You are on page 1of 6

20 Türk Anayasa Tarilıi

modern devletlerde temel prensiplerden biri oldu. Hatta 1 789


Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi'nin 16. maddesinde
yer aldı.41 Fransa'dan sonra bu düşünce Amerikan Anayasasında
kabul edildi. Çağımızda ise, birçok devletin anayasasında bu
prensip kabul edilmiştir.
Klasik demokrasi düşüncesi, kuvvetler ayrılığı prensibini öz­
gürlüklerin yegane teminatı olarak almış, ulusun temsilcisi ola­
rak seçilen organların egemenliğin tamamını değil, belli bir kıs­
mını kullanma l ar ının bu organların yetkilerini kötüye kullan­
,

malarını önleyeceğini varsaymıştır.


Kuvvetler ayrılığı prensibinde asıl olan, egemenliğin ve ege­
menlik hakkının ulusta olduğudur. Yasama, yürütme ve yar­
gı organları kendilerine verilen gücü kullanırken, bir yandan
da birbirlerini sınırlandırmış ve denetlemiş olurlar. Böylelikle
özgürlüklerinin teminatı sağlanmış olur.42
Kuvvetler ayrılığın temel hak ve özgürlükler için bir temi­
nat olduğu düşüncesine karşın, kimi düşünürler, kuvvetler ay­
rılığına eleştiri getirmişlerdir. Bu eleştirilere birkaç madde ile
kısaca değinmek istiyoruz:
1 . Kuvvetler ayrılığına göre ulusal egemenlik üç organa ve­
rilmektedir. Oysa ki ulusal egemenliğin bölünüp parça­
lanabileceği nasıl düşünülebilir? Bu eleştiri, J.J. Rousse­
au'dan gelmiştir.43
2. Kuvvetler ayrılığı, hiçbir yerde tam olarak gerçekleş­
memiştir. Kuvvetler arasındaki işbirliği de kuvvetler ay­
rılığı olarak yorumlanamaz.44
3. Totaliter düşünce taraftarlarından gelen bir eleştiriye göre
kuvvetler ayrılığı düşüncesi XVIII. yy.'ın bireycilik akı-

41 Akuı, A.g, e., s.: 148 -150; Göze, A.g.e., s.: 218 vd.; Akbay, A.g.e., s.: 209-210; Okan­
dan. A.g.e., s.: 577-579; Sarıca, Murat: Siyasi Oiişiiııce Tnrilıi, s.79-80, Gerçek Y.,
lst., 1980; Özçelik, A.g.e., s.: 283.
42 Arsel, A.g.e., s.: 322; Başgil, A.g.e., s.: 283.
43 Başgil, A.g.e., s.: 286; ÖZçelik, A.g.e., s.: 285; Arsel, A.g.e., s.: 324; Bizde de BMM'nin
açılışından itibaren aynı anlayış egemen olmuştur.
44 Başgil, A.g.e., s.: 292; Özçelik, A.g.e., s.; 286
Anayasa Kavramı 21

mından doğmuştur. Devlet otoritesini parçalamak için


ortaya atılmıştır.45
4. Bu teori, amaçladığı özgürlüklerin hiçbir zaman teminah
olamamış, bunu sağlayamamıştır.46
Uygulamada ise, kuvvetler ayrılığına yer veren veya ver­
meyen çeşitli rejimleri görmek mümkündür. Fakat genelde, kuv­
vetler ayrılığına yer vermeyen ülkelerin, totaliter devletler ol­
duğunu görmekteyiz.47 Bu prensibin genel olduğu da söyle­
nemez. Ö rneğin İsviçre' deki ulusal meclis sisteminde de kuv­
vetler birliği egemendir.48
Kuvvetler ayrılığının uygulandığı rejimlerde yasama, yü­
rütme ve yargı organları, birbirlerine bağımlı duruma sokulmuş
değildir. Her birinin görev ve yetkileri, faaliyet alanları, bir­
birlerinden ayrılmış durumdadır. Bu organlar, anayasanın
çizdiği sınırlarda faaliyetlerini sürdürürler. 49
Bu tip rejimlerde bazen aşırılığa gidildiği, kuvvetlerin bir­
birinden tamamıyla bağımsız hale getirildiği de görülmektedir.
Böyle rejimlere, kuvvetlerin bağımsızlığı rejimi de denmekte­
dir. Uygulamada başarısızlığa uğramış olan 1 791 Fransız Drek­
tuvar rejimi, bu tip rejime örnektir.50
Kuvvetler bağımsızlığına karşın, kuvvetler arasında bir or­
taklık ve dayanışmanın bulunduğu kuvvetler iştiraki(ortaklığı)
rejiminden de söz etmek mümkündür. Bu rejimin tipik örne­
ği ise ABD' deki başkanlık rejimidir.5 1

45 Başgil. A.g.e., s.: 287


46 Aldıkaçtı, Orhan: Modmı Dı·mokrıısilerde ve Tılrkiye'de Deı•let Tlaşknıılığı, s.: 43, lst.,
1 960.
47 Aran, Raymond: Deıııokrnsi ve Totnlitariznı, Çev.: V. Hatay, S.: 37 vd.; KBY., IST.,
1 976; Spitz, David: Aııtidemokratik Oiişiincc Şekilleri, Çev .: Ş. Yalçın, s.: 90vd.
MEBY., Ist., I %9; Friedrich, C.-Brezinsky, Z.: Totn/ilcr Diktatiirliik ve Otokrasi, Çev.:
Oıı;uz Onaran, Siyasi ilimler Derne�i Y. Ank., I 964.
48 Gözübüyük, A.g.c., s.: 38-40; Arsel, A.g.e., s.: 331 - 334.
49 Başgil. A.g.e., s.: 308; Özçelik, A.g.e., s.: 307
50 Özçelik, A.s.e., s.: 3l0.
51 Çam, Esat: Devlet Sist'\ııleri, s.: 83 vd., IÜIFY., 1 976.
22 Türk Anayasa Tarihi

B- KUVVETLER A YRILIGI AÇISINDAN


ANAYASALARIMIZ
1 -1 876 An ayasası
Bizde ilk uygulanan anayasa olan 1 876 Anayasasında yasam,
yürütme ve yargı birbirinden ayrı organlar elinde görülmek­
teydi. Fakat yürütme kuvvetinin başında bulunan padişah, baş­
ta vekiller heyetine olmak üzere, ayan ve nisbi olarak mebusan
meclisine de egemen durumda idi.52 Özellikle Ayan Meclisi, yal­
nızca padişahın seçtiği üyelerden oluşmaktaydı.53
Bu nedenle söylenebilir ki ilk Osmanlı Anayasasındaki
kuvvetle ayrılığı rejimi gerçekte görünüşten ibarettir. Meclis-i
Umumi'yi toplanhya çağırmak, zamanından önce toplantıya son
vermek, hatta meclisi feshetmek hakları pad işahın elindeydi.54
Yine kuvvetler ayrılığı prensibine göre yasama işlemlerinin mer­
cii yalnızca meclis olması gerekirken, bu hak da büyük ölçüde
kısıtlanmıştı.55 Meşhur 113. madde ise, padişaha, istemediği ki­
şileri sürmek yetkisini vermekteydi.
Görülüyor ki ilk anayasada kuvvetler aynlığı şekil olarak var­
dır. Gerçekte ise yetkiler fiilen padişahta toplanmış bulun­
maktaydı.
1 876 Anayasası'nın 1909'daki değişikliklerinde padişahın elin­
deki yetkiler sınırlandırılmaya çalışılmış, yasama organına
daha fazla yetki verilmiştir.56

52 Okandan, R.Galip: Amme Hukııkıınııızım Aıınlıntlnrı, s.: 1 1 8 vd., l Ü HFY., lst., 1 959;
Başgil, A.g.e., s.: 89.
53 Başgil, A.g.e., s.: 89; Okandan, A.g.e., s.: 152; Aldı kaçtı, A.g.e., s.: 201; Aynı ya­
zar: Annyn5a H ıtkııkıımıızım Gelişmesi ve 1961 Anayasası, s.: 57 vd., I Ü HFY., lst.,
1987; Akın ilhan: Tiirk Devrimi Tarihi, s.: 38, Ü çdal Neşriyat, lst., t.y.8
54 1876 Anayasası'nın 7.ve35. maddelerine bkz.
55 Başgil, A.g.e., s.: 298; Aldıkaçtı, A.g.e., s.: 59-62.
56 Akın, ilhan: Tiirk Devrimi Tnrihi, s.: 46-47; Aldıkaçtı, Orhan: Modern Demokra­
si/erde ve Tiirkiye'de Devlet Başknıılığı, s.: 201; Başgil, A.g.e., s.: 1 01-105; Okandan,
A.g.e., s.: 292 vd.; Aldıkaçtı, O.: Aııayasn Hııkukıımıızun Gelişmesi ve 1961 Aıınynsası,
s.: 69-73.
Anayasa Kavramı 23

2 - 1 92 1 Anayasası
Osmanlı Devleti, 30 Ekim 191 8'de imzalanan Mondros
Ateşkesi ile fiilen özgürlüğünü yitirmişti.
M. Kemal'in 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkmasıyla başlayan
Millf Mücadele içinde Ankara'da ulusal bir meclis toplanmış, bu
meclis, Türk Ulusu için önemli kararlar almış, egemenliğin ye­
gane sahibinin Türk Ulusu olduğunu söylemişti.
Olağanüstü şartlarda, ulusal egemenliği elinde toplamış olan
bu meclis, yasama, yürütme ve yargı erklerini elinde toplamış,
yürütme organı olarak da kendi içinden seçtiği bir kurulu gö­
revlendirmişti. Bu sistemde meclis başkanı, aynı zamanda hü­
kümetin de başkanı duruınundaydı.57
20 Ocak 1 921 Anayasasında da yanı sistem kabul edilmiş­
tir.58 Bu Anayasanın ilk maddesinde, egemenliğin kayıtsız ve
şartsız ulusta olduğu belirtiliyordu.

3-1 924 A n a y asası


1921 Anayasasında Cumhu riyete geçişi ilk d efa resmileşti­
ren değişiklik 29 Ekim 1 923 tarihinde "Teşkilat-ı Esasiye Ka­
nunu'nun bazı Mevaddının Tadiline Dair Kanun" ile yapılmıştır.
Bu kanunun 1 0. maddesi ile Cumhurbaşkanlığı kurumu ihdas
edilmiş ve Cumhurbaşkanın meclis tarafından seçileceği kabul
edi lmişti.59
1924 Anayasası'ndaki sistem, meclis hükümeti sistemi ile par­
lamentarizmi kaynaştıran bir yapıya sahiptir. 3. maddede
egemenliğin ulusta olduğu ve bu hakkını meclis yoluyla kul­
lanacağı açıklanmıştı.60 5. maddede ise meclisin, yasama ve yü­
rütme gücünü elinde bulundurduğunu açıkça belirtmişti. Asıl

57 Arsel, A.K.e., s.: 327; Aynı yazar: Tiirk Anayıısa Hııkııkıı s.: 53, Mars Mat., Ank.,
1950; Başgil, A.g.e., s.: 107-113.
58 1921 Anayasası'ııın 2, 3, 7, 8 ve 9. m11ddeleriııe bk7..
59 Metin içiııbkz.: Kili, Suna- Gözübüyiik, A.Şeref: Tiirk A11nynsn Metinleri, s.: 103,
iş Bankası Y., lst., t.y.
60 1924 Anayasası, madde: 3-4. Kili -Gözübüyük, A.g.e., s.: 1 1 1.
Türk Anayasa Tarilıi

prensip, kuvvetler birliği olduğu halde meclis, kendi içinden


yürütmeyi seçip görevlendirmekteydi.6ı

4- 1 96 1 ve 1 982 Anayasa ları


1961 ve 1982 Anayasalarında, kuvvetler birliği ilkesinden vaz­
geçilmiş, kuvvetler ayrılığı prensibi benimsenmiştir. Konumuzla
ilgisinin az olması ve özellikle 1982 Anayasasının fiilen mer'i
bulunması nedeniyle bu konuya fazla girmek istemiyorulz.
Şu kadarını belirtmek isteriz ki kuvvetler ayrılığı ilkesi ar­
tık klasik demokrasilerdeki gibi kuvvetlerin birbirlerinden mut­
lak bağımsızlığı biçiminde yorumlanmaınakta; yasama yürüt­
me ve yargı organlarının kendi aralarında bir işbirliği olarak de­
ğerlend iri! ınekted i r.
Özellikle çok partili siyasal yaşamda iktidara egemen olan si­
yasal parti, yasama ve yürütme güçlerini büyük ölçüde elinde bu­
lundurmaktadır. Bununla birlikte, A.B.D. örneğinde olduğu
gibi, bu kuvvetlerin fiilen ayrıldığı rejimler de yok değildir.62

61 Özçelik, A.g.e., s.: 304; Ba şg i L A.g.c., s.: 443; Aldıkaçtı, A.g.e., s.: 91 03; Arsel, 1 1-
hiln: Tiirk Aııııyıısıı Hııkııku s.: 80-84; Tunaya, A.g.e., s.: 334.
62 Bu konuda Aldıkaçtı'nın, Ozçelik'in ve Gözübüyük'ün işaret ettiğimiz eserle­
rinde bilgi bulunilbilir. Yine bkz.: Yüce, Turan Tııfmı: A1111y11s11 Degişikligi Do/11-
yısıy/11 1924-1961 A1111yas11sı Arnsmd11 Temı•I Y11pıl11r Yiiııü11de11 Bir K11rşıl11ştır11111 ve
ôullik/e D11ırrşf11y Mı'Selesi, Erzurum, 1 971; O� tay, Cemil: "Kuvvetler Ayrılığı il­
kesinin Yargı Acısından Anlamı ve Türkiye Orne!';i'', Aıı11y11s11 Yargısı Dergisi, s.:
215 Anayasa Mahkemesi Y. Ank., 1 984; Tanilli, Server: Dro/ef ve Demokrnsi, s.:
381. 1982 Anayasasının "Başlangıç" bölümünde, kuvvetler ayrılı�ı ilkesi açık­
ça belirtilmiş ve gerekçesi gösterilmiştir.
BİRİNCİ BÖLÜM

Anayasa Hareketlerimizin
Tarihçesi

I- OSM A N L I D E V L E T İ N İ N
YÖNETİM BİÇİMİ
Osmanlı devlet sistemi, hükümdarlığının irsen intikal etti­
ği bir saltanat ile buna bağlı kurumların oluşturduğu monar­
şik ve teokratik bir yapıyı ifade eder. 1
Saltanat kurumu ile diğer merkez örgütlerini şöyle sırala-
yabiliriz:
A-PADlŞAH VE SARAY
B-VEZlRLlK VE DİVAN-I HUMAYUN
C-YARGI ÖRG ÜTÜ
0-lLMlYE ÖRG ÜTÜ
E- ASKERİ ÖRGÜT
F- MALİYE ÖRGÜTÜ2

Monarşi, Yunanca'daki 'monos"(tek) ve"arhein " (komuta etmek) süzcüklerinin


birlt>şmesiyle oluşan bir terimdir ve tek kişinin yönetimi anlamına gelir. Teokra­
si ise, "theos" (fann) ve ''kratein" (hükmetmek) sözcüklerinden oluşur, egemenlil\in
Tanrıya yahut Tanrı iradesine dayanmasını ifade eder. Bkz.: Sosyal, Mümtaz: A11a-
11asıı Hııkııkımıı Giriş, s.: 15-16, AUSBFY., Ank., 1 968; Gözübüvük, A. Şeref: Aıııı­
yasa Hukukıı, s.: 95, S Y., Ank., 1 986; Arsel, ilhan: Teokratik Devİet A11/ııyış111dıı11 De­
mokratik Dt'Vlcl A11lnyış111n, s.: 6-19, AÜHFY., Ank., 1975; Berkes, Niyazi: Tiirkiye'de
Çngdnşlnş11111, s.: 22-24, Dol\u Batı Y., lst., 1978; Tunaya T. Zafer: Siıınsi Müesseseler
·

ve A nııvasıı Hııkııku, s.: 223 vd., IÜHFY., lst., 1 975.


2 Uzunç�rşılı, l. Hakkı: Osmnıılı Dl'ııleliııin MITkl'Z ve Bnlıriye Teşkilatı, s.: 1 vd., lTKY.,

You might also like