You are on page 1of 4

HST202-Handout-Cumhuriyet-1940lar

DEĞİŞİM VE UYUM SAĞLAMA: TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NDE 1940’lar

+ Ekonomik olarak: bir “kesinti” dönemi –savaş ekonomisi


+ İdeolojik olarak: bir “yumuşama” dönemi – bazı sivrilikler törpülenir
+ Politik olarak: bir “geçiş” dönemi – çok partili sisteme adım atılır
+ Diplomatik olarak: bir “taraf seçme” dönemi – II. Dünya Savaşı, Soğuk Savaş’ın başlangıcı

II. Dünya Savaşı ve Türkiye Ekonomisi:

+ Türkiye, II. Dünya Savaşı'na fiilen katılmamasına rağmen, savaşın getirdiği ağır ekonomik
şartları tümüyle yaşadı
* Savaş ihtimaline karşılık ülke gelirinin önemli bir kısmı savunma alanına ayrıldı.
* Hedeflenen ekonomik planlar ve sanayi yatırım programları ertelendi.
* Üretim büyük ölçüde geriledi (seferberlik dolayısıyla iş gücü azaldı)
* 1929 Ekonomik Buhranı sonucunda zaten daralmış olan ithalat, ½ oranında düştü.
* Müttefik ülkeler Türkiye'yi Almanya ile olan ticari faaliyetlerini durdurmaya
zorlayınca ekonomik gelişme süreci daha da zora girdi.

+ Dolayısıyla, savaş yıllarında izlenen ekonomik politika, sanayileşmeyi, büyümeyi ve


gelişmeyi hızlandırmak hedefinden ziyade, savaş şartlarının yarattığı su sonuçları
rahatlatmaya yönelikti:

* mal darlığını hafifletmek


* fiyat artışlarını ve enflasyonu frenlemek
* karaborsa ile mücadele etmek (bu sayede savaş zenginleri türedi)

+ 1940'ta çıkan ve 1942'de değişikliğe uğrayan Milli Korunma Kanunu alınan ekonomik
tedbirlerin dayanak noktası oldu. Bu kanun hükümete ekonomik hayatı düzenlemeye yönelik
çok geniş imkanlar sağladı

* yersiz fiyat yükselmelerine engel olmak amacıyla fiyatları yükseltilen maddelere


narh koyma kararı alındı (resmi sabit fiyat) Sıkı fiyat kontrolü birçok malın piyasadan
çekilmesine yol açtı
* üretim, dağıtım ve tüketim ilişkileri tümüyle devlet kontrolü altına girdi
* devlet, gerektiğinde üretimi aksatan işletmelere el koyabilme yetkisine sahip oldu
* dış ticaretin düzenlenmesi ve kontrolü gibi müdahaleler de devlet eline bırakıldı.
* hükümet, halkın ve milli savunmanın ihtiyaç duyduğu maddeleri değer fiyatının
ödenmesi karşılığında almaya ve amacına göre ihtiyacı olan kurumlara kârsız vermeye
yetkiliydi.
* 1942'de büyük kentlerde karne uygulamasına geçildi.
* bazı kesimlerin sağladığı aşırı kazanç ve yüksek enflasyon dikkate alınarak Varlık
Vergisi ve Toprak Mahsulleri Vergisi olmak üzere iki olağanüstü vergi uygulaması
getirildi:

1
HST202-Handout-Cumhuriyet-1940lar

* Varlık Vergisi Kanunu,1942'de kabul edildi. Belli komisyonların belirlediği


miktarlara göre, önceliği ticaret ve sanayi ile uğraşan kentliler olmak üzere,
çiftçi, esnaf ve ücretlilerden alındı ve 1944'te kaldırıldı. Varlık vergisi pratikte
Gayr-ı Müslim vatandaşları çok daha ağır etkiledi ve yeni bir gönüllü göç
dalgası da yarattı. Ancak Müslüman veya Gayr-ı Müslim, tüm ekonomik
alanda faal gruplar, devlete güvenlerini yitirdiler ve yatırım kousunda daha da
çekingen davranmaya başladılar.
* Varlık vergisi alınmayan çiftçilerden de 1944'te ayni olarak alınan Toprak
Mahsulleri Vergisi 1946'da kaldırıldı.

İkinci Dünya Savaşı ve Sonrasında Türkiye’nin Dış İlişkileri:

+ II. Dünya Savaşı esnasında, Türkiye’nin tutumu tam anlamıyla bir tavır olarak tarafsız
olmaktan daha çok, ne pahasına olursa olsun savaş dışı kalmak olarak nitelendirilebilir.
* Ancak savaşın sonuna doğru Almanya’nın ve mihver devletlerin kaybedeceği
netleştiğinde, müttefik devletlerin yanında yer alarak 1945’te Almanya ve Japonya’ya
sureta savaş açtı.

+ Ancak II. Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkan “Soğuk Savaş” ikliminde Cumhuriyet’in
kuruluşundan beri takip ettiği “tarafsızlık” politikasını devam ettiremeyip ve bir taraf seçmek
zorunda kaldı. (1947 Truman Doktrini ile Soğuk Savaş resmen başlar)

+ Soğuk Savaş dönemi ile birlikte yeni bir dünya düzeni belirmeye başladı. Bu düzen
içerisinde Türkiye kendini “hür dünya” diye tanımlayan Batı Bloku içerisinde yer almaya
çalıştı.

+ Türkiye ile A.B.D.’nin yakınlaşması bu dönemde başlayan bir olgudur ve 1950lere


gelindiğinde iyice artacaktır.

+ Ancak, iki nedenle galipler ve Batı bloğu nezninde Türkiye’ye karşı güvensizlik vardı:
* Son anda sonuç belli olunca savaşa girmesi
* Savaş esnasında Almanya’yı destekler imajı
- 1941- Almanya ile saldırmazlık paktı imzalar. Bu sayede Almanya
güney kanadı sağlama almış olur ve üç gün sonra Rusya’ya saldırır.
- 1944’e dek Almanya’ya krom satar. Ancak ABD notası ile son verir.

+ 1950ler boyunca bu güvensizliği ortadan kaldırma çabaları görülecek

2
HST202-Handout-Cumhuriyet-1940lar

Çok Partili Hayata Geçiş – 1946

+ Çok partili hayata geçişin ardındaki iki temel dinamik:

1. Sosyo-ekonomik baskı – Toplum içi yaygın bir hoşnutsuzluk


* Savaş ekonomisi ve fiyatlar nedeniyle her kesimde bir bunalmışlık
(köylü, memur, tüccar, esnaf, toprak sahipleri)
* Memur ve aydınların CHP’ye desteğinin gittikçe azalması

2. Dış baskı – “yeni dünya düzeni”nin gereklilikleri


* yeni dünya düzeninde kendini “hür dünya” olarak tanımlayan Batı
Bloğu için, temel değerlerden biri “demokrasi” ve bunun politik
sistemlere yansıması
* Bu blokta yer almaya çalışan Türkiye’deki tek-parti rejimi bu ideale
uzak

1945 sonrası muhalefet partilerinin kurulması


Önde gelen oluşum Demokrat Parti

Demokrat Parti’nin Kuruluşu ve CHP İktidarının Tavrı:

+ 7 Ocak 1946’da CHP’den ayrılan bir grup tarafından kurulur. Muhalefet kuruluşundan
sonra bu çatı altında toplanır ve toplumdaki hoşnutsuz gruplar DP’ye yakın durmaya başlar.

+ Halk dilindeki adıyla: “Demirkırat”


* “demokrat” kelimesi çok yabancı, bunun çarpıtılmış hali
(27 Mayıs ihtilali sonrası Adalet Partisi’nin amblemi aslında buna göndermedir)

+ Kurucular: Celal Bayar, Adnan Menderes, Refik Koraltan, Fuat Köprülü

Celal Bayar – İş Bankası kurucularından ve ilk genel müdür. Sermaye ve ticaret


kesimini temsil eder
Adnan Menderes – büyük toprak sahiplerini temsil eder

+ CHP programına göre temel farkları:


*Daha liberal bir yaklaşım sergiliyorlar
* Ekonomik olarak özel girişim yanlısı.
* Politik olarak daha demokratik bir söylemleri var
(“temel hak ve özgürlükler”, “grev hakkı”, “dernek kurma hakkı” gibi konular)

3
HST202-Handout-Cumhuriyet-1940lar

+ Kurulduğu yıl içinde, 1946 yılında yapılan genel seçimde ciddi oy alır.
* Değişen seçim yasası ile Cumhuriyet tarihinde ilk defa tek dereceli seçim yapılır.
*Ayrıca bu seçim adli denetim dışında, açık oy, gizli sayım ve çoğunluk sistemi
esasına göre yapılır (yani oy açık verilir, sayım gizli yapılır.)
* Bunun usulsüzlüklere yol açtığı iddiası vardır. Bu nedenle de “sopalı seçim” ya da
"şaibeli seçim" şeklinde de anılır.

+ Muhalefetin güçlendiğini gören CHP, özellikle ideolojik anlamda bazı yumuşamaları hayata
geçirir:
* İlkokullara seçmeli din dersi koyulur (1948)
* Din eğitimi veren okullar açılır: İmam Hatipler, Kuran Kursları (1948)
* Ankara Üniversitesi’nde İlahiyat Fakültesi kurulması kararı alınır ve tekke ile
türbelerin yeniden açılmasına izin verilir (tam 1950 seçimleri öncesi)

Köy Enstitüleri Tecrübesi:


+ Tarım ağırlıklı toplumda kırsal nüfusun yerinde eğitilmesi. Böylece köyü geliştirmek,
dönüştürmek ve kırsalı modernize ederek köylü nufusu yerinde tutma girişimi
* 1940’da başlar, DP iktidarınca 1954’de tamamen kapatılırlar.

+ Kitabi eğitimin yanında, pratik eğitimin de verilmesi


* eğitim teorisi bakımından “yaparak öğrenme” ekolüne dayalı ve “aydınlanmacı”
- örneğin, öğrenciler bir yandan edebiyat, klasik müzik, enstrüman çalma gibi
yetilerle donatılırken, diğer taraftan köyü kalkındırmaya yönelik zirai, tıbbi
bilgiler, ya da tamircilik vs gibi şeyler öğreniyorlar – bütünsel bir eğitim algısı

+ İdeolojik olarak, kırsala Kemalist değerleri özümsetme çabası. Sosyolojik olarak, mevcut
olan gelenksel yapıyı çözmeyi de hedefliyor

+ Bu tecrübenin yansıması olarak ilk defa kırsal “entellektüel” üretmeye başladı. Romantik
köy algısını terse çeviren köy romanı orataya çıktı.

You might also like