You are on page 1of 46

‫ِّس ِاء‬ ِ ‫والْمحصنَات‬

Kadınlardan evli olanlar (haram


kılınmıştır)
‫ن‬ ‫ال‬ ‫ن‬‫م‬
َ َ ُ َ ُْ َ
Ellerinizin malik oldukları müstesna ‫ت أ َْْيَانُ ُك ْم‬ْ ‫إِاَّل َما َملَ َك‬
‫اب اللا ِه َعلَْي ُك ْم‬ َِ‫ك‬
Allah’ın üzerinize yazdığıdır (farz
kıldığı) َ ‫ت‬
Bunlardan başkası size helal kılınmıştır ‫َوأ ُِح ال لَ ُك ْم َما َوَراءَ َذلِ ُك ْم‬
Muhsin (namuslu) olarak mallarınız ile

‫ني‬ ِ ‫أَ ْن تَبتَ غُوا بِأَموالِ ُكم ُُْم‬


ِ‫صن‬
َ ْ َْ ْ
onlarla evlenmeyi talep etmeniz (size
helal kılındı)

‫ني‬ ِِ
َ ‫َغْي َر ُم َسافح‬
Musafif olmadan (zina etmeden)

‫استَ ْمتَ ْعتُ ْم بِِه ِمْن ُه ان‬


Eğer onlardan (kadınlardan)
faydalanırsanız ْ ‫فَ َما‬
Farz olarak ücretlerini veriniz
َ ‫ُج َورُه ان فَ ِر‬
ً‫يضة‬ ُ ‫وه ان أ‬
ُ ُ‫فََآت‬
Size günah yoktur ‫اح َعلَْي ُك ْم‬
َ َ‫َوََّل ُجن‬
Mehir belirlendikten sonra razı
‫يض ِة‬ِ
‫ر‬ ‫ف‬
َ ‫ل‬
ْ ‫ا‬ ِ ‫فِيما تَراضيتم بِِه ِمن ب ع‬
‫د‬
olduğunuz şeyde (günah yoktur) َ ْ َ ْ ْ ُْ َ َ َ
)42( ‫يما‬‫ك‬ِ ‫إِ ان اللاه َكا َن علِيما ح‬
Allah alim ve hakimdir
ً َ ً َ َ
‫َوَم ْن ََلْ يَ ْستَ ِط ْع ِمْن ُك ْم طَ ْوًَّل‬
Sizden kim bir genişliğe güç
yetiremezse (sahip olmazsa)

ِ َ‫ات الْم ْؤِمن‬


‫ات‬ ِ َ‫أَ ْن ي ْن ِكح الْمحصن‬
َ ُْ َ َ
Sizden kim genişliğe sahip değilse
ُ
Genç mü’min kızlarınızdan ellerinizin ‫ت أ َْْيَانُ ُك ْم ِم ْن‬
ْ ‫فَم ْن َما َملَ َك‬
ِ
malik olduklarından (köle)
‫ات‬ِ َ‫فَتَ ياتِ ُكم الْم ْؤِمن‬
ُ ُ َ
Allah imanınızı en iyi bilendir ‫َواللاهُ أ َْعلَ ُم بِِإْيَانِ ُك ْم‬
Bazınız bazınızdandır ‫ض‬ٍ ‫ض ُك ْم ِم ْن بَ ْع‬ ُ ‫بَ ْع‬
‫وه ان بِِإ ْذ ِن أ َْهلِ ِه ان‬ ِ
Onları(kadınları) ailelerinin izni ile
nikâhlayınız ُ ‫فَانْك ُح‬
‫وف‬ِ ‫وآَتُوه ان أُجوره ان بِالْمعر‬
ُْ َ ُ َ ُ ُ َ
Onlara ücretlerini maruf ile verin

ٍ ‫ات َغي ر مسافِح‬


‫ات‬ ٍ َ‫ُُْمصن‬
َ َ ُ َْ َ
Namuslu kadınlar zina etmeyen

‫َخ َد ٍان‬ ِ ِ
Dost edinmeden
ْ ‫َوََّل ُمتاخ َذات أ‬
ِ ‫فَِإ َذا أُح‬
‫ص ان‬ ْ
Eğer namuslu olurlarsa

Eğer bir fuhuş irtikâp ederlerse ‫اح َش ٍة‬


ِ ‫فَِإ ْن أَتَني بَِف‬
َْ
ِ َ‫فَعلَي ِه ان نِصف ما علَى الْمحصن‬
‫ات‬
Onların üzerine hür kadınların yarısı
َ ُْ َ َ ُ ْ َْ
vardır cezadan ِ ‫ِمن الْع َذ‬
‫اب‬ َ َ
Bu sizden sıkıntıya girmekten
‫ت ِمْن ُك ْم‬ ‫ن‬ ‫ع‬ ‫ل‬
ْ ‫ا‬ ‫ي‬ ِ
‫ش‬ ‫خ‬ ‫ن‬ ‫م‬ ِ‫َذلِك ل‬
korkanlar içindir َ ََ َ َ ْ َ َ
Sizin sabretmeniz daha hayırlıdır ‫صِِبُوا َخْي ٌر لَ ُك ْم‬ ْ َ‫َوأَ ْن ت‬
)42( ‫يم‬ ‫ح‬ِ‫واللاه َغ ُفور ر‬
ٌ ٌَ ُ َ
Allah ğafur ve rahimdir

Allah diler size açıklamayı ‫ني لَ ُك ْم‬َِّ َ‫يد اللاهُ لِيُب‬


ُ ‫يُِر‬
‫ين ِم ْن قَ ْبلِ ُك ْم‬ ِ ‫وي ه ِدي ُكم سنن الا‬
Ve sizden öncekilerin yoluna iletmeyi
(ister)
‫ذ‬
َ َ َُ ْ َ ْ َ َ
Ve tövbelerinizi kabul etmeyi (ister) ‫وب َعلَْي ُك ْم‬ َ ُ‫َويَت‬
)42( ‫يم‬ ِ ‫واللاه علِيم ح‬
‫ك‬
ٌ َ ٌ َُ َ
Allah alim ve hakimdir
Allah tevbelerinizi kabul etmek ister ‫وب َعلَْي ُك ْم‬َ ُ‫يد أَ ْن يَت‬ ُ ‫َواللاهُ يُِر‬
ِ ‫يد الا ِذين ي تابِعو َن الشاهو‬
‫ات‬ ُ َ َ ُ ‫َويُِر‬
Şehvetlerine tabi olanlar isterler
Sizin büyük bir meyil ile ََ
)42( ‫يما‬ ِ ‫أَ ْن ََتِيلُوا مي ًًل ع‬
‫ظ‬
meyillenmenizi
ً َ َْ
Allah sizden hafifletmek ister
َ ‫يد اللاهُ أَ ْن ُُيَف‬
‫ِّف َعْن ُك ْم‬ ُ ‫يُِر‬
)42( ‫ضعِي ًفا‬ ‫ن‬ُ ‫ا‬ ‫س‬ ْ‫ن‬ ِ
‫اْل‬
ْ ‫ق‬ ِ‫وخل‬
Ve insan zayıf yaratılmıştır
َ َ َ َُ
‫ين آَ َمنُوا‬ ِ ‫يا أَيُّها الا‬
‫ذ‬ َ َ
Ey iman edenler
َ
ِ ‫ََّل تَأْ ُكلُوا أَموالَ ُكم ب ي نَ ُكم بِالْب‬
‫اط ِل‬ َ ْ َْ ْ َ ْ
Mallarınızı aranızda batıl ile yemeyin

Razı olduğunuz bir ticaret olması hariç ‫اض ِمْن ُك ْم‬


ٍ ‫إِاَّل أَ ْن تَ ُكو َن ِِتَ َارًة َع ْن تَ َر‬
Nefislerinizi öldürmeyiniz ‫َوََّل تَ ْقتُلُوا أَنْ ُف َس ُك ْم‬
)42( ‫يما‬ ِ‫إِ ان اللاه َكا َن بِ ُكم ر‬
‫ح‬ َ
Allah size merhametlidir
ً َْ
Kim bunu düşmanlık ve zulüm ile
‫ك ُع ْد َوانًا َوظُْل ًما‬ ِ
yaparsa َ ‫َوَم ْن يَ ْف َع ْل َذل‬
Onu ateşe yaslayacağız ‫صلِ ِيه نَ ًارا‬ ْ ُ‫ف ن‬ َ ‫فَ َس ْو‬
)03( ‫ك َعلَى اللا ِه يَ ِس ًريا‬ ِ‫وَكا َن َذل‬
Bu Allah üzerine kolay oldu
َ َ
Eğer büyük günahlardan sakınırsanız ‫إِ ْن َِْتتَنِبُوا َكبَائَِر‬
ُ‫َما تُْن َه ْو َن َعْنه‬
Yasaklandığınız

Günahlarınızı örteriz ‫نُ َكف ِّْر َعْن ُك ْم َسيِّئَاتِ ُك ْم‬


Sizi yüce bir yere girdiririz )03( ‫َونُ ْد ِخ ْل ُك ْم ُم ْد َخ ًًل َك ِرْيًا‬
Temenni etmeyin ‫َوََّل تَتَ َمن ْاوا‬
‫ض ُك ْم َعلَى‬ ِِ‫ضل اللاه ب‬
Allah’ın bazınızı bazınıza üstün kıldığı َ ْ َ ُ َ ‫َما فَ ا‬
‫ع‬ ‫ب‬ ‫ه‬
şeyi
‫ض‬ٍ ‫بَ ْع‬
Erkekler için kazandıkları vardır ‫يب ِِماا ا ْكتَ َسبُوا‬ ٌ ‫ص‬ِ َ‫لِ ِّلرج ِال ن‬
َ
‫ْب‬ ‫س‬ ‫ت‬ ‫ك‬ْ ‫ا‬ ‫ا‬ ‫ا‬
‫ِم‬ِ ‫ولِلنِّس ِاء ن ِصيب‬
َْ َ َ ٌ َ َ َ
Kadınlar içinde kazandıkları vardır

Allahtan fadlını isteyin ‫ضلِ ِه‬ْ َ‫اسأَلُوا اللاهَ ِم ْن ف‬ ْ ‫َو‬


‫يما‬ ِ‫إِ ان اللاه َكا َن بِ ُكل شي ٍء عل‬
Allah her şeyi bilendir ً َ ْ َ ِّ َ
)04(
Mevaliler için herkese kıldık ‫اِل‬ِ ‫َولِ ُك ٍّل َج َع ْلنَا َم َو‬
َ
‫ِِماا تَ َرَك الْ َوالِ َد ِان َو ْاْلَقْ َربُو َن‬
Akraba ve anne babanın terk
ettiklerinden

‫ت أ َْْيَانُ ُك ْم‬ ِ ‫والا‬


Yemin aqdi yaptıklarınızdan
ْ ‫ين َع َق َد‬ َ َ ‫ذ‬
Onlara nasiblerini verin ‫وه ْم نَ ِصيبَ ُه ْم‬ُ ُ‫فَآَت‬
ٍ
Allah her şeye şahittir
ً ‫إِ ان اللاهَ َكا َن َعلَى ُك ِّل َش ْيء َش ِه‬
‫يدا‬
)00(
Erkekler kadınlar üzerine hâkimdirler ‫ِّس ِاء‬
َ ‫ال قَ او ُامو َن َعلَى الن‬ ُ ‫الر َج‬
ِّ
‫ِِبَا فَ ا‬
Bazısını bazısına üstün kılmasından
dolayı
ٍ ‫ض ُه ْم َعلَى بَ ْع‬
‫ض‬ َ ‫ض َل اللاهُ بَ ْع‬
Mallarından infak etmeleri ile(için) ‫َوِِبَا أَنْ َف ُقوا ِم ْن أ َْم َواِلِِ ْم‬
‫ات‬ ِ ِ ‫فَال ا‬
Saliha kadınlar itaatkârdırlar
ٌ َ‫ات قَانت‬ ُ َ‫صاِل‬
‫ب ِِبَا َح ِف َظ اللا ُه‬
ِ ‫ات لِْلغَْي‬ ِ
Allahın korunmasını emrettiği şeyi
gizlide korurlar ٌ َ‫َحافظ‬
Serkeşliklerinden korktuklarınıza
(gelince)
‫الًلِِت ََتَافُو َن نُ ُش َوزُه ان‬ ‫َو ا‬
ِ ‫فَعِظُوه ان واهجروه ان ِِف الْمض‬
‫اج ِع‬
Onlara öğür verin, yataklarında َ َ ُ ُُ ْ َ ُ
ُ ُ‫اض ِرب‬
‫وه ان‬ ْ ‫َو‬
uzaklaştırın ve dövün

Eğer size itaat ederlerse ‫فَِإ ْن أَطَ ْعنَ ُك ْم‬


Onların üzerine bir yol aramayın ‫فَ ًَل تَ ْب غُوا َعلَْي ِه ان َسبِ ًيًل‬
Allah yüce ve büyüktür )02( ‫إِ ان اللاهَ َكا َن َعلِيًّا َكبِ ًريا‬
‫اق بَْينِ ِه َما‬ َ ‫َوإِ ْن ِخ ْفتُ ْم ِش َق‬
Onların aralarının ayrılmasından
korkarsanız

Erkeğin ailesinden bir hakem seçin ‫فَابْ َعثُوا َح َك ًما ِم ْن أ َْهلِ ِه‬
Kadının ailesinden bir hakem (seçin) ‫َو َح َك ًما ِم ْن أ َْهلِ َها‬
‫ص ًَل ًحا‬ ْ ِ‫يدا إ‬ َ ‫إِ ْن يُِر‬
Barışmak isterlerse

Allah ikisinin arasını muvaffaq kılar ‫يُ َوفِّ ِق اللاهُ بَْي نَ ُه َما‬
)02( ‫يما َخبِ ًريا‬ ِ‫إِ ان اللاه َكا َن عل‬
ً َ َ
Allah âlim ve hâbirdir

‫َو ْاعبُ ُدوا اللاهَ َوََّل تُ ْش ِرُكوا بِِه َشْيئًا‬


Allah’a ibadet edin ona hiçbir şeyi
ortak koşmayın

Anne babaya iyi davranın ‫َوبِالْ َوالِ َديْ ِن إِ ْح َسانًا‬


Akrabalara, yetimlere, miskinlere ِ ِ‫وبِ ِذي الْ ُقرََب والْيَتَ َامى والْمساك‬
‫ني‬ ََ َ َ ْ َ
Yakın(Aqraba) komşuya, uzak ‫ب‬ ِ ُ‫اْلُن‬ ْ ‫اْلَا ِر ِذي الْ ُق ْرََب َو‬
ْ ‫اْلَا ِر‬ ْ ‫َو‬
komşuya, yakın arkadaşa
‫ب‬ ْ ِ‫ب ب‬
ِ ‫اْلَْن‬ ِ ‫اح‬ِ‫ص‬ ‫َوال ا‬
Yolculara, ellerinizin malik olduklarına
(köle) ْ ‫َوابْ ِن ال اسبِ ِيل َوَما َملَ َك‬
‫ت أ َْْيَانُ ُك ْم‬

Muhakka Allah kibirlenenleri


‫ب َم ْن َكا َن ُمُْتَ ًاَّل‬ ُّ ‫إِ ان اللاهَ ََّل ُُِي‬
)02( ‫فَ ُخ ًورا‬
O cimrilik yapanlar ‫ين يَْب َخلُو َن‬ ِ ‫الا‬
‫ذ‬
َ
Ve insanlara cimriliği emredenler ‫ااس بِالْبُ ْخ ِل‬
َ ‫َويَأْ ُمُرو َن الن‬
‫ضلِ ِه‬
ْ َ‫اه ُم اللاهُ ِم ْن ف‬
Allah’ın fadlından verdiklerini
gizleyenler ُ َ‫َويَ ْكتُ ُمو َن َما آَت‬
‫ين َع َذابًا ُم ِهينًا‬ِ
‫ر‬ ِ‫وأَعت ْدنَا لِْل َكاف‬
Kafirler için alçaltıcı bir azâb hazırdık َ َْ َ
)02(
ِ ‫ين يُْن ِف ُقو َن أ َْم َوا َِلُ ْم ِرئَاءَ الن‬ ِ ‫والا‬
Mallarını insanların görmesi için
mallarını infak edenler
‫ااس‬ ‫ذ‬
َ َ
‫َوََّل يُ ْؤِمنُو َن بِاللا ِه َوََّل بِالْيَ ْوِم ْاْلَ ِخ ِر‬
Allah’a ve ahret gününe iman
etmezler

Kim şeytana yakın olursa o ne kötü


َ‫َوَم ْن يَ ُك ِن الشْايطَا ُن لَهُ قَ ِرينًا فَ َساء‬
arkadaştır
)02( ‫قَ ِرينًا‬
‫َوَما َذا َعلَْي ِه ْم لَ ْو آَ َمنُوا بِاللا ِه َوالْيَ ْوِم‬
Ne olurdu! Allah’a ve ahiret gününe
iman etselerdi
‫ْاْلَ ِخ ِر‬
‫َوأَنْ َف ُقوا ِِماا َرَزقَ ُه ُم اللا ُه‬
Allah’ın onlara verdiklerinden infak
etselerdi

)02( ‫يما‬ ِ‫وَكا َن اللاه ِبِِم عل‬


ً َ ْ ُ
Allah onları çok iyi bilendir
َ
‫إِ ان اللاهَ ََّل يَظْلِ ُم ِمثْ َق َال َذ ارٍة‬
Muhakkak ki Allah zerr-i misqal
zulmetmez
Eğer bir hasene olursa onu kat kat
ِ ‫ك حسنَةً يض‬
arttırır
‫اع ْف َها‬ َ ُ َ َ ُ َ‫َوإِ ْن ت‬
)23( ‫يما‬‫ظ‬ ِ ‫وي ْؤ‬
ِ ‫ت ِمن لَ ُدنْه أَجرا ع‬
Katından büyük ecir verir
َ
ً ًْ ُ ْ َُ
Her ümmete bir şahid getirdiğimizde
ٍ ‫فَ َكيف إِ َذا ِجْئ نا ِمن ُكل أُام ٍة بِش ِه‬
‫يد‬
(halleri) nasıl olacak َ ِّ ْ َ َ ْ
ِ ِ
Senide onların üzerine ً ‫ك َعلَى َه ُؤََّلء َش ِه‬
‫يدا‬ َ ِ‫َوجْئ نَا ب‬
getirdiğimizde…
)23(
O gün ‫يَ ْوَمئِ ٍذ‬
Kafirler ve Rasulullah’a isyan edenler
‫ول‬
َ ‫ص ُوا الار ُس‬ ‫ع‬ ‫و‬ ‫ا‬
‫و‬ ‫ر‬‫ف‬َ ‫ك‬
َ ‫ين‬ ِ ‫ي وُّد الا‬
‫ذ‬
arzularlar َ
َ َ ُ َ ََ
‫ض‬ ‫َر‬
‫اْل‬ْ ‫م‬ ِِ‫لَو تُس اوى ِب‬
ُ ْ ُ
Keşke yer kendilerine dümdüz olsa
َ ْ
Allah’tan bir sözü gizleyemezler )24( ‫َوََّل يَ ْكتُ ُمو َن اللاهَ َح ِديثًا‬
‫ين آَ َمنُوا‬ ِ ‫يا أَيُّها الا‬
‫ذ‬ َ َ
Ey iman edenler
َ
Namaza yaklaşmayın ‫ص ًَل َة‬
‫ََّل تَ ْقَربُوا ال ا‬
Siz sarhoş olduğunuz halde ‫َوأَنْتُ ْم ُس َك َارى‬
Taki söylediklerinizi bilinceye kadar ‫َح اَّت تَ ْعلَ ُموا َما تَ ُقولُو َن‬
Cunub iken ‫َوََّل ُجنُبًا‬
Yolcu olmanız müstesna ‫إِاَّل َعابِ ِري َسبِ ٍيل‬
Banyo yapıncaya kadar
‫َح اَّت تَ ْغتَ ِسلُوا‬
Siz hasta veya seferde olduğunuz
zaman َ ‫َوإِ ْن ُكْنتُ ْم َم ْر‬
‫ضى أ َْو َعلَى َس َف ٍر‬
Sizden biriniz hacet yerinden gelişirse ‫َح ٌد ِمْن ُك ْم ِم َن الْغَائِ ِط‬
َ ‫أ َْو َجاءَ أ‬
َ‫ِّساء‬
َ ‫أ َْو ََّل َم ْستُ ُم الن‬
Yada kadınlara dokunduğunuzda

‫اء‬ ‫م‬ ‫ا‬


‫و‬ ‫د‬ُ َِ ‫فَلَم‬
‫ِت‬
ًَ
Su bulamazsa
ْ
Temiz toprağa teyemmüm edin ‫يدا طَيِّبًا‬ ً ِ‫صع‬ َ ‫فَتَ يَ ام ُموا‬
‫وه ُك ْم‬ ِ ‫فَامسحوا بِوج‬
ُُ ُ َ ْ
Yüzünüzü mesh edin

‫َوأَيْ ِدي ُك ْم‬


Ve ellerinizi
Muhakkak ki Allah affeden ve
bağışlayandır )20( ‫إِ ان اللاهَ َكا َن َع ُف ًّوا َغ ُف ًورا‬
Görmedin mi……. ‫أَ ََلْ تَ َر إِ ََل‬
ِ َ‫صيبا ِمن الْ ِكت‬
‫اب‬ ِ َ‫الا ِذين أُوتُوا ن‬
َ ً
Kitaptan (biraz) nasib verileni
َ
Sapıklığı satın alıyorlar
َ‫ض ًَللَة‬
‫يَ ْشتَ ُرو َن ال ا‬
Sizin yoldan sapmanızı istiyorlar )22( ‫يل‬ ِ‫ضلُّوا ال اسب‬ ِ َ‫يدو َن أَ ْن ت‬ ُ ‫َويُِر‬
َ
Allah düşmanlarınızı bilir ‫َع َدائِ ُك ْم‬ ْ ‫َواللاهُ أ َْعلَ ُم بِأ‬
Dost olarak Allah yeter ‫َوَك َفى بِاللا ِه َولِيًّا‬
Yardımcı olarak Allah yeter )22( ‫ص ًريا‬ِ َ‫وَك َفى بِاللا ِه ن‬
َ
‫ادوا‬ ِ ‫ِمن الا‬
Yahudilerden bazıları
ُ ‫ين َه‬ َ َ ‫ذ‬
Yerlerini değiştirerek kelimeyi tahrif
ِ ‫ُُيِّرفُو َن الْ َكلِم عن مو‬
‫اضعِ ِه‬
ederler ََ ْ َ َ َ
‫صْي نَا‬ ِ
َ ‫َويَ ُقولُو َن ََس ْعنَا َو َع‬
İşittik ve isyan ettik derler

İşit işitmez olasıca ve bizi gözet


ِ ‫اَسع َغي ر مسم ٍع ور‬
‫اعنَا‬
(derler) َ َ َ ْ ُ َ ْ ْ َْ ‫َو‬
Dillerini eğip bükerek ‫لَيًّا بِأَلْ ِسنَتِ ِه ْم‬
Dine (dürterek)saldırarak ‫َوطَ ْعنًا ِِف الدِّي ِن‬
Şayet onlar deselerdi işittik iman ettik ‫َولَ ْو أَنا ُه ْم قَالُوا ََِس ْعنَا َوأَطَ ْعنَا‬
Dinle bizi gözet deselerdi kendileri için
daha hayırlı olurdu
‫اَسَ ْع َوانْظُْرنَا لَ َكا َن َخْي ًرا َِلُ ْم‬ ْ ‫َو‬
Ve daha doğru (sağlam)(olurdu) ‫َوأَقْ َوَم‬
‫َولَ ِك ْن لَ َعنَ ُه ُم اللاهُ بِ ُك ْف ِرِه ْم‬
Fakat Allah küfürleri sebebiyle onlara
lanet etti

Azıcık hariç iman etmiyorlar )22( ‫فَ ًَل يُ ْؤِمنُو َن إِاَّل قَلِ ًيًل‬
‫اب‬َ‫ت‬‫ك‬ِ ْ‫يا أَيُّها الا ِذين أُوتُوا ال‬
َ َ َ
Ey kitap verilenler
َ
İndirdiğimiz şeye iman edin ‫آَِمنُوا ِِبَا نَازلْنَا‬
Sizinle birlikte olanı tasdik edici lan ‫ص ِّدقًا لِ َما َم َع ُك ْم‬
َ ‫ُم‬
Biz (Bir takım) yüzleri dümdüz
‫وها‬ ِ ْ‫ِمن قَب ِل أَ ْن نَط‬
etmeden önce ً ‫س ُو ُج‬
َ ‫م‬ ْ ْ
Ve biz (birtakım yüzleri) arkasına
çevirmeden önce
‫فَنَ ُراد َها َعلَى أ َْدبَا ِرَها‬
Ya da onarla lanet etmeden (önce) ‫أ َْو نَ ْل َعنَ ُه ْم‬
ِ ‫َكما لَعناا أَصحاب ال اسب‬
‫ت‬ ْ َ َْ َ َ
Sebt ashabına lanet ettiğimiz gibi

)22( ‫َوَكا َن أ َْمُر اللا ِه َم ْف ُعوًَّل‬


Allah’ın emri yapılmış oldu(Allah’ın
emri mutlaka yerine getirilecektir)

‫إِ ان اللاهَ ََّل يَ ْغ ِفُر أَ ْن يُ ْشَرَك بِِه‬


Muhakkak ki Allah kendisine şirk
koşulmasını bağışlamaz

‫ك‬ ِ ِ
Bundan başkasını bağışlar
َ ‫َويَ ْغفُر َما ُدو َن َذل‬
‫اء‬ ‫ش‬ ‫ي‬ ‫ن‬ ‫م‬ ِ‫ل‬
Dilediğine
َ
ُ َ َْ
Kim Allah’a şirk koşarsa ‫َوَم ْن يُ ْش ِرْك بِاللا ِه‬
)22( ‫يما‬ ِ ‫فَ َق ِد افْ تَ رى إِْْثًا ع‬
‫ظ‬
ً َ
Büyük bir günah ile iftira etmiş olur
َ
Kendi nefislerini temize çıkaranları
‫ين يَُزُّكو َن أَنْ ُف َس ُه ْم‬ ِ ‫أَ ََل تَر إِ ََل الا‬
‫ذ‬
görmedin mi? َ َ ْ
ُ‫بَ ِل اللاهُ يَُزِّكي َم ْن يَ َشاء‬
Fakat Allah dilediğini temize çıkarır

)22( ‫َوََّل يُظْلَ ُمو َن فَتِ ًيًل‬


Kimse fetil (tohumun ilk çıkan filizi)
kadar haksızlık görmez

‫ف يَ ْفتَ ُرو َن َعلَى اللا ِه‬


َ ‫انْظُْر َكْي‬
Bak Allah’a nasıl da iftira ediyorlar
‫ب‬ ِ ‫الْ َك‬
‫ذ‬
َ
Açık günah olarak bu ona yeter )23( ‫َوَك َفى بِِه إِْْثًا ُمبِينًا‬
Sen …..ları görmedin mi? ‫أَ ََلْ تَ َر إِ ََل‬
ِ َ‫صيبا ِمن الْ ِكت‬
‫اب‬ ِ َ‫الا ِذين أُوتُوا ن‬
َ ً
Kendilerine kitaptan pay verilenler
َ
ِ ‫ت والطاا ُغ‬
‫وت‬ ِ ‫اْلِب‬
ْ ِ‫ي ْؤِمنُو َن ب‬
ْ ُ
Cibt’e ve tağuta iman ederler
َ
‫ين َك َفُروا‬ ِ ‫وي ُقولُو َن لِلا‬
‫ذ‬ ََ
Kâfirlere derler
َ
‫ين آَ َمنُوا َسبِ ًيًل‬ ِ ‫هؤََّل ِء أَهدى ِمن الا‬
‫ذ‬
Bunlar hidayete iman edelerden daha
َ َ َ ْ َُ
yakınlar
)23(
‫ين لَ َعنَ ُه ُم اللا ُه‬ ِ ‫أُولَئِك الا‬
‫ذ‬
َ َ
İşte onlar Allah’ın lanet ettikleridir

ُ‫َوَم ْن يَ ْل َع ِن اللاه‬
Allah kime lanet ederse

)24( ‫ص ًريا‬ ِ َ‫فَلَن َِِت َد لَه ن‬


ُ ْ
Sen ona bir yarımcı bulamazsın

ِ ‫صيب ِمن الْم ْل‬ ِ َ‫أَم َِلم ن‬


Yada onlara mülkten bir nasib
verilirse
‫ك‬ ُ َ ٌ ُْ ْ
)20( ‫ااس نَِق ًريا‬
İnsanlara bir naqıyr (tohumun
‫ن‬‫ال‬ ‫ن‬َ ‫و‬ ُ‫ت‬‫ؤ‬ْ ‫ي‬ ‫َّل‬
َ ‫ا‬ ‫ذ‬
ً َِ‫ف‬
‫إ‬
üzerinde filizin çıktığı siyah nokta) َ ُ
Ya da insanlara hased mi ediyorlar ‫ااس‬
َ ‫أ َْم َُْي ُس ُدو َن الن‬
Allah’ın fadlından verdikleri üzerine ‫ضلِ ِه‬
ْ َ‫اه ُم اللاهُ ِم ْن ف‬ ُ َ‫َعلَى َما آَت‬
‫اب‬ ‫ت‬
َ ِ ْ‫فَ َق ْد آَتَي نَا آَ َل إِب ر ِاهيم ال‬
‫ك‬
Muhakkak biz Al-i İbrahim’e kitabı ve
َ َ َْ ْ
َ‫اِلِ ْك َمة‬
ْ ‫َو‬
hikmeti verdik

)22( ‫يما‬ ‫ظ‬ِ ‫وآَتَي نَاهم م ْل ًكا ع‬


ً َ ُ ُْ ْ َ
Ve onlara büyük bir mülk verdik

Onlardan bazıları ona iman ettiler ‫فَ ِمْن ُه ْم َم ْن آَ َم َن بِِه‬


ِ
ُ‫ص اد َعْنه‬ َ ‫َومْن ُه ْم َم ْن‬
Onlardan bazıları ondan yüz çevirdiler

Ateş olarak Cehennem yeter )22( ‫ام َسعِ ًريا‬ ‫ن‬


َ ََ ‫ه‬ ‫ِب‬ِ ‫وَك َفى‬
َ
Ayetlerimizi inkar edenlere gelince ‫ين َك َفُروا بِآَيَاتِنَا‬ ِ ‫إِ ان الا‬
‫ذ‬
َ
Onları ateşe yaslayacağız ‫صلِي ِه ْم نَ ًارا‬ْ ُ‫ف ن‬ َ ‫َس ْو‬
ِ
Derileri her piştiğinde ‫ود ُه ْم‬
ُ ُ‫ت ُجل‬ ْ ‫ُكلا َما نَض َج‬
‫ودا َغْي َرَها‬ ً ُ‫اه ْم ُجل‬ ُ َ‫بَ ادلْن‬
Onu başka bir deri ile değiştireceğiz

‫اب‬ ‫ذ‬َ ‫ع‬ ‫ل‬


ْ ‫ا‬ ‫ا‬
‫و‬ ‫ق‬
ُ‫و‬ ‫ذ‬
ُ ‫ي‬ِ‫ل‬
َ َ َ
Azabı tatmaları için

)22( ‫يما‬ ‫ك‬ِ ‫إِ ان اللاه َكا َن ع ِزيزا ح‬


ً َ ً َ َ
Allah aziz ve hâkimdir

İman edenler ve Salih amel


‫ات‬ ِ‫ص‬
ِ ‫اِل‬ ‫ا‬ ‫ال‬ ‫ا‬
‫و‬ ُ‫ل‬‫م‬ِ ‫والا ِذين آَمنُوا وع‬
işleyenlere gelince َ ََ َ َ َ
ٍ ‫سنُ ْد ِخلُهم جن‬
‫اات‬ َ ُْ َ
Onları cennete girdireceğiz

Altlarından ırmaklar akıyor ‫َِْت ِري ِم ْن ََْتتِ َها ْاْلَنْ َه ُار‬


Orada ebedi olarak kalacaklardır ‫ين فِ َيها أَبَ ًدا‬ َ َ‫د‬ِ ِ‫خال‬
ٌ‫اج ُمطَ اهَرة‬ ‫و‬ ‫َز‬‫أ‬ ‫ا‬ ‫يه‬ ِ‫َِلم ف‬
Olar için orada temiz zevceler vardır
ْ
ٌ َ َ ُْ
Onları gölgelerin gölgense girdireceğiz )22( ‫َونُ ْد ِخلُ ُه ْم ِظ ًًّل ظَلِ ًيًل‬
Allah emrediyor ‫إِ ان اللاهَ يَأْ ُمُرُك ْم‬
Emaneti ehline eda etmenizi ‫ات إِ ََل أ َْهلِ َها‬ ِ َ‫أَ ْن تُؤُّدوا ْاْلَمان‬
َ َ
ِ ‫ني الن‬
‫ااس‬ َْ َ‫َوإِ َذا َح َك ْمتُ ْم ب‬
Eğer insanlar arasında hükmederseniz
‫أَ ْن ََْت ُك ُموا بِالْ َع ْد ِل‬
İnsanlar arasında adaletle
hükmetmenizi (emreder)

َ‫إِ ان اللاه‬
Muhakkak Allah

Ne güzel öğüt veriyor onun ile ‫نِعِ اما يَعِظُ ُك ْم بِِه‬


ِ ‫إِ ان اللاه َكا َن ََِسيعا ب‬
)22( ‫ص ًريا‬ َ ً َ
Allah semi’ ve basirdir

‫ين آَ َمنُوا‬ ِ ‫يا أَيُّها الا‬


‫ذ‬ َ َ
Ey iman edenler
َ
‫ول‬
َ ‫َط ُيعوا الار ُس‬ِ ‫َطيعوا اللاه وأ‬ ِ‫أ‬
ََ ُ
Allah’a itaat edin Resul’e itaat edin

‫ُوِل ْاْل َْم ِر ِمْن ُك ْم‬


Ve sizden olan ulu’l Emre (de itaat
edin)
ِ ‫َوأ‬
Eğer bir şeyde çekişirseniz ‫فَِإ ْن تَنَ َاز ْعتُ ْم ِِف َش ْي ٍء‬
‫ول‬ِ ‫فَرُّدوه إِ ََل اللا ِه والارس‬
ُ َ ُ ُ
Onu Allah’a ve Resul’une döndürün

Eğer siz ‫إِ ْن ُكْنتُ ْم‬


‫تُ ْؤِمنُو َن بِاللا ِه َوالْيَ ْوِم ْاْلَ ِخ ِر‬
Allah’a ve Ahiret gününe iman
ediyorsanız

)22( ‫َح َس ُن تَأْ ِو ًيًل‬ ِ


ْ ‫ك َخْي ٌر َوأ‬ َ ‫َذل‬
Bu hayırlı ve

Sen görmedin mi o kimseleri iddia


‫ين يَ ْز ُع ُمو َن‬ ِ ‫أَ ََل تَر إِ ََل الا‬
‫ذ‬
ediyorlar َ َ ْ
Sana indirilene iman ettiklerini ‫ك‬َ ‫أَنا ُه ْم آَ َمنُوا ِِبَا أُنْ ِزَل إِلَْي‬
ِ
َ ‫َوَما أُنْ ِزَل ِم ْن قَ ْبل‬
Senden önce indirilene iman
ettiklerini
‫ك‬
Tağuta (giderek) muhakeme olmayı
ِ ‫يدو َن أَ ْن ي تَحا َكموا إِ ََل الطاا ُغ‬
‫وت‬ ُ ‫يُِر‬
istiyorlar ُ َ َ
‫َوقَ ْد أ ُِمُروا أَ ْن يَ ْك ُفُروا بِِه‬
Onlar onu inkat etmekle
emrolunmuşlardı

ِ
Şeytan onlara uzak bir sapıklığa َ ‫يد الشْايطَا ُن أَ ْن يُضلا ُه ْم‬
‫ض ًَلًَّل‬ ُ ‫َويُِر‬
)23( ‫يدا‬ ً ِ‫بَع‬
düşürmek istiyor

Onlara denildiği zaman ‫يل َِلُ ْم‬ ِ‫وإِ َذا ق‬


َ َ
ُ‫تَ َعالَ ْوا إِ ََل َما أَنْ َزَل اللاه‬
Allah’ın indirdiğine gelin

Ve peygambere (gelin) ‫ول‬ِ ‫وإِ ََل الارس‬


ُ َ
‫ني‬ ِ ِ‫رأَيت الْمناف‬
‫ق‬
Münafıkları görüsün
َ َُ َ ْ َ
Senden uzaklaştıkça
uzaklaştıklarını(görürüsün)
)23( ‫ودا‬
ً ‫ص ُد‬
ُ ‫ك‬
َ ‫صدُّو َن َعْن‬
ُ َ‫ي‬
Nasıl olur onlara bir musibet isabet
ِ ‫فَ َكيف إِ َذا أَصاب ْت هم م‬
ٌ‫صيبَة‬
ettiği zaman ُ ُْ ََ َ ْ
Elleri ile yaptıkları ile ‫ت أَيْ ِدي ِه ْم‬
ْ ‫ام‬
َ ‫د‬َ‫ق‬ ‫ا‬َ ِ
‫ِب‬
Sonra sana gelirler ‫وك‬
َ ُ‫ُثُا َجاء‬
Allah’a yemin ederler ‫َُْيلِ ُفو َن بِاللا ِه‬
)24( ‫إِ ْن أ ََرْدنَا إِاَّل إِ ْح َسانًا َوتَ ْوفِي ًقا‬
Biz iyilik ve arabulmaktan başka bir
şey istemedik

‫ين‬ ِ ‫أُولَئِك الا‬


‫ذ‬
َ َ
İşte onlara var ya onlar

Allah kalplerindekini bilir ‫يَ ْعلَ ُم اللاهُ َما ِِف قُلُوِبِِ ْم‬
Onlardan yüz çevir ‫ض َعْن ُه ْم‬ ْ ‫َع ِر‬
ْ ‫فَأ‬
Va’z et onlara ‫َو ِعظْ ُه ْم‬
Nefisleri hakkında söyle ‫َوقُ ْل َِلُ ْم ِِف أَنْ ُف ِس ِه ْم‬
Etkileyici söz )20( ‫قَ ْوًَّل بَلِيغًا‬
ٍ ‫وما أَرس ْلنَا ِمن رس‬
‫ول‬ ُ َ ْ َ ْ ََ
Biz bir peygamber göndermedik

Ancak Allah’ın izni ile itaat edilmesi


‫اع بِِإ ْذ ِن اللا ِه‬ ِ
için(gönderdik) َ َ‫إِاَّل ليُط‬
Şayet onlar nefislerine zulmettikleri
zaman
‫َولَ ْو أَنا ُه ْم إِ ْذ ظَلَ ُموا أَنْ ُف َس ُه ْم‬
Sana gelselerdi ‫وك‬ َ ُ‫َجاء‬
َ‫استَ ْغ َفُروا اللاه‬ْ َ‫ف‬
Allaha tevbe-i istiğfarda bulunsalardı

Sene onlar için istiğfarda bulunsaydın ‫ول‬


ُ ‫استَ ْغ َفَر َِلُ ُم الار ُس‬ ْ ‫َو‬
)22( ‫يما‬ ‫ح‬ِ‫لَوج ُدوا اللاه تَ اوابا ر‬
ً َ ً َ ََ
Allah’ı tevvab ve rahim bulurlardı

Rabbine yemin olsun ki ‫ك‬َ ِّ‫فَ ًَل َوَرب‬


İman etmezler ‫ََّل يُ ْؤِمنُو َن‬
Seni hakem tayin etmedikçe ‫وك‬َ ‫َح اَّت ُُيَ ِّك ُم‬
Aralarında çekiştikleri şeyde ‫يما َش َجَر بَْي نَ ُه ْم‬ ِ‫ف‬
َ
‫ُثُا ََّل ََِي ُدوا ِِف أَنْ ُف ِس ِه ْم َحَر ًجا‬
Sonra nefislerinde bir sıkıntı
bulma(dan)

‫ت‬ ‫ي‬ ‫ض‬ ‫ق‬


َ ‫ا‬‫ا‬‫ِم‬ِ
Hüküm verdiğin şeyde
َْ َ
)22( ‫يما‬ ِ‫ويسلِّموا تَسل‬
ً ْ ُ َ َُ
Ve tam bir teslimiyetle teslim
olmadan
Eğer biz onların üzerine yazmış
olsaydık
‫َولَ ْو أَناا َكتَْب نَا َعلَْي ِه ْم‬
Kendi nefislerinizi öldürün diye ‫أ َِن اقْ تُلُوا أَنْ ُف َس ُك ْم‬
Siz yurdunuzdan çıkın (diye) ‫اخُر ُجوا ِم ْن ِديَا ِرُك ْم‬ ْ ‫أَ ِو‬
‫يل ِمْن ُه ْم‬ ِ‫ما فَعلُوه إِاَّل قَل‬
ُ َ َ
Az bir kısmı hariç bunu yapmazlar
ٌ
Eğer bunu yapsalardı ‫َولَ ْو أَنا ُه ْم فَ َعلُوا‬
‫وعظُو َن بِِه‬
(kendilerine) öğütlenen şeyi
(yapsalardı) َ ُ‫َما ي‬
Onlar için (daha) hayırlı olurdu ‫لَ َكا َن َخْي ًرا َِلُ ْم‬
Sağlamlık yönünden daha kuvvetli
olurdu
)22( ‫َش اد تَثْبِيتًا‬ َ ‫َوأ‬
‫يما‬‫ظ‬ِ ‫وإِ ًذا َْلَتَي نَاهم ِمن لَ ُدناا أَجرا ع‬
O zaman, onlara katımızdan büyük bir
ً َ ًْ ْ ُْ ْ َ
ecir verirdik
)22(
Muhakkak onları Sırat-ı Musataqım’e
)22( ‫يما‬‫ق‬ِ ‫وَِل َدي ناهم ِصراطًا مست‬
iletirdik ً َ ْ ُ َ ْ ُ َْ َ َ
Kim Allah’a ver Resulun’e itaat ederse
َ ‫َوَم ْن يُ ِط ِع اللاهَ َوالار ُس‬
‫ول‬
İşte onlar ‫ك‬َ ِ‫فَأُولَئ‬
Üzerlerine Allah’ın nimet verdikleri
‫ين أَنْ َع َم اللاهُ َعلَْي ِه ْم‬ ِ ‫مع الا‬
‫ذ‬
kimselerle beraberdir َ ََ
‫ُّه َد ِاء‬ ِ ‫الصد‬ ِ
Peygamberlerden, sadıklardan,
şehitlerden, Salihlerden َ َ َ ِّ ‫ني َو‬
‫الش‬ ‫و‬ ‫ني‬ ‫ِّيق‬ َ ِّ‫م َن النابِي‬
‫ني‬ ِِ ‫وال ا‬
َ ‫صاِل‬ َ
Bunlar ne güzel arkadaştır )22( ‫ك َرفِي ًقا‬ َ ِ‫َو َح ُس َن أُولَئ‬
‫ض ُل ِم َن اللاِه‬ ِ
Bu Allah’tan bir fadldır
ْ ‫ك الْ َف‬ َ ‫َذل‬
)23( ‫يما‬ ِ‫وَك َفى بِاللا ِه عل‬
ً َ
Bilen olarak Allah yeter
َ
‫ين آَ َمنُوا‬ ِ ‫يا أَيُّها الا‬
‫ذ‬ َ َ
Ey iman edenler
َ
Hazırlığınızı alın ‫ُخ ُذوا ِح ْذ َرُك ْم‬
Bölük bölük veya toplu olarak savaşa
)23( ‫َج ًيعا‬ َِ ‫ات أَ ِو انِْفروا‬ ٍ ‫فَانِْفروا ثُب‬
çıkın ُ َ ُ
İçinizden bazı kimseler var ki ağırdan ‫َوإِ ان ِمْن ُك ْم لَ َم ْن‬
alırlar
‫لَيُبَطِّئَ ان‬
ٌ‫صيبَة‬ِ ‫فَِإ ْن أَصاب ْت ُكم م‬
ُْ ََ
Eğer size bir musibet isabet ederse

Deki: Allah bana nimette etti ‫قَ َال قَ ْد أَنْ َع َم اللاهُ َعلَ اي‬
Ben onlarla beraber olmadım )24( ‫يدا‬ ً ‫إِ ْذ ََلْ أَ ُك ْن َم َع ُه ْم َش ِه‬
Eğer size Allah’ın fazlı isabet ederse ‫ض ٌل ِم َن اللا ِه‬ ْ َ‫َصابَ ُك ْم ف‬ ‫أ‬
َ ْ َ ‫ن‬ ِ‫ولَئ‬
Muhakkak derler ‫لَيَ ُقولَ ان‬
Sanki sizin ve onların arasında dostluk
yokmuş gibi ٌ‫َكأَ ْن ََلْ تَ ُك ْن بَْي نَ ُك ْم َوبَْي نَهُ َم َوادة‬
‫ت َم َع ُه ْم‬ُ ‫يَا لَْيتَِِن ُكْن‬
Keşke onlarla beraber olsaydım

)20( ‫يما‬ ِ ‫فَأَفُوز فَوزا ع‬


‫ظ‬
ً َ ًْ َ
Ben de büyük başarıyı kazansaydım
Allah yolunda savaşsın(lar) ‫فَ ْليُ َقاتِ ْل ِِف َسبِ ِيل اللا ِه‬
Dünya hayatını ahret karşılığında
‫اِلَيَا َة الدُّنْيَا بِ ْاْلَ ِخَرِة‬ ْ ‫ين يَ ْشُرو َن‬ ِ ‫الا‬
‫ذ‬
satanlar َ
Kim Allah yolunda savaşırsa ‫َوَم ْن يُ َقاتِ ْل ِِف َسبِ ِيل اللا ِه‬
‫ب‬ ِ‫فَي ْقتل أَو ي ْغل‬
ْ َ ْ َْ ُ
Öldürülürse veya galip gelirse

)22( ‫يما‬ ِ ‫ف نُ ْؤتِ ِيه أَجرا ع‬


‫ظ‬ َ ‫فَ َس ْو‬
ً َ ًْ
Ona büyük bir ecir vereceğiz

Size ne oluyor ‫َوَما لَ ُك ْم‬


Allah yolunda savaşmıyorsunuz ‫ََّل تُ َقاتِلُو َن ِِف َسبِ ِيل اللا ِه‬
Çocuklardan kadınlardan ve ‫ِّس ِاء‬ ‫و‬ ِ ‫الرج‬
َ َ َ َ َ َ ْ َ‫َوالْ ُم ْست‬
‫ن‬ ‫ال‬ ‫ال‬ ِّ ‫ن‬ ِ ‫ضع ِفني‬
‫م‬
erkeklerden musta’zaflar yolunda
‫َوالْ ِولْ َد ِان‬
O kimseler ki diyorlar ‫ين يَ ُقولُو َن‬ ِ ‫الا‬
‫ذ‬
َ
Rabbimiz bizi çıkar ‫َخ ِر ْجنَا‬
ْ ‫َربانَا أ‬
‫اَل أ َْهلُ َها‬ِ ‫ِمن ه ِذ ِه الْقري ِة الظا‬
َْ َ َ ْ
Ehl-i zalim olan bu şehirden

Biz katından bir sahip kıl ‫ك َولِيًّا‬ َ ْ‫اج َعل لَنَا ِم ْن لَ ُدن‬ ْ ‫َو‬
Bize katından yardımcı kıl )22( ‫ص ًريا‬ ِ َ‫ك ن‬ َ ْ‫اج َعل لَنَا ِم ْن لَ ُدن‬ ْ ‫َو‬
İman Adenler Allah yolunda savaşırlar ‫ين آَ َمنُوا يُ َقاتِلُو َن ِِف َسبِ ِيل اللا ِه‬ ِ ‫الا‬
‫ذ‬
َ
‫ين َك َفُروا يُ َقاتِلُو َن ِِف َسبِ ِيل‬ ِ ‫والا‬
‫ذ‬
Kâfirler tağut yolunda savaşırlar َ َ
‫وت‬ِ ‫الطاا ُغ‬
ِ َ‫فَ َقاتِلُوا أَولِياء الشايط‬
‫ان‬ ْ َ َْ
Şeytan’ın müttefikleri ile savaşın

‫ضعِي ًفا‬ َ ‫ن‬


َ ‫ا‬ ‫ك‬َ ِ
‫ان‬ َ‫إِ ان َكْي َد الشْايط‬
Muhakkak şeytanın tuzağı zayıf oldu
)22(
….şunları görmedin mi? ‫أَ ََلْ تَ َر إِ ََل‬
Kendilerine denilen ‫يل َِلُ ْم‬ ِ‫الا ِذين ق‬
َ َ
Elinizi çekin (cihattan) ‫ُك ُّفوا أَيْ ِديَ ُك ْم‬
Namazı kılın ve zekâtı verin ‫ص ًَل َة َوآَتُوا الازَكا َة‬ ‫يموا ال ا‬ ِ‫وأَق‬
ُ َ
Üzerlerine savaş yazılınca
ُ َ‫ب َعلَْي ِه ُم الْ ِقت‬
‫ال‬ َ
ِ‫فَلَ اما ُكت‬
Onlardan bir grup ‫يق ِمْن ُه ْم‬ ٌ ‫إِ َذا فَ ِر‬
İnsanlardan korkarlar ‫ااس‬
َ ‫َُيْ َش ْو َن الن‬
Allah’tan korkar gibi ‫َك َخ ْشيَ ِة اللا ِه‬
Veya daha şiddetli(fazla)
ً‫َش اد َخ ْشيَة‬
َ ‫أ َْو أ‬
Ve dediler ‫َوقَالُوا‬
‫ت َعلَْي نَا الْ ِقتَ َال‬ ‫ب‬‫ت‬‫ك‬َ ِ ‫ربانا‬
‫َل‬
َ ْ َ ََ
َ
Rabbimiz neden bize savaşı yazdın

Bizi yakın bir zamana kadar


ٍ ‫َج ٍل قَ ِر‬ ِ
erteleseydin olmaz mıydı?
‫يب‬ َ ‫لَ ْوََّل أَ اخ ْرتَنَا إ ََل أ‬
‫يل‬ ِ‫قُل متاع الدُّنْيا قَل‬
ٌ َ ُ ََ ْ
Deki dünyanın meta’ı azdır

Ahiret sakınanlar için daha hayırlıdır ‫َو ْاْلَ ِخَرةُ َخْي ٌر لِ َم ِن اتا َقى‬
)22( ‫َوََّل تُظْلَ ُمو َن فَتِ ًيًل‬
Bir fetil(tohumun filizi) kadar bile
zulm olunmazsınız
Nerede olursanız olun ölüm sizi
yakalayacaktır ُ ‫أَيْنَ َما تَ ُكونُوا يُ ْد ِرُك ُك ُم الْ َم ْو‬
‫ت‬
Tahkim edilmiş kalelerde olsanız bile… ‫وج ُم َشيا َد ٍة‬ ٍ ‫َولَ ْو ُكْنتُ ْم ِِف بُُر‬
Eğer onlara bir iyilik isabet ederse
ٌ‫َوإِ ْن تُ ِصْب ُه ْم َح َسنَة‬
Derler ki bu Allah katındandır ‫يَ ُقولُوا َه ِذ ِه ِم ْن ِعْن ِد اللا ِه‬
Eğer onlara bir kötülük isabet ederse
ٌ‫َوإِ ْن تُ ِصْب ُه ْم َسيِّئَة‬
Bu senin katındandır derler ‫يَ ُقولُوا َه ِذ ِه ِم ْن ِعْن ِد َك‬
Deki hepsi Allah katındandır ‫قُ ْل ُكلٌّ ِم ْن ِعْن ِد اللا ِه‬
Bu kavme ne oluyor ‫فَ َم ِال َه ُؤََّل ِء الْ َق ْوِم‬
Neredeyse bir söz bile anlamıyorlar )22( ‫ادو َن يَ ْف َق ُهو َن َح ِديثًا‬ ُ ‫ََّل يَ َك‬
Eğer sana bir iyilik isabet ederse ‫ك ِم ْن َح َسنَ ٍة‬ َ َ‫َصاب‬ َ ‫َما أ‬
Allah’tandır ‫فَ ِم َن اللا ِه‬
Eğer sana bir kötülük isabet ederse ‫ك ِم ْن َسيِّئَ ٍة‬ َ َ‫َصاب‬ َ ‫َوَما أ‬
Senin nefsindendir ‫ك‬َ ‫فَ ِم ْن نَ ْف ِس‬
ِ ‫اك لِلن‬
Ve seni insanlara bir elçi olarak
gönderdik
‫ااس َر ُسوًَّل‬ َ َ‫َوأ َْر َس ْلن‬
Allah şahit olarak yeter
ً ‫َوَك َفى بِاللا ِه َش ِه‬
)22( ‫يدا‬
Kim resule itaat ederse
َ ‫َم ْن يُ ِط ِع الار ُس‬
‫ول‬
َ‫اع اللاه‬
َ َ‫فَ َق ْد أَط‬
Allah’a itaat etmiş olur

Kim dönerse ‫َوَم ْن تَ َواَل‬


)23( ‫اك َعلَْي ِه ْم َح ِفيظًا‬
Biz seni onların üzerine korucu olarak
göndermedik َ َ‫فَ َما أ َْر َس ْلن‬
Derler ki itaat (edeceğiz)
ٌ‫اعة‬
َ َ‫َويَ ُقولُو َن ط‬
Senin yanından çıktıklarında ‫فَِإ َذا بََرُزوا ِم ْن ِعْن ِد َك‬
Onlardan bir grup plan kurarlar ‫ت طَائَِفةٌ ِمْن ُه ْم‬ َ ‫بَيا‬
Senin söylediğinin tersine ‫ول‬ُ ‫َغْي َر الا ِذي تَ ُق‬
‫ب َما يُبَ يِّتُو َن‬ ُ ُ‫َواللاهُ يَ ْكت‬
Allah onların komplolarını yazıyor

Olardan yüz çevir ‫ض َعْن ُه ْم‬ْ ‫َع ِر‬ْ ‫فَأ‬


Allah’a dayan ‫َوتَ َواك ْل َعلَى اللا ِه‬
Allah vekil olarak yeter )23( ‫َوَك َفى بِاللا ِه َوكِ ًيًل‬
Onlar Kur’an’ı düşünmezler mi? ‫أَفَ ًَل يَتَ َدباُرو َن الْ ُق ْرآَ َن‬
‫َولَ ْو َكا َن ِم ْن ِعْن ِد َغ ِْري اللا ِه‬
Eğer Allah’tan başkansın katından
olsaydı
Muhakkak ki onda çok ihtilaf
)24( ‫اختِ ًَلفًا َكثِ ًريا‬ ِِ
bulurlardı ْ ‫لََو َج ُدوا فيه‬
Eğer onlara emir gelirse ‫َوإِ َذا َجاءَ ُه ْم أ َْمٌر‬
ِ ‫اْلو‬ ِ
Korkudan ya da güvenden ‫ف‬ َْ ْ ‫م َن ْاْل َْم ِن أَ ِو‬
Onu yayarlar ‫اعوا بِِه‬
ُ ‫أَ َذ‬
ِ ‫ولَو رُّدوه إِ ََل الارس‬
‫ول‬ ُ ُ َ َْ
Eğer Rasulullah’a götürselerdi

‫ُوِل ْاْل َْم ِر ِمْن ُه ْم‬


Ve kendilerinden emir sahiplerine
(götürselerdi)
ِ ‫َوإِ ََل أ‬
Onlardan istinbata kadir olanlar
‫ين يَ ْستَ ْنبِطُونَهُ ِمْن ُه ْم‬ ِ ‫لَعلِمه الا‬
‫ذ‬
bilirlerdi َ َُ َ
‫ض ُل اللا ِه َعلَْي ُك ْم َوَر ْْحَتُ ُه‬
Eğer sizin üzerinize Allah’ın fazlı ve
rahmeti olmasaydı ْ َ‫َولَ ْوََّل ف‬
)20( ‫ََّلتابَ ْعتُ ُم الشْايطَا َن إِاَّل قَلِ ًيًل‬
Azınız müstesna şeytana tabi
olurdunuz

Allah yolunda savaş ‫فَ َقاتِ ْل ِِف َسبِ ِيل اللا ِه‬
Kendi nefsinden başkasını mükellef
kılma َ ‫ف إِاَّل نَ ْف َس‬
‫ك‬ ُ ‫ََّل تُ َكلا‬
ِ‫ض الْم ْؤِمن‬
Mü’minleri teşvik et
َ ُ ِ ‫َو َحِّر‬
‫ني‬
Allah’ın engellemesi umulur ‫ف‬‫َع َسى اللاهُ أَ ْن يَ ُك ا‬
‫ين َك َفُروا‬ ِ ‫بأْس الا‬
‫ذ‬
َ َ َ
Kâfirlerin baskısını

Allah daha bakıcı ve daha şiddetli ceza ‫َش ُّد تَ ْن ِك ًيًل‬ َ ‫َواللاهُ أ‬
َ ‫َش ُّد بَأْ ًسا َوأ‬
verendir
)22(
Kim iyi bir aracılıkla aracı olursa
ً‫اعةً َح َسنَة‬ َ ‫َم ْن يَ ْش َف ْع َش َف‬
Ona ondan bir nasib olur ‫يب ِمْن َها‬ ِ
ٌ ‫يَ ُك ْن لَهُ نَص‬
Kim kötü bir aracılığa aracı olursa
ً‫اعةً َسيِّئَة‬ َ ‫َوَم ْن يَ ْش َف ْع َش َف‬
Ona ondan bir mükellefiyet vardır ‫يَ ُك ْن لَهُ كِ ْف ٌل ِمْن َها‬
‫َوَكا َن اللاهُ َعلَى ُك ِّل َش ْي ٍء ُم ِقيتًا‬
Allah her şeyin üzerinde koruyucudur
)22(
Bir selam ile selamlandığınız zaman ‫َوإِ َذا ُحيِّيتُ ْم بِتَ ِحيا ٍة‬
‫َح َس َن ِمْن َها‬ ْ ‫فَ َحيُّوا بِأ‬
Sizde ondan daha güzeli ile selam
verin

Veya onu (aynısı ile) iade edin ‫وها‬


َ ‫أ َْو ُرُّد‬
Muhakkak ki Allah her şeyi hesaba ‫إِ ان اللاهَ َكا َن َعلَى ُك ِّل َش ْي ٍء َح ِسيبًا‬
çekmektedir
)22(
Allah ki ondan başka ilah yoktur ‫اللاهُ ََّل إِلَهَ إِاَّل ُه َو‬
Sizi kıyamet gününde toplayacaktır ‫لَيَ ْج َم َعنا ُك ْم إِ ََل يَ ْوِم الْ ِقيَ َام ِة‬
Onda şüphe yoktur ‫ب فِ ِيه‬ َ ْ‫ََّل َري‬
)22( ‫َص َد ُق ِم َن اللاِه َح ِديثًا‬
Söz olarak Allah’tan daha sadık kim
olabilir ْ ‫َوَم ْن أ‬
ِ ْ َ‫ني فِئَت‬ ِ ِ‫فَما لَ ُكم ِِف الْمناف‬
Size ne oluyor da münafıklar hakkında
ikiye ayrıldınız
‫ني‬ ‫ق‬
َ َُ ْ َ
‫َواللاهُ أ َْرَك َس ُه ْم ِِبَا َك َسبُوا‬
Allah kazandıklarından dolayı onları
baş aşağı etmiştir
Siz onların hidayete dönmelerin mi
arzuluyorsunuz ُ ‫أَتُِر‬
‫يدو َن أَ ْن تَ ْه ُدوا‬

ُ‫َض ال اللاه‬
َ ‫َم ْن أ‬
Allah’ın dalalete düşürdüğü kimseleri

Allah kimi dalalete düşürürse ‫ضلِ ِل اللا ُه‬ْ ُ‫َوَم ْن ي‬


Sen ona yol bulamazsın )22( ‫فَلَ ْن َِِت َد لَهُ َسبِ ًيًل‬
Onlar arzuluyorlar siz küfretseniz
onların küfrettikleri gibi
‫َوُّدوا لَ ْو تَ ْك ُفُرو َن َك َما َك َفُروا‬

ً‫فَتَ ُكونُو َن َس َواء‬


Böylece eşit olasınız

‫اء‬ ‫ي‬ِ‫اخ ُذوا ِمْن هم أَول‬


ِ ‫فَ ًَل تَت‬
َ َْ ُْ
O halde onlardan veliler edinmeyin

Taki Allah yolunda hicret edinceye


‫اجُروا ِِف َسبِ ِيل اللا ِه‬ِ ‫ح اَّت ي ه‬
kadar َُ َ
Eğer dönerlerse (yüz çeviririlerse)
onları yakalayın ُ ‫فَِإ ْن تَ َولاْوا فَ ُخ ُذ‬
‫وه ْم‬
Öldürün onları bulduğunuz yerde ‫وه ْم‬
ُ ُ‫ث َو َج ْدَُت‬ُ ‫وه ْم َحْي‬ ُ ُ‫َواقْ تُل‬
ِ َ‫اخ ُذوا ِمْن هم ولِيًّا وََّل ن‬
‫ص ًريا‬ ِ ‫وََّل تَت‬
Onlardan veli ve yardımcı edinmeyin َ َ ُْ َ
)22(
Hariç: bir kavme sığınanlar ‫صلُو َن إِ ََل قَ ْوٍم‬
ِ ‫إِاَّل الا ِذين ي‬
ََ
ٌ َ‫بَْي نَ ُك ْم َوبَْي نَ ُه ْم ِميث‬
Sizin aranızda ve onların arasında
misaq (var)
‫اق‬
Ya da size gelenler ‫أ َْو َجاءُوُك ْم‬
‫ورُه ْم‬ ِ‫ح‬
ُ ‫ص ُد‬ ُ ‫ت‬ ْ ‫صَر‬ َ
Göğüsleri sıkışanlar

Sizinle savaşmaktan ‫أَ ْن يُ َقاتِلُوُك ْم‬


Yada qavimleri ile savaşmaktan ‫أ َْو يُ َقاتِلُوا قَ ْوَم ُه ْم‬
Allah dileseydi muhakkak onları sizin
üzerinize musallat ederdi
‫َولَ ْو َشاءَ اللاهُ لَ َسلاطَ ُه ْم َعلَْي ُك ْم‬
Böylece sizinle savaşırlardı ‫فَلَ َقاتَلُوُك ْم‬
‫فَِإ ِن ْاعتَ َزلُوُك ْم فَلَ ْم يُ َقاتِلُوُك ْم‬
Eğer sizden uzaklaşırlarsa ve sizinle
savaşmazlarsa

Size barış (teklifi) iletirlerse ‫َوأَلْ َق ْوا إِلَْي ُك ُم ال اسلَ َم‬


Allah size onlar üzerinde bir yol ‫فَ َما َج َع َل اللاهُ لَ ُك ْم َعلَْي ِه ْم َسبِ ًيًل‬
kılmamıştır
)23(
‫ين‬ ِ
‫ر‬ ‫خ‬ ‫آ‬
َ ‫ن‬
َ ‫و‬ ‫د‬ ‫ج‬ِ ‫ست‬
Siz diğerlerini bulacaksınız
َ َ ُ ََ
Sizden emin olmak istiyorlar ‫يدو َن أَ ْن يَأْ َمنُوُك ْم‬ُ ‫يُِر‬
Ve qavimlerinden emin olmak
istiyorlar
‫َويَأْ َمنُوا قَ ْوَم ُه ْم‬

‫ُك ال َما ُرُّدوا إِ ََل الْ ِفْت نَ ِة‬


(Bunlar) Her fitneye
döndürülmelerinde

Ona (fitneye) baş aşağı dalarlar ‫أ ُْركِ ُسوا فِ َيها‬


Eğer sizden uzak durmazlarsa ‫فَِإ ْن ََلْ يَ ْعتَ ِزلُوُك ْم‬
Ve size barış teklif etmezlerse ‫َويُْل ُقوا إِلَْي ُك ُم ال اسلَ َم‬
Ellerini sizden çekmezlerse ‫َويَ ُك ُّفوا أَيْ ِديَ ُه ْم‬
Onları yakalayın ‫وه ْم‬
ُ ‫فَ ُخ ُذ‬
‫وه ْم‬‫م‬ ‫ت‬‫ف‬ْ َِ‫واقْ ت لُوهم حيث ث‬
‫ق‬
ُ ُ ُ َْ ْ ُ ُ َ
ُ
Onları öldürün bulduğunuz yerde

İşte sizler ‫َوأُولَئِ ُك ْم‬


Sizin için kıldık onların üzerine ‫َج َع ْلنَا لَ ُك ْم َعلَْي ِه ْم‬
Apaçık bir yetki verdik )23( ‫ُس ْلطَانًا ُمبِينًا‬
Mü’min için olmadı ‫َوَما َكا َن لِ ُم ْؤِم ٍن‬
Bir mü’mini öldürmesi ‫أَ ْن يَ ْقتُ َل ُم ْؤِمنًا‬
Hata hariç ً‫إِاَّل َخطَأ‬
Kim bir mü’mini hata ile öldürürse ً‫َوَم ْن قَتَ َل ُم ْؤِمنًا َخطَأ‬
Özgürleştirir bir mü’min köle ‫فَتَ ْح ِر ُير َرقَبَ ٍة ُم ْؤِمنَ ٍة‬
Ve ehline tam bir diyet (öder) ‫َوِديَةٌ ُم َسلا َمةٌ إِ ََل أ َْهلِ ِه‬
Hariç onların (ölenin ailesinin)
bağışlaması
‫ص ادقُوا‬ ‫إِاَّل أَ ْن يَ ا‬
‫فَِإ ْن َكا َن ِم ْن قَ ْوٍم َع ُد ٍّو لَ ُك ْم‬
Eğer, (öldürülen) size düşman olan bir
qavimden ise

Ve o mü’min ise ‫َوُه َو ُم ْؤِم ٌن‬


‫فَتَ ْح ِر ُير َرقَبَ ٍة ُم ْؤِمنَ ٍة‬
O zaman mü’min bir köle azad etek
vardır (diyet yok)

Eğer (öldürülen) bir qavimden ise ‫َوإِ ْن َكا َن ِم ْن قَ ْوٍم‬


ٌ َ‫بَْي نَ ُك ْم َوبَْي نَ ُه ْم ِميث‬
Sizin ve oların arasında Anlaşma
bulunan
‫اق‬
Ehline tam bir diyet vardır ‫فَ ِديَةٌ ُم َسلا َمةٌ إِ ََل أ َْهلِ ِه‬
‫َوََْت ِر ُير َرقَبَ ٍة ُم ْؤِمنَ ٍة‬
Özgürleştirmek bir mü’min köle
(vardır)

‫فَ َم ْن ََلْ ََِي ْد‬


Kim (bir köle) bulamazsa
Oruç (vardır)
ِ َ‫ف‬
‫صيَ ُام‬
Arka arkaya iki ay ِ ْ ‫َش ْهريْ ِن ُمتَتَابِ َع‬
‫ني‬ َ
Ve Allah’a tevbe etmesi gerekir ‫تَ ْوبَةً ِم َن اللا ِه‬
Allah en iyi bilen ve en iyi hüküm
)24( ‫يما‬‫ك‬ِ ‫وَكا َن اللاه علِيما ح‬
verendir ً َ ً َُ َ
Kim bir mü’mini öldürürse ‫َوَم ْن يَ ْقتُ ْل ُم ْؤِمنًا‬
Kasıtlı olarak ‫ُمتَ َع ِّم ًدا‬
Cezası cehennemdir ‫فَ َجَز ُاؤهُ َج َهنام‬
Orada ebedi kalmaktır
‫َخالِ ًدا فِ َيها‬
Allah ona gazab etti ‫ب اللاهُ َعلَْي ِه‬ َ َ ‫ض‬ِ ‫و َغ‬

ُ‫َولَ َعنَه‬
Onu lanetledi

)20( ‫يما‬ ِ ‫وأَع اد لَه ع َذابا ع‬


‫ظ‬
ً َ ً َُ ََ
Onun için büyük bir azab hazırladı

‫ين آَ َمنُوا‬‫ذ‬ِ ‫يا أَيُّها الا‬


َ َ
Ey iman edenler
َ
‫ضَربْتُ ْم ِِف َسبِ ِيل اللا ِه‬
َ ‫إِ َذا‬
Eğer Allah yolunda (topuk)
vurduğunuzda (yola çıktığınızda)

Araştırın/anlayın ‫فَتَبَ يانُوا‬


Demeyin ‫َوََّل تَ ُقولُوا‬
Size selam atana (verene) ‫لِ َم ْن أَلْ َقى إِلَْي ُك ُم ال اس ًَل َم‬
Sen mü’min değilsin ‫ت ُم ْؤِمنًا‬َ ‫لَ ْس‬
‫اِلَيَ ِاة الدُّنْيَا‬
Dünya hayatının geçici menfaatını
arzulayarak ْ ‫ض‬ َ ‫تَ ْبتَ غُو َن َعَر‬
Allah katında çok ganimetler vardır
ٌ‫فَعِْن َد اللا ِه َمغَ ِاِنُ َكثِ َرية‬
‫ك ُكْنتُ ْم ِم ْن قَ ْب ُل‬ ِ‫َك َذل‬
Önceden sizde önceden öyleydiniz
َ
Allah size lütfetti ‫فَ َم ان اللاهُ َعلَْي ُك ْم‬
İyice anlayın-araştırın ‫فَتَبَ يانُوا‬
‫إِ ان اللاهَ َكا َن ِِبَا تَ ْع َملُو َن َخبِ ًريا‬
Allah yaptıklarınızdan haberdardır
)22(
Bir değildir ‫ََّل يَ ْستَ ِوي‬
‫ني‬ ِِ ِ ِ
Mü’minlerden oturanlar
َ ‫الْ َقاع ُدو َن م َن الْ ُم ْؤمن‬
Özür olmaksızın ‫ضَرِر‬‫ُوِل ال ا‬ ِ ‫َغْي ُر أ‬
‫اه ُدو َن ِِف َسبِ ِيل اللا ِه‬ ِ ‫والْمج‬
َُ َ
Ve Allah yolunda cihat edenler

Malları ile ve nefisleri ile ‫بِأ َْم َواِلِِ ْم َوأَنْ ُف ِس ِه ْم‬


Allah malları ve canları ile cihat ‫ين بِأ َْم َواِلِِ ْم‬ ِ ‫اه‬ ِ ‫ضل اللاه الْمج‬
َ َ ُ ُ َ ‫فَ ا‬
‫د‬
edenleri üstün kıldı
‫َوأَنْ ُف ِس ِه ْم‬
Oturanlar üzerine mertebece (üstün
ً‫ين َد َر َجة‬‫د‬ِ ‫اع‬
ِ ‫علَى الْ َق‬
kıldı) َ َ
Ve Allah her ikisine de güzelliği va’d
etti ْ ُ‫َوُك ًًّل َو َع َد اللاه‬
‫اِلُ ْس ََن‬
‫ين َعلَى‬ ِ ‫اه‬ِ ‫ضل اللاه الْمج‬
َ َ ُ ُ َ ‫َوفَ ا‬
‫د‬
Allah mücahitleri oturanlar üzerine
üstün kıldı
‫ين‬ ِ ‫اع‬
‫د‬ ِ ‫الْ َق‬
َ
)22( ‫يما‬ ‫ظ‬ِ ‫أَجرا ع‬
ً َ ًْ
Büyü ecir (vererek üstün kıldı)

‫ات ِمْن ُه‬ٍ ‫درج‬


َ ََ
Ondan (Allahtan)dereceler

Mağfiret ve rahmet
ً‫َوَم ْغ ِفَرًة َوَر ْْحَة‬
)22( ‫يما‬ ‫ح‬ِ‫وَكا َن اللاه َغ ُفورا ر‬
ً َ ً ُ
Allah ğafur ve rahim oldu
َ
ُ‫اه ُم الْ َم ًَلئِ َكة‬ ِ ‫إِ ان الا‬
ُ ‫ين تَ َوفا‬ ‫ذ‬
O kimseler ki melekler onları öldürdü
َ
Kendi nefislerine zulm ederlerken ‫ظَالِ ِمي أَنْ ُف ِس ِه ْم‬
Ne halde idiniz ‫يم ُكْنتُ ْم‬ ِ‫قَالُوا ف‬
َ
Onlar dediler biz yeryüzünde
ِ ‫ني ِِف ْاْل َْر‬
‫ض‬ ِ ‫ضع‬
musta’zaflar idik َ َ ْ َ‫قَالُوا ُكناا ُم ْست‬
‫ف‬

ً‫ض اللا ِه َو ِاس َعة‬


(melekler) dediler Allah’ın arzı geniş
değimliydi ُ ‫قَالُوا أَ ََلْ تَ ُك ْن أ َْر‬
Onda hicret etseydiniz ya ‫اجُروا فِ َيها‬ ِ ‫فَت ه‬
َُ
‫ام‬‫ن‬‫ه‬ ‫ج‬ ‫م‬ ‫اه‬ ‫و‬ ْ
‫أ‬ ‫م‬ ‫ك‬َ ِ‫فَأُولَئ‬
ُ ََ ْ ُ َ َ
İşte onlar barınakları cehennemdir

)22( ‫ص ًريا‬ ِ‫تم‬


َ ْ َ‫َو َساء‬
Ne kötü dönüş yeridir

ِّ ‫ني ِم َن‬
‫الر َج ِال‬ ِ ‫ضع‬
Erkeklerden, kadınlardan, َ َ ْ َ‫إِاَّل الْ ُم ْست‬
‫ف‬
çocuklardan musta’zaflar müstesna
‫ِّس ِاء َوالْ ِولْ َد ِان‬
َ ‫َوالن‬
ً‫ََّل يَ ْستَ ِط ُيعو َن ِحيلَة‬
Yer değiştirmeye güç yetiremeyenler
müstesna

Bir yol bulamıyorlar )22( ‫َوََّل يَ ْهتَ ُدو َن َسبِ ًيًل‬


Umulur ki Allah onları affeder ‫ك َع َسى اللاهُ أَ ْن يَ ْع ُف َو َعْن ُه ْم‬ َ ِ‫فَأُولَئ‬
Allah affeden ve bağışlayandır )22( ‫َوَكا َن اللاهُ َع ُف ًّوا َغ ُف ًورا‬
ِ ‫ومن ي ه‬
‫اج ْر ِِف َسبِ ِيل اللا ِه‬ َُ ْ ََ
Kim Allah yolunda hicret ederse

Yeryüzünde çok yer bulur ‫ض ُمَرا َغ ًما َكثِ ًريا‬ِ ‫ََِي ْد ِِف ْاْل َْر‬
Ve genişlik (de bulur)
ً‫َو َس َعة‬
Kim evinden çıkarsa ‫َوَم ْن َُيُْر ْج ِم ْن بَْيتِ ِه‬
Allah’a ve Rasulune muhacir olarak ‫اجًرا إِ ََل اللا ِه َوَر ُسولِِه‬ ِ ‫مه‬
َُ
Sonra onu ölüm yakalarsa ‫ت‬ُ ‫ُثُا يُ ْد ِرْكهُ الْ َم ْو‬
Muhakkak onun ecri Allah’a düşer ‫َجُرهُ َعلَى اللا ِه‬ ْ ‫فَ َق ْد َوقَ َع أ‬
)333( ‫يما‬ ‫ح‬ِ‫وَكا َن اللاه َغ ُفورا ر‬
ً َ ً ُ
Allah ğafur ve rahim oldu
َ
Yeryüzünde (topuk) vurduğunuzda ‫ض‬ِ ‫ضَربْتُ ْم ِِف ْاْل َْر‬ َ ‫َوإِ َذا‬
Üzerinize günah yoktur ‫اح‬
ٌ َ‫س َعلَْي ُك ْم ُجن‬ َ ‫فَلَْي‬
Namazı kısaltmanızda ‫ص ًَل ِة‬
‫صُروا ِم َن ال ا‬ ُ ‫أَ ْن تَ ْق‬
Eğer korkarsanız ‫إِ ْن ِخ ْفتُ ْم‬
Sizi fitneye düşürmesinden ‫أَ ْن يَ ْفتِنَ ُك ُم‬
Kâfirlerin ‫ين َك َفُروا‬ ِ ‫الا‬
‫ذ‬
َ
‫ين َكانُوا لَ ُك ْم َع ُد ًّوا ُمبِينًا‬ ِ
‫ر‬ ِ‫إِ ان الْ َكاف‬
(bilin ki) kâfirler sizin için apaçık
َ
düşmandır
)333(
Sen içlerinde olduğun zaman ‫ت فِي ِه ْم‬ َ ‫َوإِ َذا ُكْن‬
‫ص ًَل َة‬
‫ت َِلُ ُم ال ا‬ َ ‫فَأَقَ ْم‬
Namaza durduğun zaman

َ ‫فَ ْلتَ ُق ْم طَائَِفةٌ ِمْن ُه ْم َم َع‬


Onlardan bir gurup seninle beraber
namaza dursun
‫ك‬
Ve silahlarını alsınlar ‫َسلِ َحتَ ُه ْم‬ْ ‫َولْيَأْ ُخ ُذوا أ‬
Secde ettikleri zaman ‫فَِإ َذا َس َج ُدوا‬
Onlar sizin arkanızda olsunlar ‫فَ ْليَ ُكونُوا ِم ْن َوَرائِ ُك ْم‬
ِ ِ
Diğer bir taife gelsin ‫ُخَرى‬ ْ ‫َولْتَأْت طَائ َفةٌ أ‬
Namaz kılmadı (kılmayanlar) ‫صلُّوا‬
َ ُ‫ََلْ ي‬
Seninle beraber kılsın ‫ك‬َ ‫صلُّوا َم َع‬ َ ُ‫فَ ْلي‬
Tedbirlerini alsınlar ‫َولْيَأْ ُخ ُذوا ِح ْذ َرُه ْم‬
Ve silahlarını (alsınlar) ‫َسلِ َحتَ ُه ْم‬ْ ‫َوأ‬
Kâfirler isterler ‫ين َك َفُروا‬ ِ ‫واد الا‬
‫ذ‬
َ َ
Keşke siz silahlarınızdan gafil kalsanız ‫َسلِ َحتِ ُك ْم‬ ْ ‫لَ ْو تَ ْغ ُفلُو َن َع ْن أ‬
Ve eşyalarınızdan ‫َوأ َْمتِ َعتِ ُك ْم‬
(ozaman) tek bir hamle ile üzerinize
ِ ‫فَي ِميلُو َن علَي ُكم مي لَةً و‬
‫اح َد ًة‬
hamle etseler (ansızın baskın) َ َْ ْ ْ َ َ
Size günah yoktur ‫اح َعلَْي ُك ْم‬
َ َ‫َوََّل ُجن‬
Eğer size olursa yağmurdan bir eziyet ‫إِ ْن َكا َن بِ ُك ْم أَ ًذى ِم ْن َمطَ ٍر‬
Ya da hasta olursanız ‫ضى‬ َ ‫أ َْو ُكْنتُ ْم َم ْر‬
Silahlarınızı bırakmanızda ‫َسلِ َحتَ ُك ْم‬ ْ ‫ض ُعوا أ‬ َ َ‫أَ ْن ت‬
Tedbirlerinizi alın ‫َو ُخ ُذوا ِح ْذ َرُك ْم‬
‫ين َع َذابًا ُم ِهينًا‬ ِ
‫ر‬ ِ‫إِ ان اللاه أَع اد لِْل َكاف‬
Muhakka Allah kâfirler için alçaltıcı bir
َ َ َ
azab hazırlamıştır
)334(
Namazı qada ettikten sonra ‫ص ًَل َة‬
‫ضْيتُ ُم ال ا‬ َ َ‫فَِإ َذا ق‬
َ‫فَاذْ ُكُروا اللاه‬
Allah’ı zikredin

‫ودا َو َعلَى ُجنُوبِ ُك ْم‬ ‫ع‬ ‫ق‬


ُ ‫و‬ ‫ا‬ ‫ام‬ ‫ي‬ ِ‫ق‬
Ayakta, oturarak ve yanınız üzere
ً ُ َ ًَ
Emniyete kavuştuğunuzda ‫فَِإ َذا اطْ َمأْنَْنتُ ْم‬
Namazı kılın
َ‫ص ًَلة‬ ‫يموا ال ا‬ ِ‫فَأَق‬
ُ
‫ني‬ ِ‫ص ًَل َة َكانَت علَى الْم ْؤِمن‬ ‫إِ ان ال ا‬
َ ُ َ ْ
Muhakkak namaz mü’minler üzerine

)330( ‫كِتَابًا َم ْوقُوتًا‬


Vakitli olarak yazılmıştır (farz
kılınmıştır)

‫َوََّل ََتِنُوا ِِف ابْتِغَ ِاء الْ َق ْوِم‬


Bir kav mi aramakta gevşeklik
göstermeyin

Eğer siz acı çekiyorsanız ‫إِ ْن تَ ُكونُوا تَأْلَ ُمو َن‬


Onlarda acı çekiyorlar ‫فَِإنا ُه ْم يَأْلَ ُمو َن‬
Sizin çektiğiniz gibi ‫َك َما تَأْلَ ُمو َن‬
‫َوتَ ْر ُجو َن ِم َن اللا ِه‬
Siz umuyorsunuz Allahtan
Onların ummadığı şeyi
‫َما ََّل يَ ْر ُجو َن‬
)332( ‫يما‬ ِ ‫وَكا َن اللاه علِيما ح‬
‫ك‬
ً َ ً َُ
Allah alim ve hakim oldu
َ
Muhakkak size kitabı haqq olarak
ْ ِ‫اب ب‬
‫اِلَ ِّق‬ ِ َ ‫إِناا أَنْزلْنَا إِلَي‬
indirdi َ َ‫ك الْكت‬ ْ َ
ِ ‫ني الن‬
‫ااس‬ ِ
َْ َ‫لتَ ْح ُك َم ب‬
İnsanlar arasında hükmetmeniz için

ِ
ُ‫ِبَا أ ََر َاك اللاه‬
Allah’ın sana gösterdiği gibi

)332( ‫يما‬ ‫ص‬ِ ‫وََّل تَ ُكن لِْلخائِنِني خ‬


ً َ َ َ ْ
Hainlerin savunucusu olma
َ
ِ ‫و‬
َ‫استَ ْغف ِر اللاه‬ ْ َ
Allahtan tövbe-i istiğfarda bulun

)332( ‫يما‬ ‫ح‬ ِ‫إِ ان اللاه َكا َن َغ ُفورا ر‬


َ
Allah ğafur ve rahimdir
ً َ ً
Savunma ‫َوََّل ُِتَ ِاد ْل َع ِن‬
Nefislerine zulmedenleri ‫ين َُيْتَانُو َن أَنْ ُف َس ُه ْم‬ ِ ‫الا‬
‫ذ‬
َ
Allah sevmez ‫ب‬ُّ ‫إِ ان اللاهَ ََّل ُُِي‬
Allah hainlikte direnenleri ve
)332( ‫يما‬ ِ
günahkârları sevmez ً ‫َم ْن َكا َن َخ اوانًا أَث‬
İnsanlarda gizlemek isterler(çalışırlar) ِ ‫يَ ْستَ ْخ ُفو َن ِم َن الن‬
‫ااس‬
Allah’ta gizleyemezler ‫َوََّل يَ ْستَ ْخ ُفو َن ِم َن اللا ِه‬
O onlarla olduğu halde ‫َوُه َو َم َع ُه ْم‬
‫ضى ِم َن الْ َق ْوِل‬
Allah’ın razı olmadığı sözleri geceleyin
kendi aralarında kurup duruyorlardır َ ‫إِ ْذ يُبَ يِّتُو َن َما ََّل يَ ْر‬
Allah onların yaptıklarını kuşatmıştır ‫َوَكا َن اللاهُ ِِبَا يَ ْع َملُو َن ُُِميطًا‬
)332(
İşte sizler o kimselersiniz ki ‫َها أَنْتُ ْم َه ُؤََّل ِء‬
‫اِلَيَ ِاة الدُّنْيَا‬
Siz dünya hayatında onları
savundunuz (diyelim) ْ ‫َج َادلْتُ ْم َعْن ُه ْم ِِف‬

‫فَ َم ْن َُيَ ِاد ُل اللاهَ َعْن ُه ْم يَ ْوَم الْ ِقيَ َام ِة‬
Kıyamet günü onları Allah’a karşı kim
savunacak

Veya onlara kim vekil olacak )332( ‫أ َْم َم ْن يَ ُكو ُن َعلَْي ِه ْم َوكِ ًيًل‬
Kim kötülük işlerse ‫َوَم ْن يَ ْع َم ْل ُسوءًا‬
Nefsine zulmederse ‫أ َْو يَظْلِ ْم نَ ْف َس ُه‬
ِ
َ‫ُثُا يَ ْستَ ْغف ِر اللاه‬
Sonra Allahtan istiğfarda bulunursa

)333( ‫يما‬‫ح‬ِ‫ََِي ِد اللاه َغ ُفورا ر‬


ً َ ً َ
Allah’ı ğafur ve rahim olarak bulur

‫ب إِْْثًا‬ ‫س‬ ِ ‫ومن ي ْك‬


ْ َ ْ ََ
Km bir günah kazanırsa (işlerse)

‫فَِإاَّنَا يَ ْك ِسبُهُ َعلَى نَ ْف ِس ِه‬


Muhakkak kendi nefsi aleyhine
kazanmış olur

)333( ‫يما‬ ‫ك‬ِ ‫وَكا َن اللاه علِيما ح‬


ً َ ً َُ
Allah alim ve hakimdir
َ
Kim bir hata işlerse
ً‫ب َخ ِطيئَة‬ ‫س‬ِ ‫ومن ي ْك‬
ْ َ ْ ََ
Ya da bir günah ‫أ َْو إِْْثًا‬
Onu bir suçsuzun üzerine atarsa ‫ُثُا يَ ْرِم بِِه بَِريئًا‬
‫احتَ َم َل بُ ْهتَانًا َوإِْْثًا ُمبِينًا‬ ‫د‬ِ ‫فَ َق‬
Bir iftira ve apaçık bir günah
ْ
yüklenmiş olur
)334(
َ ‫ض ُل اللا ِه َعلَْي‬
Allah’ın senin üzerine faldı ve rahmeti
olmasaydı ُ‫ك َوَر ْْحَتُه‬ ْ َ‫َولَ ْوََّل ف‬
Onlardan bir gurup yeltendi ‫ت طَائَِفةٌ ِمْن ُه ْم‬ ْ ‫َِلَام‬
‫وك‬َ ُّ‫ضل‬ِ ‫أَ ْن ي‬
ُ
Seni dalalete düşürmeye

Fakat kendi nefislerinden başkasını


‫ضلُّو َن إِاَّل أَنْ ُف َس ُه ْم‬ِ ‫وما ي‬
dalalete düşürmezler ُ ََ
Sana zara veremezler hiçbir şeyde ‫ك ِم ْن َش ْي ٍء‬ َ َ‫ضُّرون‬
ُ َ‫َوَما ي‬
َ‫اِلِ ْك َمة‬ َِ ْ‫ك ال‬
Allah senin üzerine kitabı hikmeti
indirdi ْ ‫اب َو‬
َ ‫ت‬‫ك‬ َ ‫َوأَنْ َزَل اللاهُ َعلَْي‬
Sana bilmediğin şeyleri öğretti ‫ك َما ََلْ تَ ُك ْن تَ ْعلَ ُم‬َ ‫َو َعلا َم‬
‫يما‬ ِ‫كع‬ ِ ‫ضل اللا‬
Allah’ın fadlı senin üzerine büyük oldu ً َ ْ َ ُ ْ َ‫َوَكا َن ف‬
‫ظ‬ َ ‫ي‬َ‫ل‬‫ع‬ ‫ه‬
)330(
‫ََّل َخْي َر ِِف َكثِ ٍري ِم ْن ََْن َو ُاه ْم‬
Onların gizli toplantılarının çoğunda
hayır yoktur
Bir sadakayı veya marufu emretmeleri
ٍ ‫إِاَّل من أَمر بِص َدقٍَة أَو معر‬
‫وف‬
müstesna ُْ َ ْ َ ََ ْ َ
ِ ‫ني الن‬
‫ااس‬ َْ َ‫ص ًَل ٍح ب‬ ْ ِ‫أ َْو إ‬
Yada insanların arasını ıslah etmeleri

‫ك‬ ِ
Kim bunu yaparsa
َ ‫َوَم ْن يَ ْف َع ْل َذل‬
Ve Allah’ın rızasını umarsa ‫ض ِاة اللا ِه‬ ِ
َ ‫ابْتغَاءَ َم ْر‬
)332( ‫يما‬ ‫ظ‬ِ ‫ف نُ ْؤتِ ِيه أَجرا ع‬ َ ‫فَ َس ْو‬
ً َ ًْ
Ona büyük ecir vereceğiz

َ ‫َوَم ْن يُ َشاقِ ِق الار ُس‬


Kim Rasulullah (SAS)’e muhalefet
ederse
‫ول‬
‫ني لَهُ ا ِْلَُدى‬ ِ ِ
َ ‫م ْن بَ ْعد َما تَبَ ا‬
Ona hidayet belli olduktan sonra

Ve mü’minlerden başkasının yoluna


ِِ
tabi olursa َ ‫َويَتابِ ْع َغْي َر َسبِ ِيل الْ ُم ْؤمن‬
‫ني‬
Onu döndüğü (şeye) döndürürüz ‫نُ َولِِّه َما تَ َواَل‬
ِ‫تم‬
‫ص ًريا‬ ‫اء‬ ‫س‬‫و‬ ‫ام‬ ‫ن‬ ‫ه‬ ‫ج‬ ِ ِ‫ونُصل‬
‫ه‬
Onu cehenneme atarız. Ne kötü ْ
َ َ َ َ َ ََ ْ َ
dönüş yeridir
)332(
‫إِ ان اللاهَ ََّل يَ ْغ ِفُر أَ ْن يُ ْشَرَك بِِه‬
Allah kendisine şirk koşulmasını
bağışlamaz

‫ك‬ ِ ِ
Bundan başkasını bağışlar
َ ‫َويَ ْغفُر َما ُدو َن َذل‬
‫اء‬ ‫ش‬ ‫ي‬ ‫ن‬ ‫م‬ ِ‫ل‬
ُ ََ َْ
Dilediğini

Kim Allah’a şirk koşarsa ‫َوَم ْن يُ ْش ِرْك بِاللا ِه‬


Muhakkak uzak bir dalalete düşer )332( ‫يدا‬ ً ِ‫ض ًَلًَّل بَع‬ َ ‫ض ال‬ َ ‫فَ َق ْد‬
‫إِ ْن يَ ْد ُعو َن ِم ْن ُدونِِه إِاَّل إِنَاثًا‬
Allah’ın dışında dişi ilahlardan
başkasına tapmıyorlar

Şeytandan başkasına tapmıyorlar


ً ‫َوإِ ْن يَ ْد ُعو َن إِاَّل َشْيطَانًا َم ِر‬
‫يدا‬
)332(
ُ‫لَ َعنَهُ اللاه‬
Allah’ın laneti

‫ََت َذ ان ِم ْن ِعبَ ِاد َك‬


ِ‫وقَ َال َْل ا‬
(şeytan) dedi muhakka edineceğim
kullarından َ
)332( ‫وضا‬ ِ َ‫ن‬
Farz kılınmış bir nasib
ً ‫صيبًا َم ْفُر‬
Muhakkak onları dalaletle
ِ
düşüreceğim ُ ‫َوَْلُضلان‬
‫اه ْم‬
Onları kuruntularla sürükleyeceğim ‫اه ْم‬
ُ ‫َوَْل َُمنِّيَ ن‬
Onarla emredeceğim ‫َوَْلَ ُمَرنا ُه ْم‬
Hayvanların kulaklarını yaracaklar ‫فَلَيُبَتِّ ُك ان آَ َذا َن ْاْلَنْ َع ِام‬
‫َوَْلَ ُمَرنا ُه ْم فَلَيُغَيِّ ُر ان َخ ْل َق اللا ِه‬
Onlara Allah’ın yaratışını
değiştirmelerini emredeceğim

Kim şeytanı veli edinirse ‫اخ ِذ الشْايطَا َن َولِيًّا‬ ِ ‫ومن ي ت‬


َ ْ ََ
Allah’ın dışında ‫ون اللا ِه‬
ِ ‫ِمن د‬
ُ ْ
)332( ‫فَ َق ْد َخ ِسَر ُخ ْسَرانًا ُمبِينًا‬
Muhakkak apaçık hüsrana uğramış
olur

‫يَعِ ُد ُه ْم َوُْيَنِّي ِه ْم‬


Onlara vaatte bulunur kuruntulara
(ümitlere) düşürür

Şetan onlara va’d etmez Ğurur ‫َوَما يَعِ ُد ُه ُم الشْايطَا ُن إِاَّل ُغُر ًورا‬
(aldanış) hariç
)343(
‫ام‬ ‫ن‬‫ه‬ ‫ج‬ ‫م‬ ‫اه‬ ‫و‬ ْ
‫أ‬ ‫م‬ ‫ك‬
َ ِ‫أُولَئ‬
ُ ََ ْ َ َ ُ
Onların yeri cehennemdir

)343( ‫يصا‬ ِ ِ
ً ‫َوََّل ََي ُدو َن َعْن َها َُم‬
Sığınacak yer bulamazlar

İman eden ve Salih amel işleyenlere


ِ ‫اِل‬
‫ات‬ ِ‫ص‬ ‫ا‬ ‫ال‬ ‫ا‬
‫و‬ ‫ل‬
ُ ِ ‫والا ِذين آَمنُوا وع‬
‫م‬
gelince َ ََ َ َ َ
‫اات‬ٍ ‫سنُ ْد ِخلُهم جن‬
َ ُْ َ
Onları cennete girdireceğiz

Altlarından ırmaklar akan ‫َِْت ِري ِم ْن ََْتتِ َها ْاْلَنْ َه ُار‬


Orada ebedi olarak kalacaklardır ‫ين فِ َيها أَبَ ًدا‬َ َ
ِ ِ‫خال‬
‫د‬
Allah’ın va’di haqqtır ‫َو ْع َد اللا ِه َح ًّقا‬
)344( ‫َص َد ُق ِم َن اللاِه قِ ًيًل‬
Söz olarak Allah’tan daha doğru kim
olabilir ْ ‫َوَم ْن أ‬
Sizin kuruntularınız değildir ‫س بِأ ََمانِيِّ ُك ْم‬ َ ‫لَْي‬
‫اب‬ِ َ‫وََّل أَم ِاِنِّ أ َْه ِل الْ ِكت‬
َ َ
Ve Ehl-i Kitab’ın kuruntuları (değildir)

‫َم ْن يَ ْع َم ْل ُسوءًا َُْيَز بِِه‬


Kim bir kötülük işlerse onunla
cezalandırılır

Allah dışında kendisi için bulamaz ‫ون اللا ِه‬ ِ ‫وََّل ََِي ْد لَه ِمن د‬
ُ ْ ُ َ
Veli ve yardımcı )340( ‫ص ًريا‬ ِ َ‫ولِيًّا وََّل ن‬
َ َ
ِ ‫اِل‬
‫ات‬ ِ‫ص‬ ‫ا‬ ‫ال‬ ‫ن‬ ‫م‬ِ ‫ومن ي عمل‬
َ َ ْ َ َْ ْ ََ
Kim salihatları işlerse

Erkelerden ve kadınlardan ‫ِم ْن ذَ َك ٍر أ َْو أُنْثَى‬


O mü’min olduğu halde ‫َوُه َو ُم ْؤِم ٌن‬
İşte onlar cennete gireceklerdir
َ‫اْلَناة‬
ْ ‫ك يَ ْد ُخلُو َن‬ َ ِ‫فَأُولَئ‬
Bir naqiyr bile )342( ‫َوََّل يُظْلَ ُمو َن نَِق ًريا‬
Kim din (yol) olarak daha iyidir ‫َح َس ُن ِدينًا‬ ْ ‫َوَم ْن أ‬
‫َسلَ َم َو ْج َههُ لِلا ِه‬ ‫أ‬ ‫ن‬ ‫ا‬
‫ِم‬ِ
ْ ْ
Yüzünü Allah’a teslim eden kişiden

O iyilerden olduğu halde ‫َوُه َو ُُْم ِس ٌن‬


Ve hanif olarak Millet-i İbrahim’e tabi
‫يم َحنِي ًفا‬ ِ ‫واتابع ِملاةَ إِب ر‬
‫اه‬
olan(dan) َ َْ ََ َ
Ve Allah İbrahim’i dost edindi )342( ‫يم َخلِ ًيًل‬ ِ ‫و ااَت َذ اللاه إِب ر‬
‫اه‬
َ َْ ُ َ َ
ِ ‫ولِلا ِه ما ِِف ال اسماو‬
‫ات َوَما ِِف‬
Allah içindir yerde ve gökte
ََ َ َ
bulunanlar
ِ ‫ْاْل َْر‬
‫ض‬
‫َوَكا َن اللاهُ بِ ُك ِّل َش ْي ٍء ُُِميطًا‬
Allah her şeyi kuşatmıştır
)342(
‫ِّس ِاء‬
Sana kadınlar hakkında fetva
ِ َ َ‫َويَ ْستَ ْفتُون‬
soruyorlar َ ‫ك ِف الن‬
Allah size onlar hakkında fetva veriyor ‫قُ ِل اللاهُ يُ ْفتِي ُك ْم فِي ِه ان‬
ِ َ‫وما ي ْت لَى َعلَْي ُكم ِِف الْ ِكت‬
‫اب‬ ُ ََ
Kitapta sizin üzerinize okunanlar
ْ
‫ِّس ِاء‬
Yetim (yalnız-güçsüz) kadınlar
ِ
hakkında َ ‫ِف يَتَ َامى الن‬
Onlar ki onlara farz kılınanı siz onlara
‫ب َِلُ ان‬ ِ‫الًلِِت ََّل تُ ْؤتُونَه ان ما ُكت‬ ‫ا‬
vermiyorsunuz َ َ ُ
ِ
ُ ‫َوتَ ْر َغبُو َن أَ ْن تَ ْنك ُح‬
‫وه ان‬
Onları nikâhlamayı arzulamıyorsunuz

‫ني ِم َن الْ ِولْ َد ِان‬ ِ ‫ضع‬


َ َ ْ َ‫َوالْ ُم ْست‬
‫ف‬
Ve çocuklardan zayıfları

Yetimlere adil davranmanız ‫وموا لِْليَتَ َامى بِالْ ِق ْس ِط‬ ُ ‫َوأَ ْن تَ ُق‬
Hayırdan ne yaparsanız ‫َوَما تَ ْف َعلُوا ِم ْن َخ ٍْري‬
)342( ‫يما‬ ِ‫فَِإ ان اللاه َكا َن بِِه عل‬
ً َ َ
Allah onu bilir

Eğer kadın
ٌ‫َوإِ ِن ْامَرأَة‬
Kocasının serkeşliğinden korkarsa ‫ت ِم ْن بَ ْعلِ َها نُ ُش ًوزا‬ ْ َ‫َخاف‬
Yada yüz çevirmesinden (terk etmek)
ً ‫أ َْو إِ ْعَر‬
‫اضا‬
O ikisine günah yoktur ‫اح َعلَْي ِه َما‬ َ َ‫فَ ًَل ُجن‬
‫ص ْل ًحا‬ ‫ا‬ ‫م‬ ‫ه‬ ‫ن‬ ‫ي‬ ‫ب‬ ‫ا‬ ‫ح‬ ِ‫أَ ْن يصل‬
İkisi aralarını sulh ile ıslah etmelerinde
ُ َُ َ َ ْ ُ َ ْ
Sulh (barışmak) hayırdır ‫الص ْل ُح َخْي ٌر‬
ُّ ‫َو‬
‫الش اح‬
ُّ ‫س‬ ‫ف‬
ُ ‫َن‬
ْ ‫اْل‬ْ ‫ت‬ِ ‫ضر‬ ِ ‫وأُح‬
َ ْ َ
Nefisler kıskançlığa hazırdır(meyillidir)
ُ
Eğer iyi olursanız ve sakınırsanız ‫َوإِ ْن َُْت ِسنُوا َوتَتا ُقوا‬
Allah sizin yaptıklarınızdan ‫فَِإ ان اللاهَ َكا َن ِِبَا تَ ْع َملُو َن َخبِ ًريا‬
haberdardır
)342(
‫ِّس ِاء‬ ِ ‫ولَن تَست ِطيعوا أَ ْن تَع‬
Kadınlar arasından adaletli
davranmaya güç yetiremeyeceksiniz َ ‫ن‬‫ال‬ ‫ني‬
َْ ‫ب‬ ‫ا‬
‫و‬
َ ْ ‫ل‬
ُ ‫د‬ ُ َْ ْ َ
Çok isteseniz de ‫صتُ ْم‬
ْ ‫َولَ ْو َحَر‬
‫فَ ًَل ََتِيلُوا ُك ال الْ َمْي ِل‬
(bari) tüm meyiliz ile (bir tarafa)
meyletmeyin

‫وها َكالْ ُم َعلا َق ِة‬


Ve onu (diğerini) askıda imiş gibi
bırakmayın َ ‫فَتَ َذ ُر‬
Eğer ıslah olursanız ve sakınırsanız ‫صلِ ُحوا َوتَتا ُقوا‬ ْ ُ‫َوإِ ْن ت‬
)342( ‫يما‬ ‫ح‬ِ‫فَِإ ان اللاه َكا َن َغ ُفورا ر‬
َ
Allah ğafur ve rahimdir
ً َ ً
Eğer ikisi ayrılırlarsa ‫َوإِ ْن يَتَ َفارقَا‬
‫يُ ْغ ِن اللاهُ ُك ًًّل ِم ْن َس َعتِ ِه‬
Allah o ikisinin her birini diğerinden
müstağni kılacaktır
)303( ‫يما‬ ِ ‫وَكا َن اللاه و ِاسعا ح‬
‫ك‬
ً َ ً َُ
Allah vasi’ ve hakimdir
َ
ِ ‫ولِلا ِه ما ِِف ال اسماو‬
‫ات َوَما ِِف‬
Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ındır ََ َ َ
ِ ‫ْاْل َْر‬
‫ض‬
Muhakkak biz vasiyet ettik ‫صْي نَا‬
‫َولََق ْد َو ا‬
Sizden önce kitap verilenlere ‫اب ِم ْن قَ ْبلِ ُك ْم‬
َ َ‫ت‬‫ك‬ِ ْ‫الا ِذين أُوتُوا ال‬
َ
Ve size de (vasiyet ettik) ‫َوإِياا ُك ْم‬
Allah’tan sakının ‫أ َِن اتا ُقوا اللا َه‬
Eğer küfrederseniz ‫َوإِ ْن تَ ْك ُفُروا‬
ِ ‫فَِإ ان لِلا ِه ما ِِف ال اسماو‬
‫ات‬ َ
Göklerde bulunanlar Allah’ındır
ََ
Ve erde bulunanlar ِ ‫َوَما ِِف ْاْل َْر‬
‫ض‬
Allah müstağni/zengindir hamd
)303( ‫يدا‬ َِ ‫وَكا َن اللاه َغنِيًّا‬
ً ‫ْح‬
edilmeye layıktır ُ َ
ِ ‫ولِلا ِه ما ِِف ال اسماو‬
‫ات َوَما ِِف‬
Göklerde ve yerde bulunanlar
ََ َ َ
Allah’ındır
‫ض‬ِ ‫ْاْل َْر‬
Allah vekil olarak yeter )304( ‫َوَك َفى بِاللا ِه َوكِ ًيًل‬
Eğer o dilerse sizi giderir ‫إِ ْن يَ َشأْ يُ ْذ ِهْب ُك ْم‬
Ey insanlar ‫ااس‬
ُ ‫أَيُّ َها الن‬
‫ين‬ ِ
‫ر‬ ‫خ‬ ‫آ‬
َ ِ
‫ب‬ ِ ْ‫ويأ‬
‫ت‬
َ َ ََ
Ve başkalarını getirir
Allah buna qadir oldu )300( ‫ك قَ ِد ًيرا‬ ِ
َ ‫َوَكا َن اللاهُ َعلَى َذل‬
Kim dünya hayatının sevabını umarsa ‫اب الدُّنْيَا‬َ ‫يد ثَ َو‬ ُ ‫َم ْن َكا َن يُِر‬
‫اب الدُّنْيَا َو ْاْلَ ِخَرِة‬ ِ ِ
Dünya ve Ahiret hayatının sevabı
Allah’ın katındadır ُ ‫فَعْن َد اللاه ثَ َو‬
)302( ‫ص ًريا‬ ِ ‫وَكا َن اللاه ََِسيعا ب‬
َ ً ُ
Allah semi ve basirdir
َ
‫ين آَ َمنُوا‬ ِ ‫يا أَيُّها الا‬
‫ذ‬ َ َ
Ey iman edenler
َ
Adaleti ayakta tutanlardan olun ‫ني بِالْ ِق ْس ِط‬َ
ِ ‫ُكونُوا قَ او‬
‫ام‬
‫ُش َه َداءَ لِلا ِه‬
Allah için şahitlik yapan kimselerden
olun

Kendi nefsinizin aleyhinde de olsa ‫َولَ ْو َعلَى أَنْ ُف ِس ُك ْم‬


Veya ane-baba ve aqrabaların
‫ني‬ِ‫ب‬‫ر‬ ‫َق‬
ْ ‫اْل‬
ْ ‫و‬ ‫ن‬ِ ‫ي‬‫د‬ ِ‫أَ ِو الْوال‬
(aleyhinde de olsa) َ َ َ ْ َ َ
Zengin olsun fakir olsun ‫إِ ْن يَ ُك ْن َغنِيًّا أ َْو فَِق ًريا‬
Allah onlara daha yakındır ‫فَاللاهُ أ َْوََل ِبِِ َما‬
Heva ya tabi olmayın ‫فَ ًَل تَتابِ ُعوا ا ِْلََوى‬
Adaletten saparak ‫أَ ْن تَ ْع ِدلُوا‬
Eğer eğer büker veya (şahitlik
etmekten) kaçınırsanız ُ ‫َوإِ ْن تَ ْل ُووا أ َْو تُ ْع ِر‬
‫ضوا‬
‫فَِإ ان اللاهَ َكا َن ِِبَا تَ ْع َملُو َن َخبِ ًريا‬
Allah yaptıklarınızdan haberdardır
)302(
‫ين آَ َمنُوا‬‫ذ‬ِ ‫يا أَيُّها الا‬
َ َ
Ey iman edenler
َ
ِ َ‫آَِمنُوا بِاللا ِه ورسولِِه والْ ِكت‬
Allah’a ve Rasulune (SAS) ve kitaba
iman edin
‫اب‬ َ ُ ََ
‫الا ِذي نَازَل َعلَى َر ُسولِِه‬
Rasulune (SAS) indirmiş olduğu
(kitaba)

Senden önce indirilen kitaba ‫اب الا ِذي أَنْ َزَل ِم ْن قَ ْب ُل‬ ِ َ‫والْ ِكت‬
َ
Kim küfrederse ‫َوَم ْن يَ ْك ُف ْر‬
Allah’a ve meleklerine ve kitaplarına ‫بِاللا ِه َوَم ًَلئِ َكتِ ِه َوُكتُبِ ِه َوُر ُسلِ ِه َوالْيَ ْوِم‬
ve rasullerine ve kıymet gününe
‫ْاْلَ ِخ ِر‬

ً ِ‫ض ًَلًَّل بَع‬


Muhakkak ki uzak bir dalalete
düşmüştür
)302( ‫يدا‬ َ ‫ض ال‬ َ ‫فَ َق ْد‬
İman edenler ‫ين آَ َمنُوا‬ ِ ‫إِ ان الا‬
‫ذ‬
َ
Sonra küfredenler ‫ُثُا َك َفُروا‬
Sonra (tekrar) iman edenler ‫ُثُا آَ َمنُوا‬
Sonra (tekrar) küfredenler ‫ُثُا َك َفُروا‬
Sonra küfürlerini arttıranlar ‫ُثُا ْازَد ُادوا ُك ْفًرا‬
Allah onlara mağfiret etmeyecektir ‫ََلْ يَ ُك ِن اللاهُ لِيَ ْغ ِفَر َِلُ ْم‬
Ve onları doğru yola iletmeyecektir )302( ‫َوََّل لِيَ ْه ِديَ ُه ْم َسبِ ًيًل‬
‫يما‬ِ‫ب ِّش ِر الْمنافِ ِقني بِأَ ان َِلم ع َذابا أَل‬
Münafıqları elim bir azab ile müjdele ً ً َ ُْ َ َُ َ
)302(
‫اء‬ ‫ي‬ِ‫اخ ُذو َن الْ َكافِ ِرين أَول‬ ِ ‫الا ِذين ي ت‬
َ ْ ََ
Kâfirleri veli edinenler
َ َ
‫ني‬ ِ‫ون الْم ْؤِمن‬ ِ ‫ِمن د‬
َ ُ ُ ْ
Mü’milerin hacrinde

Onların yanında izzet mi arıyorlar ‫أَيَْبتَ غُو َن ِعْن َد ُه ُم الْعِازَة‬


İzzet tamamen Allah’ındır )302( ‫َج ًيعا‬ َِ ‫فَِإ ان الْعِازَة لِلا ِه‬
Muhakkak kitapta size indirdi ‫اب‬ِ َ‫وقَ ْد نَازَل َعلَْي ُكم ِِف الْ ِكت‬
ْ َ
‫ات اللا ِه‬ ِ ‫أَ ْن إِ َذا ََِسعتُم آَي‬
َ ْْ
İşittiğiniz zaman Allah’ın ayetlerine

Onun inkâr edildiğini ‫يُ ْك َفُر ِِبَا‬


Onunla dalga geçildiğini ‫َويُ ْستَ ْهَزأُ ِِبَا‬
Onlarla oturmayın ‫فَ ًَل تَ ْق ُع ُدوا َم َع ُه ْم‬
‫يث َغ ِْريِه‬ ٍ ‫وضوا ِِف ح ِد‬
Başka bir söze dalıncaya kadar
َ ُ ُ‫َح اَّت َُي‬
O zaman siz de onlar gibi olursunuz ‫إِنا ُك ْم إِ ًذا ِمثْ لُ ُه ْم‬
Allah münafıkları ve kâfirleri
‫ين‬ِ
‫ر‬ ِ‫إِ ان اللاه ج ِامع الْمنافِ ِقني والْ َكاف‬
Cehennemde toplayacaktır toplu َ َ َ َُ ُ َ َ
)323( ‫َج ًيعا‬ َِ ‫ِِف جهنام‬
olarak
َ ََ
‫صو َن بِ ُك ْم‬ ِ ‫الا‬
ُ ‫ين يَتَ َربا‬ ‫ذ‬
Onlar ki sizi gözetleyip duruyorlar
َ
Eğer size Allah’tan bir fetih gelirse ‫فَِإ ْن َكا َن لَ ُك ْم فَ ْت ٌح ِم َن اللا ِه‬
Deler ki ‘’ biz sizinle beraber değil
miydik’’
‫قَالُوا أَ ََلْ نَ ُك ْن َم َع ُك ْم‬
Eğer kâfirlere bir nasib olursa ‫يب‬‫ص‬ِ َ‫وإِ ْن َكا َن لِْل َكافِ ِرين ن‬
ٌ َ َ
Biz baskın çıkmadık mı? ‫قَالُوا أَ ََلْ نَ ْستَ ْح ِو ْذ َعلَْي ُك ْم‬
‫ني‬ ِ‫وَّنَْنَ ع ُكم ِمن الْم ْؤِمن‬
َ ُ َ ْ ْ َ
Sizi mü’minlerden korumadık mı?

‫فَاللاهُ َُْي ُك ُم بَْي نَ ُك ْم يَ ْوَم الْ ِقيَ َام ِة‬


Allah qıyamet gününde aranızda
hükmedecektir

‫ين‬ ِ
‫ر‬ ِ‫ولَن ََيعل اللاه لِْل َكاف‬
Allah kılmayacaktır kâfirlere
َ ُ َ َْ ْ َ
Mü’minler üzerine yol (üstünlük)
)323( ‫ني َسبِ ًيًل‬ ِ‫علَى الْم ْؤِمن‬
َ ُ َ
ِ ِِ
َ ‫إِ ان الْ ُمنَافق‬
Muhakkak münafıklar Allah’ı
Aldatmaya çalışırlar َ‫ني ُُيَاد ُعو َن اللاه‬
O(Allah) onları Aldatır ‫َوُه َو َخ ِاد ُع ُه ْم‬
Namaza kalktıkları zaman ‫ص ًَل ِة‬‫َوإِ َذا قَ ُاموا إِ ََل ال ا‬
Tembel tembel kalkarlar ‫قَ ُاموا ُك َس َاَل‬
İnsanlar tarafından görülmeyi (isterler)
‫ااس‬
َ ‫يَُراءُو َن الن‬
Az bir miktar hariç Allah’ı zikretmezler )324( ‫َوََّل يَ ْذ ُكُرو َن اللاهَ إِاَّل قَلِ ًيًل‬
‫ك‬ ِ ‫م َذب َذبِني ب‬
Bunun arasında gidip durmaktadırlar
َ ‫ني َذل‬ َْ َ َ ْ ُ
Ne onlardandır ne bunlardan ‫ََّل إِ ََل َه ُؤََّل ِء َوََّل إِ ََل َه ُؤََّل ِء‬
ِ ْ ‫ومن ي‬
ُ‫ضل ِل اللاه‬ ُ ْ ََ
Allah kimi dalalete düşürürse

Ona bir yol bulamazsın )320( ‫فَلَ ْن َِِت َد لَهُ َسبِ ًيًل‬
‫ين آَ َمنُوا‬ ِ ‫يا أَيُّها الا‬
‫ذ‬ َ َ
Ey iman edenler
َ
‫اء‬ ‫ي‬ِ‫اخ ُذوا الْ َكافِ ِرين أَول‬ ِ ‫ََّل تَت‬
َ ْ
Kafirler veli edinmeyin
َ َ
‫ني‬ ِِ ِ ِ
َ ‫م ْن ُدون الْ ُم ْؤمن‬
Mü’minlerin dışında

‫يدو َن أَ ْن َِْت َعلُوا لِلا ِه َعلَْي ُك ْم‬


Siz Allah’ın sizin aleyhinize
…..kılmasını mı istiyorsunuz ُ ‫أَتُِر‬
Apaçık bir delil (kılmasını mı
istiyorsunuz)
)322( ‫ُس ْلطَانًا ُمبِينًا‬
‫ني‬ ِ ِ‫إِ ان الْمناف‬
‫ق‬
َ َُ
Muhakkak ki münafıklar

Ateşin en alt katındadırlar ‫َس َف ِل ِم َن الناا ِر‬ ْ ‫اْل‬


ْ ‫ك‬ِ‫ِِف الدار‬
ْ
)322( ‫ص ًريا‬ ِ َ‫ولَن َِِت َد َِلم ن‬
ُْ ْ َ
Onlar için bir yardımcı bulamazsın

‫َصلَ ُحوا‬ ‫أ‬


‫و‬ ‫ا‬‫و‬ ‫اب‬ ‫ت‬
َ ‫ين‬ ِ ‫إِاَّل الا‬
‫ذ‬
ْ َ ُ َ
Tevbe edip ıslah olanlara gelince

Allah’ın tutunanlara (gelince) ‫ص ُموا بِاللا ِه‬ َ َ‫َو ْاعت‬


‫صوا ِدينَ ُه ْم لِلا ِه‬
Ve dinlerini halis (temiz-saf) kılanlara
(gelince) ُ َ‫َخل‬ْ ‫َوأ‬
‫ني‬ ِِ َ ِ‫فَأُولَئ‬
َ ‫ك َم َع الْ ُم ْؤمن‬
İşte onlar mü’minlerle beraberdir

ِِ ِ َ ‫وسو‬
Allah mü’minlere verecektir
َ ‫ف يُ ْؤت اللاهُ الْ ُم ْؤمن‬
‫ني‬ َْ َ
)322( ‫يما‬ ‫ظ‬ِ ‫أَجرا ع‬
ً َ ًْ
Büyük ecir

Allah size ne diye azab etsin ‫َما يَ ْف َع ُل اللاهُ بِ َع َذابِ ُك ْم‬


Eğer şükrederseniz ve iman ederseniz ‫إِ ْن َش َك ْرُُْت َوآَ َمْنتُ ْم‬
Allah şükrün karşılığını verendir ve
)322( ‫يما‬ ِ‫وَكا َن اللاه شاكِرا عل‬
bilendir ً َ ً َ ُ َ

You might also like