You are on page 1of 2

Tarihten Sayfalar

harflerin s›rr›n› tevdî eden ve basîret sâhiplerinin ibâre-


siyle onlar› deflip ortaya ç›kartan Allah’a hamd” ede-
rek(4) söze bafllad›ktan sonra, henüz kurulmam›fl olan
“Devletü’l-‘Osmâniyye” hakk›ndaki bu bilgileri nas›l el-
de etti¤ini ve hangi amaçla bu eseri te’lif etti¤ini aç›kça
ortaya koyarak; “Allah’›n, bana; ‘Elif. Lâm. Mîm.
Rumlar ma¤lûb oldular. Arz›n size en yak›n yerinde.
Amma onlar bu yenilgilerinden sonra mutlaka gâlip
geleceklerdir. Birkaç y›l içinde. Önünde de, sonun-
da da emir Allah’›nd›r. O gün mü’minler sevinecek-
lerdir. Allah’›n yard›m› ile. O, diledi¤ine yard›m
Muhyiddîn ‹bnü’l-Arâbî -k.s.- eder. O Azîz’dir, Rahîm’dir.’(5) buyru¤u hakk›nda tev-
dî edece¤i gizli s›rlara vâk›f olmay› murâd edince, mu-
Hazretleri, Osmanl› Devleti’ni râkabe hâlinde (onu) Ali -kerremallâhu teâlâ vechehû-
ya sordum. Onu bana apaç›k bir izâhla cevapland›r›p;
Kuruluflundan Yetmifl Sene ‘Onun ad› ‘fieceretü’n-Nu‘mâniyye’ (soy fleceresi) ile
konur!’ buyurdu. Ben de (onun) ‘Devletü’l-‘Osmâniy-
Önce Haber Vermiflti. ye’ zaman›nda vâki olaca¤›n› ö¤renince, sana onlardan
hilâfeti kâ’im k›lacak olan kimseye ve her birinin zama-
Bu mevzu; konunun önemi ve baz› televizyon n›na, hilâfetine ve askerlerine dâir, bu hususta söylene-
dizilerinde gündeme gelmesi sebebiyle, Temmuz bileceklerin tümünü deflip ortaya ç›karmay› arzula-
2005 tarihli Hakikat Dergisi’nde yay›nlanan d›m.”(6)
“Muhyiddîn ‹bnü’l-Arâbî Hazretleri’nin, Osmanl› Hazret’in “Devleti’l-‘Osmâniyye”nin kuruluflundan
Devleti’nin Kuruluflundan Yetmifl Sene Önce yetmifl sene önce müflâhade etti¤i ve insanlara bildir-
Kaleme Ald›¤›; ‘fieceretü’n-Nu‘mâniyye fî Devleti’l- meyi murâd etti¤i bu s›rlar, aradan yetmifl y›l geçtikten
‘Osmâniyye’ Kitab›’nda, Osmanl›’n›n Zuhuruna Dair sonra aflikâr oldu, gerçekten de bu isimde bir devlet
Esrarengiz ‹flaretler” bafll›kl› yaz›dan derlenmifltir. kuruldu ve iflaret edilen hükümdarlarla hükmünü yürüt-
meye bafllad›.
Hakan Y›lmaz
Osmanl› Devleti’nin kuruluflundan elli dokuz y›l Soy Silsilesinden Olan ve “Halîfelik
önce, 1240 mîlâdî y›l›nda fiam’da vefât etmifl olan T›ls›m›”n› Elinde Bulunduran “Sîn”
fieyhü’l-ekber Muhyiddîn ‹bnü’l-Arâbî -kuddise s›rruh- Muhyiddîn ‹bnü’l-Arâbî -kuddise s›rruh- Hazretleri
Hazretleri, henüz ortal›kta ne Osman Gâzî, ne de kura- “fieceretü’n-Nu‘mâniyye”sinde ilk olarak “T›ls›m sâhi-
ca¤› cihân devleti yokken, cifr ilmine ve Kur’an’daki bâ- bi ilk ‘Sîn’”in varl›¤›ndan söz ederek,(7) bugün herkesin
z› Âyet’lere dayanarak “fieceretü’n-Nu‘mâniyye fî çok iyi tan›d›¤› “ilk Selîm”den, yani târihe “Birinci Se-
Devleti’l-‘Osmâniyye” ad›nda bir eser yazm›fl; “Os- lîm” olarak geçen Yavuz Sultan Selîm’den bahseder ve
manl› Devleti Hakk›nda Soy Silsilesi” anlam›na gelen “onun cülûsu”nun “Mim’den sonra” olaca¤›n› söyleye-
bu küçük risâlesinde, kendi ifâdesiyle; “Devleti’l-Osmâ- rek;(8) onun tahta geçiflinin kendisinden önceki en bü-
niyye”(1)den “hilâfeti kâ’im k›lacak olan kimseye” ve bu yük hükümdâr olan Fâtih Sultan “Mehmed”den daha
hânedana mensup olan hükümdarlardan “her birinin sonra oldu¤una iflaret eder. Bu flifreye göre “Mim”den,
zaman›na, hilâfetine ve askerlerine” dâir pek çok gizli yâni “Mehmed”den sonra tahta geçecek olan “Sin” yâ-
bilgiyi ortaya ç›karm›flt›.(2) ni “Selim”; bir “t›ls›m”›n da sahibidir. Peki ona verilen
Muhyiddîn ‹bnü’l-Arâbî -kuddise s›rruh- Hazretleri bu “t›ls›m” nedir? Hazret cümlenin devam›nda iflte bu
te’lif etti¤i “fieceretü’n-Nu‘mâniyye” kitab› ile, kurulu- s›rra iflaret edip, sözünü etti¤i “Sin”in, bugün târih say-
flundan y›k›l›fl›na kadar tasavvuf ehlinin deste¤ine maz- falar›na geçen en büyük ve en aç›k fiilinden haber vere-
har olan ve büyük velîlerin öncülü¤ünde dünyan›n dört rek, “onun için en büyük t›ls›m”›n “hilâfet ifli” oldu¤unu
bir köflesini mesken tutan Osmanl› hânedân›n›, bu dev- söylemektedir.(9)
letin halîfelerine ve yapacaklar› fetihlere ›fl›k tutan müt- ‹flte bu apaç›k keflfiyle fieyhü’l-ekber -kuddise s›r-
hifl keflifleriyle, henüz zuhûr etmeden önce haber ver- ruh- Hazretleri, zuhûrundan yaklafl›k üç as›r önce, hilâ-
mifltir. fetin Osmanl›lar’a bu “Sin”; yâni “Selîm” sayesinde ge-
Osmanl› Devleti’nin mânevî kurucusu fieyh Edebâ- çece¤ini îlân etmifltir.
lî -kuddise s›rruh- Hazretleri’nin, D›maflk’ta ö¤renim
görürken Muhyiddîn ‹bnü’l-Arâbî Hazretleri’nin soh- “Sîn”in “fi›n”a Dâhil Olup, Y›k›k ve
betlerine kat›larak onun terbiyesinde yetiflti¤ini göste- Vîrâne Kabri Ortaya Ç›karmas›:
ren bâz› rivâyetler; fieyhü’l-Ekber -kuddise s›rruh- Haz-
retleri’nin bu devlete yard›m ve deste¤ini yaln›z eser Muhyiddîn ‹bnü’l-Arâbî -kuddise s›rruh- Hazretleri
te’lif ederek de¤il, mânevî silsile yoluyla da sürdürdü- semâda zuhur edecek olan baz› iflaretlere dayanarak;
¤ü düflüncesini akla getirmektedir.(3) kendisine iflaret etti¤i “Sin”in, daha önce kendisine bafl
kald›r›p geri dönmek isteyen “askerleri ittifakla ba¤l›l›k-
Hazret-i Ali -r. anh-in fieyhü’l-Ekber lar›n› koruduklar› hâlde, iki taraf›n da birbirine uygun ta-
Hazretleri’ne Verdi¤i ‹flâretler: v›rlar›yla” sefere devam edip, “zafer sevinciyle fi›n’a
vard›¤› zaman” ; (10) bu kez de takdir edilen yeni bir
Muhyiddîn ‹bnü’l-Arâbî -kuddise s›rruh- Hazretleri “ifl”in onu “zikri geçen ‘fi›n’› mekân tutmaya” iletece¤i-
kitab›nda, “Hikmetlerin remzleri (iflâretleri) sâyesinde ni haber vermifltir. (11) Bu “fi›n”›n “fiam” oldu¤unda

44 Ocak 2015
Tarihten Sayfalar

herkes ittifak etmifltir. Sultan Selîm’in bu-


rada “fi›n” diye iflaret edilen “fiam” flehri-
ni ele geçirmesi, ‹ran topraklar›ndan sonra
Arap ülkelerini de ele geçirece¤ine delâ-
let eder. Nitekim fieyhü’l-Ekber -kuddise
s›rruh- Hazretleri’nin de ifâde etti¤i gibi,
“cifr ilmi”nin üstâd› olan Hazret-i Ali -ker-
remmallâhu vechehû-; “Lâ büdde min
Selîmi âl-i ‘Osmân yemlikü’r-rûmu ve’l-
‘acem, sümme yemlikü cezîrete’l-‘a-
rab.” = (“Osmano¤ullar›’ndan Selîm’in
Rûm’a, Acem’e ve ard›ndan Arap diyâ-
r›na hükmetmesi yak›nd›r!”)(12) sözüyle
buna iflaret etmifltir.
Bundan sonra Hazret, haber verdi¤i
“Sîn”in “zafer sevinciyle fi›n’a vard›¤› za-
man” unutulmufl vîrâne bir kabri a盤a ç›-
karaca¤›n› belirterek; “Y›k›k ve vîrâne olan
kabr”in “onun söylemesiyle ziyâdeleflti-
ril”ece¤ine(13) iflaret etmifltir ki, bu “y›k›k
ve vîrâne kabir” Hazret-i fieyhü’l-Ekber’in, fieyhü’l-Ekber Muhyiddîn ‹bnü’l-Arâbî -kuddise s›rruh- Hazretleri’nin,
üç as›r önce câhiller taraf›ndan y›k›larak Osmanl› Devleti’nin kuruluflundan yetmifl sene önce yazd›¤›
yerle bir edilen kendi kabridir. Onun bu “fieceretü’n-Nu‘mâniyye fî Devleti’l-‘Osmâniyye” adl› eserinin
kerâmeti halk aras›nda daha çok; “‹zâ de- ilk ve son varaklar›. Millet ktp. Ali Emîrî; AY. nr.: 2801 vr. 1b, 6a.
halu Sîn fi’fl-fiîn, zahara fî kabruhû
Muhyi’d-dîn” = “Sîn fi›n’a dâhil olunca, a盤a ç›kar bafllang›çta kendisine iflâret edilene riâyeti zorlafl›r.
kabri Muhyiddîn’in!” ifâdesiyle dile getirilmifltir. ‹kinciye dönüflte, ilke kay›tl› olan durufla aç›kça muhâ-
Hazret’in “fieceretü’n-Nu‘mâniyye” kitab›ndaki lefet edilir. Kötü vas›flara konulmas› gereken herhangi
bu keflfi gerçekten de aynen tecelli etmifl; ç›kt›¤› her bir fley onda tasdik görür. Onun hükmü âhir zamanda
seferde “enbiyâ’ ve evliyâ’dan istimdâd itme¤e” özen zuhur eden ‘Sâd’›n tasarrufuna intikâl eder.”(19) demek
gösteren(14) Sultan Selîm Hân “fiâm-› flerîf’de Sâlih›yye sûretiyle, kanl›-canl› ifâdelerle ayan-beyan gözler önü-
nâm mevzî’”ye gelince,(15) bir “vîrânede medfûn” olan ne sermifltir.
“fieyh Muhyiddîn Arâbî -kuddise s›rruh- Hazretleri’nün O’nun ifâdesine göre, Osmanl› Devleti y›k›l›p da
mezâr”›n›n yerini buldurup “ziyâret itdükde”, bu büyük insanlar bu duruma düfltükten sonra; “Rum, do¤uyu ve
zât›n nûrlu kabrinin bir “harâbede mahzûn oldu¤›”nu bat›y› birlefltirerek mülkü ele geçirir. Böyle olunca da,
bizzat yak›ndan “göricek” , derhâl yan›ndakilere “ol Zemzem’le Safâ aras›ndan büyük ‘Mim’ zuhûr eder ve
mezâr”›n üstüne bir türbe ve “civâr-› mezârda bir câ- lâtif olan ‘⁄ay›n’da kâim olup, kendisine biat edilir.
mi’” yap›lmas›n› emretmifltir.(16) K›sa bir zaman içinde Sonra kullara vaadedilen gelir ve zulüm ve kötülükle
“ol binâ tamâm olub”, Yavuz Sultan Selîm Hân askerle- dolduktan sonra yeryüzüne tekrar adâlet yerleflir.
riyle birlikte “Muharremü’l-harâm’un yigirmi dördünci ‘Son’un zuhûruyla ilk ‘Mim’in hükmü yeniden do¤ar ve
güni sa’âdet-ü ikbâl ile” imâretin bulundu¤u yere “va- onunla yeryüzü yeniden canlan›r.”(20)
rub, câmi’-i cedîdinde Cum’â namâz›”n› edâ etmifl ve Buradan anlafl›l›yor ki, “Devleti’l ‘Osmâniyye” y›k›-
türbenin bak›m›n› üstlenmesi için imârete bir görevli l›nca her ne kadar fitne ve fesad devri bafllam›flsa da,
tâyin etmifltir.(17) Allah-u Teâlâ “‹lk Mim” olan “Muhammed” Aleyhis-
selâm’›n nûrunu yaymak ve ‹slâm’› yeryüzüne tekrar
hâkim k›lmak için “Son Mim” olan “Mehdî”yi gönde-
“Son Mim”in Cülûsu ve recek; onunla yeryüzünü zulüm ve kötülüklerden te-
“Devleti’l-Osmâniyye”nin Y›k›l›fl›: mizleyip, ‹slâm’›n nûru ve adâletiyle yeniden ›slâh ede-
Muhyiddîn ‹bnü’l-Arâbî -kuddise s›rruh- Hazretleri cektir.
“Bahsetti¤imiz fley, son ‘Mim’in cülûsuna kadar devam (1) Eserin ad› bâz› kaynaklarda “ed-Dâ’iretü’n-Nu‘mâ-
eder. O’nun cülûsu, sen; ‘Kabahatlerimiz yüzünden be- niyye” diye geçmektedir. (2) Muhyiddîn ‹bnü’l-Arâbî, “fiece-
lâlarla karfl› karfl›ya geldik!’ deyinceye kadar dosdo¤ru retü’n-Nu‘mâniyye fî Devleti’l-‘Osmâniyye”, Millet ktp. Ali
bir biçimde sürüp gider.”(18) diyerek, Osmanl› soy silsi- Emîrî; AY. nr.: 2801 vr. 1b-2a. (3) TDV “‹slâm Ansiklopedisi”, c.
lesini tamamlayacak olan son hükümdâr›n “Son Mim” b
diye ifâde etti¤i, alt›nc› ve son “Mehmed” olan Sultan 20, s. 513. (4) Muhyiddîn ‹bnü’l-Arâbî, a.g.e. vr. 1 . (5)
Kur’ân-› Kerîm, Rûm (30): 1-5. (6) Muhyiddîn ‹bnü’l-Arâbî,
Mehmed Vâhideddîn Hân oldu¤unu ifflâ etmifltir. b a
Hazret “fieceretü’n-Nu‘mâniyye”nin son sat›rla- a.g.e. vr. 1 -2 . (7-9) Muhyiddîn ‹bnü’l-Arâbî, a.g.e. vr. 2a.
(10-11) Muhyiddîn ‹bnü’l-Arâbî, a.g.e. vr. 3 b-4a. (12-13) Geli-
r›nda; son “Mim”in hükümdarl›¤› ile “Devletü’l-‘Os-
mâniyye” y›k›ld›ktan sonra, âhir zaman›n fitne ve fesad bolulu Mustafa Âlî, “Künhü’l-Ahbâr”., c. 2, s. 1052-1053; Evliyâ
dolu karanl›k günlerine ulafl›laca¤›n› da keflif yoluyla Çelebi, “Seyâhat-nâme”, c. 1, s. 343, bas.: h. 1314. (14, 16)
haber vererek; “‹flte bundan sonra çok büyük bir fitne Hoca Sa’deddîn Efendi, “Tâcü’t-Tevârîh”, c. 2, s. 379. bas.: ‹st.
zuhur eder. Öyle ki; beldeler ele geçirilir, kullar gelip h. 1280. (15) Âlî, a.g.e., c. 2, s. 1186. (17) Celâlzâde Mustafa,
çatm›fl olan, bofl ve hevâ ile dolu yeni bir yeryüzüne “Me’âs›r-› Selîm-Hânî”, British Museum, A-7848, vr. 205a-205b
yönelir. Milletin hükmedicileri el de¤ifltirir ve onlar›n (37-39) Muhyiddîn ‹bnü’l-Arâbî, a.g.e. vr. 5b-6a.

Ocak 2015 45

You might also like