Professional Documents
Culture Documents
2
MATEMATİK
KELİMESİNİN
ANLAMI
’Antik yunanca matesis kelimesi matematik kelimesinin köküdür
ve ‘’Bilirim’’ anlamına gelir. Daha sonradan sırasıyla bilim, bilgi
ve öğrenme gibi anlama gelen Antik yunanca (mathema)
kelimesinden türemiştir Antik yunancada (mathematikos)
öğrenmekten hoşlanan anlamına gelir Osmanlı Türkçesinde ise
‘’riyaziye’’ denilmiştir. Matematik kelimesi Türkçeye Fransızca:
mathematique kelimesinden geçmiştir
Ünlü Matematikçiler
HAREZMİ
Hayatı: El-Harezmi'nin hayatına dair kesin olarak bilinen ayrıntı
az sayıdadır. İranlı bir ailede, Büyük Horasan’ın Harezm
şehrinde (modern Hive, Harezm bölgesi, (Özbekistan)
doğmuştur. 780 yılında doğduğu bazı kaynaklarda geçse de bu
kesin değildir
Çalışmaları
El-Harezmi'nin matematik, coğrafya, astronomi ve haritacılığa
katkısı, cebir ve trigonometride yeniliğin temelini oluşturdu.
2
Doğrusal ve ikinci dereceden denklemleri çözmeye yönelik
sistematik yaklaşımıyla cebrin ortaya çıkmasını sağlayan
Hesaplama Üzerine Özlü Kitap”
820 yılında Harezmi tarafından yazılmış olan “Hint Rakamlarıyla
Hesaplama Üzerine” isimli kitap Hint-Arap rakam sisteminin
Orta Doğu ve Avrupa'ya yayılmasının ana sebebidir. Latinceye
"Algoritmi de numero Indorum" olarak çevrilmiştir.
Çalışmalarından bazıları Fars ve Babillerin astronomisi, Hint
sayıları ve Yunan matematiği üzerine kuruludur. Harezmi,
Batlamyus’un Afrika ve Orta Doğu'yla ilgili verilerini sistematize
etti ve düzeltti.
2
teşviki ile yazılmıştır. “Cebir” terimi bu kitapta tanımlanan temel
işlemlerden biri olan denklemlerden gelmektedir (al-jabr'ın)
manası "restorasyon"dur, terimlerin birleştirilmesi veya
sadeleştirilmesi için denklemin her iki tarafına bir sayı eklenmesi
anlamına gelir). Bu eser aynı zamanda Doğu ve Batı'nın ilk
müstakil cebir kitabı olma özelliğini taşımaktadır. Bu kitap
Robert of Chester (Segovia, 1145) ve daha sonra Gerardus
Cremonensis tarafından Latinceye çevrilmiştir. Özgün bir
Arapça kopyası Oxford'da bulunmaktadır ve F. Rosen tarafından
1831 yılında tercüme edilmiştir. Latince bir çevirisi
Cambridge'de muhafaza edilmektedir.
2
El-Harezmi’nin Zīj el-Sindhind ("Siddhanta'nın astronomik
tabloları") adlı eseri, takvimsel ve astronomik hesaplamalara
dayanan, içerisinde bir sinus değeri tablosu ile birlikte 116 adet
takvimsel, astronomik ve astrolojik veriyi barındıran, yaklaşık 37
bölümden oluşan bir çalışmadır. Bu, Zijes olarak bilinen ve Hint
astronomik yöntemlerine dayanan birçok Arapça Zijes'den
ilkidir. Çalışma Güneş'in, Ay'ın ve o dönemde bilinen beş
gezegenin hareketlerini gösteren tablolar içerir. Bu eser İslam
astronomisinde dönüm noktasını oluşturmuştur. Şimdiye dek
Müslüman gök bilimciler öncelikli olarak araştırma yaklaşımını
benimsemişler, başkalarının eserlerini tercüme edip keşfedilmiş
bilgileri öğrenmişlerdi. Orijinal Arapça versiyon (820) kayıptır
ancak muhtemelen Adelard of Bath (Ocak 26, 1126) tarafından
Latinceye çevrilen, Endülüslü gök bilimci Maslamah İbn Ahmed
el-Mecriti'nin (1000) bir versiyonu, günümüze ulaşmıştır.
Günümüze ulaşan bu el yazması Latince çevirilerden dört
tanesi; Bibliothèque publique (Chartres), Bibliothèque Mazarine
(Paris), Biblioteca Nacional (Madrid) ve Bodleian Kütüphanesi
(Oxford)'nde muhafaza edilmiştir.
2
neredeyse hiç okunmaz hâle gelebilecek kadar kötü bir
durumda bulunduğu birçok enlem ve boylamın çıkarımına
olanak tanır. Bu eserin ne Arapça ne de Latince tercümesi
dünyanın haritasını içerir ancak bununla birlikte Hubert Daunicht
eksik olan haritayı koordinatların listesinden yararlanarak
yapmayı başardı. Daunicht, el yazması içerisindeki kıyı
noktalarının enlem ve boylamlarını okumakta veya onları
okunaklı olmayan içerikten çıkarmaktadır. Noktaları grafik
kağıdına aktardı ve düz çizgi ile birbirine bağladı, kıyı şeridi
orijinal haritadaki gibi yaklaşık olarak elde edildi. Daha sonra
aynı işlemleri nehirler ve şehirler için uyguladı. El-Harezmi,
Batlamyus’un Kanarya Adaları’ndan Akdeniz’in doğu kıyları
boyunca yaptığı Akdeniz’in uzunluğu ile ilgili aşırı büyük olan
öngörüleri düzeltti. Batlamyus bu uzunluğu 63 derece
boylamdan fazla tahmin ederken, el-Harezmi neredeyse tam
doğru olacak şekilde 50 derecelik bir boylam olarak tahmin
etmiştir. Harezmi ayrıca, Atlantik ve Hint okyanuslarını,
Batlamyus’un karalar tarafından kapatılmış denizler olarak
tanımlamasının aksine, onları birer açık deniz kütlesi olarak
tasvir etmiştir. Harezmi’nin baş meridyeni, Marinus ve
Batlamyus’un kullandığı çizginin yaklaşık 10° doğusunda,
Fortunate Isles’da idi. Çoğu Orta Çağ Müslüman atlası el-
Harezmî'nin baş meridyenini kullanmaya devam etmiştir.
2
-Matematik ile ilgi eserleri-
- El-Kitab'ul Muhtasar fi'l Hesab'il Cebri ve'l Mukabele
- El Mesehat
- Kitab al-Muhtasar fil Hisab el-Hind
EL-BİRUNİ
2
Niyahet’il Emakin adlı eserini bu döneme denk gelen 1025
yılında yayımladı. Astronomi üzerine yazdığı Kanûn-i Mes'ûdî
adlı eserini Gazneli Mahmud'un oğlu Sultan Mesud'a ithaf
etmiştir. Birûni 13 Aralık 1048 yılında ölmüştür.
Çalışmaları
Çok yönlü bir bilim insanı olan El-Birûnî, ilköğrenimini Yunan bir
bilginden aldı. Tanınmış ve seçkin bir aileden gelen Harezmli
matematikçi ve gök bilimci Ebu Nasr Mansur tarafından
kollanan El-Birûnî, ilk çalışmalarını bu âlimin yanında yaptı. İlk
eseri, "Asar-ul Bakiye"dir.
2
El-Bîrûnî’nin eserlerinin sayısı yüz seksen civarındadır. Yetmiş
adet astronomi ve yirmi adet de matematik kitabı
bulunmaktadır. Tıp,biyoloji , bitkiler, madenler, hayvanlar ve
yararlı otlar üzerinde bir dizin oluşturmuştur. Ancak bu
eserlerden sadece yirmi yedisi günümüze kadar gelebilmiştir.
Özellikle Bîrûnî'nin eserlerinin Orta Çağ
'da Latinceye çevrilmemiş olması, kitaplarının ağır bir dille
yazılmış olmasının bir sonucudur. Ancak Bîrûnî kendisinin de
dediği gibi, yapıtlarını sıradan insanlar için değil bilginler için
yazmaktaydı
Matematik
Bîrûnî'nin matematikçi yönü, en çok bilinen yönüdür. Yaşadığı
yüzyılın en büyük matematikçisi olan
Bîrûnî, trigonometrik fonksiyonlarda yarıçapın bir birim olarak
kabul edilmesini öneren ilk kişi olup sinüs ve kosinüs gibi
fonksiyonlara sekant, kosekant ve kotanjant fonksiyonlarını ilave
etmiştir. Bîrûnî’nin bu yönü batı dünyası tarafından ancak iki asır
sonra keşfedilip kullanılabilmiştir.
2
Bîrûnî’nin trigonometriyi kullanarak bir dağın yüksekliğini
ölçtüğü, sonra da yükseltisini bildiği bu noktadan ufuk alçalması
açısının ölçülmesi yoluyla meridyen yayı uzunluğunu
hesaplaması da geometri açısından önemli bir çalışmasıdır.
Meridyen yayı uzunluğunun ilk kez Bîrûnî tarafından kullanıldı
Astronomi
Bîrûnî'nin astronomi alanında yaptığı çalışmaların başında
Sultan Mesut'a 1010'da sunduğu "Mesudî fi'l Heyeti ve'n-
Nücum" adlı yapıtı gelmektedir. Bu yapıt günümüze gelmiş olup
bu konuda yaptığı çalışmalarının bir kısmı kayıptır. Kanun adlı
eserinde Aristo ve Batlamyus'un görüşlerini tartışma konusu
yaparak Dünya'nın kendi ekseninde dönüyor olma olasılığı
üzerinde durması bilim tarihi açısından önemlidir. Ancak bu
konuda kesin bir sonuca varamadığı varsayılan Bîrûnî'nin
günümüze değin bu konuda bir eseri ulaşmamıştır.
"Nihâyâtü'l-Emâkin" (Türkçe: Mekânların Sonları) adlı
yapıtı, coğrafyadan, jeoloji ve jeodiziye kadar bir dizi konudaki
yazılarını içerir. Sultan Mesut'a sunduğu "el-Kanunü'l-Mesudi",
tarihçilerine göre o, kopernik 'le başlayan çağdaş astronominin
temellerini atmıştır.
2
hesaplamalarla aslına çok yakın değerlerde bulmuştur. Ayrıca
birçok elementli ve bileşikli hesaplayabilmiştir. Boylamın
belirlenmesi gerilimininkine nazaran daha zor olduğundan
Bîrûnî, iki nokta arasındaki boylam farkını enleme ve aradaki
toplam uzaklığa dayanan bir formülle hesaplama yoluna gitmiş,
ölçme ve gözlemlerinde hata payını en aza indirgemek için
uğraşmıştır. Bunun yanında gözlem aletlerinin boyutunu
büyütmek yerine onları çapraz çizgilere bölmeleyerek duyarlılığı
arttıracağını keşfederek verniye ilkesinin temellerini atmıştır.
Aşağıda ekliptik eğimin değerini bulan bazı bilim adamlarının
ortaya attığı sayı değerleri bulunmaktadır
2
sayılması demek olduğunu savunmuştur. İbn Sînâ'nın bu tarz
yaklaşımına sürekli karşı çıkan Bîrûnî'nin İbn Sînâ ile yazışırken
yaptığı tartışmalardan bir kısmı günümüze kadar ulaşmıştır
Ömer Hayyam
2
XIX. yüzyıldan itibaren Türkiye’de Hayyam’ın rubailerine olan
ilginin artmasıyla birlikte Hayyam’ın şiirleri üzerine birçok yazı
yazılmış ve rubailerin birçok tercümesi yapılmıştır. Rubailerin
bilinen en eski Türkçe çevirisi Muallim Fevzi’ye aittir.
2
ibn 'Alak'ın himayesi altında meşhur cebir üzerine incelemesini
Mülk Nasr tarafından memnuniyetle karşılandı. Beyhaki bu
kabulü, "ona azami düzeyde şeref gösterecek, öyle ki sanki
tahtında [Hayyam'ı] yanına oturtacaktı" şeklinde tasvir eder.
1073'te Karahanlı topraklarına akınlar yapan Sultan 1.
Melikşah ile barış sağlandı. Hayyam, 1074–5
yıllarında Veziriazam Nizamülmülk tarafından Merv şehrinde
Melikşah ile buluşmaya davet edildiğinde Melikşah'ın hizmetine
girdi. Hayyam daha sonra İsfahanda bir rasathane kurmakla ve
bir grup bilim insanına Fars takviminin revizyonunu amaçlayan
hassas astronomik gözlemler yapma konusunda liderlik etmekle
görevlendirildi. Taahhüt muhtemelen 1076'da başladı ve
1079'da Ömer Hayyam ve meslektaşlarının yıl uzunluğu
ölçümlerini sonuçlandırmasıyla sona erdi ve 14 önemli rakamı
(1 mikrosaniyeden daha az) şaşırtıcı bir doğrulukla bildirdiler.
2
mezarının yerini buldu. Hayyam'ın ön gördüğü gibi, Aruzi, armut
ağaçlarının ve şeftali ağaçlarının başlarını ittiği ve çiçeklerini
düşürdüğü bir bahçe duvarının eteğinde mezarı buldu
Paraleller Teorisi
Hayyam'ın Öklid'in Ögeleri hakkındaki yorumunun bir
kısmı pararel önermesi ile ilgilidir. Hayyam'ın incelemesi,
aksiyomun petitio principii’ye değil, daha sezgisel bir önermeye
dayalı ilk işlemi olarak kabul edilebilir. Hayyam, diğer
matematikçilerin önermeyi "kanıtlamak" için önceki girişimlerini
esas olarak kabul etmesi hiçbir şekilde Beşinci Varsayımın
kendisinden daha kolay olmayan bir şeyi varsaydıkları
gerekçesiyle çürütür. Aristotales’in görüşlerinden yararlanarak,
geometride hareketin kullanımını reddeder ve bu nedenle Al-
Heytham tarafından yapılan farklı girişimi
reddeder. Matematikçilerin Öklid'in ifadesini diğer Ömer;
aksiyomu, tüm dik açıların birbirine eşit olduğunu belirten
Dördüncü Varsayım ile birleştirmeye çalıştı.
dar, geniş ve dik açı durumunu ele alan ilk kişiydi. Onlar
hakkında bir dizi teorem kanıtladıktan sonra Varsayım V, dik açı
hipotezini takip ettiğini ispatladı ve kendi içinde çelişkili olduğu
için geniş ve dar açı durumlarını çürüttü.
2
gelişimindeki ilk adım kabul edilir ve Wallis'in çalışmasına
benzerdir.
PİSAGOR
Pisagor, Yunanistan 'daki Sisam Adası'nda doğmuştur. Yüzük
taşı yapımcısı Mnesarkhos'un oğludur. İlk eğitimini doğduğu
adada almış, daha sonraları ticaret için babasıyla başka
2
Toplum Hakkındaki Görüşleri
Pisagor toplumu bir vücuda benzetir. Bu konuda insan yapısının
3 ana parça olduğunu belirtir: Akıl (bilgelik), ruh (cesaret) ve
maddi ihtiyaçlardır. Toplum da böyledir; akıllı kişiler toplumu
idare etmeli, cesaretli kişiler asker olmalı, toplumun maddi
ihtiyaçlarını ise üretim yapan halk karşılamalıydı.
Pisagor'a göre toplumda adaletin gerçekleşmesi için, bu
sınıfların kendi arasında değil kendi içinde eşitliği olmalıdır. Yani
yöneticiler kendi arasında, askerler kendi arasında, halk da
kendi arasında eşittir.
Bu hiyerarşik eşitsizlik anlayışı, reenkarnasyon inancında
kendisine dayanak bulur. Pisagor'a göre, ruhlar bu dünyada iyi
eylemlerde bulunup erdemli olmak için çabalarlarsa sonraki
hayatlarında bir üst sınıfa uygun karakterli ve yetenekli bir
şekilde doğacaklardır. Eğer kötü eylemlerde bulundularsa, daha
aşağı bir sınıfa uygun olarak, hatta bitki ve hayvanlar aleminde
doğacaklardır.
Maddî isteklerin ve dünya malının kölesi gibi olan halk,
erdemsizdir ve bu yüzden ruh bakımından aşağı düzeydedir.
Şan ve şeref peşindeki asker sınıfı ve aklıyla hareket eden
yönetici sınıfı ise daha üstündür. Pisagor bu yüzden insanlara
aşırılıktan kaçınıp ölçülü olmayı öğütler.
Bazı Başarıları
Pisagor'un en büyük başarısı müziğin 1, 2, 3, 4 sayılarının
orantılı aralıklarına dayandığını keşfetmesidir. Pisagor evrenin
bu sayıların toplamı olan 10 sayısına (1 + 2 + 3 + 4 = 10)
dayandığını söylemiştir.
2
Onun ardından Hippasos, irrasyonel sayıları keşfetmiştir fakat
Pisagor için bu düşünülemez bir şeydi ve bu konu yüzünden
Hippasos'un öldürüldüğü söylenir.
Ayrıca Kare Sayıları keşfetmişlerdir. Örneğin 9 bir kare sayıdır
3x3=9, yine 4 bir kare sayıdır: 2x2=4Dünyanın yuvarlak
olduğunu, her gezegenin bir ekseni olduğunu ve gezegenlerin
bir merkezi noktada döndüklerini söyleyen ilk kişilerden biriydi.
Bu noktayı önce dünya olarak belirlese de sonradan bu
düşünceden vazgeçip gezegenlerin merkezi bir ateş etrafında
döndüğünü söylemiştir. Ama bu ateşi asla Güneş olarak
tanımlamamıştır. Ayrıca Ay'ın başka bir gezegen olduğuna
inanmış ve ona Karşı-Dünya demiştir.
Eserleri
Bildiğimiz kadarıyla Pisagor, öğretilerini sözle yaymıştır. Onunla
ve öğretileriyle ilgili bilgileri, öğrencilerinin yazılarından alıyoruz.
Fakat Diogenes Laertios’un eserinde belirttiği üzere, Pisagor'un
da eserleri vardır:
2
bütün insanları aşmıştır ve bu yazılarından seçme yaparak,
büyük bilgi ve kurnazlığa dayalı kendi bilgeliğini oluşturmuştur."
Böyle söylüyor, çünkü Pythagoras Doğa adlı eserine şu sözle
başlıyor: "Soluduğum hava adına, içtiğim su adına, bu eserimle
ilgili herhangi bir yergiye katlanamayacağım
2
Cahit ARF
2
Yüksek Öğrenimi
2
Kariyeri
2
Çalışmaları
Görüşleri
2
Godfrey Hardy
2
Çalışmaları
2
A)Sıfır Sayısını kim bulmuştur
1-HAREZMİ
Yapmıştır
HAYYAM
4-PİSAGOR
D)Mesudî fi'l Heyeti ve'n-Nücum Hangi Matematikçinin Eseridir
5-CAHİT ARF
E)Hangi Matematikçi Öğretmen Bir Aileden Dünyaya Gelmiştir
A1 B4 C5 D2 E6 F5 G3 H6 İ5 J3 K2
2
MATEMATİĞİN DİĞER BİLİMLER İLE
İLİŞKİSİ
1-BİYOMATEMATİK
2
Matematik, biyoloji tarihinde ilk defa 1760 yılında
çiçek hastalığının matematiksel analizinde İsviçreli
bilim adamı Bernoulli tarafından kullanılmıştır. Zaten
17. yüzyıldan itibaren matematik pek çok bilim
dalının yardımına koşmaya başlamıştı. Takip eden
yıllarda daha pek çok salgın hastalığın (grip, sıtma,
tüberküloz…) modellemesi de çeşitli matematikçiler
tarafından yapılmıştır. Bu tür hastalıkların
incelenmesi, saha çalışması yapılamayacak kadar
pahalı ve bazı durumlarda da bilimsel etiğe aykırı
olduğu için sadece modelleme ve simülasyon
teknikleri ile yapılabilmektedir. Ayrıca işin içinde çok
sayıda nüfus istatistiği ve biyolojik sistem karmaşası
vardır ki deney sonuçlarıyla bilgi edinmek
neredeyse imkansızdır. Bu yüzden matematiksel
yöntemler ve bilgisayar teknolojileri salgın hastalık
araştırmalarında en sık kullanılan metodlardır.
2
Müzik ve matematik ilişkisi Fomenko’nun
resimlerinde de gündemdedir. Aktif olarak
Moskova Üniversitesi Topaz Müzik Grubu’nda
müzik yapan Fomenko’nun resimleriyle müzik
arasında önemli bağlar bulunur. Fomenko’ya
göre müzikle matematiğin temel motifi
sonsuzluktur: ‘Profesyonel matematikçiler sürekli
olarak sonsuzluk kavramıyla ilgilenirler. Bu
yüzden, tam olarak tanımlanamasada sonzuza ait
belirgin ve güçlü bir hisse sahiptirler. Pek açıkça
görülmese de bu durum müzik için de böyledir.
2
3-Matematik ve Sanat
2
Bilgisayar bilimi ise bilgileri algoritmik bir yapıyla ifade
ederek kompleks sistemleri formülize eder ve başlıca
iki alan etrafında toplanır: Kuramsal ve uygulamalı
bilgisayar bilimleri. Kuramsal bilgisayar bilimi; veri
tabanı, algoritmalar, programlama dili ve hesaplama
kuramı etrafında şekillenir. Uygulamalı bilgisayar
bilimi ise yapay zekâ, bilgisayar mimarisi, kriptografi,
bilgisayar grafikleri, bilgi bilimi, hesaplama bilimi ve
yazılım mühendisliği üzerine yoğunlaşmaktadır.
PİSAGOR TEORİMİ,FOURİER
DÖNÜŞÜMÜ,NAVİR STOKES
DENKLEMİ,SHANNOUN BİLGİ TEORİSİ
2
PİSAGOR TEORİMİ
Bu temel teoreme göre bir dik üçgenin kısa kenarların karelerinin toplamı her zaman
hipotenüsün karesine eşittir. Bu teorem, haritacılık yönteminde uzaklıkların
hesaplanmasını kolaylaştırır.
FOURİER DÖNÜŞÜMÜ
Sinyallerin içindeki bilgilerin elde edilmesi için kullanılan önemli bir yöntemdir. Bu
yöntemle bir sinyal kosinüs ve sinüs bileşenlerinin toplamı olarak ifade edilebilir. Bu
dönüşüm sayesinde karmaşık şablonlar basitleştirilebilir ve analiz edilebilir. JPEG
resmi 8x8 piksel bloğuna ayırır ve her bir blok Hızlı Fourier dönüşümü hesaplaması
yapar. Bu şekilde, Fourier dönüşümü bilginin JPEG formatında saklanabilmesini
sağlamaktadır
NAVİR-STOKES DENKLEMİ
Newton’un ikinci yasasını akışkanlara uygulayarak onların davranışlarını belirtir. Hemen bir
hatırlatma yapalım, Newton’un ikinci yasası F=m.a denklemi ile ifade edilir. Bu denklem ile
akışkanlar mekaniğinin kullanıldığı her alanda ilerleme kaydedilmiştir. Akışkanlar
mekaniğinin en bilinen kullanım alanı otomobil sektörüdür. Arabaların otomatik viteslerinin,
ısıtma ve klima sistemlerinin, hatta yağlama sisteminin tasarımında kullanılmaktadır.
-Aynı çevreye sahip tüm şekiller arasında daire en geniş alana sahiptir.
-dokuz (9) Herhangi bir sayıyı dokuz (9) ile çarpın ve ardından sonucun rakamlarını
ayrı ayrı toplayın, tüm bu ayrı basamakların toplamı her zaman dokuz (9) olacaktır.
-Kendisi ve bir önceki sayının toplamıyla oluşan sayı dizisine fibonacci dizisi denir. 1,
1, 2, 3, 5, 8, 13, 21, 34 örnek verilebilir.
-23 kişilik bir odada, iki kişinin aynı doğum gününe sahip olma ihtimali %50'dir.
-Matematiksel sembollerin çoğu 16. yüzyıla kadar icat edilmemiştir. Ondan önce
denklemler kelimelerle yazılmıştı.
- Bir 'jiffy' gerçek bir zaman birimidir. Saniyenin 1 / 100'ü anlamına gelir.
2
2
2
2
2
2
2