You are on page 1of 2

AB Türkiye Delegasyonu tarafından İletilen

“Kargo Gemileriyle Türkiye'den AB'ne Düzensiz Göç Bilgi Notu”na Verilecek Cevap Taslağı

1. 2014 yılında Ege Denizi'ndeki düzensiz göç girişimlerinin önceki yıllara oranla artış gösterdiği, özellikle Eylül
2014 ayından itibaren Ege Denizi'nde meydana gelen düzensiz göç faaliyetlerinin Doğu Akdeniz'e kayma eğilimi
gösterdiği yönündeki bilgi Sahil Güvenlik Komutanlığımızca da paylaşılmaktadır.

2. Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından Ağustos 2014-Ocak 2015 tarihleri arasında bölgede 16 gemi/tekneye
müdahale edilerek toplam 2.114 düzensiz göçmen yakalanmış, olaylarla ilgili olarak 25 şahıs hakkında yasal işlem
başlatılmıştır. Emniyet Genel Müdürlüğü'nden alınan bilgide ise,2014 yılı içinde Mersin, Adana ve Hatay
illerimizde gerçekleştirilen 16 göçmen kaçakçılığı olayında 714 düzensiz göçmenin yakalandığı, söz konusu olaylar
ile ilgili olarak 56 göçmen kaçakçılığı organizatörüne adli işlem yapıldığı öğrenilmiştir.

3. Mersin Liman Başkanlığı'ndan 20 Ocak 2015 tarihinde alınan yazıda, Moldova Bayrakli,751069 IMO numaralı,
“Blue Sky M” isimli geminin kayıtlarının incelenmesinden, anılan geminin son kaydının 05.03.2014 tarihinde
Kocaeli Liman Başkanlığı'nca gerçekleştirildiği ve söz konusu geminin Mersin Limanı’na giriş yapmadığının tespit
edildiği bildirilmiştir.

2 Ocak 2015 tarihinde Lecce açıklarında yakıtının tükenmesi nedeniyle mahsur kalan ve Mersin Limanı'ndan
hareket ettiği öne sürülen Sierra Leone bayraklı 6614279 IMO numaralı "Ezadeen” isimli ikinci geminin ise Mersin
Limanı'na daha önce hiç giriş yapmadığı, geminin son kaydının İstanbul Liman Başkanlığı’nca 13.06.2013 tarihinde
yapıldığı Mersin Liman Başkanlığından bildirilmiştir.

4. Ticari gemilerin düzensiz göç faaliyetlerinde kullanımı konusuyla ilgili olarak;

a. AB tarafının bilgi notunda belirtilen “gemi sayılarının ve düzensiz göçmen sayılarının tarafımızca teyidi
mümkün olmamakla beraber, özellikle Mersin Bölgesini hedef gösteren göçmen ifadeleri ve gemi takip
sistemleri üzerinden yapılan iz sorgulamalarına dayanılarak yapılan değerlendirmelerin ilgili ülke
makamlarıyla bir araya gelinerek ortaya konması” gerektiği,

b. Uluslararası deniz ticaretine ilişkin mevzuat kapsamında uluslararası sularda seyir serbestisi olan ticari
gemilere düzensiz göç şüphesiyle müdahalenin ancak bayrak devleti müsaadesi ile yapılabileceği ("Sınıraşan
Örgütlü Suçlara Karsı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi”,“Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler
Sözleşmesine Ek Kara, Deniz ve Hava Yoluyla Göçmen Kaçakçılığına Karşı Protokol”), bölgede düzensiz göç
faaliyetlerine karışabileceği belirtilen gemilerin genellikle izin alınma süreci çok uzun olabilecek ülkeler
olduğu göz önüne alındığında olağan tedbirlerle bu gemilerin uluslararası sularda kontrolünün çok zor olduğu,

c. Bahsekonu gemilerin özgür ticaret hakları gereği Akdeniz'e kıyısı olan tüm ülke limanlarını ziyaret
edebilecekleri, burada dikkate alınması gereken bir diğer önemli konunun gemilerin donatanlarının yabancı
uyruklu şahıslar ve şirketler olduğu, bu nedenle bu gemilerin kontrollerinin yalnızca ülkemiz sorumluluğunda
bulunmadığı, konuyla ilgili tüm ülkelerin inisiyatif almaları gerektiği,

d. Lübnan, Fas, Tunus, Libya, Suriye, Mısır gibi diğer Akdeniz'e kıyıdaş ülkelerden de benzeri göçmen
kaçakçılığı faaliyetlerin yapıldığına dair duyumlar alındığı, bu ülkelere yönelik tedbirlerin de ivedilikle alınması
gerektiği,
e. Bahsekonu gemilerin bilgi notunda bahsedildiği gibi aslında Türk Limanlarına giriş yapmadıkları,
uluslararası sularda bekledikleri, yüklemelerin açık denizde yapıldığı, bu yüklemelere engel olunması
maksadıyla karada diğer kolluk birimleri tarafından ilgili tüm tedbirlerin alınmasının yanında, denizde Sahil
Güvenlik Komutanlığı tarafından 1 SG Uçağı, 2 SG Helikopteri, 2 SG Arama Kurtarma Gemisi, 20 SG Botu
ve 2 Mobil Radarla harekât icra edildiği,

f.. Yasadışı göçle mücadelede ülkemizin kararlılıkla mücadele ettiği, yasadışı göçün teknik verilerinin
değerlendirilmesinin yanı sıra göçü tetikleyen, göçe kaynak ülkelerdeki güncel sorunlara çözüm arayan bir
yaklaşımın benimsenmesi gerektiği,

g. Konuyla ilgili olarak hâlihazırda ilgili ülkelerin ilgili kurumları arasında sürekli bir bilgi değişiminin
mevcut olduğu (özellikle İtalya ile), ülkeler tarafından gönderilen her türlü bilginin araştırılmakta olduğu,
doğru operasyonun doğru zamanda yapılabilmesini teminen yalnızca göçmenlerden alınan ve çoğu asılsız
ihbarlardan ziyade gerçek, hedef odaklı istihbari bilgi değişiminin gerekli olduğu,

değerlendirilmektedir.

5. Son olarak, Frontex rakamlarına göre Türkiye-Yunanistan deniz sınırında yakalanan yasadışı göçmen sayısı
2013 yılında 19.394 olarak kaydedilmektedir. 2014 yılına ait resmi rakamlar henüz açıklanmadığından, 2013
ve 2014 yılları ilk yedi ayın karşılaştırılması yapıldığında, 2013 yılı ilk 7 ayı içinde Türkiye-Yunanistan deniz
sınırında yakalanan yasadışı göçmen sayısının 9.922 olduğu; 2014 yılının ilk 7 ayı için bu rakamın 20.696
olarak kayıtlara geçtiği görülmektedir.

You might also like