimleri, s. 246, '247.
· (58) İbn Şahin, Nasihu'l-Hadis ve Mensühuh, Reşid Efendi K tp. (İst.), No. 120.
v. 210a. Hocam Prof. Dr. Ali Osman Koçkuzu, bu yazma nüshayı diğer
nüshalarla karşılaştırarak neşre hazır hale getirmektedir.
Zekeriya GÜLER 199

g) Hadis ricôl·i, Ebu Hüreyre'n.in sadece 1 yı·l 9 ay (59) .Peygamber'e


musôhabet etmesine ra·ğ·men, Peyg-amber'den en çok hadis r·ivôyet eden
bir sohôbi oluşunda itHfak etm1şlerdir. ibn Ha·zm, Bakıyy b. Mahled'in
·Müsned'in·in ihtiva ettiği 5374 EbO Hüreyre hadisinden 446 sını Buhôri'nin
, rivôyet ettiğini kaydetmektedir {60).
iEbO Hüreyre, - d'iğe•r sahôbilerin voptı·klan .g.ibi - muhabbet ve hidô-
yet i-çin RasOiullôh'o ·musôhoıbet (eşH·k) e~tiği·ni söylememiş, ancaık kann
tokluğuna ondan ayrılmadığını söylemiştir (61).

ı. Goldziher {62) de EbO Hüreyre ha·k·kında şunlan söyler: ... Geveze-


fik etmekle (63) itham edenlere karşı kendisini bazan müdataava .mecbur
kal-mıştır. ıBu halle-r ·mün-e:k:ki:tleri büs-·bütün kuşkulandırmış ve şüpheoil·i­
ğe {.götür:müştür. Fako;t şunu do hesaha katmaımız lôzı.mdır ·ki. k·endisine
isnad edilmi-ş olan· 'hadislerin çoğu (64), sonralan uydurulorak onun namı­
na, ·izôfe edil;miştir (65}.
Cevap: EbO Hüreyr·e çok hadis rivôyet etmekten doğan su-clama.yı
şöyle cevaplondırmıştır: Halk, "EbO Hüreyre çok hadis rivayet ediyor"
deyip duruyor/ar. HoıltYuk1 Allôh'ın -kiıtabında şu i·ki ôye•t olmaso·ydı tek biır
hadis rivavet etmezdi•m. Sonra EbO Hüreyre "Şüphesiz, i.ndirdiği.m•iz o açık
oıctk ôyetleri·m·iz:i ve doğruyu - bi·Z kiıta·pta onu Insan!ar-a çok açı.k bir şe­
kUde bi·ldird·i:kten sonra.- g.iz/,iyenler yok ımu? işte onla·ra hem Allôh fıcınet
eder hem de ·lanetçiler lanet eder. A~noa·k tevbe edenler, durumlarını dü-
zeltenler ve (ha·krkati gizlemeyip) iyi·oe a, c· ıklıyanlaır başka. Ben artık onla-
rın günaıhlaınndm1 ·geçerim. Ben· tevbeyi en cok kabul ed'en·iım, en çok
eslrgey•en:ım" (66) ôyetlerıini okuyo•ra•k şöyle derdi: Muhôcir ·kardeşlerim,iz
çarşılarda alış-veriş, 'Ensôr kardeşl·eriımi-z de malları ve bağ·'bahçeleriy­
f·e meşgul oluriorken EbO Hüreyre, boğazı tok·luğuna Allôh'ın RasOI'ü ile
-bera·ber olur, onların bu/unaımadıkJaırı ·mecHslerde ha-zır bul·unur ve onla-

(59) M. Accac, Ebü Hüreyre'nin Raslilullah'ın sohbetiyle 4 yıl, 33 gün müşerref


olduğunu isbat etmektedir. Bkz. Ebu Hüreyre Raviyetü'l-İslam, III. baskı,
Mektebet ü Vehbe, 1982, s. 172.
{60) Ebu Reyye, Ad va, s. '200, 201.
(61) Ebll Reyye, Adva, s. 197.
(62) M. Abdurrezzak el-Mekki, Goldziher ıçın ''Aduvvullah", Ebu Reyye için
de "Aduvvu's-Sünne" ünvanını kullanmaktadır.

kelimesi, lügatte "gevezelik etmek" manasma


gelmekle birlikte, burada "çok hadis rivayet etmek'' manasındadır. Dola-
yısıylaterceme eksik ve yanlıştır.
(64) Ebu Hüre'y re'ye isnad edilen bazı hadisler mevzudur. (Bkz. es-Sibai, es-Sün-
ne, s. 339; el-Muallimi, el-Envar, s. '209.) Ancak Goldziher'in iddia ettiği
gibi "çoğu" ifadesi yanlıştır.
(65) I. Goldziher, İslam Ansiklopedisi (Ebu Hüreyre Maddesi), IV, 32.
(66) el-Bakara, 159, 160.
200 Ebu Reyye'nin "Ad va Ale's-Sünne en-Nebeviyye'' Adlı Eseri. ..

rın beJ.J·eyemedi·kl·erini belierdi (67). Ayrıca EbCı Hüreyre. RasCılullôh'ın hu-


zurunda duô ederken "AUôh'ım senden unutulmayan ilim ist.iyorum" n•i-
yôzında bulunmuş, Rasulullôh ·(s.a..v.) da bu duöya "Amin" dem·iŞ.tir {68).

Ebu Hü·reyre'nin ·k·endi sözünde yera·J,a:n "karın tokl~ğu" ·-..,~ ~ ~ ~


veya ~ ( : • ,. j ffadelerinden RasUiuiiGh (s.a:v.)'omülôzemet se-
bebi olonlık - EbO Reyye'n•in iddiô ettiği gibi - kann doyurmn ·manasını cı­
·km·~mak me·sneds·iz bir iddiôdı·r. en""Nevevi (676/1277), ibn Hacer el-~ska­
lôn7 (-852/1448) ve el-Ayni (855/1451) g•ibi hadis otor·itele·rıi, "karın tokl·u-
ğu"ndoın ma·ksat mal ve yiyeoe-k biriktirmek, gecim sağlaıma·k deği.J, kendi

günlük azı·k ve yiyeceğ- iyle i-ktifa ü _;;.l~ ~ etmesidir, şek­

li·nde iz:aih etm·işlerdir (69). EbO Hüreyre'nin "ketm ... j, iNm" endişesinden
kayna·k·lanan tebliğ şuur ve duygusu, gôyesi·nin karın doyurmaık gibi mad-
di bi·r hede·f olmadığını göstermektedir.

·'
(67) Buhari, Ilm, 42; İ'tisam, 21; Buyu', 1; Hars, 21; Müslim, Fedailu's-Sahabe,
159, 160; İbn Hanbel, Müsned, II, 240, 274 .
(68) Bkz. İbn Hacer, Fethu'l-Bari, el-Mektebe es-Selefiyye, I, 215.
(69) Bkz. Abdulmun'ım Salih el-Izzi, Difa' an Ebi Hüreyre, s. 74; es-Sibai, es-
Sünne, s. 314 vd.; M. Abdurrezzak, zuıumat, s. 177, 178; M. Accac, Ebu
Hüreyre Raviyetü'l-İslam, s. ı 73, ı 74.

'.-·'
· ·f '
-?ı
Mahmut YEŞİL 201

NETiCE
Ka·yna-k olarak Hadis'in yeri ve önemi, konu ile alôka·lı bazı farklı gö-
·rüşler ve bunlara veri,len cevapları esas a·lan ·bu maıkôle,mi.zde, e'hl-'i hadi-
sin gösterdi•kleri gayret sonunda, elde edile·n müsbet neticelere rağmen,
sünnet etrafında şüphe ve tereddütlerin devam.lı gündem·e ·get.irildiği gö-
rül·mekt~dir. Asrımızda da "Hadi~s Mudôfaaısı" adı al.tında, ba,zı rôvl ve ha-
dis j.ma~mıannı yalancılı-k ve uydur·macılıkla itha-m edecek ·kodar 'i'frata va-
ran bazı mü·elli.fl·er, bu oıkımı devam ettrirmektedirler. SünneNn ibtôline yö-
neHk bu tür tenk·idf.er ve. ol·umsuz yaklaşımlar temelde, Kur'ôn'ın doğru
olara·k ·anlaşılımamasını ve dolayısıyla müslüman toplumların yaşayan
Kur'ôn ve yaŞOo/On Sünnet haline dönüşmemes·ini. gaye edinen müsteş­
rikler.in z~ihniy·etin·e hizmet etmektedir. Cünkü, Kur'ôn'ın, RasOiullôh
(s.a.)'ın şahsında fert ve 1oplum hayatına aktorıl·ması demek olan sünn·e-
Un ihmal .edHmesi, Kur'ôn'ın anlaşıl·masında anarŞ'i: ortıa.mının hazırlanma­
sı,no zemi.n hazırlayacaktır.

''ei-Masôdır ve e/-'Merôci'" başl·ığı a/.tında sıra•lamış olduğu Iliteratür-


den de ıaınloşılacağıüzere EbO Reyye, selef-halef, mahtOt-:matbO çok sa-
yıda kaynaıkta·n ·istifade ederek eserini. hazırlaımıştır. Anca-k, bazı rivôyet
ve tôriıh1 vaık'a.Jan na,kl·ederken bir bü.tünlük ·i'cerisinde değ·il, daha çok
kendi görüş ve anlo·yışını deste-kler mahiyette olan kısımlıcııro yer verme·k-
tedir. Doloyısıyıla bazı meselel·erde tôri·hi ma.lzemeJ.eri işleyiş tarzı şartlı
olduğu gibi. ilmi usOJ ve obj.ekti.fJi.kle de ba,ğdaşmamaktadır.
·Müellifin büyük öl·cüde Tôhô Hüsey,in Reşid Rıza {meselô bkz. Advô,
s. 48, 86, 131, 137, 174, 201, 206, 283, 398, 41 0), Ah med EmIn (meselô bkz.
Advô, s. 146, 148, 177) ve 1. Goldziher başta olmak üzere bazı ·müsteşri·k­
lerden etk·Hendiği müşôhede ~edilmektedir.
Biz, bu caılışma·mızda müeHifin, önemli gördüğümüz bazı görüş, yo-
rum ve iddiolarını el.e ·ala·rak değ·erl·endirmeye cal·ıştık. Eserde. cumhOru
temsil eden ehl--i hadisin reddetNğ·i bir -çok görüşler bulunmnk,tadır. Ten.-
kid i,çin, üzerine yazılan reddiyel,eri de i·tiba·ra alara·k doktora seviıyesinde
a~kademi·k bir calışmanı·n yapılmasını memlekeHmiz i:çin faydalı bulma-kta-
yız. ·Hadis tôr·ih ve ·ricôl.inin sağla·m temellere daryandığın ı bi·r kez daha
göstermek i·ci•n, ağırbaşlı, ciddi ve y·eni calışmalar yopmak üzere özel·lik-
le müslümon gene akadem.isye·nlere büyük görevl·er düşme·ktedir.

You might also like