You are on page 1of 50

Delta Kanatlarda Stall’u Engellemek İçin

Yeni Flap Tasarımı ve Analizi

Ömer Necip Ceylan


1140110188

Erciyes Üniversitesi
Havacılık Ve Uzay Bilimleri Fakültesi

Uçak Mühendisliği

Bitirme Çalışması

KAYSERİ
2024
İÇİNDEKİLER
Delta Kanatta Konuyla İlgili Geçmişte Yapılan Çalışmalar
Savaş Uçakları ve Tarihçesi
A. Savaş Uçağının Kısımları ve Fonksiyonları
1.Gövde
2.Kanatlar
3. Motorlar
4. Kokpit
5.Silah sistemleri
6. İniş takımları
7. elektronik sistemler

B. Uçaklarda kanat çeşitleri ve kullanım alanları


1. Düz kanatlar
1.1 kaldırma oluşturma
1.2 hız ve yükseklik kontrolu
1.3 denge sağlama
1.4 yükleme taşıma
2. yüksek kanatlar
2.1 kaldırma ve irtifaya katkı
2.2 stabilitenin sağlanması
2.3 kolay manevra ve yol dengelemesi
2.3 yere yakın operasyonlarda avantajlar
2.5 yolcu ve kargo bölmesi kullanılması
3. düşük kanatlar
3.1 yüksek hız performansı
3.2 yakıt verimliliği
3.3 kolay yerde yönetim
3.4 yüksek kapasiteli yolcu ve kargo taşıma
3.5 yük dengesi ve stabilite
4. açıklıklı kanatlar( orta kanat )
4.1 daha yüksek kaldırma kuvveti
4.2 daha iyi manevra kabiliyeti
4.3 daha yüksek yakıt verimliliği
4.4 yüksek hız performansı
4.5 ters akım etkisi azalması

C. kanat yapısı
1. kanadın kısımları ve görevleri
1.1 ana kanat yüzeyi
1.2 flaplar
1.3 spolerler
1.4 wingledler
1.5 kanat kökü
2. delta kanat nedir
3. delta kanat çeşitleri nedir
3.1 standart delta kanat
3.1.1 aerodinamik performans
3.1.2 yüksek manevra kabiliyeti
3.1.3 hafiflik ve dayanınıklık
3.1.4 uçuş kontrolu
3.1.5 yüksek kanat yüklemesi
3.1.6 yalpalama dengeleyicisi olarak kullanımı
3.2 delta kanat kanat uçları yükseltilmiş
3.3 yüksek kuyruklu delta kanat
3.3.1 yüksek performans
3.3.2 manevra kabiliyeti
3.3.3. yüksek yük taşıma kapasitesi
3.3.4 aerodinamik stabilite
3.4 döner kanatlı delta kanat
3.4.1 yüksek hız performansı
3.4.2 manevra kabiliyeti
3.4.3 aerodinamik stabilite
4. delta kanatların avantajları ve dezavantajları nelerdir
5. delta kanat tasarımı savaş uçaklarında sıkça kullanılırken neden yolcu
uçaklarında tercih edilmiyor
D. uçaklarda stall ve surge olma durumları nelerdir
1. uçağın stal olduğu nasıl anlaşılır
2. stall hızını etkileyen faktörler nelerdir
3. stall çeşitleri nelerdir
3.1 low speed stall
3.2 tırmanış ve alçalış
3.3 tırmanışlı ve alçalış dönüşlerinde stall
3.4 çapraz kumanda stallu
3.5 buzlanma kaynaklı stall
3.6 şok stall
3.7 deep stall
3.8 accelerated veya g stall
3.9 power on stall
3.10 power of stall
3.11 secondary stall
4. delta kanatlarda stall’u önlemek için geçmişte yapılmış çalışmalar
4.1 yükleme dengeleme sistemleri
4.2 daha iyi aerodinamik tasarım
4.3 yüksek çalışma sıcaklıklarına dayanıklı malzemeler
4.4 bilgisayar destekli uçuş kontrol sistemleri
5. delta kanatlarda stall’u önlemek için tasarlanmış projeler
5.1 kalınlık veter oranının düşük ok açılı delta kanat üzerindeki akış yapısına
etkisinin nümerik incelenmesi

E. uçaklarda kanard nedir ne için kullanılır


1. kanard çeşitleri nelerdir
1.1 sabit kanardlar
1.2 yönlendirilebilir kanardlar
1.3 dijital kanardlar
2. kanardların yapısal olarak çeşitleri
2.1 taşıma üreten kanard
2.2 kontrol yüzeyi kanardı
3. uçaklarda kanardların avantajları ve dezantajları
3.1 avantajlar
3.1.1 manevra kabiliyeti
3.1.2 aerodinamik performans
3.1.3 denge ve stabilite
3.2 dezavantajlar
3.2.1 direnç
3.2.2 yük dağılımı
3.2.3 kompleks sistem
F. uçaklarda kanard dışında stall’u önlemek için yapılan çalışmalar
1. yüksek teknolojili stall uyarı ve önleme sistemleri
2. eğitim ve similasyon
3. aktif aerodinamik kontrol sistemleri
4. yüksek performanslı kanat tasarımları
G. flap nedir
1. flabın görevleri
1.1 kalkış sırasında flabın görevleri
1.2 iniş sırasında flabın görevleri
1.3 düşük hızlarda flabın görevleri
2. uçaklarda flap çeşitleri nelerdir
2.1 düz flap
2.2 bölünmüş flap
2.3 split flap
2.4 fowler flap
2.5 krueger flap
KAYNAKÇA
Düşük Süpürme Açısına Sahip Delta Kanat Modeli Üzerinde Oluşan Aerodinamik
Karakteristiklerin İncelenmesi
Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Enerji Sistemleri
Mühendisliğin’den Bülent YANIKTEPE Düşük Süpürme Açısına Sahip Delta
Kanatlar Üzerinde Oluşan Aerodinamik Karakteristiklerin İncelenmesi ile ilgili bir
çalışma yapmıştır.
Bu çalışmanın amacı düşük süpürme açısına sahip delta kanat (Λ = 51 0 )
üzerinde oluşan akışın fiziğini ve aerodinamik performansını boya görüntüleme
ve kuvvet ölçüm sistemi kullanarak anlamaktır. Farklı hücum açılarında, 5 0 ≤ α
≤ 30 0 , girdapsal akışın yapısı, girdap çökmesi ve akış ayrılmasının
görüntülenmesi, aerodinamik kuvvetler olarak kaldırma ve sürüklenme
kuvvetlerinin statik durumda incelenmesi araştırılmıştır. Kuvvet ölçümleri ve
boya görüntülemesi su kanalında delta kanat modelinin akış karakteristiğini
açıklamak için gerçekleştirilmiştir. Deneysel çalışma aerodinamik performansı
anlamak için farklı hücum açılarında boya görüntülerinin, kaldırma ve
sürüklenme kuvvet katsayılarının zaman ortalamalarını ihtiva etmektedir.
Girdap çökme noktası, düşük hücum açılarında kanadın firar kenarında daha
uzakta oluştuğu görülmüştür.
Yapılan çalışmanın sonucu aerodinamik kaldırma ve kuvvet katsayılarının
hücum açısının değişimi ile güçlü bir şekilde girdap etkileşimlerinden
etkilendiğini göstermektedir. CL, ve CD de farklı hücum açılarında girdap
çökmesi ve ölü akış koşullarından etkilenmektedir.

Kalınlık-Veter Oranının Düşük Ok Açılı Delta Kanat Üzerindeki Akış Yapısına


Etkisinin Nümerik İncelenmesi
Orta Doğu Teknik Üniversitesi’den Kahraman Albayrak , Mehmet Metin Yavuz,
İsmail Sadi Cesur Kalınlık-Veter Oranının Düşük Ok Açılı Delta Kanat Üzeindeki
Akış Yapısına Etkisinin Nümerik İncelenmesi adlı bir çalışma yapmışlardır.
Bu çalışmada 35 derece ok açısına sahip delta kanadın kalınlık-veter oranının
akış yapısına etkisi nümerik olarak incelenmiştir. Analizler çalışmanın ilk
safhalarında kalınlık-veter oranları t/C = 0.0475 ve 0.19, Reynolds sayısı Re =
35000 ve hücum açıları α=4 ve 10 derecelerde yapılmış olup rüzgar tüneli
testleri sonuçları ile karşılaştırılmıştır. Karşılaştırmalarda test kanatlarının
üzerinde x/C = 0.44 pozisyonundan alınan basınç ölçümlerinin boyutsuz basınç
katsayısı, -Cp, ve yakın-yüzey parçacık görüntülemeli hız ölçüm (PIV)sonuçları
kullanılmıştır. Analizlerin deneysel sonuçlarla uygunluğu görülmüş, basınç,
girdap, kanat üstü eksenel hızlar ve kanatların aerodinamik karakteristikleri
detaylı incelenmiştir.
Analiz ve deneysel sonuçların karşılaştırılmasından sonra kanatlar hücum açısı
α=40 dereceye kadar belirli aralıklarda incelenmiş ve kalınlık-veter oranının
aerodinamik karakteristikler Cl, Cd ve Cl/Cd üzerindeki etkileri ortaya
konmuştur. Sonuçlar t/C oranındaki artışın kanadın akış yapısında büyük
değişikliklere neden olduğunu ve Clmax değerinin kalın kanatta daha erken
hücum açılarında yakalandığını ortaya çıkarmıştır. Bu kapsamda, perdövites
durumunun kalın kanatta çok daha düşük hücum açılarında oluştuğu ve Cl/Cd
değerinin kalınlık-veter oranı arttıkça belirgin bir şekilde düştüğü
gözlemlenmiştir.
Yeni Tip Çentikli Delta Kanat Modelinin Roketin Uçuş Performansına Etkilerinin
Araştırılması
Fırat Üniversitesi Mühendislik Fakültesi makine Mühendisliği Bölümünden
Cihan ÖZEL, Cevher Kürşat MACİT, Meral ÖZEL Yeni Tip Çentikli Delta Kanat
Modelinin Roketin Uçuş Performansına Etkilerini araştırdıklarında bu çalışmada,
ortalama 3 km irtifaya 4 kg yükü taşıyabilen katı yakıtlı bir model roketin farklı
kanat modellemelerine göre uçuş analizleri sayısal olarak araştırılmıştır. Bu yük
ve irtifaya göre roketin ve kanatların CAD modeli OpenRocket programında
oluşturulmuştur. Programda mevcut uygulamalarda kullanılan delta, yamuk,
kırpılmış delta, ok delta ve kırpılmış ok delta kanat modellerinin roketin hızında,
stabilitesinde, ivmesinde, ağırlığında ve irtifasındaki değişimlere etkileri
grafikler halinde sunulmuştur.
Elde edilen sonuçlara göre, en iyi uçuş verileri ok delta kanat modelinde
bulunmuştur. Daha sonra, bu kanat modeli referans alınarak yeni tip bir kanat
modeli geliştirilmiş, bu kanat modeli çentikli delta kanat olarak isimlendirilmiş
ve bu kanadın uçuş verileri analiz edilmiştir. Yeni kanat geometrisinin ok delta
kanat geometrisine göre yaklaşık olarak roketin irtifasında %0.382, hızında
%0.366, ivmesinde %5 artış meydana getirirken roket stabilitesinde %2.66,
ağırlığında %0.287, basınç merkezinde %0.507 ve ağırlık merkezinde ise
%0.568’lik bir azalma sağladığı görülmüştür. Bu sonuçlara göre, çentikli delta
kanat modelinin roketin performansında olumlu etkiler sağladığı görülmüştür.
Düşük Hızda Süpersonik Delta Kanat için Kaldırma Artışı
CoFlow Jet Kullanarak Hız
Zhijin Lei ∗Gecheng Zha
Makine ve Havacılık Mühendisliği Bölümü
Miami Üniversitesi, Coral Gables, Florida 33124
Eş akışlı jet (CFJ) ile kanatçıklı delta kanat düşük hız performansını araştırmak
için sayısal bir çalışma gerçekleştirilmiştir
Mach sayısı 0.1'de akış kontrolü. En-boy oranı 2 olan ince süpersonik
kanatçıklardan oluşan iki delta kanat 0.67 ve süpürme açısı 53◦ ve 63.5◦ olan
kanatlar incelenmiştir, ancak sadece en-boy açısına sahip kanat için ayrıntılı
sonuçlar oranı 2 olarak sunulmuştur. Simülasyon, deney ile çok iyi bir şekilde
doğrulanmıştır.
Kanatçık sabit bir açıklık boyunca akordur ve kök akorun %24'üdür. CFJ iki
şekilde uygulanır: biri ana ön parçanın üstüne diğeri ise saptırılmış flap
üzerindedir. Her ikisi de etkilidir, ancak saptırılmış kanat üzerine uygulanan CFJ
flap, 60◦ flap sapma açısına kadar bağlı akış ile çok daha etkilidir. Aynı Cµ için
kaldırma katsayısı artışı ve daha düşük CFJ güç tüketimidir. Cµ = 0,08 ve flap
üzerine CFJ uygulandığında, AR değeri 2 olan delta kanat flapta CL'yi %113,1
oranında iyileştirmektedir.
60◦ sapma açısı (CL/CD)c ise akışsız temel delta kanat ile yaklaşık olarak
aynıdır.Ticari çalışmalar, delta kanat geliş açısının (β), flap sapma açısının ve flap
sapma açısının etkisini araştırmak için yapılmıştır.
CFJ enjeksiyon yuvası konumu, CFJ momentum katsayısı Cµ. Geliş açısının
ticaret çalışması göstermektedir ki kanatçıkta kullanılan CFJ'nin en azından β
20◦'ye kadar etkili olduğunu ve delta kanat öncüsünün ortaya çıktığını kenar
girdabı. Flap sapma açısı çalışması, temel delta kanadın kaldırma katsayısının
düzleştiğini göstermektedir
flap sapma açısı 30◦'den büyük olduğunda CFJ flaplı delta kanat ise kaldırma
katsayısına sahiptir.
60◦ sapma açısına kadar doğrusal olarak artmıştır.
Enjeksiyon yerinin ticaret çalışması şunu göstermektedir
Enjeksiyon kanadın yukarı akış yönünden hareket ettirildiğinde kaldırma ve
sürükleme katsayısı yaklaşık %5 azalır sapma omuzundan omuzun aşağı akış
yönüne, ancak CFJ güç katsayısı %50 oranında azalır. Bu da enjeksiyon
momentum katsayısı ticaret çalışması, kaldırma katsayısının en hızlı şekilde
düşük sıcaklıklarda arttığını göstermektedir.Cµ değeri dik bir eğimle 0,01 ila
0,04 arasında değişirken, CFJ güç katsayısı Pc daha yavaş bir şekilde artar hız.
0,03'lük Cµ değerinde CFJ kanatlı delta kanat 1,23 CL, 4,21 CL/CD ve 4,034
(CL/CD)c değerlerine ulaşmaktadır. CL değeri 0,856 ve CL/CD değeri 3,64 olan
temel kanatçıklı delta kanat ile karşılaştırıldığında, CFJ delta kanat CFJ güç
katsayısı 0.013 ile kaldırma katsayısında %44 ve CL/CD değerinde %15.6 artış
elde edilmiştir.
Bu çalışma, CFJ akış kontrolünü ince süpersonik delta kanada uygulamak için
sadece bir başlangıç çabasıdır. Bu CFJ'nin çok düşük enerji harcamasıyla
kaldırma katsayısını önemli ölçüde artırmada çok etkili olduğunu
göstermektedir. süpersonik uçağın düşük hız performansını artırmak için büyük
bir potansiyele sahiptir.
Düşük Reynolds Sayılarında Delta Kanatların Aerodinamik Analizi
Uluslararası Malezya üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği
Bölümünden Ilya Bashiera Hamizi , Sher Afghan Khan düşük reynolds
sayılarında delta kanatların aerodinamik analizi ile ilgili çalışmalar yapmışlardır.
salınımlı delta kanadının aerodinamik özelliklerini inceleyen sayısal bir
simülasyonun sonuçlarını özetlemektedir. İnceleme, farklı düşük Reynolds
sayıları altında kanat profilinin davranışını değerlendirmektedir. Ayrıca, hücum
açısı ve Reynolds sayısının kanat kaldırma katsayısı üzerindeki etkileri
incelenmiş ve aerodinamik verimlilik değerlendirilmiştir.
Çalışmada, sayısal sonuçların önceki deneysel çalışmalarla doğrulandığı
belirtilmektedir. Kaldırma katsayısının açıya karşı değişimi, deneysel verilerle
karşılaştırılarak doğrulanmıştır. Ayrıca, Reynolds sayısı ve hücum açısının kanat
kaldırma katsayısı üzerindeki etkileri incelenmiş ve bu parametrelerin
aerodinamik performans üzerindeki etkisi değerlendirilmiştir.
Çalışmanın sonuçlarına göre, Reynolds sayısının artışıyla birlikte kaldırma
katsayısındaki değişiklikler incelenmiş ve maksimum kaldırma katsayısının 40
derecelik hücum açısında sadece %0,01 oranında arttığı belirtilmiştir. Ancak,
lift-to-drag (L/D) oranının Reynolds sayısı 8x10^4 ila 1.5x10^5 aralığında önemli
ölçüde arttığı ve bu artışın 1.5x10^5 ila 2.68x10^5 Reynolds sayısı aralığında
devam ettiği belirtilmiştir.
Metinde ayrıca, her Reynolds sayısı için basınç konturu, türbülans kinetik
enerjisi ve girdap oluşumu gözlemlenmiş ve stall durumu incelenmiştir.
Sonuçlar, 20 dereceye kadar olan geliş açıları arasında kaldırma katsayısının en
yüksek değere ulaştığını ve bu durumun her bir Reynolds sayısı için geçerli
olduğunu göstermektedir.
Delta Kanat Modellerinin Düşük Hızlardaki Uçuş Karakteristik Özellikleri İle İlgili
Çalışma
Bu çalışma Marion O. McKinney, Jr., and Hubert M. Drake tarafından
yapılmıştır.
Langley Serbest Uçuş Tüneli'nde düşük hızlarda düşük en-boy oranlı delta
kanatlı modellerin aerodinamik özelliklerini anlamak amacıyla gerçekleştirilen
bir araştırmadır. Üçgen planformlu kanatlara sahip dört model (53 derece, 63
derece ve 76 derece açılı), aynı kanatlara sahip beş modelde ise 83 derece geri
süpürme ve benzer uçlar kullanılmıştır.
Çalışma özellikle 0.5 veya 0.2 koniklik oranları için kesim değerlerine sahip
modelleri incelemiştir. Stabilite ve kontrol özellikleri, 53 derece veya 63 derece
geri süpürme ve 2 veya 3 en-boy oranına sahip modeller için oldukça olumlu
bulunmuştur. Ancak, güç kapatma koşullarında süzülme açılarının aşırı yüksek
olduğu, 11 ft katsayılarına ulaştığı gözlemlenmiştir.
Buna karşılık, 76° veya 83 derece geri süpürme veya 1 veya daha az en-boy
oranına sahip modellerin uçuş özellikleri, yüksek kaldırmada dengesiz
yuvarlanma salınımları nedeniyle tatmin edici bulunmamıştır. Bu dengesizlik, ya
kaldırma ile ilgili katsayılardaki aşırı değişikliklerden ya da kaldırma aralığı
boyunca statik boylamsal katsayılardan kaynaklanmıştır.
Özetle, araştırma, belirli geri süpürme açıları ve en-boy oranı
kombinasyonlarının iyi stabilite ve kontrol özelliklerine katkıda bulunduğunu,
diğerlerinin ise istenmeyen davranışlara neden olabileceğini göstermektedir.
Bunlar arasında yüksek kaldırma sırasında kararsız yuvarlanma salınımları ve
kaldırma aralığı boyunca aerodinamik katsayılarda önemli değişiklikler
bulunmaktadır.
Sinüzoidal hücum kenarının delta kanat performansına etkileri ve
Mekanizması
CHEN Huang, PAN Chong & WANG JinJun tarafından Beihang Üniversitesi'nin Eğitim
Bakanlığı'na ait laboratuvarında gerçekleştirilen bu çalışma, bir rüzgar tünelinde düşük
süpürme açılı delta kanatların kaldırma ve drag karakteristiklerini ve çeşitli sinüzoidal öncü
kenarların etkilerini incelemiştir. Üç farklı genlik ve üç farklı dalga boyu üzerinde sinüzoidal
öncü kenarların etkileri test edilmiştir. Bulgular, temel durumla karşılaştırıldığında, öncü
kenar genliği (A) delta kanadın maksimum kaldırma katsayısı üzerinde bir ceza olmaksızın 5
dereceden daha az olduğunda, delta kanadın stall noktasının geciktirilebileceğini
göstermektedir. Ayrıca, kaldırma-direnç oranı neredeyse değişmez kalmaktadır. Bu sonuçlar,
uçak manevra kabiliyetini ve çevikliğini artırmak açısından faydalıdır.

Sinüzoidal öncü kenarın delta kanatlar üzerindeki akış mekanizmasını daha iyi anlamak
amacıyla yüzey yağı ve hidrojen kabarcığı akış görselleştirmesi içeren ek deneyler
gerçekleştirilmiştir. Çalışma, sinüzoidal öncü kenarı olan delta kanat üzerindeki akışın her
tepe noktasından vortekslerin oluştuğunu, bu durumun temel kanadın tepe noktasından
oluşan çift öncü kenar vorteks yapısından farklı olduğunu ortaya koymuştur. Yüksek saldırı
açılarında, sinüzoidal öncü kenarın tepelerinden kaynaklanan bu vortekslerin bozulması,
akışa ek bir türbülans kinetik enerji sağlayarak rüzgarın leeward tarafındaki akış bağlanma
bölgesinde bir artışa neden olabilir ve dolayısıyla stall'u geciktirebilir.

Delta kanatlar üzerinde kanatçık sürtünmesinin özellikleri

Bu çalışmalarda çeşitli delta kanatları üzerinde kanatçık tamponlama özellikleri,


kanatçık ucu ivmesi ölçümleri, parçacık görüntü velosimetresi ölçümleri ve akış
görselleştirmesi ile araştırılmıştır. İnce kanatlar için, kanatçık konumunun
tamponlama tepkisi üzerindeki etkisine ilişkin güçlü bir asimetri vardır ve en
büyük tepki iç kanatçık konumları için ortaya çıkar. Dış kanatçık konumları için,
girdap parçalanması iyi bir şekilde yukarı yönde olduğunda yüksek hücum
açılarında bile tamponlama küçüktür. İç kanatçık konumları için, en büyük
kanatçık titreşimleri kanatçığın çok yukarısındaki kırılma konumlarında ve
kırılma bölgesinin kayma tabakası kanatçığa çarptığında bulunmuştur.
Sonuçlar, tek kanatçıklı tamponlamanın çift kanatçıklı tamponlama kadar
önemli olabileceğini göstermektedir. Düşük süpürme açısına sahip bir kanat
için, girdap parçalanmasından ziyade girdap dökülmesi sorumlu mekanizma
haline gelebilir ve belirli bir eğimde dış kanatçık konumları için büyük
tamponlama uyarımı mümkündür. Çift-delta kanat için, strake girdaplarının
kanat akışıyla etkileşimi buffeting özellikleri üzerinde önemli bir etkiye sahiptir.
Son olarak, sıfır olmayan kanat açısının bu çalışmada varılan sonuçlar üzerinde
fazla bir etkisi olmadığı görülmüştür.

Giriş
Tipik savaş uçakları yüksek hücum açılarında manevralar gerçekleştirdiğinden,
kaldırıcı ve kaldırıcı olmayan yüzeylerin tamponlanması bir sorundur. Delta
kanatlardan, ön kenar uzantılarından ve ön gövdelerden kaynaklanan ayrılmış
girdaplı akışlar kanatlarla, kanatçıklarla ve kuyruklarla etkileşime girer. Girdap
parçalanması olayı delta kanatlar üzerindeki buffetingin en önemli kaynağıdır
(Gursul, 1994), bunun en ünlü örneği F/A-18 kanatçık buffetingidir. Dikey
kuyruklar girdap kırılması dümen suyunun oldukça kararsız akışı içindeyken,
büyük yapısal titreşimler ve ciddi yapısal yorulma hasarı meydana gelebilir.
Daha önce birçok araştırmacı kanat çırpma olayını incelemiştir (Triplett, 1983;
Lee ve Brown, 1992; Washburn vd., 1993; Meyn ve James, 1993; Lee ve Tang,
1994; Bean ve Wood, 1996; Moses ve Ashley, 1998). Bu çalışmaların çoğu
vortikal akıştan kaynaklanan kararsız kanat basıncının karakterizasyonu ve
kanat yapısının buffeting tepkisi ile ilgilidir. Önceki araştırmaların bir özeti
Wolfe ve diğerleri (1995a) ve Gursul ve Xie (1999) tarafından verilmiştir. Kanat
yapısı üzerindeki kararsız yüklemenin kanadın girdaba göre konumuna büyük
ölçüde bağlı olduğu ve doğrudan çarpmanın (veya "kafa kafaya çarpışma"
durumunun) mutlaka en büyük kararsız kuvvetleri üretmediği bildirilmiştir.

Ayrıntılı akış alanı çalışmaları, gelen girdabın bozulmasını, girdap bölünmesini


ve kanatçığın ön kenarından kararsız akış ayrılmasını ortaya çıkaran çeşitli
araştırmalarda gerçekleştirilmiştir (Mayori ve Rockwell, 1994; Wolfe vd., 1995b;
Canbazoglu vd., 1995; Gordnier ve Visbal, 1996). Kanatçıkların aeroelastik
sapmalarının girdap kırılması ve kanatçık savrulması üzerindeki etkisi son
araştırmalarda ele alınmıştır (Gursul ve Xie, 2001; Sahin vd., 2001). Kanatçık
sapmalarının, kanatçığın ön-kenar girdabına göre konumuna bağlı olarak
önemli olabileceği gösterilmiştir. Gursul ve Xie (2001) girdap kırılmasının büyük
hassasiyetinin sadece belirli kanatçık konumları için gözlemlendiğini
göstermiştir. Dolayısıyla, kanatçığın öncü kenar girdabına göre göreceli
konumu, girdap bozulmasının kanatçık salınımlarına duyarlılığını belirlemede
önemlidir.

Ön kenar girdapları kanatçık tamponlamasının birincil kaynakları olmasına


rağmen, kanatçığın girdaplara göre konumunun etkisi net olarak
anlaşılamamıştır. Yakın zamanda yapılan bir araştırmada (Lambert ve Gursul,
2001), kanatçık tepkisinin kanatçık konumuna göre simetrik olmadığı, yani iç
taraftaki konumların daha büyük kanatçık tepkisi ürettiği bildirilmiştir. Bu
çalışmanın ilk amacı, delta kanatlar üzerinde kanatçık tamponlamasının
özelliklerini ayrıntılı olarak araştırmaktır. Kanadın konumu ana değişken olarak
seçilmiş ve kanatçık tamponlama titreşim ölçümleri, parçacık görüntü
velosimetresi ölçümleri ve akış görselleştirmesi gerçekleştirilmiştir. İnsidans ve
süpürme açısı gibi kanat geometrik parametrelerinin kanatçık tamponlaması
üzerindeki etkisine dair sistematik bir çalışma yapılmadığı da belirtilmiştir.
Aslında, sadece girdapların gücü değil, aynı zamanda yapıları da süpürme açısı
veya geliş açısı değiştikçe değişir. İnce kanat girdapları ve girdap parçalanması,
daha yüksek insidanslarda ve düşük süpürme açılarında yerini girdap
dökülmesine bırakır ve bu da buffeting'e neden olabilir (Gursul ve Xie, 1999). Bu
çalışmanın ikinci amacı, çok ince kanatlardan düşük süpürme açılı kanatlara
kadar değişen çeşitli delta kanat konfigürasyonları üzerinde kanatçık
tamponlama özelliklerini araştırmaktır.
Savaş Uçakları ve Tarihçesi

İnsanlık tarihi boyunca, savaş alanında üstünlük sağlamak için çeşitli silahlar ve donanımlar
kullanılmıştır. Bunlardan biri de savaş uçaklarıdır. Hava kuvvetlerinin en etkili ve stratejik araçlarından
biri olan savaş uçakları, hava üstünlüğünü sağlamak, düşman hatlarını bombalamak, keşif görevlerini
yerine getirmek ve diğer birçok görevi yerine getirmek için kullanılmaktadır. İşte savaş uçaklarının
tarihçesi ve evrimi:

Savaş uçakları tarihi, 20. yüzyılın başlarına kadar uzanmaktadır. İlk savaş uçakları genellikle keşif ve
gözlem amaçlı kullanılan, sınırlı silah donanımlarına sahip ve genellikle tek kişilik ekipmanlardı. I.
Dünya Savaşı sırasında, uçakların askeri amaçlar için kullanımı yaygınlaştı. Hava muharebelerinde
kullanılan avcı uçakları, bombardıman uçakları ve keşif uçakları ortaya çıkmıştır. Bu dönemde uçaklar
genellikle ahşap ve kumaş malzemeden yapılmış, pervane motorlara sahipti.

II. Dünya Savaşı, savaş uçaklarının gelişimi için bir dönüm noktası oldu. Bu dönemde jet motorlu savaş
uçakları ortaya çıktı ve hava savaşlarında önemli bir rol oynadı. Ayrıca bombardıman uçakları, gece
avcıları ve taarruz uçakları gibi farklı tiplerde savaş uçakları geliştirildi. İkinci Dünya Savaşı'nda savaş
uçakları, hava savaşlarının yanı sıra stratejik bombardıman görevlerinde ve düşman hatlarını
destekleme operasyonlarında sıklıkla kullanıldı.
Soğuk Savaş döneminde, savaş uçakları daha da gelişti. Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyetler Birliği
arasındaki rekabet, savaş uçaklarının teknolojik açıdan hızla ilerlemesine neden oldu. Bu dönemde jet
motorlu savaş uçakları, supersonik uçaklar ve avcı bombardıman uçakları gibi farklı tiplerde savaş
uçakları geliştirildi.

Günümüzde, savaş uçakları oldukça gelişmiş ve karmaşık sistemlerle donatılmış durumdadır. İleri
elektronik sistemler, hava-zi ground füzeleri, gelişmiş radarlar ve aviyonik sistemler, savaş uçaklarının
etkinliğini artırmıştır. Ayrıca insansız hava araçları (İHA) da savaş uçakları filolarına dahil edilmiş ve
çeşitli görevlerde kullanılmaktadır.

Gelecekte, savaş uçaklarının gelişimi daha da hızlanarak, otonom ve insansız uçaklar gibi teknolojik
açıdan ileri seviyede olan araçlarla entegre edilmesi beklenmektedir. Bu şekilde, savaş uçakları daha
etkili, manevra kabiliyeti yüksek ve daha az savunmasız hale getirilerek, hava üstünlüğünün
sağlanması ve çeşitli görevlerin yerine getirilmesi için daha etkili bir hava aracı ortaya çıkarılmış
olacaktır.
Savaş Uçağının Kısımları ve Fonksiyonları

Hava kuvvetlerinin en önemli silahlarından biri olan savaş uçakları, hava üstünlüğü sağlamak,
hedefleri yok etmek ve keşif görevlerini yerine getirmek gibi çeşitli görevleri yerine getirmek için
tasarlanmıştır. Bu hava aracının karmaşık bir yapıya sahip olması ve çeşitli parçalarla donatılması,
amacına uygun bir şekilde görev yapmasını sağlar. İşte savaş uçağının ana kısımları ve fonksiyonları:

1. Gövde:

Uçaklarda gövde, uçağın ana yapısal bileşenidir ve uçağın dış kabuğunu oluşturur. Genellikle
alüminyum alaşımından yapılmış olan gövde, uçağın içinde bulunan yolcu ve kargo bölmesini
korur ve aerodinamik performansı destekler. Gövdenin dış yüzeyi, uçağın dengeli bir şekilde
havada kalmasını sağlayan kanatlarla birlikte uçağın hareketini kontrol eden kontrol yüzeyleri
ve motorları korur.

Uçağın iç yapısını oluşturan gövdede, yolcu koltukları, kabin ekipmanları, kokpit, elektrik ve
havalandırma sistemleri gibi birçok bileşen bulunmaktadır. Aynı zamanda uçağın elektrik ve
klima sistemleri gibi temel bileşenleri de gövdede yer alır.
Gövde aynı zamanda uçakta yakıtın depolandığı ana bölmeyi oluşturur. Yakıtın depolandığı bu
bölme, uçağın motorları için gerekli olan yakıtın güvenli bir şekilde saklanmasını sağlar ve aynı
zamanda uçağın ağırlık dağılımını dengeler.

Gövde, uçağın aerodinamik performansı için de oldukça önemlidir. Uçağın gövdesi, hava
akışını yönlendirerek uçağın yüksek hızlarda ve yüksek irtifalarda optimum performans
göstermesini sağlar. Ayrıca, gövde uçakta oluşabilecek titreşimleri absorbe ederek uçağın
konforlu bir uçuş yapmasını sağlar.

Gövdenin bir diğer önemli işlevi ise uçağın dayanıklılığını artırmaktır. Uçağın gövdesi, çeşitli
dış etkenlere karşı dirençli olacak şekilde tasarlanır ve yapılandırılır. Bu da uçağın güvenli ve
uzun ömürlü bir şekilde kullanılmasını sağlar.

Sonuç olarak, uçak gövdesi uçağın ana yapısal bileşeni olup, yolcu ve kargo bölmesini korur,
aerodinamik performansı destekler, uçak içindeki ekipmanları barındırır, yakıtı depolar,
havada kalma ve manevra kabiliyetini destekler ve uçağın dayanıklılığını artırır. Bu nedenle,
gövde uçağın en önemli parçalarından biridir ve uçağın güvenli ve verimli bir şekilde işlev
görmesini sağlar.

2. Kanatlar:
Uçaklarda kanat, uçağın vücudunu oluşturan en kritik ve belirgin bileşenlerden biridir.
Kanatlar, uçağı havada tutan ve yüksekliğini ayarlamasını sağlayan ana bileşenlerdir. Aynı
zamanda, uçağın aerodinamik performansını belirleyen ve uçağın hızını, manevra
kabiliyetini ve yakıt verimliliğini etkileyen önemli bir parçadır.

Kanatların en temel işlevlerinden biri, uçağın yere basan kısmını kütle çekimine karşı
kaldırarak, uçağın havada kalmasını sağlamaktır. Kanatlar, hava akımı içinde yükselerek
ve alçalarak uçağın istenilen irtifada kalmasını mümkün kılar. Bu hava akımı üzerinde
yaratılan basınç farkı, kanatlar sayesinde yukarıya doğru kaldırma kuvveti üreterek uçağın
havada kalmasını sağlar.
Ayrıca, kanatlar uçağın aerodinamik performansını sağlamak için tasarlanmışlardır.
Kanatlar, uçağın hava direncini minimize ederek, uçağın istenilen hızlarda ve irtifalarda
uçmasını sağlayan bir yapıya sahiptir. Ayrıca, kanatların şekli, boyutu ve kanat profili gibi
özellikleri, uçağın manevra kabiliyetini ve yüksek hızlarda stabilite sağlama yeteneğini
etkiler.

Kanatlar aynı zamanda, uçağın yakıt verimliliğini etkileyen bir bileşendir. Kanatların
tasarımı ve yapısal özellikleri, uçağın aerodinamik direncini minimumda tutarak, yakıt
tüketimini azaltır ve uçağın daha uzun menzil ve daha ekonomik uçuşlar yapmasını sağlar.

Sonuç olarak, kanatlar uçaklarda hayati bir rol oynarlar. Uçağın havada kalmasını sağlar,
aerodinamik performansını etkiler, manevra kabiliyetini belirler ve yakıt verimliliğini
artırır. Bu nedenle, kanatlar uçakların tasarımının ve performansının belirleyici
unsurlarından biridir ve havacılık endüstrisindeki önemli gelişmelerle birlikte sürekli
olarak yenilenmekte ve geliştirilmektedir.

3. Motorlar:

Uçaklarda motor, uçağın hareketini sağlayan ve uçakta bulunan diğer sistemlerin elektrik
enerjisini üreten önemli bir bileşendir. Uçak motorları, uçağın hava direncini yenerek
uçağın hareket etmesini sağlar, ayrıca uçağın yüksek seviyede manevra kabiliyetine sahip
olmasını sağlar.

Uçak motorları genellikle jet motorları, pervaneli motorlar veya turboşarjlı motorlar
olabilir.
4. Kokpit:

Uçaklarda kokpit, uçağın pilot ve yardımcı pilotlarının bulunduğu kontrol merkezidir.


Kokpit, uçağın yönetimini sağlayan tüm kontrol ve gösterge sistemlerini barındıran kabin
bölümüdür. Kokpit, uçağın yönlendirilmesini, seyrini, hızını, yüksekliğini ve diğer tüm uçuş
parametrelerini kontrol etmek için kullanılır.

Silah Sistemleri:

Uçaklarda bulunan silah sistemleri, genellikle askeri uçaklarda kullanılan silah ve savunma
sistemleridir. Bu sistemler, uçakların hava, deniz veya kara hedeflerine saldırabilmesini,
savunma yapabilmesini ve görevlerini yerine getirebilmesini sağlar. Uçaklarda bulunan
silah sistemleri, farklı amaçlara yönelik olarak tasarlanmış silah türlerini ve bu silahların
ateşlenmesi, hedeflenmesi ve kullanılması için gereken ekipmanları içerir.

Uçaklarda bulunan silah sistemleri genellikle aşağıdaki ana kategorilere ayrılabilir:

1. Hava-hava silah sistemleri:


2. Hava-yer silah sistemleri
3. Elektronik harp sistemleri:
4. Savunma sistemleri:

5. İniş Takımları:

Uçaklarda bulunan iniş takımı, uçağın iniş ve kalkış sırasında yere temas etmesini
sağlayan ve uçağın yükseklik ve düzlem kontrolünü sağlamak amacıyla tasarlanmış bir
mekanik sistemdir. İniş takımları, aynı zamanda uçağın yer hizasında seyrine de yardımcı
olur. Uçaklarda bulunan iniş takımları, genellikle uçağın gövdesine entegre edilmiş
tekerlekli bir sistemi içerir ve farklı uçak tasarımlarına göre değişebilir. İniş takımı
tasarımları, uçağın tiplerine, kullanım amacına ve büyüklüğüne göre farklılık gösterebilir.

7.Elektronik Sistemler:

Uçaklarda bulunan elektronik sistemler, uçağın her türlü işlevini ve güvenliğini sağlamak
amacıyla tasarlanmış çeşitli elektronik donanım ve sistemleri kapsar. Bu sistemler, uçakta
bulunan birden fazla alt sistemden oluşur ve uçağın uçuş performansını optimize etmek,
mürettebatın ve yolcuların güvenliğini sağlamak için kritik bir rol oynar. Bazı ana
elektronik sistemler şunlardır:

1. Uçuş Kontrol Sistemi


2. Navigasyon Sistemi
3. Motor Kontrol Sistemi
4. İletişim Sistemi
5. Radar ve Güvenlik Sistemleri
6. Yolcu Eğlence Sistemi

Bu sistemlerin amacı, uçağın güvenli ve etkin bir şekilde uçmasını sağlamak, mürettebatın
faaliyetlerini kolaylaştırmak ve yolcuların konforunu artırmaktır. Ayrıca, bu sistemlerin
çoğu, uçağın otomatik sistemlerini kontrol etmek, performans verileri toplamak, hata
tespiti yapmak ve uçuş verilerini kaydetmek gibi önemli işlevleri yerine getirir. Uçakların
elektronik sistemleri, havacılık endüstrisinde sürekli gelişen bir alandır ve uçakların
güvenliği ve verimliliği için kritik bir rol oynamaktadır.

Uçaklarda Kanat Çeşitleri ve Kullanım Alanları

Uçaklar, havada kalabilmek ve hızlı seyahat edebilmek için aerodinamik olarak tasarlanmış kanatlara
sahiptir. Kanatlar, uçağın havada kalmasını sağlamanın yanı sıra yatay stabilite, yavaşlama ve çeşitli
kuvvetlerle görev yaparlar. Uçakların ihtiyaçlarına göre farklı kanat çeşitleri kullanılır ve her birinin
belirlenmiş bir kullanım alanı bulunmaktadır. Bu makalede farklı kanat çeşitlerine ve kullanım
alanlarına değineceğiz.
1. Düz Kanatlar: Uçaklarda bulunan düz kanatlar, uçağın en temel parçalarından biridir ve uçağın
uçuş performansını etkileyen önemli bir elemandır. Düz kanatlar, uçağın gövdesine ve kanatlarına
sabitlenen, genellikle simetrik bir yapıya sahip kanatlardır. İşlevleri ve özellikleri şu şekildedir:

1.1. Kaldırma Oluşturma: Düz kanatlar, uçağın kaldırma kuvvetini oluşturmak için kullanılır. Uçağın
havalanmasını, havada kalmasını ve iniş yapmasını sağlayan bu kuvvet, kanatlardan oluşturulan
aerodinamik kuvvetlerle meydana gelir.

1.2. Hız ve Yükseklik Kontrolü: Düz kanatlar, uçağın hızını ve yüksekliğini kontrol etmek için kullanılır.
Kanatlardaki yüzeylerin açılarının değiştirilmesi ve kanat profillerinin aerodinamik özellikleri
sayesinde uçak, hava hızına ve irtifaya bağlı olarak uçma kabiliyetini korur.

1.3. Denge Sağlama: Düz kanatlar, uçağın denge ve stabilitesini sağlamak için kullanılır. Uçağın uçuş
sırasında istikrarlı ve düzgün bir şekilde hareket etmesini sağlamak amacıyla kanatların boyutları,
pozisyonları ve geometrisi titizlikle belirlenir.

1.4. Yükleme Taşıma: Düz kanatlar, uçağın üzerinde yüklü olan yükün taşınmasını sağlar. Uçağın
taşıdığı yolcu, bagaj ve kargo gibi yükler, kanatlara yerleştirilen ve kanat yapısını destekleyen özel
bölmelerde taşınır.

Uçak kanatlarının aerodinamik yapısı, kanat profilleri, kanatçıklar, flaps, spoilerler, kesit alanları,
kanat açıları gibi faktörler, uçağın hava içinde istenilen şekilde seyretmesini sağlamak ve çeşitli uçuş
koşullarına uyum sağlamak için tasarlanır. Bu tasarım ve optimizasyon süreci, mühendisler ve
havacılık uzmanları tarafından detaylı analizler ve uzman bir planlama ile gerçekleştirilir.

Düz kanatlar, modern uçakların tasarımında en önemli parçalardan biri olarak kabul edilir ve
aerodinamik, yapısal ve uçuş kontrol sistemlerinin birleşiminde kritik bir rol oynarlar. Uçağın
performansı ve güvenliği üzerinde doğrudan bir etkiye sahip olan düz kanatlar, havacılık mühendisliği
ve uçak tasarımı açısından sürekli olarak geliştirilmekte ve iyileştirilmektedir.15:23

2. Yüksek Kanatlar: Uçaklarda bulunan yüksek kanatlar, uçağın kanat tasarımı şeklinde bulunan ve
kanatların uçağın gövdesine yakın bir yükseklikte konumlandırılmış olan kanat biçimidir. Bu tip
kanatların uçağın performansı, stabiliteleri ve yapısal tasarımı üzerinde bir dizi avantajı
bulunmaktadır. Yüksek kanatların işlevleri ve özellikleri şu şekildedir:

2.1. Kaldırma ve İrtifaya Katkı: Yüksek kanatlar, uçağın aerodinamik performansını artırmak için
tasarlanmıştır. Bu tip kanat tasarımı, kanat gövde etkileşiminin azaltılarak kaldırma kuvvetinin en
verimli şekilde oluşturulmasını sağlar. Ayrıca, yüksek kanatların gövdeye yakın olması, kaldırma
merkezini istikrarlı bir şekilde konumlandırarak uçakta daha dengeli bir uçuş elde edilmesine katkı
sağlar.

2.2. Stabilitenin Sağlanması: Yüksek kanat tasarımı, uçağın kuyruk yolcularının (tail passengers)
oluşturduğu etkileri minimize eder ve uçağın yanal (lateral) stabilitesini artırır. Bunun sonucunda,
uçağın türbülanslı hava şartlarında ve diğer dış etkenler altında daha istikrarlı bir şekilde uçması
sağlanır.
2.3. Kolay Manevra ve Yol Dengelemesi: Yüksek kanatlı uçaklar, genellikle daha düşük kanat
yüksekliğine sahip modellerden daha kolay manevra yaparlar. Ayrıca, uçağın ağır yük taşıma
kapasitesine göre daha dengeli bir uçuş sergilemesine olanak tanır.

2.4. Yere Yakın Operasyonlarda Avantajlar: Yüksek kanatlı uçaklar, genellikle iniş ve kalkış sırasındaki
zemin teması ile ilgili teknik problemleri minimize etme avantajına sahiptir. Bu tip kanat tasarımı,
motorlar ve kanatlar arasında daha fazla boşluk bırakarak düşük seviyeli pistlerden sorunsuz olarak
kalkış ve iniş yapılmasını sağlar.

2.5. Yolcu ve Kargo Bölmesi Kullanımı: Yüksek kanatlı uçaklarda kanat gövdeye daha yakın olduğu
için iç mekanların kullanımı daha verimli hale gelir. Bu durum da yolcular ve kargonun yerleştirilmesi
için daha fazla alan sağlar.

Yüksek kanatlı uçakların avantajlarının yanı sıra, aerodinamik ve yapısal tasarımları farklı uçak
modelleri için farklılık gösterebilir. Bununla birlikte, genel olarak yüksek kanatlı uçaklar, stabilite,
performans ve yolcu/kargo kullanımı açısından bir dizi avantaja sahiptir. Bu nedenle, farklı uçak tipleri
ve hava araçlarında yüksek kanatlı tasarımların tercih edilmesi ve geliştirilmesi sürekli olarak devam
etmektedir.

3. Düşük Kanatlar: Uçaklarda kullanılan düşük kanatlar, kanatların uçağın gövdesine daha yakın ve
genellikle alt kısmında konumlandırılmış olan kanat biçimidir. Bu tip kanatların uçağın performansı,
aerodinamik özellikleri ve stabiliteleri üzerinde bir dizi avantajı bulunmaktadır. Düşük kanatların
genel özellikleri ve işlevleri şu şekildedir:

3.1. Yüksek Hız Performansı: Düşük kanatlı uçaklar, genellikle yüksek hızlı uçuşlarda daha iyi
performans sergiler. Bu tip kanat tasarımı, hava direncini minimize ederek uçağın daha hızlı bir
şekilde ilerlemesine olanak tanır.

3.2. Yakıt Verimliliği: Düşük kanatların aerodinamik yapısı, uçağın yakıt tüketimini azaltmaya yardımcı
olur. Bu da uçağın ekonomik açıdan daha verimli bir şekilde işlemesini sağlar.

3.3. Kolay Yerde Yönetim: Düşük kanatlı uçaklar, genellikle yere daha yakın konumlandırıldığı için iniş
ve kalkış sırasında daha kolay yönetilirler. Ayrıca, düşük kanatlar sayesinde uçaklar daha düşük
seviyeli pistlerden sorunsuz olarak kalkış ve iniş yapabilir.

3.4. Yüksek Kapasiteli Yolcu ve Kargo Taşıma: Düşük kanatlı uçaklar, genellikle geniş bir gövde
hacmine sahiptirler. Bu nedenle, bu tip uçaklar genellikle yolcu ve kargo taşımacılığı için ideal bir
seçenek olarak tercih edilirler.

3.5. Yük Dengelemesi ve Stabilite: Düşük kanatlı uçaklar, genellikle daha yüksek düz uçuş stabilitesi
ve daha düşük türbülans etkileri sağlarlar. Ayrıca, düşük kanatlar sayesinde uçakların ağırlık merkezi
daha düşük bir pozisyonda bulunarak daha stabil bir uçuş elde edilir.

Düşük kanatlı uçaklar, genellikle ticari havacılık, kargo taşımacılığı ve askeri uçaklar gibi çeşitli uçak
tiplerinde kullanılır. Bu tip uçakların geniş kabin hacmi, yüksek hız performansı ve yakıt verimliliği gibi
avantajları çeşitli uçak üreticileri tarafından tercih edilmesinde etkili olmaktadır. Sonuç olarak, düşük
kanatlı uçaklar, çeşitli özellikleri ve avantajlarıyla farklı havacılık sektörlerinde önemli bir rol
oynamaktadırlar.

4. Açıklıklı Kanatlar (Orta Kanat): Açıklıklı kanatlar, uçaklarda genellikle üst kısımlarda bulunan ve
uçağın kanat açıklığını artıran kanat tasarımıdır. Bu tip kanatların uçak performansı, aerodinamik
özellikleri ve yakıt verimliliği üzerinde önemli etkileri bulunmaktadır. Açıklıklı kanatların genel
özellikleri ve işlevleri şu şekildedir:

4.1. Daha Yüksek Kaldırma Kuvveti: Açıklıklı kanatlar, uçağın kanat açıklığını artırarak daha fazla
kaldırma kuvveti üretmesine olanak tanır. Bu durum, uçağın daha düşük hızlarda kalkış yapmasına ve
iniş yapmasına yardımcı olur.

4.2. Daha İyi Manevra Kabiliyeti: Açıklıklı kanatlar, uçağın manevra kabiliyetini artırarak dönüşlerde,
tırmanışta ve inişte daha stabil bir performans sergilemesini sağlar.

4.3. Daha Yüksek Yakıt Verimliliği: Açıklıklı kanatlar, uçağın aerodinamik verimliliğini artırarak yakıt
tüketimini azaltır. Bu da uçağın daha ekonomik bir şekilde işlemesini sağlar.

4.4. Yüksek Hız Performansı: Açıklıklı kanatlar, genellikle yüksek hızlı uçuşlarda daha iyi performans
gösterir. Bu tip kanat tasarımı, hava direncini minimize ederek uçağın daha hızlı bir şekilde
ilerlemesine olanak tanır.

4.5. Ters Akım Etkisi Azalması: Açıklıklı kanatlar, ters akım etkisini azaltarak uçağın aerodinamik
performansını olumlu yönde etkiler. Bu sayede, uçakların daha düşük türbülans etkileriyle daha stabil
bir uçuş gerçekleştirmesi sağlanır.

Açıklıklı kanatlar, genellikle ticari ve askeri uçaklarda tercih edilen bir kanat tasarımıdır. Bu tip
kanatların geniş açıklık oluşturması, uçağın daha verimli bir şekilde kaldırma kuvveti üretmesine ve
daha yüksek performans göstermesine olanak tanır. Ayrıca, açıklıklı kanatlar sayesinde uçakların daha
düşük hıza ve daha kısa pistlere ihtiyaç duyması, kalkış ve iniş süreçlerini kolaylaştırır.

Sonuç olarak, açıklıklı kanatlar, uçakların performansını artıran, yakıt verimliliğini sağlayan ve
emniyetli bir uçuş sağlayan önemli bir kanat tasarımı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu tip kanatların
geniş kaldırma kuvveti ve aerodinamik avantajları, havacılık endüstrisinde farklı alanlarda kullanılan
uçaklarda tercih edilmesine neden olmaktadır.
Kanat Yapısı

Uçaktaki kanat yapısı, uçağın havalanmasını, havada kalmasını ve iniş yapmasını mümkün kılar.

Uçak kanatları genellikle alüminyum alaşımları veya karbon fiber gibi hafif ve dayanıklı
malzemelerden yapılmıştır. Kanat yapısı, uçağın aerodinamik özelliklerini sağlamak için özel olarak

tasarlanır. Kanatların en önemli özelliği ise yüksek hava direnci ve düşük sürtünme katsayısıdır. Bu
özellikler, uçağın daha verimli ve ekonomik bir şekilde hareket etmesini sağlar.

Kanat yapısının en belirgin özelliklerinden biri de alın açısıdır. Alın açısı, kanadın yatay düzlemle
yaptığı açıyı ifade eder. Bu açı, uçağın havalanma ve iniş esnasında hava akımını nasıl kullanacağını
belirler. Ayrıca kanat profili de önemli bir faktördür. Kanat profili, kanadın kesiti ve şeklini ifade eder.
Kanat profili, hava akımını en verimli şekilde yönlendirerek kaldırma kuvvetini arttırır ve sürtünmeyi
azaltır.

Kanat yapısında ayrıca kanat uçları, kanat başlıkları ve aerodinamik flaplar gibi detaylar da bulunur.
Bu detaylar, uçağın manevra kabiliyetini arttırarak iniş ve kalkışlarda daha stabil bir performans
sergilemesini sağlar.

Sonuç olarak, uçaktaki kanat yapısı, uçağın havalanmasını, havada kalmasını ve iniş yapmasını
mümkün kılan kritik bir öğedir. Bu yapı, aerodinamik özelliklere sahip olmalı ve hava akımını en iyi
şekilde yönlendirmelidir. Bu sayede uçaklar, güvenli ve verimli bir şekilde hedeflerine ulaşabilirler.
Uçağın kanadı, uçağın yükselip havada kalabilmesi için kritik bir role sahiptir. Kanat, hava
taşımacılığının temel unsurlarından biridir ve uçağın aerodinamik yapıda olmasını sağlar.
Kanadın Kısımları Ve Görevleri:

Uçağın kanadı, ön kısımdan arkaya doğru uzanan ve genellikle yatay bir yapıdadır. Kanadın ana
bölümleri şunlardır:

1. Ana Kanat Yüzeyi: Kanadın üst ve alt kısımlarının oluşturduğu ana bölümdür. Bu yüzeyler, uçağın
yükselip kalkabilmesi için kaldırma kuvveti üretir. Genellikle üst yüzey, alt yüzeyden daha kavislidir,
bu da hava basıncının farklılığından kaynaklanmaktadır.

2. Flaplar:
Uçakların kanatlarında kullanılan flaplar, uçağın kalkış ve iniş sırasında aerodinamik performansını
optimize etmek için tasarlanmıştır. Flaplar, uçağın hava üstünlüğü ve manevra kabiliyetini artırmak
için kullanılır. Ayrıca, flaplar uçağın iniş sırasında daha yavaş ve dik bir açıda yaklaşmasını sağlar, bu da
kısa pistlerde ve yoğun hava trafikli havaalanlarında iniş yapmanın daha kolay hale gelmesini sağlar.

Flaplar ayrıca uçağın kalkış sırasında daha düşük hızlarda havalandırılmasına olanak tanır. Bu, uçağın
daha az mesafe ile kalkış yapabilmesini sağlar ve daha az hava hızı gerektirir, bu da kalkış için gerekli
minimum hızı düşürür.

Flaplar ayrıca kalkış ve iniş sırasında uçağın yanal denge ve kontrolünü sağlama konusunda da önemli
rol oynar. Flaplar açıldığında, uçak daha fazla kaldırma kuvveti üretebilir ve bu da uçağın daha düşük
hızda ve daha dik bir açıyla iniş yapabilmesine olanak tanır.

Farklı uçak modellerinde farklı tiplerde flaplar kullanılır. Buna katlanır flaplar, yarıkatlanır flaplar,
takoz tipi flaplar ve diğer türler dahildir. Bu flap türleri farklı hava hızlarında ve uçuş aşamalarında
farklı avantajlar sağlar.

Sonuç olarak, flaplar uçakların kalkış ve iniş sırasında aerodinamik performansını optimize eden,
kalkış ve iniş mesafesini kısaltan, uçağın hava üstünlüğünü ve manevra kabiliyetini artıran önemli bir
unsurdur. Bu nedenle, flaplar uçak tasarımı ve performansı için kritik bir öneme sahiptir.

3. Spoilerler:
Uçak kanatlarında kullanılan spoilerler, uçağın hava direncini artırmak ve iniş sırasında kısa mesafede
yavaşlamayı sağlamak gibi görevler üstlenir.

Spoilerler, uçağın kanat yüzeyinde bulunan hareketli panele benzer bileşenlerdir. Kalkış ve iniş
sırasında bu spoilerler hareket ederek kanat üzerinde hava direncini arttırır, bu da uçağın hızını
azaltır. Bu sayede uçak iniş sırasında daha kısa mesafede durabilmekte ve kalkış sırasında inişe
geçmek için daha hızlı hız azaltabilmektedir.

Ayrıca, uçak havada iken, spoilerler, yanal denge ve kontrolü sağlamak için de kullanılır. Özellikle bir
kanatta bulunan spoiler açılarak, o kanadın kaldırma gücünü azaltır ve uçağın yanal denge kontrolünü
sağlar.

Spoilerler aynı zamanda uçağın iniş sırasında tekerleklerin yere temas etmesini hızlandırmak için de
kullanılır. Bu da iniş sırasında uçağın hızını daha kısa sürede azaltmasını ve tam frenleme işlemine
geçmesini sağlar.

Farklı uçak modellerinde farklı tiplerde spoilerler kullanılır. Bazı uçaklarda spoilerler, ayrıca aşırı
hızlandıklarında hız kesmek için de kullanılabilir. Spoilerlerin kullanılması, uçağın hava direncini
artırarak itme ve rotasyon kuvvetini azaltacağından, aşırı hızlanan uçaklar için güvenli bir yavaşlık
sağlama işlevi görür.

Sonuç olarak, spoilerler uçakların hava direncini artırarak iniş sırasında kısa mesafede durmalarını
sağlamak, yanal denge kontrolünü sağlamak ve aşırı hızlanan uçakların hızını azaltmak gibi kritik
görevleri yerine getirir. Bu nedenle spoilerler, uçakların iniş ve kalkış performansını artıran önemli bir
bileşen olarak kabul edilir.

4. Wingletler:

Wingletler, uçağın kanat uçlarına takılan küçük kanatçıklardır. İlk olarak Boeing 747’de uygulanan ve
günümüzde pek çok ticari uçakta görülen wingletlerin birkaç temel görevi vardır. Bunların başında,
aerodinamik performansı artırmak gelmektedir. Wingletler, kanadın ucundaki dolaşıklığı azaltarak,
rüzgar akışını düzenler ve durgun hava bölgelerini minimize eder. Bu da uçağın yakıt tüketimini azaltır
ve performansını artırır.

Ayrıca, wingletlerin bir diğer görevi, yakıt verimliliğini artırmaktır. Wingletler sayesinde uçağın daha
düşük hava direnci ile daha uzun mesafeleri daha az yakıt tüketerek kat etmesi sağlanır. Bu da
maliyetleri düşürür ve çevre dostu bir uçuş sağlar.

Wingletler aynı zamanda uçağın daha iyi manevra kabiliyetine sahip olmasını sağlar. Kanat ucundaki
dolaşıklığı düzenleyerek, uçağın dönme ve yuvarlanma hareketleri sırasında daha stabil olmasını
sağlar.

Son olarak, wingletlerin uçağın gürültü seviyesini azaltmaya da yardımcı olduğu bilinmektedir.
Aerodinamik olarak daha verimli bir uçuş sağladığı için, uçağın gürültü seviyesini azaltarak çevreye
daha az zarar verir.

Tüm bunlar, wingletlerin uçağın performansını artırmak, yakıt verimliliğini artırmak, manevra
kabiliyetini artırmak ve çevreye daha az zarar vermek için tasarlandığını göstermektedir. Bu nedenle,
wingletlerin modern uçaklarda standart bir özellik haline gelmesi beklenmektedir.

5. Kanat Kökü: Uçak kanatlarının kökleri, kanadın gövdeye bağlandığı bölümdür ve birkaç önemli
görevi vardır. Uçak kanat köklerinin tasarımı, uçağın aerodinamik performansı, strüktürel eğilimleri ve
güvenliği üzerinde doğrudan etkilidir.

Birinci olarak, kanat kökleri, kanadın gövdeye sağlam bir şekilde bağlanmasını sağlar. Bu bağlantı,
uçağın strüktürel sağlamlığını ve dayanıklılığını sağlar. Kanat kökleri, kanadın gövdede yük taşımasını
sağlar ve uçak hareket ederken oluşan aerodinamik kuvvetlere karşı dayanıklılığı artırır.

İkinci olarak, kanat kökleri, yakıt depolama ve transferi için de kullanılır. Genellikle, uçağın kanat
köklerinde yakıt tankları bulunur ve bu tanklardan diğer parçalara yakıt taşınır. Bu, uçağın denge ve
ağırlık dağılımını sağlamanın yanı sıra, uzun menzilli uçuşlar için yakıt kapasitesini artırır.
Ayrıca, kanat kökleri, kanadın içinde bulunan mekanik ve elektriksel sistemlerin bağlantı noktalarını
barındırır. Bu sistemler, kanat hareketi, kanat sürüş yüzeylerinin kontrolü, ışıklandırma ve elektrik
bağlantıları gibi çeşitli görevleri yerine getirir.

Son olarak, kanat kökleri, uçağın aerodinamik performansını etkiler. Kanat köklerinin tasarımı, kanat
profilinin etkileşimini ve kanat altında oluşan hava akışını düzenler. Bu, uçağın aerodinamik
performansını artırabilir ve yakıt tüketimini azaltabilir.

Tüm bu görevler ve etkileri göz önüne alındığında, kanat köklerinin uçağın yapısal sağlamlığını, yakıt
depolamasını, sistem bağlantılarını ve aerodinamik performansını etkileyen hayati bir bileşen olduğu
açıkça ortaya çıkar. Uçak tasarımında kanat köklerine verilen önem güvenlik, verimlilik ve performans
açısından büyük öneme sahiptir.
Uçak kanadının genellikle alüminyum, kompozit malzemeler veya titanyum gibi hafif ve dayanıklı
malzemelerden yapıldığını belirtmek de önemlidir. Bu malzemeler, uçağın ağırlığını azaltarak yakıt
verimliliğini artırır ve performansını maksimize eder.

Uçak kanadı, mühendislik ve havacılık alanındaki en önemli gelişmelerden biridir. Aerodinamik


yapıları ve detaylı tasarımları, modern uçakların yüksek performans, güvenilirlik ve yakıt verimliliği
sunmasına yardımcı olur. Uçak kanadının kritik parçalarını anlamak, uçakların nasıl uçtuklarını ve
havacılık endüstrisinin nasıl çalıştığını anlamak için önemlidir.

Delta Kanat Nedir?

Delta kanat, uçaklarda kullanılan özel bir kanat tasarımıdır. Bu tasarım, genellikle yüksek hızlı savaş
uçakları ve supersonik (ses hızını aşan) uçaklar için tercih edilir. Delta kanatlı uçaklar, karakteristik
üçgen şekilli kanatlarıyla tanınırlar ve bu özel tasarımın birçok avantajı vardır.

Delta kanat tasarımının en belirgin özelliği, kanadın yatay ve dikey yönlendirmeleri birleştiren üçgen
şekline sahip olmasıdır. Bu şekil, kanadın kaldırma kuvvetini optimize eder ve süpersonik hızlarda
uçuş performansını artırır. Ayrıca, düşük ses konisi açısına sahip olmaları sebebiyle ses hızının
üstünde seyir hızına ulaşabilmelerini sağlar.

Delta kanat tasarımı, uçakların manevra kabiliyetini artırır ve yüksek g kuvvetlerine dayanabilme
yeteneğini sağlar. Bu özellik, savaş uçakları için çok önemlidir, çünkü hızlı ve keskin manevralar
gerektiren hava muharebelerinde üstünlük sağlar.

Ayrıca, delta kanatlı uçaklar genellikle kalkış ve iniş performansı için daha uzun bir kalkış mesafesine
ihtiyaç duyarlar. Bu nedenle, bazı delta kanatlı uçaklar gövdede ekstra itki veya dikey iniş-kalkış
kabiliyeti sağlayan özel tasarımlara sahip olabilirler.

Delta kanat tasarımı ayrıca geniş iç hacim sağlar, bu da uçağın daha fazla yükü taşımasına ve
genellikle içinde füze, bomba veya diğer silah sistemlerinin yerleştirilmesine olanak tanır.

Sonuç olarak, delta kanatlı uçaklar yüksek hız, manevra kabiliyeti, geniş iç hacim ve yüksek
performans için tercih edilir. Bu tasarımın özel avantajları, özellikle savaş uçakları ve supersonik
uçaklarda tercih edilen bu kanat tipini havacılık endüstrisi için önemli kılmaktadır.

Delta Kanat Çeşitleri Nelerdir ?

Delta kanat, uçaklar için kullanılan farklı kanat tiplerinden biridir. Üçgen şeklindeki kanat tasarımı ile
tanınan delta kanatın birkaç farklı çeşidi bulunmaktadır. Bu çeşitler, uçağın kullanım amacına,
performans gereksinimlerine ve tasarım tercihlerine göre farklılık gösterebilir. İşte delta kanat
çeşitlerine dair açıklamalı bir makale:

1. Standart Delta Kanat: Standart delta kanat, uçaklarda kullanılan bir kanat tipidir. Bu kanat tipi,
genellikle modern savaş uçakları ve süpersonik yolcu uçaklarında kullanılır. Standart delta kanat,
köşeleri yuvarlatılmış, geniş açılı ve genellikle dikdörtgen şeklinde bir kanat profiline sahiptir. Bu
kanat tipinin özellikleri ve işlevleri aşağıdaki gibidir:

1.1 Aerodinamik Performans: Standart delta kanat, genellikle süpersonik hızlarda iyi bir performans
sağlar. Yüksek hızlı uçaklar için tasarlanmış olan bu kanat tipi, şok dalgaları ve yüksek hızlı uçuş
sırasında oluşan aerodinamik kuvvetlerle daha iyi başa çıkabilir.

1.2. Yüksek Manevra Kabiliyeti: Standart delta kanat, görece geniş kanat açısına sahip olduğu için
yüksek manevra kabiliyetine sahiptir. Bu özellik, savaş uçakları için önemli bir avantaj sağlar.

1.3. Hafiflik ve Dayanıklılık: Standart delta kanat, basit yapısı sayesinde hafif ve dayanıklıdır. Bu
özellik, uçağın toplam ağırlığını azaltabilir ve strüktürel sağlamlık sağlayabilir.

1.4. Uçuş Kontrolü: Standart delta kanat, uçuş kontrol sistemi ile entegre edilerek yüksek manevra
kabiliyetine ve stabiliteye katkıda bulunabilir.

1.5. Yüksek Kanat Yüklemesi: Standart delta kanat, yüksek kanat yüklemesine izin verir, bu da kalkış
ve iniş sırasında daha yüksek ağırlık taşıma kapasitesi sağlayabilir.

1.6. Yalpalama Dengeleyicisi Olarak Kullanımı: Standart delta kanat, bazı tasarımlarda yalpalama
kontrolünü ve dengelemeyi artırmak için yalpalama dümenleri ile birlikte kullanılabilir.

Standart delta kanat, genellikle hızlı ve manevra kabiliyeti gerektiren uçaklarda tercih edilen bir kanat
tipidir. Süpersonik savaş uçakları, avcı-bombardıman uçakları ve bazı süpersonik yolcu uçakları,
standart delta kanat tipine sahip uçaklara örnek olarak verilebilir. Bu kanat tipi, aerodinamik
performansı ve yüksek hızlı uçuşlardaki stabilitesi ile dikkat çeker.

2. Delta kanat-Kanat Uçları Yükseltilmiş: Yükseltilmiş delta kanat, uçağın kanat tasarımında
kullanılan bir türdür. Delta kanat, genellikle geniş bir açıyla uçağın gövdesine yakın bir şekilde
yerleştirilmiştir. Yükseltilmiş delta kanat ise, delta kanat tasarımına ek olarak kanat uçlarının
yükseltilmiş olmasıyla karakterizedir.

Bu kanat tipi, uçağın performansını artırmak için kullanılır. Yükseltilmiş delta kanat, düşük hızlarda
daha iyi manevra kabiliyeti ve yüksek süratlerde daha iyi yön sabitliği sağlayabilir. Ayrıca, bu kanat tipi
genellikle daha az direnç oluşturur, bu da uçağın daha verimli bir şekilde ilerlemesine olanak tanır.

Yükseltilmiş delta kanat, genellikle savaş uçakları ve süpersonik uçaklar gibi yüksek performans
gerektiren uçaklarda tercih edilir. Bu kanat tipi, uçakların daha iyi manevra kabiliyeti, yüksek süratte
kontrol edilebilirlik ve daha düşük direnç ile hareket etmesine yardımcı olur.

Yükseltilmiş delta kanat, bu avantajları sayesinde birçok modern savaş uçağı tasarımında
kullanılmaktadır ve ileri teknoloji uçakların performansını artırmak için önemli bir unsurdur.

3. Yüksek Kuyruklu Delta Kanat:


Yüksek kuyruklu delta kanat, uçakların kanat tasarımında kullanılan bir tür delta kanat tipidir. Bu
kanat tipinde, delta kanat geometrisine sahip geniş ve üçgen biçimli kanatlar, uçağın arkasında
yüksek bir kuyruk ile birleşir. Yüksek kuyruklu delta kanat, özellikle süpersonik uçak tasarımlarında
tercih edilen bir kanat tipidir.

Bu kanat tipinin bazı temel özellikleri aşağıda sıralanmıştır:

3.1. Yüksek performans: Yüksek kuyruklu delta kanat, genellikle süpersonik hızlarda uçan uçaklar için
tercih edilir. Bu kanat tasarımı, yüksek hızlarda aerodinamik verimliliği artırarak uçağın performansını
artırır.

3.2. Manevra kabiliyeti: Yüksek kuyruklu delta kanat, düşük hızlarda ve yüksek irtifalarda iyi manevra
kabiliyeti sağlar. Bu özellik, uçağın farklı hava koşullarında ve görev gereksinimlerinde etkin bir şekilde
hareket etmesine olanak tanır.

3.3. Yüksek yük taşıma kapasitesi: Yüksek kuyruklu delta kanat, genellikle yüksek yük taşıma
kapasitesine sahip olan uçak tasarımlarında kullanılır. Bu sayede, uçaklar geniş kargo veya silah
yüklerini taşıyabilir.

3.4. Aerodinamik stabilite: Yüksek kuyruklu delta kanat, yüksek süratlerde uçan uçakların
aerodinamik stabilitesini artırır. Bu da uçağın kontrol edilebilirliğini ve güvenliğini sağlar.
Bu kanat tipi özellikle savaş uçakları, supersonik yolcu uçakları ve yüksek performanslı askeri uçaklar
gibi süpersonik hızlarda uçan uçakların tasarımında sıkça kullanılır. Yüksek kuyruklu delta kanat,
uçakların verimliliğini artırarak, yüksek hızlı uçuşlarda daha iyi performans sergilemelerini sağlar. Bu
kanat tipi, modern hava araçlarının aerodinamik ve performans gereksinimlerini karşılamak için
önemli bir rol oynamaktadır.15:45

4. Döner Kanatlı Delta kanat:


Döner kanatlı delta kanat, uçak kanat tasarımlarında kullanılan özel bir delta kanat tipidir. Bu tasarım,
standart delta kanatlarda olduğu gibi üçgen biçimli kanatlara sahiptir ancak kanat uçlarında dönme
özelliğine sahiptir. Bu dönme özelliği, kanat uçlarının yüksek hızlarda dönerek aerodinamik özellikleri
optimize etmesini sağlar.

Döner kanatlı delta kanatın bazı temel özellikleri şunlardır:

4.1. Yüksek hız performansı: Döner kanatlı delta kanat tasarımı, yüksek hızlarda daha iyi performans
ve aerodinamik verimlilik sağlar. Kanat uçlarının dönerek optimize edilmesi, uçağın süpersonik ve
hiper-sonik hızlarda daha stabil olmasına yardımcı olur.

4.2. Manevra kabiliyeti: Kanat uçlarının dönme özelliği, uçağın düşük hızlarda da iyi manevra
kabiliyetine sahip olmasını sağlar.

4.3 Aerodinamik stabilite: Döner kanatlı delta kanat tasarımı, yüksek hızlarda aerodinamik stabilite
sağlar ve uçağın kontrol edilebilirliğini arttırır.

Döner kanatlı delta kanat, genellikle süpersonik ve hiper-sonik uçak tasarımlarında kullanılan özel bir
kanat tipidir. Bu tasarım, özellikle askeri hava araçları ve uzay araçlarının yüksek hızlarda ve değişen
hava koşullarında performansını artırmak için tercih edilir.

Döner kanatlı delta kanatın diğer delta kanat tasarımlarına göre sağladığı aerodinamik avantajlar göz
önüne alındığında, bu kanat tipinin özellikle yüksek hızlı ve manevra kabiliyetine sahip uçaklarda
kullanıldığını söyleyebiliriz. Bu tasarım, uçakların performansını artırarak, özellikle askeri, keşif ve
uzay misyonları gibi kritik operasyonlarda önemli bir rol oynamaktadır.
Delta kanat tasarımı, farklı şekillerde ve özelliklerde uygulanabilen esnek bir kanat türüdür. Her biri
belirli avantajlara sahiptir ve uçağın performansına olumlu etkilerde bulunabilir. Havacılık
endüstrisindeki sürekli teknolojik gelişmelerle birlikte, delta kanat çeşitlerinin ve tasarımlarının
çeşitliliği artmaya devam edecektir. Bu da uçakların daha etkili ve güvenli bir şekilde kullanılmasını
sağlayacaktır.
Delta Kanadın Avantajları Ve Dezavantajları Nelerdir ?

Uçaklarda kullanılan delta kanatlar, aerodinamik yapısı sayesinde önemli avantajlara sahip olduğu
kadar bazı dezavantajları da bulunmaktadır. Delta kanatlar, genellikle yüksek hızlara ve süpersonik
uçuşlara uygun olan bir kanat tipidir.

Delta kanatların avantajları arasında, yüksek hızlarda aerodinamik performansın artması


bulunmaktadır. Bu tip kanatlar, yüksek hızlarda olağanüstü manevra kabiliyeti ve yüksek hızda
stabilite sağlar. Bu özellik, özellikle savaş uçakları ve süpersonik uçaklar için tercih edilen bir özelliktir.

Ayrıca delta kanatlar, büyük kanat yüzey alanına sahip olduklarından, yüksek kalkış ağırlıklarına ve dar
alanda iniş kalkış operasyonlarına uygunluk sağlar. Bu da uçakların daha kısa pistlerde kalkış
yapabilmesine ve iniş yapabilmesine olanak tanır.

Ancak, delta kanatların bazı dezavantajları da bulunmaktadır. Öncelikle, düşük hızlarda aerodinamik
performansları diğer kanat tiplerine göre daha düşüktür. Bu durum, düşük hızlı manevralarda ve iniş
esnasında olumsuz etkiler yaratabilir.

Ayrıca, delta kanatların yüksek hızlara uygun olmaları, düşük hızlarda daha fazla sürtünme yaratabilir.
Bu da uçakların yakıt verimliliğini azaltabilir. Ayrıca, genellikle süpersonik uçaklarda kullanılan delta
kanatlar, yüksek hızlarda oluşan şok dalgaları nedeniyle supersonik drag oluşturabilir.

Sonuç olarak, delta kanatların yüksek hızlarda sağladığı aerodinamik verimlilik ve yüksek manevra
kabiliyeti gibi avantajları bulunurken, düşük hızlarda performans kaybına yol açabilen ve yakıt
verimliliğini olumsuz etkileyebilecek dezavantajları da vardır. Havacılık endüstrisi, uçak performansı,
verimliliği ve amaçlara göre uygun kanat tasarımını seçerken avantajları ve dezavantajları dikkate
alarak karar vermelidir.
Delta Kanat Tasarımı Savaş Uçaklarında Sıkça Kullanılırken Neden Yolcu Uçaklarında Tercih Edilmiyor?

Kanatların şekli, büyüklüğü ve gövde üzerindeki konumu uçakların özelliklerini (örneğin hız, denge,
kaldırma kuvveti, manevra kabiliyeti) belirgin şekilde etkiler. Kanatlar düz, ileriye ya da geriye doğru
eğimli ya da üçgen olabilir.

Delta Kanat Tasarımı Savaş Uçaklarında Sıkça Kullanılırken Neden Yolcu Uçaklarında Tercih
Edilmiyor?

Düz kanatlar düşük hızda yüksek kaldırma kuvveti oluşturması açısından avantajlıdır. Ancak bu
kanatlar yüksek hızda hareket eden uçaklar için uygun değildir. Düz kanatlarda havanın akış yönü
kanada dik olduğundan havanın oluşturduğu sürtünme kuvveti yüksektir.

Günümüzde yüksek hızda hareket eden uçaklarda çoğunlukla geriye doğru eğimli kanatlar
kullanılıyor. Bu kanat tasarımında oluşan hava sürtünmesi düşüktür. Bu da uçakların daha yüksek
hızlarda hareket etmesine imkân verir. Ancak geriye doğru eğimli kanatları olan uçaklarda düşük
hızlarda uçuş dengeli değildir. Bu tasarımda kanadın geriye doğru ne kadar yatık olduğu uçağın
özelliklerini belirgin şekilde etkiler. Ticari yolcu uçaklarında kanat eğimi dengelidir. Bu sayede hem
hava sürtünmesi düşüktür hem de düşük hızlarda uçuş dengelidir. Geriye doğru belirgin şekilde eğimli
olan kanatlar çoğunlukla savaş uçaklarında kullanılır. Bu kanat tasarımında düşük hızlarda uçuş
dengeli olmadığından, savaş uçakları havalanırken ve alçalırken yüksek hızda hareket eder.

Delta kanat tasarımı aslında geriye doğru eğimli kanat tasarımının gelişmiş şekli olarak kabul
edilebilir. Yukarıdan bakıldığında kanatlar uçağın arka bölümünde bir üçgen şeklinde görülür.
Çoğunlukla sesten hızlı hareket eden hava araçlarında, örneğin savaş uçaklarında tercih edilir. Ses hızı
aşıldığında oluşan şok dalgası kanatlara etki eden sürtünme kuvvetinin belirgin şekilde artmasına
neden olur. Delta kanatların çoğunlukla sesten hızlı hareket edebilen uçaklarda tercih edilmesinin
sebebi, uçak ses hızında iken oluşan ses duvarı nedeniyle hava sürtünmesindeki artıştan daha az
etkilenmeleridir. Delta kanat, bugüne kadar ticari olarak hizmet vermiş iki yolcu uçağında (Concorde
ve Tupolev Tu-144) kullanılmıştır. Ancak günümüzde hizmette olan süpersonik yani sesten hızlı
hareket eden bir yolcu uçağı yok.

Delta Delta, süpersonik uçaklarda kullanılan çok düşük en boy oranlı bir kanattır, özellikle de
Avrupa'da tasarımlar. Delta kanadın temel avantajları, tüm uçuş rejimlerinde (ses altı, ses ötesi ve ses
üstü) verimli olmasıdır. Ayrıca kanat, şekil için geniş bir kanat alanı sunarak kanat yükünü azaltır ve
manevra kabiliyetini artırır.

Delta kanat tasarımı da yapısal olarak çok güçlüdür ve dahili yakıt için büyük hacim sunar. Delta
kanatların yapımı ve bakımı da oldukça basittir.

Başlıca dezavantajları, düşük en-boy oranı nedeniyle yüksek indüklenmiş sürüklemeye sahip olmaları
ve ayrıca düşük hızlarda yüksek hücum açısına sahip olmaları (kalkış ve iniş), esas olarak bu hızlarda,
asansörün girdaplar tarafından üretilmesi nedeniyle. Bunu telafi etmek için yüksek durma açılarına
sahipler.
Uçaklarda Stall Ve Surge Olma Durumları Nelerdir ?

Uçaklarda stall ve surge, havacılık alanında sıkça karşılaşılan terimlerdir ve uçağın performansı
üzerinde önemli etkilere sahiptir. Bu terimler, uçakların hızlanma ve yükselme süreçleri üzerinde
belirleyici olan aerodinamik fenomenlerdir.

Stall, uçağın kanatlarının aşırı saldırı açısı nedeniyle havanın üzerinden akışının kesilmesi ve kanatların
kaldırma kuvvetini kaybetmesi durumudur. Bu durumda uçakta ani bir düşüş yaşanabilir ve kontrol
kaybı riski artar. Pilotlar, bu durumun oluşmaması için özel eğitim alır ve dikkatli bir şekilde uçağı
kontrol etmelidir.

Surge ise motorlarda görülen bir durumdur. Bu durumda motorun içerisindeki basınç dengesi bozulur
ve motorun çalışma süreci kesintiye uğrayabilir. Bu durumda motorun performansı düşer ve uçağın
hızlanma ve yükselme kabiliyeti olumsuz etkilenir. Pilotlar, motorlu uçuşlarda bu durumun oluşma
ihtimaline karşı hazırlıklı olmalı ve gerekli önlemleri almalıdır.

Stall ve surge, pilotların ve mühendislerin sıkı bir şekilde takip ettiği konulardır. Uçakların güvenliği ve
performansı için bu fenomenlerin iyi anlaşılması ve kontrol altında tutulması son derece önemlidir.
Bu nedenle, havacılık endüstrisi sürekli olarak bu konularda araştırma ve geliştirme çalışmalarını
sürdürmektedir. Sonuç olarak, stall ve surge gibi aerodinamik ve motor performansıyla ilgili durumlar,
uçakların güvenliği ve verimliliği üzerinde büyük etkiye sahip olup, havacılık profesyonelleri
tarafından yakından takip edilmektedir.

Uçağın Stall Olduğu Nasıl Anlaşılır?

Stall olma aşamasında kanat üzerindeki kontrol yüzeylerinde oluşan türbülans nedeniyle, uçakta
titreme ve sarsıntı başlar. Bu titreşim pilotu uyarır. Ayrıca uçaklarda “Stall uyarıcı” uyarı sistemleri
ışıkla ve sesle, bazı uçaklarda pilot levyesini suni olarak sarsıcı bir mekanizma “Stick shaker: levye
sarsıcı” ile pilotu uyarır. Stall dan kurtulmanın tek yolu hücum açısını azaltmak ve motor gücünü
artırmaktır. Bu nedenle birçok modern uçakta stall durumunda pilot bir şey yapmazsa otomatik
olarak levyeyi öne iterek uçağın burnunu aşağı yönlendiren sistemler bulunmaktadır. Bu sistemler:

• STALL ŞERİTİ(STALL STRIP) : Kanat köküne yakın hücum kenarına konulmuş bir ince plaka olup
yüksek hücum açılarında bulunduğu bölgedeki havayı karıştırarak kanadın kök kısmına yakın bölgenin
“stall” olmasına neden olur. Bu kanatçık kontrolleri hala geçerli iken olacağından pilot durumu
düzeltebilir.
• BURKULMUŞ KANAT: Kanat kökünün açısı kanat ucuna göre daha yüksek yapılır. Böylece kanat
kökünün daha önce “stall” olmasına neden olur.

• DEĞİŞKEN KESİTLİ KANATLAR : Bazı uçakların kanatlarının gövdeye yakın kısmında yüksek hızlara
uygun kanat kesiti kullanılır, kanat ucuna doğru olan kısmında ise düşük hıza uygun kesit kullanılır.
Düşük hız kesitli kanat gövdeye yakın olan kısma göre daha geç “stall” olacağından stall başlangıcında
kanatçıkların etkisi devam eder, pilot uçağın yatış kontrolüne hakim olur.

• LEVYE SARSICI (STICK SHAKER) : “Stall” başlayınca pilot levyesini suni olarak sarsmaya başlayan bir
sistemdir.

• LEVYE İTİCİ (STICK PUSHER) : Pilot levyesini sarsarak ve sesli / ışıklı sistemle uyaran sistem. Pilot bir
şey yapmazsa levyeyi otomatik olarak öne iterek uçağın burnunu yere doğru yönlendirir ve kanat
hücum açısını azaltır.

• SESLİ VE IŞIKLI “STALL” UYARI SİSTEMİ : Stall başlangıcında ses ve ışıkla pilotu uyarır.

Stall hızını etkileyen faktörler nelerdir?

1) TÜRBÜLANS (Havadaki Karışıklıklar): Havadaki giradaplar/türbülanslar özellikle iniş durumunda


yavaş uçan uçaklarda uçak normal stall hızının üstünde uçsa bile stall olmasına yol açar. Bu yüzden
uçaklar iniş sırasında, hava türbülanslı ise daha yüksek bir yaklaşma hızı ile inerler.

2) YATIŞ AÇISI: Yatay durumdaki uçakların stall hızları ile yatış yaparken olan stall hızları aynı değildir.
Düz uçuşta daha düşük olan stall hızı ani ve keskin yatışlarda daha yüksek hızlarda olur.

3) AĞIRLIK: Uçağın ağırlığı arttıkça stall hızı artar.

4) AĞIRLIK MERKEZİNİN YERİ: Uçaktaki ağırlık merkezi fazla miktarda önde olursa pilot uçağın
burnunu yukarı kaldırmak için yatay dümenleri yukarı konumuna getirmek ve hızı artırmak
durumundadır. Bu konumda uçak normal stall hızından daha yüksek hızda stall olur. Ağırlık merkezi
geride olursa stall hızı azalır.
5) FLAPLAR: Flapları açarak uçakların stall olma hızı düşürülür. Flaplarla uçaklar daha yavaş bir hızla,
stall tehlikesi olmadan inebilirler.

6) BUZLANMA: Kanatların üzerinde oluşan buzlanma kanat üst yüzeyini pürüzlü yapar ve düzgün
hava akımını bozar. Bu da stall hızını artırır hatta uçuşu tehlikeli hale sokar.

7) SÜRATSİZ KALMA HIZI: Her uçağın bir minimum süratsiz kalma hızı vardır. Uçak yavaşladıkça
uçağın kaldırma kuvveti azalır. Kaldırma kuvveti uçağın ağırlığından az olmaya başladığı noktaya
süratsiz kalma hızı denir. Bu durumda uçak yükseklik kaybetmeye başlar. Kanada çarpan hava akımı
kanat hücum kenarına paralel geleceğine kanat alt yüzeyine doğru bir açıyla gelmeye başlar. Yani
Hücum açısı artar. Belli bir alçalma hızında da stall olayı olur.

Low Speed Stall :

Düşük hızlarda kritik Aoa (16) aşıldığında meydana gelir.

Hava akımı, kanat üst arka kenardan ayrılır.

Lift azalır.

Drag artar.

Tırmanış ve Alçalış:

Ufki koordineli ve sabit bir yatış açısı ile dönüşteki bir uçağın dönüş içindeki kanadı daha düşük
süratte bir hava akımına maruz kaldığı için daha az lift kuvveti üretir.

Lövye geri kuvveti sabit tutulursa yatışın artma eğilimi olur.(over rolling tendency)

Arzu edilen yatış açısı elde edildikten sonra pilot aileron’ları yatışın aksi yönüne bir miktar
saptırmalıdır.Sürat düştükçe sasptırılacak aileron miktarı da artar.

Tırmanışlı Ve Alçalış Dönüşlerinde Stall

Tırmanışlı dönüşler esnasında ise uçak yukarı doğru bir spiral yol çizer.Böylece ,Relative Air Flow
yukarıdan aşağı doğru gelir ve kanatlarla karşılaşır.Bu şekilde de hem Aoa hem de onların Lift
katsayılarını (CL) değiştirir.

Alçalış dönüşleri esnasında bir uçak aşağı doğru spiral bir yol çizer ve relative air flow aşağıdan yukarı
doğru gelerek kanatlarla karşılaşır. Böylece dönüş içindeki kanadın hücum açısı (AoA) artar ve karitik
hücum açısına daha erken ulaşarak stall olabilir.

Çapraz kumanda stall’u :

Çapraz kumanda stall’u, yüksek hücum açısında uçulurken, aileron’a zıt yönde rudder uygulanması
veya aileron’la aynı yönde fakat çok fazla rudder uygulanması sonucu oluşur.

Bu durum kayış göstergesinde bull’un nötrtden dışa doğru kayması ile belli olur.

Çapraz kumanda stall’u küçük bir uyarıyla veya uyarı olmaksızın oluşabilir. Bir kanat, diğerinden daha
önce stall olursa çok şiddetli kanat düşmesi oluşabilir.

Uçağın koordineli uçuşunu sağlamak için her durumda özellikle de düşük hız ve yüksek hücum açısı
durumlarında rudder kullanılmalıdır.

İçgüdüsel olarak kanat düşmeleri aileron kullanımı ile düzeltilmeye çalışılmamalıdır.


Buzlanma kaynaklı stall’lar:

Buzlanmadan kaynaklanan ve sert yatış salınımları ve kontrol kaybı ile sonuçlanan, stall hızının
üzerindeki hızlarda oluşan ve fark edilemeyen stall çeşididir.

Aniden oluşup herhangi bir ikaz vermemesinden dolayı fark edilemeyen buz kaynaklı stall’lar, en
tehlikeli stall çeşididir.

Shock stall:

Bir uçağın kanatları üzerindeki hava akışının, Mach numarasında veya üzerinde uçtuğunda oluşan şok
dalgaları tarafından bozulmasıyla oluşan stall’dur.

Bu durumda; lift kuvveti, uçağın ağırlık değerinin altındaki bir değere düşebilecektir.

Deep stall/ super stall

Deep stall (Derin stall ) / super stall: iki ayrı kuyruk yapısına göre farklı karakteristik sergiler.

--Elevatörleri aşağıya monteli kuyruk yapısına sahip uçaklarda:

Stall başlangıcında: kanattan ayrılan hava akımı kuyruk yüzeyinin (tail surfaces) sarsılmasına neden
olur ve prestall’da uçak otomatik olarak burun-aşağı dalar (pitch) ve böylece hücum açısını azaltır.

Stall’da ise; tailplane etkenliğini muhafaza eder çünkü bozulan hava onun üstünden geçer.

--T kuyruk yapısına sahip uçaklarda:

Stall başlangıcında; kanattan ayrılan hava akımı kuyruk takımının altından geçeceği için kuyruk
takımında bir sarsılma ve ikaza neden olmaz.

Stall’da ise; stall olmuş kanattan ayrılan düşük enerjili türbülanslı hava, yüksek seviyeli kuyruk takımı
(‘’T kuyruk’’) üzerinden akar.

Tailplane aniden stall’un tüm etkilerine maruz kalır. Elevatörler ve rudder uçağı kurtarmada etkisiz
hale gelirler.

Bu durum elevatör etkinliğini önemli ölçüde düşürerek pilot için hücum açısını düşürmeyi imkansız
kılar.

Uçak, deep stall denilen durumda sabitleşecektir.

Geriye ok açılı kanadın, önce kanat uçlarına yakın bölgeden başlayarak stall olmaya meyilli olduğunu
söylemiştik.

Kanat uçları ,ağırlık merkezinin (cg) arka tarafında bulunduğundan ,uçlardaki Lift kuvveti kaybı ,yukarı
pitch hareketinin hızla artmasına ve sonuç olarak hücum açısının artmasına neden olur .Pitch –up
sonucu otomatik olarak artan hücum açısı kanadın daha büyük bir bölümünün stall olmasına neden
olur.Drag kuvveti hızlı bir şekilde artar.Lift kuvveti azalır ve uçak ani olarak sabit burun yukarı
vaziyette düşüşe geçer. Bu durum A0A açısının daha fazla yükselmesine neden olur.
Accelerated veya G Stall :

Bu ise kanatlardan herhangi biri stall hücum açısına eriştiğinde meydana gelir ve aynen bir
konvansiyonel stallun herhangi bir hava hızında oluşması gibidir.

Power On Stall (Gazlı Stall):Normal take-off ve departure durumlarını simule ederek,iniş takımları
açık ve power-on durumda yaklaşan ve tamamen gelişmiş bir stallun belirtilerini tanımaya yardımcı
olur ve minimum bir irtifa kaybıyla hızlı ve etkili kurtarma kazanımları sağlar.

Power Off Stall:Normal approach to landing simülasyonunu gerçekleştirir.Uçak


konfigürasyonu,landing (iniş) konfigürasyonunda ‘set up’ edilmelidir.Bu stall,gerçek bir
desending,simüle edilen acil bir durum veya iniş hızının kontrol edilmediği herhangi bir power off
durumunda meydana gelir.

Secondary Stall:Secondary stall, bir stalldan kurtulmaya çalışırken ikinci bir stall’a sebebiyet
verilmesidir.Bu durum genellikle stall’dan kurtulmayı hızlandırmayı çalışma sonucu meydana gelir.

Stall çeşitlerini öğrendikten sonra yapılması gerekenler ise bir görsel üzerinde gösterildi.

Delta Kanatlarda Dezavantajları Önlemek İçin Geçmişte Yapılmış Çalışmalar:

Delta kanatlar, havacılık endüstrisinde genellikle yüksek ses hızlarında ve manevra kabiliyeti
gerektiren uçaklarda tercih edilen bir kanat tasarımıdır. Ancak, delta kanatlarının bazı
dezavantajları da bulunmaktadır. Bu dezavantajların giderilmesi için havacılık endüstrisi uzun
yıllar boyunca çeşitli çalışmalar yürütmüştür. Bu çalışmaların bazıları aşağıda açıklanmıştır:

1. Yükleme Dengeleme Sistemleri: Delta kanatlı uçaklarda yüksek hızlarda kontrolün


sağlanabilmesi için yükleme dengeleme sistemleri kullanılmıştır. Bu sistemler, uçağın
dengesini sağlamak ve manevra kabiliyetini artırmak için kanat ucuna monte edilen özel
ekipmanlardır. Bu sayede uçağın stabilitesi artırılarak dezavantajlarının önüne geçilmeye
çalışılmıştır.

2. Daha İyi Aerodinamik Tasarım: Delta kanatların aerodinamik dezavantajlarını gidermek


için daha iyi tasarlanmış kanat profilleri ve yüzeyler kullanılmıştır. Bu sayede uçakların
performansı artırılmış ve istenmeyen etkiler minimize edilmiştir.

3. Yüksek Çalışma Sıcaklıklarına Dayanıklı Malzemeler: Delta kanatlı uçaklarda, kanat


uçları ve diğer kritik bileşenlerde yüksek sıcaklık ve basınca dayanıklı malzemelerin kullanımı
üzerine araştırmalar yapılmıştır. Bu sayede uçakların yüksek hızlarda ve stres altında daha
güvenli bir şekilde çalışmasına olanak sağlanmıştır.
4. Bilgisayar Destekli Uçuş Kontrol Sistemleri: Üçgen kanatlı uçakların aerodinamik
özelliklerini daha iyi kontrol etmek ve dezavantajlarını azaltmak amacıyla bilgisayar destekli
uçuş kontrol sistemleri geliştirilmiştir. Bu sistemler, uçuş sırasında otomatik olarak kanat
kontrolünü sağlayarak pilota destek olmaktadır.

Yukarıda açıklanan çalışmalar, delta kanatlı uçakların dezavantajlarının giderilmesi ve


performanslarının artırılması için yapılmıştır. Havacılık endüstrisi sürekli olarak bu tür
çalışmaları sürdürmekte ve delta kanatlı uçakların tasarımı ve performansında sürekli
iyileştirmeler yapmaktadır. Bu sayede, delta kanatlı uçaklar daha güvenli, verimli ve etkili bir
şekilde kullanılmaktadır.

Uçaklarda kanard nedir ve ne için kullanılır ?

Uçaklarda, kanard genellikle uçağın burun kısmında bulunan ve kanatların öndeki


küçük kanatçıklardır. Kanardlar, uçağın aerodinamik davranışını kontrol etmek, uçuş
sırasında dengeyi sağlamak ve manevra kabiliyetini artırmak için kullanılır. Kanardlar,
uçağın kontrol yüzeylerini tamamlayarak uçağın uçuş sırasındaki performansını
iyileştirmeye yardımcı olurlar.

Kanardların birincil amaçlarından biri, uçağın aerodinamik performansını artırmaktır.


Kanardlar, uçağın havada tutunma kabiliyetini artırarak uçuş sırasında stabilite ve
kontrolü sağlarlar. Aynı zamanda, kanardlar uçağın burun kısmındaki aerodinamik
etkileşimi düzenleyerek uçağın uçuş sırasında daha verimli olmasını sağlarlar.

Kanardlar ayrıca uçağın manevra kabiliyetini artırmak için de kullanılırlar. Uçağın


burun kısmında bulunan kanardlar, uçağın yüksek hızlarda ve düşük hızlarda daha iyi
manevra yapmasını sağlar. Kanardlar sayesinde uçağın dönüş kabiliyeti artırılır ve uçuş
sırasında daha iyi kontrol sağlanır.

Ayrıca, kanardlar uçağın denge noktasını kontrol etmek için de kullanılırlar. Uçağın
ağırlık dağılımını düzenlemek ve uçağın denge noktasını kontrol etmek için kanardlar
kullanılarak uçağın uçuş sırasındaki denge ve stabilitesi sağlanır.

Sonuç olarak, kanardlar uçakların aerodinamik performansını artırmak, manevra


kabiliyetini sağlamak ve dengeyi korumak için kritik bir rol oynarlar. Havacılık
endüstrisi, kanard sistemlerini sürekli olarak geliştirerek uçakların performansını
iyileştirmekte ve daha güvenli, verimli uçuşlar sağlamaktadır.
Kanard Çeşitlleri Nelerdir ?

Uçuşlarda kullanılan kanardlar, uçak kanatları üzerinde bulunan küçük kanatçıklardır


ve uçağın aerodinamik performansını artırmak amacıyla kullanılır. Kanatların yukarı
kısmında bulunan ana kanatlara göre daha küçük olan kanardlar, uçağın yönünü
değiştirmesi ve dönüşlerde daha hassas bir kontrol sağlaması için tasarlanmıştır.
Ayrıca kanardlar, yüksek hızlarda uçarken oluşan türbülansı azaltarak uçuş güvenliğini
artırır.

Uçak kanatlarında kullanılan kanardların çeşitleri şunlardır:

1. Sabit Kanardlar: Bazı uçak modellerinde kanatların sabit bir parçası olarak
tasarlanmış kanardlar bulunur. Bu tür kanardlar, uçağın denge ve yönlendirme
özelliklerini artırmak için kullanılır. Sabit kanardlar genellikle küçük hava araçlarında ve
planörlerde görülür.

2. Yönlendirilebilir Kanardlar: Bazı modern uçaklarda, kanardlar hareketli bir


mekanizma ile donatılmıştır. Bu sayede pilotların uçağın dönüşlerini ve manevralarını
daha hassas bir şekilde kontrol etmelerine olanak tanır. Yönlendirilebilir kanardlar,
uçağın performansını artırarak daha düzgün ve kontrollü bir uçuş sağlar.

3. Dijital Kanardlar: Son teknoloji uçaklarda dijital kanardlar kullanılmaktadır. Bu tür


kanardlar, uçağın aerodinamik özelliklerini dijital olarak kontrol edebilme imkanı
sunar. Bu sayede uçuş performansı en üst düzeye çıkarılır ve uçağın manevra kabiliyeti
artırılır. Dijital kanardlar, uçağın stabilitesini ve verimliliğini artırmak için uçuş sırasında
sürekli olarak ayarlanabilir.

Kanardların uçak üzerindeki konumu ve tasarımı, uçağın aerodinamik özelliklerini


etkiler ve uçuş performansını artırmak için optimize edilir. Kanardlar, uçağın dönüş,
manevra ve stabilite kabiliyetini artırarak pilotlara daha güvenli ve kontrol edilebilir bir
uçuş deneyimi sunar. Ayrıca, kanardlar sayesinde uçakların türbülansla başa çıkma
yetenekleri artar ve daha stabil bir uçuş gerçekleşir. Bu nedenle, kanardlar uçaklarda
önemli bir rol oynar ve aerodinamik performansı artırmak için başarılı bir şekilde
kullanılmaktadır.
Kanardların Yapısal Olarak Çeşitleri

Taşıma üreten kanart (lifting-canard): Bu tip kanatlar, ana kanada yardımcı olarak
taşıma üretir. Bu konfigürasyon, taşıma kaynaklı sürüklemenin azalmasını (induced
drag) ve uçuş süresinin artmasını sağlar. Şöyle ki, genellikle hava araçlarında ağırlık
merkezi aerodinamik merkezinin önündedir bu sayede uzunlamasına stabilite artırılır.
Oluşan momentin dengelenmesi için kuyruğun aşağı doğru bir kuvvet oluşturması
gerekir (downforce). Statik olarak dengenin oluşması için ise taşıma kuvveti, ağırlık ve
downforce’un toplamına eşit olmalıdır.

Şimdi kanart yapısına sahip bir uçağı düşünelim. Bunu kuyruğun öne taşınmış hali
olarak yorumlayabiliriz. Ağırlık merkezinin aerodinamik merkezinden önde olduğunu
varsayarsak, momentin dengelenmesi için kanartın pozitif taşıma üretmesi gerekir.
Statik denge için ise kanat taşıma kuvveti ve kanart’ın taşıma kuvvetinin toplamı,
ağırlığa eşit olmalıdır. Yani, 1000 kg’lık bir aracın kanart’ının oluşturduğu taşıma 250
kg ise, kanadın taşıması 750 kg olmalıdır. Toplam taşıma kuvveti düştüğünden dolayı,
indüklenmiş sürükleme de azalır. Ayrıca, taşıma artışına bağlı sürükleme parabolik bir
şekilde artar dolayısıyla 100 kg’lık bir taşıma yerine 70 + 30 kg’lık bir taşıma daha az
sürükleme oluşturur.
Kontrol yüzeyi kanart’ı: Bu konfigürasyonda kanart, yunuslama momenti oluşturmak
için kullanılır, normal seyirde taşıma üretmez. Bu da uçağın manevra kabiliyetini artırır.
Modern savaş uçaklarında genellikle bu konfigürasyon kullanılır veuçuş kontrol
sistemi tarafından yönetilir.

Bazı kanartların arkasında flaplar bulunur, bunlar hava aracına trim vermek için
kullanılır.

Uçaklarda Kanardların Avantajları ve Dezavantajları

Uçaklarda kullanılan kanardlar, aerodinamik performansı artırmak, uçağın denge ve kontrolünü


sağlamak ve manevra kabiliyetini iyileştirmek için kullanılan önemli bir öğedir. Ancak, kanardların
avantajları olduğu kadar dezavantajları da bulunmaktadır. Bu yazıda, uçaklarda kanardların
avantajları ve dezavantajları ele alınacaktır.

Avantajlar:
1. Manevra Kabiliyeti:
Kanardlar, uçağın manevra kabiliyetini artırır. Yüksek hızlarda ve düşük hızlarda daha iyi manevra
yapma yeteneği sayesinde pilotlar uçakları daha kolaylıkla kontrol edebilir.

2. Aerodinamik Performans:
Kanardlar, uçağın aerodinamik performansını artırır. Bu, uçağın havada tutunma kabiliyetini artırarak
uçuş sırasında stabilite ve kontrolü sağlar.

3. Denge ve Stabilite:
Kanardlar, uçağın denge noktasını kontrol etmek için kullanılır. Bu sayede uçağın ağırlık dağılımı
düzenlenir ve uçağın uçuş sırasındaki denge ve stabilitesi sağlanır.

Dezavantajlar:

1. Direnç:
Kanardlar, uçağın burun kısmında bulunduğu için hava direncine maruz kalırlar. Bu da uçağın hava
akışıyla olan etkileşimini artırarak daha fazla direnç oluşturabilir.

2. Yük Dağılımı: Kanardların uçağın burun kısmında bulunması, yük dağılımını etkileyebilir. Bu durum,
uçağın tasarımını ve denge noktasını etkileyebilir.

3. Kompleks Sistem: Kanardlar, uçakların aerodinamik sistemini karmaşık hale getirebilir. Bu da


bakım ve onarım süreçlerini zorlaştırabilir.Sonuç olarak, kanardların uçaklarda birçok avantajı
bulunmasına rağmen, hava direnci oluşturarak performansı etkileyebilir ve uçağın tasarımını karmaşık
hale getirebilir. Bununla birlikte, havacılık endüstrisi, kanard sistemlerini sürekli olarak geliştirerek
avantajları daha fazla artırmak ve dezavantajları en aza indirmek için çalışmaktadır. Bu sayede uçaklar
daha güvenli, verimli ve performanslı bir şekilde uçabilir.

.
Uçaklarda Kanard Kullanımı Dışında Stall'u Önlemek İçin Yapılan Çalışmalar

Uçaklarda stall, uçak kanadının aerodinamik olarak tamamen hava akışını kaybettiği ve uçağın kontrol
edilemez hale geldiği tehlikeli bir durumdur. Bu durum genellikle yavaş hızlarda veya yüksek açılarda
gerçekleşir ve ciddi bir tehlike oluşturabilir. Bu nedenle, havacılık endüstrisi, stall'un önlenmesi ve
pilotların bu durumla başa çıkması için çeşitli çalışmalar yapmaktadır. Bu yazıda, uçaklarda stall'u
önlemek için kanard kullanımı dışında yapılan çalışmaları ele alacağız.

1. Yüksek Teknolojili Stall Uyarı ve Önleme Sistemleri: Yüksek teknolojili uçaklarda, stall'u önlemek
için çeşitli sistemler bulunmaktadır. Bunlar arasında çeşitli sensörler, stall durumunda pilotları
uyaracak sistemler, otomatik düzeltme sistemleri ve uçuş sırasında uçağın otomatik olarak hızını ve
açısını kontrol eden sistemler bulunur.

2. Eğitim ve Simülasyon: Pilot eğitimi ve simülasyonlar, stall durumunda nasıl tepki verileceği
konusunda pilotları eğitmek için kullanılan önemli bir araçtır. Bu sayede pilotlar, teorik ve pratik
olarak stall durumuyla nasıl başa çıkacaklarını öğrenirler ve gerçek uçuş sırasında bu durumla daha
etkili şekilde baş edebilirler.

3. Aktif Aerodinamik Kontrol Sistemleri: Bazı uçaklarda, aerodinamik kontrol sistemleri kullanılarak
stall riski minimize edilmeye çalışılır. Bu sistemler, uçağın hava akışını otomatik olarak kontrol ederek
uçağın stabilitesini sağlayarak potansiyel stall durumlarına karşı koruma sağlar.

4. Yüksek Performanslı Kanat Tasarımları: Uçakların tasarımında kullanılan yeni kanat geometrisi ve
yüzey yapısı gibi özellikler, aerodinamik performansın artırılmasına ve stall riskinin azaltılmasına
yardımcı olabilir.

Sonuç olarak, havacılık endüstrisi, uçaklarda stall riskini minimize etmek için sürekli olarak
çalışmaktadır. Yüksek teknoloji, eğitim, aerodinamik tasarım ve sistemlerin entegrasyonu gibi çeşitli
faktörler, uçaklarda stall riskini önlemek için kullanılan ve geliştirilen önemli araçlardır. Bu çalışmalar
sayesinde, uçakların daha güvenli ve daha az riskli bir şekilde uçması sağlanmaktadır.

Flap Nedir? Uçakta Ne İşe Yarar?

Uçaklar, hava taşıtları arasında en güvenli ve etkili olanlardan biridir. Bir uçak, kalkış, iniş ve düşük
hızlarda daha iyi performans göstermek için çeşitli aerodinamik özelliklere sahiptir. Bu özelliklerden
biri de flap'lardır. Peki, flap nedir ve uçakta ne işe yarar? Bu sorulara cevap vermek için flap'ların
tanımını ve görevlerini inceleyelim.

Flap Nedir?

Flap'lar, uçağın kanatlarının arka kenarına monte edilen hareketli parçalardır. Uçağın kalkış, iniş ve
düşük hızda daha iyi performans göstermesine yardımcı olmak için tasarlanmıştır. Genellikle uçuş
öncesi ve uçuş sırasında pilotlar tarafından kontrol edilebilen bu hareketli parçalar, uçağın
aerodinamik özelliklerini değiştirerek uçuş sırasında farklı hızlarda daha stabil ve güvenli bir uçuş
sağlar.

Flap'ların Görevleri

1. Kalkış Sırasında: Uçağın kalkış sırasında hızlanabilmesi için flap'lar kullanılır. Flap'ların açılması,
uçağın kanat yüzey alanını artırır ve bu da daha fazla kaldırma kuvveti üretir. Böylece uçak daha
düşük hızlarda kalkış yapabilir ve daha kısa pist mesafeleri kullanabilir.

2. İniş Sırasında: Uçak iniş sırasında düşük hızlarda ve dik açılarda yaklaşım yapabilmek için flap'ları
kullanır. Flap'ların açılması, uçağın kanatlarının daha fazla kaldırma kuvveti üretmesini sağlar ve bu da
uçağın daha düşük hızlarda ve dik açılarda iniş yapabilmesine yardımcı olur.

3. Düşük Hızlarda: Flap'lar, düşük hızlarda uçmanın daha stabil ve güvenli olmasına yardımcı olur.
Uçak, düşük hızlarda daha fazla kaldırma kuvveti üretebilir ve daha kontrollü bir uçuş
gerçekleştirebilir.

Sonuç olarak, flap'lar uçağın kalkış, iniş ve düşük hızlarda daha iyi performans göstermesine yardımcı
olan önemli bir aerodinamik parçadır. Flap'ların pilotlar tarafından kontrol edilebilmesi, uçağın farklı
uçuş koşullarına göre aerodinamik özelliklerini değiştirme yeteneği sunar. Bu da uçağın daha güvenli
ve etkili bir uçuş yapmasını sağlar.

Uçaklarda Flap Çeşitleri Nelerdir?

Uçakların aerodinamik özelliklerini iyileştirmek ve uçuş performansını artırmak için kullanılan flap'lar;
farklı tiplerde ve görevlerde tasarlanmıştır. Flap'ların farklı çeşitleri, uçağın farklı uçuş aşamalarında
ihtiyaç duyduğu aerodinamik destekleri sağlar. İşte uçaklarda yaygın olarak kullanılan flap çeşitleri:

1. Plain Flap (Düz Flap): Plain flap, uçağın kanatlarının arka kenarı boyunca düz bir şekilde açılan basit
flap türüdür. Bu tür flap'lar, genellikle küçük ve orta büyüklükteki uçaklarda kullanılır. Plain flap'lar,
kalkış ve iniş sırasında ek kaldırma kuvveti üretir ve düşük hızlarda daha iyi performans sağlar
2. Split Flap (Bölünmüş Flap): Split flap, açıldığında kanat alt yüzeyinden dışarı doğru bölünmüş bir
görünüm oluşturan flap türüdür. Bu tür flap'lar, özellikle eski modellere ve bazı tarihi uçaklara
özgüdür. Split flap'lar, genellikle kalkış ve iniş sırasında ek kaldırma kuvveti sağlar.

3. Fowler Flap: Fowler flap'lar, uçak kanatlarına monte edilen en yaygın flap türlerindendir. Kanat alt
yüzeyinden dışarı doğru açılarak hareket eden bu flap'lar, kalkış ve iniş sırasında kanat profilini
büyüterek ek kaldırma kuvveti üretir. Fowler flap'lar, düşük hızlı ve dik açılı inişlerde de kullanılır.
4. Slotted Flap: Slotted flap'lar, genellikle yüksek performanslı ve jet uçaklarında tercih edilen bir flap
türüdür. Kanat üst yüzeyinden dışarı doğru açılarak hareket eden bu flap'lar, kanat alt yüzeyine hava
akışını sağlayan yarıklara sahiptir. Bu özellikleri sayesinde slotted flap'lar, yüksek kaldırma kuvveti
üretir ve düşük hızlarda daha stabil bir uçuş sağlar.

5. Krueger Flap: Krueger flap'lar, kanat ön kenarı boyunca açılan ve dışarı doğru hareket eden flap
türüdür. Bu flap'lar, özellikle büyük uçaklarda ve yüksek kanat özelliklerine sahip uçaklarda kullanılır.
Krueger flap'lar, uçağın düşük hızlarda daha iyi manevra kabiliyetine sahip olmasını sağlar.

Sonuç olarak, flap'ların farklı tipleri, uçakların farklı uçuş aşamalarında (kalkış, iniş, düşük hızlı uçuş
vb.) ihtiyaç duyduğu aerodinamik destekleri sağlamak üzere tasarlanmıştır. Her flap türü, uçuş
performansını artırmak ve uçağın güvenliği için önemli bir rol oynar. Bu çeşitlilik, uçak tasarımında ve
uçuş mühendisliğinde farklı ihtiyaç ve koşullara uygun çözümler sunarak havacılık endüstrisine katkı
sağlar.
KAYNAKÇA

1. C. Pevitt, F. Alam, Özel bir delta kanadı etrafında Statik Hesaplamalı Akışkanlar Dinamiği
simülasyonları, Computers & Fluids, Cilt. 100, s. 155, 2014

2. RK Nangia ME Palmer İki UCAV tipi kanat plan formunun karşılaştırmalı bir çalışması -
performans ve stabilite hususları Aeronaut J , 10 ( 2006 ) , s. 641 – 658”

3. Araştırma Makalesi ,Havacılık Dergisi , Cilt 108 , Sayı 1079 , Ocak 2004 , s. 27 - 34DOI:
https://doi.org/10.1017/S0001924000004966

4. https://www.tdefenceagency.com/kanart-canard/

5. https://tr.wikipedia.org/wiki/Kanart

6. Borello L and Villero G 1998 Mechanical failures of flap control systems and related
monitoring techniques

7. https://www.faasafety.gov/files/gslac/courses/content/35/376/Use%20of%20Flaps.pdf

8. DNFosthHPAHİrwin,BR Williams, “The İki BoyutluGerçek AkışBir SL civarındaOtted


Flap”,Bakanlıkf Savunma, Aeronautical raraştırma Kons.hastaNo3681, London 1971

9. https://www.flightradar24.com/blog/flaps/

10. General Aviation Aircraft Design (Second Edition), 2022

11. Function, Flap Effectiveness and Operational Procedures’, Flight Study. Accessed online at
https://www.flight-study.com/2019/09/transition-to-complex-airplanes.html on Dec 30,
2022.

12. ‘How The 4 Types Of Aircraft Flaps Work’, Colin Cutler, Bold Method. Published: May 31,
2018. Accessed online at https://www.boldmethod.com/learn-to-fly/aircraft-systems/how-
the-four-types-of-aircraft-flaps-work/ on Dec 30, 2022

13. https://proaviationtips.com/aircraft-flaps/

14. BOLDMETHOD.COM/LEARN-TO-FLY/AIRCRAFT-SYSTEMS/HOW-THE-FOUR-TYPES-OF-
AIRCRAFT-FLAPS-WORK

15. FLIGHT-STUDY.COM/2019/09/TRANSITION-TO-COMPLEX-AIRPLANES
16. https://www.google.com/url?sa=i&url=https%3A%2F%2Fslonder.tripod.com%2Fkumanda
%2Fkumanda.htm&psig=AOvVaw11IS1t16y0M4nHxWqKZEir&ust=1699287719532000&sourc
e=images&cd=vfe&opi=89978449&ved=0CAUQjB1qFwoTCJC2lZmirYIDFQAAAAAdAAAAABAE

17. https://www.pilotmall.com/blogs/news/10-different-types-of-airplane-flaps-photos-included

You might also like