You are on page 1of 3

Gıyaseddin Ebu'l-Feth Ömer ibni İbrahim 

Nişaburi[3][4] (18 Mayıs 1048 – 4 Aralık 1131), yaygın


olarak bilinen ismiyle Ömer Hayyam (Farsça: ‫عمر‬
‫)خیّام‬, Pers polimat, matematikçi, astronom, tarihçi, filozof ve şairdi.[5][6][7][8] Selçuklu
İmparatorluğu'nun ilk başkenti olan Nişabur'da doğdu. Bir bilgin olarak, Birinci Haçlı
Seferi sırasında Selçuklu hanedanının yönetimiyle çağdaştı.
Bir matematikçi olarak, en çok koniklerin kesişimiyle geometrik çözümler sağladığı kübik
denklemlerin sınıflandırılması ve çözümü konusundaki çalışmalarıyla tanınmıştır.[9] Hayyam
ayrıca paralel aksiyomun anlaşılmasına katkıda bulunmuştur.[10]:284 Bir gök bilimci olarak, çok
hassas 33 yıllık enterkalasyon döngüsüne sahip bir güneş takvimi olan Celali takvimini tasarladı.
[11][12]:659
 Bu, yaklaşık bin yıl sonra, hâlâ kullanımda olan Pers takviminin temelini
oluşturdu. İran'da 1079 yılında, bir yılın uzunluğunun 365.24219858156 gün olarak ölçüldüğünü
duyurdu.[13] Bir kişinin ömrü boyunca bir yılın uzunluğunun altıncı ondalık basamakta değiştiği
düşünüldüğünde, bu son derece doğrudur. Karşılaştırma olarak 19. yüzyılın sonunda bir yılın
uzunluğu 365.242196 gün iken, bugün 365.242190 gündür.
Bir şair olarak, rubaileriyle tanınmıştır. Rubailerin sayısının Rubaiyat'ının istinsah tarihlerine göre
günümüze yaklaştıkça arttığı görülmekte ve birçoğunun zamanla ona izafe edilen başka şairlerin
şiirleri olduğu anlaşılmaktadır. Kendi özgün üslubunu yansıtan rubailerin sayısı 100 civarındadır.
[14]

XIX. yüzyıldan itibaren Türkiye’de Hayyam’ın rubailerine olan ilginin artmasıyla birlikte Hayyam’ın
şiirleri üzerine birçok yazı yazılmış ve rubailerin birçok tercümesi yapılmıştır. Rubailerin bilinen en
eski Türkçe çevirisi Muallim Fevzi’ye aittir. Onun bazı rubailerin düz yazı tercümelerinin yanı sıra
Hayyam hakkındaki makalelerini de kapsayan Hayyam adlı çalışması önce Tercüman-ı
Hakikat’in 1885-1886 yıllarındaki sayılarında yayımlanmış, ardından kitap haline getirilmiştir
(İstanbul 1303).[14]

Hayatı[değiştir | kaynağı değiştir]
Ömer Hayyam, 1048 yılında, Orta Çağ'da Horasan'ın önde gelen metropollerinden biri olan ve on
birinci yüzyılda Selçuklu hanedanlığı altında refahın zirvesine ulaşan Nişabur'da doğdu.[15]:15[16]
[17]
 Nişabur ayrıca Zerdüştîliğin önemli bir merkeziydi ve Hayyam'ın babasının İslam'ı seçmiş bir
Zerdüşt olması muhtemeldir.[18]:68 Tam adı, Arapça kaynaklarda görüldüğü gibi, Ebu'l Feth Ömer
ibn İbrahim el-Hayyam'dır.[19] Ortaçağ Farsça metinlerinde genellikle basitçe Ömer Hayyam olarak
adlandırılır.[20] Şüpheye açık olmasına rağmen, Hayyam Arapça'da çadırcı anlamına geldiğinden,
atalarının çadırcılık ticaretini takip ettiği varsayılmıştır.[21]:30 Hayyam'ı bizzat tanıyan tarihçi Beyhaki,
burcunun tüm ayrıntılarını şöyle aktarır: "O İkizler'di, Güneş ve Merkür yükselişteydi[...]".[22]:471 Bu
bilgi, modern bilim adamları tarafından doğum tarihini 18 Mayıs 1048 olarak belirlemek için
kullanılacaktı.[12]:658

Ömer Hayyam'ın Nişabur'daki Mozolesi. Bazı rubaileri, türbesinin dış gövdesinde kaligrafik (talik


hattı) süsleme olarak kullanılmıştır.

Çocukluğu Nişabur'da geçti.[12]:659 Kabiliyetleri ilk öğretmenleri tarafından fark edildi ve onu


soyluların çocuklarına ders veren, Horasan bölgesinin ünlü hocası İmam Muvaffak Nişaburi'nin
nezaretinde çalışmaya gönderdiler. Hayyam, yıllar boyunca onunla iyi bir dostluk kurdu.
[18]:20
 Hayyam ayrıca Zerdüşt mühtedi matematikçi Ebu Hasan Behmenyar'dan da ders aldı.
[23]
 Nişabur'da fen, felsefe, matematik ve astronomi okuduktan sonra, 1068
dolaylarında Buhara vilayetine gitti ve burada Ark'ın ünlü kütüphanesini sıkça ziyaret etti.
Takriben 1070'de Semerkand'a taşındı, burada şehrin valisi ve kadısı Ebu Tahir Abdurrahman ibn
'Alak'ın himayesi altında meşhur cebir üzerine incelemesini yazmaya başladı.[24] Ömer
Hayyam, Karahanlı hükümdarı Şemsü'l-Mülk Nasr tarafından memnuniyetle karşılandı. Beyhaki
bu kabulü, "ona azami düzeyde şeref gösterecek, öyle ki sanki tahtında [Hayyam'ı] yanına
oturtacaktı" şeklinde tasvir eder.[18]:47[21]:34
1073-4'te Karahanlı topraklarına akınlar yapan Sultan I. Melikşah ile barış sağlandı. Hayyam,
1074–5 yıllarında Veziriazam Nizamülmülk tarafından Merv şehrinde Melikşah ile buluşmaya
davet edildiğinde Melikşah'ın hizmetine girdi. Hayyam daha
sonra İsfahan'da bir rasathane kurmakla ve bir grup bilim insanına Fars takviminin revizyonunu
amaçlayan hassas astronomik gözlemler yapma konusunda liderlik etmekle görevlendirildi.
Taahhüt muhtemelen 1076'da başladı ve 1079'da Ömer Hayyam ve meslektaşlarının yıl uzunluğu
ölçümlerini sonuçlandırmasıyla sona erdi[18]:28 ve 14 önemli rakamı (1 mikrosaniyeden daha az)
şaşırtıcı bir doğrulukla bildirdiler.
Melikşah ve vezirinin ölümünden sonra (Haşhaşîlerin İsmaili kolu tarafından öldürüldüğü
düşünülür), Hayyam sarayda gözden düştü ve sonuç olarak kısa süre sonra Mekke'ye hac
yolculuğuna çıktı. El-Kıfti tarafından bildirilen haccın olası bir gizli niyeti, kuşkuculuk şüphelerini
yatıştırmak ve hasmı olan din adamları tarafından kendisine yöneltilen gelenek karşıtlığı
iddialarını (Zerdüştlüğe olası sempati de dahil olmak üzere) çürütmek amacıyla inancının halka
açık bir şekilde gösterilmesiydi.[18]:29[25] Daha sonra yeni Sultan Sencer tarafından Merv'e,
muhtemelen bir saray astroloğu olarak çalışmak üzere davet edildi.[1] Daha sonra sağlığı
bozulduğu için Nişabur'a dönmesine izin verildi. Döndüğünde, münzevi bir hayat yaşadı.[26]:99
Ömer Hayyam, 4 Aralık 1131'de 83 yaşında, memleketi Nişabur'da öldü ve şimdi Ömer
Hayyam'ın Türbesi olan yere gömüldü. Öğrencilerinden biri olan Nizamî-i Aruzî, 1112-3 yıllarında
Hayyam'ın Belh'te El-İsfizari (Celali takviminde onunla işbirliği yapmış olan bilim adamlarından
biri) eşliğinde "Mezarım, kuzey rüzgarının üzerine güller saçabileceği bir yerde olacak"
kehanetinde bulunduğu hikâyesini anlatır.[16][21]:36 Ölümünden dört yıl sonra, Aruzi, Merv'e giden yol
üzerinde, Nişabur'un o zamanki büyük ve tanınmış bir mahallesindeki bir mezarlıkta onun
mezarının yerini buldu. Hayyam'ın ön gördüğü gibi, Aruzi, armut ağaçlarının ve şeftali ağaçlarının
başlarını ittiği ve çiçeklerini düşürdüğü bir bahçe duvarının eteğinde mezarı buldu, mezar taşı
onların altına gizlenmişti.[21]

Matematik alanındaki çalışmaları[değiştir | kaynağı değiştir]


Bu alt
başlığın geliştirilmesi gerekiyor.

Hayyam hayatı boyunca bir matematikçi olarak ünlüydü. Hayatta kalan matematiksel çalışmaları


şunlardır:
Öklid'in Elementlerinin varsayımlarıyla ilgili zorluklar üzerine bir yorum' (Risāla fī šarḥ mā aškala
min muṣādarāt kitāb Uqlīdis', Aralık 1077'de tamamlandı [27]),
Bir çemberin çeyreğinin bölünmesi üzerine', (Risālah fī qismah rub‘ al-dā’irah, tarihsiz [27] ancak
cebir üzerine yapılan incelemeden önce tamamlandı.) ve Cebirle ilgili sorunların ispatları
hakkında (Maqāla fi l-jabr wa l-muqābala, büyük olasılıkla 1079'da tamamlandı[10]:281).
Ayrıca binom teoremi çıkarılması ve doğal sayılarının kökü üzerine sonradan kaybolan bir
inceleme yazdı.[18]:197

Paraleller teorisi[değiştir | kaynağı değiştir]


Hayyam'ın Öklid'in Ögeleri hakkındaki yorumunun bir kısmı paralel önermesine ile ilgilidir.
[10]:282
 Hayyam'ın incelemesi, aksiyomun petitio principii'ye değil, daha sezgisel bir önermeye dayalı
ilk işlemi olarak kabul edilebilir. Hayyam, diğer matematikçilerin önermeyi "kanıtlamak" için önceki
girişimlerini esas olarak kabul etmesi hiçbir şekilde Beşinci Varsayımın kendisinden daha kolay
olmayan bir şeyi varsaydıkları gerekçesiyle çürütür.[27] Aristoteles'in görüşlerinden yararlanarak,
geometride hareketin kullanımını reddeder ve bu nedenle Al-Heytham tarafından yapılan farklı
girişimi reddeder.[28][29] Matematikçilerin Öklid'in ifadesini diğer varsayımlarından
kanıtlayamamasından memnun olmayan Ömer; aksiyomu, tüm dik açıların birbirine eşit olduğunu
belirten Dördüncü Varsayım ile birleştirmeye çalıştı.[10]
Hayyam, Hayyam-Saccheri dörtgeninin tepe açıları için üç farklı dar, geniş ve dik açı durumunu
ele alan ilk kişiydi.[10] Onlar hakkında bir dizi teorem kanıtladıktan sonra Varsayım V, dik açı
hipotezini takip ettiğini ispatladı ve kendi içinde çelişkili olduğu için geniş ve dar açı durumlarını
çürüttü.[27]
Paralel varsayımı kanıtlamaya yönelik ayrıntılı girişimi, Öklid dışı olma olasılığını açıkça
gösterdiğinden, geometrinin daha da geliştirilmesi için önemliydi. Dar, geniş ve dik açı
hipotezlerinin sırasıyla Gauss-Bolyai-Lobachevsky'nin Öklidyen olmayan hiperbolik
geometri’sine, Riemann geometrisi ‘ne ve Öklid geometrisi'ne götürdüğü bilinmektedir.[30]

"Kübik denklem ve konik kesitlerin kesişimi" Tahran Üniversitesi'nde saklanan iki bölüm bir el yazmasının ilk
sayfası.

Tusi'nin Hayyam'ın paralelliklere yaklaşımı üzerine yorumları Avrupa'ya ulaştı. Oxford'da geometri
profesörü John Wallis, Tusi'nin yorumunu Latince'ye çevirdi. Cizvit geometrici Girolamo
Saccheri’nin, ("euclides ab omni naevo vindicatus", 1733) çalışması genellikle Öklidyen olmayan
geometrinin nihai gelişimindeki ilk adım kabul edilir ve Wallis'in çalışmasına benzerdir.
Amerikalı matematik tarihçisi David Eugene Smith, Saccheri'nin "Tusi'ninkiyle aynı lemmayı
kullandığını hatta rakamı tam olarak aynı şekilde yazıp lemmayı aynı amaç için kullandığından"
bahseder. Ayrıca "Tusi, bunun Ömer Hayyam'a bağlı olduğunu açıkça belirtir ve metinden,
ikincisinin onun ilham kaynağı olduğu açıkça görülüyor"der.[18][26]:104[31]

You might also like