You are on page 1of 80

EĞİTİM TARİHİ

Prof. Dr. Filiz Meşeci Giorgetti


ÇİN, HİNT, MISIR VE MEZOPOTAMYA
MEDENİYETLERİNDE EĞİTİM
 Çin M.Ö. 2500 sonrası. Çinliler evrenin bütününü bir canlı varlık olarak
görür (panteistik), ilahi bir varlığı reddederler. Yeniden ziyade eskiye ve
geleneğe, sözden çok davranışa bağlıdırlar. İnsanlar iyi ancak yanılmaya
eğilimli olduğundan öğretmen ve kanun yapıcılar kutsaldır. Hayat boyu
eğitime özellikle de ahlak eğitimine çok önem verirler. Sadece erkekler
okula gider. Prensler, yüksek tabakadan memurlar saray okullarında, halk
mahalli okullarda eğitilir. Ancak çok başarılılar yüksek eğitim alabilirdi.
Kağıdı buluncaya kadar (M.S.105) ipekli kumaş, bambu ve tahta levhalara
yazdılar. M.Ö.6. y.y. itibaren felsefe okulları açıldı.
 Lao–Tze (İhtiyar Bilge)– Tao (Yol) Okulu (Birey temelli sistem)
 İnsanı bilen akıllı, kendini bilen aydınlatılmıştır. Bilgi arttıkça
istekler de artacağından bilgi halka inmemelidir.
 Konfüçyus – Lu-Cia (Bilginler Okulu) (Aile ve devlet temelli sistem)
 Halk önce refaha erişmeli, sonra okutulmalıdır.
ÇİN, HİNT, MISIR VE MEZOPOTAMYA
MEDENİYETLERİNDE EĞİTİM
 Hint, İndüs medeniyeti M.Ö. 2300 sonrası
 Ruhlar tarafından yönetilen çok tanrılı animistic bir tanrı anlayışı, Veda inanışı
hakimdi. Kaos ve kurban inanışları, yoga ve çilecilik uygulamaları, fiziksel ve ruhsal
eğitimin birleştirilmesi geleneğini yerleştirdi. Erkeklere babalar ve yaşlılar adalet,
ahlak, meslek öğretir, kızlar ev işleri yapar, kardeşlerine bakar. Okul sistemi M.Ö.
1000’e kadar kurulmamıştır.
 M.Ö. 1000 sonrası Brahman dini ve kastlar ve buna uygun okullar ortaya çıktı.
 Brahman rahipleri (Dini, üstada bağlı en az 12 yıllık bir eğitim)
 Hükümdar ve savaşçı asil tabaka
 Çiftçi ve tüccarlar – sadece temel eğitim alabilirler.
 Zanaatkarlar, işçi ve köleler (Hindistan yerlileri, vatandaş olamaz, kitap okuyamazlar)

 Hayatın maddi tarafına itibar etmeyen Hint inanışları, karma doktrini, nirvanaya
ulaşmak kavramı, Siddharta Gautama’nın (Buda) (M.Ö. 564-483) öğretileriyle en
yüksek seviyesine ulaştı. Hayatın zevklerinden el çekme, bireysellikten vazgeçme
önemli hususlar.
ÇİN, HİNT, MISIR VE MEZOPOTAMYA
MEDENİYETLERİNDE EĞİTİM

Mısır Uygarlığı M.Ö.2700’den itibaren Nil nehri civarında


gelişen bir uygarlıktı. Mısırlılar gökyüzü olaylarını dinî
açıdan yorumlamışlardı. Gök cisimlerini Tanrı olarak
kabul ediyorlar, gök yüzündeki olayların da tanrıların
faaliyetleri olduğuna inanıyorlardı; yani astronomileri
dinî öğelerle içiçeydi. Geçimi toprağa bağlı olanlar
Nil'in Taşmasını bekler, sular çekildikten sonra ekime
başlarlardı. Sulama problemi yoktu; açlık sürekli bir
tehlike değildi.
 Mısır’da kültür ve refah düzeyi yüksekti. Toplum,
çalışanlarla yönetenler. arasında ikiye bölünmüştü:
Üst katta ruhbanlarla aristokratları içine alan küçük
bir azınlık, alt katta emekçileri kapsayan büyük
çoğunluk. Bu kültürde bilim, din adamlarının
elindeydi.
 Mısır hiyeroglifleri (700 den fazla sembol), yazıcı
okulları, papirüs eğitimde önemli adımlardır.
ÇİN, HİNT, MISIR VE MEZOPOTAMYA
MEDENİYETLERİNDE EĞİTİM
Mezopotamya “Nehirler arasındaki ülke”
(Bereketli Hilal)
 M.Ö. 3000’den öncesine gider.
 Bu uygarlığı Sümerliler, Akadlılar ve Babilliler
ortaya koymuştur.
 Sümerliler ilk yazıyı, çivi yazısını bulan ve
kullanan, sayıları göstermek için rakamları ve
sesleri temsil etmek üzere notaları kullanan
ilk uygarlık olmuşlardır.
 Memur yetiştiren yazıcı okulları, kil tabletler
eğitimde önemli bir aşamadır.
 Sembol ve heceleri temsil eden 2000 işaret.
 Alfabetik özellikler taşıyan (22 harf) ilk yazı
Fenikeliler (günümüz Suriye Lübnan İsrail
üçgeninde yaşamışlardır) tarafından M.Ö.
1700’lerde bulunmuştur.
M.Ö. 2000 Bilinen en eski sınıf. Mari sarayı. Mezopotamya
M.Ö. 2000 Bilinen ilk sınıfın canlandırılışı. Mari sarayı.
Mezopotamya
ANTİK ÇAĞDA EĞİTİM

1. Antik Yunan’da Eğitim


1.1.Krallık Devrinde Yunan Eğitimi (M.Ö.1100-750).
1.2.Yunan Şehir Devletlerinde Eğitim (M.Ö.750-400).
a)Isparta Şehir Devletinde Eğitim
b)Atina Şehir Devletinde Eğitim
2. Helenizm Devrinde Eğitim (M.Ö.323-31).

3. Antik Roma’da Eğitim (M.S.476’ya kadar).


1. Antik Yunan’da Eğitim
1.1.Krallık Devrinde Yunan Eğitimi
(M.Ö.1100-750).
 Asillerin Eğitimi (kahramanlık ideali)
Homer - Odyssee
Jimnastik ve Müzik Eğitimi
Vücut güzelliği ve ruh asilliğini geliştirmek.

 Köylülerin Eğitimi (çalışkanlık ve haklılık ideali)


Hesiod – Theogonie, Erga
1.2.Yunan Şehir Devletlerinde Eğitim
(M.Ö.750-400).
a)Isparta Şehir Devletinde Eğitim
* eğitim devlet tarafından düzenlenmekte.
* eğitimde askeri karakter hakim.
* emretme – itaat etme,
* beden eğitimi (pentatlon)
* müzik eğitimine askeri açıdan önem veriliyor (marşlar).
* okuma, yazma, hesap, entelektüel eğitimi ihmal edilmiştir.

b)Atina Şehir Devletinde Eğitim


* ileri bir ticaret ve endüstri devleti.
* kanuna dayalı halk demokrasisi var (hürlerin demokrasisi).
* hakseverlik en büyük erdem. Hem güzel, hem iyi olunmalı.
* gramer, edebiyat, müzik, jimnastik, hesap öğretilirdi.
M.Ö.5.yüzyıldan bir vazo resmi üzerinde Atina’da bir okul
sahnesi, müzik ve yazı öğretimi.
Sofistler – bilgelik öğretenler

 İlkçağ Şüphecileri
 Protagoras- “İnsan her şeyin ölçüsüdür”
 Gorgias- “Gerçek yoktur, olsaydı bilinemezdi,
bilinseydi bile başkasına bildirilemezdi”
 İnsan tabiatındaki eğitilebilirlik yetisine
inanmışlardır.
 Trivium
 Gramer: dilin kuruluşundaki doğruluğun teorisi.
 Retorik: Konuşmayı, etkili olabilecek tarzda
şekillendirebilme yolu.
 Dialektik: Karşılıklı tartışmada zihni kıvraklık.
SOKRATES (M.Ö.470-399)

 Göreli olmayan, genel geçerliği olan


kavramlar mevcuttur. İnsanın bunları
yalnızca tekrar hatırlaması gerekir.
 Doğa ile değil, insan sorunları ile
uğraştı. Amacı, insanı iyi, akıllı ve
dürüst yapmanın yollarını bulmak ve
göstermekti.

 Öğretim bir hatırlatma sürecidir.

 Bir tür mantıksal çözümleme


yöntemi kullanarak "doğruluk",
"iyilik", "adalet", "erdem“ gibi soyut
kavramların gerçek anlamlarını
bulmaya çalışıyordu.
Yöntem:
ironi
doğurtmaca
PLATON (M.Ö.427-347)

 Akademia eğitim kurumunu kurdu.


“Buraya geometri bilmeyen giremez”
 İdealizm:Evren, İdealar evreni ve
fenomenler evreni olarak ikiye
ayrılmıştır. Yalnız eğitilmiş akıl bizi
doğru'ya yani idealar dünyasına
götürebilir. Bu eğitimin, en etkili aracı
matematiktir.
 Toplumsal tabakalara göre eğitimi
savunur
 Aristokratik komünizm fikrini üretmiştir
ARİSTOTELES (M.Ö.384-322)

 Lykeion (Lyceum) eğitim kurumunu kurdu


 Realizm: İdeler şeylerin içindedir.
 Eğitim zihnî ve ahlakî erdemleri
kazandırmalıdır.
 Toplum fertten önce gelir.
 Astronomi, Fizik, Biyoloji gibi farklı
konularda çalışmıştır.Bilime katkılarıyla
yeni bir çağın başladığı düşünülmektedir.
2. Helenizm Devrinde Eğitim
(M.Ö.323-M.Ö.31)
Helenizm Devrinde Eğitim
 Askeri eğitim önem taşımaz, eğitim entelektüelleştirildi.
 Zümresel düzenin yerine “dünya vatandaşlığı” nın
ferdiyetçiliği ve evrenselliğine vurgu yapılıyordu.
 İlkokullarda – okuma, yazma, resim, müzik, jimnastik.
 Ortaokullarda (gramer okulları)- Klasik Yunanca
 Liselerde (Gymnasion)- Gramer, Retorik, Dialektik – Yunan
dili ve edebiyatı

 Yükseköğretim
Trivium (Gramer, Retorik, Dialektik)

enkyliospaideia
Quadrivium (Aritmetik, Geometri, Astronomi, Müzik).
Hellenizm Devrinde Yüksek Öğretim
Kurumları
 Sofistlerden alınan dersler
 Felsefe Okulları

Platon – Akademia - Akademiciler


Aristoteles – Lykeion - Peripatetikçiler
Kıbrıslı Zenon – Stoa Okulu - Stoacılar
Epikuros – Epikuros Okulu -Epikurosçular
 Yüksek Retorik Okulları
İzmir, Efes, Milas, Rodos
3.ANTİK ROMA’DA EĞİTİM
(M.S.476’ya kadar)
 Eğitim pratik hayata yönelmiştir.
 Hukuk ve devlet işlerinde başarılı olunmuştur.
 Eğitimde en güçlü unsur ataerkil ailedir.
 Eğitimin amacı, iyi vatandaş yetiştirmektir.
 M.Ö. 3. Yüzyildan itibaren Yunan kültürü, edebiyatı ve
eğitimi Roma’ya girmeye başladı.
 Yunan hocalar, sanatkarlar, stoa felsefesi ve Yunan dili
aristokratları etkiledi
 Gramer ve Hukuk bilimleri desteklendi ve gelişti.
ROMA’DA OKULLAR
• İlkokullar - ludus (7-11): okuma, yazma, hesap, hukuk (12 levha
kanunları)
• Gramer okulları (12-16): Yunanca, Latince, hürlerin 7 sanatı,
Mitoloji, Tarih, Coğrafya, Hukuk, Aritmetik, Geometri, Felsefi temel
bilgiler, bedeni, ahlaki estetik eğitim.
• Retorik okulları: hürlerin 7 sanatı, güzel konuşma.
• Yüksek felsefe eğitimi için Atina’daki felsefe okullarına gidilirdi. En
çok ilgi duyulanı Stoa felsefesiydi.
M. S. 3. yüzyıl Roma’da öğretmenle
(litterator) öğrencilerini gösteren bir
kabartma
MARCUS ULLIUS CICERO
(M.Ö.106-43)
 Sokrates, Platon ve Aristoteles geleneğinden gelir. Yunan
düşüncesini Latinceye sokmuş, retorik Latincesini
yaratmıştır. Ortaçağ Hıristiyanlık literatürünü ve
Rönesans Hümanist akımını etkilemiştir.
 Eğitim, insana tabiat tarafından verilmiş olan yetileri,
ihtimamla mükemmelleştirmekten ibarettir.
 Evrelere göre eğitim;
 Eğitim ilk çocuklukta oyunlarla verilmelidir.
 Erken çocuklukta hafıza kültürüne önem verilmelidir.
 Gençlik devresinde meslek eğitimi verilmeli, bu ahlak
eğitimiyle tamamlanmalıdır.Ruh ile beden birlikte
şekillenmelidir. Ancak Yunan cimnastiğini reddeder.
Gençlere ölçüsüzlük ve aşırılıklardan korunma,
tutkulardan uzak kalma ve yaşlılara saygı öğretilmelidir.
 Hatip eğitimine çok önem vermiştir. İnsan dil eğitimi
yoluyla bilinçlenir ve ahlakileşir.
LUCIUS ANNAEUS SENECA
(M.Ö.4-M.S.65)
 Son Roma İmparatoru Nero’nun hocasıdır.
 Stoacı okula bağlıdır. Erdemli, ahlaklı, sağlam karakterli bir hayatı
merkeze alır. Bunun yanında beden eğitimi ve müziğe önem verir.
 Zihinsel eğitim erken başlamalıdır, sürekli ve kararlı çalışmak zihni
güçlendirir.
 Ne bilinmesi gerekiyorsa öğrenmek için hiçbir zaman geç değildir.
 İnsan hayat için öğrenmelidir.
 Önemli olan kantite değil, kalitedir.
MARCUS FABIUS QUINTILIANUS
(M.S.35-96)
 Retorik hocasıdır. Eseri “Hitabet Hakkında”
 Çocuk gelişimine uygun olarak oyun içinde eğitilmelidir.
 Bedeni, zihni ve ahlaki eğitimin önemine değinir.
 Bedensel cezaya karşıdır. Çocuğun onuru göz önünde
bulundurulmalı, eğitimcinin ciddiyeti korku
uyandırmamalı ama gevşekliğe de götürmemelidir.
 Mürebbiler çocuklar üzerinde etkili olduklarından,
dikkatli seçilmelidir.
 Önce Yunanca, sonra Latince öğretilmelidir.
 Hafıza entellektüel yeteneklerin başında yer alır.
 Öğrencinin yetenekleri ve kavrayışına göre eğitim
verilmelidir. Öğrenme yeteneğinin canlı tutulabilmesi
için yarışma ilkesinden yararlanılmalıdır.
CHAIRONEIA’LI PLUTARCH
(M.S. 46-125)
 Roma’da taşamış bir Yunanlıdır.
 Roma’daki ahlaki çöküntünün Yunan eğitimiyle çözüleceğini
düşünür.
 Eğitimde üç unsur esastır: Tabiat, öğretim, alışkanlık
 Tabiatın verdiği iyi yetenekler öğretim ve alışkanlıkla işlenmezse
bozulur.
 Çocukların eğitiminde bakıcıdan ziyade anne olmalıdır.
 Küçük çocukların ruhu balmumun benzer. İnsan bunlar üzerine
bilgelik ile erdemin izlerini daha kolay çizer. Iyi arkadaş ve iyi eğitici
seçilmelidir.
 Eğitimde dayak ve kötü söz, çalışmak ve öğrenmekten usandırır.
 Hafıza, beden ve ahlak geliştirilmelidir. Soylu erkek ansiklopedik
bilgilerle donatılmalı, felsefe eğitimiyle ruhu tedavi edilmelidir.
ORTAÇAĞ’DA EĞİTİM
(500-1500)
ANTİK HIRİSTİYANLIKTA EĞİTİM (M.S.500’lere kadar)
 M.S.313 Konstantin’in Tolerans bildirgesi ile Hıristiyanlık
ibadeti serbest bırakıldı.
 M.S.388 I.Büyük Teodosyus Hıristiyanlığı Roma’nın resmi dini
ilan etti.
 M.S.2.y.y.İskenderiye ve Antakya’da Kateşet (Katechete)
okulları açıldı. Bu okulların amacı, Hıristiyanlığı yaymak ve
savunmakla görevli personel yetiştirmekti. M.S. 313’e kadar
yüksek öğrenim görmek isteyenler Gramer okulları ya da
Retorik okullarına devam ediyorlardı.
 Hıristiyanlık ilk devrelerinde Antik Yunan-Roma eğitimi
değiştirilmedi. Ancak kurumsallaşıp geleneğini kurduktan
sonra kendi eğitim idealini göre Antik eğitimi değişikliğe
uğrattı.
 Antik dünya eğitim ideallerinin ortak noktası; temelde
insanın bir devletin vatandaşı olarak kabul edilmesi,
dindarlığın ise, erdemlerden biri olarak ele alınmasıdır.
Ayrıca insan hepsinde bu dünyalık bir varlık olarak
görülmüştür. Hıristiyanlık ile beraber ise insan, Tanrı ile
ilişkisi açısından ele alınmaktadır.Dindarlık esas erdemi
teşkil etmektedir.
ANTİK HIRİSTİYANLIKTA EĞİTİM
Hıristiyanlıkta eğitim ideali
 Hümanist değil, teosantrik
 Esas erdem, dindarlık
 Hür-köle ayrımı kalkar
 Hıristiyan eğitiminin eşitlik ve evrensellik ilkeleri; insanlar
arasındaki zengin-fakir, kadın-erkek, ırk, mesleki, coğrafi
farklılıklarından kaynaklanan eşitsizliklerin ortadan
kaldırılmasını vaat eder.
 Ancak kurumsallaşma ile beraber insan geri plana itilmiş,
“ilk günah” ile insan “günahkar” sayılmış ve esas varlık
alemi olarak “öbür dünya” alınıp bu dünya değersiz
görülmüştür.
 Antik kültür unsurları Hıristiyanlık süzgecinden geçirildi.
Tehlikesiz ve işe yarar olanları alındı, diğerleri “kafir icadı”
sayılarak reddedildi. Trivium unsurlar Hıristiyanlığın
savunulması amacıyla kullanıldı. Quadrivium da ibadet
saatlerinin belirlenmesi, ilahiler gibi pratik uygulama
alanları buldu.
ORTAÇAĞ’DA EĞİTİM (500-1500)
 SKOLASTİK
Ortaçağ’ın en hakim felsefesi.
Özelliği
a) teoloji+felsefe kaynaştırılması
b)Aristoteles’e bağlı oluş ve “Kıyas mantığı”
c) Keşif, araştırma yerine, hakikat olarak kabul
edilmişleri öğrenciye aktarmak.
d)Yenilikçi değil, yorumcu olmak önemli.

 SKOLASTİKÇİ = Kilise, Manastır ve Teoloji


okullarında Trivium ve Quadrivium derslerini
verenler ile diğer bilimler ve okullarla ilgili olan
kişilere verilen ad.
 MANASTIR OKULLARI
“Dini ilkelere uygun eleman yetiştirilmesi”
İçerik: okuma, yazma, hesap, Latince dualar, dogmalar, dini ilahiler, farklı
yaygınlık ve derinlikte yedi serbest sanat.
 ŞEHİR OKULLARI
Oluşmakta olan şehirlerde aristokrat çocuklarına okuma-yazma eğitimi
vermek amacıyla kuruldular. Sıkı bir disiplin uygulanırdı.
Din dersi daha az yer tutar, hesap dersi özel öğretmenler tarafından
verilirdi.
 MESLEK KORPORASYONLARINDA EĞİTİM
El zanaatçılarının verdiği eğitimdir.
Meslek üyelerini korumak, desteklemek ve
Mesleğin geleneklerini yaşatıp geliştirmek için kurulurlar.
Ortaçağ Avrupa Üniversiteleri
 Öğrenci ve öğretmenler birliği olarak kurulmaya
başlamışlardır. İlk kurulduklarında öğretmen ve
öğrenciler usta çırak ilişkisi içerisinde bulunuyorlardı.
 İlk kurulduklarında belirli bilim dallarına ağırlık
vermişler ve tek bir fakülte olarak teşekkül etmişlerdir.
 Sanat Fakülteleri üniversitelerin alt kademesini teşkil
ediyordu. Bu kademede yedi serbest sanat öğretilir ve
ancak bu seviyeyi geçen öğrenciler üst kademedeki
fakültelere geçebilirlerdi. Bu kademede sekiz yıl
süreyle eğitim gören kişi ancak dönemin en önemli
fakültesi olan Teoloji Fakültesine alınırdı. Sanat
Fakültesi 17/18.yy. itibaren gelişerek Edebiyat
Fakültesi ya da Felsefe fakültesi halini aldı ve diğer
Fakültelerle aynı seviyeye geldi.
Ortaçağ Avrupa
Üniversitelerinin Kuruluş
Sistemi
Hukuk Teoloji Tıp
Fakültesi Fakültesi Fakültesi

SANAT FAKÜLTESİ
ÜNİVERSİTELERDE ÖĞRETİM
METODU

 1. Takrir (Lectio): Magister’ın (profesör) kürsüde


bir dini metni okuyup yorumlaması.

 2. Tartışmalar (seminer çalışmaları)


 Olağan tartışmalar: Öğretmen ve öğrencilerin 15
günde bir düzenlediği, iki gün süren, belli
konuların ayrıntılı ele alındığı tartışmalar.
 Olağanüstü tartışmalar: Her iki yılda bir Noel gibi
kutsal günlerden önce düzenlenen, üniversite
dışından da kişilerin katılıp çok çeşitli konularda
sorular sorabildikleri tartışmalar.
AVRUPA VE RÖNESANS (15.16.y.y.)
“Antik düşünce ve kültürün yeniden doğuşu”
Antik kültürün dolaylı değil, doğrudan doğruya tanınması
HÜMANİZM AKIMI
 Antik Çağın edebi ve kültürel yönden yeniden yaşanılması. İnsanın düşünce
yönünden tekrar şekillendirilmesi.

 Çok yönlü, yaratıcı düşünen birey yetiştirme ideali.

 Aristokratik karakterdedir. Bu dönemde özellikle seçkinler eğitimi


yenileştirilmiştir.

 Antik çağları anlamak için dil formasyonu araçken, amaç haline geldi,
hümanizm, eski dillerin bilgiçliği şeklini aldı.

 Eğitimin merkezine kilise yerine insan geçer.

 Otoriter eğitimin Dayak pedagojisinin yerini, ferdiyetçi, liberal eğitim alır.

 Eğitime yön veren kilise değil, hümanistler ve klasik yazarlardır.

 Skolastik metod reddedilir.


HÜMANİZM

Erasmus Michel de Montaigne Thomas Elyot


Bir Hıristiyan Prensin Eğitimi Saray Mürebbiyeciliği Şef Üzerine
Hümanist Pedagoji - Italya

 Milli karakter
 Aristokratik, seçkin çevrelere yönelik
 Pietro Paolo Vergerio (1370-1444)
 Kibar adetler ve hür insanın yetişimi için gerekli
dersler.
 Ideal insan erdemli ve bilge olmalı.
 Devlet vatandaşı olarak gencin bireysel özelliklere
dikkat edilmeli.
 Bilimler birbiriyle ilişki olacak şekilde öğretilmeli.
 Beden eğitimi önemli.
Hümanist Pedagoji Almanya
Erasmus (1467-1536)
 İlk bilimsel ilkesi “kaynaklarına dön” der ve Antik yazarların kendilerinin
okunmasını ister. Bu, onların taklit edilmesi değil, hayatı içerisinde
yeniden uyarlanmaları anlamını taşır.
 Kilisenin tenkid eder ve reforme edilmesini ister. Skolastik tarzı ve dayak
pedagojisini reddeder.
 Eğitim ideali dünyevi çizgiler taşır ancak dini de dışarıda bırakmaz.
 Genç, ruh ve akıl, dindarlık esaslarına uygun olarak eğitilmelidir.
 Gencin öğretiminin içeriğini “yedi serbest sanat” oluşturmalıdır.
 Gence bu hayatın görevleri konusunda bilgi verilmelidir.
 Ahlaki tutum ve adab-ı muaşerete alıştırılmalıdır.
 “Eğitim yoluyla ulaşılan asalet, doğuştan getirilenden daha üstündür”.
 İnsan ancak aydın olursa insan olur. Ancak bu yolla hayvani tabiatı
üzerinde yükselir.
ERASMUS (1467-1536)
 Ahlak ve bilim eğitiminin erken yaşta başlaması gerekir. Çocuk doğar
doğmaz disiplin ve ahlak öğrenmeye yetilidir.

 Çocuğun bireysel yetenekleri ve eğilimleri çok erkenden tanınmalı ve


eğitimde bunlar göz önüne alınmalıdır.

 Eğitime, özellikle de sathi olmayan dil eğitimine erken başlanmalıdır. Bu


hem güzel konuşmak, hem de doğru hüküm verip bilgileri doğru öğrenmek
için gereklidir.

 Öğretim metodu: Bir anda herşey öğretmeye kalkmamalı; çocukların


bireysel yapıları göz önünde bulundurulmalı; öğretim zevkli hale
getirilmeli bu nedenle oyunla birleştirilmeli.
 Fiziksel ceza verilmesini reddeder.
 Öğretim özel hocalarla değil, okulda ortak şekilde yapılmalıdır.
 Öğretmen yetiştirme devlet tarafından ele alınmalıdır.
 İnsanlığın yükselmesi için; iyi öğretmenler, değerli ders içerikleri, iyi
pedagojik metotlar ve çocukların bireysel farklılıklarının gözönüne
alınması gerekli şartlardır.
REFORMASYON
Din-Kilise yönündeki yenileşme hareketleri
 Eğitim ideali: Katolik kilisesine karşı tutum takınmış,
Hıristiyan insan tipi.
 Ortaçağ skolastiği ile savaşır.
 Hümanist eğitim ideali geri plana atılır. Hümanistler “kafir”
olarak görülür. Hümanizmin gelişip yayılmasını önleyici bir
etkisi olmuştur.
 Antik kültür değil, Antik Hıristiyanlık ön planda.
 Seçkinler eğitimini değil, yeni bir dini eğitim ve öğretimden
geçirilen halk eğitimi idealini esas alır. Geniş halk tabakalarına
yayılan bir harekettir.
Martin Luther (1483-1546)

1517 Wittenberg Saray Kilisesine 95 Tezi Duvar


İlanı Olarak Yapıştırdı. 1520 Aforoz
Emirnamesini Yaktı. 1522 İncili Almancaya
Çevirdi.

Eğitim Düşünceleri:
Çocuklar Dini Eğitimden Geçirilmelidir,
Eğitimde Disiplin Ve Ceza Olmalıdır,
Okullar Ve Üniversiteler Reforme Edilmeli,
Protestan Sistemine Göre Yeniden Kurulmalıdır.
Kızlar İçinde Okullar Açılmalı, Hergün Bir Saat
İncil Öğretilmelidir.
Philipp Melanchton (1497-1560)

-Reformasyon Akımının Geçek Pedagogu Ve Uygulayıcısıdır.


-Hümanizmi Protestanlık İçine Sokan Kişidir.
-Üniversite Ve Latince Okullarının Yeniden Organize Edilmesi,
Protestan Anlayışına Uygun Öğretim Personeli Yetiştirilmesi,
Okul Yönetmelikleri Ve Okul Kitaplarının Hazırlanması Yönünde
Çalışmıştır.
-Tüm Bunlardan Dolayı Kendisine “Almanya’nın Hocası” Denir.
KARŞIT REFORMASYON
Katolik kilisesinin Reformasyon hareketi yüzünden
kaybettiği imtiyazları tekrar elde etmeye yönelik
hareketleri kapsar.

 CEZVİT (JESUIT) TARİKATI (1540)


Ignatus von Loyola
Amaç; baştan çıkarılmış kafaları tekrar
Katolik kilisesine kazandırmak
 OKUL ÖRGÜTÜ
CİZVİT OKUL ÖRGÜTÜ
 En ince ayrıntısına kadar düzenlenmiş bir eğitim ve öğretim sistemi
oluşturulmuştur.
 Eğitimin amacı, üstlere itaat (kadavra itaati)
 Günah çıkarma ile aile ve çevreden koparma ve örgütün aile yerine
geçmesi
 Üyenin görevlerini yerine getirebilmesi için Cezvit Kolejlerinde iyi eğitim
görmesi gerekir.
 1599 kendine has bir kolej öğretim programı oluşturmuştur.
 İyi donatılmış okulları, kaliteli eğitimi nedeniyle hariciler tarafından da
büyük rağbet görmüştür.
 Öğretimde, öğrencilerin rekabet etmesi önemlidir. Bu amaçla ödüller,
nişanlar verilmektedir.
 Halk tabakalarına hitap etmek için tiyatro faaliyetlerini kullanmışlardır.
 İlerici pedagojik vasıtalarla gerici bir amaca hizmet eden bir eğitim ve
öğretim sistemi kurmuşlardır.
CEZVİT KOLEJLERİ

Aileden Kopma Ve Katolik Kiliseye İtaat,


Rekabet

İlk 5 Yıl (Latince, Gramer, Din Bilgileri)+5


Yıl (Retorik,felsefe)+yüksek Teoloji

İyi Donatılmış, Kaliteli Eğitim


METOD ÇAĞINDA EĞİTİM
TEORİLERİ (17.Y.Y.)
METOD ÇAĞININ GENEL
KARAKTERİSTİĞİ
 Metod ve sistemler çağıdır.
 Rönesansta bireyin, Metod çağında düşüncenin bağımsız
kılınmasına çalışılmaktadır.
 Keyfiliğin subjectivizmi değil, belirli temeller ve
sistemli ilişkilere dayanan objectivizm ön plana
geçmeye başlar.
 Din, ahlak, hukuk ve devletin dayandığı tabii ilkeler
aranmaktadır.
 Bilginin metodu ve ilimlerin sistemi tespit edilmeye
çalışılmakta, evrensel sistematik bir düzen kurma
yönünde çabalar görülmektedir.
 Ebedi hakikatler aranmaktadır. Düşünce
dünyevileşmeye başlar.Dinden bağımsız bir ahlak
anlayışı doğmaya başlar.
 Rasyonalizm ve Ampirizm bu yüzyılda ortaya çıkar.
METOD ÇAĞI (17.Y.Y.)
PEDAGOJİK EĞİLİMLER

 Eğitim ve öğretim planlanmalı.


 Eğitimin uzunluğu değil, niteliği ve öğretim
üzerinde durulmalı. Bu nedenle insanın
tabiatından hareket eden bir Didaktik
(Genel öğretim metodu) geliştirmek önem
kazanıyor.
 Eğitimin içeriği abartılı ve sathi bir Latince
bilgisi yerine pozitif bilgilerden (eşyaların
ve şeylerin bilgisi) oluşmalı.
 Anadilde eğitim desteklenmeli. Böylece
anadilde ders kitapları yazılmaya
başlanmış, bu ilkokulların gelişip
yayılmasını sağlamıştır.
Wolfgang Ratke
(1571-1635)
 Eğitimin amacı, aklını insanlık uğruna kullanacak “akıllı insan”
yetiştirmektir.
 Didaktik (genel öğretim metodu) kavramını öğretim san’atı için ilk olarak
kullanan kişidir. Bu kavram pedagojinin bütün alanlarını içinde barındıran
geniş bir anlam taşıyordu.
 İnsanın zihni doğuştan boş bir levhadır.Bilgi iki kademede meydana gelir=
1)Duyumlar yoluyla kopyalar oluşur 2) kopyalar insan zihninde işlenir ve
genellemeler, soyutlamalar yapılır, kavramlar kurulur.
 Almanya’da okul reformları hazırlamış ve uygulamıştır:
 Okullar kiliseye değil, yalnızca devlete bağlı olmalıdır.
 Öğretim mecburiyeti için savaşmıştır. Öğrencilerin kitap, elbise ve diğer
zorunlu ihtiyaçları devlet tarafından karşılanmalı, fakir çocuklara burs
verilmelidir. Demokratik okul reformu, bütün çocukların her düzeyde okullara
devam edebilmelerini sağlayacak iki kademe üzerine kurulmuştur (Alt
kademe ve üst kademe). En ufak köyde bile anadil ve hesap derslerini
verecek “Eğitim Yurtları” kurulmasını ister.
 Alman milli duygusunun ve birliğinin gelişmesi için öğretim anadilde
yapılmalıdır.
 Okulun sınıflara bölünmesini ve düzenli sınavlar yapılmasını talep etmiştir.
Wolfgang Ratke
(1571-1635)

Kendi didaktik ilkelerini belirlemiş, kendi özel okulunda bu ilkeler üzerine ayrıntılı
araştırmalar yapmıştır. Didaktik ilkeleri:

 Dersler gözlem yoluyla olmalı, somuttan soyuta gidilmeli.


 Dil derslerinde gramerden değil, okuma parçalarından başlanmalı.
 Hafızaya yüklenilmemeli
 Bir anda çok şey öğretilmemeli
 Konu bölümlere ayrılıp, tekrar yoluyla bilgi pekiştirilmeli
 Öğrencinin öğrenme isteği ve ilgisi artırılırsa başarı da artar.
 Fiziksel ceza kaldırılmalıdır.
 Sınıflar, öğretim araçları, ders kitapları öğrencinin ilgi, istek ve öğrenme
zevklerini artıracak şekilde düzenlenmelidir.
 Anne babalar öğretmenin okulda kurduğu şeyi yıkmamalıdır.
 Öğretmen bilgice güçlü ve gerçek hümanist karakter özelliklerine sahip
bulunmalıdır.
Jan Amos Komensky
(1592 – 1670)

 Milletlerin öğretmeni. Uluslar arası eğitimin önemini


vurgulamıştır.
 Başka kültürü, dili, dini bilmenin savaşı önleyeceğini
savunur.
 Fakirlere ve kadınlara eşit eğitim hakkı verilmelidir.
 Modern eğitimin babası sayılır.
 Çocukların oyun yoluyla öğrendiklerine dikkat çeker.
 Eseri “Büyük Didaktika” pedagojiye bütünsel ve
bilimsel olarak yaklaşır.
Jan Amos Komensky
(1592 – 1670)
 Eğitimin amacı, insanı ebedi hayata hazırlamaktır. Bu, öğrenim, ahlaklılık ve
dindarlıkla olur. İnsanın tabiatında varolan bu çekirdekler, eğitimle meyve verir.
“İnsan ancak eğitildikten sonra insan olur ve harmonik bütünlüğe kavuşur”
 “Pansofik bilgi” bütün okullarda öğretimin içeriğini oluşturmalıdır. Bu,
ansiklopedik bir bilgi değildir. Daha çok önemli şeyler ve olguların ana ilkeleri,
kanunlar ve amaçlarından oluşur. Bu bilgiler ders kitaplarında her yaş ve gelişim
kademesine göre farklı derinlik ve yaygınlıkta hazırlanmalıdır. Bu bilginin
verildiği okullara “insanlığın atölyeleri” der.
 Bu bilgiler “tabiî metod” ile verilmelidir.
* analiz-sentez-senkresis (mukayese) ile bilgiler derinleştirilmelidir.
* öğrenilen bilgi, düşünceyi geliştirmenin yanında uygulanabilir de olmalıdır.
* öğretim örnekler ve uygulamalarla zenginleştirilmelidir.
 Okul kuruluş sistemi.
* Anaokulu
* Anadili okulu
* Latince okulları
* Akademiler
 Öğretmenin sahip olması gereken özellikler:
Bilgili olmalı, bildiğini iyi öğretebilmeli, öğretmekten zevk duymalı
AYDINLANMA ÇAĞI (18.Y.Y.)

 Temsilcisi aydın burjuva tabakasıdır.


 İngiltere’de ortaya çıkarak yayılmıştır.
 Aydınlanmayı Avrupa’ya Fransızlar yaymıştır.
 Fransız Aydınlanması Fransız İhtilaline yol açmıştır.
 Alman Aydınlanması Klasik devrin ortaya çıkmasına
yol açmıştır. Hümanist eğitim ideali, en yüksek
noktaya ulaşmıştır.
AYDINLANMA ÇAĞI (18.Y.Y.)

 Devletin kendiliğinden değil, bir sözleşmeyle kurulduğu


düşüncesi yayılır.
 İnsan kendi aklını kullanmalıdır.
 “Aklın kuvveti hakikate sahip olmada değil, hakikati
araştırmadadır”
 “Kendi aklını kullanmak cesaretine sahip ol! Bu,
Aydınlanmanın parolasıdır”.Kant
 Vahiy yoluyla gelen dinlerin yerine akla dayalı “tabii
dinin” geçmesi gerektiği fikri savunulur, Deist, Ateist
görüşler yaygınlaşır.
AYDINLANMA ÇAĞI (18.Y.Y.)

 Hakim olan felsefi akımlar Ampirizm ve


Rasyonalizmdir.
 Bilgi kuvvettir.
 Zihin boş bir levhaysa, eğitim ve eğitimci önem
kazanır.
 İnsan iyi değilse, sorumlusu kültür ve
toplumdur.
 Pratik ve faydalı şeylerin öğrenilmesine,
uygulamaya önem verilmeli.
JOHN LOCKE (1632-1704)
tabula rasa- boş levha
“Eğitim Üzerine Düşünceler”
 Pratik, faydacı, ferdiyetçi, natüralist eğitimi savunur. Aristokrat
Centilmen eğitimi ve bireyci eğitim üzerine eserler vermiştir.
 İnsan doğuştan hiçbir fikre sahip değildir. Tecrübe bilginin tek
kaynağıdır. Eğitim tecrübeye ve çocuğun doğal yetenek, eğilimlerine
yönelik olmalıdır.
 İnsanlar arası zihni ve ahlaki farklılıkların kaynağının, aldıkları
eğitim farklılıkları olduğunu söyler. O yüzden erken yaştan itibaren
eğitime ve yöneltmeye başlanması gerektiğini savunur.
 İnsanın bütün olarak gelişiminde beden eğitimine büyük önem
verilmelidir.
 Sağlıklı ve kuvvetli bir ruh için erken yaşlardan itibaren kendine
hakim olmaya alıştırılmalıdır. Bunu yaparken aşırı sert eğitim
çocukta köle ruhu yaratır. Eğitim oyun şekline sokulmalıdır.
 Eğitim hayatta işe yarar olmaya göre hazırlanmalıdır.
JOHN LOCKE (1632-1704)
 Kitle eğitimi olmayan, bir eğitici tarafından verilen ferdiyetçi
eğitimde kurallar ve emirler yerine, alışkanlık oluşturacak
tekrarlar olmalı, çocuk, eğiticinin kendisini yönettiğinin
farkına bile varmamalı.
 Aristokrat çocuklara öğretilecekler şu sırayı izlemelidir:
konuşma, oyunla okuma, masallar, yazma ve resim yapma,
yabancı dil olarak Fransızca konuşma yoluyla, iki yıl sonra aynı
metodla Latince, aybı anda pratik değeri olan aritmetik,
astronomi, geometri, tarih, İngiliz hukuku ve politikası, İncil
tarihi, tabiat felsefesi. Pratik beceriler; dans, ata binme, el
zanaatı, bahçıvanlık, tarımcılık, marangozluk, ticari bilgiler.
Eğitimin son bölümünü, diğer ülkeler hakkında pratik ve
faydalı bilgiler kazandıracak seyahatlerle biter.
 İnsanın eğitimi, tıpkı kendi çehresi gibi diğerlerinden farklı
olmalıdır. Aynı metodla eğitilecek iki çocuk mevcut değildir.
Eğitim, zümreler yönünden de birbirinden farklı olmalıdır.
 Halk tabakası; 3-14 yaşlarında “iş okulları”nda işe alışmalı,
çalışkan ve üretken olmalıdır. Onlara okullarda bedava yemek
verilmelidir.
J.J.ROUSSEAU (1712-1778)
“ÉMILE”
“Yaradanın elinden çıkan her şey iyidir, her şey insanların elinde bozulur”.

 Toplumsal düzen baskı değil, toplumsal sözleşme üzerine kurulmalıdır.


 Kültür, yükselen medeniyet içinde sunileşmektedir.
 Entelektüel ve Hümanist eğitimi reddeder.
 Tabii ve bireyci eğitimi savunur.
 Eğitimin amacı tabii insan idealini öne yetiştirmektir. Tabii eğitim;
belirli bilgilerin çocuğa kazandırılması değil, çocuğun psikolojik ve
fizyolojik tabiatının merkeze alınıp, engellenmeden buna göre açılıp
geliştirilmesidir. Çocuk vaktinden önce dışarıdan yapılacak her türlü
müdahaleden korunmalıdır. İnsanlardan, toplumdan uzak, kırlarda,
emirlerle değil, açıklamalarla, yaşantılarla eğitilmelidir.
 Çocuk, ne hekim, ne asker ve ne de papaz olmalıdır. O, her şeyden
önce insan olmalıdır”
 “Emir ve itaat çocuğun lügatinde mevcut değildir”. Eğitici otorite
değil, çocuğa derin bağlarla bağlı bir arkadaş, kendini bulmasına
yardım eden bir rehberdir. Çocuk doğumundan evlenme yaşı olan 21
yaşına kadar bu eğitici ile birlikte yaşar.
J.J.ROUSSEAU (1712-1778)
 İnsan her yönüyle ve gelişim kademelerine göre
eğitilmelidir.
 Eğitimde 5 ayrı kademe
 Süt çocukluğu çağı (Doğumdan 2 yaşına kadar): vücut bakımı önemli
 Çocukluk çağı (1-12 yaş): çocuğun kuvvetli ve dayanıklı olması
önemli. Taklit içgüdüsü kullanılarak bazı alışkanlıklar meydana
getirilebilir. Hafızadan çok, oyunla duyu organları geliştirilmeye
çalışılmalı. 12 yaşına kadar kitap bilmemeli.
 Yeni Yetmelik Çağı (12-15 yaş): hüküm verme yetişi geliştiği için
zihni formasyon geliştirilebilir. Okuma yazma, eğitim aracı olarak el
zanaatı öğretilir.
 Gençlik Çağı (15-20): Hayat ve toplum için şekil almaya başlar.
İçerik: Sert vücut temrinleri, ahlaki eğitim, tabii dinin öğretimi,
insanlar, dünya, tarih, edebiyat, güzelsanatlar.
 Erkeklik Çağı (20 yaşından itibaren): Artık ahlaki olarak olgundur,
kendi bağımsızlığını kazanmıştır. İki yıllık bir seyahate çıkıp farklı
toplumları tanır ve bir vatandaşlık terbiyesi kazanır. Sonra kadına
uygun eğitim almış olan Sophie ile evlenir ve eğitim devri sona erer.
Fransız Devrimi – 1789-1794
hürriyet, eşitlik, kardeşlik
 Fransa’nın devrimci devletinin en çok önem verdiği nokta
yeni idealleri yerine getirecek ve aynı zamanda
Cumhuriyetin devamlılığını koruyacak ulusal eğitim
sistemini yaratmaktı.
 Zümresel ve dini bir eğitim yerine demokratik ve laik
eğitimin yaygınlaştırılması amaçlandı.
Eğitim üzerine düşünenler ve raporlar
 Louis-René de Caradeux de la Chalotais (1706–1785) –
milli, laik, zümresel eğitim.
‘devletin çocukları devletin üyelerinden başkalarına
teslim edilmeyecek’
 Marquis de Concordet (1743–1794)- milli, laik, parasız,
zorunlu olmayan eğitim.
 M. Robespierre (1758–1794) (Le Peletier (1760-1793)
raporu) – zorunlu, yatılı, işe yöneltici eğitim
“5–12 yaşlarındaki erkek çocuklar, 5-11 yaşlarındaki bütün
kız çocuklar, hiçbir ayırım yapmaksızın cumhuriyet
devleti tarafından ortak olarak eğitilmeli ve kutsal
birlik kanunu altında aynı giyim, aynı yiyecek, aynı
öğrenim, aynı ihtimamı görmüş olmalıdırlar”
ALMAN KLASİK VE
İDEALİSTLERİNDE EĞİTİM
(1770-1840)
YENİ HÜMANİZM
 18-19.y.y. Almanya’da Göttingen Üniversitesi’nde gelişen bir akımdır.
 Antik Çağ’a yeni bir bakıştır. Amaç; Reform ve Karşıt Reformasyon ve Aydınlanma
ile beraber zayıflayan Antikçağ eğitim değerlerini çağdaş gereklere uygun düşecek
tarzda verimli kılmaktır.
 Aydınlanmanın akılcılığına ve pratik faydacılığına karşın Rousseau’nun görüşleri
hakim.
 Eğitimin merkezinde bireyin ‘içten şekillendirilmesi’ bulunmakta.
 Zümresel eğitim geri plana atılır, insanın sadece zihni yetenekleri değil, diğer bütün
yetenekleri geliştirilmeli, çok yönlü insan yetiştirilmelidir.
 Halk eğitimini değil, Halkı temsil edecek düşünce önderlerinin yetiştirilmesini amaç
edinmiştir. İki temel kurum ana şekillerini bu düşüncenin izlendiği reformlarla aldı:
 Klasik liseler
 Klasik üniversiteler
JOHANN GOTTFRIED HERDER (1744-1803)

 Yunan kültürü milli kültürün oluşturulmasında yalnızca yol


göstericidir. Hümanizm ideali millet ve milliyetçilik görüşleriyle
bağlı.
 Milli kültüre ve anadile (milli dile) önem verir.
 Okul milli ve bölgesel karaktere sahip olmalıdır. Rousseau’nun
ferdiyetçi görüşlerini aşar. Amacı Rousseau’nun “vahşi Emile’i
yerine “Livland’ın milli çocuğunu” yetiştirmektir.
 Öğretmen ve öğrenci arasında sıkı ve içten bir bağ olmalıdır.
 Okullar çocukların ruhsal yapısı ve gelişim kademelerine uygun
olmalıdır.
 Okullardaki öğretim hayata dönük olmalıdır.
 Öğretimin temelinde anadil olmalıdır.
WILHELM von HUMBOLDT (1767-1835)

 Eskiler (Yunanlılar) erdemi, yeniler ise refahı aramaya yönelmişlerdir.


Yunanlıların her yönlü gelişmiş insanı, eğitim için örnek alınmalıdır.
 Eğitim düşüncesi estetik ferdiyetçidir.
 Bireyin kendi kendisi için eğitilmesi insan eğitiminin yegane amacını teşkil etmelidir.
 Okullar belli zümre çıkarlarını değil, ulusun ortak malı olarak genel insan eğitimini amaç
edinmelidirler.
 Her çeşit okulda, yeteneklerin tüm yönlü ve eksiksiz olarak geliştirilmesi gerekir.

 1808-1810 yıllarında Prusya okullarının reformu için “Reform planları”


hazırladı. Okul reformları:
Kademeler birbirine bağlıdır.
 İlkokul reformu_Pestalozzi’nin her yönlü gelişme ve kendi kendine faaliyet gösterme
(aktiflik) ilkesini benimser.
 Ortaöğretim reformu_evrensel ve şekilsel olmalıdır: Diller, Tarih (Tarih, Coğrafya ve Tabiat
tarihi), ve Matematik disiplinleri (Matematik, Fizik). Böylece ağır bir Lise içeriği oluştu.
WILHELM von HUMBOLDT (1767-1835)
 Üniversite reformu_1809 Berlin üniversitesi ile üniversite kuruluş sistemi, Modern
çağın isteklerine uygun düşecek şekilde değişir. 19. yüzyıl ve sonrası Avrupa
Üniversitelerinin ana modelini Berlin Üniversitesi teşkil etmiştir.
 Ortaçağ’ın San’at Fakültesi üst kademede yeni bir Fakülte (Felsefe Fakültesi) halini
aldı.
 Daha önceden bilimsel alanda Teoloji merkezi bir yer tutarken, bunun yerine Felsefe
geçti.

 Üniversite iç kuruluş sistemi yönünden yeni üniversitenin temel


ilkeleri:

 Bilim olarak felsefe yoluyla teori ve öğretim (felsefe bütün disiplinlerin dayanması
gereken bilim dalıdır)
 Pratik hayattan uzak kalma (ilim para kazanmayı değil, yaratıcı üretimi amaç
edinmelidir)
 Araştırma ile öğretimin birliği: Öğretim, ilmi araştırmalara dayanmalıdır.
 Devlet ve kiliseye karşı bağımsız olunmalıdır.
IMMANUEL KANT (1724-1804)

•Rasyonalizme ve Amprizme karşı bu iki görüşün sentezi olan Kritik İdealizm’i


savunur.
•İnsan, bir yandan tabiata bağlı duyusal bir varlık, diğer yandan da akla bağlı
ahlaki bir varlıktır. İnsan ancak bu iki yönüyle, yani ahlaki bir varlık oluşuyla, diğer
yönü üzerinde, yani içgüdülere ve duyulara bağlı tabiat varlığı oluşunun üstüne
çıkar ve onun üstünde hakimiyet kurabilir.
•“Vazife” düşüncesi, insanın her türlü ahlaklılığı için en yüksek hayat ilkesi
olmalıdır.
•Eğitimin esas amacı “ahlakileştirmek”tir.
»Vazife

»Disiplin

•İnsan tabiattan yana ahlaki bir varlık değildir. Eğitilmesi gereken bir varlıktır.
•“Çocuktan hareket eden” bireyci bir eğitim, bir “ütopya” ve “insanlık tarihi
içerisinde ahlak dışı” birşeydir.
JOHANN GOTTLIEB FICHTE (1762-1814)
(Alman Milletine Nutuklar (1807-1808)
 “Eğitim, çocuğa tüm yeteneklerinin hakimi ve ustası olması için imkan
vermek demektir”. Yetenekler fakirleşirse insan belirli zümrelerin kölesi
olur.
 Almanların milliyetçilik duygularını bilinçlendirmeye çalıştı. “Egemenliğini
yitirmiş bir millet, kendi özgürlüğünü ancak yeni bir eğitimle kazanabilir”.
 Eğitim, sarsılmaz bir irade geliştirmeli, iyiyi ahlaki olanı öğretmelidir. Bu
yeni eğitim fikrine ulaşmak için milliyetçi, toplumcu ve kapalı bir eğitim
sistemini savunur.
“Bu yeni eğitimin gençleri, yetişkinler toplumundan uzak ve kendi
aralarında bir cemaat hayatı içerisinde yaşarlar”.
 Bu eğitim sistemi aynı zamanda öğretim ile iş’i pedagojik anlamda
birleştirmelidir.
“Öğrenme sürecinde entelektüel gelişim dışında çocuklar, ayrıca beden
eğitimi ve mekanik esastaki çalışmalar yaparlar. Bu çalışmalar, bir kısım
el zanaatları ve tarım alanlarındaki ideal biçimdeki çalışmalardan
oluşur”.
ENDÜSTRİ DEVRİMİ
VE
EĞİTİM
Hıristiyan Bilgisini Yayma Cemiyeti ve Vakıf Okulları
Joseph Lancester tarafından 1798’de Londra’da kurulan Bell
okulları. Monitor tarafından “karşılıklı öğretim” (mutual
instruction) metodu uygulanıyor.
Johann Heinrich Pestalozzi
(1746-1827)
Sosyal Eğitim

 Eğitim sorunları sosyal, ekonomik, politik ve kültürel sorunlarla


bağlantılıdır.
 Eğitim sadece akla değil, maddi refah ve bağımsızlığa katkı
sağlamalı.
 Yoksulların ekonomik kalkınma gücü iş eğitimi ile geliştirilmeli.
 Köylüler eğitim ve öğretime kavuşturulmalı.
 Yoksullara, ihtiyaçlarına dönük, somut eğitim verilmeli.
(1775-1780) Kurduğu “Yetimler Yurdu”nda öğretim ve üretici işi birleştirdi
 Öğretimde metod: gelişime uygun, somut olmalı.
 Sadece zihinsel eğitim yeterli değildir. Ahlak eğitimi diğer bilgilerle,
mesleki eğitimle ve fiziksel eğitimle dengelenmelidir.
Aile eğitimi önemlidir. Aile eğitimi resmi okullarda taklit
edilmelidir. Eğitici aile havasında kardeşlik, ahlak duygularını
canlandırmalıdır. Pestalozzi
Aile ve kültürün güçlü olması, aileyi endüstrileşmenin
yıkıcı etkilerinden korur. Pestalozzi
Friedrich Wilhelm August Fröbel
(1782-1852)
Okul Öncesi Eğitimi

•Pestalozzi’den etkilenmiştir.
•Okul öncesi eğitimin kurucusu (Kindergarten).
•Kır eğitimi yurtlarının temsilcilerinden.
•İş-Yaşantı-Hayat okulunun öncülerinden.
•Okulun görevi yalnız bilgi vermek değil, insanı geliştirip
bilinçlendirmektir.
•Oyunun önemini derinden ele alan ilk pedagogdur.
Eğitimi 3 ana kademeye ayırmıştır.
 a) süt çocukluğu devresi (0-2)
 Ben ile dünya birbirinden ayrı değildir.

 b) Çocukluk devresi (2-6)


 Ben ile dünya birbirinden kesin olarak ayrılır.
 Çocuğun kendisini dışarı vurma ihtiyacı çok büyüktür.
 Kendisini,dünyayı tanıma ve kendisini dışarı vurmada ve
eğitiminde oyun merkezi roldedir.

 c) Gençlik devresi
 Dış dünya tanınması ve bilinmesi gereken bir gerçekliktir.
 Eğitimin görevi zihni ve iradeyi şekillendirmektir.
1836 “Fröbel Elişleri”
 Okul öncesi çağı çocuğunun eğitiminde kullanılacak eğitim materyalleri:
 Top, küre, küp, silindir, inşaat malzemeleri.

 Bunlar, çocuğun ruhsal ve zihinsel fonksiyonlarının gelişmesinde etkilidir.

You might also like