You are on page 1of 2

TEHAFÜTÜ FELASİFE 1.

İTİRAZ / 27-45 PASAJLAR

Filozofların ezeli yaratma görüşlerindeki temel argümanları sonradan/ zamansal


yaratmanın zamanda bir başlangıcı gerektirdiği dolayısıyla bu durumun da Tanrı’nın
iradesinde bir değişikliğe sebep olacağı, yaratmanın başladığı zamanı diğer zamanlardan
farklılaştıran ayrıştırıcı bir belirlenimi mecbur kılacağı yönünde sorunlara yol açtığı gibi
çeşitli iddialar barındırmaktadır. 
Özellikle zamanı diğer zamanlardan ayrıştıran bir belirleniminin olması gerektiği
hususu ilgili pasajlara konu edilmiştir. Filozofların iddialarına göre böyle bir belirlenimi
gerekli görmemek alemin imkan halinden varlığa gelişi üzerine de pekala tatbik
edilebilirdir. Bu durumda alem hakkında bir belirleyiciden bahsetme zorunluluğu da ortadan
kalkmakta ve alemin varlığı rastlantısallık ile açıklanabilir hale gelmektedir. Bu da diğer
birçok sorunun yanı sıra alemin niçin başka türlü değil de olduğu hal üzere mevcut olduğu
sorusunu da rastlantıyla açıklama mecburiyetini doğurmaktadır. Dolayısıyla zamanda bir
başlangıcı varsaymak o zamanı farklı kılan bir niteliği zorunlu olarak gerektirmektedir.  
Öte yandan Gazzâlî, ezeliliğin varsayıldığı durumda felekler ve yıldızların sayısı ya da
devir sayıları gibi niceliksel değişkenlerin sonsuzluk ile bağdaşmayacağı yönündeki itiraza,
filozoflar adına onların doğasından kaynaklandığını ve bunun hikmetinin bilinemeyeceği
yönünde açıklamalar eklenmiştir. Zamanlar ise zorunlu olarak birbirinden farklıdır. Ancak
Gazzâlî için filozofların sonsuzluk içerisinde niceliksel farklılıkları Allah’ın hikmetine
bağlayıp, zamanlar arasındaki farklılığa kesin delil istemeleri hala eleştiri konusudur. Hatta
filozofların hikmet ile açıklamaları adeta kolaya kaçmak olup buna karşılık “Allah alemi en
güzel zamanda yarattı” gibi bir cevabı hak etse de filozofları aynı cihetten iki ayrı soruya
muhatap etmiştir. Bu sorular ise devir sayıları gibi niceliksel farklılıkların açıklanması
gerektiğinden farklı olarak, feleklerin hareket yönleri ve bu hareketlerin sonucu belirlenen
kutup noktalarının belirleniminin açıklanması gerektiği hakkındadır. Yani Gazzâlî’ye göre
zamansal belirlenim zorunlu ise konumsal belirlenim de zorunlu olmalıdır. Dolayısıyla
filozoflara göre küre yapıdaki gök tamamen basit yapıdaysa herhangi bir noktasını diğer
noktasından ayıran bir niteliğe sahip değil demektir.
Gökkürenin herhangi iki noktası karşılıklı olarak iki kutup için uygun olabilecekken
kuzey ve güney noktasının belirleyicisi nedir? Gazzâlî’ye göre bu soru söz konusu noktanın
elverişliliği ile açıklanabilir bir soru değildir. Zira bu durumda gökkürenin kısımlarının kendi
içinde farklı nitelikler barındırdığı anlamına gelir ki bu filozoflar açısından çelişkili olur. Zira
basit yapıda olduğu ifade edilmişti. 
Öte yandan Gazzâlî’ye göre feleklerin hareket yönleri arasındaki farklılıklar hakkında
da bir belirlenim zorunlu olmuştur. Bu belirlenim oluş ve bozuluş hakkındaki ilişkisellikle
açıklanabilecek bir belirlenim olmamalıdır. Zira hareketler tam tersi istikamette de olabilirdi
ancak yönleri mevcut kararlılıktadır. Öyleyse tıpkı zamanın bir belirleniminin olması
gerektiği gibi feleklerin konum ve hareketlerinin de ayrıştırıcı bir niteliğe sahip olması
gerekmektedir. 

EBRAR TENŞİ ABANOZ

You might also like