Professional Documents
Culture Documents
12.cuz Ders Notu
12.cuz Ders Notu
CÜZ
KURAN OKULU
HASAN TEMUR
KURAN-DER
1
12. CÜZ
2
Muhakkak diyecekler لَيَ ُقولَ َّن
Kötülük benden gitti ات َع ِِّن ُ َالسيِِئ
َّ ب َ ذَ َه
O sevinir/şımarır ve gururlanır )10( ور ٌ إِنَّهُ لََفر
ٌ ِح فَ ُخ
ِ اِل
ات ِ َّ إََِّّل الَّ ِذين صب روا وع ِملُوا
Sabredenler ve salih amel işleyenler müstesna
َ الص َ َ ُ ََ َ
ِ
Onlara mağfiret ve büyük ecir vardır )11( ٌَجٌر َكبِري ْ ك ََلُْم َم ْغفَرةٌ َوأ َ ِأُولَئ
Sanki sana vahyedileni terk edecek gibisin كَ وحى إِلَْي
َ ُض َما ي َ ك ََت ِرٌك بَ ْع َ َّفَلَ َعل
ِ ِ و
Onunla(vahyle) göğsün daralıyor
َ ضائ ٌق بِه
ص ْد ُرَك ََ
(şöyle) demelerinden dolayı أَ ْن يَ ُقولُوا
Ona hazine indirilmeli değil mi idi لَ ْوََّل أُنْ ِزَل َعلَْي ِه َكْن ٌز
Ya da onunla birlikte bir melek gelmeli değil mi
idi
كٌ َأ َْو َجاءَ َم َعهُ َمل
Muhakkak ki sen bir uyarıcısın ت نَ ِذ ٌير َ ْإََِّّنَا أَن
ِ ٍ
Allah her şeye vekildir
ٌ اَّللُ َعلَى ُك ِِل َش ْيء َوك
)12( يل َّ َو
Veya diyorlar iftira etti (uydurdu)
ُأ َْم يَ ُقولُو َن افْ تَ َراه
Deki; onun benzeri on sure getirin قُ ْل فَأْتُوا بِ َع ْش ِر ُس َوٍر ِمثْلِ ِه
تٍ م ْفت رَّي
Uydurulmuş
َََ ُ
Gücünüz yetenleri çağırın استَطَ ْعتُ ْم ْ َو ْاد ُعوا َم ِن
ِاَّلل
َّ ون ِ ِمن د
Allah dışında ُ ْ
)13( ني ِ ِ إِ ْن ُكْن تم
Eğer sadıklardan iseniz
َ صادق َ ُْ
Eğer size icabet etmezlerse فَِإ ْن ََلْ يَ ْستَ ِجيبُوا لَ ُك ْم
Bilin اعلَ ُمواْ َف
Muhakkak o Allah’ın ilmi ile indirilmiştir ِاَّلل
َّ أَََّّنَا أُنْ ِزَل بِعِلْ ِم
Ve (bilin ki) ondan başka ilah yoktur َوأَ ْن ََّل إِلَهَ إََِّّل ُه َو
Siz teslim oldunuz mu? )14( فَ َه ْل أَنْتُ ْم ُم ْسلِ ُمو َن
Kim dünya hayatını isterse اِلَيَا َة الدُّنْيَا ْ يد ُ َم ْن َكا َن يُِر
Ve zinetini isterse َوِزينَتَ َها
3
Onda onlara amelleri öderiz ف إِلَيْ ِه ْم أ َْع َما ََلُْم فِ َيها ِِ نُ َو
Onlara onda eksiltmeyiz )15( َوُه ْم فِ َيها ََّل يُْب َخ ُسو َن
ين ِ َّ ِأُولَئ
İşte onlar varya onlar
َ ك الذ َ
ِِ ِ
Onlara ahirette ateşten başkası yoktur
ُ س ََلُْم ِِف ْاْلَخَرة إََّّل الن
َّار َ لَْي
Orada (dünyada) yaptıkları boşa gitmiştir صنَعُوا فِ َيها َ ط َما َ َِو َحب
(zaten) bütün yaptıkları boştur )16( َوََب ِط ٌل َما َكانُوا يَ ْع َملُو َن
Rabbinden bir delil üzere olan kişi (dünalık
isteyen kişi gibi midir)
أَفَ َم ْن َكا َن َعلَى بَيِِنَ ٍة ِم ْن َربِِِه
ِ ِ
Ve onu bir şahit takip ediyor
َُويَْت لُوهُ َشاه ٌد مْنه
Ve öncesinden َوِم ْن قَ ْبلِ ِه
وسى إِ َم ااما َوَر ْْحَةا ِ
Musa’nın kitabı önündedir ve rahmettir
َ اب ُم ُ َكت
İşte onlar ona iman ederler ك يُ ْؤِمنُو َن بِِه َ ِأُولَئ
ِ َحَز ِِ
Hizblerden ki inkâr ederse اب ْ َوَم ْن يَ ْك ُف ْر بِه م َن ْاْل
ِ
Ateş onun va’d olunduğu yerdir
َُّار َم ْوع ُده ُ فَالن
ِ ٍ ِ ُ َفَ ًَل ت
Sakın ondan şüpheye düşme
ُك ِِف م ْريَة مْنه
Muhakkak o rabinden bir haqq dır ك َ ِِإِنَّهُ ا ِْلَ ُّق ِم ْن َرب
Faka insanların çoğu iman etmezler )17( َّاس ََّل يُ ْؤِمنُو َن ِ َولَ ِك َّن أَ ْكثَ َر الن
Allah’a yalan olarak iftira edenden daha zalim
kim olabilir َّ َوَم ْن أَظْلَ ُم ِِمَّ ِن افْ تَ َرى َعلَى
اَّللِ َك ِذ اَب
Onlar rablerine arzolunurlar ضو َن َعلَى َرِِبِِ ْم ُ ك يُ ْعَر َ ِأُولَئ
Ve şahidler derler اد
ُ ول ْاْلَ ْش َه ُ َويَ ُق
ين َك َذبُوا َعلَى َرِِبِِ ْم ِ َّ ِ
İşte bunlar rablerine karşı yalan söyleyenlerdir
َ َه ُؤََّلء الذ
ِِ َِّ ُأَََّل لَعنة
Dikkat edin Allah’ın laneti zalimler üzerinedir )18( ني َ اَّلل َعلَى الظَّالم َْ
ِاَّلل
َّ صدُّو َن َع ْن َسبِ ِيل ِ َّ
Onlar ki Allah’ın yolundan alıkoyuyorlar
ُ َين ي َ الذ
Eğri yolu talep ediyorlar َويَْب غُونَ َها ِع َو اجا
İşte onlar ahireti inkar edenlerdir )19( َوُه ْم َِب ْْلَ ِخَرةِ ُه ْم َكافُِرو َن
ِ
ضِ ين ِِف ْاْل َْر َ ك ََلْ يَ ُكونُوا ُم ْعج ِز َ ِأُولَئ
İşte onlar yeryüzünde (Allah’ın dinini) aciz
bırakamazlar
4
ِاَّللِ ِمن أَول ِ ِ
َ ْ ْ َّ َوَما َكا َن ََلُْم م ْن ُدون
اءي
Onlara Allah dışında sahip olabilecek bir şeyde
yoktur َ
Onların azabı kat kat arttırılır اب
ُ ف ََلُُم الْ َع َذ ُ اع
َض َ ُي
Onlar işitmeye güç yetiremezler َّ َما َكانُوا يَ ْستَ ِطيعُو َن
الس ْم َع
)20( ص ُرو َن ِ وما َكانُوا ي ب
Onlar görmezler
ُْ ََ
ين َخ ِس ُروا أَنْ ُف َس ُه ْم ِ َّ ِأُولَئ
Onlar ki nefislerini hüsrana uğratanlardır
َ ك الذ َ
Uydurdukları kendilerinden uzaklaşmıştır )21( ض َّل َعْن ُه ْم َما َكانُوا يَ ْفتَ ُرو َن َ َو
Şüphe yok ki ََّل َجَرَم
ِأَنَّ ُهم ِِف ْاْلَ ِخرة
Onlar ahirette
َ ْ
En çok hüsrana uğrayanlardır )22( َخ َس ُرو َن ْ ُه ُم ْاْل
اتِ اِل ِ َّ إِ َّن الَّ ِذين آَمنوا وع ِملُوا
İman edenlere ve salih amel işleyenlere gelince
َ الص َ َ َُ َ
Ve rablerine gönülden bağlananlar َخبَ تُوا إِ ََل َرِِبِِ ْم ْ َوأ
Onlar cennet ashabıdır اْلَن َِّة
ْ اب ُ َص َح ْ كأ َ ِأُولَئ
Orada ebedi olarak kalacaklardır )23( ُه ْم فِ َيها َخالِ ُدو َن
َص ِِم
َ ني َك ْاْل َْع َمى َو ْاْل ِ ْ َمثَل الْ َف ِري َق
İki fırkanın misali kör ve sağır gibidir
ُ
Gören ve işiten (kimseler gibidir) الس ِمي ِع َّ ص ِري َو ِ والْب
ََ
Hiçbir olurlar mı? Örnek olarak َه ْل يَ ْستَ ِوََّي ِن َمثَاًل
Hiç düşünmez misiniz? )24( أَفَ ًَل تَ َذ َّك ُرو َن
Muhakkak biz Nuh’u qavmine gönderdik وحا إِ ََل قَ ْوِم ِه َولََق ْد أ َْر َس ْلنَا نُ ا
ِ
‘ben apaçık bir Uyarıcıyım’ )25( ني ٌ ِإِِِّن لَ ُك ْم نَذ ٌير ُمب
Allah’tan başkasına ibadet etmeyin (diye) َّ أَ ْن ََّل تَ ْعبُ ُدوا إََِّّل
َاَّلل
Ben sizin için korkuyorum اف َعلَْي ُك ْم ُ َخ َ إِِِّن أ
Elim azab gününden )26( اب يَ ْوٍم أَلِي ٍم َ َع َذ
ين َك َف ُروا ِم ْن قَ ْوِم ِه ِ َّ
Qaminden kâfirlerin meleleri dediler
َ ال الْ َم ََلُ الذ َ فَ َق
Biz seni benzerimiz olan insandan başka bir şey
olarak görmüyoruz
َما نََر َاك إََِّّل بَ َشارا ِمثْ لَنَا
Ve sana tabi olanları görmüyoruz ك َ َوَما نََر َاك اتَّبَ َع
5
Ancak en düşüklerimiz (olarak görüyoruz) ين ُه ْم أ ََر ِاذلُنَا ِ َّ ِ
َ إََّّل الذ
الرأْ ِي
َّ ي ِ
İlk nazarda/düşük görüşlü
َ ََبد
ْ ََوَما نََرى لَ ُك ْم َعلَْي نَا ِم ْن ف
ض ٍل
Sizin bizim üzerimize bir fadlınızı (üstünlüğünüzü
de) da görmüyoruz
ِ
)27( ني َ ِبَ ْل نَظُنُّ ُك ْم َكاذب
Hatta sizin yalancılar olduğunuzu zannediyoruz
(düşünüyoruz)
Dedi; ‘Ey qavmim ال ََّي قَ ْوِم َ َق
Ne dersiniz أ ََرأَيْتُ ْم
Rabbimden bir beyyine üzerine olsam da mı? ت َعلَى بَيِِنَ ٍة ِم ْن َرِِّب ُ إِ ْن ُكْن
ِوآَ ََتِّن ر ْْحةا ِمن ِعْن ِده
Ve bana verdi katından bir rahmet
ْ ََ َ
ت َعلَْي ُك ْم ِ
Ve siz kör kılındınız (hakka karşı) ْ َفَ ُع ِمي
Biz sizi zorlayacak mıyız?
َ أَنُْل ِزُم ُك ُم
وها
Siz onu kerih görürken )28( َوأَنْتُ ْم ََلَا َكا ِرُهو َن
Ey qavmim َوََّي قَ ْوِم
Sizden mal istemiyorum َسأَلُ ُك ْم َعلَْي ِه َم ااَّل ْ ََّل أ
ِاَّلل
َّ ي إََِّّل َعلَى
Benim ecrim Allah’tan başkasına değil
ْ إِ ْن أ
َ َج ِر
ين آَ َمنُوا ِ َّ ِِ ِ
Ben iman edenleri kovacak değilim
َ َوَما أ َََن بطَارد الذ
Onlar rablerine kavuşmayı umuyorlar إِنَّ ُه ْم ُم ًَلقُو َرِِبِِ ْم
Fakat ben sizi cahil bir qavm olarak görüyorum )29( َولَ ِك ِِّن أ ََرا ُك ْم قَ ْواما ََتْ َهلُو َن
Ey qavmim َوََّي قَ ْوِم
ِاَّلل
َّ ص ُرِّن ِم َن
Allah’a karşı bana yardım edecek kimdir
ُ َْم ْن يَن
Ben onları kovarsam إِ ْن طََرْدتُ ُه ْم
Düşünmez misiniz? )30( أَفَ ًَل تَ َذ َّك ُرو َن
Size demiyorum ول لَ ُك ْم ُ َُوََّل أَق
Allah’ın hazineleri yanımdadır ِاَّلل
َّ ِعنْ ِدي َخَزائِ ُن
Ğaybı bilmem ب َ َوََّل أ َْعلَ ُم الْغَْي
Ben meleğim de demiyorum كٌ َول إِِِّن َمل ُ َُوََّل أَق
6
Demiyorum ُ َُوََّل أَق
ول
ين تَ ْزَد ِري أ َْعيُنُ ُك ْم ِِ
Gözlerinizin hor gördüğü kimseler için
َ للَّذ
‘Allah onlara hayır vermeyecektir’ (demiyorum) َّ لَ ْن يُ ْؤتِيَ ُه ُم
اَّللُ َخْي ارا
Allah onların kalplerindekini bilendir اَّللُ أ َْعلَ ُم ِِبَا ِِف أَنْ ُف ِس ِه ْم
َّ
ِِ ِ
O zaman ben zalimlerdenim )31( ني َ إِِِّن إِ اذا لَم َن الظَّالم
Dediler; Ey Nuh وح
ُ ُقَالُوا ََّي ن
Bizimle mücadele ettin قَ ْد َج َادلْتَ نَا
Ve mücadeleyi çoğalttın ت ِج َدالَنَا َ فَأَ ْكثَ ْر
Bize va’d ettiğin şeyi getir فَأْتِنَا ِِبَا تَعِ ُد ََن
)32( ني ِ ِ َّ إِ ْن ُكْنت ِمن
Eğer sadıklardan isen
َ الصادق َ َ
Dedi; ال
َ َق
Muhakkak Allah onu (azabı) getirecektir َّ إََِّّنَا ََيْتِي ُك ْم بِِه
ُاَّلل
ِ
Eğer dilerse
َإ ْن َشاء
ِ ِ
Ve siz (onu) aciz bıkamayacaksınız )33( ين َ َوَما أَنْتُ ْم ِبُْعج ِز
Benim nasihatim size zarar vermeyecek ص ِحي ْ َُوََّل يَْن َف ُع ُك ْم ن
Eğer size nasihat etmeyi dilersem
َ ْت أَ ْن أَن
ص َح لَ ُك ْم ُ إِ ْن أ ََرْد
Eğer Allah َّ إِ ْن َكا َن
ُاَّلل
Sizi azdırılmanızı dilemişse يد أَ ْن يُغْ ِويَ ُك ْم ُ يُِر
O sizin rabbinizdir ُه َو َربُّ ُك ْم
Dönüşünüz onadır )34( َوإِلَْي ِه تُ ْر َجعُو َن
Veya أ َْم
O uydurmadır diyorlar
ُيَ ُقولُو َن افْ تَ َراه
ِ
Eğer ben uydurdu isem
ُقُ ْل إِن افْ تَ َريْتُه
Günahım banadır فَ َعلَ َّي إِ ْجَر ِامي
Ve be sizin günahlarınızdan beriyim )35( َوأ َََن بَِريءٌ ِِمَّا َُْت ِرُمو َن
7
وحٍ ُُوح َي إِ ََل ن ِ وأ
Ve Nuh’a vahyolundu
َ
Şu
ُأَنَّه
Kavmin iman etmeyecek كَ لَ ْن يُ ْؤِم َن ِم ْن قَ ْوِم
(Şu ana kadar) iman etmiş olanlar hariç. إََِّّل َم ْن قَ ْد آَ َم َن
س ِ
Ümitsizliğe düşme
ْ فَ ًَل تَ ْب تَئ
Onların yaptıklarından dolayı )36( ِِبَا َكانُوا يَ ْف َعلُو َن
Gemiyi gözlerimizin önünde yap ك ِِب َْعيُنِنَا َ ْاصنَ ِع الْ ُفلْ َو
Ve vahyimiz (doğrultusunda) َوَو ْحيِنَا
ِ َّ ِ ِ
Zalimler hakkında bana hitabta bulunma ين ظَلَ ُمواَ َوََّل ُُتَاطْب ِّن ِف الذ
Onlar boğulacaklardır )37( إِنَّ ُه ْم ُم ْغَرقُو َن
Ve gemiyi yapıyor كَ صنَ ُع الْ ُف ْلْ ََوي
Her bir qavminin meleleri yanına uğradıklarında َوُكلَّ َما َمَّر َعلَْي ِه َم ََلٌ ِم ْن قَ ْوِم ِه
ِ ِ
Onunla dalga geçtiler
َُسخ ُروا مْنه
Dedi ال
َ َق
Eğer bizimle dalga geçiyorsanız إِ ْن تَ ْس َخ ُروا ِمنَّا
Bizde sizinle dalga geçiyoruz/geçeceğiz فَِإ ََّن نَ ْس َخ ُر ِمنْ ُك ْم
Sizin bizimle dalga geçtiğiniz gibi )38( َك َما تَ ْس َخ ُرو َن
Bileceksiniz ف تَ ْعلَ ُمو َن َ فَ َس ْو
Kime onu rezil edecek azab gelecek اب ُُيْ ِز ِيه ِِ
ٌ َم ْن ََيْتيه َع َذ
Sürekli azab kime serbest bırakılacak )39( اب ُم ِق ٌيم ِ
ٌ َوََي ُّل َعلَْيه َع َذ
ِ
Taki emrimiz geldiği zaman َح ََّّت إِذَا َجاءَ أ َْم ُرََن
Ve tandır fokurdadı ُّور
ُ َوفَ َار التَّن
Ve biz dedik قُلْنَا
ك ِ ْ اْحل فِ َيها ِم ْن ُك ٍل َزْو َج
ِ ْ َني اثْن
َ َني َوأ َْهل ِ
Ona (gemiye) her (şeyden) bir çift bindir ve ehlini
ِ ْ ْ
Haklarında söz geçmiş olanlar hariç إََِّّل َم ْن َسبَ َق َعلَْي ِه الْ َق ْو ُل
8
Ve iman edenleri de (bindir) َوَم ْن آَ َم َن
)40( يلِ َِّ
Onunla birlikte iman edenler çok azdı
ٌ َوَما آَ َم َن َم َعهُ إَّل قَل
Dedi binin ona ال ْارَكبُوا فِ َيها َ ََوق
Onun ilerlemesi Allah’ın adıyladır اَّللِ ََْمَر َاها
َّ بِ ْس ِم
Onun durması da Allah’ın adıyladır اها
َ َوُم ْر َس
Muhakkak rabbim ğafur ve rahimdir )41( ور َرِح ٌيم ٌ إِ َّن َرِِّب لَغَ ُف
O onlar ile akıp gidiyor َوِه َي ََْت ِري ِبِِ ْم
Dağlar gibi dalgalar arasında (içinde) اْلِبَ ِال
ْ ِِف َم ْو ٍج َك
Ve nu oğluna nida etti
ُوح ابْنَهٌ َُو ََن َدى ن
Bir yere çekilmişti َوَكا َن ِِف َم ْع ِزٍل
Ey oğulcuğum ّن
ََّ ََُّي ب
Bizimle birlikte bin ب َم َعنَا ْ ْارَك
ِ
Kâfirlerle birlikte olma )42( ين َ َوََّل تَ ُك ْن َم َع الْ َكاف ِر
Dedi; ‘dağa sığınacağım ال َسآَ ِوي إِ ََل َجبَ ٍل َ َق
Beni sudan koruyacak’ ص ُم ِّن ِم َن الْ َم ِاء ِ يع
َْ
ِاَّلل
َّ اص َم الْيَ ْوَم ِم ْن أ َْم ِر
ِ ال ََّل ع
Bu gün Allah’ın emrinden koruyacak yoktur dedi َ َ َق
Allah’ın merhamet ettikleri hariç إََِّّل َم ْن َرِح َم
Ve ikisinin arasına dalga girdi ال بَْي نَ ُه َما الْ َم ْو ُج َ َو َح
)43( ني ِ ِ
Ve boğulanlardan oldu
َ فَ َكا َن م َن الْ ُم ْغَرق
يل ِ
Ve denildi
َ َوق
Ey yeryüzü suyunu yut ض ابْلَعِي َماءَ ِك ُ ََّي أ َْر
Ey gökyüzü
َُوََّي ََسَاء
(suyunu) tut أَقْلِعِي
ِ
Su çekildi
ُيض الْ َماء َ َوغ
ض َي ْاْل َْم ُر ِ ُوق
İş bitirildi
َ
9
ِ ْ واست وت علَى
Ve (gemi) cudi üzerine oturdu
ِِ اْلُود
ي َ ْ ََْ َ
يل ِوق
Ve denildi
َ َ
ِِ ِ ِ
Zalim qavm (Allah’ın rahmetinden) uzak olsun
َ بُ ْع ادا للْ َق ْوم الظَّالم
)44( ني
Ve Nuh rabbine nida etti
ُوح َربَّه
ٌ َُو ََن َدى ن
Ve dedi; الَ فَ َق
Rabbim بِِ َر
Benim oğlum benim ehlimdendi إِ َّن ابِّْن ِم ْن أ َْهلِي
Senin va’din haqq dır ْ َوإِ َّن َو ْع َد َك
اِلَ ُّق
)45( ني ِ ِ ْ وأَنْت أَح َكم
Sen hükmedenlerin en iyi hükmedenisin
َ اِلَاكم ُ ْ َ َ
Dedi; (Allah) الَ َق
Ey Nuh وح
ُ ََُّي ن
ِ
O senin ehlinden değil كَ س ِم ْن أ َْهل ِ
َ إنَّهُ لَْي
O salih olmayan ameller işliyor صالِ ٍح َ إِنَّهُ َع َم ٌل َغْي ُر
Bana sorma فَ ًَل تَ ْسأَلْ ِن
Senin için ilim olmayan şeyden ك بِِه ِعلْ ٌم َ َس ل َ َما لَْي
Ben sana va’z veriyorum ك َ ُإِِِّن أ َِعظ
)46( ني ِ ِ ْ أَ ْن تَ ُكو َن ِمن
Cahillerden olmayasın diye
َ اْلَاهل َ
Dedi; الَ َق
Rabbim بِِ َر
Ben sana sığınırım كَ َِعوذُ ب ُ إِِِّن أ
Sana sormaktan كَ ََسأَلْ أَ ْن أ
Benim onun hakkında ilim olmayan şeyden س ِِل بِِه ِعلْ ٌم َ َما لَْي
Beni bağışlaman müstesna َوإََِّّل تَغْ ِف ْر ِِل
Ve bana rahmet etmen müstesna َوتَ ْر َْحِّْن
ِ ْ أَ ُكن ِمن
(yoksa) hüsrana uğrayanlardan olurum
َ اْلَاس ِر
)47( ين َ ْ
10
يل ِ
Denildi;
َ ق
Ey Nuh وح
ُ ََُّي ن
Bizden bir selam ile in ْاهبِ ْط بِ َس ًَلٍم ِمنَّا
ك ٍ
Ve senin üzerine olsun berakat َ َوبََرَكات َعلَْي
Ve ümmet üzerine olsun َو َعلَى أ َُم ٍم
ِ
Seninle birlikte olan كَ ِمَّ ْن َم َع
Ve ümmetler ki onları faydalandıracağız َوأ َُم ٌم َسنُ َمتِِ ُع ُه ْم
Sonra bizden onlara acı verici bir azab dokunacak )48( اب أَلِ ٌيم ِ
ٌ ُُثَّ ََيَ ُّس ُه ْم منَّا َع َذ
İşte bunlar ğaybın haberleridir ب ِ ك ِم ْن أَنْبَ ِاء الْغَْي َ ْتِل
ِ ُن
Sana vahyediyoruz كَ وح َيها إِلَْي
Sen onları bilir değildin تَ ْت تَ ْعلَ ُم َها أَن َ َما ُكْن
Ve sen de qavmin de (bilmezdi) كَ َوََّل قَ ْوُم
Bundan önce ِم ْن قَ ْب ِل َه َذا
Sabret اصِ ِْب
ْ َف
ِ ِ ِ
Aqıybet muttaqıylerindir )49( ني َ إِ َّن الْ َعاقبَةَ للْ ُمتَّق
Ve Ada.. َوإِ ََل َع ٍاد
Ve kardeşleri Hud ودا
اه ْم ُه ا ُ َخ َأ
Dedi; ey qavmim Allah’a ibadet edin َّ ال ََّي قَ ْوِم ْاعبُ ُدوا
َاَّلل َ َق
ٍ ِ
Sizin için ondan başka ilah yoktur
َُما لَ ُك ْم م ْن إِلَه َغْي ُره
Siz ancak iftira ediyorsunuz )50( إِ ْن أَنْتُ ْم إََِّّل ُم ْفتَ ُرو َن
Ey qavmim ََّي قَ ْوِم
ِ
Size onun üzerine ecir istemiyorum َجارا ْ َسأَلُ ُك ْم َعلَْيه أ ْ ََّل أ
Benim ecrim ancak beni yaratan içindir ي إََِّّل َعلَى الَّ ِذي فَطََرِّن َ َج ِرْ إِ ْن أ
Aqıl etmez misiniz? )51( أَفَ ًَل تَ ْع ِقلُو َن
Ey qamim َوََّي قَ ْوِم
11
Rabbinize dua edin استَ ْغ ِف ُروا َربَّ ُك ْمْ
Sonra ona Tevbe edin ُُثَّ تُوبُوا إِلَْي ِه
Sizin üzerinize yağmuru bol bol göndersin الس َماءَ َعلَْي ُك ْم ِم ْد َر اارا َّ يُْرِس ِل
Quvvetinize quvvet katsın َويَِزْد ُك ْم قُ َّواة إِ ََل قُ َّوتِ ُك ْم
ِ
Günahkârlar olarak dönmeyi/yüz çevirmeyin )52( ني َ َوََّل تَتَ َولَّ ْوا َُْم ِرم
Dediler قَالُوا
Ey Hud ود
ُ ََّي ُه
Bize bir delil gelmedi َما ِجْئ تَ نَا بِبَيِِنَ ٍة
Biz ilahlarımızı da terkedecek değiliz َوَما ََْن ُن بِتَا ِركِي آَ َِلَتِنَا
ك ِ
Senin sözünden dolayı َ َع ْن قَ ْول
)53( ني ِ ِ ِ َ َوما ََْنن ل
Sana iman edecek te değiliz
َ ك ِبُْؤمن ُ ََ
Biz diyoruz ُ إِ ْن نَ ُق
ول
ٍ إََِّّل اعت ر َاك ب عض آَ َِلتِنا بِس
وء
‘İlahlarımız seni fena çarpmış’
ُ َ َ ُ ْ َ ََْ
Dedi; ال
َ َق
Ben Allah’ı şahit kılarım َّ إِِِّن أُ ْش ِه ُد
َاَّلل
Ve sizde şahit olun ki َوا ْش َه ُدوا
Ben sizin şirk koştuklarınızdan beriyim )54( َّن بَِريءٌ ِِمَّا تُ ْش ِرُكو َن ِِأ
Onun dışında ِم ْن ُدونِِه
Bana toplu olarak kurun tuzaklarınızı َج ايعاَِ يد ِوّن ُ فَ ِك
)55( ون ِ ُُثَّ ََّل تُْن ِظر
Sonra beklemeyin
ُ
Ben sizin rabbiniz olan ve benim rabbim olan
Allah’a tevekkül ettim
اَّللِ َرِِّب َوَربِِ ُك ْم
َّ ت َعلَى ُ ْإِِِّن تَ َوَّكل
Depreşen/hareket eden hiçbir canlı yoktur ki َما ِم ْن َدابٍَّة
O onun perçeminden yakalamış olmasın اصيَتِ َها
ِ َإََِّّل هو آَ ِخ ٌذ بِن
َُ
Benim rabbim sıratı mustaqıym üzeredir )56( اط ُم ْستَ ِقي ٍم ٍ إِ َّن رِّب علَى ِصر
َ َ َِ
Eğer dönerseniz فَِإ ْن تَ َولَّ ْوا
12
Muhakkak size tebliğ ettim فَ َق ْد أَبْلَغْتُ ُك ْم
Kendisi ile size gönderildiğim şeyi ت بِِه إِلَْي ُك ْم ِ
ُ َْما أ ُْرسل
ف َرِِّب قَ ْواما َغْي َرُك ْم ِ
ُ َويَ ْستَ ْخل
Rabbim sizin dışınızda bir qavmi arkanızdan
gönderecektir
Ona hiçbir şekilde zarar veremezsiniz ضُّرونَهُ َشْي ئاا ُ ََوََّل ت
Rabbim her şeyi koruyandır ٌ إِ َّن َرِِّب َعلَى ُك ِِل َش ْي ٍء َح ِفي
)57( ظ
Emrimiz geldiği zaman َولَ َّما َجاءَ أ َْم ُرََن
Hud’u kurtardık ودا
ََنَّْي نَا ُه ا
ِ َّ
Ve onunla birlikte iman edenleri
ُين آَ َمنُوا َم َعه َ َوالذ
Katımızdan bir rahmet ile بَِر ْْحٍَة ِمنَّا
)58( يظ ٍ ِاب َغل ٍ اهم ِمن َع َذ
Onları yoğun/ağır bir azabtan kurtardık
ْ ْ ُ ََوََنَّْي ن
Be bu da Ad اد
ٌ ك َع َ َوتِْل
ت َرِِبِِ ْم ِ جح ُدوا ِِبََّي
Rablerinin ayetlerini inkâr ettiler
َ ََ
Ve rasullerine isyan ettiler
ُص ْوا ُر ُسلَه َ َو َع
)59( يدٍ ِواتَّب عوا أَمر ُك ِل جبَّا ٍر عن
Her inatçı zorbanın emrine uydular َ َ ِ َْ ُ َ َ
Bu dünyada lanet peşlerin düşürüldü َوأُتْبِ ُعوا ِِف َه ِذهِ الدُّنْيَا لَ ْعنَةا
Ve kıyamet gününde de َويَ ْوَم الْ ِقيَ َام ِة
Dikkat! Ad rablerine kafir oldu أَََّل إِ َّن َع اادا َك َف ُروا َربَّ ُه ْم
)60( ود ٍ أَََّل ب ع ادا لِع ٍاد قَوِم ه
Dikkat uzak olsun (rametten) Hud’un qavmi ad
ُ ْ َ ُْ
Ve Semud (qavmine) kardeşleri Salih’i ِ وإِ ََل ََثُود أَخاهم ص
اِلاا
(gönderdik) َ ُْ َ َ َ
Dedi ey qavmim Allah’a ibadet edin َّ ال ََّي قَ ْوِم ْاعبُ ُدوا
َاَّلل َ َق
ٍ ِ
Sizin için ondan başka ilah yoktur
َُما لَ ُك ْم م ْن إِلَه َغْي ُره
O sizi yeryüzünden inşa etti ض ِ ُه َو أَنْ َشأَ ُك ْم ِم َن ْاْل َْر
Ve sizi onda (yeryüzünde) medeniyete kadir kıldı استَ ْع َمَرُك ْم فِ َيها ْ َو
ِ َف
Ondan bağışlanma dileyin
ُاستَ ْغف ُروه ْ
Sonra ona Tevbe edin (ona yönelin) ُُثَّ تُوبُوا إِلَْي ِه
13
)61( يب ِ إِ َّن رِّب قَ ِر
Muhakkak rabbim yakın ve icabet edendir
ٌ يب َُم ٌ َِ
Dediler; Ey Salih صالِ ُح َ قَالُوا ََّي
Sen bizim içimizden (kendisinden) ümit beslenen
bir adamdın
ت فِينَا َم ْر ُج ًّوا َ ْقَ ْد ُكن
Bundan önce قَ ْب َل َه َذا
Bizi ibadet etmekten men ediyor musun? اَن أَ ْن نَ ْعبُ َد َ أَتَ ْن َه
Babalarımızın ibadet ettiklerine َما يَ ْعبُ ُد آَ ََب ُؤ ََن
ِ
Muhakkak biz şüphe içerisindeyiz كٍِ َوإِنَّنَا لَفي َش
ٍ وَن إِلَْي ِه ُم ِر ِ
Bizi çağırdığın şeyden şüphe içerisindeyiz )62( يب َ ِمَّا تَ ْد ُع
Dedi; Ey Qavmim ال ََّي قَ ْوِم َ َق
Ne dersiniz أ ََرأَيْتُ ْم
Ben rabbimden bir beyyine üzerinde olsam ت َعلَى بَيِِنَ ٍة ِم ْن َرِِّب ُ إِ ْن ُكْن
Bana ondan bir rahmet verdi َوآَ ََتِّن ِمْنهُ َر ْْحَةا
ِاَّلل
َّ ص ُرِّن ِم َن
Kim bana Allah’a (karşı) yardım edebilir
ُ فَ َم ْن يَْن
Eğer ona isyan edersem
ُصْي تُهَ إِ ْن َع
Siz benim hüsranımı arttırmaktan başka bir şey
yapmazsınız
)63( يدونَِّن َغْي َر َُتْ ِس ٍري ُ فَ َما تَ ِز,
Ey qavmim َوََّي قَ ْوِم
Bu Allah’ın devesidir ِاَّلل
َّ َُه ِذهِ ََنقَة
(Onda) sizin için mucize vardır لَ ُك ْم آَيَةا
Onu bırakın وها
َ فَ َذ ُر
Allah’ın arzında yesin ِاَّلل
َّ ض ِ ََتْ ُك ْل ِِف أ َْر
ٍ وََّل ََتَ ُّسوها بِس
وء
Ona kötülükle dokunmayın
ُ َ َ
Sizi yakın bir azab alır )64( يب ٌ اب قَ ِر ٌ فَيَأْ ُخ َذ ُك ْم َع َذ
Onu bacaklarını keserek öldürdüler وها
َ فَ َع َق ُر
Evlerinizde metalanın dedi (Salih) َّعوا ِِف َدا ِرُك ْم ُ ال ََتَت َ فَ َق
Üç gün ثًََلثَةَ أَََّّيٍم
14
ٍ ك و ْع ٌد َغْي ر م ْك ُذ
)65( وب ِ
Bu yalanlanamayacak bir va’d dir
َُ َ َ ذَل
Emrimiz onlara geldiği zaman فَلَ َّما َجاءَ أ َْم ُرََن
ِ ََنَّي نا ص
اِلاا
Salih’i kurtardık
َ َْ
ِ َّ
Onunla birlikte iman edenleri de
ُين آَ َمنُوا َم َعه َ َوالذ
Bizden bir rahmet olarak بَِر ْْحٍَة ِمنَّا
O günün rezilliğinden َوِم ْن ِخ ْز ِي يَ ْوِمئِ ٍذ
Muhakkak senin rabbin ك َ َّإِ َّن َرب
O kuvvetli ve azizdir )66( ي الْ َع ِز ُيز ُّ ُه َو الْ َق ِو
ُالصْي َحة
َّ ين ظَلَ ُموا ِ َّ وأ
Zalimleri bir çığlık aldı
َ َخ َذ الذ َ َ
ِِ ِ ِ
Ve memleketlerinde diz üstü çöküp sabahladılar
َ َصبَ ُحوا ِِف د ََّي ِره ْم َجاَث
)67( ني ْ فَأ
Sanki orada hiç yaşamamışlar gibi َكأَ ْن ََلْ يَ ْغنَ ْوا فِ َيها
Dikkat! Semud’da rabblerini inkâr etti ود َك َف ُروا َربَّ ُه ْم َ ُأَََّل إِ َّن ََث
)68( ود ِ
Semud (Allah’ın) rahmetinden uzak olsun َ أَََّل بُ ْع ادا لثَ ُم
Elçilerimiz İbrahim’e gelmişti ت ُر ُسلُنَا إِبْ َر ِاه َيم ْ ََولََق ْد َجاء
Müjde ile َِبلْبُ ْشَرى
Dediler; selam قَالُوا َس ًَل اما
Dedi; selam ال َس ًَل ٌم َ َق
Çok geçmedi ثَ ِفَ َما لَب
ٍ ِأَ ْن جاء بِعِج ٍل حن
)69( يذ
(İbrahim’in) kızarmış bir buzağı ile gelmesi
َ ْ ََ
Onların ellerini gördüğü zaman فَلَ َّما َرأَى أَيْ ِديَ ُه ْم
Ona uzanmıyor ص ُل إِلَْي ِه ِ َََّل ت
Onlardan hoşlanmadı نَ ِكَرُه ْم
Korkudan bir korku aldı س ِمنْ ُه ْم ِخي َفةا َ َوأ َْو َج
Dediler; korkma فْ َقَالُوا ََّل َُت
ٍ ُإِ ََّن أُرِس ْلنَا إِ ََل قَوِم ل
)70( وط
Biz Lut Qavmine gönderildik
ْ ْ
15
Onun (İbrahim’in) hanımı ayakta idi ٌَو ْامَرأَتُهُ قَائِ َمة
ت ِ َف
Güldü ْ ضح َك َ
Biz İshaq’ı ona (Sara’ya) müjdeledik َ فَبَش َّْرََن َها ِبِِ ْس َح
اق
İshaq’ın arkasından Ya’qub’u da (müjdeledik) )71( وب َ اق يَ ْع ُق َ َوِم ْن َوَر ِاء إِ ْس َح
Dedi; bay başıma gelenler ت ََّي َويْلَ ََّت ْ َقَال
Ben doğuracak mıyım? أَأَلِ ُد
Ben ihtiyarım وز
ٌ َوأ َََن َع ُج
Şu benim kocam da yaşlı َوَه َذا بَ ْعلِي َشْي اخا
ِ ِ
Bu acaib bir şeyden başka bir şey değil )72( يب ٌ إ َّن َه َذا لَ َش ْيءٌ َعج
ِاَّلل
َّ ني ِم ْن أ َْم ِر
Dediler; Allah’ın işine mi şaşırıyorsun
َ ِقَالُوا أَتَ ْع َجب
Allah’ın sizin üzerinize rahmetine ve bereketine
mi?
اَّللِ َوبََرَكاتُهُ َعلَْي ُك ْم َّ َُر ْْحَة
ت ِ أَهل الْب ي
Ey ev halkı
َْ َ ْ
O hamid ve mecid dir )73( ْحي ٌد ََِمي ٌد َِ إِنَّه
ُ
İbrahim’den korku gidince َّ ب َع ْن إِبْ َر ِاه َيم
ُالرْوع َ فَلَ َّما ذَ َه
Ve müjde gelince َو َجاءَتْهُ الْبُ ْشَرى
Lut Qavmi hakkında bizimle (elçilerimizle)
)74( وط ٍ ُُُي ِادلُنَا ِِف قَوِم ل
tartışıyor (du)/tartışmaya başladı ْ َ
Muhakkak İbrahim إِ َّن إِبْ َر ِاه َيم
Halim(yumuşak huylu) َِلَلِ ٌيم
Evvah (yanık yürekli)
ٌأ ََّواه
)75( يب ِ
Münib (Allah’a dönen/yönelen)
ٌ ُمن
Ey İbrahim ََّي إِبْ َر ِاه ُيم
Bundan (tartışmaktan) vageç ض َع ْن َه َذا ْ أ َْع ِر
Muhakkak rabbinin emri geldi كَ ِِإِنَّهُ قَ ْد َجاءَ أ َْم ُر َرب
Muhakkak onlara gelecektir َوإِنَّ ُه ْم آَتِي ِه ْم
)76( ود ٍ ع َذاب َغي ر مرد
Geri çevrilmeyecek azab َُْ ُْ ٌ َ
16
Elçilerimiz Lut’a geldiği zaman ت ُر ُسلُنَا لُوطاا ْ ََولَ َّما َجاء
Onlardan dolayı (kendini) kötü (hissetti) ِسيءَ ِبِِ ْم
Onlardan dolayı son haddine kadar (göğsü)
daraldı
اق ِبِِ ْم ذَ ْر اعا َ ض َ َو
)77( يب ِ
Bu zor bir gün dedi
ٌ ال َه َذا يَ ْوٌم َعص َ ََوق
Ve qavmi ona geldi
َُو َجاءَهُ قَ ْوُمه
Ona doğru koşuyorlar(dı) يُ ْهَر ُعو َن إِلَْي ِه
ِ السيِئ
Bundan önce de kötülüğü işliyorlardı ات َِ َّ َوِم ْن قَ ْب ُل َكانُوا يَ ْع َملُو َن
Dedi ey qavmim ال ََّي قَ ْوِم َ َق
Bunlar benim kızlarım َه ُؤََّل ِء بَنَ ِاِت
Onlar sizin için daha temiz ُه َّن أَطْ َه ُر لَ ُك ْم
Allah’tan sakının َّ فَاتَّ ُقوا
َاَّلل
Misafirlerim hakkında beni üzmeyin ضْي ِفي َ ون ِِف ِ وََّل ُُتْز
ُ َ
Sizin içinizde hiç olgun adam yok mu? )78( س ِمْن ُك ْم َر ُج ٌل َرِشي ٌد َ أَلَْي
Dediler قَالُوا
ت ِ
Muhakkak sen bildin(biliyorsun)
َ لََق ْد َعل ْم
Senin kızlarınla alakamız yoktur ك ِم ْن َح ٍِق َ َِما لَنَا ِِف بَنَات
Sen bizim ne istediğimizi biliyorsun )79( يد ُ ك لَتَ ْعلَ ُم َما نُِر َ ََّوإِن
Dedi ال
َ َق
Keşke benim için size karşı bir quvvet olsa idi َن ِِل بِ ُك ْم قُ َّوةا َّ لَ ْو أ,
)80( يد ٍ أَو آَ ِوي إِ ََل رْك ٍن َش ِد
Ya da kuvvetli bir kaleye sığınabilseydim
ُ ْ
Dediler; Ey Lut قَالُوا ََّي لُو ُط
Biz senin rabbinin elçileriyiz ك َ ِِإِ ََّن ُر ُس ُل َرب
كَ صلُوا إِلَْي ِ لَن ي
Onlar sana ulaşamayacak
َْ
ِ
Ehlini gece yürüt ك َ َس ِر ِِب َْهل
ْ فَأ
Gecenin bir kısmında بِِقطْ ٍع ِم َن اللَّْي ِل
17
َح ٌد ِ وََّل ي لْتَ ِف
َ ت مْن ُك ْم أ
Sizden hiç kimse onlara iltifat
etmesin(yönelmesin) ْ َ َ
Senin karın hariç كَ َإََِّّل ْامَرأَت
ِ
Ona onlara isabet eden şey isabet edecek َصابَ ُه ْم َ إِنَّهُ ُمصيبُ َها َما أ
Onların va’di sabahdır ُّ إِ َّن َم ْو ِع َد ُه ُم
الصبْ ُح
ٍ الصْبح بَِق ِر
Sabah yakın değil midir? )81( يب ُ ُّ س َ أَلَْي
Emrimiz onlara geldiği zaman فَلَ َّما َجاءَ أ َْم ُرََن
Onun üstünü altına getirdik َج َعلْنَا َعالِيَ َها َسافِلَ َها
Üzerine taş yağdırdık َوأ َْمطَْرََن َعلَْي َها ِح َج َارةا
)82( ود ٍ ِمن ِس ِج ٍيل منْض
Ateşte pişirilmiş ve üst üste yığılmış ُ َ ِ ْ
Senin rabbinin katında işaretlemiş/damgalanmış ك َ ُِِم َس َّوَمةا ِعْن َد َرب
)83( يد ٍ ِوما ِهي ِمن الظَّالِ ِمني بِبع
O zalimlere uzak değil
َ َ َ َ ََ
Medyen’e de kardeşleri Şuayb’ı gönderdik اه ْم ُش َعْي باا ُ َخ َ َوإِ ََل َم ْديَ َن أ
Dedi; ey qavmim ال ََّي قَ ْوِمَ َق
Allah’a ibadet edin
َاَّلل
َّ ْاعبُ ُدوا
ٍ ِ
Sizin için ondan başka ilah yoktur
َُما لَ ُك ْم م ْن إِلَه َغْي ُره
Ölçüyü ve tartıyı eksik kılmayın ال َوالْ ِم َيزا َن َ َصوا الْ ِم ْكي ُ َوََّل تَنْ ُق
Ben sizi hayır ile görüyorum إِِِّن أ ََرا ُك ْم ِِبٍَْري
ٍ اف علَي ُكم ع َذاب ي وٍم ُُِم
Ve ben kuşatıcı bir günün azabından korkuyorum )84( يط ْ َ َ َ ْ ْ َ ُ َخ َ َوإِِِّن أ
Ey qavmim َوََّي قَ ْوِم
Ölçü ve tartıda tam olarak adaletli olun ال َوالْ ِم َيزا َن َِبلْ ِق ْس ِط َ َأ َْوفُوا الْ ِم ْكي
İnsanların eşyalarını (mallarını) eksiltmeyin َّاس أَ ْشيَاءَ ُه ْم
َ َوََّل تَْب َخ ُسوا الن
)85( ين ِ ِ ِ وََّل تَعث وا ِِف ْاْلَر
Yeryüzünde fesat çıkarmak için ayaklanmayın
َ ض ُم ْفسد ْ ْ َْ َ
Allah’ın sizin için bıraktığı (kar) sizin için (daha)
hayırlıdır
اَّللِ َخْي ٌر لَ ُك ْم
َّ ُبَِقيَّة
ِِ
Eğer iman ediyorsanız
َ إِ ْن ُكْن تُ ْم ُم ْؤمن
ني
)86( يظ ٍ وما أ َََن علَي ُكم ِِب ِف
Ben sizin üzerinize koruyucu değilim
َ ْ ْ َ ََ
18
Dediler; قَالُوا
Ey Şuayb بُ ََّي ُش َعْي
Senin namazın mı bize emrediyor ك ََتْ ُم ُرَك َ َُص ًَلت َأ
Terk etmemizi أَ ْن نَْت ُرَك
Babalarımızın ibadet ettikleri şeyi َما يَ ْعبُ ُد آَ ََب ُؤ ََن
ِ ِ
Mallarımızda dilediğimizi yapmamızı
ُأ َْو أَ ْن نَ ْف َع َل ِف أ َْم َوالنَا َما نَ َشاء
)87( يد ُ الرِشَّ اِلَلِ ُيم
ْ ت َ ْك َْلَن َ َّإِن
Muhakkak ki sen; sen varya, sen yumuşak huylu
ve olgunsun/dun
Dedi; Ey Qavmim ال ََّي قَ ْوِم َ َق
Ne dersiniz أ ََرأَيْتُ ْم
Ne dersiniz rabbimden açık bir delil üzerine
olsam
ت َعلَى بَيِِنَ ٍة ِم ْن َرِِّب ُ إِ ْن ُكْن
Ve (Allah) beni onunla güzel bir şekilde
rızıklandırma
َوَرَزقَِّن ِمْنهُ ِرْزقاا َح َسناا
Size muhalefet etmek istemiyorum ُخالَِف ُك ْم
َ يد أَ ْن أ ُ َوَما أُ ِر
Sizi nehyettiğim şeyde
ُإِ ََل َما أَنْ َها ُك ْم َعْنه
Ben ıslahtan başka bir şey istemiyorum ص ًَل َح ِْ يد إََِّّل
ْ اْل ُ إِ ْن أُ ِر
Güç yetirebildiğim kadarıyla تُ استَطَ ْع ْ َما
ِوما تَوفِ ِيقي إََِّّل َِب ََّّلل
Benim başarım Allah’tan başka bir şeyde değildir
ْ ََ
ِ
Ona tevekkül ettim تُ َعلَْيه تَ َوَّك ْل
)88( يب ِ ِِ
Ona yöneldim
ُ َوإلَْيه أُن
Ey qavmim َوََّي قَ ْوِم
Benim ayrılığım(bana düşmanlığınız) sizi günaha
sürüklemesin
ََّل َُْي ِرَمنَّ ُك ْم ِش َقاقِي
صيبَ ُك ْم ِ أَ ْن ي
Size isabet etmesine (sebeb olmasın)
ُ
وح
ٍ ُاب قَ ْوَم ن ِ
Nuh Qavmi’ne isabet eden şeyin benzerinin
َ َص َ مثْ ُل َما أ
ٍ أَو قَوم ه
ود
Veya Hud Qavmi’ne
ُ َْ ْ
Veya Salih Qavmi’ne صالِ ٍح َ أ َْو قَ ْوَم
Qavm-i Lut sizden çok da uzak değil وط ِمْن ُك ْم ٍ ُوما قَوم ل
ُ ْ ََ
19
)89( يد ٍ ِبِبع
َ
Rabbinize istiğfarda bulunun استَ غْ ِف ُروا َربَّ ُك ْم
ْ َو
Sonra ona Tevbe edin ُُثَّ تُوبُوا إِلَْي ِه
)90( ود ٌ إِ َّن َرِِّب َرِح ٌيم َو ُد
Muhakkak rabbim merhametli ve kullarını çok
sevendir
Dediler; Ey Şuayb ب ُ قَالُوا ََّي ُش َعْي
Biz çok anlamıyoruz َما نَ ْف َقهُ َكثِ اريا
Dediğin şeyden ُ ِِمَّا تَ ُق
ول
ضعِي افا ِ
Biz seni içimizde zayıf görüyoruz َ َوإِ ََّن لَنَ َر َاك فينَا
Eğer senin topluluğun(qavmin) olmasa idi كَ َُولَ ْوََّل َرْهط
Seni recmederdik اك
َ َلََر ََجْن
Sen bizim üzerimize aziz (güçlü)değilsin )91( ت َعلَْي نَا بِ َع ِزي ٍز َ َْوَما أَن
Dedi; Ey Qavmim ال ََّي قَ ْوِم َ َق
Benim qavmim size Allah’tan daha mı güçlü ِاَّلل
َّ أ ََرْه ِطي أ ََعُّز َعلَْي ُك ْم ِم َن
geliyor
Onu (Allah’ı) arkanıza attınız َو َّاُتَ ْذَُتُوهُ َوَراءَ ُك ْم ِظ ْه ِرًَّّي
(halbuki) Rabbim sizin amelleriniz kuşatmıştır )92( ط ٌ إِ َّن َرِِّب ِِبَا تَ ْع َملُو َن ُُِمي
Ey qavmim َوََّي قَ ْوِم
Yapabildiğinizi yapın ْاع َملُوا َعلَى َم َكانَتِ ُك ْم
Bende yapacağım إِِِّن َع ِام ٌل
Bileceksiniz ف تَ ْعلَ ُمو َن َ َس ْو
Rezil rüsvay edecek azab kime gelecek اب ُُيْ ِز ِيه ِِ
ٌ َم ْن ََيْتيه َع َذ
ب ِ
Kim o yalancı (olan)
ٌ َوَم ْن ُه َو َكاذ
ِ ِ ِ
Gözetleyin bende sizinle beraber gözetleyeceğim )93( يب ٌ َو ْارتَقبُوا إِِّن َم َع ُك ْم َرق
Emrimiz onlara geldiği zaman َولَ َّما َجاءَ أ َْم ُرََن
Şuayb’ı kurtardık ََنَّْي نَا ُش َعْي باا
ِ َّ
Ve onunla birlikte iman edenleri
ُين آَ َمنُوا َم َعه َ َوالذ
20
Katımızdan bir rahmet ile بَِر ْْحٍَة ِمنَّا
ُالصْي َحة
َّ ين ظَلَ ُموا ِ َّ ِ وأ
Zalimleri bir sayha aldı
َ َخ َذت الذ َ َ
ِِ ِ ِ
Memleketlerinde diz üstü çökerek sabahladılar )94( ني َ َصبَ ُحوا ِِف د ََّي ِره ْم َجاَث ْ فَأ
Sanki orada hiç bulunmamış gibi َكأَ ْن ََلْ يَ ْغنَ ْوا فِ َيها
Dikkat! Medyen( Allah’ın rahmetinden) uzak
olsun
أَََّل بُ ْع ادا لِ َم ْديَ َن
)95( ود ِ
ُ ُت ََث ْ َك َما بَع َد
Semud’un (Allah’ın rahmetinden) uzak olduğu
gibi
Muhakkak Musa’yı ayetlerimiz ile gönderdik وسى ِِبَ ََّيتِنَا َ َولََق ْد أ َْر َسلْنَا ُم
)96( ني ٍ ِان ُمب ٍ َوسلْط
Ve apaçık deliller ile
َُ
Fir’avn’a إِ ََل فِْر َع ْو َن
Ve Fir’avn’ın işlerine takipçi olan melelerine(ileri
gelenler)
َوَملَئِ ِه فَاتَّبَ ُعوا أ َْمَر فِْر َع ْو َن
)97( يد ٍ وما أَمر فِرعو َن بِرِش
Hâlbuki Fir’avn’ın işleri olgu işler değildi
َ َْ ْ ُْ ََ
Kıyamet gününde Fir’avn qavminin önüne
geçecek
يَ ْق ُد ُم قَ ْوَمهُ يَ ْوَم الْ ِقيَ َام ِة
Ve onları ateşe götürecek َّار
َ فَأ َْوَرَد ُه ُم الن
Ne kötü gidiştir bu ve varılan yerde ne kötüdür )98( ود ُ س الْ ِوْرُد الْ َم ْوُر ِ
َ َْوبئ
َوأُتْبِ ُعوا ِِف َه ِذهِ لَ ْعنَةا
Ve bu gidişlerinde arkalarından lanet lanet takip
ettirilecektir
21
)101( يب ٍ ِوهم َغْي ر تَتْب
Onların yok oluşlarını arttırmaktan başka
َ ْ ُ َوَما َز ُاد
ِ
İşte rabbinin yakalaması böyledir ك َ َِِخ ُذ َرب ْكأ َ َوَك َذل
Bir şehri (ele) aldığı zaman َخ َذ الْ ُقَرى َ إِذَا أ
O zalim olduğu halde ٌَوِه َي ظَالِ َمة
Muhakkak onun yakalaması acı verici ve
şiddetlidir
)102( َخ َذهُ أَلِ ٌيم َش ِدي ٌد ْ إِ َّن أ
ِ
Muhakkak bunda bir ayet vardır ك َْلَيَةا َ إِ َّن ِِف َذل
Ahiret azabından korkanlar için ِاب ْاْلَ ِخرة
َ َ اف َع َذ َ لِ َم ْن َخ
ِ
İşte bu toplanma günüdür ٌك يَ ْوٌم ََْم ُموع َ ذَل
Onun için insanların َّاس
ُ لَهُ الن
)103( ود ِ
Bu şahid olunacak bir gündür ٌ ك يَ ْوٌم َم ْش ُه َ َو َذل
ِ
Onu ertelemeyiz
َُوَما نُ َؤ ِخ ُره
)104( ود ٍ إََِّّل ِْلَج ٍل مع ُد
Sayılı günler hariç
َْ َ
ت ِ ْي وم َي
O gün gelir
َ َ َْ
Hiçbir nefis onun izni olmadan konuşamaz س إََِّّل ِبِِ ْذنِِه َّ
ٌ ََّل تَ َكل ُم نَ ْف
Bazıları bedbaht bazıları da mutludur )105( فَ ِمْن ُه ْم َش ِق ٌّي َو َسعِي ٌد
ين َش ُقوا ِ َّ
Bedbaht olanlara gelince
َ فَأ ََّما الذ
O ateştedir فَ ِفي النَّا ِر
ِ ِ
)106( يق ٌ ََلُْم ف َيها َزفريٌ َو َش ِه
Onlar için orada derin bir iç çekme ve acı bir
inleme vardır
Orada ebedi olarak kalacaklardır ين فِ َيها ِِ
َ َخالد
ض ِ ما دام
Gökler ve yer devam ettiği müddetçe
ُ ات َو ْاْل َْر ُ الس َم َو َّ ت ََ َ
Rabbinin dilemesi müstesna كَ ُّإََِّّل َما َشاءَ َرب
Rabbin dilediğini istediği şekilde yapar )107( يد ُ ال لِ َما يُِر ٌ ك فَ َّع َ َّإِ َّن َرب
ين ُسعِ ُدوا ِ َّ
Mutlu olanlara gelince
َ َوأ ََّما الذ
Onlar cennettedirler orada ebedi kalacaklardır ين فِ َيها ِِ ِ
َ فَفي ا ْْلَنَّة َخالد
ِ
ض ِ ما دام
Gökler ve yer devam ettiği müddetçe
ُ ات َو ْاْل َْر ُ الس َم َو َّ ت ََ َ
22
Rabbinin dilemesi müstesna ك َ ُّإََِّّل َما َشاءَ َرب
)108( وذ ٍ عطَاء َغي ر ََم ُذ
Sonu kesilmeyen bir ihsan ْ َْ َ ا
Şüpheye düşme ك ِِف ِم ْريٍَة ُ َفَ ًَل ت
Şunların taptıklarından ِِمَّا يَ ْعبُ ُد َه ُؤََّل ِء
Onlar ancak babalarının önceden tapmış
oldukları şeye tapıyorlar
َما يَ ْعبُ ُدو َن إََِّّل َك َما يَ ْعبُ ُد آَ ََب ُؤُه ْم ِم ْن قَ ْب ُل
صيبَ ُه ْمِ َوإِ ََّن لَموفُّوهم ن
Onlara nasiblerini vereceğiz
ْ ُ َُ َ
Noksansız olarak )109( وص ٍ َغْي َر َمْن ُق
اب ِ
Musa’ya kitabı verdik
َ َوسى الْكت َ َولََق ْد آَتَ ْي نَا ُم
Onda ihtilafa düştüler ف فِ ِيه ِ َف
َ اختُلْ
ِ
Rabbinden önceden geçmiş bir kelime olmasaydı كَ ِِت ِم ْن َرب ْ َولَ ْوََّل َكل َمةٌ َسبَ َق
Aralarında hüküm verilirdi ض َي بَْي نَ ُه ْم ِ لَ ُق
ٍ ك ِمْنهُ ُم ِر ِ
Onlar bundan derin bir şüphe içerisindeler )110( يب ٍِ َوإِنَّ ُه ْم لَفي َش
ِ
ك أ َْع َما ََلُْم ُ َوإِ َّن ُك ًًّل لَ َّما لَيُ َوفِيَ ن
َ َُّّه ْم َرب
Onlardan her birine amellerinin karşılığı
verilecektir
O onların yaptıklarından haberdardır )111( ٌإِنَّهُ ِِبَا يَ ْع َملُو َن َخبِري
ت ِ ِ َف
Emrolunduğun gibi dosdoğru ol
َ استَق ْم َك َما أُم ْر ْ
Beraberindeki Tevbe edenler (dosdoğru olsunlar) ك َ ب َم َع َ َوَم ْن ََت
Aşırı gitme َوََّل تَطْغَ ْوا
)112( ٌصري ِ إِنَّه ِِبَا تَعملُو َن ب
O sizin yaptıklarınızı bilendir
َ َْ ُ
ين ظَلَ ُموا ِ َّ ِ
Zalimlere meyletmeyin
َ َوََّل تَْرَكنُوا إ ََل الذ
Yoksa Ateş size dokunur َّار
ُ فَتَ َم َّس ُك ُم الن
ِاَّللِ ِمن أَول ِ ِ
Allah dışında bir sahip bulamazsınız
َ ْ ْ َّ َوَما لَ ُك ْم م ْن ُدون
اءَي
Sonra yardım olunmazsınız )113( ص ُرو َن
َ ُُثَّ ََّل تُْن
Namazı kıl َّ َوأَقِ ِم
َالص ًَلة
Gecenin iki tarafında َّها ِر
َ طََر َِِف الن
Gecenin (gündüze) yakın tarafında َوُزلَافا ِم َن اللَّْي ِل
23
ِ السيِئ
ات ِ ِ ْ إِ َّن
İyilikler kötülükleri giderir َِ َّ ْب َ ْ اِلَ َسنَات يُ ْذه
ِ َّ ِ ِ َ ِذَل
İşte bu zikredenler için bir zikirdir )114( ين َ ك ذ ْكَرى للذاك ِر
Sabret اصِ ِْب
ْ َو
Muhakkak ki Allah َّ فَِإ َّن
َاَّلل
)115( ني ِِ ِ
İyilerin ecrini zayi etmez
َ َجَر الْ ُم ْحسن ْ يع أ ُ ََّل يُض
Sizden önceki nesillerde olmalı değil miydi? ون ِم ْن قَ ْبلِ ُك ْم ِ فَلَوََّل َكا َن ِمن الْ ُقر
ُ َ ْ
Akıl sahibi kimseler أُولُو بَِقيَّ ٍة
Yeryüzünde fesadı engellemeli (değil miydi?) ضِ يَْن َه ْو َن َع ِن الْ َف َس ِاد ِِف ْاْل َْر
Onlardan kurtardığımız az bir kısım müstesna إََِّّل قَلِ ايًل ِِمَّ ْن أ ََْنَْي نَا ِمنْ ُه ْم
ِ َّ
Zalimler tabi oldular ين ظَلَ ُموا َ َواتَّبَ َع الذ
Bolluk içerisinde oldukları şeye َما أُتْ ِرفُوا فِ ِيه
ِ
Ve günahkârlardan oldular )116( ني َ َوَكانُوا َُْم ِرم
ك الْ ُقَرى ِ ِ ُّوما َكا َن رب
Senin rabbin bir şehir halkını yok edecek değil َ ك ليُ ْهل َ َ ََ
Zulm ile بِظُلْ ٍم
Ehli ıslah ediciler olduğu halde )117( صلِ ُحو َن ْ َوأ َْهلُ َها ُم
Eğer rabbin dileseydi كَ َُّولَ ْو َشاءَ َرب
ِ َْلعل النَّاس أ َُّمةا و
اح َد اة
İnsanları tek bir ümmet kılardı
َ َ َ ََ
)118( ني ِِ
(halbuki) Onlar ihtil af edip duracaklardır
َ َوََّل يََزالُو َن ُمُْتَلف
Rabbinin rahmet ettikleri müstesna كَ ُّإََِّّل َم ْن َرِح َم َرب
ك َخلَ َق ُه ْم ِِ
İşte bu şekilde yarattı onları َ َول َذل
ِ َّوََت
Ve rabbinin kelimesi tamamlandı ك َ ِِت َكل َمةُ َرب ْ َ
)119( نيِ ْ َّاس أِ َن َج َهن ََّم ِم َن ا ْْلِن َِّة َوالن َّ َْل َْم ََل
َ ََجَع
Cehennemi cinlerden ve insanlardan
topluluklarla dolduracağım
Her bir peygamber ki َوُك ًًّل
ُّ ك ِم ْن أَنْبَ ِاء
الر ُس ِل َ ص َعلَْي ُّ نَ ُق
Sana bütün peygamberlerin haberlerini
anlatıyoruz
Senin gönlünü sağlamlaştırmak için ت بِهِ فُ َؤ َاد َك ُ َِِما نُثَب
24
Ve bu sana haqq ile geldi ْ َِو َجاءَ َك ِِف َه ِذه
اِلَ ُّق
)120( ني ِِ ِ ِ ِ
َ َوَم ْوعظَةٌ َوذ ْكَرى للْ ُم ْؤمن
Bir öğüt olarak, ve mü’minler için bir hatırlatma
olarak
ين ََّل يُ ْؤِمنُو َن ِِ
Deki; iman etmeyenlere
َ َوقُ ْل للَّذ
Elinizden geleni yapın ْاع َملُوا َعلَى َم َكانَتِ ُك ْم
Muhakkak ki ben amel edeceğim )121( إِ ََّن َع ِاملُو َن
Bekleyin َوانْتَ ِظ ُروا
Bende bekleyeceğim )122( إِ ََّن ُمْن تَ ِظ ُرو َن
ِ ات َو ْاْل َْر
ض ِ السماو ِِ
Göklerin ve yerin ğaybı Allah’ındır
َ َ َّ ب ُ َو ََّّلل َغْي
ِ
İş(lerin) hepsi ona döndürülecektir
َُوإِلَْيه يُْر َج ُع ْاْل َْم ُر ُكلُّه
Ona ibadet edin
ُاعبُ ْده
ْ َف
Ona tevekkül et َوتَ َوَّك ْل َعلَْي ِه
Allah yaptıklarınızdan ğafil değildir )123( ك بِغَافِ ٍل َع َّما تَ ْع َملُو َن َ َُّوَما َرب
25
Ben on bir yıldız gördüm َح َد َع َشَر َك ْوَكباا َتأ ُ ْإِِِّن َرأَي
Ve Güneş’i ve Ay’ı (gördüm) س َوالْ َق َمَر
َ َّم
ْ َوالش
ِِ
Onları bana secde ederken gördüm )4( ين َ َرأَيْتُ ُه ْم ِِل َساجد
Dedi ey oğulcuğum ّن
ََّ ُال ََّي بَ َق
Rüyanı anlatma ص ُرْؤََّي َكْ ص ُ ََّل تَ ْق
Kardeşlerine كَ َِعلَى إِ ْخ َوت
Yoksa sana sıkı bir tuzak kurarlar ك َكْي ادا َ َيدوا ل ُ فَيَ ِك
ِ إِ َّن الشَّيطَا َن لِ ِْْلنْس
Şüphesiz şeytan insan için apaçık düşmandır ٌ ِان َع ُد ٌّو ُمب
)5( ني َ ْ
ِ
İşte bu şekilde rabbin seni seçti كَ ُّيك َرب َ ِك َُيْتَب َ َوَك َذل
ِ ك ِمن ََتْ ِو ِيل ْاْلَح ِاد
يث ِ
Sana hadislerin tevilini öğretecek
َ ْ َ َويُ َعلِ ُم
Ve senin üzerine ni’metini tamamlayacak كَ َويُتِ ُّم نِ ْع َمتَهُ َعلَْي
وب ِ
Ve Ya’qub Hanedan’ı üzerine
َ َو َعلَى آَل يَ ْع ُق
ِ َ َكما أَََتَّها علَى أَب وي
ُك م ْن قَ ْبل
Önceden iki babana (İbrahim ve İshaq)
tamamladığı gibi ََْ َ َ َ
İbrahim ve İshaq َ إِبْ َر ِاه َيم َوإِ ْس َح
اق
Muhakkak senin rabbin alim ve hakimdir )6( ك َعلِ ٌيم َح ِك ٌيم َ َّإِ َّن َرب
Muhakkak Yusuf ve kardeşlerinde oldu ف َوإِ ْخ َوتِِه َ وس ُ ُلََق ْد َكا َن ِِف ي
)7( ني ِِ َّ ِآََّيت ل
Ayetler soranlar için
َ لسائل ٌ َ
O zaman (hatırla) dediler; إِ ْذ قَالُوا
Yusuf ve kardeşi
َُخوه
ُ ف َوأ ُ وس ُ ُلَي
Babamıza bizden daha sevimli ب إِ ََل أَبِينَا ِمنَّا ُّ َح
َأ
Biz güçlü bir topluluğuz ٌصبَةْ َوََْن ُن ُع
ٍ ِض ًَل ٍل ُمب ِ
Şüphesiz babamız apaçık bir dalalet içerisindedir )8( ني َ إِ َّن أ َََب ََن لَفي
Yusuf’u öldürün فَ وس ُ ُاقْ تُلُوا ي
Ya da onu bir yere atın ضاأَ ِو اطَْر ُحوهُ أ َْر ا
Babanızın yüzü sizinle baş başa kalsın َُيْ ُل لَ ُك ْم َو ْجهُ أَبِي ُك ْم
26
)9( نيِِ وتَ ُكونُوا ِمن ب ع ِدهِ قَوما
َ صاِل
Ondan sonra (günahtan sonra) salih bir qavm
olursunuz َ ْ َْ ْا َ
Onlardan konuşan birisi dedi; ال قَائِ ٌل ِمْن ُه ْم َ َق
Yusuf’u öldürmeyin فَ وس ُ ََُّل تَ ْقتُلُوا ي
ب ِ ْ وأَلْ ُقوهُ ِِف َغيَابَِة
Onu bir kuyunun dibine atın
ِ ُاْل َ
ِالسيَّارة ِ
Bazı yolcular onu alsın
َ َّ ض ُ يَ ْلتَقطْهُ بَ ْع
ِِ
Eğer (illaki) yapacaksanız )10( ني َ إِ ْن ُكْن تُ ْم فَاعل
Dediler ey babacığımız قَالُوا ََّي أ َََب ََن
Ne oluyor sana bize güvenmiyorsun ف ُ ُك ََّل ََتَْمنَّا َعلَى ي
َ وس َ ََما ل
)11( اص ُحو َن ِ َوإِ ََّن لَه لَن
Şüphesiz ona nasihat edicileriz
ُ َ
Yarın onu bizimle beraber gönder أ َْرِس ْلهُ َم َعنَا َغ ادا
Gezsin ve oynasın ب ْ يَ ْرتَ ْع َويَ ْل َع
Muhakkak biz onu koruyacağız )12( َوإِ ََّن لَهُ َِلَافِظُو َن
Dedi; الَ َق
Muhakkak sizin onu götürmeniz beni
hüzünlendiriyor
إِِِّن لَيَ ْح ُزنُِّن أَ ْن تَ ْذ َهبُوا بِِه
ِ
Ve onu kurdun yemesinden korkuyorum بُ ْاف أَ ْن ََيْ ُكلَهُ ال ِذئ ُ َخ َ َوأ
Siz ondan gafilsiniz )13( َوأَنْتُ ْم َعنْهُ َغافِلُو َن
Dediler قَالُوا
ِ ِ
Eğer onu bir kurt yerse بُ ْلَئ ْن أَ َكلَهُ ال ِذئ
Biz güçlü bir topluluk olduğumuz halde ٌصبَة ْ َوََْن ُن ُع
)14( اس ُرو َن ِ إِ ََّن إِ اذا َْل
O zaman hüsrana uğrayanlardan oluruz َ
Onunla gittikleri zaman فَلَ َّما ذَ َهبُوا بِِه
Kastettiler ََجَ ُعواْ َوأ
بِ ْ أَ ْن َُْي َعلُوهُ ِِف َغيَابَِة
Onu kuyunun dibine atmaya
ِ ُاْل
Ve ona vahyettik َوأ َْو َحْي نَا إِلَْي ِه
Onlara bu işleri haber verilecektir َّه ْم ِِب َْم ِرِه ْم َه َذا ُ لَتُنَبِِئَ ن
27
Onlar hissetmezler )15( َوُه ْم ََّل يَ ْش ُع ُرو َن
ِ
Babaları akşam geldiler
َو َجاءُوا أ َََب ُه ْم ع َشاءا
Ağlayarak )16( يَْب ُكو َن
Dediler قَالُوا
Ey babacığımız ََّي أ َََب ََن
Biz yarışmaya gittik إِ ََّن َذ َهْب نَا نَ ْستَبِ ُق
ِ َوتَرْكنَا يوسف ِعْن َد مت
اعنَا
Ve Yusuf’u eşyalarımızın yanında bıraktık
َ َ ُ ُ ََ
ِ
Onu kurt yedi بُ ْفَأَ َكلَهُ ال ِذئ
Sen bize inanacak değilsin ت ِِبُْؤِم ٍن لَنَا َ َْوَما أَن
)17( ني ِ ِ ولَو ُكنَّا
Biz doğrulardan olsak bile
َ صادق َ َْ
Gömleğinin üzerinde yalancı bir kanla geldiler ٍ يص ِه بِ َدٍم َك ِذ
ب ِ وجاءوا علَى قَ ِم
َ ُ ََ
Dedi; ال
َ َق
Bilakis بَ ْل
Nefsiniz size güzel ve kolay gösterdi ت لَ ُك ْم أَنْ ُف ُس ُك ْم أ َْمارا ْ ََس َّول
يل ِ
ٌ صْب ٌر ََج َ َف
Böylece (bana düşen) güzel bir sabır’ dan başkası
değil
ِ َاَّلل الْمستَ عا ُن علَى ما ت
)18( ص ُفو َن
Allah vasıflandırdıklarınızdan münezzehtir
َ َ َ ْ ُ َُّ َو
Ve bir kafile geldi ٌت َسيَّ َارة ْ ََو َجاء
Sucularını gönderdiler فَأ َْر َسلُوا َوا ِرَد ُه ْم
Ve kovasını aşağı sarkıttı
ُفَأ َْد ََل َدلْ َوه
Dedi ال
َ َق
Müjde! ََّي بُ ْشَرى
Bu genç bir çocuk َه َذا غُ ًَل ٌم
Ticaret malı olarak gizlediler اعةا
َض َ َِسُّروهُ ب َ َوأ
Allah onların yaptıklarını bilendir )19( اَّللُ َعلِ ٌيم ِِبَا يَ ْع َملُو َن
َّ َو
Ve onu sattılar
َُو َشَرْوه
28
Az bir pahaya سٍ ْبِثَ َم ٍن َِب
ٍدر ِاهم مع ُدودة
Sayılı/birkaç dinara
َ ْ َ َ ََ
)20( ين ِ ِ َّ وَكانُوا فِ ِيه ِمن
Onun hakkında zahid (uzak duran) idiler
َ الزاهد َ َ
ِ ِ ِ َ َوق
Mısırda onu satın alan dedi صَر ْ ال الَّذي ا ْشتَ َراهُ م ْن م َ
Kadınına َِّل ْمَرأَتِِه
ِ
Onun yerini iyi tut
ُأَ ْك ِرمي َمثْ َواه
Bize faydası olması umulur َع َسى أَ ْن يَْن َف َعنَا
ِ أَو نَت
َّخ َذهُ َولَ ادا
Yada onu evlat ediniriz
ْ
ِ ِ
Böylece biz Yusuf’u yeryüzünde yerleştirdik ضِ ف ِِف ْاْل َْر َ وس ُ ُك َم َّكنَّا لي َ َوَك َذل
يثِ ولِنُعلِِمه ِمن ََتْ ِو ِيل ْاْلَح ِاد
Olayların (rüyaların) yorumunu öğretmek için
َ ْ َُ َ َ
ِب َعلَى أ َْم ِره ِ َّ و
Allah emrinde galiptir
ٌ اَّللُ َغال َ
Fakat insanların çoğu bilmezler )21( َّاس ََّل يَ ْعلَ ُمو َن ِ َولَ ِك َّن أَ ْكثَ َر الن
َُشدَّه
ُ َولَ َّما بَلَ َغ أ
Gücü kuvveti yerine gelince (genç delikanlı
olunca)
Ona hüküm ve ilim verdik آَتَ ْي نَاهُ ُح ْك اما َو ِعلْ اما
ِِ ِ
İşte iyileri bu şekilde mükâfatlandırırız
َ ك ََْن ِزي الْ ُم ْحسن
)22( ني َ َوَك َذل
(o kadın) istedi ondan
َُوَر َاوَدتْه
Onun (Yusuf’un) Onun(kadın) evinde bulunduğu الَِِّت ُه َو ِِف بَْيتِ َها
Onun (Yusuf’un) nefsinden (istedi) َع ْن نَ ْف ِس ِه
ِ
Kapıları kapadı
َ َو َغلَّ َقت ْاْلَبْ َو
اب
Ve dedi تْ ََوقَال
Haydi gel كَ َت ل َ َهْي
Dedi maazallah/Allah’a sığınırım ِاَّلل
َّ َال َم َعاذ َ َق
O beni en güzel şekilde yerleştiren rabbimdir اي
َ َح َس َن َمثْ َو ْ إِنَّهُ َرِِّب أ
Muhakkak ki zalimler iflah olmazlar )23( إِنَّهُ ََّل يُ ْفلِ ُح الظَّالِ ُمو َن
O (kadın) onu (Yusuf’u) arzulamıştı/kasdetmişti ت بِِه ْ ََّولََق ْد ََه
29
O (Yusuf) onu (kadını) arzuladı َوَه َّم ِِبَا
Eğr rabbinin bir burhanı/alameti olmasaydı لَ ْوََّل أَ ْن َرأَى بُْرَها َن َربِِِه
ك ِ
İşte bu şekilde َ َك َذل
َ ص ِر ِ
Ondan kötülüğü ve fahşayı çevirdik
َالسوءَ َوالْ َف ْح َشاءُّ ُف َعْنه ْ َلن
ِ ِ ِ ِ
O bizim halis kullarımızdan idi )24( ني َ إِنَّهُ م ْن عبَاد ََن الْ ُم ْخلَص
İkisi kapıya (yarışırcasına) koştular اب
َ َاستَ بَ َقا الْب ْ َو
(kadın) onun (Yusuf’un) gömleğini arkadan yırttı يصهُ ِم ْن ُدبٍُر ِ ْ وقَد
َ َّت قَم َ
İkisi kapıda onun (kadının) efendisine/beyine rast
geldiler
َوأَلْ َفيَا َسيِِ َد َها
ِ لَ َدى الْب
اب
Kapının önünde
َ
(Kadın) dedi تْ َقَال
ِ
Ailene kötülük isteyen kişinin cezası nedir َ َما َجَزاءُ َم ْن أ ََر َاد ِِب َْهل
ك ُسوءاا
( O ceza) ancak hapse atılması veya إََِّّل أَ ْن يُ ْس َج َن
Acı bir azaba düçar olmasıdır )25( اب أَلِ ٌيم ٌ أ َْو َع َذ
Dedi (Yusuf) ال
َ َق
O istedi ِه َي َر َاوَدتِّْن
Benim nefsimden َع ْن نَ ْف ِسي
Onun (kadının ) ailesinden (olaya) şahid olan bir
şahid dedi
اه ٌد ِم ْن أ َْهلِ َهاِ و َش ِه َد َش
َ
ِ
Eğer onun (Yusuf’un) gömleği
ُ إِ ْن َكا َن قَم
ُيصه
Önden yırtıldı ise قُ َّد ِم ْن قُبُ ٍل
(kadın) doğru söyledi(söylüyor) تْ َص َدق
َ َف
ِ ِ
O (Yusuf) yalancılardandır
َ َِوُه َو م َن الْ َكاذب
)26( ني
ِ
Eğer gömleği
ُ َوإِ ْن َكا َن قَم
ُيصه
Arkadan yırtıldı ise قُ َّد ِم ْن ُدبٍُر
(Kadın) yalan söylüyor تْ َفَ َك َذب
)27( ني ِ ِ َّ وهو ِمن
O (Yusuf) doğrulardandır
َ الصادق َ ََُ
30
ِ
Onun gömleğini gördüğü zaman
ُيصهَ فَلَ َّما َرأَى قَم
Arkadan yırtılmış olarak قُ َّد ِم ْن ُدبٍُر
Muhakkak o sizin (kadınların) tuzağınızdır ال إِنَّهُ ِم ْن َكيْ ِد ُك َّن َ َق
Muhakkak sizin tuzağınız büyüktür )28( إِ َّن َكْي َد ُك َّن َع ِظ ٌيم
Yusuf فُ وس ُ ُي
Bundan vazgeç ض َع ْن َه َذا ْ أ َْع ِر
ك ِ ِواستَ ْغ ِف ِري لِ َذنْب
(kadına dedi) günahından istiğfarda bulun
َْ
ِ ِ ْ ت ِمن ِ ِ ِ
Sen hata yapanlardansın )29( ني َ اْلَاطئ َ إنَّك ُكْن
Şehirdeki kadınlar dedi ال نِ ْس َوةٌ ِِف الْ َم ِدينَ ِة َ ََوق
Azizin karısı ْامَرأَةُ الْ َع ِزي ِز
Delikanlısının/kölesinin nefsinden murad almak
istiyormuş
اها َع ْن نَ ْف ِس ِه َ َتَُرا ِو ُد فَت
Aşkı yüreğinin zarının altına işlemiş/ yürek zarını
çatlatmış
قَ ْد َشغَ َف َها ُحبًّا
Biz onu sapıklık içerisinde görüyoruz )30( ني ٍ ِض ًَل ٍل ُمب َ إِ ََّن لَنَ َر َاها ِِف
Onların tuzaklarını işitince ت ِِبَ ْك ِرِه َّن ِ
ْ فَلَ َّما ََس َع
Onlara (elçi/davetçi) gönderdi ت إِلَْي ِه َّن ْ َأ َْر َسل
Onlara yastıklar hazırladı ت ََلُ َّن ُمتَّ َكأا ْ َوأ َْعتَ َد
Onlardan her birine bir bıçak verdi اح َدةٍ ِمْن ُه َّن ِس ِِكيناا ِ وآَتَت ُك َّل و
َ ْ َ
اخ ُر ْج َعلَْي ِه َّن ِ
Dedi(kadın); çık onların(kadınların) yanına ْ َوقَالَت
Onu (Yusuf’u) gördükleri zaman onu büyüklediler
ُفَلَ َّما َرأَيْنَهُ أَ ْكبَ ْرنَه
Ellerini kestiler َوقَطَّ ْع َن أَيْ ِديَ ُه َّن
ِوقُلْن حاش ََِّّلل
‘Allah’ı tenzih ederiz’ dediler
َ َ َ َ
Bu bir insan değil َما َه َذا بَ َشارا
Bu ancak yüce bir melektir ٌ َإِ ْن َه َذا إََِّّل َمل
)31( ٌك َك ِرمي
(Kadın) dedi تْ َقَال
İşte bu فَ َذلِ ُك َّن
31
Hakkında beni kınadığınız şey الَّ ِذي لُ ْمتُن َِّّن فِ ِيه
Onun nefsinden (faydalanmak) istedim َولََق ْد َر َاو ْدتُهُ َع ْن نَ ْف ِس ِه
Fakat o (nefsini) sıkıca korudu ص َمَ استَ ْع ْ َف
ِ
Eğer ona emrettiğim şeyi yapmayacak olursa
َُولَئ ْن ََلْ يَ ْف َع ْل َما آَ ُم ُره
Hapsedilecek لَيُ ْس َجنَ َّن
ِ َّ ولَي ُكونَن ِمن
Ve aşağılananlardan olacak )32( ين َ الصاغ ِر َ ْ ََ
Dedi rabbim بِِ ال َر َ َق
Zindan bana onların çağırdıkları şeyden daha
sevgilidir
ِل ِِمَّا يَ ْد ُعونَِّن إِلَْي ِه ََّ ِب إ ُّ َحَ الس ْج ُن أ ِ
ِ
ف َع ِِّن َكْي َد ُه َّن ْ ص ِر ْ ََوإََِّّل ت
Eğer sen benden onların tuzaklarını geri
çevirmezsen
Onlara meylederim ب إِلَْي ِه َّن ُ َصْأ
)33( ني ِ ِ ْ وأَ ُكن ِمن
Ve cahillerden olurum
َ اْلَاهل َ ْ َ
Rabbi ona icabet etti
ُاب لَهُ َربُّه َ استَ َج ْ َف
Ve onların tuzaklarını ondan(Yusuf’tan)
uzaklaştırdı
ف َعْنهُ َكْي َد ُه َّن َ صَر َ َف
O işiten ve bilendir )34( يع الْ َعلِ ُيم ِ َّ إِنَّه هو
ُ السم َُ ُ
Sonra ortaya çıktı onlar için/kanat ağır bastı ُُثَّ بَ َدا ََلُْم
(Yusuf’un suçsuz olduğunun delilerini) Delileri
ت ِ ِمن ب ع ِد ما رأَوا ْاْلََّي
gördükten sonra َ ُ َ َ َْ ْ
)35( ني ٍ لَيَس ُجنُنَّهُ َح ََّّت ِح
Onu hapse attı bir müddet
ْ
ِ السجن فَتَ ي
ان ِ
İki genç onunla birlikte zindana girdi
َ َ ْ ِ َُوَد َخ َل َم َعه
O ikisinden birisi dedi َح ُد َُهَا َ ال أ َ َق
Kendimi şarap(lık üzüm) sıkarken (rüyamda) ِ إِِّن أَرِاّن أ َْع
ص ُر َخَْارا
görüyorum َ ِ
Diğeri dedi ال ْاْلَ َخ ُر َ ََوق
Muhakkak ben kendimi görüyorum إِِِّن أ ََرِاّن
Başımın üstünde ekmek taşıyorum َْح ُل فَ ْو َق َرأْ ِسي ُخْب ازا ِْ أ
ِ
Kuşlar ondan yiyorlar
ََُتْ ُك ُل الطَّْي ُر مْنه
Bize onun tevilini haber ver نَبِِْئ نَا بِتَأْ ِويلِ ِه
32
ِِ ِ
Biz seni iyilerden görüyoruz )36( ني َ إِ ََّن نََر َاك م َن الْ ُم ْحسن
ِ
(Yusuf) dedi ‘size getirilen hiçbir yemek yoktur ki)
ٌ ال ََّل ََيْتي ُك َما طَ َع
ام َ َق
Sizin rızıqlandığınız تُ ْرَزقَانِِه
Onların tevilini size haber vermiş olmayayım إََِّّل نَبَّأْتُ ُك َما بِتَأْ ِويلِ ِه
İşte bu size getirilmezden önce قَ ْب َل أَ ْن ََيْتِيَ ُك َما َذلِ ُك َما
Bu bana rabbimin öğrettiklerindendir ِِمَّا َعلَّ َم ِّن َرِِّب
Ben (bu) qavmin dinini terk ettim ت ِملَّةَ قَ ْوٍم ُ إِِِّن تَ َرْك
ََِّل ي ؤِمنو َن َِب ََّّلل
Allah’a iman etmeyen ُ ُْ
Onlar ahireti de inkâr ediyorlar )37( َوُه ْم َِب ْْلَ ِخَرةِ ُه ْم َكافُِرو َن
وب َ ت ِملَّةَ آَ ََبئِي إِبْ َر ِاه َيم َوإِ ْس َح
َ اق َويَ ْع ُق ُ َواتَّبَ ْع
Babalarım İbrahim ve İshaq ve Ya’qub’un dinine
tabi oldum
Bizim için Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamız
olmaz
َما َكا َن لَنَا أَ ْن نُ ْش ِرَك َِب ََّّللِ ِم ْن َش ْي ٍء
Bu Allah’ın bizim üzerimize fadlıdır اَّللِ َعلَْي نَا َّ ض ِل ْ َك ِم ْن ف ِ
َ َذل
Ve insanlar üzerine (fadlıdır) ِ َو َعلَى الن
َّاس
Fakat insanların çoğu şükretmezler )38( َّاس ََّل يَ ْش ُك ُرو َن ِ َولَ ِك َّن أَ ْكثَ َر الن
الس ْج ِن ِ ِ َّي
Ey zindan arkadaşlarım
ِ صاح ََِب َ َ
Çeşit çeşit rabbler mi hayırlıdır ب ُمتَ َفِِرقُو َن َخْي ٌر ٌ أَأ َْرََب
Veya أَِم
)39( اح ُد الْ َق َّه ُار ِ اَّلل الْو
Tek ve qahhar olan Allah mı?
َ َُّ
Onun dışında neye taptığınız şeyler َما تَ ْعبُ ُدو َن ِم ْن ُدونِِه
Sadece sizin isimlendirdiğiniz isimlerdir وها َ ََسَاءا ََسَّْي تُ ُم ْ إََِّّل أ
Siz ve babalarınızın (isimlendirdiğiniz isimlerdir) أَنْتُ ْم َوآَ ََب ُؤُك ْم
ٍ َاَّلل ِِبا ِمن سلْط
ان ُ ْ َ َُّ َما أَنْ َزَل
Allah onlar (sahte ilahlar) ile ilgili delil
indirmemiştir
ِاِل ْكم إََِّّل ََِّّلل ِِ
Hüküm sadece Allah’ındır
ُ ُْ إن
Ondan başkasına ibadet etmemenizi emretti
ُأ ََمَر أَََّّل تَ ْعبُ ُدوا إََِّّل إِ ََّّيه
ين الْ َقيِِ ُم ِِ َذلِك
İşte bu sağlam din/yoldur
ُ الد َ
33
Fakat insanların çoğu bilmezler )40( َّاس ََّل يَ ْعلَ ُمو َن ِ َولَ ِك َّن أَ ْكثَ َر الن
الس ْج ِنِ ِ َّي
Ey zindan arkadaşlarım
ِ صاح ََِب َ َ
Sizden birine gelince rabbine/efendisine şarap
ikram edecek
َح ُد ُك َما فَيَ ْس ِقي َربَّهُ َخَْارا َ أ ََّما أ
Ve diğerine gelince َوأ ََّما ْاْلَ َخ ُر
Asılacak بُ َصل ْ ُفَي
Ve kuşlar başından yiyecek فَتَأْ ُك ُل الطَّْي ُر ِم ْن َرأْ ِس ِه
İş bitirildi/ hüküm verildi ض َي ْاْل َْم ُر ِ ُق
)41( ان ِ الَّ ِذي فِ ِيه تَستَ ْفتِي
Fetva istediğiniz şeyde
َ ْ
Onlardan kurtulacağını zannettiği/bildiği kişiye
dedi
ال لِلَّ ِذي ظَ َّن أَنَّهُ ََن ٍج ِمنْ ُه َما َ ََوق
Rabbinin/efendinin yanında beni zikret كَ ِِاذْ ُك ْرِّن ِعْن َد َرب
Şeytan ona unutturdu فَأَنْ َساهُ الشَّْيطَا ُن
Rabbinin yanında anmayı ِذ ْكَر َربِِِه
ِ ِ ْ ِالسج ِن ب ِ َ ِفَلَب
Zindanda birkaç (3-10) sene daha kaldı )42( ني َ ض َع سن ْ ِ ث ِِف
ك ِ َ َوق
Kral dedi ُ ال الْ َمل َ
Ben (bir rüya) gördüm إِِِّن أ ََرى
ٍ ات َِس
ان ٍ
Yedi semiz inek َ َسْب َع بَ َقَر
Onları yedi cılız inek yiyor ٌ ََيْ ُكلُ ُه َّن َسْب ٌع ِع َج
اف
ض ٍر
ْ ت ُخ ٍ وسبع سْن ب ًَل
Yedi yeşil başak
ُ ُ َ َْ َ
ات ٍ وأُخر َّيبِس
Ve diğer (yedi) kuru (başak)
َ َ ََ َ
Ey ileri gelenler ََُّي أَيُّ َها الْ َم ََل
ي ِ ِ
Rüyam hakkında bana fetva verin bakalım
َ أَفْ تُوّن ِف ُرْؤََّي
Eğer siz rüya tabir edebiliyorsanız )43( إِ ْن ُكْن تُ ْم لِ ُّلرْؤََّي تَ ْعبُ ُرو َن
Dediler bunlar karışık rüyalar َح ًَلٍم
ْ اث أ ُ ََضغ ْ قَالُوا أ
ِِ
Biz (karışık) rüyaların tevilini bilmeyiz
َ َح ًَلِم بِ َعالم
)44( ني ْ َوَما ََْن ُن بِتَأْ ِو ِيل ْاْل
Onlardan (zindandan) kurtulan dedi ال الَّ ِذي ََنَا ِمْن ُه َما َ ََوق
34
Nice zaman sonra (Yusuf’u) hatırladı َو َّاد َكَر بَ ْع َد أ َُّم ٍة
Ben onun tevilini haber vereceğim أ َََن أُنَبِِئُ ُك ْم بِتَأْ ِويلِ ِه
)45( ون ِ ُفَأَرِسل
Beni (zindana) gönderin
ْ
(Ey) Yusuf فُ وس ُ ُي
يق ِ ِ أَيُّها
Ey doğru kişi
ُ الص ِدِ َ
Bana fetva ver أَفْتِنَا
ٍ ات َِس ٍ
Yedi semiz inek hakkında انَ ِِف َسْب ِع بَ َقَر
Onları yedi cılız inek yiyor ٌ ََيْ ُكلُ ُه َّن َسْب ٌع ِع َج
اف
ض ٍر
ْ ت ُخ ٍ وسب ِع سنْ ب ًَل
Ve yedi yeşil başak (hakkında)
ُ ُ َْ َ
اتٍ وأُخر َّيبِس
Diğerleri kuru (başak onları takip ediyor)
َ َ ََ َ
Belki insanlara dönerim de ِ لَ َعلِِي أ َْرِج ُع إِ ََل الن
َّاس
İnsanlar bilirler )46( لَ َعلَّ ُه ْم يَ ْعلَ ُمو َن
ني ِِ
Yedi yıl ekip biçeceksiniz dedi
َ ال تَ ْزَر ُعو َن َسْب َع سن َ َق
Alışılmış olduğu üzere/âdetiniz üzere َدأ اََب
Hasat ettiğiniz zaman ص ْد ُُْت
َ فَ َما َح
Onları başakları içerisinde bırakın فَ َذ ُروهُ ِِف ُسنْ بُلِ ِه
Yiyeceğiniz az bir kısmı hariç )47( إََِّّل قَلِ ايًل ِِمَّا ََتْ ُكلُو َن
Sonra َُُّث
ِ ِ
Bundan sora gelecek َ ََيِِْت ِم ْن بَ ْعد َذل
ك
Yedi şiddetli (kurak sene) َسْب ٌع ِش َد ٌاد
Yiyecek ََيْ ُكلْ َن
Onlar (kuraklık yılları) için hazırladığınızı َّمتُ ْم ََلُ َّن
ْ َما قَد
Az bir kısmı hariç إََِّّل قَلِ ايًل
Koruduklarınızdan )48( صنُو َن ِ ِِمَّا ُُْت
ِ ِ
Bundan sonra bir yıl gelecek ام َ ُُثَّ ََيِِْت ِم ْن بَ ْعد َذل
ٌ ك َع
35
َّاس
ُ اث الن ُ َفِ ِيه يُغ
İnsanlar onda yağmurlandırılacak/bol yağmur
yağacak
Onda sıkacaklar suyunu çıkaracaklar (her şey bol
)49( ص ُرو َن ِ وفِ ِيه ي ع
olacak) َْ َ
ك ِ َ َوق
Kral dedi ُ ال الْ َمل َ
Onu bana getirin ائْ تُ ِوّن بِِه
Elçi ona (yusuf’a) geldiği zaman ول
ُ الر ُسَّ ُفَلَ َّما َجاءَه
ِ َ َق
Rabbine döne dedi كَ ِِال ْارج ْع إِ ََل َرب
Ona sor
ُاسأَلْه
ْ َف
Ellerini kesen kadınların (dedi) neydi الًلِِت قَطَّ ْع َن أَيْ ِديَ ُه َّن َّ َِما ََب ُل النِِ ْس َوة
Rabbim onların tuzaklarını bilendir )50( إِ َّن َرِِّب بِ َكْي ِد ِه َّن َعلِ ٌيم
Dedi nedir sizin derdiniz ال َما َخطْبُ ُك َّن َ َق
Yusuf’un nefsinden murad etiğinizde ف َع ْن نَ ْف ِس ِه َ وس ُ ُإ ْذ َر َاو ْدتُ َّن ي
ِ
ِقُلْن حاش ََِّّلل
Dediler ‘Alalh’ı tenzih ederiz’
َ َ َ
ٍ ما علِمنا علَي ِه ِمن س
وء
Biz onun üzerine bir kötülük bilmiyoruz
ُ ْ ْ َ َْ َ َ
Azizin karısı dedi ت ْامَرأَةُ الْ َع ِزي ِز ِ َقَال
İşte şimdi ْاْلَ َن
Haqq ortaya çıktı اِلَ ُّق
ْ ص َ ص َح ْ َح
Ben onun nefsinden istemiştim أَ ََن َر َاو ْدتُهُ َع ْن نَ ْف ِس ِه
)51( ني ِ ِ َّ وإِنَّه لَ ِمن
O sadıklardan idi
َ الصادق َ ُ َ
Bu bilinmesi için ك لِيَ ْعلَ َم ِ
َ َذل
Ben ğaybde hainlik etmedim ب ِ َخْنهُ َِبلْغَْي ُ َّن ََلْ أ ِِأ
)52( ني ِِ ْ اَّلل ََّل ي ه ِدي َكي َد َّ َوأ
Allah hainlerin tuzaklarını doğruya ulaştırmaz
َ اْلَائن ْ ْ َ ََّ َن
36