Professional Documents
Culture Documents
8. Bölüm
Özel Finansman Teknikleri
Finansal Kiralama (Leasing), kelime anlamıyla “kullanımı kiralamak” anlamı taşımaktadır. Leasing,
işletme için alınmak istenen belli bir eşya, araç ve makinenin leasing firması tarafından satın
alınarak, işletmeye kiralanmasını kapsayan bir sözleşmedir. Bu uygulamanın taksitli satışlardan
farkı, malın mülkiyeti kiralama süresince finansmanı yapan firmanın üzerinde kalmasıdır. Kiralayan
taraf lessor, kiracı taraf ise lessee olarak adlandırılır.
Finansal kiralama uygulaması işletmenin bir iktisadi varlığı satın almasından ziyade
kiralamasının daha avantajlı olması durumudur. Ancak, her durumda finansal kiralamaya
başvurulması kârlı bir seçenek olmayabilir.
Finansal kiralama uygulamasından, hizmet veya mal üretimi amacıyla faaliyette olan her türlü
özel veya tüzel kurumlar leasing başvurusunda bulunabilir. Tüm şahıs firmaları, adi ortaklıklar,
limited ve anonim şirketler buna örnek verilebilir.
Amortismana tabi her türlü mal, araç, gayrimenkul, makine ve ekipman leasinge tabi olabilir.
Finansal kiralama yolu ile elde edilecek malların tek başına hizmet veya mal üretebiliyor
olması gerekmektedir.
Tek başına kullanılmayan bir mal lease edilemez. örneğin, ara kablo, vs...
Ticarete konu mallar; patent, know-how gibi gayrimaddi varlıklar leasing
konusu olamaz.
• İş Gücü
Finansal kiralama şirketlerinin yaptığı kiralama biçimidir. Bir makinaya ihtiyacı olan bir işletme bu
makinayı üreten veya satan firmadan makineyi kendisi için satın alması için finansal kiralama
şirketine başvurur. Bir finansal kiralama sözleşmesi hazırlanır, finansal kiralama şirketi makineyi
satın alır, işletmeye kiralayarak teslim eder.
Dolaylı Leasing işlemlerinde, üretici veya satıcı ile alan arasına üçüncü bir kişi yani bir leasing
şirketi girmekte, böylece ortaya üçlü bir ilişki çıkmaktadır. Görüldüğü üzere leasing şirketi bir
yandan satıcı veya üreticiyle malın sağlanmasına, öte yandan da leasing alan ile bu malın
kullanımının devrine yönelik bir sözleşme yapmaktadır.
1. TALEP
2.SATIN
ALMA
TEDARİKÇİ
KİRALAYAN KİRACI
(ÜRETİCİ) 3. KİRALAMA İŞLEMİ
2. Doğrudan Kiralama;
Bu uygulamada finansal kiralama şirketi yoktur. Sabit varlığı üreten firma işletmelere doğrudan
finansal kiralama yapmaktadır. Yani üretici firma sabit varlığı hem üreterek satmakta hem de
gerektiğinde finansal kiralama mevzuatı çerçevesinde talep eden işletmelere sabit varlığı
kiralamaktadır.
Sonuç olarak; doğrudan Leasing işlemlerinde, sözleşme konusu malın kullanımı leasing alana
doğrudan doğruya bizzat yapımcı veya satıcı tarafından devredilmekte, böylece yapımcı veya
satıcı aynı zamanda leasing veren sıfatını taşımaktadır.
TALEP
KİRALAYAN KİRACI
(ÜRETİCİ)
KİRALAMA İŞLEMİ
Bu yöntemde ise belirli bir makine araç veya gerecin satışına ilişkin sözleşme önce satıcıyla alıcı arasında
yapılmakta; daha sonra bir finansal kiralama kurumu satım sözleşmesini devir alarak alıcının yerine geçer ve
satış sözleşmesi finansal kiralama kurumu ile satıcı arasında devam ettirilir.
Satıcı, kiralama konusu malı kiracının yerleşim yerine teslim etme ve makineleri monte etme yükümlülüğüne
sahiptir. Ayrıca kira sözleşmelerinde öngörülen bakım ve hizmetleri de kiracıya karşı yerine getirmekle
yükümlüdür.
Kiracı kiralama konusu malı, finansal kiralama kurumunun temsilcisi olarak teslim alır ve bu malın muayene
yükümlülüğü kendisine aittir. Kiralanan bu malın kullanımı kiracıya, mülkiyeti ve tasarruf hakkı ise finansal
kiralama kurumuna aittir.
2. TALEP
KİRACI
KİRALAYAN
4. KİRALAMA İŞLEMİ
Yalnızca yeni bir yatırıma başlarken değil, nakit girişine ihtiyaç duyulduğunda da Leasing şirketi
devreye girebilir. Bu durumda Leasing Şirketi firmanın satmak istediği yatırım mallarını satın
alarak karşılığını nakit olarak öder. Firma, belirlenen kirayı ödeyerek malı kullanmaya devam eder.
Kira döneminin sonunda ise sembolik bir bedel karşılığında malın mülkiyetine yeniden sahip olur.
TALEP
KİRACI
KİRALAYAN KİRALAMA İŞLEMİ
FİNANSMAN VE ÖDEMELER
TL - Döviz Kiralar.
Leasing sözleşmelerinde kira tutarları Türk Lirası veya yabancı para cinsinden
belirlenebilmektedir.
Faktoring en basit haliyle, müşteri (şirket) alacaklarının, faktör denilen gerçek veya tüzel
kişilerce, bedeli peşin ödenmek ve alacaklıya rücu hakkı olmaksızın satın alınması anlamına
gelir. Burada alacaklardan kasıt kısa vadeli çek ve senet gibi alacaklardır. Türkiye'de sadece 10
yıllık bir geçmişi olan ancak dünyada 1800'lü yıllardan beri kullanılan faktoring son 5 yıl
içerisinde yeni şirketlerin kurulmasıyla dinamizm kazanmış ve sektör hızla büyümeye
başlamıştır. Gerek yurtiçi gerek yurtdışı piyasalarda satış kolaylığı sağlayan, nakit akışını
planlamada önemli bir enstrüman olan bu ürün henüz Türkiye'de dünyadaki örnekleri gibi her
çeşidi ile kullanılır hale gelmemiş ve henüz yeterince tanınmamıştır.
1969 yılında uluslararası nitelikli, uluslararası faktörler zinciri “Factors Chain International”
(FCI) adlı kuruluş kurulmuştur. Bu kuruluşun amacı, taraf ülkeler arasındaki işlemlerin
geliştirilmesini sağlamak ve bu konulardaki sorunları çözmektir. 34 ülkeden 100’e yakın üyesi
olan bu kuruluşa Türkiye de üye olmuştur.
Alacaklı hakkını satın alan faktör ile, bu hakkı satan ihracatçı firma arasında bu işleme ilişkin
bir sözleşme imzalanır. Bu sözleşmede ne tür bir satın alma işleme yapıldığı, sözleşmeye
ilişkin işleminin özellikleri, alacağı rücu etme hakkı olup olmadığı belirtilir.
Tahsilat hizmetinde ise, satıcı firmalar, yaptıkları satışların karşılığı olarak almış oldukları
çek/senetlerin tahsilatı işlemini, faturalarını faktoring firmalarına temlik etmek suretiyle
faktoring şirketleri vasıtası ile tahsil ettirebilirler. Bu işlemde tüm çek ve senetlerin ödeme
takibi faktoring şirketi tarafından gerçekleştirilecek olup, vadede tahsil edilen fatura tutarları
satıcı firmaya ödenecektir. Dolayısıyla satıcı firmalara tahsilat hizmetinin yanısıra alacak
kayıtlarının tutulması hizmeti de sunulmuş olacaktır.
Finansman hizmeti, satıcı firmaların yapmış oldukları vadeli satışlardan doğan alacaklarına
istinaden faktoring firması tarafından fatura bedeli üzerinden bir çok uygulamada yaklaşık %80
oranında peşin ödeme yapılması hizmetidir. Böylece satıcı firmalar, hem yaptıkları satışların
bedelini vadeden çok önce temin edip kendilerine yeni bir finansman kaynağı yaratmış olacak
hem de bankalardan TL kredi kullanımları var ise banka limitlerinin daralmasının önüne
geçebileceklerdir.
THK Üniversitesi İşletme Fakültesi
Faktoring – Alacakların Finansman Yöntemleri
Ön Ödeme veya Avans Yöntemi.
Ön ödeme yönteminde, uygulamada genellikle müşteriye %80 peşin ödeme yapılmaktadır. Bunun
için alacağın oluştuğunu gösteren fatura suretleri veya malın gönderildiğine ilişkin belgelerin ibrazı
yeterli olmaktadır. Böylece, müşteri alacaklarının karşılığını vadesinden önce avans olarak almakta
ve finansman sorununu çözmektedir. Finansman hizmeti veren factoring şirketi, her alıcının riskine
göre, ayrı bir işlem hacmi ve limit belirlemektedir. Alacağın vadesi geldiğinde, tahsil edilen alacağın
% 20'si factor'un faiz ve komisyonu olarak düşürüldükten sonra kalanı satıcıya ödenmektedir.
İskonto Yöntemi
İskonto yönteminde ise, önce alacakların peşin değeri hesaplanmaktadır. Daha sonra, factor
kuruluşun komisyon tutarı ve yaptığı masraflar düşülerek kalan tutar müşteriye ödenmektedir.
Ancak bu yöntem yaygın olarak uygulanmamaktadır. Factor kuruluşlar, yukarıda sayılan temel
fonksiyonlar yanında, pazar araştırması, kredi istihbaratı, potansiyel müşterilerin bulunması gibi
fonksiyonları da üstlenmektedirler.
İşletmeler, factor kuruluşların tüm hizmetlerinden yararlanabilecekleri gibi, yalnız istihbarat ve riske
katlanma konusundaki hizmetlerinden de yararlanabilirler.
Kabilirucu Faktoring
Bu tür faktoring işlemlerinde, faktoring şirketi tarafından satıcıya yapılan her türlü ön ödeme, faiz ve
komisyon bedellerinin geri ödenme yükümlülüğü satıcıya aittir. Factor kuruluş, alıcının (borçlu)
borcunu ödememesi durumunda ortaya çıkacak olan riski üstlenmemekte ve bu durumda, yapılan
peşin ödeme için satıcıya (alacaklıya) yönelebilmektedir. Genellikle alacağın temliğinden alıcının
haberdar olmadığı durumlarda (bildirimsiz) uygulanmakla beraber, zaman zaman alıcı temlikten
haberdar edilerek de (bildirimli) işlem gerçekleşebilmektedir.
Açık Faktoring
Bu tür faktoring işleminde ise, satıcı firma tarafından borçluya alacak hakkının faktoring şirketine
devredildiği ve buna bağlı olarak da borcun faktoring şirketine ödenmesi gerektiği açıkça ifade
edilmektedir. Dolayısıyla bu tür faktoring işleminde, borçlu alacak hakkının devrinden haberdar
olmakta ve nereye ödemede bulunacağını öğrenmiş olmaktadır.
Acente Faktoring
Acente faktoringi için iki ayrı uygulama sözkonusudur. Bunlardan birincisi, özel finansmanın
ödenmeme riski sigortasıyla birlikte uygulandığı; ancak alacak yönetimi fonksiyonunun yerine
getirilmesinin satıcının isteğine bağlı olduğu uygulamadır. İkincisi ise, müşteri hesabı yönetiminin
satıcı tarafından yerine getirilmesi ve faktör kuruluşun fonlama işlevi ile ödenmeme riskine karşı
garanti sağlaması uygulamasıdır.
THK Üniversitesi İşletme Fakültesi
Faktoring – Faktoring Çeşitleri
İhracat Faktoringi
Alıcı firmanın farklı bir ülkede olması durumunda gerçekleştirilen faktoring işlemidir. İhracatçı
firmanın ülkesindeki ihracat faktoring şirketi, ithalatçı firmanın ülkesindeki ithalatçı faktoring
şirketinden alıcı hakkında gerekli bilgileri toplayarak garanti limiti tahsis edilmesini ister. Faktoring
şirketi de bu bilgileri, alıcının ülkesinde bulunan muhabir faktoring şirketine gönderir. Muhabir
faktoring şirketi, bu alıcı firmayı inceler ve alıcının kredibilitesine göre garanti limitini tespit eder. Bu
limitler dahilinde satıcı firmaya, alıcı firmanın ödemede güçlük çekmesi veya ödemede
bulunmaması durumunda, garanti sağlanmış olur.
İthalat Faktoringi
İthalatçı faktoring şirketinin muhabir aracılığı ile yurt dışındaki müşteri firmaya (satıcıya),
ithalatçının ödemede güçlük çekmesi veya ödemede bulunmaması durumunda, kendisinin ödeme
garantisi verdiği faktoring türüdür.
Fatura İskonto Yöntemi: Özellikle finansmana ihtiyaç duyulduğu ve hizmet ve risk servislerinden
yararlanmak istenilmeyen durumlarda faktör yalnızca satıcının ibraz ettiği faturayı iskonto etmekle
yetinir. Bu işlemde faturaları faktör adına müşteri tahsil eder.
Vade Faktoring ve Toptan Faktoring: Satıcının finansman ihtiyacı olmayan durumlarda sadece tahsil
hizmeti verilir ve vade faktoringi uygulanır. Hizmet ve garanti işlevinin görüldüğü bu faktöring
türünde çok miktarda müşterisi olan firmalar alacaklarını toptan olarak faktöre devreder.
ÖRNEK: A Firması 10 000 $’lık ihracatı için faktoring işlemine başvurmuştur. Faktor ile anlaşması
sonucu % 80 ön ödeme kararlaştırılmıştır ve karşılığında faktor LİBOR + 1 (Libor+spread) finansman
faizi talep etmiştir. Ayrıca idari hizmetler karşılığında % 1.5 faktoring komisyonu söz konusudur.
Faktor toplam fatura bedelinden kalan (10.000 $ - 8.000 $ = 2.000 $) 2.000 $ dan 350 $ masrafı
düşecek ve 2.000 $ - 350 $ = 1.650 $’ı satıcıya ödeyecektir.
THK Üniversitesi İşletme Fakültesi
Faktoring – Faktoring Bedeli
ÖRNEK:
Ön ödeme oranı : %80, Faktoring komisyonu : % 1, Faktoring faizi : %20/yıl
Vade : 30 gün, BSMV : %5
100.000.000 TL’lik 1 ay vadeli faturasını faktör’e temlik eden bir şirket %80 ön ödeme talep ediyor.
Faktoring şirketi, komisyon ve komisyon BSMV’sini (Banka Sigorta Muameleleri Vergisi) peşin
olarak alıyor ve şirkete 78.950.000 TL ödüyor.
Temlik edilen fatura bedeli : 100.000.000, Komisyon tutarı : 1.000.000, Komisyon BSMV’si : 50.000
Vadeli satışlardan doğmuş olan alacaklar faktoringe devredildiğinde, fatura bedellerinin %80'e kadar
olan kısmını ödeyerek firmaya dış kaynaklar yerine kendi kaynaklarından finansman sağlama ve nakit
akışını daha rahat düzenleme olanağı sunulmaktadır. Bu durumda ihracatçı malın bedelinin % 80’ine
kadarlık kısmını peşin olarak alabilir.
Satış yapılan firmalardaki alacakların tahsilatı ile faktoring şirketleri ilgilenmekte ve bu alacaklara
ilişkin defter ve muhasebe kayıtlarını tutmaktadır. Firmalara alacak takibi, tahsilat, muhasebe gibi
işlemlerden kurtularak üretim ve pazarlamaya ağırlık verme ve işlerini geliştirmeye daha çok zaman
ayırma fırsatı yaratılmaktadır.
Müşteriye kısa vadeli (genellikle 180 güne kadar) kredi imkanı tanır.
Faktoring şirketi, alıcıların ödeyememe risklerini üstlenerek firma alacaklarını garanti altına
almaktadır. Borçluların ödeme güçlüğüne düşmesi durumunda, alacak eksiksiz olarak ödenmektedir.
Böylelikle yapılan satıştan beklenilen gelirin riski en aza indirilmekte, uzun vadeli planlar daha rahat
yapılabilmektedir.
Bazı firmalar tarafından faktoring işlemine başvurma konusunda olumsuz bir tavır söz konusudur. Bu
nedenle satışlarda azalma olabilir.
Faktoring firmalarının istedikleri komisyonlar maliyeti yükseltmektedir.
Bu maliyet müşteri sayısının artması ve alacak bedellerinin düşük olması ile giderek artmaktadır.
THK Üniversitesi İşletme Fakültesi
Forfaiting
Forfaiting, vadeli mal ve hizmet ihracından doğan ve belirli bir ödeme planına göre tahsil
edilecek olan, alacakların, daha önce bu hakkı elinde bulunduranlara rücu hakkı olmaksızın,
kayıtsız şartsız olarak bir banka veya bu alanda uzmanlaşmış kurum tarafından satın alınarak
iskonto edilmesidir. Bu tanımıyla orta vadeli ve basit faizli bir finansman şeklidir. Bir
forfaiting işleminde üç taraf bulunmaktadır.
Satıcı firma,
Kredili satışı finanse eden forfaiter,
Alıcı firma.
Söz konusu alacakları satın alan gerçek veya tüzel kişiye FORFAITER denir. Forfaiter banka
veya uzman kuruluş olabilir. Forfaiting sözcüğü Fransızca “Forfait” kavramından gelir ve
hakların teslimi veya el değiştirmesi anlamındadır.
Adına satıcı diyebileceğimiz ihracatçı, sevk ettiği mallardan doğan alacağını bir kambiyo
senedi ile hukuken belgelendirdiğinde bu senedi “rücu hakkı olmaksızın” (Without
Recourse) şartıyla Forfaiter’a ciro etmek suretiyle hem o kambiyo senedinin tahsil riski ve
sorumluluğundan kurtulmuş, hem de vadeli yaptığı satışın bedelini peşin almış olur.
İhracatçının prensip olarak alıcısına vadeli satış yapmayı yani satış kredisi tanımayı kabul etmiş
olması gerekir. Forfaiting kapsamında kredi süresi altı aydan başlar.
İhracatçı, satıştan doğan alacağını kısmi ödemeler halinde aşamalı olarak ödeme planına bağlatmayı
hedeflemelidir. Bunun gerekçesi Forfaiting’e tabii tutulacak bir seri senedin elde edilmesidir.
Alıcının riskinin forfaiting piyasasında doğrudan kabul edilebildiği durumlar hariç, borçları temsil eden
senetlere forfaiter için makbul bir banka veya Kamu kuruluşlarınca aval verilmeli veya senetlerin
ödenmesi dönülemez ve şartsız bir şekilde kabul edilmelidir.
İhracatçının forfatier’a geçerli bir biçimde düzenlenmiş ve garanti edilmiş senetler ibraz edebilmesi
için itfa ülkesinin mevzuatını, poliçe veya bono şekillerini, aval ve garanti kurallarını bilmesi gerekir.
İthalatçı adına aval veya garanti verecek bankanın Forfaiter için tatminkâr bir isim olmasını ihracatçı
önceden sağlama almalıdır.
Forfaiter’ın yüksek prim talep edeceği ithal ülkeleri için fiyat tespitinde ihracatçı, prim oranının
yansıtılması sonucu oluşacak fiyatının ihracatçı tarafından kabul göreceğini önceden araştırmalıdır.
THK Üniversitesi İşletme Fakültesi
Forfaiting – Forfaiting’de Kullanılan Değerli Kağıtlar
Poliçe (draft / bill of exchange) : Poliçe, belirlenmiş bir sürenin sonunda veya vadede, cinsi veya
tutarı belirtilmiş bir meblağın belirli bir lehdara veya hamiline ödenmesi için alacakların borçluya
verdiği yazılı ve şartsız bir ödeme emridir.
Poliçeler ciro ile el değiştirebilir ve borçluları tarafından kabul veya ödenmeme hallerinde protesto
yolu ile kanuni kovuşturmaya dayanak sağlarlar. Söz konusu el değiştirme özelliği, poliçenin
iskonto yoluyla bir finansman sağlamasına yol açar. Poliçeyi kabul eden veya ona aval veren
gerçek veya tüzel kişinin kredi değerliliğine göre ve bu kişinin riskini üstlenerek finans kuruluşları
poliçeyi iskonto edebilirler.
Bono (promissory note): Borçlunun alacaklısına hitaben düzenlediği bir ödeme vaadinden ibaret
kambiyo senididir. Ticari vesaik, satıcının düzenlediği poliçenin kabulü yerine alıcının borçlu
sıfatıyla imzaladığı bono karşılığında alıcıya teslim edilir. Vadesinde hamili tarafından genellikle
bankalar aracılığıyla borçlusuna ödeme için ibraz edilir. Ciro ile el değiştirilebilir ve ödenmeme
halinde protesto yoluyla kanuni işleme konulabilir. Dış ticarette poliçe kadar yaygın değildir.
Diğer Ödeme Araçları: Daha az görülen diğer ödeme araçları arasında vadeli akreditifler ve banka
teminat mektupları yer alır. Lehdarı tarafından bu araçların Forfaiter’a temliki karşılığında
alacakların iskonto edilmesi mümkündür. Ancak söz konusu araçların el değiştirmedeki sınırlılıkları,
borcun tamamının tek vadeye bağlı olması vb onları çekici olmaktan uzaklaştırır.
THK Üniversitesi İşletme Fakültesi
Forfaiting – Döviz Cinsi, İskonto, Rücu etmeme
Döviz Cinsi: Forfating işlemi $ 100.000 üzerindeki tüm işlemlerde yapılabilmekle birlikte sistemin gelişmesi
açısından $ 25.000’lık işlemlerde görülebilmektedir. İlke olarak orta vadeli Forward piyasalarında işlem gören
herhangi bir konvertibl döviz cinsi üzerinden düzenlenmiş senetler Forfaiting’e uygulanabilir. Ancak para
piyasasındaki yaygınlığı ve etkinliği nedeniyle genellikle dolar, Euro veya Sterlin kullanılır.
İskonto: İskonto, yani senedin vade sonuna kadar geçecek gün sayısı ve belirlenmiş faiz oranı üzerinden
hesaplanan faiz tutarının senet tutarından düşülerek kalan meblağın lehdara ödenmesi işleminin senedin
Forfaiter’a ibrazı anında yapılacağı doğaldır.
İskonto faiz oranı, ilgili döviz cinsi için piyasada belirlenmiş olan LİBOR’a borçlu ülkenin piyasadaki kredi
değerliliğine göre saptanan bir spread eklenmesi ile oluşturulur. Örneğin, bir Mısır bankası için piyasadaki
prim %3’e ve vade tarihinden iki iş günü önceki 9 aylık LİBOR $ için %6,75 ise iskonto oranı %9,75 olacak ve
270 gün vadeli $100.000’lık bir senet 100.000 x 9,75 x 270 / 36.000 = $ 7.312,50. İskonto faizi düşüldükten sonra
$ 92.687,50 olarak lehdarına ödenecektir. Döviz cinsi Sterlin ise 36.000 yerine 36.500 esas alınır. Satıcı,
Forfaiter ile ön bağlantı yaptığı takdirde bağlantı tarihinden iskonto tarihine kadar geçen günler için Forfaiter
ayrıca bir taahhüt komisyonu (Commitment fee) alır.
Rücu etmeme: Forfaiting işleminin bir kuralı olarak poliçe ve bonoların lehdarları Forfaiter’a satacakları bu
kâğıtları “without recourse” kaydını içeren bir ciro koyarak devrederler. Bu şekilde alacağını iskonto ettirerek
tahsil eden satıcı aynı anda politik, transfer ve ticari risklerden de kurtulmuş olur. Ancak; keşideci poliçeyi
“without recourse” satarken borçludan ve garantöründen kaynaklanacak risklerden kurtulmuş olmakla birlikte
bizzat kendisinden kaynaklanacak risklerin sorumlusu olarak kalmaya devam etmektedir.
THK Üniversitesi İşletme Fakültesi
Forfaiting – Opsiyon ve Taahhüt Süresi
Opsiyon Süresi: Satıcı alıcısına bizzat satış kredisi sağlayamadığından, sözleşme yapmadan önce
bu finansmanı sağlayacak yollar arayacak ve bu arada Forfaiter’a başvuracaktır. Forfaiter, bütün
ayrıntıları henüz bilmediğinden kesin bir teklif yapamayacak, sadece finansmanın mümkün olup
olamayacağı ve iskonto oranı hakkında kabaca bir yönlendirmeyle yetinecektir. Forfaiter kesin bir
teklif verdiği takdirde opsiyon süresi söz konusu olur. Bu süre Forfaiter’ın verdiği kesin teklifin
tarihinden itibaren satıcının kabulü için tanınan süre olup genellikle 48 saattir. Satıcı bu süre içinde
Forfaiter’ın teklifini kabul edip etmediğini bildirmek zorundadır. Daha uzun bir opsiyon süresi
Forfaiter ile satıcının anlaşmasına bağlı olup komisyona tabiidir (Option fee).
Taahhüt Süresi: Daha önemli olan bu süre satıcının teklifi kabul etmesini müteakip oluşan
Forfaiting sözleşmesinden iskonto edilecek senetlerin Forfaiter’a ibrazına kadar geçen süredir.
Malların sevk edilmesini, malların mülkiyetinin alıcıya geçmesi karşılığında alıcının kabul ettiği
poliçeye veya düzenlediği bonoya, alıcının bankasının aval vermesi ve bu senetlerin satıcının eline
geçmesi aşamalarını kapsayan bu süre boyunca Forfaiter sabit faizli oranı üzerinden verdiği
teklifini açık tutmakta, mutabık kalınan şartlarla senetleri iskonto edeceği taahhüdünü
sürdürmektedir.
Söz konusu süre taahhüt komisyonuna (commitment fee) tabii olup genellikle aylık baz üzerinden
ve riskin kalitesine ve piyasa şartlarına göre binde 0,5 - 4 arasında satıcı tarafından Forfaiter’a
ödenir. Yıllık bazda %1-1,5 civarında saptandığı da görülmektedir.
THK Üniversitesi İşletme Fakültesi
Forfaiting – Forfaiter’in Aradığı Güvenceler
Aval : Aval, aval verenin bizzat borçlu gibi görüldüğü ve vadede ödemenin dönülemez ve şartsız bir
biçimde garanti edildiği uluslararası bir uygulamadır. Bu nedenle en makbul bir güvence biçimidir.
Aval veren bankanın avalini ilgili kambiyo senedine koyması (poliçe ise borçlu için aval verildiğini
ekleyerek) basit ve açık bir kefalet unsurunu oluşturur ve forfaiting için makbuldur.
Garanti Mektubu : İşleve ait bütün şartlardan bahisle ödeme taahhüdünün ayrı bir belge üzerinde
garantörce imzalanması garanti mektubunu oluşturur. Sadece toplam meblağın değil varsa nakit
tutarlarının ve vade tarihlerinin yazılması da gerekir. Ayrıca garanti mektubunun devir ve temlikini
yasaklayan bir şart bulunmamalı ve garanti ait olduğu işlemden soyutlanmış olmalıdır.
Vadeli Akreditif (Deferred Payment L/C): Vadeli akreditif bilindiği üzere akreditif şartlarına uygun
vesaikin ibrazı üzerine ibraz tarihinden veya taşıma belgesinin tarihinden belirli bir süre sonra
akreditif bedelinin amir banka veya teyit bankası tarafından ödeneceği taahhüdünü içeren bir
ödeme aracıdır.
Satıcı malları sevk eder ve malları temsil eden sevk belgelerini doğrudan veya kendi bankası
aracılığıyla alıcının bankasına gönderir.
Alıcının bankası poliçe kabulü veya bono düzenlenmesi karşılığında belgeleri alıcıya teslim eder.
Poliçe / bonoya aval kaydını koyar veya duruma göre garanti mektubunu düzenleyerek
bunlardan birini doğrudan satıcıya veya satıcının bankasına gönderir.
Gerekli kontrolleri yaptıktan sonra Forfaiter iskonto işlemini yapar ve satıcıya ödemede bulunur.
Forfaiter, vadeden önce senedi aval bankasına veya onun ödeme ajanına ödeme için ibraz eder.
Aval bankası / garantör, alıcı ile temasa geçerek bedelini tahsil eder ve vade tarihi valörüyle
Forfaiter’a ödemeyi yapar.
Buna göre;
Vadeleri fiili ihracattan itibaren en çok 180 günle sınırlı olmak ve konvertibl bir döviz cinsi veya Türk Parası
üzerine düzenlenmek kaydıyla keşide edilecek poliçeler,
Senedin ciro edildiği tarihteki iskonto oranı, uluslararası piyasada geçerli faiz oranını aşmamak ve
keşideciye rücu edilemeyeceği şartını taşımak kaydıyla yurt dışındaki bankalarca,
Yurt dışındaki muteber bir bankanın garantisini veya kabulünü veyahut muhatap lehine verilmiş aval
şerhini taşıması kaydıyla yurt içindeki bankalarca veya özel finans kurumlarında,
iskonto edilebilecektir. Poliçeler konvertibl bir döviz cinsi üzerinden düzenlendiği takdirde;
Vadeleri 180 günü aşmayan poliçelerin yurt dışında iskonto ettirilerek bedeli dövizlerin fiili ihracattan
itibaren 90 gün içinde alışının yapılması halinde poliçe bedelinden mevzuata uygun giderler düşüldükten
sonra kalan tutarın,
Vadeleri 90 günü aşmayan poliçelerin yurt içinde iskonto ettirilmesi halinde poliçe bedelinin
Forfaiting ile kredili mal satışından doğan alacak tahsil edilememesi riski ortadan kalkar.
Forfaiting işlemi ihracatçıya sabit faizli bir finansman sağlamaktadır.
İhracatçı alacağını kolayca nakde çevirebilmekte ve likiditesini artırmaktadır.
Forfaiting yolu ile finansman gizlilik içerisinde yürütülmekte ve işletme hakkında olumsuz bir
görüntü doğmasına engel olunmaktadır.
Forfaiting’de ise genel olarak altı aydan daha uzun vade ile satışı yapılan
sermaye mallarına ilişkin alacakların, sabit faiz esasıyla iskontosu ve
bedelin tamamının ödenmesi söz konusudur.
FAKTORİNG FORFAITING
Yeni bir işletme kurmak veya kurulu bir işletmeyi sürekli değişen koşullar altında
başarıya eriştirmek bireysel yatırımcılar açısından çok güçtür. Küçük işletmelerin
bu güçlükleri çözmeleri, özellikle büyük işletmelerin sağladığı olanaklardan
yararlanarak daha kolay olmaktadır.
İstatistiklere göre kendi olanaklarıyla işini sürdürmeye çalışan bir işletmecinin ilk
5 yılda başarı oranı %35 düzeylerinde kalırken, franchise sisteminin içinde yer
alan bir işletmenin söz konusu dönem içinde başarılı olma ihtimali %95’tir. Bu
oranlar arasındaki çarpıcı fark işletmecilerin gözünde franchising sistemlerini
daha cazip hale getirmektedir.
Franchisee; ise doğrudan veya dolaylı bir malı bedel karşılığında franchisorun ticari adını/markasını,
know-how'ını, iş görme ve teknik yöntemlerini, sistemini ve diğer sınai/fikri mülkiyet haklarının
kullanımını üstlenen taraf demektir.
Franchising, birbirinden bağımsız iki taraf arasında oluşturulan sözleşmeye dayalı bir ilişkiyi tanımlıyor.
En yalın anlatımıyla franchisingi, ‘hak sahibine verilen para karşılığında belirli sınai hakları ticari alanda
kullanma izni’ olarak özetlemek mümkündür. Franchising sözleşmeleri, bir ürün, bir marka ya da bir
hizmeti kapsıyor olabilir. İmtiyaz sahibi tarafın, belirli bir süre şartı ve bazı sınırlamalarla ticari işlerini
yürütmek üzere bu hakkı ikinci bir tarafa devretmesi söz konusudur. Franchising’in en önemli tarafı
imtiyaz hakkını veren tarafın işin yönetim ve organizasyonu konusunda know-how yani bilgi ve destek
sağlıyor olmasıdır.
Franchisee Fee; franchisee’nin, isim, marka veya sistemi kullanma hakkı karşılığında franchisor’a ödediği
başlangıç bedeli anlamına gelmektedir. Türkçe karşılığı ile ‘giriş bedeli’dir.
Royalty; ise yıllık ciro ve kârdan, anlaşmada belirlenen oranlarda yüzde olarak ödenen, bir lisans veya
ticari marka sahibinin sahip olduğu hakları bir başkasına devretmesi karşılığında aldığı bedel demektir.
Bunun karşılığı olan Türkçe terim ise ‘lisans bedeli’dir.
THK Üniversitesi İşletme Fakültesi
Franchising - Franchising Türleri 1.
Ulusal Franchising ;Franchising sözleşmesi bir ülke sınırları içerisinde, şehirler ya da bölgeler
arasında yapılıyorsa ‘ulusal franchising’,
Uluslararası Franchising; Sözleşme iki ülke arasında yapılıyorsa ‘uluslararası franchising’ olarak
adlandırılmaktadır.
Ürün ve Marka Franchising’i; Üretici ve satıcı arasında bağımsız bir satış ilişkisi şeklinde başlayan
‘ürün ve marka franchising’i ise, satış ilişkisi çerçevesinde satıcı firmanın, kendini üretici firma ile
özdeşleştirmeye çalışmasını kapsamaktadır. Bu tür franchising esas olarak belirli bir marka ya da
ticari unvanın kullanılmasını içermektedir. Ayrıca imtiyazı veren firma karşı taraf üzerinde sevk ve
idare dahil, geniş ve sürekli bir denetim hakkına sahip olmaktadır. Bazı basit konularda, franchise
alan kuruluş üretim safhasına da girebilmektedir. Otomobil ve kamyon satıcıları, benzin
istasyonları, alkolsüz içki üreticileri bu tür franchising'in en tipik örneklerini oluşturmaktadır.
Master Franchise; Ana firma, kendi ülkesi dışında bulunan girişimciye doğrudan franchise
verebileceği gibi, bir üçüncü taraf aracılığı ile dolaylı olarak da franchise verebilir. Böyle bir
durumda master franchise gündeme gelir. Ana firma kendi ülkesinde veya yabancı ülkede bulunan
bir girişimciyle master franchise anlaşması yapar ve belirli bir bölgede kendi adına franchise verme
hakkını girişimciye verir. Ana firmanın sözleşme yaptığı franchise alan bu girişimciye “Master
Franchisee”, bu özel uygulamaya da “Master Franchise” denir.
• Franchisor sahip olduğu belirli bir ismin veya markanın kullanılması için franchisee'ye
izin verir.
• Franchisee üzerinde, sözleşme süresince davam eden bir denetim söz konusudur.
• Yine sözleşme boyunca franchisor, franchisee'ye belirli yardım ve hizmetlerde bulunur.
• Bu imtiyaza karşılık bedelin ödeme şekli olan ‘royalty’nin miktarı periyodik ödemeler
şeklinde tespit edilir.
Franchise veren, bir ticari projeyi makul bir süreden beri başarılı olarak uygulamış ve o sistemin
lisansına sahip olmak zorundadır.
Franchise veren, her franchise alana eğitim hizmetlerinin yanı sıra, sözleşme boyunca sürekli
olarak gerekli ticari ve teknik yardım hizmetlerini vermek zorundadır.
Franchise alanlar kendi işletmelerinin gelişmesi ve büyümesi için gerekli performansı ve sistemin
imajının ve markanın korunması için gerekli gayreti göstermek zorundadır.
Franchise alanlar, franchise verenlere veya onun görevlendireceği kişi ve kuruluşlara denetleme
için gerekli belgeleri göstermek ve inceleme yapmalarına izin vermek zorundadır.
Anlaşma süresince Bireysel Franchisee'ye başlangıçtaki eğitimi ve sürekli ticari ve/veya teknik
desteği vermelidir.
Franchising alan (franchisee) işletme, sadece sermayesini ortaya koyarak, hazır bir marka
ve hazır bir sistemi satın alarak işinin sahibi olmakta, güçlü bir isme sığınarak kolayca
piyasaya girmekte ve daha önce denenmiş ve başarılı olmuş pazarlama tekniklerini
kullanarak satış yapma ve kar elde etme olanağı bulmaktadır.
Franchisor, franchisee’ye diğer işletmelere göre daha düşük faizli kredi bulma olanağı
sağlayabilmektedir.
Franchisee, franchisor’den aldığı isim hakkını gene onun izniyle yurt içinde diğer
işletmelere satarak belli bir finansman sağlayabilir.
Üretim ve satışı yapılan ürün veya hizmetin dünya pazarlarında yaygın olması,
franchisor’ün ciro üzerinden talep ettiği ödemeleri ve sağladığı mal, hizmet ve diğer
imkanların fiyatlarını yükseltebilmektedir.