You are on page 1of 6

Bu farenin %4’ü insan! - Barış Özcan about:reader?url=https://barisozcan.

com/bu-farenin-4u-insan/

barisozcan.com

Bu farenin %4’ü insan! - Barış Özcan

9-11 minutes

Tarih boyunca farklı kültürlerde anlatılan hikayelerde ilginç bir


şekilde ortak bir motife rastlarız: insan-hayvan hibridleri. Üst tarafı
insan, alt tarafı at olan sentorlar, yarı insan yarı keçi satirler, yarı
insan yarı kuş sirenler, şirinler, yarı insan yarı aslan sfenksler, bu
liste uzayıp gider. İnsan hayvan karışımlarına bazı kültürlerde o
kadar önem verilir ki tanrı statüsüne yükseltilir: şahin kafalı horus,
fil kafalı ganesha, kuş kafalı tengu. Tam olarak bu saydığım
örneklerle aynı olmasa da bizdeki bozkurt destanında da kurt ve
insan birlikteliğinden söz edilir.

Binlerce yıllık sözlü tarihte yüzlerce farklı kültürde anlatılan bu


hikayelerde neredeyse tüm hayvanların bir insanla karışımından
oluşan kimerik türler vardır. Tarihin en eski yazılı destanı
Gılgamış’ta akrep insanlardan oluşan bir halkı bile buluruz. Hayal
gücümüz bizi bir akreple bile birleştirmeyi uygun görmüştür. Ama
bir hayvan var ki hiçbir hikayede onun insanla karıştığını
göremezsiniz: farelerden söz ediyorum. Fare-insan diye bir hikaye
kahramanı yoktur. Bırakın efsaneleri, mitolojileri, modern çağda
kaleme alınan bilim kurgu hikayelerinde bile insan hayvan
karışımları içerisinde fare-insana rastlayamayız.

Bu tür romanların en ünlüsü hiç şüphesiz H. G. Wells’in kaleme


aldığı Dr. Moreau’nun Adası. Pasifik okyanusunun ortasındaki ıssız
bir adada hayvanlarla insanları birleştirmek için korkunç deneyler
yapan çılgın bir doktorun bu hikayesinde çeşit çeşit hibridler, puma
kadınlar, çakal adamlar, daha başka kimerik türler vardır. Ama fare
insanlar yoktur. <

1 of 6 10/8/2020, 9:32 PM
Bu farenin %4’ü insan! - Barış Özcan about:reader?url=https://barisozcan.com/bu-farenin-4u-insan/

Hayal gücümüzde bir türlü yan yana getiremediğimiz bu iki canlıyı,


son yıllarda gerçek dünyada gerçek bilim insanları buluşturmaya
çalışıyor. Bugüne kadar bu konuda yapılan en ileri seviye deneyin
sonuçları geçtiğimiz hafta yayımlandı.

New York Eyalet Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, insan kök


hücrelerini bir fare embriyosuyla birleştirdiler.

Bu yüksek çözünürlüklü fotoğrafta 17 günlük fare embriyosunu


görüyorsunuz. Mavi hücreler fareye ait. Yeşil hücrelerse insana.
İnsana ait bu yeşil alanların çoğunda kırmızı kan hücreleri var.
Araştırmacılar bu embriyo henüz 3,5 günlükken 10-12 grup saf kök
hücreyi enjekte etmişler. İki hafta içerisinde fare embriyosu
aralarında kırmızı kan hücresi, göz hücresi ve karaciğer hücresi de
olmak üzere milyonlarca insan hücresi üretmiş. Araştırmayı
yürüten profesör Feng embriyodaki hücrelerin %4’ünün insan
hücresi olduğunu söylüyor.

Aslında bu da en düşük ihtimalli tahmin. Dr. Feng olgun insan


kırmızı kan hücrelerinin çekirdeği olmadığı için, toplam hücre
sayısını ölçmek için kullandıkları yöntemle sayılmadığını ifade
ediyor.

Bu fotoğraftaki yeşil alanlar da fare embriyosundaki insan gözü


hücreleri. Gözümüzdeki hücreler ana rahmindeki insan
embriyosunda oldukça geç bir aşamada oluşur. Oysa bu deneyde
araştırmacıların kullandıkları yeni bir teknik sayesinde fare
embriyosunun içerisinde çok daha hızlı oluşmaları sağlanmış.
Normalde insan embriyosunda 8 hafta süren kırmızı kan
hücrelerinin oluşumu ve aylar süren göz hücrelerinin oluşumu, fare
embriyosunda günler içerisinde gerçekleşmiş.

Bu tür denemeler ilk kez yapılmıyor. Geçmişte farelerle domuzları


birleştirme denemesi yapıldı, başarısızlıkla sonuçlandı. 2017’de
domuz embriyosuna insan hücresi enjekte edildi ve 150 başarılı
embriyo geliştirildi. Ancak bu domuz embriyolarındaki 10000
hücreden biri insan hücresiydi. Yani karışım oranı 10000’de birdi.
Farelerle yapılan daha önceki denemelerde bu oran 1000’de bire

2 of 6 10/8/2020, 9:32 PM
Bu farenin %4’ü insan! - Barış Özcan about:reader?url=https://barisozcan.com/bu-farenin-4u-insan/

kadar yükseltildi. Geçen hafta sonuçları açıklanan deneyde bu oran


40 kat daha arttırılarak %4’e çıkarıldı.

Peki bu ne anlama geliyor? Neden bu tür denemeler yapılıyor?


Talep olduğu için. Mitolojik hikayelerde binlerce yıldır anlatılan
hayvan-insan hibritleri belki de sadece hayal gücümüzün
zenginliğini göstermiyordur. Ortak bilinçaltımız bu tür yaratıklara
ihtiyaç duyabileceğimizi düşünüyor olabilir mi? Bilemeyiz.
Bildiğimiz şey insanların dokuya, organa ihtiyacı olduğu. Tarihte
bunları naklederek tedavi sağlamak mümkün değildi. Modern tıp
sayesinde artık organ nakli, doku nakli mümkün hale geldi. Fakat
nakledilebilecek yeterli sayıda organ yok. Şu anda dünyada
kendisine organ nakli yapılması için bekleyen hasta sayısı, böyle bir
nakil için bulunabilen organların sayısından 4-5 kat daha fazla.
Böbrek nakli için ortalama bekleme süresi 3 yıl civarında. Üstelik
nakilden sonra vücudun bu organı kabul etmeme ihtimali de var. O
yüzden bilim insanları neredeyse 30 yıldır ihtiyaç duyulan bu
organları laboratuvar ortamında üretmenin yollarını arıyorlar. Bu
yollardan biri de hayvanları inkübatör olarak kullanmak. Biyolog
Janet Rossant, bir insan böbreğini domuzun içerisinde 5 ay gibi
kısa bir sürede hazır hale getirmenin teorik olarak mümkün
olduğunu söylüyor. Çünkü fare ve domuz gibi hayvanlarla
insanların genetik kodları arasında çok az bir fark var.

Bir insanın genetik kodunu bastırdığınızda 175 ciltlik, 262.000


sayfalık bir ansiklopedi ortaya çıkıyor. Satırlarında AAG, AAT, ATA
gibi 3 milyar civarında kelime olan bir kitap bu. İşte bu kelimeler
bizim gözümüzün rengini, saçımızın şeklini tanımlıyor. Diğer
hayvanların da genetik kodunu böyle cilt cilt bastırdığımızda ne
görüyoruz biliyor musunuz? Mesela şempanzelerin genetik
ansiklopedisindeki 175 cildin 168 tanesi insanınkiyle kelimesi
kelimesine aynı. Farelerle %85 aynı genetik kodu paylaşıyoruz. O
yüzden genellikle bu hayvanlar üzerinde denemeler yapılıyor.

Bunların bazıları skandallarla sonuçlanıyor. Geçen yüzyılın


başlarında Dr. Moreau’nun Adası yayınlandıktan kısa bir süre sonra
Rusya’da gerçek bir doktor çılgın denemeler yapmaya başladı. Kızıl

3 of 6 10/8/2020, 9:32 PM
Bu farenin %4’ü insan! - Barış Özcan about:reader?url=https://barisozcan.com/bu-farenin-4u-insan/

Frankenstein lakaplı Ilia Ivanov insan-maymun hibriti elde etmeyi


denedi. Bir insan rahmini Nora adlı şempanzeye nakletti, ancak
Nora fazla yaşamadı. Bu başarısız denemenin ardından 5 kadını
böyle bir hibriti karnında taşımak üzere ikna etti. Fakat bu kez de
Tarzan lakaplı baba şempanze plan işleme konulmak üzereyken
beyin kanaması geçirdi. Bu denemeleri duyanların şikayetleri
üzerine Ivanov 1930’da tutuklanarak Kazakistan’a sürgüne
gönderildi.

Demek ki insanlar kendi folklörleri dışında bu tür hibrid canlıları


gerçek dünyada görmek istemiyor. Şu anda yapılan denemeleri siz
duyduğunuzda neler hissettiniz? Büyük bir ihtimalle mide
bulandırıcı, iğrenç olarak gördünüz öyle değil mi? İşte dünyanın her
yerinde bu tür deneyler yasal ve etik tartışmalara yol açıyor.

Fare embriyosuna enjekte edilen insan kök hücrelerinden böbrek ya


da göz hücreleri oluşturulduğunu söylemiştim. Peki bunlar değil de
insan beyninin hücreleri bu embriyoda gelişirse ne olur? Bir
hayvanın vücuduna hapsolmuş insan aklı mı elde ederiz? Bu
hücreler tüm beyin fonksiyonlarını olmasa bile bir kısmını yerine
getirebilir mi? Bu şekilde Alzheimer gibi hastalıklar tedavi edilebilir
mi? Bir tarafta tedavi ihtimali, diğer tarafta korkutucu sonuçlar…

2009 yapımı Splice filminde tam da böyle denemeler yapan bir


çiftin hikayesini izlemiştik.

Hayvan bedenine hapsolmuş insan aklı senaryosunun oluşmaması


için bazı önlemlerin alınabileceğini söylüyor araştırmacılar.
Embriyo gelişiminin sadece belli aşamalarında insan hücrelerinin
enjekte edilmesi gibi önlemler bunlar. Peki ya bu tür önlemler
alınmazsa ya da aksilikler çıkarsa ne olur? Bunun önüne geçebilmek
için pek çok ülkede yasal olarak böyle bir duruma izin verilmiyor.
Ama dünyada gri alanların olduğu pek çok bölge de var.

Daha birkaç ay önce, Aralık 2019’da Çin’de tam 4000 domuz


embriyosuna maymun kök hücresi enjekte edildi ve gebelik süresi
boyunca hiç müdehale edilmedi. Bu embriyolardan iki tanesinin
doğumu gerçekleşti. %99’u domuz %1’i maymun olan bu iki yavru

4 of 6 10/8/2020, 9:32 PM
Bu farenin %4’ü insan! - Barış Özcan about:reader?url=https://barisozcan.com/bu-farenin-4u-insan/

bir hafta içerisinde öldü. Ama ta 1984’te keçi ve koyun hibridi


kimetik bir tür yetişkinlik çağına kadar yaşatılabilmişti. Ya %1’i
maymun olan domuzlar da yaşasaydı ne olurdu? Ya da gelecekte
%1’i insan olan domuzlar elde edilirse Güney Çin’de doğmuş ve
genetik bozukluğa sahip bu yavru gibi bir şey mi ortaya çıkar?

Belli ki bu konudaki denemeler devam ettikçe başarı oranı da


artacak. Burada gördüğünüz organlar CRISPR tekniğiyle genetik
olarak değiştirilmiş domuz akciğeri. İçinden geçen insan kanını
temizliyor. Deneyi gerçekleştiren Dr. Lars Burdorf genetik
modifikasyon yapılarak insan kanını reddetmesi engellenen bu
organların herhangi bir hayvana ya da insana nakledilebileceğini
söylüyor.

Geçen hafta açıklanan ve %4’ü insan hücresinden oluşan fare


embriyosu deneyini yapan Doktor Feng de genetik olarak
değiştirmek yerine doğrudan hayvanların içinde insan dokusu ve
organı üretilebileceğini ifade ediyor: “Bu fikirler şu aşamada biraz
korkutucu gelebilir” diyor “ama uçak ilk kez icat edildiğinde de
böyleydi. Eğer toplum uçakları kullanmanın korkunç bir fikir
olduğuna karar verseydi, bugün pek çok şeyi yapamazdık” diye
ekliyor. İnsan hücreleri eklenmiş hayvanlarla ilgili olasılıklar da
böyle. Birkaç kaza yaşanabilir ama pek çok insanın hayatını da
kurtarabilir. Mesela şu anda COVID 19’la ilgili araştırmalar bu tür
hibrid hayvanlar üzerinde yapılabilir.

Yine de kendi yaptıkları %4’ü insan hücresi olan embriyoyu sadece


17 gün yaşattıktan sonra deneye kontrollü bir biçimde son verilmiş.
Bunun sebebi yasal ve etik kaygılardan başka bir şey değil. Yine de
“peki ya?” sorusu ister istemez insanın aklına geliyor. Peki ya bu
deneye son vermeyip devam etselerdi ne olurdu? Bugüne kadar
içine en büyük oranda insan hücresi enjekte edilmiş bu embriyo
dünyaya gelseydi… Mesela konuşabilen bir fare doğabilir miydi?

Tarih boyunca hemen tüm kültürlerde anlatılan insan-hayvan


hibritlerinin bazı durumlarda tanrı statüsüne yükseltilmesinin
sebebi, bu canlıların, bu kimerik türlerin bizi koruyabileceği
düşüncesi olabilir mi? Belki de buna ihtiyacımız var? Belki de bu

5 of 6 10/8/2020, 9:32 PM
Bu farenin %4’ü insan! - Barış Özcan about:reader?url=https://barisozcan.com/bu-farenin-4u-insan/

fikri içten içe seviyoruz…

6 of 6 10/8/2020, 9:32 PM

You might also like