You are on page 1of 21

Georg Wilhelm Friedrich Hegel

Alman filozoftur. Baden-Württemberg’de doğmuştur

■ Doğum tarihi: 27 Ağustos 1770, Stuttgart, Almanya


■ Ölüm tarihi ve yeri: 14 Kasım 1831, Berlin, Almanya

19. Yüzyıl felsefesinin düşünürlerindendir.


■ Hegel felsefesi her şeyden önce bireylerin kendi kendilerine
ilişkin olarak özgür bir bilince ulaştıkları bir insanlık tarihi
felsefesidir. Ama bilinç kendi başına özgür değildir; bilincin
özgürleşmesi Tinin Fenomenolojisi'nde betimlenen karmaşık
bir süreçle gerçekleşir.
■ 1788 yılında Tübingen Üniversitesi’nde felsefe,
hukuk, dilbilimi, din bilimi gibi farklı alanlarda
eğitim görmüştür.
■ Bu üniversiteden aldığı diplomada ‘Tanrıbilim ve
dilbilim konusunda oldukça başarılı fakat felsefe
yeteneğinden yoksun.’ ifadesi yer almaktaydı. Bu
yoruma rağmen, Kant’ın felsefesine tepki olarak
gelişen Alman İdealizmi diye isimlendirilen felsefe
akımının kurucularından biri olmuştur.
Hegel Neyi Savunur?

■ Yalnızca düşünenin varlığı vardır.’


■ Hegel’in felsefi düşüncesi, mantık, doğa felsefesi ve tin
felsefesi olmak üzere üçe ayrılmaktadır. Hegelin
felsefesinin temelinde ise ‘düşünme’ eylemi
bulunmaktadır. Gerçekliğin özüne, kaynağına ancak
düşünerek ulaşılabileceğini savunmaktadır. Hegel’e göre
gerçeklik algısı fiziksel maddelerle, uzay veya somut
algılarla açıklanamamaktadır. Onun gerçekliğinde tinsel
görüngülere, dine, siyasi yapılanma biçimlerine, felsefeye
ve sanatsal yaratılara da yer vardır. Bu nedenle de Hegel,
felsefi düşüncesini yapılandırırken tüm gerçeklik
biçimlerini tek bir ilkede toplamayı hedeflemektedir. Bu
ilke aynı zamanda felsefi düşünce yapısının da temelini
kurmaktadır. Hegel, bu felsefi temel ilkeye ‘us’ adını
vermektedir. Us, tüm gerçekliğin toplamı anlamına
gelmektedir, tek bir kişi ya da özneye has bir özellik olarak
tanımlanmamaktadır.
■ Ussal olan gerçek, gerçek olan ussaldır.’ Bu
noktada Hegel’e göre felsefenin temel amacı
da bu ussal gerçekliği açıklamak olmalıdır. Bu
açıklama süreci ve aşamalarına ilişkin tutarlı
açıklamalar sunmak esas görevlerden biridir.
Hegel us kavramını, mantık, doğa felsefesi ve
tin felsefesi dizgeli bağlamlarda tartışarak
açıklamaktadır.
Hegel Diyalektiği Nedir?
■ Hegel diyelaktiği, bir düşünce ve savı ortaya koyan ‘tez’in karşısına
‘antitez’in çıkması ve bunların çatışması sonucu ortaya çıkan ‘sentez’i
kapsamaktadır. Tez- antitez ve sentez üçlemesinin tarihsel sürecin bir
parçası olduğunu ifade etmektedir Hegel. Var olan hiçbir oluşun diğer
var olan oluşlar ile ilgisiz olamayacağını, aralarında mutlaka bir bağ
olacağını /olduğunu savunmaktadır. Hegel’in diyalektiği tam da bu
temeller üzerine inşa edilmektedir. Ayrıca, bu bağlamda, tarihsel akışı
bir bütün olarak değerlendirmek gerektiğini, parçalar halinde olayları
ele almanın eksik yanları olacağını da dile getirmektedir. Özetle,
Hegel’de diyalektik, varlığın ve bütün oluşumun baştan aşağı gelişim
sürecini ifade etmektedir.
Hegel Hangi Akımın Temsilcisi?
■ Hegel, Kant’ın görüşlerine tepki olarak
gelişen Alman İdealizminin kurucularından biri ve
bu akımın güçlü temsilcilerindendir.
Hegel’in Eserleri Nelerdir?
■ Ruhun Fenomenolojisi
■ Tarih Felsefesi Üstüne Dersler
■ Felsefe Tarihi Serisi
■ Fichte ve Schelling’in Felsefe Sistemleri Arasındaki Ayrılık
■ Hukuk Felsefesinin Temel Çizgileri
■ Karalama Defterinden Aforizmalar
■ Mantık Bilimi-Büyük Mantık
■ Felsefi Propedeutik
Hegel’in Tin (Geist) Felsefesi Nedir?
■ Hegel’in tin felsefesinde bireyin özgür ve rasyonel iradesinde kısmen
ancak toplumsal kurum ve yasalarda tam anlamıyla ifade eden bir
güç bulunmaktadır. Hegel, bu açıdan bakıldığında Kant’tan farklı olarak
felsefeyi doğa bilimlerine bağlı veya ona hizmet eden bir alan olarak
görmemektedir. Bu bağlamda doğal olarak etik de psikoloji ve doğa
bilimine hizmet etmemektedir.
■ Hegel’in tin felsefesinde dile getirdiği tin yani mutlak tin, tüm canlıların
ve hatta özellikle insanların dışında var olan nesnel bir varlıktır, yani
Tanrı’nın kendisidir. Tin, idea, geist ve mutlak kavramları birbiri ile aynı
anlamda ve bazen birbiri ile bağı olan kavramlar olarak
kullanılmaktadır.
Hegel’in Tin Felsefesi Kaça Ayrılır?
■ Hegel için gerçeklik organik bir bütünlüktür. Dolayısıyla Tin bir diyalektik
gerçeklik içerisinde karşımıza çıkmaktadır. Hegel, aşağıdaki şekilde bir
sıralama ve üç ayrı gruptan söz etmektedir:
■ Öznel Tin: İde / Öz
■ Nesnel Tin: Doğa
■ Mutlak Tin: Tin / Tanrı
Hegelci Öğreti Nedir?
■ Hegelci öğreti, Hegel sonrası dönemde özellikle idealizm ve diyalektik
alanda eğitim ve gelişim sağlayan felsefi okulu kapsamaktadır. Bu okul
içerisinde Hegelci öğretiler, iki ana bölümde
sınıflandırılabilmektedir: ‘Ortodoks Hegelcilik’ ve ‘Yenilikçi (Reformcu)
Hegelcilik’. Ortodoks Hegelcilik, salt olarak Hegel’in düşüncelerini
savunmakta ve onun öğretilerini orijinal haliyle koruma eğilimindedir.
Zaman zaman onun düşüncelerini daha iyi aktarabilmek adına Hegel
felsefesini geliştirmeyi de hedefledikleri görülmektedir.
Hegel’in Etik Anlayışı Nedir?
■ Hegel’in etik anlayışı incelendiğinde, Kant’ın soyut ve bireysel etiğini
eleştirirken bir yandan da sadece bireylerin özel çıkarına bağlı olan sivil
toplum anlayışını eleştirdiği görülmektedir. Bu açıdan bakıldığında
Hegel’in etik anlayışında, pratik olana değil idealist olana, bireyciliğe
değil özgeciliğe önem verdiği görülmektedir. Onun için etikte en iyiyi
özgürlük oluşturmaktadır. Özgürlüğün iyi olarak ortaya konmasının
Hegel’in etik anlayışında teleolojik yanını oluşturduğunu söylemek de
mümkündür.
Hegel’e Göre Devlet Nedir?
■ Hegel’e göre devlet, bireyin kendi özgürlüğüne sahip olduğu ve onun
içinde huzurla var olabildiği gerçekliktir. Devlette özgürlük nesneleşir ve
olumlu olarak gerçekleşir. Hegel’e göre devlet, nesnelleşmiş zihindir. Bu
noktada pek de yetkin manada özgür olmayan bireysel zihin, bir
vatandaş olarak kendisine ait olan tam özgürlüğüne kavuşabilmek için
özgürlük karşıtı bir boyunduruk altına girebilmektedir. Bu noktada
devlet doğru ve adaletli özgürlük temelini kurabilmelidir. Devlet ve
özgürlük kavramları Hegel için son derece önemlidir ve dengesi iyi
kurulmalıdır.
Hegel’e Göre Düşünme Nedir?
■ Hegel’e göre düşünme eylemi ve dolayısıyla düşünce, varlık ile özdeştir.
Hegel ifade ettiği diyalektiği, düşüncenin hareketinden yola çıkarak
oluşturmuştur. Bu nedenle hem düşüncenin hem de varlığın gelişim
süreci diyalektiğin temelini oluşturmaktadır.
■ ‘İnsan eğer düşünmüyorsa özgür değildir;
■ çünkü o zaman, bir başkasına göre davranır.’
Hegel’e Göre Sivil Toplum Nedir?
■ Hegel’in aile, devlet ve sivil toplumu birbirinden tamamen ayırarak sivil
toplumu farklılaşmış ve kompleks bir sosyal düzenin teorisi olarak ele
aldığı görülmektedir. Fransız devrimi sonrası oluşan yeni siyasal ve
sosyo-ekonomik koşullar Hegel’in siyasal düşüncesini etkileyen önemli
olaylar arasındadır. Bu süreçte Hegel, aile, sivil toplum ve devlet olmak
üzere üç etik alandan bahsetmektedir. Bu üç etik alan bireyin
hayatında farklı düzlemlerde etkili olmaktadır ve birbiri ile ilişki içindedir.
Bu noktada da devlet de aile (tez) ve sivil toplumun (antitez) bir
sentezidir. Dolayısıyla sivil toplum Hegel’in şemasında incelendiğinde
aile ile devlet arasında kalan, toplumdaki bireylerin özellikle ekonomik
olarak özgür ve bağımsız bireyler olarak katıldıkları sosyal ilişkiler ağı
olarak tanımlanabilmektedir
Hegel’e Göre Tarih Felsefesinin
Konusu Nedir?
■ Hegel’in tarih felsefesi birçok düşünürün felsefi çözümlemelerini
kapsamaktadır ancak kendi kurduğu felsefe sisteminin de
ayrıştırılamaz bir parçasıdır. Hegel’e göre tarih felsefesinin
konusu tarihin düşünsel yoldan incelenmesidir. Tarih felsefesi, tarihin
içindeki aklın gelişim aşamalarını ve tarihin kendini gösterme modelini
incelemelidir. Çünkü Hegel için tarih, tinin kendi eylemi olarak dünya
tarihinde kendi bilgisinin özüne ilerlemesi demektir
KAYNAKÇA

■ Bezci, Bünyamin (2006), Hegel’in Felsefesinde Etik, Politik Olan Ve Özgürlük,


Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt:21 Sayı:2,
İzmir.
■ Güçlü, Uzun, Uzun, Yolsal; Abdülbaki, Erkan, Serkan, Ü. Hüsrev (2008); Felsefe
Sözlüğü, Bilim ve Sanat Yayınları,Ankara.
■ Kaynar, Mete Kaan (2005), Sivil Toplumun Kavramsal Tarihi Ve Sivil
Toplumla İlgili Güncel Tartışmalar, H.Ü. İktisadi İdari Bilimler Fakültesi
Dergisi,Cilt:23 Sayı:1, syf: 339-369, Ankara.
■ Rhonheımer, Martin (1979), Politisierung und LegitimitaetentzugTotalitaere
Kritik der parlamentarischen Demokratie in Deutschland, Karl Alber Verlag,
Feiburg, München.
■ Soykan, Ömer Naci, Hegel Sisteminde Tarih Felsefesi Betimleyici-Eleştirel Bir
Giriş.

You might also like