You are on page 1of 3

1855 Bursa Depremi

Gemlik Körfezi’ndeki deprem sonrasında, tekrar ülkemizde deprem tartışılmaya başlandı. Ancak bu
tartışmanın yönü giderek Bursa’ya kaydı. Çünkü son depremler sonunda, İznik-Gemlik- Mudanya fayı
ile Bursa Apolyont hattı üzerindeki fayların hareketlendiğ i konusu tartışılmaya başlandı…
Deprem uzmanları, ne yazık ki depremin ne zaman olacağını bilemiyor. Ancak sadece olası
depremlerin zamanı ve şiddeti konusunda bir görüş söylenebilir. Depremin ne zaman ve ne şiddetle
olabileceğini belirmek ise deprem bilimcilerinden çok tarihçilerin işi olduğu anlaşılıyor…
Nitekim bazı deprem bilimcileri, yakın tarihimizde yaşadığımız ve "Küçük Kıyamet" olarak adlandırılan
1855 depremini bile incelemeden Bursa’da şiddetli bir depremin olmayacağını savunuyor. Oysa 1855
depremi Bursa kentini neredeyse tümüyle yıkmıştı…

İLK RASATHANEYİ BİR BURSALI KURDU

Bursa deprem kuşağında bir kent… Bu nedenle, ülkemizin ilk deprem bilimcisi de Bursa’dan çıkmıştı.
Türk tarihinde yazılmış ilk bilimsel deprem tarihini de bir Bursalı bilim adamı yazdı. Hacı Çelebi olarak
da anılan Bursalı Gökmenzade Seyyid Hüseyin Rifat Efendi, "İşaretnüma" adlı kitabında, 1820
yılından 1859 yılına kadar gerçekleşen tüm depremleri günü gününe, saati saatine ve şiddetine kadar
kaydetmiş…
21 Haziran 1910 tarihinde, Türk tarihindeki ilk deprem merkezi olan Kandilli Rasathanesi’ni kuran
Fatin Gökmen (1877-1955) de, işte Bursalı Gökmenzade Hacı Çelebi’nin oğludur…
Bursalı Hacı Çelebi’den bir asır önce, İstanbullu Recep tarafından 1726 yılında yazılmış ve ilk deprem
kitabı olarak kabul edilen "Risale-i Zelzele" aslında bir hurafe kitabıdır. Nitekim bu kitapta, dünyayı
sırtında, ya da boynuzunda taşıdığı sanılan öküzün kıpırdatmasıyla depremin oluştuğu uzun uzun
anlatılmakta…

OLASI BURSA DEPREMİNDE RİSKLİ BÖLGELER

Hacı Çelebi’nin yazdığı deprem kroniği, olası Bursa depremi hakkında çok zengin bilgiler veriyor.
Anlaşıldığı kadarıyla 1855 depremi sadece Bursa’da etkili olan bir depremdir. Yazar, 1855 depreminin
tahribat sınırlarını da bize veriyor.
Yazar 1855 yılı depremini, şubat ayının 16. Çarşamba günü, saat 9'u 10 geçe olduğunu bildiriyor.
Deprem üç kez aralıklarla tekrar etmiş. 1855 depreminin yıkıcı etkisi, Balıkesir Susığırlık’tan
Bursa'nın doğusunda bulunan Değirmenlikızık köyüne kadar olmuş… Diğer bölgelerde de deprem
hissedilmişse de tahribat yapmamış. Örneğin İnegöl, Yenişehir, Kütahya, Afyon ve Akşehir'e kadar
deprem kendini hissetirmişse de tahribat yapmamış…
Bursa'nın yakınlarındaki 50-60 evli Kete/Ürünlü köyünde sadece bir samanlık kalmış, diğer tüm
evlerle hamamı ile camisi yıkılmış. Köyden 47 kişi de yaşamını yitirmiş…
300 evden oluşan Kayapa köyünde sadece 10 ev kalmış. Kayapa köyünden 110 kişi de yaşamını
yitirmiş…
Demirci ve Çalı köyünde de tahribat yüksek olmuş. Çalı’da 17 kişi, Yaylacık’ta 72, Hasanağa köyünde
42 kişi yaşamını yitirmiş…
Tahtalı, Görükle, İrfaniye ve Akçalar köylerinde de tahribat fazla olup bu köylerde çok sayıda kişi
yaşamını yitirmiş…
Soğanlı köyünün yarısı yıkılmış, İzvat’ta beş hane kalmış, 16 kişi ölmüş. Yenice, Çeltik, Armut,
Yunuseli, Çavuş, Panayır, Küçükbalıklı, Demirtaş, İğdir, Dikencik ve Kestel köylerinde şiddetli tahribat
yaşanmış, Tepecik köyü ise tümüyle yıkılmış… Değirmenlikızık tümüyle yıkılıp sadece 3-5 hane
kalmış. Yazar, Bursa’da "3.600 nüfus telef oldu dediler ise de, hakîkat üzere 'adedi malum
olmadığı"nı yazıyor…

HANGİ SEMTLER DAHA GÜVENLİ

1
1855 depreminin, kent içindeki farklı semtlerinde, farklı şiddetle tahribat yaptığını hayretle gördük.
Bazı semtler, zeminin sağlamlığı ya da fay hatlarına uzaklığından olacak fazla tahribat yaşamamış…
Deprem yazarına göre, 1855 depremi Muradiye tarafında fazla şiddetli hissedilmedi. Ova tarafı ile
Meskenler deresi ve Ulucami tarafı en çok harap olmuş yerlerdi. Muradiye tarafında olan cami ve
türbelerinde az tahribat olmuş. Muradiye evlerinden de tümüyle yıkılan fazla değilmiş. Muradiye
Camii’nin ise sadece son cemaat yeri ile minare şerefesi yıkılmış…
Ahmetpaşa’da 30-35 haneden bir hane kalmış... Altıparmak, Yahudilik, Veledisaray, Şehreküstü,
Kazzazoğlu, Hacıyakup, Doğanbey, Kiremitçi, Attarhüsam, Mizanoğlu, Narlı, Hocamenteş, Dayehatun,
Süzenküfen, Sarıcasungur, Veledienbiya, Mantıcı, Yenipazar, Reyhan, Zaferanlık mahallelerinde en
çok tahribat yaşanmış. Özetle Bursa’nın ova tarafındaki aşağı mahalleler tahribat görmüş. Bugünkü
Cumhuriyet Caddesi’nin aşağısında, tahribatın fazla olduğu anlaşılmakta. Bu semtlerdeki ev ve
camiler tümüyle yıkılmış. Yine Hisar’ın altındaki semtlerde de tümüyle tahrip olmuş…

ÖNCÜ VE ARTÇI DEPREMLER

Deprem bilimciler, her deprem sonrasında depremin öncü mü, artçı mı olduğu konusunda tartışma
yapmaya başlar. Dinlediğim bu deprem uzmanların verdiği bilgilerin, Bursa’da yaşanan 1855
depremine hiç uymadığını hayretle gördüm. Çünkü 1855 yılında, üç ay içinde Bursa'da iki kez şiddetli
deprem olmuş…
İlk deprem perşembe gece sabaha kadar 10-15 dakikada bir sürmüş. Deprem yazarının deyimiyle
"Arz karar etmeyip yer titredi, durdu". Daha sonra günde 3-5 deprem olmuş. 38-39 günden sonra
depremler son bulmuş…
Depremler tam unutulup hayat normalleşirken, 45. gün Mart'ın 31'i perşembe gecesi, saat birde,
kudret topu gibi havadan bir gürültü kopup saat biri 10 geçe şiddetli bir deprem olmuş. Bu ikinci
deprem o kadar uzun sürmüş ki, öncekinin beş katı, belki on katı süreyle etkilemiş. Öyle etkili olmuş
ki tarîf edilmez. Bazıları çocuğunu bırakıp kaçmış, bazı kimseler korkularından ölmüş…
Deprem olduğu gece, sabaha kadar on dakîkada bir, beş dakîka bir yer hareket etmiş. Saatte 5-6
kere sallanmış ve yukarı fırlamış. Ancak, ilki kadar şiddetli olmamış. Yazara göre eğer ilki kadar
şiddetli olmuş olaydı, Uludağ parça parça olur, dere-tepe dümdüz olurmuş… Örneğin ilk depremde
Ulucami’nin iki kapısı yıkılırken ikinci depremde dört kapısı yıkılmış…

"BURSA’NIN İŞİ BİTTİ"

1855 depreminin kış ayında yaşanması, depremin tahribatını daha da arttırmış. Çünkü deprem
sırasında yıkılan sobalar şehirde birçok yangına neden olmuş. Depremler sonunda çıkan yangın
sonucu, deprem yazarının dediği gibi "Bursa'nın işi bitti". Yangın gecesi şehrin dört yerinde yangın
çıkmış…
Yangında Hayrettinpaşa, Karakadı, Yiğitköhne, Hasanpaşa, Ebuishak, Bedrettîn, Kirişçikızı,
Köseleciler, Şerefüddîn mahalleleri tahrip olmuş. Deprem sonrasında çıkan yangında 12 mahalleden
kimi tümüyle, kimi yarısı, kimisi ise kısmen yanmış…
Yangın sonrasında Ağaççılar, Kayan, Okçular başı, Çıkrıkçılar, Tabancacılar, Kundakçılar ile Nalıncılar
Hamamı’na kadar olan alan tümüyle yanmış. Çarşı’da da 1100 dükkan ile Karakadı ve Kayguluzade
tekkeleri yanmış…
Bazı kale duvarları da bu depremde yıkılmış. Kale dibinde bulunan bir ipek fabrikası yıkılıp yangın
çıkmış, 40'tan çok işçiyle fabrika sahibi yaşamını yitirmiş…

"150 MİNAREDEN SADECE 3-4 MİNARE AYAKTA KALDI"

Bursa’da sadece konutlar değil, 1855 depreminde, sağlam olarak taştan yapılmış resmi yapılar da
yıkılmıştı. Deprem yazarına göre 1855 depreminde Bursa’daki 150 cami minaresinden sadece 3-4
minare ayakta kalmış…
Bursa’da yerle bir olan camilerden biri Kayağan Camii imiş. Ayrıca Hayreddinpaşa/ Kümbet Camiî,
Şehabeddînpaşa/ Karamanlı Camii, Veledimîzan Camiî tümüyle yıkılmış. Yıldırım Camii de büyük

2
ölçüde tahrip görmüş. Ulucami’nin iki kubbesi tümüyle yıkılmış, dört kubbesi ise büyük tahrip
görmüş. Minarelerin ise şerefeleri yıkılmış. Tophane’de "Manastır" olarak anılan ünlü türbe de
tümüyle yıkılmış…
Kiremitçi, Veledsarayı, Veledikazzaz, Ertuğrul, Mollagürani, Üftade, Bezci, Hacıseyfeddîn, Kuzgunluk,
Dibekli, Hasırcı, Selîmzade, Hacı Cami'i, Müftüönü, Babazakir, Abdalmehmet, Darbhane, Tomrukönü,
Bitpazarı, Taşkın camileri de tümüyle yıkılmış…
Çakır, Pınarbaşı, Veziri, Alipaşa, Zeminkapı, Simkeş, Karakadî, Ebuishak, Yenipazar, Ahmetpaşa,
Tekyemescit, Zeyniye camilerinin ise son cemaat yeri yıkılmış…
Yiğitköhne ve Kanberler gibi bazı camiler dışında depremde sağlam kalan cami sayısı onu
geçmezmiş…
Mudanya, Pirinç, İpek, Sırmakeş, Geyve, Emir, Kapan, Tahtakale, Kuşbaz, Karacabey, Eski-Yeni,
Demir, Tuz, ve Kütahya Hanı bu depremde ya kısmen, ya tümüyle yıkılmış... Yazara göre
Mahmutpaşa Hanı’ndan başka tahrip olmayan han kalmamış…
I. Murat türbesi yıkılmış, Yeşil Türbe, Emir Sultan ve Üftade Türbesi de tahrip olmuş. Okulların da
çoğu harap olmuş… Hamamlardan dört hamam kalmış. Çarşıda ise Bedestan, Sipahî Çarşısı,
Kazazlar, Demirkapı ve İpek Han başta olmak üzere büyük bir yıkım yaşanmış.

BİR DEPREM KRONİĞİ İŞARETNÜMA

1855 depremi yazarı, Uludağ’dan şehre kayaların düştüğünü, yerlerin yarıldığını, Kükürtlü Hamamı
yanındaki Hatice Sultan türbesi civarı ile Bademli bahçenin üst tarafında ve Kara Mustafa Hamamı
civarında yol üstünde yerden sıcak su kaynadığını yazıyor. Bu sıcak sular 5-10 gün kaynadıktan
sonra, sona ermiş…
M.Kemalpaşa ve Karacabey tarafında da çok sayıda ev ve cami yıkılmış, birçok kişi ölmüş… Ancak
Mudanya, Gemlik ve Orhangazi’de fazla tahribat olmamış…
Bursa depremi ve öncesinde Bursa’da yaşanan tüm depremleri kaydeden İşaretnüma adlı kitap,
Bursa’nın olası depremi için uzmanlara önemli bir yol gösterici olduğunu düşünüyoruz. Deprem
bilimciler ve bu kenti yönetenler bu bilgilerden yararlanmalıdı r.

You might also like