You are on page 1of 8

“Çocuklarda Parmak Emme,Tırnak Yeme Ve Alt Islatma”

MAMAHATUN ANAOKULU

PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK SERVİSİ

VELİ BÜLTENİ

1
ÇOCUKLARDA PARMAK EMME VE TIRNAK YEME

Parmak emme, normal çocuklarda herhangi bir psiko-patolojik etken


olmaksızın 3-4 yaşlarına kadar görülen bir olgudur.Bu yaşlardan itibaren hala
devam ediyorsa ,parmak emme davranışsal bir problem olarak karşımıza
çıkabilir fakat araştırmalar en geç 5-6 yaşlarında sona erdiği takdirde parmak
emmenin zararının olmadığını,ancak süregelmesi halinde dişlerde deformasyona
neden olabileceğini kanıtlamıştır. Alt ıslatmada olduğu gibi, sürekli parmak
emme alışkanlığı da psikolojik sorun ve gerginliklerin bir sonucu olarak
gelişebilir.

Hangi durumda önlem almak gerekir?

* Parmak emme alışkanlığının gün içinde de sürekli olması.

* 4 yaştan sonra da aynı sıklıkla devam etmesi.

* Çocuğun aktiviteler yapmak yerine parmak emmeyi tercih etmesi.

* Aile fertleri dışındaki kişilerin yanında da parmak emmeyi devam ettirmesi.

* Sosyal ortamlarda, anaokulu vb. uyku vakti dışında parmak emmesi.

* Davranış problemlerinin ve duygusal problemlerin birlikte olması

2
Parmak emmek dişleri nasıl etkiler?

Ebeveynler parmağını emen çocukların, çene kemikleri ve dişleri


üzerindeki etkilerini düşünerek endişeye kapılabilir. Parmak emmenin dişleri ne
kadar etkilediği, parmak emme süresine ve en önemlisi parmağın ağızdaki
duruşuna bağlıdır. Böyle bir durum varsa Süt dişlerinde oluşan bu değişiklik 6
yaşından sonra çıkan asıl dişleri etkilemez.

Parmak, emzik emme alışkanlığı devam edecek olursa henüz gelişmekte


olan kas ve kemik yapıları üzerine basınç uygulayarak dişlerin yer değiştirmesine
yol açabilir. Parmak emme alışkanlığı gece uyurken de devam ederse daha etkili
olur ve bunun sonucunda üst çenede darlık (V şeklinde bir çene kavisi) meydana
gelebilir.

Bu durumda üst ön dişler öne, alt ön dişler ise geriye doğru eğilir ve alt ve
üst ön dişler arasında açıklık meydana gelir. Alışkanlıktan vazgeçilirse bu
açıklık kapanır.

Parmak emme alışkanlığı karşısında anne babanın yapacağı en sağlıklı


yaklaşım nedir?

Anne ve babaya parmak emmenin ilk dönemlerde zararsız bir faaliyet olduğu
açıkça anlatılmalıdır. Parmak emmenin biraz önce değindiğimiz gibi diş
deformasyonlarına sebep olmadığı, bir hastalık mahiyetinde olmadığı açıkça
anlatılmalıdır. Çünkü buna inanan anne, baba ve aile büyükleri ömür boyu sürecek bu
kötü alışkanlıktan çocuklarını vazgeçirmek için çok şiddetli tedbirlere başvururlar.
Hatta çocuklar dayak atanlar, ellerini kollarını arkadan bağlayanlar,eline parmaklarına
iğne batırıp onlar unutamayacakları acı verecek cezalar uygularlar. Bu tenkitler,
azarlamalar, dayak atmalar, çocukta olumsuzluğun yükselmesine neden olabilir. Anne
babayı rahatsız etmek için parmak emmenin bir davranış olarak kalmasını
pekiştirebilir.

Anne-babalar olayı telaşa kapılmadan sabırla karşılamalı ve sürekli


ilgilenmekten kaçınarak, çocuğa bu alışkanlığın zararlı bir davranış olduğunu,
sağlık sorunlarına yol açabileceğini basit bir dille anlatmalıdır. Aile içinde sürekli
aynı alışkanlık konu edilerek dikkatleri çocuk üzerine çekmek, bu nedenle telaşa
ve gerginliğe girmek ve çözüm amacıyla çocuğu sürekli eleştirmek, yanlış anne-
baba davranışları arasında sayılır. Çocuğa yapılan olumlu tavsiye ve açıklamalarla
psikolojik açıdan uyumunun sağlanması, sorunun ortadan kalkmasını sağlayabilir.
Burada önemli olan, bir gerileme belirtisi sayılan bu alışkanlığı oluşturan
etkenlerin anne-baba tarafından keşfedilerek ortadan kaldırılmasıdır.

3
Eğer çocuk yürümeye başladıktan veya 1 yaşından sonrada bunu yapıyor
yani parmağını emiyorsa bu çocuğun fazla yorgun, rahatsız, mutsuz, sıkıntılı,
üzüntülü olduğunun belirtisidir. Çocuğun durumunun incelenmesi düzeltici
tedbirlerin yalnız bir belirti olan parmak üzerinde değil bütün durumu düzeltmeye
yöneltilmesi gerekir. Çünkü parmak emmenin asıl nedenleri ortadan kalkmadıkça
çocuk parmak emmeye devam edecektir.

Çocuğa uygun dinlenme, geniş ve çeşitli faaliyet olanakları, oyun ortamları


meşgul olmak için olanaklar sağlanmalıdır. Anne babanın uygun olmayan
davranışları düzeltilmelidir. Çocuklara bu alışkanlığından dolayı şiddet hareketleri
uygulanmamalı ve çocuk batıl fikirlerle korkutulmamalıdır.

Örneğin; yeni bir kardeşin doğumu, çocukta parmak emme alışkanlığın


başlamasına neden olabilir.Parmak emip tırnak yemeye başlayan çocuk, bu tür
bebekleşme hareketleriyle kaybettiği ilgiyi kazanma savaşına girer. Kardeşin
doğumundan önce çocuğun hazırlanması, kardeşin varlığına karşın çocuğun
statüsünün devam edeceği ve onun yerinin ayrı olduğu konusunda çocuğun ikna
edilmesi, kardeşin yardıma muhtaç bir yakını olması nedeniyle elbirliğiyle ona
bakma gereğine çocuğun inandırılması ondaki gerginliği azaltır. Böylelikle bu
gerginlikten kaynaklanan alışkanlıklar da zamanla kaybolur Çocuğa uygun
dinlenme, oyun ortamları, meşgul olması için geniş ve çeşitli faaliyet olanakları
sağlanmalıdır.

4
“TIRNAK YEME”

Öncelikle bu davranışın parmak emme davranışından ayrılması gerekir. Parmak


emme, belli bir yaşa kadar davranış bozukluğu olarak değerlendirilmezken, tırnak
yeme hangi yaşta ortaya çıkarsa çıksın davranış bozukluğu olarak
değerlendirilebilmektedir.

“TIRNAK YEME” tırnağı/tırnak etini dişiyle koparma veya kemirme eylemi için
kullanılan bir terimdir. Gerçek anlamda kopardığı tırnağı yiyen çocuk sayısı pek
azdır. Tırnak yeme çocuklar arasında ve ergenliğe geçişte, çok sık görülen bir
davranış bozukluğudur.

Tırnak yemeye zemin hazırlayan sosyal ve psikolojik sebepler :

1— Üzüntü ve sıkıntı

2— Gerilim ve kaygı

3— Öfke ve saldırganlık

4— Korku ve endişe

5— Kardeş kıskançlığı

6— Değersizlik ve güvensizlik duyguları

7— Aile huzursuzlukları ve iletişim problemleri

*Tırnak yeme davranışının ölüm,boşanma,uzun süreli ayrılık gibi endişeye sebep


olan durumlarda çocuklarda görülme olasılığı yüksektir.

*Aileden birinin hastalanması, babanın uzun süreli iş seyahatine çıkması, aileye


yeni bir kardeşin katılması, çocuklar arasında ayrım yapılması, aşırı kuralcı ve
baskıcı eğitim çocukta gerilim ve kaygı uyandırarak tırnak yemesine yol açabilir.

* Okulda arkadaşlarına, evde ailesine kendini doğru biçimde ifade


edemeyen(kendine güvensiz olması,anne yada babanın tepkisinden korkması,alay
edileceğini düşünmesi gibi sebeplerle) çocuk üzüntü ve sıkıntı duyabilir. Tırnak
yiyerek sıkıntısını açığa vurabilir.

* Herhangi bir sebepten dolayı haksızlığa uğradığını düşünen bir çocuk, haksızlığı
yapan anneye, babaya veya öğretmene kızıp; onlara karşı öfke duyabilir. Öfkesini
açıkça dile getirme cesareti gösteremediği zaman ise tırnak yiyerek öfkesini
kendine yöneltebilir.

5
*Yaptığı yanlış davranışlardan dolayı ailesinden korkan ve devamlı cezalandırılma
endişesi taşıyan çocuk tırnak yiyebilir.

*Aile içinde yaşanan huzursuzluklar, kavgalar, ayrılmalar çocukta gelecek


endişesi ve tek başına kalma korkusu uyandırarak, tırnak yemesine yol açabilir.

*Okul başarısızlığı, vücut sakatlığı, aileye evlatlık olarak katılma, zekâ geriliği
gibi eksiklikler, kendini değersiz ve aşağı görmesine, bunun bir yansıması olarak
tırnak yemesine sebep olabilir.

Tırnak yeme davranışına karşı yapılması gerekenler:

• Çocuklar korku, tehdit, kaygı, kıskançlık ve güvensizlik doğuracak


durumlardan uzak tutulmalıdır. Bu nedenle, küçük çocukların şiddet içerikli korku
filmleri, bilgisayar oyunları izlemelerine izin verilmemelidir.

• Çocuk ilgi çekmek veya anne-babasını kızdırmak için parmağını ağzına


götürdüğü zaman görmezden gelinmeli, o mekân terk edilerek çocuk yalnız
bırakılmalı, çocuğa hissettirmeden uzaktan gözlenmelidir. Eğer yalnız kaldığında
tırnak yemekten vazgeçmiş ise, alışkanlığın sebebi dikkat çekmek içindir. Çocuk
tırnak yemek için parmağını ağzına götürdüğünde ilgisini başka tarafa çekmek de
etkilidir. Ancak ilgi çekilen şey, tırnak yemekten daha çekici olmalıdır. “Gel
seninle bir oyun oynayalım,” “TV de güzel bir çizgi film izlemeye ne dersin?,”
“Bana bir bardak su getirir misin?” gibi yönlendirmeler çocuğun dikkatini başka
tarafa çekecektir.

• Sinema veya televizyon izlerken patlamış mısır, kuru yemiş, sakız gibi ağzını
meşgul edecek ve tırnak yemenin yerine geçecek şeyler de işe yarayabilir. Çocuğu
azarlamak, korkutmak, ceza vermek gibi zorlayıcı yöntemlerin sonuç getirmediği,
kimi zaman daha ağır duygusal problemlerin ortaya çıkmasına yol açtığı anne ve
baba tarafından bilinmelidir.

• Çocukları ara sıra başarılarından dolayı ödüllendirme bazı durumlarda yarar


sağlayabilir. Ancak bunun kısıtlı ve uygun şekilde kullanılması gerekir. Aksi
takdirde çocuk yeni ödüller almak için bunu kullanabilir.

• En akılcı ve kalıcı çözüm, tırnak yemeye yol açan asıl problemi ortaya
çıkarmak, çocuğun problemle yüzleşmesini sağlamak, bu davranışın çok kötü bir
alışkanlık olmadığını, eğer isterse bırakabileceğini telkin etmektir. Çocuk buna
inandırıldığı zaman elinden gelen çabayı gösterecektir.

6
ÇOCUKLARDA ALTINI ISLATMA SORUNU

Genellikle çocuklar mesane kontrolü gerçekleşinceye kadar, geceleri altlarını


ıslatırlar. Çocukların hemen hepsinin idrar ve dışkı kontrolünü kazandıkları 4
yaşından sonra, hala alt ıslatmanın devam etmesi " durumu ‘’enuresis" adını
almaktadır.

Enuresis en sık görülen davranış bozukluğudur


ve iki biçimde görülebilmektedir.

Bunlardan ilki, birincil enuresis’dir ki bu,


sinir-kas kontrolünün gelişmesindeki gecikmeden
kaynaklanabilir ve doğumdan başlayarak süre gelir.
Birincil enuresis zamanla kaybolur ve yavaş gelişen
bu çocuklar bir süre sonra tuvalet kontrolünde
arkadaşlarının seviyesine ulaşırlar.Birincil enuresis,
yatak ıslatma sorununun yaklaşık %75-80’ ini
oluşturur.

%25-30 oranındaki enuresis ikincil enuresis adını alır. Bu tür alt ıslatma
olayında tuvalet kontrolü oluştuktan sonra bir gerileme söz konusudur. İkincil
enuresis tipik olarak korkular, yeni bir kardeşin doğumu ya da yeni bir eve
taşınma gibi bazı ruhsal gerginlik durumlarında ortaya çıkar. Bu etkenler çocuğun
bir süre için daha olgunlaşmamış davranış biçimlerine dönmesine neden
olabilmektedir.

Rahatsızlığın teşhisi için en az 3 ay süre ile haftada en az 2 kez idrar


kaçırmanın olması, okul başarısında düşmeye ve sorunlara yol açması ve kişinin 5
yaşından büyük olması gerekmektedir. Ayrıca idrar kaçırma durumu başka bir
ilacın yan etkisine bağlı olmamalı, kişide idrar kaçırmaya sebep olabilecek bir
hastalık olmadığı tespit edilmelidir. ( şeker hastalığı , ürolojik ya da nörolojik
hastalıklar gibi).

7
Enuresis riskini arttıran durumlar:

-Yoğun psiko-sosyal sorunlar içinde olan ve olumsuz çevresel koşullarda yaşayan


çocuklar.

-Baba ya da annenin boşanma veya ölüm sonucu kaybı da önemli etkenlerdendir.


Özellikle daha öncesinde idrar kontrolünün sağlandığı çocuklarda sonradan 5-8
yaşları arasında idrar kaçırma bu nedenle tekrar başlayabilmektedir.

-Davranışsal bozukluklar gösteren çocuklarda mesane kapasitesinin daha sınırlı


olduğu ve bu durumun daha sık gözlendiği saptanmıştır.

-Ailede anne, baba ve diğer akrabaların geçmiş yaşantılarında bu sorun var ise
çocuklarda da enuresis riski 5-7 kat artmaktadır.

Çocuğunuz geceleri yatağa kaçırdığında nasıl davranmalısınız?

* Öncelikle, beş yaşın altındaki çocukların mesane kontrolünün büyük oranda


isteğe bağlı olmadığını ve yatağa bilerek kaçırmadığını unutmamalısınız.

* Yatağı ıslatan çocuğu asla cezalandırmayın, kızmayın ve utandırmayın. Bunlar


fayda sağlamaz. Başkalarının da onunla alay etmesine asla izin vermemelisiniz.

* Yatağa kaçırmadan bir "kaza" olarak bahsedin. Çocuğunuza bunu bilerek


yapmadığını bildiğinizi belirtmelisiniz. Zamanla bunun üstesinden geleceğini
açıklamalısınız.

* Uykudan önce tuvaletinin olup olmadığını sormalısınız.

* Gece tuvalete gidebilmesi için yeterli ışık bulunduğundan ve pijamasını kolayca


indirip çekebileceğinden emin olmalısınız.

* Çocuğunuz, birkaç ay boyunca geceleri kuru kalır ve daha sonra yatağı


ıslatmaya başlarsa fiziksel bir neden olup olmadığını anlamak amacıyla durumu
doktoruna bildirmelisiniz.

You might also like