Professional Documents
Culture Documents
Kafa Travmaları Word 1 17
Kafa Travmaları Word 1 17
Kedi ve köpeklerde bildirilen kafa yaralanmalarının yaklaşık %50'si sırasıyla motorlu araç
kazaları ve ezilme yaralanmalarından kaynaklanmaktadır. Yüksekten düşme, ısırık, ateşli silah
yaralanması, kasıtlı veya kazara insan saldırıları da diğer nedenler arasındadır. Sinir sisteminin
travmatik lezyonlarına baş, omurga ve periferik sinirler üzerindeki doğrudan mekanik etki
neden olur. İlave olarak, ani hızlanma ve yavaşlama sırasında kafatası ile beyin ve omurlar ile
omurilik çarpışmaları.
Dokunun doğrudan mekanik deformasyonlarına (yıkımlanma) ek olarak, kan damarlarında;
iskemi, kanama ve ikincil değişikliklere yol açan hasarlar vardır. Merkezi sinir sistemi kafatası
ve omurgada dar sınırlar içinde yer aldığından, yer kaplayan lezyonlar sinir sisteminde ek
hasara neden olabilir. Hasarın boyutu, deformasyonun süresi, hızı ve ciddiyetine göre değişir.
Kafa travması, beynin bir dış kuvvet tarafından yapısal veya fizyolojik olarak bozulması olarak
tanımlanan travmatik beyin hasarına (TBH) yol açabilir. Sağaltımlarında en iyi sonuçların
alınması için hızlı teşhis ve tedavi gereklidir. Kediler ve köpekler beyin hasarını genelde iyi
tolere ederler. Travmatik hastalarda ilk görünüm karamsarlığa neden olsa da, doğru teşhis,
uygun tedavi ve bakım ile ciddi nörolojik bozukluğu olan hastalar bile iyileşebilir.
Travmatik beyin hasarı çok karmaşık, dinamik ve çoklu patolojiye sahiptir. Birincil doku hasarı,
başlangıçta milisaniyeler ile saniyeler arasında meydana gelir ve kan damarlarında ve
hücrelerde geri dönüşü olmayan hasara neden olabilir.
Kafatasına alınan darbe, beyine, hızlanma, yavaşlama, ve dönme kuvvetleri uygular. Beyin, iç
destek eksikliği nedeniyle bu kuvvetleri tolere edemez. Bu kuvvetler nöral dokuda kanama,
kontüzyon ve yırtılmaya neden olur. Dönme kuvvetleri beyinde sarsıntıya ve aksonal hasara
neden olur. Kafatasının küremsi şekli, dönme kuvvetlerinin yayılmasına ve beynin daha derin
dokularına ulaşmasına neden olur. Ayrıca penetran yaralanmalar; kırıklara, kanamalara ve
beyin parankiminde doğrudan hasara neden olabilir.
Kafatası Kırıkları:
Kafatasını oluşturan kemiklerin bütünlüğünde çeşitli nedenlerle meydana gelen bozulmalar
kafatası kırığı olarak tanımlanmaktadır. Bunlar sadece kemik dokusunu değil, meninksleri ve
beyin dokularını etkileyen kırıkları da içerir. Kırıkları tiplerine göre basit, parçalı veya çökme
kırıkları olarak sınıflandırmak mümkündür. Temporal kasları daha yoğun ve kalvaryumları
(kafa tası) daha kalın olan köpeklerin kafa travması insidansı kedilere göre daha düşüktür.
Direkt darbeler kafatasında basit, parçalı, çöküntüler şeklinde bir veya birden fazla kırığa neden
olur. Dolaylı darbeler ise genellikle kafatasında çatlaklara neden olur. Çökme kırıklarında,
lezyonun beyin parankimine bası yapması söz konusudur. Kafatasının çökme kırıkları en sık
dorsal ve lateral kısımlarda görülür. Çökme kırıklarında, etkilenen bölgenin tam karşısında
hasar görmemiş kafatası bölgesinde bulunan beyin dokusunda lokal tahribat meydana gelebilir.
Bu lezyonlara Contre-Coup lezyonları denir. Aynı zamanda kafa tabanı, orta kulak ve
temporomandibular eklemde kırıklar meydana gelebilir. Temporomandibular eklem kırığı tek
başına nörolojik semptomlara neden olmaz ancak ek tedavi gerektirebilir. Bulla kırıkları,
vestibüler sendrom, yüz felci ve Horner sendromu gibi nörolojik semptomlara neden olabilir.
Sarsıntı - Kontüzyon – Yırtılma (Concussion - Contusion – Laceration)
Sarsıntı: Kafaya isabet eden darbeler, önden arkaya (yatay, sagittal) sağdan sola veya soldan
sağa (koronal düzleminde) veya yukarı aşağı (dikey) yönlerde beyin sarsıntısına yol açar.
Merkezi sinir sistemi sarsıntısı, travma sonrası etkilenen anatomik bölgede, gelişmiş tanısal
görüntülemede, yapısal lezyon olmaksızın nörolojik belirtilerin hızlı ve tam olarak çözülmesi
ile karakterize edilir. Beyin sarsıntısı olan insanlarda geçici bilinç kaybı, çeşitli refleks
fonksiyonlarının kaybı, hafıza kaybı ve serebellar disfonksiyon tarif edilirken, değişik
alanlarda omurilik sarsıntısı olan hastalarda paresteziden kuadroplejiye kadar çeşitli omurilik
disfonksiyonu bildirilmiştir. Genellikle uyku hali gözlenir. İlgi alanına bağlı olarak, insalarda
üç tip merkezi sinir sistemi sarsıntısı rapor edilmiştir: beyin, omurilik ve beyincik. Geçici
olmasına rağmen, klinik belirtiler şiddetli olabilir ve bulgular ilgili merkezi sinir sistemi
alanıyla ilgilidir. Bu tür travmalar beşeri hekimlikte iyi bilinmekte ancak veteriner hekimlikte
henüz yeteri veri yoktur.
Kontüzyo serebri-Laceration:
Kontüzyo serebri, görünür beyin yaralanmaları için kullanılan bir terimdir. Kontüzyonlar ve
yırtılmalar, kafaya künt travmadan kaynaklanan fokal veya yaygın parankimal / araknoidal
kanamalar ve doku nekrozundan oluşur. Kontüzyonlar, girusun en kabarık bölgelerinde daha
sık görülür. Bunun nedeni girusların travma sırasında ana yükü taşıyan kısım olmasıdır.
Kanama sonrası zamanla nekroz, ödem ve gliozis oluşur. Ezilmelerden sonra oluşan glial
scatrix dokusu daha sonra epileptojenik fokal forma dönüşebilir. Yırtılmalarda, araknoid
membranlar ve temel beyin parankimi bozulur (örneğin: kafatası kırıkları nedeniyle), oysa
kontüzyonlarda araknoid membranlar sağlam kalabilmektedir.
Her iki duruma da, intrakraniyal basınçta yaşamı tehdit eden bir artışa neden olabilecek
belirgin ödem eşlik eder. Her ikisinde de intraparankimal kanama meydana geldiği için
kontüzyonun hematomdan ayrımını anlamak güçtür.
Diffüz Aksonal Yaralanma:
Doğrudan mekanik bozukluğun yanı sıra, travmatize beynin birçok bölgesindeki aksonlar,
şiddetli hızlanma ve yavaşlama sırasında kesme kuvvetlerinin neden olduğu travmatik aksonal
yaralanma adı verilen dejenerasyona uğrayabilir. Şiddetli vakalarda bu değişiklik yaygın
olabilir (yaygın aksonal yaralanma). Lezyon fokal aksonal şişlik olarak başlar, bozulmuş
aksonal taşıma, aksonal ayrılma ve Wallerian dejenerasyonuna ilerler. Makroskopik olarak
sadece peteşiyal kanama görülür. Travma sonrası 5.-7. gün aksonal onarım başlar ve bu süreç
en az 21 gün sürer.
İntrakranial Kanama:
Kafa içi kanama tüm kafa yaralanmalarının %46'sında görülür ve orta ila şiddetli
yaralanmalarda görülme olasılığı daha yüksektir. Travmadan kaynaklanan tüm ölümlerin
yaklaşık %15'ini oluşturur. Kafa travmalı köpekler üzerinde yapılan bir çalışmada, köpeklerin
%89'unda kafatası kırığı, %11'inde ise kafa içi kanama görülmüştür. Şiddetli kafa travması
geçiren kedi ve köpeklerin neredeyse tamamı (%96) kafa içi kanamaya sahiptir.
Kafa içi kanama akut veya kroniktir. Kanama genellikle meningeal arter, ven veya sinüslerin
yırtılması sonucu oluşur. Küçük bir kontüzyondan büyük bir kontüzyona kadar değişen
intrakraniyal kanamalar kafa içi hematomlar temas veya sadece hızlanma yaralanmaları
sonucu oluşur. Travma sonrası kanama ekstraaksiyel veya intraaksiyel olabilir. Ekstraaksiyal
kanama, epidural (dura mater ile kafatası arasında), subdural (dura ve araknoid mater arasında)
veya subaraknoid (araknoid ve pia mater arasında) boşlukta meydana gelebilir. Travma sonrası
kanamanın en yaygın yeri beyin parankimi veya araknoidal alandır. Primer travma sonucu
intraserebral kanamaların ortaya çıkması nadirdir, ancak anevrizma gibi daha önce vasküler
bozukluğu olan kollaps kırıkları ve travma hastalarında görülür. Köpeklerde ve kedilerde
bunun başlıca nedeni travma ve damar hastalıklarıdır. Evcil hayvanlarda girusun en kabarık
kısmından sonra en sık görülen beyin kanaması beyin sapında, özellikle tegmentum
parankiminde meydana gelir.
Kafa travmalı köpek ve kedilerde bilgisayarlı tomografi (BT), manyetik rezonans görüntüleme
(MRI) ve intrakraniyal cerrahi nadiren yapılmaktadır. Dolayısıyla bu lezyonların köpeklerde
ve kedilerde nadiren oluşur hükmünden ziyade nadiren tanınması daha doğru bir yaklaşımdır.
Subaraknoid kanama, akut beyin hasarı olan kişilerde çok yaygındır, ancak çoğu zaman klinik
önemi azdır. Bu kanama şekli genellikle farklı sonuçlar doğurur. Subaraknoid kanama, yırtılan
damarların boyutuna ve tipine bağlı olarak kitle lezyon etkisi yaratacak kadar büyük olabilir.
Birincil olarak mekanik bir obstrüksiyon oluşturabilir veya ikincil inflamatuar mediatörlerin
salınmasına neden olarak, beyin omurilik sıvısı (BOS) çıkışının tıkanmasına neden olabilir.
BOS çıkışının tıkanması daha sonra kafa içi basıncında artışa neden olabilir. Kafa travmalı
köpeklerde ve kedilerde subaraknoid kanamanın klinik önemi, insanlarda görülene benzerdir.
İntraparankimal kanama, hem insanlarda hem de küçük hayvanlarda yaygın bir akut
intrakraniyal kanama şekli olarak kabul edilir ve kontüzyonlar, farklı hematomlar ve
laserasyon yaralanmaları şeklini alabilir. İnsanlarda en sık görülen intraparankimal kanama
tipi olan beyin kontüzyonunun ölüm oranı %25-60 arasındadır. Parankimal bir kontüzyon
etrafındaki ödemin, kafa içi basıncındaki artışa katkıda bulunduğu düşünülmektedir.
Kafa Travmalarında İkincil Beyin Hasarı:
Kanama ve ödem devam ederse, birincil beyin hasarının etkileri artmaya devam eder ve kafa
içi basınç arttıkça birbiriyle ilişkili bir dizi biyokimyasal yolu aktive eder. Adenozin trifosfat
(ATP) tükenmesi, hücresel iyonik homeostazın sürekliliğini bozar. Hücresel şişme (sitotoksik
ödem) ve depolarizasyonun bir sonucu olarak ani, kontrolsüz hücre içi sodyum (Na +) ve
kalsiyum (Ca ++) akışı meydana gelir. Kontrolsüz depolarizasyon, uyarıcı bir nörotransmitter
olan glutamatın hücre dışı ortama aşırı salınımına neden olur. Glutamat hücre içi Ca++
birikmesine neden olur. Yükselen Ca++ seviyesi, araşidonik asit kaskadı (fosfolipaz A2
aktivasyonu) ve ksantin oksidaz (serbest radikal üreteci) yolu dahil olmak üzere bir dizi
dokuya zarar veren yolu aktive eder. Demir (Fe++), ksantin oksidaz yolunda önemli bir
kofaktördür ve Fenton reaksiyonu yoluyla üretilen serbest radikal türleri (örn. Hidroksil,
superoksit bileşenler) doymamış yağ asiti ve kolesterol içeren hücre zarlarına zarar verirEk
olarak, intrakraniyal kanama, serbest radikal üreten reaksiyonları besleyen ilave bir Fe ++
kaynağı sağlayabilir. Şiddetli kafa travmasından sonra ikincil beyin hasarına katkıda bulunan
bir başka kimyasal araç da Nitrik Oksittir (NO). NO, radikal aracılı ve glutamat aracılı doku
hasarına katkıda bulunmanın yanı sıra beyinde aşırı vazodilatasyona neden olabilir. Şiddetli
kafa travmasından sonra indüklenen diğer ikincil otolitik süreçler, kinin ve pıhtılaşma /
fibrinolitik basamakları içerir. İskemi oluşumu yukarıda bahsedilen süreçleri devam ettirir ve
ayrıca laktik asit birikmesine (anaerobik glikoliz yoluyla) neden olur. Laktik asit birikimi
beyin dokusunda daha fazla hasara neden olur. Travma geçirmiş hastalarda sık görülen
ekstrakraniyal durumlar olan hipotansiyon ve hipoksemi, beyin iskemisini kötüleştirebilir ve
bu nedenle olayları ciddi şekilde ikincil beyin hasarından sorumlu hale getirebilir.
Bu ikincil süreçlerin bir sonucu olarak, kafa içi basınç artar. Birincil beyin hasarından farklı
olarak, klinisyenin ikincil beyin hasarı üzerinde bir miktar kontrolü vardır.
Kafa Travma Hastalarında İkincil Beyin Hasarı Mekanizması
Glutamat Birikimi
ATP tüketimi
Nöronal hücre hasarı
Azalmış glutamat dönüşümü
İnterstisyel magnezyum indirgeme etkisinde görülür;
İyonik gradyanların kaybı
Eksitotoksisite
Serbest radikal oksijen türlerinin üretimi ile sonuçlanır
Nöronal hücrelere akan sodyum
Glutamat etkisi altında birikir;
Sitotoksik ödem ile sonuçlanır.
Nöronal hücrelere akan kalsiyum
Glutamat Birikimi,
Birincil Hasar etkisinde görünür.
Sitotoksik Ödem
Proteazlar, lipazlar ve endonükleazların aktivasyonu ile
nöronal hücre yıkımı
Kalpain aktivasyonu ile reaktif oksijen türlerinin
üretilmesi
Enflamatuar mediatör salınımı
Mitokondriyal disfonksiyon ve ATP tükenmesi ile
sonuçlanan olaylar
Serbest Radikallerin Üretimi
Glutamat üretimi
Enflamatuar mediatör salınımı
Artan sitozolik kalsiyum konsantrasyonları
İskemi-reperfüzyon hasarının etkisi altında görülür;
Nöronal hücre yıkımıyla sonuçlanan sonuçlar
Motor Aktivite
Normal yürüyüş, normal spinal refleksler 6
Hemiparezi, tetraparezi veya decerebre postürü 5
Yatalak, Aralıklı ekstansör kas kasılmaları 4
Yatalak, Sürekli ekstansör kas kasılmaları 3
Yatalak, Sürekli ekstansör kas kasılmaları ve 2
opistotonus
Yatalak, kas hipotonisi, spinal reflekslerin kaybı 1
Beyinsapı refleksleri
Normal pupiller ışık refleksi ve okülosefalik refleksler 6
Yavaşlamış pupiller ışık refleksi ve azalmış 5
okülosefalik refleksler
Bilateral kalıcı miyoz ve azalmış okulosefalik 4
refleksler
Noktasal pupiller ve neredeyse kaybolan okülosefalik 3
refleksler
Tek taraflı, kalıcı midirasis ve neredeyse kaybolan 2
okülosefalik refleksler
Bilateral, kalıcı midriyazis ve kaybolan okülosefalik 1
refleksler
Bilinç seviyesi
Çevre ve uyarı 6
Uyarılara önemsiz tepki, 5
Yarı koma, görsel uyaranlara yanıt 4
Yarı koma, işitsel uyaranlara yanıt 3
Yarı koma, tekrarlayan stimülasyona yanıt 2
Tam koma, uyaranlara tepkisiz 1