You are on page 1of 47

İşte bu peygamberler ‫تِ ْل َك الرُّ ُس ُل‬

(ki) biz bazısını bazısına üstün kıldık ٍ ‫ْضهُ ْم َعلَى بَع‬


‫ْض‬ َ ‫فَض َّْلنَا بَع‬
Onlardan bazısı Allah ile konuştu َّ ‫ِم ْنهُ ْم َم ْن َكلَّ َم‬
ُ‫َّللا‬
Ve bazısını derecelerle yükseltti ‫ت‬ٍ ‫ْضهُ ْم َد َر َجا‬َ ‫َو َرفَ َع بَع‬
İsa İbn-i Meryem’e beyyineler verdik ِ ‫َوآَتَ ْينَا ِعي َسى اب َْن َمرْ يَ َم ْالبَيِّنَا‬
‫ت‬
Ve onu Ruhul Quds ile destekledik ِ ‫ُوح ْالقُ ُد‬
‫س‬ َ
ِ ‫َوأيَّ ْدنَاهُ بِر‬
Eğer Allah dileseydi َّ ‫َولَ ْو َشا َء‬
ُ‫َّللا‬
Savaşmazdı ‫َما ا ْقتَتَ َل‬
Onlardan sonra gelenler َ ‫الَّ ِذ‬
‫ين ِم ْن بَ ْع ِد ِه ْم‬
Onlara deliller geldikten sonra ُ َ‫ِم ْن بَ ْع ِد َما َجا َء ْتهُ ُم ْالبَيِّن‬
‫ات‬
Fakat ihtilaf ettiler ‫اختَلَفُوا‬ْ ‫َولَ ِك ِن‬
Onlardan bazıları iman ettiler ‫فَ ِم ْنهُ ْم َم ْن آَ َم َن‬
Onlardan bazıları küfrettiler ‫َو ِم ْنهُ ْم َم ْن َكفَ َر‬
Eğer Allah dileseydi َّ ‫َولَ ْو َشا َء‬
ُ‫َّللا‬
(birbirlerini) öldürmezlerdi ‫َما ا ْقتَتَلُوا‬
Fakat Allah َّ ‫َولَ ِك َّن‬
َ‫َّللا‬
Dilediğini yapar )352( ‫يَ ْف َع ُل َما ي ُِري ُد‬
Ey iman edenler َ ‫يَا أَيُّهَا الَّ ِذ‬
‫ين آَ َمنُوا‬
Size verdiğimiz rızıklardan infak edin ‫أَ ْنفِقُوا ِم َّما َر َز ْقنَا ُك ْم‬
Gelmezden önce ‫ِم ْن قَ ْب ِل أَ ْن يَأْتِ َي‬
1
Gün(ki) onda satış yoktur ‫يَ ْو ٌم ََل بَ ْي ٌع فِي ِه‬
Dostlukta yoktur ٌ‫َو ََل ُخلَّة‬
Şefeatta yoktur ٌ‫َو ََل َشفَا َعة‬
Ve kafirler onlar zalimlerdir َ ‫ُون هُ ُم الظَّالِ ُم‬
)352( ‫ون‬ َ ‫َو ْال َكافِر‬
Allah ki hiçbir ilah yoktur َّ
َ‫َّللاُ ََل إِلَه‬
Ondan başka ki o hayy ve qayyumdur ‫إِ ََّل هُ َو ْال َح ُّي ْالقَيُّو ُم‬
Onu bir uyuklama ve uyku tutmaz ‫ََل تَأْ ُخ ُذهُ ِسنَةٌ َو ََل نَ ْو ٌم‬
Onun içindir gökte ve yerde bulunanlar ِ ْ‫ت َو َما فِي ْاْلَر‬
‫ض‬ ِ ‫اوا‬ َ ‫لَهُ َما فِي ال َّس َم‬
Kim onun yanında şefaat edebilir ُ‫َم ْن َذا الَّ ِذي يَ ْشفَ ُع ِع ْن َده‬
Onun izni olmadan ‫إِ ََّل بِإِ ْذنِ ِه‬
O önlerindekini bilir ‫يَ ْعلَ ُم َما بَي َْن أَ ْي ِدي ِه ْم‬
Ve arkalarındakini de (bilir) ‫َو َما َخ ْلفَهُ ْم‬
Onun ilmini hiçbir şey kuşatamaz ‫ون بِ َش ْي ٍء ِم ْن ِع ْل ِم ِه‬
َ ُ‫َو ََل ي ُِحيط‬
Onun dilediği müstesna ‫إِ ََّل بِ َما َشا َء‬
Onun kürsisi gökleri ve yeri kuşatmıştır َ ْ‫ت َو ْاْلَر‬
‫ض‬ ِ ‫َو ِس َع ُكرْ ِسيُّهُ ال َّس َما َوا‬
O ikisini(gökleri ve yeri) korumak ona ağır
gelmez ‫َو ََل يَئُو ُدهُ ِح ْفظُهُ َما‬
O yüce ve büyüktür )355( ‫َوهُ َو ْال َعلِ ُّي ْال َع ِظي ُم‬
Dinde zorlama yoktur ‫ين‬ِ ‫ََل إِ ْك َراهَ فِي ال ِّد‬
Rüşd sapıklıktan ayrılmıştır ‫قَ ْد تَبَي ََّن الرُّ ْش ُد ِم َن ْال َغ ِّي‬
Bundan sonra kim tağuta küfrederse ِ ‫فَ َم ْن يَ ْكفُرْ بِالطَّا ُغو‬
‫ت‬
Ve Allaha iman ederse َّ ِ‫َوي ُْؤ ِم ْن ب‬
ِ‫اَّلل‬
2
Urvet’l vusqa’ya tutunmuş olur ‫فَقَ ِد ا ْستَ ْم َس َك بِ ْالعُرْ َو ِة ْال ُو ْثقَى‬
Onda kopma yoktur َ ِ‫ََل ا ْنف‬
‫صا َم لَهَا‬
Allah işitici ve bilicidir )352( ‫َّللاُ َس ِمي ٌع َعلِي ٌم‬ َّ ‫َو‬
Allah iman edenlerin velisidir َ ‫َّللاُ َولِ ُّي الَّ ِذ‬
‫ين آَ َمنُوا‬ َّ
Onları karanlıklardan aydınlığa çıkartır ِ ‫ت إِلَى ال ُّن‬
‫ور‬ ُّ ‫ي ُْخ ِر ُجهُ ْم ِم َن‬
ِ ‫الظلُ َما‬
Kafirlere gelince onların velileri tağuttur ُ ‫ين َكفَرُوا أَ ْولِيَا ُؤهُ ُم الطَّا ُغ‬
‫وت‬ َ ‫َوالَّ ِذ‬
Onları nurdan karanlıklara çıkartır ِ ‫ور إِلَى الظُّلُ َما‬
‫ت‬ ِ ُّ‫ي ُْخ ِرجُونَهُ ْم ِم َن الن‬
ُ
İşte onlar ateş ashabıdır ِ َّ‫أولَئِ َك أَصْ َحابُ الن‬
‫ار‬
Onlar orada ebedi kalacaklardır(257) sen
görmedin mi ‫) أَلَ ْم تَ َر إِلَى‬352( ‫ون‬ َ ‫هُ ْم فِيهَا َخالِ ُد‬
İbrahim’le tartışanı ‫الَّ ِذي َحا َّج إِ ْب َرا ِهي َم‬
Rabbi hakkında ‫فِي َربِّ ِه‬
Allah’ın kendisine hükümdarlık vermesinden
dolayı ‫َّللاُ ْال ُم ْل َك‬
َّ ُ‫أَ ْن آَتَاه‬
O zaman İbrahim dedi ‫إِ ْذ قَا َل إِب َْرا ِهي ُم‬
Benim rabbim dirilten ve öldürendir. ُ ‫َرب َِّي الَّ ِذي يُحْ يِي َويُ ِم‬
‫يت‬
Dedi ben (de) öldürür ve diriltirim ُ ‫ال أَنَا أُحْ يِي َوأُ ِم‬
‫يت‬ َ َ‫ق‬
İbrahim dedi َ َ‫ق‬
‫ال إِ ْب َرا ِهي ُم‬
Muhakkak ki Allah َّ ‫فَإِ َّن‬
َ‫َّللا‬
ْ
Güneşi doğudan getirir ِ ‫س ِم َن ْال َم ْش ِر‬
‫ق‬ ِ ‫يَأتِي بِال َّش ْم‬
Sen de batıdan getir bakalım ‫ب‬ِ ‫ت بِهَا ِم َن ْال َم ْغ ِر‬ ِ ْ‫فَأ‬
Kafir şaşırıpkaldı ‫ت الَّ ِذي َكفَ َر‬ َ ‫فَبُ ِه‬
Vallahu Allah zalimler topluluğunu hidayete
erdirmez َ ‫َّللاُ ََل يَ ْه ِدي ْالقَ ْو َم الظَّالِ ِم‬
)352( ‫ين‬ َّ ‫َو‬
3
Yada şehre uğrayan kişinin durumu… ‫أَ ْو َكالَّ ِذي َم َّر َعلَى قَرْ يَ ٍة‬
O yığılmış(çökmüş) tavanları üzerine ِ ‫اويَةٌ َعلَى ُعر‬
‫ُوشهَا‬ ِ ‫َو ِه َي َخ‬
Dedi ki Allah bunu nasıl diriltecek َّ ‫ال أَنَّى يُحْ يِي هَ ِذ ِه‬
ُ‫َّللا‬ َ َ‫ق‬
Ölümünden sonra ‫بَ ْع َد َم ْوتِهَا‬
Allah onu yüz yıl öldürdü َّ ُ‫فَأَ َماتَه‬
‫َّللاُ ِمئَةَ َع ٍام‬
Sonra onu diriltti ُ‫ثُ َّم بَ َعثَه‬
Dedi ne kadar kaldın ‫ت‬ َ ‫ال َك ْم لَبِ ْث‬ َ َ‫ق‬
Dedi kaldım bir gün veya bir günün bir kısmı َ ‫ت يَ ْو ًما أَ ْو بَع‬
‫ْض يَ ْو ٍم‬ ُ ‫ال لَبِ ْث‬
َ َ‫ق‬
Dedi bilakis yüzyıl kaldın ‫ت ِمئَةَ َع ٍام‬َ ‫ال بَلْ لَبِ ْث‬ َ َ‫ق‬
Yiyeceğine ve içeceğine bak ‫فَا ْنظُرْ إِلَى طَ َعا ِم َك َو َش َرابِ َك‬
Yıllanmamış ‫لَ ْم يَتَ َسنَّ ْه‬
Eşeğine bak ‫ار َك‬ِ ‫َوا ْنظُرْ إِلَى ِح َم‬
Seni insanlara bir ayet kılmamız için ِ َّ‫َولِنَجْ َعلَ َك آَيَةً لِلن‬
‫اس‬
Kemiklere bak ‫َوا ْنظُرْ إِلَى ْال ِعظَ ِام‬
Nasılda birbiri üzerine bindiriyoruz ‫ْف نُ ْن ِش ُزهَا‬
َ ‫َكي‬
Sonra ona (iskelete) et giydiriyoruz ‫ثُ َّم نَ ْكسُوهَا لَحْ ًما‬
Ona (haq) açığa çıkınca ُ‫فَلَ َّما تَبَي ََّن لَه‬
Dedi ben bilirim ‫ال أَ ْعلَ ُم‬
َ َ‫ق‬
Allah her şeye qadirdir )352( ‫َّللاَ َعلَى ُك ِّل َش ْي ٍء قَ ِدي ٌر‬ َّ ‫أَ َّن‬
İbrahim dedi ‫َوإِ ْذ قَا َل إِب َْرا ِهي ُم‬
Rabbim bana göster ‫َربِّ أَ ِرنِي‬
4
Nasıl diriltirsin ölüyü ‫ْف تُحْ يِي ْال َم ْوتَى‬ َ ‫َكي‬
Sen iman etmiyor musun? ‫ال أَ َولَ ْم تُ ْؤ ِم ْن‬
َ َ‫ق‬
Dedi: bilakis (iman ediyorum) ‫ال بَلَى‬
َ َ‫ق‬
Fakat qalbimin itminanı için ْ َ‫َولَ ِك ْن لِي‬
‫ط َمئِ َّن قَ ْلبِي‬
(Allah) dedi: dört kuş al ‫ال فَ ُخ ْذ أَرْ بَ َعةً ِم َن الطَّي ِْر‬َ َ‫ق‬
Ve onlara sana alıştır َ ‫فَصُرْ هُ َّن إِلَي‬
‫ْك‬
Sonra kıl her dağın üzerine onlardan bir
parça ‫ثُ َّم اجْ َعلْ َعلَى ُكلِّ َجبَ ٍل ِم ْنه َُّن ج ُْز ًءا‬
Sonra onları çağır ‫ثُ َّم ا ْد ُعه َُّن‬
Sana koşarak geleceklerdir ‫يَأْتِينَ َك َس ْعيًا‬
Ve bilki: Allah aziz ve hakimdir )322( ‫َّللاَ َع ِزي ٌز َح ِكي ٌم‬َّ ‫َوا ْعلَ ْم أَ َّن‬
Mallarından infak edenlerin misali ‫ون أَ ْم َوالَهُ ْم‬ َ ‫َمثَ ُل الَّ ِذ‬
َ ُ‫ين يُ ْنفِق‬
Allah yolunda َّ ‫فِي َسبِي ِل‬
ِ‫َّللا‬
Bir tohum misali gibidir ‫َك َمثَ ِل َحبَّ ٍة‬
Yedi başak biten ‫ت َس ْب َع َسنَابِ َل‬ ْ َ‫أَ ْنبَت‬
Her bir başakta var ‫فِي ُكلِّ ُس ْنبُلَ ٍة‬
Yüz habbe ‫ِمئَةُ َحبَّ ٍة‬
Allah dilediğine kat be kat arttırır ‫ف لِ َم ْن يَ َشا ُء‬ ُ ‫ُضا ِع‬ َ ‫َّللاُ ي‬ َّ ‫َو‬
Allah genişletici ve âlimdir )322( ‫اس ٌع َعلِي ٌم‬ ِ ‫َّللاُ َو‬ َّ ‫َو‬
Mallarını infak edenler ‫ون أَ ْم َوالَهُ ْم‬
َ ُ‫ين يُ ْنفِق‬ َ ‫الَّ ِذ‬
Allah yolunda َّ ‫فِي َسبِي ِل‬
ِ‫َّللا‬
Sonra peşine düşürmüyorlar َ ‫ثُ َّم ََل يُ ْتبِع‬
‫ُون‬
5
İnfak ettikleri şeyin (peşine) ‫َما أَ ْنفَقُوا‬
Minnet ve eziyet ‫َمنًا َو ََل أَ ًذى‬
Onlar için onların ecirleri (vardır) rablerin
katında ‫لَهُ ْم أَجْ ُرهُ ْم ِع ْن َد َربِّ ِه ْم‬
Onlara korku yoktur ‫ف َعلَ ْي ِه ْم‬ ٌ ‫َو ََل َخ ْو‬
Onlar hüzünlenecekte değildirler َ ُ‫َو ََل هُ ْم يَحْ َزن‬
)323( ‫ون‬
Güzel söz ve bağışlama ٌ‫ُوف َو َم ْغفِ َرة‬
ٌ ‫قَ ْو ٌل َم ْعر‬
(daha) hayırlıdır ‫َخ ْي ٌر‬
Sadakadan onu eza takip ediyor ‫ص َدقَ ٍة يَ ْتبَ ُعهَا أَ ًذى‬
َ ‫ِم ْن‬
Alah ğanii ve halimdir )322( ‫َّللاُ َغنِ ٌّي َحلِي ٌم‬ َّ ‫َو‬
Ey iman edenler ‫ين آَ َمنُوا‬َ ‫يَا أَيُّهَا الَّ ِذ‬
Sadakalarınızı ibtal etmeyin َ ‫ََل تُ ْب ِطلُوا‬
‫ص َدقَاتِ ُك ْم‬
Başa kakma ve eziyet ile ‫بِ ْال َم ِّن َو ْاْلَ َذى‬
Şunun gibi, malını infak eder ُ ِ‫َكالَّ ِذي يُ ْنف‬
ُ‫ق َمالَه‬
İnsanların riyası için ِ َّ‫ِرئَا َء الن‬
‫اس‬
Allaha iman etmez َّ ِ‫َو ََل ي ُْؤ ِم ُن ب‬
ِ‫اَّلل‬
Ve Ahiret gününe ‫َو ْاليَ ْو ِم ْاْلَ ِخ ِر‬
Onun misali ُ‫فَ َمثَلُه‬
Üzerinde az toprak olan kayanın misali
gibidir ٍ ‫ص ْف َو‬
ٌ‫ان َعلَ ْي ِه تُ َراب‬ َ ‫َك َمثَ ِل‬
Ona şiddetli bir yağmur isabet etti َ َ‫فَأ‬
‫صابَهُ َوابِ ٌل‬
Ve cascavlak bıraktı ‫ص ْل ًدا‬َ ُ‫فَتَ َر َكه‬
Onun üzerine bir şeye kadir değillerdir ‫ُون َعلَى َش ْي ٍء‬ َ ‫ََل يَ ْق ِدر‬
6
Kazandıklarından ‫ِم َّما َك َسبُوا‬
Allah kafirler qavmini hidayete erdirmez َ ‫َّللاُ ََل يَ ْه ِدي ْالقَ ْو َم ْال َكافِ ِر‬
)322( ‫ين‬ َّ ‫َو‬
Mallarını infak edenlerin misali ‫ون أَ ْم َوالَهُ ُم‬ َ ‫َو َمثَ ُل الَّ ِذ‬
َ ُ‫ين يُ ْنفِق‬
Allah’ın rızasını kazanmak için َّ ‫ضا ِة‬
ِ‫َّللا‬ َ ْ‫ا ْبتِ َغا َء َمر‬
Ve nefislerini sağlamlaştırmak için ‫َوتَ ْثبِيتًا ِم ْن أَ ْنفُ ِس ِه ْم‬
Yüksek bir tepedeki bahçenin durumu
gibidir ‫َك َمثَ ِل َجنَّ ٍة بِ َرب َْو ٍة‬
Ona sağanak yağış isabet etmiştir ‫صابَهَا َوابِ ٌل‬َ َ‫أ‬
Meyvelerini iki kat vermiştir ِ ‫ت أُ ُكلَهَا‬
‫ض ْعفَي ِْن‬ ْ َ‫فَآَت‬
Eğer ona sağanak yağış isabet etmezse ِ ‫فَإِ ْن لَ ْم ي‬
‫ُص ْبهَا َوابِ ٌل‬
Az bir yağmur biraz nem de yetişir ٌّ‫فَطَل‬
Allah yaptıklarınızı görücüdür )325( ‫صي ٌر‬
ِ َ‫ون ب‬ َّ ‫َو‬
َ ُ‫َّللاُ بِ َما تَ ْع َمل‬
Sizden birisi ister mi? ‫أَيَ َو ُّد أَ َح ُد ُك ْم‬
Onun olmasını ُ‫ون لَه‬ َ ‫أَ ْن تَ ُك‬
Üzüm ve hurma bahçesi ٍ ‫يل َوأَ ْعنَا‬
‫ب‬ ٍ ‫َجنَّةٌ ِم ْن نَ ِخ‬
Altlarından ırmaklar akan ُ‫تَجْ ِري ِم ْن تَحْ تِهَا ْاْلَ ْنهَا ُر لَه‬
Onda tüm meyveler var ِ ‫فِيهَا ِم ْن ُكلِّ الثَّ َم َرا‬
‫ت‬
Ona yaşlılık isabet etmiş ‫صابَهُ ْال ِكبَ ُر‬
َ َ‫َوأ‬
Ve onun zayıf çocukları var ‫ض َعفَا ُء‬ ُ ٌ‫َولَهُ ُذرِّ يَّة‬
İçinde ateş olan fırtına isabet etmiş ‫صا ٌر فِي ِه نَا ٌر‬ َ َ‫فَأ‬
َ ‫صابَهَا إِ ْع‬
Be böylece (bahçe)yansın ْ َ‫فَاحْ تَ َرق‬
‫ت‬
İşte Allah ayetlerini böyle açıklar ‫ت‬ َّ ‫َك َذلِ َك يُبَي ُِّن‬
ِ ‫َّللاُ لَ ُك ُم ْاْلَيَا‬
7
Umulur ki tefekkür edersiniz )322( ‫ُون‬َ ‫لَ َعلَّ ُك ْم تَتَفَ َّكر‬
Ey iman edenler َ ‫يَا أَيُّهَا الَّ ِذ‬
‫ين آَ َمنُوا‬
İyilerden infak edin ِ ‫أَ ْنفِقُوا ِم ْن طَيِّبَا‬
‫ت‬
Kazandığınız şeylerden ‫َما َك َس ْبتُ ْم‬
Sizin için yerden çıkardıklarımızdan ِ ْ‫َو ِم َّما أَ ْخ َرجْ نَا لَ ُك ْم ِم َن ْاْلَر‬
‫ض‬
Kötülüğe(pisliğe) yönelmeyin َ ِ‫َو ََل تَيَ َّم ُموا ْال َخب‬
‫يث‬
Ondan infak etmeye َ ُ‫ِم ْنهُ تُ ْنفِق‬
‫ون‬
Siz onu alacak değilsiniz ‫َولَ ْستُ ْم بِآَ ِخ ِذي ِه‬
Gözlerinizi kapatmanız müstesna ‫إِ ََّل أَ ْن تُ ْغ ِمضُوا فِي ِه‬
Biliniz ki Allah zengin ve çok hamd
edilendir )322( ‫َّللاَ َغنِ ٌّي َح ِمي ٌد‬َّ ‫َوا ْعلَ ُموا أَ َّن‬
Şeytan size fakirliği va’deder ‫ان يَ ِع ُد ُك ُم ْالفَ ْق َر‬
ُ َ‫ال َّش ْيط‬
Ve size kötülüğü emreder ‫َويَأْ ُم ُر ُك ْم بِ ْالفَحْ َشا ِء‬
Allah size mağfireti ve fazileti va’deder َّ ‫َو‬
‫َّللاُ يَ ِع ُد ُك ْم َم ْغفِ َرةً ِم ْنهُ َوفَضْ ًًل‬
Muhakkak ki Allah genişletici ve bilendir )322( ‫اس ٌع َعلِي ٌم‬ َّ ‫َو‬
ِ ‫َّللاُ َو‬
Hikmeti dilediğine verir ‫ي ُْؤتِي ْال ِح ْك َمةَ َم ْن يَ َشا ُء‬
Kime hikmet verilmişse َ‫ت ْال ِح ْك َمة‬
َ ‫َو َم ْن ي ُْؤ‬
Muhakkak çok hayır verilmiştir ‫فَقَ ْد أُوتِ َي َخ ْيرًا َكثِيرًا‬
Akıl sahipleri hariç düşünmezler ِ ‫َو َما يَ َّذ َّك ُر إِ ََّل أُولُو ْاْلَ ْلبَا‬
)322( ‫ب‬
Nafakadan ne harcarsanız ‫َو َما أَ ْنفَ ْقتُ ْم ِم ْن نَفَقَ ٍة‬
Veya adaktan ne adarsanız ‫أَ ْو نَ َذرْ تُ ْم ِم ْن نَ ْذ ٍر‬
Allah onu bilir َّ ‫فَإِ َّن‬
ُ‫َّللاَ يَ ْعلَ ُمه‬
8
Zalimler için bir yardımcı yoktur )322( ‫ار‬
ٍ ‫ص‬َ ‫ين ِم ْن أَ ْن‬
َ ‫َو َما لِلظَّالِ ِم‬
Eğer sadakaları açığa çıkarırsanız ‫ت‬ َّ ‫إِ ْن تُ ْب ُدوا ال‬
ِ ‫ص َدقَا‬
O ne güzeldir ‫فَنِ ِع َّما ِه َي‬
Eğer onu gizlerseniz ve fakirlere verirseniz ‫َوإِ ْن تُ ْخفُوهَا َوتُ ْؤتُوهَا ْالفُقَ َرا َء‬
O sizin için daha hayırlıdır ‫فَه َُو َخ ْي ٌر لَ ُك ْم‬
Günahlarınızı sizden affeder ‫َويُ َكفِّ ُر َع ْن ُك ْم ِم ْن َسيِّئَاتِ ُك ْم‬
Allah yaptıklarınızı bilir )322( ‫ون َخبِي ٌر‬ َّ ‫َو‬
َ ُ‫َّللاُ بِ َما تَ ْع َمل‬
Senin üzerine (bir borç/yükümlülük) değildir
onarın hidayete gelmesi َ ‫ْس َعلَ ْي‬
‫ك هُ َداهُ ْم‬ َ ‫لَي‬
Fakat Allah dilediğine hidayet eder َّ ‫َولَ ِك َّن‬
‫َّللاَ يَ ْه ِدي َم ْن يَ َشا ُء‬
Hayırdan ne infak ederseniz ‫َو َما تُ ْنفِقُوا ِم ْن َخي ٍْر‬
Sizin nefsiniz içindir ‫فَ ِِلَ ْنفُ ِس ُك ْم‬
Ne infak etmezsiniz َ ُ‫َو َما تُ ْنفِق‬
‫ون‬
Allah’ın vechini dileyerek hariç َّ ‫إِ ََّل ا ْبتِ َغا َء َوجْ ِه‬
ِ‫َّللا‬
Hayırdan(maldan) ne infak ederseniz ‫َو َما تُ ْنفِقُوا ِم ْن َخي ٍْر‬
Size ödenir ‫ف إِلَ ْي ُك ْم‬
َّ ‫ي َُو‬
Siz zulm olunmazsınız )323( ‫ون‬ ْ ُ‫َوأَ ْنتُ ْم ََل ت‬
َ ‫ظلَ ُم‬
Fakirler için ‫لِ ْلفُقَ َرا ِء‬
Allah yolunda mahsur kalmışlar َّ ‫يل‬
ِ‫َّللا‬ ِ ْ‫ين أُح‬
ِ ِ‫صرُوا فِي َسب‬ َ ‫الَّ ِذ‬
Güç yetiremiyorlar(yapamıyorlar) َ ‫ََل يَ ْستَ ِطيع‬
‫ُون‬
Yeryüzünde (topuk) vuramıyorlar ِ ْ‫ضرْ بًا فِي ْاْلَر‬
‫ض‬ َ
Bilmeyenler onları zengin zannederler ‫يَحْ َسبُهُ ُم ْال َجا ِه ُل أَ ْغنِيَا َء‬
9
İffetlerinden dolayı ِ ُّ‫ِم َن التَّ َعف‬
‫ف‬
Sen onları simalarından tanırsın ‫ْرفُهُ ْم بِ ِسي َماهُ ْم‬
ِ ‫تَع‬
İnsanlardan ısrarla istemezler ‫اس إِ ْل َحافًا‬
َ َّ‫ون الن‬ َ ُ‫ََل يَسْأَل‬
Siz hayırdan ne infak ederseniz ‫َو َما تُ ْنفِقُوا ِم ْن َخي ٍْر‬
Allah onu bilir )322( ‫َّللاَ بِ ِه َعلِي ٌم‬ َّ ‫فَإِ َّن‬
Mallarını infak edenler ‫ون أَ ْم َوالَهُ ْم‬
َ ُ‫ين يُ ْنفِق‬َ ‫الَّ ِذ‬
Gece ve gündüz ِ َ‫بِاللَّي ِْل َوالنَّه‬
‫ار‬
Açık ve gizli ً‫ِس ًرا َو َع ًَلنِيَة‬
Onların ecirleri rablerinin katındadır ‫فَلَهُ ْم أَجْ ُرهُ ْم ِع ْن َد َربِّ ِه ْم‬
Onlara korku yoktur ‫ف َعلَ ْي ِه ْم‬ ٌ ‫َو ََل َخ ْو‬
Onlar hüzünlenecekte değildir )322( ‫ون‬ َ ُ‫َو ََل هُ ْم يَحْ َزن‬
Faiz yiyen kimseler ‫ون الرِّ بَا‬ َ ُ‫ين يَأْ ُكل‬
َ ‫الَّ ِذ‬
Ayağa kalkmazlar َ ‫ََل يَقُو ُم‬
‫ون‬
Şu insanların kalması gibi değil ‫إِ ََّل َك َما يَقُو ُم‬
Şeytanın kendisine dokunarak çarptığı
kimseler gibi ِّ‫ان ِم َن ْال َمس‬ ُ َ‫الَّ ِذي يَتَ َخبَّطُهُ ال َّش ْيط‬
Bu şundan dolayıdır ‫َذلِ َك بِأَنَّهُ ْم‬
Faiz alışverişin benzeridir dediler ‫قَالُوا إِنَّ َما ْالبَ ْي ُع ِم ْث ُل الرِّ بَا‬
Allah alışverişi helal kıldı ‫َّللاُ ْالبَ ْي َع‬
َّ ‫َوأَ َح َّل‬
Faizi haram kıldı ‫َو َح َّر َم الرِّ بَا‬
Kime rabbinden bir öğüt gelmişse ‫فَ َم ْن َجا َءهُ َم ْو ِعظَةٌ ِم ْن َربِّ ِه‬
Sona erdirirse ‫فَا ْنتَهَى‬
10
Önceki geçenler kendisinindir ‫ف‬َ َ‫فَلَهُ َما َسل‬
İşi Allah’a aittir َّ ‫َوأَ ْم ُرهُ إِلَى‬
ِ‫َّللا‬
Kim aşırı giderse ‫َو َم ْن َعا َد‬
ُ
İşte onlar ateş ashabıdır ِ َّ‫فَأولَئِ َك أَصْ َحابُ الن‬
‫ار‬
Onlar orada ebedi kalacaklardır )325( ‫ون‬ َ ‫هُ ْم فِيهَا َخالِ ُد‬
Allah ribayı yok eder َّ ‫ق‬
‫َّللاُ ال ِّربَا‬ ُ ‫يَ ْم َح‬
Sadakayı arttırır ِ ‫ص َدقَا‬
‫ت‬ َّ ‫َويُرْ بِي ال‬
Allah bütün kâfir ve günahkârları sevmez )322( ‫ار أَثِ ٍيم‬ َّ ‫َو‬
ٍ َّ‫َّللاُ ََل ي ُِحبُّ ُك َّل َكف‬
İman edenler ve Salih amel işleyenler ‫ت‬ َ ‫إِ َّن الَّ ِذ‬
ِ ‫ين آَ َمنُوا َو َع ِملُوا الصَّالِ َحا‬
Namazı kılanlar zekâtı verenler َ‫َوأَقَا ُموا الص ًََّلةَ َوآَتَ ُوا ال َّز َكاة‬
Onların ecirleri rableri katındadır ‫لَهُ ْم أَجْ ُرهُ ْم ِع ْن َد َربِّ ِه ْم‬
Onlara korku yoktur ve onlar
َ ُ‫ف َعلَ ْي ِه ْم َو ََل هُ ْم يَحْ َزن‬
‫ون‬ ٌ ‫َو ََل َخ ْو‬
hüzünlenmeyeceklerdir. )322(
Ey iman edenler ‫ين آَ َمنُوا‬َ ‫يَا أَيُّهَا الَّ ِذ‬
Allah’tan sakının َّ ‫اتَّقُوا‬
َ‫َّللا‬
Faizden kalanı bırakın ‫َو َذرُوا َما بَقِ َي ِم َن الرِّ بَا‬
Eğer mü’minler iseniz )322( ‫ين‬ َ ِ‫إِ ْن ُك ْنتُ ْم ُم ْؤ ِمن‬
Eğer yapmadıysanız ‫فَإِ ْن لَ ْم تَ ْف َعلُوا‬
O zaman Allah’a ve Rasulüne savaş açın ‫َّللاِ َو َرسُولِ ِه‬ ٍ ْ‫فَأْ َذنُوا بِ َحر‬
َّ ‫ب ِم َن‬
Eğer tövbe ederseniz malınızın başları
sizindir ‫َوإِ ْن تُ ْبتُ ْم فَلَ ُك ْم ُر ُءوسُ أَ ْم َوالِ ُك ْم‬
Zulmetmeyin zulme uğramayın )322( ‫ون‬ ْ ُ‫ون َو ََل ت‬
َ ‫ظلَ ُم‬ ْ َ‫ََل ت‬
َ ‫ظلِ ُم‬

11
Eğer borçlu zorluk içerisinde ise ‫ان ُذو ُعس َْر ٍة‬ َ ‫َوإِ ْن َك‬
Rahatlayıncaya kadar bekleyin ‫فَنَ ِظ َرةٌ إِلَى َم ْي َس َر ٍة‬
Eğer tasadduk ederseniz sizin için daha
hayırlıdır ‫ص َّدقُوا َخ ْي ٌر لَ ُك ْم‬َ َ‫َوأَ ْن ت‬
Eğer bilirseniz )322( ‫ون‬ َ ‫إِ ْن ُك ْنتُ ْم تَ ْعلَ ُم‬
O günden korkun ‫َواتَّقُوا يَ ْو ًما‬
Onda Allah’a döndürüleceksiniz َّ ‫ُون فِي ِه إِلَى‬
ِ‫َّللا‬ َ ‫تُرْ َجع‬
Sonra her nefise kazandıkları ödenecek ْ َ‫س َما َك َسب‬
‫ت‬ ٍ ‫ثُ َّم تُ َوفَّى ُكلُّ نَ ْف‬
Onlara zulm olunmayacak )322( ‫ون‬ َ ‫ُظلَ ُم‬ْ ‫َوهُ ْم ََل ي‬
Ey iman edenler َ ‫يَا أَيُّهَا الَّ ِذ‬
‫ين آَ َمنُوا‬
Eğer bir borcu borçlanırsanız ‫إِ َذا تَ َدايَ ْنتُ ْم بِ َد ْي ٍن‬
Belirli bir vakte kadar ‫إِلَى أَ َج ٍل ُم َس ًمى‬
Onu yazın ُ‫فَا ْكتُبُوه‬
İçinizden bir kâtip adaletle yazsın ‫َو ْليَ ْكتُبْ بَ ْينَ ُك ْم َكاتِبٌ بِ ْال َع ْد ِل‬
Kâtip yazmaktan imtina etmesin ‫ب‬َ ُ‫ب َكاتِبٌ أَ ْن يَ ْكت‬ َ ْ‫َو ََل يَأ‬
Allah’ın ona öğrettiği gibi َّ ُ‫َك َما َعلَّ َمه‬
ُ‫َّللا‬
Yazsın ve ْ‫فَ ْليَ ْكتُب‬
Üzerinde hak olan yazdırsın ُّ ‫َو ْليُ ْملِ ِل الَّ ِذي َعلَ ْي ِه ْال َح‬
‫ق‬
Rabbi olan Allahtan sakınsın َّ ‫ق‬
ُ‫َّللاَ َربَّه‬ ِ َّ‫َو ْليَت‬
Ondan bir şeyi eksik etmesin ‫َو ََل يَب َْخسْ ِم ْنهُ َش ْيئًا‬
Eğer üzerinde haqq olan ُّ ‫ان الَّ ِذي َعلَ ْي ِه ْال َح‬
‫ق‬ َ ‫فَإِ ْن َك‬
Sefih veya zayıf (ise) َ ‫َسفِيهًا أَ ْو‬
‫ض ِعيفًا‬
12
Yazdırmaya gücü yetmiyorsa ‫أَ ْو ََل يَ ْستَ ِطي ُع أَ ْن يُ ِم َّل هُ َو‬
Velisi adaletli bir şekilde yazdırsın ‫فَ ْليُ ْملِلْ َولِيُّهُ بِ ْال َع ْد ِل‬
Erkelerinizden iki şahit getirin ‫َوا ْستَ ْش ِه ُدوا َش ِهي َد ْي ِن ِم ْن ِر َجالِ ُك ْم‬
Eğer iki şahit olmazsa erkeklerden ‫فَإِ ْن لَ ْم يَ ُكونَا َر ُجلَي ِْن‬
Bir erek ve iki kadın (olsun) ِ َ‫فَ َر ُج ٌل َوا ْم َرأَت‬
‫ان‬
Sizin şahitliklerinizden razı olduğunuz ‫ض ْو َن ِم َن ال ُّشهَ َدا ِء‬ َ ْ‫ِم َّم ْن تَر‬
O ikisinden birisinin dalaletle düşmesi ‫ض َّل إِحْ َداهُ َما‬ِ َ‫أَ ْن ت‬
Birisi diğerine hatırlatsın ‫فَتُ َذ ِّك َر إِحْ َداهُ َما ْاْلُ ْخ َرى‬
Şahitler kaçınmasınlar َ ْ‫َو ََل يَأ‬
‫ب ال ُّشهَ َدا ُء‬
Çağrıldıkları zaman ‫إِ َذا َما ُد ُعوا‬
Usanmayın ‫َو ََل تَسْأ َ ُموا‬
Onu yazmaktan ُ‫أَ ْن تَ ْكتُبُوه‬
Küçük veya büyük ‫ص ِغيرًا أَ ْو َكبِيرًا‬ َ
Müddetine kadar ‫إِلَى أَ َجلِ ِه‬
Bu Allah katında en adaletli olandır َّ ‫َذلِ ُك ْم أَ ْق َسطُ ِع ْن َد‬
ِ‫َّللا‬
Şahadeti en kuvvetli olandır ‫َوأَ ْق َو ُم لِل َّشهَا َد ِة‬
Şüpheye düşmemenize en yakın olandır ‫َوأَ ْدنَى أَ ََّل تَرْ تَابُوا‬
Sizin olmanız hariç َ ‫إِ ََّل أَ ْن تَ ُك‬
‫ون‬
Hazır(acele) bir ticaret ً‫اض َرة‬
ِ ‫ارةً َح‬
َ ‫تِ َج‬
Aranızda çevirdiğiniz ‫تُ ِديرُونَهَا بَ ْينَ ُك ْم‬
Size günah yoktur ‫ْس َعلَ ْي ُك ْم ُجنَا ٌح‬ َ ‫فَلَي‬
13
Onu yazmamanızda ‫أَ ََّل تَ ْكتُبُوهَا‬
Alışveriş yaptığınızda şahitler getirin ‫َوأَ ْش ِه ُدوا إِ َذا تَبَايَ ْعتُ ْم‬
Katip zarar görmesin ٌ‫ُضا َّر َكاتِب‬ َ ‫َو ََل ي‬
Şahid zarar görmesin ‫َو ََل َش ِهي ٌد‬
Eğer yaparsanız ‫َوإِ ْن تَ ْف َعلُوا‬
Muhakkak o aranızda bir fasıklıktır ٌ ‫فَإِنَّهُ فُسُو‬
‫ق بِ ُك ْم‬
Allah’tan sakının َّ ‫َواتَّقُوا‬
َ‫َّللا‬
Allah size öğretiyor َّ ‫َويُ َعلِّ ُم ُك ُم‬
ُ‫َّللا‬
Allah her şeyi bilendir )323( ‫َّللاُ بِ ُك ِّل َش ْي ٍء َعلِي ٌم‬ َّ ‫َو‬
Eğer siz bir seferde iseniz ‫َوإِ ْن ُك ْنتُ ْم َعلَى َسفَ ٍر‬
Katip bulamadıysanız ‫َولَ ْم تَ ِج ُدوا َكاتِبًا‬
Alınmış bir rehin ٌ ‫ضة‬ َ ‫ان َم ْقبُو‬ ٌ َ‫فَ ِره‬
Bazınız bazınıza emin olursa güvenirse ُ ‫فَإِ ْن أَ ِم َن بَ ْع‬
‫ض ُك ْم بَ ْعضًا‬
Ödesin ‫فَ ْلي َُؤ ِّد‬
Kendisine emaneti güvenilen kimse ُ‫اؤتُ ِم َن أَ َمانَتَه‬
ْ ‫الَّ ِذي‬
Rabbi olan Allah’tan sakınsın َّ ‫ق‬
ُ‫َّللاَ َربَّه‬ ِ َّ‫َو ْليَت‬
Şehadeti gizlemeyin َ‫َو ََل تَ ْكتُ ُموا ال َّشهَا َدة‬
Kim onu gizlerse ‫َو َم ْن يَ ْكتُ ْمهَا‬
Muhakkak o kalbi günahkardır ُ‫فَإِنَّهُ آَثِ ٌم قَ ْلبُه‬
Allah yaptıklarınızı bilendir )322( ‫ون َعلِي ٌم‬ َّ ‫َو‬
َ ُ‫َّللاُ بِ َما تَ ْع َمل‬
Göklerde bulunanlar Allah’ındır ‫ت‬ َ ‫ِ ََّّللِ َما فِي ال َّس َم‬
ِ ‫اوا‬
14
Ve yerlerde bulunanlar ِ ْ‫َو َما فِي ْاْلَر‬
‫ض‬
Eğer nefislerinizdekini açığa vurursanız ‫َوإِ ْن تُ ْب ُدوا َما فِي أَ ْنفُ ِس ُك ْم‬
Veya gizlerseniz ُ‫أَ ْو تُ ْخفُوه‬
Allah sizi hesaba çeker َّ ‫اس ْب ُك ْم بِ ِه‬
ُ‫َّللا‬ ِ ‫ي َُح‬
Dilediğini bağışlar ‫فَيَ ْغفِ ُر لِ َم ْن يَ َشا ُء‬
Dilediğine azab eder ‫َويُ َع ِّذبُ َم ْن يَ َشا ُء‬
Allah her şeye kadirdir )322( ‫َّللاُ َعلَى ُكلِّ َش ْي ٍء قَ ِدي ٌر‬ َّ ‫َو‬
Peygamber iman etti ‫آَ َم َن ال َّرسُو ُل‬
Ona indirilene ‫بِ َما أُ ْن ِز َل إِلَ ْي ِه‬
Rabbinden ‫ِم ْن َربِّ ِه‬
Ve mü’minlerde(iman ettiler) َ ُ‫َو ْال ُم ْؤ ِمن‬
‫ون‬
Hepsi ‫ُك ٌّل‬
Allah’a,meleklerine, kitaplarına, resullerine
iman ettiler َّ ِ‫آَ َم َن ب‬
‫اَّللِ َو َم ًَلئِ َكتِ ِه َو ُكتُبِ ِه َو ُر ُسلِ ِه‬
Ayırt etmeyiz peygamberlerinden birisinin
arasını ‫ق بَي َْن أَ َح ٍد ِم ْن ُر ُسلِ ِه‬ ُ ِّ‫ََل نُفَر‬
Onlar dediler işittik ve itaat ettik ‫َوقَالُوا َس ِم ْعنَا َوأَطَ ْعنَا‬
Senin bağışlaman(ı istiyoruz) rabbimiz ‫ُغ ْف َرانَ َك َربَّنَا‬
Dönüş sanadır )325( ‫صي ُر‬ ِ ‫ْك ْال َم‬َ ‫َوإِلَي‬
Allah hiçbir nefse yüklemez َّ ‫ف‬
‫َّللاُ نَ ْفسًا‬ ُ ِّ‫ََل يُ َكل‬
Gücünün yeteceği hariç ‫إِ ََّل ُو ْس َعهَا‬
Onun içindir kazandıkları ْ َ‫لَهَا َما َك َسب‬
‫ت‬
Ve onun içindir aleyhine olanlar ْ َ‫َو َعلَ ْيهَا َما ا ْكتَ َسب‬
‫ت‬
15
Rabbimiz bizi muaheze etme ‫اخ ْذنَا‬
ِ ‫َربَّنَا ََل تُ َؤ‬
Unuttuklarımızdan ve hata ettiklerimizden
(dolayı) ‫إِ ْن نَ ِسينَا أَ ْو أَ ْخطَأْنَا‬
Rabbimiz bize zorluk yükleme ‫َربَّنَا َو ََل تَحْ ِملْ َعلَ ْينَا إِصْ رًا‬
Yüklediğin gibi ُ‫َك َما َح َم ْلتَه‬
İzden öncekilerin üzerine ‫ين ِم ْن قَ ْبلِنَا‬ َ ‫َعلَى الَّ ِذ‬
Rabbimiz bize yükleme ‫َربَّنَا َو ََل تُ َح ِّم ْلنَا‬
Bizim için taqat(güç) olmayan şeyi ‫َما ََل طَاقَةَ لَنَا بِ ِه‬
Bizi bağışla ‫ف َعنَّا‬
ُ ‫َوا ْع‬
Bizi affet ‫َوا ْغفِرْ لَنَا‬
Bize rahmet et ‫َوارْ َح ْمنَا‬
Sen bizim mevlamızsın ‫ت َم ْو ََلنَا‬َ ‫أَ ْن‬
Bize kafirler qavmine karşı yardım et (zafer
ver) َ ‫فَا ْنصُرْ نَا َعلَى ْالقَ ْو ِم ْال َكافِ ِر‬
)322( ‫ين‬
ALİ İMRAN SURESİ ‫سورة آل عمران‬
RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN
ADI İLE ‫َّح ِيم‬ َّ ‫بِس ِْم‬
ِ ‫َّللاِ الرَّحْ َم ِن الر‬
HURUF-U MUQATAA )2( ‫الم‬
Allah, ondan başka ilah yok َّ
‫َّللاُ ََل إِلَهَ إِ ََّل هُ َو‬
Hayy ve qayyumdur )3( ‫ْال َح ُّي ْالقَيُّو ُم‬
Kitabı senin üzerine haqq ile indirdi ِّ ‫اب بِ ْال َح‬
‫ق‬ َ َ‫ْك ْال ِكت‬
َ ‫نَ َّز َل َعلَي‬
Önündekini tasdik edici olarak ‫ص ِّدقًا لِ َما بَي َْن يَ َد ْي ِه‬
َ ‫ُم‬
Tevrat’ı ve incili indirdi )2( ‫يل‬ ِ ْ ‫َوأَ ْن َز َل التَّ ْو َراةَ َو‬
َ ‫اْل ْن ِج‬
Önceden insanlar için hidayet kaynağı idi ِ َّ‫ِم ْن قَ ْب ُل هُ ًدى لِلن‬
‫اس‬
16
Ve Furkan’ı indirdi َ َ‫َوأَ ْن َز َل ْالفُرْ ق‬
‫ان‬
O Allah’ın ayetlerini inkâr edenler ki َّ ‫ت‬
ِ‫َّللا‬ ِ ‫ين َكفَرُوا بِآَيَا‬ َ ‫إِ َّن الَّ ِذ‬
Onlar için şiddetli azab vardır ‫لَهُ ْم َع َذابٌ َش ِدي ٌد‬
Allah aziz ve intiqam sahibidir )2( ‫َّللاُ َع ِزي ٌز ُذو ا ْنتِقَ ٍام‬ َّ ‫َو‬
Muhakkak Allah َّ ‫إِ َّن‬
َ‫َّللا‬
Ona hiçbir şey gizli kalmaz ‫ََل يَ ْخفَى َعلَ ْي ِه َش ْي ٌء‬
Yerde ve gökte )5( ‫ض َو ََل فِي ال َّس َما ِء‬ ِ ْ‫فِي ْاْلَر‬
O sizi rahimlerde şekillendirendir ‫ُص ِّو ُر ُك ْم فِي ْاْلَرْ َح ِام‬
َ ‫هُ َو الَّ ِذي ي‬
Dilediği şekilde ‫ْف يَ َشا ُء‬َ ‫َكي‬
Ondan başka ilah yoktur ‫ََل إِلَهَ إِ ََّل هُ َو‬
Aziz ve hakimdir )2( ‫ْال َع ِزي ُز ْال َح ِكي ُم‬
O ki ‫هُ َو الَّ ِذي‬
Senin üzerine kitabı indirdi َ َ‫ك ْال ِكت‬
‫اب‬ َ ‫أَ ْن َز َل َعلَ ْي‬
Ondan bazı ayetler muhkemdir ٌ ‫ات ُمحْ َك َم‬
‫ات‬ ٌ َ‫ِم ْنهُ آَي‬
Onlar kitabın anasıdır ِ ‫هُ َّن أُ ُّم ْال ِكتَا‬
‫ب‬
Diğerleri müteşabihlerdir ٌ َ‫َوأُ َخ ُر ُمتَ َشابِه‬
‫ات‬
Kalplerinde eğrilik olanlara gelince َ ‫فَأَ َّما الَّ ِذ‬
‫ين فِي قُلُوبِ ِه ْم َز ْي ٌغ‬
Ondan müteşabih olanlara tabi olurlar ُ‫ُون َما تَ َشابَهَ ِم ْنه‬ َ ‫فَيَتَّبِع‬
Fitneyi ararlar-talep ederler ‫ا ْبتِ َغا َء ْالفِ ْتنَ ِة‬
Tevilini ararlar talep ederler ‫َوا ْبتِ َغا َء تَأْ ِويلِ ِه‬
Onun tevilini Allah’tan başkası bilmez َّ ‫َو َما يَ ْعلَ ُم تَأْ ِويلَهُ إِ ََّل‬
ُ‫َّللا‬
17
İlimde rusukh sahiplerine gelince ‫ون فِي ْال ِع ْل ِم‬
َ ‫َّاس ُخ‬
ِ ‫َوالر‬
Derler َ ُ‫يَقُول‬
‫ون‬
Ona iman ettik, hepsi rabbimiz katındandır ‫آَ َمنَّا بِ ِه ُك ٌّل ِم ْن ِع ْن ِد َربِّنَا‬
Akıl sahiplerinden başkası tezekkür etmez ِ ‫َو َما يَ َّذ َّك ُر إِ ََّل أُولُو ْاْلَ ْلبَا‬
)2( ‫ب‬
Rabbimiz kalblerimizi kaydırma ‫َربَّنَا ََل تُ ِز ْغ قُلُوبَنَا‬
Bize hidayet verdikten sonra ‫بَ ْع َد إِ ْذ هَ َد ْيتَنَا‬
Bize kendi katından rahmet ver ً‫َوهَبْ لَنَا ِم ْن لَ ُد ْن َك َرحْ َمة‬
Muhakkak ki sen çok ihsan edensin )2( ُ‫ت ْال َوهَّاب‬ َ ‫إِنَّ َك أَ ْن‬
Rabbimiz sen insanları toplayıcısın ِ َّ‫َربَّنَا إِنَّ َك َجا ِم ُع الن‬
‫اس‬
Kendisinde şüphe olmayan günde َ ‫لِيَ ْو ٍم ََل َري‬
‫ْب فِي ِه‬
Muhakkak Allah va’dine muhalefet etmez )2( ‫ف ْال ِمي َعا َد‬ َّ ‫إِ َّن‬
ُ ِ‫َّللاَ ََل ي ُْخل‬
O kâfirler ki ‫ين َكفَرُوا‬َ ‫إِ َّن الَّ ِذ‬
Onları kurtarmayacak ‫لَ ْن تُ ْغنِ َي َع ْنهُ ْم‬
Malları ve evlatları ‫أَ ْم َوالُهُ ْم َو ََل أَ ْو ََل ُدهُ ْم‬
Allah’tan bir şey َّ ‫ِم َن‬
‫َّللاِ َش ْيئًا‬
ُ
İşte onlar ateş yakıtıdırlar ِ َّ‫َوأولَئِ َك هُ ْم َوقُو ُد الن‬
)22( ‫ار‬
Fir’avn hanedanı misali gibi ِ ‫َك َد ْأ‬
‫ب آَ ِل فِرْ َع ْو َن‬
Ve onlardan öncekiler ‫ين ِم ْن قَ ْبلِ ِه ْم‬ َ ‫َوالَّ ِذ‬
Ayetlerimizi yalanladılar ‫َك َّذبُوا بِآَيَاتِنَا‬
Allah onları günahlarından dolayı yakaladı َّ ‫فَأَ َخ َذهُ ُم‬
‫َّللاُ بِ ُذنُوبِ ِه ْم‬
Allah iqabı şiddetli olandır )22( ‫ب‬ ِ ‫َّللاُ َش ِدي ُد ْال ِعقَا‬
َّ ‫َو‬
18
Kafirlere de َ ‫قُلْ لِلَّ ِذ‬
‫ين َكفَرُوا‬
Yenileceksiniz َ ‫َستُ ْغلَب‬
‫ُون‬
Ve cehenneme toplanacaksınız ‫ُون إِلَى َجهَنَّ َم‬
َ ‫َوتُحْ َشر‬
Ne kötü döşektir )23( ‫س ْال ِمهَا ُد‬َ ‫َوبِ ْئ‬
Sizin için iki gurupta ayetler vardır ‫ان لَ ُك ْم آَيَةٌ فِي فِئَتَي ِْن‬
َ ‫قَ ْد َك‬
O ikisi karşılaştı ‫ْالتَقَتَا‬
Bir gurup Allah yolunda savaşır َّ ‫فِئَةٌ تُقَاتِ ُل فِي َسبِي ِل‬
ِ‫َّللا‬
Diğeri kâfirdir. Onlar(müşrikler)
onları(mü’minleri) iki katı görür ‫َوأُ ْخ َرى َكافِ َرةٌ يَ َر ْونَهُ ْم ِم ْثلَ ْي ِه ْم‬
Göz görmesi ile َ ‫َر ْأ‬
‫ي ْال َعي ِْن‬
Allah yardımı ile dilediğini destekler َّ ‫َو‬
‫َّللاُ ي َُؤيِّ ُد بِنَصْ ِر ِه َم ْن يَ َشا ُء‬
‫ار‬ َ ‫إِ َّن فِي َذلِ َك لَ ِعب َْرةً ِْلُولِي ْاْلَب‬
ِ ‫ْص‬
İşte bunda akıl sahipleri için ibretler vardır )22(
İnsanlar için şehvet sevgisi güzel
gösterilmiştir ِ ‫اس حُبُّ ال َّشهَ َوا‬
‫ت‬ ِ َّ‫ُزي َِّن لِلن‬
Kadınlardan ve oğullardan َ ِ‫ِم َن النِّ َسا ِء َو ْالبَن‬
‫ين‬
ِ َ‫ير ْال ُمقَ ْنطَ َر ِة ِم َن ال َّذه‬
‫ب‬ ِ ‫َو ْالقَنَا ِط‬
Altından ve gümüşten yığın yığın servetler ‫ض ِة‬َّ ِ‫َو ْالف‬
İşaretlenmiş atlar ‫َو ْال َخي ِْل ْال ُم َس َّو َم ِة‬
Ve davarlar ‫َو ْاْلَ ْن َع ِام‬
Ekin ِ ْ‫َو ْال َحر‬
‫ث‬
İşte bunlar dünya hayatının geçimlikleridir ‫ع ْال َحيَا ِة ال ُّد ْنيَا‬
ُ ‫َذلِ َك َمتَا‬
En iyi dönüş Allah katındadır )22( ‫ب‬ ِ َ ‫َّللاُ ِع ْن َدهُ ُحس ُْن ْال َمآ‬ َّ ‫َو‬
Size bundan daha hayırlısını haber vereyim
mi? ‫قُلْ أَ ُؤنَبِّئُ ُك ْم بِ َخي ٍْر ِم ْن َذلِ ُك ْم‬
19
Sakınanlar için ‫ين اتَّقَ ْوا‬ َ ‫لِلَّ ِذ‬
ٌ َّ‫ِع ْن َد َربِّ ِه ْم َجن‬
‫ات تَجْ ِري ِم ْن تَحْ تِهَا‬
Rablerinin katında altından ırmaklar akan
cennetler vardır ‫ْاْلَ ْنهَا ُر‬
Orada ebedi olarak kalacaklardır َ ‫َخالِ ِد‬
‫ين فِيهَا‬
Ve temiz zevceler ٌ‫َوأَ ْز َوا ٌج ُمطَه ََّرة‬
Ve Allah’ın rızası َّ ‫ان ِم َن‬
ِ‫َّللا‬ ٌ ‫َو ِرضْ َو‬
Allah kullarını görür )25( ‫صي ٌر بِ ْال ِعبَا ِد‬ َّ ‫َو‬
ِ َ‫َّللاُ ب‬
(şöyle) diyen kimseler…. ‫ون‬ َ ‫الَّ ِذ‬
َ ُ‫ين يَقُول‬
Rabbimiz biz iman ettik ‫َربَّنَا إِنَّنَا آَ َمنَّا‬
Günahlarımızı bağışla ‫فَا ْغفِرْ لَنَا ُذنُوبَنَا‬
Ve bizi ateşin azabından koru ِ َّ‫اب الن‬
)22( ‫ار‬ َ ‫َوقِنَا َع َذ‬
Sabredenler ‫ين‬
َ ‫الصَّابِ ِر‬
Ve sıdklar ‫ين‬
َ ِ‫َوالصَّا ِدق‬
Huşu içinde ibadet edenler َ ِ‫َو ْالقَانِت‬
‫ين‬
İnfaq edenler َ ِ‫َو ْال ُم ْنفِق‬
‫ين‬
Seherlerde istiğfar isteyenler ِ ‫ين بِ ْاْلَس َْح‬
)22( ‫ار‬ َ ‫َو ْال ُم ْستَ ْغفِ ِر‬
Allah şahid oldu َّ ‫َش ِه َد‬
ُ‫َّللا‬
o..ondan başka ilah yoktur ‫أَنَّهُ ََل إِلَهَ إِ ََّل هُ َو‬
Ve meleklerde (şahit oldular) ُ‫َو ْال َم ًَلئِ َكة‬
Ve adaleti ayakta tutan ilim sahipleri de
(şahid oldular) ِ ‫َوأُولُو ْال ِع ْل ِم قَائِ ًما بِ ْالقِس‬
‫ْط‬
Ondan başka ilah yoktur ‫ََل إِلَهَ إِ ََّل هُ َو‬

20
(o) aziz ve hâkimdir )22( ‫ْال َع ِزي ُز ْال َح ِكي ُم‬
(gerçek) din Allah katında İslam’dır ‫اْلس ًَْل ُم‬ َّ ‫ين ِع ْن َد‬
ِ ْ ِ‫َّللا‬ َ ‫إِ َّن ال ِّد‬
Kitap verilenler ihtilaf etmediler َ َ‫ين أُوتُوا ْال ِكت‬
‫اب‬ َ ‫ف الَّ ِذ‬ ْ ‫َو َما‬
َ َ‫اختَل‬
Ancak kendilerine ilim geldikten sonra
(hariç) ‫إِ ََّل ِم ْن بَ ْع ِد َما َجا َءهُ ُم ْال ِع ْل ُم‬
Aralarındaki taşkınlık ve aşırılıkları ‫بَ ْغيًا بَ ْينَهُ ْم‬
Kim Allah’ın ayetlerini inkar ederse َّ ‫ت‬
ِ‫َّللا‬ ِ ‫َو َم ْن يَ ْكفُرْ بِآَيَا‬
Muhakkak Allah hesabı hızlı olandır ِ ‫َّللاَ َس ِري ُع ْال ِح َسا‬
)22( ‫ب‬ َّ ‫فَإِ َّن‬
Eğer sana karşı münakaşa ederlerse َ ُّ‫فَإِ ْن َحاج‬
‫وك‬
Yüzümü Allah’a dönerek teslim oldum de ِ‫ت َوجْ ِه َي ِ ََّّلل‬ُ ‫فَقُلْ أَ ْسلَ ْم‬
Ve bana tabi olanlarda ‫َو َم ِن اتَّبَ َع ِن‬
Ümmilere ve kitap verilenlere de َ ‫اب َو ْاْلُ ِّمي‬
‫ِّين‬ َ َ‫ين أُوتُوا ْال ِكت‬ َ ‫َوقُلْ لِلَّ ِذ‬
İslam oldunuz mu? ‫أَأَ ْسلَ ْمتُ ْم‬
Eğer İslam olurlarsa hidayete ererler ‫فَإِ ْن أَ ْسلَ ُموا فَقَ ِد ا ْهتَ َد ْوا‬
Eğer dönerlerse ‫َوإِ ْن تَ َولَّ ْوا‬
Sana sadece tebliğ farzdır ‫غ‬ُ ‫ْك ْالبَ ًَل‬
َ ‫فَإِنَّ َما َعلَي‬
Allah kullarını görendir )32( ‫صي ٌر بِ ْال ِعبَا ِد‬ َّ ‫َو‬
ِ َ‫َّللاُ ب‬
Allah’ın ayetlerini inkar edenler(E gelince) َّ ‫ت‬
ِ‫َّللا‬ ِ ‫ُون بِآَيَا‬
َ ‫ين يَ ْكفُر‬ َ ‫إِ َّن الَّ ِذ‬
Haksız bir şekilde peygamberlerini
öldürenler ٍّ ‫ِّين بِ َغي ِْر َح‬
‫ق‬ َ ُ‫َويَ ْقتُل‬
َ ‫ون النَّبِي‬
Öldürüyorlar َ ُ‫َويَ ْقتُل‬
‫ون‬
İnsanlardan adaleti emredenler ِ َّ‫ْط ِم َن الن‬
‫اس‬ َ ‫ين يَأْ ُمر‬
ِ ‫ُون بِ ْالقِس‬ َ ‫الَّ ِذ‬
Onları elim bir azabla müjdele )32( ‫ب أَلِ ٍيم‬ ٍ ‫فَبَ ِّشرْ هُ ْم بِ َع َذا‬
21
İşte onlar ameller boşa gidenlerdir ‫ت أَ ْع َمالُهُ ْم‬
ْ َ‫ين َحبِط‬ َ ‫أُولَئِ َك الَّ ِذ‬
Dünyada ve ahrette ‫فِي ال ُّد ْنيَا َو ْاْلَ ِخ َر ِة‬
Onlar için bir yardımcı yoktur )33( ‫ين‬ ِ َ‫َو َما لَهُ ْم ِم ْن ن‬
َ ‫اص ِر‬
Sn görmedin mi ‫أَلَ ْم تَ َر‬
Kitaptan nasib verileni ِ ‫صيبًا ِم َن ْال ِكتَا‬
‫ب‬ ِ َ‫ين أُوتُوا ن‬
َ ‫إِلَى الَّ ِذ‬
Allah’ın kitabına çağrılıyorlar َّ ‫ب‬
ِ‫َّللا‬ ِ ‫يُ ْد َع ْو َن إِلَى ِكتَا‬
Aralarında hükmetmeleri için ‫لِيَحْ ُك َم بَ ْينَهُ ْم‬
Sonra onlardan bir gurup dönüyor ٌ ‫ثُ َّم يَتَ َولَّى فَ ِري‬
‫ق ِم ْنهُ ْم‬
Onlar yüz çevirdikleri halde
)32( ‫ُون‬
َ ‫ْرض‬ ِ ‫َوهُ ْم ُمع‬
Bu onların şöyle demelerindendir ‫َذلِ َك بِأَنَّهُ ْم قَالُوا‬
Ateş dokunmayacaktır ‫لَ ْن تَ َم َّسنَا النَّا ُر‬
Sayılı günler hariç ٍ ‫إِ ََّل أَيَّا ًما َم ْع ُدو َدا‬
‫ت‬
Kendilerini kendi dinlerinde aldatmalarından
dolayıdır ‫َو َغ َّرهُ ْم فِي ِدينِ ِه ْم‬
İftira attıkları şeyde )32( ‫ُون‬ َ ‫َما َكانُوا يَ ْفتَر‬
(halleri) nasıl (olacak) onları topladığımız
zaman ‫ْف إِ َذا َج َم ْعنَاهُ ْم‬
َ ‫فَ َكي‬
Kendisinde şüphe olmayan o günde ‫ْب فِي ِه‬َ ‫لِيَ ْو ٍم ََل َري‬
Ve her nefise kazandığı ödenecek ْ َ‫س َما َك َسب‬
‫ت‬ ٍ ‫ت ُكلُّ نَ ْف‬
ْ َ‫َو ُوفِّي‬
Onlara zulm olunmayacak )35( ‫ون‬ َ ‫ُظلَ ُم‬ْ ‫َوهُ ْم ََل ي‬
deki ‘’ mülkün sahibi olan Allah’ım ‫قُ ِل اللَّهُ َّم َمالِ َك ْال ُم ْل ِك‬
Sen mülkü dilediğine verirsin ‫تُ ْؤتِي ْال ُم ْل َك َم ْن تَ َشا ُء‬
Ve mülkü dilediğinden çekip alırsın ‫ع ْال ُم ْل َك ِم َّم ْن تَ َشا ُء‬
ُ ‫َوتَ ْن ِز‬
22
Dilediğini aziz kılarsın ‫َوتُ ِع ُّز َم ْن تَ َشا ُء‬
Dilediğini zillete düşürürüsün ‫َوتُ ِذلُّ َم ْن تَ َشا ُء‬
Hayr senin elindedir ‫بِيَ ِد َك ْال َخ ْي ُر‬
Sen her şeye qadirsin )32( ‫إِنَّ َك َعلَى ُكلِّ َش ْي ٍء قَ ِدي ٌر‬
Geceyi gündüzün içine sokarsın ِ َ‫تُولِ ُج اللَّي َْل فِي النَّه‬
‫ار‬
Gündüzü de gecenin içerisine sokarsın ‫َوتُولِ ُج النَّهَا َر فِي اللَّي ِْل‬
Ölüden diriyi çıkarırsın ِ ِّ‫َوتُ ْخ ِر ُج ْال َح َّي ِم َن ْال َمي‬
‫ت‬
Diriden ölüyü çıkarırsın ‫ِّت ِم َن ْال َح ِّي‬ َ ‫َوتُ ْخ ِر ُج ْال َمي‬
Dilediğine rızık verirsin ‫ق َم ْن تَ َشا ُء‬ ُ ‫َوتَرْ ُز‬
Hesapsız olarak )32( ‫ب‬ ٍ ‫بِ َغي ِْر ِح َسا‬
Mü’minler kâfirleri dost edinmesinler ‫ين أَ ْولِيَا َء‬
َ ‫ون ْال َكافِ ِر‬َ ُ‫ََل يَتَّ ِخ ِذ ْال ُم ْؤ ِمن‬
Mü’minlerin haricinde َ ِ‫ون ْال ُم ْؤ ِمن‬
‫ين‬ ِ ‫ِم ْن ُد‬
Kim bunu yaparsa ‫َو َم ْن يَ ْف َعلْ َذلِ َك‬
Ona Allah’tan bir şey yoktur (Allah ilişiği
kesilmiş olur) ‫َّللاِ فِي َش ْي ٍء‬ َّ ‫ْس ِم َن‬ َ ‫فَلَي‬
Ancak onlardan (kafirlerden) korkulacak bir
durumdan dolayı sakınmanız müstesna ً‫إِ ََّل أَ ْن تَتَّقُوا ِم ْنهُ ْم تُقَاة‬
Allah sizi nefsinden sakındırır َّ ‫َوي َُح ِّذ ُر ُك ُم‬
ُ‫َّللاُ نَ ْف َسه‬
Dönüş Allah’adır )32( ‫صي ُر‬ ِ ‫َّللاِ ْال َم‬
َّ ‫َوإِلَى‬
Eğer kalplerinizdekini gizlerseniz ‫ور ُك ْم‬ ُ ‫قُلْ إِ ْن تُ ْخفُوا َما فِي‬
ِ ‫ص ُد‬
Yada açığa çıkarırsanız ُ‫أَ ْو تُ ْب ُدوه‬
Allah onu bilir َّ ُ‫يَ ْعلَ ْمه‬
ُ‫َّللا‬
Ve göklerdekini bilir ‫ت‬ َ ‫َويَ ْعلَ ُم َما فِي ال َّس َم‬
ِ ‫اوا‬
23
Ve yerdekini(bilir) ِ ْ‫َو َما فِي ْاْلَر‬
‫ض‬
Allah her şeye qadirdir )32( ‫َّللاُ َعلَى ُكلِّ َش ْي ٍء قَ ِدي ٌر‬ َّ ‫َو‬
O gün her nefis bulacak ٍ ‫يَ ْو َم تَ ِج ُد ُكلُّ نَ ْف‬
‫س‬
Hayırdan ne işlediyse ْ َ‫َما َع ِمل‬
‫ت ِم ْن َخي ٍْر‬
Hazır olarak ‫ضرًا‬ َ ْ‫ُمح‬
Ve kötülükten ne işlediyse ْ َ‫َو َما َع ِمل‬
‫ت ِم ْن سُو ٍء‬
İster ‫تَ َو ُّد‬
Keşke onun ve onun arasında (bulunsa) ُ‫لَ ْو أَ َّن بَ ْينَهَا َوبَ ْينَه‬
Uzak bir mesafe ‫أَ َم ًدا بَ ِعي ًدا‬
Allah kendi nefsinden sizi sakındırır َّ ‫َوي َُح ِّذ ُر ُك ُم‬
ُ‫َّللاُ نَ ْف َسه‬
Allah kullarını esirger )22( ‫وف بِ ْال ِعبَا ِد‬ ٌ ‫َّللاُ َر ُء‬َّ ‫َو‬
Deki eğersiz Allah’ı seviyorsanız َّ ‫ُّون‬
َ‫َّللا‬ َ ‫قُلْ إِ ْن ُك ْنتُ ْم تُ ِحب‬
Bana tabi olun ‫فَاتَّبِعُونِي‬
Allah (da) sizi sevsin َّ ‫يُحْ بِ ْب ُك ُم‬
ُ‫َّللا‬
Günahlarınızı bağışlasın ‫َويَ ْغفِرْ لَ ُك ْم ُذنُوبَ ُك ْم‬
Allah ğafur ve rahimdir )22( ‫َّللاُ َغفُو ٌر َر ِحي ٌم‬ َّ ‫َو‬
Deki ‘’Allah’a ve Rasulune itaat edin ‫ُول‬ َّ ‫قُلْ أَ ِطيعُوا‬
َ ‫َّللاَ َوال َّرس‬
Eğer yüz çevirirlerse ‫فَإِ ْن تَ َولَّ ْوا‬
Allah kâfirleri sevmez َ ‫َّللاَ ََل ي ُِحبُّ ْال َكافِ ِر‬
)23( ‫ين‬ َّ ‫فَإِ َّن‬
Allah seçti ‫َّللاَ اصْ طَفَى‬ َّ ‫إِ َّن‬
Adem’i, Nuh’u, İbrahim Hanedan’ını, İmran
Hanedan’ını َ ‫آَ َد َم َونُوحًا َوآَ َل إِ ْب َرا ِهي َم َوآَ َل ِع ْم َر‬
‫ان‬
24
Âlemler üzerine )22( ‫ين‬ َ ‫َعلَى ْال َعالَ ِم‬
Bazısı bazısının zürriyetinden olmak üzere ٍ ‫ضهَا ِم ْن بَع‬
‫ْض‬ ُ ‫ُذرِّ يَّةً بَ ْع‬
Allah işitir ve bilir )22( ‫َّللاُ َس ِمي ٌع َعلِي ٌم‬َّ ‫َو‬
O zaman(hatırla)İmran’ın hanımı dedi َ ‫ت ا ْم َرأَةُ ِع ْم َر‬
‫ان‬ ِ َ‫إِ ْذ قَال‬
Ya rabbi muhakkak sana adadım ‫ت لَ َك‬ ُ ْ‫َربِّ إِنِّي نَ َذر‬
Karnımdakini hür olarak ‫طنِي ُم َح َّررًا‬ ْ َ‫َما فِي ب‬
Benden kabul buyur ‫فَتَقَبَّلْ ِمنِّي‬
Muhakkak ki sen işiten ve bilensin )25( ‫ت ال َّس ِمي ُع ْال َعلِي ُم‬َ ‫إِنَّ َك أَ ْن‬
Onu doğurduğu zaman ‫ض َع ْتهَا‬ َ ‫فَلَ َّما َو‬
Dedi rabbim ِّ‫ت َرب‬ْ َ‫قَال‬
Onu kız doğurdum ‫ض ْعتُهَا أُ ْنثَى‬ َ ‫إِنِّي َو‬
(hâlbuki) Allah ne doğurduğunu daha iyi
biliyor(du) َ ‫َّللاُ أَ ْعلَ ُم بِ َما َو‬
ْ ‫ض َع‬
‫ت‬ َّ ‫َو‬
Kız erkek gibi değildir ‫ْس ال َّذ َك ُر َك ْاْلُ ْنثَى‬
َ ‫َولَي‬
Onu Meryem olarak isimlendirdim ‫َوإِنِّي َس َّم ْيتُهَا َمرْ يَ َم‬
Onu ve soyunu sana sığınıyorum(senin
korumana bırakıyorum) ‫َوإِنِّي أُ ِعي ُذهَا بِ َك َو ُذرِّ يَّتَهَا‬
Kovulmuş şeytanın şerrinden )22( ‫َّج ِيم‬ ِ ‫ان الر‬ ِ َ‫ِم َن ال َّش ْيط‬
Rabbi onu kabul buyurdu ‫فَتَقَبَّلَهَا َربُّهَا‬
Güzel bir kabul ile ‫بِقَبُو ٍل َح َس ٍن‬
Onu güzel bir şekilde yetiştirdi ‫َوأَ ْنبَتَهَا نَبَاتًا َح َسنًا‬
Ve Zekeriya’yı tekeffül etti ‫َو َكفَّلَهَا َز َك ِريَّا‬
Zekeriya mihrabda her onun yanına
girmesinde َ ‫ُكلَّ َما َد َخ َل َعلَ ْيهَا َز َك ِريَّا ْال ِمحْ َر‬
‫اب‬
25
Onun yanında rızk buldu ‫َو َج َد ِع ْن َدهَا ِر ْزقًا‬
Dedi ey Meryem َ َ‫ق‬
‫ال يَا َمرْ يَ ُم‬
Bu nasıl oluyor senin için ‫أَنَّى لَ ِك هَ َذا‬
Dedi o Allahın katından َّ ‫ت هُ َو ِم ْن ِع ْن ِد‬
ِ‫َّللا‬ ْ َ‫قَال‬
Allah dilediğini rızıklandırır ‫ق َم ْن يَ َشا ُء‬ َّ ‫إِ َّن‬
ُ ‫َّللاَ يَرْ ُز‬
Hesapsız olarak ٍ ‫بِ َغي ِْر ِح َسا‬
)22( ‫ب‬
Orada Zekeriyya rabbine dua etti ُ‫هُنَالِ َك َد َعا َز َك ِريَّا َربَّه‬
Rabbim bana katından bağışla ‫ال َربِّ هَبْ لِي ِم ْن لَ ُد ْن َك‬ َ َ‫ق‬
Temiz bir zürriyet ً‫ُذرِّ يَّةً طَيِّبَة‬
Sen duaları işitensin )22( ‫إِنَّ َك َس ِمي ُع ال ُّد َعا ِء‬
Ona melekler nida ettiler ُ‫فَنَا َد ْتهُ ْال َم ًَلئِ َكة‬
O ayakta olduğu halde ‫َوهُ َو قَائِ ٌم‬
Mihrabda namaz kılıyor ِ ‫ُصلِّي فِي ْال ِمحْ َرا‬
‫ب‬ َ ‫ي‬
Allah Yahya ile müjdeliyor ‫ُك بِيَحْ يَى‬ َّ ‫أَ َّن‬
َ ‫َّللاَ يُبَ ِّشر‬
Allah’tan bir kelimeyi tasdik edici َّ ‫ص ِّدقًا بِ َكلِ َم ٍة ِم َن‬
ِ‫َّللا‬ َ ‫ُم‬
Efendi(asil) ‫َو َسيِّ ًدا‬
Nefsine hâkim olan(namuslu) ‫َو َحصُورًا‬
Salihlerden bir nebi َ ‫َونَبِيًا ِم َن الصَّالِ ِح‬
)22( ‫ين‬
Dedi rabbim ِّ‫ال َرب‬ َ َ‫ق‬
Nasıl olur benim için bir ğulam (oğlan) ‫ون لِي ُغ ًَل ٌم‬ ُ ‫أَنَّى يَ ُك‬
Bana yaşlılık ulaştı ‫َوقَ ْد بَلَ َغنِ َي ْال ِكبَ ُر‬
26
Ve hanımım da kısır ‫َوا ْم َرأَتِي َعاقِ ٌر‬
İşte bu şekilde Allah…. َّ ‫ال َك َذلِ َك‬
ُ‫َّللا‬ َ َ‫ق‬
Dilediğini yapar )22( ‫يَ ْف َع ُل َما يَ َشا ُء‬
Rabbim benim için bir delil kıl ً‫ال َربِّ اجْ َعلْ لِي آَيَة‬
َ َ‫ق‬
(Allah) dedi senin delilin ‫ال آَيَتُ َك‬ َ َ‫ق‬
İnsanlar ile konuşmaman َ َّ‫أَ ََّل تُ َكلِّ َم الن‬
‫اس‬
Üç gün ‫ثَ ًَلثَةَ أَي ٍَّام‬
Remz ile müstesna ‫إِ ََّل َر ْم ًزا‬
Rabbini çokça zikret ‫َو ْاذ ُكرْ َرب ََّك َكثِيرًا‬
Sabah akşam tesbih et )22( ‫ار‬ ِ ْ ‫َو َسبِّحْ بِ ْال َع ِش ِّي َو‬
ِ ‫اْل ْب َك‬
O zaman(hatırla) melekler dediler ُ‫ت ْال َم ًَلئِ َكة‬
ِ َ‫َوإِ ْذ قَال‬
Ey Meryem ‫يَا َمرْ يَ ُم‬
Muhakkak Allah seni seçti ve temizledi ‫اك َوطَه ََّر ِك‬ ِ َ‫َّللاَ اصْ طَف‬ َّ ‫إِ َّن‬
Seni Âlemlerin (tüm) kadınlarına (üstün
olarak) seçti َ ‫اك َعلَى نِ َسا ِء ْال َعالَ ِم‬
)23( ‫ين‬ ِ َ‫َواصْ طَف‬
Ey Meryem Rabbin için halisane ibadete dur ‫يَا َمرْ يَ ُم ا ْقنُتِي لِ َرب ِِّك‬
Ve secde et ‫َوا ْس ُج ِدي‬
Rükü’ edenlerle birlikte rükü’ et َ ‫َوارْ َك ِعي َم َع الرَّا ِك ِع‬
)22( ‫ين‬
İşte bular ğaybın haberlerindendir ِ ‫َذلِ َك ِم ْن أَ ْنبَا ِء ْال َغ ْي‬
‫ب‬
Onu san vahyederiz ‫ك‬َ ‫وحي ِه إِلَ ْي‬
ِ ُ‫ن‬
Sen yanlarında değildin ‫ت لَ َد ْي ِه ْم‬ َ ‫َو َما ُك ْن‬
Kalemlerini attıklarında ‫ون أَ ْق ًَل َمهُ ْم‬ َ ُ‫إِ ْذ ي ُْلق‬
27
Hangisi Meryem’i tekeffül edecek ‫أَيُّهُ ْم يَ ْكفُ ُل َمرْ يَ َم‬
Sen yanlarında değildin َ ‫َو َما ُك ْن‬
‫ت لَ َد ْي ِه ْم‬
O zaman hasımlaşırlarken(hasımlaştıkları
zaman) )22( ‫ون‬ َ ‫ص ُم‬ ِ َ‫إِ ْذ يَ ْخت‬
O zaman melekler dediler Ey Meryem ‫ت ْال َم ًَلئِ َكةُ يَا َمرْ يَ ُم‬
ِ َ‫إِ ْذ قَال‬
Allah seni kendisinden bir kelime ile
müjdeliyor ُ‫ُك بِ َكلِ َم ٍة ِم ْنه‬ َّ ‫إِ َّن‬
ِ ‫َّللاَ يُبَ ِّشر‬
Onu adı Mesih Meryem oğlu İsa ‫ا ْس ُمهُ ْال َم ِسي ُح ِعي َسى اب ُْن َمرْ يَ َم‬
Dünyada ve Ahiret’te makam sahibi-itibarlı ‫َو ِجيهًا فِي ال ُّد ْنيَا َو ْاْلَ ِخ َر ِة‬
Ve (Allah’a) yaklaşanlardan )25( ‫ين‬ َ ِ‫َو ِم َن ْال ُمقَ َّرب‬
İnsanlarla döşekte konuşuyor ‫اس فِي ْال َم ْه ِد‬
َ َّ‫َويُ َكلِّ ُم الن‬
Ve yetişkinlik çağında(30-50) ‫َو َكه ًًْل‬
Ve o Salihlerdendir )22( ‫ين‬
َ ‫َو ِم َن الصَّالِ ِح‬
Dedi ْ َ‫قَال‬
‫ت‬
Rabbim nasıl benim için bir çocuk olur ُ ‫َربِّ أَنَّى يَ ُك‬
‫ون لِي َولَ ٌد‬
Bana bir beşer dokunmamıştır ‫َولَ ْم يَ ْم َس ْسنِي بَ َش ٌر‬
Dedi Allah dilediğini bu şekilde yaratır ‫ق َما يَ َشا ُء‬ َّ ‫ال َك َذلِ ِك‬
ُ ُ‫َّللاُ يَ ْخل‬ َ َ‫ق‬
Bir işe hükmettiği zaman ‫ضى أَ ْمرًا‬ َ َ‫إِ َذا ق‬
Ona ol der oda oluverir )22( ‫ون‬ ُ ‫فَإِنَّ َما يَقُو ُل لَهُ ُك ْن فَيَ ُك‬
Ona Kitabı ve Hikmeti ve Tevrat’ı ve İncil’i
َ‫اب َو ْال ِح ْك َمةَ َوالتَّ ْو َراة‬ َ َ‫َويُ َعلِّ ُمهُ ْال ِكت‬
öğretecek )22( ‫يل‬ ِ ْ ‫َو‬
َ ‫اْل ْن ِج‬
Ve Ben-i İsrail’e rasul (olacak) ‫ُوَل إِلَى بَنِي إِس َْرائِي َل‬ ً ‫َو َرس‬
Muhakkak rabbinizden bir ayet ile geldim ‫أَنِّي قَ ْد ِج ْئتُ ُك ْم بِآَيَ ٍة ِم ْن َربِّ ُك ْم‬

28
Ben size çamurdan dönüştüreceğim ِ ِّ‫ق لَ ُك ْم ِم َن الط‬
‫ين‬ ُ ُ‫أَنِّي أَ ْخل‬
Kuş suretinde ‫َكهَ ْيئَ ِة الطَّي ِْر‬
Ve ona üfleyeceğim ‫فَأَ ْنفُ ُخ فِي ِه‬
Ve kuş olacak ‫ون طَ ْيرًا‬ ُ ‫فَيَ ُك‬
Allah’ın izni ile َّ ‫بِإِ ْذ ِن‬
ِ‫َّللا‬
Körü ve alacalıyı iyileştiririm َ ‫ئ ْاْلَ ْك َمهَ َو ْاْلَب َْر‬
‫ص‬ ُ ‫َوأُب ِْر‬
Ve ölüyü diriltirim Allah’ın izni ile َّ ‫َوأُحْ يِي ْال َم ْوتَى بِإِ ْذ ِن‬
ِ‫َّللا‬
Sizin yediklerinizi haber veririm َ ُ‫َوأُنَبِّئُ ُك ْم بِ َما تَأْ ُكل‬
‫ون‬
Ve evlerinizde biriktirdiklerinizi ‫ُون فِي بُيُوتِ ُك ْم‬ َ ‫َو َما تَ َّد ِخر‬
Muhakkak bunda sizin için ayetler vardır ‫إِ َّن فِي َذلِ َك َْلَيَةً لَ ُك ْم‬
Eğer iman ederseniz َ ِ‫إِ ْن ُك ْنتُ ْم ُم ْؤ ِمن‬
)22( ‫ين‬
Ve önümdeki Tevrat’ı tasdik edici olarak َّ ‫ص ِّدقًا لِ َما بَي َْن يَ َد‬
‫ي ِم َن التَّ ْو َرا ِة‬ َ ‫َو ُم‬
Size helal kılmak için bazı haram kılınan
şeyleri ‫ْض الَّ ِذي حُرِّ َم َعلَ ْي ُك ْم‬ َ ‫َو ِْلُ ِح َّل لَ ُك ْم بَع‬
Rabbinizden bir ayet ile geldim-size ‫َو ِج ْئتُ ُك ْم بِآَيَ ٍة ِم ْن َربِّ ُك ْم‬
Allahtan sakının ve bana itaat edin )52( ‫ُون‬ ِ ‫َّللاَ َوأَ ِطيع‬ َّ ‫فَاتَّقُوا‬
Muhakkak ki Allah rabbim ve rabbinizdir َّ ‫إِ َّن‬
‫َّللاَ َربِّي َو َربُّ ُك ْم‬
Ona ibadet edin ُ‫فَا ْعبُ ُدوه‬
Bu dosdoğru yoldur )52( ‫ص َراطٌ ُم ْستَقِي ٌم‬ ِ ‫هَ َذا‬
İsa onlardan küfrü hissedince ‫فَلَ َّما أَ َحسَّ ِعي َسى ِم ْنهُ ُم ْال ُك ْف َر‬
Dedi Kim benim yardımcım Allah yolunda َّ ‫اري إِلَى‬
ِ‫َّللا‬ ِ ‫ص‬َ ‫ال َم ْن أَ ْن‬
َ َ‫ق‬
Havariler dediler ‫ُّون‬ ِ ‫ال ْال َح َو‬
َ ‫اري‬ َ َ‫ق‬
29
Biz Allahın (yolunun) yardımcılarıyız ِ‫َّللا‬ َ ‫نَحْ ُن أَ ْن‬
َّ ‫صا ُر‬
Allah’a iman ettik َّ ِ‫آَ َمنَّا ب‬
ِ‫اَّلل‬
Şahid ol biz Müslümanlardanız َ ‫َوا ْشهَ ْد بِأَنَّا ُم ْسلِ ُم‬
)53( ‫ون‬
Rabbimiz biz senin indirdiğine iman ettik ‫ت‬َ ‫َربَّنَا آَ َمنَّا بِ َما أَ ْن َز ْل‬
Peygambere tabi olduk ‫َواتَّبَ ْعنَا ال َّرسُو َل‬
Bizi şahidlerle beraber yaz َ ‫فَا ْكتُ ْبنَا َم َع ال َّشا ِه ِد‬
)52( ‫ين‬
Onlar tuzak kurdular ve Allahta tuzak kurdu َّ ‫َو َم َكرُوا َو َم َك َر‬
ُ‫َّللا‬
Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır َ ‫َّللاُ َخ ْي ُر ْال َما ِك ِر‬
)52( ‫ين‬ َّ ‫َو‬
O zaman hatırla Allah dedi ‘’Ey İsa ‫َّللاُ يَا ِعي َسى‬َّ ‫إِ ْذ قَا َل‬
Ben seni vefat ettireceğim َ ‫إِنِّي ُمتَ َوفِّي‬
‫ك‬
Sen bana yükselteceğim ‫ُك إِلَ َّي‬
َ ‫َو َرافِع‬
Seni kâfirlerden temizleyeceğim َ ‫ُك ِم َن الَّ ِذ‬
‫ين َكفَرُوا‬ َ ‫َو ُمطَهِّر‬
Sana tabi olanları kılacağım َ ‫ين اتَّبَع‬
‫ُوك‬ َ ‫َو َجا ِع ُل الَّ ِذ‬
Kâfirlerin üzerinde ‫ين َكفَرُوا‬ َ ‫ق الَّ ِذ‬ َ ‫فَ ْو‬
Kıyamet gününe kadar ‫إِلَى يَ ْو ِم ْالقِيَا َم ِة‬
Sonra banadır sizin dönüşünüz ‫ي َمرْ ِج ُع ُك ْم‬ َّ َ‫ثُ َّم إِل‬
Sizin aranızda hükmedeceğim ‫فَأَحْ ُك ُم بَ ْينَ ُك ْم‬
İhtilaf ettiniz şeyde َ ُ‫فِي َما ُك ْنتُ ْم فِي ِه تَ ْختَلِف‬
)55( ‫ون‬
Kafirlere gelince ‫ين َكفَرُوا‬ َ ‫فَأَ َّما الَّ ِذ‬
Onlara şiddetli bir şekilde azab edeceğim ‫فَأ ُ َع ِّذبُهُ ْم َع َذابًا َش ِدي ًدا‬
Dünyada ve ahrette ‫فِي ال ُّد ْنيَا َو ْاْلَ ِخ َر ِة‬
30
Onlar için yardımcılar yoktur )52( ‫ين‬ ِ َ‫َو َما لَهُ ْم ِم ْن ن‬
َ ‫اص ِر‬
İman eden ve Salih amel işleyenlere gelince ‫ت‬ َ ‫َوأَ َّما الَّ ِذ‬
ِ ‫ين آَ َمنُوا َو َع ِملُوا الصَّالِ َحا‬
Mükâfatları tam olarak ödenecektir َ ‫فَي َُوفِّي ِه ْم أُج‬
‫ُورهُ ْم‬
Allah zalimleri sevmez )52( ‫ين‬ َ ‫َّللاُ ََل ي ُِحبُّ الظَّالِ ِم‬
َّ ‫َو‬
İşte bu okuyoruz senin üzerine ayetlerden ‫ت‬ َ ‫َذلِ َك نَ ْتلُوهُ َعلي‬
ِ ‫ْك ِم َن ْاْلَيَا‬
Ve hikmetli zikri(Kur’an),(okuyoruz) )52( ‫َوال ِّذ ْك ِر ْال َح ِك ِيم‬
Allah katında İsa’nın misali َّ ‫إِ َّن َمثَ َل ِعي َسى ِع ْن َد‬
ِ‫َّللا‬
Âdem’in misali gibidir ‫َك َمثَ ِل آَ َد َم‬
Onu taraktan yarattı ٍ ‫َخلَقَهُ ِم ْن تُ َرا‬
‫ب‬
Sonra ona dedi ol ve oldu ُ ‫ال لَهُ ُك ْن فَيَ ُك‬
)52( ‫ون‬ َ َ‫ثُ َّم ق‬
Rabbinden bir haqq olarak ‫ق ِم ْن َرب َِّك‬ُّ ‫ْال َح‬
Şüpheye düşenlerden olma َ ‫فَ ًَل تَ ُك ْن ِم َن ْال ُم ْمتَ ِر‬
)22( ‫ين‬
Kim sana karşı onda mücadele ederse َ ‫فَ َم ْن َحاج‬
‫َّك فِي ِه‬
Sana ilim geldikten sonra ‫ِم ْن بَ ْع ِد َما َجا َء َك ِم َن ْال ِع ْل ِم‬
Deki gelin ‫فَقُلْ تَ َعالَ ْوا‬
Çağıralım evlatlarımızı ve evlatlarınızı ‫ع أَ ْبنَا َءنَا َوأَ ْبنَا َء ُك ْم‬
ُ ‫نَ ْد‬
Kadınlarımızı ve kadınlarınızı ‫َونِ َسا َءنَا َونِ َسا َء ُك ْم‬
Nefislerimizi ve nefislerinizi ‫َوأَ ْنفُ َسنَا َوأَ ْنفُ َس ُك ْم‬
Sonra lanetleşelim ْ‫ثُ َّم نَ ْبتَ ِهل‬
Ve kılalım Allahın lanetini yalancılar
üzerine َ ِ‫َّللاِ َعلَى ْال َكا ِذب‬
)22( ‫ين‬ َّ َ‫فَنَجْ َعلْ لَ ْعنَة‬
Muhakkak ki bu muhakkak o haqq qıssadır ‫ق‬ُّ ‫صصُ ْال َح‬ َ َ‫إِ َّن هَ َذا لَه َُو ْالق‬
31
Allah’tan başka ilah yoktur َّ ‫َو َما ِم ْن إِلَ ٍه إِ ََّل‬
ُ‫َّللا‬
Muhakkak ki Allah o aziz ve hâkimdir )23( ‫َّللاَ لَه َُو ْال َع ِزي ُز ْال َح ِكي ُم‬َّ ‫َوإِ َّن‬
Eğer dönerlerse ‫فَإِ ْن تَ َولَّ ْوا‬
Allah mufsidleri bilendir َ ‫َّللاَ َعلِي ٌم بِ ْال ُم ْف ِس ِد‬
)22( ‫ين‬ َّ ‫فَإِ َّن‬
Deki ‘’Ey Ehl-i Kitab ِ ‫قُلْ يَا أَ ْه َل ْال ِكتَا‬
‫ب‬
Gelin bir kelimeye ‫تَ َعالَ ْوا إِلَى َكلِ َم ٍة‬
Eşittir sizinle bizim aramızda ‫َس َوا ٍء بَ ْينَنَا َوبَ ْينَ ُك ْم‬
Alah’tan başkasına ibadet etmeyeceğiz َّ ‫أَ ََّل نَ ْعبُ َد إِ ََّل‬
َ‫َّللا‬
Ona hiçbir şeyi ortak koşmayacağız ‫َو ََل نُ ْش ِر َك بِ ِه َش ْيئًا‬
Bazımız bazımızı rabler edinmeyeceğiz ‫ضنَا بَ ْعضًا أَرْ بَابًا‬
ُ ‫َو ََل يَتَّ ِخ َذ بَ ْع‬
Allah’ın haricinde َّ ‫ون‬
ِ‫َّللا‬ ِ ‫ِم ْن ُد‬
Eğer dönerlerse ‫فَإِ ْن تَ َولَّ ْوا‬
Deyin ‘şahidler olun bizler müslümanlarız’ َ ‫فَقُولُوا ا ْشهَ ُدوا بِأَنَّا ُم ْسلِ ُم‬
)22( ‫ون‬
Ey Ehl-i Kitab ِ ‫يَا أَ ْه َل ْال ِكتَا‬
‫ب‬
İbrahim hakkında neden çekişiyorsunuz ‫ون فِي إِب َْرا ِهي َم‬ َ ُّ‫لِ َم تُ َحاج‬
Tevrat ve İncil indirilmedi ِ ْ ‫ت التَّ ْو َراةُ َو‬
‫اْل ْن ِجي ُل‬ ِ َ‫َو َما أُ ْن ِزل‬
Ancak sonradan indirildi ‫إِ ََّل ِم ْن بَ ْع ِد ِه‬
Aqletmiyor musunuz? )25( ‫ون‬ َ ُ‫أَفَ ًَل تَ ْعقِل‬
İşte sizler o kimselersiniz ‫هَا أَ ْنتُ ْم هَ ُؤ ََل ِء‬
(diyelim ki) Mücadele ettiniz ‫اججْ تُ ْم‬
َ ‫َح‬
Onda sizin için ilim var ‫فِي َما لَ ُك ْم بِ ِه ِع ْل ٌم‬
32
Niçin çekişip duruyorsunuz َ ُّ‫فَلِ َم تُ َحاج‬
‫ون‬
Sizin için ilim olmayan bir meselede ‫ْس لَ ُك ْم بِ ِه ِع ْل ٌم‬
َ ‫فِي َما لَي‬
Allah bilir siz bilmezsiniz َ ‫َّللاُ يَ ْعلَ ُم َوأَ ْنتُ ْم ََل تَ ْعلَ ُم‬
)22( ‫ون‬ َّ ‫َو‬
İbrahim olmadı Yahudi ve Nasranî ‫ان إِ ْب َرا ِهي ُم يَهُو ِديًا َو ََل نَصْ َرانِيًا‬
َ ‫َما َك‬
Fakat oldu samimi Müslüman ‫ان َحنِيفًا ُم ْسلِ ًما‬َ ‫َولَ ِك ْن َك‬
Ve müşriklerden de olmadı )22( ‫ين‬َ ‫ان ِم َن ْال ُم ْش ِر ِك‬
َ ‫َو َما َك‬
İbrahim’e insanların en yakını ِ َّ‫إِ َّن أَ ْولَى الن‬
‫اس بِإِب َْرا ِهي َم‬
Ona tabi olanlardır ُ‫ين اتَّبَعُوه‬َ ‫لَلَّ ِذ‬
Bu peygamber(dir) ‫َوهَ َذا النَّبِ ُّي‬
Ve iman edenler(dir) ‫ين آَ َمنُوا‬َ ‫َوالَّ ِذ‬
Allah mü’minlerin velisidir )22( ‫ين‬ َ ِ‫َّللاُ َولِ ُّي ْال ُم ْؤ ِمن‬
َّ ‫َو‬
Ehl-i kitaptan bir taife istedi ِ ‫ت طَائِفَةٌ ِم ْن أَ ْه ِل ْال ِكتَا‬
‫ب‬ ْ ‫َو َّد‬
Keşke sizi dalalete düşürseler ‫ضلُّونَ ُك ْم‬
ِ ُ‫لَ ْو ي‬
Kendi nefislerinden başkasını dalalete
düşürmezler ‫ون إِ ََّل أَ ْنفُ َسهُ ْم‬َ ُّ‫ُضل‬ِ ‫َو َما ي‬
Ve hissetmezler َ ‫َو َما يَ ْش ُعر‬
)22( ‫ُون‬
Ey Ehl-i kitab ِ ‫يَا أَ ْه َل ْال ِكتَا‬
‫ب‬
Neden küfrediyorsunuz Allah’ın ayetlerine َّ ‫ت‬
ِ‫َّللا‬ ِ ‫ُون بِآَيَا‬
َ ‫لِ َم تَ ْكفُر‬
Ve sizler şahidlersiniz )22( ‫ون‬ َ ‫َوأَ ْنتُ ْم تَ ْشهَ ُد‬
Ey Ehl-i kitab ‫ب‬ِ ‫يَا أَ ْه َل ْال ِكتَا‬
Niçin giydiriyorsunuz haqqa batılı(haqqı
batıla karıştırıyorsunuz) ِ َ‫ق بِ ْالب‬
‫اط ِل‬ َّ ‫ُون ْال َح‬َ ‫لِ َم تَ ْلبِس‬
Ve haqqı gizliyorsunuz ‫ق‬َّ ‫ون ْال َح‬
َ ‫َوتَ ْكتُ ُم‬
33
Ve sizler biliyorsunuz )22( ‫ون‬ َ ‫َوأَ ْنتُ ْم تَ ْعلَ ُم‬
Ehl-i kitabtan bir taife dedi ِ ‫ت طَائِفَةٌ ِم ْن أَ ْه ِل ْال ِكتَا‬
‫ب‬ ْ َ‫َوقَال‬
İndirilen şeye iman edin ‫آَ ِمنُوا بِالَّ ِذي أُ ْن ِز َل‬
İman edenlerin üzerine (indirilen şeye iman
edin) َ ‫َعلَى الَّ ِذ‬
‫ين آَ َمنُوا‬
Gündüzün başında ِ َ‫َوجْ هَ النَّه‬
‫ار‬
Ve sonunda inkar edin ُ‫َوا ْكفُرُوا آَ ِخ َره‬
Umulur ki onları dönderirsiniz َ ‫لَ َعلَّهُ ْم يَرْ ِجع‬
)23( ‫ُون‬
Siz iman etmeyin ‫َو ََل تُ ْؤ ِمنُوا‬
Ancak (hariç) dininize tabi olan ‫إِ ََّل لِ َم ْن تَبِ َع ِدينَ ُك ْم‬
Deki ‘’Allah’ın hidayeti gerçek hidayettir’’ َّ ‫قُلْ إِ َّن ْالهُ َدى هُ َدى‬
ِ‫َّللا‬
Bir kimseye verilmesine(inanmayın) ‫أَ ْن ي ُْؤتَى أَ َح ٌد‬
Size verilenin benzeri ‫ِم ْث َل َما أُوتِيتُ ْم‬
Yada rabbinizin katında hüccet getirilmesine
(inanmayın) ‫أَ ْو ي َُحاجُّ و ُك ْم ِع ْن َد َربِّ ُك ْم‬
Deki muhakak ki fadl Allah’ın elindedir َّ ‫قُلْ إِ َّن ْالفَضْ َل بِيَ ِد‬
ِ‫َّللا‬
Onu dilediğine verir ‫ي ُْؤتِي ِه َم ْن يَ َشا ُء‬
Allah (rahmeti) geniş ve âlimdir )22( ‫اس ٌع َعلِي ٌم‬ َّ ‫َو‬
ِ ‫َّللاُ َو‬
Rahmetini dilediğine hass kılar ‫يَ ْختَصُّ بِ َرحْ َمتِ ِه َم ْن يَ َشا ُء‬
Allah büyük fazilet sahibidir )22( ‫َّللاُ ُذو ْالفَضْ ِل ْال َع ِظ ِيم‬
َّ ‫َو‬
Ehl-i kitabtan ِ ‫َو ِم ْن أَ ْه ِل ْال ِكتَا‬
‫ب‬
(öyle) kimseler(vardır ki), eğer ona bir servet
ْ
imanet etsen ٍ َ‫َم ْن إِ ْن تَأ َم ْنهُ بِقِ ْنط‬
‫ار‬
Onu sana iade eder َ ‫ي َُؤ ِّد ِه إِلَي‬
‫ْك‬
34
Onlardan öyle kimseler vardır ki ‫َو ِم ْنهُ ْم َم ْن‬
ْ
Ona bir dinar emanet etsen ٍ َ‫إِ ْن تَأ َم ْنهُ بِ ِدين‬
‫ار‬
Onu sana iade etmez َ ‫ََل ي َُؤ ِّد ِه إِلَي‬
‫ْك‬
Ancak üzerinde diklip durmazsan başka ‫ت َعلَ ْي ِه قَائِ ًما‬َ ‫إِ ََّل َما ُد ْم‬
Bu onların şöyle demelerinden dolayıdır ‫َذلِ َك بِأَنَّهُ ْم قَالُوا‬
Bizin üzerimize ümmilere yol yoktur ‫ِّين َسبِي ٌل‬َ ‫ْس َعلَ ْينَا فِي ْاْلُ ِّمي‬
َ ‫لَي‬
Allah’ın üzerine yalan söylüyorlar ‫ب‬ َ ‫َّللاِ ْال َك ِذ‬
َّ ‫ون َعلَى‬ َ ُ‫َويَقُول‬
Onlar bildikleri halde )25( ‫ون‬ َ ‫َوهُ ْم يَ ْعلَ ُم‬
Bilakis kim ahdine vefa gösterirse ‫بَلَى َم ْن أَ ْوفَى بِ َع ْه ِد ِه‬
Ve sakınırsa ‫َواتَّقَى‬
Allah muttaqıiyleri sever )22( ‫ين‬ َ ِ‫َّللاَ ي ُِحبُّ ْال ُمتَّق‬
َّ ‫فَإِ َّن‬
O kimseler ki Allahın ahdini ve yeminlerini
satarlar ‫َّللاِ َوأَ ْي َمانِ ِه ْم‬
َّ ‫ُون بِ َع ْه ِد‬
َ ‫ين يَ ْشتَر‬ َ ‫إِ َّن الَّ ِذ‬
Az bir pahaya ‫يًل‬ً ِ‫ثَ َمنًا قَل‬
Onlar için Ahirette bir pay yoktur َ ‫أُولَئِ َك ََل َخ ًَل‬
‫ق لَهُ ْم فِي ْاْلَ ِخ َر ِة‬
Allah onlarla konuşmaz َّ ‫َو ََل يُ َكلِّ ُمهُ ُم‬
ُ‫َّللا‬
Qıyamet gününde onlara bakmaz ‫َو ََل يَ ْنظُ ُر إِلَ ْي ِه ْم يَ ْو َم ْالقِيَا َم ِة‬
Onları temizlemez ‫َو ََل يُ َز ِّكي ِه ْم‬
Onlar için elim bir azab vardır )22( ‫َولَهُ ْم َع َذابٌ أَلِي ٌم‬
Muhakkak onlardan bir fırka varki ‫َوإِ َّن ِم ْنهُ ْم لَفَ ِريقًا‬
Kitapla(ilgili) dillerini eğer ve bükerler ِ ‫ون أَ ْل ِسنَتَهُ ْم بِ ْال ِكتَا‬
‫ب‬ َ ‫يَ ْل ُو‬
Siz kitaptan sanasınız diye ِ ‫لِتَحْ َسبُوهُ ِم َن ْال ِكتَا‬
‫ب‬
35
O kitaptan olmadığı halde ِ ‫َو َما هُ َو ِم َن ْال ِكتَا‬
‫ب‬
Derler o Allah katından َّ ‫ون هُ َو ِم ْن ِع ْن ِد‬
ِ‫َّللا‬ َ ُ‫َويَقُول‬
(halbuki) O Allah katından değildir َّ ‫َو َما هُ َو ِم ْن ِع ْن ِد‬
ِ‫َّللا‬
Derler Allah üzerine yalan َ ‫َّللاِ ْال َك ِذ‬
‫ب‬ َّ ‫ون َعلَى‬ َ ُ‫َويَقُول‬
Onlar bildikleri halde َ ‫َوهُ ْم يَ ْعلَ ُم‬
)22( ‫ون‬
Hiçbir beşer için olmaz ‫ان لِبَ َش ٍر‬
َ ‫َما َك‬
Allah’ın Kitab’ı vehikmeti ve nübüvveti
vermesi(olmaz) َ‫اب َو ْال ُح ْك َم َوالنُّبُ َّوة‬
َ َ‫َّللاُ ْال ِكت‬
َّ ُ‫أَ ْن ي ُْؤتِيَه‬
Sonra (o peygamberin) insanlara bana ibadet
edin demesi (olmaz) ‫اس ُكونُوا ِعبَا ًدا لِي‬ ِ َّ‫ثُ َّم يَقُو َل لِلن‬
Allah’ın haricinde َّ ‫ون‬
ِ‫َّللا‬ ِ ‫ِم ْن ُد‬
Fakat (peygamberler) rabbaniler olun َ ‫َولَ ِك ْن ُكونُوا َربَّانِي‬
‫ِّين‬
Öğrendiğiniz kitab uyarınca(rabbaniler olun) َ َ‫ون ْال ِكت‬
‫اب‬ َ ‫بِ َما ُك ْنتُ ْم تُ َعلِّ ُم‬
Derinlemesine incelediğiniz kitab
uyarınca(rabbaniler olun) َ ‫َوبِ َما ُك ْنتُ ْم تَ ْد ُرس‬
)22( ‫ُون‬
(peygamberler) size emretmez ‫َو ََل يَأْ ُم َر ُك ْم‬
Melekleri ve peygamberleri rabb
edinmenizi(emretmez) ‫ِّين أَرْ بَابًا‬
َ ‫أَ ْن تَتَّ ِخ ُذوا ْال َم ًَلئِ َكةَ َوالنَّبِي‬
(peygamberler) size küfrü emreder mi(hiç) ‫أَيَأْ ُم ُر ُك ْم بِ ْال ُك ْف ِر‬
Siz Müslüman olduktan sonra )22( ‫ون‬ َ ‫بَ ْع َد إِ ْذ أَ ْنتُ ْم ُم ْسلِ ُم‬
O zaman (hatırla), Allah peygamberlerden
misaq aldı َ ‫ق النَّبِي‬
‫ِّين‬ َّ ‫َوإِ ْذ أَ َخ َذ‬
َ ‫َّللاُ ِميثَا‬
Size kitabı ve hikmeti verdiğimde ‫ب َو ِح ْك َم ٍة‬ ٍ ‫لَ َما آَتَ ْيتُ ُك ْم ِم ْن ِكتَا‬
Sonra size sizin yanınızdakini tasdik eden
bir peygamber geldiğinde ‫ق لِ َما َم َع ُك ْم‬ ٌ ‫ص ِّد‬َ ‫ثُ َّم َجا َء ُك ْم َرسُو ٌل ُم‬
Kesinlikle ona iman edeceksiniz ve
kesinlikle ona yardım edeceksiniz ُ ‫لَتُ ْؤ ِمنُ َّن بِ ِه َولَتَ ْن‬
ُ‫ص ُرنَّه‬
İqrar ettiniz mi? ‫ال أَأَ ْق َررْ تُ ْم‬
َ َ‫ق‬
36
Siz ahdimi aldınız mı(yüklendiniz mi) ‫َوأَ َخ ْذتُ ْم َعلَى َذلِ ُك ْم إِصْ ِري‬
Dediler iqrar ettik ‫قَالُوا أَ ْق َررْ نَا‬
Dedi ‘’şahitler olun’’ ‫ال فَا ْشهَ ُدوا‬َ َ‫ق‬
Ve bendde sizinle beraber şahitlerdenim’’ َ ‫َوأَنَا َم َع ُك ْم ِم َن ال َّشا ِه ِد‬
)22( ‫ين‬
Kim bundan sonra dönerse َ ِ‫فَ َم ْن تَ َولَّى بَ ْع َد َذل‬
‫ك‬
İşte onlar fasıklardır َ ُ‫اسق‬
)23( ‫ون‬ ِ َ‫فَأُولَئِ َك هُ ُم ْالف‬
Allahın dininden başka din mi arıyorlar َ ‫َّللاِ يَ ْب ُغ‬
‫ون‬ ِ ‫أَفَ َغي َْر ِد‬
َّ ‫ين‬
Göklerde ve yerde olanların hepsi ona
teslimolmuştur ِ ْ‫ت َو ْاْلَر‬
‫ض‬ َ ‫َولَهُ أَ ْسلَ َم َم ْن فِي ال َّس َم‬
ِ ‫اوا‬
İsteyerek veya istemeyerek ‫طَ ْو ًعا َو َكرْ هًا‬
Ve dönüşünüz onadır َ ‫َوإِلَ ْي ِه يُرْ َجع‬
)22( ‫ُون‬
Deki Allah’a iman ettik َّ ِ‫قُلْ آَ َمنَّا ب‬
ِ‫اَّلل‬
Ve üzerimize indirilene ‫َو َما أُ ْن ِز َل َعلَ ْينَا‬

İbrahim, İsmail, İshaq, ve ya’qub, ve


‫َو َما أُ ْن ِز َل َعلَى إِب َْرا ِهي َم َوإِ ْس َما ِعي َل‬
torunlar ِ َ‫وب َو ْاْلَ ْسب‬
‫اط‬ َ ُ‫ق َويَ ْعق‬ َ ‫ْحا‬ َ ‫َوإِس‬
Ve o şeye ki verildi Musa’ya, İsa’ya, ve
َ ‫َو َما أُوتِ َي ُمو َسى َو ِعي َسى َوالنَّبِي‬
‫ُّون‬
nebilere rablerinden ‫ِم ْن َربِّ ِه ْم‬
Onlardan hiç birini ayırmayız ‫ق بَي َْن أَ َح ٍد ِم ْنهُ ْم‬ ُ ِّ‫ََل نُفَر‬
Ve biz ona telim olanlardanız( biz
Müslümanlardanız) )22( ‫ون‬ َ ‫َونَحْ ُن لَهُ ُم ْسلِ ُم‬
Kimislamdan başkasınız din olarak talep
ederse ِ ْ ‫َو َم ْن يَ ْبتَ ِغ َغ ْي َر‬
‫اْلس ًَْل ِم ِدينًا‬
Ondan kabul olunmayacaktır ُ‫فَلَ ْن يُ ْقبَ َل ِم ْنه‬
O Ahiret’te de hüsrana uğrayanlardan
olacaktır َ ‫َوهُ َو فِي ْاْلَ ِخ َر ِة ِم َن ْال َخا ِس ِر‬
)25( ‫ين‬

37
Nasıl hidayet eder Allah bir qavme َّ ‫ْف يَ ْه ِدي‬
‫َّللاُ قَ ْو ًما‬ َ ‫َكي‬
İmanlarından sonra küfrettiler ‫َكفَرُوا بَ ْع َد إِي َمانِ ِه ْم‬
Rasulun haqq olduğuna şahid oldukları
halde ٌّ ‫َو َش ِه ُدوا أَ َّن ال َّرسُو َل َح‬
‫ق‬
Ve kendilerine beyineler geldiği halde
(sonra) ُ َ‫َو َجا َءهُ ُم ْالبَيِّن‬
‫ات‬
Zalimler (qavimini) gurubunu hidayete
erdirmez )22( ‫ين‬ َ ‫َّللاُ ََل يَ ْه ِدي ْالقَ ْو َم الظَّالِ ِم‬ َّ ‫َو‬
İşte onların cezası ‫أُولَئِ َك َج َزا ُؤهُ ْم‬
Allah’ın, meleklerin, ve bütün insanlığın ِ َّ‫َّللاِ َو ْال َم ًَلئِ َك ِة َوالن‬
‫اس‬ َّ َ‫أَ َّن َعلَ ْي ِه ْم لَ ْعنَة‬
lanetine uğramalarıdır )22( ‫ين‬ َ ‫أَجْ َم ِع‬
Oraa ebedi olarak kalacaklardır ‫ين فِيهَا‬َ ‫َخالِ ِد‬
Onlardan azab hafifletilmeyecektir ُ‫ف َع ْنهُ ُم ْال َع َذاب‬ ُ َّ‫ََل ي َُخف‬
(ahrette) onların (yüzüne) bakılmayacaktır )22( ‫ُون‬ َ ‫َو ََل هُ ْم يُ ْنظَر‬
Şu kimsele hariç: tevbe edenler َ ‫إِ ََّل الَّ ِذ‬
‫ين تَابُوا ِم ْن بَ ْع ِد َذلِ َك‬
Ve ıslah olanlar ‫َوأَصْ لَحُوا‬
Allah ğafur ve rahimdir )22( ‫َّللاَ َغفُو ٌر َر ِحي ٌم‬ َّ ‫فَإِ َّن‬
İmanlarından sonra küfredenlere gelince ‫ين َكفَرُوا بَ ْع َد إِي َمانِ ِه ْم‬ َ ‫إِ َّن الَّ ِذ‬
Sonra küfürlerini arttıranlara (gelince) ‫از َدا ُدوا ُك ْفرًا‬ْ ‫ثُ َّم‬
Onların tevbeleri kabul olunmayacaktır ‫لَ ْن تُ ْقبَ َل تَ ْوبَتُهُ ْم‬
Onlar dalalete düşenlerdir َ ُّ‫َوأُولَئِ َك هُ ُم الضَّال‬
)22( ‫ون‬
Kafirlere gelince ‫ين َكفَرُوا‬ َ ‫إِ َّن الَّ ِذ‬
Ve kafir oldukları halde ölenler ‫َو َماتُوا َوهُ ْم ُكفَّا ٌر‬
Onların hiçbirisinin tevbesi kabul
olunmayacaktır ‫فَلَ ْن يُ ْقبَ َل ِم ْن أَ َح ِد ِه ْم‬

38
Yeryüzü dolusunca Altın ِ ْ‫ِملْ ُء ْاْلَر‬
‫ض َذهَبًا‬
Şayet onu (altın) fidye olarak verseler de ‫َولَ ِو ا ْفتَ َدى بِ ِه‬
Onlar için elim bir azab vardır ‫أُولَئِ َك لَهُ ْم َع َذابٌ أَلِي ٌم‬
Onlara yardımda olunmayacaktır )22( ‫ين‬َ ‫اص ِر‬ِ َ‫َو َما لَهُ ْم ِم ْن ن‬

Onlardan bazıları ‫ِم ْنهُ ْم‬ Peygamberler ‫رُّ ُس ُل‬


Dereceler ‫ت‬
ٍ ‫َد َر َجا‬ Konuştu ‫َكلَّ َم‬
1 Destekledik ‫أَيَّ ْدنَا‬ Verdik ‫آَتَ ْينَا‬ 1
İhtilaf ettiler ‫اختَلَفُوا‬ ْ Diledi ‫َشا َء‬
İstiyor ‫ي ُِري ُد‬ Onlardan bazıları ‫ِم ْنهُ ْم‬
Geliyor ‫يَأْتِ َي‬ İnfak edin ‫أَ ْنفِقُوا‬
Dostluk ٌ‫ُخلَّة‬ Satış ‫بَ ْي ٌع‬
2 Diri-yaşayan ‫ْال َح ُّي‬ Şefeat ٌ‫َشفَا َعة‬ 2
Alır yakalar ‫تَأْ ُخ ُذ‬ Ayakta-dimdik ‫ْالقَيُّو ُم‬
Uyku ‫نَ ْو ٌم‬ Uyuklama ٌ‫ِسنَة‬
Onun katında ُ‫ِع ْن َده‬ Şefeat ediyor ‫يَ ْشفَ ُع‬
Önünde ‫بَي َْن أَ ْي ِدي ِه ْم‬ Onun izni ile ‫بِإِ ْذنِ ِه‬
3 kuşattı ‫َو ِس َع‬ kuşatıyorlar َ ُ‫ي ُِحيط‬
‫ون‬ 3
Yüce ‫ْال َعلِ ُّي‬ Ona ağır geliyor ُ‫يَئُو ُده‬
Açığa çıktı ‫تَبَي ََّن‬ zorlama َ‫إِ ْك َراه‬
Sapıklık ‫ْال َغ ِّي‬ Olgunluk ‫الرُّ ْش ُد‬
Sıkı tutmak ‫ك‬ َ ‫ا ْستَ ْم َس‬ tağut ِ ‫الطَّا ُغو‬
‫ت‬
4 4
Çok sağlam ‫ْال ُو ْثقَى‬ kulp ‫ْالعُرْ َو ِة‬
çıkarıyor ‫ي ُْخ ِر ُج‬ Kopmak-ayrılmak ‫صا َم‬ َ ِ‫ا ْنف‬
39
Sen görüyorsun ‫تَ َر‬ dostlar ‫أَ ْولِيَا ُؤ‬
Doğu ِ ‫َم ْش ِر‬
‫ق‬ tartıştı ‫َحا َّج‬
öldürdü َ ‫أَ َم‬
‫ات‬ Batı ِ ‫َم ْغ ِر‬
‫ب‬
5 …..e uğradı ‫َم َّر‬ şaşırdı ‫ت‬ َ ‫ بُ ِه‬5
çökmüş ٌ‫اويَة‬ِ ‫َخ‬ kasaba ‫قَرْ يَ ٍة‬
nasıl ‫أَنَّى‬ tavanlar ِ ‫ُعر‬
‫ُوش‬

Yıl ‫َع ٍام‬ Yüz َ‫ِمئَة‬


Diriltti َ ‫بَ َع‬
‫ث‬ Sonra ‫ثُ َّم‬

1 Kaldın َ ‫لَبِ ْث‬


‫ت‬ Kaç ‫َك ْم‬ 1

Yemek ‫طَ َعام‬ Bak ْ‫ا ْنظُر‬


Senelendi ‫يَتَ َس َّن‬ İçecek ‫َش َراب‬
Kemik َ ‫ِع‬
‫ظ ِام‬ Eşek ‫ِح َمار‬
Nasıl َ ‫َكي‬
‫ْف‬ Birbirine bindirmek ‫نُ ْن ِش ُز‬

2 Et ‫لَحْ م‬ Giydiriyoruz ‫نَ ْكسُوا‬ 2

Mutmain olsun ْ َ‫لِي‬


‫ط َمئِ َّن‬ Bana göster ‫أَ ِرنِي‬
Dört ً‫أَرْ بَ َعة‬ Al ‫ُخ ْذ‬
Alıştır ْ‫صُر‬ Kuş ‫طَّي ِْر‬

3 Parça ‫ج ُْز ًءا‬ Dağ ‫َجبَ ٍل‬ 3

koşarak ‫َس ْعيًا‬ Çağır ُ ‫ا ْد‬


‫ع‬

40
Yetiştirdi ْ َ‫أَ ْنبَت‬
‫ت‬ Tohum ‫َحبَّ ٍة‬
Başaklar ‫َسنَابِ َل‬ Yedi ‫َس ْب َع‬
Kat kat arttırıyor ُ ‫ُضا ِع‬
‫ف‬ َ ‫ي‬ Başak ‫ُس ْنبُلَ ٍة‬
Yol ‫َسبِي ِل‬ O kimse ‫لِ َم ْن‬

4
Minnet ‫َمنًا‬ Talep ediyorlar َ ‫يُ ْتبِع‬
‫ُون‬ 4

Boşa çıkarmak ‫ا تُ ْب ِطلُوا‬ En yakın ‫أَ ًذى‬


Kaya ‫ص ْف َوا ٍن‬
َ Riya ‫ِرئَا َء‬
İsabet etti ‫اب‬
َ ‫ص‬َ َ‫أ‬ Toprak ٌ‫تُ َراب‬
Cas cavlak ‫ص ْل ًدا‬
َ Şiddetli yağmur ‫َوابِ ٌل‬

5 Rıza َ ْ‫َمر‬
‫ضا ِة‬ Talep ederek ‫ا ْبتِ َغا َء‬ 5

Yüksek tepe ‫َرب َْو ٍة‬ Sağlamlaştırmak ‫تَ ْثبِيتًا‬


Veriyor ْ َ‫آَت‬
‫ت‬ Şiddetli yağmur ‫َوابِ ٌل‬

İki kat ‫ض ْعفَ ْي ِن‬


ِ Meyve(yiyecek) ‫أُ ُك َل‬
İstiyor ‫يَ َو ُّد‬ Az yağmur- nem ‫طَ ٌّل‬

1 Üzümler ٍ ‫أَ ْعنَا‬


‫ب‬ Hurma ‫نَ ِخي ٍل‬ 1

Yaşlılık ‫ِكبَ ُر‬ Meyveler ِ ‫ثَّ َم َرا‬


‫ت‬
Zayıflar ‫ض َعفَا ُء‬
ُ Nesil ٌ‫ُذرِّ يَّة‬

41
Yaktı ْ َ‫احْ تَ َرق‬
‫ت‬ Fırtına َ ‫إِ ْع‬
‫صا ٌر‬
Pis َ ِ‫َخب‬
‫يث‬ Meylediyorsunuz ‫تَيَ َّم ُموا‬

2
Gözü kapamak ‫تُ ْغ ِمضُوا‬ Siz değilsiniz ‫َولَ ْستُ ْم‬ 2
Kötülük ‫فَحْ َشا ِء‬ Size va’dediyor ‫يَ ِع ُد ُك ُم‬

‫نَ ْذ ٍر‬
Nezrettiniz (adak
Adak
ettiniz)
‫نَ َذرْ تُ ْم‬

Ne kadar güzel ‫نِ ِع َّما‬ Açığa çıkarıyorsunuz ‫تُ ْب ُدوا‬


Mahsur kaldılar ِ ْ‫أُح‬
‫صرُوا‬ Ödenecek َّ ‫ي َُو‬
‫ف‬

3 Zenginler ‫أَ ْغنِيَا َء‬ Güç yetirebilirler َ ‫يَ ْستَ ِطيع‬


‫ُون‬ 3

Yüz ‫ِسي َما‬ İffetli olmak ِ ُّ‫تَّ َعف‬


‫ف‬
Faiz ‫رِّ بَا‬ Israr ‫إِ ْل َحافًا‬
Dokundu ِّ‫َمس‬ Çarpmak ُ‫يَتَ َخبَّط‬
Öğüt-nasihat ٌ‫َم ْو ِعظَة‬ Helal oldu ‫أَ َح َّل‬

4 Geçmiş َ َ‫َسل‬
‫ف‬ Bitti ‫ا ْنتَهَى‬ 4

Yok eder ُ ‫يَ ْم َح‬


‫ق‬ Döndü ‫َعا َد‬
Bırakın ‫َذرُوا‬ Büyütülür ‫يُرْ بِي‬
İlan etmek ‫ْأ َذنُوا‬ Kalan ‫بَقِ َي‬

5 Sahip ‫ُذو‬ Başlar ُ‫ُر ُءوس‬ 5

Zorluk sahibi ‫ُذو ُعس َْر ٍة‬ Zorluk ‫ُعس َْر ٍة‬

42
Kolaylık ‫َم ْي َس َر ٍة‬ Bakış ٌ‫نَ ِظ َرة‬
Borç ‫َدي ٍْن‬ Siz borçlaşıyorsunuz ‫تَ َدايَ ْنتُ ْم‬

İsimlendirilmiş ‫ُم َس ًمى‬ Müdet(in sonu) ‫أَ َج ٍل‬


Katip ٌ‫َكاتِب‬ Yazın ‫ا ْكتُبُو‬

1 Yazdırsın ‫يُ ْملِ ِل‬ Çekiniyor َ ْ‫يَأ‬


‫ب‬ 1

Adamlar ‫ِر َجا ِل‬ Eskitiyor ْ‫يَب َْخس‬


Adam ‫َر ُج ٌل‬ İki adam ‫َر ُجلَ ْي ِن‬
Siz razı oldunuz َ ْ‫تَر‬
‫ض ْو َن‬ İki kadın ‫ا ْم َرأَتَا ِن‬
Hatırlatsın ‫تُ َذ ِّك َر‬ Dalalete düşüyor ِ َ‫ت‬
‫ض َّل‬

2 Daha adaletli
ُ‫أَ ْق َسط‬ Usanmayın ‫ََل تَسْأ َ ُموا‬ 2

Daha yakın ‫أَ ْدنَى‬ Daha sağlam ‫أَ ْق َو ُم‬


Hazır ً‫اض َرة‬
ِ ‫َح‬ Döndürüyorsunuz َ ‫تُ ِدير‬
‫ُون‬
alınmış َ ‫َم ْقب‬
ٌ‫ُوضة‬ Rehin ٌ َ‫ِره‬
‫ان‬
Güvenilen ‫اؤتُ ِم َن‬
ْ Ödesin ‫ْلي َُؤ ِّد‬

3 Unuttuk ‫نَ ِسينَا‬ Güç takat ‫ُو ْس َع‬ 3

Ağır yük ‫إِصْ رًا‬ Yükleme ْ‫ََل تَحْ ِمل‬


intiqam ‫ا ْنتِقَ ٍام‬ Takat güç َ‫طَاقَة‬

4 Rahim ‫ْاْلَرْ َح ِام‬ Şekillendiriyor ‫ُص ِّو ُر‬


َ ‫ي‬ 4

43
Haktan uzaklaşmak ‫َز ْي ٌغ‬ Anne ‫أُ ُّم‬
Tevil ‫تَأْ ِويلِه‬ Benzeşti َ‫تَ َشابَه‬
Sahip ‫أُولُو‬ Derinleşenler َ ‫َّاس ُخ‬
‫ون‬ ِ ‫ر‬
İlim sahipleri ِ ‫أُولُو ْاْلَ ْلبَا‬
‫ب‬ Akıl ِ ‫ْاْلَ ْلبَا‬
‫ب‬
İhsan et ْ‫هَب‬ Kaydırma ‫ََل تُ ِز ْغ‬
Bağışlatıcı ُ‫ْال َوهَّاب‬ Senin katından ‫ِم ْن لَ ُد ْن َك‬

5 Randevu, sözleşme ‫ْال ِمي َعا َد‬ Topluyor ‫َجا ِم ُع‬ 5

yenileceksiniz َ ‫َستُ ْغلَب‬


‫ُون‬ Hal durum ِ ‫َد ْأ‬
‫ب‬
Döşek ‫ْال ِمهَا ُد‬ Toplanacaksınız َ ‫تُحْ َشر‬
‫ُون‬

İki fırka ‫فِئَتَ ْي ِن‬ Ne kadar kötü َ ‫بِ ْئ‬


‫س‬
Bir grup ٌ‫فِئَة‬ karşılaştı ‫ْالتَقَتَا‬

1 Onlar görüyorlar ‫يَ َر ْو َن‬ Diğeri ‫أُ ْخ َرى‬ 1

İbret ً‫ِعب َْرة‬ Destekler ‫ي َُؤيِّ ُد‬


Sevgi ُّ‫حُب‬ Süslendi(gösterildi) ‫ُزي َِّن‬
hazineler ‫ير‬ ِ َ‫قَن‬
ِ ‫اط‬ Oğullar ‫ين‬
َ ِ‫بَن‬
Altın ِ َ‫َّذه‬
‫ب‬ Biriktirilmiş ‫ْال ُمقَ ْنطَ َر ِة‬
2 2
At ‫َخ ْي ِل‬ Gümüş ‫ض ِة‬
َّ ِ‫ف‬
Davarlar ‫ْاْلَ ْن َع ِام‬ İşaretlenmiş ‫ُم َس َّو َم ِة‬

44
Geçimlik ُ ‫َمتَا‬
‫ع‬ Ekin ِ ْ‫َحر‬
‫ث‬
İyi ‫ُحس ُْن‬ Dönüş yeri ِ َ‫َمآ‬
‫ب‬
Adalet ‫قِ ْس ِط‬ rızalık ٌ ‫ِرضْ َو‬
‫ان‬

َ ‫ْاْلُ ِّمي‬
Okuma yazma
3 bilmeyen
‫ِّين‬ koru ‫قِنَا‬ 3

Sayılmış ٍ ‫َم ْع ُدو َدا‬


‫ت‬ Boşa gitti َ‫َحبِط‬
Çekip almak-
çıkarmak
ُ ‫تَ ْن ِز‬
‫ع‬ Aldattı ‫َغ َّر‬

Zelil etmek ُّ‫تُ ِذل‬ İzzetli etmek ‫تُ ِع ُّز‬


göğüsler ‫ص ُدور‬
ُ sokmak ‫تُولِ ُج‬

4
sakındırıyor ‫ي َُح ِّذ ُر‬ Müddet-süre ‫أَ َم ًدا‬ 4
(özel olarak)
seçti
‫اصْ طَفَى‬ İtaat edin ‫أَ ِطيعُوا‬

Özgür olarak ‫ُم َح َّررًا‬ Kadın ُ‫ا ْم َرأَة‬


İki ‫أُ ْنثَى‬ Doğurdu ْ ‫ض َع‬
‫ت‬ َ ‫َو‬
Kabul etti ‫تَقَبَّ َل‬ İsimlendirdi ُ ‫َس َّمي‬
‫ْت‬

5 Yetiştirdi َ َ‫أَ ْنب‬


‫ت‬ Kabul ‫قَبُول‬ 5

Dua etti ‫َد َعا‬ Kefil yaptı ‫َكفَّ َل‬


Bana ulaştı ‫بَلَ َغنِ َي‬ Nefsine hakim ‫َحصُورًا‬

1 İşaret ‫َر ْم ًزا‬ Kısır ‫َعاقِ ٌر‬ 1

45
Sabah ‫ار‬ ِْ
ِ ‫اْل ْب َك‬ akşam ‫ْال َع ِش ِّي‬

‫أَيُّهُ ْم‬ َ ُ‫ي ُْلق‬


Onlardan
hangisi
Atıyorlar ‫ون‬
Yakınlaştırılanla
rdan
َ ِ‫ُمقَ َّرب‬
‫ين‬ Makam sahibi ‫َو ِجيهًا‬
Olgunluk
dönemi(40-50)
‫َكه ًًْل‬ Beşik ‫َم ْه ِد‬

Hükmetti َ َ‫ق‬
‫ضى‬ İnsan ‫بَ َش ٌر‬
Çamur ‫طِّي ِن‬ Dönüştüreceğim ُ ُ‫أَ ْخل‬
‫ق‬

2
Üfleyeceğim ‫أَ ْنفُ ُخ‬ Şekil ‫هَ ْيئَ ِة‬ 2

ُ ‫أُب ِْر‬
Anadan doğma
kör َ‫ْاْلَ ْك َمه‬ İyileştireceğim ‫ئ‬

Biriktiriyorsunuz َ ‫تَ َّد ِخر‬


‫ُون‬ Alaca(vitiligo) َ ‫ْاْلَب َْر‬
‫ص‬

َ ‫أَ ْن‬ َّ‫أَ َحس‬


Benim
yardımcım
‫اري‬
ِ ‫ص‬ Hissetti

Öldürece ‫ُمتَ َوفِّي‬ Tuzak kurdu ‫َم َك َر‬


3 Temizleyecek ‫ُمطَهِّ ُر‬ Yükseliyor ‫َرافِ ُع‬ 3

Şüpheye düşen َ ‫ْال ُم ْمتَ ِر‬


‫ين‬ Dönüş ‫َمرْ ِج ُع‬
Kıssalar َ َ‫ْالق‬
ُ‫صص‬ Yalvaralım ْ‫نَ ْبتَ ِهل‬
Tabi oldu ‫تَبِ َع‬ Grup ٌ‫طَائِفَة‬

4 ……dıkça َ ‫َما ُد ْم‬


‫ت‬ İade eder ‫ي َُؤ ِّد‬ 4

Vefa gösterir ‫أَ ْوفَى‬ Okur yazar olmayan َ ‫ْاْلُ ِّمي‬


‫ِّين‬

46
Zannetmeniz
için
‫لِتَحْ َسبُو‬ Diller َ َ‫أَ ْل ِسن‬
‫ت‬

Gönüllü olarak ‫طَ ْو ًعا‬ Talep ederler َ ‫يَ ْب ُغ‬


‫ون‬
Arttıranlar ْ
‫از َدا ُدوا‬ Torunlar ِ َ‫ْاْلَ ْسب‬
‫اط‬
Dolusunca ‫ِملْ ُء‬ Fidye verdi ‫ا ْفتَ َدى‬

َ ُّ‫الضَّال‬ ‫لَ ْن تُ ْقبَ َل‬


Dalalete
5 düşenler ‫ون‬ Kabul edilmeyecek 5

Toplu olarak َ ‫أَجْ َم ِع‬


‫ين‬ hafifletilmeyecek ُ َّ‫ََل ي َُخف‬
‫ف‬
Döndü ‫تَ َولَّى‬ İstemeyerek(zorla) ‫َكرْ هًا‬

47

You might also like