You are on page 1of 2

Ünlü tasarımcı Bülent Erkmen, 1993 yılında bir neo-modernist manifesto kaleme aldı.

5 Ocak 1993 tarihinde “Grafik Sanatlarda Çağdaşlık Sorunsalı” başlıklı panelde Bülent
Erkmen tarafından sunulan, kendisinin kişisel notlarından oluşan bu “manifesto”, daha
sonra Arredamento Dekorasyon dergisinde “Bir Neo-Modernist Manifesto” başlığı ile
yayınlandı.

-https://www.marketingturkiye.com.tr/haberler/bulent-erkmenden-bir-neo-
modernist-manifesto/

Bir neo-modernist manifesto


•Tasarlanacak işin, kağıdın yüzeyine ait, orada kalan bir iş değil, kurulması gereken bir
mekan, inşa edilecek bir yapı olduğunu billmek,
•Metnin görüntü, görüntünün metin olduğunu farketmek,
•Güzel-çirkin değerlendirmelerine karşı çıkmak,
•Fikrin anahtar unsur olduğunu, iyi fikrin iyi biçimi getirebileceğini bilmek,
•İyi bir fikir yoksa, çözümü dekorasyonda, süste arama kolaylığına kaçmamak,
•Sunuşu düşünceye tercih etmemek, sunuşu düşüncenin sunulması için kullanmak,
•Görünürde kolay, görünürde basit olanın içinde ne kadar çok düşünce yattığını bilmek,
•Yeteneğin, düşüncenin önünden düşüncenin arkasına geçtiğini bilmek,
•İzleyiciyi dışarıdan içeri, izleyenden katılana çeken bir tasarım anlayışını tercih etmek,
•Kandırma, baştan çıkarma yolu yerine, bilgilendirme, ikna etme yolunu tasarım
anlayışı olarak kabul etmek,
•İyi tasarımın, iyi sattıran ya da kendini iyi satan tasarım olmadığını bilmek,
•Her şeyin çok fazla tasarlandığı, tasarımın içeriğin kendisi haline geldiği günümüz
moda çözümlerinde, içeriği aşırı tasarım elemanlarından arındırmak, içeriği öne
çekmek,
•Tasarım çözümünü, tasarım probleminin kendisinde aramak,
•Tasarımı, yapılacak “iş”in içinde bulmak,
•Malzemeyi bir tasarım unsuru olarak kullanmak,
•Sürekliliğin tasarım olduğunu farketmek,
• Günün geçerli tarzlarına, üsluplarına bağlı olmayan, tarzlara mahkum olmayan bir
tasarım anlayışını yerleştirmek,
• Giderek tarzı ve dekorasyonu reddererek, görünen süsün arkasındaki gerçek tasarımı
öne çıkarmak,
• Tasarlanmış bir ürüne bakıldığında, ilk görünenin tarz olmamasını sağlamak,
• Tarzın seçilemeyeceğini, tarzın ancak oluşabileceğini bilmek,
• Tarzın önceden seçildiği tasarım anlayışına karşı çıkmak,
• Tasarımı yazı karakteri ve tipografik üslup gibi yüzeysel etkilerden arındırmak,
• Tasarım sorunlarının yazı karakteri seçimiyle çözülemeyeceğine inanmak,
• Dikkatin, tasarlanan “iş”in bütününden, yazı karakterine kaymasını önlemek,
• Tarif eden, açıklayan, resimleyerek açıklayan, “açık eden” bir tasarım anlayışından
uzak durmak,
• Kendini, her şeyi, hemen anında anlatmayan, göstermeyen, bakıldığı anda bitmeyen,
giderek keşfedilen bir tasarım anlayışını geliştirmek,
• Yeni formlar, yeni görüntü biçimleri önermek yerine, yeni anlama biçimleri, yeni
algılama biçimleri önermek.

You might also like